tÜrk hizlandirici merkezİ tarla tesİsİ radyasyon …tez.sdu.edu.tr/tezler/tf03059.pdf ·...
TRANSCRIPT
T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
TÜRK HIZLANDIRICI MERKEZİ TARLA TESİSİ RADYASYON GÜVENLİK SİSTEMİ
Kıyas KAYAALP
Danışman Doç. Dr. Abdullah KAPLAN
II. Danışman
Prof. Dr. Suat ÖZKORUCUKLU
DOKTORA TEZİ FİZİK ANABİLİM DALI
ISPARTA - 2016
i
İÇİNDEKİLER
Sayfa İÇİNDEKİLER…………………………………………………………………………………….. i ÖZET…………………………………………………………………………………………………
….
iii ABSTRACT………………………………………………………………………………………… iv TEŞEKKÜR………………………………………………………………………………………… v ŞEKİLLER DİZİNİ………...……………………………………………………………………... vi ÇİZELGELER DİZİNİ…………………………………………………………………………… viii SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ………………………………………………….. ix 1. GİRİŞ……………………………………………………………………………………………… 1
1.1. Radyasyon Nedir? ……………………………………………………………….…... 1 1.1.1. İyonlaştırıcı radyasyon ……………………………………………………... 2 1.1.2. İyonlaştırıcı olmayan radyasyon………………………………………… 5
1.2. Radyasyon Kaynakları………………………………………………………….….. 5 1.2.1. Doğal radyasyon kaynakları………………………………………………. 6 1.2.2. Yapay radyasyon kaynakları……………………………………………… 7
1.3. Radyasyon Birimleri ve Dönüşümleri…………………………………….…. 9 1.4. Radyasyonun Biyolojik Etkileri……………………………………………….... 10 1.5. Radyasyondan Korunma…………………………………………………………. 11 1.6. Türk Hızlandırıcı Merkezi TARLA Tesisi..........…………………………….. 12 1.7. Çalışmanın Amacı…………………………………………………………………….. 14
2. KAYNAK ÖZETLERİ………………………………………………………………………… 163. KURAMSAL TEMELLER…………………………………………………………………... 21
3.1. Personel Güvenlik Sistemi……………………………………………………....... 21 3.1.1. Bina güvenlik sistemi……………………………………………………….... 22 3.1.2. Personel yetkilendirilmesi……………………………………………….... 23 3.1.3. Dozimetri sistemi…………………………………………………………….... 24
3.1.3.1. Doğrudan okunabilen (aktif) dozimetreler……………….. 25 3.1.3.2. İşlemden geçirilerek okunabilen (pasif) dozimetreler.. 26
3.1.4. Havalandırma sistemi……………………………………………………...... 28 3.1.5. Uyarı, ikaz ve alarm işaretleri…………………………………………..... 29
3.2. Makine Güvenlik Sistemi………………………………………………………...... 30 3.2.1. Radyasyon dedektörleri…………………………………………………..... 31
3.2.1.1. Yüklü parçacıkların madde ile etkileşimi………………...... 31 3.2.1.2. Yüksüz parçacıkların madde ile etkileşimi………………… 36
3.2.2. Güvenlik Kilitleme Sistemi………………………………………………..... 42 3.2.2.1. Merkezi güvenlik kilitleme sistemi……………………………. 44
3.2.2.2. Acil durum güvenlik kilitleme sistemi……………………….. 45 3.2.2.3. Demet hattı güvenlik kilitleme sistemi………………………. 45
4. MATERYAL VE YÖNTEM…………………………………………………………………. 47 4.1. C# Programı………………………………………………………………………......... 47 4.2. FLUKA Bilgisayar Kodu………………………………………………………......... 48 4.3. Arduino………………………………………………………………………………....... 48
5. ARAŞTIRMA BULGULARI………………………………………………………………... 515.1. Personel Güvenlik Sistemi………………………………………………………... 51 5.1.1. Geçiş kontrolü………………………………………………………………...... 53 5.1.2. Kişisel dozimetri sistemi…………………………………………………... 57 5.1.3. Alan dedektörleri……………………………………………………………... 60
ii
5.1.4. Radyasyon güvenlik kapıları……………………………………………... 70 5.1.5. Havalandırma sistemi……………………………………………………..... 72 5.1.6. Yangın alarm sistemi……………………………………………………….... 75 5.1.7. Uyarı ve ikaz işaretleri…………………………………………………….... 78
5.2. Makine Koruma Sistemi………………………………………………………….... 80 5.2.1. Makine güvenlik kilitleme sistemi ve özellikleri………………..... 81
5.2.1.1. Hızlı durdurma……………………………………………………....... 87 5.2.1.2. Yavaş durdurma…………………………………………………........ 99 5.2.1.3. Uyarı sistemi……………………………………………………........... 105
6. TARTIŞMA VE SONUÇLAR................…………………………………………………… 108KAYNAKLAR……………………………………………………………………………………… 114 EKLER………………………………………………………………………………………………. 121 EK A. FLUKA Programı Bilgi Giriş Ekranı…………………………………………….. 122 EK B. C# Program Kodu……………………………………………………………………… 124 Ek C. Arduino Program Kodu……………………………………………………………… 129 ÖZGEÇMİŞ…………………………………………………………………………………………. 132
iii
ÖZET
Doktora Tezi
TÜRK HIZLANDIRICI MERKEZİ TARLA TESİSİ RADYASYON GÜVENLİK SİSTEMİ
Kıyas KAYAALP
Süleyman Demirel Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü Fizik Anabilim Dalı
Danışman: Doç. Dr. Abdullah KAPLAN
II. Danışman: Prof. Dr. Suat ÖZKORUCUKLU
Bu tez çalışmasında, hızlandırıcı fiziği ve ilişkili pek çok bilim dalındaki çalışmaların yapılabilmesine olanak sağlayacak olan, Türk Hızlandırıcı Merkezi (THM) kapsamında kurulmakta olan TARLA (Turkish Acceleration and Radiation Laboratory at Ankara) tesisi için Radyasyon Güvenlik Sistemi ile ilgili çalışmalar yapılmıştır. Hızlandırıcı test laboratuvarlarında, hızlandırıcı çalıştığı sürece demet hattı bileşenlerinde, test laboratuvarında, demet durdurma bölümünde, soğutma sisteminde radyasyon veya aktivasyon oluşmaktadır. Radyasyon Güvenlik sistemlerinin temel amacı, hızlandırıcı laboratuvarında çalışanların, ziyaretçilerin ve hatta kullanılan elektronik elemanların radyasyonun zararlı etkilerinden korumaktır.
Bu tezde, THM TARLA tesisi için personel güvenlik sistemini oluşturan geçiş kontrolü, kişisel dozimetri sistemi, alan dedektörleri, radyasyon güvenlik kapıları, havalandırma sistemi, uyarı ve ikaz işaretleri ile yangın alarm sistemlerinin ön tasarımları yapılarak kullanılacak ekipmanlar belirlenmiştir. Ayrıca, makine güvenlik kilitleme sisteminin tasarımında bulunan hızlı durdurma, yavaş durdurma ve uyarı güvenlik sistemlerinin ön tasarımları da gerçekleştirilmiştir. Sistemin çalışma yapısı, izinler, güvenlik durumları ayrıntıları ile aktarılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Türk Hızlandırıcı Merkezi, TARLA Tesisi, parçacık hızlandırıcıları, radyasyon güvenliği, personel güvenlik sistemi, makine koruma sistemi. 2016, 133 sayfa
iv
ABSTRACT
Ph.D. Thesis
TURKISH ACCELERATOR CENTER TARLA FACILITY RADIATION SAFETY SYSTEM
Kıyas KAYAALP
Süleyman Demirel University
Graduate School of Applied and Natural Sciences Department of Physics
Supervisor: Assoc. Prof. Dr. Abdullah KAPLAN
Co-Supervisor: Prof. Dr. Suat ÖZKORUCUKLU
In this thesis, studies have been done for Radiation Safety System of TARLA (Turkish Acceleration and Radiation Laboratory at Ankara) facility that is under establishment for Turkish Accelerator Center (TAC) which ensure to do studies about accelerator physics and many related scientific areas. Radiation or activation occurs in the components of beam line, at the test laboratories, on the stop section of the beam and at cooling systems as long as the accelerator works. The aim of the Radiation Safety System is to prevent the staff, visitors even the electronic components at the accelerator facility from the hazardous effects of radiation. In this thesis, predesigns have been done and components have been determined for access control system, personal dosimeter system, area detectors, radiation safety doors, ventilation systems, alert and warning lights and fire alarm systems which forms the personal security system of TAC TARLA facility. Also, designs of fast stopping, slow stopping and alert security systems that exists in the predesign of machine secure lock down system have been performed. The working structure of the system, permissions and security situations have been given detailed. Key Words: Turkish Accelerator Center, TARLA facility, particle accelerator, radiation safety, personnel safety system, machine protection system. 2016, 133 pages
v
TEŞEKKÜR
Bu araştırma için beni yönlendiren, karşılaştığım zorlukları bilgi ve tecrübeleri ile aşmamda yardımcı olan, sabırla bana katlanarak doğru yolu gösteren, hatalarımı ve yanlışlarımı öğreterek düzelten değerli danışman hocalarım Doç. Dr. Abdullah KAPLAN’a ve Prof. Dr. Suat ÖZKORUCUKLU’ya teşekkür ederim. Tez İzleme Komitesindeki, destek, öneri ve görüşlerinden dolayı değerli hocam Prof. Dr. İlhan TAPAN’a teşekkür ederim. Doktora öğrenimim ve tez çalışmalarım boyunca yardımlarını ve desteklerini esirgemeyen çalışma arkadaşlarım Öğr. Gör. Ahmet Gürol KALAYCI’ya, Arş. Gör. Mert ŞEKERCİ’ye ve Serkan CEYLAN’a teşekkür ederim. Bu tez çalışmasında ismi geçen ve ülkemizde ilk, bölgemizde ise en gelişmiş özelliklere sahip olacak olan süperiletken elektron hızlandırıcılarına dayalı serbest elektron lazerinin inşa edildiği DPT2006K-120470 kodlu “Türk Hızlandırıcı Merkezi" konulu YUUP projesi ve TARLA alt projesi çalışanlarına, özellikle bilgi alışverişinde bulunduğum ve her türlü yardımı esirgemeyen Prof. Dr. Ömer YAVAŞ’a, Yrd. Doç. Dr. Avni AKSOY’a, Çağlar KAYA’ya ve Vahap KARAKILIÇ’a teşekkürlerimi sunuyorum. Aynı zamanda yoğun çalışma tempom yüzünden yeteri kadar zaman ayıramama rağmen büyük bir sabır ve dua ile her daim yanımda olan değerli eşim Funda KAYAALP’e ve kendilerine derin bir sevgi ile bağlı olduğum ama tez aşamasında kendileriyle yeteri kadar ilgilenememe rağmen, hep beni sevdiklerini söyleyen kızım Beyza’ya ve oğlum Kaan’a sabırlarından dolayı teşekkür ederim.
Kıyas KAYAALP ISPARTA, 2016
vi
ŞEKİLLER DİZİNİ
Sayfa Şekil 1.1. Elektromanyetik radyasyonun enerji spektrumu ……………………. 1 Şekil 1.2. Radyasyonun madde ile etkileşimine göre sınıflandırılması.……. 2 Şekil 1.3. X ışınlarının oluşumu……………………………………................................... 4 Şekil 1.4. İyonlaştırıcı radyasyonun giricilikleri……………………………….……. 5 Şekil 1.5. Radyasyon kaynakları…………………………………………………………… 6 Şekil 3.1. Kalem dozimetreleri…………………………………....................................... 26 Şekil 3.2. Film dozimetreleri……………………………………...………………………… 26 Şekil 3.3. (a)Kart ve (b) Yüzük tipi Termolüminesans dozimetreler..……… 28 Şekil 3.4. Ağır yüklü parçacığın elektron ile etkileşmesi…………………………. 32 Şekil 3.5. Ağır yüklü parçacığın belli bir yoğunlukta elektron ile etkileşimi 33 Şekil 3.6. Kinetik enerjiye göre durdurma gücünün değişimi…………………. 34 Şekil 3.7. Bir alfa parçacığı için menzilin sonuna doğru enerji kaybı............. 35 Şekil 3.8. βγ’nın fonksiyonu olarak bakır içinde pozitif müyonların ortalama enerji kaybı……………………………………………………………..
36
Şekil 3.9. Fotonların madde ile üç temel etkileşimlerine ait bölgelerin foton enerjisi ve atom numarasına bağlı gösterimi…………………..
37
Şekil 3.10. SPRING-8 Radyasyon güvenlik kilitleme sistemi şeması……….. 43 Şekil 3.11. MeGKS konfigürasyon şeması……………………………………............... 44 Şekil 3.12. ADGKS konfigürasyon şeması……………………………………............... 45 Şekil 3.13. DHGKS konfigürasyon şeması…………………………………….............. 46 Şekil 4.1. Arduino Mega 2560 Mikrodenetleyici kartı……………………………. 50 Şekil 5.1. TARLA personel güvenlik sistemi tasarımı ve bulunması öngörülen ekipmanlar…………………………………….................................
53
Şekil 5.2. Güvenlik odasında bulunan güvenlik kameraları ekran görüntüsü…………………………………….........................................................
54
Şekil 5.3. (a) TARLA kartlı geçiş sistemi şeması, (b) laboratuvar kapılarında bulunan kart okuyucular………………………………………
55
Şekil 5.4. TARLA PGS kartlı geçiş sistemi yazılımı gerçek-zamanlı olay ekranı……………………………………...……………………………………..........
56
Şekil 5.5. TARLA kişisel dozimetri sistemi giriş…………………………………….. 58 Şekil 5.6. Kişisel dozimetri sisteminin PGS’ye bağlantı şekli…………………… 59 Şekil 5.7. Pasif OSL dozimetrelerinin görünümü………….………………………… 60 Şekil 5.8. TARLA Radyasyon İzleme Sistemi için kurulması düşünülen RİS yapısının giriş/çıkış ön tasarımı….....…………………………...........
61
Şekil 5.9. TARLA radyasyon dedektörleri yerleşim planı………………………... 62 Şekil 5.10. TARLA için FLUKA benzetiminin radyasyon doz değerleri……. 63 Şekil 5.11. İyonizasyon odasının genel yapısını ve çalışma şeklini gösteren çizim……………………………………..............................................
64
Şekil 5.12. FLUKA benzetim programına göre sabit iyonizasyon odalarının yerleşimi……………………………………...……………………..
65
Şekil 5.13. (a) Berthold firmasının LB 6701L-H10 tipi İyonizasyon odası ve (b) yüksek gerilim modülü …………………………………….............
65
Şekil 5.14. Geiger-Müller dedektörünün genel yapısını ve çalışma şeklini gösteren çizim……………………………………...……………………………..
67
vii
Şekil 5.15. FLUKA benzetim programına göre Geiger-Müller dedektörlerinin yerleşimi…………………………...……………………….
68
Şekil 5.16. Berthold firmasının ürettiği LB 112 mikro gama doz dedektörü ve LB 6500 probe……………………………………................
68
Şekil 5.17. 3He gazlı nötron dedektörünün genel yapısını ve çalışma şeklini gösteren çizim…………………………………….............................
69
Şekil 5.18. Berthold firmasının ürettiği LB 6411 nötron dedektörü……….. 70 Şekil 5.19. TARLA’da kullanılacak radyasyon gu venlik kapısının o rnek çizimi……………………………………...…………………………………….........
71
Şekil 5.20. Radyasyon kapılarının Personel Güvenlik Sistemine bağlantı tasarımı……………………………………...……………………………………...
72
Şekil 5.21. TARLA havalandırma sistemi tasarımı………………………………… 74 Şekil 5.22. TARLA yangın alarm sistemi tasarımı………………………………….. 76 Şekil 5.23. TARLA laboratuvarı denetimli ve gözetimli radyasyon alanları……………………………………...……………………………………......
78
Şekil 5.24. (a) Radyasyon alanı olduğunu gösteren temel radyasyon simgesi, (b) Hamilelerin ve hamilelik şüphesi olanların denetimli alanlara giremeyeceğini gösteren işaret……………….
79
Şekil 5.25. (a) Kişisel Dozimetrelerin kullanılmasının zorunlu olduğunu gösteren işaret, (b) Radyoaktif Atık Bekletme Deposu işareti...
79
Şekil 5.26. TARLA makine güvenlik kilitleme sistemi tasarımı………………. 80 Şekil 5.27. TARLA MGKS Arama ve Acil Durum Butonları Kontrol benzetimi…..…………………………………….................................................
82
Şekil 5.28. TARLA MGKS Arama ve Acil Durum Butonları Kontrolü prototipi……………………………………...……………………………………...
83
Şekil 5.29. TARLA hızlandırıcı ilk çalıştırma akış diyagramı tasarımı……... 85 Şekil 5.30. TARLA hızlandırıcı ilk çalıştırma işlemi şematik gösterimi…… 86 Şekil 5.31. TARLA demet kayıp monitörleri yerleşim planı……………………. 89 Şekil 5.32. İyonizasyon tüpü……………………………………........................................ 90 Şekil 5.33. Demet akım ve konum monitörü……………………………………......... 90 Şekil 5.34. TARLA Akım fark monitörleri yerleşim planı……………………….. 92 Şekil 5.35. Çift oyuklu RF hızlandırıcı modül……………………………………....... 94 Şekil 5.36. TARLA RF sistemi blok diyagramı……………………………………...... 95 Şekil 5.37. TARLA acil durum butonlarının yerleşimi……………………………. 96 Şekil 5.38. TARLA salındırıcı odasındaki acil durum butonu kontrolü ekranı……………………………………...…………………………………….......
96
Şekil 5.39. TARLA salındırıcı odasındaki acil durum butonuna basıldıktan sonraki durumu gösteren ekran görüntüsü………...
97
Şekil 5.40. TARLA salındırıcı odasındaki acil durum butonuna basıldıktan sonraki durum…………………………………….............................................
98
Şekil 5.41. Kontrol odasında bulunan acil durum butonunun basıldığını gösteren ekran görüntüsü……………………………………......................
99
Şekil 5.42. TARLA Vakum sistemi pompa yerleşim planı……………………….. 101 Şekil 5.43. TARLA sıcaklık ve nem kontrolü ekran görüntüsü………………... 107
viii
ÇİZELGELER DİZİNİ
Sayfa Çizelge 1.1. Radyasyon birimleri ve dönüşümleri………………………………… 9 Çizelge 1.2. İyonlaştırıcı radyasyonla çalışan tesisler için yıllık etkin doz ve eşdeğer doz limitleri…………………………………………………….
12
Çizelge 5.1. DMC 2000S dozimetrenin karakteristiği……………………………. 58
ix
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ
A Kütle numarası
ADGKS Acil Durum Güvenlik Kilitleme Sistemi
ALARA Müsaade Edilebilir Maksimum Doz
ALICE Ağır İyon Çarpıştırıcı Deneyi
ATLAS Toroidik Bir Büyük Hadron Çarpıştırma Cihazı
c Işık hızı
CAN Kontrol Alan Ağı
CCD Yük-çiftlenimli cihaz
CERN Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi
CMS Yoğun Müon Selenoidi
dBA Ağırlıklı desibel
DESY Alman Elektron Sinkrotronu
DHGKS Demet Hattı Güvenlik Kilitleme Sistemi
DH1 Demet Hattı 1
DH2 Demet Hattı 2
DKM Demet kayıp monitörü
DNA Deoksiribonükleik asit
e Elektron yükü
Eçek Etkileşme ile çekirdeğe aktarılan enerji
En Hedef çekirdeğe çarpan nötronun enerjisi
EEPROM Elektrikle silinebilir sadece okunabilir bellek
ELBE Electron Linac for beams with high Brilliance and low Emittence
EPICS Deneysel Fizik ve Endüstriyel Kontrol Sistemi
FLUKA FLUktuierende KAskade
FPGA Alanda Programlanabilir Kapı Dizileri
GKS Güvenlik Kilitleme Sistemi
HEPA Yüksek Verimli Partikül Hava Filtreleri
HVAC Isıtma, Havalandırma, İklimlendirme
hν Gelen fotonun enerjisi
hν’ Saçılan foton enerjisi
HZDR Helmholt - Zentrum Dresden Rossendorf
I Absorblayıcı ortamın ortalama iyonizasyon potansiyeli
x
I/O Giriş/Çıkış
ICRP Uluslararası Radyolojik Korunma Komisyonu
ICRU Uluslararası Radyasyon Birimleri Komisyonu
IP İyon Pompası
IR-FEL Kızılötesi Serbest Elektron Lazeri
Ke Yayınlanan elektronun enerjisi
LHC Büyük Hadron Çarpıştırıcısı
LHC-B Büyük Hadron Çarpıştırıcısı - B
LINAC Lineer Hızlandırıcı
LLRF Düşük Seviye Radyo Frekansı
M Parçacık kütlesi
me Elektron kütlesi
MeGKS Merkezi Güvenlik Kilitleme Sistemi
MGKS Makine Güvenlik Kilitleme Sistemi
Na Avagadro sayısı
NCW İletken olmayan su
NCRP Ulusal Radyasyondan Korunma ve Ölçüm Konseyi
NSRRC Ulusal Sinkrotron Radyasyonu Araştırma Merkezi
OSHA Mesleki Güvenlik ve Sağlık Ajansı
OSLD Optik Uyarmalı Luminesans Dozimetreler
PC Bilgisayar
PGS Personel Güvenlik Sistemi
PLC Programlanabilir Mantıksal Denetleyici
PPM Milyonda bir birim
PTB Physikalisch-Technische Bundesanstal
PWM Sinyal genişlik modülasyonu
re Elektron klasik yarıçapı
RF Radyo Frekansı
RIO Uzak giriş/çıkış
RİS Radyasyon İzleme Sistemi
SACLA Spring-8 Angstrom Compact free electron LAser
SANAEM Sarayköy Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi
SASE Kendiliğinden genlik atımlı eşzamanlı yayım
xi
SDK Yazılım Geliştirme Kiti
SEL Serbest Elektron Lazeri
SI Uluslararası Birim sistemi
SRAM Statik Rastgele Erişimli Bellek
TAEK Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
TARLA Turkish Accelerator and Radiation Laboratory at Ankara
THM Türk Hızlandırıcı Merkezi
TMP Turbo Moleküler Pompa
TLD Termoluminesans Dozimetreler
TÜRKAK TÜRK Akreditasyon Kurumu
UNSCEAR Birleşmiş Milletler Atomik Radyasyonun Etkileri Bilimsel Komitesi
USB Evrensel Seri Veriyolu
VME Sanal makine ortamı
Wmax Çarpışmada transfer edilecek maksimum enerji
XFEL X ışınımlı Serbest Elektron Lazeri
YUUP Yaygınlaştırılmış Ulusal ve Uluslararası Proje
z Gelen parçacığın yükü
Z Atom numarası
ze Parçacık yükü
α Alfa
β Beta
δ Yoğunluk düzeltmesi
γ Gama
ρ Çekirdeğin madde yoğunluğu
σ Tesir kesiti
θ Saçılma açısı
1
1. GİRİŞ
1.1. Radyasyon Nedir?
Radyasyon ortamda yol alan enerjinin, ya elektromagnetik dalgalarla ya da yüklü
veya yüksüz parçacıklarla bir yerden başka bir yere taşınmasıdır.
Radyasyonu temel olarak iki şekilde sınıflandırabiliriz. Bunlar, “parçacık” ve
“dalga” tipi radyasyonlardır. Parçacık radyasyonu; belli bir kütle ve enerjiye sahip
çok hızlı hareket eden parçacıkları ifade eder. Dalga tipi radyasyon; belli bir
enerjiye sahip ancak kütlesiz radyasyon çeşididir. Görünür ışık dalga tipi
radyasyonun bir çeşididir (Şekil 1.1). Bütün dalga tipi radyasyonlar ışık hızıyla
(3x108 m/s) hareket ederler (TAEK, 2013).
Şekil 1.1. Elektromanyetik radyasyonun enerji spektrumu (LBNL, 2012)
Etkileri bakımından parçacık ve dalga tipli radyasyonları da iki gruba ayırmak
mümkündür. Bunlar “iyonlaştırıcı” ve “iyonlaştırıcı olmayan” radyasyonlardır.
Şekil 1.2’de radyasyonun madde ile etkileşimine göre, iyonlaştırıcı (X ışınları,
gama ışınları, alfa parçacıkları, beta parçacıkları, nötronlar) ve iyonlaştırıcı
olmayan (radyo dalgaları, mikrodalgalar, vb.) radyasyon şeklinde iki sınıfa
ayrıldığı görülmektedir.
2
Şekil 1.2. Radyasyonun madde ile etkileşimine göre sınıflandırılması
1.1.1. İyonlaştırıcı radyasyon
Herhangi bir nedenden dolayı atomdan bir elektron kopartılması veya atoma bir
elektron bağlanması sonucunda atomun yük dengesinin bozulmasına
iyonizasyon denir. Radyasyon ile maddenin etkileşmesiyle gözlenen iyonizasyon
olayı, doğrudan iyonlaştırıcı veya dolaylı yoldan iyonlaştırıcı mekanizmalar
sonucunda ortaya çıkabilir. İyonlaştırıcı radyasyon;
Alfa Işınları (α)
Beta Işınları (β)
Nötronlar (n)
X ve Gama Işınları (γ)’dır.
Bu radyasyonlar, X ışınları hariç, atom çekirdeğinden çıkmakta ve bundan dolayı
bunlara nükleer radyasyonlar denilmektedir (Öktem, 2009).
Alfa Parçacıkları (α)
Alfa parçacığı iki proton ve iki nötrondan oluşmuş bir helyum ( He24 ) çekirdeğidir
ve pozitif yüklüdür. Çekirdeğin, alfa çıkararak parçalanması olayı atom numarası
büyük izotoplarda görülür ve genellikle doğal radyoaktif atomlarda rastlanır. Alfa
3
parçacıklarını çok küçük kalınlıklardaki materyallerle (ince bir kağıt tabaka ile)
durdurmak mümkündür. Bunun sebebi, diğer radyasyon çeşitlerine göre sahip
oldukları nispeten büyük elektrik yükleridir. Sahip oldukları bu elektrik yükü,
alfa parçacıklarının herhangi bir madde içerisinden geçerken yolları üzerinde
yoğun bir iyonlaşma meydana getirmelerine ve bu yüzden de enerjilerini çabucak
kaybetmelerine yol açar. Enerjilerini bu şekilde çabucak kaybeden alfa
parçacıklarının erişme uzaklıkları da dolayısıyla çok kısadır. Bu yüzden de
normal olarak dış radyasyon tehlikesi yaratmazlar. Ancak; mide, solunum ve
yaralar vasıtasıyla vücuda girdiklerinde tehlikeli olabilirler (Togay, 2002).
Beta Parçacıkları (β)
Beta parçacıkları; pozitif veya negatif yüklü elektronlardır. Beta parçacıkları da
alfa parçacıkları gibi bir yük ve kütleye sahip olduklarından, madde içerisinden
geçerken yolları üzerinde iyonlaşmaya sebep olurlar. Ancak; bu iyonlaşma, alfa
parçacıklarının oluşturduğu iyonlaşmadan daha azdır. Çünkü, beta parçacıkları
alfa parçacıklarına göre daha hafif ve yüz kere daha giricidirler. Bununla beraber,
beta parçacıkları 1 cm kalınlığındaki bir alüminyum tabaka ile durdurulabilirler.
(Kılıçkaya, 1996). Beta bozunumuna bir örnek, Sezyum elementi beta ışınımı
yaparak Baryum elementine dönüşür ve böylece beta parçacığı ortaya çıkar.
Nötronlar
Nötronlar yüksüz parçacıklardır. Bu özelliklerinden dolayı herhangi bir madde
içerisine kolaylıkla nüfuz edebilirler. Doğrudan bir iyonlaşmaya sebep olmazlar.
Ancak atomlarla etkileşmeleri, iyonlaşmaya neden olan alfa, beta, gama veya X
ışınlarının ortaya çıkmasına neden olabilir. Nötronlar sadece yeterince kalın
beton, su veya parafin kullanılarak durdurulabilirler (Çakır, 2013).
X Işınları
Röntgen ışınları da denilen X ışınları, görünür ışık dalgaları ve mor ötesi ışınları
gibi dalga şeklindedir. Uyarılan bir atomda yüksek enerji seviyelerinden bir
4
elektron düşük enerji seviyesine geçişi sırasında ortaya çıkan enerji fazlalığı
X ışını şeklinde dışarı salınır. Ayrıca, X ışını yapay olarak, röntgen tüpleri
kullanılarak da elde edilir. Havası boşaltılmış cam tüpün bir ucunda, içinden
elektrik akımı geçirilerek ısıtılmış iletken bir telden oluşan katot (flament), diğer
ucunda ise ısıya dayanıklı bir madde olan tungstenden yapılmış ve ucu eğik
kesilmiş hedef levha olan anot bulunmaktadır (Şekil 1.3). Katotla anot arasına
uygulanan yüksek voltaj katottan yayılan elektronları hızlandırır. İvmeli hareket
yapan elektronlar, ışık hızına yakın hıza ulaşarak birkaç keV’luk enerjiye sahip
olur ve anoda çarparak bir miktar ilerler. Kısa bir süre içerisinde durur ve bu
esnada X ışınları üretilir. Bu olaya Bremsstrahlung (Frenleme ışınımı) olayı, çıkan
X ışınlarının oluşturduğu sürekli spektruma da Bremsstrahlung adı verilir.
Şekil 1.3. X ışınlarının oluşumu (Arpansa, 2013)
Gama Işınları (γ)
Gama ışınlarının kaynağı atomun çekirdeğidir. Bu ışınlar atom çekirdeğinin
enerji seviyelerindeki farklılıklardan meydana gelir. Çekirdek bir alfa veya bir
beta parçacığı çıkarttıktan sonra genellikle kararlı bir durumda olmaz. Fazla
kalan çekirdek enerjisi bir elektromanyetik radyasyon halinde yayınlanır. Gama
ışınları, beta ışınlarından daha yüksek enerjili ve dolayısıyla daha girici (nüfuz
edici) ışınlardır.
Gama ve X ışınlarının, alfa ve beta parçacıklarına göre madde içine nüfuz etme
kabiliyetleri çok daha fazla, iyonlaşmaya sebep olma etkileri ise çok daha azdır.
5
Ancak, birkaç santimetre kalınlığındaki kurşun malzemelerle ve sadece belli bir
kısmı durdurulabilir. Madde içerisinden geçerken üstel bir fonksiyon şeklinde bir
şiddet azalmasına uğrarlar. Yüksüz olduklarından elektrik ve manyetik alanda
sapma göstermezler (Togay, 2002).
Her bir iyonlaştırıcı radyasyonun madde içerisindeki giricilikleri farklıdır.
Şekil 1.4 ’de iyonlaştırıcı radyasyonun giricilikleri gösterilmiştir.
Şekil 1.4. İyonlaştırıcı radyasyonun giricilikleri
1.1.2. İyonlaştırıcı olmayan radyasyon
İyonlaştırıcı olmayan radyasyon, madde ile etkileştiğinde herhangi bir
iyonizasyona neden olmaz. Ultraviyole ışınları, mikro dalgalar, kızılötesi, görünür
ışık, radyo dalgaları vb. bu tür radyasyonlara örnek olarak verilebilirler.
İyonlaştırıcı olmayan tipteki radyasyonların giriciliği çok zayıftır ve kolaylıkla
soğurulabilirler. İyonlaştırıcı olmayan radyasyondan günlük yaşantımızda çok
geniş bir yelpazede yararlanılmaktadır (Epa, 2012).
1.2. Radyasyon Kaynakları
Dünyanın oluşumuyla birlikte tabiatta yerini alan çok uzun ömürlü (milyarlarca
yıl) radyoaktif elementler yaşadığımız çevrede normal ve kaçınılmaz olarak kabul
edilen doğal bir radyasyon düzeyi oluşturmuşlardır. Geçtiğimiz yüzyılda bu doğal
6
düzey, nükleer bomba denemeleri ve bazı teknolojik ürünlerin kullanımı ile bir
hayli artış göstermiştir. Dünya genelinde maruz kalınan radyasyonun %18’i
yapay radyasyon kaynakları (hızlandırıcılar, nükleer santraller, tıp, endüstri ve
araştırma amaçlı uygulamalar vb.) nedeniyle, %82’lik kısmı ise (Şekil 1.5) doğal
radyasyon kaynakları (dış uzay ve güneşten gelen kozmik radyasyon, doğal
radyoizotoplar vb.) nedeniyle alınmaktadır.
Şekil 1.5. Radyasyon kaynakları (NCRP, 1987)
1.2.1. Doğal radyasyon kaynakları
Doğal radyasyon iki ana kaynaktan gelmektedir. Bunlardan ilki uzay kaynaklı
kozmik radyasyon ve ikincisi yer kabuğundaki radyoaktif izotoplardan gelen
karasal radyasyondur (UNSCEAR, 2000).
Bir dağın tepesinde veya havada yol alan bir uçakta bulunan bir kişi, deniz
seviyesinde bulunan bir kişiden çok daha fazla kozmik ışına maruz kalır. Bu
yüzden bir pilot, uçuş süresi boyunca, deniz seviyesinde çalışan bir kişinin maruz
kaldığı doğal radyasyon düzeyinden yaklaşık 20 kat daha fazla bir radyasyon
dozuna maruz kalır.
7
Kozmik radyasyon çoğunlukla kaynağını Güneş ve diğer yıldızlardan alan yüklü
iyonlardan oluşmaktadır. Elektronlar, protonlar, helyum çekirdekleri ve daha az
oranda olmak üzere yüksek enerjili fotonlar kozmik radyasyon
kaynaklarındandır. Bu radyasyon türleri enerjilerine bağlı olarak atmosfer
bileşenleriyle etkileşerek X ışını, muon, proton, elektron, alfa tanecikleri ve
nötronlar gibi ikincil radyasyonlar meydana getirirler (Appleby, 1993). UNSCEAR
(Birleşmiş Milletler Atomik Radyasyonun Etkileri Bilimsel Komitesi), kozmik
ışınlar nedeniyle yer seviyesindeki etkin doz miktarının değişim göstermekle
birlikte, 0,4 mSv/yıl civarında olduğunu bildirmektedir (TAEK, 2012).
