d.ini dani·~manlii( .ve· din 0 hizmetl .eriisamveri.org/pdfdrg/d205976/2012/2012_koylum4.pdf ·...

29
D.INI . vE · 0 DIN HIZMETL.ERI Editorler: Prof. Dr. Nurullah Prof . Dr. Mustafa KOYLU •• •• GUNDUZ EGiTiM ve YAYINCILIK

Upload: others

Post on 11-Jul-2020

2 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: D.INI DANI·~MANLII( .vE· DIN 0 HIZMETL .ERIisamveri.org/pdfdrg/D205976/2012/2012_KOYLUM4.pdf · 2017-08-15 · ISBN: 978-605-5584-41-2 ©Tum haklan GONDOZ EGITiM ve YAYINCILIK,

• • D.INI DANI·~MANLII(

.vE · 0 • •

DIN HIZMETL.ERI

Editorler:

Prof. Dr. Nurullah 1\LTA~ Prof. Dr. Mustafa KOYLU

•• •• GUNDUZ EGiTiM ve YAYINCILIK

Page 2: D.INI DANI·~MANLII( .vE· DIN 0 HIZMETL .ERIisamveri.org/pdfdrg/D205976/2012/2012_KOYLUM4.pdf · 2017-08-15 · ISBN: 978-605-5584-41-2 ©Tum haklan GONDOZ EGITiM ve YAYINCILIK,

ISBN: 978-605-5584-41-2

©Tum haklan GONDOZ EGITiM ve YAYINCILIK, TURIZM SANAYI TICARET LTD. ~tne aittir. Bu kitabm tamamr ya da bir krsmr 5846 sayrh yasanrn hukumlerine gore, GONDOZ EGITIM ve YAYINCILIK, TURIZM SANAYI TICARET LTD. ~l:nin izni olmaksrzm elektronik, mekanik, fotokopi ya da herhangi bir kayrt sistemi ile ~ogaltrlamaz, yazrh, sozJG, gorsel-i~itsel kitfe ileti~im ara~lan yoluyla yayrnlanamaz, depolanamaz.

Baskt HaZJrltk: Turker $enaltun

Ilk Baskr: 2012

Baskt: HERMES TANITIM OFSET Buyuk Sanayi 1. Cad. No: 1 0.? lskjtler- ANKARA Tel: 0312 384 34 32

GUNDUZ EGiTiM ve YAYINCILIK TURiZM SANAYi TiCARET LTD. :?Ti. Gevizlidere Mahallesi 1218. Gad. 6/8 Balgat- ANKARA Tel: 0312.472 66 62 • Faks: 0312.472 66 08 www.gunduzyayincilik.com [email protected]

Page 3: D.INI DANI·~MANLII( .vE· DIN 0 HIZMETL .ERIisamveri.org/pdfdrg/D205976/2012/2012_KOYLUM4.pdf · 2017-08-15 · ISBN: 978-605-5584-41-2 ©Tum haklan GONDOZ EGITiM ve YAYINCILIK,

DiNiN RUH ve BED EN SAGLIGI UZERiNDEKi ETI<iSi

Mustafa Koylii

Her ne kadar son iki asmhr, dinle psikoloji bilirni arasmda c;:ok sagl.Ikh bir

ili~ki kurulamadtysa da, ozellilde son 25-30 ylidrr, bu alanda yapuan ara~trr­

malar, dinle ruh ve beden sagltgt arasmda onemli ili~kilerin oldugunu orta­

ya koymaktadrr. Bu gorii~ii, sadece ilahiyat alanmda c;:alt~an bilim adamlar1

degil, tip alanmda c;:alt~an bilim adarnlarx da desteldemektedir. Teoril< yalda­

~Imlarm otesinde, bu konuda yapuan ampirik <;:~malar da, dindarltk di.ize­

yi (sarnirni bir inane;:, ibadete devam, dua etme, kutsal metinleri okuma, vs.)

yiiksek olan l<i~ilerin, dindarltk diizeyi dii~iik olan ki~ilere oranla psil<olojik

ac;:tdan daha iyi durumda olduldartru, hayattan daha c;:ok mutmain oldulda­

nru, daha iyimser bir anla}'l~a sahip olduldarrm, buna kar~Wk daha az stres,

depresyon ve kaygtya maruz kaldlldarrm, stresle daha iyi bir ~ekilde ba~a

c;:J.ktJ.klarmt ve daha az intihara te~ebbiis ettilderini gostermektedir. Aynca

samirni dini inane;: ve tiygulamalarm, sadece ruh sagltg1 ac;:tsmdan degil, ayru

zamanda beden sagltgt ac;:xsmdan da onemli oldugu goriilmektedir. Zira bu

konuda yapuan ara~trrmalar, dindarltk seviyesi yiiksek olan ki~ilerin fonk­

siyonel ac;:tdan daha iyi durumda olduldartru, dii~iik kan basmcma, 4aha az

kalp ve damar rahatstzltklarma ve bu rahats1zltklar sonucu oliime daha az

maruz kaldlldanru, genelde daha uzun bir ya~arn siirdiiklerirti ve sagltk hiz­

metlerini daha az kullandtklarmt ortaya koymaktadrr.

Page 4: D.INI DANI·~MANLII( .vE· DIN 0 HIZMETL .ERIisamveri.org/pdfdrg/D205976/2012/2012_KOYLUM4.pdf · 2017-08-15 · ISBN: 978-605-5584-41-2 ©Tum haklan GONDOZ EGITiM ve YAYINCILIK,

'Dini 'Dan~Imanilk ve v;,. Hizmetleri 1113

Elbette bu alanda yapllan c;:alt~malarm tiimii, dindarhkl.a ruh ve beden sagh­

gt arasmda olurnlu bir ili~kinin oldugunu gostermemektedir. Kimi c;:alt~ma­

lar dindarhkla ruh ve beden saghg1 arasmda her hangi bir ili~kinin olmadt­

giDI ortaya koyarken, kirni c;:alt~malar olumsliz; kirni c;:ah~malar da (biiyill<

c;:ogunlukl.a) olurnlu bir ~kinin oldugunu ortaya koymaktadtrlar. Bu alanm

en onernli uzmanlarmdan biri olan Koenig, 2000 ytlmdan once bu alanda

yaptlan 700 c;:alt~madan SOO'iiniin (% 71) dirlle ruh ve beden sagllgt arasm­

da olurnlu bir ili~ki oldugunu ortaya koydugunu belirtmektedir. Bu analize

gore; 93 c;:alt~manm 60'mda, dindarhl< seviyesi yill<sek olan ki~ilerin daha az

depresyona girdilderi, depresyonu olan ki~ilerin de daha luzll iyile~tikleri;

68 c;:alt~marun 57'sinde intihar olaylarmm daha az gorilldiigu; 69 c;:alt~manm

35'inde daha az kaygllarmm oldugu; 120 c;:alt~manm 98'inde daha az uyu~­

turucu madde kullandtklart; 114 c;:alt~marun 94'iinde psikolojik ac;:tdan daha

iyi durumda, daha iimitli ve iyimser olduklan; 16 c;:alt~marun 15'inde hayatta

daha fazla amac;: ve anlam buldukl.an; 38 c;:alt~manm 35'inde evlililderinde

daha mutlu olduldan ve e~leriyle iyi gec;:indilderi; 20 c;:alt~marun 19'unda

daha fazla sosyal destek aldtklart goriilmii~tiir (Koenig, 2004: 1195). Yme

2000 yilindan once, dindarhkla fiziki sagllk arasmdal<i ~kiyi inceleyen

ara~trrma sonuc;:lariDI ozetleyen Koenig ~u bilgiled vermektedir: 5 c;:alt~ma­

dan S'i de dini inane;: ve uygulamalann bagt~tkltk sistemini giic;:lendirdigini;

7 c;:alt~madan S'i kanser hastahgma ili~kin oliim oranlartru dii~iirdiigiinii; 11

c;:alt~madan 7'si daha az kalp hastallldar1 ve daha iyi kardiyolojil< sonuc;:larm

oldugunu; 23 c;:alt~madan 14'ii daha dii~iik kan basmc1 oldugunu; 3 c;:alt~ma­

dan 3'ii daha dii~iik kolesterolii oldugunu; 25 c;:alt~madan 23'ii daha az sigara

is;tiklerini; 5 c;:alt~madan 3'ii daha fazla egzersiz yaptlldartru; 2 c;:alt~madan

.2'si de daha iyi uyku diizenine sahip olduldariDI ortaya koymu~tur. Aynca

' dindarhkla ya~am siiresi arasmdal<i ili~kiyi ara~tlran 52 c;:ah~madan 39'unda

{% 75), dindarhl< seviyesi daha yill<sek olan ki~ilerin, digerlerine oranla daha

uzun siire ya~adlldart bulunmu~tur (Koenig, 2004: 1195; diger c;:alt~malar

ic;:in bkz: Koenig, 1994; Ellison, Boardman,. Williams, Jakson, 2001: 216).

Fizil<i ve ruhi ac;:tdan problernli l<i~ilere sadece kendilerinin dini inane;: ve

uygulamalan de gil, onlara bakan ki~ilerin dini dururnlart da etki etmektedir.

Chang ve arkada~larmm bu alanda yaprm~ oldukl.art bir ara~tlrma da bu tezi

dogrulamaktadtr. Ara~trrmacllar, 127 baktcmm bu konudal<i etkisini ince­

ledilderinde, dolaylt da olsa, dini ve manevi yonii giic;:lii olan, ya da dini ve

manevi motifleri kullanan baktctlarm, ya~lt hastalarla daha kaliteli ili~ki kur-

Page 5: D.INI DANI·~MANLII( .vE· DIN 0 HIZMETL .ERIisamveri.org/pdfdrg/D205976/2012/2012_KOYLUM4.pdf · 2017-08-15 · ISBN: 978-605-5584-41-2 ©Tum haklan GONDOZ EGITiM ve YAYINCILIK,

114 I 'Dini 'DallljmatJlrk ~e 'Din Humetleri

duklanru, bu kurulan olumlu ili~kinin de hastalarda depresyonu azaltt:Igl.lli

ve hastalarm psikolojik a<;:1dan daha sagllkll kalmalarma kat:lo sagladlgl.lli

tes~it etmi~lerdir (Chang, Noonan, Tennstedt, 1998: 467).

Sonu<;:ta bir btitiin olarak, <linin ruh ve beden saghgt tizerine. olan olumlu

etkilerinin olumsuz etkilerinden daha fazla oldugunu soyleyebiliriz. i~te bu

makalede teorik bilgilerden ziyade, bu alanda yapuan <;:ah~malar dogrultu­

sunda dinin ruh ve bede3 sagbgt tizerindeki e~erini incelemeye <;ah~aca­

gtz. Makale temelde tic; boltimd~n olu~acaktrr.' Birinci boli.imde, ruh saghgt

ve dirt i.izerine yapuan ara~tirmalar; ikinci bofi.imde beden s·aghgt ve din ' )

tizerine yapuan ara~tirmalar ele almacak, tic;:i.inci.f boli.imde ise, dirt ve ruh )

saghgma etki eden faktorlerin bir analizi yapumaya <;:ah~uacalctrr. 1

A. Ruh Saghg1 ve Din

Dinin inanan ki~ilere sagladJgt en onemli faydalardan birisi hie; ~tiphesiz on­

larm ruh di.inyasma olan olumlu katkllartdlr. Samirni bir inanca sahip olan

ki~iler genelde psikolojik a<;:tdan daha iyi durumda olup, kaygt, stres, dep­

resyon ve intihara te~ebbtis gibi olumsuz durumlardan kendilerini daha iyi

koruyabilmeictefuler. i~te bu konuda, ozellikle ABD'de yapuan ara~tirma / .

sonuc;:larmdan'i>azt ornekler:

1. Depresyon ve Din

Bilindigi gibi <;:aguruz insanlarl.lli tehdit eden en onemli ruhsal hastaltklarm

ba~mda depresyon gelmektedir. Bugiin di.inyamtzda yakla~tk olarak 100 mil­yon insanm depresyondan etkilendigi bilinmektedir. Depresyon, ozellikle

ya~War arasmda en yaygm olan hastaltklardan birisidir. Her ne k~dar genel

ni.ifus ic;:erisindeki oraru du~i.ik olsa da (ornegin bu oran ABD ic;:in % 1-3 ci­

varmdadlr), hastanede yatan y~ll hastalar a<;:tsmdan baklldlgmda bu oran, %

35'e kadar c;:tkmaktadlr. Bilhassa belli bir kurumda ikamet etmeyen ya~Warda

bu depresyonel semptomlar daha yiiksek oranda kendisini gostermektedir

(Cohen, Koenig, 2003: 220). Tedavi edilmedigi takdirde de depresyon, hem

ya~War, hem de bulunduklar1 toplum i<;:in bir takrm olumsuz sonuc;:lar do­

gtifabilmektedir. Zira depresyonel hastaltklarm c;:ogt!, muayyen bir tedaviyle

sona ermemekte, uzun si.ire devam eden tedaviden sonra da tekrar ortaya

c;:tkabilmektedir. Depresyonlu hastalarm, tedavi gortip <;:tkt:tktan sonra da ti<;:te

ikisinin, en azmdan tic; ay sonra tekrar depresyon gec;:irdikleri gori.ilm~ti.ir. Bu

durum hem ekonomik a<;:tdan olumsuz etki yapmakta, hem de ya~am kalite­

sini d~i.irerek, oli.im oranlarllli yiikseltmektedir (Koenig, George, Pe~erson,

1998: 536; Cummings, Neff, Hussaini, 2003: 23; Westgate, 1996:26).

