el-muhtasar 646/1249) w. c.el-muhtasar bölümde usul konularının daha iyi anlaşı labilmesi...
TRANSCRIPT
el-Mu{J.taşar üzerine kaleme alınmış şerh ve haşiyelerin belli başlıları şunlardır: 1. Takıyyüddin İbn Dakikul'ld, Tul)ietü'l-lebib ii şerl)i't-Ta]frib. Şerhintemel özelliği, metindeki hükümlerin naslarla ve bilhassa ahkam hadisleriyle irtibatının kurulmasıdır (nşr. Sabri b. Selame Şahin. Riyad 1420/1999). 2. Takıyyüddin el-Hısnl,
Kiiayetü '1-aJJ.yar ii l)alli Gö.yeti'l-iJJ.tişar. Eserde açıklamaların yanında birçok fıkhl mesele mezhep literatürüne atıf yapılarak ele alınmaktadır (l-ll, Kahire ı 350; Kum ı410; nşr. Abdullah el-Ensart. Beyrut. ts.; nşr. Ali Abdülhamtd Ebü'l-HayrMuhammed Vehbi Süleyman. Beyrut 1996). 3. İbn Kasım el-Gazzi, Fet}) u '1-]faribi'l-mücib ii şerl)i elia?:i't-Ta]frib (ellfaulü '1-mui)tar fi şerf:ıi Gayeti'l-ii)tişar). Metinde yer almayan meselelere pek temas etmeyen ve lugavi tahliliere ağırlık veren kısa bir şerhtir (Bu la k ı 27 ı , ı 285,
1298; Kah i re 1278, 1279, ı 285, ı 289; nşr.
L. W. C. van den Berg, Leiden 1895, Fransızca tercümesiyle birlikte). Bu şerh üzerine Ahmed b. Ahmed el-Kalyfıbl, İbrahim b. Muhammed el-Birmavi (Bulak 1287,
ı298; Kahire ı279 , ı287 , 1298) ve İbrahim b. Muhammed el-Bacuri (Bulak ı273 , 1285,
ı 298; Kah i re 1303, ı 326) haşiye yazmış
tır. 4. İbn Abdüsselam el-Menufı, el-İ]fna< ii şerl)i Mu{J.taşari Ebi Şüca<. Müellif bu şerhini Teşniiü '1-esmiı< bi-l)alli elHı?:i Mu{J.taşari Ebi Şüca< adıyla ihtisar etmiştir (Keşfü'?-?unün, ll, ı625) . S. Hatib eş-Şirbini, el-İ]fna< ii l)alli elia?:i Ebi Şüca<. Eserin en çok tanınan şerhi olup (Kahire 1277, ı282 , ı284, 1306, 1307; Bulak ı291, 1293; Halep 1412/1991) haşiye
leri arasında Ahmed b. Ahmed el-Kalyubi'nin haşiyesiyle Süleyman b. Muhammed el-Büceyrimi'nin Tul)ietü'l-l)abib <ala şerl)i'l-lfatib'i (1-IV, Bulak ı 284; Kahire 1310; Beyrut 1398/ 1978. 1996, 2000) zikredilebilir. 6. İbn Kasım el-Abbadl, Fetl)u'l-Gaftar. 7. Ebü'l-Fazl Veliyyüddin elBasir, en-Nihaye (nşr. Zekeriyya Umeyrat. Beyrut 1995) Şerefeddin Yahya b. NGreddin Musa el-İmriti, et-Ta]frib'i Nihôyetü't-tedrib ii na?:mi't-Ta]frib adıyla manzum hale getirmiştir (a.g.e., ll, 1191 ; Brockelmann, GAL Suppl., 1, 677). Mustafa Dib el-Buga da eser üzerine et-Teıhib ii edilleti metni'I-Gaye ve't-Ta]frib adıyla bir çalışma yapmıştır ( Dımaşk ı 983, 3. bs)
BİBLİYOGRAFYA :
İbn Dakikul 'id, Tuf:ı{etü '1-lebib {f şerf:ı.i't-Ta/i:rib (nşr. Sabri b. seıame Şahi n). Riyad 1420/ 1999, s. 14-15; Keşfü '?·?unun, ll, 1191 , 1625; Serkis, Mu'cem, 1, 318, 509, 529, 553; ll, 1416; Th. W. Juynboll. Handleiding, Leiden 1930, s. 374-375;
Brockelmann, GAL, 1, 492-493; Suppl., I, 676-677; lzaf:ı,u'l-meknün, ll, 447-448; N. P. Aghnides, An Introduction to Mohammedan Law and a Bibliography, Lahare 1981 , s. 188; Salihiyye, elMu'cemü 'ş-şamil, lll , 360-361; Cl. Gilliot, "Textes arabes anciens edites en Egypte au cours des annees 1994 a 1996". MIDEO, XXIII (ı 997). s. 383; J. Schacht, "Abü Shudja'", EF (ing.) , ı, 150-151 ; Feramürz Hac MenOçihri, "Ebu Şüca' isfahfıni" , DMBi, V, 594-595; Ahmet Özel. "Fıkıh", DlA., Xlll, 18. GiJ
