İdare evi- ankara sokak nos 7 tel: 2697 - lefkoşa memur...
TRANSCRIPT
U T 1
İdare Evi- Ankara Sokak Nos 7 Tel: 2697 - Lefkoşa
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa Vatandır.
Mithat Cemal Kuntay
Memur Nisbetinin TekrarYüzde 30-70 Gözden
Rnmlarverilecek 132,500 lirayı fuzulî masraf telâkki
Geçirilmesi [isteniyortatbiki sırasında 201 Türk için
ediyorlarZiirih ve Londra andlaş-
maların da kesin olarak tanınan ve anayasada da yer alan yüzde 30:70 memur nisbetinin tatbik edilme günleri yaklaşırken Rum dostlarımız dan yeniden çatlak sesler çıkmaya başlamıştır.
Rumlar yüzde 30:70 nisbe tini tekrar münakaşa ve müzakere mevzuu haline getirerek, ikinci bir tehire yol açmak ve vakit kazanmak istemektedirler. Cumhuriyet ida resini temelinden sarsabile- oek olan bu çatlak seslere Rum siyasilerinin kulak vermemeleri en büyük temennimizdir.
Aksi takdirde yüzde 30 : 70 njsbetinde karşılaşacağımız her hangi bir haksızlığa Türk toplumu olarak asla müsaade etmiyeceğiz.
Bağımsız Rum İşçiler Birliği Federasyonu Sekreteri, Bakanlara, Temsilciler Meclisi Rum üyelerine ve Rum Cemaat Meclisine gönderdiği muhtırada yüzde 30: 70 maddesinin aşağıda gösterilen sebeplerden dolayı mah zurlu olduğunu ileri sürmekte ve nisbî istihdamın tekrar gözden geçirilmesini istemek tedir.
“1) İş sahasının tamamı na siyasî mülâhazalar takdim etmekte,
2) 1058 Beynelmilel İşçiMuahedesinin farklı muamele
yapılmaması maddesini ihlâl etmekte.
3) Terfi hususunda rekabeti öldürmekte,
4) Türkler arasında iş fazlalığına ve Rumlarda iş sizliğe yol açmakla muhacerete sebep olmaktadır.”
Muhtırada ayrıca :“Nisbetin tatbik sahasına
konması, ulaştırma ile elektrik idarelerinde ve Su Encümeninde 281 Türkün istihdam edilmesini intaç ettirecektir ki, bu vergi vjren hal ka 132.500 liraya malolacak- tır’’ denilmekte ve sonunda.
“Türklere ayrılan yüzde 30 nisbetini yerine got;rmek için Elektrik idaresinin 98 bin liraya malolacak 220, U- laştırma idaresinin 2 1 bin lira ile 30 ve Lefkoşa ile Mağusa Su Encümenlerinin 13 bin 500 lira ile 31 Türke iş vermesi gerekecektir ki 281 Türk için 132 bin 500 lira fazla masraf olacaktır.” denilerek nisbî istidhamm tek rar gözden geçirilmesini istemektedir.
Bağımsız Rum işçi Birlikleri Federasyon Sekreterinin bu muhtırasına Rum siyasîle rinin kulak vermiyeceklerini temenni ederiz. Aksi takdirde yüzde 30 : 70 memur nis- betinde uğrayacağımız haksızlıklara Türk toplumu olarak asla müsaade «ımiyece-
, . m
"Ev ck t öv fKyo/.uUptov kin jıovt«pw»v '('p'/iMttutru ‘ Y o X o u p 7 İ < N s k K u t ' A v a « o / . « t v
«İKALARI İS.fcOTKlA
M €XM €T SIOYKPH■09* toAk 25 V
r " : ' S/e? T K uA K V K O IIA *
•« O A A U f*A M K AAA İT I*«<»*DW
• Ot«»AKA VAA İM A 1 *1 YH.
m a>a o n O M H X A H )K o r ı i K o m m k a i o o t h h aA İA KA O « KFHSIM
One of the largest and modern Glass Faclory in Mıddle and Near Ea$t..
filllIM I i lt< k ı; ı;v
MEHMET SHUKRI4 25 27 İplik Ptztr *
5 7 0 3 -P. Ov do* 16. * N I C O S I A
•• A lt KIMOI O f AffflOTC GIASSW A«L
• HOUIlMOtO O lA U W » A W .
• IN OU $T«tAl « O n L f l A NO G l A t S t S fO « EVIBY
Orders accepted and ex«cutfcd prompüy
Maksatlıdavranışlar
İSTANBUL NOT ÖOS- TANTİNAPOLİ Kıbrıs Fuarının Türkiye’ye ait pavyonda bulunan Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları Anonim Şirketi eşyalarının teşhir e- dildiği kısımda gelen ziyaretçilere Rumoa ve İngilizce (Türkçe yok) Rum basımev- lerinin birinde basılmış el 1-roşürleri dağıtılmaktadır. Fakat, broşürün Rumoa kısmında İstanbul'dan Kostan- tlnapolis diye bahsedilmekte dir!
Yaptığımız araştırma sonun da bunun Rum mürettipler tarafından kasten yapılmış olduğunu nfrrvnmiş bulunuyoruz.
öte yandan Kıbrıs Hava ■yollan Pavyonundaki afişler de de İstanbul’dan maksatlı olarak Kostantinopolis diye bahsedilmesi Türk: ziyaretçi-
Türklere satılık toprak yok!...
Geçen haftalar içinde Ayirini köyünde Be- delya; Mirti köyünde Balyomilo, ve Omorfo’- da Bunasi çiftlikleri. Rumlar tarafından Mir ti köyünde açık artırmaya çıkarılmıştı.
Fakat artırmaya giden civar Türk çiftçilerine, Rumlar ve manastır adamları : :‘Türkle- re artırma salâhiyeti yoktur! Size satılık toprak yoktur!” demiş lerdir.
Rumdan Ruma yoktur diyen dostlarımız buna ne buyururlar?
Salı günü törenla açılan h. Erkek Lisesi ve öğretmen Kolejinin yeni binasının görünüşü. “Herşeyden önce disiplin1
Muvaffak NecdetAmerika’ya
gidiyoriki yıldan beri Kibns Ame
rikan Akademi Birliği ve Kıbrıs Maden Şirketi tarafın dan çeşitli kollar için müştereken verilmekte olan bursla, Kıbrıs Kütüphaneler Uzmanı Bay Muvaffak Necdet 1 Ekimde Amerika’ya gidecektir.
Muvaffak Necdet, Amerika’nın Hannold Kütüphanesinde Kıbrıs Genel Kütüphaneleri için 5 ay staj görecek tir.
Salı günü açılan I/efkoşa Kız Lisesinde okul Müdiresi Leman Feridun konuşurken “11. Barakaya yer kalmadı.’
CEMAAT MECLİSİ VE İCRA HEYETİNİN TOPLANTISI
Geçen Cuma günü Rauf Denk taş’ın başkanlığında bir toplantı yapan Cemaat Meclisi, Başkan tarafından icra heyetine tayin edilen bakanları tasvip etmiş ve Rauf Denktaş’a ilk güven oyunu vermiştir.
Yeni bir tayin yapılana kadar Vakıflar Bakanlığım elinde tu-
RUM BASININDAN İBRET VERİCİ GÖZ AÇI CI S ÖZ L E R Tabiî Haklar Terkedilemez
Son günlerde Rum basınında mühim ifşaatlar var.Tanınmış Rumca gazetelerden Eleftheria, Bay Denktaş- ın mukadderatı tayin hakkının Enosise muadil olduğu ve yeniden taleb edilmesinin karşılık ve kan dökülmesine yol açacağı hakkındaki ihta- ıına, Kıbrıs Rumlarının mu kadderatı tayin hakkım ta- lebetmekten vazgeçmiyecek- leri şeklinde sert bir eevap vermiştir.
Maamafih Eleftheria, Kıb- rıslıların taleblerini siyasî araçlarla takibedeceklerine işaret etmektedir. Takip edi- lemiyeceği kat'î olarak be- 3 an edildiği zaman bile mukadderatı tayin hakkı terkedilemez. Tabiî haclar yazılı veya sözlü beyanlarla ilga
Magusa Limanına Türk Pilot t a y i n e d i l m e l i d i r
öğrendiğimize göre, Mağu sa liman dairesinde Ingiliz- lerden boşalan pilotluk mevkileri için üç tayin yapılmıştır.
Bunlardan biri Rum, İkincisi Yunanlı, üçüncüsü de bir îtalyandır ve üçü de iki yıllık bir kontrata bağlanmış iardır. Kontrat bittikten son-
Jeri üzmüş ve pavyon mes’ul- leriyle dakikalarca suren ayaküstü dalaşmalara sebep olmuştur.
Bu maksatlı davranışları cefretle karşılarız.
Yukarıdaki resimde, dağıtılan broşürün klişesi görülmektedir. Kavis içine alınan isim Rumeasında Kostantmo- polis, İngilizcesinde ise Istan İ>ul’dur.
ra muvazzaf kadroya alınabi lecek olan bu pilotlardan bir tanesi Lârnaka’da Chief Forts Officer mevkiine tayin edilmiştir. Bu durumda boş kalacak olan Mağusa’daki pilotluğa bir Türkün tayin edil mesi, ya da en erken bir zamanda Türkiye’den kıdemli bir pilot tayin edilmesi gerek mektedir.
edilemez ve istikbaldeki nesiller için beyannameler muteber sayılamaz.
Bay Denktaş siyasî adımların tahdid edilebileceğine "nanırsa bu, siyasi hayatın dünya üzerinden süinebilece ğine inanmak demektir.
Eleftheria bunları yazarken geçen günlerde kapanan F.thnos ise Türklerin Denktaş’a kulak vermemelerini tavsiye ediyor.
Bu ne perhiz, bu ne lâhana turşusu!
iacak olan Rauf Denktaş, ilk İcra Heyetine aşağıdaki meclis iijelerim tayin etmiştir. MALİYE îŞLERt BAKANI :
Avukat Hakkı Süleyman, EĞİTİM İŞLERİ BAKANI :
Dr. Ali Fikret.SOSYAL ve BELEDİYE
İŞLERİ BAKANI :Dr. Şemsi Kâzım.
KOOPERATİF İŞLERİ B A K A N I:M. Asım Behçet.Meclis, yeni teşkilâtın 20 Ey
lülden itibaren yürürlüğe girmesini onaylamıştır.
Daha sonra Rauf Denktaş, Ce maat Meclisinin İcra Heyetinin ana siyasetim belirten bir konuşma yapmıştır.
(Bu söylevin tam metni 3. cü sayfamızdadjr.)
Rauf Denktaş’ın söylevinden sonra Meclisin 6 daimi encümen üyelerinin seçimine geçilmiştir.
Encümenlere seçilen meclis üyeleri şunlardır :
MALİYE ENCÜMENİ :Hazım Remzi (Başkan),
(Devamı sayfa dörtte)
Mehmet Ali Pamir’in Kıbrıs’a tayini memnuniyet uyandırdı
Bildirildiğine göre, değerli Yurttaşımız Mehmet Ali Pa- mir, Türkiye’nin Kıbrıs Bü-
MEHMET ALİ PAMİR
Doktorsuz kalan Türk KöyleriHer hafta Mağusa kazası
Türk köylerine uğrayan kaza doktoru birkaç aydan be
ki düşünülmesi, hastahanelerde Türk hastalarına aksi muameleler halkımızı endişe-
ri Türk köylerine gitmediği, ye düşürmüştür, öğrenilmiştir.
Cumhuriyetin daha bir ayı Çaresiz durumda kalan m doldurmadığı bugünlerde Türk halkının ve hastalan- sağlık alanında meydana ge-1 nın haklı şikâyetinin bir an len muvazenesizlik, ırk far-1 önce düzeltilmesini bekleriz.
yükelçiliği Basın Müşavirliğine atanmıştır.
Kıbrıs’taki Türk Haberler Bürosunun da Müdürü olacak olan Pamir, 1949 yılın- danberi Basın Yay m ve Turizm Dairesinde muhtelif Mü dürlüklerde ve bir süre de Londra Büyükelçiliği Basın Ataşeliğinde bulunmuştur.
Kıbrıs dâvasının öncülerin den biri ola nMehmet Ali Pa mir’in Kıbrıs’a atanması, Türk toplumu arasında büyük sevinç ve memnuniyet
MAĞUSAHASTAHANESINDEKAPI-DIŞARI EDİLEN TÜRELER
İki Türk hastane kapısında öğleye kadar bekletilir. En son içeri alınırlar.. Fakat tam bu sırada içeriye bazı Rum kadınlar girer.
Bu anda Rum doktor Türklere: “Çıkınız, biraz sonra gelirsiniz” der. Türkler buna itiraz eder. Fakat Rum doktor öfkelenerek “çı kıp gidiniz, Türk doktoru bulunuz. Size bak- mıyacağım” diyerek kapıyı yüzlerine kapari
Mağusa hastahanesin de Türklere karşı her- zaman vukubulan bu saygısızlığa sağlık bakanının dikkatini celbe der ve Türklere karşı girişilen kötü hareketlere son verilmesini bek leriz.
........................................... .
