ferit asım poyrazer

17
BU HAYATINIZIN FIRSATIDIR! Size akıl almaz bir gelecek vaat ediyorum genç dostum! Bütün dikkatinizi rica ediyorum şimdi. Bu yazı çok gizli gerçeklerden söz ediyor. Büyük dikkatle okumanızı salık veririm. Eğer yazının bir yerinde anlattığım gerçeklerin ağırlığını kaldıramayacak olursanız size tavsiyem orada derhal okumaya bir son vermeniz ve bu belgeyi yok saymanızdır. Ferit Asım Poyrazer – 2014 / California – San Jose ÖNSÖZ Kaleme aldığım bu yazıyı eğer çok dikkatli, ağır ağır, anlayarak okursanız ve bahsedeceğim fırsatı kullanıp bana kriterlere harfiyen uyan bir başvuru hazırlarsanız, size hemen önümüzdeki aydan itibaren aylık 3000 dolar kazandıracağım ve 24 ay sonra bir milyoner olacaksınız. Bir milyon Türk lirası sahibi olmak. Bunu hayal edin. Bu çok büyük bir para gibi görünür. Çünkü sizi böyle düşünmeniz için popüler kürtürle, medyayla, basınla zehirlediler ve manipüle ettiler. Bu bir kişisel gelişim yazısı değil. Gerçek bir fırsat. 1000 lira maaş alan bir insanın 1 milyon Türk lirası sahibi olabilmesi için, tam 84 sene aktif olarak çalışması, yılın 12 ayı maaş alması ve maaşına bunca sene hiç dokunmaması lazımdır. Bu bir ömürde kazanılacak bir para değilmiş gibi görüyor. Ancak gerçekler öyle değil. Sizi manipüle ederek düşük maaşlara razı olmanızı sağlıyorlar. Türkiye’de ve dünyanın pek çok yerinde milyarlarca insan çok düşük maaşlarla köle gibi çalıştırılıyor ve yalnızca çok küçük sayıda insan piyasadaki kalan tüm paraya el koyuyor. Çünkü sistemin ipleri onların ellerinde. Ben de o kimselerden birisiyim ve size gerçekleri açıklamak, sizi uyandırmak için yazıyorum. Paranın yoğun olarak döndüğü her sektörde arka planda çok teşkilatlı bir aldatmaca mekanizması yatmaktadır. Ben hemen her sektöre bulaşmış, hepsinden rant sağlamış, artık kocamış, yaşı geçmiş bir adamım. Bu yazımda bahis sektörünün karanlık sularından bahsedeceğim. Neden bahisi, futbolu seçtim? Çünkü Türkiye futbolla uyuşturulmuş, futbolla yatıp kalkan, futbol zehrine iliklerine kadar batmış bir ülke. Çünkü ben idealist, yürekli, cesur, ülkesini seven, dünyayı değiştirmek isteyen, vizyon sahibi gençler arıyorum. Çünkü gençlerin neredeyse tamamı futbola endeksli hayatlar yaşıyor. Ancak, bunu okuyan kızlarım oflayıp puflamasın, gayet açık bir dille yazdım yazımı. Ve para kazancağınız, size para kazandıracağım oluşumdan istifade etmek için futbol bilmeye, bahisten anlamaya ve hatta bunlarla ilgili olmaya dahi gerek yoktur. Bir kişinin aşağıda anlatacaklarım sayesinde evinde, oturduğu yerde, kılını kıpırdatmadan milyonerliğe doğru hızla yürümesini için tek ihtiyacı olan okuma yazma bilmesidir. Benim gösterdiğim yoldan ilerleyerek büyük paralar kazanmak bu kadar basittir. Bir çocuk bile kolayca becerebilir. Seçeceğim 50 kişiyi hızla zenginleştireceğim. Önce birer milyoner olacaklar. Daha sonra, iki sene sonra, bir 50 kişi daha seçeceğim. Bunlar da iki sene sonra milyoner olacaklar. Girişimimin dördüncü senesinde, bu defa 100 kişi daha ekleyeceğim. Altıncı senesinde 200 kişi daha. Sekizinci senede 400 kişi daha. Ve girişimimin onuncu senesinde son defa 200 kişi daha seçerek listemi, yani Türk portföyümü 1000 kişiye tamamlayacağım. Son seçilen kişiler on sene önce ilk seçtiğim 50 kişi gibi 3000’er dolar kazançla bu yola girecekler. Ama o günler geldiğinde, ilk seçtiğim kişiler artık birer milyarder olmuş olacaklar. Milyon değil, milyar Türk lirası. Eski parayla söyleyeyim, trilyoner değil, katrilyoner. Ben böylesi büyük paralar kazanabilmek için ömrümü harcadım. Bu yolların hepsine bulaşmak ve öğrenmek için. Ancak şimdi bütün kestirmeleri biliyorum ve sizleri bu kestirme patikalardan yürüterek hızla zenginleşmenizi sağlayacağım.

Upload: a-new-turkey

Post on 01-Apr-2016

244 views

Category:

Documents


4 download

DESCRIPTION

Eğer yazının bir yerinde anlattığım gerçeklerin ağırlığını kaldıramayacak olursanız size tavsiyem orada derhal okumaya bir son vermeniz ve bu belgeyi yok saymanızdır.

TRANSCRIPT

Page 1: Ferit Asım Poyrazer

BU HAYATINIZIN FIRSATIDIR!

Size akıl almaz bir gelecek vaat ediyorum genç dostum! Bütün dikkatinizi rica ediyorum şimdi. Bu yazı çok gizli gerçeklerden söz ediyor. Büyük dikkatle okumanızı salık veririm. Eğer yazının

bir yerinde anlattığım gerçeklerin ağırlığını kaldıramayacak olursanız size tavsiyem orada derhal okumaya bir son vermeniz ve bu belgeyi yok saymanızdır.

Ferit Asım Poyrazer – 2014 / California – San Jose

ÖNSÖZ Kaleme aldığım bu yazıyı eğer çok dikkatli, ağır ağır, anlayarak okursanız ve bahsedeceğim fırsatı kullanıp bana kriterlere harfiyen uyan bir başvuru hazırlarsanız, size hemen önümüzdeki aydan itibaren aylık 3000 dolar kazandıracağım ve 24 ay sonra bir milyoner olacaksınız. Bir milyon Türk lirası sahibi olmak. Bunu hayal edin. Bu çok büyük bir para gibi görünür. Çünkü sizi böyle düşünmeniz için popüler kürtürle, medyayla, basınla zehirlediler ve manipüle ettiler. Bu bir kişisel gelişim yazısı değil. Gerçek bir fırsat. 1000 lira maaş alan bir insanın 1 milyon Türk lirası sahibi olabilmesi için, tam 84 sene aktif olarak çalışması, yılın 12 ayı maaş alması ve maaşına bunca sene hiç dokunmaması lazımdır. Bu bir ömürde kazanılacak bir para değilmiş gibi görüyor. Ancak gerçekler öyle değil. Sizi manipüle ederek düşük maaşlara razı olmanızı sağlıyorlar. Türkiye’de ve dünyanın pek çok yerinde milyarlarca insan çok düşük maaşlarla köle gibi çalıştırılıyor ve yalnızca çok küçük sayıda insan piyasadaki kalan tüm paraya el koyuyor. Çünkü sistemin ipleri onların ellerinde. Ben de o kimselerden birisiyim ve size gerçekleri açıklamak, sizi uyandırmak için yazıyorum. Paranın yoğun olarak döndüğü her sektörde arka planda çok teşkilatlı bir aldatmaca mekanizması yatmaktadır. Ben hemen her sektöre bulaşmış, hepsinden rant sağlamış, artık kocamış, yaşı geçmiş bir adamım. Bu yazımda bahis sektörünün karanlık sularından bahsedeceğim. Neden bahisi, futbolu seçtim? Çünkü Türkiye futbolla uyuşturulmuş, futbolla yatıp kalkan, futbol zehrine iliklerine kadar batmış bir ülke. Çünkü ben idealist, yürekli, cesur, ülkesini seven, dünyayı değiştirmek isteyen, vizyon sahibi gençler arıyorum. Çünkü gençlerin neredeyse tamamı futbola endeksli hayatlar yaşıyor. Ancak, bunu okuyan kızlarım oflayıp puflamasın, gayet açık bir dille yazdım yazımı. Ve para kazancağınız, size para kazandıracağım oluşumdan istifade etmek için futbol bilmeye, bahisten anlamaya ve hatta bunlarla ilgili olmaya dahi gerek yoktur. Bir kişinin aşağıda anlatacaklarım sayesinde evinde, oturduğu yerde, kılını kıpırdatmadan milyonerliğe doğru hızla yürümesini için tek ihtiyacı olan okuma yazma bilmesidir. Benim gösterdiğim yoldan ilerleyerek büyük paralar kazanmak bu kadar basittir. Bir çocuk bile kolayca becerebilir. Seçeceğim 50 kişiyi hızla zenginleştireceğim. Önce birer milyoner olacaklar. Daha sonra, iki sene sonra, bir 50 kişi daha seçeceğim. Bunlar da iki sene sonra milyoner olacaklar. Girişimimin dördüncü senesinde, bu defa 100 kişi daha ekleyeceğim. Altıncı senesinde 200 kişi daha. Sekizinci senede 400 kişi daha. Ve girişimimin onuncu senesinde son defa 200 kişi daha seçerek listemi, yani Türk portföyümü 1000 kişiye tamamlayacağım. Son seçilen kişiler on sene önce ilk seçtiğim 50 kişi gibi 3000’er dolar kazançla bu yola girecekler. Ama o günler geldiğinde, ilk seçtiğim kişiler artık birer milyarder olmuş olacaklar. Milyon değil, milyar Türk lirası. Eski parayla söyleyeyim, trilyoner değil, katrilyoner. Ben böylesi büyük paralar kazanabilmek için ömrümü harcadım. Bu yolların hepsine bulaşmak ve öğrenmek için. Ancak şimdi bütün kestirmeleri biliyorum ve sizleri bu kestirme patikalardan yürüterek hızla zenginleşmenizi sağlayacağım.

