batı ve İslam düşüncesinde amel-i salih arayışları bağlamında
DESCRIPTION
Batı Ve İslam Düşüncesinde Amel-i Salih Arayışları Bağlamında Phronesis-Hikmet İlişkisiTRANSCRIPT
-
1
Bat ve slam Dncesinde Amel-i Salih Araylar
Balamnda
Phronesis-Hikmet likisi
Mehmet ULUKTK
Giri
Bu makalede Bat ve slam dncesinin modern ala birlikte yaadklar
kendilerine zg kriz durumlarnn grece benzer bir tehisini yapmaya teebbs
edilmektedir. Tehis bir tespitten yola kyor. Teori-pratik, olgu-deer, ilim-amel,
metin-hayat arasndaki mtekabiliyet ve mutabakatn yerini modern ve postmodern
dnemle birlikte kopukluklarn, ayrm ve ayrlklarn ve dahas farkllamann alddr.
Bu tespit Bat ve slam dncelerinin kozmik ve paradigmatik btnlklerinin yerini
paralanmlklarn ve blnmlklerin ald ynndeki tehise dnt. Tehisten
sonraki gelecek aama olan tedavi iddias ise bu makalenin snrlarn fazlasyla
aacandan bu makalede ifade edeceklerim dikkat ekme mesabesinde olacaktr.
Buradaki dikkat ekme, zellikle setiim bir kavramsallatrma olan amel-i salih (her
konuda davrann en iyisi, gzeli, insana yakan) zerinden olacaktr. Amel-i salih,
teoriyi tasdik eden pratik, olgunun deere dnmesini salayan meleke, sahih ilme
uygun salih bir amel ve metnin kendisiyle hayat bulduu vasattr. Sahih vahiyle salih bir
ftratn amel-i salih eklindeki pratii olan hikmet bu vasatn kurucu aktr olacaktr.
Krizimizin msebbibi olan ayrlk, kopukluk ve farkllamann stesinden ancak amel-i
salihle gelebiliriz. Bu noktada slam dncesindeki pratik hikmet ve Bat
dncesindeki mukabili saylabilecek phronesis (pratik bilgelik) amel-i salihin
gereklemesi iin k noktalar olacaktr.
***
Descartesla balayan ve Aydnlanmaya uzanan modernizm, akl bir yandan
bilginin ve toplumsal ilerlemenin itici gc olarak grrken, te yandan hakikatin
-
2
imtiyazl oda ve sistematik bilginin kayna olarak kabul etti. Akla, dnce ve
eylemin hareket ettirici gc olarak bakld. Hedefe, Descartesdan tevars eden
rasyonel bir ideal konuldu.1 Descartesin rasyonellik ideali modern dncenin
ilerlemeci ve mekanik dnya grnn temeli oldu. Ancak modern dncenin
ilerlemeci ve mekanik dnya grne hangi adan bakarsak bakalm, o, kendinde bir
krlmaya iaret eder. Bu krlmay sadece modernizmin bir ksr dngye girmesi olarak
deil, ayn zamanda onun insan, dnya ve Tanr algsndaki paralanma olarak da
okumak mmkndr. Akln (Intelect) usa (reason) indirgenmesi ve insan aklnn
(intelligence) modern dnyada kurnazlk ve zeklikle snrlanmas kutsal bilgiyi
ulalmaz ve bir bakma anlamsz klmakla kalmam, Hristiyanlkta en azndan kutsal
bir dzen ve manev olgunlamann ve kurtuluun merkezi arac olan hikmet ya da
hikmet bilgisinin yansmasn temsil etmi olan doal din bilimini de tahrip etmitir.2
Meseleye akl perspektifinden yaklarsak, olabildiince gelitirilen teorik akln
ve epistemenin akln btn dier grnmlerini de ihlal edecek kadar bir tek
boyutlulua mahkm edildiini syleyebiliriz. te bu balamda, Modern dncenin
eletirilmesiyle birlikte, pratik hikmetin nemi derinden fark edilmeye balanmtr.
Zira modern dncede, pratik hikmet, evrensel aklda eritilince, ahlak bir varlk olan
insan iin nemli olan gelenek, det ve alkanlk devre d braklmtr. Bu durumda
insann salt akl ve doa varl olduu ima edilmitir. Mesele sadece bununla
kalmam, tamamen nesneletirilen doa karsnda insan zne olarak konumlanmtr.
nsan, zne olarak kendisini, bir nesne olarak dnd doa karsnda merkeze
yerletirmitir. nsann bu ekilde kendini merkeze koyarak zne/nesne ilikisi
erevesinde doay denetleme giriimi onu Varlktan uzaklatrmtr. Btn bu
deiiklikler, modernizmin determinist ve rasyonalist dnya gr adna yaplmtr.