Page 6: D.INI DANI·~MANLII( .vE· DIN 0 HIZMETL .ERIisamveri.org/pdfdrg/D205976/2012/2012_KOYLUM4.pdf · 2017-08-15 · ISBN: 978-605-5584-41-2 ©Tum haklan GONDOZ EGITiM ve YAYINCILIK,

'Dini 'Danijmanlrk ~e 'Din Hizmet/eri 1115

Acaba din ile depresyon arasmda ne ti.ir bir ili~ki vardtr? Diger bir ifadeyle

dinin, depresyonlu hastalar iizerinde olurnlu her hangi bir katlas1 var rrudtr?

Bu konuda say1stz ara~t:1Imalar1 olan Koenig, dini kallhm derecesiyle dep­

resyon arasmdaki ili~kiyi ara~tlran toplam 93 alan ara~tlimasmdan 59'unda

dini ibadetlere daha fazla katJ.lan l<i~ilerde depresyonel diizensizliklerin

daha dii:;;iik oldugunu ve bu ki~ilerin daha az depresyonel semptomplar gos­

terdikleri tespit edilmi:;;tir. Geriye kalan 33 «;ah~madan; 13'ii her hangi bir

ili~ki bulunmad1gml, dordii daha dindar ki~ilerin daha depresif davraru~lar

sergiledigini ve 16 «;ah:;;ma kar1~lk sonuc;larm bulundugunu ortaya koymu~­

tur (Koenig, 2001 I 2002: 100). Bu konudaki en kapsarnh c;ah~malardan biri­

ni de yine Koenig ve Larson {2001) yaprru~tli. Dindarllkla sagllk arasmdaki

farldl boyutlar1 inceleyen bu ki~iler, bu alanda yapuan 850 c;:ah:;;mayt deger­

lendirmi~ler ve sonuc; olarak, dindarllkla hayattan mutmain olma arasmda,

c;:ah~malarm % 80'inde pozitif bir ili~kinin bulundugunu, depresyon ve kayg1

ile dindarhk ili~l<isini ele alan «;ah~malarm ii«;te ikisinde, dindarhk seviyesi

yiiksek olan ki~ilerin, dindarhk seviyesi dii:;;iik olan ki~ilere oranla daha az

depresyon ge«;irdikleri ve kayg1 duyduklar1 tespit edilmi~tir {Aktaran, Hack­

ney, Sanders, ~003:44).

Bu. alanda yapuan diger bireysel c;:ah~mala,rm sonuc;:lar1 da ~oyledir: Koenig ve

arkada~lar1 111 depresif ya~h hasta iizerine, yalda~Lk bir yil siiren ara~tJrma­

larl sonunda, l<iliseye devam etmeyle Kitab1 Mukaddes okuma gibi dini y~a­

yt~larm 6tesinde intrinsic (asli) dini inancm ve ya~amm, depresyon hastalar1

iizerinde onemli bir etkisi oldugunu, ya~Warm yar1smm bu Zaman zarfmda

her hangi bir nbbi tedavi almadan iyile~tiklerini bulmu~lardir. Ara~tlimacuar,

her ne kadar bu mekanizmanm tam olarak nasu i~ledigini ortaya koyamasalar

da, dini inancm bu hastalara daha iyi bir diinya go~ii kazandirdigrm, acmm

, ve oliimiin daha iyi anla~ilmasuu ve kabullenmesini sagladiguu ileri siirmek-

tedirler. Aynca dini in~cm, ya~Wara daha gii«;lii bir benlik tasaruru kazan­

dirdigrm, bunun da saghgm bozuldugu y~hhk doneminde oldukc;:a giic;:lii bir

destek oldugunu ifade etmektedirler. Yme din, insanlara ic;:inde bulunduklar1

durum ne olursa olsun, ya da ne ti.ir sorunlar ya~arsa ya~smlar, bunlarm iyi­

le~ecegine dair bir umut ve duygusal iyile~meyi saglayacak motivasyon sagla­

maktadi.r (Ko'enig, George, Peterson, 1998: 538-541).

Cummings ve arkada~lar1, 568 ya~~ iizerinde yapt1l<lar1 ara~tJrmada sosyal

destek ve dindarllkla depresif semptomlar ve fonksiyonel rahatsiZhklar ara­

smda bir ~ki oldugunu, sosyal destek seviyesi y,iiksek olanlarla dini faali-

Page 7: D.INI DANI·~MANLII( .vE· DIN 0 HIZMETL .ERIisamveri.org/pdfdrg/D205976/2012/2012_KOYLUM4.pdf · 2017-08-15 · ISBN: 978-605-5584-41-2 ©Tum haklan GONDOZ EGITiM ve YAYINCILIK,

116 I 'Dini 'Danijmanl1k ~e 'Din Hizmetleri

yetlere kat:Jlma oraru yiiksek olan ya~Warda, depresyon orarurun daha dii­

~iik oldugunu, bunun da diger fiziksel yetersizliklere olumlu yonde katk1

sagladtgtru bulmu~lardtr. Ayru ara~tlrmacuar, ne egitimin, ne cinsiyetin, ne

de evlilik durumunun, depresyon konusunda dindarhl< kadar etkili bir fak-. . tor oldugunu belir~lerdir (Cummings, Neff, Hussaini, 2003: 25-29).

Depresyon-dindarhl< ~kisini inceleyen ara~tlrmalardan birisi de Garry J.

Kennedy ve arkada~larma aittir. Kennedy ve arkada~lan ABD'nin Kuzey ! / •

Bronx bolgesinde 1,855 ya~h (65 ya~ v~r-ui<artst)l Katolik, Yahudi ve diger

din mensuplarma ili~kin yaprm~ oldtiklart ara~t'lrmalarmda, ya~Warm %

50'sinin ibadet yerlerine haftahk~ttiklerini tespit etmi~lerdir. ibadet yer­

lerine gitmekle ruh saghgt y.~daki ili~kiye gelince, Katoliklerin % 10'un­

dan az1n1n onemli derecede bir depresyon semptomuna sahip olduklart­

ru, bu orarun Yahudilerde % 20'den fazla, dini tercih belirtmeyen ki~ilerde

ise % 12 oldugunu bulmu~lardtr. Bir b~ olar~aklldtgmda, ya~Warm

% 16.9'unun depresyon i<;inde olduklar1 ortaya~iknu~tlr. Tiim dini grup­

larda dini ibadetlerini yerine getirmeyen ki~ilerdeki depresyon oraru, dini

ibadetlerini yerine getirenlere oranla iki kattlr (Kennedy ve Arkada~lar1,

1996: 304). Ara~t1rmacuar bunun da nedenini, dini ,yerlere devam etmenin

ibadet, dua ya da meditasyon sayesinde, cemaat iiyeleri arasmda bir birlik

olu~turmasma baglamaktadtrlar. Bu birlik de sonuc;ta cemaat iiyelerine bir

gii<; olarak geri donmektedir. Ayru zamanda bu cemaat iiyeleri birbirlerine

sadece manevi a<;tdan degil, ayru zamanda maddi a<;tdan da destek sagla­

dlldarmdan yalruzhk hissi, giic;siizliik, umutsuzlul<, gayesizlik gibi olumsuz

duygu ve dii~iinceler azalmalcta ve bireylerde meydana gelebilecek olan bir­

taktrn psikolojik sorunlarm ortadan kalkmasmda da yardtmc1 olmaktadtr.

Ozellikle depresyonun nedenlerinden biri olan yalruzhl<, toplumdan ve in­

sanlardan uzakla~ma, bagunW.I.k hissinin azalmas1 veya kaybolmas1 olarak

dii~iiniiliirse, tiim bunlarm. toplu ibadetler yoluyla ortadan kalkacagt soyle­

nebilir (Kenne~y ve Arkada~lan, 1996: 306; Westgate, 1996: 31).

ibadetin slldlgt ile depresyon arasmdaki ili~kiyi ara~tlrmak iizere Kanada'da

37 bin ki~i iizerine yapuan bir ara~ttrmada, ibadete devam sikla~hk<;a daha

dii~iik seviyede depresyon, cinnet, psikiyatrik diizensizlikler ve sosyal fobiye

· rastlandtgt bulunmu~tur. Yme bu ara~ttrmada, ya~ama bir anlam bulmada,

giinliik ya~amm zorluklar1yla ba~a c;uanada ve ya~arrun slkmtl ve zorlukla­

rma katlanmada dindarhgm onemli bir yerinin oldugu bulunmu~tur (Baetz,

Bowen, Jones, Koru-Sengul, 2006: 654-657).

Page 8: D.INI DANI·~MANLII( .vE· DIN 0 HIZMETL .ERIisamveri.org/pdfdrg/D205976/2012/2012_KOYLUM4.pdf · 2017-08-15 · ISBN: 978-605-5584-41-2 ©Tum haklan GONDOZ EGITiM ve YAYINCILIK,

'Dini Van~Imanlrk ~e 'Din Hizmelleri 1117

William Mirola, ya~lan 18 ile 55 arasrnda degi~en erkekve kadrn top lam 354

ki~i iizerinde din-depresyon ili~kisini inceledigi ara~trrmasrnda, hem dini

katJ.l1m hem de depresyona yatkrnW.< a<;:1srndan, kadrnlarm daha onde oldu­

gunu bulmu~tur. Yrne ayru ~ekilde, erkeklerin dini katJlunlariyla depresyon­

lan arasmda her hangi bir ili~ki bulamazken, kadrnlarm dini katillmla.nyla

depresyonlan arasrnda ters bir ili~ki (yani daha az depresyona girdilclerini

veya daha hafif atlattiklar1n1) bulmu~tur. Depresyonu onlemede dinin en

<;:ok kullarulan boyutu da dua yoluyla ba~a <;:lkma ~eklinde kendisini goster- ·

mi~tir (Mirola, 1999: 428-432).

Her ne kadar depresyonla din aras~daki ili~ki kesin olrnasa da, dinin en

azmdan depresyona kar~1 koruyucu bir faktor oldugu ve depresyondan

kurtulrnada yardrmc1 bir unsur olabileceg~ kabul edilmektedir. Hollanda'da

2,800 ya~h iizerinde yapJ.lan bir ara~trrmad·a, .dinle depresyon arasmda ters

bir ili~ki bulunmu~tur. Yani dini ya~anhsi yi.L'<sek olan ve dini pratiklere de­

vam eden ya~Warin diger ki~ilere oranla daha az depresyona maruz kald!k­

larl goriilrnii~, diger bir <;:ah~mada ise, en azmdari tedavi konusunda yard!m­

Cl oldugu ortaya <;:lkm1~tlr (Cohen, Koenig, 2003: 221).

Din ve depresyon ili~kisi a<;:Ismdan olaya bir biitiin olaral< bal<Ild!gmda, din

her toplumda, her kiiltiirde ya da herkeste ayru derecede ya da dogrudan

etl<ili olrnasa bile, en azmdan dinin koruyucu bir faktor oldugunu soyleye­

biliriz.

