Bütün ülkelerin proleterleri, birleşiniz!
•
YENI v
ÇAG
3(237) Mart 1984
Komünist ve işçi parti leri n i n teori ve enformasyon d ergis i
i Ç i N D E K i L E R
xx; Yuri Vlad im i roviç Andropov'u n a nıs ına
Haydar A/iev Sosya l ist topl umun temel çekirdeği
Naim Aşhab Çetin, sarp yold a . •
Haydar Kutlu Yığ ı n la r ın ç ı ka rları n ı n sözcüsü
xx; Kad ı n hareketi n i n en özlü istem i
Rudi Weidig Top lumun s ın ıfsal yapıs ı n ı n ge l i şme d iya lektiğ i
Mişel Kamel Mıs ı r' da ne değişti? • . . . .
Ali Havari Devrim i y ıkmak iç in partiyi eziyorla r
Samuel Behak U ruguayl ı l a r d i ktatörlüğü redded iyor
Ganço Ganev Komün istin i nancın ı n gücü
O Z E L S A Y F A L A R
xx; TKP Merkez Kom itesi ' n i n çağr ıs ı .
xx; TKP Merkez Kom itesi' n i n d uyurusu
xx; TKP Merkez Komi tes i 'n in açık laması
Sayfo
4
8
24
35
45
59
71
82
89
98
102
104
106
xx: TKP M K Genel Sekreteri Haydar Kutl u yoldaşın SBKP Merkez Kom itesi 'ne mesaj ı 107
xx: TKP M K Genel Sekreteri Haydar Kutlu yoldaş ın SBKP MK Genel Sekreteri K. U . Çernenko yoldaşa mesajı . . . . . . , 109
xx: TKP M K Genel Sekreteri Hayda r Kutlu yoldaşın SBKP Merkez Kom itesi 'ne mesaj ı
xx: Guyana i lerici Halk Partisi Merkez Komitesi 'n in TKP Merkez Komitesi 'ne mesaj ı
xx: Güney Afrika Komünist Partis i 'n in TKP Merkez Kom itesi'ne mesajı .
xx: Kanada Kom ünist Partisi M K Genel Sekreteri W. Kashtan' ın
110
110
111
TKP Merkez Komitesi 'ne mesajı. . . . • . . . . • . • . 111
xx: Küba Komün ist Partisi Merkez Komitesi ' n in TKP Merkez Komi-tesi 'ne mesaj ı . . . • 112
xx: Lüksemburg Komünist Partisi Başkan ı R. Urbany'ni n TKP Mer-kez Komitesi 'ne mesaj ı . 112
.. BARIŞ VE SOSYAliZM SORUNLARI» - .. YENI ÇAG »
Derg is in in Yazı Kuru lu ve Yazı Konseyi 'nde aşağıdaki ü l keler komün ist ve işçi partileri n i n temsilci leri bu lunmaktadır : ABD, Arjantin, Avusturya, Belçika, Bol ivya, Brezi lya, Bulga rista n, Büyük Brita nya, Cezayir, Çekoslovakya, Danimarka, Demokrati k Alman Cumhuriyeti, Ekvator, Endonezya, Federal Almanya Cumhuriyeti, F i l ip i n ler, F i l isti n , Fi n land iya, Fransa, Guatemala, Guyana, Güney Afrika Cumhuriyeti, H indi stan, Hondu ras, I rak, i ran, i rlanda, Ispanya , ısra i l , isveç, ısviçre, italya, Jamayka, Japonya, Ka nada, Kıbrıs, Kolombiya, Kosta - Rika, Küba, Lübnan, Lüksemburg, Macaristan, Meksika, Mıs ı r, Moğol ista n, Panama, Parag uay, Peru, Polonya, Portekiz, Romanya, Salvador, Senegol , Sovyetler B i r l iğ i , Sri Lanka, Sudan, Suriye, Şi l i , Türkiye, Urug uay, O rdün, Venezuel la, Vietnam, Yunani stan.
SON REDAKSiYON TARIH I : 14 Şubat 1 984
YAZIŞMA ADRESLERiMIZ :
2
Box 1 6367 S 10327 Stockholm i S V EÇ
Stred isko pro rozsi rovan i tisku -Yeni Çağ Praho 6, Thokurova 3 Czechoslovokia
3
Yuri Vladimiroviç Andropov'un anısına
9 Şubat 1 984'te uzun b i r hastal ıktan sonra Sovyetler Bir l iğ i Komün ist Partisi Merkez Komi tesi Genel Sekreteri, SSCB Yüksek Sovyet Prezidyu m u Başkanı , Sosyal ist Emek Ka hramanı Yuri Vlad imiroviç Andropov 7 0 ya şında dünyaya gözleri n i yumdu.
SBKP'n i n ve Sovyet devleti n i n, u l us lara rası komünist ve işç i ha reketin i n tan ınm ış fonksiyoneri n i yitirdik. Parti ile halk arasındaki bir l iğ in daha g üçlenmesi, gel işmiş sosya l ist toplumun m ükemmel leşmesi, ha lk ın gen l ik d üzey in in yükselmesi, ü lkemizi n ekonomik ve savunma gücünün a rtması, len inci barışsever dış pol iti ka n ın uygu lanması onun ad ıyla kapmaz biçimde bağ l ıd ı r.
Y. V. And ropov 1 5 Hazi ran 19 1 4'te Nagutskaya istasyonunda b i r demiryolu işç is i a i lesinde dünyaya geld i . 16 yaşında çal ışma hayatına atı ld ı . Kuzey Osetya Ozerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti 'n in Mozdak kentinde i şç i ola rak çal ışmağa başlad ı . Bu s ı rada, 1 930 y ı l ı nda , Sovyetler Bir l iğ i Komün ist Genç l i k Orgütü Komsomol'a g i rd i . 1 932'de Ribinsk Denizc i l ik Oku lu'na g i rd i . Burada oku rken bir yandan da Volga gemici l ik ş i rketi n dek i değişik gemi lerdeıtayfa, dümenci ve ik inci kapta n ola rak çal ışt ı . Daha sonra Petrozavodsk Devlet Oniversitesi 'nde okudu, SBKP Merkez Kom i tesi 'ne bağl ı Yüksek Parti Okulu 'nu bitird i .
Y. V . Andropov, 1 936 yı l ı nda Yaroslav bölgesindeki R ibi nsk Denizc i l ik Okul u 'nda komsomol sekreteri seç i ld i . Daha sonra Sovyetler Bir l iğ i Komünist Genç l ik Orgütü Merkez Kom itesi' n in R ib insk kentindeki .<Volodarski" tersanesinde gençl ik örgütçüsü o ldu . Y. V. Andropov, 1 937'de Yarasıavi i l Kom itesi 'nde şube yönetmeni , daha sonra il Komitesi 2. Sekreteri, 1 939'da il Komitesi B i rinci Sekreteri seç i ld i . Aynı yıl Komünist Part is i 'ne üye oldu. 1 940'ta Y. V. And ropov, Karelya len inci Komünist Gençl ik Orgütü MK Birinci Sekreteri o ldu .
Büyük Anayurt Savaşı ' n ı n i lk gün lerinden başlayarak Karelya'da partiıan hareketine aktif katı ld ı . Düşman ın geçici o lara k işga l ettiği Sovyet topraklarında i l lego l komsomol örgütleri kuru lmasın ı örgütledi ve gençler a rası nda pol itik ça l ışmalar yürüttü, çeteleri n savaş hattı n ı geçmeleri n i ve düşman ın cephegerisinde operasyonlar düzenlemeleri n i örgütledi.
1 944'te Petrozavodsk kentin i n faş ist işgalci lerden kurtarı lmas ı ndan sonra Y. V. And ropov partide çal ışmağa başlad ı . Petrozavodsk Kent Parti
4
Komitesi I k inci Sekreteri seçi ld i ; 1 947 yı l ındci da Karelya Komünist Partisi MK Ik inci Sekreteri seçi ld i . 1 951 'de Y. V. Andropov SBKP Merkez Komitesi ayg ıt ında göreve başladı, baştan m üfettiş, daha sonra da şube yönetmen yard ı mcısı o larak çal ıştı .
1 953'te parti Y. V. Andropov'u Sovyetler Birl iği Dışişleri Bakan l ığ ı 'nda çal ı şmaya gönderdi. 1 954'te Sovyetler Bir l iğ i ' n in Budapeşte Büyükelçisi tayi n ed i ld i .
1 957'de Y. V. Andropov SBKP Merkez Komitesi şube yönetmeni oldu .
1 96 1 'de Pa rt in in 22. Kong resinde ve daha sonraki parti kongrelerinde SBKP Merkez Komitesi üyesi seçi ld i . 1 961-1 967 yı l la rında SBKP Merkez Kom itesi Sekreteri ola rak ça l ı şt ı .
1 967'de SBKP Merkez Komitesi Pol it ik Büro adayı seç i ld i . 1 973'te SBKP MK Pol itik Büro üyesi seçi ld i .
1 967 y ı l ından 1 982 y ı l ına kadar Y. V. Andropov part in in verd iği görev üzere SSCB Güvenl ik Komitesi Başkanı o larak çal ışt ı .
1 982 Mayısı nda Y. V. And ropov yeniden SBKP Merkez Komitesi Sekreteri seçi ld i .
SBKP Merkez Kom itesi 'nin 12 Kasım 1 982'de yap ı lan Olağanüstü Plenumunda Y. V. Andropov Sovyetler Bir l iğ i Komünist Partisi Merkez Komitesi Genel Sekreteri seçi ldi .
Y. V. Andropov SSCB Yüksek Sovyeti ' n in üçüncü ve a l tı ncıdon onuncuya kadarki seç im dönem lerinde soylovd ı . SSCB Yüksek Sovyeti' n i n onuncu seç im dönemindeki 8. toplantıs ında , 1 983 Haziranında SSCB Yüksek Sovyet Prezidyumu Başkanı seçi ld i .
,V. V. Andropov, parti n i n verdiğ i tüm görevleri yerine getirirken len in ' i n yüce davasına s ımsık ı bağ l ı olduğunu aç ık b i r şek i lde kanıtlad ı . Tüm g ücünü , bilgi ve deneyim in i pa rtin i n politik ve örgütsel faa l iyeti n in daha do güçlend i r i lmesine, parti n in Sovyet toplumunun yaşam ındaki yönetici rol ünün a rt ı r ı lmasına, her komün isti n partisi ve halk ı önündeki sorum lu l u k duygusunun yükselti lmesine verdi. Y. V . Andropov, parti ça l ışmalar ında her za man Len inci norm lara uyu lmasıno, parti organ ları nda (SBKp· MK Pol it ik Bürosunda n yerel parti komitelerine kadar) kol lektif yönetim
'sistemin in yerleşmesine özen gösterd i.
Y. V. Andropov, g ünümüzün güncel sorun ları n ı n teorik açıdan iş lenmesine büyük katkıda bu lundu. Onun konuşmalarında, yapıt ları nda Sov· yet toplumunun ş imdik i gel işme aşamasın ı n ka rakteristik özel l ik leri der inlemesine iş lenerek ortaya konuldu, parti n in ve Sovyet devlet in in komünizm kurucu luğunda ş imdiki ve i lerideki görevleri açık biçimde bel irti ld i .
Y. V. Andropov, Parti n in 26. Kongresi' nce ve SBKP Merkez Komitesi ' n in
5
Kasım (1982) Plenumu ve daha sonraki p lenumlar ı taraf ından saptanan planlar ın yerine getir i lmesine özel b i r d i kkat ayırıyordu. 0, konuşmalarında üretim in etki n l iğ in in a rt ı rı lmas ı , ça l ışmalar ın nitel iğ in in yükselt i l mes i , yöneti m in, p lan lamanın , ekonomi mekanizması n ı n yetki n leşti r i lmesi görevlerini öne koydu. Y . .v. Andropov, çal ışma d is ip l in in i iyi leşti rme, d üzene koyma, örgütl ü lüğü ve soru mlu luğu a rtırma savaş ım ında emekçilerin g i riş im lerine büyük önem veriyordu.
Y. V. Andropov'un SBKP Merkez Komitesi Ara l ık (1983) Plenumundaki konuşmasında ü lkemiz in ekonomik gelişmes in in a na yönleri derin lemes ine değerlendir i ld i ve öneml i sonuçlar ç ıkarı ld ı . Bu öneml i polit ik bel gede partinin ve Sovyet devletin i n bugünkü aşa madaki sosyal-ekonomik polit ikası can l ı ifadesi n i buldu.
Leninci ul usal pol i t ika, Y. V. Andropov'un « SSCB 60 yaş ında» başl ıkI ı ra porunda işlend i . Bu raporda ül kemizde halkla r ın dost luk ve kardeşl iğ i görüşleri n i n gerçekleşmesinde, ü lkem izdeki tü m u lus ve halk lar ın ta m eşitl iğ in in sağlanmasında elde edi len deneyim genel leşti ri id i .
Y. V. Andropov, parti n i n ideoloj ik çal ışmaları n ı n yetk in leşti r i lmesine, yüksek ahlak kura l lar ın ın yerleşmesine, emekçi lerin komünist ruhta eğit im in i n her yön lü iyi leşti ri lmesine sürekl i özen gösteriyordu.
Y . V. Andropov, SSCB Savunma Konseyi Başkan l ığ ı görevin i yer ine geti rirken Sovyetler B i r l iğ i Si lah l ı Kuvvetleri n i n güçlend i ri l mesi ne, Anayurd u muzun savunma gücünün gerekl i düzeyde tutulmasına sürekli özen g österd i .
Y . V . Andropov, Barış Progra mı 'n ın yaşama geçiri lmesi iç in çok emek ha rcad ı . Y. V. Andropov, çeşitli dış pol itika sorunla rıyla i lg i l i açıklamala rında ve öteki . konuşmalarında bugünkü ul us lara ras ı durumun s ın ıfsal açıdan anal iz in i yaptı, gerg in l iğ in neden lerin i , kaynaklarını ortaya koydu ve insan l ığ ın üzerine çöken tehlikeye karşı savaşım ı n yol lar ın ı gösterdi. Bu belgelerde partimiz in dünyada barış ın korunması ve u l usla rarası güvenl iğ in g üçlendiri lmesi yönündeki yapıcı g iriş im leri serg i lendi . Y . V. And ropov, yoru lmak ned i r b i lmeden sosya l ist ü lkeler a rasındaki işbirl iğ in in , b i r l i k ve dayanışmanın , dünya komünist ve işçi ha reketi n in b i r l ik ve d ayanışmas ın ın g üçlendiri lmesi için, halk lar ın u l usal kurtu luş savaşların ı n desteklenmesi için çal ıştı .
Y. V. Andropov, u lusla rarası i l işki lerin sağlam temellere dayanması , yumuşama i lkelerin in yerleşmesi, değişik toplumsal sistemlere bağ l ı devletleri n barış iç inde yanya na yaşama i l keleri n in yerleşmesi, s i l<ıh lanma yarı ş ın ın gemlenmesi. nükleer savaş tehl ikesi n i n ortadan kald ı rı l ması i ç in çok emek harcad ı . Y. V . Andropov'un bu yöndeki çabaları tüm Sovyet i nsan ları ve başka ül kelerdeki mi lyonlarca i nsan a rasında canl ı yankı uyand ı rd ı ve tam destek buldu.
6
SBKP'n i n ve Sovyet devlet in in üstün fonksiyoneri Y. V. Andropov, votona hizmette gösterd iği ya ra rl ık lar ından ötürü 1 974'te Sosya l ist Emek Kahramanı n işanıyla ödül lend ir i ld i . Y. V. Andropov, dört kez Lenin nişan ıyla, Ek im Devrim i , Kızı l Bayrak nişan larıyla ödül lendiri ld i . 0 , daha başka nişan ve madalya la rı n sah ib iydi .
Sovyet komünistleri , tüm Sovyet emekçileri, başka ü lkelerdeki dostlar ım ız Y. V. Andropov'un şahs ında Len inci türden bir yöneticiyi gördü ler. i nsanlara karşı dü rüst davranma ve a lçak gönül lü lük onun ayırdedici özel l ik leriyd i . 0, Sovyet insanları n ı n derin sevgi ve saygıs ın ı kazanm ıştı . Y. V. Andropov'un işçideri SBKP Merkez Komitesi Genel Sekreterl iğ i , SSCB Yüksek Sovyet Prezidyumu Başkan l ığ ı 'na kadar geçtiği yaşam yol u partiye v e halka fedakarca hizmet etmenin parlak b i r örneğ id i r.
Barış için, insanlar ın m.utl u luğu için savaşan Y. V. Andropov'un ayd ınl ı k a nısı Sovyet komünistlerin in , tüm Sovyet emekçi lerin in kalbinde ebed iyen yaşayacaktır.
SBKP Merkez Komitesi
SSCB Yüksek Sovyet Prezidyumu
SSCB Bakanlar Kurulu
7
Sosyalist toplumun temel çekirdeği
Haydar Aliev
5BKP MK Politik Büro üyesi, SSCB Bakanlar Kurulu başkan! birinci yardımcısı
Reel sosya l i zmin uyga rl ığ ı zeng in leşt i rd iğ i sosya l , pol it ik ve t insel değerler tükenmezd i r. Yüce kol lektivizm i lkesi n i n sosyal ist top lum yaşamının tüm a lan larında her geçen gün le daha geniş ölçüde yerleşmes in i , kollektifl iğ in g iderek yeni d üzenin bel i rleyici, ayrı lmaz çizgisine dönüşmesini biz, hakl ı ola rak, reel sosyal izmin en öneml i , evrensel-ta ri hsel kazan ımları nda n biri ola rak görüyoruz.
, Haziran 1 983'te SSCB Yüksek Sovyeti' n in kabul ett iği Emek Kollektifleri ve bunlar ın iş letme, kurum ve kuruluş lar ın yöneti lmesindeki rolünün a rtı r ı lmasına i l i şk in SSCB Yasası bunun parlak b i r kanıtıd ı r. Bu, ü lkemiz tarih i nde böyle bir nitel ikte kabu l edi len i lk yasad ı r. Bu yasa Sovyet i nsanlar ı tarafı ndan pol it ik önemi büyük olan bir belge, sosyal i st halk egemenl iğ in in gel işmesi doğrultusunda at ı lan büyük b i r ad ım oiarak benimsenm iştir. Yasa tasarısı üzerindeki bütün tartışmalar ın yapıcı , ya ra tıcı b ir ortamda geçmesi, tartışmalara pratik bak ımdan tüm ü lke emekçi lerin in aktif katı l ım ı bunun açık bir kanıtıdır. Işte, bu tartı şmanın gerçek halk nitel iğ in i en çarpıcı biçimde ortaya koyan birkaç olg u : Tartışmaya katı lan lar ın görüşleri, eleştir i leri , öneri ler i , ü lkedeki tüm yığı nsal i leti ş im a raçlar ı tarafı ndan bi rkaç ay boyunca yayınlandı . Yasa tasarısıyla i lg i l i o larak düzenlenen topla ntı larda 5 milyon k iş i söz a lıp konuştu, tartış ma lara i se 1 00 m i lyonun üstünde insan katı ld ı . Yasa tasarısıyla i l g i l i a larak yaklaşık 1 30 bin öneri , e leştir i , kişisel görüş geld i ve bun lar ın b i rçoğu tasarının son düzenlenmesinde d i kkate a l ınd ı . Orneğin , tasa rının 23 maddesinden 2 1 ' i n i n değiş ik l iğe uğrad ığ ın ı söylemek yeterl id i r. Tek sözle, tüm halk ımız açıs ından öneml i o lan bütün öteki belgeler g ibi Emek Kollektifleri Yasası tüm Sovyet halkının görüşünü kendi içinde toplamış, ha lk ım ız ın i rades in i yansıtmıştır.
Yasada, s,osya l ist demokras in in yayg ın laştı r ı lması yönünde SBKP ve Sovyet devlet in in şaşmaz leninci doğrultusu açık yansımasın ı bu lmuştur. SSCB Anayasa'sı n ı n emek kollektiflerin in rol ve ödevlerine i l i şk in hükümler i bu yasada somut uyg ulamasın ı bu lmuş, emek kol lektifleri n i n yetk i leri ve gel işme perspektifleri bel i rlenmiştir. Yasa, gerek ülkemizde, gerekse ka rdeş ülkelerde elde edi len i lerici deneyim leri kendi içinde toplamıştı r.
Yasadaki hükümler SBKP'n in 26. Kong resi'nce beli rlenen ve SBKP
8
Merkez Komites i 'n in Kası m (1982), Haziran ve Ara l ı k (1983) Plenum kararla rıyla sağ lamlaştı r ı lan ü l ken in ekonomik ve sosyal i lerleme strateji siyle, parti belgelerinde ve SBKP MK Genel Sekreteri, SSCB Yüksek Sovyet Prezidyumu Başkan ı Y. V. And ropov'un konuşmala rında formüle edi len gel işmiş sosya l izmi yetkinleştirme prog ram ıyla o rgan ik bağ l ı l ı k ve uyuml u luğun b i r ifadesi olmuştur. Yasada Len inci parti n i n Sovyet i n san ına, onun b i r emekçi, b i r yaratıcı , ü lkenin �fend isi , komünizmin aktif bir savaşçısı o larak kend in i en iyi biç imde gösterebileceği koşu l lar ın ya ratı l masına olan değişmez içten i lg isi yen i b i r güç le kend in i göstermekted i r.
1 .
B i l imsel komün izmin klasikleri , toplumsal yaşam ın kol lektivist biçim in in sadece b i r i y i n iyet o larak ka l madığ ın ı kanıtlamış lard ı r. Bunu tari h i n objektif yasa ları ve he r şeyden önce de ü retici güçlerin gel işmesindeki beli rleyici eğ i l im i kaç ın ı lmazl ık la dayatmaktad ı r. Onun özünü K. Ma rks «tek tek kiş i ler in yaln ı z başına, şu yada bu ölçüde yal ıtlanmış emeğ ine
. karş ı l ı k toplumsal/aşmış emeğin üretici gücünün gel işmesi ve aynı zamanda bilimin . . . üretim sürecinde doğrudan uygulanması .. ... (1) olarak bel i rlem iştir.
Doğası bak�mından kollektif o lan emeğ in araçla rı ve sonuçla r ın ın bi reysel benimsenmesine yo l açan özel mü l kiyet, bu yasa l l ı k la uzlaşmaz çelişki içi nded i r, özel mülk iyet sı n ıfsa l uzlaşmaz çel işki ler ya ratmakta, i nsan ları b i rbirine düşü rmekte, onlar ı ü retim a raçlar ından ve kendi emeğ in in ü rün lerinden soyutlamaktad ı r. Sonuçta kapital ist top lum düzeni , K . Marks ve F. Engels' i n deyim iyle « kol lektivizmin ikamesi . . n i , «haya l i kollektif l iğ i . . (2) verebi lmekted i r. Marks ve Engels' i n en büyük hizmeti şundan i leri gelmekted i r ki, on lar topl umun gerçek kollektivist temel ler üzerinde yeniden kuru lması n ı n tarihsel kaç ın ı lmazlığ ın ı açıklamış lar, bunun da sosya l izm ve komünizmde ifadesi n i bulacağ ın ı göstermişlerd i r,
B i l i msel komünizmin ya ratıc ı lar ın ın yeni düzenin kollektivist doğasına i l işkin görüşleri V, i . Len in tarafından yaratıc ı l ı kla gel işti ri l mişt ir. Len in , çağ ımızda sosya l izm için savaş ım stratejis in i b i l imsel olarak temel lend i rerek, dünyada i lk utkan sosya l ist devri me önderl ik ederek kol lektivizm ideleri n in hem teorik bakımdan zenginleşti ril mesine hem de pratikte uygu lanmasına pa ha biçi lmez katkıda bu lunmuştur.
Sovyetler B i r l iğ i 'n in , öteki kardeş ü lkelerin deneyimi , gerçek kol lektif toplumsal yaşamın temel in in a ncak sosya l izmde atı ld ığ ın ı yads ınmaz
(1) K, Marks ve F. Engels, Yapıtla r, c, 49, s, 79. (2) K. Marks ve F. Enqels, Yapıtlar. c, 3. s. 75,
9
biçimde kan ıtla maktad ır. Dretim a raçları n ı n toplumsal laştı r ı lmas ı , tüm emekçi lerle bağ laş ık l ık içinde olan işçi s ı n ıfı n ı n erk in in pekişmesi , halk ekonomis in in planl ı yöneti l mesi, tek sözle yeni düzenin bu temel çizg i leri tüm s ın ıf ve sosyal g ruplar ın temsilci leri n in ortak amaçlara u laş ı lması yönündeki çabalar ın ın tek bir ana yola yönelt i lmesin i o lanakl ı , insan emeğ in i özgür k ı lmaktad ı r. Sosya l izm, herkesçe bir l ikte üretilen n imetleri n dağıtım ın ı herkesin kişisel emek katkıs ın ın ölçüsü nitel iğ ine göre örgütleyerek, kollektif emek sonuçlar ın ın özel mülk iyete dayalı bi reysel ben imsenmes in i ortadan kald ırmaktad ır. Sosyal i zm öyle b i r mora l -psikoloj i k ortam oluşturmaktadı r k i , i nsanlar arasındaki i l i şki lerde a rkadaşl ık, dayanışma ve karşı l ı k l ı ya rd ı mlaşma ruhu egemen olmaktadır.
Ne ki biz, sosya l ist kol lektifl iğ in o luşmas ın ın karmaşık bir sü reç o lduğunu , bu sürecin değiş ik ü lkelerde tarihsel koşu l lara bağ l ı olarak farkl ı tempolarla gel iştiğ in i ve değişik somut biçimler a ld ığ ın ı hiç b i r zaman gözard ı etmiyoruz. B iz , k imi a lan larda , örneğin b i l i nç a lan ında bireyci ve özel mülk iyetçi ka l ıntı ları n hôlô varolduğunu görüyoruz. Genel ha lk çıkarlarıyla emek kol lektifleri n i n ve ayrı ayrı emekçilerin çıkarların ı en iyi biçimde uyum laştırma ve daha bir d iz i sorunun çözümü elbette kolay o lmuyor.
Ancak bütün bunlar, kol lektivist bir düzen olarak sosya l izmin n itel iğ iyle bağlı değild ir. Dünya sosya l ist ü lkeler top lu luğunun zeng in enternasyonal deney imi yeni toplumun i lerlemesi, onun kapital izm karşıs ındaki üstün lüklerin i n gerçekleşmesi, ortaya çıkan çel işk i ve sorun ların aş ı lmas ın ın ekonomik, sosya l -polit ik i l işki ler, b i l i nç, kültür ve moral tüm a lanlarda kol lektivist i l kelerin a rd ıc ı l ve g iderek daha tam olarak pratik yerleşmes inden ayrı o lmad ığ ın ı kanıt lamaktad ır.
SBKP, emek kollektiflerin i n çok yönlü gel işmesini , bu kollektiflerin hem üretim a lan ı nda hem de toplumsa l -polit ik ve kültürel yaşamdaki rolünün artırı lmas ın ı bu ça l ı şman ın öneml i b i r yönü saymış ve saymaktad ır. B iz im üretim ve sosyal planlarım ız ın gün lük pratiğ in d i l ine çevri ld iğ i , parti tarafı ndan bel i rlenen amaçların gerçekleşti r i ldiği asıl yer emek kollektiflerid i r. işçi lerin, kol hozcu köylülerin, ayd ınlar ın, değişik u l us ve halk lar ın temsilci lerin i n bir l ikte çal ışt ığ ı ve öteki kollektiflerle karş ı l ı k l ı i l işki ler içinde bulunduğu bu emek kollektiflerinde top lumumuzun en önemli çizg i leri a lan kol ve kafa işçi leri a rasındaki sarsı lmaz bağlaşık l ık , Sovyet ha lk ın ın ideoloj ik -pol it ik ve enternasyonal ist b irl iğ i , yu rttaşların emek ve toplumsal aktifl iğ i gerçek ifadesin i bu lmaktad ı r.
Sovyet toplumunun bir bütün olarak gel işmesi ve güçlenmesi ölçüsünde ü l kemiz in emek kol lektifleri de sosya l , ekonomik ve ideoloj ik bakımdan gel i şmiş ve g üçlenmiştir. azei l i kle gel i şmiş sosya l izm aşamasında bunlar ın görünümünde, durum ve rolünde büyük gel işmeler o lmuştur. Bu da tamamıyla yasald ır.
1 0
Sovyetler Birliği'nin tüm bilimsel, teknik ve ekonomik potansiyeli büyüdükçe, bunun her emek kollektilinin yönetimine teslim edilen kesimi de büyümektedir. Bu ise, şu anlama gelmektedir; Dikenin ekonomik ve sosyal gelişmesi, bunun tempo lar/ giderek daha çok emek kollektillerinin maddi ve emek kaynaklar/m ne ölçüde ustalikIı ve verimli kullandıklar/na, devlet planlar/nın ve sosyalist yükümlülüklerin yerine getirilmesinde ne kadar sorumlu davrandıklaTlna bağlı olmaktadIT.
Tüm sımf ve sosyal gruplaTın temsilcilerinin genel eğitim, kültür ve mesleksel düzeyleri önemli ölçüde yükselmiştir. işçi sınıfı, kolhozcu köylülük, aydınlar arasındaki yakınlaşma, sınıfsız toplumun oluşması süreci devam etmektedir. SSCB'de emek kollektifteri sosyal planda giderek daha yekvücut olmakta, organik olarak bütünselleşmektedir.
Yeni insamn biçimlenmesi alanında da Sovyet toplumu büyük başar/lar elde etmiştir. Yurttaşlar/milin ezici çoğunluğu için ideolojik sağlamlik, politik kültür ve moral olgunluk, emeğe girişimci yaklaşım, arkadaşlar/nin başar/lar/na, tüm toplumun gereksinimlerinin gerçekleştirilmesinederin ilgi artık aYITdedici bir nitelik olmuştur.
Sovyet insanlar/nın toplumsal-politik aktilliği bir üst basamağa yükselmiştir. Emek kollektif/eri kendi işletmelerinin, kuruluşlar/mn yönetim işlerine olduğu gibi, bütün halk, tüm devlet açısından önemli olan sorunlar/n çözümüne dı'!. daha geniş ölçüde kattlmaktadITlar.
Emek kol lektiflerin i n Sovyetler B i rl iğ i 'n in ekonomik, sosya l-polit ik ve kültürel yaşamındaki yeni n itel iksel rol ü SBKP'n in gel işmiş sosyal izm toplumunda kol lektifler in sadece ekonomin in değ i l , b iz im bütün sosya l , pol i t ik yapımız ın temel çekirdeği olduğuna i l işk in i l kesel saptamasında yansımasın ı bu lmuştur. 1 977'de kabul edilen SSCB Anayasası 'na geçen bu saptoma SSCB Emek Kollektifleri Yasası' n ın do temel in i oluşturmuştur.
Olgun sosyal izm toplumunda emek kollektifleri n i n gördüğü iş levler nelerd i r?
Birincisi; Sosya l izmde, V. i. Len in' in bel i rttiğ i g ib i , «yüzy ı l lar sonra i l k kez, başkaları iç in harcanan emek, sömüren ler içi n zorun lu çal ışma, kendisi için çalışma olanağına kavuşmaktad ı r, ve üstelik bu çal ışma' tekn iğ in ve kü ltürün en yeni kazan ı mları ndon yarar lanmaktadır . .. (3} Lenin ' in bu görüşünü yaşa m doğrulam ıştır. Sosyalist toplumda « kendisi iç in çal ışma .. süreci içinde emekçilerde, tüm halkın mülk iyet ine bir başkası n ın mü lkiyeti ya do « hiç kimsen in . . mül kiyeti değ i lm iş g ibi davran ış a l ışkanl ı kla rı ortadan kalkmakta, üret imin ve tüm ülkeni n as ı l «efendis i .. o ldukla rı d uygusu, ortak genl ik yönündeki emeğin yüksek düzeydeki üret-
(3) V. i. Lenin , Tüm yapıtları. c. 35. s. 1 96.
1 1
ken l iğ ine içten bir i lg i oluşmaktad ı r. Çal ışmaya ve onun sonuçla r ına ola n bu yeni davranışı güçlendi rmek ve gel işt irmek, güveni lerek tesl im ed i len üretim a raçları n ın , maddesel , emek ve parasal kaynakların rasyonel, verim l i ve gerçekten ekonomik ku l la nım ın ı sağlamak her emek kollektifi n in başta gelen görevid ir .
Olkemiz in, tüm reel sosya l i zmin tarihsel deneyimi bu ödevin çozumunün h iç te kolay olmad ığ ın ı ve uzun zaman gerektiren bir iş olduğunu göstermekted i r. Y. V. Andropov şunu vurgu lam ıştı: «Sahip olma hakkın ı elde etmek i le gerçekten sah ip olmak aynı şey deği ld i r. Sosya l i st devr imi gerçekleştirmiş olan halk ın , tüm toplumsal zeng in l i k lerin en üst d üzeyde ve s ın ı rs ız sa h ib i olmasına i l i şk in yeni durumu daha uzun süre beni msemesi, kol lektivist b i l i nc i ve tutumu oluşturarak hem ekonomik ve polit ik ola rak, hem de deyim yeri ndeyse, psikoloj ik olara k benimsemesi gerekecekti r. » (I,)
Bu durum tümüyle hem b i r bütün olarak toplum için, hem de emek kollektifleri için geçerl id i r. Sosya l ist mül kiyetin, özgürce verilen ortak emeğ in yarattığı büyük ek olanaklar ın emek kollektifleri tarafı ndan ver iml i ku l lan ımı , ekonomik mekanizma nın , ekonomin i n ve sosya l ist devlet in yönet i lmesi ne i l işk in b iç im ve yöntemlerin sürekli iyi leşt i r i lmesi n i , politikörgütsel çalışma düzey in in yükselt i lmesini gerekti rmekted i r. Bu, derinden derine düşünül müş, akı l l ı bir ideoloj ik eğitim ve propaganda ça l ışması gerektirmekted i r.
Bu istemlerin gerçekleşmesi yönünde SBKP MK'n in Kasım ( 1982), Haziran ve Ara l ı k ( 1 983) Plenumlar ın ın kararları son zamanlarda kabul ed ilen parti MK ve SSCB" Baka nlar Kurulu kararnameleri önemli b i r aşa mayı o l uşturmuştur. Bunlar, ü lkemizin ekonomik, sosyal ve ti nsel i lerlemesine i l i şk in yakıcı sorun lara komple ve karş ı l ı k l ı bağım l ı l ık içinde yaklaş ım ın somut örneklerid i r. SSCB'n i n Emek Kol lektifleri Yasası , bu doğrultuda organik bi leş im in i ol uşturmaktad ı r. Bu yasa, Sovyet toplumunun d i na mik ve çokyönlü gel işmesin i n sağlanmasına i l işk in parti n in ve devletin bel irlediği önemlerin emek kollektiflerince başarıyla yaşama geçir i l mesi için sağlam bir hukuksal temel oluşturmakta ve elverişl i koşu l lar yaratmaktad ı r.
işletmelerin ve kuruluşları n ekonomik faal iyetlerindeki sorunlar ın çözümüne i lişk i n olarak, emek kol lektifleri n in yasada bel i rt i len yetkileri ve yükümlü lükleri ekonomik mekanizmanın yetkin leşti r i lmesi, p lanlama ve yönet imin iyi leştir i lmesi konusunda a l ı nan ve ü lkemizde uyg ulanmaya başlanan önlemlerin gerçekleştir i lmesi için çok geniş bir a lan açmaktad ı r. Bu önlem ler, işletmelerin başına buyruk o lmalar ın ı , onlar ın hak ve
(4) Y. And ropov, K. Marks' ı n öğretisi ve SSCB'de sosyal ist kuruculuğun k imi sorunlar ı . - « Komün ist>. derg is i , 1 983, N2 3.
12
sorumluluk lar ın ın daha gen işlet i lmesini , sosya l ist g i riş imci l iğ in yayg ın laşması , ü ret im in rasyonel örgütlenmesi , maddesel ve emek kaynaklarına, toplumsal zeng in l ik lere karşı tutumlu davran ı ş ın yerleşmesi iç in en iyi olanaklar ın ya ratı lmas ın ı öngörmektedi r. Beli rlenen bu önlemler ş imdi ü lke ölçüsünde halk ekonomis in in k imi sektörlerinde ve Bir l ik Cumhuriyetlerinde pratikte denenmektedir.
Yasa, SBKP Merkez Kom itesi ' n in Hazira n (1 983) Plenumu belgelerinde formüle edi len ideoloj ik-eğitim çal ışmala rı a lanıyla i lg i l i parti programı n ı n gerçekleşmesi i ç in etk i n b i r a raç rolü oynamaktad ı r. Tüm topl umun mutl u luğu iç in dü rüst çal ışmaya gereksi n im olduğu d uygusunun kökleşmesi, çal ışma dis ip l in i ve örgütl ü lüğün güçlend i ri lmesi, yeni tip ekonomik düşünme tarz ı n ı n oluşması ya da emekçi lerin ideoloj i k-polit ik ve ah lôk bak ımından çelikleşmesi söz konusu oluyorsa, o zaman da, Plen u m'un öne koyduğu bu ödevlerin her bir in in çözümü için Yasa, emek kollektifleri n i yetkin etk i leme a raçlarıyla, maddesel ve moral özendirme önlemleri ve aynı zamanda ihmalkôr işç i ler hakkında da ceza önlemleriyle donatıyor.
ikincisi : Emek kollektifleri kendi ça l ı şmalarını öyle düzenlemel id i rler k i , 'üm devleti n ve tüm ha lk ın ç ıkar ın ın öncel iğ i i l kesinden hareket ederek devletin, kol lektifin ve ayrı ayrı her kişi n in ç ıka rların ı en iyi biçimde bağdaştırmayı başarab i ls in ler. Bu, Sovyet ekonomis in in b i rleşik halk ekonomisi kompleksine dönüştüğü, çeşit l i bölgeler, sektörler ve a lan lar a rasındaki ka rş ı l ı k l ı bağ ım l ı l ığın çok daha karmaşıklaştığı günümüz aşamasında özel l ik le öneml id i r. Her emek kol lektif ini n öteki kollektifleri n ve b i r bütün olarak tüm top lumun çıkarlar ına saygı ve yakın i lg i göstermesi, devlet p lanların ı n, yükümlü lüklerin ve bağlanan a n laşmaları n eksiksiz ve koşulsuz yerine geti r i lmesi, bütün bunlar emek kol lektifleri n i n eylemlerin in en yüksek ölçütüdür .
Devlet in ve tüm halk ın ortak çıkarlar ın ı görmezl ikten gelmek ya da küçümsemek, ne yaz ık ki bunlar hôlô ol uyor, sadece sosyal ist ekonomi normlar ından sapmakla s ın ı rl ı kalm ıyor. Bun lar aynı zamanda kol lektivizm i l kelerin in kabaca çiğnenmesine yo l açıyor. Bu nedenle bun lar ın , emek kollektiflerinde i lkesel ve çokyönlü, toplumsa l -pol it ik ve moral açı lardan değerlendir i lmesi gerekiyor. Yasa, emek kol lektifleri n i buna da yöneltiyor.
Ortak emeğ in, top lumun, kol lektif in ve k iş in in ç ıkarları n ı n iyi biçimde bağdaştırı lmas ın ın vereceği sonuçla r, sosya l i zmin «herkesten yeteneği ölçüsünde, herkese emeğ ine göre» temel i lkes in in emek kol lektiflerinde ne kadar a rd ıc ı l l ı k la uyg uland ığ ı na ve nası l gerçekleştir i ld iğ ine çok bağl ıd ı r. B i rçok kollektif, emeğ in karş ı l ığ ın ın doğru ve reel ola rak verilmesine, emeğ in n icel iğ i ve n itel iğ ine tam ola rak uygun d üşen bir ödemen in yapılmasına, sorum lu luktan sıyrı lma ve çıkardığı i şe bakmayarak eşit ücret verme olaylarına son veri lmesine, tembell iğe, baştan savma iş
13
yapmaya ve d is ip l insizl iğe açık kapı bırakı lmamasına büyük bir özen g östermekted ir. Yasa , emek kol lektiflerin i emek ve tüketim ölçüleri n i n hesa planması ve denetlenmesine i l i şk in Leninci norm ların gerçekleştirilmesinde aktif l iği a rtı rmaya yöneltmekted i r.
Oçün�üsü; Sosyal ist emek kollektifleri, insanın yaratıcı gücünün a la b i ld iğ ine ortaya çıkt ığı , onun yetenek v e hünerin i n kend in i gösterdiğ i temel faal iyet a lanıd ır. Bizim ideoloj ik karşıtla rımız, kol lektivist temel lere daya ndığı iç in sosya l ist düzenin sözde kişisel g ir iş imci l iğ i yokettiğ in i kan ıtlamaya çabalamaktadı rlar. Oysa tarih tüm inandırıcı l ığ ıyla göstermiştir ki , kollektivizm deği l , ta m tersine, üretim a raçları üzerindeki özel mü l kiyet kişiyi yıkmakta ve ezmektedir, benci l l iğ i körüklemektedir. Buna karş ı l ık, toplumsa l mü lk iyete dayanan d üzen ise , kiş isel yaratıcı l ığ ın kend in i gösterebi lmesi iç in , i nsan ı n entellektüel ve a hlôksal nitel ik leri n in gel işmesi iç in çok geniş olanaklar sağ lamaktad ı r. Yasa, kişi l iğ in as ı l kol lektif içinde, kol lektif emek sayesinde, ortak amaçları n gerçekleşmesi, ortak ödevleri n çözümü süreci içinde i nsanların ol uşturduğu karş ı l ı k l ı i l işkiler ortamında gelişmesi için gerekli önkoşu l ları sağlamaktadır.
Dördüncüsü: Sosya l izm in en büyük kazan ım ı özgür emektir ve özgür emek hakkı top lum tarafı nda n reel güvence altına a l ı nm ıştır. Ancak bu demek deği ld ir ki, emeğe olan gereks in im, emeğe karşı yeni tutum sosyal izm koşu l la rında otomatikma n, kend i l iğ i nden oluşup yerleşmekted i r. SBKP, Sovyet devleti, her türlü yararlı toplumsal emeğ in sadece daha üretken olması iç in değ i l , aynı zamanda daha zeng in içerik l i , çekici ve yaratıcı k ı l ınması iç in ısrarla çal ış ıyorla r. Bu doğrultuda çok şey yap ı lm ıştır, a ma daha b i rçok şey in yap ı lması gerekmekted i r. Yasa, emek koli ektifleri n i b i l imsel-tekn ik i lerlemenin h ız landır ı lması , çal ışma koşul ları n ın ve emek örgütlü lüğünün iyi leşti r i lmesi, kol emeği gerektiren, az kal ifiyel i ve ağ ır fizi ksel iş lerin azalt ı lması yönündeki ça l ışmaları daha da aktifleştirmeye yöneltmektedir.
Emek kol lektifleri n in k iş i l iğ inde biz, Sovyet toplumunun ekonomik, sosyal ve kültürel i lerlemesini h ızlandırmak için çok g üçlü bir a raca sah ibiz. Bunun veri m l i ku l lan ı lması n ı n en öneml i koşu lu ise, emekçilerin yaratıc ı l ığ ı , g iriş imci l iğ i ve kendi enerj i leridir, sosya l ist demokras in in yaratt ığ ı olanaklard ı r.
2.
Sovyetler Birl iğ i , sosyal ist toplu luğun öteki ü l keleri gerçek b i r ha lk erk in in , sözde deği l özde gerçek demakras in in sağlanması a lanındaki kendi başarı larıyla hakl ı olarak övünmektedirler. Çünkü, i l k kez sosya l i st toplumda demokrasi i l keleri yaşam ın tüm a lan la rı nda , bu arada onun çözümleyici a lan ı olan ekonomide ardıc ı l l ıkla gerçekleşt iri lmiştir. Çünkü,
1 4
ilk kez sosya l izm yu rttaş lar ın hak ve özgürlükleri ne, özel l ik le i nsanca yaşa ma onurunun başl ıcaları olan çal ışma, konut, sağl ık , yaş l ı l ı k ve hasta l ı k du ru munda emekl i l ik , meslek seçme, kültürel gereks in imlerini ka rş ılama hakla rına gerçek bir içerik kazandırmıştı r. Çünkü, a ncak sosyal izmde emekçi y ığ ın lar ı , emek kollektifleri ü lkenin yönetimine gerçekten katılmak için sosya l -polit ik ve hukuksal olanaklar elde etm işlerd ir.
Sovyet insanları bu kazan ımlarla hakl ı o larak övünürken, elde edileni o lanakların son sın ı rı saymıyorlar. Y. V. Andropov'un do bel i rttiği g ib i , biz bu a la nda ülkemizde yap ı lan ı ve yapı l makta olanı h iç b i r biçimde ideal ize etmiyoruz. SBKP, öteki sosya l ist ülkeler kardeş parti leriyle b i rl i kte, V. i. Len in ' i n can l ı ve yaratıcı «sosya l izm, ha lk y ığ ın ları n ı n ürünüdür" (5) öğütüne sı msıkı bağ l ı kala rak, sosya l ist demokras in in mükemmelleştiri lmesi, üretim in , topl um ve devlet işlerin i n yönet imine emekçilerin daha geniş ve etki n katı lmasın ı sağlama çal ışmalar ın ı b i rinci l ödev saymaktadır lar.
Emek Kollektifleri Yasası, partimizin bu doğrultusunun gerçekleşmesi yönünde at ı lan büyük bir ad ım ı oluşturmaktad ı r. Yasa , emek kollektifleri n in yetk i lerin i , özel l i kle emek ve ü retim in yönet i lmesi olanlar ın ı kapsay"n yetki leri n i genişleten bir d iz i yen i i lkesel d urum içermekted i r:
- Yasa emek kollektifinin yönetsel eylem alanına giren konular çerçevesini genişletiyor, üretim sosyal ve eğitim alanlarını do kapsamı içine alıyor;
- Yasaya göre, emek' kollektifleri sadece öneriler haZırlamak ve tavsiyelerde bulunmakla sınır" kalmıyor, onlara birçok konularda kendi başlarına karar olma hakkı tanınıyor ve alınan bu kararların yerine getirilmesi zorunlu oluyor;
- Yasa emek kollektif/erinin yetkilerinin gerçekleşmesine ilişkin çok daha mükemmel biçim ve yöntemler belirliyor, bütünsel halk ekonomisi organiımaslnln ayrılmaz bir parçası olarak emek kollektif/erinin işletme, kurum ve kuruluşların yönetimine doğrudan kattlma yetkilerini genişletiyor.
Emek kollektifleri n in en önemli yetki leri doğrudan ortak toplantı larda (konferansıa rda) gerçekleşmekted i r. Toplantı lar a ras ındaki dönem iç inde emek kol lektifleri n in yetki leri işletme yönet imi ve parti, send ika ve Komsomol (gençlik) örgütleri n in seçi lmiş organlarıyla bir l ikte ye'rine getiri lmekted i r. Sovyet emek kollektifleri n i n ezici çoğun luğunun yaşam ına köklü b i r biçimde yerleşmiş olan bu pratik, ü lkemizde doğruluğunu kanıtlamışt ı r.
işletmenin, kurumun ve kuru luşun çal ışmaları konusunda kol lektif üye-
fo) ,V. i. lenin, Tüm Yapıtlar, c. 35, s. 57.
15
lerine sistematik bi lg i akta r ı lması , onlar ın bi lg i lendir i lmesi , kamuoyunun görüşünün d i kkate a l ı nması emek kollektifleri n in yönetime daha etki n katı lması n ın önkoşul lar ın ı oluştu rmaktadır. Emekçi ler in, tartıştı kları ve çözdükleri sorunla rdan, iş lerin g id iş inden haberdar edi lmeleri , kararların a l ı nmasında ve yerine geti ri lmesinde onlar ın göstereceği i lg i böyle b i r b i lg i lend i rmeye çok bağl ıd ı r.
Şimdi kısaca emek kollektiflerin i n , Yasa'da öngörülen faal iyetleri n i n ana yönleri n i , onlar ın yetki lerini bel i rtel im .
Yasa emek kol lektifleri n i n yetkileri arasında ekonomik ve sosyal p lanlama a lan ındaki hakları en başa a lmaktadır. Bu da doğald ır. Sosya l izm ve p lan l ı gel işme içiçe geçmiş ik i kavramdır . Biz im planlar ımız, tepeden dayat ı imış bürokratik yönergeler deği ldir . Bizim planlar ımız tüm toplumun ve ayr ı ayrı her işletmenin , kurumun , kuruluşun gereks in im ve kaynaklar ı n ın gözönünde bu lundurulmasına, hesaplanmış olmasına daya nmaktad ı r. Ve bunlar ın hazır lanmasında, kendi reel olanaklar ın ı herkesten daha iyi b i len emek kollektif in in katkısı çok daha ağ ı rl ı k l ı olma l ıd ı r. Bu açıdan Yasa 'n ın planlar ancak emek kol lektifleri tarafı ndan görüşüldükten sonra devlet organları n ı n onayına sunu lur hükmü, i lkesel yen i l i klerden bir in i ol uşturmaktad ı r.
Karşı l ı k pla nları konusuna ayrıca değ inmek istiyoruz. Yığın lar ın g iriş imci l iğ iyle ortaya ç ıkan bu plan la r, devlet p lan lar ın ı takviye etmekte, işletmelerin ortaya çıka rd ığ ı yedek kaynakla rı topl umun h izmetine sunmakta, sosya l ist yarışmayı zeng in leşti rmekted i r. Yasa , bu a landa b i riken deneylerin bütün a lan larda yayg ı nlaştı rı lmasın ın h ukusal -temel i n i sağla mlaştırmaktad ı r.
