dizilip basıldığı yer: bozkl'rt basimevİ. 144 girnr...
TRANSCRIPT
GUvenlik Konseyi' ne
Sunduğu Raporda
B.M. Genel Sekreteri
d B o z h u r tGÜNLÜK MÜSTAKİL SİYASİ GAZETE
Sahibi ve Imum i Neşriyat Müdürü: CEMAL TOGAN : Mes’ul Ya» İşleri Müdürü: SADI C. TOGAS’ Dizilip Basıldığı yer: BOZKL'RT BASIMEVİ. 144 Girnr Caddeni, Lrfkoşa.
SAYI 5468 — YIL: 15 — SALI 14 HAZİRAN 1966 — ΠΑΤΙ: 15 MİL~ ~ ~ ~ " ■ 1 - ■ ..............................-------------------------- ! ---------------- -- ---------■ ---------------------- --
U Thant, Türk - Yunan ikili Görüşmelerini Müsbet KarşıladıGenel Sekretere Göre, B.M’in Normal İlişkileri Tekrar Kurmak İçin Sar-MinHMNIMM*tmil>lt(llllllllilllllimill|IUMI||H|inı| |||||||l((tnlm(M||||(|M||||t(|I|aaaa(aaa„aIu>a>>>a...... _____________________ . . . . . . . m · ^ *
fettiği Gayretler Başarıya UlaşmadıEvleri B.M. Askerleri Tarafından Kullanılan Türklere Kira Ödenecek
Lâmaka’da Akşam Kız Sanat Okulu 9 Haziranda başardı ^ tır. Davetliler ve kalabalık bir halk kitlesi tarafından izlenen defilede. ^ fen fazla elhise takdim edilmiştir. Genç kızlarımızın Lâmaka bV« t sürmüş, mankenlerin elbfeeleri çok güzel bir no dikkatini artırm ıştır. Takdim edilen elinseler arasımla°wl surette hazırlanmış gelinlikler ile sabahlık re P ^ n a ta r ’ ^ ^ S o îd ^"da, Lâmakadaki defilede takdim edilen ^ bV*?,erdenk^£ ve teceiik sabahsağa doğru, kollan mügeli pardesülü gelinlik, bir çocuk kıyafeti geceük
hjhyÜL
Utanç Barikatlarındaki O lay-
ların Bir Haftalık Bilançosu.
Rumlar TiirKlere SeyahatÖzgürlüğü Tanımıyorlar
LÖ'KOŞA:Birleşmiş Milletler Genel
Sekreteri U Thant, Güvenlik Konseyi'nden Kıbrıs’taki Ba nş Gücünün kalma süresinin uzatılmasını talep etmiştir. Genel Sekreterin konseye ver dili ve dün açıklanan raporunda bu sürenin Aralık ayı nm 26’sına kadar uzatılması teklif edilmektedir.
U Thant raporunda ayrıca. Kıbrıs'taki durumu normale avdet ettirmeye yardım ede bilecek halihazır Türk-Yunan görüşmelerinden de İlgi ile
I bahset mekte ve bu görüşme lerin Kıbrıs mes'elesine bir hâl çaresi bulunmasına yar dım edeceği kanaatinde oldu
I ğunu ifade etmektedir. Genel Sekreter Kıbrıs’taki iki toplu luğun da buna benzer toplan tılar yapmasını istem ştir.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri U Thant raporun da devamla. Barış Gücü’nün edada K ıbnslı Türk ve Rum taraflar arasında muhtem-l reni bir çarpışmayı önleyen* Sini biltfrm is ve durumda bazı gelişmeler olmasın» rağmen Lefkoşe Hükümet!!!
ile K ıbnslı Türk liderler arasındaki İlişkilerde bozulma belirtileri olduğunu da kaydetmiştir. Genel Sekreter ateş teatisinin azalacağı y de arttığını ve müstahkem mevziler kurmak için gittik çe artan bir eyUlm mevcut olduğunu bildirmiştir.
Birleşmiş Milleti’ r Genel Sekreteri U Thant, Güven İlk Konseyi'ne sunduğu raptı runda, bu teşkilâtın normal İlişkileri tekrar kurmak için sarf ettiği gayretlerin başa nya ulaşmadığım, buna her İki tarafın da teklifleri red detmesini!). ve hem de her seferinde yeni vend şartlar ileri sürmelerinin sebep ol duğunu bildirmektedir.
Genet Sekretrr U Thant raporunda yeş'l hat konusu nr da değinmekte ve Türk liderliğinden Rum polislerin surlar içindrki yeşil hafta s stemli bir şekilde devriye gezdiklerine dair birçok şikâyetler «tındığını kuvdet- m ekt'd ir Birleşmiş Milletler Ran? Gücü gözlemcilerinin Yrsil H aftan gecen Rum on üslerin sarısında bir çoğal
ma olduğunu tesbtt ettikleri ni belirten U Thant d.vamta Türk liderliğinin bu kon udi ki reaksiyonunun çok şiddet 1; olduğunu ve Barış Gücün den bu ihlâl olaylarına bir son vermeyi tsted kl erini be lirtm-ktedlr
Raporunda göçmenler konu suna da değinen U Thant bu gün halâ daha 20.000 Türk göçmeninin çadırlarda ve çok kalabalık TTlrk köylerinde yaşadığını kaydetmekte ve bu göçmenlerin yaşayış şartların da herhangi bir değişiklik ol - madiğini, bilhassa Erenköy'deki göçmenlerin durumunun zaman zaman acil tıbbi yardımı gerektirmeye devam ettiği ni belirtmektedir.
Türklerin bu sıcak yaz ay lannda Girmedeki piâjlara git mek için bir Birleşmiş Millet ler konvoyu tahsis edilmesi için Ttlrk liderliği tarafından bir müracaat yapıldığını kaydeden U Thant, kendi deyişiy le Hükümetin Türklerin askeri saha içinde olmayan herhangi bir plâja gitmekte serbest
<T>evamı 5. sayfada)
i Cumhurtoaşkan Yardımcısı Dr. Fazıl Küçük, dün öğleyin 12.00 de Federal Alman-Dr.
ederek kendisi ile Mr süre man Büyükelçisi Be bir arada test*
Cumhurbaşkan Yardımcısını Al · (Foto: ENFORMASYON)
LEFKOŞA: 3 ” Utanç Barikatlarında, görev
“ Rum Sözde Polisleri, seya r*ü etmek zorunda olan Türk
işkence yapmağa ve ken r^^m i saatlerce süren onur
araştırm a ve sorguya tutmaya devam etmekte
“ rter- 12 Haziran’da sona f*60 hafta zarfında üç u- r 0*? barikatında asgari 15 üovme, ezgi, kanunsuz müsa ctere- kasıtlı zarar, onur kın ? araştırma ve yorucu sorgu
olayı tesbit edilmiştir.
,ΜΙΙΙΜΙ»·'”'”
Bu arada Mağusa Kapısı u-barikatı, Türkler için
kötü işkence merkezi - ““Şkta devam etmektedir, r^frm enlik ve Lefkcmuk’da S fü lan utanç barikattan da fUfkterin ezgiye tabi tutulduktan merkezler olmuştar- djt- Bir haftalık süre zarfın u* Tefkoşa edvarındaki ve
( devamı 6. sayfada )
İHSAN SABRI ÇAĞLAYANGİL DÜN TÜRKİYE*YE DÖNDÜ
. , . ^ U » ; başkent Lefkoşada okluğu „ YU sonu okul ***■ oimafc üzere Balatan, eski
devam Mr törenle 1»β5-«β Iöğrencileri geg? * j-o r gösterileri yapıtm ış. d a h a ı«Hr- Bu gereksesergisi açıtauş; I 0 ™ a —* “ — ”a “ J *f f i y i n de. *%£*££*£ tertiplenmgtk·
gibi.
yılma soneöşL
Türkiye Dışişleri Bakanı İhsan Sabrı Çağlayangü, Brük seldeki NATO toplantılarına katıldıktan ve Yunan Dışişleri Bakanı Tumba* üe iki li görüşmeler yaptıktan sonra dün Türkiyeve dönmüştür.
tstanbuta gelmezden evvel Atina ya uğrayan Çağlavangil' i hava alanında Yunan Dışişleri Bakanı Tumba* karşıla - m ş ve kendisiyle bir müddet görüşmüştür Gazetecilerin no rulannı
ISTANBUL
yangı! ikili görüşmelerin gizli yapıiacağmı. iyi niyet ve samimiyetin hakim olduğu bu toplantılarda bîr neticeye varılması temennisinde bulundu ğunu söylemiştir
G \ZF~rFM t T BUİİÜM
6
SAYFA 2 ·····«··<·*·*«·········'···· limUHIHIIIIIUlimHWNMHH·· ( B O Z K U R T ) SALI, 14
I YUVARLAK MASA .$ --------------------------------------İ
1
1
!
ı
KISKIM MA KAMPANYASIMüzakere havasına bürünüldüğü bu günlerde,
Rum idaresi bakam ile lideri ile, adanın dört bir yanma yayılarak Rum halkını müzakereler aleyhinde kışkırtmakta ve varılacak herhangi bir hal çaresini kabul etmemelerini temine çalışmaktadır. Pazar tatili dolayısııjle, Yunan Büyükelçisine varıncaya kadar herkes adanın bir yerine koşmuş ve yıkıcı propagandalarına devam etmişlerdir.
Limasölda, eski Eokacılar cemiyetinde konuşan Papaz idaresinin içişleri bakanı halka şunları tavsiye etmiştir:
“Şimdiki zahiri sükûnet havası, Kıbrıs meselesinin halli yolunda gelişmelerin kaıjdedildiği hususumla cesaret verici bir kanaat uıyandtrmamalıdır. Çünkü, aslında, iyimserlik yaratacak şartlar mevcut değildir. Şantaja boyun eğmemek ve hileli hal çareleri kabul etmemek hususundaki kesin ve değişmez kararımızı burada bir kere daha teyid etmeyi kaçınılmaz bir vazife addediyoruz. MiUi emellerimize ve haklarımıza uygun olmayan herhangi bir teklif, eskilerin akıbetine uğrayacaktır. Bizi, milli emellerimizi terkederek menfur bir uzlaşmayı kabul etmek yönünde zorlamak maksadına matuf her hangi bir teşebbüs, önceden başarısızlığa mahkûm olacaktır. Kıbrıs vroblemini kapatmak için acele edenler bunu böyle bilmeli ve akıllarından çıkarmamalıdır. Kıbrıs meselesini kapatmak için acele edenler, bunu bir adalet meselesi olarak değil; fakat keıuli gayrı meşru menfaatlerini tehlikeye düşüren bir problem ve bir baş ağrısı olarak görmektedirler. Fakat Kıbrıs Rumluğunun gıyabında hazırlayacakları hileli hal çareleri hiç bir zaman başarılı olmayacaktır.”
VAbrianu da Yorgaci.iten geri kalmamış, o da Galata köyünde yaptığı konuşmada halka, “ister coğrafi taksim, ister Türk üssü, isterse federasyon olsun, hiç bir şekli kabul etmemelerini"' tavsiye etmiştir.
