dĠnlerde kiyamet fenomenĠ
TRANSCRIPT
T.C.
ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ
SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ
FELSEFE ve DĠN BĠLĠMLERĠ (DĠNLER TARĠHĠ)
ANABĠLĠM DALI
DĠNLERDE KIYAMET FENOMENĠ
Yüksek Lisans Tezi
DanıĢmanı
Prof. Dr. Mustafa ERDEM
Hazırlayan
Rabia TOHTAHUNOVA
ANKARA – 2010
i
ĠÇĠNDEKĠLER
Sayfa No
ÖNSÖZ ...................................................................................................................... iii
GĠRĠġ .......................................................................................................................... 1
I. BÖLÜM
YAHUDĠLĠK‟TE KIYAMET FENOMENĠ
A. YAHUDĠLĠĞĠN TARĠHÇESĠ ............................................................................... 2
B. YAHUDĠLĠK‟TE ÖLÜM DÜġÜNCESĠ ............................................................... 8
C. YAHUDĠLĠK‟TE KIYAMET ................................................................................ 9
a) Eski Ahit‟te Kıyamet ................................................................................... 11
b) Talmud‟da Kıyamet ..................................................................................... 17
D. YAHUDĠLĠK‟TE AHĠRET ĠNANCI ................................................................... 19
II. BÖLÜM
HIRĠSTĠYANLIK‟TA KIYAMET FENOMENĠ
A. HIRĠSTĠYANLIĞIN TARĠHÇESĠ ...................................................................... 22
B. HIRĠSTĠYANLIĞIN ÖLÜM ANLAYIġI ............................................................ 27
C. HIRĠSTĠYANLIK‟TA KIYAMET ...................................................................... 27
D. HIRĠTĠYANLIK‟TA AHĠRET ĠNANCI ............................................................. 34
ii
III. BÖLÜM
ĠSLAM‟DA KIYAMET FENOMENĠ
A. ĠSLAM‟IN TARĠHÇESĠ ...................................................................................... 36
B. ĠSLAM‟DA ÖLÜM DÜġÜNCESĠ ...................................................................... 38
C. KIYAMET KOPMADAN ÖNCEKĠ ALAMETLER .......................................... 48
a) Kıyamet‟in Küçük Alametleri ..................................................................... 50
b) Kıyamet‟in Büyük Alametleri ..................................................................... 55
E. HÜKÜM GÜNÜ OLARAK KIYAMET............................................................... 59
SONUÇ ..................................................................................................................... 61
KAYNAKÇA ............................................................................................................. 63
iii
ÖNSÖZ
Ġlahi kaynaklı dinlerde kıyamet, ahret inancıyla doğrudan alakalı olarak temel
inanç esaslarındandır. Ahiret‟in ne zaman baĢlayacağı ise doğrudan kıyametin
kopmasıyla baĢlayan bir süreçtir. Bu nedenle kıyamet en önemli gayb unsurlarından
birisidir. Kur‟an-ı Kerim‟de kıyametin kopuĢ anı ve onu takip eden aĢamaları tasvir
eden birçok ifade bulunmakta, ama kopacağı anın önceden tahmin bile etmemizi
sağlayacak bilgiler yer almamaktadır. Hz. Adem‟den peygamberimiz Hz.
Muhammed (as)‟a kadar bütün peygamberler aynı temel inanç esaslarını farklı
zaman ve mekanlarda farklı dillerde getirmiĢlerdir. Nitekim Kur‟an‟ı Kerim‟im
ifadesine göre Yüce Allah, Hz. Muhammed‟den önce yeryüzünün her tarafına
peygamberler göndermiĢ ve onlar aracılığıyla bütün insanlık aynı ilahi mesaja
muhatap olmuĢtur. Hem ne kadar Kur‟an-ı Kerim‟de Arabistan‟a bölgesel yakınlık
dolayısıyla sadece Orda Doğu‟ya da gönderilen peygamberlerden söz edilse de,
bütün insanlığın bu ilahi mesaja muhatap olduğu pek çok ayette belirtilmektedir.
Ancak buna rağmen zaman zaman ilahi dinlere muhalefet eden bazı beĢeri dini inanç
ve uygulamalarına da Ģahit olunmaktadır.
Ġnsanların yaratılıĢlarından gelen inanma duygusunun hangi kaynaktan temin
etme yoluna girerse girsin, ölüm, ölüm ötesi ve dünyanın sonu konularında fikir
yürütmekte bazı inanç ve düĢüncelere sahip bulunmaktadır. Ġlahi kaynaklı dinlerin
bu alanda verdiği bilgiler vahiy mahsulü Kutsal gerçekler olarak değerlendirilirken,
diğer din inançların öne sürdüğü bilgiler birer, kehanet, fala veya yıldızların
hareketlerinin yorumlanması olarak nitelendirilmektedir. Bu açıdan son din olan
Ġslamiyet, diğer önceki bütün dinleri kapsayan bir nitelik arz eder ve ilahi risaletlerin
birliğinin simgesidir.
iv
Ġlahi dinlerin sonuncusu ve onları tamamlayan Ġslam, her alanda olduğu gibi,
kendinde, önceki dinlerin yanlıĢlarını düzeltme, eksiklerini tamamlama özelliğini
“kıyamet” konusunda da ifade etmiĢtir. Aynı kaynaklı dinlerin aynı konudaki
inançların arasında ortak ve farklı tarafların araĢtırılması, incelenmesi, günümüz
Dinler Tarihi çalıĢmaları bakımından büyük bir ganimet haline gelmiĢtir. Özellikle
kıyamet konusunun ilahi dinler çerçevesinde bilimsel düzeyde ele alınmıĢ olmaması
konumuz her dinin kendi değerler bütünü içerisinde ele alınmıĢ olması bu gerekliliği
daha da aktüel hale getirmiĢtir. Dolayısıyla konumuz öncelikle kutsal kitaplar
çerçevesinde araĢtırılması, benze ve farklı taraflara iĢaret ederek ortak alan ilgililerin
dikkatlerine sunulması gerekmektedir.
ÇalıĢmamızın baĢından sonuna kadar, hiçbir yardımı esirgemeyen, konuyla
ilgili görüĢleriyle ve kütüphanesini kullanımıma açarak, değerli katkılarda bulunan
danıĢman hocam Prof. Dr. Mustafa Erdem‟e; çalıĢmayla ilgili değerli tavsiyeleriyle
yol gösteren hocam Prof. Dr. Ahmet Hikmet Eroğlu‟ya; çalıĢmayla ilgili
yardımlarının yanı sıra moral desteğini de hiç eksik etmeyen hocam Prof. Dr. Mevlüt
Uyanık‟a teĢekkürlerimi sunarım.
Rabia Tohtahunova
Ankara, 2010
1
GĠRĠġ
Evrende var olan her Ģeyin bir ömrü olduğu gibi, bu dünyanın da bir ömrü
vardır. Ġnsanları, baĢlangıç kadar son da meraklandırmıĢtır. Sonun zamanı, nasıl
gerçekleĢeceği ve neler olacağı en çok sorulan sorular arasında yer almaktadır. Bu
âlem ve üzerindeki varlıklar belirli bir süre için yaratılmıĢtır. Bir gün gelecek ne
âlemden ne de üzerindeki yaratılmıĢlardan bir eser kalacaktır. Evrendeki bu
mükemmel düzen bir gün sona erecektir.
Ġnsan ölünce kendi kıyameti kopmuĢ ve bu dünya hayatı onun için bitmiĢtir.
Ancak asıl büyük kıyamet ki insanların hepsinin dirilip hesap verecekleri meydana
(mahĢer) toplanmalarının baĢlangıç olayıdır. Bu büyük kıyamet bu dünyanın
yıkılması ve onun yerine öteki dünyanın kurulması olayıdır.
Dünyanın sonunda olacak olan olayları ile ilgilenen bilime eskatoloji denir.
Eskatoloji, ikiye ayrılmaktadır:
1) Bireysel Eskatoloji: kiĢinin kendi ölümü, ölüm sonrası durumu.
2) Kozmik Eskatoloji: genel dönüĢümü, değiĢimi veya Ģu anki dünyanın
sonunu ortaya koyar ve açıklar.
Eskatolojinin farklı yönden de iki sürece ayırabiliriz:
Kıyamet öncesi eskatolojisi: dünyanın sona ermesinden önce bir tarım olacak
olayları ifade eder. Her din kendi inançlar çerçevesinde bu olayları yorumlamaktadır.
Kıyamet sonrası eskatolojisi: kıyamet sonrası gerçekleĢecek olan yargı,
hesap, cennet, cehennem hayatları veya ölümsüzlük düĢüncesi gibi inanıĢlar bu
grupta yer almaktadır.
2
I. BÖLÜM
YAHUDĠLĠKTE KIYAMET FENOMENĠ
A. YAHUDĠLĠĞĠN TARĠHÇESĠ
Yahudilik, yaĢayan ve ilahi olarak nitelendirilen dinlerin en eskisi ve
mensubu en az olanıdır. Yahudilik, geçmiĢi yaklaĢık olarak 6 bin yıl geriye giden bir
dindir. Her dinin kendisine özgü özellikleri vardır. Yahudiliğin kendine özgü önemli
özelliklerinden biri; Ġsrailoğulları ile Tanrı arasındaki “Ahd”e kutsal kitaplarında
geniĢ yer ayrılmasıdır. Bundan dolayı Yahudilik, bir “Ahit Dini” olarak da
bilinmektedir. Ġsrailoğulları‟nın baĢına gelmiĢ bütün sıkıntıların onların bu Ahd‟e
uymamalarından, verdikleri sözü yerine getirmemelerinden kaynaklandığı kendi
kutsal kitaplarında Tanah‟ta belirtilmektedir.1 Yahudiliğin tarihçesi, kutsal
kitaplarına dayanır. Kutsal kitap, âlemin ve ilk insanın yaradılıĢından peygamber
Malaki‟ye kadar geçen olayları içinde bulundurur; aynı zamanda onların kutsal
tarihini oluĢturur.2 Ġsrailoğullar‟ın dini ve tarihi iç içedir.
3
Yahudi dininin kurucusu Ġbrahim olmuĢtur. Tanrı, bu peygamberle bir
sözleĢme yapmıĢ ve bunu Ortodoks Yahudilerce bugüne kadar uygulanmakta olan
sünnet törenleriyle sembolize etmiĢtir.4
1 Abdurrahman Küçük; Günay Tümer; M. Alparslan Küçük, Dinler Tarihi, Berikan yay., Ankara.
2009, s. 283
2 Günay Tümer; Abdurrahman Küçük, Dinler Tarihi, Ocak yay., Ankara, 1997, s. 207
3 Hayrullah Örs, Musa ve Yahudilik, Remzi yay., Ġstanbul, 2000, s. 29
4 Mehmet Taplamacıoğlu, KarĢılaĢtırmalı Dinler Tarihi, GüneĢ yay., Ankara, 1966, s. 173
3
Yahudilik, tarihini Hz. Ġbrahim‟le baĢlatır. Yahudi geleneğine göre Hz.
Ġbrahim ilk Yahudidir.5 Tevrat‟ın bildirdiğine göre, Ġsrailoğulları, Yahudiler,
Ġbraniler gibi değiĢik adlarla anılan Yahudi toplumu, baĢlangıçta Harran yöresinde
yaĢıyordu. Bunlar çokluk göçebe bir yaĢama düzeni benimsemiĢlerdi, koyun
yetiĢtiriciliğiyle geçinirlerdi. Günün birindi tanrı Yahova, Ġbrahim peygambere
(Abram yada Abraham‟a) “ulusunu al, sana adanmıĢ olan topraklara (arz-ı mev‟ud‟a)
git”6 demiĢ, Ġbrahim peygamber de, Tanrının bu buyruğu üzerine, yönetimi altında
bulunan boyları toplayıp Fırat ırmağının batı yakasında buluna Filistin‟e göçmüĢ. O
yıllarda Filistin‟de Kenani denen baĢka bir ulus otururdu. Bunlar yeni gelen
göçebelere saldırarak onları verimsiz, kurak bölgelere sürmüĢler ve “nehri geçen”
anlamında “Ġbrani” adını vermiĢler. Kenani dilinden gelen bu “Ġbrani” sözü, sonraları
belli bir dönem Yahudi topluluğunun genel adı olmuĢtur.7 Kenan‟da kuraklığın baĢ
göstermesi üzerine Mısır‟a giden ve bir süre orda kalan Ġbrahim, Mısır firavununun
verdiği hediyelerle zengin olarak tekrar Kenan‟a dönmüĢtür.8
Bir gün Tanrı, Ġbrahim‟i denemek için, ondan oğlu Ġshak‟ı kurban etmesini
ister. Ġbrahim, emri yerine getirmek için bir mezbah yapıp bıçağı eline aldığında
Rabbin Meleği göklerden ona seslenip çocuğu boğazlamamasını, çünkü emri yerine
getirdiğini bildirir. Bunun üzerine Ġbrahim, gözlerini kaldırdığında, çalılıkta bir
koçun hazır olduğunu görür ve onu kurban eder.9
5 Baki Adam, YaĢayan Dünya Dinleri/Yahudilik, DĠB yay., Ankara, 2007, s. 207
6 Tekvin, 12: 1
7 Dinler Tarihi Ansiklopedisi, GeliĢim yay., Ġstanbul, c. II, s. 361
8 Adam, YaĢayan Dünya Dinleri/Yahudilik, s. 207
9 Bkz. Tekvin, 22:1-20
4
Tevrat‟a göre Ġshak‟ın Esav ve Yakub adlı iki oğlu olur. Ġshak yaĢlanıp
gözleri görmez olunca Yakub, babasının sevdiği Esav‟ın yerine hile ile kendisini
mübarek kıldırır. Esav, bunu öğrenince çok kızıp Yakub‟u öldüreceğini söyler.
Bunun üzerine Yakub, Harran‟a kaçmak üzere ayrılır. Yakub‟un Laban‟ın iki
kızından ve bunların yanında gelen iki de cariyeden on iki oğlu ve bir kızı olur.
Onları alıp babasının yanına Kenan‟a döner.10
Ġsrailoğlullarını on iki kabilesini
kökeni, Yakub‟un bu on iki oğluna dayanmaktadır. Yakub, Kenan‟a dönüĢ sırasında
önemli bir tecrübe yaĢar.11
Bu olay Tevrat‟ta Ģöyle anlatılır: Bir adam gün ağarıncaya
kadar onunla güreĢti. Yakub‟u yenemeyeceğini anlayınca, onun uyluk kemiğini
baĢına çarptı ve Yakub‟un uyluk kemiği çıktı. Adam Yakub‟tan kendisini
bırakılmasını istedi, fakat Yakub, kendisini kutsamadıkça onu bırakmayacağını
söyledi. Adam dedi ona “ artık adın Yakub değil, Ġsrail olacak, çünkü Tanrı‟yla ve
insanlar ile güreĢip yendin”.12
“Ġsrail” deyiminin anlamı çeĢitlidir: Tanrılara karĢı savaĢan, Tanrı için
savaĢan, Tanrı‟nın uğraĢtığı kiĢi veya Tanrı tarafından yönetilen kiĢi, Tanrı‟nın doğru
kulu veya Tanrı doğrudur anlamına da gelebilir.13
Yakub, çocukları arasında en fazla Yusuf‟u severdi. Bundan dolayı kardeĢleri
Yusuf‟u kıskanırlardı.14
Onlar, Yusuf‟u kuyuya attılar. Mısır‟a giden kervan Yusuf‟u
10
Tümer, a.g.e., s. 210
11 Adam, YaĢayan Dünya Dinleri/Yahudilik, s. 210
12 Bkz. Tekvin, 32: 22-32
13 Paul Johnson, Yahudi Tarihi, çev. Filiz Orman, Pozitif yay., Ġstanbul, 2000, s. 32
14 Bkz. Tekvin, 37: 3-4
5
kuyudan çıkardı15
ve Mısır‟da firavunun memuru Potifar‟a sattı.16
Daha sonra Yusuf,
firavunun sarayına maliye nazırı oldu.17
Yusuf‟un ölümünden sonra Mısır‟da durum değiĢti. Tahta geçen yeni firavun
Ġsrailoğullarını köleleĢtirdi.18
Musa o yıl dünyaya gelmiĢti. Annesi onu firavundan
kurtarmak için sepete koydu ve Nil nehrine bıraktı. Firafun‟un kızı onu evlat edindi.
Adını da “onu sudan çıkardım” diyerek adını Musa koydu.19
Sarayda büyüyen Hz.
Musa, bir gün Ģehirde dolaĢırken bir Ġsrailli‟ye yardım etmek amacıyla bir Mısırlı‟yı
öldürdü. Firavunun cezasından korkan Musa, Medyen‟e kaçarak ġuayb‟ın kızıyla
evlendi.20
Bir gün koyunları otlatırken Tanrı, Horev dağında yanan bir çalılığın
içinden konuĢtu ve ona Ġsrailoğullarını Mısır esaretinden kurtarma görevi verdi.21
Ġsrailliler Mısır‟dan ayrıldılar. Ġsrailliler Sina Çölünde kırk yıl dolaĢtılar.22
Musa Sina dağı üzerinde adına Tevrat (Torah) denilen ve her vakit Ortodoks
Yahudilerin tümünü yönetecek olan Tanrısal yasa ve buyrukları aldı. Musa, din
törenlerini geliĢtirmiĢ.23
15
Bkz. Tekvin, 37: 23-28; ayr. bkz. Ömer Rıza Doğrul, Yeryüzündeki Dinler Tarihi, Ġnkılap yay.,
Ġstanbul, 1947, s. 214
16 Bkz. Tekvin, 39:1
17 Baki Adam, Dinler Tarihi, Ankara Üniversitesi yay., Ankara, 1999, s. 37
18 Bkz. ÇıkıĢ, 1: 6-11, ayr. bkz. Adam, Dinler Tarihi, s. 37
19 Bkz. ÇıkıĢ, 2: 1-10
20 Bkz. Ekrem Sarıkçıoğlu, BaĢlangıçtan Günümüze Dinler Tarihi, Bayrak yay., Ġstanbul, 1983, s.
188-189, ayr. bkz. ÇıkıĢ, 2: 11-15, 21
21 Adam, Dinler Tarihi, s. 38, ayr. bkz. ÇıkıĢ, 3: 1-10
22 Felicien Challaye, Dinler Tarihi, Varlık yay., Ġstanbul, 1972, s. 176
23 Taplamacıoğlu, a.g.e., s. 173
6
Musa‟dan sonra YeĢu, Ġsraillileri Filistin‟e götürür.24
Daha sonra Kral David Kudüs‟ü alır ve Yahudilerin en parlak devresini
baĢlatır.25
Bir peygamber sayılmamakla birlikte Davut Yahudi tarihinde önemli bir yere
sahiptir. Tarih boyunca Yahudiler, hep onun zamanındaki ihtiĢamlı yaĢamı
özlemiĢler; onun soyundan bir Mesih‟in gelip kendilerini kurtarmasını ve kutsal
topraklarda o ihtiĢamlı krallığı yeniden kurmasını beklemiĢlerdir.26
Oğlu Süleyman,
babası tarafından hazırlatılan yere kutsal Ma‟bed‟i yaptırır ve On Emir levhaları
bulunan kutsal Ahit Sandığı, Ma‟bed‟e koydu.27
Süleyman‟ın ölümüyle kuzey ve
güney toprakları arasında bir bölünme oldu. On kabile, Ġsrail‟e; ikisi de Yahuda
Krallığına tabi olacak. M.Ö. 722‟de yıkılan Ġsrail Krallığı kuzeyde Asurlular
tarafından; M.Ö. 586‟de Yahuda Krallığı güneyde, Babilliler tarafından yıkılır.
