bebek news sayı 15

Mayıs 2014 Yıl 2 sayı 15

Best Kidsİz Koçluk

Özge Sanat Atölyesi

DİŞ ÇÜRÜĞÜ SİZDEN ÇOCUĞUNUZA BULAŞABİLİR ÇOCUKLARDA

ALLERJİ

Ekranların Minik Yıldızı “ Emir Berke Zincidi”

Ece YamaçErkan KabataşElgiz HendenGökçen Yüksel KaracaÖzge TürkyılmazEmir Berke Zincidi

Röpö

rtaj

Bebek Newsİmtiyaz Sahibi

Metronom Medya AdınaEyüp Kervangül

[email protected]

Satış PazarlamaGökhan Günay

Nur Ceylan

FotoğrafFerdi Arslan, Samet Kömürcü

Tasarım Mehmet Pınarcı

Hukuk DanışmanıBarış Çabuk

Katkıda BulunanlarEmirhan Suçeken,

Fulya İpek, Cem Güneş

Web tasarımCeyhun Kocal

AdresMetronom Medya

Merdivenköy Mahallesi Hızırbey Caddesi

Tümer Ap. No:251/4Göztepe/İstanbul 0 216 566 95 66 0 216 566 75 27

www.bebeknews.comwww.metronommedya.com

Bebek News dergisinde kullanılan haberler izin alınmadan,

kaynak gösterilmeden başka yayınlarda kullanılamaz.

Reklamlardan reklam veren firma sorumludur.

EditörÖzlem Bugur

MuhabirRüya Meriçboyu

EDİTÖR

Best Kids

İz Koçluk

Psikolog

Özlem BUGUR

Seni Korkularınla Seviyorum

Korku, tehlike karşısında oluşan, yaşamsal ve canlıyı korumaya yönelik bir tepkidir. Normal gelişimin bir parçası olduğu gibi, kişinin kendini tehlikelerden sakınmasını sağlar.Bebeklikten, ergenliğe kadar sıkça rastlanılan bir durumdur. Araştırmalar gösteriyor ki, çocuklar gelişimlerinin bir döneminde, farklı derecelerde, yoğunluk ve sürelerde herhangi bir şeyden korkmaktadırlar. Çocuğun bilişsel, duygusal, algısal gelişimi devam ettikçe korktuğu durum ve nesneler de, bulunduğu yaşa göre değişkenlik gösterir. Önemli olan nokta, bu korkunun süresi ve yaş dönemine uygun olup olmadığıdır.

Çocukların sıklıkla yaşadıkları korkular,

0-6 ay, Anne-babanın fiziksel yakınlığını kaybetmekten korkmak (görsel ve dokunsal anlamda), gürültü. 6-12 ay Yabancılardan korkmak, gürültü.1 yaş da , Anne- babadan ayrılmak, yabancılardan korkmak, gece korkularının başlangıcı, zarar görmekten korkmak, izlenme korkusu, ani çıkışlar. 2.yaş da, gürültü, anne babanın yardımından yoksun kalmak, vahşi hayvanlar, gece korkuları, uykuda boşluğa düşmek, karanlık, tuvalet deliği.3. Yaşında, maskeler, anne babayı yanında görememek, karanlık, hayvanlar, (en fazla yılanlardan), rüyalarda canavarlar görmek. 4.yaş da Fırtına, şimşek, karanlık, hayvanlar, anne babayı yanında görememek, cadılar, büyücüler, hayali hayvanlar. 5.yaş da Geçmişteki bütün korkular, yaralanma, kan görme, acı, kötü insanlar, karanlıktan korkmak, hayali dünyalar. 6. yaş da Yaşam döngüsüyle ilgili korkular, gökgürültüsü ve şimşek, ölüm, hayaletler, cadılar, canavarlar, kaybolma, yalnız kalma. Son olarak 7 -8yaşlarında yalnız kalmaktan korkmak, zarar görmekten korkmak, arkadaşsız kalmak, komik duruma düşmek, hayaletler, sesler, ruhlar, kaybetme korkusu, arkadaşlarını kaybetme korkusu, hırsız, haydut, silah.

İÇİNDEKİLER

14Emir Berke

Zincidi

22Best Kids

32Şirin

44İz Koçluk

54Özge Sanat Atölyesi

4 Bebek News • Mayıs 2014

Bebek News Anneler Gününüzü Kutlar

Bebek News Anneler Gününüzü Kutlar

Mayıs 2014 • Bebek News 5

Mayıs 2014 • Bebek News 7Mayıs 2014 • Bebek News 7

DENEYEN ANNELERİN YÜZDE 85’İ CANBEBE’Yİ

ÖNERİYOR

8 Bebek News • Mayıs 20148 Bebek News • Mayıs 2014


ANNE BABALAR DİKKATDİŞ ÇÜRÜĞÜ SİZDEN ÇOCUĞUNUZA BULAŞABİLİR

Diş Hekimi Ve Protez uzmanı Çağdaş Kışlaoğlu, anne-babaları uyarıyor. 1 yaş ile 2,5 yaş arasındaki çocukların ağız ve diş sağlığından ebeveynlerin sorumlu olduğunu söyleyen Diş Hekimi Ve Protez Uzmanı Çağdaş Kışlaoğlu, diş çürüğünün, anne ve babadan çocuğa bulaşabilen bir hastalık olduğuna dikkat çekti.

Çocukta diş çürümesi nasıl oluşur?

Bebek doğduğunda ağız ortamı çürük yapıcı bakteri içermez. Bu bakteriler büyük olasılıkla dişler sürmeye başladığında, sıklıkla da anneden bebeğine bulaşır.

Diş Hekimi Ve Protez uzmanı Çağdaş Kışlaoğlu, çok bileşenli

bir enfeksiyon hastalığı olan diş çürüğünün bulaşıcı özellik taşıdığını söyledi. Bu bulaşmada anne-babanın (özellikle annenin), dikkat etmesi gereken belli özellikler olduğunu ifade eden Dr. Kışlaoğlu, “Bulaşmanın olmaması için anne, bebeğini beslerken kaşık, emzik, biberon gibi araçları kendi ağzıyla temasta bulundurmadan kullanmalıdır. Aksi halde anne, çürüğe yol açacak organizmaları kendi ağzından bebeğine aktarır” dedi. Dr. Çağdaş Kışlaoğlu, anne bulaşmayı üç yaşına kadar kontrol ederse bu süreden sonra olabilecek aktarımın çocukta çok şiddetli çürük enfeksiyonu yaratma olasılığının düşeceğini vurguladı.

SAĞLIK

Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Çağdaş Kışlaoğlu


Ebeveynlerin çocuklarının ağız ve diş sağlığı konusunda yapması gerekenler

Ebeveynlere, çocuklarının ağız ve diş sağlığı konusunda uyarılarda bulunan Dr. Çağdaş Kışlaoğlu, şu bilgileri verdi:

“İlk süt dişlerinin sürmesini takiben anne ve baba, bebeklerinin dişlerini ya bu iş için üretilen özel fırçalar ya da temiz bir tülbent, gazlı bez parçası yardımı ile düzenli olarak fırçalamalıdırlar. Bebeklerin beslenmesi sırasında ballı emzik, şeker içerikli sıvı gıdaları içeren biberonun kullanımları biberon çürüğü olarak adlandırılan üst ön kesici dişlerde çürüklerin oluşmasına neden olmaktadır. Bebeklerin uykuya şekerli süt vs. içeren biberonlarla yatırılmaları ağızlarında kalıcı sorunların oluşmasına neden olur”

Anne-baba iyi model olmalı

Diş Hekimi Protez uzmanı Çağdaş Kışlaoğlu, anne-babaların, bebeklerini bir sorun olsun ya da olmasın 6 ayda bir diş hekimine kontrole götürmelerinin önemini vurguladı. “Anne ve baba, çocuklarını diş sağlığına önem veren bireyler olarak görmek istiyorsa, onun önünde düzenli olarak ağız bakımına dikkat eden doğru bir model oluşturmalıdırlar” diyen Dr. Kışlaoğlu, bu konuda doğru ödüllendirmede alışkanlığın yerleşmesinde yardımcı olabileceğini vurguladı.

Dr. Kışlaoğlu, ağızlarında yılda 2’den fazla yeni çürük oluşan çocukların, çürük gelişimi açısından oldukça yüksek bir risk altında olduklarına dikkat çekti.


Çilek’ten Gençlerin Odalarına: “Oturma Köşesi”


www.metronommedya.com


RÖPORTAJ


Ekranların Minik Yıldızı “ Emir Berke Zincidi”

Onu hepimiz, Öyle bir geçer zaman ki dizisiyle tanıdık. O zamanlar küçüktü

ama oynadığı rol ile tüm Türkiye’yi kendisine bağladı. Zaman geçtikçe rolü de büyüdü. Şimdilerde ise sevilen dizi Küçük

Ağa ile karşımıza çıkıyor. Mimikleriyle, hareketleriyle rolünün hakkından geliyor.

Ekranlarda daha çok karşımıza çıkacak olan “Küçük ağa” Emir Berke Zincidi ile

Metronommedya Muhabiri Rüya Meriçboyu söyleşi gerçekleştirdi


Bebek News: Emir Berke Zincidi, oyunculuğa nasıl adım attı? Oyuncu olmasaydı, ne olmak istiyordu?

Emir Berke Zincidi: Bir Arkadaşımızın ajansı vardı, bir gün onu ziyarete gittik, arkadaşımız Emir Berke‘yi çok beğendi ve dedi ki Emir tam reklamlık bir çocuk, onun bir fotoğrafını çekeyim dedi ve Emir Berke‘nin hikayesi başladı. O zaman üç yaşındaydı ve bugüne kadar bir çok reklamda, üç tane dizi ve bir de sinema filminde oynadı.

Şu anda Emir Berke hobi olarak, keyif aldığı ve yeteneği de uygun olduğu için oyunculuk yapıyor. İleride kendi ne karar verirse o olacaktır.Oyuncu ya da şarkıcı, belki de futbolcu olabilir. Zamanı gelince ona sorarsınız.

Bu Kalp Seni Unutur Mu- Show Tv Öyle Bir Geçer Zaman Ki – Kanal D Küçük Ağa – Kanal D Hititya:Madalyonun Sırrı – sinema filmi


B.N: Öyle bir geçer zamanki dizisiyle tanıdık, şimdilerde ise Küçük Ağa dizisinin başrolünde. Dizi nasıl geçiyor? Önümüzdeki günlerde film projesi de olacak mı?

E.B.Z: Dizi seti çok keyifli geçiyor. Emir Berke’nin okulu baz alınarak programı yapılıyor. Erler Film‘le 6. ayda bir sinema filmi çekmeye karar verdik, hikayesini çok beğendik.Yakında tanıtımını yapacaklar. Keyifli bir proje olacağa benziyor.

B.N: Gerçek hayatta Küçük ağa olmak ister miydi?

Gerçek hayatta ben Emir Berke olmaktan memnunum.

B.N: Mayıs ayının ikinci haftasında anneler gününü kutlayacağız. Emir Berke’nin annesiyle iletişimi nasıldır? ( Varsa, annesiyle geçen bir anısını anlatır mısınız)?

