b•l†m 1 kuantum İ İİŞ · 1913 ıı niels bohr, hidrojen atomu ı teori ş di. atom...
TRANSCRIPT
1
B�L�M 1
KUANTUM TEORİ
GİRİŞ
19. y�zyılın sonlarına doğru , atom boyutundaki sistemler �zerinde yapılan bazı
deneylerde deneysel sonu�ların atomun davranışına ait bilgilerin klasik mekanikteki
teoriler ile a�ıklanamadığı anlaşılmıştır.
1900 yılında M.Planck, farklı frekanslardaki şiddetli ışınımın yani elektromanyetik
ışımadaki ışının frekanslarının kuantumlu olması gerektiğini �ne s�rd�. Max Planck'ın
siyah cisim ışıması olarak adlandırdığı bu varsayım Kuantum Mekaniğinin gelişmesindeki
ilk adım olmuştu.
Planck'ın Siyah Cisim Işıması varsayımı �zerine 1905 yılında A.Einstein; Planck'ın
fikirlerini ve 1877 yılında Hertz tarafından yapılan Fotoelektrik etki olayını ele alarak
bu g�r�şleri geliştirdi.
1924 yılında ise de Broglie, A.Einstein'ın ışığın par�acık �zelliği g�sterebileceğini
ileri s�rmesinden sonra par�acıkların dalga �zelliği de g�sterebildiğini savundu.
1913 yılında Niels Bohr, hidrojen atomu hakkında teori geliştirdi. Atom spektrumunun
kuantal a�ıklamasını yaptı. Heisenberg ve Schr�dinger 1926 yılında kuantum mekaniğini
geliştirdiler. Yaklaşık 30 yıl s�ren bu gelişmelerden sonra Kuantum Mekaniğinin
temelleri atılmış oldu. B�ylece Kuantum Mekaniği kimyada son derece �nemli bir
anlayışa , felsefeye sahip oldu.
Kuantum Mekaniğini kısaca tanımlarsak; mikroskobik sistemlerin (atom, �ekirdek,
molek�l. v.s.) davranışını matematiksel kavramlarla ifade etmek ve bu kavramların
varlığını , sonu�larını fiziksel mantığa d�n�şt�rerek atom, �ekirdek, molek�l v.s.
mikroskobik yapıların fiziksel �zelliğini incelemek �zere geliştirilmiş bilimsel
y�ntemdir.
2
1.1 FİZİKSEL SABİTLER :
Kuantum mekaniğinde karşılaştığımız bazı temel fiziksel sabitler aşağıdaki tabloda
�zetlenmiştir.
Işık Hızı c = 2.998 x 108 m/s
Elektron Y�k� e = 1.602 x 10-19 C
Planck Sabiti h = 6.626 x 10-34 Js
= 4.136 x 10-15 eV s
Planck Sabiti (ħ) ħ = h/2π = 1.055 x 10-34 Js
= 6.582 x 10-16 eV s
Elektron K�tlesi me = 9.110 x 10-31 kg
= 0.5110 M eV/c�
Proton K�tlesi mp = 1.6727 x 10-27 kg
= 938.28 M eV/ c�
N�tron K�tlesi mn = 1.6750 x 10-27 kg
= 939.57 M eV/ c�
İnce Yapı Sabiti α = e�/ ħc = 1/137.04
Bohr Yarı�apı
a0 = ħ�/me�
= 5.291 x 10-11 m
= 0.5291 �A
Rydberg Sabiti
R = me e4/2ħ�
= 1.0974 x 107 1/m
= 13.61 eV
Tablo 1.1
Elektron J.J. Thomson'un 1897 yılında yaptığı bir dizi deneyler sonunda ''katot
ışınları''denilen demetlerin aslında negatif y�kl� par�acıklardan oluştuğunu g�stermesiyle
bulunmuştur.1909 ile 1913 tarihleri arasında Robert Millikan bir seri m�kemmel deney
yaptı . Bu deneylerde , elektronun elementer y�k� e' yi �l�t� ve elektron y�k�n�n
kuantize doğasını belirledi. Aynı yıllarda Rutherford, kendi adıyla anılan atom modeli
geliştirdi. Thomson'un elektronu bulması ile birlikte bu s�re� birbirini takip eden
deneylerle devam etti.
3
Şekil 1.1 Katot ışını t�p�
Şekil 1.2 Millikan’ın Yağ Damlası Deney D�zeneği
1.2 DALGA HAREKETİ:
Işığın dalga �zelliği g�sterdiğinin anlaşılmasından sonra ışığın hareketi hakkındaki
d�ş�nceleri tekrar g�zden ge�irmenin ka�ınılmaz olduğu anlaşıldı. Kuantum mekaniğinde
dalgalar hakkındaki bilinen kesin g�r�şler yeniden g�zden ge�irildi ve elektromanyetik
dalgaların hareketleri hakkında yeni ifadeler geliştirildi.
Elektromanyetik dalgaların elektrik ve
manyetik alanların etkisiyle birbirini takip eden
s�rekli birbirine dik doğrultularda salınım
hareketi yapan dalga olduğu g�r�ld�. Ayrıca
elektromanyetik dalgaların ışık hızıyla iler-
lediği , yayıldığı anlaşıldı. Yandaki şekil1.3'de
elektromanyetik dalganın ilerleme doğrultuları
g�sterilmektedir. Elektromanyetik Dalga Hareketi
4
; frekans
; dalga numarası ( 1/cm)
λ ; dalga boyu (cm)
Frekansın birimi Hertz'dir. (Hz) Saniye başına devir sayısına ‘frekans’ denir.
B�ylece (1.1) ve (1.2) ifadelerinden bulunur.
Dalga numaraları spektroskopi'de dalga boylarından daha �nemli bir yere sahiptir.
��nk� dalga numaraları aynı frekanslara sahip foton enerjileri ile orantılıdır.
+x y�n�nde hareket eden bir elektromanyetik dalganın elektrik ve manyetik alan
bileşenleri aşağıda verilmiştir.
Şekilde de g�r�ld�ğ� gibi elektromanyetik dalganın elektrik alan bileşeni yatay,
manyetik alan bileşeni dikey doğrultudadır. Elektrik ve Manyetik alan şiddetlerinin
maksimum değerleri denklem (1.3) ve (1.4) ile verilmiştir. Bu b�y�kl�kler Ey ve Bz
sembolleri ile g�sterilir.
B�y�k etki alanlarına sahip elektromanyetik dalgaların dalga boyları farklı
birim sistemlerinde kullanılır. X-ışınları, mor�tesi ve g�r�n�r dalga boyuna sahip
ışınlarının �oğu angstrom birimindedir.
1 �A = 10-10 m = 10-8 cm
G�r�n�r dalga boyu ≈ 4000 �A
8000 �A ≈ ( 400-800 nm)
Angstrom SI birimi değildir ve genellikle nanometre terimi kullanılır.
1 nm =10 �A = 10 -9 m ,
~1 Metre: Işığın boşlukta saniyenin 299792458’de biri kadarlık bir zaman aralığında
aldığı yoldur.
5
1.3 SİYAH CİSİM IŞIMASI :
Bir gazı ısıttığımızı d�ş�nelim. Sıcaklık arttık�a gaz molek�lleri arasındaki
bağlar zayıflar, yeterli enerjiye �ıkarılan atomlar birbiriyle �arpıştığında her atomun
elektronları titreşmeye başlar ; titreşen y�kler harmonik elektromanyetik dalga �retirler
ki bu, atomun ışık yayınlamasına yol a�ar. Gazların sıcaklığı arttırılınca gaz molek�lleri
arasındaki etkileşmeden dolayı �izgisel spektrum oluşur. Fakat katılarda durum b�yle
değildir. Katılar s�rekli ışıma yaparlar.
Siyah cisim , �zerine d�şen her ısı radyasyonunu soğuran bir cisim olarak
adlandırılır. Hi�bir ışını yansıtmadığı yada ge�irmediği i�in g�r�nt�s� siyah olur. Aslında
bu �zellikte bir cisim yoktur fakat hayali bir model oluşturulmuştur.
B�y�k bir metal duvara �ok ufak bir delik a�tığımızı d�ş�nelim. Bu duvara
şiddetli bir ışın g�nderelim. G�nderilen bu ışınların bir �oğu duvar tarafından absorbe
edilir yani soğurulur. Sonu�ta bir termal denge
durumuna erişildiğinde duvardaki ufak delikten
ge�en ışınların spektrumu g�zlenebilir.
Bunun gibi ışımalar genellikle siyah g�vde
ışıması olarak adlandırılır. Burada “siyah“ terimi
�zerine d�şen her frekanstan ışığı soğuran anla-
mında kullanılır. Siyah cisim ışımasının farklı
sıcaklıktaki ışık şiddetleri ve kullanılan ışığın
dalga boyları ile ilgili grafik Şekil 1.4 ’de
verilmiştir.
Şekil 1.4: Farklı sıcaklıklarda ışımanın şiddet-dalga boyu grafiği
λ ile λ+dλ arasındaki frekanslara sahip ışığın birim alandaki ışıma g�c�
yoğunluğu Iλdλ ’dır. Işığın şiddeti Iλ’dır. Iλ'nın birimi (watt/cm� μm)'dır. Aynı birim
sistemindeki ışıma g�c� yoğunluğunun birimi ( watt/cm� ) 'dır.
Toplam Şiddet
(Birim zamanda y�zeyin birim alanı başına enerji) :
Siyah cisim ışıması ile ilgili yapılan deneylerin kesin sonu�larından elde edilen
bazı değerler grafikte verilmiştir.
6
Toplam Işıma Enerjisi
olup ,
T sıcaklığının 4. kuvvetiyle orantılıdır. Burada σ Stefan-Boltzmann sabiti olarak
bilinir. 'Toplam Işıma Enerjisi' kanunu Stefan'ın deneysel sonu�ları kullanarak bulması
ve daha sonra Boltzmann'ın geliştirmesi ile termodinamik prensipler arasında yerini
almıştır. Bununla beraber elektromanyetik ışımalar, ışığın dalga boylarının spektrumları
ile ilgili �alışmalar, deneyler hızla devam etti. Birbirini takip eden bu �alışmalar sonunda
klasik fiziğin temelinde kullanılan teorilerin ışığın doğasını incelemede yetersiz
kaldığı anlaşıldı.
1.4 PLANCK TEORİSİ :
Planck siyah cisim ışıması hakkında varsayımda bulunarak , bu konu hakkında
g�r�şlerini başarılı bir şekilde formalize etti . Planck'ın varsayımı ; katıların titreşim
hareketleri ile ışıma yapabileceği ve absorbe edilen ışığın ışıma enerjilerinin yalnızca
hν enerjisine eşit ve tam katları olacağıdır.
Burada h daha sonra Planck sabiti olarak adlandırılacak bir sabittir. ν ise
absorbe edilen yada yayımlanan ışığın frekansıdır. Bu nedenle, ışın halinde yayılan
yada absorbe edilen ışığın enerjisi herhangi bir değeri alamaz sadece hv enerjisinin
kuantumlu değerlerine sahip olabilir.
Planck ; temel varsayımını tam olarak ifade edecek, kullanılan verilerin sonu�larını
doğru bir şekilde verecek bir denklem elde etti.
Bu denklemde c ışık hızı (2.99792458 x 108 m/s) ve k Boltzmann sabitidir.
(1.380662 x 10-23 J/K ). h bir sabittir. Planck sabiti olarak bilinen bu sabitin Planck
tarafından hesaplanan en iyi değeri
'dir.
Planck bu teorisini 14 Aralık 1900 'da Berlin Fizik Topluluğu'na (Berlin Physical
Society) sundu. Planck'ın �ne s�rd�ğ� teorinin 1900 yılında Berlin Physical Society
7
tarafından kabul g�rmemesinden sonra Planck yoğun bir �alışma sonrasında başarılı
bir denklem geliştirdi. Planck'ın elde ettiği denklem 1905 yılında kabul g�rd�.
Bununla beraber kuantum mekaniği ile ilgili olarak yeni fikirler Einstein
tarafından geliştirilip Planck'ın teorisi desteklendi. Einstein, bu konuyu ''fotoelektrik
olayı'' ile a�ıkladı.
1.5 FOTOELEKTRİK OLAYI :
Metal bir y�zeye ışık g�nderdiğimizde metal y�zeyinden elektronlar kopar.
Bu olaya fotoelektrik olayı denir. Fotoelektrik olayı şematik olarak şekil 1.5 'te
g�sterilmektedir. Şekilde K ile g�sterilen potasyum ile kaplı ince metal plaka alıcı
(resept�r) g�revindedir. İnce tel ekran �n�ne W ile g�sterilen ızgara (geciktirici voltaj
g�revindedir) bataryaya bağlanır.
Yandaki devre kurulduktan sonra, alıcıya prizmadan
ge�irilen tek renkli (monokromatik) ışık g�nderilince ince
metal plaka �zerindeki elektronlar harekete ge�er.
Harekete ge�en elektronlar hassas galvanometreye
( elektrik �l�eği ) iletilir. B�ylece devredeki iletim
tamamlanır. Galvanometreye kaydedilen akım değerleri
ince metal plakaya g�nderilen ışığın şiddetiyle
doğru orantılı bir şekilde değişir. Fotoelektrik olayının Şekil 1.5
ger�ekleşmesi i�in devredeki metal plakadaki elektronları Fotoelektrik h�cre devresi
harekete ge�iren ışığın frekansının eşik (başlangı�) frekansından daha b�y�k ve s�rekli
olması gerekir. Devreye g�nderilen ışığın frekansı eşik frekansına eşit olduğunda ince
metal plaka y�zeyinden bazı elektronlar serbest hale ge�er. Eşik frekansının
�zerindeki frekanslarda metal plaka �zerindeki elektronlar fazla harekete ge�er.
Elektronların aşırı derecede harekete ge�mesi kinetik enerjinin doğmasına neden olur.
Devrede maksimum enerji �retilmesi, metal plaka y�zeyine dik ışık g�nderilerek veya
bataryanın u�larının değiştirilmesi ile yapılabilir. Devreyi farklı voltajlara maruz
bıraktıktan sonra devredeki akımı tamamen kesersek metal y�zey aydınlanır.
Aydınlanan ince metal plaka ışık kaynağı olarak g�rev yapar.
Metal plakadan kopan serbest elektronların maksimum hıza ulaşabilmesi , ışığın
şiddetinden bağımsız olup sadece frekansına bağlıdır.
