T.C.ERCİYES ÜNİVERSİTESİ
HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM ANABİLİM DALIHALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM BİLİM DALI
HALKLA İLİŞKİLER UZMANLARI VE MEDYA İLE İLİŞKİKERİ
Hazırlayanİbrahim RAĞBET
4036531124
DanışmanYrd. Doç. Dr. Ali KORKMAZ
(Tezsiz Yüksek Lisans Tezi)
Haziran 2013KAYSERİ
1
T.C.ERCİYES ÜNİVERSİTESİ
HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM ANABİLİM DALIHALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM BİLİM DALI
HALKLA İLİŞKİLER UZMANLARI VE MEDYA İLE İLİŞKİLERİ
Hazırlayanİbrahim RAĞBET
4036531124
DanışmanYrd. Doç. Dr. Ali KORKMAZ
(Tezsiz Yüksek Lisans Tezi)
Haziran 2013KAYSERİ
2
BİLİMSEL ETİĞE UYGUNLUK
Bu çalışmadaki tüm bilgilerin, akademik ve etik kurallara uygun bir şekilde elde
edildiğini beyan ederim. Aynı zamanda bu kural ve davranışların gerektirdiği gibi, bu
çalışmanın özünde olmayan tüm materyal ve sonuçları tam olarak aktardığımı ve
referans gösterdiğimi belirtirim.
Adı-Soyadı: İbrahim RAĞBET
İmza :
i
YÖNERGEYE UYGUNLUK
Halkla İlişkiler Uzmanları ve Medya İle İlişkisi: Halkla İlişkiler Uzmanları ve Medya
Çalışanları Üzerine Bir Araştırma adlı Tezsiz Yüksek Lisans tezi, Erciyes Üniversitesi
Lisans Üstü Tez Önerisi ve Tez Yazma Yönergesi’ne uygun olarak hazırlanmıştır.
Tezi Hazırlayan Danışman
İbrahim RAĞBET Yrd. Doç. Dr. Ali KORKMAZ
Halkla İlişkiler ve Tanıtım ABD Başkanı
Doç. Dr. Mustafa AKDAĞ
ii
KABUL VE ONAY
…………………………………… danışmanlığında ……………………..tarafından
hazırlanan “……………………………………………………………….................” adlı
bu çalışma jürimiz tarafından Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
………………………………………. Anabilim Dalında tezsiz yüksek lisans tezi
olarak kabul edilmiştir.
……/06/2013
JÜRİ:
Danışman : ……………………… ………………….
Üye : …………………........ ………………….
Üye : …………………........ ………………….
ONAY:
Bu tezin kabulü Enstitü Yönetim Kurulu ……………… tarih ve
…………………………… sayılı kararı ile onaylanmıştır.
………/……../……..
……………………….
Enstitü Müdürü
iii
ÖNSÖZ
Halkla ilişkiler ve medya birbirine çok yakın olan iki çalışma alanıdır. İkisi de bir birine
bağlı fakat ayrı çalışan birer meslek dallarıdır. Halkla ilişkiler sorumlusu kuruluşun
tanıtımını sağlamak, imajını geliştirmek, bilinirlik, hedef kitlenin zihninde yer
edinebilmek için medyaya ihtiyaç duymaktadır. Medya da ise, halkla ilişkiler
çalışmalarından yararlanarak hem zamandan tasarruf ederek hem de üzerine
yoğunlaşmak istediği başka konularda halkla ilişkiler departmanından destek
almaktadırlar. Bu bilgi ve iletişim akışını hızlı ve kolay bir biçimde yapabilmek için
halkla ilişkiler uzmanının kendisine sunduğu basın bültenlerini veya basın
konferanslarını kullanarak, haber yazma eylemini gerçekleştirir. Halkla ilişkiler ve
gazeteciler arasında zaman zaman iş birliği olduğu gibi, zaman zaman da birbirlerine
karşı serzenişte bulunmaktadırlar. Ama ikisinin de temel görevi bu serzenişleri işlerine
görevlerine yansıtmayarak hedef kitleye doğru, yansız ve güvenilir enformasyonu
iletmesidir. Hazırlamış olduğum bu tezde bir halkla ilişkiler uzmanının medya ile
ilişkileri nasıl olması noktasın da bazı temel bilgileri ayrıntılı bir şekilde ele almaktadır.
Çalışmamızda, öncelikle danışmanım Yrd. Doç. Dr. Ali Korkmaz’a, anketi gazetecilere
uygulamam konusunda çok yoğun bir dönemde olmasına rağmen bana yardım eden
Akşam Gazetesi Ak Parti ve Başbakanlık muhabiri sayın Hakkı Kurban’a, yine çok
yoğun bir gündemleri olmasına rağmen halkla ilişkiler temsilcilerine ulaşmamı sağlayan
Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünde Yayın Müdürü ve aynı
zaman da Ankara Halkla İlişkiler Derneği Başkanı olan sayın Zeliha Doğan Yeşil’e,
halka ilişkiler sorumluları ile ilişkileri konusunda görüşlerini esirgemeyen Milliyet
Gazetesi Ankara Temsilcisi sayın Fikret Bila’ya ve zamanlarını ayırarak anketi
cevaplayan gazeteci ve halkla ilişkiler sorumlularına ve son olarak da her konuda bana
yardımcı olan anneme sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
İbrahim RAĞBET
Kayseri Haziran 2013
iv
HALKLA İLİŞKİLER UZMANLARI VE MEDYA İLE İLİŞKİLERİ
İbrahim RAĞBER
Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
Tezsiz Yüksek Lisans Tezi, Haziran 2013
Danışman: Yrd. Doç. Dr. Ali KORKMAZ
KISA ÖZET
Halka ilişkiler ve medya ilişkisi inkar edilemez bir biçimde bir birine sıkı sıkıya başlı iki
meslek türüdür. Bu bağlamdan yola çıkarak halkla ilişkiler mesleğinin gazetecilik ile
olan ilişkisini ortaya koymaya çalıştık.
Birinci bölümde, halkla ilişkiler kavramını öncelikle sizlere tanıtmak istedik. Halkla
ilişkilerin tescillenmiş bir tanımını yapmak mümkün olmadığından çeşitli tanımlarını,
dünyada nasıl otaya çıktığını ve Türkiye’deki gelişim sürecinden bahsedilmiştir. Daha
sonra halkla ilişkilerin medyada yeri ve öneminden ve medyanın yapısına ve işlevine
değinilmiştir. Halkla ilişkiler gazetecilik ile olan ilişkisinde söz edilmiştir. Yazılı
basında kalıcı olmanın yolları, yazılı basınla olan ilişkilerde nelerin yapılması veya
yapılmaması gerektiği gibi konulara değinilmiştir.
İkinci bölümde ise, halkla ilişkiler çalışmaları olan basını bilgilendirici çalışmalara yer
verilmiştir. Bunu anlatırken detaya inerek basın bültenlerinin, bildirilerinin, basın
makalesinin, basın konferanslarının, basın gezilerinin yazılı diğer basınların (kitap,
derdi vb.) nasıl olması gerektiğini, mükemmel bir basına yönelik bilgilendirici
malzemelerin ne şekilde hazırlanması gerektiği gibi konuları en ince ayrıtlılarına inerek
aktarılmıştır.
Ayrıca, görsel ve işitsel medya ile ilgili bilgilendirici halkla ilişkiler çalışmalarının nasıl
olması gerektiğine yazılı basını bilgilendirici çalışmalarda olduğu ayrıntılı bir şekilde
değinilmiştir.
Bunun yanında ikinci bölümün son kısmında ise, özel durumlar için basına yönelik
halkla ilişkiler çalışmalarına değinilmiştir. Sergi hazırlarken neye dikkat edilmeli ki
hedef kitlenin aklında yer edinsin, fuarlar nasıl hazırlanmalı ve en önemlisi kriz
dönemlerin bir kuruluşun imajına zarar gelmeden en ufak minimum hasarla nasıl
v
atlatılmalı ve bunu yaparken basınla ilişkiler hangi boyutlarda nasıl olmalı gibi konulara
detaylı boyutlarıyla yer verilmiştir.
Üçüncü ve son bölümde ise, Ankara’da halkla ilişkiler uzmanları ve yazılı medyada
çalışan gazeteciler üzerine yapmış olduğum bir anket çalışması verilmiştir. Bu anket
çalışmasında, gazeteciler ve halkla ilişkiler uzmanlarının birbirlerinin tam zıt yönlü
sonuçlarına rastlanmaktadır. Gazetecilerin yarısı halkla ilişkiler çalışmaları gazetecilik
mesleğini pasifleştirdiğini ifade etmektedirler. Halkla ilişkiler temsilcileri ise bu duruma
karşı çıkarak pasifleştirmekten ziyade, gazetecilere haber ve başka diğer konularında
gazetecilere kolaylıklar sağladıklarını dile getirmektedirler. Araştırmanın devamında ise
daha enteresan sonuçlar meydana çıkmaktadır
Anahtar Kelimeler: halkla ilişkiler, medya, gazetecilik, basın
vi
ABSTRACT
vii
İÇİNDEKİLER
BİLİMSEL ETİĞE UYGUNLUK..................................................................................i
YÖNERGEYE UYGUNLUK.........................................................................................ii
KABUL VE ONAY........................................................................................................iii
ÖNSÖZ............................................................................................................................iv
KISA ÖZET.....................................................................................................................v
ABSTRACT...................................................................................................................vii
İÇİNDEKİLER............................................................................................................viii
TABLOLAR LİSTESİ..................................................................................................xii
GİRİŞ................................................................................................................................1
BİRİNCİ BÖLÜM
HALKLA İLİŞKİLER KAVRAMI, TARİHÇESİ VE MEDYA İLE İŞİLŞKİSİ
1.1. Halkla İlişkiler Kavramı ve Tanımı............................................................................2
1.2. Halkla İlişkilerin Tarihsel Gelişimi............................................................................5
1.3.Türkiye’de Halkla İlişkilerin Tarihsel Gelişimi..........................................................7
1.4.Halkla İlişkilerin Medya İle İlişkisi.............................................................................8
1.4.1.Medyanın Yapısal Özellikleri ve İşleyişi.................................................................8
1.4.2.Halkla İlişkilerde Medyanın Yeri ve Önemi............................................................9
1.4.3.Halkla İlişkiler Uygulayıcısı ve Medya Çalışanı İlişkisi........................................10
1.4.4.Medya İlişkilerini Sağlamlaştırma Yöntemleri......................................................13
1.4.5.Medya İle İlişkilerdeki Hatalar ve Önlemleri.........................................................13
2. BÖLÜM
BASINA YÖNELİK BİLGİLENDİRİCİ MALZEMELERİN HAZIRLANMASI
2. 1 Basın Bildirisi...........................................................................................................15
2. 2 Basın Bülteni............................................................................................................17
2.2.1 Basın Bülteni Çeşitleri............................................................................................18
2.2.1.1 Klasik Basın Bülteni............................................................................................18
2.2.1.2 Arka Plan Bilgilerinin Verildiği Basın Bültenleri...............................................18
2.2.1.3 Özetin Eklendiği Teknik Bülten..........................................................................18
2.2.1.4 Bir Rapora veya konuşma Metnine Eklenen Özetleyici Bülten..........................19
2.2.1.5 Resimle Hakkında Bilgi Veren Bültenler............................................................19
viii
2.2.1.6 Kısa Duyurular....................................................................................................19
2.3 Basın Makaleleri........................................................................................................19
2.3.1 Basın Makalelerinin Amacı....................................................................................20
2.3.2 Basın Makalesinin Sekil ve İçerik Özellikleri........................................................21
2.3.3 Makale Çeşitleri......................................................................................................22
2.3.3.1. Bir Sorun Hakkında Ek Bilgi Veren Makaleler.................................................22
2.3.3.2. Örnek Olay Tarihçesini Anlatan Makaleler.......................................................23
2.3.3.3. Araştırma Makaleleri..........................................................................................23
2.3.3.4. Uygulama Makaleleri.........................................................................................24
2.3.3.5. Ele Aldığı Kişi veya Konuların Geçmişiyle İlgili Bilgi Veren Makaleler.........24
2.3.3.6. Kişilik Profilini Anlatan Makaleler....................................................................24
2.3.3.7 Tarihsel Makaleler...............................................................................................24
2.3.3.8. Toparlayıcı Makaleler........................................................................................24
2.4. Ürün Raporu.............................................................................................................25
2.5. Basın Konferansı......................................................................................................25
2.5.1. Basın Konferansının Planlanması..........................................................................27
2.5.2. Basın Konferansın Yeri.........................................................................................29
2.5.3. Basın Konferansının Zamanı.................................................................................32
2.5.4. Basın Konferansı Davetiyesi.................................................................................33
2.5.5. Basın Konferansında Konuşma Süresi..................................................................36
2.6 Basın gezisi................................................................................................................39
2.8. Basın Röportajı-Mülakatı.........................................................................................44
2.9. Fotoğraf....................................................................................................................47
2.10. Sektörel Yayınlar....................................................................................................50
2.10.1. Gazeteler..............................................................................................................50
2.10.2. Dergiler................................................................................................................51
2.10.3 Yıllık.....................................................................................................................52
2.10.4. Katalog................................................................................................................52
2.10.5. Kitaplar................................................................................................................52
2.11. İnternet ve Web Sitesinin Halkla İlişkiler Aracı Olarak Kullanılması...................53
2.11.1. İnternet.................................................................................................................53
2.11.1.1. İnternet Üzerinden Basına Sağlanabilecek Hizmetler......................................57
2.11.1.1.1. Basın Bültenlerinin Verilmesi.......................................................................58
ix
2.11.1.1.2. Faaliyet ve Yıllık Raporların Verilmesi........................................................59
2.11.1.1.3. Fotoğraflar.....................................................................................................59
2.11.1.1.4. İstatistikî Veriler............................................................................................59
2.11.1.1.5. Yöneticilerin Özgeçmişleri............................................................................59
2.11.1.1.6. Önemli Konuşma Metinleri...........................................................................60
2.11.1.1.7. Kurum Yayınlarının Sanal Ortamda Yer Alması..........................................60
2.11.1.1.8. Basın Konferansının Sanal Ortamda Gerçekleştirilmesi...............................60
2.11.2. Web Sitesi............................................................................................................60
2.12. Radyo ve Televizyonun Halkla İlişkiler Aracı Olarak Kullanılması.....................62
2.12.1. Radyo İçin Hazırlanan Basın Bültenleri..............................................................65
2.12.2. Televizyon İçin Hazırlanan Haber Bültenleri......................................................66
2.12.3. Basın Konferansı.................................................................................................67
2.12.4. Basın Gezileri......................................................................................................68
2.12.5. Basın Dosyası......................................................................................................68
2.13. Sergiler...................................................................................................................68
2.14. Fuarlar.....................................................................................................................69
2.15. Yarışmalar..............................................................................................................70
2.16. Festivaller...............................................................................................................71
2.17 Kriz Durumunda Basın İle İlişkiler.........................................................................71
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
HALKLA İLİŞKİLER UZMANLARI VE MEDYA ÇALIŞANLARI ÜZERİNE
BİR ARAŞTIRMA
3.1. Araştırmanın Amacı ve Sorun..................................................................................77
3.2. Araştırmanın Kapsam ve Yöntem............................................................................77
3.3. Araştırmanın Sonuç ve Analizi................................................................................77
3.4. Gazeteciler Araştırması............................................................................................77
3.4.1. Cinsiyet ve Yaş......................................................................................................78
3.4.2. Gazetecilerin Yaptıkları Alanlar............................................................................79
3.4.4. Gazetecilerin Halkla İlişkiler Faaliyetiyle/ Mesleğiyle Olan Bağlantıları............80
3.5. Hakla İlişkiler Sorumlularına Yönelik Araştırma....................................................90
3.5.1 Cinsiyet ve Yaş aralığı............................................................................................90
x
SONUÇ.........................................................................................................................102
KAYNAKÇA................................................................................................................104
EK 1..............................................................................................................................109
EK 2..............................................................................................................................114
ÖZ GEÇMİŞ................................................................................................................119
xi
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo 1 : Grunig ve Hunt’a göre Halkla İlişkiler uzmanlarının ve
gazetecilerin birbirlerini değerlendirmesi(Aktaran, belgeler.com).........Tablo 2: Basın konferansı davetiyeleri ve bu davetiyelere hangi durumda gidildiği...................
Tablo 3: Basın gezileri davetleri ve bunlara hangi durumlarda gidildiği.....................................
Tablo 4: Almanya’da basılı, klasik ve online medyalarda çalışan
gazetecilere yönelik araştırma........................................................................................
Tablo 5: Almanya’da basılı, klasik ve online medyalarda çalışan
gazetecilere yönelik araştırma.......................................................................................
Tablo 6: Almanya’da basılı, klasik ve online medyalarda çalışan
gazetecilere yönelik araştırma.......................................................................................
Tablo 7: Gazetecilerin cinsiyetleri .......................................................................
Tablo 8: Gazetecilerin yaşları..........................................................................................
Tablo 9: Gazetecilerin görev yaptıkları alanlar................................................................
Tablo 10: Gazetecilerin deneyimleri..................................................................................
Tablo 11: Karşılaşılan halkla ilişkiler çalışmaları..............................................................
Tablo 12: Günlük ortalama nasıl bülteni/bildirisi sayısı....................................................
Tablo 13: Basın konferanslarına yönelik davet oranları....................................................
Tablo 14: Basın konferansı davetlerine hangi durumda gidildiği.....................................
Tablo 15: Basın seyahatlerine yönelik davet oranları........................................................
Tablo 16: Basın seyahatlerine davetlerine hangi durumda gidildiği..................................
Tablo 17: Basın bildirilerinin/bültenlerinin değerlendirilmesi..........................................
Tablo 18: Halkla ilişkiler faaliyetlerinin gündem üzerindeki etkisi..................................
Tablo 19: Gazetecilerin çalıştıkları alanlara göre halkla ilişkilerin gündemlerini ............
etkileme durumu ....................................................................................
Tablo 20: Gazetecilerin armağanlara yaklaşımı.................................................................
Tablo 21: Gazeteciler açısından büyük reklam verenlerin halkla ilişkiler çalışmaları......
Tablo 22: Gazetecilerin yoğun olduğu dönemlerde halkla ilişkilerden
Yararlanmaları.........................................................................................
Tablo 23: Gazeteciliğin pasifleşmesi.................................................................................
Tablo 24: Halkla ilişkiler çalışmalarının gazetecilik mesleğine etkisi..............................
Tablo 25: Halkla ilişkiler çalışmalarında kişisel tanışıklık ...........................................
Tablo 26: Gazetecilerin patronları hakkında olumlu haber yapma durumları...................
Tablo 27: Halkla ilişkiler mesleğini uygulayacakların kökeni..........................................
xii
Tablo 28: Cinsiyet..............................................................................................................
Tablo 29: Halkla ilişkiler sorumlularının yaşları...............................................................
Tablo 30: Halkla ilişkiler strateji ve teknikleri..................................................................
Tablo 31: Halkla ilişkiler yöntemleri................................................................................
Tablo 32: Basın Bülteninin/Bildirisinin Hazırlandığı Durumlar.......................................
Tablo 33: Basın bülteninin/bildirisinin gönderildiği aralıklar...........................................
Tablo 34: Basın bültenlerinin/bildirilerinin kimlere gönderilmesi gerektiği ..................
Tablo 35: Gönderilen basın bültenlerinin/bildirilerin yayınlama durumu........................
Tablo 36: Basın bildirilerini/bültenlerin yayınlanmasını garantileyecek yöntem..............
Tablo 37: Gazetecilerle kişisel ilişkiler..............................................................................
Tablo 38: Gündemin etkilenmesi.......................................................................................
Tablo 39: Medya mensuplarına armağanlar verilmesi.......................................................
Tablo 40: Verilen armağanların türü..................................................................................
Tablo 41: Gazetecilerle Kişisel Tanışıklık.........................................................................
Tablo 42: Halkla ilişkiler çalışmalarının gazetecilik mesleğine etkisi..............................
Tablo 43: Gazeteciliğin pasifleşmesi.................................................................................
Tablo 44: Gazetecilerin iş yoğunluğunun halkla ilişkiler malzemelerin
üzerindeki etkisi.................................................................................................
Tablo 45: Büyük reklam verenlerin halkla ilişkiler çalışması..........................................
Tablo 46: Gazete sahiplerinin başka iş dalları hakkındaki haberler..................................
Tablo 46: Halkla ilişkiler mesleğini uygulayacakların kökeni..........................................
xiii
GİRİŞ
Halkla ilişkiler kuruşla bireyler arasında güvenilir bir ortam olmasını sağlamaktadır.
Basın başlayan bu süreç tüm iletişim alanlarına yayılarak devam etmektedir.
Günümüzde artık büyük şirketler halkla ilişkiler departmanı veya basın ile ilişkiler
bölümlerini bünyelerinde barındırmaya başlamışlardır. Bunu sebebi de imajını daha da
yükseltmek, itibarını korumak ya da kazanmak gibi amaçlarla halkla ilişkiler
mesleğinden yararlanmaktadırlar. Halkla ilişkiler uzmanları da bu girişimleri yapmak
için öncelikle medyaya başvurmaktadır. Çünkü yazılı, görsel ve işitsel medya ile
kuruluşun bütün hedef gruplarına daha kolay ve daha az maliyetle ulaşma imakını
vardır. Bu yüzden halkla ilişkiler uzmanları medyada çalışan görevlilerle ilişkileri sıcak
tutmak mecburiyetindedir. Basına karşı sürekli bir hoşgörü içerisinde olması kuruluş
çıkarları açısından oldukça önemlidir. Bunu başarması için gazetecilerin kuruluş için
istedikleri materyalleri hızlıca gazetecilere ulaştırmak ya da basın için Türkiye’de henüz
tam olarak aktif bir şekilde oluşturulmayan web sitesi oluşturularak yapılmalıdır. Bunun
haricinde basını bilgilendirmek için çeşitli bilgilendirici malzemeler hazırlanmalıdır. Bu
hazırlanacak malzemeler çok dikkatli bir şekilde hazırlanmalıdır ki aksi takdirde iyi
hazırlanmamış bir çalışma basın içerisinde kendisine yer bulamayacaktır.
Halkla ilişkiler ve medya arasında ilişkiler oldukça tuhaf bir şekilde ilerlemektedir. İki
sektöründe birbirleriyle dayanışma içerisinde yaşadıkları zamanlarda olur aynı zamanda
birbirlerini eleştirdikleri, zıt kutuplara düştükleri zamanlarda. Ancak bir halkla ilişkiler
uzmanı medya ile zıt düştükleri zaman hiçbir şekilde gazetecilere ve medyaya
küsmemelidir. Bu durumu Metin Kazancı şöyle dile getirmiştir: “ Basına küsen bir
halkla ilişkiler uzmanı, aynı zamanda kendi mesleğine de küsmüş demektir.” Şeklinde
ifade ederek medyanın bir halkla ilişkiler uzmanı için ne denli önemli olduğunu açık bir
şekilde belirtmiştir.
1
BİRİNCİ BÖLÜM
HALKLA İLİŞKİLER KAVRAMI, TARİHÇESİ VE MEDYA İLE İŞİLŞKİSİ
1.1. Halkla İlişkiler Kavramı ve Tanımı
20. Yüzyıl başlarında önem kazanmaya başlayan halkla ilişkiler kavramı ile ilgili olarak
birçok tanımlar yapılmıştır. Toplumda yönetenler ile yönetilenlerin olmasıyla birlikte
halkla ilişkiler uygulamalarına rastladığı bilinmektedir. Bu anlamda halkla ilişkiler
çalışmalarını çok daha öncelere götürmek mümkündür. Halkla ilişkiler kavramı bu
tarihsel süreç içerisinde geçirdiği değişimler ve diğer alanlarla olan ilişkisi ve bu
alanlarda uygulanabilir olmasından dolayı tek bir tanım üzerinde uzlaşma
sağlanamamaktadır (Kazancı, 1982: s.36)
Sosyal bilimlerle uğraşan kişilerin karşılaştıkları temel zorlukların başında, soyut
olanlarla uğraşmaları ve daha önemlisi, uğraş konularının insan olmasından dolayı,
homojen yaklaşımların geliştirilmemesi gelir. Özellikle yönetim ve halkla ilişkiler gibi
alanların uzun yıllar boyunca sanat mı, bilim mi oldukları tartışılmıştır. Halkla
ilişkilerin, sanat boyutunun bilim boyutundan daha ağır bastığı belli çerçevelerce kabul
edilmektedir. Aslında beşeri ilişkilere dayalı alan tüm bilimsel araştırmalara benzer
tartışmalara şahit olmak mümkündür.
Halkla ilişkilerin bilimsel yanı, bir bilimin konusunu oluşturması ve öğretebilmesi
oluştururken, öğrenilen bilgilerin gerçek hayata aktarılması sırasında, uygulayıcıların
kişilik özellikleri işin içine karışmakta, aynı eğitimi almasına karşın bir halkla
ilişkilerci, diğerlerinden daha başarılı olabilmektedir. Bu da halkla ilişkilerin sanat
yanını oluşturmaktadır (Budak ve Budak, 2000: s.5)
Halkla ilişkiler, pek çok akademik disiplini kapsar. Halkla ilişkilerin rolü kendi ilgili
öğelerini tahlil etmek, eleştirel bir gözle incelemek ve bunları tutarlı bir şekilde
profesyonel uygulamalara dönüştürmektedir. Halkla ilişkiler, akademik çalışmalarda
2
zaten mevcut olan öğeleri harekete geçirmeye ve bunları uzmanların kullanımına uygun
metodolojiler haline getirmeye ihtiyaç duyar (Karadeniz, 2010:s.2).
Halkla ilişkilerin en önemli amacı, kurumun genel stratejisi ve politikaları içinde
kalarak, örgütün ekonomik ve sosyal çıkarlarını en üstü düzeye çıkartmak için, hedef
kitlenin örgüt hakkındaki duygu ve düşüncelerini etkilemek ve güvenilen, prestij sahibi
bir kuruluş olması için çaba sarf etmektedir. Tartışmasız olan bir şey varsa, o da bu
çalışmaların doğru bilgiye ve dürüstlüğe dayanan bir biçimde yapılacak olmasıdır.
Amaç, hedef kitlenin de tepkilerini dikkate olarak örgütün çalışma ve politikalarını
toplum yararına paralel hale getirmek karşılıklı anlayış ortamı hazırlamaktır (Onal,
2000: s.8)
Halkla ilişkiler disiplinler arası bir faaliyettir iyi bir halkla ilişkiler uzmanı tüm bilim
alanları hakkında fikir sahibi olmalıdır. Belki de bu nedenden dolayı halkla ilişkiler
uzmanlarının, değişik alanlardan çıkmaları söz konusu olmaktadır (Budak ve Budak,
2000: s.5)
Bilim ve teknolojinin akıl almaz yükselişine paralel olarak; toplum kültürünün, yaşam
tarzının değişmesi, insanoğlunun ihtiyaçlarının çelişmesi ve bununla ilişkili olarak
üretim tarzının şekillenmesi ile ortaya çıkan hâkim ekonomik düzen birçok kavram ve
anlayışı da beraber getirmiştir. Bu değişimin etkisinde kalan toplumsal yaşamda halkla
ilişkiler kavramından artık sıkça duyulan kullanılan kavramlardan biri olmuştur.
Günümüzün ekonomik düzeninde, komu veya özel sektör olarak faaliyet gösteren ve
örgüt olarak nitelendirdiğimiz tüm işletme/kurumlar ayakta kalabilmek ve varlıklarını
sürdürebilmek için mal veya hizmet üretmek, ürettikleri bu mal veya hizmeti satmak
zorundadırlar. Bir başka ifade ile işletmeler, tüketicilerin ihtiyaçlarına yönelik üretim
yapmak, üretilen mal veya hizmete ihtiyaç duyan ancak çeşitli seçeneklere sahip
tüketicileri de ikna etmek durumundadırlar (Kalyon, 2007: s.3). Bu durumdan dolayı
şirketler halkla ilişkiler departmanına ihtiyaç duymuşlarıdır ve hızlı bir biçimde
yaygınlaşmasına günümüz en hızlı gelişen bilim dalı olmasına sebep olmuştur.
Halkla ilişkilerin kesin bir tanımını yapmak güçtür. Sosyal Bilimler alanına giren böyle
bir konunun kesin olarak sınıflandırılması olanağı bulunmadığı için, tabi atiyle verilen
tanımlar değişik olacaktır. Amerika Halkla İlişkiler Birliğinden (Public Relations
Society of America) bir uzman halkla ilişkilerin iki yüz kadar değişik tanımını
saptamıştır (Tortop, 1973: s.5) Bu tanımlardan bazıları:
3
Halkla ilişkiler derneklerine göre halkla ilişkiler “kuruluş yöneticilerinin
programlarını uygulayabilmek, hem kuruluşa hem de halkla hizmet verebilmek
noktasında çeşitli eğilimler, istekleri yorumlamak ve oluşabilecek sorunları
tahmin etmeye yönelik sosyal bilim ve sanattır” (Aktaran, Yavuz, 2008: s.1)
M. Croizier’e göre halkla ilişkiler; “ Dış alemin sempati ve iyi niyeti sağlamak
amacı ile yönetici ve müteşebbislerin başvurdukları usullerin tümüdür.”
(Aktaran, Abadan, 1973: s.5)
İngiltere Halkla İlişkiler Enstütüsü halkla ilişkileri, “ Bir kuruluş ile onun hedef
kitlesi arasında iyi niyet ve karşılıklı anlayışa dayalı ilişkiler sürdürmeye yönelik
daha önceden planlanmış çabaların tümüdür.” (Aktaran, Yavuz, 2008: s.1)
Uluslar arası Halkla İlişkiler Birliği, (IPRA- İnternational Public Relations
Association) “ Halkla ilişkiler bir işletmenin ya da özel veya kamusal bir
kuruluşun bağlantı kurduğu veya kurabileceği kimselerin anlayış, sempati ve
desteğini elde etmek ve bunu devam ettirmek için yaptığı sürekli ve örgütlenmiş
bir yönetim görevidir.” (Aktaran, Onal, 2000: s.16)
F. Jefkins’e göre halkla ilişkiler; “ Halkla ilişkiler, örgütle hedef kitle arasında
iyi niyet ve ortak bir ortam yaratmak ve geliştirmek için gösterilen planlı ve
örgütlü bir çalışmadır.”(Aktaran, Onal, 2000: s.16)
Prof. Dr. Güngör Onal’a göre; “özel veya kamusal kurum ve kuruluşların veya
kamuoyu önüne çıkmış bireylerin, ilişkide olduğu veya olabileceği çevrelerin
sevgi, anlayış, güven ve desteğini elde etmek ve bunu sürdürmek için sürekli
olarak yerine getirilmesi gereken bir yönetim işlevidir.” (Onal, 2000: s.16)
Webster sözlüğünde halkla ilişkiler; “ kamu ile bir kurum, firma ya da kişi
arasında iyi niyeti ve karşılıklı anlaşmayı geliştiren bilim ve sanattır.” (Antaran,
Hekimgil, 1968: s.16)
Betül Mardin’e göre halkla ilişkiler; “Doğru bilgi veren ve ikna etme yönteminin
planlı olarak uygulamaya geçilmesidir.”
Filiz Balta Peltekoğlu’na göre halkla ilişkiler; “Hedeflerini gerçekleştirmede
yardımcı olan, önem sırası bazen tüketici bazen dağıtıcı bazen de çalışanlar gibi
örgütün yapısına göre değişiklik gösteren, hedef kitlelerle gerçekleştirilen
stratejik bir yönetim biçimidir.”
4
Cutlip Center’a göre halkla ilişkiler; “Kurumun başarı veya başarısızlığının bağlı
olduğu, hedef kitleleri arasında karşılıklı yarar ilişkisi kuran ve devam ettiren bir
yönetim fonksiyonudur.
Halkla İlişkiler, bir işletme ile hedef kitle arasındaki karşılıklı iletişimi, anlayışı
oluşturmaya ve sürdürmeye yardımcı olan ayrıcalıklı bir yönetim fonksiyonudur.
(Aktaran, M. Akdağ)
Aleaddin Asna’ya göre; “Halkla ilişkiler, özel ya da tüzel kişilerin belirlenmiş
kitlelerle dürüst ve sağlam bağlar kurup geliştirerek onları olumlu inanç ve
eylemlere yönelten, tepkileri değerlendirerek tutumuna yön veren, böylece
karşılıklı yarar sağlayan ilişkiler sürdürme yolundaki planlı çabaları kapsayan
bir yöneticilik sanatıdır.”
1.2. Halkla İlişkilerin Tarihsel Gelişimi
Halkla ilişkilerin doğuşunu açık bir tarihle ifade edemeyiz. Bu kavram eski devirlerde
propaganda ile iç içedir. Propaganda tarihi incelendiğinde yöneticiler icatlarını halka
benimsetmek için bulunuyorlardı. Eski çağlarda halkı etkilemek için büyük hatiplerden
de faydalanılıyordu (Dinç, Aktaş, Temir, Eraymanlı ve Gülten, 2002: s.2).
Ortaçağ kilisesinden Eski Roma’ya, Eski Yunan’dan Irak’a kadar krallar, din adamları
vb. değişik iktidar gruplarının halka ulaşmak için çabaladıkları görülür. Roma’da ilk
çağlarda yapılan propagandanın amaçları, halkın Romalı olmakla gurur duymasına
yönelik ideolojik içerikli propagandalar, Roma’nın zaferleri ile beslenen, orduya karşı
sevgi geliştirme ve site yönetimlerini ele geçirmeye yönelik seçim propagandalarıdır.
Eski Yunan sitelerinin hemen her birine tiranlar M.Ö. VIII., VI. Yüzyıllarda
propagandayı sistematik olarak gerçekleştirmişlerdir. Bu devirde tiranlar, sanat
eserlerini de birer halkla ilişkiler aracı olarak kullanmışlardır ve bu konuda adeta
birbirleri ile yarışmışlardır.
Büyük İskender (M.Ö. 356-323) Perslerle yaptığı savaşta Pers İmparatoru Dora’yı
yenmiş, fakat İran halkının karşısına hem kendisi hem de askerler Makedonyalı kıyafeti
ile değil, Pers kıyafetleri ile çıkmıştır. Bu, halkın şaşırmasına ve belki de yenilginin
acısını daha az hissederek, Büyük İskender ve askerlerine karşı sempati bile
duymalarına neden olan bir davranış olarak değerlendirilebilir. Irak’ta M.Ö. 1800
yıllarına ait tarım bültenleri şeklinde tabletler bulunmuştur. Bu bültenlerde sulamanın
5
nasıl yapılacağı, hasadın nasıl kaldırılacağı konularında çiftçilere bilgiler vermektedir.
