ÇukurovaÜnĐversĐtesĐ fenbĐlĐmlerĐenstĐtÜsÜ ... · saygıdeğer hocam prof. dr.taner...
TRANSCRIPT
ÇUKUROVA ÜNĐVERSĐTESĐ
FEN BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ
YÜKSEK LĐSANS TEZĐ
Eda GÜLŞEN
KÜMES ORTAMINDA AMONYAK GAZI OLUŞUMU ve ÇEVREYE YAYILIMI
TARIMSAL YAPILAR ve SULAMA ANABĐLĐM DALI
ADANA, 2009
ÇUKUROVA ÜNĐVERSĐTESĐ
FEN BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ
KÜMES ORTAMINDA AMONYAK GAZI OLUŞUMU ve ÇEVREYE YAYILIMI
Eda GÜLŞEN
YÜKSEK LĐSANS TEZĐ
TARIMSAL YAPILAR ve SULAMA ANABĐLĐM DALI
Bu tez …../…../……… Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oybirliği/Oyçokluğu ile Kabul Edilmiştir.
Đmza.................................... Đmza....................................... Đmza.................................
Prof. Dr. Taner ALAGÖZ Prof. Dr. Yıldırım KUMOVA Prof. Dr. Yılmaz YILDIZ
DANIŞMAN ÜYE ÜYE
Bu Tez Enstitümüz Tarımsal Yapılar ve Sulama Anabilim Dalında Hazırlanmıştır.
Kod No: Prof. Dr. Aziz ERTUNÇ
Enstitü Müdürü
Đmza ve Mühür
Bu Çalışma, Çukurova Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Tarafından Desteklenmiştir.
Proje No: ZF2008YL29
Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir.
I
ÖZ
YÜKSEK LĐSANS TEZĐ
KÜMES ORTAMINDA AMONYAK GAZI OLUŞUMU ve ÇEVREYE YAYILIMI
Eda GÜLŞEN
ÇUKUROVA ÜNĐVERSĐTESĐ
FEN BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ
TARIMSAL YAPILAR ve SULAMA ANABĐLĐM DALI
Danışman: Prof. Dr. Taner ALAGÖZ
Yıl: 2009 Sayfa:41
Jüri: Prof. Dr. Taner ALAGÖZ
Prof. Dr. Yıldırım KUMOVA
Prof. Dr. Yılmaz YILDIZ
Bu çalışma, kümes ortamında amonyak gazı oluşumu ve çevreye yayılımının zamana bağlı olarak değişen düzeylerinin belirlenmesi amacına yönelik olarak yapılmıştır.
Araştırma kapsamında seçilen yumurtacı kümes de ilkbahar ve yaz üretim dönemlerinde kümes dışı amonyak gazı değerleri ile kümes içi sıcaklık değerleri ölçülmüştür. Araştırma alanı Akdeniz bölgesinde yani sıcak iklim kuşağında yer almaktadır. Bu nedenle bölgedeki kümeslerin tamamına yakın kısmı tünel havalandırmalı tipte olup evaporatif serinletme sistemleri bulunmaktadır. Araştırma Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Araştırma Uygulama Çiftliğinde gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre bu işletmede seçilen kümeste ölçülen amonyak gazı, ilkbahar üretim değeri kümes dışında kümese 1m uzaklıkta 2 ppm, 5m uzaklıkta 1 ppm; yaz üretim döneminde ise 1m uzaklıkta , 3 ppm 5m uzaklıkta , 1 ppm olarak belirlenmiştir.
Sonuç olarak, kümeslerde havalandırma sistemlerinin doğru olarak projelenmesi ve amenajmanı ile, zararlı gaz düzeylerinin uygun şekilde tutulabileceği belirlenmiştir.
Anahtar kelimeler: kümes, zararlı gazlar, amonyak
II
ABSTRACT
MSc THESIS
AMMONIA FORMATION IN POULTRY HOUSES and ITS DISSEMINATION TO
THE ENVIRONMENT
Eda GULSEN
CUKUROVA UNIVERSITY
SCIENCE INSTITUTE
AGRICULTURAL STRUCTURES and IRRIGATION DEPARTMENT
Supervisor: Prof. Dr. Taner ALAGÖZ
Year: 2009 Pages: 41
Jury: Prof. Dr. Taner ALAGÖZ
Prof. Dr. Yıldırım KUMOVA
Prof. Dr. Yılmaz YILDIZ
The purpose of this study is to determine the changing levels of Ammonia Formation in Poultry Houses and its Environmental Dissemination dependent on time.
During spring and summer production period, the inside poultry tempetature and the outside poultry ammonia gas values are measured within the research. The research takes place at Mediterranean Region, which is located in warm climate zones.Therefore almost all of the poultry houses in the region is tunnel ventilation type and have evaporative air-cooling system in it. The research has been done in Cukurova University Faculty of Agriculture ,Research and Application farm. According to research results in this business, the ammonia gas is measured at the selected poultry house, for the spring production outside the poultry house , 2 ppm at a distance of 1m , 1 ppm at a distance of 5m ; summer production period is 3 ppm at a distance of 1m , 1ppm has been determined at a distance of 5m .
As a result , by correct planning of ventilation systems in poultry houses, harmful gas level can be detect at reasonable levels.
Key words: Poultry House, harmful gases,ammonia
III
TEŞEKKÜR
Bu çalışma konusunu veren ve araştırmanın her safhasında yardımcı olan
saygıdeğer hocam Prof. Dr. Taner ALAGÖZ‘ e, çalışma boyunca bilgi, öneri ve
deneyimlerini esirgemeyen saygıdeğer hocam Prof. Dr. Yılmaz YILDIZ‘ a, bu
süreçte yardım ve desteğini esirgemeyen Arş. Gör. Müge ERKAN CAN‘ a, Tarımsal
Yapılar ve Sulama Bölümüne, öğrenim hayatım boyunca büyük bir sabır içerisinde
bana destek olan, maddi ve manevi yardımlarını benden esirgemeyen aileme, canım
kardeşime ve sevgili eşime teşekkürü borç bilirim.
IV
ĐÇĐNDEKĐLER SAYFA NO
ÖZ…………………………………………………………………………………….I
ABSTRACT………………………………………………………………………….II
TEŞEKKÜRLER……………………………………………………………………III
ĐÇĐNDEKĐLER……………………………………………………………...............IV
ÇĐZELGELER DĐZĐNĐ…………………………………………………………........V
ŞEKĐLLER DĐZĐNĐ………………………………………………………………....VI
1.GĐRĐŞ………………………………………………………………..…………...…1
1.1. Kümeslerde Çevre Etmenleri………………………………………..…...6
1.1.1. Sıcaklık………………………………………………..………..6
1.1.2. Oransal Nem…………………………………………..…..........9
1.1.3. Hava Hızı……………………………………………..……….10
1.1.4 Hava Temizliği………………………………………………...11
2. ÖNCEKĐ ÇALIŞMALAR……………………………………………….……….13
3. MATERYAL ve METOT………………………………………………………...19
3.1. Materyal………………………………………………………………...19
3.1.1. Ölçüm Yapılan Kümesin Özelliği………...…………………..19
3.1.2. Ölçüm Cihazı……………………………...…………………..24
3.1.2.1. Ölçüm Cihazının Özellikleri………..……………….26
3.2. Metot……………………………………………………..………..……26
4.BULGULAR ve TARTIŞMA……………………………………………………..28
4.1. Çukurova Üniversitesi Araştırma Uygulama Çiftliği…………………..28
5.SONUÇ ve ÖNERĐLER…………………………………………………………..36
KAYNAKLAR……………………………………………………………………...37
ÖZGEÇMĐŞ………………………………………………………………………....41
V
ÇĐZELGELER DĐZĐNĐ SAYFA NO
Çizelge 1.1. Bir Çift Kabuksuz Yumurtada Bulunan Temel Bazı Besin Maddelerinin
Yetişkin Bir Đnsanın Gereksinmelerini Karşılama Oranları…………….2
Çizelge 1.2. Ülkemizdeki Tavuk Eti Üretiminin Diğer Ülkelerle Karşılaştırılması
(ton)……………………………………………………………………...3
Çizelge 1.3. Ülkemizdeki Yumurta Üretiminin Diğer Ülkelerle Karşılaştırılması
(ton)………………………………………………………………………4
Çizelge 1.4. Yumurtacı Tavuk Kümeslerinde Sağlanması Gereken Hava Sıcaklığı
Değerleri………………………………………………………………..8
Çizelge 1.5. Kümeslerde Sağlanması Gereken Oransal Nem Değerleri…………..…9
Çizelge 1.6. Hava Sıcaklığına Bağlı Olarak Hava Hızı Değerleri (m/s)………...…10
Çizelge 1.7. Amonyak Gazı Konsantrasyonlarının Đnsan ve Hayvanlar Üzerindeki
Etkileri………………………………………………………………….12
Çizelge 3.1.Ölçüm Yapılan Kümesin Genel Ölçüleri………………………………22
VI
ŞEKĐLLER DĐZĐNĐ SAYFA NO
Şekil 3.1. Ölçüm yapılan kümesin iç görünümü …………………………................20
Şekil 3.2. Ölçüm yapılan kümesin yan görünümü…………………..…..…………..21
Şekil 3.3. Kümesteki fanların yerleşimi……………………………………………..23
Şekil 3.4. Ölçüm cihazının önden görünümü …………….…………………………25
Şekil 4.1. Çukurova Üniversitesi Araştırma Uygulama Çiftliğine ait kümeste
ilkbahar döneminde kümese 1m ve 5 m uzaklıkta zamana bağlı olarak
amonyak gazının değişim değeri (a) ile kümes dışı sıcaklık değerinin
Değişimi (b)……………………………………………………………...31
Şekil 4.2. Çukurova Üniversitesi Araştırma Uygulama Çiftliğine ait kümeste
ilkbahar döneminde kümese 1m ve 5 m uzaklıkta zamana bağlı olarak
amonyak gazının değişim değeri (a-b) ile kümes dışı sıcaklık değerinin
Değişimi (c)…………………...................................................................32
Şekil 4.3. Çukurova Üniversitesi Araştırma Uygulama Çiftliğine ait kümeste yaz
döneminde kümese 1m ve 5 m uzaklıkta zamana bağlı olarak amonyak
gazının değişim değeri (a-b) ile kümes dışı sıcaklık değerinin değişimi
(c)………………………………….……………………………...……...34
1
1. GĐRĐŞ Eda GÜLŞEN
1. GĐRĐŞ
Đnsanların yaşamlarını devam ettirebilmek için yeterli ve dengeli beslenmeleri
gerekmektedir. Yeterli ve dengeli beslenme için gereksinim duyulan enerji,
protein, vitamin ve minerallerin karşılanmasında hayvansal ürünler ilk sırayı
almaktadır. (Olgun, 1997). Bu nedenle üretimde hayvan sağlığının ve üretilecek
ürünün kalitesi ve veriminin optimum koşullarda sağlanması, yaşam alanlarının
yani barınaklarının yöredeki iklime uygun bir biçimde projelendirilmesi esastır.
