batı ve İslam düşüncesinde amel-i salih arayışları bağlamında

9
1 Batı ve İslam Düşüncesinde Amel-i Salih Arayışları Bağlamında Phronesis-Hikmet İlişkisi Mehmet ULUKÜTÜK Giriş Bu makalede Batı ve İslam düşüncesinin modern çağla birlikte yaşadıkları kendilerine özgü kriz durumlarının görece benzer bir teşhisini yapmaya teşebbüs edilmektedir. Teşhis bir tespitten yola çıkıyor. Teori-pratik, olgu-değer, ilim-amel, metin-hayat arasındaki mütekabiliyet ve mutabakatın yerini modern ve postmodern dönemle birlikte kopuklukların, ayrım ve ayrılıkların ve dahası farklılaşmanın aldığıdır. Bu tespit Batı ve İslam düşüncelerinin kozmik ve paradigmatik bütünlüklerinin yerini parçalanmışlıkların ve bölünmüşlüklerin aldığı yönündeki teşhise dönüştü. Teşhisten sonraki gelecek aşama olan tedavi iddiası ise bu makalenin sınırlarını fazlasıyla aşacağından bu makalede ifade edeceklerim dikkat çekme mesabesinde olacaktır. Buradaki dikkat çekme, özellikle seçtiğim bir kavramsallaştırma olan amel-i salih (her konuda davranışın en iyisi, güzeli, insana yakışanı) üzerinden olacaktır. Amel-i salih, teoriyi tasdik eden pratik, olgunun değere dönüşmesini sağlayan meleke, sahih ilme uygun salih bir amel ve met nin kendisiyle hayat bulduğu vasattır. Sahih vahiyle salih bir fıtratın amel-i salih şeklindeki pratiği olan hikmet bu vasatın kurucu aktörü olacaktır. Krizimizin müsebbibi olan ayrılık, kopukluk ve farklılaşmanın üstesinden ancak amel-i salih‟ le gelebilir iz. Bu noktada İslam düşüncesindeki pratik hikmet ve Batı düşüncesindeki mukabili sayılabilecek phronesis (pratik bilgelik) amel-i salih‟in gerçekleşmesi için çıkış noktaları olacaktır. *** Descartes‟la başlayan ve Aydınlanmaya uzanan modernizm, aklı bir yandan bilginin ve toplumsal ilerlemenin itici gücü olarak görürken, öte yandan hakikatin

Upload: mehmet-ulukuetuek

Post on 11-Nov-2015

232 views

Category:

Documents


4 download

DESCRIPTION

Batı Ve İslam Düşüncesinde Amel-i Salih Arayışları Bağlamında Phronesis-Hikmet İlişkisi

TRANSCRIPT

  • 1

    Bat ve slam Dncesinde Amel-i Salih Araylar

    Balamnda

    Phronesis-Hikmet likisi

    Mehmet ULUKTK

    Giri

    Bu makalede Bat ve slam dncesinin modern ala birlikte yaadklar

    kendilerine zg kriz durumlarnn grece benzer bir tehisini yapmaya teebbs

    edilmektedir. Tehis bir tespitten yola kyor. Teori-pratik, olgu-deer, ilim-amel,

    metin-hayat arasndaki mtekabiliyet ve mutabakatn yerini modern ve postmodern

    dnemle birlikte kopukluklarn, ayrm ve ayrlklarn ve dahas farkllamann alddr.

    Bu tespit Bat ve slam dncelerinin kozmik ve paradigmatik btnlklerinin yerini

    paralanmlklarn ve blnmlklerin ald ynndeki tehise dnt. Tehisten

    sonraki gelecek aama olan tedavi iddias ise bu makalenin snrlarn fazlasyla

    aacandan bu makalede ifade edeceklerim dikkat ekme mesabesinde olacaktr.

    Buradaki dikkat ekme, zellikle setiim bir kavramsallatrma olan amel-i salih (her

    konuda davrann en iyisi, gzeli, insana yakan) zerinden olacaktr. Amel-i salih,

    teoriyi tasdik eden pratik, olgunun deere dnmesini salayan meleke, sahih ilme

    uygun salih bir amel ve metnin kendisiyle hayat bulduu vasattr. Sahih vahiyle salih bir

    ftratn amel-i salih eklindeki pratii olan hikmet bu vasatn kurucu aktr olacaktr.