18 İşsiz Üniversiteliye
iş bulunduBir süredenberi, yüzde 30-
70 memur nisbetinin bir türlü yürürlüğe girememesi yüzünden işsiz bulunan muhtelif Üniversite mezunu 18 gen cimize Cemaat Meclisi Başkanı Rauf Denktaş’ın direktifiyle, Cemaatimize bağlı müesseselerde iş bulma yoluna gidilmiştir.
Bu maksatla çarşamba günü Maarif Dairesinde, Maarif Müdürü Hüsnü Feridun ve Ziraat Mühendisi Cavit Ramadan’m başkanlığında gençlerle bir toplantı yapılmış ve genç mühendislerin bir kısmı, Kıbrıs’ın muhtelif bölgelerinde bulunan Ortaokul ve Liselere muvakkaten tabiat, tarım, kimya, fizik ve matematik dersleri vermek üzere atanmaları kararlaştırılmıştır.
Geriye kalan bir kısım mü hendis de branşlarına uygun olarak Ziraat ve Köycülük üzerinde köylünün plânlı ve pratik kalkınmasında yardım cı olmak üzere atanmaları uy gun görülmüştür.
1 Ekimden itibaren görevlerine başlayacak olan genç mühendisler yüzde 30-70 nis beti tatbik edilinceye kadar bu görevlerine devam edecek lerdir.
O IİO IIO IIO IIO IIO İİO IIO H O IIO IIO IIO IIO IIO IIO IIO IIO IIO IIO IIO IIO IIO II
(Steno bilenlere İ ihtiyaç var ITürkçe Steno bilen- |
lere çok ihtiyaç vardır. | İş arayan gençlerin |
daktilo ve steno bil- 1 meleri şarttır.
Steno ve daktilo bi- | lenler sür’atlerini artır- | mağa çalışmalıdırlar. |
■ l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l t l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l
uyandırmıştır.I I I O I I O I I O l l I l l O t i a i l l l lO IIO IIO IIO IIO IIO IIfl l ia il l l lO IIII I I I IO II O IIIIII I I I I I IH O li a i lO IIO IIO IIO IIO IIO IIfl l IO II O IIIIII I IO Ii a ilO IIO IIO IIfl l IO
Lâpta Islah Okulu Müdürü Bay Dimitrios PapadopuJos, Nacak yazarlarına izahat veriyor (Okula ait yazanız son sayfamızda)
MÜHİM NOKTALARIngilizler Kıbrıs’tan ayrılmışlar, yerlerini Kıb-
nslı Türkler ve Sumlar almışlardır. Sömürge idaresi son bulmuş, Cumhuriyet rejimi kurulmuştur. İdarede ve idare mekanizmasında çeşitli değişiklikler olmuştur. Birçok okuyucularımız gönderdikleri mektuplarda Anayasayı okuduklarım ve birşey anlamadıklarını ifade etmekte ve çeşitli sorular sormaktadırlar. Haklıdırlar, Anayasa nihayet bir hukuk diliyle kaleme alınmıştır.. Buna rağmen vatandaşlar kendi hayatlariyle ilgili devlet nizamlarını bilmek, anlamak mecburiyeti içindedirler. Bunu gözönünde tutarak bir okuyucumuzun sorduğu sorulan — bütün vatandaşlara faydalı olur düşüncesiyle — hukuk müşavirimizin hazırladığı cevaplarla aynen veriyoruz :
SORU : Cumhuriyet Rejiminde biz Kıbrıs Türk- | leri ‘Türk olarak mı yoksa Kıbnslı olarak mı biline- | ceğiz?
CEVAP : Kıbrıs halkı, Anayasaya göre Türk ve | Rum olarak iki cemaattan meydana gelir... Kıbnslı | diye bir kavram Cumhuriyet rejiminde yoktur.. Biz, ; y/ne eskisi gibi, Kıbrıs’ta yaşıyan, Kıbrıs idaresine or- | tak olan Türkleriz... Yeryüzünde Kıbrıs Milleti diye' | Bir millet yoktur ve olamaz.
Kıbrıs’ta Türkler ve Rumlar vardır.SORU : Resmî makamlara göndereceğimiz istida- |
lan yine İngilizce mi yazacağız?.. Ve biae yine îngi- | | lizce veya Rumca cevaplar yazıp Türkçeyi nazarı iti- I | bara almıyacaklar mı? ^
CEVAP : Yeni idarede Türkçe ve Rumca resmî | | çildir. Türkler her türlü muamelede Türkçeyi kulla- î | nacaklardır. Resmî makamların Türklere göndereceği | | yazılar da Türkçe olacaktır. Gönderilen yazı İngilizce | | veya Rumca olursa onu alan Türk o yazıda yazılan- | 1 lara uymaya mecbur değildir. Ve böyle hallerde ilgili | | makama müracaat ederek kendisine, kendi diliyle £ | hitan edilmediği için şikâyet etmek hakkına sahiptir. |
SORU : Millî günlerde Kıbrıs Bayrağını mı, yok- | | sa Türk Bayrağını mı çekeceğiz?| CEVAP : Her Türk istediği zamanda evine, dük- | İ kânına vesair müesseselerine Türk Bayrağını çekmek- ğ 1 te serbesttir. ;m£
SORU : Türklerin işlerini resmî dairelerde Türk | | memurlar mı, yoksa Rum memurlar mı yapacak?
CEVAP : Türklerin de işi bulunan Kaza Merkez- | | lerinde ve sair yerlerde her dairede Türk memurların | 1 da bulunması şarttır. Türklerin işini normal olarak I | Türk memurlar yapacaktır.. Lisan güçlüğü yoksa ica- | 1 bı halinde Rum memurlar da yapar.. Rumca bilmiyen f | Türkler için Türk memur getirmek mecburiyeti var- f | dır. Nüfusun büyük ekseriyetinin Türk bulunduğu | | bölgeler di memurların ekseriyeti de Türk olacaktır. | | Bütün nüfusun Türk olduğu köylere gidecek menıu- | | ııın Türk olması şarttır. Böyle yerlere gönderilen me- | | mur Rum ise o işi tehir etmek ve Türk memur | | istemek hakkına sahibiz.| SORU : Polis ve jandarma işlerinde Türklere ait || meselelerin tahkikatım kimler yapacak ve muameleyi | | yürütecektir?
CEVAP : Nüfusun ekseriyetinin Türk olduğu böl- | = gelerde ve köylerde yerleştirilecek polis, jandarma ve- 1 1 ya askerlerin Türk olması lâzımdır. Türklere ait iş- | | leri sadece Türk polis ve jandarmaları yapacaktır. | i Rum polis ve jandarmaları Türk evlerine giremez.. || Anayasanın bize verdiği haklan her Türk büyük |? bir titizlikle, icabında karşı koyarak müdafaa etmeli- 1I dir. :n a ı ıa ı ı ı ı ı a ı ı a ı ı a t ıa ı ıa ı ıa ı ı ı ı ı ı ı ı a t ı ı ı ı a ı ı ı ı ı a ı ı a ı ı a ı ı ı ı ı o ı ı o t ı a t ı a ı ı a ı ı a ı t a ı ı ı ı ı a ı ı a ı ı a ı ı a ı ı a ı ı a ı iB i ı a ı ı ı ı ı ı ı ı a ı ı ı ı ı a ı ı a ı t ı ı iB i ı a ı ı a ı ı
1930 - 60 YILLARINDA K I B R I S T Ü R K L E R İ
R. R. DENKTAŞvarlıklı bir kimseydi. Alayım sı bir şekilde gülerek “Ben bile kendi oğlumu okutmaktan aeizim. Sen babamdan bulduğun iiçbuçuk kuruşla nasıl avukat olursun? Avukatlığı kolay mı zannederdin? işte bal gibi memuriyet buldun; otur işine bak, yarın muvazzaf olursun, tekaüdi- yesi de var, deli olma” dedi. Bu “dost” tavsiyesi içime işledi. Her ne pahasına olursa olsun yüksek tahsile gitmeğe karar verdim, ve o gün Ingiltere’ye bir mektup yazarak, hukuka giriş formalarını istedim.
O zaman Ingiltere ile muhabere aylara muhtaçtı. Müracaatımın cevaplannı beklerken teselliyi tekrar Halkın Sesi’nde ve Dr. Küçük’te buluyordum.
Nihayet formalar geldi. A- cele ile doldurdum. Beni ta nıyan iki kişiden hüsnü ahlâk tavsiyesi istiyordu. Babamın meslekdaşı ve daire arkadaşı olarak gıyaben tanıdığım Hakim Halid Beye koştum. Derdimi anlattım. Ingiltere’ye gidecek kadar param var. Ondan sonrası ko lay, hem çalışır, hem okurum, dedim. Bir tavsiye kâğıdı rica ettim. Reddedileceğimi tahmin etmiyordum. Ha lid Bey çok titiz bir zattı ga liba... “Oğlum, babanı iyi ta nıyorum. Fakat seni tanımıyorum. Sana böyle bir tavsiyeyi veremem” dedi.
Teşekkür ederek aynldım. Kimsesizlik meğer ne zor bir
(Devamı sayfa d ö r tte
Monoton bir hayat; evrak, dosya etmek beni sıkıyordu. Babam gibi, bir hükümet me muru olarak perde arkası ça Lşmak istemiyordv m. Babamın acı tecrübesi ile öğrendiğim haksızlıklara karşı a- eıktan açığa bayrak açmak istiyordum. Serbest bir meslek sahibi olmak içn çırpınıp duruyordum. Bütün arkadaşlarımın hükümet; memıı ru olmak için çalıştıklarını, ve hükümet memuru olunca da “herşey tamam'’ diyerek başka birşey düşünmediklerini gördükçe üzülürdüm.
Memur olmak; tekaüdiyesi olan sağlam bir işe sarılmak l ütün gençlerin yegâne hed<' fiydi sanki... Ezelden beri cemaat derdimiz işte buydu. Ticarete atılmıyorduk, sanata girmiyorduk; serbojr mes lek seçmiyorduk., Net'.ce, her şeyimiz için Rum cemaatına muhtaçtık. En varlıklı babalar bile oğullarını memur o.'- mağa teşvik ederdi. Onları tüccar yapmak hayallerinden geçmezdi; sanata vermek kıi eüklük sayılırdı. Memur olmayan gençlere kız verilmez di. “Zaptiye” diye bilinen fes li ve 5 lira aylıklı polis erlerinin evlenme şansı sanatında ilerlemiş bir meslek adamından daha iyi idi.
Bir gün Söğüdün kahvesin de "Asilzadeler” yani Sir Mehmet Münür ailesine mensup, baba dostu geçinen bir muhterem zatın yanında sözü açıldı: Avukat olmak istediğimi söyledim. Kendisi
N A C A K
CUMA, 30 EYLtTL, 1960
Sayfa 2M İİlll l l l lI lI l lU K lg lll l ıK ıı ln l ı ı l t j lK lı ı l ı ı l l ı l ı ı l l ı l ln ı l ln l lH iH ll l l t iJ l I tH I l l l l l l l I t l I t l I l l I t l I l l lH II IH H Il lH 'lH 11! 11» ^
İ K T İ S A D Î H E Y E TNecati TAŞKIN
(K.T.I.B.P. Gene] Sekreteri)
Kıbrıs’ın Birleşmiş Milletlere üyeliğe kabulünü müteakip Adadaki durumu mahallinde tetkik etmek üzere Birleşmiş Milletlerin bir iktisadi heyeti Kıbrıs’ta bulunmaktadır.
Heyet başkanı, birkaç gün önce yaptığı bir açıklamada, işsizliğe temas etmekte ve artan işsizliğin mahiyetinin tetkik edileoeği bildirilmektedir.
Binlerce vatandaşın belini büken, aile yuvasını buzan, sefalete atan işsizliğin önlenmesi için hükümetin tahsis ettiği paranın kifayetsiz olduğunu defalarca söyledik. Fakat kulak asan olmadı ve imkânsızlıkban bahsedildi.
tşte, heyetin ele alacağı konulardan ilki. İşsizlik,adada birbuçuk yıldan beri devam etmektedir ve işsizliği giderecek çareler düşünülmesine rağmen maalesef şimdiye kadar yapıcı hiç bir adım atılmamıştır.
Mütehassıslar heyeti, işsizlik konusunu tetkik ederken, sendikaların görüşlerini de almalı ve raporlarını da ona göre tanzim etmelidirler. Şurası muhakkaktır ki, birbuçuk yıldanberi işsizlikle en ağır mücadeleyi, yapan sendikaların, işsizliğin giderilmesiiçin düşünceleri vardır.
İşsizliğin bertaraf edilerek, hicretin önlenme zamanı gelmiştir. Hicreti doğuran başlıca sebebin işsizliğin olduğu hatırdan çıkarılmamalıdır.
İktisadî heyetin hazırlıyacağı raporu acilen tetkik ederek hükümetin çareler almasını temenni eder ken, bu işin gecikmeğe tahammülü olmadığını bir kere
; daha hatırlatmayı lüzumlu görürüz.
K.T.K. FederasyonuBaşkanlığından
lngilterede Erkeklere mahsus üç yıllık Nörslük Kursu (S.BN.) için müracaat kabul edilmektedir.