Page 2: Ferit Asım Poyrazer

Amacım, kendi ayakları üzerinde duran, uygar, güçlü, ekonomisini doğrultmuş, kendi milyonerlerini yetiştirmiş, şimdiki hükümetin peşkeş çektiği ve sattığı değerleri geri almış olan taze bir Türkiye kuracağım bu 1000 kişe ile birlikte. Geçtiğimiz günlerde Milli Piyango özelleştirmesi için ihale vardı. Bunun üzüntüsünden iki gece uyuyamadım. Ancak Türkiye’deki insanlar bunu değil, hükümetin oluşturduğu yapay gündemleri takip ediyorlardı. Yaşadığınız topraklar bir fahişe gibi satılıyordu, tabirimi mazur görün, ve siz yanı başınızdaki düşmanlara değil, dış ülkelere öfke kusuyordunuz. Milli Piyango, Türk ekonomisine, hazinesine her sene 6 milyar Türk lirası gelir sağlıyordu. Bunun özelleştirilmesi ülke ekonomisinin bir damarının kesilmesi demektir. Bir hükümet ne kadar özelleştirme yaparsa, ülke o kadar kan kaybeder. Ancak ikiyüzlü hükümetin umrunda değildir bunlar. Onlar iktidarda sonsuza değin kalamayacaklarını bildikleri için, ceplerini dolduracakları kadar doldururlar. Siz uyanmıyorsunuz! Ben sizi uyandıracağım. Şimdilik aranızdan 50 kişiyi. Sizi köleleştirip kendileri saltanat sürüyorlar. Sizi birbirinize düşürüyorlar. Kuş kadar maaş için gününüzün yarısında kölelik yapmaya yönlendiriyorlar. Mecburen kabul ediyorsunuz. Beyinlerinizin içine kadar girmişler. Karşınıza kafanızı kaldırıp gerçekleri görme fırsatları çıksa dahi bunu yapmıyorsunuz. Hayatınızı değiştirebileceğinize ve bunu hemen yapabileceğinize olan inancınızı söküp aldılar içinizden. Çok iyi biliyorum ki bu yazıyı çoğunuz, amma da atıyorsun ihtiyar, diyerek alayla okuyacaklar. İşte bu yaklaşımınız sayesinde köle gibi işten eve evden işe hayatlar yaşıyorsunuz. Çok büyük bir kesiminiz yılda iki hafta tatil yapmaya fırsat bile bulamıyor. Ezdikçe eziyorlar sizi ve gıkınız çıkmıyor. Siz bu dünyaya kahır çekmeye gelmediniz evlatlarım. Bana kulak verin. Beni bir iyice dinleyin. Gözlerinizle okumayın anlatacaklarımı. Önce beyniniz, sonra yüreğinizle okuyun. Bu yazı kısa ve uzun vadedeki istikbalinizin refahıyla ilgilidir. Evet, ben bunu tam olarak sana hitap ederek yazıyorum delikanlı! Seninle konuşuyorum güzel kızım! Hiç düşündünüz mü, siz hergün uykunuzu alamadan yataktan çıkıp, onca yolu tepip erkenden işinizde oluyor ve tüm günü harıl harıl çalışarak geçiriyorsunuz ve yine de kiradan kurtulamıyor, iki kuruşun hesabını yapıyor, aldığınız maaşla ay sonunu zor getiriyor veya hiç getiremiyorken, bir kısım insan, bir kısım insan ki onlara futbolcu deniyor, spor yapıyorlar, düzenli sağlık kontrollerinden geçiyorlar, fotoğrafları gençlerin duvarlarını süslüyor, on milyonlarca kişi onlara bir çeşit tapıyor ve bunun yanı sıra sizin üç defa dünyaya gelip sürekli çalışsanız kazanamayacağız kadar parayı bir senede ceplerine indiriyorlar. Buna nasıl razı geliyorsunuz? Hiç kuşkulanmıyor musunuz? Hiç demiyor musunuz, bunun arkasında bir iş vardır, bunda bir adaletsizlik, bir yanlışlık vardır! Bırakın sizin yerinize şimdi ben sorayım bunları ve cevaplarını vereyim, gözleriniz açılsın. Uyanmak istiyorsanız bu yazıyı çok dikkatle okuyun. Artık kullanılmak istemiyorsanız, kandırılmak istemiyorsanız bu yazıyı geçiştirmeden, bütün dikkatinizi vererek okuyun. Evet, belki bu yazı sizin bir saatinizi alacak okurken, ama bunun karşılığında kalan ömrünün refahı vardır. Belki de bana inanmayacaksınız. Bir örnek vereyim. Hükümet bir zaman makinesi geliştirseydi ve sizi seçseydi. Sizi İkinci Dünya Savaşı başlamadan bir sene öncesine yollasaydı. Amacınız birkaç sene sonra esir kamplarında fabrikalardaki tavuklar gibi öldürülecek olan masum Yahudileri uyarmak olsaydı. İnanın bana bunda asla muvaffak olamazdınız! Buradan kaçın, bu ülkeden kaçın, genç yaşlı demeden hepinize kıyacaklar, kökünüzü kazımaya çalışacaklar, imkânınız varsa kaçın, bana inanın, imkânınız yoksa da bir yolunu bulup gidin buralardan... Böyle kapı kapı gezmeye başladığınızı hayal edin. Ne olurdu? Size deli derlerdi ve her aile sizi kapısından küfrederek kovardı. Dünyadaki bütün kötü olaylardan önce, olacakları bilen, bakın tahmin eden demiyorum, bilen diyorum, olacakları bilen birileri iyi niyetle masumları uyarmaya çalışır. Ama bu masum insanlar öyle güzel ve teşkilatlı yalanlarla uyuşturulmuşlardır ki, inanmazlar başlarına kötü bir şey geleceklerine. Siz kapı kapı gezdiniz ve dünyanın küfrünü yediniz. Birkaç sene sonra, size ağız dolu küfretmiş olan o insanlar, ailelerini kaybetmiş bir vaziyette, kendilerini izbe koğuşlarda, öldürülecekleri günü bekleyerek bulacaklar ve her an, o bitmez ızdıraplı günlerin her anında sizin onların kapısını çaldığınız günü hatırlayacaklar. Dileyen anlatacağım gerçeklerin ve sunacağın fırsatın bir kandırmaca olduğunu düşünmekte özgürdür. Ama ben eminim ki, benim yolumda canla başla yürüyecek 1000 Türk genci bulacağım. Onları önce milyoner yapacağım, paralı ve nüfuzlu bir kimse olmaya alışacaklar, daha sonra milyarderler olacaklar ve dünyayı değiştirmeye başlayacağız. Ben öldükten sonra da bilgilerini diğer

Page 3: Ferit Asım Poyrazer

kuşaklara aktaracaklar. Çok da uzak olmayan bir gelecekte Türkiye, bu güzel, renkli, harikulade ülkemiz bir süper güç olacak ve dünyaya kafa tutacaktır. Bu 1000 kişi yirmi sene içerisinde neler yapacak? Birlikte silikon vadileri kuracağız. Sayısız gence istihdam sağlayacağız ve beyin göçlerinin önüne geçeceğiz. Kendi bilgisayarlarımızı, kendi telefonlarımızı, araçlarımızı, uçaklarımızı, uydularımızı üreteceğiz. Tekrar üreten bir toplum olacağız. Özelleştirilen kurumları bir bir geri alacağız ihalelere girerek ve ulaşılmaz, diğerlerinin çekilmesini sağlayacak teklifler vererek. Ekonominin kesik damarlarını sağaltacağız. Hollywood’dan daha büyük bir sinema sektörü geliştireceğiz. Çünkü insanların akıllarını şekillendiren sinemanın gücüdür. Amerika’nın böylesine dünyaya bulaşmasının nedenlerinden birisi sinemasının gücüdür. Tüm milletlerin bilinçaltına girmişlerdir. Amerika’nın büyüklüğü bir illüzyondur. Biz ise gerçekten büyük olacağız. Kendi filmlerimizle kendi kültürümüzü dünyaya ileteceğiz. Bizim gibi görecek, bizim gibi duyacak, bize sempati besleyecek bütün dünya. Ve nasıl şimdi bir Amerikan rüyası kavramı varsa, bir Türk rüyası kavramı oluşacak. Bu defa genç beyinler bize doğru göç edecek ve onlardan Türkiye’nin selameti için istifade edeceğiz. Bu sayede Türkçe de bir dünya dili olacaktır. Bu sebeplerle yazımı çok dikkatli okuyun genç dostum. Bütün enerjinizi vererek okuyun ve anlamaya, kavramaya çalışın. Sizi silkelemek, uyandırmak, kendinize getirmek, içinizdeki gücü açığa çıkarmak, size kanatlar takmak, ufkunuzu engin diyarlara genişletmek için yazıyorum bunları. Bana kulak verin. Bunları sanki karşınızdaymışım ve doğrudan gözlerinizin içine bakarak anlatıyormuşum gibi okuyun. Birçoğunuz için dedeniz olacak yaştayım. Bu ihtiyarın öğütlerine, bilgeliğine kulak verin. Sizin, anne babanızın, çocuklarınızın, sevdiğiniz herkesin mutluluğu, refahı, özgürlüğü bu yazının satırları arasındadır. Kendinizi bir mahpushade içerisinde gibi hayal ederek okuyun. Siz gerçekten bir hapis hayatı sürüyorsunuz. Sizi mahkum da değil, köleler yaptılar. Zincirlerinizi kırmak için, kaçmak için okuyun. Nasıl ki, müebbet cezasına çarptırılmış, ömrünün sonuna dek içeride kalacak olan ve bir hücreye tıkılmış mahkuma bir kitap verirsek, o kitabı baştan, baştan, baştan... defalarca okur ve her okuduğunda yeni bir şeyler fark ederse, siz de bu yazımı defalarca okuyun, her okuyuşunuzda size başka bir gerçeği fısıldayacaktır, önceki okuyuşlarınızda gözünüzden kaçan. Bu yazıyı, hayatta okuyacağınız son yazıymış ve son sınavınızı bu yazıdan olacakmışsınız gibi ezberlercesine kudrette okuyun. Bu satırların her birini beyninize kazıyın. Size gerçekleri, yalnızca gerçekleri, asıl bilmeniz gerekenleri, özgür olmanızın yegane yolunu sunuyor. Sizleri seviyorum evlatlarım. O içine hapsolduğunuz acıklı hayatları hak etmiyorsunuz. Sizi böcek gibi gören ve sizi bu sefil hayatları layık gören kişilere kafa tutma vaktiniz geldi. Sen kızım! Ev hanımısın değil mi? Bu yazıda anlamadığın yerler olursa, eşine okut, o anlayacaktır. Sen, öğrenci dostum. Mezun olduktan sonra işsizler kervanına katılmayacağına çok eminsin, çünkü bugüne kadar ne istediysen oldu değil mi? Ama hayat böyle değil. Bir an önce uyanmazsan senin de ruhunu yakında alıp bir cesede çevirecekler seni, zombileştirecekler seni! Sen, bütün parasını alkole, ota boka yatıran, beynini zedeleyen biçare? Sana diyorum! Vakit geçmeden tekrar ayakların üzerinde doğrulmak istiyorsan, muhtaç olduğun şey, beynini uyuşturmak değil, aksine ilk doğduğun gündeki gibi beynini her şeye açık hale getirmek, anlamaya çalışmak, hayatın gerçek gizlerine vakıf olmaya çalışmaktır. Ve sen emekli kardeşim! Mutlu musun? Onca yıllık emeğinin karşılığını alabildin mi? En azından başını sokabileceğin bir ev ve ayağını yerden kesecek bir araba alabilecek kadar durumun oldu mu? Yoksa hâlâ kira verip ay sonunu zor mu getiriyorsun? Senin suçun değil güzel kalpli kardeşim. Sen kandırıldın, emekli kardeşim. Sen de öyle alkolik oğlum. Ve sen de öyle mektepli güzel kızım. Ve elbette sen de ev hanımı, ana, örnek eş, yürekli yavrum. Türk halkının köleleşmesine son vereceğim. Bunu yapabilecek kudretteyim. Hayatta asıl kudret paranın, gücün, nüfuzun, bilginin ve deneyimin toplamıdır. Ben bunların hepsine vakıfım ve bildiklerimi size aktararak Türkiye’nin düze çıkmasını, doğrulmasını, kendine güvenmesini, atalarımızın yaptığı gibi güçlenmesini ve tekrar dünyaya kafa tutmasını sağlayacağım.

Page 4: Ferit Asım Poyrazer

ŞİMDİ! YÜREĞİNİZİ AÇARAK BENİ DİNLEYİN!

Selam genç dostum / sevgili delikanlı / sevgili kızım,

İsmim Ferit Asım Poyrazer. Söyleyeceklerimle ilgilenecek olursanız ve aşağıda izah edeceğim

teklife başvurada bulunursanız, bana ‘Asım Bey’ diye hitap ederek yazışabilirsiniz.