Bilindiği üzere günümüzde de aynı faaliyetler hükümetlerin tarım politikalarının bir
gereği olarak devlet tarafından yürütülmektedir (Budak ve Budak, 2000: s.40)
Halkla ilişkilerin tarihsel gelişimini ortaya koyarken değişik açılardan yaklaşımlarda
bulmak mümkündür (Okay ve Okay, 2011: s.18):
Başlangıcı belli olmayan bir tarihsel gelişim: Buna göre halkla ilişkiler,
insanların, başka insanların güvenini kazanmaya yönelik çabaları var
olduğundan beri vardır. Yalnızca bunu adlandırmak için bir kavram
geliştirilmemiştir.
Yaklaşık olarak endüstri devrimi ile başlayan bir tarihsel geçmiş: Toplumsal
yapıların oluşması, beraberinde organize olmuş bir iletişime duyulan ihtiyacı da
getirmiştir.
Ivy Lee ve Edward Bernays’ın değişik halkla ilişkiler tekniklerini kullanmasıyla
birlikte başlayan dönem.
Halkla ilişkiler tarihsel yönü ağır basan bir fonksiyon olarak yüzyıllardır
uygulanmaktadır. Fakat bir bilimin konusu olması ve yeni bir ilgi alanı gibi gündeme
gelmesi, yakın bir tarihe rastlar. İktidar mücadeleleri, yöneticileri yönetilenlerin
karşısında haklı çıkarmayı ve yapılan icraatları halkın onaylamasını gerekli kılmaktadır.
Bu nedenle demokratikleşme sürecinin adeta bir faaliyet olanını oluşturan halkla
ilişkiler, en ilkel toplumlarda dahi mevcuttur. Fakat ilk kez 1882 yılında Yale
Üniversitesi tarafından düzenlenen “Halkla İlişkiler ve Hukukçuların Yükümlülükleri”
adlı konferansta kavram olarak geçmiştir. Daha sonra 1897 de Amerikan demiryolları
ile ilgili olarak çıkarılan “Demiryolları Yıllığı” nda kullanılmıştır. 1807’de Thomas
Jefferson Birleşik Devletlerin ilişkileri ile ilgili olarak on kongreye gönderdiği bir
mesajda kullanmıştır (Orrick, 1967: s.2)
19. Yüzyıla kadar ilkel iletişim araçlarından yararlanarak çoğu zaman deneme yanılma
yöntemiyle bilimsel bir temele dayanmaksızın yürütülen halkla ilişkiler çabaları, 12
Yüzyılın ikinci yarısından itibaren hızla örgütlenmeye başlamıştır. 1986’da ABD’de
seçim kampanyasında Bryan ile Mc Kinley arasındaki sevaş, halkla ilişkilerin ilk kez
politik alanda örgütlü bir biçimde kullanılmasının bir örneğidir. Sanayi ve ticaret
alanında halkla ilişkilerin önem kazanması yine o yıllara rastlar. İlk kez 1890’da Ryan
6
ile Whitney mali danışmanlık firması, George Harvey adlı bir gazeteciyi maaşlı memur
olarak halkla ilişkilerden sorumlu tutmuştur (Asna, 1978: s.22)
Modern anlamda halkla ilişkiler, kurucuları olarak bilinen yukarıda da belirttiğimiz gibi
üçüncü bölüm olan Ivy Lee ve Edward Bernays döneminde başlamıştır. Bu dönemde
halkla ilişkilerin temel kuralları ortaya konulmuş ve sistematik olarak işlenmesini
sağlamışlardır.
Lee ve Bernays ile beraber halkla ilişkilerin gelişmeye başlamasında, dönemin
toplumsal koşulları oldukça etkili olmuştur. Yazılı basının yaygınlaşmış olması ve
“muckraker” denilen gazetecilik türünün başlaması burada önem taşır. Tekelci
kuruluşların çalışanlarına yeterince değer vermemesi, basının bu kuruluşların kirli
işlerini ortaya koymasına neden olmuş, kuruluşlarda kamunun güvenini yitirdiklerinden
dolayı, kendilerini kamuya anlatma ve güvenlerini yeniden kazanmak amacıyla önce
bilgilendirme, daha sonrada halkla ilişkiler faaliyetlerinde bulunmaya başlamışlardır
(Okay ve Okay, 2011: s.19)
Avrupa’da halkla ilişkiler yöntemlerine İngiltere’de 1912’deki seçim kampanyalarında
rastlanır. İkinci Dünya Savaşında devletin yürüttüğü kampanyalarda halkla ilişkiler
mesleğinin yerleşmesine katkıda bulunmuştur (Yavuz, 2008: s.5). Halkla ilişkilerin
Avrupa’ya girişi yukarıda belirttiğimiz gibi II. Dünya Savaşından sonra yani 1946’dan
sonra olmuştur. Bu giriş yinede ABD’nin yardımlarıyla olmuştur. II. Dünya Savaşı
sonrası sosyo-ekonomik olarak olumsuz etkilenen Avrupa’ya Marshall Planıyla birlikte
girmiştir. Avrupa ülkelerinin ilk halkla ilişkiler şirketleri, çok uluslu Amerikan
şirketlerinin şubeleridir. Halkla ilişkileri Amerika’dan alan Avrupa devletleri, kendi
ekonomik ve sosyal gerçeklerine uyarlayarak büyük bir gelişme kaydetmişlerdir
(Çamdereli, 2000: s.13)
1.3.Türkiye’de Halkla İlişkilerin Tarihsel Gelişimi
Halkla ilişkilerin önemi Türkiye’de de gün geçtikçe yükselme trendini arttırarak devam
etmektedir. Ülkemizde de aynı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi II. Dünya Savaşından
sonra halkla ilişkiler kavramı kullanılmaya başlamıştır. Ülkemizde halkla ilişkiler
faaliyetleri özellikler 1950’li yıllarda Dış İşleri Bakanlığı’ndaki Enformasyon Genel
Müdürlüğünde görülmüştür (Yavuz, 2008: s.5)
7
1962 yılında gerçekleştirilen Merkezi Hükümet Teşkilatı Araştırma Projesi (MEHTAP),
“Devlet kuruluşlarının her kademesindeki çalışmalarda ve kararların alınmasında halkla
yakın ilişki sağlanmak zorundadır” denilmektedir. Proje ayrıca, halkla ilişkilerle ilgili şu
satırlar yer almaktadır: “ Türk idaresinde de çeşitli kademelerde, her kurumun
bünyesine uygun olarak, halkla temas ve dinleme usulleri kurmak gerekmektedir.”
(Tortop, 1993: s.21)
1961 Anayasasından sonra ortaya çıkan yeni özgürlük anlayışı, yöneten ile yönetilenler
arasındaki bilgi alışverişini sınırlı ama son derece olumlu boyuta taşımış; halkı
aydınlatmanın yönetim için bir zorunluluk olduğu gerçeği, yönetilenin yönetime katılma
bilinci, yönetimde demokratik taleplerde bulunma gibi yöneten-yönetilen ilişkileri
oldukça önemli mesafeler kat etmiştir ( Kazancı, 1996: s.22)
Özel sektörlerde halkla ilişkiler işleri 1970’li yıllara kadar reklam bölümleriyle
karşılanmaktaydı. Ancak bu yıllarda kamu sektörü yerinde sayarken, özel sektörlerin
halkla ilişkiler çalışmalarına başladığı göze çarpmaktadır. Başta bankalar olmak üzere
büyük işletmeler, bünyelerinde oluşturdukları halkla ilişkiler birimleri aracılığıyla
duyarlı kitleleriyle iki yönlü bir iletişim ağını kurmaya çalıştılar (Kadıbeşegil, 1986:
s.23)
1970’li yıllarda 30 kişinin yaşam seçimi olarak görülen halkla ilişkiler mesleği 90’lı
yıllarda on kat daha fazla bir sayıya ulaşmıştır. İlk halkla ilişkiler firması 1974 yılında
halkla ilişkilerin Türkiye’deki babası yani kurucu olan Alaeddin Asna kurmuştur.
Bugün is irili ufaklı halkla ilişkiler firmalarının sayısı 50’ye yaklaşmış durumdadır
(H.İ.Derneği, 1997: s.5).
1.4.Halkla İlişkilerin Medya İle İlişkisi
1.4.1.Medyanın Yapısal Özellikleri ve İşleyişi
İletişim çağında bilgilenme ihtiyacı, haberi ticari bir unsura dönüştürmüş böylece
gazetecilik mesleği doğmuştur. Medya kitle iletişim araçlarından yani gazete, dergi,
televizyon, radyo ve internetten oluşur. Medyanın en önemli temel işlevi haber
vermektir. Medya kamuoyu oluşturabilme yetisine sahip olduğu için güçlüdür. Medya,
yapısı gereği çalışanların hızla değişebildiği bir sektördür. Sektörü yakalayabilmek için
bu hızı sürekli takip etmek. Bilgi ve ilişkileri daima güncel tutmak gerekmektedir.
8
Medya kuruluşlarının işleyişlerine bir gazeteci kadar hakim olunması gerekir
(belgeler.com).
1.4.2.Halkla İlişkilerde Medyanın Yeri ve Önemi
Medyanın her zaman hedef kitleyi bilgilendirmesi ve ikna etme tekniklerine sahip
olması, medyayı önemli kılan başlıca özelliklerdir. Medya organları, yaygın haber
iletme kanalları olarak tartışılmaz önemlerini korumaktadırlar. Bu noktada medya ile
ilişkinin de önemi ortaya çıkmaktadır. Halkla ilişkilerin araştırma aşamasının ardından
oluşturulan planlama aşamasında ortaya çıkan strateji doğrultusunda uygulamaya
geçildiği üçüncü aşama medya ilişkileri de devreye girer. Özellikle daha geniş bir
kitleye ulaşabilmek, iletişim teknik ve araçları daha etkin bir biçimde kullanılmalıdır
(belgeler.com).
Medyanın gücü, kitle iletişim aracı olmanın yanında, ona toplumsal arenada etkin bit
eğitim ve sosyalizasyon aracı olma niteliğini de yükler. Bu bakımdan medya günümüz
toplumların kültürel üretim süreçlerinin ayrılmaz bir parçasıdır (Arslan, 2001: s.135).
Günümüzde bilgi edinme, düşünme ve düşünceyi ifade edebilme özgürlüğü, insan
haklarının en başta gelenleridir (Arslan, 2003: ilef.ankara.edu.tr). Medya tüm bu
süreçleri gerçekleştiren bir araçtır. Medyanın bu işlevi küresel iş dünyasında, medyadan
olumlu anlamda yararlanmak kişi ya da kurum açısından en temel görüş olarak
benimsenmiştir ( Gültekin, 2006: s.172)
Basın yayın organları, kuruluş ile hedef kitle arasında bir köprü görevi üstlenmekte ve
halkla ilişkiler biriminin fonksiyonlarını icra etmesinde önemli görevler
üstlenmektedirler. Kamuoyu oluşturmasında basın yayın organlarının rolü herkes
tarafından kabul edilmektedir. Öylesine etkili olan basın; örneğin, ABD’de Nixon
olayında görüldüğü gibi bir başkanın görevden alınmasına ve yine halkla ilişkilerin
kurucusu olarak kabul edilen Ivy Lee’nin yürüttüğü özel kampanya sonucunda,
gazeteler tarafından her gün horlanan bir iş adamını en iyi ve en üstün bir kişi
konumuna getirebilmektedir (Tengilimoğlu ve Öztürk, 2004: s.127)
Yazılı ve görsel basın organlarında olumlu bir şekilde yer almayı başaran kurum ve
kuruluşlar, mevcut potansiyel hedef kitleye herhangi bir beden ödemeden uluşma
imkanı yakalamaktadır. Bundan dolayı, bu tür örgütlerde halkla ilişkiler uzmanı veya
sorumlusu olarak görev yapan kişiler, yerel ve ulusal basınla iyi ilişkiler kurabilmeli ve
bunu sürekli kılabilmelidirler (Sabuncuoğlu, 1998: s.127)
9
Kurum hakkında kamuoyu nezdinde olumlu imajın oluşmasında basın yayın
organlarının çok büyük etkisi vardır. Bu gerçekten hareketle, basın yayın kuruluşlarıyla
ilişkilerimizi daima sıcak tutmalıyız. En azından hiç küsmemeliyiz. Basın yayın
kuruluşlarıyla oluşacak olumsuz bir ilişki, kuruluşunuz açısından olumsuz sonuçlar
doğurabilecektir. Bir anda olumsuz bir kamuoyunun oluşmasına neden olabilecektir. Bu
nedenle halkla ilişkilerden sorumlu görevlilerin, basın yayın organlarına yönelik
çabaları detaylı bir şekilde planlamalı ve düzenlemelidir. Basın yayın organlarıyla
ilişkilerde, haber bültenleri, basın gezileri, basın toplantıları, basın kokteylleri, haber
programları, belgesel programlar vb. teknikler kullanılabilir (Yatkın, 2004: s.35)
Bir halkla ilişkiler uzmanı, basınla ilişkilerin kendi uğraş alanında çok önemli ve duyarlı
bir konu olduğunu hatırda çıkartmamalıdır. Halkla ilişkiler uzmanı, haber değeri yüksek
olan her şeyi ilginç yazı ve resimlerle süsleyerek, yayına hazır bir biçimde gazetelere
ulaştırmayı çok fazla düşünmemelidir. Ancak ölçülü ve çok iyi düzenlenme ile
gerçekten haber değeri çok yüksek olan fırsatlarda bu yolun seçilmesi uygun olur
(Ertekin,1983: s.48). Böylesi durumlarda bir takım bazı çatışmalara yol açar. Bu
nedenle halkla ilişkiler uzmanının basınla ilişkilerde uyulması gereken kuralları şöyle
sıralayabiliriz (Günkut, 1974: sayı: 66 s.30)
Basına her türlü çalışma kolaylığı ve olanağı yaratmak.
İlişki kurulacak kişiyi doğru seçmek.
Yayın olanağı olmayan isteklerde bulunmamak.
Basına ilgi çekici haber vermek, bu gereksinimi iyi değerlendirmek.
Bir halkla ilişkiler programı için basına öneride bulunulacak ise; bunun hem
kurum, hem basın, hem de kamuoyu için yararlı olmasını sağlamak.
Basına gönderilecek halkla ilişkiler programında taklitten ve sıkıcı olmaktan
kaçınmak.
1.4.3.Halkla İlişkiler Uygulayıcısı ve Medya Çalışanı İlişkisi
Gazetecilerin ve halkla ilişkiler çalışanlarının bir dereceye kadar çalışmalarının birbirine
bağlı olduğu söylenir. Her iki meslek arasında bir hayli etkileşim olmasına rağmen,
halkla ilişkiler yapanlarla gazetecilik yapanlar arasındaki ilişkinin özelliği farklı
ülkelerde farklı şekilde tanımlanmışlardır.
10
Son yıllarda yaşanılan çeşitli ekonomik zorlukla nedeniyle, medya çalışanların
sayısındaki azalma medyanın halkla ilişkiler kaynaklarından gelen bilgilere
bağlılıklarını arttırmıştır. Ayrıca üniversitelerin halkla ilişkiler bölümlerinden mezun
olan uygulayıcı sayısının artması de hem teknik, hem de etnik bakımından medya ile
daha iyi bir iş birliğinin yapılmasına neden olmuştur (Okay ve Okay, 2009: s.24)
Medya çalışanları görevini yerine getirebilmek için, ilgilendikleri konuların
uzmanlarıyla iletişim kurma ihtiyacı duymaktadır. Medya mensupları gün içerisinde bir
çok halkla ilişkiler uygulayıcı tarafından bilgi bombardımanına tutulmaktadır. Bu
yüzden önemli olan haber kaynağı olarak farklılaşmaktır (belgeler.com).
Gazeteciler ile halkla ilişkiler uzmanları arasındaki ilişki, bugüne kadar birçok farklı
araştırmaya konu olmuş, her iki mesleğin uygulayıcılarının birbirleri hakkındaki
görüşleri incelenmiştir. Bu çalışmalar temel olarak, gazeteciler ile halkla ilişkiler
uzmanları arasında nefretle başlayan ilişkinin giderek karşılıklı fayda ilişkisine
verildiğini göstermektedir. DeLorme ve Fedler'in halkla ilişkiler uzmanları ve
gazetecilerin birbirleri hakkındaki görüşlerini derlediği çalışmaya göre; gazeteciler
halkla ilişkiler uzmanlarını etik dışı hareket etmekle, manipülatif, aldatıcı ve tek taraflı
olmakla suçlamaktadır (http://bianet.org).
Tablo 1 : Grunig ve Hunt’a göre Halkla İlişkiler uzmanlarının ve gazetecilerin
birbirlerini değerlendirmesi(Aktaran, belgeler.com)
Halkla İlişkiler uzmanları Gazetecile
r
Halkla ilişkiler basın enformasyonu yayar %89 %59
Halkla ilişkiler zamanında, doğru ve mükemmel haber sağlamaya yardımcı olur
%91 %48
Halkla ilişkiler sahte olaylar ve düzmece ifadelerle iletişim kanallarını doldurur
%42 %78
Halkla ilişkiler çalışanları gazetecilerin görmesi gereken insanlara engel olur
%38 %82
Halkla ilişkiler materyalleri genellikle haber olarak şekil değiştirmiş tanımıdır
%29 %84
Halkla ilişkiler çalışanları toplantı başlıkları, okuyucunun ilgisini çekmek, sayfayı en iyi şekilde değerlendirmek gibi gazetecilik konularını anlamazlar
%39 %89
11
Tablodan da anlaşılacağı gibi halkla ilişkiler uygulayıcının ve gazetecilerin birbirleri ile
anlaşamadıkları görülmektedir. Gazeteciler, halkla ilişkiler uzmanlarının basın
enformasyonu yaymadığını, zamanında, doğru ve güvenilir haberler yapmadığını
belirtmiş ve halkla ilişkiler uzmanları ise bunun tam tersini idea etmişlerdir. Öte yandan
gazeteciler, halkla ilişkiler uzmanlarının iletişim kanallarını sahte ve düzmece olaylarla
doldurduğunu, gazetecilerin görmesi gereken önemli haberlere halkla ilişkiler
uzmanlarının engel olduğunu, materyallerin genellikle haber olarak şekil değiştirdiğini
ve halkla ilişkilercilerin gazete sayfalarında ve nasıl değerlendirileceklerinden
anlamadığını ifade ederek aslında gazetecilerle halkla ilişkiler uzmanlarının aralarında
bir duvarın olduğunu göstermeye çalışmışlardır.
Günümüzde halkla ilişkiler uzmanları ile gazeteciler arasındaki ilişkiye baktığımızda
geçmişteki kadar ağır suçlamaların olmadığını ve ilişkinin karşılıklı fayda ilkesine
dayanan simbiyotik bir ilişki modeline doğru verildiğini görüyoruz (http://bianet.org).
Milliyet Gazetesi köşe yazarı Fikret Bila Türkiye’deki halkla ilişkiler uzmanlarının
gazetecilerle olan ilişkisini şöyle açıklamaktadır: “Halkla ilişkiler uzmanları genellikle
büyük özel sektör kuruluşlarında yer alan bir kurum. Büyük holdingler, bankalar gibi.
Devlet kurumlarında pek görülmüyorlar. Halkla ilişkiler uzmanları basınla ilişkiden
ziyade sektörlerindeki organizasyonlar ve müşteri bazlı çalışmalara katkı veriyorlar.
Medya ile ilişkileri basın danışmanı olarak görev yapan başka görevliler yürütüyor.
Genellikle iletişim mezunu olan basın danışmanları, kurum yöneticilerinin basınla
ilişkilerini geliştirmeye çalışıyorlar. Gazetecilerin taleplerini, kurum yöneticileriyle
görüşmelerini organize ediyorlar. Özellikle bakanların basın danışmanları medya
ilişkilerinde daha etkili ve yararlı oluyorlar. Gazetecilere bilgi aktarımı yaptıkları gibi
görüşmeyi gazeteciyle birlikte kayda alarak haberin doğru yayınlanması güvence altına
alıyorlar. Bununla birlikte halkla ilişkiler uzmanları ve basın danışmanlarının çok fazla
inisiyatif kullanma yetkileri olmadığını, bağlı oldukları kişilere sormadan yanıt
vermekten kaçındıklarını da söyleyebilirim.” Bila, büyük şirketlerin medya ile ilişkisini
halkla ilişkiler departmanı değil de, ayrı bir birim olarak oluşturulan basın danışmanları
yürüttüğünü, halkla ilişkilerin ise medya ile pek fazla ilişkisinin olmadığını daha çok
organizasyonlar ve müşteri bazında çalışmalar yaptığını sölemektedir (Milliyet, Bila,
2013)
12
1.4.4.Medya İlişkilerini Sağlamlaştırma Yöntemleri
Halkla ilişkiler açısından olumlu medya ilişkileri önemli bir yere sahiptir. Bir kuruluşun
hedef kitleye hitap edebilmesi için özellikle kendini tanıması ve güçlü zayıf yönlerini
bilmesi gerekir.
İyi basın ilişkileri sağlamak için bazı yöntemler şunlardır (Çöklü, 2004: s.107)
Halkla ilişkiler uzmanı medya mensubu ile arasında iki yönlü bir iletişim kanalı
yaratmalı ve her zaman için ortak çalışmalıdır. İletişim sektöründe bencillik
olamaz.
Basın yayın organları için hazırlanan iletişim materyallerinin belirli
özelliklerinin yanı sıra söz konusu iletişim kanalının da özelliklerine uyumlu ya
da ayarlanabilir, adapte edilebilir olması gerekmektedir.
Medya mensupları ile karşılıklı güven ortamı yaratmalı hatta açıklık ilkesine
dayanan dostane ilişkiler geliştirilmelidir.
Meslek ilkelerinin yanı sıra temsil edilen kurumun taşınmalı ve savunulmalıdır.
1.4.5.Medya İle İlişkilerdeki Hatalar ve Önlemleri
Medya ilişkilerinde en sık yapılan hata gereksiz ya da yeterli olmayan bilgileri
gazetecilere iletmektir. Bilgilendirici malzemeyi gönderdikten sonra sadece ulaşıp
ulaşmadığını sormak için telefon görüşmesi yapılması sık düşülen hatalardan biridir.
Önemli olan “acaba ulaştı mı?” sorusunu sormak değil gazetecilerin halkla ilişkiler
görevlisine rahatça oluşabileceği ortamı oluşturmaktır. Medya ile ilişkilerde hata yapma
olasılığını minimuma indirgemek için temel hataları maddeler halinde inceleyelim
(Belgeler.com, s.14):
Etkili iletişimden ziyade yakın çevrelerin fark etmesi üzerine duran müşteri veya
işveren beklentilerine göre hareket etmeyi sınırlama
Mesajın gerçek hedef kitlesini şaşırma. Hedef kitle müşteriler mi? Dağıtıcılar
mı? Yatırımcılar mı? Yoksa toplumun tamamı mı?
Mevsimsel olanakları göz ardı etme ya da fark etmeme
Yeni yasal bir uygulama gibi ortaya çıkan bazı özel olanakları değerlendirme
Hikayenin onları ilgilendirdiği durumlarda genel medya organlarını unutma
13
Farklı kitle iletişim araçlarına göre farklılaşan haber teslim saatlerine dikkat
etmeme
Yerel ve bölgesel medyayı kullanmama ki bunların büyük bir kısmı genel
medyaya oranla daha fazla tercih edilmektedir
Ticari, teknik, mesleki dergiler yada hobi dergileri ile etnik ve diğer sosyal
gruplara ulaşan dergi türü yayınlarını göz ardı etmek
14
2. BÖLÜM
MEDYAYA YÖNELİK BİLGİLENDİRİCİ MALZEMELERİN
HAZIRLANMASI
2. 1 Basın Bildirisi
Basın bildirileri kurumların kendilerinde veya ürettikleri ürünlerde, hizmette bir
yenilik, gelişme olduğu zaman veya kurumla ilgili ilginç bir gelişme yaşandığında
basına ilettikleri ve basında yer almasını istedikleri haberlerdir. (Oktay,1996: s.119)
Örgütle haber değeri olan bilgiler, basın bildirileri aracılığıyla basına aktarılmakta ve
yayınlanmaları sağlanmaktadır. Basın bildirilerinin tasarlanıp hazırlanmasından, basılıp
dağıtılmasına kadar her aşamada büyük özen gösterilmeli, belli kurallara dikkat
edilmelidir. Aksi halde hiç okunmadan basında çalışanlar tarafında çöp sepetine oldukça
yüksektir. Bir basın bildirisinin ilgi çekici nitelikte olabilmesi için şu noktalar göz
önünde bulundurulmalıdır: (Geylan, 1994: s.119)
Basın bildirisi yazan kişi, konuya gazeteci gözüyle bakarak bildiriye
yansıtabilmelidir.
Bildiride yer alan haberler, haber yazım kurallarına göre kaleme alınmalı ve
nerede, nasıl, niçin, ne zaman ve kim sorularına cevap vermelidir.
Bildirinin içeriği, reklam veya propaganda havası taşımamalıdır.
Yazım kurallarına dikkat edilmelidir.
Konu güncel veya ilgi çekici olmalıdır.
Bildiri gerektiği durumlarda fotoğraf, resim, grafik gibi materyallerle
desteklenmelidir. (Geylan, 1994: s.119)
Basın gönderisinin ilk sayfası (kapağı) kural olarak kuruluşun grafik çizgileriyle
uyum içerisin oluşturulmalıdır ve önceden hazırlanılmalıdır. Üst kenarda
kuruluşun adı (uzunsa kısaltılmış hali, logosu) yer alır ve “basın için”, “medya
15
enformasyonu” gibi ibare konulur. Altta kuruluşun tam adı, adresi ve daha
ayrıntılı bilgilerin alınabileceği veya soruların iletilebileceği kişi adı yer alır.
Mümkün olduğunca yabancı kelimeler ve zor anlaşılır kavramların
kullanımından kaçınılmalıdır, istisnası, medyanın belli bir konulu hedef kitleye
hitap etmesidir.
Kısa yazmak önemlidir. Acil durumlar dışında basın gönderilerini en fazla iki
sayfa olmalıdır.
Kullanılan tarz bilinçli ve objektif, hatta göndericiye yani yazara biraz mesafeli
olunmalıdır.
Bildirilerde “ben”, “biz” gibi ifadeler yer almamalıdır.
Gazetecinin yapacağı iş elinden alınmamalıdır. Basın bülteni iyi bir gazetecinin
haberini oluşturacağı bir malzemedir. Bunun için değiştirme ve tamamlama
imkânına sahip olmalıdır.
Basın gönderilerinin şekil açısından çok da mükemmel olması gerekmez.
Bilgisayarda yazılmış ve fotokopi ile çoğaltılmış olmaları yeterlidir.
Her zaman iki satır aralıklı ve tek düze yazılmalıdır.
Satırların uzunluğunu bir gazetenin sütun genişliğine göre belirlemek iyi bir
yöntem değildir, çünkü farklı gazetelerin farklı sütun genişlikleri söz konusudur
ve ve gazetecide bu tür öncen saptanmışlıktan hoşlanmaz.
Çok sayıda basın bülteni iletildiği düşünülecek olursa, görünüş olarak kitleden
ayrılması için bir şeyler yapılabilir ya da yapılamayacağı düşünülmelidir.
Ambargo ibareleri tehlikelidir ve fazla kullanılmamalıdır.
Her zaman için tam tarih verilmelidir. “Yarın”, “dün” gibi ifadeler
kullanılmamalıdır.
Belirsiz değil, somut veriler iletilmelidir. (Okay ve Okay, 2009: s.67-70)
Basın bildirilerinin basında yer alama şansını şu konularda yazılmış olanlar arttırabilir:
(belgeler.com, s.15)
Bir işletmenin kurulması
Yeni bir iş yerinin açılması
16
Yeni bir şubenin açılması
Kuruluş yönetiminde meydana gelen değişiklikler
Yeni modellerin tanıtılması
Ürün çeşitlerinin arttırılması
Kuruluş yıldönümleri
Kuruluşun ödüllendirilmesi
Kuruluş çalışanlarının ödüllendirilmesi
Araştırma sonuçlarının kamuya bildirilmesi
Yeni üretim yöntemlerinin kullanılmaya başlanması
Yarışmada elde edilen iyi sonuçlar, ödül/madalya kazanılması
Tanınmış şahsiyetlerin ziyaretleri
Diğer kuruluşlarla işbirliği
Ve diğerleri
2. 2 Basın Bülteni
Basın bültenleri kuruluşun basında yer almasını istedikleri konularla ilgili olarak basına
periyodik olarak gönderdikleri bültenlerdir. Bu bültenler, genellikle pazara sunulan yeni
bir ürün, model, kuruluşun aldığı ödüller, yeni bir şubenin açılması veya diğer
kuruluşlarla yapılan ortak çalışmaları içermektedir.(Biber, 2003: s. 10)
Basın bülteninin içerik ve şekil bakımından özelliklerine dikkat edilmesi gereken bazı
özellikler vardır. Bunlar:(Budak ve Budak, 2000: s.159)
Basın bültenlerinin sunumu çok önemli olduğu için özel “basın bülteni” ibaresi
koyu renkli yazılarak sürekli olarak bültenlerin üzerinde yer almalıdır. Böylece
gelen yazıların ne olduğunu gazeteciler kolaylıkla anlayabilirler.
Bültende kullanılacak başlıklar, anlaşılır ve dikkat çekici olmalıdır. Başlığın üç
satırı geçmemesi genel kural olmakla beraber iki satırı geçmeyen başlık
kullanmak tercih sebebidir.
Pasif ve sıkıcı anlatım tarzından kaçınılmalıdır.
17
Metin içinde dikkat çekmek için tamamen büyük harf kullanımından
kaçınılmalıdır.
Kısaltılmış kelimelerde araya nokta konmamalıdır.
Rakamlar ona kadar yazıyla, ondan büyükse rakamların kendisiyle ifade
edilmelidir.
Basın bülteninin yazıldığı kağıt çok pahalı, yüksek nitelikli bir kağıt
olmamalıdır.
Bir basın bülteni kısa olmalı ve paragraflar da altı satırdan uzun olmamalıdır.
Basın bülteni oluşturulurken Ters Piramit yöntemi kullanılmalıdır. Asıl verilmek
istenen bilgiler ve verilmek istenen mesajlar ilk bölümde verilmelidir.
Gazeteciler genelde istemedikleri yerleri alttan kestiklerinden dolayı verilmek
istenen en önemli mesaj kesilmemiş olur.
2.2.1 Basın Bülteni Çeşitleri
Basın bültenleri değişik amaçlar taşır, bu amaçlara göre veya eşlik ettikleri malzemelere
göre kendi aralarında ayrılırlar. Basın bültenlerinin esas olarak aşağıdaki türleri vardır.
2.2.1.1 Klasik Basın Bülteni
Bu tür bültenlerin en ideali, kısa olanıdır bülten ne kadar kısa olursa, yayınlanma
şansıda o oranda artacaktır.
2.2.1.2 Arka Plan Bilgilerinin Verildiği Basın Bültenleri
Amacı doğrudan yayınlanarak haber haline gelmek olmayan bu bültenlerin hedefi
gazeteciyi belli bir konu hakkında bilgilendirmek ve ileride bu konuyu ele almak
istediğinde bir fikrinin olmasını sağlamaktır. (Okay ve Okay, 2009: s.79)
2.2.1.3 Özetin Eklendiği Teknik Bülten
Teknik bültenler genellikle klasik basın bültenlerinden daha uzun olmaktadır. Bu tür
bültenlere konuyu özetleyen bir bültenin eklenmesi halinde gazeteciye önemli ölçüde
kolaylık sağlanmış olunur. (Okay ve Okay, 2009: s.79)
2.2.1.4 Bir Rapora veya konuşma Metnine Eklenen Özetleyici Bülten
Genelde, örgüt raporları, kataloglar, yıllık bilançolar ve konuşma metinleri, editörün
zamanını ayıramayacağı kadar uzun ve kapsamlıdır.
18
Bu tür metinler, hem olayın, basının gündemine getirmesine, hem de editörün temel
noktaları anlamasına yardımcı olur (belgeler.com, s.9)
2.2.1.5 Resimle Hakkında Bilgi Veren Bültenler
Bazen kuruluşla ifade etmek istedikleri şeyleri bir fotoğraf aracılığıyla sunarlar ancak
kimi zaman bu gönderilen fotoğraflar da ek bir bilgiye ihtiyaç duyarlar. Bu bültenlerin
amacı resim hakkında ayrıca verilmesi gereken bilgileri vermektir. (Okay ve Okay,
2009: s.79)
2.2.1.6 Kısa Duyurular
Bunlar, örgütteki yeni atamalar (Genel Müdür, Bölüm Yöneticileri, Yönetim Kurulu
Üyeleri, Halkla İlişkiler Müdür vs.) veya adres ve telefon değişiklikleri gibi basit
bilgileri içeren duyurular olup, ticaret ve iş dünyası üzerinde uzmanlaşmış gazete ve
dergilerde kısa bir haberler olarak yayınlandığı gibi, gazetecilerin kendileri için de bir
bilgilendirme aracıdır (Oktay, 2004: s1)
2.3 Basın Makaleleri
Makale, belli bir konuda açıklayıcı, bilgilendirici, inandırıcı nitelikler taşıyan; ele alınan
konunun düzeyli bir biçimde ayrıntıları ile incelendiği; Kanıtlar ya da belgeler ile
desteklenen, bilimsel üslupla kaleme alınan düşünce yazılarıdır.
Makaleler işlendiği konuya göre siyasal, toplumsal, kültürel, sanatsal, bilimsel,
ekonomik konularda yazılabileceği gibi, askeri, diplomatik, sağlık, doğa, spor,
mühendislik, eğitim gibi uzmanlık alanlarında da yazılabilir.
Bununla birlikte halkla ilişkiler etkinliği, çerçevesinde de makaleler yazılmaktadır.
Makaleler halkla ilişkiler birim ya da şirketlerin yöneticileri yada onların saptadığı bir
uzman tarafından yazılabileceği gibi, temsil eden şirket, kurum ya da kuruluşun bir
uzmanı tarafından da halkla ilişkiler etkinliği çerçevesinde yazılabilir.