8
Klasik Fiziğin d�nemlerinde bunları anlayabilmek, sonu�larını değerlendirebilmek
m�mk�n değildi. Işıma enerjisinin elektrik alan b�y�kl�ğ� (şiddet) ile orantılı olduğu
doğrudan klasik g�r�şle bağdaşlaştırıldı. B�ylece ; daha şiddetli ışımada metal plaka
y�zeyinden kopan (serbest hale ge�en) elektronların daha y�ksek hızlara sahip
olabileceği beklenir. Bunun yerine tek renkli (monokromatik) ışık i�in elektron hızlarının
sabit kaldığı , plaka y�zeyinden kopan elektron sayılarının ışığın şiddeti ile arttığı
g�zlenmiştir.
Einstein bir varsayımda bulunarak , y�ks�z ışığın hv enerjisinin kuantumlu
değerlerine sahip fotonların boşluk yoluyla yayımlandığını a�ıkladı. Metaldeki tek bir
elektronun enerjisi ve metal �zerine g�nderilen ışık tarafından absorbe edilen bir
fotonun toplam enerjisi hv enerjisine sahiptir. Eğer elektronlar yeterli derecede
b�y�k enerjilere sahiplerse metal y�zeyinde oluşan potansiyel engelini aşabilirler.
Bununla beraber, y�ksek enerjiye sahip elektronlar metal y�zeyinde kinetik enerjinin
oluşmasına sebep olurlar. Elektronlara bağlı olarak kinetik enerji ve elektronun
frekansına bağlı olarak hv enerjisine sahip fotonlar yayımlanır.
Elektron sayısı, absorbe edilen veya yayımlanan fotonların sayısına ve ışık
şiddetine bağlıdır. Millikan , fotoelektrik olayındaki deneysel verilerin analizinden
hesapladığı foton enerjisi ve frekansıyla orantılı sabitin Planck'ın ışıma denkleminde
hesapladığı sabitle g�zel bir uyum i�inde olduğunu keşfetti.
Fotoelektrik olayı , doğada g�zlemlenebilen �nemli bir ışık olayıdır. Işık doğada
iki �zelliği ile davranış sergiler. Işık bazı koşullar altında dalga benzeri harekete
bazen de par�acık hareketine sahiptir.
1.6 �İZGİ SPEKTRUMU :
Siyah cisim ışımasında s�rekli ve farklı tiplerde �izgiler i�eren spektrum
g�zlenebiliyorsa. Doğada meydana gelen �izgi spektrumu klasik teoriler tarafından
a�ıklanabilinirmiydi? Spektrumla ilgili olarak yapılan denemelerde , spektrumun farklı
koşullarda farklı frekanslarda spektrum �izgileri arasındaki farkların hesaplanabileceği
bulundu. Spektrumdaki farklı �izgileri , k���k sayısal değerler arasındaki farklılıkları
9
g�z �n�nde tutarak ger�ek değerlere yakın sonu�larla a�ıklayabiliriz. Hidrojen atomunun
spektrumu en basit spektrum yapısına sahiptir. K���k bir b�lgedeki hidrojen atomu
spektrumu şekil 1.6‘da �rneklendirilmiştir.
Şekil 1.6 Balmer serisinde hidrojen atomu spektrum �izgileri
1885 yılında Balmer, hidrojen atomunun spektrumu ile ilgili olarak hidrojen atomu
spektrumunu ifade edebilecek basit bir bağıntıyı buldu. Hidrojen atomunun spektrumu
ile ilgili dalga boylarını veren denklem
şeklinde yazılabilir. Denklemde n2 ifadesi 2'den b�y�k bir tamsayı ve R Rydberg
sabitidir (R=109,677.58 cm-1). R değerini �ok doğru bir şekilde hesaplayabilmek i�in
dalga boylarının ve spektrum �izgilerinin b�y�k bir hassasiyetle �l��lmesi gerekir.
Balmer tarafından bulunan bu denklemdeki n2 ifadesinin 2'den daha k���k
değerde olamayacağının farkına varılmalıdır . n2 'nin 2'den k���k olduğu durumlarda
dalga sayıları i�in bir anlamsızlık doğacaktır. Eğer n2 değeri 2'den k���k değerde
olursa dalga boyu ( ; dalga sayısı) negatif , n2 = 2 olduğu zaman dalga sayısı sıfır
olacaktır. n2 değeri 2'den daha b�y�k değerleri aldığında dalga sayıları daha b�y�k
değerleri alır. n2 değerlerinin artışı dalga sayısındaki artışa neden olur.
Bununla beraber n2 değeri sonsuza yaklaştığında yani �ok b�y�k artışlarda
dalga sayısı �R gibi bir limite yaklaşır. Balmer serisindeki dalga boylarının artışı
ve s�reklilik sınırı şekil 1.6 'da g�sterilmiştir.
Hidrojen atomunun spektrumu Balmer tarafından başarılı bir şekilde formalize
edildikten sonra hidrojen atomunun spektrumu ile ilgili olarak birden fazla seri
t�retildi.
10
Hidrojen atomu spektrumunun en genel denklemi
ile verilir.
Hidrojen Serileri
Spektrumda her bir �izgi R/n1� ve R/n2� gibi iki farklı koşulla g�sterilebilir.
Diğer atomların spektrumları daha karmaşık yapıya sahiptir. Ama genelde diğer
atomların spektrumlarındaki olası farklılıkları g�z �n�nde bulundurarak hidrojen
atomu spektrumunun temeline dayandırılabilir. Bu g�r�ş� daha iyi anlayabilmek i�in
enerjinin korunumu ilkesine gerek duyulmaktadır.
Enerjinin korunumu ;
şeklinde verilmektedir.
Burada E2 enerjisi ; atom veya molek�l�n hv enerjili foton yayımlamadan
�nceki , E1 enerjisi ise foton yayımlandıktan sonraki enerjisidir. Bu denklem
spektroskopideki b�t�n basit tipler i�in ge�erli bir denklemdir.
1.7 HİDROJEN ATOMUNUN BOHR MODELİ :
Rutherford 1911 yılında yapmış olduğu deney sonucunda, al�minyum kaplı ince
metal plaka �zerine g�nderilen alfa par�acıklarının metaldeki elektronların oluşturduğu
elektrik alanın etkisi ile saptığını g�zlemiştir.
11
�ekirdekteki pozitif y�klerin sayısı atom numarası ile belirtilir. N�tr atomlarda;
negatif y�k sayısı ile pozitif y�k sayısı birbirine eşit olduğundan �ekirdek etrafında
hareket halinde bulunan elektron sayısı atom numarasına eşittir.
Bohr 'un 1913 yılında geliştirdiği teori olan hidrojen atomu spektrumu
Kuantum Teori'sinin temel yapıtaşlarından birini oluşturmaktadır. Bohr geliştirmiş
olduğu bu teori ile hidrojen atomunun y�r�ngesindeki elektronların y�r�nge a�ısal
momentum değerlerinin sadece ћ b�y�kl�ğ�n�n tam
katları olabileceğini a�ıklamıştır (ћ=h/2π). B�ylece
Klasik Mekanikteki teorilerle a�ıklanamayan hidrojen
atomunun davranışı ile ilgili bilgiler elde edilmiş ve
klasik mekanikteki b�y�k bir eksiklik tamamlanmış
oldu.
ћ = h/2π = 1.054 x 10-34 J.s
L = h/2π , 2h/2π , 3h/2π Şekil 1.7
L = mv r olduğundan Bohr atom modeli
[h] = enerji x zaman = J.s
[a�ısal momentum] = [mv r] = kg.m/s.m = J.s
Planck sabitinin boyutunun a�ısal momentumla aynı olduğu boyut analizinden
g�r�lmektedir.
mv r = h 2π
∫ Lφ dφ = nh → mv r 2π = nh 0
L = nћ ( n = 1,2,3,.... )
Bohr bir varsayımda bulunarak ; atomdaki elektronların �ekirdek etrafında
dairesel bir y�r�ngede, belirli bir enerjide bulunacağını ifade etti. Biz şimdi biliyoruz
ki; y�r�ngedeki elektronlar bu şekilde hareket etmezler. Modern kuantum teorisine g�re
Bohr atom modeli tam doğru değildir. Fakat bununla beraber Bohr ; hidrojen atomu
ve hidrojen t�r� (�ekirdek y�k� +Ze olan ve y�r�ngesinde tek elektron bulunan {He+,Li+,.})
atomların enerji seviyeleri hakkında doğru ifadeler verebilen denklemler elde etti,
hidrojen t�r� atomların b�y�kl�klerini , hidrojen atomunun dahili y�r�ngesinin
yarı�apını 0.529 0A olarak hesapladı.
ao = ћ�/ me�ke ≈ 5.291 x 10 -11 m
≈ 0.5291 0A
12
Bohr teorisinden yola �ıkılarak hesaplanan hidrojen atomunun enerji seviyeleri
Şekil 1.8'te �zetlenmiştir. Lyman serisindeki spektrum �izgileri ve elektronların
y�r�ngeler arasındaki ge�işleri n = 2,3,4,... kuantum sayıları ile belirlenir. En d�ş�k
y�r�nge sayısı n1=1 kabul edilir. Balmer serisinde ise elektronun daha geniş
y�r�ngelerden ikinci y�r�ngeye ge�iş durumundaki kuantum sayısı n1=2 kabul edilir.
Diğer seriler i�in kabul edilen kuantum sayıları şekilde g�r�lmektedir. Farklı
y�r�ngelere sahip enerjiler farklı yollarla ifade edilmiştir. Dalga numaraları ile
belirlenen enerjiler Şekil 1.8'de doğru bir şekilde verilmiştir.
Spektrumdaki herhangi bir �izgi(tayf) dalga sayıları ile elde edilebilir. İki enerji
seviyesi arasındaki fark ile dalga sayılarının doğru değerleri elde edilebilir. Balmer
serisindeki ikinci tayfı ifade eden dalga numarası elektronun d�rd�nc� y�r�ngeden
ikinci y�r�ngeye ge�işi ile elde edilir.
Şekil 1.8 Bohr teorisinden hesaplanan hidrojen atomunun enerji seviyeleri
S�rekli emisyonda dalga boyları 365 nm 'den daha kısadır. Şekil 1.6'te
g�sterilmektedir. Hidrojen atomunun y�r�ngesindeki elektronların (iyonize elektronlar)
enerji seviyeleri ge�işlerinde, elektronların sahip olduğu toplam enerjiler pozitif
değerlere sahiplerdir. S�rekli emisyonda elektronların sahip olduğu enerjinin pozitif
değerlerinin kuantumlu olmadığı sonucuna varılmıştır. Elektronlar belirli bir limit
değerine yaklaştık�a yani ışımadaki tayfların bir spektral seriyi tamamlamasından
13
sonra d�ş�k bir iyonlaşma seviyesinde y�r�ngeden ayrılarak iyon (serbest elektron)
haline ge�erler. Soğurmada , ışığın absorbe edilmesi ile elektron daha y�ksek enerji
seviyesine ge�iş yapar yada y�r�ngeden ayrılır (bozunur).
Bohr teorisinin hidrojen ve hidrojen t�r� atomların spektrumlarının hesabının
muhteşem başarısına rağmen �ok elektronlu atomların spektrumlarını a�ıklamada
yetersiz kalıyordu. Bohr klasik mekanik yasalarının değiştirilmesi gerektiğini �ne
s�rd�. Klasik mekanikteki yasaların yetersiz olduğunu ifade ederek yeni post�lalar
ortaya attı. Bohr'un post�lası; Kararlı bir y�r�ngedeki elektron, dış etki olmadığı s�rece
hi� bir enerji ışıması yapmadan aynı y�r�ngede dolanabilirdi. Bohr'un post�laları;
kuantum mekaniğinde, hidrojen atomunun davranışının daha iyi tasvir edilebilmesi
i�in yeni teorileri geliştirmeye g�t�rd�.
1.8 de BROGLIE BAĞINTISI :
Farklı deneyler sonucunda ışığın doğasının madde-dalga ikilemine sahip olduğu
g�r�lm�şt�r. Işığın kırınım olayında bir dalga , fotoelektrik emisyonda ise bir par�acık
gibi davranmasının g�r�lmesinden sonra maddenin de bu ikili karakteri g�stermesi
gerektiği de Broglie tarafından ileri s�r�ld�.
de Broglie elektron gibi maddesel par�acıklarında madde-dalga �zelliği
g�sterebileceğini savundu. Bir ışıma alanındaki enerjinin; sadece frekansa veya dalga
boyuna bağlı olan temel bir birimde bulunabileceğini �ne s�rd�.
Bir fotonun momentumu P= mc ile verilir. Burada m foton'un k�tlesi , c ise
ışık hızıdır. Işık dalgaları c hızında ilerlediği i�in ışığın frekansı v = c/λ yazılabilir.
Einstein enerji ifadesi kullanılarak. (E = mc2)
ifadesi (1.11) denkleminde yerine yazılırsa,
elde edilir.
14
1924 yılında de Broglie 'nin �ne s�rd�ğ� bu bağıntı maddesel par�acıklara
uygulanabilirdi. Dalga �zelliğine sahip bir par�acığın momentumu dalga boyu ile
belirlenebilirdi.
Burada v par�acığın hızıdır. de Broglie uyarılan par�acığın dalga boylarını bu
y�ntemle hesapladı. Madde dalgalarının doğası ile ilgili araştırmalar de Broglie'inin
ortaya attığı bağıntıdan sonra, 1928 yılında Amerikalı fizik�iler Davisson ve Germer
elektron dalgaları kırınımı ile dalga boyu λ=h/P bağıntısı ile verilen bir dalganın
kırınımıyla uyumlu sonu�lar verdiğini g�rd�ler. Davisson ve Germer; nikel kristali
�zerine g�nderdikleri elektron demetindeki elektronların a�ısal kırınımını hesaplayarak
de Broglie bağıntısı λ=h/P 'nin doğruluğu konusundaki t�m ş�pheleri ortadan kaldırdılar.
1.9 HEISENBERG BELİRSİZLİK BAĞINTISI :
1927 yılında Heisenberg ; fiziksel hareket boyutlarının (koordinatlar, hızlar, a�ısal
momentum, enerji ,zaman ) eşzamanlı olarak kesin fiziksel �l��lerle doğru bir şekilde
hesaplanabileceğini kg m�/s boyutunda bir bağıntıyla ifade etti.
Burada Δq konumun belirsizliği (ortalama-karek�k) , Δp ise momentumun
belirsizliğidir. h 'ın �ok k���k bir değerde olmasından dolayı , bu belirsizliğin
makroskobik nesneler i�in hesaplanması m�mk�n değildir. Belirsizlik bağıntıları
mikroskobik sistemler (elektron, proton, atom, molek�l v.s) i�in �nemli bir anlama
sahiptir. Heisenberg'in belirsizlik bağıntısının mikroskobik sistemler i�in ne kadar
�nemli olduğu sorusuna, atomdaki bir elektronun hızının minimum belirsizliğinin ne
kadar olduğunu hesaplayarak g�rebiliriz.