Yasa, ekonomik ve sosyal progra mlar ımız ın gerçekleşti r i lmesine i l işk in şu k i l i t sorunları yansıtmaktadı r : Ekonomin i n öncel ik le entanzif gel işme yoluna oturu lması, tüm emek kol lektiflerin in çal ışmalar ın ın verim l i l iğ in i ve n i tel iğ in i yükseltmek, ha lk eko nomisi p lan lar ın ı daha a z sayıda emekçiyle gerçekleştirmek. Burada sonuç it ibarıyla, ekonomik büyümen in , hareketimiz in i lerlemes in in a na etmeni olan toplumsal emeğin üretken l iğ i n i n a rtır ı l ması sözkonusudur.
Yasada, bu ödev in çözümü konusunda emek kollektifleri n i n hak ve yükümlülük leri net bir biçimde bel i rlenmişt i r. Onlar ın bütün güçleri tekn iğ in , kal ifiye kadroların , emek örgütlüğüne i l i şk in en i lerici biçimlerin, emek verim l i l iğ i a rtış tempolar ın ı daha da h ız landırma yönündeki yığ ı n la r ı n gösterdiğ i özverin i n sağladığı tüm olanakla rdan tam olarak yararlanma üzerinde yoğun laştırı lmaktad ı r.
Ekonomin in maddi deni len ögeleri n i n bütünüyle korun ması ve rasyonel ku l lan ım ın ı n güvence a lt ına a l ınması b iri nci! önem taş ımaktad ı r. lJlkemiz , topia m değeri bugün 2 trilyon rubleyi bu lan muazzam a na fon lara
16
sah iptir. Bunlar ın kend in i geri ödemesin i n sadece yüzde b i r ora nında artır ı lması, ül keye yı lda yaklaşık 5 milya r ruble i le u l usal gel i re ek b i r katkı sağlamaktad ı r. Verim l i l iğ in öneml i rezervleri ayrıca hammadde, yakıt, elektri k enerj isi ve öteki maddi kaynaklar ın tutumlu ku l lan ı lmasıyla da ortaya çıkmaktad ır . Tüm bu ve benzeri yedek kaynaklar her şeyden önce emek kol lektifleri taraf ından harekete geçiri lebi l i r.
Sovyet ekonomis in in bugünkü boyutları, gel işmesin i n gereksinimleri devlet, plan ve emek d is ipl i n i nin daha da sağ la mlaştı rı lmasın ı gerekl i kı lmaktad ı r. SBKP, onun Merkez Komitesi, Pol it i k Bürosu hem merkezi plan ve ekonomik organları n ı n , hem de emek kollektifleri ve ayrı ayrı her emekçi n i n devlet planla rı n ı n tüm göstergeleriyle eksiksiz yerine getiri l mesinde, toplumsa l mülkiyetin korunmasına yönel ik yasalara titizl ik le uyulması nda sorumlu luk ları n ı n a rtır ı l ması sorununu öne koymuştur.
Part in in bu doğrultusu gerçekten de tüm Sovyet i nsanları nca içten b i r destek görmekted i r. Yasa tasar ıs ın ın tartış ı lması süresi boyunca yapılan en çok öneri n i n tam da diSipl in sorunuyla i lg i l i o lması bunun bir göstergesid i r. Emekçiler, " üstünkörü » çal ışan ları , verd iğ inden çok daha fazlası n ı toplumdan kopartmaya yeltenenleri, sosya l izmin n imetler ini ve yararl�rı n ı kötüye ku l lanmaya kalk ışanlar ı kesi n l ik le yermekted i rler. Onla r, d u rumuna ve a ld ığ ı mevkiye bakmaksızın bizde d is ip l in in herkes iç in ayn ı olduğunu vurg ulamaktadı rlar.
Sovyet i nsanların ı n bu ortak görüşü d ikkate a l ı narak, Yasa tasarısın ı n d is ip l in in güçlend iri l mesi konusunda emek kol lektifleri n i n yetki lerine i l i şk i n maddeleri zeng in leşti r i lm iştir. Yasan ı n i lg i l i bölümlerinde, b i l i nçl i d i s ipl in i n o luşmasında ve yerleşmesinde çözümleyici rol ün bizzat emekçi lere d üştüğüne i l i şk in Len inci öğütler tam yansımasını bu lmuştur. Ş imdi kol lektif, her emekçin in ça l ı şmasına daha çok etki yapmak, dostça sorumlu luk a ra mayı daha da etkin leştirmek olanaklarına kavuşmuş bu lunmaktad ı r. Y ine kollektif, d is ip l ine aykırı her somut d urumda ne g ib i cezalar ın uygulanması konusunda karar verebi len en yüksek merci olmuştur.
Disip l i n in sağlanmasında emek kol lektiflerin i n yasada öngörülen hak ve yükümlülükleri SBKP Merkez Komitesi 'n in SSCB Bakanla r Kurulu'nun ve Sovyet Send ikalar B i rl iğ i ' n i n " Sosya l ist emek d is ipl i n i n i sağlamlaştırma çalışmala rın ın hızlandırı lması»na i l işkin olarak bir süre önce a nayladıkları kara rna mede somut· biçimde gel işti riid i. Bu, Sovyet yurttaş ları tara fından derin b i r memnuniyet v e büyük b i r onayla karşı landı, çünkü onların d i lek ve istemlerini yansıtmaktad ı r.
Şimdi emek kollektifteri, işçi grupla" toplantılarında, işletme, hayvan yetiştirme çiftlikleri ve fabrika bölümleri' düzeyinde emek disiplinin durumunu, işbaşı yapmama, işe gelmeme ve çaftşma disiplinini bozucu öteki olayları düzenli bir biçimde ele almaktadtrlar. Onlar, sadece toplumsal etkileme önlemlerine başvurmakla yetinmemekte, gerekli olduğu hallerde
1 7
sorunu yönetime götürüp, yürürlükteki yasa/ara göre suç işleyen/erden hesap sorulmasını istemektedirier. Şu da çok önemlidir ki, şimdi izin süre/erinin belirlenmesinde, konut konusunda, istirahat ev/erine, sanatoryum/ara ve öteki dinlenme yer/erine gönderme gibi hizmet/erde işçinin, memurun ve ko/hozcunun verdiği emeğin sonuç/an tamamıyla dikkate a/mmaktadu.
Şunu do kararl ı l ıkla vurg ulamak isteriz k i , Sovyet emek yasası n ı n yeni normlar ın ın ü lkemizin ve reel sosya l izmin has ımları tarafı ndan i leri sürülen <<i nsan hakların ın ç iğnendiğ i » yolundaki savlarıo yakından uzaktan hiçbir i l işkisi yoktur. Bu normla r doğrudan doğruya SSCB Anayasası ' ndan kaynaklanmaktad ı r ve Sovyetler Bir l iğ i ' n in onaylad ığ ı tüm u luslara rası iş sözleşmelerindeki hükümlerle h içbir şeki lde çelişmemektedi r. Bu normlar, her emekçiye, eğer hakk ında i şl etme yönetimince verilen her hangi bir karar ın haksız olduğu kanıs ı ndaysa, bu ka rara it iraz etmesi , ş i kayette bu lunması içi n bütün gerekl i güvenceleri içermektedi r.
Kara rname, emek kollektifler in i her emekçin i n çal ı şmasına etki yapma, öncüleri özend irme, ü retim ve çal ışma düzen in i bozonlara karşı savaşma konusunda Yasa 'n ın verd iğ i olanakla rdon aktif yara rlanmaya yönelmekted i r. Parti ve sendika örgütleri, her koll ektif te yüksek bir sorumlu luk ortamın ın sürek l i l i k kazanması iç in özenle çal ışmaktadırlar.
Bununla b i rl i kte SBKP, Sovyet devleti sorunun bir başka yönünü, yan i öne konulmuş ödevlerin emek kol lektifleri tarafı ndan başarıyla yeri ne getirilmesi için , p lanlamada eksik l i kler o lmaması içi n , üret im sürecinde k im i aksamolara, fazla mesa i yapmaya yol açan maddesel ve teknik donatım sağlama işlerinde, üretim in örgütlenmesinde aksokl ık lar olmaması iç in gerekl i koşul lar ın yaratı lması yönünü gözardı etmemekted ir . Burada ekonomin in ve devletin yönetim kademelerindeki işçi lerin sorumlu luğu çok öneml id i r. Dretim a lan ı ndaki iş ler in du rumu, yönetici du rumundaki bu i şçi ler in yeteneğine, i ş in in ustası olmasına, i lkesel l ik ve kararl ı l ığ ına çok bağl ıd ır .
işç iden baka na dek her düzeyde dis ip l in in ve sorumlu luğun artı r ı lmasına, toplumumuzun yaşamında her a landa düzenl i l iğ in yerleşmesine, Sovyet yurttaşla r ın ın ve emek kollektifleri n in b i l i nc in in , emek a lan ı ndaki aktifl iğ in in , toplumsal aktifl iğ in in yükselti l mesi ne yönel i k çabalar h i ssed i l i r sonuçlar vermekted ir. Nitek im, endüstri üret imi oylumundaki artış 1 982 y ı l ı nda '% 2,9 iken, 1 983'de % 4'e ç ıkmışt ı r. Endüstri a lan ındaki emek veri ml i l iğ i , söz konusu dönemde, yani 1 982'de % 2,1 iken 1 983'de 010 3,6'ya yükselmişti r.
Görüldüğü g i bi, Sovyet ekonomis in in gel işmesinde, ekonomik ça l ı ş malar ın ono göstergelerinde iyiye doğru b i r eğ i l im gözleniyor. SBKP MK'n in Ara l ık (1 983) Plenumunda Y. V. And ropov' un konuşma metninde vurguIandığı g ib i , «bu yalnız bir başlangıçtlf. Şimdi en önemlisi sağlanan hızı
1 8
yitirmemek, işlere yaklaşımdaki genel ol uml u havayı kor umak, ol uml u , süreçleri daha aktif geliştirmektir» (6).
Sosya lizmde ekonomin in gel işmesi , i nsanların genl ik düzey in in yükselmesi a macına, onların maddesel ve ti nsel gereksi n imleri n i n daha iyi karş ı lanması amacına yönel iktir. Yasa , bun larla i lg i l i sorunları n çözümündeemeğ in ödenmesi ve teşvik fon ları n ın ku l lan ı lması üzeri ndeki denetimden konut, ticaret, toplumsal hizmetler ve i nsanların sağl ığ ı n ı n korunmasına dek, tek sözle, parti n i n sosyal program ınca saptanan tüm sorun ların çözümünde - emek kollektifler in in haklarını öneml i ölçüde artırıyor. Yasa, emek kollektifleri n in d i kkati n i , a nneler için elveriş l i koşu l lar ın yaratı l mas ın ın, emekl i lere kayg ı gösteri lmes in in , on lar ın toplumsal yaşama ve emek alanına katı lmaya kazan ı lmas ın ın , gençliği eğitmenin önemi üzerine çekiyor. Bunda sosya l ist düzenin hümanizmin in parlak bir' yansımasın ı daha görmekteyiz.
Emek kol lektif in in iş levleri, üretim ve sosyal a landaki çal ışma ve eylemleriyle sı n ır l ı değild ir, Emek kol lektifi a i leden ve okuldan geçen eğit im işleri ve çal ışmaların ı devam ettirmekte, kendi payına Sovyet a i lesi n i n moral dayanakları n ın güçlenmesine, gençlerin ideoloj ik -polit ik bakımdan çelikleşmesine, onlarda kendi büyük Sovyet Anayurduna sevg i d uygusunun oluşmasına onu savunmaya hazır ve yetenekl i olabi l mesi n i n sağla n masına büyük b i r katkıda bu lunmaktad ır.
Emek kol lektifleri n in , emekçi leri n Sovyet yurtseverl iği ve proleter enternasyonal izmi ruhunda yetiştiri lmesinde oynad ığ ı rolü özel l ik le belirtmek istiyorum. Bugü n her emek kol lektifi nde ortak görevleri hepbirl i kte, kardeşçe daya nışma içinde çözen değişik u l uslardan i nsanlar birleşmiş bu lunmaktadır, Çoku l us lu emek kollektifleri, enternasyonal izm ruhunun , bütünsel bir a i lenin üyesi olma duygusunun aş ı lanması iç in en elverişl i yerdir. Enternasyonnal izm psikoloj is in in, Sovyet karakteri n in ayrı lmaz bir parçası , hem kardeş ülkelerin halk ları hem de tüm dünya emekçileriyle i l işki lerim izde ayırdedici bir öge durumuna gelmesinde - bizzat emek kol lektifleri n i n katkı ları büyüktür.
Kollektiflerin emek a lanındaki aktifl iğ i ve polit ik aktifl iğ i , onları n eylemleri n i n pratik sonuçları, doğrudan, bu kol lektiflerde nası l bir mora l psikoloj ik havan ı n yerleşmiş o lduğuna bağ l ıd ı r. Yasa tasarı s ın ı tartış ı rken emekçi ler sarhoş luğun, terbiyesizce davran ışların, para biriktirme, h ırsı n ın , tüketici l ik , küçük burjuva psikoloj is in in ve komünist mora l in öteki karşıtları n ı n kökünün kazınması sorununu ciddi bir biçimde ortaya koyd ular. Emekçiler, tutumsuzluk, ha lk ın ortak ma l ı n ı n israf ed i lmesi , rüşvet, kötü kal ite mal üret imi olgu ları n ı , sosyal kötülük olarak niteled i ler. Bu o lumsuz olgu lara karşı ödünsüz savaş ım yürütmek, her kollektitin dolaysız görevi, onun moral olgun luğunun göstergesid ir.
(6) « Pravda ", 27 Ara l ık 1983.
Emek kollektiflerin i n üretim in yönetiminde oynadığı rolün a rttığ ı . özel l i kle kadro sorun ları n ı n çözümü üzerindeki etk is in in büyümesinde açıkça ortoya çıkmaktad ı r. Yasa. görevli k iş i ler in ve kollektifin öteki üyeleri n in emek kol lektiflerince çok yönlü değerlendir i lmesi i lkesi n i hukuksal açıdan pekişti rmiştir. Iş letmelerde. kuruluş larda. örgütlerde yönetici kiş i lerin göreve a l ı nması ve görevden uzaklaşt ır ı lması bugün emek kol lektifin i n görüşü gözönüne a l ı na rak gerçekleştiri lmekted i r. Emek kol lektiflerine danışmak. b i lg i l i ve yetenekli kişi lerin görevde yükselt i lmesinde iyi b ir güvence. iş inden an lamayan. i nsanlarla ça l ışmasın ı b i lmeyen. tepeden bakan. kaba l ık gösteren. görevin i kötüye ku l lanan la ra karşı g üven i l i r bir ka lkandır. Ve bu g üvence a rt ık iyi b i r iş lev görmekted i r.
Devlet imiz tüm a lan larda deneyiml i yönetici lere ve idari kadrolara sah i pt ir. Onlar. haklı o larak sayg ı n l ığa sah ip. yükümlülükleri n i a l n ı n ı n okıyla yeri ne getiren kiş i lerd i r. On la r emek kol lektifi nden ayrı deği l . onun b i r parçasıdırio r. Bunun la bir l ikte. yönet imler. iş letmede. kuru luş larda. örgütlerde her zaman devlet ta rafından atanmış k iş in in i radesinde ça l ı şan yönetim olarak da ortaya ç ıkmaktad ı r. Yasa bu du rumu gözönünde tutmaktad ı r. O. yönetici lerin işlev ve yetki lerini zedelememekte. ama onla ra yönel ik istemleri a rt ırmaktad ı r.
Emek kollektif/erinin birçok işlevi emek ekiplerinin eylemlerinde açık ve etkin bir biçimde gerçekleşmektedir. Ve yasada bunlara birincil önem verilmiş olması bir raslantı değildir. Deneyimin gösterdiğine göre. bu yöntemde işçinin kişisel çıkarları. kollektifin çıkarlarıy/a. bütün olarak toplumun gereksinimleri ve görevleriyle en iyi bir biçimde uyuşmaktad". Söz konusu ekiplerde işlerin doğru bir biçimde düzenlenmesi halinde. emek verimliliği ve kalitesi hızla artıyor. zaman ve maddesel kaynak kaybı azalıyor. gerçek kollektivizm. dürüstlük ve titizlik ruhu güçleniyor. yönetim alışkanlıkları gelişiyor. çalışma disiplini artıyor. Bugün endüstri işçilerinin yaklaşık % 60', bu ekiplerde birleşmiş bulunuyor. Endüstride çalışmaların ekipler halinde yürütülmesi yönteminin daha da geliştirilmesiyle ilgili olarak bundan bir süre önce SBKP Merkez Komitesi. SSCB Bakanlar Kurulu ve Sovyet Sendikalar Birliği Merkez Konseyi'nin kabul ettiği karar. Yasanın ilgili maddesini zenginleştiriyor. emek kollekti/lerinin temel üretsel ve sosyal çekirdeği olarak ekibin oynadığı rolü artmyor.
Emekçilerin toplumun yaşa mına. işletmelerin . kuruluşlar ın . örgütlerin işlerine reel katı lma düzeyi. doğrudan ü lkemizde sayısı 420 bin dolayında olan pa rti a l t örgütleri n in enerj is i . kararl ı l ığ ı ve savaşkan l ığ ı tarafından bel i rleniyor. Parti yerel örgütleri. ne iş letme ve kuruluş lar ın idari yönetimin in . ne devlet organ ların ı n ve ne de toplumsa l örg ütleri n yeri n i a lm ı yor. Emek kollektifleri n i n polit ik çekirdeğ i olarak on la r doğrudan yığı n la rı n içinde. tam da maddesel v e tinsel değerlerin yarat ı ld ığ ı yerde eylem g österiyorlar. Parti yerel örg ütleri. yürüttükleri örgütsel ve eğ itsel çalışma-
20
la rla ha lk ekonomisi plan lar ın ın yerine geti r i lmesine yard ım ediyor, send ika ve gençl ik ö rg ütlerin i , halk denetim g rupları ve görevl i leri n i n, öteki topl umsal organ lar ın eylem lerin i yön lendiriyor ve koord ine ediyor, bunlar a racı l ığ ıyla emekçi lerin sosyal aktifl iğ in i ve g irişimlerini gel işti riyor. işte bu nedenle, kol lektiflerin hak ve yükümlülüklerin in pratik gerçekleşmesinde baş rol ü part i yerel örgütleri oyna maktad ı r.
Yasa, sendikal örg ütlerin ça l ışmalarına b i rçok yeni l ik ler get irm�kted i r. Oretim i n art ı rı lmasından emek ve yaşam koşu l ları n ı n iyi leşti r i lmesine, hakları n korunmasından emekçilerin genl iğ in in a rt ır ı lmasına dek bütün a lan la rda kollektifleri n yetkileri, send ikala r ın aktif ve zorun lu katı l ım ıyla gerçekleştir i l iyor. Send ika lar, üreti m a lan ındaki demokras in in kollektif sözleşmeler g ibi s ınanmış bir a racından daha tam olarak yara rla nma olanağ ı na kavuşuyorlar.
Emekç i lerin yönetime katı l ım ın ı n bütün bu biçim ve çal ışma doğrultuları , sosya l ist halk erki sistemin in ka psamına organ ik bir biçimde g irmiş olan bütünsel b ir kompleksi oluştu ruyor.
3.
Emek kollektiflerine i l i şk in yasa, u lus lara rası a landa geniş bir yankı bu l du . Yasa, kardeş sosya l ist ü lkelerde sovyet demokrasisin i n gel iştiri lmesi, ülkemiz emekçi lerin in g i riş im ve aktifl iğ in in a rtırı lması yönünde atı lm ış yen i ve önemli b i r ad ım olarak değerlendir i ld i . Dünyan ı n sosyal ist o lmayan kesimindeki i lerici çevrelerde de o lumlu b i r yank ı uyandı rd ı .
Bunun yan ıs ı ra burj uva propagandası , yasan ın önemin i gözden d üşürmek, onun içeriğ in i ve an lamın ı tersine yorumlama denemesinde bu lundu ve bu lunmaya devam ediyor. Biz im s ın ıf düşmanlarım ız ın ana tezi, yasanın iş letmelere serbestl i k tan ımadığ ı iddiası d ı r. Onlar, neden ve hangi serbestlikten sözediyorlar? Acımasız rekabet savaşı serbestl iği nden, zayıfların güçlülerce ezi lmesi ve yutul ması özgürlüğünden mi? Bizim top lumumuzda böylesi "özgürlük . . yoktur ve o lamaz da. Biz im yasam ız, emek kol lektifin i n iş letme yönet imindeki yetki ve olanakları n ı a rt ı rı rken, özgür emek ve sosyal ada let top lumunun öz bak ımından bütünsel b i r halk kollektifi du rumuna gelen toplumun i l keleri nden hareket etmektedir.
Sovyetler Bir l iğ i' nde, komünizm kurucu luğu süresince gel işen gerçek sosyal ist halk özyönet imi gerçekleşti r i lmekte ve bu ad ım ad ım komünist toplumsa l özyönetime doğru yükselmektedir. Y. V. Andropov'un dediği g ibi, " bu, kan ımıze göre, halk devleti n i n gel işti r i lmesi, y ığ ın lar ın toplumu yönetme işlerine daha geniş çapta çeki lmesi yoluyla olacaktır .. (1). Emek
(1) " Pravda .. , 16 Hazira n 1 983.
2 1
kol lektiflerine i l işkin yasa, tam da bu doğrultuda bir i lerlemed i r. Bu i lerleme, toplumun maddesel olanaklar ın ı ve ha l k ı n polit ik b i l i nci ve kültürünün düzeyin i n kes in b i l i msel değerlend i rilmesi temel ine dayanmaktad i r.
SSCB'de emek kol lektifleriyle i lg i l i yasan ı n yürürlüğe g i rmesinden bu yana az b i r zaman geçti . Ama daha bugünden kesi n l i kle söylenebi l i r ki , yasa, yaşa mda, pratikte başarı l ı bir sınav veriyor.
En başta ortak toplantı ve konferansıann saygmlığınm ve etkinliğinin artmış olduğunu vurgulamak gerek. Buralarda idarenin işletmelerde, kuruluşlarda ve örgütlerdeki ekonomik çaltşmalann sonuçlan, sosyal ilerleme planlanntn uygulanması üstüne raporlan düzenli olarak dinleniyor, eleştirel kaylflar yaptlıyor, yapıcı öneriler ortaya konuyor. Genel olarak bu toplonttlann sonuçlanna göre kuruluş lan n yöneticileri ve sendika örgütleri saptanan yetersizliklerin ortadan kaldırılmasına, işletme ve kuruluşlann çalışma/anntn iyileştirilmesine yardımcı olacak önerilerin ger· çekleştirilmesine yönelik girişimleri hawltyorlor.
Yaşam gösteriyor ki, yasa, işletmenin idari yönetimiyle kollektif arasInda işbirliğinin derinleşmesine güvenilir bir birçimde hizmet ediyor. Işletme, birlik veya kuruluş müdürünün ya da başka bir yöneticisinin emirleri, emek kol/ektifinin görüşlerini de gözönüne aldığında, bir tür ek bir etkinlik kazantyor.
Yasa, yönetimde tek eldenlik ile emekçilerin geniş kattıımini organik bir biçimde uyumlaştırmaya yönelik olduğu ve kamunun görüşünü hesaba kattığı için, şu veya bu görevlinin halkın ortak çıkarlan zaranna grupsal, yerel ya da dar kişisel çıkarları koruma denemelerine karşı iyi bir güvence işlevi görmektedir.
Kol/ektillerin kendi yetkilerini aktif ve ardıeti bir biçimde kul/anması, emek disiplininin ve düzenliliğin güçlenmesinde gözle görülür sonuçlar veriyor. Yasanın doğru ve ardıeti bir biçimde uygulandığı, parti ve sendika örgütlerinin işlere enerjik bir biçimde eğildiği yerlerde işe gelmeme ya da geç gelme olaylannda önemli bir azalma gözleniyor, iş saati daha iyi kul/antlıyor, idari yönetimin sorumluluğu artıyor. Bu hattın kol/ektiflerde ardıetiltk ve kararltltkla izlenmesi önemlidir.
Yönetici kadrolann seçilmesinde, dağtıımında ve görevde yükselmesinde kol/ektifin oynadığı rol önemli ölçüde arttı. Bu planda, örneğin, ülkemizde bir dizi işletmede ve örgütte eylem yürütmekte olan ve kadrolann tasnifiyle ilgili komisyonlann kuruluş deneyimleri ilginçtir. Bununla birlikte biz, kadro politikasının gerçekleşmesinde yasaea sağlanan hakların kol/ektif tarafından tam olarak uygulanması için daha çok şeyler yapmak gerektiğini de görüyoruz.
Her yeni işte olduğu g ibi , yasan ın pratikte uygu lanmasında da, elbette,
22
kendine öz güçlükler vard ı r. Ama a na sonuç art ık kesin biçimde ortaya çıkmıştı r : Yasa yaşamakta, kol lektiflere sosyal ist toplumun temel çekirdeği, sosya l izmde halk ın özyönet im in in en önem l i öğesi ola rak rolünü oynayabi lmesine yard ı m ederek etkis ini ortaya koymaktad ı r.
Emek kollektifleriyle i lg i l i yasa, bizim barış ya nl ıs ı tutumumuzu, kendi büyük görevlerimiz i sukun, g üven ve karş ı l ı k l ı ya ra ra daya l ı u l us lararası işbir l iğ i orta mında gerçekleştirme istemimizi yansıtıyor. Yasa, emek koll ektiflerin i çal ışmaları yetkinleşti rmeye doğru yönlendirerek, ü lkemiz in ekonomik potansiye l in in daha da a rtmasına yard ımcı olacaktı r. Böylece, Sovyet devleti n in savunma gücünün, SBKP'n in barışçı d ı ş politikası n ı n dayandığ ı maddesel temel daha da g üçlenecektir.
Emek kol lektifleriyle i lg i l i yasa, toplumumuzun karş ı lanması gereken gereksi n im leri ne uygundur. Ote yanda n bu yasa uzun sürel id i r. Bu yasa Komün ist Partis i 'n in , Sovyet ü lkesin i n programsal görevleri n in gerçekleş-, t i r i lmesine iyi b i r h izmette bulunacaktır. Bunun kabul ed i lmesi Sovyet i n sanları n ı n yaratıcı l ı k gücünden, bi lg i ve deneyi minden daha etkin yararlan ı lması için yeni , daha geniş olanaklar yaratmaktad ı r.
23
Çetin, sarp yolda
Naim Aşhab
Filistin Komünist Partisi MK Politik Büro üyesi
Ortadoğu'daki gel işmeler yeni ve teh l ikel i b i r aşamaya geldi . ABD ve ısrai l adeta b i r sömürge savaş ı başlattı lar. Bu, d ünya barı ş ın ı cidd i b ir b iç imde tehl ikeye sokmaktadır. Lübnan'a karş ı g i ri ş i len askersel müdahale, başta ABD yönetim i olmak üzere, emperyal ist serüvencilerin çizd iği , sosyal ist ül kelere ve d iğer özgürlük ve demokrasi g üçlerine karş ı çatışma pol itikas ına tamamen uymaktad ı r. Bu polit ika n ın amacı , d ünya üzerinde egemenl ik kurmak, ş imdi l ik ise en azı nda n ayrı ayrı bölgelerde egemen konumlar elde etmektir.
Ortadoğu, stratej i k yeri, daha da önemlis i Sovyetler Bir l iğ i sınır lorına yak ın l ığ ı ve başl ıcası petrol olmak üzere muazzam doğal kaynakları neden iyle emperya l ist sömürücüler iç in özel l ik le çekic id i r. Bu bölge üzeri nde kontrol kurmaları yal n ızca büyük kôrlar elde etmeleri n i sağlamakla ka lmıyor, aynı zamanda rakipleri üzerinde baskı uyg ulaya bi lmelerin i ve gerekirse polit ik ve başka ödünler elde etmek için şantaj yapabi lmeleri n i sağl ıyor. Işte bu, ABD egemen çevreleri n in Ortadoğu'ya egemen olma konusunda bu kadar istekl i o lmalarına neden ol uyor. Uluslara rası gerg in l iğ i a rtı rma yönü nde Wash ington'un yen i yönetimleri n i n i l k bel irti lerinden birin in , Ortadoğu sorununun çözümü üzerine Cenevre'de bir konferans d üzenleme konusunda 1 977 ABD-Sovyet a nlaşmas ın ın bir kenara bırak ı l mas ı b ir raslantı değ i ld i r.
ABD ş imdi Ara p- isra i l çatışmasında «tarafsız a ra bu lucu» maskesi n i tama men ind i rd i ve askersel güç de içinde, güç ku l lanmaya, dayatmalarına ve siyonist yayılmaya karş ı d i renenlere baskı uygu lamaya geçti . Bu , en çarpıcı şeki lde, geçen y ı l ın sonlarında varı lan an laşma temel i nde, Washington-Tel Aviv askersel eksen in in o luşmasında kend in i gösteriyor. ABD ile ısra i l a rasındaki askersel-stratej ik, politik işbir l iğ ınde ş imdi Arap halk larına karşı saldırgan eylemleri n i n s ıkı b ir koord inasyonu söz konusudur.
Asl ında ABD ısra i l'e da ima askersel yard ım , polit ik destek sağlad ı . Propagandasıyla isra i l ' i korudu . Ş imdi yen i olan tek şey ABD-ısrai l bağ-
(') Ortadoğu'da oluşan du rumun ış ığ ında, Arap ul usal kurtuluş hareket in in ş imdik i du rumu ve devrimici g üçlerin görevleri üstüne yazı lar yayın lamaya devam ediyoruz. (Ba k : « Barış ve Sosya l izm Sorun ları .. -.. Yeni çağ » 1 984, sayı 1 .
24
laş ık l ığ ın ın sergi len mesi, hatta ısrarla bunun rekla mın ın yapı lmasıd ı r. ABD emperyal istleri ve ı srai l siyonistleri, kul lanacakları yöntemler ne olursa olsun, Ortadoğu'nun pol i t ik haritas ın ı uyg un görd ükleri b iç imde yeniden çizmeye hazır old ukları n ı gösteriyorlar.
Esas darbe savaşları n ön sıralarında yer a lan Arap kurtuluş hareketin i n birl ikler ine, Suriye'ye, Fi l istin Direniş Hareketi'ne ve Lübnan ul usal yurtsever güçleri ne ind i ri l i yor. Bugün, Mıs ır' ı n d ireniş cephesinden çekil ip düşman tarafına geçiş in i beli rleyen Camp David a nlaşmasından sonra, partimiz bu güçlerin sıkı, g üveni l i r savaşkan bağlaş ık l ığ ın ı , emperya l izmin, siyonizmin ve gerici l iğ in Ortadoğu ü lkeleri n i egemenl ikleri a l t ına a lma tasarı ları önünde başl ıca engel olarak görüyor. Bu nedenle Arap halkların ın d üşmanları bu bağlaşık l ığı bölmek için , aralarındaki i l i şki lere kama sokmak için ve buna para lel olarak bi rbirlerine karşı bozguncu eylemlerin i k ışk ırtmak için el leri nden geleni ya pıyorlar.
F i l ist in Direniş Hareketi ş imdi büyük çabalar gerektiren güçlüklerle karşı karşıyad ı r. ısra i l ' in Lübnan'ı istilası Fi l istin Kurtuluş Orgütü'ne cepheden bir darbe oldu ve bu, Beyrut'un yaklaşık üç ay süren kuşatı l masıyla en uç noktasına vard ı . Fi l istin savaşçı ları n ın , FKO'nün önemli ölçüde özgür ve bağımsız eylem olanaklarına sah ip old uğu Lübna n' ın başkentinden çekil mesinden sonra emperyal ist, siyonist güçler ve Arap geric i l iğ i FKO'nü içerden yıkma üzeri nde çal ışmalarını yoğunlaştırmaya başladı lar. 1 964'de kuru luşundan bu yana F KO ş imdi , kanım ızca, en ağır bunal ımın ı yaşıyor. Bu bunal ım ı n nedenleri ve kaynakları ya ln ız s ın ıfsa l anal iz temel inde ortaya konabi l ir.
Beyrut savaş ın ın sonuçları, F i l i st in burjuvazis in in , özel l ik le büyük burj uvazin in polit ik tutumunda değişikl iğe yol açtı. Burjuvazi ümitsiz l iğe kapı ld ı . Arap dünyas ın ın büyük bir bölümünün olaylar karş ıs ında i lg isiz gözlemciler olarak kalması üzeri ne buradan etki n bir yard ım ı n gelebi leceğine olan i nacın ı yitirdi ve bağı msız bir Fi l istin devleti kurmanın olanakl ı olduğu yolundaki ümid i k ır ı ld ı . Dahası, işgal edi len bölgelerdeki burj uvazi ısra i l yetki l i lerin i n · baskıcı pol itikası sonucu ürkmüş durumdad ır . Arap topraklarına a rtan ölçüde el konuyor, siyonistlerin yer/eşi m yerleri n in kuru lmas ına devam edi l iyor, yaratı lan ekonomik güçlükler yoğunlaştırı l ıyor ve Tel Aviv l ider/erince bu toprakları n ısra i l devlet in in ayrı lmaz parçası old uğu i lan edi l iyor. Maneviyatı düşmüş, cesaret in i yitirmiş olan F i l i st in burjuvazisi her öneriye sarı lmaya başladı . O s ı rada tam da onun iç in en teh l i keli tuzak olarak « Regan pla n ı » ortaya çıkt ı .
F i l ist in burjuvazis in in hiçbir zaman ısra i l işgalc i leriyle b i r arada yaşayamayacağ ın ın an laş ı lması gerekir. Burjuvazi de içinde Fi l ist in l i lerle işgalci ler arası ndaki çel işki ler bağdaşmaz karakterdedir. Bu, her şeyden çok işgalci rej im in sömürgeci-yerleşici olmasından i leri gel iyor. Onun a macı yaln ızca ele geçird i kleri bölgeleri kontrol a l t ında tutmak değ i l ,
25
aynı zamanda Fi l ist in ha lk ın ı bu bölgelerden atmak ve siyoni st zorbalar ın her zaman isteyegeldi kleri g ibi i nsa nsız toprak lar elde etmektir. « Reagan plan ı » işga l in kaldırı lacağı şekl inde hayali bir gelecek vaaded iyor, burj uvaziye, onun ve anayurdunun geleceğ in i görüşme konusu yapabi leceğ in i ima ediyor. Ancak hemen ardından bağı msız bir devlet kuru lması n ın h içbi r za man söz konusu olamayacağ ın ı ekl iyor.
O rdün rej im in in ç ıka rlar ın ı garanti a lt ına a lacağı vaadi karşıs ı nda, F i l istin burjuvazisi böylesi b i r devlet ku rma slogan ından vazgeçmeye kara r verdi. Çünkü o ekonomik nedenlerle Ordün'ün şemsiyesi a lt ına geri dönmekten korkmuyor. «Kurtarab i ld iğ in i kurta r » çağrısı yapı ld ı . Bu tutumu savunanlar, bunun yanında Ordün ve F i l i st in topraklar ın ın ( isra i l işgal i ka ld ı r ı ld ığ ında) konfederasyonu planından yana o lan la r ve «göçmen F i l istin hükümeti » (1) kuru lması görüşünü destekleyen ler, kısacası F i l ist in büyük burjuvazisi FKD yönetici ler ine g iderek a rtan bir baskı uygu lamaya başlad ı . Ne yaz ık ki , FKD yönetim i bu baskı ka rşıs ı nda geriIemeye başladı .
Beyrut savaşı n ı n sona ermesinden kısa bir süre sonra partimiz, bu yen i v e son derece karmaşık d urumda Fi l isti n l i güçler a rasında kaçın ı l maz ola rak keskin ayrışmalar, kutuplaşmalar olacağına işa ret etti. Bu süreç esas olarak iç etmen lerin itkisiyle sü rüyor, a ma F i l i st in Direniş Ha reketi ' n in Beyrut'daki konumlar ın ı kaybettikten sonra Arap gerici l iğ i de içinde düşman kamp ın ın yoğun baskısı alt ına g i rd iğ i n i de gözardı etmemel iyiz. Direniş ha reketi üzerinde daha çok etki l i olmak isteyen ve bazı du rumlarda kendi görüşler in i dayatmak, hatta F i l i st in devrim in i bel l i s ı n ı rlar içinde tutmak isteyen kimi yurtsever Ara p rej im ieri de baskıya başvurma yöntemin i uygu lad ı lar. Keskinleşen bu ayrışmalar, en büyük ve sosyal ve politik b i leş im i bak ım ından son derece heterojen olan F i l ist i n örgütü E I Feti h iç inde bölünmeye yol açt ı .
Beyrut savaşından sonra, F i l isti n l i ler a ras ında ik i tehl i ke l i eği l im in güçlenme tehl ikes in in varolabi leceği konusunda uyarıda bu lunmuştuk. B i r in cisi uzlaşmacı ve tes l imiyetçi eği l im . işte bu eğ i l im daha önce d e bel irttiğ i m g ibi bağı msız F i l istin devleti kuru lması görüşünden vazgeçen büyük burj uvazi tarafı ndan destekleniyor. I k i ncisi sözde «red » eğ i l im id i r. Bu eği l im i n tarafta rla rı «Tüm Fi l isti n ' in tamamen kurtu luşu» üzerinde gü rü l tüler kopa rmaya devam ediyorla r, s i lah l ı savaş ım yöntemler in i mutlaklaştı rıyorlar. Fas tepe toplantısı n ı ve F i l ist in U lusal Kurtuluş Konsey i 'n in 1 6. oturum kara rla r ın ı tan ımadık lar ın ı açıkça söylüyorlar. (2) Çeşit l i a şa malarda bunlardan b i ri veya öteki ana tehl i ke ol uyor. Part imiz in görü-
(1) Daha ayrınt ı l ı bi lgi ıç ın bak : Naim Aşhab, «Halk d ize gelmed i , savaş ım sü rüyor», «BSS» - «Yeni Çağ », N 2 1 9, 1 982.
26
Faik Varrad, «Yak ındoğu'da güçler dengesinde yeni gel işmeler», «BSS» - «Yeni Çağ », Ne 5, 1 983 (Not Red.)
şüne göre, Beyrut savaşı sanrası dönemde böyle bir tehlike uzlaşmacı ve tesl im iyetçi eği l imden gel iyor.
Ne var ki, Fi l istin sahnesindeki du rumun yalnızca, yukarda sözünü ett iğ im iki eği l im in etkisiyle beli rlend iğ in i sanmak yan l ı ş o lur. Bir de geniş ha lk yığınların ın ve partimizi n de içi nde bulunduğu etkili güçleri n temsil ed i ld iğ i , öne ç ıkan bir başka ak ım var. Onlar hem sözde, hem işte, şu gerçekçi yurtsever belgi leri savunuyorla r : ısra i l ' i n 1 967'de elkoyduğu topraklarda bağı msız bir devletin yaratı lması , göçmenler sorununun BM' ler kararları doğrultusunda çözümü, FKO' nün Fi l istin Arap halkı n ı n tek yasal temsilcisi ola rak tan ı nması . Her şeyden önce bu akım sayesinde 1 6. F i l ist in U lusal Konseyi 'nde sağ l ı k l ı nesnel b i r tutum geçerli o lmuştur. Dahası , bu toplantı n ı n sonuçla rı n ın sağ -tes l imiyetçi ve sol -aş ı rı akımlar a rasında. o zaman var olan g üçler oran ın ı yansıtt ığı söylenebi l i r.
Ama bu, ya ln ız geçici b ir s i lah bırakmayd ı . EI Fetih içindeki çat ışma daha sonra kardeşlerarası b ir kan dökümüne dönüştü. Ne ısra i l yönetici lerin in sa ld ı rgan eylemleri ve terörist kampanyalar ı , ne de Arap geric i l i ğ in in kan l ı cinayetleri düne kadar omuz omuza savaşan, ortaklaşa kahra man l ı k mucizeleri yaratan s i lah a rkadaşla rı arasındaki çatışmalar kadar Fi l istin u lusal hareket in in geleceğ i açısı ndan ciddi b ir tehdit oluşturmamıştı .
F i l i st in ha lk ın ın düşmanlar ı el lerini oğuştu ruyorlar. ısra i l Başbaka n ı Yitzhak Shami r büyük bir açık söz lü lükle FKO içinde iç kavgala r ı n , kopma lar ın ve bölünmelerin ol ması ısra i l ' i n ç ıkar ınadır" n dedi. « FKO'den bütün isteğ im iz, onun d ünya yüzünden s i l inmesid i r" (") d iye bel i rtti. ABD polit ikası n ın peşi nde giden ve umutla r ın ı ABD'n i n « ka rarları na" bağlamış tüm ögeler benzeri b i r biçimde sabırsız l ıkla, F KO'nün ya ortadan kalkacağı ya da dejenere o lup , tes l imiyetçi p lanlar ın gerçekleşt ir i lmesine kıl ıf olacağ ı günü bekl iyorlar. Arap gerici leri n i n ve her ik i çatışan g ruba sızan ka ran l ı k ögelerin a macı budur.
Iç çatışmalar, Fi l istin u lusal hareket in in 35 yı l l ık zorl u savaş ımlarla elde ettiği başl ıca kazan ıma darbe ind i riyor. Bu kazan ım maddi değ i l (çünkü bugüne kadar Fi l istin toprağ ın ın bir santimi bi le kurtarı lamadı) a,ma manevi ve polit ik düzeyded i r : Uluslara rası top lu luğun, i lerici kamuoyunun F i l ist in l i leri n kendi yazg ı lar ın ı bel irlemeleri ve kendi bağımsız devletleri n i kurmaları i ç i n verd iğ i desteği , FKO'nün F i l istin Arap ha l k ı n ı n tek yasal temsi lcisi o larak tan ı masın ı içeriyor. F i l isti n l i ler arasındaki uzlaşmazl ık ,. bu tanımayı aş ındı rıyor ve onlar 'd ı ş ında herkese-israi l ajanları na ve lJrdün rej im in in destekçi lerine - onlar ad ına konuşma hakkı iddia etmek
(2) Bununla i lg i l i ola rak bak : Na im Aşhab, I l kelere bağ l ı l ık , esnek taktik. « Barış ve Sosyal izm Sorunları ", 1 983, sayı 2. (Not Red.)
(3) « i nternational Herald Tri bune», 27 Haziran 1 983. (4) « I nternational Hera ld Tribune», 5 Ocak 1 984.
27
iç in fırsat yaratıyor. özel l i kle, kral Hüseyin ' i n s ık s ık yi neled iği , eğer FKö içi ndeki çatışma son bulmazso , onun ne ölçüde F i l i st in ha lk ın ın temsilcisi o larak görülebi leceği sorununun yeniden gözden geçir i lmesi n i n gerekeceğ i yol undaki aç ık lamaları d ikkat çekic id i r. Yine d ikkate değer o lon, k ra l ı n üyeler iç inde Bat ı Yakas ı 'n ın eski m i l letveki l lerin in de bu lunduğu, ürdün parlamentosunu son on y ı l la rd ı r i l k kez toplamosıdır .
Işgal ed i lmiş toprak lardaki ve d ış ındak i Fi l isti n l i y ığ ın lar, kardeş çatışmasını şiddetle k ınod ı lar ve büyük üzüntüyle karşı lad ı la r. Hiçbir şey ha lkımız ın , a ncak kendi bağımsız devlet in in kurulmasıyla gerçekleşebilecek olon yasal hakları iç in savaşan tek b i r u l usal varl ığa ait olma duyg usunu sarsomaz. F Kö'nün Fi l istin ha lk ın ın tek yasal temsilcisi o larak varl ı ğ ı n ı n nesnel temel i tam do budur. Tüm yurtseverler . . bu kutsa l a bideyi y ıkmamal ı ve temiz tutmaya » ça l ı şmal ıd ı r.
Komünist Pa rtis i , F i l i st in Kurtuluş örgütü'nün, zararl ı boyutlara varmış olan çürümeden ve petrodolarlarla yoldan çıkan g üçlü bürokrasiden etk i l i bir biçimde arınd ı rı lması iç in a rd ıc ı l çaba gösteriyor. Biz, iç demokrati k reformlara, F Kö yapıs ın ın , özel l ik le yürütme komites in in, yeniden örgütlenmesine, F i l i st in sahnesi nde aktif olan tüm g üçler in temsi lci leri n den , - işgal ed i lm iş topraklardaki ve d ış ı ndaki - o luşmasına çok büyük önem veriyoruz. Pol it ik karar lar ın oluşturulmasında ve a l ı nmasında ve değiş ik F i l istin örgütleri aras ı ndaki i l i şk i lerde demokrasi i l keleri n in temel a l ı nması gerektiğ in i savunuyoruz. B iz , FKö'nün ona katı lan h içb i r gücün kara r o lma tekel ine sah ip o lmadığ ı , gerçek b i r u l usal cephe biçim in i a lması gerekt iğ i görüşündeyiz.
F i l i st in sa hnesinde yer o lan süreçler, b ir bütün o larak Arap dünyası ndak i durumdan bağımsız olarak kavranamaz. Bu d urum, sözkonusu süreçleri güçlü b i r biçimde etki l iyor. Bu, F i l i st in kurtu luş savaşç ı lar ın ın eylem lerin i yal n ız ata ları n ı n toprağ ında yürütmek d u rumunda olmadık lar ı gözönüne a l ı nd ığ ında görülecektir.
Arap u lusa l kurtuluş ha reketi, bugün bir buna l ım döneminden geçiyor. i sra i l geniş Arap toprakların ı yaklaşık 1 7 y ı ld ı r işgal a lt ında tutuyor ve henüz bu işga l i n sonu görünmüyor. (") Arap dünyasında, k imi rej im ierin, ·özel l ik le Sedat yönet imindeki Mıs ır' ı n , emperya l izmle ve ısra i l sald ı rganla r ına karşı savaşımdan uzaklaşmasıyla, pol i t ik güçlerin karşı l ı k l ı yer a l ış ı nda o lumsuz değişmeler old u ; in isyatif Suudi Arabistan yönetici lerin in 'başın ı çektiğ i gerici l iğ in e l ine geçti.
i sra i l , ABD'n in her yönlü ya rd ım ı ve desteğiyle Lübnan' ı işga l ett iğinde Arap kurtuluş hareketi y ine sa ld ı rgana etk i l i b ir d i renç göstermeyi başa-
(5) Söylemeye bi le gerek yok, Sina'daki ısra i l işga l kuvv�tlerin in NATO g üçlerin in askeri b ir l i kleriyle yer değ iştirmesi kurtuluş o larak görülemez.
28
ramadı . Ne va r ki , Lübnan'daki gel işmeler hareketin başl ıca zayıflığ ı n ı n nerede olduğunu daha aç ı k biçimde ortaya koydu. F i l istin l i , Lübnan l ı , Suriyeli savaşçı la rı n gösterd iği kararl ı l ı k ve cesaret, sald ı rgan ı ger i püskürtmenin olanakl ı olduğunu bir kez daha kanıtladı. Ne k i , bu görevi yerine getirmenin yolu, Arap ulusal kurtuluş ha reketin i n kalesi ve vurucu gücü ola rak görülen antiemperyalist rej im ierin karakteri n i ve s ın ıfsal doğasın ı etk i leyen süreçlerin kapsam ı d ışı nda ele a l ı namaz.
Bu konuyu daha derin lemesine açmak için görel i yakın geçmişe gözata l ım. 1 950' Ier ve 1 960' Iar ın başı, Arap halk ların ın en öneml i devrimci i lerlemeler kaydettiği b i r dönemdi. Bu, Ara p ü lkelerin i n çoğun luğunun yabancı lar zu lmunün z i nci rlerin i k ı rd ığ ı ve k imi lerinde küçük ve orta burju vazi n i n erke geldiği dönemdi. On la r sömürgec i l iğ in çeşit l i biçimlerine karşı savaştı lar, kend i ler in i emperyal ist savaş blokla rına sokmak çabalarını geri püskürttü ler ve ısra i l sald ı rgan l ığ ına ka rşı ç ı kt ı lar. O dönemde, bir bölümü ant ikapita l ist o larak karakterize ed i lm iş olan kimi i lerici sosyal ve ekonomik reformlar uygulayan bu rej imier, bağımsızl ık lar ın ı peki şti rmek iç in savaş ımları n ı n daha yüksek b i r aşamasına geçtiler. Ulusal kurtu luş a maçları her zamankinden daha çok sosyal kurtuluş amaçlarıyla içiçe geçti. Bu rej imler Arap kurtuluş ha reketinde öncü rol oyna maya başladı.
Bu t ip i lerici, yurtsever rej imierin ortaya çıkması, tüm ulusal ku rtu luş kuşağında gözlenen b i r olaydı ve d iyebi l i r im ki, Arap d ünyasında en açık-seçik görülebil iyordu. Ama aynı zamanda, bu tarihsel o larak yen i b i r olguydu ve ana l iz inde k im i sorun larla karş ı laşı l ıyordu . Ozel l ikle, böylesi rej imierin devrimci potansiyelleri üzerine tam doğru değerlendirmeler yapmanın kolay olmadığ ı kanıtlandı .
Bu rej im ier in bel i r l i olumsuz çizgi leri küçümseni rken, bazen bu devrimci potansiyel aba rt ı l ıyordu , işçi s ı n ıfı i le küçük burjuvazi n in ideoloj i leri, on lar ın tari hsel rol leri , yol ları ve yazg ı la rı a rasındaki fa rkl ı l ı klar ın bu lan ıklaşması ve gözardı ed i lmesi buradan kaynaklanıyordu.
