elif Şafak - ustam ve ben

416
USTAM VE BEN Yazan: EJifJafak Çeviren: Omca A. Korugan Yayın hakian: €> Doğan Egmont Yayıncılık ve Yapımcılık Tic. A.Ş. Bu eserin bütün haklan saklıdır. Yayınevinden yazılı izin alınmadan kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz, hiçbir şekilde kopya edilemez, çoğaitılamaz ve yayımlanamaz. T. baskı/ Aralık 2013 / ISBN 978-605-09-1803-8 Sertifika no: 11940 Kapak tasarım: Uğurcan Ataoğiu Kapak grafik tasarım: Handan Tepe Dijital illüstrasyon: Onur AynagÖz 8öiüm illüstrasyonları: Yiğit Karagöz Baskı: Mega Basım Yayın San. ve Tic A.Ş. Cihangir Mah. Güvercin Cad. No: 3/1 Baha İş Merkezi. A Blok Kat: 2 34310 Haramidere- İstanbul Tel. (212)41217 00 Sertifika no: 12026 Doğan Egmont Yayıncılık ve Yapımcılık Tic. A.Ş. 19 Mayıs Cad. Golden Plaza No. 1 Kat 10,34360 Şişli - İSTANBUL Tel. (212) 373 77 00 / Faks (212) 355 83 16 www.dogankltap.com.tr / [email protected] / [email protected] Ustam ve Ben Elif Şafak

Upload: kerem-guergensuyu

Post on 29-Sep-2015

147 views

Category:

Documents


9 download

DESCRIPTION

elif şafak

TRANSCRIPT

  • USTAM VE BEN

    Yazan: EJifJafak eviren: Omca A. Korugan

    Yayn hakian: > Doan Egmont Yaynclk ve Yapmclk Tic. A..

    Bu eserin btn haklan sakldr. Yaynevinden yazl izin alnmadan ksmen veya tamamen

    alnt yaplamaz, hibir ekilde kopya edilemez, oaitlamaz ve yaymlanamaz.

    T. bask/ Aralk 2013 / ISBN 978-605-09-1803-8 Sertifika no: 11940

    Kapak tasarm: Uurcan Ataoiu Kapak grafik tasarm: Handan Tepe Dijital illstrasyon:

    Onur Aynagz 8im illstrasyonlar: Yiit Karagz Bask: Mega Basm Yayn San. ve Tic

    A..

    Cihangir Mah. Gvercin Cad. No: 3/1 Baha Merkezi. A Blok Kat: 2 34310 Haramidere-

    stanbul Tel. (212)41217 00 Sertifika no: 12026

    Doan Egmont Yaynclk ve Yapmclk Tic. A..

    19 Mays Cad. Golden Plaza No. 1 Kat 10,34360 ili - STANBUL Tel. (212) 373 77 00 / Faks

    (212) 355 83 16

    www.dogankltap.com.tr / [email protected] / [email protected]

    Ustam ve Ben

    Elif afak

    http://www.dogankitap.com.tr/mailto:[email protected]:[email protected]
  • eviren: Omca A. Korugan

    (Yazarla birlikte)

    DOAN

    Getirdi acz, grp ak mkl olduun, Kamu

    hnerlere stad grdn gnlm.

    Fuzuli (16. yzyl Osmanl airi)

    ... cmle lemi gezdim de Bulamadm aka

    deer bir nesne. Bu yzden yabancym kendi

    halkma, Ve srgnm onlarn arasndan,

    Ermilerin dostluunu aradmdan.

    Mira Bai (16. yzyl Hindu airi)

    Ciso Allah'n yaratt, eytann artt bunca insandan sadece bir avucu

    kefedebilmi Arzn Merkezini - iyi ile ktnn, gemi ile gelecein, ben

    ve sen ayrmnn kalmad; zamann hep bu an olduu, kavgasz savasz

    bir asude diyar. Bulduklar yer ylesine gzelmi ki dilleri tutulmu.

    Melekler hallerine acyp iki seenek sunmular. ayet konuma

    kabiliyetlerini geri almak istiyorlarsa, grdklerini unutmalar gere-

    kiyormu. Her ey silinecek ama kalplerinde bir boluk kalacakm. Eer

  • grdklerini hatrlamay tercih ediyorlarsa, o zaman da zihinleri

    bulanacakm. Bylece, kimsenin bilmedii o beldeye varanlarn yars,

    yreklerinde bir eksiklik duygusuyla dnm. Yars da akllar karm

    halde. Hasret ekenlere klar denmi; kafasnda sorular olanlara da

    kirtler. Birinciler ak renenlermi, kinciler ise renmeye k.

    Byle derdi ustam Sinan, biz drt rana. Ban yana eip gz-

    lerimizin iine bakard, ruhumuzu grmek istercesine. Biliyorum doru

    deildi byle dnmem; kimdim ki ben, cahil bir olan, ama ne vakit

    ustam bu hikyeyi anlatsa, dier nden ziyade bana hitap ettii hissine

    kaplrdm. Sanki bir ey vard benden, en gen kandan bekledii.

    Baklar yzmde oyalanrd. Gzlerimi karrdm onu hayal krklna

    uratmaktan korkarak. Kim bilir, belki de anlamt huyumu. Daha

    bandan biliyordu ne kadar azimli bir renci olacam ama i sevmeye

    ve sevilmeye gelince kep geride, kep acemi kalacam.

    Keke gemie bakp diyebilsem ki, renmeye sevdalandm kadar

    sevmeyi de rendim u hayatta. Ama yalan sylersem yarn bir gn

    cehennemde benim iin de bir kazan kaynayabilir. Zira ok yalandm.

    Bir nar aacym; bir ayam burada, bir ayam ukurda.

    Biz alt can idik: Usta, drt rak ve beyaz fil. Beraber yaptk her eyi.

    Kprler, camiler, medreseler, kervansaraylar ina ettik. O kadar uzun

    zaman nceydi ki hafzam hatralar eritip som bir szya evirdi.

    Yzlerini bile unuttum. Ne tuhaf, szleri hatrlyorum oysa; verdiimiz

    ve sonra tutamadmz tm szleri. Etten kemikten yaplma suratlar

    unutup, nefesten mteekkil kelimeleri hatrlamak ne garip.

    Hepsi gittiler. Tek tek. Bir ben kaldm geride. Neden onlar ld, bense

    bu yaa kadar durabildim Tanr bilir. Her gn dnyorum maziyi.

    Geride braktm ehri. nsanlar yryp geiyordur imdi; grmeden,

    dnmeden. Zannediyorlar ki etraflarndaki binalar ta Nuh Nebiden

  • beri orada. Halbuki biz ykselttik onlar; gnbegn, senebesene. stanbul

    dediin unutkanlklar ehri. Orada her ey suya yazlm. Ustamn

    eserleri hari, onunkiler taa kaznm. O talardan birine bir str sakladk.

    ok zaman geti zerinden, nice alametler birikti ama hl orada olmal,

    braktmz noktada. Bilmem bulan kar m? Bulsa bile anlar m?

    Ustamdan geriye kalan yzlerce eserden ve binlerce, binlerce tatan bir

    tanesi var ki, altnda gizli Arzn Merkezi. Agra/Hindistan- 632

  • O

    stanbul 122 Aralk 1574

    Karanln derinlerinden gelen tok ve tehditkr grlemeyi

    duyduunda vakit gece yarsn oktan gemiti. Tanyordu sesin

    sahibini: Kaplan. Yz altm okka arlnda, drt endaze boyunda

    kzl-kahve krkl bir Hazar kaplan. Hayvan kimin -veya neyin-

    tedirgin etmi olabileceini dnd korkuyla. u anda cmle lem

    uykuda olmalyd - insanlar, hayvanlar ve cinler. Yedi tepeli ehirde,

    sokaklar arnlayan bekiler hari, sadece iki eit insan ayakta

    olurdu bu tekinsiz saatte: Ya ibadet edenler ya gnaha meyledenler.

    Cihan da uyankt. alyordu.

    almak, bizim gibiler iin ibadet saylr derdi ustas. Biz

    duamz da, niyazmz da byle ederiz.

    Peki ya Yaradan? O nasl karlk verir? diye sormutu Cihan

    bir kez.

    Bize daha ok i kararak tabii ki!

    Valla, ayet yleyse senelerdir Kadiri Mutlak'a epey yaknlam

    olmalym, diye geirmiti aklndan hnzrca. Zira bir deil, iki

    megalesi olduundan, ifte ter dkyordu. Hem fil- bazd, hem

    mimar ra. ki zanaat vard, iki tutkusu. Lkin biricikti ustas.

    Hrmet ettii, hayranlk besledii ve iten ie, bir gn ondan daha

    mahir olmay diledii tek insand Mimarba Sinan.

    Haftada birka kez, ustas Cihana ve dier rana yeni bir

    vazife verirdi. Bazen tek gz bir kulbe resmetmek kadar basit

    olurdu devleri. Bazen daha etrefil: Bir konan salamlndan

    feragat etmeden iindeki stunlarn nasl azaltlacam sorard

    mesela; talan skca tutan ama zamanla kuruyup atlayan bir harcn

    yerine ne kullanlabileceini; topran altndan ve stnden geen su

    kanallannm zamanla tkanmasna nasl mni olunabileceini... Tm

    bu sorulan kendi balarna cevaplamalan gerekiyordu. Aralann- da

    fikir alveriinde bulunabilir ama katiyen birbirlerinin taslaklanna

    gz atamazlard.

    Mimari takm iidir derdi ustas. raklk ise tam tersidir

  • 14

    maalesef

    Gene bir sefer dayanamayp sormutu Cihan: Neden msaade

    etmezsin birbirimizin yaptklann grmemize?

    nk karlatrrsnz. ayet berikinin yaptn kendi-

    nizinkinden hakir bulursanz, kibir der kalbinize. Yok eer

    dierininki daha l gelirse, bu sefer de balar haset iinizi

    kemirmeye. Her halkrda zehirdir bnyeye. Bir rak iin en

    hayrls, hi bakmamaktr dier raklann ilerine.

    Hassa mimarlarnn ba olarak stat Sinann yzlerce talebesi,

    binlerce iisi ve bir o kadar ona bal neferi vard. Fakat senelerdir

    hep ayn drt rakla yakndan alrd. Geri birer birer hepsi

    kalfalk mertebesine ermiti ama herkes onlardan hl ar-rak diye

    bahsederdi. Nasl ki drt maddeden olumusa kinat -su, ate, hava

    ve toprak onlar da kendi evrenlerinde anasr- erbaa idi.

    Drdnn de karakteri farklyd. Adeta ayr unsurlardan

    yaplmlard: cam, metal, tahta ve mermer. Kimse bunu

    dillendirmese de herkes bilirdi ki gn gelip, ustalarnn fani mr

    tkendiinde, onun yetitirdii bu drt olandan biri yerini alacakt.

    Cihan, Sinann raklarndan biri olduu iin mutluydu ama

    inanmakta glk ekiyordu bu kadar ykselebilmi olmasna.

    Elinin altnda o kadar kabiliyetli iolam odalar talebesi varken

    ustas tutup onu -basit bir hizmetkr, sradan bir hayvan terbiyecisi-

    semiti. Bunu bilmek Cihana gurur deil, endie ve evham

    veriyordu. Hayatnda hi kimse ona Sinan gibi destek kmamt.

    Bunca zamandr emrinde alyordu ama ona inanan bu insan

    hsrana uratmaktan hl korkuyordu.

    Bu haftaki grevleri, pencereleri sivri kemerli ve st kubbeli bir

    hamam resmetmekti. stadn talebi gayet akt: Sekizgen gbekta

    ykseke olacak, altna yerletirilecek kazan dairesinin hararetiyle

    snacak; duvarlarn iine gizlenmi dehlizler vastasyla duman

    tahliye edilecek; girip kan erkeklerle kadnlar birbirlerini grmesin

    diye hamamn iki ayn kaps olacak ve bunlar iki ayn sokaa

    alacakt. te gecenin o ge vaktinde Cihan, Topkap Saraynn

  • hayvanat bahesindeki barakasnda, kabaca yontulmu bir masada

    oturmu, bununla uramaktayd.

    Arkasna yaslanarak atk kalarla resmini inceledi. Zarafetten ve

    ahenkten mahrum buldu eserini. Halvetlerin zerindeki kk

    kubbeleri oturtamamt. Hep byleydi, kubbe tasarlamakta

    zorlanyordu. Binalar deil, tepeleriydi onu uratran. Damlarla

    cebelleeceine trnaklaryla temel kazmay tercih ederdi. atlardan

    hepten kurtulmann bir imkn olsayd keke - demoullar,

    havvakzlan gkyznn altnda apak ve zgrce yaayabilseydi;

    yldzlar seyredip, yldzlarca seyredilmeyi gze alarak.

    Tam yeniden izmeye balayacakken -saray ktiplerinden kt

    armt- bir kez daha kaplann sesini duydu. Tyleri diken diken

    oldu. Nefesini tutup kulak kabartt. nsann kann donduran cinsten

    bir ihtar sesiydi iittii. Grnmeyen bir dmana, daha fazla

    yaklamamas iin savrulmu bir tehdit!

    Cihan kapy usulca at ve etraf saran kesif karanla dikti

    gzlerini. Bir hrlama daha ykseldi o anda, dierlerinden de

    tehditkr. Aniden teki hayvanlar da balad feryada: Papaan bir

    lk att kuytuda; gergedan brd; ay fkeyle homurdand;

    aslan kkredi; leopar tslayarak gzda verdi. Tavanlar, ne vakit

    korkuya kaplsalar yaptklar gibi ayaklaryla pat pat yere

    vuruyordu. Maymunlar, saylar be olmasna ramen bir orduya

    bedel patrt karyordu. Bu arada atlar ahrlarnda huzursuzca

    kinemekteydi. Btn bu curcunann orta yerinde ksa, kesik bir

    homurtu alnd kulana; grltye dahil olmak istemezmi gibi

    gnlszce bir k. Beyaz filin sesiydi bu. Sevgili ota! Belli ki

    bir ey rktmt btn bu mahluklar. Bu her neyse, hl etrafta,

    hatta yaknda olabilirdi. Ya kandilini eline alp avluya kt.

