elias canetti - körleşme
DESCRIPTION
felsefe,sosyoloji,bilimTRANSCRIPT
-
ELIAS CANETTI
KRLEME
eviren: AHMET CEMAL
Payel
Yaynlar
4. basm
-
indekiler
DNYASIZ BR KAFA ................................................................................................................ 5
Gezinti .................................................................................................................................6
Giz..................................................................................................................................... 25
Konfysn patanl ........................................................................................... 35
Midye Kabuu ................................................................................................................ 50
Gz Kamatran Eyalar................................................................................................ 64
Sevgili Hanmefendi ....................................................................................................... 80
Seferberlik ....................................................................................................................... 97
lm............................................................................................................................... 113
Hasta Yata ................................................................................................................. 126
Gen Ak ........................................................................................................................ 138
Yehuda ile Mesih .......................................................................................................... 147
Milyonluk Miras ........................................................................................................... 159
Dayak ............................................................................................................................. 169
Talama ....................................................................................................................... 181
KAFASIZ BR DNYA ............................................................................................................ 195
Cennetin Yldzlar ........................................................................................................ 196
Kambur .......................................................................................................................... 222
Sonsuz Merhamet........................................................................................................ 236
Drtler ve Gelecekleri .................................................................................................. 254
Aklamalar ................................................................................................................... 271
Alk lm ................................................................................................................... 285
Gerekleme ................................................................................................................. 303
-
Elias Canetti 3
Hrsz............................................................................................................................... 315
zel Mlkiyet................................................................................................................ 330
Dme ........................................................................................................................... 361
KAFADAK DNYA ............................................................................................................... 404
yi Bir Aile Babas ......................................................................................................... 405
Pantolonlar ................................................................................................................... 418
Bir Akl Hastanesi ......................................................................................................... 435
Dolambal Yollar......................................................................................................... 458
Akgz Odysseus ......................................................................................................... 472
Krmz Horoz ................................................................................................................. 506
ELAS CANETT VE KRLEME ZERNE .............................................................................. 514
nc Basma nsz ................................................................................................. 520
Drdnc Basma nsz............................................................................................. 522
Elias Canettinn Yaam ............................................................................................. 524
-
Veza Canettiye
-
BRNC BLM
DNYASIZ BR KAFA
-
Gezinti
BURADA ne yapyorsun ocuum?
Hi.
yleyse burada neden duruyorsun?
Hi yle duruyorum.
Okuma yazma biliyor musun?
Elbette.
Ka yandasn bakaym?
Dokuzumu getim.
ikolata m, yoksa bir kitap m, hangisini istersin?
Kitap.
Sahi mi? Aferin olum. Demek kitap sevdiin iin burada duruyorsun!
Evet.
Neden batan sylemedin bunu?
Bu yzden hep babamdan azar iitiyorum da.
Yaa! Ad ne babann.
Franz Metzger.
Yabanc bir lkeye gitmek ister miydin?
Evet. Hindistana gitmek isterdim. Kaplanlar var orada.
Baka nerelere gitmek isterdin?
ini de grmek isterdim. Orada grkemli bir set var.
stne trmanmak houna giderdi herhalde, deil mi?
Set ok kaln ve yksektir. Kimse aamaz. Zaten kimse aamasn diye yap-
mlar.
Neler de biliyorsun! ok okumu olmalsn.
-
Elias Canetti 7
Evet, srekli okurum. Ama babam kitaplarm elimden alyor. Bir in oku-
luna gidebilmeyi ok isterdim. Orada krk bin harf retiyorlar. Bu kadar har-
fin tek bir kitaba smas olanaksz.
Sen yle sanyorsun.
Hesapladm.
Yine de yanlyorsun. Hem, vitrinlerdeki kitaplara bakma sen. Onlarn hepsi
birbirinden ktdr. Ama benim antamda ok gzel bir ey var. Dur, sana da
gstereyim. Bunun ne yazs olduunu biliyor musun?
ince! ince bir yaz bu!
Sen baya akll bir ocuksun. Daha nce hi ince kitap grm mydn?
Hayr. Ama tahmin ettim ince olduunu.
u grdn iki iaret, Mong Tse anlamna geliyor. Byk dnr Mong,
in uygarlnn yetitirdii en nl kiilerden biriydi. Bundan tam 2250 yl
nce yaad. Yazdklar gnmzde de okunuyor. Aklnda tutabilecek misin
bunlar?
Tutarm. Artk okuluma gitmem gerek.
Demek okula giderken, yolda grdn kitaplarn vitrinlerine bakyor-
sun! Senin adn ne peki?
Franz Metzger. Bana da babamn adn vermiler.
Nerede oturuyorsun?
Ehrlich Caddesi, yirmi drt numarada.
Ben de ayn yerde oturuyorum. Ama karamadm seni.
Merdivenlerde ne zaman biriyle karlasanz, banz baka yne eviri-
yorsunuz da ondan. Ben sizi epeydir tanyorum. Profesr Kiensiniz. Ama her-
hangi bir yerde ders vermiyorsunuz. Anneme bakarsanz, aslnda profesr
falan deilmisiniz. Ama ben inanyorum profesr olduunuza. nk bir ki-
taplnz var. Marie, kitaplnz grenin gzlerine inanamayacam sylyor.
Marie bizim hizmetimizdir. Bynce benim de bir kitaplm olsun istiyorum.
Her dilden tm kitaplar bulunmal kitaplmda, bir de sizinkisi gibi ince bir
kitap. Ama artk okula komam gerek.
-
8 Krleme
Kim yazmt bu kitab? Aklnda m hl?
Mong Tse. Dnr Mong. Bundan tam 2250 yl nce yaad.
Aferin, unutmamsn. Ba gn gelip kitaplm grebilirsin. Evime bakan
kadna benim izin verdiimi syle. Sana Hindistandan ve inden resimler de
gsteririm.
Yaasn! Geleceim yleyse! Mutlaka gelirim! Bugn leden sonra geleyim
mi?
Hayr yavrum, hayr. almam gerek. Bir haftadan nce olmaz.
Uzun boylu, zayf bir adam olan Sinoloji bilgini Profesr Kien, elindeki ince
kitab, kolunun altnda tad dolu antaya yerletirdi; dikkatle kapad anta-
sn ve akll olan ocuu gzden yitene dek arkasndan bakt. Yaradl olarak
ok konumaktan holanmayan, ask yzl bir adamd. imdi de, hibir zorl a-
yc nedene dayanmakszn balam olduu bu konumadan tr kendi ken-
disini suluyordu.
Her sabah saat yediyle sekiz arasnda yapt gnlk gezintisi srasnda, nn-
den getii btn kitaplarn vitrinlerine yle bir gz atmay alkanlk
edinmiti. Bu arada gerekten deer tayan kitaplarn, yerini gitgide kitap ad
altnda bir sr vr zvra braktn grmekten neredeyse zevk duymaktayd.
Kendisi bu byk kentin en deerli zel kitaplna sahipti. Kitaplnn kk
bir blmn de hep yannda tard. ok almayla ve sert bir sk dzen
iinde geen yaam boyunca, yreinde yerlemesine izin verdii tek tutku
olan kitap tutkusu, baz nlemler almak zorunda brakmt onu. rnekse,
ktnn kts bile olsa, herhangi bir kitap, satn almas iin kolayca batan
karabilirdi bilgini. Neyse, kitaplarn ou, ancak saat sekizden sonra al-
yordu. Kimi zaman patronunun gzne girmek isteyen bir rak epey nceden
gelir, dkkna gelecek ilk tezghtar beklemeye koyulur, sonra da anahtar
onun elinden handiyse bir trenin gereini yerine getiriyormuasna alrd.
Ya Saat yediden beri hurdaym! derdi, ya da Kapda kaldm! Bylesine i-
gzarlk, Kien gibi bir adama kolaycack bulard; ran ardndan dkkna
dalmamak iin kendini zor tutard. Kk kitaplarn sahipleri arasndaysa,
saat yedi buuk oldu muydu ak kaplarnn ardnda almaya koyulan er-
kencilere sk sk rastlanlrd. Kien, bu kkrtmalar karsnda batan kma-
mak iin elini tka basa dolu olan antasna vururdu. antay tamak iin zel
bir tutu biimi bulmutu. Bu tutu biimi, bastrrken gvdesinin elden geldi-
ince geni bir alannn antaya demesini salyordu. Kaburga kemikleri,
-
Elias Canetti 9
incecik, kt dikimli giysilerinin altndan antann dokunuunu duyard. Ko-
lunun omuzdan dirsee dein uzanan blm, antann yan tarafndaki girin-
tiyi tmyle rter, tpatp uyard oraya. Dirsekten bilee dek olan blmle de,
antay altndan desteklerdi. Yelpaze gibi alan parmaklar, derinin yzeyinin
her bir noktasnda tutkuyla dolard. Kien, bu ar zeni kendi kendisine
kar antann ierdiklerinin deeriyle hakl gstermekleydi. Terslik bu ya,
anta yere decek olsa, ya da her sabah yola kmazdan nce byk bir dik-
katle gzden geirdii kilit, tam bu nazik anda alsa, deerli yaptlarn sonu
gelmi demekti. nk dnyada kirli kitaplar kadar hibir eyden nefret et-
mezdi Kien.
Bugn eve dnerken bir vitrinin nnde durduunda, kk bir erkek ocuu
anszn vitrinle onun arasna girivermiti. Kien, bir terbiyesizlik saymt bu
davran. Geri vitrinle arasnda ocuun sabilecei kadar yer vard. Kien
her zaman vitrinin bir metre uzanda durur, buna karn camn gerisinde harf
trnden ne varsa, byk bir kolaylkla okurdu. Gzlerinin ileyiini istedii
gibi ayarlayabiliyordu. Btn gnn kitaplarn ve el yazlarnn banda gei-
ren krk yanda bir adam iin, pek yabana atlr bir ey deildi bu. Her sabah
gzlerinin ne denli iyi grdne bir kez daha tank olmaklayd. le yandan
vitrinle arasnda brakt uzaklk, sata ve herkesin yararlanmasna sunul-
mu olan bu kitaplar nasl aa grdn de dile getirmekteydi. Zaten kendi
kitaplndaki arlkl yaptlarla oranlandnda, vitrinlerdeki kitaplarn by-
lesi bir horlanmay fazlasyla hak ettiini sylemek olanaklyd. Kkt o-
cuk. Kienin boyuysa, ortann ok stndeydi. ocuun zerinden kitaplar
rahata grebiliyordu. Yine de ondan, biraz daha sayg beklemek hakkyd.
ocua haddini bildirmezden nce, onu iyice grebilmek iin yana ekildi.
Gzlerini kitaplarn balklarna dikmiti ocuk. Dudaklarn da ksk sesler
kararak, ar ar oynatmaktayd. Gzlerini kitaplardan hi ayrmakszn, bir
ciltten tekine kaydryordu baklarn. Yalnz, ban zaman zaman hzla
evirip bir baka yne bakyordu. Caddenin br yannda, bir saati dkkn-
nn stnde koskoca bir saat aslyd. O srada henz sekize yirmi vard. ocuk,
nemli bir eyin zamann geirmekten rkmekteydi grne baklrsa. Arka-
snda duran adama ise dikkat ettii yoktu. Belki kendisini okumaya al tr-
yordu. Ya da balklar ezberliyordu. Hepsinin stnde ayn nemseyile du-
ruyordu. Bir an durakladnda, baklarn hangi kitaba ynelttiini rahata
anlayabiliyordunuz.
-
10 Krleme
Kien acd ocua. Zavallck burada durmu, o taptaze, belki de daha imdiden
okumaya ackm ruhunu bu aalk nesnelerle rtmeye koyulmutu. leriki
yllarnda baz kt kitaplar, salt vaktiyle balklarn tanm olduu iin
okuyacakt. ocuun erken dnemlerinde belirginleen bu kolayca etkilene-
bilme zellii, nasl en aza indirilebilirdi? ocuk yryp konuabildii andan
balayarak, kt yaplm bir sokan kaldrmlarnn ve elini neden kitaplara
da uzattn ancak eytann bilebilecei bir tacirin satt mallarn acmasz
penelerine dm demekti. Aslnda kk erkek ocuklar, deerli bir zel
kitaplkta bymeliydiler. Salt ciddi kiilerle ilikilerin yer alaca bir gnlk
yaam, lo, sessiz, akln egemenliinde bir atmosfer, gerek zaman, gerek
mekn en dikkatli biimde dzenlemeyi retecek srekli bir eitim bu
nazik yaratklarn ocukluk yllarn atlatabilmeleri iin, bylesi bir ortamdan
daha deerli bir yardmc dnlebilir miydi? Gelgelelim bu kentte ciddiye
alnabilecek bir zel kitapl olan tek insan, Kiendi. O da yanna ocuk ala-
mazd. i, dikkatini baka ynlere ayrmasn engelliyordu. Grlt patrt
yaparlard ocuklar. Kendileriyle ilgilenilmesini beklerlerdi. Sonra bakmlar,
bir kadnn varln gerektirirdi. Yemek kotarmak iin herhangi bir hizmeti
yeterliydi. Ne ki, ocuklar iin ille bir anne tutmak zorunluluu vard. Anne
yalnz anneliiyle kalsa, sorun yoktu; ama ilerinden hangisi asl rolyle ye-
tinmesini biliyordu? Gerekle hepsi iin, bata kadn olmak geliyordu. leri
srdkleri istekleri ise onurlu bir bilgin, dlerinde bile yerine getirmeyi d-
nemezdi. Bu yzden kadnlardan uzak kalmt Kien. Kadnlara kar o gne
dek ilgi gstermemiti; bu durum, bundan sonra da deimeyecekti doal
olarak. Duruk bakl, oynak bal ocuk, ite bu nedenden tr daha ba ta
yitirmiti partiyi.