E.B.Z: Annemle iletişimimiz çok güzel gidiyor. Canım annemin ve tüm annelerin Anneler Günü kutlu olsun.

Söyleşi için Emir Berke Zincidi’ye teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.


Satışa sunulan oyuncakların ciddi bir kısmının gerekli güvenlik ve sağlık kriterlerine uymadığını dile getiren uzmanlar anne babaların doğru oyuncakları seçmek için eskiye nazaran daha bilinçli olduklarına dikkat çekiyor .PAL Oyuncak Ürün Müdürü Murat Üstünbaş bu konudaki bilinci yaygınlaştırmak için aileleri sağlıklı oyuncak seçimi kriterleri konusunda bilgilendirmenin önemini vurguluyor: “Oyuncak seçiminde sağlık ve güven birbirini tamamlayan iki önemli başlık. İkisinde dikkat etmek gerekiyor. Oyuncak alırken yanıcı, parlayıcı, kötü kokan ve zehirleme riski taşıyan malzemelerden yapılmış oyuncaklardan uzak durun.

Oyuncak seçiminde sağlık ve marka

bilinci artıyorÇocuklar için alınan pek çok üründe gösterilen özen oyuncak seçimlerinde kendini göstermiyor. Uzmanlar çocukların sağlıklı gelişimi için oyuncak seçiminin önemini vurguluyor.


Oyuncakların ağır metal ve zararlı kimyasallar içermemesine özen gösterin.

Çocukların oyuncakları ağız ve parmakla tanıma çabaları sık karşılaşılan bir durumdur. Çocuğunuzu, oyuncak parçalarının neden olduğu; yutma, nefes borusuna kaçma, parmak ve uzuv sıkışması gibi olumsuz durumlara karşı koruyun. Oyuncaklar; sert, kesici ve kırılabilen malzemelerden kaynaklanan yaralanmalara neden olabilirler. Bu durumla karşılaşmamak için oyuncakların güvenlik standartlarına uyup uymadıklarını kontrol edin.”

Pilli oyuncaklar tehlikeli olabilir

Oyuncak içindeki piller uzun süre bekleyince içindeki kimyasallar akma yapabilir. Çocuğunuzun pillerle temasa geçmemesi ve açık elektrik kablolarına ulaşmaması için oyuncaklardaki pil ve elektrik kabloları bağlantılarının gizlenmiş olmasına dikkat edin.

Oyuncakları çocuğunuzun yaşına göre seçin.

Çocuğunuzun yaş grubuna uygun olan oyuncakları seçin. Yaş gurubuna göre seçilen oyuncakların çocuğunuzun fiziksel, duygusal ve zihinsel gelişimini destekleyeceğini unutmayın. Ölme ve öldürme kavramlarını normalleştiren, oyuncak silah başta olmak üzere çocuklar üzerinde kötü etki bırakabilecek ve şiddet unsuru taşıyan tüm oyuncaklardan uzak durun.

Hafızayı güçlendiren oyun ve oyuncaklar ile çocuğunuzun zihinsel gelişimini destekleyin.

Çocuğunuzun seçici dikkat, odaklanma ve konsantrasyon, parça bütün ve şekil zemin ilişkisi becerilerini geliştiren eğitici oyuncaklar ile onun gelişimine katkı sağlayın.

Satın aldığınızın oyuncakların çocuğunuzun matematiksel, bağlantısal düşünme ve problem çözme becerilerini geliştirmesine özen gösterin. Doğru oyuncaklar ile oynayan çocuklarının zihinsel becerilerinin daha hızlı geliştirdiğini unutmayın.

Hafızayı geliştiren oyun ve oyuncaklar ile çocuğunuzun bilgiyi kopya etme, transfer etme ve uzun-kısa süreli hafıza becerisini geliştirin. Grup halinde oynanan oyunlar ile çoğunuzun, yenme-yenilme kavramlarının yanı sıra birlikte hareket etme, paylaşma ve sosyal iletişim yeteneğini de geliştirin.

Müzikli oyuncakları ile onu hem eğlendirin hem de öğrenme becerisini geliştirin.

Oyuncaklarda müziğin eğiticiliğinden yararlanın. Müzikli oyuncaklar yardımıyla çocuğun uzun el becerisi geliştirin ve hayal gücünün sınırlarını keşfetmesine yardımcı olun. Eğitici oyuncaklar çocukların ruhsal, zihinsel, bedensel, gelişimine katkı sunmaktır. Bu bilinçle oyuncak seçin, AB oyuncak güvenliği ve çocuk sağlığı kriterlerine uygun olmayan oyun ve oyuncakları çocuklarınızdan uzak tutun.


ANNE ADAYLARINA İKİNCİ EN İYİ HABER: GAP HAMİLE

KOLEKSİYONU ARTIK TÜRKİYE’DE



Sezonun en trend modellerini anneler için yorumlayan Gap, rahatlık ve fonksiyonellikten ödün vermeden şıklık kazandıran

modelleriyle Hamile Koleksiyonu’nu Türkiye’ye getiriyor. Yalnızca www.gap.com.tr ‘de satışa sunulacak sınırlı sayıdaki

koleksiyon şimdiden meraklılarını heyecanlandırıyor.


RÖPORTAJ

Çocuklar bu yaz “Best Kids” ile rengarenkÇocuk modasında Türkiye’nin öncü markalarından olan Best Kids bugünlerde altın çağını yaşıyor. 41 sene önce çocuk tekstiline adım atan Best Kids, bugün birçok ülkeye ihracatını gerçekleştiriyor. Özellikle kumaşların, baskıların zararlı madde içermemesine dikkat eden marka, rengarenk bahar-yaz koleksiyonuyla annelerden tam not alıyor. Metronommedya muhabiri Rüya Meriçboyu Best Kids Satış Müdürü Erkan Kabataş ile söyleşi gerçekleştirdi.

Bebek News: Çocuk markalarından çok sevilen bir marka olan Best Kids Club ne zaman kuruldu?

Erkan Kabataş: Çocuk modasının öncü markası Best Kids, 1973 yılında kuruldu. Markalaşma sürecinde kendisini “ Çocuk modasının Türkiye’nin öncü markası” olarak konumlandıran Best Kids dünyadaki trendleri takip ederek genç ve dinamik ekibi tarafından klasik ve sıradışı tasarımlarını modern yaşama uygun şıklık ve rahatlıkla hazırlamaktadır.

B.N: Best Kids koleksiyonlarını tüketicilerine sunarken nelere dikkat ediyor?

E.K: Çocuk giyimi sektöründe ayrıntıları kaliteli kumaşlarla buluşturarak klasik ve gündelik çocuk kıyafetlerinin modern stilini ortaya koyan Best Kids bugün pazara farklı müşteri taleplerine göre hazırlanan koleksiyonlarını yurtdışı ve Türkiye geneline yayılmış satış noktaları aracılığı ile tüketicilere sunmaktır. Sektörümüzdeki teknolojik yenilikleri yakından takip eden, insan eğitimine yatırımı en büyük yatırım olarak gören firmamız bu anlayışla hareket ederek kalite standartlarını hep en yüksekte tutmaya çalışan bir yönetim şekliyle yoluna devam etmektedir.


B.N: Annelerin şüphesiz en çok dikkat ettiği konu kumaşların ve baskıların sağlıklı bir şekilde hazırlanmasıdır. Sizde bu hususa dikkat ediyor musunuz?

E.K: Best Kids genç ve dinamik ekibi tarafından klasik ve sıra dışı tasarımlarını modern yaşama uygun şık, rahat, günün modasını takip eden renk ve desenlerle annelerin gönül rahatlığıyla çocuklarına kullanabileceği kanserojen madde içermeyen baskılar ve kumaşlarla hazırlanmaktadır. Koleksiyonumuz 6 ay-2 yaş, 2 yaş-6 yaş ve 6 yaş-14 yaş kız ve erkek grupları oluşturmaktadır.

B.N: Best Kids’e başta anneler ve tüketiciler nasıl ulaşabilir?

E.K: Çocuk giyimi sektöründe ayrıntıları kaliteli kumaşlarda buluşturarak klasik ve gündelik çocuk kıyafetlerinin modern stilini ortaya koyan Best Kids bugün pazara farklı müşteri taleplerine göre hazırlanan koleksiyonlarını Bomonti Şişli’de bulunan iki bin metrekare yeni tesislerinde üretimini gerçekleştirerek yurtdışı ve türkiye genelinde yayılmış satış noktaları aracılığı ile tüketicilerine sunmaktadır. Best Kids bugün itibariyle Türkiye genelinde 4 perakende, 2 toptan ve 200 corner satış noktasıyla hizmet vermektedir.

B.N: Çocuk tekstili bitmeyen ve sürekli gelişen bir sektör. Ürünlerinizi diğer ülkelere ihraç ediyor musunuz? Talep geliyor mu?

E.K: Koleksiyonumuzun büyük bir kısmını Avrupa’nın çeşitli ülkeleriyle Rusya, Azerbaycan, Ukrayna, Kazakistan, Kırgızistan, Dağıstan, Moldovya, Irak, İran, Suudi Arabistan, İsrail, Bahreyn, Mısır gibi bir çok ülkelere de ihracat yapmaktayız.

B.N: Best Kids olarak eklemek istedikleriniz var mı?

E.K: Sektörümüzdeki teknolojik yenilikleri yakından takip eden, firmamız yurt içi ve yurt dışında düzenlenen fuarlara katılımıyla da marka bilinirliğini ön planda tutmaktadır.İnsan eğitimine yatırımı en büyük yatırım olarak gören firmamız bu anlayışla hareket ederek kalite standartlarını hep en yüksekte tutmaya çalışan bir yönetim şekliyle yoluna devam etmektedir.

Bu söyleşi için Erkan Kabataş’a teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.

2014 yazına damgasını vuracak

Conakers


Alerji, vücudumuza dışarıdan bir maddenin girerek bağışıklık sistemimizde anormal şiddette bir cevaba yol açması ile oluşan bulgulardır. Bu yabancı madde zehirli gazlar, hava kirliliği gibi herkese zararlı olabilecek bir etken olabileceği gibi çilek veya polen gibi sadece hassas kişilerde reaksiyona neden olan bir madde de olabilir.Alerjik hastalıklar grubunda solunum yollarında bronşiolit, astım, saman nezlesi; mide barsak sisteminde besin ve ilaç alerjisi; gözde göz nezlesi; ciltte ürtiker, atopi, egzema gibi kızarıklık ve kaşıntı ile seyreden durumlar sayılabilir. Son olarak da alerji yapan madde ile temas edince hayati risk oluşturacak şekilde solunum zorluğu ve kan dolaşımı bozukluğuna yol açan anafilaksi durumu unutulmamalıdır. Bu hastalıklara kısaca değinelim:

SAĞLIK

ÇOCUKLARDA ALLERJİBahar aylarında çocuklarda karşılaşılan en sık

hastalıklardan biri alerjik reaksiyonlardır. Alerjik hastalıklar sadece solunum yolları ile ilgili

değildir. Ciltte, gözde ve sindirim sistemimizdede alerjik hastalıklar görülebilir.

