Çevre mÜhendİslİĞİ bÖlÜmÜ genel kİmya-ii dersİ …...Çevre mÜhendİslİĞİ bÖlÜmÜ...
TRANSCRIPT
Necmettin Erbakan Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü
1
ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ
GENEL KİMYA-II DERSİ
LABORATUVAR FÖYLERİ
Necmettin Erbakan Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü
2
LABORATUVAR DENEY ÇALIŞMALARINDA DİKKAT EDİLMESİ
GEREKEN HUSUSLAR
Laboratuvar çalışmalarının güvenilirliği, kullanılan deney metotlarının hassaslığı
kadar çalışanların dikkat ve itinalarına da bağlıdır. Bu yüzden çalışmalar esnasında aşağıdaki
kurallara uyulması çalışanların kendisi ve çevresindeki arkadaşları için olduğu kadar yapılan
deneyin hassasiyeti bakımından da son derece önemlidir. Bu nedenle laboratuvar deneyleri
esnasında aşağıdaki kurallara uyulmasına azami derecede dikkat edilmesi gerekmektedir.
1. Kişisel Tedbirler
i. Her türlü laboratuvar çalışması esnasında mutlaka beyaz ve temiz bir önlük
giyilecektir. Böylece çalışma esnasında olabilecek sıçrama ve bulaşmalardan
elbiselerin zarar görmesi önlenmiş olacaktır. Laboratuvar önlüğü ve gözlüğü
olmayan öğrenciler laboratuvar çalışmalarına kesinlikle alınmayacaklardır.
ii. Laboratuvar çalışmaları sırasında ve laboratuvara giriş-çıkış esnasında koridorlarda
son derece sessiz olunacak, etrafı rahatsız edecek gürültü ve aşırı hareketlerden
kesinlikle kaçınılacaktır.
iii. Palto, pardösü, ceket, şapka gibi giyim eşyaları ile çanta ve kitaplar laboratuvar
çalışması yapılan masaların üzerine bırakılmayacak, bunlar için ayrılan yerlere
konacaktır.
iv. Laboratuvarda yiyecek yenmeyeceği gibi sigara içmek, sakız çiğnemek kesinlikle
yasaktır. Lüzumsuz hareket ve davranışlardan kaçınılmalıdır.
v. Laboratuvara gelmeden önce o gün yapılacak deney föyü iyice okunmalı ve deneye
hazırlıklı gelinmelidir.
2. Çalışma Esnasında Dikkat Edilecek Hususlar
i. Çalışma esnasında temizlik ve düzene azami derecede dikkat edilecektir. Kullanılan
malzemenin cam kalemi ile ne oldukları, hangi gruba ait oldukları ve deney günü
yazılacaktır.
Necmettin Erbakan Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü
3
ii. Deneyde kullanılacak cam v.s. malzemeler deneyden önce öğretim elemanı
tarafından masalarda hazır bulundurulacaktır. İlave olarak gerekecek alet ve
malzemeler öğretim elemanından istenecek, masa ve dolaplar karıştırılmayacaktır.
Yerlerinden alınan malzeme ve reaktif şişeleri kullanıldıktan sonra öğretim
elemanına teslim edilecektir.
iii. Seyreltme yaparken özellikle asitler su özerine ilave edilirler. Kesinlikle asit
üzerine su ilave edilmez. Aksi takdirde ani sıçrama ve patlamalara yol açabilir.
iv. Çalışma esnasında masa üzerine asit dökülmesi halinde kâğıt havlu ile asit emdirilir.
Takiben karbonat dökülür ve yıkanır. Şayet asit seyreltik ise sadece su ile yıkanıp
kurulanır. Bazların dökülmesi halinde seyreltik asetik asitle nötralleştirilir.
v. Yüze veya gözlere herhangi bir kimyasal madde sıçrayacak olursa hemen bol suyla
yıkanmalıdır. Hatta mümkünse bütün yüz musluğun altına sokularak uzun süre
yıkanmalı ve bu arada hemen deney sorumlularına haber verilmelidir.
vi. Deneyde kullanılan cam eşyalar masaların uç kısımlarına konulmamalıdır.
vii. Kuvvetli asit ve bazlar pipetle çekilirken ağızla emilmez. Aksi halde ağza kaçan bu
gibi maddeler büyük zararlar verebilirler. Buna benzer bir durumda ağız su ile
çalkalanarak uzun süre yıkanmalı ve deney sorumlularına haber verilerek ağza kaçan
asit ise zayıf bir bazla, baz ise zayıf bir asitle ağzın çalkalanması sağlanmalıdır.
viii. Deneysel çalışma sırasında laboratuvar içinde gezinmek, aletleri kurcalamak yasaktır.
Deney sorumlularından izin alınmaksızın deney yapılan kısmın dışına çıkılmamalıdır.