Kien, salt acdndan, alkanlnn saptad kuraln dna km, ocukla
konumutu, iinde uyanan eitme isteinden, ocua bir ikolata alarak kur-
tulmaya kalkmt. Ama buna giriliinde, kitab ikolataya ye tutan dokuz
yanda ocuklarn da bulunabileceini renmiti. Bundan sonra tank olduk-
larysa, aknln btn btne artrmt. ocuk, inle ilgileniyordu. Baba-
snn buyruuna kar koyarak kitap okuyordu. in yazsnn glklerine
ilikin sylentiler, onu korkutacana bsbtn merakn kamlyor, sz ko-
nusu yazy gznde daha bir ekici klyordu. O gne dein hi grmemi
oluuna karn, gsterilenin in yazs olduunu hemen anlamt. Bir zek
snavn son kerte parlak biimde baarmt. Kendisine gsterilen kitaba do-
kunmaya kalkmamt. Parmaklarnn pisliinden utanmt belki de. Ama
Kien incelediinde, ocuun parmaklarnn temiz olduunu da grmt. Bir
-
Elias Canetti 11
bakas olsayd ocuun yerinde, kirli parmaklaryla da dokunmaya yeltenirdi
kitaba. Acelesi vard. Okulu saat sekizde balyordu. Buna karn ta son ana
dek kalmt. Yaplan arya, nice zamandr a kalm birinin yemee saldr
gibi sarlmt. Besbelli, babas yznden, ok ac ekiyordu. ocukcaza kal-
sa, daha o gn leden sonra, tam Kienin youn alma saatlerinin ortasnda
ary yantlayacakt. Zaten ayn binada oturuyorlard.
Kien, bu konumay yapm olmasndan dolay kendini balad. Kural boz-
mas, harcanan abaya demiti dorusu. Artk gzden yitmi olan ocuu,
imgeleminde, gelecein sinoloji bilgini olarak selamlad. Bu az bilinen bilim
dalyla ilgilenen kim vard ki! ocuklar futbol oynuyorlard. Yetikinlerse ka-
zan ardnda kouuyorlar, bo zamanlarn da sevimekle geiriyorlard.
Sekiz saat uyumak, sekiz saat da hibir ey yapmakszn, le gibi oturabilmek
uruna, geriye kalan tm zamanlar, tiksindikleri ilere adyorlard. Sonra bu
insanlar, yalnz midelerini deil, gvdelerinin btnn tanrlar klmlard.
inlilerin gkyz tanrs onlarnkine oranla, daha yce, daha onurluydu. o-
cuk, bir dahaki haftaya ziyaretine gelmese bile hi kuku yok ki bu, dn-
lebilecek en uzak olaslkt unutulmas zor bir ad, dnr Mongun adn
artk belleine geirmiti bir kez. Beklenmedik rastlantlar, Kienin yaamna
bazen yepyeni bir yn verebilirdi.
Kien, dudaklarnda belirsiz bir glmsemeyle evine doru yrmeye devam
elti. ok enderdi glmsedii. Tpk, yaamlarndaki en byk istekleri bir
kitaplk olan kiilerin ender bulunuu gibi. Dokuz yandayken bir kitap
dkknnn zlemini ekerdi. Ama o zamanlar, sahibi sfatyla dkknn iinde
dolatm imgeledike, bu dnceyi, neredeyse Tanrya svmekle eanlaml
bulurdu. Bir kitap, bir krald. Ama bir kraldan hibir zaman kitap olamazd.
Kendisine gelince, bir tezghtar bile olamayacak kadar kk yatayd; byle
dnyordu o sralar. Olsa olsa bir kitap dkknnn ayak ilerine, getir-
gtr ilerine bakabilirdi; gelgelelim, bununla uraanlar da hep oraya bura-
ya yollarlard. Yalnzca paketler halinde kolunun altnda tayacak olduktan
sonra, kitaplarn, ona ne yarar dokunabilirdi ki? Uzun zaman bir are arad.
Gnn birinde okuldan ktktan sonra eve dnmedi. Kentin en byk kitap-
sna girdi. Dkknn alt vitrini de, tka basa kitapla doluydu. eriye girer gir-
mez alamaya balayarak: Hemen tuvalete gitmeliyim. Hemen gitmezsem bir
kaza olacak. Korkuyorum! dedi. Ona, gitmek istedii yerin yolunu gsterdiler.
Nerede olduunu iyice aklnda tuttu. Dndkten sonra teekkr etti ve
dkkndaki satclara, kendilerine bir yardmnn dokunup dokunmayacan
-
12 Krleme
sordu. Prl prl yz, evresindekilerin houna gitmiti. Oysa bu prltl yz,
daha bir iki dakika ncesine dein o tuhaf korkunun etkisiyle karmakarkt.
Onunla konumaya baladlar, kitaplara ilikin bilgisi, azmsanacak gibi dei l-
di. Yana gre ok akll buldular onu. Akama doru koltuunun altna ar
bir paket sktrp bir yere gnderdiler. Gidecei yere tramvayla gidip dnd.
Bunu yapabilecek kadar birikmi paras vard. Ortalk kararrken, tam da
dkkn kapanmazdan nce, iin grldn bildirerek, masann stne b-
rakt makbuzu. Birisi, yaptn dllendirmek amacyla ekimtrak bir bonbon
verdi ona. Dkkndaki satclar paltolarn giyerlerken, ayaklarnn ucuna basa
basa, arka tarafa, kimsenin kendisini bulamayaca o yere gidip kapand Kien.
Kimse de bir ey fark etmedi; herkes i saatlerinin sona ermi olmasnn yarat-
t sevinle, o akam ne yapacan dnmekteydi byk bir olaslkla. Kien,
bulunduu yerde uzun sre bekledi. Ancak saatler sonra, gece ilerlediinde
dar kmaya cesaret edebildi. Dkknn ii karanlkt. Elektrik dmesini
aramaya koyuldu. Gndzn dmenin nerede olduuna bakmay akl ede-
memiti. Nihayet bulup elini uzattnda, bu defa da k yakmaktan ekindi.
Belki caddeden geen biri onu grr, evine geri gtrmeye kalkabilirdi.
Gzleri kendiliinden karanla alt. Gelgelim kt bir yan vard durumun, o
da karanlkta okuyamamasyd. Ciltleri birbirinin ardndan raflardan indirip
sayfalarn evirdi. Kimilerinin balklarn skmeyi bile baard onca karanlk-
ta. Daha sonra merdivene trmand. Yukardaki kitaplarn iinde ne gibi gizler
bulunduunu merak ediyordu. Aa yuvarland bir ara merdivenden; Canm
acmad, dedi yine de kendi kendine. Yer sertti. Kitaplarsa yumuack. Bir
kitap dkknnda insan, olsa olsa kitaplarn stne debilirdi. stese, bir
kule de yapabilirdi kitaplardan. Ama maazann dzenini bozmay, ok aa-
lk bir davran sayd ve her defasnda, yeni bir cilt almadan nce, eskisini
yerine koydu. Srt acyordu. Belki de yorgunluktu yalnzca. Evinde olsayd,
imdiye dek oktan uyurdu. Ama burada olmuyordu. indeki coku, uykusu-
nun gelmesini engelliyordu. Bir tek, gzlerinin artk en byk harflerle dizil-
mi balklar bile seemeyiine kzmaktayd. Derken bir daha sokaa kmak-
szn ve o sama sapan okula gitmeksizin burada ka yl okuyabileceini he-
saplad. Neden burada srekli kalmasnd? Ne yapar eder, cep harlndan
ufack bir yatak alabilecek kadar para artrrd. Ama byle yaparsa, korkar
zlrd annesi. Geri o da azck olsun korkmuyor deildi. evrenin pek ses-
siz olmasndand korkusu. Caddedeki gaz lambalar da snmt. Glgeler
geziniyordu drt bir yanda. Ne de olsa vard, o hayalet denen ey. Gece oldu
mu, drt bir yandan uup geliyorlar, kitaplarn bana kp okumaya koyul u-
-
Elias Canetti 13
yorlard. Gzleri ok iri olduundan, okumak iin ayrca a gerek duymu-
yorlard. Kien hayaletleri dnnce, ne alt, ne de st raflardaki kitaplara bir
daha dokunmay gze alabildi. Srnerek tezghn altna girdi. Korkudan e-
neleri birbirine vurmaya balamt. Dkknda belki on bin kitap vard; her
birinin bana da bir hayalet km oturuyordu. Bu yzden bylesine sessiz-
di evresi. Zaman zaman hayaletlerin hr hr sayfalar evirdiklerini duyu-
yordu. Onlar da kendisi kadar hzl okuyorlard. Belki onlarn varlklarna al-
abilirdi, gelgelelim, on bin hayalet, dile kolayd. lerinden biri kp, srabi-
lirdi Kieni. Hayaletlere dokunmak doru deildi tabii. Kendileriyle alay edildi-
ini sanp kzarlard. ocuk, olduu yerde bzld, kldke kld. Hay a-
letler zerinden uarak getiler. Sabah, sanki nice gecelerden sonra dodu.
Uyuyakald sonunda Kien. Dkkn atklarn farketmedi. tezghn altnda
bulup uyandrdlar onu. Hl uyuyormu gibi yapt nce Kien, derken birden-
bire alamaya koyuldu. Dn kendisini dkknda kapal braktklarn, imdi
annesinden rktn, zavall annesinin herhalde sabaha kadar her yerde
kendisini aram olacan syledi. Maaza sahibi sorguya ekti onu ve ad n
renir renmez, yanna tezghtarlardan birini katp evine gnderdi. Anne-
sine ocuun yanllkla dkknda kapal kaldn, ama salnn iyi olduu-
nu bildirerek zr diledi, sayglarn iletti. Annesi de inand buna ve oluna
yeniden kavutuu iin ok sevindi, ite bir zamanlarn bu kk ocuu, im-
di grkemli bir kitapla ve o kitaplk kadar nl bir ada sahipti.
Kien, yalandan tiksinirdi; kklnden bu yana, dorudan santim olsun
amamt. ocukluunda da, bu olayn dnda, yalan sylediini anmsam-
yordu; u bir tek yalandan bile nefret etmekteydi. Kendisine genliinin, yeni-
yetmeliinin bir yanss gibi grnen kk renciyle yapt konuma, yala-
nnn anmsatmt ona. Bunu dnmenin sras deil imdi, dedi kendi
kendine. Saat neredeyse sekiz olmak zereydi. Tam sekizde almaya, hakikat
urundaki hizmetlerini yerine getirmeye balard. Bilim ve hakikat, eanlaml
kavramlard onun dncesinde. Kii, teki insanlardan uzaklat oranda
hakikate yaklard. Gnlk yaam, yalanlardan kurulu yzeysel bir dzendi.
Yanndan geenlerin her biri yalnzca bir yalancyd. Bu yzden zahmet edip
suratlarna bakmyordu bile. Kitleyi oluturan u kt oyunculardan hangis i-
nin yz ekici gelebilirdi ki ona! Gerekle yzlerini her an deitiriyorlar, bir
gn bile ayn rolde kalmyorlard. Bu, Kienin daha batan beri bilincinde oldu-
u bir gereklikti. Bunun iin yle deneyimli olmasna gerek yoktu. Tek bir
tutkusu vard: Tm yaam boyunca; gerekte ne ise, o olarak kalmak; kendi
-
14 Krleme
kiiliini salt bir ay, ya da bir yl sreyle deil, ama mrnn sonuna dek y i-
tirmemek. nsann eer varsa kiilii, d grnn de biimlendirmek-
teydi. Kien, kendini bildi bileli uzun boylu ve adamakll zayfl. Yznyse
yalnzca kitap vitrinlerindeki yanslardan stnkr biliyordu. Aynas yok tu
evinde. Kitaplardan ayna koyacak yer kalmamt. Ama zayf, sert bakl, ke-
mikli olduunu biliyordu yznn; bu kadar da ona yetiyordu.
nsanlara dikkat etmek konusunda, en ufak bir istek duymadndan, gzlerini
ya yere diker, ya da gelip geenlerin balarnn zerinden bakard. Kitap
dkknlarnn yeriniyse, yalnzca igdsyle bulurdu zaten. Bu konuda ken-
disini igdsne kaptrmasnda hibir saknca yoktu. Otlaa km atlar
sonradan ahrlarna dnmeye ynelten g, ayn amazlkla ona da hizmet
etmekteydi. Sabah gezintilerinin amac, maazalardaki kitaplarn kokusunu
cierlerine doldurmakt. Bunu yapnca uyarlyor, iinde onlara kar koymak,
meydan okumak istei douyor, gc biraz tazeleniyordu. Kendi kitapl n-
daysa her ey saat gibi iliyordu. Sabahlan saat yediyle sekiz arasnda kendine
bakalarnn tm yaamn oluturan kimi zgrlkler tanyordu.
