ar -ge - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/tezler/ts02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma...

175
T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MALİYE ANABİLİM DALI TÜRKİYE'DE EKONOMİK BÜYÜMEYE KATKISI YÖNÜYLE ARAŞTIRMA-GELİŞTİRME HARCAMALARI: AVRUPA BİRLİĞİ İLE KARŞILAŞTIRILMASI Cengiz YILDIRIM 1330214067 YÜKSEK LİSANS TEZİ Danışman Dr. Öğr. Üyesi Dilek GÖZE KAYA ISPARTA 2018

Upload: others

Post on 23-Sep-2019

13 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

T.C.

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

MALİYE ANABİLİM DALI

TÜRKİYE'DE EKONOMİK BÜYÜMEYE KATKISI YÖNÜYLE

ARAŞTIRMA-GELİŞTİRME HARCAMALARI: AVRUPA BİRLİĞİ

İLE KARŞILAŞTIRILMASI

Cengiz YILDIRIM

1330214067

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

Dr. Öğr. Üyesi Dilek GÖZE KAYA

ISPARTA – 2018

Page 2: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda
Page 3: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda
Page 4: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

iii

(YILDIRIM, Cengiz, Türkiye'de Ekonomik Büyümeye Katkısı Yönüyle

Araştırma-Geliştirme Harcamaları: Avrupa Birliği İle Karşılaştırılması, Yüksek Lisans

Tezi, Isparta, 2018)

ÖZET

Araştırma ve geliştirme (Ar-Ge), insan, kültür ve toplum bilgisinden oluşan bilgi

dağarcığının arttırılması ve dağarcığının yeni uygulamalar tasarlamak üzere

kullanılması için sistematik bir temelde yürütülen çalışmalardır. Ar-Ge olarak

adlandırılan kavram öncelikle araştırmayı yani bulunmamış bilgiyi ya da ürünü bulmayı

sonrasında ise bulunan bilgi ve ürünü geliştirmeyi içermektedir.

Günümüzdeki bilim ve teknolojideki ilerleme tüm yaşantımızda köklü

değişimlere neden olmuştur. Artık emek yoğun üretimlerin yerini Ar-Ge ve inovasyon

kavramlarına bağlı teknolojiye dayalı ürün ve süreçlerden almıştır. Toplumlar artık

sermaye ve işgücü üretimi ifadesinden, bilgi ve teknoloji üretimine geçiş yapmıştır. Bu

geçişin önemli nedeni, var olan ve öğretilenlerin dışında, insanoğlunun incelemeye,

araştırmaya, keşfetmeye ve uygulamaya yönelik merakı, hayata daha bilinçli bakmasına,

ekonomik olmasına, zamanı daha iyi değerlendirmesine yönelik bilgiyi bulmasına ve

bunu en son noktaya kadar geliştirmesine fırsat sağlamış olmasıdır. Ar-Ge, tüm bu

oluşumları içinde barındırmaktadır.

İnovasyon ve teknolojik gelişmeler ülkelerin ekonomik ve sanayi yapısını

etkilediği gibi, sosyal ve siyasi yapısını da etkilemektedir. Bu nedenle bütün ülkeler

bilim teknoloji politikalarını bir sistem olarak ele almakta ve küreselleşen teknolojiye

sahip olabilmek için Ar-Ge'ye büyük önem vermektedirler. Gelişmiş ülkeler, Ar-Ge

harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içerisindeki oranına ve Ar-Ge faaliyetlerinde

istihdam ettikleri araştırmacı sayısı gibi göstergelerle birbirlerine rekabet üstünlüğü

sağlamaya çalışmaktadırlar.

Tüm bu açıklamalar ışığında, tez çalışmamızda Ar-Ge ve ekonomik büyüme

arasındaki ilişkiye; inovasyon ve ulusal inovasyon sistemine ve inovasyonun motor

gücü olan Ar-Ge ile büyüme arasındaki ilişkiyi açıklayan teorilere değinmek ve Avrupa

Birliği(AB) ve Türkiye'deki Ar-Ge göstergeleri karşılaştırılarak bir değerlendirme

yapılacaktır.

Anahtar Kelimeler: Ar-Ge, İnovasyon, Ekonomik Büyüme, AB Ülkeleri

Page 5: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

iv

(YILDIRIM, Cengiz, Research and Development Expenditures Contribution to

the Economic Growth in Turkey Direction: Comparison With European Union, Master

Thesis, Isparta, 2018)

ABSTRACT

Research and development (R & D) is the work carried out on a systematic basis

to increase the knowledge store which is consist of human, cultural and society and to

use this knowledge store to design new applications. The concept that includes research

and development studies, called R & D, involves primarily research, namely the

discovery of unknown information or products then the development of this information

and products.

Today's progress in science and technology have caused radical changes in our

entire lives. Now, labor-intensive productions are replaced by technology-based

products and processes linked to R & D and innovation concepts. Societies have now

shifted from the expression of capital and labor force production to the production of

information and technology. The important reason for this transition is that it has the

opportunity to find out the information about the curiosity of mankind to examine,

investigate, explore and apply, apart from existing and taught, to make life more

conscious, to be more economical, to better evaluate time and it is the opportunity to

develop it to the last point. R & D covers all these formations.

Innovation and technological developments affect the economic and industrial

structure of the countries as well as their social and political structure. For this reason,

all countries treat science technology policies as a system and attach great importance to

R & D in order to have globalized technology. Developed countries are trying to

provide competitive advantage to each other, such as the ratio of R & D spending in

GDP and the number of researchers employed in R & D activities.

In the light of all these explanations, in this thesis, it will be adressed that

relation between R & D and economic growth; theories describing the relationship

between innovation and national innovation system and between innovation and R & D,

the engine power of innovation and an evaluation will be made by comparing the R & D

indicators in the European Union (EU) and Turkey.

Keywords: R & D, Innovation, Economic Growth, EU Countries

Page 6: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

v

İÇİNDEKİLER

TEZ SAVUNMA SINAV TUTANAĞI .......................................................................... i

YEMİN METNİ .............................................................................................................. ii

ÖZET ............................................................................................................................... iii

ABSTRACT .................................................................................................................... iv

İÇİNDEKİLER ............................................................................................................... v

TABLO DİZİNİ ............................................................................................................. vii

ŞEKİLLER DİZİNİ ..................................................................................................... viii

GRAFİK DİZİNİ ............................................................................................................ ix

KISALTMALAR DİZİNİ .............................................................................................. x

ÖNSÖZ ............................................................................................................................ xi

GİRİŞ ............................................................................................................................... 1

BİRİNCİ BÖLÜM

EKONOMİK BÜYÜME TEORİLERİ

1.1. EKONOMİK BÜYÜME KAVRAMI .................................................................... 4

1.2. EKONOMİK BÜYÜME TEORİLERİ .................................................................. 5

1.2.1. Merkantilizmde Büyüme ................................................................................. 6

1.2.2. Fizyokratlarda Büyüme.................................................................................... 7

1.2.3. Klasik Büyüme Teorileri ................................................................................. 8

1.2.3.1. Adam Smith (1723-1790) ve Ekonomik Büyüme .................................... 9

1.2.3.2. Thomas R. Malthus (1766-1834) ve Ekonomik Büyüme ....................... 12

1.2.3.3. David Ricardo (1772-1823) ve Ekonomik Büyüme ............................... 15

1.2.4. Marksist Büyüme Teorisi............................................................................... 17

1.2.5. Schumpeter Büyüme Teorisi ......................................................................... 21

1.2.6. Keynesyen Büyüme Teorisi ........................................................................... 23

1.2.7. Post Keynesyen Büyüme Teorisi (Horrod-Domar Modeli) ........................... 24

1.2.8. Neo-klasik Büyüme Teorisi (Solow Modeli)................................................. 28

1.2.9. İçsel Büyüme Teorileri .................................................................................. 32

1.2.9.1. Ar-Ge’ye Dayalı İçsel Büyüme Modelleri .............................................. 36

1.2.9.1.1. Romer Modeli ................................................................................... 36

1.2.9.1.2. Grossman ve Helpman Modeli ......................................................... 39

1.2.9.1.3. Aghion ve Howitt Modeli ................................................................. 41

1.2.9.2. Lucas’ın Beşeri Sermaye Modeli ............................................................ 42

1.2.9.3. Barro’nun Kamu Politikası Modeli ......................................................... 45

1.2.9.4. Üç Modelin Birlikte Ele Alınması .......................................................... 46

İKİNCİ BÖLÜM

AR-GE HARCAMALARI VE İNOVASYON (YENİLİKÇİLİK)

2.1. ARAŞTIRMA-GELİŞTİRME TANIMI VE KAPSAMI ..................................... 48

2.1.2. Ar-Ge Harcamalarının Amaçları ................................................................... 52

2.1.3. Ar-Ge Harcamalarının Önemi ....................................................................... 53

2.1.4. Ar-Ge Harcamaları ve Ekonomik Büyüme Literatür Taraması ................. 56

2.2. İNOVASYON (YENİLİK-YENİLİKÇİLİK) ...................................................... 60

Page 7: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

vi

2.2.1. İnovasyon Kavramı, Tanımı .......................................................................... 60

2.2.2. İnovasyonun Türleri ....................................................................................... 69

2.2.3. İnovasyonun Önemi ....................................................................................... 72

2.2.4. Ulusal İnovasyon Sisteminin Tanımı ve Genel Çerçevesi............................. 75

2.2.4.2 Ulusal İnovasyon Sisteminin Ülkeler ve Toplumlar İçin Önemi ............. 84

2.2.4.3 Ulusal İnovasyon Sistemlerinde Devletin Stratejik Rolü......................... 87

2.2.4.4 Ulusal İnovasyon Sistemi İçerisinde Ar-Ge’nin Yeri .............................. 89

2.3. TÜRKİYE'DE BİLİM VE TEKNOLOJİ POLİTİKALARININ GENEL

DEĞERLENDİRİLMESİ ............................................................................................ 94

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

AB LİZBON STRATEJİSİ VE AB 2020 STRATEJİSİ

3.1. AVRUPA BİRLİĞİ'NİN TANIMI VE KAPSAMI ........................................... 100

3.2. AB'NİN YENİLİK POLİTİKALARI ................................................................. 101

3.2.1. Lizbon Stratejisi (2000-2010) ...................................................................... 103

3.2.2 Avrupa 2020 Stratejisi (2010-2020) ............................................................. 108

3.2.2.1 Bilgi Temelli Büyümeyle Değer Yaratılması ........................................ 109

3.2.2.2 İnsanları Kapsayıcı Toplumları Güçlendirmek ...................................... 110

3.2.2.3 Rekabetçi Bütünleşik ve Daha Yeşil Bir Ekonomi Yaratmak ............... 111

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

TÜRKİYE VE AB'DE AR-GE HARCAMALARININ KARŞILAŞTIRLMASI

4.1. TÜRKİYE'DE AR-GE HARCAMALARI ........................................................ 114

4.2. AB'DE AR-GE HARCAMALARI .................................................................... 126

4.3. TÜRKİYE VE AB'DE AR-GE HARCAMALARI ............................................ 131

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME ............................................................................. 142

KAYNAKÇA ............................................................................................................... 147

ÖZGEÇMİŞ ................................................................................................................. 162

Page 8: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

vii

TABLO DİZİNİ

Tablo 1: Profesyonel Olan Ar-Ge Birimlerinin Faaliyetleri; .......................................... 51

Tablo 2: Ar-Ge Faaliyetlerinin Aşamaları; ..................................................................... 52

Tablo 3: Ar-Ge'nin Önemi .............................................................................................. 56

Tablo 4: Ar-Ge Harcamalarının Ekonomik Büyüme İlişkisine Yönelik Çalışmalar ...... 58

Tablo 5: Türkiye ve AB Ülkelerindeki Ar-Ge Harcamaları 2003-2015 ....................... 133

Tablo 6: Türkiye ve AB Ülkelerindeki Tam Zamanlı Eşdeğer (TZE) Toplam

Araştırmacı, Toplam Ar-Ge Personeli ve Bin Kişi Başına Toplam İstihdam

Karşılaştırılması 2010-2015 ............................................................................ 139

Page 9: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

viii

ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil 1: İçsel Büyümenin Belirleyicileri ......................................................................... 35

Şekil 2: İçsel Büyümenin Sınıflandırılması .................................................................... 47

Şekil 3: Ar-Ge Harcamaları ve Ekonomik Büyüme Arasındaki İlişki ............................ 57

Şekil 4: Teknolojik Değişim Süreci ................................................................................ 65

Şekil 5: Sistematik İnovasyon Süreci .............................................................................. 68

Şekil 6: İnovasyon Ölçüm Çerçevesi .............................................................................. 72

Şekil 7: İnovasyonun Tanımı ve İktisadi Birimler Açısından Önemi ............................. 74

Şekil 8: Ulusal İnovasyon Sisteminde Aktörler Ve Bu Aktörler Arasındaki

Bağlantılar ......................................................................................................... 82

Şekil 9: Türkiye’de Ulusal İnovasyon Sisteminin Başlıca Aktörleri .............................. 83

Şekil 10: İnovasyonda Devletin Rölü ............................................................................. 89

Page 10: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

ix

GRAFİK DİZİNİ

Grafik 1: Ar-Ge Harcamalarının GSYİH'ya Oranı (%) ................................................ 116

Grafik 2: Gerçekleştirilen Sektörler Bazında Ar-Ge Harcamalarının Oranı (%) .......... 118

Grafik 3: Gerçekleştirilen Sektörler Bazında Ar-Ge Harcamaları ................................ 119

Grafik 4: Finans Kaynağına Göre Ar-Ge Harcaması Oranı (%) ................................... 121

Grafik 5: Tam Zamanlı Eş Değer Ar-Ge İnsan Kaynağı .............................................. 123

Grafik 6: Ar-Ge İnsan Gücü Oranı (%)......................................................................... 124

Grafik 7: TZE Toplam Araştırmacı 1000 Kişi Başına Toplam İstihdam ...................... 125

Grafik 8: AB'de Ar-Ge Harcamaları 2003-2009 ........................................................... 127

Grafik 9: AB'de Ar-Ge Harcamaları 2010-2015 ........................................................... 128

Grafik 10: AB'de Tam Zamanlı Eşdeğer (TZE) Toplam Araştırmacı Sayısı ............... 129

Grafik 11: AB'de Tam Zamanlı Eşdeğer (TZE) Toplam Ar-Ge Personeli ................... 130

Grafik 12: AB'de Tam Zamanlı Eşdeğer (TZE) Bin Kişi Başına Toplam İstihdam

2010-2015 ................................................................................................... 131

Page 11: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

x

KISALTMALAR DİZİNİ

Tez çalışmamızda, genelde kısaltmaların kullanımından kaçınılmaya

çalışılmıştır. Buna rağmen bilgi verme ihtiyacının hissedildiği uygun yerlerde

kısaltmalara açıklamalarıyla birlikte başvurulmuştur. Ancak çok bilinen bazı kısaltmalar

açıklamasız olarak kullanılmış olup, bunlar aşağıda verilmektedir.

AB Avrupa Birliği

AR-GE Araştırma ve Geliştirme

AB 28 Avrupa Birliği Üyesi 28 Ülke

a.g.e. Adı geçen eser

a.g.m. Adı geçen makale

a.g.t: Adı geçen tez

BTYK Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu

BİLTEN Bilgi Teknolojileri ve Araştırma Merkezi

DPT Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı

GSMH Gayri Safi Milli Hasıla

GSYİH Gayri Safi Yurtiçi Hasıla

KOBİ Küçük ve Orta Boy İşletmeler

KOSGEB Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi

Başkanlığı

OECD Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü

SDÜ Süleyman Demirel Üniversitesi

TEKMER Teknoloji Geliştirme Merkezi

TUBİTAK Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu

TTGV Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı

TÜİK Türkiye İstatistik Kurumu

TGB Teknoloji Geliştirme Bölgesi

UBİM Ulusal Bilgi Merkezi

UBTYS Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik Strajesi

UİS Ulusal İnovasyon Sistem

Page 12: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

xi

ÖNSÖZ

Aile ve iş yaşantımın yoğun temposu altında birlikte götürdüğüm tez

çalışmalarımı tamamlayabilmem için bana her konuda yardımcı olan, böylesine güncel

bir konu seçmemi ve çalışmamı sağlayan, tez süreci içerisinde diğer işlerim dolayısıyla

zaman zaman göstermiş olduğum gecikmeleri büyük bir anlayışla karşılayan ve tez

konumla ilgili yapıcı ve olgunlaştırıcı eleştirileri ile ortaya çıkan zorlukları aşmamı

sağlayan danışman hocam Dr. Öğr. Üyesi Dilek GÖZE KAYA'ya, tez süreci boyunca

beni her zaman destekleyen ve tezle ilgili kaynak bulma konusunda sıkıntı yaşadığım

zamanlarda yardımlarını esirgemeyen SDÜ Maliye Bölümü Hocam Dr. Öğr. Üyesi

Ceyda ŞATAF'a, tezimin düzenleme aşamalarında yardımcı olan değerli arkadaşım

Leyla GÜR'e, tezim ile ilgili çalışmalarımı bıkmadan sabırla ve dikkatle dinleyerek hep

yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda

olan sıkıntılı zamanlarımda çalışmamı tamamlamamda desteğini benden hiç

esirgemeyen değerli eşim Zerrin YILDIRIM’a ve son olarak da eğitim hayatım boyunca

maddi ve manevi desteklerini esirgemeyerek beni hep destekleyen aileme sonsuz

teşekkürlerimi sunarım.

Yaptığım bu çalışmanın ilerde yapacaklarım için bir başlangıç olması dileği ile...

Page 13: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

1

GİRİŞ

Günümüzdeki bilim ve teknolojideki ilerleme tüm yaşantımızda köklü

değişimlere neden olmuştur. Artık emek yoğun üretimlerin yerini Ar-Ge ve inovasyon

kavramlarına bağlı teknolojiye dayalı ürün ve süreçlerden almıştır. İktisatta üretim

faktörleri olan sermaye, işgücü, hammadde kavramlarına bilgi de eklenmiştir.

Teknolojik bilgi ve olanaklara sahip ülkeler, diğer ülkelere göre rekabet üstünlüğü

sağlamakta ve ekonomik olarak güçlerini arttırmaktadırlar.

Ar-Ge’ye dayalı içsel büyüme modellerinde büyümenin motoru Ar-Ge olarak

kabul edilmiş; böylelikle Ar-Ge harcamaları içsel büyüme modellerinde yerini almıştır.

Özellikle günümüzde hem özel sektör, hem de kamu sektörü Ar-Ge harcamaları

üzerinde önemle durmuştur. Ar-Ge harcamalarının inovasyon, verimlilik ve özellikle de

ekonomik büyüme üzerinde önemli bir rol oynadığı yönünde geniş bir literatür

bulunmaktadır.

Ülkeler arasındaki rekabetin hız kazandığı günümüz şartlarında ülkelerin

ekonomik ve sosyal kalkınma hedeflerine ulaşmaları için bilim ve teknoloji

politikalarının önemi epey bir artmıştır. Bir ülkenin refah düzeyinin artması, rekabet

edebilmesi için, Ar-Ge ve ileri teknolojiye dayalı ürün ve üretim yöntemlerini

geliştirebilmesine, bilim ve teknoloji alanında gösterdiği başarıya bağlıdır. Ar-Ge

çalışmalarının ülke büyümesine pozitif etki yaptığı literatürdeki birçok çalışmada yer

almıştır.

Günümüzde ülkeler ve firmalar için, verimlilik ve rekabet gücü, inovasyondan

geçmektedir. Teknolojik gelişim firma düzeyinde ve ekonominin bütününde rekabeti

sağlayan uzun dönem verimliliğin önemli bir belirleyicisidir. Sürekli gelişmelerin

yaşandığı günümüzde firmaların yaşanan hızlı ve köklü değişimler karşısında ayakta

kalabilmek ve devamlılık sağlayabilmek için firmaların ürün ve hizmetlerini

farklılaştırarak piyasaya sunmaları ve üretim yöntemlerini devamlı olarak yenilemeleri

gerekmektedir. Bu yenileme ancak teknolojik gelişim ve inovasyon sayesinde

gerçekleştirilebilecektir. İktisadi büyümeyi sağlayabilmek, uluslararası rekabet

üstünlüğü kazanmak ve ileri teknolojileri üretebilmek için inovasyonun önemi oldukça

Page 14: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

2

fazladır. Günümüzde bilgi temelli ekonomilere dayanan ülkeler yenilik üretebilme

becerilerini artırmayı amaçlayan kurumsal yapılanmalar bütünü olan ulusal inovasyon

politikalarına daha fazla ilgi göstermeye başlamışlardır.

Ülkeler için devamlı bir ekonomik büyümenin sağlanması oldukça önemlidir.

Küreselleşen dünyada büyüme yeniliklerin sayısı ile ilişkilendirilmiştir. Ülkelerin

ekonomik güçlerinin devamlı olmasının yenilik ve Ar-Ge faaliyetlerine gereken önemin

verilmesi ile mümkün olduğu görülmektedir. Gelişmiş ülkeler teknolojik anlamda ileri

olan ülkeler olarak görülmektedir. Ekonomik büyüme teknolojik gelişmelere paralel

olarak sağlanmaktadır ve bu gelişmeler Ar-Ge harcamaları sonucu olarak ortaya

çıkmaktadır. Ar-Ge harcamalarına önem veren ülkeler bilim ve teknoloji alanında

büyük ilerlemeler sağlamış ve rekabet güçlerini arttırmışlardır. Küreselleşme her alanda

rekabeti yaratmıştır. Firmaların varlıklarını kârlı bir şekilde devam ettirebilmeleri için

yeni ürün ve teknoloji geliştirmeleri şarttır.

Ülkemizde ve birçok dünya ülkesinde Ar-Ge çalışmaları ağırlıklı olarak

üniversitelerde yapılmaktadır. Bilim merkezleri olan üniversitelerde Ar-Ge için gerekli

olan insan kaynakları ve alt yapı bulunmaktadır. Fakat en büyük ve kronik bir durum

halini alan sorunlarımızdan üniversite sanayi işbirliği tam olarak sağlanamaması

nedeniyle yapılan akademik çalışmalar pratiğe istenilen sonuçta aktarılamamıştır.

Üniversitelerde yapılan bu çalışmaların sanayiye aktarılması büyük önem taşımaktadır.

Ülkemizde bu sorunu çözmek için Teknokentler ve TEKMER1 (Teknoloji Geliştirme

Merkezleri) Modelleri ortaya atılmıştır. Bu modellere göre, akademik çalışmalar

üniversitelerden Teknokent kanunu gereği akademisyenlerin kendi şirketleri ile pratiğe

aktarılacak, TEKMER'ler aracılığıyla da finansal olarak desteklenecektir. Bu modellerin

1Sağlıklı bir Ar-Ge süreci için yüksek teknolojik altyapıya ve beyin gücüne gereksinim vardır. Bu ihtiyaç,

ülkemizde çözüm olarak değişik bir uygulama getirmiştir. TEKMER yani Teknoloji Geliştirme

Merkezleri. KOSGEB´in (Küçük ve Orta Ölçekli Sanayileri Geliştirme Başkanlığı) koordinasyonu altında

üniversitelerle, KOBİ´lerin bir araya gelip, Ar-Ge çalışmalarında ortak bir platform oluşturmaları

amaçlanmıştır. Üniversitelerin temsil ettiği beyin gücü, bilimsel çalışma ortamı, teknoloji kullanımı ve

altyapısıyla, KOBİ´lerin temsil ettiği girişimci, yaratıcı ve yenilikçi üretim gücünün bütünleşerek

KOBİ´lerin ihtiyaç duyduğu teknolojik olanaklardan yararlanmalarının yolu açılmıştır. Bu kapsamda,

Türkiye´deki belli başlı kentlerdeki birçok üniversitede TEKMER birimleri kurulmuştur. KOSGEB ile

üniversiteler arasında yapılan işbirliği çerçevesinde değişik kurumlar da bir araya gelip hem teknolojik

yardımda hem de KOBİ´lere yönelik finansal destek ve teşvik katkısı sağlamışlardır.

Page 15: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

3

yaratılması yeni Ar-Ge şirketlerinin kurulmasını sağlayacaktır. Sonuç olarak bu şirketler

hem üniversite sanayi arasında işbirliğini sağlayacak hem de bunu doğal bir sonucu

olarak ülke istihdamına katkı sağlayacaktır.

İnovasyon ve teknolojik gelişmeler ülkelerin ekonomik ve sanayi yapısını

etkilediği gibi, sosyal ve siyasi yapısını da etkilemektedir. Bu nedenle bütün ülkeler

bilim teknoloji politikalarını bir sistem olarak ele almakta ve küreselleşen teknolojiye

sahip olabilmek için Ar-Ge'ye büyük önem vermektedirler. Gelişmiş ülkeler, Ar-Ge

harcamalarının GSYİH içerisindeki oranına ve Ar-Ge faaliyetlerinde istihdam ettikleri

araştırmacı sayısı gibi göstergelerle birbirlerine rekabet üstünlüğü sağlamaya

çalışmaktadırlar.

Bu çalışmanın amacı, Türkiye'de Ar-Ge harcamalarının ekonomik büyümeye

katkısına yönelik; inovasyon ve ulusal inovasyon sistemine ve inovasyonun motor gücü

olan Ar-Ge ile büyüme arasındaki ilişkiyi açıklayan teorilere değinmek ve Ar-Ge

göstergelerinin Avrupa Birliği(AB) ve Türkiye'deki mevcut durumunu ortaya

koymaktır.

Çalışmanın ilk bölümünde ekonomik büyüme teorileri açıklanmış ve Ar-Ge ile

ekonomik büyüme modellerine değinilmiştir. İkinci bölümde, Ar-Ge ve inovasyon

genel hatlarıyla açıklanmaya çalışılmış, bu kapsamda Ar-Ge ve inovasyonun tanımı,

amaçları, ülke ve firmalar açısından önemi, iktisadi literatürdeki önemine vurgu

yapılmakla birlikte ulusal inovasyon sistemi içerisindeki Ar-Ge'nin yerine değinilmiştir.

İkinci bölümde son olarak Türkiye'deki bilim ve teknoloji politikaları genel olarak

değerlendirilmiştir. Üçüncü bölümde, Avrupa Birliği tanımlanarak Lizbon Stratejisi ve

Avrupa 2020 Stratejisine değinilmiş bu stratejiler genel hatlarıyla açıklanmıştır.

Dördüncü bölümde ise Türkiye'deki Ar-Ge harcamaları ve Türkiye ve AB'deki Ar-Ge

harcamaları birbirleriyle karşılaştırılmıştır.

Page 16: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

4

BİRİNCİ BÖLÜM

EKONOMİK BÜYÜME TEORİLERİ

1.1. EKONOMİK BÜYÜME KAVRAMI

Ekonomik büyüme, bütün ülkeler için stratejik bir politika amacı olmuştur. Bu

sebeple ekonomik büyümenin belirleyicileri ve ülkeler arasındaki ayrımlarının nedenleri

üzerine birçok çalışma yapılmış ve yapılmaya devam etmektedir. Bazı ülkelerin neden

zenginleştiği, bazı ülkelerin ise neden yoksul kaldığı sorusu gündeme geldiğinden beri

ekonomik büyüme üzerine birçok görüşün ortaya çıktığı söylenebilir2.

Büyüme kavramı, sistematik ekonomik analizin başlangıcından beri

entellektüel anlamda önemli ilgi odağı olmuştur3. Daha basit bir ifadeyle ekonomik

büyümeyi açıklarsak, ülkenin ve halkın istediği mal ve hizmetleri üretebilme gücünü

arttırmak olarak söylenebilir. Ekonominin üretim kapasitesi ve kaynaklarının ulaştığı

teknolojik düzeye dayandığından, büyüme üretim kapasitesinin genişletilmesi ve

geliştirilmesini içerir4. Büyüme temelde, bir ekonominin üretim hacmindeki meydana

gelen artış olarak ifade edilebilmektedir. Ülkedeki üretim hacmindeki artış

endekslerinden en önemlisi de GSYİH değişmelerdir 5 . Milli gelirin (MG) belirli

dönemlerinde ortaya çıkan artış olarak tanımlanan ekonomik büyümenin temel

belirleyicileri; teknolojik gelişme, beşeri sermaye, nüfus artışı, sermaye birikimi ve

istihdam artışı olarak sıralanmaktadır6.

Ekonomik büyüme ile ekonomik kalkınma kavramları literatürde birbirleriyle

karıştırılmaktadır. Fakat bu kavramlar arasında farklılıklar bulunmaktadır. Ekonomik

büyüme, bir ekonominin üretim kapasitesinde yaşanan artışları sayısal olarak

2 Işık Akgül - Selin Ö. Koç, Türkiye Cumhuriyeti Tarihinde Eğitim ve Büyüme İlişkisi: Eşik

Otoregresif Yaklaşım, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Aralık 2011, Cilt:13, Sayı:2, s.9 3 Nihal Yener Ercan, İçsel Büyüme Teorisi: Genel Bir Bakış, Planlama Dergisi, s.129.

http://www.kalkinma.gov.tr/Documents/ercanny.pdf, (11.04.2016) 4Pınar Yardımcı, İçsel Büyüme Modelleri ve Türkiye Ekonomisinde İçsel Büyümenin Dinamikleri,

Selçuk Üniversitesi Karaman İ.İ.B.F Dergisi, Sayı:10, Yıl: 2006, s.98. 5Hasan Alp Özel, Ekonomik Büyümenin Teorik Temelleri, Çankırı Karatekin Üniversitesi İ.İ.B.F.

Dergisi, Cilt:2, Sayı:1, Yıl:2012, s.64. 6Akgül - Koç, a.g.m., s.1.

Page 17: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

5

gösterirken, ekonomik kalkınma kavramı ise ekonomik olaylarla birlikte siyasal, sosyal,

politik ve kültürel olayları da kapsar. Kalkınma sosyal ve ekonomik yapılardaki

değişikliği içermektedir. Kalkınmada, sosyal ve ekonomik yapı değişikliği zorunlu

olmakla birlikte yeni yapılanma içinde toplumun belli bir grubunun yanı sıra bölgenin

hepsinin artan refahtan pay alarak refah düzeyinin dengeli dağılımının sağlanması

gerekmektedir. Aslında kalkınma, sosyal sorunları çözerek büyümedir. Kalkınmanın

öncelikli amacı, insanlara daha iyi yaşam standardı sağlamak ve ekonomik olanakları bu

alanlarda kullanmaktır7. Daha geniş bir ifadeyle, iktisadi kalkınma; herkesin temel hak

ve adalet, sağlık, güvenlik, istihdam ve eğitim hizmetlerine ve bilgi kaynaklarına hızlı

kolayca ulaşılabildiği, piyasa koşullarının herkes için adil bir şekilde işlediği, cinsiyet

ayrımı gözetilmeden, katılımcı, demokratik ve kültürel dönüşümlere açık, saydam/hesap

verebilir yönetim yapılarına sahip, sorun çözme yeteneği gelişmiş, toplumsal anlamıyla

tüm dezavantajlı olan grup ve tabakaların ortadan kalktığı, doğal kaynakları koruyan ve

geliştiren, insanların geleceğe güvenle baktığı toplum olarak ifade edilmiştir8.

Ekonomik büyüme gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler açısından önemli bir

konudur. Fakat gelişmiş ülkelerdeki ekonomik büyüme, reel GSYİH’nın yıllar itibariyle

değişimine önem verir. Gelişmekte olan ülkelerde ise, ekonomik büyümeden ziyade,

ekonomik kalkınmaya önem verilmektedir. Kalkınma, ekonomik büyümeyi kapsamakla

birlikte, ekonomik büyümeyle beraber toplumdaki gelir dengesizliklerinin azaltılması,

işsizliğin azaltılması, sosyal ve ekonomik kurumların yenilenmesi gibi ekonomik

olduğu kadar siyasal ve sosyal alanları kapsamaktadır9.

1.2. EKONOMİK BÜYÜME TEORİLERİ

Bir ülkenin refah seviyesindeki artışın en önemli göstergelerinden biri olan

ekonomik büyüme olgusu, iktisatçıların üzerinde sürekli tartıştığı bir konudur.

7Semih Aktuğ, Kavramsal Açıdan Ekonomik Büyüme Ekonomik Kalkınma ve Bölüşüm İlişkileri,

s.8.

http://kisi.deu.edu.tr//asuman.altay/KAVRAMSAL%20A%C3%87IDAN%20EKONOM%C4%B0K%20

B%C3%9CY%C3%9CME%20EKONOM%C4%B0K%20KALKINMA%20ve%20B%C3%96L%C3%9

C%C5%9E%C3%9CM%20%C4%B0L%C4%B0%C5%9EK%C4%B0LER%C4%B0.pdf, (15.03.2008) 8Efe Can Kılınç, İnovasyon ve Ulusal Kalkınma: AB Ülkeleri ve Türkiye Üzerine Bir İnceleme,

Yüksek Lisans Tezi, Karaman 2011, s.6. 9Özel, a.g.m., s.64.

Page 18: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

6

Geliştirilen büyüme teorileri içinde bulunulan dönemin ekonomik ve sosyal

özelliklerinden etkilenmiş ve buna göre ekonomik alanda devlete farklı görevler

yüklemiştir. Ekonomik büyüme için, devletin kimi zaman aktif rol alması gerektiği,

kimi zaman da pasif kalarak ekonomiye hiçbir müdahalede bulunmaması gerektiği

savunulmuştur. Çalışmanın bu bölümünde Ekonomik Büyüme modellerinden

bahsedilecektir.

1.2.1. Merkantilizmde Büyüme

Ekonomik olayların bütün olarak bir biriyle ilişkili ve tutarlı olarak ele alınması

merkantilizmle başlamıştır. Merkantilizm “arz (üretim) yönüne ağırlık veren” bir iktisat

teorisidir. İktisadın bir bilim dalı olarak meydana gelmesinde merkantilizmin çok

önemli katkıları vardır. Merkantilizmle birlikte iktisadi olaylarla ilgili yeni düşünceler

geliştirilmiş, para, faiz, dış ticaret, devletin iktisadi faaliyetlere müdahalesi,

korumacılıkla ilgili yeni görüşler ileri sürülmüştür. Orta Çağı takip eden bu dönemde

Orta Çağın temel özelliklerini yansıtan “doğal” ekonomi anlayışıdır. Merkantilistler,

Orta Çağ düşüncesini reddedip onun yerine daha akılcı (rasyonel) ilkeler oluşturmaya

yönelmişlerdir. Bu yönleri nedeniyle sonradan ortaya çıkacak ve gerçek politik

ekonominin kurucusu sayılan Fizyokratların öncüleri olarak kabul edilirler. Bu döneme

merkantilizm (mercantilism) ismini veren Adam Smith’tir. Ulusların Zenginliği adlı

ünlü eserinde bu dönem düşüncesini eleştirirken kullandığı bu sözcük sonradan bu

dönemin resmi adı olmuştur10.

Merkantilizm, 1450-1750 yılları arasında Batı Avrupa'da ekonomik alanda

geçerli Ortaçağ ve Fizyokrasi arasındaki dönemde gelişen iktisadi düşüncelerin

bütünüdür. Ortaçağ iktisadi düşüncesine bir tepki olarak doğan Merkantilizm, Rönesans

ve Reform hareketlerinin Batı Avrupa'da başlattığı uyanışın politik-iktisattaki

gelişimidir11. Temelde kıymetli madenler elde etmeyi amaçlayan devlet kanalıyla ticaret

ve sanayide uyulması zorunlu kaideler ve sınırlayıcı hükümler getiren, lehte ödemeler

10 Kamil Güngör, İktisadın Tarihine Kısa Bir Bakış ve Merkantilizmden Günümüze İktisadi

Düşünceler, s.4. file:///D:/TuikUser/58780530422/Desktop/kamil_gungor.pdf, (01/04/2017) 11Recep Kök, İKTİSADİ DÜŞÜNCE Kavramların Analitik Evrimi, İzmir 2000, Anadolu Matbaacılık,

s.40.

Page 19: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

7

dengesi getirmeyi zorunlu kılan, milletler arası rekabette kendi ülkesinin çıkarlarını her

şeyin üstünde gören iktisat politikasıdır12.

Değerli madenlerin hâkimiyeti esasına dayanan bu görüşte milli servet değerli

madenlerin çokluğuyla ölçülür. Başka bir özelliği de müdahaleci bir doktrin olmasıdır.

Merkantilizm'e göre devlet, iktisadi faaliyetleri belirlemeli ve yönetmelidir ve dış

ticarete önem vermelidir. Merkantilistlere göre dış ticaret, ülkeye daha çok değerli

maden girmesi için yapılmalıdır. Buradaki amaç, aktif (ihracat>ithalat) bir dış ticaret

bilançosudur 13 . Ülkelerin zenginliğinin artışı (büyümesi) ülkede var olan değerli

varlıkların (Altın ve gümüş rezervleri ) ve paranın miktar olarak artmasına bağlıdır14.

Bunun içinde devletin iç ve dış ekonomik faaliyetler üzerine yoğun bir şekilde

müdahale etmesi gerekmektedir. Devlet kıymetli madenlerin yurt dışına çıkışını

engellemelidir. Başka bir ifade ile devlet ithalatı azaltıcı ihracatı arttırıcı politikalar

uygulamalıdır15.

1.2.2. Fizyokratlarda Büyüme

İktisadi düşünce alanında bilimsel iktisadın "ilk" okulu olan Fizyokratizm

kelime olarak tabiatın egemenliği ya da doğal düzen anlamına gelmektedir. Fransa'da

17. yüzyıl sonlarına doğru merkantilist politikalarla ezilen tarım kesimi, son dönemlerde

büyük tepkiler göstermeye başlamıştır. Ezilen tarım kesimi çareyi doğaya ve köylüye

dönük bir akım başlatmada bulmuştur. İngiltere'deki tarım gelişmelerinden etkilenen

Fransa'da fizyokratlar yeni bir düşünce sistemini oluşturmuşlardır16.

Fizyokrasi, merkantilist düşünceye karşı bir tepki olarak ortaya çıkmıştır.

Fizyokratlara göre, ekonomideki temel sektör tarım sektörüdür. Çünkü tarım sektörü

ekonomide katma değer üreten temel sektördür. Dolayısıyla ekonomik büyüme ancak

tarım sektöründeki üretim artışı ile gerçekleştirilecektir. Tarım ile toprağa verilenden

12 Arif Özsağır, Dünden Bugüne Büyümenin Dinamiği, KMU İİBF Dergisi, Yıl:10, Sayı:14,

Haziran/2008, ss. 1-16. 13Mustafa Akbulut, Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları: Büyüme ve İstihdam İlişkisi, Yüksek

Lisans Tezi, Karaman, 2009 s.50. 14 Hasan Sencer Peker, Avrupa'da Merkantilist Uygulamalar ve Osmanlı Ekonomisi İle Bir

Karşılaştırma, Çankırı Karatekin Üniversitesi, İ.İ.B.F. Dergisi, y.2015, Cilt:5, Sayı:1, ss.1-12 15Özsağır, a.g.m., s.2. 16Kök, a.g.e., s.57.

Page 20: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

8

kat kat fazlası alınır. Bunun için büyümenin dinamiği tarımdır. Fizyokratlara göre

büyüme kendiliğinden ortaya çıkar. Fizyokratlar, devletin ekonomiye müdahalede

bulunmamasının ve fertlerin ekonomik faaliyetlerinde serbest olmasını

savunmaktadırlar. Bu özelliğiyle fizyokrasi liberal bir görüştür 17 . Bu sayede,

ekonominin işleyişi açısından gerekli olan doğal düzen kendiliğinden kurulmuş

olacaktır.

Fizyokratlar servetin kaynağını ararken Merkantilistlerden farklı olarak, servetin

mübadeleden değil, üretimden doğduğunu ileri sürmüşlerdir 18 . Fizyokratlarca diğer

faaliyetler (ticaret, sanayi) ise kısırdır, çünkü net hasıla oluşturmazlar. Kısır sınıf

hammaddelerin sadece niteliğini, ağırlığını, faydasını rengini vs. değiştirir. Yoksa tarım

gibi yoktan var etmez. Bu özellikten ötürü büyümenin dinamik faktörü tarımdır. Ayrıca

Fizyokratlara göre tek verimli alan tarım olduğuna göre vergi, sadece tarımdan

alınmalıdır. İhracat, tarımsal ürünlere dayanmalıdır. Sermaye sadece tarımsal

yatırımlarda kullanılmalıdır. Faiz, tarımsal sermayenin kazancıdır19.

1.2.3. Klasik Büyüme Teorileri

Klasik Büyüme Teorisi 1770'lerin dünyasının etkilerini taşır. O dönemde

yaşayan insanların büyük çoğunluğu çiftliklerde ya da kendi topraklarında basit aletler

kullanarak çalışmaktadırlar. Çok fazla çalışarak çok az para kazanıyorlardı20. Klasik

iktisat görüşünün temellerini Fizyokratların görüşleri oluşturmaktadır. Fizyokratların

görüşleri özellikle klasik iktisadın ortaya çıkmasında ve oluşmasında öncülük etmiştir.

Toprağın ve tarımsal üretimin ekonomik değer yaratması, Liberal ekonomi

düşüncesinin yaygınlaşması ile birlikte Fizyokratların görüşleri üretim açısından

önemini kaybetmiştir. Sanayileşme ile başlayan değişim ve görünmez el, fiyatın önemi,

devlet ve kurumların işlevleri, rekabet, mülkiyet gibi piyasa ekonomilerinin önemini

vurgulayan klasik iktisat teorisi 18. yüzyılda önemli olmaya başlamıştır. Bu bağlamda

klasik iktisat teorisi büyüme iktisadı olarak da kabul edilen ve iktisadi büyüme

17 Onur Demirel, Doğrudan Yabancı Yatırımlar, Ekonomik Büyümeye Etkileri ve Türkiye

Uygulaması, Yüksek Lisans Tezi, Isparta, 2006 s.34. 18Kök, a.g.e., s.63. 19Demirel, a.g.t., s.51. 20M. İlker Parasız, İktisadın A B C'si, 4. Baskı, Ezgi Kitapevi, Bursa 2000, s.241.

Page 21: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

9

konusunda da öncü teoridir. Klasik büyüme teorisini oluşturan birçok görüş vardır.

Fakat bunların en önemlileri özellikle Adam Smith (1723-1790), Thomas R. Malthus

(1776-1834) ve David Ricardo (1772-1823)’nun görüşlerine dayalı teorilerdir.

1.2.3.1. Adam Smith (1723-1790) ve Ekonomik Büyüme

İktisadi büyüme olgusunu inceleyen ilk iktisatçı, iktisat biliminin babası sayılan

Adam Smith’dir. İskoçyalı ekonomist ve filozof olan Adam Smith (1723-1790),

Glasgow ve Oxford Üniversitelerinde öğrenim görmüş ve daha sonra Glasgow

Üniversitesi'nde ahlak felsefesi profesörü olmuştur. Smith 1776 yılında Milletlerin

Zenginliğinin Doğası ve Nedenlerine Dair Bir İnceleme (An Inquiry into the Nature

and Causes of the Wealth of Nations) başlığını taşıyan, 1000 sayfalık, iki ciltlik bir

çalışma yayımlamıştır. Çalışma uzun başlıklı, kalın ve küresel ölçekte etki yaratmaya

aday bir kitaptı. Kitap üretim ve gelir dağılımı teorisini içermekte ve bu prensiplerin

ışığında geçmişi değerlendirmektedir. Politika uygulamalarına da yer verdiği bu kitapta

üzerinde önemle durduğu konu ekonomik büyümedir21.

İlk kez onun iktisat politikasının şu veya bu sınıfın (sanayici ve çiftçi) çıkarlarını

değil, toplumun müşterek çıkarlarını esas aldığı söylenebilir. A. Smith'e göre, eser yeni

bir dünya vaat ediyordu. Sadece altın ve gümüş biriktirmenin ötesine uzanan, zenginlik

dolu bir dünya vaadinde bulunuyordu. Üstelik bu yenidünyayı yalnızca zenginlere ve

iktidar sahiplerine değil, sıradan insana da vaat ediyordu22.

Smith, büyüme konusundaki görüşlerini ve ortaya koyduğu teorilerini ise

Milletlerin Zenginliği eserine dayalı olarak açıklamıştır. Smith ekonomik büyümeyi

açıklarken kullandığı en önemli faktörler: Sermaye birikimi, iş bölümü,

uzmanlaşmadır. Uluslararası ticaret, nüfus artışı, kurumlar ve görünmez el ve fiyatla

ilgili görüşleri ise büyümeyi açıklayan diğer faktörlerdir. Ayrıca, büyümenin kurumsal

unsurlarına yönelik düşüncesinde ise özellikle iktisadi liberalizmi savunmuştur. Kişisel

çıkarın önemli olduğu bir piyasada görünmez el olan fiyatın toplumun çıkarlarını en üst

noktaya çıkarabildiği için hükümetlerin piyasaya müdahale etmemelerini vurgulamıştır.

21Mark Skousen, İktisadi Düşünce Tarihi Modern İktisadın İnşaası, Çeviren;Mustafa Acar, Ekrem

Erden ve Metin Toprak, Adres Yayınları, Ekim 2014, Tarcan Matbaası, s.13. 22Skousen, a.g.e., s.14.

Page 22: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

10

Bu bağlamda Smith’e göre hükümetler, ancak iki görevi yapmakla

sorumludurlar. Birincisi savunma, adalet, eğitim işlerini yürütmek. İkincisi ise pazarı

genişleten ve iş bölümü, uzmanlaşmayı destekleyen köprüler, yollar, limanlar, su

kanalları gibi altyapı yatırımlarını inşa etmektir23.

Smith’in büyümenin kurumsal unsurları konusunda üzerinde durduğu diğer

önemli konu ise dış ticarettir. Smith’e göre, dış ticaret pazarı büyüterek, iş bölümünü

artırarak büyümeyi artırmaktadır. Mal ve hizmet üretmenin ve zenginliğin yollarını

araştıran Smith, iktisadi büyümenin üretim faktörleri içinde, topraktan çok sermaye

birikimi, işgücü verimliliği ve iş bölümü ile gerçekleşeceğini vurgulamaktadır. Adam

Smith Milletlerin Zenginliği’nde işbölümünü hem farklı firmaların farklı mallar

üretmeleri, hem aynı firmada çalışan işçilerin bir malın farklı kısımlarını üretmeleri

biçiminde tanımlamıştır: Adam Smith’e göre işbölümü, hem firmalar arası işbölümünü

hem firma içi işbölümünü kapsar. Smith’e göre işbölümü emeğin verimliliğini

belirlemektedir. İşbölümü arttıkça emeğin verimliliği ve işçi başına üretim miktarının da

artacağını söylemiştir24.

Adam Smith bu hususu, toplu iğne üretimindeki firma içi işbölümünün emeğin

verimliliği üzerindeki etkilerine ilişkin aşağıdaki meşhur gözlemiyle vurgulamıştır25.

İşbölümü ile ayrı bir zanaat haline gelen bu iş için yetişmemiş;(icadına, belki aynı

işbölümünün sebep olduğu) o işte kullanılan aletlerin nasıl kullanıldığını bilmeyen bir

işçi son kertesine dek çalışmakla, günde belki bir iğneyi güç yapar; yirmi iğneyi ise hiç

yapamaz. Ama şimdiki yapılış şekliyle bu iş, başlı başına bir zanaat olduktan başka,

çoğu yine ayrı birer iş olan, bir sürü kollara ayrılmıştır. İşçinin biri teli çekip gerer; bir

başkası bunu düzeltir; bir üçüncüsü keser; bir dördüncüsü ucunu sivriltir; bir beşincisi

baş geçebilmesi için tepesini ezer. Başı yapmak iki üç ayrı işlemi gerektirir. Başı tepeye

takmak ayrı bir iştir. İğneleri ağartmak bir başka iştir. İğneleri kâğıda sıralamak bile,

başlı başına bir zanaattır. Önem taşıyan iğne yapma işi, böylece aşağı yukarı on sekiz

ayrı işleme bölünmüştür. Kimi fabrikalarda, bütün bunları başka başka işçiler yapar.

23Güler Günsoy, İktisadi Büyüme, T.C. Anadolu Üniversitesi Yayın No:2898, Eskişehir Ocak 2013,

s.54. 24Erdal M. Ünsal, İktisadi Büyüme, Genişletilmiş 2.Baskı, Ankara 2016, BB101 Yayınları, Tarcan

Matbaası, s.40. 25 Adam Smith, Milletlerin Zenginliği, Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi, Çeviren:Haldun Derin,

Sunuş:Gülten Kazgan, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Kasım 2006, Altan Basım Sanayi, s.6-7.

Page 23: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

11

Ötekilerde ise aynı işçi, bunların kimi zaman ikisini üçünü birden yapar. Ben, yalnız on

işçi çalıştırdığı için, bir kısım işçilerin bu işlemlerden ikisini üçünü birden yaptıkları, bu

tür küçük bir fabrika gördüm. Pek yoksul ve bu yüzden gerekli malzemeler bakımından

kötü donatılmış olmasına karşın, işçiler sıkı çalışınca, aralarında, günde on iki libre

kadar iğne yapabiliyorlardı. Her librede, dört binden çok, orta boy iğne bulunmaktadır.

Demek, bu on iki kişi bir arada, günde kırk sekiz bini aşkın iğne yapabilmekte idi. Şu

halde, kırk sekiz binin onda birini yapan her adam, günde, dört bin sekiz iğne yapıyor

sayılabilir. Oysa birbirine bağlı olmadan, ayrı ayrı çalışsalar bu belirli iş için yetişmemiş

bulunsalardı, bunlardan her biri, günde teker teker kuşkusuz yirmi iğne, belki bir tek

iğne bile yapamayacaktı. Yani, yaptıkları çeşitli işlemlerin elverişli bölümü ve birleşimi

sonucunda şimdi başardıklarının iki yüz kırkta birini muhakkak, dört bin sekiz yüzde

birini, ihtimal ki, beceremeyeceklerdi.

İş bölümü ile emeğin verimliliğinin artmasına ve işçi başına üretim miktarının

artmasına bağlı olarak ortaya çıkan üretim artışında üç ayrı neden vardır. Birincisi, her

işçinin sadece tek bir iş ve üretim üstünde uğraşması ve yoğunlaşması nedeniyle el

becerisinin ve yatkınlığının artmasına neden olur. İkinci neden ise işçinin çalıştığı işten

başka bir işe geçtiğinde kaybettiği zamanını tasarruf ederek elde ettiği fayda üretimi

olumlu etkilemektedir. Adam Smith’e göre bir işten diğerine geçerken genellikle

yitirilen zamanın tasarrufuyla elde edilen yarar, ilk bakışta düşünülebileceğinden çok

daha büyüktür. Üçüncü neden ise işçinin işi daha kolaylaştırıp kısaltarak, verimini

artıracak makineleri ve çeşitli aletleri geliştirmesi sonucunda teknolojik ilerlemeye de

katkıda bulunmalarıdır 26 . Bir başka ifadeyle işbölümünün emeğin verimliliğini

arttırmasının üçüncü nedeni, işbölümünün teknolojik ilerlemeye yol açmasıdır. Smith’e

göre işbölümünün yol açtığı (emeğin verimliliğini arttıran) teknolojik ilerleme, her

şeyden önce imalathanelerde çalışan işçilerin yaratıcılıkları sonucunda ortaya çıkar27.

Smith’e göre toplumların zenginleşmesinin kökeninde iş bölümü, iş bölümünün

kökeninde mübadele etme eğilimi, mübadele etme eğiliminin nedeni ise bireysel

çıkardır. Smith’in büyüme teorisinde, sermaye birikimi, işbölümü, uzmanlaşma ve

26Ünsal, a.g.e., s.41. 27Ünsal, a.g.e., s.41.

Page 24: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

12

uluslararası ticaret çok önemli faktörlerdir 28 .Girişimcilerin tasarruf ve yatırımlarıyla

sağlanan sermaye birikimi, işbölümü ve uzmanlaşmaya ve bunlarla birlikte gelen teknik

ilerlemeye neden olmaktadır. Piyasanın genişlemesi, işbölümü ve uzmanlaşmanın

artması içsel ve dışsal ekonomiler yaratacak, böylece emekte, sermayenin aksine, artan

verim kanunu geçerli olacaktır. Sermaye için ise azalan verim kanunun geçerli olduğu

kabul edilmektedir. Bu durumda, kârların düşmesi girişimcilerin daha fazla tasarruf

yapmalarına neden olmaktadır. Diğer bir yandan, emekte artan verim olduğuna göre,

ücret fonlarının artması ve girişimciler arası rekabet dolayısıyla kısa dönemlerde piyasa

ücreti asgari fiziki seviyenin üstüne çıkabilecektir. Ücretlerin yükselmesi ise nüfus-ücret

ilişkisi dolayısıyla, uzun dönemde nüfusun artmasına neden olacaktır29.

Yapılan tespitlerden hareketle Smith’e göre, ekonomik büyüme kendi kendini

besleyen bir süreçtir. Bu süreç içerisine giren ekonomilerde sermaye birikimi, nüfus ve

gelir artıkça artan bir hızla yükselir. Ancak, artan verim sonuna kadar devam etmez;

kârlar nihai aşama sıfıra düşecek, sermaye birikimi ve buna bağlı olarak nüfus ve gelir

artışı duracak, böylece de ekonomi durgunluk dönemine girecektir. Bu dönemde ise,

nüfus sabittir; kâr oranı düştüğü için, net yatırım yapılamamaktadır30.

1.2.3.2. Thomas R. Malthus (1766-1834) ve Ekonomik Büyüme

Robert Thomas Malthus 1798’de, otuz iki yaşındayken, isimsiz bir çalışma olan

Nüfus Üzerine Deneme (Essay on Population)’yi yayımladı. Söz konusu deneme, özü

itibariyle yeryüzündeki kaynakların sürekli artan bir nüfusun talepleriyle başa

çıkamayacağını ileri sürüyordu. Bu düşündürücü iddia, iktisat ve siyasetin manzarasını

değiştirmiş ve kısa sürede Smith, Condorcet, Godwin ve diğer aydınlanma

taraftarlarının pozitif bakış açılarını yarıda kesmiştir. Malthus, sınırlı kaynaklar

üzerindeki baskının insanların ezici bir çoğunluğunu geçimlik sınırında tutacağını ileri

sürüyordu 31 . Avrupa tarihinde görülmemiş nüfus artışının yaşandığı bir dönemde

28Günsoy, a.g.e., s.56-57. 29Günsoy, a.g.e., s.56-57. 30 T. Bahadır Saraç, Enflasyon ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: Türkiye Ekonomisi Üzerine

Ekonometrik Bir Uygulama, Doktora Tezi, Konya 2009, s.23. 31Skousen, a.g.e., s.75.

Page 25: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

13

İngiltere'de karşılaşılan kıtlıktan dolayı böylesine nüfus sıçramalarının tehlikesini

görmüş olaya dikkat çekmiştir32.

Malthus'a göre, uygun şartlarda herhangi bir nüfus, besin maddelerinin

artışından daha hızlı bir oranda artar ve böylece zamanla kişi başına düşen besin miktarı

azalır. Bu fikrin temeli şudur: uygun şartlarda herhangi bir kısıtlayıcı faktör (salgın vb.)

yoksa nüfus geometrik dizi şeklinde artarken (2, 4, 8, 16, 32,….), besin maddeleri ise

aritmetik dizi biçiminde artar (1, 2, 3, 4, 5, …). Malthus, nüfusun serbest bırakıldığı

takdirde, her yirmi beş yılda bir kat artacağını ileri sürmüştür33. Malthus daha sonra

1803’te aynı eserinin ikinci baskısında eklemeler yaparak dengeyi sağlamak için

insanların geç evlenerek ve doğum sayısını azaltarak önüne geçebileceğini ancak, bunun

ahlak dışı önlemler olduğunu söylemektedir Her halükarda gelişmemiş toplumların

nüfus artışının devam edeceğini ve dengesizliğin artacağını söyleyerek; gıda kıtlığı,

savaş, doğal afetler, çocuk ölümleri ve hastalıklarla fazla nüfusun telef olacağını

belirtmiştir34.

Malthus’un teorisi iki önemli faktörle açıklanmaktadır. Birincisi, üretim

faktörleri içinde önemli yere sahip olan toprağın arzı sabittir. Bu nedenle tarımsal

kesimde azalan verimler kanunu işlemektedir. Artan nüfusu besleyecek toprak ve

tarımsal üretim yeterli olamayacaktır. İkincisi ise nüfus artış hızı üzerinde gelirin pozitif

etkisi olmaktadır35. Malthus, büyüme modelini nüfus ve hasıla-çıktı büyüme hızları

arasındaki uyumsuzluk üzerine inşa etmiştir. Bu uyumsuzluk nüfus artışını sınırlayan

eğilimleri doğurmaktadır. Malthus üretime daha çok arazinin sokulabilmesinin ancak

giderek artan maliyetlerle gerçekleştirilebileceğini, bu nedenle iktisadi hayatın

doğasında azalan verimler kanunun yürürlükte olduğunu öne sürmüştür36.