Uzm.Dr. Mustafa Çiftçi

Astım ve bronşiolit hastalıklarında çocuğun öksürük ve balgamı olur, eşlik eden bir enfeksiyon yoksa ateşi olmaz. Çocuk nefes alırken hırıltı veya hışıltı duyulabilir. Bu tarz bulguları olan çocuklar mutlaka bir uzmana götürülmeli, yapılacak tetkiklerle olası diğer tanılar elendikten sonra hızla tedaviye başlanmalıdır. Saman nezlesi veya tıbbi adıyla alerjik rinit daha çok bahar aylarında polenlerin

yaygın olduğu zamanlarda burun akıntısı, burunda kaşıntı ve hapşırık bulguları ile seyreden mevsimsel olarak tekrarlayan bir hastalıktır. Doktor tarafından teşhis edildikten sonra önleyici ilaçları kullanılarak bulgular baskılanabilir. Göz alerjisi de saman nezlesi gibi gözde kaşıntı, batma hissi, kızarıklık ve yaşarma ile seyreder ve göz doktoru tarafından teşhis edilmelidir.


Besin alerjisi çocukta sık görülen bir alerji tipi olup bulguları hastalığın oluş şekline göre değişmektedir. Çocuklarda en sık görülen besin alerjisi inek sütü alerjisi olup özellikle mama ile beslenen veya ek gıdalara yeni başlanıp inek sütü içeren besinleri tüketen küçük bebeklerde görülür. Bulguları belirgin değildir. Kabızlık veya sık dışkılama, dışkıda kan veya mukus ve bazen sadece kilo alımının yeterli olmaması hastalığın bulgularıdır. Ayrıca, alerjik potansiyelleri yüksek fındık, fıstık gibi çerezleri veya çilek gibi meyveleri yedikten sonra ciltte kızarıklık ve ödem ile başlayıp anafilaksiye kadar giden bulgular da görülebilir. Anafilaksi tablosu sadece besinler ile değil, arı gibi böceklerin sokması veya zehirli potansiyeli olan gazlarla temas ile de oluşabilir.

İlaç alerjisi de alerjik besinler gibi sorumlu ilaç alındıktan sonra görülen döküntü, ödem, ciltte kızarıklık gibi bulgularla seyreden bir hastalık olup mutlaka sorumlu ilacın belirlenmesi gerekir.

Ciltte gözlenen alerji bulguları alerjen madde yenildiğinde veya cilde temas ettiğinde görülebilir. Ciltte kenarları hafif kabarık kızarıklara ve ödeme neden olur. Alerjen maddeler ilaçlar, gıdalar, cilde temas eden metaller olabileceği gibi güneş ışığı veya soğuk da olabilir.

Ayrıca özellikle erken bebeklik döneminde yanaklarda, kollarda, bacaklarda ve kısmen gövdede cilt kuruluğu, ciltte sertlik ve yaygın kızarıklık ile seyreden çocukluk çağı

egzaması olarak adlandırılan atopik dermatit sık görülen bir hastalık olup sadece cildin nemlendirilmesi ile düzelebilir.

Bir insanın neden alerjik olduğunu anlamaya dair halen çalışmalar devam etmekle birlikte en önemli etmen genetiktir. Ailesinde alerji olan bir çocuğun alerjik olma riski katlanarak artmaktadır. Bazı ırklarda alerji daha sık görülür. Büyük kentlerde yetişen ve doğa ile sürekli temas edemeyen çocuklarda ve hatta bir hipoteze göre mikroplarla tanışmadan büyümüş çocuklarda alerji riski artmaktadır. Yediğimiz besinlerin alerjiyi tetikleme olasılığı ve genetiği ile oynanmış gıdaların etkileri halen tartışmalıdır.

Alerjik hastalıkların tespitinde en önemli basamak ailenin gözlemleridir. Ailenin yönlendirmesi ile yapılan fizik muayenede bulgular değerlendirilerek hastalığın türüne göre testler istenebilir. Çocukların hangi maddeye alerjik oldukları kan alarak ve ciltten alerjen reaksiyonunu değerlendirerek saptanabilir. Bu yöntemin hangisinin çocuğunuza uygun olacağına doktor değerlendirmesinden sonra karar verilir.

Alerjinin tamamen tedavisi yoktur. Ancak alerjik reaksiyonlar belirli ilaçlar ile baskılanabilir. Alerjiye neden olan madde ile temastan kaçınılmalıdır. Çocuk alerji uzmanlarının uyguladığı, aşı tedavisi olarak bilinen, alerjen maddenin düşük dozlarının vücuda verilerek bağışıklık sisteminin duyarsızlaştırılması tedavisi uygun hastalarda yarar sağlamaktadır.



FİSHER PRİCE’DAN BEBEKLERE EĞiTiCİ BiR SERiYenilikleri ile her zaman annelerin işini kolaylaştıran

ve kalitesi, güvenilirliği, dayanıklılığı ile uzun yıllardır tüm dünyadaki annelerin yanında olan Fisher-Price; miniklere özel, eğitici köpekçikler üretti.

Eğitici Köpekçik

Benim arkadaşımsın! Laugh & Learn serisindeki bu sevimli Eğitici Köpekçiği bebeğiniz kucağına alıp sevebilir veya onunla arkadaş olabilir. Öğrenme ve müzik modu olmak üzere 2 farklı modu vardır. Öğrenme modunda Köpekçiğin üzerinde bulunan altı belirgin nokta, eğlenceli şarkılar eşliğinde bebeğinize A’dan Z’ye alfabeyi, vücudun bölümlerini ve renkleri öğretir. Alfabe şarkısı, renkler şarkısı, sayılar şarkısı ve vücudun bölümleri olmak üzere 4 eğitici şarkıyla bebeğiniz çok eğlenecektir. Müzik modunda ise ‘Baş- Omuzlar-Dizler-Ayaklar’, ‘Bu Kuçu Kuçu’, ‘Pastacı Amca’, ‘Kulaklar’, ‘Mutluluk’ ve ‘Mini Minnacık Örümcek’ adlı şarkılara neşe ile eşlik edecektir. Öğretilenler: Alfabe • Sayılar • Vücudun Bölümleri • Renkler • Şarkılar Yaş Grubu: 6 ay ve üzeri Fiyat aralığı ise 79.99-89.99 tl arası

Eğitici Köpekçiğin piyanosu :

Köpekçiğin piyanosu hem çok portatif hem de eğlenceli. Bebeğinizi tuşlarla kendi müziğini yaparken izler, öğrenme modunda ilk harflerini ve sayılarını öğrenirken onunla gurur duyar, neşeli şarkılarla eğlencesini gözlerken mutlu olabilirsiniz. Bebeğinizin türkçe dışında temel ingilizce kelimeleri de öğrenerek erken gelişimine destek olur. Sevimli köpekçiğin ışıklı burnunda bebeğinizi süprizler bekliyor. Öğretilenler: -Hayvanlar –Sayılar -İngilizce kelimeler -Renkler ve daha fazlası...


Bebek News: Çocuk editörlüğü yapıyorsunuz. Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Editörlük yapmaya nasıl başladınız?

Gökçen Yüksel Karaca: 5 yıldır Timaş Yayın Grubunda editörlük yapıyorum. Editörlük, üniversitede hiçbir bölümü olmayan mesleği yerinde öğrenebildiğiniz bir meslek grubu. Editörlük de yapabilirim diyerek yayınevine başvurdum. Burada bir okul gibi, eğitim sürecinden geçtik. Belli bir süre sonra editörüm demeye başladım. Dışarıdan bakıldığında editörlük için kalıp cümleler kurulur. Çocuklara hazırlanan özel kıyafetlerde nasıl detaylar bir araya gelerek bir bütün oluşturuyorsa, çocuk kitapları da aynı şekilde detaylardan oluşuyor. Şirin çocuk dizisinin ilk kitap editörü ben değildim. Daha sonra Şirin’in diğer kitaplarını çalışmak bana kısmet oldu.

“ Şirin” serisi çocuklara kitap okumayı sevdiriyor

RÖPORTAJ

30 yılı aşkın süredir, yayıncılık sektöründe faaliyet gösteren Timaş Yayınclık, son zamanlarda çocuk kitaplarına daha çok ağırlık vermeye başladı. Özellikle “Şirin” serisiyle çocukların ve annelerinin beğenisini kazanan Timaş, Şirin serisinin yeni kitaplarını çıkarmaya hazırlanıyor. Şirin kitaplarının editörü Gökçen Yüksel Karaca ile Metronommedya muhabiri Rüya Meriçboyu keyifli söyleşi gerçekleştirdi.


B.N: Çocuklar tarafından çok sevilen, beğeniyle okunan Şirin karakteri nasıl oluştu?

G.Y.K: Kitabın yazarı ilk başta oluşturduğu erkek karakteriyle bize ulaştı.Yazarımız ana karakteri erkek olarak hayal etmiş. Bakış açımızla kız karakterin daha güzel olacağını, daha çok sevileceğini düşündük. Gerekli düzenlemeler, değişiklikler yapıldı. Sonunda ortaya Şirin karakteri çıktı. Çizerimiz, çizimlerini gerçekleştirdi. Yazılar ve çizimler bir bütünlük oluşturarak, Şirin karakterini ortaya çıkarttı.

B.N: Şirin kitap serilerinden bahsedebilir misiniz?

G.Y.K: Şirin’in farklı yaş gruplarına hitap eden serisi var. 4 yaş ve üzeri Minik Şirin adında bir kitabı var. 9 yaş üzeri çocuklar için 10 dizisi var. 11 yaş üzeri için de üç tane kitabı var. Çocuklar tarafından çok seviliyor. Kitapların hem eğitici hem eğlendirici özelliği var. Fuarlarda yeni hikayenin ne zaman çıkacağına dair soranlar oluyor. Yazarımız da sınıf öğretmeni, o yüzden çocukların dilinden anlıyor.

B.N: Şirin kitaplarında hikayelerde neler anlatılıyor?

G.Y.K: Şirin yaramazlıklar yapan, ne yapacağı kestirilemeyen bir çocuk. Ama hikayenin sonunda annesinin dediğini dinliyor ve doğruyu anlıyor. Aslında hikayelerde, doğru ve yanlış iki tema bir arada işleniyor. Ders verme kaygısı ile yaptığınızda çocuk kitaptan soğuyabilir, okumaktan keyif almaz. Okuma alışkanlığını kazandırıyoruz. Kısa sürede kitabı bitirince, çocuğun hoşuna gidiyor.

B.N: Şirin serisini almak isteyenler, nerelerden ulaşabilir?

G.Y.K: Timaş Yayıncılık yaklaşık otuz yılı aşkın süredir, faaliyet gösteriyor. Alt gurubunda bir çok yayın grubunu barındırıyor. On yılı aşkın süredir, çocuk yayıncılığı yapmaktayız. Son beş altı yıldır çocuk yayıncılığına ağırlık vermekteyiz. İnternet sitelerinden, kitapçılardan kitaplarımıza ulaşabiliyorlar.

Söyleşi için Gökçen Yüksel Karaca, ya teşekkür ediyor, başarılarının devamını

diliyoruz.