Adaylardan aranan evsaf: t ) Lise veya muadili bir tâli okul mezunu olmak b) Tedrisatı takibedecek derecede İngilizce bilgisine
sahip olmak.ilgililerin tahsil durumlarını gösterir belgeleriy
le birlikte 1 Ekim, 1960 Cumartesi gün ö.e. saat 9-11 r.rasında Türk Maarif Dairesinde bulunmaları ilânolunur.
C A D E T
BİZE GELEN MEKTUPLAŞ
İşte bir işbirliği örneği daha'Rum vatandaşlarımız her
gün bar bar bağırıyor, "Tıirkler bizimle işbirliği yapmıyor veyahut yapmağa yanaşmıyorlar” diyorlar. Gazeteleri ha keza. Ama kendileri bunu sırf söz olsun diye söy lüyorlar. Bunları biz pek iyi biliyoruz. Türklere karşı devam eden muazzam boykot da Rumların bu işbirliği yap ma ruhlarını ortaya koyuyor. Aşağıdaki şu ufacık misalimiz bunu bütün çıplaklığiy- le gözlerimizin önüne bir kere daha serecek. Rumların işbirliği yapmak veya yapmama ideallerini ortaya koyacaktır.
Şöyle ki : Dün bir Rum vatandaşımız bı'lmiyerek, Baf la en büyük kereste v.s. tüccarı olan bir Tiirkten bazı çinkolar v.s. almıştır. Bu eşyaları Türkten aldığım gören Rum şoförleri, kendi ırk lanndan olan köylülerini kö yüne götürmekten kaçınmalardır.
Sokak ortasında eşyilari.v- le birlikte bekleyip duran ve adeta üzüntüsünden nğlıya- eak hale gelen Rum vatandaşımızı gören bir Türk şoförü onu kendi otomobiline alarak köyüne götürmeyi deruh te etmiştir.
Rum vatandaşımızı Allah acısın artık! Üstelik — Türk otomobiliyle geldi diye — bir de dayak yemesin!
Gördünüz mü işbirliği ruhunu? Ama bıınları tabiî biz değil daha ziyade Türk r>aşınma hücum eden ve her hususta Tiirkleri haksız gören ve göstermeğe çalışan Rum basını görsün ve ona göre kendi kendini ayarlasın. Haksız yere karşısındakine hücum etmesin, boş iftiralarla ve şişirilmiş sözlerle karşısındakini haksız göstermeğe çalışmasın...
ö. A. ÖZYÎĞÎT
istihsal ve çiftçilerimizin durumu. . i ...
II IU lU llia iillllllllllillllI ltlh lllI lillllllllllllllllllllia illlllllllllI llK llllltlIlllllllftjlI llllV lir illlılııiM lııa ıılıılııin ı,,
GENÇLİĞİN GÜRLIYEN SESİ :
Â
Kıbrıs’ta ekonomik işlerin en önemlisi tarımsal istîh saldir. Tarımsal istihsalin ö- ı>cmini teşkil eden başlıca özelliği de sürekli oluşudur. Bütün endüstri ve ticaret işleri tarımsal istihsalin yapılmasından sonra ortaya çıkan ve ancak onun varlığı ile yürüyebilen ekonomik çalışmalardır.
Bugün her memlekette en tabiî geçim vasıtası tarımdır. En geri kalmış memleketten kültürü en ileri memlekete kadar her yerde geçim yolla rmın en büyük payı tarıma düşmektedir. Endüstrisi ileri olan memleketlerde bile ya pılan sanat işleri madencilik müstesna olmak üzere, tarım, tamamen sanatladır. Bütün ham maddelerde tarımsal ü- ıünleri teşkil etmektedir Bunda en büyük pay çiftçinindir.
Böyle olmakla beraber yılın geri gitmesinden bu yıl çiftçilerimiz iyi istihsal yapamamışlardır.
Hattâ bazı çiftçiler ekMği tohumun parasını dahi saîH'.- yamamışlardır. Nerede kaldı toprağın kırası, toprağı işleme masrafları ve emek! Ya bankalardan şlınan para; ns. sil ve ne ile ödenecek?
Kötü duruma düşen ve ge leeeğe ümitsiz bakan bu çift çilerimizin durumu yeni Cum huriyette gözönünde bulun-
|lıuriyette gözönünde bulundurularak onlara gereken yardım yapılmalıdır. Eğer kooperatif ve ziraat bankala n çiftçinin bu hayatî sıkıntısını gözönünde bulundura- maz ve onun derdine çare bulamazsa çiftçilerimizin hali perişandır. Çünkü yapılan masrafların karşılığı alınamamıştır. Onların tek ümidi yapılacak istihsalde idi, bu da mümkün olmayınca her çiftçi gelirinden değil de cepten, ya da borçlanarak
Üter VEZİBOGLÜ
yemeğe başladı.Bazı çiftçilerin faizi ana
parayı yendi! Bu borçlarını ödemek için tarlalarını satmak zorunda kalan çiftçilerimiz az değildir. Ya tarlaya da sahip olamayıp icar ile çalışanlar? Çiftçi bu durumdan kurtulabilmek için hükümetten yardım beklemektedir.
Çiftçiye kredi sağlanması işi her memleketin ekonomisiyle ilgili olduğu için krediler ya serbest kredi bankaları veya hükümet tarafından idare edilen ziraat bankaları tarafından temin edilmektedir.
Bu yılki kötü durum, ele alınarak çiftçilere her türlü zirai yardımlar sağlanmalıdır. Çiftçilere uzun vadeli borç para temin edilmelidir. Ancak bunu yapmakla çiftçilerimizi ve ada ekonomisini çökermeden kurtarmak müm kün olacaktır.
ikinci mesele ise istihsal
ürünlerinin değerlendirilmesi problemidir. Bilindiği gibi lütün ada ekonomisinde en büyük rolü oynıyan faktörlerden biridir. Daha ziyade Karpaz bölgesinde yetiştirilen tütün adaya her yıl 100 bin liradan fazla bir gelir sağladığı aşikârdır. Fakat Karpaz bölgesinde yaşayanların geçiminde en büyiik ro ıü oynayan ve büyük emekle meydana getirilen tütünler yıllardan beri pek ucuz fıat- la satılmaktadır.
Gelen alıcılar çiftçiye istediği fiatı kabul ettiriyor. Çiftçi gelen alıcıya tütününü vermeğe mecbur oluyor! Çün kü başka alıcı yok. Eğer hükümet tarafından bir fiat tesbit edilmiş olsa vrya tütün leri de arpa buğday gibi koo peratifler almış olsa bu çıkmaz durum ortadan kalkmış olacaktır.
Bu sebeple Cumhuriyet id a resi Arpa ve Buğday gibi, tii tünleri de inhisarına alarak; tütüne gereken değer verilmelidir.
i
TÜRK KÖYLÜSÜNE MÜJDESayın Köylü,
Geçen yılın kuraklığının tesiri altında düşünüp üzül me, zaman gelip çatmış, toprak seni bekliyor. Ticarethanemiz ihtiyacınız için emrinizdedir. Tarlanıza lüzum olacak Modern ziraat aletleri bol kredilerle emrinize veriliyor.
Herhangi bir ihtiyacınız varsa Ticarethanemizin yalnız siz köylü kardeşlerin şerefine olmak üzere Bol Kredilerle yapmakta olduğu satışlardan faydalanınız.
Traktörler, Tohum Diskoları, Tırmıklar, Sapanlar, Li- bazma saçan hidrolik âletler, Disk Sapanlar, Yedek parçalar v.s., v.s...
Müracaat ERCÜMENT T AHIR ŞT1.
Telefon : 6480Londra Sokak No. 10
Lefkoşa
. “ C A D E T ”
DeLuxe Razor Blades
KarayagKöyümüze gelen üç yaban
cı, karayağ satıyordu.Kimse almağa kalkmadı.
E’akat millicî geçinen bir e- fendi, hemen dört teneke yığ alarak evine götürdü!
Bunun maksadı meğer, c’x kasından 2 şilin kârla yağı köylüye satmakmış!
Yabancılar köyden kaçınca efendi avaz avaz bağırmağa başladı: “Kara yağımvar; on şiline!”
Fakat, beklediği olmadı. Köylü kendisine : “Bize onu satacağına, kurşun sık daha iyi!!” dedi.
Erenköy
İktisadî Kalkınma Programımızİki yıldanberi Dublin Üniversitesinde iktisat tah
silinde bulunan arkadaşımız Mehmet Salih’in bu yazı serisi toplumumuzun iki yıl önceki çok farklı durumugözönünde tutularak kaleme alınmıştır.
Yazan : Mehmet SALİH£50,000 bir fabrika ve bir okul yapınız dese, durum şöy ledir :
Dünyaca meşhur Danimarka mamulâtı “CADET” tıraş bıçakUn adamıza vasıl olup, Türk çarşısında fevka - lâde ucuzluk ve üstün kalitesi bakımından hayret verici bir değişiklik yaratmıştır. Bir defa deneme bunu ısbata kâfidir.
Kıbns Genel ithalâtçıları BAŞMAN KARDEŞLER
j'-x . ' -■ MAGUSA
EN NEFİS TÜRK TÜTÜNLERİ ile
İMAL EDİLMİŞ OLANBİ Rİ NCİ
YENİ HA R MA N B OĞA Z İ Ç İÜSTÜN KALİTELİ SİGARALARINI
K İ N İ Z
KOMP OHerkes ondan bahsediyor.
Dünyanın ağrı dindiren en müessir ilâcı Kıbrıs’ta.K O M P O
— Başağrısına,— Nezle ve Gripe,— Adale, Lumbago - Romatizma ve Sinir ağrı
larına,— Diş ağrısına gayet faydalıdır.
Kompo’yu evinizde, işinizde, otomobilinizde daima bulundurunuz.
HARİKA BİR İLAÇ Diğer tevziatçıları:
HAŞAN ALÎ RÎZA ve OĞLU Müesseseler! :
VATAN ECZANESİ - Atatürk Meydanı — Tel. 2224.
Kalavason Beledivesiv
Rumlann elindeikinci defa olarak köyü
müzün derdini umumî efkâ ra ve alâkadar makamlara duyurmak istiyorum.
Köyümüz 1700 Ruma karşı 250 Türkten mürekkep bir köydür. Bnııca sene köydeki Rumların insafına terkedilmiş, ve şimdiye kadar köyümüze derdimizle yakından alâkalı tek şahıs ge'.me- miştir.
Köyde, Belediye için yılda 300 liralık bir vergi ödediğimiz halde; Belediye Başkanı Rum, süpiirgeci Rum, yol kenarlarım temizliyen, işçiler Rum, su makinesini işleten makinist Rum. yollan onarmak için alman işçiler yine Rum! Artık bıçak kemiği da yanmış, köylünün sabrı tükenmiştir..
Bunca zaman Ingiliz idare siydi. Bu idareden ne bek*i- yebilirdikf Lâkin şimdi, Cıım huriyet idaresinde Türk hak lan garanti altına alııımıs ol duğu halde, yine eskisi gibi haksızlıklar devam ediyor. Yoksa burası bir Yunanistan köyü müdür? Ne bekli vorlart Bu köyden göç etmemizi mit Asla! Ecdatlarımızın yattığı bu topraktan bir adım öteye gitmiyeeeğiz..
Kalavason köyü adına H. Çavuş
B İ L D İ R İSpor mevsimi için Cirit
Spor Sahasına kurulan büfe 4-10-1960 tarihinde kiralanacağından alâkadarlann yazı lı olarak Belediyemize tek lif name sunraalan rica olunur.Maftusa, 26.9.1960 Mağusa Türk Belediyesinden
Böyle bir bankanın yan' sehimleri Federasyon tarafından alınırsa, pek mühim iki fayda sağlıyacak.
1 — Hedeflerinden biri Ce maatı iktisaden kalkındırmak olan Federasyon, hem İktisadî durumumuzu plânlı bir şekilde geliştirebilecek kararları alacak, hem de için de büyük bir sözü bulunan Banka vasıtasiyle tatbikat sahasına koyabilecek.
2 — Federasyonun Bankada hissesi bulunması, Federasyonun büyük bir gelir kaynağı teşkil edecek. Şurası hakikattir ki bütün cemiyetler paralarını para olarak tutmuyorlar da para getiren doğuran, “investment” şeklinde tutuyorlar. Aklıma gelen şu: Türkiye hükümetimiz Kıbrıs Türklerine yardımın kısmım Federasyona böyle bir bankanın kurulmasını sağlıyacak. Meselâ Türkiye hükümeti yüksek tahsil, fakirlere yardım, mektep kur mak v.s. gibi hususlarda bize yardım ediyor, ama bu yapılan masraflarla bu işler bi ter bitmez para ortadan kay lnoluyor.
Halbuki Federasyona bu yardımlar bahsettiğim şekil-1 de ve maksat iein verilse her sene fakirlere yine yardım yapar, her sene yine yüksek tahsile talebe gönderdik ve yine paramız da orada kalırdı. Bankalar biliyoruz diğer şirketler gibi gelirlerinin bir kısmını “dividends” şeklinde ödiyor. Diğer bir kısmını da “undistributed profitts” şeklinde tutuyorlar. Nasıl olmasa her yıl en aşağı yüzde 10 dividends seklinde bir trolir ödenecek hissedarlara.