Bu dnce paradigmas erevesinde, Varlk ve deerin birbirinden ayr olarak
konumlanmas, dolaysyla bir olgu-deer ayrmndan bahsedilmesi kendinde pek ok
imlar ve amazlar barndrmaktadr.3 Modern dnyagrnn yaad,
epistemolojik bir kriz olarak grnse de aslnda bilgi/ahlaka ynelik ilim/amel
ayrmasndan kaynaklanan etik bir krizdir. Arapa hikmet, varlk-deer-bilgi-amel
1 Toulmin, Stephen, Kozmopolis, ev. Hsameddin Arslan, Paradigma Yay, stanbul, 2002, s. 18-19. 2 Nasr, Seyyid Hseyin, Bilgi ve Kutsal, ev. Yusuf Yazar, z Yay. stanbul, 2001, s. 15 3 nar, Aliye, Aristotelesin Nikomakhosa Etikinde Pratik Hikmet Kavram ve Gnmz Asndan
nemi, Uluda niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 2007, cilt: 16, say: 1, s. 173.
-
3
izdivacn ngren geleneksel dnya grnn tecessm ettii kavramdr. slamda
ancak vahiyle bildirilen mutlak anlamda ilah bilgi anlamna gelen ilmin amele
dnt hikmette, dinin dikey (vahy) ve yatay (evrensel) boyutlar bulumaktadr.
Hikmet, zelde btnsel ilmi, genelde ilim/amel izdivacn anlatr.4
Hikmetin Kavramsal erevesi
Arapa H-K-M kknden gelen hikmet, hkm ve hakem kelimeleriyle
ilikilendirilerek szlkte "en faziletli ilimlerle eylerin en faziletlisini bilmek, bir
sanatn inceliklerine vakf olup en gzel ekilde yapmak, deneyim, insanlarn cehaletini
ortadan kaldracak faydal, t alabilecei szler, hkm vermek ve adalet"
anlamlarna gelir. Bu sebeple hikmet Kurann sfat olarak da anlr.5 "Engel olmak,
zapt etmek, tutmak ve salam olmak" gibi anlamlar iermesinden dolay "iyi olana
ynlendiren, irkin ve kt eylere engel olan kelimelere hikmet denildii gibi hkm
de" denilir.6 Bu kavramn eyann hakikatlerini, varlkta bulunduklar durum ne halde
ise insann gc lsnde ylece bilmek' eklindeki genel hikmet ve felsefe
kavrayna uygun tanmlar yaplarak ilim ve amel ynne iaret edilmitir.7
Terminolojik olarak dallet ve cehalete engel olan iksir veya klli bilgi manasn
ierdii iin kll, niversal bilgiye iaret eden felsef bilgiye hikmet denilmektedir.8
Hikme (t) kelimesi, lgatiler tarafndan, birisinin kt ve yanl bir i yapmasna engel
olmak, onu byle davranmaktan alkoymak anlamnda tanmlanmtr.9 Tefsirler temel
olarak kamuslarda verilen tanm paylamaktadr. Muchid (21-103) kelimeyi anlama
(fkh), akl ve peygamberlik (nubuvve) olmakszn konumada doruluk (isbe) olarak
tanmlanmtr.10 bn Kuteybeye (213-276) gre ise; Hikmet ilim ve ameldir. Bir
kimse bu ikisini birlikte bulundurmadka ona hakm denmez.11 Taber (224-310) de
4 Gencer, Bedri, Btnsel Bilginin Peinde, Hikmet, Rhle Dergisi, Yl:1, Say:1, Nisan-Haziran, 2008,
s. 59. 5 bn Manzr, Lisn l- 'Arab, "hkm" mad., XII, 140 vd. 6 bn Dreyd, Cemheret'l-lga, I-IV, Daru Sadr, Beyrut ts. s. 186. 7 Crcn, Seyyid erif, Kitabu't-Ta'rft, Beyrut, trh, s. 91, 8 Yakt, smail, Trk-Islm Dncesi zerine Aratrmalar, tken yaynlan, stanbul, 2002. s. 51-52. 9 Lane, Arabic-English Lexicon, hkm maddesi. Williams and Norgate, London, 1863-1993. 10 et-Taber, Muhammed b. Cerr, Camiul-beyan an tevli yil-kurn, Darul-fikr, Beyrut, 1984, XXI,
s. 67. 11 bn Kuteybe, Ebu Muhammed, arbul-kurn, 1958, 32.