    Otlardan ve bitkilerden ykselen baygn bir rayiha hkimdi serin

    havaya. Daha iki adm atmt ki bir aacn altna toplam,

    fsldaan hayvan terbiyecilerini fark etti. Geldiini grnce

    balarn kaldrp baktlar. Kayglan yzlerinden okunuyordu.

    Neler oluyor?' diye sordu Cihan.

    Hayvanlar gergin dedi zrafa terbiyecisi Dara, kendi daha da

  • 16

    gergin.

    Belki kurt dadanmtr dedi Cihan.

    Ne de olsa daha evvel balanna gelmiti. Takriben iki sene

    evveldi. Bak gibi keskin ve souk bir k gecesi kurtlar ehre

    inmi; Yahudisi, Mslman, Hristiyan demeden tekmil

    mahalleleri basmlard. Bir iki tanesi, nasl olduysa, sarayn

    kaplanndan ieri szm, hametli sultann rdek, kaz, kuu ve tavus

    kulanna musallat olmutu. Amma kargaa kmt. Gnlerce

    allarn altndan kanl ku tyleri toplamlard. Fakat imdi ne kar

    vard ortada, ne de yle fevkalade bir ayaz. Hayvanlan huylandran

    ey, sarayn dndan deil, iinden geliyordu.

    Her keye bakn dedi aslan terbiyecisi Olev - yukar kvrlan

    byklan ve alev rengine alan uzun salanyla iriya- n bir adamd. Bu

    cva gibi hareketli, adaleli hizmetkr, herkesten hrmet grrd.

    Olevin haberi olmadan kimse adm atamazd. Aslanlara ve

    kaplanlara sz geirebilen kii, sultann dahi az biraz gpta ettii

    biriydi.

    Saa sola dalp ahrlar ve allar, kmesleri ve kafesleri

    yokladlar; kaak hayvan var m diye baktlar. Sultann yaban

    hayvan koleksiyonundaki cmle mahlukat yerli yerinde

    grnyordu. Aslanlar, maymunlar, srtlanlar, leoparlar, yass

    boynuzlu erkek geyikler, tilkiler, kakmlar, vaaklar, yabankeileri,

    yabankedileri, ceylanlar, tavus kulan, yabani katrlar, dev

    kaplumbaalar, karacalar, devekular, rdekler, kuular, kazlar,

    kirpiler, kertenkeleler, tavanlar, ylanlar, zebralar, zrafa, kaplan ve

    fil.

    Cihan otaya bakmaya gittiinde, arl doksan kantan akn,

    boyu neredeyse be arn olan beyaz fili rkm ve huzursuz buldu.

    Koca kulaklan rzgrla dolmu yelkenler gibi almt. Huyunu

    suyunu gayet iyi bildii hayvana glmsedi.

    Ne oldu? Tehlike kokusu mu aldn? diye sordu Cihan. Her daim

    kuann iinde hazr bulundurduu bademlerden bir avu uzatt.

    Hayatnda bir ikram reddettii vaki olmayan ota gzlerini

  • kapdan bir an olsun ayrmadan hortumunu kvrd, bademleri azna

    att. Devasa arln yere sabitledii n ayaklarna vererek durdu;

    uzaklardan gelen bir sese kulak kabartt.

    Sakin ol! Korkacak bir ey yok dedi Cihan tatl tatl, ama

    sylediine ne kendini inandrabildi, ne fili.

    Tekrar baheye ktnda Olevin sesi alnd kulana. Her

    yere baktk! Hibir ey yok!

    Ama hayvanlar durmuyor... diye itiraz edecek oldu birisi.

    Olev adamn lafn keserek Cihan iaret etti. Hintli doru

    syler. Kurttu zaar. Veya akal. Her halkrda belli ki git-

    mi. Hayvanlarnz sakinletirin. Beceremezseniz zbarp yatn.

    Haydi, uzatmayn.

    Bu defa kimse itiraz etmedi. Balarm sallayp mrldanarak

    daldlar. Hatr hutur sert, stelik bitli pireli de olsa, bildikleri tek

    scak yerdi ottan dekleri. Oraya dndler ayaklarn srye srye.

    Bir, Cihan kald geride.

    Sen gelmiyor musun Hintli? diye seslendi timsah bakcs Kato.

    Birazdan dedi Cihan. avludan ykselen bir inilti dikkatini

    ekmiti.

    Ald yanm brakt izimdeydi. Ertesi gn ustasna teslim

    etmeliydi. Buna ramen barakasna gitmek iin sola dneceine

    saa, iki avluyu birbirinden ayran duvara doru seirtti. En utaki

    leylaa yneldi. Ne ok hatras vard bu aacn altnda. Onun ve

    sevdiceinin. Yrei szlad. u dallarn dili olsa da anlatsalard.

    Bunu dnmesiyle piman olmas bir oldu. yi ki yoktu aalarn

    azlan. smini bile anamad o sevgiliyle arasnda geen her ey

    bir srd ve hep yle kalmalyd.

    Az tede duran bir glge fark etti. Eli aya buz kesti. Az kalsn

    arkasna bakmadan kap gidecekti. Ancak tam o anda dnp

    yzn gsterdi karalt: Sibiryal Tara. Bin musibetten, krk

    illetten, her felaketten sa kmay baaran bu adamcaz herkesten

    daha eskiydi buralarda. Yan bilen yoktu. Kendi dahil. Neler

    grmemiti ki. Kudretlilerin devriliine, en azametli kavuklar

  • 18

    tayan kafalarn amurlarda yuvarlanna ahit olmutu. Sadece iki

    ey bakidir, derdi hizmetkrlar. Bir, Sibiryal Tara, bir de Osmanl

    saltanat. Gerisi fanidir...

    Sen misin Hintli? diye sordu Tara. Hayvanlar uyandrd seni

    de, ha?

    yle. Bir ses duydun mu az evvel?

    htiyar adam cevap vermedi.

    uradan geldi diye srar etti Cihan, boynunu uzatarak.

    n sra kara akikten bir ktle gibi dikilen duvara bakt. Sarayn

    stne ken sis, aralarnda fsldaan hayaletlerle doluymu gibi

    geldi birden. Tyleri rperdi.

    Kof bir atrt aksetti avlunun beri tarafndan. Ardndan ayak

    sesleri dklverdi elale gibi, sanki bir sr insan kouturuyordu

    saa sola. Derken bir demolundan kamayacak kadar vahi bir

    feryat ykseldi sarayn barndan. Hzla sustu ya da susturuldu;

    bouk bir hkra dnt. Bir keden baka bir lk yrtt

    geceyi. Belki de ilkinin kayp bir yanksyd, kim bilir? Sonra

    aniden her ey sessizlie gmlverdi. Cihan gayriihtiyari duvara

    doru hamle etti.

    Nereye gidiyorsun lgn? diye fsldad Tara, gzleri akmak

    akmak. Yasak!

    Neler oluyor merak ediyorum.

    Bizi alakadar etmez dedi ihtiyar. Uzak dur.

    Cihan bir an tereddt etti. Gidip bir bakaym. Eer bir ey

    gremezsem hemen dnerim.

    Tara i geirdi. Yapma desem, dinlemezsin biliyorum. Aman

    ha, ierilere girmeye kalkma evlat. Duvara yakn kal. Anlyor

    musun?

    Tasalanma, gitmem bir yere.

    Ey, peki. Ben burada beklerim seni. Dnene kadar uyumam.

    Tapma desem, dinlemezsin biliyorum dedi Cihan muzip bir

    tebessmle.

    Bir avludan berikine gemek o kadar kolay deildi. Ama Cihan

  • etrafna hkimdi. Ne de olsa geenlerde ustasyla beraber saray

    mutfaklarnn onarmnda almt. Birlikte haremin baz

    ksmlarn da bytmlerdi. Son zamanlarda hatr saylr ekilde

    artmt ya saray nfusu, ha bire eklemeler yapmak gerekiyordu.

    Tadilat esnasnda iiler esas kapy kullanmamak iin duvarda bir

    delik ap kestirme yol yaratmt. ini sevkiyatnda gecikme olunca

    buray pimemi tula ve kille geici olarak kapatmlard. iniler

    teslim alnr alnmaz devam edecekti inaat ve tamirat.

    Bir elinde kandil, br elinde sopa, duvara vura vura ilerledi. Bir

    mddet hep ayn tok sesi iitti. Tak-tak-tak. Derken, bo bir yank

    geldi. Durdu. Dizlerinin stne kerek en alttaki tulalar itti var

    gcyle. Duvar nce mukavemet gsterdi. Sonra geit ald.

    Dnte almak zere kandili oraca bira At ve srnerek delikten

    ieri dald. Dirsekleri ve ayak bilek leri izilse de i avluya gemeyi

    baarmt.

    Ay m avkyla esrarengiz bir aydnla brnmt bahe. Gn

    nda krmz, pembe ve yeilin en parlak tonlarna sahip k

    bitkilerine imdi adeta madeni bir cila vurulmutu. Gmi bir deniz

    gibi alkaland toprak. Cihanm kalbi yle hzl ve yksek atyordu

    ki bilileri duyacak diye d patlad. Dinledii birbirinden korkun

    hikyeler geldi aklna: Zehirlenen haremaalarna, kellesi uurulan

    vezirlere, Boazm sulanna atldklar esnada hl kvranmakta olan

    uvallara dair rivayetler t zihnine. rperdi. stanbulda nice

    mezarlk tepelerde ve yamalarda, nicesi de denizin yedi kula

    altnda deil miydi?

    Usulca ilerledi. Az tede, dallarndan earplar, mendiller,

    kurdeleler, kolyeler ve danteller sallanan bir aa vard: Adak

    Aac. Haremdeki cariyeler ve halayklar, ne vakit Allahtan baka

    kimseye aamayacaklar bir srlar olsa, ha- remaalanndan birini

    kandrp kendilerine ait bir nesneyi buraya yollarlard. Bu eya bir

    dala balanrd; ister istemez, bir bakasmnkinin hemen yanna. Bir

    kadnn gnlnden geenler ekseriya bir bakasmnkine taban tabana

    zt olduundan, elien dilekler ve ekien dualarla yklyd aa.

  • 20

    Gene de akam esintisinin kprdatt yapraklaryla huzurlu

    grnyordu u an. ylesine huzurlu ki hatta, Sibiryal Tarasa daha

    fazla ilerlemeyeceine dair sz verdii halde, aaca doru

    yrmekten kendini alamad Cihan.

  • Buraya kadar gelmiken, arkasndaki ta binaya bakmamak

    olmazd. Otuz admdan az bir mesafe vard ikisinin arasnda. Aacn

    gvdesinin ardna saklanarak yavaa ban uzatt ve derhal geri

    ekti. Bir daha bakabilmek iin cesaretini toplamas gerekecekti.

    Grd ki takriben bir dzine sar-dilsiz, tela iinde saa sola

    seirtmekte, bir giriten dierine koturmaktayd, ilerinden bazlar

    ipek uvallara benzer bir eyler tayordu. Ellerindeki mealeler

    karanlkta iplik iplik patikalar brakyordu. Ne vakit iki mealenin

    yolu kesiecek olsa duvarlara vuran glgeler katmerleniyor,

    byyordu.

    Bu manzaray neye yoracan bilemedi Cihan. Topran

    kokusunu iine ekerek binann arka tarafna hamle etti. Soluduu

    hava kadar hafif ve sessizdi admlan. Bir yarm daire izerek avluyu

    kat etti ve en nihayetinde yan kapya ulat. Tuhaf bir ekilde, hi

    muhafz yoktu girite. Dnmeden ieriye dald. Ne yaptn

    dnmeye balasa dehetten eli aya tutulurdu.

    ierisi rutubetli ve serindi. Ensesi terden srlsklam olmutu. O

    kadar kaslmt ki farknda olmadan, enesi an- yordu dilerini

    skmaktan. Yan karanlkta el yordamyla ilerledi. Piman olmak iin

    ok geti. Bundan sonra dn yoktu, bir tek ileri gidebilirdi.

    Duvarn dibinden adm adm devam etti. Karsna kan ilk odaya

    kendini att. Etrafa yle bir baknd: stlerinde billur kseler olan

    sedef sehpalar; minderlerle kapl uzunca sedirler; Frenk diyanndan

    hediye gnderilmi, tavandan aslm sslemeli duvar hallan ve

    yerde gene o ikin uvallar.

    Arkasndan kimsenin gelmediinden emin olmak iin ikide bir

    geriye bakarak ar ar uvallar seyretti, ta ki kann donduran o

    eyi seene kadar - hafife yrtlm uvaldan kan bembeyaz bir

    eldi bu. Kuma ynnn altnda, vurulmu bir ku gibi solgun ve

    cansz yatyordu souk mermer stnde. aknlkla gzlerini

    krptrd Cihan; kalbinin oktan kavradn grmeyi reddetti

    gzleri. Derken kabullendi. El, bir kola balyd; kol da kmen bir

    gvdeye. uval deildi bunlar. Cesetti her biri. ocuk cesetleri.

  • Titreyerek yaklat Cihan. zerlerindeki kumalar yar bellerine

    kadar indirince grd ki hepsi de oland; yan yana yatrlmlard,

    en uzun boylusundan en ksasna. En bykleri neredeyse

    delikanlyd, en kkleriyse bebeklikten yeni kmt, aznda st

    kokusu. Sarayllara has kyafetleri zenle dzeltilmiti, ehzadelere

    layk bir asalet iinde olsunlar diye. Huzurlu grnyorlard.

    Tenlerinin iinde bir mum saklymasna parlyordu ehreleri.

    yle ki bir an ldklerinden phe etti. Kprdamyor,

    konumuyorlard ama belki de aklnn hayalinin almad varlklara

    dnmlerdi. Byle zannetti bir an. Sonra aniden olanca

    plaklyla iniverdi hakikat. Drd de boulmutu. i acd.

    Gzleri doldu.