Halkla ilişkiler çerçevesinde yazılan makalede, temsil edilen şirket, kurum ya da
kuruluşun bir hizmetinin, ürünün ya da çalışmasının tanıtımını yapmak, bu yönde
komuoynun dikkatini çekmek, gündem oluşturmak ve o ürün, hizmet ya da çalışmalara
sosyal saygınlığı arttırmak amaçlanmaktadır.( books.google, s.81)
Pek çok kuruluşta makale hazırlamak, basın bülteni yazmaktan daha önemli olarak
görülmemektedir. Oysa basın makaleleri de basın bültenlerinin gördüğü işlevleri yerine
19
getirmeye çalışmaktadır. (Okay ve Okay, 2009: s.80) Aralarında belirli farklılıklar
vardır. Bu farklılıklar: (Biber, 2003: s.13)
Makaleler, bültenler ve bildirilerden daha kapsamlıdırlar,
Bildiri ve bültenler basının geniş bir bölümüne yönelik hazırlanırken, makaleler,
önceden belirlenmiş bir yayın organı için kaleme alınır,
Makalenin yazarı bellidir ve yazarın adıyla birlikte yayınlanır,
Makaleler, bülten ve bildirilerin aksine kişisel yorum, mizah, anekdot içerebilir.
(Biber, 2003: s.13)
Makalelerde, bültende olduğu gibi ilk paragrafta haber ya da konunun tümü yer
almaz,
Basın bülteninin yayım süresi kısadır. Makalede ise daha esnek olunabilir,
Makaleler basın bülteni gibi yeniden yazılmazlar, redakte edilmezler,(
my.beykoz.edu.tr)
Esas olarak iki tür makale vardır. İlki “haber” biçiminde hazırlanan kısa bültenler
şeklindedir. Bunlar kitle iletişim araçlarınca yayınlanıp yayınlanmayacağı belli olmadan
gönderilen kısa makalelerdir. Bu türdeki makaleler iletişim araçlarının belirli bir
kısmına (yiyecek, moda, eğlence, seyahat gibi) gönderilirler. Diğeri ise, daha uzun ve
detaylı olarak yazılan ve belirli bir süreli yayın editörünün makalenin konusuna ilgi
göstermesinden sonra hazırlanan makalelerdir.(Okay ve Okay, 2009: s.80)
2.3.1 Basın Makalelerinin Amacı
Her makalenin belli bir amacı vardır. Makaleler belirli hedef gruplarını belirli bilgiler
vermelidirler. Wilcox ve Nolte, bir makalenin amacının okuyucuyu eğitmek ve
eğlendirmek olduğunu söylemektedir. (Aktaran; Okay ve Okay) Makalenin amacı,
okuyucuların, dinleyicilerin ve izleyicilerin belirli bir konu hakkında tutum
oluşturmalarını sağlamaktır. Örneğin araba lastikleri hakkında yazılan bir makale, lastik
ömrünün nasıl uzatılacağını ve yakıt tüketiminin nasıl azaltılacağı konularında
okuyucuyu bilinçlendirici, eğitici bilgiler verilmelidir. (Okay ve Okay, 2009: s.81)
Önceden belirlenmiş bir yayın organı için hazırlanan basın makaleleri, kuruluşla ilgili
belli konularda okuyucuya olumlu bir bakış açısı kazandırmak amacıyla
yayınlanmaktadır. (Özer, 2009: s.66) Bu şekilde yazın bir makale okuyucunun
20
tutumlarını ve tercihlerini etkileyerek kendi şirketinin veya ürününün tanınırlığını
arttırır ve amacına ulaşmış olur.
2.3.2 Basın Makalesinin Sekil ve İçerik Özellikleri
Makalenin giriş kısmı haberin özetini verir. Makale yazarının amacı, bir bütünlük
içerisinde yazısının okunmasını sağlamaktır. İlgiyi çeken, önemli bilgiler veren ve
belirli bir fikirle okuyucuları bir arada bırakan bir makale yapısı kullanılabilir. Alt
başlıklar bültende çok sık kullanılmazken, makale yazının değişik bölümlerinde dikkat
çekmek için kullanılmaktadır. Konuyu açıklamakta yardım olacak resimler, fotoğraflar,
grafikler ve şekiller kullanılabilir. Bir makalede bulunması gereken dört özellikler
vardır. Bu özellikler: (Okay ve Okay, 2009: s.84)
Makalede isimlerinin açıklanmasına izin veren kişilerden yapılan atıflar,
Bir ürünün gerçekten ne yaptığının örneklerini somutlaştıran açıklamalar,
Konuyu açıklayan kısımlar,
İlginç bir biçimde konuyu açıklamak.
Jefkins makalelerin şu unsurları kapsayacak şekilde yazılması gerektiğini ifade
etmektedir:
Giriş paragrafı,
Sorunun veya önceki durumun ortaya konulması,
Çözüm veya gelişim için yapılan araştırma,
Çözüm veya gelişim,
Elde edilen başarılar,
Bitiş paragrafı,
Bilgi kaynaklarıyla tasarıyı kontrol etmek.
Giriş makalenin tümünün okunmasını sağlayabilecek kadar ilginç olması gerekir.
Okurda, bireysel ilgi uyandırmalı, merak duygusu yaratmalı ve “beni ilgilendiren ne
var”? sorusunu sormasını sağlamalıdır.(Peltekoğlu, 2004: s.229)
İlginç bir girişi izleyen gelişme bölümünde, ayrıntılara da girilerek durumun açığa
kavuşturulması gereği, makale yazarken araştırma yapılması zorunlu hale getirmektedir.
21
Bu bölümde, kişi ve yer adlarından söz edilmesi, kişilere atıfta bulunarak doğrudan
alıntı yapması gibi somut örneklerden yararlanılması makalenin inandırıcılığını arttırır.
(Peltekoğlu, 2004: s.229)
Sonuçta ise yazarın vermek istediği mesajın ana fikrinin okura aktarılmaktadır. Bölüm
bu açıdan makalenin çok önemli bir parçası, kısa, açık ve net olmalıdır.
2.3.3 Makale Çeşitleri
Makalelerin belli bir sınırlaması yoktur. Hedef grupların ilgisini çekeceği düşünülen bir
konuda makale yazılabilir. (Okay ve Okay, 2009: s.87) Bazı durumlarda makalenin
yazılacağı konu açık olmakla birlikte, çoğu zaman halkla ilişkiler uzmanı ana fikri
kendisi geliştirmek durumundadır. (Peltekoğlu, 2004: s.231) En sık görülen makaleler,
örnek olay tarihçesini anlatanlar, araştırma makaleleri, uygulama makaleleri ve
backgrounders (ele aldığı kişi veya konuların geçmişi ile ilgili bilgiler veren)
makalelerdir. Tüm bu makale türleri, tüm ele alınacak olasılıkları temsil etmezken bazı
genel makale grupları veya türleri fikirleri geliştirmede yardımcı olabilir. (Okay ve
Okay, 2009: s.87)
2.3.3.1. Bir Sorun Hakkında Ek Bilgi Veren Makaleler
Bu türde yer alan makaleler, gündemde yer alan ve oldukça geniş bir kamuoyunu
ilgilendiren bir konu hakkında, bir kurum, kuruluş, büyük bir organizasyon ya da
işletmenin görüşünü, tavrını, tutumunu, yaşadıklarını ve önerilerini içeren basın
makalesi niteliğini taşımaktadır. ( books.google, s.77) İki türü bulunmaktadır. Birincisi,
önceden yayınlanmış makaleye yeni bir açı getirir, diğeri ise geniş ölçüde bilinen
kamuoyunu ilgilendiren ve dolayısıyla kuruluşu etkileyen bir durumu ele alan
makalelerdir. Her ikisi de makalede kuruluşun konuyla ilişkisini belirlemek ve ele aldığı
konu hakkında ne yaptığını anlamak ve anlatmayı amaçlamaktadır. (Okay ve Okay,
2009: s.87) Günümüzde, işletmelerin sosyal sorumluluk anlayışı kamuoyunun dikkatini
büyük ölçüde çekmektedir. (Peltekoğlu, 2004: s.231)
2.3.3.2. Örnek Olay Tarihçesini Anlatan Makaleler
Genellikle bu tür makaleler ürün tanıtımında kullanılmaktadır. Ürünü kullananların bir
sorunu çözdükleri veya bir hizmetin nasıl bazı kuruluşların tasarrufta bulunmasına veya
hizmetlerini geliştirebilmelerine imkan sağladıklarını anlatan makalelerdir. Bu tip
makalelerden daha çok bir şirketin ürün veya hizmetlerini kullanan ve bundan memnun
22
olan müşterilerin görüşlerini anlatmak içinde faydalanılmaktadır. Genel olarak örnek
olayı yazan kimse, ürün veya hizmetlerin sunulduğu kuruluşta çalışır. Özellikle sektör
dergileri çoğu zaman örnek olaylara yer vermektedir. (Okay ve Okay, 2009: s.87)
Basın makalesi bir sorun ve nasıl çözüldüğünü tarihsel materyalden yararlanarak
aktaran bir içeriğe de sahip olabilir. Bunlardan birinci örneğe, sorun odaklı makale
olarak, bu sorunun çözümünde işletme ya da ürünün rolünün tarihsel süreç içinde ele
alınarak aktarıldığı makaleleri vermek mümkündür. Örneğin, kazı yoluyla kömür
çıkarılan arazinin, bir kömür işletmesi tarafından nasıl tarıma elverişli hale getirildiğini
konu alan bir makale bu türe örnek olabilir. Diğer örnek ise, süt üreten bir işletmenin
hayvancılık sektöründen başlayarak sütün üretim aşamalarını anlatan, ürünün nasıl ve
ne koşullardan geçerek üretildiğini yani gelişim sürecini de aktaran bir makale içeriği
türüdür.(Peltekoğlu,2004:s.232)
2.3.3.3. Araştırma Makaleleri
Bir kurum, kuruluş ya da işletmenin yaptığı ve toplumu ilgilendiren bir araştırmanın
komuoyuna duyurmasına yönelik bir makale hazırlanabilir. Unutulmamalıdır ki bugün
artık kurum, kuruluş ya da işletmelerin sosyal konulara ya da sorunlara ilişkin yaptıkları
çalışmalar, öneriler ve düşünceler, herkes tarafından ilgi görmektedir.
(http://notoku.com)
Araştırma bulgularıyla birlikte kuruluşun ürün veya hizmetlerinin özellikleri ve
nitelikleri de belirtilmektedir. Böylelikle de kuruluşun tanıtımı yapılmış olmaktadır.
(Okay ve Okay, 2009: s.88) Örneğin kozmetik ürünlerin neden olduğu alerji konusunda
yapılan bir araştırma, hipoalerjik makyaj ürünü üreten bir kuruluş açısından, kendi
ürününü veya adını vurgulamak için fırsat yaratacaktır. (Peltekoğlu, 2004: s. 232)
2.3.3.4. Uygulama Makaleleri
Yeni bir ürün ya da mevcut olan bir üründen yeni bir biçimde faydalanma yöntemlerini
anlatan makalelerdir. Bilgi vermek amacıyla yazılan makaleler bu türün en sık görülen
örnekleridir. (Okay ve Okay, 2009: s.88)
2.3.3.5. Ele Aldığı Kişi veya Konuların Geçmişiyle İlgili Bilgi Veren Makaleler
Bu tür makalelerin birkaç çeşidi bulunmaktadır. İlki, bir sorunu ve bunu nasıl
çözümlendiğini anlatan makalelerdir. Çoğu zaman bu tür makalelerde hayli tarihi
materyaller ve kişilerin ilgisini çekecek unsurlar bulunur. Bir başka türü ise, bir ürünü
23
hangi aşamalardan geçerek nasıl yapıldığını anlatan makalelerdir. (Okay ve Okay, 2009:
s.88)
2.3.3.6. Kişilik Profilini Anlatan Makaleler
İnsanları en çok ilgilendiren konuların başında diğer insanların gelmesi ve küçük veya
büyük her işletmede hakkında ilginç öyküler yaratılabilecek insanların olması, bu tür
makalelerde konu sıkıntısını büyük ölçüde engellemektedir. İşletmelerin kurucusunun
işe nasıl başladığı, başarıya nasıl ulaştığı, başarısının sırları, işletmenin nasıl büyüdüğü,
hobileri bu tür makalelerin ana konularını oluşturmaktadır. (Peltekoğlu, 2004: s. 232)
Ayrıca anekdotlar, başkalarından yapılan alıntılar ve kişi ile ilgili diğer özellikler de
yazıya konulabilmektedir. (Okay ve Okay, 2009: s.88)
2.3.3.7 Tarihsel Makaleler
Yıl dönümleri, önemli değişiklikler gibi atlatılan her kilometre taşı, işletme açısından
tarihsel sürecini aktarabileceği makale yazma fırsatı yaratır. (Peltekoğlu, 2004: s. 232)
Ne zaman önemli bir dönüm noktası yaşanırsa, kuruluşun tarihçesi, faaliyetleri ve hatta
çalışanları konusunda bir şeyler yazmak için fırsat yakalanabilir. Bir kuruluşun tarihini
anlatan makaleler, kuruluşun sürekli olarak gündemde kalmasına olanak sağlar. Eğer bir
kuruluş uzun yıllar boyunca varlığını sürdürmüşse hedef grupları kuruşun değerinin
olduğunu anlayabilir. (Okay ve Okay, 2009: s.89)
2.3.3.8. Toparlayıcı Makaleler
Pek çok yayın, tek bir şirket hakkında yapılacak tanıtımı pek tercih etmezken, bir sektör
içindeki birkaç şirketin deneyimlerini özetleyen makalelere yer verilmektedir. Bu
araştırma makaleleri ya halkla ilişkiler uzmanı önerileriyle ya da yayın organlarınca
başlatılabilir. Özellikle küçük ve zayıf olan şirketler daha güçlü ve daha büyük
rakipleriyle sektörün durumunu ele alan bir yazıda bulunmaktan fayda sağlayabilirler.
Haber ajansları özellikle bu tipteki makalelerin aboneleri arasında bulunmaktadır. (Okay
ve Okay, 2009: s.89)
2.4. Ürün Raporu
Bir kuruluşun özlü bir biçimde profilini veren kısa dokümanlardır. Genellikle basın
bültenlerindeki ve belirli olayların geçmiş aşamalarını anlatan makalelerdeki bilgileri
destekler. Editörler ürün raporlarını makaleler için çabucak kaynak materyali sağlayan
faydalı dokümanlar olarak değerlendirmektedirler. (Özer, 2009: s.67)
24
İşletmelerin ortakları ve müşterisi oldukları finansal kuruluşlar başta olmak üzere tüm
ilgililere yönelik olarak hazırlanır. Halkla ilişkiler yetkilisi tarafından düzenli olarak
hazırlamak zorunda olduğu en önemli belgelerden biridir. (Karalar, 1998: s.265)
Halkla ilişkiler uzmanlarının, anket sonuçlarının değerlendirilmesi, fuar, sergi,
sempozyum, veya bir kutlama programının uygulanmasına ilişkin bir değerlendirme
yapması ve bir rapor hazırlaması istenebilir. Bu nedenle, halkla ilişkiler uzmanları bir
raporun nasıl hazırlanacağı konusunda temel bilgileri almış olması gerekir. (Kalyon,
2007: s. 108)
2.5. Basın Konferansı
Basın konferansları, basını bilgilendirmeye yönelik ve amacı bu bilgilendirmeyle
birlikte medyada yer almak olan, oldukça kapsamlı bir çalışmayı gerektiren etkili bir
halkla ilişkiler yöntemidir. (Okay ve Okay, 2009. s.90)
Basın konferansı, özellikle medyaya ayrılan ve gazetecilere bu sırada önemli haberlerin
verildiği bir gösteridir. Basın konferansı çeşitli biçimlere bürünebilir. Örneğin
konferans, kuruluş başkanı tarafından verilebilir, üretilen bir mal basına gösterilebilir,
bir şantiye, yeni bir işletme yeri, bir haber merkezi gösterilebilir. (Tortop, 1973: s.64)
Basın konferansları kamuoyuna haber ulaştırmada halkla ilişkiler için hazırlanan
iletişim politikalarının temel anahtarıdır. Bu konferanslarda basın bültenleriyle
yansıtılamayacak ya da anlatılamayacak denli önemli konular dile getirilir; bir başka
deyişle, basın görevlilerinin zamanını almaya değecek haberler verilir. (Çamdereli,
2000: s.103)
Basın konferansları bir bakıma olağanüstü durumlardır. Önemli bir konuda kamuoyunu
bilgilendirmek, büyük bir açılış bilimsel bir toplantı, temel atma gibi kamunun
dikkatinin çekilmesi istenen konular söz konusu olduğunda basın konferansları
düzenlenir. Ayrıca kamuoyunda ve basında yanlış yorumlanan bir haberin varlığı da
basın konferansı yapılmasını gerekli kılabilir. (Budak ve Budak, 2000: s.159)
Basın konferansı düzenlenirken ilk amaç, basın katılımını ve ilgisini sağlamaktır. Bu
nedenle basın konferanslarını, halkla ilişkiler organizasyon ilkeleri ile yönetmek
gerekir. Basın konferansı organizasyonunda yoğun katılımı sağlamak önemlidir.
Konunun öneminin yanı sıra, basının konferansa ilgisini sağlayacak bir yapılanma
sağlanmalıdır. Örneğin, Şehir Plancıları Odası Başkanı’nın “ Türkiye’nin Avrupa
25
Birliğine Giriş Sürecinde Şehirleşme ve İmar Planlarına Yönelik Proje Çalışması”
gerçekleştirmesi durumunda oda başkanı bir basın konferansı düzenlemeye karar verir.
(Gültekin, 2006: s.190)
Basın konferansına karar verilmeden önce sorulması gereken bazı sorular vardır.
Bunlar: (Okay ve Okay, 2009: s.92)
Basın Konferansının Hazırlanması için Kontrol Listesi
Neden bir basın konferansı gerçekleştirilmelidir?
Ne zaman yapılacak ve akışı ne şekilde olacaktır?
Nerede yapılacaktır?
Kimler davet edilecektir ve işletmeden kimler katılacaktır?
Hangi konu ortaya konulacak ve sorulacaktır?
Toplantıyı düzenleyen olarak ne şekilde davranılacaktır?
Hangi/ ne tür evrakların hazır edilmesi gerekecektir?
Tüm bu sorular cevaplandırıldığı zaman, kuruluşun bir basın konferansı düzenlemeleri
önerilmektedir. Brauer’e göre “ basın konferansı, başka bir şekilde bir bütün olarak
iletilemeyen bir haber olduğunda gerçekleştirilmelidir.” Gelişi güzel basın konferansı
düzenlemekten kaçınılmalıdır.
Bir basın konferansı düzenlemek için dikkat halkla ilişkiler uzmanlarının dikkat etmesi
gereken ve titizlikle ayarlaması ve uygulamaları gereken bazı durumlar vardır. Bunlar:
basın konferansının planlanması, basın konferansının yeri, basın konferansının zamanı,
basın konferansı davetiyesi ve basın konferansında konuşma süresi gibi durumları
sonrada bir aksilik çıkamaması için özenle hazırlamalıdır.
2.5.1. Basın Konferansının Planlanması
Bir basın konferansı planlarken yardımcı olarak bir ağ planı hazırlanabilir. Bu ağ
planına göre de hangi tarihte neyin yapılacağı belirlenir. (Okay ve Okay, 2009: s.95)
Bogber’in bir basın konferansının planlama aşaması için hazırlamış olduğu böyle bir ağ
planı örneği aşağıdaki gibidir:
Basın konferansının gerekliliğinin görüşülmesi, amaç, yer, zaman, katılımcılar
hakkında ilk düşünceler
26
Başka tarihlere uyumu
Yönetim ile uyumu
Hedefin ifade edilmesi, zaman, yer kapsam, akış, düzenlemenin türü,
katılımcılar
Yazılı konsept (ağ planı), sorumlulukların ve görevlerin dağılımı, yardımcı
aracın seçimi
Davetin üzerinde çalışma, sorumlularla oylama, basım görevinin verilmesi,par
yeri rezervasyonunun yapılması
Basın ve misafir listelerinin oluşturulması
Davetiyelerin gönderilmesi (cevap kartları, otopark bileti, ulaşım haritası)
Cevap kartlarının değerlendirilmesi ve gelecek olanların listelerinin hazırlanması
Enformasyon ve sergi malzemelerinin hazırlanması
Basın dosyalarının oluşturulması, sergi malzemeleri ve fotoğraflar, basın
armağanının alınması, periyodiklerden ön bilgiler
Organizasyon bakımından ön hazırlık
Mekânın düzenlenmesinin saptanması: masa düzeni, çiçekler, vs
Ağırlamanın /konaklamanın saptanması
Teknik teçhizatın saptanması: mikrofon, hoparlör, video, projektör, akıllı tahta,
bilgisayarla gösteri imkanı
Gazeteci ofislerinin planlanması: bilgisayar, yazıcı, telefon, internet koblosuz
bağlantı
Resmi makamlarla görüşme: park yeri rezervasyonu, trafik kuralları akışı vs.
Basın fotoğrafçılığı konusunda bilgisi olan birinin ayarlanması
Konusal ön hazırlık
Soru kataloğu oluşturmak ve kurum içerisinde çalışanlara iletmek. (bu soru
katalogları konferansa katılacak olan konuşmacının gelebilecek muhtemel
sorulara hazırlanmasında yardımcı olur).
27
Raporların ve bununla bağlantılı olarak konuşma taslaklarının saptanması
Kurum içinden katılacakların ve gazetecilerin kişisel özelliklerinin saptanması
Gelemeyeceğini belirten veya davet edilmemiş olan gazeteciler için basın
dosyasının hazırlanması
Mekanın düzenlenmesi ve vestiyer hakkında sözleşme
Konaklama hakkında sözleşme
Eksik teknik malzemenin edinilmesi ve bunların kullanılabilmelerini güvence
altına alınabilmesi
Servis ve aşçılar hakkında sözleşme
Resmi makamlarda görüşmelerin teyit edilmesi
Dökümantasyon yapılmasının güvence altına alınması, basın takibi yapacak bir
ajansın görevlendirilmesi
Kurum içi çalışanlarla nihai görüşmelerin yapılması gelemeyen, davet
edilmeyen gazetecilere basın dosyalarının gönderilmesi
Kurum içinde alınan yanıtların soru kataloglarına alınması
Yönetimle yapılan görüşmelerle raporların ve konuşma taslaklarının nihai olarak
saptanması
Yönetimle brifing soru kataloğu hakkında görüşme konuşma kurallarının
saptanması dahili ön bilgi
Sorumlularla muhtemel son belirlemeler, saptamalar
Basın konferansı akışı (uygulaması)
Basın konferansı sırasında yapılan ifadeler hakkında, orada bulunamayan
gazetecilere sözlü veya yazılı olarak bilgi iletilmesi
Medyada yayınları ve fotoğrafları gözlemlemek ve saptamak
Tepkiler hakkındaki haberleri görevliler ve çalışanlara iletmek, bilgilendirmek
(örneğin kurum içi iletişim araçları aracılığıyla)
Gazete küpürleri, fotoğraf, görüntülerden arşiv oluşturmak
28
Nihai bütçeyi saptamak
Sonuç raporu hazırlamak
Bu maddelerde de anlaşıldığı üzere bir basın konferansı planlamak çok yorucu ve
ayrıntılı bir süreç olmaktadır. Eğer bir halkla ilişkiler uzmanı sorunsuz bir basın
konferansı düzenlemek istiyorlarsa bu maddeleri harfiyen yerine getirmeleri
zorundadırlar
2.5.2. Basın Konferansın Yeri
Basın konferansları haklı bir enden olmadıkça kuruluşun çalışma merkezinin bulunduğu
şehir dışında yapılmamalıdır. Diğer yönden konferansa davet edilen gazetecilerin
çoğunluğunun çalıştığı yer de konferans yerinin seçilmesinde göz önünde
bulundurulmalıdır. Eğer şehir dışında veya çalışma merkezleri dışında basın konferansı
yapılma zorunluluğu varsa gidilecek yere yapılacak yolculuk iyi düzenlenmeli ve çekici
hale getirilmelidir. Dışarıda düzenlenen konferansın nedeni açıklanmalıdır. (Tortop,
1973: s.68)
Konferansın nerede gerçekleşeceği üzerine tartışılırken, dikkat edilmesi gereken bir
diğer nokta da, konferans salonunun seçimi konusudur. Basın konferansları için salon
seçimi konusunda dikkat edilmesi gereken bir takım hususlar vardır. (Okay ve Okay,
2009: s.100) Bunlar:
Konfor: Çok fazla lüks olan, diğer yandan çokta basit olan çevreler, bu tür yerlere alışık
olmayan katılımcıların güvenini azaltır. Bir vestiyerin olup olmadığına dikkat edilmeli,
gazetecilere rahatlıkla çalışabilecekleri ve çeşitli teknik araçların olduğu ofis
imkânlarının da sunulabileceği bir yer tercih edilmelidir.
Konferans salonunun büyüklüğü ve görünümü: Fazla büyük bir salon rahatsız görünür
ve dinlemeyi ve konuşmayı zorlaştırır, hale bir de bu salonun büyük bir kısmı boş
kalırsa, oluşturacak izlenim hiçte iyi olmayacaktır. Konferans salonun kapısı mümkün
mertebe arkada bir köşede olmalı. Bu şekilde geç kalanlar ve erken çıkanlar fazla
rahatsız edici olmazlar; Pencereler konuşmacıya göre yanlamasına olmalı, aksi takdirde
katılımcı veya konuşmacı için pencereden rahatsız edici bir yansıma söz konusu olabilir.
Salonun iklimi: Havalandırma, ısıtma, ses düzeni ve ışıklandırma önceden kontrol
edilmelidir. Gerekli olduğu takdirde daha yüksek verimli alınmalı ve konferans
29
başlamadan evvel mevcut olanlarla değiştirilmelidir. Dışarının gürültüsünün içeriye
girip girmediğine dikkat edilmelidir.
Teknik donanım: Karartma, perde, prejektör, overhead prejectör, mikrofon ve
yükseltici, tahta, tahta kalemi, afiş ve pankartların asılması için gerekli malzeme, uygun
yükseklikte kürsü ve bu kürsüdeki mikrofon yüksekliği, konuşma metninin konulacağı
uygun bir yer ufak ayrıntılar konuşmanın, konferansın başarısını yükseltecektir.
Konferans salonunun seçimi ve teknik donanımla ilgili olarak aşağıdaki gibi kontrol
listesinin hazırlanması halkla ilişkiler uzmanlarının işini kolaylaştıracaktır. Bu kontrol
listesi: (Okay ve Okay, 2009: s.100)
Salon yeterince büyük mü?
Salon herkesin görüntüyü görebileceği bir perdeye asabileceği kadar yüksek mi?
Böyle bir perde mevcut mu?
Salonun çevresi sessiz mi?
Kaloriferler yeterli mi gerektiğinde kapatılabilinir mi?
Klima var mı?
Salonun aydınlatması ve akustiği iyi mi?
Yeterince sandalye var mı?
Sandalyelerin üzerinde örneğin iki saat oturulabilecek kadar rahat mı?
Salon toplantıdan ne kadar süre önce kuruluşa ait olacaktır?
Gerekli teçhizatın yerleştirilebilmesi için ne zaman başlanılabilir?
Çalışan bir jeneratör var mı?
Bunu kim kullanacak?
Salon uygun bir biçimde karartılabiliniyor mu?
Uygun bir konuşmacı kürsüsü var mı?
Ne tür dekorasyona ihtiyaç var? Çiçekler, afişler, isimlikler, bayraklar, masa
kartları, masa numaraları.
Aynı saatte salonun yakınında ne tür toplantılar meydana gelmektedir?
30
En yakın doktora nerden ulaşılabilir?
Elektrik sigortası nerededir? Elektrik prizlerin konumu ve sayısı belirlenmelidir.
Elektriğe en fazla ne kadar yüklenebilir?
Ne tür projecsiyon aletleri mevcut?
Bunları kim kullanmalı?
Yedek sandalye var mmı?
Vestiyer nerede?
Balfanz bu kontrol listesinin yanı sıra konferans salonunun hazırlanması için, yani daha
ayrıntılı bir kontrol listesi daha önermektedir. (Aktaran, Okay ve Okay)
Konferans salonun hazırlanması için bu kontrol listesi:
Salon iyi havalanmış mı?
Binada, toplantı salonuna işaret eden yön gösterici tabelalar konuldu mu?
Binada yol göstericiler gerekli mi?
Yedek sandalyeler kolayda mı?
Güçlendirici ve mikrofon ayarlarını kontrol edebilecek birileri var mı?
Projektörler çalışıyor mu?
Yedek film kopyaları hazır mı?
Dia aleti çalışıyor mu?
Yedek lambalar var mı?
Yedek projektörler var mı?
Park yerleri ayrıldı mı ve işaretlendi mi?
Dekorasyon yapıldı mı?
Prizler aletlerin fişlerine uygun mu?
Uzatma kabloları var mı?
Gösteri perdesinin, duvar tahtasının, üçlü veya daha fazlalı prizlerin, tahta
kalemlerin, projektör için şeffaf folyoların, katılımcıları için not alma
31
malzemesinin ayrıca makas, selabant, çivi, çekiç, bıçak, yapıştırıcı, raptiye,
reklam malzemesi, gibi malzemelerin de olup olmadığı kontrol edilmelidir.
Oturma düzeninin yazılması
İsim plaketlerinin yazılması ve dağılması
Selamlama ve kapı kontrolü organize edildi mi?
Basın konferansını kaydedecek olan video veya teyp mevcut mu çalışıyor mu?
Bunu kim kullanacak?
Rahatsızlık verecek tüm durumlar giderildi mi?
Ürün tanıtımı yapılacaksa, tüm katılımcıların rahatlıkla görebilmeleri için
provalar yapıldı mı?
Bu kontrol listesinde maddelere uyulmaktaki amaç basın konferansının aksaksız ve
düzenli biçimde yürümesini sağlamak ve ayrıca katılımcılar tarafında şirkete veya
tanıtılacak ürüne son derece olumlu düşünmelerini sağlamaktır.
2.5.3. Basın Konferansının Zamanı
Konferansın zamanlaması da konferansın başarısını önemli ölçüde etkileyecek olan bir
unsurdur. Çok erken bir saat veya çok geç bir saat basın mensupları için uygun
olmayabilir. Yine aynı şekilde hafta sonu yapılacak bir basın konferansının, konu çok
çok özel değilse rağbet görmesi pek mümkün değildir. (Okay ve Okay, 2009: s.103)
Yukarıdaki nedenler dışında, fazla sık yapılan basın konferansları basını bıktırır ve
gelecekte düzenlenecek konferansları ciddiye alınmaması riskini gündeme getirir. Basın
konferansları hafta ortalarında birde haberin bir sonraki güne yetiştirebilinmesi kolaylığı
açısından sabahları yapılması daha uygun olur. (Budak ve Budak, 2000: s.160)
Halkla ilişkiler uzmanlarının ayrıca gazetecilerin uzmanlık alanlarına göre, ne zaman
için daha fazla yoğun olduklarını bilmeleri gerekir. Örneğin ekonomi muhabirlerine
yönelik bir basın konferansı gerçekleştirileceği zaman, konferans gününün ve saatinin
Maliye Bakanlığı’nın veya Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı’nın haftalık basın
açıklaması ile aynı anda olmaması gerekir. (Okay ve Okay, 2009: s.103)
Bu tip bilinen basın açıklamalarının yanı sıra, hazırlayacağımız basın konferansının
başka konferanslar ile çakışma tehlikesi her zaman vardır. Bu riski azaltmak içi:
32
Tanıdık bir gazeteciye planlanan gün için herhangi bir davetin olup olmadığının
sorulması.
En azından aynı branştaki en önemli meslektaşlarla tarihinin görüşülmesi.
Basın konferansı için tercih edilen yerlere (örneğin otellere) o gün için herhangi
bir rezervasyonun yapılıp yapılmadığının öğrenilmesi.
Genelde tüm davetlerin gönderildiği basın ajanslarına bunun sorulması.
Bu tür toplantı tarihlerini profesyonel olarak bildiren yerlere sorulmalı ve tarihi
oraya bildirilmesi gerekir.
Tüm bu kaynaklar araştırılıp boş bir toplantı günü saptadıktan sonra, işletmenin en
önemli rakibi de aynı günde böyle bir toplantı yapmada ısrarcı olursa, yapılacak tek şey,
hazırlanan konunun gazetecilerin ilgisini çekecek kadar güçlü olduğunu ümit etmek, ya
da acil durumlarda yapılması gerektiği gibi, konferansı ertelemek olacaktır.
2.5.4. Basın Konferansı Davetiyesi
Basın konferansının başarısı için davetiye önemlidir. Yazılı veya sözlü olarak
gerçekleştirilecek davetler belli bir süre öncesinden basın mensuplarına iletilmelidir.
Yazılı davetiyeler “basılı davetiye” veya mektup şeklinde hazırlanabilir.
Basılı davetiyeler hazırlanırken tasarımında herhangi bir sınır söz konusu değildir.
Konunun önemini vurgulayacak biçimde hazırlanan davetiyeler daha etkili
olabilmektedir. Mektup şeklinde hazırlanan davetiyeler, gazeteciyle sahip olunan
samimiyet derecesine göre yazılarak gönderilir. (Okay ve Okay, 2009: s.105)
Basın konferansının başarısı, konferansa çağıracaklara yapılacak çağrının başarısına
bağlıdır. İstenilen sayıda gazetecinin konferansa katılmasının sağlanması ve basın
konferansın iyi ceryan etmesi konferansın başarılı olması gerekir.
Kimlerin davet edileceği, davetlilerin seçimi, davetlerin nasıl yapılacağı konferansın
başarısını etkileyen en önemli unsurlardandır. Davetler yapılırken basın konferansının
amaç, saati açıkça belirtilmektedir. Konferansa katılıp, katılmayacaklarını bildirmeleri
için pullu cevap kartları gönderilmelidir. (Tortop, 1973: s.64)
Davetiyelerde kelimelerin tam olarak neler olduğu önemli değildir, ancak aşağıdaki
noktalara dikkat edilmesi davetiyeyi daha etkili kılacaktır: (Okay ve Okay, 2009: s.106)
33
Davet edilecek kişinin adı genellikle elle yazılmalıdır.
Davetiye, davet verenin genel olarak imajına uygun olmalıdır. Şekil ve metin
bakımından konuya işaret edebilir.
Tarzı bakımından aşırı ilginç olmaya çalışan davetiyeler, gazeteciler tarafından
fazla kabul görmeyebilir.
“Basın konferansı” veya “basın görüşmesi” ibareleri gazeteciye toplantının
karakterine dair bilgiler verir.
Her davetiye mutlaka basın konferansının konusuna dair bilgiler vermelidir. Bu,
mümkün olduğunca güncel ve ilginç olmalıdır. Basın konferansının başarısı,
özelliklede gazetecilerin gelişi buna bağlıdır.
