dİnÎ ve felsefÎ metİnlerisamveri.org/pdfdrg/d201813/2012_i/2012_i_senatf.pdf · 120 dinî ve...

14
DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLER YİRMİBİRİNCİ YÜZYILDA YENİDEN OKUMA, ANLAMA VE ALGILAMA RELIGIOUS AND PHILOSOPHICAL TEXTS: RE-READING, UNDERSTANDING AND COMPREHENDING THEM IN THE 21 st CENTURY CİLT - 1

Upload: others

Post on 22-Nov-2019

13 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLERisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_I/2012_I_SENATF.pdf · 120 Dinî ve Felsefî Metinler texts will be evaluated by thinking over the woman- man “dilemma”

DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLER

YİRMİBİRİNCİ YÜZYILDA YENİDEN OKUMA, ANLAMA VE ALGILAMA

RELIGIOUS AND PHILOSOPHICAL TEXTS:

RE-READING, UNDERSTANDING AND COMPREHENDING THEM IN THE 21st CENTURY

CİLT - 1

Page 2: DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLERisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_I/2012_I_SENATF.pdf · 120 Dinî ve Felsefî Metinler texts will be evaluated by thinking over the woman- man “dilemma”

DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLER

YİRMİBİRİNCİ YÜZYILDA YENİDEN OKUMA, ANLAMA VE ALGILAMA SEMPOZYUMU

Bildiri Kitabı, Cilt: 1

Sultanbeyli Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü

Kültür Yayın No: 8

ADRES: Abdurrahmangazi Mahallesi Belediye Caddesi No:4

Tel: 0 216 564 13 00Fax: 0 216 564 13 71

Mail: [email protected]

GENEL YAYIN YÖNETMENİMEHMET MAZAK

EDİTÖR:PROF. DR. BAYRAM ALİ ÇETİNKAYA

BÖLÜM EDİTÖRLERİ:YRD. DOÇ. DR. AHMET HAMDİ FURAT

YRD. DOÇ. DR. İSMAİL DEMİREZENYRD. DOÇ. DR. AHMET ERHAN ŞEKERCİ

YRD. DOÇ. DR. ÜMİT HOROZCUARŞ. GÖR. MEHMET FATİH ARSLANARŞ. GÖR. BİRSEN BANU OKUTAN

ARŞ. GÖR. ADEM İRMAKARŞ. GÖR. EMİNE GÖREN

ARŞ. GÖR. MUHAMMED VEYSEL BİLİCİ

978-605-89744-4-9

Ege BasımEsatpaşa Mh. Ziyapaşa Cd. No:4Ege Plaza Ataşehir/İSTANBUL

Tel: 0216 472 84 01www.egebasim.com.tr

SAYFA DÜZENİİBRAHİM AKDAĞ

ISBN:

BASKI

Nisan 2012

Copyright Sultanbeyli Belediyesi

Page 3: DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLERisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_I/2012_I_SENATF.pdf · 120 Dinî ve Felsefî Metinler texts will be evaluated by thinking over the woman- man “dilemma”

119

Üçüncü Halin İmkâns zl ğ İlkesinin Kur’an Yorumunu Daralt c Etkileri Üzerine

The Constructive Effects of Two-Valued Aristotle Sense on the Interpretation of Qur’an

Fatma Asiye enat*

Abstract

A er the completion of the deliverence of Quran and the death of Prophet Mohammed, the work for understanding the last chain of revelation and the ex-planation of the Message has been assigned to the Muslim Community. It was un-derstood that new questions, issues, responses and perceptions due to expanding Islamic geography and the people grown up in various cultures and acquainted with the last religion and Muslims have le deep trails on the interpretations of Quran. During this period, Aristotle sense has become one of the most important compo-nents entering the lives of Muslim communities without any philosophical worries. Aristotle has developed a two-valued thinking system that Aristotle’s idea of having no possibility for the third value has been thought to be overlapping with the Quran expression based upon the dilemmas of depravity-truth, faith-atheist, heaven-hell etc. Therefore, it has become widespread to respond the critiques and questions with the same “weapon” which have been produced using the Aristotle sense. This type of thinking indigenous in the minds of people who subsequently accepted Islam has a ected the thinking codes of the scholars who have understood Quran and religion as the predecessors did. The thesis and anti-thesis were produced by the same logic considering the arguments on the subjects such as the a ributes of Allah, destiny, willpower etc. in a two-valued plane, and thus a strong intellectual tradition almost with no alternative was formed.

The Aristotelian thinking, considered as it provides a functional contribution for that period’s arguments cyclically, has brought the result of interpreting the sentenc-es in Quran with narrow pa erns, which presents a unique horizon to the mankind in terms of evaluating the events by many aspects in a long term period. In this pa-per, the constriction in terms of thinking will be indicated. Among the other things, the Aristotle sense will be explained with its basic features brie y, and the projec-tions related to the e ects of this two-valued thinking system on the interpretation

* Yard Doç. Dr., Selçuk Üniversitesi lahiyat Fakültesi.

Page 4: DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLERisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_I/2012_I_SENATF.pdf · 120 Dinî ve Felsefî Metinler texts will be evaluated by thinking over the woman- man “dilemma”

120

Dinî ve Felsefî Metinler

texts will be evaluated by thinking over the woman- man “dilemma”. Additionally, the consideration of the same subject among a “very valuable” thinking system will be also mentioned in the paper substantially.

