eğitimde etik
TRANSCRIPT
KONULAR
Eğitimde Etiğin Önemi
1. Eğitimin niteliğinin ve yapısının insanlığın bu gününü
ve geleceğini etkilemesi
2. Eğitimin insan davranışını değiştirme amacı gütmesi
3. Eğitim-öğretim sürecinde insan davranışını değiştirmek
amacı ile çeşitli yöntemler kullanılması,
4. Eğitim programının içeriğine nasıl karar verildiği
5. Eğitim-öğretimin değerlendirme boyutu
6. Eğitimcilerin etik tutumları
Eğitim, insanı doğumdan ölüme etkileyen ve bir şekle sokmaya çalışan bir
süreçtir.
Etik, insanın “ne yapmalıyım?” “nasıl yaşamalıyım?” sorularına vermeye
çalıştığı yanıttır.
Eğitim ve etik arasında zorunlu bir ilişki vardır ve Sokrates bunu “kendini tanı”
sözü ile ifade etmektedir.
Eğitim, yaşam boyu süren “etik bir kendini tanıma sürecidir”.
Her tür eğitim etkinliğinde temel olarak dört boyut üzerinde durulması
gerekmektedir. Bunlar;
•amaç
•kapsam
•yöntem
•değerlendirme
Bu boyutlar, eğitim programlarının geliştirilmesinde sorulan
dört sorunun da yanıtını oluşturmaktadır.
Niçin amaç
Ne kapsam
Nasıl yöntem
Ne oldu değerlendirme
Bir ulusun yurttaşlarını eğitme sorumluluğunu üstlenen
eğitim sistemleri, okullar ve eğitimciler bu dört boyutla ilgili
eylem ve işlemlerinde aynı zamanda ciddi etik
değerlendirmeler de yapmak durumundadırlar.
Eğitim, bireylerin erişebildikleri eğitim fırsat ve olanakları hem
kendilerinin hem de toplumun bu gününü ve geleceğini
belirlemektedir.
Bu anlamda eğitim fırsat ve olanaklarının bireylere sunulma
biçimi ya da eğitim haklarından yararlanabilmeleri konusunda
gösterilen çabalar ya da ihmaller eğitim etiği açısından büyük
önem taşımaktadır.
Her toplum eğitim sistemi için belirli hedeflere ve ideallere
sahiptir.
Bu hedef ve idealler okul ve sınıflarda pratik olarak ortaya
konulur.
Eğitim, bireylere kendi yaşantıları yoluyla istendik davranışları
kazandırma sürecidir.
Ballantin’e göre;Eğitimin hedef ve idealleri açısından bakıldığındahomojen toplumlarda bu ideal ve hedeflerde görüş birliği vardır.Ancak heterojen toplumlarda, tartışmalar olabilmektedir.
Fonksiyonel kuramcılara göre;Bu hedefler okulları yönlendirmekte ve okulların düzgün işlemesini sağlamaktadır.
Çatışma kuramcıları ise;Bunların toplumdaki baskın grupların hedefleri olduğunu ve sadece toplumun bir parçasını yansıttığını savunurlar.
Eğitim ve politika arasında engellenemez bir etkileşim
bulunmaktadır.
Bir toplumda eğitim politikanın doğrultusunu etkilerken, politik
görüşler de az ya da çok eğitime yansımıştır.
Eğitim üzerindeki politik baskılar ve eğitimin politikaya olan
katkısı eğitimdeki etik tartışmaların odak noktalarından biri olarak
görülmelidir.
Eğitim ve öğretim kendine özgü yöntem ve teknikleri olan bir meslek
alanıdır.
Eğitimi sunan kişilerin eğitim yöntemlerine ilişkin bilgi ve yaklaşımları,
öğrencilerin öğrenme yöntemlerini de etkilemektedir.
İdealist felsefe, öğrenme sürecini zihinde gizli olarak bulunanların
çağrıştırılması olarak tanımlanır. İdealist bir öğretmenin kullandığı
öğretim yöntemi Sokratik diyalog yöntemi olacaktır.
Realist felsefe anlayışına göre, bilginin kaynağı, çevrenin bir parçası olan
nesnelerin farkına varmamızı sağlayan duyumlarımızdır. Realist bir öğretmen
sınıf içi uygulama yöntemini kullanır.
Pragmatist felsefeyi benimseyenler ise; çözdüğümüz problemlerle ve
çevremizle ilişki kurarak bilgiyi oluşturduğumuzu ileri sürmektedir. Pragmatik
bir öğretmen problem çözme yöntemini kullanır.
Eğitim ve öğretimin içinde çeşitli düzeylerde etik değerlendirilmelerin
yapılması gerekmektedir.
Okullar, öğrencilerin mutlu, sağlıklı ve özgür biçimde yaşayarak kendilerini
gerçekleştirdiği yerler olmalıdır.
Ancak okullarımız genellikle öğrencinin azarlandığı, notun bir tehdit unsuru
olarak kullanıldığı, cezalandırıcı, dayak yenen yerler olarak gündemdedir.
Ezberci eğitim, bireylerin düşünsel
becerilerini kazanmalarını ve yaratıcı
güçlerini kullanmalarını engellemektedir.
Bu nedenle eğitimde kullanılan öğretim
yöntemlerinin zenginleştirilmesi ve gerçek
bir öğrenme ortamının yaratılması
zorunludur.
Toplumun farklı kesimlerinin okuldan beklentileri farklıdır.
Pek çok aile çocuklarının öğrenmesini arzu eder, ama öğrendikleri şeylerin
ailenin değerleri ile çelişmesini istemez.
Toplumun bireylerine neyin ne kadar öğretileceği konusunda karar verilmesi
ve bu kararların toplumun ve bireylerin yararlarına uygun olmasının sağlanması
eğitimin kapsam boyutundaki etik tartışmalarının önemli bir noktasını
oluşturmaktadır.
Bir ders programı planlanırken şu sorular sorulabilir:
•Hangi bilgi daha önemlidir?
•Öğrenciye hangi bilgi öğretilmelidir?
•Toplumun üyesi ve birey olarak, öğrenen kişi için en yararlı bilgiler
hangileridir?
Programın içeriği iyi bir yaşamın, toplumun, insanların ve evrenin gelişimini
de etkilemektedir.
Her öğrencinin öğrenebilmesi için çalışmaktan çok, öğrencileri başarısızlığa
iten uygulamalar ve eğitim standartlarının düşürülmesine yol açan
politikaların, topluma ve yeni kuşaklara verdiği zararlar ciddi etik tartışmalar
gerektirmektedir.
Okullardaki değerlendirme sürecinde öğrencilerin her türlü ayrımcılıktan
uzak tutularak, yansız ve objektif biçimde değerlendirilmeleri üzerinde
önemle durulmalıdır.
Eğitim insan ilişkilerinin yoğun olduğu ve insan davranışlarını etkilemeyi
amaçlayan bir süreçtir.
Bu süreci etkili bir biçimde amacına ulaştırmada eğitimcilerin tutum ve
davranışları büyük bir önem taşımaktadır.
Öğrencilerin eğitim sürecinde etkili bir rol oynaması gereken eğitimcilerin etik
yükümlülüklerinin farkında olma ve onları gerçekleştirme çabaları eğitimin
niteliğini de doğrudan etkileyecektir.