-
4
hikmetin doruyu yanltan ayrma anlamna gelen hukm kelimesinden alndn
belirtmektedir.12
Yine olaylar arasndaki sebep sonu mnasebetini anlamak maksadyla harcanan
abalar sonunda elde edilen ameli ve tecrb bilgiye de hikmet denmitir. Hikmetin dier
bir anlam ise uurlu bir anlay ve derin bir kavraytr. Felsefenin kelime olarak
bilgelii sevmek (philosophia) anlamna geldii dnlrse felsefe ve hikmet
kavramlar arasndaki bu benzerlik yadrganmamaldr. Fakat hikmetin bilgi, tatbikat,
gaye, fayda ve sebep gibi ana unsurlar ele alnrsa kukusuz bu onu felsefeden daha
geni ve kuatc bir bilgi tr yapar.13
Kurnda hikmet kavram daha ok kitap ve hikmet ifadesiyle Allah
tarafndan insanlara verilmi bir rahmet (hediye) olarak sunulmutur. Ayrca Kuranda
hikmet yol gsterici bilgi olarak slam dncesinin ikinci kayna olan Snnet ile
zdeletirilmitir. Mesela, Cuma suresinin 63. ayetinde Yce Allah Peygamber
gndermekle sizi ktlklerden korumak ve size kitap ve hikmeti retmek
istemektedir. eklindeki ifadesi bunun Hz. Muhammede verilen yazl olmayan vahiy
olduu vurgulanmak istenmitir. O halde, bu ikinci eyin Peygamberin Kurann
ruhunu yanstan pratik rnekliinden baka bir ey olmad aktr. Bylece hikmetin,
ikinci bir bilgi kayna olarak, vahyin pratik uygulan olarak da kabul edilmesi
gerekir. Ayrca hikmet, Kurandaki baz ayetlerde ruhun temizlenmesi iin verilen bir
ilim olarak da karmza kmaktadr ki bu da slam tasavvufuna alan bir penceredir.14
Bu yzden felsef dnce rnleri, slam dncesi iinde felsefe adyla deil daha ok
hikmet adyla anlmtr. Mesela, bn Rd felsefe kelimesi yerine bilinli olarak
hikmet kelimesini kullanmtr. Aynen bunun gibi, bn Sina, dou felsefesinden
bahseden kitabna ad olarak el-Hikmatl-marikiyya (Dou Hikmeti) adn vermitir.15
Suhraverd el-Maktulda Yunan felsefesi dnda kalan bilgelii ifade etmek iin hikmet
tabirini kullanmtr.16 Kind hikmeti Klli varlklarn hakikatini bilmek ve bu
12 et-Taber, Camiul-beyan, I. 557-558. 13 Uluda, Sleyman, slamda Emir ve Yasaklarn Hikmeti, Trkiye Diyanet Vakf Yay. Ankara, 1997, s.
7-8. 14 nal, Mehmet, slam Dncesinde Hikmet Kavram, Felsefe Dergisi; Say: 4, 2007 (Gz), s. 118. 15 slam Ansiklopedisi, M.E.B., 1993. 16 Corbin, Henri, History of Islamic Philosophy, Islamic Publications, London, 1993, s. 153.
-
5
hakikatlerin gerektirdii ekilde davranmaktr17 eklinde tanmlamaktadr. bn Sn ise
hikmeti; mutabk tasdikler ve kmil tasavvurlar vastasyla insan nefsinin kemale
ermesidir, eklinde tarif eder. Bu anlamda hikmet, bir teoriyi zetleyen kapsaml bir
kelime, teori ve tecrbenin bir araya getirilmesidir.18 Elmal Muhammed Hamdi Yazra
gre hikmet; faydal ilim ve slih ameldir, yine hikmet hem ilim, hem amel, hikmetin en
essl mansn tekil eder. limsiz yaplan amel, faydal da olsa hikmet olamayaca
gibi, amelsiz olan, tatbik edilmeyen ilim de ne kadar czip grnrse grnsn hikmet
ismini almaz. Demek ki, her bilgi hikmet olmaz, anlama da arttr.19 yleyse slam
felsefesini ve daha da genelde slam tefekkrnn tarihsel serencamn salt bir felsefe
olarak deil, hikmetle kaynatrlm bir dini dnce olarak grmek daha dorudur.