Doğal radyasyon düzeyini arttıran en önemli sebeplerden biri de, yer kabuğunda
yaygın bir şekilde bulunan radyoaktif radyum elementinin (226Ra) bozunması
sırasında salınan “radon gazı” dır. Bu bozunma sırasında oluşan diğer radyoaktif
maddeler toprak içerisinde kalırken maalesef radon toprak yüzeyine doğru
yükselir. Eğer bu gaz, yayılmalar sonucu seyrelirse herhangi bir sorun
oluşturmaz. Doğada mevcut kısa ömürlü radyoaktif elementlerin yaydığı gama
ışınlarının da katkısıyla topraktan maruz kaldığımız radyasyon dozunun dünya
ortalaması 0,46 mSv/yıldır (Togay, 2002).
1.2.2. Yapay radyasyon kaynakları
Dışarıdan, insan müdahalesiyle ortaya çıkan radyasyon türüne yapay radyasyon
denir. Yapay radyasyon kaynakları da tıpkı doğal radyasyon kaynakları gibi belli
miktarlarda radyasyon dozuna maruz kalınmasına neden olurlar. Ancak; bu doz
miktarı, talebe bağlı olarak artsa da, doğal kaynaklardan alınan doza göre çok
daha düşüktür. Doğal radyasyon kaynaklarının aksine tamamen kontrol altında
olmaları da maruz kalınacak doz miktarı açısından önemli bir özelliktir.
Nükleer reaktörlerde enerji üretiminde ve radyoizotop üretiminde, tıpta teşhiste
ve tedavide, endüstride kalite denetleme tespitinde, gıda sahasında
sterilizasyonda kullanılan X ışınları ve yapay radyoaktif maddeler ile bazı tüketici
ürünlerinde kullanılan radyoaktif maddeler bilinen başlıca yapay radyasyon
kaynaklarıdır (UNSCEAR, 2000).
8
Yapay radyasyon kaynaklarından biri olan Nükleer santraller atom çekirdeğinin
parçalanması (fisyon) veya iki atom çekirdeğinin kaynaşması (füzyon)
neticesinde açığa çıkan enerjiyi, elektrik enerjisine dönüştüren sistemlerdir.
Henüz bir nükleer güç santrali bulunmayan ülkemizde ise Mersin Akkuyu ve
Sinop’ta kurulması planlanan reaktörlerin yapılması yönündeki çalışmalar ivme
kazanmış durumdadır.
Diğer bir yapay radyasyon kaynağı ise, atom altı parçacıkları yüksek hızlarda
kararlı demetler halinde ivmelendiren hızlandırıcı sistemleridir. İlk başlarda
araştırma cihazı olarak tasarlanan, 1930’lardan itibaren çekirdek
reaksiyonlarıyla ilgili deneyleri gerçekleştirmek için çok sayıda üretilen ve kısa
sürede büyük yol alan hızlandırıcılar, 21. yüzyılın en önemli teknolojik
gelişmelerine kaynak oluşturmuştur.
İhtiyaçlar doğrultusunda farklı tasarımlara sahip olan ve pek çok disiplini bir
arada bünyesinde barındıran hızlandırıcılar ve çarpıştırıcılar, kozmoloji, nükleer
fizik, parçacık fiziği, tıp (teşhis, terapi, radyoaktif ilaç üretimi), madde bilimi ve
katıhal fiziği, plastiklerin polimere dönüştürülmesi, zehirli biyolojik atıkların
steril hale getirilmesi ve gıda muhafazası gibi çok geniş bir alanda uygulamalara
sahiptir. Özellikle gelişmiş ülkelerde hızlandırıcıların, birden fazla bilim dalına
hizmet eden yeni teknolojilerin ve teknolojik ürünlerin ortaya çıkmasına büyük
katkısı olmaktadır. 2000 yılına ait verilere göre, dünya genelindeki hızlandırıcı
sayısı 17000 civarında olup bunlardan 115’i büyük çaplı ve parçacık fiziği ile ilgili
laboratuvarlardır. Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN)’nde yer alan LHC
(Büyük Hadron Çarpıştırıcısı), dört büyük deneysel istasyonuyla (ATLAS
(Toroidik Bir Büyük Hadron Çarpıştırma Cihazı), CMS (Yoğun Müon Selenoidi),
LHC-B (Büyük Hadron Çarpıştırıcısı - B) ve ALICE (Ağır İyon Çarpıştırıcı Deneyi))
dünyadaki en büyük ve kapsamlı hızlandırıcıdır (Yavaş, 2009).
Ülkemizde özelikle medikal amaçlı lineer hızlandırıcılar (LINAC) (2009 yılı
verilerine göre 60 civarında lineer hızlandırıcı mevcuttur (THMP, 2013))
çoğunlukta olmakla birlikte araştırma ve geliştirme bakımından öne çıkan iki
proje söz konusudur. Bunlar, TAEK (Türkiye Atom enerjisi Kurumu)’in Ankara
9
Sarayköy’de bulunan SANAEM’de (Sarayköy Nükleer Araştırma ve Eğitim
Merkezi’nde) 2012’de kurulan siklotron tipi proton hızlandırıcı tesisi ve Ankara
Üniversitesi tarafından yönetilen Türk Hızlandırıcı Merkezi (THM) projesinde
yer alan TARLA’dır.
1.3. Radyasyon Birimleri ve Dönüşümleri
İyonlaştırıcı radyasyonlarla yapılan çalışmalarda sonuca ulaşabilmek ve zararlı
biyolojik etkileri belirleyebilmek için radyasyon miktarının bilinmesi gerekir. Bu
amaçla geliştirilecek ölçüm yöntemleri için her şeyden önce radyasyon
miktarının ölçümünde kullanılan birimlerin tanımlarının yapılması zorunludur.
Radyasyon birimlerinin başlıcaları aktivite, ışınlama, absorblanan doz ve eşdeğer
doz’dur. Uluslararası Radyasyon Birimleri Komisyonu (ICRU) yaptığı çalışmalar
sonucunda, aktivite için Curie, ışınlama için Röntgen, soğrulan doz için Rad ve
eşdeğer doz için Rem’i radyasyon birimi olarak tanımlamıştır. Uluslararası
Birimler Sistemi (SI)’nın kabul edilmesiyle birlikte ICRU 1971 yılında SI
birimlerini tanımlamıştır. Bu kabule, göre eski birimlerin yerine yenilerinin
kullanılması önerilmiştir. Çizelge 1.1’de dönüşüm birimleri ve dönüşüm
faktörleri verilmiştir.
Çizelge 1.1. Radyasyon birimleri ve dönüşümleri
İlgili Nicelik Eski Sisteme göre Kullanılan Birim
SI Sistemine göre Kullanılan Birim
Dönüştürme Bağıntısı
Aktivite Curie (Ci) Becquerel (Bq) 1 Ci = 3,7x1010 Bq Işınlanma Röntgen (R) Coulomb/kilogram (C/kg) 1 R = 2,58x10-4 C/kg
Soğrulmuş Doz Rad (rad) Gray (Gy) 1 rad = 10-4 Gy Eşdeğer Doz Rem (rem) Sievert (Sv) 1 rem = 10-2 Sv
Çizelge 1.1’deki radyasyon birimleri, aktivite birimleri ve doz birimleri şeklinde
iki kategoride incelenebilir. Aktivite birimi olarak Becquerel, saniyede bir
parçalanmayı gösteren radyoaktif madde miktarının ölçüsüdür. Işınlanma, C/kg
cinsinden normal hava şartlarında havanın 1 kg’ında 1 Coulomb’luk elektrik yükü
değerinde pozitif ve negatif iyonlar oluşturan X ışını veya gama radyasyonu
miktarıdır. Soğrulmuş doz için kullanılan Gray, ışınlanan maddenin 1 kilogramına
10
1 Joule değerinde enerji veren radyasyon miktarıdır. Eşdeğer doz birimi olan
Sievert ise, 1 Gy’lik X ışını (veya gama) ile aynı düzeyde biyolojik etki meydana
getirebilen radyasyon miktarı olarak tanımlanmaktadır.
1.4. Radyasyonun Biyolojik Etkileri
İyonize radyasyon, canlılarda moleküler ve hücresel düzeylerde fiziksel, kimyasal
ve biyolojik bazı değişikliklere yol açar. Bu değişiklikler maruz kalınan
radyasyonun cinsine, miktarına ve süresine göre geçici (onarılabilen) veya kalıcı
(hasara yol açıcı) tipte olabilirler. X ve gama ışınları, alfa, beta parçacıkları,
nötronlar gibi iyonize radyasyonlar, içinden geçtikleri hücrelerde önce moleküler
düzeyde değişikliğe sebep olurlar. Hücre içerisindeki molekülleri ve atomları
iyonize ederek uyarırlar. Bu şekilde fazla enerjilerini bu moleküllere aktararak
temel seviyeye inmeye çalışırlar (Bulut, 2011).
İyonlaştırıcı radyasyonun biyolojik etkileri yüksek dozlardaki ve düşük
dozlardaki etkileri olmak üzere ikiye ayrılır. Yüksek dozlardaki etkiler;
radyasyona maruziyetten sonraki günler-aylar içinde ortaya çıkanlara erken
etkiler, aylar ya da yıllar sonra gözlemlenenlere de geç etkiler denir. Erken etkiler
olarak; ölüm, cilt yanıkları, katarakt, kısırlık olarak sıralanabilir. Geç etkiler ise;
beklenen yaşam süresinde kısalma, lokal doku etkileri, genetik etkilerdir
(Yazıcı, 2013). Düşük dozlardaki etkilerin sonucu, radyasyona maruz kalan
kromozomlarda yapısal ve sayısal değişiklikler oluşur, ya da DNA’yı oluşturan
kök ve şeker kısmında kırık veya eklenmeler meydana gelir (MEB, 2012).
Kaba bir genellemeyle, iyonlaştırıcı radyasyon nedeniyle maruz kaldığımız doz
miktarının 0,1 Sv’den fazla olması halinde, somatik ve genetik etkilerin ortaya
çıkabileceği, alınan 1 Sv ila 10 Sv arasındaki doz değerlerinin ani-şiddetli etkilere
yol açabileceği ve 10 Sv’den daha yüksek dozlara maruz kalınmasının ölümle
sonuçlanabileceği söylenebilir. 0,1 Sv ile 1 Sv arası değerlerde alınan dozlarda
bile yeterince uzun bir süre sonra, gecikmiş etkilerin ortaya çıkabilme ihtimalinin
düşük fakat mevcut olduğu bildirilmektedir (Dursun, 2010).
11
1.5. Radyasyondan Korunma
Radyasyona karşı korunmada ana fikir, tahammül edilebilen (tolere edilebilen)
dozları bilmek ve radyasyonla çalışanlar ile çevre halkının bunun üstünde doz
almasını önlemektir. Radyasyon korunmasının hedefi ise; doku hasarına sebep
olan etkileri önlemek ya da bu etkilerin meydana gelme olasılıklarını kabul
edilebilir düzeyde sınırlamaktır. Uluslararası Radyolojik Korunma Komisyonu
(ICRP) tarafından Müsaade Edilebilir Maksimum Doz (ALARA), bir insanda ömür
boyunca hiçbir önemli vücut arazı ve bir genetik etki meydana getirmesi
beklenmeyen iyonlaştırıcı radyasyon dozu olarak tarif edilir.
Dünya genelinde otorite olarak kabul edilen ICRP ve UNSCEAR’ın yayınlarında
radyasyondan korunmaya yönelik yaklaşım ve felsefe açık ve kesin bir dille ifade
edilmektedir. Buna göre, radyasyondan korunmanın temel prensipleri şu üç
kavram üzerinde yükselmektedir:
Haklılık-Gereklilik; radyasyon kaynaklarıyla yapılacak olan
çalışmalarında, her türlü avantaj ve dezavantaj göz önüne alınarak, net bir
kar sağlayacağından emin olunan uygulamalara izin verilmesidir. Bu
uygulamalarda mümkün olan en düşük radyasyon dozu, ALARA prensibi
gözetilmelidir.
Alternatiflerin en iyi duruma getirilmesi; radyasyon kaynağıyla
yapılacak çalışmalarda, ekonomik ve sosyal faktörler göz önüne alınarak,
mümkün olan en küçük dozun alınmasını sağlayacak her türlü tedbirin
yerine getirilmesi gerektiğini ifade eder.
Doz ve risk sınırlandırılması; iyonlaştırıcı radyasyonlarla çalışılan
tesislerde, görevi gereği radyasyona maruz kalanlar için, bu tesislere
yakın yerlerde yaşayanlar için ve genel toplum üyeleri için maksimum
müsaade edilen yıllık doz eşdeğer sınırlarına bağlı kalınmalıdır.
Radyasyon ışınlamalarını kontrol etmek ve olabilecek riski en az seviyede tutmak
için, uygun teknoloji, teknik ve cihazlara sahip olmak önemlidir (TAEK, 2012).
12
ICRP’nin kriterlerine göre, radyasyon çalışanları için müsaade edilen maksimum
doz sınırı, birbirini takip eden beş yılın ortalaması 20 mSv’i geçemezken (bir yılda
en fazla 50 mSv’e maruz kalınabilir), toplum üyesi diğer kişiler için bu sınır 1 mSv
olarak belirlenmiştir (ICRP, 1993). Ülkemizde TAEK, iyonlaştırıcı radyasyonla
çalışan yerlerin lisanslanması, bu birimlerde çalışanların alacakları kişisel
dozların ölçümü ve kaydının tutulmasıyla iyonlaştırıcı radyasyon üreten
tesislerdeki radyasyon seviyelerinin incelenmesi ve kontrolü ile ilgilenen ve
yasayla yetkilendirilmiş otoritedir. TAEK’in radyasyon güvenliği
yönetmeliğindeki yıllık sınırlamalar da ICRP ile uyumlu olup Çizelge 1.2’de
özetlenmektedir. Bununla birlikte; tıbbi uygulamalarda vücuda toplam olarak bir
seferde verilecek doz oranı, verilecek organın hassasiyetine göre değişmektedir.
Yıllık toplam doz iç ve dış ışınlamalardan alınan dozlar toplamıdır, buna medikal
ışınlamalar ve doğal radyasyon nedeniyle maruz kalınan dozlar dahil edilmez.
Radyasyon görevlisi, çalıştıkları bölümlerin giriş ve çıkışlarının özel denetime,
çalışmalarının radyasyon korunması bakımından özel kurallara bağlı olduğu ve
görevi gereği radyasyon ile çalışan kişilerdir.
Çizelge 1.2. İyonlaştırıcı radyasyonla çalışan tesisler için yıllık etkin doz ve eşdeğer doz limitleri (TAEK, 2012)
Radyasyon Görevlileri Halk
Etkin doz Yıllık Ortalama 20 mSv/yıl 1mSv/yıl
Tek Yıl 50 mSv/yıl 5 mSv/yıl
Eşdeğer Doz Göz 150 mSv/yıl 15 mSv/yıl Cilt 500 mSv/yıl 50 mSv/yıl
El-Ayak 500 mSv/yıl 50 mSv/yıl
1.6. Türk Hızlandırıcı Merkezi TARLA Tesisi
Türk Hızlandırıcı Merkezi projesi; doğrusal elektron hızlandırıcısına dayalı SASE
(Kendiliğinden genlik atımlı eşzamanlı yayım) Serbest Elektron Lazer (SEL)
laboratuvarı, pozitron sinkrotronuna dayalı 3. nesil sinkrotron ışınımı
laboratuvarı, elektron-pozitron çarpıştırıcısı (parçacık fabrikası) ve proton
hızlandırıcısı gibi büyük ölçekli tesislerin tamamlanmasını ve hayata
geçirilmesini hedeflemektedir. THM projesi 2006 yılından bu yana Ankara
Üniversitesi koordinatörlüğünde 14 üniversitenin (Ankara Üniversitesi, Gazi
13
Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Doğuş Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi,
Dumlupınar Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi, Erciyes Üniversitesi, Niğde
Üniversitesi, Süleyman Demirel Üniversitesi, Osmangazi Üniversitesi, Gebze
Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Adıyaman Üniversitesi ve Gazi Osman Paşa
Üniversitesi) katılımlarıyla yürütülen ve Devlet Planlama Teşkilatı tarafından
desteklenen bir YUUP (Yaygınlaştırılmış Ulusal ve Uluslararası Proje) projesidir.
Türk Hızlandırıcı Merkezi'nin ilk tesisi olarak planlanan elektron hızlandırıcısı ve
buna dayalı ışınım kaynakları tesisi olan TARLA’da; 15-40 MeV enerjili elektron
demeti ve 25 mm ile 90 mm periyot uzunluklu salındırıcı kullanarak 3-250 μm
dalgaboyu aralığında SEL üretmek ve yüksek güçlü (~ MW) SEL ile lazer
deneyleri yapılması, 10-40 MeV enerjili elektron demeti ve 3 farklı radyatör-
kolimatör düzeneği ile 1-30 MeV enerjili Bremsstrahlung radyasyonu üretilmesi
ve nükleer yapı çalışmaları yapılması, 1-40 MeV enerjili elektron demeti ile sabit
hedef deneylerinin yapılması planlanmaktadır (Özkorucuklu ve Aksoy, 2011).
Bunun için, TARLA tesisinde SEL elde etmek amacıyla 77 pc paketçik yükü ve 13
MHz tekrarlama frekansına sahip 1 mA demet yüklü elektron demetleri üretmek
amacıyla 250 kV katot voltajı ile çalışan termiyonik elektron tabancası
kullanılacaktır. TARLA tesisinde amaçlanan 3–250 μm dalga boyu aralığında SEL
elde edilebilmesi için 15–38.5 MeV aralığında hızlandırılmış elektron demetine
ihtiyaç duyulmaktadır. Belirlenen parametrelere göre 38.5 MeV enerjili elektron
demeti elde edebilmek için 9 hücreli TESLA tipi kavitelerden dört adet
kullanılması gerekecektir. Bu yüzden TARLA tesisinde, ELBE tesisi için
tasarlanmış niyobyum malzemeden üretilen süper iletken, 9 hücreli iki kavite
içeren hızlandırıcı modülden iki adet kullanılması planlanmıştır. TARLA tesisinde
kurulması planlanan SEL sisteminin yükselteç modda çalışan bir sistem
olmasından dolayı, iki aynalı, simetrik ve ortak merkezli bir optik kavite sistemi
kurulması planlanmaktadır. U25 ve U90 salındırıcıları için kurulacak olan optik
kavitelerin her ikisinde de, altın ya da bakır ile kaplı yansıtıcı yüzeyler
kullanılacaktır. Oluşan ışınım ise; optik kavite dışına, aynalardan ışınımın çıkış
tarafında olanına açılan 0.5 ile 2 mm arasında delikler ile alınacaktır
(Özkorucuklu ve Aksoy, 2011). TARLA tesisi için düşük nötron üretimi nedeniyle
14
karbon malzemeden imal edilecek silindirik bir demet durdurucu tasarlanmıştır.
Bu demet durdurucu, 5 cm yarıçapa ve demetin ilerleme yönünde 20 cm uzunluğa
sahiptir. Demet durdurucunun tam ortasında ise demetin çarpacağı 2,5 cm
yarıçaplı ve 2,5 cm uzunluklu konik bir açıklık bulunacaktır. Bu sayede, oluşması
muhtemel ikincil parçacıklar da demet durdurucunun içerisinde kalacak ve
soğurulacaklardır. Bu tasarımın kurşun ile zırhlanması ile de zararlı tüm etkiler
ortadan kaldırılacaktır (Biçer, 2012).
1.7. Çalışmanın Amacı
Bu çalışmanın amacı, ülkemizin ilk modern ve dünya çapındaki benzerleri ile
rekabet edebilecek düzeye sahip tesisi olan, THM projesi kapsamında TARLA
tesisinde inşa edilmesi planlanan serbest elektron lazeri için Radyasyon
Güvenliğinin gerçekleştirilmesidir. Çalışmanın amacı, ülkemizin ilk, bölgemizin
ise en gelişmiş serbest elektron lazeri ışınımı üretebilme amacını taşıyan SEL’in
çalışması sırasında üretilecek olan radyasyonun zararlarından personelin ve
makine güvenliğinin sağlanması amacıyla radyasyon güvenlik sistemi ön
tasarımını tanımlamaktır. Bu amaç doğrultusunda, personel ve makine güvenlik
sistemlerinin alt bölümlerinin belirlenmesine yönelik çalışmalar yapılmıştır.
Yapılan çalışmada, parçacık hızlandırıcılarının çalışması sırasında üretilen
radyasyonun insanlara ve tesislerde kullanılan makine ekipmanlarına vereceği
zararların nasıl önlenebileceği konusunda yapılan çalışmalar anlatılarak,
literatür bilgileri aktarılmıştır. Ayrıca; hızlandırıcı laboratuvarlarında radyasyon
güvenlik sistemini oluşturan personel güvenlik sistemi (personel
yetkilendirilmesi, dozimetri sistemleri, radyasyon alanları), ve makine güvenlik
sistemi (radyasyon dedektörleri, güvenlik kilitleme sistemleri) açıklanmıştır.
Çalışmanın en önemli kısmında ise TARLA tesisinde kullanılacak olan personel
güvenlik sisteminin ön tasarımı yapılmış ve sistemde bulunması öngörülen
ekipmanların listesi verilmiştir. TARLA’da kullanılacak olan personel
yetkilendirilmesinin nasıl yapılacağı, kullanılan dozimetrelerin özellikleri ve
kullanım amaçları, alan dedektörü olarak kullanılması planlanan cihazların
özellikleri ve tesisteki yerleşim planlaması, radyasyon izleme sisteminin yapısı ve
15
özellikleri anlatılmıştır. Ayrıca, TARLA için tasarlanan radyasyon güvenlik
kapılarının kullanım mekanizmaları, havalandırma sisteminde bulunması
gereken cihazlar ve özellikleri aktarılmıştır. Radyasyon güvenlik sisteminin
önemli bir bileşeni olan makine güvenlik kilitleme sisteminin ön tasarımı
yapılmıştır. Sistemin çalışma yapısı, izinler, güvenlik durumları ayrıntıları ile
aktarılmıştır. Çalışmanın sonuç kısmında ise, daha önceden TARLA için hiç
yapılmamış olan radyasyon güvenlik sisteminin ana omurgası oluşturulmuş ve
TARLA Radyasyon Güvenlik Sisteminde bulunacak olan ekipmanlar ve özellikleri
toplu bir şekilde sunulmuştur. Ayrıca, radyasyon kapılarının kontrolünü sağlayan
arama butonlarının ve acil durumlarda sistemin hızlı bir şekilde durdurulmasını
gerçekleştiren acil durum durdurma butonlarının çalışmasını gösteren bir
prototip gerçekleştirilmiştir.
16
2. KAYNAK ÖZETLERİ
Parçacık hızlandırıcılarının operasyonları nedeniyle oluşan anlık ve dolaylı
radyasyon çevresel zararlara neden olabileceğinden bu konu, belli bir seviyenin
üzerinde yapay radyasyon üreten tüm tesisler açısından güvenlik konseptinin en
önemli unsurlarından biri olarak ele alınmaktadır. Hızlandırılan parçacığın cinsi
ve enerjisine bağlı olarak, hızlandırıcının çalışması esnasında ortaya çıkan anlık
radyasyonun etkisi, operasyonun durdurulması sonucu kademeli olarak azalarak
kaybolur. Dolaylı radyasyon ise; anlık radyasyonun aksine, hızlandırıcı tesisin ya
da bileşenlerdeki materyallerin hızlandırılmış demetler tarafından
aktifleştirilmesi sonucu ortaya çıkan radyasyon türüdür. Hızlandırıcı tesislerinde
anlık ve dolaylı radyasyon nedeniyle meydana gelebilecek çevresel radyasyon
kirliliğinin muhtemel kaynakları;
Katı atıklar, bakım ve hizmetten çekilen parçalar,
Radyoaktif gazlar, özellikle havayla etkileşen ürünler ve
Radyoaktif sıvılar, özellikle soğutma ve yeraltı suları
şeklinde özetlenebilir (NCRP, 2003).
Michel ve arkadaşları DIPAC 2003’de sundukları makalelerinde Almanya’nın
Dresden kentinde bulunan, 40 MeV enerjili sürekli modda çalışan ELBE lineer
hızlandırıcı tesisinde kullandıkları demet kayıp monitörlerini ele almışlardır.
Demet kayıp monitörü olarak foto çoğaltıcı tüpleri, compton diyotları ve
iyonizasyon odacıklarının özelliklerini belirtmişlerdir. ELBE’de ise iyonizasyon
odası olarak Andrew HJ4-50 Heliax tipi kablo kullandıklarını ve bu kablo ile
demet kayıplarının yerini ve miktarını, nasıl bulduklarını verdikleri blok
diyagram üzerinde açıklamışlardır (Michel, 2003).
Jordan ve arkadaşları Yüksek Akımlı Lineer Hızlandırıcılar için Makine Koruma
isimli çalışmalarında (2003) Thomas Jefferson Ulusal Hızlandırıcı Tesisi için
tasarladıkları makine koruma sistemini tanıtmışlardır. Çalışmalarının amacı;
demet yolları ve güç seçenekleri (hata olasılığına karşı) ile operatör ayar
zamanından meydana gelebilecek karışıklıkları en aza indirgemektir. Bunun için
sistemi üç ana bileşenden oluşturmuşlardır. Bu sistemler; makine/demet mod
17
durum kartları, demet kayıp monitörleri için VME (Sanal makine ortamı) tabanlı
kartlar ve lazer puls kontrol sürücüleridir. Makine ve demet modlarını 8 farklı
mod olarak tasarlayan (demetin olmaması, tam güç, yüksek güç görünümü)
Jordan ve ekibi sistemde 12 adet demet kayıp monitörü kartı olarak da FPGA
(Alanda Programlanabilir Kapı Dizileri) tabanlı VME kart kullanmışlardır
(Jordan, 2003).
Sibley 2003 yılında yapmış olduğu Yüksek Güç Hızlandırıcıları için Makine
Koruma Stratejileri isimli çalışmasında farklı tipteki hızlandırıcılar için makine
koruma sistemlerini karşılaştırmıştır. Çalışmasını beş ana başlık altında toplayan
Sibley, makine koruma sistemlerini; makine koruma, demet koruma, veri
kontrolü, yüksek güç hedef koruması, operasyonlar olarak incelemiştir. Makine
korumayı ise, hızlı makine koruma girdileri (demet teşhisi, demet kayıp
monitörleri, akım fark ölçümleri) ve makine koruma çeşitleri (ortalama makine
koruma, hızlı koruma, demet ölçümü ve maksimum izin verilen puls farkı) olarak
ikiye ayırmıştır (Sibley, 2003).
Chen ve arkadaşları tarafından 2005 yılında sunumu yapılan NSRRC (Ulusal
Sinkrotron Radyasyonu Araştırma Merkezi) için Radyasyon Güvenlik Kilitleme
Sistemi üç katman olarak tasarlanmıştır. Alt seviyede; güvenlik kilitleri,
hızlandırıcı tüneli kapı anahtarlama sistemleri, acil durum durdurma butonları
ve kapı mikro anahtarlama sistemleri kontrol edilmektedir. Orta seviyede ise,
PLC (Programlanabilir Mantıksal Denetleyici) tabanlı Demet Hattı Kontrol
sistemi, yine PLC tabanlı olarak çalışan Konsol Güvenlik Sistemi ve röle tabanlı
olarak çalışan üst seviye koruma sistemi bulunmaktadır. Üst seviyede, yazılımsal
olarak alt ve orta katmanların kontrol edildiği erişim kontrol sistemi mevcuttur
(Chen, 2005).
Makowski ve arkadaşları 2005 yılında Hamburg DESY araştırma merkezi için
geliştirdikleri S-RAM tabanlı radyasyon dedektör sistemlerinin nasıl çalıştığını
açıklamışlardır. Bu çalışmalarında Makowski vd., 20 GeV’lik doğrusal
hızlandırıcının üretmiş olduğu radyasyon değerlerini gerçek zamanlı olarak
ölçmeye çalışmışlardır. Önerdikleri S-RAM tabanlı dozimetri sisteminin,
18
normalde DESY’de kullanılan TLD-500 ve TLD-700 tipi dozimetrelere göre daha
güvenilir ölçüm yaptıklarını göstermişlerdir. Geliştirdikleri sistemin nötron akısı,
gama doz ölçümlerinde ve demet kayıplarının teşhisinde kullanılabileceğini
aktarmışlardır (Makowski, 2005).
Fröhlich ve arkadaşları, 2006 yılında yaptıkları çalışmalarında ise, DESY
Hamburg serbest elektron lazeri tesisi FLASH1 için tasarladıkları makine koruma
sistemini ele almışlardır. Demet teşhisi ve akım kayıpları için iki bağımsız sistem
kullanmışlardır. Bunlar; FPGA kontrollü Toroid koruma sistemi ve foto çoğaltıcı
tüplerle yaptıkları demet kayıp monitörleridir. Sistemden gelen alarmları ise,
hızlı, ara ve yavaş olmak üzere üç seviyede incelemişlerdir (Fröhlich, 2006).
Kuper ve çalışma arkadaşları 2006 yılında yaptıkları Serbest Elektron Lazeri için
Radyasyon Dozimetrik Teşhis Sistemi isimli çalışmalarında 300 KeV enerjili
elektron demetlerini elektron tabancasından çıktıktan sonra injektör ve
salındırıcılardan geçtikten sonra 12 MeV’e kadar hızlandırılan sistemde 8 adet
iyonizasyon odası kullanmışlardır. Bu iyonizasyon odalarından gelen sinyalleri
mikrokontrolcü yardımıyla toplamaktadırlar. Toplanan sinyalleri ise, Xray isimli
bir programda işlemişlerdir ve işlem sonucu kendi belirledikleri sarı ve kırmızı
seviye uyarılara göre program; elektron demetini kesme işlemini
gerçekleştirmektedir (Kuper, 2006).
Penno ve arkadaşlarının X ışınımlı Serbest Elektron Lazerinde (XFEL) RF (Radyo
frekansı) istasyonları için yapılandırılabilir güvenlik kilitleme sistemi adlı
çalışmalarında; bir RF istasyonundaki bileşenleri herhangi bir hasardan korumak
amacıyla, bir güvenlik kilitleme sistemi tasarlamışlardır. Sistem gerçek zamanlı
olarak, sistem bileşenlerinden bilgileri toplayarak, süreç bilgilerini izleyip
kontrol sistemi için gerçek durumları bildirmektedir. Ayrıca, sistem maksimum
güvenilirlik için kendi kendine tanı ve onarım stratejisine dayanmaktadır.
Sistemde denetleyici ve I/O (Giriş/Çıkış) işlemini gerçekleştirmek için köle
modüller de bulunmaktadır. Güvenlik kilitleme sisteminin çalışma mantığı ise,
donanım bileşenlerine uygulanan ve PLC üzerinde çalışan yazılımdan bağımsız
olarak çalışmasıdır (Penno, 2008).
19
Kozak ve arkadaşlarının 2009 yılında yaptıkları Lineer hızlandırıcılar için CAN
(Kontrol Alan Ağı) Bus (Veri yolu) temelli dağılmış radyasyon izleme sistemi adlı
çalışmalarında, gama ve nötron ışınlarını gerçek zamanlı olarak ölçmek için
kurguladıkları sistemi; aktif radyasyon dedektörleri, uygulamanın yönetimi ve
kullanıcı arayüzü olarak üç bölüme ayırmışlardır. Radyasyon dozimetresi olarak
RadFET ve SRAM (Statik Rastgele Erişimli Bellek) tipi hafızalar kullanan Kozak
ve arkadaşları bu dozimetrelerden gelen sinyalleri CAN ile uyumlu olarak
çalışabilen bir mikrokontrolcüde işleyerek CAN Bus veriyolu ile bilgileri
uygulamanın yönetimi kısmına taşımışlardır. Sistemin yönetimini ise, Linux
altında çalışan C++ ile yazılmış bir programda gerçekleştirmişlerdir. Sistemi
laboratuvar ortamında test eden Kozak ve ekip arkadaşları, sonuç testleri
üzerinde çalışmalarını sürdürmektedirler (Kozak, 2009).
Kago ve arkadaşlarının X ışınımı Serbest Elektron Lazeri Tesisi için Hızlandırıcı
Güvenlik Kilitleme Sistemi Tasarımı isimli çalışmalarında ise, sistem
konfigürasyonunu; Merkezi Kilitleme Sistemi, Acil Durum Kilitleme Sistemi ve
Demet Yolu Kilitleme Sistemi olarak üç aşamada gerçekleştirmişlerdir. PLC
tabanlı olarak çalışan Merkezi Kilitleme Sistemi ile güvenlik ekipmanları,
güvenlik durumu (durma, hazır, çalıştırma) değişiklikleri ve cihazlara verilen
izinler kontrollü olarak gözetlenmiştir. Acil Durum Kilitleme Sistemi sayesinde,
acil durum durdurma butonları ile elektron tabancasının ve RF (Radyo Frekansı)
sisteminin çalışma izni kontrol edilmiştir. Ayrıca, demet hattında bulunan bükücü
ve demet durdurma mıknatıslarının durumunu PLC’ler ile Demet Yolu Kilitleme
Sisteminde izleyip kontrol etmişlerdir (Kago, 2009).
Nariyama ve arkadaşlarının Radyasyon İzleme Kavramı ve Güvenlik Kilitleme
Sistemleri adındaki çalışmalarında; Japonya’da inşa edilen 8-GeV’lik elektron
doğrusal hızlandırıcı, vakum içinde bulunacak zigzaglayıcı ve deneysel demet
hatlarından oluşan X ışını lazer tesisinde çalışan personelin erişimi, anlık
radyasyondan korunması için güvenlik kilit sistemi tasarımını ve çalışma yapısını
incelemişlerdir (Nariyama, 2010).
20
Kago ve arkadaşlarının diğer çalışmalarında ise, X ışınımı Serbest Elektron Lazeri
Tesisinin; hızlandırıcı güvenlik kilitleme sisteminin dizaynını
gerçekleştirmişlerdir. Sistem dizaynını; donanım, izinler, sistem konfigürasyonu
ve cevap verme süresi olarak dört ana başlıktan oluşturmuşlardır. Ayrıca, bu
çalışmalarında yeni geliştirdikleri optik modüller ve veri toplama modülü ile
tahmini izin sinyallerinin iletimindeki gecikme zamanlarıyla, her cihazın sinyal
gönderme zamanını ölçmüşlerdir (Kago, 2010).
Kago ve arkadaşlarının Radyasyon Güvenlik Kilitleme Sistemi adındaki bir diğer
çalışmalarında ise, hızlandırıcı tünelindeki erişim kontrollerini ve güvenlik
cihazlarını izlemişlerdir. Sistem güvenlik şartlarına uygun olarak hızlandırıcı
sistemleri için verilen izin sinyallerini denetlemektedir. Herhangi bir güvenlik
koşulu sağlanmaz ise izin sinyali kapatılarak elektron demetinin 16,6 ms’de
durdurulması için çoklu PLC'ler ve optik modülü kullanan bir kilitleme sistemi
geliştirmişlerdir (Kago, 2011).