    Dizlerinin ba zlm halde ylece kalakald. Hareket

    edemedi bir mddet. Ancak yaklaan ayak seslerini duyunca silkip

    atabildi sersemliini. Hzla dzeltti llerin rtlerini. Zar zor

    kuvvetini toplayarak frlad. Ne bir dolap, ne bir sandk, saklanacak

    hibir yer yoktu. arnaar, tavandan yere kadar uzanan saf ipekten

    rengrenk bir duvar halsnn arkasna gizlendi. Bir dakika sonra

    sar-dilsizler ieri girdi. Bir ceset daha getirmilerdi. Onu da

    dikkatlice yerletirdiler dierlerinin yanma. Bylece cesetler bee

    tamamland.

    te o an katillerden en dikkatli ve pheci olan, llerden birinin

    zerinin yarm yamalak kapanm olduunu fark etti. Yavaa

    yaklat. Emin olamad acaba onlar m bu halde brakmt, yoksa

    biri mi arkadan gelip amt. Eliyle bir iaret akt arkadalarna.

    Onlar da durdular. pheyle etraf szmeye baladlar.

    pek halnn arkasnda, duvardaki oyukta, Cihan soluunu tuttu.

    Canilerle arasnda incecik bir katman vard, ile

  • rinden birisi elini kaldrp u haly aralamaya kalksa, yanmt.

    Saatlerce gizlenmeyi baarsa bile bu odadan sa kmas imknszd.

    yle bir belaya sokmutu ki dertsiz ban, onu kimse kurtaramazd.

    Demek buraya kadarm, diye dnd ac ac; btn hayat, bunca

    abas boa gitmiti. Her ikisi de olaylardan habersiz, scak

    yuvalarnda muhtemelen uyumakta olan sevgili filini ve saygdeer

    ustasn dnd. Sonra k olduu kadna gitti akl. oktan yatm

    olmalyd. Hayatndaki bu kymetli varlk kim bilir hangi tatl r-

    yalar grrken, o burada, olmamas gereken bir meknda

    bulunduu ve grmemesi gereken cinayetlere ahitlik ettii iin

    ldrlecekti. Ve bunlarn hepsi bu kadar merakl olduu iin bana

    gelmiti - teden beri gem vurulmaz, uslanmaz bu huyundan tr.

    Sessizce svd kendine. Mezar tama unu yazsalar isabet olurdu:

    Burada merak yznden canndan olan bir gafil yatmakta

    Hem filbaz hem kalfa Cesur ve cahil ruhuna el fatiha

    Ne yazk ki bu son dileini dahi tembihleyebilecei kimse yoktu

    yannda. Halnn arkasna sindi sinebildiince. Bildii tekmil dualan

    okumaya balad dehet ve ter iinde.

    csvo

    Ayn gece stanbul'un bir baka ucunda, geni ve ferah bir

    konakta, khya kadn oturmu tespih ekiyordu. Yanaklar kuru

    zm gibi buru buru, zayf gvdesi kamburdu. Gzleri

    ihtiyarlktan kr olmutu. Yine de, efendisinin evinin hudutlar

    iinde olduu mddete her eyi mkemmelen grebiliyordu. Her

    ke buca, her gevek menteeyi, merdivenlerde gcrdayan her

    basama biliyordu. Bu atnn altn onun kadar iyi tanyan ve evin

    efendisine onun kadar bal kimse yoktu. Bundan emindi

    kadncaz.

    Hizmetkrlarn odalarndan gelen horlama sesleri dnda t

  • 24

    kmyordu koca meknda. Arada bir, ktphanenin kapal kapsnn

    ardndan alack, belli belirsiz bir nefes duyuluyordu, o kadar. Yine

    ge saatlere kadar alm olan Sinan orada uyuyordu. Genellikle

    akam yemeinden evvel, karsyla kzlarnn ikamet ettii ve

    raklaryla talebelerinin katiyen girmedii haremine ekilir,

    akamlarn ailesiyle geirirdi. Ama bu gece, pek ok kez olduu

    gibi, kitaplarnn ve kt tomarlarnn arasnda uyuyakalmt.

    Khya kadn da halnn stne bir dek sermi, yatak yapmt.

    Haddinden fazla alyordu usta. Onun yandaki bir adamn

    ocuklar ve torunlaryla oturup dinlenmesi, doru dzgn yemek

    yemesi ve bol bol ibadet etmesi gerekmez miydi? Kolunda

    bacanda ne takat kalmsa onu da hacca gitmek iin kullanmalyd.

    Neden ahirete hazrlanmyordu acaba? Yok ayet hazrlanyorsa, o

    halde ne diye hl inaat sahalarnda dolap gzelim kaftanlarn

    toza amura buluyor, kendini heba ediyordu? Khya kadn,

    efendisine ierlemekle birlikte esas onu bu kadar altran sultana

    ve vezirlere sitem etmekteydi iten ie. Hele o raklar yok mu!

    Ustalarnn omuzlarndaki yk hafifletmeyen o tembellere kzyor-

    du. Cahil olanlar! Artk olan filan saylmazlard ya. Drdn de

    biliyordu khya. Nikola en iyimserleriydi ve rakamlarn diline de bir

    o kadar vkft; Davud, kararl ve arbalyd ama bir o kadar inat;

    dilsiz olan Yusuf, geit vermez bir orman gibi esrarlyd; bir de u

    Hintli filbaz Cihan vard, bu niye byle, u nasl alr, onu nasl

    yaparz, diye daima sorular sorar, fakat verilen cevaplan nadiren

    dinlerdi, akl bir kan havada.

    Derin bir nefes alarak, gzlerinin iindeki uurumu seyre dald

    khya kadm. Derken, tespihin tanelerini eken parmaklan yavalad.

    Elhamdlillah, Elhamdlillah... Mrldan azald. Ba nne

    dverdi. Uyku baldan tatlyd.

    Bir an m geti, yoksa bir saat mi bilemedi srayarak

    uyandnda. Uzakta bir grlt vard. Kaldran talannm stnde

    takrdayan nallarn ve dnen tekerleklerin yanksn ayrt etti. Son

    srat bir at arabas gelmekteydi; hem de sesinden anlald

    kadaryla onlara doru. stat Sinann evi bu kmaz sokaktaki tek

  • konakt. Araba keyi dnd m onlardan baka gidecei yer yoktu.

    Hava birden soumu gibi bir me geldi khya kadna. Dualar

    ederek, yandan beklenmedik bir eviklikle ayaa firlad. Yolunu

    bulmak iin ne a ihtiyac vard, ne yardma. Tez admlarla indi

    merdivenlerden, sofay geti, avluya kt. Setlere blnm, bir ha-

    vuzla sslenmi ve her daim tatl rayihalarla buram buram kokan bu

    bahe, gelen her misafirin kalbini neeyle doldururdu. Sinan, evine

    su tamak iin sultandan izin alm, her eyi kendisi yapmt -

    dmanlarnn hasedini zerine ekmek pahasna. Usulca dnyordu

    imdi su deirmeni. Hibir eyin tekin olmad bu evrende az biraz

    da olsa istikrar vaat edercesine.

    Yukarda, gmten bir oraa benzeyen ay bir bulutun arkasna

    sakland. Bir an iin gk ile yer ayn kuruni renge brnp

    birbirine akt. Khya kadnn sa tarafnda kalan patikann sonunda

    genie bir aalk alan vard; yamacn aasnda da muhtelif sebze

    ve otlar yetitirdikleri bir bostan. Kadncaz dier yolu seti;

    yukardaki byk avluya doru yrmeye balad. Yolun bir

    yannda, suyu yaz k buz gibi bir kuyu mevcuttu. Kar kede ise

    kenefler duruyordu. Onlarn uzandan geti, her daim yapt gibi.

    Geceleri cin taifesi helalarn etrafnda toplanr, dn yapard.

    Onlar rahatsz eden gafil yle bir arplrd ki yedi ceddi

    kurtulamazd lanetten. Karanlkta helaya gitmeye ekinirdi khya

    kadn. Lazmlk kullanmay da sevmediinden, mesanesinin insafna

    kalmamak iin, akam ezanndan sonra ne bir ey yer, ne de ierdi.

    Sokaa alan kapya vardnda dardaki sesler artm, endiesi

    ikiye katlanmt. u hayatta kimseye hayr getirmeyeceinden emin

    olduu ey vard: Ruhunu iblise satan adam; gzelliiyle

    bbrlenen kadn ve sabah bekleyemeye- cek kadar acil olan haber.

    Araba ok gemeden gelip yksek parmakln br yannda

    durdu. Atlarn solumas duyuldu evvela; akabinde sert ayak sesleri.

    Khyann burnuna ter kokusu alnd ama hayvanlardan m

    geliyordu, adamdan m bilemedi. Ziyaretinin kim olduunu

    renmek iin acele etmiyordu. Evvela Felak Suresini okumas

    lazmd. Tam yedi kere. Snrm ben, karanl yarp sabah ortaya

  • 26

    karan Rabb'e, yaratt eylerin errinden, karanl kt

    zaman gecenin errinden, dmlere fleyip tkren kadnlarn

    errinden...

    Bu arada ulak kapya vurmaya balamt. Nazik ama srarl. Tez

    cevap verilmezse iddetlenip yumruklamaya kadar varabilecek bir

    alma tarz. Nitekim yle oldu. Bunun zerine uyanan hizmetkrlar,

    ellerinde kandiller, geceliklerinin stlerine aldklar allaryla birer

    ikier koturdular baheye. Olaca daha fazla geciktiremeyeceini

    anlayan khya kadm kapnn srgsn ekti,

    Bismillahirrahmanirrahim.

    Ayn anda ay bulutlarn arkasndan synlverdi. Bir yabanc zuhur

    etti. Ksa boylu, tknazd; gzlerinin ekline baklrsa Tatar

    olmalyd. Omzuna ast deri bir mataras, pek kasnt bir hali vard.

    Karsnda bu kadar ok insan bulmaktan holanmad aikrd.

    Saraydan geliyorum diye beyan etti, lzumundan yksek sesle.

    Kimse bir ey demedi.

    Efendinizle konumam gerek dedi ulak.

    Omuzlarm dikletirip tam ieri girecekti ki khya kadn elini

    kaldrarak durdurdu adam. Sa ayanla m giriyorsun? Ne?

    ayet bu eii aacaksan evvela sa ayam atmalsn. Bir an

    aknlkla ayaklarna bakt ulak. htiyatl bir adm att, doru

    ayakla. eri girince, kendisini padiahn yolladn, vazifesinin

    ehemmiyetini ifade etti. Bunca lakrdya lzum yoktu aslnda.

    Saraydan geldiini de, sultan tarafndan gnderildiini de herkes

    tahmin etmiti zaten. Baka kim bu saatte, byle bir azametle

    dikilirdi ki tanmad insanlarn kapsna?

    Sermimar efendiyi saraya gtrmem emrolundu dedi. Khya

    kadnn surat asld. Rengi ruhsan soldu. Boazn temizledi,

    syleyemedii kelimeler azm doldurdu. Daha yeni uyumu olan

    efendisini kaldramayacan anlatmak isterdi, yapabilseydi. Ama

    byle bir ey demedi elbette. Onun yerine mrldand: Bekle hele

    burada.

    Gzlerini bolua doru krptrarak bam evirdi. Kerim,

  • haylaz olan, gel benimle.

    Kokusundan tanmt gen hizmetkr. Khya nde, ocuk elinde

    kandiliyle pei sra eve girdiler. Merdivenler ayak- lanmn altnda

    gcrdad. Kadncaz kendi kendine glmsedi. Yakn, uzak

    demeden her yere muhteem binalar yapan efendisi, kendi evinin

    basamaklarn tamir etmekten cizdi.

    Ktphaneye girdiklerinde, huzur veren bir koku yalad yzlerini

    - kitaplarn, ktlarn, mrekkebin, derinin, balmumunun, mee

    raflarn ve sedir aacndan sehpalarn kokusu.

    Efendi, uyan hele diye fsldad khya kadn. Sesi ipek gibi

    yumuackt.

    Yataktaki adamn nefes alveriine kulak verdi. Bir daha

    seslendi, bu defa daha yksek sesle. Bu arada, efendiye ilk defa bu

    kadar yaklama imkn bulmu olan olan da frsat bu frsat adam

    inceliyordu. Uzun, kemerli burnuna, alnndaki derin izgilere,

    dnceli olduunda ekitirip durduu, aarm gr sakalna bakt.

    Ellerine kayd baklar. Kuvvetli, kemikli parmaklan, nasrl sert

    avulanyla, danda almaya alm bir insann elleriydi bunlar.

    nc seslenite gzlerini at Sinan. Baucunda dikilenleri

    grnce bir glge dt yzne. Mhim bir hadise kmadka yahut

    ehir cayr cayr yanmadka bu saatte onu uyandrmaya cesaret

    edemeyeceklerini biliyordu.

    Bir ulak geldi dedi khya kadm. Saraydan beklerlermi.

    Usulca kalkt Sinan. Hayrdr inallah.

    Bir eliyle bir leen tutup br eliyle ibrikten su dkerek ve

    kendini gayet nemli hissederek efendisinin yzn ykamasna ve

    ardndan giyinmesine yardm etti olan. Ak renk bir mintann

    stne bir kaftan geirdi Sinan; eski, kahverengi bir kaftand bu,

    kaln ve yakas krkl. Sonra merdivenlerden indiler paldr

    kldr.

    Geldiklerini gren ulak ban edi. Affedin, sermimar efendi,

    rahatszlk verdim, ama sizi saraya gtrmem emro- lundu.

    Hazrm dedi Sinan.

    Khya kadn araya girdi. Olan da gelsin, yardm eder.

  • 28

    Kalarn atan ulak dosdoru Sinana bakarak cevap verdi.

    Maalesef, sadece sizi gtrmem emrolundu.

    fke, safra gibi doldurdu khyann azn. Neredeyse adama

    kacakt ki Sinan elini kadnn omzuna koydu. Merak etme. Bir

    eycik olmaz

    Sinan ile ulak avludan kp gecenin iine yrdler. Etrafta

    kimsecikler yoktu Sokak kpekleri bile ortalarda deildi her nasl

    olduysa. Sinan arabaya yerleince ulak kapy kapatt ve tek kelime

    etmeyen arabacnn yanma oturdu. Atlar silkinerek hareketlendiler.

    ok gemeden son srat mahallelerin iinden gemekteydiler.

    iindeki sknty hafifletmek iin kadife perdeleri aralayp

    dary seyre koyuldu Sinan. Haliin yanndaki Yahudi ma-

    hallesini, ardndan Araplarn, Ermenilerin oturduu muhitleri kat

    ettiler. Mslman, gayrimslimi, ne ok hayat vard u ehirde

    dillendirilmeyen. Darack ve yamru yumru sokaklar boyunca

    drtnala giderken, hznle boyun bkmesine eik dallarn

    altndan geerken, hanelerinde uyuyan insanlar dnd

    konaklarndaki kodamanlan, kulbelerindeki fukaralar. En

    zenginlerin evleri bile ucuz malzemeden, ahaptan, kireten ve iyi

    frnlanmam tuladan ina ediliyordu. Yeterince kaya ve mermer

    getirilemiyordu stanbula. Btn mr yamur duasna karcasna

    ta duas etmekle gemiti.