Bu yazımda size her şeyden detaylarıyla bahsedeceğim. O yüzden çok dikkatle, ağır ağır okuyun. Anlayarak okuyun. Çünkü aklınızda oluşabilecek bütün soruların cevapları bu satırlar arasında. Bu yazı size bazı gerçeklerden söz edecek ve size büyük bir teklif sunacak. Bu teklife başvurmanız için gerekenleri söyleyecek. Eğer bu yazıyı çok ama çok dikkatli okuyup anlamayacak olursanız, başvuru yapsanız bile kabul edilmeyecektir. Çünkü bana inanmayan, yazdıklarımı geçiştirerek okuyan, emeğime ve Türk gençliğine olan inancıma saygı duymayan insanlarla asla çalışmayacağım.

Dikkatli okumayıp bana veya bu yazıyı dağıtacak olan kişilere soru soranlar bu fırsatı baştan kaybedeceklerdir. Çünkü bu yazıda her sorunun cevabı vardır.

Şimdi başlayalım sevgili gençler.

ÖNCELİKLE... BEN KİMİM? KENDİMİ SİZE TAKDİM EDEYİM.

Ben bir bahis yatırımcısıyım. 91 yılından bu yana profesyonel olarak bu işle meşgulüm. A-, A ve A+ ratingli bilinen tüm bahis bürolarının kullandığı Concensus XR Pro +199 isimli yazılımın algoritması üzerime tescilli. Bu şirketlerin tümüne hissedarım. Bunların yanında dünyanın çeşitli noktalarında hizmet veren iki yüzü aşkın bahis bürosuna da alt yazılımlar sağlayan bir şirketim var.

AMERİKA NEFRETİMİN SEBEBİ: BENDEN OĞLUMU ALDILAR

Size bu mesajı yazıyor olmamın sebebi büyük bir trajedi yaşamış olmam. Yıllardır Amerika’da yaşıyor, vergilerimi düzenli ödüyor, çifte vatandaş olmanın bütün gereksinimlerini yerine getiriyorum. Ancak geçen sene uyuşturucu işine bulaşan oğlumu Kolombiya menşeli büyük bir kartel katletti. FBI ve Interpol şebekenin karargahının nerede olduğunu biliyordu. Başında kimler var biliyordu. Kendilerine bir operasyon tarihi koymuşlardı. Muhtelif senatörlerle yakın ahbaplığım olduğu için operasyon yönetiminin işleyişinden haberdardım. Hükümet oğlumu yem olarak kullandı. Önüne geçemedim. Oğlumun canının kastedilmesine bilerek göz yumdular. Elim kolum bağlı kaldı. O günden bu yana büyük bir elem içerisindeyim ve Amerika ile ilgili her şeye korkunç bir kin güdüyorum.

GİZLİ BAHİS TEŞKİLATLI YAPILANMASI

Size bahisten bahsedeceğim. Kendi üzüntülerim hakkında daha fazla açıklama yapmacağım.

Nefretimin dozajını anlamanız için kısaca söz ettim. Ben futbol bahislerini yöneten, bütün kuralları işleten, futbolcuların transfer bedellerini belirleyen, tüm stadyumların yılda ne kadar kâr edeceğini önceden hesaplayıp kulüpleri buna uymaya ikna eden gizli bahis şekebekesinin söz sahibi isimlerinden birisiyim.

Page 5: Ferit Asım Poyrazer

Bahisle ilgili dudaklarınızı uçuklatacak şeylerden bahsedeceğim. Futbol, işin işine profesyonel bahis girdiğinden beri masumiyetini kaybetti. Öncelikle, açıklamalarımdan önce size bir örnek vereceğim. Linki burada: http://www.flashscore.com/match/tvUV6vSF/#match-statistics;0

Bu da görseli:

6 Temmuz 2014 tarihinde oynanan Norveç Tippeligaen ligi maçı olan Viking – Brann müsabakası. Avrupalı bahis şirketleri genel olarak şu oranı belirledi:

Viking: 1.44 / Beraberlik: 4.50 / Brann: 6.50

Bu müsabaka bir tiyatrodan ibaretti. Profesyonelce sahnelenmiş bir tiyatro oyunuydu. Dünya

genelinde bahisçiler o akşam bu maçta Viking galibiyetine 493 küsur milyon Euro para yatırdılar. Bu bahis bürolarının risk yönetimini aşan bir meblağdı. Yani bu maç kendi haline bırakılsa, Türkçede eskiden bir söz vardı, bilmiyorum hâlâ var mı, “Sabaha kadar tekrar tekrar baştan oynansa Viking her maçı alır”... Bu öyle bir maçtı. Viking normal şartlarda rakibine fark atardı. Ancak Viking galip gelse idi bürolar günü büyük bir zararda kapatacaklardı. Hayatta en büyük ideal paradır. Paranın olduğu yerde adalete müsaade edilmez genç dostum. Bu maçı manipüle etti bürolar. Ben de bu kararı alan ekibin arasındaydım. Tüm bahis dünyası benim gibi ihtiyarlardan oluşan bir avuç yaşlı kimsenin parmağının ucunda hayat bulur. Risk çıtasını aşmış bir maçı manipüle ederiz. Yoksa futbol çöker. Yoksa bahis bürolarıyla gizliden anlaşmalı olan kulüpler kâr elde edemez. Yoksa futbolcular yılda milyonlarca dolar kazanamaz. Yoksa futbol trilyonlarca dolarlık büyük bir market olarak varlığını sürdüremez. Size bahsedeceğim gerçekleri yalnızca bir avuç insan biliyor. Bu yazıyı okuduğunuzda siz de onlardan birisi olacaksınız.

Bu maçı Viking kesinlikle yenmeyecekti. Bu önceden kararlaştırıldı. Ve maçta, birçok maçta da olduğu gibi bir manipülasyon yapılarak bu maç bir nevi tiyatro oyununa çevrildi. İstatistikleri inceleyin. Viking maç boyunca topa % 57 sahip oldu, 40’a yakın bir sayıda atağa kalktı, 17 tane şut çekti, ama bunların yalnızca 3 tanesi çerçeveyi buldu. Viking gol atmadı! Bilerek ve isteyerek. Zayıf rakip Brann takımı ise bu deplasmanda sadece 9 defa atağa kalktı, 7 şut çektiler ve bunların 2 tanesi çerçeveyi buldu ve şansa (!) bakın ki, 2’si de gol oldu. Ve maçı Brann 0 – 2 galip gelerek tamamladı.

BAHİSTE BÜYÜK ÇOĞUNLUK KAYBEDER. ŞANSLI AZINLIK KAZANIR. NEDEN? NASIL OLUYOR? KİM BU ŞANSLI AZINLIK?

İşte bahis dünyasında birilerinin hep kaybedip şans azınlığın hep kazanmasının sebebi bu tarz

kurmaca maçlardır. Bir maça yatırılan paralar belirli risk limitlerini geçtiğinde o maçı gizli bahis dünyasının büyükleri manipüle eder ve yatırılan paranın bürolarda kalmasını sağlar. Bu tarz bir sürü maçı kendiniz de bulabilirsiniz. Dünya Kupası maçlarında da örnekleri bolca görüldü. Özellikle de

Page 6: Ferit Asım Poyrazer

finaller başladığında. Birçok maçta doksan dakika boyunca beraberlik bozulmadı, hatta bazılarında gol sesi çıkmadı ancak uzatmalar başladığında takımlar gol yağdırmaya başladı. Bunun mantık çerçevesinde tek açıklaması vardır, o da oyunun ilk 90 dakika itibariyle manipüle edilmesidir.

Hani bazen maçta bir pozisyon olur ve dersiniz: “Ben olsaydım atardım!” Gerçekten de atardınız. Ama profesyonel forvet o golü atamıyor. Neden? Çünkü atmamalı. Eğer yılda milyon dolarlar kazanmayı sürdürmek istiyorsa, takımına gol atmayın direktifi verildiyse, forvetler kazara gol pozisyonuna girse de gol atmazlar. Bazen maç boyu, Viking maçı örneğinde olduğu gibi, favori takımlar bir çok pozisyona girer, gol atma amacı gütmeseler de. Çünkü canlı bahislerde, takım ne kadar yükselirse onun galibiyet ihtimaline habire bahis yapılır. Gergin bahissever ahh bunu kaçırdı ama birazdan kesin atarlar diye basar parayı. Bu paralar hep şans azınlığa geçer.

BAŞKA BİR ÖRNEK: BİR ŞUT ATIP BİR GOL BULAN VASAT TAKIM

KENDİ SAHASINDA OYNAYIP KARŞI KALEYE ŞUT ÇEKMEYEN FAVORİ TAKIM

Linki: http://www.flashscore.com/match/dAMmZTgL/#match-statistics;0 Görseli:

20 Temmuz’da oynanan Sao Paulo – Chapecoense maçı. İstatistiklerden gördüğünüz gibi ev

sahibi takım oyunu domine etmiş ancak maçı rakibinin kazanmasına göm yummuştur. Şimdi bu maçtan bahis bürolarının ne kadar para kaldırdığının ve kandırılan bahisseverlerin ne

kadar kazanç sağladığının verilerine bir örnek sunalım:

Bu Betfair isimli A- (A eksi) ratingli bir sitedir. A ratingli sitelerin tümü güvenilirdir. Yani siz

kazanmaya başladığınız zaman paranıza el koymaz, size ödememezlik yapmaz, bahislerinize kota uygulamaz. Ratingi düşük siteler ise her türlü çakallığı yaparak sizi depresyona sürüklerler. Ancak bu yazım sizi ikna edecek ki, bahisten kendi çabanız ve bilginizle düzenli yüksek gelir elde etmenizin imkânı yoktur. Sektörün karanlık köşelerindeki ‘baba’lar buna izin vermezler.

Page 7: Ferit Asım Poyrazer

Konuya döneyim. Dünyada çok az bahis sitesi kendi müşterilerinin hangi maça kaç lira risk ettiğini açıklar. Diğer siteler ise sadece oranlar verirler ve ratingi düşük sitelerdeki oranlar gerçeği yansıtmaz. Sizi kaybedecek bahislere, seçimlere yönlendirirler.

Bu örnekte görüyoruz ki, Betfair sitesindeki kullanıcıların % 88,55’i Sao Paulo’nun galip

geleceğine yönelik bahis yapmışlar ve toplamda 97.000 Euro para riske etmişler. Küçüklü, büyüklü, uluslararası ve yerel olmak üzere 50.000’i aşkın bahis bürosu vardır dünya

genelinde. Sadece bir büroda 100.000 Euro’ya yakın para riske edilmiş tek bir maça. Ortada biriken paranın, tek maç üzerinden sağlanan rantın büyüklüğünü hayal edin.

Bahisin arkasındaki karanlık ‘baba’lar risk sınırını aştığı için bu maçı manipüle ettiler ve çok

ama çok büyük miktarda para bahisseverlerin cebinden tırnaklanarak biz ‘baba’ların, büroların, bu iki kulübün ve onların futbolcularının cebine girdi.