Bu bir saatin tadn alabildiine karmasna karn dzenlilii de asla elden
brakmyordu. Grltl bir caddeyi gemeden nce biraz duraklad. Ayn
tempoda yrmekten holanrd; admlarn sklatrmak iin elverili an
bekledi. Bu srada birisi, bir bakasna yksek sesle, Bana Mut Caddesinin
nerede olduunu syler misiniz? diye sordu. Kendisine soru yneltilen kii,
hibir yant vermedi. Kien buna ard; demek bu caddede, gereksiz konu-
malardan gnenmeyen kendisinden baka kiiler vard. Gzlerini kaldrp
bakmakszn kulak kabartt. Acaba soruyu ynelten, bu susma karsnda nasl
bir tepki gsterecekti? zr dilerim, acaba bana Mut Caddesinin nerede ol-
duunu syleyebilir misiniz? Daha nazik konumas, karlk alabilme ansn
ykseltmiti, teki kii yine hibir ey sylemedi. Sanrm iitmediniz beni.
Sizden bir bilgi rica ettim. Acaba Mut Caddesi ne nasl gidebileceimi syle-
mek inceliini gsterir misiniz? Kienin renme istei kamland; bo, yersiz
bir merak deildi duyumsad, tanmazd bile byle bir merak. Kendisine
soru yneltilen kii, bu kez de yantlamazsa, artk ona bakmaya karar verdi.
Kuku yok ki adam derin dncelere dalmt ve dnce zincirinin her ne
biimde olursa olsun kesintiye uramasn engellemek istiyordu. Evet, yine
hibir ey sylemedi. Kien iinden vd onu. Binlerce kii arasnda, rastlant-
lara kar koymasn bilen birini bulmutu. Soru soran, Sar msnz kuzum
siz! diye nledi. Kien, susan adam imdi herhalde karlk verecektir, diye
-
Elias Canetti 15
dnd ve tarafn tuttuu kiinin davranndan duyduu sevin, usul usul
yitirmeye balad younluunu. Kim svgyle yz yze gelir de, buna karn
dilini dizginleyebilirdi ki! Kien, yine caddeye dnd. Artk kar tarafa gemesi
iin elverili an gelip almt. Gelgelelim sessizliin, suskunluun srdn
fark edince, yine duraksad aknlkla. Soru sorulan, hl hibir ey sylemi-
yordu. Herhalde bu susu, fkesinin ok daha iddetli bir patlamayla a a
vurulacan gsteren bir belirtiydi. Kien, iin artk kavgayla bitmesini bekl e-
meye balamt. Yantlamayan, sradan bir kiiyse, o zaman Kien, kendi ken-
disine bitii nitelii tartmasz koruyacakt; yani bu sokakta gezinen kiilik
sahibi tek insan olarak kalacakt. Seslerin geldii yne bakmakla bakmamak
arasnda bocalamaya balamt artk. Sa yannda geiyordu olay. Konuan,
hrsndan ter ter tepiniyordu. Ne terbiyesiz adamsnz siz! Nezaketle bir soru
sordum size! Kendinizi ne sanyorsunuz; kaba yaratk! Dilsiz misiniz yoksa!
teki susuyordu, zr dileyeceksiniz benden! Mut Caddesi yerin dibine bat-
sn! Herkesten renebilirim nerede olduunu! Ama siz, zr dileyeceksiniz
benden; iittiniz mi! Kendisine soru yneltilen kii iitmezden gelmi, bu
yzden dinleyicinin gzndeki deeri daha da ykselmiti. Sizi polise ikyet
edeceim. Benim kim olduumu biliyor musun iskelet klkl herif! Bir de kl-
trl insan olacaksnz! u halinize bakn bir defa! Giysilerinizi eskiciden mi
aldnz? Grne baklrsa, yle olmal; eskiciden! Kolunuzun altnda tuttu-
unuz da nedir yle? Ama durun hele; gstereceim ben size terbiyesizliin ne
demek olduunu! Siz gidin de denize atn kendinizi! Ne olduunuzu bilmek
ister misiniz?
Bu szlerden sonra birisi, Kieni adamakll sert bir ekilde drtt. Sonra an-
tasna yapp ekitirmeye balad, gcn ok aan sert bir devinimle kitap-
larn bu yabanc penelerden kurtaran Kien, yine sert bir devinimle saa dn-
d. imdiye dek antasna yneltmi olduu baklar, kendisine fkeyle ba-
kan, ksa boylu ve iman bir adama rastlad. Adam, Kaba herif! Kaba herif!
Kaba herif! diye barmaktayd. Hep susan, fkelendiinde bile dilini tutmay
baaran kiilikli insansa Kienden, yani kendisinden bakas deildi. Elini ko-
lunu sallayarak konumakta olan bu bilgisiz yarata, gayet sakin ekilde arka-
sn dnd. u bak gibi davranyla, adamn gevezeliini ortalk yerinden
kesivermiti. Kibarl birka saniye ierisinde edepsizlie dnveren bir
terbiyesiz iko, ne denli abalarsa abalasn svmeleriyle kkrtamazd onu.
Yine de Kien, ne olur ne olmaz diye dnerek, her zamankinden daha hzl
-
16 Krleme
admlarla geti karya. nsan yannda kitap tad m, birisiyle itiip kakmak-
tan elden geldiince saknmalyd. Kien de yannda hep kitap tard.
Dahas, yle her gelip geenin budalalna karlk vermek gibisinden bir
zorunluluk yoktu. Durmakszn konuarak sonunda kendini datmak, bir
bilim adamnn karsna dikilebilecek en byk tehlikeydi. Kien, dnceleri-
ni sz yerine yazyla dile getirmekten holanrd. Bildii Dou dillerinin says,
bir dzmeyi ayordu. Birka Bal dilini ana dili gibi renmesi iinse, aba
harcamasna bile gerek olmamt. Hibir ulusun edebiyatna yabanc deildi,
zdeyiler ierisinde dnr, dndklerini uzun uzadya aklnn szgecin-
den geirip, sonra eksiksiz blmlerle kda dkerdi. Saysz metin, ancak
onun almalarnn sonucunda yeniden okunabilir hale gelmiti. Yzyllarca
nceden kalma in, Hint ve Japon el yazma metinlerinin zarar grm ya da
iyice bozulmu blmlerinin yerine yeni dzenlemeler bulmakta hi glk
ekmezdi. Bylesi metinler zerinde alan bakalar, bu niteliinden dolay
Kiene gpta ederlerken, o, neredeyse kafasn dolduran bilgi bolluuyla s a-
vamak zorunluluunu duyumsamaktayd. alrken ar titizliin bile snr-
larn zorlayan bir dikkat harcar, sorunu aylarca btn ynleriyle kafasnda
tartar, bunu ar ar, bkana dein srdrr, kendi dncelerini en sert l-
lere vururdu. Bir harfin, bir szcn ya da btn bir cmlenin artk hi kim-
senin eletirel saldrsna uramayacak kadar salamlk kazandna kesinkes
gvenmeksizin son szn aklamazd. O gne dein yaymlad, says az,
fakat her biri, baka yzlercesi iin denekta olmu bilimsel almalar, ona
zamann en byk sinolou nn kazandrmt. Meslekta lar bu almalar
btn ayrntlaryla, neredeyse ezbere bilirlerdi. Onun kaleme ald amlay-
c bir cmle, daha mrekkebi kurumadan, ierdii konu asndan kesinlik
kazanr, artk herkes iin balayc bir nitelik edinirdi. Tartmal sorunlarda
en son yetke olarak Kiene bavurulurdu. Kendi bilim dalna komu alanlarda
da en byk ve tek yetke saylmaktayd. Kendilerine mektupla karlk vermek
yoluyla onurlandrd kiilerin says ok azd. Ne ki, bu yoldan onurlandrl-
mak zere seilmi kii, Kienden ald tek bir mektupla, artk kendisine yllar
boyu yetecek alma gereci elde ederdi. te yandan bu almalarn sonular,
malzemeyi vermi olann kafasnda ok nceden biim kazanr, kesinleirdi.
Kien kimseyle kiisel ilikiler kurmazd. Geri evirirdi arlar. Bir Dou fil o-
lojisi krss m boald, ilk kez ona nerilirdi sz konusu krs. O da bu
neriyi, byle eyleri ne denli bo ve aa grdn belli eden bir incelikle
geri evirirdi.
-
Elias Canetti 17
Gereke diye, doutan iyi bir konumac olmayn ileri srerdi. Karlnda
para ald takdirde, iinin verdii zevki yitirecekti. Naizane fikrine gre,
ortaretimde ders vermekle grevlendirilmi ve yaratclk yeteneinden
yoksun kiiler, niversite krslerinin bana getirilmeli, bylelikle gerek
bilim adamlarnn kendilerini tmyle yaratc almalara adayabilmeleri
salanmalyd. Dorusu ortalama beyinler bulmak konusunda sknt ekildii
sylenemezdi. Kendisi niversitede ders verecek olsa, rencilerinden pek
ok ey bekleyecek, bu da onlarn saylarnn gitgide azalmasna yol aacakt.
Byk bir olaslkla tek bir aday bile baar kazanamayacakt snavlarda.
Kienin btn amac, karsndaki bu gen ve henz olgunlamam kiileri,
otuz yana gelene dek, sonunda ister usantan, ister akllarn azck balarna
topladklarndan dolay, artk bir eyler renene, balangta kt da olsa, kimi
bilgileri edinene dek snavlarda dndrmek olacakt. Zek dzeyleri inceden
inceye snanarak niversiteye alnan rencilerin fakltelerin snflarn do l-
durmas, Kienin gznde dndrc, en azndan yararsz bir uygulamayd.
En ar snavlardan geirilecek seilmi on renci, kendi aralarnda bir bala-
rna kalma olana tanndnda, hi kukusuz, niversitenin o allm tipleri
olan ve bira imekten baka bir ey bilmeyen yz kiinin arasna kartklarn-
da gsterecekleri baarnn birka katn elde edeceklerdi. Kienin kayglar,
son kerte ciddi, kaynan bir ilke sorununda bulan nedenlere dayanyordu.
Bundan dolay, profesrler kuruluna, kendisini hi de onurlandrmamakla
birlikte, herhalde onurlandrmas amacyla ileri srlm bu neri hakknda
bir daha konumamalarn rica ederdi.
O kadar bol laf ebelii yaplan kongrelerde, en ilgin kiilerden biriydi Kien.
Zamanlarnn byk ounluunda sessiz, rkek ve uza grebilmek yetisin-
den yoksun farelere tpatp benzer bir yaam srdrenler, iki ylda bir gel-
dikleri bu kongrelerde anszn sndklar kalplarn dna karlard. Yerlere
yaparak birbirlerini selamlayp, o mnasebetsiz kafalarn bir araya getirir-
ler, azlarnda bombo szler geveledikten sonra, lenlerde de beceriksiz
hareketlerle birbirlerinin onuruna kadeh kaldrrlard. Benliklerinin en derin
noktacna dek duygulanrlar, sevinten coarak bilimin bayran dikerler,
ne denli yksek amalar urunda didindiklerini vurgulayarak bilimsel erekl e-
rini dile getirirler, sonra da ayn and btn dillerde artk yineleyip dururlard.
Oysa bu and, ant imeseler de naslsa tutacaklard. Verilen aralarda bahse
tutuurlard: Kien bu kez gerekten gelecek miydi acaba? Ondan bu denli ok
sz edilerinin nedeni, salt nl bir meslektalar oluundan dolay deildi;
-
18 Krleme
Kienin davranlar, ayn zamanda meraklarn kamlamaktayd. Hibir za-
man nnn etkilerini bimeye kalkmay; gen oluuna karn hi kuku yok
ki ok scak bir ilgiyle karlanaca kongre ve lenlerden, yle byle on
yldan beri uzakla kalmakla direnmesi; her seferinde, stelik nemli bir konfe-
rans vereceini bildirmiken, kongre gn gelip attnda bilimsel bildiris i-
nin, kendisi yerine bir bakas tarafndan, fakat kendi el yazs notlarndan
okunmas meslektalarnn deerlendiriinde bir erteleme oyunundan baka
bir ey deildi. Nasl olsa bir gn kim bilir, belki de bugn birdenbire
ortaya kacak, o kadar uzun sre uzakta kalmas nedeniyle bsbtn artacak
olan gsterileri, gerekte ne ve kim olduunun bilincindeki ki ilerin grkemli
tutumu ierisinde ve olup bitenleri ok doal karlayarak kabullendikten
sonra, yine alklar arasnda seilecei kongre bakanl makamna geip
oturacakt. Zaten yokluunda bile bu makama, kendine zg bir biimde sa-
hipti ve ondan bakasnn sahip olmas da dnlemezdi. Gelgelelim bunlar
tasarlayp duranlar, hep yanlrlard. Kien, her seferinde olduu gibi, o gn de
gelmez, geleceini ileri srenler, giritikleri bahsi yitirirlerdi.