    Nihayet durdu araba. Saray khyas, becerikli hareketlerle

    yardma geldi. Sinan ile ulak devasa bir kapdan geerek avluya

    girdiler. Biraz geride, ikyeti olanlann dilekelerini sunduklan

    Deavi Kasn vard. Orta Kapdan sonra saray mektebinin hastanesini

    grdler. Karanlkta bir hayalet gibi parlayan oymal emenin

    yanndan ilerlediler. Daha geenlerde saray mutfaklarm tamir etmi

    ve haremi geniletmi olan Sinan civara ainayd.

    Hava serin ve duruydu. Mersin aac ve biberiye kokular

    geliyordu hafiften. Akamst yamur yamt; otla kapl toprak,

    yumuack bir hal gibiydi ayaklarnn altnda. Muhafzlar kenara

    ekilerek gemelerine izin verdiler. Frtna bulutlarnn rengine

    boyanm binaya vardlar; rzgrda titreen mealelerin aydnlatt

  • divanhaneye ayak bastlar, iki odadan geip ncsnde durdular.

    Buraya adm atmalaryla ulan msaade isteyip kaybolmas bir

    oldu. Sinan meknn loluuna, almak iin gzlerini kst. Etrafa

    baknd. Her tepsiden, her minderden, her ziynetten duvarlara den

    glgeler, ona bir ey anlatmak istercesine eilip bklyor,

    kvranyorlard.

    ileride yerde dizili uvallar dikkatini ekti. Anlamadan yaklat,

    bo bo bakt. Ne tadklarm ayrt edince nefesi kesildi birdenbire.

    rpertiyle geriledi. Be cesetten birinin ksmen alm yz Sinana

    dnkt. Merhumun ne kadar gen olduunu grnce gzleri

    yaard sermimann. Bana darbe almasna sendeledi. Dudaklar

    kpr kpr rahmet okudu her birine. Ta ki aniden bir trt duyana

    dek.

    Hzla arkasna dnd. Sesin odann iinden geldiine emindi.

    Eyalar tarayan baklar, duvarda asl ipek halya takld, iinden

    bir ses drtt, gidip bakmasn syledi. Aznda kekremsi bir tat,

    boaznda bir yanma, tedirgin ama kararl bir ekilde uzanp haly

    kenara ekti ve korkudan sapsan kesilmi, tir tir titreyen ran

    buldu karsnda.

    Cihan?

    Ustam!

    Ne yapyorsun burada evladm?

    Cihan u koskoca lemde onu kurtarabilecek yegne insan

    yanna gnderen kuvvet her ne ise, artk melekler mi, Hzr

    Aleyhisselam m, hnzr bir cin mi, yoksa dorudan Tanr m,

    hepsine cmleten krler yadrarak frlad yerinden. Diz kerek

    Sinann elini pt.

    Ustam, stadm, Allah senden raz olsun! Hep phelenirdim

    ermi olduundan. imdi emin oldum.

    t, barma. Neden buradasn?

    zah edecek vakit yoktu. Koridordan gelen ayak sesleri, yksek

    tavanlar ve oymal duvarlardan aksediyordu. Cihan kocaman alm

    gzlerle ustasna sokuldu. Biraz sonra nc Murad, peinde

  • 30

    maiyetiyle birlikte odaya dald. Uzun boylu deildi, gbekli

    saylrd; kartal gagasna benzer bir burnu ve sarmtrak bir sakal

    vard.

    Sinan abucak toparlad kendini; hkmdarn kaftannn eteini

    pt. Cihan, o mertebeye varamamt henz, iki bklm yerlere

    eildi, saygda kusur etmedi. Ne de olsa Mu- rad artk sultand.

    Babas Selim, hamamda aya kayp derek can vermiti.

    Grnmez kazayd belki. Geri om azlara kalsa, imeye tvbe

    ettii halde yine kfelik olduundan bast yeri grememiti. Olu

    Murad, ikindiden evvel, bartlar ve fiekler, davullar ve zurnalar

    ortasnda, ecdad Osman Gazinin klcn kuanm ve padiah ilan

    edilmiti.

    Darda, yaknlarda, deniz uuldayp inledi. eride Cihan,

    kprdamaya cesaret edemeden, alnnda boncuk boncuk biriken

    terlerle kaya gibi sabit bekledi. Omuzlarna ken sessizlik arlat;

    dudaklar yere o kadar yaknd ki neredeyse pecekti zemini, souk

    bir sevgiliyi per gibi.

    Kimdir bu? raklarndan biri midir? diye sordu sultan. Sinan

    cevaplad: yledir, evketli padiahm. Drt kalfamdan biridir.

    Yalnz getirilesin diye emretmitim. Ulak itaat etmedi mi

    yoksa?

    Kusur bana ait dedi Sinan. Affedin, ihtiyarlkta yardma

    ihtiyacm olur.

    Sultan bir an dnd, ismi ne peki?

    Cihan, hametmeap. Sarayn filbazdr kendisi ayn zamanda,

    belki yle hatrlarsnz. Beyaz filin bakm senelerdir onun vazifesi.

    Hem filbaz hem mimar ra, duymadk bylesini, pek tuhaf

    dedi sultan hafif bir alayla. Nasl oluyormu?

    Rahmetli, evketli bykbabanzn hizmetkryd Cihan. Fille

    beraber geldi Hint diyarndan. Harpte, kpr inaatnda hayvan da, o

    da bana yardm etti. Kabiliyetini, zeksn grnce saray mektebine

    gnderip terbiye verdik.

    Dedem... emsali grlmemi hkmdard dedi sultan, dalgn,

  • durgun.

    yleydi phesiz.

    Kanuni Sultan Sleyman -nicedir topran altnda ve artk kefeni

    rm de olsa- tam krk alt k boyunca saltanat srmt ve ne

    gariptir ki hl ancak alak sesle anla- biliyordu.

    Allah meknn cennet eylesin. Benim yerimde olsayd... dedi

    Sultan Murad, sesi ilk defa atlad. ... O da aynsn yapard.

    istemezdi byle olsun. Ben de istemedim. Lkin tahtn bekas iin

    yapmaya mecburdum.

    Cihan, padiahn yerdeki llerden bahsettiini anlad. Midesi

    kasld. Yan gzle cesetlere bakt. Bir tanesi tek eli danda kalan-

    o kadar yaknndayd ki avucunun iindeki izgileri grebiliyordu. O

    izgilere bakp da, bunca asil ehzadelerin byle ani ve ac sonlan

    olabileceini tahmin edecek bir tane falc var myd acaba u

    ehirde?

    Kardelerim Hakkm rahmetine kavutu dedi sultan.

    Allah taksiratlann affetsin, cennetine buyur etsin dedi Sinan.

    Sessizlik, sis gibi kt zerlerine perde perde. Ta ki sultan

    yeniden konuana kadar. Mimarba seni buraya unun iin

    ardm. Babam lmne yakn senden bir trbe istemiti.

    Dorudur hametlum.

    imdi ben diyorum ki, kardelerim de oraya gmlsn. Bu- dur

    arzum. Budur seni armama sebep, sermimar efendi.

    Ba stne devletlum.

    Trbe yle grkemli olsun ki asrlar sonra dahi insanlar gelip

    ruhlarna fatiha okusun. Lkin... dikkat et, lzumundan grkemli

    yapmayasn. Kararnca olsun. Ne byk ne kk.

    Ba stne izzetlum.

    Ustasnn ne yaptn gremeden biraz daha eilmeye kalknca

    alm kt diye yere dedi Cihanm. Son anda soluunu tutmasa az

    kalsn bir ah kacakt azndan. O vaziyette durdu, bekledi.

    Sultann ayaklarn seyretti. Birdenbire hareketlenip ona doru

    ilerledi ayaklar. Pek yakndlar imdi. Hkmdarn gzlerinin

    zerinde gezindiini hissetti. Kal

  • bi kt kt atmaya balad. Acaba phelenmi miydi? Bu gece

    hayvanat bahesinden kalkp buraya gizlice szdn anlam

    olabilir miydi?

    Filbaz, ha? dedi Sultan Murad. Bakaca bir laf etmeden, ardnda

    sadrazam, vezirler ve muhafzlarla kp gitti.

    Bylece, Mimarba Sinan ve bu bulumada hibir yeri olmayan

    ama hadiselerin akyla kendini burada bulan Cihan, Ayasofyamn

    bahesinin iine bir trbe kondurmaya memur edilmi oldular. Bina,

    be ehzadeye -Sultan nc Muradm tahta kt gece

    bodurttuu erkek kardelerine- layk azamet ve asalette yaplacak,

    ancak onlarn ne ekilde ldn insanlara hatrlatmayacak kadar

    ufak ve nemsiz olacakt.

    Henz hibiri bunu bilmiyor olsa da, ne gariptir ki bundan seneler

    sonra, gene byle bir gecede rzgr uuldarken, hayvanlar yine

    kafeslerinde huzursuz dolanrken, bu sefer Sultan Muradm kendi

    oullan -stelik on dokuzu birden- ayn ekilde soylu kanlan

    dklmesin diye yay kiriiyle bodurulmak suretiyle tek tek

    ldrlecek, sonra da gene ayn yere, usta ve ran ina ettikleri o

    hznl trbeye gmleceklerdi.

  • U S T A M D A N E V V E L

  • C8BO Hazreti Yakubun on iki olu vard, Hazreti Isann on iki havarisi.

    Kuranm on ikinci suresinde hikyesi anlatlan Hazreti Yusuf, on iki

    kardeten biriydi. Yahudiler on iki somun ekmek koyard masalarna.

    On iki aslan beklerdi Hazreti Sleymann tahtn. Alt admda klrd

    o koltua ve her kn bir inii olduuna gre alt adm daha demekti

    bu, ki toplam on iki ederdi. On iki temel inan Hint diyarnda hkm

    srerdi. On iki imam, derdi iiler, Hazreti Muhammedin pei sra

    gelirdi. Hazreti Meryemin tacnda on iki yldz vard. Ve ismi Cihan

    olan bir olan henz on iki yandayd stanbulu hayatnda ilk kez

    grdnde.

    Zayft, pire gibi hareketliydi. Yana gre ksayd bir parack.

    Salar tam tepede bekleip ondan ayr bir mahlukmu gibi yukarya

    doru trmanrd, boysuzluunu telafi, etmek istercesine, insanlar ona

    baktklarnda ilk nce asi salarn grrd. Sonra da beheri bir haydut

    yumruu byklndeki kulaklarn. Ama anas her daim sylerdi,

    gn gelecek, o candan tebessm ve sol yananda hamura bastrlm

    parmak izi gibi duran tek gamzesiyle kzlarn gzlerini kamatracakt.

    Byle derdi anas, inanrd Cihan.

    Erkenden gelin aramaya balayan anas, ka kez konu komunun

    kzlarn gzden geirmiti. Dudaklar gl-buse olacakt oluna bulduu

    ein, yanaklar ipek gibi przsz, beliyse dal gibi ince. Ceylan kadar

    evik, sr gibi kuvvetli olmas kfi deildi; sesi de blbllere denk

    olmalyd. O sesi ocuklarna ninni sylemek iin kullanacakt; yoksa

    yle bo konumak iin deil, hele kocasna laf yetitirmek iin hi

    deil. Biricik oluna layk grd dii ite byle bir varlkt. Cihan

    aldrmazd bu lakrdlara. Onun btn istedii k olmakt. Uzun

    srmese de olurdu. Bir yere varmasa da olurdu, isterse gz ap

    kapayana kadar gesin, uan bir kuun glgesi gibi elle tutulmaz olsun;

    yine de akt onun arad, yuva kurmak deil.

    Artk hayatta deildi anas. Cierlerinde yara varm, demiti hekim;

    fakat Cihan biliyordu ki hamileyken yedii tokat ve tekmelerdi esas

    sebep. Cihanm vey babas -ki am- casyd ayn zamanda- lme

    sebebiyet veren o deilmi gibi bara ara alamt cenazede bir de

    utanmadan. Cihan nefret ediyordu adamdan ve onun riyakrlndan.

  • 38

    Bu gemiye bindi bineli ka kez piman olmutu anasnn intikamn

    almadan yuvay terk ettiine. te yandan biliyordu ki eer kalsayd, ya

    amcas onu ldrecekti, ya o amcasn. Henz ya kk, gc kstl

    olduundan muhtemelen amcas kazanacakt. Ama dnecekti bir gn,

    mutlaka...

    Haftalardr ak denizdeydi. Bir karavelada. Hayatnda ilk defa gemi

    seyahati yapyordu. Bunca zaman tuzlu yel soluyup, mavinin envai eit

    tonuna baktktan sonra ufukta kara grmek zihninde tuhaf bir tesir

    brakacakt - bilhassa byle sisli puslu bir gnde, ileriye, denizin sahille

    bulutuu izgiye bakt. O an stanbula varyor mu, yoksa stanbuldan

    kayor mu anlayamad. Seyrettike toprak, deryann devamym gibi

    grnd. Dalgalarn tepesine kondurulmu, her daim kabanp

    alkalanan, insann ban dndren bir yerdi bu. Kat deil, sv bir

    ehir. stanbula dair ilk izlenimi byleydi ve bunu henz bilmese de

    burada bir mr geirdikten sonra dahi bu kans deimeyecekti.