Malthus'a göre gıda maddelerinin artışının nüfus artışına yetişmeyeceğini

"Azalan Verimler Yasası"na dayandırarak geliştirmiştir. Bu yasaya göre toprağın

32Kök, a.g.e., s.124. 33Vedat Kaya - Ömer Yalçınkaya, Nüfus Ekonomik Büyüme Kaynağı Olabilir mi?: "En Az Üç

Çocuk" Politikasına Tarihsel Bir Bakış, Atatürk Üniversitesi İİBF Dergisi, Cilt:28, Sayı:1, 2014, s.172. 34H. Haşimi Güneş, İktisat Tarihi Açısından Nüfus Teorileri ve Politikaları, Elektronik sosyal Bilimler

Dergisi, Bahar-2009, C.8 S.126-138. 35Günsoy, a.g.e., s.59. 36Günsoy, a.g.e., s.59.

Page 26: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

14

verimi, kullanılan sermaye malları ve yeni üretim yöntemleri ile belli bir düzeye kadar

artırılabilir. Marjinal seviyeye ulaştıktan sonra yeni sermaye mallarının kullanımı

verimi daha fazla artırmayacaktır. Malthus, nüfus ile ücret düzeyi arasında da ilişki

bulunduğunu öne sürer. Nüfus artışı, emek arzını artırdığı için ücretlerin düşmesine yol

açacaktır. Ücretler işçilerin dayanabilecekleri maksimum düzeye kadar düşecektir.

Ücret düzeyinin "Asgari Geçim Düzeyi"nin altına düşmesiyle sefalet ve hastalık

artacak, dolayısıyla emek arzı azalacak, ücretler ise yeniden yükselecektir37.

Malthus’un toplam üretim fonksiyonunda reel hasıla (Y), toprak ve emek

kullanılarak elde edilir. Toprağın miktarı sabit olduğu için reel hasıla miktarı ancak

emeğe dolaylı olarak da nüfusa bağlı olarak değişmektedir.

Skousen'e göre Malthus günümüz düşüncesi üzerinde kuvvetli bir etki

bırakmıştır38:

Demografi ve nüfus araştırmalarının babası olarak kabul edilir. (Esasen,

İngiltere ilk nüfus sayımını 1801’de yapmıştır ki bu Malthus’un etkisinin bir

göstergesidir.)

İktisadî büyümenin sınırlarından söz ederek, katı nüfus kontrolünü savunan

sosyal mühendislerin akıl hocası olarak kabul edilir.

Nüfus üzerine yazdığı Deneme, kaynaklar üzerindeki nüfus baskısı nedeniyle

sefalet, ölüm, yokluk, savaş ve çevre kirlenmesinden söz eden pek çok bilim

adamı ve sosyal reformcuya hâkim olan karanlık ve kaderci görüşün altını çizer.

Charles Darwin’e evrim teorisinin ilhamını veren odur.

İlkeler ders kitabı, John Maynard Keynes’in, tüketiciler ve yatırımcıların toplam

“efektif talebindeki” değişmelerin iş çevrimlerine yol açtığı görüşüne dayanan

makro iktisat teorisini etkilemiştir.

İktisada “kasvetli bilim” şöhreti kazandıran şey, Malthus ve Ricardo’nun kaderci

kötümserliğidir.

37Güneş, a.g.m., s.134. 38Skousen, a.g.e., s.75-76.

Page 27: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

15

1.2.3.3. David Ricardo (1772-1823) ve Ekonomik Büyüme

Hollanda'dan İngiltere'ye göç eden zengin borsacı ailenin oğlu David Ricardo A.

Smith’in “Ulusların Zenginliği” eserinden etkilenerek, ekonomi ve siyasete ilgi

duymaya başlamış ve 1817 yılında kendisine ün kazandıran eseri Ekonomi Politiğin ve

Vergilendirmenin İlkeleri'ni (Principles of Political Economy and Taxation)

yayınlamıştır. Ricardo teorisini 19.yüzyıl başlarında İngiltere'nin ekonomik ve sosyal

problemlerine dayalı geliştirmiştir39.

Bu dönem, ücretlerin en az geçim düzeyinde sabitlendiği, işgücü arz ve talebinin

neredeyse dengelendiği, teknik gelişmelerin hızlandığı, tasarruf ve sermaye oluşumunun

arttığı, verimin tarımda düşerken sanayide hızlandığı bir dönemdir. Bununla birlikte,

model ne gelişmiş ülkelerin gelişme sorunlarına ne de az gelişmiş ülkelerin gelişme

sorunlarına yanıt verebilmektedir. Bir ekonomik büyüme modeli olarak

adlandırılmasına karşın, temelde uzun dönemde bölüşüm ilişkilerini açıklayan bu

modelin önemi, aslında ilk sistematik ekonomik büyüme modeli olmasında

yatmaktadır40.

Ricardo eserinde “Değer” kavramını ele almıştır. “Değer”den kastı piyasada

alınıp satılan metaların değeridir. Ricardo‟ya göre bir malın değerini o malın üretiminde

kullanılan emek miktarı belirler. Bu teori iktisat literatürüne “Emek Değer Teorisi”

olarak girmiştir41. Ricardo büyüme konusunu incelemeden önce üretim ve bölüşüm

üzerine yoğunlaşmıştır. Ricardo üretimin 3 gelir grubunun arasında paylaşılacağı

üzerinde durmuştur. Buradan hareketle üretimde üç faktörün etkili olduğu söylenebilir.

Bu faktörler;

Toprağın sahibi,

Toprağın ekimi için gerekli sermaye stokunun sahibi,

Toprağı işleyen emek sahibi

39

E.K. Hunt, İktisadi Düşünce Tarihi, Çeviren: Müfit Günay, Dost Kitabevi, Temmuz 2005, Ankara,

s.131. 40Saraç, a.g.e., s.21-22. 41Hunt, a.g.e., s.140.

Page 28: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

16

Ricardo, ekonomik büyümeyi, Rant Kuramı ve Ücret Kuramı’na dayandırarak

açıklamaktadır. Buna göre, rant topraklar arasında var olan verimlilik farkı nedeniyle

toprak sahiplerinin elde ettikleri haksız kazancı ifade etmektedir. Toprakta rant gelirini

belirleyen azalan verimlerdir. Bir ülkenin toprakları aynı kalitede olmayıp farklı

verimliliğe sahiptirler 42 . Kaliteli toprak sahiplerinin diğerleri aleyhine rant elde

etmelerine neden olmaktadır. Bu rant gelirine Diferansiyel Toprak Rantı ya da

Ricordogil Rant denilmektedir43. Ücretler ise, kısa dönemde emek arz ve talebine göre

belirlenmekte, ancak uzun dönemde bir en az geçim düzeyinde sabitlenmektedir. Bu

nedenle, kısa dönemde oluşan ücrete “piyasa ücreti”, uzun dönemde oluşan ücrete ise

“doğal ücret” denilmektedir44.

Ricardo’ya göre, uzun dönemde üretim faktörlerinin gelirden aldıkları payların

değişimine göre ekonomik büyüme ve durgunluk olmak üzere iki önemli süreç

yaşanmaktadır. Hasılanın değişmediği büyümenin durduğu bu durgunluk dönemine ise

durağan durum denilmektedir. Ricardo' ya göre üretim faktörlerinin uzun dönemde

MG’den aldığı paylardaki değişim doğrultusunda ekonomide büyüme ve durgunluk

olmak üzere iki süreç yaşanacaktır. Büyüme aşamasında kar oranları yüksek

olduğundan tasarruf ve sermaye birikimi daha fazla gerçekleşecektir. Fazla sermaye

birikimi üretim artışını teşvik edecektir. Üretimi daha çok artırma isteği ile işgücüne

olan talep artacaktır. İş gücü talebindeki artış, kısa dönemde gerçek ücretleri asgari

geçimlik ücret seviyesinin üzerine çıkaracaktır. Ayrıca ücret hadlerindeki artış nüfus

kanunu gereği nüfus artışına neden olacaktır. Nüfus artışı tarım ürünlerine olan talebi

artıracak ve üretimi teşvik edecektir. Bu şekilde ekonominin büyüme süreci devam

edecektir45.

Nüfusun artışı, tarımsal ürün talebini artıracaktır. Tarımsal üretim artışı için yeni

ve daha verimsiz toprakların işletmeye açılmasıyla rantlar artış gösterecektir. Uzun

dönemde ücretler en az geçim düzeyinde sabitlense de, nüfusun ve çalışanların sayısının

artışı toplam ücret düzeyini yükseltecektir. Böylece uzun dönemde rantların ve

ücretlerin artması nedeniyle kârlar düşecek, aşırı kârlar ortadan kalkacaktır. Sonuçta

42Hunt, a.g.e., s.134-135. 43Günsoy, a.g.e., s.62-63. 44Saraç, a.g.e., s.21-22. 45İsmail Emre Bilen, Araştırma - Geliştirme (Ar-Ge) ve Ekonomik Büyüme: Seçilmiş Gelişmekte

Olan Ülkeler Üzerine Bir Uygulama, Yüksek Lisans Tezi, Erzurum, 2010.

Page 29: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

17

yatırımlar ve sermaye birikimi duracaktır46. Diğer bir ifadeyle, üretim arttıkça toplam

rant ve toplam ücret ödemesi artar ve böylece toplam kâr azalır. Bu süreçte hasıla bir

süre sonra rant ve ücret ödemeleri toplamına eşit-toplam kâr sıfır olur ve böylece

ekonomi hasılanın artık değişmediği bir durağan duruma ulaşır47.

Diğer önemli bir teorisi ise, Mukayeseli Üstünlükler Teorisidir. Bu teoriye göre;

serbest ticaret ilkeleri çerçevesinde her ulus kendine en uygun malların üretiminde

uzmanlaşacaktır. O dönemde serbest ticaret bir ülkenin kendi üretemediği veya başka

ülkelerden daha ucuza üretemediği malları ithal etmesi halinde yararlı olacağı

düşüncesine dayanıyordu. Ricardo, mutlak üstünlük diye bilinen bu görüş yerine

“mukayeseli üstünlük” kavramını getirmiş ve ülkeler arası uzmanlaşma ve ticareti bu

yönde açıklamıştır. Böylece dış ticaret bütün taraflar için yararlı olabilecektir48.

1.2.4. Marksist Büyüme Teorisi

Karl Marx (1818-1883) bütün hayatını insan ve toplum problemleri üzerindeki

araştırmalarla geçirmiştir. Marx'ın çok kere Marksizm diye isimlendirilen düşünce ve

tahlil sistemi, diyalektik materyalizm ile birlikte tarihi ve toplumları geniş bir perspektif

içinde ele alan ve bunların hareketlerini genel ve hakim çizgileri içinde kavramaya

yönelmiş bir tarih teorisi, belli tarih dönemlerinin farklı toplum yapılarını açıklamaya

yönelmiş bir toplum teorisi ve toplumun gelişme çizgisi üzerinde belli bir aşamayı

temsil eden kapitalist toplumu tahlil ve teşhise yönelmiş bir iktisat teorisinden meydana

gelen bir bütündür49.

Karl Marx 1847-48’deki Komünist Bildiri (Communist Manifesto) ve 1867’deki

Kapital (Das Kapital) ve diğer eserleri ile yaşadığı çağdaki ekonomik dönüşümü

açıklamaya çalışmıştır. Toplamda üç cilt ve 2500 sayfadan oluşan kapitalin birinci cildi

Marx hayattayken diğer iki cildi ise, Marx'ın ölümünden sonra Engels tarafından 1885

ve 1895 yıllarında yayımlanmıştır50. Marx’ın yaşadığı bu dönem, tarım toplumundan

kapitalist topluma geçişteki sancıların yaşandığı dönemdir. Fabrikalar kurulmuş,

46Günsoy, a.g.e., s.63-64. 47Saraç, a.g.e., s.22. 48Güngör, a.g.m., s.7. 49Mehmet Selik, Marsist Değer Teorisi, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları: 484,

Ankara 1982, s.1. 50Hunt, a.g.e., s.265.

Page 30: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

18

üretimde makineler kullanılmış ve buhar enerjisine geçilmiş fakat sendikalar, sosyal

güvenlik yasaları, yaşam koşullarına uygun altyapı henüz tamamlanmamıştı. Bu

bağlamda, Marx’ın çalışmalarında klasik iktisat teorisinden daha genel bir teori

oluşturma eğilimi olsa da, ‘işçi sınıfı’nın yaşadığı bu ‘sömürü’ Marx’ın eserlerinde

siyasi eğilimlerin olmasına sebep olmuştur. Yani Marx kendine hedef olarak emeğin

sömürü üzerine kurulan kapitalist sistemi almıştır51.

Marx’ın büyüme kuramlarını daha iyi anlayabilmek için emek değer teorisini ve

artık değer teorisinin bilinmesi gerekmektedir. Marx’a göre, bir malın değeri o malın

üretiminde kullanılan emek ile ölçülür ve bu emek miktarı malların piyasadaki

mübadele değerini belirler. Ancak, kapitalistler piyasada işçiye emeğin hakiki değerini

değil, asgari fizyolojik geçim seviyesinde bulunan bir ücret ödemektedir. Böylece

kapitalistler isçileri sömürmek suretiyle kar elde etmektedir52. Emek gerçekte malın

değerinin tek belirleyicisi ise, o zaman kar ve faiz ne olacaktı? Marx kar ve faizi artık

değer olarak nitelendirdi. Böylece kapitalistler ve toprak sahiplerinin emeğin

sömürücüleri oldukları sonucuna varmak için kısa bir mantıksal adım atmak yeterliydi.

Eğer gerçekte değerin tamamı emeğin ürünüyse, o zaman sermayedarların aldığı kar ve

toprak sahiplerinin kazandığı faizin tümü, çalışan sınıfın haklı kazançlarından haksız

yere alınan artık değer olmalıydı53.

Marksist kapitalist modelde büyümeyi belirlemeyen unsur kapital (sermaye)

birikimidir. Sermaye birikimi artık değerin kapitale dönüşümüdür. Yani artık değer elde

etmek için kullanılan sermayenin büyümesi, artık değerin büyümesi ile birikimli olarak

büyümektedir. Toplam artık-değeri belirleyen unsurlar, birikimin boyutunu da

belirleyecektir. Toplam artık değeri, sömürü haddi ve kullanılan emek sayısı belirler.

Sömürü haddi, üç yolla artırılabilir.

İşçiyi daha uzun süre çalıştırarak,

Ücret haddini düşürerek

Emeğin verimini artırarak

51Demirel, a.g.t., s.38. 52Kök, a.g.e., s.244-245. 53Skousen, a.g.e., s.165.

Page 31: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

19

Emeğin verimi arttıkça artı-değer büyür ve birikim artar. Diğer taraftan birikimle

beraber sermaye stoku arttıkça emeğin verimi de yükselir. Sonuçta, kapitalist

ekonomide, birikim imkânı ile birlikte artık-değer de artan biçimde çoğalır. Sermaye

birikiminin çapını belirleyen ikinci değişken, artı-değerin kapitalistin tüketim ve birikim

arasındaki bölüşümüdür. Marx’a göre artık-değerin kapitalistin tüketimi ve birikim

arasında bölünüşünde rol oynayan etken, kar haddi değildir. Ayrıca yatırım dürtülerinin

kar veya faiz haddinden bağımsız olduğunu, yatırım arzusunun kapitalistin psikolojisi

ve toplumun yapısıyla ilgilidir54.

Marx özellikle emek değer teorisi ile D. Ricardo’dan çok şey almıştır. Marx'ın

değer kavramına getirdiği emek faktörü yorumu Ricardo'cu argümanın özünü

değiştirmemekte birlikte, ona önemli argümanlar katmıştır 55 . Marx’daki artık değer

kavramı emek değer teorisi ile yakından ilişkilidir. Fakat Marx’ın büyüme hakkındaki

görüşleri Ricardo’nun büyüme teorisinden tamamen ayrılır. Ricardo da belirli bir

noktadan sonra sermaye birikimi ve nüfus artısı kısaca büyüme sona erecek ve ekonomi

durgunluk safhasına girecektir. Sermaye birikiminin durması, azalan verim kanunu

dolayısıyla tam rekabet şartları altında normalüstü karların sıfıra inmesi yüzündendir.

Karların sıfıra inmesine karşı, rantlar yükselecektir. Nüfus, Ricardo’da Malthus’un

kanununa tabidir ve uzun dönemde ücretler, nüfus-gelir ilişkisi dolayısıyla asgari

seviyede gerçekleşecektir. Ricardo’ya göre, teknik büyüme hızı düşüktür ve durgunluk

noktasını ortadan kaldırmaz, sadece bu noktayı daha geriye atar. Karl Marx’ın

teorisinde azalan verimler yasası yer almaz, bu nedenle kâr ile rant arasında bir ayrım

yapmamaktadır. Ücret oranını belirleyen, Malthus’un nüfus kanunu olmayıp, yedek

sanayi ordusu olarak nitelendirilen iş arayanlardır. Marx’da kapitalizm dinamik bir

sistemdir ve kapitalistler arasındaki rekabet dolayısıyla sistemin kendi bünyesi gereği,

hızlı bir teknik gelişme ve sermaye birikimi yolundadır. Üretimde bulunan firmaların

sayısının artması, firma etkinliğinin de aynı oranda olmasını zorunlu kılmaktadır. Bu

nedenle üreticiler, rekabet ortamında varlıklarını sürdürmek istiyorlarsa kârlarını

yeniden artıracak yatırımlar yaparak büyüme yolunu tercih edeceklerdir. Ayrıca

kapitalist üreticiler rekabet ortamında güçlü olabilmek için emeğin verimini

arttırmaktadır. Fakat bütün kapitalist üreticiler de aynı politikayı izlemeye

54Özsağır, a.g.m., s.4. 55Kök, a.g.e., s.244.

Page 32: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

20

başladıklarında sermayenin organik bileşiminin yükselmesine neden olmaktadır. Daha

fazla sermaye kullanımı ise karların azalmasına neden olacaktır. Marx, bu süreç

sonunda kâr oranlarının azalmasını, azalan kâr oranı yasası olarak ifade etmektedir56.

Kar hadlerinin yükseltilmeye çalışılması sermayenin merkezileşmesine, işsizliğe ve işçi

sefaletinin artmasına neden olacaktır. İşçilerin sefaletinin artması ise, işçilerin ve

işsizlerin şehirlerde toplanmalarına ve ihtilal yoluyla kapitalist sistemin yıkılmasına

zemin hazırlanmasına neden olmaktadır. Diğer bir yandan, konjonktür dalgaları ve

buhranları ise gittikçe şiddetlenecektir57.

Yukarıda değindiğimiz bu sürecin açıklaması ise şu şekilde yapılmaktadır 58;

s=Artık Değer (toplam değerden, sabit ve değişir sermaye çıktıktan sonra kalan

kısım)

v=Değişir Sermaye (istihdam edilen işçilere fiilen ödenen ücretlerin toplamı)

C =Sabit Sermaye

b=Artık değer oranı veya sömürü oranı

r=Kâr oranı

c=Sermayenin organik bileşim oranı

Bu açıklamalar ışığında sistem şu şekilde işlemektedir; üretime (v +C) olarak

giren tüm sermaye, süreç sonunda artık değeri de kapsayarak (v +C +s) şekline

dönüşecektir. Öte yandan;

𝑏 =𝑠

𝑣 𝑟 =

𝑠

𝑣 + 𝐶 𝑐 =

𝑣

𝑣 + 𝐶

olarak ifade edilmektedir. Diğer bir deyişle, kâr oranı (r) ile sömürü oranı (b) ve

sermayenin organik bileşimi (c) arasında;

𝑟 =s

v + C=

s/v

C/v + v/v+

b

c + 1

ilişkisi bulunmaktadır.

56Günsoy, a.g.e., s.69-70. 57Akbulut, a.g.t., s.53. 58Kök, a.g.e., s.245-246.

Page 33: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

21

Buna göre, kapitalizm evrime uğradıkça ve teknik yenilikler üretime girdikçe bir

yandan işçinin verimi yani artık değer artmakta, diğer yandan da sabit sermayenin

önemi gittikçe daha belirgin olmaktadır. Bu gelişme yukarıdaki eşitlikler açısından

düşünüldüğünde zaman sömürü oranı (b) sabitken sermayenin organik bileşimi (c)ne

kadar büyükse, kâr oranı (r) o kadar düşecek, (c) sabitken (b) sömürme oranının artışı

oranında (r) kâr oranı da yükselecek demektir. Bu nedenle, sermayenin organik

bileşiminin (c) artması, kâr oranlarını azaltıcı bir etki yapacaktır. Böylece uzun

dönemde sermaye ve servet artarken kârın azalması ile ekonomik büyüme hızı

yavaşlayacaktır59.

Marksist kapitalist modelde, üretim araçlarının kamuya devredilmesi isçilerin

sömürülmesine engel olacak ve kamuya mal edilen artık değer işçi sınıfı adına yüksek

bir büyüme hedefinin gerçekleştirilmesine ve yine isçi sınıfının günlük ihtiyaçlarının

yahut madde refahının sağlanmasına yönelecektir. Bu ihtiyaçlar fertlerin subjektif

zevklerine göre değil devlet otoritesi tarafından objektif ölçülerle tespit edilecektir.

Böylece sosyalist sistemde refah, objektif ihtiyaçların karşılanması anlamında ve

kamulaştırma, kamu üretimi yoluyla azamileştirilecektir60.

1.2.5. Schumpeter Büyüme Teorisi

Schumpeter, teorisini 1911’de Almanca olarak yazdığı ve 1926’da ikinci baskısı

yapıldıktan sonra 1934’te İngilizce olarak yayınlanan Ekonomik Kalkınma Teorisi

(The Theory of Economic Development), 1939’da yayınlanan Konjonktür

Dalgalanmaları (Business Cycles) ve 1950’de yayınlanan Kapitalizm, Sosyalizm ve

Demokrasi (Capitalism, Socialism and Democracy) kitaplarında açıklamıştır. Bu teori

Marx’ın teorisi gibi tarihsel bir modeldir 61 . Schumpeter, Marx’dan farklı olarak

kapitalist sistemin yıkılmayıp başarı ile işleyeceğini ve sistemin yarattığı hasıla artışının

işçilerin ücretini artırarak işçi refahının da artacağını düşünmektedir. Schumpteter’e

göre, kapitalist sistemin sona ermesi ancak kapitalist sistemin yaratmış olduğu refah

artışı yani başarısı olacaktır. Refahı artmış olan işçiler ve bu sistem içindeki entelektüel

59Saraç, a.g.t., s.25. 60Akbulut, a.g.t., s.53. 61M. Scott Fıtzgerald, A New View of Economic Growth, Clarendon Press, Oxford, 1998, s. 101-2.

Page 34: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

22

sınıf kapitalist sisteme karşı ve kapitalist sermayedarlara karşı bir davranış içinde

olacaklardır. Bu atmosfer içinde kapitalist sistemi benimseyenler ve taraf olanlar

azalacak ve kapitalist sistem ihtilal olmadan sona erecektir. Bu süreçte ise kapitalist

sistem yerini sosyalist sisteme bırakacaktır62.

Teori formal bir model içermez. Modelin incelemeye değer asıl yönü Ortodoks

büyüme teorilerinin aksine yatırım ile teknik ilerleme arasında bağlantı olduğunu kabul

etmesi ve hiçbir şekilde sermaye birikiminden bahsetmeyip yerine girişimciler

aracılığıyla ‘yeni kombinasyonlar’ın büyümeye ve dalgalanmalara sebebiyet vermesini

açıklamasıdır63.

Schumpeter büyümeyi maddi (emek ve toprak) ve maddi olmayan (sosyal

organizasyon ve teknik) iki faktöre bağlamıştır. Üretim artışı, maddi faktörden ziyade

tekniğin ve sosyal organizasyonun gelişimine bağlıdır. Schumpeter, gerek toplumların

gelişmesini gerek ekonomik dalgalanmaları açıklarken girişimcileri ve teknik

ilerlemeyi, kendi ifadesi ile yenilikleri, ön plana almıştır. Schumpeter, yenilikleri, teknik

temelli, yeni kaynakların keşfi olarak tanımlamaktadır. Bir başka ifade ile hasılayı

arttıran herhangi bir değişme, yenilik olarak kabul edilmektedir64.

Bu yenilikler şu şekilde sıralanabilmektedir65.

Tüketicilerin alışkın olmadığı yeni bir ürün ya da hizmetin veya bu

ürünün yeni bir halinin piyasaya sürülmesi,

Yeni bir bilimsel buluşla meydana gelen malın ticari bir üretim metodu

ile piyasaya sürülmesi,

Daha önce girilmemiş bir sektörde önceden var olmayan yeni bir

piyasanın açılmasına neden olur,

Önceleri piyasada olmayan yeni hammadde, yarı ürün ve ürün

kaynağının piyasaya sürülmesi,

Yeni tekelci pozisyonunun yaratılması ya da tekelci pozisyonunun

bozulması gibi, herhangi bir sektörde yeni bir sürecinin oluşturulması.

62Günsoy, a.g.e., s.70-71. 63Scott Fıtzgerald, a.g.e., s.103-4. 64Özsağır, a.g.m., s.8. 65Arzu Meltem Dinler Sakaryalı, İnovasyon ve Risk Sermayesi, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, 2014,

s.185.

Page 35: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

23

Schumpeter‟e göre bu yenilikleri yapacak olan girişimcilerdir. Dolayısıyla da

büyümenin gerçek itici gücünü girişimciler oluşturmaktadırlar. Schumpeter’e göre

kapitalist düzende sosyal ortam bu tip insanların yetiştirilmesine imkân hazırladığı ve

bunların yüksek karlarına tahammül gösterildiği oranda büyüme hızlanacaktır66.

1.2.6. Keynesyen Büyüme Teorisi

Birinci Dünya Savaşı sonrası ve 1929 yılında başlayan büyük dünya bunalımı

Klasik İktisat Teorisi’nin de ileri sürdüğü ve savunduğu temel görüşleri ve teorilerini

sarsan bir dünya bunalımı olmuştur. Klasik İktisat Teorisi’ne önemli eleştirilerde

bulunan iktisatçı ise Johnard Maynard Keynes (1883-1946)’dir. Keynes 1936 yılında

Para, Faiz ve İstihdamın Genel Teorisi adlı eserinde klasik iktisatçıların savunduğu

gibi piyasa mekanizmasının otomatik olarak tam istihdamı sağlama konusunda başarılı

olamadıklarını ileri sürmüştür. Keynes eserinde yatırımların öncelikle toplam talep

üzerinde etkilerini incelemiş, yatırımların sermaye birikimi üzerindeki etkilerini

tümüyle ihmal etmiştir. Keynes’in büyüme konusundaki analizleri ise bu anlamda kısa

dönemli statik bir analizdir67.

Keynesyen görüşte ücretlerin ve fiyatların esnek olmadığı; esnek olmayan fiyat

ve ücretlerin piyasaların temizlenmesi(Piyasa mekanizmasının iyi işlemesinden dolayı

fiyatlardaki ve ücretlerdeki esneklik nedeniyle, tüm piyasalarda arz ve talebin

eşitlenmesi durumudur) önünde bir engel olduğunu söylemiştir. Keynesyen görüşe göre

temizlenmeyen piyasaların da tam istihdam dengesinin sağlanmamasına neden olduğu

iddia edilmiştir. Bu söylenen koşullar geleneksel Keynesyen görüşün en önemli

argümanları olup, ekonomideki dalgalanmalara ve dengeden sapmalara ilişkin

açıklamalarında da çıkış noktasını oluşturmaktadır. Bu nedenle Keynesyen düşüncede,

dalgalanmaların önlenmesinde veya piyasadaki etkin dengelere tam istihdam düzeyine

ulaşılmasında, devletin toplam talep üzerinde yönlendirici kararlar almasını öneren bir

düşünce olarak tanımlamak mümkün olmaktadır68.

66Özsağır, a.g.m., s.8. 67Günsoy, a.g.e., s.73-74. 68 Ekrem Erdem - Cüneyt Dumrul, Keynesyen ve Neo-Klasik Yaklaşımlarda Finansal Sistem ve

İktisadi Büyüme, Uludağ Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, Cilt:33, Sayı:2, s.49.

Page 36: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

24

Keynes, direk büyümeyi değil; daha çok durgunluk içindeki ekonomileri

durgunluktan kurtulmak için neler yapılması gerektiği üzerinde durmuştur. Bu

çerçevede Keynes'e göre durgunluktan kurtulmada harekete geçirici faktör talebin

genişlemesidir. Talep artışı, kendisinden daha büyük bir gelir artışına yol açmaktadır.

Gelirde ki bu artış, talep miktarı ile çarpan katsayısı denilen bir katsayının çarpımı

kadardır. Katsayıyı belirleyen ise tüketim eğilimi denen ΔC/ΔY oranıdır. Burada C,

tüketimi, Y üretimi ve Δ ise değişimi temsil etmektedir69.

Keynesyen düşünceler çerçevesinde, reel piyasalarda olduğu gibi, finans

piyasalarında da kamu müdahalesi artarak devam etmiştir. Keynesyen iktisadi

düşüncenin temel önerileri, Büyük Buhran’dan çıkışa yöneliktir. Keynesyen öneriler

önemli ölçüde kamu müdahalesine dayalıdır. Esasen, Keynesyen görüş en temel

anlamda kapitalizmin olağan krizlerinden en az zararla nasıl çıkılacağına dair başlatılan

bir tartışma içeriğine sahiptir.70.

1.2.7. Post Keynesyen Büyüme Teorisi (Horrod-Domar Modeli)

Keynes’in kısa dönemli analizini uzun döneme genişleten ve dinamik büyüme

sorunlarıyla uğraşan iktisatçılar ise Harrod ve Domar’dır. Roy F. Harrod 1937 senesinde

Bay Keynes ve Geleneksel Teori isimli makalesi ile Keynes’in teorisini eleştirmiştir.

1939 yılında Dinamik Teori Üzerine Bir Deneme başlıklı makalesini hazırlamasında bu

eleştirilerin etkisi olmuştur. Harrod bu makalesinde yatırım harcamalarının toplam talep

üzerine etkileri yanında üretim kapasitesi üzerinde etkisi olduğunu da hesaba katarak

büyüyen bir ekonomide piyasa sisteminin otomatik olarak tam istihdamı sağlamasının

mümkün olup olmadığını araştırmıştır. Harrod’un modeline benzeyen başka bir model

ise İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Amerikalı iktisatçı Evsey D. Domar tarafından 1946

ve1947 yılları arasında geliştirilmiştir71.

69Bilen, a.g.t., s.12. 70Erdem - Dumrul, a.g.m., s.48. 71Ünsal, a.g.e., s.83.

Page 37: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

25

Literatürde Harrod-Domar modeli olarak anılan model aslında birbirinden

farklılıklar72 içeren iki ayrı modeldir. Farklılıkların çok keskin olmaması nedeniyle iki

model birlikte anılmışlardır.

Harrod-Domar modelinin temel öngörüleri;

Sermayenin marjinal fiziki verimliliği sabittir,

Bir birim sermaye artışı çıktı miktarını aynı oranda artırmaktadır. Zira emeğin

bolluğu sebebiyle sermaye-emek oranı sabit kalmaktadır.

Çıktı düzeyi sermaye stoğunun sabit bir fonksiyonudur (Sermaye-Hasıla

Katsayısı sabit).

Sabit sermaye katsayısı ile büyüme yeni sermaye için yapılacak olan yeni

yatırım miktarı ile doğrudan orantılıdır.

Sonsuz miktarda işsizin olması fiyatları artırmadan çıktının yükseltilebileceği,

varsayımlarına dayanmaktadır73.

Harrod-Domar modeli, Keynesgil kısa dönemli yaklaşımların uzun dönemli

büyüme sürecine uyarlanması çabaları sonucu ortaya çıkmıştır. Horrod-Domar modeli,

büyüme iktisadının temelini oluşturmuştur. Harrod-Domar modeli, Keynesyen anlamda

yatırımların talep ve kapasite yaratma yönleriyle birlikte ele alınmasından ortaya

çıkmıştır. Keynes’in teorisindeki analizi kısa dönem dengesi sorunlarına yönelmekteyse

de, aynı zamanda dinamik büyüme teorisinin önemli unsurlarını da içermiştir. Bu

unsurlar, birikimin iki temel değişkeni olan yatırım ve tasarruftur. Keynes’te yatırımlar,

kısa dönem dengesinin nerede oluşacağını belirleyen, gelirden ayrı, talep yaratan bir

harcamadır. Fakat yatırımların bu vasıflarının yanında önemli bir özelliği daha vardır.

Bu özellik üretim ve çıktı kapasitesi yaratmıştır. Yatırımlar üretimin kapasitesine

yapılan bir ilave olduğu için, yalnız talep yaratıcı rolü ile var olan kapasitenin ne ölçüde

kullanılacağını belirlememekte; aynı zamanda kapasite yaratma yönüyle üretim

72 Harrod'un modeli Domar’ın modeli ile örtüşmektedir. Ancak, büyüme sürecinde yatırım-üretim

ilişkisini açıklaması, Domar modelinden farklıdır. Domar, yapılan yatırımın üretim kapasitesini ne kadar

artıracağı ve meydana gelecek gelir (talep) artışının artan bu kapasiteyi tam kullanmaya imkân verip

vermeyeceği konusunu analiz etmiştir. Harrod ise üretim ve gelir artışına bağlı olarak yatırımların ne

kadar artırılabileceğini araştırmıştır. Harrod’a göre kalkınmanın temel problemi, gelirin mevcut

tasarrufları massetmeye yetecek bir yatırım artışına imkan verecek bir düzeye çıkıp çıkmayacağıdır.

Sorun, analizlerde kullanılan araçlar bazında yorumlanırsa, Domar modelinde çarpan

mekanizması/katsayısı kullanılmış iken Harrod Modelinde hızlandıran prensibi/katsayısı kullanılmıştır. 73Ekodiyalog, Ekonomik Büyüme Modelleri, s.1.

http://www.genelteori.com/2012/08/buyume-modelleri.html (21.05.2016)

Page 38: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

26

imkanlarını da artırmıştır. Diğer bir yandan her sene aynı miktar yatırım yaparak

dengeli büyümenin sürdürülmesi olanaksızdır. Örneğin; t dönemdeki tam istihdam

gelirinin t+1 dönemdeki bütün üretimi kapsayacak hacimde bir satın alma gücünü

temsil etmez. Dengeli bir büyümenin gerçekleşmesi için, yatırımların ve gelirin bir

dönemden diğer bir döneme artan seyir izlemesi gerekir74.

Keynes ve Harrod arasındaki asıl fark büyüme alanındadır. Harrod’a göre sabit

bir büyüme oranında ekonomi dengeli büyüyebilir. Keynes’e göre ekonominin sabit bir

büyüme oranında dengeli büyümesi mucizedir. Ancak çok ciddi düzenlemeler yapılırsa

bu sonuç ortaya çıkabilecek bir durumdur. Harrod ve Domar, modellerinde esasen ülke

ekonomilerinin nasıl dengeli büyüyebileceğini ve bu büyümenin nasıl sürekli hale

gelebileceğini açıklamaya çalışmışlardır75.

Harrod-Domar'a göre büyümenin asıl sorunu; gelirin var olan tasarrufları

eritmeye yeterli bir yatırım artışına imkan sağlayacak bir seviyeye çıkıp

çıkamayacağıdır. Büyüme devamlı olarak net yatırımların yapılmasını gerektirmektedir.

Yatırımlar, gelir artışı tarafından yapıldığına göre, büyüme süreci içinde olan yatırımlar,

çıktı kapasitesinin ve çıktının artmasına neden olmaktadır. Bu da yeni yatırımların

yapılmasına yol açmıştır. Bu sürecin kesintisiz devam edebilmesi için, yatırımın

meydana getirdiği çıktı artışının (arzın) talep tarafından eritilmesi gerekmektedir.

Yatırımlardan elde edilen kapasite artışı, çoğaltan sonucunda meydana gelen talep ile

dengelendiği zaman, talep ve gelir bekleyişleri gerçekleşmiş; planlanan miktardan ne

fazlası ne de eksiği üretilmiş ve satılmış olacağından bu süreç, yatırım-tasarruf ve arz-

talep dengesinin sağlandığı bir büyüme süreci olarak meydana gelecektir. Buna ilave

olarak işgücü piyasasında devamlı olarak arz-talep dengesi sağlanıyorsa: gelir düzeyi,

istihdam, işgücü arzı ve üretim kapasitesi gibi makro bütüncül değişkenler devamlı

olarak belli ve sabit oranda artacak ve ekonomi uzun dönem durağan durum dengesine

oturarak sabit hızda büyüyecektir. Bu şartlar altında uzun dönem dengesi büyüme

dengesi haline gelecektir. Bu durum ideal bir denge durumudur. Fakat bu ideal denge

durumunda, ekonominin dengeli büyüme düzeyine ulaşması ve bunu sürdürmesi

74 İsmail Şirinler - Yılmaz Doğru, Türkiye Ekonomisi'nin Büyüme Dinamikleri Üzerine Bir

Değerlendirme, Yönetim Bilimleri Dergisi, 3:2, 2005, s.164. 75Ekodiyalog, Ekonomik Büyüme Modelleri, s.1.

https://www.ekodialog.com/Konular/ekonomik-buyume-modelleri-teorileri.html (21/05/2016).

Page 39: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

27

imkansızdır. Çünkü mal ve işgücü piyasasında aynı anda dengenin sağlanmasını

gerektirecek herhangi bir neden yoktur. Harrod, Keynes’in kısa dönemde veri üretim

kapasitesinin ve veri işgücünün tam istihdamını sağlayacak bir mekanizmanın var

olmadığı yargısına, uzun dönem tahlili açısından ulaşmıştır. Uzun dönemde tam

istihdamda sürekli ve dengeli büyümeyi sağlayacak bir mekanizma, kapitalizmde de

bulunmadığının yargısına ulaşmıştır76.

İdeal denge durumunda piyasasının verdiği sinyaller doğru olduğu halde

dengesizlik durumunda piyasa sinyalleri, girişimcileri dengesizliği artırıcı davranışta

bulunmaya yöneltecektir. Dengenin gerektirdiğinden daha fazla yatırım yapıldığı

zaman, yani beklenen büyüme oranı denge büyüme oranını aştığı zaman, dönem

sonunda talep fazlası ortaya çıkmakta; talebin büyüme oranı çıktının büyüme oranını

aşmakta ve stoklar erimektedir. Talep çıktıdan büyük olduğu için, bu girişimcilerin

gereği kadar yatırım yapmadıkları sonucuna ulaştıracak ve eriyen stokları yenilemek ve

talebi karşılamak için yatırımlar daha da artacaktır. Yatırımlar zaten dengenin

gerektirdiğinden fazla olduğu için bu artış, talebin büyüme oranını, çıktının büyüme

oranının daha da üzerine çıkaracak; ekonomi giderek denge büyüme oranından

uzaklaşacaktır. Talep fazlası başlangıçta stoklardan karşılansa bile bunun giderek

artması bu olanağı da ortadan kaldıracağı için fiyatlar sürekli olarak artmaya başlayacak

ve ekonomi enflasyon sürecine girecektir. Bu süreç içinde, her dönem sonunda arz-talep

dengesi, stok değişmeleriyle değil fiyat artışıyla sağlanacaktır. Böylece, denge büyüme

oranı bir tarafı enflasyon diğer tarafı deflasyon uçurumu olan bir bıçak sırtı denge

(kararsız denge) meydana getirmektedir. Diğer bir deyimle, kapitalist sistemin dengede

büyümesini sağlayacak bir oran var ise de bu denge, kararsız bir dengedir. Harrod-

Domar düşünce çizgisinin karakteristik ve güçlü sonucu, uzun vadede bile ekonomik

sistemde büyümenin en iyi şekilde bıçak sırtında dengede olacağıdır. Anahtar

parametrelerin büyüklüğü yatırım oranı, sermaye-hasıla oranı, işgücü artış oranı denge

noktasından yavaşça kayar, sonuç ya işsizliğin artması ya da uzun süreli enflasyon

olarak ortaya çıkar. Ancak modelin ortaya koyduğu ölçüde bir kararsızlık, kapitalizmin

tarihsel gelişiminde gözlenmiştir77.

76Şirinler - Doğru, a.g.m., s.165. 77Şirinler, Doğru, a.g.m., s.166.

Page 40: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

28

Daha kısa bir şekilde açıklamak gerekirse, Harrod ve Domar modeline göre

ekonomik büyümeyi yatırımlar belirlemekte ve yatırım miktarı artınca büyüme hızı da

artmaktadır. Tasarruf katsayısının büyük olması büyümeyi hızlandıran bir etkendir. Bu

şekilde, kısa dönem tüketimleri azaltılıp yatırımlar arttırılırsa veya dış borç alınıp

mevcut tasarruflara ilave edilirse uzun dönem büyüme hızında yükselme yaşanacaktır.

İç tasarrufların artmasıyla, ayrıca dış borç almaya ihtiyaç kalmayacak ve daha önceden

alınan borç için gerekli finansman sağlanmış olacaktır78.

1.2.8. Neo-klasik Büyüme Teorisi (Solow Modeli)

1950 ve 1960'lı yıllarda yaygın olan büyüme teorisi, Rostow'un çizgisel

büyüme teorisi idi. Rostow'un teorisini bir büyüme teorisinden çok bir

gelişme/kalkınma teorisi olarak değerlendirmek daha doğru olacaktır. Rostow'a göre az

gelişmişlikten gelişmişliğe geçişin biz dizi evreden oluştuğunu öne sürerek esas itibarı

ile bir tarihselci yaklaşım geliştirmiştir. Bu yaklaşımın temelini batı ekonomilerinin

geçirdiği tarihi evrelerden oluşturmuştur79.

Rostow ülkelerin gelişim çizgilerini tarihi tekerrür olarak açıklaması ile

gelişmiş ülkeleri örnek alan toplumların aynı süreci takip etmelerini önermektedir.

Rostow'a göre geleneksel toplumun kalkınması için belirli şartların yerine getirilmesi

yeterli olacaktır. Bunlardan en önemlisi yatırımları besleyen iç ve dış tasarrufların

arttırılmasıdır. Bu noktada ikinci dünya savaşı sonrasında Batı Avrupa Devletlerinin

yıkılan ekonomilerini Marshall yardımları ile büyümelerini gerçekleştirmişlerdir80.

Literetürde yaygın olarak Solow Büyüme Modeli olarak geçen Neo-klasik

Büyüme Teorisi; 1950'li yıllarda Robert M. Solow(1956) ve Trevar Swan (1956)

tarafından yapmış oldukları çalışmalara dayanmaktadır81.Teoriyi, Robert M. Solow’un

1956’da yazdığı Ekonomik Büyüme Teorisine Bir Katkı (A Contribution to the Theory

of Economic Growth) makalesi ile T. W. Swan’ın aynı tarihte Ekonomik Büyüme ve

78Ekodiyalog, Ekonomik Büyüme Modelleri, s.1. 79 Murat A. YÜLEK, İçsel Büyüme Teorileri, Gelişmekte, Olan Ülkeler ve Kamu Politikaları

Üzerine, Hazine Dergisi, Nisan 1997, Sayı:6, s.3. 80Burak ATAMTÜRK, Büyüme Teorileri ve IMF Politikaları, Marmara Üniversitesi, İ.İ.B.F. Dergisi,

Yıl 2007, Cilt:XXII, Sayı:1. 81İlyas ŞIKLAR - Ayten KAYA, Türkiye'de Özel Sektör Yatırımları ve İçsel Büyüme, Ekonomik

Yaklaşım Dergisi, Cilt:9, Sayı:31, Kış 1998, s.62.

Page 41: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

29

Sermaye Birikimi (Economic Growth and Capital Accumulation) başlıklı yazdığı

makalesi oluşturmaktadır. Teori önceden sadece Solow modeli olarak bilinirken daha

sonra buna Swan’ın ismi de ilave edilmiş ve Solow–Swan teorisi olarak

isimlendirilmeye başlanmıştır. Fakat teoride Solow’un ağırlığı devam etmektedir82.

Solow'un büyüme modeli aslında Harrod-Domar'ın bıçak sırtı dengesine karşı

çıkmış ve kapitalist piyasa sisteminde tek ve kararlı dengeden söz etmiştir. Neoklasik

teoride Harrod-Domar'ın varsayımı olan sabit oranlar yerine neoklasik standart üretim

fonksiyonu (ölçeğe göre sabit getirili) konulmuştur. Neoklasik üretim fonksiyonunda

öncekinin aksine sermayenin marjinal verimliliği sabit değildir. Sadece Harrod-

Domar'ın modelde kullandığı çarpan varsayımı korunmuştur. Tasarruf ve tüketimin,

gelirin sabit bir bölümü olduğu kabul edilmektedir83.

Neoklasik büyüme teorisinin temel varsayımları bulunmaktadır. Bunlar;

Kapalı bir ekonomi,

Tam rekabet

Sabit bir hızla büyüyen ve dışsal olarak belirlenen nüfus,

Beşeri sermayede var olan üretkenlik veya verimlilik değişimlerinin

dikkate alınmaması,

Durağan büyüme hızına tasarruf oranındaki artışın etki etmemesi,

Üretim fonksiyonu için sabit getirili, üretim faktörleri için ölçeğe göre

azalan bir üretim teknolojisi,

Teknolojinin sabit ve dışsal olduğu varsayımı, şeklinde özetlenebilir84.

Ölçeğe göre sabit getiri varsayımı, bütün girdiler belirli bir oranda çıktı da aynı

oranda artar. Tam rekabet varsayımına göre ise, karar birimleri (üreticiler ve tüketiciler)

fiyat kabul edici konumundadırlar ve piyasalarda fiyat arz ve talebi birbirine eşit kılar.

Yani piyasalar sürekli olarak temizlenir. Dışsallığın olmadığı yolundaki varsayımına

82Demirel, a.g.t., s.48. 83Yülek, a.g.m., s.5. 84Atamtürk, a.g.m., s.91.

Page 42: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

30

göre, üreticinin başka bir üreticiye sağladığı fiyatlandırılmayan bir yarar ya da

fiyatlandırılmayan bir maliyet yoktur85.

Neo-klasik büyüme modelinde iki farklı karar birimi vardır. Bunlar aileler-

tüketiciler ve firmalar üreticilerdir. Aileler-tüketiciler emek girdisi (L) yanında sermaye

girdisinin de (K) sahibidirler. Bu nedenle aileler sahip oldukları emek ve sermaye

girdilerini sırasıyla belirli bir ücret haddi (w) ve belirli bir sermaye kiralama maliyeti (r)

üzerinde firmalara kiraya verirler. Neoklasik modelde aileler aynı zamanda firmalarında

sahibidirler. Bu sebeple modelde ailelerin geliri (Y), emek geliri (wL) ve sermaye geliri

(rK) toplamından oluşmaktadır. Y=wL +rK86. Neoklasik modelinde aileler-tüketiciler

elde etmiş oldukları gelirlerin bir kısmını (s) tasarruf ederek (S=sY) yatırım amacıyla

kullanırlar (I=S=sY). Neoklasik modelde ailelerin sahip oldukları sermaye girdisi

üretim sürecinde yıpranabilir87.

Modeldeki ikinci karar birimi olan firmalar-üreticiler, ailelerden (fiziksel)

sermaye ve emek girdilerini kiralarlar. Kiraladıkları bu girdileri var olan teknoloji-

üretim bilgisi üzerinden çıktıya dönüştürürler. Bu nedenle modelde sermaye (K), emek

(L), teknoloji-üretim bilgisi (A) gibi üç tür üretim faktörü vardır. Bunlardan sermaye

girdisi ve emek girdisi rakip (rival) girdidir. Belirli miktarda sermaye girdisi ve belirli

miktarda emek girdisi belirli bir firma tarafından kullanınca, diğer firmaların

kullanacakları emek ve sermaye girdisi miktarı azalır. Başka bir ifadeyle, aynı sermaye

girdisi ve emek girdisi aynı anda birden çok firma tarafından kullanılamaz88.

İşgücündeki artış, nüfustaki artış ve teknolojik değişme modele dışsal olarak

verilmiştir. Beşeri sermayedeki üretkenlik veya verimlilik göz ardı edilmiştir. Bu

varsayımlara dayalı Neo-klasik teoride, kişi başına sermaye, üretim ve tüketim ile aynı

oranda artış gösteren dengeli bir büyüme tanımlanmıştır. Denge durumuna gelindiğinde

ise, kişi başına gelir ve tüketim artış oranı teknolojik gelişmeyle eşitlenmiştir. Başka bir

85Erdal M. Ünsal, İktisadi Büyüme, Genişletilmiş 2. Baskı, Ankara 2016, Ocak, Tarcan Matbaası, s.112. 86Ünsal, a.g.e., s.112. 87 Ünsal, a.g.e., s.112. 88Ünsal, a.g.e., s.112-113.

Page 43: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

31

deyişle ekonomik büyümenin tasarruf artışından bağımsız olduğu ve modele dışsal

olarak verilen teknolojik gelişmeye bağlı olarak artış göstermektedir89.

Neo-klasik büyüme modelinde kişi başına büyüme, üretim faktörlerinden

birinin arttırılmasından kaynaklanıyorsa, üretim sürecinde bu faktörde azalan verimlerin

ortaya çıkmasıyla uzun dönem büyüme, başka dışsal kaynaklar olmadan sürdürülemez.

Bu modelde uzun dönem büyümenin kaynağı teknolojik gelişmedir ve uzun dönem

büyüme oranı model içinde belirlenmemektedir90.Uzun dönemde büyüme hızının dışsal

olarak verilen teknolojik gelişmeler tarafından belirlenmesi, ülkelerin uzun dönemde

kişi başına sermaye ve gelir seviyelerinin birbirlerine yakınsayacağı (yaklaşacağı)

anlamına gelmektedir. Gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkeler arasındaki gelişmişlik

farkının uzun dönemde ortadan kalkacağı şeklindeki görüşe "yakınsama hipotezi"

denmiştir. Yakınsama hipotezine göre, sermayenin işgücünden daha hızlı bir şekilde

arttığı bir ekonomide, teknoloji sabit ve dışsalken, faiz sınırlarının düşeceği ve yoksul

ülkelerin zengin ülkelere göre daha hızlı büyüyüp onları sonunda yakalayacakları

varsayılmaktadır. Aynı anda yapılan bir yatırımın, başlangıçtaki faktör donatımlarının

farkları sebebiyle, yoksul ülkedeki hasılayı zengin ülkedekinden daha hızlı arttıracaktır.

Böylelikle ülkeler arasında büyüme oranları farklılaşacak ve sonuçta yoksul ülkeler

zengin ülkelerin kişi başına düşen reel hasıla seviyesine ulaşmaktadır91.

Yakınsama hipotezine göre, zengin ülkelerden, sermayenin getirisinin daha

yüksek olduğu gelişmekte olan ülkelere doğru bir sermaye akışı olacağını

söylemektedir. Uluslararası faiz haddindeki farklılıklar, sürecin işleyişiyle birlikte

sermaye akımını uyarmaktadır. Fakat zamanla, sermaye hareketleri, faiz haddi

farklılıklarının ülkeler arasında ortadan kalkmasına ve sonuçta ülkelerin gerçek büyüme

oranlarının sıfıra doğru ilerlemesine ve birbirlerine yaklaşmasına yol açar92.

89Ercan, a.g.m., s.130. 90Munise Tuba Türker, İçsel Büyüme Teorilerinde İçsel Büyümenin Kaynağı ve Uluslararası Ticaret

Olgusuyla İlişkisi, Dumlupınar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Dergisi, Aralık 2009, Sayı:25, s.88. 91Muhsin Kar - Sami Taban, Kamu Harcama Çeşitlerinin Ekonomik Büyüme Üzerine Etkileri,

Ankara Sosyal Bilimler Dergisi, 58-3, s.146. 92 Aykut Kibritçioğlu, İktisadi Büyümenin Belirleyicileri ve Yeni Büyüme Modellerinde Beşeri

Sermayenin Yeri, AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 1998 Cilt:53, s.9.

Page 44: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

32

Neoklasik büyüme teorisi büyümeye bakış açımız açısından önemli yere

sahiptir. Fakat modelde yer alan yakınsama hipotezi, gerçek hayatta ortaya çıkmamış

olması (Birbirini yakınlaşan ülke sayısı neredeyse hiç yoktur) hatta sermayenin sadece

zengin ülkeler arasında dolaşması, teoriye şüphe ile bakılmasına neden olmuştur93.

Ekonomik büyüme oranını, dışsal bir değişken olarak teknolojik gelişmeye

bağlayan Neoklasik büyüme modeline göre, devletin uygulamaya koyacağı iktisat

politikalarının uzun dönemli büyüme üzerinde herhangi bir etkisi olmaz. Bu sebeple

siyasilerin büyümeyi arttırmaya yönelik uyguladıkları maliye politikalarıyla birlikte

ekonomiye müdahale etmelerini gereksiz bir uygulama olarak görülmektedir94.

1.2.9. İçsel Büyüme Teorileri

Solow tarafından oluşturulan ve sonraları geliştirilen Neoklasik modeller

dönemin koşullarına uygun olması nedeniyle önemli modeller arasında sayılmaktadır.

Fakat yirminci yüzyılın sonlarına doğru, gelişmiş ülkelerde, sanayi toplumundan bilgi

toplumuna geçişle birlikte Neoklasik modeller geçerliliğini yitirmeye başlamıştır.1980'li

yıllara kadar iktisadi literatüre hakim olan Neoklasik büyüme modeline göre; kişi başına

düşen sermaye miktarlarının artması sonucu sermaye faizinin düşmesine neden olur.

Sermaye faizi yalnız sermaye birikim hızının, işgücü artışlara ve teknik gelişmelerdeki

hıza eşit olması durumunda sabit kalır. Bu sebeple Neoklasik büyüme yaklaşımında

uzun süreli büyümenin motoru olarak işgücü artışı ve teknik gelişme görülür. Bu her iki

unsurun da dışsal oldukları öngörülür. Neoklasik büyüme modelinde ‘teknik bilgi’,

bütün ekonomiler için aynı miktarda ve bedel ödemeden elde edilecek bir kamu malıdır.

Ülkelerin farklı büyüme hızlarına sahip olmaları ise, ülkelerin farklı işgücü ve büyüme

hızlarına sahip olmalarıyla açıklanmıştır95.

Solow’un kaleme aldığı makalesine karşı duruşlar 1956’dan itibaren

başlamıştır. Arrow:(1962), Schultz:(1963), Uzawa:(1965) gibi çalışmalarda büyümenin

sadece sermaye birikimi üzerine kurulu olmadığı ülkelerin kendilerine has bir takım

93Zehra Doğan, Ekonomik Büyüme Süreçlerinin Analizinde Yeni Açılımlar ve Büyümenin Yersel

Dinamikleri, Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl:2, Sayı:6, Eylül 2014, s.371. 94Ercan, a.g.m., s.130. 95Metin Berber - Uğur Sivri - Seyfettin Artan, Türkiye’de Yatırım Harcamaları Ekonomik Büyüme

İlişkisi, I.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi No:25(Ekim 2001), s.61.

Page 45: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

33

içsel unsurların bu süreçte rol oynadığını söylemektedirler. Bu çerçevede en büyük sesi

getiren Romer’in 1986’daki ‘’IncreasingReturnsAndLong-Run EconomicGrowth

(Artan İade Ve Uzun Dönemde Ekonomik Büyüme) ’’ ve Lucas’ın 1988’deki ‘’On

TheMechanics Of Economic Development (Ekonomik Kalkınmanın Mekaniği)’’

adlı makaleleri olmuştur96.

Romer (1986) ile başlayan ve Lucas (1988) ile devam eden içsel büyüme

modellerinin çıkış noktası ise, Neoklasik büyüme teorisinin pratikteki somut

gelişmelerle birebir uyuşmaması olmuştur. İçsel büyüme modelleri Neoklasik büyüme

modelinden şu noktalarda ayrılmıştır: İlk olarak, Neoklasik büyüme modelinin aksine,

iktisadi büyümenin iktisat içi faktörlerin ürünü olduğunu, bu sistemi dışarıdan etkileyen

bir faktörün olmadığını savunmaktadır. İkincisi ise, azalan verimlere dayanan

Neoklasik üretim fonksiyonu yerine, artan verimlere dayanan üretim fonksiyonu

kullanılmıştır. İçsel büyüme teorisinin temelinde Romer'in, üretim ve yatırım sürecinde

sadece fiziksel ürünün olmadığı aynı zamanda yeni üretim bilgisinin de ortaya çıktığı

şeklindeki görüşü vardır. Romer üretim ve yatırım sürecinde yan ürün olarak ortaya

çıkan bilginin sadece şirket için değil, o şirketin dışında tüm ekonomide verimlilik

artışları sağlayacağını söylemiştir 97 . Üçüncüsü ise, içsel büyüme modelleri

çerçevesinde yakınsama (convergence) hipotezi reddedilmektedir. İçsel büyüme

iktisatçılarına göre, gelişmekte olan ülkeler gelişmiş ülkeler ile aralarındaki gelir

farkları gittikçe artmaması için gerekli önlemleri almaları gerekmektedir. 98. Son olarak

bu teoride en uygun büyüme oranına ulaşılabilmesi için devletin piyasaya müdahaleleri

mecburi bir unsur olarak ortaya çıkmaktadır99.

Romer ve Lucas içsel büyüme modelinin en önemli iki kalemidir. Romer ve

Lucas Neoklasik büyüme teorisini bütünüyle bırakmadan onu nasıl gerçekçi hayata

dâhil edebiliriz düşüncesini sürdürmüşlerdir. Çünkü Romer ve Lucas'ın

modellemelerinde Solow’un tam rekabet ve sabit getiri fikrini yok saymışlardır. Fakat

diğer fikirleri olan yani rasyonalite ve bireycilik hâlâ modele hâkimdir. Bu bağlamda

96Zehra Doğan, Ekonomik Büyüme Süreçlerinin Analizinde Yeni Açılımlar ve Büyümenin Yersel

Dinamikleri, Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl:2, Sayı:6, Eylül2014, s.372. 97Berber vd., a.g.m., s.62. 98Kaya, a.g.t., s.10. 99Berber vd., a.g.m., s.62.