Kien gelmeyeceini son anda bildirirdi. Kongre yelerinden zorunlu ayrcalk
tand birine gnderdii el yazlarna, d grnte katlamamaktan duydu-
u znty bildiren, gerekteyse gizli alaylarla dolu notlar ilitirirdi. Elendi-
rici nitelikteki syleilerden yana ok zengin olan programda, ciddi al malar
iin de yer ayrlmsa ki, ounluun yararn gz nnde tuttuundan, by-
le bir olasln gereklemesini kesinlikle nerme yanls deildi iki yllk
bir almann rn u kk raporunun da kongreye sunulmasn rica eder-
di. Aratrmalarndan elde ettii yeni ve artc sonulan ortaya atmay, byle
zamanlara saklard. Sonra da, bu sonularn ortaya dklmesinin yaratt
etkiyi, bu konuda alan tartmalar uzaktan kukuyla, btn ayrntlarna,
farklarna dikkat ederek, sanki bir metni inceden inceye gzden geirip, yan-
llarn irdeliyormuasna izlerdi. Kongre yeleriyse onun tarafndan aa
grlmeyi hep kabullenirlerdi. Yz yeden sekseni, kaytsz artsz onun g-
rlerini paylard. Kienin bilime yapt hizmetlere paha bimek olanakszd.
Herkes, ona uzun bir yaam balamas iin Tanrya yakarmaktayd, lm,
gerekten de byk bir sarsnt olurdu biroklar iin.
Yznn imgesi, onunla daha gen yalarndayken karlama olana bulmu
olanlarn belleinden hemen hemen silinmi gibiydi artk. Bu yzden ikide
birde mektup yazp fotorafn isterlerdi bin bir ricayla; ona gelince, elinde hi
fotoraf bulunmadn, ektirmeyi de dnmediini yazard karlk olarak.
-
Elias Canetti 19
Her iki syledii de gerekti, te yandan kimi baka istekler konusunda her
trl kolayl gstermeye gnlden razyd: otuz yandayken, dile getirdii
tek maddelik bir vasiyetnameyle kafatasn, tm iindekilerle birlikte, bir be-
yin aratrmalar enstitsne brakmt. All bu admn gerekesi olarak,
gerekten olaanst bir nitelik tayan belleinin belki zel kafa yapsyla
belki de beyninin normalden daha ar oluuyla aklanabilmesi olaslklarnn
getirecei yararlar ileri srmt. Geri byle yazmt enstitnn md-
rne bir sreden beri gittike yaygnlaan kannn tersine, bellek ile dehann
eanlaml kavramlar olduuna inanmyordu. Zaten kendisi de bir deha olmak-
tan ok uzakt. Ama te yandan, karsndakine rknt verecek kadar gl
olan belleinin bilimsel almalar srasnda ne denli iine yaradn yads-
mak da, bilimsel anlayla badatrlmayacak bir davran olurdu. Kafasnn
iinde ikinci bir kitaplk tamaktayd ve bu, zerinde pek fazla konuulduu-
nu iittii kendi gerek kitapl kadar zengin ve gvenilir nitelikteydi. rnek-
se, bir kez masasnn bana geti mi, en ince bilgi ayrntlarna dein indii
makale taslaklar kotarmaya koyulur, bunu gerekletirirken de salt kafasnn
iindeki kitaplktan yararlanrd. Geri alntlarn, kaynaklara ilikin aklama-
larn her olasla kar daha sonra kitaplarn asllaryla karlatrrd ama,
bunu yalnzca bylesi bir davran bilim ciddiyetinin gereinden sayd iin
yapard. Belleinin herhangi bir yanlgya dtn bugne dek anmsam-
yordu. Dleri bile, teki insanlarnkinden farkl olarak, enikonu seik grn-
tlerle biimlenirdi. Biimden, renkten ve boyuttan yoksun grntler, o gne
dek grd dlere btn btne aykr dmekteydi. Dnyay tersine e-
virme olanana sahip gece, onun karsna dikildi miydi, bu olanan yitiri-
yordu. Dlerinde kulana gelen sesler, gerek kaynayla olan balantsn
koruyor, yapt konumalar mantk snrnn tesine gemiyor, ksacas her
ey, gereklikteki yaamnda ierdii anlam, herhangi bir deiime uramak-
szn, dlerinde de srdryordu. En ince ayrntlar bile kapan belleiyle,
ak seik grntlerle biimlenmi dleri arasnda var olduu sylenen
ilikinin niteliini aratrmak Kienin alma alannn dnda kalan bir ko-
nuydu. Kendisi sadece, alakgnlll tabii ki elden brakmakszn, dikkat-
leri bu konuya ekmekle yetiniyor, u mektuba eklemek hakkn kendi kendi-
sine tand kiiliine ilikin verilerin, bir haddini bilmezlik belirtisi, ya da bo
gevezelikler saylmamasn zellikle rica ediyordu.
Kien, zgemiini dile getirebilecek ve ekingen, konumaktan rken, her
trl burun byklnden uzak yaradln simgeleyecek birka olay daha
-
20 Krleme
kafasnda canlandrd. Ama bunun bir yararn gremedi. Hem, nce kendisine
yolu sorup, sonra da sven o edepsiz, kstah adama duyduu fke, gitgide
artryordu iddetini. Sonunda, yalnz kendisinin iitebilecei bir fsltyla,
baka arem kalmad, diyerek bir kap girintisine yrd, evresine baknd
gzleyen yoklu, evet ve cebinden ince uzun bir not defleri kard. Deflerin
kapanda byk, keli harflerle u szck yazlyd: BUDALALIKLAR. Kienin
baklar nce bu szck zerinde durdu, sonra sayfalar evirdi, defterin yar-
sndan fazlas doluydu; unutmak istedii her eyi buraya geirirdi, nce tarihi,
saati ve mekn yazmakla ie balar, bu verileri, insanlarn ne denli budala
olduklarn gzler nne seren yeni bir olayn dile getirilmesi izlerdi. Her ola-
yn sonuna da bir baka zdeyi eklerdi. Derledii budalalklar, bir daha asla
alp okunmazd; defterin kapana yle bir gz atmas, yetip artard. leriki
yllarda bunlar, Bir Sinoloun Gezintilerinden zlenimler bal altnda yaym-
lamay dnyordu.
Ucu iyice sivriltilmi bir kurun kalem karp, ilk bo sayfaya yazmaya koyul-
du: 23 Eyll, saat 7.45. Mut Caddesinde karma kan biri, benden Mut Cad-
desinin nerede olduunu sordu. Onu utandrmamak iin sustum. Ama o, dav-
ranma aldrmakszn ayn soruyu birka kez yineledi. Hali tavr nazikti. Bir-
denbire caddenin adn gsteren tabelaya takld gz. Budalaln kavramt.
Ama tas tara toplayp derhal oradan uzaklaaca yerde ki, ben onun
yerinde olsaydm, tek saniye duraksamadan byle yapardm kendini l-
sz bir fke nbetinin penesine brakt ve bana en kaba biimde svd. Eer
onu korumaya kalkmasaydm, kendimi bu zc sahneden kurlarm olacak-
tm. mdi hangimiz daha budala saylrz?
te, u son cmlesiyle kendi yanl admlarn da grmezlikten gelmediini
tantlam oluyordu; herkese olduu gibi, kendine kar da acmaszd, ii hafi f-
lemi olarak, defteri cebine soktu ve sven adam artk unuttu. Yaz yazarken
dzeni bozulmutu kitaplarnn: yerlerine itti. Vard ilk kede karsna
kan bir kurt kpeinden rkt. Kpek hzl ve gvenli admlarla, kalabaln
ortasnda kendine yol amaktayd. Ardndan da, tasmasna bal kayn ucunu
sk skya elinde tutan kr bir adam srklyordu. Adamn sakatl, kpein
yan sra, sa elindeki beyaz bastonundan da anlalyordu. Kre ayracak
zamanlar olmayan en ivecen kiiler bile, hayranlkla dolup taan baklarn
bir kez olsun bu hayvana yneltmeden edemiyorlard. Kpekse sabrn hi
yitirmeksizin, burnuyla kalabal yarmaya devam ediyordu. Gzel, gl kuv-
vetli bir hayvan olduundan, evredekiler seve seve yol veriyorlard. Kr
-
Elias Canetti 21
adam, anszn apkasn bandan kararak, bastonuyla birlikte ileriye doru
uzatt. Kpeimin kemii iin azck para! diye dilendi. Bu szlerin azndan
kmasyla birlikle, apkann iine bozuk paralar yamur gibi yamaya balad.
Ksa srede krle kpeinin evresine toplananlar, cadde trafiinin aksamas-
na yol amlard. Neyse ki, olayn getii kede, trafii yneten bir polis yok-
tu. Kien, dilenciyi daha yakndan gzden geirmek istedi. Adam, giyim kua-
mnn yoksul grnmesine belli bir zen gstermiti; bununla birlikte yz,
kltrl bir insan olduu izlenimini brakyordu. Gzlerinin evresindeki kas-
lar hi durmakszn oynat gz krpyor, kalarn yukar kaldryor, alnn
buruturuyordu yznden, Kienin iine kurt dt ve adama bir dzenbaz
gzyle bakmaya karar verdi. Tam o ara ortaya kan on iki yalarnda bir
erkek ocuu, heyecanla kpei yana itli ve apkann iine ar bir dme att.
Dme apkadaki bozuk paralara arpnca, bir altn sikkeninkine benzer bir
ses karmt. Kien yreinin acyla burkulduunu hissetti. ocuu salarn-
dan yakalad ve salara yapm elini kullanamayacandan, ocuun bana
antasn indirdi. Kr bir insan kandrmaya utanmyor musun? diye bard.
Ayn anda antann iinde kitaplarnn bulunduunu anmsadysa da, i iten
gemiti. Dehete kapld. Kitaplarn, bylesine bilerek tehl ikeye att hi
olmamt. ocuk alayarak kat. Kien, fkesinden syrlp yine acma duygu-
sunun sradan ve daha az gerilimli dzeyine dnebilmek amacyla, bozuk pa-
rasnn tmn kr adamn apkasna boaltt. evrede bulunanlar, balarn
salladlar, yksek sesle bu davran ne denli onayladklarn belirttiler. Oysa
Kienin gznde imdiki davran, bir ncekine oranla daha nemsiz, stelik
de korkakayd. Bu arada kpek, sahibini yine ard sra srklemeye koyul-
mutu. Birka saniye sonra olay yerinde bir polis belirdiinde, adamla kpei
oktan uzaklamlard.
Bu sahneyi grdkten sonra Kien, gnn birinde kr olma tehlikesiyle karl a-
rsa, yaamna kendi eliyle son vermeye ant iti. Ne zaman gzleri grmeyen
birine rastlasa, buz gibi bir korkunun yreini kapladn duyumsard. Dilsi z-
leri severdi; sarlar, ktrmleri, teki sakatlar umursamazd. Krlere ge-
lince; onu adamakll tedirgin ederlerdi. Bylelerinin yaamlarna neden son
vermediklerini, dorusu bir trl anlayamazd. Krlere zg kabartma yazy
bilseler bile, ok snrlyd yine de okuma olanaklar. sadan nce nc yz-
ylda yaam olan skenderiyeli kitaplk yneticisi Eratosthenesi anmsad.
Bilimin her dalnda yetke kabul edilen bu adam, yarm milyonu akn el yazs
ruloya bakmakla ykmlyd. Seksen yana geldiinde, korkun bir gerekl i-
-
22 Krleme
in farkna varmt: Gzleri, artk grevlerini gereince yerine getiremiyordu.
Geri henz grme gcn btnyle yitirmemiti ama, artk hi okuyamyor-
du. Onun yerinde baka biri olsa, btn btne kr olmay beklerdi. Eratost-
henese gelince, kitaplarndan ayrlmak zorunda kaln, yeterince krlk
sayd. Arkadalar ve rencileri, yanlarnda kalmas iin yalvardlar. Buna
karlk o, bir bilge kiinin olgunluuyla glmsedi, kendi istenciyle yemeden
imeden kesildi ve birka gn iinde lp gitti. Kitaplnda yalnzca yirmi be
bin cilt bulunan kck Kien de, gn geldiinde bu byk adamn izinden
gitmekten bir an bile ekinmeyecekti.
Evine kadarki yolun geriye kalann daha hzl admlarla yrd. Saat herhalde
sekize gelmi olmalyd. Her gn sekizde balard almaya. Ge kalmak, kal-
bini sktrrd sanki. Eve doru giderken, gizliden gizliye gzlerini snyordu.
imdilik grme yetisinde hibir ey yoktu ve herhangi bir tehlike sz konusu
deildi.