Hz. Peygamber’in vefat yla birlikte vahyi anlama, anlamland rma ve anlatma so-rumlulu u tamamen be eri yeteneklere havale edilmi tir. nsan birbirini tamamlayan yetenekleriyle; akl , duygular , sezgileri, tecrübeleri ve kalbiyle, k saca bütün be eri varolu uyla, muhatab oldu u vahyi; içinde ya ad kendisine özgü zamana, zemi-ne, birikime göre de erlendirecektir. Burada sorun; bir ba kas n n içinde bulundu u artlar ve edindi i birikimden nas l etkilendi ini fark edip, kendisinin böyle “olum-

suz” etkilerden azade olarak “saf do ruyu” buldu una inanma noktas nda ba la-maktad r. Bu nedenle bir süreç içinde ba layan ve devam edegelen bir etkiyi inceleme iddias n ta yan bu metin, bugünkü konjonktürün bir ürünü olmaya mahkûm olun-du unun bilinciyle kaleme al nm t r.

lk nüveleri hilafet görevini kimin üstlenece i meselesiyle at lan, S n sava yla da art k üstü bir daha örtülemeyecek ekilde ortaya ç kan karga an n slam tarihine çok farkl ekillerde yön verdi i bilinmektedir. Bütün bunlarla neredeyse e zamanl gerçekle en farkl medeniyet mensuplar yla kar la man n zaman zaman bir sa lama yapma ya da hesapla ma olarak alg lanmas da, söz konusu karga adan ba ms z olarak ele al namaz. Özellikle Yunan ve Hint medeniyetleriyle kurulan yak n temas, onlar n dilleriyle konu ma iste ine ve Müslümanlar n kendilerini ancak böyle ifa-de edebilecekleri yolunda bir kanaate, ard ndan da bir dizi faaliyete yol açt . Yunan kültür birikiminin slam medeniyetinin temeline de i im ve dönü ümler e li inde aktar lmas nda, en önemli gür hiç üphesiz Aristo olmu tur.

M.Ö. 384-322 y llar aras nda ya ayan Aristo’nun, kendisinden uzun yüzy llar sonra lizlenen bir medeniyetin in as nda bunca etkili olmas nda de i ik faktörler rol oynam t r. Kar la lan medeniyetin diliyle konu ma d nda onlara ula ma imkân olmad kanaati kadar, üphesiz Aristo’nun ispatç mant n n mezhep ve f rkalar aras nda cereyan eden polemikleri kökünden bitirmede etkili olaca na ili kin bek-lenti de Aristo’nun dü ünme biçimi ve tart maya dair görü lerine, özel bir önem kazand rm t r. Aristo’nun, kendisinden sonraki süreçte ekillenmeye devam eden mant n n sabiteleri aras nda yer alan üçüncü halin imkâns zl da, bu dü ünce modeliyle birlikte, belki ad bile net konmadan, do al haliyle tart malar n zeminine yerle mi tir. Bu noktada iki de erli mant a dair daha detayl bilgi, bu mant n tefsir birikimine nas l yans d n n daha rahat anla lmas n sa layacakt r.

Page 5: DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLERisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_I/2012_I_SENATF.pdf · 120 Dinî ve Felsefî Metinler texts will be evaluated by thinking over the woman- man “dilemma”

121

Yirmibirinci Yüzy lda Yeniden Okuma, Anlama ve Alg lama

I. ki De erli Aristo MantBugün Aristo’ya atfedilen bütün görü lerin bizzat ona ait olmad , takipçileri ta-

raf ndan yap lan aç klamalarla kirlerin zaman içinde daha farkl formlara döküldü-ü bilinmektedir.1 Bununla birlikte Aristo’nun görü lerinde iki z t ba l k alt nda ele

al nan kirlerin ana temalardan biri oldu u da fark edilmektedir.2 Bu durum Yunan dü ünce ekolünün karakteristi i ile de uyumludur. Varl k yokluk, birlik ve çokluk, ayn l k ve ayr l k gibi ikilikler üzerinde yo unla an bu ekole ba l dü ünürlerin ha-yata dair z t görü lerin sonuçlar , bunlar n kaynaklar , s n r ve de erleri üzerinde srarla durduklar bilinmektedir.3

Üçüncünün olmazl , üçüncü kk n imkâns zl 4 gibi isimlerle de an lan üçüncü halin imkâns zl ise, “bir ak l ya da dü ünme prensibidir: Bir hüküm ya do rudur ya yanl t r, üçüncü bir ihtimal olamaz, olmas da imkâns zd r; çünkü üçüncü bir ha-lin olabilece ine ihtimal verdi imiz an, ilk iki hükmün hiçbir de eri kalmayacakt r. At lan üçüncü, ya da üçüncüyü d ta b rakma prensibi de denir. Üçüncü ihtimale yer verildi i takdirde zihinde bir hükümler hiyerar isi ortaya ç kar.”5

Dü üncenin kanunlar n ayn zamanda realitenin de kanunlar olarak kabul eden Aristo,6 ayn eyin hem var hem de yok olabilece ini söyleyenlerin, ha a bu ifade tar-z n kullanan zikçilerin de fark nda olmakla beraber, bunun imkâns zl n mutlak, ilk ve temel prensip olarak kabul etmi tir.7 Aristo’nun mutlak kabul e i i bu kural, asl nda iki temel de er kabul eden mant kç lar için geçerlidir. kiden fazla gerçek de-

er olabilece ini kabul eden mant kç lar için bu prensip geçerli de ildir8

Üçüncü halin imkâns zl prensibinde ifade tarz ya da kal b , büyük öneme sa-hiptir. Maden ser ir ya da de il dendi inde, üçüncü halin imkâns zl sert ile z dd yumu ak aras nda de il, sert ile sert de il aras ndad r. Böyle olmazsa çeli meliler aras nda de il de kar hükümler aras nda bir imkân anla l r ki; kar hükümlerde üçüncü halin imkân daima mevcu ur.9 Kanaatimizce bu önemli nokta ikili dü ü-me kal b nda s kl kla göz ard edilebilen bir inceli e i aret etmektedir. Çeli meliler aras nda imkâns zl n bulunup bulunmad bir yana, farkl l klar ta yan de erler üzerinde dü ünürken üçüncü, ha a daha fazla durumun imkân her zaman müm-