Page 46: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

34

içsel büyüme teorileri Neoklasik büyüme modelinin eksikliklerini gidermeyi

amaçlamaktadır. Ekonomide meydana gelen artan getiri durumlarını, eksik rekabet,

tekel koşullarını ve Neoklasik büyüme teorisinin dikkate almadığı teknolojik gelişme ile

beşeri sermaye unsurlarını sisteme dâhil etmişlerdir100.

İçsel büyüme teorisi, ekonomik büyümeyi yine ekonomideki içsel güçler

tarafından belirlendiğini varsayarken, büyümenin itici gücünü de tanımlamaktadırlar.

Teori büyümenin itici gücünü 3 ana grupta ele alarak tanımlamaktadırlar101;

Beşeri Sermaye Modelleri: Nüfus artışı ve beşeri sermayeyi içsel

karar değişkeni olarak alanlar,

Kamu Politikası Modelleri: Kamu politikalarının büyüme sürecinde,

büyüme oranları üzerinde etkisi olduğunu kabul edip, kamunun rolünü

bağımsız değişken olarak ele alanlar,

Araştırma ve Geliştirmeden Kaynaklanan Bilgi Üretimi ve

Dışsallıklar: İçerilmemiş, yani zaman içerisinde üretim artışı şeklinde

ortaya çıkan ve ekonomideki olumlar gelişmeler sonucu fazla bir

maliyete ihtiyaç olmadan üretimin artmasını sağlayan teknolojik

gelişmeyi ele alanlar.

100Doğan, a.g.e., s.372. 101 Özge Özen, Büyüme Teorileri İle Teknoloji(AR-GE) İlişkisi – OECD Ülkeleri İçin Bir Uygulama,

Yüksek Lisans Tezi, Antalya 2006, s.13

Page 47: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

35

Şekil 1: İçsel Büyümenin Belirleyicileri

Kaynak: Aykut KİBRİTÇİOĞLU, İktisadi Büyümenin Belirleyicileri ve Yeni Büyüme Modellerinde

Beşeri Sermayenin Yeri, AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 1998 Cilt:53, s.11.

Modellerde ele alınan İçsel Büyüme süreçlerinin hepsi yenilik şeklinde ortaya

çıkan teknolojik gelişmenin büyümenin kaynağını oluşturmasına dayanır. Şekil 1'de

görüldüğü gibi, eğitim ve sağlık alanında yapılan yatırımlar beşeri sermayeyi arttıracak

buda yaratıcılığı ve yaparak öğrenmeyi geliştirecektir. Diğer bir yandan teknoloji

politikaları, teknolojik gelişmenin oluşmasını sağlayan teknik altyapıyı geliştirmektedir.

Teknik alt yapı, yaparak öğrenme, teknolojik gelişmenin ortaya çıkmasında doğrudan

etkili olan Ar-Ge’yi etkileyecektir. Ar-Ge üzerinde etkisi olan diğer unsurlar arasında

Page 48: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

36

kültürel, tarihi, sosyolojik, psikolojik ve dini nedenler tarafından belirlenen yaratıcılık

ve tesadüfler sayılabilmektedir102.

İçsel büyüme modellerini Ar-Ge’ye dayalı içsel büyüme modelleri, Beşeri

sermayeye dayalı Lucas Büyüme modeli ve Kamu Politikalarına Dayalı Barro büyüme

modelleri olarak 3 başlık altında incelenecektir.

1.2.9.1. Ar-Ge’ye Dayalı İçsel Büyüme Modelleri

1980’lerin sonu 1990’ların başında dünya ekonomisinde yaşanan gelişmeler ve

artan rekabete bağlı olarak teknolojik yeniliklere ilgi giderek artmıştır. Bu kapsamda

büyümenin itici gücü olarak nitelendirilen Ar-Ge’ye bağlı içsel büyüme modeli ilk defa

Romer (1990) tarafından ortaya atılmıştır. Ortaya atılan bu yaklaşımı Grosman ve

Helpman ve Aghion ve Howitt ortaya attıkları modellerle geliştirmişlerdir103.

Ar-Ge'ye dayalı içsel büyüme modelleri eksik rekabeti büyüme modeline ilave

etmekle bir adım daha ileri gitmişlerdir. Ar-Ge faaliyetlerinin ana temelinde

Schumpeter’in ortaya attığı kavramsal çerçeve bulunmaktadır. Schumpeter değişimin

motoru olarak teknolojik Ar-Ge ve yenilik olgusunu görmüştür. Bu model genel olarak

üç sektör üzerine oturur. Bu üç sektör; Ar-Ge sektörü, nihai mallar sektörü ve ara mallar

sektörüdür. Araştırma ve geliştirme sektörü, modelde sürdürülebilir büyüme açısından

anahtar sektör konumundadır104.

1.2.9.1.1. Romer Modeli

İçsel teorilerde beşeri sermaye ve teknolojik gelişmeyi büyümenin ana

belirleyicileri olarak savunmuşlardır. Büyümenin itici gücü olarak nitelendirilen Ar-Ge

faaliyetlerinin önemini vurgulayan Ar-Ge’ye bağlı ekonomik büyüme modeli ilk defa

102Kibritçioğlu, a.g.m., s.11. 103Sami Taban - Mehmet Şengür, Türkiye’de Ar-Ge ve Ekonomik Büyüme, AİBÜ Sosyal Bilimler

Enstitüsü Dergisi, Cilt:14, Yıl:14, Sayı:1, s.357. 104Mustafa Özer - Necati Çiftçi, Ar-Ge Tabanlı İçsel Büyüme Modelleri ve Ar-Ge Harcamalarının

Ekonomik Büyüme Üzerine Etkisi: OECD Ülkeleri Panel Veri Analizi, SÜ İİBF Sosyal ve Ekonomik

araştırmalar Dergisi, s.220.

Page 49: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

37

Romer (1990) tarafından ortaya atılmıştır 105 .Romer modelinde teknolojik gelişmeyi

birim maliyetlerin düşmesi olarak ele alır. Teknolojik gelişmenin üretim ve yatırım

sürecinde gayri ihtiyari olarak ortaya çıktığını ifade etmiştir. Romer'in modeli aslında

Arrow’un yaparak öğrenme sürecini pozitif dışsallık olarak üretim fonksiyonuna ilave

edilmesi anlamına gelmektedir. Bilgi üretimindeki artış Arrow’a göre yaparak öğrenme

ve yayılma etkisi yoluyla bütün ekonomiye firmanın özelindeki kazanımlarından daha

fazla katkı sağlayacağını söylemektedir106. Yaklaşımda bilgi, tüketimden dışlanamayan

ve rekabet edilemeyen nitelikteki kamu malıdır. Romer’in öngörüleri arasındaki en

önemli fark, yenilik sahiplerinin yapmış oldukları tasarım üzerindeki haklarının

korunmuş olması sebebiyle bilginin tam manada kamu malı haline gelememesi vebu

sayede buluş yapmanın özendirilmesidir107.

Romer, büyümeyi içsel faktörlere, teknolojik yeniliklere ve özellikle Ar-Ge

faaliyetlerine dayandırmıştır. Romer’in ortaya koyduğu bu teoriye, Jones yaratıcı

fikirler iktisadı adını vermiştir. Jones'e göre yaratıcı fikirlerin en temel özelliği

rekabetçi olmamasıdır. Bu artan getiriyi ve eksik rekabeti de beraberinde getirmiştir.

Yüksek fayda sağlayacak çıktı üreterek teknolojik yeniliklerin kaynağını oluşturan

yaratıcı fikirler iktisadı teknolojik düzeyde artışa neden olmaktadır. Yapılan Ar-Ge

faaliyetleri sonucunda teknolojik gelişmeler ortaya çıkmakta ve Ar-Ge faaliyetleri

sonucunda kaynaklar daha verimli kullanılarak ülkeler daha fazla tüketim ve üretim

seviyesine ulaşmakta, yaşam standardını arttırmıştır. Teknolojik gelişmeler daha fazla

firmalar tarafından yapılan Ar-Ge faaliyetleri sonucu ulaşılan buluş, sermaye birikimi

ve yenilikler şeklinde görülmektedir108.

Romer, firmaların kâr maksimizasyonunu sağlamak için uygulayacakları

yatırım kararlarının teknolojik değişime neden olduğunu söylemiştir. Teknolojik

yenilik, ekonomi birimlerinin sermaye birikimlerini devam ettirmelerine teşvik etmiştir.

Teknolojik gelişme, sermaye birikimi ve verimlilik artışına neden olmaktadır.

105Onur Altın - A. Ayşen Kaya, Türkiye’de Ar-Ge Harcamaları ve Ekonomik Büyüme Arasındaki

Nedensel İlişkinin Analizi, Ege Akademik Bakış Dergisi, 2009, s.252. 106Cemil Çiftçi - Gökhan Aykaç, İçsel Büyüme Modelleri ve Küreselleşme Sürecinde Gelişmekte

Olan Ülkelerin Konumları, Sosyo Ekonomi Dergisi, Ocak-Haziran 2011-1, s.163. 107Yener, a.g.m., s.131. 108İsmet Göçer, Ar-Ge Harcamalarının Yüksek Teknolojili Ürün İhracatı, Dış Ticaret Dengesi ve

Ekonomik Büyüme Üzerine Etkileri, Maliye Dergisi, Sayı:165, Temmuz-Aralık 2013, s.218.

Page 50: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

38

Teknolojik gelişme, piyasadaki bilinçli kişilerin faaliyetleri sonucu ortaya çıkmıştır.

Romer modelinde yeni bilginin üretilmesi sonucunda yalnız bir defaya mahsus sabit bir

maliyete katlanıldığı, başka bir ifadeyle bilgiyi tekrar tekrar kullanılmak herhangi bir ek

maliyetin ortaya çıkarmadığını belirtilmektedir109. Modele göre yenilikler üzerindeki

sahiplik hakları korunacağından, bilgi tam bir kamu malı haline gelememektedir. Kamu

malı haline gelmeyen bilgi Ar-Ge ve yenilikleri özendirecektir. Böylece tekel olan

rekabet şartları altında faaliyet gösteren firmalar da, Ar-Ge faaliyetlerinin sonucunda

devamlı yeni bir ürün ve bilgi geliştirebilmektedir110.

Romer bu modelinin merkezinde Ar-Ge faaliyetlerine yer vermiş ve bu

sektörde istihdam edilen beşeri sermaye ve bu sektör tarafından üretilmiş olan üretim

teknikleri veya yeni ürün modelin genel hatlarını oluşturmuştur. Uzun dönemdeki

devamlı büyüme oranına yaklaşılması, ekonomi tarafından Ar-Ge sektörüne aktarılmış

olan bilim adamı, teknik elaman, araştırmacılar gibi nitelikli işgücünün miktarına

bağlıdır. Ekonomide beşeri sermayeyi meydana getiren girdiler ne kadar fazlaysa ve

ekonomi bu kaynakları ne ölçüde Ar-Ge sektörüne tahsis ederek yeni bilginin ve

teknolojilerin geliştirilmesini yapıyorsa, bu ekonomide büyüme yüksek derecede

olacaktır. İçsel teorilerde, kar amaçlı Ar-Ge yatırımları nedeniyle elde edilmiş olan yeni

fikirler ve oluşan bilgi birikimi önemli rol oynamaktadır111.

Romer, içsel büyüme modelini üç önemli nokta üzerine yapmıştır. Birinci

nokta büyümenin ana merkezinde teknolojik gelişme vardır. Büyümenin kaynağı

kısmen dışlanabilen ve rakibi olmayan girdi olan teknolojik gelişmedir112.İkinci nokta

ise, piyasa teşvikleri tarafından uyarılmış olan firmaların aldıkları bilinçli kararlar ile

teknolojik gelişme gerçekleşir. Bu kararlar doğrultusunda teknolojik gelişmeyi

dışlayarak kendilerine yarar sağlamalıdırlar113. Son olarak üçüncü nokta ise, bilginin

üretim unsuru olarak üretimde kullanılması ile başka üretim unsurlarının kullanılması

arasında çok önemli farklar vardır. Bilgi üretilmede katlanılan bir defaya mahsus

109Paul M. Romer, Endogenous Technological Change, Journal of Political Economy, 98(5), s.71-72. 110Çiftçi - Aykaç, a.g.m., s.164. 111Romer, a.g.m., s.71-72. 112Yardımcı, a.g.m., s.102. 113Özer - Çiftçi, ag.m., s.221.

Page 51: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

39

maliyet dışında, üretilen bilgi ne ölçüde kullanılırsa kullanılsın üretim maliyetlerinde bir

artışa sebep olmaz. Bu da modelde teknolojinin temel özelliğini tanımlamaktadır114.

İçsel büyüme modelinin önemli özelliği, ülkeler arası ticaret ve mal

farklılaştırması yolu ile oluşan piyasa büyüklüğündeki artış, servet ve gelir etkisi

yanında büyüme etkisi de yaratmaktadır. Daha büyük ve geniş piyasa daha fazla

araştırma yapılmasına ve hızlı bir büyümeye sebep olmaktadır. Modelde piyasa

büyüklüğünün ölçütü nüfus yerine beşeri sermaye stoku alınmıştır. Beşeri sermaye

stokunun büyük olduğu ülkelerdeki piyasalarda faaliyet gösteren firmalar ve ülkelerin

daha hızlı bir şekilde büyüyebileceklerini ileri sürmüşlerdir. Bu durum da Neoklasik

büyüme modelindeki yakınsama hipotezine eleştiriyi göstermektedir. Çünkü gelişmiş

ülkelerdeki beşeri sermaye stoku, gelişmekte olan ülkelere göre daha büyüktür115.

Romer’e göre ekonomi üç sektörden oluşmaktadır. Ar-Ge sektörü, ara malı

sektörü ve nihai mal sektörüdür. Ar-Ge sektörü yeni bilgi üretimi için beşeri sermaye ve

bilgi stokunu kullanmışlardır. Ara malı sektörü, Ar-Ge sektöründen aldığı tasarımları

kullanarak nihai mal sektörüne girdi sağlamaktadır. Nihai mal sektörü ise işgücü ve

beşeri sermayeyi kullanarak nihai mal üretimi gerçekleştirmektedir116. Yeni bir bilgi,

daha modern bir ara malı üretilmesini olanaklı kıldığı gibi, ekonomideki toplam bilgi

stokunu da arttıracaktır. Bu özelliğiyle yeni bilgi, Ar-Ge sektöründeki beşeri

sermayenin verimliliğini de artmasında etkili olacaktır. Yeni bilginin bu iki etkisi nihai

ürün üretim fonksiyonunda ölçeğe göre artan getiri etkisi yaratacaktır ve büyüme

gerçekleşecektir117.

1.2.9.1.2. Grossman ve Helpman Modeli

G. Grossman ve E. Helpman, çalışmalarında çok ülkeli dinamik bir genel

denge modeli ile büyümeyi, dış ticaret ve ticaret politikalarıyla ele almışlardır. Ar-Ge

sektörünün dış ticaret sayesinde ülke ekonomisinin belli bir konuda ekonomik

114Romer, a.g.m., s.72. 115Çiftçi - Aykaç, a.g.m., s.164. 116Romer, a.g.m., s.79. 117Özen, a.g.t., s.34.

Page 52: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

40

üstünlüğünü arttırarak büyüme üzerinde olumlu etkide bulunacağını belirtmişlerdir118.

Az gelişmiş ülkeler, Ar-Ge yatırımlarına yeteri kadar kaynak ayıramazlar. Bunun yerine

ihtiyaç duydukları teknolojileri dışa açıklık oranlarını artırmak nedeniyle gelişmiş

ülkelerden teknoloji transferleri yaparak sağlayabilmektedirler. Bununla beraber

teknoloji transferi kendi kendine gerçekleşmez. Teknoloji transferinin gerçekleşmesi

için az gelişmiş ülkelerin teknoloji transferlerine yönelik teşvikleri ve çok uluslu

şirketlere sağladıkları kolaylıklar çok önemli rol oynamaktadır119.

Romer'de olduğu gibi, Grossman ve Helpman’ın sundukları modellerde de,

teknolojik yenilikler içseldir. Teknolojik yeniliğin içsel olması, firmaların bilinçli

davranışlarına bağlı olarak kâr beklentilerine dayanmaktadır. Teknolojik yenilikler

sebebiyle, geleneksel olan beklentinin aksine, uzun dönemdeki kâr oranlarında bir

düşme yaşanmayacaktır. Bu nedenle, içsel teknolojik yeniliklerin sebep oldukları

verimlilik artışları uzun dönemde ekonomik büyümenin kaynağını oluşturmaktadır.

Grossman ve Helpman’agöre içsel büyüme iki yolla gerçekleşmektedir. Birincisi Ar-Ge

harcamaları malların niteliğini iyileştirmekte ve bu sebepten dolayı büyüme

sağlanmaktadır. İkincisi ise, Ar-Ge sektörünün devamlı yeni teknolojiler üretmesi

sonucu ürün çeşitliliği artmakta ve bu yolla büyüme gerçekleşmektedir120.

Groosman ve Helpman teknolojik yeniliklere dayanan büyüme modelini iki

başlık altında incelemişlerdir. Birincisi ürün türlerindeki artış sonucunda meydana

gelen teknolojik yeniliklerin büyümeye etkileri, ikinci olarak kamusal nitelikli büyüme

ve bilgi etkileridir. Groosman ve Helpman'ın modeline göre ekonomideki bütün

tasarruflar, yeni teknolojilerin yaratılmasına yönlendirilmektedir. Ar-Ge çalışmaları;

birinci olarak üretim maliyetlerini azaltarak daha iyi üretim süreçlerinin geliştirilmesine

yol açacaktır. İkinci olarak ise, yeni tasarımlara sahip malların üretilmesi olanak

sağlayacaktır. Fakat burada üzerinde durulan konu yeni tasarımlara sahip olan malların

üretilmesidir. Firmalar bu varsayımda yeni üretecekleri tasarımlar için patent haklarına

güvenecek ve bu tasarımların ikame olanaklarının olmaması durumunda tekelci rantlar

elde edeceklerdir. İkinci modelde ise ekonomide Ar-Ge yatırımları yoluyla tekelci rant

118Özen, a.g.t., s.36. 119Özer - Çiftçi, ag.m., s.223. 120Taban - Şengür, a.g.m., s.359.

Page 53: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

41

elde eden özel sektör girişimcileri olduğu gibi bunun yanında rekabete konu olmayacak

şekilde tüm girişimcilerin kullanımına açık ve kamusal nitelikte üretilen yeni ürünler de

yer almaktadır121.

1.2.9.1.3. Aghion ve Howitt Modeli

Philippe Aghion ve Peter Howitt, 1992 yılında yayımlanan “Yaratıcı Yıkım

Yoluyla Büyüme Modeli” (A Model of Growth Through Creative Destruction) başlıklı

makalelerinde, Ar-Ge faaliyetlerine ve teknolojik yeniliklere değinmişlerdir.

Yayımlanan makalenin başlığından da anlaşılacağı üzere Schumpeter’in yaratıcı yıkım

analizi üzerinden yeni bir değerlendirme ortaya koymuşlardır. Aghion-Howitt modeline

göre Schumpeter’in analizi; ölçek, zaman ve sermaye boyutları açısından bazı

eksikliklerin olmasına rağmen halen geçerliliğini korumaktadır122.Schumpeter’e göre

“Kapitalist sistemin motoru ve temel itici gücü, yeni üretim, yeni tüketim malları veya

nakil metotları ve yeni piyasalardan oluşmaktadır. Bu süreçte, ekonomik yapı devamlı

olarak içeriden bir devrime uğratır, devamlı eskiyi yok eder ve sürekli olarak yeni birini

yaratır. Schumpeter’in analizine göre yaratıcı yıkım süreci, kapitalizmin başlıca

gerçeğini yansıtmaktadır. Yaratıcı yıkım modelinde en önemli faktör, ürünlerin

niteliğinde sürekli bir gelişim sağlayan teknolojik yenilikler ve bu yeniliklere dinamizm

sağlayan patent rekabeti olmaktadır123.

Modelde, Ar-Ge faaliyetleri sonunda üretilen yenilikler ve yeniliklerin ürün

kalitesinde arka arkaya gelişim göstermektedir. Yenilik şeklindeki kalite iyileştirme

geliştirme çabalarının temel özelliği, yenilik veya yeni bir buluşun eski teknoloji ya da

ürünü eskitmesi (obsolete)'dir. Yeni yapılan bir buluşun bu eskitme ya da başka bir

ifadeyle yaratıcı yıkımın özelliği iki sonuca neden olmaktadır. Birinci sonuç, mevcut

Ar-Ge faaliyetleri ve gelecekteki Ar-Ge faaliyetleri arasında negatif bir ilişkinin

olduğunu kabul etmesidir. İkinci sonuç ise, mevcut Ar-Ge ve gelecek Ar-Ge faaliyetleri

121Kaya, a.g.t., s.12. 122 Ferhat Akbey, Ar-Ge, İnovasyon ve Kalkınma İlişkisine Yönelik Bir Literatür Taraması;

Kurumsal Özet, Maliye Dergisi, Sayı:166, Ocak-Haziran 2014, s.10. 123Özer - Çiftçi, ag.m., s.224.

Page 54: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

42

için pozitif dışsallıklara sebep olmasına rağmen, aynı anda üreticiler üzerinde negatif

etkiler yaratabilmektedir124.

Aghion ve Howitt'in, 2009 yılında yazmış oldukları Büyüme Ekonomisi (The

Economics of Growth) adlı kitaplarında modele farklı bir boyut kazandırmışlardır.

Ülkelerdeki büyüme ayrımlarına bakıldığında, Aghion ve Howitt’in ortaya attığı

varsayıma göre yirminci yüzyılın yarısından itibaren bir kulüp yakınsaklığı (club

convergence) olacağını öngörmüşlerdir. Birden fazla gelişmiş ve orta gelirli ülke, uzun

vadeli büyüme oranı sergileyen kulübe ilişik görünürken uzun sürede daha az büyüme

oranları gösteren çok sayıda fakir ülke bu kulüpten dışlanmaktadır. Az gelişmiş ülkeler

ve gelişmiş ülkeler arasındaki bu farkı, teknoloji transferi bir noktaya kadar

dengeleyebilecektir. Fakat teknoloji transferi yapan az gelişmiş ülkelerin inovasyona

kaynak ayırmaları gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında ise kulüp, sadece inovasyona

devam eden ve edecek olan ülkelerden oluşacaktır125.

1.2.9.2. Lucas’ın Beşeri Sermaye Modeli

Üretim sürecine katılmış olan bireylerin sahip oldukları ve insanın vasıflarını

vurgulayan beceri, bilgi, dinamizm ve tecrübe gibi artı değerler beşeri sermaye olarak

kabul edilmektedir 126 . Beşeri sermaye, soyut bilgiden farklı, bireysel yeteneklerin

toplamı olarak belirtilebilmektedir. Özel mallar gibi, genel olarak rakip olma ve dışlama

etkilerine sahiptirler. Örneğin, bir doktor bütün becerisini ve çabasını bir hastalık

üzerine yoğunlaştırsa, doktor bu beceriyi aynı anda başka alanlarda kullanamamaktadır.

Başka bir örnek, çok yetenekli ve becerikli bir uzmanı A ve B firmaları aynı anda

istihdam edememektedir. Fakat bir kişinin bildiği becerisini ya da uzmanlığını bir

başkasına söylerse kişisel bilginin işe dönüşerek ortaya çıkmasın gibi, beşeri sermaye

belli ölçülerde yayılma ve dışlanamama etkilerine sahiptir. Bu nedenle, piyasada var

124Özer - Çiftçi, ag.m., s.224. 125Akbey, a.g.m., s.10. 126Kadir Eser - Çisel Ekiz Gökmen, Beşeri Sermayenin Ekonomik Gelişme Üzerine Etkileri: Dünya

Deneyimi ve Türkiye Üzerine Gözlemler, Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi, Cilt:1, Sayı:2, 2009, s.43.

Page 55: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

43

olan şartlara bırakılması halinde beşeri sermaye yatırımları sosyal olarak gerçekleşecek

olan en ideal seviyenin altında gerçekleşebilir127.

Beşeri sermayenin kaynakları, bilgi, kabiliyet, okul eğitimi, yaparak öğrenme,

hizmet içi eğitim, sosyal etkileşim ve gözlemdir. Bu sayılanlar kendi aralarında

karşılıklı olarak ilişki içindedirler. Ekonomide fiziki sermaye yatırımları kadar, beşeri

sermaye yatırımları da, yapılması gerekmektedir. Yaparak öğrenme, deneyime ve

pratiğe dayanmaktadır. İşgücünün tecrübe ve uzmanlaşması arttıkça verimliliği

artmaktadır. Uzmanlaşan iş gücünün aynı miktar da yapılacak üretim için harcadığı süre

kısalacaktır. Verilen eğitim süreleri arttıkça iş hayatındaki değişimlere uyum daha kolay

olacaktır. Bu da iş hayatında esnekliği ve verimliliği artıracaktır. Beşeri sermaye ile

uzun dönemde elde edilen yararlar, beşeri sermayenin üretim maliyetlerini fazlasıyla

karşılayabilir. Eksik yapılan beşeri sermaye yatırımları bireysel gelir dağılımını bozar.

Bozulan gelir dağılımı, ek beşeri sermaye yatırımlarıyla aşılabilir128.

Dünyadaki tüm ekonomilerin büyümesini bir tek modelle açıklamanın yetersiz

olacağını kabul eden Lucas, dünyada gerçekleşen ve gerçekleşecek olan büyüme ve

gelir farklılıklarıyla uyumlu, mekanik yapılı, durgun duruma girmeyen, genel geçer bir

model kurmak isteyerek beşeri sermaye modelini ortaya çıkarmıştır. Beşeri sermaye

modelinde, standart olan Neoklasik piyasa şartlarının geçerli olduğu, parasal unsurların

analize katılmadığı bir ekonomi dikkate alınmıştır129.Yoksul bir ülke, kapalı ekonomi

halinde, zengin bir ülke ile aynı büyüme oranına sahip olsa bile yoksul bir ülkenin nispi

yoksulluğu devam edecektir. Ülkeler arasındaki servet ve gelir dağılımında herhangi bir

değişme yaşanmayacaktır. Ülkelerarasındaki emek faktörü mobil değilse, sermayenin

serbest dolaşımı dış ticarette güçlü bir eğilim doğurmayacaktır. Fakat emek unsuru

mobil ise, her şey emeğin üretkenliğini artıran beşeri sermaye etkilerinin içsel mi değil

127Alessandro Pıo, İçsel Büyüme Teorisinde Yeni Gelişmeler Nelerdir? Bunlar Gelişmekte Olan ve

Piyasa Ekonomisine Geçiş Sürecini Yaşayan Ülkeler Açısından Ne Ölçüde

Uygulanabilir?,Ekonomik Yaklaşım Dergisi, Cilt:4, Sayı:10, 1993, s.122. 128Osman Demir - Adem Üzümcü, İçsel Büyümenin Kaynakları, İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi,

Cilt:17, Ekim 2013, Sayı:3-4, s.23. 129Osman Demir, Durgun Durum Büyümeden İçsel Büyümeye, C.Ü. İİBF Dergisi, Cilt:3, Sayı:1, 2002,

s.3.

Page 56: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

44

mi, ve bu etkilerin bir kişiden başka bir kişiye taşarak dışsal faydalar sağlayıp

sağlamadığına bağlıdır130.

Lucas’ın Y = F (K , uhN) şeklindeki üretim fonksiyonu eğitim yoluyla

içselleşmeye önemli bir ışık tutmaktadır. Bu üretim fonksiyonuna göre, sermaye stoku

(K) ve işçi sayısı (N) artışında olduğu gibi, ortalama çalışanların yetenek düzeyi (h) ve

ortalama çalışma süresi (u) arttıkça da üretim artacaktır. Fakat beşeri sermaye

birikiminin artması çalışmadan arta kalan zamanın (1− u) artmasına, diğer bir ifadeyle

çalışılan sürenin (u) eksilmesine bağlıdır. u(t) = 1 olursa, zamanın hepsi çalışmaya

ayrılacağı ve işçilerin yeteneklerini geliştirebilecekleri zaman hiç kalmayacağı için

beşeri sermaye birikimi sıfır olacaktır. u(t) = 0 olması halinde ise, zamanın tamamını

yetenekleri geliştirmeye ayıracakları için ve çalışmaya hiç zaman kalmayacak ve üretim

sıfır olacaktır. Bu iki durumda da yetenek düzeyinde azalan getirinin olmayacağı ileri

sürülmektedir131.

Beşeri sermaye modeline göre doğan dışsal faydalar sayesinde, beşeri sermaye

birikiminin yüksek olduğu ülkelerde her yetenek düzeyindeki emeğin göreceli olarak

daha fazla gelir elde etmesi beşeri sermayenin düşük olduğu doğu ülkelerinden batıya

doğru göçe neden olmaktadır. Göç devam ettikçe doğudaki ülkeler yoksullaşmakta ve

batıdaki ülkelerde zenginleşmektedir. Bundan dolayı Çin ve Hindistan gibi ölçek

ekonomilerini doğurabilecek iç piyasa genişliğine sahip ülkeler bile uzun süreli yüksek

bir büyümeyi sağlayamayacaklardır. Oysaki sosyal ve fiziki çevreyi geliştirerek, eğitim

düzeyini artırarak beyin göçünü azaltılacak ve büyümeye olumlu katkı sağlanacaktır. Bu

ülkeler kendilerine daha çok yatırım yapılmayı hak etmektedir132.

Lucas’ın ifadesine göre, bir ülke fiziki sermaye birikimiyle birlikte beşeri

sermaye birikimi de yapabiliyorsa durgun duruma girmeden büyümeye devam

edecektir. Beşeri sermaye eğitim ile birlikte daha kalıcı olur ve iş başında öğrenme yolu

ile gerçekleştirilir133. Beşeri sermaye, işçilerin verimliliğini arttırarak üretimin artmasına

130Doğan, ag.m., s.374. 131Osman Demir vd.,İçsel Büyümede İçselleşme Süreçleri: Türkiye Örneği, D.E.Ü.İ.İ.B.F.Dergisi,

Cilt:21, Sayı:1, Yıl:2006, s.29. 132Osman Demir vd., a.g.m., s.29. 133Doğan, ag.m., s.374.

Page 57: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

45

neden olmaktadır. Beşeri sermaye modeline göre, fiziksel sermaye yatırımlarının olduğu

kadar beşeri sermaye yatırımları da çok önemlidir. Beşeri sermaye yatırımları, yaparak

öğrenme ve eğitim yoluyla yapılmaktadır. Eğitim sürecinde devletin rolü önem

kazanmaktadır134.

İçsel büyüme modellerinde beşeri sermayeyi kullanan uygulamalı çalışmalar,

beşeri sermayeyi hem başlı başına bir üretim unsuru olarak görmekte, hem de daha da

önemlisi diğer girdilerin ve teknolojinin etkinliğini artırmak suretiyle sürdürülebilir

ekonomik kalkınmaya fayda sağlayan bir unsur olarak değerlendirmektedirler135.

1.2.9.3. Barro’nun Kamu Politikası Modeli

Barro'nun kamu politikası modelinde, kamunun sağladığı mal ve hizmetlerin

bir üretim unsuru olarak modele dahil edilmiştir.136.Daha kolay anlaşılması için emek

düşürülmüş üretim fonksiyonunun sermayeye ve o mala bağlı olduğu kabul

edilmektedir. Tekrardan modelde basitlik olması için hükümetin tek gelirinin gelir

vergisi olduğu, tek giderinin ise de kamu malının arzı olduğu kabul edilmiştir.Bütçenin

daima denk olduğu varsayılmıştır137.

Barro'ya göre, büyümenin temel dinamiğini; kamu tarafından yapılması

beklenilen altyapı yatırımlarının oluşturmaktadır. Bilişim teknolojileri yardımıyla bilgi

iletişiminin sağlanarak, potansiyel fiziki sermaye yatırımlarının ve beşeri sermaye

stokunun arttırılması için kamunun desteğinin zorunluluğu ortaya konulmaktadır. Bu

tipteki kamusal yatırımlar özel sektör için dışsallık durumundadır 138 .Kamu

harcamalarının ekonomik büyümeyi olumlu yönde etkilemesi kar amacı olmayan ve

hane halkının fayda fonksiyonunu en üst düzeye çıkartan politikalarla

134Göknur Umutlu vd.,Ekonomik Büyüme Farklılıklarının İncelenmesi: OECD Ülkeleri İçin Bir

Uygulama, S.Ü. İİBF Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, s.355. 135Erol Çakmak - Sevda Gümüş; Türkiye’de Beşeri Sermaye ve Ekonomik Büyüme: Ekonometrik Bir

Analiz (1960 – 2002), Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, s.63. 136Göknur Umutlu vd., a.g.m., s.355. 137Yülek, a.g.m., s.10. 138Bilal Kargı vd.,İçsel Büyüme Modelleri Çerçevesinde Benchmarking ve Orta Anadolu Firmaların

Uygulamaları, II. Ulusal Orta Anadolu Kongresi, Niğde 2002, Bildiri Kitabı, MPM Yayınları, Nu:666,

Ankara:2002, s.181.

Page 58: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

46

gerçekleşmektedir. Bu politikalar ekonomik büyüme ve refah üzerinde olumlu etkiler

yapmaktadır139.

Barro Modelinde, kamu finansmanındaki vergi gelirlerini arttırmak için yeni

yatırımlara; yapılacak yeni yatırımlar için ise kamunun yapmış olduğu altyapı

yatırımlarına ihtiyaç duyulduğu üzerine kurulmuş bir döngüden söz etmektedir. Bu

yolla sermayenin marjinal verimliliği artacağını söylemiştir. Fakat bu artış içerisindeki

ve doğrusal olarak artan vergi oranı da bulunmaktadır. Artan vergi oranları ile birlikte

fiziki ve teknolojik altyapı yatırımları için ihtiyaç duyulan finansman sağlanmış

olacaktır. Vergiler, vergi tabanını genişletmek nedeniyle arttırılabilir. Vergi oranları

optimum tutulabilirse büyüme sağlanabilecektir. Vergi oranları optimum tutulamazsa,

oranlardaki artış uzun dönemde büyüme üzerinde olumsuz etkiler gösterebilecektir140.

1.2.9.4. Üç Modelin Birlikte Ele Alınması

İçsel büyüme modellerini daha iyi anlayabilmek için, en önemli üç model

birleştirilerek şekil yardımıyla anlatılmaya çalışılmıştır. Aşağıdaki şekilde 2'de

kullanılan tüm değişkenler ve birbirleriyle ilişkileri gösterilmiştir. İktisatçılar ve

modellerinde öne çıkan faktörler iktisatçıların isimleriyle gösterilmeye çalışılmıştır.

139Özel, a.g.m., s.69. 140Bilal Kargı vd., a.g.m., s.180.

Page 59: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

47

Şekil 2: İçsel Büyümenin Sınıflandırılması

Kaynak: Bilal KARGI, Mustafa AY ve Nuri BALTACI; İçsel Büyüme Modelleri Çerçevesinde

Benchmarking ve Orta Anadolu Firmaların Uygulamaları, II. Ulusal Orta Anadolu Kongresi, Niğde

2002, Bildiri Kitabı, MPM Yayınları, Nu:666, Ankara:2002, s.181.

Şekil 2’de Barro, Romer, ve Lucas modellerindeki, büyümenin temeline

yerleştirilecek önemli faktörlerin birbiriyle ilişkileri özet olarak gösterilmiştir. Barro,

Romer, ve Lucas modellerindeki ortak sonucun üretim artışı ve buna bağlı ekonomik

büyüme olduğu düşünüldüğünde, buna ulaşabilmeleri için farklı değişkenlerle

oluşturulmuş modeller olsa da, insanı ve insanın yeteneklerini teknolojiyle birlikte fiziki

sermaye yatırımlarının verimlilik seviyesini arttırarak büyümenin nasıl

gerçekleşebileceğini açıklamaya çalışmaktadırlar.141

141 Bilal Kargı vd., a.g.m., s.181

Page 60: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

48

İKİNCİ BÖLÜM

AR-GE HARCAMALARI VE İNOVASYON (YENİLİKÇİLİK)

2.1. ARAŞTIRMA-GELİŞTİRME TANIMI VE KAPSAMI

İngiliz düşünür Francis Bacon’un daha 17. yüzyılın başlarında dile getirdiği

"Bilgi güç kaynağıdır" deyişi, bilimin insanlığın refah ve gelişmesi açısından ne kadar

önemli olduğunu en yalın şekilde ortaya koymaktadır. Bu deyiş özellikle bilgi çağı olan

günümüzde geçerlidir. Günümüz bilgi çağında uluslararası alanda rekabet edebilmenin

en önemli koşulu, bilgiye yatırım yapmaktır. Bilgiye yatırım denilince ilk akla gelen

kavram Ar-Ge’dir142.

Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge), insan, kültür ve toplum bilgisinden oluşan

bilgi dağarcığının arttırılması ve dağarcığının yeni uygulamalar tasarlamak üzere

kullanılması için sistematik bir temelde yürütülen çalışmalardır143.

Ar-Ge olarak adlandırılan ve araştırma ve geliştirme çalışmalarını kapsamakta

olan kavram öncelikle araştırmayı yani bulunmamış bilgiyi ya da ürünü bulmayı

sonrasında ise bulunan bilgi ve ürünü geliştirmeyi içermektedir144.

Araştırma bir gereksinimle başlar. Bu faaliyetler, insanları rahatsız eden

durumların ortadan kaldırılmasına yönelik bilinmeyen durumları ortaya çıkarmak için

yapılan çalışmaların bütünüdür145 . Araştırma, bilinmeyeni bulmaya ve uygun olan

142 Uğur Bilici, Ülkemizin Teknolojik Gelişiminde Ar-Ge 'nin Önemi, Madencilik Bülteni, s.14,

http://www.maden.org.tr/resimler/ekler/f83971673de5c8e_ek.pdf E.T. (02.03.2018) 143Frascati Kılavuzu. (2002), Araştırma ve Geliştirme Taramaları İçin

Önerilen Standart Uygulamaları. OECD. s:30. 144A. İncekara vd.,Ar-Ge Harcamalarına Yapılan teşviklerin etkinliği: Türkiye BRİCS Ülkeleri

Karşılaştırılmalı Analizi, İktisat Politikası Araştırmaları Dergisi, Cilt:1, Sayı:2, Yıl:2014-2 s.3. 145 Targan Ünal - Nisa Seçilmiş, Ar-Ge Göstergeleri Açısından Türkiye Gelişmiş Ülkelerle

Kıyaslaması, İşletme Ve İktisat Çalışmaları Dergisi, Cilt:1, Sayı:1, Yıl:2013, s.13.

Page 61: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

49

durumlarda uygulamaya yönelik yapılan bilimsel ve teknolojik faaliyetlerden

oluşmaktadır146.

Geliştirme, mevcut olan bilginin veya teknolojinin düzenlenerek daha

kullanışlı bir şekle getirme faaliyetidir147. Geliştirme faaliyetleri daha çok mühendislik

faaliyetlerini kapsamaktadır. Araştırma faaliyetleri gözlem ve deney yoluyla evrendeki

bilinmeyenleri açığa çıkarmaya çalışırken, geliştirme faaliyetleri ise kaynakların

insanlar için verimli hale getirilmesi ile ilgilenmektedir148.

Araştırma ve Geliştirme; yeni bir ürünün üretilmesi, ürünün kalitesi veya

standardının yükseltilmesi, standart yükseltici mahiyette yeni tekniklerin uygulanması

ve maliyet düşürücü yeni üretim teknolojilerinin geliştirilmesi, yeni teknolojinin

yurttaki var olan koşullarına uyumunun sağlanması, var olan teknolojilerin

iyileştirilmesi ve bu teknolojilere yenilerinin uyarlanması amacıyla yapılan, bilimsel

esaslara uygun yürütülen çalışmaları ve bu çalışmaların bunların sonuçlarını

kapsamaktadır.149.

Ar-Ge firmalarda yeni ürün ve üretim süreçlerinin meydana gelmesi için

yapılan yaratıcı ve sistemli çalışmalar olarak tanımlanmıştır150. Ar-Ge ürün ve süreç

yeniliğine veya artan bilimsel bilgiye ilişkin organize olarak yapılan çalışmalar

kapsamında bir olgu olarak da nitelendirilebilir 151 . Bu kapsamda Ar-Ge bilim ve

teknolojinin gelişmesini sağlayacak yeni bilgileri üretmek ve ya var olan bilgilerle yeni

ürün, malzeme ve araçlar üretmek, mevcut olan ürün ve sistemleri geliştirmek bilginin

sistematik olarak toplanmasını, analizini ve yorumunu gerektiren düzenli

çalışmalardır152.

146 Hüseyin İleri - Afra Horasan, Küresel Rekabet Ortamında İşletmelerin Teknoloji ve Ar-Ge

Yönetimlerinin Rekabete Etkileri Üzerine Araştırma Ve Örnek Bir Uygulama, Selçuk Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü. Yüksek Lisans Tezi Özeti, s.175. 147İleri - Horasan, a.g.t., s.175. 148 Tuğçe Uzun Kocamış - Ayşegül Güngör; Türkiye'de Ar-Ge Harcamaları ve Teknoloji Sektöründe

Ar-Ge Giderlerinin Karlılık Üzerine Etkisi: Borsa İstanbul Uygulaması, Maliye Dergisi, Sayı:166,

Ocak - Haziran 2014, s.127 149Oğuz Kaymakcı, Yeni Ekonomi: “Rekabet, Piyasa Ve Ar-Ge”

s.21.http://web.sakarya.edu.tr/~kaymakci/makale/yeniekonomikrekabet.pdf ( 06.05.2015 ) 150Vedat Kaya - Süleyman Uğurlu, Ar-Ge Harcamaları İle İhracat Arasındaki İlişki: Türkiye Örneği,

1990-2001 Ekev Akademi Dergisi, Yıl:2013, Sayı:57, s.272. 151Murat Çetin - Hayriye Işık, Türkiye ve Avrupa Birliği Ekonomilerinde Yenilikler ve Ar-Ge’nin

Teşviki: Karşılaştırmalı Bir Değerlendirme, Maliye Dergisi, Sayı:166, Ocak-Haziran 2014, s.76. 152Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, İnovasyon Nedir Şirketlere Ne Getirir, Mayıs 2007, s.43.

Page 62: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

50

Ar-Ge toplum, kültür ve insan bilgisini de içeren bilgi birikimini artırmaya

yönelik yeni uygulamaların kullanmak için yapılan düzenli ve yaratıcı çalışmalardır153.

Ar-Ge’yi işletmeler açısından tanımlarsak, işletmelerdeki yeni ürün ve üretim

süreçlerinin geliştirilmesine yönelik sistemli ve yaratıcı çalışmaların tümüdür154.

Türkiye'de 6 Temmuz 2001'de yürürlüğe giren 4691 sayılı Teknoloji

Geliştirme Bölgeleri Kanunu 3. maddesine göre Ar-Ge; bilim ve teknolojinin

gelişmesini sağlayacak yeni bilgileri elde etmek veya mevcut bilgilerle yeni malzeme,

ürün ve araçlar üretmek, yazılım üretimi dahil olmak üzere yeni sistem, süreç ve

hizmetler oluşturmak veya mevcut olanları geliştirmek amacı ile yapılan düzenli

çalışmalardır155.

5746 Sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi

Hakkında Kanunun 2/b bendine göre Ar-Ge ; kültür, insan ve toplumun bilgisinden

oluşan bilgi dağarcığının arttırılması ve bunun yeni süreç, sistem ve uygulamalar

tasarlamak üzere kullanılması için sistematik bir temelde yürütülen yaratıcı çalışmaları,

çevre uyumlu ürün tasarımı veya yazılım faaliyetleri ile alanında bilimsel ve teknolojik

gelişme sağlayan, bilimsel ve teknolojik bir belirsizliğe odaklanan, çıktıları özgün,

deneysel, bilimsel ve teknik içerik taşıyan faaliyetleridir156.

Ar-Ge harcaması, bilim ve teknoloji de rekabet avantajını sağlamak için

özel ve kamu sektörünün yapmış olduğu faaliyetleri ve harcadığı çabaları içeren önemli

bir göstergedir. Ar-Ge'ye yapılmış olan harcamalar toplamının GSYİH içerisindeki payı

uluslararası karşılaştırmalarda kullanılmaktadır. Ar-Ge harcamaları; yerli ve yabancı

şirketler, laboratuvarları, devlet üniversiteleri, araştırma enstitüleri vb. yerlerde yapılan

toplam Ar-Ge harcamalarından oluşmaktadır157.

153Nihat Işık - Efecan Kılıç; Bölgesel Kalkınmada Ar-Ge ve İnovasyonun Önemi: Karşılaştırmalı Bir

Analiz, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İİBF Dergisi, Yıl:2011, s.17. 154İsmail Bakan vd.,Ar-Ge Faaliyetlerinde İnsan Kaynaklarının Önemi, Akademik Bakış Dergisi,

Sayı:36, Mayıs-Haziran 2013, s.4. 155 4691 Sayılı Teknolojiyi Geliştirme Kanunu, 06/07/ 2001, Sayı:24454

http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.4691.pdf (06/05/2016) 1565746 Sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun, 28/03/2008,

Sayı:26814

http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5746.pdf (06/05/2016) 157 Işık - Kılıç; a.g.m., s.18.

Page 63: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

51

Ar-Ge kendi içerisinde faaliyetlerin nitelik ve kapsamına göre, uygulamalı

araştırma, temel araştırma ve deneysel geliştirme olmak üzere 3 faaliyeti içinde

barındırmaktadır. Temel Araştırma, herhangi bir özel uygulaması ya da kullanımı

olmayan ve öncelikle olgu ve gözlemlenebilir gerçeklerin temellerine ait yeni bilgiler

edinmek için yürütülen teorik veya deneysel çalışmadır. Uygulamalı Araştırmalar ise,

yeni bilgi edinme amacıyla yürütülen özgün araştırmadır. Bununla beraber uygulamalı

araştırma, ilk olarak belirli pratik amaç ya da hedefe yöneliktir. 3. olarak Deneysel

Geliştirme, araştırma ve/veya pratik deneyimden elde edilmiş olan mevcut bilgiden

faydalanarak yeni ürünler, yeni malzemeler ya da cihazlar üretmeye; yeni süreçler,

sistemler ve hizmetler tesis etmeye ya da önceden kurulmuş veya üretilmiş olanları

önemli ölçüde geliştirmeye yönelen sistemli çalışmadır158.

Ar-Ge toplumun ve kişinin bilgi birikimini artırmak ve bu bilgi birikimini yeni

uygulamalara dönüşmesini sağlamak amacıyla sistematik temele dayalı olarak yapılan

yaratıcı işleri kapsamaktadır159. Profesyonel olan Ar-Ge birimlerinin faaliyetleri Tablo

1'de ve Ar-Ge faaliyetlerinin aşamaları ise Tablo 2'de gösterilmiştir.

Tablo 1: Profesyonel Olan Ar-Ge Birimlerinin Faaliyetleri;

Bilimsel ve teknoloji alanlarındaki belirsizlikleri açıklığa çıkarmak amacıyla bilimsel

ve teknik/teknolojik gelişmeler sağlayan yeni teknik bilgilerin oluşturulması,

Üretime yönelik yeni metod, süreç ve işlemlerin araştırılması ve geliştirilmesi,

Yeni ürünler, malzemeler, araçlar, işlemler, sistemler oluşturmaya yönelik yeni yöntem

ve tekniklerin geliştirilmesi ve üretilmesi,

Ürünlerin maliyetlerini düşürücü kalite standartları ve performanslarını yükseltici yeni

tekniklerin /teknolojilerin araştırılması ve geliştirilmesi

Özgün tasarımlara dayanan yazılım faaliyetleri olarak sıralanabilir.

Kaynak: Arif ÖZSAĞIR, Bilgi Üretimi ve Bilginin Ürüne Dönüştürülmesinde Teknoparkların

Önemi, Mevzuat Dergisi, Yıl: Mayıs 2008, Sayı:125, s.3.

158Frascati Kılavuzu, s.31. 159 Arif Özsağır, Bilgi Üretimi Ve Bilginin Ürüne Dönüştürülmesinde Teknoparkların Önemi,

Mevzuat Dergisi, Yıl: Mayıs 2008, Sayı:125, s.3.

Page 64: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

52

Tablo 2: Ar-Ge Faaliyetlerinin Aşamaları160;

Kavram geliştirme

Teknik/Teknolojik ve ekonomik yapılabilirlik etüdü

Geliştirilen kavramlardan tasarıma geçiş süreçlerinde yer alan laboratuar çalışmaları

Tasarım, geliştirme ve tasarımı doğrulama çalışmaları

Prototip üretimi, Pilot tesisin kurulması, Deneme üretimi tesislerin yapılması

Ürün tasarımından kaynaklanan sorunların satış sonrasında çözümü gibi faaliyetlerden

oluşmaktadır.

Kaynak: Çiğdem KAVAK, Bilgi Ekonomisinde İnovasyon Kavramı ve Temel Göstergeleri,

Akademik Bilişim Konferansı, 11-13 Şubat 2009, s.3

2.1.2. Ar-Ge Harcamalarının Amaçları

Ar-Ge harcamalarının temel amacı, devamlı değişen bir çevrede faaliyet

gösteren özel sektör ve kamu sektörünün, bu değişimleri yakalamalarını sağlamak, özel

sektör ve kamu sektörünün gelişme ve büyümelerine yardım etmek ve bunların

sonucunda bu sektörlerin devamlılığını sağlamaya çalışmaktır. Temel amaca bağlı

kalmak kaydıyla Ar-Ge harcamalarının başka amaçları da aşağıdaki gibi sıralanabilir161:

Yeni ürün ve yeni ürün üretme süreçlerini geliştirmek

Var olan ürün ve malzemeler için yeni ve farklı kullanım alanları bulmak

Mevcut üretim tekniklerini geliştirmek veya Yeni üretim teknikleri bulmak

Birbirlerine rakip olan işletmelerin gelişmelerine ayak uydurarak rekabet

gücünü korumak

Firmalar kendi işletmelerindeki verimliliği artırmak

Üretim maliyetlerinin düşürülmesini sağlamak

İşveren-işçi ilişkilerinin iyileştirilmesini sağlamak

160Çiğdem Kavlak, Bilgi Ekonomisinde İnovasyon Kavramı ve Temel Göstergeleri, Akademik Bilişim

Konferansı, 11-13 Şubat 2009, s.3. 161Muammer Zerenler vd.,Küresel Teknoloji Araştırma-Geliştirme(Ar-Ge) ve Yenilik İlişkisi, Selçuk

Üniversitesi SBE Dergisi, Sayı:17 s.657.

Page 65: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

53

Doğru ve gerekli bilgilerin yönetime zamanında ulaşmasını sağlayacak

yönetim sisteminin kurulmasını sağlamaktır.

Örgütsel açıdan Ar-Ge ’nin temel amacı, yeni ürün geliştirmek, üretimde

maliyetlerin düşmesini sağlamak, kaliteyi artırmak, rekabet gücü kazanmak, ekonomik

ve toplumsal yararı elde etmek iken, ülkeler bazında bakıldığında ise, ülke kaynaklarını

verimli kullanmak, bununla beraber ekonomik kalkınma ve refahı sağlamak, bilgi

üretimini birikimini arttırmak ve ulusal bazda teknolojiler oluşturmaktır 162 . Ar-Ge

faaliyetinde bulunan firmaların ise verimliliklerini, ürün kalitesini, pazar paylarını ve

karlarını arttırarak rekabet gücünü kazanmaktadırlar163.

2.1.3. Ar-Ge Harcamalarının Önemi

İnsanlık uzun yıllardır tesadüflere bağlı olarak, yakın zamanda da sistemli

çalışmalar sonucunda bugünkü medeniyet seviyesine ulaşabilmişdir. Bugün, hiçbir

ulusal ekonomi ve işletme gelişmelerini tesadüflere bırakmamıştır 164 . Bu nedenden

dolayı işletmeler ve ülkeler bütçelerinin önemli bir kısmını Ar-Ge fonksiyonuna

ayırmak zorundadırlar. Bütçeden ayırdıkları kısım Ar-Ge’ye verilen önemi

göstermektedir165.

Günümüzde bütün ülkeler kendi kapasitelerine göre bilgi üretmek için Ar-Ge

faaliyetlerinde bulunmaktadırlar. Bulundukları Ar-Ge faaliyetleri ile yeni ürünler

üretilebildiği gibi, var olan ürünleri daha az bir maliyetle daha kaliteli üretebilme

imkânı da sağlamaktadır. Ayrıca Ar-Ge ile hazır bilgilere erişilebilmekte veya

ulaşılabilen bilgilerin nasıl ve şekilde kullanılacağının öğretilmesi de mümkündür.

Böylelikle teknolojik ilerleme hızlanmakta, teknolojik gelişmelerde ülkelerin

ekonomisine sanayisine ve yapısına etki etmektedir. Uluslararası pazarlarda rekabet

162 Serhan Eker, Kobi’lerde Teknolojik Ar-Ge Çalışmalarının İstihdam Üzerine Etkileri:

Tekmer’lerde Bir Uygulama, Yüksek Lisans Tezi, Isparta:2011 s.24. 163 Mediha Tezcan, Türkiye ve Rusya Yükseköğretimindeki Araştırma ve Deneysel Geliştirme

Faaliyetleri, İnternational Conference On Eurasian Economies 2013, s.834. 164Zerenler vd., a.g.m., s.657. 165İrfan Ertuğrul, İmalat Sanayinde AR-GE Stratejisi ve Denizli Sanayinde AR-GE

Çalışmalarına İlişkin Bir Araştırma, Akdeniz Üniversitesi İİBF Dergisi, Sayı 7, s.85.

Page 66: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

54

üstünlüğünü devamlı hale getirmenin yolu yeni teknolojilere sahip olmak ve yeni

teknolojiyi etkin bir şekilde kullanmaktan geçer166.

Devamlı gelişmelerin ve değişimlerin yaşandığı günümüz dünyasında, rekabet

gücünü koruyarak başarılı bir şekilde devam etmek açısından Ar-Ge zorunlu hale

gelmiştir 167 . Günümüzde gittikçe gelişen teknolojiyi yakalayabilmek için, var olan

teknolojik sistemleri geliştirmek ya da uygun olan araştırma teknikleri ile farklı buluşlar

yapmak gerekmektedir. Ar-Ge faaliyetleri, günümüzün acımasız ve sert rekabet ortamı

içerisinde işletmelerin adeta var oluş mücadelelerini göstermektedir. Sanayileşmiş

ülkelerin vazgeçilmezi olan Ar-Ge faaliyetleri ülkelerin kendi teknoloji üretme

kabiliyetlerini geliştirerek güçlü, istikrarlı, verimli, toplumsal ve ekonomik kalkınmayı

sağlar168.

Ekonominin temelini oluşturan işletmelerin gelişmesiyle ülkelerin kalkınması

da sağlanmaktadır. Ekonomik kalkınmanın ana şartlarından olan Ar-Ge faaliyetleri hem

ülkelerin hem de firmaların rekabet edebilme gücünü artırır. Rekabet gücü az olan

firmaların ve ülkelerin dışa bağımlılığı artmaktadır. Bu durum kalkınmak isteyen

ülkeler ve firmalar açısında olumsuz bir durum oluşturur169.

Küreselleşmeyle birlikte rekabet koşullarının zorlaştığı son dönemde

işletmeleri birbirleriyle rekabet etmeye zorlayan en önemli faktör tüketici ihtiyaç ve

isteklerinin fazlalığıdır. Fazlalaşan tüketici ihtiyaç ve isteklerinin işletmeler yönünden

karşılanma gayreti yeni teknolojilerin geliştirilmesine ve bu yeni teknolojilerin

uygulanmasını zorunlu kılarak işletmeler açısından Ar-Ge faaliyetlerine önem

verilmesini gerektirmektedir170. Dünya ekonomisinde bilgi çağına girilmesi ile birlikte

teknolojide meydana gelen hızlı değişimlere dayalı olarak, birtakım dönüşümler

yaşanmıştır. Bunlar171;

166Murat Kemal Keleş, Türkiye’de Teknokentler: Bir Ampirik İnceleme, Yüksek Lisans Tezi, Isparta

2007, s.46. 167Altın - Kaya, a.g.m., s.252. 168Bakan vd., a.g.m., s.5. 169Kaya - Uğurlu; a.g.m., s.272. 170 İncekara vd., a.g.m., s.4. 171Simla Güzel, Ar-Ge Harcamaları ve Vergi Teşvikleri: Belirli Ülkeler Karşısında Türkiye’nin

Durumu, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İİBF Dergisi, Yıl:2009, s.30.

Page 67: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

55

Ülkelerin üretim kapasitelerinin büyümesi,

İletişim, ulaşım ve bilişimin ve ön planda yer alması,

Bireysel ve toplumsal beklentilerin ve ihtiyaçların değişmesi,

Değişen teknolojiyi takip etme zorunluluğunun artması,

Son teknolojiye dayanan üretim yapabilmektir.