    Limana yaklatka civardaki kular artt. Martlar, sereler,

    alakargalar, ard kular ve saksaanlar - ki bir tanesi gagasnda parlak

    bir cisim tayordu. Birka -en cesurlar veya en aptallan- yelkenlerin

    stne konmutu. Gemiciler hep derdi, bann stnde daha fazla kanat

    grmek, karaya delalettir diye. Sylemedikleri ey, sahile yaklatka

    denizin insan nasl ruhundan yakalad, brakmak istemediiydi.

    Cihan ar admlarla gverteyi kat etti. Denizciler onun ayakaltmda

    dolamasna aldrmayacak kadar meguld. Ba tarafn en u noktasna

    kadar yrd. Yzne vuran rzgra aldrmadan, stanbulun barna

    dikti gzlerini. Bir mddet bir ey gremedi. Derken, birileri bir

    perdeyi tutup kenara ekmiesine sis dald. ehir, btn hatlaryla,

    prl prl ald nnde. Nurlar ve glgeler, srtlar ve bayrlar, tepeler

    boyu bir aa bir yukar, tezatlardan mrekkep bir diyar. Her admda

    kendini inkr eden, her mahallede miza deitiren, ayn anda hem

    nikbin hem bedbin olabilen bir kentti stanbul; bir yandan cmerte

    verirken, bir yandan cmlesini geri alrd. Kalabalk ve kemeke iinde

    felek-i lya ykselmek ister, hep daha fazlasn arzular, tatmin

    olmazd. Sihirkrd, ivebazd. Bunlar henz bilmese de Cihan, insann

    onun efsununa kolayca kaplabileceini hissetti.

  • Aceleyle ambara dnd. Kaptann emirleri dorultusunda haftalardr

    kafesinde kilitli tutulan beyaz fil perian ve mecalsizdi.

    Geldik! Bak, vardk nihayet! Sesi titredi nk bu kentin ne

    menem bir yer olduunu bilmiyor, endieleniyordu. Ama mhim

    deildi. Burada onlan bekleyen her ne ise u korkun seyahatten daha

    beter olamazd herhalde.

    ota hareketsiz duruyordu. yle ki Cihan bir an iin filin kalbinin

    teklemi olmasndan korktu. Yanma yaklap, hayvann zar zor ve

    nizamsz da olsa nefes aldn anlaynca rahatlad. Ama ne gzlerinde

    fer kalmt, ne derisinde revnak. gndr bir ey yememi,

    imemiti. enesinin yannda rktc bir yumru vard, bastrnca irin

    akyordu iinden; hortumu bariz ekilde imiti. Hayvann stne su

    serpti. Kuruduunda derisinde tuz lekeleri brakan deniz suyu kulland

    gene, ne yapsn. Kyya ayak basar basmaz otay tatl sularla

    ykayacana sz verdi kendi kendine.

    Bak greceksin, sarayda herkes sana hayran olacak. Cari- yeler var

    ya, hepsi baylacak sana.

    efkatle, itinayla balsam srd filin iliklerine. Hayvancaz nasl

    da zayflamt. Seyahatin son iki haftas bilhassa zor gelmiti; geminin

    sallantsna tahamml edemez olmutu artk.

    Keyfinin yerinde olduunu grmeden hibir yere gitmem, merak

    etme dedi Cihan. Derken bir baka ihtimal geldi aklna. Baktk ki iyi

    insanlar kmadlar, biz de kaanz. Yakalayamazlar ya.

    Merdivenlerde ayak sesleri iitmese bu minvalde devam edecekti.

    Bir gemici ieri dald. Hey velet, reis seni grmek ister. Hemen!

    Az sonra Cihan kaptan kknn kapsnda dikilmi, ieriden gelen

    ksrkleri dinliyordu. Korkuyordu adamdan, her ne kadar bunu belli

    etmek istemese de. Kaptan Garreth, nam dier Gvur Garat yahut

    Delibozuk Reis, kimsenin takmak istemeyecei cinsten bir adamd.

    Bouna deildi lakab. Hak edilmi bir unvand. Bir an gayet sakin ve

    gle bir halde bir denizciyle akalarken, bir an sonra ban ekip

    ayn denizciyi dorayabilirdi para para. Cihan bizzat ahit olmutu

    byle bir hadiseye. ngilterenin bir kysnda dnyaya gelen, u hayatta

    hibir eyi ve muhtemelen hi kimseyi, kzarm domuz eti ve kpkl

  • 40

    bira kadar sevmeyen bu adam, seneler evvel, kimsenin akl sr

    erdiremedii bir sebepten, stelik savan tam ortasnda saf deitirmi,

    Osmanl donanmasna katlvermiti. O gn bugndr, vaktiyle yanda

    olduu Hristiyan gemilerine ei benzeri grlmemi bir hnla

    saldrmakta, Frenklerin yreklerine korku salmaktayd. Sarayn iine

    geliyordu bu serkei hizmetinde kullanmak. Fakat dediklerine gre

    Sultan Sleyman ona zerre kadar gvenmiyordu. Biliyordu ki senin

    dmanna ihanet edip, sonra sana gelen adamdan asla dost olmazd.

    Bugn kapma kpek olan, yann seni de snp bakasna yaltaklanrd.

    Cihan odaya girince kaptan masasnda oturur buldu. Ykanm,

    taranmt, hayret! Yal sakal haftalardr olduu gibi katran karas

    deil, neredeyse sarya alan bir renkti. Uzunca bir yara izi vard

    yznde, sol kulandan dudaklarnn kenarna kadar uzanan. Ya ve

    kan lekeleriyle dolu nefti gmleini karm; soluk, bol bir gmlekle,

    ividi bir alvar ve cepken giymi, boynuna bir sra nazar boncuu

    geirmiti. Her zamanki gibi yksek keli deri izmeler vard

    ayanda; ulan o kadar sivriydi ki birini fena yaralayabilirdi bir tek-

    mede. Masann stnde dibine kadar yanm bir mum ile yol boyu

    topladklan ganimeti kaydettii defter duruyordu. Adamn sayfay

    rttn fark etti ocuk. Lzumu yoktu halbuki. Cihan mmiydi.

    Okuma yazma bilmiyordu ama resmetmeyi pek severdi. Grd her

    eyi, bulduu her yere -kile, amura, deriye, varsa kda- izerdi.

    Seyahat boyunca onlarca resim yapmt gizlice. Gemiler tasarlamt

    kendince.

    Grdn m evlat, szmn eriyim. Seni de, hayvan da sa salim

    getirdim.

    ota hasta dedi olan alak sesle. Kafesten karmama izin

    vermedin.

    Salam zemine bast m bir rpda toparlanr dedi Kaptan Garreth.

    Hem sana ne ulan? Senin mi mahluk?

    Yok deil, padiahn fili elbet.

    Ha yle, haddini bil. Bana bak velet, sana dediklerimi harfiyen

    yaparsan ikimiz de kr ederiz.

    Cihan baklarn yere indirdi.

    Saray altnla, elmasla dolu. Her yerden mcevher gelir, hesap et.

  • Hrszlar iin cennet. Girip benim iin alacaksn. Bir seferde vurgun

    yapmaya kalkma, hemen anlar, kelleni uururlar. Ufak ufak aracaksn,

    aktrmadan."

    Ama her taraf asker kaynar. Nasl yapaym..."

    Yldrm hzyla atld Delibozuk Reis. Olan yakasndan yakalad

    gibi kendine doru ekti. Bana bak, tepemi attrma. O nursuz Hintli

    herife ne oldu hatrla. Unuttun mu yoksa? Kpekbalklarna yem

    yapmadk m flbaz?

    Unutmadm dedi Cihan, surat sapsan.

    Ben olmasam halin harapt. Senin gibi krpe, sa kamazd bu

    gemiden.

    Sa olasn reis."

    Minnetini kuru lafla deil, aldklannla gster ki inanaym.

    Boazndan gelen bir hmltyla kesildi laf. ksryor mu, ryor

    mu anlalmas imknsz sesler kararak aa yukar yrd. Grtlan

    temizleyip var gcyle tkrd. Cihanm yanndaki tkrk hokkasna

    okkal bir balgam dt. Tekrar yakasna yapt ocuun; nefesi iki

    kokuyordu. O tayfalar var ya, ben olmasam fili lokma lokma dilimler,

    piirirlerdi. Senin de stnden geerlerdi teker teker. O gzel kndan

    sklnca gtrp en beter kerhaneye satarlard. Bana borlusun serseri.

    Sarayda yerini yapana kadar beklerim. Sonra gelip seni bulurum.

    Borcumu ske ske alrm. itiyor musun? Hele bir dn sznden,

    gebertirim!

    Cihan, adamn elinden kendini kurtard. Odadan dar frlad,

    gverteyi koarak kat etti; ambara iner inmez ota'nm yanma kvrld.

    Ancak imdi ocuk olduunu hatrlam gibi hkra hkra alamaya

    balad.

    Fil ve olan, sonraki birka saat hamulenin boaltlmasn beklediler.

    Yukardaki koturmaya kulak verdi Cihan. Temiz havaya hasretti ve

    alktan midesi kaznyordu ama yerinden kprdamaya cesaret edemedi.

    Ortalkta cirit atan sanlarn hepsi kaybolmutu. Acaba kemirgenler

    gemi rhtma yanar yanamaz tek sra halinde karaya m kyorlard?

    Dzinelerce kzl-siyah kuyruun stanbul sokaklarnda gzden

    kaybolduunu hayal etti.

    Beklemeye daha fazla dayanamaynca gverteye dnd; neyse ki

  • 42

    kimseler yoktu etrafta. Rhtma gz gezdirirken, gemicilerin btn

    len gemiden karmakla uratklar sandklar tefti eden sarayly

    fark etti. Parlak kaftan ve koca saryla nemli bir zatt besbelli.

    Yannda ne yazk ki De- libozuk Reis duruyordu. Adamlar gemiden

    bakan olan grnce aralarnda bir eyler fsldatlar; sonra ona iaret

    ettiler. Cihan tedirgin bir halde tahta kpry geti, aaya atlad,

    yanlarna vard.

    Reis der ki filin bakcs enmisin dedi sarayl. Duraklad olan.

    Yalan sylemeden evvel anlk bir tereddt yaad. Gzn karartt.

    Dorudur efendi. Hint diyarndan geldim mahlukla beraber.

    Bir phe bulutu geti adamn yznden. Nasl olur da dilimizi bu

    kadar iyi konuursun?

    Bu soruya hazrlklyd Cihan. ahmzn saraynda az biraz

    renmitim. Seyahat boyunca Reis, sa olsun, iyi belletti. Fevkalade.

    imdi iimiz bamzdan akn. Evvela ykleri halledelim. Yarat

    yann ikindi gibi karrz kafesinden. Ani bir drtyle kendini yere att

    Cihan. Efendi, yalvarrm. Zavall o berbat yerde bir gece daha kalrsa

    canndan olur. Mahvoldu zaten.

    akn bir sessizlik kt. Bir hayvan iin fazla dertlenirsin dedi

    sarayl.

    Ya, altn kalplidir bu olan dedi Delibozuk Reis, zehirli baklarn

    Cihandan ayrmadan.

    Beriki bayla komut verdi. E madem yle, karalm mahluku.

    Drt denizci geldi ambara. Hor gren bir nazarla bakarak ve kfrler

    yadrarak filin sana soluna halatlar doladlar; olanca kuvvetleriyle

    ekmeye baladlar. ota kmldamad bile. Cihan adamlarn

    abalamasn seyretti, giderek artan bir endieyle. Filin iinde

    bulunduu kafesle beraber bocurgatla kaldrlmasna karar verildi. Bir

    alay hamal ambarn stndeki kapaklar at, palamarlar kafesin

    kenarlarna balayp br ularn da nar aalarnn gvdelerine

    dolad. Hazr olduklarnda hep beraber asldlar; kollan hep birden

    kaslyor, yanaklar hep birden iiyordu. Epey ter dkldkten sonra

    kafes yava yava ykseldi. Limann zerinde, hilkat garibesi bir ku

    gibi havalanm fili grenler, azlan ak vaziyette bakakaldlar

    yukanya. O gn orackta ok i yapt yankesiciler.

  • Derken, hamallann gc tkenmi olmal ki havada kalakald ota.

    Ortalk kalabalklat. Her kafadan bir ses kyordu. Ksa sre sonra bir

    ipin ucundan tutmayan ya da durup olanlar seyretmeyen kimse

    kalmamt etrafta. Cihan da yardm etme umuduyla saa sola

    koturuyor ama ne yapacan bilemiyordu. Nihayet yeniden

    hareketlenen kafes feci bir arpmayla yere indi. Filin ba parmaklklara

    toslam, etleri ezilmiti. imdi inlercesine sesler kararak bitap

    duruyordu. Hamallar, etrafa saldrr korkusuyla hayvan dar

    karmaya yanamadlar. otann byle bir ey yapmayacana onlar

    ikna etmek iin epey dil dkt olan. Nihayet ald kafesin kaplar.

    Cendereden kurtulan fil bir iki adm atmaya kalkt; ipleri kesik bir

    kukla gibi yld kald. terek, ekerek, kamlayarak hayvan

    yrttler. Bir dzine kzn koulduu devasa bir kanya

    yerletirmeyi baardlar. Cihan tam atlayp oturmak zereydi ki bir el

    bileinden yakalad.

    Kaptan Garrethti, dudaklarnda sahte bir glmseme vard. Allaha

    emanet ol evladm dedi herkesin duyabilecei bir sesle. Sonra

    fsldayarak ekledi: Hadi uurlar ola hrsz. Yakutlar, inciler getir

    bana. Unutma, beni kandrmaya kalkarsan hayalarn dorarm.

    Cihan sznden dnmeyeceine yeminler ederek telala arabaya

    trmand. Az sonra sarayl adam da gelip yanna oturdu, dizginleri

    kavrad. Delibozuk Reis ksk gzlerle arkalarndan bakt. Limandan

    saraya bu vaziyette yollandlar. Getikleri her sokakta, insanlar

    hayretler iinde kenara ekiliyordu. Kadnlar ocuklarn saknyor,

    ihtiyarlar asalarna sarlyordu. Hristiyanlar ha karyor,

    Mslmanlar eytan def eden ayetler okuyor, Yahudiler dua ediyor,

    AvrupalI seyyahlar yar mstehzi, yan muzip bir ifadeyle seyredi-

    yorlard. riyan bir Kazak hayalet grm gibi bembeyaz olmutu.