3. Cihazlar ile Çalışırken Dikkat Edilecek Hususlar
i. Çalışma şekli bilinmeyen hiçbir elektrikli cihaz kullanılmamalıdır.
ii. Çalışmakta olan bir cihazın kontrol ve ayar düğmeleri ile kesinlikle oynanmamalıdır.
iii. Gaz tüplerine çok dikkat edilmeli ve deney sorumlularından habersiz
dokunulmamalıdır.
Necmettin Erbakan Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü
4
4. Laboratuvar Çalışması Bittiğinde Uyulması Gereken Hususlar
i. Deneysel çalışma bittiğinde deneyde kullanılan bütün malzemeler önce deterjanla
yıkanmalı, sonra birkaç kez su ile çalkalanmalıdır. Daha sonra distile su ile
durulanmalı ve eski yerlerine konulmalıdır. Kırılmış herhangi bir cam eşya, ilgili grup
tarafından bir sonraki haftaya kadar temin edilmelidir.
ii. Çalışma yapılan masalar, ait olduğu grup tarafından temiz bir bezle silinerek bir
sonraki çalışmaya hazır halde bırakılmalıdır.
iii. Deney sonunda eller sabunla iyice yıkanmalıdır.
iv. Deney bittikten sonra laboratuvarda kesinlikle önlük bırakılmayacaktır.
v. Yapılan deney, föydeki bilgilere ilaveten laboratuvarda anlatılanlarla birlikte deney
raporu yazım planına uygun olarak hazırlanacak ve ilgili deney sorumlularına teslim
edilecektir.
vi. Söz konusu raporlar kontrol edilerek notlandırılacaktır.
Necmettin Erbakan Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü
5
LABORATUVAR MALZEMELERİNİN TANITILMASI VE KULLANILMASI
Laboratuvar çalışmalarını yürütecek öğretim eleman(lar)ı tarafından laboratuarda kullanılacak
genel malzemelerin tanıtılması, aşağıdaki hususlar dikkate alınarak gerçekleştirilecektir.
Öncelikle laboratuar güvenliği hakkındaki açıklamalara dikkat çekilmelidir
Tanıtılacak her laboratuar malzemesinden her çalışma grubu masasında en az bir tane
bulunması temin edilmelidir.
Malzeme tanıtılırken adını yanında malzemenin hangi amaçla kullanıldığı kısaca
anlatılmalıdır. Malzeme tanıtımı sırasında öğrencilerin malzemeyi tanıması için
yeterli bir süre verilmelidir.
Malzemelerin ne işe yaradığının yanında en doğru şekilde nasıl kullanılacağı hakkında
da bilgi verilmelidir (örneğin pipetin, büretin, puarın nasıl kullanılacağı
gösterilmelidir).
Kullanılan malzemelerin kullanımlarından sonra temizliklerinin nasıl yapılacağı izah
edilmelidir.
Deney esnasında öğrencilere verilen malzemelerden öğrencilerin kendilerinin sorumlu
olduğu, deneylerin aksamaması için kırılan bir malzemenin kıran kişi tarafından en
kısa sürede temin edilmesi gerektiği vurgulanmalıdır.
Öğrencilere her hafta ilgili deney raporunun hazırlanması gerektiği, raporların hangi
formatta hazırlanması gerektiği, raporların yazımı sırasında hangi hususlara dikkat
edileceği anlatılmalıdır.
Necmettin Erbakan Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü
6
DENEY NO:1
KÜTLENİN KORUNUMU
Giriş
Belirli bir kütlesi ve hacmi olan (uzayda yer kaplayan) her şey madde olarak tanımlanır.
Kimyasal reaksiyonlardaki kütle değişimleri incelendiğinde, reaksiyona giren maddelerin
kütleleri toplamının, reaksiyon sonucunda oluşan maddelerin kütleleri toplamına eşit olduğu
görülür. Bu durum, kütlenin korunumu kanunu olarak adlandırılır.
Deneyin amacı
Kimyasal reaksiyonlardaki kütle değişimlerini ve kütlenin korunumu kanununu örnek
reaksiyonlar ile incelemektir.
Kullanılan malzemeler ve kimyasallar
Erlen, pipet, puar
Analitik terazi
%10’luk Na2CO3 çözeltisi
%10’luk CaCl2 çözeltisi
%5’lik H2SO4 çözeltisi
Deneyin Yapılışı
100 mL kapasiteli üç adet erlen alınıp, 1,2,3 şeklinde numaralandırılır. Her bir erlenin kapağı
kapatılarak boş olarak tartılır. 1, 2 ve 3 numaralı erlene sırasıyla 10 mL %10’luk Na2CO3, 10
mL %10’luk CaCl2 ve 5 mL %5’lik H2SO4 çözeltisi koyulur ve kapakları kapatılarak ayrı ayrı
tartılır.