Yaşanmakta olan dönüşümlerle birlikte ülkeler Ar-Ge’ye daha fazla önem

vermeye başlamışlardır. Firmalar, kurumlar ve üniversitelerde araştırma alanında

çalışan Ar-Ge Personelini ve eski araştırmalardan elde edilen bilgileri kullanarak yeni

bilgiler ve çözüm yolları elde edilmektedir172. Ar-Ge harcamaları, bir firmanın veya

ülkenin teknoloji yeteneğini tanımlamak için kullanılan yaygın değişkenlerdendir. Ar-

Ge harcamaları yeni üretim yöntemi ve yeni ürün geliştirme, var olan ya da dışarıdan

alınan teknolojinin etkin kullanılması, teknolojinin uyarlanması ya da değiştirilmesi

süreçleri gibi teknolojik etkinliklerin her aşamasında çok büyük önem taşımaktadır173.

Ülkemizin sanayi yapısını yüksek teknoloji içeren ürünleri üreten bir yapıya

dönüştürmek ekonomi politikamızın en önemli önceliklerindendir. Bu kapsamda

rekabet gücünün artırılması ve küresel değer zincirinden daha fazla pay alınmasına

yönelik Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerinin özel sektör öncülüğünde artırılarak katma

değere dönüştürülmesi ve bu sayede yeniliğe dayalı bir ekosistem oluşturulması temel

hedeflerimiz arasındadır. Bu hedefi gerçekleştirmek için merkezi yönetim bütçesinden

bir yandan kamu Ar-Ge harcamalarına kaynak ayırılırken diğer taraftan özel sektör Ar-

Ge yatırımları için önemli teşvik ve destekler sağlanmaktadır. Bu amaçlarla Ar-Ge

harcamaları için 2017 yılı bütçesinde yaklaşık 5,8 milyar TL ödenek ayrılmıştır174.

2018 yılı merkezi yönetim bütçesinden yaklaşık 4,9 milyar TL kaynak

ayrılmıştır175. Bir önceki yıla göre Ar-Ge harcamalarına ayrılan kaynak 900 milyon TL

azalmıştır. Bu azalışın nedeni ülkemizin içinde bulunduğu durumdur. Ülkemizin

önceliği güvenlik olmasından dolayı Ar-Ge'ye ayrılan kaynak azalmıştır.

Ar-Ge'nin önemini aşağıdaki tablo 3'e göre sıralamak mümkündür176:

172 Bursa SMMM Odası; Ar-Ge Harcamalarının Önemi ve Türkiye'deki Durumu, s.1 E.T.

(15/09/2015) http://www.bursa-smmmo.org.tr/yazarlar/makaleler/132AGE.pdf 173 Ar-Ge Harcamalarının Önemi ve Türkiye’deki Durumu, s.1. 174 Bütçe ve Mali Kontrol Müdürlüğü, Yatırımlar, Ar-Ge, http://www.bumko.gov.tr/TR,8124/yatirimlar.html E.T. (20.03.2018) 175 Bütçe ve Mali Kontrol Müdürlüğü, Yatırımlar, Ar-Ge,

http://www.bumko.gov.tr/TR,8112/yatirimlar.html E.T.(20.03.2018) 176 Rasih DEMİRCİ vd.,Türkiye’nin AB’ye Uyumu Sürecinde Türk İşletmelerinin Ar-Ge

Faaliyetleri, s.3. http://www.metehantolon.com/wp-content/uploads/2012/04/turkiyenin-abye-

uyumu-surecinde-turk-isletmelerinin-arge-faaliyetler.pdf (07.03.2015)

Page 68: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

56

Tablo 3: Ar-Ge'nin Önemi

Piyasa Tarafından Bakıldığında

Piyasaya liderlik etme ve hâkim olma isteği

Ar-Ge faaliyetlerini rekabet açısından daha da

önemli bir hale getirmiştir.

Firma Tarafından Bakıldığında

Ar-Ge ile elde edilen yenilikleri uygulayıp ve

bu yenilikleri kârlılığına yansıtan bir firma,

gayretli ve arzulu bir çalışma ortamı kurulmuş

olur.

Sosyal Açıdan Bakıldığında

Yenilikleri beklemekte olan tüketicilere Ar-Ge

ile birlikte yeni ürünler ortaya sunulması,

kamuoyu tarafından takdir edilir.

Personel Açısından Bakıldığında

Firmalar, yetenekli ve yaratıcı elemanları

kendi işletmelerinde tutarak oluşabilecek

sorunların çözümünde kolaylık sağlar. Bundan

dolayı çalışanların motivasyonu artar ve

böylelikle firmanın performansında artış

yaşanır. Kaynak: DEMİRCİ Rasih, BAŞ Mehmet ve TOLON Metehan; Türkiye’nin AB’ye Uyumu Sürecinde

Türk İşletmelerinin Ar-Ge Faaliyetleri

2.1.4. Ar-Ge Harcamaları ve Ekonomik Büyüme Literatür Taraması

Ar-Ge Harcamalarının ekonomik büyüme üzerindeki etkisine baktığımızda bilgi

ve iletişim teknolojilerinin (BİT) üretim faaliyetlerinde temel bir üretim faktörü olarak

kullanılması, üretim için gerekli olan her türlü bilgi akışını hızlandırarak zaman ve

maliyet avantajı meydana getirmektedir ki bu avantaj, mal ve hizmetlerin daha kısa bir

sürede ve daha düşük bir maliyetle üretilebilmesine imkân sağlamaktadır. Bilgi ve

iletişim teknolojileri mal ve hizmet üretimi ise, verimlilik ve talep artışı yaratmanın

yanında, hızlı teknolojik gelişmeler yoluyla büyümeyi hızlandırmaktadır. Son olarak

bilgi ve iletişim teknoloji yatırımlarının ekonomik büyüme üzerindeki etkisi çalışan

birey başına düşen sermayedeki artışla (sermaye derinleşmesi) ortaya çıkmaktadır177.

Ar-Ge harcamalarının ekonomik büyüme üzerinde etkisi Şekil 3'te gösterilmiştir.

177 Hüseyin Kutbay - Ersan Öz, Ar-Ge Harcamalarının Ekonomik Büyüme Üzerine Etkisi: Türkiye ve

Seçilmiş Ülkelerde Vergi Teşvikleri Boyutuyla Ekonometrik Analiz, Maliye Dergisi, Temmuz-Aralık

2017; 173: 331-361, s.336

Page 69: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

57

Şekil 3: Ar-Ge Harcamaları ve Ekonomik Büyüme Arasındaki İlişki

Kaynak: Hüseyin Kutbay - Ersan Öz, Ar-Ge Harcamalarının Ekonomik Büyüme

Üzerine Etkisi: Türkiye ve Seçilmiş Ülkelerde Vergi Teşvikleri Boyutuyla

Ekonometrik Analiz, Maliye Dergisi, Temmuz-Aralık 2017; 173: 331-361, s.336

Ar-Ge ve büyüme arasındaki ilişkiyi literatürde birden fazla çalışma yapılarak

sorgulanmıştır. Bu yapılan çalışmalarda Ar-Ge’nin göstergesi olarak genelde Ar-Ge

harcamaları kullanılmıştır. Tablo 4’de görüldüğü gibi, birçok ampirik çalışma

sonucunda Ar-Ge harcamalarının gelişmiş ülkelerde özellikle ekonomik büyümeleri

üzerinde pozitif etkilerinin olduğunu göstermektedir.

Ar-Ge Harcamaları Arttığında

Yüksek Teknolojili Ürün İmalatı ve İhracatı Artar

İhracattan Elde Edilen Katma Değer Artar

İhracatın İthalatı

Karşılama Oranı Artar

Dış Ticaret Dengesi Olumlu

Etkilenir

İhracat Artar

GSYİH Artar

BİT Kullanımı Artar

*Düşük Maliyet

*Kısa Zamanda Üretim

*İşgücü Verimliliği

*Toplam Faktör Verimliliği

BİT Üretimi Artar

*Teknolojik Gelişmeler

*Verimlilik Artışı

*Talep Arışı

(Toplam Üretim)

BİT Yatırımı Artar

*Sermaye Derinleşmesi

*İşgücü Verimliliği

*Faktör Verimliliği

EKONOMİK BÜYÜME ARTAR

Page 70: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

58

Tablo 4: Ar-Ge Harcamalarının Ekonomik Büyüme İlişkisine Yönelik Çalışmalar

Yazarlar

Dönem

Yöntem

Örneklem

Sonuç

Goel ve Ram

(1994)

1960-

1985

Regresyon Analizi

54 Ülke

Sadece yüksek gelire sahip ülkelerdeki Ar-Ge

harcamaları ekonomik büyümeyi olumlu

etkide bulunmuştur.

Park (1995)

1970-

1987

Panel Veri Analizi

10 OECD

Ülkesi

Özel sektördeki Ar-Ge harcamalarının yerli

ve yabancı faktör verimliliğini artırdığı

gözlenmiştir.

Sylwester

(2001)

Çok Değişkenli

Regresyon Analizi

20 OECD ve

G-7 Ülkesi

OECD ülkelerinde Ar-Ge harcamaları ile

ekonomik büyüme arasında herhangi bir

ilişkiye rastlanmazken, G7 ülkelerinde Ar-Ge

harcamaları ile ekonomik büyüme arasında

pozitif yönlü ilişki tespit edilmiştir.

Ülkü (2004)

1981-

1997

Panel Veri Analizi

30 Ülke (20

OECD Ülkesi

ve 10 OECD

Dışı Ülke)

Bütün ülkelerdeki Ar-Ge ve inovasyon, kişi

başı reel GSYİH’yı pozitif yönlü

etkilemektedir.

Özer ve Çiftçi

(2008)

1990-

2005

Panel Veri Analizi

OECD Ülkeleri

(30 Ülke)

Ar-Ge harcamaları, araştırmacı ve patent

sayıları GSYİH üzerinde pozitif ve yüksek

oranlı bir etkiye sahip olduğu tespit

edilmiştir.

Samimi ve

Alerasoul

(2009)

2000-

2006

Panel Veri Analizi

30 Gelişmekte

Olan Ülke

Ar-Ge harcamalarının ekonomik büyüme

üzerinde bir etkisi bulunmamaktadır.

Altın ve Kaya,

(2009

1990-

2005

Nedensellik Testi

(VEC Modeli)

Uzun dönemde sadece Ar-Ge

harcamalarından ekonomik büyümeye doğru

nedensellik ilişkisi saptanırken kısa dönemde

her iki yönde bir nedensellik ilişkisi tespit

edilememiştir.

Genç ve Atasoy

(2010)

1997-

2008

Panel Nedensellik

Testi

Türkiye Dahil

34 Ülke

Ar-Ge harcamalarından ekonomik büyümeye

doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi tespit

edilmiştir

Bilen (2010) 2000-

2012

Yatay Kesit

Regresyon

Seçilmiş 24

Ülke

Ar-Ge harcamalarının büyüklüğü ile Ar-Ge

departmanlarında isdihdam edilen personel

sayısının ekonomik büyüme üzerinde

istatistiki açıdan anlamlı ve olumlu etkiye

sahiptir.

Korkmaz

(2010)

1990-

2008

Eşbütünleşme

Testi (VAR

Analizi)

Türkiye

Ar-Ge harcamaları ve ekonomik büyüme

arasında eşbütünleşmenin var olduğu ve uzun

dönemde birbirlerini etkiledikleri tespit

edilmiştir

Yaylalı vd.,

(2010)

1990-

2009

Eşbütünleşme

Testi

Türkiye

Ar-Ge yatırım harcamaları ile ekonomik

büyüme arasında tek yönlü bir ilişki tespit

edilmiştir.

Ağır ve Utlu

(2011)

1981-

2008

Eşbütünleşme ve

Panel Nedensellik

Testleri

17 OECD

Ülkesi

Ar-Ge harcamaları kısa dönemde ekonomik

büyümeye neden olmazken uzun dönemde

ekonomik büyümenin nedeni olarak

görünmektedir.

Gülmez ve

Yardımcıoğlu

(2012)

1990-

2010

Eşbütünleşme ve

Panel Nedensellik

Testleri

21 OECD

Ülkesi

Uzun dönemde Ar-Ge harcamaları ile

ekonomik büyüme arasında karşılıklı olarak

anlamlı bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir.

Lokshin ve 1994- Panel Veri Analizi Hollanda daki Vergi indirimleri %1'lik arttığında firmaların

Page 71: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

59

Mohnen (2012) 2004 Firmalar Ar-Ge maliyetlerinin kısa dönemde %0,21,

uzun dönemde %0,56 oranında azaldığını

tespit etmişlerdir.

Yıldırım ve

Kesikoğlu

(2012)

1996-

2008

Panel Nedensellik Türkiye Ar-Ge harcamalarından ihracata doğru tek

yönlü nedensellik ilişkisi mevcuttur.

Akıncı ve

Sevinç, (2013)

1990-

2011

Nedensellik Testi

Toplam Ar-Ge harcamalarından ekonomik

büyümeye doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi

tespit edilmiştir

Göçer (2013 )

1996-

2012

Panel Veri Analizi,

Nedensellik ve

Eşbütünleşme

11 Asya Ülkesi

Ar-Ge Harcamalarında %1'lik artışın, yüksek

teknolojili ürün ihracatını %6,5, bilgi-iletişim

teknolojileri ihracatını %0,6 ve ekonomik

büyümeyi %0,43 oranında arttırdığı tespit

edilmiştir.

Doruk ve

Söylemezoğlu

(2014)

2000-

2007

Panel Birim Kök

Testi

22 Gelişmekte

Olan Ülke

Ar-Ge Harcamalarının ekonomik büyüme

üzerinde olumlu etkisi olduğu sonucuna

varılmıştır.

Meçik (2014)

1990-

2012

Panel Veri Analizi

OECD Ülkeleri

İşgücü, sermaye ve Ar-Ge harcamaları

değişkenlerinin ekonomik büyüme üzerinde

pozitif ve anlamlı etkileri sonucuna

varılmıştır.

Soares vd.

(2014)

2003-

2012

Panel Veri Analizi

21 OECD

Ülkesi

Teknolojik ve bilgi yoğunluklu endüstriler

için Ar-Ge yatırımlarının ve Ar-Ge vergi

teşviklerinin firmaların büyümesi üzerinde

incelenmiş ve firmaların Ar-Ge yatırımlarının

net satışlarının artmasında vergi

politikalarının olumlu etkisi teyit edilmiştir.

Kocamış ve

Güngör (2014)

2009-

2014

Regresyon Analizi

Türkiye 16

Firma

Ar-Ge giderlerindeki bir birimlik artış faaliyet

kar/zararını 3,26 oranında vergi öncesi

kar/zararını 3,14, dönem net kar/zararını ise

4,00 oranında arttırmaktadır.

Kılıç vd. (2014)

1996-

2011

Panel Veri Analizi

G-8 Ülkeleri

Ar-Ge harcamaları ve reel efektif döviz

kurunun, yüksek teknolojili ürün ihracatı

üzerinde pozitif etkiye sahip olduğu

belirlenmiştir.

Taban ve

Şengür (2014)

1990-

2012

Johansen

Eşbütünleşme ve

VEC Modeli

Türkiye

Uzun Dönemde Ar-Ge harcamaları ile Ar-Ge

TZE çalışan sayılarının ekonomik büyümeyi

pozitif etkilediği görülmüştür. Kısa dönemde

ise, Ar-Ge'de TZE çalışan sayısı ekonomik

büyümeyi pozif etkilerken, Ar-Ge

Harcamaları böyle bir etkiye sahip değildir.

Özacn ve Arı

(2014)

1990-

2011

Panel Veri Analizi 15 OECD

Ülkesi

Ar-Ge harcamalarının ekonomik büyümeyi

pozitif etkilediği görülmüştür.

Mike ve

Oransay (2015)

1975-

2013

Birim Kök Testi,

Var Analizi

Türkiye

GSYİH, döviz kuru, altyapı ve patent

sayısıyla doğrudan yabancı yatırımlar

arasında pozitif bir ilişki olduğu sonucuna

varılmıştır.

Bozkurt (2015) 1998-

2013

Eş bütünleşme ve

Nedensellik Testi

Türkiye

GSYH içindeki Ar-Ge harcamalarının payı

%1 artması halinde ekonomik büyüme %0,23

artacağı belirlenmiştir.

Ragusa ve

Grigolini

(2015)

1981-

1996

Ampirik Olarak

İncelenmiş

9 OECD Ülkesi

Ar-Ge sermayesinin maliyetinde %1'lik

düşüşün Ar-Ge yatırımları seviyesinde

%0,30'luk artış oluşturduğu sonucuna

varılmıştır.

Erdil Şahin

(2015)

1990-

2013

Panel Veri Analizi 15 OECD

Ülkesi

Ar-Ge harcamaları ve ekonomik büyüme

arasında pozitif bir ilişki saptanmıştır.

Altıntaş ve

Mercan (2015)

1996-

2011

Panel

Eşbütünleşme

Analizi

21 OECD

Ülkesi

Ar-Ge harcamalarının ekonomik büyümeyi

sabit sermaye ve işgücünden daha fazla

etkilediği, Ar-Ge harcamalarındaki 1 birimlik

artışın ekonomik büyümeyi 3,4 birim

arttırdığı görülmüştür.

Dam ve Yıldız

(2016)

2000-

2012

Panel Veri Analizi BRİCS-TM

Ülkeleri

Ar-Ge ve inovasyonun ekonomik büyüme

üzerindeki etkisi pozitif ve istatistiksel olarak

Page 72: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

60

anlamlıdır.

Freimane ve

Balina (2016)

2000-

2013

Panel Veri Analizi AB Üye

Devletler

Ar-Ge harcamalarının AB'nin ekonomik

büyümesinde anlamlı ve olumlu etkisi vardır.

Sungur vd.

(2016)

1990-

2013

Asimetrik

Nedensellik Testi,

Birim Kök Testi

Türkiye Ar-Ge ile ekonomik büyüme arasında

herhangi bir nedensellik bulunamamıştır.

Kutbay ve Öz

(2017)

1999-

2016

Panel Nedensellik,

Eş bütünleşme ve

Paresan

9 OECD Ülkesi

Panelin genelinde, Kobi'lere yönelik Ar-Ge

vergi teşvikleri %1 arttığında, Firmaların Ar-

Ge yatırımlar %0,15 arttığı belirlenmiş.

Türkiye'de ise, %1'lik Vergi teşvikinin

yatırımlarda %0,94artışa neden olduğu

görülmüştür.

Taş vd. (2017) 2005-

2015

VAR Analizi Türkiye Türkiye'de Ar-Ge yatırımlarında ekonomik

büyümeye doğru nedensellik tespit edilmiştir.

Kesikoğlu ve

Saraç (2017)

2010-

2014

İstatistikiBölge

Birimleri

Sınıflandırması

Türkiye

Bütün bölgelerde Ar-Ge harcamaları ile

GSYİH arasında pozitif ilişkinin mevcut

olduğu bulunmuştur.

Ülger (2017)

1996-

2015

Panel Veri Analizi

38 OECD

Ülkesi

Ar-Ge harcamalarının 1 birim artarken

GSYİH'nın 11,484 birim arttığı, aralarında

pozitif yönlü bir ilişkinin söz konusu olduğu

sonucuna ulaşılmıştır.

2.2. İNOVASYON (YENİLİK-YENİLİKÇİLİK)

2.2.1. İnovasyon Kavramı, Tanımı

İçinde yaşadığımız yüzyılda, her alanda değişimi temel olarak ele alan bir yapı

vardır. Bu nedenle firmaları ve ülkeleri yakından ilgilendiren en önemli faktörlerden

biride değişim olmuştur. Ülkelerde yer alan firmaların, değişimden geri kalmaları

beklenemez. İnsanlar yaşadığı bu günkü medeniyet seviyesini, ulaştığı ekonomik ve

sosyal refahı inovasyon ve teknolojik değişimle birlikte gelişmelere borçludur178.

İnovasyon, artık günlük hayatta kullanmakta olduğumuz bir kelime haline

gelmiştir. İsmini duymayanın kalmadığı, duymayan kaldıysa da kısa zamanda

öğrenmesi gereken bir kapsamdır. Günümüzdeki değişen rekabet koşullarında ve bu

koşullardaki ortamda şirketlerin ayakta kalabilmesi için hizmetlerini, ürünlerini ve

üretim yöntemlerini devamlı değiştirmeleri ve yenilemeleri gerekmiştir. Bu işlem

“İnovasyon” olarak adlandırılmaktadır179.

178 Rıfat İraz, Yenilik Yönetimi Açısından Kobi’ler De Dış Kaynaklarının Kullanımının

Araştırılması: Konya İli Örneği, Küresel İktisat ve İşletme Çalışmaları Dergisi, Kış 2014, Cilt:3,

Sayı:6, s.52. 179Bülent Ağaoğlu, Türkiye İnovasyon Kaynakçası, İstanbul, 1 Mayıs 2007, s.6.

http://www.mikrobeta.com.tr/dosyalar/191_255.pdf E.T.(25.06.2015)

Page 73: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

61

İnovasyon Latince bir sözcükten innovatus'tan türetilmiştir. İnovasyon

kavramının sözcük anlamına bakıldığında ise, kültürel toplumsal ve idari ortamda

geliştirilen yeni yöntemlerin kullanılması anlamına gelmektedir. Webister, inovasyonu

“yeni ve farklı sonuç “ olarak tanımlamıştır. Türkçede yenilik, yenileme, yenilenme,

yenilikçi gibi sözcüklerle tanımlanmaya çalışılsa da anlamı tek bir sözcükle ifade

edilmeyecek kadar geniştir. Bunun için inovasyonu teknik bir sözcük kabul edip

dilimize bu şekilde oturtulmasında yarar vardır180.

Bu gün teknik bir sözcük olarak dilimize ve diğer ülkelerin dillerine yerleşen

inovasyon, sözlük anlamında da anlaşılacağı gibi yeniliğin kendisinden çok sonucunu

farklılaştırma ve değiştirmeye bağlı toplumsal ve ekonomik bir süreci ifade eder181.

İnovasyon için daha basit bir tanımlama yaparsak; Yeni olan fikirlerin,

yaratıcılığın ticari bir ustalıkla birleşmesi ve sonuçta da ticari bir fayda sağlanabilmesi

olgusundan oluşmuştur. Bu tanımlama kişileri inovasyon konusunda bir grup

düşüncelere iter. Bu düşüncelerden bazıları182;

İnovasyonun bir düşünceden başladığı,

Farklı fikirlerin oluştuğu,

Bu fikirden doğru olan fikirlerin seçildiği,

Bu fikirlerin sahiplenildiği,

Fikirlerin uygulanabilecek bir hale geldiği,

Ulaşılan sonuçların gözlenerek devamlılığın sağlanmasının amaçlanmasıdır.

Türk Dil Kurumuna göre inovasyon, yenileşmek olarak açıklanmaktadır.

Yenilik ise var olan bilgi birikiminden yola çıkılarak daha kaliteli, daha gelişmiş üretim

süreçleri, daha işlevsel yeni ürünler, örgütlenmeler ve yönetim uygulamalarının

geliştirilmesidir. İnovasyon değişen koşullara uyarlanmak üzere toplum yaşamında

oluşan yeni bir öğedir. Yeniliğin The New Oxford Dretionary of English deki sözlük

anlamı “ Var olan bir şeyde değişiklik yaparak ortaya yeni bir şey çıkarmaktır”.

180Ağaoğlu, a.g.e., s.6. 181Şirin Elçi vd.,Bölgesel İnovasyon Merkezleri: Türkiye İçin Bir Model Önerisi, İstanbul: TÜSİAD

Yayınları, No:TÜSİAD-T/2008-12/477, 2008, s.29. 182 Uğur Karagöz, İnovasyon, Türkiye’deki Durum ve İpkm’ler, Türk İdare Dergisi, Mart 2009,

Sayı:462, s.151-152.

Page 74: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

62

Daha önceleri bilim adamları, sanatçı ve mühendislerin uğraş konusu gibi

algılanan yaratıcı ve yenilikçi olmak ve yeniliği ortaya çıkarmak; artık işini daha iyi

yapmak isteyen ve kendisini geliştiren herkesin ilgi odağı haline gelmiştir. Günümüz

koşullarında rekabetin giderek fazlalaştığı dünya pazarında; bir sektör, bir şirket, ya da

ulusun yenilikçi olabilmesi çok önemli bir hal almıştır. Bu sebeple inovasyon (yenilik /

yenilikçilik) kavramı elli yıldır güncelliğini koruyarak birçok araştırmaya konu olmaya

devam etmektedir183.

Yeni şeyler yapmalı ve var olan şeyleri yeni yöntemlerle yapmak olarak

tanımlanan, yenilik üzerinde en çok duran ekonomik politika bilimcisi J.A. Schumpeter

tarafından “kalkınmanın itici gücü olarak tanımlanmıştır”. Schumpeter'e göre,

girişimcilerin stratejik üstünlük elde etmek istiyorlarsa inovasyona yönelmesi

gerekmektedir. Schumpeter kapitalist ekonomilerde inovasyonun, yapısal değişimin ve

verimliliğin artırılmasının ana kaynağı olduğunu söylemiştir. Schumpeter'in 1911

yılında yazılan, 1912 yılında yayınlanan ve 1934 yılında İngilizceye çevrilen “

Ekonomik Kalkınma Teorisi” eserinde inovasyonun beş şekilde ortaya çıktığını

belirtmektedir. Bu yenilikler şu şekilde sıralanabilmektedir184.

Tüketicilerin alışkın olmadığı yeni bir ürün ya da hizmetin veya bu

ürünün yeni bir halinin piyasaya sürülmesi,

Yeni bir bilimsel buluşla meydana gelen malın ticari bir üretim metodu

ile piyasaya sürülmesi,

Daha önce girilmemiş bir sektörde önceden var olmayan yeni bir

piyasanın açılmasına neden olur,

Önceleripiyasada olmayan yeni hammadde, yarı ürün ve ürün

kaynağının piyasaya sürülmesi,

Yeni tekelci pozisyonunun yaratılması ya da tekelci pozisyonunun

bozulması gibi, herhangi bir sektörde yeni bir sürecinin oluşturulması.

Diğer bir taraftan Schumpeter, icat (invention) ile yeniliği (inovasyon)

birbirinden ayırmıştır. Hayata geçirilmemiş icat (buluş), yenilik olamaz. Schumpeter'e

183Ali Yavuz vd.,Ulusal İnovasyon Politikaları ve Kamu Harcamaları: Çeşitli Ülkeler Üzerine Bir

Karşılaştırma, SDÜ İİBF Dergisi, Yıl:2009, Cilt:14, Sayı:3, s.67. 184Giovanna Vertova, The State and National Systems of Innovation: A Sympathetic Critique, Levy

Ecomics İnstitute of Bord College, Working Paper No:823, December 2014, s.3.

http://www.levyinstitute.org/pubs/wp_823.pdf (15/05/2017)

Page 75: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

63

göre icat üretim faaliyetine katılıyorsa, yenilik sayılır. Entelektüel çabanın ürünü olan

icat girişimci tarafından inovasyona dönüştürülmektedir185.

Schumpeter’dan sonra inovasyondan Avusturyalı yönetim bilimci Peter F.

Drucker söz etmiştir. Peter F. Drucker, inovasyonu yeni gelişen yetenekler veya artan

kullanılışlıkla donatılma süreci olarak tanımlamaktadır. Peter F. Drucker'e göre

inovasyon girişimciliğin belli bir fonksiyonunu oluşturur. Girişimcinin yeni kaynaklar

üreterek ya da var olan kaynakların kullanım potansiyelini artırarak refah

yaratmasıdır186.

Dosi (1998) inovasyonu; keyif, taklit, deney, yeni ürünler, yeni üretim

sistemleri ve organizasyon kurulumlarını da içeren bir araştırma faaliyeti olarak

tanımlamaktadır187. İnovasyon, yeni veya geliştirilmiş bir ürünü ve süreçlerini, yeni

organizasyonel yapılarını, mevcut teknolojinin yeni alanlarda kullanılmasını ya da yeni

pazarları keşfetmek olarak ifade edilmektedir188.

Rosenberg inovasyonu, bir yayılma süreci olarak görmüş ve basit bir

kopyalama olarak algılanmamasını istemektedir. Yapılan yeni inovasyonlarla birlikte

büyük-küçük çok sayıda firmanın rakiplerinden bir adım önde olabilmek için sürece

dahil olmaları gerekmektedir. Rogers (1995) ise inovasyonu, bir kişi ve ya birim

tarafından yeni algılanan fikir, yeni bir uygulama ve nesnedir189.

Lundvall (1992) inovasyonu; ekonomik yapının bütün parçalarını ve

öğrenmeyi etkilemekte olan Ar-Ge faaliyetlerinin yapıldığı kurumsal bir yapıyı içeren

sistemdir. İnovasyonun kavramsal çerçevesine göre, inovasyonun kapasitesi işletmeler

arasında olandikey ve yatay etkileşim neticesinde belirlenmiştir. Dikey etkileşim olarak,

185Dinler Sakaryalı - Arzu Meltem; İnovasyon ve Risk Sermayesi, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi,

2014, s.185. 186Meriç S. Ertekin, Yenilik ve Ekonomik Büyüme İlişkisi, Mevzuat Dergisi, Ağustos 2005, Sayı:92,

s.11. 187Işık - Kılınç, a.g.m., s.14. 188Haydar Özbek - Hayriye Atik, İnovasyon Göstergeleri Bakımından Türkiye’nin Avrupa Birliği

Ülkeleri Arasındaki Yeri: İstatistiksel Bir Analiz, Erciyes Üniversitesi İİBF Dergisi, Temmuz 2013,

Sayı:42 s.195.

http://iibf.erciyes.edu.tr/dergi/sayi42/ERUJFEAS_Jul2013_193to210.pdf (16.06.2015) 189Kılınç, a.g.t., s.6.

Page 76: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

64

tedarikçi ve taşeron işletmelerde teknolojik çözüm ve bilginin kaynağını

oluşturmaktadırlar Yatay etkileşim olarak, rakip işletmeler bazı ticari faaliyetlerde ortak

oldukları gibi çok değerli olan bilgi ve deneyimlerin kaynağı da olabilirler190.

Ferdinand ve Joseph A. Sassure, John Austin, Schumpeter'in

kavramsallaştırdıkları inovasyondan hareketle Mast, inovasyon olgusunu, gösterilen ile

gösterenin, toplumsal alana sığdığı ve orda kök saldığı isabetli bir fiil olarak

tanımlamaktadır. Buradan bakıldığında inovasyon doğası gereği yeni bir icatın önceki

fikir ve icatlar üzerine inşa edilen ardışık ve kümülatif bir süreçtir191.

Dünya genelinde faaliyeti olan, Procter and Gamble ( P&G ) işletmesi de

inovasyonu şu şekilde tanımlamaktadır: Herkesten, her yerden fikirler elde edinin ve bu

fikirleri, tüketicinin alabileceği şekle dönüştürün, daha sonra ise dönüştürdüğünüz bu

fikirleri satışa sunundiye ifade etmiştir. İletişim, yaratıcılık ve liderlik eğitiminde

uluslararası ün kazanmış yenilikçi Michael J.Galeb inavasyonu: Düşünmenin Tam

Zamanı adlı kitabında şu şekilde tanımlamıştır; İnovasyon; farklılaşmak için fark

yaratmak, fark yaratmak için farklı bakmaktır192.

Literatürde inovasyonla ilgili birçok tanım yapılmıştır. Bu tanımlamalardan

yaygın olanı ise, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ve Avrupa Birliği

İstatistik Ofisi (Eurostat)’nin inovasyon tanımıdır. Buradaki inovasyon tanımı şu

şekildedir: İşletme içi uygulamalarda, işyeri organizasyonunda ya da dış ilişkilerde

önemli seviyede iyileştirilmiş yeni bir ürün, yeni bir pazarlama yöntemi ya dayeni

organizasyonel yöntemin gerçekleştirilmesidir, şeklinde tanımlanmaktadır. Bir yeniliğin

olması için gereken şart, firma için ürün, süreç, pazarlama yöntemi ya da

organizasyonel yönteminin yeni olmasıdır193.

190Artur Kasza, Innovation Networks, Policy Networks, and Regional Development in Transition

Economies: A Conceptual Review and Research Perspectives, Paper for EPSNET Conference, Prague,

18‐ 19 June, 2004, s.5. 191 Ferhat Akbey, Ar-Ge, İnovasyon ve Kalkınmada İlişkisine Yönelik Bir Literatür Taraması:

Kurumsal Özet, Maliye Dergisi, Sayı:166, Ocak-Haziran2014, s.3. 192Bursa Sanayi ve Ticaret Odası: İnovasyon Nedir Şirketlere Ne Getirir, BTSO ETÜD ve ARGE,

Mayıs 2007, s.3. 193Tübitak, Oslo Kılavuzu: Yenilik Verilerinin Toplanması ve Yorumlanması İçin İlkeler, 3. Basım,

OECD ve Eurostat Ortak Yayını, Ankara: TÜBİTAK Yayınları, 2006, s.50.

Page 77: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

65

Avrupa Komisyonu'nun yayımladığı dokümanında, (Green Paper on

İnnovation) inovasyonun son 20-30 yıl içerisinde çok değiştiği ve değişen teknolojilerin

gittikçe hızlı yayılması devamlı değişikliklerin bütün olarak toplum için bir meydan

okumaya döndüğü vurgulamıştır. İnovasyonun bireysel ve toplumsal ihtiyaçların daha

iyi bir seviyede karşılayacağı düşünülmüştür. Ayrıca inovasyonun firmalar ve ülkeler

için girişimcilik ruhunu yansıttığı görülmüştür. Bu sebeple ekonomik büyümelerini,

rekabet güçlerini ve istihdam imkanlarını devam ettirebilmek için ülkelerin de yeni

fikirleri hızla bir şekilde ticari ve teknik başarıya dönüştürmeleri gerekmektedir194.

Yeni veya geliştirilmiş ürün, yeni organizasyonel yapıları, mevcut olan

teknolojinin yeni alanlarda kullanılmasını ya da yeni pazarlar keşfetmeye neden olan

inovasyon; literatürde teknolojik yenilik anlamında kullanılmıştır. Böylelikle teknolojik

değişim süreci ise icat, yenilik ve yayılma aşamalarından oluşmaktadır195.

İCAT (KEŞİF)

Bilimsel fikirlerin oluşması

ve keşiflerin ortaya çıkması

YENİLİK

İcat aşamasındaki bilimsel

fikir ve keşiflerin yeni ürün

ve üretim sürecine

dönüşerek pazarlanma

aşaması

YAYILMA

Piyasaya sunulan yeniliğin

tüm ekonomiye yayılma

aşaması

<--------------------------------------------YENİLİK---------------------------------------------˃

Şekil 4: Teknolojik Değişim Süreci

Kaynak: Mesut ALBENİ ve Murat KARAÖZ, "Ekonomik Kalkınma ve Modern Yenilik Teorisi",

SDÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt:8 Sayı:3, 2003, s.193

Yenilik (inovasyon) kavramı yazarlar tarafından farklı tanımları yapılmıştır.

İşletmeler de ise yenilik kavramı, işletmedeki bir düşüncenin, sistemin, aracın,

politikanın, ürünün, programın, sürecin ya da hizmetin ilk defa sunulması veya

kullanılması olarak ifade edilmiştir. Yenilik teknik bir kelimeden çok sosyal ve

194European Commıssıon 1995, Green Paper On Inovation, s.1-37.

http://europa.eu/documents/comm/green_papers/pdf/com95_688_en.pdf (22.06.2015) 195Mesut Albeni - Murat Karaöz, Ekonomik Kalkınma ve Modern Yenilik İlişkisi; Süleyman Demirel

Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt:8, Sayı:3, 2003, s.192-193.

Page 78: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

66

ekonomik bir kavramdır. Yenilik yeni bir ürünün ya da sürecin veya hizmetin pazara

sunulmasını içermektedir. Yenilik kavramı, yeni meydana gelen bilgiden daha fazlasını

ifade etmektedir. İşletmeler için ise yenilik, yeni bir hareket veya yeni bir zenginlik

kaynağı anlamına gelmektedir196.

Yenilik, firmaların rekabet üstünlüğü elde etmelerinde, karlarını maksimize

etmelerinde, sektörde yer alan firmaların önünde yer almalarını sağlayan güçlü bir

rekabet aracıdır. Yenilik, yaratıcılık, gelişme, değişim ve risk alma kavramları ile

bütünleşmiş uzun dönemli performans göstergesidir. Yenilik, önceden bir dâhinin buluş

yapması veya akıllı bir kişinin fikri alıp ticari bir yarara dönüştürmesi olarak görülürdü.

Fakat bugünün şartlarında yenilik, bir kereye mahsus olmayan tekrarlanabilen,

sistemleştirilebilen ve firmaların yapısına yerleştirilebilen bir süreç olarak karşımıza

çıkmaktadır197.

Rekabetteki üstünlük, inovasyonun kaynağını oluşturan bilim ve teknolojiyi

pazarlanabilir yeni bir hizmet veya ürüne, geliştirilmiş bir imalat, dağıtım yönetimine ya

da yeni bir toplumsal hizmet yönetimine dönüştürmek amacıyla ilk üretenin elindedir.

Bu yukarıdaki yazılanları ülke bazında yayabilen sistemlere sahip yönetimler, toplumsal

refah düzeyini artırırken bu işletmeleri ve ülkeleri taklit edenler ise devamlı olarak

rakibinin ona tanıdığı alan kadar takibe devam edebileceklerdir198.

İnovasyon konusunda birçok çalışması olan Göker'e göre, günümüzdeki pazar

ekonomilerinin temel dinamiği dünya pazarlarında var olan rekabet üstünlüğü

mücadelesidir. Rekabet üstünlüğü mücadelesinde belirleyici olan unsur inovasyondaki

yetkinliktir. İnovasyondaki yetkinlik ise bilginin kendisini üretebilmekte yetkinlik;

üretilen bilgiyi bir başkasından önce ekonomik ve toplumsal bir faydaya dönüştürmekte

yetkinlik demektir199.

196 Betül Yavuz, Ar-Ge Faaliyetlerine İlişkin Teşvikler ve Ar-Ge Giderlerinin UMS-TMS

Kapsamında Mali Tablolara Yansıtılması, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2010 , s.13. 197Zerenler vd., a.g.m., s.659. 198Kemal Koç - Ahmet Mente, İnovasyon Kavramı ve Üniversite-Sanayi-Devlet İşbirliğinde Üçlü

Sarmal Modeli, s.3. http://www.sdergi.hacettepe.edu.tr/makaleler/kkahm.pdf E.T(15.05.2015) 199Aykut Göker (2001), Bilim ve Teknoloji Politikalarına Giriş İçin 'Enformasyon Toplumu'

Üzerine Kavramsal Bir Yaklaşım Denemesi.Mülkiye Dergisi, Cilt XXV:230, s.49.

Page 79: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

67

İnovasyonda işbirliği, firmaların rekabet avantajını elde etmesinde önemli rol

oynamaktadır. Firmalar inovasyon sürecinde çeşitli sebeplerden dolayı diğer firmalar

kuruluşlarla işbirliği yapmaktadırlar. İşbirliği yapmalarının amaçları200

Teknoloji geliştirerek pazara giriş maliyetlerini azaltmak,

Pazara girişteki yer alan risklerini minimize etmek,

Üretimde ölçek ekonomisini yakalamak,

Yeni ürünlerin geliştirilmesi ve bu ürünlerin ticarileştirilmesi için

gereken süreyi azaltmak şeklinde sıralanabilir.

İşletmeler seviyesinde inovasyon, basit bir süreçte değil her aşamasında önemli

geri beslemeleri olduğu, kişiler, kuruluşlar ve karmaşık etkileşimlerin yaşandığı bir

süreçte (sistemik inovasyon modeli) gerçekleşir. İnovasyon sürecinde firmalar,

sistemdeki aktörlerin (diğer firmalar, tedarikçiler, müşteriler, araştırma kurumları, kamu

kurumları, üniversiteler, vb.) tamamıyla ya da belli bir kısmıyla etkileşim halinde

bulunurlar. Bütün bu süreçlerde faaliyetler birbiriyle bağımlıdır ve her aşamada

belirsizlikler bulunmaktadır. Her aşama geri beslemeler vardır ve özellikle pazardan

işletmelere gelen sinyaller ve değişen talepler dinamik bir sürecin varlığını

gerektirmektedir. Aşağıdaki Şekil 5'te yer alan sistematik inovasyon süreci ve bu süreci

etkileyen faktörler gösterilmektedir201.

200Elçi vd., a.g.e., s.29. 201Elçi vd., a.g.e., s.30.

Page 80: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

68

Şekil 5: Sistematik İnovasyon Süreci

Kaynak: Şirin Elçi, İnovasyon: Kalkınma ve Rekabetin Anahtarı, Genişletilmiş Baskı, Nova

Yayınevi,Mart 2006, s.21.

İnovasyon kavramıyla çoğu zaman Ar-Ge harcamaları karıştırılmaktadır.

Finlandiya eski başbakanı Esko Aho, Ar-Ge parayı bilgiye dönüştürürken, yenilik ise

bilgiyi paraya dönüştürmektir202.

İnovasyon ile buluşta çoğu zaman birbirine karıştırılan kavramlardır. Fakat bu

kavramları birbirlerine karıştırmamak gerekmektedir. Buluş, bir araştırma faaliyetinin

sonucu olarak, yeni fikir ya da bilgiyi meydana getirmektedir. İnovasyon ise, yeni bir

bilginin kullanılabilecek ürüne ya da hizmete dönüştürülmesidir 203 . Ar-Ge ile

inovasyon birbirinden farklı kavramlardır ve bir tutulmaması gerekmektedir. Buluşta

olduğu gibi, Ar-Ge inovasyona girdi oluşturabilir; fakat inovasyon, Ar-Ge olmadan da

yapılabilmektedir204.

202 Tuğba Tünen, 2000-2010 Yılları Arasında Türkiye’de Uygulanan inovasyon Politikalarının

Kobi’ler Üzerine Etkisi: Konya Organize Sanayi Bölgesinde Bir Uygulama, Yüksek Lisans Tezi,

Karaman 2011, s.18. 203Keleş, a.g.t., s.72. 204Elçi vd., a.g.e., s.28.

Page 81: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

69

İnovasyon, anlaşılması zor olan bir kavram gibi görünse de farklı ve ilginç

fikirlerin pazarı yakalayacak başarının uygulanmasıdır ve icatla karıştırmamalıdır.

Örneğin, telefon icattır, fakat cep telefonu inovasyondur. Bir adım ilerisi, internetle

iletişimi sağlamakta olan yeni cep telefonları da inovasyondur.

Başka bir örnek; Dikiş makinesi denilince akla hemen Singer markası

gelmektedir. Fakat dikiş makinesini 1846 yılında mucit Elias Howe icat etmiştir fakat

icadını inovasyona dönüştürmeyi başaramamıştır. İcadını inovasyona dönüştürmeyi

başaran Isaac SİNGER'dir. Isaac SİNGER hem dikiş makinasına ismini vermiş, hem de

bu üründe akla gelen ilk marka olmuştur. Singer, Howe’ un dikiş makinesi için aldığı

patentten yola çıkarak bunu başarmıştır. Girişimcilerin iş yapmak istedikleri alanlardaki

patentleri incelemenin önemi burada anlaşılmıştır. İnovasyon için icatlar ve patentler

büyük fırsatları içermektedir. Fakat girişimcinin asıl hedefi icat yapmak olmamalıdır.

İşletmeler inovasyon yaparak pazar payını ve karlılığını artırıp rekabet gücünü

yükseltmektir205.

İnovasyon yapmak için buluşlardan faydalanılabilir. Ancak burada önemli olan

piyasada yer bulup ekonomik getiri sağlayacak olan, yapılmamış olan bir şeyler yapmak

ya da yapılmakta olanı farklılaştırmaktır. İnovasyon, keşfedilmemiş olanı icat etmeyi

değil, değer yaratma yollarını araştırarak keşfetmeyi hedefler. Bu sebeple de

inovasyonda fikirler ve kavramlar önem kazanmaktadır. İnovasyon, ticari başarıyı

gerektirmektedir. Diğer bir yandan buluş yapmak, o buluşun ticari başarısını

garantilememektedir. Yapılan buluştan ticari değeri olan bir ürün ortaya çıkmadığı

sürece de değer yaratılamamış olur206.

2.2.2. İnovasyonun Türleri

İnovasyon tanımı olduğu çeşitlerinin sınıflandırılmasında da farklılıklar göze

çarpmaktadır. Literatürde inovasyonlar, alanlarına, derecelerine, özelliklerine göre farklı

sınıflandırılmıştır. Ortaya çıkardığı farklılık ve değişimin seviyesine göre, inovasyon

genel olarak artırımsal ve radikal olarak sınıflandırılmışlardır. Artırımsal inovasyonlar,

adım adım yapılan, bir dizi geliştirme ve iyileştirme faaliyetini içeren çalışmaların

205Kavlak; a.g.m., s.2. 206Keleş, a.g.t., s.72.

Page 82: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

70

sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Radikal inovasyonlar ise, radikal fikirler sonucu daha

önce denenmemiş ürün, hizmet veya yöntemlerin geliştirildiği büyük atılımlarla

oluşmaktadır. Literatürde, teknik ve yönetimsel olarak inovasyon ayrımına da

gidilmektedir. Yönetimsel inovasyon, organizasyonun sosyal sisteminde oluşan

inovasyonlar iken, teknik inovasyonlar ise, organizasyonun teknik sisteminde oluşan ve

organizasyonun öncelikli iş faaliyetleri ile ilgili inovasyonlardır. 207

Oslo Manual klavuzunda ise (2005), ürün inovasyonu, süreç inovasyonu,

organizasyonel inovasyon ve pazarlama inovasyonu olarak dörtlü bir ayırıma gitmiştir.

Bu dört inovasyon ayırımının kapsayıcı biçiminden dolayı bu dörtlü ayırımı ele alıp

inceleyeceğiz208.

- Ürün İnovasyonu: Bir ürün yeniliği, mevcut olan özellikleri ya da varsayılan

kullanımlarına göre yeni veya önemli derecede iyileştirilmiş bir mal veya hizmetin

ortaya çıkarılmasıdır. Bu; teknik özelliklerde, bileşenler ve malzemelerde, birleştirilmiş

yazılımda, kullanıcıya sağladığı yararlar ve başka işlevsel özelliklerinde önemli

derecede iyileştirmeleri içermektedir. Lakin ürün inovasyonu, hem yeni bir malın veya

hizmetin tanıtımını hem de mevcut mal ve hizmetlerin işlevsel ya da kullanım

özelliklerinde yapılmış olan iyileştirmeleri içermektedir209.

- Süreç İnovasyonu: Önemli derecede iyileştirilmiş olan, yeni bir üretim veya

teslim yönteminin gerçekleştirilmesidir. Bu yenilik, teknikler, teçhizat veya

yazılımlarda önemli değişiklikler içerir. Ürün kalitesini arttırmak, yeni ya da önemli

derecede iyileştirilmiş ürünler üretmek, üretim ve teslimat maliyetlerini azaltan nitelikte

olan süreç inovasyonu, mal ve hizmet üretim teknikleri, yazılımları ve teçhizatı

kapsamaktadır210.

-Pazarlama inovasyonu: Yeni pazarlama yöntemlerinin ürün tasarımında ya

da paketlemede, ürün tutundurmada ve konumlandırmada, ürün promosyonuya da

207Çağla Yavuz, İşletmelerde İnovasyon-Performans İlişkisinin İncelenmesine Dönük Bir Çalışma;

Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, 2010, s.145.

http://gkd.comu.edu.tr/images/form/dosya/dosya_404331.pdf E.T. (15.05.2015) 208Oslo Manual (2005), a.g.e., s.47. 209Oslo Manual (2005), a.g.e., s.48. 210Oslo Manual (2005), a.g.e., s.53.

Page 83: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

71

fiyatlamada önemli değişimleri içeren uygulamadır211. Ürünün fonksiyonel özelliklerini

koruyarak, yalnız ürün biçiminde ve görünümündeki değişmeleri ifade eden pazarlama

inovasyonları, firmanın satışlarını arttırmaya yönelik, her türlü pazarlama

inovasyonlarıdır. İnternetten verilen yemek siparişi, e-bilet ve tatil paketlerinin satın

alınma işi, televizyon ekranlarındaki ürün yerleştirme pazarlama inovasyonuna örnek

oluşturmuştur212.

- Organizasyonel İnovasyon: Organizasyonel inovasyonlar ile alakalı eğitim

faaliyetleri, makine ve teçhizat, başka sermaye niteliği taşıyan mallar ve diğer dış

bilgilerin temin edilmesini kapsamaktadır213. İşletmenin ticari uygulamalarında, işyeri

organizasyonunda veya dış ilişkilerinde yeni bir organizasyonel yöntem uygulamasıdır.

Organizasyonel yenilikler, çoğunlukla maddi ve beşeri kaynakların en uygun şekilde bir

araya getirilmesini sağlayacak farklı ve yeni yapılanmaları ifade etmektedir.

Organizasyonel yenilikler, kesinlikle stratejik kararlara ve dolayısıyla üst yönetime

dayansa da aynı anda ilgili bütün paydaşların destek ve katkısını ve dolayısıyla,

katılımcı bir yönetsel anlayışı gerektirmektedir214.

Organizasyonel yenilik ve pazarlama inovasyonu, teknolojik olmayan

inovasyon sınıfına girmektedir ve teknolojik inovasyon kadar önemli bir paya sahiptir.

Örneğin, Ar-Ge çalışmalarının sonuçlarını kullanarak teknolojik inovasyon yapmakta

olan bir işletmenin pazarlama inovasyonu yapmazsa eğer geliştirdiği ürünle yeterli ticari

başarıyı yakalayabileceği düşünülemez. Rekabet gücü açısından bakıldığında da büyük

bir öneme sahip olan imaj ve ün de pazarlama inovasyonuyla kendini

gösterebilmektedir215.

İnovasyonun ölçüm çerçevesinin bulunduğu şekil 6‘ya göre, işletme seviyesin

de inovasyon, ürün, süreç, pazarlama, organizasyonel olmak üzere dört gruba

ayrılmıştır. Bu dört grupta altyapı ve kurumsal çerçeve, talep, inovasyon politikaları,

211Oslo Manual (2005), a.g.e., s.53. 212Sakaryalı - Meltem, a.g.m., s188. 213Oslo Manual (2005), a.g.e., s.53. 214Yavuz, a.g.m., s.147. 215Elçi vd., a.g.e., s.27.

Page 84: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

72

diğer işletmeler ve eğitim-kamu araştırma sistemi önemli bir yere sahiptir. Bunu

oluşturan birimler arasında karşılıklı etkileşimler vardır.

Şekil 6: İnovasyon Ölçüm Çerçevesi

Kaynak: Efe Can Kılınç, İnovasyon ve Ulusal Kalkınma: AB Ülkeleri ve Türkiye Üzerine Bir İnceleme,

Yüksek Lisans Tezi, Karaman 2011, s.11.

2.2.3. İnovasyonun Önemi

İnovasyon, geçmişten bugüne kadar iktisadi yapıyı değiştiren, iktisadi yapı

içerisindeki rekabet ortamını şekillendiren ve işletmelerin rekabet edebilme gücünü

belirleyen önemli argüman olarak değerlendirilmektedir. Hızlı bir şekilde değişmekte

olan koşullarda, firmaların rekabetçi üstünlüklere sahip olmaları ve bu üstünlükleri

korumaları stratejik olarak en önemli amaç haline gelmektedir216. Yaratıcı süreçlerle

beraber inovasyon faaliyetlerini sürdüren firmalar bu durumun piyasada rekabet

216 Rıfat Iraz - Ebru Yıldırım, İşletmelerde Stratejik Bilgi Yönetiminin Yenilikçi Faaliyetlerin

Sürdürülebilirliğine Etkisi, SÜ İİBF Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, s.79.

Page 85: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

73

üstünlüğünü sağlamaları, kâr paylarını ve gelirlerini artırmaları ve endüstrinin başında

yer almalarını sağlayan bir faktör olarak görmüşlerdir217.

Yeniliklere ve değişimlere hızlı bir şekilde uyum sağlamanın zorunlu olduğu

günümüzde, firmaların varlıklarını devam ettirebilmeleri için inovasyon yönetimi

uygulamalarına ihtiyaçları her geçen gün fazlalaşmaktadır. İnovasyon günümüz politika,

iş ve akademik çevrelerin en çok tartıştığı konuların önünde gelmektedir. Nedeni ise

oldukça açıktır. Yüksek rekabetin olduğu günümüzde, ürün ve hizmetlerin emtialaşması

sebebiyle inovasyon sektör, kurum ve ülkeler için çıkış yolu olarak görülmektedir.

İnovasyon uzun dönemli verimlilik, kalite ve esnekliğin ilk koşulu olarak

değerlendirilmektedir 218 . İnovasyon, ürünleri çeşitlendirmek ve işletme alanlarını

genişletmek veya var olan ürün hatlarını korumak ve büyütmek için

kullanılabilmektedir. İnovasyon süreci doğru bir şekilde yönetilirse rekabette en güçlü

silah olarak ortaya çıkmaktadır219.

Yenilik faaliyetlerinde bulunan firmalar, piyasada rekabet üstünlüğü

sağlarsalar, kâr paylarını ve gelirlerini artırarak endüstrinin önünde yer almalarını

sağlayacaktır. İnovasyon süreçleri doğru bir şekilde yönetilirse eğer, rekabetin en güçlü

silahı olabilecektir. Şekil 7‘de görülebileceği gibi, iktisadi birimlerin amaç

fonksiyonlarında yarar, kârlılık ve refah artışları yer almaktadır. Bunu sağlayacak

iktisadi yenilik ortaya çıkarma süreci olan inovasyon, birey firma, devlet-ülke ve Dünya

açısından düşünülebilir.

217Kılınç, a.g.t., s.33. 218Zümrüt Ecevit Satı - Özlem Işık, İnovasyon ve Stratejik Yönetim Sinerjisi: Stratejik İnovasyon,

Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Ekim 2011, Cilt:9, Sayı:2, s.540-541. 219Zerenler vd., a.g.m., s.661.

Page 86: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

74

Şekil 7: İnovasyonun Tanımı ve İktisadi Birimler Açısından Önemi

Kaynak: Efe CanKılınç; İnovasyon ve Ulusal Kalkınma: AB Ülkeleri ve Türkiye Üzerine Bir İnceleme,

Yüksek Lisans Tezi, Karaman 2011, s.34.

İnovasyonlar, ülke ekonomileri için devam edilebilir iktisadi büyümenin,

sosyal refah düzeyi, kalkınma ve rekabet gücüne yaptığı katkılardan dolayı önemli bir

itici gücü olarak değerlendirilmiştir. İnovasyon faaliyetleri sonunda verimlilik, kârlılık

ve rekabet üstünlüğü yüksek olan işletmeleri içerisinde bulunduran ülkelerin

gelişmesine, gelişmişlik yarışında hızla ilerlediklerine, inovasyon sayesinde uluslararası

alanda rekabet gücü kazandıklarına ve birçok toplumsal sorunun üstesinden gelmeyi

başarmışlardır220.

Bugün rekabetçi üstünlük elde etmek isteyen firmaların kendilerini farklı bir

şekilde yeniden tanımlaması, temel stratejilerini yeniden oluşturması, içinde bulunduğu

sektörü yeniden keşfetmesi yani rakiplerinden farklı olarak, ürün ve hizmetlerinde fark

yaratabilme yeteneğine sahip olması gerekir 221 . İşletmeler inovasyonla beraber

gelebilecek belirsizliğin en alt düzeyde tutulması için, inovasyon yapılacak alanların

çok iyi araştırılması gerekmektedir. Tüketicide meydana gelen talep değişimlerinin

220Elçi vd., a.g.e., s.30. 221Zerenler vd., a.g.m., s.661.

Page 87: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

75

devamlı takip edilmesi ve sektöründeki girişimcilerin kendileri ile diğer işletmelerin

yapmış oldukları hataların iyi analiz edilerek gereken derslerin çıkarılması

gerekmektedir. Burada zamanlama konusu çok önemlidir. İşletmeler için uygun olan

zamanda piyasaya çıkabilmek, piyasadaki olan açığı görüp var olan rakiplerden önce

kapatmak, piyasalarda var olan talebi izlemek, inovasyon konusunda başarılı olmada ön

koşuldur. Genelde küçük ve orta büyüklükteki işletmeler piyasadan çıkış yaparken bu

konuya önem vermeleri gerekmektedir. Bu işletmeler, yenilikler yapmanın ya da

yeniliklerin ekonomik açıdan değerlendirilmesinin uzun bir süre alacağı için

yatırımların finansal risklerine girmeyi göze alamamışlardır. Bu nedenle, işletmelerin

ortaya koydukları yeniliklerin kısa sürede ekonomik açıdan değerlendirilmesi

gerekmektedir. Fakat küçük işletmeler inovasyon yaptıklarında bazı avantajları olabilir.

Büyük işletmelerin çok büyük bütçelerle geliştirmiş oldukları ürün ve yöntemleri, küçük

işletmeler daha az bir maliyetle geliştirerek sistemlerine entegre edebilmeleridir222.

2.2.4. Ulusal İnovasyon Sisteminin Tanımı ve Genel Çerçevesi

İnovasyon Sistemi yaklaşımı özellikle son 25 yıldan fazla süredir yoğun bir

şekilde ele alınmakta ve birçok akademisyenin katkısı sayesinde geliştirilmiş bir

kavramdır. İnovasyon üzerine yapılan birçok çalışmada, fikir üreten sektörle AR-GE ve

inovasyon talep eden işletmeler arasında karmaşık ilişkiler ağı olduğunun farkına

varılmıştır. İnovasyon süreçlerinin farkına varılmasıyla birlikte, inovasyonun sistemik

bir yaklaşımla ele alınması gerektiği görüsü yaygınlaşmıştır. Bu görüşle birlikte

inovasyon sistemi kavramı ortaya çıkmıştır223.