21
3. KURAMSAL TEMELLER
Bu bölümde, serbest elektron lazeri tesislerinin radyasyon güvenlik sistemlerini
oluşturan personel ve makine güvenlik sistemleri hakkında bilgiler verilecek ve
bugüne kadar çeşitli elektron hızlandırıcı laboratuvarlarında yapılan radyasyon
güvenlik sistemlerinden örnekler verilecektir.
Hızlandırıcı test laboratuvarlarında hızlandırıcı çalıştığı sürece demet hattı
bileşenlerinde, test laboratuvarında, demet durdurma bölümünde, soğutma
sisteminde radyasyon oluşmaktadır. Ayrıca; test laboratuvarının bazı
kısımlarında ise, hızlandırıcı durdurulsa dahi belli bir süre radyasyon tehlikesi
devam etmektedir. Bunun yanı sıra, demetin kendisi de radyasyon tehlikesi
oluşturabilmektedir.
Literatürde hızlandırıcı laboratuvarlarının radyasyon güvenlik sistemi;
- Personel Güvenlik Sistemi,
- Makine Güvenlik Sistemi,
olarak ikiye ayrılmaktadır.
3.1. Personel Güvenlik Sistemi
Görevi gereği nükleer veya radyolojik departmanlarda radyasyon veya
radyoaktif maddelerle çalışan personelin, radyasyon dozu ölçen cihazlarla
dikkatli ve sürekli bir şekilde kontrol edilmeleri gerekir. Personelin radyasyon
kaynakları yanında gereğinden fazla kalmaması ve kendisi ile radyasyon kaynağı
arasına gerekli zırh malzemesi konarak radyasyonun tehlikelerinden
korunmaları sağlanır. Çalışanın maruz kaldığı radyasyon dozları film veya diğer
tip dozimetrelerle ölçülerek, 5 yılın ortalaması olarak bir yılda müsaade edilen
20 mSv’lik doz sınırını aşanlar ikaz edilmelidir.
Personel Güvenlik Sisteminin (PGS) amacı, hızlandırıcı laboratuvarında
çalışanları ve ziyaretçileri radyasyondan ve hızlandırıcı deneylerinin neden
olduğu diğer tehlikelerden korumaktır.
22
Bunun için;
Bina giriş-çıkışlarının kamera ile kontrolü,
Personelin ve ziyaretçilerin hızlandırıcı binasına ve test laboratuvarına
giriş-çıkışlarının kontrolü,
Test Laboratuvarı içindeki bölümlere giriş-çıkışın çalışan personele göre
yetkilendirilmesi,
Personelin çalışma ve ziyaretçilerin ziyaret sonrası aldıkları doz
miktarlarının tespiti ve bu verilerin saklanması,
Deney ve Kontrol odalarının havalandırma sistemlerinin kontrolü,
Radyasyona maruz kalma tehlikesinin büyüklüğünü ve özelliklerini
anlaşılabilir şekilde göstermek üzere gerekli bilgi, simge ve renkleri
taşıyan işaretlerin test laboratuvarında gerekli olan yerlere konulması,
işlemleri yapılmaktadır.
3.1.1. Bina güvenlik sistemi
Binalarda güvenliği tehdit eden unsurların açık ve net olarak anlaşılması,
alınacak güvenlik tedbirlerinin başarısını etkileyen en önemli etkendir. Şüphesiz
ki, güvenliği tehdit eden tehlikeler ne kadar iyi ve başarılı bir şekilde tespit
edilirse, alınacak tedbirler de o oranda başarılı olmaktadır. Binalarda güvenlik
konusunda tehditler iki kısma ayrılmaktadır; bina dışı tehditler ve bina içi
tehditler. Sadece bir kısma yönelik tedbirler, tam ve eksiksiz bir güvenlik sistemi
oluşturmamaktadır. Bu yüzden, bina güvenlik sistemleri içeriden ve dışarıdan
gelebilecek tehlikeleri aynı anda önleyebilecek nitelikte olmalıdır.
Günümüzde güvenlik sektöründe kullanılan kameraları; türlerine, çalışma
prensiplerine ve yapılarına göre gruplandırabiliriz. Güvenlik kamerası çeşitleri;
Sabit CCD (Yük-çiftlenimli cihaz) Güvenlik Kamerası, Dome (kubbe) Tip CCD
Güvenlik Kamerası, Hız Kubbe Güvenlik Kamerası, İnternet Protokol CCD
Güvenlik Kamerası, Gizli Kamera diye tabir ettiğimiz güvenlik kameralarıdır
(Güvenlik Danışmanlık, 2013).
23
3.1.2. Personel yetkilendirilmesi
Kartlı geçiş sistemleri iş yerlerinde, fabrikalarda, kamu kuruluşlarında ve
güvenlik nedeniyle geçiş yetkilendirilmesi yapılan yerlerde insanların giriş ve
çıkışlarının kontrol altına alınması amacıyla kurulan takip sistemidir. Bu
sistemler ile giriş ve çıkışlar kontrol altına alınabileceği gibi, belirli bölümlere
belirli şahısların girişine izin verilip veya verilmeyerek herkesin sadece kendi
izinli olduğu alanda dolaşması sağlanabilir. Kartlı geçiş kontrol sistemlerinde
kullanılan kontrol yazılımları sayesinde birçok girişi ve çıkışı olan binalar kontrol
edilebilmekte ve gerçek zamanlı olarak izlenebilmektedir.
Kartlı Geçiş Sisteminin parçaları aşağıdaki gibidir.
a) Kart Okuyucu: Kart Okuyucular, kartları okuyan cihazlardır. Eğer okuyucuya
okutulan kart, kontrol sistemine tanıtılmış bir kart ise ve o karta yetki verilmiş
ise kart okuyucu kartı okur ve kontrol ettiği kapıyı, turnikeyi, bariyeri vb. giriş
cihazlarının açılmasını sağlar.
b) Kartlı Geçiş Sistemi Paneli: Kart okuyucuları, kapıyı ve sisteme bağlı diğer
aygıtları kontrol eden sistemin beyni konumundadır. Çok çeşitli tipleri
mevcuttur. Genelde kart okuyucu sayısına göre farklılık gösterir.
c) Kartlı Geçiş Sistemi Kontrol Yazılımı: Kişilere yetkilerin atandığı, kimlerin
hangi kapılardan geçtiği hangi kapıdan çıkış yaptığının takip edildiği sistemin
yazılım kısmıdır. Kartlı geçiş kontrol sistemi yazılımı ile geçiş kontrolüne ait
birçok raporlama alınabilir. Ayrıca, giriş ve çıkışlar kişiye ve zamana bağlı olarak
yetkilendirilebilmekte ve sınırlandırılabilmektedir.
d) Elektrikli Kilit: Kartlı geçiş sistemlerinde belirli bir bölgeye giriş çıkış
kapılarının kontrol edilmesini sağlamak için kapılara normal kilit yerine takılan
elektrikli kilit mekanizmalarıdır (EGS, 2013).
24
3.1.3. Dozimetri sistemi
ICRP, bir şahıs için maksimum müsaade edilebilir doz miktarını tek bir yılda 50
mSv veya ardışık 5 yılın ortalaması 20 mSv değerini geçmeyecek şekilde
belirlemiştir.
Radyasyon kaynakları ile yapılan çalışmalarda radyasyona maruz kalan kişilerin
sıhhi güvenliğini sağlamak amacıyla doz ölçümü ve değerlendirmesi için
dozimetrik bir sistem geliştirilmiştir. Bu sistemde değerlendirmeler resmi
kurumlarca belirlenen limit doz değerlerine dayandırılarak, ölçümler ise eşdeğer
radyasyon dozu bilgisini veren kişisel dozimetre cihazlarıyla yapılmaktadır.
Radyasyon güvenliği yönetmeliğine göre yılda 6 mSv’den daha fazla etkin doza
veya göz merceği, cilt, el ve ayaklar için yıllık eşdeğer doz sınırlarının 3/10’undan
daha fazla doza maruz kalma olasılığı bulunan kişilerin kişisel dozimetre
kullanması zorunludur (TAEK, 2000). Dozimetre ölçümlerinin sonuçları, maruz
kalınan dozun yetkili kurumlarca (ülkemizde TAEK) izin verilen maksimum
dozun altında olup olmadığına bakılarak değerlendirilir.
Alfa parçacıkları dış ışınlama ile radyasyon maruziyetinde cilt tarafından doğal
bir zırhlamaya uğradığından; dozimetreler X ışını, gama, beta ve nötron
ışınımlarının doz ölçümlerini yapmak üzere kullanılmaktadır. Dozimetre seçimi
radyasyon tipine (X ışını, gama, beta, nötron), enerji aralığına, ölçüm menziline
ve açısına, dozimetrenin cevap süresine bağlıdır.
Dozimetreler radyasyon dozu bilgisinin okunma mekanizmasına bağlı olarak iki
sınıfta incelenebilir (Afad, 2014):
1- Doğrudan Okunabilen (Aktif) Dozimetreler
Cep Dozimetreleri
o Direkt Okunabilen Cep Dozimetreleri
o Dijital Elektronik Cep Dozimetreleri
25
2- İşlemden Geçirilerek Okunabilen (Pasif) Dozimetreler
Film Dozimetreler
Termoluminesans Dozimetreler (TLD)
Optik olarak Uyarılmış/Optik Uyarmalı Luminesans Dozimetreler
(OSLD)
3.1.3.1. Doğrudan okunabilen (aktif) dozimetreler
Cep dozimetreleri adından da anlaşılacağı gibi kıyafet üzerindeki ceplere
yerleştirilebilen, X ışını veya gama ışınlarına maruz kalma durumlarında anlık
doz bilgisi sağlayabilen dozimetrelerdir. İki çeşit cep dozimetresi vardır
(NDT, 2014).
Direkt Okunabilen Cep Dozimetresi: Bu dozimetreler kalem şeklinde
olduğundan “kalem dozimetre” diye de adlandırılırlar. Bu tip dozimetrelerin
hemen radyasyon cevabı verebilme ve yeniden kullanılabilme gibi avantajlı
özellikleri olsa da, sınırlı doz ölçüm aralığı, kalıcı bir kayıt oluşturamama ve
fiziksel darbelerden kolayca etkilenebilme ve fazla maliyetli olma gibi
dezavantajları da bulunmaktadır.
Dijital Elektronik Cep Dozimetresi: Dijital elektronik cep dozimetreleri,
genellikle Geiger-Müller sayaçları kullanan, doz ve doz hızı gibi bilgileri
kaydedebilme özeliğine sahip olan dozimetrelerdir. Dedektör çıkışındaki doz
bilgisi, önceden belirlenmiş doz limiti değerine ulaşana dek dedektör normal
işleyişini sürdürür. Cihazın programlandığı doz limit değeri, dedektör çıkışında
toplanan radyasyon miktarı bilgisiyle örtüştüğü zaman, dedektör sistemindeki
yükler elektronik ve dijital göstergeli bir sayaçta sayılarak maruz kalınan
radyasyon dozu ve doz hızı görüntülenir (NDT, 2014).
Bazı dijital elektronik dozimetreler sesli alarm sistemi içerirler ve dedektörün
saptadığı her radyasyon olayında kesik kesik seslerle, belirlenen eşik değere
ulaşıldığında ise, sürekli bir alarm sesiyle uyarı verirler. Şekil 3.1’de piyasada
kullanılan bazı kalem dozimetrelere örnekler verilmiştir.
26
Şekil 3.1. Kalem dozimetreleri (Southernscientific, 2013)
3.1.3.2. İşlemden geçirilerek okunabilen (pasif) dozimetreler
Film Dozimetre: Gama ışını, X ışını, beta ve nötron parçacıklarının dozimetrik
ölçümlerinde kullanılabilen bir dozimetredir. Burada, detektör olarak kullanılan
materyal radyasyona duyarlı ince bir film tabakasıdır. Bu film asetat bir tabanın
her iki yüzünü kaplayan jelatin bir emülsiyondan oluşur ve ışık, su buharı (nem)
ve diğer kimyasal buharları geçirmeyen bir zarf içinde yer alır. Her iki taraftaki
emülsiyon tabakası Gümüş-Brom kristalleri içerir. Bu kristaller radyasyona
maruz kaldıklarında gümüş ve brom iyonları arasında elektron alışverişi olur ve
bu olay filmin banyo işlemi sonucu optik kararma olarak gözlenir. Bu optik
kararmanın yoğunluğu da radyasyon şiddetiyle doğru orantılı olarak değişir ve
bu yoğunluk densitometre ile ölçülerek sayısal bir karşılık bulur. Son olarak;
mevcut yoğunluk değeri, daha önce belli enerjilerde bilinen radyasyon miktarıyla
elde edilen kararmaların yoğunluklarıyla karşılaştırılarak radyasyon doz
birimine çevrilir (Shani, 2001).
Şekil 3.2. Film dozimetreleri (Labicenter, 2013)
27
Şekil 3.2’de piyasa da kullanılan bazı film dozimetrelerin resimleri verilmiştir.
Genellikle aylık kontroller yapılmaktadır. Okuma işleminden sonra dozimetre
içindeki film değiştirilir. Ülkemizde bu dozimetrelerin dağıtımı ve okunması
TAEK tarafından yapılmaktadır. Bu dozimetrelerle 0,2 mSv’in altındaki dozlar
ölçülemez.
Termoluminesans Dozimetreler: Film dozimetrelerin yerine sıkça
kullanılmakta olan dozimetrelerdir. Film dozimetreler gibi belirli periyodik
kullanım süreleri vardır ve doz değerlendirmesi için işleme tabi tutulurlar. TLD
katı halde kristallerden oluşan bir tabakadır. İyonlaştırıcı radyasyon kristalle
etkileştikten sonra, kristal ısıtılır ve kristaldeki tuzaklanmış elektronlar
iyonlaştırıcı radyasyon enerjisine eşdeğer bir enerjide görünür ışık fotonu
yayarlar. Isı enerjisiyle tetiklenen bu olay termoluminesans olarak adlandırılır.
Yayılan ışık fotonları fotoçoğaltıcı tüpler aracılığıyla sayılmaktadır. Bu
mekanizmayla elde edilen foton sayısı başta TLD kristali üzerine düşen
radyasyon miktarı bilgisini doğru orantılı olarak temsil eder. Film dozimetrelere
uygulanan optik kararma yoğunluğu işlemleri gibi TLD ler için de parlaklık eğrisi
kullanılarak parlaklık şiddetinin radyasyon dozu karşılığı bulunmaktadır. Foton
sayısının radyasyon miktarıyla lineer artışı radyasyon dozunun
değerlendirilmesinde doz-optik yoğunluk doğrusallığının söz konusu olmadığı
film dozimetrelere göre büyük kolaylık sağlamaktadır. Ayrıca TLD’lerin film
dozimetrelerden en büyük farkları yeniden kullanılabilir olmalarıdır
(Afad, 2014).
Termoluminesans dedektörler 0,1 mSv’e kadar düşük dozları tespit edebilirler
fakat, düşük doz ölçümlerinde yapılan hata daha yüksek dozların ölçümünde
yapılandan daha fazladır. Yüksek dozlardaki hassasiyet %3 iken düşük dozlarda
bu değer %15’e kadar çıkabilmektedir.
Diğer taraftan TLD’lerde doz okumasının sadece bir kez yapılabilmesi, tekrar
ölçüm alınmadan önce sıfırlanmaları gerekliliği ve morötesi ışınlardan
etkilenmeleri de dezavantajlarıdır (Shani, 2001). Şekil 3.3’de Kart ve Yüzük tipi
Termolüminesans dozimetrelere örnek verilmiştir.
28
(a) (b)
Şekil 3.3. (a) Kart ve (b) Yüzük tipi Termolüminesans dozimetreler (Radkor, 2014)
Optik Uyarmalı Luminesans Dozimetreleri: Bu dozimetreler TLD ile
radyasyonla etkileşim mekanizmasında çok büyük benzerlik gösteren, sadece
radyasyon bilgisi alınırken ısı yerine ışığın kullanıldığı bir mekanizmaya
sahip dozimetrelerdir (Bhatt, 2010).
3.1.4. Havalandırma sistemi
HVAC (Isıtma, Havalandırma, İklimlendirme) olarak adlandırılan ısıtma,
havalandırma, iklimlendirme sistemlerinde binanın sıcaklığı çeşitli bölgelere
yerleştirilen klima santralleriyle kontrol edilir. Küçük binalarda sıcaklık her
klima santralinin üzerine takılı basit bir termostatla ayarlanırken, büyük hacimli
binalarda bu klima santrallerinin merkezi bir bilgisayardan kontrol edilmesi
gerekmektedir. Ancak, merkezi kontrol de binanın her tarafının sıcaklığının eşit
düzeyde olmasını sağlayamaz. Bu nedenle, merkezden kontrol edilen her
klimanın, aynı zamanda ısıttığı ya da soğuttuğu bölgenin sıcaklığına göre kendini
ayarlaması gerekir. Bu ayarlama da her klimanın ısıttığı bölgeye ayrı ayrı konulan
kontrolörlerle sağlanır. Tabii her klimayı sıcaklık düzeyine göre çalıştırıp
durduran her kontrol cihazının da yine merkezi bilgisayara bağlı olması gerekir.
Böylece her noktanın sıcaklığı tek merkezden izlenebildiği gibi her noktanın
sıcaklığı da istenilen düzeye ayarlanabilir. Tabii bu arada ısıtma ya da soğutma
yapılırken binada iyi bir havalandırma sağlanabilmesi için havalandırma
kanallarında dolaşan havanın belirli oranlarda dışarıdan alınan taze havayla
karıştırılması, bu karışımın ortamdan alınan toz, sigara dumanı, koku gibi
29
kirleticilerden arındırılması için filtrelerden geçirilmesi, son aşamada da
istenilen sıcaklığa getirilip katlara dağıtılması gerekir (Elektrikport, 2013).
Hızlandırıcı Test Laboratuvarında kullanılan havalandırma sistemleri, optimum
sıcaklığı, nemi ve personelin sağlığını koruyacak özellikte bir hava akımını
sağlamalıdır. Havalandırma sistemi düzenlenirken havalandırma kanallarının ve
fanların büyüklüklerinin ve kanallardaki hava akım hızlarının doğru
hesaplanması büyük önem taşır. Isıtma-soğutma düzenekleri, gürültüyü azaltıcı
düzenekler ve partikül tutucu filtreler havalandırma sistemlerinin diğer önemli
bileşenlerini oluşturmaktadır.
3.1.5. Uyarı, ikaz ve alarm işaretleri
Maruz kalınacak yıllık dozun 1 mSv değerini geçme olasılığı bulunan alanlar
radyasyon alanı olarak nitelendirilir ve radyasyon alanları radyasyon
düzeylerine göre; denetimli ve gözetimli alanlar olarak sınıflandırılır:
a) Denetimli Alanlar: Radyasyon görevlilerinin giriş ve çıkışlarının özel
denetime, çalışmalarının radyasyon korunması bakımından özel kurallara bağlı
olduğu ve görevi gereği radyasyon ile çalışan kişilerin ardışık beş yılın ortalama
yıllık doz sınırlarının 3/10'undan fazla radyasyon dozuna maruz kalabilecekleri
alanlardır (TAEK, 2000).
Denetimli alanların girişlerinde ve bu alanlarda aşağıda belirtilen radyasyon
uyarı levhaları bulunması zorunludur:
1) Radyasyon alanı olduğunu gösteren temel radyasyon simgeleri,
2)Radyasyona maruz kalma tehlikesinin büyüklüğünü ve özelliklerini
anlaşılabilir şekilde göstermek üzere gerekli bilgi, simge ve renkleri taşıyan
işaretler,
3) Denetimli alanlar içinde radyasyon ve bulaşma tehlikesi bulunan bölgelerde
geçirilecek sürenin sınırlandırılması ile koruyucu giysi ve araçlar kullanılması
gerekliliğini gösteren uyarı işaretleri.
30
b) Gözetimli Alanlar: Radyasyon görevlileri için yıllık doz sınırlarının 1/20'sinin
aşılma olasılığı olup, 3/10'unun aşılması beklenmeyen, kişisel doz ölçümünü
gerektirmeyen fakat çevresel radyasyonun izlenmesini gerektiren alanlardır
(TAEK, 2000).
Ayrıca; hızlandırıcı makinenin çalıştırılması esnasında makine odasının giriş
kapılarında, makinenin durumunu gösteren (durma, hazır ve çalıştırma) ışıklı
uyarı panolarının da bulunması gerekmektedir.
3.2. Makine Güvenlik Sistemi
Makine Güvenlik Sisteminin amacı ise, hızlandırıcı test laboratuvarında bulunan
kontrol sistemine ait olan elektronik elemanları, hızlandırıcının çalışması
esnasında ürettiği iyonize radyasyondan korumaktır.
Hızlandırıcılar çalışırken, yüksek enerjili elektronların izledikleri yolu
kaybetmelerinden kaynaklanan radyasyon türleri şunlardır (CCLRC, 2006);
Direkt Bremsstrahlung : Yüksek enerjili elektronlar herhangi bir emici ile
çarpışmaları sırasında Bremsstrahlung fotonları üretilir. Bu fotonların
madde ile etkileşmesi sonucunda elektron-pozitron çiftlerinin üretilmesine
ve elektromanyetik duş yayılmasına yol açarlar (CCLRC, 2006).
Dolaylı Gama : Katı madde kalkanı içinde yüksek enerjili nötron etkileşimin
bir sonucu olarak, ikincil bir alan olarak gama radyasyon alanı oluşur. Bu
alanın, Jenkins tarafından yapılan deneyler sonucunda yüksek enerjili nötron
doz oranının % 25’den biraz fazla olduğu deneysel olarak tespit edilmiştir
(Jenkins, 1979).
Büyük Rezonanslı Nötronlar : Ağır çekirdekler için 4 MeV, hafif çekirdekler
için 12 MeV eşik değerinin üstünde, çekirdekle bir fotonun etkileşmesi
sonucu oluşan uyarılmış bileşiğin bir nötron kaybetmesi sonucu geri
uyarılarak gerçekleşen, büyük rezonanslı (γ,n) reaksiyonları sonucunda
31
buharlaşma nötronları oluşur. İsotoprik dağılıma sahip olan bu nötronların
spektral pik’i 1 MeV’dir ve ortalama 2 MeV’lik bir enerjiye sahiptir (CCLRC,
2006).
Orta Enerjili Nötronlar : Foton enerjisi 25 MeV üzerindeyse Bremsstrahlung
foton emilimi ile çekirdek içinde bir proton-nötron çifti ile 20 MeV ve 100
MeV arasında daha yüksek enerjili nötronlar oluşturulur (CCLRC, 2006).
Yüksek Enerjili Nötronlar : 100 MeV’i aşan enerjileri ile bu nötronlar, yüksek
enerjili fotonlar tarafından başlatılan elektromanyetik sağanağın ayrılmaz
bir parçasıdır (CCLRC, 2006).
3.2.1. Radyasyon dedektörleri
Yüklü parçacıklar, hızlandırıcılarda hızlandırılırken demet hattı yörüngesinde
olmaları istenir. Ama bazı parçacıklar, demet hattından ayrılırlar ve demet hattı
borusuna çarparlar. Böylece; istenmeden meydana gelen bu çarpışmalardan
dolayı ortam radyasyonları (gama ve nötron) meydana gelir, meydana gelen bu
radyasyonlar radyasyon detektörleri ile tespit edilir.
Herhangi bir radyasyon detektörünün çalışması dedekte edilecek radyasyonun
madde içerisinde etkileşme şekline bağlıdır. Radyasyonun madde ile etkileşme
mekanizması parçacığın çeşidine ve enerjisine bağlı olduğu gibi girdiği ortamın
atomunun proton sayısına ve yoğunluğuna bağlı olarak değişir. Bu nedenle, yüklü
ve yüksüz parçacıkların madde ile etkileşmesini ayrı ayrı düşünmemiz
gerekmektedir (Yalçın, 2015).
3.2.1.1. Yüklü parçacıkların madde ile etkileşimi
Yüksek hıza sahip alfa (α) ve beta (β) parçacıkları madde içinden geçerken
maddenin atom ve molekülleri ile çarpışarak enerjilerini kaybederler. Kaybolan
enerji etkileşim ortamındaki madde tarafından soğurulur. Bu olay sonucunda
maddenin atom ya da moleküllerinde iyonizasyon veya uyarılma gerçekleşebilir.
32
Madde içinde bu olayları yaratamayacak kadar düşük enerjisi olan parçacıklar
atom ve moleküller arasında küçük titreşimler yaratarak enerjilerini bırakırlar
(Demir, 2008).
Yüklü bir parçacık madde içerisinde bir uçtan diğer uca geçerken, elektronlar ile
çarpışmalar sonucunda enerjisinin çoğunu kaybeder. Her bir etkileşmede
kaybedilen enerji çok küçük olacaktır. Bu enerji, toplam enerjinin sadece küçük
bir kısmına karşılık geleceğinden, gelen parçacık madde içerisinde bunun gibi
birçok etkileşme yapacaktır. Bunun anlamı, binlerce iyon çiftinin meydana geldiği
iyonlaşmadır.
Yüklü parçacığın madde ile etkileşme mekanizması olan iyonlaşmanın yanı sıra
bir diğer mekanizma elektronların uyarılmasıdır. Gelen ağır yüklü parçacık
iyonizasyon enerjisinden daha büyük enerjiye sahip değilse, bu durum
gerçekleşir. Soğurucu maddenin atom veya molekülü gelen parçacığın enerjisinin
bir kısmını soğurarak daha yüksek bir enerji seviyesine çıkar. Soğurucu maddeye
bağlı olarak uyarılmış atom ya da molekül sonradan görünür bölgede foton ışını
yayınlayarak taban durumuna veya daha düşük enerji seviyesine döner (Yalçın,
2015).
Yüklü parçacıklar öncelikli olarak enerjilerini iyonizasyon ile kaybederler. Bir
parçacığın tek bir elektron ile etkileşmesini düşünürsek, v hızına, M kütlesine ve
ze yüküne sahip parçacık, yükü e ve kütlesi me olan elektronun yakınından b etki
parametresi olmak üzere geçsin (Şekil 3.4).
Şekil 3.4. Ağır yüklü parçacığın elektron ile etkileşmesi (Yalçın, 2015)
33
Elektronun kazandığı enerji, yüklü parçacık ile çarpışmasından aldığı momentum
impulsı hesaplanarak Denklem 3.1'deki eşitlikle bulunabilir.
dxEvedxdxdtEedtEeFdtIp )/()/( (3.1)
Burada elektrona elektrik alanın sadece dik bileşeni etki edecektir. Gauss yasası
kullanılarak yukarıdaki dik E alan ile dx integrali hesaplanabilir. Bu ifade
Denklem 3.1’de yerine yazılarak Denklem 3.2’deki impuls bulunur.
bv
zeIbzedxE
zedxbEAdE
0
2
0
0 22/)2(
(3.2)
Denklem 3.3’de elektron tarafından kazanılan enerjinin nasıl bulunduğu
verilmiştir;
222
0
2
42
222
0
2
422 1
)4(
2
422)(
bcm
ez
vbm
ez
m
pbE
eee
(3.3)
Şekil 3.5. Ağır yüklü parçacığın belli bir yoğunlukta elektron ile etkileşimi (Yalçın, 2015)
Eğer elektronların yoğunluğu Ne ise dx kalınlığında b ile b+db arasındaki
mesafede bulunan elektronlara kaybedilen enerji ise Denklem 3.4 ile hesaplanır
(Şekil 3.5);
b
db
cm
dxNez
m
dbdxbNpdVNbEbdE
e
e
e
ee 22
0
2
422
)4(
4
2
)2()()(
(3.4)
34
Bir malzeme içinden geçen yüklü parçacıkların enerji kaybetme hızına
malzemenin durdurma gücü denir. Durdurma gücü ise, Denklem 3.5 ile ifade
edilir.
min
max
222
0
42
222
0
42
ln)4(
4
)4(
4/
b
b
cm
Nez
b
db
cm
NezdxdE
e
e
e
e
(3.5)
Ağır yüklü parçacıklar için iyonizasyon ve uyarılma ile ortalama enerji kaybı,
1930’larda kuantum mekaniksel olarak Bethe ve Bloch tarafından Denklem
3.6’daki eşitlikle hesaplanmıştır.
2
2
max
22
2
222 2)
2ln(2
I
Wvmz
A
ZcmrN
dx
dE eeea
c
(3.6)
Burada, re elektronun klasik yarıçapı, me elektronun kütlesi, Na Avagadro sayısı, c
ışık hızı, z gelen parçacığın yükü, Wmax bir çarpışmada transfer edilecek
maksimum enerji, I absorblayıcı ortamın ortalama iyonizasyon potansiyeli, Z
atom numarası, A atom ağırlığı, ρ yoğunluğu, δ yoğunluk düzeltmesidir.
Gelen parçacığın hızı, bir ortamı geçerken kaybedilen enerji kaybında önemli rol
oynar. Birkaç farklı parçacık için kinetik enerjinin fonksiyonu olarak enerji kaybı,
Bethe-Bloch formülünün grafiği Şekil 3.6’da verilmiştir (Yalçın, 2015).
Şekil 3.6. Kinetik enerjiye göre durdurma gücünün değişimi (Leo, 1987)
35
Ağır yüklü parçacıklar madde içerisinde ilerlerken yavaşlarlar, enerji kaybındaki
miktar onun kinetik enerjisindeki değişikliğe bağlı olarak değişecektir.
Durmasına yakın daha çok enerji kaybederek daha çok iyonizasyon meydana
getirecektir. Menziline bağlı olarak enerji kaybı Bragg eğrisi (Şekil 3.7) olarak
tanımlanır. Enerjinin çoğu parçacığın yolunun sonunda ortama depolanır. En
sonunda, yüklü parçacık elektron yakalar ve durdurma gücü düşer.
Şekil 3.7. Bir alfa parçacığı için menzilin sonuna doğru enerji kaybı (Loveland, 2006)
Elektron ve pozitron gibi hafif yüklü parçacıklar aynı enerjili ağır yüklü
parçacıklarla karşılaştırıldıklarında kütleleri küçük olduğundan, hızları yüksek
olacaktır. Hızları yani enerjileri yüksek olan beta parçacıkları, atom çekirdeğinin
yakınından geçerken çekirdeğin güçlü Coulomb alanı tarafından frenlenerek
yavaşlatılması sonucu enerji kaybeder. Kaybedilen bu enerji “Bremsstrahlung” ya
da “frenleme radyasyonu” adı verilen sürekli X ışını spektrumu şeklinde görülür.
Bu radyasyon, elektronun ivmeli hareketinden dolayı ortaya çıkar ve çekirdeğin
elektriksel çekimi nedeniyle elektronun izlediği yörüngede sapma meydana
getirir (Demir, 2008).
36
Ortalama enerji kayıp oranı (veya durdurma gücü), dE/dx, Şekil 3.8’de görüldüğü
gibi parçacığın enerjisine bağlıdır. Çok düşük enerjilerde bir pik yaptıktan sonra
dE/dx bir minimuma ulaşır ve sonra “rölativistik artış” denilen ışınımsal
kayıpların önemli olduğu bölgeye geçer. Bethe-Bloch formülü 10 MeV ile 100 GeV
enerji aralığındaki müyonların enerji kaybını tanımlar. Düşük enerjilerde çeşitli
düzeltmeler yapılmalıdır, yüksek enerjiler için ise ışınımsal işlemler önem
kazanır. dE/dx eğrisinin minimuma ulaştığı noktadaki enerjiye sahip müyonlar
veya diğer birim yüklü ( ±1 yüklü) parçacıklara minimum iyonlaşan parçacıklar
denir.
Şekil 3.8. βγ’nın fonksiyonu olarak bakır içinde pozitif müyonların ortalama enerji kaybı (Schlager, 2006)
3.2.1.2. Yüksüz parçacıkların madde ile etkileşimi
Foton, nötron ve nötrino gibi yüksüz parçacıklar madde ile farklı şekilde
etkileşirler.
a) Fotonlar
Fotonların (X ve Gama ışınları) elektriksel yükleri olmadığı için yüklü
parçacıklarda olduğu gibi Coulomb kuvvetine maruz kalmazlar. Fotonlar madde
37
içerisinde ya absorbe olur ya da izlediği yoldan sapar. Bu nedenle de fotonun
şiddeti azalır. Özellikle, gama ışınları atomun elektronları ile etkileşmelerinde
enerjisinin büyük bir kısmını hatta tamamını bir tek olayda kaybedebilir. Gama
ışınlarının yüklü parçacıklarınki gibi menzilleri yoktur.
X ve gama ışınları, madde ile üç temel işlem yoluyla etkileşirler. Bunlar;
çekirdeğin ve çevresindeki atomik elektronların elektromanyetik alanında
elektron-pozitron çifti oluşturmak, atomik elektronlarla Compton saçılması, ve
fotoelektrik olaydır (Şekil 3.9). Fotoelektrik etki düşük enerjili (birkaç yüz keV’e
kadar), çift oluşum yüksek enerjili (5-100 MeV) gama ışınları için baskın işlemdir.
Compton saçılması ise, bu sınırlar arasında gerçekleşmesi en olası işlemdir
(Tsoulfanidis, 1995).
Şekil 3.9. Fotonların madde ile üç temel etkileşimlerine ait bölgelerin foton enerjisi ve atom numarasına bağlı gösterimi (Powsner, 2006) Fotoelektrik olay: Düşük enerjili bir fotonun soğurucu ortamdaki bağlı elektron
tarafından soğurularak Ke kinetik enerjisine sahip bir elektronun
yayınlanmasıdır. Atomun iç tabakalarından elektron yayınlanırsa, dış
tabakalardaki elektronlardan biri, bu daha düşük boş seviyeyi doldurur ve bunun
sonucunda elektronla birlikte X ışını da yayınlanır. Bir atomik elektronun serbest
hale gelebilmesi için gerekli enerji IB ve gelen fotonun enerjisi hν ise enerji
korunumundan, fotoelektrik olayda Denklem 3.7’de verilen Einstein bağıntısı
geçerlidir (Yalçın, 2015);
38
eB KIhvE (3.7)
Fotoelektrik olay, X ışını enerji aralığında (keV) büyük tesir kesitine sahiptir. Bu
tesir kesiti yaklaşık olarak Denklem 3.7 ve Denklem 3.8’deki gibi tanımlanır;
2
2
7
5
cmE
hv
Ze için (3.8)
2
5
cmEhv
Ze için (3.9)
Burada hν gelen fotonun enerjisi, Z soğurucu maddenin atom numarası, σ tesir
kesiti, me elektronun kütlesi ve c ışık hızıdır. Bu etkileşme mekanizması yüksek
atom numaralı atomlar için oldukça önemlidir ve 1 MeV lik foton enerjilerinde
önemini kaybetmektedir.