Burnu tıkalı çocuk; rahat nefes alamadığı için gece boyu rahat uyuyamıyor. Sabahları baş ağrısı, huzursuzluk ve gerginlikle uyanıyor. Bundan dolayı çevresi ile uyum sorunları yaşamaya, davranış bozuklukları sergilemeye ve okulda konsantrasyon güçlükleri çekmeye başlıyor. Bu tablodaki çocukların hiperaktivite yani dikkat eksikliği tanısıyla tedavi görmeye başladığını belirten Prof. Dr. Yonca Tabak, sorunun dikkat eksiliği değil, burun tıkanıklığı olduğunu belirterek önemli açıklama ve tavsiyelerde bulundu.

Burundan sorunsuz bir şekilde nefes alabilmenin yetişkinler için olduğu kadar çocukların sağlıklı bedensel ve ruhsal gelişimleri ve de yaşam kaliteleri içinde çok büyük önem taşıdığına dikkate çeken Çocuk Sağlığı Hastalıkları ve Alerji Uzmanı Prof. Dr. Yonca Tabak, çocuklardaki burun tıkanıklığının en önde gelen nedeninin alerjik nezle olduğunu belirtti. Burnun ısıtıcı, nemlendirici ve partikülleri temizleyici rolünün solunum yolu enfeksiyonlarına

ÇOCUĞUNUZDAKİ DİKKAT EKSİKLİĞİNİN SEBEBİ TIKALI BURNU OLABİLİRBurun tıkanıklığı çocuğun bütünsel sağlığını ve yaşamın kalitesini derinden etkiliyor

SAĞLIK


daha az yakalanmayı sağladığını belirten Tabak, özellikle mikroplarla ilk kez temas etmeye başlayan okul ve yuva çağındaki çocuklarda sağlıklı nefes alabilmenin çok daha büyük önem taşıdığını vurguladı.

Burnu Tıkalı Çocuk, Çevresi ile Uyum Sorunları Yaşıyor

Burnu tıkalı olan çocukta zamanla uyku apnesi görülmeye başladığını belirten Prof. Dr. Yonca Tabak; “ Uykusunda huzursuz, horlayan, iç çeken çocuğun zaman zaman nefes almaya ara verdiği gözlenir. 20 saniyeden başlayıp 40-60 saniyeye uzayabilen bu nefes almama süreçlerinin ardından vücut oksijensiz kalır. Beyin hafifçe uyanıklık haline geçerek vücuda nefes alması için alarm verir ve çocuk aniden derin bir nefes alır. Bu süreçler gece boyunca yüzlerce kez tekrarlanır ve çocuğun uyku kalitesi bozulur. Gece boyu rahat uyuyamayan ve terleyen çocuk, sabahları baş ağrısı ile uyanır. Gündüz uykulu ve yorgun olur. Gün içinde derslerine konsantre olamaz, ders başarısı düşer. Etrafına karşı davranış bozuklukları sergiler. Hiperaktiftir. Bu durum birçok kez hiperaktivite, dikkat eksikliği bozukluğu tanısıyla tedavi edilir.” açıklamasında bulundu.

İdrarını Tutmayan Çocuk Davranış Bozukluğu Sergiliyor

Uyku apsesinden dolayı gece boyu terleyen çocuğun geceleri idrarını tutamadığını belirten Çocuk Sağlığı Hastalıkları ve Alerji Uzmanı Prof. Dr. Yonca Tabak; “Daha önce idrarını tutabilen çocuk gece altını ıslatmaya başlayınca; davranış bozuklukları sergileyeme başlar ve psikolojik açıdan takibe alınır. Ancak aslında ana sorun burun tıkanıklığıdır” dedi.

Alerjik Nezle Tedavi Edilmeden Bademcik Ve Geniz Eti Ameliyatı Olan Her 4 Çocuktan Birinde Geniz Eti Tekrar Büyüyor Ve Şikayetler Yeniden Başlıyor.

Alerjik nezlede tekrar eden enfeksiyonların çoğu kez geniz eti ve bademcik büyümesi ile sonuçlandığını söyleyen Prof. Tabak, “Cerrahi operasyonlarla geçici çözümler üretilse de alta yatan alerjik neden tedavi edilmediği müddetçe 4 çocuktan birinde şikayetlerin tekrarlaması mümkündür” açıklamasında bulundu.

Çocuklarda Alerji tedavisinin bir bütün olarak yapılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Yonca Tabak şu bilgileri verdi; “ Sorumlu alerjinin saptanmasının ardından kökten çözüm dilaltı aşı tedavisi ile mümkündür. Tedavi sonucu burnu açılan çocuğun uyku kalitesi düzelir, uyku kalitesi düzelen çocuğun okul başarısı yükselir, gece uykuda büyüme hormonu salgısı artacağından büyümesi hızlanır”.


Yeni “TO BE” Koleksiyonu Chicco Mağazalarında


RÖPORTAJ

Herkesin izi farklıdır “ İz Koçluk” “Hayatta herkesin bir izi vardır” sözünden yola çıkarak 2009 yılında İz Koçluğu kurdu. Çocukları anlayarak en önemlisi dinleyerek, hedeflerine ulaşmalarını sağladı. Şu anda yüzlerce kişiye koçluk eğitimi veriyor. Amacı ise, her bireyin daha sağlıklı kararlar almasını sağlamak. Metronommedya muhabiri Rüya Meriçboyu, çocukların neden koça ihtiyaç duyduklarından nasıl bir program uygulandığına dair tüm soruları Bebek News okuyucuları için “İz Koçluk”’un kurucusu Elgiz Henden’e sordu.

Bebek News: İz Koçluğu anlatır mısınız?

Elgiz Henden: 2008-2009 yılından önce hem öğretmenlik hem koçluk yapıyordum. 2009 yılında İz Koçluğu kurdum.İz Koçluğun adı, her birey kendi parmak izi kadar farklıdır cümlesinden geliyor. Herkes kendine özgüdür, kendi ilerleme düzeyi vardır. Herkesin izi de farklıdır. Başarın iz bırakır diye bir sözümüz var. Bu yüzden ismi İz Koçluk oldu.

B.N: İz Koçlukta neler yapılır?

E.H: Hem bireysel koçluk hizmeti sunuyoruz, hem de öğrtmenlerine eğitim kurumlarına eğitimler veriyoruz . Bizim üç tane de programımız var. . Öğretmenlere ve eğitim kurumlarına 40 saatlik bir program uyguluyoruz.

Bu program sonunda yazılı sınava giriyorlar. Sınavda başarılı olmaları durumunda Uluslararası geçerliliğe sahip sertifikaya sahip oluyor.Koçluk becerilerini kazanmak isteyen, psikiyatristler, eğitmenler, pedogoglar, sosyologlar hepsi bu eğitimden faydalanabilirler. Yeni bir beceri olarak kendilerine katabilirler. Diğer programımız ise, eğitim koçluğu. Bu programda sadece çocuklarla çalışıyoruz. Anne babalara koçluk becerilerini veriyoruz. Minimum 16 saatte tamamlıyoruz. Bir sac ayağı var. Çocuk anne ve baba. Son bir programımız daha var. O da sadece Türkiye’de bizde bulunuyor. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite koçluğu eğitimi vererek, birebir koçluğunu da yapıyoruz.



B.N: İz Koçluğa anne babalar nasıl ulaşıyor?

E.H: Bize ilk önce anne ve babalar ulaşıyor. Bazen çocukların haberleri olmadan da anne ve babalar girişimde bulunabiliyor. Çocuğun haberi olduğunda randevu veriyoruz. Hem çocukları hem de anne babaları dinliyoruz. Önce çocuğu sonra anne babayı dinliyoruz. Çocukla aramızda gizlilik oluşuyor. Çocuk istemedikçe, aramızdaki bilgiyi paylaşmıyoruz. Çok acil durumlar olmadıkça, anne babayla bilgi paylaşmıyoruz.Koçlukta birey çok önemli, ne isterse o gerçekleşir. Çocuğun isteklerine koçluk yapıyoruz. Örneğin, aile akademik kariyer üzerinde yoğunlaşmak istiyor, çocuk ise yaşadığı problemleri anlatmak istiyor. Derslerindeki başarısında düşme olabilir, bunun her türlü sebebi olabilir. Çocuk hayatının hangi alanında değişim istiyor? Sebepleri ortadan kaldırmıyoruz. Daha çok çocuğu cesaretlendiriyoruz.

B.N: İz Koçlukta hedefe nasıl gidiyorsunuz?

E.H: Bizim amacımız, bireyin isteklerini açığa çıkarmak, hedefleri doğrultusunda stratejik davranarak, hedefine ulaştırmak. Önce engeli tanımak, sonra ona göre hareket etmek gerekir. Öğrenciler bu engeli tanımadıkları için ne yapacaklarını bilmiyorlar. Bireysel hizmeti istediğiniz sıklıkta alabilirsiniz. Minimum 12 görüşme yaparak, maksimum 6 ay içerisinde bitirmeye çalışıyoruz. 5 yıldır çalıştığım öğrencilerimle yılda iki kez görüşüyoruz. Biz çocuklara kendi kendilerine nasıl koçluk yapacaklarını öğretiyoruz. Amacımız, bağımlı değil bağımsız bireyler yetiştirmek.

B.N: Neden ergenlik çağında olan çocuklara ağırlık veriyorsunuz?

E.H: Ergenlik ölümden sonra en büyük değişimin yaşandığı ikinci dönemidir. Bedenimiz,görüntümüz, tipimiz değişiyor. Hem ergenliği yönetmekte hem hedeflere ulaşmakta önemli rol oynuyor. Görmediklerini göstermeye çalışıyoruz. 0-6 yaş arasında anne babaya koçluk yapıyoruz. 6-12 yaş arasında çocuk koçluk alıyorsa, anne babaya ihtiyaç duyuyoruz. 12 yaşından sonra sadece çocuğa koçluk yapıyoruz. İhtiyaç duyduğumuzda anne babaya koçluk yapıyoruz. 13 yaşından 25 yaşına kadar eğitim koçluğu yapıyoruz. 25 yaşından sonra da profosyenel koçluk yapıyoruz.

B.N: Her birey bir koça ihtiyaç duyar mı?

E.H: Evet, her birey bir koça ihtiyaç duyabilir. İnsanlar hayatlarında birşeyleri değiştirmek istiyorlarsa, koça ihtiyaç duyabilirler. Hayatın her evresinde bir değişim yaşıyoruz. Değişim süreçlerinde ise karar verme aşamasına geliyoruz. Her karar verme de bir koça ihtiyaç duyabiliriz.

