gemİ ve aÇikdenİz yapilari160.75.46.2/staff/okanb/dersler/ders_notlari_den431e.pdf · 1 1. gemİ...
TRANSCRIPT
![Page 1: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/1.jpg)
1
1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA
BOYUNA MUKAVEMET
1.1 Problemin modellenmesi
Statik yükleme durumunda boyuna mukavemet problemi gemi veya açıkdeniz
yapısını bir kiriş gibi kabul ederek yapıya etki eden statik yüklerin sözkonusu yapı
boyunca yarattığı kesit tesirlerinin (kesme kuvveti ve eğilme momenti dağılımları)
hesaplanması, bu kesit tesirlerine dayanabilecek kesitin belirlenmesi ve belirlenen
kesitler kullanıldığında yapı boyunca ortaya çıkacak deformasyonların saptanması
olarak tanımlanabilir. Daha evvelce de değinildiği gibi gemilerin ve açıkdeniz
yapılarının deniz ortamında maruz kaldığı zorlamalar nadiren statik olurlar. Ancak
sakin suda veya çok uzun periyotlu dalgalarda yapının hareketleri çok yavaş olup da
ortaya çıkan dinamik yükler ihmal edilebilecek düzeyde kaldığından yüklemeler statik
varsayılabilirler. Bu nedenle gemilerin ve açıkdeniz yapılarının boyuna mukavemetini
ele alırkan yüklerin sadece statik olduğu halleri de göz önüne almakta da yarar vardır.
Gemi veya açıkdeniz yapısına etki eden statik yükler bileşenlerini şöyle sınıflamak
uygun olur.
Geminin veya açıkdeniz yapısının ağırlığı: Bu yük bileşeni çıplak tekne, ana
ve yardımcı makinalar, taşınan yükler veya balasttan oluşur. Bu bileşen daima
mevcuttur ve konstrüksiyon resmi verildiğinde belirlenmiş olur. Tasarımın ilk
safhalarında konstrüksiyon resmi tam belirlenmemişken ampirik yollardan
hesap yapılır.
Geminin veya açıkdeniz yapısının sephiyesi: Geminin veya açıkdeniz
yapısının formunun belli olması ile hidrostatik hesaplardan sephiye belli olur.
Bu da ağırlık gibi her zaman mevcut olan bir yüktür.
Nokta yükler: Bu yükler denize indirme veya karaya oturma sırasında oluşan
yüklerdir ve ancak bu tür problemleri incelemek için göz önüne alınır.
Termal Yükler: Özellikle arktik ve antarktik civarında buzulların olduğu
yerlerde seyreden gemiler deniz suyunun soğukluğu nedeni ile gerilmelere
maruz kalırlar. Bu yükler pratik açısından önemsiz varsayıldığı için bu dersin
kapsamında ihmal edileceklerdir.
1.1.1 Kesit Tesirlerinin Hesaplanması
Herhangi bir geminin veya bir açıkdeniz yapısının denizde denge halinde yüzerken
ağırlık dağılımının w(x) sephiye dağılımının da b(x) olarak bilindiğini varsayalım.
Yapının denge halinde olabilmesi için ağırlığı ve sephiyesi ve bunların sabit bir
noktaya göre momentleri birbirlerine eşit olmalıdır. Yani
![Page 2: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/2.jpg)
2
L
0o
L
0o
L
0
L
0
dx)x(b)xx(dx)x(w)xx(
dx)x(bdx)x(w
(1.1)
Birinci denklem ağırlığın sephiyeye eşit olduğunu ikinci koşul da ağırlık ile
sephiyenin bir xo noktasına göre alınmış momentlerini gösterir. Eğer bu koşullar
sağlanmıyorsa yapı dengede değildir ve dengeye gelene kadar draft ve trimi değişir.
Burada verilen w(x) ağırlık ve b(x) sephiye dağılımlarının (1.1) koşullarını sağladığını
ve yapının denizde denge halinde olduğunu varsayıyoruz. Ancak bu koşullar ağırlık
ve sephiye dağlımları arasında yerel olarak eşitliği garanti etmezler. Bu durumda da
gemi veya açıkdeniz yapısı boyunca dengelenmemiş bir yük dağılımı ortaya çıkar ve
yapıda kesme kuvvetleri ve eğilme momentleri yaratırlar. Ortaya çıkan durumu
mukavemet açısından incelemek için göz önüne aldığımız yapıyı idealleştirip sephiye
ile ağırlık etkisindeki bir kiriş olarak modelleriz (Şekil 1.1).
Şekil 1.1: Bir gemiye etki eden statik kuvvetler ve bunların bir kesitte yarattıkları
tesirler
Problemin ilk aşaması gemi boyunca dengelenmemiş kuvvet q(x) dağılımını
hesaplamaktır. Bu geminin w(x) ağırlığı ile b(x) sephiyesi arasındaki farklılıktır ve
q(x) = b(x) – w(x) (1.2)
şeklinde hesaplanır. Gemi veya açıkdeniz yapısı boyunca dengelenmemiş kuvvet
q(x)in yapının herhangi bir kesitinde yaratacağı Q(x) kesme kuvvetini ve M(x) eğilme
momentini kesitteki bu tepkiler ile kesite kadar olan yüklerin dengede olması
koşulundan tayin ederiz. Düşey doğrultuda kuvvetlerin dengede olması gerektiği göz
önüne alınırsa
x
0
x
0
d)(qd)(w)(b)x(Q (1.3)
elde edilir. Bu bize yapının herhangi bir kesitindeki kesme kuvvetinin yapıya etki
eden dengelenmemiş kuvvetlerin yapı boyunca söz konusu kesite kadar
integrasyonuna eşit olacacağını belirtmektedir. İkinci olarak yapıya etki eden
kuvvetlerin sabit bir noktaya göre momentlerinin de dengede olması gerekeceğinden
x
0
x
0
d)(q)x(xQd)(w)(b)x(xQ)x(M
elde ederiz. Yukarıdaki denklemde integrali kısmi entegrasyonla integre edip (1.3)
denkleminden de yararlamırsak kesitteki eğilme momentini
![Page 3: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/3.jpg)
3
x
0
d)(Q)x(M (1.4)
Şekil 1.2: Gemiye etki eden dış kuvvetlerin yarattığı kesit tesirleri
olarak elde ederiz. Bu denklemden de herhangi bir kesitteki eğilme momentinin
yapıya etki etmekte olan kesme kuvvetinin söz konusu kesite kadar integrasyonuna
eşit olacağı gözükmektedir. Ağırlık dağılımı ve formu, dolayısı ile sephiye dağılımı,
belirli olan herhangi bir geminin veya açıkdeniz yapısının kesit tesirleri (1.3) ve (1.4)
integrasyonlarından elde edilir ve gemi boyunca çizilir (Şekil 1.2). Sonuçlar genel
olarak yapının sakin suda dalga tepesinde veya dalga çukurunda olmasına bağlı olarak
belirli karakteristikler gösterir. Kesit tesirleri belli olduktan sonra geminin veya
açıkdeniz yapısının kesitlerinin yeterli mukavemete sahip olup olmadığı belirlenebilir.
1.1.2 Kesit Performansının Değerlendirilmesi
Boyuna mukavemet hesaplarında geminin veya açıkdeniz yapısının bir kiriş gibi
davrandığı varsayılarak kesitlerini gelen zorlamalara dayanabilecek şekilde belirlemek
amaçlanır. Genel mukavemet derslerinden hatırlanacağı gibi böyle bir yapıda göz
önüne aldığımız zorlamalar sonucu kesmeli eğilme hali ortaya çıkar. Ancak kirişlerin
derinliğinin boya göre çok küçük olduğu hallerde kesme etkisinin tamamen önemsiz
olduğuna ilişkin bir hayli teorik ve deneysel gözlemler olduğundan dikkatli olmak
kaydıyla basit eğilme teorisini uygulayabiliriz. Şimdi incelediğimiz yapının basit
eğilme sonrası elemanter bir parçasını göz önüne alalım (Şekil 1.3).
Şekil 1.3: Basit eğilmeye maruz kalan bir açıkdeniz yapısına ait kesit
![Page 4: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/4.jpg)
4
Kesitin tarafsız ekseninden y kadar uzaklıktaki bir noktadaki genlemeyi
R
y
Rd
Rdd)yR(
şeklinde elde ederiz. Bu ilişkiden açıkça görüleceği gibi genleme kesitin yüksekliği
boyunca doğrusal olarak değişmektedir. Buradan gerilme ile genleme arasındaki
oranın sabit ve orantı sabitinin Young modülü olduğunu hatırlarsak gerilmenin de
kesit yüksekliğince doğrusal değişeceği ve bunu
R
EyE (1.5)
olarak ifade edebileceğimiz açıkça gözükür. Herhangi bir kesiti göz önüne
aldığımızda bu kesitte normal kuvvet olmadığı için kesit üzerinde normal gerilmelerin
integralinin sıfır olması gerekir ve
0ydSR
EdS
SS
bulunur. Yani tarafsız eksen kesitin alan merkezinden geçmek zorundadır. Öte yandan
kesite etki eden eğilme momenti gerilmelerin tarafsız eksene göre momentlerinin kesit
üzerinde integrasyonuna eşit olacağı için
R
EIdSy
R
EdSyM
S
2
S
(1.6)
bulunur. Burada (1.5) denkleminden yararlanır ve kesit mukavemet modülünü W = I
/ym olarak tanımlarsak herhangi bir kesitteki maksimum gerilmeyi
W
M
I
Mym (1.7)
olarak hesaplarız. Burada ym kesitin tarafsız eksenden en uzak noktasını
göstermektedir ve kesitin yeterli mukavemete sahip olabilmesi için maksimum
gerilme m kullanılan malzemenin emniyet gerilmesi em’den daha küçük olması
gerekir.
1.1.3 Kesit Atalet Momentinin Hesabı
Kesit mukavemet modülünün hesaplanabilmesi için kesitin tarafsız eksenini
belirlemek ve bu eksene göre atalet momentini hesaplamayı gerektirir. Herhangi bir
gemi veya açıkdeniz yapısının kesiti çok sayıda konstrüksiyon elemanını içeren
oldukça karmaşık bir geometriye sahiptir. Bu denli karmaşık geometriler için tarafsız
ekseni veya kesit atalet momentini yukarıda belirtilen analitik yollardan hesaplamak
olanaksızdır. Bu nedenle hesapları yaparken kesiti oluşturan elemanların her biri için
hesaplar ayrı ayrı yapılır ve kesit için değerler bunların toplanması ile elde edilir. İlk
olarak tarafsız eksenin yerini hesaplamak gerekir. Bunun için de bir referans ekseni
seçmek gerekir. Örneğin herhangi bir kesit için referans ekseni taban hattı olarak
seçilsin ve kesiti oluşturan N elemanın alanları An ve alan merkezlerinin taban hattına
olan uzaklıkları yn biliniyor olsun. Bu durumda kesite ait tarafsız eksenin referans
ekseni olarak seçilen taban hattına mesafesi y
N
1nn
N
1nnn
A
Ayy (1.8)
şeklinde hesaplanır. Tarafsız eksen bu şekilde hesaplandıktan sonra elemanların
tarafsız eksene göre kesit atalet momentlerini hesaplamak ve bunları toplamak
gerekir. Burada dikkat edilecek husus her bir eleman için bir kendi tarafsız eksenine
![Page 5: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/5.jpg)
5
bir de kesitin tarafsız eksenine göre iki atalet momenti vardır ve bunlar birbirinden
farklıdır. Eğer bir kesitin kendi tarafsız eksenine göre atalet momenti n
I olarak
biliniyorsa bu elemanın alan merkezinin taban hattına mesafesinin yn olduğu
hatırlanarak kesit tarafsız eksenine göre atalet momenti In
n
2
nnnA)yy(II (1.9)
şeklinde hesaplanır. Kesitin tarafsız eksene göre atalet momenti de bütün elemanların
tarafsız eksene göre bu şekilde hesaplanmış atalet momentlerinin toplamıdır.
1.1.4 Gemi veya Açıkdeniz Yapılarında Sehimlerin Hesabı
Kesit tesirleri belli olduktan sonra kesit tesirlerini kullanarak gemide meydana gelen
sehimleri (Deformasyon) de hesaplayabiliriz. Yukarıdaki (1.6)’daki R değerinin
eğrilik yarıçapı olduğu ve eğrilik yarıçapı ile yapının deformasyonu arasındaki
ilişkinin
2/321R
1
olduğu göz önüne alınırsa yapıda meydana gelecek sehimleri
)x(EI
)x(M)x( (1.10)
denklemini integre ederek hesaplayabiliriz. Sehimin ikinci türevi belli olduğuna göre
iki kere integrasyonla sehimi hesaplayabiliriz. İlk integrasyon sonucunda
Ad)(M)(iEI
1)x(
x
0
elde edilir. Burada
EI
)x(M)x(i)x(
)x(i
I)x(I
tariflerini kullandığımızı ve
I değerinin karakteristik bir kesitin atalet momenti
olduğunu belirtmekte yarar vardır. İntegrasyonu ikinci defa yaparsak
BAxdd)(M)(iEI
1)x(
x
0 0
olur. Burada A ve B integrasyon sabitleri olup x = 0 ve x = L noktalarında çökme
olmadığını varsayarak tayin edilir. Bu koşullar altında
0Bdd)(M)(iEI
1A
L
0 0
olacağı açıkça gözükmektedir. Böylece herhangi bir geminin veya açıkdeniz yapısının
belli bir eğilme momentine maruz kaldığında uğrayacağı deformasyonu
L
0 0
x
0 0
dd)(M)(iEI
xdd)(M)(i
EI
1)x( (1.11)
denkleminden elde ederiz. Bu integrasyonları uyguladığımızda elde edilen sehim
eğrisi Şekil 1.4’de verilmektedir.
1.2 Gemi veya Açıkdeniz Yapıları İçin Ağırlık Hesabı
Gemi veya açıkdeniz yapılarında ortaya çıkan kesit tesirlerini hesaplayabilmek için
öncelikle yapının ağırlık ve sephiye dağılımının bilinmesi gerekmektedir. Bu bölümde
göz önüne aldığımız yapının ağırlık dağılımının belirlenmesini ele alacağız. Ağırlık
dağılımının hesabını yaparken ağırlıkları iki gurupta ele almakta yarar vardır.
![Page 6: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/6.jpg)
6
Şekil 1.4: Gemi ve açıkdeniz yapılarında moment dağılımı ve sehim arasındaki ilişki
Bu iki grup çıplak gemiye ait ağırlık (lightship) ve taşınan ağırlık (deadweight) olarak
ele alınır ve her biri kendi içinde gruplanabilir. Bunlardan çıplak gemiye ait ağırlıklar
Çelik tekne ağırlığı
Makine ağırlığı
Donanım ağırlığı
Yardımcı makina ağırlığı
Yakıt ağırlığı
Yağlama yağı ağırlığı
Tatlı su ağırlığı
Mürettebat ağırlığı (Gıda vs. Gibi ihtiyaçları dahil)
olarak sınıflanabilirler. Bu ağırlıkların her tasarım tamamlandığında belli olur ancak
ön dizayn safhasında daha ziyade yaklaşık ampirik formüller kullanılır. Burada
formüllerden bazılarını ele alacağız.
1.2.1 Çelik Tekne Ağırlığı (Ws)
Çelik konstrüksiyon ağırlığı aslında sürekli bir dağılım değildir. Örneğin gemi veya
açıkdeniz yapılarında sızdırmazlığı temin eden perdeler ve derin kemere, derin posta
gibi çok daha kısa mesafelere isabet eden ana taşıyıcı elemanlar vardır. Bu tip
elemanların tek bir eleman için ağırlıkları oldukça büyüktür ve gemi boyu göz önüne
alındığında noktasal yüklermiş gibi düşünülebilir. Ancak bu yükler toplam yükle
kıyaslandığında çok küçük olduklarından ortaya çıkacak süreksizlik çok önemsiz
olacakdır. Bu durumda gemi veya açıkdeniz yapısı, konstrüksiyonu ve yükleme
koşulları belli olduğu takdirde, boyu doğrultusunda olukça sık aralıklara bölünür. Her
aralıktaki çelik konstrüksiyon elemanlarının toplam ağırlığı hesaplanarak o aralığa
düzgün olarak yayılır. Böylece bütün aralıklarda çelik ağırlığı dağılımı
hesaplandığında yapının çelik ağırlığı dağılımı belirlenmiş olur.
Şekil 1.5: Gemilerde çelik tekne ağırlığının dağılımı için amprik yaklaşım
Bu tür bir ağırlık hesabı için geminin veya açıkdeniz yapısının tasarımı tamamen
belirlenmiş olması gerekmektedir. Her zaman bu kadar ayrıntılı bilgi olmayabilir.
Örneğin ön dizayn safhasında geminin boyuna mukavemetini hesaplamak gerekebilir.
Böyle hallerde çelik konstrüksiyon ağırlığı
![Page 7: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/7.jpg)
7
HBLN12H
L025.01Nlog026.021.0C
L
Ww
L
l
L
l4.017.0C
3
21NCW
s
s
s
21
Bss
formülünden ampirik olarak belirlenir ve dağılımı blok katsayısına bağlı olarak
değişen bir poligon olarak verilir (Şekil 1.5). Burada l1 bordodan bordoya uzanan l2 de
bordodan bordoya uzanmayan üst bina uzunluklarının toplamını belirtmektedir.
1.2.2 Makine Ağırlığı (WM)
Bu sistemde ana makine ağırlığı da makinenin yerleştirildiği bölgede düzgün yayılı
yük olarak göz önüne alınır. Kullanılacak makinenin ayrıntıları imalatçı firma
tarafından verilmişse bu ağırlık makinenin yerleştirildiği yere uygulamak gerekir.
Genellikle bu tür ayrıntılar çok nadir olarak vardır. Böyle hallerde kullanılacak
makinenin ağırlığı, makine imalatçısının web sitesinden alınır veya gücü ve devir
sayısına bağlı olarak,
M
MM
84.0
M
Ww
N
P12W
l
ampirik formülleri yardımıyla bulunup yerine düzgün yayılı yük olarak dağıtılır. Bu
formülde P kW olarak makina gücü, N makinenin dakikadaki devir sayısı ve lM
makinenin boyudur. Eğer makina gücü kesin olarak belirlenmemişse servis hızı Vo,
deplasmanı ve Lpp kaimeler arası boy cinsinden
o
pp
3
o
3/2
V
75L7.3
VP
ampirik formülü yardımıyla belirlenebilir. Eğer kullanılacak makinenin devir sayısı
belirlenmemişse düşük hızlı dizeller için N = 110, orta hızlı dizeller için N = 450 ve
yüksek hızlı dizeller için N = 850 alınabilir.
1.2.3 Donanım Ağırlığı (WO)
Donanım ağırlığı dendiğinde yükleme boşaltma sistemleri, güverte makinaları baş ve
kıç bodoslama ve dümen donanımları gibi elemanlar akla gelmektedir. Bu sistemlerin
dağılımı oldukça karmaşık olmakla birlikte baş ve kıç kasaralarla gemi vinçlerinin
taşıyıcı yapılarının bulunduğu bölgelere düzgün yayılı yük olarak dağıtmak uygun
olur. Donanım elemanlarının ayrıntıları imalatçı firma tarafından verilmişse bu
ağırlıklar kullanılır. Bu ayrıntıların belli olmadığı hallerde donanım ağırlığı gemi
boyutları ve tipine bağlı olarak
Konteyner050.0
kerTan045.0
oargK065.0
cl
WwHBLcW O
O
OO
3.08.03.1ppOO
ampirik formülleri yardımıyla hesaplanabilirler. Bu formülde lO dağıtımın yapıldığı
üst yapıların toplam boyudur.
1.2.4 Yardımcı Makine Ağırlığı (WA)
Bu sistemde yardımcı makinelerin ağırlığı da makine dairesinde düzgün yayılı yük
olarak göz önüne alınabilir. Kullanılacak makinelerin ayrıntıları imalatçı firma
![Page 8: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/8.jpg)
8
tarafından verilmişse bu ağırlıklar kullanılır. Bu ayrıntıların belli olmadığı hallerde
yardımcı makinelerin ağırlığı, gücüne bağlı olarak
Konteyner65.0
kerTan59.0
oargK56.0
cW
w3
P4cW A
A
AA
7.0
AAl
ampirik formülleri yardımıyla bulunup makine dairesine düzgün yayılı yük olarak
dağıtılır. Bu formülde P kW olarak ana makina gücü lA makina dairesi boyudur.
1.2.5 Yakıt, Yağlama Yağı ve Tatlı Su Ağırlıkları Dağılımı
Yakıt, yağlama yağı ve tatlı su gibi yükler yoğunluğu ve genel planda yerleri belli
olan sıvı yükler olduklarından bu yükleri aynen sıvı yüklerde olduğu gibi genel planda
belirtilen tankların bulundukları bölgelere dağıtırız. Boş gemi için yapılan hesaplar
sırasında bu ağırlıkları ve özellikle de yakıtı aldığımız miktar ve tanklar geminin
trimini asgariye indirecek şekilde seçilir. Ancak bütün bu ağırlıklar tankların tam dolu
olmasını sağlayacak şekilde dağıtılır.
1.2.6 Mürettebat Ağırlığı Dağılımı
Mürettebat ağırlığı belirtilmemiş ise ampirik olarak
c
c
ccPR
WwN29.0W
l
formülü yardımı ile belirlenir ve mürettebatın yaşam mahallinde olduğu göz önünde
tutularak yaşam mahallinin olduğu bölgeye düzgün olarak dağıtılır. Burada Nc
mürettebat sayısı olup lc de mürettebat mahallinin uzunluğudur.
Geminin taşımakta olduğu ağırlık da sabit olup iki gurupdan oluşur.
Yük ağırlığı
Ballast ağırlığı
1.2.7 Yük Ağırlığı Dağılımı
Yükler genellikle sadece gemilere uygulanır. Ancak FPSO tipi ürettiği petrolü bir süre
depolamak durumunda olan açıkdeniz yapıları için de yük dağılımının hesabı söz
konusudur. Genel veya konteyner türü yüklerin dağılımının nasıl olacağını, bu tür
yüklerin yoğunluklarındaki aşırı değişkenlik nedeniyle, kestirebilmek hemen hemen
olanaksızdır. Bu durumda her ambara kapasitesi kadar yükü düzgün yayılı yük olarak
dağıtılır. Ancak yoğunlukları belli olan ve tamamen konuldukları ambarın şeklini
aldıkları bilinen sıvı veya dökme yükler ambar kesit alanının yapının boyunca
değişimine ve yükün yoğunluğuna bağlı olarak dağıtılır. Burada çok önemli bir nokta,
özellikle maden cevheri gibi yoğunluğu yüksek olan yüklerde, ambarları tamamen
doldurup yük yoğunluğu nedeni ile ambar kapasitesini aşmamaya dikkat etmek
gerekir. Ayrıca tam dolu halde yük miktarı toplam deplasman ile çıplak gemiye ait
ağırlık arasındaki farktan belirlenir. Bu yükün dağılımı için ise yine geminin an az
trim yapmasını sağlamak hedeflenir. Ayrıca mukavemet açısından uygun bir dağılım
da sağlamak amacıyla her ambara mümkün olduğunca eşit yük dağıtarak net kuvveti
de asgaride tutmaya çalışmakta yarar vardır.
1.2.8 Ballast Dağılımı
Balast, yakıt, yağlama yağı ve tatlı su gibi yoğunluğu ve genel planda yerleri belli
olan sıvı yüklerdendir ve aynen sıvı yüklerde olduğu gibi genel planda belirtilen
![Page 9: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/9.jpg)
9
tankların bulundukları bölgelere dağıtırız. Burada da ballast dağılımını trimi asgariye
indirecek şekilde yapmak gerekmektedir.
1.3 Sephiyenin Hesabı
Gemi veya açıkdeniz yapısının sephiyenin hesabı o yapının deniz yüzeyi altında kalan
hacminin hesabı demektir. Dolayısı ile bu hesabı yapabilmek için iki temel bilgiye
gereksinim vardır. Bunlardan birincisi yapının boyunca kesit alanlarının değişimi
(Bon-Jean alan eğrileri) diğeri de deniz yüzeyinin tanımı. İlk olarak deniz yüzeyinin
ve Bon-Jean alan eğrilerinin bilindiğini varsayarak sephiye dağılımını hesaplayalım.
1.3.1 Sephiye Dağılımının Hesabı
Gemi veya açıkdeniz yapısına ait Bon-Jean alan eğrileri ve geminin yüzeyi
tanımlanmış olsun. Bu durumda gemi hidrostatiği dersinden hatırlanacağı gibi her
kesitte deniz yüzeyinin altında kalan alanın değerini kesite ait Bon-Jean eğrisinden
elde edebiliriz (Şekil 1.6a). Bu değerleri bütün kesitler için tekrarlayarak yapının
verilmiş deniz yüzeyinin altında kalan hacminin yapı boyunca değişimini gösteren
sephiye değişimini elde ederiz (Şekil 1.6b). Ancak burada sephiye dağılımını
hesaplarken deniz yüzeyinin gemiye göre konumunu bildiğimizi varsaydık. Gerçekte
bu bilgiye sahip değiliz ama geminin ağırlığını bildiğimiz ortalama draftı tespit
edebiliriz. Eğer deniz yüzeyinin simetri eksenini bu ortalama draftla çakışacak şekilde
seçecek olursak göz önüne aldığımız yapının hidrostatik dengede olacağını varsayarak
hesapları yapabiliriz. Ancak bu varsayım genelde doğru olmayıp kontrol edilmesi
gereklidir.
Şekil 1.6: Bon-Jean alan eğrilerini kullanarak sephiye dağılımının hesabı
Buradan integrasyon ile seçilen dalga altında kalan sephiyeyi ve sephiye merkezini şu
şekilde elde ederiz.
L
0o
B
L
0o
dx)x(xb1
xdx)x(b (1.12)
Geminin denge halinde yüzüyor olabilmesi için o sephiyesi Wo ağırlığına ve xB
sephiye merkezinin boyuna konumu da xG ağırlık merkezinin boyuna konumuna eşit
olması gerekir. Oysa genellikle bu koşullar sağlanmaz ve sephiye ile ağırlık arasında
![Page 10: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/10.jpg)
10
bir farklılık olur. Bu sonuçlar başlangıç değerleri olarak alınıp aradaki farklılık sıfıra
inene dek ortalama draftta ve trimde değişiklik yapılır. İlk düzeltme için paralel
batması ve ' trimi
m1
t
oBoG
WL
oo
M
xWx
gA
W
(1.13)
denklemlerinden hesaplanabilir. Burada m1
tM 1m trim yapma momenti olup
L
BM~L
GMM LoLom1
t
şeklinde hesaplanacağı hatırlanmalıdır. Burada GML ile BML arasındaki farkın küçük
olduğunu ve trim değişiminin yaklaşık olarak hesabının yeterli olacağını göz önünde
tutuyoruz. Ortalama su hattında bu düzeltmeler yapıldıktan sonra sephiye hesapları
tekrarlanır ve ağırlık ile sephiye arasındaki farklılık seçilen hata mertebesinin altına
indikten sonra sephiye dağılımı belli olmuş olur.
1.3.2 Deniz Yüzeyi ve Dalga Türleri
Sephiyenin belirlenebilmesi için öncelikle deniz yüzeyinin belirlenmesi gerekir. Deniz
yüzeyinin belirlenebilmesi için iki çevre koşulu göz önüne almak gerekir. Birinci hal
olarak sakin suda seyir hali ikinci hal ise dalgalı denizde seyir haline karşı gelir.
Ayrıca yapının dalgalı denizde karşılaşabileceği iki ekstrem hal vardır. Bunlardan
birincisi dalga tepesinin açıkdeniz yapısının ortasına geldiği ve gemideki
deformasyonların sarkma şekline ortaya çıktığı haldir. İkinci halde ise dalga çukuru
açıkdeniz yapısının ortasına gelir ve açıkdeniz yapısında deformasyon çökme şeklinde
olur. Gemi ve açıkdeniz yapılarında deniz yüzeyine bağlı olarak ortaya çıkan sephiye
dağılımları ve zorlanma türleri Şekil 1.7’de verilmektedir.
Şekil 1.7: Açıkdeniz yapılarında sarkma ve çökme halleri
Gemi ve açıkdeniz yapıları inşaatında genellikle iki türlü dalgadan söz etmek
mümkündür. En yaygın olarak kullanılan dalga türü sinusoidal dalga türüdür ve H
dalga yüksekliği ve dalga boyuna bağlı olarak
Lx0)x2
(Cos2
Hy
(1.14)
![Page 11: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/11.jpg)
11
şeklinde verilir. Burada faz farkı olup = için dalga tepesi açıkdeniz yapısının
ortasında = için de dalga çukuru açıkdeniz yapısının ortasında olur.
İkinci tür dalga ise trokoid dalga olup parametresi cinsinden dalga yüksekliğine ve
boyuna bağlı olarak şöyle verilir.
)(Cos2
HySin
2
H
2x
(1.15)
Burada da faz farkı olup = için dalga tepesi açıkdeniz yapısının ortasında =
için de dalga çukuru açıkdeniz yapısının ortasında olur. Trokoidal şekil itibari ile
gerçek dalgalara daha yakın olmakla birlikte denklemleri sağlamazlar. Oysa
sinusoidal dalgalar teorik denklemleri sağlarlar ve daha yüksek mertebe çözümleri
kullanıldıkça şekil itibari ile de gerçek dalgalara yaklaşırlar. Trokoid dalgalar ile
sinusoidal dalgalar arasındaki farklılık Şekil 1.8’de gösterilmiştir.
Şekil 1.8: Sarkma ve çökme hallerine karşı gelen trokoidal ve sinüsoidal dalgaların
kıyaslanması
Dalga yüzeylerinin belirlenebilmesi için dalga boyu ve dalga yüksekliği H
değerlerinin seçilmesi gerekir. Hesaplar sırasında dalga boyu gemi boyuna eşit almak
uygun görülmektedir. Gerçekten de eğer dalga boyu gemi boyuna nazaran çok uzun
olursa gemi boyunca değişim o kadar az olur ki bu sakin su halinden pek farklı olmaz.
Öte yandan dalga boyu gemi boyuna nazaran çok küçük olursa bu kez dalga gemi çok
fazla tekrarlandığı için sephiye dağılımı yine sakin su dağılımına doğru yaklaşır.
Burada dalga yüksekliklerinin dalga boylarına göre çok daha küçük olduklarından
dalga boyunun küçülmesi halinde dalga yükseklikleri iyice küçük hale geleceklerini
unutmamak gerekir. Her ne kadar en kritik dalga boyunun gemi boyu ile aynı olması
gerekmediği deneyimlerle sabit olsa dahi boyları gemi boyuna eşit dalgalar kritik
bölgeye yeteri kadar yakın olur.
Dalga yüksekliği için ise henüz tam olarak hangi değerin seçilmesi gerektiği tam
olarak belli değildir. Herşeyden önce H/ değerinin derin su kırılma limiti olan 1/14
![Page 12: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/12.jpg)
12
değerinden küçük olması gerekir. Bir süre bu değer H/ = 0.05 olarak kullanılmıştır.
Daha sonraları dalga boylarının artması ile dalgaların dikliklerinde bir azalma olduğu
gözlenmiş ve Lloyd Register tarafından dalga diklikleri için önceleri H/ = 1.1/0.5
şeklinde daha sonra da H/ = 1.1/0.7
şeklinde amprik formüller önermişlerdir. Bu
değişik dalga yüksekliklerinin dalga boyuna göre değişimleri Şekil 1.9’de
gösterilmiştir. Dalga yüksekliklerinde henüz evrensel bir değer üzerinde
uzlaşılamamıştır ve değişik klas müesseseleri farklı dalga yüksekliği tanımları
önermektedir. Bu ders kapsamında dalganın fribordu aşmamak ve kırılmamak kaydı
ile değerinin
3.075.3H
olarak seçilmesi en uygunudur.
Şekil 1.9: Değişik dalga yüksekliklerinin ve dalga dikliklerinin karşılaştırılması
1.4 Kesme kuvveti ve eğilme momentinde yaklaşık düzeltme:
Gemi veya açıkdeniz yapısı denizde serbestçe yüzdüğü için boyuna mukavemeti
açısından uç noktalarında herhangi bir iç zorlama taşımazlar. Yani uç noktalarında
gerek kesme kuvveti gerekse eğilme momenti sıfır olmak zorundadır. Her iki kesit
tesiri de integrasyon ile hesaplandığı için başlangıç noktasında hem kesme kuvvetini
hem de eğilme momentini keyfi olarak sıfır alabileceğimiz için bu noktada gerekli
koşulu doğrudan sağlamış oluruz. Ancak integrasyonun üst limiti olan diğer uç
noktasında kesme kuvveti de eğilme momenti de integrasyon sonucu olarak elde
edilir. Daha evvelce sephiye ve ağırlığı dengelerken yapılan yaklaşık hesaplar sonucu
kesme kuvveti ile eğilme momentinde bazı hatalar kaçınılmaz olur. Bu hataların
yanısıra sayısal integrasyon sırasında da hatalar yapılacağından geminin uç
noktalarında sıfırdan farklı kesme kuvvetleri ve eğilme momentleri ortaya çıkar. Bu
hataların mertebesi belirli bir değerin altında kalıyorsa bunları yaklaşık yöntemlerle
düzeltme olanağı vardır. Önce bu düzeltmeyi kesme kuvveti için verelim.
1.4.1 Kesme kuvvetinde yaklaşık düzeltme
Dengelenmemiş kuvvetin integrasyonu sonucu elde edilen Q(x) kesme kuvveti alt
limitte sıfır olarak başlamakla birlikte üst limitte sıfırdan farklı küçük bir Q değerine
![Page 13: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/13.jpg)
13
ulaşıyor olsun (Şekil 1.10). Eğer hata miktarı Q maksimum kesme kuvvetine oranla
%3’ün altında kalıyorsa bu hatayı yapı boyunca lineer olarak dağıtmak olanaklıdır.
max
Q03.0QQL
x)x(Q iken (1.16)
Eğer hata mertebesi Q maksimum kesme kuvvetinin %3’ünden daha büyük çıkıyor
ise bu ağırlık ile sephiye arasındaki dengeyi sağlarken yapılan hatanın kabul
edilemeyecek kadar büyük olduğunu gösterir ve tekrar (1.13) denklemlerine dönerek
dengelemeyi daha hassas yapmak gerekecektir.
Şekil 1.10: Kesme kuvveti ve eğilme momentindeki hata ve hatanın yapı boyunca
dağılımı
1.4.2 Eğilme Momentinde yaklaşık düzeltme
Kesme kuvvetinin hesabında ortaya çıkan hataya benzer bir hata eğilme momentinde
de ortaya çıkabilir (Şekil 1.10). İntegrasyon aralığının alt limitinde eğilme momenti
sıfır seçilmesine rağmen üst limitte sıfırdan farklı bir M moment değeri elde edilir.
Eğer bu üst limit değeri M hesaplanan maksimum moment değeri Mmax’ın
%6’sından küçük değer alıyorsa sonuçlara kesme kuvvetine uygulanana benzer
yaklaşık bir düzeltme uygulanabilir. Ancak bu düzeltme doğrudan lineer bir düzeltme
olmayıp sephiyeyi uygun şekilde değiştirerek uygularız. Sephiye eğrisi daha evvelce
de gördüğümüz gibi dalga çukuru için diğer iki halden farklı olduğu için bu halde
sephiye kaydırmasını uygularken daha farklı bir yol izleriz (Şekil 1.11).
Öncelikle dalga tepesinde veya sakin suda yüzmekte olan bir gemiyi veya açıkdeniz
yapısını göz önüne alalım. Hesaplanmış olan sephiye dağılımına uygun bir düzeltme
verecek e(x) kaydırmasını uyguladığımızı düşünelim. Burada e(x) herhangi bir x
noktasındaki kayma miktarı e de sephiye merkezinin kayma miktarı olsun. Bu sephiye
kaydırılması sonucunda ortaya çıkacak b(x) sephiye değişiminin birinci ve ikinci
integralleri Q’(x) ve M’(x) ek kesme kuvveti ve eğilme momenti oluşacaktır.
Yapılan sephiye kaydırmasının hataları ortadan kaldırabilmesi için bunların
değerlerinin üst limitde kesme kuvveti ve eğilme momenti hatalarına eşit ve ters
işaretli olmaları gerekir.
![Page 14: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/14.jpg)
14
Şekil 1.11: Dalga çukurunun veya dalga tepesinin ortada olması halinde sephiye
kaydırması
Yani
x
0
x
0
d)(Q)x(Md)(b)x(Q (1.17)
Bu denklemlerin yanısıra e << L (örneğin e = L/30) ise şu yaklaşımları yapabiliriz.
dx
)x(dbe)x(b
dx
)x(db
e
)x(b
)x(e
)x(b
Bu yaklaşımları yukarıdaki denklemlerde yerine koyarsak aşağıdaki sonuçları elde
edriz.
x
0o
d)(be)x(M)x(eb)x(QM
e (1.18)
Buradan açıkça gözükmektedirki momentte düzeltme yapmak için sephiyeyi
kaydırmaya gerek kalmamıştır ve düzeltme doğrudan uygulanabilir. Buradaki kesme
kuvveti düzeltmesinin ilk düzeltmeye ilave olduğunu ve bu düzeltmenin sephiye
kaydırmanın sonucu olduğunu belirtmek gerekir.
Yukarıda anlatılan uygulamayı dalga çukuruna uyarlamak olanaklı değildir zira dalga
çukuru halinde sephiye eğrisinde orta civarında bir çökme vardır ve bu nedenle
Q’(x) değişimi işaret değiştirir. Bu durumda dQ’(x) değişimi için q sonradan
belirlenmek üzere
)L
x2Cos1(q)x(Q
(1.19)
şeklinde yazabiliriz. Eğilme momentinin kesme kuvvetinin integrali olduğu göz önüne
alınırsa şu ifadeler bulunur.
x
0
d)L
2Cos1(
L
M)x(M)
L
x2Cos1(
L
M)x(Q
L
Mq
(1.20)
![Page 15: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/15.jpg)
15
Burada da sephiye eğrisi üzerinde herhangi bir düzeltmeye gerek kalmaksızın kesme
kuvveti ve eğilme momenti düzeltmelerini uygulayabiliriz.
1.5 Kayma gerilmelerinin kesit tesirlerine ve sehimlere etkisi
Gemilerde ve açıkdeniz yapılarında kesitlerin performansını incelerken gerçekte bu
yapıların kesmeli eğilmeye maruz kaldığını ancak kesit yüksekliklerinin boylarına
nispeten küçük olduğu için gemi ve açıkdeniz yapılarının boyuna mukavemetini basit
eğilme olarak ele almıştık. Eğilme sırasında da ortaya çıkan sehimin de sadece basit
eğilmeden kaynaklandığını düşünerek hesaplamıştık. Bu bölümde kayma
gerilmelerini göz önüne alıp bu gerilmelerin boyuna mukavemete etkilerini
inceleyeceğiz.