Böylece I. Mabet Dönemi sona ermiĢ oldu.28
Yahudilik tarihinde ve geleneğinde önemli biri olan Ezra, bir peygamber
değildir. Ezra‟nın ön plana çıkıĢı, Babil sürgününden dönüĢünden sonra oldu.
“Tevrat‟ın usta yazıcısı” olarak tanınan Ezra‟nın önderliğinde mabet yeniden inĢa
edildi. Böylece II. Mabet Dönemi baĢlamıĢ oldu. Ezra Babil‟den sonra sözlü yorumu
24
Bkz. YeĢu, 1:1-4
25 Bkz. II. Samuel, 5-9 bab., ayr. bkz. ayr. bkz. Ahmet Çelebi, Mukayeseli Dinler Açısından
Yahudilik, Kalem yay., Ġstanbul, 296, s. 35
26 Adam, YaĢayan Dünya Dinleri/Yahudilik, s. 214
27 Bkz. I. Krallar, 5-9 bab., ayr. bkz. Tümer, a.g.e. s. 211
28 Francine Kaufmann, Din Fenomeni/Yahudi Kaynaklarına Göre Yahudilik, derl. Mehmet Aydın,
Din Bilimler yay., Konya, 2000, s. 90
7
ile birlikte tamamen unutulan Tevrat‟ı yeniden yazmıĢtır.29
M.S. 70‟de Romalılar
tarafından mabet yıkılır ve Yahudiler sürgün edilir.30
Yahudilik‟te geniĢ bir kutsal kitap koleksiyonu bulunmaktadır. Yahudilerce
benimsenen bu geniĢ kitap koleksiyonuna; Ġbranice “Berit”, Latince “Testamentum”
denilmektedir. Kutsal Kitabı ifade etmek için kullanılan bu kelimeler; birlik, ittifak,
sözleĢme ve anlaĢma gibi anlamlara gelmektedir.31
Yahudiler‟in kutsal kitaplarının baĢında Eski Ahit gelir. Eski Ahit‟i Yahudiler
gibi Hıristiyanlar da vahiy olarak kabul ederler.32
Eski Ahit, kutsal yazılar
mecmuasına verilen genel isimdir. Eski Ahit veya Tanah üç bölümden oluĢur: Tora,
Nebim ve Ketubim.
Bugünkü Tanah‟ta iki ayrı kaynağa rastlarız: Tanrı‟nın ismini muhtelif
Ģekilde kullandıklarından, Yahvist (Yahve ismini kullanan) ve Elohist (Elohim
ismini kullanan) diye isimlendirilmektedir. Yahvist, en eski kaynak olsa gerektir;
Elohist ise, daha fazla teolojik meseleler üzerine durur.33
Yahudi Kutsal Kitapları: Yazılı ve Sözlü olmak üzere ikiye ayrılıyor. Yazılı
kutsal metinlerin esasını oluĢturan Tanah; beĢ kitaptan oluĢan Tora; Sekiz kitaptan
oluĢan Nebim (Peygamberler) ve on bir kitaptan oluĢan Ketubim (Kitaplar) olmak
üzere üç bölümden meydana gelmektedir.34
Sözlü metinler ise Tanah‟ın tefsirleridir.
29
Adam, YaĢayan Dünya Dinleri/Yahudilik, s. 214-215
30 Bkz. Salime Gürkan, Yahudilik, ĠSAM yay., Ġstanbul, 2008, s. 25
31 Mehmet Alparslan Küçük, Kutsal Kitap AnlayıĢı/Yahudi, Hıristiyanlık ve Ġslam Örneği, Berikan
yay., Ankara, 2009, s. 33
32 Sarıkçıoğlu, BaĢlangıçtan Günümüze Dinler Tarihi, s. 187
33 Annemarie Schimmel, Dinler Tarihine GiriĢ, Güven yay., Ankara, 1955, s. 101
34 Mehmet Küçük, a.g.e, s. 33
8
Bunlar MiĢna ve Gemara‟dır. MiĢna Tanah‟ın, Gemara da MiĢna‟nın yorumlarıdır.
Gemara, MiĢna metnini de içerdiği için genel olarak Talmud adıyla anılır.35
Yudas
isimli bir haham, dilde dolaĢan bu esasların ve nesilden nesile nakledilen rivayetlerin
kaybolmasından korktu ve onları, MiĢna isimli bir eserde topladı. MiĢna, “tekrar
edilen Ģeriat” manasına geliyor. Daha sonraki senelerde, Filistin ve Babil hahamları
Yudas‟ın tedvin ettiği esere birçok ilaveler yaptılar. MiĢna‟nın anlaĢılması bazı
okuyucular için zor olunca, Yahudi âlimleri ona birçok haĢiyeler ve Ģerhler yazdılar.
Bu Ģerh ve haĢiyelere Gemara ismi verildi.36
Gemaralar, farklı coğrafyalarda ve farklı
tarihlerde uzun bir tarihi süreç içerisinde meydana getirildikleri için, Filistin (ya da
Kudüs) Gemerası ve Babil Gemerası diye iki ayrı külliyat söz konusudur.37
Yahudililerin ekseriyeti, Talmud‟u, Tanrı tarafından inzal edilmiĢ bir kitap kabul
ederler ve onu Tevrat‟la aynı değerde tutarlar. 38
Eski Ahit‟i meydana getiren kitaplar
Ġbranice yazılmıĢtır; bunların bazı parçaları da Asya‟nın Yakındoğusunda çok yaygın
bir dil olan Aramice ile yazılmıĢ bulunmaktadır.39
B. YAHUDĠLĠKTE ÖLÜM DÜġÜNCESĠ
Ölüm, bir gerçektir ve hayatın ayrılmaz bir parçasıdır. Ölüm, bir yok olma
mıdır, yoksa baĢka bir hayata geçiĢ midir? Ġnsan bu soruların cevabını bulmak ister.
35
Adam, YaĢayan Dünya Dinleri/Yahudilik, s. 222
36 Ahmet Çelebi, Mukayeseli Dinler Açısından Yahudilik, çev. Ahmet Büyükçınar, Faruk Harman,
Kalem yay., Ġstanbul, 1978, s. 278
37 Ġsmail TaĢpınar, Duvarın Öteki Yüzü /Yahudi Kaynaklarına Göre Yahudilikte Ahiret Ġnancı,
Gelenek yay., Ġstanbul, 2003, s. 176
38 Çelebi, a.g.e., s. 278
39 Challaye, a.g.e., s. 123; ayr. bkz. Hikmet Tanyu, Tarih Boyunca Yahudiler ve Türkler, Bilge yay.,
Ankara, 1979, s. 35
9
Yahudilik, ölümü hayatın baĢka bir safhasına geçiĢ aracı olarak görür.
Bundan dolayı mezarlık Ġbranice‟de “bath ha-hayim” olarak isimlendirilir ki anlamı
“dirilerin evi” demektir.40
Yahudilik‟te iyi olsun, kötü olsun bütün insanların
öldükten sonra “Ģeol” adı verilen bir yere gidecekleri, orada kederli bir Ģekilde
varlıklarını sürdürecekleri, ruhların mezarda kalacağı inancı vardır. Bunun umumi bir
kader olduğu, ölümden sonra bir muhakemenin bulunmadığı kabul edilmektedir.41
Çünkü ölünün Tanrı‟ya dua etme ve ona yakarma imkanı yoktur.42
Ölümden sonra
hayat, kısmen mezarda kısmen de Yehova (Tanrı) veya insanlarla münasebette
olmaksızın, ölülerin bir gölge varlıklarını sürdüreceklerine inanılan ölüler âleminde
yani “Ģeol” de geçecektir.43
C. YAHUDĠLĠKTE KIYAMET ANLAYIġI
Ölüm, insanın kıyameti olduğu gibi bir de dünyanın, daha doğrusu evrenin bir
kıyameti vardır. Hemen hemen tüm dini inanç sistemlerinde, üzerinde yaĢanılan
dünyanın bir gün son bulacağı anlayıĢı bulunmaktadır.44
Ġlk kıyamet metinleri, Daniel ve Hanok‟un Kitabı‟nın en eski bölümü,
“sofular” (hasidim) çevresinde ortaya çıkar. “Sofular” oldukça kapalı bir cemaatti;
yasaya mutlak itaatin önemi ve nedamet getirmenin acili yeti üzerinde duruyorlardı.
Daniel‟in Kitabı, bugünkü haliyle M.Ö. 164‟e doğru tamamlandı. Yazar,
kendi çağında veya kısa süre önce yaĢanmıĢ olayları yüzyıllarca önce dile getirilmiĢ
40
Adam, Din Bilimleri II, Ankuzem yay., Ankara, 2006, s. 226
41 Örs, a.g.e., s. 361
42 Bkz. Mezmurlar, 115: 17
43 Örs, a.g.e., s. 361, ayr. bkz. Tümer, a.g.e., s. 130
44 Adam, Din Bilimleri II, s. 230
10
kehanetler olarak betimlemektedir. Örneğin Daniel‟in Kitabı‟nda, Nebukadnezzar‟ın
(M.Ö. 605-562) gördüğü bir düĢ anlatılır. Kral düĢünde bir heykel görmüĢtü: BaĢı
altından, göğsü ve kolları gümüĢten, karnı ve kalçaları heykele çarptı: “Demir, kil,
tunç, gümüĢ, altın aynı anda parçalandı; yazın harman yerindeki saman çöpleri gibi
oldular. Derken bir rüzgâr çıktı, hiç iz bırakmadan hepsisi alıp götürdü”.45
Daniel
düĢü yorumlar: Altından baĢ Nebukadnezzar‟dır; onun ardından daha aĢağı bir
krallık kurulacak ve sonra gelecek tunç krallık ezecek, ama sonunda kendisi de yok
olacaktır. O zaman “Göklerin Tanrısı hiç yıkılmayacak, baĢka halkların eline
geçmeyecek bir krallık kuracak”46
Daniel‟in Kibatı, bu yozlaĢmıĢ dünyanın sonunun
yaklaĢtığının ve daha sonra Tanrı‟nın ebedi krallığını kuracağının güvencesini verir.
Ayrıca Daniel, denizden çıkan birbirinden farklı dörrt büyük yaratığı gördüğü kendi
düĢünü de anlatır. Bu hayvanlar ölmeleri mukadder dört krallığı temsil etmektedir;
daha sonra tüm imparatorlar üzerindeki egemenlik, Yüceler Yücesi‟nin halkına
verilecektir.47
Daniel ve diğer Yahudi kıyamet metinler baĢka anlatılarda bilinmeye
bir unsuru gündeme getirir: Evrensel tarihi oluĢturan olaylar artık ezeli ve ebedi
kozmik döngü ritmini yansıtmaz ve yıldızlara da bağımlı değildirler; Tanrı‟nın planı
uyarınca geliĢirler. Bu önceden hazırlanmıĢ planda, merkezi rolü Ġsrail oynar; tarih
dörtnala sonuna doğru atılır, baĢka bir deyiĢle Ġsrail‟in nihai zaferi çok yakındır. Bu
zafer yalnızca siyasi düzlemle sınırlı kalmayacaktır; aslında tarihin sona ermesi
45
Daniel, 2: 32-36
46 Daniel, 2: 44
47 Daniel, 7:27
11
Ġsrail‟in selamete ermesiyle eĢdeğerlidir; bu selamet Tanrı tarafından ezelden beri
belirlenmiĢ ve halkının iĢlediği günahlara karĢın, Tarihin planı içine kaydedilmiĢtir.48
a) Eski Ahit’te Kıyamet
Eski Ahit‟te “Zamanların Sonu”49
, “O Zaman”50
ve “Kefaret Günü” olarak
söz edilen kıyamet günü hakkında birkaç yerde bahsedilmektedir. Bunlardan birinde;
“Boru çalınacak ve o gün vaki olacak…51
, denilirken, bir baĢkasında “Ve yedinci
ayda, ayın onuncu gününde yüksek sesli boruyu gezdireceksin; boruyu kefaret
gününde bütün memleketinizde gezdireceksiniz” 52
denilerek, kıyametin bir boru
sesiyle baĢlayacağı belirtiliyor.53
Yahudilik‟te, Kıyamet Günü, sadece dünyanın ve evrenin harap olmasını
değil, bir hesap gününü de kapsamakta ve Ģöyle denilmektedir: “Bütün milletleri ve
dilleri bir araya toplayacağım vakit geliyor ve gelip benim izzetimi görecekler ve
aralarına bir alamet koyacağım…”54
.
Yahudiliğin kıyamet anlayıĢı Mesih anlayıĢıyla bağlantılıdır. Mesih terimi
Ġbranice masiah (yağlanma) kelimesinin bir çevirisi olan meĢiah‟tan türetilmiĢtir.
Kökeni Ġbranice olan meĢiah teriminin literal anlamı “yağlanmıĢ birisi”dir. Mesih
48
Mircea Eliade, Dinsel Ġnançlar ve DüĢünceler Tarihi, çev. Ali Berktay, Kabalcı yay., Ġstanbul, 2003,
c. 2, s. 303-304
49 Bkz. Daniel, 11: 35
50 Bkz. ĠĢaya, 12: 1
51 ĠĢaya, 27: 13
52 Levililer, 25: 9
53 Akif Bilgin, Kıyamet Sona Doğru geri Sayım/Armagedon, Kara Kutu yay., Ġstanbul, 2005, s. 83
54 ĠĢaya, 66: 18-19
12
kelimesinin Eski Ahit içerisindeki ilk kullanımları eskatolojik* bir kurtarıcıyı değil,
daha çok kelimenin literal anlamı doğrultusunda yağlanmıĢ, kutsanmıĢ ve özel
seçilmiĢ kiĢiyi ifade etmektedir.55
“Mesih” tabiri baĢlangıçta Ġsrail Kralları‟nı veya
büyük kâhinleri belirtmektedir.56
Zira Eski Ġsrail‟de Tanrı‟nın hizmetinde yağlanmıĢ
bir kralın dünyada doğruluğu hâkim kılacağına inanılmıĢtır.57
Daha sonra
peygamberler de mesh edilmeye baĢlanmıĢtır.58
Önceleri sadece kral, peygamber ya
da din adamlarından özel kiĢileri ifade etmek için kullanılan bu kelime, sonradan
eskatolojik kurtarıcı anlamını kazandı. Artık Yahudiler “Mesih” sözcüğü, Tanrı
tarafından kendilerini kurtarmak üzere, Davut soyunda gönderilecek kimseyi ifade
etmek için kullanırlar.59
Yahudilik, baĢka kavimlerin egemenliği altında yaĢadığı dönemlerde Mesih
fikri gittikçe güçlenmeye baĢladı, Romalılar döneminde ise zirveye çıktı. Her çileli
halk bir kurtarıcı bekler ve bütün umut rüyalarında olduğu gibi, onu günden güne
daha tabiatüstü bir varlık haline koyar.60
* Eskatoloji: Yunanca “eschatos” (son) ve “eschata” (en son Ģeyler) terimlerinde türetilen, son Ģeylerle
ilgili öğretiler bilimidir. Dünyanın sonunda gelecek olayları, ölüm, ölüm sonrası, yargılama, hesap,
ceza, cennet, cehennem gibi konular eskatolojinin kapsamına girmektedir.
55 Cengiz Batuk, Tarihin Sonunu Beklemek/Ortadoğu Dinlerinde Eskatoloji Mitosları, Ġz yay.,
Ġstanbul, 2003, s. 67
56 Bkz. I. Samuel, 10:1
57 Kadir Canatan, Dinlerin Gelecek Tasarımı-Kaybedilen Cennetten Kazanılan Cennete, Bilgi ve
Hikmek Dergisi, Ġstanbul, 1994, sy. 6, s. 34
58 I. Krallar, 19:16; ĠĢaya, 61:1; I. Tarihler, 16:22
59 Sami Baybal, Ġbrahimi Dinlerde Mesih‟in DönüĢü, Yediveren yay., Konya, 2002, s. 27
60 Tümer, a.g.e., s. 132
13
Yahudi din adamları (Rabbiler) Mesih‟i, “Ġsrail‟i kurtaracak ve beĢer tarihinin
zirvesinde yönetecek bir kral, Tanrı‟nın Krallığının kendisi ile tesis edileceği bir
vasıtadır” diye tanımlarlar. Yani öyle bir dönem gelecek ki, evrensel barıĢ ve sosyal
adaletin gerçekleĢtiği, hastalık ve tüm kötü problemlerin çözüldüğü bir dünya
olacaktır.61
Mesih, dağınık vaziyetteki Ġsrailoğullarını toplayacak, ülkesini ve halkını
düĢmanlara karĢı koruyacak; hâkimiyetini her tarafa yayacaktır.62
Yine Mesih,
ülkesini ilahi kanunlar çerçevesinde yönetecek; eğemenliği altındaki bütün milletleri
mutluluk içinde yaĢatacak; harbi kaldıracak, çeĢitli harp aletlerini ziraat aletlerine
dönüĢtürecek, kimse kimseye karĢı kılıç kaldırmayacaktır.63
Yahudiler, Mesih‟in geleceği yılı ve ayı belirlemeye çalıĢmıĢlardı. Bazı
görüĢlere göre Mesih M.S. 240 veya 471 yılında gelecekti. Fakat tespit edilen tarih
tutmayınca veya Mesih iddiasıyla ortaya çıkanların sahte oldukları anlaĢılınca; te‟vil
yoluna gidilmiĢ ve ileriye dönük tarihler verilmiĢtir.64
Yahudilere göre Mesih dönemi gelen olarak 400 yıl sürecek ve Mesih‟in
ölümüyle nihayet bulacaktır. Yine Yahudilere göre Mesih‟in ölmesinden sonra bütün
insanlar da ölecektir. Dünya yedi gün sessizliğe bürünecek, artık hiçbir canlı varlık
kalmayacak, belirli bir zaman sonra haĢir ve hesap günü gerçekleĢecektir.65
Daniel kitabının 11.-12. babları tamamıyla ahir zamanda meydana gelecek
olaylar ve öldükten sonraki duruma iliĢkin açıklamalara ayrılmıĢ. Daniel kitabı
Kitab-ı Mukaddes araĢtırmacılarının hemen hemen tamamının ittifakıyla, M.Ö. 160
61
Baybal, a.g.e., s. 53-56
62 Bkz. ĠĢaya, 28: 12; Zekarya, 9: 10
63 Bkz. ĠĢaya, 2: 4; Mika, 4: 3-4
64 Sarıkçıoğlu, BaĢlangıçtan Günümüze Kadar Dinler Tarihi, s. 204
65 Ekrem Sarıkçıoğlu, Dinlerde Mehdi Tasavvurları, Sidre yay., Samsun, 1997, s. 36
14
yılları civarına ait bir metindir.66
ĠĢaya kitabında da kıyamete dair bilgiler yer alıyor.