Bu söyleşi için Elgiz Henden’e teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.

bonprix.com.tr



bonprix.com.tr’de herkese göre bir

şort var Rengarenk şortlarla bahar

enerjisini doyasıya yaşayın

Hücrelerin ve dokuların öncelikle bol oksijene, iyi bir dolaşıma, beslenme ve strese bağlı atıkların yeterli düzeyde vücuttan uzaklaştırılmasına ihtiyacı var. Prof. Dr. Dilek Demir Erol, selülitten kurtulmak için sindirim sistemimizdeki aşırı yükü azaltacak bir beslenme şekline sahip olmamız gerektiğini söyleyerek, “Dokulardaki yavaşlamış metabolizma da güçlendirilmeli.” diyor. Selülit, yaşayan her dokuda, farklı nedenlerle lenf dolaşımının yavaşlaması nedeniyle oluyor. Yani vücudumuza özen göstermediğimizde selülit oluşacaktır. Dolayısıyla selülitin kesin bir çözümü de olmadığını üzülerek söylemeliyiz. Ancak, kişiye özgü tedavi programı ile selülit kontrol altına alındıktan sonra, yapılması gerekenleri yaşam biçimi olarak benimsenmekle kesin sonuca ulaşılabilir.

SAĞLIK

Selülitsiz bacaklar için toksinlerden

kurtulunBeslenme alışkanlıkları, hayat şartları, sürdürülen yaşam kalitesi ve yapılan birçok hata dokuların yaşam sağlıklarını bozuyor ne yazık ki. Bu da; yağların selülite neden olan lenf sıvılarının, açığa çıkan toksinlerin ve metabolitlerin dokularda birikmesine neden oluyor. Ayrıca beslenme şeklimize bağlı olarak zararlı maddelerin vücuda alınmasıyla da toksinler, dokularda birikerek hücreleri olumsuz etkiliyor. Prof. Dr. Dilek Demir Erol, toksinleri atmak için yaşam biçimimizi düzene oturtmak gerektiğini vurguluyor. Aksi halde oluşan ve dikkat edilmezse ilerleyen selülitlerle hayat boyu mücadele etmeniz gerekiyor



Selülitsiz güzel bacaklar için…

Her gün en az yarım saat tempolu yürüyüş yapın.

Günde minimum iki litre Alkali kaynak suyu için.

Eczacınıza danışarak antioksidan vitaminler, A, C ve E vitaminleriyle selenyum, çinko, betakaroten ve üzüm çekirdeği extraktlarını ağızdan destek olarak alın.

Tatlandırıcı, renklendirici, yapay şekerli her türlü gıdadan kaçının.

Abur cuburdan, margarin, katı yağlar ve hazır gıdalarda kullanılan yağlardan uzak durun.

Unlu, buğday kökenli gıdalardan uzak durun.

Muz, mango ve üzüm de içerdiği

Selülitle savaşa yardımcı olan detoks çayları

şeker nedeniyle selülitin oluşumunu kolaylaştırır.

Yeşil renkli sebzelerden bol bol tüketin.

Yağ deposu kuruyemişleri azaltın.

Alkolü günde bir kadehle sınırlandırın.

Eczacınıza danışarak ödem giderici, karaciğer dostu detox çaylarından yararlanın.

Yağ dokusunun azaltılmasında modern teknolojiden ve yeni tedavilerden yararlanın.

Karaciğer Detoksu / Yağlanma Karşıtı

2 bardak su

1 dilim kabuklu golden elma

1 dilim kabuklu limon

1 adet kabuk tarçın

3 adet karanfil

4 adet tane karabiber

1 yemek kaşığı yeşil çay

1 tatlı kaşığı elma sirkesi- içerken ilave edilecek

Ödem Giderici Çay / Diüretik

2 bardak su

1 çay kaşığı zencefil

½ limon kabuklu

1tatlı kaşığı ısırgan otu

1 tatlı kaşığı yeşil çay

1 tutam kiraz sapı

1 tatlı kaşığı böğürtlen

Bağırsak Detoksu / Kabızlık Giderici- Konstipasyon

2 bardak su

1 tatlı kaşık yeşil çay

1 tatlı kaşık papatya

1 yaprak avokado

1 dilim elma

1 kayısı kurusu

1 tutam karahindiba


HAMİLELİK ÇATLAKLARINI LIERAC’LA ÖNLEYİN

Fransız dermokozmetik ve cilt bakım ürünleri markası LIERAC’a ait PHYTOLASTIL GEL, bitkisel içeriğiyle göğüs, karın, kalça ve basen bölgelerindeki çatlak oluşumunu engelliyor. Hamilelerde özellikle 3. aydan itibaren kullanılması gerekiyor

PHYTOLASTIL GEL 100 ML: 85 TL

PHYTOLASTIL GEL 200 ML: 139 TL


RÖPORTAJ

Bir fırça, bir tuval binlerce hayal

“ Özge Sanat Atölyesi”



“Kağıdı kalemi verin, bu kızı rahat bırakın” çocukluğunda öğretmeni annesine sık sık bu cümleyi söylerdi. İyi ki de söyledi. Çünkü o, boya kalemlerini, resim defterini toplama yapmaktan daha çok seviyordu.Yeteneğini daha küçük yaşlarda fark eden öğretmeni sayesinde Resim öğretmenliği bölümüne girdi. Bir gün, atölye açmaya karar verdi. Çocuklar ve resim birleşince ortaya Özge Sanat Atölyesi çıktı.3 yaşından küçük çocuklarda boya yapıyor, anneleri de. Resim yapmak isteyen herkese kapıları açık. Metronommedya muhabiri Rüya Meriçboyu, Özge Sanat Atölyesi’nin kurucusu Özge Türkyılmaz ile söyleşi gerçekleştirdi.


Bebek News: Resim yapmaya ne zaman başladınız? Çocukluğunuzda boyalarla aranız nasıldı?

Özge Türkyılmaz: İlkokulda öğretmenim anneme, kağıdı kalemi verin bu kızı rahat bırakın derdi. Annem de o zamandan beri beni hiç sıkmadı. Resim yapmaya devam ettim. Benim zamanımda Güzel Sanatlar Liseleri çok yaygın değildi. Güzel Sanatlar Kursuna katıldım. Trakya Üniversitesi Resim öğretmenliği bölümüne girdim. Oradan mezun olduktan sonra Devlet okullarında ve özel okullarında da çalıştım. Resim yapmayı çok seviyorum. Çocuklarla vakit geçirmeyi de seviyorum. Resim ve çocuklar bir arada olunca, öğretmenliği seçmem de etkili oldu.Kendi yerimi açmak istiyordum, Ataşehir’de bir yer buldum ve 2013’ün sonunda Özge Sanat Atölyesi açılmış oldu.

B.N: Özge Sanat Atölyesi’nde çocuklar neler yapıyor?

Ö.T: Sanat atölyemizde ahşap,cam, karton kullanarak çalışmalar yapıyoruz. Düzenli 10-15 öğrencimiz bulunuyor. Benim hayalim, atölyemin ev gibi olmasıydı. Çocuk resim yaparken, aile de seviyorsa etkinliğe katılsın. En önemlisi, çocukların mutlu olması. Yakında Ebru sanatına da başlamayı düşünüyorum.

B.N: 2 yaşındaki çocuklar nasıl bir eğitim alıyor?

Ö.T: Öncelikle onların yiyebileceği, yese de zarar görmeyeceği boyalar hazırlıyorum. Çocukların sağlığı benim için çok önemli. Parmak boyalarıyla, parmak kaslarını, hayal gücünü çalıştıracak etkinlikler yapıyoruz. Fırça, kalem tutmayı öğreniyorlar. Hamurlara şekil vermeyi, kesmeyi öğreniyorlar. Bu şekilde onların gelişimine katkı sağlıyoruz.



B.N: Kukla gösterilerinizde neler yapıyorsunuz?

Ö.T: 3-4 yaş grubu için kukla tiyatro grubumuz var. Çocuklar burada kuklalarını hazırlıyorlar. Daha sonra da annelerine kukla oyunlarını sahneliyoruz.

B.N: Buraya gelen çocuklarda gelişim nasıl oluyor?

Ö.T: Parmak boyası ile başladığı resimlerde fırça tutmasını öğreniyor.Dairelerin içini taşırmadan boyamasını öğreniyor. Kendileri şekil vermeye başlıyor. İlk ve son yaptığı resmine baktığınız zaman aradaki farkı çok rahat görebiliyorsunuz. Küçük yaş çocuklarında gelişim daha hızlı oluyor. Bebeği bir hafta görmediğinizde konuşmayı öğrendiğini görürsünüz ya, bu da öyle bir şey.

B.N: Çocukların burada öğrendiklerinin anaokulunda katkısı oluyor mu?

Ö.T: Özellikle 6 yaş grubunda çok güzel dönüşler alıyorum. 7 yaş grubundakilerin öğretmenleri şu etkinliğinizden bizde yapmak istiyoruz diyerek bana yazı gönderebiliyorlar. Bu da mutlu ediyor.

B.N: Sergi açmayı düşünüyor musunuz?

Ö.T: Evet, ileriki dönemler için böyle bir planım var. Gerçekten güzel resimler çıkaran çocuklar ile birlikte güzel bir sergi fikrim var. Dönem sonu gibi, yazın sonunda olabilir.

Bu keyifli söyleşi için Özge Türkyılmaz’a teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.



Daha sağlıklı bir yaşam için daha çok süt ve süt ürünü tüketin

Türkiye’de 21-25 Mayıs arasında kutlanan “Süt Haftası”, 7’den 70’e herkes için gerekli en önemli besinlerin başında gelen süt tüketiminin teşvik edilmesini amaçlıyor. Geniş ürün yelpazesiyle süt ve süt ürünleri alanında sektörün liderlerinden TEKSÜT, Süt Haftası’nda sağlığına önem veren herkesi daha çok süt ve süt ürünü tüketmeye davet ediyor.

Haber

BOĞAZDA ANNENİZE ÖZEL BRUNCH NAR BOATSTAN Kalite ve lüksün adresi Nar Boats anneler gününde annenizi şımartmanız için ideal bir seçenek olacak.

Baharında geldiği bu sıcacık havalarda erguvanlar eşliğinde İstanbul Boğazının en lüks teknesi ile en kıymetliniz annenize unutulmaz bir gün hediye edebilirsiniz. Bu anlamlı günü mavi sular da Nar Boatsun lüks ve konforu ile birlikte ailecek geçirmek için www.narboats.com sitesini ziyaret ederek rezervasyonunuzu yaptırabilirsiniz. Deneyimli kaptanları, ihtiyaçlarınızı en iyi şekilde karşılamak için eğitilmiş mürettebatı ile lüks ve konforlu Nar Boats Motor Yatları, mükemmel bir gün geçirmek için aradığınız her şeye sahip.


Anneler günü özel brunch menüsü· -Peynir çeşitleri

· -Reçel çeşitleri

· -Bal, Kaymak

· -Tereyağ

· -Sosis

· -Sigara böreği

· -Haşlanmış yumurta

· -Domates, Salatalık

· - Ege otu çeşitleri

· -Ekmek çeşitleri

· -Çay, Kahve

Menü isteğinize göre zenginleştirilecektir.

İstanbul, Bodrum ve Göcek’te hizmet veren Nar Boats lüks motor yatlarından ihtiyacınıza uygun olanı seçtikten sonra yemek menüleri, DJ, canlı müzik, fotoğraf ve video çekimi gibi ek hizmetler arasından seçim yaparak hayal ettiğiniz organizasyonu tüm detaylarıyla kendiniz oluşturabilir veya Nar Boats’un tüm ihtiyaçlarınızı gözeterek hazırladığı tur paketlerinden birini seçebilirsiniz.