1.5.1 Kesitlerde Kayma Gerilmesinin Dağılımı
Herhangi bir kesitte kayma gerilmesini hesaplamak için en basit yol o kesitteki kesme
kuvvetini kesitin alanına bölmektir. Ancak bu yöntemle ortalama bir değer elde edilir
ve kesitte herhangi bir noktada bu ortalama değerin aşılması muhtemeldir. Özellikle
kesit derinliklerinin tamamen önemsiz olmayabileceği halleri göz önüne aldığımızı
düşünecek olursak kayma gerilmelerinin kesit içi değişimlerini biraz daha dikkatlice
incelemekte yarar vardır.
Şekil 1.12’deki kiriş parçasında x ile x+dx arasında, tarafsız eksenden y kadar
mesafedeki dy kalınlıklı tabakayı göz önüne alalım. Bu tabakaya basit eğilme
nedeniyle etki etmekte olan F kuvvetini tabaka kalınlığını b olarak kabul etmek
suretiyle
bdxdydx
dbdydbdydF
(1.21)
şeklinde yazabiliriz. Buradaki eğilme gerilmesi için (1.5) ve (1.6) denklemlerinden
yararlanarak kesit eğilme momenti cinsinden değerini yazarsak tabakaya etki eden
kuvvet
dxdyI
Qybdxdy
I
yb
dx
dMF
buluruz.
Şekil 1.12: Kesmeli eğilmeye maruz kalan bir kesitteki kesit tepkileri ve gerilmeleri
![Page 16: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/16.jpg)
16
Bu kuvvetleri elde ederken göz önüne aldığımız tabakanın kalınlığını ym üst sınırına
kadar kalınlaştıracak olursak bu kalın tabaka
mm y
y
y
y
ybdydxI
Qybdydx
I
QF M
M
gibi bir dengelenmemiş kuvvete maruz kalacaktır. Kesitin bu iç kuvvetler etkisinde
dengede kalabilmesi için AB düzleminde bir iç kuvvetle dengelenmelidir. Bu iç
kuvvet de AB düzlemi içindeki kayma gerilmesinden ötürü ortaya çıkar. Genel
mukavemet dersinden bilindiği gibi bir düzlemdeki kayma gerilmesi o düzleme dik
olan düzlemdeki kayma gerilmesine eşit olur. Böylece gemi veya açıkdeniz yapısının
boyunca herhangi bir x noktasındaki kayma gerilmesini
Ib
QM (1.22)
şeklinde hesaplayabiliriz. Burada M bir tür kesit momenti olup hesabındaki
integrasyon limitinin değişken olması nedeniyle kesitin kalınlığına bağlı olur.
1.5.2 Kayma Gerilmesinin Eğilmeye Etkisi
Kesmeli eğilme problemi genel mukavemetten bilindiği gibi son derece karmaşık bir
problemdir ve çok basit birkaç hal dışında tam olarak çözümü yoktur. Gemilerin ve
açıkdeniz yapılarının kesmeli eğilmesinde de, karmaşık yapıları göz önüne
alındığında, tam bir çözümün bulunamayacağı açıktır. Dolayısı ile kayma
gerilmelerinin eğilmeye olan etkisi yaklaşık olarak ele alınır.
Önce bu bölümde (1.7) denklemi ile verilen basit eğilme gerilmesine (1.22)
denklemi ile verilen kayma gerilmesinin etkisini inceleyelim. Gemi veya açıkdeniz
yapısı boyunca bir bölümünü bir kutu kiriş gibi göz önüne alalım. Bu kiriş üzerindeki
bir ABCDE düz kesiti yapı kesmeli eğilmeye maruz kaldığı için A’B’CD’E’ eğrisel
yüzeyine deforme olur (Şekil 1.13). Bu deformasyonun orta simetri düzlemine
izdüşümünü göz önüne alalım. Doğrusal olarak değişmesi gereken bu
deformasyondaki farklılık kayma gerilmesinden kaynaklanmakta ve
G
(1.23)
ilave genlemesini yaratmaktadır. Kesitin tarafsız eksenden y uzakluğındaki herhangi
bir düzlemini göz önüne aldığımızda bu noktadaki ’ genleme artışının genlemenin
düşey doğrultudaki türevine eşit olacağını görebiliriz.
Şekil 1.13: Gemi veya açıkdeniz yapılarında eğilme gerilmesinde kesme etkisi
![Page 17: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/17.jpg)
17
Gy
(1.24)
Kutu kiriş boyunca deformasyonların sürekli olarak değiştiği düşünülürse ABCDE
düzleminden küçük bir dx mesafesi ileride de benzer bir deformasyon eğrisi elde
edilir. Ancak bu yeni deformasyon eğrisi üzerindeki genlemelerde belirli bir artış olur
ve bu artış da kayma gerilmesinden kaynaklanan eğilme gerilmesi artışını oluşturur.
Bu artışı şu şekilde vermek olanaklıdır.
dy
bIG
Eqdy
GIb
Q
xEdz
GxE
xE
MM
Burada q dengelenmemiş yük dağılımını göstermektedir. Bu durumda kesmeli eğilme
hali için gerilmenin değeri
dybIG
Eq
I
My M (1.25)
şeklinde düzeltilir.
Kesmeli eğilme haline ait gerilme hesabında son bir düzeltme yapmak gerekecektir.
Eğer (1.25) denklemi ile verilen gerilme değeri kullanılarak hesap yapacak olursak
eğilme momentinde kayma gerilmelerinden kaynaklanan bir M eğilme momenti
azalması olacaktır. Bu moment
dSdyb
y
IG
EqdSyM
sS
M
olup dış kuvvetlerle dengenin bozulmasına neden olacaktır. Bu dengenin tekrar tesis
edilebilmesi için gerilme değerinde kesit yüksekliğince doğrusal olarak değişen ve
momenti dM değerine eşit artış yapmak gerekir. Bu durumda kesit içersindeki gerilme
dağılımı
dy
bIG
EqdSdy
b
y
GI
Eqy
I
My
s2
MM (1.26)
değerini alır. Kayma gerilmesinin normal gerilmeye etkisi olduğu kadar sehime de
etkisi olur. Bir sonraki kısımda bu konu göz önüne alınacaktır.
1.5.3 Kayma Gerilmesinin Sehime Etkisi
Daha önce de belirttiğimiz gibi gemideki deformasyonu hesaplarken sadece eğilmeyi
göz önüne almıştık. Oysa gemi ve açıkdeniz yapılarında eğilme hiç bir zaman tek
başına ortaya çıkmaz ve daima kesme ile birlikte ortaya çıkarlar. Kesmeli eğilmeye
maruz kalan gemilerin ve açıkdeniz yapılarının sehimlerinde geminin yüksekliği ile
boyu arasındaki orana bağlı olarak bu faklılık önemli olabilir veya ihmal edilebilir.
Göz önüne alınan yapıda bu oran H/L<1/14 olması halinde önemsizdir ama H/L>1/14
olması halinde kesmenin etkisi önem kazanmaya başlar. Yukarıda kesme kuvvetine
bağlı olarak kesitteki kayma gerilmesini
Ib
QM
olarak elde etmiştik. Diğer taraftan ortalama kayma gerilmesi ile açısal dönme
arasında
Gm
şeklinde bir ilişki vardır. Burada G kayma modülü ve da açısal dönmedir. Kayma
açısının genelde küçük olduğu göz önüne alınarak geometrik yorumlarla
![Page 18: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/18.jpg)
18
xG
x m
olacağı görülür. Diğer taraftan basit kesme halini göz önüne aldığımızda
S
Qc
m
olduğu bilinmektedir. Burada c(x) kesit içinde kayma gerilmesinin dağılımına bağlı
bir sabit, S(x) de kesit alanıdır. Yukarıdaki ortalama kayma ve kesme kuvveti
formüllerinden düşey yer değiştirme için
G
x
S
)x(cQ (1.27)
elde edilir. Burada değerini hesaplayabilmek için sadece c(x) değerini hesaplamak
gerekir. Onun için de kesme kuvvetinin kesit üzerinde yaptığı iş ile kayma
gerilmesinin enerjisinin dengesini yazmak gerekir.
)x(S
22
22
)x(S
2
2
dSbI
Q
G2
xdF
G2
x
G
x
S2
cQQ
2
1 M
Bu denklemlerde kesme kuvvetinin sıfırdan başlayarak zaman içinde çok yavaş
değiştiği varsayıldığı için yaptığı işin önünde ½ katsayısı vardır. Burada dS =
b(x,y)dy olduğu göz önüne alınır ve denklemler düzenlenirse
2
1
h
h
2
2dy
bI
1
S
ca
M (1.28)
elde edilir.Yukarıdaki integralle verilen a(x) değeri hesaplandığında bunun x’e bağlı
olarak pratikte pek değişmediği gözükür ve sehim artışı ao orta kesitte hesaplanan a(x)
değeri olmak üzere
MG
ad)(Q
G
a
QdxG
ad
ox
0
o
o
2
(1.29)
olarak hesaplanır. Burada (x) sehiminin sadece kayma gerilmesinden kaynaklanan
bir artım olduğunu ve bu artımın (1.11) denklemi ile verilen esas sehim değerine ilave
edilmesi gerekmektedir.
1.6: Özel Dış Yük Halleri: Denize İndirme ve Karaya Oturma
Gemilerin dalgalar arasında maruz kaldığı zorlamalar kadar hatta bazı hallerde daha
fazla zorlamalara maruz kaldığı bazı özel haller vardır. Bu hallerden biri denize
indirme halinde ortaya çıkar bir diğeri de geminin ya da açıkdeniz yapısının karaya
oturması halinde karşılaşılır. İlk olarak denize indirme halinde yapıda ortaya çıkan
kesit tesirlerini göz önüne alalım.
1.6.1 Denize İndirne Sırasında Kesit Tesirleri
Gemi veya açıkdeniz yapısı denize indirilirken dış zorlamalar açısından denizde
yüzerkenki halinden farklı olarak kızak basıncından da etkilenir. Ayrıca bütün dış
zorlamalar yapının hareketi nedeniyle sürekli değer değiştirir. Ancak denize inme
sırasındaki ivmeler oldukça küçük kalırlar ve kuvvetlerdeki dinamik değişiklikler
ihmal edilebilir. Örneğin ivmeden ötürü ortaya çıkan atalet kuvveti ağırlığa göre,
denizdeki hidrodinamik basınç sephiyeye kıyasla ihmal edilebilirler.
![Page 19: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/19.jpg)
19
Bu durumda dış zorlamaları meydana getiren kuvvet bileşenlerini şu şekilde
hesaplarız. Öncelikle yapının ağırlığı sadece çıplak tekne ağırlığı olacağından bu yük
Şekil 1.5’de verildiği gibi hesaplanır. Sephiye hesabı ise yapının kızakta aşağıya
kaydıkça çeşitli su derinliklerinde su altında kalan kesitlerini integre ederek yapılır.
Sephiye kuvveti gemi veya açıkdeniz yapısının kıç bodoslaması ile deniz seviyesinin
kesiştiği noktadan başlayıp deniz seviyesinin omurga ile kesiştiği noktaya kadar
devam eder. Yapı denize doğru ilerledikçe sephiye kuvveti hem artar hem de, omurga
ile deniz seviyesinin kesişme noktası daha baş tarafa ilerlediği için, daha uzun bir bir
alana yayılır. Herhangi bir anda gemi ağırlığı ile sephiye kuvveti arasındaki fark da
kızakta oluşan tepki ile karşılanır.
Denize indirmenin başlangıcında gemi veya açıkdeniz yapısı sabit kızak üzerindeki
boyunca sabit kızakla temas halindedir. Bu durumda kızak tepkisi yayılı yük
şeklindedir ve gerçek dağılımı tam olarak belli değildir. Genelde bu dağılımı üçgen
veya trapezoid olarak kabul etmek mümkündür. Burada gemilerin veya açıkdeniz
yapılarının denize indirme sırasında sabit kızakla doğrudan temasta olmadıklarını ve
arada yapının üzerine oturduğu kayıcı bir kızak olduğunu hatırlatmakta yarar vardır.
Bu durumda kızak basıncı sabit kızağın ucundan başlayıp kayıcı kızağın uç noktasına
kadar devam eder. Bu durum sephiye kuvvetinin kayıcı kızağın baş ucuna göre
momentinin ağırlığın aynı noktaya göre
momentini aşana kadar devam eder. Bu hale ilişkin zorlamalar ve oluşan kesit tesirleri
Şekil 1.14a’da verilmektedir.
Şekil 1.14: Denize indirme sırasında oluşan zorlamalar ve kesit tesirleri.
![Page 20: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/20.jpg)
20
Gemi veya açıkdeniz yapısı kızak boyunca bir süre kaydıktan sonra kazandığı
sephiyenin kayıcı kızağın baş ucuna göre momentinin ağırlığın aynı noktaya göre
momentini aştığı andan itibaren yapı dönme yapar ve kızağa sadece bir noktadan,
kayıcı kızağın baş ucundan temas eder. Böylece kızak tepkisi yayılı yük olmaktan
çıkıp bir tekil yüke dönüşür. Bu durumda gerek dış kuvvetlerin gerekse mesnet
tepkilerinin karakterinde değişiklik olur (Şekil 1.14b).
1.6.2.Karaya Oturma Sırasında Kesit Tesirleri
Gemi veya açıkdeniz yapısı herhangi bir nedenle karaya oturursa yapıya etki eden
ağırlık ve sephiye kuvvetlerine ilaveten bir de dipte temas noktasından etki eden ve
sephiye ile aynı yönde olan bir tepki kuvveti oluşur (Şekil 1.15). Karaya oturma
sırasında gemi veya açıkdeniz yapısının ağırlığında herhangi bir değişme olmaz ancak
sephiye değişir. Sephiyenin değişmesi iki şekilde olabilir. Eğer oturma sırasında yapı
hasar görmemişse sephiye sadece su çekiminde meydana gelen değişiklik nedeniyle
ortaya çıkar. Bu durumda sephiye dağılımı gemi boyunca süreklidir. Eğer yapı
yaralanmış ise bu bölgede gemi su alacağından bu bölgedeki sephiyesini yaralanan
bölgeye bağlı olarak tamamen veya kısmen yitirir. Bu halde de geminin su çekiminde
bir değişme söz konusu olur.
Şekil 1.15: Karaya oturma sırasında oluşan zorlamalar ve kesit tesirleri
Gemi veya açıkdeniz yapısının karaya oturmasıyla ortaya çıkan yeni su çekiminde
sephiye dağılımını varsa yaralı bölmelerdeki sephiye kaybını da göz önüne alarak
hesapladığımızda toplam sephiyenin gemi ağırlığından az olduğunu görürüz. Bu fark
oturma kuvvetini verir. Yani
L
0
L
0
ko dx)x(bdx)x(wF (1.30)
olur. Gerçekte bu tepki bir tekil yük olmayıp dar bir aralıkta yayılmış bir yüktür ve
tekil yük olarak alınması bir basitleştirmedir. Dolayısı ile tam olarak hangi noktadan
![Page 21: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/21.jpg)
21
etki ettiği geometrik yorumlarla belirlenemez. Bunu belirlemek için ağırlık, sephiye
ve oturma kuvvetlerinin moment dengesinden yararlanılır. Tepkinin xf konumu
L
0
o
L
0
okoof dx)x(b)xx(dx)x(w)xx(Fxx (1.31)
denkleminden belirlenir.
Burada oturma kuvveti aynen bir mesnet tepkisi gibi göz önüne alınmalıdır. Bu
durumda tepkinin olduğu noktada kesme kuvvetinnde bir süreksizlik ortaya çıkar
(Şekil 1.15). Bu süreksizlik eğilme momentine sivri bir uç olarak yansır. Burada
kesme kuvveti ile eğilme momentinin karakteri denize indirmede geminin yüzmeye
başladığı ikinci fazdaki kesit tesirlerine benzediğine dikkat etmekte yarar vardır.
![Page 22: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/22.jpg)
22
2. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA
BOYUNA MUKAVEMET: DİNAMİK
HAL
2.1 Dinamik Yüklerin Tanımı
Gemi veya açıkdeniz yapıları zamana bağlı çeşitli zorlamalar altında kalırlar ve
yapısal tepkileri değişik zorlamalar karşısında farklı olur. Bu farklılıkları birçok
şekilde sınıflamak olanaklı olmasına rağmen en uygun olanı frekansa bağlı olarak
yapılan ve üç gruptan oluşan sınıflamadır. Bu sınıflamaya göre zorlamalar düşük
frekanslı, orta frekanslı ve yüksek frekanslı zorlamalar olarak ele alınırlar. Gemilerin
veya açıkdeniz yapılarının dövünme sonucu maruz kaldığı zorlamalar yüksek frekans
(1000 Hz mertebesinde) zorlamaları olup yerel olma özelliği gösterirler. Ele alınan
yapıdaki makinalardan veya pervanelerden dolayı ortaya çıkan zorlamalar orta frekans
aralığında olup (100 Hz mertebesi) bölgesel kalırlar. Bölgeselden kasıt bütün yapıyı
etkilememekle birlikte sınırlı bir bölgeyi etkilediğidir. Her iki gruba ait zorlamalarda
tepkilerde atalet etkisi ile önemli bir dinamik amplifikasyon gözükür. Gemilerin veya
açıkdeniz yapılarının boylarına yakın olan dalgaların yapı üzerinde oluşturduğu
zorlama düşük frekans (10 Hz mertebesi) grubuna dahildir ve tepkiler dinamik
amplifikasyondan etkilenmezler.
Boyuna mukavemet probleminde dinamik yükleme durumundan söz ettiğimizde
oluşan kuvvetlerde dinamik büyütme etkisinin hemen hemen hiç olmadığı düşük
frekanslı yüklemeleri kast etmekteyiz. Orta ve yüksek frekanslı zorlamalar daha yerel
sorunlar yarattıkları için boyuna mukavemet açısından önem taşımazlar. Büyüklük
olarak yüksek ve orta frekanslı zorlamalar düşük frekanslı ve statik zorlamalara karşı
ihmal edilebilecek kadar küçüktürler. Genellikle düşük frekanslı zorlamalar mertebe
itibariyle statik zorlamalara yaklaşan büyüklükte olurlar ve hava şiddeti arttıkça bu
yaklaşıklık iyice artar. Ancak Şekil 2.1’den de görüldüğü gibi statik yüklemedeki
değişikliklerin yarattığı gerilme artışları dinamik yüklerdeki artışlara kıyasla çok daha
büyük olabilmektedir. Şekil 2.1 ballastlı halde seferde olan geminin oldukça tipik bir
seferi sırasında orta kesitte kaydedilen gerilmeleri göstermektedir. Yatay eksen günler
cinsinden zaman, düşey eksen de klb/in2 cinsinden gerilmelerdir. Şeklin alt tarafında
sefer sırasında geminin seyrettiği denizdeki durumu belirten bir deniz durumu
çizelgesi de verilmiştir. Ana diyagramda daha kalın hatlarla gösterilen eğriler statik
yüklerden dolayı ortaya çıkan gerilmeleri göstermekte, ince düşey çizgiler de
dalgalardaki dinamik etkiler nedeniyle ortaya çıkan gerilme genliklerini
göstermektedir. Deniz koşullarının daha sert olduğu ilk zamanlarda dinamik yüklerin
oldukça yüksek olduğunu, deniz koşullarının iyileştiği daha sonraki zamanlarda
dinamik etkilerin çok küçüldüğü rahatlıkla gözlenmektedir.
![Page 23: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/23.jpg)
23
Şekil 2.1: Bir geminin tipik bir seferi sırasında orta kesitinde ölçülen gerilmelerin
değişimi
Gerçekte statik ve dinamik nedenlerle ortaya çıkan gerilmeleri ayrı ayrı ölçmek
olanağı yoktur. Ancak sürekli alınan ölçmeler zaman üzerinde integre edilince
dinamik kökenli gerilmelerden basınç ve çekme gerilmeleri birbirlerini yok
edeceklerinden zaman içindeki integrasyon statik kökenli gerilme büyüklüklerini
verir. Bu süreç içerisinde ölçülen en büyük basınç gerilmesi ile en büyük çekme
gerilmesi bize dinamik gerilmelerin genliklerini verir.
Bu şekildeki diğer bir önemli husus da yükleme değişiklikleri sırasında ortaya çıkan
kalıcı gerilme değişiklikleridir. Bu değişiklikler geminin maruz kaldığı dinamik
gerilmelere kıyasla daha büyük olduğu açıkça gözükmektedir. Ayrıca statik
gerilmelerin boyut olarak dinamik gerilmelere kıyasla daha büyük değerlere
ulaşabildiği de gözükmektedir. En büyük dinamik gerilmelerin 2-3 klb/in2 olduğu,
seferin son dönemlerindeki balast durumunda statik gerilmelerin 10 klb/in2 değerini
aştığı görülmektedir.
Yukarıda anlatılanlardan da anlaşılabileceği gibi düşük frekanslı zorlamaları statik
yüklerle birlikte ele alıp problemi statik olarak incelemek mümkün olacaktır. Bu
durumda düşük frekanslı zorlamaları yarı-statik yükler olarak ele alıp daha evvelce
işlenen statik yüklere ilave etmek gerekmektedir. Bölümün geri kalan kısmında düşük
frekanslı dinamik yüklerin hesabını, statik yüklere ilave ediliş şeklini ve elde edilen
sonuçların yorumlanmasını ele alacağız. İlk olarak dinamik yüklerin teorik olarak
belirlenişini ele alacağız. Bir sonraki bölümde de dinamik yüklemelerin belirlenmesi
için yapılan deneysel çalışmaları ele alıp model deneylerinden ve gemilerde yapılan
ölçmelerden söz edeceğiz.
2.2 Su Basıncında Dinamik Etkiler: Smith Düzeltmesi
Gemi veya açıkdeniz yapılarının boyuna mukavemeti incelenirken çok önemli iki
kabul yapılmıştı. Bunlardan birincisi geminin veya açıkdeniz yapısının dalga üzerinde
statik denge halinde olduğuydu. Yapının boyuna yaklaşan boylardaki dalgalarda
hareketler oldukça yavaş olacağından bu gerçeğe yakın bir varsayımdır, ancak bu
hareketin mertebesi bazı hallerde önem kazanabilir. Bu hallerde geminin ivmelenmesi
![Page 24: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/24.jpg)
24
ihmal edilemeyecek atalet kuvvetlerinin ortaya çıkmasına neden olur ve ağırlığın yanı
sıra bu atalet kuvvetlerini de göz önüne almak gerekir. Bir ikinci varsayım da bu
denge hali sırasında yapıya denizden gelen etkinin sadece hidrostatik basınç olduğu ve
bu etkinin sephiye dağılımı ile gösterilebileceğidir. Oysa dalgalı bir denizde su
zerreleri genel olarak eliptik, derin sularda da dairesel bir yörüngede hareket ettiği bu
nedenle hidrostatik basınçta bir değişme olduğu bilinmektedir. Basınçtaki bu değişme
şüphesiz denizden gelen etkiyi değiştirmektedir ve bu da yapıdaki kesit tesirlerini
belirli ölçüde etkilemektedir. Bu etki de nispeten küçük olmakla birlikte bazı hallerde
önemli olabilir ve incelenmesi gereklidir. Bu kısımda yukarıda özetlenen dinamik
etkilerden su basıncında oluşan dinamik etkileri ele alacağız. Öncelikle sinüzoidal
dalgalarda bu etkiler incelenecek daha sonra daha gerçekçi olan trokoidal dalgalar ve
bu dalgalardaki değişiklikler ele alınacaktır. Bir sonraki kısımda gemi veya açıkdeniz
yapısının hareketleri sonucu ortaya çıkan dinamik etkiler dalıp çıkma ve baş kıç
vurma halleri için ayrı ayrı incelenecektir. Son kısımda ise karakteristik boyutları
küçük olan açıkdeniz yapılarına gelen dalga yüklerini, bu yüklerden ötürü yapıda
oluşan kesit tesirlerinin hesabını ve yapıların boyutlandırılmasına değinilecektir.
2.2.1 Sinüzoidal dalgalarda dinamik etkiler
Dalgalar içindeki su zerreciklerinin hareketleri nedeniyle basınç değişmesinin boyuna
mukavemete olacak etkisini ilk ele alan W. E. Smith’dir ve bu nedenle boyuna
mukavemet hesaplarında dinamik basıncın göz önüne alınması ‘Smith Düzeltmesi’
olarak bilinir [1]. Dalgalar içindeki zerreler genelde eliptik yörüngeler çizerler ve
deniz derinleştikçe bu dalgaların eliptikliği azalıp derinliğin dalga boyunun yarısından
fazla olması halinde bu yörünge dairesel hale gelir. Bu noktadan itibaren deniz
derinliğinin yeteri kadar büyük olduğunu ve su zerrelerinin yörüngelerinin daima
daire olduğunu varsayacağız. Serbest su yüzeyinin bir dalga yüzeyine dönüşmesi de
serbest su yüzeyindeki zerrenin bu dairesel hareketi neden olur ve serbest yüzeydeki
bu değişme dinamik basınçla orantılıdır. Smith düzeltmesinin dayandığı temel ilke
budur.
Serbest su yüzeyindeki bir zerrenin dairesel yörüngesinin çapı dalga yüksekliğine yani
yarıçapı da dalga genliğine eşit olur. Sebest su yüzeyinden derine gittikçe de
zerrelerin yörüngelerinin çapı derinlikle üstel olarak azalır. Bu durumda,
2
Hre
2
Hoao
z2
az
şeklinde yazılabilir. Burada az ao sırasıyla z derinliğindeki dinamik basınç dalgasının
ve serbest su yüzeyinin genliği, ro serbest yüzeydeki bir zerre yörüngesinin yarıçapı, z
serbest yüzeyden olan mesafe ve da dalganın boyudur. Burada z mesafesinin deniz
içine doğru pozitif olduğunu kabul ediyoruz. Bu durumda serbest su yüzeyinin ve
serbest su yüzeyinden z kadar derinlikteki basınç yüzeyinin denklemleri sırasıyla
tkxCose2
Hx
tkxCos2
Hx
z2
z
o
(2.1)
olarak verilir. Şekil 2.2a’da gemi boyunca bu yüzeyler ve bu yüzeyleri oluşturan
zerrelerin yörüngeleri göterilmektedir. Dalga denklemlerindeki k ve değerleri
sırasıyla dalga sayısı ve açısal frekans olup dalga boyu ve dalga periyou cinsinden
T2
22k
![Page 25: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/25.jpg)
25
olarak verilir. Ayrıca derin su dalgalarında dalga periyodu ile dalga boyu arasında
2
gT 2
ilişkisi vardır.
Şekil 2.2: Sinüzoid dalganın yapısı ve kesit alanlarındaki değişme
Geminin herhengi bir x noktasındaki kesitini göz önüne alalım (Şekil 2.2b). Bu kesitte
dalga yüzeyi kesikli çizgilerle gösterilen sakin su yüzeyinden o(x) kadar altından
gitmektedir. Geminin statik halde bu kesitindeki sephiye kuvveti dolu çizgi ile
gösterilen dalga yüzeyinin altındaki alana eşit olmaktadır. Bu sonuca varırken sakin
su yüzeyinin z kadar altında herhangi bir noktadaki zerrenin de serbest su yüzeyindeki
zerrelerle aynı çapta yörünge çizerek dalga yüzeyinden z kadar derine ulaştığını
varsaymaktayız. Bu durumda bu noktadaki basınç z ile orantılı olacak ve o
derinlikteki zerrenin etkisi de dalga yüzeyi ile çakışacaktır. Oysa yukarıda da
belirttiğimiz gibi z derinliğindeki zerrenin yörüngesi daha küçük olacağından bu
zerrenin konumu z(x) kadar altında olacaktır. Şimdi bu noktadaki basınç z derinliği
ile orantılı olacağından dalga yüzeyinden daha yüksekte olacaktır. Geometrik ilişkiler
göz önüne alındığında bu yüksekliğin
xx zo (2.2)
olacağı kolayca görülebilir. Bu hesapları dalga yüzeyinin altındaki başka noktalar için
de tekrarlarsak kesit genişliğince dinamik etkilerin göz önüne alınmasıyla ortaya
çıkacak yeni bir su yüzeyi ortaya çıkar. Virtüel su yüzeyi olarak tanımlayabileceğimiz
bu yüzeyin alanı dalga çukurunun altına gelen x kesitinde statik haldeki kesit
alanından büyük çıkar (Şekil 2.2c) ancak dalga tepesinin altına gelen x’ kesitinde
statik haldeki kesit alanından küçük çıkar (Şekil 2.2d).
Kesit alanlarında ortaya çıkan bu değişiklikler sephiyenin boyuna dağılımının
değişmesi anlamına gelir. Dalga tepesindeki bir gemide statik yolla hesaplanan
sephiye dağılımımda gemi ortasına rastlayan kısımlarda sephiyede bir azalma uçlarda
ise bir artma oluşacaktır. Gemi dalga çukurunda iken ise tam tersine değişiklik uçlarda
azalma ve ortada artma şeklinde oluşacaktır (Şekil 2.3). Sephiyedeki bu değişim genel
olarak statik halde elde edilmiş olan denge konumunun değişmesini ve geminin yeni
![Page 26: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/26.jpg)
26
bir su çekiminde ve trim halinde dengelenmesi dengelenmesini gerektirir. Yeni denge
konumu elde edildikden sonra hesaplar aynen statik halde olduğu gibi yapılır ancak
yeni denge konumunun bulunması oldukça zordur.
Şekil 2.3: Dalgalardaki dinamik etkinin sephiye dağılımına yansıması
Bu hesapları ilk olarak W. E. Smith grafik olarak uygulamış ve sinüzoidal yerine
trokoidal dalga kullanmıştır. Smith’in yöntemi çok uzun zaman almakta ve çok fazla
sayıda tekrar gerekmektedir. Trokoidal dalgalarda daha sonra Muckle yaklaşık bir
yöntem geliştirmiş ve bu hesapların daha kolay yapılabilmesini sağlamıştır. Burada
Muckle’ın yönteminin uygulanışını sinüzoidal dalgalar için vereceğiz.
Bir an için bir geminin statik halde sinüzoidal bir dalga üzerinde dengelenmiş
durumda {An} n = 1,2,...,N Bon-Jean kesit alanlarının bilindiğini varsayalım(Şekil
2.4). Bu durumda denge koşullarından
N
1nnnn
L
0
G
N
1nnn
L
0
Axc3
x2dxxxAx
Ac3
x2dxxA
(2.3)
denklemlerini yazabiliriz. Burada geminin deplasmanı xG ağırlık merkezinin
boyuna konumu x kesitler arası mesafe cn de Simpson katsayısıdır. Şimdi bu kesit
alanlarnda Smith düzeltmelerini uygulayarak ortaya çıkan {An} n = 1,2,...,N alan
artışlarını veya azalmalarını hesaplayalım. Burada An kesit alanlarının daima pozitif
olduklarına ancak An alan artışlarının pozitif olabilecekleri gibi negatif
olabileceklerini de dikkat etmek gerekir.
Bu bilgiler geminin yeni denge konumunu belirlemek için yeterli değildir ve Smith
düzeltmesinden kaynaklanan alanın su çekimiyle nasıl değiştiğini bilmek gerekir. Bu
bilgiyi doğrudan elde etmek mümkün değildir ama Muckle bu değişimin küçük su
çekimi artışlarında lineer olarak değiştiğinin varsayılabileceğini önermiştir. Bu
varsayımdan yararlanmak üzere denge konumundaki su çekiminden kadar
yukarıdan geçen paralel bir su hattında {A’n} n = 1,2,...,N Bon-Jean kesit alanlarını ve
Smith düzeltmelerinden gelen {A’n} n = 1,2,...,N alan artışlarını da aynı şekilde
hesaplayalım (Şekil 2.4). Bu durumda herhangi bir kesitte statik denge su hattından zn
kadar mesafedeki bir su hattında Smith düzeltmesinden sonra alan değeri
nnnnn
nnn z)AA()AA(
)AA(A
![Page 27: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/27.jpg)
27
şeklinde yazılabilir.
Şekil 2.4: Gemiye ait Bon_Jean alanları ve alanlardaki artışlar.
Smith düzeltmesinden sonra gemi tekrar dengeye gelebilmesi için belli bir miktar
paralel batacak ve bir miktar da trim yaparak yeni bir su hattında yüzmeye
başlayacaktır. Bu su hattı belli bir sakin su yüzeyi etrafında bir sinüzoidal eğri ile
belirlenecektir (Şekil 2.5). Yeni sakin su hattı da doğrusal olarak değişeceği için
baxz
denklemiyle tanımlanabilir. Bu denklemde a ve b katsayıları bilinmeyen değerler olup
yeni su hattının belirlenmesi bu katsayıların hesaplanmasına indirgenmiş olur. Bu
durumda yeni denge koşullarından
N
1nn
nnnnnnnn
L
0
G
N
1nn
nnnnnnn
L
0
bax)AA()AA(
)AA(xc3
x2dxxAxx
bax)AA()AA(
)AA(c3
x2dxxA
(2.4)
yazılabileceği açıktır.
Şekil 1.5: Yeni denge konumunda serbest su yüzeyi ve dalga yüzeyinin geometrisi.
Yukarıda (2.3) denklemleri ile verilen olan denge konumuna ait deplasman ve
deplasmanın boyuna momentlerinin tanımları (2.4) denkleminde yerine yerleştirilir ve
denklem basitleştirilirse
N
1nn
nnnnnnn
N
1nn
nnnnnn
0bax)AA()AA(
Axc
0bax)AA()AA(
Ac
(2.5)
elde edilir. Bu denklemlerd a ve b sabit değerler olup toplamların dışına
çıkartılabilirler ve
![Page 28: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/28.jpg)
28
N
1nnnn
N
1nnn
N
1n
2n
nnnnn
N
1n
nnnnn
N
1nn
nnnnn
xAcqAcp
x)AA()AA(
cR
)AA()AA(cQ
x)AA()AA(
cP
büyüklüklerini tanımlamak suretiyle a ile b bilinmeyenleri için
qPbRa
pQbPa
şeklinde iki lineer denklem elde edilir. Bu denklemlerden a ve b değerleri
QRP
pRqPb
QRP
qQpPa
22
(2.6)
olarak elde bulunur. Böylece yeni su hattı belirlenmiş olur ve bu su hattı üzerinde
dalga profili çizilmek suretiyle yeni sephiye dağılımı Smith düzeltmesi de yapılarak
elde edilir. Bu hesaplar sırasında yaptığımız varsayımlar nedeniyle deplasman ve
deplasmanın boyuna momentini tam olarak tutturamamamız olasıdır. Bu durumda
düzeltme işlemini yeni su hattını esas alarak tekrarlamamız gerekir. Ancak genellikle
Smith düzeltmesi nedeniyle ortaya çıkan trim ve paralel batma çok küçük olduğundan
yapılan varsayımlar büyük ölçüde geçerlidir ve ender olarak düzeltmeleri bir defadan
fazla yapmak gerekir.
1.2.2 Trokoidal dalgalarda dinamik etkiler
Yukarıdaki bölümde göz önüne alınan sinüzoidal dalgalar lineer dalgalardır ve
genellikle yüksekliği küçük olan dalgalar için geçerli olurlar. Ayrıca bu dalgalar
serbest su sathına göre simetri arz ederler. Gerçekte mukavemet hesaplarında önemli
olan yüksekliği büyük olan dalgalardır. Ayrıca gemi mukavemeti açısından önemli
olan bu yüksek dalgalar gerçek deniz koşullarında serbest su hattına göre hiç bir
zaman simetrik olmazlar. Gerçek deniz dalgaları dalga tepelerinin civarında daha sivri
dalga çukurlarında ise daha yayvan olurlar. Bu nedenle boyuna mukavemet
hesaplarında gerçek dalgalara daha yakın özellikler sergileyen trokoidal dalgalar
kullanılır.
Trokoid dalga yatay bir düzlemde kaymaksızın ilerleyen R yarıçaplı bir daire ile aynı
merkezli ve R’den küçük r yarıçaplı bir daire üzerindeki bir noktanın çizdiği eğridir.
Büyük daire derece döndüğünde dairelerin merkezi R kadar ilerlemiş, küçük daire
üzerindeki sabit A noktası da A1 noktasına ulaşmış olur. Büyük daire dönerek
yuvarlanmaya devam edip 2 kadar döndüğünde daire merkezi 2R kadar ilerlemiş ve
A noktası A2 noktasına gelmiş olur. Büyük daire bir tam tur attığında küçük daire
üzerindeki A noktası B noktasına ulaşır ve trokoidal dalga da tamamlanmış olur.
Şekil 2.6 : Trokoidal dalganın geometrisi
![Page 29: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/29.jpg)
29
Bu durumda dalganın yüksekliği ve boyu dairelerin yarı çapları cinsinden R2r2H
şeklinde verilir. Geometrik ilişkiler ile birlikte Bernoulli denkleminden yararlanmak
suretiyle açısal frekans, dalga sayısı ve dalga boyu ile dalga periyodu arasında
R
1k
R
g
T
2
ilişkilerinin olduğu gösterilebilir. Trokoidal dalganın denklemini elde etmek için A1
noktasının koordinatlarını dönme açısı cinsinden yazmak yeterli olur. Bu noktanın x
koordinatı daire merkezinin ilerlemesi ile küçük dairenin dönmesinden oluşan iki
bileşeni vardır ama z koordinatı sadece küçük dairenin dönmesinden ötürü ortaya
çıkar ve trokoidal dalganın denklemi
rCosz
rSinRx (2.7)
şeklinde verilir. Bu denklemlerle verilen trokoidal dalga dalga tepesi civarında daha
sivri dalga çukuru civarında ise daha yayvan olur ve bu özelliği nedeniyle de gerçek
deniz dalgalarına sinüzoidal dalgalardan daha yakındır (Şekil 2.7). Bu özelliği
nedeniyle dalga tepesi ile dalga çukuru arasındaki dalga yüksekliğinin ortasından
geçen ve daire merkezinin ilerleme hattını oluşturan yörünge merkezi doğrusu
trokoidal dalganın altındaki alanı iki eşit parçaya ayırmaz. Böylece yörünge merkezi
doğrusu ile dalga çukuru ile dalga tepesi alanlarını eşit olacak şekilde bölen sakin
serbest su yüzeyi hattı arasında bir mesafe olur.
