bu sayýda - ttb · Öğrencilerinde görme kusurları 95 dr. burhanettin işıklı, dr. cemalettin...

36

Upload: others

Post on 12-Oct-2020

1 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme
Page 2: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

Bu SayýdaYayýn Yönetmenleri

Yayýn Kurulu

Bilimsel Danýþma Kurulu

Dr. Orhan Odabaþý Prof. Dr. S. Songül Yalçýn

Doç. Dr. Özen AþutDr. Aysun Balseven OdabaþýDr. Zeren BarýþDr. Þamih DemliDr. Betigül GüliterDr. R. Ekrem KutbayDr. Banu Mutlu

Dr. Mehmet ÖzenDr. Fatih SarýözDr. Murat SincanDr. Figen ÞahpazDr. Sevinç Yýlmaz YeltekinStj. Dr. Yýlmaz Yýldýz

Bu Sayýda Cilt 16Sayý 7Temmuz 2007

Okuyucu Danýþma KuruluDr. Hasan DeðirmenciDr. Ayça Gümüþ Dr. Þükrü Güvenç

Dr. Sibel Serin KýlýçoðluDr. Çaðlar ÖzdemirDr. Mesut Yýldýrým

Yayin Yonetim Merkezi ve Iletisim Adresleri

Yayýn Türü

Türk Tabipleri Birliði: Gazi Mustafa Kemal Bulvarý Þehit Daniþ TunalýgilSok. 2 Kat: 4 Maltepe 06570 AnkaraTel: (0.312) 231 31 79/33 Faks: (0.312) 231 19 52-53E-posta: [email protected] Ýnternet: www.ttb.org.tr/STEDSTED Okurlarý Haberleþme Listesi: [email protected]

Prof. Dr. Gençay Gürsoy

Yerel Süreli Yayýn (Aylýk)

Sayý Sorumlusu

Dr Tolga İnce

Sürekli Týp Eðitimi Dergisi

Sahibi ve Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü

Prof. Dr. Osman AbbasoðluDoç. Dr. Dilek AslanProf. Dr. Erdal AkalýnProf. Dr. Murat Akova Prof. Dr. Gazanfer AksakoðluProf. Dr. Berna ArdaProf. Dr. Semih BaskanDr. Aylin Sena BelinerProf. Dr. Ufuk BeyazovaDoç. Dr. Ümit Biçer Prof. Dr. Ayþen Bulut Dr. Alper Büyükakkuþ Doç. Dr. Ali Süha ÇalýkoðluYrd. Doç. Dr. Deniz ÇalýþkanDr. Naciye DemirelDoç. Dr. Önder ErgönülDoç. Dr. Muzaffer EskiocakProf. Dr. Haldun Güner Prof. Dr. Hamit HancýProf. Dr. Þükrü HatunDr. Sema ÝlhanDoç. Dr. Levent ÝnanDr. Remzi KarþýProf. Dr. Zeki Kýlýçarslan

Prof. Dr. Nural Kiper Yrd. Doç. Dr. Serdar KulaProf. Dr. Yeþim Gökçe Kutsal Yrd. Doç. Dr. Esra ÖnalDoç. Dr. Nükhet Örnek BükenProf. Dr. Ýmran Özalp Prof. Dr. Orhan Öztürk Doç. Dr. Þevkat Bahar ÖzvarýþDr. Alfert Saðdýç Yrd. Doç. Dr. Özlem SarýkayaProf. Dr. Ýskender SayekDr. Mustafa SülküDoç. Dr. Figen ÞahinProf. Dr. Selahattin ÞenolDr. Fatih Þua Tapar Doç. Dr. Cem Terzi Prof. Dr. Ýlhan TezcanProf. Dr. Çetin Turgan Doç. Dr. Duygu UçkanProf. Dr. Fatih ÜnalProf. Dr. Serhat Ünal Doç. Dr. Hakan YamanProf. Dr. Muharrem Yazýcý

Hazýrlýk ve Tasarým

Sürekli Týp Eðitimi Dergisi (STED)Türk Tabipleri Birliði tarafýndan birinci basamak saðlýk hizmetlerindeçalýþan hekimlerin sürekli eðitimi için aylýk olarak yayýmlanmaktadýr. STED, TÜBÝTAK TÜRK TIP DÝZÝNÝ içinde yer almaktadýr. Abonelere ücretsiz gönderilir.

Yeter CanbulatBasýmcýnýn Ýletiþim Bilgileri ve Basým Yeri

Eskişehir Kırsal Kesim İlköğretimÖğrencilerinde Görme Kusurları 95Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu

Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetedeİçerik Analizi ve Şiddeti ÖnlemePlatformu Önerileri 100Mustafa Karaaslan, Ayşegül Boyraz, Dr. Songül Yalçın, Dr. Özlem Tekşam

Kapak Fotoðrafý:“Selvi Boylum Al Yazmalım “

Dr. İmran Şan TTB-STED Fotoðraf Yarýþmasý 2006

Kapak Ödülü

Dr. Füsun SayekKurucu Yayýn Yönetmeni

ISSN 1300-0853

A r a ş t ı r m a

D e r l e m e

Çocuklarda Akut Pankreatit 105Dr. İsmail H. Göl, Dr. Serdar Moralıoğlu, Dr. İ. Onur Özen

Matus Basýmevi Reklam ve Yayýn Ticaret Ltd. Þti. Tel: (0.312) 395 95 96Adres: Ývedik Organize Sanayi Matbacýlar Sitesi 558. Sok. No: 2 Yenimahalle - Ankara Vergi Dairesi: Yenimahalle - Vergi No: 613 046 2266 - Ticaret Sicil No: 64/1828Basým Tarihi: ?? ????? 2007

Page 3: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

• 2007 • cilt 16 • sayý 7 • I

’den

Merhaba, Öğle yemeğinin rehavetini atmada Türk

kahvesi gibisi var mı? Dün içilen kahvelerinfincanlarını yıkamamış olsak da, eskiden olduğugibi kahve ocağın üzerinde yavaş yavaş pişmesede, kahvenin aroması herşeye değer. Elektriklicezveden yayılan koku Doktor Ekrem Bey’isabırsızlandırıyordu. Kahvenin tadı bir yana,sağlık ocağında öğle yemeği sonrası bir arayagelişlerin bir nedeni de sohbetin sıcaklığıydı.Kimi zaman bir hastanın davranışı, isteği kimizaman bir önceki akşam izlenen film, okunan birgazete haberi sohbetin konusu olurdu.

Ekrem Bey alışılmışın tersine her zaman dışarıbakmak için yüzünü döndüğü cama sırtınıdönerek derin bir soluk aldı. Alışılmış olan buderin soluk almaydı. Anlamının ‘anlatacağım birşey var’ olduğu bilinirdi. Kısa bir sessizliktensonra “Olacak şey mi evde iki sağlıkçı var amaçocuğun gözünün bozuk olduğunu kimse farketmedi. Kız yakınmasa kimsenin aklına doktoragötürmek gelmeyecekti” dedi. Biraz dagecikmişliğin verdiği üzüntüyle iç dökmekteydi.Bu konuşmanın bir sağlık ocağında yapılıyorolması sessizliğin süresini kısalttı.

Doktor Sevgi Hanım yaklaşık on yıldırçalıştığı sağlık ocağında her yıl yaptıklarıilköğretim okulu birinci sınıf için sağlıktaramalarını anımsadı. “Rutinden çıkarıp birazdaha özenilse kaç çocukta kırma kusuru erkenyakalanılabilir.” dedi.

Fotograf çekmeyi çok seven Doktor Havvabu söyleşilere pek katılmamakla birlikte odadaolmayı sever kimi zaman kendisinin beğendiğibir fotograf olduğunda arkadaşlarınagöstermekten keyif alırdı. STED’i pek ayrıntılı

okumasa da fotoğraflarını büyük bir ilgiyleizlerdi. Doktor Havva’nın masa üzerinde duranSTED kapağında yazan araştırmanın adı ilgisiniçekti. Derginin Temmuz sayısında bir ilköğretimokulunda yapılan görme kusurlarıyla ilgiliaraştırmayı okumaya başladı.

“Bize bağlı okullarda kaç öğrenci var?”sorusunu ortaya soran Doktor Havva’ya yanıtHemşire Birsen’den geldi: “Dört bine yakındoktor hanım.”

“Biz de böyle bir çalışma yapabilir miyiz?”diye sorarken Havva, dergiyi arkadaşlarınauzattı.

Ne yazık ki yaptığımız çalışmaları, sonuçlarınıgörünür kılmıyoruz. Bütün rakamlar elimizinaltında iken bunları sınıflayıp üzerinedüşünmekten nedense uzak duruyoruz.Sonuçlarımızı diğer ülke araştırmaları ilekarşılaştırmak belki yabancı dil nedeniyle güç.Oysa Türkçe yayınlanan çok sayıda araştırmavar. İlimizin verileri, bölgemizin öncelikleri içindeyaptıklarımızı karşılaştırmak, örnek çalışmalarortaya koymak en azından ne durumdaolduğumuzu bilmek bizlere iyi gelecek. Ama enönemlisi gözden kaçabilecek bir sağlık sorununugündemimize almamıza, işimizi yaparkenaklımızın bir kıyıcığında diri tutmamıza olanaksağlıyacak.

Denilebilir ki bütün sağlık ocaklarının verileriBakanlığa iletiliyor. Orada yetkili kişiler burakamları inceleyip öncelikleri belirliyorlar. Ya daçok küçük ölçekli çalışmalar yanıltıcı olabilir. Birsağlık ocağının verileri geneli yansıtmaz. Buönermeler doğru olabilir. Ama biliyoruz kiyetişkinler kendilerinin sahiplenmediklerihedefleri gerçekleştirmede yeterince isteklidavranmıyorlar. Oysa örneklerini hep birlikteçoğaltabiliriz, önemini kavradığımız konulardaçalışma isteğimiz en üst düzeye çıkıyor.Mesleğimizin geleceğini, yönünü çizmekyaptıklarımızın farkında olmaktan geçiyor.Farkında olmak kadar yaptıklarımızı savunmak,arkasında durmak da önemli. Bunun yolu dadaha çok araştırma, daha çok bilimsel yayın…Kahveler bitmişti. Ekrem araştırmanın özünüokumaya başladı. Okudukça biz de yapabiliriz,biz de yaptıklarımızı paylaşabiliriz duygusukahvenin aromasıyla birlikte odaya yayılmayabaşladı.

Bilimsel ve dostça kalın.Fotoðraf: “Daha Küçüğüm”, Hem. Selime Yılmaz, TrabzonSTED Fotoðraf Yarýþmasý 2006 Sergi Ödülü

Page 4: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

• 2007 • cilt 16 • sayý 7• 95

Dr. Burhanettin Işıklı*, Dr. Cemalettin Kalyoncu**

Eskişehir Kırsal Kesim İlköğretim Öğrencilerinde Görme KusurlarıVisual Defects in Primary School Students Living in Rural Parts of Eskisehir

ÖzBu çalışma Eskişehir Osmangazi Üniversitesi

Eğitim Araştırma Bölgesi Alpu, Mahmudiye,Beylikova İlçelerinde bulunan ilköğretimöğrencilerinde kırma kusuru, ambliyopi, şaşılık verenk körlüğünün ne sıklıkta görüldüğünü saptamakamacıyla yapılmış, kesitsel tipte bir araştırmadır.Çalışma Ocak-Haziran 2007 tarihleri arasında okuladevam eden 2813 öğrenciden ulaşılan 2635’i(%93.7) ile yapıldı. Tüm çocuklara literatürdenyararlanılarak hazırlanmış anket formunun, kırsalhekimlik stajı yapan internler tarafından bire birgörüşülerek, uygulanmasının ardından Snellen eşeliile kırma kusuru, doğrudan ışık kaynağı ve açma-kapama testi ile şaşılık, İshihara’nınpseudoizokromatik kartları ile renk körlüğümuayeneleri yapıldı.

Çalışmada kırma kusuru %8.3, ambliyopi %4.3,şaşılık %1.3, renk körlüğü %2,9 sıklıkta bulundu.Daha önceden gözlük verilmiş öğrencileringözlükleriyle yapılan muayenelerinde 42’sinin(%37,5) gözlüklerinin yetersiz kaldığı saptanırken,daha önceden gözlük verilmemiş 176 (%7,0)öğrencinin gözlük gereksiniminin olduğu gözlendi.Görme kusuru olan öğrenciler okul yönetimlerinebildirilerek 2. basamak sağlık hizmetlerineyönlendirildi. Alpu, Mahmudiye, Beylikovailçelerinde yürütülen okul sağlığı çalışmaları içindekırma kusurunun saptanması ve izlenmesi baştaolmak üzere çalışmaların sürekli bir hizmet halinegetirilmesi gerektiği sonucuna varıldı.

Anahtar sözcükler: Öğrenciler, kırma kusuru,ambliyopi, şaşılık, renk körlüğü.

AbstractThis is a cross-sectional study conducted for

determining the prevalence of refractive errors,amblyopia, strabismus and color blindness amongprimary school students living in the EskisehirOsmangazi University education and research zone- Alpu, Mahmudiye and Beylikova districts. Thestudy was conducted between January-June 2007on 2635 (93.7%) of the 2813 students. After thequestionnaire form -which was prepared inreference to the literature- was applied as a face-to-face interview by interns on their rural practiceinternship; refractive errors were examined bySnellen charts, strabismus by using direct lightsource and cover-uncover tests and color blindnessby Ishihara’s pseudoisochromatic plates.

The prevalence of refractive errors, amblyopia,strabismus and color blindness were 8.3%, 4.3%,1.3% and 2.9%, respectively. Among the studentswho had been prescribed glasses in the past, theglasses of 42 (37.5%) children were inadequateand 176 students (7.0%) who did not wear glasseswere in need of one. The students with visualdefects were reported to the school administrationand advised to apply to secondary-level healthservices. It was concluded that within the scope ofthe school health services conducted in Alpu,Mahmudiye and Beylikova districts, these studies,especially the diagnosis and follow-up of refractoryerrors were needed to become a continuing service.

Key words: Students, refractive error,amblyopia, strabismus, color vision defects.

*Doç.; Osmangazi Ü. Tıp Fakü. Halk Sağlığı AD, Eskişehir**Prof.; Osmangazi Ü. Tıp Fakü. Halk Sağlığı AD, Eskişehir

GirişDünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi’nin

21. Yüzyılda Herkes İçin Sağlık hedeflerindenbiri “Gençlerin 2020 yılına kadar daha sağlıklıolmalarını ve toplum içindeki rollerini sağlıklıbir biçimde yerine getirebilmelerinisağlamaktır”. Bu hedef, çocuk ve gençlerinsağlığını koruyan, geliştiren okul sağlığıhizmetlerinin önemini vurgulamaktadır (1,2).Ülkemizde 2006 yılı nüfus kütüklerine kayıtlıyaklaşık 67,8 milyon kişi bulunmakta olupbunun 20 milyonunu 0-14 yaş grubu

oluşturmaktadır. 0-14 yaş grubunun toplamnüfusa oranı ise %29.8 dir (3). Sağlıklı birgeleceğin oluşmasına katkıda bulunacakkurum ve kuruluşlar içinde okulun önemli birrolü vardır. Okul çağı bireylerin yaşamsürecinde yer alan önemli bir dönemioluşturur. Ülkemizde 2006-2007 öğretimyılında yaklaşık 35 bin ilköğretim okulunda 11 milyona yakın öğrenci bulunmaktadır (4).

Eskişehir il sınırı içerisinde 2006-2007öğretim yılında 247 ilköğretim okulu ve builköğretim okullarında öğrenim gören 87 bin

Page 5: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

• 2007 • cilt 16 • sayý 7• 96

öğrenci bulunmaktadır (4). Bu öğrencilereeğitim öğretimin yanı sıra sağlık hizmetleriverilmesi gerekliliği yasalarla da belirlenmiştir(5).

Okul sağlığı hizmetleri öncelikleöğrencilerin sağlığının geliştirilmesi vesürdürülebilmesi için yapılan tüm çalışmalarıkapsar. Bu nedenle okula başlarken ve okulçağı süresinde sağlık taramalarının yapılması,sağlık durumlarının değerlendirilmesi bazıhastalıkların erken dönemde saptanıp ve tanıkonulmasında, tedavi olanaklarındanyararlanılmasında, dolayısıyla gelecektekisağlıklı toplumun temelinin atılmasında büyükönem taşımaktadır (6, 7).

Okul çocuklarının önemli göz sorunlarındanbazılarını; kırma kusuru, ambliyopi, şaşılık,renk körlüğü olarak sıralayabiliriz.Kırma kusuru; paralel gelen ışık ışınlarıretinanın ışığa duyarlı tabakası üzerinde birfokus oluşturamaması durumudur. Gözmerceğinin kırma kusurları toplumda, özelliklede okul çağındaki çocuklarda, en sık rastlanansağlık sorunlarından biridir (8).

Ambliyopi; muayene ile saptanabilenorganik bir patoloji olmaksızın tam bir gözlüktahsisine rağmen bir ya da iki gözün görmekeskinliğinin azalmış olma durumudur.Zamanında tanı ve tedavi edilmediği durumdayaşamın ilk 45 yılında en çok görülen körlüknedenidir (9).

Şaşılık ise iki gözün uzaktaki bir cismebaktıklarında görme eksenlerininparalelliklerinin bozulmasıdır. Yani görmeaksının fiksasyon noktasında birleşmek yerinebirbirleriyle bir açı (şaşılık açısı) yapmalarıdurumudur.

Renk körlüğü sekse bağlı bir görmekusurudur ve X kromozomlarındaki uygungörme genlerinin yokluğundan kaynaklanır.

Okul döneminde sık görülen, saptandığındaçözüm getirilebilecek koruyucu hekimlikaçısından önem gösteren görme taramaları vegöz muayeneleri çocukta okul başarısınıetkileyebilecek ya da en kötü olasılıkla körlüklesonuçlanabilecek çeşitli durumların saptanmasıiçin çok gereklidir (7). Yeterince dikkat edilmezise bu konunun okul başarısızlıklarına, hattabüyük psikolojik, sosyal ve ekonomik zararlaraneden olabileceği bildirilmektedir (8). Biz de buamaçla Eskişehir Osmangazi ÜniversitesiEğitim Araştırma Bölgesi Alpu, Mahmudiye,Beylikova ilçelerinde bulunan ilköğretim

okullarına gitmeyi sürdüren öğrencilerde kırmakusuru, ambliyopi, şaşılık ve renk körlüğününne sıklıkta görüldüğünü saptamak ve gözkusuru saptanan çocukları bilgilendirmek veikinci basamak sağlık hizmetine yönlendirmekiçin bu çalışmayı planladık.

Materyal ve MetodÇalışma Eskişehir Osmangazi Üniversitesi

Eğitim Araştırma Bölgesi Alpu, Mahmudiye,Beylikova ilçelerinde bulunan ilköğretimokullarına giden öğrencilerde kırma kusuru,ambliyopi, şaşılık ve renk körlüğünün nesıklıkta görüldüğünü saptamak amacıylayapılmış, kesitsel tipte bir araştırmadır.

Çalışma Ocak-Haziran 2007 tarihleriarasında 2.635 öğrenci taranarak yapıldı. Tümçocuklara literatürden yararlanılarakhazırlanmış anket formu Kırsal Hekimlik stajıyapan internler tarafından birebir görüşülerekuygulandı. Anket uygulamasından sonraSnellen eşeli ile kırma kusuru, doğrudan ışıkkaynağı ve açma-kapama testi ile şaşılık,İshihara’nın pseudoizokromatik kartları ile renkkörlüğü muayeneleri yapıldı.

Çalışma kapsamındaki öğrencilerinmuayeneleri İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerindengerekli izinler alındıktan sonra çalışmabölgesindeki tüm ilköğretim okullarındaöğretmenlerin gözetiminde ders saatleriiçerisinde bulundukları sınıflarda yapıldı.Çalışma bölgesinde öğrenim gören toplam2813 öğrenciden 2635’ine (%93.7) ulaşıldı.Ulaşılamayan öğrenciler muayene yapıldığıgün okula gelmeyenlerdi.

Araştırma kapsamındaki öğrencilereliteratürden yararlanılarak hazırlanmış 17soruluk anket formu dağıtıldı ve birebirgörüşülerek dolduruldu. Muayene sırasındagörme keskinliği Snellen’in ondalık eşelikullanılarak değerlendirildi. Muayene gün ışığıile aydınlanan sınıflarda 6 m. uzaklıktan gözlersırası ile kapatılarak yapıldı. Gözlük kullananöğrencilerin muayeneleri gözlüklü vegözlüksüz olarak iki biçimde de yapıldı.