    Krizimizin msebbibi olan ayrlk, kopukluk ve farkllamann stesinden ancak amel-i

    salihle gelebiliriz. Bu noktada slam dncesindeki pratik hikmet ve Bat

    dncesindeki mukabili saylabilecek phronesis (pratik bilgelik) amel-i salihin

    gereklemesi iin k noktalar olacaktr.

    ***

    Descartesla balayan ve Aydnlanmaya uzanan modernizm, akl bir yandan

    bilginin ve toplumsal ilerlemenin itici gc olarak grrken, te yandan hakikatin

  • 2

    imtiyazl oda ve sistematik bilginin kayna olarak kabul etti. Akla, dnce ve

    eylemin hareket ettirici gc olarak bakld. Hedefe, Descartesdan tevars eden

    rasyonel bir ideal konuldu.1 Descartesin rasyonellik ideali modern dncenin

    ilerlemeci ve mekanik dnya grnn temeli oldu. Ancak modern dncenin

    ilerlemeci ve mekanik dnya grne hangi adan bakarsak bakalm, o, kendinde bir

    krlmaya iaret eder. Bu krlmay sadece modernizmin bir ksr dngye girmesi olarak

    deil, ayn zamanda onun insan, dnya ve Tanr algsndaki paralanma olarak da

    okumak mmkndr. Akln (Intelect) usa (reason) indirgenmesi ve insan aklnn

    (intelligence) modern dnyada kurnazlk ve zeklikle snrlanmas kutsal bilgiyi

    ulalmaz ve bir bakma anlamsz klmakla kalmam, Hristiyanlkta en azndan kutsal

    bir dzen ve manev olgunlamann ve kurtuluun merkezi arac olan hikmet ya da

    hikmet bilgisinin yansmasn temsil etmi olan doal din bilimini de tahrip etmitir.2

    Meseleye akl perspektifinden yaklarsak, olabildiince gelitirilen teorik akln

    ve epistemenin akln btn dier grnmlerini de ihlal edecek kadar bir tek

    boyutlulua mahkm edildiini syleyebiliriz. te bu balamda, Modern dncenin

    eletirilmesiyle birlikte, pratik hikmetin nemi derinden fark edilmeye balanmtr.

    Zira modern dncede, pratik hikmet, evrensel aklda eritilince, ahlak bir varlk olan

    insan iin nemli olan gelenek, det ve alkanlk devre d braklmtr. Bu durumda

    insann salt akl ve doa varl olduu ima edilmitir. Mesele sadece bununla

    kalmam, tamamen nesneletirilen doa karsnda insan zne olarak konumlanmtr.

    nsan, zne olarak kendisini, bir nesne olarak dnd doa karsnda merkeze

    yerletirmitir. nsann bu ekilde kendini merkeze koyarak zne/nesne ilikisi

    erevesinde doay denetleme giriimi onu Varlktan uzaklatrmtr. Btn bu

    deiiklikler, modernizmin determinist ve rasyonalist dnya gr adna yaplmtr.

    Bu dnce paradigmas erevesinde, Varlk ve deerin birbirinden ayr olarak

    konumlanmas, dolaysyla bir olgu-deer ayrmndan bahsedilmesi kendinde pek ok

    imlar ve amazlar barndrmaktadr.3 Modern dnyagrnn yaad,

    epistemolojik bir kriz olarak grnse de aslnda bilgi/ahlaka ynelik ilim/amel

    ayrmasndan kaynaklanan etik bir krizdir. Arapa hikmet, varlk-deer-bilgi-amel

    1 Toulmin, Stephen, Kozmopolis, ev. Hsameddin Arslan, Paradigma Yay, stanbul, 2002, s. 18-19. 2 Nasr, Seyyid Hseyin, Bilgi ve Kutsal, ev. Yusuf Yazar, z Yay. stanbul, 2001, s. 15 3 nar, Aliye, Aristotelesin Nikomakhosa Etikinde Pratik Hikmet Kavram ve Gnmz Asndan

    nemi, Uluda niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 2007, cilt: 16, say: 1, s. 173.

  • 3

    izdivacn ngren geleneksel dnya grnn tecessm ettii kavramdr. slamda

    ancak vahiyle bildirilen mutlak anlamda ilah bilgi anlamna gelen ilmin amele

    dnt hikmette, dinin dikey (vahy) ve yatay (evrensel) boyutlar bulumaktadr.