Şekil 2.7 : Trokoidal dalga ile sinüzoidal dalganın karşılaştırılması
Şekil 2.7’de AD doğrusunun sakin su yüzeyi olduğunu varsayacak olursak ABF
alanının DEF alanına eşit olması gerekmektedir. Bu durumda yarım trokoidal
dalganın altındaki alan ABCD alanına eşit olur ve
RhS
yazabiliriz. Öte yandan yarım trokoidal dalga altındaki alanı
2
rRrdrCosRrSinRrzdxRrS
0
R
0
şeklinde de yazmak mümkündür. Buradan h yüksekliği ve sakin su yüzeyi ile yörünge
merkez doğrusu arasındaki h mesafesi
R2
rhrh
R2
rr
R
rRrh
22
şeklinde hesaplanabilir. Böylece sakin su yüzeyinin yörünge merkez doğrusundan
4
Hh
2
(2.8)
kadar daha aşşağıda olacağını göstermiş olduk. Bu farklılık trokoidal dalgalar
kullanıldığında Smith düzeltmesi uygulamasında sinüzoidal dalgalardaki Smith
düzeltmesi uygulamalarına göre ilave bir terime neden olur. Bu ilave terimi
anlayabilmek için trokoidal dalgalarda Smith düzeltmesini ele alalım.
![Page 30: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/30.jpg)
30
Öncelikle trokoidal dalgaların parametrik denklemlerinden kapalı denklemlerine
geçmek gerekir. Bunun için (2.7) denklemlerinin ilkinden ’yı x’e bağlı olarak bulup
bunu ikinci denklemde yerine yerleştirmek gerekir. Ancak parametrik denklemlerin
nonlineer olması nedeniyle kapalı denklemi analitik olarak elde etmek mümkün
değildir. Ne varki trokoidal dalganın kapalı denklemini
x4cos1
4
rx2rCosz
2
(2.9)
olarak temsil edebilmek olanaklıdır. Trokoidal dalgalarda da su zerreciklerinin
dairesel yörüngeler çizeceğini ve bu yörüngeleri genliklerinin üstel olarak axalacağını
göz önüne alırsak serbest su yüxeyi dalgasını ve z derinliğindeki basınç dalgasını
sırasıyla
x4cos1
8
Hex2Cos
2
Hex
x4cos1
8
Hx2Cos
2
Hx
z2z2
z
o
(2.10)
olarak yazabiliriz (Şekil 2.8). Bu iki dalga arasındaki basınç farklılığı sadece (2.2)
denklemi ile verilen farklılığı ile belirlenemez. Çünkü bu farklılık yörünge merkez
doğruları arasındaki farkı vermekte oysa basınçlar arası fark serbest su yüzeyleri arası
farkla belirlenmektedir. Bu yüzeylerin yörünge merkez doğrularına olan mesafelerinin
yörünge genliklerine bağlı olduğu (2.8) denkleminden gözükmekte ve genliklerin
derinlikle azaldığı hatırlandığında trokoidal dalgalarda basınç farklılığının ilave bir
terim içereceği gözükmektedir.
Şekil 2.8 : Trokoidal dalgalarda basınç farklılıkları
Bu ilave terimin serbest su sathının derinlikle yörünge merkezi doğrusuna
yaklaşmasından kaynaklandığı göz önüne alınacak olursa Smith düzeltmesinden
gelecek basınç farklılığı
2oz
2ozozop HH
4hhxxxh
(2.11)
olarak belirlenir. Trokoidal dalgalarda Smith düzeltmesinin bu noktadan sonra
sinüzoidal dalgalar için izlenen yoldan bir farkı kalmaz.
2.3 Gemi Hareketlerinin Boyuna Mukavemete Etkisi
Dalgalı denizlerdeki herhangi bir yapı dalgaların zorlamasıyla gayet karmaşık
hareketler yaparlar. Bu karmaşık hareketler üçü eksenler doğrultusundaki ötelemeler
diğer üçü de bu eksenler etrafındaki dönmeler şeklindeki altı bileşenden oluşur.
Bunlar
Boy öteleme: Boyuna eksen doğrultusunda öteleme
Yan öteleme: Enine eksen doğrultusunda öteleme
![Page 31: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/31.jpg)
31
Dalıp çıkma: Düşey eksen doğrultusunda öteleme
Yalpa: Boyuna eksen etrafında dönme
Baş kıç vurma: Enine eksen etrafında dönme
Savrulma: Düşey eksen etrafında dönme
olup her bir hareketin ivmesi vardır. Bu hareketlerin ivmeleri kaçınılmaz olarak gemi
üzerinde dinamik kuvvetler yaratır ve geminin mukavemetini de etkiler. Ancak
boyuna mukavemeti sadece dalıp çıkma ile baş kıç vurma hareketleri etkiler ve bu
bölümde sadece bu hareketlerin etkileri göz önüne alınacaktır.
2.3.1 Dalıp Çıkma Hareketinin Boyuna Mukavemete Etkisi
Bir an için sakin suda herhangi bir dış zorlama olmaksızın dalıp çıkma hareketi yapan
bir gemiyi göz önüne alalım. Bu harekete etki eden iki kuvvet vardır. Bunlardan ilki
geminin hareketinden kaynaklanan atalet kuvvetidir ve
2
2
adt
ydF
denklemi ile verilir. Burada y dalıp çıkma hareketine ait yer değiştirme, bunun ikinci
türevi de ivmedir.
Şekil 1.9: Dalıp çıkma hareketinde hareketin temel değişkenleri
İkinci kuvvet ise çevreden gelen Fç tepkisi olup dört bileşenden oluşur. İlk bileşen
geminin düşey hareketi sonucu hacimdeki değişme ile ilgilidir ve gAyFr
şeklinde verilir. Burada A su hattı alanı olup bu su hattında küçük dalıp çıkmaların
hacminin bu taban alanındaki prizmaya eşit olduğu varsayılmaktadır. Gemi dalıp
çıkma hareketi yaparken etrafa yayılan dalgalardan geminin çevresindeki akışkan
bölgesi üzerinde iş yapmakta olduğu bellidir. Bu yapılan işe karşılık çevreden gemi
hareketine bir tepki kuvveti ortaya çıkar. Bu tepki kuvvetinin bir kısmı hareketin
ivmesi ile orantılı olup
![Page 32: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/32.jpg)
32
2
2
edt
ydF
şeklinde verilir. Burada ’ ile verilen büyüklük ek kütle adını alır ve gemi formunun
bağlısı olarak belirlenebilir. Geminin dalıp çıkmasıyla deniz üzerinde yaptığı işten
ötürü çevreden gelen bir diğer tepki kuvveti de dalıp çıkma hızı ile orantılı olup
hidrodinamik sönüm kuvveti olarak bilinen ve
dt
dyF Hs
olarak verilen kuvvettir. Burada sönüm katsayısı olup yine gemi formunun
fonksiyonu olarak belirlidir. Gemiye çevreden gelen son tepki kuvveti ise dalgaların
yarattığı FH zorlama kuvveti olup dalga bilindiği zaman hesaplanabilen bir değeri
vardır.
Sistemin dengede olabilmesi için bütün kuvvetlerin toplamının sıfır olması gerekir ve
buradan dalıp çıkma hareketinin denklemi
HH2
2
FgAydt
dy
dt
yd (2.12)
olarak elde edilir. Bu sabit katsayılı sağ taraflı ikinci derece diferansiyel denklemi
olup genel çözümünü bulabilmek için öncelikle sağ tarafsız denklemin çözülmesi
gerekir. Sağ tarafsız denklemin çözümüne geçmeden önce özel bir hal olan sönümsüz
hareketi incelemekte yarar vardır. Sönümün olmaması halinde sağ tarafsız denklem
0gAydt
ydVV
2
2
(2.13)
şeklini alır. Bu denklemin genel çözümünü
tsinYtcosYty HSHc (2.14)
şeklinde elde ederiz. Burada
VV
gAH
sönümsüz dalıp çıkma hareketinin doğal frekansıdır. Sönümsüz zorlanmamış dalıp
çıkma hareketindeki ivmeyi (2.14) denkleminden
H
H2H
22H2
2 2Ty
T
4y
VV
gAy
dt
yd
şeklinde hesaplayabiliriz. Burada TH geminin dalıp çıkma hareketine ait doğal
periyodu olup sadece geminin formuna bağlı olduğundan gemi tasarlandığı anda
belirlenmiş olur. Buradan gözükmekte olduğu üzere doğal periyodu düşük olan
gemilerde dalıp çıkma hareketlerinde ortaya çıkaccak ivmeler çok daha büyük olur ve
doğal periyod büyüdükçe dinamik etki küçülür.
Zorlanmamış dalıp çıkma hareketinde sönümü de göz önüne alacak olursak hareket
denklemi
0gAydt
dy
dt
ydVV H2
2
(2.15)
olarak elde edilir. Bu da sabit katsayılı ikinci derece diferansiyel denklemi olup genel
çözümü
tsinYtcosYety HSHctH
(2.16)
şeklinde verilir. Burada , ' (2.16) fonksiyonunun türevlerini alıp (2.15)
denklemine yerleştirmek suretiyle
![Page 33: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/33.jpg)
33
2
HH
HH
VV2VV
gA
VV2
olarak elde edilir. Burada ’H sönümlü hareketin doğal frekansı hidrodinamik
sönüm katsayısı olarak bilinir.
Gemi mukavemetinin dalıp çıkmadan nasıl etkilendiğini tam olarak belirleyebilmek
için dalgalardaki dalıp çıkma hareketini incelemek gerekir. Ancak sakin sudaki dalıp
çıkmadan da eğilme momentindeki değişim veya bu değişime neden olan net
kuvvetteki değişim hakkında bilgi edinebiliriz.
Ağırlık dağılımı belli olan bir geminin TH periyodu ve y genliği ile dalıp çıkma
hareketi yaptığını varsayalım. Bu durumda dinamik etkileri ağırlığı oluşturan kütleye
yer çekimi ivmesine ek olarak bu hareketin ivmesinden de bir katkı geldiğini
düşünerek ele alabiliriz. Ayrıca ek kütlenin de aynı şekilde bir katkı sağladığını
varsayarsak birim boya gelen yükü
yT
4
g
wwww
2H
2
şeklinde hesaplayabiliriz. Burada w geminin birim boya düşen ağırlığı w’ birim boya
düşen ek kütleyi göstermektedir. Aradaki + işareti dalma halindeki etkiyi – işareti de
çıkma halindeki etkiyi göstermektedir. Bu durumda ağırlık eğrisi bu ilave değeri göz
önüne alarak çizilmelidir (Şekil 2.10).
Şekil 2.10: Dalıp çıkma hareketinin ağırlık ve sephiye dağılımları üzerindeki etkisi
Dalıp çıkma aynı zamanda sephiye dağılımında da değişiklik yaratacaktır. Bu
değişiklik y dalıp çıkması sonucu geminin denge konumundaki su altı hacmine ilave
olan hacimdir. Dalıp çıkma hareketinin y genliğinin genellikle küçük kaldığını
varsayarsak bu durumda sephiye dağılımı
gaybb
olarak belirlenebilir. Burada a su hattı genişliğinin gemi boyunca değişimini ifade
etmektedir. Buradan net kuvveti düzeltilmiş sephiye ile düzeltilmiş ağırlığın farkı
olarak
y
T
4
g
wwgayqy
T
4
g
wwwgaybq
2
H
2
2
H
2
şeklinde hesaplayabiliriz. Kesme kuvveti ve eğilme momentinde dalıp çıkma
nedeniyle ortaya çıkan artış daha evvelce de olduğu gibi net kuvvetteki
y
T
4
g
wwgayq
2
H
2
(2.17)
artışını sırasıyla bir ve iki kez integre ederek hesaplanır.
![Page 34: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/34.jpg)
34
Sönümlü hareket sırasında iki farklılık ortaya çıkar. Öncelikle dalıp çıkma hareketinin
genliği her seferinde küçülerek devem eder. Bu da dinamik etkinin de giderek
sönmesi anlamına gelir. İkinci farklılık ise HT sönümlü hareketin doğal periyodu
sönümsüz hareketin periyoduna kıyasla daha uzundur. Sönüm nedeniyle periyoddaki
uzamayı hesaplamak oldukça güçtür ama deneyimler bunun %5 ile %10 arasında
kaldığını göstermektedir.
Gerçek anlamda gemi hareketlerinin boyuna mukavemete etkisini inceleyebilmek için
dalgalar içindeki hareketlere bakmak gerekir. Bunun için de geminin hareket
doğrultusu ile açısı yapan bir doğrultudaki periyodu TW boyu olan dalgalar
arasında V hızı ile ilerlediğini düşünelim. Bu durumda gemi ile dalga arasındaki
karşılaşma periyodu TE
2
gc
cosc
V1
TT W
E
olur. Burada ’nın 90o’den küçük değerleri için dalgalar baş taraftan gelirler ve
karşılaşma periyodu dalga periyoduna göre daha küçük değerler alır. Zorlayıcı dalga
kuvvetleri de bu karşılaşma periyodu cinsinden
E
oHT
t2cosFF
şeklinde yazılabilir. Bu denklemde Fo dalga kuvvetinin genliğidir ve hesaplanması
gemi hidrodinamiği konusunun kapsamındadır. Burada bu değerin bilindiği
varsayılacaktır. Gemiye etki eden bu kuvvet de göz önüne alındığında (2.12)
denklemine benzer şekilde zorlanmış sönümlü dalıp çıkma hareketi için
E
oH2
2
T
t2cosFgAy
dt
dy
dt
ydVV
(2.18)
denklemini elde ederiz. Bu denklem ikinci dereceden sabit katsayılı ve sağ taraflı bir
diferansiyel denklemdir ve genel çözümü
H
E
2t
1T
t2cosYtcoseYy (2.19)
şeklinde verilir. Buradaki ilk terim transient zorlama olup doğal frekansa bağlı
zorlanmamış sönümlü hareketi temsil eder ve kısa sürede sönüm nedeniyle yok olur.
İkinci terim dalga zorlamalarından dolayı gelen dalıp çıkma hareketidir ve karşılaşma
periyoduyla dalıp çıkma yapan esas önemli dinamik etkidir. Burada iki bilinmeyen
vardır. Birincisi Y2 dalıp çıkma genliğidir, ikincisi de faz açısıdır ve bu değerler
(2.19) denklemini (2.18) diferansiyel denkleminde yerine yerleştirip transient kısmı
ihmal ederek buluruz. Burada önemli olan iki parametre vardır. Birincisi doğal
frekans TH ile karşılaşma frekansı TE’nin oranı olup uyum katsayısı olarak bilinen
E
HH
T
T
değeridir. Diğer önemli büyüklük de sönüm oranı olup
AVVg
HH
şeklinde tanımlanmaktadır. Bu büyüklükler cinsinden dalıp çıkma genliği ve faz açısı
2
HH
22
H
o
2
21gA
FY
![Page 35: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/35.jpg)
35
2
H
HH
H1
2
olarak hesaplanır. Burada statik paralel batma Y’nin
gA
FY o
olduğu hatırlanırsa dalıp çıkma hareketinde
2HH
22H
2
21
1
Y
Y
oranı büyüme faktörü adını alır ve dinamik etkinin ölçüsüdür. Bu faktör paydadaki
büyüklüğün en küçük değeri için maksimuma ulaşır. Bunu bulmak için paydanın
türevini sıfıra eşitlersek
2HH 21
elde ederiz. Uyum katsayısının bu özel değeri rezonans haline karşı gelir ve sönümün
küçük değerleri için bir’e eşit olur. Sönüm büyüdükçe bu değer azalır ama yine de bir
civarında kalır.
Buradan Y2 ve belli olduktan sonra dalıp çıkma hareketinin sönmeyen kısmından
dolayı ortaya çıkan ivmeyi
H
E2
HH
22H
2E
2
2
2
T
t2cos
21
Y
T
4
dt
yd
olarak hesaplayabiliriz. İvmenin maksimum değeri rezonans halinde ortaya çıkar ve
bunu yaklaşık olarak H = 1 olarak alabiliriz. Bu durumda ivmenin değeri
H
EH2E
2
2
2
T
t2cos
2
Y
T
4
dt
yd
olur. Bu değerin maksimum olabilmesi için faz açısının 90o olması gerekir. Bu
ivmenin maksimum değerinin dalganın maksimum değeri ile aynı anda ortaya
çıkmayacağını gösterir. Rezonans hali dışında da faz açısı ’ya bağlı olarak
sıfırdan farklı çıkar ve genel olarak ivmenin maksimum değeri dalganın maksimum
değeri ile çakışmaz. Bu durumda ivmenin yarattığı maksimum eğilme momenti ile
maksimum statik eğilme momenti çakışmayacağından sadece maksimum ivmeyi
kullanarak maksimum statik eğilme momentini düzeltmek yanlış olur. Doğru hesap
için dalıp çıkma ivmesini değişik anlarda hesaplamak ve bu anlara karşı gelen statik
eğilme momentlerinde (2.17) denklemiyle verilen düzeltmeye benzer bir düzeltme
yapmak gerekir. Burada dikkat edilecek nokta (2.17) denklemindeki doğal dalıp
çıkma ivmesi yerine zorlanmış dalıp çıkma ivmesi kullanarak
H
EH2E
2
T
t2cos
2
Y
T
4
g
wwgayq (2.20)
artışını hesaplarız.
2.3.2 Baş-kıç Vurma Hareketinin Boyuna Mukavemete Etkisi
Bu noktaya kadar sephiyedeki artış ile ağırlıktaki artışın ağırlık merkezlerinin çakışık
olduğu ve bu nedenle statik denge halinden uzaklaşılırken herhangi bir momentin
oluşmadığı varsayıldı. Oysa bu gemilerde hemen hemen hiç karşılaşılmayan bir
durumdur ve bunun sonucu olarak gemi dalıp çıkmaya ilaveten bir de baş kıç vurma
hareketi yapar ve bu nedenle de kesit tesirlerinde bir değişme ortaya çıkar. Bu
![Page 36: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/36.jpg)
36
değişmenin incelenmesi de dalıp çıkma etkisinin incelenmesinde olduğu gibi ele
alınır.
Bir an için sakin suda herhangi bir dış zorlama olmaksızın baş kıç vurma hareketi
yapan bir gemiyi göz önüne alalım. Bu harekete de etki eden dört moment vardır.
Bunlardan ilki geminin atalet kuvvetidir ve
2
2
Ladt
dIM
denklemi ile verilir. Burada baş kıç vurma hareketine ait dönme, bunun ikinci türevi
de baş kıç vurmaya ait ivmedir. Dönme hareketinde atalet momenti söz konusu
olacağından IL baş kıç vurma hareketine ait kütle atalet momentidir. İkinci moment
ise denizden gelen tepki olup geminin suya dalmakta veya sudan çıkmakta olan
hacminin dönme momenti ile ilgilidir. Bu
Lr GMgVGZgVM
şeklinde verilir. Burada V deplasman hacmi olup baş kıç vurma sırasında
dönmelerinin küçük olacağı göz önüne alınarak GZ ile GML arasında başlangıç
stabilitesi ilişkileri geçerli sayılmaktadır (Şekil 2.11).
Bu gemi baş kıç vurma hareketi yaparken çevresindeki akışkan bölgesine de bir
miktar enerji aktarmakta ve çevresi üzerinde iş yapmaktadır. Bu yapılan işten ötürü
ortaya bir moment çıkmaktadır. Bu momentin bir kısmı hareketin ivmesi ile orantılı
olup
2
2
Ledt
dIM
şeklinde verilen üçüncü kuvvet bileşenidir. Burada I’L ek kütle adını alır ve gemi
formunun bağlısı olarak belirlenebilir. Geminin baş kıç vurması ile deniz üzerinde
yaptığı işten ötürü ortaya çıkan bir diğer moment de baş kıç vurma hızı ile orantılı
olup sönüm momenti olarak bilinen ve
dt
dM Pe
olarak verilen kuvvettir. Bu kuvvet sakin suda dalıp çıkma hareketine etki eden
dördüncü kuvvettir ve burada P sönüm katsayısı olup yine gemi formunun
fonksiyonu olarak belirlidir. Bu sönüm katsayısının bir önceki dalıp çıkma
hareketindekinden farklı olduğunu belirtmekte yarar vardır.
Şekil 2.11: Baş-kıç vurma hareketinde hareketin temel değişkenleri
![Page 37: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/37.jpg)
37
Sistemin dengede olabilmesi için bütün momentlerin toplamının sıfır olması gerekir
ve buradan baş kıç vurma hareketinin denklemi
0GMgdt
d
dt
dII LP2
2
LL
(2.21)
olarak elde edilir. Bu denklemde sönümün sıfır olduğunu varsayarsak sönümsüz baş-
kıç vurma hareketine ait genel çözümünü
tsintcost PSPc (2.22)
şeklinde elde ederiz. Burada
LL
LP
II
GMg
sönümsüz baş-kıç vurma hareketinin doğal frekansıdır. Sönümsüz zorlanmamış baş-
kıç vurma hareketindeki ivmeyi (2.22) denkleminden
P
P2P
2
LL
L2P2
2 2Ty
T
4y
II
GMg
dt
d
şeklinde hesaplayabiliriz. Burada TP geminin baş-kıç vurma hareketine ait doğal
periyodu olup sadece geminin formuna bağlı olduğundan gemi tasarlandığı anda
belirlenmiş olur. Buradan gözükmekte olduğu üzere doğal periyodu düşük olan
gemilerde dalıp çıkma hareketlerinde ortaya çıkaccak ivmeler çok daha büyük olur ve
doğal periyod büyüdükçe dinamik etki küçülür.
Şimdi sönümün de varolduğu hali ele alacak olursak (2.21) denklemiyle verilen sabit
katsayılı ikinci derece diferansiyel denklemi olup genel çözümü
tsintcoset PSPctP
(2.23)
şeklinde verilir. Burada P, P’ (2.23) fonksiyonunun türevlerini alıp (2.21)
denklemine yerleştirmek suretiyle
2
LL
P
LL
LP
LL
PP
II2II
GMg
II2
olarak elde edilir. Burada ’P sönümlü hareketin doğal frekansı P hidrodinamik
sönüm katsayısı olarak bilinir.
Dalgalı denizlerde gemiye dalga kuvvetinin yanısıra gemiyi baş kıç vurmaya zorlayan
bir de MP baş kıç vurma momenti etki eder. Bu moment yine karşılaşma frekansının
bağımlısı olup
E
oTT
t2sinMM
şeklinde verilir. Burada Mo dalgalardan gelen baş kıç vurma momentinin genliği olup
hesabı gemi hidrodinamiğinin kapsamında kalmaktadır ve burada ele alınmayacaktır.
Mo değerinin bilindiği varsayılarak hareket denklemi
E
oLP2
2
LLT
t2sinMGMg
dt
d
dt
dII
(2.24)
şeklinde verilir ve bunun genel çözümü
P
E
2PPt
1T
t2sintsine P (2.25)
olarak elde edilir. Yine transient kısmı ihmal edersek uzun süreli hareketin 2
genliğini ve P faz açısını baş-kıç vurmaya ait
![Page 38: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/38.jpg)
38
E
PP
T
T
uyum katsayısı ile
L
PP
GMVVgVk2
hidrodinamik sönüm katsayısı cinsinden
2P
PPP
2P
222P
m2
1
2
41
olarak elde ederiz. Maksimum baş-kıç vurma genliği de P = 1 – 22
P olduğu zaman
elde edilir. Sönümün küçük olduğu hallerde bu yine rezonans haline karşı gelir. Bu
durumda baş kıç vurma ivmesi ve bunun en büyük değeri
m
2E
2
max
2
2
E
m
2E
2
2
2
T
2
dt
d
T
t2sin
2T
4
dt
d
olacaktır. Bu değer de dalga zorlaması ile faz farkına sahip olduğundan baş-kıç vurma
sonucu ortaya çıkan dinamik eğilme momentinin maksimum değeri de statik eğilme
momentinin maksimum değeri ile çakışmaz ve burada da dinamik katkıyı dalıp çıkma
etkisini hesaplarken izlediğimiz yol ile hesaplarız. Ancak herhangi bir anda dinamik
katkıyı göz önüne alırken dalıp çıkma halinde yapılan hesap yöntemi ile önemli bir
farkı vardır.
Dalıp çıkma hareketinden farklı olarak baş kıç vurma hareketi bir dönme hareketi
olduğundan gemi üzerindeki her noktada ivmeler aynı olmaz. Dönme merkezinde
ivme olmayıp bu merkezden uzaklaşıldıkça konumun dönme merkezine göre
konumuna bağlı olarak artar veya azalır. Bu durumda ağırlık üzerindeki artış
2
2
dt
d
g
wxw
(2.26)
şeklinde olur. Baş kıç vurma esnasında gemideki su çekimi değişmesi de aynı
nedenlerle sabit olmayıp gemi boyunca
gaxb (2.27)
şeklinde değişir. Bu durumda statik ağırlık ve sephiye eğrilerindeki düzeltme dalıp
çıkma halindekine kıyasla farklılık gösterir (Şekil 2.12).
Şekil 2.12: Baş kıç vurma hareketinin ağırlık ve sephiye dağılımları üzerindeki etkisi
![Page 39: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/39.jpg)
39
Net kuvvetler bu şekilde hesaplandıktan sonra kesme kuvveti ile eğilme
momentindeki değişikliklerin hesabı için dalıp çıkma hareketinde izlenen yol aynen
izlenir. Dalgalardaki hareketlerin toplam etkisini hesaplamak için bu iki etkiyi birlikte
hesaplamak gerekir. İki etkinin toplanması sırasında her iki etkinin arasında da
genelde bir faz farkı olacağına dikkat etmek gerekir. Bu nedenle her iki etkiyi de
çeşitli konumlarda hesaplayıp toplamları almak çok önemlidir.
2.3.3 Dalgalarda Yanal Eğilme
Şu ana kadar dalgaların boyuna mukavemete etkisi göz önüne alınırken dalga
cephesinin geminin ilerleme yönüne daima dik geldiği varsayıldı. Bu durumda dalga
yüzeyi ile herhangi bir kesitin arakesiti daima ana güverteye paralel bir doğru
oluşturur. Bu da gemi üzerinde sadece düşey bir yük dağılımına ve düşey eğilme
zorlamalarına neden olur. Eğer geminin ilerleme doğrultusu ile daga cephesi
birbirlerine dik olmak yerine açılı iseler dalga cephesi ile orta simetri düzlemi
arasında da aynı açı ortaya çıkar. Bunun sonucu olarak dalga yüzeyi ile herhangi bir
kesitin arakesiti artık ana güverteye paralel olan bir doğru yerine ana güverteye
meyilli bir eğri oluşturur. Bu da kesitin iki yanındaki su çekiminin birbirinden farklı
olması, yani iki taraftaki hidrostatik basınçların arasında bir fark oluşması anlamına
gelir. Kesitin iki tarafında farklı hidrostatik basınçların oluşması da o kesitte net bir
kuvvet oluşmasına neden olur. Böylece gemi boyunca yanal bir kuvvet dağılımı ve bu
kuvvet dağılımının neden olduğu bir yanal eğilme ortaya çıkar.
Burada iki noktaya değinmekte yarar vardır. İlk olarak ortaya çıkan bu yanal kuvvetin
gemi boyunca işaret değiştireceği ve gemi boyunca integre edildiğinde toplamının
sıfır olacağını belirtmek gerekir. Eğer bu toplam kuvvet sıfır olmazsa gemiye etki
eden yanal bir kuvvetin oluşması geminin yanal olarak hareket etmesine neden
olacaktır. İkinci olarak da her kesitte ortaya çıkan dengelenmemiş kuvvetin kesitin alt
tarafından etki ediyor olması kuvvetin etki doğrultusunun kesit merkezinden
geçmeyip kesit üzerinde bir burulma momenti de yaratacağını belirtmek gerekir. Bu
da gemi boyunca bir burulma momenti ile bunun yaratacağı bir burulma
deformasyonunun ortaya çıkmasına neden olur. Burada sadece yanal eğilmeyi ele
almakla yetineceğiz.
Şekil 2.13: Dalgalarda yan eğilmenin ortaya çıkışı
Dalgalar arasında dalgalara açılı olarak hareket eden bir gemiyi göz önüne alacak
olursak, dalga boyuna göre gemi genişliğinin küçük olacağını varsayabiliriz. Bu
durumda dalga yüzeyinin gemi kesiti ile arakesitini meyilli bir doğru olarak ele
almakla büyük bir hata yapmış olmayız (Şekil 2.13). Genellikle dalgalı denizlerde
![Page 40: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/40.jpg)
40
dalga yüzeyini sinüsoidal dalga olarak ele alırız ve uzun cepheli sinüsoidal bir
dalganın yüzeyini
x2
Cosa
denklemi ile gösterebiliriz. Burada daga boyu a da dalga genliği olup dalga
cepheleri y doğrultusunda uzandığından dalga yüzeyi bu doğrultuda değişiklik
göstermemektedir. Dalga yüzeyinin geminin ilerleme doğrultusu olan s
doğrultusundaki meyli dalga yüzeyinin bu doğrultudaki türevini alarak
ds
dy
yds
dx
xs
şeklinde hesaplanmaktadır. Burada dalga yüzeyinin y doğrultusunda değişmediği ve
Şekil 2.13’den
Cosds
dySin
ds
dx
ilişkilerinin geçerli olacağı gözüktüğünden s doğrultusundaki dalga yüzeyi meyli
xSin
2Sin
2
s
a (2.28)
olarak bulunur. Bu durumda dalgaların geliş yönüyle açısı yapan bir doğrultuda
ilerleyen bir geminin herhangi bir x noktasındaki kesitinde oluşacak su hattının meyli
(2.28) denkleminden belirlenebilir ve bu meyil yardımı ile iki bordadaki d1 ve d2 su
çekimleri belirlenebilir (Şekil 2.14).
Şekil 2.14: Eğimli dalgalarda meyilli su hattı ve hidrostatik basınç dağılımı
Gemiye etki eden yanal kuvvet dağılımını bulmak için hidrostatik basıncı göz önüne
almak durumundayız. Su hatttından z kadar derinde hidrostatik basınç gzp
olur. Burada su yoğunluğu ve g de yer çekimi ivmesidir. Dış kaplama üzerindeki
sonsuz küçük ds elemanına dikine etki eden kuvvet de gzds olacağından gemiye etki
eden yatay kuvvet
dsgzCosdf
şeklinde olur. Burada açısı bordo meylini göstermekte olup genelde kesit etrafında
değişkendir. Kesite etki eden yanal kuvveti hesaplamak istersek sonsuz küçük df
kuvvetini kesit etrafında integre etmemiz gerekmektedir. Bu da bize
dszCosgf y (2.29)
denklemini verir. Bu integrali hesaplamak için gemi kesitlerinin bazı özelliklerinden
ve açısının tanımından yararlanmamız gerekmektedir. Gemi kesitleri orta simetri
düzlemine göre simetrik olduğu için (2.29) integralini iki parça halinde yazar ve bu
integrallerde
ds
dzCos
![Page 41: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/41.jpg)
41
olduğunu göz önüne alırsak
2
2
2
1
d
0
d
021
s
y dd2
gzdzzdzgdszCosdszCosgf
21
elde ederiz. Bu herhangi bir kesite etki eden yanal kuvveti vermekte ve gemi boyunca
değişen su çekimleri d1 ve d2’ye bağlı olarak farklı değerler almaktadır. Bu kuvveti ve
gemiye bağlı eksen takımında sabit bir noktaya göre momentini alıp gemi boyunca
entegre edersek
L
2
2
2
1y
L
2
2
2
1y
dxxdxdx2
gM
dxxdxd2
gF
integrallerini buluruz. Bu integraller gemiye dalgalar nedeniyle etki eden yanal kuvvet
ve momenti vermektedir. Bu ana kadar göz önüne sadece statik etkileri göz önüne
aldık ve hesapladığımız yanal kuvvet ve moment sadece bu statik etkileri
içermektedir. Geminin rotasını koruyabilmesi için de bu kuvvet ve moment sıfır
olması gerekmektedir. Ancak yukarıdaki gibi hesaplanan kuvvet ve moment çok
ender olarak sıfır çıkar. Bu kuvveti ve momenti dengeleyen ve geminin yanal öteleme
ve savrulmasını engelleyen dinamik kuvvetlerdir. Dinamik etkiler bu kuvvet ve
moment dengesinden hesaplanır.
Önce yan ötelemeden ortaya çıkan dinamik kuvveti göz önüne alalım. Geminin yan
ötelemesi y ile gösterileceğine göre gemiye etki eden yan öteleme kuvveti
2
2
ydt
ydF (2.30)
olarak yazılabilir. Burada geminin deplasmanı olup
L
dxxA )(
integralinden hesaplanabilmektedir. Burada A(x) geminin bir x konumundaki su altı
alanını göstermektedir. ’ ise geminin yanal hareketi sonucu denizde ortaya çıkan
tepki kuvvetini temsil eden ek kütledir ve gemi geometrisi belli olduğu takdirde
hesaplanabilmektedir. Bu durumda (2.30) denkleminde bilinmeyen tek değişken yanal
öteleme ivmesidir ve bu denklemde daha evvelce hesaplanmış büyüklükleri
kullanarak gemide ortaya çıkan yanal öteleme ivmesini hesaplayabiliriz. Burada
dikkat edilmesi gereken şey deplasmanı hesabında g yerçekimi ivmesi
kullanmayarak deplasmanın kütle biriminde olması sağlanmıştır.
Geminin yanal öteleme yanısıra statik momenti dengelemek üzere bir savrulma
hareketi de yapacağını belirtmiştik. Şimdi gemini savrulmasını orta simetri ekseni ile
yaptığı açısı ile gösterecek olursak gemiye etki eden savrulma momenti
2
2
yyydt
dIIM
(2.31)
olarak verilir. Burada Iy geminin savrulma ataleti, I’y de savrulmaya ait ek kütle
miktarıdır. Burada da tek bilinmeyen savrulma hareketinin ivmesidir ve daha evvelce
hesaplanmış büyüklükleri bu denkleme yerleştirmek suretiyle hesaplanabilir.
Gemiye etki eden ivmeler hesaplandıktan sonra dinamik kuvvetlerin gemi üzerindeki
dağılımlarını hesaplamak oldukça kolaydır. Bunun için geminin herhangi bir x
konumundaki ivmesi ile aynı noktadaki kütlesini bilmek yeterlidir. Herhangi bir x
![Page 42: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/42.jpg)
42
noktasında kesit alanı A(x) ile ve ek kütlesi de a(x) verilmiş ise o kesitteki toplam
kütlesi )()()( xaxAxm
olarak belirlenir. Aynı konumdaki kesitin ivmesi ise yanal öteleme ve savrulma
ivmelerinin bileşeni olup
2
2
2
2
dt
dx
dt
yd)x(
şeklinde hesaplanır. Herhangi bir x konumunda kütle ve ivme belli olduğunda
bunların çarpımı olarak dinamik kuvveti hesaplayabiliriz. Bu durumda geminin
herhanfi bir x konumunda gemiye etki eden toplam yanal kuvvet dağılımını
2
2
2
222
21y
dt
dx
dt
yd)x(a)x(A)x(d)x(d
2
g)x(f (2.32)
şeklinde buluruz.
Burada hesaplanan yanal kuvvet dağılımını gemi boyunca herhangi bir x noktasına
kadar integre edersek bu x noktasında gemiye etki eden yanal kesme kuvvetini
hesaplamış oluruz. Kesme kuvvetini gemi boyunca herhangi bir x noktasına kadar
integre edersek de bu x noktasında gemiye etki eden yanal eğilme momentini
hesaplamış oluruz.
Bir geminin kesitine etki eden gerilme dağılıımının gerçek değerini hesaplamak için
yanal eğilme ve düşey eğilme momentlerini ayrı ayrı ele almak yerine bu momentlerin
bileşkesini kullanmak gerekir. Bu iki momentin bileşkesini hesaplarken iki momentin
zamana bağlı olduklarını ve aralarında faz farkı olabileceğini göz önüne alarak hesap
yapmak gerekir. Ayrıca burada yapılan hesaplarda dinamik kuvvetlerin sadece ivme
ile orantılı olduğu ve hızla orantılı olan sönüm kuvvetlerinin tamamen ihmal edildiğni
belirtmekte yarar vardır. Gerçekte sönüm kuvvetleri de oldukça önemli olabilirler ve
bu şekilde yapılan hesaplar sadece yaklaşık hesaplardır.
2.4 Küçük Boyutlu Yapılarda Hesap yöntemi
Buraya kadar ele alınan hesaplarda genellikle viskoz etkiler ihmal edilerek akışkanın
sadece potansiyelden türeyen zorlamalara maruz kaldığı varsayılmıştır. Bu yaklaşım
göz önüne aldığımız büyük boyutlu yapılarda oldukça geçerlidir. Burada boyutların
büyüklüğünden söz ederken karakteristik boyun dalga boyuna kıyasla büyük veya
aynı mertebede olduğu hallerden söz ediyoruz. Karakteristik boyutları dalga boyuna
göre küçük olan yapılarda ise saçılma önemini kaybetmekle birlikte viskoziteden
kaynaklanan kuvvetler ihmal edilemeyecek boyutlara ulaşırlar. Bu tip yapılara en
belirgin örnek yüzer platformlardır. Bu açıkdeniz yapıları oldukça büyük boyutlarda
olmalarına rağmen birçok silindirik kolon ve kirişlerden oluştukları için denizle ara
kesitlerini oluşturan karakteristik boyutları oldukça küçük olur (Şekil 2.15). Dolayısı
ile bu kolonların etrafında viskoz etkiler nedeniyle önemli kuvvetler ortaya çıkar ve
sadeve potansiyel teori ile yapılan kuvvet hesaplarında ciddi hatalarla karşılaşılır.
Gerçekte yüzer platformlar yapıları itibariyle gemilere çok benzemezler. Bu yapılarda
boy çoğu zaman genişlikle hemen hemen aynı değerlere sahiptir. Ancak yapı bu
boyutlar arasında süreklilik göstermez. Yapılar genellikle silindirik tüplerden oluşan
yapılardır. Genellikle ana elemanlar düşey ve yatay olarak yerleştirilir ancak bu
elemanların bağlantı noktalarında oluşacak büyük gerilmeler nedeni ile yardımcı
elemanlar kullanarak yapının mukavemetini artırma yolu seçilir. Böylece ortaya çıkan
![Page 43: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/43.jpg)
43
yapı bir gemiden ziyade üç boyutlu bir kafes sistemine benzer ve mukavemet analizi
çoğunlukla üç boyutlu bir kafes sisteminin analizi şeklinde yapılır.