Bunun ikinci paragrafta bahsettiğim bir gelir kaynağı olması v.s. için tesiri ııasıl- dırt Türkiye hükümeti Federasyona sırf bu bankacılık iein £50.000 yardımda bulur, sa hu en aşağı yılda doğrudan doğnıva olarak £5,000 gelir getirecektir. Federasyona. Sonra esasen Banka bu parayı kalkınmamız iehı kullanacak değil mi? Türkiye’nin yardımından maksadı ayni değil mi? Türkiye’nin bize yapncağı yardımı bahset tiğim şekilde yapmasiyle doğ rudan doğraya hususi bir işin v^ya fabrikanın yapılması için yardım yapması a rasında dağ kadar fark ^ardır. Buna kısaca bir göz atalım. Türkiye bize işte size
Ancak £50,000 lık bir iş yapabiliyoruz, yani bu 50,000 lira para bu şekilde kısırdır, doğurmuyor, başka işlerin yapılmasını (ayni parayla) sağlıyamaz ve bu 50.000 lira kâfi gelmezse ve banka lardan borç para yapılırsa o zaman bir de faiz ödemek icap edecek. Sonra bu 50,000 lira diye bir anaparası olmayacak. Kısacası bu elli bin liranın ana para olarak belli bir yüzdelik nisbetinde geti receği daimî bir faiz şeklin de gelir yoktur ortada.
Gelecek olan kâr bu paranın yapılması için sarfedilen okul, yol veya fabrikanın yap tığı işten gelecek olan kârdır.
(Arkası var)
Gazi OrtaokuluBazı teknik sebeplerden do
layı Okulumuz 3 Ekim 1960 pazartesi günü saat 8.30’da açılacaktır. Birinci sınıflar yeni binada, ikinci vo üçüncü sınıflar muvakkat olarak eski binada öğretime başlıya- eaktır.
Keyfiyet öğrenci velîlerine saygıyla duyurulur.
Müdüı Fuat Havalan
f iT İ L U MPolis, Yangın, tehlike 999Federasyon 6292Türk Hastanesi 4000/4291Temsilcilik 5242Konsolosluk 2424Belediye 4403İşçi Birliği Federasyonu 5730 Çarşı Murakabe Dairesi 6477 Evkaf 2956Türk Refah Dairesi 4000/3132 Türk eğitim Dairesi 4000/3151 Türk Elektrik Dairesi Meteoroloji Dairesi Türk Hava Yollan LozanLefkoşa Kız Lisesi Lefkoşa Erkek Lisesi
337127564110493827843612
AYER İ BRAHİ M SAZ EVİ
Samimiyete, hakikata ve vazifeye davet i
Mutallip D. VUDALI 19
Gazeteler umumiyetle bir memleketin aynasıdır. | Bizde gazetecilik fedakârlık istiyen bir meslektir. Ga- 1 zete, halkın menfaatine hizmet etmelidir. Bunu böyle | kabul ettiğimiz için Cumhuriyet gazetesinin hayata | atılmasını memnuniyetle karşıladık. Her sayısını dik- | katle okudum ve şu kanaata vardım ki bu gazeto ce- 1 maatımıza hizmetten uzak kalmış, ve bu cemaat için = çalışanların şahıslarını lekelemeyi ön plâna almıştır. | Bu cemaat, derdin, meşakkatin içinde bocalamakta- i dır. İşsizlik ekseriyetin belini kırmıştır. Bir parça ek | nıeği sofrasında bulamıyanlann sayısı çok kabarıktır, | Haklarımız çiğneniyor, bizi imha etmek için dönen | entrikaların zincirleri halka halka daralıyor. Oemaa- § tın dertleri için, kısılmak istenen haklan için Oum- | huriyet gazetesinin bütün sayılarında kaç satırlık mü- § dafaa yer almıştır? HİÇ! Evlerimiz yıkılıyor, ağaçla- | rımız sökülüyor, dilimize saygısızlıkta bulunuluyor, | yine de bir dostluk havasını terennümden vazgeçmi- | yor bu gazete. Efendim yok Cumhuriyet idaresi böyle § emrediyormuş, yok demokrasi ruhu böyle icap ettiri- | yormuş ve hele hele 27 Mayıs İnkılâbını bir düziye | dile dolayarak kendisine bu tarihî günden şeref payı “ koparmak hayalinde gezinmesi... Yeter artık! Demok- § rasi arabasiyle kakokrasiye gitmenize gençlik müsa- | ade etmiyecetir. 27 Mayıs’ı tarihe maleden gençliğin i buradaki mevcudiyetinden haberdar değiller mi aca- | ba? Nedir bu parçalayıcı, hakikatlan perdeliyen neş- ! riyat? Neden Cemaatın dertleriyle değil de şahıslarla § meşgul oluyorsunuz? |
Bakınız son sayınızda neler uyduruyorsunuz : |“Bu gazete mensupları demokrasi umdelerine, hür |
fikirlere kurşun sıkıldığı, sopa sallandığı o karanlık | günlerde dahi....”. |
Cumhuriyet yedi haftalık neşriyat hayatında yu- | kanda yazdıklarım ispat edebilir mi? Yoksa kızıl em- | peryalizm ajanlanndan birkaç komünist bozuntusuna I karşı Atatürk gençliğinin “... ezilmelidir” vasiyetini 1
I unutmıyarak harekete geçişini mi demokrasi umdele- 1 i rJne, hür fikirlere sıkılan kurşun, sallanan sopa kas- j ; tediyorsunuz?
Gazetenizin hedefi neden Denktaş, Federasyon, j ; Gençlik Teşkilâtı ve Nacak olsun? Bu şahıs, kurum- [ ■ 1ar ve gazete bu cemaatın ne derece düşmanıdır ki, { i sizi böylesine harekete getiriyor? Yani bu cemaatın j i aleyhine uğraşan Denktaş, Nacak, Federasyon ve Genç j \ Uk Teşkilâtı öyle mi? Yapmayınız Cumhuriyet idareci i | İtri gülünç mevkiye düşmeyiniz. Yazdıklarınıza siz i [ bile inanmazsınız herhalde. Bu cemaat için siz ne yap- İ i tınız acaba? Biraz da onlan sıralasamza! Kahbe ihti- ; | ras! İnsanoğlunu ne derece düşürüyor da, düşen fariki i I olmuyor. Nerede kaldı samimiyet, nerede kaldı ce- i İ maata hizmet aşkınız? Demokrasi! Muhalefet! Hürri- i | yet! Bu sözleri neden suiistimal ediyorsunuz? Muhale- | İ fet ikaz eder, samimi tenkid eder ve cemaatın menfaat ] lan mevzuubahis olduğu zaman destekler baştakileri | ui. Siz bunu yapmadınız, yapamadınız baylar. Niyet \ lariniz yazdıklarınızda okunuyor. Efkân umumiyede j huzursuzluk yaratmak, halkı birbirine geçirmek ve î bunlarda muvaffak olduğunuz zaman Rum dostluğu- [ nun hacı ile mükâfatlandırılmak!
Doğru yola geliniz Cumhuriyet idarecileri. Sami- İ mi olunuz, hakikatlan yazınız; şahıslarla değil, ce- | n aat dertleriyle meşgul olunuz. Yapıcı tenkidlerinizi | iş başındakiler elbet te hoş karşılıyacaktır. Onları İ ikaz ediniz ve Cemaatın yaşamak mücadelesinde des- | tok olunuz. İş başındakiler de bizden bir parçadır. Siz | de oematın hizmetine giriniz. Bırakınız şahsî kin, ga- | ıaz, ihtiras ve menfaati bir yana. Sizi samimi işbirli- | ğme davet ediyoruz. Cemaat meselelerinde elele vere- I lim. Yok ki ellerinizi rum dostlarına verdiniz, dön l dünüz arkanızı cemaatın dertlerine, tepiyorsunuz.
27 Mayısın manâsını sizden daha iyi kavramış | Üniversite Gençliğinin bir ferdi olarak yazılarınızın | vermiş olduğu anlama göre, şahsî kin kokan ifadele- | rinizin uyandırdığı nefreti, cemaat davâlan uğruna | uğraşmakla hayranlığa tahvil etmenizi teklif edece- | ğim. '4. T®"*"”-' î l i u a i l l l l l l l l l l l t l l l l l l t l l l l i l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l l t i a t l l l l l t l l l i a i i l l l l l l l l l l l i a i l
T ü R K A Y K İ B R İ T L E R İ N İ
Mahmut Paşa Sokak No: 8 Lefkoşa (Hazır ve ısmar lama en iyi saz), (Divan sazı, Bağlama, cura, Notasız ve notalı öğreten kitaplar ̂ve her çeşit saz malzemesi)
K İ R E M İ T v e T U Ğ L AEn iyi cins tuğla ve kiremit yalnız Bali-
kitrede satılmaktadır. Dolu tuğlanın bini 3 lira, kiremidin ise 7 liradır.
İstekliler aşağıdaki adresten temin ede bilirler.
M EHM ET AZİZBALİKİTBE — LEFKOŞA
- - i Ş A M P U S U
(Bilhassa Denizden Sonra) sAÇLAsnnznr d ü ş m e s in i,
KEPEKLENMESİNİ, SERTLEŞMESİNİ ÖNLER...
YUMURTALI — LİMONLU
PRIDE ŞAMPUSUİngiltere’den sizin için ithal edilmiştir İthalâtçısı Türktür — Fiatı 3/5’dir
Tanınmış dtik&nlarda bulunur
Tercih ediniz
çünküPARAN IZ I T Ü R K İY E ’YE G Ö N D ER M İŞ OLURSUNUZ.Y A BA N C I M E M L E K E T L E R D E N ,T Ü R K İSM İ A L T IN D A İT H A L ED İLE N K İB R İT L E R E K A N M A Y IN IZ .
çUnküPA R A N IZ I Y A B A N C I M E M L E K E T L E R E G Ö N D ERM İŞ OLURSUNUZ.
Kıbrıs’ta yegâne Türk Kibriti
Tiirkay Kibritleridirİthalâtçı : DERVİŞ A. RAŞİT — Baf. Tel: 2116
Arasta Nu 67. Tel: 5286 — LEFKOŞA
Kıbrıs Türk Kooperatf Merkez Bankası Ltd.
Kıbrıs Türk K ooperatif M erkez Bankası Ltd. başta köy lü kardeşlerim iz olmak üzere, am ele, memur, öğetm en ve polis kuvvetlerim izin Ana Bankası ve ■"■Hî m üessesesidır.
Türk cem aatının tam m anası ile m alı olan bu miil> m üesseseyi, para yatırım ları ile desteklem eniz m illî bir vazifedir. Y atırım larınızı, köylerde ve kaza merkezlerin* d« K ooperatif Ş irketleri ve K ooperatif Bankalarına ve ay nca Lefkoşada K ıbns Tür^ K ooperatif M erkez Bankasın* veya Evkaf O teli A ltında bulunan Şubesine yapebilîrsı nis
OUMA, 30 EYLÜL, 1900- «ı- N A C A K Sayfe': 3
* M “ * l* ( l , l l l l l | I H I H l | | in u j ll „ l | ]ı r i l i : l I I I U |l l , i m i , 1l l l l l U IM II l l l I l l l l l , l l 1 lll l „ l lW ) |lI I I H I I I 1I I I I I U I U I U l l l l l l l l l l
Bize Gelen Bir Mektuba C E V A P
Federasyon, Federasyon olalı son Uç yılda Kıbrıs Türk halkına yapılan hizmetleri yapmamıştı. Son Uç yıl İçinde mtlü dâvanın önctllüfrflnü yapan; en acı günlerimizde yam- başımızda duran ; her derdimize derman olmaya çalışan Federasyon halk nazarında "HUkümet’e” muadil bir mües- st&e oldu. Karısı kaçan, nişanlıdan aynlan, İşsiz kalan, köyüne yol, okul istlyen, susuz kalan hep Federasyona koştu. Kendi İmkânları dahilinde Federasyon bunlara yardım elini uzattı. Gönüllü ordusu vasıtasiyle yapılmıyacak işler yapıldı. Evsiz, barksız İnsanlara evler temin edildi. Federasyon, her hareketinde haklıya haklı, haksıza haksız diyerek me- dfnl cesareti gösterdi. Yapamıyacagı işler hakkında vaid- lerde bulunmadı. Esasen prensibi Kıbrıs Türklerini ayni ülkü peşinde birleştirmek, gönül, kafa ve elbirliği çinde büyük işlere atılmak olan Federasyon, her fırsatta halkımıza ‘‘eğer elele verirsek bu işler olur, ayrılırsak, birbirimize düşersek bu işlerin sonu gelmez; düşmanlarımız bu ayrılığı körüklemektedirler” diye ikazlarda bulundu. Kimseye "Hatır ve gönül" alma için iş yapılmadı.
tş alanında mahalli teşebbüsler teşvik edildi. Türkün Türkü koruması prensibi kabul edildi; desteğimiz ile birçok ticari tesisler meydana getirildi. Çok fazla sıkıntıda oıanlanmıza, elden geldiği kadar, yardım ettik. Bütün bunlar yapılırken ve cemaata hizmet için Federasyon hiçbir işe ' Bu bizim işimiz değildir” şeklinde cevap vermemeğe uğraşırken haksızlığa uğradığını iddia edenlerden şikâyet mektupları almağa başladık. Bunlar da yeniden tetkik edilir, yapılacak birşey varsa yapılırdı.