    Adamn korkusunda o kadar saf bir hal vard ki Cihan gayriihtiyari

    kkrdad. ocuklar, sadece onlar, sevinle bakyor, parmaklanyla

    birbirlerine gsteriyorlard beyaz fili.

    ehir file bakadursun, Cihan da ehri incelemekteydi. Kafesli

    pencereler ardnda yar gizli kadn suretleri; duvarlarda ufack, ssl

    ku evleri; mezarlan evreleyen servi aalar; gnein avkn

    yakalayan kubbeler iliti gzne. Ne yana dnse martlar ve kediler

  • 44

    vard; hogryle baklyordu bu iki hayvana. Martlar, arsz ve gamsz,

    emberler iziyor; aniden dalp ya bir balknn kovasndaki yemlere

    ya bir sokak satcsnn tezghndaki cierlere yahut pencere pervazna

    sousun diye konmu bir tatl tepsisine musallat oluyorlard.

    Mhimsemiyordu insanlar. Kulan kovaladklarnda bile bunu

    gnlszce, det yerini bulsun diye yapar gibiydiler.

    ehrin ksmdan meydana geldiini rendi Cihan: stanbul,

    Galata ve skdar. nsanlarn muhtelif renklerde kyafetler giydiklerini

    fark etti. Sarayl ara sra kulana eilip anlatyordu: Bak bu Yahudi,

    teki Ermeni. uradaki Torlak, omuzunda koyun postuyla dolaan ise

    Kalender; az ilerideki Floransal. Araplar, Krtler, Nesturiler,

    erkezler, Kazaklar,

    Tatarlar, Arnavutlar... Bu insanlarn her biri kendi yolunda yrse de

    glgeleri birbirlerine deiyor, dolanp dm oluyordu.

    Yetmi iki buuk millet barnr burada dedi sarayl. Herkes

    hududunu bildii, kurallara riayet ettii mddete sulh iinde yaarz.

    Buuk olan kim? diye sordu Cihan.

    ingeneler. Kimse hazzetmez onlardan. At arabas srmeleri yasak,

    bir tek eee binmelerine izin var. Fetva kt.

    Filler hakknda da bir fetva var myd acaba, merak etti olan.

    Soramad. Giderek evler seyrekleti, velvele hafifledi.

    Sultana takdim etmeden evvel fili hazrlamal dedi Cihan. Hint

    ahnn hediyesidir ya, gzel grnsn.

    Adam kalarn kaldrd. Haberin yok mu evlat? Gitti o ah.

    Anlayamadm efendi.

    ah Hmayunu demiyor musun? Tahtm kaybetti. Karsyla birka

    hizmetkrndan baka eyi kalmam diye duyduk. Hkmdar deil

    artk.

    Kimden bahsedildiini bilmese de durumun filin aleyhine

    olabileceini anlamt Cihan. Peki ya mahluku geri gnderirlerse

    imdi? Hayvancaz bir seyahate daha dayanamaz vallahi.

    Sen onu iyi etmeye bak; tez toparlansn, bir yere yollamazlar,

    korkma dedi adam. Sarayda her nevi hayvan var ama beyaz bir

    filimiz hi olmad!

    Severler mi acaba efendi?

  • Valla sultann umurunda deil. Mhim meseleleri var, hayvanlarla

    uramaz. Lkin Hrrem Sultan...

    Gzlerini uzaktaki bir eye dikerek aniden sustu adam. Cihan onun

    nazarm takip edince, bir tepeye kurulmu Tbpkap Sarayn grd.

    Yrei hop etti. Kim bilir ne elmaslar yakutlar, ne paha biilmez atlas

    kumalar vard iinde. Bir mcev

  • her odas hayal etti; tabandan tavana parlak talar ve som altnlarla

    dolu. Uzanp birka tanesini arsa, sonra da Kaptan Garrethe

    vermeyip kendine saklasa, kime ne zaran olurdu ki?

    Sert ehreli muhafzlarn desturuyla Birinci Kapdan getiler.

    Adamlar hayvan yle bir szd, pek oral olmadan. Gren de

    zannederdi ki Allahn her gn beyaz bir file rastlamaktaydlar.

    ki tarafnda srekli mealeler yanan Orta Kapya vardklarnda

    aa indiler. Bundan sonrasn onlar yaya, fil kanda kat edecekti. Zira

    padiahtan baka kimse buradan teye binek stnde gidemezdi.

    Yardma gelen seyisler atlar yularlarndan ekerken, Cihan da ani bir

    hisle rpererek ban kaldrd. Az tedeki karaltlara kayd baklar.

    Gzleri fal ta gibi ald. Donakald.

    Orada kazk dikiliydi. Biri ksa, ikisi uzun. Her birinin zerinde

    kesik bir ba taklyd. imi, morarm, az ve burunlar samanla

    doldurulmu kafalar.

    Hainler... diye fsldad sarayl, onun nereye baktn fark edince.

    Allah belalarn vermi, az bile.

    Nedir acaba kabahatleri? dedi olan clz bir sesle.

    Ne olacak? Ya ihanettir, ya itaatsizlik. Ya namussuzluktur, ya

    hrszlk. Doru yoldan sapmlar ya, mstahak. Bylece Cihan beti

    benzi solmu, omuzlan dm vaziyette koca kapdan geti. Fili o

    halde brakp kamak geldiyse de aklna, yapamad. dama giden bir

    mahkm gibi kaderini kabullenerek adm adm yrd Tbpkap

    Sarayndan ieri.

    0580

    O gece olann tek grd, devasa duvarlar, heyula bir kap,

    kinat yutacak kadar geni bir avlu ve daha fazla duvar oldu. Bir

    insann sarayn iinde ikamet edip de saray nedir bilmeden

    yaayabileceini rendi. Evvela toprak zeminli ve yksek tavanl bir

    ahra gtrldler * otamn yeni eviydi buras. Kineme sesleri geldi

    yaknlardan. Filin varl atlan rahatsz etmiti.

    Ahrn iinde bekleyen kii, Sibiryal Tara olarak tantt kendini.

    Bu ask suratl, gaga burunlu, omzunda bir kurt postu tayan

  • baytarn hayvanlara ifa datan sihirli parmaklar vard. Adam

    otann azn, gzlerini, hortumunu muayene etti; dksn

    inceledi. Ters ters bakt Cihana; belli ki ocuu suluyordu fili bu

    hallere drd diye. Sibiryal, keskin kokulu bir merhem srd

    otamn iliklerine; hortumunu ifal yapraklar ve Cihanm

    sonradan yedi ayr mirra aacndan alndn renecei bir

    maddeyle sard. Bu arada olan bir kova su getirdi; elma, armut,

    lahana, yeillikler yd hayvann nne. Gemideki berbat lapalardan

    sonra tam bir lendi. Fakat fil hibirim yemedi.

    Haset ince bir ok gibi sapland Cihanm kalbine. Bir yandan bu

    baytarn otay iyiletirmesini dilerken, bir yandan da hayvan

    dzelip ayaa kalktnda onu kendisinden ok severse diye kayg

    duydu. Beyaz fil Sultan Sleymana hediye edilmi olabilirdi ama

    derinden derine Cihan onu kendine ait sayyordu. Ahrdan dar

    karken zihni bylesi zt fikirlerle doluydu.

    Kapda baka bir hizmetkr bekliyordu. Kara tenli, iroz, gzleri

    elmas gibi parlak bir adamcaz, ismi Sangramd. Hintliydi. Dilini

    konuan biri geldi diye heyecanlanmt. Scaklk hasretiyle mangala

    sokulan kedi gibi memleketlisine yanaarak balad Hint dilinde bir

    eyler anlatmaya. Cihan bo bo bakt, kulaklarna kadar kzard.

    Ne o? Anlamyor musun? dedi Sangram bu sefer Trke.

    Eh, bizim kelimelerimiz farklyd diye geitirdi Cihan.

    Doduu kyden bahsetti. Yer ile gk arasnda bir katmanda asl,

    bulutlarla hemzemin ama ahn sarayna bir lk rae-

  • 48

    safedeydi evleri. Annesini ve kz kardelerini anlatt. Sesi titredi

    konuurken.

    Sangram sessizce olan inceledi. Bir ey diyecekti sanki ama fikir

    deitirdi. Hadi seni barakaya gtreyim dedi onun yerine.

    tekilerle tanrsn.

    Bahedeki kameriyelerin yanndan kvrla kvrla uzanan bir yoldan

    geerek iinde envai eit baln oynat bir havuza yneldiler. Sa

    taraflarndaki akasya aalarnn altnda kafesler diziliydi - aslanlar,

    leoparlar,maymunlar, srtlanlar, yass boynuzlu erkek geyikler, tilkiler,

    kakmlar, vaaklar, cins kpekler, yabankedileri... Bunca mahlu- kat

    beslemek, bitlerini ayklamak, pisliklerini atmak, azdklarnda

    yattrmak bakclarn vazifesiydi. Ksa sre nce Habeistandan bir

    gergedan gelmiti ama yaata- mamlard. Bir de aya sakat bir zrafa

    vard, geici olarak getirilmi. Burada istenmeyen hayvanlar ehirdeki

    dier meknlara gnderiliyordu. Terbiyecileri de onlarla beraber.

    Bazlar eski Tekfur Saraynda, dierleriyse Ayasofya yaknlarndaki

    bir Bizans kilisesinden devirilmi Arslanhanede tutuluyordu. Alt kat

    hayvanlara tahsis edilmiti o binann, st kat nakkahaneydi. Filler

    vaktiyle bir su sarnc olan Fildamnda kalyordu. Ama ota hem

    henz yavru olduu iin, hem de renginin tuhaflndan, imdilik

    saraydaki mah- lukat arasna kabul edilmiti. Dnyann drt kesinden

    yollanan, balta girmemi ormanlardan yahut usuz bucaksz llerden

    toplanan tm bu yrtc hayvanlar artk ehrin dzenine alm, bir nevi

    stanbullu olmulard.

    Bakclarn kimi komu diyarlardan gelmiti, kimi haritada bile

    olmayan adalardan. Kulardan ve kmes hayvanlarndan mesul olanlar

    kuhaneye yakn barakalarda kalyordu. Ceylanlar, karacalar, tavus

    kular ve kaplumbaalar sabahtan akama kadar kasrlarn etrafnda

    gezinip duruyordu. Sultan Sleymann hayvanat bahesi bal bana

    bir lemdi. Tabiattaki en dehetengiz yaratklarla dolu olsa da, ehr-i

    stanbuldan daha yabani saylmazd.

    Saray bahesindeki envai eit hayvan, temelde ikiye ayrlrd: yrtc

    etoburlar ve alml otoburlar. lk kmedekiler hayranlkla kark korku

    uyandrrd; kinciler ise merak ve efkat. Nasl ki bir leoparn blblle

    mnasebeti olmazsa, leopar bakcs da blbl bakcsyla

  • selamlamazd. Vahi hayvan terbiyecileri mstesna bir taifeydi.

    Sarayda yaayan yzlerce hizmetkr arasnda ne en yksek maa alan,

    ne de karnlan en ok doyanlard ama phesiz en fazla hrmet gren

    onlard.

    Nihayet barakaya vardlar. Kereste ve tatan bir mtemilatt

    Cihann kalaca yer. eride dokuz bakc vard. Aslan ve

    kaplanlardan sorumlu, Olev adl, kzl sal, kzl bykl, am yarmas

    bir adam; Dara isminde ve Msrdan gelmi, a zrafa terbiyecisi;

    Kato namdar ve btn vcudu yara bere kapl timsah terbiyecisi;

    maymunlarla ebeklere bakan inli ikizler; geni omuzlan ve kaln

    bacaklanyla kendisi de ayya benzeyen Mirka ismindeki ay terbiyecisi;

    saf kan atlarla alakadar iki erkez seyis ve ihtiyar baytar Sibiryal

    Tara. Sessiz bir ilgiyle karladlar ocuu; yann kkl hayrete

    drmt herkesi. mal imal baktlar kendi aralarnda.

    Sangram bir kse stla getirdi. Bizim oralarn tad var, ye.

    Cihan o kadar at ki kimselere aldrmadan yalad yuttu. Midesi

    yatmad ama baka bir ikramda bulunan kmad gibi o da istemeye

    ekindi. stndeki aputlan soyunup Sangramm verdii kyafetleri

    giydi: bol tulum, tiril tiril gmlek, mor cepken, deri arklar. Sonra ikisi

    bahede biraz daha yrdler. Hintli hizmetkr, balmumuna benzer

    yuvarlak bir ey att azna - bunun baharat ve afyon kanm bir macun

    olduunu sylemedi. Ksa srede yz hatlan yumuad, dili zld.

    Temekleri bizimkiler kadar iyi deil dedi Sangram. Alsan iyi

    olur.

    Sultann sknet kaidesinden bahsetti. Her ne kadar hayvan

    bakclarn, i ksmdakiler kadar ilgilendirmese de herkesin daima

    sessiz olmas bekleniyordu. Gn boyu fsltyla konuup parmak

    ularnda ilerliyordu saray ahalisi.

    Peki ya ark sylemek? ota uyumadan nce ninni dinlemeyi sever

    de.

    ark m... diye mrldand Sangram. E, fazla ses karmadan

    sylersen olur.

    Derken i avlunun duvarlarna yaklap durdular. Sk allar doal bir

    hudut oluturmutu adeta; bek bek kknarlar nbet tutan askerleri

    andryordu.

  • 50

    Buradan teye geemeyiz dedi Sangram. Sesi aniden deiti,

    ciddileti. Sakn ola deneme.

    Olacaklar daha o andan tayin edilmiesine Cihanm ii rperdi.

    Tzn... dedi Sangram.

    Ne?

    Mutluysan suratndan okunuyor. Endieliysen, o da. Ban iki

    yana sallad. Kan ksm hislerini saklayamaz, zayflar zaar. Pee arkas

    mnasiptir onlara. Fakat bir erkein hissiyatn gizlemesi yedir. Hele

    ki sarayda!

    Peki ne yapaym? diye sordu Cihan.