Compton saçılması: Atomun dış tabaka elektronlarından biri ile bir fotonun
çarpışması esnasında gözlenir. Gelen fotonun enerjisi, çarptığı elektronun
bağlanma enerjisinden oldukça büyüktür. Gelen foton enerjisinin bir kısmını,
çarptığı elektronu yörüngesinden fırlatmak için harcar. Fırlayan elektrona geri
tepme (recoil) elektronu denir. Fotonun geri kalan enerjisi, geliş doğrultusu ile
bir θ açısı yaparak yoluna devam etmesini sağlar. Fotonun saçılma açısı fotondan
elektrona aktarılan enerji miktarına bağlıdır. Compton olayına, enerji ve
momentum korunumu kanunlarını uygulayarak, saçılan foton (ℎʋ’) ve yayınlanan
elektronun enerjileri (Ke) için, Denklem 3.10 ve 3.11’deki bağıntılardan elde
edilir;
2/)cos1(1
cmhvburadahv
vh e
(3.10)
)cos1(1
)cos1(
hvvhhvKe
(3.11)
Burada ℎʋ gelen fotonun enerjisini, ℎʋ’ saçılan fotonun enerjisini, me elektronun
kütlesi, c ışık hızını, θ saçılma açısını, Ke yayınlanan elektronun enerjisidir.
39
Ayrıca, düşük enerjilerde, fotonun serbest bir elektron tarafından esnek saçılması
olayına Thomson saçılması denir. Küçük momentum transferlerinde, atom
içindeki tüm elektronlardan saçılan X ışınlarının genlikleri cohorent olarak
toplanır. Bu şekildeki saçılmaya da Rayleigh saçılması denir. Her iki saçılmada
ortama enerji transferi olmayacaktır. Atomlar ne uyarılır nede iyonize olur,
sadece atomların yönü değişir.
Çift oluşumu: Fotonun elektron-pozitron çiftine dönüşmesi olayıdır. Foton
enerjisinin 1,02 MeV’ den (elektronun durgun kütlesinin iki katı) büyük olduğu
durumlarda meydana gelir. Bu etkileşmede foton daha önce çekirdekte var
olmayan bir elektron-pozitron çifti üretilmesi sonucunda yok olur. Negatif yüklü
parçacık (elektron) enerjisi tükenene kadar çeşitli çarpışmalar yapar. Pozitif
yüklü parçacık (pozitron) ilk karşılaştığı atomun bir orbital elektronuna çarparak
yok olur. Bu olayda enerjileri 511 keV olan ve birbirleriyle 180° açı yapan zıt
doğrultuda iki tane anhilasyon fotonu meydana gelir.
b) Nötronlar
Nötronlar yüksüz parçacıklar olmaları dolayısıyla atomla Coulomb kuvveti
çerçevesinde etkileşime girmezler ve elektronların oluşturduğu kuvvet
alanından kolayca geçerler. Nötronlar aynı enerjiye sahip nükleer parçacıklara
(alfa parçacıkları, pozitron ve elektron) göre malzeme içerisinde daha kolay
mesafe kat ederler (Çakır, 2013). Çekirdek ile etkileşebilmeleri için çekirdeğe en
az 10-13 cm kadar yaklaşmalılardır.
Nötronlar enerjilerine göre 5 farklı şekilde sınıflandırılmaktadır (Smith, 2000);
E > 100 MeV: Yüksek enerjili nötronlar
10 MeV > E > 100 keV: Hızlı nötronlar
1000 eV > E > 0,5 eV: Epitermal nötronlar
0,5 eV > E > 0,005 eV: Termal/Yavaş nötronlar
0,005 eV > E > 0 eV: Soğuk ve ultrasoğuk nötronlar
40
Nötronların madde ile etkileşme şekli büyük ölçüde enerjilerine bağlıdır.
Nötronlar daha önce bahsedildiği gibi, yüksüz parçacıklardır ve madde içinden
geçerken çekirdeğin etrafındaki elektronlarla etkileşmezler. Ancak, madde
içindeki bu atomların çekirdekleriyle etkileşirler. Bu etkileşmelere yol açan
nükleer kuvvet çok kısa menzillidir. Yani, bir etkileşme meydana gelebilmesi için
nötronların çekirdeğe yakın bir noktadan geçmesi gerekir. Çekirdeğin boyutunun
atomun boyutuna kıyasla çok küçük olması nedeniyle, nötronlar düşük etkileşme
olasılığına sahiptir ve madde içinde hiçbir etkileşme yapmadan uzun mesafe kat
edebilirler.
Nötronun madde ile etkileşmesi şu şekillerde meydana gelir:
Elastik çarpışma
Elastik olmayan çarpışma
Nötron yakalanması
Yüklü parçacıkların saçılması
Fisyon
Yüksek enerjili hadron sağanağının üretilmesi
Elastik saçılmada nötron hedef çekirdeğe çarptıktan sonra kinetik enerjisinin bir
kısmını hedef çekirdeğe vererek geliş doğrultusundan sapar ve çekirdekten
uzaklaşır. Bu tür saçılmada kinetik enerji ve momentum korunur ve çekirdeğin
yapısında bir değişiklik meydana gelmez. Elastik saçılma nötron parçacığının
sahip olduğu her enerjide gerçekleşebilir. Elastik saçılmada çekirdek ile nötron
etkileşiminden sonra ayrılan nötron genellikle aynıdır (Kılıç, 2015).
Durgun olan hedef çekirdeğin kütlesi M, geri tepme açısı θ olsun. Laboratuar
sisteminde, hedef çekirdeğe çarpan nötronun enerjisi En ve etkileşme ile
çekirdeğe aktarılan enerji Eçek ile verilsin. Bu durumda, nötron ile hedef
çekirdeğin elastik çarpışması için enerji ve lineer momentum korunum yasaları
uygulandığında, Denklem 3.12’deki oran elde edilir.
𝐸ç𝑒𝑘 =4𝑚𝑀
(𝑚+𝑀)2 𝐸𝑛𝐶𝑜𝑠2θ (3.12)
41
Verilen bu Denklem 3.12 ile geri tepen çekirdeğin geri tepme enerjisi
hesaplanabilir.
Elastik olmayan saçılmada, nötron çarptığı çekirdeğin içine girerek çekirdeğin
fiziksel yapısını değiştirir ve kinetik enerjisinin bir kısmını çekirdeğe vererek,
çekirdeği geliş doğrultusundan farklı bir doğrultuda ve başlangıçta sahip olduğu
kinetik enerjisinden daha küçük bir enerji ile terk eder. Çekirdek bir gama ışını
yayınlayarak sahip olduğu fazla enerjiden kurtulur ve temel enerji düzeyine
geçer. Elastik olmayan çarpışma 1 MeV ve daha yüksek nötron enerjilerinde
gerçekleşir (Smith, 2000).
Tesir kesitinin ≈1/ʋ ile değiştiği durumlarda nötron yakalanması oluşur
(ʋ nötronun hızı). Bu nedenle düşük enerjili nötronların yakalanma ihtimali daha
yüksektir. Gelen nötron çekirdeğin içerisine girebilir ve onunla birleşerek
bombardıman edilen atomun yeni bir izotopunu meydana getirebilir. Bu durum
Denklem 3.13’de verilen reaksiyon bağıntısındaki gibi ifade edilebilir. Bu tip
reaksiyonlarda çekirdek enerjinin fazlasını gama ışını şeklinde yayınlayarak
temel enerji seviyesine geçer (Yaramış, 1985).
𝑛 + 𝑋 → 𝐴 𝑋𝐴+1 + 𝛾 (3.13)
Yüklü parçacıkların saçılmasında, nötronların çekirdekten ayrılmak için öncelikle
Coulomb potansiyelini aşmaları gereklidir. Bu sebeple, bu tip reaksiyonlar
genellikle hafif çekirdeklerde gözlemlenir ve hızlı nötronlar için mümkündür.
(n,α) reaksiyonları diğerlerinden farklı olarak, yeteri kadar ekzotermik
olduklarından, daha düşük enerjili örneğin termik nötronlarla bile meydana
gelebilirler. Bu termik reaksiyonlara örnek olarak, 6Li (n,α) 3T ve 10B (n,α) 7Li
verilebilir (Krane, 1987).
Fisyon olayı ağır bir parçacığın nötron yakalamaları durumunda iki farklı
çekirdeğe dönüşmesi olayıdır. Atomik kütle ne kadar büyükse atomun
çekirdeğindeki parçacıklar arasındaki bağlanma enerjisi o kadar azdır. Başka bir
deyişle ağır bir parçacık küçük iki parçacığa bölündüğünde daha kararlı bir
42
yapıya sahip olur. Çekirdekte bulunan parçacıklar arasındaki çekim kuvvetini
kırmak ve fisyonu gerçekleştirmek için belli bir enerji ihtiyaç vardır. Bu enerji
kritik enerji olarak adlandırılır. Bu kritik enerji nötron soğurulması ile
gerçekleşmektedir. Soğurulan nötron ile fisyon tetiklenir (Lamarsh, 1983).
Yüksek enerji nötronlarla meydana gelen reaksiyonlarda ise, çekirdek içerisinde
tutulan yüksek enerjili (E=100 MeV veya E>100 MeV) nötronlar birçok tipte
parçacık oluşturan sağanağa sebep olabilirler. Bu ayrı ayrı etkileşimlerin tesir
kesitlerinin toplamı nötronun madde ile etkileşiminin olasılığıdır (Yaramış,
1985).
c) Nötrinolar
Zayıf etkileşme bozunumu ile νe, ν, ν gibi üç çeşit nötrino üretilir. Madde ile
çeşidinden bağımsız, zayıf etkileşirler. Bu sebeple çoğu madde içinde çok az
etkileşerek ilerler. Ölçülen tesir kesitleri 10-43 cm2’dir. Nötrinolar güneşte çok
fazla üretilirler, bu sebeple deneysel olarak nötrinoları çalışmak mümkün
olabilir. Nötrinolarda yüksüz olduklarından, dedekte edilebilmeleri için yüklü
parçacıkların üretilmesi gereklidir (Yalçın, 2015).
3.2.2. Güvenlik Kilitleme Sistemi
Güvenlik Kilitleme Sistemi (GKS), hızlandırıcı çalışırken veya çalışmaya
başlamadan önce hızlandırıcı cihazları ve ekipmanları izler ve hatalı durumlara
karşı sistemi korur. Bu sistem; hızlandırıcı cihaz ve ekipmanlarından elde edilen
verilerin analiz edilerek, arızalar meydana gelmeden ve ani duruşlara sebebiyet
verilmeden hızlandırıcı makinelerinin korunmasını sağlar.
Hızlandırıcı Güvenlik Kilitleme sistemleri 3 alt sistem olarak tasarlanmaktadır;
Merkezi Güvenlik Kilitleme Sistemi (MeGKS)
Acil Durum Güvenlik Kilitleme Sistemi (ADGKS)
Demet Hattı Güvenlik Kilitleme Sistemi (DHGKS) (Kago, 2009)
43
MeGKS; Hızlandırıcı tüneli kapılarını, devriye (araştırma) butonlarını, durum
göstergelerini, demet yolu güvenlik kilitleme sisteminden gelen güvenlik
sinyallerini ve radyasyon izleme sistemleri gibi diğer güvenlik sistemlerini
yönetmektedir. MeGKS hızlandırıcı tünelinin giriş/çıkış kontrolünü, arama
onaylarını ve hızlandırıcı operasyonları hakkında göstergelerin kontrolünü
sağlamaktadır (Şekil 3.10). Ayrıca, demet hattı GKS ve acil durum GKS’den gelen
sinyaller ile izin iletim sistemine, e-tabancanın ve RF sistemlerinin çalışması için
gerekli olan izin sinyallerini gönderir (Kago, 2011).
Şekil 3.10. SPRING-8 Radyasyon güvenlik kilitleme sistemi şeması (Kago, 2011)
ADGKS; Hızlandırıcı tünelinde bulunan acil durum durdurma butonlarını izler.
Acil durum durdurma butonlarına basıldığında, bütün izinler iptal edilerek,
sistemin durdurulması sağlanacaktır (Kago, 2011).
DHGKS; Hızlandırıcı tünelinde bulunan elektron demetinin yön değiştirmesini
sağlayan elektromıknatısların akımlarını yönetir. Elektron demetinin, dump’a
(durdurma bölümüne) ulaşıp ulaşmadığından sorumludur. Eğer durdurma
mıknatısı uyarılmamış ise, elektron demeti, demet durdurma bölümünden
sapmıştır (Kago, 2011).
44
3.2.2.1. Merkezi güvenlik kilitleme sistemi
Makine tünelinin güvenliğinin gözlemlendiği ana güvenlik kilitleme sistemidir.
MeGKS’nin PLC’leri güvenlik odasında kuruludur ve uzakta bulunan giriş/çıkış
(RIO) cihazları ile haberleşmek için fiber optik kablolar kullanılmaktadır.
MeGKS’nin donanım yapısında bulunan kapı anahtarları, araştırma butonları,
güvenlik durum göstergeleri (tünel giriş kapılarında), ana demet ayırıcıları,
radyasyon monitörleri ve kontrol panellerinin kontrolünden sorumludur. MeGKS
ile bu güvenlik ekipmanları gözlenmekte, güvenlik durumları değiştirilebilmekte
ve kontrolü yapılan ekipmanlara izin sinyalleri verilebilmektedir. Sistem
konfigürasyonu Şekil 3.11’deki gibi tasarlanmıştır (Kago, 2010). Kapı
kilitlerinden, kapı anahtarlarından, arama butonlarından ve demet yolu güvenlik
birimlerinden gelen sinyaller RIO’lar vasıtasıyla, MeGKS PLC’sine gönderilir.
MeGKS PLC’sine ayrıca radyasyon görüntüleme sisteminden ve sistem
anahtarlarından gelen olumlu sinyaller ile e-tabancasının ve RF sistemlerinin
çalışma izin sinyalleri verilir (Şekil 3.11). Hızlandırıcı merkezinde çalışanları
hızlandırıcının durumu hakkında bilgilendirmek amaçlı olarak kullanılan durum
panellerinin kontrolü yine MeGKS’deki PLC tarafından gerçekleştirilir.
Şekil 3.11. MeGKS konfigürasyon şeması (Kago, 2010)
45
3.2.2.2. Acil durum güvenlik kilitleme sistemi
Bu sistem sadece acil durum durdurma butonlarının durumunu izlemek için
tasarlanmıştır. Acil durum butonları hızlandırıcı tünelinin içerisinde belli
aralıklarla yerleştirilmiş önemli ekipmanlardır. Çünkü, hızlandırıcı
operasyonlarının genel güvenliği sağlamak için kullanılmaktadırlar. Eğer
butonlardan herhangi biri basılı ise, e-tabancasının ve RF sisteminin çalışma
izinlerini iptali ADGKS tarafından MGKS’ye bildirilmektedir. Sistem
konfigürasyonu Şekil 3.12’deki gibi tasarlanmıştır (Kago, 2010). Tünel içindeki
acil durum butonlarının basılı olup olmadığı bilgisi bağlı oldukları RIO’lara
aktarılmakta, daha hızlı bilgi iletimi için de RIO’lar optik kablolarla ADGKS
PLC’sine bağlanmaktadır (Şekil 3.12). Acil durum butonlarının herhangi birine
basılırsa, e-tabancasının ve RF sistemlerinin izin sinyallerini yöneten optik modül
ile e-tabancasının ve RF sistemlerinin çalışma izinleri iptal edilmektedir.
Şekil 3.12. ADGKS konfigürasyon şeması (Kago, 2010)
3.2.2.3. Demet hattı güvenlik kilitleme sistemi
DHGKS, demet anahtarlama noktalarında, bükücü (eğici) mıknatıslarının akım
değerlerini izlemektedir, çünkü bu sistem elektronların durdurma bölgesine
enjekte edilmesini sağlar. Belirlenen e-demetinin akım değeri, belirtilen aralığın
dışında olduğu zaman, sistem e-tabancayı durdurmaktadır. DHGKS, ana PLC
46
(A-PLC), enerji PLC (E-PLC) ve yerel PLC (Y-PLC)’lerden oluşmaktadır (Şekil
3.13) (Kago, 2010).
Güvenlik odasında bulunan ana PLC, her bir yerel PLC’den alınan normal sinyaller
ile elektron demet yolunu kontrol etmektedir. Enerji PLC’sinde aktarma ve
durdurma mıknatıslarından geçecek olan e-demetinin akım değerleri, demetin
özelliğine göre önceden kontrol sistemi yazılımı tarafından otomatik olarak
üretilmektedir. Yerel PLC’lerde, enerji-PLC’sinden gelen bilgiler ile
mıknatıslardan gelen bilgiler karşılaştırılmakta, çıkan sonuçlar Ana-PLC’ye
aktarılmaktadır. Ana PLC’de gelen karşılaştırma sonuçları müsaade edilen değer
aralıkları dışında ise, demet hattının güvenliği bozulduğu (e-demetinde demet
hattından sapmalar meydana geldiğinden) için MGKS’ye e-tabancasının ve RF
sistemlerin çalışma izinlerinin iptali bilgisi gönderilmektedir (Şekil 3.13) (Kago,
2011).
Şekil 3.13. DHGKS konfigürasyon şeması (Kago, 2011)
47
4. MATERYAL VE YÖNTEM
Bu çalışmada, TARLA Makine Güvenlik Kilitleme Sisteminde (MGKS) bulunan
arama ve acil durum butonlarının kontrolü, ışıklı uyarı levhalarının çalışması,
radyasyon güvenlik kapılarının çalışmasının benzetiminde C# programlama dili
kullanılmıştır. TARLA’da çalışan personeli radyasyonun zararlı etkilerinden
korumak için kullanılacak olan radyasyon detektörlerinin çalışma (ölçüm)
aralığını belirlemek ve sabit olarak kullanılacak radyasyon detektörlerinin
yerlerinin belirlenmesinde FLUKA programı ile yapılan optimizasyon
çalışmalarından yararlanılmıştır. Ayrıca; hızlandırıcı, salındırıcı ve
Bremsstrahlung odalarında bulunan arama ve acil durum butonları ile kontrol
odasında bulunan sistemi çalıştırma ve acil durum butonlarının kontrolü,
radyasyon güvenlik kapılarının açılması ve kapanması, hızlandırıcı, salındırıcı ve
Bremsstrahlung odalarının girişlerinde bulunan ışıklı uyarı panolarının
kontrolünün prototip olarak geliştirilmesinde Arduino mikro kontrolcü kartı
kullanılmıştır.
4.1. C# Programı
Bu çalışmada; C# programı, MGKS’de bulunan arama ve acil durum butonlarının
kontrolü, ışıklı uyarı levhalarının çalışması, radyasyon güvenlik kapılarının
çalışmasının kontrolünde kullanılmıştır. Microsoft firması tarafından geliştirilen
C#, 2001 yılında piyasaya sürülmüştür. C# basit, modern, nesne tabanlı ve genel
amaçlı bir programlama dilidir. Tüm metotlar ve içerikleri sınıflar içerisinde
tanımlanır. Gömülü sistemlerde kullanılabilmesinin yanı sıra, Java programlama
diline olan benzerliği ile alternatifi olarak düşünülebilir. C# ile program yazmak
için kullanıcıların bilgisayarlarında .NET Framework SDK (Yazılım Geliştirme
Kiti)’nin kurulu olması yeterlidir (Microsoft, 2014).
C# uygulamalarında, Java da olduğu gibi editörler kullanılarak program yazılır.
Microsoft’un kendisine ait Visual Studio editörü vardır. Bunun dışında Borland
C# Builder, Sharp Developer, Antechinus ve Nini gibi çeşitli editörler
bulunmaktadır. Ayrıca, Microsoftun yeni başlattığı DreamSpark projesi ile birçok
48
yazılım geliştirme ve tasarım araçlarına öğrenci ve akademisyenler ücretsiz sahip
olabilmektedirler. Öğrenci ve akademisyenler https://www.dreamspark.com/
adresinden yukarıda bahsedilen uygulamalardan istediklerini ücretsiz olarak
indirebilirler (Yaşar, 2014). Yukarıda bahsi geçen benzetim programının
yapılmasında DreamSpark projesinden elde edilen Visual C# uygulama
geliştirme aracı kullanılmıştır.
4.2. FLUKA Bilgisayar Kodu
FLUKA parçacıkların geçişi ve maddeyle etkileşmesini inceleyen bir simülasyon
programıdır. UNIX tabanlı işletim sistemlerinde çalışır. Fortran dilinde
yazılmıştır ve Monte Carlo tekniği ile çalışır. Bu program sayesinde parçacıkların
çarpıştırıldığı hedef malzemedeki elektromanyetik ve hadronik süreçleri
incelemek mümkündür. Programda tanımlı 60 farklı parçacık türü mevcuttur.
Hedef malzemeyi belirlerken manuel tanımlama yapılabilir veya programda
kayıtlı kütüphanedeki malzemeler direk kullanılabilir. Proton ve elektron
hızlandırıcılarının zırhlanmasından, hedef tasarımı, kalorimetre, dozimetri ve
dedektör tasarımı, kozmik ışınlar, nötrino fiziği ve radyoterapiye kadar geniş bir
kullanım alanı vardır. FLUKA geniş bir enerji aralığına sahiptir. Simülasyonu
yapılabilen dört temel radyasyon; hadronlar, müonlar, elektron ve fotonlar,
düşük enerjili nötronlardır (Ferrari, 2005). THM’de kullanılacak olan radyasyon
detektörlerinin çalışma (ölçüm) aralığını belirlemek ve sabit olarak kullanılacak
radyasyon detektörlerinin yerlerinin belirlenmesinde FLUKA programı ile
yapılan optimizasyon çalışmalarından yararlanılmıştır.
4.3. Arduino
Arduino, Atmel'in AVR serisi mikrodenetleyicileri üzerine kurulmuş, prototip
oluşturma aşamasını kolaylaştıran, ek genişlemeler için konnektörlere ve bu
konnektörlere takılabilen shield adı verilen eklentilere sahip bir platformdur.
Arduino Windows, MAC ya da Linux işletim sistemiyle çalışan her bilgisayarla
USB (Evrensel Seri Veriyolu) aracılığıyla kolay bir şekilde bağlantı kurabilmekte
49
ve bu işletim sistemlerine verileri hızlı bir şekilde transfer edebilmektedir
(Arduino, 2014).
Arduino, değişik pek çok sensörler vasıtasıyla çevresel veri alabilir ve ışıklar,
motorlar ve diğer aygıtlar sayesinde çevresini etkileyebilir. Shield adı verilen
Arduino ilave devre kartları vasıtasıyla, Wi-Fi, GSM, Ethernet, Motorlar, Hafıza
Kartı gibi pek çok teknolojiyle çok kolay bir şekilde haberleştirilebilmektedir.
Bunun için kullanılacak teknoloji ile ilgili shield, Arduino kartına takılır ve
kullanılmaya başlanır (Kanat, 2015).
Geliştirilen bu elektronik kartlar ile, Processing/Wiring (İşleme/Kablolama) dili
başta olmak üzere Matlab, C#, C++, Flash, MaxMSP vb. diller ile geliştirilen
yazılımlarla haberleştirilerek çevre elemanları ile temel giriş/çıkış uygulamaları
gerçekleştirilebilmektedir.
Çalışmada kullanılan Arduino Mega 2560, 256 KB flaş bellek kapasitesine sahip
bir ATmega2560 Atmel AVR mikro denetleyici kartıdır. 256 KB flaş bellek
kapasitesine ek olarak 8 KB SRAM ve 4 KB EEPROM (Elektrikle silinebilir sadece
okunabilir bellek) bellek kapasitesi de bulunmaktadır. 16 MHz kristal osilatörü
ile zamanlama palslerinin üretildiği kartın kullanımı oldukça basittir. Mikro
denetleyiciye bir bootloader programı yüklenmiş olduğundan programlama
yapmak için ayrıca bir programlayıcıya ihtiyaç bulunmamaktadır. Arduino
programlama dili Java tabanlı bir dildir ve C++’a oldukça yakın bir komut işleme
sistemine sahiptir. Arduino Mega 2560 Mikro Denetleyici Kartının genel
görünümü Şekil 4.1’de gösterilmektedir.
Kart üzerinde 54 sayısal giriş/çıkış portu ve 16 analog giriş portu bulunmaktadır.
Sayısal 54 adet porttan 14 tanesi PWM (Sinyal genişlik modülasyonu) sinyali
sağlayabilmektedir. PWM sinyali servomotorlara devamlı dönüş hareketi
verebilmek üzere kullanılan bir kare dalga sinyalidir. Sinyalin darbe genişliği
kullanıcı tarafından ayarlanabilmektedir. Giriş/çıkış portları 40 mA doğru akım
değeri ile çalışmaktadır (ArduinoTürkiye, 2014).
50
Şekil 4.1. Arduino Mega 2560 Mikrodenetleyici kartı
Bu çalışmada ise; Arduino Mega 2560 kartı, hızlandırıcı, salındırıcı ve
Bremsstrahlung odalarında bulunan arama ve acil durum butonlarının kontrolü,
radyasyon güvenlik kapılarının açılması ve kapanması, hızlandırıcı, salındırıcı ve
Bremsstrahlung odalarının girişlerinde bulunan ışıklı uyarı panolarının
kontrolünün prototip olarak geliştirilmesinde kullanılmıştır.
51
5. ARAŞTIRMA BULGULARI
Radyasyona karşı korunmada ana fikir, tolere edilebilecek dozları bilmek ve
radyasyon alanlarında çalışanların veya çevredeki halkın TAEK tarafından
belirlenen doz limitlerinin üstünde radyasyon almasını önlemektir. Radyasyon
dozu, radyasyon enerjisinin hedef kütleye belli bir sürede aktarılması veya alınan
radyasyon miktarı olarak ifade edilebilir. Radyasyonun hedef kütlede meydana
getireceği etki; radyasyonun çeşidine, doz hızına ve bu doza maruz kalış süresine
bağlıdır. İyonlaştırıcı radyasyonlarla yapılan çalışmalarda sonuca ulaşabilmek ve
zararlı biyolojik etkileri belirleyebilmek için radyasyon dozunun bilinmesi
gerekir. Radyasyondan korunmanın hedefi, radyasyona maruz kalmaya neden
olabilecek faydalı uygulamaları aksatmadan kişilerin maruz kalacağı radyasyon
dozunu mümkün olabildiği kadar düşük düzeye indirerek kişilerin ve çalışan
personelin korunmasını sağlamaktır (Kayaalp, 2012). Radyasyon ışınlamalarını
kontrol etmek ve olabilecek riski en az seviyede tutmak için, uygun teknolojiye,
tekniğe ve cihazlara sahip olmak önemlidir.
Çalışmanın bu kısmında, tez başlığına ve amacına uygun olarak, THM TARLA
tesisi içinde kurulacak olan serbest elektron lazerine ait radyasyon güvenlik
sisteminin sahip olacağı donanımlar belirtilmiş ve ön tasarımı ifade edilmiştir.
Ayrıca yine çalışmanın amacına yönelik olarak personel güvenlik sistemini ve
makine koruma sistemini oluşturan birimlerin çalışma yapıları ayrıntılı olarak
açıklanmıştır. Geçiş kontrolü, kişisel dozimetri sistemi, alan dedektörleri,
radyasyon güvenlik kapıları, havalandırma sistemi, uyarı ve ikaz işaretleri ve
güvenlik kilitleme sistemi başlıkları altında radyasyon güvenlik sistemi tasarımı
açıklanmıştır.
5.1. Personel Güvenlik Sistemi
TARLA’da radyasyon üretildiği sırada, kişilerin sağlığını birinci planda tutan geçiş
kontrolleri, radyasyon kapı kontrolleri PGS tarafından kontrol edilir. Demet
olmasa dahi ölçüm dedektörlerinden elde edilen doz değerlerinin belirlenmesi,
takip edilmesi, doz eşik değerine göre bölgesel giriş izninin/yasağın belirlenmesi
52
ve kişisel radyasyon güvenliği için gerekli olan önlemler yine PGS tarafından
gerçekleştirilir. Ayrıca PGS aktif dozimetrelerden ve TAEK lisanslı pasif
dozimetrelerden elde edilen radyasyon doz değerlerinin belirlenmesi,
kaydedilmesi, takip edilmesi, doz eşik değerine göre bölgesel giriş izni verilmesi
hususlarıyla ilgili kişisel radyasyon güvenliği kontrolünü sağlar. Havalandırma
sisteminde meydana gelebilecek arızaların tespiti ve önlenmesi, herhangi bir
yangın alarm durumunda yangının büyüklüğüne göre en kısa sürede
söndürülmesi veya itfaiye gelinceye kadar kontrol altında tutulması, soğutma
sisteminde meydana gelebilecek kaçakların tespiti ve gerekli alarmların
verilmesi yine PGS tarafından gerçekleştirilecektir.
Bu çalışmada, TARLA PGS’nin ön tasarımı (Şekil 5.1) yapılmıştır. Ön tasarımda;
geçiş kontrolü, radyasyon kapı kontrolü, kişisel dozimetri sistemi, alan
dedektörleri kontrolü, havalandırma sistemi ve yangın alarm alt sistemlerinin,
genel sisteme bağlantıları verilmiştir. Üstelik bu alt sistemlerden gelen veriler
daha sonradan analiz, sorgulama, rapor işlemlerini gerçekleştirmek için bir
veritabanı sunucusunda tutulacaktır. Ayrıca; bu alt sistemlerden gelen veriler
değerlendirilerek, hızlandırıcı durum gösterge panellerinin çalışması, sesli ve
ışıklı uyarı sisteminin çalıştırılması, ani radyasyon ve ortalama doz alarmlarının
verilmesi, havalandırma sisteminin çalıştırılması, RF ve elektron tabancasının
çalıştırılma izinlerinin verilip/verilmeyeceği belirtilmiştir. Bölümün ilerleyen
aşamalarında bu alt sistemler tek tek ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır.
53
Şekil 5.1. TARLA personel güvenlik sistemi tasarımı ve bulunması öngörülen ekipmanlar
5.1.1. Geçiş kontrolü
TARLA’ya giriş-çıkış yapan daimi ve geçici personelin izlenmesi ilk aşamada bina
girişinde bulunacak olan kameralarla yapılmaktadır. Burada ki kameraların
görüntüleri TARLA PGS’deki bilgisayar ile kayıt altına alınmaktadır.
TARLA’nın girişinde bulunan kameralar ile laboratuvara giriş-çıkış yapan
personel, ziyaretçi ve diğer kişiler PGS ile kontrol edilmektedirler. Kamera
sisteminin bağlı olduğu bina güvenlik sisteminde ki görüntüler en az 1 ay süreyle
saklanmaktadır, böylece istenmeyen bir durum meydana geldiğinde sistemde
kayıtlı olan görüntüler incelenerek problemler çözüme kavuşturulmaktadır.
54
TARLA’da kurulu bulunan güvenlik kameralarından alınan görüntüler, bina
güvenlik sisteminin veri tabanında depolanmaktadır. Bu görüntüler, gerçek
zamanlı olarak güvenlik görevlilerinin bulunduğu odada kontrol edilmektedir.
Ayrıca; depolanan görüntüler daha sonra tekrar izlenebilmektedir. Şekil 5.2’de
güvenlik odasında bulunan ve güvenlik görevlileri tarafından 24 saat boyunca
izlenen görüntüler verilmiştir.
Şekil 5.2. Güvenlik odasında bulunan güvenlik kameraları ekran görüntüsü
Kartlı geçiş sistemleri vasıtasıyla belirli bir mahale giriş ve çıkışlar kontrol altına
alınabileceği gibi girişten sonra belirli bölümlere, belirli şahısların girişine izin
verilip verilmeyerek, herkesin sadece kendisine izin verilen alanda dolaşması
sağlanabilir. Kartlı geçiş kontrol sistemlerinde kullanılan kontrol yazılımları
sayesinde birçok girişi ve çıkışı olan binalar kontrol edilebilmekte ve gerçek
zamanlı olarak izlenebilmektedir. Kartlı geçiş sistemlerinde; girişi
sınırlandırılacak alanların girişlerine, manyetik kart okuyucular ile kontrol
edilen kilit sistemleri yerleştirilmektedir.
TARLA’da kullanılan Kartlı Geçiş Sistemini oluşturan parçalar aşağıdaki gibidir.
Kart Okuyucu
Kartlı Geçiş Sistemi
Kartlı Geçiş Sistemi Kontrol Yazılımı
55
a) Kart Okuyucu
Şekil 5.3 (b)’de TARLA laboratuvarının giriş kapısının her iki yönünde de bulunan
RF ile çalışan kart okuyucular bulunmaktadır. Bu kart okuyucular iç mahal veya
dış mahal kullanıma uygun bir yapıdadır. Kart okutulduğunda işitsel indikatörler
kullanıcıyı uyarmaktadır. Kart okuma mesafesi ise 1-2 cm’dir.
(a) (b) Şekil 5.3. (a) TARLA kartlı geçiş sistemi şeması, (b) laboratuvar kapılarında bulunan kart okuyucular
b) Kartlı Geçiş Sistemi
Sistem modüler bir yapıda olup, dijital bilgi işlem tekniğini kullanmaktadır, mikro
işlemci esaslı, kart bilgilerini kontrol paneline, panel üzerinden merkezi güvenlik
bilgisayarlarına aktaran bir yapıdadır. Sistem içinde yer alan kart okuyucular
haberleşme için RS-485 protokolünü kullanmaktadır. Sistem içinde yer alan kart
okuyuculardan birinin arızalanması durumunda bu diğer kart okuyucuların
çalışmasını etkilememektedir. RS-485 protokolünden gelen sinyallerin
bilgisayarda işlenebilmesi için dönüştürücü ile RS-232 protokolüne
çevrilmektedir. Şekil 5.3 (a)’da TARLA kartlı geçiş sisteminin bilgisayara bağlantı
şeması verilmiştir.
c) Kartlı Geçiş Sistemi Kontrol Yazılımı
Kartlı geçiş sistemi kontrol yazılımı, personel sayısının rakamsal karşılığı ne
olursa olsun, iş yerinde çalışan personelin giriş çıkışlarını ve giriş çıkış yaptıkları
56
sistemleri yetkilendirip, denetleyebilmemizi sağlar. Kurumsal, kamusal ya da
şirket bünyesinde, farklı departmanlar da olsun ya da olmasın, çalışan personelin
sadece kendi iş alanlarında faaliyet göstermesini sağlamak ya da çalışanların saat,
gün, hafta ya da ay içerisinde hangi giriş ve çıkış noktalarını, hangi zaman
aralıklarında kullandığını görmeye yarar. Ve tüm bu bilgileri, bölüm, personel
yada giriş/çıkış noktası baz alınarak farklı raporlama seçenekleriyle yetkili
personele sunmaktadır.