Bir peygamber olarak ĠĢaya‟nın görev yaptığı tarihler, Yehuda krallığı döneminde
M.Ö. 730-700 yılları civarıdır. Ancak, Tanah içerisinde mevcut olan ve kendi adıyla
anılan ĠĢaya kitabı, çeĢitli dönemlerde kaleme alınmıĢ metinlerden müteĢekkildir.
ĠĢaya kitabında, öldükten sonraki hayata iĢaret edebilecek sözlerin bulunduğu kısım
olan ĠĢaya‟nın Apokalipsi‟nde (24-27/13. bablar arası) yer almaktadır. Ayrıca ĠĢaya
27: 1 ve 51: 9-11 gig yerlerde Yehova‟nın dünyanın sonu ve öte dünya ile ilgili
etkinliklerinin, kaos- ejderinin öldürülüĢü hakkındaki parçalara rastlayabiliriz. ĠĢaya
Apokalipsi‟nin tarihlendirilmesi konusunda metnin kendisinde herhangi bir tarihi
olaya iĢaret edilmemekle birlikte, hemen hemen bütün araĢtırmacılar ittifakla bunu
geç döneme ait bir metin olabileceği hususunda birleĢmiĢlerdir.67
Eski Ahit içerisinde yer alan apokaliptik metin olarak kabul edilen Dainel‟in
Kitabının Mesih beklentisinin güçlü savunucularından biri olduğu görülmektedir:
“Günahı bitirmek, ve suçları sona erdirmek, ve fesat için kefaret etmek, ve
ebedi salahı içeri getirmek, ve rüyeti ve peygamberliği mühürlemek, ve mukaddesler
mukaddesini meshetmek için kendi kavmin üzerine, ve senin mukaddes Ģehrin
üzerine yetmiĢ hafta hükmolundu. Ve bilip anla ki, YeruĢalimi eski haline koymak
ve bina etmek için emrin çıkmasından mesholunan hükümdara kadar yedi hafta ve
altmıĢ iki hafta olacak; o yine sokakla ve hendekle yapılacak, bu da sıkıntı
vakitlerinde olacak. Ve bu altmıĢ iki haftadan sonra mesholunan kesilip atılacak ve
bir Ģeyi olmayacak ve gelecek hükümdarın kavmi Ģehri ve makdisi harap edecek ve
onun sonu tufanla olacak ve ta sona kadar cenk olacak; harabiyetler takdir
66 TaĢpınar, a.g.e., s. 115
67 Samuel Henry Hooke, Ortadoğu Mitolojisi, çev. Alaeddin ġenel, Ġmge yay., Ġstanbul, 2002, s. 225
15
olunmuĢtur. Ve çoğu ile bir haftalık kuvvetli ahit kesecek ve haftanın ortasında
kurbanla takdimeyi durduracak ve mekruh Ģeylerin kanadı üzerinde harap eden biri
gelecek ve tam sona kadar, bu da hükmolunmuĢtur, viranenin üzerine öfke
dökülecek.”68
Daniel, Mesih olarak herhangi bir isimden bahsetmez. Ayrıca Russell‟in de
vurguladığı gibi Daniel‟in ifadelerinde anlaĢıldığı kadarıyla onun kurgusunda Mesih
ya da Mesih Kral ikincil bir konuma sahiptir. Birincil rol ya da eskatoloji
düĢüncesinde merkez Tanrı‟dır.69
“Gece rüyetlerinde gördüm ve iĢte insan oğluna benzer biri göklerin bulutları
ile geldi, ve Günler eski olana kadar geldi, ve onun önüne kendisini yaklaĢtırdılar. Ve
bütün kavimler, milletler ve diller ona kulluk etsinler diye kendisine saltanat ve izzet
ve krallık verildi; onun saltanatı geçmeyecek ebedi bir saltanattır ve krallığı
yıkılmayacak bir krallıktır.”70
Yadulik‟te Mesih‟in ortaya çıkmadan önce bir takım meydana gelecek
olaylara “Mesih Sancıları” denir.71
Onlar Ģu Ģekilde özetlenebilir:
1. Doğal Afetler
Kıyamet kopmadan doğal afetler ve iklim değiĢiklikleri olacak diyen Tevrat,
kıyamet anını diğer dinler gibi yine göksel olaylara bağlıyor.72
“Bütün memleketi
viran etmek için, Rab ve gazabının silahları uzak bir diyardan, göklerin ucundan
68 Daniel, 9:24-27
69 Batuk, a.g.e., s. 84
70 Daniel, 7:13-14
71 Yusuf Besalel, Yahudilik Ansiklopedisi, Gözlem yay., Ġstanbul, 2001, c. II, s. 388
72 Mustafa Karaca, Evreni Bekleyen Büyük Son Kıyamet, Nokta Kitap yay., Ġstanbul, 2006, s. 229-
230
16
geliyorlar”73
diyen Tevrat, kıyamet ile Tanrı‟nın tüm dünya üzerinde bir olacağından
bahsediyor.
“Ve o gün vaki olacak ki, ıĢık olmayacak, ıĢıldayanlar kararacak; fakat
Rabbin bildiği bir gün olacak; gündüz de olmayacak; gece de olmayacak ve vaki
olacak ki, akĢamleyin ıĢık olacak. Ve o günde vaki olacak ki, YeruĢalem‟den diri
sular çıkacak; onların yarısı Ģarkı denizine, yarısı garp denizine akacak; yazın da
kıĢın da böyle olacak. Ve bütün dünya üzerinde Rab kral olacak; o gün Rab bir ve
ismi bir olacak.”74
Yine Eski Ahit‟in bir baĢka yerinde deniliyor “…Bu iĢ de bir lahzada ansızın
olacak. Orduların Rabbi tarafından, gök gürlemesi ile ve zelzele ile ve büyük gürültü
ile kasırga ile ve sağanakla ve yiyip bitiren ateĢ lavı ile yoklama olacak.”75
“Bundan ötürü gökleri titreteceğim ve ordular Rabbi‟nin gazabında ve kızgın
öfkesi gününde dünya yerinden oynayacak.”76
Diğer anlatılarda olduğu gibi, Yahudi kıyamet metinlerinde birçok afet ve
mahĢeri kozmik görüngü dünyanın sonunu haber verir: Gece güneĢ ve gündüz ay
parlayacak, çeĢmelerden kan akacak, yıldızlar yörüngelerinde çıkacak, ağaçlardan
kan damlayacak, yerin derinliklerinden ateĢ fıĢkıracak, taĢlar haykırmaya
baĢlayacak.77
73 ĠĢaya, 13:5
74 Zekerya, 14: 6-9
75 ĠĢaya, 29:5-6
76 ĠĢaya, 13:13; ayr. bkz. Karaca, a.g.e., s. 234
77 Elade, a.g.e., s. 304
17
2. SavaĢlar
“ĠĢte Rabbin Günü geliyor ve senin çapul malını senin içinde pay edecekler.
Çünkü bütün milletleri YeruĢalem‟e karĢı cenge toplayacağım ve Ģehir alınacak ve
evler yağma edilecek ve kadınlar kirletilecek ve Ģehrin yarısı sürgüne çıkacak,
kavmin artakalanları ise Ģehirden kesilip atılmayacak.”78
“ve bela Ģu olacak, o bela ki… ayakları üzerinde dururken etleri eriyecek ve
gözleri çukurları içinde eriyecek ve ağızlarında dilleri eriyecek…”79
3. Toplumsal Dejenerasyon
Tevrat‟ın kıyamet alameti olarak değerlendirdiği son bir konu da toplumsal
yozlaĢma. Toplumsal yaĢam değerlerindeki yozlaĢma ve ben merkeziyetçi bir yaĢam
standardının benimseniĢi, kıyamet öncesi yaĢanacak net bir olgu gibi öne sürülüyor.80
“Ve çocukları onlara reis edeceğim ve küçük çocuklar onlara saltanat
edecekler. Ve kavim karĢılıklı birbirine ve herkes komĢusuna hainlik edecek; çocuk
ihtiyara karĢı ve alçak adam itibarlıya karĢı hayâsızca davranacak… Ey kavmim sana
yol gösterenler seni saptırıyorlar ve yürüyeceğin yolu bozuyorlar.”81
b) Talmud’da Kıyamet
Talmud‟a göre, dünyanın ömrü 6000 yıldır. Bu altı bin yılın ilk iki bin yılı
karıĢıklık (kaos), ikinci iki bin yılı Tora (Tevrat), üçüncü iki bin yılı da Mesih yılıdır.
Mesih yılından epey bir süre geçmiĢ olmasına rağmen, insanların günahları yüzünden
78 Zekeriya, 14:1-2
79 Zekerya, 14:12, ayr. bkz. Karaca, a.g.e., s. 232
80 Karaca, a.g.e., s. 229-230
81 ĠĢaya, 3:4-5, 12
18
Mesih‟in gelmesi gecikmiĢtir. Ġki bin yıllık Mesihi dönem, seksen beĢinci jübile
yılında, yani 4250‟de baĢlamıĢtır. 6000 yılında bu dönem tamamlanacaktır.
“Elia‟nın sinagogunda Ģöyle öğrettiler: Dünya altı bin yıl duracak; iki bin yıl
ĢaĢkınlık, iki bin yıl yol gösterme, iki bin yıl da Mesih‟in zamanı. Ama bizim pek
çok olan suçlarımız yüzünden bunlar geçtikleri gibi geçtiler (Yani Mesih‟in gelmesi
gecikti).82
Yahudi düĢüncesine göre Mesih gelmeden önceki yedi yıllık dönemde
birtakım olağanüstü olaylar meydana gelecektir. Birinci yılda, yağmur bir yere
yağacak diğer yere yağmayacaktır. Ġkinci yılda, kıtlığın alametleri belirecektir.
Üçüncü yılda büyük bir kıtlık olacak; çoluk çocuk, genç ihtiyar, kadın erkek, dindar
günahkâr ayrımı olmadan pek çok insan ölecek ve Tevrat unutulacaktır. Dördüncü
yılda, kısmi, beĢinci yılda ise büyük bir bolluk meydana gelecek ve Tevrat tekrar
hatırlanacaktır. Altıncı yılda semavi sesler duyulacak, yedinci yılda ise büyük
savaĢlar meydana gelecektir. Gog Magog (Ye‟cüc Me‟cüc) savaĢı bu dönemde
gerçekleĢecektir. Yedinci yılın sonunda Davut oğlu Mesih gelecektir. Mesihi dönem
6000 yılında tamamlanacak, 7000 yılında kıyamet kopacak, bu dünya tamamen yok
olacak ve yerine yeni bir dünya yaratılacaktır.83
82 Talmud Sangendir 97a-97b, ayr. bkz. Örs, a.g.e., s. 358
83 Adam, Din Bilimleri II, s. 232
19
D. YAHUDĠLĠK’TE AHĠRET ĠNANCI
Öteki dünya ve buna bağlı olarak yeniden dirilme, cennet, cehennem ve
Mesihi düzen fikrini de içinde alan ahret inancı, Yahudi dininin en karmaĢık
konularından biridir.84
Yahudilik‟te ahret inancı tarihi bir geliĢme içinde kendini göstermektedir.
Mevcut Yahudi kaynakları ahrete imandan net bir Ģekilde önceleri bahsedilmediğini
söylemektedirler. Buna göre, iyi ve kötü amellerin karĢılığında bir müeyyide yeri
olarak, ahretten bahsedilmiyordu.
Yahudi Kutsal Kitabı‟nda, Daniel Kitabına kadar, ahret inancı hakkında açık
ifadelere pek rastlanmamaktadır.85
Daniel‟den önce ĠĢaya‟da “Senin ölülerin
dirilecekler; benimkilerin cesetleri kalkacaktır. Ey sizler, toprak içinde yatanlar,
uyanın ve terennüm edin…ve her yer ölülerini dıĢarı atacak”86
Ģeklinde Yeniden
Dirilme inancına delil sayılabilecek ifadeler vardır. Daniel kitabında ise ebedi hayat
ile ilgili Ģu ifadeler yer almaktadır:
“Ve yerin toprağında ebedi nefrete uyanacaklar. Ve anlayıĢlı olanlar gök
kubbesinin parıltısı gibi, birçoğunu salaha döndürenler de yıldızlar gibi ebediyen ve
daima parlayacaklar”87
Eski Ahit‟de ahret inancı ve ölümden sonraki hayat hakkında açık ve kesin
ifadeler bulamıyoruz. Sadece ölümden sonra ruhun gideceği yer olan “Ölüleri
84 Gürkan, a.g.e., s. 102
85 Küçük, a.g.e., s. 300
86 ĠĢaya 26:19
87 Daniel, 12:2-13
20
Düyarı”ndan söz edilmektedir ki, burası da hayattakileri kötülüklerden sakındırmak
için bir korkutucu olarak zikredilir.88
Mesela Ģöyle denmektedir:
“Kuraklık ve sıcaklık kar sularını alıp götürür; ölüler diyarı da suç
iĢleyenleri”.89
Yine Ģu cümlelerde de ölüler diyarı, helak edici bir yer olarak
nitelendiriliyor:
“Ölüler diyarının elinden onları fidye ile alacağım; onları ölümden
kurtaracağım; ey ölüm, taunların nerede? Nedamet gözlerinden saklanacak.”90
Eski Ahit‟in bir cümlesinde de Ģöyle deniyor: “Ya Rabb, canımı ölüler
diyarından çıkardın; Kabre inmeyeyim diye beni yaĢattın.”91
Yahudilik‟te ölüm gerçeği ve ölümden sonra ruhun gideceği yer olan “Ölüler
Diyarı” zikredilmekle birlikte, Eski Ahit‟te ne ahrete iman ne de ahrete dair herhangi
bir açıklama mevcut değildir. Hatta “Ölüler Diyarı” tabirini bile komĢu milletlerden
almıĢ olabilecekleri ileri sürülmektedir.92
Talmud, Tanah metninden sonra Yahudiliğin en yaygın ve önemli bir
mezhebi olan ve Ferisiliğin bir uzantısı olarak kabul edilen Rabbinik yoruma ait
önemli bir kaynaktır. Ġki ana metinden müteĢekkil olan Talmud‟un birinci ve asıl
kısmına MiĢna; ikinci metne ise Gemera adı verilmektedir.
Tanah‟tan sonra ikinci en önemli kaynağı teĢkil eden Talmud‟un asıl kısmını
teĢkil eden MiĢna metninden itibaren Yahudilik‟teki ahret inancı açıkça ifade
edilmeye baĢlanmıĢtır. Ancak burada belirtilmesi gereken önemli bir nokta ise, bu
88 Atasağun, a.g.e., s. 17
89 Eyüb, XXIV/19
90 HoĢea, XIII/14
91Mezmurlar, XXX/3
92 Atasağun, a.g.e., s. 17
21
ahret inancının hem MiĢna hem de Gemeralar‟da dile getirilmiĢ olmasına rağmen
ahret konusunda hem detaylı bilgiye yer verilmemektedir hem de bazen birbirine zıt
ifadeler yer almaktadır. Ancak kesin olan Ģu ki, artık MiĢna ve Talmud‟la birlikte
genellikle “gelecek alem” ya da “gelecekte” Ģeklinde ifade edilecek olan ahret
inancının Yahudiliğin merkezinde yer almıĢ olmasıdır.93
93 TaĢpınar, a.g. e.., s. 164
22
II. BÖLÜM
HIRĠSTĠYANLIKTA KIYAMET FENOMENĠ
A. HIRĠSTĠYANLIĞIN TARĠHÇESĠ
Önce Yahudiliğin bir mezhebi olarak görünen Hıristiyanlık, MS 1. yüzyılda
Roma Ġmparatorluğu‟nun gölgesinde ortaya çıkıyor.94
Yahudilikten ayırma
sebeplerden en önemlileri: Ġsa sadece Yahudiliğin beklenilen Mesih değil, ikincisi Ġsa
Tanrı‟nın oğlu olarak tanınmıĢ olmasıdır. Ve bu anlayıĢ Tanrı ile – insanlar arasında
yeni bir anlaĢmayı meydana getirmiĢti.95
Hıristiyan, Mesih‟e bağlı demektir. Kelime
Yunanca “Hıristos”tan gelmektedir. Fakat “Hıristiyan” kendi Kutsal Kitabında yer
almaz. Bu terim, ilk defa, Hz. Ġsa‟dan 20-30 sene sonra, Antakya‟da kullanılmıĢtır.96
Hıristiyanlıkta Kutsal Kitap „Bible‟ (Ġncil) diye adlandırmaktadır. Eski Ahit
adı altında Yahudilerin kutsal yazıları ve Yeni Ahit adı altında Hıristiyan yazıları
olmak üzere iki temel bölümlerden oluĢmaktadır. Hıristiyan inancına göre Eski Ahit,
Tanrı‟nın Musa ile Sina‟da yaptığı ahdi temsil eder ve 46 (39) kitaptan oluĢmaktadır.
Yeni Ahit ise Ġsa‟nın havarileriyle son akĢam yemeğinde yaptığı sözleĢmeye temsil
eder ve 27 kitaptan oluĢmaktadır97
. Eski ve Yeni Ahit‟te konuĢan Tanrı aynıdır,
94 Mahmut Aydın, YaĢayan Dünya Dinleri/Hıristiyanlık, Diyanet ĠĢleri BaĢkanlığı, Ankara, 2007, s.
77
95 Albert M. Besnard, Din Fenomeni /Katolik Mezhebi, derleyen Mehmet Aydın, Din Bilimleri yay.,
Konya, 2000, s. 136
96 Tümer, a.g.e., s. 261-262
97 Thomas Michel, Hıristiyan Tanrıbilimine GiriĢ, Ohan yay., Ġstanbul, 1992, s. 12
23
ancak Eski Ahit‟in anlaĢılması için Yeni Ahit‟e ihtiyaç duyulmaktadır. Onun için
Hıristiyan inancına göre Yeni Ahit ayrıcalıklı bir önem taĢımaktadır.98
Hıristiyanlığın kurucusu Ġsa‟nın hayatı hakkındaki bilgileri, kendi Kutsal
Kitabı‟ndan alınmaktadır.99
Tarihsel Ġsa‟nın yaĢamı ile ilgili, Hıristiyan geleneğine
ait dinsel kaynakların dıĢında herhangi bir tarihsel kaynak bulunmamaktadır.100
Ġncil‟e göre Ġsa, Kutsal Ruh‟un Meryem‟e varlığın sirayet ederek
Beytlehem‟de dünyaya geldi. Fakat bazı araĢtırmacılara göre Ġsa, Galile eyaletinin
Nasıra kasabasında doğru. Bütün hayatınca Nasıra‟lı adıyla anıldı; hayatının
tarihinde Beytlehim‟de dünyaya gelmiĢ gibi gösterilmesi, dolambaçlı yollardan
gidilerek ileri sürülmüĢ bir iddiadır. Bu iddianın sebebi Ġsa‟ya atfedilen vazifenin
zaruri bir netice olduğunu görüyoruz. Doğum tarihi iyice bilinmiyor. Bütün
milletlerin onun doğduğu günden yürüttükleri devrin baĢlangıcından birkaç sene
önce vuku bulmuĢtur.101
O dönem Herod kralı Ġsa‟yı öldürmek niyetinde olduğu için,
onlar Mısır‟a kaçmak zorunda kaldılar. Mısır‟dan döndükten sonra, aile Nasıra‟da
ikamet etti.102
Aslen bir Yahudi olan Ġsa, Yahudi toplumu içinde doğmuĢ ve orada
büyümüĢtür. Ġlk mesajlarını sunmaya baĢladığı zaman Ġsa 30 yaĢında idi ve Yahya
98 Mahmut Aydın, a.g.e., s. 77
99 Yurdaydın, a.g.e., 186
100 ġinasi Gündüz, Hıristiyanlık, Ġsam yay., Ġstanbul, 2006, s. 18
101 Renan, Ġsa‟nın Hayatı, MEB yay., Ankara, 1964, s. 23-24
102 Suat Yıldırım, Mevcut Kaynaklara Göre Hıristiyanlık, IĢık yay., Ġzmir, 1996, s. 28-29
* Vaftiz – Hıristiyanlıkta, kiĢiyi Ġlk Günahtan (Ġlk insan Adem‟in iĢlediği suç) arındırmak ve
HıristiyanlaĢtırmak amacıyla su ile yıkama iĢlemi.