~ M. KAMiL YAŞAROÖLU
r
L
el-MUHTASAR (~f)
İbnü'I-Hikib'in (ö. 646/1249)
fıkıh usulüne dair eseri. _j
Mu{J.taşarü '1-uşCıl, el-Mu{J.taşarü '1-uşCıli, Mu{J.taşaru İbni'l-lfacib el-uşCıli (el-aşli, fi'l-uşül), Mu{J.taşarü'l-Münte
ha gibi isimlerle anılan eser, müellifin Seyfeddin el-Amidl'nin el-İl)kôm'ı ile bunun üzerine yaptığı ihtisar çalışmasının yine kendisi tarafından yapılmış özetidir (İbn
Kestr. el-Bidaye, XIII, I 76; İbn Haldun . s. 427; Keşfü'?-?Unün, 1, 17; ll, 1853) . Kitabın "usul" kaydıyla birlikte anılması , yazarın Maliki mezhebinin istikrar döneminde fürG alanında yazılmış en temel metinlerden biri olan Camlu'l-ümmehat adlı diğer muhtasarından ayırt edilebilmesi içindir. Mu{J.taşarü'l-Müntehô'nın aslı olan ilk muhtasar İbn Haldun tarafından el-Mu{J.taşarü 'l-ke bir diye anılırken Ahmed Cevdet Paşa'nın Mukaddime Tercümesi'nde Müntehe'l-vüşCıl ve'l-emel ii <ilmeyi'l-uşCıl ve'l-cedel şeklinde kaydedilmiş (Mukaddime-i İbn Haldün'un Fasl-ı Sadisinin Tercemesi, s. 56). eserin bazı baskılarında da (Kahire ı326; Beyrut 1405/ 1985) bu isim esas alınmıştır. Bununla birlikte kaynaklarda daha yaygın olarak kullanılan isim Müntehe's-sCıl (sü'l) ve'l-emel ii cilmeyi'luşCıl ve'l-cedel'dir (Makkarl, ll, 665; Keş
fü'?-?unün, ll, 1625, 1853-1855; Sıddlk Hasan Han, lll , 34; Hediyyetü 'l-'arifin, 1, 655; krş. Serkts. ı. 72). Müntehe's-su'al şeklindeki adlandırmanın ise (EF!İng.J. lll, 78ı) yanlış olduğu anlaşılmaktadır (Keşfü '?-?u
nün, ll, 1857).
Mütekellimin metoduna göre yazılmış fıkıh usulü kitaplarının olgunluk aşamasını temsil eden iki önemli eserden biri Arnidi'nin el-İl)kôm'ı, diğeri Fahreddin er-Razl'nin el-Mal)şCıl'üdür. Kadi Abdülcebbar'ın el-<u med, İmamü'l-Haremeyn elCüveyni'nin el-Burhan, Ebü'l-Hüseyin elBasri'nin el-Mu<temed ve Gazzali'nin el-
el-MUHTASAR
Müstaşia'sını özetleyen ve bunların içerdiği usul konularını yeni bir sistematik içinde ele alan bu iki eser. daha sonra gelişen fıkıh usulü edebiyatını büyük ölçüde etkilemiş olup bu konuda Mu{J.taşarü'lMünteha'nın da önemli katkısı vardır. Zira Arnidi ile Razi'nin sistemleştirerek aktardıkları birikimi özetleyen bu kitap, gerek mütekellimin metoduna gerekse karma metoda göre kaleme alınan sonraki fıkıh usulü eserlerince esas alınan son muhtasar kabul edilebilir. Nitekim İbnü'lHacib'in ardından bilhassa mütekellimin fıkıh usulü edebiyatı artık büyük ölçüde şerh ve haşiyelerle devam etmiştir. Diğer taraftan Eş'ari fıkıh usulü geleneği içerisinde özellikle mantığın usule dahil edilmesiyle belirginleşen müteahhirin çizgisinin Razi-Amidi-İbnü'l-Hacib şeklinde ifade edildiği görülür (İbn Teymiyye, Mecmü'u fetaua, xııı. 59; XX. 403, 408; er-Red 'ale'l-manM:ıyyin, s. 418) . Hatta İbnü'lHacib, dil ilimlerinde olduğu gibi fıkıh usulü alanında da mantığı belirleyici konuma getirdiği için eleştirilmiştir. Bu açıdan bakıldığında İbnü'l-Hacib ve Mu{J.taşarü'lMünteha üzerinde Razi etkisinin daha belirgin olduğu söylenebilir.