*Bir elektronun toplam genişliği a ≈ 0.1 nm (k���k bir atom boyutu) olan bir
aralığa kapatılmıştır. Elektronun hızındaki belirsizliği hesaplayacak olursak; Δx ≤ a/2
olur. (∆x b�y�kl�ğ�n�n dalga merkezinden itibaren �l��ld�ğ�n� unutmayalım.)
15
Δx .Δp ≥ ħ/2 bağıntısına g�re
Δp ≥ ħ/2Δx ≥ ħ/a olup
Hızdaki belirsizlik Δv = Δp/m ≥ ħ/ma olur.
Δv ≥ ħ/ma ≥ ħc2 /mc2a
= [200 eV.nm /(0.5 x106 eV)(0.1 nm )]c
Δv = c /250 = 106 m/s bulunur.
Hızdaki bu b�y�k belirsizlik atomik boyutlardaki sistemler i�in belirsizlik
bağıntısının ne kadar �nemli olduğunu g�stermektedir.
Belirsizlik bağıntılarındaki , belirsizlikler deneysel hatalardan kaynaklanmaz.
Par�acık belirli bir konumda bulunmaz. Klasik fizikte par�acıkların konum ve
momentumlarının tam olarak bilinebileceği varsayılır. Deneysel zorluklar nedeniyle
elbette x ve p 'nin tam olarak �l��lemeyeceği kabul edilir, fakat daha duyarlı
laboratuar aletleri ile bu belirsizliğin istenildiği kadar azaltılabileceği varsayılır.
�rneğin ; parlak ışık kullanarak elektronu fotonlar ile bombardıman ettiğimizi ve
bombardıman sonrasında harekete ge�en elektronun yerini kesin bir şekilde
belirleyebileceğimizi d�ş�nelim. Kısa dalga boyları kullanarak yapılan bombardımanda
uyarılan elektron kullanılan dalga boylarından daha b�y�k dalga boyuna sahip
fotonlar salıp bozunur. Salınan bu fotonlar h/λ momentumuna sahip olurlar. B�ylece
bombardıman sonrası bozunan elektronun ger�ek hızının belirsizliği daha �ok artar.
Elektronun hızındaki belirsizliğin artması momentumundaki kesinliğin azalması
anlamına gelir. Elektronun momentumundaki belirsizliğinin artmasıyla, konumunun
belirsizliğinin azaldığı g�r�lmektedir.
Compton olayında , fotonlar ile bombardıman edilen elektronların hareketleri
bilinmektedir. Compton yaptığı sa�ılma deneyinde elde ettiği verilerden yola �ıkarak
form�l geliştirdi. Karbon ve diğer hafif elementler �zerine g�nderdiği yaklaşık 20keV
enerjiye sahip X-ışınlarının sa�ılmalarını inceledi. Compton , X-ışınlarının yayımladığı
fotonun frekansının sa�ılan ışığın frekansından daha b�y�k olduğunu keşfetti.
v < v0
Ayrıca Compton iki par�acığın (foton-elektron) �arpışması sırasında enerji ve
momentum korunumu yasalarının ge�erli olacağını ileri s�rd�.
Compton bu varsayımı ile deneyde g�zlediği frekans azalmasını doğru bir
şekilde a�ıklayabildi. Compton'un d�ş�ncesine g�re, fotonlar enerji taşıyabiliyorsa
momentuma da sahiptirler.
16
1.10 SCHR�DİNGER DENKLEMİ :
W.Heisenberg ve E.Schr�dinger 1926 yılında Kuantum Mekaniğini geliştirerek;
birbirinden bağımsız fakat benzer ifadelerle atıfta bulundular. W.Heisenberg matris
mekaniği, Schr�dinger ise dalga mekaniği ile Kuantum Mekaniğini geliştirdiler.
W.Heisenberg ve E.Schr�dinger denklemlerinin farklı g�r�nmesine rağmen,
matematiksel a�ıdan aynı ifadeleri a�ıklarlar.
Bu b�l�mde sadece Schr�dinger'in dalga hareketi hakkındaki fikirlerini form�l
halinde ifade edeceğiz.
K�tlesi m olan, V potansiyeli i�erisindeki bir par�acığın tek boyutta hareketi i�in
Schr�dinger denklemi : (x-doğrultusunda)
Sistemin �zelliklerini ifade eden bu denklemin ��z�m�; sistemin t�m �zellikleri
b�t�n�yle sabit bir durumda ise yani zamanla değişmiyorsa Ψ dalga fonksiyonu ile
tanımlanır.
Her bir par�acığı veya par�acık sistemlerini (�rneğin; hidrojen atomu, bir mol
gaz molek�l� ) temsil eden kuantum mekaniksel dalga fonksiyonu sistemin durumunu
belirler. Ψ dalga fonksiyonu, par�acıkların koordinatlarına (3N koordinat, N par�acık
sayısı) ve zamana bağlı olabilir. Schr�dinger dalga fonksiyonu, basit bir fiziksel
anlama sahip değildir. Bu kolay anlaşılamazlık ger�eğinin hayali bir d�ş�nce
olduğundan kaynaklandığı bilinmelidir.
Dalga fonksiyonu Ψ ile dalga fonksiyonunun kompleks eşleniğinin Ψ* �arpımı
par�acığın olasılık yoğunluğu ρ ile orantılıdır. Bir fonksiyonun kompleks eşleniği,
fonksiyondaki kompleks sayının yani i 'nin yerine -i yazılması ile elde edilir.
Burada i� = -1 'dir.
Olasılık yoğunluğu ρ olan bir par�acığın , k���k bir hacimde (dx.dy.dz) bulunma
olasılığı ρ dx.dy.dz ile g�sterilir.
|Ψ(x) |� = Ψ*(x) Ψ(x)
|Ψ(x,t)|� : Par�acığın x noktasında bulunma olasılık yoğunluğu
|Ψ(x,t)|� dx : Bulunma Olasılığı
17
Par�acığın olasılık yoğunluğunun b�t�n hacim �zerinden integrali yani
par�acığın bulunma olasılığı :
Başka bir deyişle par�acık birlik veya b�t�nl�k i�erisindedir. Bir diferansiyel
hacim elemanı dτ sembol� ile g�sterilir. Denklem 1.18'de olasılık yoğunluğundaki
normalizasyon şartı g�sterilmektedir.
Kuantum mekaniksel dalga fonksiyonlarının olasılıklar a�ısından yorumu ile
Heisenberg Belirsizlik Bağıntıları uyum i�erisindedir. Bir par�acığın konumunun ve
hızının aynı zaman zarfında her ikisinin de hesaplanabileceğinin imkansız olduğunu
biliyoruz.
Bir par�acığın k���k bir hacim elemanındaki , hacim elemanının bir kesin
�ğesinde bulunma olasılık yoğunluğu :
Eğer paydadaki integral ifadesinin değerinde b�t�nl�k varsa , dalga fonksiyonu
normalize'dir. Her ne kadar Schr�dinger Dalga Denklemi'nin iki bağımsız ��z�m�
mevcut olsada, enerjinin herhangi bir değeri i�in E ifadesini Ψ dalga fonksiyonuna
uygulamadan denklem dışına �ıkarmak, fiziksel anlamda kabul edilemez bir yanlışlık
olur. Ψ*Ψ ifadesini yorumlayabilmek i�in ; olasılık yoğunluğunun tek değere sahip
olması ve integralin sonlu olması gerekir.Bu dalga fonksiyonları, genellikle sınır şartlarını
sağlayan, kesin ve farklı enerji değerlerine karşılık gelen dalga fonksiyonlarıdır.
1.11 OPERAT�RLER:
Kuantum Mekaniğinde mekaniksel nicelikler (b�y�kl�kler) operat�rlerle temsil
edilir. Bir operat�r matematiksel bir işlem ile tanımlanır. Operat�r bir fonksiyona
uygulanırsa, yeni bir fonksiyon elde edilir. Yani , fonksiyonu başka bir duruma taşır
Bazı basit operat�rler : c, x, d/dx ,d2/dx2 ; bir c sabiti ile �arpma, bir x değişkeni ile
�arpma, x değişkenine g�re t�rev alma, x’e g�re ardışık t�rev alma operat�r�.
Kuantum Mekaniğinde her bir �l��lebilir nicelik ; x-koordinatı , x-y�n�ndeki
momentum, enerji ve a�ısal momentum gibi operat�rler benzer �zelliklere sahip
operat�rlerdir.
18
Tam Schr�dinger Denklemi operat�rler a�ısından kullanışlı bir klasik anlatımı
ortaya �ıkarmıştır. Bu denklem; sistemin enerjisi i�in momentum ve koordinatlar
a�ısından �nemli bir ifadeye sahiptir. Schr�dinger Denkleminde yer alan Hamiltonyen
operat�r� , klasik mekanikte Hamiltonyen fonksiyonu olarak bilinir. Hamiltonyen
fonksiyonu H ile g�sterilir. Eğer sistemin koordinatlarına bağlı olarak potansiyel
enerjisi V ise;
Burada; T sistemin kinetik enerji'dir. T = �mv2
Kartezyen koordinatlar yerine diğer koordinatları kullanmak daha uygun
olabilir. �rneğin; bir molek�l�n titreşim hareketinde, denge konumunda bulunan her
bir atom farklı y�nlerde titreşim hareketi yapabilmektedir. Bu nedenle k�resel
koordinatlarda olayı ele almak daha uygun olacaktır. Kuantum Mekaniksel Operat�rler;
klasik yaklaşımla, klasik ifadelerin kesin kurallarına uygun olarak , klasik deyimlerle
bağdaştırılarak �l��lebilir.
Kartezyen koordinatlardan diğer koordinatlara d�n�ş�m 1.21 ve 1.22 ifadeleri
ile yapılır.
Sadece x'e bağlı bir potansiyel i�erisindeki, x-ekseninde hareket eden m k�tleli
bir par�acığı d�ş�nelim .
Sistemin Klasik Hamiltonyeni;
Bir potansiyel engelindeki x-ekseni doğrultusunda hareket eden m k�tleli
par�acığın kuantum mekaniksel operat�r�;
şeklinde verilir. Bu operat�r Hamiltonyen Operat�r� olarak bilinir. H ile g�sterilir.
Eğer par�acık 3-boyutta hareket edebiliyorsa.
19
B�ylece , Hamiltonyen Operat�r�
Bir operat�r�n Kuantum Mekaniksel Operat�r olması i�in , kuantum mekaniksel
dalga fonksiyonu Ψ 'ye uygulanması gerekir. H operat�r�n�n Ψ dalga fonksiyonuna
uygulanmasıyla sistemin enerjisi ile ilgili enerji �zdeğer denklemi elde edilir.
1.24'de yazılan Hamiltonyen operat�r� denklem 1.27'de yazılır. Ψ dalga fonksiyonuna
uygulanırsa ,
Zamandan Bağımsız Schr�dinger denklemi elde edilir.
Par�acığın 3-Boyutlu hareketi i�in;
Burada; ∇� ile g�sterilen ifade Laplasyen Operat�r�’d�r.
Bu denklemlerdeki dalga fonksiyonları daha �nce ifade edilmiş dalga
fonksiyonları gibi fiziksel mantığa uygun dalga fonksiyonlarıdır. Yani, dalga
fonksiyonunun mutlak karesinin ; tek değere ve integralinin sonlu bir değere sahip
olması , sınır şartlarını sağlaması , enerji �zdeğer denklemini sağlayan dalga
fonksiyonuna karşılık gelen enerji �zdeğerlerine sahip olması dalga fonksiyonunun
fiziksel mantığa sahip olmasını sağlar.
Enerjinin bu değerlerine enerji �zdeğerleri denir. Enerji �zdeğerlerine karşılık
gelen dalga fonksiyonlarına da �zfonksiyon denir. Bu �zdeğerler, sistemin sahip
olabileceği sabit enerji durumlarına karşılık gelen enerji değerleridir.
20
Kuantum Mekaniği'nin şart koştuğu y�ntemler ile g�zlenebilir niceliklerin
ortalama değerleri hesaplanabilir. Bir sistem �zerinde deneysel bir �l�me işlemi
yapılıyor ve sistemin sahip olduğu fiziksel b�y�kl�ğ�n değeri hesaplanıyor, bu �l�me
işlemi birka� kez tekrarlanıyor ve sistemin ilk durumu her bir deneyde aynı
kalıyorsa bir g�zlenebilir niceliğin ortalama değeri elde edilebilir. Elde edilen
ortalama değer g�zlenebilir niceliğin beklenen değerini ifade eder. Fiziksel
b�y�kl�ğ�n beklenen değeri <B> ile g�sterilir.
T�m uzay �zerinden integralde Ψ dalga fonksiyonu normalize dalga
fonksiyonudur. B Kuantum mekaniksel operat�r, B ise g�zlenebilir niceliktir. x-ekseni
doğrultusunda hareket eden bir par�acığın beklenen değeri;
Eğer denklem 1.32 'deki Ψ dalga fonksiyonu B operat�r�n�n �zfonksiyonu ve
bu �zfonksiyona karşılık gelen �zdeğer b ise,
�zdeğer denklemi sağlanır.
elde edilir. Burada b bir sabit olduğundan integral dışına �ıkarılabilir. İntegralde
b�t�nl�k s�z konusudur. ��nk� dalga fonksiyonu normalizedir. Bu sebepten beklenen
değer sadece �zdeğere eşittir.
Schr�dinger Denklemi ile ��z�mleri yapılabilen d�rt basit sistemi ele alalım. Bu
sistemler ; 1) Sonsuz Kuyu Potansiyeli.
2) Harmonik Osilat�r.
3) Rijit Cisim.
4) Hidrojen Atomu.
Bu �rnekler ; klasik yaklaşımla ifade edilerek , Klasik Mekanik ile Kuantum
Mekaniği'nin hangi y�nlerde ayrıldığını anlamamıza yardımcı olur.
21
1.12 SONSUZ KUYU POTANSİYELİ :
Sonsuz kuyu potansiyeli , atomdaki bir elektronun dalga fonksiyonunun
hesabını kapsayan , dalga fonksiyonu ile ilgili olan en basit kuantumsal problemdir.
Sonsuz kuyu potansiyeli , bir kutu i�ine hapsedilmiş bir elektronun kutu i�erisindeki
davranışı ile ilgili bir problemdir.