24
tarafından vaftiz* edildi.103
Ġsa, Nasıra‟da vaaza baĢladı. Fakat bir müddet sonra
Nasıra‟dan ayrılarak Kefenahum‟a geldi. Orada Petrus ve Andreas adına balıkçı iki
kardeĢ vardı ve onlar Ġsa‟nın beklenen Mesih olduğuna inanmıĢlardı. Artık Ġsa‟nın
Ģöhreti Güneyden, Krallığın bütün köĢelerine kadar yayıldı. Kefenahum‟a insanlar
onun vaazları dinlemek için akın akın geliyordu. Bir defasında Ġsa‟yı dinlemek üzere
Kefernahum yakında bir tepede toplanıldı ve orda Ġsa onlara vaaz etti. Ve artık kendi
öğrettikleri ile Rahipler ve Hahamların öğrettikleri arasındaki farkı gösterdi. Ġsa
kendisine inanmıĢ olanlar arasında on iki kiĢi seçti ve onlara Resul (Havari) ismini
verdi.104
Ġsa, müritleriyle birlikte, sinagoglarda ve açık havada vaaz ve ders veriyor,
özellikle de sıradan, yoksul insanlara sesleniyordu.105
Ġsa, mesajı için hedef kitle
olarak öncellikle Ġsrailoğullarını almıĢ ve öğrencilerini dini yaymak üzere
gönderdiğinde yalnızca Ġsrailoğullarına gitmeleri konusunda uyarmıĢtır.106
Hıristiyanların çoğalması, iki muhalefetle karĢılaĢtı. Biri Yahudiler‟den
gelmiĢti, onlar din adına Hıristiyanlığa karĢı çıkıyorlardı. Diğeri ise, Yahudileri iĢgal
altında tutan Romalılardan gelmiĢti, bunlar da gittikçe kalabalıklaĢan
Hıristiyanlardan askeri ve siyasi yönden kendilerine zarar gelir diye korkuyorlardı.107
Ġsa‟nın Kudüs‟e gelmesi, Hıristiyanlara göre sadece Paskalya bayramı için
değil, ilahi misyonunu tamamlaması içindi.108
Ġsa, Ģehre büyük bir kalabalık arasında
103
Mehmet Aydın, Hıristiyan Kaynaklarına Göre Hıristiyanlık, TDV yay., Ankara 1995, s. 17; ayr.
bkz. Matta, 3: 3-11, Matta 4: 17
104 Büyük Dinler ve Mezhepler Ansiklopedisi (B.D.M.A.), AkĢam yay., Ġstanbul, 1964, s. 207-208
105 Eliade, a.g.e., s. 382
106 Bkz. Matta, 10: 5-6
107 Mehmet Aydın, a.g.e., s. 18
108 Yıldırım, a.g.e., s. 47
25
girdi. Etraftakiler “ Davudum oğlu Mesih” diye alkıĢlıyor ve “Osanna! Tanrı adına
gelmiĢ olan takdis olsun” diye bağırıyorlardı. Rahipler ve Ferisiler, bu kalabalığı
görünce korktular ve onu konuĢmaktan menetme yollarını aramaya çalıĢtılar.109
Nihayet Ġsa yakalanmıĢ ve Romalı Pilatus adındaki bir valiye teslim edilmiĢ.110
Onu
“Yahudi kralı” olduğu iddiasında bulunduğu111
ve Yahudi din adamlarınca da
sapkınlık ve fitnecilik yaptığı için suçlanıp yargılandıktan sonra çarmıha gerildi.112
Ve yine Hıristiyanların inancına göre Ġsa öldükten sonra üç gün sonra dirildi113
,
öğrencileri arasında bir müddet114
yaĢamıĢ ve müritlerine son sözlerini söyledikten
sonra ilahi âleme yükselmiĢtir.115
Hıristiyan ilahiyatında önemli bir rol oynayan Ģahıs Tarsuslu Pavlus‟tur
(Saul). Hıristiyan olmadan önceki döneminde Pavlus Hıristiyanlara düĢman olan,
Ġsa‟nın youndan gidenlere öldüresiye zulmeden birisiydi. Pavlus, yaĢamı boyunca
hiçbir zaman Ġsa ile tanıĢmamıĢtır.116
ġam yolunda rabbin talebelerine karĢı tehdit
etmek için giderken ansızın o, bir vizyonun dehĢeti ile yere düĢtü ve hidayete
ulaĢtı.117
Pavlus, Hıristiyanlığı yayma görevini bilhassa Yahudi muhitlerini dıĢında
109
B.D.M.A., s. 210
110 Doğrul, a.g.e., s. 224
111 Bkz. Mark, 15: 2-15
112 Gündüz, Hıristiyanlık, s. 23; ayr. bkz. Matta, 27: 35
113 Matta, 28: 6
114 Bkz. Resullerin ĠĢleri, 1: 3
115 ġinasi Gündüz, Pavlus Hırisityanlığın Mimarı, Ankara Okulu yay., Ankara, 2004, s. 166
116 Kenan Has, Dinler Tarihi AraĢtırmaları III/Tarihsel Ġsa AraĢtırmaları, BaĢer yay., Ankara, 2002, s.
100
117 Bkz. Cemaleddin ġarkavi, Hıristiyanlıkta Pavlus Gerçeği, çev. Selami Çaylı, Ocak yay., Ġstanbul,
2008; ayr. bkz. Resullerin ĠĢleri 9:1-9
26
ifĢa ettiği için “yabancıların havarisi” olarak bilinir. Ġsa-Mesih‟i, havralarda
“Tanrı‟nın oğlu” olarak ilan etmeye baĢladı. Bunun için Paul, Yahudi hahamları
tarafından aforoz edilmiĢtir.118
Ġman konusu dinlere göre farklılık arz etmektedir. Teistik dinler göz önüne
alındığında, Tanrı, vahiy ve ahret konularının dinlerin temel iman esasları olduğu
söylenebilir.119
Hıristiyanlığın amentüsü Kredo (Creed) olarak söylenir.120
Kredo,
Hıristiyan ayinlerinde, törenlerde, Ġncil metinlerine karĢılık olarak söylenen veya
okunan Hıristiyan imanından özetlenmiĢ sözler dizisidir. Kredo, Hıristiyanlığı baĢka
dinlerden ayıran bir Hıristiyanlık sembolüdür. 121
Hıristiyanlık tarihine baktığımızda
bir dizi kredonun varlığını görürüz. Ancak bunlardan iki tanesi – Havariler ve Ġznik-
Kadıköy Kredoları – Hıristiyanlar için son derece önemlidir.122
Havariler Akidesi
Her Ģeye gücü yeten Baba Tanrı‟ya inanıyoruz,
O göklerin ve yerin yaratıcısıdır;
Onun biricik oğlu ve Rabbimiz Ġsa Mesih‟e de iman ediyoruz,
O kutsal ruh tarafından gebe bırakılmıĢ,
Bakire Meryem‟den doğmuĢtur
Pontus Pilate‟nın yönetimi altında acı ve ıstırap çekmiĢ,
Çarmıha gerilmiĢ, ölmüĢ ve gömülmüĢtür.
118 Besnard, a.g.e., s. 169
119 Latif, Tokat, “Dinde Sembolizm”, Ankara okulu yay., Ankara, 2004, s. 202
120 Besnard, a.g.e., s. 145
121 Bkz. Besnard, a.e., s. 145
122 Mahmut Aydın, a.g.e., s. 93
27
Cehenneme indi ve oraya galip geldi
Üçüncü günde ölümden dirildi ve göğe yükseldi
Her Ģeye gücü yeten Baba Tanrı‟nın sağ yanında
Ölüleri ve dirileri yargılamak için tekrar gelecek
Kutsal Ruha, Kutsal Katolik Kilisesine, azizlerin iĢtirakine, günahların affına,
ölümden dirilmeye ve ebedi yaĢama inanıyoruz.123
B. HIRĠSTĠYANLIĞIN ÖLÜM ANLAYIġI
Hıristiyan kiĢi için ölümün birçok anlamı vardır. Bir bakıma ölüm, tam
anlamıyla doğaldır. Ama iman bakımından ölüm aynı zamanda, günahım
cezasıdır.124
“Günah bir insan yoluyla, ölüm de günah yoluyla dünyaya girdi. Böylece
ölüm bütün insanlara yayıldı. Çünkü hepsi günah iĢledi.”125
Bazılarına göre ölenlerin nihai mükâfatlandırılmasından önce berzahta,
cennetle cehennem arsında kaldıkları bir takım yerler limbes vardır ki buna
“Ġbrahim‟in sinesi” denilir. Bir nevi “bekleme salonu”dur.126
C. HIRĠSTĠYANLIKTA KIYAMET
Hıristiyanlıkta kıyamet‟in iki anlamı vardır: Biri Ġsa‟nın kutsal devletini
kurmak için dünyaya dönüĢü, ikincisi ise insanların yargılanmaları için diriliĢidir.
123 Tümer, a.g.e., s. 281
124 Hıristiyan Ġnancı, der. Luigi Iannitto, çev. Leyla Ġberti, Müjde yay., Ġstanbul, 1994, s. 368
125 Romalılara, 5:12
126 Yıldırım, a.g.e., s. 216-217
28
Yahudiliğin gibi Hıristiyanlığın kıyamet anlayıĢı da Mesih anlayıĢıyla
bağlantılıdır. Ġncillere göre kıyamet, Ġsa Mesih‟in ikinci geliĢinde gerçekleĢecektir.127
Mesih‟in ikinci geliĢine yönelik bu beklenti, Parousia inancı olarak adlandırılır.
Mesih, yeryüzüne melekler eĢliğinde gelecektir.128
Praosia sözcüğün tam anlamı
hazır bulunmak ya da gelmektir. Mesela, bir kralın ya da övünerek bir ülkeyi ele
geçiren kiĢinin törenle kente giriĢine “parosia” denir. Mesih‟in ikinci geliĢi, Pavlus
döneminden itibaren Hıristiyanlarca beklenmektedir.129
Parousia, bir kıyamet alameti
olmaktan ziyade bilakis kıyametin ta kendisidir. Yahudilerin Mesih bekleme
ümitlerinden kaynaklanmıĢtır.130
Eski Ahit‟in Daniel 7. Bab, 13. Cümlesinden
çıkarılmıĢtır: “ Gece görümlerimde insanoğluna benzer birinin göğün bulutlarıyla
geldiğini gördüm.”
Hıristiyanların inanıĢlara göre Ġsa‟nın geliĢ gayesi yeryüzünde Tanrı‟nın
otoritesini yeniden tesis etmektir.131
Yani yeryüzünde bin yıllık Tanrı Krallığını
kuracağıdır.132
Ġsa Ġncillerde Tanrı‟nın Krallığı‟nın Habercisi olarak öne
çıkmaktadır.133
Yalnız o, krallıkla ilgili detaylara girmez. Onun beklediği krallık
Tanrı‟nın müdahalesi sonucunda dünyanın yeniden düzenlenmesidir.134
Ve
127
Adam, Din Bilimleri II, s. 230
128 Gündüz, Hırisityanlık, s. 83
129 Hıristiyan Ġnancı, s. 381
130 “Parousia” maddesi ile ilgili olarak geniĢ bilgi için bkz. Galip Atasağun, Hıristiyanlık‟ta Kıyamet
Alametleri ve Dünyanın Sonu, Konya, 2001, s. 126-135
131 Baybal, a.g.e., s. 89
132 Yuhanna Vahyi, 20:
133 Mustafa Bıyık, Armagedon ve Tanrı Krallığı, Aziz Andaç yay., Ankara, 2008, s. 124-125
134 Batuk, a.g.e., s. 192
29
dediğimiz gibi Tanrı Krallığı‟nın bin yıllık bir süreyle devam edeceğine Hıristiyanlar
inanmaktadır.
Bin yılcılık inancı Hıristiyanların baskı gördüğü ilk dönemlerde bazı
Hıristiyan önderleri heyecanlandırmıĢtır. Hıristiyanlık Roma‟nın resmi dini haline
gelip Kilise siyasi bir güç elde edince, bin yılcılık inancı Kilise‟den hoĢlanmayan
teologlara, mazlumlara, yoksullara ve kurtarıcı olarak ortaya çıkanlara kaldı.135
“Bin Yılcılık” kelimesi Yeni Ahit‟in Yuhanna‟nın Apokalipsi‟nde136
20.
babın 2-7 cümleler arasında yer almaktadır. Apokalips ( Vahiy) bölümü Kutsal
Kitap‟ın son bölümüdür. vahiy bölümü elçi Yuhanna‟nın görünümlerinden
oluĢuyor.137
. Kitabın yazarı ve yazılıĢ tarihi hakkında değiĢik görüĢler
bulunmaktadır. Kitabın 65 ile 70 veya 94 ile 96 yılları arasında yazıldığı tahmin
edilmektedir. Kitapta verilen bilgilere göre, kimliği tartıĢmalı olan Yuhanna bu kitabı
Patmos adasında yazmıĢtır. Kitabın yazıldığı dönemde Hıristiyanlar Romalıların
baskısı altındadır. Muhtemelen vahiy‟in yazarı Yuhanna da Patmos adasında hapiste
idi.138 Vahiy bölümü kutsal kitap‟ın son bölümüdür. Bu yüzden Kutsal Kitap‟taki
YaratılıĢ bölümünde gördüğümüz birçok simgeyi ve olguyu Vahiy bölümünde de
tekrar görebiliyoruz.
135
Baki Adam, Dinler Tarihi AraĢtırmaları III / Yuhanne‟nın Vahyi ve Hıristiyan Tarihindeki
Yansımaları, , Hıristiyanlık (Dünü, bugünü ve Geleceği), Dinler Tarihi Derneği yay., Ankara 2002, s.
119- 123
136 “Apokalips” kelime anlamı ile ilgili olarak geniĢ bilgi için bkz. Mustafa Bıyık, Armagedon ve
Tanrı Krallığı, Aziz Andaç yay., Ankara, 2008, s. 25
137 Mustafa Karaca, Evreni bekleyen büyük son Kıyamet, Nokta Kitap yay., Ġstanbul, 2006, s. 190-191
138 Adam, Dinler Tarihi AraĢtırmaları III/Yuhanne‟nın Vahyi ve Hıristiyan Tarihindeki Yansımaları, s.
119- 123
30
Vahiy bölümü ile ilgili 4 tane yorum vardır:
1. GeçmiĢi Yorum:
Vahiy bölümü aslında yazıldığı dönemde olup bitenleri anlatır. Yuhanna simgesel bir
dil kullanarak seslendiği kiliselere, kendilerini ilgilendiren konuları yazıyordu.
2. tarihçi yorum:
Vahiy bölümü tarihi belirleyen ana geliĢmeleri simgeliyor. Örneğin Hun istilası,
Hitler‟in ortaya çıkması vs.
3. Gelecekçi Yorum:
Vahiy bölümünde geçen bütün olayların ve bütün simgelerin, yalnız dünyanın sonu
geldiğinde gerçekleĢecek olan olayları anlattığını ileri sürer. Bu yoruma göre vahiy
kitabı, dünyanın sonunda olacakları bilmek ve buna hazırlanmak dıĢında güncel
yaĢamımızı ilgilendiren bir mesaj taĢımadığını ileri sürmektedir.
4. mecazcı yorum:
Vahiy bölümünün geçmiĢteki, Ģimdiki ve gelecekteki belirli olaylardan veya
kiĢilerinden söz ettiğini kabul etmez. Bu yoruma göre semboller imanlılara yalnız
cesaret veren ruhsal ilkeleri anlatıyor; kitabın konusu iyiliğin kötülük üzerindeki
zaferidir.139
Aynı Vahyi‟nin 20. babında “ilk diriliĢ” de hadisesi yer almaktadır. Yani “ilk
diriliĢ”te masum olanlar ve Ġsa-Mesih‟e inananlardır: “Ġlk diriliĢe dahil olanlar mutlu
ve kutsaldır ve ikinci ölümün bunların üzerinde yetkisi yoktur. Onlar Tanrı‟nın ve
Mesih‟in kahinler olacak, O‟nunla birlikte bin yıl egemenlik sürecekler.”140
Çünkü
yeryüzünde Tanrı Krallığında mutluluk içerisinde yaĢamalarını hak etmiĢler. Ölülerin
139
Karaca, a.g.e., s. 190-191
140 Vahiy, 20: 6
31
geri kalanı ise, Ġsa-Mesih‟e inanmayanlar bin yıl tamamlanmadan dirilmezler. Onlar,
bu süre bittikten sonra yargılama için diriltilirler.
Ġsa‟nın kendi tanımlamasına göre, kıyamet günü “Kendisi güçlü bir borazan
sesiyle meleklerini gönderecek. Melekler O‟nun seçtiklerini göğün bir ucundan öbür
ucuna dek, dünyanın dört bucağından toplayacaklar.”141
Fakat Hıristiyanlar
kıyametin ne zaman kopacağını Allah‟tan baĢka kimsenin bilmeyeceğini söylerler.
Ġncil‟deki Ģu cümle bu hususa delalet etmektedir.