Çalışmamızda iki gözden herhangi birindegözlüksüz olarak görme keskinliği 0.7 D. vealtında olanlar kırma kusuru şüphesi kabuledildi. İki göz arasında 0.2 D. ve daha fazlafark olması ambliyopi olarak değerlendirildi.

Şaşılık muayeneleri inspeksiyon vedoğrudan ışık kaynağı yardımı ile açma-kapama testi kullanılarak her iki göz için deyapıldı. Her iki gözden en az birinde göz

Page 6: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

X2=0,008 p=0.928

X2=5,030 p=0.025

• 2007 • cilt 16 • sayý 7• 97

kayması olanlar şaşılık pozitif olarak kabuledildi.

Renk körlüğü muayenesinde ishiharanın 25adet pseudoizokromatik kartı kullanıldı. 5. kartı21 okuyanlar, 7 ve 8. kartı okuyamayanlar ve9. kartı 2 okuyanlar kırmızı-yeşil renk körükuşkusu kabul edildi.

Veriler bilgisayara aktarılarak SPSS 13.0programı yardımı ile değerlendirildi. Verilerinanalizinde x² testi kullanıldı. İstatistikselanlamlılık için p değeri 0.05 olarak kabuledildi.

BulgularAraştırma kapsamına alınan 2635

öğrencinin 1364’ü (%51.8) erkek, 1271’i(%48.2) kadındı. Öğrencilerin yaşları 6-16 yaşarasında olup yaş ortalaması 10,6±2,32 idi. Muayene edilen öğrencilerin yaşa ve cinse

Tablo 1. Öğrencilerin yaşa ve cinse göre dağılımı

Yaş Cinsiyet Toplamgrupları Erkek Kadın

n % n % n %6-11 817 51,1 783 48,9 1600 100,012-16 547 52,9 488 47,1 1035 100,0Toplam 1364 51,8 1271 48,2 2635 100,0

Tablo 2. Kırma kusurunun yaşa göre dağılım

Yaş Kırma kusuru Toplamgrupları Var Yok

n % n % n %6–11 133 8,3 1467 91,7 1600 100,012-14 85 8,2 950 91,8 1035 100,0Toplam 218 8,3 2417 91,7 2635 100,0

Tablo 3. Kırma kusurunun cinsiyete göre dağılımı

Cinsiyet Kırma kusuru ToplamVar Yok

n % n % n %Erkek 97 7,1 1267 92,9 1364 100,0Kadın 121 9,5 1150 90,8 1271 100,0Toplam 218 8,3 2601 91,7 2635 100,0

göre dağılımı Tablo 1’de verilmiştir.Çalışmada muayene edilen 2635

öğrenciden 218’inde (%8.3) kırma kusuruolduğu saptandı. Kırma kusuru olanöğrencilerin yaş gruplarına göre dağılımı Tablo2’de, cinsiyete göre dağılımları Tablo 3’teverilmiştir.

Öğrencilerden 112’si gözlük kullanmaktaolduğu ancak %37.5’inde kırma kusurununsürdüğü gözlendi. Ailelerinde gözlük kullananolup olmadığı sorgulandığında ise 467(%17,7) öğrencinin aile üyelerinden herhangibiri gözlük kullanmaktaydı ve bunlardan51’inde (%10,9) kırma kusuru kuşkusubulunmaktaydı.

Çalışmada öğrencilerin %4.3’ündeambliyopi, %1.3’ünde şaşılık saptandı.

Çalışmaya katılan 2635 öğrenciden 2624(%99.6) ü renk körlüğü açısındandeğerlendirildi. Kız öğrencilerden 16’sında(%1.3), erkek öğrencilerin 60’ında (%4,4)olmak üzere toplan 76 (%2,9) öğrencide renkgörme kusuru kuşkusu saptandı. Renk körlüğükuşkusu olan ve olmayan öğrencilerin cinsiyetegöre dağılımı Tablo 4’te verilmiştir.

Çalışma kapsamındaki öğrencilerden34’ünde (%1.3) şaşılık saptandı. Kırma kusuruolan 218 öğrenciden 17’sinde (%7,8) aynızamanda şaşılığın da olduğu belirlendi.

TartışmaAraştırmamızda muayene edilen 2635

öğrenciden 333’ünde (%11,7) ambliyopi,kırma kusuru, şaşılık, renk körlüğüpatolojilerinden en az birine rastlanmıştır.Yüzde 12’lik oran okullarda görme organınayönelik tarama çalışmalarının önemini bir kezdaha ortaya koymaktadır.

Araştırmaya katılan öğrencilerin 218’inde(%8,3) kırma kusuru saptandı. Ülkemizdeokullarda yapılan benzer çalışmalarda kırmakusuru prevelansı %5.3 ile %25.3 arasındadeğişen hızlarda bildirilmektedir (8,10-14). Kırmakusuru prevelans hızının farklı çıkmasının enönemli nedeni, araştırma yapılan gruplarınyaşlarının ve yöntemlerinin farklı olmasıdır.Ancak ortak kanı yaşla birlikte kırmakusurunun arttığı yönündedir. Çalışmamızdakırma kusuru kuşkusu ile yaş arasında bir ilişkigözlenemedi (p=0,928).

Araştırmamızda kırma kusuru kızlarda dahafazla gözlendi (p=0.025). Yapılan çalışmalarabaktığımız zaman 1977 yılında yaptığımız

Tablo 4. Renk körlüğünün cinsiyete göre dağılımı

Cinsiyet Renk Körlüğü ToplamVar Yok

n % n % n %Erkek 60 4,4 1295 95,6 1355 100,0Kadın 16 1,3 1253 98,7 1269 100,0Toplam 76 2,9 2548 97,1 2624 100,0

Page 7: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

• 2007 • cilt 16 • sayý 7• 98

elde edilen değerlerin oldukça yüksek olmasınakarşın erken yaşta fark edilen ambliyoplarınsağıltıldığında, ileriki yaşlarında bupatolojilerinin ortadan kalktığı belirtmektedir(8). Bu yüzden ambliyopinin saptanmasında tekve en pratik yöntem olan rutin göz taramalarıihmal edilmemelidir. Çalışmamızda ambliyopigörülme sıklığı bakımından cins (p=0,125) veyaş grupları (p=0,157) arasında farklılıkbulunamadı.

Görme kaybı, şaşılığın en ciddi sonucuolmakla birlikte şaşılıktaki tek sorun değildir.Şaşılığın akademik performansı etkilemiyor gibigözükmesine karşın, özellikle adölesandönemde psikolojik sorunlara neden olduğubildirilmektedir (11). Öğrencilerde şaşılıkgörülme sıklığı %1,3 olarak saptandı.Ülkemizde yapılan diğer çalışmalarda ise şaşılıkgörülme sıklığı bakımından %1,8 ile 10,0arasında değişen oranlar göze çarpmaktadır(8,11). Çalışmamızda şaşılık açısından yaşgrupları (p=0.632) ve cinsiyet (p=0.836)arasında bir farklılık gözlenmedi. Tezcan vearkadaşları da, cinsiyet ve manifest şaşılıkarasında anlamlı bir ilişki bulunamadığınıbildirmektedirler (8).

Öğrencilerde kırma kusuru yüksekderecelerde olduğunda ya da her iki gözdefarklı derecede olduğunda ambliyopiye nedenolabilir. Ayrıca şaşılık da ambliyopinin baştagelen nedenlerindendir. Araştırmamızda şaşılıksaptanan 34 öğrencinin 10’unda (%29,4)ambliyopi de saptandı. Ambliyopi ‘si olanlardaşaşılık daha fazla gözlendi (p=0,000).

Araştırmamızda renk körlüğü görülmesıklığı toplamda %2,9 olarak saptandı.Erkeklerin %4,4’ünde, kızların ise %1,3‘ünderenk körlüğü saptandı. Yapılan benzerçalışmalarda renk körlüğü görülme sıklığıerkeklerde %4.2 ile %6.6 arasında kızlarda ise%0.4 ile %1 arasında rapor edilmiştir.Kongenital renk körlüğünün genetik ve ırksaldeğişikliklere bağlı olarak batılı ülkelerde sık(erkeklerde %8, kadınlarda %0.4), primitiftoplumlarda ise daha nadir olduğubildirilmektedir (11).

SonuçEğitim araştırma bölgemizde saptadığımız

kırma kusuru, ambliyopi ve şaşılık oranları okulsağlığı hizmetleri içinde göz muayenelerininönemini ortaya koymaktadır. Okul sağlığıçalışmaları içinde kırma kusurunun saptanması

çalışmada dahil olmak üzere Tezcan veYaramış’ın çalışmalarında da kırma kusurubakımından cinsiyet farkı gözlenemezken,Turaçlı kırma kusurunun kızlarda daha fazlagörüldüğünü bildirmiştir (8,11,15,16). Yapılançalışmaların çoğunda görme keskinliği ile ilgilikusurların sıklığında, yaş ile artışın varlığıortaya konmuşken, cinsiyet ile böylesi bir ilişkibulunamamıştır.

Çalışmamızda gözlük kullanan toplam 112öğrencinin gözlükle yapılan muayenelerisonucunda 42’sinin (%37,5) kırma kusurununhalen devam ettiği saptandı. Bu da bizeöğrencilerin muayene olup gözlük aldıktansonra periyodik muayeneleriniyaptırmadıklarını göstermektedir. Ayrıcaçalışmada daha önceden gözlük verilmemişancak kırma kusuru olan 176 (%7,0) öğrencisaptandı.

Aile öyküsü açısından irdelendiğindeailesinde gözlük kullanımı olan çocuklardakırma kusuru daha fazla saptandı (p=0,022).

Öğrencilerde ambliyopi görülme sıklığı%4,3 olarak bulundu. Ambliyopi görülmesıklığı; İdil ve arkadaşlarınca %3,5. Tezcan vearkadaşlarınca %6.0 olarak bildirilmiştir (8,17).Tezcan çalışmasında ambliyopi prevalansınıntoplumda %2.0 ile %2.9 olduğu, çocuklarda

Page 8: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

• 2007 • cilt 16 • sayý 7• 99

ve izlenmesi başta olmak üzere çalışmalarınsürekli bir hizmet haline getirilmesi gerektiğisonucuna varıldı. Patoloji saptananöğrencilerin tedavileri ile birlikte izlemçalışmaları ile kontrollerinin yapılmasıgerekmektedir. Meslek seçimindeki önemindendolayı, renk körlüğü saptanmış olan çocuklarınyönlendirilmesi gerekir. Çalışma sonundagörme kusuru olan öğrenciler okul yönetiminebildirilerek 2. basamak sağlık hizmetlerineyönlendirildi

August 2, 2007, at http://sgb.meb.gov.tr/istatistik5- Öztek Z. Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi ve

Sağlık Ocağı Yönetimi. Palme yayıncılık, Ankara, 2004.

6- Last JM, Wallace RB: Public Health & Preventive Medicine, 13th Edition, Prentice-Hall International Inc., London, 1992.

7- Velicangil S. Koruyucu ve Sosyal Tıp, Filiz Kitapevi, İstanbul, 1980.

8- Tezcan S, Altıntaş H, Sancak Ö, ve ark. Sincan 1 Nolu Sağlık Ocağına Bağlı Bulunan İlköğretim Okulları 1. Sınıf Öğrencilerinde Kırma Kusuru, Şaşılık, Ambliyopi Prevelansı. Hacettepe Toplum Hekimliği Bülteni 2000; Sayı:2.

9- Erdem Ü, Mutlu F.M, Tatar K, Altınsoy İ. Okul öncesi çocuklarda ambliyopi prevalansı ve nedenlerinin araştırılması. TSK Koruyucu Hekimlik Bülten1 2004;3(9): 202-12.

10- Aydın N, İrgil E, Akış N, Pala K. Nilüfer Halk sağlığı Eğitim Araştırma Bölgesinde Dört İlköğretimOkulundaki Öğrencilerin Sağlık Durumlarının Değerlendirilmesi. Uludağ Üniversitesi Tıp FakültesiDergisi 2004; 30 (1):1-6.

11- Yaramış N, Karataş N. Nevşehir il merkezinde ilköğretim çağındaki çocuklarda göz hastalıkları tespit edilmesinde hemşirenin rolü. Sağlık Bilimleri Dergisi 2005;14: 45-53.

12- İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sağlık Daire Başkanlığı. İlköğretim Okullarında Sağlık taraması. http://www.ibb.gov.tr/ibb/doclib/ pdf/ birimler/ saglik _isleri_ mud /tarama_ sonuclari. pdf.

13- Polat A, Akyol N. İlköğretim 2. sınıf öğrencilerindeambliyopi ve alerjik göz hastalıkları sıklığı Türkiye Klinikleri J.MED. Sci 2003; 23: 213-9.

14- "Sağlıklı Göz ve Eğitimde Başarı" projesi: ŞanlıurfaMcDonald’s Çocuk Vakfı. Accessed July 9, 2007, at http://www.mcdonalds.com.tr/cocuk_vakfi /projelerimiz.asp.

15- Işıklı B. Kalyoncu C, Metintaş S, Arslantaş D, Ünsal A. 6-17 yaş okul çocuklarında kırma kusuru ve renk körlüğü, Türkiye Tıp Dergisi 1999; 6(1): 29-32.

16- Turaçlı ME, Aktan G, Dürük K. Ankara bölgesinde farklı bölgelerde ana ve ilkokullarda göz taraması sonuçları T. Oft. Gaz.1995; 25: 3-8.

17- İdil A, Dalgıç N, Ostim. Çıraklık Eğitim Merkezi göz hastalıkları ve renk görme bozuklukları taraması 4. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi, 12–16 Eylül 1994: 493-5.

Ýletiþim: Dr. Burhanettin Işıklı

E-posta: [email protected]

Kaynaklar 1- Aycan Ş, Afşar O, Demirören M, Evci D., Sağlık

21, 21. yüzyılda herkes için sağlık. T.C.S.B Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ankara, 2000.

2- Seçginli S., Erdoğan, S., Demirezen, E. Okul SağlığıTarama Programı: Bir Pilot Çalışma Örneği. STED 2004; 13(12): 462-5.

3- 2006 yılı yaş ve cinsiyete göre nüfus istatistiği. Nvigm. Accessed August 2, 2007, at http://www. nvi.gov.tr.

4- Milli Eğitim İstatistikleri 2006-2007. Accessed

Page 9: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

• 2007 • cilt 16 • sayý 7• 100

Mustafa Karaaslan*, Ayşegül Boyraz*, Dr. Songül Yalçın**, Dr. Özlem Tekşam***

Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme Platformu ÖnerileriViolence in Written Press: Content Analysis of a Newspaper andRecommendations of the Violence Prevention Platform

Öz Bu yazıda yazılı medyaya ait bir gazetede şiddet

olayları sıklığının ve verilme şeklinin (öykününişlenme biçimi, verilen bilgiler ve resimleri içeren)araştırılması amaçlanmıştır.

Ekim 2005 tarihinde triajı en yüksek olan üçgazeteden biri kura ile seçilmiştir. Gazetede şiddetiçerikli haberlerin sayısı, şiddet haberlerinin yer aldığısayfa, haberin boyutu, resim içeriği, şiddete uğrayanve uygulayan kişilerin haberde işlenme şekli, şiddetnedenleri, şiddet için kullanılan aletlere ait bilgilerkaybedilmiştir.

Gazetede Ekim 2005’te toplam 130 şiddethaberi saptanmıştır. Ayda ortalama 4.33 kez şiddetiçeriği olan haber yayınlandığı görülmüştür. Şiddethaberi yayınlanmayan yalnızca iki günbulunmaktadır.

Haberlerin %73.1’inde mağdurun, %70.8’indesuçlunun resmi verilmiştir. Haberlerin %50.8’indemağdura ait, %44.6’sında suçluya ait kimlik bilgileriaçık olarak belirtilmiştir. Haberde yer alan şiddet ensık fiziksel örselenme (%54.6) iken, bu durumutrafik kazası (%8.5), ihmal (%7.7), cinsel örselenme(%6.2), toplu eylem (%4.6) ve duygusalörselenmenin (%3.8) izlediği görülmüştür.

Haberlerin yarısında şiddet nedenleri tahrik(%22.3), psikiyatrik sorunlar (%16.2), alkol-maddebağımlılığı (%6.9) ve ekonomik koşullar (%6.2)olarak gösterilmiştir. Şiddet olaylarının beşte birindetabanca kullanımı bulunmaktadır.

Hekimler çocuk sağlığı izlemlerinde medyaeğitimi danışmanlık hizmetleri vererek ailelerinçocuklarına sağlıklı medya seçeneklerinibulmalarında yardımcı olabilir.

Anahtar sözcükler: Yazılı medya, şiddet, içerikanalizi.

AbstractThe purpose of this study was to assess the

prevalence of articles about acts of violence and thenature of the coverage (including how the story iswritten, the information given and thephotographs) in a newspaper.

One of three bestselling newspapers in Turkeywas chosen randomly for examination duringOctober, 2005. The number of news articlesinvolving violence, the page on which those articleswere printed, the picture content, the coverage ofthe victims and perpetrators, cause of the violentact and the instruments of violence used wererecorded.

In the newspaper, 130 news articles weredetected during October 2005. On average, 4.33news articles with violent content were printedmonthly. There were only two days in which nonews of violence were reported.

Victim pictures were printed in 73.1% andperpetrator pictures in 70.8% of the articles.Identity information about the victim andperpetrator was overtly given in 50.8% and 44.6%of the articles, respectively. The most common formof violence in the news was physical abuse(54.6%), which was followed by motor vehicleaccidents (8.5%), neglect (7.7%), sexual abuse(6.2%), mass action (4.6%) and emotional abuse(3.8%).

In a total of half of the articles, the causes ofviolence were reported as insult (%22.3),psychiatric problems (% 16.2), alcohol andsubstance abuse (%6.9) and socioeconomicconditions (%6.2). A pistol was used in one fifth ofthe violent acts.

As a part of child health monitoring, physicianscan help parents find healthy media sources fortheir children by giving parents media educationcounseling services.

Key words: Written press, violence, contentanalysis.

GirişSon yıllarda giderek artmakta olan şiddet

olaylarına paralel olarak yazılı ve görselmedyada bu konu daha fazla işlenmektedir.Ancak medya tarafından bu olaylar etikkurallara uyulmaksızın ve hatta insan haklarıgöz ardı edilerek topluma yansıtılmakta;böylece şiddet olaylarına karışan mağdur ve

failler yanında medyayı izleyen toplumunbireyleri de ciddi olarak etkilenmektedir (1-8). Yapılan çalışmalarda şiddet içeriği olan hertürlü medya aracının (televizyon, filmler, video

* Hacettepe Ü. Tıp Fak. Dönem III Öğrencisi, Ankara** Prof.; Hacettepe Ü. Tıp Fak. Sağlık Çocuk Ünitesi, Ankara***Uzm.; Dr. Hacettepe Ü. Tıp Fak. Ankara

Page 10: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

Şekil 1. Haberin oluştuğu yer

• 2007 • cilt 16 • sayý 7• 101

oyunları, müzikler, kitaplar ve gazeteler) gerekçocuklar gerekse yetişkinler üzerinde uzun vekısa süreli etkileri olduğu gösterilmiştir.Çocuklarda agresif davranışlara ve düşüncelereneden olduğu bilinmektedir (1, 2, 8-10). Bunedenle medya şiddet içeriği olan her türlüolayı en doğru ve en uygun yollarla elealmalıdır.

Bu çalışmanın amacı yazılı medyanın enönemli kısmını oluşturan gazetelerde şiddetolaylarına ne sıklıkta yer verildiğini ve buşiddet olaylarının özelliklerini, nedenlerini vekonunun işlenme biçimini araştırmak, böylecefarkında olarak ya da olmadan şiddetin

yaşamımıza ne oranda ve nasıl girdiğini tesbitetmektir. Aynı zamanda konu ile ilgili ŞiddetiÖnleme Platformu önerileri incelenmiştir.