CaCl2 çözeltisi, Na2CO3 çözeltisi üzerine dikkatlice dökülür ve hafifçe çalkalandıktan sonra
tartılır (Çözeltilerin birbiri ile karıştırılmasından sonra bir değişiklik olup olmadığını
gözleyiniz). Daha sonra H2SO4 çözeltisini bu karışımın üzerine dökünüz ve reaksiyon
tamamlanıncaya kadar hafifçe çalkalayınız (Çalkalama işlemi yapılırken erlenin ağzını
kapatmayınız). Eğer erlen ısınmış ise oda sıcaklığına düşünceye kadar birkaç dakika
bekleyiniz. Daha sonra kapağını kapatarak tartınız.
Necmettin Erbakan Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü
7
Sonuçların değerlendirilmesi:
Tartım sonuçlarını aşağıdaki gibi kaydediniz.
1 numaralı erlenin darası:
2 numaralı erlenin darası:
3 numaralı erlenin darası:
1 numaralı erlen + Na2CO3:
2 numaralı erlen + CaCl2:
3 numaralı erlen + H2SO4:
1 numaralı erlen + Na2CO3 + CaCl2:
2 numaralı erlen + Na2CO3 + CaCl2: + H2SO4:
Bu sonuçlara göre erlenlerin karıştırılmadan önceki ve karıştırıldıktan sonraki kütlelerini
karşılaştırınız.
Sorular
Son işlemde kütle kaybı var mıdır? Kütle kaybı var ise bunun sebebi nedir?
Maddeyi sınıflandırınız?
Na2CO3 ve CaCl2, Na2CO3 ve H2SO4, CaCl2 ve H2SO4 arasındaki reaksiyonları
yazınız.
100 mL sinde 5.55 g CaCl2 bulunan bir çözeltiye, yoğunluğu 1.09 g/mL olan %13’lük
H2SO4 çözeltisinden 20 mL ilave edilmiştir. Buna göre, karışımda artan CaCl2
miktarını ve oluşan tuz miktarını hesaplayınız?
Necmettin Erbakan Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü
8
DENEY NO:2
BİR KRİSTAL BİLEŞİĞİN FORMÜLÜNÜN BELİRLENMESİ
Giriş
Kimyasal reaksiyonlardaki kütle değişimleri incelendiğinde, reaksiyona giren maddelerin
kütleleri toplamının, reaksiyon sonucunda oluşan maddelerin kütleleri toplamına eşit olduğu
görülür. Bu durum, kütlenin korunumu kanunu olarak adlandırılır. Ancak, bu durum, A
elementi, B elementi ile reaksiyona girdiğinde, A’nın ve B’nin tamamının reaksiyona gireceği
anlamına gelmez. Eğer, A ve B bileşik oluştururlarsa, A ve B’nin reaksiyona giren kütleleri
toplamı oluşan bileşiğin kütlesine eşittir. Bir miktar A ve B reaksiyona girmeden kalabilir.
Bir bileşikteki, elementler ve bu elementlerin bağıl atom sayıları ile ilgili bilgi veren kimyasal
formüller basit (ampirik) formüller olarak adlandırılır. Bileşikteki elementler, elementlerin
bağıl ve gerçek atom sayıları ile ilgili bilgi veren formüllere molekül formülü adı verilir. Bu
bilgilere ilave olarak, bileşiğin yapısı hakkında bilgi veren formüller ise yapı formülü olarak
adlandırılır. Basit formüle örnek olarak, H2O, CH2 verilebilir. H2O aynı zamanda suyun
molekül formülüdür. 1 molekül suda 2 atom H ve 1 atom O bulunur. C2H4, etilenin molekül
formülüdür ve etilenin en basit formülü CH2’dir. Ancak, propilen (C3H6) gibi en basit formülü
CH2 olan başka bileşikler de vardır. Etilen için verilen molekül formülünden bu bileşiğin
yapısı ile ilgili bilgi elde edilemez. Bunun için etilenin yapı formülünün (H2C=CH2) yazılması
gerekir.
Deneyin amacı
Bu deneyde, bakır sülfürün formülü belirlenecektir. Bunun için, belirli miktardaki bakır,
kükürdün fazlasıyla ısıtılır. Oluşan bakır sülfür uçucu değildir. Kükürdün fazlası, deney
koşullarında krozeden uzaklaşır. Sonuçta, kütledeki artıştan, belirli miktardaki bakır ile
birleşen kükürdün kütlesi hesaplanır. Bu verilerden oluşan bakır sülfürün formülü belirlenir.
Kullanılan malzemeler ve kimyasallar
Kroze, bek, analitik terazi
Kükürt, bakır şerit.