“Fakat o gün ve saat hakkında ne göklerin melekleri ne de Oğul, yalnız
Baba‟dan baĢka kimse bir Ģey bilmez”.142
“Hazır bulunun ve uyanık olun. Çünkü vaktin ne zaman geleceğini
bilmezsiniz. Yolculuğa çıkan bir adamın evinden ayrılıĢı gibidir bu. Adam yetkisini
uĢaklarına veriri, her birini kendine özgü iĢe ayırır, kapıcıyı da uyanık olsun diye
uyarır. Bu nedenle uyanık olun. Çünkü ev sahibinin ne zaman geleceğini bilmezsiniz,
akĢam mı, gece yarısı mı, horoz öttüğü vakit mi, yoksa sabah mı? Ansızın gelip sizi
uykuda bulmasıdır. Sizlere söylediğimi herkese söylüyorum: Uyanık olun.”143
a) Kıyamet’in belirtileri
Kıyamet‟in belirtileri iki grup altında toplayabiliriz:
aa. Kıyamet kopmadan önce belirtileri:
1. Mesih olduğunu iddia eden sahte peygamberler türeyecek:
141
Matta, 24: 31
142 Matta 24, 36; Markos 13, 32
143 Markos 13, 33-37
32
“Birçokları, “Mesih benim” diyerek benim adımla gelip birçok kiĢiyi
aldatacaklar..”144
2. SavaĢ ve Ģiddet yeryüzünü kaplayacak:
“SavaĢ gürültüleri, savaĢ haberleri duyacaksınız…Ulus ulusa, devlet devlete
savaĢ açacak.”145
3. Kıtlık, depremler ve salgın hastalıklar olacak:
“ ġiddetli depremler, yer yer kıtlıklar ve salgın hastalıklar olacak…”146
4. Ġsa-Mesih‟e inananlara zulmedilecek:
“O zaman sizi sıkıntıya sokacak, öldürecekler…”147
“ …Sizi yakalayıp zulmedecekler. Sizi havralara telsi edecek, zindanlara
atacaklar…”148
5. Doğal afetler:
“…GüneĢ kararacak, ay ıĢık vermez olacak, yıldızlar gökten düĢecek, göksel
güçler sarsılacak.”149
ab. Kıyamet kopma esnasında vuku bulan belirtiler:
1) Yedi Mühür ve Mühürlerin Açılmasıyla Vuku Bulan Olaylar.150
2) Yedi Borazan ve borazanların Çalınmasıyla Vuku Bulan Olaylar.151
144
Matta, 24: 5; Luka, 21: 8
145 Matta, 24: 6, 7; Luka, 21: 9
146 Luka, 21: 11
147 Matta, 24: 9
148 Luka, 21: 12
149 Matta, 24: 29
150 Bkz. Vahiy, 6: 1-17 - 8: 1
33
3) Yedi Tas ve Tasların BoĢatılmasıyla vuku Bulan Olaylar.152
4) ġeytanın Yeryüzüne Atılması ve Bin Yıl Süre ile hapsolunması:
“ Sonra bir meleğin gökten indiğini gördüm. Elinde dipsiz derinliklerin
anahtarı ve büyük bir zincir vardı. Melek ejderhayı – Ġblis ya da ġeytan dene o eski
yılanı yakalayıp bin yıl için bağladı.”153
b) Armagedon
Armagedon Ġbranice‟de bir yerin adıdır ve anlamı, Megiddo Dağı‟dır. Aslında
bu çok alçak bir tepedir. Fakat bir özelliği vardır. Eski dönemlerde burada yapılan
savaĢlarda, bir taraf savaĢı mutlak olarak kazanırken diğer taraf ise mutlak olarak
kaybederdi. Tanrı‟nın savaĢında da sadece tek bir taraf kazanacaktır. (Har: dağ,
Meggiddo: isim, Bu nedenler Harmagedon da denir).154
Ġsa‟nın geliĢiyle, Armagedon‟u karıĢtırmamak gerekir. Biri sonun baĢlangıcı,
diğeri sonun sonudur.155
“Bin yıl dolunca, Ģeytan kapatıldığı yerden çözülecek. Yeryüzünün dört
köĢesindeki ulusları kandırmak için yerinden çıkacak. Gog ile Magog‟un (Ye‟cüc ve
Me‟cüc) ordularını savaĢ için bir araya toplamaya gidecek. Onların sayısı denizin
kumu gibidir. Bunlar yeryüzünü boydan boya aĢtılar, kutsal yaĢamlıların toplandığı
yeri ve sevilen kenti kuĢattılar. Ama gökten ateĢ indi ve onları yiyip yuttu. Onları
151
Bkz. Vahiy, 8: 6-13 – 9: 1-16
152 Bkz. Vahiy, 15: 1 – 16: 21
153 Vahiy, 20: 1-2
154 Karaca, a.g.e., s. 182
155 Bkz. Karaca, a.g.e., s. 183
34
kandıran iblise gelince, ateĢ ve kükürt gölüne atıldı. Canavarla yalancı peygamber de
oradadır. Çağlar çağı, gece gündüz iĢkence çekecekler.”156
Kıyamet‟in ikinci anlamı yargılanma idi. Kıyamet, Hz. Ġsa‟nın gökyüzünde
beyaz bir taht ve meleklerin kanatları üzerinde inmesi ve mahĢer gününün kurulup,
hayat kitabının açılmaları ve kitapta yazılı olanlara göre karĢılığını almak üzere
bütün ölülerin dirilmesi ile son bulacaktır.
“Sonra büyük beyaz bir taht ile üzerinde oturanı gördüm. Yer ve gök önünden
kaçtı gitti. …Sonra küçük-büyük ölülerin tahtın önünde durduğunu gördüm. Kitaplar
açıldı. Derken baĢka bir kitap açıldı. Bu yaĢam kitabıdır. Ölüler yaptıklarına yaraĢır
biçimde kitaplarda yazılı onlalar uyarınca yargılandı. 157
Bundan sonra eski yer ve
gök yok olacak, yeni bir gökle yeni bir yer yaratılacak ve Tanrı artık insanların
arasında yaĢayacaktır.158
Ġnsanların öldükten sonra dirileceklerini bildiren Ġncil,
iyiliklerinden dolayı ödül, kötülüklerinden dolayı da ceza göreceklerini bildirir.
Ġnsanlar yargılandıktan sonra alınan sonuca göre günahı olanlar cehenneme, sevabı
olanlar cennete gideceklerdir. Cehennem kötülerin, cennet iyilerin yurdudur. Böylece
ahret hayatı baĢlamıĢ olacaktır.159
D. HIRĠSTĠYANLIK’TA AHĠRET ĠNANCI
Hıristiyanlıkta Ahiret inancı ile iliĢkili olarak Ġki Mahkeme verdi. Ġlki, kiĢi
ölür ölmez yaptıklarından muhakeme edilir ve Arafa gönderilir (Araf‟ı kabul
156 Vahyi 20, 7-10
157 Vahyi, 20/11-12; ayr. bkz. Atasağun, a.g.e., s. 126
158 Vahyi, 21/1-3
159 Dinler Tarihi Ansiklopedisi, c. 2, s. 293
35
etmeyen Hıristiyan grupları da vardır). KiĢi, orada Ġkinci Mahkeme‟ye kadar kalır.
Araf‟ta beĢeri günahlarını itiraf etmemiĢ olmaktan suçlu bulunmayan ölü ruhları,
affedilebilirler ve küçük günahlarının kefaretini çekerler. Burada bedensiz bir
durumda olunmasına rağmen azaplar bedenidir. Ancak Araf‟taki azaplar geçici,
cehennemdeki ebedidir.160
Ġncil‟in mesajı, insanın sonsuz yaĢam ve ölümsüzlük elde edebilmek üzere,
Mesih‟in çalıĢması yoluyla bir yol bulabileceğidir. Ġncil‟in hakkında söz ettiği tek
ölümsüzlük tabi olarak budur. Bunun sonucu, yanlıĢ yapanlar için bilinçli bir sonsuz
acı fikri, Ġncil desteğinden yoksundur. Ölümsüzlüğü kazanmanın tek yolu, Tanrı‟nın
buyruklarına itaat yoludur. Son derece itaatkâr olanlar, ölümsüzlüğü, bir
mükemmellik durumunda geçireceklerdir - doğruluk için ödül.161
160
Küçük, a.g.e., s. 370
161 Heaster, a.g.e., s. 130-131
36
III. BÖLÜM
ĠSLAM’DA KIYAMET FENOMENĠ
A. ĠSLAM’IN KISACA TARĠHÇESĠ
“Ġslam” kelimesi, “selamet” kökünden gelir, teslim olmak, selamete
kavuĢmak, manevi felaketlerden kurtulup vicdani huzura ulaĢmak anlamlarına gelir.
Aynı zamanda en son dine verilen bir isimdir.162
Ġslam, Miladi VII. Yüzyılın baĢlarından Arab yarımadasında doğmuĢtur.
Ġslam‟a inananlara Müslüman denilir. Ġslam‟ın kurucusu olan Hz. Muhammet (a.s.)
M. 570 yılında Mekke‟nin ileri gelen on ailesinden HaĢim oğulları kabilesine
mensup bir ailenin çocuğu olarak doğmuĢtu. Babası Abdullah, annesi Âmine idi.
Küçük yaĢta yetim kalmıĢtı. Onun için amcası Ebu Talib‟in himayesinde
büyümüĢtü.163
Peygamber görevine baĢladığı 40 yaĢından önceki hayatı hakkında
fazla bilgi sahibi olunmamakla birlikte, onun “Muhammed ul-Emin” (güvenirli
Muhammed) lakabını alacak kadar dürüst ve üstün ahlaklı olduğu biliniyor.164
Ayrıca
Hz. Muhammet (a.s.) 25 yaĢında iken 40 yaĢındaki zengin bir dul kadın olan
Hatice‟yle evlenmiĢti.165
Hz. Muhammedi, kendisine peygamberlik görevi gelmeden önce, Mekke
toplumunun içinde bulunduğu sosyal çöküntüden sıkılarak, zaman zaman Mekke
dıĢındaki Hira Mağarası‟na çekilirdi. Kırk yaĢına ulaĢınca (M. 610 y.) yine Nur
Dağı‟nın Nira Mağarasında, Allah‟ın melek elçisi Cebrail, ona seslenerek kendisinin
162
Abdurrahim Zapsu, Büyük Ġslam Tarihi, Sebil yay., Ġstanbul, 1978, s. 51
163 Mehmet Aydın, Ġslam Dini/Din Fenomeni, Din Bilimleri yay., Konya, 2000, s. 372
164 Sarıkçıoğlu, BaĢlangıçtan Günümüze Dinler Tarihi, s. 275-276
165 Yurdaydın, a.g.e.,s 203
37
Allah tarafından peygamber seçtiğini bildirdi ve ona abdesti öğretti. Cebrail, Hz.
Muhammed‟e üç defa “Oku!” dedi, ama o her defasında okuma bilmediğini söyledi.
Melek, onu kolları arasına alıp daha kuvvetli sıkarak bıraktı ve Ģöyle dedi: “Yaratan
Rabbinin adıyla oku! O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku! Rabbin nihayetsiz
kerem sahibidir. Kalemle yazmayı öğreten O‟dur. Ġnsana bilmediğini O öğretti.”166
Böylece Ġslam Dini baĢlamıĢ oldu.167
Hz. Muhammed (a.s.), derin tesir altında kaldı ve dönüĢünde baĢından
geçenleri eĢi Hz. Hatice‟ye anlattı. Hz. Muhammed (a.s.) Ġslam‟ı önce samimi dostlar
arasında, Ģehir ve civarında açıktan açığa yaymaya baĢladı. Ġnananlar gittikçe
çoğalıyordu. DüĢmanlar da artmıĢ bulunuyordu. Bunlar Müslümanlara karĢı zülüm
ve iĢkence devri baĢlattılar. 622‟de Hz. Muhammet (a.s.) yakın dostu Hz. Ebu Bekir
(r.a.) ile Medine‟ye göç etti. Hz. Peygamber 632‟de vefat etti.168
Müslümanların Kutsal Kitabı Kur‟an-ı Kerimdir. Kur‟an, bir seferde bütün bir
kitap olarak indirilmemiĢtir. Ayet veya ayetler halinde, olaylar geliĢtikçe ve
gerektikçe yaklaĢık 22 sene sürecinde indirilmiĢtir. Böylece Kur‟an‟ın emirleri
toplumda yavaĢ yavaĢ yerleĢmiĢtir.169
Kur‟an‟da ayet ayet indiriliĢin amacı
açıklanmaktadır: “Kur‟an‟ı, insanlara ağır ağır okuman için, bölüm bölüm ve
gerektikçe indirdi.”170
166
Alak, 1-5
167 Tümer, a.g.e., s. 329
168 Ahmet Kahraman, Mukayeseli Dinler Tarihi, Marifet yay., Ġstanbul, 1999, s. 306
169 Mehmet Paçacı, Kur‟an‟a GiriĢ, ĠSAM yay., Ġstanbul, 2008, s. 33
170 Ġsra, 17/ 106
38
B. ĠSLAM’DA ÖLÜM ANLAYIġI
Ölüm, Arapça‟da mevt, vefat, helak gibi kelimelerle ifade edilip hayatın
karĢıtı olup sözlükte “hayatın sona ermesi” anlamına gelir. Genellikle “ruhun
bedenden ayrılması suretiyle kiĢinin maddi hayat kaynağını yitirmesi” Ģeklinde
tanımlanan ölüm ve ölüm sonrası hakkındaki algılama, inanıĢ ve uygulamalar
kültürden kültüre, devirden devire değiĢmektedir.171
Ölüm konusunda dinlerin takındıkları tavırlar farklı olmuĢtur. Ġslam ölümü,
Allah‟tan gelen bir varlığın yine O‟na dönmesi olarak kabul etmektedir. Bazı
Hıristiyan düĢünürler – Aziz Augustine bunların baĢında yer alır – ölümü insana
verilmiĢ bir “ceza” olarak görürler. Onlara göre Hz. Adem‟in iĢlediği günah,
insanoğluna ölümü getirmiĢtir.172
Ölüm felsefede özellikle hayatın anlamı ve öneminin dile getirilmek istendiği
yerlerde söz konusu edilmiĢtir. Ġyimser ve kötümser dünya görüĢlerinin oluĢmasında
ölümle ilgili düĢünce ve inanıĢların payı büyük olmuĢtur.173
Ġslami inanç ve uygulamaların arka planında Allah‟a DönüĢ yatar. Ġnsanlar
fıtratları bakımından Allah‟a boyun eğmeye mecburdurlar; ama aynı zamanda nebevi
mesajları kabul ya da reddetme konusunda da özgürdürler. Herkes ölür, ve herkes
Allah‟la karĢılaĢır.
171
Salime Leyla Gürkan, mad. “ölüm”, Ġslam Ansiklopedisi, TDV yay., Ġstanbul, 2007, c. 34, s. 32
172 Mehmet Aydın, Din Felsefesi, Selçuk yay., Ġstanbul, 1992, s. 228
173 Turan Koç, Ölümsüzlük DüĢüncesi, Ġz yay., Ġstanbul, 1991, s. 30
39
Kur‟an‟da “Her nefis (insan) ölümü tadacaktır”174
, “Ey Muhammed “senden
önce de hiçbir insanı ölümsüz kılmadık”175
, “O yarattı sizi ilk kez ve ona
döndürüleceksiniz”176
gibi ayetler yer almaktadır.
Öte dünyaya doğru giden ilk adıma, ya da gelecek dünyanın ilk aĢamasına,
kabir denir. Ġnsanlar oraya ölümle gider. Ölüm, hayatı takdir ettiği ölümü de takdir
eden Allah‟ın etkinliğinden dolayı gelir.177
C. ĠSLAM’DA KIYAMET
ac. Kavramsal Temellendirme
Kıyamet kavramı ve bunun oluĢu, mahiyetine dair hususlar, tefsir, hadis ve
kelam kitaplarında ayrıntılı olarak incelenmektedir. Alanları itibarıyla çok farklı
tarzlarda incelendiğinden dolayı,178
biz bu hususların ayrıntısına girmeden, temel
hatlarıyla Ġslam dininde nasıl ele alındığını inceleyip, diğer iki ilahi dinle mukayeseni
yapacağız.
Kıyamet kelimesi “kalkmak, dikilip ayakta durmak, doğrulmak, ayaklanmak”
manasındaki kıyam kökünden isim veya masdar olup “dirilip mezarından kalkma,
Allah‟ın huzurunda durma” yahut “bu olayın baĢlangıcını teĢkil eden kozmik
değiĢikliğin vuku bulması” anlamına gelir.179
174
Ali-Ġmran, 3/185
175 Enbiya, 21/ 35
176 Fussilet, 41/21
177 Murata, Sachiko, Chittick, William, Ġslam‟ın Vizyonu, çev. Turan Koç, Ġnsan yay., Ġstanbul, 2000,
s. 285-305
178 Ġlyas Çelebi, Uzak ve Yakın Gelecekle Ġlgili Haberler, Kitapevi, Ġstanbul. 2000, s.9, 89
179 Ragıp el-Ġstefahani, “el Müfredat fi Garibi‟l Kur‟an”,
40
Kıyamet ıstılahta ise iki manası vardır:
Kainat nizamının bozulması ve her Ģeyin altüst edilerek mahvolup
yokolmasıdır. Buna es-sa'a; yani bilinen zaman denir. "Kıyamet (es-saa) vakti
gelmektedir."180
ayeti buna iĢaret etmektedir.