Küçük burjuvazin in temsi lci leri kendi s ın ıfsal damgasın ı ve ideoloj is in i koruyarak iş baş ına geldi ler. Bu, Lenin ' in işaret ettiğ i noktayı, küçük burj uvaz in in .< ik i l i karakteri , onun ik i yüzl ü lüğü, onun savaştan başarıyla çıkan azınlığa eğ i l im i ve « ta l i hsizlere .. ya ni çoğun luğa « karş ı düşmanca tutum u .. da içeriyor. (6) Yönetici el ite devlet gücünün ka ld ı raçları « savaştan başarıyla ç ıkan .. zeng in ta bakaya « yaklaşma .. olanağı verdi ve çal ışan çoğun luk üzeri ndeki düşmanca tavrı teh l ikeli sonuç lar yaratt ı .
Bununla bir l ikte küçük burj uvazi i k i l i karakteri yüzünden başka b i r yol da izleyebi l i r, Şiddetl i sınıf savaş ımları n ı n etkisi a lt ında, onun en devrimci kes imi , işçi s ın ıfı n ın politik ve ideoloj i k konum lar ına g iderek daha
(6) V , i . Lenin , Tüm yapıt lar, c , 2 , s , 2 1 5. (Rusça)
29
çok yaklaşır ve son aşamada onun konumlar ın ı benimser. Pratikte ise bu. sosyal ist perspektife yönelen rad i ka l sosyal ve ekonomik reformlarda ifadesini bu lur. Demokratik Yemen bu gelişme biçimine bir örnektir.
1 950' lerde ve 1 960' lari n başlar ında halk lar ın devrimci savaşımlar ın ın tartışma götürmez başar ı ları n ı n yanıs ı ra. bazı ciddi olumsuz faktörler ortaya ç ı ktı ve gel işti . Bun lar daha son ra Arap kurtu luş ha reketinde b i r bunal ıma yol açtı . Yığ ı n lar ın eylemlerine şüpheyle bakan ve hatta düşmanca tavır takınan ve onları kendi vesayeti a lt ına a lma isteğ inde o lan yönetici çevreler demokratik özgürlükleri kısıt lamaya başlad ı la r. Lübnan olaylar ın ın b i r kez daha gösterd iği g ib i . ha lk arasında gel işmiş olan umursamazl ığ ın ve pasifl iğ in üstesinden henüz gel i nemedi. ate yandan devrimci parti ve örgütlerin eylem olanakları kesi n b i r şek i lde yalnızca polit ik sorunlara ind i rgendi . Oysa bu parti ler ve örgütlerle halk a rasında sık ı bağlar ın her şeyden önce. hergünkü sosyal ve ekonomik gereksi n im lerin sağ lanmasın ın ta n ınması . gara nti ed i lmesi çal ışmalar ı iç inde kuru lduğunu herkes b i l iyor. Burjuva ka rakterini sürdüren devlet aygıt ı ve başlang ıçta sosyal ve ekonomik gel işmede önemli devrimci b i r rol oynayan ekonomin in ha lk sektörü. ha lk kontro lünün yokluğu koşu l la rı nda bürokratik burj uvaziyi büyütüp yetiştiren büyük b i r kul uçka makinasına dönüştü. Giderek bürokratik burjuvazin in çıkarları parazit ve komprodor sermaye i le iyice kaynaştı. Ortaya. kendi ç ıkar lar ına h izmet edebi lmek iç in . ha lk ımızı sömüren ve yağmalayan emperya l i st tekellerle i şbir liğ ine yönelen. u lusal bağımsızl ığ ı ciddi o larak tehdit eden b i r sosyal tabaka çıkt ı .
Bir d iz i Arap ü lkesi nde polit ik dengenin kendi ya ra rına değ işmesin i kolaylaştıran ve asalak burjuvazin in biç imlenmesin i h ız landıra n başl ıca faktörlerden b i ri de petrol dola rla rıd ı r. (Ki bu .• onlar ın kendi i leric i . anti
!,!mperyal i st çizg i leri n i terketmeleri iç in de b i r neden oluyor) . Değiş ik devrimci eğ i l im l i pol i t ik ha reketleri ve örgütleri etki leme. çeşitl i entrikal a rla onların istikra rın ı bozma ve y ığ ın ları n istemleri n i karş ı layan b i r pol itika yürütmeleri n i engel leme a racı olarak. Arap gerici l iğ i mal i kaynaklarını g iderek daha çok ku l lan ıyor.
Bu petrol dolarlar ı Arap ü lkelerin i n sosya l -ekonomik gel işmesin i bozu yor. deforme ediyor. Gerçekten petrol gel i rleri . tek ge l i r kaynağı olduğu zaman ortaya. ç i rk in ve şeki ls iz b i r tüketim toplumu çık ıyor. Bunun karakteristik çizgisi şudu r : Nüfusun büyük bir kesim inde b i reyci eği l imlerin a rtması ve yu rtseverlik duyg uları n ı n giderek aşınmasıd ı r. Yaln ızca gerici petrol ü reticisi devletler a rasında deği l . aynı zamanda O rdün gibi onla ra mal i yönden s ık ıca bağ l ı devletler iç inde de bu hasta l ı k etkis in i gösteriyor.
Değ inmeden geçmemek durumunda olduğumuz b i r d iğer etmen de. bölgemizde çok büyük ölçülere va ran emek göçüdür. Yabancı ü lkelerde
30
3 mi lyondon fazla Mıs ırl ı çal ış ıyor. Nüfusu 2,5 mi lyonu aşmaya n Ordün ' den ya ln ız 300 b inden fazla insan d ı ş ülkelere geç im olanaklar ı a ramaya g itti . (1) Dte yandan kendi öz nüfusu (Suudi Ara bistan doğumlu nüfus) gerçekte yal n ızca 4 mi lyon (8) dolayında olo'n Suud i Arabistan'da 1 m i lyon 250 b in in üstünde Arap olmayan göçmen işçi var. (9) Dünya Bankası 'n ın istatistiklerine göre, 1 985'de 7 Arap devletinde (Ba hreyn, Kuveyt, libya, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirl ik leri) işçi s ı nıfı iç inde göçmenleri n sayısı % 57'ye yükselebi l i r ya da topla m olarak yaklaşık 3 mi lyon 550 bin o labi l i r. (10) Birleşik Arap Emirl i klerinde ve Kata,'da şu a nda ekonomik bakımdan aktif nüfusun % 85' i nden fazlasını yabancı la r ol uşturuyor. (11) Göçmenler a ras ında Arap o lmaya nlar en büyük grubu ol uşturuyor. Bun lar en çok Güney ve Güneydoğu Asya ü lkelerinden gel iyorlar. B i rleşik Arap Emirl ik leri' nde yayı n lanan "AI-Halec» gazetesi şöyle yazıyor : « Bun lar yabancı şi rketlerce ü lkeye geti ri lmiş ve kamplarda yaşayan, askersel eğitim görmüş, birbi rlerine s ık ıca bağlı g rupla rd ı r . » Bu d u rumun çal ışan insanlar a rasında an laşmazlıklara yol açacağ ın ı , ulusal proleta ryan ın örgütlenmesin i ve b i r a raya gelmesini güçleşti receğ in i , onların savaş ımlar ın ın gel işmesin i önleyeceğin i ve devrimci a l ternatifi n o lgun laşmasını yavaşlatt ığ ın ı görmek, h iç de zor olmasa gerek. '
Arap dünyası nda sosya l -polit ik ayrı m lar g iderek derin leşiyor ve s ın ıf savaş ımı yükseliyor. Ancak ul usal kurtu luş ve toplumsal i lerleme g üçleri, du rumun 1 950'Ierde ve 1 960' Iarı n başlarındaki d urumdan fa rkl ı o lduğunu hesa ba katıyorlar. Biz bunu ka pital ist yolun iz lenmeye başlandığı hemen hemen tüm Arap dünyasındaki gel işmelerde görüyoruz. Az önce bel i rttiğ im g ibi , başta Mıs ır olmak üzere baz ı eski antiemperya l ist rej imler açıkça dejenere oldu lar ve düşman kampa katı ld ı lar, d iğerleri ise i lerici gel işme yolunda i lerlemeyi d urdurd ular ve yeri nde saymaya başladı la '.
Bu ü lkelerin hem hükümetlerin in s ın ı fsal yapısında, hem de egemen kesimlerin yapısında değişmeler oldu. Her ne kadar b i rçok a landa yönetici çevreler küçük ve orta burjuvaz in in düşünce tarzı n ı sürdürmekte ona özgü yöntemleri uyg ulasalar da şu anda bazı istisnalar dış ında Arap d ünyasında hükümetler ne küçük ve orta burj uvazi n i n el indedir, ne de onları n ç ıkarla r ın ı d i le get i rmekted i r. Yönetici sınıf ın i na nçla r ından vazgeçmesi - örneğin Mısır'da - asla küçük ve orta burjuvazin in (bunla rı n
(i) Ordün Komünist Partisi Progra m Tezleri, Mayıs 1 983, sayfa 33 (Akapça) .
(8) Resmi rakamlara göre yaklaşık 8 mi lyon k i ş i (Not Red.) (9) "The Middle East», sayı 1 00, 1 983. ( 10) «The Middle Eası,>, sayı 1 00, 1 983, sayfa 34.
(il) J. S. Bi rks, C. A. Sinda i r, « Economic and Social I mpl ication of Current Development i n the Arab Gulf : The Oriental Connection-I n : Socia l a nd economic Development i n the Arab Gnef. London 1 980, sayfa 1 54.
31
çoğun luğunun) art ık Arap kurtu luş hareketine dah i l olmad ığ ı , ya da aş ı rı uçlarda yer a lan k imi leri n i n iddia etti kleri g ib i s ın ıf ına ihanet ettikleri an lamına gelmez. Tersine yaln ızca Arap u l usal kurtu luş hareketin i n dış ında kalmakla yet inmeyip, daha da öte düşma n kampa dah i l sosyal g üçlerin h izmetine g i ren, i nançları ndan vazgeçm işler, s ın ıfına ihanet ed i yor. Bu hareketin l iderl iğ in in buna l ım ıd ı r. O , kendi l iderl ik rolünü, y ı ld ı r ım h ızıyla, tarihsel b i r za man kesiti iç inde yitird i . Erki n bazı d iğer küçük burj uva katman ya da gruba aktarı lması çıkış yolu olamaz. Bu daha tehlikeli, sonuçları ise daha cidd i ve traj ik olurdu. Bizim gördüğümüz tek a lternatif işçi s ın ıfı n ı n g iderek etkin ve gerçek bir rol oynadığı u lusal-yurtsever bir b i rl ikti r .
Küçük ve orta burj uvazi n i n dejenere o lmuş kes im lerinin i f las ı ve bunal ımı ış ığ ında ; Lübnan'a yönel ik ısra i l sa ld ı rı s ın ın a rd ı ndan , yen i lg in in ve başarıs ız l ığ ın sorumlu luğunu öteki sosyal güçlere, - işçi sı nıfı ve pa rtisi de iç inde - onların ideoloj i leri ve polit ik örgütleri üzerine yükleme g i ri ş iminde hiçbir i nan ı rl ı k yoktur. Biz bu g i ri ş im i kesin l i kle reddediyoruz. Küçük ve orta burjuvazi n i n Arap u l usal kurtuluş hareketin i n başında bu lunduğu sürenin tümü, baştanbaşa y ığ ın ları n rolünün zor yoluyla sıf ıra ind i rgendiği ve işçi s ın ıfı nı n, polit ik öncüsü komün istlerin sürekli o larak ezi ld iğ i ve sa ld ı rı la rla y ıpratı ld ığ ı b ir sü reç oldu. Bu d urumda on lar, ' Arap bir l iğ i sorunu ve Fi l istin sorunu da içinde ulusal sorunun çözümü iç in i leri sürülen burjuva-m i l l iyetçi reçetelerin başarısızl ığ ından sorumlu tutu lab i l i rler m i ? Bu konuda işçi s ın ı fı n ı n programın ın uygu la masına yönel i k bir g ir iş im oldu mu? Işçi sınıfı emperya l ist-siyonist saldırıyı du rdu rmoda başarıs ız l ığa düşen herhangi b i r ü lkede erkte miyd i ?
Arap ü lkeleri komünistlerin i n k im i a lan larda eksik l ik leri, hataları o lduğu!",u (bunlar kuşkusuz oldu) söylemek başka şey, komünist partilerin i n önerd ikleri a l ternatifin bunal ım içinde olduğunu iddia etmek başka şeyd i r. Arap ülkeleri işçi s ın ıfı partiler in in programların ın ana çizg ilerin i n ve amaçların ın temelden doğru olduğu g iderek daha iyi an laşı l ıyor. Bu ana çizgi lerin ve amaçla rı n desteklenmesinde Arap mi l l iyetçi leri n i n en devrimci kesimi daha yakın konumlar a l ıyor. Bu d urumda devrimci alternatifin bunal ımındon sözetmek, yığ ın ları n gelecekten umutlar ın ı kes ip atmak, on ları n kafaları na u mutsuzluğu yerleştirmek ve utkuya g iden h içbir yol ka lmadığı iz len im in i ya ratmaktı r.
Biz, Arap kurtu luş hareketi n in zorl u deneyim sürec in in aş ı lmas ın ın o lanakl ı o lduğuna, stratej i k çizg imiz in reddedi lmez biç imde doğru old uğuna , tersine değişen d uruma uyg u n olması iç in yen i eylem yöntemleri ve takti kleri a rama ve bun la rı sürekli mükemmelleşti rmenin olanakl ı o lduğuna inan ıyoruz. Kend i ü lkesindeki karmaşık d urumla bağlant ı l ı ola rak elbette her part i , kendi yöntem ve taktikleri n i gel işti riyor. Bunun la b i rl ikte Arap dünyas ın ın tümünü kapsayan genel pratik sonuçla r da vard ı r.
32
Birincisi: Yığ ın larca kabul ed i lebi l i r ve desteklenebi l i r devrimci b i r a lternatifin olgunlaşmasın ı h ız landırmak gerekiyor. Ancak bu. demokratik özgürlük uğruna yorulmak b i lmeyen b i r savaş ım ı gerektiriyor. Hiçbir şey gökten zembi l le i nm iyor. Demokratik özgürlükler işçi s ın ıfı iç in. yal n ızca kendi ideoloj i k ve polit ik görüşleri n i ve tavır ları n ı açıklama hakkın ı değ i l. özel l ik le de halk ın bel l i başl ı dertlerin i . gereksin imleri n i b i ra raya getirme. onlar ı karşı lama yol lar ın ı a rama olanaklar ın ı da içeriyor. Pol i t i k slogan lardan çok. yığ ı n lar ın güvenini kazanmaya ve onlar ı savaşıma katmaya gereksi n im vard ır . Bu noktada d i kkati. yorulmaksız ın sosyalekonomik sorun lara çevirmek gerekiyor. Bu sonuç. biz im işgalci lerce ezg i a lt ı nda tutu la n yerl i ha lk ın gün lük çıkarla r ın ın savunulmasında çeşit l i örgütsel yol ve yöntemlerin ku l lan ı ld ığ ı işgal a lt ındaki bölgelerde ed i n d iğ im iz deneyimim izden ç ıkıyor.
ikincisi : Ya lnızca tüm Arap dünyas ın ı i lg i lendiren genel u l usal d uygu ve sorunlar ın y ığ ın ları harekete geçiremiyeceğ in i Lübnan alayla rı gösterd i . Arap dünyası n ın s ın ı rla rınca kuşatı lmış olmaktan kaç ınman ın büyük önemi vard ı r. Çünkü tüm dünya çapındaki u l us lara rası dayan ışma büyük etkis ini gösterd i . Dünyan ı n değişik bölgelerindeki ba rış. demokrasi ve sosyal i lerleme savaşç ı ları n ı n desteklenmesi ha reketi i le genel u lusal konulardaki eylem leri bir leştirmede daha enerj ik olmal ıyız. Burada in isyatif kendi leri ve öteki i lerici. yurtsever güçler. partiler. örgütler. hareketler i le u lus lara rası a landa başta sosya l ist ülkeler ve diğer devletlerin işçi s ın ıf ı parti leri a ras ında koordinasyon ve kooperasyonun biçimler in i gel iştirmek zorunda olan komünistlere düşüyor.
üçüncüsü: Emperyal izmin. siyonizmin ve gerici l iğ in sa ld ı r ı ları püskürtü lürken tüm a lan larda aynı zamanda başarıya bel bağlamak doğru olmaz. Düşman kamptaki zayıfl ı k ve çatlak lar d ikkat ve özenle a raştırı l mal ıd ı r. i n isyatifi düşmanın e l inden a lmak ve henüz Ara p kurtu luş hareketi n i n a leyhine olan d urumu değ iştirmek için. kan ımızca güçleri boş yere sa rfetmekten kaçınmak. esas vuruşu devrimci darben in ind i ri lmesi iç in en uygun koşul lar ın o lduğu yöne yapmak gerekiyor.
Dördüncüsü: Tüm bel irt i ler. devrimci değiş ik l ik zaman ın ın yaklaştığ ın ı gösteriyor. Pekçok yerde bu değişikl ik lerin henüz denenmemiş yol la rdan gerçekleşmesi olası d ı r. Devrimci aktifl i k ve savaş ım ın tüm biç imler in i benimsemek kaçın ı lmaz oluyor. Bu. komünistler ve öteki i lerici yurtsever güçlerin beklenmedik değişik l iklere hazır l ıksız yakalanmamalar ı iç in sa vaşımı gerektiriyor.
Beşincisi : Devrimci g üçler. part i ler ve örgütlerin Arap kurtuluş ha reketi yönet im in i yeniden ele a lmalar ın ın geçmiş in basit b i r tekrarı o lmayacağına inan ıyoruz. Dzel l ik le savaşıma g i rişmeyi üstlenen devrimci bağlaş ık l ığ ın çekirdeği olan i şç i s ın ıf ı ve onun partisi n i n rolünde mutlaka nitel i ksel değişmeler olacaktı r. Bu rolün dayatı lamayacağ ın ı ve öznel b i r
33
istek o larak ortaya çıkamayacağ ın ı söylemeye gerek yoktur. Devrimci alternatif o lmak demek, herhangi bir biçimde emperyal izme ve ısra i l sald ı rgan iarına karşı o lan yönetici çevreleri görmezlikten gelmek olmadığ ı gibi , on lar ın kurtu luş savaşlar ına yard ım etme olanaklar ına karş ı küçümser tavı rla r takınmak da deği ld i r. Ama devrimci hareket eğer bu rej im ler ik i taraf a ras ında bocalayıp d urur larsa, zayıfl ık lar ın ı ortaya sererlerse, elbette bu rej im lerle uzlaşmamal ıd ı r. Biz, onlar ın genel u lusal savaşıma katı lma ların ı geniş letme yolunda güç sa rfetmeliyiz. Savaş ımdaki güçlü b i r büyüme (geçmişte old uğu g ibi) gerici rej im ieri şu ya da bu yana katı lmaya zorlayab i l i r ve Ara p ulusal kurtu luş ha reketi n in ka rşı saldı rıyı yükseltmesi iç in koşu l lar yaratabi l i r.
Ş imdik i karmaşık ve tehl ikeli du rum, barış, demokrasi ve sosyal i lerlemeyi üstün tutan tüm halk lardan aci l , uyum lu ve enerj i k bir eylemi gerektiriyor. Ozgürlük, u lusa l bağ ımsızl ı k ve halk ımız ın varl ığ ı tehl i ke içi ndedir. \J Ikelerindeki emekçi insanlara karşı komünistleri n , u lus lara rası proleta ryan ı n ve yeryüzündeki tüm halk lar ın görevi, emperya l izmin, siyon izmin ve gerici l iğ in uğursuz plan ları n ı bozmak ve a ntik uyga rl ı ğ ı n beşiği ola n O rtadoğu 'nun insan l ıktan koparı l ıp, nükleer Golgota tepesi hal ine geti r i lmesi n i ön lemektir.
34
Yığanların çıkarlarının sözcüsü
Haydar Kutlu
Türkiye Komünist Partisi MK Genel Sekreteri
1 983 sonbaharı nda Türkiye Komünist Partis i 'n in 5. Kongresi yap ı ld ı . TKP Merkez Komitesi' n in bu olayla i lg i l i d uyu rusu Türkiye i şç i s ın ıfı n ı n b i l inç l i kesi minde, partimiz in tüm dostlar ı arası nda büyük sevinç ve coşkuyla ka rş ı landı .
Pa rtim iz in kongres in in toplanması , b iz im iç in ta rihsel b i r önem taşıyor. Bundan önceki 4. Kongremiz 1 932 yı l ında yapı lmıştı. Aradan geçen uzun sü r.e boyunca, part imiz, ağ ı r sa ld ı rı , tutuklama ve koğuşturmalara karşın varl ığ ın ı ve savaşı m ın ı sürdü rmüş, ama kongres in i toplamayı başara ma mıştı. Ve işte ş imdi pa rtimiz, 1 2 Eylü l 1 980'de kurulan askersel d i ktatörlüğün saldır ı lar ı sonucu a ld ığı ağ ı r ya ralar ı büyük ölçüde sarmayı başara rak ve geric i l ik dönemi nde ortaya çıkan y ı lg ın l ı k, fraksiyonculuk ve oportünizm eği l imlerini yenilg iye uğ ratarak, i l lego l ite koşul lar ında 5 . Kongres in i toplamış , büyük b i r başar ı sağlamıştı r.
Kongre öncesinde tüm parti örgütleri, partimiz in geçmişteki çal ışmala rı n ı n değerlend i ri lmesi ne ve kongren in oybir l iğ iyle kabu l ettiği yen i parti programına temel olon « Mustafa Suphi 1 00. Y ı l Tez leri nn in ta rt ış ı l masına aktif o larak katı ld ı . Kong re öncesi nde b i r d iz i parti konferansı yapı ld ı . Böylece 5. Kong re i l lego l ve süre
·k l i koğuşturma a lt ındaki b i r ·
pa rti iç in o lanak l ı en demokratik uyg ulama i le toplandı .
5. Kong re, Türkiye Komünist Partisi ' n i n Ma rksizm-lenin izm ve proleter enternasyonal izmi i lkelerine s ık ı s ık ıya bağl ı o lduğunu ve ü lkemizdeki sınıf savaş ım ın ın özel l i kleri nden hareket ederek bu i l keleri ya ratıcı biçimde uygu lamaya çal ışt ığ ın ı kesi n biçimde gösterd i . Kongre, TKP'n in her tür koşulda, parti yönetim in in ve savaş ım ın ın sürek l i l iğ in i sağ lama gücüne u laştığ ın ı ortaya koydu.
Kongreyi, geçenlerde, 18 Kasım 1 983 günü yit i rd iğ im iz TKP Başkan ı i'. Bilen yoldaş yaptığı b i r konuşmayla açtı. i . Bilen yoldaş, hazı r lanması içi n büyük emek harcad ığ ı Kongreyi , partimiz in bu sevinçl i g ününü görebi ld i . Pa rt imiz in 1 970' I i y ı l la rda yen i atı l ıma geçerek, y ığ ın larlo bağ la nmasında, ülkenin polit ik yaşamın ın ayrı lmaz ve etki l i b i r parçası du rumuna gelmesinde i . Bi len yoldaşı n rolü beli rleyic id i r. Tüm yaşamın ı emperyal izme ve gerici l iğe karşı savaşıma, işçi s ın ıfın ı n davasına adamış o lon i . Bi len yoldaş ın an ıs ın ı partimiz, Türkiye işç i s ın ıfı her zaman canlı tutacaktır.
35
Kongrede kabul ed i len yen i parti prog ramı , u l uslara rası a landa Amerikan emperya l i zmin in sald ı rgan politikası sonucu olağanüstü a rtan sa vaş tehl ikesi, Türkiye'de önleyici b i r karşı devrim nitel iğ i taşıyan askersel devirme ve bunu izleyen dönemde faşist ka rakter kazanan bir d iktatörlüğün kuru lması d ikkate a l ı na rak hazırlandı . Kongre bu olg u la rdan yola çı karak, tüm barış yanl ıs ı ve d iktatörlük karşıt ı güçlerle geniş bağlaşıkI ık lar ku rma, yığ ı n lar ın savaş ım ın ı yükseltme görevler in i saptadı . Parti strateji ve taktiğ in i yen iden d üzenled i .
Yeni parti programı , yaşam ın ived i ola ra k önümüze koyduğu görevlerin çözümüne yöneliyor. Dünya barış ına katkıda bu lunmak, Türkiye'yi b i r atom savaşı nda yokolmaktan korumak, onu ABD emperya l i zmin in bölgedeki jandarması yapma p lan ın ı ön lemek, d i ktatörl ük rej im in i y ıkmak ve ulusal demokrasiyi kurmak görevlerini saptıyor. Prog ramda çerçevesi çizilen ulusal demokrasi, işçi s ın ıfın ın , köylü lerin, esnaf ve zanatç ı lar ın , yurtsever erlerin, assubay ve subaylar ın , ayd ın lar ın ve gençl iğin , küçük ve orta işletme sahiplerin in , u l usal hakları çiğnenen Kürt halk ı n ı n , d iktatörlüğe karşı ç ıkan tüm g üçlerin ortak çıkar ve istemlerini ifade ediyor. Emperya l izme ve işbirl ikçi ol igarşiye ka rşı koya n tüm bu sınıf ve katmanJar ın erk in in kurulmasını öngörüyor.
Prog ra m, u l usal demokrasi n i n kurulmasından sonra işçi s ın ıfı n ı n hegemonyas ın ın g üçlendiği ölçüde ve çeşitl i evrelerden geçerek tamamlana-cak olan a ntiemperyal ist demokratik halk devrim i yoluyla bütünsel devirimci b i r süreç içinde, Türkiye'de sosyal izmin kurulmasın ı öngörüyor. Böylece prog ram, yaln ızca toplumumuzun ezici çoğun luğunun ived i ve yakıcı -çıkarları n ı ifade etmekle kal mıyor, aynı zamanda işçi hareketi n i n uzun er iml i hedefi n i de formüle ediyor, bu hedefe ulaşman ı n yolunu gösteriyor.
5. Kong rem iz in toplanmasından hemen sonra yer a lan gel işmeler part imiz in savaş ım çizg is in in doğru luğunu kanıtlad ı .
Faşist d iktatörlüğe parlamenter görünümlü sivil b i r k ı l ı f geçirmek -amacıyla düzenlenen 6 Kasım 1 983 seçimleri, Batı l ı emperya l ist çevrelerin göstermeye çal ı şt ığ ın ın tam tersine, ü lkemizde demokrasi yolunda bir gel işmeye yol açmad ı . Cezaevlerinde onbin lerce pol i t ik tutuklu va r<l ı r. Grev ve özgür toplu sözleşme yasağı , bası n üzerindeki ağ ı r sansür, s ık ıyönet im sürüyor. Seç im lerden sonra, ABD ve Batı Avrupa emperyalist;Ieri halk düşmanı , demokrasi düşmanı d i ktatörlüğe sağladıklar ı çok yön lü ·desteği hakl ı göstermek için, NATO ü lkesi Türkiye'de a rt ık demokrasiye .geçi ldiği yolundaki ya lanlar ı yaydı kları günlerde, ıstanbul'da sıkıyönetim mahkemesinde Türkiye Barış Derneğ; 'n in 23 yeneticisi 8 yıla varan ağ ı r hap is cezalar ına çarptır ı ld ı l a r. Sıkıyönetim mahkemesi barış ı , yumuşamayı, halk lar a rasında dostl uğu savunmanın , ABD emperya l izmin in sa l d ırga nl ığ ına karşı savaş ım vermenin, « ko mü nist çal ı şma" ve « Sovyetler 'Bir l iği 'ne hizmet>. olduğuna karar verd i . i sta nbul Sık ıyönet im Komutan -
36
I ığ ı , sayfa larında i. Bilen yoldaş ın ölüm i lan ı yayınlandı d iye ülkenin en büyük ik i gazetesinden b i ri olon gerici, a ntikomünist « Hürriyet . . gazetes in in yayın lanmosın ı bel i rl i b i r süre yasoklodı .
6 Kas ım seçimleri özünde rej im in bunal ımın ı daha do deri nleşti rd i . General lerin her olonakla destekledikleri Mi l l iyetçi Demokrasi Partisi seçimlerde en az oyu a ld ı . Seçimlerin sonuçları, ha lk ın d iktatörlük rej imine olon tepkis in i , değiş im isteğ in i ortaya koydu . Komünistler ve k imi öteki sol örgütler seçmenleri, seçime katı lmasına iz in verilen ve askersel rej imi destekleyen üç partiye de oy vermemeye çağ ı rd ı lar. Ne k i rej ime ağır b i r darbe i nd i ri lemedi. Part imiz in tüm g ir iş imlerine karşın sol güçler etki l i b ir b ir l ik oluşturamadı lar. Pol it ik hakları t ıpk ı so l g üçler g ibi el ler inden a l ı nmış olan Adalet Partis i , Cumhuriyet Halk Partisi ve Mi l l i Selamet Partisi g ib i burjuva parlamenter rej im in i savunan çeşitli burjuva partileri kendi a maçları doğrultusunda bi le kararl ı b i r tutum almad ı la r.
Halk ın d iktatörlüğe ka rşı tepkis ini Anavatan Partisi sömürdü . ABD ve öteki emperya l ist çevreler ve yerl i tekelci burjuvazi Anavatan Partisi 'ne tom destek verdi ler. Bu çevreler açık baskı ve terör rej imine sivil bir kı l ıf geçi ri l i rse, onun kendi çıkarlarını daha iyi savunocağın ı düşünüyorlar.
Anavatan Partisi Genel Başka nı olan ve d iktatörlük rej im ine karş ı çı kmayan Turg ut Dzal ik i y ı l cunta hükümeti nde başbakan ya rd ımcı l ığ ı yapmışt ı r. Seçimleri kazanan ve yeni hükümeti kuran bu « teknokraı » ulusla rarası tekellerle, IMF ve Dünya Bankası 'yla s ık ı i l işki ler iç inded i r. Generaller i le Dzal a ras ında erkin sürdürülmesiyle i lg i l i somut sorunla rda Çıkan ve ç ıkacak olon çelişki leri her ik i tarafı n da «anayasaı .. k ı l ıflı d i kta törlük rej imin in korunması doğrultusundaki uzlaşmalada g idermeye çal ışacakları açıkt ı r. Kaldı k i , yürürl ükteki a nayasa tüm belirleyici konumlarda kara r olma yetkis in i eski genel ku rmay başkan ı ve ş imdik i Cumhurbaşkan ı Evren'e veriyor.
Genera l ler ve Dzal, halkta mevcut durumun değişmesi yönünde g üçlü b i r istek olduğunu bi l iyorlar. Bu istek açık şeki lde ifade edi lmemiş olsa do, halk yıl la rd ı r zorbal ı kla bastır ı lan iş, ekmek, toprak, sosyal adalet istemleri doğrultusunda somut ad ım lar at ı lmasın ı istiyor. Yeni hükümeti n tüm vaadlerine karş ın bu yolda tek b i r ad ım bi le atmayacağ ın ı y ığ ın lar ın aç ık olarak görmesi uzun b i r süre gerektirmiyecektir. Yeni hükümetin programı , önceki askersel rej im in politikası doğrultusundad ı r. Bu program, iMF doyatmoları uyarı nca emekçilerin kemerleri n i n daha do s ık ı l masına, yabancı sermayenin kôrların ı a rtı rmaya, yerli ve yabancı tekellerin ü lkeyi daha geniş b iç imde sömürmesi ve yağma la ması iç in gerekli koşulla rı yaratmaya, m i l itarizmin tı rmandırı lmasına, si lahıanma harcamaların ın a rtır/ lmasına, ABD emperyal izmi i le daha sıkı i şb irl iğ ine yönel ik
37
önlemlerden o luşmaktadır . Bu koşu l la rda, TKP 5. Kongresi 'nde de bel i rt i ld iğ i g ib i , önümüzdeki dönemde yığ ın lar ın hareketlenmesi, y ığ ın hareketi n in can lanması beklenmel id i r.
Burjuva muha lefeti, rej im in d ı ş ına ç ı kmadan, onun la pazarl ık lar ve uzlaşmalar yoluyla ad ım ad ım burjuva demokratik b i r düzene geçmeye ça l ışıyor. Ama biz im kan ımıza göre, ha lk ın ve ü lkenin sorun lar ın ın köklü biçimde çözü lmesi, demokratik hak ve özgürlüklerin eksiksiz tan ı nması , faşizm in dayanakları n ı n yok edi lmesi, devirmelerin kökünün kazı nması , m i l itarizmin toplum yaşa mından sökülmesi zorun lud ur. Bu yöndeki önlemler ise ancak kötü lükler in kökenine yöne l in i rse etki l i o labi l i r. Kong rede, emperyal izmin , en başta ABD emperyal izm in in ve işbirl ikçi o l igarş in in konumlar ına ağ ı r da rbeler ind i ri lmesi, ekonomi ve devlet üzerindeki egemenl ik leri n i n s ın ı r land ı r ı lması ve g iderek ortadan ka ld ı r ı lması gerektiği bel i rt i ld i .
Bu, ş imdi her zamankinden daha zorun ludur. 6 Kas ım seçimleri sonra s ında Türkiye'deki d iktatör lük, ABD emperya l i zmin in Doğu Akdeniz ve Ortadoğu'daki sald ı rgan p lan lar ın ı destekleyen b i r dizi ad ım attı. Tü rkiye, Washington'a Adana'daki ınc i r l ik üssünü Lübnan'daki barbarca sa ld ı rı la rında destek o larak ku l lanma izn i verd i . Kuzey Kıbrıs'da, 1 974'ten ' bu yana askersel işgal a lt ı nda tuttuğu bölgede ayrı l ıkçı b ir Türk devleti i l an ettirerek Kıbr ıs ' ın NATO plan ları doğrultusunda bölünmesine yönel d i . ABD yönetim i , Batı Avrupa'ya « Persh ing » roketlerini yerleştirdikten sonra yeni s i lah lanma turunda Türkiye'ye de komşumuz Sovyetler Birl iğ i 'ne yönel ik « Pershing» roketleri yerleştirmeye haz ı rlan ıyor. (1)
Tüm bu gel işmeler, Tü rkiye'n in Amerikan ç ı ka rları için bir savaşa sürüklenmesi tehl ikesin i o lağanüstü a rtı rıyor.
Bugün ü lkem izde 5. Kong re'n in öne koyduğu görevleri başarıyla yerine geti recek s ın ıfsa l ve pol it ik g üçler vard ır . Ortak bir program çevresinde bun lar ın b i rl iğ in i sağ lamak b i ri nci l önem taşımaktadır .
Tüm u l usa l demokratik g üçler in tek cephesin i o luşturmada tutulacak ana halka ned i r ? Yen i parti prog ramımız bu soruyu « mi lyonlarca emekç in in tabanda günlük savaş lar iç inde eylem bir l iğini gerçekleşti rmek » olarak ya nıt ladı . Bu temel Marksist-Lenin ist i l ke Türkiye'n in somut koşu l la r ında özel b i r önem kazanıyor.
(1) TKP, böylesi p lan ları n varl ığ ın ı i l k kez Şubat 1 982'de ha lk ımıza du yurdu . (Ba k : «Atı l ı m », Şubat 1 982, sayı 98 ve 4 Şubat 1 984 gün lü «Atı l ı m » özel sayısı) Türkiye'de, Washington'un ç ıkar lar ı doğrultusunda bir kamuoyu ol uştu rmak ve Sovyet tehdidi yalan ın ı yaymak iç in özel o larak oluşturu l m uş olan SiSAV ad i ı kuru luşun 1 983 Kasım ında düzenled iği bir sem inerde, ABD temsi lcisi A. Codovi l la «Tü rkiye'n i n yen i Amerikan raketlerine gereks in imi vard ı r » d iye konuştu (Bak : « Günayd ı n », 27 Kasım 1 983).
38
Son 1 0- 1 5 yı l içinde ü lkemiz polit ik yaşamında gerek sağda gerekse solda yer a lan tüm polit ik parti ler derin bölünmelere uğradı lar, iç ka vgalara sahne oldular. Pol i t ik görüşleri h ız l ı değişik lere uğradı . Sınır l ı b i r burj uva parlamenter rej im in bi le uzun süre yaşama olanağ ın ı n o lmadığ ı ortaya çıktı . Parti lerin pol it ik sistem içi ndeki rolleri g iderek azaldı , buna karş ı l ı k ordu üst yönetim in i n ve g iz l i servisleri n , aynı zamanda işveren örgütlerin i n devlet üzerindeki ve politik yaşamdaki etk i ler i hızla a rttı.
Bu gel işmelerin temeli nde, kapita l izmin orta derecede gel işmiş olduğu, emperya l izme bağ ım l ı b ir ü l ke o lan Türkiye'deki ekonomin in çokya pı l ı ka rakteri ve yapısa l bunal ımı yatıyor. Kapital izm öncesine ve kapital izm in i lk , gel işmiş ve son aşamalarına özgü üretim i l işk i leri b ira rada varl ı ğ ı n ı sürdürüyor. Ya rı feoda l i l işki ler, önem leri aza lm ı ş olsa da yok olmam ıştı r. Küçük meta ü ret imi hôlô çok yayg ınd ı r. Kapital ist i l işki ler k ısa bir sürede h ızla gelişmiş olsa da, ekonomide küçük ü retim öneml i yer tutuyor. 60' 1 1 y ı l la rda oluşmaya başlayan tekelci burjuvazi, emperya l izmin ve devletin desteğ iyle h ız l� güçlend i , üret im in yoğunlaşmasın ın ve merkezi leşmes in in oldukça düşük bir düzeyinde, ekonomide öneml i konumlar e lde etti. Genişleti lmiş yeniden üretim in ana iş levi n i devlet sektörü yeri ne geti riyor ve yapı lar a rası görece uyum devletin düzenleyici etk in l iğ iyle sağ lan ıyor.
Tekelci devlet kapita l i zm in in i l i şki lerinden g iderek daha çok yararlanan, politik erki kendi çıkarları için daha çok ku l lanan büyük burjuvaz i güçlen iyor. Tekel ler in yabancı sermayeyle işbir l iğ i g üçlendi , Türkiye'n i n emperya l izme çok yönlü bağ ıml ı l ı ğ ı a rttı . Tüm bun la r ekonomik yapıdaki ora nsızl ı k ları daha da a'rtı rd ı . Toplumun s ın ıfsa l ayrışması hız landı . Ama ü retici g üçler in gel işme düzeyi düşüktür, ü retim sürecinde süregen t ıkan ı k lar gözlen iyor. Sosya l -ekonomik yapıdaki buna l ım , sert s ın ıf çatışmalarına ve süregen politik buna l ım lara temel ol uyor.
Bağ ım l ı bir tekelci devlet kapita l izm ine özgü i l işki leri n gel işmesi , devlet ile tekellerin a rtan ölçüde içiçe geçmesine yol açıyor. Ordunun yönetime el koyması sonucunda, ordunun üst kes imi ve bürokratik burj uvaz in in en tepesi işb i rl ikçi tekelci burj uvaziyle daha da yakı nlaştı . Böylece ekonomiye ve devlete egemen olan ol igarş ik bir yapı ortaya ç ı kt ı . Büyük toprak sah ipleri n i n ve aracı-spekülatör kapital istlerin en koda manlar ı da bu yapı içinde yer a l ıyorla r. Işbir l ikç i o l igarş i , Türkiye'de egemen l iğ in i ancak faşist, ya rı faşist, otoriter baskı rej imieriyle ayakta tutab i l i r.
Işbi r l ikçi tekelci burjuvaz in in , burjuvazin in öteki kesimlerin in de zarar ına güçlenmesi, egemen sı nıf lar içinde faşist, gerici, tutucu ve l i bera l eğ i l imlerin h ız la ayrışmasın ı getirdi . Orneğ in , önceleri, 60' 1 1 ve 70' I i y ı l la rda egemen s ın ıfla r ın geniş kes imler in in ç ıka rların ı b i r a rada ifade edebi len gerici Adalet Partisi ş imdi hem bölündü hem de daha gericileşti.
39
Aynı süreç ulusal burj uvaz in in ve bürokratik burjuvaz in in ç ıkar larını b i r l ikte ifade eden Cumhuriyet Ha lk Partisi içinde de yaşandı . 1 960' Iar ın sonunda ve 1 970' Ierin başında CHP'den kopan ve daha çok bürokratik burj uvazin in ç ı kar ları n ı savunan yen i partiler kuru ldu.
1 973'te geç i rd iğ i bölünmelerden sonra burjuva reformist bir prog ram la ortaya çıkan ve bununla u lusal burjuvaz in in , tekel d ış ı kapita l istleri n , köy burjuvazis in in ve orta katmanlar ın çıkarlarını ifade eden CHP, geçen dönemde kendi içinde b i r d iz i fraksiyona bölündü. Bu fraksiyon lar iç inde tutucu konumda olanlar ın yan ıs ı ra b i r k ısmı sosyal reformizm i le burjuva reformizmin in karmaşası görüşler savunanlar, popül i st b i r çizgi gel iştirmeye çal ışanlar da va rdı r.
Cumhuriyetin kurucusu Atatürk'ün a ntiemperya l ist i l kelerine bağl ı ka lan ve daha çok geniş orta katmanları n ç ıkarları n ı ifade eden devrimci demokrat Kemal ist akım 1 960' Iar ın sonunda Türkiye'de önemli b i r pol it ik güçtü. Bu çevreler b i rkaç kez tepeden devirme g iriş im inde bu lundu , ama bu denemeleri n tümü başa rısızl ık la sonuçlandı . Bu ak ım ın etkisi g iderek azaldı ve kendi iç inde çeşitl i kol la ra ayrı ld ı .
1 960' Iar ın sonu nda a ntiemperya l ist genel demokratik gençl ik hareket in in içinden çıkan sol rad ika l akımlar, bugün ir i l i ufaklı çok sayıda g ruba bölünmüş durumdadır.
Ez i len Kürt ha lk ın ın u l usal ve demokratik haklar ın ı savunan Kürt u lu sa l ha reketi de bi rçok parçaya bölünmüş d u rumdadı r.
Türkiye işçi s ın ıfı, geçen dönem içinde toplumda sayısal gucunun çok üstünde bir rol oynama yeteneğinde o lduğunu gösterd i . 60'11 ve 70' I i yı l larda işçi s ın ıfı n ı n send i ka l savaş ımı top lumsal yaşamı derinden etki led i . Sanayi proletaryası çok öneml i pol it ik savaş ım deneyimi kazandı . Marksist-Lenin ist ideoloj i ile işçi ha reketi n i n bir leşmesi süreci önemli ad ım lar attı. i şç i hareketi öteki demokratik g üçler üzeri nde, CHP'n in k imi kes imleri üzerinde, devrimci demokrat Kemal i st çevreler üzerinde, Kürt u lusal hareketi üzerinde ve sol rad ikal hareketler üzeri nde o lum lu etki lerde bu lundu.
Sosya l -ekonomik yapıdak i bunal ım lar, toplumsal -polit ik gel işmedeki a lçal ış ve yüksel iş ler elbette pa rt imizi de etki led i . Parti s ıralarında « sol » oportünist, fraksiyoncu eğ i l im ler boy verdi . Ama partimiz bunlardan' ar ınmayı ve ideoloj ik , polit ik ve örgütsel b irl iğ in i koruyup g üç lendirmeyi güç de olsa başard! .
Partim iz bunu , işç i s ın ı fı n ı n öncü kes imleriyle sağ lam bağlar kurmayı başarmasına, Marksizm-Lenin izm ve proleter enternasyonal izmi i lkelerine bağl ı l ığ ına , dünya komün ist ha reketiyle bir l ik ve dayan ışmasına borçludur.
40
Geçmiş dönemin ve son zamanlarda ol uşan d urumun ana l izi şu sonuçları çıkarmamıza o lanak veriyo r :
Bugün Türkiye'de ideoloj i k v e pol itik savaş ım a lanında i k i birbir ine karşıt ç izgi iy ice bel i rg in leşm iştir. B i r yanda Amerikancı , faşist, gerici güçlerin ha lk ın u l usal çıkarlar ına ihanet, emekçi leri n kemerlerini s ıkma, ara l ıksız baskı ve terör uyg ulama, Pentagon'a omuz verme çizgisi . Ote yanda TKP'n i n uyg uladığ ı ç izg i , barış ve demokrasi iç in, tüm ulusal demokratik g üçlerin ç ıka rları iç in savaş ım çizg is i .
5. Kongremiz, u l usal demokrasi n in ancak işçi s ın ı fı n ı n öncü lüğünde kuru labi leceğ in i , ancak işçi s ın ı fı n ı n öteki d i ktatörlük ka rşıtı g üçleri b i rleştirme yeteneğ inde o lduğunu ve TKP güçlenmeden, ü lkemizin h iç b i r temel sorununun çözülemeyeceği sonucuna vard ı .
Partimiz şu görüşted i r : i lerici polit ik g üçler in s ı ra la rı ndaki bölünme ve an laşmazl ık lara son vermek o lanak l ıd ı r. Bunun iç in bu güçleri n işçi s ın ı fıyla daha s ık ı bağ lanma lar ın ı sağ lamak gerekiyor. Komünistler, en başta işç i s ın ıfı o lmak üzere tüm s ın ıf ve katma n lar içi nde, geniş köylü yığ ı n la rı içinde, orta katman ların , aydın lar ın s ı ra la rında, kent yoksulla rı iç inde, Kürt halk ı iç inde ve ülkemizin her bir coğrafi bölgesinde, her il ve i lçede özgü l öze l l ikleri d i kkate o larak y ığ ın çal ışmasın ı yükselteceklerdir. Böylesi bir ça l ı şma i l lego l ite koşu l larında, sürekli pol i s izl emesi alt ında el bette güçtür. Ama son ik i y ı l ı n deneyimi gösteriyor ki, ha lk ın u lusal ç ı ka rla rın ı n en a rdıc ı l sözcüsü, e n önde gelen savunucusu olan TKP, çok d a h a fazla işler yapabi lecek yetenekted ir . Komün istl er en önde, savaşı m ı n en sert g ittiğ i yerde, en çok özveri n i n gerektiği yerde ne kadar çok savaş ım veri rlerse, tüm ha lk ın güçler in i bi rleşt irmesine o denl i daha çok yard ı m etmiş olacaklard ı r. Sendikalarda, kooperatiflerde, öteki meslek örgütlerinde, gençl ik ve kad ı n hareketi nde, Kürt ulusal ha reketinde partim iz in temel belgisi b ir l ikt ir.
U lusal demokratik güç leri n b ir l iğ i iç in savaş ım ın gerekl i l iğ inden söz ederken, biz her şeyden önce sol g üç lerin tepeden ve taband a n b i rl iğ in i gözönünde bu lundu ruyoruz. Partimiz bu yönde a ra l ıksız ve ş imd i l i k küçük de olsa o lumlu sonuçla r getiren ad ımlar atıyor. Burada ana sorun, i lerici güçlerin s ı ra la rında yı l la rın o lumsuz deneyleri sonucu o luşmuş ola n karş ı l ı k l ı sübjektiv g üvensizl i kleri ortadan kald ı rmak, ayn ı zamanda u l uslararası sosyal demokrasi n i n ve .. Yeni Sol » çevrelerin sol güçlerin s ı ra lar ına sızdı rmaya çal ıştı k ları a nt ikomünist, a ntisovyeti k görüşleri önlemektir.
Sosya l - s ın ıfsa l ayrışmalar ın çok h ız l ı o lduğu ve sın ıf lar ın oluşma, i st ikra rl ı b i r nitel ik kazanma sürecin i n henüz tamamla nmadığı , kozmopol itizm in, aşırı m i l l iyetç i l iğ in, şovenizmin ve d i nsel fanatizm in etkis in in güç lü o lduğu Türkiye'de her sosyal kesime ayrım i ı yaklaşmak, onun özel l ik lerin i d ikkate o larak seslenmek gerekiyor. U lkede y ığ ın ları n gele-
41
neksel değer yarg ı lar ı hız la çözülüyor, buna karş ı l ı k s ın ıfsa l ç ıka rla ra dayalı değer ya rg ı la rı yeterince oluşmamıştır. Ostel ik egemen çevreler yığ ı nla rı polit ik yaşam ın d ı ş ında tutmak iç in el lerinden geleni yapıyorla r.
TKP'n in program ı çeşitl i sosyal katmanlar ın ivedi ekonomik, sosya l, politik ve kültürel istemlerine yan ıt veriyor. Başl ıca görevim iz, bu katmanlar ın özel l ik leri n i gözönünde bu lundurarak, on lara yaklaşımda esnekl ik göstererek, onlara kend i d i l lerinde seslenerek çal ı şmakt ı r. Ayn ı zamanda i lkesel konumla rı mızı açık l ık la ortaya koymak, işç i s ın ıfımız ın , halk ımız ın gelmiş geçmiş ve günümüzdeki tüm savaş ım deneyimlerinden cesaretle yara rlanmak gerekiyor. Bu, u l usal demokratik güçler in erki ele geçi rmes in in koşu l lar ın ı yaratma ve daha i leri gel işmelere yolu açma olanağı verecektir .
Rusya'daki bolşeviklerin tari hsel deneyimi , i l legol koşu l larda çalışan, sayıca küçük b i r parti n i n doğru bir pol it ika ve y ığ ın lar a ras ında özveri l i çal ışmalar la çok büyük b i r polit ik etkiye sah ip olması n ı n olanakl ı o lduğunu gösteriyor. Bu Leninci deneyim, b ize ış ık tutuyor.