Şekil 1.9 Sonsuz Kuyu Potansiyelinin Şematik G�sterimi
Bu model ; bir atomdaki bir elektronun davranışına benzer. ��nk�, bir atomdaki
elektron k���k bir uzayda sınırlıdır. Yani, elektron �ok ufak bir sınırlı b�lgede
bulunabilir. x=0 ile x=a aralığında bulunan bir par�acık i�in dalga fonksiyonu
denklemi ; Schr�dinger dalga fonksiyonu denklemi (1.17)'den. Burada ; V = 0 ‘dır.
ile verilir.
şeklindedir. A ve A' sabitlerini daha sonra hesaplanacak.
Kuyu dışındaki b�lgelerde potansiyel sonsuz değerdedir, par�acığı kuyu dışında
bulma olasılığı sıfır olmalıdır. Dalga fonksiyonu bu noktalarda sıfır değerine sahip
olmalıdır. Sınır şartlarını sağlayan dalga fonksiyonunun ��z�m�nden (1.38) denklemi
elde edilir.
Burada n bir tamsayıdır. ( n = 1,2,3,4,5…) Bu denkleme g�re, kuyu i�erisindeki
par�acığın enerjisi (1.39) denklemi ile verilir
22
İki nokta arasında hareket eden par�acığın enerjisi denklemdeki n değerine
bağlı olarak sadece belirli değerleri alabilir. Oysa tamamen serbest haldeki par�acık
herhangi bir enerji değerine sahip olabilir.
Bunun gibi farklı enerji seviyeleri bağlı par�acıklara ait Schr�dinger denklemi
��z�mlerinin �zelliğidir. Par�acığın bunun gibi farklı enerji seviyelerine sahip olması
klasik mekaniğin temelinde beklenmeyen bir durumdur. En d�ş�k enerji seviyesi ;
(n=1), E= h�/8ma� 'dir. Par�acık muhakkak en d�ş�k enerji seviyesinde , en fazla bu
enerji değerine sahip olacaktır. Bu sıfır nokta enerjisi , par�acığın sonlu bir b�lgeye
kapatılması ile ger�ekleşir .Eğer bu olmasaydı belirsizlik bağıntısı ihlal edilmiş
olacaktı. (Δx ≈ a buradan ΔP ≈ h/a olur.ΔE =(ΔP)�/2m ≈h�/2ma�)
Sonraki daha y�ksek enerji seviyeleri (n=2) ve (n=3) i�in dalga fonksiyonlarının
dalgaboyu grafikleri Şekil 1.10a 'da g�sterilmektedir.Bu ifadeler �zerine dalga boyu'nun
(2a/n)'e eşit olduğunu g�rebiliriz. Denklem (1.39)'da g�r�ld�ğ� gibi , daha geniş
aralığa sahip potansiyel kuyusundaki par�acıkların yada daha ağır par�acıkların
sahip olduğu enerji seviyelerinin daha d�ş�k olduğu g�r�lmektedir. Başka bir
deyişle, a veya m 'in artan değerlerinde enerjinin değeri azalır.
Şekil 1.10 Dalga fonksiyonlarının dalga boyu grafikleri
23
Denklem (1.37) 'deki A sabitinin değeri normalize dalga fonksiyonunun ��z�m�
ile bulunabilir. (1.37) ile (1.38) denklemleri kullanılarak �ıkarılan denklem;
Par�acığın x = 0 ile x = a aralığında bulunma olasılığı, bu mesafedeki belirsizlik
matematiksel olarak ifade edilen Ψ*Ψ integrali ile verilir.
Burada; α =πx/a 'dır. Sınır şartlarını sağlayan ger�ek dalga fonksiyonu Ψ 'dir. Ψ*Ψ
ifadesi sade bir bi�imde Ψ� şeklinde yazılabilir.
İntegralinin hesaplanmış değeri kullanılarak A sabiti {A=(2/a)�} bulunur. Tek boyutlu
sonsuz kuyu potansiyelindeki par�acığın dalga fonksiyonu ;
Olasılık yoğunluğu |Ψ|� = Ψ*Ψ , dalga fonksiyonunun mutlak karesi alınarak
hesaplanabilir. Olasılık yoğunluğu değerlerinin grafiği Şekil1.10b'de g�sterilmektedir.
Eğer iki farklı dalga fonksiyonu 1.41 denkleminde kullanılıyorsa , o zaman
Eğer n ≠ n' ise integralin sonucu sıfır'dır. Ψ ve Ψ' gibi iki farklı dalga fonksiyonunun
mutlak karesinin sınır şartlarına uygun integralinin sonucu sıfıra eşitse dalga
fonksiyonlarının ortogonal (dik) olduğunu s�yleyebiliriz. Schr�dinger dalga denklemi
��z�m�ne uygun dalga fonksiyonlarının farklı enerji �zdeğerlerine karşılık gelen
��z�mlerin dalga fonksiyonları her zaman ortogonal'dır.
24
1.13 BEKLENEN DEĞERLER VE BENZERLİK BAĞINTISI:
Bohr'un benzerlik bağıntısına g�re; kuantum mekaniksel sonu�lar, kuantum
numaralarındaki farklılığın �ok b�y�k olduğu limit değerlerinde klasik fizikteki
sonu�lar ile aynı olmalıdır.
Kuantum mekaniksel sonu�lar ile klasik mekanikteki sonu�ların benzerliği
sonsuz kuyu potansiyelindeki bir par�acık ile a�ıklanabilir. Olduk�a geniş bir sonsuz
kuyu potansiyelindeki bir par�acık i�in enerji seviyeleri, klasik mekanik ile uyumlu
ve s�rekli g�r�nebilir.
Kuantum ve klasik mekaniksel olarak konumun ve konumun karesinin ortalama
(beklenen) değerleri hesaplanarak karşılaştırma yapılırsa; Denklem 1.32 'ye g�re, bu
ortalama değerler aşağıdaki gibi hesaplanabilir. Kuantum mekaniksel olarak konumun
ve konumun karesinin beklenen değerleri:
Bir par�acığın klasik durumu i�in sabit enerjili par�acığın konumu ile sonsuz
kuyu potansiyelinde bulunan par�acığın bulunabileceği konum eşit şekilde olasıdır.
Olasılık yoğunluğu ρ(x) 'in (1/a)'ya eşit olduğunu s�yleyebiliriz.
Klasik mekaniksel olarak konumun ve konumun karesinin beklenen değerleri:
Kuantum ve klasik mekaniksel olarak; konumun beklenen değeri <x> 'in aynı
sonu�lara sahip olduğu, konumun karesinin beklenen değeri <x�> ' nin kuantum
numarası n 'in sonsuz değere yaklaştığında (n→ ∞) yine aynı değerlere sahip olduğu
denklem 1.46'dan g�r�lmektedir. B�ylece kuantum mekaniksel hesaplamada n değeri
sonsuza g�t�r�lerek klasik sonuca varılabilir.
25
1.14 3-BOYUTLU SONSUZ KUYU POTANSİYELİ:
3-Boyutlu bir potansiyel kuyusundaki par�acığın davranışı Schr�dinger denklemi
ile ��z�lebilir. Potansiyel kuyusunun dışındaki b�lgelerde potansiyel değeri sonsuz
alınır. Denklem 1.29 formundaki Schr�dinger denklemindeki dalga fonksiyonu ��
fonksiyonun �arpımı gibi yazılarak 3-boyutlu potansiyel kuyusundaki par�acığın
davranışı a�ıklanabilir. Yazılan dalga fonksiyonunda her bir koordinata bağlı olarak
dalga fonksiyonları belirlenir.
Denklem 1.29'da Ψ yerine yazılır. Değişkenlere ayırma metodu kullanılarak, gerekli
sadeleştirme işlemleri yapılarak;
elde edilir. 3-boyutlu kuyu i�erisindeki her noktada potansiyel sıfır'dır. (V=0) . Sistemin
enerjisi; x, y ve z y�n�ndeki enerjilerden gelen katkıların toplamı şeklinde yazılabilir.
Fonksiyonlardaki değişkenler birbirinden bağımsız olduğundan 1.51 denklemi
ayrı ayrı yazılabilir. �rneğin; 1.51 denkleminde eğer y ve z sabitlerini i�ine alan
ikinci ve ���nc� terimler ele alınırsa denklemin sol tarafındaki terim yani x'e
bağlı terim �nemsiz dolaysıyla sıfır olacaktı. Sistemin enerjisi sabit kabul edilirse
enerji ifadesindeki terimlerde sabit olmalıdır. Bu enerji değerleri ;
Değişkenlerine ayırma y�ntemi ile her biri kısmi diferansiyel denklemlere
d�n�şt�r�len fonksiyonların ��z�m� daha kolay yapılabilir. Elde edilen denklemler
1.36 denklemine benzer ��z�m� kolay yapılabilen diferansiyel denklemlerdir. 1.36
denkleminde yapıldığı gibi aynı ��z�m yolu kullanılarak dalga fonksiyonları bulunur.
26
Burada ; a , b ve c sabitleri, x , y ve z y�nlerindeki kenar uzunluklarıdır. Kuantum
numaraları ise sırasıyla nx, ny ve nz 'dir. Her bir koordinata karşılık gelen kuantum
numaralarıdır. Sistemin alabileceği (m�saade) edilen enerji seviyeleri :
Eğer, kenar uzunluklarından herhangi ikisinin oranı tam sayı oranında değilse
enerji seviyeleri farklı olacaktır. T�m olası takımlar (enerji durumları) i�in kuantum
numaraları nx , ny ve nz 'dir. Bununla beraber, kenar uzunluklarının herhangi ikisinin
oranı tam sayı ise �� kuantum numarasının birka� ayrı kombinasyonu sonucu
sistemin toplam enerjisinin farklı durumlara karşılık aynı enerji değerine sahip
olmasına sebebiyet verir. B�yle bir enerji seviyesi i�in dejenere durumun varlığı s�z
konusudur. Sistemin enerjisi seviyesinin dejenere olması, birbirinden bağımsız dalga
fonksiyonlarının farklı kuantum numaralarına karşılık belirli bir enerji seviyesi ile
ortak değere sahip olması ile olur.
1.15 HARMONİK OSİLAT�R (TİTREŞİM) HAREKETİ :
Molek�llerin titreşim hareketlerinin kuantum mekaniksel davranışlarını
anlayabilmek i�in basit harmonik osilat�r (titreşim) hareketini incelemek gerekir.
Molek�llerin titreşim hareketlerini kuantum mekaniksel bakış a�ısıyla
anlayabilmek i�in �ncelikle harmonik titreşim hareketini klasik mekaniksel bakış
a�ısıyla g�z �n�nde bulundurarak kuantum mekaniksel g�r�ş� ge�mek i�in zemin
oluşturalım.
Harmonik Osilat�r hareketinde denge konumundan �ıkarılan par�acığın denge
konumuna geri �ağırıcı kuvveti, denge konumu değiştirilen par�acığın yer değiştirmesi
ile doğrudan orantılıdır.
27
Burada; x denge konumundan �l��len mesafedir. k ise kuvvet sabitidir. Kuvvetin (-)
eksi işarete sahip olması, geri �ağırıcı kuvvet olmasından kaynaklanır. ��nk� kuvvet,
denge konumundan -x y�n�ne doğrudur. Kuvvet sıfır ise par�acık dengededir.
Par�acığa etkiyen kuvvet, potansiyel enerjinin negatif gradyanı ile g�sterilebilir.
İfadesinin integrali alınarak ;
elde edilir. Eğer integrasyon sabiti sıfır alınırsa , x = 0 iken potansiyel sıfır olur.
Par�acığın denge konumundaki titreşim hareketlere karşılık potansiyeldeki
parabolik değişim şekil 1.11a 'da g�sterilmektedir.
S�rt�nmesiz bir ortamda k���k bir nesnenin harmonik hareketi nesnenin iyi bir
parabolik davranışa sahip olmasını sağlar. Par�acık maksimum hız ve minimum
potansiyel enerji değerinde minimum genlikte salınım yapar. Bunun gibi �ok ufak
genlikle titreşim hareketi yapan par�acığın potansiyel enerjisi yerine kinetik enerjisi
yazılabilir. En y�ksek iki genlik noktasının birisindeki titreşiminde par�acığın hızı
sıfırdır ve par�acığın toplam enerjisi potansiyel enerjisine eşittir.
Şekil 1.11
Titreşim hareketlerine karşılık potansiyeldeki parabolik değişimler
28
Denklem 1.57 'deki Kuvvet ifadesi , par�acığın k�tlesi ile ivmesinin �arpımı
şeklinde yazılabilir.
Bu diferansiyel denklemin ��z�m�;
Burada , ν0 temel titreşim frekansıdır. Harmonik osilat�r�n titreşim frekansı
titreşimin genliğinden bağımsızdır. Klasik harmonik osilat�r�n enerjisi (Klasik
Hamiltonyen) kinetik ve potansiyel enerjilerin toplamına eşittir.
Harmonik Osilat�r�n klasik formu kuantum mekaniksel bakış ile ele alınıp , Px
momentum yerine (ħ/i)(d/dx) yazılırsa , sistemin Hamiltonyeni ;
ile verilir. Denklem (1.27) enerji �zdeğer denkleminde bu operat�r yazılırsa sistemin
alabileceği enerji seviyeleri tespit edilebilir.
Denkleminden elde edilen �zfonksiyonlar ve �zfonksiyonlara karşılık gelen
enerji �zdeğerleri bulunabilir.
29
Burada; ν0 = (1/2π)[k/m]� , Harmonik osilat�r�n klasik mekaniksel frekansıdır.
a = (π/h)[km]� . Enerji seviyeleri , aynı dalga fonksiyonları ve eşit aralıklardaki
değerleri ile şekil (1.11b)'de g�sterilmiştir. Klasik olarak harmonik titreşim hareketini
kuantum mekaniksel davranışla temsil etmek olduk�a farklı sonu�lara yol a�ar.
Klasik mekaniğe g�re titreşim hareketinde par�acık herhangi bir enerjiye sahiptir.
Fakat Kuantum mekaniğine g�re olası enerji seviyeleri E = [ν +�]hν0 ile belirlenir.