    Hikmet, zelde btnsel ilmi, genelde ilim/amel izdivacn anlatr.4

    Hikmetin Kavramsal erevesi

    Arapa H-K-M kknden gelen hikmet, hkm ve hakem kelimeleriyle

    ilikilendirilerek szlkte "en faziletli ilimlerle eylerin en faziletlisini bilmek, bir

    sanatn inceliklerine vakf olup en gzel ekilde yapmak, deneyim, insanlarn cehaletini

    ortadan kaldracak faydal, t alabilecei szler, hkm vermek ve adalet"

    anlamlarna gelir. Bu sebeple hikmet Kurann sfat olarak da anlr.5 "Engel olmak,

    zapt etmek, tutmak ve salam olmak" gibi anlamlar iermesinden dolay "iyi olana

    ynlendiren, irkin ve kt eylere engel olan kelimelere hikmet denildii gibi hkm

    de" denilir.6 Bu kavramn eyann hakikatlerini, varlkta bulunduklar durum ne halde

    ise insann gc lsnde ylece bilmek' eklindeki genel hikmet ve felsefe

    kavrayna uygun tanmlar yaplarak ilim ve amel ynne iaret edilmitir.7

    Terminolojik olarak dallet ve cehalete engel olan iksir veya klli bilgi manasn

    ierdii iin kll, niversal bilgiye iaret eden felsef bilgiye hikmet denilmektedir.8

    Hikme (t) kelimesi, lgatiler tarafndan, birisinin kt ve yanl bir i yapmasna engel

    olmak, onu byle davranmaktan alkoymak anlamnda tanmlanmtr.9 Tefsirler temel

    olarak kamuslarda verilen tanm paylamaktadr. Muchid (21-103) kelimeyi anlama

    (fkh), akl ve peygamberlik (nubuvve) olmakszn konumada doruluk (isbe) olarak

    tanmlanmtr.10 bn Kuteybeye (213-276) gre ise; Hikmet ilim ve ameldir. Bir

    kimse bu ikisini birlikte bulundurmadka ona hakm denmez.11 Taber (224-310) de

    4 Gencer, Bedri, Btnsel Bilginin Peinde, Hikmet, Rhle Dergisi, Yl:1, Say:1, Nisan-Haziran, 2008,

    s. 59. 5 bn Manzr, Lisn l- 'Arab, "hkm" mad., XII, 140 vd. 6 bn Dreyd, Cemheret'l-lga, I-IV, Daru Sadr, Beyrut ts. s. 186. 7 Crcn, Seyyid erif, Kitabu't-Ta'rft, Beyrut, trh, s. 91, 8 Yakt, smail, Trk-Islm Dncesi zerine Aratrmalar, tken yaynlan, stanbul, 2002. s. 51-52. 9 Lane, Arabic-English Lexicon, hkm maddesi. Williams and Norgate, London, 1863-1993. 10 et-Taber, Muhammed b. Cerr, Camiul-beyan an tevli yil-kurn, Darul-fikr, Beyrut, 1984, XXI,

    s. 67. 11 bn Kuteybe, Ebu Muhammed, arbul-kurn, 1958, 32.

  • 4

    hikmetin doruyu yanltan ayrma anlamna gelen hukm kelimesinden alndn

    belirtmektedir.12

    Yine olaylar arasndaki sebep sonu mnasebetini anlamak maksadyla harcanan

    abalar sonunda elde edilen ameli ve tecrb bilgiye de hikmet denmitir. Hikmetin dier