Komünistler y ığ ın lar içindeki ça l ı şmala rda halk ın u l usal duygu lar ın ı d i kkate a lman ın son derece öneml i o lduğunu bi l iyorla r ; o rduya , d i ndar çevrelere ve ezi len Kürt ha lk ına doğru yaklaşım da büyük önem taşıyor. 5. Kongre belgeleri, TKP'n in emperya l izme ka rş ı u l usal çıkarlar ın en tutar l ı savunucusu olduğunu, Kürt u lusunun kendi kaderini tayin hakk ın ı , ayrı lma hakkın ı koşulsuz savunduğunu, ordu içindeki yu rtsever kesimleri işçi s ın ı f ın ın yan ı na kazanmak için çal ışt ığ ın ı açık o lara k ortaya koyuyor.
Sın ıf düşman ım ız, Türkiye'deki ekonomik, sosya l , polit ik buna l ım lar ın süregenl iğ in in , sömürü düzen in in temelleri n i n zayıfl ığ ın ın b i l i ncinded i r. Bu nedenle o, u lusal demokratik güçlerin birl iğ in i önlemeye çal ışarak, komünist ideolojiye ve TKP'ye karş ı sistematik b i r yıkıcı faa l iyet yü rütüyor. Antikomünizm ve a ntisovyetizm, onun halka karş ı ku l landığ ı başl ıca s i laht ı r.
Pa rt imiz in « Moskova'ya bağ l ı » o lduğu savı, d üşman ı n « psikoloj ik savaş»ta başvurduğu başlıca a raçlardan bir id i r. Ne yazık k i , bu tür yala nlar, uydu rmalar, gerek « Sovyet tehd id i » yalan ıyla kandır ı lmış b i l i nç düzeyi düşük kesimler üzeri nde, gerekse « sosyal ist ü lkelerde demokrasi n in olmad ığ ı » yalanla rıyla kandır ı lmış ayd ı n kesimler üzeri nde hôlô bel ir l i bir etki yapıyor.
Partimiz bu ideoloj ik -pol it ik sa ld ı r ı ları püskürtürken, kend is in in « Moskova'dan bağ ımsız» o lduğunu kanıt lamak g ibi bir tutum içine g i rmiyor, düşmandan kendis in i beğenip a l k ış lamasını beklemiyor. Tam tersine, biz y ığ ı nlara, onla r ın anlayabi leceği bir biçimde, Sovyetler Bir l iğ i 'ne i l i şk in gerçekleri i letmiye çal ışıyoruz. Sosyal izmde işç i s ın ıfın ın , ayd ın lar ın , t üm emekçi ler in elde ettikleri başarı lar, biz im halk ımız ın özlem-
42
ler iyle ta m b i r uyum içinded i r. Partim iz san y ı l lar ın s ın ı f savaş ımları deney im iyle doğrulanan bu görüşünü, yeni prog ramında « sosyal ist s istemin başarı l a rı ü lkemiz emekç i leri n i devrimci leştiriyor, Türk iye halk ın ı savaş ımda esinlend i riyor» sözleriyle formüle etti.
Türkiye emperya l i zmin ağ ı r sömürüsü a lt ındad ı r. Emperyal i stlerin içi şlerine sürekl i ve kabaca karıştı kları ve kend i sald ı rgan a maçlar ı için bir askersel sıçrama tahtasına çevird ikleri bir ü l kedir . Bu koşul larda demokras i , u lusal bağı msızl ık, sosyal adalet ve toplumsal i lerlemeden yana g üçler d ünya barış g üçleriyle, en başta da barışın kalesi olan Sovyetler Bir l iği i le güçlü b i r dayan ışma içine g i rmeden kendi a maçlarına u laşamazlar. Bu, nesnel bir gerçektir. Ve bunu y ığ ın lar yarın bugünden daha iy i göreceklerd i r.
ABD emperya l izm ine karşı savaşımda, Sovyetler B i r l iğ i 'n in Leninc i d ı ş polit ikası bize ayd ınlatma çal ı şmalar ımızda büyük olanak sağl ıyor. SBKP Merkez Komites i 'n in Haziran (1 983) Plenumunda Y. V. Andropov, Asya, Afrika ve Lat in Amerika ü lkeler in in u lus lara rası i l i şk i lerde rolünün arttığ ın ı vurgu layarak, Sovyetler B i r l iğ i 'n in i leride de « . . . bu devletlerle,. egemenl ik haklar ına sayg ı gösterme ve içiş lerine karışmama temel inde, karş ı l ı k l ı ya ra ra daya l ı i şb i r l iğ i polit ikasını sürdü receğ in i » bel i rtmişti . O, aynı zamanda şunu da vurgu lam ıştı : « Biz im a mac ım ız sadece savaşları önlemek değ i ld i r. Biz, u lusla ra rası i l işki lerin temel l i iyi leşmesi, bu i l işki lerdeki i y i ögelerin güçlend i r i lmesi ve gel işt i r i lmesi iç in ça l ış ıyoruz. Biz emperya l i zm in g iderek daha sık bozmaya, ayak lar altına a lmaya çal ışt ığ ı , çabalad ığ ı , devletleri n ve halk lar ın egemenl i k hakla rına saygı gösterilmesi ve ulus lara ras ı hukukun i l kelerine t itiz l ik le bağl ı ka l ı nması içinçaba harcayacağız . .. (2)
« Daha güçlü TKP .. belg isi a lt ında toplanan TKP 5. Kongresi pa rtimiz in · Bat ı Avrupa'daki Türkiyel i göçmen işçi ve ayd ın lar a rasındaki çal ı şmalar ına da yen i b i r ca n l ı l ı k geti rd i . Bu ü lkelerdeki örgütler imiz ka rdeş komünist parti lerle proleter enternasyonal izmi i lkeleri temeli ndeki s ık ı i şb i rl iğ i içinde, en geniş Türkiyeli y ığ ın ları roket karşıtı ha rekete ve kemer sıkma pol it ikala r ına karş ı savaş ım lara katmak için ça l ışıyorla r.
Partim iz ülke iç indeki savaş ım ın ı , barış ı korumak ve ulusal demokrasiyi kurmak için u lusa l çapta bir d i renişi hazı rl amaya, tüm güçleri aşağıdak i ödevlerin yerine geti r i lmesi iç in eylem bir l iğ ine seferber etmeye' yöneltmiştir :
- Grev ve toplu sözleşme üzerindeki yasakların kald ırı lması , send ikal, haklar ın yeniden sağlanması ve geniş letilmesi için,
- Genel pol iti k af için,
(2) «Yol ve Amaç», Temmuz 1 983, sayı 1, sayfa 24.
43'
- Sıkıyönetim in kaldır ı lması içi n ,
- Kıbrıs'da atı lan ayrı l ı kç ı ad ım ın geçersiz k ı l ınması iç in ,
- ABD'n in Ortadoğu'daki sald ır ı ları nda topraklarım ızdan yararlan -ması n ı n önlenmesi iç in ,
- « Pershing . . roketlerin i n Türkiye'ye yerleşti rilmesine ve savaş tehl ikesine karşı savaşımı yükseltmek.
Kongre kararlarından doğan bu hedefler, partimiz in önümüzdeki dönemde savaşım ın ı n ana doğrultu ların ı belir lemektedi r.
44
Kadın hareketinin en özlü istemi
" Fabrikalarda, bürolarda, kent ve köy topluluklarında, nerede yaşıyorsanız orada, aynmsız bütün kadınlan yaşam uğruno savaşıma çekmek için daha büyük çabalar harcayın. Zaman beklemiyor. Görevimizi yapacağız. Barışı savunacağız . ..
(Ulusla rarası Demokratik Kad ı n lar Federasyonu'nun dünya kad ın lar ına çağrıs ından, Ek im 1 983)
Banş ulusal bağımsızlık, toplumsal ilerleme için savaşımda kadınların ilgileri, kaygtfarl, yeri nedir? " Barış ve Sosyalizm Sorunlan» dergisiyle Uluslararası Demokratik Kadınlar Federasyonu'nun ortaklaşa düzenlediği " uluslararası demokratik kadın hareketinin bugünkü aşaması » konulu sempoıyum, bu sorunlar üzerinde durdu. Sempoıyuma uluslararası kadın hareketinin önde gelen kişileri, komünist ve işçi partilerinden temsilciler, Marksist bilim adamlan katıldılar.
Aşağıda sempozyumdaki tarttşma/ardan, varılan sonuçlardan bir özetbulacaksınız.
ARTAN TEHliKE KARŞısı N DA
Sempozyumu açış konuşmasında, Çekoslovakya Komünist Partisi Merkez Komitesi üyesi, " Barış ve Sosyalizm Sorunları » dergisi Sorumlu Sekreteri Pavel Auersperg şöyle ded i : Barış belgis i alt ı nda kad ın lar ın b i r l iğ i , insan soyunun korunması , ha lk ın genl ik ve mut lu luğu konusunda onlar ın d uyduğu der in kayg ıyı ete-kemiğe büründürüyor. Tedi rg i nl ik verici bu nükleer çağda, kad ın lar ın kendi a i le ocakları n ı n yazg ıs ı , çocukları n ı n geleceğ i konusunda kayg ıya düşmeleri de çok doğa ld ı r. Mi lyonlarca kad ın , savaş teh l i kes in in, eşitl ik, ul usal bağı msız l ık , ekonom ik ve toplumsa l i lerleme savaşım ı nı engelled iğ in in g ittikçe a rtan ölçüde b i l i ncine varıyor. Değiş ik anakara larda, savaş karşıtı güçlerin safla rında, m i l itarizme, s i lah lanma yarış ına, Amerikan emperya l i zmin in , NATO ü lkeleri n i n tüm uygar l ığ ın varl ı ğ ı n ı gerçek a nlam ıyla tehl ikeye atan sald ı rgan pol i tika larına ka rşı kad ın lar ş imdi çok daha aktif b i r tutum a l ıyorla r.
Sempozyumda d i kkatlerin çoğu, barış için savaş ıma kad ın lar ın katı l ması, bu savaşı mda kad ın ları n örgütlü lüğü sorunlar ında topland ı .
Ulus lara rası Demokratik Kad ın lar Federasyonu Başkanı Freda Brown şun ları söyled i : Savaş karş ıtı kadın ha reketi, ş imd i nitel bakımdan yeni bir aşamaya g i rm iştir. Bu ha reket, savaşı mdaki sayısız biçim ve yöntem-
45
lerle, buna katı lan s ın ıfsal ve u l usal g üçlerin geniş b i r yelpazesiyle, hem bölgesel düzeyde, hem de tek tek ül kelerde, belg i leri n i n çeşit l i l iğ i ve samutlaşmasıyla bel ir leniyor. Hareket in sayg ın l ığ ı , a rt ık devlet ve hükümet organlar ınca do hesaba katı l ma k zorunda kal ıyor.
Sempozyumda konuşan la rdon çoğu, bu savaşkan l ı ktan somut örnekler s ı ra ladı lar. Amerika n füzeler in in Avrupa'dan sökülmesin i , caddeleri n , semtleri n , köylerin, kentlerin, ü lkelerin, tüm b i r anakoran ın nükleer s i lahlardan a rınd ı rı lmasın ı isteyen çağr ı lar ın a lt ına kad ın lar imza topiuyor. Kad ın la r gösteriler yapıyor, askersel üslerin önünde pankartla r taşıyor, Amerika n füzeleri n i n yerleşti ri lmeye başlandığ ı atış rompolar ına g iden yol lar ı tı kıyor, barış için eylem g ün leri , haftalar ı , ba rış nöbetleri ve savaş karşıt ı yürüyüşler düzenl iyor.
ing i l iz kad ın ları , Greenham Common'daki Amerika n füze üssünün yak ın ında ilk barış kampın ı kurd ula r. Böylece on lar, başka ü lkelerdeki Amerikan üslerinde de benzeri protesto kamplar ın ın ortaya çıkmasına yol açan geniş b i r ul uslararası harekete itki verdi ler. E lbette bu ha reket, değişik koşu l larda değiş ik biç imler a l ıyor, eylemleri n i n ana vuruş nokta s ın ı değişik biçim lerde bel i r l iyor.
Alman Komünist Partisi Yönetim Kurulu'na bağ/t Kadın Komisyonu üyesi Claire Gautier şöyle dedi : Federal Almanya'da kad ı nla r, ü lkeleri ne Amerika n füzelerin i n yerleşti r i l mesi n i n bütün insan l ığa karşı bir tehdit ol uşturduğunu g i tti kçe daha açık bir biçimde görüyorla r. Alman Komünist Partis i 'n in prog ra mı , kadın sorununda, en temel i nsan hakkından, barış hakkından sözediyor. (1) Si lah lanmanın , s i lah y ığ ınak lar ın ın top lumsal sonuçları , kad ın lar ın kurtu luşunu engel l iyor. Ama barış ve yumuşama, bu kurtu luşun kızka rdeşlerid ir . Bundan ötü rü, Federal Almanya'ya Amerika n füzelerin in yerleşt ir i lmesine ka rşı u l usal çapta Eylem Haftası s ı ras ında, Kad ın ları n Direniş Günü de düzenlendi . Pekçok kent ve top lu lukta, değiş ik görüşlerden, değişik anlayış lardan kad ın la rı n ortaklaşa yığ ı nsal eylem leri örgütlendi , sayısız gösteri le r yapı ld ı .
Kanada Komünist Partisi Merkez Yürütme Komitesi üyesi ve Kadınlar Arasında Çalışma Komisyonu yöneticisi Nancy McDonald şun ları bel i rtti : Gelişmeler, barış iç in daha büyük b i r kararl ı l ı kla ha reket etmemizi zorun l u k ı l ıyor. Kanada'da, solcu kad ı n örgütlerinden femin istlere, hattCı burj uva çevrelerini temsi l eden kad ı n örg ütlerine varı ncaya dek pekçok kadın kuruluşu, savaş karşıtı ha rekette odaklaşıyorla r. Bu örgütlerin eylemleri, savaş karşıtı hareketi n şimdiki aşamasın ı n ortak özgü l gerekl i l ik ler ine
(1) Bu program, Alman Komün ist Partisi Yönetim Kuru lu 'nun Sekizinci P lenumunda kabul edi ld i . Barış, işyerleri açı lması , eğit im, sosyal güvenl ik , eşitlik, annel iğ in korunması g ibi kad ın lar ın en özlü istemleri programda yer al ıyor ve komünistler bu istemleri n gerçekleşmesi i ç in ça l ış ıyorla r. (Not Red.)
46
dayan ıyor. Bu gerek l i l i kler, Ka nada 'n ı n nükleer s i lahsız bölge i l ôn ed i l mesi, askersel bütçenin ya rı yarıya azaltı lması , Kanada'n ın NATO ve NORAD'dan (2) çeki lmesi , ü lken in Amerikan " Cruise» füzelerin i n deney alanı o lmasın ın önlenmesi, NATO ve Varşova Antlaşması Orgütü'nün aynı anda dağıtı lmas ıd ı r.
irlanda Komünist Partisi Ulusal Yürütme Komitesi üyesi ve Ulusal Kadın Komitesi Sekreteri Lynda Edgerton şöyle ded i : ı rlanda'da kadınlar ın nükleer tehl i keye karşı eylemlerde Kuzey ı rlanda 'n ın I ng i l iz emperya l izm in egemenl iğ inden kurtu luşu için savaş ımı bi rleşti riyor lar. Biz, Barış ve Yumuşama adl ı örgütte, nük leer b i r savaşı hazır lamada Amerikan emperya l izmin in suç ortağı olan Ing i l iz emperya l izmin in rolünü açığa vuruyor, si la h lanma yarışında süper güçlerin eş i t sorumlu luğu g ibi görüşlerin temelsizl iğ in i gösteriyor. Sovyetler Bi rl iğ i 'n in polit ikası ve barış g i riş imleri konusunda halka doğru bi lg i ler veriyoruz.
Yenin Filipinli Kadınlar Derneği yöneticilerinden Aida Dizon şöyle ded i : F i l ip in lerde biz, kad ın lar ın savaş karşıtı ha rekete katı lmas ın ı bel l ibaşlı a maçlar ımızdan b i ri sayıyoruz. Bunun iç in değ iş ik yöntemler kul lanı l ıyor. Orneğ in, komünistlerin de üye olduğu kad ın örgütümüz, cehalete karşı savaşta, nükleer savaş ın dehşeti n i göstermek için görsel a raçlardan ya ra rla nıyor. Amerikan üsleri n in F i l ipi n ler açıs ından yarattığı teh l i keleri, B i rleşik Ameri ka'n ı n başlattığı s i lah lanma yarış ından doğan sorunlar ı , u lus lara rası ekonomi k i l işki leri yeniden düzenlemede emperyal izmin pol i tikası n ın za rar l ı , yı kıcı etki ler in i bu a raçlardan ya ra rlanarak anlatıyor. B u sistemle öğreni m gören kadın lar ın çoğu , savaş karşıtı hareketin a ktivistleri d urumuna gel iyo r.
isveç Sol Parti-Komünist/erin «Barış ve Sosyalizm Sorunları» dergisindeki temsilcisi Rodni Ohman şun ları bel i rtti : Isveç'te barış savaş ım ında yeni biçimleri başlatma g i ri ş im i , çoğu kez kadın la rdan gel iyor. Nükleer a levler içinde gezegenimiz in üzerindeki tüm yaşa mla bir l ikte yoko lup g itmesini önlemek iç in eyleme geçmek gerek d iyen, bugüne dek ad ı -sanı duyulmamış kad ın lar çokçası öne çı kıyor. G itg ide daha çok kad ın barışı savunmaya gönül lü o larak katı l ıyor.
Sempozyumda, emperya l i zm in sald ı rgan l ık doğrultusuna karşı barış savaş ım ına çok sayıda kad ı n ı çekebi lmek iç i n , k imi bölgelerde gözle görülür güçlüklerin üstesi nden gel i nmek zorunda olduğu bel i rti ld i .
işgal Altındaki Topraklarda Filistin Emekçi Kadınlar Derneği'nin üyesi Rabia Fatim şun ları söyled i : IJ rdün'ün Batı Yakası ve Gazze Şerid i'nde ısra i l işga l in in çeti n koşu l larında, kad ın la r 1 981 yı l ında kendi örgütlerini kurdu . Bu örgüt, geniş çaplı pol itik, örgütsel ve hatta a l ış ı lagelmiş kadın
(2) NORAD, B i rleşik Amerika i le Kanada'n ın 1 958 y ı l ı nda kurd uğu Kuzey Amerika Hava Savunma Komutan l ığ ıd ı r. (Not Red.)
47
dernekleri nden fa rkl ı olarak sendikal çal ışma da yürütüyor. I şga l kuvvetlerin in baskı ve engellemelerine karşı n , F i l istin Emekçi Kad ın lar Derneğ i ' n in etkisi a rtıyor.
Afrika Ulusal Kongesi'nin temsilcisi Gertrude Shope şöyle konuştu : Güney Afrika'da kad ın lar ın savaş ımı Afrika U lusal Kongresi 'n in Kad ın Kol ları' nca yöneti lmekted i r. Kad ın la r Kolu, barışı savunmanın bel i rleyici önemini vurgu la rken, kadın ve çocuklar ın hakları n ı savunan çeşitli grup ve örgütlerin çabalar ın ı bi rleştirmeye, iş bu lma, halk sağ l ığ ı , ekonomik ve u l usal kurtu luş sorunlar ın ın çözümünün nası l s i lah lanma yarışına karş ı , barış iç in savaş ımla bağlantı l ı old uğunu göstermeye çal ışıyor. Güney Afrika rej im i , her yıl s i lah lanmaya yaklaşık 3 mi lya r ra nd harcıyor. Bu parayla ü lkedeki bütün çocuklar eğitime kavuşab i l i r, ha lk sağl ığ ı sistemi köklü olarak d üzenlenebi l i r, ha lk özel l ik le Bantustan'da bir felôket ha l ine gelen salg ın hasta l ık lar ın pençesinden kurta rı lab i l i r.
Ama Güney Afrika'da ş imdi varolan koşu l larda bunu yapmak kolay değ i ld i r. Orneğ in , emperya l ist ü l kelerin s i lah lar ın ı yaptığ ı hammaddeler in i h racına karşı eyleme geçmesi iç in aç bir kad ın ı nası l i kna edebi l i rs in iz? Emperyal ist propaganda: bu « değiştokuş» sonunda ü lkemiz in yiyecek a ld ığ ın ı öne sürüyor. Biz açı klayıcı bir çal ışma yürütmeye, emperya l istlerin yalan ları n ı n içyüzünü açığa vurmaya, ha lk ın yoksul l uğunun pekçok bakımdan s i lah lanma harca malarına bağ l ı o lduğunu göstermeye çal ışıyoruz.
i rkçl,l ığa karşı u lusal kurtuluş için savaşıma büyük katkım ızdan ötürü, Afrika Ulusal Kongresi , 1 984 y ı l ı n ı Kad ın Yılı i 1ôn etti. Kuşkusuz bu, ı rK ayrım ı rej im ine karşı g ittikçe daha çok sayıda insanı seferber etmeye yard ımcı olacaktır. Ad ı Güney Afrika'da kadın lar ın ku rtul uşu ve savaş karşıtı hareketin simgesi d urmuna gelen Dorothy Nyembe 1 5 yıl hapis yattıktan sonra bu y ı l tahliye olacak.
Güney Afrika gazeteci Essop Pahad şun ları bel i rtti : lJ l kede savaş karşıt ı ha reketi gel işt irmenin b i r güçlüğü de, yumuşama ve s i lahsızlanma g ibi konuları ya l n ızca Sovyetler Birl iğ i i le Birleş ik Amerika 'n ı n çözmesi gerektiğ i yolunda bir yan ı lsa maya pekçok insanın kap ı im ış olmasıd ır. Yumuşama ve barış iç inde yanyana varo lman ın Afrika halk ları n ı n karşı karşıya geldiği sorunlar ın çözümünü kolaylaştırabi leceğ in i i nsan lar çokçası göremiyor. Açl ı k ve hasta l ık lar da içinde, evrensel (global) sorunlar üzerine Güney Afri ka'da çok şey söyleniyor, a ma bu sorun lar yaln ızca barış iç in , u l usla ra rası d u rumu iyi leştirme savaş ım ı bağlam ında çözülebi l i r.
Arjantin Komünist Partisi Merkez Komitesi üyesi ve partinin dergideki temsilcisi Mario Grabivker şöyle ded i : Bugün savaş ve barış sorunu, kuşkusuz Avrupa'da en yakıcı o lan sorundur. Ama emperyal i zmin dünya '
48
ölçüsündeki m i litarist p lan ları , a ncak bütün halk ları n çabalarıyla boşa çıkar ı lab i l i r ve elbette kadın hareketi bunda öneml i bir rol oynayacaktır.
Arjantin'de kad ın lar, ekonomide isti hdam edilen nüfusun yüzde 30'unu , işç i s ın ıfı n ı n yüzde 2S' in i , öğrencilerin de yüzde SO's in i oluşturuyor. Kad ı n la r, ayd ın lar ın bel l ibaşl ı b i r kes im id i r. Tüm ul usal polit ik g üç lerin temsi l edildiği Pol it ik Kad ın la r Derneğ i ' n i n çal ışmaları n ı n da kan ıtiodığ ı g ib i , bugün kadın lar ın eyleminde güçlü bir sıçrama gözleniyor. Orneğ in , iz b ı rakmadan ortadan kaybolan kiş i ler in yakın lar ın ın , Arjanti n l i kad ın lar ın eylem leri geniş bir yankı uyand ı rd ı . Kad ın lar bar ış iç in savaş ıma g itg ide artan b i r katk ıda bu lunuyorlar . Geçmişte Arjantin, 20. yüzyı l ı n büyük savaşla rına sahne olmad ı . Ama I ng i l i z emperya l i zmin in Ma lvinas'a sal- ' d ırısı, günüm üzde okyanusun savaş g üçlerine b i r engel oluşturmadığını ve savaş tehdid inden ya ln ızca bütün anakarala rda barış savaşç ı ları n ı n uyumlu eylemleriyle sak ın ı lab i leceğ in i gösterd i .
B i rçok konuşmacı, değiş ik kad ı n örgütleri n in , kad ı n ha reketleri n in ortaklaşa eylemleri de içinde, bu tür geniş daya nışma eylemlerin in zorun lu olduğunu bel i rtti . Barış g üç leri n i n b i rl iğ i�i n pekişt i r i lmesi olanakları n ı n 93 kad ı n örgütünün Prag'da başarıyla işbir l iğ i yaptığı N ükleer Savaşa Ka rşı, Barış ve Yaşam Için Dünya Asamblesi' nde kanıtland ığ ına sempozyumda işaret ed i ld i . Ortak belg i ler in saptanması , ortak bir platformun bel i rlenmesinde, çok yönlü savaş ve barış sorun lar ın ın ortaklaşa çözümlenmesinde, bel ir l i eylemlere katı l ım deneyleri n in değ iştokuşunun, sosya l , politik, ideoloj i k ayrı l ı kla ra bakı lmaksız ın, emperya l izmin nükleer tehd id ine karşı bütün barış hareketleri n i bir leştirmeyi sağ ladığı da sempozyumda vurgulandı ,
Nü KLEER ÇAGDA KADıN SORUNU
Freda Brown şöyle ded i : Ma rksist-Lenin ist öğretide kad ın sorunu, bugün ekonomik, sosyal . politik sorunlarla s ıms ık ı kenetlenmişt i r. Toplumda ve a i lede kadın ı n d urumu, a nnenin ve çocuklar ın korunması , kad ın ları n her çeşit baskı ve eşitsizli kten kurtu lması n ı n yol ve yöntemleri , kadın lar ın top lumsal değiş ik l i kler yolundaki eylemleri , bütün bunlar ın iç inded i r. Konunun köklü b i r biçimde yeni b ir yan ı , kad ın lar ın nükleer savaş tehl i kesine karşı, bar ış ve yaşam için savaşırnda a ktif d u ruma gelmelerid i r.
Nükleer savaş hazır l ık lar ı , yalnızca i nsan soyunun geleceğin i tehl ikeye atmakla kalm ıyor, daha ş imdiden insan lar üzerine, onları i ş inden ederek, eğitim ve tibbi bakım olanakla rı n ı da raltarak, a i le bütçelerin i kıs ıntıya uğratarak daya n ı lmaz b i r yük bindi riyor. Mi l itarizosyanun tırmanması enflasyonu körüklüyor, ekonomin in, top lum yaşam ın ın her a lan ında kad ı nları d ışlayıcı, ayrımcı yaklaş ım ı derin leştiriyor. Orneğ in , B i rleşik Amerika'da kadın lar ın gel i rleri, erkeklerin kazancın ı n orta lama yüzde S9'udur.
49
Kad ın la ra karşı ücret ayrım ın ı n sonucu, I ng i l i z tekelleri her yı l 1 mi lya r 200 m i lyon sterl i n i , Amerikan ş i rketleri ise 6 3 mi lyar doları kasalar ına ind i riyorla r. 1 983 y ı l ın ın başla r ında OECD ül keleri nde (3) kad ın la r işgücünün yüzde 33'ünü , 34 m i lyon i şsiz i n ise bu ü lkelerin herbir inde yüzde 50 i le 60 a ras ı nda bir oran ın ı o l uşturuyorla rd ı .
C/aire Gautier şunlar ı beli rtti : Resmi istatistikler çok şeyi d ışarda b ı rakmaktad ı r. Orneğin , üniversite mezunu k ız lar iş bu lamıyor. Oğren im in i yarıda kesenler de işsiz kal ıyor. Koca ları çal ış ıyor d iye işsizl i k parası veri l meyen kad ın ları da hesaba katmak gerek. Bu istatistikler, çocuk bahçeleri , çocuk yuva ları eks ik l iğ inden ötürü i ş a rayamayan anneleri de göz önüne a lm ıyor. Yine bu istatistikler, okul öncesi bir kuruma, b i r yuvaya çok pahal ı o lduğu iç in çocuğunu veremeyen işçi a i lesin in durumunu da hesaba katmıyor. Federal Almanya'da sıradan bir çocuk yuvasına ödenen para, b i r kad ın ı n orta lama ayl ı k ücreti n i n yaklaşık üçte ikisini bu luyor.
Pekçok kad ı n, iş bu lamadık ları iç in evi n dört duvarı a ras ına hapsolup kal ıyor. Yoksu l luk yayg ı n laş ıyor, işsiz l i k ödenekleri kıs ı ntıya uğ ruyor, k i ralar a rtıyor, orta ve yüksek öğrenime yap ı lan sübvansiyon düşürü lüyor, emekli maaşla rı kıs ı l ıyor, sağl ık sistemi büzüldükçe büzüıüyor.
Bu a rada Bonn'daki koa l isyon hükümeti, dümeni s i lah ları y ığmaya doğru k ı rıyor. Oyle ki, kad ı n la r si la h l ı kuvvetlere çekme yolunda b i r tasa rı haz ı r b i le . Bu tasarıya göre, kad ın la r s i lah l ı kuvvetlerin el a lt ında b i r yedeği o lma l ı , deniyor. Ve bu demagoj ik b i r biçimde kad ın lar ın eşitl iğ ine doğru bir ad ım d iye ta nıt ı l maya ça l ı ş ı l ıyor. El bette kad ın lar bu tü r b i r eşitl iğ i kesi n l i kle reddediyor lar. Kad ın lar ın gereksindiği şey, Bundeswehr'e hizmet deği l , i şyerid i r, meslek eğitim id i r ; füzeler ve k ış la lar değ i l , iş , ev iş leri ve çocuktan ol uşan üç lü yükü azaltmaya yard ımcı olacak sosyal kolayl ık lar ın sağ lanmasıdı r.
Sosyal-ekonomik sorunlarda Dünya Sendikalar Federasyonu'nun dan/şmanliğm/ yapan Felsefe Doktoru Yuri Vasilçuk bi l i msel ve teknik devrim nedeniyle ka pita l i st top lumda kad ın lar ın değişen rolünü n iteleyen veri leri s ıraladı.
1 960'10 1 980 yı l lar ı a rası nda sanayi leşmiş kapital ist ü lkelerde ücretli işç i ler a ras ında kad ın lar ın oran ı yüzde 31 'den yüzde 42'ye çıktı. Kim i ü l kelerde kad ın la r, 50 yaş ın a lt ındaki ücretli işç i ler in ş imdi ya rısı n ı oluştu ruyor. B i l imsel ve teknik devrim , özel l ik le hizmet sektörünün gel işmesiyle enformasyon iş lem in i n dünya ölçüsünde yay ı lmasıyla, k imi endüs-
(3) Kapita l ist ü l kel�ri n bu en büyük ekonomik g rubu, Avustralya, Avusturya, Belçika, I ng i ltere, Kanada, Dan imarka, F in land iya, Federal A l manya, Fransa, ız landa, Yunanistan, ı rlanda, ıtalya, Japonya, Lüksemburg , Hol landa, Yeni Zelanda, Norveç, Portekiz, Ispanya , ısviçre, Türkiye ve B i rleş ik Ameri ka'da n oluşuyor.
50
tr i lerde i nce kol emeği hacm in in büyümesiyle, ekonomide kadın emeğ in i n önemin i köklü biçimde a rtırdı . Çokulus lu ş i rketlerce yöneti len « serbest ticaret bölgeleri »nde (4) yüzde 70 i le yüzde 80 a rasında işgücünün kadınlardan oluşması da d ikkate değer.
Ama 1 980'Ierde kad ı n lar ın g itgide a rtan ist ihdam süreci, gel ip bir yerde d urdu. Bir yandan, bunal ı m ve burjuva hükümetlerin kemer s ıkma program lar ı , h izmet sektörünün pekçok dal ın ı köklü biçimde etki led i . Bunun sonucu, bugün kad ın la r a rasında işs iz l ik d üzeyi erkeklerden çok daha yüksektir, Ote yandan, kad ın la ra ayrı lan iş sayıs ındaki azalma, yen i teknoloj i lerin gel işmesiyle de bağlantı l ıd ı r. Araştırmalar, 1 990 yı l ına gel i nd iğ i nde, si bernetiğ in yayg ınlaşması sonucu, çoğu kad ın lardan o luşa n teknik personel i n çal ışt ığı bürola rdaki iş yeri sayısı n ın yüzde 4 0 dolay ında azalması bekleniyor. Aynı zamanda b i r iş bu lmak iç in , hem genel eğitimin , hem de uzmanl ı k isteyen eğiti m in bugünkünden çok daha üstün o lması gerekecektir. B i rçok ü lke ekonomisinde işyerleri n in yaklaşık yarısı daha ş imdiden kafa işç i lerinden oluşuyor. 1 990 yıl ı geld iğ inde, kol emeği gerektiren işlerin oran ı n ı n yüzde 30'0, hatta bu oran ı n a lt ına düşeceğ i. buna karş ı l ık kafa emeği gerektiren iş ler in oran ın ın yüzde 70'e, hatta bunun daha da üzerine ç ıkacağ ı tahm in ed i lmektedi r.
Sempozyumda sosyal ist ü lkelerin d ış ındaki ü l kelerde üretim sürecinde kadınlar ın iç inde bulunduğu koşu l lar ın muazzam ölçü lerde o lumsuz ya nları olduğu gerçeğ in in kad ın sorununa yaklaşırken göz önüne a l ı nması gerektiği de bel irti ld i . Kad ı n lar aş ırı ölçü lerde sert bir sömürüyle karşı karşıyalar. Kad ın lar, ya l n ızca ücretlerin düşük olduğu endüstrilerde y ığ ı l makla ka l mıyor, aynı zamanda en düşük ücret ödenen işleri de yapıyorla r. Kad ın lar, kazançla rı en düşük olan ev işçi leri n in çoğun luğunu oluştu ruyor, iş yasa la rı n ı n çoğu evde çal ışanları görmezden gel iyor.
Kanada Komünist Parti�i Merkez Komitesi aday üyesi ve Kadın Komsiyonu Sekreteri Kerry McCuaig ve öteki konuşmacı la r, b i l imsel-tekn ik devrim sonucu, kad ın lar ın a i ledeki yeri n i n köklü bir biçimde değişmekte o lduğunu işaret ettiler. Nitel bak ımdan değişik b i r eğitim ve kültür düzeyi o lan yeni bir kuşağı yetiştirmek ivedi bir g ereksi n imd i r. I nsana yapı lan yatı r ım, sosyal bak ımdan zorun lu harcamalar ın beli rleyici b i r b iç imi durumuna geld i . Bundan ötürü, a i lede kad ın ın yen i rolü , onun ya ln ız bir ücretli o lması gereğiyle ka lm ıyor ; kadın, aynı zamanda, çok daha ağır b i r görevi , çocuğun zekôs ın ı , yaşam i l keleri n i gel iştirmeyi etki l i b ir biçimde yeri ne getiriyor.
(4) Bura ları , gel işmekte olan ü lkelerde u l uslarötesi kuruluşlar ın ü lke üstü statüden yararlandığı özel bölgelerd i r. Bugün sayısı yüzü aşan böyle bölge vard ı r ve bunlar ın çoğunda çoku luş lu tekellere tan ınan ayrı cal ık lar, Hong Kong ve Singapur g ibi « k lôsik serbest tica ret bölgeleri»nden bile daha elveriş l id i r. (Not Red.)
51
Aile bütçesinde kad ın lar ın ücret in in tuttuğu yer de köklü b i r değişime uğradı . Bu ücretler, genel l i kle yüksek olmamakla bir l ikte, bunun ai le açısından taş ıd ığ ı önem, hiçbir zaman bugünkü ölçüde büyük o lmadı . Resmi istatistiklere göre, sanayi leşmiş kapita l ist ü lkelerdeki nüfusun yüzde 1 3-1 5'i yoksul l uk çizgisi n i n a lt ında yaşıyor. Eğer kad ın ları n geliri o lmasayd ı , bu rakam yüzde 42 i le yüzde 50 arası nda bir düzeye varocaktı.
SempoLyumda çoğu burjuva devletleri n in iç politikalar ın ın a i len in Çıkar lar ına düşman o lduğu vurg ulandı . Bu, kred i , sağ l ı k, eğit im, konut
. sağlanması, u laş ım ve benzeri sorunlarda gözlen iyor. Bu politi kalar sonucu, kapital ist dünyada m i lyonlarca ai le gecekondu larda yaşıyor ve bugün işsizl iğ in yanıs ı ra çocuk larına büyüdüklerinde iş sah ibi o lmala rı iç in gerek l i eğit imi b i le verme olanağından yoksunlar.
ABD'1i gazeteci, Irk ve Ekonomik Eşitlik için Kadın Orgütü aktivist/erinden Audrey West şunu beli rtti : « Bomba değ i L , iş ! » sloganı ABD'de barış gösteri lerin in bir slogan ıd ı r. Artan işsiz l iğe muazzam bir askersel bütçen in neden olduğunu kad ın lar çok iyi an l ıyorla r. ABD'de ekonomik ve sosyal bunal ımın en ağ ı r da rbesin i yiyenleri Afro-Ameri kan emekçi kad ı n lar ve öteki etnik az ın l ık lardan kad ın lar ol uştu ruyor. Bun lar Reagan' ın ekonomisine ve yönet im in askersel politi kalar ına karar l ı l ık la karşı ç ık ıyorla r. Kapita l ist sistemi akla maya ça l ı şan lar, fa brikaların kapanmakta olduğu ve çoğu sa nayi lerin gel işmekte olan ü l kelere transfer ed i l mekte o lduğu bir s ırada iş bu lmoda eşit haklardan söz etmeleri sadece b i r .demagojid ir. Kad ın lar a ncak kend i hak ları iç in savaş ımlar ın ı barış ve top lumun yeniden sosyal yapı landırı l ması uğuruna verecekleri savaşımla bi rleştiri rlerse başarıya ulaşab i l i rler. Sosyal ist d ünyada kad ın ları n sah ip -p lduğu tümüyle değişik statü onlm iç i n b i r örnek o luşturab i l i r.
Bu bağlamda, ırlanda Komünist Partis;'nin dergideki temsilcisi Nial Farre/l, sosya l ist ü lkelerde neden kad ın örgütlerine gereksi n im o lduğu yönünde bir soru yöneltti.
Çekos/ovakya Komünist Partisi MK Sekreterliği üyesi ve Çekos/ovak Kadmlar Birliği Merkez Komitesi Başkanı, Marie Kabrgelova şunlar ı söyled i : Nüfusun yaşam düzey in in daha da yükselt i lmesi , yeni maddi ve kültürel değerlerin yarat ı lması a macıyla sosyal ist toplumun güçlend ir i lmesi ve iyi leştir i lmesi Çekoslovakya kad ı nlar ın ın yaşamsa l ç ıka rlar ına h izmet ediyor. işte bu Çekoslovak Kad ın lar B i r l iğ i 'n in ana a macıd ır.
B i rl i k, d ikkati n i n çoğunu a i len in gel işmesiyle i lg i l i sorun lara ayı rıyor. Çekoslovakya'da a nal ık bir bütün o larak toplum tarafı ndan korunmaktadır ve sosya l ist ü lkeler d ış ında analara böylesi sürekl i i lgi gösteri l mesi söz konusu değ i ld i r. Aileler sosyal fon lardan öneml i ölçüde mal i destek a l ı ·yorlar. Çekoslovakya'da eğitim ve sağl ık hizmetleri parasızd ı r.
Sosya l ist demokrasi , tüm yurttaş lara , Çekoslovak Kadın lar B i rl iğ i de dahi l tüm toplumsal örgütlere tam eşitl ik temel inde ülke yönet im ine ka -
52
t ı lma o lanağın ı veriyor. B ir l ik , çocuklar ve a i le i le i lg i l i , polit ik ve sosyal yaşa mda kad ın lar ın doğal bir i lg i gösterd iği tüm konu ları içeren yasa tasarı ları üzeri ne öneri leri n i yetk i l i organlara i letiyor. Bir l ik , tüm hükümet kom isyonla rında temsi l edi lmekted i r ve seç im kampanya ları s ırasında en yüksek yasama organları da dahi l , devlet yönetim in in her kademesindeki soylavi ık lar iç in kendi adayla r ın ı göstermekted i r.
federal Mecliste, parlamentoda sayıavların yüzde 28,6'51 kad ınd ı r. Dahası, k ı rsal , kentsel, yöresel, bölgesel ve ulusal kom itelerde sayıavla r ın yüzde 30'unu kadınlar ol uştu ruyor. Yerel, kendi kendin i yönetim orga nlar ı nca kuru lan çeşitl i komisyon larda bin lerce kad ı n aktivist vard ı r.
Çekoslovak Kadın lar Bir l iğ i gönül lü b i r kam u örgütü o lup çal ışmalar ına b i r m i lyon kad ın katı l maktad ı r. Tam an lamıyla bağımsız o lup çal ışmalar ın ı demokratik b i r şeki lde seçi l m iş , temsi lci organ lar aracıl ığ ıyla sürdü rmekted i r ve 1 1 .828 temel örgütü vard ı r. Mali o larak da bağımsızd ı r ve gel i ri üyel i k ödenekleri , çeşit l i ça l ışmalardan ve 1 1 yayı ndan gelen gel i rlerden o luşmaktadır.
B ir l ik , üyeler in in oturduğu yerlerde çal ışmakla b i r l ikte Çekoslovakya'd a çal ışa n nüfusun yüzde 48' in i oluşturan t ü m çal ışan kad ın la rı da kapsamaktad ı r. Sendikalar ın , B i l imsel ve Tekni k Dernek' ler ve bazı öteki örgütlerle yakın bir işbir l iğ i içinded i r.
Kadın la rı n topl umsa l yaşamda gösterdiğ i i lg iyi ortaya koyan çok sayıda gösterge var. Orneğ in, send ika üyeleri n in hemen hemen yarısı (toplam ı 7 m i lyonu aş ıyor) kad ınd ı r ve sendika larda seçimle gel inen görevleri n yüzde 42,5' i n i kad ın lar ol uşturmaktad ı r. Sosya l ist Gençl ik Bir l iğ i' n i n 1 mi lyon 600 b inden faz la üyes in in yarıs ın ı genç kız lar o l uşturmaktad ı r.
Nancy McDona/d şunu bel i rtti : Sosya l ist ü l kelerde kad ı n hareket in in temel yan lar ından bir i de onun enternasyonal izmi , tüm öteki ü lkelerdeki kad ın larla onlar ın eşitl i k ve daha iyi bir gelecek için savaşı mlar ında gösterd iği dayanışmasıdır .
Kad ı n sorununu özgü l lük leriyle i lg i l i çoğu sorun lar ın ve bun ları n bugünkü koşul la rda çözüm yol lar ın ın tartı ş ı lmasında şu konuda görüş b i rl iğ ine va rı ld ı : Kapital ist ü lkelerde s i lah lanma ya rışı ve kad ı n lar ın toplumsal haklarına sald ırı , kurtu luş istemlerin i n baskı alt ına a l ı nması aynı madalyonun ik i yüzüdür. Ancak tüm kad ın lar henüz bu i l işkiyi göremiyor. Bu bağlamda, sem pozyum komünistlerin de rolünü i nceledi .
KADıN HAREKETI VE KOMONiSTLER
Komünistlerin tutumu şudur : Kad ın sorunu her zaman genel toplu m s a l sorunun ayrı lmaz b i r parçası o lmuştur ve o lmaya devam edecektir, sorunun çözümü tüm toplumun yeniden biçim lenmesiyle ayrı lmaz b i r b i -
53
çimde bağl ıd ır. Büyük toplumsal değişimler «d iş i mayasız » (5) ola nakl ı değ i ld i r. Tüm dünyada i nsan yaşamın ı savunan hareketlerde akt if çal ışan komünist part i ler i , ba rışçı b i r gelecek iç in, sosyal ve ekonomik i lerleme için savaşımda kad ın ları m i l itan bir müfreze o larak görüyor lar ve bu müfreze olmaksızın savaş ım ın düşünülemez olduğunu bel i rtiyorlar. Bu görüş on ları n pekçok belgesi nde yer a lmaktadı r.
Ote yandan gerici ideoloji yüzyı l l a r boyunca kad ın lar ın hukuksa l ve mora l eşitliğ in i hakl ı göstermeye çal ışt ı . Bu rjuva propaganda, kad ın -
l a rı n yaratıcı ve bağımsız ak la sah ip olamayacağı üzerine tezlerin i des
teklemek iç in , kad ınla rı n toplumdaki bağ ım l ı statülerine onlar ın insan nes i in i sürdürme gibi biyoloj i k b i r iş levleri o lduğu yolu nda « bi l i msel " savlar öne sürüyor ve kad ın ları n toplumsal yaşa ma aktif b i r biçimde katı l ım ın ı önlemeye ça l ış ıyor.
Lynda Edgerton şunu söyled i : Bu bağ lamda, hiç kimse femin istleri n çocuğu doğuran ı n kad ın olduğu yol undaki görüşleri n i reddetmiyor. Ancak çocukla r doğduktan sonra onlar ın büyütülmesinde erkek ve kad ın eşit sorumlu luk yüklenmel i . Her kişi iç i n ai le yaşam ın ı n ne denl i öneml i oldu ğunu bi l iyoruz. Erkekler zamanlar ın ın bir bölümünü çocuklar ına vermeye çal ı ş ı rken kad ın lar da kendi zamanları n ı n b i r bölümünü evin d ış ı ndaki çal ışma lara ayırmak istiyor. Bu düzeyde tam eşitl i k ancak sosya l izmde, işsiz l iğ i ortadan ka ld ı ra n ve ça l ışma haftasın ı kısa lta n p lan l ı ekonomide olanakl ıd ı r. Feminizm resmen toplumda kad ın ı n bağımsız statüsünün şa mpiyonluğunu yaparken gerçekte, kad ın ları n baş rolü oynamasın ı istiyor. Kuşkusuz, a i lede kavga ve d ramlar vard ı r. Böylesi du rumlar sadece ı rlanda'da o lmuyor. Ancak fem in istler bundan, erkeklerin kend ileri n in baş düşmanı o lduğu yolunda ya n l ı ş b i r sonuç ç ıka rıyorlar. I şte bu kadın yığ ı n lar ına s ın ıf savaşı n ı n a lfabesin i b ık ıp usanmadan an latmayı ve eşitl iz l ikleri n in s ın ıfsal nedenlerin i n fa rkına va rmalar ın ı sağlamayı zorun lu k ı l ıyor.
Claire Gautier ise şun ları bel i rtti : Kad ın lar ın ezi lmes in in neden in in kapita l izmin doğasında o lduğu tartışma götürmez. Ama bu gerçeği a nlamak büyük bir pol it ik deneyimi gerektiriyor. Ka pita l izm kad ın ı n rolü · üzerine gerici teorileri piyasaya sürmeyi , ideoloj ik ve polit ik zorlamalar ı , eski sı nıf l ı toplumlardaki ataerkil yapıyı ku l lanmayı h ız landırd ı . Kapital i st dünyada rekabet mücadelesi ve kad ı n la r üzerindeki baskı yaşam ın tüm a lan lar ın ı etk i l iyor. Kökleri s ın ıfla r a rasındaki uzlaşmaz çel işki lere ve mülkiyet i l işki lerine dayanan bu bask ın ın nedenleri konusunda kad ın la r ı n gözünü açmak komün istlerin görevid ir .
Audrey West i se şu noktayı vurgu lad ı : ABD emperya l izmi bizim baş ideoloj i k hasm ımızd ı r. O sadece Cruise ve Persh ing-2 roketler in i yerleştir-
(5) K. Marks ve F. Engels, Yapıt lar, c. 32, s. 486.
54
mekte o lduğu Avrupa'daki kad ı n la r ın düşmanı değ i l , aynı zamanda ABD'deki kad ı n lar ın da düşman ıd ı r. Çünkü, ekonomin in mi l itarizasyonu, tüm yürütülen iç pol itika lar, on ları n yaşamın ı ters yönde etk i l iyor. Burjuva yığ ı nsal i letiş im a raçları ve eğitim sistemi kad ın lar ın yüzyüzegeld iği sorunları doğrudan nedenleri g iz lemek için her yola başvu ruyorla r. Yan l ı ş b i lg i lendirme, ça rpıtma ve iftira yöntemleri ku l lanıyor. Ne ki Ameri kan ba rış aktivistleri a rasında antikomünist uydu rmalar ın her türlüsü ne karş ı d i reniş a rtıyor.
Komünistlerin kad ın ha reketine katı l ım ı , on lar ın ideoloj i k ça l ı şmaya ciddi b i r d ikkat vermelerini gerektiriyor. Barış iç in savaşımı , enflasyona karş ı , iş, sosyal güvenl i k, eğitim, kamu sağ l ığ ı ve çevre korunması iç in savaş ımla bi rleşt i rmekle emekçi kad ın ları n pol itik potansiyeli a rtı rıyoruz. ABD komünistleri bu ha reket içinde çal ışma amaçları n ı işte böyle görüyorla r.
Sempozyuma katı lan lar ın çoğu, kad ı n hareketi içinde komünistlerin ça l ışmasından söz ed i l i rken, kend i parti ler in in özg ü l deneyimlerine de değind i ler.
Nancy McDona/d şunu bel i rtti : 1 975 yı l ı nda BM Kad ı n 1 0 yı l ı i l an ettiğ inde, Kanada Komün ist Partisi kad ın ları eşitl ik , yumuşama ve barış savaş ımına çekmek için bazı g i riş imler başlattı . Bun lar demokratik içerikl i g i riş imlerd i . Bu dönem, çok daha fazla kad ın ın savaş karşıtı harekete katı ld ığ ı ve daha mi l ita n laştığ ı bir dönemd i . Kad ın la r, Kanada Komünist Partisi' n i n saf ları n ı geniş letti ler. Bugün tabanda üyelerin yüzde 27'si ve Merkez Komitesi'nde yüzde 25' in i kad ın la r ol uşturuyor. Merkez Yürütme Komitesi' n in 18 üyesi n in 8'i kad ınd ı r.