Gereç ve YöntemEkim 2005’de triajı en yüksek üç gazete

arasından kura ile bir gazete seçilerek yapılantanımlayıcı bir çalışmadır. Ekim 2005’de çıkangazeteler sayfa sayfa okundu. Şiddet içeriklihaberler işaretlendi. Gazetede şiddet içeriklihaberlerin sayısı, şiddet haberlerinin yer aldığısayfalar kaydedildi. Her haber için haberinboyutu, resim içeriği, şiddete uğrayan veşiddeti uygulayan kişilerin haberde işlenmeşekli, şiddet nedenleri, şiddet için kullanılanaletlere ait bilgiler bir ankete yazıldı. Veriler SPSS programı yardımı ile analiz edildi.

BulgularGazetede Ekim 2005’te toplam 130 şiddet

haberi saptanmıştır. Şiddet haberi aydaortalama 4.33 kez (en az-en çok: 0-9) yeralmıştır. Şiddet haberi yayınlanmayan günsayısı yalnızca ikidir.

Şiddet içerikli haberlerin %74.6’sı üçüncüsayfada, %12.3’ü birinci sayfada yeralmaktadır (Tablo 1). İlk sayfada yer alan 16şiddet içerikli haberin 10’u diğer sayfalardadaha geniş olarak işlenmiştir. Şiddethaberlerinin bir gazetede kapladığı ortancaalan 1030 cm² (maksimum: 4373), yalnızcaresimleri ile kapladığı alan 212 cm²(maksimum: 742)’dir. Bir ay içinde gazetenintoplam 38492 cm²’si şiddet haberlerineayrılmıştır. Bir şiddet haberinin gazete içinde

*İlk haber olarak 1. sayfada yer alan 10 haber ikinci kezyeniden işlenmiştir.

Tablo 1. Şiddet haberinin yer aldığı sayfaya göre dağılımı

Sayfa Şiddet içeriği Birden fazlaolan haber sayısı sayfa ayrılan

n (%) haber sayısı* +n (%)

1 16 (12.3)* -2 1 (0.8) -3 97 (74.6) -4 2 (1.5) 1 (0.8)5 5 (3.8) -6 - 1 (0.8)7 4 (3.1) 1 (0.8)

19 1 (0.8) 1 (0.8)21 1 (0.8) -22 - 2 (1.5)24 - 3 (2.3)25 1(0.8) 1 (0.8)40 1(0.8) -42 1 (0.8) -

Page 11: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

• 2007 • cilt 16 • sayý 7• 102

Haberlerin 75’inde (%57.7) birer tane suçluve mağdur varken, diğerlerinde ikiden fazlasuçlu ve mağdur bulunmaktadır (Tablo 2).Haberlerin çoğunda gizlilik ilkelerineuyulmamıştır. Haberlerin %73.1’indemağdurun, %70.8’inde suçlunun resmibulunmaktadır. Haberlerin %50.8’indemağdura ait, %44.6’sında suçluya ait kimlikbilgileri açık olarak verilmiştir. Haberde yer alan şiddet çoğunlukla iki kişiarasında (%36.9) iken, bir grubun bir ya da birkaç kişiye uyguladığı şiddet (%19.2) ile birkişinin bir gruba karşı uyguladığı şiddet(%16.9) bu durumu izlemektedir (Tablo 2).

Aile içi şiddet olayı haberlerin %18.5’inioluşturmaktadır. Haberde yer alan şiddet ensık fiziksel örselenme (%54.6) iken, budurumu trafik kazası (%8.5), ihmal (%7.7),cinsel örselenme (%6.2), toplu eylem (%4.6)ve duygusal örselenme (%3.8) izlemekte idi.Haberlerin ikisinde ise okuyucuyu şiddeteylemine çağrı (%1.5) bulunmaktadır. Habereneden olan şiddet nedeni tahrik (%22.3),psikiyatrik sorunlar (%16.2), alkol-maddebağımlılığı (%6.9), ekonomik koşullar (%6.2),töre (%3.1), fanatizm: taraftar (%1.5),yönlendirme (%0.8) olarak gösterilmiştir.Mafya-çete haberleri şiddet haberlerinin%6.2’sini oluştururken, hırsızlık-kapkaç %12.3olarak belirlenmiştir. Doğal afetler şiddethaberlerinin %4.6’sını oluşturmaktadır (Tablo2).

Şiddet olaylarında en sık tabanca (%21.5)ve bıçak (%6.9) kullanımı saptanmıştır.Olayların %2’sinde adli makamlara yansımışeski bir şiddet olayı daha bulunmaktadır.Şiddet haberlerinin %65.3’ünde şiddete yolaçan kişi-kişilerin son durumları haberdeverilmiştir. Haber hazırlandığı dönemde şiddetolaylarının %50.0’si mağdurun, %3.8’indeşiddeti uygulayanın ölümü ile sonuçlanmıştır.Şiddetten sorumlu tutulan kişi ya da kişilerhaberlerin yaklaşık yarısında tutuklanmıştır(Tablo 2).

TartışmaBaşbakanlık Aile Araştırma Kurumu’nun üç

gazetede yaptığı medya içerik analizinde iki ayiçinde 540 şiddet içeren haber saptanmıştır. Buçalışmada gazetelerde yayınlanan şiddet içeriklihaberlerin %61’ini kamusal alandaki şiddet,%28.1’ini aile içi şiddet, %0.7’sini teröroluşturmakta idi. Olaylar %40’ında

Tablo 2. Şiddetin tipi, kişi özellikleri, şiddet için gösterilen neden, olayda kullanılan alet ve şiddetin sonucu

n %Şiddetin tipiFiziksel örselenme 71 54.6Cinsel örselenme 8 6.2Duygusal örselenme 5 3.8İhmal 10 7.7Trafik kazası 11 8.5Toplu eylem 6 4.6Şiddete çağrı 2 1.5

Olayda kişi özellikleri Kişinin kendine yönelik (intihar-soykıyım) 8 6.2Kişi-Kişi 48 36.9Kişi-Grup 22 16.9

Bir grubun bir/birkaç kişiye (uyguladığı şiddet) 25 19.2Planlı eylem (grev, yürüyüş) 3 2.3Terör 2 1.5Savaş 1 0.8Yönlendirme 1 0.8Hırsızlık-kapkaç 16 12.3Görüş farklılığı, politik 5 3.8

Şiddet olayında kullanılan aletTabanca 28 21.5Kesici alet (bıçak) 9 6.9Zehir 7 5.4Yumruk 5 3.8Künt alet (sopa, levye,hamam taşı) 3 2.3Boğucu alet (eşarp) 2 1.6Patlayıcılar (mayın, bomba) 2 1.6Araba 11 8.5Doğal afet 6 4.6Medya 1 0.8

Şiddet sonucu mağdurun durumuYaralanma 25 19.2Ölüm 65 50.0

Şiddeti uygulayanın durumuTutuklanma 60 46.2Kaçma 16 12.3Yaralanma 2 1.5Ölüm 5 3.8

kapladığı ortanca alan 143 cm² idi (en az-ençok: 24-3077). Haberlerin %80.8’inde en azbir resim bulunmaktadır. Haberlerin yedisinde(%5.4) üç resim, üçünde (%2.3) dört resimkullanılmıştır. Bir şiddet haberinin resim ilekapladığı alan ortanca 48 cm² idi (en az-ençok: 6-498). Haberi oluşturan şiddetin olduğuyer çoğunlukla İstanbul (%32.2), Ankara(%11.5), Adana (%6.9) ve İzmir (%5.4)olarak saptanmıştır. Haberlerin %5.4’ü yurtdışıkaynaklıdır (Şekil 1).

Page 12: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

• 2007 • cilt 16 • sayý 7 • 103

- Eğitim ve öğretim kurumlarınınprogramlarına şiddetin önlenmesine yönelikduyarlılık artırıcı ve medya okur-yazarlığınıgeliştirici yönde derslerin konulması ve bualandaki etkinliklerin yaşama geçirilerek, aile-okul işbirliğinin daha etkin bir biçimdegerçekleştirilmesi.

- Medyada, yaş ve gelişim dönemlerineuygun, olumlu mesajlar ve tutumlar içeren,ilköğretim çağı çocuklarına yönelikyarışmalara, belgesellere, filmlere ya daöğretici oyunlara yer verilerek çocuklarınşiddet içeren yayınlara yönelmesininengellenmeye çalışılması.

- Medyada, ailelerin şiddete karşı tutumlargeliştirmesini ve bu yönde değerlerkazanmalarını sağlayacak programlarınhazırlanması; bu tür programların daha çokyer alması konusunda teşviklerin ve ödülsisteminin uygulanması.

- Görsel ve yazılı basın kuruluşlarının şiddetkonusunda özdenetim anlayışına yönelmesiiçin kampanyalar başlatılması, Basın Meslekİlkelerine uyulması ve bunun denetlenmesi içingerekli tedbirlerin alınması, rekabet ilkelerininetik ilkeleri aşmayacak hale getirilmesi,

- Yazılı ve görsel, ulusal ve yerel medyanınüst düzey yöneticileri ile başta senaristlerolmak üzere televizyon programlarınınüretiminde yer alan medya çalışanlarınınşiddete ilişkin duyarlılıklarını artırıcı seminerlerdüzenlenmesi.

- Medya gözlem gruplarının oluşturulmasıve bu alanda medya etiğinin geliştirilmesiyönünde çalışan kişi ve kurumların çabalarınındesteklenmesi ve gerektiğinde bu konudaeğitim ve denetim sağlayacak politikalargeliştirilmesi.

- Çocukların okuyabileceği günlük/haftalıkgazete ve dergilerde çocuklara yönelik köşelerya da sayfalar hazırlanması, çocuklarınhazırladığı eğitici ve olumlu mesajlar içerenmateryallere yazılı ve görsel basında yerverilmesi.

İlköğretim okullarına bu yıl “medya okur-yazarlığı” dersi eklenmiştir. Bu eğitimin anne-babalara da verilmesi ailelerin medya denetimikonusunda aktif olmalarını sağlar. Toplumda

öykülendirilmişti. Haber işlenirken %8.1’indeşiddet haklı gösterilmiş, %21.5’inde alaycı birüslup kullanılmış ve haberlerin %19.3’ündeşiddet olağan gösterilmiştir (5).

Çalışmamızda şiddet olaylarının beştebirinde silah kullanılmış olması, silahruhsatlandırılmasının çok önemli olduğunugöstermektedir. Türkiye'de toplam sekiz milyoncivarında silah vardır. Bunların üçte biriruhsatlı, diğerleri kaçak ya da ruhsatsızdır.Yalnızca İstanbul’da 1997- 2002 yıllarıarasında verilen toplam ruhsatlı silah sayısı148.102’dir. Bu ruhsatların 46.446’sı (%31)bulundurma, 41.692’si (%28) taşıma,33.663’ü (%23) av tezkeresi ve 26.301’i(%18) tüfek sahiplik belgesine aittir (11).

Şiddet için gösterilen nedenlerin yarısınıtahrik, psikiyatrik sorunlar ve alkol maddebağımlılığı oluşturmaktadır. Bu durum toplumtabanlı ruh sağlığı çalışmalarının ve eğitimingerekliliğini göstermektedir (3,12,13).

Tek bir gazetenin şiddet içeriği incelenmişolması çalışmanın kısıtlılığıdır. Daha fazla yazılımedyanın incelendiği çalışmalara gereksinimvardır.

Çocuk ve Şiddet Çalışma Grubu Temsilcilerinin (Hacettepe Üniversitesi

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı,Çocuk Ruh Sağlığı Anabilim Dalı, Türkiye MilliPediatri Derneği, Çocuk ve Gençlik Ruh SağlığıDerneği üyelerinden oluşan) öncülük etmesi iletoplumsal alanda, ailede ve kitle iletişimaraçlarında şiddetin önlenmesi ve bu konudakitoplumsal duyarlılığı artırma amacıyla içindemilletvekillerinin ve birçok sektörün yer aldığı“Şiddeti Önleme Platformu” Ağustos 2004tarihinde oluşturulmuştur. Platform, Aileden

Sorumlu Devlet Bakanlığı’nınkoordinatörlüğünde ve Aile AraştırmaKurumunun sekreterliğinde çalışmıştır. ŞiddetiÖnleme Platformu çerçevesinde “Eğitim veŞiddet Alt Çalışma Grubu, Medya ve ŞiddetAlt Çalışma Grubu, Aile İçi Şiddet Alt ÇalışmaGrubu, Koordinasyon ve İşbirliği Alt ÇalışmaGrubu” gibi alt çalışma grupları oluşturuldu.Şiddeti Önleme Platformu Alt Çalışma GrubuRaporları ile Mart 2005’te Ulusal Eylem Planıoluşturuldu (14,15). Şiddeti ÖnlemePlatformu’nun medyada şiddeti azaltmaönerilerinin bazıları aşağıdadır:

Page 13: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

• 2007 • cilt 16 • sayý 7 • 104

yaygın eğitim programları doktorların etkili roloynayabileceği yerlerdir. Amerikan PediatriAkademisi doktorların ailelere çocuk sağlığıizlemleri sırasında medya okur yazarlığıeğitiminin de verilmesini önermektedir (9,12).

Bizim de ülkemizde çocuk sağlığı izlemlerindevereceğimiz danışmanlık hizmetleri ile ailelerinsağlıklı medya seçimleri yapması sağlanabilir.

7- T.C. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Kamuoyu ve Yayın Araştırmaları Dairesi Başkanlığı. Televizyon yayınları. Kamuoyu araştırması. Anket uygulaması. Ankara, 1997.

8- Yalçın SS, Yurdakök K. Televizyon, şiddet ve çocuklar. In: Özalp I, Yurdakök M, Coşkun T. (eds)Pediatride Gelişmeler. Ankara: Sinem Ofset 1999; 119-125.

9- American Academy of Pediatrics Committee on Communications. Media violence. Pediatrics 1995;95: 949-951.

10- Browne KD, Hamilton-Giachritsis C. The influenceof violent media on children and adolescents:a public-health approach. Lancet. 2005 Feb 19-25;365(9460):702-10.

11- İstanbul Emniyeti Silah Şube Müdürlüğü verileri. http://www.istanbul.pol.tr/iem/ 2002.

12. American Academy of Pediatrics Committee on Public Education. Media Education. Pediatrics 1999; 104:341-343.

13. Dorfman L, Thorson DE, Stevens JE. Reporting on violence: bringing a public health perspective intothe newsroom. Health Educ Behav. 2001;28:402-19.

14- Şiddeti Önleme Platformu Koordinasyon Ve İşbirliği Alt Çalışma Grubu Raporu. http://www.adres.gen.tr/adres/sites/2463/tc-basbakanlik-aile-arastirma-kurumu-baskanligi.html

15- Şiddeti Önleme Platformu Medya Ve Şiddet Çalışma Grubu Raporu. http://www.adres.gen.tr/adres/sites/2463/tc-basbakanlik-aile-arastirma-kurumu-baskanligi.html.

Ýletiþim: Dr. Özlem Tekşam

E-posta: [email protected]

Kaynaklar1- Bushman BJ, Huesmann LR. Short-term and long-

term effects of violent media on aggression in children and adults. Arch Pediatr Adolesc Med. 2006 Apr;160(4):348-52.

2- Huesmann LR, Taylor LD The role of media violence in violent behavior. Annu Rev Public Health. 2006;27:393-415.

3- Rodgers S, Thorson E. The reporting of crime and violence in the Los Angeles Times: is there a publichealth perspective?J Health Commun. 2001;6:169-82; discussion 189-92.

4- Taylor CA, Sorenson SB. The nature of newspaper coverage of homicide. Inj Prev. 2002;8:121-7.

5- T.C. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu. Türkiye’deTelevizyon ve Aile. Ankara: Bizim Büro Basımevi, 1995.

6- T.C. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Kamuoyu ve Yayın Araştırmaları Dairesi Başkanlığı. Çocuklara yönelik televizyon yayınları. Anket uygulaması. Ankara, 1997.

Page 14: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

• 2007 • cilt 16 • sayý 7• 105

PatogenezFizyolojik koşullarda pankreas enzimlerinin

pankreas dokusu içinde inaktif formdadepolanması, pankreas dokusunda vesalgılarında potent proteaz inhibitörleribulunması pankreasın kendi kendinisindirmesini önler. Ancak duedonalenterokinazın pankreas içine reflüsü sonucupankreastaki diğer proenzimlerin uygunolmayan biçimde aktive olması, pankreaskanalındaki tıkanıklık nedeniyle enzimdenzengin pankreas sekresyonunun parankimiçine yayılması, asiner hücreler içindekilizozomların, zimojen granülleriyle birleşereklizozomal enzimlerin proenzimleri uyarmasıgibi çeşitli nedenlerle pankreas dokusu içindekizimojen granüllerde depolanan enzimlerinaktifleşmesi pankreas dokusundahasarlanmaya ve akut pankreatite neden olur(1,2). (Şekil 1)Pankreasın inflamasyonu sırasındasalgılanan enzimler ve hasarlı pankreasdokusundan kaynaklanan TNFα , sitokinler,süperoksid gibi serbest radikaller, histamin vekallikrein gibi vazoaktif maddeler pankreatitinuzak organlarda yarattığı tahribattansorumludurlar.

EtyolojiAkut pankreatite neden olan etyolojik

nedenler oldukça çoktur. Çocukluk çağındakiakut pankreatitlerin etyolojik nedenleri vesıklıkları: idiopatik (%23), travma (%22),yapısal anomaliler (%15), sistemik hastalıklar

Dr. İsmail H. Göl*, Dr. Serdar Moralıoğlu*, Dr. İ. Onur Özen**

Çocuklarda Akut PankreatitAcute Pancreatitis in Children

ÖzAkut pankreatit (AP), çocuklarda sıklıkla gözden

kaçabilen bir karın ağrısı nedenidir. Erişkinlerde alkolkullanımı ve safra yolları hastalıkları pankreatitin sıknedenleri arasında iken çocuklarda etyoloji dahafarklı ve geniştir. Ayrıca çocuklarda, erişkinlerinaksine pankreatit tipik olarak akut ve kendinisınırlayıcı bir süreç izler. Tedavide amaç hem nedeniortadan kaldırmak, hem de genel destekleyiciönlemler almaktır. Medikal tedaviye yanıt iyi olup,cerrahi tedavinin yeri sınırlıdır.

Anahtar sözcükler: Çocuk, karın ağrısı, akutpankreatit.

AbstractAcute pancreatitis is one of the leading causes

of abdominal pain in children, which might easily beoverlooked. While alcohol and biliary tract problemsare the most common causes of acute pancreatitisin adults, the etiological factors of the disease aredifferent and more diverse in children. Besides, inchildren, acute pancreatitis has a more acute andself limiting course, unlike adults. The aim of thetreatment is both to eradicate the cause of illnessand to take general supportive measures. Theresponse to medical treatment is good andindications for surgery are limited.

Key words: Children, abdominal pain, acutepancreatitis.

*Arş. Gör.; Gazi Ü. Tıp Fak. Çocuk Cerrahisi AD, Ankara** Yrd. Doç.; Gazi Ü. Tıp Fak. Çocuk Cerrahisi AD, Ankara

(%14), ilaç ve toksinler (%12), viralenjeksiyonlar (%10), herediter pankreatit(%2) ve metabolik hastalıklar (%2)biçimindedir (3).

Anatomik ve Mekanik Nedenler:Doğumsal anomalilerden; anüler pankreas,

pankreas kisti, duplikasyon kistleri ile pankreasdivizum AP nedenleri arasındadır. Oddisfinkter disfonksiyonunun çocukluk çağı akutpankreatitindeki rolü hala açık değildir. Oddisfinkterinin anormal durumu stenoz ya dadiskinezi sonucu olabilir. Erişkinlerde idiopatikpankreatitli hastaların yaklaşık %20’sinde oddisfinkterin manometrik değerlendirilmesindeanormallikler vardır. Yalnızca sınırlı sayıdaçocukta bu durum değerlendirilebilir (4).

Ana safra kanallarının obstrüksiyonusonucu safranın pankreas kanalı içine reflüsüAP’ye neden olan diğer bir predispozanetmendir. Bu mekanizma ile safra taşları distalsafra yollarından geçip AP atağınıbaşlatabilirler. Safra taşı gelişimi için riskaltındaki çocuklarda; örneğin hemolitikhastalığı olan ya da uzun süre total parenteralbeslenme alan çocuklarda safra taşına bağlıpankreatit gelişebileceği unutulmamalıdır (4).