    bir anlam ise uurlu bir anlay ve derin bir kavraytr. Felsefenin kelime olarak

    bilgelii sevmek (philosophia) anlamna geldii dnlrse felsefe ve hikmet

    kavramlar arasndaki bu benzerlik yadrganmamaldr. Fakat hikmetin bilgi, tatbikat,

    gaye, fayda ve sebep gibi ana unsurlar ele alnrsa kukusuz bu onu felsefeden daha

    geni ve kuatc bir bilgi tr yapar.13

    Kurnda hikmet kavram daha ok kitap ve hikmet ifadesiyle Allah

    tarafndan insanlara verilmi bir rahmet (hediye) olarak sunulmutur. Ayrca Kuranda

    hikmet yol gsterici bilgi olarak slam dncesinin ikinci kayna olan Snnet ile

    zdeletirilmitir. Mesela, Cuma suresinin 63. ayetinde Yce Allah Peygamber

    gndermekle sizi ktlklerden korumak ve size kitap ve hikmeti retmek

    istemektedir. eklindeki ifadesi bunun Hz. Muhammede verilen yazl olmayan vahiy

    olduu vurgulanmak istenmitir. O halde, bu ikinci eyin Peygamberin Kurann

    ruhunu yanstan pratik rnekliinden baka bir ey olmad aktr. Bylece hikmetin,

    ikinci bir bilgi kayna olarak, vahyin pratik uygulan olarak da kabul edilmesi

    gerekir. Ayrca hikmet, Kurandaki baz ayetlerde ruhun temizlenmesi iin verilen bir

    ilim olarak da karmza kmaktadr ki bu da slam tasavvufuna alan bir penceredir.14

    Bu yzden felsef dnce rnleri, slam dncesi iinde felsefe adyla deil daha ok

    hikmet adyla anlmtr. Mesela, bn Rd felsefe kelimesi yerine bilinli olarak

    hikmet kelimesini kullanmtr. Aynen bunun gibi, bn Sina, dou felsefesinden

    bahseden kitabna ad olarak el-Hikmatl-marikiyya (Dou Hikmeti) adn vermitir.15

    Suhraverd el-Maktulda Yunan felsefesi dnda kalan bilgelii ifade etmek iin hikmet

    tabirini kullanmtr.16 Kind hikmeti Klli varlklarn hakikatini bilmek ve bu

    12 et-Taber, Camiul-beyan, I. 557-558. 13 Uluda, Sleyman, slamda Emir ve Yasaklarn Hikmeti, Trkiye Diyanet Vakf Yay. Ankara, 1997, s.

    7-8. 14 nal, Mehmet, slam Dncesinde Hikmet Kavram, Felsefe Dergisi; Say: 4, 2007 (Gz), s. 118. 15 slam Ansiklopedisi, M.E.B., 1993. 16 Corbin, Henri, History of Islamic Philosophy, Islamic Publications, London, 1993, s. 153.

  • 5

    hakikatlerin gerektirdii ekilde davranmaktr17 eklinde tanmlamaktadr. bn Sn ise

    hikmeti; mutabk tasdikler ve kmil tasavvurlar vastasyla insan nefsinin kemale

    ermesidir, eklinde tarif eder. Bu anlamda hikmet, bir teoriyi zetleyen kapsaml bir

    kelime, teori ve tecrbenin bir araya getirilmesidir.18 Elmal Muhammed Hamdi Yazra

    gre hikmet; faydal ilim ve slih ameldir, yine hikmet hem ilim, hem amel, hikmetin en

    essl mansn tekil eder. limsiz yaplan amel, faydal da olsa hikmet olamayaca

    gibi, amelsiz olan, tatbik edilmeyen ilim de ne kadar czip grnrse grnsn hikmet

    ismini almaz. Demek ki, her bilgi hikmet olmaz, anlama da arttr.19 yleyse slam

    felsefesini ve daha da genelde slam tefekkrnn tarihsel serencamn salt bir felsefe

    olarak deil, hikmetle kaynatrlm bir dini dnce olarak grmek daha dorudur.

    Phronesis ya da Hsn-i htiyar20

    Grek dncesinde grmek iin grme biimine logos, harici bir ama iin

    grme ekline tekne (techne) veya teknik yapp etme, iinde bulunulan ortamda

    ahlak ve siyas bakmdan doruyu grme tarzna fiil irfan (phronesis) denilmekteydi

    ve bu ayr gereklie iaret etmekteydi.21

    Phronesis basite dnmek anlamna gelen phronein fiilinden gelir. O nedenle

    baz kimseler tarafndan phronesis dnceli olma, anlayl/duyarl olma olarak

    evrilir. Phronesis ile episteme arasndaki farkllk kendilerine konu edindikleri

    objelerin farkl olmasndan ileri gelir. Phronesis deimeye elverili olan nesneler

    zerinde dnmeyi gerekli klarken, bilim (episteme) deimesi mmkn olmayan

    nesneler zerinde dnmeyi gerekli klar. Bu ayrm gerekte ruhun akll yannn iki

    yanna iaret eder. Baka trl olmas mmkn olmayan zorunlu nesnelerle bilimsel yeti

    (epistemonikon) ilgilenirken, baka trl olmas mmkn olan nesnelerle de len

    17 Kindi, Ebu Yakub b. shak, Felsef Risaleler, ev. Mahmut Kaya, z Yay. stanbul, 1994, s. 1. 18 Veheb, Mecid ve Mhendis Kamil, Mecmu mustalhati-arabiyyeti fil-luati vel-edebi, Beyrut,