Kitapl, Ehrlich Caddesindeki 24 numaral yapnn drdnc ve en st ka-
tndayd. Dairenin kapsn, almas adamakll zor ayr kilitle gvenlik
altna almt. Kapy at, yalnzca bir giysi dolabnn durduu hol geip a-
lma odasna girdi. antasn dikkatle bir sandalyeye brakt. Sonra i ie drt
geni ve yksek tavanl odadan oluan kitaplnda bir aa bir yukar birka
kez gidip geldi. Btn duvarlar, tavana dek kitaplarla kaplyd. Baklarn usul
usul, kitaplar boyunca kaldrd. Tavana pencereler almt. Yukardan gelen
k, Kien iin bir vn kaynayd. Drt bir yandaki kat pencereleri, ev sahi-
biyle uzun uzadya srm ekimelerden sonra, yllar nce rlmt. Byle-
likle Kien her odada yeni duvarlar ve kitaplar iin daha fazla yer kazanmt.
Ayrca n yukardan gelmesini ve btn kitap raflarn da ayn lde ay-
dnlatmasn salayacak bir dzeni daha uygun, kitaplaryla zvarl arasn-
daki iliki asndan daha yakk alr bulmutu. Yanlardaki pencerelerin
rlmesiyle, eytana uyup caddede olup bitenlere bakmak ne yazk ki za-
man yitiminden baka bir eye yaramayan bu kt huy, sylentiye inanlrsa
doutan vard insanolunun iinde olanakszlamt. Her gn, masasnn
bana oturmadan nce bu akll davranna ve bu davrannn dourduu
olumlu sonulara krederdi. Yaamnn en byk isteini bu olumlu davran-
sayesinde gerekletirebilmi, zengin, dzenli, her yan kapal, iinde kendi-
sini ciddi dncelerden alkoyabilecek hibir eyann ya da insann bulun-
mad bir kitapla kavumutu.
-
Elias Canetti 23
Birinci oday alma odas olarak kullanyordu. Odann olanca eyas koc a-
man ve eski bir yaz masasyla, biri bu masann arkasna, biri de karsna
rastlayan kede duran iki sandalyeden ibaretti. Ayrca bir de darack divan
vard ki, Kien, yalnzca geceleri yatak yerine kullandndan bunu hep grmez-
likten gelmeyi yelerdi. Tanabilir bir merdiven duvara dayal dururdu. Di-
vandan ok daha byk bir nem tayan bu merdiven, btn gn boyunca bir
odadan tekine getirilip gtrlrd. Geriye kalan odann boluunu tek
bir sandalye bile bozmuyordu. Ne urada ne burada, kitap raflarnn alacal
bulacal tekdzeliini kesecek bir masa, dolap ya da soba vard. Btn de-
meyi kaplayan gzel, ar hallar, ardna kadar ak duran kaplardan szl e-
rek, drt oday byk bir salon halinde birletiren gz trmalayc lolua scak
bir hava vermekteydi.
Dimdik ve sert admlarla yrrd. Hallarn stnden geerken admlarn
daha seri basard. Admlarnn en kk bir yank bile uyandrmamas houna
giderdi. Zaten kitaplnda bir filin ayak seslerinin duyulmas bile olanakszd.
Bundan tr Kienin gznde hallarnn deeri ok yksekti. evresine bak-
np kitaplarnn bir saat nceki dzenini koruduuna emin oldu. Sonra anta-
snn iindekileri boaltmaya balad. Odaya girdii zaman antasn yaz ma-
sasnn nndeki sandalyeye brakrd. Bunu yapmazsa, antay unutup al-
maya koyulabilirdi. nk saat sekizi vurduu anda, iinde nne geilmez bir
alma tutkusu uyanrd. Merdivenin yardmyla ciltleri raflardaki yerlerine
yerletirdi. ok dikkat etmesine karn son cildi bu srada artk acele etme-
ye balamt erimek iin merdivene gerek duymad nc raftan aa
drd. Bu, en sevdii kitab olan Mong Tsenin yaptyd. Aptal! diye azar-
lad kendini. Barbar! Cahil adam! Sonra kitab byk bir zen ve sevecenlikle
yerden kaldrp hzl admlarla kapya yneldi. Ama daha kapya vurmazdan
nce aklna nemli bir ey geldi. Dnp kar duvara dayal duran merdiveni
elinden geldiince ar ar kazann olduu yere itti. Mong Tseyi iki eliyle
tutup merdivenin dibine, halnn stne brakt. imdi artk kapya gidebilirdi.
Kapy aktan sonra dar seslendi:
En iyi toz bezini getirin ltfen!
Ksa bir sre sonra eve bakan kadn, aralk duran kapya vurdu. Kien, karlk
vermedi. Kadn ban yavaa aralktan uzatarak sordu:
Bir ey mi oldu?
Hayr. Bezi verin bana.
-
24 Krleme
Kadn, onun sesinde bir yaknma havas sezinlemiti. Oysa Kien, bunu kar -
sndakine belli etmek istememiti. Ama kadn, ii burada brakmayacak denli
meraklyd, itenlikle: Rica ederim, Profesr! diyerek odaya girdi ve bir ba-
kta olup biteni anlad. Adeta kayarcasna yerde duran kitaba doru gitti.
Halya kadar uzanan mavi, kolal eteinin altndan ayaklar grnmyordu.
Ba, yana doru eikti. Kulaklar geni, yass ve iki yana yelken gibi akt. Sa
kula bann eiklii yznden omzuna dediinden ve ksmen de omzu
tarafndan rtldnden, sol kulak daha byk grnyordu. Yrrken ve
konuurken srekli ban sallard. Bu arada omuzlar da bana elik ederdi.
Kadn eildi, kitab kaldrd ve stn toz beziyle belki on kez sildi. Kien, kadn
kitab kaldrrken ondan nce davranmaya yeltenmedi. Kibarlk gsterilerin-
den nefret ederdi. Kadnn yannda durup, iini gerei gibi yapp yapmadna
bakt.
Kadn: iinize karmak gibi olmasn ama, merdivenin st basamanda al-
rken byle kazalar kolaylkla baa gelebilir, dedi. Sonra kitab yeni parlatl-
m bir tabak gibi Kiene uzatt. Aslda can u anda ok gevezelik etmek isti-
yordu. Fakat bu isteine eriemedi. Kien ksaca: Teekkr ederim, deyip
arkasn dnd. Kadn da durumu anlayp odadan kmaya davrand. Elini tam
tokmaa gtrmt ki, Kien birdenbire ona dnd ve dzmece bir glmse-
meyle sordu:
Byle konutuunuza gre, bu tr kazalar herhalde banza birka kez geldi!
Kadn, onun aslnda ne demek istediini anlam ve hakl olarak alnmt.
Rica ederim, Profesr! Bu rica ederim sz, sesinin yumuak tonunu delen
bir diken gibi kmt azndan. Kien, imdi bir de iinden ayrlmaya kalkar
m, diye dnd. Kadn yattrmak amacyla ekledi: Yalnzca bu kitaplkta
ne byk deerlerin bulunduuna dikkatinizi ekmek iin byle konutum.
Kadn, birdenbire bylesine nazik bir konumayla karlamay hi bekleme-
miti. Ne diyeceini bilemedi ve sevinle odadan ayrld. O gittikten sonra
Kien, kendi kendisini sulad. Kitaplarnn szn ederken, bir satc gibi ko-
numutu. Ama bu kadn gibilerinin kitaplarna iyi bakmalarn salayabilme-
nin baka yolu var myd? Kadn, kitaplarn gerek deerini anlayamyordu. Bu
durumda en iyisi, Kienin kitaplarna iyi bir yatrm gzyle baktna inanma-
syd. Byleydi ite insanlar, byleydi!
Kien, yksekteki Japon el yazmalarna doru eilip, farknda bile olmakszn
selam verdikten sonra, nihayet alma masasnn bana geti.
-
Giz
SEKZ yl nce Kien, gazeteye u ilan vermiti:
ok byk kitapl olam bir bilim adam, evinin ilerine bakacak ve sorumluluk
bilinci tayan bir kadn aramaktadr. Ancak ok yksek kiilik sahibi olanlarn
bavurmas rica olunur. Bu nitelikte olmayanlar, kap dar edilecektir. cret
nemli deildir.
Therese Krumbholz, o sralarda iyi bir ite almaktayd ve olduka rahatt.
Her sabah evin hanmyla beyine kahvaltlarn hazrlamazdan nce, dnyada
olup bilenleri renebilmek amacyla Gnlk Gazetenin ilan stununu okur-
du. Yaamnn sonuna dek hibir zellii olmayan bu ailenin yannda kalmaya
niyetli deildi. Henz genti. 48 yan doldurmamt bile. En ok istedii,
yalnz bana yaayan bir beyin yannda i bulmakt. Byle bir yerde insan
ileri daha iyi dzenleyebilirdi. Kadnlarla geinebilmek, olanakszd. Ama te
yandan elindeki ii bouna yitirmemek iin rk dala basmamaya da dikkat
ediyordu. Yannda alaca kimse hakknda iyice bilgi edinmeden yeni iine
adm atmayacakt. Gazetelerdeki ilanlarn ve drst kadnlara verilen parlak
szlerin altnda gizli olanlar iyi bilirdi. nsan daha yeni evinden ieri admm
atar atmaz rzna geilirdi. Therese ise 33 yllk yalnz bana srdrd y a-
am kavgas boyunca bir kez bile byle bir kazaya uramamt. Bundan sonra
da uramamak iin gereken dikkati harcayacakt.
O sabah grd ilan, ok ilgisini ekmiti. Baklar nce cret nemli deil-
dir cmlesine taklmt. Sonra kaln harflerle baslp iyice gze batmalar
salanm olan br cmleleri de birka kez batan aa okumutu. Yaznn
tonundan etkilenmiti; erkek diye buna denirdi. Ayrca kendini ok yksek
kiilikli biri olarak dnmek de gururunu okamt. Bir an bu nitelie sahip
olmayan ayak takmnn nasl kap dar edildiklerini gerekten grr gibi
olmu ve buna sevinmiti. Kendisinin ayak takm ile bir tutulamayacandan
ise emindi.
Ertesi gn erkenden, sabahn yedisinde Kienin nne dikilmiti. Kien, onu
hole alm ve hemen unlar sylemiti:
Her eyden nce evime, kim olursa olsun, yabanclarn adm almasn kesin-
likle yasakladm bilmenizi isterim. Kitaplarn sorumluluunu yklenebile-
cek misiniz?
-
26 Krleme
Kien, karsndakini dikkatli ve kukulu baklarla szmekteydi. Sorduu so-
runun karln almadan kadn zerine kesin bir yargya varmak istemiyor-
du. Kadn: zr dilerim, dedi. Ama siz beni ne sandnz?
Karsndakinin kaba davrannn yaratt aknlkla yle bir karlk ver-
miti ki, Kien syleyecek bir ey bulamamt.
Sizden nce alan kadna neden yol verdiimi de bilmenizi isterim, demiti.
Kitaplmdan bir kitap eksik kmt. Btn evi arattmsa da, bulunamad.
Bunun zerine ben de kadnn iine derhal son vermek zorunda kaldm. f-
keyle susmutu. Sonra karsndakinin kavray gcn aan eyler sylemi
gibi: Herhalde sylemek istediimi anlarsnz, diye eklemiti.
Therese, hi zaman yitirmeden: Dzenlilik arttr demiti. Bunun zerine
Kien verecek karlk bulamam, abartmal bir el hareketiyle kadn kitapl-
na armt. Therese de ilk odaya girip beklemeye koyulmutu.
alacanz yer buras ile, demiti Kien kupkuru ve ciddi bir tonda. Her
gn bir odann tepeden trnaa tozu alnacak. Bylece drt gnde btn oda-
larn iini bilirmi olacaksnz. Beinci gn, yine ilk odadan balayacaksnz. Bu
ii zerinize alabilir misiniz?
Evet.
Kien yine dar kp evin kapsn am ve: Gle gle. Bugn ie balayacak-
snz, demiti.
Therese merdiven bana kadar geldii halde, gitmekle gitmemek arasnda
bocalamt. Kien, aylk konusunda hibir ey sylememiti. Oysa eski iinden
ayrlmazdan nce Kiene bunu sormalyd. Ama hayr, hi szn etmese daha
iyi olurdu. Konuursa, yanl bir i yapabilirdi. Hibir ey sylemezse, belki
Kien ona kendiliinden fazlasn verirdi. inde sakngan olma igdsyle
agzllk arpmaklayd. Sonunda nc bir g, merak, her ikisine de
stn gelmiti.
Acaba aylm ne kadar olacak? Belki de bir aptallk yapmakla olduu korku-
suyla, bu kez zr dilerim szcn cmlenin bana koymay unutmutu.
Kien, umursamazlkla: stediiniz kadar, deyip kapy kapatmt.
Therese, ona gvenen ve on iki yl akn bir sredir evlerinde duran bir eya
paras gzyle bakan tekdze aileye artk yanlarnda katlanmaktansa, ekme-
ini sokakta kazanmay yeleyecei anlamnda bir eyler syleyip, zavallc k-
-
Elias Canetti 27
lar dehetlen az ak brakmt. Ne syledilerse, onu niyetinden caydrmay
baaramadlar. Therese hemen o gn gideceini, on iki yldan beri ayn yerde
alan birinin sre kouluna uymadan iinden ayrlmaya hakk olmas gerek-
tiini syledi. Deerbilir aile de bunu, ayn yirmisine kadarki almasnn
karln dememek iin bir frsat sayd. Therese, sre kouluna uymadn-
dan, bu parann kendisine verilmesinden kanld. Therese, o halde bunu da
Kien demek zorunda, diye dnerek kp gitti.