2. intihar ve Dini inan~

Durkheim'in yalda~J.k bir asrr once konuyla ilgili yapt1g1 ara~trrmayx giinii­

~iizdeki ara~trrmalar da dogrulamaktadrr. Bilindigi gibi Durkheim (1897-

1951)'in temel tezi, dini organizasyonlarm kendi iiyeleri i<;:in intihara kar~I

onernli bir koruyucu faktor oldugu yoniindeydi. 0 tezini dogrulamak i<;:in

Katolikler ile Protestanlar1 kar~J.la~trrm1~ ve sonu<;:ta, Katolik mezhebine

bagli topluluklardaki intihar olaylarmm diger mezheplere bagli (Protestan­

lar) gruplardaki ki~ilerden daha az oldugurm bulmu~tu. Ona gore bunun

en onernli nedeni, dinlerin (ya da mezheplerin) ger<;:ekle~tirdigi sosy~ en­

tegrasyon ve sosyal diizenlemelerdi. Ayi).l dine mensup ki~iler sadece inan<;: . .

a<;:Ismdan degil, diger ahlaki konularda, ailevi ve toplumsal i~lerde de ayru

degerleri payla~acaldarmdan, bu homojen yap1 onlarm ruh sagligma da

olumlu yonde etl<i edecektir. Dini homojenlikle intihar olaylar1 arasmdal<i

ili~kiyi ara~trran Ellison ve arkada~lar1, 296 metropolde yapt1g1 ara~trrma

Page 9: D.INI DANI·~MANLII( .vE· DIN 0 HIZMETL .ERIisamveri.org/pdfdrg/D205976/2012/2012_KOYLUM4.pdf · 2017-08-15 · ISBN: 978-605-5584-41-2 ©Tum haklan GONDOZ EGITiM ve YAYINCILIK,

118 I 'Dini 'Danljmanlrk ie 'Din Himretleri

sonucunda, dini homojenlikle intihar olaylarr arasmda ters bir ili~kinin ol­

dugunu bulmu~lardJ.r. Yani ayru dine ya da mezhebe bagl.t toplwnlardaki

intihar olaylarmm farkh dini inan«;: ya da mezheplere bagl.t toplwnlara oran­

la daha dii~iik seviyede oldugunu tespit etrni~lerdir (Ellison, Burr,.McCall,

1997: 287).

Ruh sagligr ve din iizerine yapuan ara~trrmalar, dine daha c;:ok bagh olan

ki~ilerin digerlerine oranla intihara daha az yoneldiklerini ve daha az intihar

eylemi ger«;:ekle~tirdiklerini ortaya koymal<tadJ.r (Jonhson, Larson, 1998:

106). Her ya~ doneminde intihar te~ebbiisleri goriilse de, bu durum ya~War

ic;:in daha onemli bir sorun te~kil etmektedir. Ornegin Amerikalt uzmanlar

kendi toplwnlarmda, ya~Warm % 10'u ile % 30'unun duygusal sorunlarr ol-

. dugunu ileri siirmektedir (Weaver, Koenig, 1996: 496). Yme onlar, eger bu

ya~Wara tedavi uygulanmazsa, ya~hllk donemindeki intihar olaylarmm % 50

artacagmr ileri siirmektedirler. (Weaver, Koenig, 1996: 497).

Ban toplwnlarmda intihar sadece ya~War i«;:in degil, gen«;:ler i«;:in de en

onemli tehdit unsurlarmdan birisidir. intiharla ili~kili davraru~larm oraru

gen«;:ler arasmda% 4 ile% 60 arasmda degi~mektedir (Greening, Stoppelbe­

in, 2002: 404). Aradaki bu biiyiik istatistiksel farkl.ili.klarm nedeni, intihar­

la ili~kili davraru~larm tarurrundaki farkl.ili.klardJ.r. Zira bu dururn intiharr

dii~iinmekten ger«;:ekle~tirmeye kadar uzun bir siireci kapsamal<tadrr. inti­

hara te~ebbiisiin pek c;:ok nedeni vardJ.r. Bunlara literatiirde risk faktorleri

denmel<tedir. Bu risk fal<torlerinin ba~mda aile psikopatolojisi, depresyon,

uyu~turucu madde kullarurru, saldJ.rgarll11< ve aile gec;:rni~inden birilerinin

intihar etmesi vs. gelmekteclir. Bunun otesinde bireylerin genetik yapuarr,

fiziki anormallikler, saldJ.rganhl< ve fevrilik, zayi.f problem «;:ozme kabiliye­

ti ve iirnitsizlik de intihara neden olan hususlardJ.r. Depresyon erkeklerden

«;:ok kadmlar i«;:in 'risk faktorii te~kil etmektedir (Greening, Stoppelbein,

2002: 404-405).

intiharla dindarhl< arasrdaki ili~kiyi inceleyen 68 «;:alt~madan 57'si, daha din­

dar olan ki~iler arasmda d!aha az intihar olayrrun ya~andtg1n1 veya intihara

daha olumsuz balcldtg1n1 ortaya koyarken, geri kalan 11 «;:alt~madan dokuzu

her hangi bir ili~ki olmadtg1n1, ikisi de karr~tk ili~kiler oldugunu ortaya koy­

mu~tur (Koenig, 2001 I 2002: 100). Bu alanda yapuan diger c;:alt~malar da,

dinin depresyona da neden olan farkh stres kaynaklarryla b~a «;:tkmada en

onemli faktor oldugunu gostermektedir. Dini inan«;:lar1n1 yerine getiren ya~-

Page 10: D.INI DANI·~MANLII( .vE· DIN 0 HIZMETL .ERIisamveri.org/pdfdrg/D205976/2012/2012_KOYLUM4.pdf · 2017-08-15 · ISBN: 978-605-5584-41-2 ©Tum haklan GONDOZ EGITiM ve YAYINCILIK,

'Dini 'DatiiJmanhk ~e 'Din Hizmelleri 1119

hlarm depresyon, alkolizm ve i.imitsizlik gibi intihara neden olan risk fak­

torleri konusunda daha dii~iik oranlara sahip olduklart bulunmu~tur. Diger

taraftan bu alanda yapilan bir ara~tlrma, kiliseye devam etmeyen ki~ilerdeki

intihar olaymm diizenli olaral< kiliseye devam eden ki~ilerden dort kat daha

fazla oldugunu ortaya koymu~tur. 25 iilkede yapilan ar~ttrma da dindarhl<­

la intihar etme arasmda ters bir ili~ki oldugunu ortaya koymu~tur (Weaver

and Koenig, 1996: 502; Commerford, Reznikoff, 1996: 43).

Greening ve Stoppelbein, devlet okulunda (444 ki~i) ve dini okulda ·oku­

yan (697) toplam 1.,098 ogrencinin intihar dii~iinceleri ile dini tutum ve

davraru~lart arasmdaki ili~kiyi inceleyen ara~tlrmalarmda, ogrencilerin az

bir ktsnn (% 3.6) kesinlilde intihar sonucu oleceklerini (intihar etmeyi dii­

~iindiiklerini) belirtirken, % 79'unun her hangi bir intihar riski ta~tmadJ.k­

lariDI bulmu~lardrr. Yiiksek intihar riski ta~tyan ogrencilerin, daha depresif

semptomlara sahip olduklart ve daha iimitsiz olduklart gozlenmi~tir. Mese­

leye dini inant; at;Ismdan bal<Ildigmda, en az (oldiikten sonraki bir hayata

inarunayr ic;:eren) Ortodoks inancma sahip olan ogrencilerin intihar riskine

sahip oldugu ya da bu inancm en koruyucu faktor oldugu ortaya c;:lknn~­

tl!. Asli dindarltgm (dini inanc;:lariDI ic;:selle~tirme ~eklinde olan) daha etkili

olacagt kabul edilmekle birlil<te, intihar1 onleme ac;:1smdan giic;:lii bir faktor

olmadig1 ortaya t;lknn~trr (Greening, Stoppelbein, 2002: 410~413).

Dinin sosyal destek saglamak suretiyle diger ruhsal hastahl<larda oldugu

gibi, intihai: olaylarmm azalmasmda ya da onlenmesinde de onemli bir yeri

vardl!. Dini ibadetlere devam eden ki~iler, ayru dinden olan l<i~ilerle arka­

da~ltklart sayesinde, ozellikle nihsal sorunlariDI ha!ifletebilmektedirler. Bu

da intihar riskini azaltmaktadrr. Aynca din, alternatif derecelendirme ve st­

ruf sisterni ortaya koymak suretiyle intihar1 engelleyebi.lql.ektedir. Ornegin

dinler (ozellikle Dogu dinleri ve Hlristiyanlil<) fakirlik durumunu yiicelt­

mek suretiyle, insanlar1 maddi menfaatlerj.n c;:lkmazlarmdan koruyabilir. Bu

inant; ~ekli de insanlarm ruh sagltgiDI korumada onemli kat:lo saglayabilir

(Stack, 1998: 393).

3. Kaygt ve Din

Dinle kayg1 arasmdaki ili~kiyi inceleyen toplam 76 c;:alt~marun (bunlardan

69'u alan c;:alt~mas1, 7'si de klinik c;:alt~ma) 35'inde dindarhk derecesi yiiksek

olan ki~ilerde daha az kaygt ve korku unsuru bulunurken, 17'sinde her hangi

bir ili~kinin olmadig1, 7'sinde kar~Ik ve kompleks ~kiler oldugu, 10'unda ise,

Page 11: D.INI DANI·~MANLII( .vE· DIN 0 HIZMETL .ERIisamveri.org/pdfdrg/D205976/2012/2012_KOYLUM4.pdf · 2017-08-15 · ISBN: 978-605-5584-41-2 ©Tum haklan GONDOZ EGITiM ve YAYINCILIK,

120 I 'Dini 'Danr.smanlrk Ve 'Din Hizmetleri

dindarhk seviyesi ytiksek olan ki~ilerdeki kaygt ve korku derecesinin, dindar­

hk seviyesi dii~iik olan ki~ilere oranla daha yiiksek oldugu o.rtaya ~1.krm~trr.

Bu ara~trrmarun en onemli yanlarmdan birisi de, dindarWda kaygt ili~kisini

ara~trran toplam yedi ~ «yalt~madan alnsmda, kaygtdan kurtulmada dinin

~ok onemli bir yerinin oldugunun tespit edilmesidir. Ozet olaral< ~alt~malarm

biiytik bir klsnu, dindarhk seviyesi ytiksek olan ki~ilerde daha az kaygt ve kor­

kunun oldugunu ortaya koymaktadlr (Koenig, 2001 I 2002: 100).

Bilindigi gibi insanlardaki en onemli l<aygJ..lardan birisi de oli.im kaygtstdlr.

Biiyiik 6l~iide ki~isel kontroliin otesinde .olan oliim ger~egi, ~ogu insanda

biiyiik bir ilgi ve kaygt yaratlr. Bununla birlilcte, bu oli.im kaygtsi ki~iden ki­

~iye farkliliklar gosterir. Oliim kaygisJ..ru artt::Iran ya da eksilten pek ~ok fak­

tor vardlr. Bunlarm ba~mda ya~, .dindarhk seviyesi, ahiret hayatrna inan~ ve

maneviyat durumu gelmektedir. Bu alanda ya~lar1 18 ile 80 arasmda degi~en

132 kadm ve 64 erkek iizerinde yapJ..lan bir ara~tJ.rmada, oli.im kaygtsmda en

belirleyici falctoriin psil<ososyal olgunluk oldugu, bunu ise ya~m tal<ip ettigi

bulunmu~tur. Yani bu ara~tJ.rma sonu~larma gore, psil<Ososyal olgunluk ve

ya~ seviyesi arttik~a, oli.imden korkma ya da kaygtya dii~me durumu da 0

oranda azalmalctad.Ir (Rasmussen, Brems, 1996: 143).

4. iyimserlik ve Din

Dini inan~ ve uygulamalarla limit ve iyimserlik arasmdaki ili~kiyi ar~trran 15

~~madan 12'si, onemli derec~de olumlu bir ~kinin oldugunu ortaya koyar­

ken, iki ~alt~ma her hangi bir ili~kinin olmadigw ortaya koymu~tur. Bu alanda

yapJ..lan hi~bir ~~rna, dindar ~ilerin dindar olmayan ~ilerden daha az iimit­

var ya da iyimser oldugunu ortaya koym~trr. (Koenig, 2001 I 2002: 99).

Dinin ruh saghgma sagiadigt en onemli katkJ..lardan birisi ·de iyimserlik

duygusudur. Peterson, Seligman ve Vaillant 100 Harvard mezunu iizerine

yapt1g1 ~alt~masmda, gen~lik yillarmda kotiimser olanlarm, iyirnser gori.i~li.i

olanlara oranla,. 20-30 sene sonra saghk a~1smdan daha sorunlu olduklarJ..ru

bulmu~tur. Yme olumlu _ki~ilik algtsma sahip olanlarla, olumsuz ki~ilik algt­

sma sahip olan ki~iler arasmda, ya~am siiresi a~tsmdan 7 ile 7,5 yi.l arasmda

bir farkm oldugu bulunm~tur. Diger bir ifadeyle, olumlu ~ilik algtsma

sahip olan bireylerin digerlerine oranla 7 veya 7,5 yi.l daha fazla ya~adiklar1

t~spit edilmi~tir. A.ra~trrmacliar bu durumu bireylerin ya~ama arzusunun

giicii ve ya~llligm olumlu yonlerini on plana ~J..l<arma ile a~Iklamaktad.Irlar

(Aktaran, Cohen, Koenig, 2003: 228).