Şekil 2.15: Yüzer platformların geometrisi ve karakteristik boyutları
Yüzer bir kafes sistemine etki eden kuvvetler, sistemin ağırlığı, sephiyesi ve dalgalar
nedeni ile ortaya çıkan kuvvetlerden oluşur. Yapının ağırlığını kafes sistem üzerinde
her bir elemanın ağırlığı hesaplanarak dağıtılır. Örneğin silindirik elemanların birim
uzunluğuna isabet eden ağırlığı belli olduğundan her eleman üzerindeki ağırlık
dağılımı belli olur. Ayrıca platformun üzerinde de makina ve teçhizat ağırlıkları bağlı
bulundukları aralıklarda uygun şekilde dağıtılırlar. Sephiyenin dağıtımı için de
yapının su içerisindeki elemanları üzerinde statik basınç göz önüne alınır. Burada
statik basıncın su seviyesi, yoğunluk ve yerçekimi ivmesi çarpımına eşit olduğunu
hatırlıyoruz. Böylece statik olan yükler kolaylıkla belirlenmiş olur ve problem sadece
dinamik zorlamaların belirlenmesine indirgenir.
Dinamik zorlamaların hesabı için izlenecek yolun gemilerden farklı olduğunu daha
evvelce de belirtmiştik. Bu yapılarda silindirik elemanlara gelen zorlamalar tek tek
hesaplanır. Bu hesap yöntemi 1950’li yıllarda ilk defa Morison tarafından ortaya
atılmış yarı ampirik bir yöntemdir. Bu yönteme göre silindirik bir elemanın birim
uzunluğundaki bir parçasına etki etmekte olan kuvvet
nM
2
nnDC
4
DC
2
Ddsp
d
dauun
F
(2.33)
şeklinde verilir. Burada p her bir elemanın yüzeyine etki eden dinamik basınç, n göz
önüne alınan eleman yüzeyinin dış normal vektörü, ds silindirin çeperi üzerindeki
uzunluk elemanı, deniz suyu yoğunluğu, D silindir çapı, CD sürükleme katsayısı
(drag coefficient), un deniz suyunun elemana normal doğrultudaki hız vektörü, CM ek-
kütle katsayısı ve an deniz suyunun elemana normal doğrultudaki ivme vektörüdür.
Yukarıdaki formül incelendiğinde bir elemanın birim uzunluğuna etki eden dinamik
kuvvetlerin üç bileşenden oluştuğu gözükmektedir. Bunlardan birincisi dinamik
basınç nedeniyle ortaya çıkan kuvvet bileşenidir ve viskoz etkileri içermemektedir.
Basıncı hesaplarken silindirin çapının dalga boyuna kıyasla oldukça küçük olduğunu
ve bu nedenle saçılmanın ihmal edilebileceğini kabul ediyoruz. Dolayısı ile açısal
frekansı , dalga boyu ve genliği a olan bir dalganın yaratacağı dinamik basınç
![Page 44: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/44.jpg)
44
tySinxCosizexpgpa
(2.34)
olarak verilir. Burada dalganın ilerleme yönü ile x ekseni arasındaki açı, dalga
sayısı olup
g
2 2
ilişkisinden elde edilir. Burada dikkat edilmesi gerekli olan nokta xyz eksen takımının
global eksen takımı olduğu ve integrasyonun ise yerel koordinat takımı olan
eksen takımında yapılması gerektiğidir. Bu durumda xyz değişkenlerini
değişkenleri cinsinden yazmak gerekir. Bu ilişki her bir elemanın xyz eksen takımına
göre doğrultu cosinüsleri cinsinden elde edilebilir.
İkinci ve üçüncü bileşenler viskoz etkileri göz önüne alan bileşenlerdir. Açıkdeniz
yapılarının hareketlerini incelerken de göz önüne aldığımız gibi akışkanla yapı
arasındaki etkilerde oluşacak kuvvetlerin bir kısmının hız ile bir kısmının da ivme ile
orantılı olacağını varsayıyoruz. İkinci terimde ilk bakışta orantının hızın karesi ile
olduğu düşünülebilir. Ancak dikkatli bakılırsa ikinci hız vektörünün mutlak değeri
alınmakta ve bu da debiye karşı gelmektedir. Burada
2
Dm
nu
elemanın birim uzunluğundan birim zamanda geçen deniz suyu miktarını
göstermektedir. Buradaki CD katsayısı boyutsuz bir katsayı olup debinin hangi oranda
etkili olduğunu göstermektedir ve deneysel olarak tayin edilir. Ancak deney yapma
olanağı olmadığı durumlarda bu katsayıyı CD = 0.8 olarak kabul etmek uygun olur.
Son terimde de ivme ile orantılı olan kuvvetler verilmektedir. İvme ile orantılı olması
nedeniyle buradaki CM katsayısına ek-kütle katsayısı denir ve silindirin birim
uzunluğundan geçen
4
Dm
2
kütlesinin orantı katsayısıdır. Bu katsayı da sürüklenme katsayısı gibi deneysel olarak
tayin edilir, ancak deney olanakları olmaması halinde yaklaşık hesap için CM = 2.0
olarak alınabilir.
Burada kullanılan un hız vektörü ile an ivme vektörü rölatif hareketin hızıdır. Yani bu
hızları hesaplarken sadece dalgadaki zerrelerin hızlarını göz önüne almak yeterli
olmaz. Bu hız bileşenlerini yüzer platformun hareketlerini de göz önüne alarak
düzeltmek gerekmektedir. Yine potansiyel teoriden dalgalardaki su zerrelerinin hız
bileşenleri
tySinxCosizexpiw
tySinxCosizexpSinv
tySinxCosizexpCosu
a
a
a
olarak bilindiği için yüzer platformun hareketlerinden hesaplanacak
)tiexp(xyiw
)tiexp(xziv
)tiexp(yziu
543
642
651
hız bileşenleri ile toplanarak relatif hız vektörü
kjiu wwvvuun
![Page 45: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/45.jpg)
45
şeklinde elde edilirler. İvmeler için de benzer şekilde
kjiazzyyxxn
aaaaaa
olarak hesaplanır. İvme bileşenleri ilgili hız bileşenlerinin zamana göre türevleri
alarak
)t(sinyzxz
)t(Cosxya
)t(sinxyyz
)t(Cosxza
)t(sinxzxy
)t(Cosyza
tySinxCosCoseea
tySinxCosSineSina
tySinxCosSineCosa
2
65156424
2
543
2
z
2
54346516
2
642
2
y
2
64265435
2
651
2
x
z
a
z
a
2
z
z
a
2
y
z
a
2
x
şeklinde hesaplanırlar. Burada ivmeleri hesaplarken alınan türev sadece zamana göre
kısmi türev olmayıp hareketi takiben alınan türev olduğuna dikkat çekmekte yaray
vardır. Sabit platformlarda nu ve na büyüklüklerinin sıfır olacağı açıktır. .
![Page 46: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/46.jpg)
46
3. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA
DENEYSEL ÇALIŞMALAR
3.1 Giriş
Gemi ve açıkdeniz yapılarının maruz kaldıkları yüklerin deneysel olarak belirlenmesi
söz konusu olduğunda bu güne kadar uygulanan yöntemleri üç gruba ayırmak
olanaklıdır. Bunlar
Gemilerde yapılan statik deneyler
Gemiler seferdeyken yapılan ölçmeler
Model deneyleri
Bunların tarihi gelişimleri ve yapılış amaçları oldukça büyük farklılıklar göstermekte
ve her biri de farklı zorluklar gösterir. Gemilerde statik deneylerin bir yüzyıla yakın
bir geçmişleri vardır ve amaçları büyük ölçüde gemilerde mukavemet hesapları için
kullanılan basit kiriş modelinin geçerliliğini irdelemekle sınırlı kalmıştır. Gemiler
seferdeyken yapılan ölçmeler ikinci dünya harbi sonlarına doğru başlamış ve daha
ziyade dinamik yükler altında ve kritik noktalarda gerilme ölçmeleri yapmayı ön
planda tutmuştur. Bu tür ölçmeler mevcut geminin güvenliğini gözetmekle birlikte bu
ölçmeler bazı problemleri anlamak ve daha sonraki tasarımlarda gerekli düzeltmeleri
yapmaya da yaramaktadır. Model deneyleri ise çok daha yakın bir dönemde
geliştirilmiş ve hem tasarlanmakta olan bir geminin yapısal performansı hakkında
bilgi edinmek ve ortaya çıkması muhtemel sorunları öngörüp gerekli önlemleri almayı
amaçlar hem de genel sorunlara ışık tutacak araştırmalar için kullanılır. Gemilerde
yapılan ölçmelere kıyasla çok daha ucuz oldukları gibi istenen koşulları ölçekli olarak
yaratabilmek ve de çevre koşullarını tamamen kontrol edebilmek imkanını
sağlamaktadır. Her üç deneysel çalışma yöntemini de ileriki bölümlerde ayrıntılı
olarak ele alacağız.
3.2 Gemilerde Yapılan Statik Deneyler
Gemiler üzerinde yapılan ölçmelerin ilki İngilterede Wolf adlı harp gemisi üzerinde
20inci yüzyılın başında yapılmıştır. O dönemlerde ölçme tekniklerinin çok sınırlı
olduğu göz önüne alınırsa bu deney teknik açıdan ziyade tarihi açıdan önem taşır.
Deneyler denizde gemilerin kırılarak kaybolmaları üzerine gerçekleştirilmiş ve gemi
yapısının bilinen eğilme momentleri altında nasıl davranacağını belirlemek amacıyla
yapılmıştır. Bu açıdan bu deneyler kirişlerin eğilme teorisinin gemiler gibi karmaşık
yapılarda uygulanması konusunda önemli bir nirengi noktası oluşturmuştur.
Deney için gemi bir kuru havuza alınmış ve havuzun kapakları kapatıldıktan sonra
suyu yavaş yavaş azaltılmaya başlanmıştır. Havuzun suyu azaldıkça gemi daha
evvelce özel olarak hazırlanıp havuza yerleştirilmiş beşiklere oyurmaya başladıkça
geminin üzerinde ölçmeler yapılmıştır. Geminin ağırlık dağılımı ve hidrostatik
![Page 47: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/47.jpg)
47
büyüklükleri bilindiğinden gemi üzerine etki eden yükler hesaplanabilmekte ve
yapılan ölçmelerle birlikte gemi yapısının yükler altındaki davranışına ilişkin bilgiler
elde edilebilmiştir. Deney sırasında Stromeyer tipi mekanik genleme ölçerler
kullanılarak genlemeler ve havuz içinde gemi boyunca yerleştirilmiş direkler
aracılığıyla gemi yapısındaki çökmeler ölçülmüştür. Deneyler beşiklerin yerlerini
değiştirerek tekrarlanmış ayrıca her bir deney sırasında değişik su seviyelerinde
ölçmeler yapmak suretiyle hem çökme hem de sarkma durumları için oldukça geniş
bir veri bankası oluşturulmuştur.
Bu deneyler sırasında kullanılan genleme ölçerlerin yapısı itibariyle ölçmeler çok
sınırlı sayıda noktada ve ancak su seviyesi üstünde gerçekleştirilebilmiştir. Bu önemli
bir sınırlama olup dış kaplamanın homojen olmaması halinde oldukça yanıltıcı
sonuçlara neden olabilir. Nitekim elde edilen ölçmeler ile teorik hesaplar arasında
oldukça büyük farklılıklara da rastlanmış ve bazı noktalarda ölçülen genlemelerin
hesaplanan genlemelerden %50 oranında küçük olduğu tespit edilmiştir (Tablo 3.1).
Burada dış kaplamanın homojen olmaması sonucu bazı kısımlarda yük altında
burkulma olmuşsa kesit içerisinde ortalama gerilmenin hesaplanması sırasında önemli
hatalar ortaya çıkacakdır. Bu farklılıklara karşın gerilmelerin gerek karakter itibarıyla
gerekse sayısal olarak teorik sonuçlara benzer bulunmuş ve kullanılan teorik
yaklaşımın geçerli olduğuna kanaat getirimiştir. Ancak tarafsız eksenden çok uzak
larda nonlineerliğin önemli olduğu da saptanmıştır.
Gerilmeler Omurga Güverte
(İskele)
Güverte
(Sancak)
Hesaplanan 114 N/mm2 85 N/mm
2 85N/mm
2
Gözlenen 86 N/mm2 46 N/mm
2 24 N/mm
2
Tablo 3.1: Wolf deneylerinde ölçülen ve hesaplanan gerilme değerleri
Ölçülen çökmelerde ise çok daha büyük farklılıklar saptanmıştır. Oluşan bu
farklılıkların dış kaplamada oluşabilecek
burkulmalar
kayma gerilmeleri
gibi ikincil etkiler sonucu ortaya çıktığı düşünülmüştür.
Daha sonraki yıllarda bu tip deneyler Preston, Bruce ve Albuera adlarındaki üç
gemiye daha uygulanmıştır. Aradan geçen süre içinde ölçme tekniklerinde ortaya
çıkan gelişmeler bu gemilerde çok daha güvenilir ölçmeler yapılmasına olanak
vermiştir. Her üç gemi de daha evvelce denenmiş olan Wolf gibi perçinli gemilerdir.
Deneyin uygulanmasında ise önemli bir değişiklik olmamış ve yine kuru havuzda
suyun yavaş yavaş boşaltılması sırasında ölçmeler yapılmıştır. Deneyler sırasında
dizayn yüklerine kadar perçinlerde herhangi bir kesilme veya kayma gözlenmemiş,
ayrıca kesitlerde ölçülen gerilmelerin düşey doğrultuda doğrusal olarak değiştiği
saptanmıştır. Dolayısı ile teorik hesaplardaki geminin bir kiriş gibi bir bütün olarak
davrandığı kabulunün geçerlili olduğuna karar verebiliriz. Deney sırasında sıcaklığın
etkisi de incelenmiş ve gemilerin yükleme koşulları gemilerin kırılmasına kadar
artırılarak devam ettirilmiştir. Bu deneyler sonucu kırılmalar daima ikincil etkiler,
yani dış kaplamadaki burkulmalar, sonucu ortaya çıkmıştır.
Bu deneylerin hepsi harp gemilerine uygulanmış deneylerdir. Ticari gemilerde yapılan
ilk deney ikinci dünya harbi sonrasında Philip Schuyler adlı gemide
gerçekleştirilmiştir ve kaynak uygulamalarının ilk zamanlarında gemilerde rastlanan
![Page 48: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/48.jpg)
48
kırılmaları incelemeye yöneliktir. Philip Schuyler o sıralarda çok yaygın olan iki
güverteli ve makina dairesi ortada olan bir gemi tipidir. Bu deneyler de Amerikada
havuzda yapılmış olmakla birlikte deneylerin uygulanışı ve ölçmeler açısından
farklılıklar arz eder. Öncelikle zorlamaların yaratılışında sephiyeyi değiştirmek yerine
ballast ve ambarlardaki yükleri değiştirmek yolu seçilmiştir. Bu deneyler sırasında
400 civarında genleme ölçer kullanılmıştır. Bu genleme ölçerlerin yarısı mekanik
yarısı da elektrik genleme ölçerlerlerdir. Elektrik genleme ölçerlerin kullanılması çok
daha fazla noktada ölçme yapabilme olanağını sağlamış ve sadece dış kaplamalar
değil ambar ağızları gibi gerilme yığılmaları olması beklenen yerlerde de ölçmeler
gerçekleştirilmiştir.
Bu ölçmeler yükleme şeklini değiştirmek suretiyle hem sarkma hem de çökme halleri
için uygulanmış ve daha önceki ölçmelerde olduğu gibi hesaplarda uygulanan kiriş
teorisi yaklaşımının genel hatları ile büyük ölçüde geçerli olduğunu göstermiştir.
Ancak dip kaplamasındaki saçlarda zayıf da olsa mambran gerilmelerinin oluşabildiği
de gözlenmiştir. Ayrıca güvertede kayma gecikmelerinden kaynaklandığı
düşünülebilecek bir gerilme düşmesi de gözlenmiştir. Ayrıca geminin boyutları ile
kıyaslandığında çok küçük olan üst yapıda gerilmelerin kirişlerin eğilme teorisinden
oldukça uzaklaştığı gözlenmiştir.
Benzer deneyler President Wilson adlı gemide de uygulanmıştır. Bu gemi daha
evvelce denenmiş gemilere kıyasla çok daha büyük bir gemidir ve boyu 172 m eni
22.65 m ve 19.35 m dir. Bu geminin diğer bir farklılığı da üst yapısının oldukça
büyük olması ve kısmen aliminyumdan imal edilmiş olmasıydı. Bu deneyler sırasında
da zorlamalar balast değişimleriyle temin edilmiş ve ölçmeler mekanik ve elektrik
genleme ölçerlerle yapılmıştır. Buradada gerilmeler açısından ana güverteye kadar
kiriş modelinin genel hatları ile geçerli olduğu ancak üst yapıda gerilmelerde bir
düşüş olduğu ve üst yapıların gerilmeleri taşımak açısından çok etkili olmadıklarını
göstermiştir. Çökmelerin hesabında ise kesme kuvvetinin etkisi göz önüne alınıp üst
binaların atalet momenti de kesit ataletinin hesabında göz önüne alındığında ölçülen
değerlerle iyi bir uyum sağlanmıştır.
Benzer bir ölçme de İngilterede Neverita ve Newcombia adlı iki tankerde
uygulanmıştır. Bu testler kaynaklı gemilerin kırılarak batması sonucu başlatılmış ve
esas amaç kaynaklı imalat konusunda inceleme yapmak olarak belirlenmiştir. Bu
gemilerden Neverita kaynaklı Newcombia ise perçinli gemidir. Tankerler kuru havuza
alınmak yerine nehire çekilmiş ve burada ambarlarına balast almak suretiyle değişik
yükleme durumlarına maruz bırakılmıştır. Bu gemilerin tanker olması nedeniyle bu
uygulama kolay olmuş ve yüklemeyi ayarlamak suretiyle doğal – çökme – doğal –
sarkma – doğal olmak üzere değiştirmeye de fırsat vermiştir. Deneyler sırasında dış
kaplamalardaki genleme ve deformasyonların yanısıra su geçirmez perdelerde de
ayrıca genleme ve deformasyonlar ölçülmüştür. Bu geniş kapsamlı ölçümlerden şu
sonuçlara varılmıştır:
Gemi elastik bir yapı gibi davranmış ve mukavemet açısından kiriş teorisini
kullanmak yeterli görülmüştür
Ölçülen deformasyonlar kirişlerde kesmeli eğilme teorisi kullanılarak
hesaplanan değerlerden çok az bir miktar daha küçük bulunmuştur
Boyuna perdelerde ülçülen gerilmeler yapılan hesaplarla çok daha büyük
farklılıklar göstermektedir. Bunun nedeni büyük bir olasılıkla perdedeki yerel
burkulmalardır.
![Page 49: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/49.jpg)
49
Gemide boyuna gerilmeler yanısıra bunun %20’sine varan enine gerilmelerin
oluştuğu gözlenmektedir.
Yaklaşık 15o-20
oC civarındaki sıcaklık değişiminin güvertelerdeki yüksek
gerilmelerin neden olduğu deformasyonların üçte birine varan gerilmelere
neden olduğu gözlenmiştir.
Bu ölçmeler de daha önceki deneylerde varılan sonuçların doğruluğunu göstermiştir.
Bütün bu deneysel çalışmalardan varılan sonuçları şu şekilde özetleyebiliriz:
Yapısı sürekli olan gemilerde, örneğin tankerler veya ,üst binaları yeteri kadar
uzun olan gemilerde basit kiriş teorisiyle boyuna gerilmeler yeterli
hassasiyetle hesaplanabilirler.
Gemilerdeki kayma gerilmeleri denklemi ile verilen basit formül yardımıyla
yeterli hassasiyette hesaplanabilir.
Üst binalarda gerilmelerin non-lineer olarak değiştiğine dair önemli kanıtlar
olduğu için sınırlı uzunluktaki üst binalardaki gerilmelerin hesabında basit
kiriş teorisi yetersiz kalmaktadır. Yine de üst binaların boyuna mukavemete
katkısını bir ölçüde göz önüne almakta yarar vardır.
Çökmelerin hesabında kayma gerilmelerinin etkisini göz önüne alarak hesap
yapmak kaydıyla yeterli hassasiyette sonuçlar elde etmek olanaklıdır.
Şekil değiştirmelerin dağılımı açısından kaynaklı ve perçinli gemiler arasında
kayda değer bir farklılık yoktur.
Süreksizliklerin veya kesit şeklinde ani değişikliklerin olduğu yerlerde
gerilme yığılmalarının ortaya çıktığı ve bunların yerel kırılmalara neden
olduğu gözlenmiştir.
Muklak mukavemet kaybı genellikle geminin yerel yapısındaki burkulmalar
sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu durumun oluşmadığı haller ise uygun
koşulların oluşması sonucu kırılgan çatlakların ortaya çıkmasıyla kendini
göstermektedir. Gerilmelerin emniyet sınırını aşmasıyla malzemenin
kırılmasına ise hemen hemen hiç ratlanmamaktadır.
3.3 Gemiler Seferdeyken Yapılan Ölçmeler
Buraya kadar sözünü ettiğimiz gemi ölçmeleri büyük ölçüde statik sayılabilecek
deneylerdir ve deniz koşullarından etkilenmemektedirler. Bu testlerden yararlanarak
gemilerin maruz kalacağı statik yüklemeler altında ortaya çıkacak gerilmeleri kiriş
teorisi ile hesaplayabileceğimizi ve hesapları yaparken dikkat etmemiz gereken
hususları belirledik. Daha sonraki yıllarda ise denizde giderken ve hava koşullarının
da olduğu hallerde de ölçmeler yapılmış ve bu ölçmelerden de benzer sonuçlar elde
etmeye çalışılmıştır. Tabiki seyir halinde yapılan ölçmeler çok daha karmaşık ve
kapsamlı olması gerekmektedir çünkü burada ortaya çıkan gerilme ve deformasyonlar
sadece statik zorlamalardan kaynaklanmazlar. Gerilme ve deformasyonlar ayrıca
dinamik etkileri içerir ve bu etkileri yaratan koşulların da belirlenmesi gerekli olur. Bu
durumda sadece genlemelerin ve deformasyonların ölçülmesi ile yetinilemez aynı
zamanda geminin hareketleri ile çevre koşullarını da olabildiğince ayrıntılı olarak
ölçmek gerekmektedir.
Sefer sırasında bir gemide ölçme yapılması ilk defa boyu 128.70 m eni 17.73 m kalıp
derinliği 11.33 m ve deplasmanı 13000 ton olan San Fransisco adlı Amerikan
gemisinde yapılmıştır. Sefer sırasında gemideki genlemeler ve deformasyonların
yanısıra gemideki dalıp çıkma ve baş kıç vurma hareketleri ile dalga yükseklikleri ve
![Page 50: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/50.jpg)
50
dip saçlarındaki basınçlar da ölçülmüştür. Baş kıç vurma ve dalıp çıkmalar gemiye
yerleştirilmiş jiroskopik cihazlarla ölçülmüş dalga profili ise gemi bordasına
yerleştirilmiş elektrik kontak cihazları aracılığıyla ölçülmüştür. Elektrik kontak
cihazları gemi boyunca 20 m aralıklarla, düşey doğrultuda da 0.30 m aralıklarla
yerleştirilmiş ve bu cihazların su içindeyken devreyi kapatıp elektriği geçirmesiyle bu
noktalarda su seviyelerinin tespitiyle dalga profilinin zaman içindeki değişimi
saptanmıştır. Ayrıca gemiye yerleştirilen bir kamera aracılığıyla da dalgaların genel
durumu saptanmıştır. Dip saçlarındaki basınçlar buralara yerleştirilen ve kalibre
edilmiş diyaframlar aracılığıyla ölçülmüştür. Bu ölçmeler uzun süre devam ettirilmiş
ve oldukça şiddetli hava koşullarında da değerler kaydedilebilmiştir. Yapılan dalga
ölçmeleri sırasında beklenenden çok daha uzun dalgalar ölçülebilmiş (240 m’ye
ulaşan dalga uzunlukları) ve dalgaların teorik olarak kabul edilen değerlerden çok
daha dik olabildiğini (bazı hallerde /13.5 kadar) saptanmıştır. Yapılan ölçmelerin
özeti Tablo 3.2’de verilmektedir.
Dalga
Boyu
m
Dalga
Yüksekliği (Gerçek, m)
Dalga
Yüksekliği (Görünen, m)
Dalga
Yüksekliği (Efektif, m)
Sakin su
momenti Ton m
Hesaplanan
Moment (Dip basıncı)
Ton m
Hesaplanan
Moment (Gerilme)
Ton m
180 - - 4.0 +23000 +21300 +20000
186 16.5 9.8 4.2 +23000 +22500 +21000
186 16.5 6.0 5.5 +23000 -33000 -30000
240 15.0 9.5 3.6 +23000 +18700 +17500
210 15.0 - 6.7 +23000 -41300 -37000
120 8.9 7.9 4.55 +23000 +2400 +22600
120 8.9 5.0 6.0 +23000 -35800 -33800
Tablo 3.2: San Fransisco deneylerinde ölçülen ve hesaplanan değerlerin özeti
Gemiden uzakta dalga tepesi ile dalga çukuru arasındaki farkı ölçerek elde edilen
dalga yükseklikleri ile gemi boyunca ölçülen dalga profilinden elde edilen dalga
yükseklikleri farklı değerler göstermektedir. Bu değerlerden dalga tepesi ile dalga
çukuru arasındaki farktan elde edilen değer gerçek dalga yüksekliği olup gemi
boyunca ölçülen profilden elde edilen değer ise görünen dalga yüksekliğinden
fazladır. Bu uyumsuzluğun nedeni ölçülen dalga boyunun gemiden daha büyük olması
ve bu nedenle gemi boyunca tüm profilin ölçülememesidir. Her iki dalga yüksekliğini
kullanarak elde edilen eğilme momentleri de ölçülen eğilme momentlerinden büyük
bulunmuş ve bu nedenle bir efektif dalga yüksekliği kavramı geliştirmek gerekmiştir.
Efektif dalga yüksekliği standart hesaplarda ölçülen eğilme momentine eşit eğilme
momenti değerini verecek dalga yüksekliğidir. Bu değerin çökme ve sarkma halleri
için farklı değerler aldığı, çökme halinde L/20 sarkma halinde ise L/25 olduğu
saptanmıştır.
Ölçülen dip basınçlarını kullanarak yapılan eğilme momenti hesapları ile ölçülen
gerilmeler aracılığı ile yapılan eğilme momentlerinde de farklılıklar gözlenmiş ancak
bu farklılıklar çok büyük olmadıkları gibi karakter olarak da uyum içinde kalmaktadır.
Ayrıca dip basınçları kullanılarak yapılan dalga yükseklikleri ile ölçülen dalga
yükseklikleri arasında da önemli farklılıklar olmasını Smith etkisi ile açıklamak
olanaklıdır. Ayrıca efektif dalga yükseklikleri ile ölçülen dalga yükseklikleri
arasındaki farkın mertebesi dinamik etkilerin çok önemli olduklarını göstermektedir.
![Page 51: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/51.jpg)
51
San Fransisco gemisinde yapılan ölçmelerden bu yana ölçme cihazlarında büyük
ölçüde gelişmeler olmuş ve yapılan ölçmelerin kalitesinde ve kullanılan cihazlarda
önemli değişiklikler olmuştur. Bu farklılıkları İngilterede kaynaklı ve perçinli
gemilerin performansını yapısal açıdan incelemek için yapılan ölçmelerde görmek
olanaklıdır. Perçinli olarak imal edilmiş olan Clan Alpine ve kaynaklı olarak imal
edilmiş olan Ocean Vulcan üzerinde uzun süreli ölçmeler yapılmıştır. Çok benzer olan
bu gemilerde gemi yüzeyinde basınç göstergeleri, dalga yüksekliği göstergeleri, üç
doğrultuda ivme ölçebilen cihazlar, baş kıç vurma ve yalpa açılarını ölçebilen
jiroskopik cihazlarla saçlarda genlemeleri ölçen elektrik genleme ölçerler kullanılarak
uzun süreli ve kapsamlı ölçümler yapılmıştır. Ayrıca rüzgar yönü ve şiddeti, dalga
yükseklikleri de kaydedilmiş ve dövünmenin de etkileri incelenmiştir. Bu deneyler
sırasında amaç mukavemetin incelenmesi olduğu için maksimum momentin
belirlenmesine özen gösterilmiştir.
Şekil 3.1: Ocean Vulcan deneylerinde yapılan ölçülen ve hesaplanan değerler
Ölçmeler iki yıla yakın sürmüş ve bu süreç içersinde gemi %55 oranında denizde
bulunmuş geri kalan süreyi ise limanda geçirmiştir. Limanlarda sakin sudaki
genlemeler ölçülmeye devam edildiğinden bu değerler kalibrasyonu kolaylaştırmış ve
daha sonra dalgalı havalarda ölçülen genlemeleri eğilme momentine çevirmek daha
kolay olmuştur. Uzun sürede yapılan kayıtları istatiksel olarak değerlendirip geminin
ömrü boyunca maruz kalacağı maksimum eğilme momenti dağılımını belirlemek
(Şekil 2.1) olanağı olmuştur. Bu deneylerden çıkan sonuçlara göre geminin en çok
maruz kaldığı eğilme momenti 30000 tonm ile 40000 ton-feet olup yaklaşık toplam
sürenin %18’ini oluşturmaktadır. Dövünme ölçmeleri orta kesitte güverte civarında 20
N/mm2 civarında gerilmelerin ortaya çıkmasına neden olabileceğini göstermiştir.
Genellikle bu gerilmeler maksimum çökme gerilmelerini artırmış ancak sarkmada
maksimum gerilmeleri pek etkilememiştir. Yapılan ölçmeler sonucu dalgaların
ilerleme yönüne göre 20o ile 50
o arasında bir açı ile gelmesi halinde maksimum enine
eğilme momentinin de çıktığı gözlenmiştir.
Gemilerde yapılan ölçmeler sadece bu kadarla kalmayıp günümüze kadar daha bir çok
gemide ölçmeler yapılmıştır. Bu ölçmelerin büyük bir çoğunluğu belirli bir problemi
incelemeye yönelik olup sonuçları bu özel problemle ilgili kalmıştır ve bu deneylere
burada ayrıntılı olarak yer verilmesi uygun görülmemiştir. Bu deneyler hakkında bilgi
edinmek isteyen okurların Transactions of SNAME ve Transactions of RINA gibi
kaynaklara başvurmaları tavsiye edilir. Ancak burada deneylerde önemli bir yer tutan
genleme ölçmelerinde kullanılan tekniklerin bir özetini kısaca da olsa vermek uygun
olur.
![Page 52: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/52.jpg)
52
3.4 Model Deneyleri
Denizdeki bir gemi veya açıkdeniz yapısında ölçmeler yapmak yerine bu ölçmeleri
laboratuarda yürütmek hem maliyet açısından hem de çevre koşullarının hassas olarak
belirleyebilmenin yanı sıra gemi veya açıkdeniz yapısının tasarımı bitmeden önce
yapabilir olmaları çok büyük bir avantajdır. Bu tür deneylerde geminin veya açıkdeniz
yapısının
Dış kaplamasında ortaya çıkan dinamik basınçların
Gemiye veya açıkdeniz yapısına etki eden kesme kuvveti ve eğilme
momentlerinin
Gemide veya açıkdeniz yapısında ortaya çıkan gerilmelerin
tamamını veya bir kısmını ölçmek olanaklıdır. Bu ölçmeleri yapabilmek için parçalı
denen modeller (segmented models) kullanılır.
3.4.1 Parçalı Modellerin Genel Yapısı
Parçalı modeller genellikle cam elyafından yapılırlar ve gerektiği kadar çok parçaya
kesilirler. Boyuna beş parçaya bölünmüş bir parçalı model Şekil 3.2a’da
görülmektedir. Bu modeldeki parçaların arasında su sızdırmazlığı sağlamak amacı ile
kauçuk şeritler kullanılmıştır. Ayrıca baş taraftaki parça düşey doğrultuda da üç
parçaya ayrılmış bulunmaktadır. Bu şekilde parçalara bölünmüş olan bir model,
model boyunca uzanan ve geminin kesit mukavemet özelliklerini yansıtan bir ana
kirişe bağlanarak tekrar bir bütün haline getirilirler. Parçaların ana kirişe bağlanması
için genleme çubukları kullanılır. Genleme çubukları parçaların ana kirişe
bağlanmalarını sağlamanın yanısıra genleme ölçerlerle (strain gauge) donatılarak
parçaya gelen kuvveti ve momentin ölçülmesine de yarar. Bu kevvetlerden ve
momentlerden yararlanarak gemi üzerindeki kesme kuvveti ve eğilme momenti
değerlerini de hesaplamak mümkündür. Şekil 3.2b’de ana kiriş ve parçaları ana kirişe
bağlayan genleme çubukları görülmektedir. Ayrıca cam elyafından yapılan
modellerin, özellikle parçalara bölünmelerinden sonra, esnekliklerinin artacağı ve
kolayca deforme olacakları açıktır. Modeldeki olası deformasyonları engellemek
amacı ile modele enine ve boyuna perdeler uygulanır. Bu modelde her parçanın iki
ucunda enine aliminyum perde konmuştur. Bu perdeleri su geçirmez yapabilmek ana
kiriş nedeni ile olanaklı değildir. Ancak bazı modellerde kesme kuvveti ve eğilme
momenti ölçmek gerekmeyip sadece gerilmeler gerekirse o zaman bu perdeler su
geçirmez yapılır. Parçaların birbirlerine bağlanmasında yekpare bir ana kiriş yerine
komşu parçalar arasındaki su geçirmez perdeleri birbirine bağlayan uygun kesitli
kirişçikler sağlar. Enine perdelere ilaveten, sistemin rijitliğini tamamlamak amacı ile,
alininyumdan iki adet de boyuna perde ile içdip kaplaması konmuştur. İç dip
kaplamasının tabandan yüksekliği dibe yerleştirilmesi planlanan ölçme cihazlarına
yeterli alanı sağlayacak şekilde seçilmiştir. Boyuna perdeler ayrıca parça ile ana kiriş
arasındaki bağlantıyı sağlayan genleme çubuklarının parçaya bağlanma noktalarını da
temin ederler. Bu perdelerin yerini belirlerken genleme kirişlerinin genleme ölçerler
için uygun boyutta olmasına dikkat ederiz. Perdeler kenarlara çok yakın olursa
genleme çubuğu çok esnek olabileceği gibi perdeler ortaya çok yakın olursa cok rijit
hale gelip ölçmelerin hatalı olmasına neden olabilir. Modelin üst tarafı da hem rijitlik
açısından ama daha ziyade su geçirmezlik nedeni ile kapatılmıştır. Bu bölgede
modelin iç tarafının görülebilir olması açısından plexiglas kapaklar kullanılmıştır.
Şekil 3.2c’de bir parçanın ana kirişe bağlantısı daha ayrıntılı olarak gösterilmektedir.
Burada ana kiriş üzerindeki siyah kareler bu noktalarda gerilmeleri ölçmek amacı ile
![Page 53: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/53.jpg)
53
yerleştirilen genleme ölçerlerin suya karşı izolasyonudur. Gerçekten de bu siyah
karelerin yanından genleme ölçerlerden gelen kablolar gözükmektedir. Genleme
çubukları ana kirişe ankastre bağlantıyı sağlamak amacı ile oldukça büyük kütleli
kapaklarla bağlanılmıştır. Genleme çubuklarının boyuna perdelere bağlantıları ise
sadece düşey yükleri taşıyacak şekilde ayarlanıp sürtünme nedeni ile ortaya çıkacak
en aza indirecek şekilde tasarlanmıştır. Her parçaya gelen kuvvet ve momenti ölçmek
üzere genleme çubuklarına da genleme ölçerler konmuştur. Bunlar hassas ölçme
yapabilmek için gerilmelerin en yüksek olduğu yere yakın olmalıdır. Bu nedenle
genleme çubuklarının ana kirişe ankastre bağlandıkları noktalarının civarına
konmaları en uygun çözümdür. Şekil 3.2c’de genleme çebuklarındaki genleme
ölçerlerin yeri bunların kablolarının çıktıkları yerlerden belli olmaktadır.
Şekil 3.2: Schiehallion FPSO’ya ait parçalı modelin yapılma safhaları
Bu model deneylerinde ayrıca basınç ölçmelerinin de yapılmasının da olanaklı olduğu
daha evvelce belirtmişti. Basınçların ölçülmesinde esas olarak iki amaç vardır.
Öncelikle geminin kritik noktalarında oluşacak maksimum basınçları, örneğin
dövünmelerin oluşabileceği yerlerdeki değerleri kontrol etmek amacı ile kullanılabilir.
İkinci bir basınç ölçme nedeni de basınç entegrasyonu ile kuvvetlerin
hesaplanmasıdır. İkinci amacın yeterli hassaslıkla gerçekleştirilebilmesi için çok daha
fazla noktada ölçme yapılması gerekir. Basınç ölçmek amacıyla kullanılan basınç
transducerleri oldukça pahalı olduklarından kuvvetleri hesaplamak için basınç ölçümü
tercih edilen bir yöntem değildir. Transducerlerin tekne dış cidarına bağlanılması
sırasında çok dikkatli olunması gerekir. En önemli nokta basınç transducerinin ölçme
yüzeyinin gemi yüzeyi ile tam uyum içinde olmasını sağlamaktır. Bu sağlanamassa
yüzey uyumsuzluğu nedeni ile ortaya çıkacak yapay akımlar kuvvetler açısından
hatalara neden olabilirler. Benzer şekilde bağlantı yapılan yer yeteri kadar rijit
olmamışsa tranducer kendi ataleti ile hareket eder ve yine yapay şekilde hatalı basınç
değerleri ölçümüne neden olur. Ayrıca sızdırmazlığın da önem taşıdığı düşünülürse
transducerlerin konacağı yerlerde dış kaplamayı içerden kontrplak ile takviye ederek
rijitleştirmek uygun olur. Şekil 3.2d’de parçanın dip kaplamasında bir basınç
transduceri uygulaması görülmektedir.
3.4.2 Parçalı Modellerin Ölçeklendirilmeleri
Elbette bir model oluştururken en önemli husus ölçeklendirme konusudur ve
geometrik benzerliğin yanında fiziksel benzerliğin de elde edilmesi gerekir.
Dolayısıyla model ölçeğinin seçimi sırasında çok dikkatli olunması gerekir. Model
![Page 54: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/54.jpg)
54
boyutlarını ölçme hassasiyeti açısından olabildiğince büyük seçmek ancak fiziksel
benzerliği bozacak boyutlara gitmemek gerekir. Ancak ilk seçilmesi gerekli olan şey
ölçeklendirme yasası veya temel boyutsuz büyüklük olmalıdır. Problem hidrodinamik
bir problem olduğu için seçimin Froude veya Reynolds benzerlik yasaları arasında
olması gerekir. Yapılan çalışmalar viskoz etkilerin ancak göz önüne alınan dalgaların
boyları gemi veya açıkdeniz yapısının L karakteristik boyuna göre çok büyük ise
(/L>5) önem taşıyacağını göstermektedir. Boyuna mukavemet açısından önem
taşıyan dalgaların boylarının karakteristik boyla aynı mertebede olacağı göz önüne
alınırsa viskoz etkilerin önem taşımadığı dolayısı ile Froude benzerlik yasasını
kullanmanın uygun olacağı gözükmektedir. Yani m indisi modele ait büyüklükleri s
indisi de asıl yapıya ait büyüklükleri gösterdiğine göre Froude benzerlik yasasından
s
m
s
m
T
T
L
L (3.1)
bulunur. Yani Froude yasası gereği zaman değişimi de boyut oranlarına bağlanmış
olur.