Safra yollarının askaris ve klonorkis sinensizgibi parazitlerle olan enfestasyonları AP’eneden olabilir. Endemik bölgelerde, APetyolojisinde çocukluk döneminde en sık

Page 15: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

• 2007 • cilt 16 • sayý 7 • 106

Pankreas Yaralanması

Enzim Aktivasyonu veSalınması

PANKREAS Periton &Peripankreatik Doku

Lökosit Monosit

Doku Hasarı

Lökotrienler

Endotel & NötrofilAktivasyonu

OrganYetmezliği

TripsinojenLipaz Elastaz

KimotirpsinojenFosfolipaz A2

Beyaz KüreAktivasyonu

ÖdemİnflamasyonNekrozHemoraji Abse

TrombozPeritonitNekrozAsitYağ Nekrozu

ProteazlarPMNelastazSerbestradikaller

SitokinlerİL1, İL6, İL8TNFαTrombositaktive edici faktörDiğer

Böbrek AkciğerKardiyovaskülerŞok

Şekil 1. Akut pankreatitin patofizyolojisi

karşılaşılan durum safra yollarındaki askariskurtçuklarıdır (4).

Duodenumdaki sıvılar; enterokinaz vepankreatik proteaz içerdiği için duodenumiçeriğinin pankreas kanalına reflüsü de AP’yitetikleyebilir. Duodenal divertikül ve proksimalkör lup sendromu da akut pankreatit içinyatkınlık oluşturmaktadır (4).

Çocuklarda travma AP’ye neden olannedenler arasında çok iyi bir biçimdetanımlanmıştır. Özellikle epigastirik bölgeyeolan travmalarda AP gelişebilmektedir. Künttravmatik yaralanmalarda duktus kesilmesi,damarsal bozulma ve parankimdevitalizasyonu olabilir. Pankreasın penetranyaralanmalarına nadir rastlanır ve nadiren AP’eneden olur. Postoperatif pankreatit genellikledalak, mide, duodenum ve safra yolları

ameliyatları gibi üst karın bölgesigirişimlerinden sonra görülür. İnsizyona bağlıağrının maskelenmesinden dolayı postoperatifpankreatit tanısı genellikle gecikir. Endoskopikretrograd kolanjiopankreatikografi işlemi deAP’e neden olabilir (1).

İlaç ve ToksinlerAP birçok ilacın kullanımı sonucu oluşabilir

(Tablo 1).

Metabolik NedenlerMetabolik hastalıklar da AP’ye neden

olabilir. Hiperkalseminin pankreatite nedenolma mekanizması tam olarak bilinmemektedir.Hiperlipidemi, özellikle de tip I,IV ve V AP’eneden olmaktadır (4). Ağır malnütrisyonlar daAP’ye neden olabilmektedir. Çok hızlı ve aşırı

Page 16: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

• 2007 • cilt 16 • sayý 7• 107

beslenmede aynı biçimde sonuçlanabilir.Böbrek yetmezliği de AP gelişmesinde riskfaktörleri arasındadır. İlerleyici böbrekyetmezliği sonucu kandaki pankreatikenzimlerin azalmış klirensiyle pankreatitgelişimi hızlanmaktadır (4).

Sistemik BozukluklarSistemik bozukluklar arasında enfeksiyöz

hastalıklar, AP’ye neden olan en geniş sınıfıoluşturmaktadır. Viral hastalıklar özelliklekabakulak, koksaki B, Epstein-barr virüsü,rubeola, echovirus, influenza A ve B, Hepatit Ave B ve rubella AP gelişimi ile yakındanilişkilidir (1). Ayrıca tifo ateşi, mikoplazma veleptospria AP’ye neden olmaktadır.

AP; sistemik lupus eritamatozis, romatoidartrit ve poliarterits nodoza gibi pekçokkollajen vasküler hastalıklarla birliktegörülebilir. Kistik fibrozis de AP’nin nadir birnedenidir. Bu sistemik hastalıkta pankreasıntama yakın bir yetmezliği söz konusudur.Mukovizkozidosiz ile birlikte kronik duktalobstrüksiyon, AP’ye neden olmaktadır (1).

Ortotopik karaciğer transplantasyonu, HİV veorganik asidemi de son zamanlarda AP etkeniolarak ortaya çıkmışlardır (3).

İdyopatikDikkatli bir araştırmaya karşın AP atağıyla

gelen çocukların dörtte birinde hiçbir etiyolojikajan bulanamayabilir. Bu gruptaki hastalardarekürrens görülebilir ve bazı hastalardazamanla kronik pankreatit gelişir.

Akut Pankreatitte TanıKlinikAP’de temel şikayet epigastrik bölgede

aniden başlayan, yemeklerle birlikte artan vezaman zaman sırta yayılan karın ağrısıdır.Hastaların yaklaşık %87’sinde karın ağrısıvardır (3). İştahsızlık, bulantı ve safralı kusma

gibi belirtiler de ağrıya eşlik eder. Başlangıçta38,50C’yi aşmayan ateş olabilir (5).

Fizik incelemede çocuk genellikle rahatsız,toksik tabloda ve dehidrate görünümdedir.Ciddi olgularda taşikardi, takipne vehipotansiyon gibi hipovolemi bulguları databloya eşlik edebilir (5). Karında distansiyon veyaygın hassasiyet vardır. Barsak sesleri azalmışya da kaybolmuştur. Muayenede çocuközellikle epigastrik bölgeyi korur, epigastrikbölgede dolgunluk ya da kitle palpe edilebilir,defans ve rebound saptanabilir (4). Ciddinekrotik hemorajik pankreatitlerinbaşlangıcından 1-2 gün sonra periumblikalekimoz (Cullen işareti) ve flank bölgesindeekimoz (Gray-Turner işareti) saptanabilir (2).

Ayrıca ciddi AP'ler çoğunlukla sol tarafta olanplevral effüzyona ve akut solunumyetmezliğine yol açabilirler (5). AP çocuklardanadiren fulminan seyir gösterir, bu durumdakoma, şok ya da akut solunum yetmezliği,Cullen ve Gray-Turner bulguları tabloya eşlikeder. Bu hastalarda ayrıca asit ve plevraleffüzyon da görülebilir (4).

LaboratuvarSerum amilaz yüksekliği AP tanısında en sık

kullanılan test olmakla birlikte özgül değildir(6). Serum amilazı apandisit, intestinalobstrüksiyon ve perforasyon, peritonit, peptikulkus, akut kolesistit, overyan kist ve salpenjitgibi intraabdominal ve kabakulak vemakroamilazemi gibi abdomen dışı birçokpatolojide de yüksek bulunabilir. Bu nedenleamilaz düzeyleri klinik veri ve diğer tanısalparametrelerle birlikte yorumlanmalıdır (4).

Serum amilaz düzeyi AP’te altıncı saattenormalin üç katına çıkıp ortalama 48 saattetepe değerine ulaşır. Seri amilaz ölçümleriarada kalınan vakalarda tanıya yardımcıolabilir. Amilaz yüksekliği ile AP’nin şiddetiarasında da bir korelasyon yoktur (7).

AP tanısında amilaz-kreatinin klirensinin,serum amilazına göre daha değerli birparametre olduğu düşünülmektedir. Bu oranspot kan ve idrar örneklerindeki amilaz vekreatinin değerleri ile hesaplanır ve 0,03’tenbüyük sonuçların AP açısından anlamlı olduğukabul edilir (2). Amilaz-kreatinin klirensiaşağıdaki formülle hesaplanabilir.

Amilaz-kreatinin klirensi = (idrar amilazı /serum amilazı) X (serum kreatini / idrarkreatini).

Tablo 1. Pankreatite neden olan ilaçlar ve toksinler

Tiazid diüretikler NitrofurantoinL-Asparajinaz SülfonamidlerKortikosteroidler İndometazinFurosemid İzoniazidValproik asit RifampinTetrasiklin AlkolÖstrojenler Simetidin6-Merkaptopürin DDCMetranidazol Dideoksisitidin (DDI)Metildopa EnalaprilEritromisin Mesalamin

Page 17: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

• 2007 • cilt 16 • sayý 7• 108

Ancak amilaz-kreatinin klirensi diabetikketoasidozda, yanıkta, böbrek yetmezliğindeve postoperatif dönemde de yüksekbulunabilir (2). Amilaz izoenzim çalışmaları ilediğer dokulardan kaynaklanan amilazsaptanarak doğru tanı oranı artırılabilir (7).

AP tanısında kullanılabilecek bir başka testde serum lipaz ölçümüdür. Pankreas vücuttakilipazın ana kaynağıdır, bu nedenle serum lipazölçümü AP tanısında amilaza göre dahahassastır (2-4).

Beyaz küre sayısı, her ne kadar komplikeolmayan vakalarda 12000/mm3 düzeyiniaşmasa da genellikle yüksektir. Hematokrit,dehidratasyona sekonder olarak artıp, nekrotikpankreatitlerde kayıba bağlı olarak düşebilir.%15 vakada hipokalsemi görülebilir ve kötüprognoz ölçütüdür. Karaciğer fonksiyon testlerigenelde normaldir, ancak serum bilirubindeorta (2mg/dl den az) derece artış saptanabilir.Transaminazlardaki artış safra kesesi taşınabağlı oluşan pankreatit için tipiktir (5).

Radyolojik BulgularAyakta direk batın grafisinde pankreasa

komşu olan transvers kolonda lokal spazm veproksimalinde dilatasyon (kolon “cut-off”işareti), komşu duodenum ya da jejunumdaizole dilatasyon (“sentinal loop”) görülebilir.Ayrıca safra taşı, asit ve pankreasa aitkalsifikasyonlar izlenebilir. Akciğer grafisindesol plevral effüzyon görülebilir (2).

Abdominal ultrasonografide pankreasekojenitesinde ödeme bağlı azalma, pankreasboyutlarında artış ve peripankreatik sıvıgörülebilir. Bunların yanı sıra pankreatitinsebebi olabilecek safra taşı, hepatobilier vepankreatik anomalileri de ultrasonografi ilegörüntülemek olanaklıdır (5). Ultrasonografi(USG) tedaviye yanıt ve komplikasyonlarıdeğerlendirmede de kullanılabilir (2-5).

Bilgisayarlı tomografi (BT), pankreasboyutlarını, ödemin derecesini, sıvı birikiminive pankreas kanalını değerlendirmedeultrasonografiden üstündür. Ayrıca pankreatikapse ve pseudokist gibi komplikasyonlarıdeğerlendirmede de kullanılır (2). BT ileintravenöz kontrast verilmesini takiben yapılandinamik çalışmalarda pankreas dokusununkontrast tutan ve tutmayan (nekrotik) kısımlarıgörüntülenebilir. Böylece komplikepankreatitlerde tanı ve tedavi açısından önemliavantajlar sağlanabilir. Pankreas nekrozu

saptanan hastalarda enfeksiyon ve cerrahimüdahale ihtiyacı daha sıktır. Bakteriyelenfeksiyondan kuşkulanıldığı durumlardapankreasta nekrozla birlikte peripankreatikhava saptandığında perkutan girişimle sıvıaspire edilebilir. Fungal ya da bakteriyelenfeksiyon saptanması laparatomi ve drenajendikasyonudur (8). Gerekli olduğu taktirde BTgirişimsel olarak tedavide de örneğin sıvıdrenajında kullanılabilir (2).

Endoskopik retrogradkolanjiopankreatikografi (ERCP) çocukluk çağıAP’sinde ender olarak kullanılır. Biliyer vepankreatik kanal anatomisini göstermedekietkinliğinden dolayı, yineleyen pankreatitlerde,pankreas kanal hasarından kuşkulanılanlarıntravma hastalarında, bilier pankreatitlerde vecerrahi girişim öncesinde uygulanabilir. ERCPpankreas divisium ya da ampulla yerleşimli taşsaptanması durumlarında endoskopiksfinkterotomi ile tedaviye de yardımcı olabilir(3-9). Manyetik resonanskolanjiopankreatikografi (MRCP) yeni,pankreasın duktal anatomisini gösterebilen veinvaziv olmayan bir yöntemdir. Özellikletravmatik AP’lerde duktal yaralanma açısındanyardımcı olabilmektedir (3).

TedaviErişkinlerde AP’nin prognozunu tahmin

etmekte sıkça kullanılan Ranson ya damodifiye Glaskow skoru gibi yöntemlerçocukluk çağındaki AP’lerin ciddiyetinigöstermekten uzaktırlar (10).

Komplike olmayan APin tedavisi medikaldir.Sıvı-elektrolit tedavisi, yoğun bakım desteği,analjezi, total parenteral beslenme (TPN) vepankreas salgılarının azaltılması medikaltedavinin temel taşlarıdır (2). Tedaviye, eğermümkünse AP etkeni ortadan kaldırılarakörneğin etken olabilecek ilaçlar kesilerekbaşlanmalıdır (4). Geriye dönük olarak yapılançalışmada medikal tedavi ile hastaların%76’sının herhangi bir cerrahi müdaheleolmadan düzeldiği bildirilmektedir (3).

Hastaya idrar çıkımı 2 ml/kg/st’in üzerindeolacak biçimde uygun sıvı replasmanıyapılmalı, yoğun bakım koşullarında vitalbulguları monitörize edilmelidir. Hematolojikve biyokimyasal değerlerin yakından izlemi vegerekli destek tedavisinin düzenlenmesizorunludur.

Page 18: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

• 2007 • cilt 16 • sayý 7• 109

Pankreas salgılarının azaltılması için ağızdanbeslenme kesilir, nazogastrik dekompresyonyapılır. Ayrıca bu amaçla H2 reseptörblokerleri, antikolinerjik ajanlar, proteinazinhibitörü olan aprotinin, glukagon ve uzunetkili somatostatin analoğu olan ocreotitkullanılmaktadır (2-11). Yeni çalışmalarda birPAF antagonisti olan lexipafant’ın pankreatitinsistemik etkilerini azaltmamasına karşın lokalkomplikasyonları azalttığı gösterilmiş (5).

Profilaktik antibiyotik kullanımının yararıgösterilememiş olsa da özellikle nekrotikpankreatitte yararı olabileceği düşünülür (9-11).AP’te parenteral analjezi tedavinin önemli birkısmını oluşturur. Bu amaçla narkotikanaljezikler ve NSAİİ kullanılabilir. Narkotikanaljeziklerden meperidin (dolantin ®) akutpankreatitte morfine göre daha uygun birseçimdir. Morfinin iyi bilinen bir etkisi olanoddi spazmı kliniği kötü yönde etkileyebilir.Analjezide önemli bir nokta da AP tanısındanemin olmadan analjeziye başlanmamasıdır (2-5).

AP’te beslenme oldukça önemlidir.Hastanın pozitif azot dengesinde tutulmasınınmortaliteyi azalttığı düşünülmektedir (2).

Hiperlipidemi ile pankreatit arasında ilişkiolmasına karşın serum trigliserit düzeyi500mg/dl’nin üzerine çıkmayacak biçimdelipid solusyonlarına ağırlık verilmesigerekmektedir. Karın ağrısı geçip serum enzimdüzeyleri normale döndükten sonra enteralbeslenmeye geçilebilir (2). Bazı vakalardanazojejunal kateterle erken enteralbeslenmenin yararlı olabileceğidüşünülmektedir (11).

AP’te abdominal distansiyon, plevraleffüzyon gibi nedenlerden dolayı solunumyetmezliği gelişip mekanik ventilasyonagereksinim duyulabilir. Ciddi olgulardamultiorgan yetmezliği oluşabileceğindenhastaların tam bir monitörizasyonu zorunludur.

Erişkinlerdeki ciddi pankreatitlerdeperitoneal lavaj intraperitoneal toksin vemetabolitleri peritondan uzaklaştırıp sistemiketkinin azaltılmasında yararlıdır. Ancakçocuklarda peritoneal lavajın tedaviye katkısıolduğu gösterilememiştir (5).

Cerrahi TedaviCerrahi tedavi komplike olmayan AP’te

kontrendikedir. AP’te cerrahi girişim gerektiren

durumlar pankreatik apse ve hemorajikpankreas nekrozudur. Ayrıca pankreatitseyrinde ya da cerrahi girişim sonrası oluşanpsödokist, pankreatik asit ve pankreatik fistülde cerrahi müdahale gerektirebilendurumlardır. En sık komplikasyon olanpsödokist oluşumu %13 oranındagörülmektedir (3). Nadiren de pankreasdivisium olan hastalarda papillotomi yapmakgerekebilir (2).

Bazı vakalarda AP tanısı apandisit ön tanısıile yapılan laparatomilerde konabilir. Budurumda safra kesesi palpe edilir. Pankreatitorta şiddette ve palpable taş varsakolesistektomi yapılır. Kesede taş yoksakolesistektomi yapılmamalıdır. Ciddi nekrotikpankreatitlerde nekrotik dokular debride edilipsump dren konmalıdır (2).

AP sırasında nekrotik pankreas dokusununya da peripankreatik sıvı koleksiyonununenfekte olmasıyla oluşan pankreatik apsemortaliteyi artıran bir neden olduğundancerrahi tedavi için mutlak endikasyon vardır.Ancak pankreatik apse ile enfekte olmayan sıvıayrımı güçtür, çünkü apsesi olmayan hasta daseptik görünümdedir. Tanı için BT eşliğindeiğneyle alınan sıvının incelenmesi yardımcıolur. Aspirasyon endikasyonu ise pankreatitbaşlangıcından sonra ateş ve lökositozun 7-10gün süreyle devam etmesidir. Dinamik BT’denekroz saptanan hastalar aspirasyon için bireradaydır çünkü bu grupta genellikle apse gelişir.En sık izole edilen mikroorganizmalar E.coli,Bacteriodes spp., Stafilokoklar ve Candidaalbicans’tır. Bu yüzden bu vakalarda genişspektrumlu antibiyotik kullanılmalıdır. Cerrahitedavide nekrotik dokular debride edilipbölgeye geniş pasif emici (“sump suction”)dren yerleştirilir (2-6).

Pankreatik psödokist (PP), travma ya dapankreatit sonucu pankreas duktalsistemindeki yırtılmayla oluşur. Kanal dışınaçıkan enzimler tarafından sindirilmiş dokuartıklarının enflamasyon ve fibroblastik aktiviteile oluşan ve epitelle döşeli olmayan birkavitede birikmesinden ibarettir. PP akut ya dakronik olabilir. Akut olanlar AP’ten ya datravmadan sonraki kısa bir dönemde oluşurlar.Duvarı düzensiz ve incedir. Kronik PP’ler iseyuvarlak ve kalın duvarlı olup genellikle kronikpankreatitli hastalarda görülür. Bu ayırımönemlidir; çünkü akut pseudokistlerin yarısı

Page 19: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

• 2007 • cilt 16 • sayý 7 • 110

cerrahi tedaviye gerek olmadan kaybolurlar.Oysa kronik PP’de bu nadirdir. Akut PP’lerde4-6 hafta içinde kalın fibröz bir duvar gelişir(2). PP genellikle pankreas komşuluğunda veen çokta pankreas ile mide arasında yerleşir.Nadir de olsa mediasten yerleşimli PPtanımlanmıştır (6). PP saptanan hastalardageçirilmiş künt karın travması ya da AP öyküsüvardır. Karın ağrısı en sık görülen belirtisidir.Ağrıya kusma, sarılık, GIS kanaması, kilo kaybı,ateş eşlik edebilir. Epigastrik ya da sol üstkadranda kitle palpe edilebilir. USG ve BT iletanı konabilir. Kistin görünümü ve duvarkalınlığı PP’in oluşum zamanı ve tedavi seçimiiçin yol gösterici olabilir (4). Duktal sistemleilişkili olanlarda daha yüksek olmak üzerePP’lerde persistan amilaz yüksekliği görülür.PP’lerde cerrahi tedaviye eğer birkomplikasyon yok ise, altı haftalık konservatiftedavinin ardından geçilmesi önerilir. Busürede hem bir kısmının gerilediği hem de inceduvarlı olanların duvarlarının kalınlaşarak

cerrahi tedaviye daha uygun hale geldiğigörülür. Cerrahi tedavide genelde önerileninternal drenajdır, ayrıca distal yerleşimliolanlarda eksizyon ve enfekte ya da immatürolanlarda ise eksternal drenaj yapılabilir (2).Ayrıca radyolojik ve laparaskopik tekniklerleminimal invaziv olarak internal ya da eksternaldrenaj teknikleri uygulanabilmektedir (2-5). PPkomplikasyonları ise, kanama, rüptür veenfeksiyondur (2).