Burada ν = 0, 1, 2, 3, …'dir. Klasik mekaniğe g�re osilat�r denge konumunda sabit
olabilir ve enerjisi sıfır olabilir. Fakat, Kuantum mekaniğine g�re izin verilen en
d�ş�k enerji seviyesi E = �hν0 'dir. Bu değer ise sıfır nokta enerjisi olarak
adlandırılır. Bir �rnekle a�ıklayacak olursak , 1.9 'da ifade edilen Heisenberg
Belirsizlik Bağıntısına g�re ΔPxΔx ≈ h 'dır. Başlangı�ta dengede olan bir par�acığın,
konumundaki ve momentumundaki belirsizliklerin her biri sıfır olmalı ,yani
par�acığın konumunu ve momentumunu aynı anda kesin bir şekilde hesaplamak
m�mk�n değildir. Aksi takdirde Heisenberg Belirsizlik Bağıntısı ihlal edilmiş olur.
Dalga fonksiyonlarının belirli olması �tesinde bu dalga fonksiyonlarının
normalize edilmiş olması gerekir. Harmonik Osilat�rde par�acığın x koordinatında,
x ve x+dx aralığındaki olasılığı Ψ2 ile verilir. Bu ifadedeki dalga fonksiyonları
ger�ek(reel) dalga fonksiyonlarıdır. Aynı şekilde d�zenlenmiş birden fazla sistemi
bu şekilde inceleyecek olursak , x ve x+dx arasındaki k���k bir mesafede
par�acığın bulunma olasılığının t�m sistem i�in aynı bulunma olasılığına sahip
olacağı g�r�l�r. x 'e karşılık gelen ilk �� enerji seviyesi i�in olasılık yoğunlukları
şekil (1.11c) 'de �izilmiştir.
Taban durumunda (ν = 0), en olası n�kleer (�ekirdeksel) etkileşimde par�acıklar
arası mesafe potansiyelin en iyi minimum konumunda bulunur. Klasik harmonik
osilat�r i�in d�n�ş noktalarındaki en uzun zaman periyotları ayrı zıtlıklardadır.
Kuantum numarasındaki artışlar ile kuantum mekaniksel olasılık yoğunluğu
fonksiyonu klasik harmonik osilat�rdeki duruma yaklaşır. Yani kuantum numaraları
limit durumunda sonsuza yaklaştığında klasik durum ge�erli olur.
Benzerlik prensibine (B�l�m1.13) g�re, kuantum numarası sonsuz limit değerine
yaklaşıldık�a klasik sonu� ile kuantum mekaniksel sonucun benzer olduğu g�r�l�r.
Kuantum numarasındaki artış ile par�acıkların, mesafeler arasındaki uzaklıkta
bulunma olasılığında ve sayısında hissedilir derece bir artış g�r�l�r. Harmonik
30
osilat�r�n, artan genliklerle doğru orantılı olarak artan daha y�ksek enerjilere sahip
olacağı g�r�l�r. Kuantum numarasındaki artışlar i�in olasılık yoğunluğu fonksiyonunun
klasik mekanikteki beklentiye yaklaşıldığının doğruluğu g�r�lebilir.
Herhangi bir sıcaklıkta , belirli bir titreşim durumundaki molek�llerin sayısı
Boltzmann dağılımından hesaplanabilir. �rneğin; H35Cl molek�l� i�in , ν0~ = 289 cm-1,
birim mol sayısı başına enerji E = 8.25 kcal mol-1 ve 298 K sıcaklığında molek�l
sayılarının oranı Boltzmann Dağılım Yasasına g�re ;
Oda sıcaklığında HCl molek�llerinin en d�ş�k titreşim durumunda olduğu
varsayılabilir. �te yandan iki veya daha fazla atomdan oluşan (diatomik) molek�ller
uyarılmış titreşim durumuna sahip olabilirler. �rneğin; 127I2 molek�l� i�in,ν0~= 213 cm-1,
birim mol sayısı başına enerjisi E=0.609 kcal mol-1 olan bir molek�l�n , taban ve
1.uyarılmış enerji seviyesindeki molek�l sayılarının oranı ,
1.16 RİJİT D�N�C� :
Atomdaki bir elektronun a�ısal(y�r�ngesel) davranışının kuantum mekaniksel
yorumu , klasik mekanikteki iki-cisim probleminden yola �ıkılarak a�ıklanabilir.
Aralarında sabit bir r mesafesi bulunan m1 ve m2 gibi k�tleleri farklı iki cismin
d�nme hareketi ile diatomik molek�llerin d�nme(rotasyonel) hareketlerini karşılaş-
tırdığımızda her iki problemde de aynı matematiksel sonu�lara varıldığı g�r�l�r.
Şekil 1.12-1.13 İki cisim sisteminde koordinatlar
31
m1 ve m2 k�tleli par�acıklar karşılıklı k�tle merkezleri etrafında I eylemsizlik
momenti ile d�nerler.
Burada; r = r1 + r2 , μ ise indirgenmiş k�tle'dir.
Schr�dinger Denklemi (1.30) kullanılarak , iki par�acıklı bir sistemin, eylemsizlik
momentumuna bağlı a�ısal (y�r�ngesel) denklemi:
Bu denklemin ��z�m�nden ; Enerji �zdeğerleri :
Enerji �zdeğerleri (2J+1) katlı dejenereliğe sahiptir. Rijit D�n�c� i�in denklemden
elde edilen dalga fonksiyonları, hidrojen atomunun dalga fonksiyonlarıyla benzerdir.
1.17 HİDROJEN ATOMU :
K�tlesi M ve y�k� Ze olan bir �ekirdek etrafında d�nen k�tlesi me ve
y�k� (-e) olan bir elektronlardan oluşan sistem en basit atomik sistemdir. Burada; Z
atom numarasıdır.
Schr�dinger Denklemi , hidrojen t�r� atomlar i�in ��z�m� tam olarak
yapılabilir. Schr�dinger denkleminin ��z�mleri b�y�k �neme sahiptir. İki veya daha
fazla elektrona sahip atomların davranışları i�in kapalı matematiksel ��z�mler elde
edilemez. Hidrojen atomunun davranışını b�t�n�yle ifade etmek karmaşık ve
g��t�r. Bu nedenle hidrojen atomunun davranışı ana �zellikleri ile tanımlanacaktır.
Kuantum mekaniksel davranış i�in başlangı� noktası , sistemin hamiltonyeninin
belirlenmesidir. Sistem i�in klasik hamiltonyen, bir elektrondan ve y�k� Ze olan
�ekirdekten oluşuyor. Hamiltonyen ifadesini basitleştirmek i�in elektronun sabit bir
�ekirdek etrafında hareket ettiğini varsayalım. Aslında elektron ve �ekirdek karşılıklı
olarak k�tle merkezleri etrafında hareket ederler.
32
Şekil 1.14 Hidrojen atomu koordinatları
Y�k� Ze olan �ekirdek koordinat sisteminin başlangı� noktası, orijini kabul
edilir. Bu nedenle potansiyel enerji (-Ze2/4πє0 r) 'dir. Burada r ; elektron ile �ekirdek
arasındaki mesafedir.
Klasik hamiltonyen :
Burada me ; elektronun k�tlesidir. B�l�m (1.11) 'de verilen kuantum mekaniksel
hamiltonyene d�n�ş�m bu operat�re Ψ dalga fonksiyonunu uygulayarak yapılır.
Bu denklemin ��z�m� i�in kartezyen koordinatlardan k�resel koordinatlara (r,θ,φ)
ge�iş yapmak daha uygun olur. Şekilde verilen ifadesi değişkenlere
ayırmak i�in yeterli değildir.
Bu değişim ;
33
ile verilir. Eğer elektronun ve �ekirdek karşılıklı k�tle merkezleri etrafında d�nd�ğ�
ger�eğini g�z �n�nde bulundurursak, bu denklemde me yerine indirgenmiş k�tle μ
yazılır. μ = me M/(M+me) şeklinde yazılabilir. Burada, me elektronun , M �ekirdeğin
k�tlesidir.
Yukarıdaki denklemde dalga fonksiyonu yerine r , θ ve φ değişkelerine bağlı ��
farklı fonksiyonun �arpımı şeklinde yazılırsa ,
Bu değişim ile ��z�m� yapılabilen �� farklı diferansiyel denklem elde edilir.
Bu denklemlerin her birinin ��z�m�nden , kuantum numaralarının bir tam sayı
olmak zorunda olduğu ortaya �ıkarılır. Daha �nce benzer bir durumla karşı karşıya
gelinmişti. 3-Boyutlu sonsuz kuyu potansiyelindeki par�acığın dalga fonksiyonu i�in
her bir koordinata karşılık gelen �� farklı fonksiyon bulunmuştu.
Hidrojen atomu i�in kuantum numaraları, baş kuantum sayısı n, y�r�nge a�ısal
momentum sayısı l, manyetik kuantum sayısı m ile g�sterilir. Her bir serbestlik derecesi
i�in bir kuantum sayısı vardır.
Kuantum numaralarının bu değerleri birbirini takip eden aralıklarda sınırlıdır. ______________________________________________________________
~ n = 1, 2, 3, ...
Schr�dinger denkleminin uygun ��z�mlerine karşılık gelen kuantum sayılarıdır.
~ l = 0, 1 , 2 , …, (n-1)
Y�r�nge a�ısal momentum kuantum sayısı sadece bu değerlere sahip olabilir.
Burada, n baş kuantum sayısıdır.
l = 0 1 2 3
s p d f (Uygun semboller)
~ m = -l, -(l-1) ,...., -1, 0 ,+1,.....,+(l-1), +l
Manyetik kuantum sayısı m'in alabileceği değerler yukarıda belirtilmiştir.
______________________________________________________________
34
Hidrojen t�r� atomda enerji değerleri karşılık gelen enerji �zdeğerleri;
ile verilir. Hidrojen atomunda farklı durumların enerjileri n baş kuantum sayısının
karesi (n2) ile ters orantılıdır. Enerji negatif değere sahiptir. ��nk�, hidrojen t�r� bir
atomdaki elektron serbest iken daha d�ş�k enerjiye sahiptir. Ayrı elektron ve
�ekirdeğin toplam enerjisi sıfır gibi alınır. Hidrojen atomunun taban durumunda
(n=1) sahip olduğu enerji :
Manyetik veya elektrik alanların yokluğunda hidrojen t�r� atomun durumu
yalnızca baş kuantum sayısı n'e bağlı olur. Denklem 1.76 , diğer tek elektronlu atom
t�rleri i�in ge�erlidir.
Atom numarası Z artmasıyla enerji y�r�ngeleri k���l�r ve elektronlar arası
bağlar daha �ok artar. Hidrojen atomunun taban durumundaki (1s orbitali) iyonlaşma
enerjisi 13.6 eV 'dir. Helyum atomu (He+) i�in 22.13.6 = 54.4 eV , Lityum atomu
(Li+2) i�in 32.13.6 = 122.4 eV 'dir.
Atomlardaki elektronik orbitaller genellikle baş kuantum sayısı ile verilir ve
semboller y�r�nge a�ısal momentum sayısı ile g�sterilir.
Orbitaller 1s,2s,2p,3s,3p,3d,.. şeklinde ifade edilir. Y�r�nge a�ısal momentum
ile verilir. s-orbitalindeki elektronlar y�r�nge a�ısal momentumuna
sahip değillerdir. p-orbitalindeki elektronlar √2ħ a�ısal momentumuna sahiptir.
36
A�ısal momentumun y�nelimi mħ ile verilir. Belirli bir y�ndeki a�ısal
momentum toplam a�ısal momentumdan b�y�k olamaz. |m|≤|l| , manyetik kuantum
sayısı m , l ile -l arasındaki herhangi bir tam sayı değerine sahip olabilir. Bu nedenle,
m 'in (2l+1) kadar değere sahip olması m�mk�nd�r. l = 3 i�in, m = -3,-2,-1,0,1,2,3
değerlerini alabilir. Hidrojen t�r� atomların , n = 1,2,3 kuantum durumları i�in dalga
fonksiyonları Tablo1.2 'de verilmiştir. Denklemler Bohr yarı�apı a0 cinsinden
yazılabilir. Hidrojen atomunda , 1s taban durumunda elektron ile �ekirdek arasındaki
olası uzaklık ;
Bu fonksiyonların doğasını hayalimizde canlandırabilmek i�in R(r), Θ(θ) ve Ф(φ)
değişkenlerini ayrı ayrı değerlendirmek daha faydalı olacaktır. Dalga fonksiyonlarının,
Z=1 i�in r 'ye bağlı radyal dalga fonksiyonları şekil 1.15’de �izilmiştir. Radyal dalga
fonksiyonları e (-Zr/na0 ) fakt�r�n� her zaman i�erir. Burada (n) baş kuantum sayısıdır.
Atom numaralarındaki (Z) artış ile dalga fonksiyonlarının genlikleri aynı doğrultuda
artar. r değerlerindeki artış ile elektronun �ekirdeğe uyguladığı �ekim g�c� daha
y�ksek olacaktır. Bu değişim ile etkileşme potansiyeli azalacak dolayısıyla �ekirdeğin
y�k� daha b�y�k olacaktır.
Radyal dalga fonksiyonları n - l d�ğ�m noktalarında (R(r) = 0) 'dır. Burada n
baş kuantum sayısıdır. Bu d�ğ�m noktalarında dalga fonksiyonu işaret değiştirir.
Fakat dalga fonksiyonunun mutlak karesinde işaret değişikliği olmaz. D�ğ�mlerin
varlığı 1s , 2s ve diğer y�r�ngelerin ortogonal olmasını gerektirir.
38
Hidrojen atomu dalda fonksiyonlarının radyal kısımları R(r) Şekil 1.15a ’da
g�sterilmektedir. s orbitalleri i�in �ekirdekteki bir elektronun bulunma olasılık
yoğunluğu en y�ksek değerdedir. Bununla beraber, başka bir soruyla karşı karşıya
gelebiliriz. Elektronun r ile r+dr arasındaki aralıktaki bulunma olasılık yoğunluğu
nedir? s orbitali i�in s�z� edilen radyal b�lgenin hesabı k�resel kabuğun hacmi
4πr�dr ile dalga fonksiyonunun mutlak karesinin |Ψ1s|� �arpımıyla elde edilir. Elektronun
r ile r+dr arasındaki aralıktaki bulunma olasılık yoğunluğu: 4πr�|Ψ1s|�dr 'dir.