Necmettin Erbakan Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü
9
Deneyin Yapılışı
Temiz bir krozeyi kil üçgenin üzerine yerleştirilir ve ısıtılır. Kroze, kil üçgenin üzerine
eğimli olarak yerleştirilir. Daha sonra, bekte, küçük bir alevin oluşması sağlanır. Bek, alt
tarafından tutularak krozenin altında dolaştırılır ve krozenin yavaş yavaş ısınması sağlanır. Bir
süre sonra, bekin alevi büyütülür ve krozenin altında dolaştırılarak krozenin akkor haline
gelmesi sağlanır. Daha sonra kroze soğumaya bırakılır. Kroze soğurken, bakır şeritten 0.1-0.2
g kadar kesip tartılır ve kütlesi kaydedilir. Daha sonra, oda sıcaklığına gelmiş kroze tartılır ve
kütlesi kaydedilir. Bakır şerit krozenin içine yerleştirilir ve üzerini tamamen kapatacak şekilde
kükürt eklenir ve kapağı kapatılır. Krozeyi, kapağını açmadan, kapağın etrafında mavi bir alev
belirene kadar kroze çok dikkatli bir şekilde tekrar ısıtılır. Bek, doğrudan kroze altına
konulmadan, elle tutularak krozenin altında dolaştırılır. Sürekli ve kuvvetli bir mavi alev,
ısıtmanın doğru bir şekilde yapıldığını gösterir. Mavi alev azalmaya başlayınca, reaksiyonun
tamamlanmak üzere olduğu anlaşılır. Daha sonra, bek, krozenin altına konulur ve 3-4 dakika
kuvvetli bir şekilde ısıtma işlemi yapılır ve kroze tekrar soğumaya bırakılır. Soğuyan kroze
kapaksız olarak tartılır ve kütlesi kaydedilir.
Isıtma sırasında, bakırın bir sülfürü oluşur ve fazla kükürt yüksek sıcaklıktaki
uçuculuğu nedeniyle krozeden uzaklaşır. Sıcak kükürt buharı kroze kapağının kenarından
çıkarken havayla karışır ve mavi alevle yanar. Bu yanma sırasında SO2 gazı oluşur. Böylece,
krozede yalnızca bakırla birleşmiş kükürt kalır.
Bakırın tamamının bakır sülfüre dönüştüğünden emin olmak için kapaklı krozedeki
ürüne, bir miktar daha kükürt eklenir ve kükürt uzaklaşana dek tekrar ısıtma işlemi yapılır.
Soğumuş kroze tekrar tartılır. Bu işlem, iki tartım arasındaki fark 0.001 g veya daha küçük
olana dek devam ettirilir. Krozedeki katı çıkartılır ve bakırın tel görünümüyle karşılaştırılır.
Sonuçların değerlendirilmesi:
Bakır telin kütlesi:
Boş krozenin kütlesi:
Kroze ve bakır sülfürün kütlesi:
Bakır sülfürün kütlesi:
Bakırla birleşen kükürdün kütlesi:
Bakır atomlarının mol sayısı:
Kükürt atomlarının mol sayısı:
Bakırın mol sayısı/kükürdün mol sayısı:
Bileşiğin formülü:
Necmettin Erbakan Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü
10
Sorular
Eklenen kükürdü niçin tartmadınız?
Niçin fazla miktarda kükürt eklediniz?
Niçin ısıtma ve soğutma sırasında krozeye kapak kapattınız?
Bakırın safsızlık içermesi deney sonucunu nasıl etkiler?
Deneyde oluşan tüm reaksiyonları yazınız?
Necmettin Erbakan Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü
11
DENEY NO: 3
ÇÖZELTİLERİN HAZIRLANMASI VE AYARLANMASI
Giriş
Titrasyonda kullanılan ve derişimi kesin olarak bilinen çözeltilere standart çözeltiler denir.
Hazırlanan bu çözeltilerinin derişiminin doğruluğu yapılan analizin doğruluğu anlamına
gelmektedir. Bazı maddelerin çeşitli kimyasal özelliklerinden dolayı (nem çekici olması,
kararlı olamaması, çabuk buharlaşması) direkt olarak ayarlı çözeltileri hazırlanamaz. Bu tür
maddelerle hazırlanan çözeltilere sekonder standart çözeltiler denir. Sekonder standart
çözeltilerin ayarlaması başka bir primer standart çözelti ile yapılır.
Saf, kararlı, nem çekici olmayan ve büyük eşdeğer ağırlığına sahip olan maddelere primer
standart maddeler denir. Primer standart maddelerle hazırlanan çözeltiler titrasyonda direkt
olarak kullanılabilinir ve derişimi kesin bellidir. Bu çözeltilere de primer standart çözelti denir.
Ayarlama (Standartlaştırma)
Sekonder bir çözeltinin derişiminin, primer standart çözeltisi kullanılarak bulunması işlemine
ayarlama denir.