Disney Channel, eğlendirirken öğretiyorDisney Channel’ın yepyeni “Eğlenirken Öğrenelim” kuşağında minikler, sevilen Disney karakterlerinin maceralarını konu alan programlar ile, aile bağları, arkadaşlık ve doğa sevgisi gibi kavramları öğreniyor. “Eğlenirken Öğrenelim” kuşağı, 31 Mart Pazartesi gününden itibaren hafta içi her gün 11.00 ile 13.00 arasında izleyicilerle buluşacak.

Disney’in çocuk odaklı, tüm aileyi kapsayan güvenilir ve eğlenceli programlar sunan kanalı Disney Channel, Nisan ayından itibaren, minik izleyicileri ile ailelerinin karşısına sevinecekleri bir yenilikle çıkıyor. Çocukların çizgi film izlerken aynı zamanda son derece eğitici bilgileri de edinmelerini sağlayan yepyeni yayın akışında anne ve babalar, çocuklarının aile ve doğa sevgisiyle başkalarını önemseme gibi değerleri öğrenmelerinin tadını çıkaracak. “Eğlenirken Öğrenelim” adı altında yayınlanmaya başlayan bu yeni kuşakta, Disney’in sevilen ve eğitici karakterlerinin yer aldığı çizgi filmlere, arka arkaya yer veriliyor.


“Eğlenirken Öğrenelim” kuşağında, çocukların hayranı oldukları Prenses Sofia ve Doktor Dottie’nin yanı sıra yeni tanışacakları Zou ve Justin gibi karakterler de yer alacak. Okul öncesi çağdaki çocuklar aile ve arkadaşlara saygıyı, doğa ve hayvan sevgisini sevimli Disney karakterleriyle daha yakından öğrenme imkanı bulacak.. Nisan ayından itibaren hafta içi her gün 11.00-13.00 saatleri arasında çocuklarla buluşacak olan kuşakta yer alan çizgi filmlerin tekrarları kaçıranlar için hafta sonu da ekranlara gelecek.

“Eğlenirken Öğrenelim” kuşağında kimler yok ki?

• 5 yaşında, sevimli mi sevimli zebra Zou, çocuklara merak duygusu ve maceracılığı aşılarken, sorumluluk, nezaket ve yaratıcılık gibi konularda da önemli dersler veriyor. Ailesini çok seven sevimli zebra Zou iyi bir arkadaş olmanın yanı sıra, hatalardan dersler çıkarmak ve zor durumlarda bile iyimser yaklaşım göstermek konusunda çocuklara örnek oluyor.

• Justin Time ile çocuklar, bilim ve doğa konularına yakınlık kazanırken, paylaşmak, ekip çalışması ve değer vermek gibi temel toplumsal değerleri öğreniyor. Justin, yakın arkadaşları şekil değiştiren Squidgy ve Olive ile çizgi filmin her bölümünde belirli bir görevin üstesinden gelmeyi başarıyor.

• Tüm zamanların en yardımsever doktoru, 6 yaşındaki Doc McStuffins’in uzmanlık alanı yaralı oyuncaklar… Onun yardımseverliği ve yaralı oyuncaklarına gösterdiği ilgi ve sevgi tüm çocuklara örnek oluyor. Minikler onu izlerken doktordan korkmamayı ve temel tıbbi terimleri de öğreniyor.

• Minik Sofia ise saray yaşamına uyum sağlamaya çalışan bir prenses. Hayatı, hayvanları, doğayı ve dostluğu kendi öğrenirken, her macerası tüm yaşıtlarına ilham veriyor. Kocaman kalbi kolayca arkadaş edinmesine ve etrafındaki herkesi tüm farklılıklarıyla kabullenmesine yardım ediyor.

adidas Kids İlkbahar/Yaz 2014 Koleksiyonu yeni sezonda çocukların karşısına özgün tasarımlar, rengarenk

ürünlerle çıkıyor


Çocuk giyim modasının nabzını tutan koleksiyon canlı renkler ile çocukların

eğlenceli dünyasına seslenmeyi başarıyor



Yaklaşık her 100 bebekten birinin kalp hastalığı ile dünyaya geldiğini söyleyen Medical Park Bahçelievler Hastanesi Çocuk Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Tuğçin Bora Polat, “Bebeğiniz memeyi erken bırakıyor ve çok terliyorsa, ani çığlıklar atıyor ardından halsizleşiyorsa altında yatan nedenlerin iyi araştırılması gerekiyor. Belirtiler çocukluk çağında da görüşebiliyor. Çocuğunuz beden derslerini sevmiyor, oyunlara katılmak yerine kenardan izlemeyi tercih ediyor, çabuk yoruluyorsa zaman kaybetmeden kalp muayenesini yaptırmalısınız” uyarısında bulundu.

Doç. Dr. Tuğçin Bora Polat, bebeklerde ve çocuklarda görülen kalp hastalıkları ile ilgili şu bilgileri verdi:

Ülkemizde her yıl yaklaşık 10 bin bebek kalp hastası olarak dünyaya geliyor. Çocuklarda görülen kalp hastalıkları doğumsal ve sonradan edinilmiş olmak üzere iki gruba ayrılıyor. Doğumsal kalp hastalıkları, bebeğin anne karnında

BEBEĞİNİZ EMERKEN ÇABUK YORULUYOR VE TERLİYORSA KALBİNE

DİKKAT!ÇOCUĞUNUZ BEDEN DERSİNDEN NEFRET EDİYORSA NEDENİ KALBİ OLABİLİR

gelişimi sırasında erken gebelik döneminde ortaya çıkıyor. Doğumsal kalp hastalıklarında en sık karıncıklar ya da kulakçıklar arasındaki delikler, kapak ve damar darlıkları, kalbin bazı odacıklarının yeterli gelişmemesi, damarların ters olarak yerleşmesi ve bu durumların karmaşık birliktelikleri görülüyor. Nadir görülse de doğumsal ritim bozukluklarına da rastlanabiliyor. Doğumsal kalp hastalıklarında genelde bebek bir yaş içerisindeyken teşhis konuluyor. Ancak bazı durumlarda belirtiler daha da geç ortaya çıkabiliyor.

ANİ ÇIĞLIKLAR KALP AĞRISININ İŞARETİ OLABİLİR

Erken teşhis için anne babaların çok dikkatli olmaları gerekiyor. Bebek emerken veya efor anında çabuk yoruluyor ve terliyorsa; yani beş dakika emiyor sonra yorulup bırakıyorsa bu kalp yetersizliğinin bulgusu olabilir. Sebepsiz ani çığlıklar atıyor sonrasında halsizleşiyorsa,


bunlar kalpteki ağrının belirtisi olabilir, kalpteki koroner sistemin anormal olduğuna işaret edebilir. Doğumsal kalp hastalıklarında erken teşhis çok önemli. Bir kısım tanı almamış hasta, ileriki yaşlarda ameliyat şansını yitirebiliyor. Bazı kalp hastalıklarında bebek doğar doğmaz ameliyat gerekiyor, bazı hastalar ise okula başlamadan önce ameliyat olabiliyor. Yani her kalp hastalığı için farklı zamanlama söz konusu.

BEDEN DERSİNDEN NEFRET EDİYORSA

Çocuğun kalbindeki anomali ve düzensizlikler, belirtilerini okul çağında da gösterebilir. 10’lu yaşlardan sonra kalp kası kalınlaşması görülebilir. Çocuk hareketlerini sınırlandırır, beden dersinden nefret eder, arkadaşlarıyla oyun oynamak yerine onların oyununu uzaktan izlemeyi tercih eder, çabuk yorulur ve nefes darlığı yaşar. Zaman zaman göğüs ağrısı da bu belirtilere eşlik edebilir. Bunlar bizim için çok önemli bulgulardır. Bu durumda çocuğun zaman kaybetmeden kalp muayenesinden geçirilmesi gerekir.

SPORA YAZDIRMADAN KALBİNE BAKTIRIN

Çocuğunuzun zihinsel ve bedensel gelişimi açısından sporun yeri büyüktür. Özellikle yarışmalı sporları yapan çocukların kalp muayenesinin yaptırılması telafisi olmayan sonuçların oluşmasını engelleyebilir. Bazı kritik kalp rahatsızlıkları iyi değerlendirilmiş bir EKG incelemesiyle dahi teşhis edilebilir. Ayrıca herhangi bir dönemde geçirilen enfeksiyonlar kalp kasına ve zarına zarar verebilir.

GÖĞÜS AĞRISINA DİKKAT

Göğüs ağrısı çocukluk çağında baş ve karın ağrısından sonra en sık görülen ağrı yakınmasıdır. Çoğu zaman bu ağrıların nedeni kas ve iskelet sisteminden kaynaklanır. Ancak nadir de olsa bu ağrılar kalp hastalığına işaret edebilir. Eforla gelen, bir bölgede lokalize edilemeyen, uzun süren çarpıntı ve terlemenin eşlik ettiği ağrı atakları mutlaka çocuk kardiyolojisi uzmanı tarafından değerlendirilmelidir.

AŞIRI ŞİŞMANLIK ÇOCUĞUNUZUN KALBİNİ VURUYOR

Günümüzde düzensiz beslenme ve özellikle bilgisayar başında geçen hareketsiz zamanın artması obezite sorununu çocukluk çağına indirdi. Özellikle ailede kalp hastalığı öyküsü varsa, çocuğun şeker ve kolesterol değerlerinin düzenli takibi gerekli. Bu çocuklar erken dönemde tansiyon hastası da olabiliyor. Yüksek tansiyonlu bazı çocuklarda kilo kontrolü ile normalleşme mümkün olabilmekte.

ARTIK TEŞHİS ANNE KARNINDA KONUYOR

Doğumsal kalp hastalıklarının tanısı anne karnında konulabilir. Gebelik döneminde yapılacak ekokardiyografi incelemesi ile bebekte doğumsal kalp hastalığı teşhis edilebilir. Doğum öncesi tanı alan bebek hemen müdahale gerektirecek durumlar nedeniyle çocuk kardiyoloji uzmanı olan merkezlerde doğurtulmalıdır. Ülkemiz doğumsal kalp hastalıklarının tedavisi girişimsel (anjiyo ile) ve cerrahi yöntemlerle, özellikle son on yılda oldukça ilerleme kaydetti ve başarı oranı da gelişmiş ülkelerle yarışır durumdadır.


RÖPORTAJ

Alışverişin ve etkinliğin denize nazır adresi “ Aqua Florya” Avrupa’nın tek denize nazır olma özelliğini taşıyan Avm’si Aqua Florya, programlarıyla iç dizaynıyla farklı olduğunu bir kere daha hissettiriyor. Dilerseniz, alışveriş sonrası amfi tiyatroda konserinizi dinleyebilir, yakomozun keyfini çıkarabilirsiniz. Her haftasonu bir etkinlikle ziyaretçilerine merhaba diyen Aqua Florya, mayıs ayı programıyla sizleri karşılıyor. Metronommedya muhabiri Rüya Meriçboyu Aqua Florya Müdür Yardımcısı Ece Yamaç ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi.