Modelin dizaynı sırasında benzerliklerin temin edilebilmesi için şu noktalara dikkat
edilmesi gerekir. Öncelikle gerçek denizdeki dalgalarla model havuzunda yaratılacak
olan dalgaların arasındaki boyut oranı gerçek boyut ile model boyutu arasındaki orana
eşit olmalıdır. Ayrıca dalgaların karakteristikleri ile model havuzundaki dalgaların
karakteristikleri de aynı kalmalıdır. Yani a dalga genliği, T dalga periyodu ve d
derinlik olmak üzere
s
2
s
m
2
m
as
am
d
gT
d
gT
(3.2)
koşulları sağlanmalıdır. Yani burada model boyutlarını seçerken model havuzunun
derinliği ve dalga cihazının dalga yaratabilme kapasitesi çok önemli olur. Bu
benzerlik ancak deniz koşullarının benzerliğini sağlamaya yeterlidir. Bir de gemi veya
açıkdeniz yapısı ile modelinin benzerliğini sağlamak gerekmektedir.
Diğer model deneylerinden farklı olarak parçalı modellerin deneyinde sadece
hidrodinamik benzerlik yeterli olmaz. Hidrodinamik benzerliğin yanısıra yapısal
benzerliğin, yani mukavemet özelliklerinin de, sağlanması gerekmektedir. Geminin
geometrik benzerliği ile birlikte dalgaların da benzerliğinin sağlanması hidrodinamik
benzerliğin, yani ekkütle, hidrodinamik sönüm ve hidrostatik tepkilerin benzerliği
sağlanmış olur. Yapısal benzerliğin sağlanması ise gemi veya açıkdeniz yapısının
doğal frekanslarının ve kütle merkezinin uygun bir şekilde seçilmesini gerektirir.
Modelin doğal frekanslarını kontrol edebilmek son derece güç olacağı için bu
benzerliği ana kirişin seçiminde uygularız. Örneğin eğilme momentlerinin incelendiği
bir modelde ana kirişin kesiti modelin eğilme doğal frekansı ile geminin veya
açıkdeniz yapısının doğal frekansı arasında doğru orantı olması gerekir. Yani
s
m
m
s
m
s
T
T
T
2
T
2
(3.3)
koşulunun sağlanması gerekmektedir. Modelin doğal frekansı göz önüne alınarak
s
4
2
mL)am(
EI (3.4)
![Page 55: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/55.jpg)
55
formülünden uygun kesit atalet momentini verecek kesit tayin edilir. Burada
problemin karakterine bağlı olan belirli bir katsayı m ve a birim boy başına kütle ve
ekkütle L model boyu E de kullanılan ana kiriş malzemesinin elastisite modülü I da
kirişin kesit atalet momentidir. Model belli olduğu için bu büyüklüklerden m, a, L ve
k büyüklükleri bellidir. Kirişin malzemesi seçildiği anda E de belirlenmiş olur ve
belirlenmesi gereken tek büyüklük kesitin atalet momenti olur. Böylece sınama
yanılma yöntemi ile kiriş kesiti bu atalet momentini sağlayacak şekilde belirlenir.
Daha evvelce de belirtildiği üzere bu modelde baş tarafta da düşey doğrultuda da
parçalar kullanılmıştır. Bu model 1999 yılında Lloyd Registerin gerekli gördüğü
kuralların çok daha ötesinde güvenilirlikte dizayn edilmiş olmasına karşın kuzey
denizinde çalışırken baş tarafında önemli hasarlara maruz kalmış olan Schiehallion
FPSO’nun modelidir. FPSO’nun gördüğü zarar can kaybı veya FPSO’nun kaybı gibi
büyük boyutlarda sorun yaratmamakla birlikte hiç değilse tamir masrafı yanısıra tamir
süresince üretimde bulunamaması sonucu önemli bir mali kayba yol açmıştır. Dolayısı
ile tamirin gerçekleştirilmesinde daha sağlıklı bir tasarım yapabilmek için
zorlamaların daha gerçekçi olarak saptanabilmesi önem kazanmış ve bu nedenle
model deneyleri yapılmasına karar verilmişti. Burada amaç boyuna mukavemet için
yükleme durumlarını saptamanın yanısıra baş taraftaki yerel yüklemelerin de
ölçülmesi olduğundan baş tarafta da üç parçadan oluşan bir kısım tasarlandı. Baş
tarafa ait model tasarımı Şekil 3.3’de verilmektedir.
Şekil 3.3: Schiehalion FPSO’nun baş tarafına ait parçalı model dizaynı
Şekilde modelin yandan görünüş üstte gösterilmektedir. Arka tarafta tek bir ana kiriş
olarak gelen üç ayrı yükseklikte üç ayrı kirişe ataleti oldukça yüksek düşey bir kolon
ile bağlanmaktadır. Her üç segment genleme çubukları vasıtası ile bu kirişlere
bağlanmaktadır. Be genleme kirişleri genleme ölçerlerle donatıldığı için her bir
parçaya etki eden kuvvetler ve momentler ölçülmektedir. Ayrıca FPSO’nun baş
tarafında oluşacak basınçların ölçülmesi için de baş tarafa basınç ölçerler
yerleştirilmiştir. Basınç ölçmeleri için iki tip basınç ölçer kullanılmıştır. Bunların bir
kısmı özel olarak suda ölçme yapmak için imal edilmiş pahalı basınç ölçerlerdir.
Ancak bunların yanısıra daha ucuz olan ve sudan etkilenmesi olasılığı olan basınç
ölçerler de kullanılmıştır. Yapılan model deneyleri sonucunda gemiye etki eden
kuvvetler ve momentler ölçülmüştür. Bu değerlerden yararlanarak maksimum kesme
kuvveti, eğilme momenti de hesaplanabilir. Ayrıca basınç ölçerler aracılığı ile ortaya
![Page 56: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/56.jpg)
56
çıkan maksimum basınçlar ve ana kiriş üzerindeki genleme ölçerler aracılığı ile gemi
bünyesinde ortaya çıkacak gerilmeler ölçülmüştür. Bu şekilde elde edilen eğilme
momenti genliklerinin dalga genliğine oranının dalga boyu ile gemi boyu arasındaki
oranla değişimi Şekil 3.4’de verilmektedir.
Şekil 3.4: Model deneylerine ait sonuçların teorik hesaplarla karşılaştırılması
Bu tür deneylerden elde edilen sonuçların dizayn çalışmalarında doğrudan
kullanılması olanaklı olmasına karşın parçalı model deneyleri çok seyrek olarak
dizayn amacı ile kullanılırlar. Bu deneyler daha ziyade bir sonraki paragrafta ele
alacağımız teorik hesapların kontrolu ve kalibrasyonunda kullanılmak üzere
uygulanır. Bunun nedeni öncelikle parçalı model deneylerinin çok pahalı olmasıdır.
Pahalılınığının yanısıra bu model deneyleri oldukça da güçtür. Bu nedenler göz önüne
alındığında parçalı model deneylerinin daha uzun süre ancak çok kritik dizayn
çalışmalarında baş vurulacak bir yöntem olduğu gözükmektedir.
3.5 Genleme ve Deformasyonların Ölçülmesi
Bu bölümde ölçülen genlemelerden yararlanarak gerilmelerin hesabına ilişkin temel
ilkeleri göz önüne alacağız ve karmaşık yapılardaki gerilmelerin hesaplanmasında
kullanılan formüller elde edilecektir Ayrıca genlemeleri ve deformasyonları ölçmek
için kullanılan başlıca aletlere de değinilecektir. Geminin yapısında sadece
genlemeleri ve deformasyonları doğrudan ölçmek olanaklıdır ve diğer bütün
büyüklükler bu ölçmelerden yararlanarak dolaylı olarak elde edilirler. Bu da
ölçmelerde yapılan hataların diğer hesaplarda büyümelerine neden olacağından
ölçmelerin olabildiğince hassas yapılmasını gerektirmektedir.
Bölüm boyunca ele aldığımız malzemenin, yani gemi yapısını oluşturan elemanların
malzemesinin belirli özelliklere sahip olduğunu varsayıyoruz. Öncelikle malzemenin
elastik olduğunu, dolayısıyla da Hooke yasasının geçerli olduğunu kabul ediyoruz.
Bunun yanısıra malzemenin izotropik, yani her doğrultuda aynı özellikleri
gösterdiğini öngörüyoruz. Burada elde edeceğimiz formüllerin sadece bu tip
malzemeler için geçerli olacağını ancak bu tip malzemelerin gemi inşaatında
kullanılan malzemelerin büyük bir kısmını kapsadığını belirtmekte yarar vardır.
3.5.1 Basit Gerilme ve Genleme
Basit bir deney çubuğunu göz önüne alalım ve bu çubuğa iki ucundan F çekme
kuvvetini uygulayalım. Burada deney çubuğunun A kesit alanı küçük ve homojen
olduğu için kesitte oluşan gerilmesini
![Page 57: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/57.jpg)
57
A
F (3.5)
olarak hesaplayabiliriz. Gerilmeyi bu şekilde hesaplayabilmek için mutlaka F
kuvvetini belirleyebilmek gerekir. Bir çekme deneyi sırsında bu F kuvvetini
belirlemek gayet kolaydır ama bu kiriş dış kuvvetlerin etkisi altındaki karmaşık bir
yapının herhangi bir elemanı ise bu kirişe etki eden kuvvetin belirlenmesi oldukça
karmaşık bir problemdir. Dolayısı ile bu tür karmaşık yapıların elemanları olan
kirişlerde oluşan gerilmeleri doğrudan (3.5) formülü ile hesaplamak olanaksızdır.
Karmaşık yapılardaki elemanlarda gerilmeleri ölçülen genlemeler ve Hooke
yasasından yararlanarak hesaplamak gerekmektedir. Çubukta ölçtüğümüz
genlemesine karşılık gelen gerilmesi Hooke yasası yardımıyla = Eşeklinde
hesaplanır. Burada E malzemenin Young modülü olup daha evvelce yapılmış çekme
deneyleri sonucu belirlenmiştir.
Çubuğun boyu doğrultusunda uzamaya maruz kaldığına ve çubuğu oluşturan
malzemenin de sabit bir miktar olduğu göz önüne alınırsa boyuna dik olan kesitte bir
azlma olması gerektiği açıktır. Malzemenin izotropik olması nedeniyle de bu boyuna
dik iki doğrultuda da malzemenin kısalmaya maruz kaldığı anlamına gelir. Bu duruma
Poisson olayı denir ve malzemenin boyuna kısalma oranı de Poisson oranı adı
verilir. Şimdi kirişin boyuna doğrultusu x ve buna dik olan iki doğrultu da y ve z
olarak seçilmişse bu doğrultulardaki genlemeleri sırasıyla x, y ve z ile gösterecek
olursak
xzxy (3.6)
ilişkilerinin olacağını açıkça görebiliriz. Burada göz önüne aldığımız basit halde
çubuk sadece uçlarından sabitlenmiş ve boyuna uzaması kısıtlanmıştır. Bu durumda
sadece boyuna doğrultuda gerilmeler oluşur ve yanal doğrultuda herhangi bir
sınırlama olmayıp çubuk serbestçe hareket edebildiğinden bu yönde herhangi bir
gerilme oluşmaz. Bu durumda sadece boyuna doğrultuda genlemenin ölçülmesi
gerilmenin değerinin belirlenebilmesini olanaklı kılar. Oysa gemilerdeki yapıların
önemli bir kısmı çok daha karmaşık bağlantılar içeren yapılardır ve bu yapılarda
gerilme durumları daha karmaşıktır. Örneğin gemilerde güverte, dış kaplama ve üst
yapılarda kullanılan levhalar çok daha karmaşık bir gerilme yapısı sergiler. Bu
durumda tek yönde genlemeyi ölçerek gerilme durumunu saptayabilmek olanaksızdır.
Bu durumda özellikle gemilerdeki levhalarda gerilme durumlarını tam olarak
belirleyebilmek için en az iki doğrultuda genleme ölçmek gerekir. Burada gerilme
genleme ilişkilerine girmeden önce herhangi bir doğrultuda genleme ölçmek için
kullanılan aletleri ele almakta yarar vardır
Yapılarda oluşan genlemeler genellikle çok küçük boyutlarda olduğu için ölçülmeleri
oldukça zordur. Bu zorluk en çok bu küçük değişimi herhangi bir çarpılmaya maruz
kalmaksızın kolaylıkla ayırt edilebilecek kadar büyütebilmektedir. Bu büyütme işlemi
iki yoldan yapılabilir. Birinci yol parçadaki genlemeyi mekanik bir sistemle büyütmek
ikincisi ise elektrik direncindeki veya akımında oluşturulacak bir değişiklikle
büyütmektir.
3.5.2 Mekanik Genleme Ölçerler
Mekanik genleme ölçerlere ait bir örnek Wolf deneylerinde de kullanılmış olan
Stromeyer tipi genleme ölçerdir (Şekil 3.5). Bu cihaz çok küçük çaplı bir silindir ve
bu silindirin iki tarafındaki levhadan oluşmaktadır. Alt taraftaki levha bir platform
![Page 58: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/58.jpg)
58
aracılığı ile ölçme yapılacak yere bağlanır ve üst taraftaki levha da hafif bir kol
aracılığıyla alt levhanın sabitlendiği bu noktadan l kadar mesafede bir noktaya
sabitlenir. İki levha birbirlerine gerginliği ayarlanabilir bir yay ile bağlanarak ortadaki
silindirle sürekli olarak temas halinde olmaları sağlanır.
Şekil 3.5: Stromeyer tipi mekanik genleme ölçer
Herhangi bir zorlama altında l boyunun l kadar uzayarak l + l boyuna ulaştığını
varsayalım. Bu sırada iki levha birbirlerine göre l kadar hareket edecek ve ortadaki
silindirin kadar dönmesine neden olacaktır. Buradan l uzama miktarını dönme
miktarına ve d silindir çapına
d
ldl
(3.7)
şeklinde bağlayabiliriz. Buradan gözüktüğü üzere d çapını küçülttükçe küçük
genlemeler için dahi oldukça büyük dönmeler elde edebiliriz. Bu silindirin ucuna
konacak bir ibre bir gösterme paneli üzerindeki ölçekte genleme miktarını
gösterecektir. Aslında bu göstergede görülen bir dönme olmasına rağmen sabit uca
uygulanacak bilinen genlemeler aracılığıyla bu dönmeler kalibre edilerek ibrenin
genlemeleri göstermesi sağlanır. Bu cihazda ölçmenin hassas olarak yapılabilmesi için
l ölçme uzunluğu l’nin büyük seçilmesi avantaj sağlamakta hatta bazen
gerekmektedir. Bu da bu tip genleme ölçerlerde l boyu 2.5 m mertebesinde olup
kullanılabilecekleri boyutlar sınırlı kalmaktadır. Diğer bir olasılık da, daha önce de
belirtildiği gibi, levhalar arasındaki silindirik pimin çapını küçültmektir. Ancak bu da
sorun yaratır zira pimin çapı küçüldükçe pimin levhalar arasında kayması ve ölçme
hassasiyetini yitirmesi olasılığı da hızla artar.
Diğer bir mekanik genleme ölçme cihazı Tomlinson genleme ölçerdir (Şekil 3.6). Bu
tip cihazlarda cihazın boyu çok daha küçük olur (0.15 m mertebesinde) ve çok daha
küçük boyutlarda ölçme yapmayı sağlar ancak ölçme hassasiyetleri daha düşük olur.
Şekil 3.6: Tomlinson tipi mekanik genleme ölçer
![Page 59: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/59.jpg)
59
Bu cihazın iki ayağı genlemenin ölçüleceği parça üzerine açılacak özel deliklere
uyacak şekilde imal edilmişlerdir. Bu bacaklardan A ucu cihazın ana yapısına
sabitlenmiştir. B ayağı ise orta noktasından cihazın ana yapısına C noktasında
menteşelenmiştir. Ayağın D üst ucu ise bir çubuk aracılığı ile bir döner ölçeğe
bağlıdır.Hareketli bacağın ana yapıya menteşelendiği C noktasının alt ve üst
taraflarında kalan kısımları bircirlerine eşit olduğu için ölçme panelinde l uzaması
aynen okunabilir. Bu tip cihazlarda hassasiyet Stromeyer tipi cihazların yarısına iner
ancak 20 kat daha küçük mesafelerde ölçme yapmak olanaklı hale gelir. Bütün bu
çabalara karşın mekanik yolla ölçme yapmak önemli sınırlamalar arz ettiğinden
elektrik genleme ölçerler geliştirilmiştir.
3.5.3 Elektrik Genleme Ölçerler
Genleme ölçmesinde en büyük aşamalardan biri direnç tipi elektrik genleme ölçerlerin
ortaya çıkmasıdır. Bu tip genleme ölçerler herhangi bir telin uzaması veya kısalması
halinde direncinde değişme meydana gelmesinden yararlanarak ölçme yaparlar. Bu
cihazlar özel tip iki kağıt arasına sıkıştırılmış ve kağıtla birlikte davranan çok ince bir
tel sargıdan oluşmaktadır (Şekil 3.7a). Kağıt ölçme yapılacak yere yapıştırılır ve
malzemenin yük altında genlemesi sonucu tel sargı da malzeme ile birlikte uzar veya
kısalır. Telin uzaması veya kısalması sırasında Poisson etkisi ile telin kesiti de
değişme gösterir. Telin kesitindeki değişme ise sargıda bir direnç değişimine neden
olur. Malzemede uzama olmuş ve kesit daralmış ise direnç artar ama kısalma olmuş
ve kesit büyümüşse direnç azalır. Tele bir ucundan verilen çok düşük voltajlı akımda
dirençteki farklılık nedeniyle oluşan değişme çıkış ucunda tepit edilerek o noktada
oluşan genleme belirlenmiş olur.
Şekil 3.7: Direnç tipi elektrik genleme ölçer
Burada dikkat edilecek nokta genleme ölçerlerin oldukça hassas cihazlar olduğu ve
ısınmalardan etkileneceğidir. Bu nedenle direnç tipi genleme ölçerlerin elektrik
devreleri bu tip ısı artışlarına karşı önlem alacak şekilde düzenlenir. Bu tit
düzenlemelere ilişkin en basit örnek Şekil 3.7b’de verilmiştir. Burada C ve D
dirençleri referans dirençleridir ve bunlarla genleme ölçer devreleri arasında akım
farkını ölçen bir galvanometre konur. Yükleme öncesi bu galvanometre sıfırlanır ve
yükleme sonrasında genleme oluştuğunda genleme ölçerlerde direnç değiştiği halde C
ve D dirençleri aynen kalacağından galvanometre doğrudan genlemeyi verir. Eğer
devrede bir ısınma olursa bu da bir direnç değişikliği yapacağından genleme ölçer bu
sıcaklık değişimi nedeniyle hatalı ölçme yapmış olur. Oysa aktif genleme ölçerin bir
eşini kullanırsak aynı hata onda da ortaya çıkacağından galvanometre sadece boy
![Page 60: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/60.jpg)
60
değişikliği nedeniyle oluşan genlemeyi ölçer. Ancak bu ölçümün
yapıldığımalzemenin serbestçe genleşmediği hallerde sorun yaratır ve daha değişik
düzenlemeler kullanılması gerekir. Bu düzenlemeler için daha ayrıntılı bilgi elektrik
devreleri kitaplarında bulunabilir.
Genlemelerin ölçülmesiyle ilgili olarak yapılan bu açıklamalarla gemilerde yapılan
ölçmeler konusu tamamlanmış olmaktadır. Burada günümüzde genleme ölçmelerinde
hemen hemen tamamen direnç tipi genleme ölçerlerin kullanıldığını mekanik genleme
ölçerlerin tamamen terk edildiklerini söylemek uygun olur. Ayrıca direnç tipi genleme
ölçerler sadece genleme ölçmeleriyle sınırlı kalmayıp uygun bir şekilde kalibre
edilmek kaydıyla kuvvet veya gerilme gibi büyüklüklerin ölçülmesinde de
kullanılmaktadır.
3.5.4 Lehalarda genleme ve gerilme ölçümleri
Gemi levhalarında gerilme ve genleme ölçmeleri yaygın olarak kullanılır. Özellikle
araştırma çalışmaları için gemilerde ölçmeler yapılması yaygın hale gelmeye
başlamıştır. Ancak birçok hassas cihaz taşıyan ve herhangi bir şekilde arızalanmaması
gereken hallerde kontrol amacı ile de bu ölçmeler yapılmaktadır. Ancak bu ölçmeler
kirişlerde yapılan gerilmelere kıyasla farklılık gösterirler.
Herhangi bir kirişte gerilmeleri bulabilmek için genleme ölçerler kullandığımızı daha
önce belirtmiştik. Kirişte tek bir doğrultuda genleme ölçmek, kiriş tek boyutlu bir
elemen olduğu için, yeterli olmakta idi. Levha ise iki boyutlu olduğu için tek bir
genleme ölçümü ile sonuca ulaşmak olanaksızdır. Hatta plaklarda uzamalar yanısıra
dönme de olduğundan iki doğrultuda genleme ölçmek de yetmez ve bir üçüncü
doğrultuda da genleme ölçmek gerekir. Yapılan ölçmelerden doğrudan maksimum
gerilmeleri vermez. Maksimum gerilmeler asal doğrultularda olacağından üç
doğrultuda yapılan ölçmelerden asal gerilme doğrultusu ve iki asal gerilme elde edilir.
Burada bu işlemin yapılışı verilecektir.
İlk olarak iki boyutlu gerilme halinden iki eksen takımındaki genlemeler arası ilişki
2Sin2Cos
CosSinCosSin
CosSinCosSin
yyxxxy
xy2
yy2
xx
xy2
yy2
xx
(3.8)
elde ederiz [2]. Bu denklemlerde ve doğrultularının asal doğrultular olması için
dönmesinin sıfır olması gerekir. Şimdi asal gerilmelerin bu özelliğini kullanarak
genel bir ilişki elde etmek istiyoruz. Herhangi bir xy eksen takımında
doğrultularının asal doğrultular olduğunu varsayalım. Bu doğrultularda dönme olması
söz konusu olmadığından (3.8) denklemi x,y doğrultularındaki dönme genlemesini
2Cos
2Sinyyxxxy (3.9)
olarak verir. Bu değer (3.23) ve (3.24) denklemlerinde yerlerine yerleştirilirse
22
2yy
2xx
22
2yy
2xx
SinCos
CosSin
SinCos
SinCos (3.10)
elde edilir. Asal doğrultulardaki iki genlemeyi topladığımızda
yyxx (3.11)
buluruz. Buradan birbirine dik herhangi iki doğrultudaki genlemelerin toplamının asal
doğrultudaki genlemelerin toplamına eşit olduğu genel sonucu çıkar.
![Page 61: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/61.jpg)
61
Şimdi bir levhanın herhangi bir noktasında genlemeleri Şekil 3.8’de gösterildiği gibi
düzenlenmiş 1, 2 ve 3 doğrultularındaki genleme ölçerler aracılığı ile ölçmüş olalım.
Bu noktadaki asal doğrultuların da ve doğrultuları olduğunu varsayalım. Bu
durumda asal doğrultularda dönme genlemesi olmayacağından 1 doğrultusundaki
genleme
2Cos22
SinCos 2211 (3.12)
olarak elde edilir. Öte yandan elde ettiğimiz genel sonucu kullanacak olursak (3.12)
denklemi
2Cos22
331111 (3.13)
şeklini alır.
Şekil 3.8 : Levhalarda asal genlemeleri ölçmek için kullanılan genleme ölçer düzeneği
Diğer iki doğrultudaki genlemeleri hesaplayabilmek için ise (3.13) denkleminde için
sırasıyla +/4 ve +/2 kullanmak yeterli olur ve böylece
2Cos22
2Sin22
331133
331122
(3.14)
denklemlerini elde etmiş oluruz. Bu denklemlerden asal doğrultular
3311
332211 22Tan
(3.15)
olarak ve bu doğrultudaki genlemeler de
2Cos222Cos22
3311331133113311 (3.16)
şeklinde elde edilirler. Buradan asal gerilmeler (3.16) denklemlerinde ve
genlemeleri kullanılarak elde edilir.
![Page 62: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/62.jpg)
62
4. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA
YEREL MUKAVEMET
4.1 Gemi ve Açıkdeniz Yapılarında Kiriş Mukavemetine Giriş
Gemi veya açıkdeniz yapılarında boyuna mukavemetin sağlanması yerel olarak
mukavemetin sağlanması anlamına gelmez. Örneğin gemi dalgalar arasında
zorlanırken bir kiriş olarak bütünlüğünü muhafaza edebilir ama yerel olarak bazı
elemanlar plastik olarak şekil değiştirebilirler. Bu geminin bir anda göçmesine neden
olmaz ama yerel olarak sorunlar yaratabileceği gibi kısa süre içerisinde bu yerel zaaf
giderilmezse giderek boyutları büyüyerek zamanla geminin boyuna mukavemetini
yitirmesine de neden olur. Konuyu açıklamak için basit bir örneği ele alalım. Makine
dairesinde bir yardımcı makinenin yer kısıtlamaları nedeni ile postalara büyük
braketlerle bağlanmış bir platformun üstüne yerleştirildiğini göz önüne alalım (Şekil
4.1a). Bu yapının geminin boyuna mukavemetine katkısı herhangi bir önem arz
etmez. Ancak gemide her şeyin düzenli olarak çalışabilmesi için inşa edilen
platformun üzerindeki yükü taşıyabilecek kapasitede olması gerekir. Bu zorlamalar
geminin bütün yapısını etkileyen yüklerden ve boyuna zorlamalardan ziyade yerel
yüklerden oluşur ve hesapları bu yüklere göre yürütmek gerekir.
Burada görülen yapının hesabını yapabilmek için ilk aşama bu yapıyı mukavemet
açısından önemli ayrıntıları kaybetmeksizin basit bir modele indirgemek olacaktır. Bu
basitleştirmeyi yaparken şu noktaları göz önüne almamız gerekir.
Platformun bağlandığı postaların boyutları daha evvelce belirlenmiş olup
yeterli mukavemete sahiptir. Platformun postaya aktaracağı yükün postayı
boyutlandırmakta göz önüne alınan yüklere kıyasla ihmal edilebilecek kadar
küçük olduğu varsayılabilir. Ancak hesaplar sırasında ortaya çıkan yüklerin
değerlerini dolayısı ile bu varsayımın geçerliliğini kontrol etmek gerekir.
Platformu taşıyacak kirişler postalara kıyasla çok daha küçük zorlamaya
maruz kalacaklarından daha küçük kesitli kirişler olacaklardır. Bu durumda
postaların ataleti platformu taşıyan kirişin ataletine kıyasla çok daha büyük
olur. Bağlantı noktasında yeteri kadar ataleti büyük bir braket kullanmak
kaydı ile platformu taşıyan kirişleri ankastre kirişler olarak
değerlendirebiliriz. Bu varsayımların da sağlanıp sağlanmadığını hesaplar
sonunda kontrol etmek gerekir.
Platformda taşınan yükün yardımcı makinenin ağırlığı olacağını ve bu yükün
kirişlere eşit olarak dağılacağını varsayabiliriz. Kiriş üzerinde yükün tekil
yük veya yayılı yük olması daha ziyade makine boyutu ile kiriş uzunluğunun
oranına ve makinenin yataklanma şekline bağlı olur. Eğer makine boyutu
küçük ise makine ağırlığı tekil yük olarak alınabilir. Ancak makine boyutları
büyük ve yataklar bu yükü yayacak şekilde düzenlenmiş ise makine ağırlığı
makine yatakları boyunca yayılı yük olarak alınır. Ancak yatak bağlantılarını
kontrol etmek için bağlantılara gelen yükler tekil yük olarak alınmalıdır.
![Page 63: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/63.jpg)
63
Platformu oluşturan saçların çok ince oldukları ve mukavemete katkılarının
çok küçük miktarda olduğunu varsayarız. Gerekirse saçların kiriş ataletine
katkısı göz önüne alınabilir.
Şekil 4.1: Makine dairesinde bir platform yapısı ve basitleştirilmiş modeli
Bu varsayımları göz önüne aldığımızda bu karmaşık yapıyı sadece tekil yükle
zorlanan ankastre bir kiriş olarak modellemek olanaklıdır (Şekil 4.1b). Bu şekilde
basitleştirilmiş bir kirişin kesitinin boyutlandırılması için ilk ve en önemli aşama
kirişin ‘serbest cisim diyagramını’ çizmektir. Kirişe etki eden yükler makine
ağırlığına karşı gelen dış yük ile mesnet tepkilerinden oluşur. Mesnet ankastre olduğu
için yatay ve düşey doğrultularda iki kuvvet ve bir de moment taşır. Bu yükleri göz
önüne alarak serbest cisim diyagramı çizilir (Şekil 4.1c). Serbest cisim
diyagramındaki kuvvetlerden dış kuvvet W bilinen bir değer ama mesnet kuvvetleri
X,Y ve M bilinmeyenlerden oluşmaktadır.
İkinci etapta yapılması gereken şey bilinmeyen mesnet kuvvetlerini belirlemektir.
Bilinmeyen mesnet kuvvetlerini belirlemek konusunda kullanılabilecek ilk araç ‘statik
denge’ koşullarıdır. Bu koşullar gereğince
Kirişe etki eden yatay kuvvetlerin toplamı sıfır olmalıdır.
Kirişe etki eden düşey kuvvetlerin toplamı sıfır olmalıdır.
Kirişe etki eden bütün kuvvetlerin sabit bir noktaya göre momentlerinin
toplamı sıfır olmalıdır.
Görüldüğü gibi statik denge koşulları bize üç denklem vermektedir ve bu üç denklem
bilinmeyen üç mesnet tepkisinin belirlenmesi için yeterlidir. Böyle sistemlere statik
olarak belirli sistemler veya kısaca izostatik sistemler denir. Bu denklemlerden
mesnet tepkileri belirlendikten sonra doğrudan doğruya kirişte oluşacak kesit
tesirlerinin, yani kesme kuvveti ve eğilme momentinin, belirlenmesine geçilebilir.
Kirişin kesit tesirlerini belirlemek için kirişin herhangi bir noktasından kesit alarak bu
kesitteki iç kuvvetler, yani kesme kuvveti ile eğilme momentinden oluşan kesit
tesirleri, ile kirişin bu kesite kadarki kısmına etki eden dış kuvvetlerin dengesinden
yararlanırız. Herhangi bir kirişi göz önüne aldığımızda kirişi analiz edebilmek için
kirişe etki eden yükleme durumundaki ani değişikliklere bağlı olarak kirişimizi uygun
sayıda bölgelere ayırmamız gerekir. Elimizdeki probleme bunu uygulayacak olursak
kesme kuvveti ve eğilme momenti için iki karakteristik bölge gerekir (Şekil 4.2).
![Page 64: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/64.jpg)
64
Birinci bölge ankastre mesnetten tekil yükün etki ettiği noktaya kadar olan kısım,
ikinci bölge de tekil yükün etki ettiği noktadan kirişin boşta olan ucuna kadar uzanan
kısmıdır. Birici bölgeyi göz önüne aldığımızda kirişe etki eden kuvvetlerin sadece
mesnet tepkileri ve kesit tesirleri olduğu gözükmektedir. Hesaplar sırasında kirişe etki
eden yatay yük olmadığı göz önüne alınarak yatay mesnet tepkisinin sıfır olacağı
dikkate alınmıştır. İkinci bölgede ise mesnet tepkileri ve kesit tesirlerine ilaveten dış
yük de etkili olmaktadır ve denge denklemlerinde tekil yük de hesaba katılmaktadır.
Şekil 4.2: Kirişe ait kesme kuvveti ve eğilme momenti diyagramları
Yapılan hesaplar sonucunda kesme kuvvetinin birici bölgede sabit olduğu, ikici
bölgeye geçildiğinde ise sıfıra indiğini görmekteyiz. Burada mesnetteki tepkilerin
hesabında düşey tepkinin dış yüke eşit ve ters işaretli olduğunu göz önüne aldık.
Eğilme momenti ise mesnette buradaki moment değerine eşit olarak başlayıp birici
bölge içerisine lineer olarak azalıp bölgenin sonunda sıfıra ulaştığını ve ikinci bölgede
de sıfır olarak devam ettiğini görüyoruz. Burada da mesnet momentinin tekil yükün
mesnete göre alınan momentine eşit ve ters işaretli olduğuna dikkat ediyoruz. Kesit
tesirleri belirlendiğine göre kiriş bu tesirlere dayanabilecek mukavemet modülüne
sahip olacak şekilde seçilir.
Ele aldığımız platform sadece yukarıda tasarladığımız gibi tasarlanmaz. Bir kirişi
sadece postaya bağlayarak tasarlamak, özellikle uzunca olan platformlar için cazip
olmayabilir. Kirişlerin boşta olan uçlarında istenmeyen çökmeler veya ankastre
mesnette gereğinden büyük tepkiler oluşabilir. Dolayısı ile alternatif dizaynlara da
bakmak gerekebilir. İlk akla gelen çözüm şekli boştaki ucu düşey bir kolon aracılığı
ile taşıtmak olabilir (Şekil 4.3a). Böyle bir çözümün uçtaki çökmeleri büyük ölçüde
sınırlayacağı ve mesnet tepkilerini bir kısmını alarak bu tepkileri daha makul
seviyelere çekeceği aşikardır.
Burada da hesaba karmaşık sistemi ayrıntılara dikkat ederek basitleştirerek başlarız.
Bir önceki sistem için yapmış olduğumuz kabuller bu sistem için de geçerlidir ve
kirişi izole ederek hesabı yapabiliriz. Ancak burada ucun artık boş olmadığını ve
kolonun taşıyıcı bir eleman olduğunu dikkate alarak bu uca da bir mesnet yerleştirmek
durumundayız. Bu uçtaki kolon platform yükünden başka bir yük taşımayacağı için
aşırı büyük bir atalete sahip olması gerekmez. Ayrıca bu uçta çok büyük gerilmeler
beklenmediğinden bağlantıyı sağlamak için büyük braketler de kullanılmamıştır. Bu
durumda bu noktadaki mesneti basit mesnet olarak değerlendirebiliriz (Şekil 4.3b). Bu
basitleştirilmiş kiriş sisteminin serbest cisim diyagramı da bir önceki örneğe çok
![Page 65: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/65.jpg)
65
benzeyen bir serbest cisim diyagramı olup tek farklılığı serbest mesnetin olduğu uçta
düşey mesnet tepkisinin olmasıdır (Şekil 4.3c).
Şekil 4.3: Makine dairesinde desteklenmiş bir platform yapısı ve basitleştirilmiş
modeli
Kirişin hesabı için yine bir önceki örnekte olduğu gibi statik denge koşullarından
yararlanarak mesnet tepkilerini tespit etmeyi deneriz. Elimizdeki statik denge
koşullarının yine üç tane olduğunu ancak tayin etmemiz gereken mesnet tepkisi
sayısının bu sistemde dörde çıktığına dikkat edersek mesnet tepkilerinin sadece statik
denge koşullarından yararlanarak çözmemizin olanaksız olduğunu görürüz. Mesnet
tepkileri sadece statik denge koşulları yardımı ile çözülemeyen kiriş sistemlerine
statik olarak belirsiz veya hiperstatik sistemler deriz. Bu sistemlerin incelenmesi ve
hesaplanabilmesi için statik denge koşullarına ilaveten sağlanması gerekli olan bazı
koşullardan yararlanmak gerekir.
Hiperstatik sistemlerin incelenmesine geçmeden önce izostatik ve hiperstatik
sistemler arasında bir karşılaştırma yapmanın büyük yararı vardır. İlk bakışta
hiperstatik bir sistem kullanarak hesapları zorlaştırmanın anlamı pek kolay
kavranamayabilir. Ancak hiperstatik sistemlerin bazı önemli avantajları
olabileceğinden daha evvelce de söz etmiştik. Gerçekten de aynı yüklemelere maruz
kalan hiperstatik sistemlerde oluşan maksimum kesit tesirleri statik eşdeğerine kıyasla
çok daha küçük olur. Bunun nedeni hiperstatik sistemlerin yükleri yayması ve daha az
yüklü olan mesnetlere iletmesi özelliğidir. Bu boyutların küçülmesini dolayısı ile
sistemin hafifleyerek ucuzlamasını sağlar. Ayrıca hiperstatik sistemlerde çökmeler
izostatik sistemlere kıyasla iki nedenle daha az olur. İlk neden doğal olarak ilave
edilen mesnet nedeni ile çökmenin sınırlanmasıdır. Ayrıca kirişe etki eden kuvvetler
arttıkça izostatik kirişlerde çökmeler sınırlanmadan artmaya devam eder. Oysa
hiperstatik sistemlerde çökmenin artışı belirli değerlere ulaştığında mesnetlerde yatay
tepkiler oluşur ve bu tepkiler çökmelerin serbestçe artışını engeller. Bu avantajları
nedeni ile gemilerdeki kiriş sistemleri çoğunlukla hiperstatik olarak tasarlanırlar.
Ancak buradan hiperstatik sistemlerin daima daha avantajlı olduğuna karar vermemek
gerekir. Çünkü bazı hallerde izostatik bir sistem daha avantajlı olabilir. Örneğin kesit
tesirlerinde ortaya çıkan azalmadan ötürü sağlanan malzeme tasarrufu bazı hallerde
konması gerekli mesnet ağırlığına kıyasla küçük kalabilir. Bu durumda hiperstatik
sistem maliyeti artırmış olur. Ayrıca bazı hallerde hiperstatik sistemlerdeki
mesnetlerin çökmeleri azaltıcı özellikleri bu mesnetlerde ve civardaki yapılarda
istenmeyen kesit tesirlerinin oluşmasına neden olabilir.
![Page 66: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/66.jpg)
66
Hiperstatik sistemlerin çözümünde gerekli ek koşulları iki gurupta toplayabiliriz.
Bunlardan birincisi uygunluk koşulları olup yapıdaki kirişlerin süreklilik gösterdiğini
belirler. Yani yapının iki komşu kirişi zorlamalar altında birbirlerinden bağımsız
deforme olamazlar ve birleşme noktalarında gerek konumları gerekse meyilleri aynı
olmak zorundadır. İkinci gurup koşullar ise kuvvet – şekildeğiştirme ilişkilerinden
oluşmaktadır. Bu koşulların uygulanışı ve hiperstatik kiriş sistemleri bir sonraki
altbölümde ayrıntılı olarak ele alınacaktır.