SAYISAL LOTO GERÇEKLERİ

Burada da kandırılıyorsunuz! Bu aynı Sayısal Loto cambazlığı gibidir. Sakın bana Sayısal Loto’yu güvenilir bulduğunuzu söylemeyin! Ben anlatayım size onun gerçek yüzünü: Bütün kuponlar yatırıldıktan sonra onların datasında hangi altılı rakam kombinasyonuna kaç para yatırıldığı görünür. Eğer o hafta onların beklentilerinin altında kişi loto kuponu yatırdıysa, hiç yatırılmamış bir altılı rakam seçerek bunu açıklarlar ve ikramiyenin devrettiğini söylerler. Ertesi hafta ikramiye büyüdüğü için daha çok insan loto oynar. Lotoya yatırılan paranın artış hızına göre birkaç hafta devrettirebilirler. Daha sonra, başka bir hafta, kupon alımları bittiği saatte dataya bakarlar rakam seçmek için. Loto’nun arkasındaki adamlar kendileri de bir ekip kurdurtarak her hafta tonlarca loto oynarlar. Ama hep aynı rakamlara. Bu rakamlar tesadüfi değildir. Loto dünyada ilk çıktığında, bunu milli nüfusa yaymak için bilimsel metotlarla deneyler yaptılar. Bunlardan birisi, sokaktan rastgele seçilen deneklere prototip bir loto kuponu vererek bunu doldurmalarıydı. Daha sonra bu kuponlar dataya aktarıldı ve Türkiye’deki Sayısal Loto’cuların da her hafta ülkenin çeşitli yerlerindeki adamları tarafından oynanan kuponlarda kullanılan rakamlar ortaya çıktı. Bazı ikili, üçlü, dörtlü rakam kombinasyonları, sayıları yüz bin civarı olan denekler tarafından neredeyse hiç oynanmazken, bazı ikili, üçlü, dörtlü rakam kombinasyonları çok sayıda insan tarafından ortaklaşa seçilmişti. Bu tarz kırkı aşkın deney yaptılar ve ortaya bir loto paterni çıkardılar ve hâlâ dünyanın her yerindeki loto bu paterni izler halkını kandırmak için. Sayısal Loto ekibinin gözetiminde yatırılan kuponlar, psikolojik olarak insanların oynamadığı ikili, üçlü, dörtlü kombinasyonları içeren kuponların çeşitlemeleridir. Kupon yatırılma saati zamanaşımına uğrayınca, dataya bakarlar ve kendi ellerindeki patern uyarında düzenlenmiş kuponlardaki altılı kombinasyon kolonlarının hangisine hiç para yatırılmadığını bulurlar. Bunu istatistiki algoritma cihazları saniyeler içerisinde belirler. Oradan görürler. Hangi altılı sayı dizimine kaç kişi oynamış. Bazısına hiç, bazısına bir, bazısına iki, bazısına on, bazısına kırk bin... Sonuçta seçecekleri altılı kombinasyon kendi ellerindeki kuponlardan seçilir. Yani halktan kimse büyük ikramiye kazanamaz o gece. Milli Piyango’da da böyledir. Büyük ikramiyeyi dörde bölerler ve üçü kendilerindedir. Neyse ki bir tanesini gerçekten talihliye verirler. Ama yılbaşı ikramiyesini kimseye vermezler. Eskiden Sayısal Loto Türkiye’de TV’de canlı yayınlanırmış ilk çıktığında. Bunun da kurnazlığı var, anlatmam çok uzun sürer. Bu aldatmacanın da masraflı bir teşkilatlanması vardır.

Futbola dönelim.

FUTBOLCULAR MASUM DEĞİLDİR

Yılda on milyon dolar kazanan bir futbolcu eğer bahis dünyasının karanlık yüzüyle işbirliği yapmazsa o paraları kazanamaz. Futbol hayatı son bulur. Bazı futbolcular vicdanlıdır. İnsanların sırtından para kazanmak onları bir süre sonra rahatsız eder.

Page 8: Ferit Asım Poyrazer

SAVIOLA’NIN HİKÂYESİ Saviola öyle bir çocuktu. Ekonomik zorluklarla boğuşan bir aileden geliyordu. Barcelona’ya

kadar tırmanana kadar vicdanı onu rahatsız etmedi. Ancak sonradan gol atmaması gereken maçlarda inadına gol attı. Bürolara, onun maaşını veren bürolara büyük kayıplar verdirdi. Bunu sadece iki üç maçta tekrarlaması onun yıldızının sönmesine yeterliydi. Ve öyle de oldu. En verimli çağlarında futbol kariyeri zorunlu bir inişe geçti. Artık ne kadar çabalasa da eskisi gibi bir golcü olamazdı.

Dünyanın en büyük bahis ‘baba’larından olan Reinhardt diye Alman asıllı bir meşlektaşım

Saviola’ya çok kinliydi. Onun oynadığı tüm maçlarda karşı takım savunmasına rüşvet ödüyordu. Stoperlere ve kaleciye Saviola’dan gol yemezseniz 5 milyon vereceğim derdi mesela. Ve pek çok stoper onun sayesinde ekstradan taşınmaz sahibi olmuştur. Çocuğu böylece bitirdiler.

FUTBOL BİR KURMACADIR ONDAKİ HİÇBİR ŞEY GERÇEK DEĞİLDİR

FUTBOL ÇOK İYİ TASARLANMIŞ BİR ŞOVDUR

Futbol tamamen bir şov işidir. Gerçekçiliği yoktur. Hemen her şeyi kurmacadır. Uzun toplantılar sonucunda bütün futbol dünyası titizlikle şekillendirilir. Türkler mert insanlardır. 75 milyon nüfus olduğu halde bir avuç başarılı futbolcunun sivrilmesi bu yüzdendir. Hollanda gibi yüzölçümü ve nüfusu küçük olup da futbol fabrikası olan diyarlar kendilerini satmakta pek istekli ve maharetlidir. İdealist bir Türk çocuğuna ve onun ilk menajeri olan babasına böyle aldatmacalı bir dünyayı kabul ettiremezsiniz. Türk aile yapısı buna müsaade etmez. Haram para yemeye. Altyapıdan sivrilmeye başlayan bir gence profesyonel kontrat yapılmadan önce ailesine gerçekler üstü kapalı bir şekilde anlatılır. Ona çocuğunun bu kariyer boyunca –kaba tabirimi maruz görünüz- orospu gibi satılık olacağı söylenilir. Çocuğa da. O yüzden Türkiye’de çok çok yetenekli çocuklar olduğu halde dünya starları nadiren çıkar. Bu anlattıklarım üzerine çok düşünün genç dostum. Bunları tekrar tekrar okuyun.

BAHİSLERDEN SÜREKLİ KAZANAN DÜZENLİ YÜKSEK GELİR SAĞLAYANLAR KİMLERDİR?

Benim gibi adamların yıllar içinde titizlikle seçerek oluşturdukları portföyleri vardır. Hani

bahisçilerin % 97’si kaybetmeye mahkumdur ve sadece % 3’lük şanslı azınlık pastadan payını alır ya, işte bu kısa ve uzun vadede devamlı kazanan insanları bizler tek tek seçeriz. Kazanmalarına biz müsaade ederiz. Onlardan da istediklerimiz vardır. Nasıl futbolcular bizim dediklerimizi yapmak zorundaysa, portföyümüze giren kişiler de bizim ricalarımızı kırmazlar. Çünkü bizi üzerlerse onları dışlarız ve diğer sefil bahisçilerden farkları kalmayıp kaybetmeye mahkum olurlar.

PEKİ BU DEVAMLI KAZANAN İNSANLAR NASIL KAZANIR?

Benim ve benim gibi işler yürüten yazılımcıların sağladığı kazan – kazan mantıklı özel yazılımlar sayesinde elbette.

Bahis sistemleri bir matematik kesinlik üzerine kuruludur. Matematik işlerde hata yaparsanız

altından kalkamazsınız. Sapma payları bırakılır o yüzden. Mesela hiçbir bahis bürosu ve hiçbir kumarhane (casino) % 100 kâr elde edemez matematiksel olarak. Matematik algoritmalar ve formüller büyük rakamların döndüğü işlerde sapmalar olmasını öngörür. Yoksa işler çığrından çıkar, ekonomiler çöker, bütün teknoloji yerle bir olur. Her büro ve her kumarhane bunu önlemek için sapma uygular, yani kazancının belirli kısmını ikramiye olarak vermek zorundadır. Bu ödenen paranın da % 90’u şanslı azınlığa gider (gitmek zorundadır) kalan % 10’u ise gerçekten başarılı sürprizci normal bahisçilere gider. Ancak onlar uzun vadede kazanamazlar. Kimse uzun vadede kazanamaz.

Page 9: Ferit Asım Poyrazer

Diyelim bir adam 0.5 gol üstü oynuyor. Seçtiği maçta bir gol olması yeterlidir bahisinin kazanması için. Ve diyelim bu adam kazana kazana bir sürü para biriktirdi. Bazıları katlaya katlaya bütün kasasını basar, bazıları ise her bahise aynı miktarı basar. Böyle kimselerin sürekli kazanmasına müsaade etmeyiz. O bahisçiyi takibe alırız ve onun oynadığı maçları 0 – 0 bitiririz. Kimsenin bizden izin almadan, bizim portföyümüze girmeden bahisten düzenli gelir elde etmesi mümkün değildir. Zaten A-+ ratingli bürolardan oynamıyorsa, özellikle Türkiye gibi dışarı menşeli bahislerin yasal olmadığı yerlerde, bu kullanıcılar yüksek para kazansa da parasına büro el koyup onun hesabını kapatır. Veya bir defaya mahsus ödeme yapıp onun bahislerine artık kota getirir. İstese de yüksek miktarlarda oynayamaz ve bahisten yüksek miktarlı düzenli gelir elde edemez.

BAHİS DÜNYASI ÇOK KARANLIKTIR Bahis dünyası çok karanlıktır. Aklınız almaz. Açıklayamam gerçek dinamiklerini size genç

dostum. Ana karnında, henüz doğmamış ikizler düşünün. Yan yana annelerinin karnında duruyorlar. Ortamları karanlık. Renk nedir, tat nedir, nefes almak nedir bilmiyorlar. Tek duyduklarıyla boğuk sesler. Bu kardeşlerden birisini çıkarıp dünyada yirmi sene yaşattığımızı hayal edin. Sonra tekrar bebek haline döndürüp kardeşinin yanına, anne karnına geri koyduğumuzu. Bu dünyayı tanıyan kardeş diğerine gördüklerini anlatabilir mi? Anlatamaz. Çünkü kardeşi renkleri hayal edemez en basitinden. Renk kelimesinin ne anlama geldiğini bile kavrayamaz. Bahis dünyası ve bununla ilgili matematik de böyledir. Benim size bu dünyada olup bitenleri anlatmam mümkün değildir. Tamamen başka dünyaların insanları gibiyiz.