Kien, onun kitaplara kar grevlerini yerine getiri biiminden honuttu.
inden onu takdir ediyordu. Yzne kar aka vmeyi ise gereksiz bulu-
yordu. Yemei hep tam zamannda hazr oluyordu. Kadnn nasl yemek piir-
diinin farknda deildi. Bu nokta onu hi mi hi ilgilendirmiyordu. Yemekl e-
rini hep alma masasnda yer, yerken de kafas nemli dncelerle dolu
olurdu. ou kez sorsalar, aznda ne olduunu bile syleyemezdi. Bilin, ger-
ekten deer tayan dnceler iin saklanmalyd Kiene gre. Dnceleri
besleyen, bilinti ve dnceler bilinci gereksinirdi. Bilinten yoksun dn-
cenin var olabilecei tasarmlanamazd. inemek ve sindirmek, kendiliinden
olup biten eylerdi.
Therese, Kienin almasna kar belli bir sayg duymaktayd. Bunun nedeni,
Kienin dolgun ayln hi sektirmeden demesi ve kimseye yaknlk gster-
memesiydi, onunla da hi konumuyordu. Therese daha ocukluundan bala-
yarak, konukan tiplerden nefret etmiti. Annesi de bu tiplerdendi. Therese
yeni iinde son derece titiz alyor, aylm son kuruuna varncaya dek hak
etmek istiyordu. e balar balamaz kafasn kurcalamaya koyulan giz, yeni
kapsn onun gznde daha bir ekici yapmt.
Profesr, sabahlan tam altda stnde uyuduu divandan kalkard. Giyinmesi
ve ykanmas, az zaman alrd. Therese akamlar kendi odasna ekilmezden
nce divan hazrlar ve tekerlekli tuvalet masasn alma odasnn ortasna
getirirdi. Masa, yalnzca geceleri odada kalabilirdi. D yznde yabanc dilde
harfler bulunan drt kanatl bir paravan, onu rtyor ve Kienin bu irkin
manzaray grmesini engelliyordu. Kien, eyadan holanmazd. Ykanma
arabas adn verdii o iren nesneyi de, kullanlr kullanmaz ortadan daha
abuk kalksn diye, kendi bulmutu. Sabahlan saat alty eyrek gee kapsn
aar ve arabay olanca gcyle dar ilerdi. Bu itiin verdii hz, uzun koridor
boyunca kesilmezdi. Sonunda araba byk bir gmbrtyle mutfak kapsnn
yanndaki duvara arpard. Therese bu srada mutfakla beklerdi; kendi kk
-
28 Krleme
odas hemen yandayd. Kapy ap: Kalktnz m? diye seslenirdi. Kien kar-
lk vermeden yine odasna kapanrd. Sonra yediye dek evde kalrd. Bu uzun
zaman boyunca ne yapp ettiini bilen yoktu. Bunun dnda kalan saatlerde
hep masasnn banda oturur ve yazard.
Koyu ve ar bir ktle gibi duran masann ii tka basa el yazlaryla, st de
kitaplarla doluydu. u ya da bu ekmece en dikkatli biimde oynatldnda
bile masadan tiz bir ddk sesi ykselirdi. Kien, bu grltden holanmama-
sna karn, kendi olmad zaman eve hrsz girecek olursa Theresenin he-
men duymas iin kendisine miras yoluyla gemi olan bu ok eski masann
iindeki mekanizmay yerinde brakmt. nk hrsz denen tuhaf yaratklar,
kitaplara bakmadan nce para ararlard. Kien Thereseye deerli yaz masas-
nn iindeki bu mekanizmay cmlede ksaca ve yeterince aklamt. So-
nunda da ekmecelere dokunulduunda mekanizmay kendisinin bile durdu-
ramayacan belirtmeyi yararl grmt. Gndzleri Kien ne zaman bir yaz
aramaya kalksa, Therese ddk sesini duyar ve aard; Kien, bu sese katlan-
yordu. Akam oldu mu Profesr btn ktlarn kaldrrd. Masa da ertesi
sabah sekize dek dilsiz kalrd. Therese oday toplamaya geldiinde, masann
stnde yalnzca kitaplar ve sararm yazlar bulurdu. st Kienin yazlan ile
dolu yeni ktlar bulmak umudu ise hep boa kard. Kienin saat 6.15ten
7ye dein, yani eyrek saat sreyle hi almad kesindi.
Acaba dua ile mi geiriyordu bu sreyi? Hayr, Therese byle olduunu sanm-
yordu. Hem hangi akl banda insan kalkar da dua ederdi? Therese duaya
deer vermezdi. Kiliseye gitmezdi. Kilisede toplanan o ayaktakmna bir gz
atmak yeterliydi. Toplananlar, gerekten de birbirlerine pek uygun dmek-
teydiler. Ayrca Therese, kilisede srp giden dilencilikten de tiksiniyordu.
Salt evredekiler bakyorlar diye bir eyler vermek zorunluydu. Topl anan
paralarn nereye harcandn ise ancak Tanr bilirdi. Evde dua etmeye gelince,
bunun da gerei var myd? Harcanan zamana yazkt. Drst bir insan duay
gereksinmezdi. Therese, kendiliinden drst olan bir insand, tekilere geli n-
ce, onlar yalnz dua etmesini bilirlerdi. Ama Therese saat 6.15 ile 7 arasnda
alma odasnda ne yapldn renmek istiyordu. Aslnda merakl bir insan
deildi; kimse onu bu konuda sulayamazd. Burnunu bakalarnn iine sok-
mazd. Oysa bugnn kadnlar, byle deildiler. Burunlarn her ie sokmay
alkanlk haline getirmilerdi. Therese ise yalnzca kendi iine bakard. Fiyat-
lar, gnden gne ykselmekteydi. Patates fiyatlar ncekinin iki katna frla-
mt bile. Bu pahallkta geinmek bal bana bir sanat olmutu. Kien, drt
-
Elias Canetti 29
odann da kapsn kilitliyordu. Byle yapmasa, belki yandaki odadan bir gz
atma olana dnlebilirdi. Zamann Kien kadar iyi deerlendirmesini bi-
len, bir dakikay bile bo geirmeyen birinin eyrek saat hibir ey yapma-
mas, akln alaca ey deildi!
Kien dolamaya ktktan sonra Therese, kendisine emanet edilen odalarda
arama yapyordu. Bir ktln peindeydi, ama bunun nasl bir ktlk o l-
duunu henz kestirememiti. nce bavula tklm bir kadn cesedi bulmay
ummutu. Ama hallarn altnda saklayacak yer olmadn anlaynca, para-
lanm kadn cesedinden umudunu kesti. Odalarda kukularn glendirebile-
cek dolap da yoktu. Oysa yle her duvarda bir tane bulunmasn ne kadar
isterdi! Bu durumda suun bir kitabn arkasnda gizlendiine kesinlikle inan-
mt. Baka nerede olabilirdi ki? Grev bilinci, toz bezinin kitaplarn srtnda
gezinmesiyle yetinebilirdi. Ama izini srd giz, o ahlka aykr giz There-
seyi kitaplarn arkasna da bakmaya zorluyordu. Ciltleri tek tek karyor,
belki ii botur diye vurup bakyor, iman ve nasrl parmaklarn ta tahta
kaplamaya dek uzatp dokunuyor, sonra honutsuz biimde ban sallayp
elini ekiyordu. Merak, onu hibir zaman nceden saptanm alma sresini
amaya zorlamyordu. Kien evin kapsn amazdan be dakika nce yine mut-
faa dnm oluyordu. Aceleye, ya da stnkr i grmeye kalkmakszn,
raflar tek tek elden geiriyordu.
Aratrmasn durup dinlenmeksizin srdrd aylar boyunca, ayl n ban-
kaya yatrmay kendisine yasak etti. Bu parann kayna imdilik belli olmad-
ndan, kuruuna bile elini srmedi. Kt paralar, kendisine verildii gibi,
yirmi yl nce satn ald, dokunulmam mektup ktlarnn durduu zarfa
koydu. Uzun sre dnp tandktan sonra da bu zarf, seme ve birbirinden
gzel paralardan oluan, yllar boyu ok para dkerek toplad eyizini sak-
lad bavula kaldrd.
uzadka peinden kotuu gizi o denli ksa srede zemeyeceini anlad.
Ama zarar yoktu. Bol bol vakti vard. Beklemesini de bilirdi. u andaki duru-
mundan yaknmasn gerektiren bir neden yoktu. Sonunda ortaya gerekten
bir ey ksa bile, kimse onu sorumlu tutamazd. Kitaplkta aranmadk yer
brakmamt. Poliste alan gvenilir, drst ve Profesrn toplumdaki
yerini de gz nnde tutarak bir eyler yapabilecek bir tand olsa, kulam
bkecekti. Evet, yaamnda pek ok eyi gsleyebilirdi ama, insann hibir
desteinin bulunmamas da ho bir ey deildi. Bugnn insanlar yalnzca
-
30 Krleme
dans etmek, yzmek ya da gevezelik etmek peindeydiler. Ciddi konular ve
hele almay ise kimsenin aklndan geirdii yoktu. O denli ciddi bir adam
olan Kienin bile baz aksayan yanlar vard. Geceleri saat on ikiden nce yat-
myordu. Oysa insana en ok gece yarsndan nceki uyku yarard. Normal
insan da saat dokuz dedin mi yatard. Her ne ise, herhalde pek nemli bir ey
yoktu ortada.
Bylece su, klerek bir gize dnl. Gizli ktln evresinde youn ve
inat bir nefret kmelendi. Theresenin merak ise gemedi. Sabahlan 6.15 ile
7 arasnda hep tetikle beklemekteydi. Ender grlen, ama gerekleebilecek
olaslklar zerinde durmaklayd. Sz gelimi midesine saplanacak ani bir san-
c, Kieni odasndan dar frlatabilirdi. O zaman Therese hemen yanna koa-
cak ve ne olduunu soracakt. Sanclar hemen gemezdi. Theresenin istedii
eyleri renmesine ise birka dakika yetecekti. Ama ne var ki ll ve man-
tkl yaam, Kiene ok yaramaktayd. Thereseyi yanna ald sekiz yldan bu
yana midesinden sancland hi olmamt.
Kr adam ve kpeiyle karlatnn ertesi gn leden nce Kien, baz eski
incelemelere bakma gereini duydu. Yaz masasnn gzlerinin altn stne
getirdi. ekmelerde bir yn kt toplanmt. Kien taslaklar, dzeltmeleri,
kopyalar, ksacas almalarna ilikin btn yazlar zenle saklard. O gnk
aratrmas srasnda ierdikleri grler eskimi ve rtlm bir sr yaz
buldu. Bu arivin balangc, ta rencilik yllarna dek uzanmaktayd. Zaten
ezbere bildii bir ayrnty aramak, salt bildiini onaylamak iin saatler harca-
d. Otuz kt okudu; arad ise tek bir satrd. Eline ii oktan bitmi ve yara-
rn yitirmi bir sr yaz geti. Neden saklamt sanki bunlar? stelik ister
baslm, ister el yazs olsun, eline geeni okumadan bir yana da brakamazd.
Onun yerinde bir bakas olsa, bylesine dank bir okuma eyleminin sonun-
da dikkatini tmyle yitirirdi. Ama Kien, son szce dek dayand. Mrekkepli
yazlar, zamanla siliklemiti. Harfleri semekte glk ekiyordu. Aklna s o-
kakta rastlad kr adam geldi. Oysa kendisi sanki sonsuzlua dek ak kal a-
caklarmasna gzleriyle oynamaktayd. Gzlerinin harcad abay snrla-
yacak yerde, dncesiz bir tutumla aydan aya arlatrmaktayd. Bitirip bir
yana brakt her sayfa, grme gcnn bir parasn alp gtryordu. K-
peklerin mr ksa olurdu; okumasn da bilmezlerdi. Bundan tr de krlere
gzleriyle yardm ederlerdi. Gzlerinin deerini bilmeyen insan, kpeklerin
yol gstericiliini hak etmi saylrd.
-
Elias Canetti 31
Kien yaz masasnn gzlerindeki fazlalklar almaya karar verdi. O anda al-
tndan, bu ii ertesi sabah, kalkar kalkmaz yapacakt.
Ertesi gn sabahn altsnda, henz bir dn ortasndayken, yatt divandan
kurulmu gibi frlad, meydan okurcasna duran kocaman masasnn bana
kotu ve btn ekmeceleri ardna dek at. Amasyla birlikte ddk sesi de
balad ve kitaplk boyunca perde perde dalgalanarak sonunda yrek parala-
yan bir feryada dnt. Sanki her ekmecenin ayr bir grtla vard ve teki-
leri bastran sesiyle yardm istemekteydi. Biri ilerindekileri alyor, onlara ac
ektiriyor, yaamlarn ellerinden alyordu. Gzleri olmadndan, kendilerine
el uzatmaya kalkann kim olduunu bilemiyorlard. Tek organlar, tiz bir
ddk sesiydi. Kien, ktlarn gzden geirip dzenledi. Bu i epey zamann
ald. Grltye gs gerdi; balad ii sonuna dek gtrrd. ncecik kol la-
rnn arasnda tad kocaman eski bir kt yn ile drdnc odaya gitti.