TARLA’nın tüm birimlerine daimi ve geçici personelin girişleri için, RF kart ile
giriş ve çıkışlar gerçekleştirilmektedir. Giriş için kullanılan sistem, bazı
bölgelerde çıkış işlemi içinde gerçekleştirilmektir. Böylece çalışanların binaya
giriş ve binadan çıkış tarih ve zamanları, TARLA Personel Güvenlik Sisteminde
bulunan veritabanın da depolanmaktadır. Kartlı geçiş sistemi ile TARLA’ya izinsiz
girişler engellenerek binanın ve hızlandırıcı sisteminin güvenliği sağlanmıştır.
Şekil 5.4’de TARLA PGS kartlı geçiş sistemi yazılımı gerçek-zamanlı olay ekranı
verilmiştir. Burada tanımlı personelin hangi tarihlerde, hangi noktalardan geçiş
yaptığı görülmektedir.
Şekil 5.4. TARLA PGS kartlı geçiş sistemi yazılımı gerçek-zamanlı olay ekranı
TARLA kartlı geçiş kontrol sistemi, ayrıca personelin veya ziyaretçinin,
departman yada grubun hangi saat aralıklarında, hangi giriş ve çıkış
noktalarından giriş ve çıkış yapabileceğinin belirlenmesini de sağlamaktadır.
57
Ziyaretçilerin veya personelin, hangi bölümlere, hangi tarihler arasında giriş
yapabileceği gibi kısıtlamalar, kullanılan yazılım ile gerçekleştirilmektedir.
Bu çalışmada, şu an için birbirinden bağımsız olarak çalışan kamera kontrol
sistemi ile kartlı geçiş sistemlerinin birleştirilerek, geçiş kontrolü adı altında
TARLA PGS’ye entegre edilmesinin, ön tasarımı yapılmıştır.
5.1.2. Kişisel dozimetri sistemi
TARLA’da çalışacak daimi ve geçici personel ile deney yapma amaçlı gelen
ziyaretçilere de bu çalışmaları sırasında kullanacakları radyasyon dozimetreleri
verilmektedir. İnsanlar hızlandırıcı ve deney odalarının bulunduğu bölüme
girerken dozimetre cihazlarını alacaklar ve TARLA PGS’ye giriş kartları ile
kendilerini sisteme tanıtacaklardır. Yine hızlandırıcı ve deney odalarının
bulunduğu bölümden çıktıktan sonra dozimetrelerini, dozimetre okuma
cihazlarına okutacaklar, bu bilgiler TARLA PGS’de bir veritabanında
depolanmaktadır. Böylece çalışan personelin ve ziyaretçilerin yıllık alacakları
doz miktarları kontrol altında tutulmaktadır.
TARLA’da iki tür dozimetri sistemi kullanılmaktadır; aktif DMC 2000 S ve pasif
OSL dozimetri sistemleri. Pasif OSL dozimetrelerinin ölçümleri 2 aylık
periyotlarla yapılmaktadır. Kullanıcının bu 2 aylık dönem içinde maruz
kalabileceği yüksek dozlara karşı kullanıcıyı koruma amaçlı alarm ve benzeri
durumlar için ise DMC 2000 S dozimetreleri kullanılmaktadır. TAEK Türkiye’de
radyasyon ortamının bulunduğu işyerlerinde, TÜRKAK (TÜRK Akreditasyon
Kurumu) yetki belgesine sahip firmaların sağladığı dozimetrelerin (pasif OSL
dozimetre) kullanılmasını şart koşmuştur. Çünkü; bu firmalar kullanılan
dozimetrelerin analizlerini yaptıktan sonra, raporlarını TAEK’e göndermekte ve
bu raporlar TAEK tarafından 30 yıl süreyle saklanmaktadır.
TARLA’da, X ışınlarına ve gama ışınlarına karşı duyarlı olan Mirion Technologies
firmasının ürettiği DMC 2000 S tipi dozimetreler kullanılmaktadır. Geniş bir
enerji aralığında çalışabilen, şok, titreşim ve düşmeye karşı dirençli olan bu
58
dozimetreler, tek başına veya bir dozimetri sistemine entegre edilerek
kullanılabilmektedir. 700 olayı (alarm, hata, durum değişikliği, vb.) tarih ve saat
detaylarıyla EEPROM hafızasında tutabilmektedir. Bu bilgileri aktarmak ve
dozimetre ayarlarına girmek için temas etmeden USB dozimetre okuyucusu LDM
220 ile bilgisayar bağlantısı gerçekleştirilmektedir. Dozimetrenin karakteristiği
genel olarak Çizelge 5.1’de verilmiştir (Mirion, 2014).
Çizelge 5.1. DMC 2000S dozimetrenin karakteristiği
Ölçüm Tipi Gama ve X Işınları
Ölçülen Nicelik Hp(10) Kişisel eşdeğer doz ve kişisel eşdeğer doz hızı
Enerji Aralığı Alan 50 keV − 6 MeV (γ ve X) Tepki ≤ ∓ %20 60 keV − 6 MeV
Ölçüm aralığı Eşdeğer Doz 1μSv − 10Sv Eşdeğer Doz Hızı 1μSv/h − 10Sv/h
Çalışma Sıcaklığı (−)10℃ − (+)50℃ Saklama Sıcaklığı (−)30℃ − (+)71℃ Nem ≤ ∓ %90 Maksimum Doz ≥ 100Sv
Şekil 5.5. TARLA kişisel dozimetri sistemi giriş
Şekil 5.5’de TARLA laboratuvar girişinde DosiCare dozimetri yönetim sistemine
bağlı olan LDM 220 dozimetre okuyucusuna kişisel dozimetre okutularak
personel sisteme giriş yapmaktadır. Aynı şekilde laboratuvardan çıkarken de
kişisel dozimetre, sisteme tekrar okutulmaktadır. Böylece; personelin hangi tarih
59
ve saatlerde laboratuvara giriş-çıkış işlemini gerçekleştirdiği, ne kadar doz aldığı
gibi bilgiler tutulabilmektedir.
DMC 2000 S dozimetreleri MIRION firmasının hazırlamış olduğu bu yazılım
kullanılarak, personelden gerekli olan bilgiler alınır ve kişilere tayin edilir.
Yazılım ile dozimetrenin ekranında kişi isimleri gösterilmesi, kişinin 5 yıl içinde
aldığı doz miktarları grafiksel olarak raporlaması gibi işlemler yapılabilmektedir.
Şekil 5.6. Kişisel dozimetri sisteminin PGS’ye bağlantı şekli (Mirion, 2014)
Bu çalışma ile şu an bağımsız olarak çalışan kişisel dozimetri sisteminin bir
endüstriyel ağ ile TARLA PGS’ye nasıl entegre edileciği gösterilmiştir (Şekil 5.6).
Mirion firmasının DMC 2000 S dozimetrelerinden başka ayrıca yaka dozimetresi
olarak, Optik Uyarmalı Luminesans Dozimetri sistemi kullanılmaktadır. OSL
Dozimetri tekniği ile tüm vücut için X ışını, gama ve beta radyasyonlarının kişisel
doz eşdeğeri (Hp(10)) tayini yapılmaktadır. OSL dozimetresinin ölçüm aralığı
0,05 mSv-10 Sv, foton enerjisi nominal kullanımı (+/- 60o ) ise 12 keV-7 MeV
arasındadır (Radkor, 2014). Şekil 5.7’de TARLA’da pasif olarak kullanılan OSL
dozimetrelerinin görüntüsü verilmiştir.
60
Şekil 5.7. Pasif OSL dozimetrelerinin görünümü (Radkor, 2014)
TARLA’da kullanılan OSL dozimetreleri her 2 ayda bir değiştirilir. Gönderilen
dozimetrelerin ölçümleri TÜRKAK tarafından akreditasyon denetimlerinden
başarıyla geçerek TS EN ISO/IEC 17025 akreditasyon belgesine sahip firma
tarafından analiz edildikten sonra elde edilen veriler raporlanıp TARLA’ya
gönderilmektedir. Ayrıca, verilerin TAEK doz kayıt sistemine aktarılması
işlemleri de firma tarafından gerçekleştirilmektedir.
5.1.3. Alan dedektörleri
Bu çalışmada, hızlandırıcının çalıştığı ve/ya çalışmadığı zamanlarda, hızlandırıcı
laboratuvarının dışında radyasyon dozunun kabul edilebilir sınırların altında
kalmasını sağlamak için Radyasyon İzleme Sistemi (RİS) tasarlanmıştır. RİS;
İyonizasyon, Geiger-Müller ve Nötron alan dedektörlerinden gelen bilgileri
görüntüleme, gelen verilerin depolanması, güvenlik kilitleme sistemine
gönderilecek izin sinyalleri için, kurulması düşünülen bir bilgi akış sistemidir.
RİS’e veri gönderen dedektörler hızlandırıcı laboratuvar duvarlarının iç
bölümüne ve dışına yerleştirilecektir. RİS’de, doz ölçümü noktalarında ve
etrafında doz sınır değeri aşıldığında sistem alarm verecektir.
Bilgi akış sistemi olan RİS; ilki anlık alarm ve ikincisi ortalama doz alarmı olmak
üzere iki tür alarm verecektir. Anlık alarm için düşük ve yüksek olmak üzere
dozun limitleri önceden belirlenecektir. Anlık alarmın düşük seviyesinde “uyarı”
mesajı verilir, yüksek seviyesinde ise elektron tabancası durdurulur. Ortalama
doz miktarı ise, kanunlara göre belirlenen doz limitlerine göre bir yıllık toplanan
ortalama doz miktarı olarak belirlenecektir. TAEK tarafından radyasyon
61
görevlileri için belirlenen bir yıllık doz değeri (20 mSv) aşıldığında, doz
değerlerini toplayan Endüstriyel PC (Bilgisayar) tarafından elektron tabancası ve
RF sistemini durdurmak için alarm verilir.
Şekil 5.8. TARLA Radyasyon İzleme Sistemi için kurulması düşünülen RİS yapısının giriş/çıkış ön tasarımı
Radyasyon İzleme Kontrolcüsü (Şekil 5.8); EPICS (Deneysel Fizik ve Endüstriyel
Kontrol Sistemi) ile yazılacak olan bu programın ana ekranında, her bir
radyasyon dedektöründen gelen doz değerleri burada görülecektir. Özel
renklendirme ile hangi dedektörün yüksek alarm (kırmızı), düşük alarm (mavi),
sınır aşımı (sarı), normal (yeşil), arızalı (mor) ve hata (turuncu) modunda olduğu
görülecektir. Diğer ayar sayfalarında ise radyasyon monitörlerinin bulundukları
konuma ve özelliklerine göre düşük ve yüksek alarm seviyelerinin meydana
geleceği doz değerleri yazılacak ve girilen bu değerlere göre anlık veya ortalama
doz değeri alarmları aktif hale getirilecektir. Programın başka bir sayfasında ise
seçilen radyasyon monitörünün belirlenen süreler içerisinde ölçtüğü doz
değerleri grafiksel olarak gösterilecektir.
Alarm İzleme Endüstriyel PC (Şekil 5.8); Radyasyon İzleme Kontrolcüsünden
aldığı düşük ve yüksek alarm seviyelerine göre ve radyasyon dedektörlerinden
gelen doz değerlerini karşılaştırıp alarm durumlarında Güvenlik Kilitleme
62
Sistemi Endüstriyel PC’ne elektron tabancasının ve RF’lerin durdurulması için
sinyal gönderecektir. Aynı zamanda, kontrol odasındaki ve kontrollü alanlardaki
sesli ve görüntülü ikaz mekanizmaları çalıştırılacaktır.
Veri Toplama Endüstriyel PC (Şekil 5.8); radyasyon dedektörlerinden gelen
verilerin sürekli olarak kayıt altında alınması mecburidir. Bu yüzden Alarm
İzleme Endüstriyel PC’sinden gelen veriler Veri Toplama Endüstriyel PC’si ile
veritabanı sunucusuna aktarılacaktır. Veri Toplama Endüstriyel PC’sinin bir diğer
görevi de ortalama doz miktarı aşıldığı zaman Güvenlik Kilitleme Endüstriyel
PC’ne alarm sinyali göndermek ve sistemin durdurulmasını sağlamaktır. Alarm
durumunda yine kontrol odasındaki ve kontrollü alanda bulunan sesli ve
görüntülü uyarı ekipmanları aktif hale getirilecektir.
Şekil 5.9. TARLA radyasyon dedektörleri yerleşim planı (Kürkçüoğlu, 2012)
63
Şekil 5.9’da TARLA’da kullanılacak olan radyasyon dedektörlerin yerleşim planı
gösterilmiştir. TARLA RİS’de aşağıda belirtilen sayıda radyasyon monitörünün
kullanılması planlanmıştır;
5 adet sabit iyonizasyon odası
10 adet sabit Geiger-Müller dedektörü
3 adet nötron dedektörü
1 adet el-ayak kontaminasyon dedektörü
2 adet taşınabilir Geiger-Müller dedektörü
1 adet taşınabilir kontaminasyon dedektörü
Sabit dedektörlerin bina içerisinde (Şekil 5.9) yerleştirilmesinde hızlandırılan
elektronların kayıp noktaları dikkate alınmıştır. Çünkü hızlandırıcı ve salındırıcı
alanları için varsayılan kayıp noktaları, durdurma, sıkıştırma, yön değiştirme
mıknatıslarının bulunduğu yerlerdir (Nariyama, 2010).
Bu çalışmada ise, radyasyon dedektörlerinin tesis içi yerleşim planı yapıldıktan
sonra, kullanılacak dedektörlerin ölçüm aralığını belirlemek için FLUKA
simülasyon programı kullanılmıştır. TARLA için FLUKA programı ile yapılan
optimizasyon çalışmalarında, elektron demetinin enerjisi 40 MeV,
momentumdaki değişimi (Gaussian dağılım) 0,2 GeV/c, demetin açısal dağılımı
ise 15 mm.mrad olarak alınmıştır. Şekil 5.10’da yapılan optimizasyon çalışması
sonucunda elde edilen radyasyon doz dağılımı gösterilmektedir.
Şekil 5.10. TARLA için FLUKA benzetiminin radyasyon doz değerleri
64
a) İyonizasyon Odası
İyonizasyon odalarının çalışma prensibi; detektörden geçen radyasyonun
içerideki gaz ile etkileşmesi sonucu oluşan iyonların ölçülmesi üzerinedir
(Şekil 5.11). Sisteme giren radyasyon miktarı, oluşan iyon sayısı ile orantılı
olduğundan, kopan elektron sayısı da iyon sayısına bağlıdır. Kopan elektron
sayısı aynı zamanda akım değişimi demektir. O halde sisteme giren radyasyon
miktarı direkt akım değişimiyle tespit edilebilir (Wikipedia, 2014).
Şekil 5.11. İyonizasyon odasının genel yapısını ve çalışma şeklini gösteren çizim (ENS, 2014)
İyonizasyon odaları hızlandırıcı zırhlı bölümlerinin içinde kullanılabilir, çünkü bu
dedektörler zırhlı alandaki yüksek radyasyon değerlerinde çalışabilmektedirler;
yani ölçüm yapabilmektedirler (Beşergil, 2014).
Bu çalışmada, TARLA için FLUKA benzetim programı ile yapılan çalışmanın
sonucu elde edilen Şekil 5.10’daki grafiğe göre, hızlandırıcı, salındırıcı ve
Bremsstrahlung odalarında gözlemlenen radyasyon doz değerleri 1 mSv/h ile
100 mSv/h aralığındadır. Bu yüzden; hızlandırıcı, salındırıcı ve Bremsstrahlung
odaları içerisine monte edilecek (Şekil 5.12) olan iyonizasyon odası tipindeki
radyasyon dedektörlerinin 1-100 mSv/h aralığında doz ölçebilen dedektörler
olması kararlaştırıldı. Ayrıca; çalışma ile gerçekleştirilen benzetim sonuçlarına
göre de, hızlandırıcı odasında üç tane salındırıcı ve Bremsstrahlung odalarında
birer tane iyonizasyon dedektörünün kullanılmasına karar verilmiştir.
65
Şekil 5.12. FLUKA benzetim programına göre sabit iyonizasyon odalarının yerleşimi
Piyasada 1-100 mSv/h aralığında ölçüm yapabilen iyonizasyon odası tipinde
birçok radyasyon dedektörü mevcuttur. Bunlardan bir tanesi de 10 µSv/h ile
10 Sv/h aralığında ölçüm yapabilen Berthold firmasının LB 6701L-H10 tipi
iyonizasyon odasıdır (Şekil 5.13 (a)). Dış kaplaması alüminyumdan yapılmış ve
azot gazı doldurulmuştur. İyonizasyon odası akımı radyasyon doz hızı ile
orantısal olduğu için bu akım, akım/frekans dönüştürücü (LB 3856-24) +11 V ile
darbe frekansına dönüştürülür (Şekil 5. 13 (b)). Akım/frekans dönüştürücüsünü
de çalıştırmak için yüksek gerilim modülü içeren iyonizasyon dedektörüne LB
6703’e monte edilir (Berthold, 2014). Berthold firmasının ürünlerinin
seçilmesinin sebebi ise, istediğimiz değer aralıklarında ölçüm yapan cihazlar
üretmesi ve Almanya’nın Dresden şehrinde bulunan ve ELBE (TARLA ile benzer
yapıda olan) tesisinde daha önceden kullanılmış ve güvenilirliğinin test edilmiş
olmasıdır.
(a) (b)
Şekil 5.13. (a) Berthold firmasının LB 6701L-H10 tipi İyonizasyon odası ve (b) yüksek gerilim modülü (Berthold, 2014)
66
b) Geiger-Müller Dedektörü
Nükleer radyasyonlar (α, β, γ ışınları veya parçacıkları) direkt olarak
hissedilemezler. Bu nedenle madde ile nükleer bozunmaya uğrayan parçacıkların
etkileşmesini ele alan bir ölçüm yönteminin kullanılması gerekmektedir. Bu
amaçla kullanılan birçok metot vardır, ancak en yaygın olanı “Geiger Tüpü” ile
yapılanıdır. Bir Geiger tüpünde radyoaktif bozunmadan ileri gelen parçacıklar
gaz moleküllerini iyonize ederek sayılabilen elektriksel pulslara çevirir. Üç
nükleer radyasyon tipinin hepsi (α, β, γ) bir gazı iyonlaştırma yeteneğine sahiptir.
İyonizasyonun derecesi parçacığın enerjisine ve gaz tarafından soğurulan
radyasyon miktarına bağlıdır (Ege Üniversitesi, 2014).
Geiger-Müller dedektörünün çalışma prensibi; bir radyoaktif kaynaktan
yayınlanan parçacık Geiger-Müller tüpü içine girdiği zaman gaz moleküllerini
iyonlaştırır (Şekil 5.14). Koparılan elektronlar tüpün anot teli tarafından
çekilirler. Tüpün içinde gaz olarak genellikle toplam 100 torr basıncında olan
%90 argon gibi soygaz ve %10 halojen (özellikle bromin) karışımı kullanılır.
Pozitif iyonlar katot tarafından çekilirler. Anot ve katot arasındaki potansiyel
farkı yeteri kadar yüksekse, bu iyonlar diğer gaz atomlarına çarparak onları da
iyonlaştırırlar. Bu şekilde çoğalan iyonlar elektroda ulaşınca onun yükünü
değiştirirler. Yükteki bu ani değişme tel ile silindir arasındaki potansiyel farkını
değiştirir. Uygulanan potansiyel Geiger-Müller bölgesinde ise, telin civarındaki
elektrik alan çok daha büyük olur ve buraya yaklaşan elektronlar bu nedenle
daha fazla gaz atomlarını iyonlaştırırlar. Bu şekilde elektron sayısı ~105 kat artar.
Bu artışa gaz çoğaltması “amplifikasyonu” denir. 1 µs den kısa sürede meydana
gelen, anod etrafındaki bu büyük elektron çığı tel boyunca yayılır ve devreden
kısa süreli bir akım geçer. Bu akım direncin çıkışında ani bir potansiyel
düşmesine (elektrik pulsuna) neden olur. Bu puls bir kondansatör üzerinden
sayıcıya gönderilir. Çıkışta ~100mV’luk sinyal üretilir. Çıkıştaki direnç, akım
pulsunu voltaj pulsuna dönüştürür (Ege Üniversitesi, 2014).
67
Şekil 5.14. Geiger-Müller dedektörünün genel yapısını ve çalışma şeklini gösteren çizim (Wikipedia, 2014)
FLUKA ile yapılan benzetim çalışmasının; Şekil 5.10’daki grafiğine göre,
hızlandırıcı, salındırıcı ve Bremsstrahlung odalarının dışında gözlemlenen
maksimum radyasyon doz değerleri yaklaşık olarak 20 µSv/h. Hızlandırıcı,
salındırıcı ve Bremsstrahlung odalarının dış duvarlarına monte edilecek olan
(Şekil 5.15) Geiger-Müller tipindeki radyasyon dedektörlerinin maksimum
20 µSv/h değerinde doz ölçebilecek dedektörler olmasına karar verilmiştir.
Geiger-Müller dedektörlerinin zırhlı alan dışına konulmasının sebebi ise, yüksek
oranda radyasyon olan bölgelerde çalıştırılamamalarıdır. Çünkü Geiger-Müller
dedektörlerinin yüksek radyasyonda ölü zamanları 50-100 µs aralığındadır.
Geiger bölgesinde çalışan bir odacıktan sürekli bir elektrik iletimi sağlanamaz,
çünkü pozitif yüklenmiş bölge, elektronları anoda doğru yönlendirir. Sonuçta ani
bir puls alınır ve tüpün iletkenliği kaybolur. İletkenlik tekrar başlamadan önce bu
bölgenin yükü, katyonların odacığın duvarlarına göç etmeleri ile kaybolmalıdır.
Tüpün iletken olmadığı “ölü zaman” süresince ışın algılanamaz. Ayrıca; Geiger-
Müller dedektörlerinin yaşam süresi 108-109 sayım kadardır, yani 109’dan fazla
yüklü veya yüksüz parçacık geldiği zaman ölü zaman sürekli hale gelerek,
dedektör ölçüm yapamamaktadır (Beşergil, 2014).
68
Şekil 5.15. FLUKA benzetim programına göre sabit Geiger - Müller dedektörlerinin yerleşimi
Yapılan çalışmanın sonucunda, TARLA’da 10 tane Geiger-Müller tipi radyasyon
dedektörünün kullanılması yeterlidir (Şekil 5.15). Piyasada 20 µSv/h doz
değerlerini ölçebilecek olan farklı firmaların geliştirdiği radyasyon dedektörleri
mevcuttur, bunlardan biri de Berthold firmasının LB 112 tipi mikro gama doz
dedektörleridir (Şekil 5.16). Bu cihaz minimum 0,1 μSv/h ve maksimum 10
mSv/h arasında doz oranlarını ölçmek için tasarlanmıştır. Cihaza en fazla iki adet
LB 6500 probe bağlanabilmektedir. Cihaz üzerinde LCD (Sıvı kristal ekran) ekran
üzerinde basit bir menü ve yazılım tuşları mevcuttur. RS232/RS485 haberleşme
protokolleri ile 3 dijital giriş, 2 analog çıkış, 5 röle çıkışına sahiptir. Böylece
ölçülen değerler, yerel ve geniş alan ağlarıyla kolaylıkla ana bilgisayarlara
iletilebilmektedir (Berthold, 2014). Berthold firmasının ürünlerinin seçilmesinin
nedeni, iyonizasyon odası tipindeki radyasyon dedektörlerinin tercih sebebi ile
aynıdır.
Şekil 5.16. Berthold firmasının ürettiği LB 112 mikro gama doz dedektörü ve LB 6500 probe (Berthold, 2014)
69
c) Nötron Dedektörü
Nötronlar yüksüz olduğundan, nötron dedektöründe bir nötron-iyonizasyon
tanecik dönüştürücüsü bulunur. Gelen nötronlar dönüştürücü malzeme
tarafından yakalanır ve burada nükleer bir reaksiyonla algılanabilecek iyon
tanecikleri meydana gelir.
Nötron dedektörleri orantılı sayıcılardır; çünkü üretilen yükün toplam miktarı,
orijinal nötronlardan çıkarılması gereken yük miktarıyla orantılıdır. Gazlı
dedektörler hem nükleer reaksiyonla çıkarılan termal nötronları, hem de geri
çekilme etkisiyle oluşan hızlı nötronları algılar. Dedektörün duvarı genellikle
0,5 mm kalınlıkta, paslanmaz çelik veya aluminyumdan yapılır; her iki malzeme
de yeterli koruyuculuğu sağlayabilir. Çelik duvarın nötron absorbsiyonu %3 iken,
aluminyumun sadece %0,5 olması, yüksek algılama verimi istendiğinden,
genellikle aluminyum tüpler tercih edilir. Şekil 5.17’de 3He gazı ile doldurulmuş
nötron dedektörünün yapısı gösterilmiştir (Beşergil, 2014).
Şekil 5.17. 3He gazlı nötron dedektörünün genel yapısını ve çalışma şeklini gösteren çizim (Beşergil, 2014)
Yapılan çalışma sonucunda, TARLA’da yine Berthold firmasının ürettiği LB 6411
nötron dedektöründen (Şekil 5.18) 3 tane kullanılmasına karar verilmiştir.
Nötron dedektörleri hızlandırıcı, salındırıcı ve Bremsstrahlung odalarının
tavanının dışına dumpların üzerine gelecek şekilde (Şekil 5.9) monte edilecektir.
Dedektör sistemi çapı 250 mm olan bir küre merkezli He-3 orantılı sayaç
tüpünden oluşmaktadır.
70
Şekil 5.18. Berthold firmasının ürettiği LB 6411 nötron dedektörü (Berthold, 2014)
Dedektör de aynı zamanda, bir yüksek voltaj kaynağı ve bir önyükselteç vardır.
Bu dedektöre, LB 123 UMo (yüzey kirlenmelerini, gama dozu, nötron dozu
değerlerini gösteren standart bir monitördür) direkt olarak bağlanılarak
TARLA’da taşınabilir monitör olarak da kullanılabilecektir.
5.1.4. Radyasyon güvenlik kapıları
Yüksek enerjili hızlandırıcı alanlarında, özellikle elektromanyetik ışınlar ve
nötronlardan oluşan yüksek yoğunluklu ve yüksek enerjili radyasyonlu alanlar
oluşur. Bu radyasyonlu alanlardan korunmak için uygun maddelerden yapılmış
yeterli kalınlıkta kısmen ve tamamen zırhlama yapılarak, radyasyon seviyesi
kabul edilebilir seviyelere zayıflatılabilir. Hızlandırıcının bulunduğu yapının dış
yapısı ile çalışma ortamlarına uygulanan tamamen zırhlamada, zırh dışında
belirlenen dozun maksimum müsaade edilen doz sınırları içinde olmasına dikkat
edilir. Tamamen zırhlamada radyasyonun türü ve demetin enerjisine göre beton,
ağır beton, demir, toprak, çelik, kurşun, polietilen gibi maddeler kullanılabilir
(Sarıyer, 2010). TARLA’da zırh olarak 2 m kalınlığında 3,4 gr/cm3 yoğunluğa
sahip baritli beton kullanılmıştır.
SEL tesislerinde zırhlı alanlara giriş-çıkışlarda kullanılan kapıların, zırh olarak
kullanılan duvarlara benzer özelliklere sahip olması gerekir. Bu çalışmada;
TARLA için ön tasarımı yapılan, PGS tarafından kontrolü yapılacak olan
71
hızlandırıcı, salınım ve Bremsstrahlung odaları için üç adet radyasyon sızdırmaz
kapı bulunacaktır (Şekil 5.19). Bu kapılar daimi ve geçici personeli radyasyonun
zararlı etkilerinden koruyacaktır.
Şekil 5.19. TARLA’da kullanılacak radyasyon gu venlik kapısının o rnek çizimi
Bu kapılar yüksek dozda radyasyonlu odaların giriş ve çıkış kontrollerini
yapabilecek operasyon özelliğine sahip çerçeve ve mekanik aksamları ile
tümleşik bir yapıda olacaktır. Radyasyon kapıları, üst düzey kalitede, radyasyon
önleyici, sismik hareketlere dayanıklı ve hava geçirmeyen donanımlara sahip
olacaktır. Kapılar, elektrikli veya hidrolik açılışlı olacaktır ve olası elektrik
kesintilerinde veya arıza durumlarında, mekanik bir aksam ile açılıp
kapanacaktır. Kapılar bir taşıyıcı ray üzerinde yana doğru kayarak açılacaktır.
Ayrıca, kapılar kapanmaya doğru giderken insan hayatını tehlikeye sokmayacak
ve yaralamayacak hassasiyette koruyucu elektronik emniyet sistemlere sahip
olacaktır. Hızlandırıcı, salınım ve Bremsstrahlung odaları içine konulacak bir dizi
kontrol butonlarına ardı ardına basıldıktan sonra kapı kapanmak için aktif hale
gelecek ve kapanırken sesli ve ışıklı uyarı sistemi çalışacaktır (Şekil 5.20).
Kapıların açılıp kapanması sırasında olası kazaları önlemek için kapıların
yanında el ile kontrolü sağlayacak kontrol mekanizmaları ve acil durum butonları
olacaktır.
72
Şekil 5.20. Radyasyon kapılarının Personel Güvenlik Sistemine bağlantı tasarımı
Yapılan çalışma ile kapı pozisyonunu, sistem arızalarını görüntüleme ve ayar
(kapıyı aç, kapıyı girilen değer kadar aç, kapıyı kapa, kapıyı girilen değer kadar
kapa) işlemleri, kontrol sisteminin uzaktan bağlantı yöntemiyle yerine
getirilmesi kararlaştırıldı. Kontrol sisteminde bulunacak olan bir dijital veya
analog güvenlik kilitleme girişi ile TARLA güvenlik kilitleme sistemine bilgi
gönderilecektir. Çalışmada; Arduino ve C#’la gerçekleştirilen benzetim programı
ile de, kapıların kapanabilmesi için hızlandırıcı odasında bulunan kontrol
butonlarına verilen sıra ve verilen süre içinde basıldıktan sonra hızlandırıcı odası
dışında bulunan kontrol butonuna basılacak ve kapı kapanmaya başlayacaktır.
Aynı işlem salındırıcı ve Bremsstrahlung odaları içinde geçerlidir. Eğer kontrol
butonlarına verilen sıra (şifre) ve verilen süre içinde basılmaz ise kapı
kapanmayacaktır. Kontrol butonlarının kullanılma amacı hızlandırıcı, salındırıcı
ve Bremsstrahlung odalarında sistem çalışmadan önce hiç bir canlının oda
içerisinde kalmadığından emin olmak için yapılan devriye araştırmasıdır.
5.1.5. Havalandırma Sistemi
Hızlandırıcı Test Laboratuvarında havalandırma sistemleri, optimum sıcaklığı,
nemi ve personelin sağlığını koruyacak özellikte bir hava akımını sağlamalıdır.
73
Havalandırma sistemi düzenlenirken havalandırma kanallarının ve fanların
büyüklüklerinin ve kanallardaki hava akım hızlarının doğru hesaplanması büyük
önem taşır. Isıtma-soğutma düzenekleri, gürültüyü azaltıcı düzenekler ve
partikül tutucu filtreler havalandırma sistemlerinin diğer önemli bileşenleridir.
İyonlaştırıcı yeteneğine sahip olan parçacık veya dalga şeklindeki enerji madde
etkileşimi, 1 MeV’den küçük foton enerjilerde fotoelektrik etkileşim, 0,6 MeV ile
4 MeV aralığındaki foton enerjilerinde compton saçılmaları ve 1,022 Mev’den
yüksek foton enerjilerinde ise çift oluşumları gerçekleşir. Bahsi geçen etkileşim
mekanizmaları sonucu, atomlarda oluşan iyonlaşmalar nedeniyle madde
kimyasal olarak aktif hale gelerek kimyasal tepki oluşturma eğiliminde olacaktır.
Radyasyon atmosferde bulunan gazlarla etkileşime girerek bunları iyonlaştırır.
Atmosferde %75,5 oranında azot ve %23,2 oranında oksijen bulunmaktadır.
Radyasyonun bu gazlarla etkileşimiyle azot ve oksijen moleküllerinde
uyarılmalar ve iyonlaşmalarına neden olur. Bu olayla bir dizi kimyasal zincir
reaksiyonlar oluşur. Bu reaksiyon oksijeni, ozona ve azotu, azot oksitlere
dönüştürür. Ozon ve azot oksitler insan sağlığı açısından zararlı ve zehirli
gazlardır (TAEK, 2014).
Ozon solunduğunda akciğerlere zarar verir. Düşük miktarda göğüs ağrısı,
öksürük, nefes darlığı ve boğazda tahrişe neden olur. Astım gibi kronik solunum
yolu hastalıklarını daha da kötüye götürebilir ve solunum yolu enfeksiyonları ile
mücadelede vücudun yeteneğini azaltır. Yüksek dozlarda azot oksitler, doğrudan
doku zehirlenmesine yol açtığı gibi, septik şokla tetiklenen dolaşım sistemi
çöküşüne de katkıda bulunur (Epa, 2014). Ayrıca kronik azot oksit salınımı,
diyabet, multiple skleroz, artrit, ülseratif kolit gibi birçok iltihabi hastalık ve
kanser türüyle ilişkilendirilmiştir (Wikipedia, 2012). Oluşan gazların oranları
iyonlaştırıcı radyasyonun enerjisine bağlı olarak değişiklik gösterir.
Bu çalışma ile TARLA hızlandırıcı, salındırıcı ve Bremsstrahlung odalarında
oluşan ozon miktarını takip etmek için, ortamdaki ozon kaçaklarının ölçülerek
kontrol edilmesini sağlayan ozon dedektörleri kullanılmasına karar verilmiştir.
Bu dedektörler ortam havasında 0,1 ppm (milyonda bir birim) ve üzerinde ozon
74
ölçüldüğünde havalandırma sistemine çalışma izni gönderecektir. Böylece,
ortamdaki ozon değerinin düşmesi için havalandırma sistemini çalıştırılması
tasarlanmıştır.