Komünistler yaklaşık 60 ta ne geniş tabanl ı i lerici kad ın örgütünde ça l ışıyor, işçi Partisi , Yeni Demokratik Parti ve öteki part i lerden kad ınlar la d iyalog ku ruyorlar. Bunu, savaş ka rşıtı savaş ımı ve top lumsal adalet iç in savaş ım ın temel nokta ları üzerinde kad ın la r a rası nda işbir l iğ i iç in ortak b i r platform oluşturu lması a macıyla yapıyorla r.
Lynda Edgerton şun ları söyled i : I rfanda Komünist Partisi Kad ın Komi tesi ülken in kuzeyinde ve güneyinde, a l t kom iteler a racı l ığıyla ça l ışmaları n ı sürdü rüyor. Kad ı n komünistler u l usal sorunun demokratik bir b iç imde çözümlenmesi için, ha lk ın yaşamın ı iyi leşti recek toplumsal değiş ik l ikler iç in y ığ ı nsa l b i r kad ın ha reketi örgütlenmesi çaba larında büyük rol oynad ı la r. Ancak Cumhuriyet ve Protestan yarı-askersel g ruplar ın şiddet kul lanmaların ı k ı nıyorla r. i rfanda 'n ı n herhangi b i r bölgesi n in , g üney ya da kuzey in in öteki ha lk la ra karşı b i r sa ld ı rı üssü o larak ku l lan ı lmasın ın önlenmesin i ve böylece I rfanda'n ı n g lobal bir nükleer yang ın ın önlenmesine katkıda bu lunabi lmesini kendi leri iç in b i r görev bi l iyorfa r.
Maria Grabivker de şun ları bel i rtti : Arjant in Komünist Partisi demok-
55
ratik kad ın ö rgütleri n i n çal ışmalar ına katı lman ın yan ıs ı ra sanayi iş letmelerinde. send ikalarda ve öteki kamu örg ütleri ndeki kad ın la r a rası nda ayr ımi ı bir çal ı şma yürütüyor. Bu çabalar o lumlu sonuçlar verdi . Malvinas bunal ım ı sırasında ve sonrasında partiye katı lan yen i üyelerin yüzde 40' 1 kad ı nd ı r. Parti onları yöneti m kademelerine getirmeye çal ış ıyor, 1 983 sonbaharında yapı lan kongrede seçilen yeni M K'n i n yüzde 1 7'si kad ınd ı r.
C/aire Gautier: DKp'n in üyelerin in yüzde 40' ln l kadın la r oluşturuyor. Kad ı n komünistlerin pa rtide hiçbi r özel konumu yok. Tek tek grup ve hareketlerin k ısmi amaçlara yönelmesine ka rşı n , Komün ist Partis i 'n in tüm işçi s ın ıf ın ın çıkarlar ın ı temsi l ett iğ i a nlayışıyla partiye değişik demokrat ik topl u msal ve sendika l örgütlerden geldi ler. Part in in çok sayıda kad ı n ı n destek ve işbirl iğ ine gereks in im i var. Aynı şekilde, başarı l ı bir savaş ım için kadın ları n da güçlü bir komünist partisine gereks in im i va r.
Şunu bel i rtmeye gerek yok k i , komünistler, ortak amaçlar iç in kad ı n hareketine t üm ak ımlar ın katı lmas ın ı o l um l u bu lurken, ideoloj i k polemikten de kaçınmazlar. Tersine, bunun b i r yandan değiş ik görüşteki kad ın larla yapıcı b ir d iyalog gereksi n im i doğurduğ
'u, öte yandan da parti n i n
kend in in buna uygun b i r çal ışma yürütmesi gereğ in i , böylece komünistleri n kadın hareketi n i n sorunlarını tam an lamıyla anlamak zorunda olduğu görüşündeler.
Sempozyumda şu nokta da vurg uland ı : Böylesi b ir yaklaş ı m toplumsal sorunlar ın çözümü ve barış ın korunması iç in daha büyük sayıda kad ın ı yığ ı n hareketine çekmeyi o lanakl ı k ı lmaktad ı r.
Emperyal izmin sald ırgan politikaları sonucu. i nsan l ığ ın üzeri nde dolaşan nükleer tehl ike. barış iç in savaşım ı n önem in i bugün sadece kend in i koruma içgüdüsünün yönlend i rd iğ i kad ın la r da dah i l , geçmişte i lerici kad ın ha reketi n i n çok uzağ ında ka lm ı ş nüfusun bölüm ve grupları ndakı kad ın lara da kavratıyor. Demokratik kadın hareket in in yanıs ıra, i lerici parti ler in örgütleri ve gençl ik dernekleri, değiş ik ü l kelerdeki barış komitelerin in kad ın seksiyon ve g ruplar ı , öteki dernekler, federasyonlar ve g ruplar savaş tehlikesine ka rşı savaşı mda g iderek daha çok aktifleşiyorlar.
Dzel l ik le b i rçok u lusa l ve u l us lara ras ı pasifist kad ın örgütleri yen i b ir tutum, a l ıyor. Barış ve DzgürJ'ük Iç in U lusla ra rası Kad ın la r Bir l iğ i (6) kendi
(6) 1915 y ı l ında kuruldu, s i lah l ı savaşın her türünü, u l usal kurtuluş iç in hakl ı savaşla r da dahi l k ı n ıyor. Tüm a nakara la rda. 24 kapita l ist ve gel işmekte olan ü lkede u lusal seksiyonla r, u lus lara rası tek tek üyeler, grup ve muhabi rieri dah i l aşağı yuka rı 50 bin üyesi var. Anca k Bir l ik önceleri hükümetlerin iyi n iyetlerine hitap ederek savaş ın önlenebi leceğine inan ı rken 1 983 Ağustosunda Göteborg kong resinde barış savaş ım ında üyeleri n i aktifleştirmeye yönel i k ve s i lah lanma yarış ı n dak i yen i t ırmanmayı, « nükleer b i r savaşın kazan ı ıab i l i r» o lduğu yol undak i teoriyi k ınayan bir kara r kabul ed i ld i . (Not Red.)
56
görüşleri n i yeniden gözden geç i rd i . Fem in ist ve k imi burjuva l iberal kad ın dernekleri nde k im i değişik l i kler ol uyor. Bun la r sadece nükleer savaş teh l ikesi n i n önlenmesiyle i lg i l i sorunlar ı tartışmak iç in istek göstermekle kalmıyor, aynı zamanda uyum lu eylemleriyle barış hareketine katl l ıyorlaL Savaş karşıtı eylemlere değiş ik polit ik pa rt i lerden (sosyal demokrat, H ristiyan ve Yeşi l ler) send ikalar, d insel örgütler, ekoloj i k akı m lardan kad ın la r da katıl ıyor. Zaman zaman, özgü l savaş ka rşıtı eylem leri için tek tek kad ı n g rupları ortaya çı kıyor.
Sempozyumda şu bel i rti ld i : Kad ın la r, savaş karşıtı ha reket in geniş taban ın etkis in i a rt ırmak içi n bir potansiyel ol uşturmakta, ama bel l i koşu l la rda bu aynı zamanda zayıfl ık kaynağı da o lab i l i r, çünkü bu taban ı n heterojenf iği , çeşit l i g r up ve ak ımlar ın bazan değişik istem lerle gelmesi ve gel işmelerin birbiriyle büyük ölçüde çatışan değerlendi rmesine neden olacaktır .
Nancy McDona/d: Bu nedenle, işçi s ın ıf ı ideoloj is ine sımsıkı bağl ı olan komün istler savaş karşıt ı ha reketine katı lan ları n ve sadece onların deği l tümünün , bugün dünyadaki gelişmeleri doğru b i r biçimde an lamaları iç in el lerinden geleni ya pmal ıd ı r. · Komün istlerin işyerlerinde, yerleş im bölgelerinde, nüfusun tüm kesimleri arası nda aktif o lmalar ı , on lara emperya l ist pol iti kanın sa ld ı rgan nitel iğ in i göstermeleri, i l k nükleer darbe s i lahlar ın ı Avrupa'ya yerleştiren ABD'n in eylemleri i le Sovyetler B i rl iğ i ve öteki Varşova Antıaşması Orgütü üyesi ülkelerin askersel-stratej i k dengeyi ve barışı korumak iç in a ld ık ları karş ı önlemler a ras ındaki farkı açıklamalar ı öneml id i r.
Freda Brown : Dahası , demokratik kad ı n örgütleri ve kad ın ha reketine b i l i nç l i bir biçimde katı lan lar bizi m görüşümüzü hôlô paylaşmayo n, barışı korumada kend i görüşlerine bağl ı ka lan a kım ları görmezl ikten gelemezler. Kuşkusuz, bir l ik görünümü yaratmak için bu ayrı l ı kl arı g izlememeli , üstünü örtmemeliyiz. Ancak biz im ortak b i r amacımız va r, bu da nükleer b i r felaket in önlenmesi, s i lah ıanma ya rışına son veri lmesid i r. Herhangi b i r somut konuda ortak b i r tutum bel i rleyip saptamamıza ola nak tan ıyacak geniş ve hakça b i r d iyalog iç in temel işte budur. Bu bağlamda, U l us lara rası Demokratik Kadın la r Federasyonu'nun (bugün kadın ha reketinde en büyük ve en temsi l i örgüt, 1 1 6 ü lkeden 1 31 federasyon üyesi var) eylem program ı çok açıktır. U DKF'nun çağrısı nda şu nokta lar s ı ra lan ıyo r : Batı Avrupa'da yeni ABD orta menz i l l i füzeleri n i n yerleştir i lmesinden vazgeçi lmesi, halk lara ka rş ı işlenecek en korkunç suç olan nükleer b i r savaş için yapı lan tüm haz ı rl ı k lara karş ı ç ık ı lmas ı , nükleer silah ku l lan ım ın ın yasaklanması , nükleer s i lah lardon ar ınd ı r ı lm ış bölgeler ya ratı lması , nükleer s i lah depola r ında dondurma ve köklü b i r i nd i rim , nükleer s i lah ları n tümüyle yasaklanması , Ortadoğu'da, Lat in Amerika, Asya ve Afrika'da emperya l i zmin sald ı rgan eylemlerine, halk-
57
lar ın içiş lerine doğrudan ya da dolayl ı karışmasına son veri lmesi, tüm yabancı askersel üslerin sökü lmesi, varola n tüm askersel bağlaşık ların dağ ıt ı lması, s i lah lanma yarış ı na son veri lmesi ve i nsan l ığ ın yaratıcı yetenekleri n in , tüm doğal kaynaklar ın barış ve yaşam iç in ku l lan ımı , s i lahlanmaya harcanacak paran ı n toplumsal gereks in im ler, ha lk ya ra rına reformla r ve iş sahalar ı açmak iç in ku l lan ımı .
Bu maddeler, 1 985'te Nairobi'de yapı lacak olan «BM Kad ı n 10 Yı l ı ' n ı n Kaza nımlar ın ı Gözden Geçirme ve Değerlendirme» u l usla ra ras ı konferansında ortak b i r p latformu sapta mak iç in iy i b i r temel o luşturuyor .
. Konferans 1 0 Yı I ' ln s logan ı o lan " Eşitl ik, Gelişme ve Barış» s logan ın ın yaşama geçir i lmesinde önem l i b ir ad ım olabi l i r ve gen i ş kad ı n ha reketinin b i rl iğ in in sağlanması da bu sloganı yaşama geç i rebi l i r.
58
Toplumun sınıfsal yapısının gelişme diyalektiği
Prof. Rudi Weidig
felsefe bilimleri doktoru
Marksizm-Len in izm' in en önem l i ve aynı zamanda en basit hükümler inden bir i şudu r : Top lumun devrimci gel işmesin i n her aşamasında, ono uyg u n bir sosyal yapı o luşmaktad ı r. Bu , öze l l i kle antagon ist s ın ı f lar topl umunun s ın ıfsız komünist topl uma doğru derin dönüşümünün tarihsel süreci boyunca açık bir biçimde görülmektedir . Böylesi bir yasal l ık , V. i . Lenin ' in b i l imsel öngörüsüne göre ya ln ız işç i s ın ı fı n ı n ve onun Marksçı partis in in yöneti minde tüm emekçi lerin b i l inç l i eylemleri sonu cunda ya ratı labi lecek sosya l ist topl umu kurma aşamasına do özgüdür.
DAC de dah i l b i r d izi kardeş ü lken in ş imdi içinde bu lunduğu gel işmiş sosyal i st topl umun ol uşup biç im lenmesi kend ine özgü n itel ik ler taş ıyor. Bu aşamada komün ist topluma geçiş in başl ıca maddesel ve ti nsel önkoşul ları yaratı lmaktad ı r. Bu topl u m sosyal eşitl ik temel ine dayanmaktadır ve ekonomideki değiş ik l ik ler temel inde güçlenmektedir. Sosya l izmi kurma yolunda bugün ve gelecekte i leriye doğru i lerlemek, çözümleyici b ir biçimde, üret imin entansifleşti ri l mesine, b i l imsel-teknik i lerlemen in h ız landır ı lmasına bağ l ıd ı r. Bu ise tüm s ı n ı f ve katman lardan emekçi lerin önüne n i tel bakımdan yeni görevler getiriyor. Bunlar , herşeyden önce, top lumsal güçlerin maddesel ve ti nsel o lan larda yetki n kal ifiye emek yeteneğine, onlar ın yaratıcı çal ışmalar ına, genel eğitim düzeyine, b i l inç ve emek d is ip l in i düzeyine bağ l ıd ı r. işçi s ın ıfı n ı n , kaoperatif üyesi köylü ler in, ayd ı n ların ve bütün öteki emekçi ler in yaratıcı potansiye l in in sürekl i a rt ı r ı lması ve daha iyi ku l lan ı lmasın ı ASBP, top lumumuzun sosyal yapısın ı n mükemmel leşti r i lmesi, sosya l izm kurucu luğunun n itel bak ımdan yeni görevleri n in çözümü iç in en öneml i koşul o larak görüyor. Part in in program ında şu stratej ik saptoma açık bir biçimde formüle ed i lmekted i r : « Gel işmiş sosya l i st top lum şu demekti r : işçi s ın ı f ın ın ve onun part i s in in top lumun yönetici gücü olarak oynad ığı rol ü a rt ırmak, onun koope· ratifçi köylü lük s ın ıfıyla, ayd ı n la rla ve tüm öteki emekçi lerle bağlaşıkl ığ ın ı sürekl i güçlendi rmek, emek ve yaşam koşu l lar ın ı sürekl i iyi leştirmek, b i l imsel -tekn ik i lerlemeyi tüm toplumsal o lan larda g iderek daha geniş çapta ve planl ı biçimde ku l lanmak . .. (1)
Sosya l yap ın ın gel işmesi, yeni top lumun i leriye doğru gel i şmesindeki öteki başl ıca maddesel ve ti nsel süreçlerden ayrı, yal ıtionmış değ i ld i r.
(1) Programm der Sozial istischen Einheitspa rtei Deutsch lands. Berl i n 1 976, s. 27.
59
Sosya l izmde de süreçlerle sosya l yapıdaki değiş ik l i kler a rasındaki sıkı bağıntı, top lum emekçi sınıf ve katmanlardan oluştuğu için, daha aç)k ve daha dolaysız ortaya çıkmaktad ı r. Gerçekten de, bir yandan emekçi ler in sosya l durumu, temel çıkar lan ve deneyimleri, onlar ın maddesel ve tinsel ü retime katı l ım ı i le daha büyük b i r ölçüde bağıntı l ı d ı r ; öte yandan maddesel ve ti nsel ü retim in etki n leşti r i lmesi, her şeyden önce çal ışanlar ın yetenekleri ne, onlar ın görüşlerine, konumlar ına, beceri nitel ik ler ine karşı daha büyük b i r titizl ik gerekti rmekted i r.
Pratik şunu gösteriyor : Ana doğrultuları pa rt imizce haz ı rla nan ve onun 1 0. Kongresince (N isan 1 98 1 ) kabul edi len 80' l i y ı l la rı n ekonomik stratej isi karşı s ında işçiler, köylü ler ve ayd ı n lar ne kadar daha b i l inçl i davran ı r, bunu kendi öz davası o larak benimser, kendi. emeğ in in yeni n itel iğ in in denek taş ı ola rak kavrarsa, bu strateji daha h ız l ı ve geniş çapta gerçekleştir i lmekted i r. Tam da böylesi b i r yaklaş ım , ekonomik ve sosyal politikan ın b i rl i ğ i i l kesi temelinde halk ın yaşam d üzeyin in istikrarı ve daha da yükselmesi iç in gerek l i ekonomik ve maddesel-teknik önkoşullar ın yaratı lmasında çözümleyici b i r önem taş ımaktad ı r.
Ekonomik, b i l imsel-teknik ve sosyal i lerleme a rasındaki g iderek g üçlenen bağları en iyi biçimde kavrayabi l mek için, sosyal yapıda, b i l imsel-teknik devrim in ve ü retim i etk in leşti rmen in itici gücü olarak ortaya çıkan niteliksel süreçleri an lamak ve kararl ı l ık la biçimlend i rmek gerekmekted i r. Emekçi s ın ıf ve katmanları n gel işme perspektif ine i l i şk in sorun
-la r da buna bağ l ıd ı r. Emekçi sınıf ve katmanlar onlara özgü ortak ve özgü l özlemler, yaşam koşu l ları , yeteneklerinden hareketle, kendi güçleri n i sosyal izm kuruculuğu yarar ına o rtaya koyabi l i r, seferber edebi l i r ve kul lanabi l i rler .
ASBP, söz konusu sorunu ele a l ı rken (bu sorun ise, yen i top lumun sosyal yapı prof i l i içi � , onun tüm ekonomik ve sosyal pol itikası i ç i n ve aynı zamanda işçi s ın ı f ın ın öteki s ın ı f ve katmanlarla bağlaşı k l ığ ın ın daha da güçlenmesi iç in temel önemded i r) , DAC nin s ın ıfsal yapıs ındaki sosya l ist devrim sürecinde, özel l ik le de s ın ı f ve katmanlar ın yakın Iaşması sürecinde oluşan köklü dönüşümleri her za man hesaba katmakta :d ı r. Sosyal ist toplu luk üyesi öteki devletlerde old uğu g ib i , bizde de, devrim sürecinde ve sonucunda yen i d üzene özgü sosya l yapı temelleri o luşm uştur. Bunlar, bizzat sosya l ist toplumun çerçevesinde o luşmuş, onun s ı n ıfla rı , katmanla rı ve sosyal g rupları sosya l ist çizg i ler kaza nm ıştır. Bu s ın ıf, katman ve gruplar a rasındaki i l işk i lerin n itel iğ i , g üç lü bağlaşık l ık , a rkadaşça yard ı mlaşma ve işbirl iğ id i r. Bu, sosya l i zmin önemli b i r ta ri hsel üstünlüğüdür.
Bugün s ınıfsa l yapıyı hang i g rupların, katmanlar ın bel i rled iğ i , bunla rdan her b i r in in cumhuriyetin aktif nüfus bi leş im inde nası l b i r yer a ld ığ ı , elde edi len i lerlemeyi göstermekted i r.
60
DAC'N DE HALK EKONOMISI NDE ÇALIŞAN NUFUSUN sıNıFSAL VE SOSYAL YAPıSı
(Yüzdelerle 1982'de)
Işçi ler 75,0 (*)
Kooperatifçi köylüler 6,5
Ayd ın lar 1 5,0 (*)
Kooperatifçi zanaatç ı lar 1 ,8 Ozelci zanatç ı lar, kom isyoncu tüccar-kır ("*) perakende satış yaparla r vb. 1 ,7
(*) Hesaplamalar şuna göre yapılmıştif: Statistisches lahrbuch der OOR. 1982. Berlin, s. 1 6, 17, 1 00, 10 1-104. Işçi sınıfının ve aydın katmanlafln sayısına ilişkin veri/er, yaklaşık veri/erdir. Çünkü, birbirlerine yaklnlaşması nedeniyle belirli emekçi gruplaflm kesin olarak işçi sımfına ya da aydınlara ait saymak zordur.
(" ) Devlet fonundan oYfllan mal/arla ticaret yaparlar. (Not. Red.)
Yuka rıdaki çizelgede d i le getir i len veri ler şunu gösteriyo r : Cumhuriyeti m izde güçlü bir temele sahip, sosya l i st devleti n modern endüstri gel işmesine uygun b i r sosyal yapı mevcuttur. Bu yapı, toplumsal, özell i kle de endüstriyel ü retim güçleri n in ve emek dağ ı l ım ın ın yüksek gel işme d üzeyin i , sosyal -ekonomik i l işk i lerin olgunluk aşamasın ı yansıtmaktad ı r.
Şu ya da bu s ın ıf ve katmanları n sayıs ında görülen değiş ik l i klerdeki eği l im de öneml id i r. Aktif nüfus içinde işçi s ınıfı n ı n payı (bu sınıf ise topl umumuzda tüm öteki sosyal g ruplardan daha fazlad ı r, sayıca en büyük s ın ıftır) son 20 yılda genel olara k değ işmemişken, aynı dönemde ayd ın ların payı % S'ten % 1 S'e çıkmıştı r. Kooperatifçi köylülerin payı % 1 2'den % 6,S'e düşmüş, sosya l -ekonomik bakımdan son derece fa rklı olon kooperatifçi ve özelci zanaatç ı la r kes im in in payı % S'ten yaklaş ık % 3'e düşmüştür.
Bu nicel değişikl i klerin nedenleri çeşit l id i r. Bu değişikl i kler herşeyden önce, sosya l ist üretim i l işk i leri n i n iyi leşmiş olmasın ın , üretici güçlerin ve emek verim l i l iğ in in gösterd iğ i büyük a rt ış ın (öze l l ikle endüstride ve tar ımda), b i l im in , tekn iğ in , eğiti min , kültürün vb. ortan rolünün sonucudur. Aktif nüfusun yaş bi leşim in in değişmesi de öneml i b i r etmend i r. Son
. yı l la rda, örneğ in , kooperatifçi köylü sı nıfı temsilci leri n i n öneml i bir kesimi, zanaatçı lar ın bel ir l i b i r bölümü yaş l ı l ı k nedeniyle emek a lan ından ayrı lm ışt ı r.
6 1
Kuşkusuz, yapıdaki değiş ik l iklerde, aktif b i r biçimde devam eden sosyal hareket l i l i k süreçleri de etk i l i o lmuştur. Orneğ in , devleti n desteğ iyle, sosyo l i st eğitim sistemi sayesinde b i rçok kal ifiye işçi yo do çocukları devlet aygıtındo, ekonomide yönetici kadro d u rumuna gelmiş ya da bi l im, kültür ve t ıp a lan ında ayd ın lar ın saf lar ına katı lmıştı r. Böylesi b i r hareketl i l ik , ta başta n o lduğu g ibi bugün de yeni , sosya l i st ayd ın la rı n oluşması iç in en önemli koşu l la rdan b i rid i r ve aynı zamanda devleti miz in istikra r ına katkıda bu lunmaktadır.
50' l i-60' 1 ı y ı l larda endüstri işçi leri n i n önemli b i r bölümü tarım sektöründe ça l ışmaya başlamıştır . Köylü lerle omuz omuza on lar, sosyal ist üret im biçimin in , yen i yaşam tarz ın ın yerleşmesinde yardımcı olmuş, kooperatifIerin gel işmesinde, işçi s ı n ıfı ile köylü bağlaş ık l ığ ın ın güçlenmesinde önemli rol oynamış ve oynamaktad ı r. Otuz y ı l içinde (1 950-1980) toplam 1 ,5 mi lyon i şç i , memur ve on lar ın çocuklar ı ayd ın lar ın ve kooperatifçi köylülerin s ı ra ları na katı l mıştır.
Değiş ik sınıf ve katman ların yüzdel i k payları ne kadar önemli o lursa olsun, onlar ın sayısa l d i namizmi s ı n ıfsa l yapın ın gel işmesinde yaln ızca b i r yan ı , en başta n icel yön leri yansıtmaktad ı r. Oysa, ü retim a raçları üzerinde sosyal i st mülkyetin, sosyal i st devlet erk in in oluşması ve g üçlenmesiyle DAC'nde gel işmiş sosyal i st topl umun oluşması içi n gerekl i ve t ip ik o lan sosyal yap ın ın temel nitel iklerin i bel i rleyen sosya l -ekonomik ve pol it ik temel ler ortaya çıktı . Bu süreç hiç de ta ma mla nmış deği ld i r.
ASBP'n in 1 0. Kongresinde bel i rt i ld iğ i g ib i , « işçi s ın ıfı n ın ü lküleri temel i nde halk ın � ın ıf ve katmanları a rası ndaki yakın laşma süreci gel işmeye devam ediyor.» (2) Bu değerlendirme, sosya list devrimde elde edileni olduğu g ibi, u laşı lması gerekeni de di le getirmektedir.
Gerçekten de, ele a l ı nan dönemde, emekçi ha lk üzerinde hükmeden ve onu ezen herhangi b i r sınıf ya da katman ın varolmosı ve eylem göstermesi için sosya l -ekonomik ve politik temel tomamiyle ortadan kalkmış ; tüm s ın ıf ve katmanlar ın toplumsa l du rumu ve aynı zamanda sosyal profi l i i l kesel o larak değişmiştir. Onlar, sosya l i st sosyal g ruplar olarak gel işmektedir. Emekçiler, ta ma miyle yen i mü lkiyet i l işki leri temelinde, kendi top lumsal eylemleri ve karş ı l ı k l ı i l işki leri için gerekli maddesel koşul ları yaratm ı şlardır.
Bunun önemli b i r beli rtisi, tüm sınıf ve katman lar için ya ratı lan bütünsel biç imdeki sosya l -ekonomik gel işme temel lerid i r. Orneğin , 1 981 y ı l ında aktif nüfusu n % 94,6's ı , bu a rada işçi ve memurları n % 96,4'ü , kooperatifç i köylü lerin tümü, ayd ın lar ın % 98' i , esnaf ve zanaatkarların % 60'tan fazlası sosya list sektörün işletme ve kurul uşla rında çal ış ıyordu . Topl\lmurı.
(2) Bericht des Zentra lkomitees der Sozial istischen Einheitspartei Deutschl ands a n den 1 0. Parteitag der SED. Berl i n 1 981 , s. 1 23.
62
kol lektifin ve b i reyin daha da i lerley ip gel işmesi için sosya l ist mülk iyel in a rtırı lması ve daha etkin kul lanı lmasına yönelik ortak ç ıka r, görüş ve eylemlerin ortaya çıkt ığı temel, işte budur.
Ama yine de, pratiğ i n gösterd iği g ibi, ü retim a raçları üzeri nde sosyal ist mülk iyetin ortaya çı kmasıyla, işçi lerde, bütün öteki emekçi lerde sosya l ist b i l i nç ve davranış ı n gel işmesi , otomatikman olmuyor. K. Ma rks, özneni n ü retim koşul la rı karşıs ındaki b i l i nç l i davranış ı o larak ' mül kiyet in ya ln ız bizzat üretimde gerçekleştiğ in i bel irtmiştir. « Gerçek beni mseme ilk önce, bu koşul lar la düşünsel değ i L . a ktif, reel i l işki lerde gerçekleşmekted i r ; bu da, söz konusu koşu l lar ın insan tarafından kendi öznel eylem koşu l la rı ola rak gerçekte ku l lan ı lmasıd ır, » cı)
SBKP M K Genel Sekreteri Y. V. Andropov yoldaş SSCB'de sosyal izm kuruculuğunun pratiğ in i değerlendir i rken, bu konuda şunu bel i rtiyo r : "Sahip l ik hakkın ı elde etmek i le sahip olmak, gerçek, ak ı l l ı , tutum lu b i r sah ip olmak, h iç te ayn ı şeyler deği ld i r. Sosya l ist devrim i gerçekleştiren halk , daha uzun bir zaman, tüm toplumsal zeng in l iğ in en yüksek ve tek sah ib i o lduğu d urumunu kavramak, kollektivist b i l inç ve davran ı ş ı n ı hem ekonomik, hem polit ik ve hatta psi koloj ik bakımdan gel işt irerek kavramak zorunda kalmaktadır . .. (")
Böylesi b ir kavrama süreci , elbette a rtık tari hsel önemde sonuçlar vermişt ir. Işçi lerin eğitim ve uzman l ı k düzeyin in yükselmiş olması , onlarda emeğe karşı sosya l ist tutumun, kol lektivist düşünce, yaşam ve davran ış tarz ın ın gel işmiş olması, bunu gösteriyor. B i l im ve tekn iğ in en yen i başar ı ları n ı n geniş çapta uyg uland ığ ı rasyona l izasyonun aktif bir biçimde gel iştiğ i ağ ı rl ı k l ı entansif geniş let i lmiş yeniden ü retime geçişle, toplumun gel işmesinde, sosyal ya pıdaki yen i değişik l ik ler dolayısıyle son derece sorumlu yeni b ir aşama başlamaktad ı r.
Bugün DACnde işçi s ın ıf ı , kooperatifçi köylü lük, aydın lar ve tüm öteki emekçi ler, tar ih inde ilk kez olarak, b i l imsel-teknik i lerlemeyi ve entansifleştirmeyi kendi yarar ına, toplum yarar ına ku l lanma olanağ ına kavuşmuştur. Bu arada halk ekonomisinde önemli bir büyüme sağlamak öneml id i r. Oluşa n iç ve dış koşu l larda buna, yaln ızca büyük bir hammadde, ,enerj i ve madde tasarrufu i le, iş zamanı ve işgücü tasarrufu i le u laş ı labi l i r. ASBP'n in çizd iği uzun vadel i sosya l -polit ik program ı n yaşama geç i ri lmesi, sapta nan planları n ne ölçüde başarı l ı b ir biç md e uyg u lanacağ ına bağ l ıd ı r.
Kan ım ızca, cumhuriyetim izde emekçi s ın ıf ve katmanlar ın ın bundan sonraki gel işmesi, daha fazla n itel i ksel karakter taşıyacaktır. Bunlar ın
(3) K. Marks ve F. Engels, Yapıtlar, c. 46, b . 1 , s. 483. (") Y. V. Andropov, Karl Marks' ı n öğretisi ve SSCB'de sosyal izm kurucu
luğunun kimi sorunlar ı . - « Komünist>., 1 983, N2 3.
63
temsilci ler in i n tutumlar ında yaratıc ı l ık ve g i riş imci l ik , sosyal ist sorumlu luk d uygusu ve d is ip l in , koJ lektivizm ve karş ı l ı k l ı ya rd ımlaşma, eğ i t im ve mesleki uzmanıaşma düzeyin i n yükselt i lmesi ve bunlar ın etk i n bir biçimde uygu lanması , kendi g ücünü emek sürecinde ( iş tü rleri n in değiş imi ve vard iye çal ışması da içinde) çok yönlü kullanı lması için kararl ı l ık ve yetenekl i l ik , emeğ i n yüksek başarısı g i bi çizg i ve bel i rti ler in önemi a rtıyor.
Benzeri n itel i ksel faktörlerin bi l i msel, teknik, ekonomik ve sosyal i lerlemenin itici gücü biçim indeki geniş etkisi, hiç istisnasız tüm emekçi leri i lg i lendi riyor. Bu etk i . bugün ve gözle görünen perspektifte sınıf ve katmanları n yeni profi l i n i . bun ları n sosyal i st mülkiyeti n gerçek sahibi olma yeteneğ in i ve giderek yakın laşmasın ı bel i rl i yor. Yakı nlaşmada ulaş ı lan düzeyin ölçütü, a rtan ölçüde emekçilerin pratikte kendilerini ne derece bu sosya l ist mülk iyetin sah ib i h issetmeleri olacaktır.
DAC yurttaş lar ın ın işçi-köylü devleti n i n yönetim ine aktif katı l ımı bunları n sosya l ist demokrasi çerçevesi içinde yurttaşl ık görevlerini yerine getirmesi, toplumda tüm olup bitenlere g österd ikleri yüksek sorumlu luk duyg usu da s ın ıf ve katmanlar ın yakınlaşmasına ya rd ı m ediyor. Cumhur iyetin ha lk erk i orga nlar ında, tüm toplumsal g rup lardan temsi lci ler ça l ı ş ı yor. Gen iş sosyal temele dayanma i lkesi, sosya l i st devleti n başta gelen i l kesiyd i ve öyle de kal ıyor.
Halk Meclisi, if, bölge, yöre ve kent toplanttfan sayIavIon arasında işçiferin orant % 46,6, tan m, meyvaetfık ve diğer kooperatif/erde bu oran
°io 20'nin üstündedir, memur/ann oranı ise % 25'ten fazladu; kadınlann oranı % 35,9, gençlerin ise % 15 dolayındadır. Şurası ilginçtir k i, OACnin halk temsilciliklerinde çaltşan sayıavlann 0, 0 35,4'nün yüksek, ya da orta dereceli teknik eğitimi vardlf. (3)
Tüm s ın ıf, sosyal katman ve g ruplar ın devlet yönetimine katı l ımı , ha l k ımız ın a rtan moral -pol it ik b i rl iğ in in , canl ı , etk in demokrasin in b i r başka kanıtıd ı r. Aynı zamanda bu, sosyal ist devletin politikasında tüm toplumsa l g ruplar ın temel sosyal ç ıkarlar ın ı gözönünde bu lundurma ve gerçekleşti rmedeki sürekl i çabalar ın ı yansıtıyor. Genel o larak bugün halk temsi lc i l ik leri organ ları nda bu eylemlerin i gün lük çal ışmala rıyla başarı l ı b i r biçimde uyumlaştıran 200 binden fazla k i ş i çal ışıyor.
Bundan başka, sosyolog lar ın a raştı rma lar ın ın da gösterdiğ i g ib i , DAC'nde emekçi ler in % 66'sı ve işçi lerin de hemen hemen % 50'si işletmelerde, devlet kuruluş lar ında, send ika larda ve d iğer örgütlerde, yaşadığ ı bölgelerde şu veya bu top lumsal görevleri yeri ne get iriyorlar. Ancak, tüm s ın ıf ve katmanlar ın temsilci/erin in devlet ve top/um yönetimine ya/nizca
(G) Stotistisches Jahrbuch der DDR, 1 982, S. 393.
64
şeklen çek i l mesi öneml i değ i ld i r, aynı zamanda yurttaşlara görevler in i i ş in i b i lerek etk i l i b ir biçimde yeri ne getirmesine ya rd ı mcı olacak koşu l lar ı da yaratmak gerek. E. Honecker yoldaşın vurgu lad ığ ı g ibi, « pa rt imiz in pol itikas ı , gel işmiş sosya l ist top lumun kuru lmas ındaki her adımın , toplumun tüm s ın ıf ve katmanları nca ortak at ı lmasına yöneli ktir. . . (B)
ASBP'n i n bu stratej ik saptamasıyla uyum içinde yapı lan ça l ışma, emekçi leri n eğitim ve uzmanlaşma düzeyin in ve bun ların toplumsal sorun lar ın çözümüne katı lma larında i lg i ler in in yükselmesine öneml i katkıla rda bul unmuştur. Biz bu a landa büyük aşamalar katettik. Bunun sonucu o larak, geniş yığ ı n lar ın devlet yönet im inde gönül lü , aktif ve ustaca çal ışmalar ı içi n elveriş l i koşu l lar yarat ı ld ı .
Sosyal köken ve du rumları değiş ik emekçileri toplumsa l görevleri n i gerçekleşt irmeye çekerken, nicel faktörlerin yan ıs ı ra, biz, i leride onlar ın bi lg i lerin i , deneyim ve yaratıc ı l ığ ın ı topl umun çok yön lü gel işmesi ve genl iğ i yarar ına ku l lan ı lması g ibi n itel i ksel faktörlere büyük b i r d i kkatle eği lmek gerektiğ i görüşündeyiz. Sosya l ist demokras in in i lerlemes in in en öneml i koşu lu burada ifadesi n i bu luyor. Tüm sınıf ve katman lar, işçi s ın ıfı partis in in yönet im inde, bu gel işmeye katkıda bu lunuyorla r. Emekçi ler, sosyal ist d üzenin çok yönlü ve d inamik biçimde işleyiş in in tüm toplumun o lduğu g i bi , ayr ı ayrı b ir kiş in i n genl iğ i n i n garanti lenmesine ve çok yönlü özgür gel işmesine yönel ik o lduğunu iyi b i l iyorlar. (i)
işçi s ın ıf ı n ın bel i rleyici b i r rol oynadığı DAC'n in sosyal yapısında emekç i lerin sosya l -ekonomik, polit ik ve ideoloj ik bir l iği , çok yön lü işbir l iğ i , ortak çıkar ve a maçların gerçekleşmesine yol açıyor. Bun ları n yakı nlaşmasın ın özü i şte budur. O retim araçlar ı üzerindeki sosyal ist mülkiyet temel inde bi rleşen tüm s ın ıf ve katman lar, sosya l ist devlete, MarksistLen in ist pa rt in in yönlendi rici ve yönetici gücüne, g iderek tüm ha lk ın ideoloj is ine dönüşen işçi s ın ı f ın ın ideoloj is ine ka rşı eşit du rumdad ı r. Bun la r, cumhuriyette elde edi len toplumsa l i lerlemeye ortak katkıs ı , geniş y ığ ınlar ın barı ş ın korunmasında o rtak çıkarla rı, emekçi ler in maddi ve kültürel yaşam düzeyin i n g iderek yükselti lmesi temel inde b i rleşmişlerd i r. Bu birleştirici ç izgi ler (bunlar ın temeli ise sosyal i st mü l kiyettir) sosyal yap ın ın gel işt iği , s ın ıf ve katman ları n ya kı n laşmasın ın gerçekleştiğ i , bir l iğ in in güçlendiği temel i ol uştu ruyor.
Sosyal ist toplumda s ın ıf ve katman lar henüz korunmuş olsa lar bi le, bunlar özü bakımından kavram ın a l ış ı lagelmiş a nlam ında sı nıfla r değ i l d i r. Sosyal izm, s ın ıf lar ın antagonist topluma özgü kutuplaşmasın ın yeri ne dostl uk ve işbirl iğ i , s ın ı f ve katman ları n sağ lam bir l iğ i ve a rtan yak ın -
(6) E. Honecker, Reden und Aufsötze, Bd. 1 , Berl i n 1 975, s. 375. (7) Bak. R. Weid ig . Işçi s ın ıf ın ın sosyal görünümü. « Barı ş ve Sosyal izm
Sorun ları . . 1 982, N!! 1 0. (Not Red.)
65
laşması g ib i , yeni tari hsel eğ i l i mler yerleşti rmiştir. B irleşme, bütün leşme çizgi leri ağır l ıktad ı r ve bu da sosya l-s ın ıfsal yap ın ın yetkin leşmesine temel o luyor. Böylesi çizg i ler tinsel yaşamda, kişi ler a rasındaki i l işk i lerde, emekçilerin sosyal durumların ı beli rleyen tüm bütünsel koşu l larda kend ini gösteriyor.
Orneğin , eğitim hakkı n ı n , mesleki eğitim in ve uzmanlaşmanın yükselt i lmesi n i n garanti lenmesi, sosyal yap ın ın gel işmesine belirgin bir biçimde nitel iksel etki yapa n ve aynı zamanda s ın ıf ve katmanları n yakınlaşmasına yard ı m eden yepyeni b i r eğitim-uzmanlaşma sistem in in kuru lmas ına yol açmışt ı r.
Usenin 1 0 veya 12 . sınıfını bitiren ve iki-üç yıllık mesleki-te�nik eğitimden geçen işçilerin, memurların ve kooperatH köylülüğün sayısı yıldan yıla artıyor. Meslek eğitimini tamamlayan emekçilerin, çalışan nüfus içindeki payı son 1 0 yıl içinde ( 1 97 1-1981) % 60,8'den % 81 ,4'e yükseldi. (8) 1 955'te sosyolist endüstride uzman işçilerin oranı % 25 dolayındaken, bu pay 1 981 'de % 65'e çıktı. Tarımda sürekli çalışanların 1 963'te yalnızca % 1 8, I 'nin özel eğitimi vardı, bu oran 1 98 1'de % 89. (9)
Yüksek bi lg iye sah ip olma, uzmanlaşma ve aynı zamanda bun larla sıkıca bağlı olan eğitim d üzeyini yükseltme isteği, tüm sınıf ve sosyal g ruplar ın ka rakteristik çizgisi o lmuştur. Emeğ in kol l ektif b iç imin in , özel l i k le işçi sı n ıfı ve köylü lük a rasında gel işmesi bir başka gösterged i r. Bugün bu gel i şme ayd ı n lar ın ve her şeyden önce b i l imsel -teknik , pedagoj i ve t ıp a lan ı nda çal ışa n lar ın önem l i b ir bölümünün eylem lerine g iderek daha çok yansıyor.
Topl umumuzda insanlar ın temel sosyal koşu l ları eşitl eniyor. Genç kuşağ ı n tüm temsi lci leri, hangi s ın ı f ve katmanlara bağ ı l ı o lursa olsunlar eğit imde eşit olanaklara sahiptirler. Kent ve köy emekçi l eri de iş hakk ı , tam çal ışma garantisi , ana ve çocuğa yard ı m, emekl i lerin ve çal ışma 'olanağın ı yiti rmiş olan lara sosyal güvenl ik , kad ın lar ın eşitl i l iğ i vb. öneml i sosya l -pol it ik kazan ımlardon eşit düzeyde yararlanıyorla r. Aynı zamanda, sosyoloji a raştı rmalarında işçi, köylü, ayd ı n a i leleri n in dayan ıkl ı (televizyon, buz dolabı , çamaşır makinası vb.) ev eşyalarıyla donatım ın ın hemen hemen aynı ve yeterince de yüksek olduğu bel i rt i lmektedir.
Yaşam ın değiş ik a lan ları nda ortaya ç ıka n s ın ı f ve katman ları n yakı nlaşması n ı kan ıtlayan örnekleri sürdürebi l i riz. Ancak yukarıda ele a l ınan örnekler, top lumumuzun sosyal yapısı n ın gel işmesinin, maddi ve tinsel koşu l la rı n değiş ik sınıf ve katmanlardan emekçi leri n tutumundaki ögelerin yakınlaşması g ib i , onun ana doğrultusunda tam gaz i lerled iğ in i aç ıkça kan ıtl ıyor.
(8) Statistisches lah rbuch der DDR. 1 982, s. 16, 1 14. (9) Agy . . . . 1 76.
66
Buna karş ın , böylesi b i r eğ i l imin ağ ı r basması, a rtık tam sosya l eşitl i ğ in sağ landığ ı , tüm sosyal fa rkların ve eşitsizl ik lerin ortadan kalktığı an lamına gelmez. Sosyal ist top lum değişik emekçi s ın ı f ve katmanla rda n oluştuğu sürece, bun lar a ras ındaki öneml i farkl ı l ı k la r korunocak ve yeni d e n ortaya çıkacaktır. Yerel kökenli v e tek tip topluluklar ın gelişmesi, sosyal fa rk l ı l ı kl a rı n va r l ığ ın ı sürdü rmesin i ve yeniden ortaya çıkmasın ı d ı ştalamıyor. Sosyalizme özgü sosyal yap ın ın, uzlaşmaz s ın ıfsal top lumdan kök lü bir biçimde ayrı lan , ancak henüz daha komünist toplumun sosyal yapısı o lmaya n nesnel bel i rti leri burada ifadesin i bu luyor.
Sosyal izmde s ın ıf ve katmanlar ın varl ığ ı n ı n sosyal ekonomik, politik temel i n i n kes in l ik le değ işmesine karşın, sosyal farkl ı l ığa neden olan maddi önkoşu l la r gene de tam olarak ortadan ka lkmış o lmuyor. Cumh uriyetimizde s ın ıf ları n gel işmesi deneyimin i genel leştiren E. Haneeker, şun ları bel i rtm işti r : « DAC topl umundaki s ın ıf ve katman ların d urum ve çıka rları a rasında henüz daha varl ığ ın ı sürdü ren fa rklara gözleri mizi kaparsak, yanl ış bir yargıya varmış olu ruz. Bun ları n üstünü örtmeye yönelik uzlaşmacı tutumlar işçi s ın ı fı n ı n rolünü küçümsemek a nlamına gelebi l ir ve sosyal izmin toplumlar ın somut olarak yaln ızca komünizmde olanakl ı o lan sosyal yapıs ındaki sorunlar ı a rt ık çözme du rumuna geldiği görünümünü yaratabil i r .» (10)
Bu saptama gel işmiş sosyal ist top lum kurucu luğunun tüm aşamaları iç in geçerl id i r. O, Len in ' in « Büyük g i ri ş im», « Kooperatifç i l ik üstüne» (11) başl ık l ı yapıt larında temellendirdiği görüşlerle uyum içindedir. Burada, sosya l izmde ü retim a raçlar ı üzerindeki top lumsal mülkiyetin devlet ve kooperatif gibi ik i b içi min i n de uzunca bir dönem korunacağına ve dolayısıyla bunlara dayanan emekçi lerin s ın ı f ve katmanları a rasındaki fa rklar ın da varl ığ ın ı sürdüreceğ ine işaret ed i l iyor. Kent ve köy, kafa ve kol emeği a rasındaki sosyal fark lar da varl ığ ın ı koruyor.
Sosyal yap ın ın niteliksel gel işmesi uzun bir süreçtir. SBKP MK'n in Haziran (1 983) Plenumunda ayrıca, perspektifte devlet ve kolhoz-kooperatif mülkiyetin birleşip kaynaşmas ın ın kolhoz larm mekan ik bir biçimde sovhozlara dönüşmesiyle yak ın -uzak h iç bir i l işkis i o lmadığ ı bel i rti lm i ştir. Dahası, bu Plenumda «sı n ıfsız top lum yapısı n ın oluşması , başl ıca ve temelli o larak a rt ık olgunlaşmış sosyal izm aşamasında olacakt ır. » (12) saptaması yap ı lm ıştır.
Böylece, SSCB'n in tarihsel pratiği, komünist formasyonunun iki nci evresine, gel işmiş sosyal izmin yetkinleşmesiyle, s ın ıflar ın zorun lu varlığ ın ı ortadan ka ld ı ran ve s ın ıfsız topuma götüren koşu l la r ın beli rlend iğ i uzunca bir zaman d i l im i içinde g i receğ in i kan ıtl ıyor. Sı n ı fları n , nesnel ve
(10) E. Honecker, Reden und Aufsötze. s. 375. (11) Bak. V. I. lenin , Tüm yapıt lar, c. 39, s. 1 4- 1 8 ; c. 45, s. 369-377. (12) SBKP Merkez Komitesi Plenum belgeleri. Moskova 1 983, s. 1 5.
67
öznel faktörler oluşmadan, mekan ik ve zamansız olarak ortadan kald ır ı l ması , yaln ızca sosyal izme zarar verebi l i r. Bundan ötürü, bugün o lduğu gib i , yakın gelecekte de sosyal yap ın ın 80' l i yı l la r koşu l larında d inam izmin in n itel iğ in i ve değişik l ik ler in boyutları n ı iyi sapta mak ve pratikte elde edilen sonuçları b i l i nç l i b i r şekilde ku l lanmak çok öneml id i r. Bu, « sasya l iz in üstün lükleri n i b i l imsel -tekn i k devrim in in başarı la rıyla bi rleşti rme sorununda i l kesel yeni b i r ad ım atı lmasına . . (13) olanak sağlayacaktı r .
Sosyal izmin ü retme ve yaratıcı l ığ ı , yüksek usta l ığ ı teşvik etme, aynı zamanda emekçilerin b i l imsel-teknik a landaki başa rı lar ı uyg ulama yol uyla emek verim l i l iğ in i artırmaya yönel ik potansiyel olanaklar ın ı en geniş b i r b iç imde ortaya çıka rma yeteneği, onun çağdaş b i r sosyal ist endüstri devleti olan Demokratik Alman Cumhuriyeti 'nde ekonomik gel işmenin kaynağı, her şeyden önce işç i ler in ve kooperatif köylü lüğün, bi l i m ve tekni k a lan ında eylem gösterenlerin ve tüm d iğer emekçilerin yaratıcı enerj isinde, ha lk ımız ın tinsel g ücünde ifades in i bu luyor . . (H)
Sınıf ve katman lar ın yakı n laşması, bir dizi başka önem l i süreçleri de kapsıyor. Kan ım ıza göre, toplumun gel işmesini engelleyen sosyal farkl ı l ı klar ın a maca yönel ik biçimde ortadan ka ld ı rı lması , sosya l farkl ı l ı k lar ın gel işmesine yard ı mcı ola n ve bun lar ın uzun süreli yeniden ortaya ç ıkmasın ı da hesaba kata rak a maca yönel ik ola rak kul la n ı l ması , bu a rada saygı ve bel l i an lamda özgül ç ıka rla r ın teşvik i , özgün lük, ayrı emekçi gruplar ın yeteneği bunlara aitt i r.
Böylece, mü lkiyet biçim inden emeğe göre paylaş ıma kadar sosyal farkl ı l ık lar ın temel leri , bugünkü aşamada ü retim güçleri ve iş bölümünün gelişmesine neden o lan sosyal ist üreti m i l işki ler inde at ı lm ışt ı r. DAC deney imi , değiş ik sosyal gruplar ın bu temelde toplanan kendine özgü çıkarları . kendi bütünlüğüyle ekonomik gel işmeye ya rdı m eden bir etken o luşturduğunu gösteriyor. Bun la r, hızla ortadan ka ld ır ı lmas ın ı gerektiren engel değ i ld i r ; tersine, bunlar ın öneml i potansiyel gücü vard ı r.