4.2 Hiperstatik Kiriş Sistemleri
Gemi veya açıkdeniz yapılarındaki herhangi bir hiperstatik kiriş sistemini incelerken
statik denge koşullarını, uygunluk koşullarını ve kuvvet – şekil değiştirme ilişkilerini
göz önüne alırız. Bu koşullardan statik denge koşulları yapıya etki eden kuvvetlerin
dengede olması halinde sağlanır ve sisteme doğrudan doğruya uygulamılır. Uygunluk
koşulları da değişik elemanların birleşme noktalarındaki geometrik sürekliliğin
varlığını ifade eder ve bu noktalarda konumun veya teğetin sürekliliği şeklinde
doğrudan uygulanır. Ancak kuvvet – şekildeğiştirme ilişkileri malzemenin türüne
bağlı olarak değişik şekillerde ifade edilir. Bu dersin kapsamında bu ilişki
malzemenin elastik rejimde kaldığı varsayılarak ele alınacaktır. Elastik rejimde ele
alındığında bu ilişkiyi iki yoldan sağlamak olanağı vardır. İlk yöntemde uygunluk
koşulları ve kuvvet – şekil değiştirme ilişkilerini kullanarak önce mesnet tepkilerini
hesaplamaya yöneliktir. Burada asal bilinmeyenler kuvvetler olduğu için bu yöntem
‘kuvvet yöntemi’ olarak bilinir. İlk olarak James C. Maxwell tarafından önerilmiş
daha sonra Otto Mohr tarafından geliştirilmiş olan bu yöntem hiperstatik sistemlerin
çözülmesinde kullanılan ilk yöntemdir. İkinci yöntemde ise asal bilinmeyenler
yerdeğiştirmeler olduğu için bu yönteme ‘şekil değiştirme yöntemi’ denir. Her iki
yöntemin de bazı avantaj ve dezavantajları vardır ve bu yöntemlerin her ikisini de
burada ele alacağız.
4.2.1 Hiperstatik Sistemlerde Kuvvet Yöntemi
Kuvvet yöntemini açıklamanın belki de en uygun yolu Şekil 4.3’de verilen hiperstatik
sistemin çözümünü anlatmaktır. Serbest cisim diyagramına bakıldığında bu sistemde
dört bilinmeyen vardır ve statik denge koşullarını oluşturan üç denklem bu sistemi
çözmek için yeterli değildir. Dolayısıyla çözüm için bir denklem daha bulmamız
gerekmektedir ve bu nedenle sistem ‘birinci dereceden’ hiperstatiktir. Kuvvet
yöntemini uygulamak için ilk olarak serbest cisim diyagramı ile verilen sistemi
süperpozisyon ilkesinden yararlanarak sistemi iki ayrı sistemin toplamı olarak
gösterebiliriz (Şekil 4.4).
Şekil 4.4 Hiperstatik sistemlerin çözümünde süperpozisyon ilkesinin uygulanması
![Page 67: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/67.jpg)
67
Burada hiperstatik sistemde F dış kuvveti belli Ax, Ay, M ve By kuvvetleri belli
değildir. Bu sistemin bölündüğü diğer iki sistemden ilkinde ise belli olmayanların
sayısı sadece üç olur ve izostatik bir sistemdir. Bu sistemde uç noktadaki By mesnet
tepkisi kaldırıldığı için sistemde bir çökmesi oluşur ve bu çökme genel
mukavemetten bilindiği üzere elastik eğriyi hesplamak suretiyle bulunabilir. İkinci
sistem de, bir an için By bilinen bir dış kuvvet gibi düşünülürse, izostatik bir sistem
olup ’ yerdeğiştirmesi yaratır. Bu noktada bu iki izostatik sistemin toplamının
hiperstatik sisteme denk olması için gerekli uygunluk koşulunu yazalım. Bu koşul iki
izostatik sistemde ortaya çıkan yerdeğiştirmelerin birbirine eşit ve zıt yönlerde olması
gerektiğidir ve
(4.1)
şeklindedir. Şimdi ikinci izostatik sistemi tekrar göz önüne alacak olursak ve kiriş
malzemesinin lineer elastik olarak davrandığını hatırlarsak bu kirişin uç noktasına etki
eden By kuvvetinin yaratacağı çökmenin aynı noktada ve aynı doğrultuda etki eden
birim kuvvetin yaratacağı fBB çökmesinin By katı olacağını görebiliriz. Bu durumda
By mesnet kuvvetini
BB
yf
B
(4.2)
şeklinde ifade edebiliriz. Burada fBB esneklik katsayısı olarak bilinir ve elastik eğri
hesabı aracılığıyla belirlenir. Bu durumda B noktasındaki mesnet tepkisi belli
olduğundan artık statik denge denklemlerinden A’daki mesnet tepkileri de tayin
edilebilirler. Mesnet tepkileri tayin edildikten sonra kirişteki kesme kuvveti ve eğilme
momentini ve oluşacak şekil değiştirmeleri izostatik bir sistemi inceler gibi ele alırız.
Bir hiperstatik sistemi izostatik sistemlerin süperpozisyonu olarak seçerken nasıl bir
yol izlenmesi gerektiğine ilişkin herhangi bir kural veya kısıtlama yoktur ve bu seçim
tamamen keyfidir. Ancak hiperstatik sistemin derecesi süperpozisyon için
kullanılacak izostatik sistem sayısını belirler. Örneğin yukarıdaki sistemde B
noktasındaki mesne tepkisini belirlemek yerine A noktasındaki ankastrelik momentini
belirlemeyi seçebiliriz. Bu durumda süperpozisyon için farklı yol izleriz (Şekil 4.5).
Şekil 4.5 Hiperstatik sistemlerin çözümünde süperpozisyonun alternatif uygulanması
Burada ikinci izostatik sistemde bilindiğini varsaydığımız mesnet tepkisi A’daki M
momentidir ve ’ dönmesini meydana getirmektedir. Bu dönme de kiriş malzemesi
lineer elastik olduğundan birim momentin yaratacağı AA dönmesinin M katı olur ve
![Page 68: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/68.jpg)
68
birici izostatik sistemde ankastre mesnet basit mesnet ile değiştirildiğinden ortaya
çıkan dönmesine eşit olur. Bu durumda A noktasındaki ankastre mesnetteki
bilinmeyen M momenti birinci izostatik sistemin dönmesi ve ikinci izostatik
sistemdeki birim momentin AA dönmesi cinsinden
AA
M
(4.3)
olarak elde edilir. Bu sistemde de artık üç bilinmeyen kalmıştır ve bu bilinmeyenler
de statik denge koşullarından belirlenebilir. Yine mesnet tepkileri belirli olduğundan
kirişteki kesit tesirleri ve şekil değiştirmeleri izostatik bir sistemdeki gibi çözeriz.
Bu noktaya kadar sadece birinci dereceden hiperstatik sistemleri ele aldık. Oysa
gemilerde çok daha yüksek dereceden hiperstatik sistemler olabilir. Hiperstatiklik
derecesi arttığından problemin çözümü için süperpozisyon ilkesinin uygulanması da
daha fazla sayıda izostatik sistem gerektirir. Bunu açıklamak için daha yüksek
dereceden bir hiperstatik sistem ele alalım (Şekil 4.6).
Şekil 4.6 Gemide yüksek dereceden hiperstatik bir sistem
Bu şekilde belirlenmiş bir kiriş sisteminde dört düşey tepki ve iki yatay tepki olmak
üzere altı adet bilinmeyen vardır. Ancak yatay dış kuvvet olmadığı ve sıcaklığın ihmal
edilebileceği göz önüne alındığında yatay kuvvetlerin her ikisinin de sıfır olacağı ve
statik denge denklemini otomatik olarak sağlanacağı açıktır. Bu durumda bilinmeyen
sayısı dörde statik denge denklemi sayısı da ikiye düşer. Yani sistem ikinci dereceden
hiperstatiktir ve uygunluk koşullarından iki adet ek denkleme gerek vardır. Bu iki ek
denklemi yaratabilmek amacı ile toplamları hiperstatik sisteme denk olacak izostatik
sistemleri yaratmak gerekir. Bu problem için uygun bir yol YB ve YC mesnet
tepkilerini bilinen dış kuvvetler olarak düşünüp hiperstatik sistemi P1 ve P2 dış
kuvvetlerinin etki ettiği ara mesnetleri kaldırılmış bir kiriş ile YB ve YC’nin her birinin
teker teker uygulandığı iki izostatik sistemden oluştuğunu varsaymaktır (Şekil 4.7).
Bu durumda iki uygunluk koşulu ilk izostatik sistemde B ve C noktalarında ortaya
çıkan çökmelerin diğer iki izostatik sistemde ortaya çıkacak çökmelerin toplamına eşit
olacağı şeklinde ifade edilebilir. Buradan uygunluk koşulları
CCC
BBB
(4.4)
şeklinde ifade edilebilirler.
![Page 69: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/69.jpg)
69
Şekil 3.7 Yüksek dereceden hiperstatik bir sistemde süperpozisyon uygulaması
Burada ikinci izostatik sistemi göz önüne aldığımızda B ve C sırasıyla B noktasına
etki eden YB kuvvetinin B ve C noktalarında yarattığı çökme miktarlarıdır. Bir önceki
örnekte olduğu gibi bu çökmeleri B noktasına etki eden birim kuvvetin B ve C
noktalarında yaratacağı fBB ve fBC çökmelerinin, yani esneklik katsayılarının cinsinden
BBCCBBBB YfYf (4.5)
şeklinde yazabiliriz. Benzer şekilde üçüncü izostatik sistemde B ve C sırasıyla C
noktasına etki eden YC kuvvetinin B ve C noktalarında yarattığı çökme miktarları
olup C noktasına etki eden birim kuvvetin B ve C noktalarında yaratacağı fCB ve fCC
çökmelerinin, yani esneklik katsayılarının cinsinden
CCCCCCBB YfYf (4.6)
olarak ifade edebiliriz. Böylece (4.5) ve (4.6) ilişkilerini (4.4) uygunluk koşullarında
yerlerine yerleştirirsek iki denklemden oluşan
CCCCBBC
BCCBBBB
YfYf
YfYf
(4.7)
lineer sistemini elde ederiz. Bu sistemde Bve C ilk izostatik sistemin elastik
eğrisinden fBB ve fCB ikinci sistemde YB yerine fBC ve fCC de üçüncü sistemde YC
yerine birim kuvvet etki etmesi halinde oluşacak elastik eğriden hesaplanabildiğinden
(4.7) denklem sistemi kolaylıkla çözülür ve YB ile YC mesnet tepkileri bulunmuş olur.
Bu iki mesnet tepkisinin hesaplanmasından sonra A ve D’deki düşey mesnet tepkileri
statik denge koşullarından elde edilir. Kesit tesirleri ve şekil değiştirmeler daha önce
de belirtildiği gibi kolayca bulunabilir.
Görüldüğü gibi kuvvet yöntemi ile hiperstatik sistemlerin çözümünü elde etmek için
izostatik sistemlerin elastik eğrisini veya belirli noktalardaki şekil değiştirmelerini
hesaplamak gerekmektedir. Burada elastik eğrinin hesabına ilişkin kısa bir hatırlatma
yapmak uygun olur. Elastik eğrinin hesabı için bir yöntem kesit eğilme momentinin
iki kez doğrudan integrasyonuyla elde edilmesidir. Bir ikinci yöntem de ‘virtüel işler’
teoreminden yararlanarak elde edilmiş olan Castigliano teoremini kullanmaktır.
Herhangi bir sabit elastik kirişi göz önüne alalım. Bu kirişe etki eden dış kuvvetler ve
momentler kirişte kesit tesirleri (kesme kuvvetleri ve eğilme momentleri) ve şekil
değiştirmelere (çökmeler ve dönmeler) neden olur. Bu skirişin denge halinde
kalabilmesi için de dış kuvvetlerin yaptığı iş kirişin şekil değiştirme enerjisine eşit
olması gerekir. Kirişe etki eden dış kuvvetlerin ve momentlerin işleri
![Page 70: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/70.jpg)
70
L
e
L
ee dMdxFU (4.8)
olarak verilir. Burada Fe ve Me kirişe etki eden dış kuvvetler ve dx ile d da kirişin
elemanter öteleme ve dönmeleridir. Etki eden sadece dış kuvvetler ise ikinci integral,
sadece dış momentler ise birinci integral sıfır olur. Dış zorlamalar altında kirişte
kirişte eğilme oluşur ve bu eğilme M eğilme momenti ve
dxEI
M (4.9)
ile verilen dönmesiyle karakterize edilir. Eğilme momentinin sıfırdan başlayarak M
değerine yavaş yavaş eriştiği göz önüne alınırsa şekil değiştirme enerjisi
L
2
i dxEI2
MU (4.10)
olarak yazılır. Burada E kirişin elastisite modülü I da kesit atalet momentidir. Dış
etkiler belli olduğu sürece bunların işini hesaplayabileceğimiz için bu işin kirişin şekil
değiştirme enerjisine eşitliğinden eğilme momentini hesaplayabiliriz. Buraya kadar
kirişe eksenel yük etki etmediği varsayılmıştı. Kirişe eksenel yük gelmesi halinde
eğilme yanısıra eksenel şekil değiştirme de olacağı için ortaya çıkacak eksenel
gerilmenin de
L
2
i dxEA2
NU (4.11)
şeklinde verilen iç enerjisini ilave etmek gerekir. Bu denklemde N eksenel kuvvet A
da kirişin kesit alanıdır.
Şimdi denge halinde bulunan bu kirişe etki eden dış kuvvetlerde küçük bir dFe artışı
olduğunu düşünelim. Bu artış dış kirişte ek bir çökmesine neden olup kuvvetlerin
yaptığı iş de artarak
eeee dFUdUU (4.12)
olacağından kirişin iç enerjisi de dengede kalabilmek için artarak
e
e
iiii dF
F
UUdUU
(4.13)
değerine ulaşacaktır. Burada denge koşullarını kullanırsak ortaya çıkan deformasyon
da
LL
2
i dxEI
M
P
Mdx
EI2
M
PP
U (4.14)
olarak belirlenir. Bu sadece dış kuvvet etki etmesi halindeki çökmeyi vermektedir.
Sadece dış moment etki ederse sadece dönme meydana gelir ve bu dönme de
L eL
2
ee
i dxEI
M
M
Mdx
EI2
M
MM
U (4.15)
olarak belirlenebilecektir. Salt eksenel kuvvet etki etmesi halinde de uzama
L eL
2
ee
i dxEA
N
F
Ndx
EA2
N
FF
U (4.16)
bağıntısından hesaplanabileceği görülebilir.
Şimdi buraya kadar anlatmış olduğumuz kuvvet yöntemini Şekil 4.3 ile verilen
hiperstatik sisteme uygulayalım. Önce bilinmeyen mesnet tepkisini By olarak seçerek
uygulamayı yapalım. Böylece hiperstatik kiriş süperpozisyon ilkesi uyarınca Şekil 4.4
![Page 71: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/71.jpg)
71
ile verilen iki izostatik kirişin toplamı olarak ifade edilebilir. Problemin çözümü için
ilk aşamada birinci izostatik sistemin artık serbest olan B ucundaki çökmeyi hesap
etmeyi gerektirir. Bunun için virtüel kuvvet yardımı ile statik denge koşullarından
LPDFM
PFY
A
A
yazabiliriz (Şekil 4.8a). Burada P virtüel kuvvet olup limit halinde sıfıra gitmektedir.
Çökmeyi hesaplamak için bu kirişin M(x,P) eğilme momentini hesaplayıp (4.14)
denklemine yerleştirirmek ve limit halde P virtüel kuvvetini sıfıra götürmek
gerekmektedir. Kirişin üzerinde tekil yük olduğu için kirişte kesit tesirleri açısından
tekil yükün etki ettiği noktada süreksizlik vardır ve eğilme momentini bu süreksizliğin
iki tarafında ayrı ayrı belirlemek gerekir. Bu şekilde belirlenen eğilme momentleri ve
bunların P virtüel kuvvetine göre kısmi türevleri
LxDLxP
M)Lx(P)P,x(M
Dx0LxP
MLPDFx)PF()P,x(M
şeklinde hesaplanır. Eğilme momentleri ve bunların P virtüel kuvvetine göre kısmi
türevleri (4.14) denkleminde kullanılırsa Şekil 4.8b’de B noktasındaki çökmeyi
3
DL
EI2
FD
LDx2
xDL
3
x
EI
F
dxEI
LxPLxlimdx
EI
LxPDxFLxlim
2
D
0
23
L
D0P
D
00P
olarak buluruz. Burada P virtüel kuvveti üzerindeki limit işleminin integrasyon
yapıldıktan sonra uygulanması gerektiğine dikkat etmek gerekmektedir.
Şekil 4.8 Birinci izostatik kirişte virtüel kuvvetin uygulanışı ve eğilme momenti
İkinci izostatik kirişin de B noktasındaki çökmesini benzer şekilde hesaplayabiliriz.
Ancak ikinci kirişte By kuvveti bilinmediğinden birim kuvvet için çökmeyi hesaplayıp
mesnet kuvvetini (4.2) denkleminden elde edeceğiz. Bu hesabı yapmak için B
noktasına P virtüel kuvvetini yerleştirip virtüel işler ilkesi yardımı statik denge
koşullarından
LPM
PY
A
A
yazabiliriz (Şekil 4.9a).
![Page 72: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/72.jpg)
72
Şekil 4.9 Birinci izostatik kirişte virtüel kuvvetin uygulanışı ve eğilme momenti
Burada P virtüel kuvvet olup limit halinde sıfıra yerine birim kuvvete gitmektedir zira
B noktasında birim kuvvet vardır. Çökmeyi hesaplamak için bu kirişin M(x,P) eğilme
momentini hesaplayıp (4.14) denklemine yerleştirirerek P virtüel kuvvetinin limit
halini göz önüne alacağız. Kirişin üzerinde tekil yük olmadığı için kirişte kesit
tesirleri açısından tekil yükün etki ettiği noktada süreksizlik yoktur ve eğilme
momenti ile P virtüel kuvvetine göre kısmi türevi
Lx0LxP
M)Lx(P)P,x(M
şeklinde hesaplandıktan sonra (Şekil 4.9b) B noktasındaki çökme (4.14)
denkleminden
EI3
LxLLx
3
x
EI
1f
dxEI
LxPLxf
3L
0
223
BB
L
01PBB
lim
olarak bulunur. Her iki izostatik kiriş için bulunan çökmeler (4.2)’de yerine konursa B
noktasındaki mesnet tepkisi
L
D3
L
D
2
FB
2
y
olarak bulunur. Böylece By mesnet tepkisi belirlenmiş olduğundan A’daki mesnet
tepkileri de statik denge koşullarından
D2DL3
L
D
2
FM
L
D3
L
D2
2
FA
22
y
olarak belirlenirler. Mesnet tepkileri tamamen belirlendikten sonra kesit tesirleri tekil
yükün yaratacağı süreksizlik göz önüne alınarak hesaplanır ve çizilir (Şekil 4.10).
Şekil 4.10 Hiperstatik kirişin kesit tesirlerinin hesabı ve çizimleri
![Page 73: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/73.jpg)
73
Mesnet tepkilerinin değerleri yerine yerleştirildiğinde kesme kuvveti ve eğilme
momenti değerleri
LxD
xLL
D3
L
D
2
F)x(M
L
D3
L
D
2
F)x(Q
Dx0
D2DL3L
D
2
Fx
L
D3
L
D2
2
F)x(M
L
D3
L
D2
2
F)x(Q
2
2
22
2
olarak bulunurlar.
Daha önce süperpozisyon ilkesinin farklı şekillerde de uygulanabileceği belirtilmiş ve
bunun için bir örnek Şekil 4.5’de verilmişti. Burada uygunluk koşullarından
belirlenmesi gereken mesnet tepkisi A noktasındaki moment olarak seçilmiş ve
uygunluk koşulu da seçilen iki izostatik sistemde A mesnetinde ortaya çıkan
dönmelerin toplamının sıfır olması olarak belirlenmiştir. Birici kirişteki mesnet
tepkileri A noktasında M virtüel momenti uygulayıp statik denge koşullarından
L
DFMY
L
DFMFY
BA
olarak bulunur. Bu kirişte de tekil yük söz konusu olduğu için kesit tesirlerinde
süreksizlik vardır ve tekil yükün iki tarafında eğilme mementleri ve bunların virtüel
momente göre kısmi türevleri
LxDL
x1
M
M)
L
x1(DFM)M,x(M
Dx0L
x1
M
Mx
L
MDLFM)M,x(M
şeklinde elde edilir. Bu büyüklükler (3.15) denklemine konur ve integrasyon yapılırsa
dönmesi
2
2
L
D0M
D
00M
L
D
L
D32
EI6
FDL
dxEI
)L
x1(DFM
L
x1dx
EI
xL
MDLFM
L
x1 limlim
olarak elde edilir. İkinci izostatik kirişte M virtüel momentini birim momente
götürerek bu birim momentin oluşturacağı dönmeyi hesaplamak gerekir. Bu kiriş için
mesnet tepkileri
L
MB
L
MA yy
olacağından bunların yarattığı eğilme momenti ile virtüel momente göre kısmi türevi
L
x1
M
M
L
x1M)M,x(M
![Page 74: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/74.jpg)
74
şeklinde elde edilir. Bu değerler (4.3) denkleminde yerine konursa A mesnetindeki
moment
D2DL3
L
D
2
FM
2
şeklinde elde edilir. Bu değer bir önceki yöntemle elde edilen değer ile aynı
olduğundan gerek diğer mesnet tepkileri gerekse kesit tesirleri için de bir önceki
yoldan bulunan değerlerin aynısı olacağı açıktır.
4.2.2 Hiperstatik Sistemlerde Şekil Değiştirme Yöntemi
Hiperstatik sistemlerin incelenmesinde kullanılan ikinci yöntem şekil değiştirme
yöntemi olup uygulanması kuvvet yöntemiyle tamamen terstir. Bu yöntemde
öncelikle denge denklemlerini sağlamak gerekmektedir. Bunun için de bilinmeyen
şekil değiştirmeler kuvvet – şekil değiştirme ilişkilerini kullanarak etki eden kuvvetler
cinsinden yazılır ve uygunluk koşullarından yararlanarak çözülürler. Daha sonra
bulunan şekil değiştirmeler kullanılarak bilinmeyen mesnet tepkileri de belirlenmiş
olur. Değişik bir dizi yöntem geliştirilmiş olmakla birlikte bütün şekil değiştirme
yöntemleri aynı yolu izlemektedir.
Şekil 4.11: Güverte altında bir kemerenin yükleme durumu
Bu yöntemin ayrıntılarını en iyi bir örnek üzerinde açıklamak uygun olur. Herhangi
bir yük dağılımını taşıyan bir güverteyi düşünelim. Bu güverte bir bordodan bir
bordoya uzanan ve arada perdele veya derin tulanilerle desteklenen bir hiperstatik
kiriş oluşturur (Şekil 4.11a). Bu kirişin mesnetlerindeki şekil değiştirmeler dış yükler
cinsinden yazılmalı ve uygunluk koşullarına yerleştirilmelidirler. Bu kirişin herhangi
bir BC aralığını göz önüne alacak olursak bu aralıkta dış yükler bir M(x) eğilme
momenti oluştururlar (Şekil 4.11b). Bu eğilme momenti sadece BC aralığındaki
yüklerden dolayı ortaya çıkmaz, diğer aralıklardaki yüklerden de etkilenir.
Bu eğilme momenti ile y(x) çökmeler arasında genel mukavemetten bilinen
)x(EI
)x(M)x(y (4.17)
ilişkisi vardır [3]. Burada E elastisite modülü, I(x) de kirişin boyunca değişmekte olan
kesit atalet momentidir. Değişken atalet momentini kirişteki herhangi bir kesitin atalet
momenti Io cinsinden
)x(i
I)x(I o (4.18)
![Page 75: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/75.jpg)
75
olarak yazar ve (4.17) denklemine yerleştirip bu denklemi düzenlersek denklemini
)x(M)x(i)x(yEIo (4.19)
elde ederiz. Bu denklemi bir kez integre edersek kirişin herhangi bir noktasındaki
çökmenin eğimi
o
x
0
o Qd)(M)(i)x(yEI (4.20)
olarak elde edilir. Burada Qo integrasyon sabiti olup B veya C noktasındaki sınır
koşulundan belirlenir. Yukarıdaki örnekte B ve C noktaları basit mesnet oldukları için
bu noktalarda çökmelerin eğimi belirsizdir ve sınır koşulunu yazmak mümkün
değildir. Eğer bu noktalardaki mesnetlerden birisi ankastre mesnet olsa idi bu
durumda sınır koşulunu yazabilirdik. Örneğin B mesneti ankastre olsa bu mesnette
dönme olmayacağından B sıfır olur ve
0tan)0(y)B(y BB (4.21)
yazılabilirdi. Böylece integrasyon sabiti Qo
0Q0Qd)(M)(i)0(yEI oo
0
0
o (4.22)
olarak elde edilirdi. Öte yandan C noktası ankastre olduğu zaman x = L olacağını göz
önüne alarak integrasyon sabitini aynı yoldan
d)(M)(iQ0Qd)(M)(i)L(yEI
L
0
oo
L
0
o (4.23)
şeklinde elde edebiliriz.
Bu integrasyon sabitini belirleme olanağımız olmadığı takdirde (4.20) denklemini bir
kez daha integre ederek
1o
x
0 0
o QxQdd)(M)(i)x(yEI
elde edilir. Burada Q1 ikinci bir integrasyon sabiti olup yine sınır koşullarından
belirlenmesi gereklidir. Bu denklemdeki iki katlı integrali kısmi integrasyon kuralına
göre integre edersek
1o
x
0
o QxQd)(M)(ix)x(yEI (4.24)
elde ederiz. Ele aldığımız örnekte B ve C mesnetleri basit mesnetler olduğundan her
iki mesnette de çökmeler sıfır olacaktır. Bu durumda B mesnetindeki sınır koşulundan
Q1 sabiti
0Q0)0(yEI1o (4.25)
olarak C mesnetindeki sınır koşulundan da Qo sabiti de
d)(M)(iLL
1Q0)L(yEI
L
0
oo (4.26)
olarak bulunurlar. Bu durumda BC aralığında kirişteki dönme ve çökmeler
d)(M)(ixd)(M)(iLL
x)x(yEI
d)(M)(id)(M)(iLL
1)x(yEI
x
0
L
0
o
x
0
L
0
o
(4.27)
![Page 76: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/76.jpg)
76
şeklinde bulunur. Bu denklemlerden şimdi B ve C noktalarındaki dönmeleri, bu
dönmeler küçük olduğu için eğimlere yaklaşık olarak eşit olduklarını da hatırlayarak,
d)(M)(iL
1EI
d)(M)(iLL
1EI
L
0
Co
L
0
Bo
(4.28)
şeklinde bulabiliriz.
Bu noktaya kadar BC aralığındaki M(x) moment dağılımının bilindiğini var saydık.
Oysa bilinen sadece kirişin üzerindeki yüktür ve M(x) momentini bu yük dağılımı
cinsinden ifade etmek gerekir. Bunu yapmak için kirişin BC aralığını izole ederek bu
aralıkta uygun bir şekilde süperpozisyon ilkesini uygulamak gerekir (Şekil 4.12a).
Şekil 4.12: Sürekli bir kirişin bir aralığının izole edilmesi ve süperpozisyon ilkesi
Burada BC aralığı üzerine etki eden yükten oluşan izostatik bir kiriş ile kirişin geri
kalan kısmındaki yüklerden dolayı gelen etkileri taşıyan bir ikinci izostatik kirişin
toplamına indirgenmiştir. Bu iki kirişe ait eğilme momenti diyagramları Şekil
4.12b’de verilmiştir. Birici izostatik kiriş basit mesnetli olduğu için mesnetlerde
moment olmaz ve etki eden yükler belli olduğundan bu kirişe etkieden Mo(x) eğilme
momenti dağılımı kolaylıkla hesaplanabilir. İkinci izostatik kirişte ise B ve C
mesnetlerine BC aralığı dışındaki kuvvetlerden dolayı MB ve MC momentleri
iletilmiştir ve başka bir dış yük olmadığından eğilme momenti dağılımı iki moment
değeri arasında doğrusal olarak değişir. Bu şekilde belirlenen M(x) momentini (4.28)
denklemlerine yerleştirirsek B dönmesi için
d
LM
L1M)(M)(iL
L
1EI
L
0
CBoBo (4.29)
ve C dönmesi için de
d
LM
L1M)(M)(i
L
1EI
L
0
CBoCo (4.30)
buluruz. Burada MB ve MC değerlerinin sabit oldukları göz önüne alınır ve
dL
)(iL
1Vd
L1)(i
L
1VdM)(i
L
1V
dL
)(iLL
1Ud
L1)(iL
L
1UdM)(iL
L
1U
L
0
C
L
0
B
L
0
oo
L
0
C
L
0
B
L
0
oo
tanımları yapılırsa dönmeler için
![Page 77: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/77.jpg)
77
CCBBoCo
CCBBoBo
MUMUUEI
MUMUUEI
(4.31)
denklemleri elde edilir. Aynı yöntem kullanılarak bütün aralıkların uç noktalarında
dönmeler hesaplanabilir. Bu durumda aralardaki mesnetlerde mesnetin her iki
tarafından da o mesnetteki dönme hesaplanmış olacaktır. Uygunluk koşulu gereği iki
komşu aralıkta hesaplanan dönmelerin eşitliğinden bilinmeyen mesnet momentleri
için bir denklem elde edilir. Eğer N tane mesnet varsa N tane de bilinmeyen moment
vardır. Aradaki (N – 2) mesnette uygunluk koşulu kullanıldığında (N – 2) denklem
elde edilir ve mesnet momentlerinin çözümü için 2 denkleme daha gerek vardır. Bu
denklemleri de uçtaki mesnetlerde yazılacak sınır koşullarından elde ederiz. Eğer
uçtaki mesnet ankastre ise bu mesnette dönme olmayacağı için bu mesnetteki dönme
sıfır yazılır. Uçtaki mesnetin serbest mesnet olması halinde ise bu mesnet moment
taşıyamayacağı için bu mesnetteki moment değeri sıfır yazılır.
Bu yöntemin daha iyi anlaşılabilmesi için bir uygulama yapmakta yarar vardır. Bu
amaçla Şekil 4.3’de verilen ve daha evvelce kuvvet yöntemi ile çözmüş olduğumuz
hiperstatik kirişi ele alalım. Bu kirişi süperpozisyon ilkesi yardımı ile birisi üzerinde F
tekil yükünü taşıyan iki ucu da basit mesnetli izostatik bir kiriş ile diğeri iki uç
noktasında MA ve MB momentlerinin olduğu iki ucu da basit mesnetli izostatik bir
kirişin toplamına eşit olacaktır (Şekil 4.13). Burada birinci izostatik kirişe ait mesnet
tepkileri
L
FDY
L
DLFY BA
şeklindedir ve kesitte oluşan eğilme momenti dağılımı
LxDxL
FDFD
Dx0xL
DLF
xMo
olarak verileceği açıkça gözükmektedir.
Şekil 4.13: Şekil değiştirme yönteminde süperpozisyon uygulaması
Kesit eğilme momenti için değeri yukarıdaki tanımlarda yerine koyar ve kirişin sabit
kesitli olduğunu, dolayısıyla i(x) = 1 olacağını da göz önüne alırsak
L6
LDFDdL
L
FD
L
1d
L
DLF
L
1V
L6
DL2DLFDdL
L
FDL
L
1d
L
DLFL
L
1U
2L
D
D
0
o
L
D
D
0
o
![Page 78: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/78.jpg)
78
3
Ld
LL
1V
6
Ld
L1
L
1V
6
Ld
LL
L
1U
3
Ld
L1L
L
1U
L
0
C
L
0
B
L
0
C
L
0
B
buluruz. Bu değerleri 4.31 denklemlerinde yerine yerleştirirsek mesnetlerdeki
dönmeleri
CB
2
Co
CBBo
M3
LM
6
L
L6
LDFDEI
M6
LM
3
L
L6
DL2DLFDEI
olarak buluruz. Burada B ile C mesnetlerindeki sınır koşullarını kullanarak bu
mesnetlerdeki moment değerlerini hesaplamak gerekir. Bunlardan B mesneti ankastre
olduğu için burada dönme olmaz, C mesneti ise serbest olduğu için moment taşımaz.
Dolayısı ile
0M
D2DL3L
D
2
F
L2
DL2DLFDM
C
2
2B
elde ederiz. Ankastre mesnet için bulunan bu değer daha evvelki çözümlerde elde
edilen değer ile aynıdır. Bu noktada baştan yaptığımız moment dağılımı gereğince
kirşteki eğilme momenti
LxDxLL
D3
L
D
2
F)x(M
Dx0D2DL3L
D
2
Fx
L
D3
L
D2
2
F)x(M
xM2
22
o
olarak hesaplanır. Bu moment dağılımı da daha evvelce hesaplanmış olan moment
dağılımı ile aynıdır. Kesme kuvveti dağılımı eğilme momenti dağılımının türevini
alarak elde edilir ve mesnet tepkileri de kesme kuvvetinden elde edilir.
Yukarıda verilen örnek sadece tek aralıktan oluşan bir hiperstatik sistemdi. Bu
yöntemin çok aralıklı bir sisteme uygulanışını açıklamak amacıyla yükü düzgün her
aralıkta düzgün yayılı yük olarak verilen bir güverte kemeresini göz önüne alalım
(Şekil 4.14a).
Şekil 4.14: Üç aralıktan oluşan ve postalara braketsiz bağlı bir kemere
![Page 79: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/79.jpg)
79
Yöntemi uygulamak için bu her aralıkta izostatik sistemden gelen Mo(x) momentleri
ile mesnetlere komşu kirişlerden gelen eğilme momentlerinden oluşan M’(x)
momentini yazmak gerekmektedir. İzostatik kirişlerde düzgün yayılı yük mesnetlerde
eşit tepki oluşturacağından bu kirişlerde eğilme momenti Mo(x) parabolik olur (Şekil
4.14b). Mesnetlerin iki tarafında - ve
+ olarak gösterilen dönmeler uygunluk koşulu
gereği eşit olmalıdırlar.
D
3
DC
3
C
3
oD3
D
3
DC
3
C
3
oC3
C
2
CB
2
B
2
oC2
C
2
CB
2
B
2
oB2
B
1
BA
1
A
1
oB1
B
1
BA
1
A
1
oA1
MVMVVEI
MUMUUEI
MVMVVEI
MUMUUEI
MVMVVEI
MUMUUEI
(4.32)
Burada A ve D uçları serbest mesnet olup moment taşımadıkları için MA = MD = 0
yazılır.Ayrıca B ve C mesnetlerinin iki tarafında hesaplanmış olan dönmeler de
birbirlerine eşit olacaklarından (4.32) denklemlerinden
C
2
2
C
3
3
CB
2
2
B
3
3
o
2
2
o
C
2
2
CB
1
1
B
2
2
B
2
2
o
1
1
o
MEI
V
EI
UM
EI
V
EI
U
EI
V
MEI
UM
EI
V
EI
U
EI
U
EI
V
(4.33)
elde edilir. Burada
24
LqU
24
LqV
24
LqU
24
LqV
3
LV
6
LV
6
LV
6
LU
6
LU
3
LU
3
333
o
3
222
o
3
222
o
3
111
o
22
C
22
B
11
B
33
C
22
C
22
B
değerleri yukarıdaki tanımlardan integrasyonla hesaplanmıştır. Bu değerler (4.33)
denklemlerinde kullanıldığı takdirde MB ve MC momentleri elde edilir.
Ele aldığımız örnekte bazı hallerde A ve D uçlarının serbest mesnet yerine ankastre
olmaları söz konusu olabilir. O zaman MA ve MD momentleri sıfırdan farklı
olacağından iki denkleme daha gerek olacaktır. Bu denklemler de A ve D
dönmelerinin bu mesnetler ankastre olduğundan dolayı sıfır olması gerektiğinden
D
3
DC
3
C
3
o
B
1
BA
1
A
1
o
MVMVV0
MUMUU0
(4.34)
şeklinde elde edilir. Bu yöntem özellikle kesitleri değişken olmayan mütemadi gemi
kirişleri için çok daha standartlaştırılmış bir yönteme dönüştürülmüştür. Üç moment
denklemi veya Clapeyron yöntemi olarak bilinen bu yöntemi burada kısaca
vereceğiz.
Herhangi bir mütemadi kirişin iki ardışık aralığını ve bu aralıkları belirleyen A, B ve
C mesnetlerinden oluşan bir bölgesini göz önüne alalım (Şekil 4.15a). Bu kiriş
mütemadi bir kiriş olduğu için genel olarak mesnetlerde MA, MB ve MC momentleri
![Page 80: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/80.jpg)
80
vardır. Bu momentler ve her aralıktaki izostatik sistemin momentleri cinsinden AB ve
CB aralıklarındaki toplam momentleri
xL
MMM)x(M)x(M
xL
MMM)x(M)x(M
2
CBCo
1
ABAo
(4.35)
olarak yazabiliriz. Burada Şekil 4.15a’dan de anlaşılacağı gibi x’ değişkeni C
noktasından başlayıp x değişkeni ile ters yöndedir. Bu tanımları kullanarak B
mesnetinin iki tarafındaki dönmeleri (4.28) denkleminden yararlanarak
Şekil 4.15: Çok aralıklı bir mütemadi kirişin iki aralığının izole edilişi
d)(M
L
1EId)(M
L
1EI
21 L
02
B2
L
01
B1 (4.36)
şeklinde yazabiliriz. Burada AB ve CB aralıklarında kirişlerin kesitlerinin sabit
kaldıklarını ve kesit atalet momentlerinin sırasıyla I1 ve I2 olduklarını göz önüne aldık.
Buradan hesaplanan B dönmesinin integrasyon yönü nedeniyle ters işaretli olacağını
göz önüne alırsak
0BB (4.37)
olacağı açıktır. Yukarıdaki (4.36) denklemde (4.35) ile verilen momen değerlerini
yerleştirir ve integrasyonları yapar aynı zamanda (4.37) koşulundan yararlanırsak
dMKdMK
KI
LK
I
LM
I6
LM
I3
L
I3
LM
I6
L
21 L
0
oC
L
0
oA
C
2
2A
1
1C
2
2B
2
2
1
1A
1
1
(4.38)
denklemini elde ederiz. Sadece uç noktalarında durum farklıdır ve bu noktalarda üç
moment denklemini yazarken özel bir uygulama yapmak gerekir. Örneğin A noktası
bir uç noktası ise A noktasında üç moment denklemini yazabilmek için A noktasının
dışında limit halinde uzunluğu sıfıra giden sanal bir aralık ilave etmek gerekir (Şekil
4.15a). Bu durumda A noktasındaki üç moment denklemi
dMKKI
LM
I6
LM
I3
L 1L
0
oBB
1
1B
1
1A
1
1 (4.39)
halini alır. Eğer C noktası bir uç noktası ise benzer bir uygulama ile C noktasındaki üç
moment denklemi de
dMKKI
LM
I3
LM
I6
L 2L
0
oBB
2
2C
2
2B
2
2 (4.40)
olarak yazılır.