Bu çalışmada, yukarıda bahsi geçen olay zincirinde TARLA’da çalışan yetkili
personelin etkilenmemesi bakımından hızlandırıcı, salınım, Bremsstrahlung ve
He soğutma odalarına iki basma bir emme olacak şekilde her odaya bağımsız
havalandırma sistemleri yapılması tasarlanmıştır. Emme sistemi basma sistemin
iki katı bir etki oluşturarak bu odaların diğer bölümlere göre daha düşük bir
basınca sahip olmasını sağlayacaktır. Böylelikle, yukarıda adı geçen odaların
haricindeki diğer bölümlere herhangi bir iyonlaşmış gazın girmesi önlenmiş
olacaktır.
Yapılan çalışma sonucunda, TARLA’da kurulacak olan havalandırma sistemi ön
tasarımının (Şekil 5.21) şematik görünümü verilmiştir. Havalandırma sisteminde
kullanılacak olan HEPA (Yüksek Verimli Partikül Hava Filtreleri) ve karbon
filtreler iyonize radyasyon üretebilen üç zırhlanmış birimde (ana hızlandırıcı
bölmesi, serbest elektron lazer odası ve Bremsstrahlung) ve He soğutma
birimleri için ayrı ayrı kullanılacaktır. Her birimin, havalandırma üniteleri ve
filtreleri ayrı olacak ve tek bir baca ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Şekil 5.21. TARLA havalandırma sistemi tasarımı
75
Odalarda hava değiştirme tertibatı zırhlı alanların havasını saatte yirmi defa
değiştirecek kabiliyette olacak ve iyonlaşmış gazların boşaltılması için konulacak
emmeler zemine yakın yerde bulunacaktır. Hızlandırıcı odasının kapalı hacmi
828 m3 olduğundan ve saatte 20 defa hava değişimi yapılacağından bu oda için
hava akış hızı yaklaşık 16600m3/h olacaktır. Salındırıcı odası (553 m3) için
11100m3/h ve Bremsstrahlung odası (157 m3) için 3200 m3/h oranında hava akış
hızı olacaktır.
Havalandırma sisteminde kullanılacak olan HEPA filtreler yüksek etkili partikül
tutucu filtre olarak kullanılacaktır. Aktif karbon filtreler ise gaz moleküllerini
yakalama ve tutma özelliğine sahip galvaniz metalden silindir şeklinde üretilen
ve silindir kartuşlardan oluşmaktadır. Aktif karbon filtrenin yüzeyi milyonlarca
ufak gözenekten oluşmaktadır. Bu gözenekler sayesinde birçok koku yayan
zehirli gazlar yakalanır. İhtiyaç duyulduğunda silindir kapakları açılarak mevcut
karbon kartuşlar değiştirilecektir. Yapılan çalışma sonucunda, TARLA’da 16
kartuşa sahip aktif karbon filtrelerin kullanılması kararlaştırılmıştır.
Ayrıca; Radyasyon bacasının en üst çıkış bölümünde atmosfere bırakılacak olan
kirlenmiş havada bulunan doz hızını ölçmek için Geiger-Müller dedektörü (Şekil
5.21) kullanılacaktır. Burada, ölçülen değer TAEK tarafından belirtilen sınır
değerlerini (yıllık 1 mSv) aşıyor ise gerekli önlemler alınacaktır.
5.1.6. Yangın alarm sistemi
Bir yangından bahsedilebilmesi için öncelikle “yanma” olayı olmalıdır. Yanmanın
gerçekleşebilmesi için 3 faktör gereklidir; yanıcı madde, ısı ve oksijen. Radyasyon
atmosferde bulunan gazlarla etkileşime girerek bunları iyonlaştırır.
Radyasyonun bu gazlarla etkileşimiyle azot ve oksijen moleküllerinde
uyarılmalar ve iyonlaşmalara neden olur. Bu olayla bir dizi kimyasal zincir
reaksiyonlar oluşur. Bu reaksiyon oksijeni, ozona ve azotu, azot oksitlere
dönüştürür.
76
Ozon kararsız bir gazdır ve normal koşullarda oksijene ayrışır. Ancak demir,
bakır, krom gibi elementlerin bulunduğu bir ortamda yüksek sıcaklıkta patlayıcı
olabilir. Mesleki Güvenlik ve Sağlık Ajansı (OSHA) kapalı bir mekânda
bulunmasına izin verilen maksimum ozon miktarını 8 saat için ortalama 0,1 ppm
olarak belirlemiştir (OSHA, 2014).
Bu çalışmada, TARLA’da oluşabilecek yangın durumlarının önceden tespiti ve
büyümeden hemen söndürülmesi için yangın algılama ve uyarı sisteminin (Şekil
5.22) ön tasarımı yapılmıştır. Yangın uyarı sistemi; yangın algılama, alarm verme,
kontrol ve haberleşme fonksiyonlarını ihtiva eden komple bir sistemdir. Şekil
5.22’de TARLA yangın alarm sistemini oluşturan ekipmanlar (Yangın alarm
butonu, sıcaklık dedektörü, duman dedektörü, ozon dedektörü, oksijen
dedektörü ve elektronik siren ve flaşör) ve bunların PGS’ye bağlantı tasarımı
verilmiştir.
Şekil 5.22. TARLA yangın alarm sistemi tasarımı
Sistemde bulunan yangın alarm butonları yangın kaçış yollarında tesis edilir.
Yangın uyarı butonlarının, bir kattaki herhangi bir noktadan o kattaki herhangi
bir yangın uyarı butonuna yatay erişim uzaklığının 60 m'yi geçmeyecek şekilde
yerleştirilmesi gerekir. Tüm yangın uyarı butonlarının görülebilir ve kolayca
erişilebilir olması gerekir (Yangın Yönetmeliği, 2007).
Yapılan çalışma ile sıcaklık dedektörleri 10 m2’den büyük alanlarda tavanda her
10 m’ye bir adet konulmasına karar verilmiştir. Bu dedektörler sıcaklık artış
hızına göre çalışmaktadır. Ortam sıcaklığının 60°C’ye gelmesiyle veya sıcaklığın
77
60 saniyede 30°C artmasıyla çalışacaktır. Alarm durumunda hızlı bir şekilde
elektronik kesme üreterek yangın alarm santraline sinyal gönderilecektir.
Duman dedektörlerinin özellikleri ise, 0,5 mikron ile 10 mikron arasındaki
büyüklüklerdeki duman partiküllerine duyarlı olan, özellikle tüterek yavaş
gelişen dumana çok hızlı cevap verebilen ve ışık saçma prensibiyle çalışan bir
fotoelektrik duman hücresine sahip olan dedektörlerin kullanılmasına karar
verilmiştir.
Elektronik sirenler ise binanın her yerinde, yerden 150 cm yükseklikte ve ses
seviyesi ortalama ortam ses seviyesinin en az 15 dBA (Ağırlıklı desibel) üzerinde
olacak şekilde yerleştirilir. Sesli uyarı cihazlarının 3 m uzaklıkta en az 75 dBA ve
en çok 120 dBA ses seviyesi elde edilecek özellikte olması şarttır. Flaşörler ise
işitme engelli kişilerin bulunma ihtimali olduğu için kullanılacaktır.
Yapılan çalışmada, TARLA hızlandırıcı odasında oluşan ozon miktarını takip
etmek için, ortamdaki ozon kaçaklarının ölçülerek kontrol edilmesini sağlayan
ozon dedektörleri kullanılması kararlaştırıldı. Bu dedektörler ortam havasında
0,1 ppm ve üzerinde ozon ölçüldüğünde havalandırma sistemine çalışma izni
gönderebilir. Böylece ortamdaki ozon değeri düşürülerek yangın riski
azaltılabilir.
Bu çalışma sonucunda, TARLA yangın alarm sisteminde yer alan dedektörler ile
ortamın sürekli oksijen seviyesi ölçülecek. Oksijen seviyesinde belirlenen
değerlerin üzerinde yükselme olursa tasarlanan PGS ile havalandırma sistemi,
otomatik olarak çalıştırılır. Böylece ortamdaki oksijen miktarı olması gereken
seviyede tutulup, yangın riski azaltılır. Yangın söndürme sistemleri; sulu
söndürme sistemleri ve köpüklü, gazlı ve kuru tozlu sabit otomatik söndürme
sistemleri olmak üzere iki türdedir. TARLA, yüksek yangın yüküne ve
yapabilirliğe sahip ve yangının çabucak yayılarak büyümesine sebep olacak
malzemelerin bulunması nedeniyle yüksek tehlikeli yerdir. Yapılan çalışma ile
TARLA’da güç kaynaklarının bulunduğu oda, veri depolama cihazlarının
bulunduğu sistem odaları gazlı ve kuru tozlu söndürme sistemleri ile diğer
78
birimler ise sulu söndürme sistemi ile söndürülmesine karar verilmiştir. Sulu
söndürme sisteminde ise, yangını söndürmek, soğutmayı sağlamak ve gelişen
yangını itfaiye gelinceye kadar sınırlamak amacı ile kurulan ve su püskürtmesi
yapan yağmurlama sistemi kullanılacaktır.
5.1.7. Uyarı ve ikaz işaretleri
Yapılan çalışma sonucunda TARLA laboratuvarında bulunan denetimli ve
gözetimli alanlar Şekil 5.23’de gösterilmektedir. Binanın dışı ve soğutma
sistemlerinin bulunduğu kısım radyasyon gözetimli alan ve binanın diğer iç
kısımları ise, radyasyon denetimli alanlardır.
Şekil 5.23. TARLA laboratuvarı denetimli ve gözetimli radyasyon alanları
Denetimli alanların girişlerinde ve bu alanlarda aşağıda belirtilen radyasyon
uyarı levhaları bulunması zorunludur:
1) Radyasyon alanı olduğunu gösteren temel radyasyon simgeleri
(Şekil 5.24 (a)),
79
2) Radyasyona maruz kalma tehlikesinin büyüklüğünü ve özelliklerini
anlaşılabilir şekilde göstermek üzere gerekli bilgi, simge ve renkleri
taşıyan işaretler.
(a) (b)
Şekil 5.24. (a) Radyasyon alanı olduğunu gösteren temel radyasyon simgesi, (b) Hamilelerin ve hamilelik şüphesi olanların denetimli alanlara giremeyeceğini gösteren işaret
Şekil 5.24 (a) ve (b)’de verilen işaret TARLA’da gözetimli ve denetimli alanların
başladığı noktalara asılır. TARLA denetimli alanlarının girişlerine Şekil 5.25
(a)’da verilen işaretin konulması zorunludur.
(a) (b)
Şekil 5.25. (a) Kişisel Dozimetrelerin kullanılmasının zorunlu olduğunu
gösteren işaret, (b) Radyoaktif Atık Bekletme Deposu işareti
TARLA’da kullanılan ve atılması gereken radyasyona maruz kalmış atıklar,
radyoaktivite ölçümleri yapıldıktan sonra radyoaktif atık malzemenin cinsi,
radyoaktivitesi ve ölçüm tarihi yazılarak özel poşetlere konulur ve radyoaktif
atıkları toplayan kurum personeline teslim edilir. Radyoaktif atıkları toplayan
kurum bu atıkları belirli sürelerde toplamaktadır. Bunun için radyasyona maruz
kalmış atıkların bekletileceği bir depo yapılmıştır. Bu deponun girişine Şekil 5.25
(b)’de gösterilen işaret konulacaktır.
80
5.2. Makine Koruma Sistemi
TARLA makine koruma sisteminin amacı, hızlandırıcı laboratuvarındaki
çalışanları, ziyaretçileri radyasyondan ve hızlandırıcı deneylerinin neden olduğu
diğer tehlikelerden, ayrıca hızlandırıcı laboratuvarında bulunan kontrol
sistemine ait olan elektronik elemanları ise hızlandırıcının çalışması esnasında
üretilen iyonize radyasyondan korumaktır.
Bu çalışmada ön tasarımı yapılan MGKS; personeli ve makine ekipmanlarını
radyasyonun zararlarından korumak için, hızlandırıcı bölümüne erişimi
(giriş/çıkış) kontrol etmek ve personel güvenlik sistemini (araştırma butonları,
radyasyon alan monitörleri, yangın alarm cihazları, vb.) izlemek, sistemin acilen
durdurulmasını gerektiren kesmeleri kontrol etmek ve diğer makine alt
sistemlerinden (vakum sistemi, soğutma sistemi, injeksiyon sistemi, vb.) gelen
sinyalleri yazılımsal olarak işleyip, RF yükselteçler, LLRF (Düşük Seviye Radyo
Frekansı), yüksek voltaj, elektron tabancasına ve 13 MHz pulser’a çalışma izni
vermek için kullanılır (Şekil 5.26). Sistem güvenlik şartlarına uygun olarak
hızlandırıcı sistemindeki izin sinyallerini kontrol ederek sistemin ilk çalışmasını
sağlar. Sistemin çalışması esnasında güvenlik durumu bozulursa, elektron
demetini durdurmak için gerekli olan izin sinyalleri iptal edilir.
Şekil 5.26. TARLA makine güvenlik kilitleme sistemi tasarımı
81
TARLA MGKS tarafından çalışma izninin kontrol edildiği RF yükselteçler,
hızlandırıcı tesisin sahip olduğu tesla tipi süper iletken hızlandırıcı oyuklar için
18 kW değerinde güç sağlayacaklardır. Diğer çalışma izni kontrol edilen 350 kV
DC güç kaynağı (yüksek voltaj) elektron tabancasında elektronların üretilmesi
için kullanılacaktır (Özkorucuklu ve Aksoy, 2011). Modern hızlandırıcılarda
yüksek enerjilere çıkmak için, güçlü RF sistemler kullanılır. LLRF TARLA’da
kullanılacak süperiletken hızlandırıcılardaki bütün oyukların sürülebilmesi için
gerekli olan sinyalizasyon sistemidir. Oyukların doğru frekans-faz-gradyende
çalıştığını kontrol eden LLRF’in çalışma izni MGKS tarafından kontrol
edilmektedir (Aksoy, 2013). MGKS’nin çalışma iznini verdiği 13 Mhz Pulser ise
elektron kaynağından koparılan 250 keV enerjiye sahip elektronların 13 MHz’lik
tekrarlama frekansı ile üretilmesini sağlamaktadır. Elektron tabancasında
üretilen elektronlar, katodun önüne yerleştirilmiş 200 µm’lik ızgara sayesinde
500 ps uzunluğunda demetler haline getirilecektir. Bu ızgaranın kontrolü MGKS
tarafından 25 V’luk gerilim ile yapılacaktır. Izgaraya, 0 V uygulandığında ızgara
kapanacak ve elektron demetlerinin geçişi iptal edilecektir, 25 V uygulandığında
elektronlar paketçikler halinde geçmeye başlayacaklardır.
5.2.1. Makine güvenlik kilitleme sistemi ve özellikleri
MGKS; TARLA’nın güven içinde çalışmasına ve oluşacak sorunlarda ise, hemen
uygun güvenlik algoritmalarını devreye alarak, oluşabilecek büyük arızaların
önüne geçmek amacı ile kullanılacaktır (Kalaycı ve Şekerci, 2013). MGKS, TARLA
kontrol sisteminin önemli bir parçasını oluşturmaktadır.
Tasarlanan MGKS sistemi; kontrol, hazırlık ve çalıştırma olarak üç güvenlik
durumuna sahiptir. Bu güvenlik durumları ile hızlandırıcı, salındırıcı ve
Bremsstrahlung odalarına ve hızlandırıcı operasyonlarının erişimi yapılan bu
çalışma ile kontrol edilebilecektir.
Kontrol güvenlik durumunda, hızlandırıcının çalışmasına izin verilmeyecektir,
personel zırhlı bölümlere rahatlıkla girebilecektir. Personel bu bölüme
girdiğinde, kontrol programının ekranında sistemin durdurulduğu ve
82
hızlandırıcı, salındırıcı ve Bremsstrahlung odalarının kapılarının açık olduğunu
gösteren ikaz mesajları çıkacaktır.
Şekil 5.27. TARLA MGKS arama ve acil durum butonları kontrol benzetimi
Şekil 5.27’de TARLA MGKS için tasarlanan Arama ve Kontrol butonlarının
kontrolünün nasıl yapılacağını gösteren benzetim programının kontrol güvenlik
durumunu gösteren ekran görüntüsü verilmiştir. Hızlandırıcı, Salındırıcı ve
Bremsstrahlung odaları sarı renk ile gösterilmiş ve TARLA personeli kontrol
güvenlik durumunda bu odalara rahatlıkla girebilirler. Şekil 5.27’de görüldüğü
gibi hızlandırıcı odasının içinde 3 tane ve radyasyon kapılarının hemen yanında
1 tane kontrol butonu (gri renkli) bulunmaktadır. Aynı şekilde; salındırıcı ve
Bremsstrahlung odalarının içerisinde 2 tane ve radyasyon kapılarının yanında ise
1 tane kontrol butonu bulunmaktadır. Her iki odanın giriş duvarında bulunan
ışıklı uyarı panellerinde ise sarı renkte “Kontrollü Giriş” ifadesi aktif durumda
olup, TARLA personeli ve diğer yetkili kullanıcıların rahatlıkla bu odalara giriş-
çıkış yapabilecekleri gösterilmektedir.
Çalışmanın diğer bir bölümünü oluşturan hazırlık güvenlik durumu;
hızlandırıcının çalışmasına izin verilmeyen diğer bir durumdur. Sınırlandırılmış
olan bu erişimde, sadece yetkili personelin hızlandırıcı odasına giriş izni verilir.
Hızlandırıcı odasının (A) kapısının kapatılması ve operasyona başlamak için
83
yetkili personel oda içerisinde herhangi bir canlının olup olmadığını kontrol
etmek amacıyla belirtilen kurallar dahilinde ve belirtilen süreler içerisinde,
içerideki kontrol butonlarına (1, 2, 3, 1) ve en son olarak ta radyasyon kapısı
yanındaki kontrol butonuna (4) basarak radyasyon kapısının kapanmasını bekler
(Şekil 5.28). Prototipte hızlandırıcı odası radyasyon kapısının kapatılması için
kontrol butonlarının basılma süresi olarak 10 sn verilmiştir. Bu sürenin aşılması
durumunda hızlandırıcı odası kapısı kapanmamaktadır. Aynı işlem salındırıcı (B)
ve Bremsstrahlung (C) odaları için de geçerlidir, burada kontrol butonlarının
basılış sırası ise 1-2-1-3 olarak belirlenmiştir (Şekil 5.28). Ancak burada önemli
bir husus olan hızlandırıcı kapısı kapanmadan, salındırıcı ve Bremsstrahlung
odalarının kapanmaması sağlanmıştır. Yani salındırıcı veya Bremsstrahlung
odasının kapanması için ilk önce hızlandırıcı odasının kapanması gerekmektedir.
Şekil 5.28. TARLA MGKS Arama ve Acil Durum Butonları Kontrolü prototipi
Çalışmada ayrıca; çalıştırma güvenlik durumuna geçildiğinde artık hızlandırıcı
çalıştırılabilecektir. Ama, EPICS ile yazılmış kontrol programı tarafından
aşağıdaki kontroller yapılacak ve sisteme bağlı cihazlardan gelen sinyaller
normal (istenen değerlere sahip) ise kontrol odasında bulunan operatör sistem
anahtarını kullanarak hızlandırıcının çalışmasını sağlayacaktır.
84
EPICS ile yazılan kontrol programı, hızlandırıcının ilk çalışmasından önce şu
kontrolleri yapar;
Faraday kafesi,
Personel güvenlik sistemi (geçiş kontrolü, radyasyon dedektörleri, vb.),
Kontrol butonları,
Elektron demet hattı (vakum, demet durdurma, soğutma, vb.).
Bu alt sistemlerden gelen sinyallerin Şekil 5.29’da gösterilen TARLA hızlandırıcı
ilk çalıştırma akış diyagramında, kontrol programı tarafından nasıl kontrol
edildiği gösterilmektedir.
86
Şekil 5.30. TARLA hızlandırıcı ilk çalıştırma işlemi şematik gösterimi
Yapılan ön tasarımda, TARLA hızlandırıcı sisteminin ilk çalıştırılması esnasında
kontrol sistemi tarafından yapılan kontroller Şekil 5.30’da gösterilmektedir.
Burada faraday kafesi, kontrol butonları, radyasyon kapısı, radyasyon
dedektörlerinden ve demet hattı bileşenlerinden gelen sinyaller olumlu ise
operatör kontrol odasında bulunan sistem anahtarını çevirecek ve TARLA
kontrol yazılımı ile elektron tabancasının yüksek geriliminin verilmesini
sağlayacaktır.
Yapılan çalışma sonucunda, TARLA MGKS’nin çalışma yapısı üç temel bölüme
ayrılmıştır. Bu bölümler; hızlı durdurma, yavaş durdurma ve uyarı bölümleridir.
Bu parçalı yapı kontrol sisteminden gelen sinyallerin işleme önceliğini tespit
etmek amacı ile kullanılmaktadır.
Hızlı durdurma; hızlandırıcı modüllerinde bulunan LLRF kontrolünden, akım fark
monitörlerinden, demet kayıp monitörlerinden ve acil durum butonlarından
gelen güvenlik kilitleme (interlock) sinyalleri, yüksek öncelikli ve hemen tepki
verilmesi gereken sinyaller olarak düşünülmektedir.
Soğutma sistemi, radyasyon dedektörleri, demet durdurucu, yangın alarm
sistemi ve vakum sisteminden gelecek sinyaller düşük öncelikli sinyaller olarak
değerlendirilecektir ve gerekirse hızlandırıcının yavaş durdurulması
sağlanacaktır.
87
Bunların haricinde oluşan interlock sinyalleri ise üçüncü kategoride (uyarı)
incelenmiştir. Bu üçüncü bölümde toplanan sinyaller, sinyalin kaynağına göre
değerlendirilerek uygun güvenlik algoritması çalıştırılacaktır. Sistem çalışırken
kişisel dozimetri sistemi, oksijen, ozon ve nem dedektörlerinden veya radyasyon
bacasından gelen sinyaller üçüncü bölümde toplanacak sinyallere örnek olarak
verilebilir.
5.2.1.1. Hızlı durdurma
Bu çalışmada yapılan ön tasarımla, TARLA MGKS’nin en önemli parçası olan hızlı
durdurma bölümünde demet kayıp monitörlerinden, akım fark monitörlerinden,
RF koruma sisteminden ve acil durum butonlarından gelen sinyaller yüksek
öncelikli sinyaller olup kesme olarak kullanılacaktır. Kesmeler, bir programın
daha önemli başka bir görevi yerine getirebilmesi için, programın işleyişinin
kesilmesine izin veren bir mekanizmadır. Ön tasarımı yapılan MGKS tarafından
çalıştırılacak olan hızlı durdurma algoritmasında, elektron tabancasının gridini
(ızgara) kapatmak yeterli olacaktır. Çünkü, grid kapanınca üretilen elektronların
demet hattına geçişi engellenmiş olacaktır. Bu işlemin yapılma süresi mümkün
olduğunca hızlı yapılacaktır, ama sistemde kullanılan ekipmanlara göre bu süre
ms veya µs’ler mertebesinde olabilir.
Şu ana kadar TARLA’da yapılan denemeler de bu süre 850 µs -900 µs arasında
gerçekleşmiştir (Kazancı, 2014).
a) Demet Kayıp Monitörleri
Hızlandırıcılarda türlerine bağlı olarak, hızlandırıcı performansını etkileyen
birçok ışın kayıpları oluşabilmektedir. Işın kayıplarının en önemli nedeni, vakum
borularındaki artık gaz ile ışınların etkileşmesidir. Bu etkileşmeler elektronların
ya da artık gaz moleküllerinin çekirdek ile elastik ya da elastik olmayan
saçılmasından kaynaklanır. Bu etkileşmeler elektronların kaybına, ışın ömrünün
azaltılmasına ve yüksek enerjili ikincil parçacıkların (fotonlar, nötronlar)
oluşmasına neden olabilir (Zhukov, 2010).
88
Özellikle; süperiletken magnetlerin kullanıldığı hızlandırıcı makinelerinde,
kayıpların yerini ve büyüklüğünü görebilmek için demet kayıp monitörleri
kullanılır. Burada kullanılan dedektörler, demet borusunun çevresine
yerleştirilir ve boru malzemesi tarafından soğurulmayan yüklü parçacıkları veya
ışınlarını dedekte etmek için kullanılırlar. Demet kayıp monitörü (DKM) olarak
plastik sintilatörler, fotodiyotlar ve fotoçoğaltıcı tüpler kullanılmaktadır.
İçerisine Ar gazı doldurulmuş ince bir boru, tüm demet hattı boyunca paralel
olarak yerleştirilir. Böylece; demette meydana gelecek en ufak elektron kaybı gaz
ile etkileşip, gazı iyonlaştırır. Bu iyonlaşma sırasında elektron-iyon çiftleri oluşur.
Oluşan elektronlar anoda doğru sürüklenir ve bir akım değeri elde edilir
(Tapan, 2013).
Bu çalışmada; TARLA demet hattında bulunacak olan DKM’lerin yerleşim planı
Şekil 5.31’de verilmiştir. Tasarlanan şekliyle demet hattında 12 adet DKM
bulunacaktır. İhtiyaç olduğunda ise; bu DKM’ler kendi içlerinde daha küçük
parçalara bölünebilecektir. Mesela DKM1’in boyu yaklaşık olarak 6 m’dir, burası
1 m’lik küçük parçalara ayrıldığında demet kaybının nerde olduğu daha net
olarak anlaşılabilir. TARLA kontrol yazılımı ile kontrol edilecek olan DKM’lerdeki
demet kayıpları, kontrol yazılımı ekranında orantısal olarak takip edilecektir.
Mesela; DKM2’deki demet kayıp oranı %20’ye yaklaşırsa, bu durum bir kesme
olarak algılanacak ve MGKS tarafından hızlı durdurma algoritması
çalıştırılacaktır. Eğer demet hattındaki kayıplar engellenemez ise hızlandırılmış
elektronlar demet hattındaki ekipmanlara önemli zararlar verebilmektedir.
90
TARLA’da DKM olarak Şekil 5.32’de gösterilen içine Argon gazı doldurulmuş
iyonizasyon tüpleri demet hattına paralel olarak konumlandırılarak kullanılması
planlanmıştır (Kaya, 2012).
Şekil 5.32. İyonizasyon tüpü (Tessco, 2011)
b) Akım Fark Monitörleri
Demet hattı boyunca simetrik aralıklarla yerleştirilen buton elektrotlar
aralarından geçen demetin konumunu ve demetin akımının ölçülmesini sağlar.
Bu yöntem, demetin yükünün belirlenmesi için ek cihazlar gerektirdiğinden
sadece demetin konumunun ve demet kayıplarının ölçülmesinde kullanılır.
Ölçümler demet şiddetinden bağımsızdır.
Şekil 5.33. Demet akım ve konum monitörü (Durpdg, 2013)
TARLA tesisinde demet akımını ölçmede Faraday kabı ve demet konum
monitörleri kullanılacaktır. Demet akımını ölçmede Faraday kabı en kolay
yöntemdir. Ancak, bu ölçüm yöntemi demete zarar vermektedir ve bu nedenle
91
sadece hızlandırıcının sonuna yani demet durdurucunun önüne yerleştirilerek
kullanılacaktır (Özkorucuklu ve Aksoy, 2011).
Demet konum monitörlerinde bulunan buton elektrotlardan alınan sinyaller, ilk
önce elektronik sistemler ile işlenebilecek sinyaller haline getirilir. Daha sonra
EPICS ile yazılmakta olan TARLA kontrol sistemi yazılımı ve sinyal işleme
yöntemleri ile buradan geçecek olan demetin konumu ve akımı ölçülecektir.
TARLA demet hattına yerleştirilecek olan demet konum monitörlerinden elde
edilecek akımlar (Şekil 5.33), kendisinden sonraki veya diğer noktalardaki
akımlar ile yazılımsal olarak karşılaştırılacaktır. Karşılaştırma sonucu elde edilen
veriler arasındaki fark üretilen akımın %5’inden büyük ise kontrol sistemi
tarafından kesme üretilecek ve TARLA MGKS tarafından hızlı durdurma
algoritmasının çalıştırılması sağlanacaktır. Ancak bu kayıp yüzdesi demet
hattının pozisyonuna göre değişiklik gösterebilir (Kaya, 2014).
93
Bu çalışmada, TARLA akım fark monitörleri için tasarlanan yerleşim planı
Şekil 5.34’de gösterilmektedir. Burada 14 adet akım fark modülünün nasıl
konumlandırıldığı gösterilmektedir. Akım fark monitörlerinin kullanılma amacı;
TARLA’da tabancadan çıkan elektron demet akımının hiç bozulmadan dumpa
ulaştırılmasını sağlamaktır. Ama demet hattında özellikle yön değiştirme
mıknatıslarında ve diğer sebeplerle (demetin vakum içindeki atık gazlarla
etkileşmesi, sinkrotron ışıması, vb.) demet kayıpları yaşanır ve bu da demet
akımını etkiler. Ön tasarımı yapılan sistem ile, TARLA’da demet akımı en az 14
farklı noktada takip edilecektir. Mesela 2 numaralı akım fark modülü Linac1’in
girişindeki ve çıkışındaki akım farkını gözlemektedir. Bu akım fark modülleri her
demet konum monitörü arasındaki akım farklarını gözetlemektedir. Sistem akım
fark monitörlerindeki akım farkı, üretilen akımın %5’inden fazla olduğu zaman
kesme üretecektir. Ama burada şöyle bir hata durumu oluşabilir; mesela birbirini
izleyen akım fark monitörlerinde oluşan değer, üretilen akımın %1’i kadar ise
normal kabul edilir. Ama her akım fark monitöründe meydana gelen bu %1’lik
değişim sistem de toplamda %5’lik bir değişime neden olabileceğinden dolayı 13
ve 14 nolu akım fark monitörleri ise daha geniş bir alanı kontrol ederek daha fazla
demet akım farkının oluşmasını engelleyecektir.
Bu çalışmada ayrıca, TARLA demet akım fark monitörlerinin yanı sıra, demet
konum monitörlerinden elde edilen konum değerlerine göre tasarlanan MGKS
kesme üretip, elektron tabancasının gridinin kapanmasını sağlayacaktır. Çünkü
demet izlemesi gereken konumdan fazla sapma gösterirse, demet hattı
bileşenlerine zarar verecektir. TARLA demet hattı borusunun çapı 40 mm’dir,
eğer demetin konumunda yatay veya düşey eksende merkezden 10 mm’lik bir
sapma olursa kesme üretilecektir.
Ayrıca, TARLA demet hattı enjektör kısmında 2 adet demet konum monitörü
kullanılmasının amacı; elektronlar tabancadan çıktıktan sonra yüksek dağılıma
sahip oldukları için konumları tam olarak bilinememektedir. Bu bölgede demet
kayıpları DKM’ler ile takip edilecektir.
94
c) RF koruma sistemi
TARLA Serbest Elektron Lazeri tesisinde, Şekil 5.35’de gösterilen Research
Instruments firması tarafından HZDR (Helmholt - Zentrum Dresden Rossendorf)
ile yapılan lisans anlaşmaları gereği, 3,26 metre uzunluğunda ve sürekli modda
çalışırken 10kW’lık RF gücüne ihtiyaç duyan ve bir metrede 15-20 MeV
hızlandırmaya olanak sağlayan süper iletken RF doğrusal hızlandırıcıları
kullanılacaktır (RI, 2014).
Şekil 5.35. Çift oyuklu RF hızlandırıcı modül (RI, 2014)
Yaklaşık olarak 2 K sıcaklıkta çalışan yüksek güce sahip bu süper iletken RF
hızlandırıcılar, oda sıcaklığından daha düşük değerde çalıştıkları için helyum
soğutma sistemlerine ihtiyaç duyarlar. TARLA’da bu cihazların çalıştırılmasında
ihtiyaç duyulan güç ise 18 kW değerinde güç üreten RF yükselteçler ile
sağlanacaktır. TARLA kullanılacak RF sisteminin blok diyagramı Şekil 5.36’da
verilmiştir.
95
Şekil 5.36. TARLA RF sistemi blok diyagramı (Aksoy,2013)
RF yükselteçlerden elde edilen güç, RF iletim hatları ile süper iletken RF
hızlandırıcılara aktarılacaktır (Özkorucuklu, 2012). RF iletim hatları ile
hızlandırıcı bağlantıları özel olarak üretilen RF pencereler ile yapılmaktadır. Bu
pencerelerin sıcaklık değerleri 40°C’nin üzerine çıkarsa sistemi yavaş durdurmak
gerekmektedir. Hızlandırıcı sistem içindeki helyum basıncı 16 mbar’dan
yüksekse, demet vakum değeri 10-8 mbar’dan düşükse ve RF iletim hatlarının
vakum değeri 10-7 mbar’dan düşükse, MGKS RF yükselteçlerin çalışma iznini iptal
ederek sistemin hızlı durdurulması için kesme oluşturacaktır (Aksoy, 2014).
d) Acil durum butonları
Bu çalışmada ön tasarımı yapılan MGKS’de; hızlandırıcı, salındırıcı,
Bremsstrahlung odalarının içinde ve dışında ayrıca kontrol odasında olmak üzere
yedi adet acil durum butonu bulunacaktır (Şekil 5.37). Bu butonlar makine ve
personel güvenliği açısından önemli ekipmanlardır, çünkü; hızlandırıcı
operasyonlarının durumları ne olursa olsun sistemi gözlemlemek ve radyasyon
96
güvenliğini ve genel güvenliği sağlamak için kullanılırlar. Acil durum butonları
hızlandırıcının çalışmadığı kontrol veya hazırlık durumunda bile aktiftirler.
Şekil 5.37. TARLA acil durum butonlarının yerleşimi
Butonlardan gelen sinyaller EPICS ile MGKS’nde kesme olarak algılanır. Eğer
butonlardan herhangi biri basılı ise, MGKS aracılığıyla e-tabancası gridinin izni
iptal edilerek, hızlandırıcı sisteminin hızlı durdurma prosedürü çalıştırılır.
Şekil 5.38. TARLA salındırıcı odasındaki acil durum butonu kontrolü ekranı
97
Sistem çalışır durumda iken salındırıcı odası dışında bulunan acil durum
butonuna basıldığında sistem otomatik olarak, sistemi hızlı durdurma işlemine
başlar (Şekil 5.38). Benzetim programında hangi acil durum durdurma butonuna
basılırsa buton rengi kırmızıdan siyaha dönmektedir. Ekranın tam ortasında geri
sayım aracı çalışmakta ve oda dışında bulunan ışıklı uyarı panosunda ise “Sistem
Durduruluyor” mesajı aktif hale gelmektedir. Süre bitiminde ise oda kapısının
otomatik olarak açıldığı gösterilmektedir (Şekil 5.39).