İnovasyon Sistemi kavramı; inovasyon sürecinde yer alan aktörler arasındaki

ilişkilere çok büyük önem vermektedir. Sistem yaklaşımına göre; inovasyon başarısı

sadece işletmelerin, üniversitelerin, düzenleyici kurumların ve araştırma enstitülerinin

nasıl hareket ettiklerinden çok, aynı zamanda birlikte nasıl hareket ettiklerine

222Ahmet Başalp, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nin Türkiye Ekonomisine Yönelik Katkılarının

Yeni Bir Model Çerçevesinde Analizi, Yüksek Lisans Tezi, Edirne 2010, s.29-30. 223 Onur Sungur, Bir Başarı Örneği Olarak Finlandiya Ulusal İnovasyon Sisteminin Analizi:

Aktörler, Roller, Güçlü ve Zayıf Yönleri, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Dergisi, Yıl:2006, Sayı:4, s.122.

Page 88: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

76

bağlıdır224. Başka bir ifadeyle, inovasyon ve teknik ilerleme, bilginin çeşitli türlerini

hem üreten-dağıtan, hem de uygulayan aktörler arasındaki karmaşık ilişkilerin bir

sonucudur225.

Geleneksel teknoloji performanslarında; Ar-Ge harcamaları ve Ar-Ge personeli

gibi girdiler ile birlikte, patent sayısı gibi çıktılar üzerinde odaklanmıştır. Verilen bu üç

gösterge, teknoloji çabalarının yönü ve içeriği hakkında bilgi sağlama açısından önemli

kaynak sağlarken, bir bütün olarak ele alındığında ekonominin genel yenilikçiliğini

ölçme oldukça sınırlı kalmakta ve bu göstergeler, inovasyon konusunda sadece girdi-

çıktı konularına odaklanarak, inovasyon sürecindeki aktörler arasındaki etkileşimi ihmal

etmekte, bu nedenle de ülkenin teknoloji performansının oldukça durgun bir görüntü

sunmaktadır226.

Bu geleneksel göstergelerde bahsedilen eksiklikler, ulusal seviyede inovasyon

sürecinde ve teknoloji geliştirmede etkili olan aktörler arasındaki bağlantı ve etkileşimin

önemini vurgulayan yeni bir yaklaşımın gerekliliğini ortaya koymuştur. Bu yeni

yaklaşıma Ulusal İnovasyon Sistemi denmiştir. Böylelikle, inovasyon konusunda çıktı

odağı terk edilerek süreç odağına yönelinmiş ve politika temellerinde bu yaklaşımı

geliştirmek mümkün olmuştur227.

Yenilikçi sistemin tesadüfî olarak değil de sistemik olması sebebiyle ülkeler

arasında yenilikçilik farkları vardır. Ulusal yenilik sistemi yaklaşımı ulusal rekabet

gücünü artırmayı hedefleyen ve işletmelerin rekabetçi olabilmelerini işletmelerin kendi

iç bünyelerinin özellikleri kadar, faaliyette bulundukları ülkenin ekonomik, fiziksel ve

sosyal özellikleri ile de bağdaştıran bir yaklaşım olarak ortaya çıkmıştır. Yenilik

sistemini ulusal ekonomik bir bakış açısı ve büyüme perspektifi ile birlikte ele alan

yaklaşıma ulusal yenilik sistemi denilmektedir228.

224Kılınç, a.g.t., s.54. 225OECD, National Innovation Systems, Paris, 1997, s. 9. 226Sungur, a.g.m., s.123. 227OECD, National Innovation Systems, Paris, 1997, s. 9. 228Bekir Sami Oğuztürk, Yenilikte Sistem Yaklaşımı ve Temel Dinamikleri: Ekonomik Değişim ve

Büyüme Temelli Bir Bakış, Süleyman Demirel Üniversitesi İİBF Dergisi, Yıl:2006, Cilt:11, Sayı:1

s.125.

Page 89: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

77

Ulusal yenilik sistemi kavram olarak, özellikle 1990’larda teknoloji ve yenilik

politikalarının geliştirilmesinde yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu kavram,

bir yandan teknolojik gelişme sürecine etkide bulunan tüm kurumları kapsarken, diğer

yandan ülkenin uluslararası rekabet gücünü ve uluslararası işbölümü içerisindeki

konumunu da gündeme getirmiştir. Bu yüzden Ulusal Yenilik Sistemi son derece etkili

olmuştur. Ulusal yenilik sitemi kavramı Neo-Schumpeteryan/Evrimci iktisadın önde

gelen araştırmacılarından Freeman (1987) ve Lundvall (1988, 1992) tarafından

önerilmiş ve diğer araştırmacılar tarafından geliştirilmiştir. 1990’larda bu kavram AB

gibi bazı uluslararası kuruluşlar ve OECD tarafından da teknoloji ve yenilik

politikalarının geliştirilmesinde kullanılmıştır229.

Ulusal İnovasyon sistemi kavramı ilk olarak Freeman’ın makalesiyle ortaya

çıkmıştır. Freeman makalesinde 2. Dünya savaşından sonra ekonomik olarak üstün bir

performans sergileyen Japon ekonomisini incelemiştir. Japon ekonomisini tanıtmak

yapısını ve özelliklerini göstermek için Ulusal İnovasyon sistemleri kavramını

kullanmış ve Japonya'nın rekabet gücü kazanmasında temel unsurun teknolojik

kapasitesini geliştirmesi olduğunu ve bununla birlikte ulusal politikaların da önemli bir

yeri olduğunu vurgulamıştır. Ulusal inovasyon sistemi, daha sonra Lundwall (1992) gibi

birçok benzer çalışmada kullanılmış ve teknoloji politikalarını geniş ve farklı bir boyuta

taşımıştır230.

Ulusal inovasyon sistemleri kavramın temellerinin 1800’lü yıllara kadar gittiği

söylemek yanlış olmaz. İnovasyon çalışmalarıyla tanınan, çağımızın ünlü

iktisatçılarından Freeman’a göre, Ulusal İnovasyon Sistemi kavramını ilk kullanan kişi

Bengt-Ake Lundvall’dir. Fakat Lundvall’da bu fikrin Friedrich List’in 1841’de

yayımlanan National System of Political Economy’sine (Ulusal Politik Ekonomi

Sistemi) kadar uzandığını söylemiştir 231 . Yayımlanan makalede geri kalmış

Almanya’nın Büyük Britanya ve Fransa'nın sanayi gücüne erişmesi; onlarla eşit

229Erol Taymaz, Ulusal Yenilik Sistemi: Türkiye İmalat Sanayiinde Teknolojik Değişim ve Yenilik

Süreçleri. TÜBITAK/TTGV/DIE: Ankara. E.T: 11.05.2015 http://www.inovasyon.org/html/kitap.htm,

s.26. 230Tünen, a.g.t., s.53. 231Freeman, C., 1995, Aktaran: Ulusal İnovasyon Sistemi Kavramsal Çerçeve, Türkiye İncelemesi ve

Ülke Örnekleri, s.37.

Page 90: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

78

koşullara gelmesi gerekirdi. List, gerçekte serbest ticarete inanmıştı; ama o, bu idealin

ancak çok sayıda ülkenin refâh ve daha da önemlisi teknoloji bakımından eşit

düzeyde olmaları hâlinde geçerli olabileceğini düşünmekteydi. Almanya’nın içinde

bulunduğu durumu çözümleyerek yaptığı tespit, List’in geliştirdiği kuramın kalkış

noktasını oluşturdu 232 . Almanya'nın sanayileşebilmesinin, özellikle de, teknolojide

önde olan Büyük Britanya'ya yetişebilmesinin kuramını ortaya attı. List'in kendi

kuramsal çözümlemelerinden çıkardığı sonuçlar, aslında, sanayi ve eğitim politikalarına

bağlı, uzun dönemli, ulusal bir teknoloji politikası olarak tanımlanabilir233. Friedrich

List, klasik iktisatçıları, ulusların gelişmesinde, bilim, teknoloji ve beceriye yeteri kadar

önem vermedikleri gerekçesiyle eleştirmiştir234.

List’e göre B. Britanya’ya üstünlük kazandıran teknolojisiydi. Fakat, bu

teknoloji, üretim yöntemlerinde, üretim araçlarında, ürünlerde yenilik yaratmayı; bu

yeniliklerle de, üretimi genişletmeyi, prodüktiviteyi yükseltmeyi, bu yüzden dekârı

artırmayı sağladığı, için çok önemliydi. Almanya, Büyük Britanya da olduğu gibi,

yenilik yaratma becerisini kazanması gerekiyordu. Bundan dolayı teknolojide yetkinlik

kazanmaya ihtiyacı vardı. Bu yetkinliği kazanabilmek için ise, tekrar Büyük Britanya

gibi, bunu sağlayacak olan, kendi ulusal sistemini kurmalıydı235. Bu politikaların çoğu,

yeni teknolojileri öğrenmek ve uygulamakla ilgilidir. List önceden günümüzdeki ulusal

yenilik sistemi teorilerinin çoğunu daha o zamanlarda gördüğünü söylenebilir 236 .

Özetlersek, List’in Almanya için ortaya koyduğu tekno-ekonomi politikası, bugünkü

ulusal inovasyon sistemini kurmayı hedef almaktaydı237.

Ulusal inovasyon sisteminin üç ana unsuru bulunmaktadır. Bu unsurlar; devlet,

sanayi ve üniversitedir. Üç unsur arasında kurulacak sistemli bir ilişki ile Almanya

kendisinde bulunmayan teknolojiyi öğrenip özümseyecek ve bu teknolojiyi bütün

ekonomik faaliyet alanlarına yayacak, ortaya çıkan yeni teknolojiyi bir üst seviyeye

232Aykut Göker, Sanayide Ar-Ge Faaliyetinin Teşviki ve Özgün Bir Teşvik Kurumu Olarak Türkiye

Teknoloji Geliştirme Vakfı, 15 nisan 2008, s.4-5. 233 Aykut Göker, Niçin Bilim ve Teknoloji Politikası Niçin Ulusal: Tarihsel Gelişim ve Dünya

Örnekleri, Sosyal Demokrasi Derneği, 25 Mart 2000, Ankara, s.9. 234Cem Saatcioğlu, Ulusal Yenilik Sistemi Çerçevesinde Uygulanan Bilim ve Teknoloji Politikaları:

İsrail, AB ve Türkiye Örneği, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı:5, s.181. 235Göker,Niçin Bilim ve Teknoloji Politikası Niçin Ulusal: Tarihsel Gelişim ve Dünya Örnekleri, s.11. 236Saatcioğlu, a.g.m., s.181. 237Göker,Niçin Bilim ve Teknoloji Politikası Niçin Ulusal: Tarihsel Gelişim ve Dünya Örnekleri, s.11.

Page 91: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

79

çıkartarak yeniden üretme ve geliştirme yeteneğini kazanabilecektir. Geliştirdiği

teknolojiyi yeni ürünlere, yeni üretim yöntemlerine dönüştürebilmesi amaçlanmaktadır.

Bu sistemde, bilgiyi üretecek, bu bilgi için gerekli araştırmaları yapacak olan

üniversitedir. Araştırmayı ticari bir ürüne dönüştürecek olan da sanayidir. Fakat bu iki

ayrı faktörün, beklenen işlevleri yerine getirebilecek seviyede geliştirilebilmesi ve

sistemli bir şekilde çalışabilmesi için gereken bütün önlemleri de devlet alacaktır238.

Ayrıca, serbest piyasada var olan güçlerinin, bilimsel ve teknolojik ilerleme için

gereken sermayeyi gerektiği seviyede sağlayamadıkları durumlarda Ar-Ge alanında

ortaya çıkan yatırım ve faaliyet açığını, kuracağı kamu araştırma kurumları veya kamu

finansmanıyla devlet kapatacaktır239.

Freeman, Ulusal İnovasyon Sistemini, etkinlikleri ve etkileşimleri ile beraber

yeni teknolojileri oluşturan, değiştiren, ithal eden ve yayan kamu ve özel kesim

kuruluşlarının ağıdır seklinde tanımlamıştır240. Bengt-Ake Lundvall (1992) ise; Ulusal

İnovasyon Sistemi kavramını, ekonomik yapı ve kurumsal oluşumların, keşif ve

araştırmaları olduğu kadar öğrenmeyi de etkileyen yönleri bütün unsurları olarak

tanımlamaktadır. Lundvall’a göre üretim, pazarlama ve finans sistemi öğrenmenin yer

aldığı alt sistemlerdir. Ulusal İnovasyon Sistemi’in analizinde hangi alt sistemlerin ve

toplumsal kurumların analize katılması veya dışarıda tutulması gerektiğinin ayrıntılı bir

şekilde belirlenmesi, kuramsal yaklaşımlar olduğu kadar tarihsel analizleri de içeren bir

iştir. Bu bakımdan hangi alt sistemler dâhil edilmeli ve hangi süreçlerin inceleneceği

konusu göz önünde tutularak, ulusal inovasyon sistemi tanımı açık ve esnek

bırakılmalıdır, şeklinde tanımlamıştır241.

UİS Lundvall tarafından dar ve geniş olarak iki şekilde tanımlanmıştır. Dar

olarak, yeni bilginin yayılmasını ve kullanılmasını destekleyen kurumlar üzerinde

özellikle odaklanırken, geniş tanımında ise yalnızca firmaları, kamu araştırma

merkezleri, üniversiteleri değil, aynı zamanda ticaret politikalarını, makro ekonomik

238Aykut Göker, Ulusal İnovasyon Sistemi ve Üniversite-Sanayi İşbirliği, Ankara Üniversitesi

Fen Bilimleri Enstitüsü Geleneksel Bahar Paneli IV, Bilimsel Araştırmada Üniversite-Sanayi İşbirliği,

Ankara, 2000, s.2,3. 239Göker,Ulusal İnovasyon Sistemi ve Üniversite-Sanayi İşbirliği, s.2,3. 240Taymaz, a.g.m., s.26. 241İnovasyon Sistemleri Üzerine Bir Değerlendirme; s.1. (20.09.2015)

Page 92: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

80

politikaları ve inovasyonu destek sağlayan diğer politikaları da içermektedir. Başka bir

ifadeyle dar tanımda, yalnız teknik ve bilimsel araştırma ve inovasyon sürecinde

doğrudan rol alan kurumlar üzerinde odaklanırken, geniş tanımda ise; araştırma,

öğrenme, keşfetme ve inovasyon faaliyetlerinde doğrudan ve dolaylı rol alan bütün

ekonomik, sosyal ve politik kurumları da kapsamaktadır242.

UİS, bireysel ve kurumsal öğrenme süreçlerini destekleyen yeni bilginin

oluşmasını sağlayan, oluşan yeni bilgi ve teknolojilerin kullanılmasında,

yaygınlaştırılmasında ve ekonomik yarara döndürülmesinde dolaylı veya doğrudan

olarak görev alan ve bütün süreçleri aktif olarak yöneten kurum ve kuruluşların

oluşturduğu ilişki – işbirliği – etkileşim ağı olarak tanımlamak mümkündür 243 .

Lundvall, UİS’nin ülkeler arasında farklılık gösteren beş temel faktörü olduğunu

söylemiştir. Temel faktörlerden ilki, firmaların kendi içyapısıyla ile ilgilidir. Firmaların

öğrenme yetenekleri, kendi organizasyonel yapıları ve inovasyon yapma yeteneklerini

artırmaları için gerekli olan özellikleri, ulusal inovasyon sistemlerinin etkilemektedir.

Başka bir unsur, inovasyon ile alakalı olarak bilgi üreten üniversite, araştırma enstitüleri

ile firmalar arasındaki ilişkilerin ne seviyede olduğu ile ilgilidir. Bilgi üreten kuruluşlar

ile firmalar arasında yeterli etkileşim, iletişim ve işbirliği sağlamada kopukluk meydana

gelirse, ulusal inovasyon sistemlerinin bir parçasının eksik kalacağı kesindir244.

UİS, ulusal seviyedeki öğrenme süreçlerini ve öğrenme süreçlerini besleyen

ulusal ve kurumsal ilişkiler ağını da ön plânda tutmaktır. Evrimci iktisat kuramında

yenilik ve teknoloji politikasının ana özelliği, işletmelerin teknolojik yeteneğini

geliştirmeye yönelmeleridir. Yaklaşımda, teknolojik altyapı kurumları, işletmeler ve kâr

amacı gütmeyen destek kuruluşları arasındaki etkileşim ve işbirliği önem kazanmıştır.

Bu yönde, teknoloji ve yenilik politikasının amaçları:245

Yenilik yapmak için uygun ortamın oluşturulması,

Kurumları birbirleriyle işbirliğine teşvik etmek,

Tüketicileri yeni ürünlere yönlendirmek,

242Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı; Türkiye’de Ulusal İnovasyon Sistemi, Kalkınmada Anahtar

Verimlilik Dergisi, Haziran 2012, Sayı:282, s.1.

https://anahtar.sanayi.gov.tr/tr/news/turkiyede-ulusal-inovasyon-sistemi/96 (20.09.2015) 243Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, a.g.e., s.1. 244 Sungur, a.g.m., s.122-125 245Selçuk Karaata, İnovasyonun Önemi Teknoloji ve Girişimci Finansmanı, Işık Üniversitesi İşletme

Kulübü, Kasım 2002, s.4-5.

Page 93: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

81

İşletmelerde teknolojik yenilik kültürünü geliştirmek; yeni ürün, hizmet ve süreç

geliştirilmesine yönelik düşünceleri özendirmek,

İşletmelerin yenilik için ihtiyaç duydukları bilgi ve finansman kaynaklarına daha

kolay ulaşmalarını sağlamak,

Teknolojinin yaygınlaşması ve bilgi akışı için piyasanın dışında olan

mekanizmaların ve ağ tipi örgütlenmelerin yaygınlaşmasını desteklemek,

Kurumsal yapının geliştirilmesi, köprü görevi üstlenecek kurumları oluşturmak

ve sistemik aksaklıkları engellenmek, olarak özetlenebilir.

UİS'de ana aktörleri246,

Hükümetlerin hem politika yapması hemde bu politikayı uygulaması,

Sektörde yer alan bütün işletmeler,

İşletme ve devlet

Üniversiteler,

Patent ofisleri, Araştırma kurumları, Ortak araştırma merkezleri,

Eğitim merkezleri, Teknoparklar gibi özel sektör ve kuruluşlardır.

UİS'de Aktörler ve Bu Aktörler Arasındaki Bağlantıları OECD (1999)’a göre

şekil 8'de göstermiştir. Sistemin ana aktörleri; devletler, Üniversiteler-Kamu Araştırma

Kuruluşları-Ar-Ge Kurumları, Firmalar, Aracı Kuruluşlar ve Finansman Kuruluşları

olarak sıralanabilir247.

246Keleş, a.g.t., s.81. 247Kılınç, a.g.t., s.79.

Page 94: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

82

Şekil 8: Ulusal İnovasyon Sisteminde Aktörler Ve Bu Aktörler Arasındaki

Bağlantılar

Kaynak: Efe Can Kılınç, İnovasyon ve Ulusal Kalkınma: AB Ülkeleri ve Türkiye Üzerine Bir İnceleme,

Yüksek Lisans Tezi, Karaman 2011, s.80.

UİS, aktörler arasında kurulmuş olan ve başarıyla işleyen bir ağ yapıdır. Bu

yapıyla bilgi ve teknoloji üretilir, yayılır ve kullanılmaktadır. İnovasyon faaliyetlerinin

hızlı ve başarılı olabilmesi; ekonomik ve toplumsal yararın yüksek düzeyde olması, ağ

yapının etkinliğine, dinamikliğine, aktörler arasındaki bağların, etkileşimin ve ilişkilerin

kaliteli ve güçlü olmasına bağlıdır248. Böyle bir sistemde, teknolojik gelişme sürecinin

performansı, sadece işletme, üniversite ve araştırma kurumları gibi belirli aktörlerin

nasıl hareket ettiklerine değil; aynı zamanda, teknolojik sistemin faktörleri olarak, yerel,

248Şirin Elçi, İnovasyon: Kalkınma ve Rekabetin Anahtarı, Genişletilmiş Baskı, Nova Yayınevi,Mart

2006, s.46.

Page 95: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

83

ulusal ve uluslararası seviyelerde birbirleriyle nasıl etkileştiklerine de

bağlıdır249.Türkiye’de UİS'nin ana aktörleri Şekil 9’ da verilmiştir250.

Şekil 9: Türkiye’de Ulusal İnovasyon Sisteminin Başlıca Aktörleri

Kaynak: Şirin Elçi vd.,Bölgesel İnovasyon Merkezleri: Türkiye İçin Bir Model Önerisi, İstanbul:

TÜSİAD Yayınları, No:TÜSİAD-T/2008-12/477, 2008, s.37.

249 TÜBiTAK, İnovasyonun Değisen Ortam ve Şartları Hükümetlerin / Devletin Yeni Rolü,

TÜBİTAK-BTP, Nisan 1999, Aktaran: SOYAK, Alkan, “Ulusal Yenilik Sistemi Ve Kurumsal

Arayışlar:‘Teknoekonomi Enstitüleri’”, Bilim ve Ütopya Dergisi, Sayı. 154, Nisan, 2007. 250Elçi, a.g.e., s.35.

Page 96: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

84

UİS kavramında anahtar unsuru, bilgi ve öğrenmedir.Yaklaşımda öğrenme

etkinliği uzun dönemli başarılı bir iktisadi gelişmenin temel açıklayıcı unsuru kabul

edilmektedir. Bundan dolayı UİS kavramı bir yandan öğrenme üzerine odaklanırken,

diğer bir taraftan sistem çerçevesinde süreç üzerine de odaklanmak zorundadır. UİS

ulusaldır. Çünkü ulusun ve içinde bulunduğu toplumun bir takım özgünlüklerini

içermektedir. UİS sistemiktir. Çünkü yenilik yaratma ve öğrenme sürecinde kurumsal

desteğin önemi açık bir şekilde öne çıkmaktadır. Kısaca özetlersek, UİS kavramı

öğrenme etkinliği ve öğrenmeyi destekleyen kurumsal yapının yeteneği ve etkin

çalışması üzerine odaklaşmak durumundadır251.

2.2.4.2 Ulusal İnovasyon Sisteminin Ülkeler ve Toplumlar İçin Önemi

Günümüzde UİS, ülkelerin büyümeleri ve kalkınmalarında en önemli yapı

olarak kabul edilmektedir. Freeman’ın söylediği gibi, bu sistemlerin içindeki çeşitli

ürünlerin meydana getirilmesi için gereken bilgi, deneyim ve nitelik birbiriyle ilişkili ve

destekleyici nitelikler taşımaktadır. Sistemlerin içinde çalışıldığında öğrenme ve

yakalama zamanı kısalmakla kalmamakta, büyüme ve kalkınmanın önünü açacak bir

şekilde ürün ve üretim süreçleri gruplarının belirlenmesinde de olanak tanımaktadır252.

OECD (1996) yayımlamış olduğu raporda ulusal inovasyon sistemiyle alakalı

şunları ileri sürmektedir. Günümüz koşullarında bütün yönleriyle bilgi, ekonomik

süreçlerde çok önemli bir rol üstlenmektedir. Kaynaklarındaki bilgiyi geliştiren ve etkin

yöneten ülkelerin diğer ülkelere göre daha başarılı oldukları görülmüştür. Daha çok

bilgi sahibi olan işletmeler, daha az bilgi sahibi olan işletmeleri geçmiştir. Bilgisi daha

çok olan bireyler ise daha yüksek getiri elde etmektedir. Bilginin stratejik bu rolü, Ar-

Ge, eğitim ve öğretim ve diğer yatırımların, birçok ülkede fiziksel yatırımlardan daha

hızlı arttırılmasına sebep olmaktadır. Bu sebeple OECD ülkelerinin politika çerçevesi,

yenilik, bilgi kullanımı ve üretim kapasitesinin arttırılmasına önem vermelidir 253 .

Globalleşen dünyada her ne kadar yenilik sistemlerindeki uluslararasıcılık tartışılsa bile

251Alkan Soyak, “Teknoekonomi Politikalarının Işığında” Ulusal Yenilik Sistemi ve İnsan Faktörü,

Bilim ve Ütopyo Dergisi, Sayı:165, Mart 2008, s.5. 252Alkan Soyak, “Ulusal Yenilik Sistemi Ve Kurumsal Arayışlar:‘Teknoekonomi Enstitüleri’”, Bilim

ve Ütopya Dergisi, Sayı. 154, Nisan, 2007, s.10. 253B. Ali Eşiyok, Türkiye’nin Kalkınma Sürecinde Teknoloji, Yenilik ve Bilişim Sektörü, Türkiye

Kalkınma Bankası A.Ş. Genel Araştırmalar, Aralık 2004, Ankara, s.19.

Page 97: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

85

firmaların yenilik hareketleri önemli bir şekilde kendi ülkelerindeki ulusal yenilik

sistemlerinden etkilenmiştir. İşletmeler teknolojik rekabeti kaçınılmaz bir şekilde milli

inovasyon sistemlerine bağlamaktadır. Milli sistemler aynı şekilde hükümet

politikalarına dayanmaktadır254.

UİS teknolojik ve bilimsel bulguları ekonomik ve toplumsal değere

dönüştürebilecek kurumsal mekanizmaları içerdiği için çok önemli bir yere sahiptir.

Teknolojik ve bilimsel bulguları ekonomik ve toplumsal yarara dönüştürme yeteneğine

sahip olmayan herhangi bir ülke, sektör ya da firmanın uluslararası rekabetin hüküm

sürdüğü günümüz koşullarında varlığını devam ettirmesi imkansızdır255.

Bilgi gittikçe ekonomik faaliyetlerde yoğun hale geldiğinden hükümetlerin

inovasyon sürecini etkileyecek politikalar uygulaması da son derece önemlidir. Sistemi

üç yönden önem kazanmaktadır: Birinci açıdan bilginin ekonomik önemi çok iyi

anlaşılmış, ikinci açıdan artan oranda sistem yaklaşımı kullanılmıştır. Üçüncü ve son

olarak ise bilginin yaratılması ve üretmesi ile ilgili kuruluşların sayıları gittikçe

artmaktadır. Ülkeler ulusal inovasyon sistemlerini kurarak kuvvetle desteklemeye

başlamıştır. Bu sistemi, yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve yayılmasına katkı sağlamak

üzere ekonomik yönden yararlı bilgiyi üretmek, bu bilgiyi transfer etmek ve kullanmak

için iş birliği içinde olan kuruluşların oluşturdukları sistemdir. Sistemin merkezinde

işletmeler bulunmaktadır. Rekabet edebilme gücü yalnız en yeni teknolojileri kullanarak

ve bu teknolojileri devamlı geliştirerek ve gelecek teknolojileri için çalışmalar yaparak

sağlanır256.

Ülkelerin refahını ve yaşam standartlarını artıran bir faktör olan rekabet gücünü

artırmanın yolu üretken olmaktan geçmektedir. Üretkenliği artıran önemli araç ise

inovasyondur. Ülkede var olan kaynakların ürün ve hizmete dönüştürülebilmesi ve ürün

ve hizmetlerden ekonomik ve toplumsal değer oluşturulması çok önemlidir.

İnovasyonla birlikte toplum, aynı kaynaktan çok büyük getiriler elde ettiği için,

inovasyon yalnız ekonomik bir sistem değil, aynı zamanda toplumsal bir sistemdir257.

254Nevzat Güldiken, Türkiye’de Sanayi-Teknoloji-Kobi Politikalarına Eleştirel Bir Yaklaşım,C.Ü.

İ.İ.B. Dergisi, Cilt:7, Sayı:2, 2006, s.141-142. 255Keleş, a.g.t., s.83. 256Tünen, a.g.t., s.57. 257Elçi, a.g.e., s.31.

Page 98: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

86

Bu sebepten inovasyonu etkin çalıştırabilmesi için bir sistem kurulması, etkin

politikaların tasarlanıp uygulanması ve inavasyonun devletler için ön plânda olması

gerekmektedir258.

İnovasyonla ilgili araştırmalar, ülkelerin inovasyon performanslarındaki artışın

toplumsal ve ekonomik kalkınma, gelişme ve refah için anahtar bir rol oynadığını; bilgi

ekonomisine geçişte önemli itici güç olduğunu; etkin inovasyon sistemlerine ve

politikalarına sahip ülkelerin gelişmişlikte hızla ilerlediklerini, inovasyonla birlikte

eşitsizliklerinde dahil olduğu birçok toplumsal sorunun üstesinden gelmeyi

başarmışlardır. Ülkelerin belirli sürelerde ihracat oranlarındaki iyiye gidiş ya da iç

talebin yüksek olması yüzünden büyüseler bile bu büyümenin uzun vadeli ve

sürdürülebilir olması, ülkelerin inovasyon performansına ve bu performansta meydana

gelen artışlara bağlıdır259.

İnovasyonun sektörel, bölgesel, ulusal ve küresel, boyutlarda başarıyla işlemesi

ve politikaların etkin bir şekilde belirlenip uygulanması için üniversite, özel sektör ve

devletin işbirliği yapması gerekmektedir. Üçlü sarmal olarak da isimlendirilen bu

işbirliği yaklaşımında, yükseköğretim kurumları özel sektörün ihtiyaç duyduğu insan

gücünü yetiştirip; Ar-Ge faaliyetlerini özel sektörle işbirliği içinde yürütüp araştırma

sonuçlarını ticarileştireceklerdir. İşletmeler yeni bir bilginin üretilmesine, inovasyon

için kullanılmasına ve işbirliğine önem vermektedirler. Devlette, kanun koyucular ve

uygulayıcılar, işletmelerin inovasyon faaliyetlerini destekleyen, üniversitelerin özel

sektör işbirliği halinde çalışmasına imkan sağlayan, inovasyona önem veren yeni

şirketlerin kurulmasını teşvik eden yasal ve idari ortamın oluşturulması için

çalışmaktadırlar. Devlet, Ar-Ge ve inovasyonu destekler ve bunun için kaynak ayırır260.

UİS, ekonomideki diğer faktörler ile de etkileşim içindedir. UİS incelenirken,

bu sisteminde içinde yer aldığı eğitim sistemi, makroekonomik ve düzenleyici bağlam,

258Elçi, a.g.e., s.45. 259Elçi vd., a.g.e., s.30. 260Elçi, a.g.e., s.48.

Page 99: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

87

iletişim altyapısı, işgücü ve sermaye piyasalarındaki koşullar, ürün piyasaları da

incelenmelidir261

2.2.4.3 Ulusal İnovasyon Sistemlerinde Devletin Stratejik Rolü

Devlet ulusal inovasyon sisteminde önemli bir elemandır. Çünkü devlet, Ar-

Ge'yi ve bilimin gelişmesini doğrudan finanse eder. Devletlerin sistem içindeki rolü

sadece bununla sınırlı kalmamıştır. Devletler sadece eğitim ve kamunun yapmış olduğu

Ar-Ge çalışmaları için kaynak sağlayan taraf değil, bunun yanında bilginin sistem

içerisinde akışını engelleyen faktörlerin kaldırılmasında da taraf olmaktadır 262 .

Devletler; inovasyon ve teknoloji politikasını, bütün ekonomi politikasında tamamlayıcı

parçası olarak ülke ekonomisinin bütününü kapsayan etkin bir bilgi sistemi

kurulmasında ve inovasyon için uygun koşulların sağlanmasında gerekeni yapmak

mecburiyetindedirler. Bu koşulların sağlanması için uygulanabilecek politikalar

aşağıdaki gibidir:263

Temelinde inovasyon olan rekabeti teşvik etmek, bununla birlikte ortak

araştırmayı kolaylaştıran bir rekabet politikası,

Beşeri sermayenin oluşturulmasına yardımcı olan bir eğitim ve öğretim

politikası,

Bürokratik olarak ortaya çıkabilecek engellerin azaltılması ya da

ortadan kaldırılmasına yönelik bir idari ve mali reform politikası,

İşletmelere sermaye akışını kolaylaştıran ve ihtiyacı oldukları

finansmana kolayca erişmenin mümkün olduğu bir finansman ve

maliye politikası,

Emek piyasasında işgücü hareketliliğini ve esnekliğini arttıracak

işgücü politikası,

Global teknolojinin ulusal sınırlar içerisinde dağılmasını güçlendiren

bir yabancı sermaye politikası.

261Taymaz, a.g.m., s27. 262Sungur, a.g.m., s.131. 263Aykut Göker,Niçin Bilim ve Teknoloji Politikası Niçin Ulusal: Tarihsel Gelişim ve Dünya Örnekleri,

Ankara, s.12.

Page 100: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

88

Günümüzde ekonomik aktörlerin yer aldığı karmaşık inovasyon sürecinde,

hükümetlere önemli görevler düşmektedir. Öncelikle hükümetlerin, işletmelerin

pazardaki var olan güçlerini korumaları için hukuki ve kurumsal alt yapıyı oluşturması

gerekir. Daha sonra ulusal seviyede inovasyon sistemlerinin oluşturulması ve bütün

aktörler için uygun şartların yaratılması ve gerekli denetimlerin yapılması

gerekmektedir. Ayrıca hükümetlerin toplumsal, ekonomik ve siyasi hedeflere

ulaşabilmesi için, inovasyon politikaları ve stratejilerinin ortaya konulması da gerekir.

İnovasyon ile birlikte kaynakların daha etkin kullanılması, toplumsal refahın arttırılması

ve ekonomik büyümenin sağlanması daha hızlı olacaktır264.

Ar-Ge faaliyetlerinin büyük bir alıcısı ve finansörü olan devlet, önemli

endüstriler ve girişimciler üzerinde stratejik etki yapmaktadır. Devlet; eğitim, yönetim

ve sosyal faaliyetler, toplumda uyum yaratma ve gelişme için stratejik müdahaleler

yapma yoluyla toplumun keşifleri algılama ve aynı zamanda yeni teknolojileri

benimseme yönlerini etkileyebilmektedir. Devlet ile toplum arasındaki karşılıklı

bağımlılık; bilimsel gelişmelere sebep olan öncü ve geleneksel sektörler, toplumsal

güçler, ekonomik çıkar grupları, sosyokültürel değerler, yeni bir ulusal kültürün

oluşmasına neden olabilir. UİS'de devletin üstlendiği rol Şekil 10’daki gibidir265.

264Yavuz vd., a.g.m., s.32. 265Işık - Kılınç, a.g.m., s.180.

Page 101: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

89

Şekil 10: İnovasyonda Devletin Rölü

Kaynak: Efe Can Kılınç, İnovasyon ve Ulusal Kalkınma: AB Ülkeleri ve Türkiye Üzerine Bir İnceleme,

Yüksek Lisans Tezi, Karaman 2011, s.81.

2.2.4.4 Ulusal İnovasyon Sistemi İçerisinde Ar-Ge’nin Yeri

Günümüz koşullarında işletme bazında mikro seviyede ve ülke bazında makro

seviyede, inovasyon ve Ar-Ge faaliyetlerine fazlaca değinilmektedir. Özellikle büyük

işletmeler yönünden, Ar-Ge’ye reklamdan daha fazla kaynak ayırmaya başlandığı ifade

edilmektedir 266 . Ar-Ge yatırımları çok sayıda yenilik yaratmaktadır. Bu durum

ekonomik büyümeye neden olacaktır. Günümüzde ekonomik büyüme ve bölgesel

kalkınmada endüstriyel yeniliklerde büyük bir rol oynamaktadır. Mikro açıdan

baktığımızda performans ve inovasyon işletmenin başarısı ve rekabeti için son derece

önemlidir. Yeniliklerin yetersiz kalması işletmelerin performanslarını düşürerek

piyasadaki rekabet gücünü kaybetmesine sebep olur 267 . Geleneksel olan inovasyon

çalışmaları Ar-Ge üzerine odaklanmaktadır. Ar-Ge harcamaları işgücü, fiziksel sermaye

ve madenler gibi diğer girdi değişkenlerinden izole edilerek incelenmektedir. Fakat

inovasyon sadece Ar-Ge faaliyetlerinden oluşmamaktadır. Yeni Büyüme Teorisi olarak

266Akbey, a.g.m., s.1. 267Suna Korkmaz, Türkiye’de Ar-Ge Yatırımları ve Ekonomik Büyüme Arasındaki İlişkinin Var

Modeli İle Analizi, Journal of Yasar University 2010, s.3322.

Page 102: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

90

isimlendirilen içsel büyüme teorisi teknolojik değişimi uzun vadeli ekonomik büyüme

sürecinde içselleştirmektedir. Bu kuramda büyümenin motor gücü olarak Ar-Ge

faaliyetlerinin önemi vurgulanmıştır268.

Kişilerin ihtiyaçlarını giderebilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi ve

uygulanması, teknoloji ile yakından ilgili olan Ar-Ge’nin üstlendiği görevdir.

Teknolojik bilgi, Ar-Ge çalışmalarından dolayı ortaya çıkmakta, tüm ekonomiye

yayılmakta, paylaşılmakta ve bunun bir sonucu olarakta ekonomik büyüme

gerçekleşecektir. Ekonomik büyüme ve verimlilik artışının en önemli belirleyicisi

teknolojik değişim ve inovasyon faaliyetleridir269.

İnovasyon, ekonomik büyümenin sürükleyici bir gücüdür. Ar-Ge ise, yenilik

sürecinin önemli bir faktörüdür. Ar-Ge, yeni bilgi ve teknolojilerin üretimini

sağlamaktadır. Ar-Ge faaliyetlerinin sonucu olarak ortaya çıkan yeni teknolojiler

verimliliği artırmakla birlikte ekonomik büyümeye neden olmaktadır. Sonuç olarak, Ar-

Ge yeniliğe, yenilik ise verimlilik artışına sebep olmaktadır. Böylelikle daha çok Ar-Ge

daha çok yeniliğe ve daha çok yenilik ise verimlilik artışına sebep olmaktadır.

Ekonomik teori ve ampirik analizlerde ekonomik büyümede Ar-Ge’nin önemli rolünün

altı çizilmektedir. Ülkelerin Ar-Ge yatırımıyla yeni bilgi oluşturma ve ekonomik değer

sağlamak için bu bilgiyi ticarileştirme yeteneği, verimlilik, teknolojik ilerleme,

zenginlik ve yaşam standardının arttırılması için büyük önem taşımaktadır270.

Ülkelerdeki Ar-Ge faaliyetleri yenilik politikalarının temelini oluşturur. Ar-Ge

harcamaları birçok bilimsel çalışmada önemli ölçülebilir bir yenilik göstergesi olarak

kabul edilmektedir271. Ar-Ge yatırımı, ülkelerin toplumu ve sanayisi için bilgi, tecrübe

ve teknoloji transferinin önemli bir kanalı olduğundan, Ar-Ge verimliliği arttırdığı ve

268Meriç S. Ertekin, Yenilik ve Ekonomik Büyüme İlişkisi, Mevzuat Dergisi, Ağustos 2005, Yıl:2008,

Sayı:92, s.7. 269Yavuz, a.g.m., s.17. 270İsmail Hakkı Yücel, Bilim Teknoloji Politikaları ve 21. Yüzyılın Toplumu, Ankara: DPT Yayınları,

1997, s.91 271Çetin - Işık, a.g.m., s.79.

Page 103: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

91

ekonomik büyümeye katkı sağladığından ve ülkenin Ar-Ge performansının

arttırılmasında önemli bir faktör olduğundan büyük önem taşımaktadır272.

Ar-Ge, inovasyon için en önemli faaliyetlerden biridir. Ar-Ge faaliyetlerini

yürüten organizasyonların girişimcilik vasıflarına sahip olmamaları durumunda ise

değer yaratılamaz ve Ar-Ge sonuçları inovasyona dönüştürülemez. Bunun için farklı

faaliyet alanlarında yürütülen inovasyon çalışmaları sadece teknolojik inovasyonu değil,

aynı zamanda organizasyonel inovasyonu ve pazarlama inovasyonunu da kapsar273.

Dünya ekonomisinde meydana gelen gelişmeler artan rekabete bağlı inovasyon

konusuna ilgiyi artmıştır. İnovasyon, bir ülkedeki sürdürülebilir büyümenin, toplumsal

refah ve istihdamın sağlanması açısından çok önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle

ülkelerde inovasyon için gereken ortamın oluşturulması gerekmektedir. İnovasyon bilim

ve teknoloji ile sıkı bir ilişki içerisindedir. Bilim ve teknoloji politikaları, inovasyon

politikalarını da içerip desteklemektedir. Bilim ve teknoloji politikalarının temelinde,

ülkede var olan Ar-Ge yeteneğinin artırılması olduğu kadar, Ar-Ge sonucu üretilen

bilim ve teknolojiyi ekonomik ve toplumsal bir yarara dönüştürme becerisini de

kazanmak ve geliştirmek yatmaktadır274.

İnovasyon politikası, bilim, teknoloji ve sanayi politikasının bir karışımı olarak

ortaya çıkmaktadır. UİS'nin amacı yeni bilim ve teknolojilerin geliştirilmesi, finanse

edilmesi ya da korunmasıdır. Bu sistem sözü edilen birimler arasındaki teknik, ticari,

sosyal, yasal ve finansal etkileşimin düzenlenmesini de sağlamaktadır 275 . Bu

politikalarla birlikte inovasyon için gereken şartların sağlanması, devletlerin en önemli

görevlerinden biridir. Günümüzde inovasyonun öneminin farkına varmış ülkelerin,

işletmelerin inovasyon faaliyetlerini başarıyla yürütmeleri için gereken yasal ve idari

düzenlemeleri yapmakta ve işletmelerin inovasyona kaynak ayırmalarını teşvik ederek,

Ar-Ge faaliyetlerini sürekli hale getirmek için birçok çeşitli mekanizmayı devreye

272Yavuz, a.g.m., s.18. 273Zerenler vd., a.g.m., s.662. 274Keleş, a.g.t., s.84. 275Yavuz vd., a.g.m., s.71-74.

Page 104: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

92

sokmaktadır. Bu ulusal inovasyon politikalarına etkin ve kalıcı bir işlerlik

kazandırmaktadır276.

UİS'nin etkin çalışmasını sağlayacak koşullardan en önemlileri; fikri mülkiyet

haklarının güvence altına alınması, üniversite sanayi işbirlikleri, yetişmiş insan kaynağı

ve araştırmacı sayısı ve inovasyonun finansmanıdır. Tüm bu konularda devlete önemli

görevler düşmektedir. Ar-Ge ve inovasyon politikalarının oluşturulması ve

uygulanmasının sadece bu politikalarla ilgili hedeflerin belirlenmesini değil,

tamamlayıcı bazı reformları da gerekli kıldığı unutulmamalıdır. Çünkü inovasyon

politikaları ve bilim teknoloji makroekonomi açısından istikrarlı bir ortamı ve diğer

alanlarda tamamlayıcı reformları gerektirmektedir. Ulusal inovasyon politikaları

oluşturulurken, inovasyona katkı sağlayan politikaların, özellikle araştırma

faaliyetlerinde gerekli insan kaynağını geliştiren eğitim ve öğretim politikalarının,

bürokrasiyi ve kurumsal katılıkları azaltan düzenleyici politikaların, küçük işletmelere

sermaye akışını kolaylaştıran finansman politikaları ve mali politikaların, iletişim

politikaları ve teknolojinin uluslararası tabanda daha çok yayılmasını sağlayan yabancı

yatırım ve ticaret politikalarının unutulmaması gerekmektedir277.

Ulusal inovasyon politikaları devletin bu alana yönelik sağladığı desteklerle

güçlendirilmektedir. Bu anlamda kamunun inovasyon altyapısını geliştirmek için Ar-Ge

faaliyetlerine desteği çok önemlidir. Kamu Ar-Ge politikalarının temel hedefi, özel

sektörün Ar-Ge faaliyetlerini destekleyerek yenilikçi üretimi artırmaktır. Bu nedenlerle

karar alıcılar, işletmelerin değişen Ar-Ge yapıları ve yeniliği teşvik faaliyetlerini artırma

amacıyla destekleyici bir ortamın yaratılması için geliştirilen politikaların etkinliğine

önem vermelidirler. İnovasyon politikaları için devletin artan ölçüde destek sağlaması

günümüzde modern refah devletinin önemli bir unsuru olarak kabul edilmeye

başlanmıştır. Günümüzde birçok ülke inovasyon politikaların benimsenmesi ve

uygulanması konusunda devlete büyük roller düştüğünü kabul etmekte ve bu yönde

politikalar izlemektedir278.

276Şebnem Tosunoğlu, İnovasyon Desteklerinde Kamu Politikalarının Rolü: Türkiye’de Kamu Ar-

Ge Politikaları, İnternatıonal Conferance İn Economics September 03-05-2014, s.2. 277Bernur Açıkgöz Ersoy - Canan Muter Şengül, Yenilikçiliğe Yönelik Devlet Uygulamaları ve AB

Karşılaştırması, Yönetim ve Ekonomi Yıl:2008 Cilt:15 Sayı:1 Celal Bayar Üniversitesi İ.İ.B.F. Manisa. 278Tosunoğlu, a.g.m., s.1.

Page 105: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

93

Türkiye’de de devlet ulusal inovasyon politikasını gerçekleştirmek üzere çeşitli

destek sistemleri geliştirmiştir. Bu desteklerin birçoğunun ana hedefi işletmelerdir. Son

yıllarda ülkemizde bilim, teknoloji ve yenilik politikaları uygulama planı Ulusal Bilim,

Teknoloji ve Yenilik Stratejisi (UBTYS) 2011-2016, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu

(BTYK) tarafından hazırlanmıştır. Günümüzde ülkelerin pek çoğu ulusal inovasyon

politikaları çerçevesinde hedeflerine ulaşmak için Ar-Ge faaliyetleri ile ilgili sayısal

hedefler belirlemektedirler279.

Ulusal inovasyon sistemleri teknolojik yeteneklerin geliştirilmesini içeren

teknoekonomi politikalarının bir parçası olmak durumundadır. Türkiye’de uygulanması

gereken teknoekonomi politikaları üç bileşeni içermelidir280:

Seçici teşvik politikalarıyla stratejik sanayileri ve sınaî derinleşmeyi

hedeflemeli,

Kamu tedarik politikası, fikrî ve sınaî mülkiyet haklarının korunması, Ar-

Ge’ye devlet yardımı gibi araçlarla piyasa eksikliklerini gidermeye yönelik

önlemleri içermeli

İşletmelere piyasa ve piyasa dışı organizasyonlar arasında bilgi etkileşiminin

sağlanabilmesi için gereken kurumsal yapıyı (ulusal yenilik sistemini)

kurma ve geliştirme sorumluluklarını yüklenmelidir.

Ülkemiz de de Ulusal İnovasyon ve Girişimcilik Sistemi 2023 hedeflerine göre;

2023 yılında Türkiye’nin dünyadaki ilk 10 ekonomi arasına girebilmesi ve diğer ulusal

hedeflere (yerli otomobil, yerli uçak, yerli helikopter vb.) ulaşılabilmesi için belirlenmiş

hedefler bulunmaktadır. Buna göre belirtilen tarihe kadar ülkemizde; Ar-Ge harcaması

GSYİH oranının % 3, özel sektör Ar-Ge harcaması GSYİH oranının % 2, araştırmacı

sayısının 300 bin kişi ve özel sektör araştırmacı sayısının 180 bin kişi olması

279Tübitak, Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik Stratejisi 2011-2016.

https://www.tubitak.gov.tr/tubitak_content_files/BTYPD/strateji_belgeleri/UBTYS_2011-

2016.pdf(20.11.2015) 280Soyak, a.g.m., 2008, s.6.

Page 106: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

94

hedeflenmektedir 281 . Belirtilen bu hedeflerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği,

ülkemizdeki mevcut Ar-Ge faaliyetleri eğilimi aşağıda ele alınacaktır.

2.3. TÜRKİYE'DE BİLİM VE TEKNOLOJİ POLİTİKALARININ GENEL

DEĞERLENDİRİLMESİ

1960-1990 yılları arası uygulanan bilim politikalarında; Türkiye’nin

mühendislik, temel bilimler ve sağlık bilimleri ile tarım bilimleri alanlarında

uzmanlaşması yer almıştır. Bunun için temel ve uygulamalı bilimlerde bilimsel

araştırmaların desteklenmesi ön plânda tutulmuştur. 1963 yılında Türkiye Bilimsel ve

Teknolojik Araştırma Kurumu'nun (TÜBİTAK) kurulmasıyla birlikte bu sürece hız

kazandırmak hedeflemiştir. 1980'lerin ilk yarısından itibaren doğal bilimlerdeki

yetkinleşmenin yanında teknolojiye de önem verilmeye başlanmıştır. 1983'de kurulan

'Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu' bilim ve teknoloji politikaları ile ilgili ilk resmi

yapılanma olarak karşımıza çıkmaktadır. Fakat kurul belirlemiş olduğu bilim ve

teknoloji politikalarını hayata geçirememiş ve aktif bir çalışma yapamamıştır282.

1990’lardan sonra zihniyetin değişmesiyle birlikte, bilim ve teknoloji

politikalara inovasyon girmiştir. Türkiye sanayisini teknolojisini geliştirmek için çeşitli

destekler ve politikalar geliştirmeye başlamıştır. 1993 yılından sonra Türkiye'de Bilim

Teknoloji Politikası ile oluşturulmuş kurumlar, teknolojiyi geliştirme ve teknolojinin

yaygınlaştırılması için faaliyete başlamışlardır. Bu kurumlardan birkaçı; Ulusal

Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi (ULAKBİM), altında kurulan Ulusal Bilgi

Merkezi(UBİM), Bilgi Teknolojileri ve Elektronik Araştırma Merkezi (BİLTEN),

Bilişim ve Araştırma Merkezi ve Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV)

sayılabilir283. Üniversitelerde uygulamalı araştırmalar gündeme gelmiştir. UİS içersinde

teknokentlerin kurulması yer almış ve bütün bu gelişmeleri TÜBİTAK’ın yürüttüğü

Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun kararları doğrultusunda başlamıştır.

Teknokentlerin kurulmasını desteklemek için yasal düzenlemeler bu kararlar arasında

yer almıştır284.

281TÜBİTAK, Ulusal Yenilik Sistemi 2023 Yılı Hedefleri, s. 8.

https://www.tubitak.gov.tr/sites/default/files/btyk28_sunum_web.pdfE.T. (22.11.2015) 282Soyak, a.g.m., 2006 s.3. 283Güldiken, a.g.m., s.144. 284Keleş, a.g.t., s.40.

Page 107: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

95

1990’larda öne çıkan diğer bir konu ise, UİS'nin en önemli yapı taşı olan Ar-

Ge'ye yönelik çalışmalardır. 1990 yıllarda Ar-Ge yatırımlarının finansmanına da çok

önem verilmiştir. 1995 yılından sonra TÜBİTAK-TİDEB(Teknoloji İzleme ve

Değerlendirme Başkanlığı) ve TTGV(Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı) tarafından

Ar-Ge faaliyetlerine finansal destek verilmiş, Ar-Ge ve yenilik kültürü

oluşturulmuştur285.

Bilim Teknoloji ve Yüksek Kurulunun 3 Şubat 1993 günlü toplantısıyla

başlayan bilim ve teknoloji politikası konusunda şunlar söylenmiştir. Ulusal yenilik

sisteminin kurulması özellikle TÜBİTAK tarafından1990’larda gündeme getirilmiş ve

sistemik bir yaklaşım benimsenmiştir. Bu yönde Bilim Teknoloji ve Yüksek Kurulu

aracılığıyla politika önerileri geliştirilmiştir. Bu önerilerin belli bir kısmı uygulamaya da

konmuştur. Uygulamaların en önemlisi, TÜBİTAK-TİDEB ve TTGV tarafından ARGE

kredileri ve bağışları yoluyla Ar-Ge faaliyetlerine destek olunmasıdır286.

Türk Bilim ve Teknoloji Politikası: 1993-2003dokümanıyla BTYK’da kabul

gören politika, teknolojilerde yetkinleşmeyi ve bu yetkinliği teknolojik inovasyon

yoluyla ekonomik ve toplumsal yarara dönüştürebilme becerisini kazanmayı varsayan

ve bu varsayımın hayata geçirilebilmesi için UİS'nin kurulmasını koşul koşan bir

politikadan oluşmuştur. Gerçekten bu politikaların tasarımında, Listgil motifden çok

OECD’nin bilim, teknoloji ve inovasyon politikalarına ilişkin çalışmalarında ve AB

ülkelerinin kendi ulusal bilim, teknoloji ve inovasyon politikaları tasarımlarında temel

aldıkları Schumpeterci yani evrimci kuramın inovasyon sürecine ilişkin sistemik

yaklaşımı esas alınmış ve onlarla eş zamanlı olarak, Türkiye’nin bilim ve teknoloji

politikaları bu temel üzerine kurulması istenmiştir287.

1993 yılından sonra, önceki dönemlerden farklı olarak uygulama yönüne daha

fazla önem verilmiş ve bunun için çaba sarf edilmiştir. Fakat bu çabalar başarılı

285Taymaz, a.g.m., s.34. 286Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırmalar Kurumu; Türk Bilim ve Teknoloji Politikası 1993-2003.

https://www.tubitak.gov.tr/tubitak_content_files/BTYPD/btyk/2/2btyk_karar.pdf (15/05/2016) 287Göker, a.g.m., 2008, s.20-21.

Page 108: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

96

olmamış ve 2003 yılı için belirlenen birçok hedefe ulaşılamadığı

görülmüştür 288 .Türkiye’nin, bilim ve teknoloji konusundaki temel eksiği, 1967 ve

1983’te ortaya konan politikaların uygulanamaması veya 1993 yılından sonrasında

olduğu gibi, politikaların tam olarak uygulanamamasıdır. Yapılması gereken aslında

yeni bir politika tasarlamaktan çok, öncelikli olarak eskinin iyice

değerlendirilmesidir289 . Bilim, araştırma ve teknoloji üretiminin arttırılması için, bu

alana ayrılacak olan kaynak ve altyapı çok önem arz etmektedir. Fakat öncelikli olarak,

bilim, araştırma ve teknoloji üretilmesi talebinin oluşması ve ortamın sağlanabilmesi ile

ilgilidir290.

İlk dört kalkınma Plânında, Ar-Ge’ye yapılan harcamaların büyük bir bölümü

üniversite dışındaki kamu kesiminde gerçekleşmiştir. Ancak, bu dört kalkınma

döneminden sonra üniversitenin payı hızlı bir şekilde artmaya başlamıştır. Bugün,

üniversitenin payı diğer kamu kesiminin payını oldukça geride bırakmıştır. Bununla

birlikte, kalkınma planındaki dönemlerde özel sektörün Ar-Ge harcamasının yeterli

olmadığı görülmektedir 291 . V. Kalkınma Planında Ar-Ge ve teknolojik gelişmenin

önemine vurgu yapılmıştır. Ar-Ge çalışmalarına gereken önemin verilerek ileri

teknolojinin kullanılması için öncelikli hedef sektörler belirlenecektir. Hedef sektörler

ve alt sektörler tespit edilip imkanlar bunların üzerinde yoğunlaştırılacaktır292.

VI. Kalkınma Planında birtakım hedefler ve bu hedeflerin gerçekleştirilmesi için

bazı ilke ve politikalar belirlenmiştir. Bu hedefler; Toplumun bilgi toplumu haline

getirilmesi ve kitle haberleşme araçlarından da yararlanarak Ar-Ge alt yapısının

kurulması amacıyla; 33 bin olan araştırmacı personel sayısı iki katına çıkarılacak, her 10

bin kişiye düşen araştırmacı personel sayısı 15 kişi olacaktır. Öncelikle üniversitelere

tahsis edilen kadro sayısı iki kat artırılacaktır. Ar-Ge harcamalarının GSYİH'nın yüzde

1 'ine çıkarılmasına çalışılacaktır. Hedeflerin gerçekleşmesi için ilke ve politikalar

belirlenmiştir. Bunlar; üretim kalitesini arttıracak ve dış pazarlarda rekabet gücünü

288Göker, Aykut; Onuncu Yılında Türk Bilim ve Teknoloji Politikası: 1993-2003, 3 Şubat 1993 Günü

Yapılan Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu Toplantısında Alınan Kararlar ve Uygulama Sonuçları, Eylül

2003, Ankara, s.5-8. 289Göker, Aykut; Türkiye’de 1960’lar ve Sonrasındaki Bilim ve Teknoloji Politikası Tasarımları

Niçin [Tam] Uygula[ya]madık?,ODTÜ Öğretim Elemanları Derneği, “Ulusal Bilim Politikası” Paneli,

ODTÜ, Ankara, Haziran 2002, s.10-11. 290Bilim ve Teknoloji Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Dokuzuncu Kalkınma Plânı (2007-2013), s.16. 291Bilim ve Teknoloji Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Dokuzuncu Kalkınma Plânı (2007-2013), s.15. 292 Türkiye Cumhuriyeti Kalkınma Bakanlığı, V. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1985-1989), s.159

Page 109: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

97

kuvvetlendirecek ileri teknolojiler transfer edilecek ve elde edilen teknolojilerin

yaygınlaştırılması sağlanacaktır. İleri teknoloji alanlarındaki her türlü Ar-Ge faaliyetleri

desteklenecektir. Teknolojik gelişmenin itici gücü olan savunma ihtiyaçlarının

gerektirdiği Ar-Ge faaliyetleri de desteklenecektir. Sanayi kuruluşları, üniversiteler,

araştırma kurumları ve kamu kurumlarının bilim ve teknoloji hedeflerine ulaşmalarını

için gerekli koordinasyon sağlanarak, bu kurum ve kuruluşların tam bir işbirliği içinde

olmaları teşvik edilecek; bu işbirliğini sağlayacak olan araçların geliştirilmesi ve

etkinlikle kullanımı için gerekli ortamın sağlanacağı söylenmiştir293 . Fakat istenilen

sonuca ulaşılamamıştır. VII. Kalkınma Planında sosyal ve ekonomik gelişme ile

büyümeyi etkileyen bilimsel ve teknolojik araştırma seviyesinin arttırılması için gereken

beşeri, fiziki ve hukuki alt yapının geliştirileceği vurgulanmış fakat istenilen sonuca

ulaşılamamıştır294.