Helak olan ve ölen Ģeylerin yeniden dirilterek ayağa kalkması ve mahĢere
doğru yönelmesidir. Bu anlamdaki kıyamet genel bir yok oluĢu ve yeniden diriliĢi
kapsamaktadır.181
Kıyamet bir süreç olarak ele alınırsa dünyanın bağlı olduğu kozmik sistemde
meydana gelecek değiĢimin ardından ölülerin diriltilmesiyle bağlayıp ebediyen
devam edecek olan âlem Ģeklinde tanımlanabilir. Bu nedenle ölüm müminler
açısından bir yok oluĢ değil, yeni bir hayatın baĢlangıcıdır. Bu açıdan doğrudan
ahiret kavramıyla ilintilidir. 182
Çünkü ilk anlamda, genel bir yokoluĢ sözkonusu iken,
ikinci anlamda yeniden genel bir varoluĢtan sözedilmektedir. Bütün peygamberlerde
kendi ümmetlerine bu gerçeği bildirmiĢlerdir. 183
Kur'an-ı Kerim'e kıyamet için kullanılan isimlerin çoğunda bu kök anlamları
vardır. Muhakkakki vaad olunan kıyamet (hak) yaklaĢtığında, inanmayanların
180 20/Taha. 15
181 Saduddin Taftazani, , “ Kelam Ġlmi ve Ġslam Akaidi”, ġerhu‟l-Akaid, hz. Süleyman Uludağ,
Dergah yay. Ġstanbul. 1982, s.252 vd; Bekir, Topaloğlu, md. Kıyamet, Ġslam Ansiklopedisi, TDV,
Ankara, 2002, c. 25, s. 516; Gölcük ġerafeddin ve Toprak Süleyman, “Kelam”, Konya. 1988;
359k,372-373
182 Murat Yıldız, “Ölüm Kaygısı ve Dindarlık”, Ġzmir Ġlahiyat Vakfı yay. Ġzmir.2004, s.1,5-6
183 Ömer Nasuhi Bilmen, “Büyük Ġslam Ġlmihali”, sadeleĢtiren A.Fikri Yavuz, Akçağ yay. Ankara,
s.30
41
gözlerinin dona kalacağı ve gaflet içinde olduklarını anlayacaklarını belirten Kur'an-ı
Kerim, "o gün"ü Ģöyle tarif etmektedir:
"İşte o gün, göğü kitap sahifesini dürer gibi düreriz. Onu ilk yaratmaya
başladığımız gibi (hesap için) yeniden yaratırız. Üzerimize bir vaad olarak bunu
mutlaka yapacağız."184
Kısacası, her sonradan yaratılmıĢ gibi bu dünya da yok olacaktır ve bunun
gerçekleĢtiği; yani yok olacağı güne kıyamet denir. Kur'an-ı Kerim'in ifadesiyle,
sur'a, Ġsrafil tarafından ilk olarak üflendiği zaman göklerde ve yerde olanların hepsi
ölecektir. Sur‟a ikinci üflenme anında, ölmüĢ olanlar hemen ayağa kalkacaklardır.185
Bu ikinci aĢama, haĢr, yani yeniden diriliĢle ilgili kısmı ifade eder, bu anlamda,
doğrudan ahiret kavramıyla ilintili olarak ele alınması gerekir.
bc. Kıyamet Ġle Ġlgili Kavramlar
Kıyametin kopması demek, kâinatın yok olması ve dünyada yapılan
kötülüğün cezasının çektirilmesi, iyiliğin mükâfatının görülmesi, günü olan ahret
âleminin baĢlaması demektir. Saat, Karia, GaĢiye, Hakka, Tamme, Vakı‟a ve Hesap
Günü adları ile Allah-ü Teâlâ‟nın bize bildirdiği kıyametin kopması, Ģüphe kabul
etmeyen bir gerçektir. Bu husus kesin olarak Kuran-ı Kerim‟de birçok ayette beyan
edilmiĢtir.186
“Olay” anlamına gelen “vakıa”;187
“gerçekleĢecek olan” anlamına
184 21/Enbiya, 97, 104; Uyanık, Mevlüt, Ġslam‟ın Ġnanç Ġlkeleri, Ankara. 1997, s.162, Çelebi, age,
s.90
185 69/Hakka. 14; 39/Zumer. 68; Bkz. Bilmen, age, s. 31; Uyanık, age, s.163-164
186 S. Hüseyin Erdoğan, Ölüm ve Ötesi, Çile yay., Ġstanbul, 1978, s.13
187 56/Vakıa, 1-3
42
gelen “hakka”188
; “apaçık bela” anlamına gelen “Karia”189
; “dünyanın sonu”
anlamına gelene “ukba”190
; “yeniden diriltmek, dirilterek hesap meydanında
toplamak” manasındaki “ba‟s ve haĢr”191
kelimeleridir. Bunlardan bazılarını ayrıntılı
olarak verelim:
“Yevm”: Kur‟an-ı Kerim‟de kıyamet ile ilgili olarak bahsedilen isimler
genellikle “Yevm” kelimesiyle oluĢturulan terkipler Ģeklindedir. Bu bağlamda
Kur‟an-ı Kerim‟de geçen ve kıyamet gününe iĢaret eden “yevm” kelimesiyle
oluĢturulan terkiplere Ģu örnekleri verebiliriz:
Yevmu’l kıyame: kıyamet günü192
ayeti yazmakta fayda var:
Yevmu’d din: din günü193
Yevmu’l hasire: hasret günü194
Yevmu’l hesap: amellerin karĢılıklarını görme günü195
Yevmu’l cem: toplanma günü196
Yevmu’l ba’s: yeniden diriliĢ günü197
188 69/Hakka, 1-3
189 101/Karia, 1-5
190 13/Ra‟d, 22, 24, 35, 42
191 22/Hac, 5
192 75/Kıyamet, 1
193 37/Saffat, 19-20
194 19/Meryem, 39
195 38/Sad, 49-57
196 64/Teğabun, 9
197 50/Kaf, 56
43
Es-Sa’a: Kur‟an‟de kıyameti ifade için kullanılan bir baĢka kavram “es-sa‟a”
kelimesidir. “Bilinen zaman” anlamına gelen bu kelimenin özelliği, Kıyamet (es-saa)
vakti gelmektedir."198
Ayetine de iĢaret ettiği gibi bir anda olan anlamını da taĢır.
Bu noktada olacağından “şüphe etmememiz"199
emredilen kıyametin
gerçekleĢme anı ve onu haber veren alametlerden bahsetmek gerekir, fakat bu hususu
incelemeye geçmeden önce kaç tür kıyamet vardır, sorusunun cevabını araĢtırmak
gerekir.
cc. Kıyamet ve ÇeĢitleri
Küçük, Orta ve Büyük olmak üzere üç tür kıyamet vardır. Bunlar:
1. Küçük Kıyamet: KiĢinin ölümüdür. Ġnsan, iyilik ve güzellikte yarıĢmak
ile kötü iĢler yapıp yapmama hususunda imtihan için yaratıldığı bu dünyadan ölümle
ayrılır. Bu küçük kıyamet olup, ebedi hayatın olduğu ahret hayatına intikalinin ilk
aĢamasıdır.
2. Orta Kıyamet: Bir neslin ya da bir milletin yok edilmesidir. Kur'an-ı
Kerim'i yalanlara ve alay edenlere karĢı verilen cevaptan Orta Kıyamet diye bir
anlayıĢın olduğunu çıkarmaktayız. Allah bu tür insanlara cevapta, kıyamet-i vusta'nın
ne olduğu Ģöyle anlatılmaktadır:
"Kendilerinden önce nice nesilleri yok ettiğimizi bilmiyorlar mı? Oysa biz,
onlara, size sağlamadığımız imkânları sağlamıştık, üzerilerine gökten bol bol
19820/Taha. 15; Bilmen, age, s. 31;
199 43/Zuhruf, 61
44
yağmurlar indirmiştik. Altlarından ırmakları akar hale getirmiştik. Ne var ki, onları
günahları dolayısıyla yok ettik ve onlardan başka nesiller vücuda getirdik."200
3. Büyük Kıyamet: Bütün insanların öldükten sonra yeniden dirilmeleri ve
hesap vermeleri için mahĢerde toplanmalarını ifade eder. Vakıa suresinde, büyük
yani kıyamet-i kubranın nasıl olduğu Ģöyle anlatılmaktadır.
"Kıyamet koptuğu zaman, onu vukuunda hiçbir yalan olmadığı anlaşılacaktır.
O, kimi için alçaltıcı, kimi için yükselticidir. Yer, sarsıldıkça sarsıldığı, dağlar
darmadağın olup toz haline geldiği zaman, siz de üç sınıf olursunuz. İyi işler
işledikleri için amel defteri sağ taraflarından verilenler ne mutludur. Kötülük
işledikleri için amel defteri sol taraflarından verilenlere ne yazıktır. Bir de iyilik
işlemekte önde olanlar vardır. Onlar, Allah'ın taatında öne geçenler, Onun rahmetin
önde olanlardır."201
Kıyametin üç türü olduğunu tespit ettikten sonra konumuz olan büyük
kıyametin gerçekleĢme anının bilinip bilinmeyeceği, nasıl olacağı ve buna dair
alametler olup olmayacağı hususunu inceleyeme geçebiliriz.
dc. Kıyametin GerçekleĢme Anı ve Keyfiyeti
Kozmik anlamda kıyametin ne zaman kopacağı bilinmemektedir. Çünkü "onu
bilmek Allah’a mahsustur."202
O gün, tek bir çığlık kopar. Bütün insanlar Allah'ın
huzurunda toplanırlar. O gün hiç kimseye haksızlık yapılmaz, herkes yaptıkları
200 6/Enam, 6
201 56/Enbiya. 1-12, krĢ. Uyanık, age, s.163
202 31/Lokman, 34; 43/Zuhruf, 85; 67/Mülk, 25-27; 79/Naziat, 42-46
45
iyiliğin mükâfatını, iĢledikleri kötülüğün cezasını görür.203
Buradan da anlıyoruz ki,
kıyamet bir hüküm günüdür. Bunun üzerinde ayrıca durmak gerekiyor, çünkü ilahi
dinler, dünyayı ahretin bir tarlası olarak görürler ve burada yapılan iyilik ve
kötülüklerin muhakkak karĢılığını görüleceği bir gün olacağını söyler.
Kıyameti ne zaman kopacağına dair sorularına, kesin bir cevap alamayan
Müslümanlar,204
kıyametin yaklaĢtığını gösteren iĢaretlerin var olup olmadığı
düĢüncesine yönelmiĢler ve Hz. Peygamber‟e bu konularda sorular sormuĢlardır. Bu
konuda birçok hadis bulunmaktadır. Bazı rivayetlerde kıyametin yaklaĢtığı,
peygamberimizin kıyametin soluğunda gönderildiği, kıyamet ile kendisi arasında
parmakları ile iĢaret ederek, kısa bir sürenin bulunduğundan bahsedilmektedir.205
Kur‟an‟da kıyametin özü ve zamanıyla ilgili yapılan tasvirlerin ve kullanılan
ifadelerin hepsi, kıyametin ani olacağı Ģeklindedir. Ayrıca zamanıyla ilgili bilginin
sadece Allah katında olduğu da sıkça belirtilmiĢtir. Kur‟an, “Kıyamet saatinin bilgisi
Ģüphesiz Allah katındadır”206
ve “De ki, onun bilgisi Allah katındadır. Fakat
insanların çoğu bunu bilmezler.”207
gibi ayetlerle kıyametin zamanın hiç kimse
tarafından bilinmeyeceğini belirttikten sonra bu konuda sorulan soruları Ģöyle
cevaplar: “Sana, ne zaman kopacak diye kıyamet vaktini soruyorlar. De ki; onun
bilgisi yalnızca Rabbimin katındadır. Onu tam vaktinde koparacak olan O‟ndan
203 Bkz. 36/Yasin, 48-54,
204 Gölcük ve Toprak, a.g.e., s.373-374
205 Çelebi, a.g.e., s.91-92; Taftazani, a.g.e., s.360, Bilmen, a.g.e., s. 33-34; Erkan Yar, Müslüman
DüĢünüĢünde Ġsa‟nın Yeryüzüne ĠniĢi Paradigması, Dini AraĢtırmalar, Mayıs – Ağustos, 2001, c. IV,
sayı 10, s. 144
206 31/Lokman, 34
207 7/ Araf, 187; 79/Naziat, 42-44
46
baĢkası yoktur. O size ansızın gelecektir. Sanki sen onu çok iyi biliyormuĢsun gibi
sana soruyorlar.” Onun ilmi Allah‟a aittir, bu gaybtır ve gayb ise ancak Allah bilir
Ģeklindeki gibi sözlerle kendisine sorulan kıyamet anı sorusunu cevaplar. Bir
keresinde bu soruyu cevapsız bırakarak, “Bu konuda kendisine soru sorulan, soranda
daha bilgili değildir, demiĢtir. 208
Kur‟an, kıyamet olayının kesinliğini, yakınlığını bildirdiği, hatta oluĢ
biçimine dair tasvirler verdiği halde zamanı konusunda bir açıklama yapmaz.
Kıyamet Allah‟ın dilemesine bağlı bir olaydır ve O‟ndan baĢka hiç kimsenin bu
konuda tabii bir bilgisi yoktur.
Kur‟an‟da, insanın kıyamet günündeki halini oldukça çarpıcı bir Ģekilde ele
alan ayetler vardır. Kur‟an‟da kıyametle ilgili birçok tasvirlerden bazılarını verecek
olursak; örneğin: "İşte o gün, göğü kitap sahifesini dürer gibi düreriz. Onu ilk
yaratmaya başladığımız gibi (hesap için) yeniden yaratırız. Üzerimize bir vaad
olarak bunu mutlaka yapacağız."209
Kur'an-ı Kerim, kıyamet anında büyük bir gürültü kopacağını haber
vermektedir. Karia; yani gürültü koparacak olan, Sur'a birinci kez üflendiği zaman
meydana gelecek olan olaydır.210
Kıyamet için kullanılan ve bir süreye isim olan
infitar kelimesini de bu bağlamda örnek olarak verebiliriz. Sözlük anlamı yarılmak
demek olan infitar, kıyametin baĢlangıç olaylarından Ģöyle bahsetmektedir.
"Göklerin yarıldığı, yıldızların dökülüp yayıldığı, denizlerin birbirine
karıĢtığı, kabirlerin içi dıĢına çıkarıldığı zaman, her nefis iyilik olarak ne yapıp
208 Çelebi, a.g.e., s.184
209 21/Enbiya, 97, 104; ayr. bkz. Gölcük ve Toprak, a.g.e., s.378-379
210 101/Karia, 1-11
47
getirdiği ve ne yapmadığını bilecektir."211
Aynı durumu izah eden bir kavramda
tekfirdir. Tekvir kelimesi, katlayarak dürmek anlamına gelmektedir ve "güneĢin
dürülüp söndüğü, yıldızların dökülüp karadan, dağların yürütüldüğü, denizlerin
alevlendirildiği,gök yerinden oynatıldığı zaman, Cennet yaklaştırıldığı zaman,
insanoğlu önceden ne hazırladığını görecektir.." denilmektedir.212
Kıyametin nasıl olacağını anlatan bir ayet daha verecek olursak, keyfiyetine
dair bilgilerimiz biraz daha netleĢmiĢ olur: "Gözün kamaĢtığı, ayın tutulduğu, güneĢ
ve ayın bir araya getirildiği zaman, iĢte o gün insan "kaçacak yer nerede?" der. Hayır,
hayır bir sığınak yoktur. Ey insan! O gün sen Rabbi'nin huzuruna varıp durursun. O
gün insanoğluna önde ve sonra yaptığı ne varsa bildirilir. Özürlerini sayıp dökse de
insanoğlu artık kendi kendinin Ģahididir."213
Bunun gibi sahneler, kıyamet günündeki dehĢet ve korkuyu tasvir eder.
Kısacası, bu tez bağlamında hepsini vermenin imkanı olmadığından dolayı, ana
hatlarıyla kıyametin keyfiyetini Ģöyle verebiliriz: O gün insanlar çırpınıp yayılan
pervaneler gibi olacak214
, emzikli emzirdiğinden vazgeçer, her hamile kadın
çocuğunu düĢürür, insanlar azabın Ģiddetinden sarhoĢ görünürler215
, yürekleri
gırtlaklarına dayanmıĢ yutkunurlar216
, çocuklar ak saçlı kocalara döner.217
Yine o gün
211 82/Ġnfitar, 1-5
212 81/Tekvir. 1-21, krĢ. Uyanık, a.g.e., s.162
213 75/Kıyamet, 7-15
214 101/Karia, 4
215 22/Hac, 1-2
216 40/Mü‟min, 18
217 73/Müzzemmil, 17
48
– Allah‟tan korkanlar hariç dostlar bir birine düĢmandır.218
Ġnsanlar çekiĢip dururlar,
kimse kimseye bir tavsiyede bulunmaz.219
O gün insanlar arasında soy sop iliĢkisi
olmayacak, kimse birbirini sormayacak220
ve azaptan kurtulmak için fidye vermek
istenecek.221
D. KIYAMET KOPMADAN ÖNCEKĠ ALAMETLER
Ġnsanın kıyametin ne zaman kopacağını bilememesi hem iyidir; çünkü sürekli
bir çalıĢmayı getirmekte ve nasılsa kıyamet kopacak bir Ģekilde boĢ vermiĢliğe insanı
götürmeyecektir; hem de kötüdür, çünkü sürekli olarak kıyamet kopacak diye
düĢünmek insanı maddi ve manevi sıkıntıya sokabilir. Bunun için sürekli olarak
metafizik bir gerilim içinde olan insanlara yardımcı olmak ve birazcık olsun merakını
gidermek için Peygamberimiz kıyametin kopmasına yakın olabilecek muhtemel
olaylardan, alametlerden bahsetmektedir. 222
Kur'an-ı Kerim'de,"kıyamet için mutlak
surette bir alamet vardır. Bu itibarla sakın ondan şüphe etmeyin."223
Kur‟an‟da kıyamet alametlerinin nelerden ibaret olduğuna dair birkaç bilgi
verilmiĢtir: Ye‟cuc ve Me‟cuc‟ün geliĢi224
, dabbetü‟l-arzın çıkıĢı225
, sur
218 43/Zuhruf, 66
219 36/Yasin, 49-50
220 23/Mü‟minun, 101
221 70/Mearic, 11
222 Taftazani, a.g.e., s.360
22343/Zuhruf. 61
224 21/Enbiya, 96
225 27/Neml, 82
49
üflemesinden226
, göğün insanları sarsacak bir duman yayacağından227
ve ayın
yarılacağından.228
Hadislerde de kıyamet alametleri eĢratü’s-saa tabiriyle ifade
edilir.229
Sözlükte “alamet” manasındaki Ģeratın çoğulu olan eĢrat ile “zaman dilimi,
belirlenmiĢ vakit” anlamına gelen saat kelimelerinden oluĢan eĢratü’s-saa “kıyamet
alametleri” demektir. Bazı hadislerde belirtildiğine göre Hz. Peygamber kıyametin
kopuĢ zamanını bilmediğini söylemiĢtir. Nitekim Kur‟an‟da da, “De ki, onun bilgisi
Allah katındadır. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.”230
buyrulmaktadır, ancak
kopmasından önce vuku bulacak bazı olayların onun yaklaĢtığının alametleri
sayılacağını haber vermiĢtir. 231
Bu açıdan Ġslam kültürü, kıyamet ve özellikle
kıyamet alametleri konusunda yazılmıĢ zengin bir literatüre sahiptir. Kıyametin
alametleri önemine göre küçük ve büyük diye de sıralanmıĢtır. Kıyametin büyük
alametleri, birbiri ardınca az bir zaman içinde vuku bulur. Küçük alametler ise,
böyle değildir. Küçük alametler fasılalı olarak gerçekleĢenlerdir. Nitekim onlardan
bir kısmının gerçekleĢtiği söylenmektedir. Bir kısmı ise halen mevcut olup büyük
alametlerin vukuuna kadar devam eder.232
226 6/En‟am, 73
227 44/Duhan, 11-12
228 Kamer, 54/1
229 Bilmen, a.g.e., s. 31;
230 7/Araf, 187; 79/Naziat, 42-44
231 Topaloğlu, a.g.md., s. 523
232 Erdoğan, a.g.e., s. 15
50
a) Kıyametin Küçük Alametleri:
Bu hususa değinmeden önce özelikle belirtmemiz gereken husus Ģudur:
Kıyametle ilgili bu hadiselerin nasıl olacağını tam olarak bilmek mümkün değildir.
Bu nedenle alametlerden hangisinin gerçekleĢip, hangisinin gerçekleĢmediğini tespit
etme imkânımız oldukça azdır. Özellikle hadis kitaplarımızda, kıyamet alametleri ile
ilgili olarak birçok yorumlar bulunmaktadır, buralardan gerekli bilgiler edinilebilir.