Kibrianu da Yorgacis gibi konuşmasının başın da biiyiik endişe izhar etmiş ve şöyle demiştir:
“Halkımız için Kıbrıs problemi, şıı veya bu şekilde bertaraf edilmesi gereken bir rahatsızlık teşkil etmemektedir. Bu dava, her ne şekilde olursa olsun, kapatılması gereken bir problem değildir. Bilâkis kazanılması gereken bir milli mücadele teşkil etmektedir. Mücadele kazanılacak ve problem ancak, halkımızın milli emellerinin tatmin edilmesiyle halledilmiş olacaktır. Halkımızın milli emelleri ise, Kıbrıs’ın küçük veya büyük bir parçasının Yu- nanistanla birleşmesiyle değil; fakat kanımızla sulanmış bu çilekeş toprakların bölünmemiş bir bütün halinde ana kucağına kavuşması ile tatmin edilmiş olacaktır.”
Papaz Hükümetinin ulaştırma ve bayındırlık bakanlığını yapmakta olan Titos Fanos’un da Kör- demen de, Kördemenli Rumları anma töreninde yaptığı konuşma yukandakilerden farklı değil. Bu arada Yunan Büyükelçisi Derinya köyünde, Papaz Makarios ise Alcvkaya’da ayni mealde konuşmalar yapmıştır.
Son nutuk olayları, Rum idarecilerinin, müzakereler aleyhinde cephe alması için Rum halkını hazırlamakla mcşgûl olduğunu göstermektedir. Halk, müzakerelere karşı çıkarılacak, liderler halkın arkasına sığınacak ve “Ne yapaltm, halk kabul etmiyor" diyerek, hal çarelerine sırt çevirmek istenecek. Rum halkı arasında bu oyuna gelmiyecek sağduyu sahibi kimseler elbet mevcuttur. Ancak onların da ayni şekilde hatipli kampanyalar tertip ederek köy köy dolaşmaları son derece güç ve tehlike lidir. Çünkü sağduyu sahibi Rumların tertipleyeceği böyle bir karşı teşebbüs, Makariosçu kimseler tarafından derhal takibata uğrayarak tehdit edilecek ve hatta ölümle tehdide kadar iş ileri götürülecektir.
Bugünkü durumda, gerek Atina ve gerekse ada Rumları son derece tehlikeli bir oyunla karşı karşıya bulunmaktadır. Ya Makarios ve kafadarla- rmm ihtiraslarına boyun eğilerek, ikili müzakerelere şantaj ıjapılacak; veya Makarios ve taraftarları bir kenara itilerek sağduyu galebe çalacak. Birinci yolun, gerek Yunan ve gerekse Kıbrıs Rum halkı için hazırlayacağı felâketler ayan bet/an ortadadır Ve bu. Makarios ve kafadarlarının düşüncelerinin aksine, kendileri için bir “zafer” değil; fakat tüm Yunan alemi için bir hezimet olacaktır.
SALtH ÇELEBÎOGLV
Bulm aca1 2 3 4 5 6 7 8 9
1 O lE E K D lE23 Π Ο Ο Ο Ο Ε Γ Μ Π4 a m o t ı g5 □ □ □ □ □ □ □67 □ □ □ □ □ ■ □ □ □s κ τ ή τ ο ρ α9 a Z O E D C D O
□ O D D
SOLDAN SAGA:1. Uykumuzun sinemasıdır.
Direktif, 2. Direnme. Çocuk bakıcısı, 3. Kazadart büyüktür. 4. Selçuklular devrinde şehzade eğitmeni, Bir soru edatı, 5. Mağlûp olan, 6. Kokulu bir bitkidir. 7. Eski Türklerde kutsal sayılan hay van veya ongun. Çekme, 8. Yapı, Kör, 9. Zevk, Alil.
YUKARIDAN AŞAĞIYA :1. Söylenti, 2. Birlik veya
bir bütünün parçası, (Fr.) Bü- vük çadır. 3. Doğru olmayan, İnce ses, 4. Süvari, 5. Rüzgâr, Emme, 6. Bir çeşit ayıran, 7. Parlak olmayan, Kısa saplı balta, 8. Vilâyet, Faiz veya çoğalma, 9. Bir içki, Askerler.
DUNKU BULMACAMIZIN ÇOZUMU
SOLDAN SAGA:1. Peritonit, 2. Amerikalı,
3. Lakap, Fir, 4. Aran Atkı, 5. Mek, Ra, 6. Emekli, 7. Tutum, ile, 8. Si, Nal. 9. Kamara,Ne.
YUKARIDAN AŞAĞIYA :I. Palamut, 2. Emare, Usa,
3. Rekabet, 4. İran, Musa, 5. Tip, Emir, 6. Ok, Ark, 7. Naftalin, 8. İlik, ilan, 9. Tins, Ele.
^ ■ ΙΙ |Ι1|Ι Ι |ΐ ; |ί ιΙ |; |Ι : |Ι Ι | || |! Ι · Ι Ι Γ :· ;> ·Ι ■ | ■
Teşekkür
I T O L G A :
HAZİRAN
YETERSİZLİK
20.5.1966 günü ve- 1 fert eden kıymetli ve ' sevgili babamız | HASAN VEZİROĞ -- LU'nun cenaze töre- § nine katılmak, çe- | lenk göndermek ve = sair surette taziyette = bulunmakla acımıza i iştirak eden yakınla- ! nmıza minnet ve te-- şekkürlerimizi bildirili π2-! Ailesi Adına:| İLTER VEZİROĞLUr .« n |lia il |it |H |H tll |I IB II |i ltU a U Bll« lll Iil lll ,ll |||U b .
•MIMIIMIHMUNniNHimnHNNIlHnHHinHIlUm
Satılık EmlâkLefkoşa Aylûka mahal
lesinde Kadife sokak, köşe başı iki sokağa yüzü olan 4 numaralı ev,
Lefkoşada Yeni Cami mahallesi, Yuannis Tsini- eskis sokak No. 15, bir ev.
Lefkoşa varoşlarında 13 adet ev arsası olmağa elverişli 7 dönüm, 3 evlek arazi müsait hatlarda şahlıktır. Ödemede her türlü kolaylık yapılır.Müracaat: Münir SARAÇ
28 Kasım Sokak, Zülhayır Apartmanı, Köşklüçiftlik, Lefkoşa.
Birbirini izleyen acı gelişmeler, Bir· I leşmiş Milletler B anş Gücü nün adamız- * Haki yetersizliğini ortaya koymaktadır..
Ve acı bir tecelli ki, bu yetersizliğin kefaretini masum Kıbrıs Türkleri ödemektedir.. Bu yetersizlik yüzünden, Kıbrıs Türklerinin moral ve maddi yönden uğra H ık la r» zararlar çok büyüktür-
Birleşmiş Milletler Barış Gücünün yetersizliğine ilişkin bazı noktalara değin meyi ve bunların eleştirmesini yapma - yı, toplumlunuzun ulusal çıkarları gerekli kılmaktadır, istiyoruz ki, tepkimize yol açan hususlardan Birleşmiş Milletler Yetkilileri de haberdar olsunlar ve tu tumlarım ona göre ayarlasınlar-
Son günlerde ortaya çıkan ve bizi ciddi düşüncelere sevkeden bazı oluşumları madde madde ele alalım:
1. Makarios Yönetiminin Türk Toplu- muna karşı uyguladığı ekonomik baskı hergün biraz daha fazla artm aktadır..
2. Türklere hareket özgürlüğü tanına cağı şeklindeki iddiaların aksine, yollar da ki kontrol hergün biraz daha fazla a r tmakta, yeni yeni barikatlar kurulm ak tadır..
3. Birleşmiş Milletlerin tüzel hüviyeti her alanda istism ar edilmektedir..
4. Birleşmiş Milletlerin tüzel hüviyetini istismarcılık eğiliminin belirtileri, posta pullarının üzerinde dahi görülmeye başlanmıştır.. Birleşmiş Milletler adına çeşitli bahanelerle çıkartılan pullar yetmezmiş gibi, bu defa da, Birleşm iş Mü letler adı, posta damgalarının üzerine geçmiştir..
5. Yaptığımız çeşitli uyarm alara rağmen, haberleşme imkânsızlığı bütün şiddeti ile devam etmektedir..
Kıbrıs Türk Toplumuna büyük sıkıntılar vermekte olan bu oluşumlar. Birleşmiş Milletlerin yetersizliğinden doğmak
la tadır.. Bu yetersizliğin tek kaynağı ise, ^ Birleşmiş Milletler Yetkililerinin kendile i rini Rum Liderliğinin üstünlük iddiasına ^ kaptırm aları ve Toplumlunuzun sorunla ^ nna karşı kayıtsız davranm alarıdır-
önce, şu gittikçe ağırlaşm akta olan I ekonomik baskı sorununu ele alalım:
Bu baskıyı “ekonomik ablûka” şek-0 linde tefsir etmek de mümkündür.. Ge- p çenlerde Yeşilırmak’tan gelen b ir kam- İ y°n dolusu çileği, Runılar yok pahasına p yağma etm işlerdir- Lefkoşa’nın Türk p Kesimine sokulmayan Türk üreticiye | Rum Çarşısı gösterilmiş, soydaşımız biı1 yüuı alınteri çilek ürününü paketi 25 p milden Rumlara satmak zorunda bırakıl g mıştır. Üstelik, güneş altında kasıtb 0 olarak saatlerce bekletilen meyvelerin g önemli bir kısmı bozulmuştur.. Malını p satabilmek için tâ Yeşibrmak’tan gelen | Tmfc üretici, b ir senelik alm terinin diye g tini Rum Utanç Barikatlarında bu şekil- g de alırken. B.M. Gözlemcilerinin tutunu, g kahredici b ir kayıtsızlık olmuştur.
Diğer taraftan Rumlar, kendi çarşıla g rmda satamadıkları döküntü sebze ve g meyveleri Türk tarafına sokm aktadırlar g Bu kazıkçı tutum a en ufak b ir itiraz yük g seldi mı, “isterseniz alın” demektedirler.. İ Bt d° ellerinde, bıçak da.. İcabında Türk g üreticinin ürününü Lefkoşa “ya solonu- p y?*1?r \.böylece kendi döküntü mallarının p surumunu sağlıyorlar., p Tüm gelişmeleri, sırf rapor hazırla
mak için izleyen Birleşmiş Milletler Gözlemcilerine sormak gerek: Bu rezilce ka akcıhgın Birleşmiş Milletler ilkeleri üe bağdaşır yonu var mı?_ Ve Türk Kesimle nnrn ekonomik ablûka altında olmadığı- m vicdanları sızlamadan iddia edebilir- ler mı?.
yoIIarda rittikee ağırlaş- taşıtla
MLMET TOLGay yıcı kontro la- Rumlar veni katlar. Türk Yolcuları dj^dikS1 ^ alıkoyabilmek için motorize- ^ 1 *** m aktadırlar..
ı
m aktadırlar- Birleşmiş M i i ı J ^ r b» ket özgürlüğünü ha*lar karşısm da, hiçbir olumlu t S ^ tedbirini göremiyoruz- Hattâ lan barikatlarda B.M. Gözlemin”1 kunı' yoktur Bu durum m u v S S ? t hangi hır yere gitmek için £yolcularımız, kapkaranlık bu ze alm ak zorundadırlar- ^ **
Nereye gidiyoruz?. Birleşmiş vı;ı.„ lerin yollarda sağladığı düzen Yoksa sevmili Banş A s f i i £ ren , Rumların Tanrının günü Girn? f lundan rahatça g i d ip ^ e h S ^ on£ bize nispet yapmalarını sağlam^aTm ibaretttir?. Rum yolculara büytT^tifc lıkle tanınan hareket özgurlüğünüTfe^ yolcularımıza da tanınmasını talep etmA hakkımızdır.