    1984. s. 152. 19 Yazr, Elmall M. Hamdi, Hak Dini Kur'n Dili, I, 915. 20 Phronesis kavramnn Trkedeki karlklar iin pratik hikmet, fiili irfan gibi kavramlar nerilmesine

    ramen benim setiim hsn-i ihtiyar kavramdr. Bu kavramn phronesisdeki tikel bir ahlaki durumda

    en uygun seim anlam iin bizim dilimizdeki en yakn kavram olduunu dnyorum. 21 Bernstein, Richard J., From Hermeneutics to Praxis in Hermeneutics and Praxis, ed. Robert

    Hollinger, 1985, University of Notre Dame Press, s. 272-275.

  • 6

    hesaplayan (logistikon) yeti ilgili olur. Bilimsel yanda nesneler tmel kavramlar

    olurken, tartan, len bien yanda nesneler tikel olanlardr. Sonu olarak phronesis

    yalnzca baka trl olabilecek nesnelerle yani tikellerle alr. Zira bilimsel bilgi ile

    phronesis arasndaki fark da bilimsel bilginin tmellerle alrken, phronesisin ise

    gerekte tikellerle uramakla birlikte tmellerle de uramasdr. Phronesis iin

    tmeller uygun durumlara tanmak iin kullanlrlar. Phronesis tmellerle almasa da

    onun bilgisine genel olarak sahip olmaldr; tpk eudaimoniann bilgisine sahip olmas

    gerektii gibi.22 Bilimsel alanda nesnelerin zorunlu olmas kantlamaya izin verirken,

    phronesis alannda konu edinilen nesnelerin zellii gerei kantlamann olmas

    dnlemez. Dolaysyla phronesis gerekletirilen eylemin baka trl olmas

    olasl nedeniyle bilim (episteme) olamaz.23 Aristoteles, ahlaki bilgiyi (Pronesis -

    ahlaki pratik akl-) teorik bilgiden (episteme) ayrmaktadr. Bu ikisinin en ayrc

    zellii, ahlaki bilgide, matematikte bulunan nesnellii ve kesinlii bulabilmenin

    mmkn olmaydr.24 nk o niha tikel bir gerek durumla ilgilenmektedir. Bu tikel

    bilimin nesnesi deil alglayn (perception) nesnesidir. Bu da bir duyguya has

    zelliklerin alglanna ait deil fakat nmzdeki nesnenin gen olduunu

    alglaymza benzer bir alglaytr.25

    Bu balamda teknik akl veya teknikle, phronesis arasndaki farklara ksaca

    iaret etmemiz gerekirse: a) Teknik renilebilir veya unutulabilir. Biz bir hnerimizi

    yitirebiliriz. Ancak ahlak akl ne renilebilir ne de unutulabilir. Aksine ahlak akln

    veya phronesisin znesi, daima kendini fiil halde bulur ve her daim ahlaki bilgisini

    kendi somut durumunun ivediliine uygulamak mecburiyetinde kalr. b) Ahlak akln

    amac belirli bir ey ya da rn olmayp, aksine bir hayat tarznn tamamen ahlak

    doruluudur. c) Epistemede ve teknik bilgide bir amaca ulamak iin aralar kesinkes

    bellidir. Oysa phronesiste, bizi sonuca gtrecek doru aralara dair kesin bir bilgimiz

    yoktur. nk sonucun bizzat kendisi zel duruma uygun aralarla ilgili dnp

    22 Reeve C., Practices of Reason, Oxford University Press. New York, 1992, s. 67. 23 Aristoteles, Nikomakhosa Etik, ev. Saffet Babr, Ayra Yay, Ankara, 1996, 1140a 30 35, 1140b 5. 24 Gadamer, Hans-Geor, Truth and Method, ev. Joel Weinsheimer and Dnald G. Marshall, Sheed and