Bu mektuplardan bir tanesi burs İmtihanlarında muvaffak olamıyan gençlerimizden geldi "Kendisine verilen cevabı aynen yayınlıyoruz :
“Kültür davası peşinde koşan milliyetperver bir genoimize hiç te yakıştıramadığımız mektubunuzu aldık. “Tamdık ağabeyiniz veya yeğeniniz olmadığı’’ için burs almadığınızı iddia ediyor ve size burs vermesi için yardım istediğiniz insanları lekeliyorsunuz. Bu ayıptır. Burslar, Maarif Dairesinin uzmanlan ta- ıafmdan imtihan neticesi verilmiştir. Siz Burs alma- dmızsa bu imtihanlarda muvaffak olamadığınızdan- dır.
Kendi başınıza çıkıp Türkiye’ye gittiniz. Şimdi “Bana yardım etmezseniz Makarios'tan yardım isteyeceğim ve bunu da gazetelere bildireceğim” diyorsu- ruz. Bu şekilde mektup yazabilecek kadar küçüldüğünüzü tahmin etmiyor ve size bu satırları ruhi bir buhranın yazdırdığına inanıyor, sizi affediyoruz. Eğer, her haksızlığa uğradığını zanneden Türk Makarios’a el açmak hakkını kendi kendinde görebilecekse bu cemaatın sonu gelmiyecektir. Nerde kaldı sizdeki fedakârlık, milliyetperverlik, dürüstlük ve cemaatınıza bağlılık? Şahsî bir isteğiniz olmayınca, cahil insanlar gibi,- cemaatı çıkmaza götürecek yollara tevessül etmekle öç alma yollarını arıyorsunuz veya aramayı düşünüyorsunuz. Ayıp doğrusu!
“Siz benim yerimde olsaydınız ne yapardınız?” diyorsunuz. Size söyleyelim. Burs imttihanını kaybettikten sonra bir sene daha öğretmenlik yapar, çalışır, tekrar imtihana girerdik. Unutmayınız ki Liseyi 3-4 sene evvel bitirmiş arkadaşlarınız Yüksek Tahsile gi debilmek için çalışmakta, para artırmağa uğraşmak tadırlar. Siz kendi kendinize atılıp Türkiye’ye gitti niz. Hangi Üniversiteye girdiniz? Ne tahsil ediyorsu nuz? Ne edeceksiniz? Bunu bile yazmak aklınıza gel medi.
Burs alan talebelerin gezip eğlendiklerinden bah gediyorsunuz; ayni zamanda da bin lira paranızı iki ayda yiyeceğinizi söylüyorsunuz. Halbuki talebe hayatı ile bu para siae hiç olmazsa beş ay yetmelidir.
Hangi okula gitmek istediğinizi yazmıyorsunuz. Bunun için size birşey yapmak imkânını görmüyoruz.
Mektubunuzu Maarif Dairesine gönderiyoruz. Verilen burslardan bir tanesi münhal kaldı; çünkü bur su kazanan genç bir müddet daha hayatım kazanmak ihtiyacında kaldı. Eğer imtihan notlarınız çok fena değilse ve istediğiniz burs bu münhal bursa uyuyorsa belki size birşey yapılabilir. Fakat, bu iyi niyetimizi de “Makarios’a müracaat tehdidinizden” ötürü bir taviz diye kabul etmeyiniz. Maarif Müdürüne yapacağınız müracaatta daha şuurlu şekilde hareket etmenizi tavsiye ederiz. Burs hiçbir kimsenin hakkı değildir. Burslar, muayyen şartlar altında tesbit edilen im- t'hanlan kazananlara verilir. Bunu da öğrenmeniz menfaatiniz icabıdır.”
SIZINTI VE SEZlNTtLER
ı ı a ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı a ı ı ı ı ı ı ı ı a ı ı ı ı
T Ü R K Ü M TÜRKLÜĞÜM İLE ÖVÜNÜRÜM
Türk irçi«ni korumak için Türk mamulatını arar, bulurum.
Türk Türk ithalâtçısını, Türk Tüccarını desteklemeği vazife bilirim.
Türk çarşısında Türklerin imal ettiği veya ithal edip sattığı neler vardır, sorar öğrenirim:Türk Makarnasını Türk sabununuTürk bahçecisinin sebze ve meyvesiniTürk ayakkabılarımTürk ayakkabı boyalarımTürk kutu yiyecekleriniTürk yağlarınıTürk sigara ve kibritleriniTürk serinletici ve esrildetici içkileriniTürk doktorunuTiirk ebesiniTürk eczacısınıTürk mühendisiniTürk kliniğiniTürk Pisk otlarınıTürk piliçleriniTürk peynirleriniTürk kolonyacınnıTürk demircimiTürk makinistiniTürk tenekecisiniTiirk şişe ve camlarınıTürk işçi ve ustaaınıTürk mannavuuTürk dondurmalarını »Türk plajlarımTürk eğlence yerleriniZiyaret eder, korur ve desteklerim.
Kıbrıs Türk Kurumlar Federasyonu
LOKMAOrhon MERİÇ
öteki semttesin. Ağzında Players, boğazında haç. Sırf tnmnraıyasın, gören seni yabancı bellesin diye takmışsın.
Ağzında yabancı şarkıla- nn hecesi.
Mağazaların kapanma vak tine az kaldı Yabancı ma- mülü sigara alacaktın ya koş, sonra yetiştirmezsin. Ko şııp yorulursan merak etme. Koka-Kolacı yakındır!
Sonra vakit gelince yabancı sinemalara git. Filmler da ha önceden gördüğünse kaba re kapısı seni bekler. Gir. eğ len, çık.
Çıktığında bakarsın sokak ortasında üç kişi konuşuyorlardır. Kulak kabart. Duyduğun “Deli Türkler, barbarlar” cümlesidir.
Aldırma!Türk semtine geldiğinde
haçı çıkar, ay-yıldız tak. Baş la ötmiye, onu yapmalıyız de bunu yapmalıyız de.
Dert dinle derman bulma!Ama bil ki bu toplum yut
maz bu lokmalan. Bu adadaki Türkler yabancıların turisti midirler?
Onlann eğlence yerlerinde mi eğlenecekler; çarşı pazar işini onlardan mı yapacaklar? Onların mamulü sigara mı içecekler?
Peki ama biz turist addedersek kendimizi bu topraklardaki 80 bin şehit kimlerin dedeleridir? Kubilâylar, Ulus lar kimlerin kardeşleridir?
icra Heyetinin SiyasetiTiirk Cemaat Meclisi Başkanı Rauf Raif Denktaş’ın, İcra Heyeti Başkanı olarak
İcra Heyetinin Siyaseti Hakkında,23 Eylül, 1960 tarihinde Meclise
irad ettiği nutukCAN VE MAL TEMİNATIKıbns Türkünün Kıbrıs’
ta bannabilmesi; mes’ut ve müreffeh bir hayat yaşaya bilmesi, din, dil ve ırk bakımından ayrı bulunduğu Rum cemaatına müsavi bi" hayat seviyesine erişebilmesi ile mümkün olacaktır.
Can ve mal teminatını Kıb rıs’a Türk askerinin gelmesi ile temin etmiş bulunan Kıbrıs Türkü, Zürih ve Londra anlaşmaları ile Kıbrıs Anayasası tahtında temm ettiği “ayrı cemaat” statüsünü titizlikle muhafaza ve müdafaa etmelidir. Bazı ahvalde gün gele ekonomik baskı altında bu statümüzün bizi maddeten zararlı bir duruma düşürdüğü ileri sürülerek “Ayn Cemaat” tezinden vaz geçip “Kıbnslı” olarak yaşamamız tercih edilmelidir şek linde ikaz karşısında ve hattâ cebir altında kalabiliriz. Türk cemaatinin böyıc bir durum karşısında lakmacağ, tavır kesin olmalıdır. Şimdiki statümüz büyük bir feda-
ZIRAAT, ORMAN VEİNŞAATm ü h e n d isl e r iEğitim konusunda, Halk
Eğitimine bu olağanüstü öne mi verirken bütçemizin takati dahilinde Halk Eğitimi kolumuzu takviye edeceğiz. Bu meyanda, 20 kadar Ziraat, Orman ve inşaat Mühendisi gençlerimizi Kıbrıs’ın sathı-
BİR TÜRK GEMİSİNE MUKABİL YİRMİ VENEDİK KADIRGASI
İstanbul’da yaptırmış oldu ğu muhteşem cami, medrese ve kütüphane ile Türk tarihinde ebedi bir nam bırakan Sultan Bayezit, onbeşinci yüzyılın sonlarına doğru Venediklilerle denizlerde vuku- bulan karşılaşmalarda büyük gemilerin çok mühim roller cynadıklanm görmüştü. Karalarda Türk ordusunun ö- nünde durabilecek bir kuv- vetolmadığı gibi Türk Bayrağını korku ve hürmet ile selâmlıyacak bir devlet de yoktu.
Yalnız denizlerde Venedikliler göze çarpıyordu. Yüzler ce top taşıyan ve içerisinde bin muharip bulunan seyyar bir ada gibi gemileri Türk denizcilerine karşı geliyorlar dı. O devirde Türk donanma sı adet itibariyle Venedik do nanmasma faik bulunuyorsa da hacim itibariyle onlardan çok küçük parçalardan müteşekkil bulunuyordu. Deniz lerde yüzen bir adayı andıran Venedik Kalyonlanna rampa olmak ve güvertelerine atlayıp para sallamak güç tü.
Türk Hakanı ikinci Bayezit deniz kuvvetlerinin üstü.ı lüğünü temin etmek için senede kırk büyük gemi yapıl ması ve bunlara sekiz bin lrii rekçi temin edilmesini emreden bir kanun yaptı. Bu gemilerin plânlarını dahi Tiirk denizcileri yapacak ve göriıl memiş bir forumda olacaktı.
Kaptanış Deryanın ve deniz harblerinde ün kazanmış reislerin gemileri bütün deniz kuvvetlerini teşkil edeıı gemilerden daha büyük olacaktı. Buna (Göke) ismi ve rilmişti. Gökeler hem kürek ve hem de yelkenle hareket ettiriliyordu. Türk tezgâhla - nnda yapılan büyük gemiler arasında kalyon ismi verilen otuz iki buçuk — Kırksekiz buçuk metreye kadar uzunlu ğu olan üç direkli gemiler de vardı. Bunlara uzu ; menzilli toplar konmuştu?. (Bu da Kemal Reis’in fikrinin mahsulüdür.) inşa elileıı Oö kelerin biri Kemal Reis, diğeri de Burak Reis emrine verilmişti. Kemal Re’" Karamanlı bir Türk ailesinin çocuğudur. Denizeil ğe Gelibolu’da Azep askeri iken İMtjla- mış, sonra isi korsanlığa dîik miiş, Venediklilere el çektirmiş bir k a Titan olduktan sonra Bayezid’in donan/nam,ıda reis olmuş ve dünyaya meydan okumuştu. Barbaros vo Turgut, Reis denizvllk hayat larında Kemal Reisi örnek tutmuşlardı. Kemal Reis iie dört parça Remi ile Türk hii kftmetinin Mekke ve Medine’ye gönderdiği hm'iyeleri Mısır’a götürmeğe memur
edildiği zaman yolda kendisi ni önleyen Rodos şövalyeleri filosunun Amiral gemisini ba tırmış ve üç büyük gemisini de esir olarak arkasına takıp İstanbul’a götürmüştü.
(1498) Sultan Bayezid’in deniz kuvvetlerine verdiği ehemmiyet Venediklileri büyük telâşa düşürdü. Yakında büyük bir harbin vukubula- cağına inanan Venedikliler donanmalarını baştan teşkilâtlandırdılar. (1499) Bütün kuvvetlerini Mora’nın Mo- don limanında topladılar.
Sultan Bayezid de işe başlamanın zamanı geldiğini gö rerek İskender Paşa Kumandasında büyük bir akıncı ordusunu Venedik arazisine akın etmiye gönderdi. Donanmasının da harekete geçmesini emreyledi. Ikiyüzelİi parçadan mürekkep Osmanlı donanması dört temmuz 1499 da küçük Davut Paşa Kumandasında Gelibolu’dan hareket etti. Donanmada bulunan altmışyedi kadırga ve ■virmi büyük geminin arasında Kemal Reis ile Burak Reis’in Gökeleri nazan çekiyordu. Donanmanın hedefi înebahtı idi.