Şekil 5.39. TARLA salındırıcı odasındaki acil durum butonuna basıldıktan sonraki durumu gösteren ekran görüntüsü
Prototipde sistemi durdurma süresi 5 sn olarak verilmiştir, ama uygulamada bu
süre en az 20 dakika olacaktır. Çünkü sistem durdurulsa dahi oda içerisindeki
radyasyon miktarının müsaade edilebilir doz değerlerine düşmesi
gerekmektedir, içerideki radyasyon miktarı düşmeden oda kapıları kesinlikle
açılamaz. Salındırıcı odası içindeki sistem durduğu ve kapısı açıldığı için kapı
önündeki ışıklı panoda “Kontrollü Geçiş”i gösteren yeşil led aktif hale gelmiştir
(Şekil 5.40).
98
Şekil 5.40. TARLA salındırıcı odasındaki acil durum butonuna basıldıktan sonraki durum Yalnız, burada şöyle bir fark vardır, salındırıcı veya Bremsstrahlung odasının
içindeki veya dışındaki acil durum butonuna basıldığında sadece salındırıcı veya
Bremsstrahlung odasının işlemi durdurulmaktadır. Ama hızlandırıcı odasına ait
acil durum butonuna basıldığında ise hem hızlandırıcı odası hem de salındırıcı
veya Bremsstrahlung odası için hızlı durdurma prosedürleri işletilmektedir.
Hızlandırıcı odalasındaki acil durum butonlarıyla aynı görev ve yetkiye sahip
kontrol odasında bulunan acil durum butonuna basıldığında, hem hızlandırıcı
odası, hem de çalışıyor ise salındırıcı veya Bremsstrahlung odasının hızlı
durdurma işlemleri çalışır (Şekil 5.41).
99
Şekil 5.41. Kontrol odasında bulunan acil durum butonunun basıldığını gösteren ekran görüntüsü
5.2.1.2. Yavaş durdurma
Ön tasarımı yapılan TARLA MGKS’nin ikinci önceliğe sahip olan yavaş durdurma
güvenlik bölümünde ise, vakum sisteminin, soğutma sisteminin (su, helyum,
azot), radyasyon dedektörlerinin, demet durdurucunun, yangın alarm sisteminin
neden olduğu ve ortalama 500 ms (yaklaşık 1 s ile 1 ms arasında) içinde sistemin
durdurulması gereken kısımdır.
a) Vakum sistemi
TARLA tesisinde elektron tabancasından itibaren optik kavitenin sonuna kadar
10-8 mbar’da ultra yüksek vakuma ihtiyaç duyulmaktadır ve bu ihtiyaç iyon
pompaları (IP) ile sağlanacaktır. Vakum değeri ile basınç değeri ters orantılıdır.
Basınç değerleri ne kadar düşükse, vakum değerleri o kadar iyidir. Mesela 10-13
mbar ile 10-8 mbar arası ultra yüksek vakum, 10-8 mbar ile 10-3 mbar arası yüksek
vakumdur. İyon pompaları genellikle tüm gazları aynı seviyede vakumlayabilirler
ve herhangi bir noktaya monte edilebilirler. Ayrıca herhangi bir havalandırma
veya güç kaybı durumları nedeniyle sistemden izolasyon vanaları ile
ayrılmalarına gerek yoktur. Tesisin elemanları düşünüldüğünde; elektron
100
tabancası ve paketleyiciler için 10-9 mbar mertebesinde vakuma ihtiyaç
duyulduğu görülmektedir. Bu sayede elektronların demet hattı içerisindeki artık
gaz molekülleri ile etkileşimleri ve kayıplar engellenmiş olacaktır. Bu
mertebedeki vakum ise öncelikle kaba pompalar ve sonrasında TMP (Turbo
Moleküler Pompa)’ler ile 10-7 mbar’a kadar vakum alınması, takibinde ise IP’lerin
çalışması ile sağlanacaktır (Özkorucuklu, 2014). Elektron tabancasından itibaren
hızlandırıcı modüllerine kadar olan kısımda toplam 4 IP ve 3 TMP kullanılması
öngörülmektedir (Şekil 5.42).
TARLA tesisinde bulunacak olan vakum sisteminde elektron tabancasından
hızlandırıcı modüllere kadar olan kısımda gerekli olan minimum 10-9 mbar’lık
basınç 10-7 mbar seviyelerine çıkarsa (vakum seviyesi düşer), kontrol yazılımı ile
TARLA MGKS yavaş durdurma prosedürü çalıştırılacaktır.
Hızlandırıcı modüllerinde ise, farklı bir durum söz konusu olmaktadır. Modül
içerisinde vakumlama ihtiyacı, artık gaz molekülleri ile demet arasındaki
etkileşimi önlemekten ziyade; partiküllerin veya yüzey tarafından emilen
gazların neden olabileceği, niyobyum yüzeylerin kirlenmesini engellemek ve
süper iletken özelliklerini sürekli kılmaktır. Bu nedenle ihtiyaç duyulan 10-11
mbar vakuma ancak etkili bir vakumlama ve başarılı bir gaz atımı (outgassing)
işlemi ile erişilebilir. Ayrıca süper iletkenlik özelliğin korunması için ihtiyaç
duyulan helyum soğutma sistemlerinde de 10-6 mbar’lık vakum sağlamak için
ayrı vanalar bulunmaktadır. Ön tasarımı yapılan MGKS’de, salındırıcılara kadar
olan hızlandırıcı kısımlarında tolere edilebilecek en yüksek basınç 10-8 mbar
mertebesindedir ve bu vakum ortamını sağlamak amacıyla 7 IP ve 7 TMP
kullanılması planlanmaktadır (Şekil 5.42). Hızlandırıcı modüllerindeki basınç
oranı da 10-7 mbar seviyelerine çıkarsa MGKS yavaş durdurma işlemini
başlatarak en geç 1 sn içinde e-tabancasının gridinin enerjisini keser.
U25 salındırıcısını ve optik kavitesini içinde barındıran ve DH1 (Demet Hattı 1)
olarak isimlendirilen birinci demet hattında 1x10-10 mbar vakuma ihtiyaç
duyulurken, U90 salındırıcısını ve optik kavitesini içinde barındıran ve
DH2 (Demet Hattı 2) olarak adlandırılan ikinci demet hattı üzerinde 3x10-10
101
mbar vakuma ihtiyaç duyulmaktadır (Özkorucuklu ve Aksoy, 2011). Bu ihtiyaçlar
doğrultusunda ön tasarımı yapılan MGKS’de; DH1 üzerine 7 IP ve 6 TMP ile DH2
üzerine 8 IP ve 6 TMP yerleştirilecektir (Şekil 5.42).
Şekil 5.42. TARLA Vakum sistemi pompa yerleşim planı
102
Elektron tabancasından hızlandırıcı modüllerine, hızlandırıcı modülleri kendi
içinde ve salındırıcı bölümlerinin vakum sistemleri ayrı ayrıdır. Çünkü her
bölümün vakum değerleri birbirinden farklı olduğu için üretilecek kesmelerin
sınır değerleri de her bölüm için farklı olacaktır.
b) Soğutma sistemi
TARLA tesisinde üç farklı (Helyum, Nitrojen ve Su) soğutma yöntemi
kullanılacaktır. Helyum soğutma sisteminin esas amacı TESLA kavitelerini uygun
değer çalışma sıcaklıkları olan 1,8 K’de tutabilmektir. Bunun için gaz olarak
alınan helyum, kompresörler yardımıyla 1,3x104 mbar’lık basınç uygulanarak
önce 4 K’ye, daha sonra 16 mbar’lık basınç uygulanarak 1,8 K’ye düşürülür
(Özkorucuklu ve Aksoy, 2011; Freund ve Antonsen, 1996).
Nitrojen (sıvı azot) soğutma sistemleri ise hızlandırıcı modülleri soğutmada
kullanılacak olan sıvı helyumun transfer hatlarının ve modüller içeresindeki sıvı
helyum kaplarını yalıtmak için kullanılır (Özkorucuklu ve Aksoy, 2011).
Hızlandırıcı modüllerinin içine önce nitrojen basılır ve böylece hızlandırıcı
modülün içerisindeki sıcaklık 77 K düşürülür (ön soğutma). Sonra hızlandırıcı
modüllerine sıvı helyum basılarak modül içi sıcaklık 1,8 K’e kadar düşürülür.
Tesisin geri kalan tüm kısmında ise su soğutma sistemi kullanılması
planlanmaktadır. Bunun için iki kapalı devre soğutma sistemi ve kulesi ile
kompresörler, pompalama üniteleri, atık su depolama ünitesi, vanalar, sensörler
ve diğer birçok elemandan oluşturulmuş özel bir su soğutma sistemi
tasarlanmıştır. Birçok elektriksel ve mekaniksel donanımın soğutulmasında
kullanılacak olan su soğutma sisteminde dikkat edilmesi gereken en önemli nokta
ise, kullanılacak olan suyun iletken olmayan su (NCW) olması gerektiğidir. Ayrıca,
su soğutma sistemine dâhil edilmiş tüm donanımların NCW’ye karşı dirençli
olması da gereklidir (Özkorucuklu ve Aksoy, 2011; Freund ve Antonsen, 1996).
Hızlandırıcı modüllerinin her birinde en az 15 adet sıcaklık kontrolünün yapıldığı
sensörler bulunmaktadır. Ayrıca sıcaklık seviyesinin istenen düzeyde tutulması
103
için sistemdeki basınç değerleri de farklı noktalarda kontrol edilmektedir. TARLA
kontrol yazılımı ile kontrol edilen basınç ve sıcaklık değerlerinde yükselmeler
meydana geldiğinde tolere edilebilen sınır değerleri aşıldığında kompresörler ile
basınç ve dolayısıyla sıcaklık değerleri düşürülecektir. Ama tolere edilebilen
sınırlar aşıldığında ise TARLA kontrol yazılımı kesme üreterek sistemin yavaş
durdurma prosedürleri çalıştırılacaktır. Ayrıca hızlandırıcı modüllerinde, sıcaklık
ve basınç değerlerine ek olarak sıvı helyumun ve nitrojenin seviyelerini ölçen
sensörlerde bulunmaktadır. Kontrol yazılımı ile kontrol edilen helyum ve
nitrojenin seviyesi düşerse, kesme üretilir ve MGKS 1 ms içinde durdurma
işlemini tamamlar.
c) Radyasyon dedektörleri
Hızlandırıcının çalıştığı ve/ya çalışmadığı zamanlarda, hızlandırıcı
laboratuvarının dışında radyasyon dozunun kabul edilebilir sınırların altında
kalmasını sağlamak için Radyasyon İzleme Sistemi kullanılır. RİS İyonizasyon,
Geiger-Müller ve Nötron alan dedektörlerinden gelen bilgileri görüntüleme, gelen
verilerin depolanması, makine güvenlik kilitleme sistemine gönderilecek izin
sinyalleri için kurulması düşünülen bir bilgi akış sistemidir.
Bilgi akış sistemi olan RİS; ilki ani alarm ve ikincisi ortalama doz alarmı olmak
üzere iki tür alarm verecektir (Şekil 5.13). Ani alarm için düşük ve yüksek olmak
üzere dozun limitleri önceden belirlenecektir. Ani alarmın düşük seviyesinde
TARLA kontrol yazılımı ekranında “uyarı” mesajı çıkacaktır. Ani alarmın yüksek
seviyesinde ise, tasarımı yapılan MGKS tarafından elektron tabancasının gridi
kapatılarak elektron demetlerinin hatta girişi iptal edilecektir.
Ortalama doz miktarı ise, kanunlara göre belirlenen doz limitlerine göre bir yıllık
toplanan doz miktarı olarak belirlenecektir. TAEK tarafından radyasyon
görevlileri için belirlenen bir yıllık doz değeri (20 mSv) aşıldığında, doz
değerlerini toplayan endüstriyel PC tarafından kesme üretilerek kontrol sistemi
ile elektron tabancasının ürettiği elektron demetleri, demet hattına
alınmayacaktır.
104
d) Demet durdurucu
TARLA tesisinde düşük nötron üretimi nedeniyle karbon malzemeden imal
edilecek silindirik bir demet durdurucu tasarlanmıştır. Bu demet durdurucu,
5 cm yarıçapa ve demetin ilerleme yönünde 20 cm uzunluğa sahiptir. Demet
durdurucunun tam ortasında ise demetin çarpacağı 2,5 cm yarıçaplı ve 2,5 cm
uzunluklu konik bir açıklık bulunacaktır. Bu sayede oluşması muhtemel ikincil
parçacıklar da demet durducunun içerisinde kalacak ve soğurulacaklardır. Bu
tasarımın kurşun ile zırhlanması ile de zararlı tüm etkiler ortadan kaldırılacaktır
(Biçer, 2012).
Demet durdurucuda durdurulan elektron demetleri, demet durdurucunun
yüksek sıcaklıklarda ısınmasına sebep olur. Demet durdurucuyu soğutmak için
su soğutma sistemi kullanılacaktır. Yapılan ön tasarımla, soğutma sistemindeki
suyun sıcaklığının aşırı yükselmesi durumunda, sisteme bağlı sıcaklık
sensörlerinin kesme üretmesi sağlanır. Üretilen bu kesme ise, MGKS’ye sistemin
yavaş durdurulması işlemini başlatır.
e) Yangın alarm sistemi
TARLA’da oluşabilecek yangın durumlarının önceden tespiti ve büyümeden
hemen söndürülmesi için ön tasarımı yapılan yangın algılama ve uyarı sistemi
kullanılacaktır (Şekil 5.22).
Yapılan çalışma ile sıcaklık dedektörleri 10 m2’den büyük alanlarda, tavanda her
10 m’ye bir adet konulacaktır. Bu dedektörler sıcaklık artış hızına göre
çalışmaktadır. Ortam sıcaklığının 60°C’ye gelmesiyle veya sıcaklığın 60 saniyede
30°C artmasıyla çalışacaktır. Duman dedektörleri 0,5 mikron ile 10 mikron
arasındaki büyüklüklerdeki duman partiküllerine duyarlı olan, özellikle tüterek
yavaş gelişen dumana çok hızlı cevap verebilen ve ışık saçma prensibiyle çalışan
bir fotoelektrik duman hücresine sahip olmalıdır. Ön tasarımı yapılan MGKS ile
alarm durumunda, hızlı bir şekilde elektronik kesme üretilerek yangın alarm
santraline sinyal gönderilecektir. Yangın alarm sisteminde üretilen kesme önce
105
PGS’ye sonrada MGKS’ye iletilerek sistemin yavaş durdurulma işlemi
başlatılacaktır.
5.2.1.3. Uyarı sistemi
TARLA MGKS’nin diğer bir parçası da uyarı sistemidir. Kişisel dozimetri
sisteminden, havalandırma sisteminden ve nem dedektörlerinden alınan
sinyaller, TARLA kontrol sistemi yazılımı tarafından işlendikten sonra, sistem
kullanıcı ekranlarında çıkacak olan uyarı mesajlarına göre gerekli işlemler
yapılacaktır. Bu bölümde diğer bölümlerin (hızlı ve yavaş durdurma) aksine
hızlandırıcı sisteminin durdurulmasına gerek yoktur.
a) Kişisel dozimetri sistemi
TARLA’da, aktif DMC 2000 S ve pasif OSL dozimetri sistemleri olmak üzere, iki
tür dozimetri sistemi kullanılmaktadır. Pasif OSL dozimetrelerinin ölçümleri iki
aylık periyotlarla yapılmaktadır. Kullanıcının bu iki aylık dönem içinde maruz
kalabileceği yüksek dozlara karşı kullanıcıyı koruma amaçlı alarm ve benzeri
durumlar için ise anlık doz ölçen DMC 2000 S dozimetreleri kullanılmaktadır.
Yapılan çalışmada, aktif dozimetri sistemi ilk önce PGS’ye (Şekil 5.26), PGS’de
MGKS’ye bağlanmaktadır. TARLA kontrol yazılımı ile personelin almış olduğu
yıllık ortalama doz oranı 20 mSv geçmesi durumunda ilgili personelin doz
kayıtları incelenerek, hatalı bir kullanım varsa personel uyarılır ve gerekirse
personel şua iznine çıkarılır.
b) Havalandırma sistemi
Hızlandırıcı Test Laboratuvarında havalandırma sistemleri, optimum sıcaklığı,
nemi ve personelin sağlığını koruyacak özellikte bir hava akımını sağlamalıdır.
Havalandırma sistemi düzenlenirken havalandırma kanallarının ve fanların
büyüklüklerinin ve kanallardaki hava akım hızlarının doğru hesaplanması büyük
önem taşır.
106
Yapılan çalışmada, TARLA hızlandırıcı odasında oluşan ozon miktarını takip
etmek için, ortamdaki ozon kaçaklarının ölçülerek kontrol edilmesini sağlayan
ozon dedektörleri kullanılması tasarlanmıştır. Bu dedektörler ortam havasında
0,1 ppm ve üzerinde ozon ölçüldüğünde ön tasarımı yapılan MGKS ile
havalandırma sistemine çalışma izni gönderilecektir. Böylece ortamdaki ozon
değerinin düşmesi için havalandırma sistemini çalıştırılacaktır.
Şekil 5.21 TARLA’da kurulacak olan havalandırma sistemi ön tasarımının şematik
görünümü verilmiştir. Radyasyon bacasında bulunan Geiger-Müller
dedektöründen gelen doz değerleri TARLA kontrol sistemi tarafından işlenecek
ve TAEK tarafından belirtilen sınır değerlerini (yıllık 1 mSv) aşıyor ise uyarı
sinyali verilecektir. Böylece sistemin genel bakımları dışında kontrol sisteminden
gelen uyarılar doğrultusunda havalandırma sistemindeki hepa ve karbon filtreler
kontrol edilecek, gerekli görülürse filtre değişimi yapılacaktır.
c) Nem dedektörleri
SEL üretiminde en önemli yardımcı donanımlardan biride soğutma sistemleridir.
Bir SEL tesisi düşünüldüğünde farklı bileşenlerde farklı soğutma yöntemleri
kullanıldığı görülmektedir. Bunlar; su soğutma sistemi, nitrojen soğutma sistemi
ve helyum soğutma sistemi olarak gösterilebilir.
Helyum soğutma sisteminin esas amacı TESLA kavitelerini uygun değer çalışma
sıcaklıkları olan 1,8 K’de tutabilmektir. Nitrojen soğutma sistemleri ise
hızlandırıcı modülleri soğutmada kullanılacak olan helyumun transfer hatlarının
ve modüller içerisindeki helyum kaplarını yalıtmak için kullanılır. Tesisin geri
kalan tüm kısmında ise su soğutma sisteminin kullanılması planlanmıştır. Bunun
için iki kapalı devre soğutma sistemi ve kulesi ile kompresörler, pompalama
üniteleri, atık su depolama ünitesi, vanalar, sensörler ve diğer birçok elemandan
oluşturulmuş özel bir su soğutma sistemi tasarlanmıştır. Birçok elektriksel ve
mekaniksel donanımın soğutulmasında kullanılacak olan su soğutma sisteminde
dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ise, kullanılacak olan suyun iletken
olmayan su olması gerektiğidir. Ayrıca su soğutma sistemine dâhil edilmiş tüm
107
donanımların NCW’ye karşı dirençli olması da gereklidir (Özkorucuklu ve Aksoy,
2011).
Bu çalışma için yapılan sıcaklık ve nem kontrolü prototip cihazı ile su soğutma
sisteminde meydana gelebilecek kaçakların tespiti yapılabilecektir. PGS’ye bağlı
bulunacak bu dedektörlerle sisteme gelen arıza sinyalleri ile sistemde olabilecek
olan su kaçakları daha fazla büyümeden önlenebilecektir.
Şekil 5.43. TARLA sıcaklık ve nem kontrolü ekran görüntüsü
TARLA su soğutma sistemindeki kaçakların tespiti için kullanılacak olan nem ve
sıcaklık sensörlerinin kontrolü için yazılan programda anlık olarak ortamdaki
nem ve sıcaklık değerleri ölçülebilecektir. Prototipte şu anda sadece iki tane nem
sensöründen gelen değerler takip edilmektedir (Şekil 5.43). Sıcaklık ve nem
kontrolü devresinde Arduino UNO mikro kontrolcü kartı, DHT-11 ısı ve nem
sensörleri ve diğer yardımcı elektronik elemanlar kullanılmıştır.
108
6. TARTIŞMA VE SONUÇLAR
THM TARLA radyasyon güvenlik sistemin de bulunan personel güvenlik sistemi
ile tesiste çalışanların ve tesis çevresinde bulunan halkın sağlığı birinci planda
tutulmuştur. Bu amaçla, tesise herkesin kolayca giremeyeceği geçiş kontrol
sistemi oluşturulmuştur. Geçiş kontrol sistemi ile tesisin iç ve dış her bölgesi
kameralar ile izlenmekte ve bu görüntüler bina güvenlik sisteminde
depolanmaktadır. TARLA’nın tüm birimlerine daimi ve geçici personelin girişleri
için, RF kart ile giriş ve çıkışlar gerçekleştirilmektedir. Giriş için kullanılan sistem,
bazı bölgelerde çıkış işlemi için de uygulanmaktadır. Böylece; çalışanların binaya
giriş ve binadan çıkış tarih ve zamanları, TARLA PGS’de bulunan veritabanında
depolanmaktadır. Kartlı Geçiş Sistemi ile TARLA’ya izinsiz girişler engellenerek,
binanın ve hızlandırıcı sisteminin güvenliği sağlanmıştır.
TARLA’da çalışacak daimi ve geçici personel ile deney yapma amaçlı gelen
ziyaretçilere de çalışmaları sırasında kullanmaları için radyasyon dozimetreleri
verilecektir. TARLA’da; aktif DMC 2000 S ve pasif OSL dozimetri sistemleri olmak
üzere iki tür dozimetri sistemi kullanılacaktır. Pasif OSL dozimetrelerinin
ölçümleri iki aylık periyotlarla yapılmaktadır. Kullanıcının, bu iki aylık dönem
içinde maruz kalabileceği yüksek dozlara karşı kullanıcıyı koruma amaçlı alarm
ve benzeri durumlar için ise ayrıca DMC 2000 S dozimetreleri kullanılacaktır.
Pasif dozimetreler iki ay kullanıldıktan sonra yetkili firma tarafından analizleri
yapılacak ve raporları 30 yıl süreyle saklanmak üzere TAEK’e gönderilecektir.
Hızlandırıcının çalıştığı ve/ya çalışmadığı zamanlarda, hızlandırıcı
laboratuvarının dışında radyasyon dozunun TAEK tarafından belirlenen kabul
edilebilir sınırların altında olması gerekir. Bu yüzden, TARLA için Şekil 5.13’de
gösterilen radyasyon izleme sistemi tasarlanmıştır. RİS’de bilgi akışı için, ani ve
ortalama doz alarmı olmak üzere iki tür alarm tasarlanmıştır. Her iki alarm
durumunda da tasarlanan sistem otomatik olarak elektron tabancasının ve RF
sisteminin durdurulması için PGS’ye kesme gönderecektir. Ayrıca; her bir
radyasyon dedektöründen gelen doz değerlerine göre, ilgili dedektörün yüksek
109
alarm, düşük alarm, sınır aşımı, normal, arızalı ve hata durumları, sistem
operatörleri tarafından rahatlıkla görülebilecektir.
Hızlandırıcı tesislerinde bina içerisine yerleştirilen sabit dedektörlerin yerlerinin
belirlenmesinde elektronların kayıp noktaları dikkate alınmaktadır. Çünkü
hızlandırıcı, salındırıcı ve Bremsstrahlung alanları için varsayılan kayıp noktaları;
durdurma, sıkıştırma ve yön değiştirme işlemlerinin yapıldığı alanlardır. Bu
çalışmada, Şekil 5.14’de verilen çizim ile TARLA’da bulunacak olan dedektörlerin
yerleşim yerleri gösterilmiştir.
Ayrıca, FLUKA programı ile yapılan optimizasyon çalışmaları sonucu elde edilen
radyasyon doz değerleri dağılımını gösteren Şekil 5.15’deki grafiğe göre
hızlandırıcı odasının içerisinde gözlemlenen değerler 1-100 mSv/h aralığındadır.
Bu ölçüm aralığını kapsayan ve TARLA ile benzer özelliklerdeki diğer hızlandırıcı
tesislerinde de kullanılan Berthold firmasının 10 µSv/h – 10 Sv/h aralığında
ölçüm yapabilen LB 6701L-H10 tipi iyonizasyon dedektörlerinden toplamda
5 tane kullanılacaktır (Şekil 5.17).
Şekil 5.15’deki grafiğe göre, hızlandırıcı odasının dışında ise gözlemlenen
maksimum radyasyon doz değeri ise yaklaşık 20 µSv/h’dır. TARLA’da yerleşim
planı Şekil 5.20’de verilen 10 adet Geiger-Müller tipi radyasyon dedektörü
kullanılacaktır. Nötron dedektörleri ise elektronların durdurulduğu dump
alanlarının (hızlandırıcı, salınım ve Bremsstrahlung) tam üstünde (Şekil 5.14)
çatı kısmına monte edilmek üzere 3 adet kullanılacaktır.
TARLA hızlandırıcı, salındırıcı ve Bremsstrahlung bölümlerinin duvarları
yaklaşık 2 m kalınlığında 3,4 gr/cm3 yoğunluğa sahip baritli betondan imal
edilmiştir. Bu bölümlere, giriş ve çıkışı sağlayacak olan kapılarında duvarlara
benzer özellikte olması gerekmektedir. Şekil 5.19’de örnek çizimi verilen
radyasyon güvenlik kapıları sismik hareketlere dayanıklı, elektrikli veya hidrolik
açılışlı, radyasyon önleyici özelliklere sahip olması planlanmıştır. Ayrıca, bu
kapılar çok ağır olacağı için raylı bir sistem üzerinde hareketleri sağlanacaktır.
110
Yapılan tasarımda, kapıların bulunduğu duvarda, ise kapıların çalıştığını gösteren
görsel ve işitsel uyarı sistemleri bulunduğu gösterilmiştir.
Hızlandırıcı Test Laboratuvarında bulunan havalandırma sistemleri, optimum
sıcaklığı, nemi ve personelin sağlığını koruyacak özellikte bir hava akımını
sağlamalıdır. Şekil 5.21’da tasarımı verilen havalandırma sisteminde kirli
havanın emme işlemi odaların tabana yakın olan bölümünden yapılacaktır.
TARLA’da çalışan yetkili personelin hızlandırıcının çalışması esnasında oluşacak
olan ozon ve azot oksitlerden etkilenmemesi için, hızlandırıcı, salındırıcı,
Bremsstrahlung ve He soğutma odalarına (her odada bağımsız olarak çalışacak
şekilde) havalandırma sistemleri kurulacaktır. Sistem tarafından emilen zararlı
gazlar radyasyon bacasından atmosfere verilmeden önce, HEPA ve karbon
filtrelerden geçirilerek koku yayan zehirli partiküller yakalanacaktır. Son olarak,
bacanın en üst çıkış bölümünde bulunan Geiger-Müller dedektörü ile de
atmosfere bırakılacak kirlenmiş havadaki doz hızı kontrol edilecektir.
TARLA, yüksek yangın yüküne ve yapabilirliğe sahip ve yangının çabucak
yayılarak büyümesine sebep olacak malzemelerin bulunması nedeniyle yüksek
yangın tehlikelisi olan bir tesistir. Yapılan çalışma ile Şekil 5.22’de verilen yangın
alarm sisteminde de görüldüğü üzere ozon, oksijen, sıcaklık ve duman
dedektörlerinden gelen veriler PGS’de işlenerek yangın alarmı verilecek ve
söndürme işlemi için gereken işlemler otomatik olarak yapılacaktır. Ayrıca,
TARLA’da güç kaynaklarının bulunduğu oda, veri depolama cihazlarının
bulunduğu sistem odaları gazlı ve kuru tozlu söndürme sistemleri ile diğer
birimler ise sulu söndürme sistemi ile söndürülmesi planlanmıştır.
THM TARLA radyasyon güvenlik sistemin de bulunan makine koruma sisteminin
amacı; hızlandırıcı laboratuvarındaki çalışanları, ziyaretçileri radyasyondan ve
hızlandırıcı deneylerinin neden olduğu tehlikelerden korumaktır. Makine
koruma sisteminin diğer bir görevide; hızlandırıcı laboratuvarında bulunan,
kontrol sistemine ait olan elektronik elemanları, hızlandırıcının çalışması
esnasında üretilen radyasyondan korumaktır. Bu amaçla tasarlanan TARLA
MGKS Şekil 5.26’de verilmiştir. Şekildende görüldüğü üzere; PGS de, makine
111
güvenlik sistemi ile entegre olarak çalışmaktadır. MGKS ile TARLA’nın kontrol,
hazırlık ve çalıştırma güvenlik durumları kontrol edilecektir. Şekil 5.27 ile TARLA
MGKS için tasarlanan arama ve kontrol butonlarının kontrolünün nasıl
yapılacağını gösteren benzetim programı ile kontrol, hazırlık ve çalışma güvenlik
durumlarının nasıl kontrol edileceği açıklanmıştır.
Ön tasarımı yapılan TARLA MGKS; hızlı durdurma, yavaş durdurma ve uyarı
olmak üzere üç temel bölüme ayrılmıştır. Hızlı durdurma güvenlik sisteminde,
demet kayıp monitörlerinden, akım fark monitörlerinden, RF koruma
sisteminden ve acil durum butonlarından gelen sinyaller ile hızlandırıcı sistemi
µs’ler mertebesinde durdurulacaktır. Yerleşim planı Şekil 5.31’de verilen demet
kayıp monitörleri 12 ana hattan oluşacak, ama her bir hat bulunduğu bölgenin
özelliğine göre daha küçük parçalara ayrılacaktır. TARLA demet kayıp monitörü
olarak ELBE’de kullanılan, Argon gazı doldurulmuş iyonizasyon tüplerinin
kullanılması planlanmıştır.
TARLA’da kullanılacak olan yaklaşık 12 adet demet konum monitöründen gelen
sinyaller TARLA kontrol yazılımı ile işlendikten sonra elde edilen akım değerleri,
kendisinden sonraki veya diğer noktalardaki akım değerleri ile yazılımsal olarak
karşılaştırılacaktır. Akım fark monitörlerindeki akım farkı, üretilen akımın
%5’inden fazla ise yapılan tasarım ile sistem otomatik olarak kesme üretecektir.
Ayrıca, demet konum monitörlerinden elde edilen konum değerlerine göre,
demetin konumunda yatay veya düşey eksende merkezden 10 mm’lik bir sapma
olursa yine MGKS tarafından otomatik kesme üretilecektir.
Benzetimi Visual C# (Şekil 5.38) ve prototipi Arduino (Şekil 5.37) ile
gerçekleştirilen acil durum butonları makine ve personel güvenliği açısından
önemli ekipmanlardır. Acil durum butonlarından herhangi birine basılırsa MGKS
otomatik olarak hızlı durdurma işlemini başlatacaktır.
Bu çalışmada tasarımı yapılan, TARLA MGKS’nin ikinci temel bölümünü
oluşturan yavaş durdurma işlemi, ortalama 500 ms içinde sistemi durduracak
olan vakum, soğutma, yangın alarm alt sistemleri ile radyasyon dedektörlerinin
112
ve demet durdurucunun kontrollerini sağlar. Şekil 5.42’da yerleşim planı verilen
TMP ve IP’ler sistemin ihtiyacı olan, ultra yüksek vakumu sağlamak için
kullanılacaklardır. Elektron tabancasından hızlandırıcı modüllerine, hızlandırıcı
modülleri kendi içinde ve salındırıcı bölümlerinin vakum sistemleri ayrı ayrıdır.
Çünkü, her bölümün vakum değerleri birbirinden farklı olduğu için üretilecek
kesmelerin sınır değerleri de her bölüm için farklı olacaktır. MGKS tarafından
otomatik olarak kesme üretilecek vakum sınır değeri; elektron tabancası için
10-7 mbar, hızlandırıcı modülleri için 10-7 mbar, U25 salındırıcısı için 1x10-10
mbar ve U90 salındırıcısı için ise 3x10-10 mbar’dır.
TARLA’da Helyum soğutma sistemi, TESLA kavitelerinin uygun çalışma sıcaklığı
olan 1,8 K’de tutmak için kullanılacaktır. Nitrojen ise, helyum transfer hatlarını
ve hızlandırıcı modülleri içindeki sıvı helyum kaplarını ortam sıcaklığından
yalıtmak için kullanılacaktır. Diğer mekaniksel ve elektriksel donanımın
soğutulmasında ise, su soğutma sistemi kullanılacaktır.
Tasarlanan yavaş durdurma sisteminde bulunan, radyasyon dedektörlerinin
bulunduğu RİS ile ani ve ortalama doz alarmları verilecektir. Ani alarmın düşük
seviyesinde kontrol yazılımının ekranında “uyarı” mesajı verilirken, yüksek
seviyesinde elektron tabancasının gridi kapatılarak elektron demetlerinin hatta
girişi durdurulacaktır.
Demetlerin durdurulması sonucunda, demet durdurucusunun aşırı ısınması ile
su soğutma sistemindeki su sıcaklığının aşırı yükselmesi durumunda, sistemdeki
sıcaklık sensörleri tarafından kesme üretilerek MGKS sistemi yavaş durdurma
işlemine başlayacaktır. Yapılan ön tasarım ile yangın alarm sisteminin de
üreteceği kesme, önce PGS’ye sonrada MGKS’ne iletilerek yavaş durdurma işlemi
sistem tarafından otomatik olarak başlatılacaktır.
Yapılan bu çalışmada, hızlandırıcı sisteminin durdurulmasına gerek olmayan
uyarı sisteminde ise; kişisel dozimetri, havalandırma sistemlerinden ve nem
dedektörlerinden alınan bilgiler ile kullanıcılar uyarılacaktır. Anlık doz ölçümü
için kullanılan DMC 2000 S dozimetreleri ile görevliler tarafından tesis
113
girişlerinde bulunan PGS’ye bağlı olan LDM 220’ye (Şekil 5.11) giriş ve çıkış
işlemlerinde okutma sırasında personelin almış olduğu yıllık ortalama doz oranı
20 mSv geçmesi durumunda personel uyarılır. Ayrıca radyasyon bacasında
bulunan Geiger-Müller dedektörü ile ölçülen doz değerleri TAEK tarafından
belirlenen yıllık 1 mSv aşıyor ise uyarı sinyali verilecek ve sistemde bulunan hepa
ve karbon filtreler kontrol edilecektir.
Uyarı sisteminde bulunan prototipi Arduino ile yapılan nem dedektörlerinden
(Şekil 5.43) gelen bilgiler ile su soğutma sisteminde meydana gelebilecek
kaçaklara karşı, sistem tarafından görevliler uyarılacaktır.