Yemeğe dair verilecek bilgiler kısa olabilir ama mutlaka da gerekli değildir.
Ancak maalesef “çok ilginç yemelerin” olacağı bir büfe işaret edildiği veya
“ilginç bir basın hediyesi” olduğuna dair verilerin de iletildiği davetiyelerde
olabilmektedir. Gazeteciler verilecek olan bilgi içeriğiyle konferansa
çekilebilmelidir, hazırlanan güzel bir yemek ve hediye ibareleri halkla ilişkiler
ahlakına çokta uygun şeyler değildirler.
Program akışı verilebilir.
“ Lütfen Cevap Verin” (LVC) kısaltması aslında gereksizdir, çünkü çok az
sayıda gazeteci cevap vermektedir.
Basın konferansı davetleri için çok önemli olmayan bir diğer şeyde cevap
kartıdır. Bu tür kartların geri dönüşü gerçek katılımcılar hakkında tam bir bilgi
vermeyecektir.
Buna karşın önemli olan, çevrede park yeri imkânları kısıtlı ise, bir park yeri
biletinin gönderilmesidir, yakında bir garajda belli bir miktarda park yeri
kiralaması da bir basın konferansı için yararlı bir yatırımdır. Ayrıca toplantının
düzenleneceği yer çok bilinen bir yer değilse, bir haritanın veya krokinin de
iletilmesinde yarar vardır.
Bununla beraber ülkemizde 187 gazeteci üzerinden yapılan bir araştırmada basın
konferansına ait davetiyeleri ne sıklıkla aldığına bir tablo üzerinden verilmektedir.
Tablo 2: Basın konferansı davetiyeleri ve bu davetiyelere hangi durumda gidildiği
34
Basın konferanslarına yönelik davetleri
ortalama olarak ne sıklıkla alıyorsunuz?
%
Bu davetiyeler hangi durumlarda
gitmeyi tercih ediyorsunuz?
%
Hiç almıyorum 17,6 Genellikle gitmeyi
tercih etmiyorum
15
Günde birkaç tene 18,7 Çok fazla ilgimi
çeken konferanslara
35
Haftada birkaç tane 31,6 Çalıştığım alanla
ilgili konulardaki
tüm konferanslara
42
Haftada bir 11,8 Tanıdığım halkla
ilişkiler
temsilcisinin
düzenlediği
6
Ayda bir 17,6 Yanıtsız 2
Yanıtsız 2,7
Buna göre gazetecilerin %79,7’si n-basın konferanslarına yönelik çeşitli zaman
aralıklarında davetler alırken, gazetecilerin %17,6’sı şimdiye kadar hiç basın konferansı
davetiyesi almadıklarını belirtmişlerdir. Bu davetlere hangi durumlarda gitmeyi tercih
ediyorsunuz sorusuna aldığımız yanıt ise, gazetecilerin %19’unun konferansa genellikle
gitmeyi tercih etmedikleri, buna karşın %52’sinin çalıştıkları alanla ilgili tüm
konferanslara katıldıkları ortaya çıkmıştır. Buna göre ülkemizdeki halkla ilişkiler
uzmanı düzenledikleri basın konferansın konusuyla ilgili basın mensuplarını çağırmaları
halinde etkili bir katılım sağlayabilecekleri ifade edilebilir. Basın konferanslarına hiç
davet almadıklarını ifade eden ve genellikle gitmeyi tercih etmediklerini ifade eden
gazetecilere yönelik daha ayrıntılı bir çalışmaların yapılması gerektiği ortaya
çıkmaktadır. (Okay ve Okay, 2009: s.107-108)
2.5.5. Basın Konferansında Konuşma Süresi
Basın konferansında konuşma süresi oldukça önemli konulardan bir tanesidir. En uygun
süre on beş dakika, en fazla otuz dakika olmalıdır. Hazırlanan konuşma kısa ise
toplantıdan sonra gazetecilere birer nüsha verilebilir, uzun ise konuşma metni konferans
35
başlamadan gazetecilere dağıtılmalı ki önemli noktaların altını çizebilsinler. Ancak kısa
konuşmalar daha çok tavsiye edilir. (http://prezi.com)
Basın konferansı bittikten sonra konferansın başarılı veya eksik yönlerini konferansı
düzenleyen diğer kişilerle oturulup görüşülmeli ve bir rapor tutulmalıdır. Bu şekilde bir
sonraki bir sonraki konferans için hazırlıklı olunabilir. Ayrıca konferanstan sonraki
günlerde basın takibi de yapılarak konferansın yapmış olduğu etki ölçümlenmelidir.
(Okay ve Okay, 2009: s.108)
Wolfgang Pieper ana hatlarıyla basın konferansı kontrol listesini şu şekilde hazırlanması
gerektiğini belirtmektedir: (Aktaran, Okay ve Okay)
1. Neden (basın konferansı yapılmalıdır)
Daha büyük bir binanın yapılması (örneğin yönetim gökdeleni)
Pazara yeni bir ürün getirilmesi
Önemli bir şahsiyetin ilginç konuşması
Kuruluşun, işletmecinin, yöneticinin yıl dönümü
Yeni bir hukuki yapının seçilmesi
Teknik yeniliklerin kullanılmaya başlanması
Toplumsal toplantı
2. Katılımcılar (bildirinin türü ve neden vs. ile bağlantılıdır)
Yerel basın, bölgesel basın: örneğin yeni bina, yıl dönümü
Konusal basın: Teknik yenilikleri, ürün
Ulusal basın: Hukuki yapının değişmesi yeni ürün
Tekil şahsiyetler (köşe yazarları, sosyologlar, konunun uzmanları)
3. Tarih
Pozitif tarihler: Salıdan perşembeye kadar 10.00-12.00 ve 15.00-17.00
Negatif tarihler
Hafta sonunda
Pazartesi sabahı
36
Cuma öğleden sonra
Sabah çok erken bir saatte
Akşam çok geç bir saatte
Tatil aylarında
Başka toplantılar ve düzenlemelerle aynı saatlerde de olmasına dikkat
edilmelidir (örneğin. Dünya Futbol Şampiyonası)
Temel olarak basına belirlenen günlerde basın için önemli bir konunun olup
olmadığın sorulması
4. Yer
Trafikle ulaşımı rahat olan bir yer. Tren, otobüs, otoban, tramvay, metro ile rahat
ulaşım
Konferans salonunun yakınında otopark yeri ayarlanmış olmalı
Seyahat saatlerinin ve seyahat bağlantılarının (tren, uçak, otoyol) imkanlarının
bildirilmesi
Uzak yerlerden gelen basın mensuplarının tren istasyonu, havaalanı, otobüs
terminali gibi yerlerden karşılanması.
Çalışanlara özel talimatlar verilmesi, örneğin kapıcı, telefon santrali vs.
Konferans salonuna yönlendirme levhalarının hazırlanması
Oda ve salonların hoş dekore edilmesi
5. Süre
Kısa bir basın konferansının en fazla 30 dakikaya kadar sürmesi gerekir
Basın mensupları uzun bir yolculuktan geliyorsa, birlikte yemek yenilmesi
Varış zamanı ile konferansa başlama zamanı arasında uygun bir sürenin
bırakılması
Enformasyon malzemesi hakkında uzun süreli tekrarlar vermek yerine, kısa
başlıklar aktarmak
Öncelik “soru sorma süresi”ne verilmeli
37
Büyün basın konferanslarında konuşma süresi iki saati geçmemeli
6. Organizasyon soruları
Gazeteciler birer konuk olarak görülmeli ve ona göre davranılmalı
Her gazeteciye, onun fark etmeyeceği şekilde konusunda uzman bir çalışan eşlik
etmeli
Atıştırmalık yiyecek ve içecekler (kısa bir basın konferansında) konferanstan
önce ikram edilmeli
Oturma ve ayakta durma düzeni basın mensuplarına belli edilmeden konferans
salonunda düzenlenmiş olmalı
Gazetecilere ihtiyaç duydukları teknik iletişim imkanları sunulmalı
7. İçerik
Konuşmacı
İşletme yöneticisi veya işletme yöneticisinin bir diğer üyesi
Konusunun uzmanı ve yetkili çalışanlar gerektiğinde konuşmacı olarak devreye
girebilmeliler (örneğin sorularda)
Ticari vekiller ve konusuna değinilecek olan diğer çalışanlar da konferans
salonunda bulunmalı ki kendilerini ilgilendiren sorularda cevap verebilsinler
Gazetecilere yalnızca tek yönlü bilgi verilmemesi
Gizli reklam faaliyetinde bulunulmaması, yalnızca somut bilgilerin iletilmesi
8. Gazetecilere Davranış
Gazetecilere ne doğrudan ne de dolaylı olarak emir verilmemesi, örneğin “bu
haberi mutlaka yazmanız gerekiyor” gibi.
Daha etkili yöntemler, ilginç bilgilerin verilmesi, mükemmel sunumların
yapılması, gerekli evrakların iletilmesi.
Provoke eden veya daha az nitelikle sorularda da yalnızca konuya yönelik olarak
cevap verilmeli.
Bilgilerin içeriği ve şekillerin ne kadar iyi olursa olsun, kurumun düzenleyeceği
konferanslara zamanla daha iyi gazeteciler kayılacaktır.
38
Armağanlar
Mümkün olduğunca armağanlar verilmemeli
Yalnızca orijinal ve pratik armağanlar verilmeli
Armağanları yalnızca kuruluş ile bağlantılı olarak iletmeli
Armağanları en iyi “ yanlarında götürebilecekleri bir şey” olarak tanımlamalı
2.6 Basın gezisi
İnsanlar duyduklarından çok gördüklerinden etkilenmesi gerçeğine, yani “optik
hafızaya” dayanan basın gezileri çok önemli bir noktada durmaktadır. Ivy Lee’nin
uygulamalarından günümüze dek, basın gezileri önemini hiç kabetmemiştir.
(Peltekoğlu, 2004: s.207)
Basın gezileri bireysel olarak veya grup halinde kuruluşun önemli hedef gruplarına ve
medya mensuplarına, kuruluşun diğer birimlerine yönelik olarak çeşitli bilgilerin
verildiği gezilerdir. Basın gezisi, kuruluşun basın mensuplarıyla daha samimi ilişkiler
geliştirebilmeleri ve basında yer almalarından ziyade; basını bilgilendiren ilişkileri
geliştirmek; basına duyurulması gereken konuları ancak bir seyahat neticesinde onlara
duyurabilmek, basına yönelik bir konferansın gerçekleştirilmesi ve konferansa ilgililerin
ulaşabilmelerini sağlamak için düzenlenir. (Özer, 2009: s.68)
Örgütü tanıma, yönetimle iyi ilişkiler geliştirme amacıyla düzenlenen bir halkla ilişkiler
faaliyetidir. Bir fabrikanın gezdirilmesi, bir açılış törenine götürme ya da dışarıdaki bir
etkinliğe katılma biçiminde olabilir. (Karalar, 1998: s.264)
Gazeteciler çok işle yüklü kişilerdir. Zamanları değerlidir. Mesleklerini yürütmek için
zorunlu olan haberleri almak iççin zaman harcarlar. Zorunlu olan haberlerin yerinde
görülerek alınması daha uyundur. Basın gezisi turistik bir seyahat gezisi niteliği
taşımamalıdır. Seyahat yapmak için seyahat değil, ancak bu yola zorunlu olunca
başvurulmalıdır. Gereksiz bir seyahat düzenleme halinde gazeteciler iş bakımından
yüklü oldukları için ilgi göstermeyeceklerdir.
Basın seyahati ancak iki nedenle gerekli olabilir. Birincisi haberin bir yerle ilgili olması,
o yere bağlı olmasıdır. Örneğin bir fabrika ya da bir şantiyenin ziyareti, merasimli bir
gösterinin yapılması seyahati gerektirir. İkicisi olarak ise haberlerin bir mal ile üretilen
bir malzeme ile ilgili olması halinde basın seyahati gerekli olabilir. (Tortop, 1973: s.61)
39
Basın görevlilerine işletmenin çekici, modern bölümleri, kuruluşun müdürü,
yöneticileri, rehber ve teknisyenlerin görüşmeleri sonucunda seçilerek, halkla ilişkiler
görevlileri ile birlikte gezdirilir. Bu arada halkla ilişkiler görevlisi de ilgili haberi,
fotoğraf, bilgi ve dokümanları toplayarak bir çalışma yapabilir. Örgüt ile ilgili bütün
bilgilerin anında, doğru ve gerçek olarak verilmesi, gösterilecek yerlerin daha rahat
çizilmesi için kalabalık gruplar halinde değil, belli sayılarda oluşan küçük gruplarla
yapılan gaziler daha aksaksız ve etkili olmaktadır. (Gürüz, 2003: s.69)
Ulaşımdan konaklamaya kadar ayrıntılı bir düşünmeyi gerektiren ve organizasyonun
büyük önem taşıdığı basın gazilerinde giderler, kimi zaman geziyi düzenleyen kuruluş
tarafından, kimi zaman ise, davet edilen gazetecilerin üyesi olduğu kurumlar tarafından
karşılanır. (Peltekoğlu, 2004: s.208)
Basın gazilerinin organizasyonu çok ince ve ayrıntılı bir şekilde hazırlanmalıdır.
Organizasyonu hazırlarken halkla ilişkiler uzmanları şu noktaları göz önünde
bulundurmalıdırlar: (Tortop, 1973: s.61-62)
Basın seyahatinin günü, program ve süresi zamanında bildirilmelidir.
En az 15 gün önce hatta bazı hallerde birkaç gün önceden bildirilip programla
ilgili görüşler alınmalıdır.
Seyahat günlerinin sayısı azaltılmalı ve günlük programlar fazla yüklü
olmamalıdır
Seyahat sırasında gerekli dokümanlar verilmelidir. Fazla kitap ve broşürlerle
yüklü yapılmamalıdır
Her şeyi göstermek istemek yerine gazetecileri ilgilendiren gerçek bilgileri
vermek tercih edilmelidir
O seyahatin başlangıcından önce her şey düşünülmeli ve her haber için en iyi
sonuç biçimi öngörülmelidir
Küçük gruplar halinde geziler düzenlenmelidir. Örneğin 60 kişilik bir basın
ekibi varsa 15’er kişilik gruplar halinde dolaşılmalıdır
Gazetecilerin aldıkları bilgileri aktarma olanakları sağlanmalıdır
Ziyaret sırasında konuşmacılar gezinti sırasında kısa ve akılda kalıcı cümleler
kullanmaya özen göstermelidirler
40
Seyahat sırasında veya sonunda gazetecilere birer hediye vermek etkililik açısın
daha hoş bir hava yaratmaktadır.
Türkiye’de 187 gazetecinin basın gezilerine yönelik davetler alma ve bu gezilere katılım
oranı çok yüksek değildir. Bu gazetecilerin %33,6’sı şimdiye kadar bu tip davetleri hiç
almadıklarını, alınanların ise %27’sinin genellikle basın gezilerine gitmedikleri ortaya
çıkmıştır. Bu durumda halkla ilişkiler uzmanlarına düşen görev, bu tip seyahatlerin
basın mensupları için daha cazip, daha çok bilgi ve haber içerikli bir hale getirilmesini
sağlamaktır. (Okay ve Okay, 2009: s.118)
41
Tablo 3: Basın gezileri davetleri ve bunlara hangi durumlarda gidildiği
Halkla ilişkiler amaçlı basın gezilerine yönelik davetleri ortalama olarak ne sıklıkla alıyorsunuz?
%
Bu davetiyelere hangi durumlarda gitmeyi tercih ediyorsunuz?
%
Hiç almıyorum 33,6 Genellikle gitmeyi tercih etmiyorum
27
Günde birkaç tene 2,1 Tüm yurtdışı gezilerine
2
Haftada birkaç tane 5,9 Çalıştığım alanla ilgili konulardaki tüm gezilere
59
Haftada bir 3,7 Tanıdığım halkla ilişkiler temsilcisinin düzenlediği gezilere
10
Ayda bir 48,1 Yanıtsız 2
Yanıtsız 7,5
2.7. Basın Dosyası
Kuruluşların düzenlediği basın konferansı, basın gezisi ve basın toplantısı gibi
etkinliklere katılan basın mensuplarına gönderilen ve katıldıkları etkinliklerle ilgili
belge, yazı, resim gibi materyalleri içeren dosyalardır. (Biber, 2003: s.10)
Halkla ilişkilerin basınla ilişkilerinde basın bültenlerinden çok daha ayrıntılı bilgi
taşıyan basın dosyalarının iletinin aktarılmasında önemli bir yeri ve desteği vardır. Bir
basın dosyası olayları derinliğine ele aldığından uzunca bir konuşma değerindedir.
Gazeteciye konu hakkında az zaman da tümü kapsayıcı bir bilgilendirme olanağı sunar.
Basın dosyaları, basınla ilişkilerde kullanılan diğer iletişim araçları gibi yeni ve ilginç
olanı verdiği ölçüde kabul görür. Özellikle basın toplantıları, basın gezileri, hatta basın
yemekleri için tamamlayıcı unsurdur. Haberin ya da olayın belli yönlerini ortaya
çıkararak, etkinlik sırasında ele alınan konuları birleştirici/bütünleştirici bir rol oynar
(Çamdereli, 2000: s.102).
Bir dosyasının arkasındaki strateji, çoğu medyanın bir bülteni tam olarak
kullanmayacağı bilincine dayandırılmaktadır, fakat medyanın haberleri için yeniden
42
yazılacak materyalin buradan sağlanacağı da unutulmamalıdır. Bir basın editörlerinin
kullanacağı bilgileri seçmelerine yardımcı olacak şekilde hazırlanmalıdır.
Bir basın dosyasında buluna bilecek başlıca malzemeler şunlardır (Okay ve Okay, 2009:
s.119):
Basın bülteni
Toplantıya ya da seyahate katılan kişilerin listesi
Kuruluş hakkında önemli ve kısa bilgileri ter aldığı broşür veya rapor
Konu ile ilgili kuruluşun çıkarmış olduğu yayınlar
Konuşmacıların konuşma metinleri ve bu kişiler hakkında özgeçmiş
Kurum yayını
Fotoğraflar
Kuruluş hakkında bilgi veren CD, DVD veya USB bellekler
Bir basın toplantısında başlıca haber, çoğunlukla yeni bir ürün ya da ürünlerin
sunulması ve onların işlevleri olacaktır. Böylesi bir durumda egemen haber budur ve
özellikle teknik açıdan dillendirilecektir. Buradan kuruluşun kimliği kısaca tanıtılacak,
yeni çalışmaları, ulusal konumu, geçmişteki çalışmaların sonuçları, büyüme oranı vb.ne
gelinecektir. Bu noktada ürün/ler ve kuruluşun yapıp ettikleri konusunda toplantı
süresince irdelenemeyen ayrıntılı bilgilere ve nitelikli fotoğraflarla dolu basın dosyası
haberin basına yansımasında önemli bir görev üstlenecektir (Çamdereli, 2000: s.103)
Basın dosyaları gazetecileri yapılan faaliyetler hakkında bilgilendirmeyi amaçlar, ancak
bu bilgilendirme faaliyeti de aşırıya kaçmamalıdır. Çok kalın olan, şişirilmiş basın
dosyalarını gazeteci yanında taşımak istemeyecektir ve yapacağı ağırlık nedeniyle onu
belki de çok fazla yanında bulundurmayıp, bir yerde bırakacaktır. Bu bakımdan bu tür
dosyalara yalnızca çok gerekli olduğu düşünülen malzemeler yerleştirilmelidir (Okay ve
Okay, 2009: s.118-119).
Brunn’a göre Almanya’da küçük bir günlük gazetenin bir bölümüne yaklaşık olarak üç
kiloluk basın dosyaları gelmektedir. Bunların arasında yapılan seçimlerde elde kalan da
en fazla 100 gram olmaktadır. Bu durumda sekiz-on bölümü olan gazetenin bir günde
alacağı basın dosyası malzemesi yaklaşık olarak 30 kilo olacaktır. Buna kitap
43
gönderileri ve ürün tanıtımları dâhil değildir. Bunun, bir haftada yaklaşık olarak 200
kilo basın dosyasının çöpe gittiği, yıla vurularak hesaplandığında ise bunun on ton veya
iki file ağırlık geldiği hesaplanmıştır (Aktaran, Okay ve Okay)
Basın dosyaları ayrıca, gazetecilere salon girişlerinde ya da toplantı öncesinde
dağıtılmamalıdır. Çünkü katılımcıların çoğu sunuş sırasında dosyayı karıştırmaya
başlayacak ve konuşmayı üstünkörü dinleyecek, belki de konuşmanın tam ortasında
toplantıyı terk edecektir (Çamdereli, 2000: s.103).
2.8. Basın Röportajı-Mülakatı
Fransızcada “reportage” adı verilen magazin yazıları, haber olmayıp, çok tutulan bir
biçimde hazırlanmış ön bilgileri içine alan, çoğunlukla belli bir açıdan veya belli tip
okuyucular için kolay anlatılabilecek bir anlatımla yazılmış, yine çoğunlukla
resimlendiriliş, bazen de belli ölçüde yorumu olan makaleleştirmiş yazılardır. Röportaj,
bir çeşit “duyurma”dır, sık sık terimin en geniş anlamıyla eğitici niteliktedir, ayrıca
propagandaya da elverişlidir (B. Orrick, 1967: s.44).
Gazetecilerin kuruluş hakkında bilgi alma yöntemlerinden birisidir. Kuruluş yönetici
veya yetkili diğer kişilerle röportaj yapmalarıyla oluşur. Kuruluşun genel görünümü için
oldukça avantajlı olabilecek bu röportaj taleplerine kuruluş yöneticilerinin açık olması
gerekmektedir (Özer, 2009: s.69).
Basın röportajları, kuruluşla ilgili spekülasyonları gidermek ve önüne geçmek, kamuyu
belli konularda bilgilendirmek, kuruluşun amaç ve politikaları hakkında kamunun bilgi
sahibi olmasını sağlamak açısından önemlidir (Biber, 2003: s.14).
Ancak, basın mensuplarıyla görüşecek olan kuruluş veya diğer yetkili bir kişi röportaja
başlamadan önce bir ön hazırlık yapması gerekir. Bunun nedeni, basın mensuplarının
yönelteceği sorulara net ve açık bir şekilde yanıt verebilmektir.
Yetkili kişiler mülakat için yapması gereken ön hazırlık şunlardır (Okay ve Okay, 2009:
s.122).
Sizinle röportajı yapacak olanın kişiliği ve özellikleriyle meşgul olun. Güçlü ve
zayıf yönlerini, habilerini, en sevdiği soruların neler olduğu, siyasi ve konusal
eğilimlerini saptamaya çalışın. Başka gazeteciler ve halkla ilişkiler uzmanı bu
bilgileri toplamada yardımcı olabilir.
44
Röportajı yapacak olan gazetecinin son yazdığı makaleleri veya televizyonda ya
da radyoda yayınlanan programlarını inceleyin. Ön görüşmede bunlardan
bahsedin, göreceksiniz ki yalnızca yöneticiler ve diğer üst düzey kişiler değil.
Gazeteciler de bu tip övgülerden hoşlanacaktır.
Röportaja karar verirken veya günü saptarken, konu ve muhtemel sorular
hakkında bilgi edinmeye çalışın. Eğer sizin hakkınızda bir skandal oluşturacak
bilgiler aramıyorsa, her ciddiye alınacak gazeteci buna bir yanıt verecektir.
Şimdiye kadar hiç adını, sanını duymadığınız bir gazeteci sizinle röportaj
yapmak isterse, onun fonksiyonu hakkında rahatlıkla araştırmalar yapabilirsiniz,
bunu halkla ilişkiler danışmanınıza veya gazetede çalışan sorumlu bir kişiye
sorabilirsiniz.
Gazeteciye iletebileceğiniz bilgileri ve elinizde olan konuları “güncel, yeni,
nadir, sıra dışı ve ayrıcalıklı” olması bakımından analiz edin.
Size yönelik olarak gelebilecek soruları analiz edin, bunlar yalnız çalıştığınız
kuruluşla ilgili değil, faaliyet gösterdiğiniz sektörler veya eğilimlerle de ilgili
olabilir. Bu tip sorulara hazırlıklı olmaya çalışın.
Serbest çalışan gazeteciye röportajın yayınlanacağı medya hakkında sorular
sorun. Ayrıca ön görülen uzunluğa ve yayınlanma tarihine yönelik bilgiler de
önemlidir, hatta elektronik medya için vazgeçilmezdir.
Radyo ve televizyon röportajlarından önce ön görülen yayın süresi hakkında da
mutlaka bilgi alınması gerekir, çünkü sorulara uzun uzadıya cevap verildiği
halde bu röportaja sadece birkaç saniye ayrılacaksa, bu kadar uzun cevap
vermenin hiçbir anlamı olmayacaktır.
Bu nedenle elektronik medya temsilcileriyle gerçekleşen mülakatlarda: Somut
ve kısa ifade vermek ve ifadeleri minimum düzeye indirgemekte yarar vardır.
İletmek istenilen mesaj bu süre içerisinde verilmelidir. Ne kadar kısa ve somut
yanıtlar verilirse, gazetecinin de bunları kesme olanağı o derecede azalacaktır.
Elektronik medyada gerçekleştirilen bir röportaj ve mülakatta konuşma
sırasındaki duraklamalar ve sesin alçalıp yükselmesi önemli bir durumlardır. Bu
bakımdan mutlaka yer almasını istediğiniz bilgileri sesi yukarıda tutarak ve
duraklamaları fazla uzatmadan vermede yarar vardır.
45
Göz önünde bulundurulması gereken bir diğer nokta da gazetecilerin
ağızlarından çıkacak bir hata veya sıra dışı bir söz için özellikle bekledikleridir.
Ağzından çıkacak bir laf için gazeteci aynı soruyu birkaç kere sorabilir. Bu
nedenle ifadelerin net ve yerinde olmalarına dikkat edin, konuşurken düşünmeyi
de unutmayın.
Yazılı basın temsilcileriyle yapılan mülakatlarda bazı bilgilerin ambargolu ve
yazılmamak kaydıyla verildiği görülür. Bu oldukça sıradandır, ancak bu tip
bilgileri verebileceğiniz gazeteciyle aranızda belli bir güven ilişkisi olması
gerekir. Yoksa ilk kez görüştüğünüz ve size samimi her gazeteci sizin dostunuz
olur anlamı çıkarılmamalıdır.
Röportajlarda kişiler öğretilen davranış tarzlarıyla veya suratlarında adeta bir
maske ile gazetecilerin karşısına çıkmamalı, kişi neyse, o haliyle görünmelidir.
Kendi kişiliğinin dışında bir kişiliğe bürünmemelidir. Aynı şey kıyafet içinde
geçerlidir, giyilen giysiler kişinin karakterine, şahsiyetine ve görüşme nedenine
uygun olmalıdır.
Hoşlanılmayan veya mahcup duruma düşebilecek sorularla karşılaşıldığında
sinirli, inatçı veya bilgi vermeyecek bir biçimde davranılmamalı, çatışmaya
girişilmeden şu şekilde bir ifade de bulunulabilir: “Bu sizi bakış açınız, ancak
gerçekte böyle değil, durum …… şeklindedir”. Yani ilk önce yönlendirmek, bir
giriş yapmak, daha sonra bir düzeltmede bulunmak gerekir.
Gerçektende yanıtını bilmediğiniz bir soru ile karşılaştığınız zaman
söylenebilecek en mantıklı şey “şu anda bu sorunuzu aklımdan
cevaplandıramam, verileri hatırlamıyorum çünkü” diyebilirsiniz, bu sinirlenip
yanlış bilgiler vermekten daha iyidir. Yazılı basında konuyla ilgili evraklar
edinilir ve gerektiğinde de sonradan gönderilebilir, radyo ve televizyon
röportajındaysa doğru bir yanıt verilerek konu başka yöne çekilmeye
çalışılmalıdır.
Görüldüğü gibi basın mensuplarının işletme yöneticileriyle yapacakları basın
röportajları hazırlamak belki zaman alacaktır, ama bilinmelidir ki yapılacak olan
röportajlara bu hazırlıkların yapılması başarılı bir imajın oluşmasına zemin
hazırlayacaktır.
46
2.9. Fotoğraf
Walter Lippmann şöyle diyor: “bir fikrin ulaştırılmasında en kesin yol resimlerdir.
Bundan sonra da resimleri çağrıştıran sözcükler gelir.” (Aktaran, Orrick) Daha önce de
belirtildiği gibi, bir röportajın resimleri çoğunlukla yazılardan daha önemlidir. Bir konu
belli bir amaçla belli bir açıdan ele alınabilir ve bir dizi fotoğraf ya da tek tek
fotoğraflardan veya gruplardan seçilen fotoğraflar oldukça geniş ve açıklayıcı yazılarla
birleştirerek bir foto röportajı yapılabilir. Fotoğrafların dağıtım yöntemleri, çoğunlukla
küçük gazetelere gönderilen ve klişelerin doğrudan yapılabileceği bir ya da birkaç
fotoğraf ve alt yazının matrisi dışında, röportajların dağıtımına çok fazla benzer.
Haberler için, yapılan olay ya da toplantıya katılan başlıca kişilerin portreleriyle
ayrıntıların fotoğrafları (yeni açılan bir fabrikanın, köprü ya da açılacak bir serginin
birkaç iyi fotoğrafı) oldukça önceden gönderilmelidir. Büyük gazeteler ve ajanslar asıl
olayı çekmek için kendi fotoğrafçılarını göndermek isteyeceklerdir; ama olayı
düzenleyen örgüt tarafından asıl olayın da fotoğrafı çekilmelidir; bu fotoğrafları, hem o
örgütün arşivi için, hem de olayın fotoğrafını çekmemiş yerel ve başka yerdeki
gazetelere zamanında fotoğraf gönderebilmek için gereklidir. Bu gazeteler, bu
malzemeyi hemen kullanmasalar da ilerde kullanmak üzere dosyalara koyacaklardır
(B.Orrick, 1967: s.45)
Fotoğrafların halkla ilişkilerde kullanım alanlarını şöylece özetlemek mümkündür:
(Okay ve Okay, 2009: s.126)
Medya ilişkilerinde gazetelere ve teknik dergilere gönderilen basın bültenlerine
eklenir.
Kuruluş içi dergilerde, yıllık raporlarda ve diğer kuruluş yayınlarında kullanılır.
Reklam, poster ve sergilerde kullanılır
Eğitim ve araştırma için kullanılır
Arşiv amacıyla kullanılır
Fotoğrafın kullanımı konusunda yazılı basının ve görüntülü basının ihtiyaçlarına ve
kullanım imkanına göre fotoğraflar gönderilmelidir. Yani, standart olarak çekilmiş bir
fotoğraf hem yazılı, hem de görüntülü basına gönderilmemelidir. Çünkü her ikisinin de
fotoğrafı kullanabilmeleri için fotoğrafın bir takım teknik özellikleri taşıma
47
gerekmektedir. Basın fotoğrafı konusunda dikkat edilmesi gereken unsurları şu şekilde
sıralamamız mümkündür: (Okay ve Okay, 2009: s.127-128-129)
Klasik basın fotoğrafı siyah beyaz ve 18x13cm ölçülerindedir, ancak artık siyah
beyaz fotoğraf kullanan basın oldukça azaldığı için, renkli fotoğraf kullanımı daha
yaygındır. Ama yineden siyah beyaz yayın yapan gazetelere, siyah beyaz fotoğrafların
gönderilmesi daha uygun olacaktır. Fotoğrafın parlak kağıda basılması ve teknik
baskıda çoğaltmaların yapılabilmesi için medyanın ihtiyaçları göz önünde
bulundurularak baskıların yapılması gerekmektedir.
Televizyona verilecek fotoğraflar 25x20 cm ebatında, mat renkte ve tercihende
renkli olarak hazırlanmalıdır. 35mm. den büyük dialar da kullanılabilir.
Bir fotoğrafın etkisi ne kadar dinamik, güncel, ifadesi güçlü ve iyi çekilmişse, o
oranda artacaktır. Kişiler bir faaliyeti gerçekleştirirken görüntülenmelidir; eğer
bina yeni yapılmış ve mimari açıdan belli başlı bazı özellikler taşımıyorsa,
cansız fabrika salonları ve dış cephenin anlatacakları çok fazla bir şey olmaz.
Burada görevi veren ve fotoğrafçı, yaratıcılıklarını ortaya koymalıdırlar. Stüdyo
çekimlerinden ziyade konu mankenlerinden ziyade gerçek ortamda, gerçek
kişilerle fotoğrafların çekilmesi gerekir.
Belirli bir meseleye, ürüne, imaja ve kişiye yönelinmeli, dikkati dağıtacak diğer
unsurlara fotoğrafta yer verilmemelidir.
Yaratıcı bir biçimde fotoğraf açıları yakalanarak gözün esas konuyu görmesi
sağlanmalıdır ve fotoğrafa konu olan objeler çok yakından çekilmeyerek yan
açılardan çekilmelidir. Çünkü bu şekilde çekilen fotoğraflar daha doğal
görünmektedir.
Fotoğraf çekimlerinde kullanılan objektiflerin, fotoğrafın asıl amacına ulaşması
için hangi ögelerin ön plana çıkarılması isteniyorsa ona göre seçilmesi
gerekmektedir. Kullanılan objektiflerin çeşidine göre de fotoğraf konusunun net
alan derinliğinde ve gerçekliğinde bazı değişikliklerin olabileceği bilinmelidir.
Fotoğraf objesinin etrafında çok fazla boşluğun olması da ilginin dağılmaya
neden olabileceği için fotoğraf çerçevesinin iyi planlanması gerekmektedir.
Kişi veya fotoğrafın konusunun rengine göre arka fonun rengi belirlenmeye
çalışılmalıdır. Örneğin açık renkte bir elbise giymiş birinin fotoğrafı çekilirken
48
arka plan beyaz renkte olmamalıdır. Tam tersine, koyu renkte giyinmişse de arka
plan koyu renkte olmaması gerekmektedir.
Doğal bir kümedeki grubun fotoğrafı çekilmeli, asla zorlanmış bir grubun
fotoğrafının çekilmesine çalışılmamalıdır. Fotoğrafı çekilen kimsenin çekim
sırasında objektife bakmalarında ziyade daha doğal bir biçimde durmalarının
tespit edilmesi gerekir.
Fotoğrafın konusunu çeşitli insanlar oluşturuyorsa, güneş gözlüğü takmış
kimselerin gözlüklerinin çekim esnasında çıkarılmasına özen gösterilmelidir.
Çok sayıda kişiden oluşmuş bir grubun fotoğrafı basın organlarına
gönderilmemelidir.