SİZE SÜREKLİ KAZANDIRACAK YAZILIM

Yazılımdan bahsedeyim. En basit tabirle anlatmaya çalışacağım genç dostum. İki bahisçi hayal edin. Birisi devamlı kazanan insan, portföyümden birisi. Öteki ise sizsiniz. A bürosunda hesabınız var. Viking – Brann maçı oynanacak. O gün fikstürde fazla maç yok. İlla bahis yapacağım diyen bir bahisçi bu maçı es geçemez. Siz oranları 1.44 / 4.50 / 6.50 olarak görüyorsunuz. İki takımın ligdeki konumlarına, önceki maçlarına, her şeyine bakıyorsunuz ve en garanti olarak paranızı Viking ve Beraberlik çifte şansı olan 1.08 orana oynuyorsunuz. Ne kadar oynadığınız önemli değil. Çünkü o gün dünya genelindeki bahisçilerin % 84’ü Viking / Viking veya Beraberlik seçeneklerine bahis yaptı. Ve riske ettikleri paranın toplamı tüm bürolardaki toplamı 493 milyon Euro’ydu. Siz de onların arasındaydınız bu paragrafta verdiğim örneğe göre. Ama diğer bahisçi, benim ona sağladığım yazılımı kullanan kişi, sadece iki ihtimale bahis yapabiliyordu bu maç için. Viking takımına bahis yapma imkanı yoktu. Çünkü yazılım bu ihtimali kapalı tutuyordu, yani ona Viking’in yenmesine bizim müsaade etmeyeceğimizi söylüyordu. Bu maçı deplasman ekibi Brann’ın alması kararlaştırılmıştı. Bize en çok kârı bu getiriyordu çünkü Viking’e çifte şans oynayanlar da vardı. Buna da 27 milyon Euro civarında para birikmişti. Yazılımımı kullanan ve hep kazanan, şanslı azınlıktaki bahisçi oranları şöyle gördü o maç için: Viking: Oynanmaz / Beraberlik: 4.50 / Brann: 1.67 Evet, oranları böyle gördü. Bu oranların anlamı neydi? Bu maçı büyükler (ben ve benim gibiler) Brann’a verecekler. Ama çok büyük bir terslik olursa, sahadaki tiyatronun gidişatı elden kaçarsa, yani rol yapmayı beremezlerse (bazen olur bu çünkü – özellikle şike soruşturması süren ülkelerde) maç berabere de bitebilir. Bu maçı % 95 Brann alırdı ve aldı.

Aziz Yıldırım’ın şike skandalları çıkmadan önce hatırlarsınız Türkiye Süper Ligi’nde şampiyon hep son haftalarda belli olurdu. TV gelirlerini artırmak ve son haftalarda Üç Büyükler’e beraberlik ve malubiyet yaşatarak bahisseverlerin elinden paraları almak için. Yine çok sık görürsünüz, Lig lideri, hangi ligde olursa olsun, bazen lig sonuncusuna kendi sahasında kaybeder. Çünkü bu tarz maçlarda bahisçiler genelde ev sahibine direkt oynarlar. Bu tarz her 1000 maçın 340 kadarında ev sahibi puan kaybeder. Ve bu da matematiksel olarak büroların çok ama çok fazla para kaldırmasına ve şike soruşturmalırının dikkatini çekmemeye yeter.

İlk doksan dakikası beraberliğe ayarlanmış uzatmalı maçlarda, iki denk güçte takım maç oynarken ve ikisinden de bol pozisyon ve gol beklenirken bir sürü maç 0 – 0 biter. Normal bir bahisçi oranları 2.80 / 3.60 / 2.30 olarak görürken yazılımı kullanan kişiler böyle maçlarda oranları 4.50 / 1.75 / 5.50 olarak görürler. Bu ne demektir? Bu maç bir kaza olmazsa (tiyatro oyunu başarıyla sergilenirse) berabere bitip uzatmalara gidecek demektir. Ama bazen kazalar olur. Çünkü bütün dünya izliyor.

Page 10: Ferit Asım Poyrazer

Mesela hakem çok bariz bir pozisyon oldu ve istemeye istemeye penaltı verdi. Maçın berabere bitmesi gerektiğini bilen defans oyuncusu ceza sahasında bir anda öfkeye kapılıp rakibine ters bir hareket yapabilir. İnsanın mayasında var bu. Futbolcu bu penaltıyı bir şekilde kaçırmalıdır. Eğer atarsa, karşı takım hemen kurmaca bir gol atmalıdır. Gol kaçırmak kolaydır kurmacada. Ama gol atmak, yalandan gol atmak zordur. Gerçekçi gözükmesi zordur. Bu yüzden en mantıklı şey o penaltının kaçmasıdır. Ama bazen penaltıcı istemese de gol atabilir. İyi rol yapayım, gerçekçi kaçırayım derken kaleciyle doğru göz teması kurup anlaşamaz ve kazara gol atar. Bu yüzden oranlarda risk payları vardır. Yazılım kullanan 1.75 orana yazılımın söylediği para kadar bahis yapar. Ancak bazen skorlar kurgulandığı gibi bitmez. Ama kısa ve uzun vadede yazılım kullanan hep kazanır. Her zaman. Bunu sağlarız.

Başka örnekler vereyim. Juventus şikeden yargılanıp küme düşürülmeden önce biz istediğimiz gibi at koşturuyorduk. Yunanistan nasıl Avrupa Şampiyonu oldu sanıyorsunuz? Veya Senegal nasıl ilerledi? Türkiye nasıl üçüncü oldu? Galatasaray nasıl UEFA aldı? O seneki UEFA finalinde çoğu bahisçi Arsenal’e oynadı. Çoğu maçta gol olacağına oynadı. Ama o maç kurulmuştu. Taffarel yıldızlaşmıştı. Çünkü bürolar öyle kâr edecekti. Yunanistan Portekiz’de finalde Portekiz ile karşılaştığında bütün dünya grup maçlarında Yunanistan’a yenilen takımın finalde tekrar yenilmeyeceğini düşündü. Ama yenildi! İyi olan kazanmaz futbolda. Büro’ya maç gününde veya belirli bir turnuvada kim daha çok gelir sağlarsa o kazanır, ona kazandırılır! Maçların asıl sonucunu sadece biz bu oyunun asıl kurucuları, hemen hepsi harika aktörler olup müthiş rol yapan futbolcular ve portföyümüzde yer alıp sürekli kazanan yazılım sahipleri bilirler.

FUTBOLCULAR NEDEN KENDİLERİNİ SATAR?

Peki, futbolcular neden kendilerini satarlar? Çok basit. Hayatta her şeyin bir ederi vardır. Fiyatı. En büyük insan içgüdüsü ise korunmadır. İnsan kendisine korunmalı ve konforlu bir hayat sağlamak için uğraşır. Kendisine ve sevdiklerine. Vicdanen rahat etmeseler bile ana babalarını ve sevdiklerini ömür boyu kurtarmak için tabirimi mazur görün futbol orospuluğuna evet derler. Orta düzeyde ünlü bir takımda top koşturan bir futbolcu senede en az bir milyon lira kazanır Türk lirasıyla. Bir milyon nasıl büyük bir paradır anlamanıza yardımcı olayım. Diyelim siz asgari ücretle çalışıyorsunuz. Maaşınız sadece 1000 lira. 1000 lira maaş ile 1 milyon Türk lirası kazanmak için, maaşını hiç harcamadan, bir lira bile harcamadan biriktirerek, 12 ay ve 84 sene biriktirmeniz gerekiyor. Bir insan 42 sene çalışabilir en fazla. Ve çalışan insanların en az % 70’i asgari ücret ile çalışır tüm ülkelerde. Yani maaşa hiç dokunmadan biriktirerek iki insan ömrü para demektir bir milyon lira. İşte bunun için, bunun kolaylığı ve rahatlığı için, ölümsüzler gibi yaşamak için, rüya bir hayat yaşamak için futbolcular orospu olurlar.

98 Dünya Kupası finalinde Ronaldo (eski Ronaldo) sakat sakat sahaya çıktı. Herkes bunu sponsorları zorladı diye bilir. Ama işin aslı öyle değildir. Ronaldo’nun o gün sakat sakat sahaya çıkmasının tek nedeni çok büyük sayıda bahisseverin ‘Ronaldo gol atar’ oynamasıydı. O paranın bize geçmesi lazımdı. Ve Ronaldo sahaya çıktı, hiçbir varlık gösteremedi. Sakat olmasaydı bile o maçta gol atmayacaktı.

Mourinho çok başarılı bir teknik adam olarak kariyerine başladı. Ancak onun ipini çekti mesai arkadaşlarım. Bunun detaylarına girmeyeceğim. Mourinho’nun terslenmesi yüzünden. Federasyona, kulübüne, futbolcuna terslenebilirsin ama senin ekmeğini veren, gömleğini alan, kızını okutan insanlara terslenemezsin. Sportif başarını elinden alırlar.

YAZILIMIMI NEDEN TÜRK GENÇLERİNE DAĞITIYORUM?

Genç dostum, sanıyorum biraz anlamanıza yardımcı oldum. Daha fazla detaya girmek istemiyorum. Yazının başında bahsettiğim kendi özel durumuma döneceğim. Son yirmi senemi Amerika’ya mali anlamda destek olarak tükettim. Kendimi bir Amerikan gibi hissettim. Ama bana ömrümün en büyük acısını yaşattılar. Oğlumun ölmesine göz yumdular. Onlardan intikam almak istiyorum. Ve bunu bildiğim tek yol ile yapmak istiyorum. Böyleye hem seneler önce bencilce sırtımı döndüğüm kendi vatanıma da bir nevi borcumu ödemiş olacağım. Türkiye’ye büyük bir para akışı

Page 11: Ferit Asım Poyrazer

sağlamak istiyorum. Tabii benim yaptığım işler yasal değil. Ama yasalardan daha üstün. Param kara para ama hiçbir iz bırakmadan aklanabiliyor. Bahsedeceğim.

Dünyayı yöneten gizli güçler var genç dostum. Nasıl futbol aktörleri rol yapıyorsa, siyasiler de yapıyor, sanatçılar da, bir yere gelen, ismini duyuran herkes. Kimsenin kendi çabasıyla bir yere gelmesine izin vermezler. Biz bahis dünyasını yönetiyoruz, birileri de siyasi dünyayı ve dünya ekonomisini. Türkiye borçlu, Amerika borçlu, aklına gelebilecek ülkelerin çoğunluğu borçlu. Kime borçu bu dev ekonomiler? İpleri elinde tutan kimselere elbette. Devletler üstü insanlara.

TÜRK CEZA KANUNU’NA GÖRE YASADIŞI BAHİS YASAKTIR.

ÇÜNKÜ İDDAA TEKEL OLSUN VE TÜM PARA CEPLERİNE GİRSİN İSTİYORLAR.

Kara para aklamaktan bahsederken bir hatırlatma yapmak istiyorum burada. Türkiye’de İddaa isimli lanet şirket bütün organizasyonlarını insanları soymak üzerine kurmuştur. Elbette o da bize bağımlıdır. İddaa’nın asıl sahiplerini büyük Mason localarında arayınız. Dünyadaki şeylerin büyük çoğunluğunun asıl sahibi kâğıtlar üzerindeki isimler değildir. Siz de akıllı bir kimse olduğunuz için İddaa’ya alternatif arıyorsunuz. Şanslı azınlığa girmedikçe kaybetmenin alternatifi yoktur. Ben sizi büyük gizlilikle gerçek bahis bürolarıyla buluşturacağım. Ancak benimle olan tüm hukukunuzu gizli tutmanız gerekiyor. Çünkü Türkiye’de yasadışı bahisle bağlantı kurmak ceza sebebidir. O yüzden yazılarımı okuduğunuzda silin, maillerimi silin. Arkanızda herhangi bir iz bırakmayın. Yasadışı bahisle ilgilenmek Türkiye’de suçtur. Ben nasıl kolaylıkla ve yasal olarak para aklayabiliyorsam, sizin de bu işten temiz bir şekilde, arkanızda iz bırakmadan kâr etmenizi sağlayacağım. O yüzden öğütlerimi tutun. İşimizi her zaman sıfır riskle yapalım.