Page 12: D.INI DANI·~MANLII( .vE· DIN 0 HIZMETL .ERIisamveri.org/pdfdrg/D205976/2012/2012_KOYLUM4.pdf · 2017-08-15 · ISBN: 978-605-5584-41-2 ©Tum haklan GONDOZ EGITiM ve YAYINCILIK,

'Dini 'Danl[manlrk ie 'Din Hizmetleri j 121

i~te bu noktada dinin ruh saghgma en onemli katlwar:mdan birisi de opti­

mizm yani iyimserliktir. Plante ve arkada~laruun farkh yerle~im yerlerin­

den, farkh dini gruplara bagh ve farkh ogretim kurumlarma devam eden

242 iiniversite ogrencisi iiz~rine yapt:Iklart -ara~tlrmada, giic;:lii dini inanca

sahip olan ogrencilerin, hayattan bir anlam bulma, optimizm, digerlerine

yardim etme ve ya~arru olumlu bir meydan okuma olarak gorme oranlart

daha yiiksek iken, daha az kaygt ve strese maruz kaldlklaruu bulmu~lardlr ·

(Plante, Yancey, Sherman, Guertin, 2000: 406-411).

5. Psikolojil< iyi Halve Din

Bilindigi gibi ozellikle ya~la birlikte psikolojik ac;:tdan iyi olma durumu (psyc­

hological well-being) ya duraganla~makta ya da daha kotiiye dogru gitmekte­

dir. Bu durum erkeklere oranla kadlnlarda daha fazla goriiliirken, ki~iden l<i~i­

ye gore de far killik gosterebilmektedir. Zira kimileri ya~lillkla birlikte ya~anan

kronik hastalJklara, zayrlh19ara, bagunhhga daha iyi bir ~ekilde u~ gostere­

bilirken, kimileri de bundan olumsuz yonde etkilenebilmektedir. i~te bu nok­

tada ara~trrmacliar dini ve manevi hayatm toplam psikolojik iyi olmada (c;:ev­

resel hakimiyet, environmetal mastery, bireysel geli~im, digerleriyle olumlu

ili~ki, ya~amda bir anlam bulma, kendini kabul ve otonomi) onemli katklsmm

olabilecegini ileri siirmektedirler (Kirby, Coleman, Daley, 2004: 123).

Yapuan ara~tLrmalar, dini inane;: ve uygulamalarm tutarh bir ~ekilde ve biiyiik

olc;:iide haya~an tatmin olma, mutluluk ve moral ac;:tdan iyi olmanm diger

gostergeleriyle ili~kili oldugunu ortaya koymaktadlr. Bu ili~kiyi inceleyen

100 ara~trrmanm yakla~Ik % SO'i (79 ara~tlrma) bu yaptct unsurlar arasmda

' pozitif bir ili~kinin bulundugunu ortaya koymu~tur. Bu ara~tlrmalarm 10'u

dini inane;: ve uygulamalarla psikolojik iyilik arasmda muhtemel bir ili~kinin

' olabilecegini, diger 9'u da ara~tLrma yapuan ki~iler iizerinde dinin gelecekte

daha biiyiik bir psikolojik iyilige neden olabilecegini rapor etmi~lerdir (Ko­

enig, 2001/2002: 99).

Kirby, Coleman ve Daley, ya~lart 65 ile 95 arasmda degi~en, top lam 233 ya~­

lt iizerine yapt:Iklart ara~tlrmada, ya~Wtgm ve y~Wtgm getirdigi birtaklrn

olumsuzluklarm toplam psikolojik iyi olmada onemli derecede negatif bir

etl<iye sahip oldugunu, ancak dindarhl< ve manevi inanc;:larm bu olumsuz­

luldart gidermede ve psikolojik iyi olma halinin devarrunda dogrudan etkili

ya da en azmdan aract bir kaynak oldugunu bulmu~lardlr. Dini ve manevi

inancm c;:evresel hakimiyet, bireysel geli~im ve digerleriyle olumlu ili~kide

Page 13: D.INI DANI·~MANLII( .vE· DIN 0 HIZMETL .ERIisamveri.org/pdfdrg/D205976/2012/2012_KOYLUM4.pdf · 2017-08-15 · ISBN: 978-605-5584-41-2 ©Tum haklan GONDOZ EGITiM ve YAYINCILIK,

122 I Vini Vanljmanlrk ve Vin Hizmetleri

gtic;:lii bir etkisinin oldugu gorilliirken, kendini kabul, ya~amdan bir anlam

bulma ve otonomi konusunda da daha az etkisinin oldugu ortaya konmu~­

tur. Aslmda bu sonuc;:, bu alanda yapilan diger pek c;:ok ara~trrma sonuc;:larllli

da dogrulamaktad!r (Kirby, Coleman, Daley, 2004: 127).

Yine J. S. Levin, I<. S. Markides veL. A. Ray, gene;:, orta ve ileri yeti~kirilerden

375'er l<i~iden toplam 1,125 ki~i lizerinde, dini iqadetlere devanun psikolo­

jik etl<ileri konusunda yaptildar1 ve 11 yil siiren ara~trrmalarmda iki onemli

sonuca ula~m1~lardrr: Dini ibadetlere katilrrn ile ya~amdan tatmin olma ve

depresyonu onleme arasmda onemli ili~kiler vardrr. Orta ve ileri ya~larda

dini ibadetlere devarnla hayattan mernnun olma arasmda bir ili~l<i bulu­

riurken, depresyonu etl<ileme ac;:1smdan da gene;: nesiller lizerinde ibadetin

olurnlu etl<ilerinin oldugu gorillmti~tiir. Ara~trrmacilar her ne kadar, dini

ibadetlere devarrun hayattan tatmin olma konusunqa dogrudan etl<ili olma­

sa da, zamanla ruhsal dengeyi korumada bir kaynal< olabilecegini, ozellilde

de ya~la birlikte dini katllimm, ya~hlarm hayatmda esasll bir anlam olu~tur­

dugunu belirtmektedirler. Bu durum ozellilde emeklililcte, sagllk dururnla­

rmm kotcle~mesi ve diger nedenlerden otiirti resmi kurumsal i~lerden ve

rollerden el c;:ekildigi anlarda daha onemli hale gelmektedir. bzellilde ya~ll­

llk doneminde din ve dini ibadetlere katilrrn, ya~hlarm hem dini kururnlarm

kendilerine saglarru~ olduldar1 c;:e~itli sosyal servislerden faydalanmalarma,

hem de "ki~isel ho~nutluklara" neden olmalctad!r. Aynca dindarllk ve dini

ibadetlere devam, bireylerde kronil< ve ciddi stres kaynaldarrm azalttlgm­

dan, toplam psil<olojil< iyi alma konusunda da onemli bir kaynak olu~tur­

maktadlr. (Levin, Markides, Ray, 1996: 457-461).

B. Beden Sagh~ ve Din

Dini ya~am tarz1 insanlarm sadece sosyal ve psil<olojik ac;:1dan degil, fizik­

sel ac;:1dan da sagllkll kalmalarma neden olabilmelctedir. Ornegin gtic;:lti bir

inane;: ve baglanma, insanlarm hayata daha iyi bir ~ekilde adapte olmalarma

katla saglamaktadrr. Gerc;:elcten de soo bir davraru~ kallb1 izleyen baz1 dini

gruplarm (ornegin Mormonlar, Ami~ler, Ortodoks Yahudiler) genel olarak

diger gruplardan daha saghkll olduklar1 bilirrrnektedir-(Seybold, Hill, 2001:

23; Cohen, Koenig, 2003: 221). Her ne kadar bu konudal<i sonuc;:lar bir de­

receye kadar ara~trrmadan ara~trrmaya, ara~trrmada kullarillan yontemden

yonteme degi~ildik arz etse de, bir btittin olarak b~d!gmda, din ile be den

saghg1 arasmda olumlu bir ili~kinin oldugu gorillmektedir (Chang, Noonan,

Page 14: D.INI DANI·~MANLII( .vE· DIN 0 HIZMETL .ERIisamveri.org/pdfdrg/D205976/2012/2012_KOYLUM4.pdf · 2017-08-15 · ISBN: 978-605-5584-41-2 ©Tum haklan GONDOZ EGITiM ve YAYINCILIK,

'Dini 'Dan~Jmanlrk ~e 'Din Hiznretleri 1123

Tennstedt, 1998: 463). Jeffrey Levin ve Preston Schiller, her hangi bir dine

baglilikla soz konusu dini ya~ayan ki~ilerin hastalik ve oliim oranlanru ele

alan 200'den fazla yaymlanrru~ eseri incelediklerinde, biiyiik oranda ldinilc

a<;:tdan dindarltlda saglJ.kl..th ya~am arasmda pozitifbir ili~kinin oldugunu, bu

dururnda ya~, cinsiyet, trk, millet, din ve etnik gr_up at;tsmdan da her hangi

bir farkm olmadtguu ortaya koymu~lardtr (Jonhson, Larson, 1998: 106; Kra­

use, Ellison, Marcum, 2002: 21; Seybold, Hill, 2001: 22).

$imdi ornek olarak, once genel anlamda, daha sonra da ayrmtili bir ~ekilde

saghk-din ili~kisini incelemeye <;:alt~altrn.

Idler ve Kasl, 1982-94 ytllan arasmda, boylamsal bir metotla 2812 oziirlii

ya~lt ki~i iizerine yapttklart ara~ttrmada, dinin oziirlii ya~ltlar iizerinde ol­

dukt;a olumlu etkileri oldugunu bulmu~i{U"dtr. Dini ibadetlere devam rnik­

tart artttk<;:a, ya~ltlarm daha fazla fi.ziki aktivite yapttklart, daha az obesite

sorunu ya~adtklart, baglt bulundugu mezhebin ogretilerine uygun olarak,

alkol veya sigarayt daha az kullandtklart ya da hi<; kullanmadtklart, sonu<;:ta

ise tiim bunlarm, onlarm dini pratiklere devam etmeyenlere oranla daha

sagltklt kalmalaruu sagladtgtru tespit etmi~lerdir (Idler, Kasl, 1997: 302-304).

Dinle genel sagW< arasmdaki ili~kiyi ara~ttran bilim adamlarmdan birisi de

Koenig'dir. Ortalama ya~lart 70 olan 542 hasta iizerine yapttgt ara~ttrma­

smda Koenig, dini pratiklere kattlan ki~ilerin daha sagltklt olduklartru, daha

az depresyon ge<;:irdilderi, depresyona maruz kalsalar bile, daha az dindar

olan ki~ilere l<1yasla daha htzlt iyile~tilderini bulmu~tur. Aynca bu <;:alt~ma­

da, asli dindarltgm (intrinsic religion) dini ba~a <;:tkma a<;:tsmdan <;:ok daha

onemli oldugu ortaya <;:tkmt~ttr. Ayrtca bu ara~ttrmaya kattlan hastalarm %

90't, dinin hayatlarmda aldtklart tiim onemli kararlarda temel belirleyici bir

faktor oldugunu ve Tanrt'nm yardtmma ba~vurduklaruu, % 40'mdan fazla­

St dinin psil<Olojik ve fizyolojik sorunlarla b~a <;:tkmada en onemli faktor

oldugunu belirtmi~tir (Koenig, 1998: 221). Bir ara~ttrma sonucuna gore,

269 doktorun % 99'u, manevi inanct olan hastalarm manevi inanct olmayan

hastalara ktyasla hastaltklarla daha iyi ba~ edebildiklerini ifade etmi~lerdir.

Yme Illinois'te yaptlan bir ara~ttrmada (1988), 160 aile doktorunun % 80'i,

hastalar tarafmdan a<;:tk bir ~ekilde istensin ya da istenmesin dini konulara

yer vermelerinin; % 77'si de, doktorlarm, hastalarmm dini inan<;:laruu des­

teklemeleri ve te~vik etmelerinin uygun olduguna inandtklaruu belirtmi~­

lerdir (Koenig, 1998: 222).