Genel olarak bir fotoğrafta yer alan yüzler, en azından küçük parmağın tırnağı
genişliğinde bulunmalıdır.
Fotoğrafın baskısı alınmadan önce fotoğrafın baskısını yapan bilgisayarın
ekranından taslak görüntülerin değerlendirmesini yapmak, basımı yapılacak
fotoğrafların belirlenmesine yardımcı olur.
Metni olmayan bir fotoğrafın çok fazla bir değeri yoktur, fotoğraf metni küçük,
kısa bir basın bülteni gibi düzenlenmelidir. Başlık ve kısa bir metin ters piramit
kuralına göre düzenlenmeli, bu fotoğrafı çekene dair bir ibare izlenmelidir.
Fotoğrafın ne hakkında olduğu, kimin gönderdiği copyright hakkının kimde
olduğu gibi bilgiler fotoğrafı açıklayıcı ek bilgilerde yer almalıdır. Ayrıca
tarihinde belirtilmesi gerekmektedir. Çok iyi fotoğraflar basın arşivlerinde de yer
alacağı için daha sonraki kullanımlarında kolaylık sağlaması için tarihinin
belirtilmesinde yarar vardır.
Fotoğrafa ek olarak hazırlanacak metin iki nüsha halinde hazırlanmalı,
gazeteciye üzerinde gerekli düzenlemeleri yapma imkanı sağlanmalıdır.
Fotoğrafla ilgili olan açıklamalar genellikle dört ile altı satır arasında
değişmektedir. Açıklamalar yapılırken aktif cümle yapıları kullanılmalı;
“resimde gördüğünüz gibi” şeklindeki ifadelerden kaçınılmalıdır.
49
Fotoğrafın arkasında fotoğrafta yer alan unsurların açıklamaları yazılmamalıdır.
Çünkü yazılar fotoğrafa zarar verebilir. Ayrıca fotoğrafın zarar görmemesi için
muhafazalı bir biçimde zarfa konularak basın kuruluşlarına gönderilmelidir..
Fotoğrafın planlanan kullanım amacı için haklarının alınıp alınmadığı kontrol
edilmelidir. Fotoğraf kullanıldıktan sonra herhangi bir yasal sorunla
karşılaşmamak için mutlaka bu kontrolün yapılması gerekmektedir.
Bütün iletişim biçimlerinin en vasıtasız olanı olarak fotoğraf halkla ilişkiler
çalışmalarına bu kadar ayrıntılı ve yorucu olmasından da anlaşılacağı gibi her zaman
önemli bir boyut kazandırır.
2.10. Sektörel Yayınlar
Süreli yayınlar içerisinde yer alan ticari bir iş koluna yönelik içeriği olan yayınlar
sektörel yayınlar olarak tanımlanmaktadır. Sektörel basın ise, ekonomi içerisinde belirli
bir sanayiyi kapsayan, belirli bir meslek grubunu okur kitlesi olarak hedefleyen ve
bunun için çeşitli iletişim ortamlarını kullanarak sağlayan basın olarak
isimlendirilmektedir. Sektörel yayınlar içerikleri itibariyle kurumsal yayınlardan, çeşitli
habileri ele alan yayınlardan, kitle yayınlarından, kültür sana ve eğitimi konu alan
yaynlardan farklıdır (Okay ve Okay, 2009:s.134).
Sektörel yayınlar içeriklerine göre:
Gazeteler
Dergiler
Yıllık
Katalog
Kitaplar (süresiz yayın) olarak beş kategoriye ayrılmaktadır.
2.10.1. Gazeteler
Gazetelerin halkla ilişkiler aracı olmasının nedeni; haberi mektupla, telgrafla veya
telefonla gazeteye iletildiğinde, gazetenin tirajı oranında dağılımı ve duyulma
olanağının bulunmasıdır. Halkla ilişkiler uzmanının gazeteyi araş olarak kullanmasının
bir başka nedeni ise en ucuz araç olmasıdır. Gazeteler yer alması istenilen bir haber
bülteni veya tanıtıcı yazı, gazetecilerle kurulacak olan iyi ilişkiler sonunda kolaylıkla ve
50
zamanında basılabilir. Ancak gazeteye, kuruluşun halkla ilişkiler uzmanı tarafından
gönderilecek haberin, açık ve birçok kişinin ilgisini çekecek biçimde yazılmış olması
gerekmektedir. Ayrıca verilecek haberin zamanına da dikkat etmek gerekmektedir (Şen
ve Çerçi, 1976: s.32).
Örgütle ilgili haberler basına hızlı ve doğru bir biçimde aktarılmalıdır. Örgüt ile basın
arasında karşılıklı güvene dayalı ilişkiler geliştirilmelidir. Bu ilişkiler sürekli olmalıdır.
Halkla ilişkiler uzmanlarının basınla işbirliği içerisinde olması gerekir, basına karşı
kızmak gibi bir lüksü yoktur. Metin Kazancı’nın dediği gibi, “gazetecilere küsen halkla
ilişkiler uzmanı mesleğine küsmüş demektir” (Aktaran, Yavuz, 2008: s.43).
Gazetelerden bir halkla ilişkiler aracı olarak yararlanırken dikkat edilmesi bir başka
nokta, haber niteliği taşıyan mesajların zamanlamasıdır. Bir toplantının sonuçları
açıklanırken bir gün sonraki baskılara yetişebilecek bir saatte bu açıklamaların
yapılması zorunludur. Ülkemizde basın toplantıları genellikle saat on ikiden önce
yapılır. Bunun yanında gazetede yer alacak olan bir röportajda ise durum farklıdır.
Zamanlama ihmal edilebilir. Dizi yazılar hazırlandığında da durum aynıdır. Çünkü bu
tür yayınlarda zamana karşı yarış yoktur (Kazancı, 1996 s.286).
Gazetelerle ilgili olarak bilinmesi gerekenlerden biri de yer sorunudur. Her kişi ya da
kurum haberin ya da reklamının ilk sayfada olmasını ister. Ancak bunun için herkesin
kaynağı ya da gazetenin yeri yeterli olmayabilir. Dolayısı ile bu hususa dikkat edilmesi
gerekmektedir (Bilgin, 2010: s.49).
2.10.2. Dergiler
Gazetelerin halkla ilişkiler aracı olarak sahip olduğu nitelikler dergiler için de geçerlidir.
Dergilerin hedeflediği kitleler olduğu gibi okuyucuların da yeğledikleri dergi türleri
vardır. Tümüyle gençlik sorunlarına eğilen, kadın sorunlarını araştıran, yemek sanatına
ağırlık veren, aydınlara hitap eden, çeşitli meslek kategorilerine yönelik, siyasal ve
toplumsal olayları irdeleyen, doğa ve güzellikler ya da çevre sorunlarını konu edinmiş
dergiler yayınlanmaktadır (Kazancı, 1996 s.292).
Haftalık, on beş günlük, aylık gibi belirli aralarla çıkarılan mesleki dergilerin okuyucu
kitlesi, süresi belli olmayan dergilere nazaran daha özel niteliklere sahiptir. Eğitim,
sağlık, otomotiv, inşaat sektörü gibi değişik alanlarda çalışan işletmelerin bu alanlarla
ilgili dergileri bulunmaktadır. Kuşkusuz bu özelliği ile dergiler diğer basılı araçlardan
51
ayrılmaktadır. Fakat halkla ilişkiler uzmanına, özel kitlelere hitap etmekte önemli bir
kolaylık sağlar. Çünkü verilecek mesajlar daha kolay biçimlendirilecek ve kitleler daha
çabuk etkilenebilecektir(Budak ve Budak, 2000: s.162).
Halkla ilişkiler çalışmalarında bu tür kendi hedef kitlesine ulaşabilen dergiler,
mesajların duyurulmasında oldukça etkin olmaktadır. Çeşitli kitlelere ulaşabilmek ve
onların alanlarına yönelik yayınlanan makale, röportaj, örgütsel haberler gibi yazım
türlerinin kullanılabilmesi, gazetelerde olduğu gibi bazı koşullara bağlıdır. Bu tür
işlemlerin kolaylaştırılması, dergi yöneticileri ile iyi ilişkiler geliştirmeyi
gerektirir(Gürüz, 2003: s.99). Daha kaliteli kağıt kullanarak daha fazla renk ve özenli
baskı olanaklarıyla yayınladıkları için bu dergiler seçkim okur kitlesine sahiptirler. Bu
özelliklerine karşılık fiyatlarının pahalı olması nedeniyle tirajları sınırlıdır (Özer, 2009:
s.53).
2.10.3 Yıllık
Yıllık, örgütün bir yıl içinde gerçekleştirdiği çalışmaları kapsayan bir yayın türüdür.
Örgüt ile ilgili ansiklopedik bilgiler türünde yazılar da yıllıkta yer almaktadır. Yıllıklar,
örgütün çevresindekilere ve örgütte çalışanlara ücretsiz gönderilir. Ayrıca bazı
okuyuculara da papa ile satılabilir(Özer, 2009: s56).
Bu yıllıklar kuruluş hakkında bilgi edinmek isteyen kişileri aydınlatıcı her türlü bilgiyi
kapsarlar. Ayrıca bir yıl içinde gerçekleşen değişiklikler, alınan kararlar, yapılan
atamalar, organizasyon değişiklikleri yıllıklarda bulunmalıdır (Çamdereli, 2000: s.85).
2.10.4. Katalog
Sistemli bir şekilde hazırlanmış fihrist (katalog) özellikli, kimi listelerde bulunan
ürünler ile alakalı bilgiler içeren kitaplara katalog denir. Katalogda genelde ödeme
biçimi ya da fiyatlara dönük bilgiler yansıtılmakta olup, üretici ve satıcı firmaların
ürünleri hakkında bilgiler aktarılmaktadır(Karadeniz, 2010: s.102).
2.10.5. Kitaplar
Kitle iletişimin önemli bir aracı olan kitaplar, halkla ilişkiler çalışmalarında etkin bir
şekilde kullanılmaktadır. Örgütlerin bilgi toplama ve bilgi yayma amaçlı eylemlerinde
kullandıkları kitaplar, basılı halkla ilişkiler kapsamında önemli bir yer tutmaktadır.
52
Çeşitli örgütlerin, derneklerin, hayır kurumlarının kuruluş yıldönümlerinde, örgütün
tarihçesini ya da örgütün sunduğu mal ve hizmetlerin tanıtımı ile ilgili yazıları kapsayıcı
biçimde düzenlenebilir. (Gürüz, 2003: s.97) Bazen büyük şirketlerin kurucularının hayat
hikayelerini de işletme kitapları arasında irdelenmektedir. Vehbi Koç’un “Hayat
Hikayem”, Selçuk Yaşar’ın ülke sorunlarına ilişkin dizi kitapları, Sakıp Sabancı’nın
hayat hikayesi bu tür kitaplardandır. Halkın şirkete duyduğu sempatisi, yöneticilerine
duyduğu sempati ile aynı doğrultudadır. Nitekim ülkemizin akıllı iş adamları bu noktayı
fark ettiklerinden kuruluş kitaplarını halkla ilişki kurmada daha sık kullanmaya
başlamışlardır (Budak ve Budak, 2000: s.161).
Örgütlerin halkla ilişkiler çalışmalarında, birer tanıtım aracı olarak oldukça etkin ola
kitaplar, örgüt ve çalışmaları hakkında doğru ve güvenilir bilgiler verilmelidir.
İstenildiğinde, ilgili resim, grafik, fotoğraf gibi tekniklerle renklendirilip, okuyucuların
daha çok ve okumaları sağlanabilir. İlgi çekici bir duruma getirilmesi, ayrıca kitapların
satışında da etkin olmaktadır.
Halkla ilişkilerin kullanacağı kitaplar, örgüt tarafından hazırlanabileceği gibi örgütün
dışında başka bir yazar tarafından da yazılabilir. Örgüt tarafından bastırılan bu kitaplar,
müşterilere, yerel topluma, kütüphanelere dağıtılır ve düşük bir fiyata satılmaktadır
(Gürüz, 2003: s.97-98)
2.11. İnternet ve Web Sitesinin Halkla İlişkiler Aracı Olarak Kullanılması
2.11.1. İnternet
Bilgisayar teknolojisinin çok hızlı ilerlemesiyle birlikte dünyadaki insanların
birbirleriyle iletişime girme olanağı çok kolay hale gelmiştir. Dünyayı küçük bir köy
haline getiren kitle iletişim araçlarından birisi olmuştur. Bilgisayar teknolojisiyle
insanların birbirleriyle çok daha kolay ve hızlı bir şekilde iletişime girme olanağı
sağlayan sihirli güç internet olmuştur. İnternetin aracılığıyla dünyanın en ücra
köşesindeki birisiyle konuşabilir, fikirlerinizi paylaşa bilirsiniz. Ayrıca bu unsur,
özellikle bazı güçler tarafından küreselleşmenin dünyada yaygınlaşmasını sağlamak için
kullanılmaktadır. Böylesine önemli bir iletişim aracını halkla ilişkiler çalışmalarında da
kaçınılmaz bir gerçekliktir (Yavuz, 2008: s.48).
Bunun üzerine halkla ilişkiler uzmanları farklı hedef gruplarına farklı araçlarla
ulaşmanın bilicine varmışlardır. Son yıllarda teknolojideki hızlı gelişmeler sonucu hedef
53
gruplarına ulaşmak için kullanılan geleneksel olarak halkla ilişkiler araçlarının yanına
yenileri de eklenmiş durumdadır. Bunlardan biriside artık çağımızın
vazgeçilmezlerinden biri olan internettir
Bu yeni araç halkla ilişkiler açısından değerlendirildiğinde, halkla ilişkiler
uygulayıcılarının karşısına hem yeni fırsatlar çıkmakta, hem de çeşitli sorunlarla karşı
karşıya kalabilme tehlikesi oluşturmaktadır. Bu yeni fırsatlar kurum içi iletişimin
etkinleştirilmesinden, kurumun hedef gruplarıyla doğrudan bir iletişim içine girme
yelpazesine kadar uzanabilmektedir (Okay ve Okay, 2011: s.554)
İnternetin yaygınlaşması ve işletmeler tarafından kullanımının artmasıyla, internet de bir
tanıtma aracı haline gelmiştir. İşletmeler internet aracılığı ile tüketiciler, aracılar,
finansal kuruluşlar, sendikalar ve genel yönetimlerle iletişim kurabilmekte, sponsorluk
çağrıları yapabilmekte, sanatsal sergi ve fuarlara katılabilmekte ve e-posta ile tanıtımda
bulunabilmektedir. Kurumların hedef kitlelerine ve ilgili kesimlere tanıtımlarının
sağlanması amacı ile kurumsal web sitelerinin oluşturulması, hedef kitleler ile fikir
alışverişinin sağlanabilmesi için sohbet odaları ve forumların kurulması, e-posta ve
oluşturulan kullanıcı grupları ile hedef kitleden kurum, ürün ve hizmet hakkında geri
bildirimlerinin alınması, e-mülakatlar, anketler ve çeşitli çevrimiçi programlar ile veri
tabanlarının oluşturularak çift yönlü bir iletişim sürecinin kurulması bunlardan
bazılarıdır (Bıyık, 2007: 49-50).
İnternetin gelişmesiyle, hissedarların iletişim tutumu da değişmiştir ve gelecekte de
değişmeye devam edecektir. Hissedarlar, internet sayesinde çok büyük bir güç elde
etmişler, ilişkide bulundukları organizasyonlardaki pozisyonları bu yolla koruyup
güçlendirmişlerdir. Müşteriler ve hissedarlar, interneti kullanarak bir organizasyon ya
da çalışanları hakkındaki şikayetleri ya da övgüleri diğer hissedarlara iletebilirler. Son
yıllardaki halkla ilişkiler profesyonelleri internetle çok daha yakından ve kapsamlı
olarak ilgilenmeye başlamışlar, geleneksel uygulamaların yeni teknolojilere adapte
edilebileceğini araştırmışlardır. İnternetin, sadece organizasyonların pozisyonlarını
değil, bunlara bağlı değişik hissedarların iletişim süreçlerini ifade eden bir potansiyeli
de bulunmaktadır. Ayrıca, halkla ilişkiler, organizasyonların kurumsal imajlarının
yenilenmesine de yardım etmektedir (Karadeniz, 2010: s.104-105)
Kuruluşlar basına yönelik çalışmalarını yaparken bültenlerini ve kendileriyle ilgili diğer
bilgileri gazetecilere göndererek veya bir konferans ile açıklayabilecekleri gibi artık
54
internet gibi bir aracın olmasıyla birlikte bunları kendi web sitelerinde de
gerçekleştirebilmektedirler.
Ülkemizdeki en büyü 50 kuruluşa yönelik gerçekleştirilen bir araştırmada bu
kuruluşların %82’sinin bir internet sitesinin mevcut olduğu, ancak %21’inin web
sitelerinde basına yönelik bir hizmetlerinin söz konusu olduğu görülmüştür. Buna karşın
Almanya’nın en büyük 100 kuruluşuna yönelik olarak yapılan bir araştırmada
kuruluşların %66’sının özel basın sayfaları olduğu , %6’sının basın kulübüne
katılabilmek için özel kayıt istedikleri ve %18’inin de basına yönelik herhangi bir
servisleri olmadığı çünkü %10’unun ana sayfaları olmadığı tespit edilmiştir (Okay ve
Okay, 2009: s.135).
İnternet aracılığıyla gazetecinin oturduğu yerden istediği saatte, kuruluşla ilgili her türlü
bilgiyi edinme ve haberini, aldığı bu bilgilere dayanarak gerçekleştirme imkanı vardır.
İnternet sayesinde gazeteciler dünya çapındaki bilgi bankalarında araştırma yapabilme,
yeni konuları keşfetme, sanal basın konferanslarına katılabilme ve dünyanın çeşitli
ülkelerindeki meslektaşlarıyla görüşlerini paylaşma imkanına sahip olmuşlardır.
Gazetecilerin interneti kullanımıyla ilgili dünyada çok sayıda araştırma yapılmaktadır.
Örneğin Almanya’da 340 ekonomi gazetesiyle yapılan bir araştırmada, gazetecilerin
internet kullanımı daha çok web ortamında sörf yapmak ve e-mail kullanmak şeklinde
olduğu görülmüştür (Aktaran Okay ve Okay)
Almanya’da başka bir araştırmada ise basılı, klasik ve online medyalarda çalışan 645
gazeteciye yönelik bir araştırmada, gazetecilere internet ortamında araştırma yapmanın
onlara sağladığı avantajlar sorulmuştur.
55
Tablo 4:Almanya’da basılı, klasik ve online medyalarda çalışan gazetecilere yönelik araştırma
İnternette araştırma yapmanın hangi avantajları gazete için önemlidir?
Çok önemli Daha az önemli
Önemsiz
Değişik medyaların birbirleriyle bağlantılarının olması
%19 %43 %33
Başka medyanın kolayca takip edilmesi
%35 %45 %17
Benze web sitelerinin birbirleriyle bağlantılı olması
%42 %45 %10
Uluslar arası enformasyon sistemlerine ve sunucularına başvurabilme
%50 %33 %12
İstenilen saatte bilgiye ulaşabilme imkanı
%83 %12 %4
Kolay ön araştırma yapma imkanı %85 %13 %2
Görüldüğü üzere gazeteciler için internette araştırma yapmanın en önemli avantajı
kolaylıkla ön araştırma yapabilme imkanlarının olmasıdır.
Aynı araştırmada internetin gazeteciler için sorun olan zayıf yönlerinin neler olduğunu
araştırılmıştır.
Tablo 5:Almanya’da basılı, klasik ve online medyalarda çalışan gazetecilere yönelik araştırma
İnternetin gazeteciler için sorun olan zayıf yönlerinin nelerdir?
Büyük sorun Düşük sorun Sorun değil
Her web sitesinin farklı yapıda ve
fonksiyonda olması
%15 %62 %12
Nakletme hızı %37 %48 %12
Bulunan bilgilerin doğruluğu %42 %48 %8
Nitelikli bilgilerin bulunması %64 %29 %5
Tabloda görüldüğü gibi gazetecilerin internette araştırma yaparken yaşadıkları en büyük
sorun nitelikli bilgilerin bulunması olduğu görülmektedir. Çünkü internet ortamı çoklu
ortam olduğu için isteyen herkes kendine özel bilgilerini ya da kurumu ön olanda
tutmak daha güzel göstermek adına yalan yanlış bilgileri web sitelerinde paylaşabilme
56
imkanları vardır. Bu açıdan gazeteciler aldıkları her enformasyonun doğruluğunu
kanıtlamak zorundadırlar.
Araştırmalar ayrıca, gazetecilerin internet ortamında ne tür bilgileri aradıklarını da
ortaya koymuşlardır.
Tablo 6:Almanya’da basılı, klasik ve online medyalarda çalışan gazetecilere yönelik araştırma
Gazeteciler internette ne tür bilgiler aramaktadır?
Sık Nadiren Hiçbir zaman
Belirli tarihler %19 %48 %30
Grafik ve resim malzemesi %21 %45 %30
Servis hizmetleri %23 %53 %22
Kendi araştırması için konu önerileri %34 %45 %17
Basın bültenleri %46 %41 %10
İletişim adresleri %55 %38 %4
Haberler %66 %28 %4
Arka plan bilgileri %79 %17 %2
Bu verilere göre genel olarak gazeteciler daha çok araştırma için %79’u arka plan
bilgilerini araştırmakta olduğu görülmektedir. Bunu %55 ile gazeteciler kuruluşların
web sitelerinde “Haberler”i araştırmaktadır. Gazetecilerin %48’i nadiren belirli tarihleri
araştırırken gazetecilerin %30’u hiçbir zaman belirli tarihleri ve grafik ve resim
malzemelerini araştırmadıkları görülmektedir.
2.11.1.1. İnternet Üzerinden Basına Sağlanabilecek Hizmetler
Kuruluşlar sayfalarında oluşturacakları bir basın merkeziyle basına yönelik sürekli bir
bilgi akışı içerisinde olabilirler. Bu servislerini oluştururken de dikkat etmeleri gereken
başlıca nokta, basın mensupları kendilerine yönelik servisleri rahatlıkla görebilmeleri ve
çok fazla “tıklama” yapmadan bu merkezlere ulaşabilmelidirler. Basına yönelik bir
servis kurulduğunda bu hizmet giriş sayfasında net bir biçimde belirtilmiyorsa veya bu
sayfa gazetecilerin ulaşabilmesi için çok sayıda yere girip çıkması gerekiyorsa, böyle bir
sayfanın başarılı olması beklenemez.
57
Basına yönelik servislerden yararlanmak için gazetecinin buraya kayıtlı olması veya
olmaması sorusu da söz konusudur. Bu tür bir kaydın gerekliliğini savunanlar
gerekçelerini şu şekilde savunmaktadır (Okay ve Okay, 2009: s.142-143):
Medya temsilcilerine belli bir statüye sahip bir grup olarak davranılmaktadır. Bu
da güvene dayalı bir ilişkinin geliştirilmesinde önem taşımaktadır.
Siteye gelen herkes basına yönelik enformasyonları görebilirse, bu servisin bir
anlamı kalmaz.
Siteyi kullanan gazeteciler hakkında daha fazla bilgiye sahip olunabilir.
Bu tip kayda karşı olan çıkanların gerekçeleri ise şu şekildedir:
Her seferindeki kullanım için isim ve şifre girmek zaman alır ve gereksizdir.
İnternet, prensipte açık bir meydandır.
2.11.1.1.1. Basın Bültenlerinin Verilmesi
Haber bültenleri belli bir arşiv sistemi içerisinde verilmesi sayesinde, gazeteci daha
önceki bültenlerden istediğini görebilir ve bir araştırma içerisinde olduğunda da bunları
kendisine indirebilir. Bültenlerin arşivlendirilmesi kronolojik olarak yapılacağı gibi,
konusal olarak da gerçekleştirilebilir.
İnternet ortamında gönderilen basın bültenlerinde olması gereken özellikler şunlardır:
Basın bültenleri ters piramit kuralına göre yapılmalıdır.
5N-1K (Ne?, Ne zaman?, Nerede?, Nasıl?, Neden?, Kim?) kuralına uygun olarak
yazılmalıdır.
İnternet ortamında yollanan bültenler mümkün olduğunca kısa ve her şeyin ifade
edilmesi gerekir.
Mutlaka yer alması gereken diğer bir husus ise, bültenler hakkında soru
sorulabileceği ilgili sorumlunun adı, numarası veya mail adresi olması
gerekmektedir.
Verilen ulaşım bilgilerini sadece vermiş olmak için vermemek gerekir.
Gazetecilerin haberlerini kısa bir zamanda tamamlamaları gerektiğinden dolayı,
sorumlu kişiye gelen soruların en az iki veya iki buçuk saat içerisinde cevap
verilmesi gerekir.
58
2.11.1.1.2. Faaliyet ve Yıllık Raporların Verilmesi
Yıllık rapor, bir kuruluşun faaliyet alanları ile ilgili olarak, özellikle de finansal
durumlarıyla ilgili olarak, geçmiş yıl boyunca neler yaptığını, gelecek yıllarda neler
yapacaklarını özellikle finansal hedef gruplarına bildirmek amacıyla hazırlamış olduğu
yayınlardır. Bu yayınlar her yıl düzenli olarak yazılmaktadır (Okay ve Okay, 2009:
s.145).
Yazılan bu yayınları kuruluşlar internet sayfalarında gazetecilerin haber yapmak ya da
enformasyon almak için baktıklarında rahatlıkla ulaşabilecekleri ve görebilecekleri
yerlerde olmalıdır. Ayrıca yıllık raporlar belli bir sistem içerisinde yazılmalı ve kolay
anlaşılmalıdır.
2.11.1.1.3. Fotoğraflar
İşletme yöneticilerinin, kuruluşun faaliyet alanı, faaliyet yeri ve kuruluşla ilgili önemli
olabilecek diğer konuların fotoğrafları kuruluşun web sayfasında yer alabilir. Bu
fotoğraflar:
Gazetecilerin kullanımına uygun çözünürlükte olmalı,
Bitmap, vektörel şekillerde yüklenebilme imkanının olmalı,
İşlemlerin hızlı bir biçimde yapılabilmesi ve kaliteli fotoğrafların bu sitelere
yerleştirilmeli,
Fotoğraflar hem renkli, hem de siyah beyaz şeklinde sitelere yerleştirilip
gazetecilere seçim hakkı sunulmalıdır.
2.11.1.1.4. İstatistikî Veriler
Kuruluşun üretimi veya satışıyla, çalışanlarıyla ilgili eğitim durumları, çalıştıkları
pozisyonlar gibi istatistiki verilerin sitede sunulması, gazetecilerin bu konuda
yapabilecekleri haberlere yardımcı olur (Okay ve Okay, 2009: s.145)
2.11.1.1.5. Yöneticilerin Özgeçmişleri
Gazeteciler bazı durumlarda işletmelerin yöneticileriyle alakalı haber yapma durumları
olabilmektedir. Bu gibi durumlar için gazeteciler yöneticiler hakkında bilgiye ve
fotoğraflara ihtiyaç duymaktadır. Bu yüzden kuruluşlar yöneticiler ile ilgili bilgileri ve
fotoğrafları sitelerinde yayınlayarak gazetecilere haber yapmaları konusunda yardımcı
59
olmaktadırlar. Böylelikle gazeteciler kolay ve hızlı yollardan kısa sürede yöneticiler
hakkında bilgilere ulaşmış olacaklar.
2.11.1.1.6. Önemli Konuşma Metinleri
Önemli konuşma metinleri de kuruluş sahipleri ya da ülke içerisinde veya o sektör
içerisindeki önemli şahsiyetlerin konuşmalarını işletmelerin sitelerinde basına uygun bir
şekilde site içerisinde arşivlemesidir.
2.11.1.1.7. Kurum Yayınlarının Sanal Ortamda Yer Alması
İşletmelerin kurum içi hedef kitlelerine ya da kurum dışı hedef kitlelerine ulaşabilmek
için bazı yayınlar oluşturmaktadırlar. Oluşturulan bu yayınları kurumun sitelerine
koymak hem gazeteciler ve hem de hedef kitle için yaralı bir halkla ilişkiler çalışması
olacaktır. Çünkü gazeteciler bazı dönemlerde bu bilgilerden yararlanarak haber yapmak
girişiminde bulunmaktadır. Ayrıca, bu yayınlara ulaşamayan hedef gruplar ise internet
üzerinden bu kaynaklara ulaşarak gerekli enformasyonu almış olacaklar.
2.11.1.1.8. Basın Konferansının Sanal Ortamda Gerçekleştirilmesi
Özellikle çok uluslu kuruluşların rahatlıkla başvurabilecekleri bu konferanslarla,
gerçekte bir araya getirilmeyecek kadar çok sayıda basın mensuplarına seslenilebilir. Bu
tip konferanslar gerçekleşmeden önce basın mensuplarına zamanında duyuru yapılması
gerekmektedir.
2.11.2. Web Sitesi
Kuruluşlar web’i sadece reklam ve pazarlama faaliyetleri için değil, aynı zamanda
halkla ilişkilerini geliştirmek ve hedef gruplarından kuruluş, marka veya ürün hakkında
geri bildirim elde etmek amacıyla da kullanılmaktadır. Web sitelerinin başlıca kullanım
yerleri olarak şunları söylemek mümkündür (Okay ve Okay, 2011: s.555)
Medya kuruluşlarına bilgi sağlamak
Tüm hedef grupları ile günü gününe iletişim kurmak
Farklı hedef gruplar hakkında bilgi toplamak
Kurum imajını geliştirmek
Kurum kimliğini güçlendirmek
Çalışanlarla iletişimi sağlamak
60
Bir kuruluş için statü sembolü oluşturmak
Online satış yapmak
Uluslar arası pazarlara ulaşmak
İnternette gezen bir kişiye ulaşmak
Diğer halkla ilişkiler fonksiyonlarını yerine getirmek
Bu amaçların kuruluştan kuruluşa farklılık göstereceği doğaldır. The World Wide Web
çeşitli kuruluşlar ve işletmeler için önemli bir iletişim aracı haline gelmiştir.
Web sitesi oluşturmada da siteyi kuracak olanların temel olarak bazı soruları sormaları
gerekmektedir. Bunlar:
Sitenin amacı nedir?
Kimlere ulaşmak istemektedir?
Sitenin nasıl yapılması gerekmektedir?
Bu sorular site kurulmadan önce cevaplanması gereken önemli sorulardır. Çünkü
yapılacak olan her halkla ilişkiler faaliyeti bu sorular doğrultusunda ilerleyecektir (Okay
ve Okay, 2011: s.556)
Eskiden bir ürün veya kuruluş hakkında olumlu veya olumsuz görüşler taşıyan kişilerin
etrafındaki kişilere bu görüşleri iletirken, günümüzde artık internet aracılığıyla ve web
ile milyonlarca kişiye görüşlerini iletme imkanı ortaya çıkmıştır. Binlerce online forum
yerleri, chat odaları, tartışma grupları her gün, günün 24 saatinde sanal ortamda bir
araya toplanmakta kişiler, kuruluşlar, ürünler, şirketler vb konularda olumlu veya
olumsuz, doğru veya yanlış bilgileri birbirine göndermektedir. Bu durum kişi veya
kuruluşlar için hem avantaj, hem de bir dezavantaj sağlayabilir. Eğer kuruluş, web’de
yer alan bilgi söylenti trafiğini kontrol edemezse, kötü niyetli kişilerin ortaya
atabilecekleri iddiaların büyük gruplar arasında yayılmasını engelleyemeyecektir.
Örneğin İntel Pentium işletmecileriyle ilgili olarak ortaya çıkan kriz ilk olarak internette
yer alan forumlarda duyurulmaya başlanmıştır. Buradan da yazılı ve görsel basına
yayılmıştır. Bu nedenler kuruluşlar kendileri ile ilgili yazılı ve görüntülü basında yer
alan haberleri izlemek için nasıl kaynak arıyorlarsa, sanal ortamda da kendileri ile ilgili
olarak yer alan bilgileri izleyecek bir mekanizma ve kaynak oluşturmalıdırlar (Okay ve
Okay, 2011: s.559-560)
61
2.12. Radyo ve Televizyonun Halkla İlişkiler Aracı Olarak Kullanılması
Radyo halkla ilişkiler uygulamalarında çok sık kullanılan etkili bir araçtır. 20. yüzyılın
ilk on yılında radyonun bulunmasıyla, basında olduğu gibi, matbaa ve dağıtım şartlarına
bağlı bulunmayan, okuma yazma bilmeyen bir izleyici grubuna bile ulaşabilen bir
iletişim aracı ortaya çıktı. Ulusal önderler, özellikle bunalım dönemlerinde, halkla
dolaysız bir biçimde seslenmenin, söylevlerinin yazılı basın tarafından yansıtılmasını
beklemekten daha iyi olduğunu kısa zamanda anladılar. Başlangıçta radyo özellikle bir
eğlence aracı idi. Ancak 1930’lardan itibaren radyo ile yayınlanan haberler önem
kazandı ve böylece gazeteciliğin yeni bir dalı oldu (Bıyık, 2007: s.18-19)
Halkla ilişkiler uzmanı radyoyu kullanırken “ölü gün” olayından yararlanabilir. Ölü
günlerde haberlerin azlığı nedeniyle halkla ilişkileri yapılacak kuruluşa ilişkin
haberlerin ilk sırada yer alması sağlanabilir. Dolu günlerde yayınlanması mümkün
olmayan bir mesajın, radyolarda ölü günlerde yayınlanma olanağı bulunmaktadır.
Kamuya gönderilecek mesajların zamana karşı yarışı yok ise, bu ölü günleri beklemekte
yarar vardır. Hafta sonlarında doluluk yalnızca spor olayları içindir. Daha doğrusu
cumartesi ve Pazar günlerinde haberler içinde yer alabilmek çok daha kolaydır
(Kazancı, 1996: s.296)
Radyo gücünü sesten aldığı için, kullanılan sunucuların sesleri, iletilmek istenen
olayların sesleri ve kullanılan müzik burada etkili olmaktadır. Genellikle yayın yapan
radyoların sayısı televizyonlara oranla çok daha fazla olduğu ve çok sayıda program
aynı anda dinleyiciler tarafından alınabildiği için, radyo yayını yapan bu istasyonlar
belli hedef gruplarına, bunların yaş, sosyal statüleri veya boş zaman ilgilerine göre
uzmanlaşmak durumunda kalmaktadırlar. Bu durum ise halkla ilişkiler uzmanı
açısından büyük bir avantaj haline gelmektedir. Çünkü bu şekilde seslenmek istediği
hedef grubuna uygun mecranın seçimini daha rahatlıkla gerçekleştirebilmektedir (Okay
ve Okay, 2009: s.154)
Televizyonun söyleneni görüntü ile güçlendirmesi, görüntüyü ön plana getirip belirli
düşünce ve görüşü oluşturmaya yardımcı olması kuşkusuz onun daha etkin bir duruma
getirmektedir. Sesin gücüne görüntünün gücüde eklenmektedir (Kazancı, 1996: s.298).