Phronesis ya da Hsn-i htiyar20
Grek dncesinde grmek iin grme biimine logos, harici bir ama iin
grme ekline tekne (techne) veya teknik yapp etme, iinde bulunulan ortamda
ahlak ve siyas bakmdan doruyu grme tarzna fiil irfan (phronesis) denilmekteydi
ve bu ayr gereklie iaret etmekteydi.21
Phronesis basite dnmek anlamna gelen phronein fiilinden gelir. O nedenle
baz kimseler tarafndan phronesis dnceli olma, anlayl/duyarl olma olarak
evrilir. Phronesis ile episteme arasndaki farkllk kendilerine konu edindikleri
objelerin farkl olmasndan ileri gelir. Phronesis deimeye elverili olan nesneler
zerinde dnmeyi gerekli klarken, bilim (episteme) deimesi mmkn olmayan
nesneler zerinde dnmeyi gerekli klar. Bu ayrm gerekte ruhun akll yannn iki
yanna iaret eder. Baka trl olmas mmkn olmayan zorunlu nesnelerle bilimsel yeti
(epistemonikon) ilgilenirken, baka trl olmas mmkn olan nesnelerle de len
17 Kindi, Ebu Yakub b. shak, Felsef Risaleler, ev. Mahmut Kaya, z Yay. stanbul, 1994, s. 1. 18 Veheb, Mecid ve Mhendis Kamil, Mecmu mustalhati-arabiyyeti fil-luati vel-edebi, Beyrut,
1984. s. 152. 19 Yazr, Elmall M. Hamdi, Hak Dini Kur'n Dili, I, 915. 20 Phronesis kavramnn Trkedeki karlklar iin pratik hikmet, fiili irfan gibi kavramlar nerilmesine
ramen benim setiim hsn-i ihtiyar kavramdr. Bu kavramn phronesisdeki tikel bir ahlaki durumda
en uygun seim anlam iin bizim dilimizdeki en yakn kavram olduunu dnyorum. 21 Bernstein, Richard J., From Hermeneutics to Praxis in Hermeneutics and Praxis, ed. Robert
Hollinger, 1985, University of Notre Dame Press, s. 272-275.
-
6
hesaplayan (logistikon) yeti ilgili olur. Bilimsel yanda nesneler tmel kavramlar
olurken, tartan, len bien yanda nesneler tikel olanlardr. Sonu olarak phronesis
yalnzca baka trl olabilecek nesnelerle yani tikellerle alr. Zira bilimsel bilgi ile
phronesis arasndaki fark da bilimsel bilginin tmellerle alrken, phronesisin ise
gerekte tikellerle uramakla birlikte tmellerle de uramasdr. Phronesis iin
tmeller uygun durumlara tanmak iin kullanlrlar. Phronesis tmellerle almasa da
onun bilgisine genel olarak sahip olmaldr; tpk eudaimoniann bilgisine sahip olmas
gerektii gibi.22 Bilimsel alanda nesnelerin zorunlu olmas kantlamaya izin verirken,
phronesis alannda konu edinilen nesnelerin zellii gerei kantlamann olmas
dnlemez. Dolaysyla phronesis gerekletirilen eylemin baka trl olmas
olasl nedeniyle bilim (episteme) olamaz.23 Aristoteles, ahlaki bilgiyi (Pronesis -
ahlaki pratik akl-) teorik bilgiden (episteme) ayrmaktadr. Bu ikisinin en ayrc
zellii, ahlaki bilgide, matematikte bulunan nesnellii ve kesinlii bulabilmenin
mmkn olmaydr.24 nk o niha tikel bir gerek durumla ilgilenmektedir. Bu tikel
bilimin nesnesi deil alglayn (perception) nesnesidir. Bu da bir duyguya has
zelliklerin alglanna ait deil fakat nmzdeki nesnenin gen olduunu
alglaymza benzer bir alglaytr.25
Bu balamda teknik akl veya teknikle, phronesis arasndaki farklara ksaca
iaret etmemiz gerekirse: a) Teknik renilebilir veya unutulabilir. Biz bir hnerimizi
yitirebiliriz. Ancak ahlak akl ne renilebilir ne de unutulabilir. Aksine ahlak akln
veya phronesisin znesi, daima kendini fiil halde bulur ve her daim ahlaki bilgisini
kendi somut durumunun ivediliine uygulamak mecburiyetinde kalr. b) Ahlak akln