    Ward, London, 1989, s. 314. Ayrca bkz. Gadamer, Aristonun Hermentik lgisi, Siyasi Hermentik

    iinde, Der-ev. Burhanettin Tatar, Ett Yay, Samsun, 2000, s.107119; Akn Ergden Gadamerin

    Felsefesinde Aristotelesin Yeri, Trkiye I. Felsefe Mantk Bilim Tarihi Sempozyumu Bildirileri, Haz,

    Kenan Grsoy-Alparslan Akgen, Ankara, 1986, s. 165175. 25 Aristoteles, Nikomakhosa Etik, 1141a-25-29.

  • 7

    tanma sreci iinde somut olarak ortaya kabilir. Ksaca o, hem aralarn hem de

    amalarn bilgisini ierir. Burada insann kendine deil de, dier kiiye ilgisi sz

    konusudur. Bu nedenle de o, ahlak bir yargdr. Mesele, genel bir bilgi tr olmayp,

    onun belirli bir anda tam ahlaki bir doruluk eklinde tecessm etmesidir.26

    Amel-i Salihin Semantik Uzantlar

    Amel kavram terminolojik olarak canl bir varlktan bilinli olarak meydana

    gelen btn eylemlerdir.27 Fil kavram amel kavramna gre daha genitir. O bilinli

    veya bilinsiz her trl eylemi kapsarken amel kavram yalnzca bilinli eylemleri

    ierir. Bunun iindir ki fil kelimesi, kendilerinden eylemin bilinsiz vaki olduu

    hayvanlara ve cansz varlklara nispet edilebilir. Bu ayrm Eb Hill Asker, El-Furuq

    fil-Lua adl almasnda yle belirtir: Amel, bir eyde eser (iz/etki) meydana

    getirmektir. Fulnun yamelutne hazefen (falan, amuru testi yapar), yamelul-hse

    zenbilen vel-edime siqen (hurma yapran kfe ve deriyi su tulumu yapar) denilir. Bu

    anlamda yefalu zlike (bunlar yapar) denilmez. nk bir eyin fil anlamnda

    yaplmas, daha nce belirttiimiz gibi ct edilmesidir. Hlbuki sizi ve amellerinizi

    Allah halqetti (Saffat/96) ayeti, sizi ve yontmak veya kazmak sretiyle ekil

    verdiklerinizi Allah yaratt anlamna gelir.28

    Hayrl, iyi, uygun veya yararl i, faaliyet anlamna gelen amel-i salih

    kavram bu nitelikleri tayan hukuk, ibadet, ahlk ve siyasetle ilgili btn olumlu

    faaliyetleri kapsar. Hatta Peygamberimiz, her eyden nce gnlden teslim olma

    anlamna gelen slm ve kukusuz bir ekilde inanma anlamna gelen iman dahi

    amel diye isimlendirmitir (Buhr, Tevhd, 47). Zira iman bilincin zirvelerinde yaplan

    yegne ameldir. Amellerin niyetlere gre olmas ise niyetin amele nceliini gsterdii

    gibi bilinli bir eylem olan niyetin yine bilinli bir var olma tarz olan amelle hayat

    bulacan da gstermi olur. Buna gre amel-i salih bilinli bir ekilde inanma ve kabul

    etmenin sonucu olan bilinli bir pratiktir. Kuranda iman ve kfr durumlar sadece

    inan alanna deil belki ondan daha da fazla olarak amel-ahlaki olgular tasvir eder.

    26 Gadamer, Hans-Georg, Tarihsel Bilin Sorunu, Toplum Bilimlerine Yorumcu Yaklam, ev. Taha

    Parla, Hrriyet Vakf Yay. stanbul, 1990, 79-106. 27 el-sfehn,Ragb, el-Mfredat fi aribul-kurn, thk, Safvan Adnan Davud, Beyrut, 1992, s.586. 28 Asker, Eb Hill, El-Furuq fil-Lua, ev. Veysel Akdoan, aret Yay. stanbul, 2009, s. 184.