Yaşamımızda televizyonun etkilerini, öteki iletişim araçlarından daha büyük ölçüde
duyarız. ABD’de 1400’den çok televizyon istasyonu bulunmaktadır. Yapılan
kestirimlere göre, 88 milyondan daha çok ailenin televizyonu vardır. Ortalama bir
62
Amerikan ailesi günde yedi saatten fazla süreyle televizyon izlemektedir (Karalar, 1998:
s.248).
Halkla ilişkiler için önemli bir araç olan televizyonda, kuruluşa ilişkin olumlu iletilerin
yayınlanması temel amaç olmakta ve halkla ilişkiler faaliyetleri ana haber
bültenlerinden magazinlere kadar, birbirinden çok farklı birçok programda kuruluş için
yer bulmaya çalışmaktadır. Akılda kalıcılığı sağlayan görsel bir araç olan televizyon
dikkatleri uzun süre üzerinde tutması, toplumda güvenilir bulunması gibi sebeplerle en
etkili kitle iletişim aracı konumundadır ve halkla ilişkiler aracı olarak bilgi verme,
eğitme, dünyayı tanıtma gibi amaçlarla çok sık kullanılmaktadır (Bulut, 2008: s.23).
Televizyonun halkla ilişkiler alanında kullanılması için yayın zamanı, süresi, hedef
kitle, sunuş ve programla ilgili özelliklerin göz önünde bulundurulması gerekir. Halkla
ilişkiler uzmanı TV zamanında kullanımında ve bu iletişim aracının kapsadığı alanın
radyodan daha sınırlı olduğunda kuşkusuz ki bilgi sahibidir. Ancak televizyondaki bir
programın yaratacağı büyük etkinin de bilincindedir. Çünkü televizyon karşılıklı
konuşmaya, içtenliğe ve soysan etkileşime ağırlık veren etkileme gücü çok yüksek bir
kitle iletişim aracıdır (Ertekin, 1983: s.88)
Özel radyo ve televizyonların ortaya çıkmasıyla beraber halkla ilişkiler uygulamalarında
önemli değişiklikler ortaya çıkmaya başlamıştır. Çünkü devlet radyo ve televizyonunun
çok ciddi ve sıkı biçimde riayet ettiği hukuki düzenlemeler ve etik kurallarını, özel
televizyonlar pek dinler gözükmemektedir (Kazancı, 1996: s.298-299)
Halkla ilişkiler görevlilerinin, halkla ilişkiler çalışmalarında radyo ve televizyonlardan
yararlanırken, doğal olarak uymaları gereken bazı kurallar vardır. Bu kuralları şöyle
sıralayabiliriz (Özüpek, 1996: s.44-45):
Hedef /alıcılar ulaştırılacak iletilere ilişkin tüm bilgi ve belgeler, radyo –
televizyon haberci ve programcılarına ulaştırmalıdır.
Radyo-televizyon yayıncılarına ulaştırılacak bilginin, doğru ve kolay anlaşılır
biçimde düzenlenmiş olmasına özen gösterilmelidir. Yayıncıların, kurum
reklamı ya da propagandası için kullanılmaları gibi girişimden kesinlikle
kaçınılmalıdır.
Radyo-televizyon habercileri ve programcılarının, kuruluşun en üst düzey
yöneticileriyle kolayca ilişki kurabilmeleri sağlanmalıdır.
63
Yoğun halkla ilişkiler programlarının uyguladığı kampanya dönemlerinde,
radyo-televizyon yayıncılarının bilgiye hızlı ulaşabilmeleri, ellerinde
malzemeleri antene kolayca aktarabilmeleri için gerekli önlemler alınmalıdır.
Yayıncıya kolaylık sağlamak halkla ilişkiler uzmanının temel görevidir.
Radyo-televizyon yayınlarında yer alacak kişilerin konularına egemen olmaları,
giyim ve görünümleriyle temsil ettikleri kuruluşun konumuna uygun bir imaj
oluşturmaları sağlanmalıdır.
Radyo ve televizyon yayıncıları, yoğun halkla ilişkiler çalışmaları dışında da,
değişik zamanlarda meydana gelen gelişmelerden bilgili kılmanın yolları
aranmalıdır. Özel temaslar, özel dosyalar, fotokopiler, özel yemek ve
söyleyişiler, bu amaçla yapılacak çalışmalardır(Gürgen, 1994: s.75).
Radyo-televizyon yayıncılarıyla ilişki, yalnız kendi uğraşlarıyla ilgili bilgi almak
için değil, onlardan bilgi almak içinde geçerlidir. Sürekli gelişmelerin içinde
olan ve izini süren radyo-televizyon yayıncıları aynı zamanda halkla ilişkiler
sorumluluklarının en iyi özel kaynağı durumunda olabilirler.
Radyo-televizyon haber bültenleri ve programları özenle izlenmelidir. Halkla
ilişkiler görevlisinin kendi kurumunu ya da alanını ilgilendirecek çeşitli bilgiler
bu yayınlarda aktarmaktadır geri beslemenin bir yolu da, halkın dilinden ve
gözünden yayın yaptıüı varsayılan radyo ve televizyonda söylenenlerden
yararlanmaktır.
Eğer hakla ilişkiler temsilcileri bu unsurları olduğu gibi eksiksiz bir şekilde yerine
getirdikleri takdirde günümüzün en etkili kitle iletişim aracı olan radyo ve
televizyondan en iti şekilde yararlanıp kurum veya ürün imajını en güzel şekilde
yücelteceklerdir.
Ancak halkla ilişkiler uzmanları yazılı basında olduğu gibi görsel basında da bir takım
bültenler vb. basını bilgilendirici malzemeler halkla ilişkileri uygulayabilmek için
yollamaları gerekmektedir.
2.12.1. Radyo İçin Hazırlanan Basın Bültenleri
Radyo, geniş bir dinleyici kitlesini etkileyerek, alışkanlık ve güven yaratır. Böylelikle
radyoya kişisel yakınlık hissedilir ve yüz yüze ilişkiye yakın bir durum yaratılır. Diğer
araçlara göre radyo, çok farklı demografik özellikleri olan geniş kitlelere erişmede daha
64
hızlı bir haber dağıtma özelliğine sahiptir. Halkla ilişkiler yazarları, radyodan, basın
bültenleri, açık oturumlar, sohbet programları, röportajlar, kamusal duyurular, kısa
duyurular gibi çeşitli şekillerde yararlanırlar.
Radyoların çoğu, halkla ilişkiler uzmanlarından gelen bültenleri düzenleyerek
yayınladığı için, birçok kuruluş basın bültenlerini aynen radyoya da göndermektedirler.
Ancak ilkeli, titiz çalışan, iyi bir kurum veya halkla ilişkiler ajansı radyoya göndereceği
bülteni radyonun özelliklerine göre farklı bir formatta hazırlar (http://notoku.com).
Halkla ilişkiler uzmanları radyolar için basın bülteni hazırlarken daha etkili olması
açısından bazı noktalara dikkat etmeleri gerekmektedir. Bu noktalar (Peltekoğlu, 2004:
s.217-218)
Basitleştirmek, kolay anlaşılır olmak, radyo haber bültenleri için anahtar
sözcüktür.
Cümleler kısa, kullanılan dil güncel olmalı, karmaşık kavramlar daha anlaşılır
hale getirilmeli, konu açıkça ifade edilmeli ve dolaylı anlatımdan kaçınılmalıdır.
Dinleyicilerin radyoda gün boyunca aynı haberi birden çok kez dinleme imkanı
olmasına rağmen, bültenler sadece bir kere dineleceği varsayılarak
hazırlanmalıdır.
Haber bültenlerinde temel amaç haber vermek olduğuna göre bültenler haber
unsurlarına göre yazılmalı, sınırlı süreye mümkün olan en fazla bilgiyi
sığdırmak için sözcüklerin seçiminde titiz davranılmalıdır.
Sonuçlanmamış bir olayda, bilgilendirmekten kaçıyor izlenimi uyandırmamak
için, mümkün olan en fazla ayrıntı verilmelidir. İlk cümle olayı özetlemeli,
sözcükler özenle seçilmeli ve doğruluğundan emin olunmalıdır.
Radyoların kulağa hitap etmesi nedeniyle, bültenlerin konuşma dilinde yazılması
daha uygundur. Haber bültenleri yazan halkla ilişkiler uzmanı, spikere
sözcüklerin telafuzu konusunda yardımcı olmalı ve parantez içerisinde doğru
söyleyiş biçimini yazmalıdır.
Haber bülteni yazarken dramatik olmalı ama melodramatik olmamalıdır.
Örneğin, 100 hektarlık bir kereste alanın yanması durumunda, “Bir milyon
metre karelik ağaçlık alan yangınla mahvoldu gitti” demek yerine, “40 odalı ev
65
eşyası inşa edilebilecek kerestelik orman alanı yandı” ifadesinin kullanılması
daha uygundur.
Radyo sese dayalı iletişim aracı olduğu için, radyoya yönelik haber bültenleri,
spikerin kolaylıkla okuyabileceği, dinleyicilerin ise rahatlıkla anlayabileceği
biçimde ve spikerin dakikada ortalama 150-160 sözcük okuyabileceği göz önüne
alınarak yazılmalıdır.
Ortalama bir cümle 10 sözcükten oluşmalıdır.
Basın bültenlerinde kullanılan kısaltmalardan konuşma lisanına uygun olarak
yazılması gereken bültenlerden kaçınılmalıdır. Örneğin, D.M.O. yerine Devler
Malzeme Ofisi şeklinde yazılmalıdır.
Numaralar rakamla yazıldıktan sonra parantez içerisinde yazıyla belirtilirse olası
yanlışlığın önüne geçilmiş olunur. Örneğin, 5.950.000. TL( beş milyon dokuz
yüz elli bin)
2.12.2. Televizyon İçin Hazırlanan Haber Bültenleri
Televizyona gönderilecek olan basın bültenleri de aynı yine yazılı basına gönderilecek
olan bültenler gibidir. Ancak bu bültenlerde mutlaka konuyla ilgili görsel malzemenin,
yani görüntünün eşlik etmesi gerekmektedir (Okay ve Okay, 2009: s.155)
Basılı kitle iletişim araçların ve radyoda olduğu gibi televizyonun daha halkla ilişkiler
alanında kullanımında, haber bültenleri önemli yer tutmaktadır. Radyo haber
bültenleriyle yazımları bakımından büyük farklılık göstermemektedir. Ancak televizyon
haber bültenleri de hazırken bazı önemli noktalara dikkat etmek gerekmektedir. Bunlar
(Peltekoğlu, 2004: 221), (http://notoku.com).
Televizyona görsel malzeme35 mm slayt, 16 mm film ya da video teyp olarak ve
renkli hazırlanmalıdır.
Görüntü ve ses uyumlu, görüntüler slayt kullanılsa bile hareketli ve canlı
olmalıdır.
Basılı bülteni TV’ye ulaştırmak en az masraflı yollardan biridir, film ya da
videokaset hazırlanması ve çoğaltılması ise maliyeti arttırdığı için, belirli bir
hedef kitlenin ilgi alanına giren veya gündemde olan konularda hazırlanacak
filmlerin veya programların yayınlanacağından önceden emin olunmalıdır.
66
Televizyon için hazırlanan bu mesajlar mutlaka profesyonel film ve televizyon
uzmanları, kurgucular ve yazarlar tarafından hazırlanmalıdır.
Gönderilen metnin, film kaydının her sahnesinin süresi açık olarak
belirtilmelidir.
2.12.3. Basın Konferansı
Yazılı basın mensuplarına yönelik olarak basın konferansı ile ilgili anlatılan bütün
hususlar görsel medya içinde geçerlidir. Fakat televizyonda basın mensupları için dikkat
edilecek nokta rahatlıkla çekim yapma imkanlarının sağlanması, televizyoncuların
kullanmak istedikleri prizler, ışıklandırma ve diğer konularda yardımcı olunmasıdır.
Basın konferansına katılmaya televizyonculara ise kurumun kendi çektiği görüntüleri
konferanstan kısa bir süre sonra televizyon kuruluşlarına ulaştırılmalıdır. Bunu yaparken
alanında eğitimli kişileri kullanmak gerekir. Aksi taktirde montajı ve çekimi güzel
olmayan bir konferans görüntüleri televizyon haberlerinde yer bulma şansı yoktur
(Okay ve Okay, 2009: s.160).
Aynı zamanda konferansın kuruluş tarafından çekilmesi maddi açıdan hem zaman, hem
de maddi açıdan bazı zorlukları beraberinde getirir. Bunun önüne geçebilmek için
televizyon basın mensuplarını konferansa katılmayı ikna etmektir.
Konferansın konuları kadar toplantıya katılanlar ve olayın kamuoyuna duyurulması da
önemlidir. Konu güncel olmalı, önemli olmalı ve olabildiğince geniş bir kitlenin ilgi
alanına girmelidir. Konferansların yer ve zaman seçimine de özen göstermek gerekir.
Halkla ilişkiler açısından önemli olan, konferansın kitle iletişim araçlarında yer alması,
yankı bulması ve ilgi çekmesidir (belgeler.com).
Radyo için konferans daha kolaydır. Eğer radyo gazetecileri gelip kayıt yapmamışlarsa,
konferanstan hemen sonra radyoya uygun bir bülten ile radyo gazetecileri konferanstan
gerekli bilgileri alabilir.
2.12.4. Basın Gezileri
Basın gezilerine televizyon ekiplerinin katılması kuruluşlar için büyük bir avantajdır.
Basın gezilerine çok gerekli olduğunda, kuruluşun anlatmak istediği şeyin ancak bir
gezi ile gerçekleşmesi durumunda çıkıldığı için, televizyon için görsel malzeme zaten
gezi sırasında hazırlanabilir. Bu nedenle kuruluşun halkla ilişkiler sorumluları,
televizyon kanallarına gezi ile ilgili davetiye gönderdikten sonra bunları takip ederek,
67
televizyon gazetecilerinin de bu geziye katılmayanlarını sağlamaya çalışmalılar. Elbette
ki bu gezinin basın mensupları gelmesini sağlayacak bir konuda olması gerekmektedir
(Okay ve Okay, 2009: 161).
2.12.5. Basın Dosyası
Basın dosyaları daha önce anlatıldığı biçimde radyo ve televizyon kanalları için
hazırlanırken, radyo içinde farklı bir biçimde, radyonun anlatımı anlatım tarzına göre
uygun bir dille hazırlanması gerekmektedir. Ayrıca radyoya gönderilecek olan basın
dosyalarına iletilmek istenilenlerin mesajı kasete kaydedilerek gönderilebilir. Burada ise
dikkat edilmesi gereken nokta, mesajı okuyacak olan kişinin ses tonunun böyle bir
yayın için uygun olmasıdır. kasede kaydedilen mesajın mutlaka yazılı olarak da
dosyanın içinde yer alarak üzerinde süresinin de belirtilmiş olması gerekmektedir.
Televizyon içinse bir basın dosyası gönderilmesi gerekiyorsa burada da görüntün yer
aldığı bir kasetin eşlik etmesi uygun olacaktır (Okay ve Okay, 2009: s.162)
Kuruluşun içerisinde bulunduğu bazı özel durumlar veya o sırada düzenlendiği bir
etkinlik basına yönelik çalışmaları gerekli kılmaktadır. Bunlar: sergiler, fuarlar,
yarışmalar, festivaller sırasında basını bilgilendirici faaliyetler ve kriz durumu içerisinde
basınla olan ilişkilerdir
2.13. Sergiler
Bir halkla ilişkiler aracı olarak sergiler, kurum ya da kuruluşu tanıtmak, bir ürün ya da
hizmeti tanıtmak için kullanılır.
Halkla ilişkiler etkinlikleri açısından, genellikle kuruluşun saygınlığını arttırmak,
alıcılara kuruluşun yapıp ettikleri ya da yapacakları konusunda ayrıntılı bilgi vermek
amacı güden sergilerin etkili, çarpıcı ve akıllarda kalıcı kalabilmesi için, kullanılan
görsel malzemenin olabildiğince açık olması gerekir (Çamdereli, 2000: s.77).
Sergiler sürelerine göre sürekli, geçici, gezici ve uluslar arası sergiler olarak ayrılabilir.
Sürekli sergiler, genellikle kuruluşların bulundukları yerde gerçekleşir ve sürekli
düzenlenirler (Asna, 1998: s.125). Geçici sergiler ise belli bir süre için açılırlar.
Kuruluşlar ürünlerini ve çalışmalarını bu süre içinde sergilerler. Gezici sergilerin yer
değiştirmeye elverişli teknik özellikleri olması gerekir. Bu tür sergiler hedef kitlenin
bulunduğu yere götürülür. Uluslar arası sergiler ise çok daha geniş kapsamlı olup çok
çeşitli ürünlerin tanıtılmasını amaçlar (Yavuz, 2008: s.53)
68
Kuruluşları ve onların çalışmalarını tanıtıcı nitelikteki sergiler belirli koşullara uymak
zorundadır. Bu koşullar beklenen sonucu elde etmeyi kolaylaştırır. Her şeyden önce
sergi, anlatmak istenileni kolayca anlatabilmelidir. Görüntüler olabildiğince açık
olmalıdır. Görüntülerin verilmesinde mantıksal bir sıra izlenmekte yarar vardır.
Resimler ve çizgiler, ayrıca ve eğer mümkünse tamamlayıcı nitelikteki market ve
panolarla desteklenmelidir. Maketlerin ilginç olmasının ayrı bir değeri vardır. Sergiler
“sokaktaki adam” hitap ettiği, edebileceği için basit bir anlatım içinde ve bu anlayışa
uygun olarak düzenlenmelidir. İzleyeni sergi sırasında etkilenmiş bir durumda
görebilmek için, sergilerin merak uyandırma ve beğenilme katsayısı yüksek olmalıdır.
İster gazici ister sürekli olsun halkla ilişkiler görevlileri sergileme sürecini izlemeli ve
bunları kuruma veya kurum belleğine aktarmalıdır (Kazancı, 1996: s.303).
2.14. Fuarlar
Fuarlar, kuruluşların ürün ve hizmetlerini ziyaretçilere sundukları ve alıcı ile satıcının
karşılaştıkları etkinliklerdir. Bir ülke tarafından düzenlenen ve o ülke tarafından üretilen
malların bir başka ülkede sergilenmesi biçiminde evrensel nitelikte fuarlarda
yapılabilmektedir.
Fuarlar, genel konularda olduğu gibi, çeşitli ihtisas konularında da düzenlenmektedir.
Bu fuarları gezmeye gelen kişilere zaman zaman dağıtılan hediyeler fuara gelen
ziyaretçileri o kuruluşa yakınlaştırabilecektir. Bu tür çalışmalarda amaç, izleyenlerin
özelliklerini ve beklediklerini dikkate alarak doğru mesajlar vermek ve böylelikle
kuruluşun amaçlarına tanıtımı gerçekleştirmektir (Özer, 2009: s.70)
Fuarlar düzenlenirken, zamanla daha iyi yapılmalıdır. Seyahatler, alışverişler özel
törenlerin yoğun olarak gerçekleştirildiği dönemlerde, örneğin bayram yılbaşı öncesi
gibi, daha olumlu sonuçlar beklenebilir (Gürüz, 2003: s.78)
Bir fuara katılım öncesi de çok önemlidir. Bu fuara katılma ya da katılmama kararı
verilirken incelenmesi gereken bazı noktalar vardır. Bunlar (Onal, 2000: s.75):
Fuarın sektörümüz ve örgütümüzle ilişkisi.
Hedef kitlelerimizi ilgilendirip ilgilendirmeyeceği.
Fuarı düzenleyen kuruluşun ciddiyeti ve başarı şansı.
Aynı fuar daha önce düzenlendiyse başarılı olup olmadığı ve ziyaretçi sayısı.
69
Fuara daha önceki yıllarda katılan ve bu yıl katılacak olan firma ve kuruluşlar.
Fuarın düzenleneceği salon ya da alanın fiziksel durumu ve ulaşım noktaları.
Bize önerilen standın durumu
Mali koşullar ve bütçemizin durumu
Ülkemizde, büyük şehirlerin çoğunda, her yıl ulusal ve uluslar arası düzeyde fuarlar
açılmaktadır. Yaz aylarına rastlayan fuarlar genellikle 15-20-30 gün açık kalmaktadır.
Fuarlar yöre ürünlerinin ağırlık kazandığı, aynı zamanda bir gezi, dinlence ve eğlence
mekanları oluşturdukları için mesajları iletimi ve imaj bakımından elverişli ortamlardır
(Bülbül, 2000: s.80)
2.15. Yarışmalar
Halkın ilgisini çeken yarışmalar düzenlemek veya halkın ilgisi çeken yarışma
programlarına sponsor olarak kuruluş adından söz edilmesini sağlamak, tanıtım
açısından önemlidir. Bu şekilde kamuoyunda olumlu bir imajın oluşması da
kaçınılmazdır. Yarışmalar geniş halk kitlelerini hedef alabileceği gibi kuruluşların
faaliyet alanına yönelik düzenlediği çeşitli meslek gruplarını da hedef alabilmektedir
(Kazan, 2007: s.33)
Bu tür yarışmalar ayrıca araştırma niteliğindedir. Yarışmalara katılım çokluğu halkın
kuruluşa duyduğu ilginin bir göstergesi olacaktır. Yarışmalar kurum dışında olabileceği
gibi kurum içerisinde de personelin motivasyonu sempatisini kazanmak içim yapılabilir
(Yavuz, 2008: s.53).
Yarışma sonucunun kamuoyuna medya aracılığıyla duyurulması ve bunun için
düzenlenen tören kurum hem medyada yer almasını ve dolayısıyla kamuoyunca
tanınmasına imkan verecek, hem de son yıllarda gelişen sosyal sorumluluk anlayışının
da yerine getirildiğini gösterecektir (Asna, 1998: s.132)
Yarışmaların bir kısmı, yalnız katılımcılar arasında değil, bu yarışmada kullanılan
ürünler arasındaki mukayeseye de olanak verir. Ürünlerin kalitelerinin test edildiği
ortamı oluşturmaktadır (Tikveş, 2003: s.83)
2.16. Festivaller
Halkla ilişkiler tekniği içinde çeşitli toplumsal olaylardan yararlanmaya çalışır. Bu tür
olaylar önemli birer fırsattır. Bir kentin kuruluşu ya da önemli bir ürünün tanıtımı ve
70
dolayısıyla tüketimi hızlandırmak için düzenlenen yöresel düzeydeki festivaller kadar
ülke düzeyinde ses getiren önemli film, müzik festivalleri halkla ilişkiler görevlilerine
böyle bir fırsat vermektedir. Kuruluşun yakın çevreleri kendileri için çok önemlidir.
Kuruluşun kenti ya da bölgesi böyle bir festivale ev sahipliği yapıyorsa, o kentteki
kuruluşların bu tür festivallerde yer ve rol almasında mutlak zorunluluk bulunur
(Kazancı, 1996: s.300)
Yapılan festivallerin amacına ulaşıp ulaşmadığı da sorgulanması gerekir. Hazırlıksız,
plansız yapılan bazı festivaller fayda yerine zarar verdiği, bazen hiçbir kazanımı
olmayan amaçsız organizasyonlar şeklinde gerçekleştiği görülmektedir (Yavuz, 2008:
s.55).
2.17 Kriz Durumunda Basın İle İlişkiler
Kriz yönetimi son yıllarda halkla ilişkilerin uzmanlık alanlarından birisi haline
gelmiştir. 1980’li yıllara kadar kriz yönetimi kavramı pek bilinmemesine rağmen bu
tarihten sonra yaşanan birçok felaket kuruluşların “kriz yönetimi”ne yönlenmelerine ve
halkla ilişiler firmalarının da kriz yönetimi kavramını benimseyerek, bu alanda
danışmanlıklar yapmaya başlamasına neden olmuştur (Okay ve Okay, 2009: s.187)
Bir kuruluşun karşılaştığı herhangi bir kriz durumunda alınacak önlemleri tek kişinin
karalaştırması yerine, bir ekibin değişik görüşler ifade ederek farklı boyutlarda krizin
değerlendirmesi ve uygulanacak kararları alması daha isabetli olacaktır. Bir kriz olması
halinde, bunu mümkün olduğunca önleyecek bir kriz yönetimi bir kriz yönetimi
ekibinin oluşturulması gerekmektedir. Bu ekipte en üst yönetim, halkla ilişkiler veya
iletişim yöneticisi, finans müdürü, hukuk, üretim, yatırımcı ve hissedarlarla ilişkiler,
pazarlama/reklam/tele-pazarlama, veri iletişim ve büro hizmetleri gibi bölümlerin
yetkili temsilcileri bulunmalıdır (Okay ve Okay, 2011: s.358)
Örgütteki kriz ekibi üyelerinin, bilgiye gösterdikleri tepki kriz aşmada büyük rol
oynamaktadır. 24 saat boyunca etraftaki iletişim kanalları açık olmalıdır. Neyin iletilip
neyin iletilemeyeceğini açıklığa kavuşturmak için, kriz ekibinin devamlı olarak
hazırlıklı olması gerekmektedir. Kriz gibi zor günlerde iletişim kurmak şarttır. İletişim
kanalları, duygularının ve düşüncelerinizi örgüt içine ve dışına taşımanın tek yoludur.
Hangi mesajların iletilmeye layık olup, hangilerinin iletilmeye layık olmadığına lider-
yönetici karar vermelidir. Bu iletişim tarzı örgütün değer yargılarının bir aynası
olacaktır (Akdağ, Bu da ancak ayrıntılara önem vermekle gerçekleşebilir, Bu amaçla
71
kriz yönetiminde etkili bir iletişim sisteminin kurulması için aşağıdaki önlemler
alınmalıdır (Peker-Aytürk, 2000: 394, Akratan, Akdağ):
Örgüt içinde etkin bir bilgi akışı sağlanmalıdır.
Kriz anında iletişim kurulacak kişi ve örgütlerin listesi güncelleştirilmiş olarak
hazır olmalıdır.
Basın ve medya temsilcilerinin sürekli yararlanacağı bir Basın Merkezi
kurulmalı; basına gerekli destek hizmetler sağlanmalıdır.
Kriz yönetim Merkezi Koordinatörlüğü bünyesinde basına, vatandaşlara ve
kamuoyuna 24 saat hizmet verecek olan Basın ve Halkla İlişkiler Bürosu
kurulmalıdır. Basın ve Halkla İlişkiler Bürosu şefi, aynı zamanda kriz yönetim
merkezi sözcüsü olarak, kurum adına basına ve kamuoyuna bilgi sunmalı ve
açıklamalarda bulunmalıdır.
Kriz yönetimince alınan kararlar öncelikle görevli personele iletilmelidir.
Özellikle abartılı, yanlış, gerçek dışı, moral bozucu, yıpratıcı, panik ve korku
yaratıcı ve tahrip edici dedikodulara, bilgi ve haberlere karşı derhal gerçekçi ve
aydınlatıcı açıklamalar yapılmalıdır.
Kriz yönetiminin zor bir yanı, günümüzde şirketlerin karşılaştığı tüm sorunların hemen
görünür, fark edilir olmasıdır. Günümüz medyasında, sadece krizler değil, şirketin karşı
karşıya kaldığı birçok olan örgütle ilişkili olan hedef kitlenin gündemine girer
(Özdemir, 1994: s.92).
Dünyada halkla ilişkilerin önde gelen firmalarından Hill&Knowlton, kriz yönetimi ile
ilgili olarak “10 altın kural”ı şöyle sıralar (Kadıbeşegil, 2003: 135):
Sorumluluğu üstlenin,
Olumsuz kimlik ile kriz arasındaki farkı yakalayın ve yanıtlarını buna göre
düzenleyin,
Yanıt süresince araştırmalardan yararlanın,
Başkasının sizin adınıza konuşmasını sağlayın,
Basını düşmanınız gibi değil, müttefikiniz gibi görün,
Mahkemeye verildiğinizi varsayın,
72
Web ortamından gözünüzü ayırmayın,
İlginizi, duyarlılığınızı ve empatinizi kanıtlayın,
İlk 24 saati çok ciddiye alın,
Şimdiden kriz yönetimi programınızı hazırlayın.
Kriz dönemlerinde halkla ilişkiler önemli görevler üstlenmektedir. Halkla ilişkilerin en
önemli görevi şirketin hedef kitlesi dediğimiz kişi ve kuruluşlarla iletişimi sağlamasıdır.
Böyle bir iletişim sağlanması ve bunu sağlıklı yürütmesi işletmenin varlığını sürdürmesi
açısından önem taşır.
İyi bir iletişim ortamını sağlaması gereğinden hareketle kriz iletişimi simsinin
oluşturulmasında dikkat edilmesi gereken en önemli noktalar şunlardır (Baran ve
Özdemir, 1994: s.60)
İletme dâhilinde etkin ve güvenilir bir bilgi akışının sağlanması,
Kriz yönetim planında öngörülen her krize hitap edebilecek bir iletişim planı
geliştirilmesi,
Durumunu hiçbir zaman hafife alınmaması planlarda oynama olabileceğini
insani endişelerin giderilmesi gerektiğinin kabul edilmesi,
Kriz iletişim planını sürekli güncel tutulması,
Kriz anında iletişime geçilecek kişilerin güncel listesinin hazır bulundurulması,
Personel için bir iletişim çizelgesinin hazırlanması ve dağıtılması,
Basın merkezinin kurulması ve basın toplantıları için bir odanın ayrılması,
Firmanın tek etkili bilgi kaynağı haline getirilmesi ve krizle ilgili
açıklanabilecek her şey de hemen açıklama yapılması,
Şirket sözcüsünün eğitimi,
İşletmenin tüm birimleri ve hedef kitleleri ile ilgili tüm bilgilerin el altında
tutulması,
Kriz anında kullanılacak medya ve teknikleri belirlenmesi, gerekli hazırlıkların
yapılması,
73
Tüm iletişimi yönetecek halkla ilişkiler yöneticisine mutlaka kriz yönetim
ekibinde yer verilmesi,
Santral görevlilerinin eğitimi ve acil telefon hatlarını belirletip duyurulması,
Olayların açıkça ve dürüstçe anlatılması, açıklanmayacak şeylerin sebebini ve ne
zaman bilgi verileceğinin bildirmesi ve açıklanan her şeyin kanıtlanabilecek
durumda olması,
Kusur varsa açık yüreklilikle belirtilmesi yoksa da suçsuzluğun kanıtlanması
için her yola başvurması,
Durumunu açıklarken krizin etkilerinden kurtulup normal seyre dönülmesi için
yapılanların ve yapılacakların açıklanması,
Alınan kararların öncelikle personele iletilerek içerde huzursuzluk çıkmasına
mutlaka engel olunması takım ruhu yaratılması,
Durumun abartılmaması,
Kriz planına uyulması, şirket misyonunun ve ana hedeflerinin unutulmaması,
Mesajların açık, dürüst, samimi, tarafsız, yapıcı ve kolay anlaşılabilir olması,
Şirket iç ve dışı iletişim kanallarının sürekli açık tutulması problemlerin
görmezden gelinmemesi,
Kriz yönetim ekibinin basın merkezine güvenmesi ve krizi kontrol altına almak
için atılan her adımdan haberdar edilmesi,
Basın merkezi 24 saat hizmet vermesi ve gerekli personelin eğitilip hazır
bulundurulması,
Tüm iletişim sürecinde dürüst, sempatik, açık, kolay ulaşılabilir, tarafsız, yapıcı
ve doğru zamanlı olunması, kayıtsız ve saldırgan bir tutum takınılmaması,
Durumundan duyulan üzüntünün belirtilerek kişilerin her zaman maddi
varlıkların önünde tutulması gerekir.
Kriz sırasında hangi kanallar üzerinden, ne kadarlık bir zaman dilimi içerisinde bilgiler,
bültenler ve diğer bilgilendirici malzemelerin kullanılacağı da çok önemlidir. Kriz
durumunda aşağıdaki zamanlama akışının uygun olduğu saptanmıştır (Okay ve Okay,
2009: s.197)
74
İki saat içerisinde:
Basın bülteni/bildirileri
Online medyanın kullanılması
Yarım gün içerisinde
Basın konferansı düzenlemek
TV ve Radyo yayını için uygun malzemeyi hazırlamak
Bilgilendirici telefon hattı oluşturulmak
Video konferansı düzenlemek
Bir gün içerisinde
Röportaj imkanı sağlamak
Üçüncü şahısların ifadelerine başvurmak
Kurum bülteni yayınlamak
Birkaç gün içerisinde
Basınla arka plan görüşmeleri gerçekleştirmek
Seçilen gazeteci ve kamuoyu önderleriyle yüz yüze dialoğa girişmek
Kurumun kendi yayın organını yayınlamak
İlanlar vermek
Medyada yapılacak açıklamalarda mümkün olduğunca yazılı açıklama yolu tercih
edilmeli muhtemelen medyanın saldırgan tutumu karşısında hazırlıklı olunmalı, medya
durumu istismar etme imkanı tanınmamalıdır.
75
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
HALKLA İLİŞKİLER UZMANLARI VE MEDYA ÇALIŞANLARI ÜZERİNE
BİR ARAŞTIRMA
3.1. Araştırmanın Amacı ve Sorun
Bu çalışmanın temel amacı, halkla ilişkiler uygulayıcılarının medya sektöründe görev
yapan basın mensuplarıyla ilişkileri ve yaşanan sorunları incelemektir. Sorunların
belirlenmesi aşamasında her ili sektörün işbirliksel süreçte karşılaşma alanları, çalışma
ortaklıkları ve birbirlerine bakış açılarından yola çıkılarak ortaya çıkan görüşler dikkate
alınmıştır.
76
3.2. Araştırmanın Kapsam ve Yöntem
Anket çalışması Türkiye’nin başkenti olan Ankara’da yapıldı. Anket çalışması 30
gazeteciye 23 soru yönlendirerek, halkla ilişkiler uzmanlarına da yine aynı şekilde 30
uzmana 21 soru yönlendirerek uygulanmıştır. Ankette kullanılan yöntemler ise, yüz
yüze görüşülerek, e-posta yoluyla gönderimler yaparak ve telefonla görüşülerek
yapılmıştır.