Bebek News: 2 sene önce açılan Avrupa’nın tek deniz kenarı Avm’si olan Aqua Florya’dan bahseder misiniz?

Ece Yamaç: Aqua Florya üçlü kompelxin içerisinde yer alan Avrupa’da denize sıfır Avm olma özelliğini taşıyan tek avmdir. Binanın dış cephesi tamamen yeşilliklerle kaplıdır. Daha çok A ve B plus tüketicilere hitap etmektedir. Akvaryum sayesine tüm Dünya ve Türkiye’de tanınırlığımız artmaktadır. Çocuklar için bir hazine değerinde olan akvaryumdaki tüm ağaçlar amazon ormanlarından getirilmiştir. Çevre olarak, otellerin, kongre, fuar merkezlerinin olduğu bölgeye hitap etmektedir.

B.N: Diğer Avm’lerden farkınız nedir?

E.Y: Avm, Kapılarımızda x-ray cihazı olmayıp, ücretsiz vale hizmeti sunmaktadır. Ferah bir ortam sağlayarak, ailelerin sıkılmadan rahatça gezebilecekleri bir ortam olmaktadır. İnsanlar yürüyüş yaparken mola verip, Avm’ye uğrayarak kahvelerini yudumlayabilirler. Ayrıcalığımızı hissettirmek istedik. Farklılık olarak, insanlarla sıcak temas halinde olmaya çalışıyoruz. Mağazalarımız sabah 10’dan akşam 10’a kadar açıkken, restoranlarımız akşam 8’den gecenin geç saatlerine kadar açık kalabilir. Avm kapansa bile eğlence kısmı kapanmıyor.


B.N: Denize nazır amfi tiyatronuz bulunuyor. Ne tür etkinlikler yapılıyor?

E.Y: Ben aslında oraya küçük hava alanı diyorum. Avm’ye gelen ziyaretçilerimiz ücretsiz olarak konserlerden, dinletilerden fayadalanabiliyorlar. Dinlerken, ayışığında yakomozun da tadını çıkarıyorlar. Ramazan döneminde fasıllarımız, özel günlerinde gösterilerimiz oluyor. Bununla beraber okullara da faydalı olmaya çalışıyoruz. . Çevremizde yer alan okulların yıl sonu gösterilerini burada yapabilmelerine imkan tanıyoruz. Sahne, sistem bizden oluyor, kendi organizasyonlarını yapıyorlar. Çocuklara çok önem veriyoruz. Amfi tiyatro 1500 kişilk. Konserlerde 3 bin kişiyi buluyoruz. Üniversitelerin önderliğinde yapılan yelken turnuvası var. Ödül törenlerini burada yaparak, sponsor olduk.

B.N: 23 Nisan’da çok güzel bir etkinliğe imza attınız. Çocuklarla ilgili etkinlikleriniz devam edecek mi?

E.Y: Evet, Dünyada çok rövaşta olan çöps oyuncakları çocukların hayal dünyasında önemli bir yer tutuyor.Türkiye’de ikinci kez bizde gösterileri oldu. Çöps oyuncakları geri dönüşümü çocuklara keyifli bir şekilde anlattılar. Eğitim küçük yaşta başladığı zaman fayda gösteriyor.Biz de bunun bilincinde olduğumuzdan çocukları eğlendirirken, öğretmeye çalışıyoruz. 23 Nisan etkinliğimizde bayraklarımızı salladık, “Arkadaşım eşek “şarkısını söyledik. O güven çocuklara gelsin diye, sahneye çıkarttık. Her haftasonu çocuklarla ilgili bir programımız oluyor.


B.N: Daha önce çocuklara yönelik ne tür etkinlikler yaptınız?

E.Y: Çocukları sadece eğlendirmek değil, hem eğlendirmek hem eğitmek adına böyle bir gösterilerimiz oluyor. Daha önce yılbaşında Gülben Ergen’in başlatmış olduğu “Çocuklar Gülsün Diye “projesine bizde dahil olduk. Anaokulu yaptırmak istedik. Yılbaşı çekilşinde araba, ev yerine okulun adını verdik. Okulu yaptıracağımız bölge olarak da Urfa’yı seçtik. Oraya gittiğimiz de o gün doğru birşey yaptığımızı bir kez daha anladım.

B.N: Anneler günü yaklaşıyor. Annelere de etkinliğiniz olacak mı?

E.Y: Duyurularımızla, mail yoluyla ziyaretçilerimize ulaşıyoruz. Anneler gününde 300 TL ‘lik alışveriş yapanlara 50 TL’lik bir hediye çekimiz olacak. Bu çeki istedikleri gibi değerlendirecekler. Dilerseler, ürün satın alabilecekler ya da paralarını geri iade alabilecekler.

Söyleşi için Ece Yamaç’a teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.

ÇOCUKLAR İÇİN YARATICI DİL ÖĞRENME ÖNERİLERİArtık çocuklar için ikinci bir dil öğrenmek sanıldığı kadar geç yaşlarda başlamıyor. Anaokullarında, sosyal gruplarda İngilizce dersleri en az oyun dersleri kadar popüler oldu. Yetişkinler için kolay, hızlı ve doğru dil öğrenmeyi sağlayan Lingusta Metodu’nun kurucu ortağı İpek Özer Yılmaz, çocukların İngilizceyi sevmesi ve ileride iyi bir seviyede konuşabilmesi için pratik ve yaratıcı önerilerde bulundu. 4 dili ana dil seviyesinde bilen ve dil öğrenme teknikleri ile ilgili uzun yıllardır araştırma yapan İpek Özer Yılmaz ile çocuklara ikinci bir dil öğretmek için ebeveynlerin onlara nasıl yardımcı olabileceğini konuştuk.


İngilizce eğitim kaç yaşında başlamalı?

Yabancı dil eğitimi 3 yaşından önce başlamalı. Genellikle bir dilin etkin bir şekilde kullanımı 4 yaşı itibariyle mümkün oluyor ancak 3 yaş öncesi çocuklar bir yabancı dile ne kadar fazla maruz kalırlarsa bu dili konuşmaları o kadar kolay oluyor. 0-3 yaş arasındaki bebekler bile ana dili dışında bir yabancı dile maruz kalırsa “aynı anda öğrenme” denilen yöntem ile her iki dili de öğrenebiliyor. Dolayısı ile doğumdan itibaren yabancı dil eğitimi, en azından bebeği öğretilmek istenen dile maruz bırakarak, onunla konuşarak ve müzik dinleterek başlatılabiliyor. Bebeklere söylenebilecek ya da dinletilecek İngilizce ninni bile onların bu dili hafızalarına kaydetmelerini sağlıyor.

İngilizce eğitime bu yaşlarda başlanmadı ise de geç kalınmış sayılmaz. Dil öğrenme yetkinliği ilerleyen yaşlarda da devam ediyor. Örneğin, 5 yaşındaki çocuk yabancı dil konuşulan bir anaokuluna gönderilirse, daha önce dil öğrenmeye başlayan çocuklarla arasındaki farkı hızla kapatabiliyor.

Bu süreçte aileler çocuklarına nasıl yardımcı olabilir?

Yaşlara göre şöyle farklı teknikler kullanılabilir; henüz konuşamayan bir bebeğe İngilizce konuşarak, müzik dinleterek ve ninni söyleyerek eğitime başlanabilir.

Kelimeleri söyleyen bir çocuğa ise her gün İngilizce bir kelime öğretin. Çocuğun yaşına göre geliştirdiği yetkinliklere göre seviye, eğlenceli yollarla arttırılabilir.

Çocuğun İngilizceye maruz kalacağı rahat bir ortam yaratın. Televizyonda çocuğunuza uygun İngilizce bir şov bulup dinlemesini sağlayın. Sesler, kelimeler yavaş yavaş çocuğunuzun kalıcı hafızasına yerleşecek. Önereceğim programlar arasında: Disney Channel, Jojo, Cartoon Network kanallarındaki programlar var.

İngilizce eğitim seti edinin. Lingusta Metodu tamamen kolay İngilizce öğrenme tekniği geliştiren bir settir. Arabada, evde nerde olursanız olun seti açarak çocuğunuzun İngilizce kelimeleri sizinle birlikte tekrar etmesini sağlayın.


İngilizce şarkılar dinletin. http://www.cocuksarkilari.org/ adresinde çok keyifli çocuk şarkıları var, mutlaka bir göz atın. http://cocuklarimizaingilizce.com/ da çeşitli şarkılar bulabileceğiniz bir web sitesidir.

Yabancı dil bilen bir bakıcınız varsa, ondan çocuğunuzla yalnızca ve yalnızca yabancı dilde konuşmasını isteyin. 2-3 yaşındaki çocuklar duydukları sesleri taklit etmeye bayılırlar ve göreceksiniz kısa zaman içinde o kelimeler söylemeye başlayacaklar.

Çocuğunuzun her yeni kelimeyi öğrenişinde, o kelimenin İngilizcesini de söyleyin. Örneğin çocuğunuz o gün ‘’elma’’ kelimesini öğrendi, ona aynı gün ‘’apple’’ kelimesini de öğretin.

Basit şeylerden başlayın. Alfabe, hayvanlar, renkler, eşyalar, hitaplar gibi. Bunu yaparken Google’dan faydalanmanızı tavsiye ederim. http://translate.google.com.tr/ adresinde Türkçe bir kelime yazın, İngilizce karşılığını sesli olarak birkaç kez tekrar edin. Örneğin ‘’köpek’’ kelimesini yazın, İngilizceye çevrilmiş halini sesli olarak üst üste birkaç kez çocuğunuza dinletin.

Yeni bir kelime öğretirken tüm duyularını kullanabilirsiniz. Bu, öğrenilen kelimenin çok daha kısa sürede öğrenilmesini ve çok daha kalıcı olmasını sağlar. Örneğin çocuğunuza yoğurt yediriyorsunuz, o an ‘’yogurt’’ kelimesini öğretin. Ya da ‘’aslan’’ kelimesini öğretiyorsunuz, bir oyuncak aslan, ya da Google görsellerden bir aslan resmi gösterin, yağmurlu bir günde ‘’yağmur’’ kelimesini öğretin ve bu kelimeyi tekrarlarken yağmur sesine dikkat çekin.

Çocuğun dil öğreniminde tekrarlar çok çok önemlidir. Bir çocuğun ana dilini öğrenmesini düşünün; başka her hangi bir dil bilmediği için duyduğu sesleri gördüğü durumlarla ilişkilendirerek hangi durumda ne söylendiğini anlar ve bunun zaman alması doğaldır. ‘’Gel’’ kelimesi ile ‘’gelmek’’ eylemi arasındaki bağlantıyı kurması için bu kelime ve durumla defalarca karşılaşmış olması gerekir örneğin. Henüz anadilini dahi konuşamayan bir çocuğun bir yabancı dili öğrenirken de durumu aynıdır. Bir kelimeyi öğrettiğiniz zaman bunu defalarca tekrarlayın. Bir gün önce http://translate.google.com.tr/ ile öğrettiğiniz 2-3 yeni kelimeyi,

bir sonraki gün tekrar hatırlatın, sonra yeni kelimelere geçin.