Primer standart madde 90-100 °C sıcaklıktaki etüvde 2-3 saat bekletilir. Daha sonra
desikatöre alınarak soğutulur. Hassas olarak dört anlamlı rakama göre tartılır (0,1234 gibi) ve
yaklaşık 50 mL saf su içerisinde çözülür. Üzerine o deney için kullanılacak indikatör
çözeltisinden 2-3 damla eklenerek ayarı yapılacak çözelti ile dönüm noktasına kadar titre
edilir ve harcanan hacim kaydedilir (V). Dönüm noktasında, primer maddenin eşdeğer gram
sayısı titrantın eşdeğer gram sayısına eşit olacaktır. Bu ilkeden yararlanılarak bilinmeyen
çözeltinin derişimi hesaplanır.
N titrant = (m / E) / V
m = Alınan primert standart maddenin kütlesi (g)
E = Primer standart maddenin eşdeğer kütlesi
V = Ayarlaması yapılacak çözeltinin titrasyon sırasında harcanan hacmi (mL)
Necmettin Erbakan Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü
12
Deneyin amacı
Kuvvetli bir asit çözeltisinin hazırlanması ve ayarlanması
Kullanılan malzemeler ve kimyasallar
Derişik HCl çözeltisi (Merck 1.00317), Na2CO3 (Merck 1.06392), bromkrezol yeşili
(Merck 1.08121),
Balon joje, pipet, puar, büret.
Deneyin yapılışı
0.1 N Hidroklorik Asit Çözeltisinin (HCl) Hazırlanması
1 litrelik balon jojeye bir miktar saf su konulur. 8.1 ml derişik HCl (Merck 1.00317) asitten
alınarak balon jojeye koyulur ve saf su ile balon joje çizgisine kadar tamamlanır. Bu hesaptan
yola çıkılarak değişik derişimlerde HCl asit çözeltisi hazırlanabilir.
0.1 N HCl Asit Çözeltisinin Ayarlanması
Ayarlama işlemi primer standart olan Na2CO3 (Merck 1.06392) ile yapılır. Na2CO3 deney
öncesi 110 ºC da 2 saat kurutulur ve deney yapılana kadar desikatörde bekletilir. 0.100-0.1500
g arası Na2CO3 hassas olarak tartılır. Tartılan ağırlık virgülden sonra 4 anlamlı rakam olacak
şekilde kaydedilir (0,1223 gibi). 50 ml saf suda çözülür.Üzerine belirteç olarak 3-4 damla
bromkresol yeşili (Merck 1.08121) damlatılır. Bürete HCl asit koyularak titrasyona başlanılır.
Titrasyon çözeltinin mavi renginin yeşile döndüğü ilk ana kadar devam ettirilir.Çözelti 1-2
dakika kaynatılır rengin yine mavi olması gerekir. Çözelti soğuduktan sonra tekrar çözeltinin
rengi yeşil olana kadar titrasyona devam edilir. Harcanan HCl asit miktarı kaydedilir.
Sonuçların değerlendirilmesi
HCl Asit Çözeltisinin Derişiminin Hesaplanması:
Na2CO3 ın mol kütlesi = 106.0 g/mol
Na2CO3 ın eşdeğer kütlesi= ( Mol kütlesi / Tesir değerliliği ) = (106.0 / 2) =53
Necmettin Erbakan Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü
13
N= (m x 1000 / 53.0) / Vtitrant
m = Dört anlamlı rakama göre tartılan Na2CO3 ın kütlesi, g
Vtitrant = Dönüm noktasına kadar harcanan HCl miktarı, mL
N = Ayarlı HCl çözeltisinin kesin derişimi
Necmettin Erbakan Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü
14
DENEY NO: 4
pH ve İNDİKATÖR RENKLERİ
Giriş
H3O+ iyonu genel olarak asitlerin suda çözünmesinden oluşur. Bununla birlikte,
yapılan çalışmalar suyun da bir miktar H+ iyonu verdiği görülmüştür. Su,
2H2O H3O+ + OH- dengesine göre iyonlaşır. Bu dengede 25 oC’de H3O
+ ve OH-
iyonları konsantrasyonu 1x10-7 M olduğu görülmüştür. Buna göre suyun iyonlaşma sabiti
Ksu= [H3O+] . [OH-] = 1x10-14’dür. Bir ortamdaki H3O
+ iyonları konsantrasyonunun
eksi logaritmasına pH denir.
pH= -log [H3O +]
pH, 0 ile 14 arasında değer alır. pH’ın 7 olduğu noktada çözelti nötr, pH 7’den büyük olursa
ortam bazik ve pH 7’nin altında olursa ortam asidik özellik gösterir. İndikatörler, ortamın
pH’sına bağlı olarak, başka bir ifade ile, ortamın asidik veya bazik oluşuna göre farklı renkler
alabilen organik maddelerdir. Her indikatörün pH aralığına bağlı olarak belli bir rengi vardır.