3.3. Araştırmanın Sonuç ve Analizi
Anket sonuçları her iki sektörün cevaplarından yola çıkarak “medya mensuplarının
ortaya koyduğu veriler” ve “ halkla ilişkiler çalışanlarının ortaya koyduğu veriler”
olarak iki grup altında incelenmiştir. Verilerin analizini yaparken anket çözümleme
programı olan SPSS programından yararlanılmıştır.
3.4. Gazeteciler Araştırması
Yazılı basında görev yapmakta olan 30 gazetecinin görüşlerini öğrenmek amacıyla 23
sorudan oluşan ve bir anket formu hazırlanmış ve anket formu yüz yüze ve mail yoluyla
gazetecilere iletilmiştir. Anket formları, gazetecilere mail yolu ile 50 kişiye gönderilmiş
ve bu kişi içerisinde 19 gazeteci geri dönüş yapmış ve geriye kalan 11 gazeteci ile yüz
yüze anket formu uygulanmıştır. Ankete katılım bu kadar küçük olmasının sebebi ise
daha önceden gerekli görüşmelerin gazetecilerle ve sorumlu kişilerle yapılmış
olmamasıdır.
3.4.1. Cinsiyet ve Yaş
Tablo 7: Gazetecilerin cinsiyetleri
Tablo 8: Gazetecilerin yaşları
Frekans Yüzde
Erkek 19 63,3
Kadın 11 36,7
Toplam 30 100,0
77
Frekans Yüzde
25'ten Kücük 5 16,7
25-35 Yaş Arası 10 33,3
36-45 Yaş Arası 14 46,7
46-55 Yaş Arası 1 3,3
56’dan Büyük - -
Toplam 30 100,0
Anketi cevaplayan gazetecilerin %36,7’si kadın, %63,3’ünü ise erkekler
oluşturmaktadır.
Ankete katılan gazetecilerin yaş aralıkları ise %16,7’sini (5) 25’ten küçük, %33,3’ünü
(10) 25-35 yaş aralıkları, %3,3 (1) gibi az bir oranla 46-55 yaş aralıkları
oluşturmaktadır. Anketi cevaplayan gazetecilerin en yüksek yaş aralıkları %46,7 (14) ile
36-45 yaş aralıkları olurken, anketi cevaplayan gazeteciler içerisinde 56 ve üstü yaşı
olan hiçbir gazetecinin olmadığı görülmektedir.
3.4.2. Gazetecilerin Yaptıkları Alanlar
Tablo 9: Gazetecilerin görev yaptıkları alanlar
Frekans Yüzde
Dış Haberler 4 13,3
Spor 3 10,0
Siyaset 12 40,0
Ekonomi 5 16,7
Güncel Haberler 3 10,0
Diğer Alanlar 3 10,0
Toplam 30 100,0
Anketi cevaplayan gazetecilerin görev yaptıkları alanlar %10,0’ar (3) ile güncel
haberler, diğer alanlarda ve spor alanında, %13,3 (4) ile dış haberlerde, %16,7 (5) ile
ekonomi bölümünde ve %40,0 (12) ile siyaset alanında çalışmaktadır. Siyaset alanında
78
çalışan gazetecilerin oranın yüksek olmasının sebebi ise anketi siyasetin en yoğun
olduğu başkentte uygulamamızdan kaynaklanmaktadır.
3.4.3. Gazetecilik Deneyimleri
Tablo 10: Gazetecilerin deneyimleri
Kaç yıldır gazetecilik yapıyorsunuz? Frekans Yüzde
2 Yıldan Az 7 23,3
2-7 Yıl Arası 4 13,3
8-13 Yıl Arası 10 33,3
14 Yıldan Fazla 9 30,0
Toplam 30 100,0
Anketi cevaplayan gazetecilerin %33,3’ü (10) “8-13 yıl arası” gazetecilik mesleğini
yürütürken, basın mensuplarının %30,0’u (9) “14 yıldan fazla” gazetecilik mesleğini
yaptıklarını belirtmişlerdir. En düşük oran ise %13,3 (4) ile “2-7 yıl arası” gazetecilik ya
yapanlar olmuştur. “2 yıldan az” oranının (%23,3) “2-7 yıl arasından” fazla olması,
gazetecilik mesleğinin belli bir zaman aralığında durakladığı daha sonra gazetelerin
çoğalması tekrar hareketlendiğini çıkartabiliriz
3.4.4. Gazetecilerin Halkla İlişkiler Faaliyetiyle/ Mesleğiyle Olan Bağlantıları
Gazetecilere mesleklerini uygularken kuruluşların halkla ilişkiler faaliyetleriyle
karşılaşıp karşılaşmadıkları ve bu faaliyetlerin daha çok neler olduğunu sorulmuştur.
Tablo 11: Karşılaşılan halkla ilişkiler çalışmaları
79
Aşağıda halkla ilişkiler çalışmalarında hangisi ile daha sık karşılaşıyorsunuz? Frekans Yüzde
Basın Bildirileri/Bültenleri 21 70,0
Basın Konferansları 3 10,0
Basın Seyahatleri 3 10,0
Halkla İlişkiler Uzmanlarıyla Kişisel Toplantılar 1 3,3
Yeni Teknolojiler Aracılığıyla Kuruluşun Gazetecilere Hitap Etmesi 2 6,7
Toplam 30 100,0
Bu verilere göre gazetecilerin en sık karşılaştıkları halkla ilişkiler faaliyetleri %70,0
(21) oranı ile basın bildirileri/bültenleridir. Gazetecilerin %96,7’si (29) halkla ilişkiler
uzmanlarıyla kişisel toplantıları şimdiye kadar hiç yapmadıklarını belirtmişlerdir. Batı
basınında bilgilendirmek için çok sık kullanılan basın konferanslarıyla gazeteciler
%10,0 (3) gibi küçük bir oranla karşılaşmaktadırlar. Yine gazetecilerin yanıtlarından
anlaşılacağı üzere basın seyahatleri ile %10,0 (3) ile karşılaştıkları görülmektedir.
Anketten anlaşıldığı kadarıyla çağımızda zirveye çıkmış olan yeni teknolojileri halkla
ilişkiler uzmanları pek kullanmadıkları görülmektedir.
80
Tablo 12: Günlük ortalama nasıl bülteni/bildirisi sayısı
Günde ortalama kaç basın bülteni/bildiri alıyorsunuz? Frekans Yüzde
Hiç Almıyorum 1 3,3
1-5 Arası 13 43,3
6-10 Arası 8 26,7
10'dan Fazla 8 26,7
Toplam 30 100,0
Gazeteciler genellikle günde %43,3 (13) ortalama ile 1-5 arası bildiri/bülten aldıklarını
ifade etmişler, %26,7’şer (8) oranla gazeteciler 6-10 arası ve 10’dan fazla, %3,3 (1) gibi
küçük bir oranla gazeteciler hiç almıyorum cevabını vermişlerdir.
Tablo 13: Basın konferanslarına yönelik davet oranları
Basın konferanslarına yönelik davetleri ne sıklıkla alıyorsunuz? Frekans Yüzde
Günde Birkaç Tane 11 36,7
Haftada Birkaç Tane 7 23,3
Haftada Bir 5 16,7
Günde Bir 4 13,3
Yanıtsız 3 10,0
Toplam 30 100,0
81
Tablo 14: Basın konferansı davetlerine hangi durumda gidildiği
Aldığınız basın konferansı davetlerine hangi durumlarda gitmeyi tercih ediyorsunuz? Frekans Yüzde
Genellikle Gitmeyi Tercih Etmiyorum 3 10,0
Çok Fazla İlgimi Çeken Konferansa 8 26,7
Çalıştığım Alanla İlgili Konulardaki Tüm Konferanslara 15 50,0
Tanıdığım Halkla İlişkiler Temsilcisinin Düzenlediği Konferanslarına 2 6,7
Yanıtsız 2 6,7
Toplam 30 100,0
Basın konferansına yönelik davet alan gazetecilerin %36,7 (11) ile günde birkaç tane
aldıkları bu ise %23,3 (7) ile haftada birkaç tane aldıkları görülmektedir. Basın
konferanslarına yönelik alınan bu davetlere gazetecilerin yarısı %50,0 (15) ile çalıştığım
alanla ilgili konulardaki tüm konferanslara gittiğini belirmiş ve bunu ise %26,7 oranında
çok fazla ilgimi çeken konferansa seçeneği izlemiştir.
Tablo 15: Basın seyahatlerine yönelik davet oranları
Halkla ilişkiler amaçlı basın seyahatlerine yönelik davetleri ne sıklıkla alıyorsunuz? Frekans Yüzde
Hiç Almıyorum 3 10,0
Haftada Birkaç Tane 5 16,7
Haftada Bir 17 56,7
Günde Bir 1 3,3
Yanıtsız 4 13,3
Toplam 30 100,0
82
Tablo 16: Basın seyahatlerine davetlerine hangi durumda gidildiği
Basın seyahatlerine yönelik davetleri basın mensupları genellikle %56,7 (17) oranlara
“haftada bir” aldıklarını dile getirmişlerdir. Bu oranı %16,7 (5) ile “haftada birkaç tane”
izlemektedir. Hiç basın seyahati daveti almayan gazetecilerin oranı ise %10,0 (3) olarak
görülmektedir. Gazeteciler aldıkları bu davetiyelere %53,3 (16) oran ile “çalıştığım
alanla ilgili konulardaki tüm seyahatlere” gittiklerini belirtmişlerdir. Bu soruyu ise
%23,3 (7) oranında gazeteciler yanıtsız bırakmışlardır.
Tablo 17: Basın bildirilerinin/bültenlerinin değerlendirilmesi
Size gelen basın bildirilerini/bültenlerini aşağıdaki noktalar bakımından nasıl değerlendirirsiniz?
Katılıyorum
%
Katılmıyorum
%
Yanıtsız
%
Güvenilir 53,3 23,3 23,3
İyi hazırlanmışlardır 33,3 46,7 20,0
Araştırmada zaman tasarrufu sağlarlar 30,0 50,0 20,0
Gereksizdir 20,0 66,7 13,3
Fazla gönderilmektedir 80,0 6,7 13,3
Yeni konular için öneriler sunmaktadır 33,3 46,7 20,0
Gerekli bilgileri içermektedirler 30,0 53,3 16,7
Araştırmanın yerini almaktadırlar 10,0 76,7 13,3
Eleştirel olmayan haber yazımına yol 50,0 46,7 3,3
Frequency PercentGenellikle Gitmeyi Tercih Etmiyorum
2 6,7
Çok Fazla İlgimi Çeken Seyahatlere2 6,7
Çalıştığım Alanla İlgili Konulardaki Tüm Seyahatlere 16 53,3
Tanıdığım Halkla İlişkiler Temsilcisinin Seyahatlerine 3 10,0
Yanıtsız 7 23,3Toplam 30 100,0
83
açmaktadırlar
Anketi cevaplayan gazetecilerin çoğu %53,3 ile yazılı basına gönderilen basın
bildirilerini/bültenlerini “güvenilir” bulmaktadır. Fakat gazeteciler %46,7 oranla
bildirilerin/bültenlerin “iyi hazırlanmadıklarını” belirtmişlerdir. Gazetecilerin %50,0’ı
basına gönderilen bilgilendirici malzemelerin “araştırmada tasarruf sağladıklarına”
katılmadıklarını belirmişler, %66,7’si gönderilen bildirilerin “gereksiz” olduğunu,
%80,0 gibi büyük bir oranda gazetecilerin halkla ilişkiler uzmanlarının bilgilendirici
malzemelerini “fazla gönderdiklerini” belirmişleridir. Bildirilerin %53,3 ile “gerekli
bilgi içermediklerini”, %76,7 ile “araştırmanın yerini almadıklarını” belirtmişlerdir.
Gazeteciler “eleştirel olmayan haber yazımına yol açmaktadır” konusunda ikiye
bölünmüş, gazetecilerin yarını bu duruma katıldığını belirtirken diğer yarısı ise
katılmadıklarını ifade etmişleridir.
Tablo 18: Halkla ilişkiler faaliyetlerinin gündem üzerindeki etkisi
Halkla ilişkiler uzmanlarından size gelen bildiriler veya diğer halkla ilişkiler amaçlı faaliyetler çalışma gündeminizi ne şekilde etkliyor? Frekans Yüzde
Hiç etkilenmiyor 4 13,3
Çok nadir etkileniyor 15 50,0
Sık sık etkileniyor 5 16,7
Her zaman etkileniyor 5 16,7
Yanıtsız 1 3,3
Toplam 30 100,0
Halkla ilişkiler uzmanın basına yönelik faaliyetlerindeki en büyük amaç onun
gündemini etkileyerek, kendi kuruluşu lehine basında yer almaktır. Ancak bu araştırma
sonuçlarına göre görünüyor ki, bu faaliyetler “çok nadir olarak” %50,0 gibi bir oranla
medyanın gündemini etkileyebilmektedir.
84
Tablo 19: Gazetecilerin çalıştıkları alanlara göre halkla ilişkilerin gündemlerini etkileme
durumu
Halkla uzmanlarından size gelen bildiriler veya diğer halkla ilişkiler amaçlı faaliyetler aşağıdaki çalışma alanlarından hangisini ne kadar etkiliyor?
Hiç Etkilemiyor
%
Çok Nadir Etkiliyor
%
Sık Sık Etkiliyor
%
Her Zaman Etkiliyor
%Yanıtsız
%
Siyaset 10,0 26,7 40,0 23,3 -
Ekonomi 23,3 46,7 23,3 3,3 3,3
Kültür/Sanat 46,7 30,0 6.7 16,7 -
Güncel 16,7 46,7 16,7 10,0 10,0
Spor 30,0 36,7 13,3 6,7 13,3
Dış Haberler 23,3 40,0 10,0 10,0 16,7
Magazin 66,7 13,3 3,3 3,3 13,3
Bu verilere göre, halkla ilişkiler faaliyetlerinin gündemlerini “her zaman etkiliyor”
diyenler arasında en yüksek orana %23,3 ile “siyaset” alanında çalışan gazetecilere ait
olduğu görülmektedir. Bunu takip eden ise %16,7 ile “kültür/sanat” alanı gelmektedir,
ancak yine aynı gruptaki gazeteciler “hiç etkilenmiyor” diyenler arasında da %46,7 gibi
çok yüksek bir orana sahip olduğu görülmektedir. “Sık sık etkileniyor” diyenler ise
%40,0 ile yine siyaset alanında çalışan gazetecilere ait olduğu, “çok nadir etkileniyor”
diyenlerin ise %46,7’şer oranla “güncel” ve “ekonomi” alanına ait olduğu ifade
edilmektedir. “Hiç etkilenmiyor” diyen gazetecilerin çalışma alanı ise %66,7 ile
“magazin” alanı olduğu açıkça görülmektedir.
Gazetecilere zaman zaman halkla ilişkiler uygulayıcılarından armağanlar geldiği bilinen
bir durum, ancak bu armağanların niteliği de büyük önem taşımaktadır. Gazetecilere
yönlendirilen; “ Halka ilişkiler uzmanları size zaman zaman armağanlar gönderiyor mu?
Eğer cevabınız “evet” ise bu armağanları hangi durumlarda kabul ediyorsunuz veya
etmiyorsunuz?” sorusuna gazetecilerden %53,3’ü “hayır” cevabını verirken,
gazetecilerin %46,7’si ise “evet” cevabını vermişlerdir. “Bu armağanları hangi
durumlarda kabul ediyorsunuz veya etmiyorsunuz?” sorunun devamıydı ve alınan
yanıtlar aşağıdaki gibi olmuştur.
85
Tablo 20: Gazetecilerin armağanlara yaklaşımı
Kabul Ediyorum
%
Kabul Etmiyorum
%Yanıtsız
%
Kuruluşu hatırlatıcı ufak bir armağan
46,7 10,0 43,3
Ürünü/hizmeti tanıtıcı bir armağan 47,7 13,3 40,0
Belli bir maddi değeri olan bir armağan
13,3 40,0 46,7
Çalışmamı, işimi kolaylaştırıcı bir armağan
40,0 10,0 50
Çok büyük bir maddi değer yoksa, bu ürünün (örn. Cep telefonu) veya hizmetin (örn. Yeni açılan bir tatil köyünde tatil) verilmesi
40,0 16,7 43,3
Gazeteciler “kuruluşu hatırlatıcı ufak bir armağan (%46,7)”, “ürünü/hizmeti tanıtıcı bir
armağan (%46,7)” veya “işini kolaylatıcı bir armağanı (40,0)” kabul etmekte herhangi
bir sakınca görmemektedirler. Ancak “belli bir maddi değeri olan” bir armağanı veya
ürünün ya da hizmetin kendilerine verilmelerine çok olumlu değerlendirmemektedirler.
Ancak belli bir maddi değeri olan ürünü kabul edip etmedikleri sorusuna gazetecilerin
%46,7’si cevap vermemiştir.
Tablo 21: Gazeteciler açısından büyük reklam verenlerin halkla ilişkiler çalışmaları
Evet
%
Hayır
%
Yanıtsız
%
Çalıştığınız yayın organın büyük reklam verenlerin halkla ilişkiler çalışmalarına daha fazla yer vermek için kendinizi zorunlu hissediyor musunuz?
33,3 60,0 6,7
Yukarıdaki soru ile ilgili üstlerinizden baskı görüyor musunuz?
10,0 60,0 30,0
Gazeteciler bu reklam verenlerin haberlerini yapmakta kendilerini zorunlu
hissetmedikleri (%60,0) ve gazetecilerin düşük bir oranı (%10,0) bu konuda üstlerinden
baskı gördüklerini ifade etmişlerdir. Yani araştırmayı uyguladığımız gazeteciler, büyük
86
reklam verenin daha çok haberini yapalım mantığının çok da yaygın olmadığı
görülmüştür.
Tablo 22: Gazetecilerin yoğun olduğu dönemlerde halkla ilişkilerden yararlanmaları
İşinizin çok yoğun olduğu dönemlerde halkla ilişkiler çalışmalarından daha fazla yararlandığınızı düşünüyor musunuz? Frekans Yüzde
Hayır 15 50,0
Evet 9 30,0
Yanıtsız 6 20,0
Toplam 30 100,0
Anket sonucuna baktığımız anketi uyguladığımız gazetecilerin yarısı yani %50,0’si (15)
“hayır” cevabını vermektedir. %30,0’u (9) ise yararlandığını belirtirken, %20,0’si (6)
soruyu yanıtsız bırakmıştır.
Tablo 23: Gazeteciliğin pasifleşmesi
Gazetecilik mesleğinin halkla ilişkiler çalışmalarından dolayı pasifleştiğini düşünüyor musunuz? Frekans Yüzde
Hayır 15 50,0
Evet 15 50,0
Yanıtsız - -
Toplam 30 100,0
Gazeteler çalışan basın mensupları, gazetecilin halkla ilişkiler faaliyetleri yüzünden
pasifleştiği düşünce ankete katılan gazeteciler tarafından yarı yarıya olduğu
görülmektedir.
87
Tablo 24: Halkla ilişkiler çalışmalarının gazetecilik mesleğine etkisi
Halkla ilişkiler çalışmalarının mesleğinizi olumlu etkilediğini düşünüyor musunuz?
Frekans
%
Yüzde
%
Hayır 10 33.3
Evet 17 56,7
Yanıtsız 3 10,0
Toplam 30 100,0
Ankete bakıldığında anketi cevaplayan gazetecilerin halkla ilişkiler çalışmalarının
gazetecilik mesleğini olumlu etkilediği yönünde (%56,7-17) görüş birliği olduğu
görülmektedir. Buna karşılık anketi cevaplandıran gazetecilerin %33,3’ü (10) tam tersi
halkla ilişkiler çalışmalarının gazeteciliği olumsuz etkilediği yönünde görüşlerini ifade
etmektedirler.
Tablo 25: Halkla ilişkiler çalışmalarında kişisel tanışıklık
Sizinle kişisel teması-tanışıklığı olan halkla ilişkiler uzmanlarının haberlerine daha fazla yer verdiğinizi düşünüyor musunuz?
Frekans
%
Yüzde
%
Hayır 20 66,7
Evet 7 23,3
Yanıtsız 3 10,0
Toplam 30 100,0
Bu verilere göre gazeteciler için halkla ilişkiler uzmanlarıyla kişisel tanışıklıklar çok
fazla önem taşımadığı %66,7 (20) gibi bir oranla açıkça görülmektedir.
88
Tablo 26: Gazetecilerin patronları hakkında olumlu haber yapma durumları
Evet
%
Hayır
%
Yanıtsız
%
Çalıştığınız yayın organının sahibinin, sahip olduğu başka iş dalları hakkında olumlu haber konusunda bir zorunluluk hissediyor musunuz?
36,7 53,3 10,0
Yukarıdaki soru ile ilgili üstlerinizden baskı görüyor musunuz?
13,3 56,7 30,0
Gazetecilerin %36,7’si bu faaliyet alanları hakkında olumlu haber yapma konusunda
kendilerini zorunlu hissettikleri ve 13,3’ü de üstlerinden bu konuda baskı gördüklerini
ifade ederken %30,0’u da bu soruya yanıt vermemektedir. Gazetecilerin patronları
hakkında olumlu haber yapma oranları, büyük reklam verenlerin halkla ilişkiler
çalışmalarını değerlendirme oranına göre birazcık daha yüksek çıkmıştır. Yani
gazeteciler kendi patronlarının iş kolları hakkında kendilerini daha fazla zorunlu
hissetmektedir.
Tablo 27: Halkla ilişkiler mesleğini uygulayacakların kökeni
Halkla ilişkiler mesleğini uygulayanların
gazeteci kökenli olması gerektiğine inanıyor
musunuz?
Frekans
%
Yüzde
%
Hayır 10 33,3
Evet 19 63,3
Yanıtsız 1 3,3
Toplam 30 100,0
Bu verilere göre gazetecilerin büyük çoğunluğu %63,3 (19) ile “evet” cevabını vererek,
halkla ilişkile sorumlularının gazetecilik kökenli olması gerektiğini ifade etmektedirler.
Buna karşılık gazetecilerin %33,3’ü (10) gazetecilerin halkla ilişkiler temsilcilerinin
gazetecilik kökenli olmasının gerek olmadığı görüşünü belirtmektedirler.
89
3.5. Hakla İlişkiler Sorumlularına Yönelik Araştırma
Kuruluşların halkla ilişkiler temsilcilerine e-mail yöntemi ile ulaşmaya çalıştım. Halkla
ilişkiler temsilcilerinin e-maillerine ulaşmak için Ankara Halkla İlişkiler Derneğinden
yardım alarak 45 kişiye 21 soruda oluşan bir anket formu yönlendirilmiştir. Ancak
yolladığımız 45 halkla ilişkiler temsilcisinden 30’u geri dönüş yaparak anket formuna
katkıda bulunmuşlardır. Yaptığımız bu anketin sonuçları ayrıntılı olarak aşağıda
verilmektedir.
3.5.1 Cinsiyet ve Yaş aralığı
Tablo 28: Cinsiyet
Cinsiyetiniz nedir? Frekans Yüzde
Erkek 11 36,7
Kadın 19 63,3
Toplam 30 100,0
Tablo 29: Halkla ilişkiler sorumlularının yaşları
Hangi yaş aralığındasınız? Frekans Yüzde
25'ten Küçük 4 13,3
25-35 Yaş Arası 16 53,3
36-45 Yaş Arası 8 26,7
46-55 Yaş Arası 2 6,7
56’dan Büyük
Toplam 30 100,0
Ankete katılan halkla ilişkiler sorumlularının yarısından fazlasını %63,3 (19) ile
kadınlar, %36,7’sini (11) erkekler oluşturmaktadır. Halkla ilişkiler temsilcilerinin yaş
aralıkları ise %53,3 (16) ile en fazla “25-35 yaş aralığı” olduğu görülmektedir. Bu oranı
%26,7 (8)ile “36-45 yaş aralığı” izlemektedir.
90
3.5.2. Halkla İlişkiler Strateji ve Teknikleri
“Sizce aşağıdaki çeşitli halkla ilişkiler yöntem, teknik ve uygulamalarının, kamuoyunda
ve hedef gruplarda iyi bir imaj oluşturmada önem dereceleri nedir?” şeklinde
araştırmamızda sorduğumuz soruya yanıtlar aşağıdaki gibi olmuştur:
Tablo 30: Halkla ilişkiler strateji ve teknikleri
Önemsiz
%
Önemli
%
Çok Önemli
%Yanıtsız
%
Basın ile ilişkiler - 16,7 83,3
TV ile ilişkiler - 23,3 76,7 -
Radyo ile ilişkiler 6,7 36,7 56,7 -
Özel olaylar düzenlemek - 66,7 33,3 -
Sponsorluk - 73,3 26,7 -
Kurumsal reklam yayınlamak - 80,0 20,0 -
Kurum kimliğini pekiştirmek - 76,7 23,3 -
PR açısından yeni teknolojileri değerlendirmek
- 63,3 36,7 -
Halkla ilişkiler uygulayıcıları açısından basınla ilişkiler %83,3 oranla “çok önemli”
olarak değerlendirilmiştir. Televizyon da halkla ilişkiler temsilcileri açısından %76,7 ile
“çok önemli” olduğu gözükürken, radyonun ise yine %56,7 ile “çok önemli” olduğu
görülmektedir. Son zamanlarda yaygınlaşan ileri teknolojilerinin halkla ilişkiler
açısından kullanılması konusu da %63,3 gibi bir oranla “önemli” olarak gözükmektedir.
“Medya ile ilişkilerde kullandığınız yöntemleri sıklık açısından değerlendiriniz?
şeklindeki sorumuza verilen cevaplar şöyle olmuştur:
91
Tablo 31: Halkla ilişkiler yöntemleri
Kullanılmaz
%
Nadiren Kullanılır
%Kullanılı
r
%
Çok Sık Kullanılır
%Yanıtsız
%
Basın bültenleri - - 33,3 66,7 -
Basın konferansı
3,3 6,7 60,0 30,0 -
Basın seyahati /basın gezisi
- 46,7 66,7 6,7 -
Gazetecilerle kişisel toplantılar
3,3 33,3 56,7 3,3 3,3
Yeni teknolojiler aracılığıyla basına hitap etmek(int,pr.cd)
- 13,3 63,3 23,3 -
Verilere bakıldığında “çok sık kullanılan” yöntem olarak basın bültenler/bildirileri
olduğu gözükmektedir. Anketi cevaplandıran halkla ilişkiler yöneticileri basın
konferanslarını %60,0 ve basın gezisi/seyahati ise %66,7 oranla “kullanılır” olduğunu
belirtmektedirler. Gazetecilerle kişisel toplantılar ise halkla ilişkiler tarafından %56,7 ile
“kullanılır” iken öten yandan %33,3 gibi oldukça yüksek bir oranda “nadiren
kullanıldıkları” görülmektedir. Halkla ilişkiler yöneticileri için gazetecilere daha kolay
ulaşma yöntemlerinden birisi olan yeni teknolojileri ise %63,3 il3 “kullanılır” yöntemler
olarak ifade edilmektedir.
92
Tablo 32: Basın Bülteninin/Bildirisinin Hazırlandığı Durumlar
Aşağıdaki durumlardan hangisi söz konusu olduğunda basın bildirisi/bülteni hazırlıyorsunuz? Frekans Yüzde
Yeni ürün/hizmet tanıtmak için 3 10,0
Basını kuruluşlardaki gelişmeler hakkında bilgilendirmek için
Kuruluşta meydana gelen önemli değişiklikleri duyurmak için 2 6,7
Kuruluşta meydana gelen ilginç bir gelişmeyi duyurmak için 2 6,7
Kriz durumunda iletişimi sağlayabilmek için
Hepsi 23 76,7
Toplam 30 100,0
Halkla ilişkiler sorumluları tarafından en fazla işaretlenen şık %76,7 ile hepsi seçeneği
olmuştur. Zaten halkla ilişkiler sorumlusunun görevi, şirket imajına uygun olan etik
kuralları çerçevesinde şirketin itibarını yükseltmek adına bütün işleri yerine
getirmelidir.
Tablo 33: Basın bülteninin/bildirisinin gönderildiği aralıklar
Basın bildirilerini/bültenleri hangi aralıklarla gönderiyorsunuz? Frekans Yüzde
Gerekli olduğunda 19 63,3
Aylık olarak - -
Hazırladıkça göndermeli 9 30,0
Düzenli olarak her hafta 2 6,7
Düzenli olarak iki hatada bir - -
Diğer - -
Toplam 30 100,0
93
Çıkan bu sonuca baktığımız da halkla ilişkiler sorumlularının %63,3 (19) ile “gerekli
olduğunda” basın kuruluşlarına basın bildirisi/bülteni yollamak gerektiğini ifade
etmektedirler. Buna karşın halkla ilişkiler temsilcilerinin %30,0’u (9) basın
bildirilerini/bültenlerini “hazırladıkça gönderilmeli” şeklinde bir iadelerinin olduğu
gözlemlenmektedir.
Halkla ilişkiler sorumlularının bir başka sorumluluğu da hazırladıkları basın
bültenlerini/bildirilerini basın kuruluşlarına yollarken seçici davranım davranmamaları
noktasıdır. “Basın bildirilerini/bültenlerini gönderirken seçici davranılmalı mı, yoksa
tüm basın yayın kuruluşlarına gönderilmeli mi? sorusunu gazetecilere yönlendirilmiştir
ve çıkan sonuç aşağıdaki gibidir:
Tablo 34: Basın bültenlerinin/bildirilerinin kimlere gönderilmesi gerektiği
Tablomuza baktığımızda hiçbir halkla ilişkiler sorumlusunun soruyu yanıtsız
bırakmadığı ve en halkla ilişkiler temsilcilerinin %53,3 (16) ile büyük bir çoğunluğunun
basın yayın kuruluşlarının hiçbirini ayırmadan “tümüne gönderilmeli” dediklerini ifade
etmişlerdir. Buna karşın %46,7’si (14) basın bildirisi/bülteni basın yayın kuruluşlarına
gönderirken daha “seçici davranılmalı” gerektiğini belirtmişlerdir.
Frekans Yüzde
Seçici davranılmalı 14 46,7
Tümüne gönderilmeli 16 53,3
Yanıtsız - -
Toplam 30 100,0
94
Tablo 35: Gönderilen basın bültenlerinin/bildirilerin yayınlama durumu
Medya çalışanlarına gönderdiğiniz basın bültenlerinin/birlilerinin yayınlanma durumu nedir? Frekans Yüzde
Şimdiye kadar hiç yayınlanmadı 1 3,3
Nadiren yayınlanıyor 7 23,3
Yayınlanma olasılığı yüzde elli 14 46,7
Gönderdiğim her bülten yayınlanır 8 26,7
Toplam 30 100,0
Ankete katılan halkla ilişkiler sorumlularının verdikleri cevaplara gönderilen basın
bültenlerinin yayınlanma durumları %46,7 (14) ile “yayınlanma olasılığı yüzde elli”
olduğu gözükmektedir. Bu oranı %26,7 (8) ile “gönderdiğim her bülten yayınlanır”
takip ederken, %23,3 (7) ile “nadiren yayınlanıyor” seçeneği işaretlenmiştir.
Tablo 36: Basın bildirilerini/bültenlerin yayınlanmasını garantileyecek yöntem
Basın bültenlerinin{bildirilerinin yayınlanmasını garantileyecek yöntem aşağıdakilerden hangisidir? Frekans Yüzde
Haber değeri taşıması 7 23,3
Haber değeri+gazetecilerle kişisel ilişki 9 30,0
Tüm kamuoyunu ilgilendiren olay ilginç olay 4 13,3
Bülteni gönderdikten sonra takip edilmesi 3 10,0
Uygun medyaya uygun yayın dili 3 10,0
Kurumun iyi bir itibara sahip olması 3 10,0
Diğer - -
Yanıtsız 1 3,3
Toplam 30 100,0
95
Bu verilere basına yollanan bilgilendirici malzeme bildiri ve bültenlerin yayınlama
durumunu garantileyecek yöntem halkla ilişkiler sorumlularına için %30,0 (9) ile “haber
değeri+gazetecilerle kişisel ilişkiler” olduğunu gözükmektedir. Gazetecilere yatığımız
anketten “kişisel tanışıklık önemli?” sorusu karşısında gazetecilerin büyük bir
çoğunluğu önemli olmadıklarını vurgulamışlardır. Halkla ilişkilere göre önemli olduğu
gözükmektedir.
Tablo 37: Gazetecilerle kişisel ilişkiler
Kuruluşun medyada haber değeri taşıması için, gazetecilerle kişisel ilişkilerin ne kadar önemli olduğunu düşünüyorsunuz? Frekans Yüzde
Hiç önemli değil - -
Önemsiz 2 6,3
Önemli 14 46,7
Çok önemli 14 46,7
Toplam 30 100,0
Halkla ilişkiler sorumlularının geneli kişisel ilişkilerin %46,7’şer oranla “çok önemli”
ve “önemli” olduğunu belirtmektedir.
Tablo 38: Gündemin etkilenmesi
Basına yönelik çalışmalarınızın medya gündemini etkilediğine inanıyor musunuz? Frekans Yüzde
Hayır 17 56,7
Evet 11 36,7
Yanıtsız 2 6,7
Toplam 30 100,0
Bu verilere baktığımız çıkan sonuç halkla ilişkiler çalışması çerçevesinde basın yayın
kuruluşlarına gönderilen bilgilendirici malzemelerin %56,7 (17) ile gündemi
etkilemediği ortaya koymaktadır. Çıkan verilerde ise %36,7 (11) oranında halkla
ilişkiler çalışmalarının medyanın çalışma gündemini etkilediğini ifade etmektedir.
96
Tablo 39: Medya mensuplarına armağanlar verilmesi
Medya mensuplarına yönelik çalışmalarınızda onlara zaman zaman armağanlar vermeyi uygun görüyor musunuz/armağanlar verilmeli mi? Frekans Yüzde
Hayır 15 50,0
Evet 8 26,7
Yanıtsız 7 23,3
Toplam 30 100,0
Yukarıda görüldüğü üzere aktif olarak halkla ilişkilerle uğraşan uzmanlar medya
mensuplarına armağanlar verilmesini %50,0 gibi oranla uygun bulmamaktadırlar. Fakat
ankete katılan gazetecilerin %23,3’ü bu soruyu yanıtsız bırakmaları dikkatten
kaçmamıştır.
Tablo 40: Verilen armağanların türü
Medya çalışanlarına ne tür armağanlar veriyorsunuz?