Kelime oyunları oynayın. Örneğin, daha önce İngilizcesini öğrettiğiniz hayvan oyuncakları odanın çeşitli yerlerine koyun ve sırasıyla İngilizcesini söyleyerek size getirmesini isteyin. Oyun oynayarak öğrenmek çocukların en keyif aldığı şeydir.

Sosyalleşmek dil öğrenirken oldukça önemli. Dil öğrenen başka çocuklar ve aileleriyle çocuklarınızın öğrendiklerini paylaşabilecekleri sosyal ortamlarda görüşün ya da bu şekilde sosyal ortamlar yaratın.

Çocuğunuz yeni kelimeleri öğrendikçe ufak kalıplara ve daha sonra da cümlelere geçin. Unutmayın bu zaman alacak, hızlı bir sonuç beklemeyin.

Sabırlı olun.

Her şeyden önce, beklentilerinizi makul tutun. Her gün İngilizce bir şov programı izleyerek, İngilizce müzik dinleyerek ya da bir İngilizce kelime öğrenerek çocuğunuz İngilizce konuşmaya başlamayacak. Ancak ne kadar erken yaşta İngilizceye maruz kalırsa o kadar kolay bir şekilde ve güzel bir aksan ile zamanı geldiğinde İngilizce konuşmaya başlayacaktır.

Peki, siz çocuğunuza öğretmek istediğiniz yabancı dili bilmiyorsanız, bu öğretemeyeceğiniz anlamına mı gelir? Kesinlikle hayır. Yukarıdaki öneriler arasında o dili bilmenizi gerektirmeyecek olanları rahatlıkla uygulamaya başlayabilirsiniz.


Annenize tazeleyici bir tatil hediye edin

Bu Anneler Günü’nde Türkiye’nin yükselen otel zinciri markası NG Hotels’in bünyesindeki NG Sapanca Wellness & Convention ve NG Afyon Wellnes & Convention’da annenizle birlikte keyifli vakit geçirebilirsiniz. NG Hotels sunduğu Anneneler Günü paketleriyle annenize rüya gibi bir hediye vaat ediyor.



NG Sapanca Wellness & Convention’da Bali masajıyla annenizle birlikte rahatlarken, NG Afyon Wellnes & Convention’da Harem Ritüeli ile onu şımartabilirsiniz. Türk turizmine yepyeni bir hizmet anlayışı kazandırmak amacıyla yola çıkan NG Hotels, bu Anneler Günü’nde annesini şımartmak isteyenlere fırsatlar sunuyor. 11-13 Mayıs tarihleri arasında annenizle birlikte keyifle vakit geçirebileceğiniz kampanya dahilinde uzman terapistlerin masajlarıyla annenizi şımartmanız mümkün.

Unutulmaz bir Anneler Günü

İstanbul’a yakın bir lokasyonda ve yemyeşil doğanın içinde unutulmaz bir tatil yaşamak istiyorsanız NG Sapanca Wellness & Convention’ın Anneler Günü paketi tam size göre. 11 Mayıs Pazar günü otele giriş yapıp iki gece konaklamanızı sağlayan paketi kişi başı sadece 350 TL’den alabilirsiniz. Yarım pansiyon olan paketin Anneler Günü’ne özel olarak bir sürprizi var. Deneyimli terapistlerin uygulayacağı Bali masajı ile annenizin bütün yorgunluğunu atmasını ve baharı yenilenerek karşılamasını sağlayabilirsiniz. Annenizle birlikte doğayla başbaşa rahatlatıcı bir zaman geçirebileceğiniz NG Sapanca Wellness & Convention sizi bekliyor.


23 NİSAN'I BURHANİYE İLKÖĞRETİM OKULUNDA KUTLADIK

HABER

Bu yıl 23 Nisan kutlamalarında İstanbul’un en eski ilkokullarından biri olan Burhaniye İlk Öğretim Okulu’nun seyircileri arasındaydık


Talebeliklerini bu okulda yapmış, şimdi ise çocuklarını tören de izleme heyecanı yaşayan anne-babaların arasında. Çocukların gösteri heyecanına onları izleyen ailelerininki de eklenince seyir zevkine doyulmaz bir gün geçirdik.

Kutlama öğrencilerin şiir okumalarıyla başladı. En gür sesleriyle şiirlerini okudular. Dinleyenleri hem duygulandıran hem de yüzlerinde tebessümler yaratan anlar yaşandı ve kocaman alkışlarla yerlerini dans gösterisine bıraktılar. Küçük hanımlar başlarında öğretmenleriyle beraber yerlerini aldı; Günlerce çalıştıkları hareketleri hiç şaşırmadan yapmak için ellerinden geleni yaptılar ve alkışlardan paylarına düşeni alıp meydanı minik efelere bıraktılar. Kutlamanın belki de seyir zevki en yüksek gösterisi minik efelerin zeybeği oldu denilebilir . Hepsinin yüzünde bir yiğitlik hepsi efe gibi efe. Öğretmenlerinin komutlarını harfi harfine yerine getirdiler ve ailelerine gurur dolu anlar yaşattılar.

Tören bitiminde öğretmenlerimizin ve müdürümüzün konuşmalarının ardından miniklerimiz ve aileleri tören alanından ayrıldı. Bu güzel günü Bebek New okuyucularımız için sayfalarımıza taşımak istedik. Böyle anlar anne-babalar için hep en güzel hatırlar olmuştur. Bu yıl Burhaniye İlk Öğretim Okulu velilerinin hatıralarını paylaştık.



Optimum Outlet İstanbul’da Optimum Çocuk Kulübü, Mayıs ayında çocuklar için yine dopdolu ve eğlenceli etkinlikler hazırladı. Mayıs ayı boyunca, Cumartesi ve Pazar günleri saat 15.00 ile 17.00 arasında gerçekleşecek etkinliklerle, çocuklara eğlenirken öğrenecekleri ve yaratıcılıklarını geliştirebilecekleri mutlu saatler armağan edecek olan Optimum Çocuk Kulübü, atölye çalışmalarıyla da sevimli küçüklerin kendilerini keşfetmelerine olanak tanıyacak.

OPTİMUM ÇOCUK KULÜBÜ’NDEN ANNELER

GÜNÜ’NE ÖZEL ETKİNLİKLERMayıs ayında neşeli aktiviteler

Haber


Anne sevgisini anlatmanın en güzel yolu Optimum’dan geçer

Optimum Çocuk Kulübü’nün Mayıs’ta kutlanacak olan “Anneler Günü”ne özel çalışmalarıyla ise çocuklar, annelerine olan sevgilerini gönüllerince anlatma imkanı yakalayacaklar. 10 ve 11 Mayıs tarihlerinde Optimum Outlet İstanbul’da gerçekleştirilecek olan; Mutfak Önlüğü Tasarımı, Annemin Resim Çerçevesi, Anneler Günü Hediye Kutusu ve Bahar Renklerinde Pelür Çiçek Atölyeleri ile çocuklar, annelerine olan sevgilerini yansıtacakları hediyeleri kendi elleriyle hazırlamanın mutluluğunu yaşayacak.

Dünya Pasta ve Kek Günü Optimum Çocuk Kulübü’nde kutlanıyor…

Optimum Çocuk Kulübü, “Dünya Pasta ve Kek Günü” için de özel atölye çalışmaları gerçekleştirecek. Geleceğin şefleri, bu lezzetli günü 17 Mayıs’ta Optimum Outlet İstanbul’da Kurabiye Süsleme ve Cup Cake Atölyesi ile kutlayacak.

Mayıs ayı boyunca küçük bilim insanları Bilim ve Gizemli Maddeler Bilim Atölyeleri ile yeni keşiflere imza atarken, geleceğin tasarımcı adayları ise Kozalaktan Baykuş Yapımı, Tişört Boyama ve Rengarenk Uçurtma Yapım Atölyelerinde harikalar yaratacak.

Optimum Çocuk Kulübü’nde mayıs ayı boyunca sürecek etkinliklerde sanatçı ruhlu küçükler de unutulmadı. Boyalarla Şekilgeç, Karikatür, Ahşap Oyuncak, Müzik Aletleri Atölyeleri geleceğin sanatçı adaylarına, hayal dünyalarını geliştirme imkanı sunacak.

Optimum Çocuk Kulübü’nün düzenlediği ücretsiz etkinliklerde çocuklar, becerilerini daha da geliştirerek yepyeni ufuklara yelken açacaklar. Atölyeler, çocukların araştırma ve keşfetme yönlerini daha da zenginleştirmelerine katkı sağlamaya devam edecek.

Çocuk Mobilyasında Kids&Teens



Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı çatısı altında kurulan Metin Sabancı Okulları’nda 23 Nisan coşkusu yaşandı. Anaokulu ve ilkokul öğrencilerinin etkinliklerinden oluşan törende, öğrenciler, okudukları şiirlerin yanı sıra Parmak Çocuk piyesinden Kafkas Halk Dansına kadar çeşitli gösteriler sundu. Törende konuşma yapan Metin Sabancı Okulları Müdürü Cem Akköse; “Okulumuza geldikleri ilk günden bu yana, hepsi bizim birer çocuğumuz olan öğrencilerimizin; her geçen gün daha aktif, daha sosyal ve öğrenmeye çok daha açık birer birey haline gelmeleri, eğitimle değer katılamayacak hiçbir çocuğun olmadığının önemli bir kanıtı,

ÖZEL ÇOCUKLARDAN ÖZEL BİR 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLIK VE

ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASIMETİN SABANCI OKULLARI’NIN ÖZEL

GEREKSİNİMLİ ÖĞRENCİLERİ, 23 NİSAN COŞKUSUNU DOYASIYA YAŞADILAR


Onların bu gelişimi bizi ve ailelerini oldukça mutlu ediyor” dedi. Çocukların, ailelerin, destekçilerin, Vakıf temsilcilerinin katıldığı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamasında çocuklarının sevinci ve sundukları gösteriler katılımcıların duygu dolu anlar yaşamasına neden oldu.

Metin Sabancı Okulları Cerebral Palsy’li çocuklar için bir ilk

Metin Sabancı Okulları, Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı çatısı altında, Metin Sabancı’nın bağışıyla, Sabancı Vakfı tarafından, yaptırıldı ve 3 yıl önce açıldı. İstanbul Ataşehir’de yaklaşık 4 bin metrekarelik kapalı alanda eğitim ve öğretim hayatına devam eden Metin Sabancı Okulları özel gereksinimli çocukların eğitiminde önemli bir kurum olma özelliğini taşıyor. Metin Sabancı Okulları’nın ana hedefini, zihinsel engelli çocuklara, resmi eğitimleri ile birlikte sosyal, duyusal, bilişsel, dil ve motor gelişimi alanlarında eğitim vererek, kendi ihtiyaçlarını karşılamayı, çevresiyle iletişime geçmeyi ve toplumla entegre olmalarını sağlamak oluşturuyor.Okullarda sadece çocuklar değil; çocukların gelişimine en büyük katkıyı sağlayan aileler de eğitim programlarının parçası oluyor.

Bir Sonraki Sayıda Görüşmek Üzere

bebek news sayı 15

Documents