Bu çerçevede tespit edildiği söylenilen ve hiçbir eleĢtiriye tabii tutulmaksızın
insanlara sunulan küçük alametler Ģunladır: 233
1 – Resul-i Ekrem‟in (s.a.s.) peygamber olarak gönderilmesi. Çünkü o,
peygamberlerin sonuncusudur. Son peygamber olması ise dünya hayatının bitimine
az bir zaman kalmasına delalet eder. Bu husus, Müslümanlar için temel inanç
esasıdır, Hz. Adem‟den baĢlayan nebevi sürecin son halkası peygamberimizdi, bunda
Ģüphe yoktur. Ama bunu kıyamet alameti olarak sunmak, ayrıca bilgilendirmeyi de
gerekli kılar, çünkü müminler bugün ölecekmiĢ gibi ahiret için, hiç ölmeyecekmiĢ
gibi dünya için çalıĢmaları istenilir. Zaman kavramı ve izafiliği üzerinde durmadan
dünya hayatının bitimine az bir zaman kaldığını söylemek, bin dört yılı aĢkın sürenin
az bir zaman olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceğini ve bundan sonraki kalan
zamanın ne olacağının bilinmemesi sorunu gündeme getirmektedir. Gerçi buna
Peygamberimizin kıyametin soluğunda gönderildiği, dünyanın geçirdiği ömre
nazaran geride kalan sürenin ikindi ile akĢam arasındaki süre kadar olduğuna dair
rivayetler verilse de, zaman kavramının felsefi açıdan tanımı ve izafiliği meselesi
ortaya çıkmaktadır. Çünkü dünyanın ömrünün yedi bin sene olduğu ve
peygamberimizin nübüvvet süresinin son bin seneye tekabül ettiğine dair rivayetlerde
233 Erdoğan, a.g.e., s.20-37
51
vardır. Bunları ayrıntılı inceleme tezimiz konusun dıĢındadır, ama mesele gene
dönüp dolaĢıp, kıyamet anının bilinemeyeceğine, sadece Allah tarafından
bilineceğine, ansızın olacağına itikat ederiz.234
2 - Ġçki içilmesi,
3 – Emanetin zayi olup, ganimet sayılması,
4 – Zekâtın ağır bir yük sayılması ve verilmemesi,
5 – Mescitlerde yüksek sesle konuĢulması: Bunun nasıl bir kıyamet alameti
olduğu hususunda düĢünmek gerekir, çünkü mescitler müminlerin sadece ibadet
ettiği mekân olmanın ötesinde toplumsal iĢlevi olan yerlerdir.
6 – Din öğreniminin yapılmaması. Bu husustan ne kastedildiği
netleĢtirilmelidir, çünkü bu dini ve dinin temel esasını kıyamete kadar koruyacak
olan Allah‟tır ve dünyanın bir yerinde din öğretiminde aksaklık olması baĢka bir
yerinde din öğretiminin yapılmayacağı anlamına gelir mi, sorusu önemlidir.
7 - Fitne ve bid‟atların zuhur etmesi ve çoğalması,
8 - Müslümanların Ġslami esaslardan uzaklaĢmaları, Bu nokta her zaman
önemlidir, yani müminler iyi iĢler yapmak ve kötülüklerden uzak durmakla
mükelleftir, ölüm ve dirim bunun içindir ve dünya hayatı bu anlamda bir imtihan
yeridir. Fakat ilk dönemden itibaren yaĢanan kargaĢa ve kaosları düĢündüğümüz
zaman Ġslami esaslardan uzaklaĢmanın ne olduğu mezhepler tarihi ve dinler tarihi
açısından oldukça ayrıntılı araĢtırılması gerekli hususlardır.235
9 – Ġnsanlarda ahret korkusunun kalmaması,
234 Çelebi, a.g.e., s.91-92
235 Muhammed EĢ-ġehristani, el-Milel ve‟n-Nihal, çev. Mustafa Öz, Litera yay. Ġstanbul.2008, s.33-
43
52
10 - Doğru söyleyenin insanlar tarafından sevilmemesi: bu oldukça genel ve
insanlığın ilk dönemlerinden beri söylenilir, Türkçede doğru söyleyeni dokuz köyden
kovarlar, denmesi bunu açıklar.
11 – MeĢru olanın gayri meĢru, olmayanın meĢru sayılması: helal ve haramın
net, önemli olanın bu ikisi arasında Ģüpheli olandan sakınmak, yani takva üzere
olmaya çalıĢmak üzerine kurulu bir sisteme sahip olan islamiyet‟te bu husus nasıl
kıyamet alameti olarak değerlendirebilir, diye sormak gerekir.
12 – Ġnsanlar arasında zinanın çoğalması,
13 – Adaletin kalkması
Bazı yazarlar bunlara kadın nüfusunun erkeklerden çok olması, zenginliğin
artıp dünya malının çoğalması, sadaka verecek fakirin bulunmamasını, iki Ġslam
ordusunun çarpıĢmasını da ilave ederler.236
Yukarıda bahsettiğimiz üzere, Ġslam‟ın
ilk dönemlerinden yakın döneme kadar Müslüman halklar birbiriyle çarpıĢmıĢlardır,
kadın nüfusunun erkeklerden çok olmasının kıyamet alameti olarak nasıl zikredildiği
ya da dünyanın içinde bulunduğu ekonomik sistemi düĢününce sadaka verecek
fakirlerin gittikçe arttığını hatırladıkça bu tür tespitlerin daha dikkatli ele alınması
gerektiği kanaatindeyiz.
Genel kabul görmüĢ olarak sunulan bu alametlerinin her birini ayrıntılı olarak
analiz etmek yerine, ana hatlarıyla küçük alametleri tasnif etmek istiyoruz. Çünkü
bunların hangilerinin gerçekleĢtiğinin tespiti oldukça zordur ve gayba ait hususlardır.
Bunun tespiti ise hadis ve akaid ilminin alanına girer, ahad, mütevatir hadislerin
236 Gölcük ve Toprak, a.g.e., s.375
53
ayrıntılı analizin yapılması gerekir,237
bunlar tezin temel konusu dıĢında kaldığı için
genel olarak küçük alametler hakkında temel bilgilendirmeler yapmak istiyoruz.
1. İslami ilimlerin gerilemesi, cehaletin artması, insanların bilmedikleri
şeyler hakkında biliyormuş gibi konuşması. Oysa en büyük bilgi, kiĢinin
bilmediğinin farkında olmasıdır. Bilmediğini bilen insan, bu eksikliğini giderecektir.
Dinin teorik yapısını iyi bilen, pratiğe de bilerek aktaracaktır. Dolayısıyla lehine ve
aleyhine olanı bilen, fehmeden (fıkıh) mümin, meĢru ve meĢru olmayanı birbirinden
ayıracak, kötü iĢlerden uzak duracak, Salih ameller yapmaya çalıĢacaktır.
2. İçki ve benzeri uyuşturucu kullanımımın artması. Bunlar insan iradesini
gideren unsurlar olduğu için kiĢinin akl-ı selim içinde olmasını engeller.
DavranıĢlarını bozar. Bireysel bozulma toplumsal bozulmayı getirir, bu nedenle Ģu
anda insanlığın en büyük tehlikesi olarak sunulması önemlidir. Dolayısıyla bunun
toplumsal ve orta kıyametin alameti olarak sunulması ve insanların bundan
sakınmasını istemem, buna maddi önlemler almanın yanı sıra manevi temel aramak
makuldür.
3. Fuhuşun artması. Ġnsanı bir erkek ve kadından yaratan Allah, meĢru
kurallar dahilinde evlenip, çoğalmayı emreder. FuhuĢ ise gayr-ı meĢrudur. Toplumsal
bozuklukların en büyük nedenidir. Çünkü neslin korunması esastır. ġu anda dünya
devletlerinin mücadele ettiği hususların baĢında kadın ticareti ve fuhuĢ gelmesi, bunu
engellemeye çalıĢması önemlidir. Ġçki ve uyuĢturucu ile birlikte düĢünüldüğü zaman
bu hususun küçük kıyamet, yani bireysel olarak insanın ölümü ve orta kıyamet, bir
neslin yok olması olarak düĢünülebilir.
237 Ġzmirli Ġsmail Hakkı, Yeni Ġlm-i Kelam, Latin harflerine aktaran Sabri Hizmetli, Umran yay.,
Ankara. 1981, s.16-18;
54
4. Adalet ve ehliyetin kalkması. Ġslamiyetin en çok önem verdiği husus,
ehliyettir, yani iĢi gerçekten bilen, o hususta yetenekli olan kiĢinin yapmasıdır. Bu
gerçekleĢtiği zaman bireysel ve toplumsal eĢitsizlikler kalkacak, rüĢvet önemli
oranda engellenmiĢ olacaktır. Bu açıdan bu alamet, küçük ve orta kıyametin belirtisi
olarak düĢünülebilir. Zira yeteneksiz insanların toplumda söz sahibi olmaları bireysel
ve toplumsal huzuru bozacaktır. Halbuki Ġslamiyet‟in en çok önem verdiği husus,
adaletli ve ahlaklı bir toplum kurmaktır. Bunun gerçekleĢmesinde iĢin gerçekten
yapan ehline verilmesi ve her iĢte adaletli davranılması Ģarttır.
5. Ana ve babaya isyanın artması, insanlara hürmet ve merhametin azalması.
Toplumsal yapının temeli ailedir. Aile ne kadar sağlam temeller üzerine kurulursa
toplum ve devlet yapısı da o kadar sıhhatli olacaktır. Bu nedenle ailenin kurucu iki
unsuru olan anne ve babaya hürmet, dinimizce çok önemlidir: Nitekim Kur'an-ı
Kerim, ana ve babaya "öf" bile demeyi uygun görmeyerek, toplumun en küçük birimi
olan ailede huzurun sağlanmayı hedefler. Aksi takdirde, toplumun en önemli
yapısında aksaklık ortaya çıkaracaktır, bu aksaklık, diğer insanlara hürmetsizliği
beraberinde getirecektir.
6. Kumar, fal ve benzeri şans oyunlarının toplumda geçim kaynağı olarak
görülmesi. Ġslamiyet açısından insanın alın teri ile kazandığı helal kazançtan daha
güzeli yoktur. Bu nedenle paranın para kazanması, emeksiz para temini, emek
karĢılığı çalıĢmanın değerini düĢüreceği için toplumsal dengeleri bozacak, insanların
çalıĢma azmini düĢürecektir. Böyle düĢünüldüğü zaman dinimizin bu hususları niye
yasakladığı ortaya çıkar. Bu açıdan küçük-orta kıyamet alameti olarak değerlendirme
imkanı vardır.
55
7. Ölçü ve tartı aletlerinde hile yapılması. Rızkın onda dokuzu ticarettedir.
Peygamberimizin ticaretin içinde, fıkıh imamız Ebu Hanife‟nin de döneminin önemli
tacirlerinden olduğunu düĢündüğümüz zaman, örnek Ģahsiyetlerin ticari
hayatlarındaki örnekliği, adaletli olmasının önemi ve kabullenme gerekçesi ortaya
çıkar. Ayeti kerimelerde ölçü ve tartı aletlerinde hile yapılmaması özellikle istenir,
çünkü insanların önemli geçim kaynaklarından olan ticarette temel olan adaletin
kaybolması demektir. Bunun kaybolması ise huzurun kaybolması demektir.238
Ana hatlarıyla küçük alametleri küçük kıyamet ve orta kıyamet bağlamında
yorumlayarak tasnif etmeye çalıĢtık. Bunun yanı sıra Peygamberimizin bir hadis-i
Ģeriflerinde belirttiği üzere, "kıyametten önce on alamet görmediğiniz sürece
dünyanın sonu gelmez"239
demesi üzerinde durmak gerekir. Bunları büyük alametler
olarak değerlendirmek gerekiyor, çünkü peygamberimiz bizleri bu sözüyle kıyamet
konusunda duyarlı olmaya çağırmıĢtır.
b) Kıyametin Büyük Alametleri
Büyük alametler, doğrudan gaybe dairdir, olacağını Taftazani‟nin ifadesiyle
söyleyecek olursak, “geleceğini de doğru söyleyen (peygamberimiz) haber vermiĢtir.
Huzeyfe b. Useyd Gifari‟nin belirttiğine göre, biz aramızda bir takım meseleleri
müzakere ederken Resullulah (as) çıkageldi. Kıyamet üzerine konuĢtuğumuzu
söyleyince, on alamet görmediğiniz sürece dünyanın sonu gelmez, dedi ve Ģöyle
sıraladı:240
238 Uyanık, a.g.e, s.166-167,
239Muslim, Fiten‟den naklen Uyanık, a.g.e., s.167, krĢ. Taftazani, a.g.e., s.360, Çelebi, a.g.e, s.97
240 Gölcük ve Toprak, a.g.e., s.360
56
1. Duhan ve BatĢe-i Kübra: Yeryüzünü kaplayacak bir duhan /duman
çıkacaktır. BaĢteĢ-i Kübra ise, kıskıvramak yakalama, tam anlamıyla tutma, büyük
vuruĢ anlamına gelir, kıyametle birlikte helak etmek ve azapla cezalandırmayı ifade
eder.241
2. Deccal: Bazı olağanüstü olaylar göstererek Rabbilik iddiasında bulunan
Deccal isimli bir varlık ortaya çıkacaktır.
3. Hz.Ġsa'nın nuzulü: Deccalı öldürecek olan Hz.Ġsa'nın yeryüzüne inmesi.
242 Bu konuyla doğrudan ilintili olan Mehdilik fikri de ayrıĢma çalıĢma konusudur.
243
4. Dabbetü'l-arz: Kur'an-ı Kerim'de bu husus Ģöyle belirtilmektedir." O gün
(kıyamet) başlarına geldiği zaman kendileri için yerden bir dabbe (canlı) çıkarırız
da, o onlara insanların ayetlerimize yakinen inanmadıklarını haber verir."244
5. Ye'cüc ve Me'cüc: Kur'an-ı Kerim'de "nihayet Ye'cüc ve Me'cüc seddi
açıldığı zaman, her tepeden boşanırlar. Gerçek va'd olan kıyamet artık
yaklaşmıştır."245
denilerek bu hususa iĢaret edilmektedir. 246
241 Ayrıntılı müzakere için bkz. Çelebi, a.g.e, s.142-152
242 4/ Nisa.159 Buna delil olarak "Şüphe yok ki, kitap ehlinden olan her ferd, ölümünden önce,
mutlaka İsa'ya iman edecek, o da kıyamet günü onlar aleyhine (Şehadette bulunan bir şahıs
olacaktır." verilmektedir. Bundan önceki ayetlerde de, Hz. Ġsa'nın insanlar tarafından öldürülme
çabaları anlatılmaktadır. Ġslam alimleri bu ayetleri farklı farklı yorumlamıĢlardır. Bu konuda
tartıĢmalar için bkz. Süleyman AteĢ, “Yüce Kur'an'ın ÇağdaĢ Tefsiri”, Ġstanbul. 1989, c. 2, s. 392 vd.
naklen Uyanık, a.g.e, s.167; Çelebi, a.g.e, s.98-100
243 ÇoĢkun, Ali, Mehdilik Fenomeni, Ġz yay. Ġstanbul, 2004, s.283
244 27/Neml, 82 Ayrıntılı müzakere için bkz. Çelebi, a.g.e, s.133-142
245 21/Enbiya. 96-97. "İşte o zaman inanmayanların gözleri donakalır ve yazıklar olsun bize! Biz
bundan gaflet içindeydik; daha zalimdik derler. 97.ayetin devamında böyle buyurulmaktadır.
246 27/Neml, 82
57
6. GüneĢin batıdan doğması: 247
7. Doğu, 8. Batı ve 9. Arap yarımadasında olmak üzere dünyadaki üç
bölgede yer batması hadisesinin görülmesi.
10. Hicaz (ya da Yemen) taraflarında büyük bir ateĢ çıkması.
Genel olarak buraya kadar zikredilenlerden anlaĢıldığı üzere, kıyametin
küçük alametlerinden bir kısmı vuku bulduğu; bir kısmını ise vuku bulmakta devam
ettiği belirtilmektedir. Diğer bir ifadeyle Kıyametin küçük alametleri büyük
alametlerin zuhur etmesine kadar devam edeceği, küçük alametlerin tamamının
ortaya çıkmasından sonra on tane büyük alametin belireceği söylenir.248
Kanaatimize göre, yukarıda belirttiğimiz üzere, kıyametle ilgili bu hadiselerin
nasıl olacağını tam olarak bilmek mümkün değildir. Bu nedenle gabya ait
hususlardan olduğu için alametlerden hangisinin gerçekleĢip, hangisinin
gerçekleĢmediğini tespit etme imkânımız oldukça azdır. Özellikle hadis
kitaplarımızda, kıyamet alametleri ile ilgili olarak birçok yorumlar bulunduğunu
düĢündüğümüz zaman konunun zorluğu ortaya daha iyi çıkacaktır. Tezimiz dinler
tarihiyle ilgili olduğu için bu hususlara girme imkânımız yok, ama itikâdî
meselelerde, birinci kaynak ayet-i kerimeler olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Bu
konuları ele alırken unutmamamız gereken nokta, Peygamberimizden gelen
mütevatir olmayan (mesela ahad) hadisler itikadi olarak delil olamayacağıdır. Çünkü
Ahad haberlerle itikad kesinleĢmez. 249
Bir hususun itikad haline gelmesi için
247 Ayrıntılı müzakere için bkz. Çelebi, a.g.e, s.101-132
248 Bkz. Taftazani, a.g.e, .360k,Gölcük ve Toprak, a.g.e, s.376, Erdoğan, a.g.e, s.20-37
249 Ġtikad konusunda haber-i ahadla –ravisi lafızlarında Ģüphe etmese ve Kur‟an‟a aykırı düĢmese
bile-delil getirilemez. ġeltut, a.g.e., s.70-73:Kubat, a.g.md., s.261-268; Bağçeci, a.g.e., s. 12, Ġzmirli
58
üzerinde hiç bir tartıĢma olmaması gerekmektedir. Halbuki, kıyametle ilgili haberler
üzerinde ise oldukça farklı yorumlarda bulunulmaktadır. Çünkü bu geleceğe ait
olup, üzerinde henüz tecrübe edilmemiĢ bir alanda konuĢmayı gerektirir. Bu nedenle
bu tür haberler üzerine hüküm kurma ve söz söyleme iddialıdır. Müslümanlar olarak
Kur‟an ve Sünnet üzerine hareket etme zorunluluğu olduğu için ve itikadi hususlarda
öncelik Kur‟an ve mütevatir hadislerde bulunduğundan dolayı çok hassas davranmak
gerekir. Gaybı bilmek Allah‟ın sıfatlarından birisidir, ama peygamberlerinden
dilediklerinin gaybden (ancak) vahiyle bilgi verebileceklerini de belirtmesi250
üzerinde durmalıyız. Bu demektir ki, peygamberler beĢeri özelliklerinden dolayı
değil, ancak Allah‟ın bildirmesiyle bilgi verebilirler. Hele söz konusu kıyamet
olunca, ne zaman olacağı sorusunu cevapsız bıraktığı ve “ bu konuda sorulan
sorandan daha fazla bilgi sahibi değildir” dediğini hatırlayacak olursak, onun
alametlerine dair haberlerin sahihliği üzerinde ayrıntılı olarak itikad âlimlerce
durulduğunu söylemekle yetinmek istiyoruz. Bu haberler vusukiyeti, yani gerçekten
Peygamberimize ait olup olmadıkları üzerinde duran müstakil eserler olduğunu
belirtilerek,251
burada önemli olan Ġslamiyet‟in kıyamete kadar baki kalacak din
olmasıdır. Müslümanlar bunun idrakinde olarak Allah'ın emir ve yasaklarını
uygulamaya çalıĢırlar. 252
Ġsmail Hakkı, Yeni Ġlm-i Kelam, Latin harflerine aktaran Sabri Hizmetli, Umran yay. Ankara, 1981,
s.17, Çelebi, a.g.e., s.98
250 3/Ali-Ġmran, 179; 72/ Cin, 26
251 Çelebi, a.g.e., s.183-186
252 Uyanık, a.g.e, s.168
59
Bu bağlamda, bu kıyamet alametlerinin gerçekleĢip gerçeklemediğine dikkat
etmekle birlikte, dünya ahret dengesini iyi kurmanın ve hiç ölmeyecekmiĢ gibi dünya
için, yarın ölecekmiĢ gibi ahret için çalıĢmanın önemine iĢaret etmek daha tutarlıdır.