Uygun
%
Uygun Değil
%Yanıtsız
%
Kuruluşu hatırlatıcı ufak bir armağan
56,7 - 43,3
Ürünü/hizmeti tanıtıcı bir armağan 53,3 56,7
Belli bir maddi değeri bir armağan 6,7 36,7 56,7
Gazetecinin çalışmasını, işini kolaylaştırıcı bir armağan
26,7 16,7 56,7
Çok büyük maddi değer yoksa bir ürünün (örn. Cep telefonu) veya hizmeti (örn. Yeni açılan bir tatil köyünde tatil verilmesi)
13,3 30,0 56,7
Buna göre halkla ilişkiler uzmanları “kuruluşu hatırlatıcı ufak bir armağan” veya
“ürünü/hizmeti tanıtıcı bir armağan” vermekte herhangi bir sakınca görmemektedir
(56,7). “Belli bir maddi değeri olan armağanlara” ise uzamanlar karşı çıktıklarını
(%36,7) gösterilen tabloda anlamaktayız.
97
Tablo 41: Gazetecilerle Kişisel Tanışıklık
Sizinle kişisel teması-tanışıklığı olan gazetecilerin sizin haberlerinize sizin haberlerinize daha fazla yer verdiklerini düşünüyor musunuz? Frekans Yüzde
Hayır 3 10,0
Evet 26 86,7
Yanıtsız 1 3,3
Toplam 30 100,0
Anket formunu yönlendirdiğimiz halkla ilişkiler uzmanları, gazetecilerle olan kişisel
ilişkiler sonucu haberlerinin medyaya gönderilen bilgilendirici malzemelerin daha fazla
yer edindiğini %86,7 gibi oranla ifade etmişlerdir.
Tablo 42: Halkla ilişkiler çalışmalarının gazetecilik mesleğine etkisi
Halkla ilişkiler çalışmalarının gazetecilik mesleğini olumlu etkilediğini düşünüyor musunuz? Frekans Yüzde
Hayır 2 6,7
Evet 27 90,0
Yanıtsız 1 3,3
Toplam 30 100,0
Halkla ilişkiler temsilcilerinin bu cevaplarına göre halkla ilişkiler çalışmaları gazetecilik
mesleğini olumlu etkilediği, gazetecilik mesleğine yardım ettikleri görülmektedir.
98
Tablo 43: Gazeteciliğin pasifleşmesi
Gazetecilik mesleğinin halkla ilişkiler çalışmalarında dolayı pasifleştiğini düşünüyor musunuz? Frekans Yüzde
Hayır 28 93,3
Evet 2 6,7
Yanıtsız - -
Toplam 30 100,0
Anketteki verilen sonuçlarına bakacak olursak halkla ilişkiler uzmanları bu soruya
%933 gibi büyük bir karşı çıktıkları gözükmektedir. Sadece ankete katılan uzmanların
%6,7’si gazeteciliği pasifleştirdiği kanısında olduğu görülmektedir.
Tablo 44: Gazetecilerin iş yoğunluğunun halkla ilişkiler malzemelerin üzerindeki etkisi
Gazetecilerinin işlerinin çok yoğun olduğu zamanlarda halkla ilişkiler çalışmalarından daha fazla yararlandıklarını düşünüyor musunuz? Frekans Yüzde
Hayır 2 6,7
Evet 27 90,0
Yanıtsız 1 3,3
Toplam 30 100,0
Halkla ilişkiler temsilcilerinin %90,0’si gazetecilerin işlerinin yoğun olduğu
dönemlerde, kendilerinin yapmış olduğu halkla ilişkiler çalışmalarından daha fazla
yararlandıkları görüşünü taşımaktadır.
Tablo 45: Büyük reklam verenlerin halkla ilişkiler çalışması
Hayır Evet Yanıtsız
Gazetecilerin çalıştıkları yayın organının büyük
reklam verenlerin halkla ilişkiler çalışmalarına
daha fazla yer verdiğini düşünüyor musunuz? 3,3 93,3
3,3
Yukarıdaki soru ile ilgili sizce üstlerinden
baskı görüyorlar mı?43,3 44,3
13,3
99
Ankete katılan halkla ilişkiler temsilcileri %93,3 gibi büyük bir oranla gazetecilerin
büyük reklam veren kuruluşların halkla ilişkiler faaliyetlerine daha fazla yer verdiklerini
dile getirmiş ve bu konuda %44,3 oranında üstlerinden baskı gördükleri için daha fazla
yer vermek durumunda kaldıkları gözükmektedir.
Tablo 46: Gazete sahiplerinin başka iş dalları hakkındaki haberler
Gazeteciler çalıştıkları yayın organının sahibinin, sahip olduğu başka iş dalları hakkında daha fazla olumlu haber yaptıklarını düşünüyor musunuz? Frekans Yüzde
Hayır 2 6,7
Evet 28 93,3
Yanıtsız - -
Toplam 30 100,0
Ankete cevap veren halkla ilişkiler temsilcileri gazetecilerin patronlarının sahip
oldukları başka iş dalları hakkında daha olumlu haber yaptıklarını ifade etmektedir
(93,3).
Tablo 46: Halkla ilişkiler mesleğini uygulayacakların kökeni
Gazeteciler çalıştıkları yayın organının
sahibinin, sahip olduğu başka iş dalları
hakkında daha fazla olumlu haber
yaptıklarını düşünüyor musunuz? Frekans Yüzde
Hayır 21 70,0
Evet 8 26,7
Yanıtsız 1 3,3
Toplam 30 100,0
Halkla ilişkiler faaliyetlerinde bulunanların gazetecilik tecrübesinin bulunması uzun
yıllar boyunca sektörde aranan bir niteliktir. Hatta bu özellik günümüzde de devam
etmektedir. Gazetecilerin bu konu hakkında ifadeleri, halkla ilişkiler mesleğini aktif
100
olarak yapacak bir uzmanın gazetecilik kökenli olması gerektiğini belirtmiştir. Halkla
ilişkiler uzmanları is bu yargının tam tersi bir ifade ile %70,0 gibi bir oranla halkla
ilişkiler mesleğini yapmak için gazeteci kökenli olmamanın bir sakıncası olmadığını
ifade etmektedir.
101
SONUÇ
Yapılan araştırmada görülmüştür ki, halkla ilişkiler faaliyetleri Türkiye’de gazeteciler
için çok büyük bir önem taşımamaktadır. Bunda, pek çok özel ve kamu kuruluşlarında
hala halkla ilişkiler biriminin olmayışı veya olanlarında da yeterince işlevlerini yerine
getiremedikleri söylenebilir. Gazeteciler, halkla ilişkileri kendi haberleri için bir bilgi
kaynağı olarak değerlendirmemektedirler ve gazetecilere göre halkla ilişkiler,
araştırmanın yerini almamaktadır.
Ne gazetecilerin halkla ilişkiler alanında fazla çalışmak istemediklerinden, ne de
kuruluşların halkla ilişkiler sorumlularının çok fazla gazeteci kökenli olmayışından
ötürü denebilir ki, gazeteciler için Türkiye’de halkla ilişkiler çalışılmak istenen bir alan
olmamaktadır, dolayısıyla halkla ilişkilerin bir olarak Türkiye’de yeterinde “halkla
ilişkileri” yapılamamıştır.
Halkla ilişkiler alanını temsil eden kişiler ise gazetecilerin görüşlerinden çok farklı
görüşler öne sürmektedirler. Örneğin halkla ilişkiler uzmanları çalışmalarının medyanın
gündemini etkilediğini düşünürken, gazeteciler tam tersi görüşte olduklarını ortaya
koymuşlardır. Gönderdikleri her bültenin veya iki bültenden birinin yayınladığını ifade
eden halkla ilişkiler uygulayıcılarının da bu ifadeleri de oldukça ilginçtir. Durum eğer
gerçektene böyleyse, halkla ilişkileri yapanların gerçek anlamda yapanların sayısı attığı
zaman halkla ilişkiler uygulayıcıları bir gün tatil verdiği zaman hep beraber gazete
sayfalarının yarısının bomboş olması kalmasına yol açabilir.
Halkla ilişkiler uzmanları
Araştırmamız da ortaya çıkan diğer bir sonuç ise, gazeteciler, halkla ilişkiler temsilcileri
ile olan kişisel temasları onların haberlerini öp plana çıkarmasını etkilemediğini
belirtirken, halkla ilişkiler uzmanları, gazetecilerle olan kişisel ilişkiler, tanışıklıkla
bilgilendirici çalışmalarında haber olarak ön plana çıktığını belirtmişlerdir. Başka bir
sonuç ise gazeteciler, patronlarının başka iş alanları ve büyük reklam verenlerin halkla
102
ilişkiler çalışmalarına daha olum yaklaştıklarını ret erken, bu konuda üslerinden
herhangi bir baskı görmediklerini ifade etmişlerdir. Buna karşın halkla ilişkiler
temsilcileri ise, gazetecilerin bahsi geçen konularda daha fazla olumlu yaklaştıkları ve o
haberli daha çok ön plana çıkardıklarını ve bu konularda da üstlerin den baskı
gördüklerini belirtmişlerdir.
Araştırmadaki bir diğer sonuç da, mesleki tecrübeleri çok olmayan gazetecilerin yoğun
oldukları dönemlerde ve halkla ilişkiler malzemelerinden daha fazla yararlandığıdır.
Mesleki tecrübesi arttıkça halkla ilişkiler malzemelerinden daha az yararlanmaya
başlamaktadırlar.
Gazeteciler, halkla ilişkiler uzmanlarının bildirileri çok fazla yollamasından yakınırken,
aynı zamanda da gönderilen bilgilendirici malzemelerin de güvenilir olduklarını dile
getirmişlerdir. Gazeteciler ayrıca halkla ilişkiler mesleğinin gazetecilik mesleğini %56,7
oranında de olumlu etkilediğini, buna karşın halkla ilişkiler çalışmalarının gazetecilik
mesleğini pasifleştirdiğini de %50,0 oranında olması biraz düşündürücü olmaktadır.
Halkla ilişkiler uzmanlarının bilgilendirici malzeme olarak es sık başvurdukları çalışma
basın bültenleri olmuştur ve basın bu basın bültenleri ve diğer bilgilendirici faaliyetler
medya çalışma gündemini oluşturmada en çok siyaset alanında etkili olduğu ve magazin
konusunda hiç etkili olmadığı ortaya çıkan bir diğer sonuçlardan birisidir
Kendilerine halkla ilişkiler sorumlularından çeşitli armağanlar gelen gazeteciler maddi
değeri çok yüksek olmayanları kabul etmekte bir sorun görmezken, halkla ilişkiler
sorumluların %50,0’si normalde uygun bulmamıştır. Fakat halkala ilişkiler sorumluları
fazla maddi değeri olmayan kuruluşu hatırlatıcı ve gazetecinin işini kolaylaştırıcı
armağanlar göndermeyi uygun bulmaktadır. Halkla ilişkilerin belli bir takım standartlara
ve ahlaki değerlere sahip bir meslek olarak kabul edilmesi isteniyorsa, halkla ilişkilerin
gazetecilere gönderecekleri en iyi armağan bilgilendirici, haber değeri olan
malzemelerdir.
103
KAYNAKÇA
ABADAN, Nermin; Modern Toplumlarda Halkla Münasebet, Todaie Yay., Ankara,
1960
ARSLAN, Ali; Türk Medya Elitler: Bir Durum Tespiti, Sosyoloji Araştırmaları Degisi,
Sayı: 8, 2001
ARSLAN, Ali; Medyanın Toplumsal Gücü, hptt://ilef.ankara.edu.tr/yazi.php?yad=2356,
2003
ASNA, Alaeddin; Public Relations, 2. Baskı, Der Yay., No: 112, İstanbul, 1998
ASNA, Alaeddin; Türkiye’de Kamu Kuruluşlarının Halkla İlişkileri, Todaie Dergisi,
Cilt;2, Sayı: 3, 1968
BALTA PELTEKOĞLU, Filiz; Halkla İlişkiler Giriş, Marmara Üniversitesi Teknik
Eğitim Fakültesi Matbaa Birimi, İstanbul, 1993
BALTA PELTEKOĞLU, Filiz; Halkla İlişkiler Nedir, Beta, İstanbul, 2004
BARAN, Hitay; ÖZDEMİR, Aylin; İşletmelerde Kriz Yönetimi, İstanbul, 1994
BİBER, Ayhan; Halkla İlişkilerde Temel Kavramlar, Nobel Yayın Dağıtım, İstanbul,
2007
BİLGİN, Lale; Olumlu İmaj Yaratmak Halkla İlişkiler, Kum Saati Yayınları, İstanbul,
2010
B.ORRİCK, James; Çev., ONARAN, Dr. Oğuz; Halkla İlişkiler Ders Notları, Ankara
Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulu, Ankara,
1967
BUDAK, Gönül; BUDAK, Gülay; Halkla İlişkiler Davranışsal Bir Yaklaşım, Şafak
Matbaacılık, İzmir, 2000
BÜLBÜL, Rıdvan; Halkla İlişkiler ve Tanıtım, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 2000.
ÇAMDERELİ, Mete; Ana Çizgileriyle Halkla İlişkiler, Çizgi, Ankara, 2000
ÇERÇİ, Meral; ŞEN, Semra; Halkla İlişkiler, Koordinasyon Dairesi Yayın ve Temsil
Şubesi, Ankara, 1976
104
ÇÖKLÜ, Ece; Halkla İlişkilerde Medya Yönetimi Yeni İletişim Teknolojileriyle, Set-
System Yay., İstanbul, 2004
ERTEKİN, Yücel; Halkla İlişkiler, Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü
Yayınları, Ankara, 1983
GEYLAN, Ramazan; İşletmelerde Halkla İlişkiler, Birlik Ofset Yayıncılık, Eskişehir,
1994
GÜLTEKİN, Bilgehan; Halkla İlişkilerde Etkinlik Yoluyla İmaj Oluşturulması, Nobel
Yayın Dağıtım, Ankara, 2006
GÜNKUT, Necdet; Halkla İlişkiler Açısından Basınla İlişkiler, Sevk ve İdare Dergisi,
Sayı: 66, Şubat 1974
GÜRÜZ, Demet; Halkla İlişkiler Teknikleri, Ege Üniversitesi Basımevi, İzmir, 2003
Halkla İlişkiler Derneği; Üye Katalogu, Medya Birikim Yay., 1997
HEKİMGİL, M. Emin; Public Relations- Halkla İlişkiler, Reklam ve Prapaganda,
Ankara, 1968.
KADIBEŞEGİL, Salim; Halkla İlişkilere Nereden Başlamalı, Media Cat Yay, İstanbul,
2003
KADIBEŞEGİL, Salim; Halkla İlişkilerde Temel İlkeler, Tükelmat, İzmir, 1986
KALYON, Yeşim; Halkla İlişkiler, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 2007
KARADENİZ, Mustafa; Küreselleşen Dünya’da Daralan Pazar Paylarını Arttırmada
Tutundurma Elemanı Olarak Halkla İlişkiler Faaliyetlerinin Rolü ve Önemi,
Beta, İstanbul, 2010
KARADOĞAN, Ece; ÇAMDERELİ, Mete; OKAY, Ayla; Halkla İlişkiler Kitabı, Emek
Matbaacılık & Tic., İstanbul, 2003
KARALAR, Rıdvan; İşletme Yönetiminde Halkla İlişkiler, Anadolu Üniversitesi
Basımevi, Eskişehir, 1998
KAZAN, Emine; Eski Türkler ve Osmanlı’da Halkla İlişkiler, Yakamoz Yay., İstanbul,
2007.
OKAY, Ayla; OKAY, Aydemir; Halkla İlişkiler Kavram Strateji ve Uygulamaları, Der
Yayınları, İstanbul, 2011
105
OKAY, Ayla; OKAY, Aydemir; Halkla İlişkiler ve Medya, MediCat, İstanbul, 2009
OKTAY, Mahmut; Halkla İlişkiler Mesleğinin İleti Araçları, Der Yay., İstanbul, 1996
ONAL, Güngör; Halkla İlişkiler, Türkmen Kitapevi, İstanbul, 2000
ÖZER, Mehmet Akif; Halkla İlişkiler Dersleri, Adalet Yayınevi, Ankara, 2009
SABUNCUOĞLU, Zeyyat; İşletmelerde Halkla İlişkiler, Ezgi Kitapevi, Bursa, 1992
TENGİLİMOĞLU, Dilaver; ÖZTÜRK, Yüksel; İşletmelerde Halkla İlişkiler, Seçkin
Yay., Ankara, 2004
TORTOP, Nuri; Halkla İlişkiler, Yargı Yay., Ankara, 1993
TORTOP, Nuri; Halkla İlişkiler, Emel Matbaacılık, Ankara, 1973
YATKIN, Mehmet; İnternet, E-Ticaret ve İnternet Reklamcılığı, 2004
YAVUZ, Yrd. Cavit; Halkla İlişkiler, Detay Yayıncılık, Ankara, 2008
Görüşler
KURBAN, Hakkın; Akşam Gazetesi, Ak Parti ve Başbakanlık Muhabiri, Ankara
BİLA, Fikret; Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi
İnternet
Bıyık, Asiye; Halkla İlişkiler Uygulama Kapsamında Medya İle İlişkilerde Ekonomi
Medyasından Yararlanma Biçimleri, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2007,
http://www.belgeler.com/blg/1czx/halkla-ilikiler-uygulamalari-kapsaminda-medya-ile-
ilikilerde-ekonomi-medyasindan-yararlanma-biimleri-using-forms-off-financial-media-
in-media-relations-within-public-relations-technics, (12.05.2013)
Bulut, Gülenay; Bir Halkla İlişkiler Aracı Olarak Televizyon Haberlerinin Gündem
Kurmadaki Rolü, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2008,
http://www.belgeler.com/blg/1ape/bir-halkla-ilikiler-araci-olarak-televizyon-
haberlerinin-gndem-kurmadaki-rol-agenda-setting-role-of-the-television-news-as-a-
public-relations-media, (14.05.2013)
Erkmen, Hüseyin; Basın Bülteni Nasıl Yazılır http://www.cetvel.co/basin-bulteni-nasil-
yazilir/ (09.05.2013)
106
Gökmen, Meltem; Halkla İlişkiler ve Medya İlişkiler: Özerklik mi Bağımlılık mı?,
Galatasaray Üniversitesi, Stratejik İşetişim Yönetimi Yüksek Lisans Pragramı,
http://www.academia.edu/1483103/Halkla_Iliskiler_ve_Medya_Iliskisi_Ozerklik_mi_B
agimlilik_mi, (13.05.2013)
Karagöz, Seda; (2012), Basın Konferansı & Basın Gezisi,
http://prezi.com/fcmltvo0q9bj/basn-konferans-basn-gezisi/, (10.05.2013)
Özüpek, M. Nejat; Halkla İlişkiler Çalışmalarında Basının Rolü, Konya, 1996,
http://www.belgeler.com/blg/24mb/halkla-ilikiler-alimalarinda-basinin-rol,
(13.05.2013)
Şeker, Mustafa; Özel Televizyonlarda Haberin Seçimi ve Yapılandırılması (NTV, ATV
ve SHOW TV Örneği), Doktora Tezi, Konya, 2003,
http://www.belgeler.com/blg/1yrp/zel-televizyonlarda-haberin-seimi-ve-
yapilandirilmasi-ntv-atv-ve-show-tv-rnei-selecting-and-structuring-news-in-private-
television-channels-cases-of-ntv-atv-and-show-tv, (12.05.2013)
WEB_1,(2011) , Basın Makalesi, http://notoku.com/basin-makalesi/ (08.05.3013)
WEB_2, (2013), Basın Bildirsi Nasıl
Hazırlanır,http://www.myeloma-euronet.org/tr/resources/pr_pressreleases.php,
(08.05.2013)
WEB_3, Basın Bülteni Hazırlarken Dikkat Etmeniz Gereken Konular,
http://www.kurumsalhaberler.com/pr/basin-bulteni-nasil-hazirlanir.aspx, (08.05.2013)
WEB_4,http://www.belgeler.com/blg/2dkm/halkla-likiler-ve-medya-likileri,
(14.05.2013)
WEB_5, (2011), Halkla İlişkiler ve Medya İlişkileri, http://notoku.com/halkla-iliskiler-
ve-medya-iliskileri/, (14.05.2013)
WEB_6, (2011), Sosyal medya ve Halkla ilişkiler,
http://beycon.com.tr/sosyal-medya/sosyal-medya-ve-halkla-iliskiler, (10.05.2013)
WEB_7, Broşür, Basın Dosyası, Kitap, El Kitabı, Gazete ve Dergi,
http://modernanadolu.az/dima1982/Sinif%202/Halkla%20Iliskiler%20ve%20Tanitim
107
%20Onlisans/Halkla%20Iliskiler%20Yazarligi/pdf/05%20Halkla%20Iliskiler
%20Yazarligi.pdf, (11.05.2013)
WEB_ 8, (2012) Halkla İlişkiler ve Medya İlişkisi Özerklik mi, Bağımlılık mı?,
http://bianet.org/biamag/medya/140114-ozerklik-mi-bagimlilik-mi, (09.05.2013)
WEB_9, Basın Bültenleri, http://www.belgeler.com/blg/gby/basin-bltenleri,
(09.05.2013)
108
EK 1
GAZETECİLERE UYGULANAN ANKET FORMU
1. Aşağıdaki alanlardan hangisinde çalışıyorsunuz?
( ) Dış Haber ( ) Magazin ( ) Kültür/Sanat ( ) Spor ( ) Siyaset ( )Ekonomi
( ) Güncel Haberler ( ) Diğer Alanlar ( ) Yanıtsız
2. Aşağıdaki halkla ilişkiler çalışmalardan hangisi ile daha sık
karşılaşıyorsunuz?
( ) Basın Bildirileri/Bültenleri ( ) Basın Konferansı ( ) Basın Seyahati
( ) Halkla İlişkiler Uzmanlarıyla Kişisel Toplantılar
( ) Yeni Teknolojiler Aracılığıyla Kuruluşun Gazetecilere Hitap etmesi (internet
pr, cd, danışma telefon hatları vs.)
3. Günde ortalama kaç basın bülteni/bildirisi alıyorsunuz?
( ) Hiç Almıyorum ( ) 1-5 Arası ( ) 6-10 Arası ( ) 10’dan Fazla
( ) Yanıtsız
4. Basın konferanslarına yönelik davetleri ne sıklıkla alıyorsunuz?
( ) Hiç Almıyorum ( ) Günde Birkaç Tane ( )Haftada Birkaç Tane
( ) Haftada Bir ( ) Günde Bir ( ) Yanıtsız
5. Aldığınız basın konferansı davetlerine hangi durumda gitmeyi tercih
ediyorsunuz?
( ) Genellikle Gitmeyi Tercih Etmiyorum
( ) Çok Fazla İlgimi Çeken Konferansa
( ) Çalıştığım Alanla İlgili Konulardaki Tüm Konferanslara
109
( ) Tanıdığım Halkla İlişkiler Temsilcisinin Düzenlediği Konferanslara
( ) Yanıtsız
6. Size gelen basın bildirileri/bültenleri aşağıdaki noktalar bakımından nasıl
değerlendirirsiziniz?
“Basın Bildirileri/Bültenleri” Katılıyorum Katılmıyoru
m
Yanıtsız
Güvenilir
İyi hazırlanmışlardır
Araştırmada zaman tasarrufu
sağlarlar
Gereksizdir
Fazla gönderilmektedir
Yeni konular için öneriler
sunmaktadır
Gerekli bilgileri içermektedirler
Araştırmanın yerini almaktadırlar
Eleştirel olmayan haber yazımına yol
açmaktadırlar
7. Halkla ilişkiler amaçlı basın seyahatlerine yönelik davetleri ne sıklıkla
alıyorsunuz?
( ) Hiç Almıyorum ( ) Günde Birkaç Tane ( )Haftada Birkaç Tane
( ) Haftada Bir ( ) Günde Bir ( ) Yanıtsız
8. Aldığınız basın seyahatleri davetlerine hangi durumda gitmeyi tercih
ediyorsunuz?
110
( ) Genellikle Tercih Etmiyorum
( ) Tüm Yurtdışı Seyahatlerine
( ) Çalıştığım Alanla İlgili Konulardaki Tüm Seyahatlere
( ) Tanıdığım Halkla İlişkiler Temsilcilerinin Seyahatlerine
( ) Yanıtsız
9. Halkla ilişkiler uzmanlarından size gelen bildiriler veya diğer halkla
ilişkiler amaçlı faaliyetler çalışma gündeminizi ne şekilde etkiliyor?
( ) Her Zaman Etkiliyor ( ) Sık Sık Etkiliyor ( ) Çok Nadir Etkiliyor
( ) Hiç Etkilemiyor ( ) Yanıtsız
10. Halkla ilişkiler uzmanlarından size gelen bildiriler veya diğer halkla
ilişkiler amaçlı faaliyetler aşağıdaki çalışma alanlarından hangisini ne kadar
etkiliyor?
Yanıtsız Hiç
Etkilenmiyo
r
Çok Nadir
Etkileniyor
Sık Sık
Etkileniyor
Her
Zaman
Etkileniyor
Siyaset
Ekonomi
Kültür/Sanat
Güncel
Spor
Dış Haberler
Magazin
11. Halkla ilişkiler uzmanları size zaman zaman armağanlar gönderiyorlar mı?
Eğer cevabınız “Evet” ise bu armağanları hangi durumlarda kabul ediyorsunuz
veya etmiyorsunuz?
111
( ) Evet ( ) Hayır
Yanıtsız Kabul
Etmiyorum
Kabul
Ediyorum
Kuruluşu hatırlatıcı ufak bir armağan
Ürünü/hizmeti tanıtıcı bir armağan
Belli bir maddi değeri olan bir armağan
Çalışmamı, işimi kolaylaştırıcı bir armağan
Çok büyük bir maddi değer yoksa, bu
ürünün (örn. Cep telefonu) veya hizmetin
(örn. Yeni açılan bir tatil köyünde tatil)
verilmesi
Evet Hayır Yanıtsız
12. Çalıştığınız yayın organının büyük reklam
verenlerin halkla ilişkiler çalışmalarına daha fazla
yer vermek için kendinizi zorunlu hissediyor
musunuz?
13. On ikinci soru ile ilgili üstlerinizden baskı
görüyor musunuz?
14. İşinizin çok yoğun olduğunuzda halkla
ilişkiler çalışmalarından daha fazla
yararlandığınızı düşünüyor musunuz?
15. Gazetecilik mesleğinin halkla ilişkiler
çalışmalarından dolayı pasifleştiğini düşünüyor
musunuz?
112
16. Halkla ilişkiler çalışmalarının mesleğinizi
olumlu etkilediğini düşünüyor musunuz?
17. Sizinle kişisel teması-tanışıklığı olan halkla
ilişkiler uzmanlarının haberlerine daha fazla yer
verdiğinizi düşünüyor musunuz?
18. Çalıştığınız yayın organının sahibinin, sahip
olduğu başka iş dalları hakkında olumlu haber
konusunda bir zorunluluk hissediyor musunuz?
19. On sekizinci soru ile ilgili üstlerinizden
baskı görüyor musunuz?
20. Halkla ilişkiler mesleğini uygulayanların
gazeteci kökenli olması gerektiğine inanıyor
musunuz?
21. Kaç yıldır gazetecilik yapıyorsunuz?
( ) İki Yıldan Az ( )2-7 Yıl Arası ( ) 8-13 Yıl Arası
( ) 14 Yıldan Fazla ( ) Yanıtlamayan
22. Hangi yaş aralığındasınız?
( ) 25’ten Küçük ( ) 25-35 Yaş Arası ( ) 36-45 Yaş Arası
( ) 46-55 Yaş arası ( ) 56’dan Büyük
23. Cinsiyetiniz nedir?
( ) Erkek ( ) Kadın
113
EK 2
HALKLA İLİŞKİLER UZMANLARINA UYGULANAN ANKET FORMU
1. Sizce aşağıdaki çeşitli halkla ilişkiler yöntem, teknik ve uygulamalarının,
kamuoyunda ve hedef gruplarda iyi bir imaj oluşturmada önem dereceleri nedir?
Önemsiz Önemli Çok Önemli
Yanıtsız
Basın ile ilişkiler
TV ile ilişkiler
Radyo ile ilişkiler
Özel olaylar düzenlemek
Sponsorluk
Kurumsal reklam yayınlamak
Kurum kimliğini pekiştirmek
PR açısından yeni teknolojileri değerlendirmek
2. Medya ile ilişkilerde kullandığınız yöntemleri sıklık açısından
değerlendiriniz?
Kullanılmaz Nadiren Kullanılır
Kullanılır Çok Sık Kullanılır
Yanıtsız
Basın bültenleri
Basın konferansı
Basın seyahati /basın gezisi
Gazetecilerle kişisel toplantılar
Yeni teknolojiler aracılığıyla basına hitap etmek(int,pr.cd)
114
3. Aşağıdaki durumlardan hangisi söz konusu olduğunda basın
bülteni/bildirisi hazırlıyorsunuz?
( ) Yeni Ürün/Hizmetleri Tanıtmak İçin
( ) Basını Kuruluşlardaki Gelişmeler Hakkında Bilgilendirmek İçin
( ) Kuruluşta Medyada Gelen Önemli Değişiklikleri Duyurmak İçin
( ) Kuruluşta Meydana Gelen İlginç Bir Gelişmeyi Duyurmak İçin
( ) Kriz Durumlarında İletişimi Sağlayabilmek İçin
( ) Hepsi
4. Basın bültenlerini/bildirilerini hangi aralıklarla gönderiyorsunuz?
( ) Gerekli Olduğunda ( ) Aylık Olarak ( ) Hazırladıkça Gönderilmeli
( ) Düzenli Olarak Her Hafta ( ) Düzenli Olarak İki Haftada Bir
( ) Diğer
5. Basın bültenlerini/bildirilerini gönderirken seçici davranılmalı mı, yoksa
tüm basın yayın kuruluşlarına gönderilmeli mi?
) Seçici Davranılmalı ( ) Tümüne Gönderilmeli ( ) Yanıtsız
6. Medya çalışanlarına gönderdiğiniz basın bültenlerinin/bildirilerinin
yayınlanma durumu nedir?
( ) Şimdiye Kadar Hiç Yayınlanmadı ( ) Nadiren Yayınlanıyor
( ) Yayınlanma Olasılığı %50’dir ( ) Gönderdiğim Her Bülten Yayınlanır
7. Basın bültenlerinin/bildirilerinin yayınlanmasını garantileyecek olan
yöntem hangisidir?
( ) Haber Değeri Taşıması
( ) Haber Değeri + Gazetecilerle Kişisel İlişkiler
115
( ) Tüm Kamuoyunu İlgilendiren olay/ilginç olay
( ) Bülteni Gönderdikten Sonra Takip Edilmesi
( ) Uygun Medyaya Uygun Yayın Dili
( ) Kurumun İyi Bir İtibara Sahip Olması
( ) Diğerleri
( ) Yanıtsız
8. Kuruluşun medyada haber değeri taşıması için, gazetecilerle kişisel
ilişkilerin ne kadar önemli olduğunu düşünüyorsunuz?
( ) Çok Önemli ( ) Önemli ( ) Önemsiz ( )Hiç Önemli Değil
9. Basına yönelik çalışmalarınızın medya gündemini etkilediğinize inanıyor
musunuz?
( ) Evet ( ) Hayır ( ) Yanıtsız
10. Medya mensuplarına yönelik çalışmalarınızda onlara zaman zaman
armağanlar vermeyi uygun buluyor musunuz/armağanlar verilmemeli mi?
( ) Evet ( ) Hayır ( ) Yanıtsız
11. Yukarıda soruya cevabınız “Evet” ise, ne tür armağanlar vermeyi uygun
görüyorsunuz veya görmüyorsunuz?
116
Uygun Uygun Değil
Yanıtsız
Kuruluşu hatırlatıcı ufak bir armağan
Ürünü/hizmeti tanıtıcı bir armağan
Belli bir maddi değeri bir armağan
Gazetecinin çalışmasını, işini kolaylaştırıcı bir armağanÇok büyük maddi değer yoksa bir ürünün (örn. Cep telefonu) veya hizmeti (örn. Yeni açılan bir tatil köyünde tatil verilmesi)
Evet Hayır Yanıtsız
12. Sizinle kişisel teması-tanışıklığı olan gazetecilerin sizin haberlerinize daha fazla yer verdiklerini düşünüyor musunuz?
13. Halkla ilişkiler çalışmalarının gazetecilik mesleğini olumlu olarak etkilediğini düşünüyor musunuz?
14. Gazetecilik mesleğinin halkla ilişkiler çalışmalarından dolayı pasifleştiğini düşünüyor musunuz?
15. Gazetecilerin işlerinin çok yoğun olduğu zamanlarda halkla ilişkiler çalışmalarından daha fazla yararlandıklarını düşünüyor musunuz?
16. Gazetecilerin çalıştıkları yayın organının büyük reklam verenlerin halkla ilişkiler çalışmalarına daha fazla yer verdiğini düşünüyor musunuz?17. On altıncı soru ile ilgili, sizce bu konuda üstlerinden baskı görüyorlar mı?
18. Gazeteciler çalıştıkları yayın organının sahibinin, sahip olduğu başka iş dalları hakkında daha fazla olumlu haber yaptıklarını düşünüyor musunuz?19. Halkla ilişkiler mesleğini uygulayanların gazeteci kökenli olması gerektiğine inanıyor musunuz?20. Hangi yaş aralığındasınız?
117
( ) 25’ten Küçük ( ) 25-35 Yaş Arası ( ) 36-45 Yaş Arası
( ) 46-55 Yaş arası ( ) 56’dan Büyük
21. Cinsiyetiniz nedir?
( ) Erkek ( ) Kadın
118
ÖZ GEÇMİŞ
KİŞİSEL BİLGİLER
Adı-Soyadı : İbrahim RAĞBET
Uyruğu : Türkiye (TC)
Doğum Tarihi ve Yeri : 10/08/1988 - Darende
Medeni Durumu : Bekar
Tel : 0 (554) 852 55 17
Mail : [email protected]
Yazışma Adresi : İstasyon Mah. Ulubatlı Hasan Sok. Aktürk Apt. 10/2
Etimesgut/ANKARA
EĞİTİM
Derece Kurum Mezuniyet Tarihi
Tezsiz Yüksek Lisans EÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü -
Lisans EÜ, İletişim Fak. Gazetecilik Böl. 2011
Lise Kuluncak Lisesi (Malatya) 2004
İŞ DENEYİMİ
Yıl Kurum Görev
2010 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası Resmi Maç Habercisi
2009 Tercüman Gazetesi Stajyer Muhabir
2009 TRT Radyo Programı
Hazırlamak
2008 Converse Ayakkabı Mağazası Satış Elemanı
YABANCI DİL
Dil
İngilizce
YAYINLAR
RAĞBET, İbrahim; “Malatya Yerel Medyası ve Sorunları”, Lisans Bitirme Projesi,
Kayseri, 2011.
119