    Suratn perdele, kalbini mhrle evlat dedi Sangram. Yoksa

    ikisini de harcarlar, haberin ola.

    stanbuldaki ilk gecesinde hatr hutur bir ot dekte kaskat yatm,

    karanln seslerini ^inliyordu. Yaknlarda bir bayku tt, bir kuytuda

    kpekler uludu. Barakann ii daha az grltl deildi; bakclardan

    kimi saa sola dnyor; kimi uykusunda horlayp osuruyor, konuup

    dilerini gcrdatyordu. Hangisi olduunu karamad biri, anlalmaz

    bir dilde bir eyler mrldand. Cihan kamnn gurultusu da patrtya

    dahil oldu. En sevdii yemekleri and ama anas dt aklna, vazgeti.

    Yzn pencereye dnp ufack bir aralktan grnen gk kubbeye

    bakt. Gemideyken seyrettii hudutsuz mavilie benzemiyordu sultann

    sarayn kaplayan sema. Ne menem bir yerdi buras acaba? Hi uy

    uyamayacam sanyordu, fakat o kadar yorgundu ki gzleri 1

    apamverdi.

    Ni:e sonra bir karabasandan kaarcasma ter iinde uyand. Bir an ne

    olduunu, nerede bulunduunu anlayamad. Birisi ensesine doru

    soluyordu, kaba etlerine srtnyordu. Barakann orta yerinde bir adam

    girmiti deine. Tacizci, bir eliyle Cihann azn kapatm, bir eliyle

    onu skca bastrmt yataa. alvarna aslyordu imdi. Nefes alamad

    Cihan, boulacakt. ocuun azm burnunu tamamen kapattn fark

    eden adam elini biraz oynatt, ite o an Cihan frsat bulup berikinin

    baparman srverdi var gcyle. Gayriihtiyari bir feryat kt

    heriften. Cihan onu ittii gibi ayaa frlad hemen. Pencereden szlen

  • ay nda, ay terbiyecisiyle yz yz geldi.

    Gel buraya diye fsldad Mirka dilerini skarak.

    Alak sesle konumasndan, yakalanmak istemediini anlad Cihan.

    Avaz kt kadar barmaya balad. Varsn ihlal etsin sultann

    sknet kaidesini. Umurunda deildi. Bana bir daha dokunursan filim

    seni ezer! ldrr valla!

    Dier terbiyeciler birer birer uyandlar. Mirka alvarn ekti, ks ks

    deine yrd. Fil dediin daha yavru be. abuk byr, grrsn

    dedi olan.

    Aslan terbiyecisi Olev ile gz gze geldi Cihan. Adamm baklarnda

    merhametle kark takdir buldu. O da girdi lafa: Bana bak Mirka

    ays, hele bir daha dokun Hintliye, nce beni bulursun karnda,

    haberin ola.

    Allah topunuzun belasn versin dedi Mirka, kzgn ve yenik.

    Kalbi kt kt atarak deine kvrld Cihan. Bu sefer srtn

    pencereye verdi ki gz odada olsun. Demek byleydi bu ehir.

    Uyurken bile alesta olmal, kimseye gvenmemeliydi. Alamakl oldu.

    Ne kadar yalnzd, nasl savunmasz. Bilmiyordu ki o esnada ota da

    ahrnda uyankt. Geceyi dinliyor, bir uursuzluk hissediyordu. Her

    eyi ve herkesi yutacak kadar zifiri karanln barnda bir koku almt

    beyaz fil. Yakndan geliyordu. Fazla yakndan. Hayatta en korktuu

    hayvann varln sezmiti: Kaplan.

    0510

    Topkap derlerdi adna. Duvarlarnn arasnda ka cann ikamet

    ettiini tam olarak bilen yoktu. Kimine gre en az drt bindi. Ezelden

    beridir burada olan Sibiryal Tarasa kalsa semada yldz, deryada kum,

    lodosta uuan fslt kadar oktu. Cihan bazen, kendisini i avlulardan

    ayran devasa kaplara gzlerini diker, te yanda nasl insanlar olduu-

    nu hayal ederdi. Bunlar sorgulayan sadece o deildi. Tand her

    hayvan terbiyecisi sarayn muhtelif sakinleri hakknda -helvacbandan

    enicibana akla kim gelirse- atp tutmaya baylr, her dedikoduyu

    akide ekeri gibi tatl tatl emerdi.

  • 52

    En ok da cariyeler merak konusuydu. Sultan ile hadmlar dnda

    cmle erkek taifesine grnmez olular, haklarndaki efsaneleri

    besliyordu. Hayvan terbiyecilerinin, bu kadnlar diledikleri gibi hayal

    etmelerine bir mni yoktu. Yeter ki hayallerini kimseyle

    paylamasnlar. Sultann kadnlan hakknda mmldanarak dahi

    boboazlk edilmezdi. Hrrem Sultan hari. Onun aleyhine atp tutmak

    serbestti. ylesine nef-

    ret ediyordu ki niceleri bakadmdan, ona iftira etmeyi kendine hak

    gryordu.

    Harem-i hmayuna dair, kimisi hakiki, nicesi farzi ok ey

    iitmiti Cihan. Kaplarnda nbet tutan baz aalar yle fena hadm

    edilmiti ki, ancak kuaklarnn iinde tadklar borular vastasyla

    ieyebiliyorlard. slamda hadm etmek yasak olduundan, saray bu

    olanlar, Hristiyan ve Yahudi tccarlardan edinirdi. Onlar da bu

    eziyeti baka yerde kle tacirlerine yaptrp, sa kalanlar getirtirdi.

    Bylece kimsenin dorudan stlenmedii ama herkesin ortak olduu

    bir gnah, kuaktan kuaa devam ederdi. Sangram bu talihsizlerin

    kesilip atlan tek uzuvlarnn hayalar olmadn, ounun kalbinin

    de kartldn sylyordu. Zamannda kendilerine gsterilmeyen

    merhameti imdi de onlar bakalarndan esirgiyordu. Cariyelerden

    biri kamaya kalksa hadmlar bulurdu karsnda. fkelendiklerinde

    nasl rktc olduklarn Cihan bizzat tecrbe etmiti. Geldiinin

    haftas Karanfil Kmil Aa namyla bilinen ve ak hadmlarn ba

    olan kap aasndan okkal bir sille yemiti. Srf ahrdan ald bir

    krei yanl yere brakt diye.

    Takn ama grnmez bir nehir gibi saray hayatnn orta yerinden

    akyordu harem. Oda ve dairelerinin her birinin valide sultann yatak

    odasna bal olduu rivayet ediliyordu. Yzlerce kadnn ne yiyip

    itiine, nasl giyinip kuandna yllarca o nezaret etmiti. Onun

    bilgisi ve rzas olmadan tek erbet iilmemi, tek ark alnmam,

    tek cariye sultann koynuna alnmamt. Karaaalann en kdemlisi

    olan ve padiahn huzurunda samur krk bile giyebilen kzlar aas,

    validenin gz kulayd. Kadn bir ey karacak olsa, sadk casusu

    mutlaka yakalard. Lkin artk valide, Hakkn rahmetine

    kavumutu. Ve onun btn kudreti ve daha fazlas, kadn efendiye

  • gemiti.

    Hrremdi ismi ama niceleri ona cad diyordu. Hayranlan da oktu,

    dmanlar da. Sultann hoafna iksir koyarak, yastn ttsleyerek,

    dolunayda kyafetlerine dmler atarak onu byledii sylenirdi.

    Sleyman, yz yllk teaml ihlal ederek onunla yle aaal bir

    merasimle evlenmiti ki ehirdeki her meyhane, kerhane, esrarhane ve

    imdilerde alan kahvehanede bu konuuluyordu. Geri Cihanm

    stanbul meyhaneleri, kerhaneleri, esrarhane- leri ve kahvehaneleri

    hakknda pek malumat yoktu. Saray haricinde neler olup bittiine dair

    bildikleri ba dedikoducu Sangramdan geliyordu.

    Cad veya deil, Hrrem olaanst eylere dknd. Bunlar

    toplamak iin hibir zahmetten kammazd. mparatorluktaki en ufak

    cce, gizli blmeleri olan bir oyuncak ev veya elmas kakmal bir mzik

    kutusu... hepsini sahiplenirdi. Kulan sevdiinden her trlsn sk sk

    ziyaret ederdi. Hele bir tuti vard ki -yeil kannl, tepesinde krmz-

    mavi tyler olan bir papaan- ona baylrd. Bu ucubeye bir dzine

    kelime retmiti; o da Sultan Sleyman ne vakit yaknma gelecek olsa

    bunlan bet sesiyle bara ara syler, padiah glm- setirdi. Hrrem

    ceylan ve karacalan beslemekten de holanr- d. Fakat bahenin vahi

    mahlukata has ksmna neredeyse hi uramazd. Cihanm bu

    durumdan ikyeti yoktu. Aman gelmesin, daha iyiydi. Zira

    Hrremden korkuyordu, insann zihnini okuyup ruhunu alan bir

    kadndan kim korkmazd?

    Payitahttaki ilk haftalar hadisesiz geti. ota hzla iyileti,

    imanlad, keyiflendi, iki haa verildi hayvana: Metrelerce srma ili,

    ividi kadifeden olan yevmi kullanm iindi; altn ve gm telle

    dokunmu seraser olansa merasimler iin. Her ikisi de yle deerliydi

    ki, Cihan ilemelerine parmak ularyla dokunmaya baylyordu. ah

    Hmayunun fille yollad ama Delibozuk Reisin emrindeki

    gemicilerin arszca yamaladklar kumalara artk zlmyordu.

    Geceleri gzlerini kapatr kapatmaz vey babasnn yz zuhur

    ediyordu karan-

    lkta. Bir yan derhal geri dnmek istiyordu. Dnmek ve anacnn

    lmne sebep olan adam gebertmek. Bir baka yan, evvela

    istikbalini kurtarmasn sylyordu. Sultann cevherlerini annca

  • 54

    birka tanesini kendine ayrabilirdi pekl. Ganimetini saklarsa

    Kaptan Garrethin ruhu bile duymazd. O zaman zengin ve muktedir

    dnerdi kyne. Ablalar byle ekip gittii iin krgn olsalar da,

    onu yeniden grmenin sevinciyle affederlerdi. Ellerini pp,

    getirdii heybeyi boaltrd; elmaslar, zmrtler, yakutlar saard

    ayaklarna...

    Sonra gnn birinde ay paras gibi bir gen kza rastlard. nci

    gibi dileri, kokulu kavunlar gibi memeleri olurdu. Cihan onu bir

    tehlikeden kurtarrd (boulmaktan, haramilerden veya vahi bir

    hayvandan; hayalin bu ksm hep deiiyordu). ptklerinde

    dudaklarna yamur tad gelirdi. Ak olurlard birbirlerine; kzn

    okaylar trl sular gibi akard teninde. Krk gn krk gece dn

    yapar, midelerini baklava, azlarn kahkahayla doldururlard.

    Saadetleri yle mkemmel olurdu ki seneler sonra bile insanlar

    onlar u fani dnyaya gelmi en mesut ift olarak hatrlard. Buydu

    kimselere anlatamad ryas.

    ayet aslanbaz Olev onu kanatlarnn altna almasayd, Cihanm

    hayvanat bahesindeki ilk demleri hayli zor olurdu. Hep mis gibi

    kokular srnen, an dkn olduu byklan- n gnde be alt defa

    tarayp yalayan, cesur ve cevval Olev. On yandayken yoluna

    kan kle tacirlerince alnm bir hayatt onunki. Kzl salan,

    salam vcut yaps ve bilhassa gz peklii, kaderini tayin etmiti.

    Kynden kanld gibi doruca saraya getirilmi, bir daha hi

    ayrlmamt.

    Her sabah seher vakti kalkp mermer bir emede yzlerini ykard

    bakclar. eme suyu yle souk akard ki elleri donar, kpkrmz

    kesilirdi. leden nce buday orbas ve yavan ekmek yer, akam

    da kuyrukyayla yaplm pilav ka- klarlard hep beraber.

    Karanlk knce, bir sr bitin cirit

  • att deklere koyarlard balarn. Sirkeler her yerdeydi. Pireler de.

    Hayvanlardan insanlara, insanlardan hayvanlara atlayp dururlard.

    Kandnda iip kabaran izler brakrlard. Bakclar haftada iki defa,

    byk kk fark etmeksizin, hayvanlarn muayene eder, onlan ezilmi

    kfuru, kakule ve limonotuyla fralarlard. Gene de bir sirke illaki

    paay kurtarrd. Zaten bir sirke kfiydi herkesin yeniden bitlenmesine.

    Her eye ramen iyi bakyorlard mahluklara. Hayatlar onlarn salk

    ve saadetine balyd ne de olsa. Hayvanlar iyiyse terbiyeciler de en

    oluyordu; hayvanlar gzden dnce terbiyeciler de tepetaklak

    gidiyordu.

    Birka gnde bir Karanfil Kmil Aa teftie gelirdi iman, ipil

    gzl bir adamd; hadm edilmiti bulu ama varmadan evvel. Teni

    kardan beyaz ve o kadar effaft ki damarlar seilirdi. Geceleri

    uyuyamadmdan gzlerinin altnda kpkrmz halkalar olurdu nice

    zaman. Gldn duyan olmamt. Kolay kolay kimseye barmazd.

    Buna ramen, atnca elikten keskin kalaryla sarayn en korkulan

    sima- syd. Ufack bir pislik yahut ihmalin onu kplere bindirmeye

    yeteceini bildiklerinden, bakclar ilanihaye temizlik yapard.

    Kafesleri, allar, ahrlar tekrar tekrar ykar, fralar, suya tutarlard.

    Yerlerdeki sidikleri siler, dklar toplar, yemek kaplarn alkalarlard.

    Cihan hayvanlarn bu temizlik hummasndan hazzettiklerini

    sanmyordu. Tabii kokularndan mahrum kalnca, hangi blgenin

    kendilerine ait olduunu kartryorlard. Ne var ki terbiyecilerin hibiri

    bunu Karanfil Kmil Aaya amaya yanamyordu.

    Nisan ortasnda bir gn tuhaf bir ey oldu. Cihan otay ahrna

    gtrrken bir alnn arkasndan bir hrt duydu. Alack ve hafif bir

    sesti ama yle yakndan gelmiti ki irkildi. Fark etmemi gibi yapt.