Ya Birleşmiş Milletlerin tüzel huvi- i yetinin istismaH edilmesine ne demdP I Bir gün bakıyorsunuz Türk tarafında biı i Rum taşıtı; üzerinde Birleşmiş MiHetla I forsu. Bir giin bakıyorsunuz Türk tarata i da bir Rum savaşçısı; üzerinde Birlimi. I Milletler üniforması, Bir gün bakıyorsu. i nuz bir mektup zarfının üzerindeki BJVL i Pullan, yine B.M. Posta mühürü ile dam- i galanmış.
Que Vadis dostlar?- Makarios Yo- i netimi ile Birleşmiş Milletlerin bu içb-dışb samimiyetinin niteliği nedir ki? Anladık; Birleşmiş Milletler Kıbnstsdd taraflarla işbirliği yapacak.. Ama işbirliğinin boy- \ leşi, doğrusu tahammül edilir gibi değil j
Haaa!. Anladık!. Adadaki Birleşmiş i Milletler personelinin mevcudu gittikçe \ azalmaktadır ya, Makarios adadan giden j Banş Gücü personelinin eksikliğini du- j yurmamak çabasında.. Adadan giden mavi \ berelilerin yerini kendi araçları Be, kemi askerleri ile, kendi dairelerinin fonksho- j nu ile doldurmak eğiliminde. Yani Ma- : karios Yönetimi, Birleşmiş Milletler Banş Gücünün fahri üyesi olup çıktı!- Papaz, j Askerlerinin ve dairelerinin finansman < için yarın Birleşmiş Milletler merkezinden j tahsisat talep eider ve “mali gücüm Banş ; Gücü safında gerektiği şekilde yeterti ol· j mamı engelliyor” kabilinden lâflar edip j yakınırsa hiç şaşmıyalım!.
pes VaBahfLYa şu yirminci yüzyılın ikinci şm»
da Kıbrıs Türk Toplununum duçar ·»«' muhabere güçlüklerine ne A "**· ** lu bugün ayla haberleşiyor, biz U*Mşa dan Leymosun’a haber göndermek y neğine sahip değiliz. Te^ ° 'nun‘. tekniğinin en gelişmiş çağında, Mz P ; minci yüzyıkn mutsuzlan, tetefca « « rafla haberleşmek imkân ve ha^ “.hip değiliz. Beynelmilel Posta f t · · * nın, Telekomünikasyon Kıuaflannm edeceği bir oluşum mu bu..
Ve uygarlığın bu hayasızca jmesi karşısında ne yHwyor se ^ leşmiş Milletler lıyorlar bittabi!.. Bize tanıyacaklanna dair jwdiklerl ^ bir tekini bile gerçekle^tnı>^ lum ya, Makarios çok almgandır·- dirmeye gelmez Papazı·· Yet-
istiyoruz W, T oy^talUeri ellerini yüce y**lar ve cevap versinler biz (junBnu»b sizliğin kefaretini Türk Toplumunun bırakılmasıdeğil midir? . Milletlerin
Sanınz ki. Birleşmiş beşizliğine ilişkin oluşumlar ^terdlğhniz tepkide, yerden P* ' haklıyız.
••••••••IHmiNHUinHIlHnnNlNNı «ttMMIllNIMMIlimiMI
I MÜJDE ! M Ü JD E !
isim DeğiştirmeBen aşağıda sahi
bi Hamza Hüseyin Öztürk, daha önce Hamza Hüse - yin olan ismimi, Hamza Hüseyin Öztürk’e çevirdiğimi ve bundan böyle bu şekilde imza edeceğimi bildiririm.
Hamza Hüseyin Öztürk
t e n
It******
Düz ve çeşit desenlerde }eğiı®j ve Braş-Naylon erkek S istiyorsunuz? jYazın bedeninizin serin oln1 istiyorsunuz?O h a l d e k a r a r v e r m e d e n \
MİŞON M a ğ a z a s ın d a ın ıa ^ j k e - l , . .. o la n b i n b i r ç e ş i t v e desenle
g ö m le k le r i g ö r m e n iz m e n f a a t i n i z e d i r .
- Unutmayınız KEMAL MtŞONUKemal Mişon sizin en ucuz m a ğ a z a n ı z d a
K EM A L M t Ş O ^ | 14, A n k a ra sok '
saJA 14 HAZİRAN, 1966 ...................
Arap Ülkeleri ve Türkiye. . . . . B ' ” '· · *
SAYFA 3
•İslâm Birliği veya herhangi isim altında olursa olsun, bütün İslâm devletlerini keskin çizgili bir teşkilât içinde toplamağa bugünün şartları elverişli değildir... Türkiye, Arap ülkeleriyle siyasî münasebetleri üzerine fazla
düşmeyip, ilgilerini çeşitli alanlarda göstermeğe çalışmalıdır.”
Prof. Dr. Fahir H. ARMAOĞLUlIREL Hükümetinin 3
Kasım 1965 günü Parlâmentoda okunan programında, diş politika alanında dikkati çeken noktalardan biri de Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki münasebetler konusunda söylenenler olmuştur.Yeni hükümet programında
nEMİ V Ka:
Türk - Arap münasebetlerine verilen ağırlık, III. ve IV. koalisyon hükümetlerinin programlarına oranla daha fazla olmuş ve öezllikle Arap devletleri ile “her türlü şüphe ve tereddütten uzak”, hakiki ve yakın bir dostluk kurmak”tan söz edilmişti. Mamafih bu konuda söylenenler sadece niyet alanında da bırakılmavarak, bâzı tâvizlere de geçilmiş ve yeni Türk hükümetinin, Arap memlekeetlerini “meşrû dâvalarında”, yâni bir bakıma Filistin meselesindeki “meşrû” isteklerinde, destekleyeceği de ifade edilmişti. Öte yandan, Demirel hükümetinin programı okunduğu zaman, Ankara ile Kahire arasında, yıllar sonra, henüz büyük elciler teati edilmiş bulunuyordu.
Bununla beraber, AP. hükümetinin Arap ülkeleri ile olan münasebetlerinde, son yedi . sekiz aylık devrede, önemli gelişmelerin .olduğu veya mevcut gelişmelerin Türk hükümetini aktif b'r Arap veya Orta - Doğu politikasına sevkettiği söylenemez. Bugünkü Türk hükûme ti, Arap memleketleri ile bir yakınlaşma isteği içinde ise de, özellikle geçmişini denemelerinden sonra, niyet'erini uygulama alanına geçirmede bir hayli ihtiyatlı olmaya dik kat etmektedir. Mamafih, Orta Doğu’daki olayların son aylardaki akım şekli, Türkiye’yi de ister istemez bir davranış almaya zorlamıştır. Türk dış politikası ihtiyatlı bir aktivi- teye başlamış bulunmaktadır.
İSLAM BİRLİĞİ
Demirel Hükümetinin Arap politikası ile önemli denemesini, Suudi Arabistan Kralı Faysal'm bundan bir süre önce ortaya attığı Islâm devletleri birliği fikri ile geçirmiştir. Yemen üzerinde bütün Şiddeti ile cereyan eden Kahire - Ryad mücadelesinin çerçevesi içinde ve Nâsır’m Arap dünyasında sarsılmaya başlayan prestijine bir darbe daha indirmek amacı ile ortaya atılan Müslüman devletler fikri, Kahireye karşı Faysal’m pozisyonunda bulunan Tunus Cumhurbaşkanı Burgiba tarafından da desteklenmiştir. Türkiye’nin, Orta - Doğunun Müslüman devletleri içindeki gücü ve ağırlığı ve bir yandan da Ankara - Ryad münasebetlerinin yoğunluğu gözönüne alınınca, Türk hükümetinin Şu veya bu yönde alacağı bir tutum, şüphesiz bu fikrin ger Çekleşme alanındaki gücünü de etkileyecektir. Fakat, Türkiye bu ağırlığını hangi yönde olursa olsun hemen ortaya koymamıştır. 1955 yılındaki Türk hükümetinin Bağdat Pak ti konusundaki gayet aceleci ve hesapsız tutumu ile kıyaslanınca, bu son tutumun a- damakıllı ölçülü - biçili oldu- ğu kolaylıkla görülmektedir.
Lâkin’ Türk hükümetinin du konudaki davranışının ortaya koyduğu sonuçlan tama- men paylaşamadığım'7' dia be- tirtmehviz. Söyle ki: Geçmişin denemeleri do'ayısıvle TUrki-
Orta Doğuda ve Arap ve Islâm memleketleri arasında kollektif, toplu bir teşebbüsün İmkânsızlığım ve gerçek- ere uvgun düşmeyeceğini an
lamış bulunmaktadır. Bundan
ötürü de, bugünkü hükümet Arap memleketleriyle tek düzene dayanan toplu bir politika yerine, kişisel olarak her Arap devletiyle Ankara arasında herbiri ayrı biçimli ikili münasebetleri tercih etmiş görünmektedir.
Islâm Birliği veya hangi isim altında olursa olsun, bütün Islâm devletlerini keskin çizgili bir teşkilât içinde toplamaya bugünün şartlan elverişli değildir. Şartlan zorlamak ise, Türkiye’yi bir kere daha 1955’in kötü gelişmeleri içine sürükleyebilir. Fakat buna karşılık, Müslüman devletler arasında daha gevşek yapılı toplu bir düzen kurmak da tamamen imkânsız değildir. Çünkü, böyle bir çaba için bugünün şartları, 1955 inkinden çok daha müsaittir, ikinci olarak, gevsek yapılı toplu bir düzen, 1955’deki gibi bir hamlede değil, daha ziyade siyasal konuların dışında ve derece derece gerçekleştirilecek bir işbirliği ve yakınlaşma düzeni olacaktır.
MISIR MESELESİBununla beraber, Türkiye'
nin Orta - Doğudaki faaliyetlerinde özellikle hesaba katması gereken önemli bir unsurun mevcut olduğunu da biliyoruz. Bu da Mısır ve Başkan Naşiridir. Şu anda Kahire - Ankara münasebetleri bir yandan, Kahire’nin Doğu ve Batı ıkarşısındaki durumu bir yandan, bir tuhaflık göstermektedir. Son aylarda Türkiye ile Mısır arasındaki münasebetler belirli bir gelişme yoluna girmiştir, iki memleket arasındaki kültürel ve ticari münasebetlerin genişletilmesi için her iki tarafça da faaliyette bulunulmaktadır. Bu gelişmelerin, Mısır’ın genel dış politika gelişmeleri ile paralel olması dikkatten kaçmamıştır. özellikle Amerikan yardımını sağlamak için, bu memleketle olan münasebetlerini bir hayli yumuşa» ğı bir zamana rastlamıştır. Bir yandan Yemen’de içine düşmüş olduğu bataklık, öte yan-
Bu akşamki Nöbetçi Eczahane
A. KCFt(Saat 19j00 23.00
arası açıktır.)
lUHIMHUOlU
A A 'jJ V . Jk.’. 'X
Vaâeı mââutcuu/Stt
AK-PAKGhb/ep&c — ^ .
n&t afted tne ,jtneü anot ekin— Clean t and keepf your cfodtrt—7 S ta n c h # y o u r
c M W -
İkramiyeliAK -PAK
Kaynatma TozlanAlmakta olduğunu*
RI ve ÜTfltEH.Si* de ΑΧ-PAK Ymmatma Tc*u
hem şansım»çüm i geçinmş ohımnnn*.