Örnek olarak, fenolftaleyn asidik ortamda renksiz, bazik ortamda ise menekşe renktedir.
Bromtimol mavisi ise pH 6’dan küçük ise sarı, 6-7.6 arasında yeşil, bunun üzerindeki
pH’larda ise mavi renktedir. İndikatör renklerinin tonu, çözeltinin pH’ı düştükçe veya
yükseldikçe değişir.
Bir çözeltinin asidik veya bazik olduğu turnusol kağıdı veya ph kağıtları ile
anlaşılabilir. Daha hassas çalışmalar ise pH metreler kullanılabilir.
Deneyin amacı
Farklı pH’larda indikatörlerin renklerini ve renk değişimlerini gözlemlemek.
Deneyin yapılışı ve sonuçların değerlendirilmesi
0.1 M HCl çözeltisinden 1 mL alınarak üzerine 9 mL saf su konulur ve çözeltinin
pH’sını ölçün. Ayrıca, pH’ı 4 olan bir çözelti hazırlayınız.
Necmettin Erbakan Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü
15
0.1 M CH3COOH çözeltisinden faydalanarak 0.01 M ve 100 mL’lik çözelti
hazırlayınız, pH’sını ölçerek asitlik sabitini hesaplayınız.
Dört deney tüpü alarak 1,2,3,4 şeklinde numaralandırınız ve her birine 0.1 M HCl
çözeltisinden 2 mL konulur. Dört deney tüpü daha alarak bunları da numaralandırınız
ve her birine 0.1 M NaOH çözeltisinden 2 mL konulur. Bu tüpleri aşağıdaki gibi
sıralayarak beliritlen indikatörlerden damlatınız.
1 nolu asit ve baz tüplerine 1 damla metiloranj damlatınız,
2 nolu asit ve baz tüplerine 1 damla bromtimol mavisi damlatınız,
3 nolu asit ve baz tüplerine 1 damla fenolftaleyn damlatınız,
4 nolu asit ve baz tüplerineturnusol kağıdı daldırınız.
Belirtilen deney tüplerindeki renk değişimlerinin asidik ve bazik bölge için nasıl olduğunu
beliritiniz.
Sorular
1x10-3 M ve 0.1 M’lık HCl ve NaOH çözeltilerinin pH’larını hesaplayınız.
Konsantrayonu 5x10-4 M olan NaOH çözeltisine birkaç damla bromtimol mavisi
damlatılırsa çözeltinin hangi rengi almasını beklersiniz.
Necmettin Erbakan Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü
16
DENEY NO: 5
KUVVETLİ ASİT-KUVVETLİ BAZ TİTRASYONU
Giriş
Bir çözeltideki analitin, analit ile eşdeğer oranda reaksiyona girebilen standart
çözeltinin hacminin belirlenmesi yoluyla tayin edildiği yöntem volumetrik analiz olarak
adlandırılır. Başka bir deyişle, volumetrik analiz, standart çözeltinin, konsantrasyonu
bilinmeyen çözeltiye reaksiyon tamamlanıncaya kadar (eşdeğerlik noktasına ulaşıncaya kadar)
eklenmesi yani titrasyon ile gerçekleştirilir. Örneğin, H2SO4’ün NaOH ile titrasyonunda, 1
mol H2SO4 için 2 mol NaOH harcandığında eşdeğerlik noktasına ulaşılmış olur.
Analit, bir numune veya çözeltideki konsantrasyonu tayin edilecek bileşendir.
Standart çözelti ise konsantrasyonu tam olarak bilinen çözeltidir. Standart çözeltilerin
konsantrasyonu bir defa belirlendikten sonra uzun süre değişmeden kalabilmeli, analit ile
reaksiyonu hızlı olmalı, analit ile seçici olarak reaksiyona girmelidir. Titrasyon, eşdeğerlik
noktasına ulaşıldığında sonlandırılır. Eşdeğerlik noktası, doğrudan tespit edilemeyebilir.
Bunun için çeşitli, fiziksel ve kimyasal belirteçler (indikatörler) ile reaksiyon ortamındaki
değişimler gözlenir. İndikatörlerle gözlenen değişimler, renk değişimi, bulanıklık değişimi,
elektriksel özelliklerin değişimi, diğer fiziksel özelliklerin değişimi vb.’dir. Eşdeğerlik noktası
ile dönüm noktası arasındaki fark, titrasyon hatası olarak adlandırılır. Volumetrik analizde,
titrant ile titre edilecek çözelti arasındaki reaksiyon belirli bir stokiyometrik oran ile
belirtilebilmeli, hızlı ve tam olmalıdır. Volumetrik analiz yöntemine örnek olarak, asit-baz
titrasyonları, çöktürme titrimetrisi, kompleksometrik titrasyonlar ve yükseltgenme-
indirgenme titrasyonları örnek olarak verilebilir. Kuvvetli asit-kuvvetli baz titrasyonlarında
eşdeğerlik noktasına ulaşılabilmesi için reaksiyona girecek H+ iyonu mol sayısı, OH- iyonu
mol sayısına eşit olmalıdır.