    Fakat tetikte, tedirgin bekledi.

    Acaba Delibozuk Reis mi gelmiti hesap sormaya? Yoksa gene ay

    terbiyecisi Mirka m musallat olacakt? Cihan bunlar dnrken

    ilemeli bir ipek terlik grnverdi allarn altndan. Saklanan bir kzd

    anlalan. yi de, bakclar arasnda hi kadn yoktu. Cariyeler desen, tek

  • balarna buralara gelmezlerdi. Kz rktmek istemedii iin yanma

    yaklamad. Onun tek arzusunun fili grmek olduunu tahmin etti.

    Hibir ey yokmu gibi iini yapmaya devam edip kzn kendilerini

    gzetlemesine izin verdi.

    Sonraki gnler yine geldi kz; her seferinde saklanarak - ayaklarnn

    altnda trdayan dallar, kyafetinin hrts varln ele verdi. Ayn

    sonuna doru bu esrarengiz seyirciye almt Cihan. Belki de hep

    byle gidecekti, her eyi bozan bir eekars olmasayd.

    O sabah Cihan, otamn kuyruuna yapan kir topaklarn

    temizlemekle meguld ki havay delip geen bir feryat duyuldu.

    allarn ardndan bir kz frlad. Ellerini sallayarak ve avaz kt

    kadar bararak ahra dald. Kapy yle bir arpt ki kapanacana

    sekerek geri ald. Cihan eline bir bez alp birka uratan sonra

    eekarsn uzaklatrd.

    Ee ey... gitti artk... kovaladm.

    Dan yrmeden evvel seslendi kz. E ban seyis, kyorum.

    Cihan gzleri yerde, kprdamadan bekledi.

    Allah gnah yazmasn, ne demeye eekanlann yaratm, anlamam

    diye sylendi kz. Bu sefer yan taraftan gelmiti sesi. Onun file doru

    yrdn anlad Cihan. Belli etmeden hzlca bakt. Yanaklarndaki

    illeri fark etti. Takt hz- ma gkten burnunun ucuna dvermi bir

    elmas damlas gibiydi. Bana ylesine rtverdii rtnn altndan

    dalgal salan grnyordu. Yana gre uzundu ama ocuktu hl.

    Belki de bunun cesareti vard zerinde. Bir jul sonra bir yabanc

    erkekle, hele ki bir hizmetkrla byle konumay akl

  • nn ucundan dahi geirmezdi. Oysa imdi beyaz fil o kadar ilgisini

    ekmiti ki, saray adabn bir an iin kenara itebilmiti. Hametli

    babam fili grmeye geldi mi? diye sordu kz. Kiminle konutuunu

    daha yeni idrak eden Cihan tela ve korku iinde yerlere eilip selam

    verdi: Mihrimah Sultan. Kz ban sallad, umursamadan. Kehribar

    gzleri otaya odaklanmt. Sultanm file dokunmak ister mi? diye sordu Cihan. Ya srrsa?

    Sultan temin ederim ki otann iinde efkatten baka ey yok.

    Kz, temkini elden brakmadan birka adm yaklat. Parmaklar filin

    kaln, krk derisine dokunup ekildi; yeniden denedi, bu sefer daha

    cesurca. Bu arada Cihan onu seyretme frsat buldu. Boynundaki

    kolyeyi grd, yedi iri inci dizili. Kim bilir ne kymetliydi; ah,

    yrtmenin bir yolunu bulabilseydi. Derken kzn ellerine kayd

    baklar. Nasl da narin ve nazeninlerdi; kh gsne gtryor, kh

    birbirine kavuturuyordu. O an Cihana yle geldi ki kelimelerin ve

    kisvelerin altnda o da kendisi gibi yalnzd bu koskoca sarayda. Bu his

    olmasa hayatta cesaret edemezdi azn amaya. Ap da unlar

    sylemeye: nsanlar hayvanlardan beyhude korkar. nsan zalimdir

    halbuki, hayvan deil. Ne timsah, ne aslan; hibiri bizler kadar vahi

    deil.

    Amma laf ettin dedi Mihrimah. Bunlar yrtc mahluklar. Ondan

    kafeste dururlar zaar. Bir lokmada yutarlar bizi. zzetli sultanm,

    buraya geldim geleli hibir hayvann karn tokken birine saldrdn

    iitmedim. Biz onlara karmazsak onlar da bize dokunmaz. Ama insan

    yle mi? ster a olsun ister olmasn, fenalk etmiyor mu? Demem o ki,

    kam tok bir aslann yannda m daha rahat uyursunuz, yoksa karn tok

    bir yabancnn yannda m? Bu szler zerine aniden durup dnd, olan inceledi

    Mihrimah. Neyse ki Cihan ayn anda emiti ban. Kesimedi

    baklar. Pek tuhaf ocuksun sen. Ka yandasn? On ikiyi

    gemi olmam gerek efendim.

    Ben senden bir ya bym. Senden l bilirim.

    Elinde olmadan glmsedi Cihan. Yalarn mukayese etmiti,

    aralarnda bir denklik varm yahut olabilirmi gibi; hani biri sarayn

  • 58

    ta zirvesinde, beriki en dibinde deildi sanki. smin ne senin? diye

    sordu Mihrimah.

    Olan kpkrmz oldu. Adn sylemek zor geldi bir an. Fi- linki

    ota. Benimki Cihan efendim... ama anam derdi ki... Ne derdi?

    Nedendir alvermemiz birdenbire hi tanmadmz bir insana?

    Nedendir dile getirmemiz daha evvel kimselere sylemediklerimizi,

    bakasna deil de, tek ona ? Kalbimizi gm tepsi iinde ikram

    edercesine bir yabancya gstermemize sebep nedir?

    Nice sonra bunlar kendine soracakt. Ama o anda dnmeden

    atld. Anam bana smbl olum diye seslenirdi. Mihrimah gld.

    Amma garip isim. Ciddileti gzel yz. Neden byle derdi

    peki?

    Doduumda bir acayip renkmi gzlerim. Mavi desem deil,

    kara desem deil. Eflatunmu. Anam gebeyken mor bir iek

    koklam, ondan oldu derdi.

    Smbl Olan dedi Mihrimah usulca, sevecen bir tnyla. Tam o

    esnada bir ses duyuldu. Sultanm... ah, melek sultanm. Sizi

    aryorum. Bakmadm yer kalmad. Vallahi ayaklanma kara sular

    indi. Gitmemiz gerek, ge oldu.

    Bir kadn belirdi. Ksa boylu, tknaz, surat cetvelle izil-

    miesine keli ve yayvan. Cihana bir kez olsun bakmad.

    Dorudan Mihrimaha yneldi; bu evrende ondan bakas yoktu

    adeta. Ne gller, ne hayvanlar; bahe botu sanki. Ayn anda hem

    ekerriz hem sert bir sesle ekledi: Buralara tek banza

    gelmemeliydiniz. Doru olmaz, nevnihalim.

    Beyaz fili grmek istedim dedi Mihrimah yaramaz bir edayla.

    Sonra Cihana seslendi, ondan yana dnmeden. Bu benim dadm

    Hesna Hatun. Dada derim ona. Hep byle endielenir benim iin.

    . Endielenmez mi insan, sevdicein inci tanesi, dnya nursuz

    olunca? dedi kadn.

    Mihrimah gld. Dadm hayvanlar sevmez ama birini ok sever

    dedi. Kedisi Kakule bir tanedir, deil mi dada? Aralarnda bir bak

    gitti geldi; scak, yumuak, esrarengiz. Mihrimah birden ciddileti.

    Validem beni mi sordu yoksa? Sordu ya, sormaz m? dedi Hesna

  • Hatun. Hamamda olduunuzu, hemen kacanz syledim.

    Ah, bir tanesin dada; her zaman kurtarrsn beni. Sen ol- masan ne

    yapardm vallahi bilmem dedi Mihrimah. Elini kaldrd, hayali bir

    mendil sallarcasna. Allaha emanet ol ota. Belki gene gelirim seni

    grmeye.

    Bylece fille vedalaarak ama Cihana tek kelime bile etmeden salma

    salma uzaklat prenses. O nde, dads yedi adm arkada, ahenkle

    yryerek gzden kayboldular. Arkalarndan bakt bakt olan. Sudan

    km balk gibi, alamaktan bitap dm bebek gibi, takatten

    kesilmi rzgr gibi, bir an kim olduunu, ne yaptn unutarak.

    Zihninde cevapsz sorular, genzinde yepyeni bir rayiha ve gsnde

    nedenini bir trl anlayamad bir arlk hissiyle kalakald orackta.

    osuo Bir daha hi gelmez sanmt. Ama geldi. Hem de bir deil,

    defalarca. Yannda fil iin attrmalk getirdi - elma, armut gibi sradan

    meyveler deil, incelikli lezzetler: kaymakl hurma tatllar, ball

    bademle doldurulmu yemiler... Mihrimah ne vakit saraydan ve

    sarayllardan bunalsa, soluu beyaz fi-

    lin yannda alyordu. Belki de merak ediyordu bylesine heybetli ve

    heyula bir hayvann nasl bu kadar yumuak ve uysal olabildiini. Fil

    de hayvanat bahesinin sultanyd bir bakma; halbuki onun

    babasndan ne kadar farklyd mizac.

    Belli bir nizam yoktu ziyaretlerinin. Bazen haftalarca g-

    rnmezdi. Cihann iine bir kurt derdi. Ne olmutu, nerelerdeydi?

    Bir derdi mi vard acaba, yoksa pek mi bahtiyard da yolunu

    gzleyenleri unutmutu? Cihan kimselere aamazd akln kemiren

    sualleri. Derken pat diye kagelirdi Mihri- mah; hem de pe pee

    yedi gn boyunca. Her seferinde Hes- na Hatun olurdu yan banda.

    Ve her seferinde honutsuzluunu belli ederdi kadn. Byle asil bir

    prensesin nasl olup da alelade bir hayvanla ilgilendiini

    anlayamyordu besbelli. Mihrimahm file dknln tasvip

  • 60

    etmese de az skyd. Bu ziyaretlerden kimselere bahsetmiyor, her

    daim velinimetini kolluyordu.

    Bir k byle-geti. Ardndan bahar ve yakc bir yaz. Cihan

    aldklarn zulasnda biriktiriyordu: gm bir tespih (bahelerin

    bakmndan sorumlu bostancbamn), sekiz ake (ki- lercibandan

    yrtlm), birer kutu badem ve fstk (gene kilercibamdan,

    maalesef adama yakalanmt), altn bir yzk (hayvanat bahesini

    ziyaret eden elilerden birine ait)... Ufak tefek eylerdi. IJl sultann

    mcevherlerine ulamann bir yolunu bulamamt. Dorusu* gnler

    geip burann dzenine altka giderek daha az kafa yorar olmutu

    yapaca hrszlklar tasarlamaya. Kaptan Garrethten ses seda

    kmamt. Geri hl ryalarna giriyordu o korkun suratyla.

    Glgelerin arasndan syrlan bir yaratk gibi. Adamn neden

    gelmediini bilemiyordu Cihan. Uzun deniz seyahatlerinden birine

    km olmalyd. Her neresi ise gittii yer, keke hi dnmeseydi.

    Tm bu zaman zarfnda prenses ile flbaz arasnda sarf edilen

    kelimelerin neredeyse tamam file dairdi. Hayvann

    arl, uzunluu, gdas, huylar... Dolaysyla bir gn, stelik durup

    dururken, Mihrimah kendisinden gemiini anlatmasn istediinde

    ard Cihan. Emin olmak iin sordu: Filin hikyesini mi dinlemek

    ister sultanm?

    Yok, eninkini.

    Mahluktan ayr neyim var benim?

    yleyse ikinizi birden anlat.

    Dediine gre Hindistandaki hayatlarn, buraya nasl vardklarn,

    balarndan geen maceralar renmek istiyordu. Ertesi gn Mihrimah

    tekrar geldiinde, Cihan hazrlk- lyd. Anlatacakt. Prenses bir leylan

    altnda, flbaz yerde iki bklm; prenses baklarn olandan

    ayrmadan, olan ona bir kez olsun bakmaya cesaret edemeden, hem bu

    kadar yakn hem bylesine ayrk... Sann kokusunu duyabiliyordu

    Cihan gzlerini kapadnda. Hani elini uzatsa dokunabilirdi, aralarnda

    kapanmaz mesafeler yoktu sanki, her ey sadece u anda ve buradayd.

    Dnyann bir kalbi varsa eer, Cihan emindi o aacn altnda attndan.

    T icazn prensese anfatt hikye:

  • Bir zamanlar Hint diyarnda bir olan vard. Tamtakr bir kulbeydi

    yaad yer; ah Hmayunun sarayna uzanan yolun kenarna

    ilitirilmi, ireti ve arpk. Gidip gelen muhafz alaylarn izleyerek

    bymt ocuk. Cihan, be kz kardei, anas ve vey babas ki

    ayn zamanda amcasyd- ayn dam altndayd. Merakl ve mahirdi

    olan. Ha bire bir eyler yapmay severdi. Durmadan resmederdi.

    amur, tahta, ta, tezek yahut al rp... eline ne geerse, parmaklar

    balard dizmeye, eklemeye, cansz cisimlerden yeni ekiller yaratmaya.

    Bir keresinde annesi iin bahede kocaman bir frn yapmt. Nasl da

    mutlu olmutu kadncaz. Daha evvel kullandklarnn aksine kara

    dumanlar ykselmiyordu bun-

    dan. Gn boyu ekmek piirebilirdi ksrp aksrmadan. ylesine

    sevinmiti olunun hediyesine.

    Cihan alt yama bastnda babas -zira bir babas vard vaktiyle-

    srra kadem basmt. Ne zaman annesine nerede olduunu sorsa hep

    ayn cevab verirdi kadn: Uzaklara gitti.

    Gemiyle mi? diye sorard Cihan.

    Kocaman kadrgayla derdi anas. Karun kadar zengin bir

    hkmdarn memleketine. ylesine mreffehti ki gittii diyar, dilenci

    grmemilerdi hayatlarnda, ta yerine kle altn kullanrlard

    yaplarnda.

    r