NOT: EtikaÖetnâ» tiirerefc.
hem de tyl 1*
dan da içerde halkın karşılaştığı ciddi ekonomik sakıntılar ve bundan doğan hoşnutsuzluk, Başkan Nisıriı bir tutum değişikliğine zorlamıştır Lâkin tam bu sırada Sovyet Başbakanı Kosigin'in bir haftalık bir ziyaret içki Mısır’a gelmesi, gelişmeleri ilgi çeken bir biçime sokmuştur. Kosigin'in ziyareti, Nâsır’m. 150 milyon dolarldc gıda yardımı ile 100 milyon dolarlık diğer çeşit yardımlar için Amerikayı sıkıştırmaya başladığı bir zamana tesadüf etmiştir. Amerika 1965 . 66 devresinde Mısır'a ISO milyon dolarlık bir gıda yardımı yapmıştı ve Mısır şimdi 1966 . 67 devresi için de tekrar, toplam olarak 250 milyon dolarlık yardım istemektedir. Mısır'ın bu durumu Sovyetleri telâşlandırdığı gibi, Nâsır da, Sovyetlerin bu telâşını ve Kahire ile ilgilerini yoğunlaştırmak isteme lerini, Amerika'ya karsı bir koz olarak oynamak ister görünmektedir.
Nâsır'm klâsikleşmiş olan bu manevraları başarı sağlar mı, sağlamaz mı, orasını bile meyiz. Yalnız, işaret etmek istediğimiz odur ki, Nlsır'ın politikası, karşısındakine güven verici bir istikrardan yok sundur ve süratli değişme ler yapabilmektedir Bu sebep, ten, biz. Kahire - Ankara münasebetleri yeteri kadar gelişme göstermeden, Türkiye ile Mısır arasında bir kültür anlaşmasına teşebbüs edilmesini zamansız buluyoruz. Korku muz odur ki. Türkiye . Mısır kültür anlaşması, Türk-Sov- vet kültür anlaşmasına benzeyebilir Anlaşmayı yapıp aon radan tasdik etmemekten**· önce iyice düşünüp sonra anlaşma yapmak çok daha İyidir. Kaldı ki, Türkiye ile Mısır arasında kültür temaslarının geliştirilmesi için muhakkak bir anlaşma yapmtya da lüzum yoktur.
TÜRKİYE’NİN ÇABALARI
Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki yakın ve yoğun münasebetler, Türkiye ile Irak arasındaki karayolu anlaşması ve bunun dayandığı ikili münasebetlerin gelişmiş durumu ve Mısır'la imzası tasarlanan kültür anlaşması gör teriyor ki, Türkiye bugün A rap ülkeleri ile olan münasebetlerini siyasal alanın dışın daki konularda geliştirmek suretiyle genişletmeye Çalışmaktadır İkOi çerçeve içindeki bu çabalan ancak destek teriz. Lâkin bu çabaların geniş alana yavıhnak suretivle birleştirici bir role sahip kı Iınmasınm çok daha yararlı sonuçlara ulaşacağı inancını da taşımaktayız Bu ildnciniin vaptknası için birincinin terki gerekmez. Paralel ve dengeli bir şekilde yürütülecek faaliyetlerin daha elle »utulur sonuçlar vermesini beklemek imkânsız degikLr Meselâ MU* lüman devletler arasında çeşitli sportif temaslar" organize edilmesi, eğitim, bilim ve sanat kurumlan arasmd’ tema* ve işbirliğinin artınlma- sı. bu alandaki temas ve münasebetlerin devamlı ve düzenli bir biçimde teskilât’an- dınbnası. v s gibi tesehbü*- ler herhalde tamamen *onu<- tuz kalacak değildir
Bu çeşit bir teşebbüse kar şı elbette kİ bâzı devletlerden bâzı kam koymaler «e’rt**- tlr. Fakat şunu unutmamal* kİ, bugünün ssrtlan içind*. esasen bu devimlerle ikili mü hawbetWin gelismesîne bel bağlamak da mümkün değildir Buna rağmen biz, bu devletlerin. tivasa! alan A*tnda- ki ortak temas ve faaHv-tler- den k«*ndflerfn: uzak mt ğım da sanmıvnn’7 ^nemli olan. TürkTyenrn shndd'k bazı Arap - Islâm devletlerivle «î- vesal fazla herleri
SELMA GÜNERİ
“BEN ÖLDÜKÇE YAŞARIM” FİLMİNDE
S. GÜNERİ'Yİ KANDIRIP ÇIRILÇIPLAK SOYDULAR...‘ Vur Emri” mi, “Kır Emri” mi? — Bir buçuk aylık istirahat — Vay benim 150.0(H) liram Masum kızlar nasıl düşer? Bana dediler kİ.. “Bu film gûya Cannes Festivaline gidecek miş!” - Sen so>unmana bak kızım”
ELİNE çabuk rejiaörlsnnûz. 1 45 günde en az dön filmden TUrtor tnanoglu, 1 birden çıkarabileceğini düşü-
başrolünde Ayhan Işık’ın oy- nen İşık. 150.000 liram gitti”derken herhalde haklıydı.
“BENİ KANDIRDILAR” $ ei~ma Güneri, bugüne ka
nadığı “Vur Emri'nı çevirir ken bir kazâ oldu ve Iştk'tn ayağı kırıldı. Böylece “Vur Emri” bir Çeşit “İOr Emri' 'nedönüverdi
Işık önce hastahaneyc sonra da evine katdınldı. Ayağı alçıya alındı ve Işık şimdi alçılı ayağının iyileşmesini evinde yatarak bekMyor. Arkadaştan, yakınlan ve prodüktörleri “geçmiş otsuıTa gittiler, hattâ hâtıra diye de Işık'ın alçılı ayağına birer imza da kondur
İşık, iki noktadan yangın. Birincisi ayağının kıntdığma, İkincisi de "150.000 lira’ 'sının
Sttığine. çünkü dOKtorl ir ık'a 45 gün süreyle evden
çıkamryacağmı ve hiç bir çalışmaya katılmayacağım söylediler.
dar Türk sinemasında ‘mâsum kız” rolleriyle tanın
mış ve seyircisine kendisini öyle fcabullendinnişti. Fakat son filmi "Ben Öldükçe Yaşa- nra" — bütün iyi niyetlerine ve boyundan büyük iddialarına karşılık son derece ilkel bir filmdi— Selma Güneri’yi çelmeyen bir film oklu. Güneri, filminde durmadan soyunuyordu. Bir kadın oyuncusunun soyunmasından daha tabii birşey olamazdı ama. Güneri’nin soyunması evlere şenlikti. “Nezih” olmaktan çoât “müst*-bçen” di de.
Güneri'yi filminin lstanbul- daki galasında seyircisi bir gü
(Devamı 4. sayfada)
ş e-».'
AHMET SEDATıntr Zengin ÇXK l ’K ARABA çeşitlerini
★ Yeni gelen TOST MAKİNELERİ’ni i
Ottrüntiz.. Mutlaka beğeneceksiniz.
AHMET SEDAT(Saray Hotel karşısında)
Tel: 3640 — LEFKOŞA
"I D W Λ » w ** * r
ITALY AN FALCILARINDAN LUCÎA ALBERTt’YE GÖRE :
Evlenmede, Dost Tutmada Burçlara Dikkat Ediniz..İtalyan falcılarından Lucia Alberti'ye göre, her insanın karakteri ile burcu arasında sıkı bir bağ vardır. Bir insanın karakterini anlamak için de hangi burçta doğmuş olduğunu bilmek kâfidir. Aynı zamanda insan her burçta doğan kimselerle anlaşamaz. Bas burçlarda doğanlarla kolay anlaşır ama bazı burçlarda doğanlarla hiç anlaşamaz. Falcı, burçlara göre karakter tasnifini şöyle yapıyor:
KOÇ BURCUNDA OLANLAR (21 Mart ile 21 Nisan arasında doğanlar): Bu burçta doğanların en bariz özellikleri sonsuz enerjileridir. Hayat doludur. Çok açık kalplidirler. Samimidirler. Başkalarını kendilerine kolay bağlayan cazip insanlardır. Bilhassa Aslan Burcunda, Yay Burbunda, İkizler Burcunda ve Kova
Burcunda doğanlarla iyi anlaşırlar. Fakat Yengeç, Oğlak ve Terazi burçlarında doğanlarla hiç anlaşamazlar. Bach, Haydn, Zola, Toscanini ve Descartes bu burçta doğmuşlardır.
BOĞA BURCUNDA OLANLAR: (21 Nisan ile 21 Mayıs arasında doğanlar): Bu burçta olanlar çok defa dış görünüş itibariyle büyük bir bedeni kuvvete sahiptirler. Ama içleri yumuşak insanlardır. Daha ziyade konforlu, rahat bir hayat yaşamayı severler. Çok pratik bir zihniyetleri vardır. Başak Burcunda, Oğlak
Burcunda, Yengeç Burcunda ve Balık Burcundan olanlarla iyi anlaşırlar. Akrep ve Aslan burcunda olanlarla pek anla şamazlar. Boğa Burcundan olanlarla ise hiç bağdaşmazlar.
İKİZLER BURCUNDA OLANLAR (21 Mayıs ile 21 Haziran arasında doğanlar): Bu burçta olanlar üstün bir ahlâk ve zekâya sahip insanlardır. Kadınlar çok iyimser ve neşeli olurlar, meslek sahibi de olabilecek kabiliyettedirler. Erkekler çok idealisttirler. Hisleri çok derin ve kuvvetlidir. Bu burçta doğanlar bilhassa
Koç, Terazi, Kova ve Aslan burçlarından olanlarla anlaşırlar. Balık ve Yay burcundan olanlarla pek anlaşmazlar. Grıeg, Wagner, Gounod, Van Gogh bu burçtandır.
YENGEÇ BURCUNDAN OLANLAR (21 Haziran ve 22 Temmuz arasında doğanlar): Buburçta olanlar çok hayalperest, romantik ye hassas insanlardır. Sinirleri daima gergindir. Çabuk alınırlar, fakat sevdiklerine çok derinden bağlanırlar. Çok müşfik ve merhametlidirler. Hayalperest oldukları için hayal kırık
lığına uğrayabilirler. Çocukları severler ama bir evliliğin mesuliyeti onlara çok ağır gelir. Hayatın çirkin tarafları onları üzer. Herşeyin iyi olmasını isterler.. Aşkta müşkülpesenttirler.
ASLAN BURCUNDAN OLANLAR (22 Tem- i muz ile 23 Ağustos arasında doğanlar): Bui jfiŞfVİSy burçtan olanlar çok kuvvetli bir karaktere sa- * e hiptirler. Biraz fazla otoriterdirler. Haksızlık
tan hiç hoşlanmazlar. Aşkta çok ihtiraslı insanlardır. Bu burçtaki kadınlar ekseriya herkesin dikkatini çekmek isterler. Çok iyi anne
olurlar. Tehlike karşısında daima çok cesaret ve soğukkanlılık gösterirler. Napoleon Bonapart, Mussolini ve Haile Selâ- siye, Aslan Burcunda doğmuş kimselerdir.