amac belirli bir ey ya da rn olmayp, aksine bir hayat tarznn tamamen ahlak
doruluudur. c) Epistemede ve teknik bilgide bir amaca ulamak iin aralar kesinkes
bellidir. Oysa phronesiste, bizi sonuca gtrecek doru aralara dair kesin bir bilgimiz
yoktur. nk sonucun bizzat kendisi zel duruma uygun aralarla ilgili dnp
22 Reeve C., Practices of Reason, Oxford University Press. New York, 1992, s. 67. 23 Aristoteles, Nikomakhosa Etik, ev. Saffet Babr, Ayra Yay, Ankara, 1996, 1140a 30 35, 1140b 5. 24 Gadamer, Hans-Geor, Truth and Method, ev. Joel Weinsheimer and Dnald G. Marshall, Sheed and
Ward, London, 1989, s. 314. Ayrca bkz. Gadamer, Aristonun Hermentik lgisi, Siyasi Hermentik
iinde, Der-ev. Burhanettin Tatar, Ett Yay, Samsun, 2000, s.107119; Akn Ergden Gadamerin
Felsefesinde Aristotelesin Yeri, Trkiye I. Felsefe Mantk Bilim Tarihi Sempozyumu Bildirileri, Haz,
Kenan Grsoy-Alparslan Akgen, Ankara, 1986, s. 165175. 25 Aristoteles, Nikomakhosa Etik, 1141a-25-29.
-
7
tanma sreci iinde somut olarak ortaya kabilir. Ksaca o, hem aralarn hem de
amalarn bilgisini ierir. Burada insann kendine deil de, dier kiiye ilgisi sz
konusudur. Bu nedenle de o, ahlak bir yargdr. Mesele, genel bir bilgi tr olmayp,
onun belirli bir anda tam ahlaki bir doruluk eklinde tecessm etmesidir.26
Amel-i Salihin Semantik Uzantlar
Amel kavram terminolojik olarak canl bir varlktan bilinli olarak meydana
gelen btn eylemlerdir.27 Fil kavram amel kavramna gre daha genitir. O bilinli
veya bilinsiz her trl eylemi kapsarken amel kavram yalnzca bilinli eylemleri
ierir. Bunun iindir ki fil kelimesi, kendilerinden eylemin bilinsiz vaki olduu
hayvanlara ve cansz varlklara nispet edilebilir. Bu ayrm Eb Hill Asker, El-Furuq
fil-Lua adl almasnda yle belirtir: Amel, bir eyde eser (iz/etki) meydana
getirmektir. Fulnun yamelutne hazefen (falan, amuru testi yapar), yamelul-hse
zenbilen vel-edime siqen (hurma yapran kfe ve deriyi su tulumu yapar) denilir. Bu
anlamda yefalu zlike (bunlar yapar) denilmez. nk bir eyin fil anlamnda
yaplmas, daha nce belirttiimiz gibi ct edilmesidir. Hlbuki sizi ve amellerinizi
Allah halqetti (Saffat/96) ayeti, sizi ve yontmak veya kazmak sretiyle ekil
verdiklerinizi Allah yaratt anlamna gelir.28
Hayrl, iyi, uygun veya yararl i, faaliyet anlamna gelen amel-i salih
kavram bu nitelikleri tayan hukuk, ibadet, ahlk ve siyasetle ilgili btn olumlu
faaliyetleri kapsar. Hatta Peygamberimiz, her eyden nce gnlden teslim olma
anlamna gelen slm ve kukusuz bir ekilde inanma anlamna gelen iman dahi
amel diye isimlendirmitir (Buhr, Tevhd, 47). Zira iman bilincin zirvelerinde yaplan
yegne ameldir. Amellerin niyetlere gre olmas ise niyetin amele nceliini gsterdii
gibi bilinli bir eylem olan niyetin yine bilinli bir var olma tarz olan amelle hayat
bulacan da gstermi olur. Buna gre amel-i salih bilinli bir ekilde inanma ve kabul
etmenin sonucu olan bilinli bir pratiktir. Kuranda iman ve kfr durumlar sadece
inan alanna deil belki ondan daha da fazla olarak amel-ahlaki olgular tasvir eder.
26 Gadamer, Hans-Georg, Tarihsel Bilin Sorunu, Toplum Bilimlerine Yorumcu Yaklam, ev. Taha
Parla, Hrriyet Vakf Yay. stanbul, 1990, 79-106. 27 el-sfehn,Ragb, el-Mfredat fi aribul-kurn, thk, Safvan Adnan Davud, Beyrut, 1992, s.586. 28 Asker, Eb Hill, El-Furuq fil-Lua, ev. Veysel Akdoan, aret Yay. stanbul, 2009, s. 184.