Yaşamda s ın ıf ve sosyal katmanlar ın yak ın laşması çel işk i l i ve uzun b i r sü reç olarak ortaya ç ık ıyor. Bu top lumun gel işen çizgilerin in birbir in i etki lemesi ve sosyal farklar ın ve özel l iklerin korunması karmaşık d iyalektiğiyle izah edi lebi l i r . Böylesi b i r yakınlaşma ya l n ızca gerekli maddi ve en başta da ekonomik koşu l lar ın ya rattığ ı düzeyde başar ı l ı b ir b içimde gerçekleşebil ir. Bu sonuncuları , her şeyden önce kendi yetenekleri n i b il i nç l i o larak gel iştiren ve ku l lanan yığ ın lar ın d i rengen ve etkin emeği sonucu meyda na gel iyor.
(13) Bericht des Zentralkomitees der Sozial istischen E inheitspartei Deutschlands an den X. Parteitag der SED, s. 49.
(14) E. Haneeker. Die Aufgaben der Partei bei der weiteren Verwirkl ichung der Beschlüsse des iX. Parteitages der SED. Berlin 1 978. s. 38.
68
Komünizm kuruculuğunun uzun tari hsel yol unda. sosya l ist s ın ıf ve katmanlar ın başl ıca gelişme biçim i olan yakın laşma. burjuva ideolog ları n ı n sosyal yapımızı ka ra lamak için s ı k s ı k gü rü ltü kopardık ları g ibi . özel ç ıkar lar ın ve yeteneklerin. ya da yaşamın özgün koşu l ların ın hiç bir b iç imde « bi rbir ine yakın laşması . eşitlenmesi ". «denkleştiri l mesi " ya da «aradaki farkları ortadan kaldır ı lması " demek deği ld ir .
ASBP polit ikasında. toplumsal fa rkla r ın ve gücünü bunlardan a lan değiş ik sınıf ve katmanlar ın özgü l ç ıkar ları n ı n . gereksi n imlerin in . yetenek ve deneyimlerin in sosya l ist i ler lemenin itici g ücü ol maya devam ettiklerini gözönünde bu lunduruyor. Tar ımda. sosya l i st kooperatif mül kiyet temelinde kooperatifçi köylü lerin tutumlar ında özel çizg i ler in olması . onlar ın özel çıkarları . yetenekleri o lması iç in özgü l koşu l ları n ortaya ç ıkmasın ı normal ve nesnel o larak zorun lu bir o lgu o larak görmek gerek. Bu özel l ik lere d ikkatle yaklaşım ın ve bunlar ın her bak ımdan desteklenmesin in g iderek s ı nıfın profi l i n i saptama ve tarımda ü retim in etki n l iğ in i yükseltme bakım ından azımsa nmayacak önemi va rd ı r. Kooperatif mülkiyet. kooperatifçi köylüler s ın ıfı n ı n oluşması ve gel işmesinde ana temel ve aynı zamanda köylü lüğün işçi s ın ıfıyla. d iğer emekçilerle bağla r ın ı güçlend irmede ve bununla bir l ikte bunlar a rası ndaki fa rkl ı l ık lara neden olan bir faktör id i ve böyle de kal ıyor.
Mülkiyetin bu biçimi . kendis in i yal n ızca köylü lerin emeğ in kollektif örgütlenmesine geçiş döneminde hakl ı göstermekle ka lmamış . aynı za manda günümüz koşul lar ında da öneml i rol oynamaya devam ediyor. Kan ımıza göre o. yeni top lumun o luşmasında amaca yönel ik o la rak ku l lan ı lması gereken büyük ola naklara ve kaynak lara sahiptir.
Ta rım ü ret iminde kayded i len i lerleme. kooperatif mülkiyetin ne ölçüde geniş olanaklara sah ip o lduğunu kan ıtl ıyor. Buna göre. 60' 1 1 y ı l lara ora nla 70' l i y ı l larda ta rım ü retimi 0/o 1 5. hayvan ü rü nleri ü retim i de % 35 oran ı nda bir a rtış göstermiştir. DAC'nde bugün tüm ta rıma elverişl i topraklar ın % 8Ts in i iş leyen kooperatifler in devlet a l ımlar ın ın genel hacmindeki pay,ı. tarım ürünleri nde % 95. hayvan ürünler inde de % 77 oranları ndad ı r (15). Köylü lerin kooperatiflerde ve aynı zama nda yan iş letmelerde verd i kleri emeği gözönünde bulundurduğumuzda bun ları n ha lk ın kesi n tis iz yiyecek mal larıyla. sanayin in de önemli hammaddelerle donatılmasında bel i rleyici katkıda bu lunduk lar ın ı açıkça görürüz.
Demek ki , kooperatif mü l kiyetin kendi gücünü tükett iğ in i . kooperatif köylü ler s ın ıf ın ın da gel işmiş sosya l i st toplumun daha da gel iş ip biçimlenmesi sürecinde perspektiften yoksun o lduğunu ka n ıtlayan somut h iç bir bel i rti yoktur. ASBP'n i n 1 0 . Kongresi. tarımda etk in l iğ in yükselt i lmesi kaynakları n ı n
(15) W. Felfe. D ie sozia l istische Land-. Forst- und Nahrungsgüterwirtschaft im $chrittmaB der 8Der Jahre. - Einheit. 1 982. N2 2.
69
daha tom olarak ku l lan ı lması , onu kooperatifleşme, verim l i l iğ i a rttı rma ve rasyonal leştirme yolunda daha do gel işti rmek içi n kooperatifçi köylüler s ın ı fı n ın g iderek g üç lendi r i lmesi, tüm olanaklar ın ın yayg ın laştı r ı lması görev in i öne koymuştur. Partimiz, ayn ı zamanda, tüm ha lk ın çıkarına olon tami r ve d iğer h izmetler a lanındaki ça l ışmalar ın iyi leşmesine yard ı m edecek olon sosya l ist zanatç ı l ığ ın ve zanaatkarları n yetenekleri n i n to m olarak ortaya çıkmas ın ın sağlanmasın ı do görev olra k öne koymuştur.
Ayd ın lar ın önemi, eskisi g ibi a rtacaktır. B i l im ve tekn ik a lan ları ndaki yeni başar ı lar, ü retimde verim l i l i ğ in attı rı lması ve rasyonal izasyon için savaşım, ayd ın lar ımız ın karakteri n i bel i rleyen özgül nitel i klerin geniş o larak kul la n ım ın ı öngörüyor. B i l imsel -tekn ik devrim, uzma nlaşmış kafa emeğ ine karşı yeni istemlerde bu lunuyor. Bu istemlerin gerekt i rd iğ i düzeyde olmak iç in , her şeyden önce DAC'nde ayd ınlar ın bel l i b i r sosyal görünümünü oluşturan çizgi ve bel i rt i ler in her bakımdan gel işt ir i lmesi öneml id i r. En boşta uzmanlaşmış ayd ı n emeği, yüksek hazırl ı k ve eğitim düzeyi, b i l imsel ve tekn ik yaratıcı l ık bun lara a ittir. (hel l i kle bu çizgi lerin d üzenlenmesi, bugün olduğu gibi, gelecekte de ekonomik gücün a rtmas ına, toplumda s ın ı f ve katmanla r ın birbirine yakın laşmala rı iç in gerekl i maddi tekn ik ve ekonomik koşu l ları n oluşmasına katkıda bul unacaktır.
Kısacası , sosyal ist ekonomin in yetk in leştiri lmesi n i n öne koyduğu sorunları n çözümü, titiz b i r dökümü, yaşamın genel ve özel koş u llar ın ın geniş o larak ku l lan ı lmas ın ı , tüm s ın ıf ve katma n ları n yetenekleri n in , ç ıka rlar ın ın ve zengin deneyimlerin in , bu a rada bun ları birbirinden ayıra n herşeyin gel işmesin i öngörüyor. Işte cumhuriyet imiz emekçi leri , bu yolda, işçi s ın ı fın ı n yönetiminde, komünistlerin öncülüğünde halk ımız ın sosyal top lu luğunun g iderek gel işmesi
,iç in bel i rleyici maddi koşu l ları yaratıyorle r.
70
Mısır'da ne deği,ti ?
Mişel Kamel
Mısır Komünist Partisi MK Politik Büro üyesi
i k i y ı l ı aşk ın bir süre önce Hüsnü Mübarek Mıs ı r Cumhurbaşkan ı olduğunda, y ığın lar genel ola rak bir bekle gör ve i htiyat l ı iy imser tavı r benimsedi ler. Asl ında, burj uva ve küçük burjuva muha lefetin k imi l iderleri, kısmi reformların olabi leceğ inden, köklü değişikl ikler üzerine haya l lere kadar değişen üm itler b i le besliyordu . Bunun tek nedeni Enver Sedat' ı n öldürülmesi deği ld i . Gerçekte rej im çok ciddi b ir buna l ım geçi riyordu ve çok kötü ya lıt ıanmış ve çökmekteyd i .
Buna l ım d iğer şeylerin yanıs ı ra , ik inci l konu larda olsa da yönetici blok iç inde a rtan bir mücadelede kend is in i gösterd i . Blok, «Sedat grubu" ya da burj uvazi n i n 1 967 yeni lgisi n in a rd ı ndan gelen gerici l i k le uzlaşma döneminde fışkıran ve gelişen kesim in i n egemenl iğ indeyd i . Bu grup asl ı nda üretken çevrelerle i l i şkisi o lmayan, iş leri yaba ncı döviz ve gayrı menkul üzerine spekülasyon, kaçakçı l ı k, kom isyonculuk ve ithal operasyon la rı olan işadamlar ından oluşmuştu. Karaborsada gerçek bir tekele sah ip olan bunlar , yabancı kumpanyalar ın ajan lar ıdır . 'Mayıs 1971 'de, Sedat' ı n Nas ı r' ı n ka l ı t ından kopmasıyla etk i leri çok a rttı. Giderek man ivela lar ın ı ele geçirmenin ve karar a lmayı üstleri ne a lman ın yol lar ını bu ldu la r. Bu özell ik le 1 973 savaşı sonrası ve ekonomik ,dnfitah " (açık kapı politikası) i le gözle görülür hale geld i .
Bu g rup, üretken alanın hem kamu, hem özel sektörlerinde akt if o lan ve « i nfitah»tan zarar gören, kapital ist sınıfın daha « ayd ı n » kesimleriyle o lduğu g ib i ekonomik reformizmle bağ l ı , yolsuzl uklarla savaşı lmas ın ı. ve 'dnfitah" ı n s ın ı rlandır ı lmasın ı ve daha bir rasyonel karaktere kmiuşturu l masın ı isteyen bürokratik ve teknokratik burj uvazin in bel irl i kes im leriyle de çatışıyordu. Politik alanda bu kesim ler, Mıs ı r' ı n ABD emperya l izmine açıkça bağ ım l ı l ı ğ ın ın « azaltı lması" , ısra i l i le i l işki leri n « norma l leştir i l mesi . . n i n gözden geç i ri lmesi ve Arap d ünyası i l e i l işki ler in iyi leşt ir i lmesi g ibi ı l ım l ı l i bera l belg i ler öne sürdüler. Mevcut polit ikaya gerçekten u lusal b i r a lternatiti n yok luğu nedeniyle, yu rtsever kampın çoğun luğu ümitlerin i burjuvaz in in bu kanadına bağlad ı . ü mide kapı lmaları burj uva mu ha lefetin potansiyel in in , ve kapsaml ı ve geniş aç ın ım l ı değiş imler getireb i lme yeteneğ in in abartı l masına kadar vard ı .
Devrimci g üçler şu taktikleri benimsedi ler : Egemen bloku parçalamak iç in sa ld ı rıyı her şeyden önce «Sedat g rubu . . na yöneltmek, grubun mensuplar ından en asa lak, satı lm ış ve zara rl ı la rı n ı saf d ış ı b ı rakmak ve bu
71
yol la reJ ım ın bir bütün ola rak yeni lgis inden sonra strateji k hedefleri başarabi l mek için daha büyük olanaklar sağlamak. Bu a maçla, yurtsever güçlerle, rej im in içi nde ve dış ında o lupta resmi pol it ikas ın ın « rasyonell eşmesin i .. savunanlar arasında bağlaşıkl ık olara k bir U lusal Selamet Cephesi kurmak iç in çal ıştı lar.
ik i küsür yı l ı n olayları, egemen blokun - daha «ayd ı n .. lar ından geride ko lon ları no, reformları amaçlaya nlar ındon bun la ra karş ı koyonlar ına kadar tüm üye ve ku rumlarıyla - hangi biçim ve yöntemleri ku ! lan ı rsa ku l lans ın , bağımsız l ığ ın koşu l ları n ı n yeniden ü ret imin i ,ve onun yapı ları n ı n sağlamlaşmasın ı du rdura mayacağ ın ı göstermiştir.
ABD iLE OZEL I LIŞKiLER
Mevcut rej i m Arap dünyasında ve ulus lara rası a landa daha esnek bir politika izlemeye ça l ış ıyor, ne k i , ABD i le «özel i l işki ler"de bulunma politikasından en ufak bir sapma yapmamaya d ikkat ediyor. Böylece formel açık lamalarla g erçek uygulamalar a rası nda z ıt l ık lar ç ık ıyor.
Görevliler « dengeli" dış polit ik i l işk i ler üzerine nutuklar atmayı seviyorlor, oma daha henüz Sovyetler Bir l iğ i ile i l işk i ler in normale döndürülmesi yolunda ciddi ad ımlar atmıyorlar. Rej im bağ lantıs ız l ık yükümlülüklerine ters g id iyor ve hatta ik i « süper güç» ten eşit uzaklı kta du rmaya zorlayarak hareketi d inamitlemeye çal ışıyor. Arap birl i ğ i ne bağl ı l ığ ı üzeri ne yeminler ediyor, ama bu b i r l iğ in «gerçekçi i l keler» üzerinde oturtulmasında, yan i Cam p David ve isra i l ve ABD ile an laşma i l i şki leri n i n boyunduruğundaki Mıs ı r' ı n Arap saflarına kabul ed i lmesinde ısrar ediyor.
isra i l ' i n lübnan'a korşı sald ı rıs ı , Mısır rej im in i zor duruma soktu. Rej im, yığ ı nsal b ir hareketin baskısı a lt ında bunu form el olarak kınıyor, hatta protesto ediyor. Ama Mıs ı r' ı n , ısra i l ' i n yaptıklarına bakmaksızın Camp David'e bağl ı kalacağ ı ve Mıs ı r' ı n «barış a ntlaşmasıyl a » üstlendiği yükümlü l ükleri n tartışma konusu o lmadığ ı çeki ncesi n i koyuyor.
Rej im, Fes Konferansı 'n ın kara rlar ın ı övüyor. Cumhurbaşkan ı Mübarek bun ları «mükemmel » olarak tan ım l ıyor, a ncak « bunları uygulamaya koymak iç in a raçların eksik olduğunu» ve bu nedenle de « ne de olsa büyük bir güç ve bizzat bunun Cumhurbaşkanı taraf ından desteklendiği , Camp David üzeri ne temel lendir i ld iğ i ve en büyük başa rı şansı na sah ip olduğu iç in Reagan p lan ın ın tamamıyla desteklenmesin i n » gerekl i olduğunu ekl iyor. Böylece önermeler sonuçlarla çatışıyor ve sözler yapı lan la rla farklı o luyor.
Ne ki bu « tutarsız l ığ ı » sadece demagojiye veya y ığ ın hareketi n i n baskısı na bağlamak sorunu basitl eştirmek o lur. Büyük u lu sa l burj uvaz in in
72
kısa b i r zamanda korkunç zeng inl ik ler toplamayı beceren b i r kesim in i n çıkarlarında bir azalma yoktur. Bu kesim , yayı ımayı a maçlıyor ve ürünler in i satman ın ve sermayes in i yatırman ın f ı rsatmı a raştı rıyor. Arap dünyasında ve sosya l ist ü lkelerde kaybett iğ i pazarlara gereksi n im i var . Arap petrol gel ir/erinden, Sedat' ın « ka l ı n kafa l ı l ığ ı » ve « dar görüşlü lüğü» nedeniyle kaybettiği payın ı istiyor.
Yine de, ü lkenin e l in i kol unu bağlayan politik, ekonomik ve askersel bağlar, a rtı , hem b i r bütün olara k top lum düzeyinde ve de hemde onun çeşitl i erk kurumlarında değişmiş olan güçler dengesi, başl ıca eğ i l im in ş imdi l ik genel olarak ka pitülasyon ve bağ ıml ı l ı k yönünde o luşunu getir iyor. Sarece « Reagan p la n ı » yada ısra i l -Lübnan an laşması g ibi ABDNATO plan ları n ı n desteklenmesiyle ka l ı nmıyor.
Mıs ı r emperyalist planları n hamisi olmada başı çeken b i r rol oynad ı . ısra il ' in Lübnan'a sald ı rıs ı n ı n en hararetl i gün lerinde, Kah i re " Lübnan'dan isra i l ' i nki lerde dahil tüm yabancı b i rl iklerin çek i lmesi üzeri ne ve Ortadoğu'nun çözüme kavuştu rulması üzerine eşzamanl ı görüşmeler» (1) iç in çağrıda bu lunarak Washington'dan bi le i leri g i tt i . Su riye ve başka ü lkelere ka rşı « bar ış ça ba lar ın ı torpi l leme»ye çal ışmakla suçlayan kampan yan ın , Lübnan -isra i l an laşmasından sonra daha da güçlenmesi rastlantı deği ld i r.
Daha da kötüsü, rej im , ABD ve NATO'nun kanl ı si lah l ı müdahalesi üzerine, sempati tutumunu değişti rmeye yönel ik h iç bir şey ya pmadı . ABD 6. Fi losu ve Deniz Kuvvetleri Lübnan şehir ve kasabaları n ı barbarca bomba ladık ları zaman, Mübarek Başkan Reagan'a mesa j ı nda bundan şu veya bu şeki lde sözetmed i . Değiş ik Lübnanl ı g üçler arasında çatışmala r sonucu dökülen " masum i nsan kan ı » (2) üzerine ağlaşmayı yeğledi. Kahire'deki resmi çevreler, Ş i l i ve Guatemala g i bi d iktatörlük rej imIeri yanında yer a larak, ABD'n i n Grenada'yı işga l i ne koşulsuz destek verdiler.
Bun lar M ıs ı r' ı n ABD ile " özel i l işki leri »n in sonuçlar ından sadece b i r kaçıd ı r. Dış iş leri bakan ı K. H. Al i , Mıs ır d iplomasisi n in ana i lkes in i şöyle özetled i : ·1 983'de tüm kart lar ımızı Amerikal ı lara tesl im edeceğiz, ve ne olacağ ın ı göreceğiz ». (3)
MISIR ASKERSEL KURULUŞU VE ABD EMPERYALIZMIN IN PLANLARı
Bu " özel i l işki lerin » en tehl ikeli yan ı , Mıs ır s i lahl ı kuvvetlerin in Penta gon ve NATO'nun bölgemizi egemenl ik leri a lt ı na a lmaya yönel i k p lan-
(1) U Pi, Mıs ır Dış I şleri Bakan ı'yla Görüşme, E I Vatan, 9 Ekim 1 982. (2) " EI Ahram» , 1 8 Eylül 1 983. (3) " EI Musavar», 1 7 Ara lık 1 982.
73
la r ın ın uygula maya hazır lanması d ı r. Ordu ve halk a rasında a rtan hoşnutsuz luğun, rej im i demagoji ve kamuflaja başvurmaya zorlad ığ ı da doğrudur.
Bunun nası l yap ı ld ığ ın ı göre l im .
Mıs ır b i rl ikleri, ABD Çevik Kuvvetler Merkez Kumandanl ığ ı (Centeom) ta rafı ndan yöneti len Pa r lak Yı ld ız (Bright Star) ma nevra lar ına katı ld ı lar. Tüm manevra boyunca Mıs ı r kara, deniz ve hava saha ları tümüyle müdaheleci ABD ordusunun emri ndeydi .
Manevra la rı n zamanla ması da dikkat çekicid i r. Kısa b i r süre önce Reagan p lan ı başarısızl ığa uğram ıştı . FKO, lJrdün'e Fi l istin l i le r adına görüşme yetkisi vermemişti . Lübnan-ısra i l -ABD an laşması , ha lk ın kızg ınl ığ ı ndan korkan en gerici leri de içi nde, çoğu Ara p rej imierin in tan ı maya yanaşma ması nedeniyle kend is in i ç ıkmaz b i r sokakta bulmuştu. LübnanI ı lar ve F i l isti n l i ler işgalci bir l ik ler karşısı ndaki kahramanca d i reniş lerini a rt ı rmış la r ve bu ısra i l 'de politik d urumu etki lemişti. Suriye yine rahatsız etme veya kand ırma g i riş im leri karşısında sa l lanmadan d i reniyordu. Bütün bun lar ABD'n i n prestij ve etkisine da rbe vurdu. Aynı zamanda Mıs ı r resmi çevreleri pol i t ik ik iyüz lü lüğün örneğin i verd i ler. Savunma Bakan ı Abu Gazelya şöyle dedi : « Mıs ır, i k i tarafta çıka r sağ lad ığ ı sürece, isteyen her devletle ortak manevra lara evet diyecekt i r . ..
Başka bir örnek daha : ABD Kongres in in bir otu rumunda Mıs ır toprakl a rında g izli bir ABD askersel üssünün varl ığı açıklandı. Tanımamazlıktan gelerek, Mısır rej im i bunun bir üs deği l sadece bir « kolayl ık .. olduğunu öne sü ren sözde b i r «ya lan lama . . yayı n lad ı . Ne k i , yüksek derecel i ABD askersel görevl i leri, Kongre'de yeni ödenekler için ısrar ederken, Savunma Bakan l ığ ı ' n ın tam yüz ABD asker in in konumland ığ ı ve AWACS uçakla rı n ın casusluk uçuşla rı na kalktık ları üssün modernleşt i r i lmesi iç in ş imdiden 70 m i lyon dolar harcamış olduğuna tan ık l ı k ettiler. Ağ ı r bombard ıman uçak lar ın ın inebi leceğ i ve Pentagon'un Ortadoğu'da g i rişebi leceğ i herhangi askersel bir operasyon için geri üs o larak ku l lan ı lmak üzere pistlerin i nşası iç in ek fonlara gereksin im duyu ldu .
Mıs ı r-ABD anlaşmaları daha geniş b i r konu lar yel pazesi n i kapsamaktad ı r ve bi lg i l i Bat ı çevreleri nce doğ ru lanmışt ı r. ABD Hava Kuvvetleri , uçak lar ın ı önceden iz in a lmadan Mıs ı r'daki herha ngi bir sivi l ya da askeri hava a lan ına i nd i rme, buralardaki hava alanı kolayl ık lar ından yarar lanma ve b i rçok hava üssünde ABD servis personeli bu lundurma hakkın ı sağlamıştı r. Pentagon'un ıskenderiye, Süveyş ve başka yerlerde Çevik Kuvvetler için s i lah depoları kurmasına izin veren «özel amaçl ı depola r . . üzerine b i r an laşma vard ı r. Yine, iki ü l ke «güvenl i k . . konuları n da bi lgi «değ iş-topuşu .. yapma üzerine an laşmaya vard ı la r.
Sedat' ı n ortadan ka ld ı rı lmas ından sonra, Mısı r' ı n askersel ha rcama-
74
ları n ı n h ızla artması kayg ı lara neden oluyor. Hara malar 1 982 de 1 m i lyar 650 mi lyon Mısır l i rasına varmışken, bu, 1 983-1984 bütçesinde 2 m i lyar 850 mi lyon Mısır l i ras ına çıkacak. Yabancı kaynakla r bunun 3 m i lyar 1 25 mi lyon Mısır l i rası olacağ ın ı belirtiyorla r.
Camp David a nlaşması imza land ığ ından bu yana , ABD ve öteki emperya l ist güçler, Mıs ı r' ı savaş sanayin i kurması için zorl uyorlar. 1 981 'de 1 00.000 işçi çalıştıran 30'u aşk ın cephane fabrikası (tüm sanayi işçi leri n i n yüzde 8 ' i ve modern sanayide ça l ışan işç i ler in yüzde 1 5-20'si) 400 mi lyon paund değeri nde mal üretti. Ve savaş sanayis in in büyüme h ız ı her yıl yüzde 20 a rtıyor.
S i lah lar ya ABD, ing i l iz, Fransız ve ita lyan şi rketlerin in katı l ımıyla ortaklaşa, ya da özel l isanslarlo ve bu ş i rketlerin denetimi alt ında l isansla üreti l iyor. Bu alanda teknoloj ik bağ ım l ı l ı k özel l ik le Yiiksek olduğundan, emperya l istler tüm koşu l larpa azalmayan b i r denetim sağl ıyorla r. Savaş sanayii stratej ik önemded i r ve böylece de rej im in pol itikasıyla yakından bağl ıd ır . Emperya listler bunun sürekl i va rl ığ ın ı ya do kaldır ı lmasın ı bu politikaya bağl ı o larak görüyorlar ve bu, özel l ik le savaş sanayin i n toplam u lusal üretimdeki payı n ın artmasıyla, pol it ik baskı ve ekonomik şantaj iç in en tehlikeli etmeni ol uşturuyor.
Orettikleri mal lar ın ana k ısmı « iç paza ra » (si lah l ı kuvvetlerin gereks in imi iç in) g itmesi nedeniyle, cephane fabrika la rı şeklen « ü retken» sa nayi ler olarak geçiyorlar . B i r sanayin i n tür9nü değerlendi rirken, işlevler in i , ono hakim olan toplumsal güçleri ve bundan kor sağlayan la rı ele a lman ın öneml i old uğu düşünülürse, gerçekten bun lar bağıml ı , « asalak » sektörün bir pa rçasın ı oluştu ruyor. Savaş sanayii konusundaki güncel politika, tümüyle Mısır ekonomis in in yabancı tekel lere yapısal bağ ım l ı l ığ ında bi( a rtış getiriyor.
EKONOMiN IN YENiDEN YAPıLANDıRıLMASı YOLUYLA
1 984 son lar ında ben imsend iği düşünülürse, ekonomik .< i nfita h » nispeten k ısa bir geçmişe sahiptir. Yine de, o zamandan bu yana ekonomi baştan aşağı yeniden biçimlendi , yapısı bel i rg i n bir deformasyona uğrad ı . Ka mu sektörü ufa ld ı ve özel sektörün h izmetine veri ld i . « Serbest» pazar mekan izmaları hiç engelsiz iş lemeye başlad ı . Pol it ik ve ekonomik karar o lma üzerindeki denetim büyük ya bancı, karma. ve yerl i özel sermayeye geçti .
Yapısal deformasyon lar dış etmenlerin (petrol ü reten Arap ü lkeleri n i n gel i rlerindeki büyük artma sonucu M ı s ı r işgücünün bu ü lkelere akması, dünya para piyasa lar ında indir iml i ve dalgal ı kur sistemin in benimsenmesi vb.) etk isiyle daha do kötüleşti. Bu, .< i nfitah » ın kendisi n in etkileriyle,
75·
yan i emperya l ist çevrelerden daha s ık borç isteme, d ı ş borçlarda büyüme ve faiz ödemeleri yükünde a rtma, hem gereksi n im lerin hem lüks m a llar ın d ı şa l ı mı na fazlasıyla boş vurma, yerl i sanayi üretim in in rekabet kapisitesinde buna paralel b i r d üşme ve « i nfitah . . ı n yarattığ ı bankalar, ş i rketler, spekülatörler ve asa lak sermayenin zorba l ığ ıyla iç içe geçti.
Ekonomik o larak ülke bir rantiyenin özel l i kleri n i kazanmaya başlad ı . Petrolden elde ed i lenler, Süveyş kanal ındon geçi şlerde toplanan para lar, tur izm gel i rleri , yurt d ış ında çal ışan Mısır l ı lar ın gönderdi kleri , borç lar ve karşı l ıksız destekler ü lkemiz in yabancı döviz ge l i rl erin i n yüzde 82,3'ünü oluşturuyor. Ancak bunun geri ka lan ı sanayi veya tar ım üret im inden ve çeşitli hizmetlerden gel iyor.
Bu noktada bel i r l i olayla ra değinmek ya ra rl ı olacaktır. « i nfita h "ın açıklanmasından sonra M ısır'a i l k koşan banka sermayesi oldu. O lkede faal iyet gösteren yabancı karma bankalar ın sayısı 57'ye ulaştı . Aktifleri n i n o na kısmı Mısır' l ı lar ın hesaplar ından oluşmuştur. Bu 1 981 'de, yabancı kaynaklardan gelen 83,4 m i lyona karş ı l ık 2 milyar 1 97 m i lyon Mısır l i ras ına vard ı (kabaca l 'e 26' l ı k b i r oran) . Bu bankalar fonla rı n ı n büyük bir bölümünü - 1 ,5 m i lyar Mıs ı r l i rası kadar - ülke d ış ına yatı r ıyorlar, böylece yabancı sermayenin gel mesine değ i l , Mıs ır sermayesin i n d ı şarıya akmasına yard ımcı oluyorla r. Hôlô Mıs ı r'a koşmalar ın ın yolunu dö,şemenin gereğ in in , yabancı ve karma ba nka la rı n Mısır'da faa l iyetine, hem de çok kolay koşu l la rda, izin veri l mesi n in nedeni o larak gösteriliyor. OIke iç indeki o na eylem a lan la rı , özelde dış a l ım o lmak üzere ticari iş lemleri f inanse etmek ve yüksek faizle kısa vadeli kred i ler vermektir.
1 981 sonu önces inde faa l iyete geçmiş olan « i nfitah ş i rketleri .. nin aktifleri şu kesiti veriyor : Mısır sermayesi yüzde 67'yi ol uşturuyor ; d iğer Arap ül keleri yüzde 1 7 ; Batı Avrupa yüzde 8,8 ; ABD sermayesi yüzde 2,4 j(petrol sanayi dışarda tutu l muştur) . Yine de, Mıs ı r ve ABD işleri n i temsil eden karma bir kom isyon olan ABD U luslara rası Gelişme Yönet imi , iMF ve Dünya Bankası g i b i örgütleri kul lanarak M ı s ı r ekonomisinde kara r a lmayı denetleyen ABD sermayesid i r.
Artan gümrüksüz d ış a l ım la r, öncel ikle mamul kalemler ve, yabancı ve karma ş irketlerin i htiyacı o lan ma l la r u lusal sermayenin rekabet kapasitesin i sabote ediyor. Mal iye Bakan l ığ ı , gümrüksüz d ış a l ımlar ın , 1 982'de hazi neyi 3 mi lyon paunddan ettiğ in i tahm in ed iyor. (r.)
1 970'ten 1 981 'e, Mıs ır ' ın d ı ş borç ları 1 1 kat a rttı . Güncel ödemeler artı fa izler 1 970'de değer olarak GSMHn ın yüzde 4, 1 ine eşitken, 10 yıl sonra yüzde 1 8'e u laştı. (5)
(r.) « Ei Ahram EI Iktisadı .. , 1 5 Ağustos 1 983. (5) G. Abdü l Halek, I nfitah : Kökleri , Meyva ları ve Açın ım ları , Kahi re
1 982, s. 1 69-1 71 (Arapça) .
76
Bütçe ve ödemeler denges indeki açığ ı karş ı lamak iç in hükümet daha çok kağıt pa ra basıyor, an laş ı labi leceğ i g ibi bu da paran ı n değeri n i düşürüyor ve enflasyonist süreçleri a rtı rıyor. iç pazarda .. paran ın paralel dolaş ım ı " olgusu zem in buluyor. ABD doları a rtan ölçüde ku l lan ı l ı yor ve hatta Mıs ı r l i rasın ı bastırmaya bi le başladı .
Dışardan a l ınan gıda maddelerine bağım l ı l ı k a rtıyor. Mıs ır, meyvaları n ı n yüzde % 40' ın ı , buğdayın ın yüzde 75' i n i , d ışardan al ıyor. 1 982'de Mısır' ı n dış a l ım ı 8,5 m i lya r Mıs ı r l i ras ı , dış sat ımı 4 mi lyar l i ra değerindeyd i (6).
Yerl i sermaye tekelci b ir eğ i l im gösteriyor. Bu, her şeyden önce ticaret, başl ıca d ışsatım ve d ış alım iş lemleri ve yine mütea hhitl i k için geçerl id i r .
.. Emeğiyle iştiga l eden kiş i ler" i le, .. mül kiyet sah ipleri .. a rasındaki u lusal gel i r dağ ı l ım ında temelden değiş ik l ikler meydana geldi . 1 960'da bu g rup lar ulusal gel i r in , s ı rasıyla, yüzde 40 ve 60' ın ı paylaşt ı lar. 1 960'lar ın i ki nci yarısında 50,3 ve 49,7 olan bir değiş im görüldü. 1 980'den bu yana ora n yüzde 30,3 ve 69,7'ye döndü. Eğ i l im açıkça görü lmekted i r.
Biçimlenmekte o lan sosya l -ekonomik ortam ın çözüm lenmesi, ,< i nfitah .. dönemi Mıs ı r ekonomisi n i n yapısı ve mekan izma lar ın ın kaçın ı lmazl ık la « reform " yönündeki her g i ri ş imi etkisiz k ı ld ığı karş ı ç ık ı l maz sonucuna götü rüyor. .. Rasyonal izasyon . . polit ikas ı n ı n i lacı, çöküntü ve çürümenin unsu rla rı n ı yenmede çok hafif kalacaktır.
Dış ve iç etmenleri n etkisi alt ında ortam kötüleşiyor. Dünya kapita l i st ekonomis in in bunal ım ı , elverişsiz d ı ş etkilere a rt ık daya namaz hale gelen ekonomin in bağım l ı yapısı n ı şiddetle etk i l iyor. S ın ı rl ı b i r d izi koşul tarafından yaratı lm ış ve d ibi görünmekte olan ekstra kaynak lardan elde edilenlerin küçülmesi iş leri daha da kötüleştiriyor. Mısır işgücüne olan d ış ta lep ve aynı şeki lde, petrol g ib i ham maddelerin fiyatları düşüyor - ki d ışsatım ı daha küçük miktarlarda ol uyor - Süveyş kanal ı eskisi nden az kazan ıyor.
Biz komünistler, emekçi ha lk ın kötüleşen ekonomik koşu l ları n ı b iraz olsun hafifletmesi ve zorl uk ları n azalt ı l ması g ib i k ısmi reformla rı n gerçekleşti ri lmesi iç in günlük savaş ım ım ızda el imizden geleni yapıyoruz. Ancak, sürekl i sosyal -ekonomik düşüşün k ıs ı r döngüsünün k ı r ı lması n ı n tek yolunun, mevcut polit ikan ın özüne ve ekonomik yap ın ın temellerine vuran temel değiş imlerin gerçekleştiri lmesi old uğunu bi l iyoruz, ve halka bunu söylüyoruz. Sorun bütünüyle i kt idar ın n itel iğ i ve onun temsil ettiğ i s ın ıf g üçleriyle i lg i l id i r. Ancak işçi s ın ıfı n ı n başı çekt iğ i b i r u lusal cephe i le çözüme kavuştu rulob i l i r. Ulusal devlet kapita l izminde, küçük ve orta
(6) .. EI Aha l i .. , 1 7 Kas ım 1 982.
77
burjuvaz in in önderleri gel işme sürecin i koruma ve i lerletme yeteneğ inde olmadık ların ı ortaya koydu la r ; hatta ekonomik atı l ım ı n a rd ından gelen buna l ım döneminde, nesnel o larak ortam ı kötü leştiren ve geri letme içi n daha geniş b i r ufuk açan b i r politika izled i ler. Yi ne, .< l i bera l izm .. i ve b i r « serbest ekonomik i nfitah .. çerçevesinde reformu savunan büyük burjuvaz in in kes im ve g ruplar ına üm it bağla mak için faz la bir neden yoktur.
« I NFiTAH .. ; « O RETICi .. MI, YOKSA «TO KETICI .. M i?
Sedat' ı n ö ldürü lmesi üzeri ne Müba rek' i n rej im i n b i r çöküntü ve ya l ıtIanma döneminde cumhurbaşkanı o lduğunu söylem iştik. Ekonom ik durum ayn ı şeki lde kritikti.
Rej im i kurtarmak ve destek o lmak için, söz konusu güçler Sedat'tan şu veya bu ölçüde koptu la r. Anca k bunu yapman ın tek yolunun sosyalekonomik sorunlar ın boyunduruğunun hafifleti l mesi ve baskı la rı n azalt ı / ması o lduğu tamamen açıkt ı . Burjuva m uhalefet in başl ıca istem leri ekonomik « rasyonalizasyon .. ve özgü rlük leri engellemeye son veri lmesiydi . Bu istemler, eğer yeri ne geti ri l i rse, burj uvaz in in çeşit l i kesim lerini « tekrar birleştirme .. yi ve yığın ha reketi n in bastı r ı lmasına yönel i k önlemleri a l mayı olanakl ı k ı lab i / i rd i .
Bu, ekonomik a landa niye « su istimallerle savaşmayı .. a maçlaya n, d ı ş a l ım ları daha rasyonel k ı larak ve özel l ikle lüks maddelerde gereksiz harcamaları kısarak .. ü retken bir i nfitah .. ı (7) savunan belg i /erin atı ld ığ ın ı açıkl ıyor. Daha az olmakla bir l ikte, u l usal sanayin i n korunması üzeri ne laflar ed i l iyor.
Egemen çevreler yolsuzluk lar ve haksız mal edinmeler üzerine gürültülü bir kampanya başlatt ı lar. Kampanya Sedat' ın erkek kardeşini ve diğer akrabalar ından k imi lerin in tutuklanmasıyla doruğuna u laştı . Bunun açık a macı yeni Cumhurbaşkan ın ı n halefi n i n pol it ikas ın ın sa ld ı rıya konu o lduğu ve değiş imlerin beklendiği izlen im in i yaratmaktı . Büyük sorunlar ın toplumu çalkaladığı b i r zamanda kamuoyunun d i kkati başka yöne çeki ld i . Resm i a raçla r her şeyi tek tek, yal ı t lanmış ş ık lara ind i rgemek ve bunlar ı ah lak, psikoloji ve ceza hukuku açıs ından işlemek iç in e l inden geleni yaptı. F ı rtı na n ın d i nmesinden çok geçmeden sorun dostça hal iedi ld i . Banka hesaplar ın ın g iz l i l iğ in i bozmayı yasaklayan bir yasa tasarısı Halk Mecl isi 'ne sunuldu . Kamu savc ı l ığ ın ın her hangi bir hesap ya da
(7) Onceki politikan ın b i r « tüketici infitah .. olduğu iddia edi l iyor. Ayrım, bağım l ı kapita l i st gel işmenin lehine b i r pol it ika olan i nfitah ı n özünü etk i lemiyor. Bu yen i belg iyi öne sürenler sadece bu politikaya yönel ik sa ld ı rı ları hafifletmeyi a maçlıyorlar.
78
kayıt isteme hakkı el inden a l ınd ı . Bu yolsuzlukla rda bul unmuş unsu rla ra b i r korunak sağladı .
Rej im « ü retken i nfitah» ı n tüm sosya l -ekonomik sorunlar ın çözümünü olanakl ı k ı lan s ih i rl i b i r değnek olacağı düşüncesin i öne attı . « l nfitah ' ı n temel amacın ın endüstriyeleşme ve ma l ü retim in in , özel l ik le açıkça ü retken olmayan kol larda olmak üzere h izmet sektörünün aleyhine h ız l ı bir gel i ş im i olduğunu söyledi .
Reformun k imi savunucular ı , rej im in attığ ı belg i lerin yeni beş y ı l l ı k planda ifade bulacağ ın ı i leri sürdüler. Ancak pla n büyüyen bir ü retken olmayan a lana doğru bir eği l ime a rka ç ıkt ı . Oncel iğ i özel Mıs ı r ve ya bancı sermayesine verd i . Plan ı n maddeleri uyarınca, özel sektör toplam tutar ın % 23,8' in i yatıracaktı - bu, daha önceki beş y ı l l ık larda % 1 9,1 ,o lmuştu. Ne ki , özel sektör yat ı r ımları mal ü ret im inde % 48,3'ten % 40'a, sa nayide % 29,2'den % 21 ,7'ye, tar ımda % 1 4,8'den % 1 2,6'ya aza l ı rken, h izmet sektöründe bu yatı rım lar % 51 ,Tden % 60'a yükselecekti. (8)
Hükümetin ekonomik polit ikasında değiş ik l iklere g ittiğ i b ir an la mda doğ rudur. Ne ki , s ı n ı r l ı ön lemlerin sonuç vermesi beklenemez. Dah a önce i lan edi len benzer ad ımlar g ib i , kapita l ist z ı t l ık lar ve ya pısal bir bunal ı m ın a rtan ölçüde bel irgi nleşen unsurları ta rafında n etkisizleştirileceklerd i r.
B i r bütün ola rak, s ın ı fı n ı n çıkarları n ı n daha fa rkında olan burj uvazin in bu kesimleri, reformların genişletilmesi iç in « savaşa » g i riyor, « infitah »ı en uç nokta lardan savunmaya ça l ış ıyor. Ekonomi bakanı M. T. el Sa id, bu kesimlerin hükümetteki önde gelen sözcülerinden b i rid ir . «Usta b i r kapita l ist» d iyor s ın ıf kardeşlerine, « herşeyin i kaybetmemek için yığ ın lar ın temel gereks in imlerini karş ı l amaya ça l ı ş ı r. işverenler iç in kamunun hoşnutsuzl uğuna hedef olmak el bette istenecek b i r şey değ i ld i r. Oyleyse onlar gözleri n i asalak deği l , üretken faal iyete yöneltmel id i rler. » (9) Ancak, ta rafta rla rı ne kadar sam im i o lursa olsun, a maç « i nfitah • • ı ve beraberindeki leri, öncel ikle emperya l ist egemenl iğ i ve a rtan yapısal bağıml ı l ığ ı korumak olduğu sürece bu çizg in in başarıya ulaşma şans ı yoktur.
DO(';RUDAN GOç KULLANIMIYLA. ORTOLO BASKı ARASINDA
Sedat koca bir a nti-demokratik yasa lar cephanel iğ i kurdu. Başta olduğu döı:ıem, terörizm ve pol is baskısıyla n iteleniyor. Olümünden hemen sonra rej im sık ıyönetim i getirdi ve is lamcı çizg i lerin b in lerce üyesini z indana attı.
(8) « EI Ahali», 6 N isan 1981 . (�) « EI Ahal i .. , 10 Ağustos 1 983.
79
Sıkıyönetim in ve demokratik özgür lükler üzerindeki engelleri n kald ı r ı l ması istemi Mıs ır u l usal hareket in in merkez istemi o ldu ve öyle kal ıyor. liberal belg i ler yükselten çeşitli burjuva muhalefet ak ım lar da aynı şek i l de propagandalarında ve pol it ik faal iyetlerinde vurg uyu demokrasi sorununa yapıyorla r, ve böylece keskin genel ve ul usal ekonomik sorun ları yükseltmekten kaçınm ış ol uyorlar.
Bu, pol it ik manevra ları n başl ıca a lan ı ol uyor. Ha lefinden « kend in i uzak �utma ", muha lefeti nötra l ize etmek, k imi g rupları ta rafına kazanma ve y ığ ın ları bekle-gör tutumlarında olduğunca tutma yönünde Cumhurbaşkan ı Mübarek esnekl ik le ve ustaca yol a ld ı . islamcı ak ımlara dah i l o l mayan tutukl u ları serbest b ı raktı, legol parti lerle «d iyaloğ a " g i rmeye hazır o lduğunu d i le getird i ve yayı n lar ın ı çıkarmalarına i z in verd i .
Egemen çevreler, rej im i ve onun istikra rın ı koruman ın en etk in yol lar ı üzeri nde farkl ı l ı k gösteriyor. Sedat döneminde ikt idar mekanizmasıyla kaynaşmış o lan U lusal Demokratik Parti ve hükümet l iderleri, geçmişte o lduğu g ibi pol i s terörünü ku l lanma eğ i l im inded i rier. Herhangi bir ı l ım I ı l ığ ın , rej im in olmasa do kendi ayrıca l ık lar ın ın , yönetici bloktaki egemen konumlar ın ın sonunun başlaması demek olduğunu bi l iyorla r. Daha « ayd ı n " burjuva kesim ve l iderleri n in desteğ inde, Cumhurbaşkan ı Mübarek ve yeni ortak ları n ı n iz lediği çizgiye gel i rsek ; bu, vurg uyu polit ik manevraya yaparak, baskı s i lah ın ı hazır tutma, ancak «gerek l i " o lduğunda güce başvurma a macını taşıyor. Rej im aynı zamanda tüm kurumlar üzerinde mermametsiz bir denet imi g üvenceleyen yasa ve maddeleri çoğaltma n ın ve sıklaştırman ın ve yasal l ı k gösterisi yaparken muha l i f sesleri kesmenin hesabı içi nded i r.
Seçim sistemin in yeniden d üzenlenmesi bu açıdan anla m l ıd ı r. Yeni yasayla Danışma Konseyi ve yerel konseylerin seçim leri n i n çoğun luk sistemine göre, Halk Mecl is i iç in seçimlerin ise, parti l i steleri n i n « koşul lu orant ı l ı sistemi " (10) ne uygun yapı lacak. Yasan ın' maddeleri, muhalefet g ruplarını bu organ lardan uzak tutacak şeki lde formüle edi lmiştir.
Da nışma Konseyi' n i n Siyasi Partiler Komisyonu, yönetim i Cam p David a nlaşmasına karşı çıkarak yasaları ç iğned iğ i " gerekçesiyle, U l usa l Cephe Partisi ' n i n (11) faa l iyetine iz in vermeyi reddetti. Daha önce rej im in kend isine karş ı tavr ın ı protesto etmek iç i n faa l iyet in i «dondurduğunu"
(10) Bu sisteme göre, seçimlerde sadece b i r partiye üye o lan la r aday olabi l i r (Anayasaya aykırı b ir uyg ulama) . Ortak l isteler, veya seçim blokları yasaktır . B i r part in in Halk Mecl is i 'nde temsil ed i lebi lmesi iç in tüm ü lkede oyların yüzde B'inden fazlasını a l mas ı g erekmekted i r. Bu, ş imdik i koşu l larda muhalefet parti lerin in aşamayacağı b i t orand ı r. ( l t) Ulusal l i beral parti . Başkanı , Meclis'te b i r muhalefet l ideri o lan Mümtaz Nassa r.
BO
açıklamış o lduğu bahanesiyle, Vafd Partis i 'n in (12) «yasal ola ra k varolmad ığ ı » açık landı .
Onde gelen sendika kuru luş lar ın ın seçim leri de aynı şeki lde bir karmaşa ve entrika havası içinde geçti. Mıs ı r Emek Federasyonu'nun savcı l ı ğ ı n seç im sürecine müdaha lesine karş ı ç ıkan b ir kararına karşı n , « sosya l ist kamu savcısı " yasası, savcıya istenmeyen adayla rı veto etme yetkisi veriyor. Güvenl ik kuru luş ları ve iş letme yönetim leri de kendi açık lar ından çeşitl i engel ler çıka rıyorlar. Uyg ulamalardan bir tanesi, send ika l iderini kimsenin onu desteklemediğ i uzak bölgelere sürmek oluyor. Aynı zamanda başka zora daya l ı yöntemlerde var.
*
Ulusal ekonomide bunal ım ı n derin leşmesi, Mıs ır' ı n emperyal ist plan lar ın uygulanışma ortama katı l ım ı , sıkıyönetim i n uzatı lması , son seçimlerde rej im in yaptığ ı sahtekarl ık ları n ortaya dökülmesi ve yak ın gelecekte seçim mücadelesi n i n şiddetlenmesin in beklenmesi ; tümü, politik g üçlerin kutupIoşma h ız ın ı a rtı rıyor. Uzlaşmacı güçler zayıflıyor, y ığ ın savaş ım ı ve beraberi nde işçi s ınıfı n ı n ve partimiz in öncü rol ü yükseliyor. Gelişmeler Komünist Partisi 'n in çözümlemesinin, konumunun ve politikas ın ın doğruluğunu ortaya koyuyor. Mıs ır Komünist Partis i 'n in işçi s ın ıf ın ın ç ıka rlar ın ı sadakatle yansıttığ ın ı ve savunduğunu gösteriyor.
(12) Vafd Partisi, devrim öncesi Mısır ' ın tarihinde önemli bir rol oynadı . 1 953'te Devrimci Kumandanl ık Konseyi kara rnamesiyle varl ığ ına son veri ld i . Ağustos 1 983'te Vafd tekrar faaliyete geçme karar ı a ldı . Yargıtay ancak Ocak 1 983'te izin verd i . Ş imdi l ik , genel seçim lerde oyla rın yüzde 8' inden fazlasın ı toplayobi lecek tek muhalefet partisid i r.