TARLA için yapılan bu çalışma, ayrıca tasarım aşamasında olan THM’nin alt
projeleri: TURKSEL, TURKPRO, TURKAY ve TURKFAB tesisleri için de bir kaynak
oluşturabilecektir.
114
KAYNAKLAR
Afad, 2014. Erişim Tarihi: 16.06.2014. https://kbrn.afad.gov.tr/kategori-1182-
dozimetreler.html Aksoy, A., 2013. Ankara Üniversitesi Hızlandırıcı ve Lazer Tesisi. İzmir Yüksek
Enerji Fiziği Çalıştayı, 11-13 Eylül 2013, İzmir, 65. Aksoy, A., 2014. Özel görüşme. Aksoy, A., Yavas, Ö., Zengin, K., Özkorucuklu, S., Tapan, İ., Yıldız H. D., Nergiz, Z.,
Aksakal, H., Arıkan, P., 2010. The Status of TAC IR FEL and Bremsstrahlung Project. Proceedings of IPAC’10, TUPE045, 2242-2244.
Appleby, L.J., Luttrell SP., 1993. Case-Studies of Significant Radioactive Releases.
In: Warner F, Harrison RM, Editors. Radioecology After Chernobyl. Chichester’ John Wiley & Sons, 275p, UK.
Arduino, 2014. Erişim Tarihi: 05.09.2014. http://arduino.cc/en/Guide/
HomePage ArduinoTürkiye, 2014. Erişim Tarihi: 05.12.2014. http://arduinoturkiye.com/
arduino-mega-2560-nedir Arpansa (Australian Radiation Protection and Nuclear Safety Agency), 2013.
Erişim Tarihi: 29.08.2013. http://www.arpansa.gov.au/ radiationprotection/basics/xrays.cfm
Berthold Technologies, 2014. Erişim Tarihi: 15.03.2014.
https://www.berthold.com/en/rp/lb-6701-ionisation-chamber Berthold Technologies, 2014. Erişim Tarihi: 15.03.2014.
https://www.berthold.com/en/rp/lb-112-micro-gamma-stationary-dose-rate-monitor
Berthold Technologies, 2014. Erişim Tarihi: 15.03.2014.
https://www.berthold.com/en/rp/lb-6411-neutron-probe Beşergil, B., 2014. Erişim Tarihi: 22.03.2014. http://www.bayar.edu.tr
/besergil/2_iyon_dedektorleri.pdf Bhatt, B.C., 2010. Thermoluminescence, Optically Stimulated Luminescence and
Radiophotoluminescence Dosimetry: An Overall Perspective. Publication of India Association for Radiation and Protection, 41, India, 6-16.
Biçer, M., 2012. Süperiletken Linak İçin Elektron Demet Durdurucu Sisteminin
Araştırılması ve Simülasyonu. Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 47s, Ankara.
115
Bulut, F., 2011. Radyasyonun Biyolojik Etkileri. Biyofizik ders notları, İnönü Üniversitesi, 60s, Malatya.
CCLRC, 2006. 4GLS Conceptual Design Report Council for the Central Laboratory
of the Research Councils, UK. Chen, C. R., Chang, F. D., Liu, J., Wang, J. P., Sheu, R. J., Kao, S. P., 2005. The
Radiation Safety Interlock System for Top-Up Mode Operation at NSRRC. Particle Accelerator Conference, 16-20 May, Knoxville, Tennessee, 3328-3330.
Çakır, İ.T., 2013. Radyasyonun Madde ile Etkileşimi. IX. Ulusal Parçacık
Hızlandırıcıları ve Dedektörleri Yazokulu, 10 - 15 Eylül 2013, Bodrum, 156-167.
Demir, M., 2008. Nükleer Tıp Fiziği ve Uygulamaları. Bayrak Ofset, 257s, Ankara. Durpdg, 2013. Erişim Tarihi: 16.06.2013. http://durpdg.dur.ac.uk/vvc/
accelerators/bpm.html Dursun, Ş., 2010. Biyofizik Ders Kitabı, İstanbul Üniversitesi, 598s, İstanbul. Ege Üniversitesi, 2014. Erişim Tarihi: 10.03.2014. http://fen.ege.edu.tr/fizik/
images/nukleer-lab/Deney2.pdf EGS (Elektronik Güvenlik Sistemleri), 2013. Erişim Tarihi: 04.03.2013.
http://elektronikguvenliksistemi.blogcu.com Elektrikport, 2013. Erişim Tarihi: 15.05.2013. http://www.elektrikport.com/
teknik-kutuphane/hvac-sistemlerinde-otomasyon-ve-enerji-verimliligi Epa (United States Enviromental Protection Agency), 2012. Erişim Tarihi:
19.02.2012. https://www.epa.gov/radiation/radiation-basics Epa (United States Enviromental Protection Agency), 2014. Erişim Tarihi:
06.04.2014. http://www.epa.gov/iaq/pubs/ozonegen.html ENS (European Nuclear Society), 2014. Erişim Tarihi: 22.03.2014.
https://www.euronuclear.org/info/encyclopedia/i/ionizationchamber. htm
Ferrari, A., Fasso, A., Ranft, J., Sala, P.R., 2005. FLUKA: a multi-particle transport
code. CERN, 387p, Geneva. Freund, H. P., Antonsen, T. M., 1996. Principle of Free-Electron Lasers, Chapman
& Hall, 541p., London.
116
Fröhlich, L., Hamdi, A., Luong, M., Novo, J., Görler, M., Göttlicher, P., Nölle, D., Pugachov, D., Schlarb, H., Schreiber, S., Staack, M., Werner, M., 2006., First Experience With The Machine Protection System of Flash. 28th International Free Electron Laser Conference, 27 August-01 September 2006, Berlin, Germany, 587-589.
Güvenlik Danışmanlık, 2013. Erişim Tarihi: 04.03.2013.
http://www.guvenlikdanismanlik.com ICRP (International Commission on Radiological Protection), 1993. Annual
Report of the International Commission on Radiological Protection. ICRP Publication. Ann ICRP Oxford:Pergamon, 136p, England.
Jenkins, T. M., 1979. Neutron And Photon Measurements Through Concrete for A
15 Gev Electron Beam on A Target-Comparison with Models and Calculations. Nuclear Insrument and Methods, 159, 265-288.
Jordan, K., Allison, T., Coleman, J., Evans, R., 2003. Machine Protection for High
Average Current Linacs. PAC2003 Particle Accelerator Conference, IEEE Conference Publications, 12-16 May, Portland, 3, 1485-1487.
Kago, M., Matsushita, T., Nariyama, N., Saji, C., Tanaka, R., Asano, Y., Fukui, T., Itoga,
T., Design of The Accelerator Safety Interlock System for XFEL in Spring-8. 2009. Proceedings of ICALEPCS2009, Kobe, Japan, 588-590.
Kago, M., Matsushita, T., Nariyama, N., Saji, C., Tanaka, R., Yamashita, A., Asano, Y.,
Fukui, T., Itoga, T., 2010. System Design of Accelerator Safety Interlock for The XFEL/SPRING8. Proceedings of IPAC’10, Kyoto, Japan, 2827-2829.
Kago, M., Matsushita, T., Nariyama, N., Saji, C., Tanaka, R., Yamashita, A., Asano, Y.,
Hara, T., Itoga, T., Otake, Y., Takebe, H., Tanaka, H., 2011. Radiation Safety Interlock System for SACLA (XFEL/SPRING-8). Proceedings of ICALEPCS2011, Grenoble, France, 43, 732-734.
Kalaycı, A. G., Şekerci, M., 2013. Yüksek Güvenlikli Modüler Makine Güvenlik Kilidi
Sistemi Donanımı İçin Cross Platform Özellikli Firemonkey Tabanlı Kontrol Yazılımının Geliştirilmesi ve Uygulanması. Akademik Bilişim 2013, Antalya, 136-142.
Kanat, V., 2015. Sensörler ile Arduino. Dikeyeksen, 198s, İstanbul. Kaya, Ç., 2014. Özel görüşme. Kaya, Ç., 2012. TARLA Enjektör Taşınım Hattı Çalışmaları. XI. Türk Hızlandırıcı
Merkezi YUUP Çalıştayı, 30.11.2012, Ankara, 70-72. Kayaalp, K., Şekerci, M., Kalaycı, A. G., Ceylan, S., Özkorucuklu, S., 2012, THM
TARLA Tesisi İçin Personel Radyasyon Güvenliği. ADIM Fizik Günleri – II, Denizli, 187.
117
Kazancı, E., 2014. Özel görüşme. Kılıç, Ö., 2015. Radyasyon Kimyası Ders Notları. İstanbul Üniversitesi, 29s,
İstanbul. Kılıçkaya, M.S., 1996. Temel Fizik. T.C. Anadolu Üniversitesi Yayınları No: 674,
121s, Eskişehir. Kozak, T., Makowski, D., Napieralski, A., 2009. Distributed Radiation Monitoring
System for Linear Accelerators Based on CAN Bus. 16th International Conference Mixed Design of Integrated Circuits and Systems, 25-27 June 2009, Poland, 107-110.
Krane, K.S. 1988. Introductory Nuclear Physics. John Wiley & Sons, 845p, Canada. Kuper, E. A., Oreshkov, A. D., Repkov, A. V., Salikova, T. V., Sklokin, D. A.,
Tararyshkin, S. V., Vinokurov, N. A., 2006. Radiation Dosimetric Diagnostic System of a FEL. RuPAC, Novosibirsk, Russia, 231-232.
Kürkçüoğlu, E., 2012. Measurements of Radiation Level at TARLA Facility. 4th
Meeting of International Machine Advisory Committee of Turkish Accelerator and Radiation Laboratory at Ankara (TARLA) March 8-9, Golbasi, Turkey.
Labicenter, 2013. Erişim Tarihi: 01.05.2013. http://labicenter.org/picsowc/
Film-Badge-Monitoring.html Lamarsh, J.R., 1983. Introduction to Nuclear Enginering. Addison and Wesley,
689p, Massachusetts. LBNL (Lawrence Berkeley National Laboratory), 2012. Erişim Tarihi: 16.02.2012.
http://www2.lbl.gov/MicroWorlds/ALSTool/EMSpec/EMSpec2.html Leo, W.R., 1987. Techniques for Nuclear and Particle Physics Experiment.
Springer-Verlag, 365p., New York. Loveland, W.D., Morrisey, D.J., Seaborg, G.T., 2006. Modern Nuclear Chemistry.
Wiley-Interscience, 671p,U.S.A. Makowski, D., Gecki. M., Napieralski, A., 2005. A Distributed System for Radiation
Monitoring at Linear Accelerators. Radiation and Its Effects on Components and Systems (RADECS), 19-23 September 2005, Palais des Congres, Cap d'Agde, France, 1-8.
MEB, 2012. Radyasyondan Korunma. Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, 51s,
Ankara.
118
Michel, P., Teichert, J., Schuring, R., Langenhagen, H., 2003. Beam Loss Detection at Radiation Source ELBE. The European Workshop on Beam Diagnostics and Instrumentation for Particle Accelerators, DIPAC 2003, 5-7 May 2003, Mainz Germany, 65-67.
Microsoft, 2014. Erişim Tarihi: 30.06.201. https://msdn.microsoft.com/tr-
tr/library/kx37x362.aspx Mirion Technologies, 2014. Erişim Tarihi: 15.03.2014.
https://mirion.app.box.com/s/zuixw66581h0px861yq1 Nariyama, N., Matsushita, T., Aoyagi, H., Kago, M., Saji, C., Tanaka, R., Itoga, T.,
Asano, Y., 2010. Concept of Radiation Monitoring And Safety Interlock Systems For Xfel/Spring-8. Proceedings of IPAC’10, Kyoto, Japan, 2836-2838.
NCRP (National Council on Radiation Protection and Measurements), 1987.
Ionizing Radiation Exposure of the Population of the U.S., Report No. 93. NCRP (National Council on Radiation Protection and Measurements), 2003.
Radiation Protection for Particle Accelerator Facilities, Report No. 144. NDT, 2014. Erişim Tarihi: 18.06.2014. https://www.nde-ed.org/
EducationResources/CommunityCollege/RadiationSafety/radiation_safety_equipment/pocket_dosimeter.htm
Nergiz, Z., Aksoy, A., Özkorucuklu, S., Aksakal, H., Kaya, C., Ceylan, S., 2011.
Electron Beam Diagnostic Layout For The Injector of Turkish Accelerator Center IR-FEL Facility, Balkan Physics Letters, Bogazici University Press BPL, 19, 191029, 258 – 261.
OSHA (European Agency for Safety and Health at Work), 2014. Erişim
Tarihi:06.04.2014. https://osha.europa.eu Öktem, Y., 2009. Hızlandırıcılarda Radyasyon Güvenliği, V. Ulusal Parçacık
Hızlandırıcıları ve Dedektörleri Yazokulu, 28 Ağustos- 3 Eylül 2009, Bodrum, 123-130.
Özkorucuklu, S., 2014. Özel görüşme. Özkorucuklu, S., Aksoy, A., 2011. The Technical Design Report of Turkish
Accelerator and Radiation Laboratory at Ankara (TARLA-TDR), 148p, Ankara.
Özkorucuklu, S., 2012. TARLA Genel Durum. XI. Türk Hızlandırıcı Merkezi YUUP
Çalıştayı, Ankara, 10-21.
119
Penno, M., Köhler, W., Leich, H., Petrosyan, B., Trowitzsch, G., Wenndorff, R., A Configurable Interlock System for RF Stations at XFEL. International Workshop on Personal Computers and Particle Accelerator Controls, 20-23 October, Ljubljana, Slovenia, 159-161.
Powsner, R.A., Powsner, E.R., 2006. Essential Nuclear Medicine Physics. Blackwell
Publishing, 206p, U.S.A. Radkor, 2014. Erişim Tarihi: 18.03.2014. https://radkor.com RI, 2014. Erişim Tarihi: 08.05.2014. http://www.research-instruments.de Schlager, G., 2006. The Energy Response of ATLAS Calorimeter System, Vienna
University of Thecnology, Thesis of PhD, 197p, Vienne. Sarıyer, D., 2010. Parçacık Hızlandırıcılarında Dış Radyasyon Güvenliği. Celal
Bayar Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 93s, Manisa.
Shani, G., 2001. Radiation Dosimetry Instrumentation and Methods. Second
Edition, CRC Press LLC, 480p, U.S.A. Sibley, C., 2003. Machine Protection Strategies for High Power Accelerators.
PAC2003 Particle Accelerator Conference, 12-16 May 2013, Portland, Oregon USA, 607-611.
Smith, F. A., 2000. A Primer in Applied Radiation Physics, World Scientific
Publishing Co. Pte. Ltd., 442p, Singapure. Southernscientific, 2013. Erişim Tarihi: 25.04.2013.
http://www.southernscientific.co.uk/catalog/products/pdm122 TAEK, 2000. Radyasyon Güvenliği Yönetmeliği. Resmi Gazete Tarih: 24.03.2000. TAEK, 2012. Radyasyondan Korunmanın Temel Prensipleri. Erişim Tarihi:
09.07.2012. http://www.taek.gov.tr/sss/radyasyondan-korunma/503-radyasyondan-korunmanin-temel-prensipleri.html
TAEK, 2013. Radyasyon (Radyasyon ve Biz). Erişim Tarihi: 23.09.2013.
http://www.taek.gov.tr/ogrenci/r02.htm TAEK, 2014. Radyoloji Ünitelerinde Havalandırma Sistemleri ile İlgili Sorular.
Erişim Tarihi: 05.04.2014. http://www.taek.gov.tr/radyasyon-guvenligi-sss/680-radyoloji-unitelerinde-havalandirma-sistemleri-gerekli-midir-nasil-olmalidir.html
Tapan, İ., 2013. Parçacık Dedektörleri. Türk Fizik Derneği, IX. Ulusal Parçacık
Hızlandırıcıları ve Dedektörleri Yaz Okulu, 10-15 Eylül 2013, Bodrum, 123-130.
120
Tessco Technologies Incorporated, 2011. Erişim Tarihi: 06.06.2011. https://www.tessco.com/products/displayProductInfo.do?sku=472196&eventGroup=4&eventPage=1
Togay, Y. E., 2002. Radyasyon ve Biz. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Yayınları,
37s, Ankara. Tsoulfanidis, N., 1995. Measurement and Detection Of Radiation. Taylor and
Francis Co., 614p, U.S.A. THMP (Türk Hızlandırıcı Merkezi Projesi), 2013. Erişim Tarihi: 05.03.2014
http://thm.ankara.edu.tr/tac/AU_AG/OZGE/TIPLERI.HTM UNSCEAR, 2000. ANNEX B: Sources and effects of Ionizing radiation, Volume 1
Sources, exposures from natural radiation sources. Wikipedia, 2012. Erişim Tarihi: 08.06.2012. https://tr.wikipedia.org/wiki/
Azot_oksit Wikipedia, 2014. Erişim Tarihi: 13.02.2014. https://en.wikipedia.org/wiki/
Ionization_chamber Wikipedia, 2014. Erişim Tarihi: 10.03.2014. https://tr.wikipedia.org/wiki/
Geiger_sayacı Yangın Yönetmeliği, 2007. Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik.
01/11/2007 tarih ve 5098 sayılı kanun, 19.12.2007. Yalçın, L. Ş., 2015. Parçacıklar ve Radyasyonun Madde ile Etkileşmesi. Fizik Ders
Notları, İstanbul Üniversitesi, 29s, İstanbul. Yaramış, B., 1985. Nükleer Fizik. İ.T.Ü., Fen Edebiyat Fakültesi, Yayın No:7, 258s,
İstanbul. Yaşar, E., 2014. Algoritma ve Programlamaya Giriş. Ekin Basın Yayın Dağıtım, 5.
Baskı, 312s, Bursa. Yavaş, Ö., 2009. Parçacık Hızlandırıcıları ve Teknolojileri. FM’in Sesi Topluluğu
Yazılı Röportaj, Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Fizik Mühendisliği Bölümü, 10s, Ankara.
Yazıcı, Z., 2013. Radyasyon Güvenliği ve Radyasyondan Korunma Yöntemleri.
Sağlık Teknisyen ve Teknikerlerine Yönelik Mezuniyet Sonrası Eğitim Etkinlikleri-II, Görüntüleme Sempozyumu, 17 Kasım, Bursa.
Zhukov, A., 2010. Beam Loss Monitors (BLMs): Physics, Simulations and
Applications in Accelerators. Beam Instrumentation Workshop, May 2-6, New Mexico, USA, 553-564.
124
Ek B. C# Program Kodu using System; using System.Collections.Generic; using System.ComponentModel; using System.Data; using System.Drawing; using System.Linq; using System.Text; using System.Windows.Forms; namespace THMPSS { public partial class Form1 : Form { public Form1() { InitializeComponent(); } public static bool sistemCalisiyormuHizlandirici = false; public static bool sistemCalisiyormuSalindirici = false; public static bool sistemCalisiyormuBremsstrahlung = false; int sayac = 6; private void timer1_Tick(object sender, EventArgs e) { label2.Visible = true; if (AraBKontrol.AktifOdaNo == 1) AraBKontrol.kapiHTimer = true; if (AraBKontrol.AktifOdaNo == 2) AraBKontrol.kapiUTimer = true; if (AraBKontrol.AktifOdaNo == 3) AraBKontrol.kapiBTimer = true; sayac--; yaz(); if (sistemCalisiyormuHizlandirici==true && acilButon.sonBasilan==1) { gosterge1.Kirmizimi = true; } if (sistemCalisiyormuSalindirici==true) { gosterge2.Kirmizimi = true; } if (sistemCalisiyormuBremsstrahlung == true) { gosterge3.Kirmizimi = true; } if (sayac==-1) { acilButon7.ArkaPlanRenk = Color.Red; timer1.Stop(); sayac=6; label2.Visible = false; if (acilButon.sonBasilan==1) { gosterge1.Sarimi = true; sistemCalisiyormuHizlandirici = false;
125
CalismaFormu.BackgroundImage = Image.FromFile(Application.StartupPath + @"\Resimler\tarla2.png"); } if (AraBKontrol.AktifOdaNo == 1 ) { AraBKontrol.kapiHTimer = false; kapiH1.KapiAc = true; if (sistemCalisiyormuSalindirici==true) { sistemCalisiyormuSalindirici = false; gosterge2.Sarimi = true; AraBKontrol.kapiUTimer = false; kapiU1.KapiAc = true; } if (sistemCalisiyormuBremsstrahlung == true) { sistemCalisiyormuBremsstrahlung = false; gosterge3.Sarimi = true; AraBKontrol.kapiBTimer = false; kapiB1.KapiAc = true; } } else if (AraBKontrol.AktifOdaNo == 2) { if (sistemCalisiyormuSalindirici == true) { sistemCalisiyormuSalindirici = false; gosterge2.Sarimi = true; AraBKontrol.kapiUTimer = false; kapiU1.KapiAc = true; CalismaFormu.BackgroundImage = Image.FromFile(Application.StartupPath + @"\Resimler\tarla3.png"); } else if (acilButon.sonBasilan==2) { AraBKontrol.kapiUTimer = false; kapiU1.KapiAc = true; } } else if (AraBKontrol.AktifOdaNo == 3) { if (sistemCalisiyormuBremsstrahlung == true) { sistemCalisiyormuBremsstrahlung = false; gosterge3.Sarimi = true; AraBKontrol.kapiBTimer = false; kapiB1.KapiAc = true; CalismaFormu.BackgroundImage = Image.FromFile(Application.StartupPath + @"\Resimler\tarla3.png"); } else if (acilButon.sonBasilan == 2) { AraBKontrol.kapiBTimer = false; kapiB1.KapiAc = true; } } } }
126
void yaz() { label1.Text = "aktif oda " + AraBKontrol.AktifOdaNo.ToString(); label2.Text = sayac.ToString(); label3.Text = AraBKontrol.kapiDurum0.ToString()+" - "+AraBKontrol.kapiDurum1.ToString(); } private void button1_Click(object sender, EventArgs e) { timer1.Start(); } private void button2_Click(object sender, EventArgs e) { yaz(); } private void btnOdaH_Click(object sender, EventArgs e) { if (AraBKontrol.AktifOdaNo==1 && sure2>0) { kapiH1.KapiKapat1 = true; } aramaBtn.tikAdet = 0; aramaBtn.sira = 0; sure2 = 10; timer2.Stop(); } private void button3_Click(object sender, EventArgs e) { timer2.Start(); } int sure2 = 10; private void timer2_Tick(object sender, EventArgs e) { label4.Text = "kalan sure" + sure2; sure2--; if (sure2==-1) { timer2.Stop(); } } private void btnOdaU_Click(object sender, EventArgs e) { if (AraBKontrol.AktifOdaNo == 2 && sure2 > 0) { kapiU1.KapiKapat1 = true; } aramaBtn.tikAdet = 0; aramaBtn.sira = 0; sure2 = 10; timer2.Stop(); } private void btnOdaB_Click(object sender, EventArgs e) {
127
if (AraBKontrol.AktifOdaNo == 3 && sure2 > 0) { kapiB1.KapiKapat1 = true; } aramaBtn.tikAdet = 0; aramaBtn.sira = 0; sure2 = 10; timer2.Stop(); } private void aramaBtn7_Load(object sender, EventArgs e) { if (AraBKontrol.AktifOdaNo == 2 && sure2 > 0) { kapiU1.KapiKapat1 = true; } aramaBtn.tikAdet = 0; aramaBtn.sira = 0; sure2 = 10; timer2.Stop(); } private void btnBaslat_Click(object sender, EventArgs e) { if (!AraBKontrol.kapiHAcikMi) { CalismaFormu.BackgroundImage = Image.FromFile(Application.StartupPath + @"\Resimler\tarla3.png"); gosterge1.Yesilmi = true; sistemCalisiyormuHizlandirici = true; } else { sistemCalisiyormuHizlandirici = false; } } private void btnBaslaSalindirici_Click(object sender, EventArgs e) { if (sistemCalisiyormuHizlandirici==true && sistemCalisiyormuBremsstrahlung==false) { if (!AraBKontrol.kapiUAcikMi) { CalismaFormu.BackgroundImage = Image.FromFile(Application.StartupPath + @"\Resimler\tarla4.png"); gosterge2.Yesilmi = true; sistemCalisiyormuSalindirici = true; } else { sistemCalisiyormuSalindirici = false; } } } private void btnHızlandiriciDurdur_Click(object sender, EventArgs e) { if (sistemCalisiyormuHizlandirici==true) {
128
acilButon.sonBasilan = 1; if (AraBKontrol.kapiHAcikMi == false) { AraBKontrol.AktifOdaNo = 1; (Application.OpenForms[0].Controls["button1"] as Button).PerformClick(); } } } private void btnSalindiriciDurdur_Click(object sender, EventArgs e) { if (sistemCalisiyormuSalindirici==true) { acilButon.sonBasilan = 2; if (AraBKontrol.kapiUAcikMi == false) { AraBKontrol.AktifOdaNo = 2; (Application.OpenForms[0].Controls["button1"] as Button).PerformClick(); } } } private void btnBaslatBremss_Click(object sender, EventArgs e) { if (sistemCalisiyormuHizlandirici == true && sistemCalisiyormuSalindirici==false) { if (!AraBKontrol.kapiBAcikMi) { CalismaFormu.BackgroundImage = Image.FromFile(Application.StartupPath + @"\Resimler\tarla5.png"); gosterge3.Yesilmi = true; sistemCalisiyormuBremsstrahlung = true; } else { sistemCalisiyormuBremsstrahlung = false; } } } private void btnBremssDurdur_Click(object sender, EventArgs e) { if (sistemCalisiyormuBremsstrahlung == true) { acilButon.sonBasilan = 2; if (AraBKontrol.kapiBAcikMi == false) { AraBKontrol.AktifOdaNo = 3; (Application.OpenForms[0].Controls["button1"] as Button).PerformClick(); } } } } }
129
Ek C. Arduino Program Kodu ///// HIZLANDIRICI ODASI PARAMETRELERİ ///////////////// int h_kir_led = 26; int h_sar_led = 24; int h_yes_led = 22; int h_mtrPin1 = 8; int h_mtrPin2 = 9; int h_motorDegeri = 0; int h_cal=14; int h_dur=15; int h_acil_b1=25; int h_acil_b2=31; int h_buzzerPin = 28; int h_syc=1; boolean h_b1=false, h_b2=false, h_b3=false, h_b4=false, h_b5=false; boolean h_calis=false; boolean h_bslngc=true; boolean h_calisiyor=false; boolean h_cal_acil=false; ///// SALINDIRICI ODASI PARAMETRELERİ ///////////////// int s_kir_led = 34; int s_sar_led = 32; int s_yes_led = 30; . . ///// BREMSSTRAHLUNG ODASI PARAMETRELERİ ///////////////// . . int b_motorPin1 = 6; int b_motorPin2 = 7; int b_motorDegeri = 0; . . void setup() { Serial.begin(9600); pinMode(h_kir_led,OUTPUT); pinMode(h_yes_led,OUTPUT); pinMode(h_sar_led,OUTPUT); pinMode(h_mtrPin1,OUTPUT); pinMode(h_mtrPin2,OUTPUT); pinMode(h_buzzerPin, OUTPUT); pinMode(s_kir_led,OUTPUT); pinMode(s_yes_led,OUTPUT); pinMode(s_sar_led,OUTPUT); pinMode(s_motorPin1,OUTPUT); pinMode(s_motorPin2,OUTPUT); pinMode(s_buzzerPin, OUTPUT); pinMode(b_kir_led,OUTPUT); pinMode(b_yes_led,OUTPUT); pinMode(b_sar_led,OUTPUT); pinMode(b_motorPin1,OUTPUT); pinMode(b_motorPin2,OUTPUT); pinMode(b_buzzerPin, OUTPUT); }
130
void loop() /// Ana program sürekli dönen bölüm { /////Acil Durum Butonlarından Bilgi Alma int h_acil_b1_deg=digitalRead(25); int h_acil_b2_deg=digitalRead(31); int s_acil_b1_deg=digitalRead(37); int s_acil_b2_deg=digitalRead(41); int b_acil_b1_deg=digitalRead(38); int b_acil_b2_deg=digitalRead(43); int k_acil_b1_deg=digitalRead(47); ///// ACİL DURUM BUTONLARI KONTROLÜ ///////////////////// ///// HIZLANDIRICI ODASI ACİL DURUM BUTONLARI KONTROLÜ /////// if(h_acil_b1_deg==1 || h_acil_b2_deg==1 || k_acil_b1_deg==true) { if(h_calis==true && h_calisiyor==false) { if(s_calis==true) { Serial.println("Hizlandirici Odasindaki Acil durum butonuna basildi"); Serial.println("Sal Kapi acilacak"); delay(5000); s_kapiAc(); delay(500); s_kapiDurdur(); s_Yak(0); s_bslngc=true; s_calis=false; } if(b_calis==true) { Serial.println("Hizlandirici Odasindaki Acil durum butonuna basildi"); Serial.println("Brems Kapi acilacak"); delay(5000); b_kapiAc(); delay(500); b_kapiDurdur(); b_Yak(0); b_bslngc=true; b_calis=false; } Serial.println("Acil durum butonuna basildi"); Serial.println("Hiz Kapi acilacak"); delay(5000); h_kapiAc(); delay(500); h_kapiDurdur(); h_Yak(0); h_bslngc=true; h_calis=false; } . . } ///ARAMA BUTONLARI KONTROLÜ . . if(s_bslngc==true && h_calis==true && b_calis==false) { s_Yak(0);
131
int s_buton1 = digitalRead(35); int s_buton2 = digitalRead(44); int s_buton3 = digitalRead(39); if(s_buton1==1) { if(s_syc==1) { s_syc++; s_b1=true; Serial.println("salindirici 1"); } else if(s_syc==3) { s_syc++; s_b3=true; Serial.println("11"); } } if(s_buton2==1) { if(s_syc==2) { s_syc++; s_b2=true; Serial.println("2"); } } . . ////// BREMSSTRAHLUNG ODASI METODLAR ///////////////// void b_Yak(int gelen) { if(gelen==0) { digitalWrite(b_yes_led,HIGH); digitalWrite(b_kir_led,LOW); digitalWrite(b_sar_led,LOW); Serial.println("Giris Serbest"); Serial.println("Yesil"); } . . } void b_kapiAc() { tone(b_buzzerPin, 349, 350); tone(b_buzzerPin, 415, 500); tone(b_buzzerPin, 349, 250); delay(400); noTone(b_buzzerPin); Serial.println("SAG"); b_motorDegeri = map(850, 0, 1023, 0, 255); Serial.println(b_motorDegeri ); analogWrite(b_motorPin1, b_motorDegeri); b_motorDegeri = map(0, 0, 1023, 0, 255); Serial.println(b_motorDegeri ); analogWrite(b_motorPin2, b_motorDegeri); } . . . }
132
ÖZGEÇMİŞ
Adı Soyadı : Kıyas KAYAALP Doğum Yeri ve Yılı : Isparta, 1976 Medeni Hali : Evli Yabancı Dili : İngilizce E-posta : [email protected] Eğitim Durumu Lise : Isparta Teknik Lisesi, 1994 Lisans : Marmara Üniversitesi, Teknik Eğitim Fakültesi, Elektronik Bilgisayar Eğitimi, 1999 Yüksek Lisans : Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Elektronik Bilgisayar Eğitimi, 2007 Mesleki Deneyim Isparta Anadolu Teknik, Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi 1999-2001 SDÜ Uluborlu Selahattin Karasoy MYO 2001-………. Yayınları Kayaalp, K., Duman, B., 2005. Isparta İli Kentiçi Trafik Akımlarının Yeşil Dalga ve
Bulanık Mantık İle Kontrolü. 3. Ulusal Meslek Yüksekokulları Sempozyumu, Burdur.
Çalış, H., Kayaalp, K., 2007. Asenkron Motor Hata Teşhisinde Modern Metotlar.
Makine Teknolojileri Elektronik Dergisi Cilt : 4 Sayi : 2 Sayfa : 49-57. Kayaalp, K., Çalış, H., 2008. Asenkron Motorlarda Veri Madenciliği ile Hata Tespiti.
Akıllı Sistemlerde Yenilikler ve Uygulamaları Sempozyumu (ASYU'08),19-21 Haziran, Isparta.
Kayaalp, K., Özkorucuklu, S., 2009. Accelerator Control System. 7th International
Student Conference of the Balkan Physical Union, 4-7 September, Bodrum, TÜRKİYE.
133
Özkorucuklu, S., Kalaycı, G., Kayaalp, K., Soygül,T., 2009. Electron Gun and Control System. The First Meeting of the International Machine Advisory Committee of the Turkish Accelerator Center, 4 - 5 December, Ankara University, ANKARA.
Kayaalp, K. 2009. IR FEL Kontrol Sistemi Ön Tasarım Çalışmaları. Türk
Hızlandırıcı Merkezinin (THM) Teknik Tasarımı ve Test Laboratuarları VIII. Çalıştayı, 7 - 8 Aralık, Gazi Üniversitesi, Ankara.
Kayaalp, K., 2010. Radiation Safety System, The Technical Design Report of
Turkish Accelerator and Radiation Laboratory at Ankara (TARLA – TDR), August 19, Ankara.
Kayaalp, K., Kalaycı, A.G., Ceylan, S., Özkorucuklu, S., 2010. Türk Hızlandırıcı
Merkezi Serbest Elektron Lazeri Tesisi (TARLA) Personel Güvenlik Sistemi Tasarımı. IV. Ulusal Parçacık Hızlandırıcıları ve Uygulamaları Kongresi (UPHUK4), 30 Ağustos-01 Eylül, Bodrum-TÜRKİYE.
Kalaycı, A.G., Kayaalp, K., Ceylan, S., Özkorucuklu, S., 2010. THM SEL Tesisi için
Düşük Seviyeli RF Sistemi Tasarımı. IV. Ulusal Parçacık Hızlandırıcıları ve Uygulamaları Kongresi (UPHUK4), 30 Ağustos-01 Eylül, Bodrum-TÜRKİYE.
Kayaalp, K., Şekerci, M., Kalaycı, A.G., Ceylan, S., Özkorucuklu, S., 2012. THM
TARLA Tesisi için Personel Radyasyon Güvenliği. ADIM Fizik Günleri-II, 25-27 Nisan, Denizli-TÜRKİYE.
Kayaalp, K., Özkorucuklu, S., 2015. Arduino Teknolojisi Kullanılarak TARLA için
Radyasyon Kapı Kontrolü Tasarımı. SDÜ Uluslararası Teknolojik Bilimler Dergisi, Cilt 7, Sayı 2, Sayfa: 39-47.