Hayvan başına verimin artırılması; verim yeteneği yüksek olan ırkların elde
edilmesi, hayvanların daha iyi beslenmesi, hastalık ve zararlılara karşı savaşılması
ancak hayvanların rahat edebildikleri uygun çevre koşullarını sağlayabilen
barınakların yapımıyla gerçekleşebilir. Bunların içerisinde hayvanın genetik yapısı
elde edilen üretimin % 30 ’nu, çevre koşulları ise %70’ ni sağlamaktadır (Balaban ve
Şen, 1988; Demir, 1986).
Tavukçuluk, dünyada hayvansal protein açığının kapatılmasında en önemli
sektörlerden biridir. Bu nedenledir ki, dünyada tavukçuluk bir tür sanayi sektörü olarak
kabul edilir. Tavukçuluğun gerek hayvancılık, gerekse tüm tarımsal faaliyetler
içerisindeki yeri gün geçtikçe artmaktadır. Çünkü çeşitli tavuk ürünleri, çağımızın
önemli sorunu olan yetersiz beslenme probleminin çözümünde yararlanılabilecek bol,
hızlı ve ucuz olarak sağlanabilen besin kaynaklarını oluşturur. Örneğin, yumurta,
protein, vitamin ve mineral maddelerce zengin, lezzetli, sindirimi kolay, tek başına
olduğu kadar diğer yiyeceklerle de yenilebilen değerli bir üründür. Yetişkin bir insanın
günlük gereksinimlerinin karşılanması bağlamında bir çift kabuksuz yumurtada
bulunan bazı temel besin maddelerinin oransal değerleri Çizelge 1.1 ‘de verilmiştir
(Özen, 1986 )
2
1. GĐRĐŞ Eda GÜLŞEN
Çizelge 1.1 Bir Çift Kabuksuz Yumurtada Bulunan Temel Bazı Besin Maddelerinin Yetişkin Bir Đnsanın Gereksinmelerini Karşılama Oranı (Özen, 1986)
Besin Maddesi Günlük Gereksinmenin %’si
Protein 16,3
Enerji 4,5
Fe 17,3
Vitamin 22,0
Tiyamin(B1) 8,3
Ribovlavin(B2) 14,8
Vitamin B12 33,0
Vitamin D 25,0
Tavuk eti ve yumurtanın insan beslenmesindeki önemi nedeniyle tüm dünyada
bu ürünlerin artırılması yönünde yoğun araştırma ve destekleme çabaları yapılmaktadır.
Türkiye’de tavukçuluğun eski bir geçmişi olmakla birlikte ülkede entansif
olarak yumurta ve piliç eti üretimi 1960’ larda başlamıştır (Akkılıç, 1982).
Bu çalışmanın amacı, Adana ve yakın çevresinde benzer iklime sahip
işletmelerdeki kümeslerde tavukların üretim performanslarını düşüren ilkbahar ve yaz
aylarında kümes ortamında amonyak gazı oluşumu ve çevreye yayılım düzeyini
3
1. GĐRĐŞ Eda GÜLŞEN
belirlemek, bu gazın oluşumuna etkili olan yapısal özellikleri ortaya koymak ve sonuçta
üreticilere ışık tutacak yeni öneriler getirmektir.
Ülkemizde, her ne kadar ihtiyacı olan ürünleri üretebilecek potansiyele sahip olsa
da zaman zaman uygulanan yanlış politikalar sonucu üretim darboğaza girebilmekte,
ayrıca hızlı nüfus artışı, hızlı kentleşme ve sanayileşmenin artan bir tempoyla devam
etmesine bağlı olarak hayvansal ürünlerin üretimi yönünden kendi kendine yetebilen bir
ülke olma özelliğini yitirmektedir. Türkiye Kalkınma Vakfının ülkemizde başlattığı
sözleşmeli tavuk yetiştiriciliği modeliyle yeni bir ivme kazanmış ve 20–25 yıl gibi kısa
bir sürede inanılmaz bir atılımla bugün gerek kullandığı teknoloji gerekse ürettiği
ürünlerin kalitesi açısından gelişmiş batı ülkeleri ile rekabet edebilecek bir düzeye
ulaşmıştır. Ülkemizdeki tavuk eti üretiminin diğer ülkelerle karşılaştırılması Çizelge 1.2
; 1.3 ‘de verilmiştir.
Çizelge 1.2 Ülkemizdeki Tavuk Eti Üretiminin Diğer Ülkelerle Karşılaştırılması (ton)
(Çubukçuoğlu, 2007)
Ülkeler 1990 1995 2000 2004
Türkiye 86 939 282 038 643 457 876 774
Fransa 742 540 788 650 899 500 627 660
Đtalya 840 030 782 430 772 160 662 700
Almanya 661 690 602 080 632 720 626 920
Hollanda 247 700 276 460 212 360 243 430
Yunanistan 156 040 170 960 168 280 159 510
4
1. GĐRĐŞ Eda GÜLŞEN
Ülkemizde 1990 yılında 86 939 ton olan tavuk eti üretimi 2004 yılında 876 774
ton’a yükselmiştir. 1990 yılında bazı Avrupa Ülkeleri arasında sonuncu durumdayken
2004 yılında aynı ülkeler arasında birinci sırada yer almaktadır. Tavuk etinin yanı sıra
diğer bir tavukçuluk ürünü olan yumurta da ülkemizde fazlasıyla
üretilmektedir.(Çizelge 1.3)
Çizelge 1.3. Ülkemizdeki Yumurta Üretiminin Diğer Ülkelerle Karşılaştırılması(ton) (Çubukçuoğlu, 2007)
Ülkeler 1990 1995 2000 2004
Türkiye 513 243 684 578 900 572 737 037
Fransa 837 740 918 480 939 770 1 092 830
Đtalya 659 030 684 600 712 690 665 040
Almanya 1 147 720 1 003 270 1 029 390 1 034 680
Hollanda 173 020 254 660 312 000 311 420
Yunanistan 11 300 104 270 104 880 97 630
Ülkemizde 1990 yılında 513 243 ton olan yumurta üretimi 2004 yılında 737 037
ton ‘ a yükselmiştir. 1990 yılında bazı Avrupa Ülkeleri arasında 4 sırada yer alırken
2004 yılında aynı ülkeler arasında 3 sırada yer alır.
5
1. GĐRĐŞ Eda GÜLŞEN
Kanatlı et, üretimi hayvan sayısı bakımından ele aldığımızda 1997 yılında
48.427.000 adet olan tavuk sayısı son yıllarda büyük bir artış göstererek 1999 yılında
399.235.816 adete ulaşmıştır (Anonymous, 1996c; Anonymous, 1998a; Anonymous,
1999a ). Ülkemiz tavuk eti üretiminde dünya ülkeleri sıralamasında 176 ülke içinde 18.
sırada yer almaktadır (Anonymous, 1998b).
Bir tavukçuluk işletmesinde toplam üretim giderlerinin %55–70 kadarını yem
giderleri oluşturmaktadır. Bu bakımdan tavukçuluk sektörü ile yem sanayi arasında sıkı
bir ilişki vardır. Düşük nitelikli yem kullanımı yalnız verim performanslarını
düşürmekle kalmaz aynı zamanda ürün maliyetlerini de artırır.
Ülkemizde üretim maliyetlerinin yüksek, yemden yararlanma oranının düşük
olmasında niteliksiz yem kullanımının etkisi büyüktür. Türkiye’de nitelikli karma yem
üretimi için gerekli bilgi ve teknoloj bulunmaktadır. Sorun, karma yem
hammaddelerinin üretiminin yetersizliği, niteliğinin düşük olması ve fiyatlarının yüksek
olmasındandır. Soya fasulyesi, mısır, et-kemik unu, balık unu gibi karma yemin
niteliğini belirleyen hammaddelerin üretimi yetersizdir (Akbay ve ark.1990).
Konu ile ilgili aşağıdaki çözüm yolları önerilmektedir.
1) Karma yem hammaddeleri üretimi ülke bazında planlanmalı, gerekirse destek
uygulanmalı,
2) Yem fabrikalarının hammadde depolama olanakları artırılarak yem stoku yapan
aracıların fiyatları yükseltmesi önlenmeli,
3) Karma yemlerde nitelik denetimleri yaygınlaştırılmalıdır (Akbay ve ark. 1990).
Günümüzde tavuk yetiştiriciliği tamamen entansif bir duruma girmiş olup hayvanlar
tüm yetiştirme dönemi boyunca kümes içinde kalmak zorundadır. Bu nedenle
tavukların verimlerine, sağlığına ve yemden yararlanma yeteneklerine; yetiştirme
materyali ve yemlemenin yanında kümes içi çevre koşullarının kontrolünün de önemli
etkisi vardır.