81
Devrimi yıkmak için partiyi eziyorlar
Ali Havari
Iran Halk Partisi (TUDEH) Yönetimi üyesi
Iran'da 1 979 Şubatı nda çürümüş Şah d iktatörlüğünü yıkan antiemperyal ist ha lk devrim in in utkusundan bu yana beş yıl geçti. Devrimci patlayış, ABD emperya l istleri ne ülkemizi tamamen köleleştirme olanağı veren Şah rej im in i n halk düşmanı politi kas ın ı n doğurduğu keskin politik, sosya l ve ekonomik uzlaşmaz çel işki ler sonucunda olmuştu. Monarşi n i n alaşağı ed i l mesinden sonra tüm ü lkede .. Şah ' ın hakkı nda n geldik, s ı ra ABD'nd e ! » belg is in in haykır ı lması b ir rastlantı deği ld i . Geniş boyutlar alan çatışmalara en geniş emekçi halk y ığ ın lar ın ın , her şeyden önce köklü sosya l -ekonomik değ iş imler, demokratik hak ve özgürlükler istem iyle veri len savaşım ı n en ön sıralarında yer a lan i ra n proletaryas ın ın çok aktif b içimde katı lmas ı , devrime der in lemesine ha lkç ı demokratik nite l ik kazandırdı .
Ne varki , devri m in yönetim i , kendi s ın ı fsal ve ideoloj ik s ın ı r l ı l ık la rı nedeniyle gerekl i kara rl ı l ık , uzak görüş lü lük gösteremeyen, düşünceleri ve eylemleri dar olan güçlerin el ine geçti . Yönetim sorunu bugüne dek devrimci süreci n en zayıf halkası olmaya deva m ediyor. Ve bu da son 30 yı ldaki politik durumun özel l ik leriyle izah edi leb i l i r. Emperyal izm ve yerl i geric i l ik , uzun y ı l lar süren egemen l iğ i sırası nda korkunç baskı ve terörle, pol is işkenceleriyle ü lkedeki i lerici demokrati k örgütleri darmadağın ett i ler, bunların en g üçlüsü olan TUDEH'e büyük zara r verdiler. Devrim in yönet imi , öneml i ölçüde bu nedenle, tam ola rak ulema s ın ı f ı n ın (d i n görevl i lerin in ) el ine geçt i . Bunlar Şah d iktatörlüğü zaman ında camiler a rac ı l ığ ıyla , ezici çoğun luğunu d i ndarlar ın ol uşturduğu yığ ın larla bağlarını sürd ü rüyorlardı .
Devrimin utkuya ulaşmasından sonra yönetimi ele a lan din adamla rı , sosyal-s ın ıfsal bağları bak ım ından son derece çeşitl i o lan bu kiş i ler elbette en öneml i sorunlarda, her şeyden önce sosyal sorunlarda görüş b i rl iğ i içinde olamazlard ı , bir ve aynı doğrultuda ha reket edemezlerd i . Bun lar ın aç ık , en ine boyuna düşünülmüş bir program la rı da yoktu. TUDEH Merkez Komitesi' n i n geçenlerde yapı lan 1 8. Plenumu'nun kararında şöyle deniyor : .. Erkteki din adamları toplumun bel i rl i bir kes im in i ya da bir s ın ı f ı temsil etmiyorlar, onlar büyük kapita l i stler ve büyük toprak sahipleri, orta ve küçük burjuvazi de dah i l , çeş it l i sınıf ve katmanları temsil ediyorlar .» (1)
(1) " Rahe Tud�h», 3 Ocak 1 984 (Farsça).
82
Devlet yönetim in i n kald ı raçlerını ele geçiren çevrelerin erki tekel ine o lma çabaları, on lar ın devrime aktif o larak katı lm ı ş ola n TUDEH üyeleri ve ya ndaşları , « Ha lk ın Feda i l eri (çoğunluk) .. ve « Halk ın müca hit leri .. örgütleri üyeleri de dah i l , görüşü başka olanlara hoşgörüsüz davran ışla rı , pratikte öneml i g üçleri devrimden uzaklaştırd ı . Ote yanda n zaman geçtikçe is lam Cumhuriyeti erk in in sağ kanadı büyük burj uvazin in ve büyük toprak sahiplerin in , aynı zamanda her türden gizl i karşıdevrimci lerin desteğiyle devrimci sürecin gel işmesin i frenlemek ve du rdurmak iç in el inden geleni yaptı. Devrimci, sol güçlerin bölük pörçük oluşu, sömürücü s ın ıf ların egemen l i kleri n in temel in i yıkmaya yönel ik köklü sosyal -ekonomik dönüşüm lerin yap ı lması iç in gerekl i o lan birleşik halk cephes in in olmayışı d urumu daha do karmaşık ya pıyordu. Karşıdevrimci ler ve gericiler kampın ın b i rl i kte eylemleri karş ıs ındaki bu dağ ın ıkl ı k, karış ık l ık devrim i zayıflattı . Devrim in i leriye doğru gel işmesi du rd u ve devrim adı m ad ım geri lemeğe başladı .
Daha baştan beri emekçi yığ ı n lar ın ı n ve onlar ın pol i t ik temsilci lerin i n i leri sürdükleri eski ha lk d üşman ı devlet aygıtının yıkılması, köklü topl umsal dönüşümler yap ı lması istem leri, emperya l i zmin ajan ların ın , zeng in ler s ın ı f ın ın , büyük burjuvaz in in ve büyük toprak sah ipleri n in ç ıka rlar ın ı d i le getiren gerici d i n ada mların ı n ş iddetli d i renişiyle, karşı koyuşuyla karş ı la:>:dı . Bu güçler şu veya bu biçi mde, kısmende olsa halk düşmanı rej im i ve ül kede politik, ekonomik, sosyal ve d iğer a lan lardaki konumlar ın ı , kurumla rı n ı istiyorlard ı .
Toprak reformu yasa tasarıs ı , emekçi köylü lerin yüzyı l la rd ı r özlem in i çektikleri bu reformla i lg i l i yasa tasarısı , büyük toprak sahiplerin in çıka rları doğrultusunda yapı lan b i rçok d üzeltmeden sonra bile, işlevi, kabul edi len yasa lar ın i s lam' ın akidelerine uyup uymadığ ın ı denetlemek olon Gözetleme Konseyi tarafından redded i ld i . Bu konseyde burjuva-toprak ağal ığ ı sistemin in temelleri n in korunmas ın ı isteyen üst düzeydeki d i n ada m la rı çoğunl uktad ı r. Ha l k bu konseye « ka pital istlerin çıkarlar ını gözetleme, koruma konseyi . . demektedir. Bu konseyi n toprak reformuno koyduğu veto, daha sonra imam Humeyni tarafı ndan da onayland ı . Böylece islam Cumhuriyeti yöneti m in in devrim in utkusundan sonra verd iği vaatlerden vazgeçtiğ i açık olarak görüldü.
Devri m in kendi durum lar ında gerçek değişikl iğe yol açmasın ı bekleyen emekçilerin istemlerine yanıt o larak egemen çevreler « I slam adaleti .. belgisi n i ortaya attı la r. B irçokları bu belg iyi inanç olarak kabul etti ve bun la rdan her biri bu belg ide kendi ideo l i n i arıyordu . « is lam adaleti •• kavramın ın h iç bir zaman açık, kes in b i r içeriği olmadı. Din adamla rı b i le bu belgiyi çeşitl i biçim lerde yoruml uyorlard ı . Kim i d i n ada mları «özel mülkiyetin, Müslüman çi lekeşlerin kanı kadar kutsa l o lduğunu .. i l eri sürerek, özel mü lkiyete, zeng in leşmenin boyutla rına her hangi bir s ın ı r-
83
lama getir i lmesini kes in l ik le redded iyorla rd ı . Son ik i y ı l iç inde işte bu çevreler konumla rı n ı sürekl i g üçlend i rd i ler.
Devrim, Şah a i lesine ve emperyal izme bağ ıml ı sanayi -finans sermayesi grubuna darbe ind irdi , eski komprador kes imine zarar verd i . Ama büyük ve orta burjuvazi de dah i l kapital istler s ın ıfı b ir bütün ola rak , ekonomide ve devlet yönetimi s istem inde d urumunu güçlend i rme olanağı elde etti. Oretim, iç ve d ış tica ret, fiyatla r üzeri nde hiç b i r denetim olmaması , kodaman burj uvazin in ve büyük toprak sahiplerin in el in i kolunu iyice serbest b ı raktı , onlar ın isted iğ in i yapma larına olanak sağladı . Ticaret burj uvazisi öneml i bir güç ha l ine geldi . Devrimden iki yıl sonra bu ticaret burjuvazisi 16 mi lyar doları bulan safi kôrı cebine ind i rd i . Ekonomideki ana rş ik durumdan, üst düzeydeki d i n görevl i leriyle bağlarından ya ra rlanrak tica ret burjuvazisi d izg insiz bir gel i r h ı rsı peş i nde koşma
'ğa
başlad ı ve ş imdi gerçekte yeni kompradarlar ro.lü oynuyor.
Tüm bunlar ü lke ekonomis in i iyice sarsan derin bunal ım orta mında oluyor. Emperya l izmin ajan lar ın ın ve yerl i büyük burjuvazi n in açık sabotajları, ş imdi ekonomiyi yönetenlerin kararsız l ığ ı ve bi lg is iz l iğ i yüzünden sanayi ve ta rım ın ono kol ları y ık ımın s ın ı rına geldi. Geçen yıl ın istatistikleri gösteriyor ki , 1 4,7 m i lyar dola r ithalatın 4,8 mi lyar doları yiyecek mal la rı satı n o l ım ına harcanmıştır. i ro n'da sa nayin in çal ışabi lmesi iç in iç in gerekli olan ve yurt d ış ından satı n al ınan hammadde ve makine donatım la rı (hammaddeleri n % 7S' i ve makine donatı mlar ın ın % 9S'i gel işmiş kapital ist ül kelerden ithal edil iyor) için yılda 7 mi lya r dolar harcama �apmak gerekiyor. Petrol gel i rleri olmasa, u lusal ekonomin in ka lb i çoktan çarpmaz olacaktı.
Devlet dümenin i e l inde tutan sağcı lar ın konumları g üçlend ikçe i ran' ın emperya l ist devletlerle - ABD, FAC, Japonya , Fransa, italya vb. - ekonomik bağ la rı genişl iyor. Orneğin, 1 983 yı l ında I ran ' ın ya ptığ ı itha l in beşte dörd ü bu ül kelere düşüyordu. Bu, ü lkenin, Şah zamanında olduğu gibi , ekonomik bakımdan emperya l izme tamamen bağıml ı olmaya ne denli büyük bir h ızla g id i ld iğ in in bir kanıtıd ı r.
Anlamsız I ran - I rak savaşı insa nlara sayısız ac ı lar ve yoksu l luk get i rmeye devam ediyor. Yüzbinlerce i nsan ya öldü ya da yaralandı , mi lyonlarca insa n evinden barkından oldu ve doğup büyüdüğü yerlerden uzaklarda ağır koşul larda yaşamak zorunda ka ld ı . Bazı hesapla mala ra göre savaşın verd iğ i zarar 200 m i lyar doları bulmaktadır . Askersel harcamalar devlet bütçes in in üçte bir in i yutuyor. Savaş döneminde iç politika a lan ı nda sağcı g üçlerin konumları daha da güçlendi , devlet organlarında daha etki n bir rol oyna maya başlad ı lar. Dış politika açıs ından bakı ld ığı nda, s i lah l ı çatışma, emperya l izmin sa ld ı rı ve bölgemizdeki ülkelerin içişlerine karışma polit ikası uygu la masına ya rd ımcı oldu ve olmaya da
84
deva m ediyor. I ran ha lk ın ın çoğun luğunun o lduğu g ibi TUDEH de kardeş kan ı akıt ı lan bu 'çatışmaya barışçı yolda n çözüm bu lunmasın ı istiyor.
i s lam Cumhuriyeti egemen çevrelerin i n sağa kesin viraj yapmalar ı ve bunun sosyal -ekonomik sonuçları ha lk y ığ ın ları n ı n yaşamın ı çok daha ağı rlaştırd ı , y ığ ın lar a rasında hoşnutsuz luk g iderek a rtıyor.
I ra n parası riyo l i n değeri n i n düşmesi , d izginsiz g iden enflasyon, sürekli a rtan fiyat lar (geniş tüketim mal ları fiyatları ve temel h izmetler ücretleri 1 975'den bu ya na 4 kat a rtmışt ır) en fazla kent ve köy emekç i lerin in bel in i büküyor. Zaten d üşük d üzeyde olan işçi ücretleri donduruldu. Işsizl i k kol geziyor, 6 mi lyon proleta ryan ın o lduğu ü lkede 3 mi lyon işsiz var. işçi ler, iktidar çevrelerinden bağımsız kendi öz sendikal örgütlerin i kurma, kendi çıka rları n ı savunma hakkından yoksundur. Bir türlü toprağa kavuşmayan köylü leri n ezici çoğun luğu sefalet içine sürünüyor. Bun lardan birçoğu köyü b ı rak ıp büyük kentlere ak ın ediyor ve bura la rda işsizler ordusuna katı l ı yorla r.
Kadın lar ın (çoğu devrime aktif o larak katı lm ı şt ır) , ancak ortaçağ rej imIeriyle kıyaslanabi lecek nitel ikteki , ezi l mesi ve aşağ ı lanması , san derece onur k ı ncıd ı r. Egemen çevrelerin kadın lar ın işte, a i lede ve çoğu zaman yasa lar karş ıs ında da eşit hakka sa h ip olacakları yönünde verdik leri söze karş ın , kad ın lar hôlô « ikinci s ın ı f» insan sayı lmaya devam ediyor.
i ra n topraklarında yaşayan Azerbayca n l ı lar, Kürtler vb. u l usal az ın l ıkla r, tüm emekçi lerin çektikleri yoksu l l uk ve s ık ınt ı lardan başka ek olarak ul usa l ezgiye de uğruyorlar. Artık dört yı ld ı r, özel l ik le ş imdik i rej im in iç indeki şovenist çevrelerin suçu yüzünden i ran Kürdistan ı 'nda kan dökü l meye, Kürt yurtseverleri ö ldürülmeye devam ediyor.
TUDEH Merkez Komites i 'n in 1 8. Plenumu'nun ol uşan d urum üzerinde yaptığı ana l iz şu sonucu çıkarmamıza olanak verd i : « Korkunç sıkıntı iç indeki y ığ ın lar ın ç ı ka rlar ın ı savunan TUDEH ve öteki g üçleri n a rdıc ı l çabalar ına karş ın , devrim , pol i t ik değiş imler aşamasında kesi ld i , sosyal değiş imler aşamasına yükselemedi. Diktatörlük karşıt ı , antiemperya l i st, demokratik devrim, bağ ım l ı kapita l i zm sistemini yeniden yerleştirmeyi amaçlayan ortaçağ despot luğunu doğurd u . ..
Bu yeniden doğuşun en aç ık kanıt lar ı , i ran'daki sol, devrimci-demokrat güçlere karş ı g i rişi len korkunç sa ld ı rıd ı r. Daha baştan beri i ktidar çevreleri içindeki sağcı ve yobaz d i nsel ögeler, erkin tüm « başka görüşte o lan lara » ka rşı hoşgörüsüz tutum u ndan ya rarlanarak, demokratik özgürlük leri azam i ölçüde kısıt lama çizgisi iz ledi ler. Top lumsa l ve devlet kurumlar ın ı karşı-devrimci lerden tem izleme gerekçesiyle buralardan gerçek devrimci ler kovu ldu la r. B i l imsel sosya l izme bağ l ı o lan lar ın , d iğer « başka görüşte olanlar» ın orta ve yüksek oku l larda ders vermeleri yasaklandı , bunlar yüksek oku l la ro da kabu l ed i lmed i ler. Tüm yazı l ı ve yaz ı lmamış
85
hak ve özgürlükleri b ir pa rti-erkteki Cumhuriyetçi is lam Partisi benimsed i. Geri kalan tüm polit ik örgütler ve g ruplar koğuştu ru luyordu. Yaklaşık ik i y ı l önce, iz lemelerin �erini , yolsuzluğa, keyfi davran ışlara, zorba l ığ ın kol gezmesine, yobazl ığa ka rşı ç ıkan tü m i l erici demokratik g üçlere, örgütlere ve ayrı ayrı k iş i lere karş ı y ığ ınsal baskı ve terör a ld ı .
i ran devrim in i n düşmanlar ı o lan emperya l izme, siyonizme, gerici l iğe karşı savaş ın yeri n i antikomünist, a ntisovyeti k h isteriyi t ı rmandırma doğrultusu a ld ı . i ra n' ı n u l usal ç ıkar larıyla tamamen çelişen bu gerici pol it ika, demagoj ik biçimde i leri sürülen « Ne Doğu, ne Batı . . belgisiyle g izlenmek isteniyor. I ran devrim in i n dostla rı i le düşmanları a rasına, barı ş ve topl umsal i lerleme g üçleri ile gerici ve savaş yanl ıs ı g üçler a ras ına bir tür eşitl ik işa reti konuyor. Böyle b i r tutumla çok beceriksiz b i r biçimde kend i leri n i n u lus lararası sermayeye bağıml ı l ık lar ın ı g i zlemeye çal ış ıyorla r. iran egemen çevreleri n in a ntisovyet ik kampanyası, Ameri ka n yönetim in in sosya l izme, dünyadaki tüm i lerici, demokrat ik güçlere ka rşı açtığ ı meşhur « haçl ı seferi .. n in yolunda i lerl iyor. Böylesi tehl ikel i yakın laşma, I ran halk ı n ın temel haklar ına ta ma men ters düşmekted ir . Çünkü ABD emperya l izm in in I ran ' ı kendi egemenl iğ i a lt ına a lma niyeti nden vazgeçmed iğ i çok iyi b i l in iyor.
Rusya'daki Ekim Devrim i 'nden bu yana, emperya l izmin y ı ldan yıla a rta n baskısıyla karş ı ka rşıya gelen halk ım ız, her zaman güçlü kuzey komşusunun iyi niyetl i , dostça desteğ in i görmüştür. i ran l ı l a r bu büyük devri m in kendi yaşamlarında ve tar.i h lerinde ne denl i büyük önem taşıd ığ ı n ı iyi b i l iyorlar. Bu devri m, i ron i ı lar ın kendi bağımsız devletlerini kurma hakk ın ın gerçekleşmesi iç in koşu l lar yaraltı. len in' i n ü l kes i , halk ı m ız ı faşizmden kurtard ı. Sovyetler B irl iğ i 1 979'da kesin ola rak i ran devrim in den ya na tutum a ld ı . Emperya l i zmin I ran' ı tehd i t etmeye başlamasından sonra SSCB, ABD'n in ü lkemize ka rşı yaptı r ım lar uygu lama denemeler in i engel ledi , ekonomik abluka s ı rasında ü lkemize yard ım etti. Bu tutum, 1 953'te geric i darbe d üzenleyen, daha sonra da i ra n' ı köleleştiren, 1 979 devriminden sonra da buna karş ı sürekl i komplolar düzenleyen, i ra n devrim in i ekonomik ab luka , askersel müdahale ya rd ı m ıyla boğmaya çal ışan Amerika n emperya l i zmin in tutumuyla taban tabana zıt b i r tutumdu.
Antikomünist, antisovyetik ka mpa nya, egemen çevrelerin daha fazla sağa koymalar ı önünde en ciddi engeli ortadan ka ld ı rmak amacıyla 1 983 Şubatında parti mize ka rşı g i riştikleri hai nce sa ld ı rı s ı rası nda doruk noktasına u laştı. Emperyal i st ajan ları n ya rd ı mıyla ve onlar ın yönet im inde yapı lan bu sa ld ı rıyla devrim in ik i temel dayanağ ın ın ortadan ka ld ı rı lması tasarlanm ı ştı. I ç daya nağı : TUDEH, dış dayanağ ı : SSCB.
I ran ' ın tüm çağdaş tari h i , işçi s ın ıfı pa rtisin i n emperya l i zmin sa ld ı r ı ları karşıs ında ülkenin u l usal ç ıkar lar ın ı korumak, Şah d iktatörl üğünün a la-
86
şağı edi lmesi ve onun kolcusu SAVAK' l n dağıt ı lması , 1 979 devrim in in kazan ımlar ın ın korunması ve pekişt i r i lmesi i ç i n özveri l i , kahramanl ık la dolu savaş ım ına tan ıktır. Her zaman emekçi ha lk ın ç ıkarlar ın ı savunmak, Is lam Cumhuriyeti yönetici lerin in o lum lu ad ımlar ın ı desteklemek ve o lumsuz ad ımlar ın ı eleşti rmek g ib i açık, kesin b i r çizg i izlemek, karşı devrimci komploları n suya düşürü lmesine aktif katı lmak, bunlar ve daha başka tutumlar, emperya l izmin ve gerici l iğ in gözünde TUDEH' in işled iğ i affed i lmez «günah la r»d ı r.
TUDEH üyeleri ve dünyan ı n çeşit l i bölgelerindeki komünistler I ra n devrimin i desteklemeye bir saniye bile a ra vermemişlerd ir . Halk ımız TUDEH ve SSCB üstüne yayı lan yalanlara i nanmıyor, inanamaz da . Egemen çevreler bu bi le bi le söylenen yalanlar ı « ka nıt lama .. çabalarında, kend i lerinin gereks indi kleri ,dtirafla r»ı sağlayabi lmek için ortaçağdaki eng izisyon yöntemlerine başV'Urdu la r. Bundan son ra utanç verici şovla r düzenlediler, korkunç « işlemden geçiri lm i ş» kurbanlar ın ın bitkin yüzleri n i televizyon ekranlar ından gösterd i ler. Kendi yönetici leri n in huyunu iyi b i len insanlar iç in bu, sadece vahş ice, gaddarca tertiplenmiş b i r oyundu. Ve bundan son ra Tahran z indanları n ı n ıss ız köşelerinde « Islam mahkemeleri » adı veri len b i r d iz i ya rg ı lama yapı ld ı . Bu du ruşmalar derin g iz l i l i k içi nde yapı l ıyor. Bu d uruşmalara rej im in kontrolündeki yığ ı nsal enformasyon organları muhabirieri bile soku lmuyor. Sanık lara avukat h izmeti nden yara rlanma hakkı tan ınm ıyor, Resmi erk çevreleri h iç vicdanları sızlanmadan şöyle d iyorla r : «Allahsızlara savunma gerekmez. » Tahra n Devrim Savcı l ığ ı n ı n başı Lacvandi h iç g izlemeden, i ran'da « Is lamın gür gür gel işmesi » iç in gerekirse en az 1 mi lyon kiş i yok ed i lebi l i r, ded i .
Soruyoruz : Bu « i lah i » ü lkü ler' i n taşıyıcı ların ın , « komünistleri »i (onlar kendi görüşleri n i paylaşmayan her kese böyle d iyorla r) yarg ı layan , insan ları sorgusuz suals iz kurşuna d izen, işkence yaparak öldüren bu k iş ilerin ortaçağ engizisyon hakimlerinden bir fa rkı va r mı? Yaln ız i ra n halk ı deği l , yeryüzündeki tüm i nsanlar « kutsal ve ebedi fiki rler»i koruma gerekçesiyle ne denl i ağ ı r suçlar işlend iğ in i öğrenmel id i r. Zindan lardan sızan çok kıs ıt l ı , ama bir icik tam gerçek ha berler şunu kes in l ik le ortaya koyuyor : Bu z indanlarda öylesi ne korkunç cinayetler iş leniyor ki , bun larla i lg i l i tüm gerçekler öğren i ld iğ inde, dünya sa rsı lacakt ı r.
Partimiz in üyeleri her hangi ağ ı r b i r suç iş led i kleri iç in deği l , ideoloj i k görüşlerinden ötürü, pa rtileri TUDEH kesi n, ka ra rl ı a ntiemperyal ist de mokratik pol itika izled iğ i i ç i n saldı rıya uğ ruyorlar, işkence görüyorlar, kurşuna diz i l iyorlar. Devrim i paramparça etmek için partiyi eziyorlar.
i ran işçi s ın ı f ın ın düşmanları TUDEH'e karşı savaş ımda yalana, korkunç zorbal ığa ilk kez başvurmuyorlar. I ran komün istlerin i n z indanlarda geç i rd ik leri yıl lar ın toplam ı 20 b i n yı l ı aşmaktad ı r. TUDEH' i n b in lerce en iyi
87
üyesi, ülkeleri üzerinde de özgürlük güneşin in doğması için savaşımda can ların ı verd i ler.
Karşı -devrimciler, part imiz i « yaba ncı kökenl i , sun i o larak başka yerden ül kemize aktarı l m ış» b i r va rl ı k olara k göstermeye ça l ışıyor lar. Parti miz in ideoloj isi n i n I ran l ı la ra ya bancı ve gereksiz o lduğunu iddia ed iyorl a r. Ne var ki, TUDEH ile iran işçi s ın ı fın ın , Iran ha lk ın ın canı kanı bird i r. U DEH, Marksizm-Lenin izm ve proleter enternasyonal izmin in sağlam temell er ine dayanmaktad ı r. Biz, pa rt imizi, yüce Len in ' i n partisi de dah i l , tüm kardeş partilerle bağlaya n daya nışma bağ ları na yüksek değer biçiyoruz.
TU DEH, yapı lan ha ince sald ı rı sonucunda ağ ı r kayıp lar verd i . B i rçok yoldaş ımız idam ed i ld i , işkencede öldü, b in lercesi de z indarla rla bu'l unuyor. Ne ki , o laylar ne yönde gel iş i rse gel işs in, pa rt imiz tam kurtu luş "iç in, demokrasi ve sosyal i lerleme için savaşım bayrağ ın ı her zaman yükseklerde taşıyacaktı r. TUDEH. ü lkedeki tüm i lerici, demokratik g üçleri b i rleşik halk cephesinde topla mak iç in e l inden geleni yapacaktır. Asl ında devrimi utkuya böyle b i r cephe ulaştırdı ve devrim in ta mamen yenilg iye uğramasın ı da böyle bir cephe önleyecektir.
88
Uruguayhlar diktatörlüğü reddediyor
Samuel Behak
Uruguay Komünist Partis;'ni;, « Bartş ve Sosyalizm Sorunları» dergisinin Yazı Konseyi'ndeki temsilcisi
U ruguay'daki durum, d iktatörlüğe karşı savaşımda öneml i n itel ve n icel değiş imlerin o lduğu görüşünü doğrul uyor. Açı k y ığ ınsal gösteri lerin kapsamı , her gün genişl iyor.
Geçmiş y ı l larda Uruguayl ı yurtseverler d i ktatörlüğe, terör ve koğuşturmo orta m ı nda en küçük çapl ı do olsa eylemlerle, ha lk ın içindeki faşizme karşı şanl ı d i reniş ateş in in sönmed iğ in i di le getiren b i reylerin ya do g ruplar ın hareketleriyle karşı koydu lar.
1 980 referandumu (i) öncesindeki olaylar ve bun ları n sonuçlar ı , rej ime karşı d i reniş in evrensel gücünü ortaya koydu. i k i y ı l sonra yap ı lan resmen izin verilen polit ik parti lerin yönet im organlarına seçi mler (2) faşist yasad ış ı l ığ ın z i nci rleri n i k ı rd ı . Seçmenler her partide en d i rengen güç leri destekled i ler, sonuçta başl ıca kitle i leti ş im a raçları yanlarında olmasına ve devlet aygıt ına dayanmo larına karş ın , d iktatörl üğün destekled iği pol i t ikac ı lar ya l ı t landı lar. Bu ayn ı zamanda yasa d ış ı i lan ed i l miş Geniş Cephe'n in (3) de önem in in doğrulanması oldu.
Diktatörlüğe karşı savaşım ın yeni n itel iğ i , geçen yıl her zamankinden daha do bel i rg i n leşti . Dönüm noktası , bir yığın gösterisi oldu.
Diktatörl üğe karşı savaşı m ın yeni n itel iğ i , geçen y ı l her zamankinden daha do bel irg i n leşti . Dönüm noktas ı , b i r yığın gösterisi oldu. Dönüm noktası , işçi s ınfın ın , yetk i l i ler in i z i n verip vermemesine bakmaksızın 1 Mayısta d üzenlemeye karar verd iği y ığ ın gösterisi o ldu . Gösteri, ü l ke tarih inde bu türden en önemli eylemi o luş1lırdu . Genel polit ik bir n itel ik taşıyordu. Çünkü « özgürlük, iş, hakça ücret ve of» belgi leri a lt ında ya p ı ld ı . Halk ın en yiğit g üçleri d iktatörlüğe karşı d urmak için b i raraya geld i ler. Savaşımımızın bütününün gel işmesi açısı ndan bakı ldığında, bu eylem ivme verici b i r önem taşıyord u ve emekçi halk ın bunu izleyen eylemleri iç in dürtü oldu.
(i) Bak : Manuel Perei, « Hayı r ! U lusal b i r belg i ! », « Ba rı ş ve Sosya l izm Sorun la rı » - « Yeni Çağ», N!! 6, 1 981 .
(2) Ayrı ntı l ı b i lg i iç in bak : Manuel Perez, Saat Ça ld ı », « Ba rış ve Sosya l izm Sorun ları » - « Yeni Çağ » , N!! 7, 1 983.
(3) Geniş Cephe 1 971 'de kuru lmuştur. Uruguay Komün ist Partisi , Hristiyan Demokrat Parti, Sosya l ist Parti ve öteki sol örgüt ' ve g ruplardon oluşturmaktadır.
89
27 Haziran 1 983'de ya da devirmeden ve işçi s ın ıf ın ın faş izmin erke gelmesine yanıt ı o lan genel g revden on yıl sonra, gösteric i ler, Montevideo'nun merkezinde rej im in yasaklar ına ve tehditlerine karşı n , hükümete karş ı panka rtla r taş ıd ı lar. Cumhuriyetin bağ ımsız l ık gününü 25 Ağustosu sosyal ve pol it ik g üçler u l usa l çapta b i r protesto gününe dönüştürdü ler. Tüm ü lkede ış ık lar aynı anda söndürüldü, boş tencereler çal ı nd ı ve molotof kokteyl i eri patlatı ld ı . Sokakla rda, «onla rı defed i n ! " d iye haykıran insan lar koşuştu.
Olaylar gün geçtikçe yoğ unlaşt ı . 16 Eylül 'de 1 Mayıs eylemin in g i r iş imcisi Sendikalar Plenumu'nun (4) çağrıs ıyla bir genel g rev oldu. Grev, old ukça s ın ı r l ı olmasına karş ın , kapsa mı ve etkisi bak ım ından d iktatörlük rej im in in dayatı l masından sonra yapı lan g revlerin en önem l i lerinden bir i o ldu . Tica ret ve u laş ım işçi l eri içi nde, (ekonomik olarak aktif nüfusun % 65-70'i g reve katı ld ı ) . 25 Eyl ü lde demokratik bir eğ it im sistemi istemiyle öğrenci ler, emekçi ha lk ve çeşitli parti ler tarafı ndan desteklenen bir y ığ ın gösterisi yaptı la r.
Ekim in 23'ündeki üçüncü u lusa l protesto günü , pol it ik karakteriyle bel i rlend i . Olaylar, söndürü lmüş ış ık lar ve « boş tencereler» senfonisi eşl i ğ i nde o ldu . Emekçi ha l k başkentte 1 0 ayrı yerde ayn ı anda gösteri yaptı .
, Eylemler izinsizd i, ama rej im bunlar ı ezemedi .
27 Kas ım ha lk ın savaş ım tari h i ne yazı lacaktır. 400 b in in üzeri nde i nsan, ya da Montevideo nüfusunun yaklaşık üçte bir i tüm polit ik part ilerin (Iegal ve i l legal) ve sosyal güçlerin (Send ikalar Plenumu'ndan ve öğrenci örgütlerinden kooperatiflere ve K ı rsal Federasyona dek) çağırd ığ ı sösteriye katı ld ı . Başka kentlerde de b in lerce insanın katı ld ığ ı gösteriler �Idu . Başkentte tüm politik parti ler ve yığ ı n örgütleri tarafı ndan onaylanan ve « istisnasız demokratik bi r Uruguay içi n » belg is in i serg i leyen b i r p latform temel inde b i r çağrı okundu . Büyük a l k ış toplaya n çağrı, a nayasaya ve i nsan haklar ına eksiksiz sayg ı i le özgürlüklerin eksiksiz sağlanmasında ı sra r ed iyordu.
Yukarıdaki olaylar, d iktatörlük ve f inans kapital tarafı ndan dayatı lan b i r modele dayanan ekonomik politi kan ın U ruguay' ı karşı karşıya getird iğ i d u rgun luktan çıkarman ın , başka bir deyişle, rej im i yıkman ı n a rayışında geçen çet in bir sürecin ya ln ı zca dış görünüşüdür.
Güncel savaş ım taktikleri n i koşu l laya n etmenlerin ü lkeden ülkeye değ iştiğ in i söylemek, elbette gereksizd i r. ate yandan Uruguay'daki d urum i le Ş i l i 'deki d u rumu k imi d ış benzerl ik ler olmasına karş ın aynı d iye betimlemek de yan l ı şt ı r. Ta bi i Orta Ameri ka'daki du rum da bambaşkad ı r. Uruguay halk ı n ı n 1 980 refera ndumunda yürekten « hayı r" demesi, b i r ü lkenin
(") Rej im in k imi işletmelerde iz in verdiğ i sendika lar ın koord inasyon organ ı .
90
özgü l l üklerin in , gelenekleri n in ve tari h i n i n büyük önemin in b i r ü lkenin somut politik durumunun , y ığ ın lar ın düşünceleri n i n ve savaş ıma hazır o lma potansiyel lerin in açık ifades id i r. Gerçekte bu « hayı r ! » d iktatörlük iç in çok ciddi sonuçla r getiren olağanüstü bir reddetmed i r.
Referandum, Uruguay' ı n tüm demokratik g üçleri a rasındaki bir l iğ i kurma ve pekiştirme çizg is in in potansiyel ler in i göstermiştir. Referandum aynı zamanda yal n ızca küçük b i r o l igarşi ve ordunun tepesi tarafı nda n desteklenen diktatörlüğün sosyal taban ın ı n olağa nüstü darl ığ ın ı da ka nıt lam ışt ır.
Komün istler, d i ktatörlüğe karşı savaş ım ın bu aşaması nda s ı ra lad ığ ı mız etmenlerin tümüyle ku l lan ı lması du rumunda, bunun bel irleyici o labi leceği ve gelecek için geniş o lanaklar ya rata bi leceğ i görüşünded i r. K im i pol it ik ve sosyal g üçlerin sal lantı lar gösterd iği son y ı l larda savaş ım düz o lmayan b i r ç izg i izlemesine karş ın , gene de ül kem izdeki evrim in ana eği l im in i ve d iktatörlük karşıtı güçlerin stratej ik ve taktik eylem çizg is in in doğru luğunu kanıt lam ıştı r. Bu, aynı zamanda bu güçlerin, en başta partimiz in , rej im i dar s ın ıfsa l amaçla rla terörist yöntemler ku l lanan �e devlet ayg ıt ın ı za manın ı doldurmuş model lere göre yeniden ya pı land ı rmaya çal ışan faşist b i r d iktatörlük o larak son derece net tan ım lad ıklar ın ı gösteriyor. Faşizmin bir inci amacı , tüm komünistleri fiziksel o larak �ok etmek, işçi sı n ıfı ha reketi n i tüm sol pol i t ik ve sosya l örgütleri ezmekt i r. Ne ki, faşizm, genel l ik le demokrasiye saldı rı r, emekçi ha lk ın ekonomik çıkarlar ına ve u l usal ekonom iye darbe vurur, kültür adamlar ın ı s ind i r i r ve gençl iğ i faşist p lan lar ın sad ık b i r uygulayıcısı o larak eğitmeye çal ış ır .
U ruguay komünistleri, deneyimlerle beli rlenen şu sonuca varmış lard ı r k i , faşizm in en i nce terör yöntemlerine ve insan düşmanı dünya görüşüne karşı tek kabu l ed i lebi l i r ve gerekl i yanıt, mü mkün olan en geniş y ığ ın ları n eylemidir. Biz im b i rinci sorunumuz (eğer i lerleme istiyorsak, önce bunu çözmel iyiz) d iktatörlüğü yıkmak ve onu alaşağı etmektir ve onun baskıcı askersel ayg ıt ın ı yok etmektir. Bu kolay bir görev değ i ld i r, çünkü bu görev ya l ı nzca ülke içi nde faşizmin güçleriyle b i r çatışmayı deği l aynı zamanda u l uslara rası f inans kapita l i n , Uruguay rej im in i esinlend i ren ve destekleyen emperya l istlerin ç ıka rla rına karşı da bel i rleyici bir kavgayı gerekti riyor.
Günümüzdeki du rumda gerekli olan ve gelecekte de gerekl i olacak olan (k i bu uzakta da o lab i l i r) , savaş ım ın doğas ından ve yoğunluğundan bağıms ız o larak y ığ ın ları ha reketlendi rmeyi sürdü rmek, bir l iğ i ve tüm demokratlar a rasındaki koord ine eylemi teşvik etmek, d i ktatörlük karşıtı konumlardan ha rekete geçmeye potansiyel o larak hazır olan tüm sosya l ve polit ik güçler a rası nda (k i l i se mensuplar ından ordu mensuplarına kadar) koord ine eylemi teşvik etmektir. Ayrıca u l us lara rası dayanı şmaya ve
91
yurt d ış ında bu lunan U ruguayl ı demokratik g üçlerin bir l iğ ine de gereks in im vardı r. 1 983 olayları bunu ortaya çıka rd ı .
\J lkeyi sa rsan ciddi sosya l -ekonomik bunal ım ı n (5) ön pla nındaki pol i t ik gel işmeleri ve rej im tarafından denenen neo- l i beral model i n toptan iflası n ı gözden geçir irken, Uruguay'da yeni bir duruinun oluştuğu direnişin yeni bir düzeye yükseltilmesinin nesnel ve öznel önkoşullaflnln ve diktatörlüğün yıkılmasının önkoşullaflnln varlığlnt doğruluyan her kanda sahibiz.
1 983'de rej im in yapı la r ında b i rçok çatlak meydana geldi . Ama faşistler, baskı ayg ıtları , işkenceler, kurbanları daha sonra « kayboldu .. d iye nitelenen kaçı rmalar, sansür, hapis ve çeşit l i yol l a rla hôlô erkted ir . Diktatörlüğü sürekli savaş ım d ı şında hiçbir şey yıkamaz. Bu savaş ım ın h ızlandır ı lmasından U ruguay ha lkı ndan başka, daha büyük çıkarı o lon do yoktur. Ama halk ın a macı , bununda ötesinded i r. Halk aynı zamanda yolu bunal ımdon gerçek b i r demokrasiye geçiş için, ü lkenin yeniden istikra r kazanması ve gelecekte i lerlemesi için d e tem izlemek, açmak istiyor.
Komünistler, ne kadar geniş y ığ ın lar hareketlend i r i l i rse, rej im in ayg ı t ın ın do o kadar yal ıt lanacağı , ayg ıt ın sa ld ı rısı ne den l i sert o lursa, kesin yı k ı lması n ı n do o denl i yakı nlaşocağı görüşünded i r.
I l k başlarda baskı la ra ve koğuştu rma lara karşı n rej ime karşı temel in i koruyabi len, ono karş ı savaşabi len ve varl ığ ın ı sürdü rebi len yaln ızca devrimci öncünün en çelikleşmiş kol larıyd ı . Fakat şimdi söyled iğimiz g ib i , ha rekete katı lmak yaln ızca nüfusun bel l i b i r kes imin in değ i l , ha lk ın bütününün gereks in imi o lmuştur. Onlar iç in önem l i olon d iktatörlüğün içler ine sa ld ığ ı terör korkusunu aşmak, g üçleri n i n b i l incine varmak, diktatörlüğü ve d iktatörlüğün zayıf yanlar ın ı doğru değerlendi rmek ve halk ın d iktatörlüğü yenebi leceğ in i ve yenmek zorunda olduğunu kavramakt ı r.
Pa ralel b i r görev, genç kuşağ ın acımasız baskı y ı l larında sosyal ve polit ik savaş ımlar ın dış ı nda kalan kesimlerin in önem l i b i r bölümünü hareketIendi rmek ve onları n örgütlenme deneyimlerini canlandı rmaktır. Rej im, 1 980 referandumunda, 1 982'deki parti iç i seç imlerde ve 1 983'deki büyük gösterilerde aktif bir rol oynayan genç işçi ve öğrencileri kendi tarafına kazanomodı . Halk türküleri ve bağımsız tiyatro biz im genç k ız ve del i kan l ı lar ım ız ın politik s i lah ları o ldu. Onlar ın faa l iyeti i lerleme ve yeni lenmeyle ve d i�tatörlüğe muha lefetle esinlend i . Bu Uruguay faşizmi iç in en büyük başarısız l ık lardan bir i , u lusun demokratik gelenekleri iç in ise büyük b i r utkudu r.
U ruguayl ı komünistlerin eylem çizg is i baskı ayg ıt ına va rgüçle karşı koymak, işçi s ın ıf ına ve y ığ ın lar ın örgütlü kes imlerine savaş ım ın en ön sıra-
(5) Bak : Eduardo Viera , « Pol it ik hava değiş iyor .. , « Bar ış ve Sosyal izm Sorun ları .. - «Yeni çağ .. , sayı 1 , 1 982.
92
lar ında yer a lmalar ı iç in yard ımcı olmak, öğrenci leri ve öteki gençleri eyleme geçi rmek, çeşitli pol it ik parti lerdeki kararl ı muha lefet güçlerin i desteklemek, onlara protestolar ın ı ifade etmede, tüm polit ik tutuk lu lar ve tüm politik partiler için af ve özgürlük kazanmakta ya rdımcı olmaktır . Bu görevler ta mamlandığ ında rej im in y ık ı l ış ı da , faşist darbeci l iğ i de yıkı lacaktı r.
a lkemiz komünistleri, ş imdi a narşi ya da " düzen ve pasifleşti rme» yol undak i sahte ik i lemin içyüzünü açığa çı karmaya büyük önem veriyor. Rej im, bunu doğasını g iz lemek iç i n ku l lan ıyor. Halk ımıza gerçekte dayatı lan , faşist keyfi l ik , provokasyon ve ş iddet sistemidir . Gerçek seçim ya ol igarş in in ç ıkar lar ına h izmet eden faşist bir rej im, ya da u l usun sorunla rı n ı çözmek iç in demokratik bir hükümettir.
Ne ki, çok önemli bir nokta daha var. Uruguayl ı lar ın çoğun luğunun şiddetin nereden kaynaklandığ ı n ı ve k ime yarad ığ ın ı görmeleri i ç in çok çetin b i r çal ışman ı n üstesi nden gelmek gerekiyor. Bu gereklid i r, çünkü ne zaman pol i t ik muhalefet ya da b i r başka sosyal güç b i r eylem çağr ıs ı yapsa, egemen güçler, askerler ve pol is, k i t le i letiş im a raçla r ın ı ku l lanrak y ığ ın lar ı çatışma ve şiddet olayları olacak iddiasıyla s indirmeye çal ış ı yor . Oysa gerçekte 1 983'deki y ığ ın eylemlerinde düzeni sağlayan ve gösterilere barışçı l b i r karakter kazand ı ran bizzat bu gösterileri d üzenleyenler olmuştur. Şiddet, onu provoke eden rej im in bir a racıdır . Bunun sonucu d üzinelerce i nsan yara landı , yüzlerce Uruguaylı h uzuru bozmakla suçla ndı , hapisten ve işkenceden geçir i ld i .
Demek ki Uruguay d iktatörlüğüne karş ı savaş ım ın nası l i lerleyeceği ve önde du ra n eylem lerin barışç ı l o lma derecesi tek başına özgürlük, ekonomik sorunlar ına çözüm isteyen halka bağl ı değ i ld i r. Şimdi d i ktatör lük kuşatı lmış ve köşeye s ık ışt ı r ı lm ışt ır. Kend is in i , bask ı la rı a rt ı ra rak ve yeni yen i provokasyonlarla kurtarmaya çabal ıyor. Bu koşu l larda gerçekleşmesi olası o lmamakla bir l ikte, k im i ak l ıevvel ler rej im in çerçevesinde bir darbe a maçl ıyorlar. Son anda paçasın ı kurta rmak iç in ş iddetle d i renen çaresiz d iktatörleri n sayısı kabarıktı r.
Uruguay yurtseverleri bunu görüyorlar. Onlar, özgür lük isteyen halk ın anun uğruna her tür lü özveriye haz ı r olduğunu, b i r adım bi le geri g itmeyeceğin i b i l iyor. Bu a rada emekçi halk , demokratik çözüm a ra rken u lusun gelecekteki o lanaklarını k ısıtlamayacak politik eylemler ku l lan ıyor.
Şu noktada (bu hem ş imdi iç in hem de yak ın gelecek iç in geçerl id ir) ü lkemiz için d i rimsel önem taşıyan b i r soruyu sormak istiyoruz : Faş izmin geçen on yıl iç inde o luştu rduğu bask ı ayg ıtı nası l ve k im taraf ından yıkı lacaktı r? Yanıt, elbette du rumla ve rej ime karş ı savaşımla bağl ıd ı r. Demokratla rı n gözden kaç ı rmama ları gereken bu temel amacın zamanın ın ve bunu elde etmenin biçimlerini demokrat ik ve devrimci sürecin
93
sürekl i etmen leri o lan güçler oran ı i le savaş ım ın her b i r özel aşamasındaki sosyal gel işmenin nesnel gerekleri önceden bel i rleyecektir.
Son yı l la rdaki başa r ı l ı d iktatörlük karşıtı eylem ler, istisnasız tüm g üçler in ortak savaşım ı belg is in in yarar ın ı görmüştür. Bu belg ( yığın lar arasında derin kök sa l mıştı r. Yera lt ında ve tutukevierinde çıkan bu belg i , 1 980 ve 1 982 olayla rında ve 1 983 yığın eylemlerinde doruğuna u laştı . Sonuçta, d i reniş hareket in i bölmeye çabalayan, Geniş Cephe ve onun partileri üzerindeki yasağı onaylayan antikomün istler, halk tarafı ndan geri leti id i ve polit ik sahneyi gözlegörülü r b i r biçimde terketmek zorunda kald ı . Onlar ın iz inde yürüyenler kamuoyunun baskısı karşıs ında ger i ad ım attı la r. « Sereg ni (Ii) biz imle», « bi rleşik ha lk as la yeni lmez» belg i lerini haykıra n sesler y ığ ın eylemlerinde giderek daha gü r ç ıkıyor. B u , Geniş Cephe'n in geçtiğ im iz y ı l la rdaki savaş ım ın ın açıkça tan ınması ve bunun sol iç in, öze l l ik le Komün ist Partisi iç in b i r ka ld ı raç olmasıd ı r.
Savaş ım ın yeni aşamasında ha lk şaşırtıcı b i r güç, d is ip l in , çoşku, görkem l i b i r sivi l moral ve sarsı lmaz bir demokrasi istemi ortaya koydu. Geniş Cephe va rl ığ ı n ı kes in l ik le ve güçlü b i r biçimde kan ıtlad ı . Onun örgütleri ve tek tek üyeleri, kendi belg i leriyle 27 Kasım gösterisi de içi nde, son zamanlar ın tüm eylemlerine katı ld ı la r. Geniş Cephe, görevlerini kara r l ı l ı k lo yerine geti rerek, kuru lduğu zamanki bel i rlenen prog ramına (1) ve doğrultusuna bağ l ı kalarak savaş ım ın ı sürdü rürken, i l kelerine bağl ı l ığ ın ı da serg i l iyor. O, sağ lam bi r b i r l iğ i o lan ve ha lk ın beklenti lerini di le getiren gerçek b i r pol itik güçtür. Cephe, u lusal d i reniş adına tüm d i ktatörlük ka rşıtı yu rtseverleri b i rleşti rmek için kuru lmuştur. Bunun varl ığ ı , d iktatörlüğe en sert yan ıttı r.
Anti komünizm ve antisovyetizmle h ız landı rı lan faşist propaganda « Oçüncü Dünya Savaşı baş lamışt ı r» ve «Sovyetler B i r l iğ i , Marksizm-leninizm varoldukça asayiş için savaş sü recekt i r » d iyor. Onun başta gelen korkusu, « Ya kızı l ya da yabancı yıkıcı l ı ktı r». Halk ım ız a rt ık psikoloj ik savaş uzmanları n ı n geçm işte kurtuluş savaş ım ın ı kimi zaman gevşetmeye yol açan bu türden uydurmaca larına inanmıyor. Onlar deneyimleriyle d i ktatörlüğü, onun yoksu l luk la ve yaba ncı lar ın çı karlarıyla bağ l ı « model »ler in i tan ıd ı . Ş imdi ülke değiş imde ısra r ediyor ve yığ ın la r eyleme geçtiğ i nde gerçek Urug uay' ı n gerçek sorunları evrensel tartışmaya g i riyor.
Halk ı mız, gerçek demokratik güçler askersel komuta nlar ın 1 984 Kasım ı nda seçim lere g id i leceği ve 1 985 Martında erk in yeni bir hükümete devred i leceğ i yol undaki sözümona takvim lerine kanm ıyor. Bu sinsi komp-
(6) Geniş Cephe'n in önderi, General Uber Sereg ni 'dir . 1 973'den bu yana tutukl udur.
(7) Geniş Cephe örgütleri tarafı ndan onaylanan prog ram, antiemperyal ist ve a ntiol igarş ikt i r. Y ığ ın ları n çıkar lar ından yana temel sosya l -ekonomik reformları öngörmekted i r.