Pankreatik asit, çocuklarda genellikletravma ya da pankreas cerrahisini takibenkanal hasarı sonucu oluşur. Tedavidekonservatif yaklaşımla düzelmeyenlerde ERCPile hasar yeri saptanır. Distal yırtıklarda distalpankreatektomi, proksimal yırtıklarda iseRoux-en-Y pankreatikojejunostomi yapılmasıuygundur (2). Pankreatik fistül, postoperatifgörülen bir komplikasyondur. Düşük debiliolanlar medikal tedaviyle düzelebilirken,kapanmayan fistüllerde sızıntı olan bölgeyeRoux-en-Y jejunostomi yapılmalıdır (2).

Resim 1. Pankreas divizum a, santorini kanalının minor papillasından pankreas kanalı; b, ampulla vateriden ise yalnızca biliersistem görüntelenebilmekte.

Page 20: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

• 2007 • cilt 16 • sayý 7 • 111

Çocuklarda Rekürren PankreatitlerÇocukluk çağındaki AP’lerin yaklaşık %9’u

rekürrens ile sonuçlanır. Bu hastaların çoğuidiopatik pankreatitli ya da yapısal anomalilerebağlı pankreatit geçiren hastalardır (3). Bunlarındışındaki daha nadir nedenler herediterpankreatit, psödokist, hiperlipidemi, kistikfibrozis, bilier pankreatit, duodenalduplikasyon kisti, bazı üre siklus defektleri,hiperparatiroidizmdir (12).

Yapısal anomalilerden en sık nedenpankreas divizumdur (9). Pankreas divizumembriyolojik olarak ventral ve dorsalpankreatik kanalların birleşme yetersizliğindenkaynaklanmaktadır. Santorini kanalı pankreassıvısının çoğunu ya da tamamını dreneederken Wirsung kanalı rudimenter ya dayoktur (1). Pankreas divizum toplumun%10’unda mevcut olup pankreatitlesonuçlanabilir. Pankreatit, Santorini kanalınıdrene eden aksesuar papilla stenozu sonucuoluşur (4). Çocuklarda pankreas divizum,pankreatit olan çocukların %7,4’ündegörülürken; rekürren pankreatit olanlarda%19,2 oranında görülür (13). Tanı, ERCP ya daMRCP ile konabilir, Resim 1’de ERCP ile tanıkonan hastanın pankreas divizumu açıkçagörülmektedir. Bu durumun cerrahi tedavisindeampulla vateri ve aksesuar papillanınsfinkteroplastisi ile birlikte kolesistektomiyapılır. Sfinktere yönelik mudahelelerendoskopik ya da cerrahi olarak yapılabilirancak, her ikisinde de yeniden darlık oluşmaolasılığı vardır ve bu durumda da drenajılongitudinal pankreatikojejunostomi ilesağlanması önerilmektedir (9).

Rekürren pankreatit sebebi olan diğeryapısal anomaliler ise anüler pankreas,duodenal duplikasyon kistleri, koledok kisti vepankreatik kanalın doğumsal ya da kazanılmışdarlıklarıdır (12).

Herediter pankreatit, katyonik tripsinojengeninin mutasyonu sonucunda oluşur verekürren pankreatitlerin %1’ini oluşturur (12).Tedavisinde cerrahi drenaj yöntemleri sözkonusu olabileceği gibi, endoskopik olarakstent yerleştirilerek de başarılı tedaviedilebileceği bildirilmektedir (14).

ERCP, rekürren pankreatitli hastaların tanıve tedavisinde oldukça önemli yeri olan biraraçtır (3). MRCP ise bu hastalarda neredeyseERCP’ye yakın oranlarda tanıya yardımcıolabilmektedir (12).

Rekürren pankreatitlerde genel olarakyapılabilecek cerrahi işlemler ise,

Ýletiþim: Dr. Serdar Moralıoğlu

E-posta: [email protected]

sfinkteroplasti, longitudinalpankreatikojejunustomi,pankreatikogastrostomi ya dapankreatektomidir (9).

Kaynaklar1- Werlin SL. Pancreatitis. İçinde: Wyllie/Hyams

eds.Pediatric Gastrointestinal disease. WB Saunders, 1999: 681- 94.

2- Gittes GK. Lesion of the pancreas and spleen. İçinde: Ashcraft KW eds.Pediatric surgery 3rd ed.WB.Saunders 2000:621- 38.

3- Benifla M, Weizman Z. Acute pancreatitis in childhood: analysis of the literature data. J Clin Gastroenterol. 2003; 37: 169- 72.

4- Lawrence JP, Murr MM,Kimura K.Acute and chronic pancreatitis. İçinde: Abdominal surgery of infancy and childhood. Howard 2001:59/1- 10.

5- Pegoli WJr. Acute and chronic pancreatitis and pancreatic travma. İçinde: Howard ER,Stringer MD,Colombani PM eds. Surgery of liver bile ductsand pancreas in children.London: Arnold, 2002: 521-30.

6- Gwozdz GP, Steinberg WM. Comparative evaluation of the diagnosis of acute pancreatitis based on serum and urine enzyme assays. Clin Chimica Acta1990;197:243- 54.

7-Lorentz K.Iso-amylase measurement with monoclonal antibody test strips. Journal of clinical chemistry and clinical biochemistry 1987; 25: 309-11.

8- Rattner DW, Legermate DA, Lee MJ et al. Early surgical debridement of symptomatic pancreatic necrisis is beneficial irrespective of infection. Am journal of surg1992;163:105- 9.

9- Miyano T.The pancreas. İçinde: O’neill JA eds.Pediatric surgery 5th ed.Mosby1998: 1527- 44.

10- DeBanto JR, Goday PS, Pedroso MR, Iftikhar R, Fazel A, Nayyar S, Conwell DL, Demeo MT, BurtonFR, Whitcomb DC, Ulrich CD2nd, Gates LK Jr; Midwest Multicenter Pancreatic Study Group. Acute pancreatitis in children. Am J Gastroenterol. 2002; 97: 1726- 31.

11- Wyncoll DL. The management of severe acute necrotising pancreatitis: an evidence-based reviewof the literature. Intensive care medicine 1999; 25:146-56.

12- Jackson WD. Pancreatitis: etiology, diagnosis, andmanagement. Curr Opin Pediatr. 2001; 13: 447- 51.

13- Neblett WW 3rd, O’Neill JA Jr. Surgical management of recurrent pancreatitis in children with pancreas divisum. Ann Surg. 2000; 231: 899- 908.

14-Vaughan D, Imrie C, Kelleher J, Drumm B, Osborne H. Pancreatic duct stenting as a treatment for hereditary pancreatitis. Pediatrics. 1999; 104: 1129- 33.

Page 21: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

Bu Sayýda Cilt 16Sayý 7Temmuz 2007

Sürekli Týp Eðitimi Dergisi (STED), Türk Tabipleri Birliði'nce birinci basamak saðlýk hizmeti veren hekimlerin bilgi vebecerilerinin yenilenmesi ve geliþtirilmesi amacýyla ayda bir yayýmlanan bilimsel, hakemli bir dergi olup 2005 yýlý baþýndanberi TÜBÝTAK Türk Týp Dizini içinde yer alacaktýr. STED'de birinci basamaðýn çalýþma alanýna giren konularda yapýlmýþaraþtýrma yazýlarý, derlemeler, olgu sunumlarý, saðlýk ocaðý ve AÇS-AP merkezi gibi birinci basamak kurum tanýtýmlarý vehekim günlükleri yayýmlanýr.

Dergide yayýmlanacak makalelerin aþaðýda belirtilen özellikleri taþýmasý gerekmektedir ve bu özellikleri içeren biryazının tüm yazarlar tarafından imzanlanıp makale ile birlikte dergimize gönderilmesi gerekmektedir.

- Yazýlar daha önce baþka yerde yayýmlanmamýþ olmalýdýr (kongre bildirileri dışında).- Makalede belirtilen çalışma orijinal olmalıdır. - Konularýn iþlenme biçimi sorun çözümüne yönelik olmalýdýr. - Yazýlarda yalýn, anlaþýlýr Türkçe kullanýlmalý; Türkçe karþýlýðý olan yabancý sözcük kullanýlmamalýdýr. - Kapsayýcý ve insancýl bir dil kullanýlmalý, cinsel ya da ýrksal yan tutmadan kaçýnýlmalýdýr. - Gerekli çalışmalarda etik kurul izninin alınması ve bu durumun makalede belirtilmesi gerekmektedir- Yazýlar birinci basamak saðlýk hizmetine katký saðlayacak nitelikte olmalý; bu nedenle konularýn en sýk rastlanan

sorunlara yönelik olmasýna, hastalýklarýn en çok görülen biçim ve yönlerinin vurgulanmasýna özen gösterilmelidir. - Makale, aþaðýda belirtilen bölümlerden oluþmalý, bölümlerin her birine yeni bir sayfa ile baþlanmalýdýr. 1. Baþlýk Sayfasý: Bu sayfada bulunmasý gerekenler: - Baþlýk: Kýsa, ancak yeterince bilgi verici ve ilgi çekici olmalýdýr. - Yazarlar: Her yazarýn en üst akademik derecesi, çalýþtýðý kuruluþ ve iletiþim bilgileri ile adý, ikinci adý varsa baþ harfi ve

soyadý belirtilmelidir. Yazar olarak gösterilen herkes yazarlýða hak kazanmýþ olmalýdýr. (Bkz, STED Temmuz 2004 ya dawww.ttb.org.tr/STED/sted_yazar.pdf

Yazar sayýsý birden fazla ise, altý yazara dek adlarý yazýlmalý, altýncýdan sonraki yazarlar "et al." ya da "ve ark." biçimindebelirtilmelidir.

- Metinle ilgili yazýþmadan sorumlu yazarýn adý, e-posta ve açýk adresi. - Mali destek ve diðer kaynaklar.- Ana metnin sözcük sayýsý. - Þekil ve tablolarýn sayýsý.2. Öz (Abstract) ve Anahtar Sözcükler: Ýkinci sayfada yer alacak öz ve Ýngilizce özette, çalýþmanýn ya da araþtýrmanýn

amaçlarý, temel iþlemler, baþlýca bulgular ve varýlan sonuçlar bulunmalýdýr. Öz ve Ýngilizce özet 150-250 sözcükten oluþabilir.Ýngilizce özet özün aynen çevirisi olmalýdýr.

Özün altýnda üç ile 10 anahtar sözcük yer almalýdýr. (Index Medicus'un Medical Subjects Headings [MeSH] baþlýðý altýnda"Týbbi Konu Baþlýklarý" terimlerini kullanýnýz. MeSH terimleri yoksa, var olan terimler kullanýlabilir.)

3. Giriþ: Bu bölümde, makale ile ilgili önbilgiler, amaç, gerekçe belirtilmelidir. Bu bölümde ilgili kaynaklar dýþýnda bilgiverilmemeli, çalýþmanýn veri ve sonuçlarý bulunmamalýdýr. Bu bölümün sonunda çalýþmanýn amacý ve gerekçesi açýklanmalýdýr.

4. Gereç ve Yöntem: Bu bölümde çalýþmanýn gereç ve yöntemi ayrýntýlý olarak yer almalýdýr. Diðer araþtýrmacýlarýn aynýsonuçlarý elde etmeleri için yöntemleri, aygýtlarý ve iþlemleri açýklayýnýz. Yöntemler için kaynak gösteriniz. Yeni olanyöntemleri tanýmlayýnýz. Etik kurallara uyum konusunda yapýlan iþleri ve uyulan belgeleri belirtiniz. Kullanýlan istatistikyöntemlerini, bilgisayar programýný ayrýntýlý olarak açýklayýnýz. Bu bölümde bulgulara yer vermeyiniz.

5. Sonuçlar: Bulgularý metin, tablo ve þekiller üzerinde gösteriniz. Metin içinde önemli verileri vurgulayýp özetleyiniz.

STED Yazarlarýna Bilgi

• 2007 • cilt 16 • sayý 7• II

STED’den I

STED Yazarlarýna Bilgi II

Sigara ve Özürlülük IV Dr. Nazmi Bilir, Dr. Dilek Aslan,

Türkiye’nin Saðlýðýný Okumak VIDr. Onur Hamzaoðlu

Kadýn ve Saðlýk VIII“Kadına Yönelik Şiddet ve Hekim Sorumluluğu”Dr. Nükhet Paksoy

TTB-STE Kredi Puaný ve Kitap Kazananlar XI

Ýlaç XII“Eşdeğer İlaçlara Güvenmeliyiz...” Dr. Alper B. Ýskit

Dergilerden XII

Mesleki Beceri XIV “Tespit Sargısı Becerisi”Dr. Orhan Odabaþý, Dr. Melih Elçin

TTB-STED Fotoğraf Yarışması 2007 XVI

Ödüllü Bulmaca XVII

Page 22: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

Teknik ayrýntýlar ek olarak verilebilir. Bulgularý, sayý ve yüzde olarak belirtiniz. Verilerin, en uygun tablo, þekil vegrafiklerle gösterilmesi için çaba harcanmalýdýr.

6. Tartýþma: Çalýþmanýn yeni ve önemli yönlerini ve çýkan sonuçlarý vurgulayýnýz. Bulgularýn ne anlama geldiðineve bunlarýn sýnýrlarýna yer verilmelidir. Sonuçlarýn amaçlarla baðlantýsý kurulmalýdýr. Verilerin tam olarakdesteklemediði sonuç ve açýklamalardan kaçýnýlmalýdýr. Öneriler de bu bölümde yer alabilir.

7. Teþekkür: Çalýþmaya katkýda bulunanlara, teknik yardýmý olanlara, mali ve gereçsel destek verenlere teþekküredilen bölümdür.

8. Kaynaklar: Kullanýlan kaynaklarýn yeni ve aktarýlan bilgilerin güncel olmasýna dikkat edilmelidir. Kaynaklarýana metinde ilk geçtikleri sýraya göre numaralayýnýz. Ana metin, tablolar ve alt yazýlardaki kaynaklarý rakamlarla (1-2-3) belirtiniz. Dergi adlarý, Index Medicus'ta kullanýldýðý biçimde kýsaltýlmalýdýr. "Yayýmlanmamýþ gözlemler" ve "kiþiselgörüþmeler" kaynak olarak kullanýlamaz. Kaynaklar aþaðýda gösterildiði gibi yazýlmalýdýr.

Tipik dergi makalesiVega KJ, Pina I. Heart transplantation is associated with an increasead risk for pancreatobiliary disease. Ann

Intern Med 1996; 124: 980 -3. ya da.... 1996 Jun 1; 124 (11): 980-3.Kitap Ringsven MK, Bond D. Gerontology and leadership skills for nurses. 2nd ed. Albany: Delmar Publishers; 1966. Kitap bölümüMurray IL. Care of the elderly. In: Taylor RB, ed. Family medicine: principles and practice. 3rd ed. New York:

Springer -Verlang; 1988. p.521-32. Web SitesiClinical evidence on tinnitus. BMS Publishing group. Accessed November 12, 2003, at http://

www.clinicalevidence.com Kaynak göstermede diðer özellikler ve özel durumlar için Bkz,

http://www.ttb.org.tr/STED/sted_yazar.pdf9. Tablolar: Her tabloyu ayrý kaðýda çift aralýklý olarak yazýnýz. Tablolara ana metin içinde ilk geçtikleri sýraya

göre numara veriniz. Her tablonun bir baþlýðý olmalýdýr. Tablonun her sütununa kýsa ya da kýsaltýlmýþ bir baþlýkkoyunuz. Kullanýlan standart dýþý kýsaltmalarý ve açýklayýcý bilgileri dipnotta veriniz. Dipnotlar için sýrayla kullanýlacaksimgeler: *, †, ?, §, | |, **, ††, ??

Tablo içinde yatay ve dikey çizgi kullanýlmamalý, baþka bir kaynaðýn verileri kullanýlýyorsa izin alýnmalý ve budurum belirtilmelidir.

10. Þekiller ve FotoðraflarÞekiller profesyonelce çizilmiþ ve fotoðraflanmýþ olmalýdýr. Özgün çizimler yerine, temiz, parlak, siyah-beyaz

fotoðraflar yeðlenmelidir. Fotoðraf arkalarýnda yazar adý, numaralarý ve oklarla üste gelecek yön belirtilmeli; þekil veresim altlarýna çift aralýklý açýklayýcý yazýlar konmalýdýr. Þekiller ana metinde ilk deðinildikleri sýraya görenumaralandýrýlmalýdýr. Baþka yerde yayýmlanmýþ þekiller için özgün kaynak belirtilmelidir.

Þekil alt yazýlarýnýn, ayrý bir sayfaya rakamlarla numaralandýrarak, çift aralýkla listelenmesi gereklidir. Yazýlarda Uygulanacak Biçimsel Özellikler Kýlavuzu1. Sayfa numaralarý: Sayfalara baþlýk sayfasýndan baþlayarak, sýrayla numara verilmeli, sayfa numaralarý her

sayfanýn sað üst ya da alt köþesine yazýlmalýdýr. 2. Baþlýklar: Yazýnýn ana baþlýklarý tümü büyük harf, ara baþlýklarýn baþ harfleri büyük olmalýdýr. 3. Birimler: Ölçü birimi olarak metrik birimler kullanýlmalýdýr. Metrik ölçümlerden sonra nokta konmamalýdýr: 3,5

mmol/L, 11.6 mg/kg gibi. Tüm hematolojik ve klinik kimya ölçümleri "Uluslararasý Birimler Sistemi" ile (SI) uyumluolarak metrik sistemde bildirilmelidir.

4. Rakamlar: Bir ile dokuz arasý rakamlarý yazýyla yazýnýz. 10 ve üstünü sayýyla yazýnýz. Ýstisna: Dozaj, yüzde,sýcaklýk derecesi ve metrik ölçümleri her zaman sayýyla belirtiniz.

5. Ýlaç adlarý: Tüm ilaçlarýn jenerik adlarýný kullanýnýz. Ticari adlar, ilacýn metinde ilk geçiþinde parantez içindeverilebilir.

6. Kýsaltmalar: Standart kýsaltmalar ve ölçüm birimleri dýþýnda, kýsaltmadan olanak ölçüsünde kaçýnýlmalýdýr.Kýsaltma, metindeki ilk geçiþinde açýk yazýlýþýyla birlikte verilmelidir. Baþlýkta ve özette kýsaltma kullanýlmamalýdýr.

7. Yüzdeler: Yüzde iþareti (%) yerine "yüzde" sözcüðü yeðlenmelidir. Yüzde iþareti (%) tablo ve þekillerdekullanýlabilir.

8. Yazý tipi: Dergiye gönderilen yazýlar beyaz A4 kaðýdýnýn bir yüzüne, çift aralýklý olarak, bilgisayarda Arial 12punto ile yazýlmalý; üç kopya olarak ve disketiyle birlikte gönderilmelidir. Yazýlar sekiz sayfayý aþmamalýdýr. Disket,dosya adý ve dosyanýn kaydedildiði program formatý yazýlarak etiketlenmelidir.

9. Çeviri: Çeviri yazýlarda çeviriyi yapanýn adý, unvaný, görevi yazýlmýþ olmalý, çeviri yapýlan yazýnýn aslý da(fotokopi olarak) gönderilmelidir.

Metinlerin GönderilmesiMetinler, tüm yazarlarýn imzaladýðý bir üst yazýyla gönderilmelidir. Bu yazýda metnin tüm yazarlarca okunduðu ve

onaylandýðý, yazarlýk hakký koþullarýnýn gerçekleþtiði belirtilmelidir. Yazýlar; "STED, TTB, GMK Bulvarý Þehit Daniþ Tunalýgil Sok. No:2 Kat:4 Maltepe 06570 Ankara" adresine postayla yada [email protected] adresine e-posta ile gönderilebilir. Yayýmlanmasý uygun görülen yazýlarda, belirlenen eksikliklerleilgili düzeltme ve düzenlemeler Yayýn Kurulu'nca yapýlabilir. Yayýmlanmayan yazýlar geri gönderilmez. Klinik vetoplumsal araþtýrma çalýþmalarýnda yerel etik kurul onayý alýnmýþ olmalýdýr. Etik kurulun bulunmadýðý yerler iç[email protected] e-posta adresinden bilgi istenebilir.