Kümes içi çevre koşullarının kontrolü deyimi; kümes içinde uygun sıcaklık, nem ve
sağlık koşullarının sağlanması, hava içinde asılı toz, gaz ve istenmeyen kokuların yok
edilmesi, aydınlatmanın düzenlenmesi ile kümes içerisinde hayvan yoğunluğu
konularını içermektedir. Bütün bu değişkenler arasında yumurta ve et üretimi yönünden
istenilen düzenlemeler yapılırken işletmenin ekonomisi her zaman göz önünde
6
1. GĐRĐŞ Eda GÜLŞEN
bulundurulmalıdır. Üretimde ekonomi; üretim kalitesine, hayvanların yemden
yararlanma yeteneğine, ölüm oranının düşüklüğüne, üretim ünitesi için yapılacak
yatırıma ve işçilik giderlerine bağlıdır (Alagöz, 1983) .
1.1 Kümeslerde Çevre Etmenleri
Kümeslerde çevre etmenleri denilince canlının içinde yaşadığı, büyüyüp
geliştiği ve verimlerine etkili tüm etmenler anlaşılır. Bunlar, bakım ve beslenme
yanında kümes içi ortam havasının sıcaklık ve nemi, kimyasal bileşimi, hava hareketi,
yapı elemanlarının yalıtım değeri, yapay ve doğal aydınlatma ile havalandırma
sayılabilir. Tarımsal yapılarda çevre koşullarının kontrol ve düzenlenmesi ise
ancak, bina içerisinde uygun sıcaklık ve nemin korunması, yeterli düzeyde ışık,
havalandırma yolu ile temiz havanın sağlanması ve yüksek kaliteli ürün elde edebilmek
için sağlık koşullarının yerine getirilmesi ile gerçekleşebilir.
Çevre koşulları arasında ise en önemli grubu oluşturan ve kümes içerisinde
mutlaka uygun düzeyde sağlanması gerekli olan iklim faktörleri; sıcaklık, oransal nem,
hava hızı ve kümes içerisine giren havanın temizliğidir (Balaban ve Şen, 1979)
Ülkemizde tarımsal yapılarda çevre koşullarına yeteri derecede önem
verilmemektedir. Örneğin iklim koşullarının sert geçtiği yörelerde hayvan
barınaklarında bina hacminin küçültülmesi, pencere yüzeylerinin azaltılması, kış ayları
süresince havalandırmanın durdurulması veya hayvan sayısının artırılması yollarına
başvurulmaktadır.
Bu gibi işlemler aslında üretim üzerinde olumsuz etkiler yaptığı gibi yapıların
hizmet ömrünü de kısaltmaktadır.
1.1.1Sıcaklık
Tavukların farklı iklim koşullarına adaptasyonları mümkün olmakla beraber,
bunlar ekstrem sıcaklıklardan, ani sıcaklık değişimlerinden ve soğuk hava akımlarından
zarar görürler.
Çevre koşullarının istenilen düzeyde olmaması, tavukçulukta beklenen verimin
gerçekleşmemesine ve bu koşulların yarattığı olumsuzluğa bağlı olarak önemli düzeyde
ekonomik kayıplara yol açmaktadır. Tavuk yetiştiriciliğinde üzerinde önemle durulan
7
1. GĐRĐŞ Eda GÜLŞEN
ve verimi etkileyen çevre faktörlerinden birisi de kümes içi sıcaklığıdır (Tekinel ve ark,
1988a).
Tavukların vücut sıcaklıkları yaş, cinsiyet ve aktivitelerine bağlı olarak 41–42
°C arasında değişmekle birlikte ortalama 41,5 °C dolayındadır. Tavukların vücut
sıcaklıkları çevre sıcaklığından genellikle daha yüksek olduğu için vücut sıcaklığı ayarı
vücuttan ısı atılması yoluyla olur ve bu ayarlamada hayvanın metabolik ısı üretimi
kadar çevre sıcaklığı da etkilidir (Meltzer, 1983).
Hava sıcaklığı ve oransal nemi yüksek olan koşullarda tavukların iletim,
taşınım, ışınım, buharlaşma, dışkı ve yumurtlama ile dış ortama verdikleri ısı yeterli
olmayacağından vücut sıcaklıkları yükselme eğilimi gösterir. Bunun sonucunda da,
yem yeme istekleri ve dolayısıyla yem tüketimleri azalır, verimlerinde düşmeler
görülür.Yumurtacı tavuk kümeslerinde sağlanması gereken hava sıcaklığı değerlerinin
değişimi Çizelge 1.4 ‘te verilmiştir (Mutaf ve Sönmez, 1984) .
8
1. GĐRĐŞ Eda GÜLŞEN
Çizelge 1.4.Yumurtacı Tavuk Kümeslerinde Sağlanması Gereken Hava Sıcaklığı
Sıcaklık (°C) Yaş (Hafta)
Minimum Maksimum Optimum
1.Hafta 30 33 32
2.Hafta 28 32 30
3.Hafta 24 30 28
4.Hafta 20 28 26
5.Hafta 18 26 24
6.Hafta 18 25 22
7.Hafta 15 25 20
8.Hafta 12 25 18–20
9
1. GĐRĐŞ Eda GÜLŞEN
1.1.2.Oransal Nem
Hayvan barınaklarında uygun çevre koşullarının bir göstergesi olarak sadece
sıcaklığın alınması yeterli değildir. Hava sağlığı yönünden, hayvanların bulunduğu
ortamın oransal neminin de dikkate alınması gerekir (Ekmekyapar, 1993).
Yapılan çalışmalar göstermiştir ki, oransal nemin hayvanlar üzerinde olumsuz
etkisi iki şekilde olmaktadır. Çok düşük nem, ortamın tozlu olmasına dolayısıyla
hayvanlarda solunum yolları enfeksiyonlarına, yüksek nem ise sıcaklıkla beraber ve
özellikle 27 °C‘ nin üzerindeki değerlerde; solunumun güçlükleri ile birlikte ölüm
oranında artışlara neden olmaktadır (Lindley and Whiteaker, 1996).
Sıcaklığın verim üzerine olumsuz etkisi kümes içindeki oransal neme bağlı
olarak değişir. Kümeslerde sağlanması gereken oransal nem değerleri Çizelge 1.5’de
verilmiştir (Anonymous, 1987).
Çizelge1.5. Kümeslerde Sağlanması Gereken Oransal Nem Değerleri
Sıcaklık-Nem Dengesinde Esas Alınan Değerler
Oransal Nem(%)
Sıcaklık(°C) Oransal Nem(%)
60-75 17 75
60-70 18 70
50-70 20-25 65
10
1. GĐRĐŞ Eda GÜLŞEN
1.1.3.Hava Hızı
Tavukların vücut sıcaklıklarını ayarlamalarında hava hızının da önemli ölçüde
etkisi vardır. Hava hızının tavuklar üzerindeki etkisi hava sıcaklığı ve oransal nemi ile
çok yakından ilgilidir. Farklı hava sıcaklığına bağlı olarak optimum hava hızı değerleri
Çizelge 1.6’ da verilmiştir (Mutaf, 1980).
Çizelge 1.6. Hava Sıcaklığına Bağlı Olarak Hava Hızı Değerleri (m/S)
Sıcaklık(°C) Hava Hızı (m/s)
0 0,15
5 0,28
10 0,56
15 0,91
20 1,15
25 1,46
30 2,13
Çizelgede görüldüğü üzere hava hızı, hava sıcaklığına bağlı olarak artmaktadır.
Hava hızının artması, hayvanlarda vücut ısısının dış ortama atılmasının kolaylaştırır
(Mutaf ve Sönmez, 1984).
11
1. GĐRĐŞ Eda GÜLŞEN
1.1.4 Hava Temizliği
Kümes içi hava temizliği, piliçlerin gerek hijyenik koşullarda yetiştirilmesi,
gerekse verimleri üzerinde önemli ölçüde etkilidir. Hava hacimsel olarak ortalama %
75 azot, % 21,01 oksijen, % 0,03 karbondioksit ve çok az oranlarda da helyum, argon,
neon gibi gazlardan oluşmaktadır. Kümeslerde yeterli oranlarda havalandırma
yapılmadığında barınak ortamında biriken amonyak, hidrojensülfür, karbondioksit gibi
zararlı gazların hayvanların sağlıklarının bozulmasına ve üretimin azalmasına,
dolayısıyla verimlerinin düşmesine neden olur.
Zararlı gazlar içerisinde özellikle amonyak, hidrojensülfür, karbondioksit
gazlarının hayvanların gelişimi ve veriminde önemli etkiye sahiptir.
Bunlar içerisinde amonyak; renksiz, keskin kokulu, suda çözünebilen ve
havadan daha hafif bir gazdır. Barınaklarda oluşan amonyak gazının iki kaynağı vardır.
Bunlar; hayvanların sindirim sistemleri ve gübrenin mikrobiyolojik ayrışmasıdır.
Yapılan çalışmalar barınaklarda oluşan amonyak gazının önemli bir bölümünün
gübrenin mikrobiyolojik ayrışmasıyla oluştuğunu ortaya koymuştur. Bu nedenle
barınakların sık sık temizlenmesi ve uygun bir havalandırma sistemi ile bu gazın
kontrol altına alınabileceği, diğer deyişle amonyak gazı konsantrasyonunun hayvanları
etkilemeyecek düzeye indirilebileceği bildirilmektedir. Farklı değerlerdeki amonyak
gazı konsantrasyonunun insan ve hayvan sağlığı üzerine etkileri Çizelge 1.7 ’ de
verilmiştir
12
1. GĐRĐŞ Eda GÜLŞEN
Çizelge 1.7. Amonyak Gazı Konsantrasyonlarının Đnsan ve Hayvanlar Üzerindeki Etkileri( Nimmermark, 1984).