Tekrar ediyorum, yasadışı bahis Türkiye’de suçtur. Bu karanlık bir dünyadır. Böyle bir dünyadan pasta yemek ve nemalanmak için mutlaka benim gibi bu işlerin içine girmiş deneyimli bir kimsenin öğütlerine kulak vermeniz gerekiyor. Benim elim kolum uzundur. Bağlantılarım Türk Ceza Kanunlarını yalayıp yutmuştur. Benimle zamanında iş yapmış, benden bizzat yasadışı bahis üzerine eğitim ve tavsiye almış onlarca savcı, polis, hükümet adamı ahbabım vardır. Hiçbir şekilde siz değerli müstakbel portföyümün herhangi bir yasal sınırı çiğnemesine izin vermem. Bu karanlık bir oyundur ve benimle birlikte oyunun doğru kurallarını öğrenebilirsiniz. Kimse izinize rastlayamaz. Çok ters bir durumda, benim tavsiyemden çıkar ve arkanızda delil bırakırsanız, sizi yine ben kurtarırım, o delilleri yok eder veya karartırırım. Üç sene önce bir milletvekiline bahis üzerine danışmanlık sağlıyordum online olarak. Bazı tavsiyelerime para hırsıyla kulak vermedi ve takibe alındı. Siyasilerde hep dahasını isteme illeti vardır. Siz müstakbel portföyümün böyle bir duruma düşmesine asla ve asla izin vermem.

Çünkü bu işten para gerçekten nasıl kazanıyor ben biliyorum. Siz bunca sene aldatıldınız. Sadece bahisle değil, türlü yasal usulsüzlüklerle. Belirli konuma gelmiş kimseler sizin sırtınızdan, sizin vergilerinizle, en hayati ihtiyaçlarınıza bile koydukları büyük vergilerle mal mülk edindiler. Türkiye’de belirli bir yere gelmiş insanların çoğunluğu kan emicidir. Buna siz yakın çevrenizde de tanıklık etmişsinizdir. Biz bunların kökünü kazıyacağız. Kendi doğrularımızı dayatacağız.

İyi niyetli bir Türkiye’ye doğru gidecek, kan emicilerin sayısını azaltacağız. Ahmak milletvekili takibe alındı göstere göstere yasadışı bahis oynadığı için. Neyse ki benim elim kolum uzandı ve onu kurtardım, sicilinin bozulmasına izin vermedim. Basına yansımasına dahi izin vermedim. O öylesine tanıdığım birisiydi. Siz ise benim evlatlarım sayılacaksınız portföye girdiğinizde. Her türlü derdinizi halledeceğim. Sözüm sözdür.

Page 12: Ferit Asım Poyrazer

FORBES MANİPÜLASYONU

Forbes dergisi dünyanın en zenginlerini açıklayıp duruR. Bill Gates en popüler zenginlerdendir. Ama o listedekiler dünyanın gerçek en zenginleri değildir. Mesela bazı büyük bahis bürosunun sahipleri kendi isimlerini öne çıkarır. Hava atar bir nevi. Ama bahis dünyasının asıl yöneticileri bizler onların aklının almayacağı kadar varlıklıyız. Diğer alanlarda da böyle. Forbes listelerindekiler kendilerini öne çıkarmayı seven, medyatik olmaktan rahatsız olmayan kimseler, böylelikle bizim de işimize geliyor, kendimizi daha kolaylıkla gizliyoruz, ancak asıl zenginler Bill Gates gibi atamları bine katlayacak kadar varlıklılar, ülkelere bile kredi açan aileler ve tekil şahıslar var.

Türkiye satılmış bir ülke. Çünkü kuklalar tarafından yönetiliyor. Amerika da öyle. Bütün devletler öyle. Ancak medya öyle güzel manipüle ediyor ki kitleleri, kimse gerçeğe uyanamıyor. Bir uyansalar orta çağda olduğu gibi yöneticilerin yaşadıkları yerleri basıp kellelerini alırlar.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE

Ben artık süper güç Amerika’nın değil, bana her şeyimi vermiş olan bu devletin değil, doğduğum toprakların adamıyım. Geç de olsa güzel ülkemin değerini anladım. Ve ülkemi gizil ekonomi alanında dünya ligine sokacak bilgilere ve yaptırıma, nüfuza sahibim. Türkiye ekonomisi kukla siyasetçilerin yalan dolan açıklamalarının söylediği çarpıtılmış, eksik rakamlarla veya büyük holdinglerin elinde olan sıcak parayla ayakta kalamaz, bir yere gelemez, ancak Türk kökenli gizli zenginlerin, ultra zenginlerin çoğalmasıyla bir yere gelebilir. Benim ismimi duymadınız genç dostum. Asla da kamuoyuna açık bir alanda ismim zikredilmeyecek. Benim bildiğim, benim ayarımda sadece altı Türk kökenli ultra zengin var. Bizler oradaki Koçlara, Sabancılara oyuncaklarla oynayan çocuklar gözüyle bakıyoruz. Ekonomiyi asıl elinde bulunduran kimseler dilese onları bir günde sıfırlayıp köylerine geri döndürebilirler.

DÜNYAYA KAFA TUTABİLECEK YENİ BİR TÜRKİYE

Misyonum, genç dostum, büyük paraları Türkiye’ye akıtmak. Bunun için de yazılımları kullanacağım. Herkesten gizli, Türk gençlerinden bir portföy oluşturacağım. Başlangıçta sadece elli kişi olacaklar. Her bir buçuk - iki senede bir sayıları ikiye katlanacak. Bu kimselerle birlikte yeni Türkiye’yi biz kuracağız. Para kimseyde söz onundur. Kuklalar ancak bugünün adamlarıdır. Gelecek, bir söylediğini ertesi gün yalanlayan düzenbaz, karaktersiz, sığ insanların değil, vizyonu ve yaptırımı olan asıl güç sahiplerinindir. Buna yürekten inanın genç dostum.

Elbette Türk gençlerinden bahisten düzenli ve yüksek gelir elde edecek bir portföy oluştururken şartlarım var. Bir seçim kriteri var. Portföyümde yer almak isteyen adaylar bana kısa özgeçmişlerini yazmalı ve kendilerini tanıtmalılar. İlk etapta yalnızca 50 kişi ile çalışacağım. Bu yüzden acele edin ve kısa özgeçmişinizi bu yazının sonundaki mail adresime maille gönderin. Daha sonra oluşumum filizlendikçe portföyüm genişleyecek. Başvurularınızı saklayacağım. Benimle şimdi çalışmaya hak kazanmazsanız, gelecekte size tekrar döneceğimden emin olabilirsiniz.

En baştan her şeyi söyleyeyim ki soru sorarak vaktimi almayınız. Yukarıda anlattıklarım ve aşağıda özetleyeceklerim benim vereceğim yegane cevaplar olacaktır. Herhangi bir konuda fikrimi değiştirmeye yahut herhangi bir şekilde fazla ısrara kalkışırsanız sizinle iletişimimi derhal keseceğim.

PORTFÖYÜME GİRMEK İSTİYOR MUSUNUZ?

Cevabınız evet ise, aşağıdaki şartları yerine getireceksiniz. Eğer portföyümde yer almaya ve hayalini dahi kuramayacağınız bir gelire sahip olmaya gönüllüyseniz: - Bana özgeçmişinizi yazınız kısaca. Size karakter tahlili yapacağım. Ve bana kesinlikle yalan söylemeyin. Çünkü elim kolum çok uzundur. Sizi araştıracak kurduğum ekip. Kendisi hakkında yalan

Page 13: Ferit Asım Poyrazer

ve yanlış bilgi verenlerle iş yapmayacağım. Gizli bilgilerinizi istemiyorum. Sadece sizi insan olarak tanımak istiyorum. Yatırım yapmaya değer idealist bir genç olup olmadığınızı anlamak istiyorum. - Eğer yazınızı okuduktan sonra size birkaç gün içerisinde dönüş yapmaz isem bilin ki ‘şimdilik elendiniz’, ilk 50 kişilik grupta yer almayacaksınız. Ancak beni unutmayın. Ketum olun ve bekleyin. Zaman geçtikçe portföyüm genişleyecek. Şimdi sizi seçmez isem, daha ileride tekrar çalışma şansı yakalayabiliriz, size tekrar dönebilirim. - Eğer sizi seçersem, yazılımı edineceksiniz. Yazılım size, yalnızca bu yazılımı kullanması için üretilmiş özel bir bilgisayara yüklü olacak gelecek. Bu bilgisayar size özel olarak ulaştırılacak. Hediyem olacak. Bu bilgisayarı başka işlerinizde kullanmanız mümkün olmayacaktır. Sadece bahis yapabilirsiniz bununla. Yazılım size hangi olasılığa ne kadar bahis yapmanızı söyleyecektir. Bu özel tablet boyutundaki bilgisayarın temel fonksiyonlarını ve benim yazılımımı hayal edemezsiniz. Nasıl ki on beş sene önce polifonik telefonlar bile çok büyük teknoloji olayı olarak hayret uyandırırken benim gibiler çoktan dokunmatik prototiplerini kullanmaya başladıysa, bizim şimdi sahip olduğumuz yazılım teknolojileri ve özel bilgisayarların fonksiyonlarını normal kimseler hayal dahi edemez. Anne karnındaki ikizler benzetmemi tekrar hatırlayın.

YAZILIMIMIN ÜRETİM MALİYETİ VE PAZAR DEĞERİ Bütün teknolojik ürünleri insanlar büyük paralar karşılığında satın alırlar. Örneğin bir iPhone’un üretim maliyeti çok düşüktür. Ancak kullanıcıya pahalı ulaşır. Hele Türkiye gibi ülkelerde gerçek piyasa fiyatından çok daha pahalıya satılır. Benim yazılımlarımda böyle bir sorunla karşılaşmayacaksınız. Açık konuşacağım. Ben parayı seven bir adamım. Hep öyle oldum. Ve hayatım prensipler üzerine kuruludur. Kısa ve uzun vadede bir çıkarım olmayan kimse ile iş yapmam. Size yatırım yapacaksam, dünyanın parasına satabileceğim bir yazılımı size üretim maliyetiyle vereceksem bilin ki sizce bir cevher gördüm. Sizi Yeni Türkiye yapılanmasında aktif olarak hayal ettim, size güvendim.

Neden böyle bir işe kalkıştığımı gerçek boyutlarıyla açıklamam mümkün değil. Anlamanızı sağlayamam. Yine dönüp dolaşıp anne karnındaki ikizler meseline geliriz. Yeni Türkiye’yi şekillendirebilecek insan arayışımda umduğum parametleri karşılayacak karakterseniz sizinle bugün veya yarın mutlaka iş yaparım.

Size güvenirsem şöyle olur: Hatırımda kalan bir Türkçe deyim var. Size güvenirsem sırtınız

yere gelmez bir daha! Parayı sevmelisiniz. Neyi sever, arzularsanız, hayatınıza onunla ilgili fırsatlar doğar. Parayı sevmezseniz varlıklı bir insan olamazsınız.

Hiçbir şeye bedava konamazsınız. Ben size bir yazılım sunuyorum ve bunun üretim

masraflarını karşılamanız gerekiyor. Ancak büyük miktarlar değil. Eğer ben bir telefon üreticisi olsaydım ve size bu tarz bir teklifle gelseydim, piyasada herkesin binlerce lira ödeyerek alabileceği cihazı üretim masrafından, üretim aşamasındaki en düşük fiyattan verirdim. Bunda da öyle yapacağız. Sizden beklediğim sadece yazılımımın her bir kopyasının üretim aşamasında bana çıkardığı maliyeti karşılamanız. Eğer bana yazacağınız yazıda samimi olursanız ve ilk 50 kişi arasına seçilirseniz genç dostum, formaliteden prensip üzerince bir ödeme ile asla tahmin edemeyeceğiz serveti ayağınıza getirecek yazılımımı edineceksiniz.