1 Atademir, Hamdi Rag p, Aristo’nun Mant k ve lim Anlay , s.62.2 Atademir, age., s.33, 88, 103, 111.3 Atademir, Aristo’nun Mant k ve lim Anlay s.162.4 Grünberg, Teo ve di er yazarlar, Mant k Terimleri Sözlü ü, s.142.5 Küçük, Hasan, slamda ve Bat da Mant k, s.526 Atademir, age., 95.7 Atademir, age 91.8 Küçük, age, s.51-529 Küçük, age., s.52.

Page 6: DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLERisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_I/2012_I_SENATF.pdf · 120 Dinî ve Felsefî Metinler texts will be evaluated by thinking over the woman- man “dilemma”

122

Dinî ve Felsefî Metinler

kündür. En yayg n anlat m yla; siyahla beyaz aras nda, bunlar n kendine ait tonlar oldu u gibi, pek çok da gri ton bulunur. Hem siyahtan hem beyazdan farkl oranda izler ta yan her bir gri tonu, ara de erler ve imkânl l k olarak kabul edilmelidir.

Kur’an’ n mümin-kâ r, cennet-cehennem, buradaki serinlik-hararet, tayyib-habis, a etme-cezaland rma, hay r- er, nar-nur, sevme-sevmeme vb. gibi ikilemele-rinin, Aristo’nun bu yakla m n n Müslüman mantaliteyi bu ölçüde etkilemesinin sebeplerinden biri olabilece i kanaatini ta yoruz. Ancak burada hesaba kat lmas zorunlu olan önemli husus; cennet cehennemle birlikte Araf diye bir yerin, müminle kâ r aras nda münaf k olarak adland r lan bir kategorinin vb. bulundu u gerçe i-dir. Bize göre ana de erler kadar, nihai tahlilde onlara kat lsa bile ara de erlerin de varl üzerinde dü ünebilmek, Kur’an’ n toptanc olmayan, fert ve durumlar kendi artlar içinde tek tek incelemeye davet eden üslubunun ve hayat n insan üzerinde

icra e i i e itimin tabii bir sonucudur.

Üçüncü halin imkâns zl ilkesi üzerinde ana hatlar itibariyle böylece bilgi ver-dikten sonra bunun tefsir literatürüne nas l yans d n n izlerini takip edebiliriz. Kader, Allah’ n s fatlar , külli irade-cüz’i irade, Kur’an’ n mahlûk olup olmad vb. erken dönemlerde tart lan konular, -baz istisnalar d nda- siyahla beyaz aras ndaki gri tonlar önemsememe yakla m sebebiyle daha çok üçüncü halin imkans zl ilke-si çerçevesinde çözüme ula t r lmaya çal lm t r. Ancak biz bu tebli de, bamba ka bir alandan, literatüre yans yan kad n-erkek prototipleri üzerinden örnekler sunmay uygun gördük. Ancak bunun için önce Kur’an’da kad na ve erke e dair söylenenleri hat rlamakta fayda vard r.

II. Kur’an’da nsan ve CinsiyetiAna hatlar itibariyle ifade etmek gerekirse Kur’an, Allah-insan-evren hakk nda

konu ur. Bu ba l klar alt nda, varl k boyutlar n n tan t m ve bu üç varl k alan n n bir-biriyle do ru ve sa l kl ileti imin kurallar n n yer ald söylenebilir. Allah ve insan kimdir, evren nedir sorular n n cevaplar n , insan n Allah’la, kendisi ve di er insan-larla, evrenle nas l anlaml ili ki kuraca n n cevaplar takip eder.

Kur’an’ n, insan n mayas hakk nda olumlu bir de erlendirmeye fazlaca yer verdi-i söylenemez. Bunlar n daha çok hayat n ini li ç k l yollar nda tezahür eden, iliyata

dökülmekle vücut bulan bir ba lamda de erlendirildi ini ifade etmek hatal olmaz. Buna kar n, insana dair olumsuz yanlar n aç kça zikredilmesinin uyar amac na matuf olabilece ine dikkat edilmelidir. Dü ünce ve davran kal plar ndaki olumlu-olumsuz de erlendirmeleri ise, iman-inkâr ba lam nda ele al nmaktad r. Bu alanda saf bir iyiden de, saf bir kötüden de söz edilemez. Müminler ciddi hatalara dü ebilirler, inkârc lar n da çok k ymetli özellikleri olabilir. Bütün bunlar n nihai de erlendirmesi ise insana ka-

Page 7: DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLERisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_I/2012_I_SENATF.pdf · 120 Dinî ve Felsefî Metinler texts will be evaluated by thinking over the woman- man “dilemma”

123

Yirmibirinci Yüzy lda Yeniden Okuma, Anlama ve Alg lama

pal d r, Allah ahiret günü tek tek insanlar hakk nda hüküm verecektir. nsana dü en elinden gelenin en iyisini yapmaya çal makt r, bu çaba zayi edilmeyece i gibi, insana bugünden bir garanti de sunmaz. Herkes kendisi hakk nda yar n verilecek son ve kesin hükme kadar havf ve reca aras nda gidip gelmekle mesuldür. Bu noktada Allah’ n a -na tamamen güvenilemeyece i gibi, umut da kesilemez.