Amonyak Gazı Konsantrasyonu (ppm) Etkileri
10 Uzun süreçte bazı olumsuz etkilet
15 Đnsanlar için koku hissetme eşiği
20 Tavuklarda göz rahatsızlıkları
25–35 Bakıcılar kendilerini rahatsız hissederler
50 Üretim kapasitesinde düşme ve bakıcıların
gözlerinde sulanma
70 Canlı ağırlık artış hızı ve yemden
yararlanma oranlarında düşme
5000 Birkaç dakika içerisinde hayvanlarda
ölüm
13
2. ÖNCEKĐ ÇALIŞMALAR Eda GÜLŞEN
2.ÖNCEKĐ ÇALIŞMALAR
Türkoğlu (1995), Türkiye tavukçuluğunun durumu konulu çalışmasında, ülkemiz
tavukçuluğunun sorunlarının çözümü bakımından izlenmesi gereken politikaları şu
başlıklar altında toplamıştır:
1. Üretim tahminleri ve izlenmesi,
2. Üretimde verimliliğin iyileştirilmesi,
3. Kanatlı ürünlerinin pazarlanmasının iyileştirilmesi ve yıllık üretimin artırılması,
4. Tavuk ürünleri üretim ve pazarlama bordlarının kurulmasıdır.
Splittgerber (1960), Yumurta tavukları için en uygun oransal nemin % 65 - 70
aralığında olması gerektiğini bildirmiştir
Ebbell (1961), Yumurta tavukları için en uygun oransal nemin % 60 - 70
dolaylarında olduğu bildirilmiştir.
Kalich (1962), Barınak içerisinde yüksek bir randımanın, ancak uygun bir
besleme ile birlikte, tavukların elverişli kümes içi çevre koşullarında bulundurulması
gerektiğini, kümes içi çevre koşullarının da; kümes havasını etkileyen fiziksel (sıcaklık,
nem, hava hareketi) ve kimyasal (havanın bileşimindeki karbondioksit ve amonyak)
faktörler olduğunu bildirmiştir.
Borchert (1963), Kümeslerde amonyak oranının max. % 0,01‘ i geçmemesi
gerektiğini bildirmektedir.
Valentine, 1964; Anderson ve ark., 1964; Hellickson ve walker, 1983,
Amonyak renksiz, ağır kokulu, havadan hafif ve suda çözülebilen bir kirleticidir.
Amonyak konsantrasyonu kümeslerde değişik ortam koşullarına göre farklıdır.
Rudolf ve ark. (1969), Kümes havasındaki amonyak oranının % 0,003-0,01’ in
üzerine çıkmaması gerektiğini bildirmişlerdir.
Wolfermann (1970), Hayvan barınaklarında üniform bir havalandırma için hava
giriş açıklıklarının hava çıkış açıklıklarından daha önemli rol oynadığını ve bunların
uzun yan duvarlara üniform bir şekilde dağıtılması gerektiğini bildirmiştir.
14
2. ÖNCEKĐ ÇALIŞMALAR Eda GÜLŞEN
Mutaf (1975), Kümeslerde doğal hava hızı, iç ve dış hava arasında sıcaklık ile
havanın giriş ve çıkış açıklıkları arasındaki yükseklik farkına, rüzgârın durumuna,
mekanik havalandırma sisteminde ise, fan kapasitesine ve hava giriş açıklığına bağlıdır.
Kümes içindeki hava hızının tavuklara olumsuz etki yapmaması için, bu hızın belli
sınırların üzerine çıkarılmaması gerekir. Bu durum ise kümes içindeki sıcaklık ve nem
değerlerine bağlıdır.
Patrick (1980 ; Ocak, 1998) , genel kural olarak, çevre ısısı artıkça piliçlerin suya
ihtiyaçları artar ve yem tüketimleri azalır. Tavuklar sıcak çevrede soğuk çevreden daha
fazla suya gereksinim duyarlar. Çünkü sıcak çevrede yem tüketiminin düşmesi, yem ile
alınan su ve metabolik suyu azaltacağından ilave su içme suyu ile karşılanmalıdır.
Charles (1981) , Kümeslerde izin verilen hava hızı, hava giriş noktalarında 2 m/s,
kümes içerisinde ise 0,2-0,6 m/s arasındadır.
Sainsbury (1981), Amonyak gazı kaygan yüzeylerde, sert-katı yüzeylere oranla
daha az problemler yaratmaktadır. Bunun nedeni de, amonyak gazının su içerisinde
yüksek çözünürlüğü olmasından ileri gelmektedir. Đnsanlar için amonyak gazının 50
ppm değerinde olması herhangi bir olumsuz koşul oluşturmadığı, bu değerin 50–100
ppm olması durumunda nefes alıp verme sırasında gözle görülür bir etki yapmadığı
belirlenmiştir. Amonyak konsantrasyonunun 100–200 ppm olması durumunda
hapşırma, solunum yollarında tahriş ve iştahsızlık yaptığı belirlenmiştir. Aynı
konsantrasyon seviyesinde kümeslerde ise tavuklarda gelişim yavaşlaması, iştahsızlık
ve göz tahrişlerine neden olduğu belirlenmiştir. Havalandırmanın iyi bir şekilde
gerçekleştirilmediği kümeslerde, amonyak konsantrasyonunun maksimum 50 ppm
olduğunda da aynı sorunlar görülmüştür.
Akkılıç ve Aksoy (1982), Türkiye ‘de tavukçuluğun ana sorunları isimli
çalışmalarında, sorunları, ıslah sorunu, üretim düşüklüğü sorunu, yem sorunu, barınak
sorunu, pazarlama ve entegrasyon sorunu, araştırmaların yetersizliği sorunu, bilgi
dağıtımı yetersizliği, sağlık sorunu ve eğitim sorunu, şeklinde sıralamıştır.
Özen (1986), Hava oransal neminin kümes içi çevre koşullarını etkileyen önemli
sorunlardan birisi olduğu, kümes içi havanın oransal neminin iki önemli kaynağının
hayvanların dışkıyla attıkları su ve solunumla havaya verdikleri su buharı
15
2. ÖNCEKĐ ÇALIŞMALAR Eda GÜLŞEN
olduğunu, kümeslerde bulunan nemin çoğunluğunun atlıkta, bir kısmının da havada
bulunduğunu bildirmiştir. Aynı araştırıcı gerek havada gerekse altlıkta bulunan nem
miktarının havanın oransal nemine bağlı olduğunu, oransal nemi düşük olan havanın
daha fazla nem emdiğini ve buna bağlı olarak altlığın nem düzeyinin kuru havalarda %
5–10 ‘ a düştüğü halde nemli havalarda %75–80 ‘ e ulaşabildiğini belirtmiş ve ilave
olarak altlık için normal sayılabilecek nem düzeyinin büyümekte olan hayvanlarda %
20-25, erginlerde ise % 10-30 düzeyinde olduğunu belirtmiştir
Anonymous (1989), yeterli çevre denetimi yapacak şekilde planlanmayan
kümeslerde biriken hayvansal artıkların ayrışımı ve hayvanların solunumu sonucu
ortaya çıkan çeşitli gazlar ile barınak ortamında oluşan toz, hayvan sağlığı ve verimini
etkileyerek önemli sayılabilecek ekonomik zararlara neden olduğunu, kümeslerde izin
verilen max. zararlı gaz konsantrasyonları, karbondioksit için 3300 ppm, amonyak için
50 ppm ve hidrojensülfür için 10 ppm olduğunu belirtmiştir.
Esmirger ve ark. (1990), su, doğrudan bir besin maddesi olmamakla birlikte,
hayvan vücudundaki en önemli kimyasal bileşiklerden biridir. Vücutta meydana gelen
tüm anabolizma ve katabolizma işlemleri, suyun bağlanması ve ayrışması ile oluşur.
Hayvan, vücudundaki yağların tamamını, proteinler yarısını kaybetse bile yaşayabildiği
halde, vücut suyunun yaklaşık onda birini kaybetmesi halinde ölebilir.
Ekmekyapar (1991), Kafes tavukçuluğunda gerekli havalandırma miktarlarını
yaz aylarında tavuk başına 6,6 m3/h, kış aylarında ise 1,2 m3/h olduğunu bildirmiş,
genel anlamda havalandırmayı barınak içi hava sıcaklık ve oransal nemini istenen
değerlerde tutmak, zararlı gaz, çeşitli mikroorganizma ve tozlarla karışan kullanılmış
kirli havayı dışarı atmak ve barınak ortamına yeterli miktarda temiz hava sağlamak
amacı ile havanın değiştirilmesi olarak tanımlamıştır.
Öneş ve ark. (1991), Hayvan barınaklarında üzerinde durulması gereken bir
konu da barınak içi ayrıntıları ile ekipmanların planlanması ve fonksiyonel planlama
ilkelerinin yerine getirilmesidir. Barınakların planlanmasında öncelikle hem hayvanlar
hem de diğer unsurlar için yeterli alanın bırakılması ve hatta gelecekteki genişleme
olanaklarının da göz önüne alınması gerekir.
16
2. ÖNCEKĐ ÇALIŞMALAR Eda GÜLŞEN
Wathes and Charles (1994), Kümes içerisindeki hayvanların etrafındaki havanın
kompozisyonu yetiştiricilik açısından önemlidir ve bunun uygulanması da
havalandırma ile gerçekleşir. Yetiştirme sürecince ortaya çıkan, hayvan sağlığı ve
üretimini etkileyen gazların en önemlileri amonyak, karbondioksit, su buharı, diğer
zararlı gazlar ve altlık içerisindeki mikroorganizmalardır. Bu zararlı gazların kümes
içerisindeki düzeyleri mutlaka göz önüne alınmalıdır. Bu kirleticiler genellikle düşük
konsantrasyon içerikle birlikte bazıları, özellikle amonyak gazı potansiyel olarak etkili
düzeylerde hayvan performansı ve sağlığı üzerine zararlı olabilmektedir Aynı
araştırmacı kümes içerisindeki gazlardan amonyak oranının önemli olduğunu, yüksek
amonyağın hem bakıcılara hem de kümes içerisindeki hayvanlara zarar verdiğini,
kümes içerisindeki amonyak oranı 15 ppm ‘ e ulaştığında zararlı etkilerinin görülmeye
başlandığını ve bu oranın 2 ppm ve daha üzerinde uzun süre kalmasının tavuklar için
oldukça zararlı olabileceğini belirmiştir.