Fatımi hakimiyeti sebebiyle öğretim halkaları zayıflayan Mısır Malikileri arasında teorik fıkıh çalışmaları geri kalırken İbnü'l-Hacib'in fıkıh usulüne dair her iki eseri bu çevrede fıkıh usulünün gelişimi açısından bir dönüm noktası teşkil etmiştir ( Çavuşoğl u, s. 21, 64). Diğer taraftan -İbnü'l-Kassar ve Ebü'l-Velid el-Bad gibi erken dönem usul yazarları bir yana- büyük ölçüde Eş' ari 1 mütekellimin çizgisinde gelişen Maliki usul literatürü içerisinde mantık merkezli usul anlayışını da yine İbnü'l Hacib'in el-Müntehô'sı ve el-Mul]taşar'ı ile başlatmak mümkündür. Zira Ebu Bekir İbnü'l-Arabi ve Mazerl gibi daha önceki Eş'ari-Maliki usulcüleri arasında mantık ilmine ve dolayısıyla mantığın fıkıh usulüne dahil edilmesine karşı bir tavır söz konusu iken İbnü'l-Hacib ile birlikte Razi ekolü ya da müteahhirin metodu Maliki usulü içerisinde yeni bir çizgi olarak ortaya çıkmıştır (Sa'd Gurab, s. 18, 21; M. Halid Mes'Gd, s. 66, 100, 144)
Eserin konu sistematiği Arnidi'nin elİl)kam'ındakine paralel biçimde mebadi, sem'l (şer'l) deliller, ictihad ve tercih başlığını taşıyan dört bölüm üzerine kurulmuştur. Birinci bölüm fıkıh usulüne giriş niteliği taşıyan temel bilgilerle (mebadl) ilgilidir. Fıkıh usulünün tanımı. konusu, amacı 1 faydası ve yararlandığı ilimler hakkında oldukça ayrıntılı bilginin verildiği bu
67
el-MUHTASAR
bölümde usul konularının daha iyi anlaşı
labilmesi için gerekli olan mantık, kelam ve dil ilimleriyle ilgili kavram ve meselelerin yanı sıra şer'i hüküm de ele alınmıştır. Kitabın büyük bir kısmını oluşturan ikinci bölüm şer'! deliliere ayrılmıştır. İbnü'lHacib burada kitap, sünnet, icma, kıyas ve istidlal şeklinde beş şer'i delil üzerinde durur. Amidl, istidlal adı altında yalnızca kendisinin makbul birer delil olarak kabul ettiği mantık! kıyas ve türleriyle istishabü'l-halden söz ederken İbnü'l-Hacib şer'u men kablena, mezhebü's-sahabl, istihsan ve mesalih-i mürseleyi de istidlal kapsamında ele almıştır. Onun, söz konusu hüküm kaynağı ve yöntemlerini delil olarak kabul edilip edilmediğine bakmaksızın nitelikleri itibariyle tasnif ettiği ve nas, icma ve kıyas ( şer'!) dışında kalan bütün akıl yürütme ve hüküm çıkarma yöntemlerini istidlal başlığı altında topladığı anlaşılmaktadır. Mantık! kıyas ve türlerini ise kitabın başındaki mebadl bölümünde ele almıştır. Şer'u men kablenayı delil kabul ederek Amidl'ye, dolayısıyla Eş'arl görüşüne muhalefet eden İbnü'l-Hacib mezhebü's-sahabl, istihsan ve mesalih-i mürsele konularında Arnidi ile aynı fıkirdedir. Bu açıdan bakıldığında Mu{].taşarü'l-Münteha'nın bir Maliki usulü kitabı olup olmadığı tartışmalı hale gelmektedir. Zira Amidl, mezhebü's-sahablnin delil olduğunu söyleyenler arasında Malik'i de saydığı halde İbnü'l-Hacib buna hiç değinmeksizin delil olmadığı görüşünü tercih eder (elİ/:ıkam, Il, 385-390; Muf)taşarü'l-Münteha, Il, 457) . Şer'i deliller içinde önemli bir yeri olduğu konusunda bilhassa Malik'ten ve İbnü'l-Kasım'dan pek çok şey nakledilen ve Malikller arasında ihtilaflı olan istihsanın delil olmadığı hususunda Arnidi'yi aynen tekrarlayan İbnü'l-Hacib sadece Şafil'nin ve Eş'ari-Şafiller'in yaklaşımını özetlemiş gibidir (el-İ/:ıkam, II , 390-394; Muf)taşarü 'l-Münteha, II, 457-459). Maslahat-ı mürsele konusunda ise Gazzall ve Razi çizgisine muhalefet eden Arnidi'nin tavrını aynen benimsemiş, bu arada böyle bir delilin Malik'e nisbet edilmesini kesin bir dille reddetmiştir (el-İ/:ıkam, ll. 394-395; Muf)taşarü'l-Münteha, ll, 460). Aslında Malik'in ve Maliki usulcülerin görüşlerine atıfta bulunulmaması , gerek Müntehe'ssul'ün gerekse Mul;].taşarü'l-Münteha'
nın genelinde dikkat çeken bir husustur. Bunun belki tek istisnası ve İbnü'l-Hacib'in Maliki kimliğinin açık bir biçimde ortaya çıktığı yer icma başlığı altında Medin e icmaının tartışıldığı "mes'ele"dir.
68
Arnidi'nin aksine önce Malik'in Medine icmaının delil olduğuna dair görüşünü ortaya koyup çoğunluğun görüşüne karşı savunan İbnü'l-Hacib'in bu konudaki tercihi, Malikller arasında Medine icmaını sadece sahabe icmaı ya da rivayete dayanan Medine arneliyle sınırlamayıp en geniş tutan eğilimden yanadır ( el-İ/:ıkam, ı. 206-209; Muf)taşarü 'l-Münteha, 1, 131-133) . Üçüncü ve dördüncü bölümler oldukça sınırlı bir hacme sahip olup ilkinde ictihad, taklid , fetva ve müftl ile ilgili meseleler, ikincisinde nakil ve akli deliller arasındaki tearuz türleri ve tearuzu gidermek için başvurulacak tercih yolları ele alınmaktadır (Wael b. Hallaq, müellifin üçüncü bölümdeki bir ifadesinden fetva ehliyeti konusunda Arnidi'ye nisbetle daha müsamahakar düşündüğü sonucunu çıkarmaktadır, bk. A History of Islamic Legal Theories, s. 143-145; Authority Continuity, s. 68-69).