F. HÜKÜM GÜNÜ OLARAK KIYAMET
Yukarıda bahsettiğimiz üzere, Kıyamet günü aynı zamanda bir hüküm
günüdür.253
Madem, dünya ahretin tarlasıdır, burada ne ekilirse orada o biçilecektir,
gerçekleĢmesi kesin olan kıyamet günü ile insan ebedi olan ikinci hayatına (ahiret)
baĢlar. o halde iyi ve güzel iĢler yapanların mükafatlarını göreceğini, kötü iĢler
yapanların da karĢılığını alacakları bir karar günü olması kadar doğal bir Ģey olamaz.
Bu nedenle, dünya hayatındayken hazırladıklarından iyi ve kötü olanlarının
kesinlikle birbirinden ayrılacağı kesin olan bir an olacaktır. ĠĢte O gün, hiç bir Ģey
gizli kalmayacaktır.254
O kadar ki, zerre miktar iyilik yapan mükâfatını görürken,
zerre miktar kötülük yapanda da cezasını mutlaka görecektir.255
Bu nedenle ahrette
de kazananlardan olmak için mutlaka bu dünyada Allah'ın emir ve yasaklarına dikkat
ederek yaĢamaya çalıĢmalıyız. Son piĢmanlığın fayda vermeyeceği o an için burada
dikkatli olmalıyız. 256
Bu durumu Ģu hadis-i Ģerif çok güzel açıklamaktadır.
"Güç yetirilemeyen en büyük baskın geldiği zaman, o gün, insan ne uğurda
çalıştığını anlar. Cehennem her bakımdan göreceği şekilde gösterilir. İşte azıp da
dünya hayatını tercih edenin varacağı yer şüphesiz Cehennemdir. Ama kim Rabbi'nin
253 78/Nebe, 17-20
254 69/Hakka, 13-18
255 99/Zilzal, 7-8
256 Bkz. 89/Fecr, 21-26
60
büyüklüğünden korkup da kendini kötülüklerden alıkoymuşsa varacağı yer şüphesiz
Cennettir."257
Ġnsanlar sürekli eylemlerine dikkat etmekte ve yaptıklarından sorumlu
olacaklarını bilmektedirler. Üstelik kıyametle baĢlayan ahiret hayatında bunların
karĢılıklarını göreceğini de idrak etmektedirler. Fakat kıyametin ne zaman
gerçekleĢeceğini bilmemektedirler. Olması kesin olan "an"ı bilememe, kiĢiyi sürekli
olarak bilinçli hareket etmesine, dünyayı ahiretin tarlası olarak görmelerine neden
olmaktadır.
257 Buhari, Kitabu'r-Rikak. 4, krĢ. Said Havva, el-Esas fi's-sünne, Ġstanbul. 1992, cilt. 10, s. 48-49
dan nakleden Uyanık, a.g.e., s.165
61
SONUÇ
Dünyanın sonu (Kıyamet) meselesi insanoğlunun en çok merak ettiği
bilinmeyenler arasında yer almıĢtır. Bu nedenle de her dinin kendi teolojik yapısına
uygun tarzda, dünyanın baĢlangıcıyla ilgili tasavvurlar gibi dünyanın sonuyla ilgili
tasavvurlar da geliĢtirilmiĢtir.
Yahudilikte, diaspora dönemlerinde gelen peygamberlerin öğretileri
“dünyanın sonunun yaklaĢtığı” mesajını içermektedir. Eskatolojik mesajlar, dünyanın
sonunu haber vermenin yanı sıra kıyamet öncesi bir ya da birkaç dönemden söz
etmektedirler. Sözü edilen bu dönemlerde insanların yeryüzünde o güne kadar
tatmadıkları bir mutluluğu tadacakları ifade edilmektedir. Bu durum acı çekilen,
mutsuz olunan bir yaĢamın karĢılığı ya da yeryüzüne egemen olan kötülüğüne karĢı
kazanılan zaferi ifade etmektedir. Aynı mesajın Hıristiyanlıkta önemli bir yere sahip
olduğunu da söyleyebiliriz. Dünyanın sonuna doğru ilahi kaynaklı bir kurtarıcının
gelerek insanları kurtaracağı, kötülüğü, zulmü, adaletsizliği ortadan kaldıracağı
inancı, Yahudilik ve Hıristiyanlıkta mevcuttur. Bu kurtarıcı Yahudiliğe göre Davud
soyundan gelecek olan bir kraldır. Hıristiyanlıkta ise kurtarıcı, yeryüzünde
bedenleĢen, insanların günahı için çarmıha gerilen ve ölüp dirilen bir tanrısal Oğul,
yani Ġsa, dünyanın sonunda geri gelecektir.
Ġslam dininde ise kıyamet, evrenin sonu olup o gün insanlar ölecekler ve belli
bir zaman sonra tekrar diriltilecekler yargılanmak için. Ġslamiyet‟te ahret öncesi vuku
bulacak olan kıyamet alametlerine de inanılır. Kıyamet günündeki haĢr, hesap,
cennet ve cehennem, ceza ve mükafat haktır. Dünyadaki amellerine göre insanlar
62
hesaba çekilecektir. Müminler cennete girecekler, kâfirler ise cehenneme
atılacaklardır.
Bazı Müslümanlar Ġsa‟nın ölmediği ve dünyanın sonunda tekrar geri
döneceğine ve Mehdi kurtarıcının geleceğine inanmaktadır. Bu inançlar Kur‟an‟da
hiçbir yer almamaktadır. Yahudi ve Hıristiyanlık gibi Ġslam dıĢı kaynakların etkisiyle
geliĢtiği tezini desteklemektedir. Netice olarak üç ilahi din (Yahudilik, Hıristiyanlık
ve Ġslamiyet)‟in kıyamet tasavvurları var.
63
KAYNAKÇA
Adam, Baki, Din Bilimleri 2, Ankuzem yay., Ankara, 2006
Adam, Baki, Yuhanne‟nın Vahyi ve Hıristiyan Tarihindeki Yansımaları, Dinler
Tarihi AraĢtırmaları – III, Hıristiyanlık (Dünü, bugünü ve Geleceği), Dinler Tarihi
Derneği yay., Ankara 2002
Arif, Arslan, , Dünya Kültürlerinde Kıyamet, Merkür yay., Ġstanbul, 2003
Atasağun, Galip, Hıristiyanlıkta Kıyamet Alametleri ve Dünyanın Sonu, Sebat yay.,
Konya, 2001
Aydın, Mehmet, Din Felsefesi, Selçuk yay., Ġstanbul, 1992
Bağçeci, Muhittin, Allah‟ı Bilmek ve Nefesi‟ye Göre iman, Kayseri
Batuk, Cengiz, Tarihin Sonunu Beklemek, Ġz yay., Ġstanbul, 2003
Besalel, Yusuf, Yahudi Tarihi, Üniversal Yay., Ġstanbul, 2000.
Bıyık, Mustafa, Armagedon ve Tanrı Krallığı, Aziz Andaç yay., Ankara, 2008
Bilgin, Akif, Kıyamet Sona Doğru geri Sayım Armagedon, Kara Kutu yay., Ġstanbul,
2005
Bilmen, Ömer Nasuhi, Büyük Ġslam Ġmihali, sad. A.Fikri Yavuz, Akçağ yay. Ankara
Bultmann, Rudolf, Tarih ve Eskatoloji, çev. Emir KuĢçu, Elis yay., Ankara, 2006
Cevizci, Ahmet, Paradigma Felsefe Sözlüğü, Paradigma yay., Ġstanbul 1999
Challaye, Felicien, Dinler Tarihi, çev. Samih Tiryakioğlu, Varlık yay., Ġstanbul, 1960
Çelebi, Ahmet, Mukayeseli Dinler Açısından Yahudilik, çev. Ahmet M. Büyükçınar,
Ömer Harman, Kalem yay., Ġstanbul, 1978
Çelebi, Ġlyas, Uzak ve Yakın Gelecekle Ġlgili Haberler, Kitapevi, Ġstanbul, 2000
ÇoĢkun, Ali, Mehdilik Fenomeni, Ġz yay., Ġstanbul, 2004
64
Derveze, Ġzzet, Kur‟an Cevap Veriyor, çev. Abdullah Baykal, YöneliĢ, Ġstanbul,
1988
Duncan, Heaster, Ġncil‟in Temelleri, Ġndia, 2000
Eliade, Mircea, Dinler Tarihi Sözlüğü., çev. Ali ErbaĢ, Ġnsan yay., Ġstanbul, 1997
Erdoğan, S. Hüseyin, Ölüm ve Ötesi, Çile yay., Ġstanbul, 1978
Eren, Sıddık Naci, Ölüm Kıyamet ve Ahiret, Demir yay., Ġstanbul, 1995
Eric, J. Sharpe, Dinler Tarihinde 50 anahtar kavram, çev. Ahmet Güç, Arasta yay.,
Bursa, 2000
EĢ-ġehristani, Muhammed, el-Milel ve‟n-Nihal, çev. Mustafa Öz, Litera yay.
Ġstanbul, 2008
Faiz, Ahmet, Kur‟an ve Sünnette Kıyamet ve Ahiret, çev. Veli Ulutürk, Uysal yay.,
Konya, 1988
Gazali, Kıyamet ve Ahiret, Ġhlas yay., çev. Ömer Beğ, Ġstanbul, 1985
Gazali, Kur‟an-ı Kerim‟de Kıyamet ve Ahiret, Bahar yay., Ġstanbul, 1967
Gölcük, ġerafeddin ve Toprak Süleyman, Kelam yay., Konya, 1988
GümüĢhanevi, Ahmed Ziyaüddün, Ehli Sünnet Ġtikadı, çev. A.Kabakçı, F.Günel,
Ġstanbul, 1980
Gündoğan, Hamdi, Geleneksel Kelam Sürecinde Sünnet-Ġtikad ĠliĢkisi/ Kelam
Ġlminin Yeniden ĠnĢası: Geleceğin Yeri Sempozyumu Bildirileri. Fırat Üniversitesi
yayını, Elazığ, 2004
Gündüz, ġinasi, Pavlus Hıristiyanlığın Mimarı, Ankara okulu yay., Ankara, 2001
Gürkan, Salime Leyla, Yahudilik, ĠSAM yay., Ġstanbul, 2008
Hallsell, Grace, Tanrıyı Kıyamete Zorlamak, çev. Mustafa Acar, Hüsnü Özmen, Kim
yay., Ankara, 2002
65
Ġsfahani, Rağıb, Müfredat, çev. ve notlandıran Türker, Yusuf, Pınar yay., Ġstanbul,
2010
Ġzmirli, Ġsmail Hakkı, Yeni Ġlm-i Kelam, Latin harflerine aktaran Sabri Hizmetli,
Umran yay. Ankara, 1981
Johnson, Paul, Yahudi Tarihi, çev. Filiz Orman, Pozitif yay., Ġstanbul, 2000
Karaca, Mustafa, Evreni Bekleyen Büyük Son Kıyamet, Nokta Kitap yay., Ġstanbul,
2006
Kitab-ı Mukaddes Eski ve Yeni Ahit Tevrat ve Ġncil, Ġstanbul, 1949
Koç, Turan, Ölümsüzlük DüĢüncesi, Ġz yay., Ġstanbul, 1991
Kubat, Mehmet, Kelam Ġlminin Yeniden ĠnĢasında Hadisin Rolü, Kelam ilminin
Yeniden ĠnĢası: Geleceğin Yeri Sempozyumu Bildirileri, Fırat Üniversitesi yay.,
Elazığ, 2004
Küçük, Abdurrahman; Günay, Tümer; M. Alparslan, Küçük, Dinler Tarihi, Berikan
yay., Ankara, 2009
Küçük, Mehmet Alparslan, Kutsal Kitap AnlayıĢı/ Yahudilik, Hıristiyanlık ve Ġslam
Örneği, Berikan yay., Ankara, 2009
Örs, Hayrullah, Musa ve Yahudilik, Remzi yay., Ġstanbul, 1966
Paçacı, Mehmet, Kutsal Kitaplarda Ölüm Ötesi, Ankara, 2001
R. Schaerez, ÇağdaĢ Filozoflarda Ölümün Anlamı, çev. Faik Dranaz, Ġstanbul, 1953
Rahman, Fazlur, Ana Konularıyla Kur‟an, terc. Alparslan Açıkgenç, Fecr, Ankara,
1987
Sachiko, Murata, Chittick, William, Ġslam‟ın Vizyonu, çev. Turan Koç, Ġnsan yay.,
Ġstanbul, 2000
Sarıkçıoğlu, Ekrem, Din Fenomenolojisi, SDÜ yay., Isparta, 2002
66
Sarıkçıoğlu, Ekrem, Dinler Tarihi, Bayrak yay., Ġstanbul, 1983
Savvaf, Muhammet Mahmud, Gözle Görülen Kıyamet, Hilal yay., Ġstanbul, 1982
Shahak, Ġsrael, Yahudi Tarihi Yahudi Dini, çev. Ahmet Emin dağ, Anka yay.,
Ġstanbul, 2002
Subhi, Salih, Ölümden Sonra DiriliĢ, çev. ġerafeddin Gölcük, Kayıhan yay., Ġstanbul,
1981
Sunar, Cavit, Kıyamet Cennet Cehennem, Kılıç yay., Ġstanbul, 1979
ġeltut, Muhammed, Akaid ve ġeriat I, çev. Muharrem Tan, YöneliĢ yay. Ġstanbul,
1991
Taftazani, Saduddin, Kelam Ġlmi ve Ġslam Akaidi, ġerhu‟l-Akaid, hz. Süleyman
Uludağ, Dergah yay. Ġstanbul, 1982
Tarakçı, Muhammet, St. Thomas Aquinas, Ġz yay., Ġstanbul, 2006
TaĢpınar, Ġsmail, Yahudi Kaynaklarına Göre Yahudilik‟te Ahiret Ġnancı, Ġstanbul,
2003
Tümer, Günay, Küçük Abdurrahman, Dinler Tarihi, Ocak yay., Ankara, 1988,
Uyanık, Mevlüt, Ġslam‟ın Ġnanç Ġlkeleri, Ankara. 1997
VatandaĢ, Aydoğan, Apokalipse Kıyametin Gizli Tarihi, TimaĢ yay., Ġstanbul, 1999
YaĢar, Ahmet, Kıyamet ve Alametleri Cennet ve Cehennemlikler, Güven yay.,
Ġstanbul, 1950
YaĢayan Dünya Dinleri, Diyanet ĠĢleri baĢkanlığı yay., Ankara, 2007
Yıldız, Murat, Ölüm Kaygısı ve Dindarlık, Ġzmir Ġlahiyat Vakfı yay. Ġzmir, 2004
67
Rabiya, Tohtahunova, The Doomsday Phenomenon of Religions, Master’s
Thesis,
Prof. Mustafa Erdem, 71 p.
Summary
Doomsday is the most wondering circumstance that mankind concerns
among the unknown things. Accordingly to the theological frame of every
religion there are the visions developed related to the beginning and the end of
the world.
In the Chapter I the short history and Doomsday comprehension of
Judaism is explained. The prophets’ advices in the Diaspora era include “got
close to the end of the world” message. Eschatological messages are explaining
not only the end of the world, but also together with the one or more pre-
Doomsday periods.
It can be said, aforementioned messages have the important place in
Christianity and all concern about that I took in the Chapter II. There’s a belief
which describes both in Judaism and Christianity that towards the end of the
world divine origin savior comes up and salvages people, puts away tyranny,
villainy, injustice. By Judaism this savior is the king that will come from the
breed of David. According to Christianity the savior is the Son, i.e., Jesus
Christ, the one who transformed into human on the Earth, the one who was
crucified and resurrected.
In the Chapter III Doomsday in Islam is handled. The people die at the
end of the world and in order to be judged they will be revived after the some
time. There is a creed in Islam which refers to the pre-Doomsday omens. It is
trusted in resurrection, judgment, heaven, hell, punishment and reward.
68
Rabiya, Tohtahunova, Dinlerde Kıyamet Fenomeni, Yüksek Lisans Tezi,
DanıĢman: Prof. Dr. Mustafa Erdem, 71 s.
ÖZET
Dünyanın sonu (Kıyamet) meselesi insanoğlunun en çok merak ettiği
bilinmeyenler arasında yer almıĢtır. Bu nedenle de her dinin kendi teolojik
yapısına uygun tarzda, dünyanın baĢlangıcıyla ilgili tasavvurlar gibi dünyanın
sonuyla ilgili tasavvurlar da geliĢtirilmiĢtir.
Yahudilikte, diaspora dönemlerinde gelen peygamberlerin öğretileri
“dünyanın sonunun yaklaĢtığı” mesajını içermektedir. Eskatolojik mesajlar,
dünyanın sonunu haber vermenin yanı sıra kıyamet öncesi bir ya da birkaç
dönemden söz etmektedirler.
Aynı mesajın Hıristiyanlıkta önemli bir yere sahip olduğunu da
söyleyebiliriz. Dünyanın sonuna doğru ilahi kaynaklı bir kurtarıcının gelerek
insanları kurtaracağı, kötülüğü, zulmü, adaletsizliği ortadan kaldıracağı inancı,
Yahudilik ve Hıristiyanlıkta mevcuttur. Bu kurtarıcı Yahudiliğe göre Davud
soyundan gelecek olan bir kraldır. Hıristiyanlıkta ise kurtarıcı, yeryüzünde
bedenleĢen, insanların günahı için çarmıha gerilen ve ölüp dirilen bir tanrısal
Oğul, yani Ġsa, dünyanın sonunda geri gelecektir.
Ġslam dininde ise kıyamet, evrenin sonu olup o gün insanlar ölecekler ve
belli bir zaman sonra tekrar diriltilecekler yargılanmak için. Ġslamiyet’te ahret
öncesi vuku bulacak olan kıyamet alametlerine de inanılır. Kıyamet günündeki
haĢr, hesap, cennet ve cehennem, ceza ve mükafat haktır.