Page 15: D.INI DANI·~MANLII( .vE· DIN 0 HIZMETL .ERIisamveri.org/pdfdrg/D205976/2012/2012_KOYLUM4.pdf · 2017-08-15 · ISBN: 978-605-5584-41-2 ©Tum haklan GONDOZ EGITiM ve YAYINCILIK,

124 I Vini Vanljmanlrk 'leVin Hizmetleri

Jeffrey Levin ve H. Vanderpool da yiiksek tansiyon ile dindarhl< arasmdaki

ili~kiyi ara~tJ.ran c;:ah~malar1 incelemi~ler ve sonuc;:ta, c;:ah~malarm % 90'mm

daha dindar olan ki~ilerin daha dii~iik kan basmcma sahip olduklarm1 or­

taya koydugunu tespit etriti~lerdir (Aktaran, Jonhson,.Larson, 1998: 107).

1. I<anser ve Din

Dinin en etkili oldugu saghl< alanlarmdan biri kanser hastahklan alarndrr.

Bunun da en onemli nedeni, stresin dogrudan kanser hastahgtyla ilgili olma­

Sldrr. Art1k ~u bilinen bir ·gerc;:ektir ki, fizyolojik sorunlarm c;:ogu psil<alojil<

rahats1zhldarla ili~kilidir. Bunlar arasmda da izolasyon, aynhk, bagtmhhl<,

acizlik, stres, depresyon ve c;:aresizlik gelmektedir. Tabii soz konusu kanser

olunca, durum c;:ok daha vahirn bir boyuta ula~mal<tadrr. Elbette kanser has­

talarrm strese sokan bir tal<Lm nedenler vardrr. Her ~eyden once kanserde

ciddi bir oliim riski vardrr. Bundan da ote, yalda~an olfuniin stresinden zi­

yade, kanser tarusmdan sonra devam eden tedavi siirecindeki belirsizliktir.

Kanserle ili~kili olan bu belirsizlli<, hastanm gelecege yonelli< hedeflerini,

umutlarrm ve beklentilerini degi~tirmesine ve ertelemesine neden olabil­

mektedir. Aynca kanser siiresinin belirsizligi neticesinde, normal aktif ba~a

c;:Ikma metotlar1 bile kotii sonuc;:lar verebilmektedir.

Kanser hastalar1 sosyal ya~amlarmda da onemli bir stres kaynagtyla kar~1

kar~tya gelirler. Bunlarm ba~mda gelen sorun, bu hastahga maruz kalan ki­

~ilerin i~ c;:evresinde, toplumsal hayatta ve ev ortarrnnda normal ya~am rolle­

rini yerine getirememeleridir. Bu yetersizligin bir sonucu olaral< da, kanser . . hastalar1 digerlerinin yarduruna ihtiyac;: duyduklarmdan dolayr bi.i: gerilim

hissedebilirler. Diizenli olarak bir ba~kasmm yardrrrnna muhtac;: olan kan­

serli hasta, acizlik ve bagunlillk duygusu geli~tirmeye ba~layabilir. Bu tarz

hisler de, onlarm ki~isel imajlarma etki eder. Bu da onlarm daha fazla iimit­

sizlige ve karamsarhga kaptlmalarma neden olur. Bu durum 6zellikle, nor­

mal ya~amm a~agt yul<ar1 tiim a~amalarmda digerlerinin yardrrruna muhtac;:

olan ya~War ic;:in daha etkilidir. Ktsacast kanserli hastalar, hastallklarUu.n bir

sonucu olarak ciddi anlamda sosyal streslerle ka_r~1 kar~tya kalabilirler (Mu­

sick ve Arkada~lar1, 1998: 218-219).

Musick ve arkada~lar1 1986-89 yillarmd.a toplam 4,162 kanserli ya~hya ili~­

kin yaptlklar1 bir ara~hrmada, kanserli ki~ilerin kanserli olmayan ki~ilere

klyasla daha fazla dini ibadetlere katudlldarrm ve bu dini katillmm da kan­

serli hastalarda depresif semptomlan azalttlgrm bul.I:nu~lardtr. Aynca ara~-

Page 16: D.INI DANI·~MANLII( .vE· DIN 0 HIZMETL .ERIisamveri.org/pdfdrg/D205976/2012/2012_KOYLUM4.pdf · 2017-08-15 · ISBN: 978-605-5584-41-2 ©Tum haklan GONDOZ EGITiM ve YAYINCILIK,

Vini Vanflmanlrk Ve Vin Hizmetleri 1125

tlrmac.tlar burada, hastalarm kendi dualar1 ve dini ibadetlere kat.tlmu kadar,

kllisede gorev yapan din adamlannm da 6nemli desteklerinin oldugunu

vurgulamaktad!rlar (Musick ve Arkada~lar1, 1998: 224).

Oli.imciil has taW< olan kanser tedavisinde dinin rolii nedir? Son zamanlarda

yap.tlan ata~tlrmalar kanserle ba~a c;:.tl<mada dinin oldukc;:a 6nemli bir yeri

oldugunu ortaya koymal<tadrr. Musick ve arkada~lar1 ~u degedendirme­

yi yapmaktadrrlar: Bireyler ba~larma gelen her hangi bir olaya kar~I tic; ti.ir

degerlendirme yapabilir. Ya ba~larma gelen olaym onlar iizerinde bir etkisi

yoktur, ya faydal! yarn vardrr, ya da zararh yonii vardrr. Dini degerlendirme

ac;:rsmdan baktlgtrmzda, din hastal!gm daha az zararh algtlanmasmt saglaya­

bilir. Kutsal kitaplardaki birc;:ok ktssa, zorluk ve s!J<mtl zamanlarmda giic;:li.i

bir inancm 6nemini ortaya koymaJ<tadrr. Zor zamanlarda Allah ile beraber

olan, ba~ma gelen musibetlere sabreden' ~~iler, gelecek di.inyada .miil<afat­

landrr.tlacagma inanrrlar. Diger taraftan dirilerin oli.imden sonraki ya~ama

biiyiil< onem atfetmelerinden dolayt, 6liimle kar~1 kar~rya gelen bir ki~i, bu

inanct nedeniyle 6li.imii daha rahat kabullenebilir; oli.imi.i bir bilinmezlik ya

da bir yok olu~ olarak gormel<ten ziyade, mevcut dururndan daha iyi olan

ahiret hayatma bakabilir. i~te dinin kanserle olan ili~kisi de boyledir. Dindar

ki~iler, Allah'1 zor ve stlanttl1 zamanlarda kendilerine en iyi yard!mc1 olarak

gorebilirler. Ozellikle bu gibi durumlarda duanm c;:ok onemli bir yerinin ol­

dugu bilinmel<tedir ((Musick ve Arkada~lart, 1998: 219).

Bowie ve arkada~larmm ya~larr 40-49 arasmda degi~en 147 Afril<al!-Ame­

ril<ali kadmm gogiis · kanseri kaygrsr ile dini inane;: arasmdaki ili~ki iizerine

yapt.tl<larr ara~tlrmala.imda, il<inci ba~a c;:.tl<ma yolu olan "takdire uyma"

$eklinde, ti.im sorunlarm hallini Allah'm takdirine brrakan ki~ilerin gogiis ·

· kanseriyle ilgili daha az kaygtya sahip olduldarr goriilmii~ti.ir. Ylne aym ara~­

tlrmada, kilisenin, "Ti.im hastaltldar da ~ifalar da Allah'm arzusu sonucu ger­

c;:ekle~ir" ~eklindeki ogretisini kabul eden hastalarm, daha az kayglli olduk­

lan ortaya c;:.tl<rm~tlr (Bowie ve Arkada~lan, 2001: 416-420).

2. Ameliyat ve Din

Ai ve arkada~lan, ya~lart 36 ile 86 arasmda degi~en ameliyat yaptlracak

toplam 246 kalp hastas1 iizerinde yapt.tldart ara~trrmada, bu ki~ilerin bii­

yiil< c;:ogunlugunun (% 88) dua ve ibadet ettiklerini, hayat-memat ti.iriinden

bir krizle kar~.tla~tlklarmda (burada kalp ameliyati 6ncesi) dua ve ibade­

tin olumlu bir etkisinin oldugunu ortaya koymu~lard!r (Ai, Peterson, Bol-

Page 17: D.INI DANI·~MANLII( .vE· DIN 0 HIZMETL .ERIisamveri.org/pdfdrg/D205976/2012/2012_KOYLUM4.pdf · 2017-08-15 · ISBN: 978-605-5584-41-2 ©Tum haklan GONDOZ EGITiM ve YAYINCILIK,

126 I Vini Vamjmanlrk ~e Vin Hizmetleri

ling, Koenig, 2002: 75-79). Bu inancm bir sonucu olarak, Ai ve arkada~la­

n, ABD'de bir hasta ameliyat olmadan once, kenctisi dua edebilecegi gibi,

ameliyah yapacak doktorun da kenctisine dua etmesini isteyebilctigini, hatta

ameliyat boyunca ameliy~thanede bir teybin kenctisi ic;:in dua e.debilecegini

belirtmektedirler. Ara~ttrmactlar, doktorlarm hasta ki~ilerin ctini inane;: ve

killtiirlerine bakmaks1zm bu konuya gereken onerni vermeleri gerektigini,

aynca hastanelerde gorev yapan Hlristiyan din adarnlarmm da bu sorunu

c;:ozebilmek ic;:in farkh yol, yo ntem ve yakla~unlar geli~tirdilderini belirtmel(­

tedir (Ai, Peterson, Bolling, Koenig, 2002: _78-79).

3. Kalp Hastahklan ve Din

Koenig, kalp hastallklarma maruz kalrru~ ya~lar1 55 ve iisttinde olan 196

hasta iizerinde yapt1g1 ara~trrmasmda, dini tutum ve davraru~larla cidcti fi­

ziki hastallklar ve fonksiyonel yetersizlikler arasmda ters yonde bir ili~kinin

oldugunu, bu hastalarm daha az psikiyatril< sorunlarla kar~tla~tlklanru, dep­

resyona ve alkole bagh olarak daha az hastanede yatttl<lar1ru ve ara~trrma

yaptlchg1 anda da daha az psikiyatrik ilac;:lar kullandtl<lar1ru bulmu~tur. Dini

faaliyetlerin ozellikle de dini ibadetlere katllunm, biiyiik oranda sosyal des­

tekle ili~kili oldugunu, ancak depresyona maruz kalmayla ara~mda zaylf bir

ili~kinin bulundugunu ortaya koymu~tur (Koenig, 2002: 267-273).

4. Fiziki Fonksiyon ve Din

Peter Pressman ve arkada~lar1, 30 ya~h kadm i.i,zerine yaptlklar1 ara~ttrma­

da, giic;:lii bir inancm stres ve depresyonu azaltbg1ru, hatta yiiriime zorlugu

c;:eken ihtiyar kachnlarm bile inanc;:lan sayesinde daha fazla ve daha uzak

mesafelere kadar yiiriiyebildiklerini ileri siirmektedirler. Ara~trrmactlar bu

durumu ~u ~ekilde izah etmektedirler: Hastalar ne kadar dindarsa, depres­

yonlarl da o kadar hafif olmakta, bu durum da onlarm fiziki terapilerine

daha iyi bir ~ekilde yans1maktadrr (Pressman ve Arkada~lar1, 1990: 759).

5. Sagb.kh Uzun Ya~ama ve Din

Bu alanda yaptlan SO'den fazla c;:ah~mayt inceleyen Koenig, McCullough ve

Larson {2001), bu c;:ah~mal~m 39'unun, dindarhk seviyesi yiiksek olan ~i­

lerin dindarhk seviyesi dii~iik alan ki~ilere oranla, daha uzun ya~adtl<larlfil

gosterctigini belirtmektedir. Bu c;:ah~malardan 10'u, ctinle ya~am siiresinin

uzunlugu arasmda her hangi bir ili~kinin olmarugmt ortaya koyarken, sa­

dece bir c;:ah~ma, dindai ki~ilerin dindar olmayan ki~ilere klyasla daha klsa

Page 18: D.INI DANI·~MANLII( .vE· DIN 0 HIZMETL .ERIisamveri.org/pdfdrg/D205976/2012/2012_KOYLUM4.pdf · 2017-08-15 · ISBN: 978-605-5584-41-2 ©Tum haklan GONDOZ EGITiM ve YAYINCILIK,

Vini Vanl[monlrk ~e 'Din Hiznretleri 1127

ya~adtklanru ortaya koymu~tur. Yme ayru ~ekilde, Hlristiyan din adamlan

iizerinde yap!lan 13 <;ab.~madan 12'si, din adamlarmm kontrol grub una gore

daha uzun siire ya~acW.dartru ortaya koymu~tur.