VIII. Kalkınma Planı'nda KOBİ'lerin verimliliklerini, katma değer paylarını ve

uluslararası rekabet güçlerini arttırılması için teknoloji seviyenin arttırılması,

KOBİ'lerin ihracata ve Ar-Ge çalışmalarına yönlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçlar

doğrultusunda, yönlendirici üniversiteler ve teknoparklar içinde kesişmeler sağlanacak

ve bu amaçla KOBİ'lere destekler verileceği öngörülmüştür. Fakat yerel anlamda

yapılan çalışmalarda görüldüğü gibi, KOBİ'ler için verilen destekler birçok alanda

yetersiz kalmış ve ileri seviyede olan teknoloji kullanımında KOBİ'ler başarısız

olmuşlardır295.

2000’li yıllara gelindiğinde ise benzer hedefler vardır fakat bu defa hedefler

iyice büyütülmüştür. Ar-Ge ve inovasyonun önemi daha iyi anlaşılmış, bunun

sonucunda eğitim-öğretime ve Ar-Ge’ye ayrılan kaynaklar daha çok artırılmış,

girişimcilik teşvik edilmiştir. Üniversite-Sanayi işbirliğinin daha etkin bir şekilde

yapılabilmesi için 2001'de Türkiye’de teknokent kurulmasına izin veren Teknoloji

Geliştirme Bölgeleri Kanunu çıkartılmıştır. Böylelikle Ar-Ge yapacak işletmelere ve

293 Türkiye Cumhuriyeti Kalkınma Bakanlığı, VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994), s.309 294Güldiken, a.g.m., s.145. 295Güldiken, a.g.m., s.145.

Page 110: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

98

çalışanlara vergisel muafiyetler getirilmiş, öğretim elemanlarına da akademik bilgilerini

ticarileştirme, olanağı sunulmuştur296.

2000 yılının son ayında ise BTYK'nun yapmış olduğu toplantıda Cumhuriyetin

100. Yılına denk gelecek şekilde 2023 yılına kadar 20 yıllık bir dönem için bilim ve

teknoloji politikalarının belirlenmesi için TÜBİTAK görevlendirilmiştir. Bu

görevlendirme üzerine TÜBİTAK 2004 yılında Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikaları:

2003-2023 Strateji Belgesi başlıklı belgeyi hazırlamıştır297.

Dokuzuncu Kalkınma Plânında yapılan tespitlere göre; Ar-Ge harcamalarının

GSYİH içindeki payının artırılmasında, devlet bütçesinden giderek artan ölçüde Ar-

Ge’ye yönelik yapılan yatırımların ve sağlanan desteklerin yanı sıra özel sektör Ar-Ge

harcamalarının da ciddi bir oranda artması büyük önem taşımaktadır. Plana göre 2013

yılında özel sektörün toplam Ar- Ge harcamalarının en az yüzde 60’ını gerçekleştirmesi

hedeflenmektedir 298 . Fakat 2013 yılında özel sektörün toplam Ar-Ge harcamaları

içerisindeki payı yüzde 47,51 olarak gerçekleşmiştir.299.

Dokuzuncu Kalkınma döneminde, ekonomik gelişmelerin yanında sosyal

gelişmelerde sağlanmıştır. Dokuzuncu Kalkınma Planı döneminde öncelikli olarak 2006

yılında uygulamaya konan Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planı çerçevesinde e-

devlet uygulama ve hizmetleri yürütülmüştür. 2006 yılından sonra birçok e-devlet

projesi hayata geçirilmiştir. 2012 yılının sonlarında 600’e yakın hizmet E-Devlet'e

entegre edilerek yaklaşık 14 milyon kayıtlı kullanıcı tarafından kullanılmaya

başlanmıştır. Ayrıca adres Kayıt Sistemi ve Elektronik Kamu Alımları Platformu

(EKAP) oluşturulmuş; Merkezi Sicil Kayıt Sistemi (MERSİS) ve T.C. Kimlik Kartı

projelerinin pilot uygulamaları tamamlanarak yaygınlaştırma çalışmaları sürülmüştür300.

Onuncu Kalkınma Planı 2014-2018 dönemini kapsamaktadır. Ülkemizin 2023

hedefleri ekseninde, istikrarlı ve kapsayıcı bir ekonomik büyümenin yanında bilgi toplu-

296Keleş, a.g.t., s.41. 297Tübitak, Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikaları: 2003-2023 Strateji Belgesi, Temmuz 2004. 298Bilim ve Teknoloji Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Dokuzuncu Kalkınma Plânı (2007-2013), s.15. 299TUİK. 300 DPT, Bilgi Toplumu Stratejisi (2006-2010), E.T. (12/09/2017),

http://www.bilgitoplumu.gov.tr/Documents/1/BT_Strateji/Diger/060500_BilgiToplumuStratejisi.pdf

Page 111: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

99

mu, hukukun üstünlüğü, insani gelişmişlik, uluslararası rekabet gücü, çevrenin

korunması ve kaynakların etkin kullanımı gibi faktörleri kapsayacak bir şekilde

tasarlanmış ve uygulamaya konmuştur. Onuncu Kalkınma Planında ülkemizin

ekonomik ve sosyal kalkınma süreci bütüncül ve çok boyutlu bakış açısı ile ele alınmış,

insan merkezli kalkınma anlayışı çerçevesinde katılımcı bir yaklaşım benimsenmeye

çalışılmıştır. Ar-Ge’ye ayrılan beşeri ve mali kaynaklar artırılmış, fakat Ar-Ge için

ayrılmış olan kaynak ve girdilerdeki meydana gelen artışa rağmen patent ve

ticarileştirme konularında ilerleme gereksinimi sürmektedir301.

Günümüz koşullarında bilim ve teknoloji alanında gösterilen yetkinliğin

inovasyonda da gösterilebilmesi sonucunda dünya pazarında rekabet üstünlüğü

sağlanmakta, global süreçlerde söz sahibi yapmaktadır. Ekonomik büyüme ve

toplumsal gelişme için bilim ve teknoloji yaklaşımı hâkim olmak zorundadır. Ülkenin

teknolojide ve bilimde yetkinleşmesi için, finansmandan eğitime birden fazla alanda

birbirini destekleyen ya da tamamlayan düzenlemeler yapmak gereklidir. Bilim ve

teknoloji ülkeler için stratejik konu olarak görülmüştür302.

Türkiye'de şuan içinde bulunduğumuz güne kadar ortaya koyulan politikalar ve

buna bağlı belgelerde, yapılması gerekenler ve çözüm yolları belirtildiği halde bu

hedefleri tam olarak uygulayamamışlardır. Bu belgeler önemli bazı kurumsal ve yasal

değişiklikler getirmişlerdir fakat tam olarak uygulanamamışlardır. Uygulanamamasının

sebepleri olarak da, bilim ve teknoloji alanında bir ülke vizyonunun belirlenmemiş ve

önerilen politikaların konu ile ilgili bütün aktörler (siyasi erk, kamu, özel kesim ve

üniversiteler) tarafından yeterince sahiplenilmemesi olarak söylenebilir303.

301Tübitak, 10. Kalkınma Planı: 2014-2018, s.33. 302Keleş, a.g.t., s.41. 303Tübitak, Vizyon 2023, https://www.tubitak.gov.tr/tr/kurumsal/politikalar/icerik-vizyon-2023

E.T. (20.05.2016)

Page 112: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

100

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

AB LİZBON STRATEJİSİ VE AB 2020 STRATEJİSİ

3.1. AVRUPA BİRLİĞİ'NİN TANIMI VE KAPSAMI

AB, yirmi sekiz üye ülkeden oluşan ve toprakları büyük ölçüde Avrupa kıtasında

bulunan siyasi ve ekonomik bir örgütlenmedir. 1992 yılında, AB Antlaşması olarak da

bilinen Maastricht Antlaşması'nın yürürlüğe girmesi sonucu, var olan Avrupa Ekonomik

Topluluğu'na yeni görev ve sorumluluk alanları yüklenmesiyle kurulmuştur. 500

milyondan fazla nüfusuyla AB, dünya ülkelerinin GSYİH’ye göre sıralanışında nominal

gayrisafi yurtiçi hasılasının %30'luk bölümünü oluşturmaktadır304.

AB, tüm üye ülkeleri bağlayan standart yasalar aracılığıyla, insan, eşya, hizmet

ve sermaye dolaşımı özgürlüklerini kapsayan bir ortak pazar (tek pazar)

geliştirmiştir. Birlik içinde tarım, balıkçılık ve bölgesel kalkınma politikalarından

oluşan ortak bir ticaret politikası izlenir. Birliğe üye ülkelerin on dokuzu, Euro adıyla

anılan ortak para birimini kullanmaya başlamıştır. AB, üye ülkelerini Dünya Ticaret

Örgütü'nde, G8 zirvelerinde ve Birleşmiş Milletler'de temsil ederek dış

politikalarında da rol oynamaktadır. Birliğin yirmi sekiz üyesinden yirmi

ikisi NATO'nun da üyesidir. Schengen Antlaşması uyarınca birlik üyesi ülkeler arasında

pasaport kontrolünün kaldırılmasının da arasında bulunduğu pek çok adlî konu ve

içişleri düzenlemelerinde AB'nin payı bulunur. AB 28 bağımsız devletten oluşur.

Birliğe katılmayı bekleyen 6 aday ülke vardır305.

AB'ne katılabilmek için bir ülke, 1993 yılında Kopenhag Liderler Zirvesi'nde

tanımlanan Kopenhag Kriterleri'ni tümüyle sağlamak durumundadır. Bu ölçütler,

hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına saygı gösteren istikrarlı bir demokrasi, birlik

üyeleri ile rekabet edebilecek düzeyde sağlam temelli bir ekonomi ve AB yasalarını da

içeren üyelik koşullarının kabul edilmesini gerektirir. Bir aday ülkenin bu ölçütlere

uyup uymadığının değerlendirilmesinin yapılması konseyin görev alanıdır 306.

304Avrupa Birliği, AB Hakkında, s.1. https://europa.eu/european-union/documents-publications/official-

documents_en (07.01.2016) 305Wikipedia, Avrupa Birliği, s.1. https://tr.wikipedia.org/wiki/Avrupa_Birli%C4%9Fi (07.01.2016) 306Wikipedia, Avrupa Birliği, s.1. https://tr.wikipedia.org/wiki/Avrupa_Birli%C4%9Fi (07.01.2016)

Page 113: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

101

AB, devletlerarası ve çok uluslu bir oluşumdur. Birlik içinde kimi konularda

devletlerarası anlaşma ve fikir birliği gerekir. Ancak belirli durumlarda uluslar üstü

yönetim organları, üyelerin anlaşması olmaksızın da karara varabilir. AB'nin bu tip

haklara sahip önemli yönetim birimleri Avrupa Komisyonu, Avrupa Parlamentosu, AB

Konseyi, Liderler Zirvesi, Avrupa Adalet Divanı ve Avrupa Merkez Bankası'dır.

Parlamentoyu, AB vatandaşları beş yılda bir oylama yöntemiyle seçerler307.

3.2. AB'NİN YENİLİK POLİTİKALARI

Günümüzde bilgi, teknoloji ve yenilik, iktisadi büyümenin sağlanmasında,

toplumsal refahın artırılmasında ve küresel rekabet gücü kazanılmasında en önemli

faktörler olarak görülmektedir. Hızla gelişen rekabet ortamı ülkeleri bilgi temelli

ekonomiye dönüşme yolunda zorlamaktadır. Özellikle İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra

küreselleşme olgusu beraberinde artan uluslararası rekabet gücü kavramını getirmiştir.

Bilgiyi üretme, kullanma ve yayma yeteneğine sahip ülkeler uluslararası rekabette

avantaj elde etmeye başlamışlardır. Teknolojik değişim süreci, ülkelerin iktisadi ve

toplumsal yapısında değişikliklere yol açarak bilgi yoğun faaliyetlerin ekonomik

sistemde kilit rol üstlenmesini sağlamıştır. Söz konusu değişim süreci yaşanırken

Avrupa’da görülen demografik değişim ve işsizlik oranlarının artması AB rakiplerinden

nispeten geri kalmasına neden olmuştur. Dolayısıyla, AB’nin ekonomik reforma ihtiyacı

olduğu ve ekonomik reformların sosyal reformlardan bağımsız gerçekleştirilmesinin

uzun vadede kalıcı sonuçlar yaratamayacağı düşüncesinden hareketle ekonomik ve

sosyal reformların birlikte yürütülmesi yönünde karar alınmıştır.308

AB’nin bilgi toplumu politikası 1980’lerden itibaren geliştirilmeye başlanmış,

1990’larda ise hız kazanmıştır. İlk çalışma 1993’te yayınlanan ve bilgi ve haberleşme

teknolojilerinin AB’nde meydana getireceği büyüme, rekabet ve istihdam etkileri

üzerinde duran “Beyaz Rapor”dur. AB'nin 1994 yılında yayınlanan büyüme, rekabet

ve istihdam başlıklı Beyaz Kitabında; üye ülkelerin araştırma ve teknolojik gelişmenin

yeniden büyüme sağlamasına, rekabetin güçlendirilmesine ve istihdamın artırılmasına

307Avrupa Birliği AB Hakkında, s.1. https://europa.eu/european-union/documents-publications/official-

documents_en (07.01.2016) 308Fatma Ünlü, Avrupa Birliği Yenilik Karnesi ve Türkiye: Karşılaştırmalı Bir Değerlendirme,

Erciyes Üniversitesi İİBF Dergisi, Sayı:42, Temmuz-Aralık 2013, s.162-165.

Page 114: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

102

yardımcı olacağı tezi savunulmuştur. Teknolojik başarıyı elde etmek için araştırma-

geliştirme faaliyetlerinin artırılması yönünde araştırma fonlarının seviyesini yeterli

seviyeye çıkarmak ve yapılan organizasyonun sağlıklı bir şekilde çalışmasını sağlamak

istenen sonuç için asgari faaliyet olarak görülmektedir. Üye ülkelerin kamu

harcamalarını artırması zorunlu olduğu gibi özellikle özel sektörün Ar-Ge faaliyeti,

teknoloji geliştirme ve yatırımların desteklenmesi ihtiyacı olduğu konusunda hemfikir

olmuşlardır. Verimliliğin artırılmasında özel şirketler ile üniversiteler ve araştırma

kuruluşları arasındaki işbirliğinin artırılması ihtiyacının devam ettiği söz konusu

döküman da belirtilmektedir309.

Araştırma ve teknolojik gelişmenin bazı alanlarında anahtar rolü oynayacak

odaklaşma önemli olacağı belirtilmekte ve özellikle küçük ve orta boy işletmelerde

araştırma ve teknolojik gelişme sonuçlarının uygulanıp, geliştirilip, dağıtılmasından

etkin sonuç alınabileceği düşünülmektedir. Uygulamanın hızlandırılmasında pratik

tedbirler olarak, araştırma ve teknolojik gelişme yatırımı ve başlıca araştırma ve

teknolojik gelişme projelerinin dağıtımında ve yeni teknolojilerin kullanımında vergi

teşvikinin uygulanması düşünülmektedir. AB ülkelerinde Ar-Ge faaliyetlerinde yetersiz

olunan konuları üç başlık altında toplamaktadırlar. Bunlar310;

1- Kaynakların seviyesi,

2- Araştırmanın koordinasyonu,

3- Araştırma sonuçlarının uygulanmasında gecikmelerin yaşanması.

Beyaz Kitapta, AB ülkelerinin zayıf olduğu noktaların başında finansal

kaynaklar gösterilmektedir. Araştırma ve teknolojik geliştirme faaliyetlerine ayrılan

kaynakların diğer rakip ülkelerin ayırdığı finansal kaynaklardan daha az olduğundan

şikayet edilmektedir. AB ülkeleri için ikinci bir zayıf nokta, araştırma ve teknolojik

gelişme faaliyetinin Avrupa program ve stratejilerinin çeşitli seviyelerde koordinasyon

yetersizliğinin olmasıdır. Koordinasyon yetersizliğinin her bir üye ülkenin sivil ve

askeri araştırma aktiviteleri ile pazar arasında bir köprü görevini üstlenememesidir.

Bununla birlikte bazı üye ülkelerin askeri araştırma harcamaları geniş bir alanda büyük

miktarlara ulaşmaktadır. AB üyelerinin zayıf olduğu en son nokta ise, araştırma

309Yücel, a.g.m., s.61. 310Yücel, a.g.m., s.61-62.

Page 115: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

103

sonuçlarını karşılaştırmalı olarak teknolojik başarı ve bilimsel çabalarının sınırlı

kapasitesini sanayi ve ticari bir başarıya dönüştürememeleridir311.

Ardından 1994’te “Banngemann Raporu” hazırlanmıştır. Raporda

telekomünikasyon altyapısının geliştirilmesinin sağlayacağı olumlu muhtemel etkilere

değinilmiştir. Diğer taraftan, kamu-özel sektör işbirliğinin artırılması, kamunun daha

etkin, şeffaf ve düşük maliyetli hizmetleri sunmasının sağlanması, Avrupa’daki bölgeler

arasındaki iktisadi ve sosyal farkın minimize edilmesi ve yaratıcılığın teşvik edilmesinin

önemine vurgu yapılmıştır. Daha sonra 2000 yılında AB’nin kalkınma planı niteliğinde

olan ve 10 yıllık süreci kapsayan “Lizbon Stratejisi” ve AB’nin karşı karşıya kaldığı

değişen iklim şartları, yaşlanan nüfus, artan rekabet vb. sorunlardan hareketle 2010

yılında “Avrupa 2020 Stratejisi” kabul edilmiştir. Çalışmada, yenilik politikaları

kapsamında yalnızca “Lizbon Stratejisi” ve “Avrupa 2020 Stratejisi” ele alınacaktır312.

3.2.1. Lizbon Stratejisi (2000-2010)

2000'li yıllarda Avrupa'nın kendi içinde bütünleşmesi zorluk sürecinden

geçmeye başlamıştır. Son zamanlarda gerçekleşen düşük ekonomik performans ve

artarak devam eden güvensizlik ortamı Avrupalı vatandaşlar arasında etkili olmaya

başlamıştır. Bütünleşme siyasi ve sosyokültürel unsurların yanında ekonomik bir mesele

olarak ortaya atılmıştır. AB Ülkeleri içerisindeki ülkelerin ekonomik performansları

zayıflamaya başlamıştır. Düşen iş olanakları ile nüfusunda yaşlanmasıyla durgunlaşan

ekonomiler için yeni bir Avrupa Stratejisinin ortaya atılmasına ihtiyaç duyulmuştur313.

23-24 Mart 2000 tarihlerinde Lizbon'da yapılan AB Konseyi Olağanüstü

Zirvesi'nde on yıllık yeni bir stratejik hedef oluşturmak için toplanmışlardır. Lizbon

Stratejisi olarak adlandırılan planda günün koşullarına uyum sağlamak ve AB'nin

teknoloji politikalarının ana hatlarını oluşturmaktadır314. Lizbon Stratejisi kapsamında,

311Yücel, a.g.m., s.61-62. 312H. Banu Yılmaz, Lizbon Sonrası AB 2020 Stratejisi, Ekonomik Forum, Şubat 2010, s.1-2. 313Tuğba Tuncer, AB Lizbon Stratejisi ve Uygulamalarını Türkiye'nin Ekonomi ve Bilim-Teknolojisi

Politikalarına Etkisi, Yüksek Lisans Tezi, 2008, s.1. 314 A. Kemal ÇELEBİ - Hamza KAHRİMAN, Avrupa Birliği Ülkeleri ve Türkiye'de Ar-Ge

Faaliyetlerine Yönelik Vergi Teşvikleri ve Bunların Karşılaştırmalı Analizi, Maliye Dergisi,

Sayı:161, Temmuz-Aralık 2011, s.36.

Page 116: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

104

AB'ye üye olan ülkelerin 2010 yılına kadar " daha iyi ve çok sayıda iş olanakları ile

birlikte daha büyük bir toplumsal uzlaşmayı, sürdürülebilir bir ekonomik büyümeyi

gerçekleştirebilmeyi, dünyanın en rekabetçi ve dinamik, bilgiye dayalı ekonomisi

haline gelmeyi" ana hedef olarak belirtmişlerdir315.

AB Konseyi'ne göre belirtilen bu hedef sadece "Avrupa ekonomisinin köklü bir

şekilde dönüşümünü" değil, aynı zamanda "eğitim ve sosyal güvenlik sistemlerini

modernleşmeyi hedefleyen iddialı bir programını da içermektedir. 2010 yılına kadar

"dünyanın en dinamik ve en rekabetçi bilgi ekonomisi" haline gelme gibi bir hedefin

ortaya konmasının altında Avrupa'nın son yıllarda meydana gelen gelişmelere ayak

uydurabilmesi, yeni dönemde ekonomik ve teknolojik üstünlüğünü koruması ve rekabet

gücünü arttırması amacı yatmaktadır316.

Stratejinin çıkış noktası, AB'de uygulanan politikaların başarısını, diğer büyük

ekonomilerle karşılaştırarak ölçme amacına dönüktür. Başka bir ifadeyle ABD, Japonya

gibi rakip ekonomilerin başarısıyla AB ekonomisinin başarısını kıyaslamaya

yöneliktir317. Lizbon Stratejisiyle AB bir yandan başta bilgi teknolojileri olmak üzere

ileri teknoloji endüstrileri alanında ABD'yi yakalamayı amaçlarken, diğer bir yandan

hızla gelişen, ciddi bir rakip haline gelen ve ileri teknoloji alanlarında önemli atılımlar

yapan Çin ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelere karşı ekonomik üstünlüğünü

sürdürmeyi hedeflemiştir318.

AB’nin sahip olduğu güçlü ve zayıf yönler söz konusu strateji de ortaya

konulmuştur. AB ekonomisinin zayıflıklarını üç başlık altında toplanabilir. Bunlar319;

AB ekonomisinin temel sorunu bilgi-temelli bir ekonomiye dönüşmemiş

olmaktır. Girişimci ihtiyacını karşılayamamakta ve yeni KOBİ sayısı sınırlı

kalmaktadır. Yeni KOBİ’lerin ekonomiye yeterince katılmaması, istihdam

yaratılması açısından olumsuzluklar taşımaktadır.

315Avrupa 2020 Stratejisi, İktisadi Kalkınma Vakfı Yayınları, Yayın no:269, s.19. 316İbrahim Hakkı Öztürk, "Dünyanın En Dinamik ve en Rekabetçi Bilgi Ekonomisi" Olmak ya da

Olmamak: Avrupa Birliği Lizbon Stratejisi ve Eğitim Boyutu, Ankara Avrupa Çalışmaları Dergisi,

Cilt:7, No:2, 2008, s.14. 317Alpan İnan, Avrupa Birliği Ekonomik Yaklaşımı: Lizbon Stratejisi ve Maastricht Kriterleri,

Bankacılar Dergisi, Sayı:52, 2005, s.68. 318Öztürk, a.g.m., s.14. 319Ünlü, a.g.m., s.166.

Page 117: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

105

Ar-Ge faaliyetlerinin eksikliği diğer önemli husustur. Modern ekonomilerde

istihdam yaratan sektörler, özellikle bilişim, mobil iletişim ve internet gibi

araştırma faaliyetlerinin ve bilginin önem arz ettiği, buna karşın kısıtlı

sermayeye ihtiyaç duyan sektörlerdir.

AB ülkelerinde düzenleyici maliyetlerin yüksekliği, hizmet sektörü ticaretine

getirilen kısıtlamalar, etkin bir patent yasasının ve düzenlemelerin olmaması,

bazı sektörlerin milli düzeyde korunmasının AB iç pazarı oluşmasına engel

olması gibi idari nitelikteki sorunlar da üçüncü önemli zayıflıktır.

Bu gelişmeler doğrultusunda 15 AB üyesi ülkenin 10 yıllık stratejik hedef

üzerinde anlaşmaya varmışlardır. Lizbon Stratejisinde 2010 yılı içi hedeflenen amaçlara

ulaşabilmek için, özellikle bazı alanlarda ekonomik ve sosyal gelişmeyi engelleyen

sorunların hızlı bir şekilde çözülmesi istenmiştir. Bu sorunlar; ekonomik alandaki

cinsiyet ayrımcılığı, hizmetler sektöründeki yetersiz bütünleşme bölgeler arası

ekonomik ve sosyal farklılıklar, işgücünün niteliklerindeki açıklar, bilgi ve iletişim

teknolojilerinden yeterince faydalanılmaması, yetersiz Ar-Ge yatırımları, uzun süre var

olan yapısal işsizlik, nüfusun yaşlanması ve ABD ve Japonya ile AB arasında bulunan

teknolojik açıklıktır320.

AB açısından en önemli konu ekonomik büyüme ve istihdam olmuştur. Bunda

yatan mantık ise, ekonomik büyüme ile beraber AB'nin diğer problemlerinin

çözülmesinin daha kolay olacağını düşünmüşlerdir. Bunun için özellikle ekonomik

büyümenin hızlandırılması ve AB'nin rekabetçi gücünün dünya ölçeğinde arttırılması

amacıyla bir takım hususlar ortaya koymuşlardır. Bunlar;

AB genelinde girişimciliğin ve girişim kültürünün arttırılması,

İş kurma süreçlerinin daha da basitleştirilmesi,

Rekabetçiliğin arttırılarak rekabeti bozan devlet yardımlarının azaltılması,

Mali ve Hizmet Sektöründeki ekonomik bütünleşmenin derinleştirilmesi,

Bilim ve Teknoloji alanında üretim yapılarak birlik seviyesinde adımlar atılması,

Devletin Ar-Ge faaliyetlerine daha da fazla destek vermesi,

320Latif Yılmaz, Avrupa Birliğinin Sosyo-Ekonomik Geleceği: Lizbon Stratejisi ve Küreselleşme,

Maliye Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı Araştırma ve İnceleme Serisi:4, s.25.

Page 118: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

106

Özel sektörün Ar-Ge ve Yenilik faaliyetlerine teşvik edilmesi,

KOBİ'lerin (Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler) teknolojik altyapılarının

güçlendirilmesi,

Bilgi-İletişim teknolojilerinin AB genelindeki ülkelerde yaygınlaştırılmasının

sağlanması

AB genelinde ucuz internete erişimin sağlanması

Eğitime Özel ilgi gösterilmesi ve ekonominin gerekleri doğrultusunda gençlere

yetenek kazandırılması,

İş gücüne katılın arttırılması gibi hususlardır.

Bu politikalara ek olarak başka hedeflerde ortaya koymuşlardır. Bunlar321;

Rekabetçiliğe bağlı olarak bilgi ekonomisi için risk sermayesi gibi yeni mali

araçların oluşturulup geliştirilmesi,

Patent uygulanması ve fikri mülkiyet haklarının hukuki alt yapısının

güçlendirilmesi,

Finansal sistemin güçlendirilerek mali araçların çeşitlendirilmesi,

İç pazar bütünleşmesinin derinleştirilmesi,

Avrupa Araştırma Alanı'nın oluşturulması,

İnsan Kaynaklarına daha çok yatırım yapılmasıdır.

Lizbon Stratejisi’nin üç ana konusu şu şekilde özetlenebilir. Bunlardan ilki, bilgi

toplumu için daha ileri seviyede Ar-Ge politikalarını uygulamak, rekabet gücü ve

yenilik için yapısal reform sürecini hızlandırarak iç pazarın oluşumunu tamamlamak.

İkincisi Avrupa sosyal modelini insana yatırımı arttırarak ve dışlanma ile mücadele

ederek modernleştirmek. Üçüncüsü ise, sağlıklı ekonomik büyüme hedefine uygun

makro ekonomik politikalar bileşimini uygulamak ve artan büyüme perspektifini

sürdürmek322.

Uzun dönem istihdam hedefleri koyan, sosyal uyumu artırmayı ve istikrarlı bir

ekonomik büyüme sağlamayı amaçlayan Lizbon Stratejisi, uygulanmaya başlandığı

321Yılmaz, a.g.e., s.26. 322 Yusuf Işık, Lizbon Stratejisi Işığında Avrupa Birliği ve Türkiye'nin Bilgi Ekonomisi

Doğrultusunda Gelişme Persfektifleri, Aralık 2005, s.6.

Page 119: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

107

2000 yılından sürece ilişkin ara dönem değerlendirmesinin yapıldığı 2005 yılına dek

geçen süre içinde öngördüğü hedeflere ulaşamamıştır. En başta istihdam olmak üzere

ciddi sorunların devam ettiği ve elde edilen başarıların ise yetersiz kaldığı

vurgulanmıştır323. 2000’li yılların başından itibaren dünyadaki olumsuz ekonomik ve

politik şartlara bağlı olarak AB ekonomisinin yaşadığı durgunluk, üye ülkelerin

hedeflere ulaşma konusunda gereken ciddiyet ve gayreti göstermemeleri, stratejinin

planlanması ve koordinasyonuyla ilgili sorunların varlığı ve AB'ye katılan ülkelerin

genel olarak gelişmişlik seviyelerinin düşük olması hedeflere ulaşmayı zorlaştırdığı

görülmüştür324.

Lizbon Stratejisinin ilk halinin beklenen sonuçları vermemesi üzerine Strateji

yeni araçlarla donatılarak yenilenmek zorunda kalmıştır. Avrupa Komisyonu, 2005

yılında Lizbon Stratejisini yeniden gözden geçirmiştir. Pek çok politika başlığından

oluşan hedefler sadeleştirilerek yalnızca büyüme ve istihdam üzeri-ne odaklanılmıştır.

Yeni Lizbon Stratejisi’nde, Lizbon hedefleri konusunda koordinasyon ve daha iyi

yönetişim mekanizması oluşturmak ve hedeflere yönelik politika araçlarını açıklığa

kavuşturmak için Bütünleştirilmiş Rehberler ve Ulusal Reform Programları (URP) gibi

yeni araçlar ortaya konulmuştur. Lizbon stratejisi yenilenirken temel olarak iki raporun

önerileri doğrultusunda hareket edilmiştir. Bunlar Sapir325 ve Kok326 Raporları’dır327.

323Sema Gençay Çapanoğlu, İktisadi Kalkınma Vakfı Değerlendirme Notu 2010, No:12 Nisan 2010,

s.1. 324Öztürk, a.g.m., s.17. 325 Sapir Rapor'unda Avrupa'da bilgi tabanlı bir ekonomi yaratılması, Ar-Ge, teknoloji ve beşeri

sermaye alanlarında atılım yapılması için bir dizi kurumsal reform uygulaması yapılması gerektiği

belirtilmiştir. Sapir Rapor'una göre, reformların yapılmaması ve AB'de büyümenin sağlanamaması

durumunda hem genişleme hem de derinleşme tehlikeye düşebilir. Rapor üç bölümden oluşmaktadır.

Birinci bölümde, büyüme, istikrar ve uyum konularında ekonomik performansın değerlendirilmesi, ikinci

bölümde Birliğin karşı karşıya olduğu sorunlar ve bunların tarifi, son bölümde ise AB'nin sosyal ve

ekonomik sorunlarına yönelik çözüm önerileri yer almaktadır. Rapora göre AB büyüme performansında

hayal kırıklığı yaratmış ve bilgi tabanlı bir ekonomi kurmada başarısız olmuştur. 326 Kok Raporu, Sapir Raporundan farklı olarak doğrudan Lizbon Stratejisi'nin yenilenmesine yönelik

2004 yılında hazırlanmıştır. Kok Raporu'nun ele aldığı temel konular, bilgi toplumunun kurulması, iç

pazarın özellikle mali sektör ve hizmet sektörü açısından daha etkinleştirilmesi, yatırım ve iş ortamının

iyileştirilmesi, işgücü piyasalarında reformlar yapılması ve çevresel sürdürülebilirliğin sağlanmasıdır.

Raporda AB'nin ve üye ülkelerin Lizbon Stratejisi'ni uygulayamadıklarına, bu konuda yönetişim eksikliği

olduğuna ve fazla yüklenmiş bir gündem yaratıldığına değinilerek istihdam ve büyümeye öncelik

verilmesi istenmiştir. 327Yılmaz, a.g.e., s.26-28.

Page 120: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

108

3.2.2 Avrupa 2020 Stratejisi (2010-2020)

AB Lizbon Stratejisi devan ederken gerçekleşen genişleme dalgası ve küresel

ekonomik krizin de etkisiyle strateji tam hedeflerine ulaşamamıştır. İşsizlik ve

ekonomik büyüme sorunu aşılamamış ve sorun devam etmiştir. Başka bir taraftan, Çin

Japonya'yı geçerek ABD ve AB'den sonra dünyanın 3. büyük ekonomisi haline

gelmiştir. Dünya artık 2000 yıllardan çok farklı bir konuma gelmiştir328.

Avrupa Komisyonu Lizbon sonrası için "Avrupa 2020 Stratejisi " adıyla yeni bir

belge ortaya attı. Avrupa Komisyonu 30 Mart 2010 tarihinde Lizbon Stratejisi’nin

yerini almış olan “Avrupa 2020: Akıllı, Sürdürülebilir ve Kapsayıcı Büyüme İçin Bir

Strateji” başlıklı yeni bir stratejiyi kabul etmiştir 329 . AB 2020 Strateji Belgesi'nde

"Avrupa için Derin Dönüşüm Zamanı" ve "Kısıtlamaları Fark Etmek ve Yeni

Tehditlerle Yüzleşmek" Başlıkları altında Lizbon Sonrası AB'nin Mevcut durumuna

ilişkin saptamalar yapılıyor. Avrupa 2020 Stratejisi için kilit öncelikler üç başlıklar

altında toplanmıştır. Bunlar; bilgi temelli büyüme ile değer yaratma, insanları kapsayıcı

toplumlarda güçlendirme ve rekabetçi, bütünleşik ve daha yeşil bir ekonomi yaratma

olarak belirlenmiştir330.

Avrupa 2020 Stratejisinin çıkış noktası, dünyada yaşanan küreselleşme, iklim

değişikliği gibi hızlı gelişmeler ve Avrupa’da nüfusun yaşlanması gibi AB

ekonomisinin yaşadığı yapısal sorunlardır. Yaşanan ekonomik ve mali kriz sonrasında

Avrupa’yı eskisinden daha güçlü konumuna getirme çabasının bir ürünüdür. Yaşanan

kriz, neden olduğu artan oranda işsizlik ve Avrupa ekonomisindeki mevcut sorunları

ortaya koyması nedeniyle dönüm noktası kabul edilmiştir331.

Avrupa 2020 Stratejisi, AB ekonomisinin küreselleşme ve ekonomik krizler

karşısında yaşadığı yapısal sorunların aşılabilmesi için hazırlanmış bir stratejidir. 2020

Strateji Lizbon Stratejisinin yerini almış ve Lizbon'un devamı niteliğindedir. Fakat,

temel olarak Lizbon Stratejisinden farkı, yaşanan güncel küresel krizi bir fırsata çevirme

328Çapanoğlu, a.g.m., s.2. 329İlke Toygür, "Avrupa Komisyonu Lizbon Stratejisi'nin Yerini Alacak 2020" Stratejisini Kabul

Etti, İKV Değerlendirme Notu, İktisadi Kalkınma Vakfı, 11 Mart 2010, s.1. 330H. Banu Yılmaz, Lizbon Sonrası AB 2020 Stratejisi, Ekonomik Forum Dergisi, Şubat 2010, s.31. 331Ünlü, a.g.m., s.167.

Page 121: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

109

yaklaşımı ve bu kriz temelinde “dışarıda daha çok birlik, içeride daha çok

koordinasyon” söylemi altında, üye ülkelerin daha bütüncül ve AB önceliklerine

duyarlı politika ve tutarlı uygulamaları takip etmesinin sağlanması hususuna vurguda

bulunmuştur. AB'nin, istihdamın, verimliliğin, ekonomik ve sosyal uyumun yüksek

olduğu, akıllı, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir ekonomiye dönüşmesi amaçlanmaktadır.

Bundan dolayı Avrupa 2020 Stratejisi, daha güçlü, derin ve genişletilmiş bir tek pazarın

büyüme ve istihdam yaratılması için büyük öneme sahip olduğunu vurgulamakta, bunu

sağlamak için üye ülke ekonomi politikaları arasında güçlü bir koordinasyon

sağlanmasını öngörmüştür332.

Avrupa 2020 Stratejisinin üç temel önceliği; Bilgi temelli büyüme ile değer

yaratmak, insanları kapsayıcı toplumları güçlendirmek ve rekabetçi, bütünleşik ve daha

yeşil bir ekonomi yaratmak şeklinde belirlenmiştir.

3.2.2.1 Bilgi Temelli Büyümeyle Değer Yaratılması

Bilgi temelli büyümeyle değer yaratılması hedefi, değişen koşullara ayak

uydurma amacından hareketle bilgi ve yeniliğe dayalı bir Birlik ekonomisi kurma amacı

taşımaktadır. Bilgi Temelli büyüme hedefi, yenilikçiliği ve bilgiyi Birliğin önümüzdeki

dönemde yakalaması hedeflenen yeterli ekonomik büyümenin ön şartı olarak görmekte,

bundan dolayı Birlik ülkelerindeki eğitim seviyesinin iyileştirilmesini, Birlik

vatandaşlarının eğitim seviyelerinin yükseltilmesini ve Ar-Ge çalışmalarına daha fazla

kaynak ayrılması yoluyla yeniliklere ve yaratıcılığa açık bir ekonomik model

oluşturulmasını hedeflemektedir333.

Büyüme sürdürülebilir kalkınmanın temelidir. Hızla değişen dünyada fark

yaratan faktörler eğitim, araştırma, yaratıcılık ve yenilikçiliktir. Verimliliğim artırılması,

dezavantajlı grupların desteklenmesi, işsizlik ve yoksullukla mücadele amacıyla okul

öncesinden yüksek öğrenime kadar her aşamada eğitim iyileştirilmelidir334. Okulu erken

bırakanların oranının %10'a düşürülmesi ve 30-34 yaş arası yükseköğrenim mezunu

332Ünlü, a.g.m., s.168. 333Uğur Tekniker, Dünden Yarına Avrupa 2020 Stratejisi, Gümrük ve Ticaret Uzmanları Derneği,

Mayıs 2016, s.1. E.T. (07/12/2016) http://gtud.org/yazi/3806 334Çapanoğlu, a.g.m., s.2.

Page 122: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

110

nüfus oranının en az %40 seviyesinde yükseltilmesi temel önceliklere istinaden alt

hedef belirlenmiştir. Bir diğer alt hedef ise, GSYH’nin %3’ünün Ar-Ge faaliyetlerine

ayrılmasını öngören Ar-Ge öncelikli hedefidir. Bununla birlikte, akıllı büyüme temel

hedefine bağlı olarak uygulamaya konan “Yenilikçilik Birliği”, “Hareket Halinde

Gençlik” ve “Avrupa için Dijital Gündem” isimli üç başat girişimle halkın, Birliğin

karşılaştığı iklim değişikliği, küresel ısınma, salgın hastalıklar, enerji yetersizliği gibi

önemli sorunlara ilişkin duyarlılığının arttırılması istenmiştir335. AB’nin bilgi iletişim

alanında gerçek bir Tek Pazar olabilmesi ve böylece tüketicilerin üye ülkeler tarafından

sunulan rekabetçi fiyatlardan yararlanabilmeleri, KOBİ’lerin de daha büyük pazarlara

açılabilmeleri için “Dijital Avrupa Gündemi” oluşturulması gerekmektedir. Toplumun

bütününün internet erişimi ve becerilerine sahip olması gerekmektedir336.

3.2.2.2 İnsanları Kapsayıcı Toplumları Güçlendirmek

Ekonomik kriz sonrasında zarar gören birçok iş yerlerine yenilerinin gelmesi zor

olacaktır. Fakat AB'nin daha akıllı, daha yeşil, daha rekabetçi bir ekonomiye dönüşmesi

için yeni iş alanlarını yaratılacak ve yüksek işsizlik oranı ile mücadele edilecektir. Bu

geçiş döneminde insanların sistemin dışına itilmesi ve sistemden dışlanması

engellenecektir. Sosyal bütünlüğü temin edilmesi için büyük çaba gösterilecektir337. AB

vatandaşlarının eğilim ve yeteneklerine göre mesleki iş kollarına yönlendirmek,

istihdamı arttırmaya yönelik eğitim programlarını günün koşullarına uyumlu hale

getirmek, sosyal güvenlik sistemlerini geliştirme yoluyla işsizliği azaltma gibi

çalışmaların gerekliliğine göre hareket edecektir. Bu yolla herkesin arzu ettiği bir iş

sahibi olduğu, işsizlik kaynaklı sosyal sorunların çözüldüğü, istihdamı yüksek bir AB

Ekonomisi yaratılacaktır338.

Bu hedef için 2 tane alt hedef belirlenmiştir. Hedefler; 20-64 yaş arası aktif

nüfusun istihdam oranının %75’e çıkarılmasını ve 20 milyon insanın yoksulluktan

kurtarılarak ulusal yoksulluk sınırı altında yaşayan AB Vatandaşlarının sayısının %25

335Tekniker, a.g.m., s.1. 336Çapanoğlu, a.g.m., s.2. 337Yılmaz, a.g.m., s.36. 338Tekniker, a.g.m., s.1.

Page 123: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

111

azaltılmasını kapsamaktadır 339 . Ayrıca, “Yeni Beceri ve İşler için Gündem” ve

“Yoksulluğa Karşı Avrupa Platformu” başat girişimleriyle, işgücü piyasalarının

modernizasyonu yoluyla istihdam oranlarının ve Birliğe özgü sosyal modellerin

gücünün arttırılması ve işsizlik ve sosyal dışlanmayla mücadele yoluyla sosyal

bütünleşmenin sağlanması amaçlanmaktadır.

3.2.2.3 Rekabetçi Bütünleşik ve Daha Yeşil Bir Ekonomi Yaratmak

Rekabetçi bütünleşik ve daha yeşil bir ekonomi yaratmak, enerji ve kaynakların

verimli kullanımı, sürdürülebilir ve rekabet edebilir bir ekonomik büyüme olarak

tanımlanmıştır. Yaklaşımda AB’yi düşük karbonlu ve kaynaklar açısından daralmış bir

dünyada çevresel azalmayı engelleyici, biyo-çeşitliliği koruyucu ve kaynakların israfını

önleyici bir noktada konumlandırmaktır. Amaçlara ulaşılması temiz ve verimli enerji

hedefinin, petrol ve gaz ithalatını azaltması ve enerji alanından tasarruf edilen bu

kaynağın ekonomik büyüme ve yeni istihdam imkanlarının oluşturulmasında

kullanılması öngörülmüştür. Alandaki temel öncelik “rekabet edebilirlik”, “iklim

değişikliği” ve “temiz ve verimli” enerjidir340.

İklim değişikliği ve temiz ve verimli enerji kullanımı alanında “Kaynakları

Verimli Kullanan Avrupa” (Resource Efficient Europe) girişimi ile kaynaklarını verimli

kullanan düşük karbonlu bir ekonomiye dönüşüm amaçlanmaktadır. 20/20/20 İklim

Hedefleri sürdürülebilir büyüme hedefi altında sera gazı salınımının en az %20 oranında

azaltılması, Birliğin enerji tüketiminde yenilenebilir enerji payının %20'ye çıkarılması

ve %20 oranında enerji verimliliği sağlanması gibi alt hedefler tanımlanmıştır341. 2050

yılında düşük karbonlu ve enerji verimli bir ekonomiye geçişini tamamlamış bir Avrupa

için vizyon oluşturularak, ekonomik büyüme için karbon kaynakları yerine yenilenebilir

kaynaklar kullanılması teşvik edilecek, ulaşım sektörü yenilenerek, enerji verimliliği

sağlanacaktır. Bu kapsamda, Birlik düzeyinde, AB’nin finansal araçları ile birlikte

339Ünlü, a.g.m., s.168. 340Gökşen Akbaş - Altan Apar, Avrupa 2020: Akıllı, Sürdürülebilir ve Kapsayıcı Büyüme İçin

Avrupa Stratejisi,AB Genel Sekreterliği Sosyal, Bölgesel ve Yenilikçi Politikalar Başkanlığı Özel Bilgi

Notu, 2010, s.5.

http://www.ab.gov.tr/files/SBYPB/Sosyal%20Politika%20ve%20%C4%B0stihdam/avrupa_2020_strateji

si.pdf (12/12/2016) 341Tekniker, a.g.m., s.1.

Page 124: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

112

piyasa tabanlı araçların en iyi şekilde kullanılması için çerçeve koşullar

iyileştirilecektir342.

Rekabet Edebilirlik alanında “Küreselleşme Çağı İçin Sanayi Politikası” (An

İndustrial Policy For The Globalisation Era) girişimi ile özellikle KOBİ’ler için iş

ortamı iyileştirilerek, küresel alanda rekabet edebilmek için güçlü ve sürdürülebilir bir

sanayi tabanı oluşması desteklenecektir. Küreselleşmenin tehditlerinden ve düşük

karbonlu ekonomiye geçiş politikalarından farklı sektörlerin nasıl etkilendiği

araştırılacak ve sektörler için spesifik çözümler bulunacaktır. Bu kapsamda, Komisyon

ilgililer ile yakın işbirliği halinde çalışarak, girişimciliği destekleyen, sanayinin güncel

meydan okumalara karşı cevaplar verebilmesi için yol gösterici, Avrupa’nın rekabet

edebilirliğine yönelik olarak küreselleşmenin sağladığı fırsatları yakalanmasını

sağlayacak modern bir sanayi politikası çerçevesini belirleyecektir343.

Bu uygulamalardaki tutarlığı arttırmak için Avrupa 2020'ye ilişkin raporlar ve

değerlendirmeler İstikrar ve Büyüme Paktı ile eş zamanlı olarak yürütüleceği ifade

edilmiştir. Bilindiği üzere İstikrar ve Büyüme Paktı üye devletlerin ekonomi

politikalarının Avrupa düzeyinde koordine edilmesini sağlamak amacıyla tasarlanmıştır.

Avrupa 2020 ile eşzamanlı olarak değerlendirilmesi AB'nin ekonomi politikalarını daha

tutarlı bir şekilde yürütmek istediğinin bir göstergesidir344.

342Akbaş - Apar, a.g.m., s.5. 343Akbaş - Apar, a.g.m., s.5. 344Toygür, a.g.m., s.2.

Page 125: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

113

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

TÜRKİYE VE AB'DE AR-GE HARCAMALARININ KARŞILAŞTIRLMASI

Ar-Ge harcamalarının istatistikleri ekonomik büyüme ve verimlilik, bilim,

sanayi ve sosyal politikalarla ilgilenen karar alıcılarının politika belirlemelerinde

vazgeçilmez bir araçtır. Ar-Ge genel ekonomik istatistiklerin bir parçasıdır.

Günümüzdeki bilgiye dayalı ekonomilerde, Ar-Ge ve yenilik sistemine daha fazla ilgi

göstermektedirler. Bu sebeple Ar-Ge'nin en başta gelen amaçları arasında geliştirme ve

daha ayrıntılı veri toplamak başta olmak üzere, çeşitli yönetim, bilimsel öneri ve ilkeleri

gelmektedir. Yapılan Ar-Ge çalışmaları ulusal ve uluslararası raporlarda kullanılır.

Sektörler, sanayiler, bilimsel alanlar ve diğer sınıflandırma kategorilerinde Ar-Ge

faaliyetleri ve Ar-Ge faaliyetlerinin yürütülmesinde kullanılan insan gücü ve finansal

kaynaklarla yapılan harcamaların belirlenmesi amaçlanmaktadır345.

Ülkelerin bilim ve teknoloji yönünden karşılaştırılmasında AB tarafından Ar-

Ge bazlı birtakım istatistikler geliştirilmiştir. AB tarafından ülkelerin teknolojik açıdan

gelişimleri ve başarı seviyelerini ölçmek hedeflerini belirlemek için kullanılan belli

başlı kriterler belirlenmiştir. Bunlar346;

Ar-Ge için yapılan harcamaların GSYİH’ye oranı

Kişi başına düşen Ar-Ge harcaması

1.000 çalışan kişi başına düşen tam zamanlı eşdeğer Ar-Ge insan

kaynağı

Yapılan patent başvuru ve tescillerinin yıllar itibariyle dağılımı

Sosyal Bilimler Atıf Endeksi'nde (SSCI) yayınlanan ülke kaynaklı

bilimsel yayın sayısı

Bilindiği gibi, Ar-Ge harcamalarının ülkelerin teknolojik ve bilimsel

gelişmesine katkısı çok fazladır. Ülkemizde Ar-Ge rakamları Türkiye İstatistik Kurumu

345Türkiye İstatistik Kurumu , “Kapsam, Periyod ve Zamanlama”, Çevrimiçi:

www.tuik.gov.tr/PreIstatistikMeta.do?istab_id=2 (18.03.2011). 346Metin Eren, Türkiye'nin Teknolojik Gelişmesinde Teknoparklar ve Ar-Ge Desteği, Yüksek Lisans

Tezi, İstanbul 2011, s.42.

Page 126: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

114

(TÜİK) tarafından belirlenmektedir. Tezde ilk üç madde üzerinde durulacak ve AB ile

karşılaştırılması yapılacaktır.

4.1. TÜRKİYE'DE AR-GE HARCAMALARI

Türkiye’deki Ar-Ge altyapısı genelde üniversiteler ve kamu araştırma

kurumlarında bulunduğundan araştırma faaliyetleri genellikle buralarda yoğun bir

şekilde gerçekleştirilmiş ve gerçekleştirilmeye devam etmektedir. Altyapı koşulları ve

laboratuvarlar genel itibariyle bu alanlarda yoğunlaşmaktadır. Ar-Ge faaliyetleri yapan

ve bu faaliyetlere destek sağlayan çalışmaların sonucunda elde edilen bilgi ve

teknolojiyi kullanan kurumlar arasında yeterli iletişimin sağlanamamasından dolayı,

arada güçlü bir bağ kurulamamış ve bu nedenle verim kayıpları gözlenmiştir. Ayrıca,

sürecin işleyişinde çeşitli sıkıntılar çıkmış ve Ar -Ge faaliyetlerinin sonuçları

uygulamaya geçirilememiştir. Yapılan çalışmalar sonucunda elde edilen bilgiden yeteri

kadar yararlanılamamış ya da araştırmalar genellikle sanayinin gereksinim talebinden

uzak kalmıştır. Burada istenilen sonuç elde edilememiştir. Çözümlere

ulaşılamamasındaki temel sorun budur347.

Ülkemizdeki sanayi, günümüze kadar dışarıdan teknoloji transferi, knowhow,

lisans, patent alma şeklinde olmuştur. Ülkemiz kendi Ar-Ge birimini oluşturup kendine

ait teknolojiyi üretmede başarılı olamamıştır. Ülkemizdeki Ar-Ge faaliyetlerinde çalışan

araştırmacı personelin büyük bir bölümü üniversiteler ve kamu araştırma kurumlarında

bulunmaktadır348.

Türkiye’deki özel sektör teknoloji gereksinimini genellikle ithal teknolojiler ile

çözmüş Ar-Ge’ye yapılacak olan yatırımları olumsuz yönde etkilemiştir. Fakat, son

günlerde inovasyonun ve Ar-Ge’nin rekabette çok önemli bir unsur haline gelmesi, yurt

dışından satın alınan lisanslarda sıkıntılar çıkması ve lisansların pahalanması, firmayı

kendi Ar-Ge birimini kurmaya, üniversiteyle işbirliği yapmak zorunda bırakmıştır.

Devlet de günümüzde Ar-Ge yatırımları için vermiş olduğu teşvikleri arttırmaya

başlamıştır. Bu teşvikler, vergi muafiyetleri ya da vergi indirimlerinin sağlanması,

347Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013), s.29. 348 Keleş, a.g.t., s.49.

Page 127: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

115

finansal desteklerin sağlanması, bürokratik işlemlerin azaltılması şeklinde

görülebilmektedir. Özellikle TÜBİTAK, TTGV, KOSGEB gibi kuruluşların Ar-Ge

faaliyetlerini desteklemeye yönelik eğitim ve danışmanlık, finansal destekleri vardır.

Teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet gösteren işletmelere de vergi muafiyeti hakkı

tanınmıştır349.

Bir ülkedeki bilim ve teknoloji seviyesini en iyi yansıtan göstergelerinden birisi

de o ülkenin, dünyadaki mevcut bilimsel ve teknolojik gelişmeyi algılayış biçimi ve bu

algılayış biçimine bağlı olarak Ar-Ge faaliyetlerine verdiği önemdir350. Bu nedenle Ar-

Ge harcamalarının GSYİH oranı % 2'den fazla olan ülkeler gelişmiş ülke grubunda yer

almaktadır351.Türkiye'deki AR-GE harcamalarındaki değişim yıllara göre Grafik 1'de

gösterilmiştir. Ar-Ge harcamalarında özellikle 2004 yılından sonra büyük artışlar

olmuştur. 2016 yılı itibarıyla GSYİH'dan % 0,94 değerine çıkmıştır ki bu durum artış

açısından bakıldığında yüksek fakat sonuç itibariyle halen yetersizdir.

349Keleş, a.g.t., s.49. 350 Halil Yıldız, Türkiye'de Üniversite-Sanayi İlişkileri ve Kobi'ler (Küçük Sanayi) Açısından

Önemi, İstanbul Üniversitesi, İİBF Dergisi, s.214. 351Muammer Yaylalı vd.,Türkiye'de Ar-Ge Yatırım Harcamaları ve Ekonomik Büyüme Arasındaki

Eş-Bütünleşme ve Nedensellik İlişkisi: 1990-2009, Bilgi Ekonomisi ve Yönetim Dergisi, 2010, Cilt:V,

Sayı:II, s.19.

Page 128: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

116

Grafik 1: Ar-Ge Harcamalarının GSYİH'ya Oranı (%)

KAYNAK: Türkiye İstatistik Kurumu, Temel İstatistikler, Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri

İstatistikleri, http://www.tuik.gov.tr/UstMenu.do?metod=temelist E.T. (13.03.2018)

Ar-Ge faaliyetleri araştırması kapsamında kamu kuruluşları, vakıf üniversiteleri

ve özel sektördeki anket sonuçları ile devlet üniversitelerinin dökümlerine dayalı olarak

yapılan hesaplamalardan oluşmaktadır.

Ar-Ge istatistiklerinin derlenmesinde uluslararası referans kaynağı olan Frascati

Kılavuzu 2015 yılında güncellenmiştir. Güncellenen kılavuz ve ilave veri gereksinimleri

de dikkate alınarak, diğer ülke istatistik ofisleri ile benzer şekilde veri toplama ve

raporlama yöntemi iyileştirilmiştir. Bu çalışma doğrultusunda kapsam eksiklikleri

giderilmiş ve yükseköğretim Ar-Ge harcamaları tahmin modeli iyileştirilmiştir.

Yürütülen çalışmalar sonucunda, toplam büyüklükler itibariyle geçmişe dönük revizyon

yapmayı gerektirecek bir fark oluşmamış olup, sadece yükseköğretimin 2008-2015

dönemine ilişkin finans kaynaklarının içsel dağılımı yeni duruma göre

güncellenmiştir352.

352 TUİK Haber Bülteni, Ar-Ge Faaliyetleri Araştırması, 2016,

http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=24865 (25.01.2018)

0,470,5

0,57 0,56

0,69 0,69

0,81 0,8 0,80,83 0,82

0,86 0,880,94

0

0,1

0,2

0,3

0,4

0,5

0,6

0,7

0,8

0,9

1

2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016

AR-GEHARCAMALARININGSYİH'YAORANI

Page 129: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

117

Grafik 1'de 2003-2016 arası Ar-Ge harcamalarının GSYİH'ya oranları

verilmiştir. 2003 yılında 0,47 (2 Milyar 197 Milyon TL) iken 2016 yılına gelindiğinde

bu oran 0,94 (24Milyar 641 Milyon TL) olarak gerçekleşmiştir. Yıllar itibarıyla ara ara

düşmeler olsa da genellikle bir artış trendi içerisindedir. Ülkemizde Gayri Safi Yurtiçi

Ar-Ge Harcaması 2015 yılında 20 Milyar 615 Milyon TL iken, 2016 yılında ise %19,53

artarak 24 milyar 641 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Bir yıl önceki %0,88 olan

Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge Harcamasının, GSYİH içindeki payı %0,94'e yükselmiştir353.