Deneyin Amacı
Kuvvetli asit ve kuvvetli bazın titrasyonunda dönüm noktasını gözlemek ve kuvvetli asit
çözeltisinin konsantrasyonunu tayin etmektir.
Necmettin Erbakan Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü
17
Kullanılan malzemeler ve kimyasallar
Standart çözeltileri hazırlamak için distile su (pH ≥ 6.0 ve iletkenlik < 2 μmhos/cm
olmalıdır).
0.1 N NaOH çözeltisi: 4 gram NaOH, bir miktar distile suda çözülerek balon jojede 1
L’ye tamamlanır. Bu çözelti, 15 mL 0.05 N Potasyum Hidrojen Ftalat (KHC8H4O4)
çözeltisi ile standardize edilir. NaOH çözeltisi konsantrasyonu şu şekilde düzeltilir.
0.02 N NaOH çözeltisi: 0.1 N NaOH çözeltisinden 200 mL alınır ve 1 L’ye seyreltilir.
(Bu çözeltinin standardize edilmesi için, 15 mL 0.05 N Potasyum Hidrojen Ftalat
çözeltisi kullanılır).
Fenolftalein çözeltisi: İndikatör olarak kullanmak için, 5 g fenolftalein, 500 mL
%95’lik etil alkolde çözülür.
Erlenmayer, pipet, büret, puar.
Deneyin yapılışı
Konsantrasyonu bilinmeyen HCl çözeltisinden 25 mL alınır ve üzerine 2 damla fenolftalein
damlatılır. Büret konsantrasyonu ayarlanmış (derişimi tam olarak tespit edilmiş) 0.02 N
NaOH ile doldurulur ve titre edilerek dönüm noktası saptanır. Asit çözeltisinin rengi, renksiz
halden pembe renge döndüğünde titrasyon sonlandırılır.
Sonuçların değerlendirilmesi
Titrasyon sonucunda, 0.02 N NaOH çözeltisinin sarfiyatını kullanarak, asit çözeltisinin
konsantrasyonunu tayin ediniz.
Necmettin Erbakan Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü
18
DENEY NO: 6
ZAYIF ASİT-KUVVETLİ BAZ TİTRASYONU
Giriş
Arhenius’a göre, sulu çözeltilerinde ortama H+ (proton) verebilen maddelere asit, sulu
çözeltilerinde ortama OH- iyonu verebilen maddelere ise baz denir. Hidronyum iyonları
(H3O+) , protonun (H+ ) diğer su molekülüne aktarılması ile oluşan yapılardır. Asitleri proton
veren maddeler olarak tanımlamıştık. Ancak, farklı asitlerin sulu çözeltilerde hidronyum
iyonu oluşturma özellikleri farklıdır. İşte bu farklılık kuvvetli asit ve zayıf asit kavramlarının
ortaya çıkmasına neden olur. Kuvvetli bir asidin sulu çözeltisi hazırlandığı zaman, çözeltideki
H3O+ konsantrasyonunda büyük bir değişim gözlenir. HCl, H2SO4, HNO3 kuvvetli asitlere
örnek olarak verilebilir. Bir zayıf asitin suya ilavesi H3O+ konsantrasyonunu çok az artırır.
Örneğin, zayıf bir asit olan asetik asitin (CH3COOH) 0.1 molar çözeltisinde asetik asit
moleküllerinin çok az bir kısmı (% 1) iyonlarına ayrışarak hidronyum ve asetat iyonlarını
oluşturur.
Bronsted-Lowry tanımına göre, ise ortam ne olursa olsun iki madde bir araya
geldiginde bunlardan H+ iyonu verebilene asit, H+ iyonu alabilene ise baz denir. Buna göre,
bir baz, bir asidin protonunu kaybetmesiyle oluşuyor ise bu baza konjüge baz adı verilir.
Örneğin; CH3COOH + H2O CH3COO- + H3O+ dengesinde CH3COO- (asetat) iyonu asetik
asidin konjüge bazıdır. Aynı şekilde, bir asit, bir bazın proton kazanmasıyla oluşuyor ise bu
aside konjüge asit adı verilir. Örneğin bir baz olan amonyak (NH3) bir proton kazanarak
amonyum iyonu (NH4+) oluşturur. Amonyum iyonu kazandığı protonu daha sonra vererek bir
asit gibi davranır. Kısaca, NH4+ iyonu NH3’ün konjuge asitidir. (NH3 + H2O NH4
+ + OH-).