Dindarltkla uzun ya~am arasmdaki i.ij.~kiyi inceleyen daha kapsarnlt bir t;ab.~­

ma McCullough ve arkada~lar1 tarafmdan yap~llr (2000). McCulluogh ve

arkada~lart126,000 denekli 42 bagunstz meta-analizde, dindarltkla oliime ne­

den olan tiim riskier arasmda negatifbir ili~ki.ni.n oldugunu, diger bir ifadeyle,

dindarhl< seviyesi yiiksek olan l<i~ileri.n daha az oliim riski ta~tdtklartru, oran­

sal olarak da dindar ~ilerin % 29'unun daha az dindar ~ilere layasla daha

uzun ya~adtklartru ortaya koymu~tur (Aktaran, Cohen, Koenig, 2003: 222).

Hatta baz1 ara~tlrmalar kiliseye daha stk giden ~ilerin daha az giden ki~ilere

oranla daha sagltklt ve uzun ya~ad!ldartru ileri siirmektedir (Krause, Ellison ve

Marcum, 2002: 26). Krause, Ellison ve Marcum, 1,022 ya~h iizeri.ne yapt!ldar1,

1996'dan 1999 y!lmda kadar ii<; yilltk boylamsal ara~llrmada, kiliseye daha stk

devam eden ki~ileri.n daha az devam eden ~ilere oranla saghk durumlarlllli':

daha iyi oldugunu ortaya koymu~Iardtr {Krause, Ellison, Marcum, 2002: 37).

C. Uyu~turucu Ma.dde Kullarunu, All<:ol ve.Din

Di.ndarhkla alkol kullm arasmdaki ili~kiyi i.nceleyen 86 t;ab.~madan 76'st

{% 88) dindarhk seviyesi yiiksek olan ki~ileri.n daha az dindar ki~ilere OJ;anla

daha az alkol kullancW.dartru ortaya koymaktadtr. Geri kalan 10 t;ab.~madan

6's1, dindarhkla alkol kullarurm arasmda her hangi bir ili~kinin olmadlgtru

ortaya koyarken, 2'si kart~tk sonut;larm, 2'si de pozitif bir ili~kinin oldugunu

ortaya koymu~tur (Koenig, 2001/2002: 102).

Uyu~turucu kullm ile dindarhk arasmdaki ili~kiyi belirlemek amactyla

' yap!lan 52 t;ab.~madan 48'i, daha dindar alan ki~ileri.n daha az uyu~turucu

kullandtklanru, iki t;ab.~ma her hangi bir ili~ki olmadlgtru, bir t;ab.~ma ka­

n~tk sonut;lar it;erdigini, bir t;ab.~ma ise uyu~turucu kullm ile di.ndarhk

arasmda pozitif bir ili~ki oldugunu ortay~ koymu~tur. Ergenler ve iiniversite

ogrencileri iizeri.ne yap!lan bu 48 t;ab.~madan 42'sinde, dindarhk ile uyu~tu­

rucu kullm arasmda negatif bir ~kinin oldugu ortaya <;tkrm~llr.

. Sigara kullm ile dindarhk arasmdaki ili~kiye gelince, bu konuda da 25

<;ab.~ma yaptlrm~, bu t;ab.~malarm 24'iinde dindarhkla sigara i<;:me arasmda

ters bir ~ki oldugu bulunurken, biri.nde her hangi bir ili~ki bulunamarm~­

tir (Koenig, 2001/2002: 103).

Page 19: D.INI DANI·~MANLII( .vE· DIN 0 HIZMETL .ERIisamveri.org/pdfdrg/D205976/2012/2012_KOYLUM4.pdf · 2017-08-15 · ISBN: 978-605-5584-41-2 ©Tum haklan GONDOZ EGITiM ve YAYINCILIK,

128 I 'Dini 'Don!4mOnllk ve 'Din Hizmetleri

Dindarltkla uyu~turucu madde, alkol ve esrar kullarurru arasmdaki ili~ki­

yi ara~tlrmak amactyla 475 ergen iizerinde yapttklar1 ara~tlrmada Hodge

ve arkada~lart (2001), maneviyatc;ilik (spirituality) ile alkol kullarurru ara­

smda her hangi bir ili~lqnin bulunmad.Igtru, dine katJ.lunla alkol kullanmu

arasmda ters bir ili~kinin oldugunu, yani dine kat.I.lrm orant artbkc;a, alkol

kullarummm da o derece azaldJgm1, hatta alkoliin hie; kullaritlmadlgmt or­

taya koymu~lardtr. Esrar kullantrru ac;tsmdan baktldlgmda, dini kat1hmla

esrar kullarum1 arasmda her hangi bir ili~l<i bulunmazken, maneviyatc;ilik

seviyesiyle esrar kullantrru arasmda n~atif anlamda onernli bir ili~ki bulun­

mu~tur. Yani maneviyat ac;tsmdan yiiksek seviyede olan genc;lerin, hie; esrar

kullanmadlklart, maneviyat seviyesi dii~tiikc;e de esrar kullanma orantrun

yiikseldigi gori.ilmii~tii.r (Hodge, Cardenas, Montoya, 2001: 157).

Hodge ve arkada~lart bu sonucu ~u ~ekilde izah etmektedirler: Din sosyal

bir ortamda ya~arurken ve tecriibe edilirken, maneviyatc;illk Tann'yla daha

ic;sel bir ili~l<i ~eklinde goriilmektedir. DolaylSlyla, etl~ ac;tsmdan ic;sel ma­

neviyatc;ilik d1~sal dindarbktan daha tesirlidir. Ancak sonuc;ta, hem manevi­

yatc;illgm hem de dini kat.I.lrmm uyu~turucu madde kullantrrunda onemli bir

koruyucu oldugu soylenebilir (Hodge, Cardenas, Montoya, 2~01: 158-160).

Din ile ruh sagltg1 arasmdaki ili~ki bir dereceye kadar anla~tlabilmektedir.

Anc'ak, beden saghgtyla d.ii:I; I inane; ili~kisini nastl ac;tklamak gerekir~ Nastl

olur da dini inane; ve uygulamalar, ki~ilerin bedensel saghgma ~lumlu yonde

etki eder? Bu durumu ~u ~ekilde izah edebiliriz:

Her ~eyden once din, inanan ki~ilerin kronil< ve - ~iddetli streslere maruz

kalmalartru engellemek suretiyle, daha iyi bir ruh saghgma kavu~malarma

yard.unct olabilmektedir. Zira din, inanan ki~iler ic;in onemli bir psikolojik

kaynakttr. Allah'm insant kendi imajmda ve en giizel bir ~ekilde yaratmas1,

daima onlan gozetleyip kollamas1, onlarm nzkmi vermesi ve onlara ebedi

bir hayat vaat etmesi, ihanartlarm kendisine kar~1 bir oz-saygt geli~tirmesine

ve giivenmesine neden olarak ruh saghgtru olumlu yonde etl<iler. iyi bir ruh·

saghgt da beden saghgtru etkilemektedir. Aynca din, bireyin davrant~larmi

ve ya~am tarztru c;e~itli nedenlerden dolaf1 etl<ileyebilir. Bunlar; dini norm

ve ahlaki mesajlart ic;selle~mek suretiyle ilahi cezaya maruz kalma korku­

su, dinda~lar tarafmdan dJ~lanma tehdidi, ya~antlan toplumda kabul gorme

arz~su ve ahlili olmayan davrant~lara maruz kalmanm doguracagt sonuc;­

lar gibi hususlardtr. Yine inarulan dine bagh olmakla beraber, dini inane; ve

Page 20: D.INI DANI·~MANLII( .vE· DIN 0 HIZMETL .ERIisamveri.org/pdfdrg/D205976/2012/2012_KOYLUM4.pdf · 2017-08-15 · ISBN: 978-605-5584-41-2 ©Tum haklan GONDOZ EGITiM ve YAYINCILIK,

'Dini 'Dam~man!Jk ~e 'Din Hizmetleri J129

tutumlann, bireylerin saghgm1 olumsuz yoride etkileyecek davraru~lardan

da (ornegin alkol, sigara, uyu~turucu hap kullarurru, gayri me~ru cinsel ili~­

kiler) alikoymak suretiyle sagl.tkli bir ya~ama katk1Sl olabilir. Dini inane;: ve

tutumlar bireyleri tiim davraru~larda ilimli bir yone iterek, onlarm daha

dengeli bir ya~am siirmelerine katkl saglayabilir. Aynca din, c;:ali~ma ve eko­

nomik davraru~ kahplanyla, k.i~iler aras1 ili~kilerde strese neden olabilecek

bir takim olaylar1 da diizenleyebilir. Bir biitiin olarak ele alrugtmizda, dini

inane;: ve tutumlarm str.ese neden olan olaylar1 azaltrrken, psikolojik iyiligin

(mutluluk, hayattan tatmin olma ve moral) artmasma neden olabilecegini

ve bunlarm da sonuc;:ta beden sagbgm1 olumlu yonde etkiledigini soyleye­

biliriz (Ellison, Boardman,. Williams, Jakson, 2001: 218; Cummings, Neff,

Hussaini, 2003: 24).

inancm. ruh saghgma yonelik yul<artda siralanan olumlu etkilerinin yam

sua, son zamanlarda bu konuda en c;:ok tarb~lian hususlardan birisi de din! . ba~a c;:ll<ma (religious coping), daha dogrusu din yoluyla birtalum psikolojik

ve fizyolojik rahatstzl.tklarla miicadele etmedir. Din yoluyla b~a c;:ll<maya

ili~kin bir hayti deneysel c;:alt~ma vardrr (Pearce, 2005: 81-118). Dini ba~a

c;:ll<ma; ya~amsal sorunlarda, Allah'm bu sorunlara yard!m ettigi hissi sag­

layarak, "anlam bulma''d11 giic;:lii bir kaynak olabilir. Yine dini inane;: saye­

sinde insanlar, duygusal bir rahatbk ve sakinlik, sosyal destek, oliim kaygt­

Slill onemsememe ve gec;:irdikleri hastallldarda bir hikmet arama yollartyla

onemli dereeede rahatlayabilir (Cohen, Koenig, 2003: 226; Tarakeshwar,

2006: 646-657). Ancak ~u da bir gerc;:ektir ki dini ba~a c;:li<ma her zaman sag­

hga olumlu katkl saglamaz, hazen olumsuz etl<i de edebilir. Zira bazt ki~iler,

ba~lanna olumsuz her hangi bir ~ey geldigin~e, bunu Allah'm kendilerini

, terk ettigi ya da yaptigt hatalarm bir kar~iligt ~eklinde algliayabilir. Boyle bir

inane;: da insanlarm ruh ve beden saghglill olumsuz yonde etkiler (Parga­

ment ve Arkada~lart, 2001: 1881-1885).

Tabii burada dini ba~a c;:li<ma yollarlill da goz online almak gerekir. Son za-:­

manlarda ara~trrmacliar, tic;: tiir dini ba~a c;:ll<ma modelinden bahsetinek­

tedirler. Bunlardan birincisi, kendini yonetme (self-directing) ~eklidir. Bu

tiir dini ba~a c;:ll<mada, bireyler Allah'm kendilerine, kendi sorunlar1yla ba~a

c;:ll<ma yetenegini verdigine· inarurlar. ikinci ba~a c;:ll<ma yolu olan, "takdire

uyma"; i~i tamamen Allah'm takdirine brrak~al<, bireyin pasif bir ~ekilde

sorunlarmm sonuc;:lariru beklemesi ~eklindedir. Uc;:iincii ba~a c;:ll<ma yolu

ise, "i~birligi" yoluyla ba~a c;:ll<ma yontemidir. Bu yonteme gore Allah, hire-

Page 21: D.INI DANI·~MANLII( .vE· DIN 0 HIZMETL .ERIisamveri.org/pdfdrg/D205976/2012/2012_KOYLUM4.pdf · 2017-08-15 · ISBN: 978-605-5584-41-2 ©Tum haklan GONDOZ EGITiM ve YAYINCILIK,

130 I 'Dini 'Dan!fmanlrk 11t 'Din Hizmet/eri

yin sorunla.nru c;:ozmede bir dost ve yardunc1 olarak gortiliir. Ancak burada

bireyin kendisi de sorunlan c;:ozmede sorumludur (Bowie ve Arkada~lart,

2001: 412; Kolchakian, Sears, 1999: 115-125). Elbette bu iic;: tiir cllni ba~a

c;:Lkma yonteminin kendisine has ozellilderi olup, etkileri de biieyden bireye,

kiiltiirden kiiltiire ve dinden dine farklllik gosterebilir.