BAŞAK BURCUNDAN OLANLAR (23 Ağustos ile 23 Eylül arasında doğanlar): Genel olarak çok zeki insanlardır. Erkekler çok hareketlidirler. Biraz esrarengiz mizaçlıdır. Bu burçtaki kadınların sevgileri çok derindir. Ba zan ilk bakışta âşık olabilirler. Fakat kıskançtırlar. Sadakatsizliğe tahammülleri yoktur.
Koç, Boğa ve Akrep burçlarından olanlarla çok iyi anlaşırlar. İkizler, Yay ve Balık burcundan olanlarla pek anlaşamazlar. Goethe, Aristo ve Richelieu bu burçta doğanlardandır.
HIIIUMMIlUliniMMMIlNMNIMIHIIIIIHIinMmmHI
ÎÛÜM&İİ****
TERAZİ BURCUNDAN OLANLAR (23 Eylül ile 23 Ekim arasında doğanlar): Bu burçtan olanlar çok muvazeneli insanlardır. Terazi, zarafet sembolüdür. Bu burçtan olan hanımlar çok zarif, çok ilgi çekici kadınlardır. Erkekler de çok müşfik ve anlayışlıdırlar. Bazı hususlarda biraz inatçı olmakla beraber şiddet
gösterisinden nefret ederler. Bu burçtan olanlar Aslan, İkizler ve Yay burcundan olanlarla anlaşırlar. Oğlak, Yengeç ve Koç burcundan olanlarla hiç anlaşamazlar.
AKREP BURCUNDAN OLANLAR (23 Ekim i V ile 22 Kasım arasında doğanlar): Bu burçtai doğanlar çok kuvvetli şahsiyete sahiptirler.
Nükte ve şakadan hoşlanan dinamik insanlardır. Bu burçtaki erkekler iyi organizatör ve idareci olurlar. Kadınlar ise servete düşkündür. Erkeklerini çok çalışmağa ve yükselmeğe
teşvik ederler. Bu burçtan olanlar Balık, Başak ve Yengeç burcundan olanlarla anlaşırlar ama Aslan, Kova ve Boğa burcundakilerle anlaşamazlar. Paganini ve Nehru bu burçtandır.
— ”TJ YAY BURCUNDA OLANLAR (22 Kasım, 22 l i Aralık arasında doğanlar): Bu burçtaki insan-
■ lar »slerini daima açığa vururlar. Herşeyleri ; f ortadadır. Şiddetli bir mizaçları vardır. Inkı-I. ε τ Γ \ ^ . lâpçı, ihtilâlci olurlar. Yeniliği severler. Mu-
hayyileleri geniştir. Daima yeni şeyler peşindedir. Kadınlar ise çok sadık ve aynı zamanda
çok kıskançtırlar. Bu burçta olanlar Koç, Kova, Terazi ve Aslan burcundakilerle anlaşırlar. Başak, Balık ve İkizlerle anlaşamazlar. Beethoven, Churchill, Rilke bu burçtandırlar.
OĞLAK BURCUNDA OLANLAR (22 Aralıkile 21 Ocak arasmda doğanlar): Bu kimselerin bilhassa iradeleri çok kuvvetlidir. Istıraplara karşı dayanıklıdırlar. İster bedenî, ister mâne vî olsun bu ıstıraplar onları çökertmez. Bu burçta doğan kadınlar ananelere çok düşkün, muhafazakâr kadınlardır. Değişikliklerden
hoşlanmazlar. Bu burçta doğanlar Başak, Boğa ve Balık burcundan o kınlarla anlaşırlar. Koç, Terzi ve Yengeç burçlular- la anlaşamazlar. Kepler ve Pasteur bu burçtandırlar.
KOVA BURCUNDAN OLANLAR (21 Ocak Ue 19 Şubat arasmda doğanlar): Bu burçtaki in- sonların oldukça garip bir mizacı vardır. İçlerine kapalı, hassas, kararsız insanlardır. Kadınlar erkeklerine uyan, munis fakat İradeleri zayıftır. Bu burçta olanlar evlendiklerinde çoğu zaman dostlarından ayrılırlar. İkizler, Yay
ve Koç burcundan olanlarla iyi anlaşırlar. Akrep, Boğa ve Aslan burcundakilerle anlaşamazlar. Galile, Roosevelt ve Lincoln Kova burcunda doğmuş olanlardandır.
BALIK BURCUNDAN OLANLAR (19 Şubat ile 21 Mart arasmda doğanlar): Bunların mi-zact günü gününe uymaz, çabuk değişirler, çabuk öfkelenirler ve çabuk unuturlar. Fakat daima yüksek fikir ve ideal peşindedirler. Ka- d ın lançok zarif, ihtiraslı ve çocuklarına aşırı derecede bağlıdırlar. Bu burçtan olanlar Yen
geç, Boğa ve Akrep burcundan olanlarla iyi anlaşırlar İkiz- ler, Yay ve Başak burcundakilerle anlaşamazlar^ Copemic Emste.n, Michelangelo, Chopin ve Ibsen bu burr.ta doğmuş
Satılık Makine ve Motorlar
1. Motor 3 hp.2. Motor i hp.3. Kahve kavurma ma
kinesi.4. Kahve ve tahıl öğüt
me makinesi5. Yeni yedek kışlar. Beraber veya ayn ayn
satılıktır.MEHMET REFİK 23, Alay Bey, sok.
LefkoşaSELMA GÜNERİ
(3. sayfadan devam) zel yuhaladı ve notunu verdi. Bu konuda, Güneri ise şunları söylüyordu:
“— Prodüktör ve rejisör, bu filmin Cannes Festivaline katılacağım, soyunma sahnelerinin yurt içi vizyonlarından çıkarılacağını, zaten sansürün bu kadar açık saçıklığı izin vermeyeceğini söylediler ve alabildiğine soyunmamı istedi, ler. Ben de soyundum. Fakat sonradan Cannes Festivaline katılmaktan vazgeçtüe- nedense. Soyunma sahnelerimi de çıkartmadılar. Olanlar bana oldu galiba..”
Willi Jaschek çeşitli oniki spo r Halında yapılan van «no a-, »ıS ffe,Î Î Ch’ta (Federai Alman’ya) tertiplenen Ş ım ?fr” "«
rm da Jaschek, uzun zam andır rakibi olan Olim piyat ü c t o c ü s ü ^ o î Î Şampiyonla. 50 puan gibi çok az b ir fark la y en d i Jaschek < n i d ^ Î f L ? J ? te r 112,-reketleri Ue ajmı zam anda şam piyonluk ünvanım d T 3 S İ& !e^ ^ , l s terd i«i * * yarışm alarda, (yer jim nastiği, halka ve kasa) üc samîî^SıJS.^»vafjfak oldu. Bu nün en yüksek puanı olan 9.60ı alan ItzehoeTi ( F e d S ^ w ^ T -® 1 defa ^ KÜ- ise seyirciler üzerinde büyük te sir uyandırm ıştır aRya Ju rSe" Bfachof
( IN -B ild )
KIZIL ÇİN’İN Nü f S * 1 MİLYARA YAKLAŞTI
YAPILAN HESAPLARA GORE K0*C
NIST ÇİN SAATTE 1,700 KİŞİ ARTmj#Kabaca yapılan bir hesaba
göre Komünist Çin’in nüfusu saatte 1,700 kişi artmaktadır. Tabii bu rakamın ne derecede doğru olduğu hususunda kesin bir şey söylemeğe imkân yoktur, zira ülkenin gerçek nüfusu konuşurda verilen rakamlar oldukça büyük farklılıklar göstermektedir. Resmi Pekin çevreleri ülke nüfusunun 650 ilâ 700 milyon ara- smda olduğunu söylüyorlar. Hong Kong’lu uzmanlar ise Çin nüfusunun şimdiden 750 milyonu bulduğunu iddia etmektedirler. Gerçek ne olursa olsun hemen herkesin kabul ettiği husus ise bu ülkenin nüfusunun 20. yüzyılın sonunda 1 milyarı aşacağı hususudur.
Çin topraklarının verimliliği sınırlı olduğuna göre bu muazzam nüfusun ileriki yıllarda bu ülkenin izleyeceği politikayı tayin edecek başlıca faktör hâline gelebileceği düşünülebilir. Komünist Çin’in gücünü, sanayiini ayakta tutabilecek ham madde istih. şali ve nüfusunu besliyebilme yeteneği teşkil edecektir.
Bu gerçeklerin farkında o- lan Komünist Çin’li yöneticiler şimdi bütün güçleri ile nü. fusun kontrol altına alınmasına çalışmaktadırlar. Ancak bu gayretler zaman zaman Mao Tse - Tung’un dogmacı görüşleri ile çatışmakta ve Cin’li yöneticileri güç durumda bırakmaktadır. Pekin’in doğumu kontrol çalışmalarının, Mao Tse - Tung’un Gerillâ taktikleri gibi zigzaglı oluşunun sebebi de bundan başka bir şey değildir. Çin’li uzmanlar doğumu kontrol konusunda bazan ileri doğru bir adım atmakta, sonra bu davranışları ile tezat teşkil eden başka bir harekette bulunmaktadırlar.
Daha bundan bir kaç yıl öncesine kadar Komünist Çin- de nüfus artışının tehlikelerin den bahsedilmesi bile suç savılmaktaydı. Şimdi durum tamamen değişmiş bulunmaktadır. Çin’li uzmanlar açık bir nesil sonra, hâlen yılda % 2 oranında olan nüfus artışının varı yarıya azaltılabileceğini söylemektedirler. Diğer taraftan Çin basını, tarafından desteklenen bir kamnanva hal kı doğumları önleyici haplar kullanmağa ve çocuk düşürmeğe davet etmekte ve hic değilse şehirlerde etkili olmaktadır.