İbnü'l-Hacib'in bütün eserlerinde görüldüğü gibi el-Mul;].taşar da oldukça veciz ve kapalı bir üslupla kaleme alınmış olmasına rağmen (Safedl, IV, 226; Keşfü '?-?U
nün, ll, 1354) yazarının sağlığında medreselerde ders kitabı olarak okutulmaya başlanmış ve kısa zamanda Pahreddin erRazl'nin el-Müntel;].ab 'ının yerini alarak en meşhur fıkıh usulü metinlerinden biri haline gelmiştir (Safedl, XIX, 494) . Önemli sayıda şerh ve haşiye yanında meşhur
hadis alimlerince yapılmış tahrlc çalışmalarına konu olması bu şöhretin bir göstergesidir. Vlll-IX. (XIV-XV.) yüzyıllarda belirli ilim dallarında yaygın biçimde okunan kitaplar arasında İbnü'l-Hacib'in eserlerinin sarf, nahiv ve aruz yanında fıkıh usulü alanında da önemli bir yere sahip olduğu görülmektedir (Kalkaşendl, I, 539-540, 542, 548-549) . Ayrıca Emir es-San'anl'nin kaydettiğine göre Mul;].taşarü'l-Münte
hd XI-XII. (XVII-XVIII.) yüzyıllarda Zeydller arasında en yaygın fıkıh usulü metinlerinden biriydi (Tavzf/:ıu 'l-efkar, ll, 227). Sadrüşşerla'nın Ten]fil:ıu'l-uşul'ü ve Molla Fenari'nin Fuşulü'l-bedayi'i gibi karma metotla yazılmış fıkıh usulü eserlerinin kaynakları arasında bulunan Mu]].taşarü'l-Münteha (Keşfü'?-?Unün, ı. 496; ll, 1267), aynı zamanda Osmanlı medreselerinde okutulan ve Osmanlı fıkıh bilginlerini etkileyen başlıca eserler arasında yer alıyordu (Uzunçarş ılı, s. 22; Cici, s. 43-44). Daha çok şerh ve haşiyeleriyle birlikte basılan kitabın müstakil neşirleri de yapılmıştır (Kahire 1326, Biharl'nin Müsellemü 'ş-şübQt' u ile birlikte; nş r. Şa'ban Muhammed İsmail, Kahire 1393/1973) .
Şerh ve Haşiyeleri. Ellinin üzerinde şerhi olan Mul;].taşarü'l-Münteha'yı şerhe
denler arasında Şemseddin Muhammed b. Muhammed es-Sefakusl, Ebü'l-Abbas Ahmed b. İdrls el-Bical, Yahya b. Musa erRahunl, Ahmed b. Ömer b. Ali er-Rabal, Muhammed b. Abdurrahman b. Asker elBağdadl, Ebü'l-Abbas Ahmed b. Muhammed el-İskenderl (İbnü't-Tenesl), Behram b. Abdullah ed-Demiri, Ebü'l-Kasım Muhibbüddin Muhammed b. Muhammed enNüveyrl el-Meymunl ve Bedreddin el-Karaf! gibi Malikller de bulunmakla birlikte özellikle Eş'ari-Şafiller'in çokluğu dikkat çekmektedir. 1. Adudüddin el-İci, Şerl).u Mul;].taşari'l-Münteha. Şerhler arasında
en çok tutulanı ve üzerine en fazla haşiye yapılanıdır. Yeterince açık ve anlaşılır olmadığı için izahına ihtiyaç duyulduğu belirtilen (Keşfü'?·?Unün, ll, 1854) bu şerh üzerine yazılmış haşiyelerin en meşhurları Sa'deddin et-Teftazanl ile Seyyid Şerif el-Cürcanl'ye aittir. Düşünce ve eserleriyle Doğu İslam dünyasının ilim geleneğinde belirleyici etkileri olan bu alimierin anılan çalışmaları Mu]].taşarü'l-Münteha'nın elde ettiği şöhrette önemli bir paya sahip olmalıdır. Nitekim eser genellikle bu şerh ve haşiyeleriyle birlikte neşredilmiştir (l-ll, İstanbul ı307-l3ıO; Bulak ı316-ı 317, Teftazanl, Cürcanl ve Cürcanl'nin hElşiyesine Hasan el-Herevl'nin haş iyeleriyle
birlikte; Kah i re 13 ı 9, Teftazanl'nin haşiyesiyle birlikte; nşr. Fadl Nasıf- Tarık Yahya, Beyrut ı42l /2000) Adudüddin el-kl'nin öğrencisi Seyfeddin el-Ebherl (TSMK, lll. Ahmed, nr. 1330; Süleymaniye Ktp., Laleli, nr. 725; Atıf Efendi Ktp., Atıf Efendi, m 1599), Mirzacan Hablbullah b. Abdullah eş-Şirazl (Süleymaniye Ktp., Kılıç Ali Paşa, m 317, Şehid Ali Paşa, m 623; Köprülü Ktp ., Fazı! Ahmed Paşa, m 489; Tire ilçe Halk Ktp ., Necib Paşa , nr. 195) ve Celaleddin ed-Dewanl (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi , nr. 693) gibi daha pek çok alim Adudüddin el-İci'nin şerhi üzerine haşiye yazmıştır. Seyyid Şerif el-Cürcanl'nin haşiyesi için de Hasan el-Herevl, Molla Hüsrev (Süleymaniye Ktp., Carullah Efendi, nr. 471 ; Hamidiye, m 424, 437; Damad İbrahim Paşa , m 229, 453), Hatibzade Muhyiddin Efendi (Atıf Efendi Ktp., nr. 672; Süleymaniye Ktp. , Carullah Efendi. nr. 47ı ,