Ayrýntýlar için: http://www.ttb.org.tr/STED/sted_yazar.pdf

• 2007 • cilt 16 • sayý 7• III

Page 23: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

Dr. Nazmi Bilir*, Dr. Dilek Aslan**

Sigara ve Özürlülük

*Prof.; Hacettepe Ü. Týp Fak.Halk Saðlýðý AD, Ankara, (SSUK) Üyesi**Doç.; Hacettepe Ü. Týp Fak. Halk Saðlýðý AD, Ankara, Sigara veSaðlýk Ulusal Komitesi Üyesi

• 2007 • cilt 16 • sayý 7• IV

Özürlülük; dünyanın herhangi birülkesinde, herhangi bir kesimin karşılaştığı çoksayıda ve değişik işlevsel sınırlılıklar olaraktanımlanmaktadır. Özürlülük; zihinsel,bedensel ya da algısal olabilir. Bu noktadayakından ilgili bir başka kavram olan“engellilik” kavramından da bahsetmekyerinde olur. Engellilik; toplum yaşamında,başkalarıyla eşit düzeyde yer alma fırsatlarınıyitirmesi ya da sınırlandırması anlamınagelmektedir (1).

Sigara ve özürlülük-engellilik ilişkisi temelolarak iki yönden ele alınabilir. Bunlardan ilkisigaranın yol açtığı “özürlülük-engellilik”durumları kapsar. Diğer yön ise sigara içmedavranışının herhangi bir özüre (ya da engele)sahip olan bireylere özel etkileridir. Sigara içilmesi sonucu oluşan hastalıklarçağımızın önde gelen sağlık sorunlarındandır.Bir insan davranışı olarak sigara içilmesi, insanyaşamı ve insan sağlığı bakımından en büyüktehlikeyi oluşturmaktadır. Başka hiçbiralışkanlık ya da davranış, insan sağlığıbakımından sigaranın yol açtığı kadar çoktehlike oluşturmaz. İnsanlardaki bütünkanserlerin üçte biri sigara içme sonucuoluşmaktadır. Akciğer kanserlerinin ise hementamamına yakını, yüzde 90’ı sigara içilmesinedeniyle olur. Dünyada başlıca ölüm nedeniolan kalp-damar hastalıklarının yaklaşık dörttebiri, kronik akciğer hastalıklarının yarısındançoğu sigara alışkanlığı sonucudur. Böylelikle,insanlardaki ölüm nedenlerinin en az yarısısigaranın yol açtığı hastalıklardan dolayıolmaktadır (2-4).

Sigaranın yol açtığı hastalıklar:Başta akciğer kanseri olmak üzere sigara,

insanlarda en az 10 kanser türününoluşmasında rol oynar. Akciğer kanserinindışında larinks kanseri, ağız boşluğu ve farinkskanseri, yemek borusu, mide, barsakkanserleri, mesane kanseri, pankreas kanseri,kadınlarda uterus, serviks kanseri, meme

kanseri oluşmasında sigara içmenin etkisiolduğu bilimsel çalışmalarla gösterilmiştir.Kanserler dışında koroner kalp hastalığı vediğer pek çok kalp-damar hastalığı da sigaraiçilmesi ile yakından ilişkilidir. Kronik bronşit,amfizem gibi solunum sistemi hastalıklarınınoluşunda yine sigara içilmesinin önemli etkiyaptığı bilinmektedir. Bu hastalıklar insanlarınölümüne neden olan ciddi sağlık sorunlarıdır.Ancak hastalığın başlamasından ölüme kadarkimi hastalarda aylar, kimilerinde yıllar sürenbir dönem söz konusudur. Bu süre içindehastaların yaşam kalitesi giderek düşmekte, işgörme ve kendine yeterli olma yeteneklerizamanla azalmaktadır. Böylelikle bu hastalıklarinsanlarda ciddi biçimde özürlülüğe de nedenolmaktadır. Bunun ötesinde, özellikle sonyıllarda giderek daha fazla önemsenen birsağlık sorunu olan osteoporoz oluşumunda dasigaranın rol oynadığı bilinmektedir. Daha çokmenopoz sonrası dönemdeki kadınlardagörülen bu hastalık işgöremezliğin, yani biranlamda özürlülüğün bir nedenidir veosteoporoz da sigara içen kadınlarda dahafazla görülmektedir.

Sigara içilmesi ile ilgili olarak son yıllardaüzerinde durulan bir diğer konu da sigaradumanından pasif olarak etkilenmedurumudur. Kendileri sigara içmediği haldebaşkalarının içtiği sigaradan pasif olaraketkilenen kişilerde de yukarıda sayılanhastalıkların pek çoğunun daha sık görüldüğüortaya konmuştur. Böylelikle, sigara içenkişilerin zararları kendileri ile sınırlıkalmamakta, çevrelerinde bulunan kişiler de(evde aile bireyleri, işyerinde çalışmaarkadaşları vs.) zarar görmektedir.

Özürlüler arasında sigara içme davranışı:Sigaranın yol açtığı, yukarıda sayılan

hastalıkların hepsi kuşkusuz özürlüler için desöz konusudur. Üstelik bu sağlık sorunlarıözürlülük ile bir araya geldiğinde dahaolumsuz durumlar ortaya çıkabilir. Örneğin

Page 24: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

• 2007 • cilt 16 • sayý 7• V

yürüme bakımından özürü olan bir kişidesürekli oturma pozisyonu nedeniyle solunumsistemi olumsuz etkilenir. Bu durum solunumsistemi enfeksiyonları ve kronik solunumsistemi sorunları bakımından risk oluşturur.Sigara içilmesi bu durumu daha olumsuz halegetirir. Sigara içilmesi her birey açısındantehlike yaratmaktadır. Ancak özürlü bir kişininsigara içmesi, kimi durumlarda daha büyükrisklere yol açması bakımından daha da önemliolmaktadır.

Çeşitli özürlülük nedenleri arasındabedensel engelli özürlüler ayrı yer tutar. Bukişilerin mental yetenekleri ve zeka düzeylerigenellikle yerinde olduğu için bedenselengelliler, diğer özürlü gruplarına göre pek çokortamda daha başarılı ve sonuç olarak dahaüretken olabilirler. Bu yüzden bedenselengelliler bakımından var olan özürdurumlarının düzeltilmesi için yapılacaklar biryana, bu kişilerin koşullarını daha olumsuz halegetirecek davranış ve etkenlerden olabildiğinceuzak tutulmaları için çaba gösterilmelidir.

Sigara içmek aslında bireyin farkında olarakya da olmayarak tercih ettiği bir davranışbiçimidir. Sigara içme davranışı denendiktensonra ise bu davranışın bir bağımlılık halinedönüşmesi de söz konusudur. Sigarayı bir kezdeneyen dört kişiden üç tanesinin süreklisigara içer hale geldiği gerçeği akıldatutulmalıdır. Bu noktada; zihinsel engellibireylerin sigara içme davranışından uzaktutulmaları için özel bir çaba gerekebilir.

Sigara içme sıklığı ve engellilik konusundaçeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Amerika BirleşikDevletleri’nde Mitra ve arkadaşları tarafındanyapılmış olan bir araştırmada engelli bireylerinengelli olmayan bireylere göre sigara içmesıklıklarının daha fazla, bırakma girişimlerinindaha az olduğunu ortaya koymaktadır (5,6).

Sigaranın neden olduğu sorunlar sağlıksorunlarının dışında çevresel, ekonomik vesosyal sorunlar olarak da düşünülmelidir.Zihinsel engelli bireylerin sigaraya bağlıçevresel zararların oluşum sürecine katkıdabulunma riskleri de göz ardı edilmemelidir(yangın, vb).

Sonuç olarak sigara içilmesi sağlık açısındansakıncalıdır. Bu nedenle sigara içilmemesi,sigaradan uzak kalınması doğru olandavranıştır. Sigaradan uzak kalınması için entemel nokta, sigara ile hiç tanışmamak, yanihiç sigara içmemektir. Bu noktada, sigarayı birkez olsun hiç denememek gerekir. Dahaönceden sigara içmeye başlamış olanlar da,öncelikle kendi sağlıkları yönünden çok zararlıolan bu alışkanlıktan kurtulmak için çabagöstermelidir. Sigara alışkanlığındanvazgeçmek kimi kişiler için biraz zor olmaklabirlikte, sigara alışkanlığı “vazgeçilemez” biralışkanlık değildir. İnsanın yaşamı boyuncasevdiği pek çok şeyden vazgeçmekdurumunda kaldığı düşünüldüğünde, sigaraalışkanlığından vazgeçmenin de mümkünolduğu ortaya çıkmaktadır.

Ýletiþim: Dr. Nazmi BilirE-posta: [email protected]

Kaynaklar1- Özcebe H. Güç Koşullar Altındaki Çocuklar. Güler

Ç, Akın L. (Eds) Halk Sağlığı Temel Bilgiler Kitabında. Hacettepe Üniversitesi Yayınları, 2007, pp. 375-417.

2- Bilir, N., Aslan, D. Sigara Dumanından Pasif Etkilenim Ne Kadar Zararlıdır? Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi 2006; 15 (9), VII-VIII.

3- Boztaş, G., Aslan, D., Bilir, N. Çevresel Sigara Dumanından Etkilenim ve Çocuklar. Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi 2006;15 (5), 75-78.

4- Aslan, D, Bilir, N. Tütün Mücadelesi Süreklilik Gerektirir: 31 Mayis Dünya Sigarasız Günü Çalışmaları Ve Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi (TKÇS-Framework Convention Of Tobacco kontrol- FCTC) 2006; 15 (6), VI-VII.

5- Mitra M, Chung MC, Wilber N, Klein D. Smoking Status and Quality of Life: A Longitudinal Study Among Adults with Disabilities. American Journal of Preventive Medicine 2004; 27(3): 258-26.

6- Brawarsky P, Brooks DR, Wilber N, Gertz RE Jr, Walker DK. Tobacco use among adults with disabilities in Massachusetts. Tob Control 2002;11(suppl 2):29–33.

Değerli STED dostu, sigara konusunda değinmemizi istediğinizkonuları, öneri ve değerlendirmelerinizi bekliyoruz. Bilimsel ve dostça kalın.

Page 25: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

• 2007 • cilt 16 • sayý 7• VI

Türkiye’nin Saðlýðýný Okumak

Dr. Onur Hamzaoðlu*

Hepimizin bildiği gibi, doğan bebeklerinbirinci doğum gününden önce ölmemesi,doğuşta beklenen yaşam süresinin uzunolabilmesi, hastalık sıklıklarının düşük olmasıkısaca toplumların sağlıklı olabilmesi yalnızcasağlık hizmetleriyle sağlanamıyor. Sağlıklıolabilmek için, yeterli ve dengeli beslenmedenbarınmaya, eğitimden temiz içme ve kullanmasuyuna, ulaşımdan çevreye, alt yapıya kadardaha birçok ana alanın sağlık hizmetlerindendaha etkili olduğunu da biliyoruz. Bunlarınyanı sıra, insanlar nerede yaşıyorsa, sağlık dahilbütün bu alanlardaki olanakların oralaraulaştırılması gerektiğini de.

Sağlık alanında gereksinimi belirleyen anadeğişkenlerden biri de, yine hepimizin bildiğinüfus büyüklüğüdür. Nerede ne kadar insanyaşıyorsa eldeki olanakların o orandadağıtılması, paylaştırılması gerekir. Eğeryapılanlar bu çerçevede yürütülüyor ise otoplumu oluşturan her bir insana benzer değerveriliyor, toplumun ve onu oluşturan her birüyesinin birbirinden farklı olmayan bir ‘değeri’var anlamına geliyor.

Anayasamızın 56. maddesinde; herkesin,sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına

sahip olduğu belirtildikten sonra aynımaddede: “Devlet, herkesin yaşamını, bedenve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak;…. amacıyla sağlık kuruluşlarını tek eldenplanlayıp hizmet vermesini düzenler.” denerek,devletimizin sorumlulukları da hükmebağlanmıştır.

Bu bilgiler ülkemizde toplumsal sağlıkdurumumuz, sağlık hizmetlerimizin durumuvb. sağlığın birçok başlığında yaşanmaktaolanlarla ilgili “neden” sorumuzun yanıtı içinyeterli ipuçlarını sağlayabilecektir. Bu kısa bilgipaylaşımından sonra tablomuza dönebiliriz.

Ülke nüfusumuzun yaklaşık %27’siMarmara Bölgemizde yaşamakta, bunusırasıyla İç Anadolu, Akdeniz, Ege Bölgelerimizizlerken, %11 ile Karadeniz, %10 ile DoğuAnadolu ve %9 ile Güneydoğu AnadoluBölgelerimiz son 3 sırada yer almaktadır.

Hazine Müsteşarlığımızın kamuoyumuz ilepaylaştığı verileri incelediğimizde de, 2005yılında dönemin hükümetinin, ülke genelindeyatırımları teşvik etmek için harcadığı paranınyarıya yakınını (%44) Marmara bölgemizdekullanırken, %8’ini Karadeniz, %4’ünü DoğuAnadolu ve %5’ini de Güneydoğu Anadolu

*Prof.; Kocaeli Üniversitesi Týp Fakültesi Halk Saðlýðý AD, Kocaeli

Tablo: Manyetik rezonans(MR) cihazlarının bölgelere ve hastanelere göre 2006 yılındaki dağılımı ile 2005 yılında gerçekleştirilen teşvik belgeli yatırımların bölgelere göre dağılımı (%)

Bölge Nüfus Devlet-Üniversite Özel Teşvik Belgeli Hastanelerinde MR Hastanelerde MR Yatırımlar

Marmara 26.8 23.6 44.6 43.7Ege 13.0 16.0 12.2 10.6Akdeniz 13.1 14.2 4.1 16.0İç Anadolu 16.9 23.6 20.3 12.7Karadeniz 11.3 10.4 7.4 7.5Doğu Anadolu 9.8 8.5 5.4 4.2Güneydoğu Anadolu 9.2 3.8 6.1 5.3

Toplam (Sayı) 72. 973. 000 106 148 14. 258. 331. 793 YTL

Page 26: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

• 2007 • cilt 16 • sayý 7• VII

Ýletiþim: Dr. Onur Hamzaoðlu

E-posta: [email protected]

Bölgelerimizde kullanmış olduğunugörmekteyiz. Söz konusu ekonomik verilerülkemizin kamu kaynaklarının nüfusa göredağıtılmadığını göstermektedir. Paylaşımınnüfusa paralel olarak yapılması durumunagöre, bazı bölgelerimize verilmesi gerekenkaynağın yarısının dahi verilmemiş olduğunu,bazı bölgelerimize de verilmesi gerekeninyaklaşık iki katı kadar daha fazla kaynakverildiğini söyleyebiliriz.

Ülke genelinde teşvik belgeli yatırımkaynaklarının dağılımında yaşananlara benzerbir durum, daha önceki çalışmalarımızda dapaylaştığımız gibi, sağlık alanında özelsektörün yatırımlarında da görülebilmektedir.Günümüzde sağlık alanının ileri teknolojiligörüntüleme aracı olan manyetik rezonans(MR) cihazları da ülkemiz genelinde, nüfusbüyüklüklerine paralel olarak dağılmamıştır. Budurumu “özel sektör, hangi alanda(sağlık,eğitim, enerji, ulaşım, sanayi vb.) olursa olsundoğası gereği kar için olur, asıl olan özel sektöryatırımcısının kendi çıkarıdır, diğerleri talidir”biçiminde açıklayabiliriz.

Buna karşın, tablomuzun diğer sütunundayer alan, devlet ve üniversite hastanelerimizüzerinden MR cihazlarının ülke genelindekidağılımı da özel hastaneler kadar olmasa danüfus dağılımımızla uyumsuzluk taşımaktadır.Sonuç olarak, ülkemiz genelinde MRcihazlarının dağılımı nüfusumuzun dağılımınauygun değildir. Oysa 2006 yılı itibariyleülkemizde 254 adet MR cihazı bulunmakta vebir milyon kişiye 3.5 adet MR cihazıdüşmektedir. Eğer bu cihazlar nüfusa orantılıolarak bölgelere dağıtılacak olsa MarmaraBölgemizde 68 adet, Ege ve AkdenizBölgelerimizde 33’er adet, İç Anadolu’da 43adet, Karadeniz’de 29 adet, Doğu Anadolu’da

25 ve Güneydoğu Anadolu Bölgemizde de 23adet MR cihazının bulunması gerekirdi.

Bu belirlemelerin tümü, Devletimizinyürütme organı olarak hükümetlerimizinAnayasamızda yer alan hükümleri yerinegetirmediklerini sergilemektedir. Yukarıdakitablo, ülkemizdeki yalnızca MR cihazları veteşvikli yatırımların dağılımının değil, işlenmişolan anayasal suçların da bir göstergesidir. Varolan kaynakların yine anayasamızın eşitlikhükümlerine uygun olarak paylaştırılması,kullanılması ve kullanımının sağlanmasıhükümetlerin görevidir. Anayasamızın 56.maddesi, sağlık alanında bunun sağlanmasıiçin sağlık kurumlarının tek elden planlamasıhükmünü getirmiştir. Hükümetler bu hükmüuygulamadıkları gibi, bir de kaynaklarındağıtımındaki uygulamalarıyla da eşitsizlikyaratmakta, var olan eşitsizlikleriartırmaktadırlar.

Yapılanları o kadar kanıksadık ki,hükümetlerin Anayasaya aykırıuygulamalarının bile farkına varamıyoruz,varsak da değiştirebileceğimizden umudumuzolmadığından olsa gerek, sessizliğimiz sürüyor.Buna karşın, biliyoruz ki susmak sorumlulukdoğurur. Suça ortak olmak istemiyorsakgereğini hep birlikte yapmamız gerekiyor.

Kaynaklar

http://www.hazine.gov.tr/stat/tesvik /ti108.htm

Sağlık Bakanlığı RSHMB Hıfzıssıhha Mektebi Müdürlüğü (2007), Türkiye’de Sağlığa Bakış 2007, Ankara.

“Türkiye Saðlýk Ýstatistikleri 2006” adlýkitaba ulaşmak için

http://www.ttb.org.tr/kutuphane/istatistik2006.pdfhttp://www.ttb.org.tr/kutuphane/istatistik2006.pdf

Page 27: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

• 2007 • cilt 16 • sayý 7• VIII

Kadýn ve Saðlýk

Dr. Nükhet Paksoy*

Kadına Yönelik Şiddet ve Hekim Sorumluluğu

*Yrd. Doç.; Hacettepe Ü. Tıp Fak. Halk Sağlığı AD, Ankara

Uzun yıllar boyunca görmezden gelinen,olağan kabul edilen ya da özel mesele olarakgörülen kadına yönelik şiddet artıkgünümüzde bir insan hakkı ihlali, toplumtarafından tolerans gösterilmemesi gerekenönemli bir halk sağlığı ve kadın sağlığı sorunuolarak ele alınmaktadır. Kadınların yaşadıklarışiddetin gün ışığına çıkışı çok yakın zamanlararastlar. Dünya Sağlık Örgütü bile bu olgununtanımlamasını ancak 1993’te yapmıştır. Butanımlamaya göre kadına yönelik şiddet(violence against woman), cinsiyete dayanan,kadını inciten, ona zarar veren, fiziksel, cinsel,ruhsal hasarla sonuçlanma olasılığı bulunan,toplum içerisinde ya da özel yaşamında kadınabaskı uygulanması ve özgürlüklerinin keyfiolarak kısıtlanmasına neden olan her türlüdavranıştır (1).

Eşler arası şiddet (intimate partner violence)özel bir ilişkide fiziksel saldırganlık, cinselzorlama, psikolojik istismar ve kontrol etmedavranışı şeklindeki eylemlere bağlı olarakortaya çıkan fiziksel, cinsel ve psikolojik zararaneden olan davranış olarak tanımlanmaktadır.Bu tanım şu anda birliktelikleri süren ya daayrılmış bütün çiftleri kapsar. Bir ilişkidekadının erkeğe, erkeğin kadına, aynıcinsiyetten çiftlerin birbirine şiddet uygulamasıolasıdır. Ancak eşler arası şiddet sorununun enbüyük bölümünü erkeğin kadına uyguladığışiddet olguları oluşturur (1).

Cinsel şiddet, kurbana olan yakınlığına bakılmaksızın herhangi bir kişinin ev ya daişyeri dahil herhangi bir ortamda cinsel içeriklieylemde bulunması ya da buna kalkışması,istenmeyen cinsel ifadeler kullanması ya daönerilerde bulunması, para karşılığı seksle ilgiliherhangi bir girişimde bulunması ya da baskıyoluyla karşıdaki kişinin cinselliği üzerindedayatmada bulunmasıdır. Bu konuda yapılanbaskı, güç kullanılan her türlü uygulamayıkapsar. Cinsel şiddet kapsamına aile içinde ya

da flörtte tecavüz, yabancı tecavüzü, savaşortamındaki sistematik tecavüz olayları, cinselilişki talebinde bulunma önerisi, istenmeyendiğer cinsel öneriler ve sarkıntılık girişimleri,zihinsel ya da bedensel özürlülerin cinselistismarı, çocukların cinsel istismarı, evliliğezorlama, çocuk yaşta evlendirme, doğumkontrol yöntemi kullanma hakkını engellemeya da cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşıkorunma önlemlerini reddetme, zorla düşükyaptırtma, kadın sünneti ve bekaret muayenesigibi kadının cinsel kimliğine yönelik şiddetdavranışları ile maddi çıkar sağlamak amacı ilekadını seks işçiliğine zorlama girmektedir (1).