Şekil1.15b 'de g�sterildiği gibi 1s orbitalinin sahip olduğu radyal dağılım fonksiyonu
i�in a0 gibi maksimum değerine sahiptir . Elektron i�in bu en olası yarı�ap 1.Bohr
y�r�ngesinin yarı�apı kabul edilir. Bu nedenle �ekirdek ile elektron arasında
olabilecek en b�y�k ihtimalli uzaklıktır. Bu sonu� Kuantum Mekaniği ile Bohr
Atom Modeli arasındaki benzerliği g�sterir. Ne var ki, kuantum mekaniğinin şart
koştuğu daha dağınık bir elektron bulutunun olasılık yoğunluğu, Bohr teorisinden
�ok farklıdır. Kuantum mekaniğine modelinde elektron �ekirdeğe a0’dan daha yakın
veya daha uzak mesafede bulunabilmektedir. Ayrıca Kuantum mekaniği sonucuna
g�re , elektronun konumu ve momentumu �zerinde aynı anda kesin �l��m
yapılamayacağından, Heisenberg belirsizlik bağıntısı ile uyum i�erisindedir. Şekil
1.15b'ye bakarak bu dalga fonksiyonunun mutlak karesinin sadece radyal b�l�m�n�n
g�sterildiğine dikkat edilmelidir. l = 1,2,3,... iken , dalga fonksiyonunun radyal
kısmının a�ısal olarak değiştiği g�r�lmektedir. Elektron yoğunluğunu; farklı y�r�ngeler
i�in �� boyutlu uzayda, uzayın koordinatının bir fonksiyonu ile g�stermek olduk�a
zordur. Bu zorluğu ortadan kaldırmak i�in bir ��z�m geliştirilmiştir. Oluşturulan
uzayın herhangi bir b�lgesindeki bir elektronun bulunma olasılığını ifade etmek i�in
elektron yoğunluğunu nokta nokta uzayın her b�lgesine yaymak gerekir. Ayrıca
oluşturulan uzayda �� boyutta olasılık yoğunluklarını izleyebilmek gerekir. Elektron
yoğunluklarının oluşturduğu bu uzaylar dalga fonksiyonunun a�ısal b�l�m� ile
birlikte elektron yoğunluğunun radyal olarak azaldığını g�sterir. Elektron
yoğunluğunu Θ(θ)Ф(φ) 'nin sabit bir değeri ile ifade edilen bir y�zeyle g�stermek
genellikle daha fazla kullanılan bir y�ntemdir. s orbitalleri i�in şekil 1.16'da g�sterilen
bu y�zeylerin t�m� k�reseldir. ��nk�, orbitaller k�resel simetriye sahiptir.
39
2p orbitalleri i�in dış y�zeyler ikiye ayrılır. Şekil 1.16'da g�sterildiği gibi
olduk�a eğri b�ğr� elipsoitler oluşur. Bu y�zlerin birisinde (+) işareti dalga
fonksiyonundan gelir ve diğer (-) işareti diğer dalga fonksiyonundan gelir. Bu y�zeyler
(+,-) işaretleri ile g�sterilir. ��nk� bu işaretler molek�ler orbitaller i�in �nemli bir
yere sahiptir. Olasılık yoğunluğu , elbette her zaman pozitiftir. p orbitallerinin
y�nelimleri i�in birka� farklı a�ıya sahip trigonometrik fonksiyonların b�y�kl�kleri
ve işaretleri g�z �n�nde bulundurulmalıdır.
Elektrik veya manyetik alanın yokluğunda px , py ve pz orbitallerindeki
elektronların t�m� aynı enerjiye sahiptir. Bu enerji değeri yalnızca toplam kuantum
sayısı n'e bağlıdır. Manyetik alanın varlığında p orbitalindeki elektronların manyetik
alana y�nelimi ile enerjilerinde farklılıklar meydana gelir. Enerjilerde meydana gelen
bu farklılıklar m manyetik kuantum sayısı ile belirlenir. Bu bir kuantum durumu
ve bir enerji seviyesi arasındaki ayrımı temsil eder. Hidrojen atomunda n=2 durumu
i�in 4 durum vardır. Elektrik veya Manyetik alanların etkileri olmadığında t�m
durumların enerjileri aynıdır.
B�yle bir enerji seviyesinin dejenere olduğu s�ylenebilir ve enerji seviyelerindeki
dejenerelik belirli enerji seviyeleri ile bu enerjilere sahip olan dalga fonksiyonlarının
sayısı ile ortaktır.
p orbitallerinin şekillenimleri x , y ve z gibi farklı doğrultularda olabilir. Bu
�izgisel kombinasyonlar ile herhangi karşılıklı �� dikey veya d�şey doğrultuda
orbitallerin şekillerine bi�im verilebilir.
5 bağımsız d orbitali vardır. 3dz2 orbitalinin, bir eksen boyunca elektron
yoğunluğunun iki geniş b�lgesi vardır. Elektron yoğunluğunun şekillenmesi z ekseni
etrafında ger�ekleşir. Diğer d orbitalleri i�in, iki d�ğ�me ait d�zlemler ile elektron
yoğunluğu d�rt karşılıklı b�lgeye ayrılır. Elektron bulutlarının, dalga fonksiyonlarından
gelen birbirinin zıttı işaretlere sahip olduğuna dikkat ediniz. Şekil1.16'daki grafiklerde
eksikliklerden birisi, o d�ğ�me ait y�zeylerin radyal dalga fonksiyonlarından R(r)
meydana gelir. Hidrojen atomunun sonsuz orbital sayısına sahip olmasına rağmen,
�oğu sorularda sadece d�ş�k enerjili orbitaller kimyasal �neme sahiptir.
41
1.18 A�ISAL MOMENTUM :
Hidrojen atomunda elektronik a�ısal momentumun mutlak karesinin b�y�kl�ğ�
ile g�sterilir. Burada, l = 0,1,2,.…. , n-1 'dir. Bir eksen boyunca a�ısal momentumun
bileşeni; (geleneksel olarak z-ekseni alınır.)
ile verilir. Burada, m = 0, �1 , �2 ,…, � l 'dir. Hidrojen atomu ve diğer kuantum
mekaniksel sistemler i�in d�nen nesnelerin davranışları klasik olarak tamamen
farklıdır. Klasik mekanikte b�yle bir nesnenin a�ısal momentumu herhangi bir
değere sahip olabilir ve a�ısal momentum vekt�r� herhangi bir y�nde işaret
edilebilir. Kuantum mekaniğinde , M� 'nin b�y�kl�ğ� ve z-ekseni doğrultusundaki
bileşeni kesin değerlerle sınırlıdır.
Şekil 1.17 A�ısal Momentum Vekt�rlerinin Y�nelimleri
A�ısal momentum vekt�rlerinin p orbitali (l =1) ve d orbitali (l =2) i�in m�mk�n
y�nelimleri Şekil 1.17 'de g�sterilmektedir. A�ısal momentum vekt�r� aynı durumda
aynı z-ekseni y�n�nde işaret edilemez. Eğer aynı durumda aynı z-ekseni
doğrultusunda a�ısal momentum vekt�r� g�sterilmiş olsaydı ''Heisenberg Belirsizlik
Bağıntısı'' ihlal edilmiş olacaktı. B�yle bir durumda elektronik hareketin bir d�zlemle
sınırlı olduğu kastedilecekti. Par�acığın bir y�ndeki a�ısal momentumu bileşeninin,
toplam a�ısal momentum değerinden daha az olduğuna dikkat edilmelidir.
42
A�ısal momentum vekt�r�n�n olası y�nelimlerinin sayısı 2l+1 'dir. A�ısal
momentumun sadece x ve y doğrultularında belli bileşenlere sahip olduğu ifade
edilemez; toplam a�ısal momentum vekt�r�n�n sonsuz sayıdaki y�nelimleri koni
şekilli y�zeylerin oluşumuna imkan sağlar. Bir manyetik alanda bir orbitaldeki bir
elektronun enerjisi manyetik kuantum sayısı m'e bağlıdır.
A�ısal momentum vekt�r� M ile a�ısal momentumun manyetik alan y�n�ndeki
bileşeni Mz arasındaki θ a�ısı (1.79) ve (1.80) denklemlerinden
şeklinde elde edilir
1.19 SPİN KAVRAMI :
Daha �nce a�ıklanan a�ısal momentum kavramı ile atomların spektral
g�sterimleri tam ifade edilemez. �rneğin, bir manyetik alanın etkisinde (Zeeman Olayı),
bir elektrik alanın etkisinde(Stark Olayı) spektrum �izgilerinde kararlı aralıklar meydana
geldiği g�zlenmiştir.
Şekil 1.18 Spin Hareketi
1925 yılında Goudsmit ve Uhlenbeck tarafından bir y�r�ngede hareket eden
elektronun oluşturduğu manyetik moment vekt�r� ile elektronun y�r�nge a�ısal
momentumunun birbirinden bağımsız olduğu ifade edilmiştir. Daha sonraki yıllarda
Dirac, bu durumu g�relilik teorisini de i�ine alan kuantum mekaniksel olarak formalize
ederek, bir elektronun a�ısal momentumu hakkında ger�ekten memnun edici temel
bir teoriyi ispatlamıştır. Elektron, orbitaldeki hareketinden dolayı meydana gelen
manyetik alan i�erisinde kendi ekseni etrafında spin hareketi yapmaktadır.
43
Bir elektronun asıl a�ısal momentumu ile y�r�nge a�ısal momentumunun
davranışı bir bakıma benzerdir. Toplam spin a�ısal momentumun b�y�kl�ğ� S :
şeklinde yazılabilir. Burada, s spin kuantum sayısıdır. Bununla beraber , spin kuantum
sayısı sadece � değerine sahip olabilir. Denklem (1.82)'de verildiği gibi S� her
zaman �ħ� değerine sahip olur. Belirli bir y�ndeki spin bileşeni Sz sadece denklem
(1.82)'de verilen değere sahip olabilir.
Elektron spin hareketlerinin olası iki
y�nelimleri yandaki şekilde g�sterilmiştir.
Hidrojen atomunun dalga fonksiyonları ,
daha �nce tartışılmayan spin hareketi de ele
alınarak sistemin olası spin durumlarının
fonksiyonları ile daha �nce ifade edilen
en genel dalga fonksiyonu ile �arpılarak
ifade edilir. Bir spin dalga fonksiyonunu
temsil etmek i�in α(↑) ve β(↓)'yı kullanmak Şekil 1.19 Spin y�nelimleri
alışılmış bir g�sterimdir. Hidrojen atomunun dalga fonksiyonu n, l, m ve ms gibi
d�rt kuantum sayısı ile temsil edilir.
1.20 HELYUM ATOMU:
Helyum atomu iki elektrona sahiptir.
Sistemin Hamiltonyeni yandaki şekilde
g�sterildiği gibi iki koordinata bağlı olarak
yazılır. İki elektron bir potansiyel enerjisi
(e2/4πє0r12) ile birbirini iter. Şekil 1.20 Atom koordinatları
44
Bunun gibi yazılan denklemler atomik boyutlardaki sistemler i�in daha uygun
sonu�lar verir. Bu denklemlerin ��z�mlerini yapmak daha basittir. Ayrıca,
denklemlerdeki sabitlerin sadeleştirilmesi ile işlemler daha kolaylaştırılır . Bu
denklemlerde atomik birimleri kullanmaya ihtiya� duyulur.(a.u.) K�tle birimi elektronun
k�tlesi me gibi alınır. Y�k birimi yerine elektronun y�k� (e) kullanılır. Uzunluk
birimi olarak, hidrojen atomunun taban durumundaki Bohr yarı�apı a0 kullanılır.
(denklem 1.77). Enerji birimi, ayrı iki birim y�k�n bir birim mesafedeki potansiyel
enerji değeri olarak kullanılır.
Bu birim Hartree (H) birimi ile yazılabilir. Hidrojen atomunun taban durumundaki
enerjisi Hartree birimi cinsinden
şeklinde yazılabilir. Hartree, Rydberg frekansının iki katının sahip olduğu enerjiye
denktir. Atomik birimlerde Planck sabiti h ; 2π değerine sahiptir.
Schr�dinger denklemi :
Hidrojen t�r� atomlar i�in atomik birimlerde Hamiltonyen operat�r� :
Helyum atomu i�in Hamiltonyen operat�r�
İşlem kolaylığı a�ısından basit hale getirilerek yazılabilen Schr�dinger denkleminde ,
r1 ve r2 koordinatına bağlı ifadelerin ayrı ayrı yazılabilmesine rağmen, elektronlar
arası mesafe r12 daima denklemde vardır.
Hamiltonyen ifadesi Schr�dinger denkleminde yerine konularak gerekli işlemler
yapıldıktan sonra, sisteme ait denklemin ��z�m� elde edilir. Elde edilen denklemin
sonucu �ok kesin bir ��z�md�r. Hidrojen t�r� atomlar i�in bu denklemler ile kesin
��z�mler elde edilebilir.Bunun gibi hesaplamaları anlaşılır hale getirmek i�in tahmini
(yaklaşık) y�ntemler geliştirilmiştir.Kullanılan bu y�ntemler ;varyasyon ve pert�sbasyon
metotlarıdır.
45
1.21 VARYASYON Y�NTEMİ :
Varyasyon y�nteminde bir yaklaşık dalga fonksiyonu aşağıdaki denklemde bir
yaklaşık enerjiyi elde etmek i�in kullanılır.
Bu denklemdeki H sistem ile ilgili tam hamiltonyen operat�r�d�r. Eğer uygun
dalga fonksiyonu kullanılırsa , doğru enerji �zdeğerleri elde edilir. Herhangi bir keyfi
fonksiyon ile E' enerjisinin E enerjisinden daha fazla pozitif (daha az negatif) olduğu
g�sterilmiş olabilir. Farklı dalga fonksiyonları değişik parametrelere sahiptir. Bu formun
en iyi dalga fonksiyonu değişen parametreler ile elde edilen daha d�ş�k enerjiler ile
elde edilmiş olacaktır.
Bu eşitsizliğe g�re E' değeri ne kadar aşağıya �ekilebilirse, taban durumuna o kadar
yaklaşılmış olur. Se�ilen Ψ deneme dalga fonksiyonu bir a parametresi i�eriyorsa,
bulunan E' değeri de bu a parametresine bağlı olur. O halde, E' değeri bu a
parametresine g�re minimize edilerek taban durumuna iyice yaklaşılır. Daha fazla
değişken terim kullanılarak daha yakın bir tahmin ile daha doğru bir enerji değeri
elde edilebilir. Fakat enerji değerindeki artış hesaplanan enerji değerine eşit değildir.
Birinci derece yaklaşımla helyum atomu i�in elektron-elektron etkileşmesinin
olmadığını kabul ederek Schr�dinger denklemini ��z�lebilir. Bir He+ iyonundaki
elektron sayısı 1 i�in 1s dalga fonksiyonu durumu temsil eden dalga fonksiyonu gibi
alınır. Benzer şekilde He+ iyonundaki elektron sayısı 2 i�in 1s dalga fonksiyonu
durumu temsil eden dalga fonksiyonu olarak kullanılır.