lkna metodlar. & kul! makta, dahalere b^vurulmakUdTL^ arasında üçten fa,ı Buahr ailelerinmn kısılması ve S 4 ’ ancak üç ç o c u ^ t * * mıktarda giyecek eşj ΪΆ Β . usuU" F f i
yaşma kadar evlenmem J temm etmek sureti ile S mu kontrol gayretlerine £far"1 Ov°samakga * ' « · iar. Oysa kanunen bir Çin'ierkeğin 20, kadmm ise 18» şında evlenmeğe hakkı vardır
Ancak yukarıda da belirtil· dığ. gıbr bütün bu çalışmak- şimdilik daha ziyade şehirle de başarıya ulaşmakta, yüz yıllar boyunca “ Çok çocuk aileye saadet” getirir inana ile yetişmiş köylüler arasım!; fazla etkili olmamaktadır
Maltus teorisinin Marksist ler tarafından benimsenmedi ğt bilinir. Buna rağmen Çinli Komünistler ilk defa 1954 vı lında anormal şekilde nüfc artışının bazı problemler yaratabileceğini kabul etmişler di. Bunun üzerine ntifus artı şını önlemek irin bazı tedbir lerin alınmağa başlandığı görüldü. Bu gayretler 1959 yılında birdenbire durduruldu Bunun üzerine doğumu kont role taraftar Çin’li yöneticiler bulundukları görevlerden J- zaklaştınldılar ve bunlanr Marksizme karşı oldukları:: dia edildi. Cin Komünist Py tisinin doktrinci gazetesi “Kızıl Bayrak” kalabalık nüfus» “Komünizmin hızlı, ekonom'· mükemmel şekilde kurulma? konusunda” en büyük yata® cı olduğunu iddia ediyor. w zete Mao Tse Tung’un Ssözlerini naklediyordu:fus ne kadar artarsa arte Çin devleti irin bir pw”teşkil etmivecektır Devleti-fusu artısına mutlaka çare lunacaktır. Bu çare ışnh» dır. Komünist Partis»» deri iğinde bulunan baft> - her zaman mûcızeler bilir.” , . tj«rTin’ll yönetıcılenn doğumu kontrol rar verme’eri MrorM?* dığtnı g ö s te rm e ^ ®
mlawtwMimiim——***
■ II
·:♦:· ,·:♦> ·:♦> ·:♦> ·:♦> >:«·;. HANIM LAR... BEYLER
jj LÜTFEN OKUYUNUZ$ İngiltereyo giderek bizzat kendınıi»1' ^
YAZLIK. MEVSİMİ»
bar* i
bir titizlikle seçtiği KIŞLIK OKKA İŞİ kumaşlarımız
★ BINB1R RENK VE DESENlbR★ EN İYİ KALİTE★ TÜRK ÇARŞISINDA
GÖRÜLMEMİŞ FIATLAKi * . . . » i y a r e t l e jjHemen bugiın m ağazam ı»
mizi görünüz. Acele etmek menfaatintf Ϊ
* BİLHASSA TERLİN ' ıRIMIZA HAYRAN KALACAK $ ,
* d e ğ i l , i k i , ü ç t a k im l ik b» i I$ SATIN ALACAKSINIZ.I Adrese Dikkat·* KAŞIT DERVİŞŞ BAGZIBAGLI TJca
Arasta Sokağı No-Jj “*V
»VV-Vtn
UîVVVV
VVVVVV
VVVVV*
VVVV4*l
WVVWVW
VW*&û<
rtt<in!rC
rirt!r-ü-C
r(ri><r-it
û-CrerCr
-trerCrCr·,
^ 14 HAZİRAN, 1966 *************..................
Yeni Bir s t e m e y i zALİTHiA gazetesi yukarıdaki başlık altodaki başyazısında Türk-Yunan
rine temasla şunlan yazmaktadır rK Yunan muzakereie-
“Yunan Dışişleri Bakanı Tumbas, Brükseide verdiği bir demeçte Kıbrıs meselesine ge çici değil, fakat devamlı olacak bir hal çaresinin aranmak ta olduğunu söylemiştir. Turn bas, Enosis’in lâfını bile etmemiştir. Tumbas’ın devamlı bir hal çaresinden bahsetmesi, Enosis’in terkedildiği manasına gelmektedir. Çünkü Enosis geçici veya devamlı olacak bir hal çaresi değil, fakat nihaî ve ebedî bir hal çaresi teşkil etmektedir. Tumbas’ın böyle nihai ve kalıcı bir hal çaresin den değil de, uzun süreli bir hal çaresinden bahsetmesi, Enosis’in terkedildiğinden baş ka bir mana vermemektedir.
İkili müzakerelerin sonucuna gelince; Türklerin tutumu, sonuç hakkında iyimser olma ya imkân bırakmamaktadır. Türklerin nihaî gayesi bütün adayı ele geçirmektir. Bu mak şatla, istilâ plânlarına yardım cı olacak bir köprübaşı elde etmek için çalışmaktadır. Türk—Yunan müzakerelerin - de Taksim taleb edeceklerine muhakkak nazariyle bakılabilir. Taksim reddedilince de, ikinci bir Zürih anlaşmasına gidilmesi muhtemeldir. Fakat Kıbrıs, ikinci bir Zürih’e asla fırsat vermiyecektir. Herşev olabilir. Güneş Batıdan doğabilir. Bir nehrin suları geriye doğru akabilir. Kargalar be - yaz olabilir. Fakat yeni bir Zürih olamaz. Çünkü yeni bir Zürih, Enosis için yeni bir mezar olacaktır. Kıbrıs hal’n birlik ve beraberlik içinde mü cadelesine devam edecek ve hürriyetine kastetmek istiven- lerin plânlarını akamete uğratacaktır. Yakın geçmişin olayları, Kıbrıs halkının idealleri uğruna mücadele etmesini, can vermesini ve zafer kazan masını bilen bir halk olduğunu ispat etmektedir.”
İKİLİ MÜZAKERELER VE KRİZ
SÎNAYERMOS gazetesi, sahibi ve müdürü Fanos Kons- tantinidis’in imzasını taşıyan yukarıdaki başlık altındaki başyazısında, Türk—Yunan müzakerelerine başlandığı bir sırada, Yunanistanda yeni bir kriz tehlikesinin doğmasını en dişe ile karşılamakta ve şöyle demektedir
“Türklerin uzlaşmaz tavır takındıklarına dair haberler, den sonra şimdi de Yunanistanda bir kriz tehlikesinden bahseden haberlerin gelmesi, üzüntü ve endişe vericidir. Krizin, ve onun doğurabileceği bir felâketin önleneceğini ümit ediyoruz. Yeni bir kriz fırtınası herşeyi mahvedebilir. Bu dramatik safhada, Yunanis tanda sarsıntılar geçiren bir hükümet değil, fakat dinamik bir hükümet bulunmalıdır.. Kıbnsın anavatandan bekledi ği, bu kritik günlerde millî merkezin bölünmesine fırsat verilmemesidir. Şurası da unu tulmamalıdır ki, Yunanistanda yaratılan kriz tehlikesi Türk- İerin diğer düşmanlarımızın cür'eti artırmalarına sebeb olmaktadır.”
İKİLİ MÜZAKERELER
Haftalık muhalefet organı ETHNİKİ gazetesi K.G. Tsel- los imzasını taşıyan, yukarıda ki başlık altındaki bir yazısın da, ikili müzakereleri destekle mekle beraber, bu müzakerelerde Yunanistanın Enosis talebinden asla vazgeçmemesi gerektiğini ileri sürmekte ve söyle demektedir
“izlenecek yegâne doğru yol, Enosis yoludur. Kıbrıs da vasinin mes’ut bir sonuca bağ larnnası ve Yunanistanın bir millet olarak kurtulması için, bu yoldan inhiraf edilmemeli
dir. Enosisten başka herhan gı bir yol, ancak bir milli utanç yolu olabilir. Enosis yo lunda öncülük, Yunan hükümetine düşmektedir. Yunan hükümeti, ister ikili müzakereler, isterse başka bir vasıtayla olsun Enosis’i gerçekleş tirmeye çalışmalıdır Bunun mes’uliyeti yalnız kendisine aittir. Başarısızlığa uğradığı takdirde, milli intikamın elinden kendini kurtaramıyacak ■ tır.’ '
ETHNİKİ gazetesi Polikar- pos Yuannidis'in imzasını taşı yan "Doğrudan doğruya” başlıklı diğer bir yazısında, di rekt Enosis fikrini savunmakta ve şöyle demektedir
“Dolaşık yollara sapmanın lüzumu yoktur. Enosis'e doğrudan doğruya gidilmelidir Birleşmiş Milletler kararları, self-determinasyon. plebisit ve ya bağımsrzlık gibi usullere başvurulmasına lüzum yoktur. Markezinis’in dediği gibi, Enosis, parlâmentonun ala da - ğı bir kararla ilân edilebilir.. Yedi Adalar ve Girit için bu usul takip edilmiştir. Oniki Adaların halkına sorulmamış tır bile. Yunanistanın bir parçası olarak, uluslararası bir andlaşma ile Yunan devletine bağlanmışlardır. Kıbrıs ic*n de ayni usul İzlenmelidir. Türkiye ile Yunanistan arasın da varılacak bir anlaşmadan sonra, başka hiçbir formaliteye başvurulmadan Enos*s doi rudan doğruva ilân edilmeli dir.”
( B O Z K U I T ) ------------ü THANT, TLRK-YÜNAN İKİLİ GÖRÜŞMELERİNİ Ml’SBET KARŞILADI
(Birinci sayfadan davam)oldukları tezini «avunduğunu belinmiş vebu konudaki te- masların devam etmekte oldu : ğunu belirtmiştir
U Thant’ın raporunda ele ■ aldığı bir diğer önemli huşu- j da evleri Birleşmiş Milletler I Barış Gücü tarafından işgal I edilmekte olan K*rıslı Türk lere ev kiralarının ödenmesi hususudur Bu konuda bir kaç evle ilgili olarak yapılmakta olan temasların tamamlandığı nı belirten U Thant, ev sship leri evlerinin kendilerine ait olduğunu ispat «der etmez kendilerine kiralarının ödene reğini belirtmiştir
U Thanı "Bu durum çok daha kolay şekilde çözümlenr cek meseleleri içinden çıkılmaz hale getirmektedir” demektedir. Bilmdiğj gibi Bitim miş Milletler Barış Gücü 1964 Mart aymdanberi adada görev başındadır. Genel Sekreterin raporu üzerinde görüşmek ve sekreterin talep ettiği altı av lık uzatma süresini oviamak üzere Birleşmiş Milletler Güvenlik Konaevinin Perşembe günü toplanması kararlaştırıl mıştır.
— SAYFA »
HAVA RAPORUOnumüzdek: 24
finds hava şartlarında önem U bîr değişiklik beklenmemi İçtedir. Bugün hava çok az bulutlu olacak, öğleye doğru sahillerde husule gelecek deniz meltemleri öğleden sonra ıç bölgelere de tealr edecektir. Hava sıcaklığı dtln kUntln ayni olacaktır Lefko- şa Hava Alanında geçen akşam kaydedilen an düşük ve dün kaydedilen en ytlkaek hava sıcaklıkları 21 He Sİ derroe santigrattı.
KOÇ BURCU; (21 Mart — 20 N isto) Bugto çok garip b ir teklifle karşılaşabilirsiniz. O t e l ^ haktan da b ir karar vermeye muvaffak olamıyacaksmız. venteresan gelişmeler var. ^
KOVA BURCU: (21 Nisan — 20 Mayg ögeyta önce bir haber sayesinde ^ tle™ yeceksiniz. H afta sonunda beklediğiniz Mr şeyledüşünceler sizi oyalıyor. _____. £
İKİZLER BURCU: (21 Mayıs — 20 H az ın ^Ö ğ l ξ sularında vukubulacak bir hâdise sizi sonderecem u , tehassis edecek. Mühim biriyle temasa geçire* zaman kaybedeceksiniz. „ $
YENGEÇ BURCU: (21 Haziran — 20 ^ m a y a ‘ Şefkatle çok eski bir husumeti ortadan fmuvaffak olacaksınız. N e pahasına olursa la da uzlaşma yoluna gidin. a*ı«tne) Ala- I
ASLAN BURCU: <21 fcağınız b ir mektup veya konuda Scanlandıracak. Bugün sevdiğinizle ilgili Mr Konuue ?tereddüt göstereceksiniz. Bir ya ^
BAŞAK BURCU: (21 fcgıS ?kın dost sizi samimiyetle gerçekten «ardına atmayın. Çünidı iyi myetmızcıen faydalanmak i ş t l y e ^ ^ · , ^ Ondan „·
TERAZİ BURCU: (21 EylM — *ı arnmekhem uzak kalmak istiyorsunuz, hen arB. . ’Kendisini belirli günler ve saatlerde programımanız onu düşündürüyor. iresim) Bırakın ?AKREP SüRCU: (21 Η ώ η - » Kasm ) t"e hali varsa O atman dahaondan sonra kıymetinizi amayaca*· iyi dost olacaksınız. ı.k> Bugün
YAY BURCCL (21 Kasım - f duçok mühim bir meselede gok aen‘ beğlarmusrumunda olacaksınız. Gece yakınlarınızla
riye için fırsat çıkacaOĞLAK BURCU: Ewe
takviye için fırsat Çatacak Ocak) BurnuOĞLAK BURCU: ----- --
nuz Kaf dağında ama önünüzü lâ siz başkalarına kendinizden Mr 9T? vermeye ba
km. ondan sonra isteyin- ş u b a t )KOVA BURCU: (21 Octk - · » ^ w ı
ırak olan göniUden de p ^ i ğ i n i daha
Gönden bu sizin
fazla duyuyorsunuz- «j Mart) İstikballeBALIK BURCU: <21 Şdbat » almak fırsaöm
UgiU plânlan şimdi ^ e*re*rrbuluyorsunuz. Hayatınızda ısıan safhalar mevcut. Dikkat.