-
8
Izutsunun semantik analizlerinin de gsterdii gibi hilm, tevazu, kr, takv, iyilik,
adelet, cmertlik, sdk (doruluk), hidayet gibi ahlaki durumlar imann semantik
alanna girerken; azgnlk, zulm, tekzib, kibir, fsk, nankrlk, cimrilik, sapknlk,
kendini mstani grme gibi durumlar kfr kavramnn semantik alan iine
girmektedir.29
Phronesis ve Hikmetin Amel-i Salihe Bakan Yz
ya da Yitirilmi Hikmetin Peinde Olmak
Modernitenin, ahlak tikel ve yerel olandan koparmas din ile ahlak arasnda bir
gerilimin ortaya kmasna neden olmutur. Belki de bu gerilim, moderniteyi olduka
iyi tanmlamaktadr. Modern zamanlarn insan da genel olarak Tanrsz olmamakla
birlikte, ahlaksz olunabileceini gsteren tablolar sergiler. Bir baka ifadeyle, bir
nominal imandan sz edilir hale gelinmitir. nk herhangi bir kiinin, ahlaken olumlu
gibi gzken eylemi, din perspektiften hi de yle gzkmeyebildii gibi, bunun tersini
de dnmek mmkndr.30 N. Attasn da ifade ettii gibi, imann ilimden kopuk
olamayacan sylememiz gerekir. Yine adalet sz konusu inanma ve bilme fiilinden
ayr deildir. Zira insann yaratklar leminde doru ve bu yzden uygun yerini ve
yaratcs ile olan uygun irtibatn bilmesidir ve bu, adalet (adl) olarak bilinen eydir.
Meseleye Kurann kulluk kavram asndan bakarsak, orada kulluk kesinlikle bilgiden
(marifet) kopuk deildir. Zira Allahn insan yarat amac insann onu bilmesidir.31
Eyann btn iinde insann kendi yerini bilmesi, durumunu tanmas, tasdik etmesi
ve bu bilile tasdike gre hareket etmesi, hem bireysel hem de toplumsal adan adaleti
getirecek olan edepli olmadr.32 A. Schimemmel, bu elerin birbirine ball ve
birbirini gerektirdii hususunun slam kltrnde bir aa eklinde sembolize edildiine
iaret eder. Aacn gvdesi, iyilik yapma; dallar drstlk; yapraklar edebe riayet ve
nefse hkimiyet; kkleri kelime-i ahadet; meyveleri marifetdir. Ancak bu meyve
29 Geni bilgi ve deerlendirme iin bkz. Toshihiko Izutsu, Kuranda Din ve Ahlak Kavramlar, ev.
Selahattin Ayaz, stanbul, ty, 129-137, 193-205, 219-237, 259-267, 273-280, 306-308; Izutsu, Kuranda
Allah ve nsan, ev. Sleyman Ate, Ankara, ty. 31-32, 129-131, 187-207, 218-227. 30 nar, Aliye, Evrensellik ve Yerellik Arasnda Bir Teoloji Araynda Fiil rfann nemi, Uluda
niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, 2006, cilt: XV, say: 1, s. 226. 31
Attas, S. Nakib, Modern a ve slami Dnn Problemleri, ev. M. Erol Kl, nsan Yay. 1989,
101, 107. 32 Attas, Modern a ve slami Dnn Problemleri, s. 129.
-
9
aacn tohumunu da iinde barndrd iin o hem hareket noktas, hem de varlacak
hedeftir. Zira marifet, irfan bilgidir.33
Bat dncesinin olgu ile deeri ayrmas sonucu oluan ahlak ile din arasndaki
kopuklua benzer ekilde slam dncesinde de bilinli ve slah edici bir faaliyet olan
amel-i salihin hikmete mebni bir tarzda hayatiyet bulabilmesi iin hayat teori-pratik,
olgu-deer, ilim-amel, metin-hayat arasndaki mtekabiliyet ve mutabakatn kopmaz bir
btnl iinde deerlendirmek hayati nem arz eden bir husustur. Bu sayede iman ve
hayat birbirine kapal kompartmanlara ayrlma tehlikesinden kurtularak daha anlaml
olacaktr.
33 Schimmel, Annemarie, Tanrnn Yeryzndeki aretleri, ev. Ekrem Demirli, Kabalc Yay., 2004, s. 41, 15.