Bu dalga fonksiyonu kullanılarak hesaplanan E' enerjisinin değeri EHe+ = -108.3
eV‘dır. E' enerjisinin deneysel değeri ise EHe+ = -78.6 eV ’dır. Daha iyi bir değer tek
bir parametre ile verilen deneme dalga fonksiyonu kullanılarak , varyasyon metodu
ile elde edilebilir.
46
Her bir elektronun diğer elektronların tam �ekirdeksel (atomsal) y�k� ile
etkileşirler. O y�zden , Z'e kullanılarak bir ger�ek �ekirdek y�k� temsil edilir ve
dalga fonksiyonu ;
şeklinde yazılır.
Burada N normalizasyon �arpanıdır. Z' değeri denklem 1.90 kullanılarak elde
edilebilir. Bu, enerjinin deneysel değerinin %1.7 'lik bir hata ile enerji sonucuna
g�t�r�r. Daha iyi bir sonu� daha fazla terim i�eren deneme-dalga fonksiyonu
kullanılarak elde edilebilir.
1.22 PAULİ DIŞARLAMA İLKESİ :
Her ne kadar helyum atomu i�in denklem 1.92 'de verilen dalga fonksiyonu
faydalı bir yaklaşım olsa da helyum atomunun �zelliklerinin doğru bir hesabı i�in
yetersiz kalır. Daha fazla sayıda atomlarla ve elektronlarla sistemin davranışına ait
dalga fonksiyonlarını genişleterek sistem ile ilgili bilgiler daha memnun edici bir
bi�imde yorumlanabilir.
Birden fazla elektron i�eren bir sistem i�in Schr�dinger denklemleri olduk�a
karmaşıktır. Bu karmaşıklığı ortadan kaldırmak i�in Schr�dinger denkleminin
��z�m�ne ek olarak bazı y�ntemlere ihtiya� duyulmuştur. �ok elektronlu atomlarda
elektron dizilişleri bazı prensiplere g�re belirlenir.
Pauli prensibine (1925) g�re bir atomdaki iki elektron aynı d�rt kuantum
sayısına sahip olamaz. Yani, bir atomdaki iki elektronun �� kuantum sayısı n, l, ml
aynı ise bu elektronlardan birinin spin kuantum sayısı +� , diğerinin ise -� olmak
zorundadır. �� kuantum sayısının aynı olması, elektronların aynı orbitalde bulunduğunu
g�sterir. Bu nedenle , aynı orbitalde bulunan elektronların spin hareketlerinin y�nleri
birbirine zıttır. B�ylece bu niteliklere sahip iki elektron, aynı y�r�ngede ancak zıt
spin durumlarında (⇅) bulunabilirler. Spin fonksiyonları, denklem 1.92 'de verilen
dalga fonksiyonunda ms =+� i�in α ile temsil edilen dalga fonksiyonunu ve ms =-�
i�in β ile temsil edilen dalga fonksiyonunu i�erebilir.
47
O nedenle , Pauli prensibi helyum atomu i�in birbirini takip eden dalga
fonksiyonları i�in memnun edicidir. ��nk� , iki elektron farklı spin kuantum
sayılarına sahiptir.
Bu dalga fonksiyonu yine de memnun edici değildir. ��nk�, bu 1.elektron ile
2.elektron aralarında birbirleri ile ayırt edilebileceğinin m�mk�n olduğu anlamına
gelir. T�m elektronlar �zdeş olduğundan elektronların ayırt edilmesi olanaksızdır.
Helyum atomu dalga fonksiyonunda b�yle bir problem s�z konusu değildir.
Dalga fonksiyonunu kullanılarak olasık yoğunluğu Ψ2 elde edilir. Ayrıca
1.elektron ile 2.elektronun yerleri değiştirildiğinde dalga fonksiyonunun değişmediği
g�r�lebilir.
Buradaki dalga fonksiyonu , uzaysal dalga fonksiyonu ve spin dalga
fonksiyonu fonksiyonu şeklinde yazılabilir.
1.94 ve 1.95 ile verilen dalga fonksiyonları farklı enerji �zdeğerlerine ve farklı
elektron yoğunlukları ile verilir. Helyum atomlarının yalnızca tek bir formuna karşın
onların her ikisi de doğru olamaz ve 1.95'de verilen dalga fonksiyonunun doğru
form olduğu s�ylenebilinir. 1.94'de verilen dalga fonksiyonu elektronlarının yer
değiştirmelerinin simetrik olmalarına rağmen 1.95'de verilen dalga fonksiyonunun
antisimetrik olduğuna dikkat edilmelidir.
Pauli prensibine g�re; iki yada daha fazla elektronlu bir sistemin dalga
fonksiyonunu doğru bir şekilde ifade edebilmek i�in; dalga fonksiyonu, herhangi bir
iki elektronun işaretlerinin değişimine g�re antisimetrik olmalıdır.
Antisimetrik dalga fonksiyonları daha kullanışlı şekilde determinant formunda
yazılabilir. �rneğin, denklem 1.95 determinant bi�iminde yazılırsa,
48
Burada, �arpanı dalga fonksiyonunun normalizasyon sabitidir.
Bu determinant J.C. Slater tarafından ortaya atıldığı i�in Slater determinantı
olarak adlandırılır. Slater determinantındaki satırlar farklı elektron dizilimine sahip
aynı dalga fonksiyonlarını , s�tunlar ise farklı elektronların aynı dizilimine sahip
farklı dalga fonksiyonlarını nitelendirir. Her s�tun indisi elektronlardan birini, her satır
indisi de tek-par�acık durumlarından birini g�stermektedir.
Spinleri yarım tamsayı olan par�acıklar (elektron, proton, n�tron ,...) antisimetrik
dalga fonksiyonlarıyla temsil edilirler. Bu gruba giren par�acıkların genel adı
fermiyonlardır. Spinleri sıfır veya tamsayı olan diğer par�acıklar (foton, π-mezon,...)
simetrik dalga fonksiyonlarıyla temsil edilirler. Bunlara da bozonlar denir.
Pauli prensibi elektronlara ek olarak protonlara ve n�tronlara uygulanır. Fakat
d�teronlar , alfa par�acıkları ve fotonlar pauli dışarlama ilkesine uymazlar, bunlar
simetrik dalga fonksiyonuna sahiplerdir.
1.23 HELYUM ATOMUNUN I. İYONLAŞMA DURUMU:
Helyum atomunun birinci iyonlaşma durumu ile ilgili daha fazla bilgi
edinmek i�in atomların spin dalga fonksiyonlarını bilmekte yarar vardır. 1s
orbitalindeki tek elektron ve diğer elektronların 2s orbitalinde bulunacağını birinci
yaklaşımla d�ş�nebiliriz .
İki elektronun ayırt edilemez olduğu dikkate alınarak iki dalga fonksiyonu
yazılabilir.
Uzaysal dalga fonksiyonları spin fonksiyonları g�z �n�nde bulundurularak
yazılabilir. İki elektron i�in d�rt spin fonksiyonu farklı orbitallerde aynı spin
hareketlerine sahiptir.
49
Bununla beraber , elektronların ayırt edilemezliğini g�z �n�nde bulundurarak spin
fonksiyonları yazılabilir.
D�rt spin fonksiyonunun her biri iki uzaysal fonksiyonun her birini kullanarak
�oğaltılabilir. (1.97 ve 1.98 ifadelerinden). Fakat yalnızca birbirini takip eden d�rt
antisimetrik dalga fonksiyonu helyum atomunun iyonlaşma durumunu ifade etmede
yararlıdır.
Helyum atomunun 1.uyarılmış durumunda (n1=1 , l1=0 ) ve (n2=2, l2=1,0 ) olabilir
(2s veya 2p durumları). l=0 i�in spin dalga fonksiyonu antisimetrik olduğundan, uzay
dalga fonksiyonu simetrik olmalıdır. Bu duruma tekli (singlet) durumu denir. Benzer
şekilde (l=1, m= -1,0,1) spin durumları simetrik olduğundan, dalga fonksiyonunun
uzay kısmı antisimetrik olmalıdır. Bu duruma ��l� (triplet) durumu denir.
Pauli prensibine g�re;
Her bir durumun iyi bir yaklaşıklıkla bulunabilecek enerjisi dalga fonksiyonunun
uzaysal b�l�m�ne bağlı olur. Ψ2, Ψ3 , Ψ4 dalga fonksiyonları dejenere ve ��l�(triplet)
(��l� yapı) spin şekillenimine sahiptir.Ψ1 dalga fonksiyonunun farklı bir enerjisi vardır
ve dejenere değildir. Ayrıca bu dalga fonksiyonu tekli(singlet) (tekli yapı) spin
şekillenimine sahiptir.
50
Taban durumunda bulunan helyum atomundaki elektronlar eşleştirilmiş
durumdadır ve elektron spini sıfırdır. Yani taban durumundaki iki elektronun uzay
dalga fonksiyonları aynı olduğundan spin dalga fonksiyonu değerine karşılık gelen
antisimetrik |00> vekt�r�d�r. Bununla beraber , tekli durumu temsil eden dalga
fonksiyonunun elektronlarının birisi 2s seviyesine iyonlaşırsa elektronlar �iftleşmiş
olur. ��l� durumu temsil eden dalga fonksiyonlarının elektronları ise �iftlenmemiş
olabilir. ��l� yapının �� spin bileşeni z-y�n�nde sırasıyla 0, +1 ve -1 'dir.
Bir dış manyetik alanın varlığında tekli
seviyede yarılmalar meydana gelmez. Fakat ,
��l� yapıda enerji seviyeleri �� bileşene yarılır.
2p triplet durumu 2s durumundan biraz daha
yukarı �ekilmiş olur. Helyum atomunun taban
ve 1.uyarılmış durum enerjileri şematik olarak
yandaki şekilde verilmiştir. Şekil 1.21 Helyum atomunda taban
ve 1.uyarılmış enerji seviyeleri
1.24 ATOMLARDA ELEKTRONİK YAPI:
�ok elektronlu atomlar i�in dalga fonksiyonlarının kesin bir şekilde
hesaplanabilmesi olduk�a zordur. ��nk� , denklemlerde elektron-elektron etkileşmeleri
hesaba katılırsa denklemlerin ��z�mlenebilmesi olduk�a zor hale gelir. Buraya kadar
�ok elektronlu atomların dalga fonksiyonlarının hesabında denklemlerde zorluk
yaratmaması i�in elektron-elektron etkileşmelerinin olmadığı kabul edildi. Ger�ekten
ilk yaklaşımla �ok elektronlu sistemlerde elektronlar arası etkileşmeyi g�z ardı
etmek m�mk�n olabilmektedir.
1927 yılında Hartree, �ok elektronlu atomların dalga fonksiyonlarının hesabındaki
problemlerin �stesinden gelebilecek kendisiyle �elişmeyen ''tutarlı'' alan( Self-Consistent
Field~SCF) adıyla yeni bir y�ntem �ne s�rd�. Daha sonra Fock , Pauli prensibini bu
y�nteme dahil ederek Hartree'nin �ne s�rd�ğ� y�ntemi geliştirdi.
�ok elektronlu atomlarda her elektrona ilişkin bir dalga fonksiyonu ve bu dalga
fonksiyonlarından hareketle i. elektrona etki eden �ekirdek ve diğer elektronların
potansiyel enerjisi ve giderek ortaya �ıkan bu enerji d�zeltme teriminin dikkate
alınması ile elde edilen yeni dalga fonksiyonlarının belirlenmesi şeklinde işlemler
tekrarlanarak , sistem ile ilgili en ideal dalga fonksiyonu belirlenir.
51
Bu metotta ; her bir elektronun k�resel simetrik bir potansiyelde hareket ettiği
varsayılır. ��nk� , atom �zerindeki bir elektron , �ekirdeğin ve diğer elektronların
oluşturduğu elektriksel alanların etkisi altında kalmaktadır. Oluşan elektriksel alan
vekt�rlerinin y�nelimleri uzayın her doğrultusunda aynıdır. T�m elektronlar i�in
yaklaşık dalga fonksiyonlarının sadece biri ele alınarak hesaba başlanır. Schr�dinger
denkleminde bir elektron i�in ortalama potansiyel kullanılarak diğer elektronların
uygun ortalama potansiyeli hesaplanabilir.
��z�m� bulunan dalga fonksiyonu, ortalama alanın gelişmiş bir hesabı ile
birleştirilerek diğer elektron i�in yaklaşık dalga fonksiyonu Schr�dinger denkleminden
elde edilir. Bu işleme dalga fonksiyonları k�mesinin �nceki k�meden farkı
azalıncaya kadar devam edilir. Bu dalga fonksiyonları k�mesinin kendisiyle tutarlı
(self-consistent) olduğu s�ylenebilir. Hesaplamanın �nemli bir miktarına �ok elektronlu
bir atom i�in dalga fonksiyonlarını hesaplamada ihtiya� duyulur.
Belirli bir atomun SCF teorisine g�re davranışında atomik orbitallerin bir serisi
her bir d�rt kuantum sayısı ve bir karakteristik enerji ile nitelendirilir. Hidrojenik
atomlar i�in orbital enerjileri, baş kuantum sayısı n ve y�r�nge kuantum sayısı l'nin
her ikisine de bağlıdır.
Hartree-Fock y�ntemi ile hesaplanan enerjiler yaklaşık olarak %1 'lik bir hata
ile deneysel enerji değerlerini vermektedir. Bu y�ntemin sonu�ları elektronlar arası
etkileşmeler i�in sağlanabilir. Fakat, elektronların ani etkileşmeleri i�in sağlanmaz.
Elektronların karşılıklı etkileşmelerinde elektronların birbirinden uzak olduğu
s�ylenebilir. Bağlanma enerjisi , kesin enerji ve Hartree-Fock enerjisinden farklıdır.
Elektro-volt (eV) seviyesi ile verilen bu enerji, kimyasal �zelliklerin hesabında
enerjilerdeki k���k farklılıklara karşı b�y�k bir problemdir.
Hartree-Fock metodu ile ilk on elementin elektron yoğunluklarının grafikleri
Şekil1.22 'de g�sterilmektedir. Elektronlardaki �ekirdeksel y�k�n artışında elektronların
birbirleri ile daha fazla sıkı bir durumda bulunduğu sonucuna varılır. ��nk� ,
atomlardaki y�r�nge elektronları sayısındaki b�y�k farklılıklara rağmen atomların
taban durumlarındaki elektron sayılarının t�m� yaklaşık olarak aynıdır.