Esad Efendi, nr. 693; Tire ilçe Halk Ktp ., Necib Paşa , nr. ı 96) ve Muhammed b. Abdülhamld el-Kefevl (Süleymaniye Ktp., Ulleli, nr. 723, 726; Fatih, nr. 1278) gibi alimler haşiye kaleme almıştır (Şemseddin el-Kirmanl, hocası Adudüddin el-kl'nin şerh i dışında Muf)taşarü '1-Münteha
üzerine yazılmış yedi meşhur şerh daha bulunduğunu belirterek şunları zikreder): 2. Kutbüddin-i Şirazi, ŞerlJ-U Mu]]taşa
ri'1-Münteha (Medine ei-Camiatü'l-islamiyye'de yüksek lisans tezi olarak bazı bölümleri Süveyd Cum·a Meyilnca ve Murad Budaye tarafından neşre hazırlanmıştır. ı 415-
1416/ 1995) 3. Hasan b. Şerefşah, Ija1-lü'l-'a]fd ve'1-'a]f1 ii şerf:ıi Mu]]taşari'ssu1 ve'1-eme1 (Süleymaniye Ktp., Karaçelebizade Hüsameddin, nr. 85; Şerl:ıu Mui]taşari'l-Münteha, Beyazıt Devlet Ktp., Bayezid, nr. ı 735). 4. İbnü'I-Mutahhar ei-Hilli, Giiyetü'1-vüşu1 ve izdf:ıu's-sübül ii şerf:ıi Mu]]taşan Müntehe's-su1 ve'lemel (Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar, nr. 154; Çarperdl'nin bu şerh üzerine yazdığı haşiye için bk. Süleymaniye Ktp., Fatih. nr. 1351/ 1 ). s. Mahmud b. Abdurrahman ei-İsfahani, Beyanü '1-Mu]]taşar (nşr. Muhammed Mazhar Beka, HI. Mekke 1406/1986). 6. Şemseddin Muhammed b. Muzaffer ei-Halhall el-Hatlb'i, Şerf:ıu Mu]]taşari'1-Münteha (Köprülü Ktp , Mehmed Asım Bey, nr. 224). 7. Zeynüddin Ali b. Rüzbihiln el-Hunc'i, e1-Mu'teber ii ŞerJ:ıi'l-Mu]]taşar (Şirazl, s. 202; Keşfü '?
?Unün, ll, 1854). 8. Bedreddin Muhammed b. Es'ad et-Tüsteri, Mecma'u'd-dürer (Brockelmann. GAL Suppl., 1, 537; Zirikll, VI. 32). 9. Şemseddin ei-Kirman'i, enNu]füd ve'r-rudud. Anılan yedi şerhin yanı sıra diğer bazı şerhlerden daha yararlanarak derleme niteliğinde bir çalışma olup (başından fıkhl kuralların sonuna kadar Muhammed BeşirAdem tarafından el-Camiatü'l-islamiyye'de IMedine 1416/ 1995] yüksek lisans tezi olarak tahkik edilmiştir) yedi şerhi içerdiği için esSeb'atü's-seyyare veya el-Kevakibü'sseb'a gibi isimlerle de anılmaktadır (İbn Kadi Şühbe, lll, 180; İbn Hacer ei-Askalanl, VI, 66-67). Keşfü':v?unun'da bu şerh tanıtılırken müellif adının Ekmeleddin elBabert'i olarak kaydedilmesi (ll, 1854) muhtemelen onun şerhiyle isim benzerliğinden kaynaklanan bir hatadır. 1 o. Ka di Beyzav'i, Mirşadü'l-efhdm ii mebddi'i'l-af:ı
kdm şerf:ıu Mul]taşari'1-Müntehe's-su1 ve'l-eme1 (TSMK, III. Ahmed, nr. 770). 11. Ziyaeddin Abdülaziz b. Muhammed etTGs!, Kô.şifü'r-rumuz ve muz;hirü'1-künuz şerf:ıu Mul]taşan İbni'1-lfô.cib ti'1-uşu1 (Riyad Muhammed b. Suud Üniversitesi'nde İvaz b. Muhammed b. Sa'd eiKaranl ve Yahya Abdullah ei-Gamidl tarafından yüksek lisans tezi olarak neşre hazırlanmıştır, 1407/ 1987). 12. Taceddin esSübki, Ret'u'l-J:ıô.cib 'an Mul]taşan İbni'1-Ijô.aib (nşr. Ali Muhammed Muawez-
Adil Ahmed, I-N, Beyrut 1419/ 1999). 13. Ebü'l-Berekat en-Nesefi, el-Vô.ti şerf:ıu Mul]taşari'1-Müntehfı (Süleymaniye Ktp., Fatih, m 1363, Carullah Efendi , nr. 527;
Nuruosmaniye Ktp., nr. 1337; Beyazıt Devlet Ktp., Bayezid, nr. 1805). 14. Ekmeleddin el-Babert'i, er-Rudud ve'n-nu]füd (nşr. Terhlb b. Reblan ed-Devserl, Medine 1415/
ı 995; ayrıca Dayfull ah b. Salih b. Avn elömer! tarafından el-Camiatü' I-İslamiyye'
de doktora tezi olarak neşre hazırlanmıştır, 1415/1994) 1S. Makbll'i, Necô.J:ıu't-tô.lib bi-MuJ:ıtaşarı İbni'l-lfdcib (Mektebetü'l-Haremi'I-Mekkl. nr. 1534).