94
lo, m uhalefet in , tüm sosyal ve polit ik güçlerin eylemlerini etkisiz k ı lmayı amaçlamaktadır. Rej im , yığ ı n lar ın askerleri n gönül lerinden kopa n ödünler i vermelerin i bekleyeceğin i umuyor. Bu « takv im» , lega l pol itik pa rti lerle bir « d iyalog »u öngörüyor. Bu pa rti lerin devi rmeden önce yürürlükte olan anayasaya özlü eklerin yapı lmas ın ı , son on yı lda at ı lan tüm faş izan adımları n lega l ize edi lmesin i kabul etmelerine yöneliktir. Bu, b i r d iz i i nsan hakkı n ın kaldır ı lması , pol i t ik faal iyet üzeri nde sürekl i yasak konması, « asayiş için olağanüstü hal önlem leri »nin konmas ın ı amaçl ıyor. Anayasaya ekler yapılması askersel rej im in söz verd iğ i seçimlerin yapı lması iç in b i r önkoşu ldur. Gerçekte, rej im , eğer polit ik parti ler bu «öneri »leri reddederlerse, seç im yap ı lmayacağın ı vurg ulomaktad ı r.
Rej im in askersel ve sivi l l iderleri her ne pahasına o lursa olsun, «seç imlerin demokratik çeh resi » a rd ı nda faş izmi kurtarmak istiyor. Cumhurbaşkan ı emekli orgeneral Gregorio Alvarez seç imlerden en az beş yıl l ı k b i r süre i ç i n yara rlanma amacın ı g izlem iyor. Fakat d i ktatörl üğün bu p lan la rı 1 983'de sürekli yükselen y ığ ın eylemleriyle açığa çı kartı ld ı ve gerçekleşti r i lmesi zorlaştı. Yığ ın lar g ittikçe o rtan ölçüde pasif l iğ in kend i leriı:ıe yaromodığını ve bu ,:takvim »i n koyduğu zaman lamalar ın , yöntemlerin ve amaçların reddedi lmesi gerektiğ in i kavrıyor.
Emekçi ha lk ın 1 Mayıs mit inginde okunan çağrı, ha lk ın h içbir önkoşul kabul etmeyeceğin i, gerçek bir demokrasi isted iğ in i , ertelenmez kararlardan yana olduğunu vurgu luyor. Bu, «tüm ülkede lokavt var» belgis in in at ı ld ığı gün lerd i r.
Daha önce sözünü ettiğ im iz dev 27 Kasım gösteris in in çağrısı daha do nettir. «Cumhuriyete 10 yı l önce dayatı lan hükümet yık ı lmaya mahkumdur» den iyor, şun lar bel i rt i l iyo r : «O, ha lk ın h içbir kes im in in ç ıka rlar ın ı savun m uyor ve kamuoyuna zorla dayatı lan b i r keyfi a raçtır . . . O neden led i r ki biz burada 1 0 yı l l ı k geriye gid iş ve b i l im düşman l ığ ı ndan sonra u l usun esen l iğ in i ve ü lken in sayg ın l ığ ın ı pol itik parti lerin vazgeçi l mez rolünü ve a ncak seç im sandıklar ında ortaya çıkan l iderlerin saygın l ığ ın ı , yönetenlerin seç i lmesi hakkın ı , her yurttaşın seçme ve seç i lme hakk ın ı , her evdeki ekonomik d i ng in l iğ i ve her Uruguayl ın ın ekmeğ ini a l ın teriyle kazanma hakkın ı yeniden elde etmek iç in topland ık» (8)
Onümüzdeki büyük çabala r ve ona uygun örgütlenmeyi, geniş birl i ğ i ve koord ine eylemi gerektiren çeti n b i r savaşım duruyor. Dişleri ne dek s i lah lanm ış , h içb i r şeyle desteklenmeyerek erke yapışmış olon bir düşmanı yenmek zorundayız. Şu o nda k im i pa rt i lerle «d iyalog », ötekilere baskı ve yasak öngören iki l i oyunun, bu h i le l i hareketin ve provokasyonlar ın nasıl sonuçlonacağın ı söylemek için henüz vakit erkendir.
Ama Uruguay'daki bugünkü du rumu yalnızca ordunun bu g i ri ş imleri
(8) Opinar, Montevideo, 1 a ra l ı k 1 983.
95
bel i rlemiyor. Geniş sosyal ve polit ik g üçlerin etkisi ve rolü a rtıyor. Bu güçler ü lkeyi rej im in iç ine yuvarladığı uçurumdan çıkartma, bunal ımla başa çıkma ve yurtsever çözümlerle gerçekleşecek b i r normalleşmeyi ve i lerlemeyi önlemeye çabalayanlar ı erkten uzaklaştırma yeteneğinde ol duklar ın ı göstermeye hazırlanıyorlar. Tüm yu rtseverler a rasında u l usal anlaşma ha reketi o lgunlaş ıyor. Komünistler bu hareketin ayrı lmaz bir parçasıdır.
Pa rt imiz in d i ktatörlüğe karşı savaşı m ındaki rol ü ve önemi açıkt ı r. Bu, U lusa l Işç i Bir l iğ i 'n in darbeye yanıt ola rak yapt ığ ı genel g rev çağrısında açık görü lmüştü. Biz işçi lerle ve y ığ ın larla bir l ikte, d i ktatörlüğe b i r gün olsun rahat yüzü vermeyeceği mizi açık ladık. Rej im buna komünistlere karşı en vahşi faşist önlemleri a la rak yan ı t verdi. Bu savaşı ma katı lmamız ın pahası n ı çok ac ı ödedik . Dldü rülen, « kaybola nıa r ., a rasında yer alan, işkencelerde yok edi len yoldaşlar ımız vardır . Rej im bizi fizik o larak yoketmek ve partin i n y ığ ın lar a rasındaki etkis ine son vermek istiyordu . Komün istlere ka rşı sürek avları düzenlend i . Sürgüne zorlandı la r, ik inci s ın ıf i nsan sayı ld ı lar, sendikalardaki , kooperatiflerdeki, kültür ve eğit im kurumlar ındaki iş lerinden ç ı kar ı ld ı lar, buralarda çal ışmaları yasaklandı .
Ama parti önderl iğ i yurt içi nde çal ışmayı sürdürdü . Düşenlerin yeri yeni yoldaşlarca dolduruld u. Teröre karşın parti kayıplar ın ı g iderd i ve ya ra lar ın ı sard ı . Radyo yay ın lar ın ı sürdü rdü, yera ltı bası n ı n korudu ve elden ele dolaşan v.eri l i du rumda büyük önem taşıyan broşürler ç ıkard ı . Drg ütlü d i renişe b i z im katkı mız ı ol uştura n bu yayı n lar, y ığ ın lar ı ha rekete geçiren, d iktatörlüğün suçlarını ortaya seren belgi ler içeriyordu.
Yurtd ış ı ndaki etk in l iklerimiz s ı rasında rej im in suçla r ın ı serg i l iyor, insan haklar ına saygı ve pol it ik tutuk lu lar için özgürlük istiyor, tüm demokratları kattığımız geniş dayanışma kampanyaları yükseltiyor, ve diktatörlüğün ul usla ra rası planda yal ıt lanmasına çal ış ıyoruz.
Urug uay'l ı komünistler bugün yeni bir politik durum oluşturan eylemlere tüm halk la b i rl i kte katı l ıyorla r. Sıra lar ımızda yaşl ı ve genç insanlar ın varl ığ ı , send ikal harekette, işç i s ın ıfı ve ha lk hareketinde bir l ik iç in savaş ım ın geniş deneyimin in tarihsel sürekl i l iğ in in , d iktatörlüğün g iriş im ve kararlar ın ı yenilg iye uğratmayı a maçlayan çok çeşitl i legal eylem biçimleriyle b i rieştir i lmes in in simgesid i r.
Komünistler politik a landa, son on yı l boyunca o lduğu g ibi, bugün de, en i lerici g üçlerin bi rleşik merkezi olarak Geniş Cephe biçim indeki değişmez çizgiyi savunuyorla r. Parti, aynı zamanda yurtdış ındaki i lerici Urug uaylı örgütlerin ortak demokrat ik b i r platformda bir l iğ in i ve muha lefetin u l usal yaşa m ın her a lan ında eşgüdümlü eylemin i aktif savunmayı ı srarla sürdü rüyor.
Tarihsel 27 Kas ım miti ng in in kürsüsünde hala i l lega l o lan Geniş Cephe
96
iç inde komünistler, en sayg ı n , önde gelen önderlerimizden, halen tutuklu olan Jose Luis Massera'n ın eşi Marta Valenti n i tarafı ndan temsil edi ld i ler. ışkenceyi ve tutuklu iuğu yaşamış o lan Marta Valentin i U ruguay komünistleri n i n, özgürlük leri iç in savaşt ığ ımız tüm polit ik tutuklu lar ın , i l lega l itede ve yurtd ı ş ı nda çal ışan tüm yoldaşla r ımız ın , deneyli aktivistlerin ve komün ist oluşum sürecinden d i ktatörlük a lt ında geçmiş olan yen i üyelerin sözcüsü oldu.
Komünist partis i , işçi s ın ıfı içinde kök sa lm ış ve uzun y ı l ları n politik savaşım deneyine sah ip örgütlü bir güçtür. ü l kedeki güncel du rumu ve parti mizin önündeki görevleri çözümlerken, Marksist-leninist teoriye ve dayan ışma ve enternasyonal izm i lkelerine dayanıyoruz. Kayıpla ra uğramış olmasına karşın parti korkunç faşist karanl ıkta n onurla çı kıyor. Komünistler, en başta en büyük sorun olan ülkenin sağ l ığ ına kavuşturulması sorunu olmak üzere, ulusun karş ı ka rşıya bu lunduğu sorunlara yurtsever ve demokratik çözümler a rayarak, ol igarşiye karş ı savaş ım ın en ön sırasında yer o lmayı sürdüreceklerd ir .
1983 yı l ı , geride kaldı . Bu y ı l U rug uay'daki büyük halk eylemleri ta ri h i ne güzel bölümler ekledi . Diktatörlük y ık ı lmoya başladı ve kendi i radesin i halkımıza art ık cezasız kalmadan dayatamaz. 1 984'ün i lk ayları Uruguay' ın geleceğ i açısından çok büyük önem taşıyan yeni gel işmelerin işaretleri i le doludur.
97
TARiHTEN SAYFALAR
Komünistin inancının gücü
Dünya demokratik kamuoyu, son 50 yJlın önemli olaylan arasındaki Reichstag yangını sonrasında yapJlan Leipzig duruşmasının yJl dönümünü antyor. Bu olay, Alman faşizmine karşı kazantion, içinde Georgi Dimitrof'un kesin rol oynadığı ilk moral ve politik bir utkudur. Efsanevi üne sahip bir devrimci, sağlam bir Marksist-Leninist, uluslararası komünist ve işçi hareketinin seçkin önderi, Hitler rejimine karşı dev gibi bir düello yaptı. 1 6 Aralık 1 933'de Dimtirof'un duruşmada yaptığı ünlü son konuşma düellonun doruk noktası oldu.
Başında bazı yöntem sorun larına değinen Dimitrof'un bu konuşması etki l i b i r polit ik b i ld i ri n itel iğ indeyd i .
«Ben burada tutuklu bir komünist olarak kendimi savunuyorum» ded i .
« Ben kendi komünist, devrimci onurumu savunuyorum.
Ben komünist inançlanmı ve ülkülerimi savunuyorum.
Bu nedenle, bu mahkemede ağzımdan çıkan her söz deyim yerindeyse canımdan ve kantmdan kopmuş bir parçadtr. Benim her sözüm uğradığım haksız suçlama karşısında böyle antikomünist bir suçun komünistlere isnat edilmesi karşısında duyduğum derin nefretin bir ifadesidir. »
Dim itrof, Reichstag yang ın ın ı ç ıkarman ın ayak lanmanın bir işareti ve komünistlerin işi olduğu yolunda iddianamede i leri sürülen suçlamaları kesi n l ik le reddetti.
" Bu kuruntu ve tahminler, düşmanlann Alman Komünist Partisi'ni iyi tantmadıklartnı gösteriyor . . . Partinin yasaklanması, yığın örgütlerinin kapatJiması, legal çalışma olanaklarının yitirilmesi doğaldtr ki devrimci hareket için ağtr bir darbedir. Ancak bu hiç de artık herşeyin yitirildiği anlamına gelmez. »
«Alman Komünist Partisi gizli çaltşmanın birçok kurbana maIolacağıni, özveri ve cesaret gerektireceğini çok iyi biliyordu. Ancak bu parti sahip olduğu devrimci güçlerin güçleneceğini ve kendisinin yükümlü olduğu ödevleri yapabilecek duruma geleceğini de iyi biliyordu. işte bundan ötürü Alman Komünist Partisi'nin bu dönemde kesinlikle kumar oynaması gerektiği gibi bir görüşe asla yer verilemez . .,
Bu bağlantı iç inde Dimitrof, komünist taktiğin özünü, temelini şu özlü söz lerle tanımladı : "Yığın çahşmas/, yığın savaş/mı, yığınsal direniş, birleşik cephe! Macera yok !»
Komünist Enternasyonal ' in Yürütme Kurulu belgelerine dayanarak ko-
98
münistlerin ne istedik ler in i ise şöyle vurguluyord u : "Sermayenin, politik gericiliğin saldırllanna ve savaş tehlikesine karşı sosyal demokrat işçilerle birlikte ortak savaşım. »
Dimitrof konuşmasında Reichstag yang ın ına k im in ve n iç in gereks in im duyduğunu gösterd i . Bu olay nazi lerce i şç i s ın ıf ına ve onun komünist öncüsüne ka rş ı genel sa ld ı rıya geçmek için bir bahane olarak ku l lan ı l ıyordu . Yang ın ın hemen ard ı ndan olağanüstü hal yasas ın ı ç ıkard ı la r. Bu olaydan çıkara k Dim itrof şöyle ded i : Yetki l i ler "yalntzca komünistleri değil, sosyal demokrat ve hiristiyan işçileri de tutukladtlar ve örgütlerini de dağıttılar. Şunu da belirtmek isterim, bu olağanüstü 1101 yasası yalntzca Alman komünistlerine karşı değil - her ne kadar kesin olarak onu hedeflese de aynı zamanda diğer muhalefet partileri ve gruplanna da karşı çıkanldı. »
H itlerci yarg ıçlar, Almanya'dak i pol it ik d urumun ve bunun koşu l lar ın ın titiz, ak ı lc ı ve inand ı rıcı a na l iz in i yapan dava l ı n ı n i leri sürdüğü gerçeklerin etk is in i azaltmak için, sık s ık a raya g i rip sözünü kesiyorlar, onu doğru dürüst konuşturmamak içi n tehditlerde bu lunuyorla rdı . Bun lara karş ı D imitrof büyük önem taşıyan şu ik i noktayı bel i rtmeyi başa rd ı .
B i rincisi , Alman işç i s ın ı f ın ın önceki dönemin gel işmelerinden öğ renmesi gerekt iğ i temel derse i l işk ind i . Goethe'n in çekiç ya da örs olmak seçeneğiyle ka rş ı karş ıya olan b i r insan ın tutumu üzerine sözlerinden a l ıntı yaprak, Leipzig kahramanı şöyle dedi :
« Evet, örs olmas istemeyen, çekiç olmak zorundadtr.
Alman işçi slntfı tüm olarak bu gerçeği ne 19 18'de, ne 1 923'de, ne 20 Temmuz 1932'de, ne de Ocak 1933'de (1) anlamadı. Bunda sosyal demokrat liderlerin suçu vardtr . . , Bugün Alman işçi smlfı bunu anlayabilir!»
G. Dim itrof, bu sözlerle o dönemde Alman işçileri n i n faşizmin yolunu kesmek iç in güçlerini b i rleştiremed iğ in i bel i rtiyor ve buna hem Alman hem de u l us lararası i şç i s ın ı f ın ı n d ikkatini çekiyordu.
i k i ncisi , komünistlerin tarihsel iyimserl iğ i üzeri neyd i . " Ne yok etme önlemleri, ne ağtr hapis cezalan, ne de id amlarla tarihin tekerleği durdurulamaz. Dünya dönüyor ve komünizmin kesin utkusuna dek dönecektir!»
G. Dimitrof' un moral ve pol it ik güçlü lüğü, korkusuz luğu kada r, ya l n ız Sovyetler Bi r l iği 'nde değ i l , işçi sı nıfı içi ndeki komünist ve sempatizanlar ın do aktif ola rak katı ld ığ ı güçlü dayan ışma kampanyası Nazi ler i geri
(I) Sözü ed i len Kasım 1 91 8 burj uva demokratik devrim i ; 1 923 yı l ındaki Alman devrimci hareketindeki kabarma ; 20 Temmuz 1 932'de iç inde sosya l -demokratlar ın do o lduğu Prusya koa l isyon hükümetin in dağı l ması ve 30 Ocak 1 933'te Hitler' i n başbakan atanması ve faşist d iktatörlüğün kuru lması .
99
çekilmeye zorladı ve savaşı kaybettiklerini iti raf etmek zorunda kald ı lar. Leipzig'deki mahkeme, Dimitrof ve diğer ik i Bulgar komünist in i - Vasi l Tanev ve Blagoy Popov - sessiz sedasız «del i l yetersizl i ğ i » gerekçesiyle beraat ettird i .
Bulgar hükümetin in vatandaşl ığa kabul etmeyi reddetmesinden sonra Dimitrof ve d iğer iki komünist Yüce Sovyetler Bir l iğ i 'n i ik inci anavatan olarak seçtiler. Nazi ler tarafından b ı rak ı l ıp Moskova'ya u laştıkları 27 Şubat 1 934'de b i r basın toplantıs ında konuşa n Dimitrof Leipzig'de gü lünç, sah te d u ruşmayı şöyle n i tel iyord u :
« Kısacası, duruşma, Reichstag yangınt gibi bir provokasyondu. Duruşma, gerçek kundakçtfart gizleyerek suçu başka/artntn üstüne atmayı amaç/ıyordu. Ancak diya/ektiğin yasa/art, sıntf savaşının yasa/art uyartnca duruşma karşı tarafın yargtfanması ha/ine - ge/di. Bir antikomünist duruşma güçlü bir antifaşist gösteri, faşizmin yüzkızartıcı fiyaskosu oldu. Faşist/er Reichstag yangını yardımıyla A/man ha/klnt a/datmak, yangını komünist/erin çıkardığInt göstermek istiyor/ardı, ancak duruşma tersini kantt/adl. »
Nazilerce komünistlerin ve demokratlar ın bütünüyle çökerti lmesine legol « hakl ı neden» olarak gösterilmek istenen Leipıig duruşması, d ünya kamuoyunun gözünde faşizmin korkunç, insa nl ık d ı Ş ı , en gerici özünü ortaya koydu . Tüm kıta lardan dünya ka muoyunun önünde bu büyük d üelloda Dimitrof, davalı durumundan, davacı durumuna geldi , faş izmle onun kendi i n inde savaştı, faşizme ağır b i r moral ve polit ik darbe i nd i rd i .
B i r naıi mahkeme salonundaki bu eşit olmayan d üello savaşında, seçk in önder, tüm ulus lara rası komünist ha reket in ve dünyan ın i l k sosya l ist devleti Sovyetler Birl iğ i 'n in a rkasında olduğundan emindi . Gerçekten de, komünistlerin dayanışması , i lerici g üçlerin desteği ve her şeyden önce Len in ' i n büyük partis in in Sovyet devleti n in enternasyonal izmi büyük güç oluşturdu la r. Böyle olmasayd ı , faşizm, provokasyonuyla amacına erişmiş o lurdu .
Georg i Dim iti rof' un ün lü konuşması bir komün istin ideolojik ve politik i nançla rı n ın can l ı simgesid i r. Kapita l ist geric i l ik ya rım yüzyı ld ı r, her f ı rsatta, büyük provokasyonlar da içi nde, yalan ve suçlamalarla, komünistleri gözden düşürme çabasında, an ları « u lus lara rası terörizm "le suçlamayı sürdürüyor. Bu koşu l lar alt ında çeşitl i ül kelerdeki s ık s ık sa ld ı r ı lar ına ka rşı d i renmek zorunda kalan yoldaşla r ımız sadece kendi onur ve değerlerini değil, kendi parti ler ini ve komünist ha reketi de savunuyorlar. Ve ş imd i de geçmişde olduğu g ibi komünistlerin u l uslara rası dayanışması, kapital ist ü lkelerdeki parti lerin ve sosyal ist ü lkelerde i kt idardaki pa rti lerin karş ı l ık l ı dayan ışmaSf , emperyal ist gerici l iğin oyunları na karş ı g üçlü b i r s i lah oluyor.
1 00
•
Günümüzde a nt ikomünizm, sosya l izme, tüm insa nl ığ ı felakete sürükleyecek olan nükleer bir vuruş yapma hazırl ı kları n ı n yap ı ld ığ ı ideoloj i k b i r platformdur. Reagan ve şurekası tarafı ndan komünizme karşı i l an edi len « haçl ı sefer» günümüzdeki özgünlüklerine karş ın ya r ım yüzyı l önceki antikomün ist h i steri ve ha reketleri hatırlatıyor. « Yaşam a lan ları n ı », onlar ın deyişiyle « yaşamsal ç ıkar» a lanlar ın ı genişletmek isteyen, sosya l izmi «yok etme» pla nla rı hazı rlayan Washington yönetici leri n i n serü venci l iğ i , Hitler' i n serüvenci l iğ i aras ında kan bağları va rd ı r.
30' I u ve 40' 1 1 y ı l larda bun lar, bu antikomünist ve antisovyetik tel io l lar ın yazgısı b i l in iyor. Ve ş imdik i emperya l ist « şah in ler» hôlô « başa rı lCi rı n ı » bu yol la kazanabi leceklerin i sanıyorla r.
Ganço Ganev Bulgaristan Komünist Partisi
Merkez Komitesi üyesi
101
O Z E L S A Y F A L A R
çağrı
Yurttaş lar,
M i l itarist genera l ler ve Ozal hükümeti Diya rbak ır'da korkunç cinayetler işliyorlar. Gelen haberler Diya rbakır Askeri Cezaevinde 15 kadar Kürt yu rtseveri n in ya k ı larak öld ürüldüğünü gösteriyor. 6 Ocak Cuma g ü n ü d i renişteki tutukl u lar ın üzerine sa ld ıra n komando b i rl iğ i koğ uşları ateşe iverm iştir. Çıkan yang ın ve yap ı lan i şkenceler sonucunda çok sayıda tutuklu ö lmüş, 200 kadar tutuklu d a a ğ ı r ya rarlı ola ra k hasta neye ka l d ır ı lmıştır. Cezaevi yönetim i tutukl u yakın lar ına hiçb i r b i lg i vermemektedi r.
M i l i ta ri st genera l leri n özel olara k oluşturd ukları faşist-şoven ist cezaevi birl iğ in in 12 Eylü l 1 980'den bu yana işkencelerle öldü rdüğü Kürt yurtseverleri n i n sayısı 35-40', bu lmuştur. Oteyandan Türkiye Kürd i sta n'ı kent ve köyl eri nde komando b i rl i kleri n i n baskı ve zulmü her geçen gün art ıyor. Kürt ha lk ın ın kendi u l usal d emokratik hakları iç in d i renişi zorba l ık la yoked i l mek isteniyor. Kürt ha lkı soykır ımdan geçiri l iyor.
Kürt yurtseverleri kendi ha lkları üzeri ndeki şoven ba.skı lara karşı çıktıkları , Kürt ha lk ın ın kendi kaderi n i tayin hakk ın ı savundukları içi n b i l i nçli ve plan l ı olara k imha edi liyor.
Yurttaşlar,
Bu vahşet, bu barbarl ı k d u rd u ru lmal ıd ı r. Diyarba k ır Askeri Cezaevi n deki ka n l ı ci nayetleri protesto edin. Kürt yu rtseverleri n i faşist genera l lerin göz göre göre yok etmesine i z in vermeyin . Herşeye karş ın omuz omuza yiğitçe d i renişlerin i sürd ü ren komünist ve devrimci-demokrat tutuklu lara dayanışma göstNi n.
Gazeteci ler, baro yönetici leri, pol itikacı la r !
Diya rbak ı r Cezaevinde olanları yu rttaşlara d uyurun, tutukluları savun un. Kürt ha lkı üzerinde b u barbarca baskı ları uyg u layanlar demokras i . n i n can düşma nlarıd ı r.
Erler, yurtsever su bayla r,
Amerikanci genera l lerin Kürt ha lk ın ı soykır ımdan geçi rmesi ne a raç almayın, orduyu halkın üzerine sürenlere karşı ç ık ın .
Yurtdış ındaki yu rttaşlarımız,
1 02
Diyarbak ı r'da işlenen cinayetleri dünya kamuoyuna d uyurun, tutu klu Kürt yurtseverleriyle dayanışmayı yükseltin.
Türkiye Komünist Pa rtis i , Türk ve Kürt tüm sol güçleri b irleş meye, Kürt halk ı üzerindeki baskı lara bir l ikte karşı çıkmaya çağ ı rı yor.
Yurttaş,
Evladlar ın ın faşist genera l ler çetesinin el inde yokolmasına iz in verm e ! Pol it ik tutuklu iara sa hip çı k ! Onla r seni n çıkarlar ın ı , ülkemizin çıkarlarını savundukları için z indandad ı r. Onurlar ını faşist sürülerine çiğ netmemek için d i reniyorlar. Senin ekmeğ in i , namusunu korumak için ölümü göze al ı yorlar. Onları yalnız b ıra kma ! Katil lere, Evren'e, azal 'a dur d e !
8 Şu bat 1 984
T ürkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi
103
Duyuru
Türkiye Komün i st Pa rtis i Merkez Komites i ' n in 1 . Plen u m u toplandı . Plenum, MK Genel Sekreteri Hayd a r Kutlu yoldaşın okuduğu Pol it ik Büro'nun çal ışma ra porunu görüştü. Parti n in , 1 984 y ı l ı savaş ım hedefleri n i ve yerel seç imlerde izlenecek palit i kayı saptad ı . Plenum, parti n in ideoloj i k ça l ışmaları n ın iyi leşti ri l mesi v e parti i ç i eğitim i n örgütlenmesi soru n lar ına gündeminde geniş yer verd i , pa rti n in örgütsel d urumunu e l e a l d ı .
TKP M K Plen umu, A B D em perya l i zm in in Batı Avrupa'ya " Persh i ng » ve " Cruise» roketlerin i yerleştirmeye başlamasıyla, u lus lara rası a landak i gerg i n l i k lerin, d ü nya çapında b i r nükleer savaş tehl i kesi n i n daha do arttığ ı , Tü rkiye'de ise, 6 Kasım 1 983'de yapılan sözde seçi mlerden sonra ve yerel seç im lerin eşiğinde pol it ik ist ikrars ız l ığ ın sürdüğü b i r orta mda topla nd ı .
Batı Avrupa'y.o, Amerikan " Pershing » ve " Cruise» roketleri n i n yerleşt i r i l mesiyle b i r l i kte, n i te l ikçe yeni ve teh l i kel i bir u lus lara rası d urum ortaya ç ıkt ı . Topraklar ımızdaki Amerikan ve NATO üslerine de Amerikan nükleer roketleri n i n ve ki myasal s i lah lar ın ın yerleşt ir i l mesi yönündeki plô nlar, ınc i rl i k üssünün, Lübnan'a karş ı Amerika 'n ın kul la n ı m ı na veri l mesi , l ima nlar ımıza 6. F i lo' nun üslen mesi, ü lkemiz in a nt iemperya l i st güçleri a ras ında ve gerçekçi pol iti k çevrelerde o rta n ölçüde kayg ı lar yaratıyor. MK Plen umu, tüm bu çevreler in kayg ı lar ın ı payıaşıyor ve herkesi barış ın savu nu lması için asıl ş imd i , zaman yiti rmeden çabaların ı bi rleştirmeye ve eyleme çağırıyor.
TKP MK Plenumu, ortaya ç ıkan yeni u lus lara rası d u rum ka rş ıs ında, Sovyetler B i rl iğ i ' n in ve öteki Va rşova Antlaş ması ü lkelerin in , ABD' n i n nü kleer üstü n lük elde etmes ine i z i n vermemek iç i n a ld ık ları zoru n lu önlem leri , dü nya bar ış ın ı koruma çabaları n ı n somut b i r göstergesi olara k değerlend i rd i .
Plen um, bütün a ntiem peryal ist, yurtsever güçleri, Kıbrı s, Lübna n ve Su riye halk ları i le dayan ışmayı güçlend i rmeye çağ ı rd ı .
T K P M K 1 . Plen umu, Oza l hükümeti n in uyg ula maya SQktuğu ekonomik kararlar ın üzerinde durd u . Bu kara rlar, Türkiye'n i n u l usal kurtuluş sava ş ından sonra elde ettiği ekonom i k bağ ıms ız l ık yönündeki kaza nı mlar ın son kal ı ntı la r ın ın yok ed i l mesine ve bunal ı m ı n yükünü işç i s ın ı f ın ın , emekçi ler in, orta katman lar ın ve küçük ve orta ka pitalistler in s ı rt ına yüklen mesi ne yönel i kti r. Bu kararlar , u lus lara rası tekel leri n ve işb i rl i kçi hold ingleri n ekonomideki egemenl i k lerin i , sömürü ve yağmalar ın ı d a ha da a rt ırmayı a m açl ıyor. Şimdi başl ıca büyük ve tekelci sermaye g rupların ı n dolaysız temsi lc i leri , hükümette ba kan l ık yapıyor, tekelleri yönetenlerle, dev-
1 04
leti yönetenler arasında kiş isel bütünleşme süreçleri t ı rmanıyor. Ekonomik ve politik eg emenl i k , küçük bir az ın l ığ ın , i şb i rl ikçi o l igarşi n i n e l inde· yoğ unlaş ıyor.
Burj uva bas ın ında « ekonom i k devri m » d iye tanıt ı lan bu kara rlar, daha şi mdiden yaln ı z send i kalar ın, köylü kooperatifleri n i n , esnaf ve zonaatçı örgütlerin i n deği l , büyük sermaye sahipleri n i n bel i r l i böl ümler in in de tepkisiyle karş ı laş ıyor.
TKP MK 1 . Plenumu, 6 Kasımdaki seç i mler sonrasında ülkemizde dem9krasiye g eç i ld iğ i yol undaki aç ık lamaların , h iç bir b iç imde gerçek d uru m u yansıtmadığ ın ı , barış güçlerin in , send ikalar ın , komün istlerin ve öteki i lerici güçlerin, Kürt halk ı n ı n üzerindeki baskı ve terörün a ra l ıks ız sürdüğünü, yeni idam ceza lar ın ı , ş imdi yoğ u n o larak, cezaevlerindeki yurtseverlerin fiz i k o larak yok edi l mesi yönünde barbarca uygu lamalar ın iz led iğ in i saptad ı .
Evren-Ozal k l iğ in in , tüm demagoji leri ne ve Bat ı l ı k im i hükü metlerin fa ş ist rej im i açıkça desteklemelerine ka rş ı l ı k, ş imdi ü l kem izde, komün istlerden, 'sosyal -demokratlara ve d i ndarlardan, sağcı -tutucu lara kadar geniş b i r muha lefet yelpazesi o luşm uştur. Bu muhalefet türdeş değ i ld i r. Kom ünistlerin d ış ı nda, Ozal hükü metin in u lusal o lmayan ve halk düşmanı 'pol it ikasına karş ı , h iç b i r polit ik güç halk ın ulusal ç ıkar lar ın ı d i le g etiren demokratik bir a lternatif öne sürme yeteneği gösteremiyor. Bununla b i rl ikte. TKP, d i ktatörlüğe karşı tüm g üçlerin gen iş işb i rl i ğ i i le Evren-Oza l k l iğ in in i kt idar ına son verilebi leceği ni açı kl ıyor.
TKP MK 1 . Plenumu, halk ı ve ül keyi y ık ıma sürükleyen Evren-Ozal i k i l i s in i durd u rmak, faşist rej im i daha d a zayıflatmak iç i n , tü m halk ımız ı , tüm barış ve demokrasi güçleri n i , 1 984 y ı l ı boyunca Amerikan üslerine ve Amerika n nükleer s i lah la rına ka rş ı , barış ve u lusal bağ ı ms ız l ı k iç in , genel pol it ik af iç in, kemer s ıkma politikas ın ı bozguna uğratmak ve sendikal hakları kaza nmak iç in savaş ı mda bi rleşmeye çağ ı rd ı .
TKP, işçi s ın ı f ın ın send ikal b i rl iğ i ve so l güçlerin a rasında yapıcı b i r d iyalog ve işb i rl iğ i içi n , bundan böyle de e lden gelen çabaları gösterecektir.
TKP MK 1. Plen u m u, 25 Ma rt 1 984'de ya pı lacak olan yerel seçim lerde, d iktatörlük ka rşıt ı güçlerin işbirl iğ i i le, başta ANAP ve MDP olmak üzere cunta ya nl ı s ı parti ler in, oylar ın çoğun luğunu a l mas ın ı önlemenin, tüm elverişsiz koşu l lara karş ın olanakl ı o lduğunu saptad ı . TKP yerel seç imlerde, ha lk ın ç ıkar ları n ı savunaca k, u l usal ve yerel düzeydeki tüm hakl ı istem lerini destekleyecek ve seçmenleri a ntifaşist, bar ış ve demok ras i ya n l ı s ı bağ ıms ız ve parti l i adaylara oy vermeye çağıracaktır.
TKP MK 1 . Plen u m u, parti 5. Kongresi nde a l ı na n kara rla r teme l inde
1 05
örg ütsel ve ideoloj i k görevleri bel i r led i . Kong reden bu yana geçen süre iç inde, parti m iz in her a landaki çal ışmala rında bel i rg i n b i r g üçlenmenin va rl ığ ın ı ve pa rti miz in gerek u lus lara ras ı , gerekse ü lkem izdeki i ler ici g üçler a ras ındaki sayg ı n l ığ ın ın arttığ ı n ı saptadı .
9 Şubat 1 984
Açıklama
Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi
Amerikan savaş gemi leri n i n Basra Körfezi 'ne dayandığ ı şu gün lerde, i ra n'da TUDEH üyesi 10 yurtsever kurşuna diz i id i . Ağ ı r işkencelerden geç i ri len, h içbir somut ka nıt gösteri lmeden ya rg ı lanan bu 10 yurtseverin bütün yaptı kları , I ra n halk ın ın u lusal ç ıkarları n ı savunmak, Amerika n dayatmalarına karşı ç ıkmak ve yı l la rca despotluk a lt ında ezi len i ra n ha l k ın ın esen l iğ in i istemekt i .
Türkiye Kom ü n ist Partis i , bu h u nharca cinayeti şiddetle protesto ed iyor. i ra n'daki yurtsever avı bir an önce d u rd uru lma l ı d ı r ! TUDEH üyeleri başta, i ran ' l ı yurtseveriere yönel i k tüm yasa dışı d ava lara , işkencelere son veri l mel i d i r. Bölgedeki gerici l iğ in i ra n üzerine yoğ u n hesaplar yaptığı , emperyal ist donanmalar ın ateşe kalk ışt ığ ı bu orta mda, i ran ' l ı yurtseverIere s ık ı lan her kurşun, ya ln ızca ve ya ln ızca Amerikan em perya l izm in in , I ra n'a dalmak iç in pusuda bekleyen NATO' n u n iş ine gel mektedir.
Türkiye Kom ü nist Partis i , ü lkem izdeki tüm demokratlar ı , yurtseverleri ve a ntiem peryal ist g üçleri, bu türden ci nayetlerin son bul ması iç in sesin i yükseltmeye çağı rıyor. Türkiye Komün ist Pa rt is i , böylesi çet in koşul larda savaş ımı sürdüren TUDEH'le ve tüm TUDEH üyeleriyle ka rdeşçe daya nışmas ın ı d i le geti riyor.
1 Mart 1 984
1 06
Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi
SBKP Merkez: Komitesi'ne
Çok değerli yoldaşla r !
SBKP M K Genel Sekreteri v e SSCB Yüksek Sovyet Prezidyumu Başka nı Y. V. And ropov yoldaşın hayata gözleri n i yumd uğu ha beri n i deri n b i r acıyla öğrendik. Y . V . And ropov yoldaş ın ö lümüyle SBKP, Sovyet halk ı ve tüm i lerici i nsanl ık, tüm b i l i nç l i yaşamın ı komünizm ü lkülerine ve barış davas ın ın utkusuna adamış seçki n b i r komün isti y it i rd i .
Y. V . Andropov yoldaş Ma rksizm-leni n izme, proleter ve sosyal ist enternasyona l izm ine sı msık ı bağ l ı , i l kesel l iğ i , uzak görüş lü lüğü, tüm d ü nyadaki çal ışa n i nsa n lara ya kın l ığ ı ile b i l i nen len inci bir önderd i . Komsomol'da, Büyük Anoyurt Savaşı dönemi ndeki partiza n l ığ ı nda, parti içinde, d i plomatik görevinde ve SSCB'n i n her yönl ü koru nması ve g üçlend i r i l mesinde parti s in in kend is ine verd iğ i her görevi eksiksiz ve örnek b i r özveriyle yeri ne get i rd i .
Y . V . And ropov yoldaş, SBKP' n i n v e Sovyet devleti n i n en soru m l u görevinde, ne yazık k i , çok kısa b i r süre bu lunabi ld i . Ama bu süre iç inde Sovyet komünistleri ve Sovyet halk ı SBKP'nin 26. Kong�e'si 'kararlar ın ı yaşama geç i rmede bel i rleyici b ir atı l ı m gerçekleşt i rd i . Bunda Y. V. And ropov yoldaşın büyük katkısı vard ı r.
Y. V. Andropov yoldaş, u luslara ras ı gerg in l iğ in tehl ikeli boyutlarda t ı rmandığı , nükleer savaş teh l i kesi n i n a rttığ ı , Amerikan emperyal izm in in en sa ld ırg a n ve serüvenci kesi mleri n in dünyan ın her yeri nde savaş ocaklar ı tutuşturmaya ça l ıştığ ı bi r dönemde SBKP'n in ve SSCB' n in len i nci barış politikasını başarıyla yönetti. O, her za man d ü nya komün ist ha reketin i n b i rl iğ i , kardeş sosya l ist ü lkeleri n çok yönl ü dayanışması yol u nda ça l ıştı .
Türkiye Komün ist Partis i , Andropov yoldaş ın yönet im i a lt ındaki dönemd e daha do g üçlenen parti lerim i z a rası ndaki işbir l iğine, SBKP'n in gösterd iği enternasyonal ist dayanış maya yüksek b i r değer biçiyor.
Türkiye işçi s ı n ıfı, Sovyetler Birl iğ i 'n in barış ın korunması ve sosya l i zm i n g üçlend i ri l mesi yol undaki a ra l ı ks ız çabaları n ı n Türkiye ha lk ın ın u lusa l çıkarlarıyla tom b i r uyum iç inde o lduğu görüşü nded i r. Türkiye barış ve i lerleme g üçleri Y. V. Andropov yoldaşın b i rçok kez d i le getird iğ i Sovyet devlet in in, Türk iye de içinde, NATO ülkelerine yönelttiği ya pıcı barış öneri lerine ve g i riş i mlerine yüksek bir değer biçiyor.
Yüce lenin ' in ve Büyük Ekim Devrim i ' n i n bayrağı alt ında Sovyet halk ı n ın sağladığ ı tüm kaza n ımlar bugün g üven i l i r ellerded i r. Türkiye Komün ist Partisi, SBKP'n in ku rmayl ığ ında Sovyet ha lk ın ın kom ü nizm kuruculu-
1 07
ğ u nda ve dünya ba r ış ın ı koru mada yen i ve daha büyük başa rı lar elde edeceğ ine yürekten inanıyoruz.
Y. V. And ropov yoldaş ın ölümü neden iyle Sovyet komünistlerin in , Sovyet halk ı n ı n d uyduğu derin acıyı paylaşır, en içten başsağl ığ ı d uygularımız ı i letiriz.
Türkiye komün i stleri, Türkiye işçi s ın ıfı Y. V. Andropov yoldaşın a nıs ı önünde her zaman sayg ıyla eği lecektir.
10 Şu bat 1 984
1 08
Komünist selamla"mız/a T ürkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi Genel Sekreteri Haydar Kutlu
Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi Genel Sekreteri Konstantin Ustinoviç Çernenko
yolda,'a
Değerli K. U. Çernenko yoldaş,
Türkiye Kom ün i st Partisi Merkez Kom itesi, Türkiye kom ünistleri ad ına ve kendi ad ıma, Sovyetler B i r l iğ i Komünist Partisi Merkez Komitesi Genel Sekreterl iğ ine seç i l meniz nedeniyle Sizi en içten, en canda n d uyg ular la kut lar ım.
Len inci Komsomol'un, SBKP' n i n s ı ra la rı nda SSCB'de sosya l i zm kurucu luğu çal ışmalar ına katı ld ın ı z. Ma rksizm -Len in izm, proleter ve sosyal ist enternasyonal izmi ü lküleri n i n yayı lmas ı , kök salması ve yaşama geçir i l mesinde önem l i görevler üstlend in iz. Türkiye komün istleri Sizi barış ve sosya l i zm davas ın ın a rd ıc ı l savunucusu, ateş l i bir yurtsever ve enternasyonal ist o larak tan ıyor. SBKP' n i n 26. Kongresi tarafı ndan çiz i len Len i nci politikası n ı n, Sizin önderl iği nizde barış ve komünizm yol unda yeni ve büyük başarı la ra ulaşacağına ina nıyoruz.
Türkiye Komü nist Pa rtis i , SBKP ile Marksizm-Lenin izm ve proleter enternasyonal izmi i l keleri temeli üzerinde gelişip perçi n lenen ka rdeşçe bağlar ına yüksek bir değer biçiyor. Pa rt imiz, ü l kemiz i le SSCB a ras ındaki i l işk i ler in barış içinde ya nya na yaşa ma, dost luk ve işbirl iğ i i l keleri temel i nde gel işmesi, Sovyet ve Tü rkiye ha lk ları a rasında dostl uk ve ka rdeş l i k bağ lar ın ın güçlenmesi i ç in , bugüne dek o lduğu g i bi, bundan sonra do yoğ u n çaba h a rcayaca ktır.
Değerl i K. U. Çernenko yoldaş,
Size sorum lu görevin izde başarı la r, sağ l ı k ve esenl i k d i leriz.
13 Şubat 1 984
T ürkiye Komünist Partisi MK Genel Sekreteri
Haydar Kutlu
1 09
Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi'ne
Değerli yoldaşla r,
Türkiye Komünist Partisi Merkez Komites i , Türkiye komünistl eri , ü lkemiz işç i s ın ıfı ve kendi ad ıma, dünya çapında ünlü yazar ve komün ist Mihai l Aleksa ndroviç Şolohov' u n ölümü nedeniyle d uyduğunuz derin üzüntüyü paylaş ı rı m .
M. A . Şolohov' u n ölümü, Sovyetler Birl iğ i Komün ist Partisi v e SSCB halkları iç in, Sovyet ve dü nya edebiyatı için büyük b i r kayıptı r.
Şolohov'un kita pları , Türkiye'de i lerici yayınevleri tarafından defalarca bası l m ış, genç komünist kuşağın barış, insan sevg isi ve sosyalizm ül küleri yol u nda yetişmesinde öneml i bir i şlev görmüştür. Şolohov' u n ya pıtları, Türk ve Sovyet halk ları n ı bi rbi r ine yakınlaştı ran , Türk-Sovyet dostluğunu perç in leyen b i r harç ol m uştur.
O' nun anıs ı önünde her za man saygıyla eğileceğ iz.
Komünist selamlarımızia Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi Genel Sekreteri Kaydar Kutlu
TKP Başkanı i. Bilen'in ölümü nedeniyle
partimize gelen başsağlığı mesajları
TORKiYE KOMUNIST PARTISI MERKEZ KOMITESi 'NE
Sevg i l i yoldaşlar,
Türkiye Komün ist Partisi Başka n ı i. Bilen yoldaş ın ö lüm ha beri n i derin b i r üzüntüyle öğrenen Guyana i lerici Halk Partisi Merkez Komitesi en der in başsağl ığ ı d uygular ın ı i letir.
Başeğmez b i r yurtsever ve enternasyonalist olan B i len yoldaş tüm yaşamı boyunca Türkiye emekçi ha lk ın ın çıkarlarını savunmaya, Türkiye Komünist Partisi' n i n g el i şmesi ve g üçlenmes ine ve dünya komüni st hareketi n in b ir l iğ i n i n pekişmesi ne eşsiz katk ı larda bu lunm uştur. O' nun yaşa m ıyla orta�-ı koyd uğu yapıt, Türk iye işçi s ın ıfı ta ri h i nde ve ü lkesi n i n emekçi halkı n ı n g elecek savaşı mlar ında s i l inmez b i r i z b ı ra kacaktı r.
Bi len yoldaş ı n a nıs ı , TKP' n i n savaşı m ı nd a yaşa maya devam etsi n !
lanet logon Guyana Ilerici Halk Partisi MK
22 Şubat 1 </84 Uluslararası Ilişkiler Sorumlusu
1 1 0
TORKiYE KOMUNIST PARTISI M ERKEZ KOMITESi' N E
Sevg i l i yoldaşlar,
Güney Afrika Kom ünist Partisi Merkez Komitesi, Size, başka n ın ı z o lan Bi len yoldaş ın geçen y ı l ın Kas ım ay ındaki ö lümü nedeniyle yü rekten başsağlığı d i ler.
Parti n iz ve u luslararas ı komün ist hareket, Marksizm-Len in i zm in ve proleter enternasyonal izmin in büyük b i r savu nucusunu, sosyal izm, toplumsa l i lerleme ve dünya barışı d avası n ı n çel i kleşmiş b i r savaşçıs ın ı y it irmişt i r. O'nun yokluğu, deri n b i r üzü ntüyle duyulacaktır.
inan ıyaruz ki, Part in iz in saflar ında başka n ı n ız ın yeri n i a labi lecek b i rçok yoldaş ç ıkacakt ı r ve Türkiye emekçi halkı Bi len yoldaş ın yaşa m ı n ı n v e Türkiye Komün ist Pa rt is i 'n i n a maçlarını eksiksiz yerine getirecek olan pa rtin iz in saflar ın ı dolduracaktır.
24 Ocak 1 984
Komünist se/am/arım/zla Güney Afrika Komünist Partisi
Uluslararası Ilişkiler Dairesi
TORKiYE KOMUNiST PARTISi MERKEZ KOMiTESI' N E
Sevg i l i yoldaşlar,
B i len yoldaşın a ra m ızdan ayrı ld ığ ı haberi bizim iç in büyük bir üzüntü oldu. Biz, B i len yoldaş ı , parti n iz in ve u lus lara rası komü nist ve işçi hareket in in seçk in bir önderi ola ra k tanıyoruz. Kim i ler imiz O'nu, pa rtilerin kongreleri nde ve uluslara rası konfera nsıarda ta n ımak fırsatı n ı bul m uş ve O'nun a rd ıc ı l enternasyonal izm in in ve açık s ın ıfsa l konumla rı n ı n etk i s i n d e kalm ışt ı r.
Lütfen başsağl ığ ı d i lekler imiz i a i lesine ve i l legal savaşın çetin koşu llar ında y ı l lard ı r onunla bir l ikte olan yoldaşlarına ve dostlarına i let in iz.
Kardeşçe selamlarla William Kashtan
Kanada Komünist Partisi Merkez Komitesi Genel Sekreteri
1 1 1
TORKiYE KOM U N i ST PARTiSI MERKEZ KOMiTESi G ENEL SEKRETERI HAYDAR KUTLU YOLDAŞ'A
Kısa b i r s ü re önce, Part in iz in başkanı ve yurtsever i . Bi len yoldaş ın ö lüm haberin i büyük b i r üzü ntüyle öğ rend ik. O, yaşa m ı n ı n uzun yı l lar ın ı Tü rkiye emekçi leri n in ç ıkar lar ın ı savunmaya ve sosya l izm d avasına adamışt ı .
Lütfen, Küba kom ü ni stleri n in bu acı kayı p ka rş ıs ındaki başsağ l ığ ı d i lekleri n i kabul ed in iz .
6. 2 . 1 984
Kardeşçe se/amlarla Küba Komünist Partisi
Merkez Komitesi
TORKiYE KOM U N i ST PARTiS! M ERKEZ KOMiTESI' N E
Değerli yoldaşla r,
TKP Başka n ı B i len yold aş ın ö lüm ha berini derin b i r üzü ntüyle öğ rend i k.
Ben Bilen yold aşı sayıs ız u lus lararas ı karşı laşmada açık yürekl i , içten, part imiz le d ostça bağla rı bu lunan bir kom ün ist okıra k tan ımak f ı rsat ın ı bu ldum. B iz , aramızdan ayrı lan yoldaşım ıza Tü rkiye Komünist Partis i ' n in önderi , d emokrasi ve i lerleme savaş ım ı uğ runda en çet in koş u l lardaki 60 yı l l ık savaş ı m ı n sembolü o larok büyük b i r d eğer biç iyoruz.
T ü rkiyel i yoldaş larl a b i rl ikte büyük b i r d evrimci, u l us lara rası işçi hareketi n i n tan ı n mış bir s imas ı , Sovyetler B i rl igi ile dost luğu en b i rinci görev sayan gerçek b i r enternasyonal i st iç in yas tutuyoruz.
Kend i a d ı ma ve Part imiz Merkez Kom itesi a d ı na Türkiye Komünist Pa rt is i Merkez Komitesi ' ne i. B i len yoldaşı n ö lümü nedeniyle en içten, kard eşçe başsağ l ığ ı d uyg u ları m ızı i leti r im.
Rene Urbany Lüksemburg Komünist Partisi Başkan!
1 1 2