Orada, ddk seslerinden biraz daha uzakla ktlar svp sayarak tek tek
yrtmaya koyuldu. Kap vuruldu; Kien dilerini gcrdatt. Kapnn ikinci kez
vuruluunda, ayaklaryla yeri dvd. Bu arada kap, sanki balyozla vurulu-
yormuasna gmbrdemeye balamt. Kesin u grlty! diye bararak
bir kfr daha savurdu Kien. Gerekle kendi kendisine yaktramad bu
kfrleri hi azna almam olmay isterdi. Ne var ki yrtt el yazlarna ac-
maktayd ve ancak svp saymas sayesinde onlar atma yrekliliini gstere-
biliyordu. Sonunda uzun bacakl bir Marabu kuu gibi kt paralarndan
meydana gelen bir tepeciin ortasnda kalakald. Yma, sanki kt paralar
yaayan varlklarm gibi, rkek ve utanga bir tavrla dokunuyor, yok olup
gidilerine hafiften acyordu. Onlar gereksiz yere bir kez daha incitmemek
iin bir ayan dikkatle yndan dar atl. Kt mezarln nihayet arkasn-
da braktnda rahat bir soluk ald. Kapnn nnde Therese ile karlat.
Yorgun bir el hareketiyle yn gsterip: Kaldrn! dedi. Ddk sesleri kesil-
miti. Kien masann bana dnp ekmeceleri kapad. Ddk sesi yine du-
yulmad. Daha nce ekmeceleri ok sert atndan, mekanizma bozulmutu.
Mthi grlt baladnda, Therese tuvaletinin son blmn de tamamla-
mak zere, kolal eteini giymek iin uramaktayd. Grltden yrei azna
geldi; eteini stnkr ilikleyip alma odasnn kapsna seirtti. Bir fltten
dklen ezgileri andran bir sesle: Ne oluyor Allah akna? diye sordu, nce
ekingen, sonra gittike daha iddetli, kapya vurmaya balad. erden kar-
lk gelmeyince kapy amaya alt ama baaramad. Kapdan kapya kotu.
Son kapya vardnda ierden Kienin fkeli bartsn duydu. Bu kez btn
-
32 Krleme
gcyle o kapya vurmaya balad. erden Kien, fkeyle: Susun! diye hay-
krd. Bu denli kzd, hi olmamt. Therese yar kzgnlkla, yar yazgsna
boyun eerek, nasrl ellerini sert eteine gtrd ve olduu yerde bir tabe-
bek gibi kalakald. Ne felaket! diye fsldad. Ne felaket! Kien kapy atn-
da, daha ok alkanlktan tr, hl olduu yerde durmaktayd.
Doutan arkanl olmasna karn, kap alr almaz eline ne denli bulun-
maz bir frsat getiini hemen anlad. Glkle imdi kaldrrm, diyerek
mutfaa doru seirtti. Ama mutfan eiinde, aklna baka bir ey geldi.
Aman Allahm! imdi kapsn yine kilitler mutlaka! Alkanlk deil mi? Za-
ten hep byle olur. Son dakikada bir aksilik kar. Tanrm, ne talihsizim ben!
Talihsiz olduunu ilk kez sylyordu. nk genellikle kendisini alkan,
bundan tr de talihli bir insan sayard. ine giren korku yznden bann
sallanmas artmt. Hafif admlarla yine koridora kt. Gvdesinin st ksmn
iyice ne doru emiti. Bacaklar her adm atmazdan nce sanki bir an du-
raklyordu. Kolayla sertletirilmi etei dalgalanyordu. Kayarcasna gitse,
hedefine daha sessiz yaklaabilecekti; ama bunu, artk ok sradan bir yry
biimi buluyordu. inde bulunduu ann nemi, tren admlarn andran
admlarla yrmesini gerektiriyordu. Odann kaps akt. Kt yn, hl
ortadayd, Therese esintiden kapanmasn diye, kap ile pervaz arasna halnn
kabark bir yerini sktrd. Sonra mutfaa dnd; sa elinde fara ve spr-
geyle, tuvalet arabasnn bildik sesini beklemeye koyuldu. Bu sabah sabrszl-
o derecedeydi ki, elinden gelse arabay almaya kendi gidecekti. Sonunda
araba duvara arpnca, kendini unutup her zamanki gibi: Kalktnz m? diye
seslendi. Arabay mutfaa ektikten sonra, biraz ncesinden daha da eik ,
srnrcesine kitapla yolland. Farala sprgeyi yere brakt. Ar ar
aradaki odalardan geip, Kienin yatt odann eiine dek geldi. Her admdan
sonra duruyor, dierinden daha az kullanlm olan sa kula ile sesleri duy a-
bilmek iin ban teki yana eviriyordu. Otuz metrelik yolu, ancak on daki-
kada alabildi; yaptn bir delilik sayyordu. Korkusu, merakna kout olarak
artyordu. Hedefe vardnda nasl davranacan o ana dek bin kez kafasnda
canlandrmt. Kapnn pervazna smsk yapt. Yeni kolalanm etei aklna
geldiinde, artk ok ge olmutu. Bir gz ile durumu kubak grmeye
alt, br gz yedekte kald srece kendini gvenlik altnda hissediyor-
du. Hem kendini gstermemeli, hem de odada olup bitenlerin hibirini gzden
karmamalyd. Baka zamanlar hep kalasna dayad iin, dirsekten b-
klmeye zorlanan sa kolunu da hareketsiz brakmaya alt. Kien, kitaplar-
nn nnde bir aa, bir yukar geziniyor ve anlalmaz sesler karyordu. i
-
Elias Canetti 33
bo antay kolunun altna sktrlmt. Durdu, bir an dnd, sonra merdi-
veni getirip trmand. En st raftan kitap ekti, sayfalarn kartrd ve anta-
sna koydu. Aa inince yine bir boy gezindi, duraklad, yerinden kmamak ta
direnen bir cildi ekitirdi, kalarn att ve sonunda kitab karmay baa-
rnca, cildine kuvvetlice bir aplak indirdi. Bu kitap da antann iinde kaybo l-
du. Kien raflara dnd; drd kk, biri de byk olmak zere be kitap daha
seti. Anszn acele etmeye balamt. Arlam olan anta ile merdivenin en
st basamana kt ve ilk kitab yerine koydu. Uzun bacaklar almasn
gletiriyordu. Neredeyse decekti.
Dp de bir yerine bir ey olduu takdirde, o ne olduunu anlayamad k-
tln gizi de aa kmadan kalacakt. Theresenin kolu, buyruundan ka-
rak yukar kalkt ve sahibinin kulandan ekti. Kadn, iyice alm gzleriyle
tehlikede olan efendisini izlemekteydi. Onun ayaklarnn kaln halya bastn
grnce rahat bir soluk ald. Demek kitaplar, gerekte bir aldatmacayd. Asl
gerek, imdiden sonra ortaya kacakt. Therese, kitapln her kesini kar
kar biliyordu. Ama ktlk insan bin bir kurnazla srklerdi. Bunun ha-
ha vard, morfini vard, kokaini vard bunlarn tmn bilmek kimin har-
cyd ki? Therese, yle kolay oyuna geleceklerden deildi. Arad giz kitapla-
rn arkasndayd. Szgelimi Kien neden hibir zaman odann ortasndan ge-
miyordu? Merdivenin yannda dururken, tam karsna rastlayan raflardan bir
ey almak istediinde, dosdoru oday geip oraya gidecek yerde, dier kitap
raflarna srnrcesine oday dolanmay yeliyordu. Koltuunun altndaki
ar antayla birlikte uzun yolu seiyordu. Aranlan giz kitaplarn arkasnday-
d. Katiller cinayeti iledikleri yere dnerlerdi. Kienin antas, imdi dolmutu.
ine baka kitaplarn sdrlmas olanakszd, Therese, her gn tozunu ald
antay biliyordu. te, ne olacaksa imdi olacakt. Herhalde saat daha yedi
olmamt. Kien, yedide evden kard. Ama saat daha yedi olmamt. Olma-
malyd!
Therese kendinden emin ve kstah bir tavrla ne eildi, kollarn beline da-
yad, yamyass kulaklarn dikti ve kk gzlerini agzllkle at. Kien,
antay iki yanndan tutup yere, halnn stne koymutu. Yznde gurur
vard. ne doru eildi ve yle kald. Ter iinde kalan Therese, tir tir titriyor-
du. Gzleri de yaarmt. Demek giz, gerekten halnn almdayd. Bu olasl
daha en bata dnmt. nsan bazen ne denli aptal olabiliyordu; Kien do-
ruldu, kemiklerini takrdatt ve tkrd. Ya da tkrmedi de, yalnzca ta-
-
34 Krleme
mam m demiti? Elini antaya uzatt, kitaplardan birini karp ar ar ye-
rine yerletirdi. Ayn hareketi antadaki dier kitaplar iin yineledi.
Therese baylacak gibi oldu. eytan alsn bylesini, gizi de onun olsun! Hi
glmeyen ve de tek szck konumayan o ciddi insan buydu demek, ha? The-
rese de ciddi ve alkand; ama hi byle davranr myd? Byle yapmaktansa,
ellerini kesmeyi yelerdi. Oysa Kien, evinin ilerine bakan kadnn nnde
aptal durumuna dryordu kendini. stelik bu adam, paralyd, hem de ok
paralyd! Bylesine ancak hacir altna aldrmak yakrd. Ne yapyordu para-
sn? Theresenin yerinde bir bakas, bugnn o kan bozuk gen kadnlarn-
dan biri olsayd, Kienin altndaki son yatak arafm bile oktan ekip alrd.
Zaten doru drst bir yata bile yoktu. Ya o kadar ok kitab ne yapyordu?
Hepsini ayn zamanda okuyabilmesi, olanakszd. Thereseye gre bylesine
ancak deli denirdi. Yaplmas gereken ey, parasn, dibine dar ekmeden elin-
den almak, sonra da kapnn nne brakvermekti. Ona evine drst ve sayg-
deer birini almann ne demek olduunu gsterecekti. Kien herkesi maskara
yerine koyabileceini sanyordu. Ama Thereseye kimse maskara gibi davra-
namazd. Belki sekiz yl boyunca alay ettirmiti kendisiyle; ama bundan sonra,
hayr!
Kien gezmeye giderken yanna almak zere ikinci bir kitap takm seme iini
tamamladnda, Theresenin ilk anlarda duyduu fke de uup gitmiti.
Kienin kmaya hazrlandn anlaynca, kendine gelerek kt ynnn ba-
na dnd ve fara gururla ktlarn iine daldrd. imdi kendini daha nemli
ve ilgin bir kii olarak gryordu.
Kararn vermiti. Hayr, iinden ayrlmayacakt. Ama Kienin aklnn banda
olmadn da anlamt. Bir ey renmiti. Grd eyi deerlendirmesini
bilirdi. Yaamnda grdkleri azd. Kentin dna hi adm atmamt. Paraya
acdndan uzun gezintilere kmazd. Yzmeye gitmeyi, saygdeer bir kad-
na yaktramazd. Hibir yeri bilmediinden yolculua da kmazd. Alverie
gitme zorunluluu olmasa, hep evde kalacakt. Herkes birbirini kazklamak
peindeydi. Fiyatlar her yl ykseliyordu ve hibir ey eskiden olduu gibi
deildi.
-
Elias Canetti 35
Konfysn patanl
KIEN, ertesi pazar gezintiden dndnde ok neeliydi. Pazar gnleri saba-
hn bu erken saatinde sokaklar bombo oluyordu. nsanlar, tatil gnlerine
uykuda balyorlard. Yataktan kalktktan sonra ilk ileri, en iyi giysilerini
zerlerine geirmek oluyordu. lk uyank saatlerini, aynann nnde kendi
kendilerine tapmakla geiriyorlard. Geri kalan saatlerinde ise arpk suratla-
rnn grnn, bakalarnnkine bakarak unutmaya alyorlard. Geri
hepsi, kendilerini teki hemcinslerinden stn grrlerdi; ama bunu tantla-
mak iin onlarn arasna karma gdsnn nne de geemezlerdi. Hafta
iindeki gnler ekmek paras uruna ter ve dil dkmekle geirilirdi. Pazar
gnleri ise bouna gevezelik edilirdi.
Balangta dinlenme gn, herkesin dilini tutaca bir gn ol arak dnl-
mt. Ama zamanla soysuzlaan btn teki kurumlar gibi, dinlenme gn
olan pazar gnleri de, balangta gdlen amala ilgisi bulunmayan bir sre-
ce gemiti. Kien bu durumu alayl baklarla izliyordu. Onun iin dinlenme
gn diye bir kavram sz konusu deildi. nk hi konumaz ve durup din-
lenme nedir bilmeksizin alrd.