  • 8

    Izutsunun semantik analizlerinin de gsterdii gibi hilm, tevazu, kr, takv, iyilik,

    adelet, cmertlik, sdk (doruluk), hidayet gibi ahlaki durumlar imann semantik

    alanna girerken; azgnlk, zulm, tekzib, kibir, fsk, nankrlk, cimrilik, sapknlk,

    kendini mstani grme gibi durumlar kfr kavramnn semantik alan iine

    girmektedir.29

    Phronesis ve Hikmetin Amel-i Salihe Bakan Yz

    ya da Yitirilmi Hikmetin Peinde Olmak

    Modernitenin, ahlak tikel ve yerel olandan koparmas din ile ahlak arasnda bir

    gerilimin ortaya kmasna neden olmutur. Belki de bu gerilim, moderniteyi olduka

    iyi tanmlamaktadr. Modern zamanlarn insan da genel olarak Tanrsz olmamakla

    birlikte, ahlaksz olunabileceini gsteren tablolar sergiler. Bir baka ifadeyle, bir

    nominal imandan sz edilir hale gelinmitir. nk herhangi bir kiinin, ahlaken olumlu

    gibi gzken eylemi, din perspektiften hi de yle gzkmeyebildii gibi, bunun tersini

    de dnmek mmkndr.30 N. Attasn da ifade ettii gibi, imann ilimden kopuk

    olamayacan sylememiz gerekir. Yine adalet sz konusu inanma ve bilme fiilinden

    ayr deildir. Zira insann yaratklar leminde doru ve bu yzden uygun yerini ve

    yaratcs ile olan uygun irtibatn bilmesidir ve bu, adalet (adl) olarak bilinen eydir.

    Meseleye Kurann kulluk kavram asndan bakarsak, orada kulluk kesinlikle bilgiden

    (marifet) kopuk deildir. Zira Allahn insan yarat amac insann onu bilmesidir.31

    Eyann btn iinde insann kendi yerini bilmesi, durumunu tanmas, tasdik etmesi

    ve bu bilile tasdike gre hareket etmesi, hem bireysel hem de toplumsal adan adaleti

    getirecek olan edepli olmadr.32 A. Schimemmel, bu elerin birbirine ball ve

    birbirini gerektirdii hususunun slam kltrnde bir aa eklinde sembolize edildiine

    iaret eder. Aacn gvdesi, iyilik yapma; dallar drstlk; yapraklar edebe riayet ve

    nefse hkimiyet; kkleri kelime-i ahadet; meyveleri marifetdir. Ancak bu meyve

    29 Geni bilgi ve deerlendirme iin bkz. Toshihiko Izutsu, Kuranda Din ve Ahlak Kavramlar, ev.

    Selahattin Ayaz, stanbul, ty, 129-137, 193-205, 219-237, 259-267, 273-280, 306-308; Izutsu, Kuranda

    Allah ve nsan, ev. Sleyman Ate, Ankara, ty. 31-32, 129-131, 187-207, 218-227. 30 nar, Aliye, Evrensellik ve Yerellik Arasnda Bir Teoloji Araynda Fiil rfann nemi, Uluda

    niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 2006, cilt: XV, say: 1, s. 226. 31

    Attas, S. Nakib, Modern a ve slami Dnn Problemleri, ev. M. Erol Kl, nsan Yay. 1989,

    101, 107. 32 Attas, Modern a ve slami Dnn Problemleri, s. 129.

  • 9

    aacn tohumunu da iinde barndrd iin o hem hareket noktas, hem de varlacak

    hedeftir. Zira marifet, irfan bilgidir.33

    Bat dncesinin olgu ile deeri ayrmas sonucu oluan ahlak ile din arasndaki

    kopuklua benzer ekilde slam dncesinde de bilinli ve slah edici bir faaliyet olan

    amel-i salihin hikmete mebni bir tarzda hayatiyet bulabilmesi iin hayat teori-pratik,

    olgu-deer, ilim-amel, metin-hayat arasndaki mtekabiliyet ve mutabakatn kopmaz bir

    btnl iinde deerlendirmek hayati nem arz eden bir husustur. Bu sayede iman ve

    hayat birbirine kapal kompartmanlara ayrlma tehlikesinden kurtularak daha anlaml

    olacaktr.

    33 Schimmel, Annemarie, Tanrnn Yeryzndeki aretleri, ev. Ekrem Demirli, Kabalc Yay., 2004, s. 41, 15.