“Dünya Sağlık Örgütü Çok Ülkeli KadınSağlığı ve Aile İçinde Kadına Yönelik ŞiddetÇalışması’na” (WHO Multi-country Study onWomen’s Health and Domestic ViolenceAgainst Women; 2005) göre kadınlar arasındayaşam boyu fiziksel şiddet görme sıklığı %13ile %61 arasında değişmektedir. Aynıçalışmada cinsel şiddet sıklığı %6 ile %59arasında bulunmuştur. Bu çalışmada kadınlarıneşlerinden en fazla “tokatlanmak” şeklindefiziksel şiddet gördüğü saptanmıştır. Ayrıcakadınlara eşleri tarafından “yumruklanma”,“tekmelenme”, “yerde sürüklenme”, “silahlatehdit edilme” gibi ağır şiddet biçimlerininuygulanması sıklığı %4 ile %49 arasındadeğişmektedir (2).

Kadına şiddet uygulanabileceğini düşünenve şiddet uygulayan erkekler yanında budurumu uygun gören çok sayıda da kadınvardır. Kadına yönelik şiddet konusundakadınların şiddeti ne kadar içselleştirdiğininincelendiği 2003 Türkiye Nüfus ve SağlıkAraştırması’nın sonuçlarına göre kadınların%39.0’ı, kadının yemeği yakması, kocasınakarşılık vermesi, parayı lüzumsuz yereharcaması, çocukların bakımını ihmal etmesi,cinsel ilişkide bulunmayı reddetmesi gibinedenlerin herhangi birisine bağlı olarak

Page 28: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

• 2007 • cilt 16 • sayý 7• IX

eşlerinin kendilerine fiziksel şiddetuygulayabileceğini kabul etmektedir. Türkkadınları arasında fiziksel şiddet görmek için engeçerli neden kocaya karşılık vermektir.(%29.0). Evliler, çocuk sayısı 5’ten fazlaolanlar, genç kadınlar, kırsal bölgede yaşayankadınlar, eğitimsiz kadınlar fiziksel şiddeti dahafazla oranda içselleştirmektedirler (3).

Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu’nun1997 yılında Türkiye’yi temsil eden 2578hanede yapmış olduğu “Aile İçinde veToplumsal Alanda Şiddet” araştırmasına göreevli ya da başından evlilik geçmiş kadınların%25.2’si, erkeklerin ise %6.1’i eşlerindenfiziksel şiddet gördüğünü beyan etmiştir. Sözelşiddet sıklığı kadınlarda %12.3 olarakbelirtilmiştir. Çocuğu olan erişkinlerin %45.4’üçocuklarına fiziksel şiddet uyguladığınıbildirmiştir. Araştırmaya katılan 14 yaş ve üzerikişilerin %70.0’ının çocukluğunda anne-babasından fiziksel şiddet gördüğübelirlenmiştir. Araştırmaya katılan 7-14 yaşgrubu çocukların yaklaşık yarısının okulda,okul dışında şiddetin en az bir türüne maruzkaldığı görülmüştür (4).

Kadınlar fiziksel (tokat atma, yumruklama,tekmeleme silahla yaralama, kadın sünneti,namus cinayetine kurban gitme, vs), psikolojik(isim takma, aşağılama, alay etme, tehdit etmevs), cinsel (sarkıntılık, tecavüz vs), ekonomik(çalıştırmama, parasına el koyma, başlık parasıvs), kontrol etme (sosyal olarak izole etme,giyimine kuşamına karışma, sağlık hizmetlerineulaşmasını engelleme vs) gibi biçimlerde şiddetgörmektedir.

Kadına şiddet uygulayan erkeklerin budavranışlarının temelinde toplumsal cinsiyetayrımcılığının yattığı ifade edilmektedir.Toplumsal cinsiyet ayrımcılığının yaygınlığıkadına yönelik şiddetin de dünyanın heryerinde, her sosyoekonomik grupta, yaygın birbiçimde görülmesine neden olmaktadır. Buyaygınlığın sebebini sosyal bilimciler şiddetintoplumsal cinsiyet ayrımcılığının sürdürülmesiiçin kullanılan bir araç olmasına bağlamaktadır.Kadınlar, kendilerine biçilen rollere uygundavranmadıklarında, kendileri için çizilenkırmızı hattı geçtiklerinde özellikle erkeklertarafından şiddet görerek cezalandırılmakta vekendilerine rolleri anımsatılmaktadır. Erkekler,kadına rolünü dayatmak için kullandıklarışiddeti, çocukluklarında şahit olarak ya dabizzat yaşayarak öğrenmektedir.

Kadına yönelik şiddet kadın mortalitesini vemorbiditesini etkileyen önemli sorunlara zeminhazırlamaktadır. Bu sorunlar doğrudan şiddetinneden olduğu ölümler, yaralanmalar vesakatlıklar olduğu gibi, birçok sağlık sorunununortaya çıkışını kolaylaştıran, iyileşmeyigeciktiren, tedaviye uyuncu bozan etkileresahiptir. Karın ve göğüs kafesi yaralanmaları,kırıklar, çürük, ezik ve sert cisimlerinoluşturduğu izler, yırtık ve kesikler, göz içiyaralanmaları, fibromiyalji, kronik ağrısendromu, sindirim sistemi bozuklukları, irritablbarsak sendromu, düşükler, kadına yönelikşiddetin fiziksel sağlık üzerindeki olumsuzsonuçlarıdır. Alkol ve madde kötüye kullanımı,depresyon ve anksiyete, yeme ve uykubozuklukları, özürlülük, utanç ve suçlulukduyguları, fobiler ve panik bozuklukları, fizikselinaktivite, azalmış benlik saygısı, posttravmatik stres bozukluğu, psikosomatikbozukluklar, fiziksel işlevsellikte azalma, sigaraiçme, intihar ve kendine zarar verme davranışıve güvenli olmayan cinsel davranış biçimlerikadınların yaşadığı şiddetin olumsuz psikolojikve davranışsal sonuçlarıdır. Anne ölümleri,infertilite, pelvik inflamatuvar hastalık, gebelikkomplikasyonları/düşükler, cinsel işlevlerdebozukluklar, cinsel yolla bulaşan hastalıklar,HIV/AIDS, sağlıksız düşükler, istenmeyengebelikler ise kadına yönelik şiddete bağlıolarak oluşan cinsel sağlık ve üreme sağlığısonuçlarıdır. Kadına yönelik şiddet kadınölümlerinin de önemli bir nedenidir. Namuscinayetleri, intiharlar, AIDS’e bağlı ölümler veşiddete bağlı çoklu travmalara bağlı ölümlerfemisitlerin önemli nedenleri arasındadır.

Kadınlar tarafından yıllarca gizlenen vekadının ayıbı olarak görülen şiddetin ayıbınınşiddeti uygulayana yani sahibine iadesi olarakifade edilebilecek “ayıbın tersine çevrilmesi”şeklindeki toplumsal tepkinin yaşamageçirilmesi gerekir. Ayrıca devletin “şiddetesıfır tolerans” yaklaşımını benimseyerek bukonudaki duruşunu açıklaması büyük önemtaşır. Şiddet uygulamayı doğal gören erkeklerkadar bunu hak ettiğini düşünen çok sayıdakikadının varlığı, kadının statüsünü düzeltmeyeyönelik müdahalelerin önemine işaret eder.Kadına yönelik şiddetin önlenmesi amacıylaçıkarılan yasaların caydırıcı niteliği yinesorunun ortaya çıkışını önleme konusundaetkili olacaktır.

Kadınlarfiziksel (tokatatma,yumruklama,tekmelemesilahlayaralama, kadınsünneti, namuscinayetinekurban gitme,vs), psikolojik(isim takma,aşağılama, alayetme, tehditetme vs), cinsel(sarkıntılık,tecavüz vs),ekonomik(çalıştırmam,parasına elkoyma, başlıkparası vs),kontrol etme(sosyal olarakizole etme,giyiminekuşamınakarışma, sağlıkhizmetlerineulaşmasınıengelleme vs)gibi biçimlerdeşiddetgörmektedir.

Page 29: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

• 2007 • cilt 16 • sayý 7• X

Gelişmiş ülkelerde olduğu kadar ülkemizdede kadına yönelik şiddetin önlenmesineyönelik ilk çabaları sivil toplum kuruluşlarıgöstermiştir. Ancak sorunun yaygınlığı veçözümüne yönelik girişimlerin bu kuruluşlarınolanaklarını aşması nedeniyle artık devletkurumlarının da bu konuya müdahale etmesigerekmektedir. Toplumsal yapılanma içerisindekadına yönelik şiddetin çözümünde etkili “üçlüsacayağı”nın sivil toplum kuruluşlarının dadesteği ile birlikte ve etkili hizmet vermesiningerekliliği ifade edilmektedir. Üçlü sacayağınısağlık sistemi, kolluk kuvvetleri ve adaletsistemi ile sosyal hizmet sistemioluşturmaktadır.

Kadınların sağlık sistemini sık sık ve çeşitlinedenlerle kullanması sebebiyle sağlıkçalışanlarının kadına yönelik şiddetin tanısı vetedavisi konusunda eğitilmeleri gerekir. Bueğitim hem mezuniyet öncesi hem demezuniyet sonrası dönemde yapılmalıdır.Eğitimin içeriği, sorunun toplumsal boyutunu,nedenlerini, kadın sağlığı üzerindeki etkilerini,tanı ve tedavisi için yapılması gerekenleri,şiddet gören bir kadınla karşılaşan hekiminhangi mekanizmaları harekete geçirmesigerektiğini, var olan yasal düzenlemeleriiçerecek biçimde olmalıdır. Kadına yönelikşiddet sorunun dinamizmi nedeniyle zamaniçerisinde yaklaşımlardaki değişikliklerin sağlıkçalışanlarına ulaştırılması gerekmektedir.Kadına yönelik şiddet konusunda gereklieğitimi almış sağlık çalışanı mesleki olduğukadar toplumsal sorumluluğunun da bilincindeolarak soruna yaklaşacaktır.

Sağlık hizmetlerini kullanan ve şiddet görenkadınların sağlık çalışanları tarafındanbelirlenmesi önemlidir. Özellikle hekimlerinhangi nedenle başvurursa başvursun, kadınlaraşiddetin ne olduğunu açıklamaları ve şiddetgörüp görmediklerini sormaları yararlıdır. Budurum kadının sağlık sorununun temelnedeninin ortaya çıkarılmasını, kadının,hekimlerin bu durumu bir sağlık sorunu olarakdeğerlendirdiklerini anlamasını ve yaşadığışiddeti olağan bir durum olarak görmemesinisağlar. Hekimlerin bu sırada karşılaştıkları diğerbütün sağlık sorunlarında olduğu gibiyargılayıcı olmayan ve mahremiyeti koruyucubir tutum içinde olması beklenir. Kadınlarıngördükleri şiddeti sanılanın aksine konumlarınedeniyle sağlık personeline oldukça rahat bir

biçimde ifade edebildikleri belirlenmiştir (6). Bunedenle hekimlerin bu konuyu “pandoranınkutusu”nu açmak olarak görmeden vekadınların güvenliğini tehlikeye atmaksızınkonuşmaları uygundur. Ancak bazı olgulardaşiddetin iki tarafı keskin bıçağı hekimleringüvenliğini de tehlikeye atabilmektedir. Bunedenle kadına yönelik şiddet konusundabekçi (gate keeper) konumundaki sağlıkpersonelinin güvenliğinin sağlanması içingerekli düzenlemelere gidilmelidir. Hekimlerinşiddet gördüğünü saptadıkları kadınlar içinkayıtlara durumu belirleyici bir not düşmeleriyararlıdır. Hekimler, şiddet gördüğünübelirledikleri kadınların fiziksel ve ruhsalsağlıklarını bir arada tedavi etmeli ve ilgili diğerdisiplinlerin de desteğini almalıdır. Ayrıca budurumdaki her kadına, kullanmasa bile,kesinlikle gördüğü şiddeti adli rapor şeklindebelgelendirmesi önerilmelidir. Bu tür olgulardakadına çocukları varsa onların durumu dasorulmalıdır. Eğer kadın yardım isterse,hekimlere yönelik olarak hazırlanacak olan elkitaplarında yazılı güvenlik ve adli kurumlar vesosyal hizmet kurumları adres ve telefonnumaraları verilerek desteklenmeli, kendisininve çocuklarının can güvenliğini ve sağlığınıkoruyabilmesi için bireysel olarakyapabilecekleri konusunda bilgilendirilmeli,mümkünse bu bilgileri kapsayan broşürlerkendilerine verilmelidir.

Namus cinayetleri kadına yönelik şiddetinuç bir şeklidir ve ülkemizde sık görülmektedir.Kadınlar ülkemizde genellikle “namusununkirlenmesi” ile ilişkilendirilen durumlara bağlıolarak öldürülmektedir. 2000-2005 yılları arasıdönemde polis ve jandarma kayıtlarına göredoğrudan namus nedeniyle öldürülen kadınsayısı 455’tir (7,8). Kadınların namusu çeşitlibiçimlerde kirlenmiş addedilebilir. Bunlargenellikle kadının üreme ve cinsel sağlığı ileilişkili durumlardır. Kadın ve aile üyeleri budurumun teyidi için sıklıkla hekimlerebaşvurmaktadır. Bu nedenle hekimler bukapsamdaki başvurular konusunda doğrututum ve davranışı sergilemelidir. Ayrıcanamus cinayetlerinin yalnızca ülkemizin bazıbölgelerinde görülen yerel bir sorun olmadığınıbilerek her yerde benzer olayların oluşabileceğibilgisi ile hareket edilmelidir.

Ülkemizde kadına yönelik şiddetinönlenmesi amacıyla son yıllarda çok sayıda

Kadına yönelikşiddetin ortayaçıkışında birdenfazla etkenin birarada roloynamasınedeniyle çoksayıda sektörünbirlikte çalışaraksorunamüdahaleetmesigerekmektedir.Şiddetin yıkıcıetkilerininsağlığın herboyutundagörülmesi, kalıcıizler bırakması,şiddet görenkadınların varsaçocuklarınınkorunması vesağaltımının çokmaliyetli olmasınedeniyleortaya çıkışınınönlenmesibüyük önemtaşımaktadır (5).

Page 30: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

• 2007 • cilt 16 • sayý 7• XI

girişimde bulunulmaktadır. Ancak konuyladoğrudan ilişkisine karşın sağlık sistemiiçerisinde konuyla ilgili müdahalelerin sınırlılığıdikkat çekicidir. Sağlık sistemi içinde de bir anönce kadına yönelik şiddete yönelik koruyucuçalışmaların bütün ilgili tarafların da katkısı ileyaşama geçirilmesi sağlanmalıdır.

Ýletiþim: Dr. Nükhet Paksoy

E-posta:[email protected]

Kaynaklar

1- World Report on Violence and Health, Geneva, p: 9-10, World Health Organization, 2002.

2- WHO Multi-country Study on Women’s Health andDomestic Violence against Women: summary report of initial results on prevalence, health outcomes, and women’s responses. Geneva, World Health Organization, 2005.

3- Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması, 2003. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, Sağlık Bakanlığı Ana Çocuk Sağlığı Aile Planlaması genel Müdürlüğü, Devlet Planlama Teşkilatı ve Avrupa Birliği, Ankara, Türkiye.

4- Aile İçinde ve Toplumsal Alanda Şiddet, BaşbakanlıkAile Araştırma Kurumu Yayını, No.118, BaşbakanlıkBasımevi, Ankara 1998.

5- Maxcy-Rosenau-Last, “Public Health and Preventive Medicine” içinde Bölüm 73, s. 1223-1260, Apleton & Lange, Stanford, Connecticut, USA, 1998.

6- Rodriguez MA, Quiroga SS, Bauer HM. Breaking the silence: battered women’s perspectives on medical care. Arch Fam Med. 1996;5:153-158.

7- Türkiye Büyük Millet Meclisi Töre ve Namus Cinayetleri ile Kadınlara ve Çocuklara Yönelik Şiddetin Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan (10/148, 182, 187, 284, 285) Esas Numaralı Meclis Araştırma Komisyonu Raporu, 2006.

8- http://www.egm.gov.tr/asayis/ resim-ler/asayis/ tore_ve_namus_cinayetleri.pdf. Erişim tarihi: 15.02.2007.

Nisan 2007 sayýmýzdaki Ödüllü Bulmaca’dan kredi puaný kazananlar

TTB- STE Kredi Puaný ve Kitap Kazananlar

1- Cennet Bayar (Afyon), 2- Mesut Yıldırım (Ankara), 3- İlyas Korkmaz* (Antalya), 4- Tülin Yarayan* (Çorum), 5- Mualla Onrat* (Eskiþehir), 7- M. Fatih Evcimik (Ýstanbul), 8- Sebahattin Kabaoðlu (Ýzmir), 9- Ýsmail Cihat Tuna, 10- Meryem Ter, 11- Seher Yeþilyurt*,12- Ayþegül Aziret, 13- Ümit Zafer Karakuş (Kayseri), 13- Seher Yeşilyurt (Kütahya), 14- FatmaYücel Beyaztaş (Sivas), 14- Abdullah Saðlam (Mersin), 15- Mustafa Atasoy, 16- CengizSemercioğlu (Tekirdağ), 15- Canan Öksüzoðlu (Trabzon), 16- Kezban Tabak* (Zonguldak).

Yýldýz (*) konulmuþ olanlar, Prof. Dr. Onur Hamzaoðlu’nun ve Dr. Umut Özcan’ýn yaptýðý“Türkiye Saðlýk Ýstatistikleri” adlý kitabýný armaðan ediyoruz.

Page 31: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

• 2007 • cilt 16 • sayý 7• XII

Orijinal ilaç ile aynı etken maddeyi, aynıdozlarda içeren ancak yerli kuruluş tarafındanüretilen bir ilacın orijinal ilaç yerine reçeteedilebilmesi için biyoeşdeğerliğinin kanıtlanmasıgereklidir. Bu amaçla, bazı istisnalar dışında oralkullanılan, sistemik dolaşıma geçen her yerli üretimilaç için biyoeşdeğerlilik çalışması planlanır veyapılır.

İnsanlar üzerinde yapılan tüm araştırmalardaolduğu gibi biyoeşdeğerlik çalışmaları da “İyi KlinikUygulamalar” kurallarına göre yapılmaktadır.Biyoeşdeğerlik çalışmalarının kontrolü ABD’deFDA, Avrupa Birliği’nde Avrupa İlaç ÜrünleriDeğerlendirme İdaresi EMEA ve Türkiye de SağlıkBakanlığı tarafından yapılır. Bu kontrol Türkiye’de27 Mayıs 1994 te yayınlanan “FarmasötikMüstahzarların Biyoyararlanım veBiyoeşdeğerliğinin Değerlendirilmesi HakkındaYönetmelik “ ile düzenlenmiştir.

Biyoeşdeğerlik ÇalışmalarıBiyoeşdeğer ilaçlar; aynı etkin maddeleri

içeren, aynı deneysel koşullarda ve aynı molardozda uygulandığında biyoyararlanımları öncedensaptanmış sınırlar içinde farklılık göstermeyenfarmasötik eşdeğer ya da farmasötik alternatifürünlerdir. İlaçların biyolojik eşdeğerlik(biyoeşdeğerlik) gösterip göstermedikleri in vitrove in vivo (klinik) denemelerle ölçülür.

1. İn vitro çözünme testleri genellikle ilacıninsanlarda in vivo ölçülen biyoyararlanımını öngörmeye yarayan testlerdir. İn vitro deneyler içinen sık kullanılan yöntem dissolüsyon hızı testidir.Katı farmasötik şekil içindeki ilacın yapay mide yada bağırsak suyu gibi bir ortamda, belirli deneykoşulları altında çözünme hızı saptanır. pH’sı 1-8arasında olan üç farklı tampon solusyonu kullanılır,tercih edilen pH değerleri; sırasıyla mide suyu, incebağırsak ve kalın bağırsağın pH değerlerini temsileden 1.2, 4.6, 6.8’dir. Testin sonucunda belirli birsürede farmasötik şekil içindeki ilacın çözünenyüzde miktarı değerlendirilir. Ayrıca absorbsiyonungerçekleştiği herhangi bir yolla kullanılan ilaçlarınüretim yeri değişikliklerinde ya da üretimin herserisinde, daha önce biyoeşdeğerlik çalışmasıyapılan seriyle çözünme profilleri karşılaştırılaraküretimde etkinliğin garanti altına alınması sağlanır.