Padişah zamanında, İstanbul’dan Edirne’ye ve oradan da Mora’ya doğru hareket etti. Kara ordusuna öncü ola rak Kara Mustafa Paşayı înebahtı’yı muhasara için göndermişti. Donanma yolda büyük bir fırtınaya tutulduğundan biraz geç kaldı, öncülüğünü Burak Reis yapıyordu. Reisin Gökesi, Venedik donanmasına Sapıenza adası civarında tesadüf etti. Venedik’in en namlı amirallerinden olan Amiral Alban Armenio ve Amiral Saredo- na, öncü gemisini Kemal Reise ait olduğunu zannederek emri altında bulunan yirmi gemi ile Burak Reis’in Göke- sine saldırdılar. Venedik gemileri Reisin Gökesini ortala nna almıya muvaffak oldu. Buna havanın büyük yardımı olmuştu. Kancalar atarak gemiye yanaştılar. Rampa ol dular. Göke’nin güvertesinde gayet kanlı bir harp başladı. Amirallerin maksatları Reisi esir edip gemilerinde küreğe eakmak ve Gökesini almaktı. Türk leventleri gemilerine saldıdan Venediklileri kesiyor, doğnıyor, lâkin nihayeti gelmiyordu. Kendileri de şehit oluyorlardı.
Yirmi gemiye karsı tek bir Göke ne kadar mukavemet edebilirdi. Faik kuvvetler karşısında kurtulmak çaresi olmadığını gören Burak Reis yalnız bir Türk denizcisinin yapabileceği bir çareye baş vurdu.
Neft ile kendisine rampa
kârlık neticesi olarak tenıir. edilmiştir.
“Ayrı Cemaat” statüsü Zu- rih’te icat edilmiş birşey değil, Kıbrıs’taki hakifcatlan gözönünde tutarak kaleme a- bnmış bir hakikatin ifadesidir. Ayn dil, din, kin tür ve an’anemizi 1571 senesinden beri idame ettirmemiz sayesindedir ki Rum çoğ'^nluğu bizi kendi vücudu içerisinde eritememiştir.
Kıbrıs’ın dört bucaklıda ve her köşesinde kollanm göklere uzatan camilerimiz bu hakikatin bir ifadesidir 4 asra yakın bir zaman içerisinde bütün benliğimizle Ana vatana bağlı kalabilmemizin sırn da budur. Buna inanmı yarak veyahut da mevcut şartlann doğurduğu ekonomik sosyal baskı altında “Kıbnslı” zihniyeti ile yaşa mak yoluna giden kan kardeşlerimizin tenasür ettiklerini hiç bir kimse unutmama lıdır!
“Kıbrıslı” mevhumu millî şuuru söndürebilecek en müessir bir mikroptur. Biz, Zu- rih ve Londra anlaşmalannı “Kıbnslı” anlayışı ve “Kıb- rıslı” mevhumu içinde Türklüğümüzü kaybetmek pahasına bir idare şekli olarak imzalamadık. Bilâkis, mevcut şartlar içerisinde ayn din, dil, ırk ve an’ane haklarımıza hürmet eden, bunlan Kıbrıs’a hukuken de mal eden ve koruyan bir anlaşma şeklidir, diye kabul ettik.
Bunun için Millî Kalkınma programımızı bu hakikatla- rın ışığı altında çizmek mecburiyetindeyiz. Dil mevzuunda tutumumuz sarihtir. Ana-
Hakkı Süleyman yasaca da millî bir lisan olarak tanınmış olan dilimizi, en iyi bir şekilde muhafaza edeceğiz; ve her sahada resmî dilimize hürmet edilmesini sağlayacağız.
YOBAZ ZİHNİYET —eğitim o rdusuDin mevzuunda ise, ayni
titizlikle, temiz dinimizi İıu- rafe ve örümcekli yobaz zih niyetinden uzak kalarak, Türk gençliğine anlayacağı şekilde ve anladığı lisanda öğretme yollarına gideceğiz.
Köy camilerinin iman, köy lere, kendi köylüsü arasından aydın imam ve vaizler yetiştirmek vazifemiz olacak tır. Mühim bir paraya muhtaç olan bu işler yapılıncaya kadar da ilkokul öğretmenlerinden azamî istifade yoluna gidilecektir. Bize temiz, namuslu bir hayat yaşamayı, elimizi vicdanımıza koyarak hareket etmeği, vatan için öl menin mukaddes olduğunu öğreten dinimizin esas manâ smı gözönünde tutarak hare ket eden bir gençlik yetiştirmek için elden gelen herşeyi yapacağız. Müslümanlığın te vekkıilden ibaret olduğu ve tevekkülün de “meskenet ve tenbellik” olduğu zihniyetini ortadan kaldıracağız. Vazife nin de bir ibadet olduğunu kabul eden dinimizin esas ru huna riayet ederek geceli gündüzlü çalışan, namuslu, yüksek ruhlu bir gençlik yetiştirmek için eğitim ordumuzu seferber edeceğiz.
olan düşman gemilerini ve kendi gemisini tutuşturdu. Amiral Loredanonun gemisiy le daha birçok Venedik gemileri yandı tutuştu. Kendi ile gemisi de yanarak Rahmeti Rahmana kavuştu. Amirallerinin ve en büyük gemileri rıin deniz ortasında yanarak mahvolduğunu gören Venedik donanması da çareyi felahı firarda bularak kaçtı
M. Naim AYTAÇOGLU
ANAVATANDAN ELEMAN VE MUTE HASSIZ CELBİAn’anelerimize de sıkıca
bağlı kalacağız; bunlan yaşatacağız. Atatürk’ün nurlu yolundan asla ayrılmıyacağız, onun mücadelesini kendi kal kınma savaşımız için bir örnek olarak alacağız.
Bütün bunlar yanında Kül tür ve Maarif problemlerimi
en sıkı bir şekilde programlamak ve günün ihtiyaçlarına göre geliştirmek gerekecektir. Bunu da kendi imkânlarımız dahilinde yapacağız. Anavatandan da gerektiği şekilde eleman ve mütehassıs celbetme yoluna gideceğiz. Bunların büyük bir kısmını Federasyon olarak yapmış bulunuyoruz. Yakında mufassal bir rapor ile sizlere yapılanları bildireceğiz.
KÖY ÖĞRETMENLERİ— HAL KEĞITIMIilkokul öğretimi Kıbrıs’ın
c'zel ihtiyaçlarına göre ayarlanmış bulunuyor. Köy öğ-
Dr. Ali Fikret retmenleri millî kalkınma davamızın öncüleri olarak cansiperane çalışmaya davet edi lecektir. örnek öğretmenlerimiz sadece okul dahilinde çalışanlar değil, okul dışı saat- larda köylüyü kalkındırmak için canla başla uğraşanlar olacaktır.
Bu yolda geçen sene atılan adım çok ümit verici olmuştur. Halk Eğitimi için yapılan daveti öğretmenlerimiz hiçbir menfaat beklemeden koşmuş ve uhdelerine düşeni seve seve yapmıştır. Bu tiy- net ve kabiliyette öğretmenle rimiz bulundukça kalkınma dâvalarımızı kolaylıkla halledebileceğimize inanıyoruz.
öğretmen terfilerinde her- şeyden önce vazifede ehliyet ile cemaata hizmet durumları gözönünde tutulacaktır. Kibrisin her köyünde bir öğretmen ailesi ile birlikte rahatça barındıracak bir ev bu lunmalıdır. Vazifesini ifa eden köy öğretmenleri cemaatimiz arasında lâyık oldukları mevkiyi alacaklardır.
RAUF DENKTAŞııa yayabilmek için 13 bin lira kadar bir paranın lâzım geldiğini işaret etmek isterim. Kültür ve Maarif sahasında dev adımlarla ilerlemek ihtiyacındayız. Bunun için de tahsillerini bitirip gelen gençlerimize iş temin et m ekle mükellefiz. Imkânlan mız dahilinde bunu da yapacağız.
ÖĞRENİM VE BURSLAROrtaokul ’ öğretimi, Kibris
in özel ihtiyaçlarına göre, a- yarlanacaktır. Orta okuldan sonra, Lise derecesinde Teknik okullara. Ticaret ve Lisan tedrisatına gereken önemi vereceğiz, bunları ön plâna alacağız. Lise tahsili de ayni şekilde ele alınacaktır. Liselere Üniversite tahsilinden istifade edebilecek en iyi gençlerin girmesini sağlamak için tedbirler alacağız. Fen, iktisat ve Teknik bölümlere Önem verecek ve bursları da bu yöne sevkedeceğiz.
Yüksek tahsile giden gençlerimizin cemaatin muhtaç bulunduğu sahalara intikalini kolaylaştırmak ve gençliği lüzumsuz sahalarda enerji ve sene sarfedip, geri geldiğinde “iş sahası yoktur’’ cevabı ile başbaşa bırakmamak için gereken tedbirleri alacağız.
ÖĞRETMEN MÜBADELESİ Türkiye’nin Federasyon
vasıtasiyle verdiği burslarla tahsil etmiş olan öğretmenler adaya dönmektedirler. Herbi riııe ayrı ayr! vazife verilmektedir. Yakın bir zamanda Türkiye’den celbedilmiş öğretmenlerin yerlerini Kıb- rıslı gençlerimiz doldurabüe- cektir. Buna rağmen her okulumuzda Türkiye’nin birer kültür temsilcisi olarak Türkiyeli öğretmenlerin bulunmasını muvafık buluyoruz.
Okulların İdarî ve malî cihetleri gözden geçirilecek ve Cemaatin menfatma olacak en iyi bir şekil Meclisn tasvibine sunulacaktır. Sunulacak olan Maarif Raporunda bu konular hakkında mufassal hilgi verilecektir.
İKTİSADI KALKINMA İktisadî sahada Kıbrıs’ın
kalkınması için Birleşmiş Milletlerden gelen bir heyet raporunu hazırlamaktadır. Bu raporun ışığı altında Kıbrıs’ın kalkınma programına Kıbrıs Türkünün ne şekilde ayak uydurması icap ettiği konusunda dunımumuzu incelemek üzere Türkiye’den bir heyetin gönderilmesini ri ca etmiştik. Bu da yapılacak ve verecekleri rapora göre, İktisadî kalkınma hamlelerine girişeceğiz. Bu programlar ne olursa olsun şukadarı hakikattir ki her Türkün vij canı ve vatanî vazifesi Türk işçisini, Türk esnafım destek lemek ve korumaktır.
İŞÇİ VE ç i f t ç i b i r l i k l e r iişçi ve esnaf mevzuunda
da gereken hamleler yapılacak. işçi Federasyonu milliyetperver kimselerin elinde kuvvetlendirilecek ve esnaf kendi dernekleri vasıtasiyle kuvvetli teşkilâtlar halinde sosyal vazifeye davet edilecektir.
Köylerde işçi ve Çiftçi Bir liklerine kuvvet verilecektir. İşçiler için Belediyelerimiz va sıtasiyle aşhaneler ve imkân hasıl oldukça dispanserler ve çocuk yuvalan açılacaktır. Sosyal Sigortaya yatırımlar devam etmeli, Sosyal Sigorta daha şümullü bir hale getirilmelidir.__Ziraî kalkınma ve köylünün İktisadî hamleleri Kooperatifler vasıtasiyle ele alınacaktır.
KOOPERATİFLER Kooperatiflerden, karşılık
sız para bekleyenler aklanacaklardır. Kooperatifler, köy
M. Asım Behçet Gerektiğinde kısa süreli mübadele usulü ile Kıbnslı geııç lerimizin Anavatan okullann da öğretim yapmalarım da sağlamak ve kendilerine daha geniş tecrübe imkânları ver mek yolunda da gitmeyi düşünmekteyiz.
Okullanmızın teftiş sistemini tekrar gözden geçirerek daha verimli bir şekle koyacağız. Bu arada Anavatan ile Müfettiş mübadelesi de düşünülmektedir.
Şemsi Kâzım lüyü en kısa bir zamanda müstahsil bir duruma getirmeğe yarayacak bir şekilde para verecektir. Köy kooperatif Sekreterlerinden azami hüsnüniyetle çalışma bek liyeceğiz. Hatır ve gönül ile hiçbir iş yapılınıyaoak. hısım ve akraba köylüye tercih e- dilmiyecektir.
işinde tekâsül gösteren sekreterler hemen işten atıla çaktır. Kooperatifçilik yolu 1J? birçok işler başarabileceğimize inanıyonız. Prensibimiz az zamanda çok iş başarmak, fakat her işin sağlam ve verimli olmasını sağlayabilecek şekilde hareket etmektir. Herşeyin mütehassısını bulacağız. Her sahada mütehassıslar yetiştirmek yoluna gideceğiz. Turistik tesis lere önem vereceğiz. Bu da iktisatçıların raporunda yer alacaktır. Bunun için fazla birşey söylemiyeceğim
BELEDİYEBelediye işlerinde azamî
gayreti göstereceğiz. Halkımızdan da kendi mücadeleleri ile kazandıkları belediyeleri korumalarını, belediye nizamlarını çiğnememelerini, belediye memurlarına riayet edip, vergi ve harçlarını ver melerini rica edeceğiz
EVLERİ YIKILANLAR 1958 Haziran. Temmuz ay
larında evlerini kaybedenlere gereken yardımı sağlamakx-m £ zamî gayreti sarfedece- gız. Bu para ve imkân meselesidir.