Ayrıca kümes içerisindeki amonyak yoğunluğunun turnusol kâğıtlarıyla
ölçülebileceğini, nemlendirilmiş turnusol kâğıdının portakal renginden maviye doğru
değişmesinin ortamda bulunan yüksek amonyağın göstergesi olduğunu, bildirmiş ve
ortamdaki yüksek amonyak konsantrasyonunun uygun havalandırma yöntemleri, gübre
ve altlıkların daha sık temizlenmesi ile giderebileceğini bildirmiştir.
Alagöz ve ark. (1996), Barınaklarda amonyak gazı hayvanların dışkılarının
altlıkta birikmesi ve havasız koşullarda ayrışması sonucunda ortaya çıkar. Diğer bir
deyimle amonyak gazının orijini dışkı ve hayvanların altına serilen altlık
malzemesinden ortaya çıkan biyolojik aktivitedir. Altlıkla ortaya çıkan bu aktiviteye,
altlığın barınakta kalma süresi, havalandırma oranı, sıcaklık, nem ve hayvanların
barınak içerisinde yerleşim sıklığı etki etmektedir.
Hendriks ve ark. (1997), Hollanda hükümeti hayvan barınaklarında oluşan,
amonyak gazının 1980 yılı ile kıyaslandığında 2000 yılında % 50, 2005 yılında ise %
70 oranında azaltılmasını planlamıştır. Bu proje kapsamında yürütülen çalışmalarda
hayvan atıklarındaki PH oranının düşürülmesi başarılmıştır. Hayvanların atıklarındaki
PH oranının düşmesine onların besinlerine katılan kalsiyum karbonat ve asit tuzlarının
karışımı neden olmuştur. Yürütülen çalışmalar sonucunda hayvanların atıklarından
yayılan amonyak gazı % 30 oranlarında azaltılmıştır.
17
2. ÖNCEKĐ ÇALIŞMALAR Eda GÜLŞEN
Wicklen ve ark. (1997), Kümeslerde havanın, yüksek oranda solunabilir ve
zararlı gazlar içerdiğini, bu gaz konsantrasyonlarını azaltmak için bazı yöntemler
kullanılabileceğini belirterek, laboratuar koşullarında büyütülen kümes hayvanlarının
farklı hava koşulları uygulamalarına maruz bırakıldığını, barınaklardaki havalandırma
sistemlerinin bu uygulamalarına tepkisini ölçmek için farklı metotlar kullanıldığı ve
sonuçta canlı ağırlık artışı, beslenme durumu ve ölüm oranı gibi gözlemlerin yapıldığı
belirtilmiştir.
Turner ve ark. (1997), çiftlik hayvanlarında görülen solunum hastalıklarının
yaygın olmasında, havanın etkisinin belirlenmesi için, son zamanlarda geliştirilen
matematiksel /bilgisayar modellerle, mantık modellerinin birleştirilmesi gerektiğini,
domuzlarda görülen Anropik rinitisin (AR, bir solunum hastalığı) domuz
çiftliklerindeki havanın kalitesinden etkilendiğini, hava kalitesinin solunum kalitesini
etkilediğini bildirmişlerdir. Ayrıca bu araştırmada, enfeksiyon olasılığının bağışıklık
düzeyi, toz ve amonyağın etkisini değerlendirmek için kesin olmayan mantık ilişkisi
sunulmuştur.
Xue ve Chen (1999), Hayvan barınaklarındaki gübre depolarında oluşan
amonyak ve hidrojensülfür gazlarına oksidasyonunun etkisini araştırdıkları çalışmada;
laboratuar koşullarında hayvan gübrelerinden yayılan amonyak ve hidrojensülfür
gazlarının oranlarını ölçmüşler ve hidrojensülfürün toplam yayılma katsayısını
hesaplayarak, gübre yüzeyine uygulanan % 0,5 ‘ lik hidrojen peroksidin, amonyağın
yayılmasını % 70 azaltmasının yanında sıvı gübre yüzeyindeki amonyak oranını da
önemli düzeyde düşürdüğünü, ilave olarak amonyak gazının yayılmasındaki bu
düşüşün gübre yüzeyindeki PH oranının ve amonyak oranının düşmesinden
kaynaklandığını bildirmişlerdir.
Mutaf ve ark. (1999), Kümeslerde bioiklimsel çevrenin optimal sınırlara
yaklaştırılması ve doğal havalandırmanın etkinliğini artırmak için gerekli yapısal
boyutları şöyle belirtilmiştir. Binalardaki genişlik 12 m ‘nin üzerine çıkmamalıdır.
Mahya yüksekliği 4–5 m‘ nin altında olmamalıdır. Mahyada sürekli havalandırma
boşluğu sağlanmalıdır. Yan duvarlardaki havalandırma boşlukları, uzun yan duvar
alanlarının % 50-60‘ ı dolayında olmalıdır. Radyasyonla olan ısı artışını düşük
düzeylerde tutabilmek için, saçak uzunluğu 0,7–0,8 m ‘nin altına düşürülmemelidir.
18
2. ÖNCEKĐ ÇALIŞMALAR Eda GÜLŞEN
Etkin hava çıkış boşluğu ile hava giriş boşluğu arasındaki oran en az ½
olmalıdır. Çatı eğimi 20 ° ‘ nin altına düşürülmemelidir. Duvar yüksekliği 2,8–3,0 m’
nin altında olmamalıdır.
Kristensen ve Wathes (2000), Amonyak gazının kümes hayvanlarına etkisini
araştırdıkları çalışmada, amonyağın kümes hayvanlarının yaşadıkları barınaklarda,
hava kirliliğine neden olan başlıca gaz olduğunu, insanlar için zararlı olan amonyak
düzeyinin 25 ppm olduğunu ve bunun hayvanlar için olandan daha yüksek olduğunu
belirtmişlerdir. Đlave olarak amonyağın canlıların gözlerindeki bazı zarlara ve solunum
sistemine zarar verdiğini, solunumla buluşan hastalıklara duyarlılığın arttığını ve
canlılarda davranış bozukluğuna yol açtığını ve kümes hayvanlarının sağlığı için
barınaklar içindeki amonyağın kontrol altında tutulması gerektiğini bildirmişlerdir.
Erensayın (2001), Ülkemiz koşulları ve olanakları dikkate alınırsa hayvancılık
sektörüne gereken önemin verilmesi gerektiği anlaşılır. Tavukçuluk da hayvancılık
içerisindeki faaliyet kollarından biridir ve ülke ekonomisine katkısı büyüktür. Küçük
ailelere yan gelir olmasına karşın çok büyük işletmelerde ürettikleri ürünlerle milli
ekonomiye katkıda bulunurlar. Ayrıca ülke insanımızın hayvansal protein ihtiyacını da
karşılar. Tavukçuluk entegre tesislerde işçi istihdam etmesiyle işsizliği önlemede
katkıda bulunmaktadır. Yapılan üretimi iç ve dış ticaretteki etkinliği, ihracat imkânı,
döviz gelirleri ile milli ekonomiye katkısı büyüktür.
Yıldız ve Öner (2001), Kafes tipi kümeste kış ve yaz üretim dönemlerinde amonyak
gazı konsantrasyonu birbirine yakın değerde (2-4 ppm) olup hayvanlar için önerilen
sınır değerlerinin altında bulunmaktadır. Yaz döneminde ise bu oran (4-12 ppm)’dir.
Yılmaz ve ark.,(2001) Hayvanlar için zararlı olan bu gazların barınak dışına
atılmasında tek çözüm yolu havalandırmadır. Kümeslerinde havalandırma sistemlerinin
doğru biçimde projelendirilmesi ve çalıştırılması ile hayvanlara daha temiz ve sağlıklı
ortamlar sağlanabilir.
19
3. MATERYAL ve METOD Eda GÜLŞEN
3.MATERYAL ve METOD
3.1. Materyal
Sıcak iklim koşullarında iyi yalıtılmış kümeslerde bile iç ortam sıcaklığı 30 oC ’
nin üzerine çıkabilmektedir. Bu sıcaklık değeri tavuklar için uygun sıcaklık aralığının
üzerinedir. Yüksek ortam sıcaklığı tavuklarda ısı stresine neden olur. Isı stresine bağlı
olarak da tavukların yem tüketimleri azalır, verim, gelişme ve sağlıkları olumsuz yönde
etkilenir. Bu durumun önlenmesi ve sıcak yaz aylarında üretimin sürdürülebilmesi için
kümesler tünel havalandırmalı olarak yapılmaktadır. Uzunluğu 60 m’ nin üzerinde olan
bu kümeslerde kirli iç ortam havası aspiratörlerle emilerek dış ortama atılır. Kümes
içerisinde yaratılan düşük basıncın etkisi ile temiz dış ortam havası özel açıklıklardan
kümes içerisine alınır. Bu işlem sırasında kümes içerisinde hareket eden havanın hızı
0,5-2,5 m/s arasında değişir. Bu yüksek hızlı hava nedeniyle tavuklarda serinletme
etkisi yaratılır. Kümes içerisindeki yüksek hızlı hava hareketinin yeterli olmadığı
koşullarda evaporatif serinletme sistemlerinden yararlanılır.
Çalışma, bölgede seçilecek bir kümeste yürütülmüştür. Akdeniz bölgesi de sıcak
iklim kuşağında yer almaktadır. Bu nedenle bölgedeki kümeslerin birçoğu tünel
havalandırmalı tipte olup evaporatif serinletme sistemleri bulunmaktadır. Kümesin
seçiminde bu iki önemli özellik yanında işletmenin ulaşım kolaylığı da dikkate
alınmıştır.
3.1.1. Ölçüm Yapılan Kümesin Özelliği
Gerekli ölçümler, Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Araştırma ve Uygulama Çiftliğinde seçilen yumurtacı tavuk kümesinde yapılmıştır. Seçilen kümeste iki adet bölme bulunmaktadır. Bunlardan birinci bölme,6500 kapasiteli, ikinci bölme ise 5100 kapasitelidir. Mevcutta bulunan 5232 adet yumurtacı tavuk kümesinde ölçümler yapılmıştır. Ayrıca 200 adet yumurta tavuğu ise açıkta doğal ortamda yetiştirilmektedir. Günlük ortalama 5000 yumurta üretilmektedir. Ele alınan bu işletmede birden fazla kümes bulunmasına karşın ölçümler seçilen uygun yumurtacı tavuk kümesinde yapılmıştır.