53
1.25 PERİYODİK TABLO VE AUFBAU PRENSİBİ:
Taban durumda atoma ait elektronlar toplam elektronik enerjisi en d�ş�k
d�zeyde olacak bi�imdeki konfig�rasyonu benimserler. Bir taban durumu atomunun
elektronlarının olası en d�ş�k enerji seviyesinde bulunması pauli prensibi ile
tutarlıdır. Periyodik tablodaki ardışık elementlerin elektron konfig�rasyonları en
d�ş�k seviyeden başlayarak elde edilen elektron yerleşimleri aşağıdaki şekilde
g�sterilmektedir.
Şekil 1.23 Hund Kuralına G�re Atomlarda Elektron Yerleşimleri
Aynı seviyede bulunan elektronların spin hareketlerinin y�nleri birbirine zıttır.
Birka� eşdeğer orbitalin birbirini takip eden aynı enerji seviyelerinde orbitaller arasında
elektronların nasıl dağılıma sahip olduğuna Hund prensibi ile karar verilebilir.
Hund kuralına g�re;
1.Elektronların sayısı, eşdeğer y�r�ngelerin sayısına eşit veya daha k���k ise ,
elektronlar farklı y�r�ngelere yerleştirilir.
2. İki elektron , iki orbitalde tek tek yerleştirilmiş ise elektronların spin
hareketlerinin y�nleri taban durumunda birbirine paralel olacaktır.
Hund kuralı bu a�ıklamalara g�re , ''mevcut olan orbitallerin her birine birer
elektron yerleşmedik�e aynı orbitale ikinci bir elektron yerleşemez ve elektronlar
farklı orbitallere yerleşirken paralel spin oluştururlar'' şeklinde ifade edilebilir.
Hund'un kuralı ile uyum i�erisinde orbitallere yerleştirilen elektronlar , enerjiye
elektronlar arası etkileşmenin katkısını azaltmak i�in ortalama olarak uzak bir tarafta
tutulur.Yani ; elektronlar , manyetik kuantum sayıları farklı olduğunda farklı orbitallere
yerleşirler. B�ylece birbirlerinden m�mk�n olduğu kadar uzaklaşmış olurlar.
54
Bu nedenle, aynı manyetik kuantum sayısı değerine sahip oldukları durumdan daha
az bir kuvvetle birbirlerini iterler. Diğer taraftan , spin kuantum sayıları aynı olan iki
elektronun manyetik momentleri aynı y�ndedir. Bu nedenle, birbirlerini spinleri zıt
y�nde olduğunda daha b�y�k bir kuvvetle iterler.
Aufbau prensibi, hidrojen atomunun Schr�dinger denkleminin ��z�m� ile bulunan
orbitallerin �ok elektronlu atomlarda da kullanılabileceği esasına dayanmaktadır.
Elektronların orbitallere yerleştirilme sıraları ve orbitallerin ka� elektron ile
dolacağı bu prensip ile belirtilir.
Elektronların orbitallere yerleşmeleri
orbitallerin enerjisine bağlıdır. Elektron
daima enerjisi en d�ş�k orbitale girer.
�ok elektronlu atomlarda enerji ,
hidrojen atomundan farklı olarak baş
kuantum sayısı n ve y�r�nge a�ısal
kuantum sayısı l 'ye bağlıdır. �rneğin,
hidrojen atomunda 2s ve 2p orbital-
lerinin enerjileri aynıdır. Diğer atomlarda
ise elektronların birbirlerini itmeleri
nedeni ile 2p orbitalinin , enerjisi 2s
orbitalinin enerjisinden daha b�y�kt�r.
Elementlerin kimyasal �zellikleri
elektronların orbitallerdeki yerleşimleri
ile daha iyi anlaşılabilir. Şekil 1.24 Enerji seviyeleri
Hidrojenin atom numarası Z=1 olup temel durumda tek bir elektronun
konfig�rasyonu 1s şeklindedir. Z=2 atom numaralı Helyum atomunun iki elektronu
olduğundan elektronik konfig�rasyonu 1s2 yapısındadır. Helyum atomundaki elektronların
her ikisi de 1s seviyesinde karşılıklı spin y�nlerine sahiptir. Bu orbitalde daha fazla
elektronun yerleşimine izin verilmez. Orbitalden bir elektron koparmak i�in enerjiye
ihtiya� duyulur. 1s y�r�ngesinde en fazla iki elektron bulundurabileceği i�in Z=3
atom numaralı Lityum atomunun ���nc� elektronu daha y�ksek enerji d�zeyli 2s
orbitaline yerleşir. B�ylece lityum atomuna ait elektronik konfig�rasyonu 1s22s1
d�zenini oluşturur.
55
Z=10 atom numaralı elementin n=1 ve n=2 baş kuantum sayılı elektron
y�r�ngeleri tamamen dolmuştur. Z=11 ile Z=18 atom numaralı elementlerin
elektronik konfig�rasyonları 3s ve 3p y�r�ngelerin dolması y�n�nde ilerlemektedir.
Periyodik tabloda Z=19-30 atom numarasına sahip elementler ''ge�iş elementleri''
olarak adlandırılır. Elektronik konfig�rasyonlarında 3p orbitalinden daha �st
seviyelerdeki orbitallerin dolmasında takip edilen sırada farklılıklar oluşur. 3d
orbitalinden �nce 4s orbitali dolmaya başlar. Bu farklılık 3d orbitali enerji
seviyesinin 4s orbitaline ilişkin enerji seviyesinden daha y�ksek olmasından
kaynaklanmaktadır. Z=21-30 atom numaralı elementlerde 3d orbitali dolmaya devam
eder. Z=31-36 atom numaralı elementlerin elektronik konfig�rasyonları 4p orbitali ve
Z=37-38 atom numaraları elementlerin ise 5s orbitali ile dolmaya devam eder.
Z=39-47 atom numaralı elementler ''ikinci sınıf ge�iş elementleri '' olarak adlandırılır.
Bu elementlerde elektronlar 4d orbitaline yerleşmesiyle elektronik konfig�rasyon
devam eder. Daha sonra elektronlar sırasıyla 5p ve 6s orbitalleri �zerine
yerleşmektedir. Bu orbitallerin dolması Z=56 atom numaralı elemente gelindiğinde
ger�ekleşir.
Z=57-71 atom numaralı elementler ''nadir toprak elementleri'' olarak adlandırılırlar.
Ayrıca Z=57 atom numaralı elementi ''���nc� sınıf ge�iş'' elementlerinin ilk �yesidir.
Elektronik konfig�rasyonu 1s22s22p63s23p63d104s24d10 4f05s25p65d15f05g06s2 şeklindedir.
Orbitallerdeki elektronların sayıları incelendiğinde 4f orbitalinde tamamen boş olduğu
g�r�l�r. 4f orbitalinin enerji seviyesi ile 5d orbitalinin enerjisi seviyesininki hemen
hemen eşittir. 4f orbitalinin tamamen dolabilmesi i�in 14 elektrona ihtiya� vardır.
Z=57-71 atom numaralı elementlerin elektronik konfig�rasyonlarında, diğer elektron
y�r�ngelerinde hi� değişiklik olmaksızın 4f orbitali dolmaya devam eder. 4f orbitali
dolduktan sonra Z=80 atom numaralı elemente kadar 5d orbitali dolmaya devam eder.
Daha y�ksek atom numaralı elementlerde 6p ve 7s orbitallerinin dolması
ger�ekleşir.Fakat periyodik tablonun y�ksek atom numaralı elementlerine ulaşıldığında
konfig�rasyonların b�y�k �l��de karmaşık bir hal aldığı g�r�l�r. Elektronik
konfig�rasyonlara bakıldığında; aynı enerji seviyesine sahip alt orbitallerin
dolmasından �nce, her alt orbitalde paralel spinli olmak �zere birer elektron
yerleştikten sonra ikinci aşamada yeterli elektron varsa spinler zıt y�nlerde olacak
şekilde �iftleşerek , y�r�ngenin doldurulma işlemi s�rd�r�l�r.
56
Elementler atom numaralarına g�re sıralanırsa belirli aralıklarda dış elektron
orbitallerinde aynı elektronik konfig�rasyonun tekrarlandığı g�r�l�r. Elementlere
ilişkin �ok sayıda �zellik , dış orbitallerine ilişkin elektronik konfig�rasyonlarına
bağlıdır. Atomlar arası kimyasal bağların oluşumu ve nitelikleri b�y�k �l��de dış
orbitallerin elektronik konfig�rasyonlarıyla ilgili olarak değişim g�stermektedir.
Tablo 1.3
58
1.26 İYONLAŞMA POTANSİYELİ VE ELEKTRON İLGİSİ:
Bir gaz atomunu iyonlaştırabilmek i�in atomun elektronlarını uygun voltaj
altında ivmelendirmek gerekir.Uygun voltaj altında elektron herhangi bir kinetik enerji
kaybetmeksizin belirli iyonlaşma potansiyeli ile gaz atomundan serbest hale gelir.
Atomların enerji d�zeylerinin kesikliliğine dair ilk doğrudan kanıtı , J. Frank ve
G. L. Hertz’ in 1914 yılında yaptıkları deney sağladı. Deney d�zeneği bir katot ışını
t�p�nden oluşuyor. T�p�n bir ucunda , ısıtıldığında elektron sa�an bir katot ''flament'',
diğer ucunda da, y�zeyine ulaşan elektronları toplayarak akım oluşturan bir anot
bulunmakta. Bu ikisinin arasına ayrıca, elektronları hızlandırmak i�in bir ızgara
yerleştirilmiş. Katotla ızgara arasına bir ‘hızlandırma gerilimi’ uygulanmakta.
Hızlandırma gerilimi sıfırdan başlatılıp, kademeli olarak arttırılıyor. Katoddan ayrılan
elektronların , yol boyunca hızlanırken , arada bir civa atomlarıyla �arpıştıkları oluyor.
Elektronlar civa atomlarıyla esnek �arpışma yaptıklarından hemen hi� kinetik enerji
kaybetmeksizin yansıyıp, tekrar yollarına ve hızlanmaya devam ediyorlar. Nitekim,
deney sonu�larını g�steren aşağıdaki grafikte, V=4,9 volt civarına kadarki durum b�yle.
Şekil 1.25 Katot ışını t�p� Şekil 1.26 Volt-Akım grafiği
Fakat ondan sonra akım ansızın d�ş�yor.Bunun nedeni, kinetik enerjisi 4,9 eV’a ulaşan
elektronların, civa atomlarıyla esnek olmayan �arpışmalara girmeye başlaması. B�yle
bir �arpışmada, atom temel enerji d�zeyinden bir �st enerji d�zeyine uyarılırken,
elektron 4,9eV kinetik enerji kaybediyor. Benzer potansiyel artışlarında hızlandırılmış
elektron yeterli miktarda kinetik enerjiye sahip olur. B�ylece , elektron bir enerji
seviyesinden daha y�ksek bir enerji seviyesine ge�erek bir y�r�nge elektronunun
koparılmasına neden olur. Uyarılmış olan civa atomları daha sonra, E=4,9 eV enerjili
59
birer foton ışınlayarak temel enerji durumuna geri d�nerler. Daha ileri potansiyel
artışlarında yeni spektral �izgiler g�r�n�r. Işığın emisyonuna sebep olması i�in
gereken potansiyeller rezonans potansiyelleri olarak adlandırılabilir.
Hızlandırıcı potansiyel V ile a�ığa �ıkan ışığın frekansı arasındaki ilişki
ile verilir. Burada , e elektron y�k�d�r. Eğer hızlandırıcı potansiyel yeterli derecede
olursa bir elektron kolaylıkla atom veya molek�lden koparılabilir. Bu potansiyel
iyonlaşma potansiyeli olarak adlandırılır.
Bir atom veya iyonun iyonlaşma potansiyeli spektroskopik verilerden bu
potansiyel değerinin limit değerine yaklaşılarak hesaplanabilir. Daha fazla elektron
bombardımanı ile daha y�ksek enerji seviyelerine �ıkarılan elektron ile tek tek
�retilen pozitif iyonu iyonlaştırılabilir. Birinci, ikinci , ….iyonlaşma potansiyelleri ile
benzer şekilde birinci , ikinci , … elektron atom veya molek�lden koparılır.
Atom numarasına karşı bir gaz atomunun birinci iyonlaşma potansiyel �izgileri
şekil 1.27 ile verilebilir. Periyodik bir sırayla iyonlaşma potansiyelleri değişir. ��nk�
artan periyodik sıraya g�re atomların dış orbital kabukları elektronlar tarafından
doldurulur. İyonlaşma potansiyeli grafiğindeki temel maksimumlar soygaz ile
minimumlar ise alkali metal atomlarını verir.
Şekil 1.27 İyonlaşma Potansiyeli Grafiği
60
Alkali metal atomları kolaylıkla iyonize edilebilir. Bu atomların dış
orbitallerinde bir tek elektronları vardır ve etkili �ekirdek y�kleri d�ş�kt�r. Alkali
metal atomlarının en dıştaki elektronları i�in �ekirdeğin �ekimi i� y�r�ngelerin
elektronları tarafından tamamen etkili bir şekilde korunur.
Lityum , sodyum , potasyum, rubidyum ve sezyum serilerinde iyonlaşma
potansiyellerinde azalmalar g�r�l�r. ��nk� , dış y�r�ngede bulanan tek elektronların
sayılarında artışlar meydana gelir. Halojenlerin iyonlaşma potansiyelleri ile asal
gazların iyonlaşma potansiyellerine bakıldığında hemen hemen benzerlikler g�r�l�r.
Halojen atomlarının dış y�r�ngelerindeki elektronlar sadece �ekirdek ve dıştan
uygulanan kuvvetlerin dışında i� orbitaldeki elektronların itme kuvvetlerinden de
etkilenmektedir. Dış orbitaldeki elektronların �ekirdeğe olan mesafeleri yaklaşık
olarak t�m�nde aynıdır.
Elektron ilgisi , aşağıdaki işlemle tanımlanır.
Eğer bu işlemin tersi durumunu d�ş�n�rsek, elektron ilgisi A 'nın tersi A-
'nın
iyonlaşma potansiyeli olduğu g�r�lebilir. Elementlerin elektronik yapılarıyla ilgili olarak
iyonlaşma olayına zıt y�nde oluşan diğer bir kavram elektron ilgisi ’dir.
Elektron ilgisi periyodik tablonun bir sırasındaki atom numaralarının artması
ile artar. Lityum, Flor, Klor, Brom�r, İyot, Oksijen ve K�k�rt elementlerinin elektron
ilgileri sırasıyla 0.6 , 3.45 , 3.71 , 3.49 , 3.19 , 3.07 ve 2.8 eV 'dur.