D.Sonu~

Dinle ruh ve bed en sagllgmdan bahsederken bir takrm hususlan da dikkate

almak gerekir. Her ~eyden once dindarlik alg1s1 ve derecesi diinyarun c;:e~itli

yerlerinde farldl farkll anla~llmakta ve etkisi de ona gore olmaktadrr. Orne­

gin, Kuzey Avrupa'mn baz1 kesirnlerinde dine, muhtemelen dini uygulama­

lann dii~iik seviyede olmasmdan dolayt, stresle ba~a c;:Lkmada c;:ok nadiren

ba~vurulmaktadrr. Bir c;:alt~maya gore, isvec;:'te dindarlik derecesiyle ilgili

olarak sorulan bir soruya ara~tlrmaya katllanlarm % 80'i "hie;: dindar degi­

lim" cevabllli vermi~tir. Oysa bu oran ABD'de sadece % 10'dur. Yme isvec;:'te

148 saghkll l<i~i iizerinde yapllan bir ara~trrmada, deneklerden sadece %

1'inin dini, stresle ba~a c;:lkrna yolu olarak kullandlgt ortaya c;:lknu~trr. Benzer

~ekilde, Norvec;:'te kanser ihastalart iizerine yapllan bir ara~trr~ada (1995),

hastalardan % 45'i Tarm'ya inanmadlldar1ru belirtirken, % 45'i de inanc;:lan

nedeniyle her hangi bir rahatlama hissetmedilderirli belirtmi~lerdir (Cohen,

Koenig, 2003: 230-231).

Yukar1dal<i din, ruh ve beden sagbg1 arasmdaki ili~kiye yonelik c;:alt~mala­

n incelerken, dikl<at etmemiz gereken diger onernli bir husus da, bu alan­

da yapllan ara~trrmalarm biiyiik c;:ogunlugunun ABD'de yapiliiu~ olmast­

du. Dolaytstyla sonuc;:lar genellenirken, i.ilkelerin dini ve manevi yap1sma

da bakmak gerekir. Ornegin Arnerikalllarm % 94'ii bir Tann'run varllgma

inanrrken, bu oran ingiltere'de % 76'drr. Benzer ~ekilde, Arneril<alllar daha

dl~a doniik bir dindarlik sergileyip, kiliseye gitme oranlar1 da diger i.ilkelere

oranla oldukc;:a yiiksek iken, (ornegm) ingilizler daha ki~isel bir dirli inane;:

ve ya~ann tercih etmektedirler. 2004 ytbnda ingiltere'de yapllan bir ara~trr­

mada, ara~trrmaya katuan ki~ilerin yar1s1 dinin kendi hayatlarmda onernli

bir yere sahip oldugunu ileri siirerken, % 25'i inanc;:ta ve kiliseye devamda

dii~ii~ler ya~adlklarllli belirtmi~lerdir (Kirby, Coleman, Daley, 2004: 124).

Oysa kiliseye devam ABD'de c;:ok ytil<sek seviyededir.

Bu ara~trrma sonuc;:larllli degerlendirirken goz oniinde bulundurmannz ge­

reken diger onernli bir husus da dindarbgm tarurmyla ilgilidir. Bu alanda ·

Page 22: D.INI DANI·~MANLII( .vE· DIN 0 HIZMETL .ERIisamveri.org/pdfdrg/D205976/2012/2012_KOYLUM4.pdf · 2017-08-15 · ISBN: 978-605-5584-41-2 ©Tum haklan GONDOZ EGITiM ve YAYINCILIK,

'Dini Vanl$manlrk ~e 'Din Hizmetleri [131

ara~ttrma yapan ki~ilerin ~ogunlugu tarafmdan kabul edildigi gibi, dindarhl<

~ok boyutlu bir kavram olup, bili~sel, duyu~sal, motivasyonel ve davrant~sal

boyutlart vardtr. Ameril<a'da bulunan Fetzer Institution ve National Insti­

tute of Aging (NIA) dinin ve ruh~ulugun (spirituality) on temel boyutunun

.oldugunu ortaya koymu~lardtr. Bunlar strastyla, dini ve _manevi tarih, ait

oldugu din ve mezhep, toplumsal katllim, ozel-~ahsi uygulamalar, ba~a ~tk­

ma ~ekilleri, inan~ ve degerler, baglanma (commitment), tecrlibeler, destek

duygusu, ili~kileri dlizenleme ve uzla~trrmak i~in motivasyondur (Seybold,

Hill, 2001: 21). DolaylSlyla din ya da dindarhl< derken, dinin yukartda sayilan

boyutlanru da dilckate almak gerekir. Her ne kadar ara~tlrmactlar da dinin

bu farkh boyutlarmm farkmda olsalar da, tlim boyutlanru inceleme imkaru­

na sahip olamadtldarmdan, farkh sonu~Iara varabilmektedirler.

DindarWda ilgili olaral<, dini ya~amm niceligi kadar nitellgi de onernlidir.

Daha a~tl< bir ifadeyle, dindarhl< ~ekli de insanlarm ruhi ve fizil<i sagltklartru

etl<ilemektedir. Ornegin Sethi ve Seligman (1993) yaprm~ olduklart ara~trr­

malarmda, kokten dincilerin, llimll bir inanca sahip olan ki~ilerden; ilim­

h-orta bir dindarhga sahip olan ki~ilerin de liberal dini inanca sahip olan

ki~ilerden daha iyimser, limitli ve dindar olduklartru ortaya koymu~lardtr.

Boyle bir ya~am tarzmm sonucu olarak da, daha muhafazakar gruplarm bir

blitlin olarak, d iger gruplardan daha iyi sagltk durumuna sahip olduldan

tespit edilmi~tir (Aktaran, Seybold, Hill, 2001: 23).

Dindar.llgm fark.ll boyutlart oldugu gibi psil<Olojik uyumun da farkh boyut­

lart vardtr. Bununla birlikte, nastl ki ara~ttrmactlar dindarhl< degi~kenini

incelerken, dindar.llgm sadece bir veya birka~ boyutunu inceleyebiliyorsa,

psil<Olojik uyumun da ancal< baz1 boyutlartru dikkate alabilmektedirler. Bazt

ara~ttrmactlar, psikolojik uyumun olumsuz yonlerine, ornegin, depresyon,

kaygt, su~luluk duygusu, olumsuz ruh haletine agrrhl< verirken, baztlart da

ruh sagligma mutluluk ya da ya~amdan tatmin olma ~eklinde bakmakta­

dtrlar. Diger baztlart da ruh sagllgma varolu~~u ve humanistik bir a~tdan,

kendini ger~ekle~tirme veya ya~amdaki ama~ I gaye olarak bakmaktadtrlar

(Hackney, Sanders, 2003: 45). Elbette tlim bu bakt~ a~tl:=trt da, dinle ruh sag­

.llgt arasmdaki ili~kiyi incelemede bazen farkh sonu~larm ortaya ~tkmasma

neden olabilmektedir.

Dindarltk seviyesi yiiksek olan ~ilerin, d~lik olanlara ktyasla psikolojik a~tdan

daha iyi olduklart, hayattan dalia ~ok mutmain olduklart, daha limitli ve iyim-

Page 23: D.INI DANI·~MANLII( .vE· DIN 0 HIZMETL .ERIisamveri.org/pdfdrg/D205976/2012/2012_KOYLUM4.pdf · 2017-08-15 · ISBN: 978-605-5584-41-2 ©Tum haklan GONDOZ EGITiM ve YAYINCILIK,

132 I Vini Van!fmanlrk ~e Vin Hizmetleri

ser olduklan, daha anlamh bir ya~ama sahip olduklan, daha yiiksek bir sosyal

destege ve evlilikte daha c;:ok mutluluga ve istikrara sahip olduklar1, buna kar­

~ilik dahaaz depresyon ve kayg1y9. maruz kaldlklari, depresyona girdiklerinde

de daha c;:abuk iyile~tikleri, stresle daha iyi bir ~ekilde b~a c;:u<t:J.klari, daha az

intihara te~ebbiis ettikleri ve daha az (ya da hie;:) u~turucu madde veya alkol

kulland!klar1 goriilmektedir. Aynca samimi dini inane;: ve uygulamalarm sadece

ruhsal saghl< ac;:1Smdan degil, ayrn zamanda fiziki saghk ac;:1Smdan da 6nemli ol­

dugu ara~trrmalarm ortaya koydugu sonuc;:Iardlr. Zira dindarhk, daha az kalp ve

damar rahatsiZhldarma veya kalp ameliyatlar1 sonrasmda meydana gelen 6liim

oranlarmm dii~mesine, daha uzun y~ama ve saghk hizmetlerinin daha az kul­

lanuruna katkl saglC!Jllalctadrr (Koenig, 2004: 1195).

i~te tiim bu geli~melerin sonucu olaral< bah diinyasmda, 6zellikle de ABD'de

arhk, hastalarm dini ve manevi boyutunu dikkate almadan hastahgm teda­

visinin miimkiin olmarugr, doktorun mutlaka hastasmm dini inanc1n1 goz

oniinde bulundurmas1 ve ona gore davranmasr gerektigi belirtilmektedir.

Bu yeni anlayr~m aru, "hasta-merkezli tedavi" olup amac;:, bireyi bir biitiin

olarak ele almak ve tedavisini de ona gore yapmakhr (Koenig, 2004: 1199).

Bu yakla~1m1 hem doktorlar hem de hastalar desteklemekt~dir. Ornegin,

Pensilvenya Universitesi Hastanesi'ndeld hastalarla yapuan bir_ ara~trrmada,

(177 ki~i), hastalarm yarrya yaklnl (% 4S), dini inanc;:lar1n1n saghk durumunu

olumlu yonde etl<iledigini belirtirken, % 94'ii doktorlarm hastalarmm dini

ve manevi durumunu dikkate almalarr gerektigini, nasu ki hastalarla ilgili

bir taklm ~eyler soruluyorsa, ayrn ~ekilde dini inancma dair ~eylerin de so­

rulmasr gerektigini belirtmi~lerdir. Her ne kadar upc;:uar arasmda, hastarun

gec;:mi~ine ait ne tiir sorularm sorulacagr hususunda bir birlik olmasa da,

son zamanlarda ~u sorularm sorulmas1 gerektigi iizerinde durulmalctadlr:

"Dini inanc1n1z bu hastahgmiZda sizin ic;:in onemli midir? "Din ya da sahip

oldugunuz inane;:, sizin hayahruzm diger zamanlarmda bir 6nem te~kil et­

mekte midir?" "Size dini konulardan bahsedilmesini ister misiniz?" Bu ve .

benzeri sorularm, hastarun sosyal tarihc;:esi ahrurken, sorulmasr gerektigi

vurgulanmalctadrr (Koenig, 2002: 275).

Dini inane;: ve maneviyat konular1 sadece hastalarla ilgili bir konu olma­

yrp, normal psikolojil< daru~ma ve rehberligin de 6nernli konular1 arasma

girmi~tir. Her ne kadar bu konuda bir anla~ma saglanamasa da, psil<olojil<

dan1~ma ve rehberlik uzmaru olacak ki~ilerin, egitirn ve 6gretirnlerinde ~u

sekiz noktarun dikkate almmas1 tavsiye edilmektedir.

Page 24: D.INI DANI·~MANLII( .vE· DIN 0 HIZMETL .ERIisamveri.org/pdfdrg/D205976/2012/2012_KOYLUM4.pdf · 2017-08-15 · ISBN: 978-605-5584-41-2 ©Tum haklan GONDOZ EGITiM ve YAYINCILIK,

'Dini 'Donlfmanhk ~e 'Din Hizmetleri J733

Psikolojik daru~ma ve rehberlikte dini konularla ilgili dort gorii~ ha.kimdir:

Bunlardan birincisi "reddedici" (rejectionist) ya da diger bir isirnle "ateistik

yakla~tm" olup, kesinlikle dini inancm daru~mada yer almamast gerektigini

savunmaktadtr. Zira bu gorii~ii savunanlara gore din, irrasyonel bir dii~iin­

ce, duygusal bir bozulduk ve zihinsel bir fonksiyondur. ikinci yakla~tm, "dt~­laytd' (exclusivist) yakla~lffi olup, temel faraziyesi, dini ve manevi boyutu

ontolojik bir gen;:ek olarak kabul edip, insan ya~ammm tiim boyutlarmm

dini inanca gore (burada Kitab1 Mukaddese gore) ~ekillenmesi gerel<tigi­

ni, fiziki ve ruhsal hastahldarm temelinin Tann'dan uzalda~mak oldugunu

ileri siirmektedir. Dc;:iincii yalda~Im, yaptct yakla~tm (constructivist) olarak

adlandmlmalctadtr. Bu yakla~trm savunan ki~iler, her ne kadar mutlal< bir

gerc;:egin varhgtru inkar etseler de, bu sayede bireylerin kendi bireysel an­

lam ve gerc;:eklerini bulacaldarma inanmalctadtrlar. DolaylSlyla bu yalda~lffi

esas itibariyle ne tamamen dini bir pozisyonu, ne de ateistik bir yalda~t­

rm benimser. Bu yakla~trnlarm her il<isi de insanlaim kendi yaptlart olarak

goriiliir. Dordiincii ve son yakla~rm ise, c;:ogulcu (pluralist) yakla~lffidtr. Bu

yalda~tm, yaptct yakla~trmn aksine, dini ve manevi mutlal< gerc;:ekligin varh­

gmt tammakla birlikte, ona yonelik olarak farkh (c;:oldu) yollarm ve yorum­

lann olmasma irnl<an tamr. Tann'ya ula~maya sadece tek yolun oldugunu

kabul eden dt~laytct yalda~un~ al<sine, c;:ogulcu yakla~lffi birc;:ok farkh yolun

gerc;:eldigini kabul eder. Her ne kadar hem dt~laytct g<:>rii~, hem de c;:ogul­

cu bakt~ ac;:tst dini ve manevi gerc;:eldigin varhg101 kabul etseler de, c;:ogulcu

yalda~tm, hal<ikatin farkh killtiirlerde farldt ~el<illerde ve farkh insan toplu-

. luldannda da farklt yollarla ifade edilebilecegini kabul eder. Bu anlayt~a gore

nastll<i insanlar fani ve strurh ise, tek bir dini sistem de tiim dini ve manevi

mutlal< gerc;:elderi ku~atamaz. Her farklt sistem de gerc;:egin ancak stmrh bir

:lGsmtm temsil edebilir. i~te bu yald~~trnlara gore de dam~marun, bu yakla­

~tmlardan birine gore davranmast beklenmelctedir (Zinnbauer, Pargament,

2000: 164-168).