Bu kısa açıklamalara göre, asit ile baz arasındaki fark bir protondan dolayı oluşuyor ise
bunlara konjüge asit-baz çifti adı verilir. Bir asit ne kadar zayıf ise, konjuge bazı o kadar
kuvvetli olur. Buna karşılık, bir baz ne kadar kuvvetli ise, konjuge asidi de o kadar zayıf
olur.
Bir asit ve bazın bir çözeltideki konsantrasyonunu bulmak için titrasyon işlemi yapılır.
Titrasyon, eşdeğerlik noktasına ulaşıldığında sonlandırılır. Eşdeğerlik noktası, bir pH metre
veya uygun indikatörler ile belirlenebilir. Kuvvetli asit-kuvvetli baz titrasyonlarında
Necmettin Erbakan Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü
19
eşdeğerlik noktasında oluşan tuz nötr olduğu için eşdeğerlik noktasındaki pH 7’dir. Ancak,
zayıf asit-kuvvetli baz titrasyonlarında eşdeğerlik noktasında oluşan tuz bazik karakterde
olduğu için eşdeğerlik noktasındaki pH >7’dir. Kuvvetli asit- zayıf baz titrasyonlarında ise
eşdeğerlik noktasındaki oluşan tuz asidik karakterde olduğu için bu noktadaki pH<7’dir. Zayıf
asit-kuvvetli baz veya zayıf baz-kuvvetli asit titrasyonlarında eşdeğerlik noktasından önceki
durumlarda ise tampon çözelti oluşacaktır.
Zayıf asitlerin Ka değerleri titrasyon eğrileri çizilerek bulunabilir. Bunun için belirli
hacimdeki asit örneği konsantrasyonu biline bir kuvvetli baz çözeltisi (genellikle NaOH) ile
titre edilir. NaOH, pH metre ile eşdeğerlik noktasına ulaşıncaya kadar aside yavaş yavaş ilave
edilir. NaOH ilave edildikçe pH ölçümü yapılır. Zayıf asidin pKa değerine eşit pH’da zayıf
asit ve bunun konjüge bazı eşit konsantrasyonlarda bulunur.
Deneyin Amacı
Zayıf asit- kuvvetli baz titrasyonu ile zayıf bir asidin Ka değerinin bulunmasıdır.
Kullanılan çözeltiler, kimyasallar ve diğer malzemeler
Standart çözeltileri hazırlamak için distile su (pH ≥ 6.0 ve iletkenlik < 2 μmhos/cm
olmalıdır).
0.1 N NaOH çözeltisi: 4 gram NaOH, bir miktar distile suda çözülerek balon jojede 1 L’ye
tamamlanır. Bu çözelti, 15 mL 0.05 N Potasyum Hidrojen Ftalat (KHC8H4O4) çözeltisi ile
standardize edilir.
pH metre, pipet, büret, puar.
Deneyin yapılışı ve sonuçların değerlendirilmesi
50 mL zayıf asit çözeltisi erlenmayere konularak 0.1 N NaOH çözeltisi ile 1 mL’lik
sarfiyatlarla titrasyon işlemi yapılır. Her 1 mL NaOH eklendikten sonra pH değişimi
kaydedilir. pH’nın 10’un üzerine çıkması ile titrasyona son verilir. Her 1 mL sarfiyat
toplanarak x eksenine ve her okunan pH değeri y eksenine yerleştirilerek titrasyon eğrisi
Necmettin Erbakan Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü
20
oluşturulur (Excel grafiği oluşturulur). Dönüm noktası grafiğin üzerinde belirlenir ve ilgili
işlemler ile zayıf asidin Ka değeri hesaplanır.
Sorular
a. Zayıf asitlerin kuvvetli bazlar ile titrasyon eğrilerinde dönüm noktası sayısı neye bağlıdır?
Kısaca izah ediniz.
b. Elde ettiğiniz titrasyon eğrisi üzerinde pKa değerini gösteriniz.
Necmettin Erbakan Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü
21
KAYNAKLAR
Yılmaz, M., Karataş, İ., “Genel Kimya Laboratuvarı”, Mimoza Yayınları, 2003.
Erdik, E., Sarıkaya, Y., “Temel Üniversite Kimyası”, Hacettepe Taş Yayıncılık, 1999.
Samsunlu, A., “Çevre Mühendisliği Kimyası”, SAM-ÇEVRE Teknolojileri Merkezi Yayınları,
1999.
Skoog, D.A., West, D.M., Holler, F.J., Ed: Kılıç, E., Köseoğlu, F., “Analitik Kimya Temelleri
1”, Bilim Yayıncılık, 1996.