SEFERBERLİKETHNİKİ gazetesi, muhale
fet lideri, Dr. Dervis’m imzasını taşıyın yukarıdaki başlık altındaki başka bir yazısında. Enosis düşmanı olarak vasıflandırdığı komünistlere ve Ma karios taraftarlarına saldırmakta ve gerçek milliyetçi ve Enosisci Rumları, Enosis düş manlanna karşı seferberliğe davet etmektedir . Dr. Derviş’ e göre, Enosiscilenn saflarını daha fazla sıvılaştırmaları ve milli bir seferberliğe girişmeleri lâzımdır.. Çünkü "komünist kliki ile onların yoldaşla nndan gelecek tehlike ancak bu şekilde önlenecektir ” Dr Derviş son olarak, Enosiscile ri teşkilâtlanmayı ve miUI bir seferberliğe girişerek. Kıbrıs- ta bir rönesans yaratmaya teş vik etmektedir
TÜCCAR KİLİSE ETHNİKİ gazetesi yukarı
daki başlık altodaki bir başka yazısında kiliseye saldırmakta ve şunlan yazmaktadır
“Kirns Kilisesi, Wr emlâk ticarethanesi haline gelmiştir Klişelere ve manastırlara ait emlâk yüksek fiatla satılmak ta ve papazlarla keşişlerin cepleri para dolmaktadır Papazlarla keşişler, kendilerini dinî görevlerine hasredecekleri yerde, tüccarlık yapmakta dırlar. Bizim öğrenmek istedi ğjmiz, toplanan paraların ne okluğu ve kimler tarafından kontrol edildiğidir Cübbeli iş adamlan »rafından arsalar satılmakta, binalar inşa ettirilmektedir Şahsî borçlsr. sah i» arsalann parasıyla ödenmektedir Fakat ağır ver giler alımda İnleyen fakir halk, artık bunun hesabının ■onıhmstnı istemektedir
Kurnaz keşiş Makario*. kJH u* adına Kd»n* Bankasından borçlandığı 650.000 sterimi ödememiş, ve buna karşılık bankayı, kiliseye alt arealar- dan satm almaya mecbur M- rakrmştır Fakat gün gelecek çevrilen bu daîâverrierin hesabı sorulacaktır Zaman zaman Kıbrıs Bankasının M ·* Heyeti (İyeliğini yapanlar. Ma kariha hesapsız borç vere rek bankayı dört yıl önce ıflâ sın eşiğine griirmenm şorom tuhığundan kaçmamtvacaklar. dır Bereket versin _ _
{ devamı 8. «avfade )
Aamaoltında 4 numaralı dükkândaki her çeşit eşya tenzilâtlı surette satılıktır.
Müracaat:Salim Aziz’in Kardeşi
AHMET AZtZ
K u m a şla rd a 7T k a l It e
İ d e s e n
)^RENK
ATAiKARD€ŞI€R’
KAPIŞILIYOR...Madaramıza yeni gelen gençler için göm- *r. Stretch kadın kilodan. sutyenler. Teriyn
pijamalar. son modanın çeşitli kadın spor ve tuvalet çantaları. Tuvalet takımları, gecelikler, son modanın bluzları, çocuk takımları, erkek ve kadın çorapları, bayanlar ve baylar için modanın güneş gözlükleri ve daha yüzlerce çeşitleri mis kapışılmakladır. S lıdn fTİm/Tİtg GtOil·
Meriç MağazasıM. SALİH
Kadınlar Pazarı-Lefkotüa.
BAYRAKRADYOSU“KIBRIS TÜRK
MÜCAHİDİNİN SESİ” (ORTA DALGA 1100 KUS. 272. METRE)
SABAH YAYINI:0654'50 İstiklâl Marşı —
Mücahitler Marşı 085750” Açılış vr Program07 00 Bağlama Takımın’dan
Şarkı ve Türküler 1950 TÜRKÇE HABERLER 19.40 YORUM 19.45 Karışık Şarkılar 2000 Kapanış
Oyun Havalan 15 HABERLER
19.40 Ziya TsşkanUen Şarkılar
30.00 İnsan ve Hayat “Olgun insanlar”
30.10 Helen Shapiro 9050 Küme Paaü Heyetimi»
070750 Şarkılar ve Türküler 06 00 Miiaet Mllziğl 00.15 Oyun Havalan 0050 Kapanış
OGLE YATINI:
LEFKE SANCAK RADYOSU
Dalga *75 MetreRe/8 )
1157 Mürahfaller Marşı11 59 Açılış ve Program 12.00 Turhan Oaek ve Taner
Severden şarkılar 12.15 TURK BASININDAN
YANKILAR 1255 Netinin Demirçay
Okuyor12.45 The Beetles Topuluğu 13.10 Gönül Akın dan
Şarkılar1350 HABERLER13.45 Nusret Eraöc Okuyor MjOO Bandan Popüler
Şarkılar 14.30 Kapanış
AMAM YAYINI:(557 MünahtUer Marşı 1550 Açılış ve Program16 00 Karışık Şarkı «e
Türküler1050 Batıl: Sanatkârlardan
Şarkılar17 00 Sürten ETpek Okuyor 1750 Paaar Skecinin TVkran
'Müşrik Aile”17.40 Ara Müziği17 45 B atide18 on işçinin18 10 Mustafa
Şarkılar1850 HABERLER ve Y<1050 Mediha
Şarkılar19 15 See B »
21.00 Keman Solotan 2100 Gençler için izahlı Sen
fonk Müzik No 4 2200 Kapanış
MAGUSA CANBULAT RADYOSU
(Orta Dalga 215 Metre)SABAH YAYINI:
0655 Açılış ve Program 07.00 Neclâ Erol ’dan
Türküler07.15 Sebeh Müziği0750 TÜRKÇE HABERLER 07.40 Cevdet Bolvadin'den
Şarkılar 08 00 Kapanış
OGLE YAYINI:12.55 Açılış v«1150 Mustal
Şarkılar13.15 BASINDAN TANKTI.Al 1350 Batı
SABAH YAYINI:
3858 Açılış ve program 0850 Sabah Müziği08.45 Çeşitli Türküler 0900 HABERLER08.15 Sanartkâri·"·*»"
bi rer şarla0950 Bu Sabah Sizinle09.45 Bir Şarkı Bir Türkü 1040 CUfl Richard
Söylüyor10.15 Mülkiye Toper'den
Şarkılar1050 Kemal Karasuleyman-
oğludan Türküler10.45 Lâtin Amerika
Metodileriı ı oo İn g ilizc e haberle*11 15 RUMCA HABERLER11 30
14.58 Açılış ve program 15 cw Beraber ve Sok»
1550Şarkılar TURK IBASININDAN
Sevilen u ı 14.00 TÜRKÇE HABERLE» 1410 Nureddtn Çamhdaft'dar
Türküler1450
AJLŞAM TAYINI:1755 Açılış ve Program 18.00 Yurttan 1850
Programı 19 00 RUMCA 19.15 tngiliare 1930 Γ
15 45 Ziya Taşkent Ten Şarkılar
l«00 HABERLER 10.15 Aliye AkkrhpTan
Türküler1050 Tüık BeU Topluluklar 18.45 İlk Yardım Saati 17 00 Mustafa Sağyasaridan
1745 Konttnental Seçmeler 1750 nOGIUZCE HABERIEF 17 45 RUMCA HABERLER !g (» KAPANTS
t KK
Dünkü Tenis Maçlarında
Türk Oyuncular Yine GalipGeçen Cum artesi günü baş
layan Birinci Enternasyonal Tenis Turnuvasına dün de devam edilmiş ve Türk tenis çileri yine muvaffakiyetli oyunlar çıkararak galip gelmesini bilm işlerdir .
Günün ilk karşılaşm asında M ustafa Defte ra lı rakibi An- tuan Kinner’i 6-1 ve 6-0 yenmiş, ikinci karşılaşm ada 11- ter-Dr. Wech çifti Mj. İpsen- Syostroin çiftine karşı 6-0 ve 6-21ik b ir galibiyet elde etmiştir.
Günün son karşılaşm asında genç tenisçimiz E rcan - Alfred Kökler’i 6-1 ve 6-C mağlûp etm iştir.
Karşılaşmalara bugün de devam edilecek ve saat 5.00
de Özker—Ercan çifti, R. Schot—B. Schot çiftine karşı oynayacaktır. Saat 6’daki tek erkekler karşılaşması liter Sami ile Dr. Nejdet arasındadır.
Sergide velilere ikram edilmek için Arabahmet İlk okuluna 10 sandık ayran b a ğışında bulunan Kooperatif Sütçülük Mudi ran heyetine, okulum adına teşekkür eder, en derin saygılarımı sunarım.
Arabahmet İlk Okulu Başöğretmeni
·:«··:♦> ·:♦> ·:♦>·:♦> ·:♦> ·:♦>: ·:♦:· <♦>·:♦> ·:♦:· mm
iΛ TAKSİM SİNEMASI m
'4 Kışlıkta YazlıktaSaat 2.30 da Saat 8.15 de 1
I|$>?