<;:ok kiiltiirlii dani~manltlcta egitim, din psikolojisi. ldasilderi ile daru~manltk­

tal<i dini ve manevi konular iizerine okumalar, temel ruh sagltgt ve dinle ilgi­

li yaytnlanrm~ dergilerdel<i mevcut literatiirii inceleme, din ve ruh sagltgma

ili~kin c;:ah~ma gruplarma kattlma, diinya dinleri hal<lnnda bilgi sahibi olmal<,

terapide stldtkla kar~tla~acagt ki~ilerin dinlerine ili~kin uzmanhk bilgisine sa­

hip olmak, farkh dini veya manevi dii~iinceye sahip l<i~ilerle kar~tla~ttgmda, o

alana ili~kin uzmanlara ba~vurmak (Zinnbauer, Pargament, 2000: 169).

Page 25: D.INI DANI·~MANLII( .vE· DIN 0 HIZMETL .ERIisamveri.org/pdfdrg/D205976/2012/2012_KOYLUM4.pdf · 2017-08-15 · ISBN: 978-605-5584-41-2 ©Tum haklan GONDOZ EGITiM ve YAYINCILIK,

134 I Vi11i Vam.[ma11lrk ~c 'Din Hizmetleri

Dinin ruh saghgma olan bu olumlu etkilerinin bir sonucu olarak bugiin

ABD'de T1p Faki.iltesi prograrnlarmm, gen~lik ve yeti~kinlikte biyolojik ve

psikolojik ·geli~irni onemli derecede etkileyen unsurlarm (biyolojik, psiko­

lojil<, sosyo-ki.iltiirel, eko~omik, etnil<, cinsiyet, cinsel yonelim ve aile fak­

torleri) yan1 srra, dini ve manevi (religious I spiritual) unsurlan da i~ermesi

gerektigi vurgulanmakta ve tiim bunlar akredite i~in temel ~art olarak kabul

edilmektedir. Yme psil<alojide de ogrencilerin din de dahil olmak iizere kiil­

tiirel ve bireysel farldJJ.lk konusunda egitim almalan ongoriilmektedir (Co­

hen, Koenig, 2003: 232).

Page 26: D.INI DANI·~MANLII( .vE· DIN 0 HIZMETL .ERIisamveri.org/pdfdrg/D205976/2012/2012_KOYLUM4.pdf · 2017-08-15 · ISBN: 978-605-5584-41-2 ©Tum haklan GONDOZ EGITiM ve YAYINCILIK,

'Dini Vanl.itnDilllk ve 'Din Himretleri 1135

Kaynak~a

AI, A. L. C. Peterson, S. F. Bolling & H. Koenig. (2002). Private prayer and

optimism in middle-aged and older patients awaiting cardiac sur­

gery. The Gerentologist, 42 (1), 70-81.

BAETZ, M. R. Bowen, G. Jones & T. Koru-Sengul. (2006). How spiritual

values and worship attendance relate to psychiatric disorders in

the Canadian population. Canadian journal of psychiatry, 51 (10),

654-661.

BOWIE, J. & Arkada~lart. (2001). The relationship between religious coping

style and anxiety over breast canser in African American women.

Journal of religion and health, 40 (4), 411-422.

CHANG, B. A. E. Noonan & S. L. Tennstedt. (1998). The role of religion I spirituality in coping with caregiving for disabled elders. The Ge­

rentologist, 38 (4), 463-470.

COHEN, A. B. & H. G. Koenig. (2003). Religion, religiosity and spirituality

in the biopsychosocial model of health and ageing. Ageing inter­

national, 28 (3), 215-241.

COMMERFORD, M. C. & M. Reznikoff. (1996). Relationship of religion

and perceived social support to self-esteem and depression in

nursing home resident. The Journal of psychology, 130 (1), 35-50.

CUMMINGS, S. M., J. A. Neff & B. A. Hussaini. (2003). Functional impa­

irment as a predictor of depressive symtomatology: the role of

race, religiosity, and social support. Health and social work, 28

(1), 23-32.

ELLISON, C. G., J. A. Burr & P. L. McCall. (1997}. Religious homogeneity

and metropolitian suicide rates. Social forces, 76 (1}, 273-299.

ELLISON, C., G. Jason D. Boardman, D. R. Williams & J. S. Jakson. (2001).

Religious involvement, stres, and men~al health: findings from the

1995 Detroit area study. Social forces, 80 (1), 215-249.

GREENING, L. & L. Stoppelbein. (2002). Religiosity, attributional style, and

social support as psychological buffers for African American and

white adolescents' perceived risk for suicide. Suicide and life-th­

reatening behavior, 32 (4), 404-417.

Page 27: D.INI DANI·~MANLII( .vE· DIN 0 HIZMETL .ERIisamveri.org/pdfdrg/D205976/2012/2012_KOYLUM4.pdf · 2017-08-15 · ISBN: 978-605-5584-41-2 ©Tum haklan GONDOZ EGITiM ve YAYINCILIK,

136J Vini Vanl$nwnlrk ve Vin Hizmetleri

HACKNEY, C. H. & G. S. Sanders. (2003). Religiosity and mental health: a

meta-analysis of recent studies. Journal for the. scientific studJ of

religion, 42 (1), 43-55.

HODGE, D. R., P. Cardenas & H. Montoya. (2001). Substance use: spiritu­

ality and religious participation as protective factors among rural

youths. Social Work Research, 25 (3) 153-161.

IDLER, E. I. & S. V. Kasl. (1997). Religion among disabled and nondisabled

persons 1: cross-sectional patterns in health practices, social ac­

.tivities, and well~being. Journal of gerentology, 52b ( 6), 294-305.

JOHNSON, B. R. & D. B. Larson. (19.98). The faith factor. Corrections today,

60 (3), 106-110.

KENNEDY, G. J. & Arkada~lan. (1996). The relation of religious preference

and practice to depressive symptons among 1,855 older adults.

Journal ofgerentology, 51b (6), 301-308.

KIRBY, S. E., P. G. Coleman & D. Daley. (2004). Spirituality and well-being

in frail and nonfrail older adults. Journal of gerontology, 59b (3),

123-129.

KOENIG, H. G. (1994). Aging and God: spiritual pathways to mental health

in midlife and later years. New York: Haworth Pastoral Press.

_____ (1998). Religious attitudes and practices of hospitalized me­

dically ill older adults. International journal of geriatric psychiat­

ry. 13, 213-224.

_ _ ___ (2001 I 2002. Religion and medicine II: religion, mental he­

alth, and related behaviors. International journal of psychiatri in

medicine. 31 (1), 97-109.

_______ (2002). Religion, congestive heart failure, and chronic

pulmonary disease. Journal of religion and health. 41 (3), 263-278.

______ _ (2004). Religion, spirituality, and medicine: research

findings and 11Uplications for clinical practice. Southern medical

journal. 97 (12), 1194-1200.

KOENIG, H. G., L. K. George & B. L. Peterson. (1998). Religiosity andre­

mission of depression in medically ill older patients. The ameri­

can journal ofpschiatry. 155 (4), S36-542. :'·

Page 28: D.INI DANI·~MANLII( .vE· DIN 0 HIZMETL .ERIisamveri.org/pdfdrg/D205976/2012/2012_KOYLUM4.pdf · 2017-08-15 · ISBN: 978-605-5584-41-2 ©Tum haklan GONDOZ EGITiM ve YAYINCILIK,

'Dini 'Donfimonlrk ~e 'Din Hizmelleri 1137

KOENIG, H. G., M. McCullough, D. B. Larson. (2001). Religion and health:

a century of research reviewed. New york: Oxford University press.

KOLCHAKIAN, M. & S. F. Sears. (1999). Religious coping in college stu­

dents.]ournal of religion and health. 38 (2), 115-125.

KRAUSE, N.C., G. Ellison & J.P. Marcum. (2002). The effects of church­

based emotional support on health: do they vary by gender? Soci­

ology of religion 63 (1), 21-47.

LEVIN, J. S., I<. S. Markides & L.A. Ray. (1996). Religious attendance and

psychological well-being in Mexican Americans: a panel analysis

of three-generations data. The gerentologist. 36 (4), 454-463.

MIROLA, S. A. (1999). A refuge for some: gender differences in the relati­

onship between religious involment and depression. Sociology of

religion. 60 (4), 419-437.

MUSICK, M. A. & Arkada~lar1. (1998). Religious activity and depression

among community-dwelling elderly persons with cancer: the mo­

derating effect of race. The journal of gerentology. 53b (4), 218-227.

PARGAMENT, I<. I. & Arkada~lar1. (2001). Religious struggel as a predictor

of mortality among medically ill elderly patients: a two-year lon­

gitudinal study. Archieves of internal medicine. 161, 1881-1885.

PEARCE, M. J. (2005). A critical review of the forms and values of religious

coping among informal caregivers. Journal of religion and health.

44 (1), 81-118.

PLANTE, T. G., S. Yancey, A. Sherman & M. Guertin. (2000). The associa­

tion between strength of religious faith and psychological functi­

oning. Pastoral psychology . . 48 (5), 405-412.

PRESSMAN, P. & Arkada~lart. (1990). Religious belief, depression, and am­

bulation status in elderly women with broken hips. The american

journal of psychiatry. 147 (6), 758-760.

RASMUSSEN, C. A. & C. Brems. (1996). The relationship of death anxiety

with age and psychosocial maturity. The journal of psychology. 130

(2), 141-144.

SEYBOLD, K. S. & P. C. Hill. (2001). The role of religion and spirituality

in mental and physical health. Current directions in psychological

sc~ence. 10 (1), 21-24.

Page 29: D.INI DANI·~MANLII( .vE· DIN 0 HIZMETL .ERIisamveri.org/pdfdrg/D205976/2012/2012_KOYLUM4.pdf · 2017-08-15 · ISBN: 978-605-5584-41-2 ©Tum haklan GONDOZ EGITiM ve YAYINCILIK,

138 I 'Dilli 'DamjiiiDIIlrk ve 'Dill Hizmelleri

STACK, S. (1998). Heavy metal, religiosity, and suicide acceptability. Suici­

de and life-threatening behavior. 28 {4), 388-394.

TARAKESHWAR, N. & Arkada~lan. (2006). Religious coping is associated

with the quality of life of patients with advanced cancer. journal

of palliative medicine. 9 (3), 646-657.

WEAVER, A. J. & H. G. Koenig. (1996). Elderly suicide, mental health pro­

fessionals, and the clergy: a need for clinical collobation, training,

and research. Death studies. 20 {5), 495-508.

WESTGATE, C. E. (1996). Spiritual wellness and depression. journal of

counseling and development. 75, 26-35.

ZINNBAUER, B. J. & I<. I. Pargament. (2000). Working with the sacred: four

approaches to religious and spiritual issues in counseling. journal

of counseling and development. 78 (2), 162-171.

http: II www.istanbul.edu.tr I iletim I index.php?tm=5&sahypa=habaroka

&haberno=686& 04.01.2007