Kur’an’a göre kad n ya da erkek de il, insan, zay f,10 bencil,11 zorluklar kar s n-da dirençsiz ve karamsar,12 sözünden dönen,13 zalim, 14 nankör,15 sab rs z, aceleci,16 tar-t maya dü kün,17 cahil,18 vesveseli,19 h rsl ,20 azmaya ve yoldan ç kmaya müsai ir.21

Bütün bu olumsuz özellikleri ya da bir k sm n özellikle yans tan bir cinsiyet ayr m na ili kin herhangi bir veriyi Kur’an’dan elde etmek mümkün de ildir. Bir ba ka deyi le kad nlar zay f, nankör, karamsar, erkekler de zalim, sab rs z, tart maya dü kün ve cahildir eklinde bir genellemeye, meseleyi cinsiyet ba lam nda ele alan bir ipucuna rastlamak mümkün de ildir. Bütün bu özellikler insana ai ir, kad n da erkek de bu tesbi en ya da ele tiriden e it ekilde pay n al r. Kur’an metni ba tan sona incelen-di inde en ufak bir imayla bile olsa bir insan cinsiyetinden dolay ele tiren, k nayan, ay playan ya da hakaret eden bir ifade bulunamayacakt r. Bunun tam tersi de do ru-dur, cinsiyeti sebebiyle bir insan n övülmesi, yüceltilmesi de vaki olmam t r. Övülen ya da yerilen kad n ve erkekler, cinsiyetlerinden de il, eylem ve niyetlerinden dolay söz konusu de erlendirmeye muhatap olmu lard r.

Kur’an’ n kad n ya da erkeklik hallerinden ziyade, insan olma paydas n n alt n çok kuvvetle çizdi i aç kt r. Kendini ar tan ve Allah’la, insanlarla ve kendiyle bar k ya ayan kad n erkek her mümin, bu dünyada da, di erinde de övgü ve mükâfat kazanm demektir.22 Cinsiyetinden dolay herhangi bir kulun ta d sorumlulu un ha etilmesi ya da a rla t r lmas , birine daha fazla ya da az mükâfat verilmesi söz konusu de ildir. Müslüman, mümin, itaatkâr, do ru, sab rl , sadaka veren, oruç tu-

10 Nisa (4) : 28.11 srâ (17) : 100.12 Hûd (11) : 9.13 Yunus (10) :12; Zümer (39) :49; Fuss let (41) : 49, 51.14 brahim (14) : 34; Ahzâb (33) : 72.15 brahim (14) : 34; srâ (17) : 67, 83; Hacc (22) :16; Ahzâb (33) : 72; ûrâ (42) : 48; Zuhruf (43) : 15;

Abese (80) : 17; Fecr (89) : 16; Âdiyât (100) : 6.16 srâ (17) : 11; Enbiyâ (21) : 37.17 Kehf (18) : 54.18 Ahzâb (33) : 72.19 Kâf (50) : 16.20 Meâric (70) :19.21 Alâk (96) : 6.22 Âl-i mran (3) : 195; Nisâ (4) : 124, 176; Nahl (16) : 97; Mümin (40) : 40.

Page 8: DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLERisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_I/2012_I_SENATF.pdf · 120 Dinî ve Felsefî Metinler texts will be evaluated by thinking over the woman- man “dilemma”

124

Dinî ve Felsefî Metinler

tan, namuslu, Allah’ çok zikreden,23 tevbe eden, ibadet eden, seyahat eden24 inananlar bu özellikleriyle övülmü ler ve bunlar Kur’an insan modelinin,25 dolay s yla kad n modelinin de de i mez vas ar olarak zikredilmi lerdir.

E it i e e it mükâfat ilkesi yan nda e it suça e it ceza prensibi de, kad n-erkek ay-r m na gidilmeksizin ayn amaç muvacehesinde dünyaya gönderilmi insana yap lan vurgunun izlerinin takip edilebilece i alanlardand r.

Bütün buraya kadar ifade edilenler, cinsiyet rollerinin Kur’an’da hiçbir kar l olmad anlam na gelmemektedir. Hayat alg lama ve de erlendirmede insan n hi-lafet sorumlulu u esas olmakla birlikte, bunun alt ba l klar olarak cinsiyet rollerine de de inilmi tir. Kad n ya da erkek olmaya dair sorumluluk, hak ve yönlendirmeler özellikle aileyle ilgili konu ba l klar alt nda söz konusu edilmi tir. Erke in aile reisi olmas ,26 yuvan n devam için al an alan taraf olarak görevlendirilmesi, bo anma et-raf nda olu an sorumluluklar , kad n n anne olmakla do al olarak üstlendi i sorum-luluklar, bo anma durumundaki hak ve sorumluluklar bu kabil at ardand r.

Kur’an alt nda cinsiyetle ilgili hususlar böylece özetlenebilir. Kur’an’ n cin-siyet konusu kar s nda nötr bir tutum sergiledi i bütün bu zikredilenlerin nda rahatça anla labilmektedir. Buna ra men Kur’an tefsirlerinde uzun süre hükümran-l n devam e iren ve cinsiyet kar tl esas na dayanan bir söylemin derin izlerine rastlamak mümkündür. Bir sonraki bölümde mutlak kad n ve erkek imgeleri üzerin-den geli tirilen bu yakla m n izleri takip edilecektir.