İbnü'l-Hacib'in Mul]taşar adında iki ayrı çalışması bulunmasının zaman zaman karışıklığa yol açtığı ve Mul]taşarü '1-Münteha şerhi olarak kaydedilen bazı eserlerin onun Cô.mi' u '1-ümmehô.t adlı diğer muhtasarı üzerine yapılmış şerhler olduğu anlaşılmaktadır. Halil b. İshak el-Cünd'i, Muhammed b. Muhammed el-Makkarİ ve Ebu Yilsir Muhammed b. Arnmar el-Maliki'ye nisbet edilen şerhler böyledir (Keşfü'?-?Unün, II, 1855, 1856; Hediyyetü'l'arifin, ı, 352; M. Halid Mes'Dd, s. 100).
Öte yandan Mul]taşarü'1-Müntehd şerhlerinden önemli bir kısmının Bağdatlı ismail Paşa tarafından Müntehe 's-su1 şerhi olarak kaydedildiği görülmektedir (Hediyyetü'l-'arifin, I, 7, 151, 157, 273, 308,
389, 505 , 666)
Kaynaklarda İ bnü'l-Hacib'in bu eseri üzerine yapıldığ ı zikredilen tek ihtisar çalışma
sı Ca'beri'nin e1-Kitô.bü'1-Mu'teber fi']]tişô.ri'1-Mu]]taşar'ıdır (Keşfü '?-?Unün, ll , 1856; Hediyyetü'l-'arifin, 1, 7). Abdurrahman b. ömer el-Bulklni ve Kıvamüddin Muhammed Mehdi el-Kazvini e1-Mu]]taşar'ı manzum hale getirmiştir ( Keşfü '?
?Un ün, ll, 1856; Hediyyetü'l-'arifin, I. 275,
613)
Tahricleri. 1. Ebü'l-Fida İbn Kesir, TuJ:ıtetü't-tô.lib bi-ma'rifeti ef:ıô.dişi Mu]]taşan İbni'1-Ijô.cib (nşr. Abdü lganl b. Humeyd b. Mahmud ei-Kübeysl, Mekke 1406/
1986). Eser ayrıca Abdullah b. Abdurrahman el-Muhaysin tarafından Camiatü'lİmam Muhammed b. Suud el- İslamiyye'de (Riyad 1406) yüksek lisans tezi olarak neşre hazırlanmıştır. 2. İbn Hacer el-Askalani, Muvô.fa]fatü '1-]]ubri'l-]]aber ii ta]]rici ef:ıô.dişi'1-Mul]taşar (nşr. Harndi Abdülmecld es-Selefl - Subhl es-Samerral, I-ll, Riyad 1412, 1414/1993) . Eserin bir kısmını Abdullah b. Ahmed b. Süleyman elHamed Camiatü'l-İslamiyye'de (Medine 1404 ı doktora tezi olarak neşre hazırlamıştır. 3. Bedreddin ez-Zerkeşi, el-Mu'-
el-MUHTASAR
teber ii ta]]rici ef:ıô.dişi 'l-Minhô.c ve'lMu]]taşar (nşr. Harndi Abdülmecld esSelefl, Küveyt 1404). Kadi Beyzavi'nin Minhdcü'1-vüşul'ü ile İbnü'l-Hacib'in Mu]]taşarü '1-Müntehô.'sında bulunan hadislerin tahricidir. 4. İbnü'l-Mülakkın, Giiyetü'1-me'muli'r-rô.gıb ii ma'rifeti ef:ıô.dişi İbni'l-Ijacib (Süleymaniye Ktp., Damad İbrahim Paşa, nr. 396/1). S. Şemsed
din İbn Abdülhadi (Brockelmann, GAL, I, 373; Müntehe's-sül ve Mui]taşarü'l-Münteha üzerine yapılan çalışmalar için bk. Keşfü'?-?Unün, ll, 1853-1857; Abdullah Muhammed ei-Habeşl. s. ı 575- ı 590). Bessam Ali, İbnü'l-Hacib'in bu kitabından hareketle onun usul düşüncesini ortaya koymak için e1-Fikrü'l-uşu1i 'inde İbni'1-Ijô.cib adıyla bir yüksek lisans tezi hazırlamıştır (1405, Camiatü ümmi'l-kura [Mekke]).