![Page 81: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/81.jpg)
81
Bir çok aralığı olan bir mütemadi kirişte uç noktalarındaki özel halleri de göz önüne
alarak her mesnette üç moment denklemlerini yazarsak bilinmeyen momentler kadar
denklem elde ederiz. Bu denklemler bir lineer denklem sistemi oluşturur ve
Q
1n
1n
R
1n
1nP
n
n
C
2
2A
1
1
B
1
1
R
Q
P
C
B
A
1n
1n
n
n
1n
1n
1n
1n
n
n
n
n
2
2
2
2
1
1
1
1
1
1
1
1
KI
L
KI
LK
I
L
KI
LK
I
L
KI
L
M
M
M
M
M
M
I3
L
I6
L00000
I6
L
I3
L
I3
L
I6
L0000
0000I6
L
I3
L
I3
L
I6
L
00000I6
L
I3
L
şeklinde düzenlenebilir. Üç moment denkleminin uygulamasına ilişkin örnekler
Bölüm 4.5’de verilmektedir.
4.2.3 Hiperstatik Sistemlerde Moment Dağılımı Yöntemi
Burada hiperstatik sistemlerin incelenmesi için şimdiye kadar ele aldığımız
yöntemlerin tümü analitik yöntemler olup bilgisayar uygulamalarına uygun
değillerdir. Bilgisayarların gelişmesi sonucu bu hesapları bilgisayarlara uygulamak
için bir takım yöntemler geliştirilmiştir. Bu yöntemlerin ilki Hardy Cross adlı
mühendisin geliştirdiği ve Cross metodu olarak bilinen moment dağılımı yöntemidir.
Moment dağılımı yöntemi aslında bir şekil değiştirme yöntemi olmasına rağmen
uygulanışı ağırlıklı olarak sayısal bir yöntem olduğu için burada ayrıca ele alınacaktır.
Cross yöntemini açıklamak için yine çok aralıklı bir mütemadi kiriş sistemini ele
alalım (Şekil 4.16a). Bu sistemin en uçtaki mesnetleri ankastre olmamaları halinde
moment taşımazlar ama ara mesnetler basit mesnet dahi olsalar bu noktalarda kiriş
sürekli olduğu için momentler oluşur. Moment dağılımı yöntemlerinde prensip
mütemadi kirişin her aralığını ayrı bir kiriş gibi ele alıp mütemadi kirişin bu kirişlerin
toplamına eşit olacağı şeklindedir. Aradaki kirişlerde her iki uçta da moment
olacağından ara kirişleri iki ucu ankastre kirişler olarak ele almak gerekir. Uçlardaki
kirişler ise biraz farklı ele alınır ve mütemadi kirişin son noktalarına isabet eden
uçtaki mesnetler aynen kalırken diğer uçtaki mesnetler ankastre olarak kabul edilirler
(Şekil 4.16b). Bu şekilde izole edilen aralıkların her biri kolaylıkla çözülebilecek
hiperstatik kirişler oluşturmaktadır. Ancak bu kirişleri bir araya getirdiğimizde mesnet
noktalarında genel olarak bir moment süreksizliği ortaya çıkar. Yani mesnetin iki
tarafında moment değerleri birbirinden farklı olup mesnet tarafından taşınan bir artık
moment ortaya çıkar (Şekil 4.16c). Bu artık momentin ortaya çıkması her aralığın
birbirinden bağımsız olarak ele alınması sonucu komşu aralıklar arasındaki
etkileşimin ihmal edilmiş olmasından dolayıdır. Oysa bu noktalardaki serbest
mesnetler moment taşımayacaklarından bu artık momentin ardışık yaklaşımlarla
uygun bir şekilde komşu aralıklara dağıtılması gerekmektedir.
![Page 82: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/82.jpg)
82
Şekil 4.16: Bir mütemadi kirişin moment dağılımı yöntemine göre ayrıştırılması
Artık momentin komşu kirişlere dağıtılması iki aşamada gerçekleştirilir. İlk aşamada
mesnetteki artık moment mesnete komşu olan kirişlerin mesnete bağlandığı
noktalarına dağıtılır. Bunu yapmak için herhangi bir noktada birleşen ve diğer uçları
herhangi bir şekilde mesnetlenmiş sabit kesitli üç kiriş alalım ve birleşme noktasına
bir M momenti uygulayalım (Şekil 4.17a). Bu moment şekilde gösterildiği gibi her
kirişte eşit miktarda dönmesi meydana getirir. Bu kirişlerden herhangi birisini göz
önüne aldığımızda bu kirişin birleşim noktasında taşıyacağı moment ile dönme
arasında bir ilişki vardır. Bu ilişkiyi belirleyebilmek için (4.28) denklemlerini göz
önüne almak ve dış yük olmadığı için kiriş üzerinde sadece lineer olarak değişen
hiperstatiklik moment dağılımını kullanmak yoluyla dönmesini uç noktalarındaki
momentlere bağlarız(Şekil 4.17a). Örneğimizde 1-3 kirişini göz önüne alırsak 1
noktasından
3313
13
13
1333
13
L
0
13
13
13 MM26
Ld
L
MMML
L
1EI
13
(4.41)
buluruz. Öte yandan 3 noktasından da
3313
13
13
1333
13
L
013
M2M6
Ld
L
MMM
L
10
13
(4.42)
elde ederiz. Bu iki denklemden M13 ve M33 momentlerinin dönmesine
13
13
33
13
13
13L
EI2M
L
EI4M (4.43)
Şekil 4.17: Birleşme noktasındaki bir momentin kirişlere dağıtılması
şeklinde bağlı olacakları çıkar. Burada dikkat edilecek nokta bu ilişkinin sadece karşı
mesnetin ankastre olması halinde geçerli olduğudur. Örneğin bu ilişki 1-2 kirişi için
geçerli olmaz zira 2 mesneti serbest olup bu mesnetteki dönme sıfırdan farklıdır.
Ancak M22 momenti sıfır olacağından bu kirişte dönmesi sonucu
![Page 83: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/83.jpg)
83
0ML
EI3M 22
12
1212 (4.44)
ilişkileri elde edilir. Burada kirişe ait bir K katılık (Stiffness) katsayısı tanımlayıp bu
katsayı cinsinden dönme ve moment arasındaki ilişkiyi
EK4M (4.45)
şeklinde verebiliriz. Bu durumda ucu ankastre olan kirişlerde katılık katsayısı K = I/L
ucu serbest olan kirişlerde katılık katsayısı K = 3I/4L olur. Bu durumda örneğimize
geri dönersek her bir kirişte birleşme noktasındaki moment değerleri
141413131212 EK4MEK4MEK4M (4.46)
şeklinde verilir. Bu momentlerin toplamı birleşme noktasına etki ettirilen M
momentine eşit olacağından her bir kirişteki momentleri toplam moment ve katılık
katsayıları cinsinden
MK
KMM
K
KMM
K
KM 14
14
13
1312
12
(4.47)
şeklinde yazarız. Burada
141312
j1
j1 KKKKK
KD
dağıtma faktörü olarak bilinir. Böylece birleşme noktasındaki artık momentin
dağıtılması işleminin ilk aşaması tamamlanmış olur.
Bir kirişe bir noktadan moment etki ettirildiğinde bu momentin sadece o noktayı
etkilemeyip kiriş boyunca yayılacağını biliyoruz. Dağıtmanın ikinci aşaması da
birleşme noktasına etki eden momentin diğer uca iletilmesidir. Dağıtma faktörünün
hesabı sırasında diger uç noktasına iletilen momenti (4.43) denkleminde elde etmiştik.
Buradan birleşim noktasına dağıtılmış olan momentin yarısı kadar bir momentin de
diğer uca iletildiği gözükmektedir. Ancak diğer uca moment iletilebilmesi için diğer
ucun ankastre olması gerekir. Serbest olan uca moment iletilmez. Yani bir mesnete
etki eden artık moment o mesnete bağlı olan kirişlerin birleşim ucuna kirişin katılık
katsayısıyla mesnet türüne bağlı olarak dağıtıldıktan sonra diğer uca da ankastre ise
bu momentin yarısı iletilecek serbest ise moment iletilmeyecektir.
Moment dağıtımını her mesnet için uyguladıktan sonra mesnetlerde oluşan yeni
momentlerin toplamı hesaplandığında eğer artık moment kalmamış ise mütemadi kiriş
dengeye gelmiş ve kesin moment dağılımı elde edilmiş demektir. Eğer hala bir veya
daha fazla mesnette artık moment var ise dağıtım işlemini tekrarlamak gerekmektedir.
Yöntemin uygulanışını daha iyi açıklayabilmek için bir uygulama yapmakta yarar
vardır. Bunun için iki aralıktan oluşan bir mütemadi kirişi göz önüne alalım (Şekil
4.18a).
Şekil 4.18: İki aralıktan oluşan mütemadi bir kiriş
![Page 84: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/84.jpg)
84
İlk olarak bu mütemadi kiriş her aralığı hiperstatik bir kiriş olacak şekilde ayrıştırılır
(Şekil 4.18b) ve her bir kirişte uç noktalarındaki ankastrelik momentleri hesaplanır.
Düzgün yayılı yüke maruz kalmış birinci kiriş için kirişin uç noktalarındaki dönmeler
kolayca hesaplanabilir. Burada kirişin uç noktaları ankastre olduğu için dönmeler
sıfırdır ve uç momentleri
12
qLMM
4
qLM2M
4
qLMM2 2
BA2
BA
2
BA
şeklinde hesaplanır. Tekil yüke maruz kalmış ikinci kiriş için de kirişin uç
noktalarındaki dönmeler kolayca hesaplanabilir. Burada kirişin ankastre olan uç
noktasında dönmeler sıfırdır serbest olan uçta ise moment sıfırdır ve ankastrelik
momentleri
0M16
PL3M
8
PL3MM2 BABA
olarak bulunur. Örneğimiz için hesap yapacak olursak ankastrelik momentlerin
kNm1516
1083MkNm40
12
202.1MkNm40
12
202.1M 2
2
212
2
1
olarak buluruz. Burada 12M momentini hesaplarken kirişin uç noktasındaki yüzeyin
normalini göz önüne aldık ve o nedenle işareti ters alındı. Cross yönteminde daima
sağ taraftaki uçta normal moment değeri sol taraftaki uçta ise ters işaretli moment
değeri alınır. Öte yandan 3 noktasındaki mesnet serbest mesnet olduğu için burada
moment sıfır olur.
Ayrıştırılmış kirişlerin moment dağılımları hesaplandıktan sonra mesnetler için
dağıtma ve aralıklar için iletme katsayılarını hesaplamak gerekir. Burada 1 ve 3
numaralı mesnetler uç mesnetler olduğu için bu mesnetlerde dağıtma sadece bir tarafa
olacaktır ve bu nedenle bu noktalarda dağıtma katsayıları 1 olur. Ancak 2 numaralı
noktada mesnetin iki tarafına dağıtım yapılacak ve bu dağıtım katsayıları iki taraftaki
aralıkların katılıklarına bağlı olacaktır. İlk aralıkta iki uç da ankastre olduğu için
katılık katsayısı
20
I3K1
olur. İkinci aralıkta ise uçlardan biri serbest mesnet olduğundan katılık katsayısı
40
I3
104
I3K 2
olur. Buradan 2 noktasındaki dağıtma faktörleri birinci ve ikinci kirişler için sırasıyla
333.0I9
40
40
I3
K
KD
667.0I9
40
20
I3
K
KD
40
I9
40
I3
20
I3KKK
222
121
21
olarak bulunurlar. Mesnetlerden 1 numaralı mesnet ankastre olduğu için moment
tamamen taşınır ve artık moment oluşmaz. Öte yandan 3 numaralı mesnette moment
olmadığı için artık moment de oluşmaz. Artık moment sadece 2 numaralı mesnette
oluşur ve bu değer mesnetin iki tarafındaki momentlerin toplamına eşit olacağından
![Page 85: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/85.jpg)
85
251540M
olarak bulunur. Dolayısı ile bu mesnetteki artık momenti sıfırlayabilmek için –M
kadar momenti dağıtmak ve öteki uçlara iletmek gerekir. Bu işlemleri yapmak için bir
tablo oluşturur (Şekil 4.19a) ve artık momentlerin sıfır oluşuna kadar işlemleri
tekrarlarız.
Hesap tablosunda en üstteki sırada dağıtma faktörleri hemen onun altındaki sırada da
iletme faktörleri yer almaktadır. İkinci çizginin üstünde ayrıştırılmış kirişlerin uç
noktalarındaki momentler ve onun hemen altında dağıtılması gereken artık momentler
yer almaktadır. Artık momentlerin altındaki sırada bu momentlerin mesnetin iki
tarafına dağıtılan değerleri onun bir altındaki sırada da diğer uçlara iletilen değerleri
görmekteyiz. Burada oklar iletilen momentlerin iletilme yönlerini göstermektedir.
İkinci çizginin bir altında dağıtılan ve iletilen artık moment değerlerinin ayrıştırılmış
sistemdeki önceki moment değerlerine ilavesiyle elde edilen yeni moment değerleri
yazılmıştır. Daha evvelce artık moment taşıyan 2 numaralı mesnetin iki tarafındaki
moment değerlerine bakıldığında artık momentin yok olduğu ve sistemin dengeye
geldiği gözükmektedir.
Şekil 4.19: Cross yönteminde hesap tablosu ve sonuçlar
Burada hiperstatiklik momentinin 2 noktasındaki değerinin seçimi önemlidir. Daha
evvelce ayrıştırılmış sistemin ilk kirişinde 2 noktasındaki değerinin işaretini seçerken
bu yüzeyin normalini göz önüne alarak ters işaretli değer seçilmişti. Bu durumda da
aynı yaklaşımla mütemadi kirişin 2 noktasındaki hiperstatiklik değeri noktanın sağ
tarafındaki değeri ile aynı işaretli veya sol tarafındaki değeri ile ters işaretli olur. Bu
şekilde hesaplanan hiperstatiklik moment dağılımı ile kirişlerin izostatik haline ait
momentleri toplayarak mütemadi sistemdeki moment dağılımı elde edilir (Şekil
4.19b). Bu örnekte sistemin basitliği nedeniyle sonuca tek bir iterasyonla yakınsandı.
Genelde daha karmaşık sistemlerde yakınsama için çok daha fazla ardışık yaklaşım
gerekir ve bu tür örnekler çözümüş örnekler bölümünde verilmektedir.
Bu ana kadar kiriş kesitlerinin ve dolayısı ile aralıklardaki atalet momentlerinin sabit
olduğu varsayıldı. Bu varsayım gemiler için oldukça geçerli olmasına rağmen bazı
hallerde kiriş kesitlerini değişken olarak kullanmak avantajlı olabilir. Bu durumda
Cross yönteminde kesit değişkenliğinden gelecek farklılıkları göz önüne almak
gerekmektedir. Kesit değişkenliği Cross yöntemini sadece katılıkların ve iletme
faktörlerinin hesaplarını etkiler. Değişken kesitli bir kiriş aralığının 1 noktasındaki
![Page 86: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/86.jpg)
86
ucuna etki eden bir M momenrinin 1 ve 2 noktalarında sırasıyla M1 vw M2
momentlerini oluşturacağını varsayalım. Bu durumda 2 noktasındaki dönme
dx)x(ixL
MMMx
L
1EI
L
0
1212
(4.48)
şeklinde yazılabilir. Burada = M2/M1 iletme oranını tanımlar ve 1 noktasından 2
noktasına moment iletilebilmesi için 2 mesnetinin ankastre olması gerektiğini,
dolayısıyla 2 noktasında dönme olamayacağını göz önüne alırsak
dx)x(ixL
11x
L
M0
L
0
1
(4.49)
elde ederiz. Buradan iletme faktörü
dx)x(ixBdx)x(ixA1B
LAL
0
2
L
0
(4.50)
şeklinde hesaplanabilir. Buradan sabit kesitli kiriş haline karşı gelen i(x) = 1 için =
0.5 çıkacağı gözükmektedir. Kiriş aralığına ait katılığı hesaplamak için de 1
noktasındaki dönmeyi
dx)x(ixL
MMMxL
L
1EI
L
0
1211
(4.51)
şeklinde yazdıktan sonra iletme faktörü tanımını kullanarak 1 noktasındaki dönme ile
1 noktasındaki moment ilişki
L
0
121 dx)x(iC
L
A2
B
AC
EIM (4.52)
şeklinde elde edilir. Bu sonucu (4.45)’deki katılık tanımı ile karşılaştırdığımızda
değişken kesitli bir kirişin katılığını
L
A2
B
AC4
IK
2 (4.53)
olarak hesaplayabiliriz. Bu değişiklikler dışında Cross metodunun uygulanmasında
herhangi bir değişiklik gerekmez.
4.3 Kiriş Sistemlerinde Burkulma Problemi
Buraya kadar gemi veya açıkdeniz yapılarında yerel mukavemet ele alınırken sadece
yerel elemana etki eden basınç kuvvetleri göz önüne alındığından elemanların sadece
kesme ve eğilmeye karşı mukavemetleri incelendi. Oysa yerel elemanların maruz
kaldığı zorlanmalar çok daha karmaşıktır. Örneğin iki su geçirmez perde arasında
uzanan bir güverte altı tulanisini göz önüne alalım. Bu tulani genelde iki perdede
arasında ankastre mesnetlenmiş ve güverte yükü nedeniyle düzgün yayılı yük taşıyan
bir kiriş olarak ele alınır. Bu yaklaşım güverte tulanisine etki etmekte olabilecek
herhangi bir basınç veya çekme kuvvetini tamamen ihmal etmektedir. Oysa geminin
dalga tepesinde sarkmaya ve dalga çukurunda çökmeye maruz kalması sonucu ortaya
çıkan zorlamalar da yerel yapıda yük dışında yapıya ek kuvvetler etki etmesine neden
olur. Bu kuvvetler dış yükten farklı olarak elemanların eksenleri boyunca etki eden
basınç veya çekme kuvvetleridir. Bu kuvvetler basınç halindeyken göz önüne alınan
güverte altı tulanisi kesme ve eğilmenin yanısıra burkulmaya da zorlanırlar. Benzer
![Page 87: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/87.jpg)
87
sorun su geçirmez perdelerin stifnerleri için de vardır. Bu stifnerler sadece su
geçirmez perdeye etki eden basınç kuvvetini göz önüne alarak tasarlanırsa perdenin
üstüne gelen güvertedeki yükün bu stifnerlere uygulayacağı basınç kuvveti ihmal
edilmiş olur. Oysa güverte yükü perdedeki stifnerleri burkulmaya da zorlayacaktır.
Gemide bu şekilde burkulmaya maruz kiriş örneklerinin yanısıra burkulmaya maruz
kalan levha örneklerini sıralamak da olanaklıdır. Ancak burada biz sadece gemi veya
açıkdeniz yapılarındaki kirişlerin burkulmasını ele alacağız.
Dış basınç yanısıra uç noktalarından ekseni boyunca basınç zorlamasına maruz
herhangi bir kirişi göz önüne alalım (Şekil 4.20). Bu kirişin herhangi bir dx elemanter
parçası göz önüne alınırsa bu parçanın denge denklemlerinden
0dx
dyPQ
dx
dM0q
dx
dQ (4.54)
Şekil 4.20: Burkulmaya maruz kalan bir kiriş
elde edilir. Bu iki denklemden Q yok edilir ve (3.17) denklemi de kullanılırsa
burkulmaya ait genel şekil değiştirme denklemi
qdx
dyP
dx
d
dx
ydEI
dx
d2
2
2
2
(4.55)
şeklinde elde edilir. Genelde gemide karşılaşılan problemlerde E, I, P değerleri
konumdan bağımsız sabitler olacağından gemilerde bu denklem biraz daha
basitleşerek
qdx
ydP
dx
ydEI
2
2
4
4
(4.56)
halini alır. Bu denklemde q = 0 hali sadece basınca zorlanan kirişlerin
deformasyonlarını verir ve ilk aşamada bu hali göz önüne almakta yarar vardır. Bu
denklemin genel çözümü
xEI
PCosCx
EI
PSinCxCCy 4321 (4.57)
olarak verilir. Burada C sabitleri sınır koşullarından elde edilecektir. Sınır koşulları
kirişin iki ucundaki yer değiştirme ve dönmelerin belirtilmesiyle oluşturulur. Kirişin
iki ucunda ikişer koşuldan dört koşul olduğundan dört sabiti belirleyebiliriz. Burada
gemilerde karşılaşılan dört tip burkulma hali ele alınacaktır.
4.3.1 İki Ucu Basit Mesnetli Kirişlerin Burkulması
İki ucu basit mesnetli kirişler için uygun bir örnek boş döşeklerdeki düşey
payandalardır. Bu payandalar dip ve içdip postalarına braket kullanılmaksızın
![Page 88: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/88.jpg)
88
kaynaklandığından her iki uçta da basit mesnetlenmiş olarak kabul edilebilirler.
Ayrıca ambar yükü veya dip basıncı nedeniyle burkulmaya zorlanmaktadırlar (Şekil
4.21a).
Bu kirişin iki ucunda da herhangi bir yer değiştirme söz konusu olmaz. Bu durumda
ilk iki koşul
0)L(y0)0(y
şeklinde yazılır. Ayrıca her iki uçta da kiriş serbestçe döner ne mesnetler moment
taşımaz. Yani diğer iki koşul
0)L(y0)0(y
yazılabilir. Burada y’’ (4.57) genel çözümünden türev alınarak
x
EI
PCosCx
EI
PSinC
EI
Py 43 (4.58)
şeklinde bulunur. Bu tanımlarda x = 0 noktasındaki sınır koşullarını kullanırsak C1 ve
C4 sabitlerinin sıfır olduklarını buluruz. Diğer uçta x = L iken sınır koşullarını
uygularsak C2 ve C3 sabitleri için
0LEI
PSinC0L
EI
PSinCLC
332 (4.59)
denklemlerini elde ederiz. Burada eğer C3 sıfır seçilecek olursa C2 de sıfır olacağından
çözüm anlamsız olur. Dolayısıyla
0LEI
PSin (4.60)
olması gerekir. Buradan
2
22
L
EInPnL
EI
P (4.61)
olması gerektiği görülür. Burada n mod sayısı olup n = 1 ilk moda karşı gelmektedir.
Yani burkulmanın ortaya çıkması için gerekli basınç yükü olan kritik basınç
2
2
crL
EIP
(4.62)
olarak elde edilir. Burada da atalet momentinin kesit alanı ile jirasyon yarıçapı
cinsinden yazılabileceğini göz önüne alırsak burkulmanın ortaya çıkacağı kritik
gerilme
k
LSAkI
S
E
L
Ek
A
Pr
2
2
r
2
2
22cr
cr
(4.63)
olur. Burada belirleyici olan kolonun narinliği olarak biline Sr büyüklüğüdür.
Özellikle nokta simetrisi olmayan kesitlerde değişik eksenlere göre atalet momentleri
olacağından kritik gerilme hesabında hangisinin kullanılması gerektiği sorusu ortaya
çıkar. Kritik gerilme en küçük değer olması gerektiği için kesit ataletinin de en küçük
değer olması gerekir. Dolayısıyla asal atalet değerlerinden minimumum olanı
alınmalıdır.
Son olarak bu seçim sonucunda C2 de sıfır olacağından burkulma sonucu kirişin
elastik eğrisi
xEI
PSinCy 3 (4.64)
olarak elde edilir.
![Page 89: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/89.jpg)
89
4.3.2 İki Ucu Ankastre Mesnetli Kirişlerin Burkulması
İki ucu ankastre mesnetli kirişler için uygun bir örnek güverte altı tulanilerini
taşımakta olan düşey payandalardır. Bu payandalar üstte tulanilere altta da güvertelere
büyük braket kullanılarak bağlandığından her iki uçta da ankastre olarak
mesnetlenmiş olarak kabul edilebilirler. Ayrıca ambar yükü nedeniyle burkulmaya
zorlanmaktadırlar (Şekil 4.21b).
Bu kirişin de iki ucunda da herhangi bir yer değiştirme söz konusu olmaz. Bu
durumda ilk iki koşul
0)L(y0)0(y
şeklinde yazılır. Ayrıca her iki uçta da kirişin dönmesi engellendiğinden diğer iki
koşul
0)L(y0)0(y
şeklinde yazılabilir. Burada y’ (4.57) genel çözümünden türev alınarak
243 CxEI
PSinCx
EI
PCosC
EI
Py
(4.65)
şeklinde bulunur. Bu koşullardan
0LEI
PSinCL
EI
PCosC
EI
PC0
EI
PCLC
0LEI
PCosCL
EI
PSinCLCC0CC
43232
432141
(4.66)
denklemlerini elde ederiz. Bu denklemler bazı işlemler sonucu
0LEI
PLSin
EI
PL
EI
PCos12C4
(4.67)
denklemine indirgenir. Burada C4 = 0 alınırsa yine tüm sabitlerin sıfır olacağı
gözüktüğünden
0LEI
PLSin
EI
PL
EI
PCos12
(4.68)
olması gerekir. Bu denklemin en küçük kökü yine kritik basınç kuvvetini verir ve bu
değerden kritik gerilme için
k
LS
S
E
L
Ekr2
r
2
22
22
cr
(4.69)
elde edilir. Burada (4.68) denkleminin sayısal çözümünden elde edilir ve = 0.5
olur.
Şekil 4.21: Gemilerde burkulmaya zorlanan kiriş örnekleri
![Page 90: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/90.jpg)
90
Burada da kritik gerilme kirişin için benzer bir formül elde edilmekte ve narinliğine
bağlı olarak çıkmaktadır. Ancak burada narinlik hesaplanırken kullanılan boy 0.5
olarak belirlenen bir katsayısı ile çarpılmaktadır. Daha sonraki örneklerde de
görüleceği gibi kritik gerilmenin yapısı daima aynı kalır ve tek değişen katsayısıdır.
4.3.3 Bir Ucu Ankastre Mesnetli Bir Ucu Basit Mesnetli Kirişlerin Burkulması
Bazı hallerde güverte altı tulanilerini taşımakta olan düşey payandalar güverteye
braket kullanılmaksızın bağlanırlar. Bu tip payandalar bir ucu ankastre diğer ucu basit
mesnetli kirişler için uygun bir örnek oluştururlar. Bu kirişler de ambar yükleri
nedeniyle burkulmaya zorlanmaktadırlar (Şekil 4.21c).
Bu kirişin de iki ucunda da herhangi bir yer değiştirme söz konusu olmaz. Bu
durumda ilk iki koşul
0)L(y0)0(y
şeklinde yazılır. Ayrıca iki uçtan biride kirişin dönmesi engellenirken diğer uç
serbestçe dönebildiği için moment taşımaz ve diğer iki koşul
0)L(y0)0(y
şeklinde yazılabilir. Bu koşullardan
0LEI
PCosCL
EI
PSinC
EI
P0
EI
PCLC
0LEI
PCosCL
EI
PSinCLCC0CC
4332
432141
(4.70)
denklemlerini elde ederiz. Bu denklemler bazı işlemlerden sonra
0LEI
PLCos
EI
PL
EI
PSinC3
(4.71)
denklemine indirgenir. Burada C3 = 0 alınırsa yine tüm sabitlerin sıfır olacağı
gözüktüğünden
0LEI
PLCos
EI
PL
EI
PSin
(4.72)
olması gerekir. Bu denklemin en küçük kökü yine kritik basınç kuvvetini verir ve bu
değerden kritik gerilme için
k
LS
S
E
L
Ekr2
r
2
22
22
cr
(4.73)
elde edilir. Burada (4.72) denkleminin sayısal çözümünden elde edilir ve = 0.707
olur.
4.3.4 Bir Ucu Ankastre Mesnetli Bir Ucu Serbest Kirişlerin Burkulması
Bu tip bağlantılara gemilerde çok seyrek rastlanır. Ancak vinçlerin taşıyıcı kirişleri
buna örnek gösterilebilir. Vinçler güverteye oldukça katı sayılabilecek yapılar
aracılığı ile balanmakla birlikte diğer ucu serbesttir. Yük kaldırırken yükün etkisi ile
taşıyıcı kiriş burkulmaya da zorlanır(Şekil 4.21d). Gerçekte kaldırılan yük ile kirişin
düşey ekseni arasında bir mesafe olduğundan basınç yükünün yanısıra bir de moment
oluşur ama burada bu moment ihmal edilecektir.
Bu kirişin ankastre olan tabanında yer değiştirme ve dönme olmaz. Yani
![Page 91: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/91.jpg)
91
0)0(y0)0(y
koşulları yazılabilir. Serbest olan tepe noktasında ise hem moment hem de kesme
kuvveti sıfır olur. Kesme kuvveti için (3.54) denkleminden
dx
dyP
dx
ydEIQ
3
3
(4.74)
bulunur. Bu durumda kirişin serbest ucundaki iki koşul
0)L(yEI
P)L(y0)L(y
olur. Bütün koşulları bir arada yazarsak
0EI
PC0
EI
PCC
0LEI
PCosCL
EI
PSinC0CC
232
4341
(4.75)
sonucu bulunur. Buradan da C2 ve C3 sabitlerinin hemen sıfır olduğu gözükür ve C4
de sıfır kabul edilecek olursa tüm sabitlerin sıfır çıkacağı açıktır. Bu nedenle
0LEI
PCos (4.76)
olması gerekir. Buradan
k
L2S
S
Er2
r
2
cr
(4.77)
elde edileceği görülmektedir. Daha evvelce de belirtildiği gibi burada da kritik
gerilmenin yapısı aynı kalmakta sadece katsayısı 2 olmaktadır. Buradan burkulma
probleminde kritik gerilme için
LLk
LS
S
Eeff
eff
eff2
eff
2
cr
(4.78)
verilir ve efektif kiriş boyu kiriş boyu ve sınır koşullarına bağlı olarak belirlenir.
Yukarıda verilen sonuçlar sadece çok uzun çubuklar için geçerli olmaktadır.
Gerçekten de kiriş boyu iyice kısaldıkça kirişin efektif narinliği sıfıra doğru gider ve
kritik gerilme asimptotik olarak sonsuza gider. Oysa malzemenin tabiatına bağlı
olarak kirişteki gerilmeler akma sınırına geldikten sonra burkulma yerine plastik şekil
değiştirme olur. Dolayısı ile kısa kirişler için kritik gerilmeyi akma gerilmesiyle
sınırlamak gerekir. Bu durumda burkulmaya karşı emniyetli bölgeyi (4.78) denklemi
ve akma gerilmesi belirlemektedir (Şekil 4.22).
Şekil 4.22: Kiriş burkulma sınırlarının belirlenmesi
![Page 92: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/92.jpg)
92
Yapılan deneysel çalışmalar bu emniyetli bölgede özellikle kısa kirişler bölgesinde
teorik sınırın civarında burkulmanın gerçekleşebildiğini göstermiştir. Johnson adlı bir
mühendis bu ara bölge için kendi adıyla bilinen sınır önermiştir. Bu sınır 0.5a
değerinden çizilen yatay doğru ile (4.78) denkleminin kesiştiği noktada (4.78) eğrisine
teğet olup narinlik katsayısının sıfır olduğu noktada da akma sınırına ulaşan bir
paraboldür. Daha sonra yapılan deneyler bu sınırın gerçekten burkulmaya karşı
emniyetli bölgeyi tanımladığını göstermiştir. Buradan yukarıdaki yaklaşımın
uygulama sınırı olan (Seff)D
a
Deff
E2
şeklinde belirlenir.
4.4 Gemilerde Takviye Sistemleri
Yerel mukavemet açısından çeşitli elemanları boyutlandırırken sadece
boyutlandırdığımız elemanları elastik olarak ele almakta diğer elemanları ise rijit
varsaymaktaydık. Örneğin bir kemereyi boyutlandırırken onu taşımakta olan
tulanilerin hiç çökme yapmadığını varsayıyorduk. Gerçekte tulani de elastik bir
kiriştir ve onda da bir çökme ortaya çıkar. Ayrıca kirişleri tek başına çevresinden
bağımsız davrandığını varsaymıştık. Oysa kirişler birbirlerine bağlı olduklarından
birbirlerinden bağımsız davranamazlar. Bu bölümde takviye sistemlerinin birbirleriyle
bağlantılı davranışlarını ele alacağız.
4.4.1 Basit Takviye Sisteminin Analizi
İlk olarak birbiriyle dik açıda kesişen iki kirişi inceleyelim (Şekil 4.23). Bu kirişlerden
birisinin boyu ve kesit atalet momenti a1 ve I1 diğerininki a2 ve I2 olsun. Bu kirişler
üzerlerine gelen basınçtan yük genişliğince etkilenirler ve sırası ile w1 ve w2 düzgün
yayılı yükleri taşırlar. Kesişme noktalarında da birbirlerine belli bir W yükü aktarırlar.
Bu W yükü kirişlerin aldıkları yüke ve liriş karakteristiklerine bağlı olarak değişir ve
birisinde aşağı doğru etki ederken diğerinde buna tepki olarak yukarı doğru etki eder.
Bu kuvvet iki kiriş arasındaki etkileşimi temsil etmektedir.
Şekil 4.23: İki kirişli basit bir takviye sisteminin modellenmesi
Bu kirişler arasındaki etkileşimi belirlemek W yükünün belirlenmesine indirgenmiştir.
Bu amaçla kirişleri birbirinden ayrı olarak değerlendirip daha sonra bir uygunluk
koşulu yardımı ile bu kuvvetin değerini belirleyeceğiz. İlk olarak W yükü
biliniyormuş varsayarak birinci kirişteki eğilme momentini hesaplayalım. Kirişe w1
düzgün yayılı yükü ve tam ortasından ters yönde W tekil yükü etki ettiğinden
mesnetlerde
![Page 93: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/93.jpg)
93
2
W
2
awYY 11
CA (4.79)
tepkisi ve kirişin AE veya CE aralığında
2
xwx
2
W
2
awxM
2111
1
(4.80)
eğilme momenti dağılımı oluşur. Kirişe etki eden eğilme momenti ile kirişteki çökme
arasındaki
1
1
EI
xMx (4.81)
ilişkisi göz önüne alınırsa E noktasında birinci kirişin çökmesi
1
31
1
411
E1EI48
Wa
EI384
aw5 (4.82)
olarak bulunur. İkinci kiriş için de aynı yol izlenir ve W yükünün birinci kiriştekiyle
ters yönde etki ettiği göz önüne alınırsa ikinci kirişin orta noktasında da çökme
2
32
2
422
E2EI48
Wa
EI384
aw5 (4.83)
olarak hesaplanır. İki kirişin birbirine bağlı olarak deforme olduğu hatırlanırsa E
noktasında her iki kirişin aynı miktar çökmesi gerektiği açıkça gözükür. Bu durumda
W yükünün
2
32
1
31
2
422
1
411
I
a
I
a
I
aw
I
aw
8
5
W
(4.84)
olması gerektiği bulunur. Yükün bu değeri eğilme momenti dağılımlarında yerine
yerleştirilirse her iki kirişin de boyutlandırılması mümkün olur. Burada dikkat
edilecek nokta kirişlerin atalet momentlerini hesaplarken sistemin bağlı olduğu
levhanın da kısmen kirişlerle birlikte deforme olduğunu göz önüne almak gerektiğidir.
Bunun için kirişin 40 cm genişlikte bir saça bağlı olduğu düşünülerek atalet momenti
hesaplanır.
Daha genel bir takviye sistemini göz önüne alacak olursak basit takviye sistemi için
uyguladığımız analizi bütün kesişme noktalarını içerecek şekilde genişletmek gerekir.
Bu her kesişme noktası için bir W bilinmeyen kuvvetinin belirlenmesini gerektirir. Bu
kiriş sayılarının artması sonucu hızla çok karmaşık bir hale dönüşür. O nedenle çok
kirişli takviye sistemlerinde bu yöntem yerine enerji denklemlerinden yararlanarak
hesap yapmak daha uygun olur.
4.4.2 Çok Kirişli Takviye Sistemlerinde Enerji Yöntemi
Çok kirişli bir takviye sistemini göz önüne alalım (Şekil 4.24). Bu sistemin
kenarlarından basit olarak mesnetlendiklerini varsayalım. Sistem düzleme dik olarak
etki eden bir p(x,y) basıncı etkisinde bağlı oldukları levha ile birlikte deforme olur. Bu
sistemin çökmesini
m n
mnb
ynSin
a
xmSinW)y,x(w (4.85)
![Page 94: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/94.jpg)
94
şeklinde ifade etmek uygundur.
Şekil 4.24: Çok kirişli bir takviye sisteminin modellenmesi
Sistemin şekil değiştirme enerjisini sadece kirişlerin şekil değiştirme enerjisi olarak
ele alacağız ve sistemin üzerindeki levhanın şekil değiştirme enerjisini ihmal
edeceğiz. Ancak levhanın etkisini ihmal etmiş olmamak için takviyelerin kesit
ataletlerini hesaplarken basit takviye sisteminde olduğu gibi kirişi 40 cm
genişliğindeki bir levha ile birlikte ele alacağız. Boyuna doğrultuda herhangi bir
kirişin şekil değiştirme enerjisi
m
2
n
2mn
4
3
r4a
02
2r
1N
rnSinWm
a4
EIdx
x
w
2
EI (4.86)
olarak hesaplanabilir. Burada r’inci kiriş için hesap yapıldığını ve bütün boyuna
kirişleri göz önüne almak için r’nin 1den N’e kadar toplamını yazmak gerekir.
Böylece bütün boyuna takviye elemanlarının toplam şekil değiştirme enerjisi için
m n
2mn
4
3
r4
l Wma8
EI1NV (4.87)
elde edilir. Benzer şekilde enine takviye elemanlarının toplam şekil değiştirme enerjisi
de
m n
2mn
4
3
s4
t Wnb8
EI1MV (4.88)
olarak elde edilir.
Sistemde ortaya çıkan deformasyon enerjisi p(x,y) kuvvetinin sistem üzerinde yaptığı
a
0
b
0m n
mna
0
b
0
dydxb
ynSin
a
xmSin)y,x(p
2
Wpwdydx
2
1W (4.89)
işinden ötürü ortaya çıkar ve sistemin toplam şekil değiştirme enerjisine eşit olmalıdır.