III. Kuran Tefsirinde Üçüncü Halin mkâns zl Prensibinin Etkileri: Mutlak Mükemmel Erkek-Mutlak Eksik Kad n Pro ili

kili de er sisteminin kar tl klar mant üzerine kurgulanmas n kolayla t rd konulardan biri, erkek ve kad n prototipleridir. Buna göre kad n kusurlu, aciz, za-y f, yer yer kötü niteliklere sahip, erkek ise olgun, tam, kararl , iyi dü ünen, güçlü varl kt r. Geleneksel alg larda serbestçe ve geli igüzel genellemelerle ifade edilen bu alg n n, Kur’an tefsirlerine özellikle baz ayetler ba lam nda yans t ld dikkat çek-mektedir. Kur’an’ n yukar da zikredilen de erlendirmeleri bir bütün halinde hat r-land nda kolayca gerçekle tirilemeyecek bu yans tma i lemi, sözü geçen ayetlerde kullan lan dilin verdi i f rsat do rultusunda ekillenmi tir.

23 Ahzab (33) : 35.24 Tahrim (66) : 5.25 Tevbe (9) : 112; Ahzâb (33) : 35. 26 Nisâ (4): 34.

Page 9: DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLERisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_I/2012_I_SENATF.pdf · 120 Dinî ve Felsefî Metinler texts will be evaluated by thinking over the woman- man “dilemma”

125

Yirmibirinci Yüzy lda Yeniden Okuma, Anlama ve Alg lama

Bu ba lamda kad n-erkek kar tl de erlendirmelerine konu edilen ayetlerden biri, Al-i mran suresi 36. ayetidir. Bu ayet Hz. Meryem’in annesinin bir erkek çocuk do urmay umdu u halde, k z dünyaya gelince duydu u in ali anlatan bir ayet gru-bunun içinde yer al r. Burada yeni do um yapan annenin bu hali asl nda k z evlat sahibi olmaktan ilke olarak rahats z olan e ilimden uzakt r. Anne, do umdan önce ada n yerine getirememe ihtimalinden muzdariptir. Bu derdini dile getirirken, “er-kek k z gibi de ildir” cümlesini söyler. Baz müfessirler bunun bir ara de erlendirme cümlesi oldu unu ve Allah’a ait oldu unu ileri sürerken, baz lar da bunun annenin a z ndan dökülen de erlendirme oldu unu ifade eder.27 Allah’a ait olmas durumun-da da “senin istedi in erkek, benim verdi im k z gibi de ildir” anlam na gelecek e-kilde, Hz. Meryem’i yüceltme ve anneyi teselli etme cümlesi olarak okuyanlar vard r. Bu ba lamda cümleyi erke in k z gibi olmayaca , onunla k yaslanamaz oldu unu erkek lehine bir ifade olarak da anlayanlar bulunmu tur.28 Ancak burada kanaatimiz-ce en önemli vurgu, bir kad n erkek üzerinden de erlendirme ve olumsuzlama tema-yülünü aç kça gösteren yakla mlard r. Mesela Bukâî’nin Hz. Meryem’i övme sade-dinde söyledikleri, bizim kültürümüzde “erkek gibi k z” övgüsünde ifadesini bulan erkek mükemmeliyeti ve kad n acziyeti ön kabulünü hat rlatmaktad r : “ Meryem’in d di iydi ama asl nda ona kemâlâ a adamlar geçen özellikler bah edilmi ti. Ha a o erkekler âleminin asla ula amayacaklar bir mükemmelli e sahipti, o adamlar n d erkek, içi kad nd .”29 Bugün de benzer mant kla bu ayetin, kad n n olumsuz hallerine i aret e i i ileri sürülmektedir: “…Ayr ca dünyan n dayan lmaz cazibesi kar s nda, yap itibar yla erke e nispetle daha zay f olan kad n, ciddi olarak dü ünmeden his ve heyecanla hareket ederek karar verebilmekte, çabuk aldanabilmekte ve aldatmak-tad r. Sosyal artlar n, zyolojik ve psikolojik faktörlerin, akl n güç ve fonksiyonunu etkiledi i ilim ve tecrübe ile sabi ir. T p uzmanlar n n da ifade e i i gibi, kad nlarda âdet öncesinde ve âdet süresi içinde ya anan gerilim sedromu; asabiyet, çabuk yorul-ma, titreme, stres ve depresyon, onlar n bu fevrî ve duygusal davran lar nda büyük rol oynar. Ayr ca evham ile vesvese, erkekten çok kad na musallat olur. …Oysa er-kek, k z gibi de ildir.”30

Mesnevi’de yer alan u beyitlerde de Meryem’in kad n olmakla beraber içinde bir erkek yi itli i ta d anlat lmakla ayn vurgu tekrarlanm olmaktad r: “Kad nlara

27 Taberî, Câmiu’l-Beyân an Te’vîl-i Âyi’l-Kur’ân III, 59; Mâverdî,en-Nuketu ve’l-Uyûn, I, 387; Zemah erî, el-Ke âf an Hakâik Gavâmidi’t-Tenzîl ve Uyûni’l-Ekâvîl fî Vucûhi’t-Te’vîl, I, 350; Râzî, Mefâtîhu’l-Gayb, III, 204.

28 Said Havva, el-Esas ’t-Tefsir, II, 726; Mevdûdî, Te îmu’l-Kur’ân,I, 201.29 el-Bukâî, Nazmu’d-Durer fî Tenâsübi’l-Âyâti ve’s-Suver, II, 70.30 Güler, Zekeriya, 40 Hadiste Kad n, s. 78-79, 305.