BİBLİYOGRAFYA :
İbnü 'I-Hacib, Mul]taşarü '1-Müntehtı, İstanbul 1307-1 O, 1-11; Seyfeddin ei-Amidl, el-İf:ıkam fi uşCıli'l-af:ıkam [nşr. İbrahim el-AcGz), Beyrut 1405/ 1985, I, 206-209; II, 361-367 , 376-395; İbn Teymiyye, MecmCı'u fetaua, XIII, 59; XX, 403, 408; a.mlf .. er-Red 'ale'l-mantı~ıyyfn, Beyrut, ts . [Darü'l-ma'rife), s. 418; Sübkl, et-Taba~at [Tanahl), VIII, 16; X, 46; Safedl, el-Vafi, Il, 164; IV, 226; XIX, 494; İbn Keslr, el-Bidaye, XIII, 176; a.mlf., Tuf:ıfetü 't-talib bi-ma'rifeti ef:ıtidfşi Mul]taşarı
İbni'l-f:lacib [nşr. Abdülganl b. Humeyd b. MahmGd ei-Kübeysl), Mekke 1406/1985, neşredenin girişi , s. 85-86; İbn FerhGn, ed-Dfbacü '1-mü?heb [nşr. Me'mOn b. Muhyiddin), Beyrut 1996, s. 139, 269, 306, 417, 437; Cüneyd-i Şirazl, Şeddü'l-izar (nşr. Muhammed Kazvlnlikbal-i Aştiyanl), Tahran 1328 hş. , s. 202, 212-213; İbn Haldun, Mu~addime [nşr. Derviş el-Cüveydl), Beyrut 1416/1996, s. 422, 427; Kalkaşendl. Şubf:ıu'l-a'şa (Şemseddin), I, 539-540, 542, 548-549; İbn Kadi Şühbe, Taba~atü'ş-Şafi'iyye, III, 180; İbn Hacer ei-Askalanl, ed-Dürerü'l-kamine [nşr. M. Abdülmuid Han). Haydarabiid 1972, VI, 66-67; Bedreddin ei-Karafi, Teuşfl:ıu'd-Dfbac [nşr. Ahmed eş-Şüteyvi), Beyrut 1403/1983, s. 56, 83, 221-222; Makkarl, Nefl:ıu't-tfb, ll, 665; Keşfü'?-?unCın, I, 17, 496; Il , 1267, 1354, 1625, 1853-1857; Emlr es-San'anl. Tauzf/:ıu'l-efkar [nşr. M. Muhyiddin Abdülhamld), Medine, ts . [ei-Mektebetü's-selefiyye), ll, 227; Ahmed Cevdet Paşa .
Mukaddime-i İbn Haldun'un Fasl-ı Sadis'inin Tercemesi, İstanbul 1277, s. 56; Sıddlk Hasan Han, Ebcedü'l-'ulüm (nşr. Abdülcebbar Zekkar), Dımaşk 1978, III, 34, 58; Serkls, Mu'cem, I, 72; Brockelmann, GAL, I, 372-373; Suppl., 1, 537-538; İzaf:ıu 'l-meknCın, ll, 572-573; Hediyyetü'l'ari{in, ı, 7, 151, 157, 221, 223, 273, 275, 308, 352, 389 , 505, 541, 553, 575, 613, 655, 666, 798; Uzunçarşılı, ilmiye Teşkilatı, s. 22; Abdülvehhab Hallaf. İslam Hukuk Felsefesi: İlmü usali'l-fıkh [tre. Hüseyin Atay), Ankara 1973, tercüme edenin girişi, s. 106-112; Zirikll. el-A'lam (Fethullah), VI , 32; Sa'd Gurab. İbn 'Arafe ue'lmenzi'u'l-'a~l~ Tunus 1993, s. 18, 21; M. Halid Mes'Gd. İslam Hukuk Teorisi (tre. Muharrem Kılı ç), İstanbul 1997, s. 66, 100, 144; Wael b. Hallaq, A History of lslamic Legal Theories, Cambridge 1997, s. 129, 143-145; a.mlf., Authority
69
el-MUHTASAR
Continuity and Change in lslamic Law, Cambridge 2001, s. 68-69; Recep Cici, Osmanlı Dönemi İslam Hukuku Çalışmaları: Kuruluştan Fatih Devrinin Sonuna Kadar, Bursa 2001, s. 43-44; Ali Hakan Çavuşoğlu, Irak Maliki Ekolü (doktora tezi, 2004), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 21, 63-64; Abdullah Muhammed ei-Habeşl, Cami'u'ş-şürQI). ve'l-l).avaşr, Ebuzab11425/2004, s. 1575-1590; M. Ben Cheneb, "İbnü'l-Hacib", İA, V/2, s. 857; a.mlf., "Khalil b. IsJ::ıa\5", EF (İng.), IV, 964; H. Fleisch, "Ibn al-I:Iadjib", a.e., lll, 781.
r
L
liJ FERHAT KocA
el-MUHTASAR (~1)
Ebü'l-Fida'nın
(ö. 732/1331) umumi tarih türündeki eseri.
_j
Tam adı el-Mu{ıtaşar ii a{ıbdri'l-beşer (el-Mul].taşar fi tarf!;i'l-beşer, Tarfl].u Ebi'lFida) olan eserin mukaddimesinde müellif kaynaklarını açıkladıktan sonra tarihçiler arasındaki ihtilaflara temas eder. Bu arada Tevrat nüshaları hakkında bilgi verir. Ayrıca meşhur tarih kitaplarından derlediğini söylediği, peygamberler arasındaki zaman dilimini gösteren bir cetvel koyar. İki bölümden oluşan eserin beş kısma ayrılan birinci bölümü Hz. Adem'den itibaren peygamberler tarihi, İslam öncesi dönemde yaşamış çeşitli diniere mensup kavimler, milletler ve devletlerle Arap kabilelerine dair bilgi ihtiva eder. Bu kısım Resül-i Ekrem'in ataları ve Fil Vak'ası ile nihayete erer. Hz. Peygamber'in doğumuyla başlayan ikinci kısımda 729 yılı sonuna (Ekim ı 329) kadar meydana gelen hadiseler ve bu dönemde kurulan devletler kronolojik sırayla ele alınır. 730-7 49 ( 1330-1348) yılları arasında cereyan eden olaylar, naşirler tarafından İbnü'I-Verdl'nin Tetimmetü'l-mu{ıtaşar'ından iktibas edilerek esere eklenmiştir.