20
3. MATERYAL ve METOD Eda GÜLŞEN
Şekil 3.1. Ölçüm yapılan kümesin iç görünümü
21
3. MATERYAL ve METOD Eda GÜLŞEN
Şekil 3.2. Ölçüm yapılan kümesin yan görünümü
22
3. MATERYAL ve METOD Eda GÜLŞEN
Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Araştırma Uygulama Çiftliğinde ölçüm
yapılan kümesin özellikleri Çizelge 3.1.’ de verilmiştir.
Çizelge 3.1. Ölçüm Yapılan Kümesin Genel Ölçüleri
Kümes Uzun Ekseni Doğu-Batı
Kümesin Uzunluğu 24 m
Kümesin Genişliği 12m
Kümesin Yüksekliği(yan duvar (h)/çatı (hm)) 2,45m - 1,2 m
Çatıdaki hav. Açıklıklarının tip ve boyutu (m X
d)
Fener tip 0,60mX1m
Doğu duvar üzerinde pencere (yük. X uzunluk X
sayı)
Yok
Batı duvar üzerinde pencere (yük. X uzunluk X
sayı)
Yok
Kuzey duvar üzerinde pencere (yük. X uzunluk
X sayı)
1,10m X 4,60 m 4 adet
Güney duvar üzerinde pencere (yük. X uzunluk
X sayı)
1,10m X 4,60 m 4 adet
Toplam pencere alanı (m²) 40,48
Kümes taban alanı(m²) 288
Kümes hacmi (m³) 878,4
Pencere alanının taban alanına oranı (%) 14
23
3. MATERYAL ve METOD Eda GÜLŞEN
4,0 m 80 m
4,25 m
12 m
Şekil 3.3. Kümesteki fanların yerleşimi
Kümesin Kuzey ve Güney duvarları üzerinde açıklıklar mekanik kumandalı
brandalarla açılıp kapatılmaktadır. Kümesin batı duvarı üzerindeki daha etkin bir
havalandırma yapabilmek için 130 cm çapında 2 adet fan (aspiratör) bulunmaktadır.
Zaman saatli olan bu fanın çalışması işletme sahiplerince ayarlanmaktadır.
24
3. MATERYAL ve METOD Eda GÜLŞEN
Kümeste Nisan-Mayıs ayında yapılan ilkbahar ölçümlerinde yumurta tavuğu
sayısı 2000 adet olup tavukların ortalama canlı ağırlıkları 1600g’dır.
Aynı kümeste Haziran ayında yapılan yaz ölçümünde ise yumurta tavuğu sayısı
1700 adet olup tavukların ortalama canlı ağırlıkları 1500 g’ dır.
3.1.2. Ölçüm Cihazı
Seçilen kümeste amonyak gazının değerini ölçmek için INDUSTRĐAL
SCĐENTĐFĐC cihazı kullanılmıştır. PPM veya % seviyede okuma sağlar. Ölçüm aralığı
ise 0-100 ppm dir. En az 1 yıl veri inceleme özelliğine sahiptir.
Ölçüm cihazı kümesin dışında aspiratör önüne belirli uzaklıklarda 2 adet olmak
üzere yerden yaklaşık 1,5 m yukarıya yerleştirilmiştir. Ölçüm cihazının görünümü
Şekil 3.4 ‘ de verilmiştir.
25
3. MATERYAL ve METOD Eda GÜLŞEN
Şekil 3.4. Ölçüm cihazının önden görünümü
26
3. MATERYAL ve METOD Eda GÜLŞEN
3.1.2.1. Ölçüm Cihazının Özellikleri
• Bir sene veri tutma kapasitesi (minimum),
• Standart STEL ve TWA,
• Docking Station (veri transfer ve oto kalibrasyon seti ) uyumluluğu,
• Ömür boyu garanti,
INDUSTRĐAL SCĐENTĐFĐC- OLDHAM firmasının en yüksek kalite ve
güvenirlik standartlarına göre üretilen, tam donanımlı Gas Badge Pro var olan herhangi
bir gaz algılayıcısından daha fazla özelliklerle, gaz tehlikesine karşı ömür boyu koruma
sağlar. Cihaz çabucak hassas hissediciler sayesinde güvenli olmayan Amonyak (NH3)
gazının takibini yapar.
Gas Badge Pro bir kızıl ötesi (infared) ara birimi vasıtasıyla Docking Station,
Datalink and infaret yazıcı gibi yan ürünler ile daha basit ve otomatize kalibrasyon,
fonksiyon (darbe) testi ve veri indirme için doğrudan haberleşebilir. Standart STEL ve
TWA okumaları ve 1 yıla kadar yayılmış veri kaydı son 15 alarm olayını kaydeden bir ‘
olay defteri’ ile de donatılmıştır.
Sağlam bir kasanın içine yerleştirilen cihaz, RF (radyo frekans) bağışık, su
korumalı ve en uç seviyede dayanıklıdır. Bir sarsıntı korumalı üst kaplama cihazı,
birçok yıpratıcı endüstriyel ortamdaki son derece kötü kullanımlara karşı korur. Basit
dört tuşla kullanım düğmesi ayar, operasyon ve kalibrasyon işlevlerine kolay erişim
sağlar.
3.2. Metot
Çalışmada kümes dışında oluşan amonyak gazı değeri ile bunun kümes
çevresine yayılma durumunu işletme bazında alınan kümeslerde birisi yaz (Haziran
2009) diğeri ilkbahar (Nisan, Mayıs 2009) aylarında olmak üzere iki periyotta ölçüm
yapılmıştır. Bunun için INDUSTRĐAL SCĐENTĐFĐC marka gaz ölçer cihazı
kullanılmıştır. Gaz ölçümleri kümesin dışında belirlenen ve kümesten 1m ve 5 m
27
3. MATERYAL ve METOD Eda GÜLŞEN
uzaklıkta olmak üzere toplam 2 adet olarak yerleştirilen amonyak gazı ölçme cihazı ile
yapılmıştır. Cihazların yerden yüksekliği, bu gazdan etkilenecek insan ve diğer
hayvanlar dikkate alınarak 1,5 m olarak seçilmiştir. Bu yerleştirme ile amonyak gazı
konsantrasyonu fanların basma hattı boyunca (konsantrasyonun) değişim değerleri
belirlenmiştir. Amonyak havadan hafif bir gazdır. Bu nedenle açık ortamlarda
yükselme eğilimi gösterir. Bu özellik dikkate alınarak bir ön deneme anlamında
kümesin dışında ve fanların basma hattında düşey yönde ölçümler de yapılmıştır.
Ölçümler yaz ve ilkbahar aylarında olmak üzere seçilecek günlerde
tamamlanmıştır. Her bir ölçüm günü sabah 08: 00 öğleden sonra ile 16: 00 saatleri
arasıdır.
Gaz ölçümlerinin yapıldığı süreçte dış ortam hava sıcaklığı ile rüzgâr hızı ve
yönü de ölçülmüştür. Fan önünde havanın pedden geçiş hızının ölçülmesinde ± 0,01
m/s duyarlıktaki portatif bir anemometre (OMEGA HHF710) kullanılmıştır.
Ölçülen bu değerler Microsoft Office Excel’de grafik ve çizelgeler şekline
getirilip değerlendirilmiştir.
28
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Eda GÜLŞEN
4.BULGULAR ve TARTIŞMA
4.1. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Araştırma Uygulama Çiftliği
Yumurta tavuğu işletmesinde ilkbahar döneminde, yumurta tavuğu sayısı 2000
adettir. Ortalama canlı ağırlık ise 1600 g’ dır. Yaz döneminde, yumurta tavuğu sayısı
1700 adettir. Ortalama canlı ağırlıkları ise 1500 g’ dır.
Đşletmedeki kafes tipi yumurtacı tavuk kümesinde, Nisan ayında ölçülen
amonyak gazının zamana bağlı olarak değişimi ile kümes dışı sıcaklık değeri Şekil 4.1–
a ile Şekil 4.1-b‘ de gösterilmiştir. Mayıs ayında ölçülen amonyak gazının zaman bağlı
olarak değişimi ile kümes dışı sıcaklık değeri Şekil 4.2-a, Şekil 4.2-b, Şekil 4.2-c‘ de
gösterilmiştir. Haziran ayında ölçülen amonyak gazının zaman bağlı olarak değişimi ile
kümes dışı sıcaklık değeri Şekil 4.3-a, Şekil 4.3-b, Şekil 4.3-c‘ da gösterilmiştir.
Şekil 4.1–a’ nın incelenmesinden; ölçüm süresince kümes dışında amonyak gazı
değişim değeri sıfır (0) bulunmuştur.
Kümes dışı sıcaklık değerlerinin gün içerisinde zamana bağlı olarak değişimi ise
Şekil 4.1-b‘ nin incelenmesinden görülebileceği gibi gün içerisinde çok büyük bir
değişiklik göstermemektedir. Başka bir ifade ile sıcaklık değeri gün içerisinde 18 ile 23 oC arasında bulunmaktadır. Aynı şekilden oransal nemin 08:00 – 16:00 saatleri
arasında günün diğer saatlerine oranla daha yüksek olduğu görülmektedir.
Bir günlük periyotta amonyak gazının ulaştığı değer sıfırdır. Bu da bize kümes
dışarısında rahatsız edici bir kokunun oluşmadığını, kümes içerisinde ilkbahar
döneminde iyi bir gübre temizleme ve havalandırma sisteminin bulunduğunu
göstermektedir. (Şekil 4.1 a-b)
Şekil 4.2-a‘ nin incelenmesinden; ölçüm süresince kümes dışı amonyak gazı
oranının gün içerisinde farklı değerlerde bulunduğu dikkat çekmektedir. Amonyak gazı
10:00 -12:00 saatleri arası 1 ppm ile 2 ppm arasında, günün diğer saatlerinde ise 1 ppm
‘in altındadır.