Page 10: DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLERisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_I/2012_I_SENATF.pdf · 120 Dinî ve Felsefî Metinler texts will be evaluated by thinking over the woman- man “dilemma”

126

Dinî ve Felsefî Metinler

sava yaz lmam t r. Ne sle sava maksa onlar n i i olamaz. Çünkü bu, büyük sava t r. Ancak nadir olarak baz kad nda da bir Rüstem vard r. Meryem gibi gizlidir o.”31

Bu ve benzeri cümleler aleni olarak erke in mükemmel, kad n n eksik oldu u ka-bulüne at a bulunmaktad r. Burada inanan biri olarak Allah kar s nda tutum de il, kad n kaypakl ve bulan kl üzerinden geli tirilen yakla m, herhangi bir erke in erkek olman n olumlu vas ar na, herhangi bir kad n n da kad n olman n ba tan ka-bul edilmi olumsuzluklar na apriori olarak sahip oldu u genellemesine dayan r. Bu nedenle de Allah’a yak n olmak gibi bir özellik kad ndan beklenmedi i için bir kad n, d kad n olmakla beraber içindeki erkeksi yanla övülmü , kulluk noktas nda kusu-ru olan erkekler de içlerinde var olan kad ns halle k nanm lard r.

Benzer yakla m n özellikle tasavvuf ehli taraf ndan da s kl kla kullan ld göze çarpar. Yine Mesnevi’de yukar daki cümlelerin devam nda yer alan u beyit-ler, er olman n yücelikle, di ili in dü üklükle nas l özde le tirildi ini aç kça ortaya koymaktad r:

“Nitekim erlerin bedeninde, yüreksizliklerinden kad nlar n gizlendi i vard r. Kim, erli e haz rlanmam , er olmam sa o di ilik, öbür âlemde surete bürünür.”32

Kad n ve erkek aras nda “teli mümkün olmayan kar tl k” a a daki metaforik anlat mda son derece aç k ifade edilmi tir:

“Ana ne stir… Baba da cömert ak l. Akla uyan önce daral r ama sonunda yüzler-ce geni li e u rar.”33

“Bil ki akl ve ruhu da zay f oldu u için kad n n rüyas , erke in rüyas ndan daha a a d r, daha de ersizdir.”34 “Bir insan kocald da bu yolda er olmad m ad n koca-kar tak ver!” 35 vb. ifadeler de ayn do rultuda de erlendirilebilir.

Mevlana’n n bu metaforu kendinden önceki tasavvuf erbab ndan ödünç ald aç kt r. Nitekim tasavvuf ehlinin ileride tefsirlerden örneklerinin görece imiz erkek-di i kar tl n s kl kla kulland klar bilinmektedir.36 Metaforik bir anlat mla da olsa, kad n ve erkek zihnine gönderilen bu veriler müvacehesinde iki cinsin birbirini ta-mamlama moti yerine kar tl n alt n n çizildi i aç kt r. Bundan sonra kad n yücel-ten ifadelerin ne ölçüde duyulabilir oldu u tart maya aç k kalacakt r:

31 Mevlana, Celaleddin, Mesnevi, çev.: Veled zbudak, VI, beyit:1883-1884, s.148.32 Mevlana, Mesnevi, VI, beyit: 1882-1885, s.958.33 Mevlana VI, beyit: 1437, s.117.34 Mevlana, VI, beyit: 4320, s.320.35 Mevlana, VI, beyit: 1244, s.105.36 Küçük, Hülya, “Anne Nûr El-Ensâriyye’den Âlime- Hicaz Fahru’n-Nisâ Bint Rüstem’e:

Muhyiddîn bn Arabî’nin Çevresindeki Han mlar”, Tasavvuf, 23.say , s.194.

Page 11: DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLERisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_I/2012_I_SENATF.pdf · 120 Dinî ve Felsefî Metinler texts will be evaluated by thinking over the woman- man “dilemma”

127

Yirmibirinci Yüzy lda Yeniden Okuma, Anlama ve Alg lama

“ kisinin (kad n ve erke in) aras nda bir tencere, bir çömlek oldu mu ate , o suyu yok eder, hava haline getirir.

Görünü te su nas l ate ten üstünse, sen de kad ndan üstünsün; fakat hakika e ona ma lûpsun, sen onu istemektesin.

Böyle bir hassa ancak Âdemo lundad r. Çünkü insanda muhabbet vard r. Hayvan n muhabbeti azd r ve bu da onun nâk s olmas ndan ileri gelmi tir.

Kad nlar, ak ll ki iye galebe ederler, fakat cahil ki i onlara galip olur.

Peygamber dedi ki: “Kad nlar; ak ll ki ilere ehli dil olanlara fazlas yla galip olurlar.

Fakat cahiller, kad na galebe ederler. Çünkü onlar sert ve kaba muameleli olurlar.

Onlarda ac ma, lûtfetme, sevme azd r. Çünkü tabiatlar nda, yarad l lar nda hay-vanl k üstündür.

Sevgi ve ac ma, insanl k vasf d r; hiddet ve ehvetse... hayvanl k vasf d r.

Kad n, Hak nurudur, sevgili de il... Sanki yarat c d r, yarat lm de ildir!”37

Kad n ve erke i birbirine benzer ve farkl özellikleri bulunan iki varl k olmaktan ziyade kar tl klar ba lam nda iki farkl de er olarak alg layan yakla m n izlerinin takip edilebildi i ayetlerden biri de, Zuhruf suresi 18. Aye ir: “Süs içinde yeti tirilen, fakat çeki me ve sava ta yetersiz kalan , öyle mi?”

Bu ayet, mü riklerin melekleri Allah’ n k z olarak kabul etmeleri ve bir k z çocu-u sahip olduklar nda bundan rahats z olan halleri ile birlikte de erlendirilmelidir.

Dolay s yla burada ele tirilen as l durum; süslü olmakla yerip sava ta, mücadele-de varl k göstermedi i için babas olmaktan zül duyduklar k zlar , melek kavram üzerinden Allah’a isnat etmeleridir. nsanlar n kendileri için istemedikleri, reddet-tikleri bir varl Allah’a yak t rmalar , bir ilah kar s ndaki do ru tutum olamaz. Dolay s yla bu aye e ifade edilen durum, mü riklerin iddialar n dü ünmeden ge-li igüzel ileri sürdüklerini anlatan bir ele tiridir. Kad n a a layan, süslenmeyi sev-mesini ya da meyletmesini, kendini ifade edemedi ini, zay f ve güçsüzlü ünü kabul ederek yeren bir yönü yoktur.