EĞER SİZİ SEÇERSEM Eğer sizi seçersem dostum, yazılımın üretim ücretini, benim hesabıma değil, seçilen birisinin hesabına yatıracaksınız. Bu listeyi eşim Fulya Hanım oluşturuyor. Bu liste yardıma muhtaç ailelerden oluşuyor. Benim para istememin maksadı sizi sınamaktır. Acaba bana inanıyor mu? Bu söylediklerime inanıyor mu? Gerçekten büyük işlere kalkışacak kadar yürekli mi? Bana da havale makbuzunun fotoğrafını göndereceksiniz veya onu tarayıcı da tarayıp bana göstereceksiniz. Maile ek olarak ekleyerek. Bundan sonra ben buradan kargo çıkaracağım ve yazılım birkaç gün içerisinde size özel bir kurye tarafından iletilecek. Daha sonra size – eğer İstanbul’da değilseniz – uçak bileti ayarlayacağım veya seyahat istemezseniz sizin ayağınıza bir elemanımı yollayacağım ve size yazılımı nasıl kullanacağınızı öğretecek. İlk bahisinizi beraber yapacak, ilk onunla kazanacaksınız. O kimseler benim

Page 14: Ferit Asım Poyrazer

Türkiye’deki ellerim, gözlerim, dokunuşlarımdır. Para kazandığınız zaman, düzenli yüksek geliriniz (başlarda 3.000 dolar civarı olup, katlanarak artacaktır) tanımlayacağınız bir hesabın IBAN nosuna yatacaktır. Bu bir kara paradır ama size aklanmış şekilde gelecek. Paravan şirketlerimin birisinin adıyla, sizden bir hizmet almışım gibi gerçekleşecek bu ödemeler. Herhangi bir bahis firmasının ismi yer almayacak ekte. Yazılımı edindiğinizde kurulum aşamasında size onlarca bahis bürosu alternatifi sunacaktır. Bu yazılım bir torpil gibi işlev sunacak size. Seçtiğiniz büroya benim referansım ile hesap açmış olacaksınız ve o büronun sürekli kazanan şanslı azınlıktaki kullanıcılarından birisi olacaksınız. Bir anda düzenli gelir elde ederek zenginleşeceğiniz için çevrenizdeki insanlar sizi sorgulamaya başlayacaktır. Onları kuşkuya düşürmemek için size Türkiye’deki bağlantılarımın olduğu firmalarda pozisyon ayarlayacağım. Oralardan sigortalı olacaksınız ve maaş da alacaksınız ve vergi de vereceksiniz. Yasa dışı hiçbir şey yapayacaksınız. Çünkü Türkiye’deki tekel bahis oluşumu haricinde tüm bahis işlemleriniz yasa dışıdır. Yazılım sizi gizleyecektir. Peki, sağlayacağım tüm bu varlığın karşılığı olarak Türk portföyümden ne isteyeceğim karşılık olarak? Sizden ne isteyeceğim? İlk üç sene hiçbir şey. Sadece gizliden gizlize yükselişte kalacaksınız. Bir sürü ortaklıklarınız olacak ve siz genç dostlarım, sen genç dostum, nüfuzlu birer birey olacaksınız. Kanunen sırtınız yere gelmeyecek, siz dilemedikçe kimse size hiçbir şey yaptıramayacak. Daha sonra, ben de doğduğum topraklara döndüğümde, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Türkiye’deki en zengin, varlıklı ve nüfuzlu kimseler bizim topluluğumuz olacak. Ne hükümet adamları, ne holding patronları bizimle yarışabilir o kutlu gün geldiğinde. Yeni Türkiye’yi bizler kuracağız ve sözde değil, devletimizi hakikatte dünya devleri arasına sokacak ve başta Amerika olmak üzere, tüm dünyaya kafa tutacağız. Kendi silikon vadilerimiz olacak, kendi telefonlarımız, kendi uydularımız, kendi uzay istasyonlarımız, kendi pop kültürümüz, kendi starlarımız. Para bizde olacak ve dünyayı biz şekillendireceğiz. Atalarımızın yaptığı gibi. Dünya Türke gıpta edecek. Yakındır bu günler dostum. Size bunu ispatlayacağım.

SÖZLERİMİN SONUNA GELİRKEN

Yazacaklarımın sonuna geldim genç dostum. Siz seçildiniz. Belki farkına varamıyorsunuzdur

ama aynı havayı soluduğunuz on milyonlarca insanın çoğundan daha özelsiniz. İçinizdeki kükreyen aslan benim yönlendirmemle açığa çıkacak. Artık sizi kimse kullanamayacak. Ne sizi ne sevdiklerinizi. Yazılımı edindikten sonra benim gölgem altına gireceksiniz. Siz ve seçtiğiniz on kişi. Yakın dostunuz olur, aileniz olur, gönül bağı duyduğunuz birisi olur. Ben size kanat gereceğim, siz de onlara. Borcunuz varsa, derhal sıfırlayacağım. Askerlik sorununuz varsa sorun olmaktan çıkaracağım. Söylemiştim, hükümet adamları birer kukladır. Onların iplerini benim uzaktan ahbaplarım elinde tutuyor. Bu yüzden Türkiye’deki herhangi bir vatandaşın kaderi, kim olursa olsun, uzaktan da olsa benim manipülasyonlarım sonucunda yerin dibine geçip mahvolabilir veya umulmadık aydınlıklara ulaşabilir. Artık hayatta para derdiniz, geçim sıkıntınız kalmayacak. Sevdiklerinize vakit ayıracaksınız. Onların gözlerinin içine yüksek bir güvenle bakabileceksiniz. Hayata bir defa geliyorsunuz. Bunu doyasıya yaşamayı sonuna kadar hak eden çok özel gençlersiniz. Türk kanı özeldir. Artık silkinmenin vakti geldi. Bunda haklı çıkacağımı göreceksiniz.

Bu fırsat bir kimseye hayatında bir defa gelen bir fırsattır. Lotodan büyük ikramiye kazanmakla

bile örneklenmez. Çünkü lotodan para kazananlar bazen kendi hayatlarını mahveder. Normal durumlarından daha kötü duruma düşerler. Ben ama sizi parayla şımartmayacağım. Sizler benim evlatlarım, askerlerim olacaksınız. ABD’nin öldürülmesine göz yumduğu, bir kurbanlık gibi boğazı kesilen evladımın, Müjdat Ağabey’inizin intikamını sizinle alacağım. O intikam ne tatlı intikam olacaktır. İşte o güzel, kutlu gün geldiğinde dünya Türkün önünde saygıyla eğilecektir.

Genç dostum, siz isteseniz de istemesiz de benim listemdesiniz. Bana kendiniZİ tanıTan yazı

gönderenlerden bahsediyorum. Burada bahis gerçeklerinin çok azından söz ettim. Bahis dünyasının ve dünyadaki diğer pek çok şeyin gerçek yüzünü size aralıklarla seminer düzenleyerek ve sizi oraya davet ederek anlatacağım. Bu seminerler yurt dışında olacak. Gelmeyi arzu edenlerin tüm masrafları tarafımdan karşılanacak. Gerçekleri gözlerinizin ve dünya nimetlerini ayaklarınızın altına sereceğim. Türkiye’nin en varlıklı topluluğu arasında yer almaya hazır mısınız genç dostum?

Page 15: Ferit Asım Poyrazer

NASIL BAŞVURACAKSINIZ?

O zaman vakit kaybetmeden bana kendinizi anlatan kısa bir yazı yazın. Çoğunuzun dedesi yaşındayım. Vaktimi fazla almayın. 300 – 400 kelime karalasanız yeterli. Yazdıklarınız içime dokunursa size dönüş yapmam, sizi hemen seçmem ve ilk 50’ye almam sadece birkaç saat dahi sürebilir. Ama bana kendisini anlatan bir şeyler yazanlara en geç bir hafta içinde dönüş yapacağıma söz veriyorum. Eğer ilk 50 kişi arasında yer alacak olursanız sizi çok kısa sürede rüya gibi, masal gibi bir hayata kavuşturacağım. Bu yazdıklarımı en az üç defa okuyun genç dostum.

Not: Bu yazıda anlattıklarıma inanmayalarlar olacaktır. İnsanlar dilediklerine inanıp inanmamakta özgürdür. Ben inançlı gençlerle değiştireceğim dünyayı. Yeni Türkiye inançlı gençlerin ellerinde yükselecektir. Bu metin bu işe gerçekten girecek olanların kaderinde yazılıdır. Bu inançtayım. Diğerleri bunu dikkate almayarak turnusol kağıdı gibi renklerini belli edip eleneceklerdir. Özgeçmiş yollamayan kimseye cevap vermeyeceğim.

YAZILIMIN MALİYETİ NEDİR?

Yazılımımın maliyeti, üretimde her bir kopya için cebimden çıkan para 2447 dolar tam olarak. Ben siz seçili gençlerden bu maliyeti karşılamanızı istiyorum. Çünkü bana gerçekten inanmış bir insan, piyasada 250.000, yani çeyrek milyon Amerikan doları olan böyle bir yazılım için 50.000 lira istesem de verir. Ancak ben sadece yazılım ücretini istiyorum. Çünkü prensiplerimden birisi de, birine hayatını değiştirecek bir fırsat dahi sunsan, asla maddi olarak zarar etmemektir. Para kazanmanın yolu budur. Ancak umutsuzluğa kapılma sevgili genç dostum, çünkü sizden 5000 liradan fazla tutan bu paranın hepsini istemeyeceğim. Çünkü birlikte yola çıkmak için karakterlerini yeterli bulduğum gençlerin birçoğu canı gönülden isteseler de 5000 lira veremezler. O yüzden, sizden sadece 2500 lira başlangıç parası istiyorum. 2500 Türk lirası. Bu parayı istememin tek nedeni de bana inanıp inanmadığınızı ölçmemdir. Ömrüm para peşinde geçtiği için konu para olmadan kimsenin inancını değerlendiremiyorum ne yazık ki. Çünkü başlarda çok kandırıldım. Belki hayatım boyunca toplasam 500 milyon dolar ederinde para kaptırmışımdır, hem de çok değer verdiğim, benim soframa oturmuş, çocukları çocuklarımla birlikte büyümüş insanlara.

Benim paraya ihtiyacım yok. Ancak sizin paraya çok ihtiyacınız var. Arabası olan bir gencin bile paraya çok ihtiyacı vardır. Çünkü insanın milyonlarca, yani eski parayla trilyonlarca parası olmadan bu dünyada, bu çağda özgür olamaz. Siz bu parayı bana ödemeyeceksiniz. Nasıl ben sizleri, siz altın gibi pırıl pırıl gençleri bulduysam, eşim Fulya Hanım da yardıma muhtaç, çocukları hasta olan ve tedavi masrafları karşılanamazsa ölecek olan aileler buldu. Hatta bazıları 17 - 18 yaşında çocuk sahibi olmuşlar.