Ülkemizde yapılan Ar-Ge faaliyetlerini desteklemeye yönelik teşvikler yapılmıştır. Bu

teşvikler vergisel teşvikler ve kamusal desteklerdir. Bu destekler ve teşvikler sayesinde

pek çok ülkeye göre oransal olarak artışlar sağlanmıştır. Son yıllarda Ar-Ge

harcamalarında iyileşmeler olmasına rağmen GSYİH'den Ar-Ge'ye ayrılan pay

beklenenin altında gerçekleşmiştir. Türkiye'de Ar-Ge harcamalarının GSYİH' oranı 0,94

iken bu oran AB 28 Ülkelerinde 1,93 ortalaması ile gerçekleşmiştir354. Ülkemiz kritik

düzey olan %1'i geçememiştir. Bu durumda ülkemizin Ar-Ge Harcamalarına daha fazla

kaynak ayırarak AB ülkelerinin Ortalamasına yakınlaşması gerekmektedir.

353 TUİK Haber Bülteni, Ar-Ge Faaliyetleri Araştırması, 2016,

http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=24865 (25.01.2018) 354 OECD, Ar-ge Harcamaları,

https://data.oecd.org/rd/gross-domestic-spending-on-r-d.htm (25.05.2016)

Page 130: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

118

Grafik 2: Gerçekleştirilen Sektörler Bazında Ar-Ge Harcamalarının Oranı (%)

KAYNAK: Türkiye İstatistik Kurumu, Konularına Göre İstatistikler, Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri

Araştırması, http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1082 E.T (13.03.2018)

Grafik 2 gerçekleştirilen sektörler bazında Ar-Ge harcamalarının 2003-2016

arasındaki oranları verilmiştir. 2003 yılında en yüksek oran yükseköğretim

sektöründeyken 2016 yılına geldiğimizde en yüksek oran Mali ve Mali Olmayan

Şirketler tarafından gerçekleştirilmiştir. Gerçekleştirilen sektör bazında Mali ve Mali

Olmayan Şirketler %50 seviyesini geçerek %54,20 olarak gerçekleşmiştir. 2003

yılından Mali ve Mali Olmayan Şirketler yüksek öğretim sektörünü takip ederken 2012

yılından itibaren Mali ve Mali Olmayan Şirketleri yükseköğretim kesimi takip etmeye

başlamıştır. Bu da Mali ve Mali Olmayan Şirketlerin Ar-ge harcamaları içindeki payının

günden güne arttırdığını göstermektedir. Son dönemlerde çıkarılan teşvikler ve yasal

mevzuatla teknoparklarında kurulmasıyla birlikte Ar-Ge harcamalarını da arttırmıştır.

66,367,9

54,653,2

48,2

44,2

47,446 45,5

43,9 42,09

40,53 39,66

36,3

23,2 24,2

33,835,6

41,343,8

4042,5 43,2

45,1

47,5149,78 50

54,2

10,48

11,6 11,2 10,612 12,6 11,4 11,3 11 10,4 9,63 10,34 9,5

0

10

20

30

40

50

60

70

80

2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016

O

R

A

N

(

%)

YILLAR

YükseköğretimSektörü

Mali ve MaliOlmayan Şirketler

Genel Devlet

Page 131: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

119

Ar-Ge harcamalarında Mali ve Mali Olmayan Şirketler %54,2 ile en büyük paya

sahipken, bunu %36,3 ile yükseköğretim takip etti. Bu araştırma ile ilk defa kapsama

alınan kar amacı olmayan kuruluşlar tarafından yapılan Ar-Ge harcamaları355 da Genel

Devlet Ar-Ge harcamalarına dahil edilmiş olup, toplamda söz konusu iki sektörün Ar-

Ge harcamaları içindeki payı %9,5 olarak gerçekleşmiştir.

Grafik 3: Gerçekleştirilen Sektörler Bazında Ar-Ge Harcamaları

KAYNAK: Türkiye İstatistik Kurumu, Konularına Göre İstatistikler, Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri

Araştırması, http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1082 E.T (13.03.2018)

Grafik 3 bakıldığında harcama gurubu ve sektöre göre Ar-Ge harcamalarında

devamlı artış olduğu gözlenmektedir. Bu artış Ar-Ge harcamalarına verilen önemin

giderek arttığını göstermiştir. Fakat ortaya çıkan başka bir husus ise toplam Ar-Ge

harcamalarında Devlet ve Yükseköğretim payları toplamı Mali ve Mali Olmayan

İşletmelere göre yüksek seviyede gerçekleşmektedir. Son yıllarda Mali ve Mali

355 TUİK Haber Bülteni, AR-GE Faaliyetleri Araştırması, 2016,

http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=24865 (25.01.2018)

0

2E+09

4E+09

6E+09

8E+09

1E+10

1,2E+10

1,4E+10

1,6E+10

2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016

YükseköğretimSektörü

Mali veMaliOlmayanİşletmeler

GenelDevlet

Page 132: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

120

Olmayan İşletmelerin harcamalarının Devlet ve Yükseköğretim paylarının toplamına

hemen hemen eşitlendiği görülmektedir. Bu durum Mali ve Mali Olmayan İşletmelerin

artık Ar-Ge harcamalarında söz sahibi olduğunu göstermektedir. Fakat bu da yeterli

değerdir. AB ülkelerinde işletmeler tarafından yapılan Ar-Ge harcamaları içindeki oranı

% 66 düzeylerindedir356. Gelişmiş ülkelerin bütçeleri göz önüne alındığında yapılan Ar-

Ge harcamalarının oranı karşısında ülkemizin Ar-Ge Harcamaları %50 seviyelerine yeni

gelmiştir357. Hedeflenen sonuç aslında toplam Ar-Ge harcamalarındaki Mali ve Mali

Olmayan Şirketler payının diğer sektörlerden daha yüksek olmasıdır. Bu hedef 2015 yılı

için gerçekleşmiştir. Fakat gelişmiş ülkelerin seviyelerinin gerisinde kalmıştır. Mali ve

Mali Olmayan Şirketler Ar-Ge harcaması yaparsa ürün oluşumu ve ürünün ticarileşmesi

süreçlerini de beraberinde getirecek ve ürün süreçlerini hızlandıracaktır. Böylece

geliştirilmiş olan yeni ürün kısa zamanda uluslar arası pazarlarda yer alacak ve Mali ve

Mali Olmayan Şirketler rekabet gücü hızla artacaktır. Bu özel sektörde ki Ar-Ge

bilincinin artması ile gerçekleşebilecektir.

356 OECD Verileri, Main Science and Technology Indicators, Volume 2017/1, s.32 357 TUİK Haber Bülteni, AR-GE Faaliyetleri Araştırması, 2016,

http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=24865 (25.01.2018)

Page 133: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

121

Grafik 4: Finans Kaynağına Göre Ar-Ge Harcaması Oranı (%)

KAYNAK: Türkiye İstatistik Kurumu, Konularına Göre İstatistikler, Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri

Araştırması, http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1082 E.T (13.03.2018)

Ar-Ge istatistiklerinde temel metodolojik kaynak olarak kullanılan Frascati

Kılavuzu’nun güncellenen versiyonu 2015 yılında yayımlanmış ve diğer ülke istatistik

ofisleri ile birlikte Türkiye İstatistik Kurumu da yeni kılavuza uyum çalışmaları

başlatmış, bu kapsamda ulusal ve uluslar arası istatistiki veri taleplerini karşılamaya

yönelik daha detaylı veri derleme çalışmaları yürütülmüştür. İlave olarak, mevcut

istatistiklerdeki kapsam eksiklikleri giderilmiş ve Yükseköğretim Sektörü Ar-Ge

harcama tahmin yöntemleri yeni kılavuzdaki tavsiyelere uygun olarak iyileştirilmiştir358.

Bu haber bülteni ile önceki yıllarda araştırma kapsamında yer almayan “Kar

amacı gütmeyen kuruluşlar” kapsama dahil edilmiş, yükseköğretim kesimi Ar-Ge

personeli alt kırılımında yer almasına rağmen hakkında bilgi derlenemeyen “Teknisyen

358 TUİK Haber Bülteni, AR-GE Faaliyetleri Araştırması, 2016,

http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=24865 (25.01.2018)

23,4

2017,9

15,717,5

18,5319,57 19

18,1 17,77 16,67 16,2815,88 14,41

35,538,7

41,544,3

46,2

40,2

34,0938,24 39,64

41,1343,43

45,3 44,646,7

34,336,2

34,5 34,631,9

39,08

44,24

40,9 40,5

39,56 38,1436,4

37,635,12

5,24,8 5,4 4,8 4

0,040,08 0,15 0,05 0,1 0,09 0,04 0,04 0,121,6 0,3 0,7 0,6 0,4

2,15 2,02 1,71 1,7 1,44 1,67 1,98 1,88 3,65

0

5

10

15

20

25

30

35

40

45

50

2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016

O

R

A

N

(

%)

YILLAR

YükseköğretimSektörü

Mali veMaliOlmayanKuruluşlar

GenelDevlet

DiğerUlusalKaynaklar

Yurtdışı

Page 134: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

122

ve dengi personel” ile “Diğer destek personeli” ne ait bilgiler de derlenerek kapsam

eksikliği giderilmiştir359.

Yükseköğretim Kesimi Ar-Ge harcamalarının tahminine ilişkin olarak zaman

içerisinde oluşan yeni idari kayıtlar ile Frascati Kılavuzu’nun tavsiyeleri, paydaş

kurumların, konu ile ilgili akademisyenlerin, OECD ve Eurostat’ın görüşleri

doğrultusunda iyileştirmeler yapılmıştır. Söz konusu iyileştirme çalışmaları sonucunda

Yükseköğretim Kesimi Ar-Ge harcamalarında geçmişe dönük revizyon yapmayı

gerektirecek bir farklılık görülmemiştir. Ancak 2008-2015 dönemi Yükseköğretim

Kesimi Ar-Ge harcamalarının finans kaynaklarının içsel dağılımı güncellenmiştir360.

Ar-Ge harcamalarını finanse eden kesimler Grafik 4'te verilmiştir. Grafik

incelendiğinde ise; 2003-2016 yılları arasında özel sektör en yüksek orana sahiptir. Mali

ve Mali Olmayan Şirketlerin oranı yıllar itibarıyla sürekli artmıştır. 2003 yılından 2007

yılına kadar sürekli artış trendinde olan Mali ve Mali Olmayan Şirketler en yüksek

finansmanı sağlamışlardır. 2007 yılına gelindiğinde ise, %46,20 olan Mali ve Mali

Olmayan Şirketler Ar-Ge harcamaları 2008 yılında %40,20 düşmüştür. Bu sert

düşmenin nedeni ise 361 ; Yükseköğretim Ar-Ge harcamaları tahmin modelindeki

iyileştirme çalışmaları sonucu 2008-2015 dönemine ilişkin finans kaynaklarının içsel

dağılımı toplamı değiştirmeyecek şekilde güncellenmesidir. 2012 yılında Mali ve Mali

Olmayan Kuruluşlar tarafından finanse edilen Ar-Ge harcamaları diğer sektörleri

geçmiştir. 2016 yılına gelindiğinde ise; Ar-Ge harcamalarının %46,7 Mali ve Mali

Olmayan Şirketler tarafından finanse edilirken, bunun %35,12'si Devlet kesimi,

%14,41'i ile Yükseköğretim kesimi, %0,12'si yurtiçi kaynaklar ve %3,65'i ile yurtdışı

kaynaklar tarafından finanse edilmiştir362.

359 TUİK Haber Bülteni, AR-GE Faaliyetleri Araştırması, 2016,

http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=24865 (25.01.2018) 360 TUİK Haber Bülteni, AR-GE Faaliyetleri Araştırması, 2016,

http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=24865 (25.01.2018) 361 Finans Kaynağına Göre Ar-Ge Harcaması Oranları'na bakıldığında yeni bir tahmin yöntemi geliştirilerek içsel dağılım değiştirilmiştir. Yükseköğretim kesimi Ar-Ge harcamalarının tahminine ilişkin yöntemin revize edilmesi Harcama Tutarlarını değiştirmemiş sadece finans kaynaklarının dağılımını değiştirmiştir. ( Bütçe Finans Kaynağı- Döner Sermaye Finans Kaynağının arasındaki dağılımın değişmesi) 362TUİK Haber Bülteni, AR-GE Faaliyetleri Araştırması, 2016.

http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=24865 (25.01.2018)

Page 135: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

123

Grafik 5: Tam Zamanlı Eş Değer Ar-Ge İnsan Kaynağı

KAYNAK: Türkiye İstatistik Kurumu, Temel İstatistikler, Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri

İstatistikleri, http://www.tuik.gov.tr/UstMenu.do?metod=temelist E.T. (13.03.2018)

Tam Zaman Eşdeğer (TZE): Ar-Ge de çalışan insan gücünün, Ar-Ge

faaliyetlerinin kişi-yıl olarak, TZE’si bulunur. Bir TZE bir kişi-yıl olarak düşünülebilir.

Dolayısıyla zamanının % 30’unu AR-GE çalışmaları için ve kalanını da diğer

faaliyetlerde (öğretim, üniversite idaresi ve öğrenci danışmanlığı) harcayan bir kişi, 0.3

TZE olarak ele alınmaktadır. Benzer olarak, tam zamanlı bir AR-GE çalışanı, bir AR-

GE biriminde sadece 6 ay istihdam edildiyse, bu 0,5 TZE anlamına gelir. Ar-Ge

personeli Ar-Ge faaliyetlerinde doğrudan görevli araştırmacı ve teknisyenleri

kapsamaktadır. Araştırmacı ise Ar-Ge faaliyetleri ile yenilik tanımı kapsamındaki

projelerde, yeni bilgi, ürün, süreç, yöntem ve sistemlerin tasarım veya oluşturulması ve

ilgili projelerin yönetilmesi süreçlerinde yer alan en az lisans mezunu uzmanları ifade

etmektedir. Teknisyen ise mühendislik, fen ve sağlık bilimleri alanlarında

38 4049

5463

6774

82

93

105113 115

122

137

33 3439

4350 53

5864

72

8289 90

95100

0

20

40

60

80

100

120

140

160

2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016

KİŞ

İ SA

YIS

I (

*10

00

)

YILLAR

TZE Ar-Ge Personeli

TZE Araştırmacı

Page 136: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

124

yükseköğrenim görmüş ya da meslek lisesi veya meslek yüksekokullarının teknik fen ve

sağlık bölümlerinden mezun, teknik bilgi ve deneyim sahibi kişileri ifade etmektedir363.

Grafik 5'te Tam Zamanlı Eşdeğer Ar-Ge insan kaynağı verilmiştir. 2003-2016

yılları arasında Tam Zaman Eşdeğeri (TZE) cinsinden Ar-Ge Personeli sayısı sürekli

artmıştır. Ar-Ge Personeli içerisindeki Tam Zaman Eşdeğeri (TZE) cinsinden

Araştırmacı sayısı da sürekli artmıştır. 2016 yılında Tam Zaman Eşdeğeri (TZE)

cinsinden toplam 136953 kişi Ar-Ge personeli olarak çalışmaktadır. Bir yıl öncesine

göre TZE cinsinden Ar-Ge personel sayısındaki artış %12’dir. 2016 yılında Tam Zaman

Eşdeğeri (TZE) cinsinden toplam 100.158 kişi Araştırmacı personel olarak çalışmıştır.

Bir yıl öncesi TZE cinsinden Araştırmacı sayısındaki artış oranı %5,25'dir 364

Grafik 6: Ar-Ge İnsan Gücü Oranı (%)

KAYNAK: Türkiye İstatistik Kurumu, Temel İstatistikler, Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri

İstatistikleri, http://www.tuik.gov.tr/UstMenu.do?metod=temelist E.T. (13.03.2018)

363 Çiğdem KAVAK ÇEKEN, Türkiye’nin Bilgi Ekonomisi Performansı (2004 - 2014 Dönemi), Dicle

Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 21, Sayı: 34, Yıl: 2016, s.117 364 TUİK Haber Bülteni, AR-GE Faaliyetleri Araştırması, 2016.

http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=18661 (25.01.2018)

20,45 22,11

30,4433,11

38,2840,83

42,8145,87

48,93 49,6851,68 53,65 54,51 53

16,3 15,9717,91 17,82

15,1 14,68 14,97 13,88 12,66 11,5 10,62 10,59 10,09 8,61

63,25 61,92

49,65 49,0746,62

44,49

42,22 40,25 38,41 38,82 37,735,76 35,4

38,39

0

10

20

30

40

50

60

70

2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016

Mali ve Mali OlmayanŞirketlerGenel Devlet

YÜKSEK ÖĞRETİM

Page 137: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

125

Grafik 6'da Ar-Ge İnsan Gücü'nün Sektörlere göre dağılımı verilmiştir. 2003-

2016 Ar-Ge İnsan Gücü'nün sektörlere göre dağılımına bakıldığında; 2003-2008

arasında Mali ve Mali Olmayan Şirketler sürekli artış trendinde olmasına rağmen

yükseköğretim sektörünün gerisinde kalmıştır. 2009 yılından sonra ise, Mali ve Mali

Olmayan Şirketler yükseköğretim sektörünü geçmiştir. Her ne kadar 2016 yılında Mali

ve Mali Olmayan Şirketler oransal olarak azalsa da bu azalış çok düşük seviyede

kalmıştır. Mali ve Mali Olmayan Şirketlerin Oransal olarak %50'i geçmesi Türkiye'de

Ar-Ge harcamalarına gereken önemin işletmelerin tarafından verilmeye başlandığının

göstergesidir. Ar-Ge Personelinin Sektörler arasındaki dağılıma bakıldığında, TZE

cinsinden toplam Ar-Ge personelinin 2016 yılında % 53’ü Mali ve Mali Olmayan

Şirketlerde, % 38,4’ü yükseköğretimde ve % 8,60'ı Genel Devlette yer aldığı

görülmektedir365.

Grafik 7: TZE Toplam Araştırmacı 1000 Kişi Başına Toplam İstihdam

KAYNAK: Türkiye İstatistik Kurumu, Temel İstatistikler, Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri

İstatistikleri, http://www.tuik.gov.tr/UstMenu.do?metod=temelist E.T. (13.03.2018)

365TUİK Haber Bülteni, AR-GE Faaliyetleri Araştırması, 2016.

http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=18661 (25.01.2018)

1,5 1,61,8 1,9

2,4 2,52,7 2,8

3

3,33,5 3,5 3,6

0

0,5

1

1,5

2

2,5

3

3,5

4

2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015

YILLAR

TZE TOPLAM ARAŞTIRMACI 1000 KİŞİ BAŞINA TOPLAM İSTİHDAM

TZE Araştırmacı Sayısı

Page 138: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

126

Grafik 7'de TZE Toplam Araştırmacı 1000 Kişi Başına Toplam İstihdam sayısı

verilmiştir. 2003-2015 yılları arasında 1000 kişi başına düşen TZE toplam araştırmacı

kişi sayısı sürekli artmıştır. Bu da Türkiye'nin nitelikli işgücü sayısını arttırma yönünde

önemli adımlar atmaya başladığını göstermektedir. Fakat AB (28 Ülke)'de 2015 yılı için

TZE Araştırmacı sayısı 1.840.651 1000 kişi başına düşen istihdam 8 kişi, Türkiye'de ise

TZE Araştırmacı sayısı 95.161 1000 kişi başına düşen istihdam ise 3,2 kişi

seviyesindedir 366 . Uluslararası piyasalarda rekabet üstünlüğünü elde tutmak, yeni

teknolojiyi gerekli kılmaktadır. Türkiye'nin nitelikli işgücü sayısını arttırması ve AB (28

Ülke) seviyelerini yakalaması gerekmektedir.

4.2. AB'DE AR-GE HARCAMALARI

AB’nin teknoloji politikasının ana hatlarını “Lizbon Stratejisi” olarak ifade

edilen kararlar oluşturmaktadır. 23-24 Mart 2000 tarihinde kabul edilen Lizbon

Stratejisi çerçevesinde Ar-Ge’ye GSYİH’nin %3'ü oranında bir kaynak ayırmayı somut

hedeflerinden birisi olarak belirlemiştir. Avrupa Birliği’nin rekabet gücüne katkıda

bulunarak Lizbon Stratejisi’nin bilgi temelli ekonomik güç hedefine ulaşmasına hizmet

etmesi için 2000 yılında Avrupa Komisyonu’nca Avrupa Araştırma Alanı (ERA)

oluşturulmuştur. Avrupa Araştırma Alanı (ERA) “bilgi iç pazarı” olarak kurulmuştur.

Avrupa Araştırma Alanı (ERA)'nın amaçları367;

Araştırmacıların önündeki yasal bariyerlerin kaldırılması ve serbest

dolaşımının teşvik edilmesi-bilginin serbest dolaşımı

Özel sektörün Ar-Ge iştirakinin kolaylaştırılması ve desteklenmesi

Ulusal ve Bölgesel Ar-Ge politikalarının ve kaynakların

koordinasyonunun sağlanması ve verimliliğin artırılması

Ulusal bilim ve teknoloji politikalarının Avrupa çapında ve bu

perspektiften revize edilmesi, koordinasyonu ve yeniden

yapılandırılması

366 OECD Verileri, Main Science and Technology Indicators, Volume 2017/1, s.38. 367 Çınar, ADALI, AB Ar-GePolitikaları 2003-2011, TÜBİTAK AB Çerçeve Programlar Müdürlüğü,

E.T. (07.10.2017) http://www.emo.org.tr/ekler/1d53bb9e8686aa3_ek.pdf?tipi=2&turu=X&sube=14

Page 139: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

127

Avrupa’nın küreselleşme ile yükselen tehditleri bertaraf ederek küresel

güçler arasında lider pozisyonda büyük gelişmelere yön vermesi

şeklindedir.

AB'nin grafik 8 ve grafik 9’da 2003-2015 yılları arasında yapılan Ar-Ge

harcamalarının GSYİH'ya oranı verilmiştir. Grafik 10-11-12'de ise 2010-2015 yılları

arasındaki TZE toplam Ar-Ge personeli, bin kişi başına düşen TZE Ar-Ge personeli ve

TZE toplma arıştırmacı sayısı verilmiştir.

Grafik 8: AB'de Ar-Ge Harcamaları 2003-2009

KAYNAK: 1- OECD Library, https://data.oecd.org/rd/gross-domestic-spending-on-r-d.htm#indicator-

chart E.T.(05.02.2018)

2- OECD Verileri, Main Science and Technology Indicators, Volume 2017/1, s.32-38

http://www.oecd-ilibrary.org/science-and-technology/main-science-and-technology-indicators/volume-

2017/issue-1_msti-v2017-1-en

0

0,5

1

1,5

2

2,5

3

3,5

4

4,5

Avu

stu

rya

Be

lçik

a

Çe

k C

um

hu

riye

ti

Dan

imar

ka

Esto

nya

Fin

lan

diy

a

Fran

sa

Alm

anya

Yun

anis

tan

Mac

aris

tan

İrla

nd

a

İtal

ya

Lüks

em

bu

rg

Ho

llan

da

Po

lan

ya

Po

rtek

iz

Slo

vaky

a C

um

.

Slo

ven

ya

İsp

anya

İsve

ç

İngi

lte

re

Ro

man

ya

2003

2004

2005

2006

2007

2008

2009

Page 140: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

128

Grafik 9: AB'de Ar-Ge Harcamaları 2010-2015

KAYNAK: 1- OECD Library, https://data.oecd.org/rd/gross-domestic-spending-on-r-d.htm#indicator-

chart E.T.(05.02.2018)

2- OECD Verileri, Main Science and Technology Indicators, Volume 2017/1, s.32-38

http://www.oecd-ilibrary.org/science-and-technology/main-science-and-technology-

indicators/volume-2017/issue-1_msti-v2017-1-en

AB'nin, 2003-2015 arası Ar-Ge harcamalarının GSYİH'ya oranları, grafik 8 ve

grafik 9’da verilmiştir. Grafiklere baktığımızda, 2003-2015 yılları arası Ar-Ge

harcamalarının GSYİH'ya oranlarına bakıldığında yıllar arasında 2003'ten 2004'e

gecerken çok küçük azalma olsada genelde AB'de artış trendi içerisindedir. AB Ülkeleri

incelendiğinde Ar-Ge harcamaları %0,50-%4 seviyelerinde gerçekleşmiştir. AB'nin

Lizbon Stratejisi ve Avrupa 2020 Stratejisi'nde belirlediği hedef olan GSYİH'nın %3

olması hedefi gerçekleşmemiştir. Bunun gerçekleşmeme sebebi ise birliğin içinde

bulununa bazı ülkelerin Ar-Ge harcamaları kritik düzey olan %1 oranına bile

gelemediği görülmektedir 368 . AB ülkelerini incelediğimizde, birliğin içinde olan

Romanya’nın Ar-Ge harcamalarının GSYİH'ya oranı %0,50 olarak gerçekleşmiştir.

368 OECD Verileri, Main Science and Technology Indicators, Volume 2017/1, s.32-38.

0

0,5

1

1,5

2

2,5

3

3,5

4

4,5

Avu

stu

rya

Be

lçik

a

Çe

k C

um

hu

riye

ti

Dan

imar

ka

Esto

nya

Fin

lan

diy

a

Fran

sa

Alm

anya

Yun

anis

tan

Mac

aris

tan

İrla

nd

a

İtal

ya

Lüks

em

bu

rg

Ho

llan

da

Po

lan

ya

Po

rtek

iz

Slo

vaky

a C

um

.

Slo

ven

ya

İsp

anya

İsve

ç

İngi

lte

re

Ro

man

ya

2010

2011

2012

2013

2014

2015

Page 141: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

129

Grafik 10: AB'de Tam Zamanlı Eşdeğer (TZE) Toplam Araştırmacı Sayısı

KAYNAK: OECD Verileri, Main Science and Technology Indicators, Volume 2017/1, s.32-38 http://www.oecd-ilibrary.org/science-and-technology/main-science-and-technology-

indicators/volume-2017/issue-1_msti-v2017-1-en E.T.(05.02.2018)

Grafik 10’da AB’de 2010-2015 yıllarına ait Tam Zamanlı Eşdeğerinde Toplam

Araştırmacı, sayıları verilmiştir. Toplam araştırmacı sayısı İşletmeler, kamu sektörü,

üniversiteler ve diğer araştırmacı sayılarını kapsamaktadır. Tam Zamanlı Eşdeğerinde

Toplam Araştırmacı sayılarına bakıldığında AB'deki ülkelerde genellikle artış trendi

içerisindedir. Bazı ülkelerde ara ara düşmeler olsada, bu düşmeler genel itibariyle çok

önemli değildir.

0

50000

100000

150000

200000

250000

300000

350000

400000

450000

Avu

stu

rya

Be

lçik

a

Çe

k C

um

hu

riye

ti

Dan

imar

ka

Esto

nya

Fin

lan

diy

a

Fran

sa

Alm

anya

Yun

anis

tan

Mac

aris

tan

İrla

nd

a

İtal

ya

Lüks

em

bu

rg

Ho

llan

da

Po

lan

ya

Po

rtek

iz

Slo

vaky

a C

um

.

Slo

ven

ya

İsp

anya

İsve

ç

İngi

lte

re

Ro

man

ya

2010

2011

2012

2013

2014

2015

Page 142: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

130

Grafik 11: AB'de Tam Zamanlı Eşdeğer (TZE) Toplam Ar-Ge Personeli

KAYNAK: OECD Verileri, Main Science and Technology Indicators, Volume 2017/1, s.32-38 http://www.oecd-ilibrary.org/science-and-technology/main-science-and-technology-

indicators/volume-2017/issue-1_msti-v2017-1-en E.T.(05.02.2018)

Grafik 11’de AB’de 2010-2015 yıllarına ait Tam Zamanlı Eşdeğerinde Toplam

Ar-Ge Personeli 2010-2015 yılları sayılarına bakıldığında AB (28 Ülke), sürekli olarak

artış gerçekleşmiştir. AB’de yaşanan bu artışlar Ar-Ge verilen önemi göstermektedir.

0

100000

200000

300000

400000

500000

600000

700000

Avu

stu

rya

Be

lçik

a

Çe

k C

um

hu

riye

ti

Dan

imar

ka

Esto

nya

Fin

lan

diy

a

Fran

sa

Alm

anya

Yun

anis

tan

Mac

aris

tan

İrla

nd

a

İtal

ya

Lüks

em

bu

rg

Ho

llan

da

Po

lan

ya

Po

rtek

iz

Slo

vaky

a C

um

.

Slo

ven

ya

İsp

anya

İsve

ç

İngi

lte

re

Ro

man

ya

2010

2011

2012

2013

2014

2015

Page 143: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

131

Grafik 12: AB'de Tam Zamanlı Eşdeğer (TZE) Bin Kişi Başına Toplam İstihdam

2010-2015

KAYNAK: OECD Verileri, Main Science and Technology Indicators, Volume 2017/1, s.32-38 http://www.oecd-ilibrary.org/science-and-technology/main-science-and-technology-

indicators/volume-2017/issue-1_msti-v2017-1-en E.T.(05.02.2018)

Grafik 12’de AB’de 2010-2015 yıllarına ait Tam Zamanlı Eşdeğerinde Toplam

Araştırmacı Bin Kişi Başına Toplam İstihdam sayılarına bakıldığında 2010-2015 yılları

arasında AB’de sürekli artışlar olmuştur. 2015 yılına gelindiğinde ise, AB'de Tam

Zamanlı Eşdeğerinde Toplam Araştırmacı Bin Kişi Başına Toplam İstihdam sayısı

Romanya hariç 6-17 olarak gerçekleşmiştir.

4.3. TÜRKİYE VE AB'DE AR-GE HARCAMALARI

Türkiye ve AB'in karşılaştırılması yapılırken, OECD'nin her yıl yayınladığı

teknolojik göstergelerden faydalanılacaktır. Karşılaştırma AB 28 ülke ortalaması ve en

iyi Ar-Ge performansı gösteren 2 AB üyesi ülke ile rakamsal olarak Türkiye'ye en yakın

2 AB üye ülkesi seçilmiştir. Bu karşılaştırmaya gidilmesinin nedeni Ar-Ge

harcamalarının daha iyi anlaşılmasıdır.

0

2

4

6

8

10

12

14

16

18

Avu

stu

rya

Be

lçik

a

Çe

k C

um

hu

riye

ti

Dan

imar

ka

Esto

nya

Fin

lan

diy

a

Fran

sa

Alm

anya

Yun

anis

tan

Mac

aris

tan

İrla

nd

a

İtal

ya

Lüks

em

bu

rg

Ho

llan

da

Po

lan

ya

Po

rtek

iz

Slo

vaky

a C

um

.

Slo

ven

ya

İsp

anya

İsve

ç

İngi

lte

re

Ro

man

ya

2010

2011

2012

2013

2014

2015

Page 144: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

132

Türkiye’nin Ar-Ge göstergelerine bakıldığında AB ülkelerinin arkasında

kaldığı gözlenmiştir. Ülkelerin Ar-Ge göstergeleri o ülkelerin ekonomik refah

seviyesini, sanayileşme stratejisini ve teknolojik düzeyini ortaya koyan işaretler

taşımaktadır369. OECD kendi sitesinde yayınlanan Ar-Ge rakamlarına göre Türkiye ve

diğer AB ülkelerine üye ülkeleri karşılaştırıldığında durum daha net anlaşılmaktadır.

AB ve AB'ye üye ülkeler ile Türkiye'nin karşılaştırıldığı Tablo 7'de 2003-2015 yılları

arasında yapılan Ar-Ge harcamalarının GSYİH'ya oranı, bu harcamaların

gerçekleştirilen sektöre ve finans kaynağına göre nasıl gerçekleştiği verilmiştir.

369Güldiken, a.g.m., s.149.

Page 145: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

133

Tablo 5: Türkiye ve AB Ülkelerindeki Ar-Ge Harcamaları 2003-2015

ÜLKE YIL

TOP.GSYİ

AR-GE

HARC.

(GSYiARGE

H)

GERÇEKLEŞTİRİLEN SEKTÖRE

GÖRE GSYiARGEH (%) FİNANS KAYNAĞINA GÖRE GSYiARGEH (%)

GSYİH'NIN

YÜZDESİ

(%) İşletmeler Kamu

Yüksek

Öğretim Diğer İşletmeler Kamu

DOĞAL

KAYNAK(YÜK

ÖĞR.+DİĞER ) Yurtdışı

İSVEÇ 2003 3,61% 74,40% 3,50% 21,80% 0,40% 65,10% 24,35% 3,30% 7,30%

2004 3,39% 73,50% 3,10% 22,90% 0,40% ... ... ... ...

2005 3,39% 72,80% 4,90% 22,00% 0,30% 63,90% 24,50% 3,60% 8,10%

2006 3,50% 74,70% 4,50% 20,60% 0,20% ... ... ... ...

2007 3,26% 72,70% 5,00% 22,20% 0,20% 62,30% 24,90% 3,10% 9,70%

2008 3,50% 74,10% 4,40% 21,30% 0,20% ... ... ... ...

2009 3,45% 70,40% 4,40% 25,10% 0,10% 59,50% 27,00% 3,20% 10,30%

2010 3,22% 68,70% 4,90% 26,30% 0,10% ... … … …

2011 3,25% 69,10% 4,30% 26,30% 0,30% 57,60% 27,50% 3,90% 11,0%

2012 3,28% 67,80% 4,80% 27,10% 0,29% … … … …

2013 3,31% 68,90% 3,70% 27,10% 0,22% 61,00% 28,30% 4,10% 6,70%

2014 3,15% 67,00% 3,70% 29,00% 0,24% … … … …

2015 3,28% 69,70% 3,40% 26,70% 0,19% ... ... ... ...

ALMANYA 2003 2,46% 69,70% 13,40% 16,90% ... 66,30% 31,20% 0,30% 2,30%

2004 2,42% 69,80% 13,70% 16,50% ... 66,60% 30,50% 0,40% 2,50%

Page 146: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

134

2005 2,42% 69,30% 14,10% 16,50% ... 67,60% 28,40% 0,30% 3,70%

2006 2,46% 70,00% 13,90% 16,10% ... 68,30% 27,50% 0,40% 3,80%

2007 2,45% 70,00% 13,90% 16,10% ... 68,10% 27,50% 0,40% 4,0%

2008 2,60% 69,10% 14,00% 16,70% ... 67,30% 28,40% 0,30% 4,0%

2009 2,73% 67,60% 14,80% 17,60% … 66,10% 29,80% 0,30% 3,80%

2010 2,71% 67,10% 14,80% 18,20% … 65,60% 30,30% 0,20% 3,90%

2011 2,80% 67,60% 14,50% 17,90% … 65,60% 29,90% 0,30% 4,20%

2012 2,87% 68,00% 14,30% 17,70% … 66,10% 29,20% 0,40% 4,30%

2013 2,82% 67,20% 14,90% 17,90% … 65,40% 29,10% 0,30% 5,20%

2014 2,88% 67,70% 14,60% 17,70% … 66,00% 28,70% 0,30% 5,0%

2015 2,93% 68,70% 14,10% 17,30% ... 65,60% 27,90% 0,40% 6,20%

AB (28 ÜLKE) 2003 1,69% 63,00% 13,70% 22,40% 1,00% 53,50% 35,80% 2,20% 8,50%

2004 1,66% 62,90% 13,80% 22,30% 1,00% 53,90% 35,60% 2,20% 8,30%

2005 1,66% 62,20% 14,10% 22,60% 1,10% 53,70% 35,20% 2,30% 8,70%

2006 1,68% 62,90% 13,50% 22,40% 1,20% 54,70% 34,10% 2,60% 8,60%

2007 1,69% 63,00% 13,20% 22,60% 1,20% 54,60% 34,00% 2,50% 8,90%

2008 1,76% 62,70% 13,10% 23,20% 1,10% 54,40% 34,50% 2,60% 8,50%

2009 1,84% 61,00% 13,50% 24,30% 1,20% 53,30% 35,50% 2,70% 8,50%

2010 1,84% 61,10% 13,30% 24,40% 1,21% 53,20% 35,40% 2,50% 8,90%

2011 1,88% 62,40% 12,90% 23,60% 1,06% 54,30% 33,80% 2,50% 9,30%

2012 1,92% 62,80% 12,70% 23,50% 1,04% 54,40% 33,40% 2,30% 9,80%

2013 1,93% 62,80% 12,70% 23,60% 0,95% 54,50% 33,00% 2,40% 10,10%

2014 1,95% 63,20% 12,40% 23,40% 0,98% 54,90% 32,60% 2,40% 10,20%

Page 147: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

135

2015 1,96% 63,60% 12,30% 23,20% 0,96% ... ... ... ...

TÜRKİYE 2003 0,47% 23,20% 10,40% 66,30% ... 36,20% 57,00% 5,20% 1,60%

2004 0,50% 24,20% 8,00% 67,90% ... 37,90% 57,00% 4,80% 0,40%

2005 0,57% 33,80% 11,60% 54,60% ... 43,30% 50,10% 5,80% 0,80%

2006 0,56% 37,00% 11,70% 51,30% ... 46,0% 48,60% 4,90% 0,50%

2007 0,69% 41,30% 10,60% 48,20% ... 48,40% 47,10% 4,00% 0,50%

2008 0,69% 44,20% 11,90% 43,80% ... 47,30% 31,60% 19,80% 1,30%

2009 0,81% 40,00% 12,60% 47,40% … 41,00% 34,00% 24,0% 1,10%

2010 0,80% 42,50% 11,40% 46,00% … 45,10% 30,80% 23,20% 0,80%

2011 0,80% 43,20% 11,30% 45,50% … 45,80% 29,20% 24,20% 0,70%

2012 0,83% 45,10% 11,00% 43,90% … 46,80% 28,20% 24,40% 0,60%

2013 0,82% 47,50% 10,40% 42,10% … 48,90% 26,60% 23,70% 0,80%

2014 0,86% 49,80% 9,70% 40,50% … 50,90% 26,30% 21,80% 1,10%

2015 0,88% 50,00% 10,30% 39,70% ... 50,10% 27,60% 21,30% 1,10%

YUNANİSTAN 2003 0,55% 32,10% 20,30% 46,70% 0,90% 28,20% 46,40% 3,80% 21,60%

2004 0,53% 31,10% 19,80% 48,20% 0,90% ... ... ... ...

2005 0,58% 31,00% 20,30% 47,50% 1,30% 31,10% 46,80% 3,10% 19,0%

2006 0,56% 30,0% 20,80% 47,80% 1,30% ... ... ... ...

2007 0,58% 28,60% 20,90% 49,20% 1,30% ... ... ... ...

2008 0,66% ... ... ... ... ... ... ...

2009 0,63% … … … … 33,50% 54,70% 3,10% 8,70%

2010 0,60% 39,40% 23,70% 35,70% 1,13% 36,50% 48,30% 3,40% 11,90%

2011 0,67% 34,90% 23,80% 40,20% 1,01% 32,70% 49,20% 3,30% 14,80%

Page 148: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

136

2012 0,70% 34,30% 24,80% 39,90% 0,96% 31,00% 50,40% 2,90% 15,80%

2013 0,81% 33,30% 28,00% 37,40% 1,25% 30,30% 52,30% 3,50% 14,00%

2014 0,84% 33,90% 27,70% 37,20% 1,24% 29,80% 53,30% 3,70% 13,20%

2015 0,97% 33,00% 28,10% 37,80% 1,12% 31,40% 53,10% 2,90% 12,70%

POLONYA 2003 0,54% 27,40% 40,70% 31,70% 0,20% 30,30% 62,70% 2,40% 4,60%

2004 0,55% 28,70% 39,00% 32,00% 0,40% 30,50% 61,70% 2,70% 5,20%

2005 0,56% 31,80% 36,40% 31,60% 0,30% 33,40% 57,70% 3,20% 5,70%

2006 0,55% 31,50% 37,00% 31,00% 0,40% 33,10% 57,50% 2,50% 7,0%

2007 0,56% 30,40% 35,40% 33,90% 0,30% 34,30% 58,60% 0,40% 6,70%

2008 0,60% 30,90% 35,30% 33,60% 0,10% 30,50% 59,80% 4,30% 5,40%

2009 0,66% 28,50% 34,30% 37,10% 0,10% 27,10% 60,40% 7,0%% 5,50%

2010 0,72% 26,60% 35,90% 37,20% 0,28% 24,40% 60,90% 2,80% 11,80%

2011 0,75% 30,10% 34,50% 35,10% 0,23% 28,10% 55,80% 2,70% 13,40%

2012 0,88% 37,20% 28,00% 34,40% 0,40% 32,30% 51,30% 3,0% 13,30%

2013 0,87% 43,60% 26,80% 29,30% 0,29% 37,30% 47,20% 2,30% 13,10%

2014 0,94% 46,60% 24,00% 29,20% 0,30% 39,0% 45,20% 2,40% 13,40%

2015 1,00% 46,60% 24,40% 28,90% 0,16% 39,0% 41,80% 2,40% 16,70%

KAYNAK: 1- OECD Library, https://data.oecd.org/rd/gross-domestic-spending-on-r-d.htm#indicator-chart E.T.(05.02.2018)

2- OECD Verileri, Main Science and Technology Indicators, Volume 2017/1, s.32-38 http://www.oecd-ilibrary.org/science-and-

technology/main-science-and-technology-indicators/volume-2017/issue-1_msti-v2017-1-en

Page 149: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

137

Tablo 5'te 2003-2015 arası Ar-Ge harcamalarının GSYİH'ya oranları,

Gerçekleşen Sektörlere göre ve Finans Kaynağına göre Ar-Ge Harcamaları verilmiştir.

Tablo 5'te 2003-2015 yılları arası Ar-Ge harcamalarının GSYİH'ya oranlarına

bakıldığında yıllar arasında ara ara çok küçük azalmalar olsada genelde ülkelerde artış

trendi içerisindedir. Tablodaki ülkeler incelendiğinde gelişmiş ülkelerde Ar-Ge

harcamaları %2,50-%3,5 seviyelerinde gerçekleşirken, gelişmekte olan ülkeler olan

Türkiye, Polonya ve Yunanistan'da %1 ve %1'e yakın seviyelerde gerçekleşmiştir.

AB'de ise %1,95 seviyelerinde gerçekleşmiştir. Türkiye için bakıldığında, 2003 yılında

0,47 iken 2015 yılına gelindiğinde bu oran 0,88 olarak gerçekleşmiştir. 2015 yılından

bir yıl önceki %0,86 olan Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge Harcamasının, GSYİH içindeki payı

%0,88'e yükselmiştir. Son yıllarda Ar-Ge harcamalarında iyileşmeler olmasına rağmen

GSYİH'den Ar-Ge'ye ayrılan pay beklenenin altına gerçekleşmiştir. 2015 yılında

Türkiye'de Ar-Ge harcamalarının GSYİH' oranı 0,88 iken bu oran AB 28 Ülkelerinde

1,96 düzeyinde gerçekleşmiştir370. Ülkemiz kritik düzey olan %1'i geçememiştir. Bu

durumda ülkemizin Ar-Ge Harcamalarına daha fazla kaynak ayırarak AB ülkelerinin

Ortalamasına yakınlaşması gerekmektedir.

AB'de gerçekleşen Ar-Ge faaliyetlerinin büyük bir kısmını işletme sektörü

yapmaktadır. İşletmeler tarafından yapılan harcamaları 2003 yılından 2015 yılına kadar,

Türkiye, Polonya, AB(28 Ülke), artış göstermiştir. Yunanistan, Almanya ve İsveç ise

özel sektör hem düşüş hem de artış göstermiş ve oransal olarak pek değişiklik

yaşanmamıştır. Gerçekleşen rakamlar karşılaştırıldığında AB'nin 28 ülkesinde de Ar-Ge

faaliyetlerini gerçekleştiren sektöre göre %63,60’ı ve finansman kaynağına göre %55’i

İşletmeler tarafından gerçekleştirilmiştir371. İşletmeler tarafından gerçekleştirilen Ar-Ge

harcamalarının %60’dan fazla olduğu AB, AB'ye üye olan Almanya ve İsveç'e karşılık

Türkiye, Yunanistan, Polonya gibi gelişmekte olan ülkelerde özel sektörün payı daha

düşük düzeylerde gerçekleşmiştir. İşletmeler tarafından yapılan Ar-Ge faaliyetleri

finansman kaynağına göre ve gerçekleştiren sektöre göre sırasıyla 2015 yılı için;

Türkiye’de %50,1’i-%50’si, Yunanistan’da %31,4’ü- %33’ü, Polonya’da ise %39’u-

%46,6’ı gerçekleştirilmektedir. Türkiye ve Polonya, son yıllardaki iyileşmeye

370 OECD Verileri, Main Science and Technology Indicators, Volume 2017/1, s.32-38. 371OECD Verileri, Main Science and Technology Indicators, Volume 2017/1, s.38.

Page 150: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

138

Yunanistan'a göre İşletmeler tarafından gerçekleştirilen Ar-Ge harcamaları daha fazla

olarak %50'yi yakalamıştır. Bu da Türkiye ve Polonya'nın Ar-Ge harcamalarının özel

sektör eliyle yapılmaya başlandığının göstergesidir. Fakat bu yeterli değildir. AB'nin

gelişmiş ülkelerinde İşletmeler tarafından gerçekleştirilen Ar-Ge harcamaları içindeki

oranı %70 seviyelerindedir. Gelişmiş ülkelerin bütçeleri göz önüne alındığında yapılan

Ar-Ge harcamalarının oranı karşısında ülkemizin durumu daha düşük düzeydedir.

İstenen toplam Ar-Ge harcamalarındaki İşletmeler payının diğer sektörlerden daha

yüksek olmasıdır. İşletmeler Ar-Ge harcaması yaparak rekabet üstünlüğü elde etmenin

temel kaynağını oluştururlar. Küresel ekonomi de bir işletmenin rekabetçi pazar

koşullarında ayakta kalabilmesi için yenilikleri yakından takip etmeli organizasyonel

yapılarına uygun biçimde adapte ederek bu yenilikleri bizzat kendileri tarafından

geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu bağlamda, işletmelerin yenilik odaklı

stratejilere sahip olması, hem rekabet hem de varlığını ve sürdürülebilirliğini sağlaması

konusunda önemli katkılar sağlayacaktır. Yenilikçiliğin en önemli aracı ise Ar-Ge'dir.

Ar-Ge ürünün oluşumu ve ürünün ticarileşmesi süreçlerini hızlandıracaktır. Böylece

geliştirilmiş olan yeni ürün kısa zamanda içinde uluslar arası pazarlarda yer alacak ve

Şirketlerin rekabet gücünü hızla artıracaktır. Bu da Şirketlerdeki Ar-Ge bilincinin

artması ile gerçekleşebilecektir.

Avrupa Birliği (28 Ülke) ile Türkiye’nin 2015 yılı itibariyle GSYİH içindeki

Ar-Ge harcamaları karşılaştırıldığında, AB %1,96 Türkiye ise %0,88 Ar-Ge harcaması

yapmıştır. Ar-Ge harcamaları içinde her ne kadar artış trendi içerisinde gözükse de

ülkemizin Ar-Ge harcamalarına daha çok yatırım yapması gerekmektedir. Türkiye’deki

Araştırma-Geliştirme harcamalarında kamunun ağırlığı hissedilmektedir. İşletmeler

tarafından yapılan Ar-Ge Harcamaları yükselen bir trent de gösterse de birçok ülkenin

gerisinde kalmaktadır. İsveç, Almanya, gibi gelişmiş ülkelerdeyse işletmelerin Ar-Ge

harcamaları kamunun yapmış olduğu Ar-Ge harcamalarından oldukça fazladır.

Ülkemizde İşletmeler tarafından yapılan Ar-Ge harcamalarının arttırılması hususunda

birçok önlem ve işletmelerin bu konuda teşvik edilmesine rağmen Ar-Ge harcamaları

istenilen düzeyde gerçekleşmemiştir.

Page 151: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

139

Tablo 6: Türkiye ve AB Ülkelerindeki Tam Zamanlı Eşdeğer (TZE) Toplam

Araştırmacı, Toplam Ar-Ge Personeli ve Bin Kişi Başına Toplam

İstihdam Karşılaştırılması 2010-2015

Ülkeler Yıllar Tam Zamanlı

Eşdeğerinde

(TZE) Toplam

Araştırmacı

TZE Toplam

Araştırmacı

Bin Kişi

BaşınaToplam

İstihdam

Tam Zamanlı

Eşdeğerinde

Toplam Ar-

Ge Personeli

İsveç 2010 49.312 11,0 77.418

2011 48.702 10,6 78.445

2012 49.280 10,7 81.272

2013 64.194 13,7 80.957

2014 66.643 14,1 83.473

2015 65.333 13,6 82.156

Almanya 2010 327.996 8,0 548.723

2011 338.689 8,1 575.099

2012 352.419 8,4 591.261

2013 354.463 8,4 588.615

2014 351.923 8,2 605.252

2015 387.982 9,0 640.516

AB (28 Ülke) 2010 1.601.149 7,1 2.539.534

2011 1.626.804 7,2 2.612.980

2012 1.681.623 7,5 2.671.404

2013 1.729.983 7,7 2.711.402

2014 1.763.560 7,8 2.779.160

2015 1.840.651 8,0 2.869.398

Türkiye 2010 64.341 2,8 81.792

2011 72.109 3,0 92.801

2012 82.122 3,3 105.122

2013 89.075 3,5 112.969

2014 89.657 3,5 115.444

2015 95.161 3,6 122.288

Page 152: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

140

Yunanistan 2010 - - -

2011 24.674 5,6 36.913

2012 24.800 6,0 37.361

2013 29.228 7,3 42.188

2014 29.877 7,5 43.316

2015 35.069 8,7 50.512

Polonya 2010 64.511 4,2 81.843

2011 64.133 4,1 85.219

2012 67.001 4,3 90.716

2013 71.472 4,6 93.751

2014 78.622 5,0 104.359

2015 82.594 5,2 109.249

KAYNAK: OECD Verileri, Main Science and Technology Indicators, Volume 2017/1, s.32-38 http://www.oecd-ilibrary.org/science-and-technology/main-science-and-technology-

indicators/volume-2017/issue-1_msti-v2017-1-en E.T.(05.02.2018)

Bir ülkede genel istihdam içerisinde Ar-Ge sektöründe çalışan personelin aldığı

pay, o ülkede bilime verilen önemin ve yapılan desteğin bir göstergesidir372. Ar-Ge

faaliyetlerinin yapı taşını söz konusu faaliyetleri yürütecek olan personel

oluşturmaktadır. Bir ülke ya da firma, Ar- Ge faaliyetlerini başarılı biçimde yürütmek,

etkin sonuçlar almak ve dolayısıyla rekabet avantajını ele geçirmek istiyorsa bünyesinde

nicelik ve nitelik yönünden daha fazla Ar-Ge personeli çalıştırmak durumundadır373.

Tablo 6’da seçili ülkelerdeki 2010-2015 yıllarına ait Tam Zamanlı Eşdeğerinde

Toplam Araştırmacı, Bin Kişi Başına Toplam İstihdam ve Toplam Ar-Ge Personeli

sayılarına yer verilmiştir. Toplam araştırmacı sayısı İşletmeler, kamu sektörü,

üniversiteler ve diğer araştırmacı sayılarını kapsamaktadır. Tam Zamanlı Eşdeğerinde

Toplam Araştırmacı sayılarına bakıldığında AB (28 Ülke), Türkiye Almanya,

Yunanistan'da sürekli olarak artış gerçekleşmiştir. İsveç ve Polonya'da ise ara ara

artışlar ve azalışlar olmuştur. 2010 yılı ve 2015 yılına Araştırmacı sayısındaki artışlara

oransal olarak bakıldığında; toplam araştırmacı sayısında en fazla artış yaşanan ülke %

372 Targan, ÜNAL, Nisa, SEÇİLMİŞ; Ar-Ge Göstergeleri Açısından Türkiye Gelişmiş Ülkelerle

Kıyaslaması, İşletme Ve İktisat Çalışmaları Dergisi, Cilt:1, Sayı:1, Yıl:2013 373 Ünal ve Seçilmiş, s.17

Page 153: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

141

47,90 ile Türkiye’dir. 2015 yılı itibari ile AB’de 1,8 milyonu geçen araştırmacı sayısı,

İsveç'te 65 binlerde, Almanya'da 380 Binlerde, Yunanistan'da 35 Binlerde, Polonya'da

ise 82 Binlerde seyretmektedir. Türkiye’de ise 2015 yılı itibari ile araştırmacı sayısı 95

bin civarındadır.

Türkiye’de toplam araştırmacı sayısı açısından yakalanan bu yüksek artışa

rağmen, Tam Zamanlı Eşdeğerinde Toplam Araştırmacı Bin Kişi Başına Toplam

İstihdam sayılarına bakıldığında 2015 yılı itibarıyla AB (28 Ülke) de 7,8 - İsveç'te 13,6

- Almanya'da 9 - Yunanistan'da 8,7 - Polonya'da 5,2 olarak gerçekleşmiştir. Türkiye'de

ise bu sayıların çok gerisinde kalarak 3,6 olarak gerçekleşmiştir. Grafik 6'da Toplam

Araştırmacı Bin Kişi Başına Toplam İstihdam sayısı bakımından Türkiye'nin diğer

ülkelerin ne kadar gerisinde kaldığı daha net görülebilmektedir.

Tam Zamanlı Eşdeğerinde Toplam Ar-Ge Personeli 2010-2015 yılları sayılarına

bakıldığında AB (28 Ülke), Türkiye Almanya, Yunanistan'da sürekli olarak artış

gerçekleşmiştir. İsveç'te ise bazı yıllar azalışlar olmuştur. İsveç'teki azalışlar çok düşük

seviyelerde olmuştur. 2015 yılı itibarıyla, AB’de 2,8 milyonu geçen toplam Ar-Ge

personeli sayısı, İsveç'te 82 binlerde, Almanya'da 605 binlerde, Yunanistan'da 50

binlerde, Polonya'da ise 109 binlerde seyretmektedir. Türkiye’de ise 2015 yılı itibari ile

toplam Ar-Ge personeli 122 bin civarındadır.

Page 154: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

142

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Küresel rekabetin kıyasıya yaşandığı günümüz şartlarında, ülkelerin ekonomik

ve sosyal hedeflere ulaşmaları ve çok hızlı değişen tüketici talep ve isteklerini

karşılayabilmek için bilim ve teknolojiye hakim olmak ve inovasyon yapmak, ülkeler ve

firmalar için gereklilik haline gelmiştir. Günümüzde üretim faktörlerinin içerisine bilim

ve teknoloji'de girmiştir. Bu bilince sahip olan gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler,

bilim ve teknolojiye daha fazla önem vermekte ve diğer ülkelere göre rekabet üstünlüğü

sağlayıp ekonomik güçlerini arttırmaktadırlar.

Sürekli gelişmelerin yaşandığı günümüzde firmaların yaşanan hızlı ve köklü

değişimler karşısında ayakta kalabilmek ve devamlılık sağlayabilmek için firmaların

ürün ve hizmetlerini farklılaştırarak piyasaya sunmaları ve üretim yöntemlerini devamlı

olarak yenilemeleri gerekmektedir. Bu yenileme ancak teknolojik gelişim ve inovasyon

sayesinde gerçekleştirilir. Ülkeler için devamlı bir ekonomik büyümenin sağlanması

oldukça önemlidir. Küreselleşen dünyada büyüme yeniliklerin sayısı ile

ilişkilendirilmiştir. Ülkelerin ekonomik güçlerinin devamlı olmasının yenilik ve Ar-Ge

faaliyetlerine gereken önemin verilmesi ile mümkün olduğu görülmektedir. Gelişmiş

ülkeler teknolojik anlamda ileri olan ülkeler olarak görülmektedir. Ekonomik büyüme

teknolojik gelişmelere paralel olarak sağlanmaktadır ve bu gelişmeler Ar-Ge

harcamaları sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.

Gelişmiş ülkeler incelediğinde Ar-Ge ve inovasyona büyük önem verdikleri,

ülkede uygulanan bilim ve teknoloji politikalarında bu iki unsura odaklandıkları

görülmektedir. Büyüme ve kalkınma için öncelikle ülkenin toplumsal, kültürel ve

sanayi yapısına uygun, etkili bir bilim ve teknoloji politikasına ihtiyaç vardır. Bu

politikaların içinde bütün ülkeyi kapsayacak bir ulusal inovasyon sistemi

oluşturulmalıdır. Bu sistem etkin bir şekilde işletilmeli, günün gelişen şartlarına göre

gerekli değişmeler yapılmalıdır.

Türkiye'ye bakıldığında ülkede var olan siyasi istikrarsızlıktan dolayı ve önceleri

tarıma elverişli toprağının çok olması ülkede tarım kökenli bir ekonomik yapıyı

oluşturmuştur. Türkiye'de bilim ve teknoloji konularının fark edilmesi 60 yıllardan

Page 155: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

143

sonra planlı dönemlere geçişlerle olmuştur. O yıllardan günümüze kadar yapılan her

kalkınma planında bilim ve teknolojii konuları gündemde tutulmuş, mevcut durumlar

anlatılarak eksikler tespit edilmiştir. Bu eksikliklere öneriler sunulmuş ve önem

verilmesi gereken teknolojiler belirlenmiştir.