BULANIK SUDA BALIK AVLIYANLARJKıbrıs Türkü, büyük im
kansızlıklar içerisinde sırf f i bendine ve Anavatana
olan güvenine dayanarak büyük işler başarmış bir kitledir. Birbirimize olan güvenle sevgi ile çok tehlikeli yollar dan az ziyanla buralara kadar gelebildik. Bu tempoyu devam ettirmeliyiz. Etrafta birdenbire beliriveren ve “Ne yaptılar ki? Yanlış yap t r — hatâ ettiler” diye ba gırarak bulanık suda balık
(Devamı savfa dHr+t*\
O UMA, 30 BYLUL, 1060Yazı İşlerini fiilen idare eden : Kutlu ADALI Gönderilen yazılar basılsın basılmasın geri verilmez.
NacakMillî Takım Futbolcuları
Hapishanede kampa mı giriyorlar ?Son iki haftada iki millî
futbolcunun hapis cezası yemesi, spor severlere bu işin sonu ne olacak? sorusunu sor durtmuştur.
Sonu ne olacaktı sanki? İlk Metin girdi hapse. Sıra Çan’da. Metin yalnız başına antreman yapacak değildi ya ? Şimdi karşısına Can geçe cek. Boraberce çalışacaklar.
Hem artık gözler, diğer millî futbolcularda. Ya askerlikten kaçmış bulunan da halan varsa..
Bulgaristan ile yapacağımız Millî maçın tehiri bizim için daha iyi oldu.
Bir de akla şu geliyor. Fenerbahçe — Galatasaray ma I
METİN Hapishanede kampa İndi
çında Metin yereni alabilecek Caıı da ancak maçı hapishu nenin radyosundan takib eJe bilecektir.
Beş aya mahkûm olan Can, bir Fenerbahçe antremanına çıkar ken “Artık Fenerbahçe Cansız çıkacak ama 51U çıkmıyacak”
Kıbrıs’ta 7 Günün Spor OlaylarıPazaı- günü Yenicami lo
kalinde Futbol Federasyonu nun bir toplantısı yapılmıştır.
Toplantıda lig fikstürü çekilmiştir.
ilk maç iki hafta sonra Cu martesi Yenicami - Çetitıka- ya arasında oynanacaktı".
Toplantıda vazifesinden çe kilmek kararında olan Mağu sa Kaymakamı Ahmet Sami 1 ararını açıklamış ve bir baş kan seçilmesi yoluna gidilmesi gerektiğini söylemiştir. Çalışmalara rağmen başkan
seçilememiş, geçici sekreterliğe Şahap Şemi getirilmiştir.
•k Kaymaklı futbolcusu Haşan bir antremanda meşin lopu sağ ayağı üzerinde 211 defa sektirtmiştir.
★ Kaymaklı futbolcusu Ke mal Atlet, Londra’dan dönmüş, geldiği günden antre manlar abaşlamıştır. Bu yıl Kaymaklı kadrosunda vev a lacağı umulmaktadır.★ Çekilen lig fikstüründe K Kaymaklı ilk dört maçım yabancı sahalarda oynıyacak- tır.
Türkiye Spor Haberleri
— Galatasarayı geçen yıl Rusya’ya davet eden Torpe- do’dan dün Sarı-Kırmızılı kıı lübe bir telgraf geldi. Rus şampiyonu bu ziyareti iade için istendiği zaman gelmeğe hazır olduğunu bildirdi.
G. Saraylılar tarih vermemek şartiyle teklifi kabul ettiler. Torpedo, Istan bulada G. Saray ve F. Bahçe, Ankara’da Gençler Birliği ve İzmir’de de Izmirspor ile oynı- yacak.
— Brezilya’nın Kuzey Ligi Şampiyonu Viktorya — Ba- hia, Cumartesi günü Fenerbahçe, anlaşma olduğu takdirde de Izmirspor ile oynı- yacaklar.
— Ankaragüeü, 188 Ekimde, Beşiktaş ve G. Sarayı 45 er bin lira mukabili Ankara da oynatmak üzere teşebbüse geçti, iki İstanbul takımı teklifi pmtsib olarak kabul ettiler.
Hacettepe de 5 Ekimde 65 er bin lira karşılığı Fener bahçe ve Galatasaray( oynat mak istiyor.
— Fenerbahçe Ekim içinde El Nejme, Racing ve Bey rut Karması ile üç maç yapmak üzere Lübnan’a davet e- dildi. idare heyeti henüz daha bir karar vermedi.
— Bulgaristan millî kürek takımı ile Türkiye’ni nyapa- cağı karşılaşmalar için Türk Kürek Millî Takımı Pazarte si kampa girmiştir.
Türkiye’de yapılacak olan karşılaşmalar için Türk takı mı ümitli olduğunu söylemektedir.
Güreş Okıılııaçılacak
Beşiktaş fırsatları değerlendirebilse idi tur atlıyacaktı
Salı gün oynanması karar laştırılan, fakat hakemlerin gelememesi yüzünden Çar şamba gününe tehir olunan Boşiktaş — Rapid revanş ma çında Beşiktaş rakibinden da ha üstün oynam ş, 1-0 galip gelmiş, fakat turnuvadan e lenmiştir.KAYMAKLI, KIBRIS’INKARAGÜMRÜK'ÜOLUYOR
öğrendiğimize göre, Kaymaklı Futbol takımı bu yıl lig maçlarına San-Yeşil değil de kara-kırmızı renkli formalarla inecektir.
Böyle olmasının sebebi lig lere daha önceden girmiş bulunması ve her iki takımın da ayni renk formaya sahip olmasıdır.
Balkan Oyunlarında
Türk Kafilesi Sonuncu seldi
Pazar günü sona eren Bal kan oyunlarında, 34 yarışma da 48 atletli kafilemiz tek bir müsabakada birincilik ve iki müsabakada ikincilik almıştır.
Gül Çiray hariç, hiç bir varlık gösteremiyen Türk takımı, Türkiye gazetelerince millî bir ekibe benzemeyip hatırla seçilmiş bir grupu an
Beşiktaş bu maçta birçok fırsatlar heba etmiş ve ancak Küçük Ahmet’in attığı tek golle galip gelebilmiştir.
Durum böyle olunca Rapid turu yalnız gol averajiy- le atlıyabilmiştir.
Haftanın Milli Lig MaçlarıANKARA’DA :
Cumartesi :Ad. D. Spor - Feriköy,G. Birliği — G. Saray. Pazar :G. Birliği — Feriköy Ad. Demirspor — G. Saray
İZMİR’DE :Cumartesi :Altay — Beykoz.K. Yaka — Beşiktaş.Pazar :K. Yaka — Beykoz Altay — Beşiktaş.
Güreş Federasyonu Reisi Vehbi Emre, Salı günü yap tığı bir basın toplantısında Olimpiyatlarınu güreş kısmında aldığımız iyi neticeler den bahsetmiş. Bu neticeleri devam ettirebilmek ve hattâ Greko-Romende de dünya ça pında bir şampiyonluk elde edebilmek için İstanbul ve Ankara’da olmak üzere iki güreş okulu açılacağını ve tecrübeli güreşçiler idaresin de çalışabileceğini bildirmiş tir.
Suq1u Çocuklar arasında yap ılan rop ortaj : -IV .—
Lapla Islah Okulumla neler gördük!Psikoloji Okulun kapısından içeri giremedi — Ço
cuklarımız dertlerini anlatacak bir kapı bulamamanın acısı içindedirler — Gizli olarak bize ulaştırılan mektup — Çocuklar bizi insanlık vazifemizi yapmağa davet ediyorlar — Onlar bizim çocuklarımızdır. İnsan gibi yaşama mücadelesinde onları yalnız bırakmamak vatandaşlık ve hattâ insanlık borcumuzdur. Tiirk Öğretmenler! Sizinle beraberiz...— Röportaj ve Fotoğraflar: NACAK Röportaj Ekibi —
Okula vardığımızda bizi Vedat Tezcan karşıladı. Vedat Tezcan buraya tayin edi leli henüz iki ay oldu. Bizi Okul Müdürü Dimitrios Pa- padopulos ile tanıştırdı. Hep beraber müdiriyet odasına giderek oturduk.
Son zamanlarda basında Lâpta Islah Okulu hakkında dikkati çekici yazılar çıktı.Halkın okula karşı ilgisizliği den şikâyet edildi. Bu mese leyi okul müdürüne açtığımız zaman hafifçe bozuldu.Bugünkü durumun normal olduğunu, bunun devam etmesi için liderlerin tasvip ettiğini söyledi.
Okul, Müşterek Eğitim Ser visleri tarafından idare olunur. Başta Dr. Papadopulos ve Esat Zaim vardı. Esat Zaim servisten ayrılınca 1 Ağustostan itibaren okulun idaresi de Vekiller Heyetine sekreterlik eden Mark Ando- nis’e verildi. Mark Andonis- in idaresi muvakkattir. Okulun istikbali tayin edilince ye kadar bugünkü statüsü de vam edecektir.
Okulda, 24 Türk ve 46 Rum olmak üzere 70 çocuk vardır. Okul Müdürü Rum- dur. Müdürün bir Türk, bir de Rum olmak üzere iki yar dımcısı vardır. Fakat gaybubetleri esnasında müdüre Rum muavin vekâlet etmek tedir. Bundan bir yurd mesu lü ve bir de ziraat ustası Türk öğretmen vardır. Geri- ya kalan 22 usta ve öğretmenin hepsi de Rumdurl
İslah Okulunda aşçılık \
men bunlardan ibaret. Okul binası, güzel, hem de çok gü zel bir yerde. Fakat bu güzellikler içinde Türk çocuklarının çok şeyler kaybettiklerini bilmeliyiz. Burası her- şeyden önce bir ıslah okuludur. Esas gaye binaya suçlu olarak giren çocukların iyi bir insan olarak cemiyete iade edilmesidir. Islah konusun da pedagojinin, psikolojinin ön plânda geldiği münakaşa kabul etmiyecek kadar hakikattir. Fakat biz esefle gördük ki psikoloji denen bu en önemli eğitim vasıtası okulun kapısından içeri girememiştir. Ondan eser bile yoktur.
Çocuk buraya gelecek. Gü zel manzaralı rahat bir yer bulacak, iyice yiyip içecek sonra, çivi çakmasını, etrafı temizlemesini öğrenecek ve günü gelince de çıkıp gidecek. Ve biz de, daha doğrusu okul mensuplan da “bu çocu ğu ıslah ettik” diye sevinecekler, öyle mi?
Kıbrıs’ta Pazar giinkii
maçlarGENÇLİK GÜCÜ — ÇTSB. K. KAYMAKLI — LEFKE
Lig maçlarına hazırlık için üç Lefkoşa takımı pazar günü dostluk karşılaşmalarında bulunacaktır.
G. Gücü bu sezon ikinci de fa olarak Çetinkaya ile dost luk maçı yapacaktır.
Maçın geçen defakinden daha kaliteli geçeceği umulmaktadır. Ama her iki takım da denk kuvvete sahip olup geçen defaki ma çın neticesi beraberlik olduğu için kalabalık bir seyirci nin hazır bulunacağı umuluyor.
Hele stada giriş geçen de faki gibi meccani olursa bek lenilenden de daha çok bir seyirci topluluğu maçı takip edecektir.
Ayni gün geçen yılkinden daha fazla kuvvete sahip o- lan Kaymaklıı Lefke’yi ziya ret edecek, Lefke Türk Spor Kulübü ile bir dostluk maçın da bulunacaktır.
b îk 13UNYA UEKÖMJ g id e M E N Balkan Oyunlarında dünya rekorunu atlıyor. Ayağı çarpacak ve
\X1 m.’den düşecektir.
Islah Okulumla ayakkabılarını boyayan bir grup öğrenci
Bu izahattan sonra okulun dershanelerini, yemekhane ve yatakhanelerini dolaştık. Nazari dersler Türkçe ve Rum ca yapılmaktadır. Tatbikî dersler ise Rum öğretmenler tarafından Rumca yapılmaktadır. Bu hususta Türk çocuklarının dersleri takibet- mekte miişkilât çektiklerini söylediğimiz zaman okul müdürü : “Zannetmiyorum dedi. Çünkü buraya gelen Türk çocukları Rumca biliyorlar veya öğreniyorlar. Yani bu bizim için bir problem değildir” şeklinde cevap verdi. O zaman, Türk talebelere beden eğitimi yaptıran Türk öğretmeni niçin Rum öğrencilere ae yaptırmadığını sorduk; al dığımız cevap şu oldu :
*Maarif Dairesi B. Eğitimini ders olarak kabul ediyor.”
Çocuklar 14, 16 ve 16 dan yukarı olanlar diye üç sınıfa ayrılmış. Her sınıf için ayrı bir yatakhane mevcut. Yataklar oldukça iyi. Üstelik küçük çapta bir de hastaha- nesi var. Lefkoşa ve Girne’- den muayyen günlerde gelen doktorlar çocukları muayene etmektedirler.
Çocuklar arzu ettikleri zaman Camiye veya kiliseye gitmekte serbesttirler. Ayrıca zaman zaman din adamları okula gelip dini öğüt ver mektedirler.