Oysa bu ayeti tefsir eden Zemah erî’ye göre kad n kendi lehine konu maya kalksa, ancak aleyhine konu an biridir. Süslenmek kad na has ay plardand r, ay p-lardan beri olmas gereken erkek, süslenmeyle ilgilenmemeli, bu hataya dü memeyi ba armal d r.38 Ebussuûd’un cümlelerinde ise, olumsuz kad n alg s çok daha aç k bir

37 Mevlana, I, beyit: 2434-2437, s.216.38 Zemah eri, IV, 237.

Page 12: DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLERisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_I/2012_I_SENATF.pdf · 120 Dinî ve Felsefî Metinler texts will be evaluated by thinking over the woman- man “dilemma”

128

Dinî ve Felsefî Metinler

ekilde ifade edilmi olmaktad r. “Kullar n görü çe en noksan ve amelce en zay f olup yerilenini, Allah’ n en olgun ve k ymetli kullar sayd lar.”39 Burada görü çe en noksan ve amelce en zay f olan n kar s nda var olan ikinci de erin erkek oldu u aç kt r. Görü çe en mükemmel ve amelce en güçlü olan kul erkektir, bu iki de erin aras nda bir geçi noktas bulunmamaktad r. Yani keskin görü lü olan kad n ya da ba ar yla dü ünemeyen erkek diye bir kavram müfessirin zihninde yer almamak-tad r. Üstelik ona göre bu görü , Kur’an’ n ifade e i i müsellem bir gerçektir. Oysa vak a biraz dikkatle incelense böyle bir genelleme yap lamayaca ortaya ç kacakt r. Hayat çok zeki erkek ve kad nlarla aptal erkek ve kad nlar, ayr ca bunlar aras nda derece derece yer alan erkek ve kad nlara i aret etmektedir. Zekân n izledi i yol ve ilgi alanlar farkl bile olsa, bu bir grubu aptal, di erini zeki saymak için yeterli ve geçerli aç klama de ildir.

Yine Yusuf suresinde Aziz’in e inin, Hz. Yusuf’un kendisine sald rd n söy-lemesi üzerine, olay soru turan ki inin, kad n n yalan ortaya ç k nca söyledi i u cümle de kad n-erkek kar tl ba lam nda de erlendirilen ayetlerden biri olmu tur: “Belli ki, bu sizin oyunlar n zdan biri, ey kad nlar taifesi! Do rusu, sizin oyunlar n z/tuzakla-r n z korkunçtur!” Kur’an bilindi i üzere geçmi ya ant lar sansürlemeden aktar r, bu nedenle Firavun’un iddialar n da onda okumak mümkündür. Ancak bu, Kur’an’da yer alan her ibarenin Allah taraf ndan onayland anlam na gelmedi inden kad n-larla ilgili bu geneleme referans gösterilerek kad nlar n kurnaz oldu una hükmedile-mez. A a daki al nt , bu cümlenin, sinsi kad n-dürüst erkek ikilemesi u runda nas l manipüle edildi ine iyi bir örnektir: “Gerçekten de ayet ve hadisler, kad ndaki cinsî cazibe ve gücün bir tne, tuzak ve hile arac olabilece ini ifade eder ve erkeklerin bu oyuna gelmemelerini ö ütler. Kur’ân- Kerim’de, Azîz’in kar s Züleyha’n n Hz. Yûsuf’a meyle i i ve kad n n kendini arz e i i, ilâhî bir uyar olmasayd Yûsuf’un da kad na meyledece i, kurnaz kad n tuza na dü üremeyince de i ira ederek Yûsuf’un zindana girmesine sebep oldu u anlat l r. Bundan dolay kad n n kocas Azîz’in “Kad nlar! Bu sizin tuza n z, gerçekten büyüktür” dedi i görülür.”40 Bu ifadelerden sonra kad n n Allah kar s ndaki durumunun erkekten farkl olmad n söylemenin fazlaca anlam kalmad aç kt r.

Nisa suresi 34. Ayet de ikili de erli mant n kad n-erkek konusundaki yakla-m na aç k örnekler te kil edecek tarzda yorumlanm t r. Ayetin meali öyledir:

“Erkekler kad nlar , Allah’ n verdi i kimini di erlerinin önüne geçirmesi ve mallar ndan harcamalar yapmalar sebebiyle gözetirler. Erdemli kad nlar, Allah’a gönülden boyun e mi , Allah’ n koru(nmas n buyur)du u mahremiyeti koruyan sad k kad nlard r. Kötü niyetlerin-

39 Ebussuûd, V, 539. 40 Güler, 40 Hadiste Kad n, s. 80.

Page 13: DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLERisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_I/2012_I_SENATF.pdf · 120 Dinî ve Felsefî Metinler texts will be evaluated by thinking over the woman- man “dilemma”

129

Yirmibirinci Yüzy lda Yeniden Okuma, Anlama ve Alg lama

den korktu unuz kad nlara gelince onlara (önce) nasihat edin; sonra yatakta yaln z b rak n; sonra dövün; ve bundan sonra sözünüzü dinlerlerse, aleyhlerinde yol aray p durmay n. Allah gerçekten yücedir, büyüktür.”