Ebü'I-Fida, el-Mu{ıtaşar'ın 628 (1231) yılına kadar olan kısmında İzzeddin İbnü'I-Eslr'in el-Kamil ti't-tarfb.'ini özetieyerek kitabına almıştır. Bunun dışında Ebu Isa Ahmed b. Ali ei-Müneccim'in Kitabü'lbeyan 'an tdrfb.i sini zamani'l-'dlem 'ala sebili'l-]Jücce ve'l-burhdn, Hamza ei-İsfahfınl'nin Tari{ıu sini müluki'l-arz ve'lenbiya', Blrunl'nin el-~anunü'l-Mes'udi, el-Aşarü'l-bd]fıye, TaMi/fu ma li'l-Hind, Said ei-Endelüsl'nin Taba]fatü'l-ümem, İbn Miskeveyh'in Tecaribü'l-ümem, Umare el-Yemeni'nin Tari{ıu '1-Yemen, Abdülazlz b. Şeddad es-Sanhacl'nin el-Cem' ve'l-beyan ii a{ıbdri'l-~ayrevan (Tarrl;u'l-JSayrevan), Ali b. Zafir'in ed-Düve-
70
lü'l-mün]fatı'a, İbn Münkız'ın Kitdbü'lİ'tibdr, Şehristanl'nin el-Milel ve'n-ni]Jal, İbn Said ei-Mağribl'nin el-Mugrib ii ]Jule'l-Magrib, İbn Vasıl'ın Müterricü'lkürub, İbnü'I-Adlm'in Bugyetü't-taleb ii tari{ıi Ifaleb ve İbn Ebü'd-Dem'in et-Tari{ıu'l-kebir'inden (et-Taril;u'l-MU?afferf) istifade etmiş, bunlardan bazısını eserin mukaddimesinde açıklamıştır. Müellifin günümüze ulaşmayan bazı kitapları da kaynak olarak kullandığı anlaşılmaktadır.
Sade bir üslupla yazılan el-Muljtaşar'ın Ebü'I-Fida'nın bizzat katıldığı veya gördüğü olayları anlattığı kısımları Eyyubller ve Memlükler tarihi açısından birinci derecede kaynak durumundadır. Müellif kaynaklardaki bilgileri tahkik ve teyit etmeden kullanmamış, bu arada kendi sahalarında uzman kişilerin eserlerine başvurmayı da ihmal etmemiştir. Nitekim onun Firavunlar ve Mısır tarihi konusunda İbn Hannun et-Taberl'nin, Yunan filozofları hakkında Şehristanl ve İbnü'I-Kıftl'nin, Moğollar ve Harizmliler hakkında Nesevl'nin, Halep tarihi konusunda İbnü'I-Adlm'in eserlerini kaynak olarak kullandığı görülmektedir. öte yandan doğruyu yanlıştan, gerçeği hurafe ve efsaneden ayırt etmek için özen göstermiş, hurafelerin nasıl ortaya çıktığını anlatarak okuyucuyu uyarmış, olayları o güne ve geleceğe etkisi açısından değerlendirmiştir.
Kısas-ı enbiya konusunda verdiği bilgilerde Ebü'I-Fida da diğer tarihçiler gibi Kitab-ı Mu(5.addes'e dayanmıştır. Tevrat'tan bilgi naklederken Tevrat'ın İbranice, Grekçe ve Samirlee nüshaları arasında bulunan farklılıklara işaret etmesi ve Grekçe Tevrat'ın daha doğru olduğunu söylemesi müellifin bu konuda da bilgi sahibi olduğunu göstermektedir. Eser ayrıca Hintliler, Yunanlılar, Çinliler gibi milletierin özellikleri, ilim ve sanatları hakkında malumat içermektedir. Kitapta dini, edebi, ilmi. içtimal ve siyasi hareketlerin yanı sıra Ebu Bekir er-Razi, Farabl, İbn SIna. Naslrüddln-i Tusl. İmam Şafii. Slbeveyhi, Yahya b. Ziyad ei-Ferra, Cahiz, Muhammed b. Cerlr et-Taberl. İzzeddin İbnü'I-Eslr ve Fahreddin er-Razi gibi alim ve filozoflar hakkında da değerli bilgiler bulunmaktadır. Ebü'I-Fida, olayları diğer umumi tarihçiler gibi hicretten itibaren kronolojik bir sırayla kaydettikten sonra o yıl vefat eden meşhur şahısların hayatına dair malumat vermiş, özellikle lugat ve edebiyat alimleri, şairler, tabipler, mühendisler ve filozofların hayatını çok sanatlı ifadelerle anlatmıştır.
Zeynüddin İbnü'I-Verdl Tetimmetü'lMuljtaşar ii a{ıbdri'l-beşer (Tarfl;u İbni'l-Verdi), İbn Hablb ei-Halebl el-Feva'idü'l-münte]fah min tari{ıi şa]Jibi lfama Ebi'l-Fida, Ebü'I-Velld İbnü'ş-Şıhne
Ebü'I-Fida'nrn el-Muf:ıtaşar fi af:ıbari'l-beşer adir eserinin ilk iki sayfası (Süleymaniye Ktp., Beşir Aga, nr. 491)