Evinin kapsnda Thereseye rastlad. Grne baklrsa kadn onu epeydir
beklemekteydi.
kinci katla oturan Metzgerlerin olu geldi. Sizi ziyaret etmesi iin izin
vermisiniz. Evde olduunuzu syledi. Hizmeti kz, uzun boylu birinin merdi-
venden getiini grm. ocuk yarm saat sonra yine gelecek. Rahatsz etmek
istemediini, yalnzca kitap iin geleceini syledi.
Kien kadn dinlememiti. Ama kitap szc geince kulak kabartt ve ne-
den sz edildiini ancak ondan sonra anlad.
Yalan sylemi. Ona hibir ey iin sz vermi deilim. Yalnz gnn birin-
de, o da eer vaktim olursa, Hindistan ve inden resimler gsteririm demi-
tim. Oysa hi vaktim olmuyor. Gelirse ieri almayn.
nsanlar hemen yzszleiveriyorlar, zr dilerim ama, byleleri ancak
kan bozuk diye nitelendirilebilir. Babas sradan bir iiydi. Bunca paray
nereden bulduunu gerekten bilmek isterim. Ama sonunda olan gryoruz.
Artk her ey ocuklar iin. Disiplin diye bir ey kalmad. ocuklar derseniz,
inanlmayacak denli terbiyesiz. Okuldaki saatlerini hep oyun oynamakla, ya da
-
36 Krleme
retmenleriyle gezmekle geiriyorlar. Rica ederim, bizim zamanmzda byle
miydi? Bir ocuk okumak istemedi mi, bykleri onu hemen okuldan alr ve
bir eyler rensin diye bir ustann yanna rak verirlerdi. Bugnse hibir ey
yaplmyor. Dahas, insanlar almak istemiyorlar. Azla yetinmesini de unu-
turlar dense yeridir. Pazar gnleri gezmeye kan genlerin haline bakn bir
kez. i kzlar bile srtlarna yeni bir bluz geirmeden edemiyorlar. art sanki
bu pahal giysileri almalar! Yzmeye gittikleri yerde bunlar naslsa karyor-
lar. stelik de erkeklerle birlikte yzyorlar. Eskiden nerde vard byle ey?
Bunun yerine biraz alsalar, ok daha iyi ederler. Kendi kendime hep bu
kadar paray nereden bulabildiklerini soruyorum. Zira fiyatlar, gnden gne
ykseliyor. Patates, ncekinin iki katna frlad. Byklerden bunca yz bulan
ocuklarn marmasna hi amamal. Oysa vaktiyle sal sollu iki amar
yediler mi, byklerinin sznden kmay bir daha akl larnn ucundan bile
geirmezlerdi. Ksacas artk dnyann tad tuzu kalmad. ocuklar kkken
renmekten, bydkten sonra da almaktan kanr oldular.
Kien, ilk bata gevezelii ile kendisini alkoyduundan tr kadna sinirlen-
miti. Ama bunun hemen ardndan szlerini hayretle kark bir ilgiyle dinl e-
meye balad. Karsndaki, bilgisizliine karn renmeye byk deer v eri-
yordu. Demek ki z iyiydi. Belki de bunun nedeni artk her gn Kienin kitap-
laryla uramasyd. Ama onun ortamndan gelen herkes, kitaplardan byle
olumlu etkilenmezdi. Therese olumlu etkilere daha akt ve belki de ren-
meye kar zlem duyuyordu.
ok haklsnz, diye yantlad Kien, bu denli mantkl dnmenize sevin-
dim, renmek, her eyin banda gelir.
Bu arada eve girmilerdi. Kien: Bekleyin beni, diye buyruklayp kitaplna
girdi. Sol elinde kk boy bir ciltle geri dnd. Sayfalar evirirken, ince bir
izgi gibi duran sert ifadeli dudaklarn ileri doru uzatmt. Dinleyin! diye-
rek eliyle Thereseye biraz uzaklamasn iaret etti. imdi syleyecekleri, bir
uzamn varln gerekli klmaktayd. Metnin yalnl ile tam bir kartl k olu-
turan bir duygu cokunluu ierisinde okumaya koyuldu:
retmenim, her gn gndzleri bin, akamlar da bin harf yazmam bu-
yurmutu. Ksa k gnlerinde gne erken battndan, grevimi tamamlaya-
mazdm. Yaz yazdm kk kuru tahtam batya bakan verandaya gtrr,
yazm orada bitirirdim. Akamlar, ilerlemi saatlerde, yazdklarm gzden
geirirken artk yorgunlukla savaamaz olurdum. Bu yzden su dolu iki kovay
-
Elias Canetti 37
yanma almaya baladm. ok uyku bastnda, giysilerimi karr ve kovann
birini tepemden aa boca ederdim. Sonra giyinmeksizin yine almaya ko-
yulurdum. Biraz sonra snp yine uykum gelince, bu kez ikinci kovay kull a-
nrdm. Bu yntemin yardmyla hemen her zaman devlerimi zamannda
bitirmeyi baardm. O k dokuz yama bastm.
Kien, coku ve hayranlkla kitab kapad. te byle alrlarm bir zamanlar.
Size okuduum, Japon bilgini Arai Hakusekinin genlik anlarndan bir par-
ayd.
Therese, dinlerken Kiene biraz yaklam, bayla cmlelere tempo tutmutu.
Sol kula kendiliinden, Kienin okurken ezamanl olarak Almancaya evir-
dii szcklere doru uzanmt. Zaten Kien farknda olmakszn kitab biraz
eik tutmutu. Therese de hi kukusuz yabanc iaretleri grm ve Kienin
okumasndaki akcla hayran kalmt. Kien okurken, sanki elinde Almanca
bir kitap varmasna okumutu. Okumas bitince derin bir soluk alan There-
se: Harika! dedi. Onun bu hayranl Kienin houna gitmiti. Bir eyler re-
nebilmesi iin gerekten ok mu ge acaba, diye dnd, ka yanda acaba?
nsan, her yata renebilir. nce okunmas kolay romanlardan balamal.
Bu srada kapnn zili srarla ald. Therese gidip at. Kk Metzger, ban
ieri uzatarak: Girebilirim, dedi, yksek sesle, Profesr izin verdi. Therese
ise: Kitap mitap yok, diye barp kapy suratna kapatt. Olan darda
tepiniyor, bin bir tehdit savuruyordu, yle kzmt ki, fkeyle birbiri ardna
sralad szcklerden hibir anlam kmyordu. Bylelerine yz verirseniz
astarn isterler. Tereyal ekmeini merdivenlerde yututuruyordu. Kitap
verseniz, stn hemen leke iinde brakacak.
Kien kitapln eiinde duruyordu; ocuk onu grmemiti. Ban sallad ve
yznde bir glmsemeyle kadna bakt. Kitaplarnn stne titrenmesinden
ok holanrd. imdi Therese bir teekkr hak etmiti.
Herhangi bir zaman cannz bir ey okumak isterse, hi ekinmeden bana
bavurabilirsiniz.
ok sevinirim buna. Zaten epeydir byle bir istekte bulunmay dnyor-
dum sizden.
Kitap sz konusu oldu mu nasl da kuyruuna yapveriyordu nne kan
frsatn! Oysa olaan tutumu bu deildi. O gne dek agzllk ettii hi o l-
mamt. br yandan Kien kitapln darya kitap verilen genel bir kitapla
-
38 Krleme
dntrmeyi aklndan hi mi hi geirmiyordu. Zaman kazanmak iin: Peki,
diye yantlad. Yarn bir kitap seerim sizin iin.
Sonra almaya koyuldu. Kadna verdii sz rahatn karmt. Geri There-
se, her gn tozunu almasna karn, kitaplarna herhangi bir zarar vermi de-
ildi. Ama toz almak baka, okumak bakayd. Theresenin parmaklar iman
ve hantald. nce kt ise ince bir dikkat isterdi. Kaln bir cilt kapann ince
kitap sayfalarndan daha dayankl olmas doald. Hem kadn okumasn bili-
yor muydu bakalm? Ya, ellinin epey zerindeydi. O gne dek zaman yiti r-
miti. Platon, Kinizm okulunun yelerinden olan kart Antisthenes iin -
renmekte ge kalm bir yal adam demiti. Bugn ise renmekte ge kal-
m ihtiyar kadnlar ortaya kyordu. Therese susuzluunu kaynan banda
gidermek istiyordu. Yoksa bilgisizliinden tr benden utanyor mu? yilik
etmeyi isterim hi kukusuz; ama bakasnn srtndan deil. Bu iyiliin bede-
lini neden kitaplar desin? Yksek bir aylk veriyorum. Yapabilirim bunu,
nk para, benim param. Ama kitaplarm ona brakmak, hi kukusuz ok
korkaka bir davran olurdu. Bilgisiz kiinin elinde kitaplar savunmaszdr.
Ben de o okurken banda bekleyemem.
O gece Kien dnde ayaklarndan smsk bir tapnan balkonuna balanm
bir adam grd. Adam elindeki tahta paralaryla arka ayaklar stne dikil-
mi, sadan ve soldan iddetle saldran iki pantere kar kendini korumaya
abalyordu. Hayvanlarn ikisi de, rengrenk ve tuhaf grnl eritlerle
sslenmiti. Dilerini gcrdatyorlar, azlarn srekli olarak ap kapyorlar-
d. Gzlerini ylesine vahice bir biimde devire devire bakyorlard ki, bunu
grenin srtndan ecel terlerinin boanmamas olanakszd. Gkyz kapkara
ve baskt; yldzlarn toplayp cebinin derinliklerinde saklamt. Bal ada-
mn gzlerinden dklen cam bilyeler, yere dp bin para oluyordu. Ama bu
grnm tekdze srp gittiinden, bakan biraz sonra karsndaki vahi
arpmaya alyor ve esnemeye balyordu, ite tam bu srada baklar, pan-
terlerin ayaklarna takld. Bunlar, insan ayayd. O zaman uzun boylu ve bi l-
gili bir adam olan izleyici, ha, diye geiriyordu kafasndan; bu hayvanlar, ger-
ekte eski Meksikadaki kurban trenlerinde treni yneten rahipler. u anda
kutsal bir komedi oynamaktalar. Kurban, sonunda leceini biliyor. Rahiplere
gelince, panter klna girmiler ama, ben onlarn kim olduklarn, gerek
kimliklerini hemen anlyorum.
Tam bu anda sa yandaki panter eline geirdii ar ve kama gibi sivri bir ta,
olanca gcyle kurbann yreinin tam ortasna batrd. Tan keskin kel e-
-
Elias Canetti 39
rinden biri, kurbann gsn iyice yrtt. Kien, kamaan gzlerini yumdu.
Kann ta gkyzne dek fkracan dnerek, ortaadan kalma bu vaheti
knad. Aklnca kan akp gidene dek bekledikten sonra gzlerini at. Ama kar-
lat sahne, korkuntu; Kurbann yarlm gsnden bir kitap frlad. Bunu
bir kincisi, bir ncs ve sonra da birou izledi. Akntnn sonu gelmek
bilmiyordu. Kitaplar yere dklyor, dklr dklmez de yapkan alevlerle
evriliyordu. Akan kan odun ynn tututurmu olduundan, kitaplar da
yanmaklayd. Gsn kapat! diye seslendi Kien le yandaki bal adama.
Gsn kapat! Ellerini deli gibi sallayarak ona bu ii nasl yapmas gerekti-
ini gsterdi; ama abuk olmalyd, ok abuk! Bal adam, onun ne demek
istediini anlamt sonunda, gl bir silkinmeyle balarndan kurtuldu ve iki
elini birden yreine gtrd. Kien, derin bir soluk ald.
Ama kurban birdenbire gsn iyice yrtp at. Kitaplar akt, akt. Belki dzi-
nelerce, belki de yzlerce; sayabilme olana kalmamt artk. Alevlerin yala-
d her sayfa imdat diye baryor, her yandan ac lklar ykseliyordu. Kien
kollarn ra gibi yanan kitaplara doru uzatt. Ama mihrap, sandndan ok
daha uzandayd. Oraya birka adn atmasna karn, yine de yaklaamad.
Kitaplar alevlerin arasndan canl kurtarmak istiyorsa, komaktan baka ya-
pabilecei bir ey yoktu imdi. Kotu, dt, soluk solua kald; kahrolasca
soluu ne de abuk kesilivermiti! Bedeninin bakmna bo vermenin karla-
aca sonu bu olurdu ite! Hrsndan elinden gelse kendini orackta lokma
lokma ediverirdi. Ona da insan m denirdi! Tam gereklii anda gcn yitiri-
vermiti. Ya bu aalk hayvanlar! nsanlarn kurban edildii, bilmedii bir
ey deildi. Ama kitaplar! Olacak ey miydi kitap kurban etmek? imdi mihra-
bn tam nne gelmiti. Alevler, salarn ve kalarn kavuruyordu. Tahta
yn kocamand, oysa uzaklar gzne kk grnmt. Kitaplar atein
ortasnda olmalyd. Hadi atsana kendini korkak herif, yalnz bbrlenmesini
bilirsin, adi yaratk!
Ama nedendi bu svmesi kendine? Artk alevlerin ortasndayd ya! Neredes i-
niz? Neredesiniz? Alevlerin gzlerini krletirdiinden, bir ey gremi-