Ayet metninde aç kça görülece i üzere aç klanmayan “tafdil” konular müfessir-ler taraf ndan srarla ara t r lm ve ortaya konmak istenmi tir. Burada ilginç olan bir yuva çat s alt nda birbirini tamamlayacak, sar p sarmalayacak e lerin ailevi sorum-luluklar yla hiç alakas olmayan hususlar n da zikredilmi olmas d r. Allah erkekleri kad nlar üzerine ak l, din, bilgi, ihtiyat, azim, cesaret, temyiz gücü, kuvvet, yaz , bi-nicilik, at c l k, peygamber olma, âlimlik, imâme-i kübrâ ve su râ, cihad, ezan, hutbe, itikaf, ehadet, miras, asabe olma, diyet ödemeleri, nikâhta velâyet, talak, ric’at, çok e lilik gibi hususlarda üstün k lm t r.41 Ha a sakal b rakmas ve sar k sarmas bile, erke in üstünlüklerindendir.42

Böyle olunca kad n ve erkek aras ndaki farkl l klar , benzerliklerle beraber de-erlendirmeye f rsat verecek ve bu haliyle ayetin ruhuna çok daha uygun olabilecek

aç klamalar yerine, mutlak erkek üstünlü ü ba lam nda anlamland rma çabas nda hâkim olmu ve benzer aç klamalar ço u kez tekrar edilerek kar tl n alt daha çok çizilmi tir. Benzer bir durum bo anma iste inden dönme konusunda erkek e in ön-celik hakk oldu u eklinde de yorumlanan43 Bakara suresi 228. Ayetin tefsirinde de gerçekle mi , ak l, din, cihad, ehadet vs. gibi, ayetin bütünlü ü ile yak ndan uzaktan alâkas olmayan ve aile içi ili kileri ilgilendirmeyen unsurlar kullan larak erke in üs-tünlü ü aç klanm t r.44

Kad n hakk ndaki olumsuz kanaatler, tefsir d ndaki eserlere de yans m t r. Mesela bn Kayy m el-Cevziyye, e lerinden uzakta bir yolculu a ç kacak adam n, on-lar n ba na açl k ve ç plakl b rakmas gerekti i yolundaki ö üde yer verir. Çünkü kad nlar doyunca e lence arar, giyinince de ortal a ç kar.45 Kad n kendi davran n böyle yüzeysel durumlarla belirleyen bir varl k olarak tan mlanmaktad r.

41 el-Mâverdî, I, 480;er-Râzî , II, 433; IV, 70; el-Bukâî, II, 251.42 ez-Zemah erî, IV, 495.43 Abdurrezzak b. Hemmam, Tefsîru’l-Kur’ân, I, 93; et-Taberî, II, 274; Havva, Said, I, 535; e -

a’râvî, II, 987; Esed, I, 67. Esed’in ayete verdi i meal, görü ünü de yans tmaktad r: “...Ve bu süre zarf nda bar mak isterlerse, kocalar n n onlar kabul etmeye öncelikle haklar vard r; ama adalet ölçülerine göre, kad nlar n (kocalar üzerindeki) haklar , (kocalar n) onlar üzerin-deki haklar na e i ir, ancak erkekler (bu konuda) onlar üzerinde öncelik sahibidirler.”

44 Maverdî, I, 293; ez-Zemah erî, I, 269; er-Râzî, II, 440-441; es-Sülemî, Tefsîru’l-Kur’ân, I, 221; el-Kâ ânî, el-Feyz, Kitâbu’s-Sâfî fî Tefsîri’l-Kur’ân, I, 194; e - ankîtî, Edvâu’l-Beyân fî Îdâhi’l-Kur’ân bi’l-Kur’ân, I, 159.

45 bn Kayy m el-Cevziyye, Ebû Abdullah emseddin Muhammed, Ahbâru’n-Nisâ, Thk.: Nizâr R za, Dâru’l-Mektebeti’l-Hayât, Beyrut, 1985, s. 62.

Page 14: DİNÎ VE FELSEFÎ METİNLERisamveri.org/pdfdrg/D201813/2012_I/2012_I_SENATF.pdf · 120 Dinî ve Felsefî Metinler texts will be evaluated by thinking over the woman- man “dilemma”

130

Dinî ve Felsefî Metinler

Sistematik olarak erkeklere yöneltilen olumsuz bir niteli e burada at a bulunu-lan kitaplarda rastlan lamad n burada ifade etmek gerekir. Problem, ferdî birkaç örnekte görülebilir, bunlar ise genel hükme konu te kil edemezler. Erkekler, mü-kemmel ve “tam” olan insan temsil ederler. Kad n ise pek çok eksiklikle mu as r, onlar n aras nda ise bu vas ardan uzak olanlar (mesela ak ll , so ukkanl , cesaretli, mant kl ) az say dad r, hüküm bunlara bak larak verilmez.

SonuçMedeniyetlerin, kültürlerin kar l kl olarak birbirlerinden etkilenmeleri son de-

rece tabii bir durumdur. Bu etkile im, kültürel kodlar n yak n olmas ya da gerekli de i ikliklerin yap lmas yla zenginli e kap aralayaca gibi, kültürel doku uyu -mazl durumunda da daralma ve fakirle melere yol açabilir. Kanaatimizce slam medeniyetinin in a döneminde, o günün beklenti ve yükselen de erleriyle uyumlu görünen baz etkile imleri bugün yeniden gözden geçirmek zorunludur. Üçüncü ha-lin imkâns zl ilkesi de, Kur’an’ n geni u uyla yan yana kondu unda son derece k s rla t r c etkilere sahip görünmektedir. Bu nedenle bu prensibin etkiledi i alanlar tesbit etmek ve konular n daha ba ka hangi aç lardan dü ünülebilece i üzerinde ye-niden durmaya ihtiyaç vard r.