Birlikte çalışacağım 50 kişi seçeceğim. Şimdilik 50 kişiye ihtiyacım var. Her gün yüzlerce mail alıyorum, başvuru alıyorum ancak birçoğunu gelecek vaat eden karakterde bulamıyorum. Bu 50 kişinin küçük bir kısmını seçtim. Eğer siz benimle çalışacaksanız, bana inanmışsanız, size eşimin oluşturduğu listedeki ailelerden birinin banka hesabını vereceğim. Onlara 2500 lira göndereceksiniz. O zaman sizi bana inanmış sayacağım. Hem de bu 50 kişi böyle yaparak, bu yola büyük bir iyilik yaparak başlamış olacaklar.

Parayı onlara gönderdikten sonra dekontun fotoğrafını çekip veya onu taratıp bana maille göndereceksiniz genç dostum. Ben de o zaman size özel üretim bir tablet bilgisayar göndereceğim İstanbul'a. Yazılım bu bilgisayara yüklenmiş olacak. Bu bilgisayar başka bir amaçla kullanılamayan özelliklere sahiptir. Yazılım, siz bana dekontu ulaştırdıktan sonra bir hafta içerisinde İstanbul'a varmış olacak. Bu 50 gencin her biri için birer eğitmen ayarladım. O kimselere yazılımımla ilgili eğitim ve sertifika verdim. Her birinizin bir tane eğitmeni olacak. Yazılım Türkiye'ye ulaştığında sizin için özel görevde olan eğitmenle iletişim kuracaksınız genç dostum. Ya benim adıma size uçak bileti ve otel rezervasyonu ayarlayıp sizi İstanbul'da ağırlayacak, ya da kendisi kalkıp yanınıza gelecek ve size bilgisayarı teslim edip eğitimini verecek.

Page 16: Ferit Asım Poyrazer

Yazılımı öğrenmeniz yalnızca iki gün sürecektir. Ondan sonra para kazanmaya başlayacaksınız. Size benim temasta olduğum yabancı bahis bürolarının birinde hesap açılacak. Buraya siz para yatırmayacaksınız. Benim kredimden hesabınıza 10.000 dolar yatırılacak. Bu parayı çekemeyeceksiniz. Ancak bu para ve yazılım size her ay 3000 - 5000 dolar arasında kâr sağlayacak ve bu para bana vereceğiniz hesaba aklanmış olarak, benim bahisle alakalı olmayan paravan şirketlerimden birisine faturalandırılarak ve güncel kurdan Türk lirasına çevrilerek size ulaşacak. Para kazanmaya başladığınızda yazılımın ödemediğiniz 2500 lirasını da taksit taksit yine size en başta verilen hasta çocuklu ailelere yollayacaksınız.

24 AY SONRA MİLYONER OLACAKSINIZ

Eğer 50 kişiden birisi siz olursanız 3000 dolar parayla başlayacaksınız. Ve her altı ayda bir kazandığınız para ikiye katlanacak. Çünkü fakir bir insana loto çıkarsa, altı ay sonra bu coşkun duygudan sıyrılır ve paraya alışır. Çağdaş psikoloji böyle diyor. Benim her adımım matematiksel ve psikolojik olarak ayarlanmıştır. Bundan şüpheniz olmanız. Sizi büyük paralara yavaş yavaş alıştıracağım. Önce 3000, altı ay sonra 6000, altı ay sonra 12000, altı ay sonra 24000 dolar aylık net kazanç şeklinde. Bir anda ne buldum delisi olmayacak, aksine paranın artışından ve yükselen hayat şartlarından dersler çıkaracaksınız.

Şöyle gelişecek:

Öyle bir girişim yaptığınızı düşünün ki size ayda 3000 dolar kazandırsın. Kazancınız her 6 ayda bir ikiye katlansın. 24. aydan, yani 2. senenizden itibaren aylık kazancınız 48.000 dolar olsun. Yani yıllık 1 milyon Türk lirasından fazla. Bu fırsat ayağınıza geldi.

0 - 6 ay - 3000 dolar

6 - 12 ay - 6000 dolar

12 - 18 ay - 12000 dolar

18 - 24 ay - 24000 dolar

24 - 30 ay - 48.000 dolar (Bu da yıllık olarak 1 milyon Türk lirasından fazla kazanmanız anlamındadır.)

On sene içerisinde de aranızdan dolar milyarderleri çıkacak. Bahis, yatırım alanlarından

yalnızca birisi, daha pek çok alan var ve benim bu alanlarda bağlantılarım, nüfuzum, onlar için geliştirdiğim alt yazılımlar mevcut. Bahis konusunu Türk gençleri İddaa denen kan emici kuruma para kaptırdıkları ve futbol konusuyla onları kendi amaçlarım üzerine düşünmeye sevk edebileceğim için seçmiştim.

SİZİNLE DÜZENLİ ARALIKLARLA BULUŞUP SIRLAR VERECEĞİM

Ben de her altı ayda bir Türkiye'ye gelip veya sizleri benim yanıma çağırıp paneller düzenleyeceğim. Toplantılarımız olacak bu sıklıkta. Hedefleri o zaman daha net göreceksiniz. Ancak ilk üç sene, her biriniz güzel para sahibi olmaya tam alışana kadar sizden hiçbir şey istemeyeceğim. Ondan sonra faaliyete başlayacağız. Türkiye'ye dünyada en iyi olan ne varsa onu getireceğiz. En önce de teknoloji. Kendi telefonlarımızı üreteceğiz, kendi uçaklarımızı, Hollywood kadar büyük bir sinema pazarımız olacak ve dünya kültürünü onlar değil biz şekillendireceğiz. Ve özelleştirilen, başkasına peşkeş çektirilen ne varsa bir bir geri alacağız ve hazinemize katacağız. Hükümetleri biz kuracağız. Biz finanse edip düzenleyeceğiz. Bizim ideallerimize, Türk kimliğine ve İslam inancına bağlı, ama modern, kültürlü, çok dil bilen yeni kuşaklar yetiştireceğiz. Benim göremeyeceğim bir gelecekte, sizin çocuklarınız ve torunlarınız dünyadaki hemen hemen bütün sektörlerde söz sahibi insanlar olacak. En önemlisi de Türk dilini dünya dili yapacağız.

BANA KATILMAK İSTİYOR MUSUNUZ?

Page 17: Ferit Asım Poyrazer

Bana katılmak istiyor musunuz genç dostum? Bana, ideallerime inanıyorsanız ve bu

yapılanma içinde kendinize inanıyorsanız, kendi yapacaklarına 2500 lira bulun genç dostum. Bazı gençler gerçekten de 1000 lira bile veremeyecek durumda oluyorlar. İşte burada kader devreye giriyor. Demek ki onlar henüz hazır değil. Demiştim 50 kişiyle başlayan bu ana ekip, bu kemik takım, bu tabur 1000 kişiye kadar çıkacak. Şimdi 1000 lira veremeyenler, bir buçuk - iki sene sonra ikinci 50 kişiyi seçtiğimde aramıza katılacaklar. Veya o kazan da müsait olmazlarsa, daha sonra.

İLK 50 ASKERİMDEN BİRİSİ OLMAYA HAZIR MISINIZ?

Eğer hazırsanız yardım edilecek ilk 50 hasta yakınından birisinin hesabını vereceğim size.

Ben kadere inanan birisiyim. Eğer sizi seçersem, belki de ücreti karşılayamayacaksınız. İnsanın kaderinde bir ay önce bir otomobil almak vardır, buna para bulur bir şekilde ama bir ay sonra müthiş bir fırsat için para bulamayabilir. Hayat böyledir. Ben mesela Türk lirası karşılığı olarak ilk milyonumu kazanmak için 9 sene beklemek zorunda kaldım. Ancak şimdi, servete giden kısa yolu bildiğim için, bunu gençlere sunarak, onlara ilk milyonlarını sadece 24 ay sonra kazandıracağım ve bu devamlı sürecek, bir sene kazanıp sonra kazanmamak diye bir şey yok. Dünyada futbol oynandıkça, futbol denen aldatmacalı spora insanlar kanmaya devam ettikçe bu kazanç kapısı hep olacaktır.

Eğer sizi bu portföye şimdi seçmez isem bu, fırsatı sonsuza dek kaçırdığınız anlamına gelmiyor. Ben bir buçuk – iki senede bir katlamalı olarak portföyümü genişleceğim. 1000 kişi olana dek. Şimdilik 50 kişi, iki sene sonra 50 kişi daha, dört sene sonra 100 daha, altı sene sonra 200, sekiz sene sonra 400 kişi daha alacağım ve onuncu senede 200 kişi daha alarak portföy tamamlanacak. bu 1000 insan insanlar, onlara öğrettiklerimden yola çıkarak geleceğin Türkiye’sini kuracaklar. Ömrüm yeterse ben de görebileceğim o günleri.

BAŞVURU KRİTERLERİ ÇOK ÖNEMLİ

Başvurunuz en az 300 kelime olmalı. Kendisinden ve hayallerinden daha kısa bahsedenleri

değerlendirmeye almayacağım. Bana inanmış olan siz genç dostum, şartlarımı yerine getireceksinizdir. Sırf para kazanmak uğruna bu işe girmek isteyen, karakteri henüz oturmamız, kendisini tanımayan insanlar da olacaktır. Bu başvuru metinleri sayesinde onları ayıklayacağım. Çünkü eminim ki birçok kişi hemen atılıp eksik başvurularla ulaşacaktır bana. O yüzden bu metni defalarca okumanızı istiyorum başvurmadan önce. Ben sorulabilecek her şeyi yanıtladım bu yazımda. Bana inananlarla iş yapacağım yalnızca. Kimseyi bu yazıdan başka şeyler yazarak, ikna etmeye çalışmayacağım. Bunca yazdığım şeyden sonra hâlâ bana inanmıyorsa bir kişi, zaten kendisiyle çalışabileceğim, aradığım türde bir genç değildir o. Bir misal verelim. İkinci Dünya Savaşı başladan bir sene önceye gitseniz bir şekilde. Ölecek olan milyonlarca Yahudinin evlerine tek tek gitseniz ve dünyanın başka bir yerine taşınmaları için onları ikna etmeye çalışsanız, başlarına gelecekleri söyleseniz. Ne olur biliyor musunuz? Sizi çıldırmış olmakla suçlar, evlerinden kovarlar. Yalnızca küçük bir azınlık size inanır. Onlar eğer durumları varsa, kaçıp kendilerini kurtarırlar. Durumları yoksa da kaynak yaratırlar. Kimse sevdikleri incinsin, kendi başına kötü şey gelsin demez. Ve siz durup izlersiniz gelişmeleri. Sizi evinden kovan milyonlarca insan esir kamplarında öleceği günü bekler ve o ana dek hep sizi düşünerek gözyaşı döker inançsızlığı için.

NASIL BİR YAZI KALEME ALACAKSINIZ?

EN AZ 300 KELİME. VE ŞUNLARA CEVAP VERECEK O YAZI: 1) SİZ KİMSİNİZ? 2) NASIL

BİR HAYAT YAŞIYORSUNUZ BUGÜNLERDE? 3) BÜYÜK PARALAR KAZANMAYA BAŞLADIĞINIZDA TAVRINIZ NASIL OLACAK? KİŞİLİĞİNİZ SİZCE ETKİLENİR Mİ BUNDAN? 4) PARALI BİR İNSAN OLDUĞUNUZDA ÇEVRENİZDEKİ İNSANLARIN HAYATINA NE GİBİ ARTI DEĞERLER KATACAKSINIZ?

EKSİK BAŞVURULAR KESİNLİKLE DEĞERLENDİRMEYE ALINMAYACAKTIR!

Başvurunuzu mail adresime gönderiniz:

[email protected]