Şekil 4.2-b‘ nin incelenmesinden; ölçüm süresince kümes dışı amonyak gazı
oranının gün içerisinde farklı değerlerde bulunduğu dikkat çekmektedir. Amonyak gazı
10:00 – 12:00 saatleri arasında 1 ppm, günün diğer saatlerinde ise 1 ppm ‘ in çok
altındadır.
29
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Eda GÜLŞEN
Kümes dışı sıcaklık değerleri gün içerisinde zamana bağlı olarak değişimi Şekil
4.2-c ‘ de izlenebilmektedir. Şekil 4.2-c‘ nin incelenmesinden görülebileceği gibi 1m ve
5m uzaklıktaki sıcaklık değerleri 08:00- 12:00 saatleri arası günün diğer saatlerine
oranla daha yüksek olduğu görülmektedir. Aynı şekilden oransal nemin 08:00- 12:00
saatleri arasında günün diğer saatlerine oranla daha düşük değerlerde olduğu
görülmektedir.
Bu grafiklere bakılarak akşam saatlerinde gündüz saatlerine oranla amonyak
gazının daha düşük olduğu görülmektedir. Bu durum; kümesin havalandırma
perdelerinin kapatılmasından dolayı dışarıya amonyak gazı çıkmamasındandır.
Bir günlük periyotta amonyak gazının ulaştığı değerler, sınır değerlerinin çok
altındadır. Bu da kümes dışarısında herhangi bir rahatsız edici bir kokunun olmadığını
kümesin içinin iyi bir şekilde temizlendiği ve planlandığını göstermektedir. (Şekil 4.2
a-b-c)
Şekil 4.3-a‘ nin incelenmesinden; ölçüm süresince kümes dışı amonyak gazı
oranının gün içerisinde ulaştığı değerler 10:00 -12:00 saatleri arasında başka bir ifade
ile gündüz saatlerinde 2 ppm’i göstermektedir. Bu oran günün diğer saatlerinde de 2
ppm dolaylarındadır.
Şekil 4.3-b‘ nin incelenmesinden; ölçüm süresince kümes dışı amonyak gazı
oranının gün içerisinde ulaştığı değerler 10:00 -12:00 saatleri arasında 2 ppm‘ i
göstermektedir. Bu oran günün diğer saatlerinde 1-1,5 ppm dolaylarındadır.
Kümes dışı sıcaklık değerleri gün içerisinde zamana bağlı olarak değişimi Şekil
4.3-c ’ de görüldüğü üzere 08:00 – 12:00 saatlerini kapsayan gündüz saatlerinde yüksek
olduğu, akşam saatlerinde ise düşüş gösterdiği görülmektedir.
Grafikler birlikte değerlendirildiğinde kümes dışı amonyak gazı oranının 8
saatlik periyotta önemli bir değişikliğe uğramadığını ve kümes içerisindeki
havalandırmanın iyi olduğundan dolayı kümes dışarısına zararlı düzeyde amonyak
gazının sızmadığını göstermektedir.
Yaz döneminde, birim alana düşen hayvan sayısı kış dönemine kıyasla daha az
olmasına rağmen, barınak dışındaki amonyak oranı birbirine yakın veya sınır değerlerin
altındadır. Bu da bize kümes içerisinde iyi bir gübre temizleme ve (doğal) havalandırma
sisteminin bulunduğunu göstermektedir. (Şekil 4.3 a-b-c)
30
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Eda GÜLŞEN
Anemometre (OMEGA HHF710) yardımıyla, kümese 1 m uzaklıkta hava hızı
miktarı ortalama 2,43 m/sn, kümese 5 m uzaklıkta ise ortalama 0,53 m/sn hava hızı
miktarı ölçülmüştür.
Sonuçta rüzgâr yönünün etkisi ile hava hızı miktarının düşük olması da ölçülen
amonyak gazının düşük çıkmasında etkilidir.
31
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Eda GÜLŞEN
Şekil 4.1 (a)
Şekil 4.1 (b)
Şekil 4.1. Araştırma Çukurova Üniversitesi Uygulama Çiftliğine ait kümeste ilkbahar döneminde kümese 1 m ve 5 m uzaklıkta zamana bağlı olarak amonyak gazının değişim değeri (a) ile kümes dışı sıcaklık değerinin değişimi (b)
0,00
6,00
12,00
18,00
24,00
30,00
36,00
08:00 10:00 12:00 14:00 16:00
Zaman (h)
Sıcaklık (ºC))
0,00
1,00
2,00
3,00
4,00
5,00
6,00
7,00
8,00
9,00
10,00
08:00 10:00 12:00 14:00 16:00
Zaman (h)
NH3
(ppm)
32
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Eda GÜLŞEN
Şekil 4.2. (a) Çukurova Üniversitesi Araştırma Uygulama Çiftliğine ait kümeste ilkbahar döneminde kümese 1m uzaklıkta zamana bağlı olarak amonyak gazının değişim değeri
Şekil 4.2. (b) Çukurova Üniversitesi Araştırma Uygulama Çiftliğine ait kümeste ilkbahar döneminde kümese 5 m uzaklıkta zamana bağlı olarak amonyak gazının değişim değeri
0,00
1,00
2,00
3,00
4,00
5,00
6,00
7,00
8,00
9,00
10,00
08:00 10:00 12:00 14:00 16:00
Zaman (h)
NH3 Amonyak
(ppm)
0,00
1,00
2,00
3,00
4,00
5,00
6,00
7,00
8,00
9,00
10,00
08:00 10:00 12:00 14:00 16:00
Zaman (h)
NH3 Amonyak
(ppm)
33
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Eda GÜLŞEN
Şekil 4.1.2. (c)
Şekil 4.2. (c) Çukurova Üniversitesi Araştırma Uygulama Çiftliğine ait kümeste ilkbahar döneminde kümes dışı sıcaklık değerinin değişimi
0,00
6,00
12,00
18,00
24,00
30,00
36,00
08:00 10:00 12:00 14:00 16:00
Zaman (h)
Sıcaklık (ºC)
34
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Eda GÜLŞEN
Şekil 4.3. (a) Çukurova Üniversitesi Araştırma Uygulama Çiftliğine ait kümeste ilkbahar döneminde kümese 1 m uzaklıkta zamana bağlı olarak amonyak gazının değişim değeri
Şekil 4.3. (b) Çukurova Üniversitesi Araştırma Uygulama Çiftliğine ait kümeste ilkbahar döneminde kümese 5 m uzaklıkta zamana bağlı olarak amonyak gazının değişim değeri
0,00
1,00
2,00
3,00
4,00
5,00
6,00
7,00
8,00
9,00
10,00
08:00 10:00 12:00 14:00 16:00
Zaman (h)
NH3 Amonyak
(ppm)
0,00
1,00
2,00
3,00
4,00
5,00
6,00
7,00
8,00
9,00
10,00
08:00 10:00 12:00 14:00 16:00
Zaman (h)
NH3Amonyak
(ppm)
35
4. BULGULAR ve TARTIŞMA Eda GÜLŞEN
0,00
6,00
12,00
18,00
24,00
30,00
36,00
08:00 10:00 12:00 14:00 16:00
Zaman (h)
Sıcaklık (C)
Şekil 4.1.3. (c)
Şekil 4.3. (c) Çukurova Üniversitesi Araştırma Uygulama Çiftliğine ait kümeste yaz döneminde kümes dışı sıcaklık değerinin değişimi
36
5. SONUÇLAR ve ÖNERĐLER Eda GÜLŞEN
5. SONUÇLAR ve ÖNERĐLER
Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Araştırma Uygulama Çiftliğine ait
yumurtacı kümeste minimum havalandırma debisinin uyguladığı ilkbahar döneminde
en yüksek amonyak konsantrasyonunun 1 ppm, maksimum havalandırma debisinin
uygulandığı yaz döneminde ise 2–3 ppm arasında olduğu belirlenmiştir.
Yaz döneminde kümes içerisinde artan iç ortam sıcaklık ve oransal nemine bağlı
olarak amonyak gazı konsantrasyonunun artması beklenirken artış olmamıştır. Bunun
nedeni yaz döneminde yüksek havalandırma debisine bağlı olarak iç ortamda oluşan
amonyağın dış ortama atılması ve kümes dışında daha çok hissedilmesidir.
Sonuç olarak, yaz döneminde havalandırma perdelerinin günün büyük bir kısmında
tamamen açık olması nedeniyle kümes içinde oluşan amonyağın kümes dışarısında
daha fazla hissedilmesine rağmen, araştırma yapılan kümeste en yüksek amonyak
değeri bile tavuklar için bildirilen sınır değerlerinin altında kaldığı gözlenmiştir. Bu
durum kümesteki tavuk sayısının tam kapasitede olması durumunda bile amonyak
değerinin izin verilen sınır değerleri içerisinde kalacağının göstergesi olarak
değerlendirilmiştir.
37
KAYNAKLAR
AKBAY,R.,TÜRKOĞLU, M., ALTAN, A., ve SÜNER, E., 1990. Türkiye
tavukçuluğundaki gelişmeler, sorunlar ve çözüm yolları. Türkiye Ziraat
Mühendisliği Üçüncü Teknik Kongresi. 8–12 Ocak 1990, ANKARA
AKKILIÇ, M., 1982.Uluslararası Bilimsel tavukçuluk kongresi. 24–25 Mayıs Bildiriler
Ankara. S. 25-30 .
AKKILIÇ, M., AKSOY, F., T., 1982. Türkiye’ de Tavukçuluğun Ana Sorunları.
Uluslar -arası Bilimsel Tavukçuluk Kongresi. 24-25 Mayıs. ( 27–33 ).
Ankara.
ALAGÖZ, T., 1983. Çukurova Bölgesi Tavukçuluk Đşletmelerinde Kümeslerin
Durumu, Özellikleri ve Bölge Đklim Koşullarına Uygun Kümes Planlarının
Geliştirilmesi Üzerinde Bir Araştırma. Doktora Tezi, ADANA.