Okulun bir yaz ve bir de kış çalışma programı vardır. Yaz programı esnasında ders ler tatil edilir. Kış programında sabah 55.45’te kalkılır. 6’ya kadar yataklar düzeltilerek, el-yüz yıkanır, 6’- dan 7’ye ise genel temizlik yapılır. 7’de sabah kahvaltısı. Sonra yoklama. 9.30’dan
30’a kadar ders yapılır. Ya zııı ders yerine bir müddet alışıldıktan sonra denizde
banyo yapılır. Akşam saat 6 da yemek yenir. Bir saat mec burî mütalâa yapılır ve 8’de banyo yapıp, dişler fırçalandıktan sonra yatılır. Yaz pro gramında ise akşamları yemeklerden sonra yurdda kendi aralarında eğlence yapılır.
Olculun mesaisi hemen he-
Acaba hangi çocuk üzerinde ısrarla durularak işlediği suçun nedenlerini anlamaya çalışmışlardır t Hangi çocu - ğun ruhunu okşıyarak onun iç dünyasını öğrenmeye muvaffak olmuşlardır, işten an- lamıyan kişileri boşa getirerek bu değirmenin döndürmekle vazifeler yapılmış sayılmaz. Türk çocuklarının bu gün oradaki durumları çok kritiktir. Rum öğretmenler — Eğitimci değil — eline teslim edilen çocuklarımız ruhen çok muztarip olmakta bu durumdan şikâyet etmekte ve neticede yapılan haksızlıklar karşısında asileşmektedirler. Böylece islâh maksadiyle buraya giren çocuklarımız asabî ve isyankâr bir ruh haleti içinde burayı terketmektedirler. Rumların
garsonluk yapan öğrencile'*
hâkim durumda oldukları bu yerde, Türk çocuklar kendilerini, hâmîsiz, himayesiz ve kimsesiz olarak hissetmektedirler.
Şikâyet edecek bir kapı, dertlerini anlatacak bir insanbulamamanın acısı içinde çır pınmaktadırlar. Gerçi okulda ki üç Türk öğretmen, çocuklarımızla çok yakından ilgilenmekte ve onlara dert orta ğı olmağa çalışmaktadırlar, fakat üç öğretmenin 24 çocukla ilgilenmesi mümkün de ğildir. Bu yüzden çocuklarımız kendilerini dinliyecek, dertlerine ortak olacak kimse ler aramaktadırlar. Bizim gazeteci olduğumuzu öğrenen Türk çocukları kendi aralarında yazdıkları bir mektubu — biz içeride konuşurken — otomobilimizin pençe resinden atarak bize ulaştırmışlardır. Mektupta aynen şöyle diyorlar :
“Sevgili Ağabeyilerimiz.. Size hoş geldiniz der ve mek tubumuza başlarız. Sizinle konuşma fırsatını bize müdür vermedi. Fakat size bu gizli mektubu biz yazdık ve size durumu anlatıyoruz. Biz bunun içinde Urumlarman hiç iyi geçinemiyoruz, çünkü ateş ile barut bir olamaz. Bu nun içerisinde 3 Türk öğretmen ve 20 Rum öğretmen var ve bize ellerinden geldiği fenalığı yaparlar; biz bunun yani bu okulun ayrılmasını isteriz. Çünkü bize her fenalığı yapmaktan çekinmiyorlar.
Türk talebeleri tarafından”Yukarıdaki satırlar, çok
uzaklarda değil, hemen yanı başımızda iyi insan, iyi vatandaş olmak gayretiyle çırpınan bir avuç Türk çocuğunun bizi vazifeye çağıran sesidir. Bu çağırışa hemen koşarak onların dertlerini dinlemeli, onları benliklerini kaybetmekten kurtarmalıyız. Onlar bizim çocuklarımızdır. Onlar hepimizin, toplumumu- zun mücadelesinde onlar: yal nız bırakmamak vatandaşlık ve hattâ insanlık borcumuzdur.
Islâh Okulundaki Türk öğretmen arkadaşlarımıza insanlık mücadelelerinde her zaman yardımcı olacağımızı bildirirken hakiki ve esas yardımın Türk Cemaat Meclisinden gelebileceğine inanıyoruz.
(Gelecek Hafta V. Röportaj).
İcra fleyetm in Siyaseti(3 üncü sayfadan kalan)
avlayanlara şu cevabı veriyo ruz: Cemaat çarpışırken, kan ve can verirken nerede idiniz? Büyük bir mücadeleden çıkmış bir kitleyiz. Bu mücadelenin tozu dumanı hâlâ daha etrafı kaplamış vaziyettedir. istikbali net olarak göremiyoruz. Bugün, dünkü seferberlik ruhuna dünden daha muhtacız. Halkın reyi ile vazife başına gel dik. Bu vazifede muvaffak o- labilmemiz için herkesin işbirliğine, yakın alâkasına ve hüsnüniyetle yapılan tenkidine muhtacız. Yapıcı fikirler bekliyoruz. Yıkıcı hamlelere gelizane hücumlara cevap vermek için harcayacak vaktimiz yoktur, işimiz çok, zamanımız dardır. Geceli gündüzlü çalışmak, uğraşmak zorundayız. 120 bin Türkün her ferdine ayrı ayrı vazife düşmektedir. Bütün Kıbrıs Türklüğünü bu kalkınma savaşına davet ediyoruz, öğret menlerimiz bu savaşın fedakâr kumandanları halinde bulundukları yerlerde faaliyete geçecektir.
EVKAFEvkaf mevzuunda da aza
mî hassasiyet ile hareket e- deceğiz. Gayemiz bu kıymetli müesseseyi en iyi şekilde idare edilir bir hale getirmek; memurlarına iyi hayat şartları teinin etmek; ye mülk imkânlarını azamî bir şekilde işleterek gelirini artırmaktır.
Bundan böyle gayemiz vakıf malların en iyi şekilde imar edilmiş mallar haline getirmek olacaktır. Evkaf’ı Kıbrıs Türklerinin İktisadî kalkınmasına bir baz olarak alabilmeliyiz. Cami komisyon larınm durumu, Evkaf Kanununun umumî şekilde ele alınması ile gözden geçirilecektir.
VERGÎVergi konusuna gelince;
Vergi siyasetimizi tayin için Türkiye’den bir mütehassıs celbedeceğiz. Vergiler, hak ve adalet prensibine dayanarak, halka yük olmayacak şe kilde konulacaktır. Halkımızın bu hususta endişe etmemesini rica ederim.
Cemaat Meclisi ve İcra Heyetinin toplantısı
(Birinci sayfadan kalan) Ayhan Çiftçloglu,Davut Dlncer.
e ğ it im e n c ü m e n i :Dr. Cemal özden (Başkan), Dr. Necdet ttnel,Arif Hikmet,Kadrlye HultoL
VAKIFLAR ENCÜMENİ .Dr. Kemal Karaderi (Başkan) Zeki Müderris Behçet Mirata,Arif Hikmet.
KOOPERATİF ENCÜMENİ : Ayhan Çiftçloglu (Başkan), Macit Hakkı Yusuf Vedat öktekin Halit FikretMeclis, toplantıya son verme
den önce Lefkoşa ve Limasol’- dan boşalan cemaat meclisi üye ligi için ara seçimlerinin 23 E- kimde yapılmasına karar vermiştir.
CEMAAT MECLİSİ İCRA HEYETİNİN TOPLANTISIPazartesi günü Rauf Denk taş
ın başkanlığında uzun bir toplantı yapan Cemaat Meclisi îc- rn Heyeti Maliye İşleri Baltanı Avukat Hakkı Süleyman’ın sun duğu meclis dairesi, memur kadrosu, Amme hizmeti kanu
nu, icra heyeti başkanlık kanunu ile ilgili tasarıları inceliye- rek Maliye Encümenine havale etmiştir.
önümüzdeki Meclis toplantısın da bu kanunların incelenmesi beklenmektedir.
Meclisin tasvibine sunulacak kararlar şunlardır :
1 — Meclis Dairesi Memur kadrosu, Amme Hizmeti Kanunu, te ra Hey’eti Başkanlık Dairesi memur kadrosu (kanun ta şan ları müzakere edildikten sonra, Maliye Encümenine hava le edilecek şekilde tasvir edilmiştir.)
2 — Meclis ve Başkanlık Dai relerinin Evkafa ait olup halen boş bulunan Iş Hanın 2 nci k a tına geçici olarak tesisi: gereken tadilâtın Evkaf Müdürlüğü tarafından yapılması; mezkûr kısmın Cemaat Meclisi tarafından tefrişi ve 60 liraya Kadar Evkaftan icarı.
3 — Meclisin harç pullan tes bit, fiatlan tayin edilmiş Meclise arzolunması kararlo.şt’.r itmiştir.
4 — Cemaat Meclisine veya Cemaat Meclisi Dairelerine veya herhangi bir müesses es ine yapılan yazılı m üracaatlara 25 millik harç pulu konulması.
1930 - 60 YILLARINDA KIBRIS TÜRKLERİ
m ic h e l ini
* OTOMOBİL* KAMYON* TRAKTÖR* MOTOSİKLET
* BİSİKLETLASTİKLERİMİZ PİYASAYA ARZEDÎLM1ŞTIR
M İ C H E L İ N UMUMİ ACENTESİ
II.SEYF1 AKDENİZ VE OĞLU LTD. iplik Pazarı Sokak No. 10
T E S K İ NTas kırgınlıkları, baş ağrısı ve muhtelif viicut ağrılarına karşı herkes Teskin Kull&nı • yor. Siz de istifade ediniz.
FEDERASYONA YARDIM EDİNİZ
(Birinci sayfadan kalan)şeymiş! Acaba Halid Beyden olmıyacak bir şey mi istedim diye düşünekaldım. Elimde mektep müdüründen iyi bir tavsiye vardı; beni reddetme sinin sır ve hikmetini bugüne kadar anlayamadım.
Bunun üzerine yine baba dostu ve Tapu Dairesi ikinci Müdürü Baivenya’a gittim. Hemen bana istediğimden a- lâ bir tavsiyename verdi. Kü tüphanesinden de kitaplar vererek beni teşvik etti.Sen, böyle bir zamanda In
giltere’ye gitmekte acele etme. Bir yolunu bulalım, sana bir meccanilik verdirelim” dedi. O zamanlar British Consil Kıbrıslılara teknik sa balarda burslar veriyordu; yalnız işin içinde bir müşki- lât vardı. Sir Mehmet Münür burs veren heyette aza idi. Baivenya babam ile Sir Mehmet arasındaki durumu ga- je t iyi biliyordu. Mektep Mü dürü Mr. Sirs ile konuştu, ve burs için müracaatımı bir sene tehir etmem tavsiye e- clildi.
Bunun hemen akabinde
Mr. Sirs’ten bir mektup aldım. Ingiliz Mektebinde bir Türk öğretmene ihtiyacı oldu ğunu yazıyor, bu işi kabul edip etmiyeceğimi soruyordu. Mahkemede 12 lira almaya başlamıştım. İngiliz mektebinde 8 lira alacaktım. Bu vazifeyi kabul etmemi kimse anlayamıyordu.
(Arkası var)
TeşekkürÇarşı hayatına atıldığım
gündenberi gerek sayın halkımızdan, gerekse Türk Bankalarından gördüğüm yakın alâka ve destek sayesinde ticarethanemi genişletme imkânlarım bulduğum gibi, ailemi refaha kavuşturan mükemmel bir eve de sahib oldum.
Bu vesile ile sayın müşterilerime ve Bankalarımıza a- lenen teşekkür etmeyi bir borç bilirim.
AHMET R. TEZCAN Kereste Tüccarı
Polis Karşısı — Lefkoşa
DÜNYA KUPASINDATü r k iy e il k e l e m eMAÇINI RUSYA ÎLE
OYNUYOR1962 Dünya Kupası eleme
turunda Tiirk Millî Futbol Takımının maç tarihleri belli olmuştur.Türkiye — Rusya 18 8Hazi- ıan 1961.
Türkiye — Norveç, 7 Tem muz, 1961.
Türkiye - Norveç, 29 Ekim 1961.
Türkiye — Rusya, 7 Kasım,, 1961.
LEFKOŞAt ü r k kiz l is e s iMÜDÜRLÜĞÜNDEN
1 — 1960-61 ders yılı için fazla öğrenci müracaatı üzerine temin edilen ek binanın tamiratı dolayı siyle Orta 1 inci sınıfların derslerine 17 Ekim Pazartesi günü başlanacaktır.
Orta 1 inci sınıf leyli öğrencilerin 15 Ekim Cumarte si günü okulda hazır bulunmaları gerekmektedir._ 2 — Orta 1 inci sınıflar ha
riç, diğer bütün sıinıflarda derslere 27 Eylül Salı günü başlanılmıştır.
OTOMOBİL KAŞ ASI T AMİ R ve Y A P I ME V İHer nevi otomobil ve kamyon kaşalarını
(Karasor) ucuz ve sağlam olarak ancak Türkiye de kurs görmüş olan Ahmet Mustafa Çavuş un atölyesinde yaptırabilirsiniz.
Adres : Kütüphane Sokak No. 34. Lefkoşa.