Genel olarak bakarsak 1960-1990 yıları arasında uygulanan bilim

politikalarında, temel bilimler, tarım ve sağlık konuları ön plânda tutulmuştur. 1990’lı

yıllardan sonra inovasyon kavramı, bilim ve teknoloji politikalarının belirleyicisi

olmuştur. 1990’larda öne çıkan diğer bir konu ise, ulusal inovasyon sisteminin en

önemli yapı taşı olan Ar-Ge'ye yönelik çalışmalardır. 1990'lı yıllarda Ar-Ge

yatırımlarının finansmanına da çok önem verilmiştir. 1990 yılından sonra gelişmiş

ülkelerde olduğu gibi, Ar-Ge’nin önemli olduğu, Ar-Ge’ye daha fazla kaynak ayrılması

gerektiği, devlet-üniversite-sanayi işbirliğinin etkili bir şekilde uygulanması gerekliliği,

bilgiyi üretimle bağdaştırabilen nitelikli elemanların varlığına ihtiyaç olduğu gibi

konuları içeren politikalar üretilmiştir. Bu konularla ilgili yeni kurum ve kuruluşlar

açılarak, kurullar oluşturulmuş, yoğun toplantılar yapılmış, dökümanlar hazırlanmış,

ileriye yönelik hedefler belirlenmiştir. Belirlenen hedefler, Türkiye’nin bilim ve

teknoloji politikası üretmekte sıkıntısının olmadığı uygulamada sıkıntısının olduğunu

göstermiştir. Yani üretilen politikalar ve yapılması gerekenler genelde kâğıt üzerinde

kalmış, siyasi istikrarsızlıklar ve konuya yeteri kadar sahip çıkılmaması sebebiyle

uygulamaya konulamamıştır. Bu sebepten dolayı geçmişten ders alınıp politika

üretmekten çok daha önce üretilen politika ve yapılması gerekenlerin biran önce

yapılması gerekmektedir.

İnovasyon ve teknolojik gelişmeler ülkelerin ekonomik ve sanayi yapısını

etkilediği gibi, sosyal ve siyasi yapısını da etkilemektedir. Bu nedenle bütün ülkeler

bilim teknoloji politikalarını bir sistem olarak ele almakta ve küreselleşen teknolojiye

sahip olabilmek için Ar-Ge'ye büyük önem vermektedirler. Gelişmiş ülkeler, Ar-Ge

harcamalarının GSYH içerisindeki oranına ve Ar-Ge faaliyetlerinde istihdam ettikleri

araştırmacı sayısı gibi göstergelerle birbirlerine rekabet üstünlüğü sağlamaya

çalışmaktadırlar.

Page 156: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

144

Türkiye’deki Ar-Ge faaliyetlerine ilişkin veriler, AB verileri ile birlikte ele

alınmıştır. Bu verilere ilişkin değerlendirmelere yapılması gerekmektedir. Türkiye’deki

Ar-Ge genel olarak değerlendirildiğinde;

Ar-Ge çalışmalarına ayrılan parasal kaynakların GSYİH’daki paylarının

değerleri ele alındığında kararlı bir artış gösterdiği görülmektedir.

Ar-Ge’ye ayrılan fonların sektörel dağılımı incelendiğinde, yükseköğretim

sektörünün ağırlığının artık azalmakta olduğu; ancak Mali ve Mali Olmayan

İşletmelerinin payının ise ciddi bir artış eğilimi yaparak yükseköğretim

sektörünün payını geçtiği gözlenmektedir.

Ar-Ge harcamaları finans kaynakları açısından ele alındığında, artık Mali ve

Mali Olmayan İşletmelerinin payı %46,70'e yükselmiştir. Buna Karşılık

kamu kesiminin finansman payı %35,12 olarak, Yükseköğretimin payı

%14,41 ve Diğer Ulusal Kaynaklarla Yurtdışının payları toplamı %3,77

olarak gerçekleşmiştir. Mali ve Mali Olmayan İşletmelerinin payı kamu

kesiminin payını finansal kaynaklar açısından geçemediği görülmektedir.

Ar-Ge personeli ve araştırmacı sayıları, tüm sektörlerde artış eğilimi

içindedir. Tam zaman eşdeğerli Ar-Ge insan gücünün sektörel dağılımına

bakıldığında, Mali ve Mali Olmayan İşletmelerinin payı daha yüksektir.

Türkiye’de Ar-Ge’ye ayrılan parasal kaynaklar ve insan kaynakları giderek

artmaktadır. Diğer bir taraftan, Ar-Ge faaliyetlerinin gerçekleştirilmesinde ve

finansmanında Mali ve Mali Olmayan İşletmelerinin yükselişi gözlenmektedir. Ayrıca,

işletmeler belirli bir oranda yenilik faaliyetinde de bulunmaktadır. Bu gelişmeler,

Türkiye açısından olumludur. Fakat, gelişmeler katledilmekle birlikte, mevcut durum

çokta iyi değildir. Ar-Ge harcamalarının GSYİH içindeki payı, gelişmiş ülkelerin, AB

ortalamasının ve hatta eşik değer olarak kabul edilen %1’lik oranını bile

yakalayamamıştır. Ar-Ge faaliyetlerini önce büyük bir bölümü kamu kesimi tarafından

finanse edilirken son bir kaç yıl içinde kamu kesiminin ağırlığı azalmaya başlamıştır.

Fakat Mali ve Mali Olmayan İşletmelerin Ar-Ge harcamaları kamu kesimini daha

geçememiştir.. Ar-Ge faaliyetlerinin gerçekleştirilmesinde ise, yükseköğretim kesimi

ağırlığını son yıllarda kaybetmiştir. Türkiye’de Mali ve Mali Olmayan İşletmelerinin

yükselişi gözlenmekle birlikte, Mali ve Mali Olmayan İşletmelerin Ar-Ge harcamasının

Page 157: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

145

GSYİH’ya oranı, gelişmiş ülkelere ve AB ortalamasına nazaran daha düşük seviyelerde

kalmaktadır. Mali ve Mali Olmayan İşletmelerinin toplam Ar-Ge faaliyetleri içindeki ve

toplam Ar-Ge harcamalarının finansmanı içindeki payı ele alındığında, Türkiye, AB

ülkeleri arasında en alt sıralarda yer almaktadır.

Avrupa Birliği (28 Ülke) ile Türkiye’nin 2015 yılı itibariyle GSYİH içindeki Ar-

Ge harcamaları karşılaştırıldığında, AB %1,96 Türkiye ise %0,88 Ar-Ge harcaması

yapmıştır. Ar-Ge harcamaları içinde her ne kadar artış trendi içerisinde gözükse de

ülkemizin Ar-Ge harcamalarına daha çok yatırım yapması gerekmektedir. Türkiye’deki

Araştırma-Geliştirme harcamalarında kamunun ağırlığı hissedilmektedir. İşletmeler

tarafından yapılan Ar-Ge Harcamaları yükselen bir trent de gözükse de AB (28

Ülke)'nin gerisinde kalmaktadır. AB (28 Ülke)'nde İşletmelerin yapmış oldukları Ar-Ge

harcamaları kamunun yapmış olduğu Ar-Ge harcamalarından oldukça fazladır.

Ülkemizde İşletmeler tarafından yapılan Ar-Ge harcamalarında ciddi artışlar olmuştur.

Bu gelişmeler, Türkiye açısından olumludur. Fakat, gelişmeler katledilmekle birlikte,

mevcut durum çokta iyi değildir. İşletmeler tarafından yapılan Ar-Ge harcamalarının

arttırılması hususunda birçok önlem ve işletmelerin bu konuda teşvik edilmesine

rağmen Ar-Ge harcamaları istenilen düzeyde gerçekleşmemiştir.

Gelişmiş ülkelerde ticari kesim, yükseköğretim kesimi ile sıkı ve verimli bir

ilişki içindedir. Ülkemizde ise, sanayi kuruluşları ile üniversiteler arasında kopukluk

yaşanmaktadır. Ülkemizde ve diğer ülkelerde Ar-Ge çalışmaları ağırlıklı olarak

üniversitelerde yapılmaktadır. Üniversitelerde Ar-Ge için gerekli olan insan kaynakları

ve alt yapı bulunmaktadır. Fakat en büyük sorunlarımızdan biri olan üniversite sanayi

işbirliğinin tam olarak sağlanamaması nedeniyle yapılan akademik çalışmalar pratiğe

istenilen sonuçta aktarılamamıştır. Üniversitelerde yapılan bu çalışmaların sanayiye

aktarılması büyük önem taşımaktadır. Ülkemizde bu sorunu çözmek için Teknokentler

ve TEKMER modelleri ortaya atılmıştır. Bu modellere göre, akademik çalışmalar

üniversitelerden Teknokent Kanunu gereği akademisyenlerin kendi şirketleri ile pratiğe

aktarılacak, TEKMER'ler aracılığıyla da finansal olarak desteklenecektir. Bu modellerin

yaratılması yeni Ar-Ge şirketlerinin kurulmasını sağlayacaktır. Sonuç olarak bu şirketler

hem üniversite sanayi arasında işbirliğini sağlayacak hem de bunun doğal bir sonucu

olarak ülke istihdamına katkı sağlayacaktır.

Page 158: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

146

Türkiye’de, Ar-Ge personeli, TZE Toplam Araştırmacı sayısı ve 1000 Kişi

Başına Toplam İstihdam sayısında artış olmasına ve TZE Toplam Araştırmacı

sayısındaki artış oranının AB (28 Ülke) ortalamasının üzerinde seyretmesine

rağmen,Tam Zamanlı Eşdeğerinde Toplam Araştırmacı Bin Kişi Başına Toplam

İstihdam sayılarına bakıldığında, gelişmiş ülkelere ve AB ortalamasına göre çok düşük

kalmaktadır. Türkiye, AB ülkeleri arasında yine en alt sıralarda yer almaktadır.

Buraya kadar yapılan değerlendirmeler, sınırlı da olsa Türkiye'deki tabloyu

ortaya koymaktadır. Türkiye'de son yıllarda gelişmeler yaşanmaktadır. Elbette, bu

gelişmeler önemlidir. Ancak, Türkiye'ye ilişkin veriler AB verileri ile ele aldığında

mevcut durumun çok iyi olmadığı görülmektedir. Üzerinde durulması gereken nokta

bağıl gelişmeler olmalıdır. Çünkü söz konusu olan, ülkeler arasındaki bir yarıştır. Fakat

eşit şartlarda başlamayan bir yarıştır. Türkiye ve Türkiye'ye benzer ülkeler ile bir avuç

gelişmiş ülke arasında büyük bir uçurum söz konusudur. Bu durum dikkate alınarak,

amaç ve araçlar doğru belirlenmelidir. Sıradan, pasif, bir bilim-teknoloji-sanayileşme

politikasının anlamı yoktur. Farkı kapatmak, yani atılım yapmak için yetersizdir. Hedef

az zamanda çok şey yapmayı kendine ilke edinmiş, ancak hayalden uzak ayakları yere

sağlam basan, orta ve uzun vadeli hedeflerin yer aldığı, araçların belirlendiği bir atılım

politikasının hayata geçirilmesi olmalıdır. Fakat bu hedefin gerçekleşmesi, bilim ve

teknolojinin günümüz şartlarındaki artan önem ve etkisini yeterince idrak edilmesi

gerekmektedir.

Son olarak Ar-Ge için sağlam bir altyapı olmalı, Ar-Ge'ye gereken önemi

verilmeli, Ar-Ge’ye ayrılan kaynak artırılmalı, toplumda Ar-Ge bilincinin oturması için

gerekli bütün önlemler alınmalıdır. Devlet, Ar-Ge ve inovasyonu teşvik ederek gerekli

destekleri sağlamalı, düşük faizle kredi imkânları getirmeli, vergisel muafiyetleri

artırmalı, bürokrasiyi azaltmalıdır.

Page 159: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

147

KAYNAKÇA

ADALI, Çınar, AB Ar-GePolitikaları 2003-2011, TÜBİTAK AB Çerçeve Programlar

Müdürlüğü,

http://www.emo.org.tr/ekler/1d53bb9e8686aa3_ek.pdf?tipi=2&turu=X&sube=1

4 E.T. (07.10.2017)

AĞAOĞLU, Bülent, Türkiye İnovasyon Kaynakçası, İstanbul, 1 Mayıs 2007, s.6

http://www.mikrobeta.com.tr/dosyalar/191_255.pdf E.T.(25.06.2015)

AĞIR, Hüseyin-UTLU, Selen, Ar-Ge Harcamaları İLe Ekonomik Büyüme

Arasındaki Nedensellik İlişkileri: Oecd Ülkeleri Örneği, Uluslararası 9. Bilgi,

Ekonomi ve Yönetim Kongresi Bildirileri, 23-25 Haziran 2011, Saray Bosna,

Bosna Hersek, s.269-279

AKBAŞ, Gökşen-Altan APAR, “Avrupa 2020: Akıllı, Sürdürülebilir ve Kapsayıcı

Büyüme İçin Avrupa Stratejisi”, AB Genel Sekreterliği Sosyal, Bölgesel ve

Yenilikçi Politikalar Başkanlığı Özel Bilgi Notu, 2010.

http://www.ab.gov.tr/files/SBYPB/Sosyal%20Politika%20ve%20%C4%B0stihd

am/avrupa_2020_stratejisi.pdf E.T. (12/12/2016)

AKBEY, Ferhat, Ar-Ge, İnovasyon ve Kalkınma İlişkisine Yönelik Bir Literatür

Taraması; Kurumsal Özet, Maliye Dergisi, Sayı:166, Ocak-Haziran 2014.

AKBULUT, Mustafa, Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları: Büyüme ve

İstihdam İlişkisi, Yüksek Lisans Tezi, Karaman, 2009.

AKGÜL, Işık-KOÇ, Selin Ö., Türkiye Cumhuriyeti Tarihinde Eğitim ve Büyüme

İlişkisi: Eşik Otoregresif Yaklaşım, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler

Dergisi, Aralık 2011, Cilt:13, Sayı:2.

AKTUĞ, Semih, Kavramsal Açıdan Ekonomik Büyüme Ekonomik Kalkınma ve

Bölüşüm İlişkileri. http://kisi.deu.edu.tr//asuman.altay/KAVRAMSAL%20A%C3%87IDAN%20E

KONOM%C4%B0K%20B%C3%9CY%C3%9CME%20EKONOM%C4%B0K

%20KALKINMA%20ve%20B%C3%96L%C3%9C%C5%9E%C3%9CM%20

%C4%B0L%C4%B0%C5%9EK%C4%B0LER%C4%B0.pdf) E.T (15.03.2008)

ALBENİ, Mesut-KARAÖZ, Murat, Ekonomik Kalkınma ve Modern Yenilik İlişkisi;

Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi,

Cilt:8, Saayı:3, 2003.

ALTINTAŞ, Halil-MERCAN, Mehmet, Ar-Ge Harcamaları ve Ekonomik Büyüme

İlişkisi: OECD Ülkeleri Üzerine Yatay Kesit Bağımlılığı Altında Panel

Eşbütünleşme Analizi, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 70(2), 345-376.

Page 160: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

148

ALTIN, Onur-KAYA, A. Ayşen, Türkiye’de Ar-Ge Harcamaları ve Ekonomik

Büyüme Arasındaki Nedensel İlişkinin Analizi, Ege Akademik Bakış Dergisi,

2009.

Aöf Açıköğretim, Ekonomik Büyüme,

http://aofiktisat.blogspot.com.tr/2013/04/2013-iktisat-4-snf-iktisadi-buyume-

1234.html, E.T.(16.04.2016)

Ar-Ge Harcamalarının Önemi ve Türkiye’deki Durumu.

http://www.bursa smmmo.org.tr/yazarlar/makaleler/132AGE.pdf E.T. (07.03.2015)

ATAMTÜRK, Burak, Büyüme Teorileri ve IMF Politikaları, Marmara Üniversitesi,

İ.İ.B.F. Dergisi, Yıl 2007, Cilt:XXII, Sayı:1.

Avrupa 2020 Stratejisi, İktisadi Kalkınma Vakfı Yayınları, Yayın no:269.

Avrupa Birliği, AB Hakkında.

https://europa.eu/european-union/documents-publications/official-documents_en E.T.

(07.01.2016)

BAKAN İsmail- DOĞAN İnci Fatma-KILLI Mustafa, Ar-Ge Faaliyetlerinde İnsan

Kaynaklarının Önemi, Akademik Bakış Dergisi, Sayı:36, Mayıs-Haziran 2013.

BAŞALP, Ahmet, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nin Türkiye Ekonomisine Yönelik

Katkılarının Yeni Bir Model Çerçevesinde Analizi, Yüksek Lisans Tezi,

Edirne 2010.

BERBER, Metin-SİVRİ, Uğur-ARTAN, Seyfettin, Türkiye’de Yatırım Harcamaları

Ekonomik Büyüme İlişkisi, I.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi No:25(Ekim

2001).

BİLEN, İsmail Emre, Araştırma - Geliştirme (Ar-Ge) ve Ekonomik Büyüme:

Seçilmiş Gelişmekte Olan Ülkeler Üzerine Bir Uygulama, Yüksek Lisans

Tezi, Erzurum, 2010.

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Türkiye’de Ulusal İnovasyon Sistemi,

Kalkınmada Anahtar Verimlilik Dergisi, Haziran 2012, Sayı:282.

https://anahtar.sanayi.gov.tr/tr/news/turkiyede-ulusal-inovasyon-sistemi/96 E.T.

20.09.2015

Bilim ve Teknoloji Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Dokuzuncu Kalkınma Plânı

(2007-2013).

Bursa Sanayi ve Ticaret Odası, İnovasyon Nedir Şirketlere Ne Getirir, BTSO ETÜD

ve ARGE, Mayıs 2007.

Page 161: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

149

Bursa SMMM Odası, Ar-Ge Harcamalarının Önemi ve Türkiye'deki Durumu, s.1

http://www.bursasmmmo.org.tr/yazarlar/makaleler/132AGE.pdf E.T.(15/09/2015)

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, İnovasyon Nedir Şirketlere Ne Getirir, Mayıs 2007.

Büyüme Modelleri http://www.genelteori.com/2012/08/buyume-modelleri.html E.T.

(22.04.2016)

BOZKURT, Cuma, R&D Expenditures and Economic Growth Relationship in

Turkey, International Journal of Economics and Financial Issues, 2015, 5(1),

188-198.

ÇAKMAK, Erol-GÜMÜŞ, Sevda, Türkiye’de Beşeri Sermaye ve Ekonomik

Büyüme: Ekonometrik Bir Analiz (1960 – 2002), Ankara Üniversitesi SBF

Dergisi.

ÇAPANOĞLU, Sema Gençay, İktisadi Kalkınma Vakfı Değerlendirme Notu 2010,

No:12 Nisan 2010.

ÇELEBİ, A.Kemal-KAHRİMAN, Hamza, Avrupa Birliği Ülkeleri ve Türkiye'de Ar-

Ge Faaliyetlerine Yönelik Vergi Teşvikleri ve Bunların Karşılaştırmalı

Analizi, Maliye Dergisi, Sayı:161, Temmuz-Aralık 2011.

ÇETİN, Murat-IŞIK, Hayriye, Türkiye ve Avrupa Birliği Ekonomilerinde Yenilikler

ve Ar-Ge’nin Teşviki: Karşılaştırmalı Bir Değerlendirme, Maliye Dergisi,

Sayı:166, Ocak-Haziran 2014.

ÇİFTÇİ, Cemil, AYKAÇ, Gökhan, İçsel Büyüme Modelleri ve Küreselleşme

Sürecinde Gelişmekte Olan Ülkelerin Konumları, Sosyo Ekonomi Dergisi,

Ocak-Haziran 2011-1.

ÇEKEN, Çiğdem KAVAK, Türkiye’nin Bilgi Ekonomisi Performansı (2004 - 2014

Dönemi), Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 21, Sayı: 34, Yıl:

2016

DAM, M. Metin-YILDIZ, Bülent, Brıcs-Tm Ülkelerinde Ar-Ge ve İnovasyonun

Ekonomik Büyüme Üzerine Etkisi: Ekonometrik Bir Analiz, Akdeniz

İ.İ.B.F. Dergisi, (33), 2016, s. 220-236

DEMİR, Osman-ÜZÜMCÜ, Adem-DURAN, Serap, İçsel Büyümede İçselleşme

Süreçleri: Türkiye Örneği, D.E.Ü.İ.İ.B.F.Dergisi, Cilt:21, Sayı:1, Yıl:2006.

DEMİR, Osman-ÜZÜMCÜ, Adem, İçsel Büyümenin Kaynakları, İktisadi ve İdari

Bilimler Dergisi, Cilt:17, Ekim 2013, Sayı:3-4.

DEMİR, Osman, Durgun Durum Büyümeden İçsel Büyümeye, C.Ü. İİBF Dergisi,

Cilt:3, Sayı:1, 2002.

Page 162: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

150

DEMİRCİ Rasih-BAŞ Mehmet-TOLON Metehan, Türkiye’nin Ab’ye Uyumu

Sürecinde Türk İşletmelerinin Ar-Ge Faaliyetleri.

http://www.metehantolon.com/wp-content/uploads/2012/04/turkiyenin-

abye-uyumu-surecinde-turk-isletmelerinin-arge-faaliyetler.pdf E.T.

(07.03.2015)

DEMİREL, Onur, Doğrudan Yabancı Yatırımlar, Ekonomik Büyümeye Etkileri ve

Türkiye Uygulaması, Yüksek Lisans Tezi, Isparta 2006.

DİNLER SAKARYALI, Arzu Meltem, İnovasyon ve Risk Sermayesi, Girişimcilik ve

Kalkınma Dergisi, 2014.

DOĞAN, Zehra, Ekonomik Büyüme Süreçlerinin Analizinde Yeni Açılımlar ve

Büyümenin Yersel Dinamikleri, Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl:2,

Sayı:6, Eylül2014, s.365-380.

DORUK, Ömer Tuğsal-SÖYLEMEZOĞLU, Ergül, Gelişmekte Olan Ülkelerde Ar-

Ge'ye Dayalı Büyümenin Varlığı, 21-22 Mart 2014, Üretim Ekonomisi

Kongresi

ECEVİT SATI, Zümrüt-IŞIK, Özlem, İnovasyon ve Stratejik Yönetim Sinerjisi:

Stratejik İnovasyon, Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Ekim

2011, Cilt:9, Sayı:2.

EKER, Serhan, Kobi’lerde Teknolojik Ar-Ge Çalışmalarının İstihdam Üzerine

Etkileri: Tekmer’lerde Bir Uygulama, Yüksek Lisans Tezi, Isparta:2011 s.24

Ekodiyalog, Ekonomik Büyüme Modelleri,

https://www.ekodialog.com/Konular/ekonomik-buyume-modelleri-teorileri.html

E.T.(11.04.2016)

ELÇİ, Şirin-KARATAYLI, İhsan-KARAATA, Selçuk, Bölgesel İnovasyon

Merkezleri: Türkiye İçin Bir Model Önerisi, İstanbul: TÜSİAD Yayınları,

No:TÜSİAD-T/2008-12/477, 2008.

ERDEM, Ekrem-DUMRUL, Cüneyt, Keynesyen ve Neo-Klasik Yaklaşımlarda

Finansal Sistem ve İktisadi Büyüme, Uludağ Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi,

Cilt:33, Sayı:2.

EREN, Metin, Türkiye'nin Teknolojik Gelişmesinde Teknoparklar ve Ar-Ge

Desteği, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2011.

ERSOY, Bernur Açıkgöz-ŞENGÜL, Canan Muter, Yenilikçiliğe Yönelik Devlet

Uygulamaları ve AB Karşılaştırması, Yönetim ve Ekonomi Yıl:2008 Cilt:15

Sayı:1 Celal Bayar Üniversitesi İ.İ.B.F. Manisa.

ERTEKİN, Meriç S.,Yenilik ve Ekonomik Büyüme İlişkisi, Mevzuat Dergisi, Ağustos

2005, Sayı:92.

Page 163: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

151

ERTUĞRUL İrfan, İmalat Sanayinde AR-GE Stratejisi ve Denizli Sanayinde AR-

GEÇalışmalarına İlişkin Bir Araştırma, Akdeniz Üniversitesi İİBF Dergisi,

Sayı 7. 2004

ESER, Kadir-GÖKMEN, Çisel Ekiz; Beşeri Sermayenin Ekonomik Gelişme Üzerine

Etkileri: Dünya Deneyimi ve Türkiye Üzerine Gözlemler, Sosyal ve Beşeri

Bilimler Dergisi, Cilt:1, Sayı:2, 2009.

EŞİYOK, B.ALİ, Türkiye’nin Kalkınma Sürecinde Teknoloji, Yenilik ve Bilişim

Sektörü, Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. Genel Araştırmalar, Aralık 2004,

Ankara

EUROPEAN COMMISSION 1995, Green Paper On Inovation, s.1-37

http://europa.eu/documents/comm/green_papers/pdf/com95_688_en.pdf

E.T.(22.06.2015)

Frascati Kılavuzu. (2002), Araştırma ve Geliştirme Taramaları İçinÖnerilen

Standart Uygulamaları. OECD.

Freeman, C., Aktaran: Ulusal İnovasyon Sistemi Kavramsal Çerçeve, Türkiye

İncelemesi ve Ülke Örnekleri. 1995

Genç, M.Can-ATASOY, Yeşim, Ar&-Ge Harcamaları ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: Panel Veri Analizi, Bilgi Ekonomisi ve Yönetimi Dergisi, 2010, 2(5),

27-34.

GİOVANNA Vertova, The State and National Systems of Innovation: A

Sympathetic Critique, Levy Ecomics İnstitute of Bord College, Working Paper

No:823, December 2014. http://www.levyinstitute.org/pubs/wp_823.pdf

(15/05/2017)

GOEL, Rajeev K.-RAM, Rati, Research and Development Expenditures and

Economic Growth: A Cross-Country Study, Economic Development and

Cultural Change, 1994, Vol. 42, No.2, pp. 403-11.

GÖÇER, İsmet, Ar-Ge Harcamalarının Yüksek Teknolojili Ürün İhracatı, Dış

Ticaret Dengesi ve Ekonomik Büyüme Üzerine Etkileri, Maliye Dergisi,

Sayı:165, Temmuz-Aralık 2013.

GÖKER, Aykut, Bilim ve Teknoloji Politikalarına Giriş İçin 'Enformasyon

ToplumuÜzerine Kavramsal Bir Yaklaşım Denemesi.Mülkiye Dergisi, Cilt

XXV:230, 2001

GÖKER, Aykut, Ulusal İnovasyon Sistemi ve Üniversite-Sanayi İşbirliği, Ankara

Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Geleneksel Bahar Paneli IV, Bilimsel

Araştırmada Üniversite-Sanayi İşbirliği,Ankara, 2000.

GÖKER, Aykut, Niçin Bilim ve Teknoloji Politikası Niçin Ulusal: Tarihsel Gelişim

ve Dünya Örnekleri, Sosyal Demokrasi Derneği, 25 Mart 2000, Ankara.

Page 164: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

152

GÖKER, Aykut, Onuncu Yılında Türk Bilim ve Teknoloji Politikası: 1993-2003, 3

Şubat 1993 Günü Yapılan Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu Toplantısında

Alınan Kararlar ve Uygulama Sonuçları, Eylül 2003, Ankara.

GÖKER, Aykut, Sanayide Ar-Ge Faaliyetinin Teşviki ve Özgün Bir Teşvik

Kurumu Olarak Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı, 15 nisan 2008.

GÖKER, Aykut, Türkiye’de 1960’lar ve Sonrasındaki Bilim ve Teknoloji Politikası

Tasarımları Niçin [Tam] Uygula[ya]madık?,ODTÜ Öğretim Elemanları

Derneği, “Ulusal Bilim Politikası” Paneli, ODTÜ, Ankara, Haziran 2002.

GÜLDİKEN, Nevzat, Türkiye’de Sanayi-Teknoloji-Kobi Politikalarına Eleştirel Bir

Yaklaşım,C.Ü. İ.İ.B. Dergisi, Cilt:7, Sayı:2, 2006.

GÜNEŞ, H. Haşimi, İktisat Tarihi Açısından Nüfus Teorileri ve Politikaları,

Elektronik sosyal Bilimler Dergisi, Bahar-2009, C.8 S.126-138.

GÜNGÖR, Kamil, İktisadın Tarihine Kısa Bir Bakış ve Merkantilizmden

GünümüzeİktisadiDüşünceler,

.http://kisi.deu.edu.tr//asuman.altay/kamil_gungor.pdf E.T. (01/04/2017)

GÜNSOY, Güler, İktisadi Büyüme, T.C. Anadolu Üniversitesi Yayın No:2898,

Eskişehir Ocak 2013.

GÜZEL, Simla, Ar-Ge Harcamaları ve Vergi Teşvikleri: Belirli Ülkeler Karşısında

Türkiye’nin Durumu, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İİBF Dergisi,

Yıl:2009.

HUNT, E.K.,İktisadi Düşünce Tarihi, Çeviren: Müfit Günay, Dost Kitabevi, Temmuz

2005, Ankara.

IRAZ, Rıfat-YILDIRIM, Ebru, İşletmelerde Stratejik Bilgi Yönetiminin Yenilikçi

Faaliyetlerin Sürdürülebilirliğine Etkisi, SÜ İİBF Sosyal ve Ekonomik

Araştırmalar Dergisi.

IŞIK, Nihat-KILIÇ, Efecan, Bölgesel Kalkınmada Ar-Ge ve İnovasyonun Önemi:

Karşılaştırmalı Bir Analiz, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İİBF Dergisi,

Yıl:2011.

IŞIK, Yusuf, Lizbon Stratejisi Işığında Avrupa Birliği ve Türkiye'nin Bilgi

Ekonomisi Doğrultusunda Gelişme Persfektifleri, Aralık 2005.

İLERİ, Hüseyin-HORASAN, Afra, Küresel Rekabet Ortamında İşletmelerin

Teknoloji ve Ar-Ge Yönetimlerinin Rekabete Etkileri Üzerine Araştırma

Ve Örnek Bir Uygulama, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Yüksek Lisans Tezi Özeti, Cilt:13, Sayı:1-2 (2010)

http://dergipark.ulakbim.gov.tr/selcuksbmyd/article/view/5000084547 E.T.

(15.02.2018)

Page 165: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

153

İNCEKARA, A.- DEMEZ, S.-AKYOL, M., Ar-Ge Harcamalarına Yapılan

teşviklerin etkinliği: Türkiye BRİCS Ülkeleri Karşılaştırılmalı Analizi,

İktisat Politikası Araştırmaları Dergisi, Cilt:1, Sayı:2, Yıl:2014-2.

İNAN, Alpan, Avrupa Birliği Ekonomik Yaklaşımı: Lizbon Stratejisi ve Maastricht

Kriterleri, Bankacılar Dergisi, Sayı:52, 2005.

İnovasyon Sistemleri Üzerine Bir Değerlendirme,

E.T.(20.09.2015)http://www.21yyte.org/tr/arastirma/ekonomik-arastirmalari-

merkezi/2009/12/24/3146/inovasyon-sistemleri-uzerine-bir-degerlendirme

İRAZ, Rıfat-ÇAKICI, Ahmet Burhan-TEKİN, İlknur ÇEVİK, Yenilik Yönetimi

Açısından Kobi’ler De Dış Kaynaklarının Kullanımının Araştırılması:

Konya İli Örneği, Küresel İktisat ve İşletme Çalışmaları Dergisi, Kış 2014,

Cilt:3, Sayı:6.

YÜCEL, İsmail Hakkı, Bilim Teknoloji Politikaları ve 21. Yüzyılın Toplumu,

Ankara: DPT Yayınları, 1997.

KAR, Muhsin-TABAN, Sami, Kamu Harcama Çeşitlerinin Ekonomik Büyüme

Üzerine Etkileri, Ankara Sosyal Bilimler Dergisi, 58-3.

KARAATA, Selçuk, İnovasyonun Önemi Teknoloji ve Girişimci Finansmanı, Işık

Üniversitesi İşletme Kulübü, Kasım 2002.

KARAGÖZ, Uğur, İnovasyon,Türkiye’deki Durum ve İpkm’ler, Türk İdare Dergisi,

Mart 2009, Sayı:462.

KARGI, Bilal-AY, Mustafa-BALTACI, Nuri, İçsel Büyüme Modelleri Çerçevesinde

Benchmarking ve Orta Anadolu Firmaların Uygulamaları, II. Ulusal Orta

Anadolu Kongresi, Niğde 2002, Bildiri Kitabı, MPM Yayınları.

Kasza, A., Innovation Networks, Policy Networks, and Regional Development in

Transition Economies: A Conceptual Review and Research Perspectives,

Paper for EPSNET Conference, Prague, 18-19 June, 2004.

KAVAK, Çiğdem, Bilgi Ekonomisinde İnovasyon Kavramı ve Temel Göstergeleri,

Akademik Bilişim Konferansı, 11-13 Şubat 2009.

KAYA, Ebru, Kamu Harcamalarının Büyüme Üzerine Etkileri, Yüksek Lisans Tezi,

Balıkesir-2006.

KAYA, Vedat-YALÇINKAYA, Ömer, Nüfus Ekonomik Büyüme Kaynağı Olabilir

mi?: "En Az Üç Çocuk" Politikasına Tarihsel Bir Bakış, Atatürk Üniversitesi

İİBF Dergisi, Cilt:28, Sayı:1, 2014.

KAYA, Vedat-UĞURLU, Süleyman, Ar-Ge Harcamaları İle İhracat Arasındaki

İlişki: Türkiye Örneği, 1990-2001 Ekev Akademi Dergisi, Yıl:2013, Sayı:57.

Page 166: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

154

KAYMAKCI, Oğuz, Yeni Ekonomi: “Rekabet, Piyasa Ve Ar-Ge”

http://web.sakarya.edu.tr/~kaymakci/makale/yeniekonomikrekabet.pdf E.T: 06.05.2015

KELEŞ, Murat Kemal, Türkiye’de Teknokentler: Bir Ampirik İnceleme, Yüksek

Lisans Tezi, Isparta 2007.

KESİKOĞLU, Ferdi-SARAÇ, Şenay, Ar-Ge Harcamalarının Büyüme Üzerindeki

Etkisi: İBBS Düzey 1 Bölgelerinin Karşılaştırmalı Analizi, Uluslararası

Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi, 2017, ss.617-627

KILINÇ, Efe Can, İnovasyon ve Ulusal Kalkınma: AB Ülkeleri ve Türkiye Üzerine

Bir İnceleme, Yüksek Lisans Tezi, Karaman 2011.

KİBRİTÇİOĞLU, Aykut, İktisadi Büyümenin Belirleyicileri ve Yeni Büyüme

Modellerinde Beşeri Sermayenin Yeri, AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi,

1998 Cilt:53.

KIZILKAYA, Oktay-SOFUOĞLU, Emrah-AY, Ahmet, Yüksek Teknolojili Ürün

İhracatı Üzerinde Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları ve Dışa

Açıklığın Etkisi: Gelişmekte Olan Ülkelerde Panel Veri Analizi, Doğuş

Üniversitesi Dergisi, 18, 2017, 63-78

KILINÇ, Cüneyt-BAYAR, Yılmaz-ÖZEKİCİOĞLU, Halil, Araştırma Geliştirme

Harcamalarının Yüksek Teknoloji Ürün İhracatı Üzerindeki Etkisi: G–8

Ülkeleri İçin Bir Panel Veri Analizi, Erciyes Üniversitesi İİBF Dergisi, Sayı

44, Temmuz-Aralık 2014, ss.115-130

KUTBAY, Hüseyin-ÖZ, Ersan, Ar-Ge Harcamalarının Ekonomik Büyüme Üzerine

Etkisi: Türkiye ve Seçilmiş Ülkelerde Vergi Teşvikleri Boyutuyla

Ekonometrik Analiz, Maliye Dergisi, Temmuz-Aralık 2017; 173: 331-361

KOÇ, Kemal-MENTE, Ahmet, İnovasyon Kavramı ve Üniversite-Sanayi-Devlet

İşbirliğinde Üçlü Sarmal Modeli,

http://www.sdergi.hacettepe.edu.tr/makaleler/kkahm.pdf E.T(15.05.2015)

KOCAMIŞ, Tuğçe Uzun - GÜNGÖR, Ayşegül, Türkiye'de Ar-Ge Harcamaları ve

Teknoloji Sektöründe Ar-Ge Giderlerinin Karlılık Üzerine Etkisi: Borsa

İstanbul Uygulaması, Maliye Dergisi, Sayı:166, Ocak - Haziran 2014, s.127

KORKMAZ, Suna, Türkiye’de Ar-Ge Yatırımları ve Ekonomik Büyüme

Arasındaki İlişkinin Var Modeli İle Analizi, Journal of Yasar University

2010,S.3320-3330

https://journal.yasar.edu.tr/wpcontent/uploads/2012/08/1_SunaKorkmaz.pdf E.T.

(12.02.2016)

Page 167: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

155

KÖK, Recep; İKTİSADİ DÜŞÜNCE Kavramların Analitik Evrimi, İzmir 2000,

Anadolu Matbaacılık.

LOKSHİN, Boris-MOHNEN, Pierre, How Effective are Level-Based R&D Tax

Credits? Evidence from the Netherlands, Applied Economics, 2012, 44(12),

1527-1538.

MİKE, Faruk-ORANSAY, Gürçem, Altyapı ve İnovasyon Değişimlerinin Doğrudan

Yabancı Yatırımlar Üzerine Etkisi: Türkiye Üzerine Ampirik Bir

Uygulama, Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl:3, Sayı:14, Haziran

2015, s. 372-381

OECD Library,

https://data.oecd.org/rd/gross-domestic-spending-on-rd.htm#indicator-chart

E.T.(25.05.2016)

OECD Verileri, Main Science and Technology Indicators, Volume 2015/2.

OECD, Ar-ge Harcamaları,

https://data.oecd.org/rd/gross-domestic-spending-on-r-d.htm E.T. (25.05.2016)

OYTUN, Meçik, Ar-Ge Harcamalarının Ekonomik Gelişmişlik Üzerindeki Etkileri,

Uluslararası Sosyal Araştırrmalar Dergisi, 7(32), 669-674, 2014

OECD, National Innovation Systems, Paris, 1997.

OĞUZTÜRK, Bekir Sami, Yenilikte Sistem Yaklaşımı ve Temel Dinamikleri:

Ekonomik Değişim ve Büyüme Temelli Bir Bakış, Süleyman Demirel

Üniversitesi İİBF Dergisi, Yıl:2006, Cilt:11, Sayı:1.

ÖZBEK, Haydar-ATİK, Hayriye, İnovasyon Göstergeleri Bakımından Türkiye’nin

Avrupa Birliği Ülkeleri Arasındaki Yeri: İstatistiksel Bir Analiz, Erciyes

Üniversitesi İİBF Dergisi, Temmuz 2013, Sayı:42

http://iibf.erciyes.edu.tr/dergi/sayi42/ERUJFEAS_Jul2013_193to210.pdf

E.T.(16.06.2015)

ÖZEL, Hasan Alp, Ekonomik Büyümenin Teorik Temelleri, Çankırı Karatekin

Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, Cilt:2, Sayı:1, Yıl:2012.

ÖZEN, Özge, Büyüme Teorileri İle Teknoloji(AR-GE) İlişkisi – OECD Ülkeleri

İçin Bir Uygulama, Yüksek Lisans Tezi, Antalya 2006.

ÖZCAN, Burcu-ARI, Ayşe, Araştırma-Geliştirme Harcamaları ve Ekonomik

Büyüme İlişkisi: Panel Veri Analizi, Maliye Dergisi, Sayı:166, Ocak-Haziran

2014

Page 168: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

156

ÖZER, Mustafa-ÇİFTÇİ, Necati, Ar-Ge Tabanlı İçsel Büyüme Modelleri ve Ar-Ge

Harcamalarının Ekonomik Büyüme Üzerine Etkisi: OECD Ülkeleri Panel

Veri Analizi, SÜ İİBF Sosyal ve Ekonomik araştırmalar Dergisi.

http://dergipark.gov.tr/download/article-file/289385 E.T. (12.10.2017)

ÖZSAĞIR, Arif, Bilgi Üretimi ve Bilginin Ürüne Dönüştürülmesinde

Teknoparkların Önemi, Mevzuat Dergisi, Yıl: Mayıs 2008, Sayı:125,

http://www.mevzuatdergisi.com/2008/05a/02.htm E.T.(07.05.2015)

ÖZSAĞIR, Arif, Dünden Bugüne Büyümenin Dinamiği, KMU İİBF Dergisi, Yıl:10,

Sayı:14, Haziran/2008, ss. 1-16.

ÖZTÜRK, İbrahim Hakkı, "Dünyanın En Dinamik ve en Rekabetçi Bilgi

Ekonomisi" Olmak ya da Olmamak: Avrupa Birliği Lizbon Stratejisi ve

Eğitim Boyutu, Ankara Avrupa Çalışmaları Dergisi, Cilt:7, No:2, 2008.

PARASIZ, M. İlker, İktisadın A B C'si, 4. Baskı, Ezgi Kitapevi, Bursa 2000.

PEKER, Hasan Sencer, Avrupa'da Merkantilist Uygulamalar ve Osmanlı

Ekonomisi İle Bir Karşılaştırma, Çankırı Karatekin Üniversitesi, İ.İ.B.F.

Dergisi, y.2015, Cilt:5, Sayı:1, ss.1-12.

PIO, Alessandro, İçsel Büyüme Teorisinde Yeni Gelişmeler Nelerdir? Bunlar

Gelişmekte Olan ve Piyasa Ekonomisine Geçiş Sürecini Yaşayan Ülkeler

Açısından Ne Ölçüde Uygulanabilir?,Ekonomik Yaklaşım Dergisi, Cilt:4,

Sayı:10, 1993.

RAGUSA, Guiseppe-GRİGOLİNİ, Filippo, Do Tax Credıts Sıgnıfıcantly Affect The

Level Of R&D Expendıture?, Department of Economics and Finance Chair of

Applied Statistics & Econometrics, Academic Year 2014/2015,

ROMER, Paul M.,Endogenous Technological Change, Journal of Political Economy,

98(5), 1990

http://pages.stern.nyu.edu/~promer/Endogenous.pdf E.T. (25.01.2016)

RİTA, Freimane-SİGNE, Bāliņa, Research and Development Expenditures and

Economic Growth in the EU: A Panel Data Analysis, Economics and Business, 2016/29.

SAATCİOGLU, Cem, Ulusal Yenilik Sistemi Çerçevesinde Uygulanan Bilim ve

Teknoloji Politikaları: İsrail, AB ve Türkiye Örneği, Anadolu Üniversitesi

Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı:5, 2005

SAKARYALI Dinler- Meltem ARZU, İnovasyon ve Risk Sermayesi, Girişimcilik ve

Kalkınma Dergisi, 2014.

Page 169: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

157

SARAÇ, T. Bahadır, Enflasyon ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: Türkiye Ekonomisi

Üzerine Ekonometrik Bir Uygulama, Doktora Tezi, Konya 2009.

SAMİMİ, Ahmad Jafari - ALERASOUL, Seyede Monireh, R&D and Economic

Growth: New Evidence from Some Developing Countries, Australian Journal

of Basic and Applied Sciences, 3464-3469, 2009

SCOTT FITZGERALD M.,A New View of Economic Growth, Clarendon Press,

Oxford, 1998.

SELİK, Mehmet, Marsist Değer Teorisi, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi

Yayınları: 484, Ankara 1982.

SKOUSEN, Mark, İktisadi Düşünce Tarihi Modern İktisadın İnşaası,

Çeviren;Mustafa ACAR, Ekrem ERDEN ve Metin TOPRAK, Adres Yayınları,

Ekim 2014, Tarcan Matbaası.

SYLWESTER, Kevin, R&D and Economic Growth, Knowledge, Technology, &

Policy, 2001, Vol.13, No.4, pp.71-84.

SMİTH, Adam, Milletlerin Zenginliği, Hasan Ali YÜCEL Klasikler Dizisi, Çeviren:

Haldun DERİN, Sunuş:Gülten KAZGAN, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları,

Kasım 2006, Altan Basım Sanayi.

SOARES, T.- PEREİRA, S.-BRANDAO, E., The Effects of R&D Intensity and Tax

Incentives on Firms’ Growth-Empirical Evidence from World's Top R&D

Spending Firms between 2003 and 2012, FEB Working Papers, 2014, 1-25.

SOYAK, Alkan, “Teknoekonomi Politikalarının Işığında” Ulusal Yenilik Sistemi ve

İnsan Faktörü, Bilim ve Ütopyo Dergisi, Sayı:165, Mart 2008

SOYAK, Alkan, “Ulusal Yenilik Sistemi Ve Kurumsal Arayışlar:‘Teknoekonomi

Enstitüleri’”, Bilim ve Ütopya Dergisi, Sayı. 154, Nisan, 2007

SUNGUR, Onur, Bir Başarı Örneği Olarak Finlandiya Ulusal İnovasyon Sisteminin

Analizi: Aktörler, Roller, Güçlü ve Zayıf Yönleri, Süleyman Demirel

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Yıl:2006, Sayı:4.

SUNGUR, Onur-AYDIN, H.İbrahim-EREN, M.Vahit, Türkiye’de Ar-Ge, İnovasyon,

İhracat ve Ekonomik Büyüme Arasındaki İlişki: Asimetrik Nedensellik

Analizi, Süleyman Demirel Üniversitesi İİBF Dergisi, Y.2016,C.21, S.1, s.173-

192

ŞIKLAR, İlyas-KAYA, Ayten, Türkiye'de Özel Sektör Yatırımları ve İçsel Büyüme,

Ekonomik Yaklaşım Dergisi, Cilt:9, Sayı:31, Kış 1998.

Page 170: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

158

ŞİRİNLER, İsmail-DOĞRU, Yılmaz, Türkiye Ekonomisi'nin Büyüme Dinamikleri

Üzerine Bir Değerlendirme, Yönetim Bilimleri Dergisi, 3:2, 2005.

TABAN, Sami-ŞENGÜR, Mehmet, Türkiye’de Ar-Ge ve Ekonomik Büyüme, AİBÜ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:14, Yıl:14, Sayı:1.

TAŞ, Şebnem-TAŞAR, İzzet-AÇCI, Yunus, Ar-Ge Harcamaları ve Ekonomik

Büyüme Arasındaki İlişki: Türkiye Örneği, Ömer Halisdemir Üniversitesi,

İİBF Dergisi, Nisan 2017, 10(2), ss.197-206

TAYMAZ, Erol, Ulusal Yenilik Sistemi: Türkiye İmalat Sanayiinde Teknolojik

Değişim ve Yenilik Süreçleri. TÜBITAK/TTGV/DIE:Ankara. 2001

http://www.inovasyon.org/html/kitap.htm E.T. (11.05.2015)

TEKNİKER, Uğur, Dünden Yarına Avrupa 2020 Stratejisi, Gümrük ve Ticaret

Uzmanları Derneği, Mayıs 2016. http://gtud.org/yazi/3806 E.T. (07/12/2016)

TEZCAN, Mediha, Türkiye ve Rusya Yükseköğretimindeki Araştırma ve Deneysel

Geliştirme Faaliyetleri, İnternational Conference On Eurasian Economies

2013.

Türkiye Cumhuriyeti Kalkınma Bakanlığı, V. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1985-1989),

s.159,

http://www.kalkinma.gov.tr/Lists/Kalknma%20Planlar/Attachments/5/plan5.pdf

E.T.(12/09/2017)

Türkiye Cumhuriyeti Kalkınma Bakanlığı, VI. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990-

1994),s.309,

http://www.kalkinma.gov.tr/Lists/Kalknma%20Planlar/Attachments/4/plan6.pdf

E.T.(12/09/2017)

TOSUNOĞLU, Şebnem İnovasyon Desteklerinde Kamu Politikalarının Rolü:

Türkiye’de Kamu Ar-Ge Politikaları, İnternatıonal Conferance İn Economics

September 03-05-2014.

TOYGÜR, İlke, "Avrupa Komisyonu Lizbon Stratejisi'nin Yerini Alacak 2020"

Stratejisini Kabul Etti, İKV Değerlendirme Notu, İktisadi Kalkınma Vakfı, 11

Mart 2010.

TUİK Haber Bülteni, AR-GE Faaliyetleri Araştırması, 2014,

http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=18661. E.T(25.05.2016)

TUNCER, Tuğba, AB Lizbon Stratejisi ve Uygulamalarını Türkiye'nin Ekonomi ve

Bilim-Teknolojisi Politikalarına Etkisi, Yüksek Lisans Tezi, 2008.

TÜBİTAK, 10. Kalkınma Planı: 2014-2018.

Page 171: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

159

TÜBiTAK, İnovasyonun Değisen Ortam ve Şartları Hükümetlerin / Devletin Yeni

Rolü, TÜBİTAK-BTP, Nisan 1999, Aktaran: SOYAK, Alkan, “Ulusal Yenilik

Sistemi Ve Kurumsal Arayışlar:‘Teknoekonomi Enstitüleri’”, Bilim ve Ütopya

Dergisi, Sayı. 154, Nisan, 2007.

TÜBİTAK, Oslo Kılavuzu: Yenilik Verilerinin Toplanması ve Yorumlanması İçin

İlkeler, 3. Basım, OECD ve Eurostat Ortak Yayını, Ankara: TÜBİTAK

Yayınları, 2006.

TÜBİTAK, Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikaları: 2003-2023 Strateji Belgesi,

Temmuz 2004.

TÜBİTAK, Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik Stratejisi 2011-2016,

https://www.tubitak.gov.tr/tubitak_content_files/BTYPD/strateji_belgeleri/

UBTYS_2011-2016.pdf E.T.(20.11.2015)

TÜBİTAK, Ulusal Yenilik Sistemi 2023 Yılı Hedefleri,

https://www.tubitak.gov.tr/sites/default/files/btyk28_sunum_web.pdfE.T.

(22.11.2015)

TÜBİTAK, Vizyon 2023,

https://www.tubitak.gov.tr/tr/kurumsal/politikalar/icerik-vizyon-2023 E.T.

(20.05.2016)

TÜNEN, Tuğba, 2000-2010 Yılları Arasında Türkiye’de Uygulanan inovasyon

Politikalarının Kobi’ler Üzerine Etkisi: Konya Organize Sanayi Bölgesinde

Bir Uygulama, Yüksek Lisans Tezi, Karaman 2011.

TÜRKER, Munise Tuba, İçsel Büyüme Teorilerinde İçsel Büyümenin Kaynağı ve

Uluslararası Ticaret Olgusuyla İlişkisi, Dumlupınar Üniversitesi, Sosyal

Bilimler Dergisi, Aralık 2009, Sayı:25.

Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırmalar Kurumu; Türk Bilim ve Teknoloji Politikası

1993-

2003.https://www.tubitak.gov.tr/tubitak_content_files/BTYPD/btyk/2/2btyk_kar

ar.pdf E.T. (15/05/2016)

Türkiye İstatistik Kurumu, “Kapsam, Periyod ve Zamanlama”, Çevrimiçi:

www.tuik.gov.tr/PreIstatistikMeta.do?istab_id=2 (Erişim Tarihi: 18.03.2011).

UMUTLU, Göknur-YILMAZ, Fatih Alparslan-GÜNEL, Selin, Ekonomik Büyüme

Farklılıklarının İncelenmesi: OECD Ülkeleri İçin Bir Uygulama, S.Ü. İİBF

Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi.

ÜNAL, Targan-SEÇİLMİŞ, Nisa, Ar-Ge Göstergeleri Açısından Türkiye Gelişmiş

Ülkelerle Kıyaslaması, İşletme Ve İktisat Çalışmaları Dergisi, Cilt:1, Sayı:1,

Yıl:2013.

Page 172: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

160

ÜNLÜ, Fatma, Avrupa Birliği Yenilik Karnesi ve Türkiye: Karşılaştırmalı Bir

Değerlendirme, Erciyes Üniversitesi İİBF Dergisi, Sayı:42, Temmuz-Aralık

2013.

ÜLKÜ, Hülya, R&D, Innovation, and Economic Growth: An Empirical Analysis,

IMF Working Paper, 2014, No.04/185.

ÜLGER, Özlem, OECD Ülkelerinde Ar-Ge Harcamalarının Büyüme Üzerine

Etkileri: Panel Veri Analizi (1996-2015), Sosyal Bilimler Dergisi (SOBİDER),

Yıl:4, Sayı:15, Ekim 2017, s.165-177

ÜNSAL, Erdal M., İktisadi Büyüme, Genişletilmiş 2.Baskı, Ankara 2016, Ocak,

BB101 Yayınları, Tarcan Matbaası.

Wikipedia, Avrupa Birliği,

https://tr.wikipedia.org/wiki/Avrupa_Birli%C4%9Fi E.T. (07.01.2016)

YARDIMCI, Pınar, İçsel Büyüme Modelleri ve Türkiye Ekonomisinde İçsel

Büyümenin Dinamikleri, Selçuk Üniversitesi Karaman İ.İ.B.F Dergisi, Sayı:10,

Yıl: 2006.

YAVUZ, Ali-ALBENİ, Mesut-GÖZE KAYA, Dilek, Ulusal İnovasyon Politikaları ve

Kamu Harcamaları: Çeşitli Ülkeler Üzerine Bir Karşılaştırma, SDÜ İİBF

Dergisi, Yıl:2009, Cilt:14, Sayı:3.

YAVUZ, Betül, Ar-Ge Faaliyetlerine İlişkin Teşvikler ve Ar-Ge Giderlerinin UMS-

TMS Kapsamında Mali Tablolara Yansıtılması, Yüksek Lisans Tezi,

İstanbul, 2010, s.13

YAVUZ, Çağla, İşletmelerde İnovasyon-Performans İlişkisinin İncelenmesine

Dönük Bir Çalışma; Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi, 2010,

http://gkd.comu.edu.tr/images/form/dosya/dosya_404331.pdf E.T. (15.05.2015)

YAYLALI, Muammer-AKAN, Yusuf-IŞIK, Cem, Türkiye'de Ar-Ge Yatırım

Harcamaları ve Ekonomik Büyüme Arasındaki Eş-Bütünleşme ve

Nedensellik İlişkisi: 1990-2009, Bilgi Ekonomisi ve Yönetim Dergisi, 2010,

Cilt:V, Sayı:II.

YENER ERCAN, Nihal, İçsel Büyüme Teorisi: Genel Bir Bakış, Planlama Dergisi,

http://www.kalkinma.gov.tr/Documents/ercanny.pdf E.T.(11.04.2016)

YILDIZ, Halil, Türkiye'de Üniversite-Sanayi İlişkileri ve Kobi'ler (Küçük Sanayi)

Açısından Önemi, İstanbul Üniversitesi, İİBF Dergisi.

E.T. (15.07.2016) http://dergipark.gov.tr/download/article-file/100927

Page 173: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

161

YILMAZ, H. Banu, Lizbon Sonrası AB 2020 Stratejisi, Ekonomik Forum, Şubat

2010.

E.T.(15.07.2016)https://www.tobb.org.tr/AvrupaBirligiDairesi/Dokumanlar/Rap

orlar/AB%202020%20Stratejisi.pdf

YILMAZ, Latif, Avrupa Birliğinin Sosyo-Ekonomik Geleceği: Lizbon Stratejisi ve

Küreselleşme, Maliye Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Dairesi

Başkanlığı Araştırma ve İnceleme Serisi:4, Ankara, 2010.

E.T.(02.04.2016)http://www.abmaliye.gov.tr/ABDID%20Raporlar/Ara%C5%9F

t%C4%B1rma%20ve%20%C4%B0nceleme%20Serisi/Lizbon%20Stratejisi%20

ve%20K%C3%BCreselle%C5%9Fme.pdf

YÜLEK, Murat A, İçsel Büyüme Teorileri, Gelişmekte, Olan Ülkeler ve Kamu

Politikaları Üzerine, Hazine Dergisi, Nisan 1997, Sayı:6.

ZERENLER Muammer, TÜRKER Necdet ve ŞAHİN Esen; Küresel Teknoloji

Araştırma-Geliştirme(Ar-Ge) ve Yenilik İlişkisi, Selçuk Üniversitesi SBE

Dergisi, Sayı:17. Ocak, 2007

Page 174: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

162

ÖZGEÇMİŞ

Cengiz YILDIRIM

Tel : 0 (242) 243 45 60 - 137

0 (506) 782 66 81

E- Posta : [email protected]

Adres : Gündoğdu Mahallesi 2487 Sokak No: 3/3 Rüya Apt.

Kepez/Antalya

Doğum Tarihi : 05.05.1988

Doğum Yeri : Beşiri

Uyruğu : T.C.

Medeni Hali : Evli

Eğitim Durumu :

2013 - ....... Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Maliye Prog. Yüksek Lisans Eğitimi ( Tez Aşamasında)

2010 - 2013 Akdeniz Üniversitesi

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü

2008 - 2010 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi

Bucak Hikmet Tolunay MYO Muhasebe Programı

2002 - 2005 Karatay Lisesi (Antalya)

1994 - 2002 Şahinevler İlköğretim Okulu (Antalya)

Askerlik İle İlişiği : Tecilli

Yabancı Diller : İngilizce (Orta seviye)

Deneyimler :

2005 - 2008 Özel Sektörde farklı şirkette ön muhasebe elemanı olarak çalıştım.

( Antalya Kahraman Ticaret ve Akdeniz Koç Turizm)

2013 - ...... Türkiye İstatistik Kurumu Antalya Bölge Müdürlüğü

(İdari ve Mali İşler Şube Müdürlüğü)

Page 175: AR -GE - tez.sdu.edu.trtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS02618.pdf · yanımda olan diğer çalışma arkadaşlarıma, tez çalışmalarım konusunda hep yanımda olan sıkıntılı zamanlarımda

163

Staj :

2010 SMMM Sami Kösem (21.06.2010 - 24.07.2010 )

Kullanılan Prog. :

Bilgisayarlı Muhasebe Programları (Eta, Logo) Microsoft Ofis Programları

Hobiler :

Futbol, Basketbol, Rafting, Yüzme Sinema ve Tarihi Turistlik Yerleri Gezmek