2. İn vivo (klinik) biyoeşdeğerlik çalışmalarındaise sağlıklı kişilerden plazma ilaç konsantrasyonu-zaman eğrisi altında kalan alanı hesaplamak içinen az ilacın üç yarılanma ömrü boyunca uygun

Ýlaç

Dr. Alper B. Ýskit*

Eşdeğer İlaçlara Güvenmeliyiz...

aralıklarla kan örnekleri alınır. Kan örnekleri,konsantrasyon-zaman eğrisinin inen ve çıkankısımlarını tam olarak karakterize edebilecek yeterlisıklıkta alınmaktadır. Bu da yaklaşık 10-15 kanörneği arasındadır.

Biyoeşdeğerlik incelemelerinde, temelde test(yerli) ve referans (orijinal) ilaç ürünlerinin eğrialtında kalan alan (EAA), maksimum ilaçkonsantrasyonu (cmax) ve cmax’a ulaşılabilmesiiçin geçen süre (tmax) değerleri ölçülerek bunlarüzerinden karşılaştırma yapılır. EAA sistemikdolaşıma geçen ilaç miktarının bir ölçüsüdür.Cmax, absorbsiyon derecesi, tmax ise absorbsiyonhızı ile ilgilidir. Karşılaştırmanın dayandığı iki primerdeğişken olan EAA ve cmax ile ilgili testürün/referans ürün oranının ortalamasının % 90güven aralığının alt ve üst limitlerinin EAA’lar için0.8-1.25 aralığı içinde ve cmax için de aynıaralıkta (belirli durumlarda daha geniş bir aralıkta)olması gerekir.

SonuçEşdeğer ilacın en önemli özelliği ilaç geliştirme

aşamasında harcama yapılmadığı için ekonomik veucuz olmasıdır. Eşdeğer ilaçlar, orijinal ilaçlarla aynıözelliklere sahip olduğu, dolayısıyla, hastaüzerinde aynı tedaviyi sağladığı bilimselçalışmalarla kanıtlanmış ilaçlardır. Eşdeğer ilaçlarda,gerekli olan tüm inceleme ve araştırmalaryapılmakta, hasta üzerinde orijinal ürünle aynıtedaviyi sağladığı biyoeşdeğerlik çalışmaları ilekanıtlanmaktadır.

Teşekkür:Prof. Dr. Alper B. İskit, Türkiye Bilimler

Akademisi Genç Bilim İnsanlarını ÖdüllendirmeProgramı (TUBA-GEBİP) tarafındandesteklenmektedir. (EA-TUBA-GEBIP/2001-2-11)

*Prof.; Hacettepe Ü. Týp Fak. Farmakoloji AD, TC. Saðlýk BakanlýðýÝlaç ve Eczacýlýk Genel Müdürlüðü Merkezi Etik Kurul Üyesi, Ankara

Ýletiþim: Dr. Alper B. Ýskit

E-posta:[email protected]

Kaynaklar1- Kayaalp, S.O.: İlaçların biyoyararlanımı. “Klinik

farmakolojinin esasları ve temel düzenlemeler” de2- Baskı, s.305-355, Hacettepe TAŞ, Ankara, 2001. 2.

CPMP: Note for guidance on the investigation of bioavailability and bioequivalence.CPMP/ EWP/ QWP/ 1401/98, July 2001.

3- FDA CDER: Bioavailability and bioequivalence studies for orally administered drug products-General considerations, October 2000.

Page 32: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

• 2007 • cilt 16 • sayý 7• XIII

Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi (FDA), NewEngland Journal of Medicine’da yayınlanan ikirapordan sonra, bisfosfonat grubu osteoporozilaçlarını tekrar gözden geçireceğini bildirdi.Raporlarda, Merck’in Fosamax (alendronat) yada Novartis’in Reclast (zoledronik asit) ilaçlarınıkullanan hastalarda ciddi, hastaneye yatışgerektiren ya da yeti yitimine neden olanatriyal fibrilasyon görülme sıklığının arttığındanbahsediliyordu. FDA’den yapılan açıklamada,bu verilerin nasıl yorumlanması gerektiğininhenüz netleşmediği, hekimlerin ve hastalarınbisfosfonat kullanma uygulamalarındadeğişikliğe gitmeleri gibi bir önerilerininolmadığı belirtildi.

FDA’in bu uyarısı, ilaçlardaki olası güvenliksorunları incelenirken halkı daha erkenbilgilendirme çabasının bir parçası. İdare,Merck’in ağrı kesici ilacı Vioxx’un kalp krizi ileilişkisi nedeniyle 2004’te piyasadantoplatılması sırasında ağır bir biçimdeeleştirilmişti. FDA, gruptaki tüm ilaçlarınderinlemesine incelenmesi için başka verilerarandığını ve değerlendirme sürecinin 12 aykadar sürebileceğini söyledi.

Reuters Health Information

Tip 2 Diyabette İdeal Hemoglobin A1CDüzeyleri Üstüne Yeni Bir Kılavuz

Amerikan Hekimler Akademisi, başkakurumların ilgili kılavuzlarından yararlanarak,bu kılavuzların güçlü ve zayıf yanlarınıdeğerlendirerek tip 2 diyabetli hastalarda idealhemoglobin A1C düzeyi üstüne bir kılavuzhazırladı ve bunu Annals of InternalMedicine’ın 18 Eylül tarihli sayısındayayınlandı. Çeşitli kurumların kılavuzlarınıdeğerlendirmede Avrupa Kılavuz, Araştırma veİncelemeleri Değerlendirme (Appraisal of

Guidelines, Research and Evaluation in Europe– AGREE) aracı kullanıldı. Kılavuzda, aşağıdakiüç özet ifadeye de yer verildi:

Önerme 1Glisemik kontrol hedefi, mikrovasküler

komplikasyonları önlemek amacıylaolabildiğince düşük tutulmalı; ancak yanetkilerin görülme riskinden ve hastalarınomzuna taşıması olanaksız bir yükbindirmekten kaçınılmalı. %7’den düşük birHbA1C düzeyi, herkes için olmasa da birçokhasta için uygun bir hedef. Daha yüksekdüzeyler, yaşlı ya da hassas olan, sıkı kontrolsonucu yan etkilerin görülme riskinin yüksekolduğu ya da komorbid hastalıklar nedeniyledaha kısa bir yaşam beklentisi olan hastalariçin uygun olabilir. Mikrovaskülerkomplikasyon açısından daha büyük riskaltında olan hastalarda da daha sıkı hedeflerbelirlenebilir.

Önerme 2Diyabet komplikasyonları, komorbiditeler,

yaşam beklentisi ve hasta tercihleri gözönünde bulundurularak HbA1C için bireysel vekesin bir hedef belirlenmeli.

Önerme 3Akademi, özellikle önemli komorbid

hastalıkları olan kişilerde glisemik kontrolünuygun düzeyinin saptanması konusundaaraştırma yapılmasını öneriyor.

Yazarlar, diyabet komplikasyonlarınıönlemede glisemik kontrolün yanı sıra, kanbasıncı düzenlemesinin ve lipid seviyelerinin deönemli olduğunu belirtiyorlar.

Ann Intern Med. 2007;147:417-422.

Sayfayı Hazırlayanlar: Dr. Özen Aşut*Stj. Dr. Yılmaz Yıldız**

Dergilerden

Bisfosfonatların Kalp Üstündeki Etkileri Amerika’da Tartışılıyor

*Doç.; STED Yayın Kurulu Üyesi, TTB-GPE YK Üyesi, Ankara**Hacettepe Ü. Tıp Fak., Ankara

Page 33: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

• 2007 • cilt 16 • sayý 7• XIV

Mesleksel Beceri

Dr. Orhan Odabaþý*, Dr. Melih Elçin**

Direkt Oftalmoskopi Becerisi Basamak 1. Elleri yıkama (Resim 1)

Amaç: Bu eğitimin sonunda katılımcı, beceri basamaklarını doğru ve sırasında uygulayarakbasamaktan basamağa rahatça geçebilecektir.

Araç: Direkt oftalmoskop

Direkt Oftalmoskopi Becerisi

Resim 1

* Öðr. Gör.; Hacettepe Ü. Týp Fak. Týp Eðitimi ve Biliþimi AD, Ankara** Yrd.Doç.; Hacettepe Ü. Týp Fak. Týp Eðitimi ve Biliþimi AD, Ankara

Resim 3 a

Basamak 2. Hastaya işlem hakkında bilgiverme.Basamak 3. Muayene edilecek göz tarafındakiel avuç içi ile oftalmoskopun sapını tutma(örn: sağ göz-sağ el) (Resim 2).

Basamak 4. Net görmeyi sağlayacak şekildeişaret parmağı ile mercek ayarını yapma(Resim 3 a-b).

Resim 3 b

Basamak 5. Hastanın muayene edilecek gözütarafına geçme (Resim 4)

Resim 4

Resim 2

Page 34: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

• 2007 • cilt 16 • sayý 7• XV

Resim 5 a

Resim 5 b

Resim 6 a Normal

Resim 6 b Papil Ödem Resim 6 c Diabetik Retinopati

Hastanın papillası ışığımızın ortasındakalacak şekilde göze doğru yaklaşıyoruz. Basamak 7. Fundusta optik disk, makula,damarlar ve retinadaki değişikliklerideğerlendirme (Resim 6 a, b, c)

Fundusta retinal damarlardan herhangi birtanesine netleşip damarı kalınlaştığı yöndetakip ediyoruz. Sonuçta optik diske ulaşıyoruz.Optik diskin kontür ve renginideğerlendirdikten sonra hastadan ışığabakmasını rica ediyoruz. Hasta ışığa bakarkenmakulası görüntümüze geliyor. Makülayıdeğerlendirdikten sonra oftalmaskopumuzuharaket ettiriyoruz. Diğer retina bölgelerinidikkatle izliyoruz.

Basamakasamak 8. Hastaya muayenesonuçları ile ilgili bilgi verme. Örneğin gözdibimuayeneniz sonucunda herhangi bir anormalbulgu saptanmadı. Sabrınız va yardımınız içinteşekkür ederim.

Basamak 6: Oftalmoskop ışığını pupilladaniçeri yönlendirerek aynı taraftaki göz ileoftalmoskoptan ışığın pupillaya düşüşünü vefundusu izleme (ör: sağ göz-sağ göz). (Resim5 a, b).

Page 35: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

• 2007 • cilt 16 • sayý 7• XVI

Yarýþma Kurallarý:- Yarýþmaya; tüm saðlýk çalýþanlarý ve týp öðrencileri katýlabilir.- Yarýþmaya gönderilen eserlerin daha önce herhangi bir yarýþmada derece almamýþ olmasý gerekmektedir.- Her bir katýlýmcý en fazla beþ adet renkli fotoðrafla yarýþmaya baþvurabilir.- Yarýþma konusu "serbest"tir.- Fotoðraflar 20 X 30 cm boyutunda fotoðraf kaðýdýna basýlý olmalýdýr. Farklý boyutta olan fotoðraflar

deðerlendirmeye alýnmayacaktýr.- Fotoðraflar herhangi bir yüzeye yapýþtýrýlmamalý, etrafýnda çerçeve ya da paspartu oluþturacak biçimde boþluk ya

da çizgi bulunmamalýdýr.- Gönderilecek her bir fotoðrafýn arkasýna, sol üst köþeye bir etiket yapýþtýrýlarak yarýþmacý tarafýndan belirlenecek

(en az beþ harf ya da rakamdan oluþan) bir rumuz ve sýra numarasý yazýlmalýdýr ('RUMUZ - 1’gibi).- Aþaðýda basýlý Katýlým Formu fotokopi ile çoðaltýlarak ya da STED'in Ýnternet sayfalarýndan ulaþýlýp, çýktýsý alýnarak

eksiksiz doldurulmalýdýr. - Katýlým formu küçük bir zarfa konularak aðzý kapatýlacak ve bu zarfýn üzerine yalnýzca yarýþmacý tarafýndan

belirlenen rumuz yazacaktýr. - Katýlým formunun bulunduðu zarf ve fotoðraflar, ulaþým sýrasýnda hasar görmeyecek biçimde paketlenip aþaðýda

belirtilen adrese posta ya da kargo ile gönderilebilir ya da elden teslim edilebilir.- Yarýþmaya gönderilen fotoðraflar iade edilmez. TTB, katýlýmcýlarýn fotoðraflarý ile ilgili izinler ve telif haklarý ile ilgili

herhangi bir sorumluluk üstlenmez. Katýlýmcý, yarýþmaya gönderdiði fotoðraf(lar)ýn, isminin ve eser adýnýn belirtilmesiþartýyla, TTB yayýnlarýnda ve saðlýkla ilgili eðitim, sanat vb. etkinliklerde kullaným hakkýný ve buna baðlý olarak Fikri veSýnai Haklar Kanunu ve ilgili mevzuat gereðince eser(ler)in çoðaltma, yayma, temsil, umuma iletim, faydalanma vegerekli diðer haklar için TTB'ye izin verdiðini kabul eder.

- Yarýþmaya fotoðraf gönderen katýlýmcýlar belirtilen koþullarý kabul etmiþ sayýlýrlar.Yarýþma Takvimi:Son katýlým tarihi: 31 Aralık 2007 Seçici Kurul'un deðerlendirmesi: Ocak 2008Sonuçlarýn duyurulmasý: Şubat 2008 Ödül töreni ve Yarýþma sergisi: 14 Mart kutlamaları kapsamında yapılacaktır.Ödüller:Büyük Ödül: Canon EOS 3000 marka fotoðraf makinesi, TTB yayýnlarýndan oluþan birer armaðan paketi ve plaket

(bir kiþiye)Baþarý Ödülü: Tanýnmýþ fotoðraf sanatçýlarýnýn albümleri, TTB yayýnlarýndan oluþan birer armaðan paketi ve plaket

(üç kiþiye)Seçici Kurul tarafýndan uygun görülmesi halinde baþka ödüller de verilebilir. Yarýþmada ilk 12'ye giren fotoðraflar

2008 yýlýnda STED'in kapaðýnda yayýmlanacaktýr. Yarýþmada ödül alan ve seçici kurul tarafýndan sergilenmeye deðerbulunan diðer yapýtlar TTB etkinliklerinde sergilenebilecektir.

Baþvuru Adresi: "STED Fotoðraf Yarýþmasý", TTB, GMK Bulvarý, Þehit Daniþ Tunalýgil Sok. No:2 Kat:4 Maltepe 06570 Ankara

Yarýþma Duyurusu ve Katýlým Formu için Ýnternet Adresi: www.ttb.org.tr/STED/fotograf2007.htm---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

TTB - STED Fotoðraf Yarýþmasý - 2007 Katýlým FormuYarýþmacýnýn Rumuzu: ……………………. Adý - Soyadý: …………………………………………………Mesleði: …………..…………………. ……….. Branþý (varsa): ……………………………………………..…Görev yeri: ……………………………………………………………………………………..Adresi: …………………………………………………………………….………………………………………………….Telefon: Ýþ: (0. ….) …………………. GSM: (0.5…) ……………….. Diðer: (0. ….) …………...……..E-posta adresi: …………..…….…………….. @ …………………………………………….Fotoðraf(lar)No Eserin Adý Çekildiði yer Açýklama 1 ……………………………….. …………………………... ……………………........................2 ……………………………….. …………………………... ……………………........................3 ……………………………….. …………………………... ……………………........................4 ……………………………….. …………………………... ……………………........................5 ……………………………….. …………………………... ……………………........................

Fotoðraf çekmeye meraklý okurlarýmýzýn ilgisi ve katkýlarýyla beþ yýldýr sürdürmekte olduðumuz TTB-STED Fotoðraf Yarýþmasý'nýn bu yýl altýncýsýný gerçekleþtiriyoruz. Yarýþmada dereceye giren fotoðraflar birsonraki yýl STED'in kapaðýný süslerken, baþvuran diðer fotoðraflar da dergimizin iç sayfalarýnýn görselzenginliðini oluþturuyor. Bu yýl da sizlerin deðerli çabalarýnýzýn ürünü olan eserlerinizi bekliyoruz.

TTB - STED Fotoðraf Yarýþmasý - 2007

Page 36: Bu Sayýda - TTB · Öğrencilerinde Görme Kusurları 95 Dr. Burhanettin Işıklı, Dr. Cemalettin Kalyoncu Yazılı Medyada Şiddet: Bir Gazetede İçerik Analizi ve Şiddeti Önleme

• 2007 • cilt 16 • sayý 7• XVII

STED Nisan 2007 Ödüllü Bulmaca Doğru Yanıtları:1- Yaşam Kalitesi, 2- Aile Hekimliği, 3- Sağlıkta Dönüşüm, 4- Human Papilloma

Virüs, 5- İskemik Kalp Hastalıkları, 6- Kadın Kondomu, 7- Klerens, 8- Depresyon, 9- Bariyer Yöntemler, 10- Trafik Kazası, 11- Kondom, 12- Uzun Statik Postür, 13- Farmakokinetik, 14- Mekanik Sorunlar, 15- Rahim İçi Araç, 16- Bel Ağrısı, 17- Poliüreatan, 18- Özerkleştirme, 19- Sürdürebilirlilik, 20- Reality, 21- Yırtılma,22- Sigarasız Avrupa, 23- Plato Prensibi, 24- Ulusal Tütün Kontrol, 25- Yüzde Beş.

Bulmacamýzda yer alan sorularý bu sayýmýzdaki yazýlardan seçtik. Doðru olarak yanýtlayýp Dergi’nin postalanmatarihinden sonraki bir ay içinde bize gönderen okuyucularýmýza 2 TTB- STE Kredi Puaný veriyoruz. Ayrýca beþkiþiye Kocaeli Tabip Odası’nın hazırladığı ”Sağlık Olsun” adlý karikatürler kitabını armaðan ediyoruz.Bulmacanýn doðru yanýtlarýný Ekim 2007 sayýmýzda yayýmlayacaðýz.

Ödüllü Bulmaca

1- Paralel gelen ışık ışınlarının retinanın ışığaduyarlı tabakası üzerinde odakoluşturamaması, 2- Sık görülen bir pankreatitkomplikasyonu, 3- Göz muayenesi içinkullanılan bir eşel, 4- Erişkinlerde akutpankreatit prognozunda kullanılan bir skor,5- Akut pankreatite neden olabilen bir parazit,

6- İki gözün uzaktaki bir cisme bakıldığındagörme paralelliğinin bozulması,7- Çocukluk çağında bir akut pankreatitnedeni, 8- Dünyada belirli bir kesiminkarşılaştığı kısıtlılıklar, 9- Pankreatit nedeniolabilen bir antibiyotik, 10- Gözmuayenesinde mutlaka değerlendirilmesigereken bir bulgu, 11- Akut pankreatitteanaljezi için kullanılan madde,12- Okul çocuklarında önemli bir görmekusuru, 13- Türkiye’de bölgesel olarakdengesiz dağılan bir görüntüleme yöntemi,14- Pankreatit tedavisinde kullanılan bir ilaç,15- Akut pankreatitte cerrahi girişimgerektiren bir durum, 16- Orijinal ilaç yerindeeşdeğer ilacın kullanılmasını belirleyen kavram,17- Akut pankreatit tanısında en sık kullanılantest, 18- Pankreatitte periumblikal bölgedeoluşan ekimoz, 19- Pankreatitin uzakorganlarda yarattığı hasardan sorumlu birmadde, 20- Kullanan hastalarda aritmilere yolaçan bir ilaç grubu, 21- Akut pankreatite yolaçan bir viral enfeksiyon, 22- Kurbana olanyakınlığına bakılmaksızın evde ya da işyerindeherhangi bir kişinin uğradığı cinsel içeriklieylem, 23- Renk körlüğü muayenesi içinkullanılan bir yöntem, 24- Akut pankreatitinbir doğumsal nedeni, 25- Çocuklukta rekürrenpankreatite yol açan bir yapısal anomali, 26- Akut pankreatitte bir radyolojik bulgu.