«Rf
4»$
Ii4
Bayanlara 55, Baylara 110 Mil
İKİ FİLM BİR ARADA
1. BEYOĞLU PİLİÇLERİFiliz Akın — Eşref Kolçak
2. GÜNAHSIZ KATİLLERTamer Yiğit—Semra Sar
¥
Çarşambadan İtibarenYeni Renkli İngilizce Sinemaskop
TERROR OF THE SEAS(Don Megowan — Emma Danieli —
Silvana Pampanini)
VV!i 'K*$n1ş?4i51Visv;ŞvX44V-$n
*Λ
·:♦:· m m ·:♦;· ·:«< ·»:· ·:«· ·:♦> ·:♦> ·:♦>.·:♦> - ·:♦>· · » ' ·» :··< «· ■·5β· ,ϊ β ρ ·»<>5β· ' '« < <♦:···»:·
$6
$*
İ
IS
Ii 'X|I$i$I$
i
Ş A H İ N SinemasıKışlıkta :
Saat 2.30 da Saat 8.30 da
Yazlıkta
Saat 8.30 da
$i
V
İKİ FİLM BİR ARADABayanlara 55, Baylara 110 Mil
1. M ELEK YÜZLÜ CANİLER(Tamer Yiğit — Nebahat Çehre)
2. SATILIK KALB(Cüneyt Arkın — Belgin Doruk)
★Çarşambadan İtibaren
Hayalinizden silinmiyen meşhur Gizli Ajan OSS 117*nin baştan başa heyecan dolu
yepyeni Mr maceram
Esrarengiz Ajan Oss 117
ARABAHMET İLKOKULUNUN SERGİSİ : Arabahmet İlkokulunun yıllık resim Elişi ve Nakış sergisi dün öğleden sonra okul salonlarında açılmıştır. Kalabalık bir veli ve davetli topluluğu sergiyi gezerek, okul talebelerini bizzat resim ve Elişi yaparken görmüşlerdir. Yıl sonu faaliyetlerinin bir devamı olarak bu akşam da okulda bir müsamere düzenlenmiştir. Resimlerimiz (üstte) iki kız öğrenciyi nakış dokurlarken ve (altta) da ser giyi gezen davetlileri tesbit etmektedir. (Foto Bozkurt—BILBAY)
4Λ
Ramlarm Başlattığı Yangm Türklere 1000 Liralık Zarar Yaptı
LEFKOŞA:9 Haziran tarihinde Ksero
da Rum lar tarafından başlatılan yangm, 12 Haziranda Bağhköy Türk Mevzilerinin 50 m etre yakınına ulaşmıştır. Bu arada 400 dekarlıkTürk arazisinin üzerindebulunan bütün ağaçlar ve ürün yanmıştır. BağhköyTürklerinin yangından uğradıkları zarar en az 1000 liradır. Zarar hususunda Bölge Türk Lider liğince B eleşm iş Milletler nezdinde teşeb büse geçilmişse de, henüzbir sonuç alınamamıştır.«Ι·ι··ΗΝΙΐη(Η····ΜΗΜΗΗΝ·ΙΝΗ·Ν·ΗΝΙΝΐΝΙι
El Bazzaz, Temmuz Başlarında Türldyeyi Ziyaret Edecek
ANKARA :İrak Başbakanı Abdullah El
Bazzaz, Anavatan Başbakanı Süleyman Demirel’in davetlisi olarak Temmuz ayının ilk haf tasında Türkiyeyi ziyaret ede çektir. “The Baghdat Daily” gazetesi, Anavatanın Bağdat Büyükelçisinin sözlerine daya narak verdiği haberde, İrak Başbakanının bu ziyaretinin Türk—İrak ilişkileri bakımından özel bir önem taşıdığını yazmaktadır. Bu ziyaret, bir rak Başbakanının 1958 yılın
dan bu yana Türkiyeye yapacağı ilk ziyaret olacaktır. Gazeteye göre, Irak Cumhurbaşkanı Abdulrahman Arifin de yakın bir gelecekte Türkiyeyi ziyaret etmesi beklenmek tedir.
Rum Gangsterleri tşi İyiden İyiye Azıttılar
$Λ£ Baş RoHerde : KERW IN MATHEWS, i N ADIA SANDERS, IRINA DENW ICH *Ό .-3» ·;«< ‘3* mm ·:♦:· mmmm Μ- ·3β< ·3» .·» .· ΐ« · .·:«
KOSYGINFİNLANDİYA’DA
HELSİNKİ:Sovyet Başbakanı Alexie
Kosygin. 5 günlük resmi, bir ziyaret için dün Finlandiya’ y* varmıştır. Kosygin, Helsin ki uçak alanında Curahurbaş kam Kekkonen ve 18 yıldan bu yana ilk defa olarak Ko münist üyeleri de ihtiva e* den yeni koalisyon hüküme ti m ensuplan tarafından kar şılanmıştır.
·Μ·Μ·ΙΙ··ίΜΙΜΜ«·ΜΙ··ΙΙΙΜ·ΙΙ··ΜΙΙ»Μ·ΙΙΙ
RUMLAR TÜRKLEREse y a h a t ö zg ü r l ü ğ ü TANIMIYORLAR
(Birinci sayfadan devam)dışındaki utanç barikatla rrn da görevli Rum Sözde Polis lerinin sayısı hayli artırılm ış tır, bu arada 6 Haziran’da Lefkoşa-Leymosun ana yolu üzerindeki yeni Akü Hastaha nesi yakınında yeni b ir bari kat daha kurulmuştur. Barikatta, hiçbir Birleşmiş Milletler Gözlemcisi yoktur.
DÖVÜLEN TÜRKLERBir Türk şoför, 4 Haziran
tarihinde Lefkoşanın Türk K esjnıne geçip kamyonunda ki patates yükünü boşaltm akta ısrar ettiği için Mağu sa Kapısı barikatında bir Rum Polis onbaşısı tarafından yumrukla dövülmüştür. Köy otobüsünde oturmakta olduğu sırada güldüğü için d ğer b ir Türk de ayni barikatta iki Rum Sözde Polisi tarafından tartaklanm ıştır. Barikatta bulunan Birleşmiş Milletler Gözlemcileri, bu olaylar karşısında kayıtsız kalmışlardır.
DİĞER BARİKATLARDAö te yandan Lefkonuk Bar:
katında, üzerinde kanuna aykırı hiçbirşey bulunmadığını söylediği için b ir Türk Rum Sözde Polisleri tarafından bayütılıncaya kadar dövülm üştür. Arabası ile Mağusa- dan Lefkoşa’ya seyahat etmekte olan b ir başka soyda şımız da yolda dört barikatta yoklamaya tabi tutulmuş ve saatlerce geciktirilmiştir. Birleşmiş Milletler Göz- J^nçisi olmayan yerlerde, Türklere daha ağır işkence yapılmaktadır. Değirmenlik Barikatında, Türklere ait P*}* mf d^eler yenemiyecek hale getirilmektedir. Mağusa K apta u tanç barikatında ıs ^ ç ö e k domates fle sair sebze ve meyveler kasıtlı
Jffctaektedir.Bu· hafta!* süre zarfında Mağusa Kanısında iki TUr-
köylerine gitmelerine ™ verJmemis. bu kevfi
LEFKOŞABarikatlardaki Rumlar, Türk
lere ait birçok eşyayı ‘stratejik maddedir” kisvesi altında müsadere etmekte ve bunları kişisel çıkarları uğruna kullan maktadırlar. Bu durum Rumlar arasında yeni gangsterlerin türemesine sebeb olmaktadır. Kıbrıs Maden Şirketinin Aplıç’daki ocaklarında çalışan İzzet Hamza adındaki soydaşı mız Skuryotissada ödendikten sonra Rum çapulcuların teca - vüzüne uğramıştır. Köyüne gitmek için vasıta beklerken 7 silâhlı Rum izzet Hamza’ya yaklaşmış ve kendisinden Şir ketten aldığı 12 lira 890 millik meblâğı talep etmiştir Canını kurtarmak için bu parayı Rumlara vermek zorunda ka - lan soydaşımız, söz konusu eşkıyalar yatağı köyden yaya olarak ve ancak dağ yollarına saparak kacabilmiştir. Durum Bölge Liderliği tarafından Bir leşmişMilletlere yansıtılmış ve gasbedilen paranın geri alınması istenmiştir.
davranışa da hiçbir gösterilmemiştir. neden
racaklardır.” ^ vu
D Bıükse,df TUr? v
arasmda yapıian hakkında şu ana katbfS'er hükümetine gerekenΛ -Γ*verileceğidır. Bu arada K ıb n s^ : çevreleri, Türk-Yunan T " kereleri hakkında oldukça ^ yatl. bir tutum vam etmektedirler. resm, çerelerine göre π® Şovenıst ve uzlaşmaza vırlan iyimserliğe mahai b, rakmamaktadır. Türklerin tı- tumu, öteden beri sahip olduk lan uzlaşmaz görüşler ve Taksim taleplerinden vazgeç m ediklerini gösterir.
Siyasî gözlemcilerin kansa tine göre, Türk —Yunan mii zakerelerinin başarısızlığa mahkûm olduğundan şüphe edilemez. Yunanistan ikili mü zakerelerde Enosis’i ileri sürünce Türkıyenin de mukabil teklif olarak ikili Enosis’i iler: süreceğine muhakkak nazany la bakılmaktadır. İkili Enosıs ise, Taksim demek olacağından Yunanistan bunu reddede çektir. Fakat ondan sonra Yunan hükümetinin ileri süreceği kesin bir plânı olmayacak tır. Türkiye ise geçmişte Zü- rihte olduğu gibi ileri sürecek hazır bir plâna sahip olacaktır. Gelen haberlere göre. Türk plânı Ktbnsta Türk kan tonları kurulması suretiyle adaTürklerine tam otonomi ve rilmesini öngörmektedir. Siyası gözlemcilere göre Türklerin bu plânı, Yunan tarafını Türk le karşısında zor bir durum; düşürecektir.
isveçli Subay
Türkleri Asla Unutamıyacağmı Söyledi
İSTANBUL
Kıbnstaki Birleşmiş Milletler Barış Gücünde görevli iken Türklere silâh kaçırdığı iddiası ile İsveç ordusundan Çıkarılan L. Schmid’e geçen gün Izmit’de törenle bir Türk bayrağı verilmiştir. Yüksek Jimnastik Okulu ile İzmit’e giden subay, tören sırasında bir konuşma yapmış ve Ktbnsta tam bir ölüm-kalım sava şı yapmakta olan Türklerin haklı olduklannı, Ktbns Türk lerinin davalannı mutlaka kazanacaklarını söylemiştir. İsveçli subay Türk bayrağını öperek, “Bu cesur* ve mert mffleii hiçbir zaman unutamı- yacağım” demiştir.
Bu arada Rum t ----yayınladıklan Atina kaynaklı bir habere göre, Atinada mün teşir KATHİMERİNİ gazetesi. Türklerin Krbnsla ilgili Plânla rında değişiklik olmadığım ve Kıbnsı tedricen ele geÇlnMs gayesi güttüklerini yazmıştır
DURUMUNDONDURULMASINE! KERl gazetesi tam mu
şet olarak verdiği haberlerde şunları bildirmektedir ' "Brükselde Türk ve Yu» Dışişleri Bakanlan arasuri yapılacak görüşmeler da Yunan hükümetin·*gün diplomatik kanallardaM U artS» bilgi . * * - £lenmektedır. DışişleriTumbas. Başbakan * ^ los ile iki uzun g ^ * ^ parak Brüksel m y{fhakkında kendisine bilgiç & m iş olup bugün vey ^ parti liderlerindenlos ve Markf m 0‘ v W rek onlara da bilgitir.
Atinadan geIea vegöre, m ü zak erd e^ ^ ne zaman . ^ “ f^ o k tu r sunda kesin bir ψ > TERCÜMAN adlı sinin, müzakerrienn ^ın ikinci yan sın d a^ ^ (ayacağını b,' ^ erinJn hk, Atina gazeli , „ e yer® gi haberler, mIJ f kI dra * Roma, B o n n At®2 rak göstermekte^1·zeteleri müzakerderm XyS S a s t tadırlar. Mdzaker ynistanı l-°n'lraNA-ro’dıkı kolareizıs 'le , ternsil silcisi
5 5Yunanıstanın .