ALAGÖZ, T., KUMOVA, Y., ATILGAN, A., AKYÜZ, A., 1996. Hayvancılık
Tesislerinde Ortaya Çıkan Zararlı Atıklar ve Yarattığı Çevre Kirliliği Üzerine
Bir Çalışma.M.Ü. Mühendislik fakültesi Tarım- Çevre Đlişkileri Sempozyumu
Bildiri Kitabı, Mersin, s. 441–448.
ANONYMOUS, 1987. Hayvan Barınakları Isı Tecridi ve Isıtma Kuralları. Türk
Standartları Enstitüsü, ANKARA
ANONYMOUS, 1989 . DIN 18910. Norm- Vorlage, Waermeschutz Geschlossener
Staelle Waermedaemmung und Lüftung Planungsund
Berechnungsgrundlagen
ANONYMOUS, 1993a. Broiler Production. Poultry Production Programs, USA, p.3–5.
ANONYMOUS, 1996c. Đstatistik Göstergeler. T. C. Başbakanlık Devlet Đstatistik
Enstitüsü , DĐE Matbaası, ANKARA, 445 s.
ANONYMOUS, 1998a. Đstatistiklerle Türkiye 1998. T. C. Başbakanlık Devlet Đstatistik
Enstitüsü, DĐE Matbaası, ANKARA, 105s.
ANONYMOUS, 1998b. Production Yearbook 1996. FAO, Rome, Italy.
ANONYMOUS, 1999a. T. C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı ĐGEME BĐM
Kayıtları, ANKARA.
38
BALABAN, A., E. ŞEN, 1988. Tarımsal Yapılar. Ankara Üniversitesi, Ziraat Fakültesi
Yayınları, No:1083, Ders Kitabı:311, Ankara.
BALABAN, A., E. ŞEN, 1979. Tarımsal Yapılar. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Yayınları No.721. Ankara Üniversitesi Basımevi. ANKARA.(244s.)
BORCHERT, K. L., 1963. Hühnerstaellen und Geregeltes Stallklima. Sonderdruck aus
Bauen auf dem Lande. H. 7, S. 1-10.
CHARLES, D. R., 1981. Practical Ventilation and Temperature Control for Poultry.
Environmental Aspects of Housing For Animal Production, England, p. 183–
185.
EBBELL, H., 1961. Standardisierung der Umwelt als Weiterentwicklung der
Intensivhaltung. Deutsche Geflügelwirtschaft, Nr. 15, S. 13.
EKMEKYAPAR, T., 1993. Hayvan Barınaklarında Çevre Koşullarının Düzenlenmesi.
Atatürk Üniversitesi Yayınları, No: 698, Erzurum, s. 76–78.
EKMEKYAPAR, T., 1991 . Hayvan Barınaklarında Çevre Koşullarının
Denetlenmesi. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları. Erzurum.
ERENSAYIN, C., 2001. Yeni Tavukçuluk Bilimi. Nobel Yayın Dağıtım, 324 s,
Ankara.
ESMINGER, M.E., OLFIELD, J.E., HEINEMANN, W.W., 1990. Feeds and
Nutrition.Second Edition, California.
HENDRIKS, J. G. L., VRIELINK, M. G. M., and PEET- SCHWERING, C. M. C.,
1997. Reucing Ammonia Emission From Pig housing by adding Acids Salts to
the Feed. Livestock Environment. Proceedings of fifth ınternational
Symposium, Bloomington, Minnesota. May 29-31. P. 65-70.
KALICH, J., 1962. Die Bedeutung des Stallklimas für die Leistung des Geflügels.
Sonderdruck aus Tierarztliche Umschau, 17, S. 33–34.
KRISTENSEN, H. H. , and C. M. WATHES, 2000. Ammonia and Poultry
Welfare : A Review. World ‘ s Poultry Science Journal. Vol. 56. P. 235–
245. September.
LINDLEY, J.A., and J,A. WHITAKER, 1996. Poultry Housing. Agricultural Building
and Structures, USA, p.581–582.
MELTZER, A., 1983. The Effect of Body Temperature on The Growth Rate of
Broilers. British Poultry Science, 43:33–44, London, England.
39
MUTAF, S., ALKAN. S., DOĞAN. Ş., 1999. Sıcak Yörelerdeki Kümeslerin
Đklimsel Projendirme Đlkeleri. Uluslararası Tavukçuluk Fuarı ve
Konferansı. 3-6 Haziran . 100–109 syf, Đstanbul.
MUTAF, S., 1975. Đzmir Đlinde Bazı Tavukçuluk Đşletmelerinde Kümes Đçi Çevre
Koşulları Üzerine Bir Araştırma. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları
No: 261, Đzmir, 134s.
MUTAF, S., 1980. Buharlaşma Đle Serinletmenin Kümes Đçi Çevre Koşullarına Etkisi.
E.Ü. Ziraat Fakültesi Yayınları No. 341, Bornova- Đzmir.
MUTAF, S., R.SÖNMEZ, 1984. Hayvan Barınaklarında Đklimsel Çevre ve Denetimi.
E.Ü. Ziraat Fakültesi Yayınları No. 438, Bornova- Đzmir.
MUTAF, S., R.SÖNMEZ, 1984. Hayvan Barınaklarında Đklimsel Çevre ve Denetimi.
E.Ü. Ziraat Fakültesi Yayınları No: 438, Bornova- Đzmir.
NIMMERMARK, S., 1984. Fukt-og Varmeproblem i Varphöns-och
Slaktkycklingsstallar. (Moisture and Heat Production in Animal Houses for
Hens and Broilers ). Swedish University of Agricultural Sciences.
NORT, M. D., D.D.BELL, 1990. Commercial Chicken production Normal. An Avi
Book Published by Van Nostrand Reinhold, Newyork.
ÖNEŞ, A., OLGUN, M., MUTAF, S., ÇĐLĐNGĐR, Đ., 1991. Ülkemizde Hayvan
Barınaklarının Durumu ve Geliştirilme Olanakları, Ankara 17-19
Haziran 1991, Ankara, s. 193-204.
ÖZEN, N., 1986. Tavukçuluk (Yetiştirme, Islah, Beslenme, Hastalık, Et ve Yumurta
Teknolojisi). Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi yayınları No: 11.
Samsun. S. 330.
PATRICH, H., SCHAIBLE, J. P., 1980; Ocak, 1998. Poultry : Feeds and Nutrition.
AVI Publishing Com. Inc. Westport, Connecticut.
RUDOLF, M., BAEHR, H., and JENSCH, D., 1969. Veterinarhygienische
Arbeitsmethoden. Veb. Gustav Fischer Verlag Jena.
SAINSBURY, D.W.B., 1981. Health Problems in Intensive Animal Production.
Environmental Aspects of Housing For Animal Production, England, p. 439–
454.
SPLITTGERBER, H., 1960. Voraussetzung Einer Wirtschaftlichen
Junghennengeflügelmast. Deutsche Wirtschaftsgeflügelzucht 12, S. 119–121.
T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı ĐGEME BĐM Kayıtları, ANKARA (internet
adresi)
40
TEKĐNEL, O., KUMOVA, Y.,ALAGÖZ, T., DEMĐR, Y., 1988a Hayvan
Barınaklarının Planlanması. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yardımcı
Ders Kitabı. No: 10, Adana, 61 s.
TURNER, L. W., GATES, R. S., WATHES, C. M. , and AUDSLEY, E., 1997 .
Using Fuzzy Logic For Assesment of Dust and Ammonia Effects on
Swine Respiratory Disease. Livestock Environment. Proceedings of Fifth
International Symposium, Bloomington, Minnesota. May 29–31. P. 638-
645.
TÜRKOĞLU, M., 1995. Türkiye Tavukçuluğunun Durumu. YUTAV ’95 Uluslar
Arası Tavukçuluk Fuarı ve Konferansı. 14–21, Đstanbul.
WATHES, C. M., D. R.CHARLES, 1994. Comparative Climatic Requirements.
Livestock Housing, England, p.3–25.
WICKLEN, G. L. V., FOUTZ, T. L. , and ROWLAND, G. N., 1997. Respirable
Tissue Damage in Broilers Exposed to Respirable Aerosol Particles and
Ammonia. Livestock Environment. Proceedings of Fifth International
Symposium, Bloomington, Minnesota. May 29–31. P. 647–653.
WOLFERMANN, H. F., 1970. Untersuchungen von Isotermen Stroemungen im Stall
an Einem Wassermodel. Internationale Arbeitstagum Sektion 2. Gen. Belgien
band
ÖNER,Đ. ve Y.YILDIZ (2001), Đki farklı tip yumurta tavuğu kümesinde amonyak ve
hidrojen sülfür gazlarının oluşum düzeylerinin belirlenmesi üzerine bir
araştırma. Tarımsal Mekanizasyon 20. Ulusal Kongre Bildiri Kitabı Syf: 311-
315
YILDIZ,Y., A.K.G.GÜRDĐL, M.DAĞTEKĐN ( 2001) Adana çevresi etlik piliç
yetiştirme kümeslerinde amonyak ve hidrojen sülfür gazlarının oluşum
düzeyleri Tarımsal Mekanizasyon 20. Ulusal Kongre Bildiri Kitabı Syf: 317-
323
XUE, S. K., S. CHEN, 1999. Surface Oxidation For Reducing Ammonia and
Hydrogen Sulfide Emissions From Dairy Manure Storage. Transactions
of The ASAE. Vol. 42 (5): 1401 – 1408 .
VALANTINE, H., 1964. A. Study of Effect of Different Ventilation Rates on The
Ammonia concentration in The Atmosphere of Broiler Houses. British
poultry Science 5 (2): 149-159.
41
ÖZGEÇMĐŞ
1983 yılında Adana‘ da doğdum. Đlk, orta ve lise öğrenimimi Adana‘ da
tamamladım. 2002 yılında Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Tarım Teknolojisi Bölümünde Lisans
öğrenimime başladım ve 2006 yılında mezun oldum. 2007 yılında da Ç.Ü. Fen
Bilimleri Enstitüsü Tarımsal Yapılar ve Sulama Anabilim Dalında Yüksek lisans
eğitimime başladım ve halen eğitimime devam etmekteyim.