Bu kuralı uyguladığımızda Wmn katsayıları için
,...5,3,1mI1MnaI1NmbE
dydxb
ynSin
a
xmSin)y,x(pba4
W
s43
r434
a
0
b
0
33
mn
(4.90)
elde ederiz. Bu katsayıları kullanmak suretiyle her kiriş için çökme değerleri
belirlenmiş olur. Ancak bu incelemenin esas amacı çökmelerden ziyade kirişlere etki
eden eğilme momentlerinin belirlenmesidir. Bu da kirişlerde çökme ile eğilme
momenti arasındaki
![Page 95: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/95.jpg)
95
EIMEI
M (4.91)
ilişkisinden yararlanarak belirlenir. Burada iki yönde takviye kirişleri olduğu için her
ili yöndeki kirişler için hesap ayrı ayrı yapılmak zorundadır. Boyuna giden r’inci kirişi
göz önüne alalım. Bu kirişin boyunca ortaya çıkan Mx(x) eğilme momenti değişimi
2
2
rxx
))1N/(rb,x(wEI)x(M
(4.92)
olarak hesaplanır. Enine giden s’inci kiriş için My(y) eğilme momenti değişimi ise
2
2
syy
)y),1M/(sa(wEI)x(M
(4.93)
olarak hesaplanır.
Gemilerde çok sık rastlanan p(x,y) = Po düzgün yayılı basınç hali için (4.89)
denklemindeki integraller kolayca hesaplanarak çökmeler
m ns
43
r
436
44
o
I1MnaI1Nmb
b
y1n2Sin
a
x1m2Sin1n21m2
E
baP16)y,x(w (4.94)
şeklinde ifade edilir. Bu değer yardımıyla r’inci boyuna kirişteki eğilme momenti
dağılımı
m nrs
4343
3
2
42
or
xI/I1Mna1Nmb
1N
r1n2Sin
a
x1m2Sin1n21m2
baP16)x(M (4.95)
olarak s’inci enine kirişteki eğilme momenti dağılımı da
m n43
sr
43
3
4
24
os
y1MnaI/I1Nmb
b
y1n2Sin
1M
s1m2Sin1n21m2
baP16)y(M (4.96)
olarak hesaplanabilir.
![Page 96: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/96.jpg)
96
5. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA
LEVHA MUKAVEMETİ
5.1 Levha Mukavemetine giriş
Gemilerde boyuna mukavemet açısından en temel elemanlar bordo kaplamaları, dip
kaplamaları ve güverte kaplamalarıdır. Bu elemanların ortak özelliği kalınlıklarının
diğer boyutlarına göre çok daha küçük olmasıdır. Bu tür yapı elemanlarına levha
(veya plak) denir ve mukavemet açısından incelenmesinde bazı basitleştirmeler
yapılır. Bu bölümde levhaların mukavemeti konusu ve gemilerdeki uygulamaları ele
alınacaktır. İlk olarak plakların tanımı ve temel varsayımlar incelendikten sonra
sırasıyla plakların eğilmesi ve burkulması üzerinde durulacaktır.
5.2 Levha Kavramı ve Temel Varsayımlar
5.2.1 Lehanın Tanımı ve Varsayımlar
Daha evvelce de belirtildiği gibi levhalar kalınlığı diğer boyutlarına kıyasla çok daha
küçük olan yapı elemanlarıdır. Bu elemanlar düzlemsel olup kalınlığı dışındaki
boyutları sırasıyla boyu a ve genişliği b olarak verilmektedir. Levhanın kalınlığı t
genelde değişken olabilir ancak gemi inşaatında kullanılan levhaların kalınlığı sabit
olur. Levhanın kalınlığının ortasından geçen düzleme tarafsız düzlem deriz ve xy
eksenleri bu düzlemde olur. Bu eksenlerden x ekseni leha boyuna paralel y ekseni de
levha genişliğine paralel seçilir. Tarafsız düzleme dik doğrultuda yukarı doğru
yönlendirilmiş olan eksen de z eksenidir ve kalınlık doğrultusunda uzanmaktadır.
Şekil 5.1 : Levhanın temel büyüklükleri
Levhaların tarifi gereği levhanın boyutları arasında
ob
to
a
t
ilişkisi vardır. Bu ilişkinin sonucunda bazı temel varsayımlar yapmamız olanaklıdır.
Bu varsayımlardan ilki deformasyonlarla ilgilidir. Levhanın deformasyon öncesi
tarafsız düzlemine dik olan herhangi düzlem deformasyon sonrasında da tarafsız
![Page 97: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/97.jpg)
97
düzleme dik bir düzlem olarak kalır. Bunun sonucu olarak tarafsız düzlem herhangi
bir deformasyona maruz kalmaz ve levhadaki deformasyon sadece tarafsız düzleme
paralel olan düzlemlerle sınırlı kalır. Levhanın kalınlığı da değişmez ve düşey
doğrultudaki şekil değiştirme sadece tarafsız düzlemin çökmesi ile ifade edilebilir.
Bu varsayımı bir şekil yardımı ile açıklamaya çalışalım. Şekil 5.1’de verilen plağın
üzerindeki ABCD dikdörtgen elemanını göz önüne alacak olursak bu eleman
deformasyon sonrası yine aynı düzlem üzerinde kalır ancak diktörtgen yerine deforme
olmuş bir şekle dönüşür (Şekil 5.2a). Dikdörtgen elemanın A noktası deformasyon
sonucu x doğrultusunda u kadar y doğrultusunda da v kadar ilerleyip A’ noktasına
gelir. A noktasından dx kadar uzakta olan B noktası ise y doğrultusunda
dxx
vvv
kadar ilerler ve B’ noktasına gelir. D noktası ise x doğrultusunda
dyy
uvu
kadar ilerleyerek D’ noktasına gelir. Her iki doğrultudaki deformasyonlar sonucu AB
ve AD doğrultuları dönme de yapmış olurlar.
Şekil 5.2 : Levhanın deformasyonları
Tarafsız düzleme dik bir düzlem içindeki deformasyonlar için x doğrultusundaki bir
kesiti göz önüne alalım. Bu düzlemin AB kenarında tarafsız düzlemden z kadar
uzaktaki herhangi bir P noktasını izleyecek olursak bu nokta deformasyon sonrası w
kadar çöker ve x doğrultusunda
x
wzu
(5.1)
kadar ilerleyerek P’ noktasına ulaşır. Kalınlıkta herhangi bir değişiklik oluşmadığı
için P noktasından dx kadar uzaklıktaki nokta da
dxx
www x
kadar çöker. Benzer şekilde y doğrultusunda alacağımız bir kesitte de y
doğrultusundaki ilerlemeyi
y
wzv
(5.2)
olarak dy kadar uzaktaki çökmeyi de
dyy
www y
![Page 98: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/98.jpg)
98
şeklinde elde ederiz. Bu varsayımlar gerilmeler konusunda da bazı kabuller
yapmamıza olanak sağlarlar.
Kalınlıkda herhangi bir değişme olmaması bu doğrultuda herhangi bir genlemenin
olmaması ve dolayısı ile gerilmelerin de ortaya çıkmamasına neden olur. Yani
levhalar kalınlıkları doğrultusunda gerilme taşımayan elemanlar olarak da
tanımlanabilirler. Ayrıca kalınlık çok küçük olduğu için sıfır olmayan gerilmelerin
kalınlık boyunca değişmesi çok fazla olmaz ve bunların kalınlığa bağlı olarak
değişimi için kabul yapabiliriz. Bu durumda gerilmeleri
xyyxyyyyyyxxxxxyzxzzz zfzfzf0
şeklinde tanımlayabiliriz (Şekil 5.3). Bu bize levhalardaki mukavemet problemini iki
boyutlu elastisite problemine indirgeme olanağını verir.
Şekil 5.3 : Levhalarda gerilme durumu
5.2.2 Lehalarda Gerilme Halleri
Bir levhanın herhangi bir kesitindeki normal ve kayma gerilmeleri birbirine dik
herhangi iki doğrultudaki gerilmeler ve seçilmiş olan kesitin iki dik kesitten biri ile
yaptığı açı cinsinden belirlenebilir. Bunun için ABC üçgenini göz önüne alalım ve bu
üçgene etki eden kuvvetlerin denge koşullarını yazalım. Normal gerilme doğrultudaki
bileşenlerin dengesi
BCSinBCCosABCosABSinAC xyyyxyxx
şeklinde yazılabilir.
Şekil 5.4 : İki boyutlu gerilme durumu ve gerilmeler arası ilişkiler
Kayma gerilmesi doğrultusundaki bileşenlerin dengesinden ise
BCCosBCSinABSinABCosAC xyyyxyxx
denklemi elde edilir. Bu denklemlerde
![Page 99: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/99.jpg)
99
CosAC
BCSin
AC
AB
ilişkisinden yararlanıldığında y doğrultusuyla açısı yapan herhangi bir düzlemdeki
normal ve kayma gerilmeleri
2Cos2Sin2
CosSin2CosSin
xy
yyxx
xy2
yy2
xx
(5.3)
olarak elde edilir. Burada normal gerilmelerin maksimum veya minimum olacağı
düzlemleri bulabilmek için normal gerilmenin ’ya göre türevini sıfır yapan açısını
bulmak gerekir. Bu da
02Cos22Sind
dxyyyxx
denkleminden
yyxx
xy22Tan
(5.4)
olarak hesaplanır. Tanjant tanımının doğası gereği +/2 de (5.4) denklemini
sağlayacağından bu düzlem de normal gerilmenin maksimum veya minimum olduğu
düzlemdir. Gerçekte bu iki değerden birisi normal gerilmenin maksimum olduğu
diğerinin de minimum olduğu düzleme karşı gelirler. Bu düzlemlere asal gerilme
düzlemleri denir ve (5.4) denklemi ile (5.3) denklemi karşılaştırıldığında asal
düzlemlerde kayma gerilmesi oluşmadığı gözükür. Kayma gerilmesinin maksimum
değeri ise
02Sin22Cosd
dxyyyxx
koşulunu sağlayan değerinde oluşur ve bu da
222Tan minmax
minmax
xy
yyxx
değerlerini verir.
5.2.3 Lehalarda Genleme Halleri
Bir levhanın herhangi bir kesitindeki genlemeler de birbirine dik herhangi iki
doğrultudaki genlemeler ve seçilmiş olan kesitin iki dik kesitten biri ile yaptığı açı
cinsinden belirlenebilir. Bunun belirlenebilmesi için izlenecek yol biraz daha farklıdır.
Genlemeler arasındaki ilişkileri bulabilmek için süperpozisyon ilkesinden yararlanıp x
ve y doğrultularındaki uzama ve kayma halinde oluşan genlemeleri ayrı ayrı
hesaplayıp toplamını alırız. Bu amaçla birim uzunluktaki köşegeni yatay kenarla
açısı yapan bir dikdörtgen eleman alalım. Bu elemanın kenar uzunlukları sırasıyla
Cos ve Sin olur (Şekil 5. 5a).
İlk olarak x doğrultusundaki uzamanın köşegen doğrultusu üzerindeki etkisini ele
alalım. Bu uzama sonucu x doğrultusunda xxCos kadar genleme oluşmuş ve bu
durumda A köşesi A’ noktasına gelmiştir. Bu deformasyon köşegende kadar
uzama ve ayrıca kadar da dönme yaratmış olur (Şekil 5.5b). Geometrik ilişkilerden
1
CosCosCosCosCosSin1 xx2
xx
22
yazmak mümkündür.
![Page 100: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/100.jpg)
100
Şekil 5.5 : İki boyutlu genleme durumu ve genlemeler arası ilişkiler
Burada genlemelerin ve dönmelerin küçük değerler olduğunu göz önüne alır ve
bunların çarpımlarını ihmal edersek köşegen doğrultusundaki uzamanın ve dönmenin
CosSinCos xx2
xx
değerlerini alacağı gözükür. Benzer şekilde y doğrultusundaki uzama köşegen
doğrultusu üzerinde bir uzama ve dönme etkisi yaratır (Şekil 5.5c). Buradan da
geometrik ilişkiler yardımıyla
CosSinSin yy2
yy
denklemlerini elde ederiz. Son olarak da x doğrultusunda ortaya çıkacak xy kaymasını
göz önüne alalım (Şekil 5.5d). Buradaki geometrik ilişkilerden ise
1
SinCosCosSinCosSin1
xy2
xy
22
denklemlerini yazmak mümkündür. Burada da kareli terimleri ihmal edersek kayma
sonucu ortaya köşegen doğrultusunda ortaya çıkacak genleme ve dönme
2
xyxy SinCosSin
olarak elde edilir. Bütün bu bileşenlerin toplamından köşegen doğrultusundaki
genleme ve dönmeyi olarak
2xyxxyy
xy2
yy2
xx
SinCosSin
CosSinCosSin
elde ederiz. Böylece hesapladığımız doğrultusuna dik olan doğrultusundaki
genleme ve dönmeyi hesaplayabilmek için yerine +/2 yerleştirmek yeterli olur.
Yani doğrultusundaki genleme ve dönme
2xyyyxx
xy2
yy2
xx
CosCosSin
CosSinCosSin
olarak elde edilir. Tabiki göz önüne aldığımız elemanın toplam dönmesi bu iki
doğrultudaki dönmelerin yönlü toplamından oluşacaktır. Yani
2Sin2Cosyyxxxy
şeklinde hesaplanır. Burada da uzama genlemelerinin maksimum ve minimum olduğu
doğrultular asal genleme doğrultularıdır ve bu doğrultuların asal gerilme
![Page 101: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/101.jpg)
101
doğrultularıyla çakışacağı kolaylıkla gösterilebilir. Genleme ve gerilme kavramları bu
şekilde tanımlandıktan sonra bu kavramların arasındaki ilişkilere geçmek uygun olur.
5.2.4 Lehalarda Genleme Gerilme İlişkileri
Bir kirişte genleme ve gerilmeler arasında lineer bir ilişki olduğunu ve bunun Hooke
yasası olarak bilindiğini görmüştük. Levhalarda bu ilişki levhaların iki boyutlu
elemanlar olması nedeniyle biraz daha karmaşıktır. Bu nedenle bu ilişkiyi iki adımda
elde edeceğiz. İlk olarak levhanın sadece bir doğrultuda uzamaya zorlandığı hali göz
önüne alalım (Şekil 5.6a). Burada levha aynen bir kiriş gibi davranır ve kuvvet
doğrultusunda kuvvetle orantılı olarak uzar ve kuvvete dik doğrultuda da kuvvet
doğrultusundaki uzamaya orantılı olarak kısalır. Yani
EE
xxyyxx
(5.5)
olur ve burada E elastisite modülü, de Poisson oranıdır.
Şekil 5.6 : İki boyutlu genleme durumu ile gerilme durumu arasındaki ilişkiler
Benzer şekilde tek bir doğrultuda kayma gerilmesi etki ettiğinde de bir dönme oluşur
ve bu dönme gernlemesi uygulanan kayma gerilmesine
G
şeklinde bağlıdır. Burada G kayma modülüdür. Eğer bu levha elemanına Şekil 5.6c’de
gösterildiği şekilde x ve y gibi iki doğrultuda normal gerilme uygulanırsa her iki
gerilmeden de her iki doğrultuda (5.5) denklemi uyarınca uzama ve kısalmalar
meydana gelir. Bu durumda iki doğrultudaki toplam genlemeler
EEEE
xxyy
yy
yyxxxx
olarak elde edilir. Bu denklemlerden gerilmeler çözülürse gerilmeler için de
xxyy2yyyyxx2xx1
E
1
E
elde edilir.
İki doğrultuda kayma gerilmesi uygulanması halinde ise dik doğrultularda uygulanan
kayma gerilmelerinin birbirlerine eşit olması özelliğinden kayma genlemeleri için
G
xy
yxxy
eşitliği elde edilir. Bunun sonucu olarak da kayma gerilmelerini
xyyxxy G
olarak elde ederiz.
Genleme gerilme ilişkilerinin elde edilişinde üç adet büyüklük, E elastisite modülü, G
kayma modülü ve Poisson oranı ortaya çıkmıştır. Gerçekte kayma da kısalma gibi
uzamayla ilgili olarak ortaya çıkar ve dolayısı ile bu üç büyüklük birbirinden
![Page 102: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/102.jpg)
102
tamamen bağımsız olamaz. Aralarında sağlanması gerekli bağlantıyı bulabilmek için
bir doğrultuda çekmesine ve buna dik bir doğrultuda da basıncına maruz kalan bir
kare elemanı göz önüne alalım (Şekil 5.7).
Şekil 5.7 : İki doğrultuda eşit şiddetli çekme ve basınç gerilmelerine maruz kare
eleman
Bu doğrultularda kayma gerilmeleri olmadığından her ikisi de asal doğrultulardır.
Ayrıca simetri nedeniyle bu doğrultularla /4 kadar açı yapan doğrultularda da sadece
kayma gerilmesi oluşur ve bu kayma gerilmesi maksimum kayma gerilmesi olup
değerini alır. Şimdi iki doğrultudaki genlemelerini şekilden
E
1 (5.6)
olarak hesaplayabileceğimiz gözükmektedir. Diğer taraftan kayma gerilmesi
nedeniyle oluşan deformasyon için şekilden
1
1
21
21
24Tan
yazabileceğimiz ve buradan da kayma genlemesinin uzama genlemesine
2
şeklinde bağlandığı açıkça gözükmektedir. Burada uzama genlemesinin (5.6)
denklemi ile verilen değeri kullanılırsa ve kayma gerilmesinin normal gerilmeye eşit
olduğu da göz önüne alınırsa kayma modülü elastisite modülü ve Poisson oranı
cinsinden
12
EG
G2E
1
olarak elde edilir.
5.3 Levhaların Eğilmesi
5.3.1 Lehalara Etki Eden İç Kuvvetler.
İnce levhalarda kalınlık boyunca gerilmelerin değişimini seçildiğinden bu gerilmeleri
integre ederek plağa etki eden iç kuvvetleri tanımlamak ve bu surette problemi iki
boyutlu bir probleme indirgemek olanaklıdır. Herhangi bir levhadaki iç kuvvetleri
tarafsız düzleme paralel ve bu düzleme dik olan kuvvetler ve momentler olarak
tanımlamak mümkündür (Şekil 5.8). Bu kuvvetlerden düzlem içinde etki edenler
![Page 103: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/103.jpg)
103
Şekil 5.8 : Levhalara etki eden iç kuvvetler ve momentler
2
t
2
t
2
t
2
t
2
t
2
t
dzz,y,xNdzz,y,xNdzz,y,xNxyxyyyyxxx
(5.7)
şekilde tanımlanırlar. Kalınlık doğrultusunda levhalar gerilme taşımadıklarından bu
doğrultuda kuvvetlerin de oluşmaması gerekir. Ancak levhaya dik olarak kuvvet etki
ettiği takdirde bu kuvvetleri dengeleyecek iç kuvvetlere de ihtiyaç vardır. Bu nedenle
Qx ve Qy kesme kuvvetleri gerilmelerden bağımsız olarak tanımlanır. Bu tutarsızlık
levha kabulünün tabiatından kaynaklanmaktadır ve levha kalınlığı arttıkça daha büyük
sorunlar çıkartır. Bu nedenle kalın levhalar için farklı yaklaşımlar kullanmak gerekir.
Ne var ki gemilerde kullanılan levhalar daima çok ince olduklarından herhangi bir
sorun söz konusu olmaz.
Tarafsız düzleme dik doğrultuda etki eden eğilme momentleri ise gerilmelerin tarafsız
eksene göre momentlerinin kalınlık boyunca entegrasyonu ile elde edilirler ve
2
t
2
t
2
t
2
t
2
t
2
t
dzz,y,xzMdzz,y,xzMdzz,y,xzMxyxyyyyxxx
(5.8)
olarak verilirler. Daha evvelce de belirtildiği gibi ince levhalarda kalınlık boyunca
değişimi yaklaşık olarak tanımlamak uygundur.
Eğilmenin incelendiği hallerde gerilmelerin kalınlık doğrultusundaki değişimlerini
lineer olarak kabul etmek ve
y,xzz,y,x
y,xzz,y,x
y,xzz,y,x
xyxy
yyyy
xxxx
(5.9)
şeklinde tanımlamak uygun olur. Bu tanımları (5.7) denklemine yerleştirdiğimizde
düzlem içi kuvvetlerin sıfır olduğu gözükür. Öte yandan (5.9) tanımları (5.8)
denklemlerinde kullanılırsa
2
t
2
t
2
t
2
t
2
t
2
t
dzz1
EM
dzz1
EM
dzz1
EM
xyxy
xxyy2y
yyxx2x
(5.10)
elde edilir.
5.3.2 Lehalarda Eğilmenin Genel Denklemleri
İnce levhaların eğilmesi de kirişlerin eğilmesi gibi olur ve tek fark levhalarda
eğilmenin iki doğrultuda ortaya çıkmasıdır. Levhanın bu doğrultulardaki eğrilikler
birbirinden genelde farklı olup x ve y doğrultularında sırasıyla rx ve ry olarak
![Page 104: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/104.jpg)
104
verilsinler (Şekil 5.9). Bu durumda x doğrultusunda dx kadar eğilmiş olan bir
levhanın tarafsız düzlemi x doğrultusunda uzamayacağından levhanın bu doğrultudaki
uzunluğu rxdx olarak bulunabilir.
Diğer taraftan tarafsız eksene z kadar mesafedeki bir düzlemde bir uzama olur ve bu
uzamış olan boy (rx+z)dx olarak hesaplanabilir. Dolayısıyla x doğrultusundaki
genleme
xxx
xxxxxx
r
z
dr
drdzr
(5.11)
Şekil 4.9 : Levhaların eğilmesindeki geometrik değerler
olarak bulunur. Eğrilik yarıçapının veya eğriliğin tanımından
2
2
2
2
2
x x
w
x
w1
x
w
r
1
2
3
yazmak olanağı vardır ve bu (5.11) denkleminde kullanılırsa
2
2
xxx
wz
(5.12)
elde edilir. Benzer şekilde y doğrultusunda da
2
2
yyy
wz
(5.13)
elde edilir.
Şekil 5.2a incelendiğinde elemanın x ve y doğrultularındaki dönme miktarları sırası
ile
y
u
x
v 2xy
1xy
olarak belirlenebilir. Diğer taraftan (5.1) ve (5.2) denklemlerini dikkate alır ve toplam
dönmenin iki doğrultudaki toplamları olacağını hatırlarsak dönme genlemesi olarak
yx
wz2
2
xy
(5.14)
bulunur. Burada (5.12), (5.13) ve (5.14) denklemleri ile verilen ilişkileri (5.10)
denkleminde kullanır ve levha rijitliğini
![Page 105: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/105.jpg)
105
2
32
2 112
Etdzz
1
ED
2
t
2
t
olarak tanımlarsak eğilme momentlerini tarafsız düzlemin çökmesi cinsinden
yx
w1DM
x
w
y
wDM
y
w
x
wDM
2
xy
2
2
2
2
y2
2
2
2
x
(5.15)
şeklinde elde ederiz. Şimdi bu iç kuvvetlerin dengesini göz önüne alarak levha
eğilmelerini tarafsız düzlemin çökmelerine bağlı olarak belirlemek istiyoruz.
Herhangi bir levhanın kalınlığınca devam eden elemanter bir parçasını göz önüne
alacak olursak (Şekil 5.10) bu parçaya etki eden pdxdy dış kuvvetini parçanın dış
yüzeylerine etki etmekte olan kesme kuvvetleri ve eğilme momentleri dengelemek
durumundadır. Bu kuvvetlerin düşey doğrultudaki dengesini yazacak olursak
0py
Q
x
Q
0pdxdydxQdxdyy
QQdyQdydx
x
yx
y
y
yxx
x
(5.16)
Şekil 5.10 : Levhaların iç kuvvetlerinin değişimleri
elde ederiz. Yine kuvvetlerin bu kez x doğrultusundaki momentlerinin dengesini yazar
ve Myx = - Mxy olduğuna dikkat edersek
0y
M
x
MQ
0dxdyy
MMdxM
dydxx
MMdyM
2
dxpdxdydydxdx
x
xyxx
yx
yxyx
xxx
xx
(5.17)
bulunur. Benzer şekilde y doğrultusundaki momentten de
0x
M
y
MQ
xyy
y
(5.18)
elde edilir. Bu denklemlerden (5.17) ve (5.18)’i sırasıyla x ve y’ye göre türetir ve
(5.16) denklemine yerleştirirsek levha eğilmesinin genel denklemi
![Page 106: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/106.jpg)
106
py
M
yx
M2
x
M2
y2
xy2
2
x2
olarak elde edilir. Bu denklemde eğilme momentlerinin yerine (5.15)
denklemlerindeki tanımları kullanılırsa tarafsız düzlemin çökmeleri için
D
p
y
w
yx
w2
x
w4
4
22
4
4
4
(5.19)
denklemi elde edilir. Bu denklemden tarafsız düzlemin çökmeleri hesaplandığında
plakların eğilmesi ile ilgili her türlü sorunun cevabı verilmiş olacaktır, çünkü bütün iç
kuvvetler, gerilme ve genleme değerleri çökmeler cinsinden belirlidir. Bu çözümü
yapabilmek için sınır koşullarının belirlenmesi gerekmektedir.
5.3.3 Sınır Koşulları ve Çözüm Teknikleri
Levhalarda da kirişlerde olduğu gibi mesnetler vardır ve bu mesnetlerin getirdiği
sınırlamaların sonucu bu mesnetlerde sağlanması gerekli koşullar vardır. Buradaki
farklılık levhalarda sınırların sadece bir noktada olmayıp bir kenar boyunca olması ve
bazı hallerde kenarlarda herhangi bir mesnetin olmayıp kenarın serbest olması da
mümkündür. Sınırlamalar kenarlar boyunca çökmeler ve dönmeler üzerinde olur.
Çökmeler her türlü mesnette tamamen sınırlanır ancak dönmeler sadece ataleti çok
yüksek olan mesnetlerde sınırlanmaktadır. Bu durumda şu tür sınır koşulları
yazılabilir:
a. Serbest kenarlar: Bu tip kenarlarda herhangi bir sınırlama olmaz. Dolayısı ile
kesme kuvveti ve eğilme momenti olmaz. Yani kenar boyunca kesme
kuvvetine tekabül eden kenara dik doğrultuda çökmenin üçüncü türevi ile
eğilme momentine karşı gelen ikinci türevi sıfır olur. Örneğin x = 0 kenarı
serbest kenar ise
0x0Q0M xx iken
yazılır.
b. Basit mesnetli kenarlar: Bu tip kenarlarda çökme oluşmaz ama levha serbestçe
döner. Yani kenar boyunca çökme ve kenara dik doğrultuda ikinci türev sıfır
olur. Örneğin x = 0 kenarı basit mesnetli kenar ise
0x0M0w x iken
yazılır.
c. Ankastre mesnetli kenar: Bu tip kenarlarda çökme olmadığı gibi dönme de
olmaz ve sonuçta çökme ile birlikte çökmenin birinci türevi de sıfır olur.
Örneğin x = 0 kenarı ankastre mesnetli kenar ise
0x0x
w0w
iken
yazılır.
Bu koşullarda (5.15), (5.17) ve (5.18) denkleminden yararlanarak momentlerin ve
kesme kuvvetlerinin diferansiyel ifadeleri kullanılır. Doğal olarak levhanın şekline ve
kenar sayısına bağlı olarak birçok değişik sınır koşulu ve çözüm tekniği ortaya çıkar.
Biz burada gemilerde en çok rastlanan levha tipi olan dikdörtgen levhaları göz önüne
alacağız.
Levha problemlerinin çözümü için genelde izlenen yol çökmeleri çarpanlarına ayırıp
)y(g)x(f)y,x(w
şelinde ifade etmektir. Çökmeler bu şekilde (5.19) denklemine yerleştirilip
düzenlenirse
![Page 107: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/107.jpg)
107
D
p
)y(g
)y(g
)y(g)x(f
)y(g)x(f2
)x(f
)x(f ıvıv
elde edilir. Bu denklemi çözebilmek için önce sağ tarafsız çözümü elde etmek gerekir.
Sağtarafsız çözüm göz önüne alındığında denklemin sağlanabilmesi için sol taraftaki
her üç terimin de sabit sayılara eşit olması gereklidir. Dolayısı ile problemin çözümü
4ıv
4ıv
)y(g
)y(g
)x(f
)x(f
şeklindeki iki adi diferansiyel denklemin çözümüne indirgenmiş olur. Burada ve
sabit sayılar olup bu denklemlerin genel çözümleri
yCoshDySinhCyCosBySinA)y(g
xCoshDxSinhCxCosBxSinA)x(f
yyyy
xxxx
(5.20)
olarak verilirler. Buradaki katsayılar sağ taraflı denklemi ve sınır koşullarını
sağlayacak şekilde belirlenirler. Yöntemin açıklanması için çeşitli yüklemeler ve sınır
koşulları için örnekleri ele alalım.
5.3.4 Kenarları Basit Mesnetli Levhalar
Kenarları basit mesnetli olan dikdörtgen bir levhayı göz önüne alalım (Şekil 5.11). Bu
levha için sınır koşulları
by0y
w0w
0y0y
w0w
ax0x
w0w
0x0x
w0w
2
2
2
2
2
2
2
2
şeklinde yazılır. Gerçekte sınır koşulları momentlerin sıfır olmasını gerektirir. Ancak
ilk koşullardan çökmelerin tanımı sonucu bu koşulların
Şekil 5.11 : Kenarları basit mesnetli levha
0fgfM0fgw0gfgfM xx
ikinci türevlerin sıfır olmasına indirgeneceği gözükmektedir.
Önce çözüm için (5.20) denklemi ile tanımlanan fonksiyonlarda sabitleri sınır
koşullarından belirlemeye çalışalım. Levhanın x = 0 kenarındaki koşullardan
![Page 108: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/108.jpg)
108
0DB0DB)0(f0DB)0(f xxxxxx
bulunur. Levhanın x = a kenarındaki koşullardan
0aSinhCaSinA)a(f0aSinhCaSinA)a(f xxxx
bulunur. Buradaki iki denklemin toplamından Cx katsayısının da sıfır olacağı
görülebilir. Bu durumda son olarak
0aSinAx
kalmaktadır. Burada Ax katsayısı da sıfır olacak olsa çözüm triviyal çözüm olur.
Dolayısı ile Ax sıfırdan farklı olmalıdır ve
a
m0aSin
koşulu sağlanmalıdır. Bu durumda f(x) fonksiyonu için
a
xmSinA)x(f x
(5.21)
yazabiliriz. Ayrıca benzer şekilde g(y) için de
b
ynSinA)y(g y
(5.22)
yazılabileceğinden kenarları basit mesnetli levhaların çökmeleri
m n
mnb
ynSin
a
xmSinW)y,x(w (5.23)
olarak elde edilir. Bu çözümde Wmn katsayıları sağ taraflı denklem sağlanacak
şekilde belirlenecektir.
İlk olarak basit bir yük için çözümü ele alalım. Levhaya
b
ySin
a
xPSin)y,x(p
denklemiyle verilen iki doğrultuda da sinüzoidal değişim gösteren bir basınç etki
ettiğini düşünelim. Bu durumda (5.21) ve (5.22) denklemlerini (5.19) levha
denklemine yerleştirirsek
b
ySin
a
xSin
D
P
b
ynSin
a
xmSinW
b
n
a
m
m nmn
222
elde ederiz. Buradan da Wmn katsayıları için
1n,m0W
1nm
baD
PbaW
mn
2224
44
11
bulunur.
Bu tür yüklerle gemilerde pek karşılaşılmaz ama her p(x,y) fonksiyonunu
m n
mnb
ynSin
a
xmSinP)y,x(p
şeklinde göstermek olanağı olduğu için bu yük tipi oldukça yararlıdır. Etki eden
kuvveti böyle bir seri olarak tanımladığımızda çökme fonksiyonundaki katsayılar
2224
mn44
mn
baD
PbaW
olarak elde edilir. Burada Pmm katsayıları
b
0y
a
0xmn dxdy
b
ynSin
a
xmSin)y,x(pP
![Page 109: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/109.jpg)
109
integrallerini almak suretiyle bulunur. Bu yöntemi p(x,y) = Po düzgün yayılı yükü için
uygulayacak olursak Pmm katsayıları
1k2n,m
mn
P16k2n,m0
P2
omn
olarak belirlenir ve bu değerler kullanılarak eğilme momentleri için
m n2222
222
4
2o
y
m n2222
222
4
2o
x
1n21m21n21m2
b
y1n2Sin
a
x1m2Sin1m21n2
bP16M
1n21m21n21m2
b
y1n2Sin
a
x1m2Sin1n21m2
bP16M
elde edilir.
Şekil 5.12 : Kenarları basit mesnetli levhanın maksimum eğilme momentleri
katsayıları
Burada önemli olan bu momentlerin maksimum değerleridir ve maksimum momentler
için
22maxy22maxxa
1m2
b
1n2M
b
1n2
a
1m2M
ilişkilerinin olduğu açıkça gözükmektedir. İki momentin farkını alırsak
22maxxmaxya
1m2
b
1n21MM
bulunur. Burada ilk terim daima sıfırdan büyüktür ve y doğrultusundaki kenarların
daha küçük olması halinde ikinci terim de pozitif olacağından My daima daha büyük
olur. Buradan levhalarda kısa kenarlar doğrultusundaki eğilme momentlerinin daima
daha büyük olacağı sonucu çıkar. Maksimum momentleri Po basıncı ve b kısa kenar
uzunluğu cinsinden 2
obmaxy2
obmaxx bPMbPM (5.24)
şeklinde tanımlayabiliriz. Burada b ve b b/a yan oranına bağlı olarak değişen
katsayılardır ve bu katsayılar Şekil 5.12’de verilmektedir. Gerçekten de b b/a
oranının birden büyük olduğunda ise b değeri daha büyük olmaktadır. Kare plaklar
için ise her iki değer de birbirine eşit olmakta ve Timoshenko tarafından verilen
0.0482 değerine çok yakın çıkmaktadır.
5.3.5 İki Kenarına Moment Uygulanmış Basit Mesnetli Levhalar
Kenarları ankastre mesnetli levhalara geçmeden önce x doğrultusundaki kenarları
boyunca önceden bilinen m(x) momentleri uygulanmış kenarları basit mesnetli
levhaları ele almakta yarar vardır. Bu problem için sınır koşulları
![Page 110: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/110.jpg)
110
2
by
D
)x(m
y
w0w
ax0x
w0w
0x0x
w0w
2
2
2
by
D
)x(m
y
w0w
2
2
şeklinde tanımlanır. Bu problem için aynı yöntemin uygulanması halinde oldukça
yavaş yakınsayan bir sonuç elde edilmektedir. Dolayısı ile çözüm için farklı bir
yöntem izleyeceğiz ve çift seri yerine tekli seri kullanacağız. Çökmeler için
m
ma
xmSinyf)y,x(w
şeklinde seçilen bir fonksiyon x = 0 ve x = a kenarlarındaki koşulları sağlayacaktır.
Bu çökme değerini (5.19) levha denklemine yerleştirir ve plağa sadece kenarlarda
moment etki ettiğini göz önüne alırsak
0a
xmSinff
a
m2f
a
m
m
ıvmm
2
m
4
elde ederiz. Buradan fm(y) fonksiyonunun genel çözümü için
a
ymChD
a
ymC
a
ymShB
a
ymA)y(f mmmmm
elde edilir ve simetri nedeniyle
a
ymChC
a
ymShB
a
ym)y(f mmm
şekinde basitleştirilir. Burada f(b/2) = 0 sınır koşulunu kullanırsak
a
ymCh
a2
bmTh
a2
bm
a
ymSh
a
ymB)y(f mm
bulunur ve genel çözüm
m
ma
xmSin
a
ymCh
a2
bmTh
a2
bm
a
ymSh
a
ymB)y,x(w
olarak belirlenir. Burada Bm katsayılarını hesaplamak için x = b/2’de ikinci sınır
koşulunu uygulayarak
D
)x(m
a
xmSinyf
mm
elde ederiz. Burada m(x) momentini Fourier serilerine açarak
2
b
2
by
mm
m dyb
ymSin)y(mM
b
ymSinM)y(m
yazar ve
a
1m2
a2
b1m2mm
büyüklüklerini tanımlarsak tarafsız düzlemin çökmeleri
mm
2
mmmmmmm
2
2
Ch1m2
yChThyyShxSinM
D2
a)y,x(w (5.25)
olarak elde edilir.
![Page 111: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/111.jpg)
111
5.3.6 Kenarları Ankastre Mesnetli Levhalar
Kenarları ankastre mesnetli levhaların sınır koşulları
2
by0
y
w0w
2
by0
y
w0w
2
ax0
x
w0w
2
ax0
x
w0w
(5.26)
olarak verilir. Bu problemi çift seri kullanarak çözüm arayacak olursak elde edilen
çözüm çok yavaş yakınsadığı için uygun değildir. Çok daha uygun bir çözüm Levy
tarafından süperpozisyon ilkesi yardımı ile üç ayrı levha çözümünün toplamı şeklinde
önerilmiştir. Birinci çözüm kenarları basit mesnetli ve düzgün yayılı yüke maruz
levhanın çözümüdür ve elde edilişi daha evvelce
m n2
o1
1n21m2
b
y1n2Sin
a
x1m2Sin
P16)y,x(w
olarak verilmiştir. Ancak bu çözüm 0 < x < a ve 0 < y < b aralığı için verilmiş olup bu
yöntemde kullanılan –a/2 < x < a/2 ve –b/2 < y < b/2 aralığına taşındığında
b
y1n2Cos1
b
y1n2Sin
a
x1m2Cos1
a
x1m2Sin
1n
1m
(5.27)
olduğu için
m n
nm
2
o1
1n21m2
b
y1n2Cos
a
x1m2Cos1
P16)y,x(w (5.28)
şeklini alır.
İkinci çözüm uzun kenarları boyunca ankastre mesnetli diğer kenarları basit mesnetli
ve hiçbir yük taşımayan bir levha çözümü üçüncü çözüm de kısa kenarları boyunca
ankastre mesnetli diğer kenarları basit mesnetli olan ve yine herhangi bir yük
taşımayan levha çözümüdür. Bu iki çözüm için de mesnetlerdeki ankastrelik
momentlerinin bilindiği varsayılarak bir önceki bölümde verilen çözümler kullanılır.
Böylece ikinci çözüm için (5.25) denkleminden yararlanarak
mm
2
mmmmmm1m
2
2
2Ch1m2
yChThyyShxSinM
D2
a)y,x(w
yazmak mümkün olur. Burada da çözüm 0 < x < a ve ve –b/2 < y < b/2 aralığı için
verilmiş olup bu yöntemde kullanılan –a/2 < x < a/2 ve –b/2 < y < b/2 aralığına
taşındığında (4.27) ilişkisini de göz önüne alarak
mm
2
mmmmmm1m
1m
2
2
2Ch1m2
yChThyyShxCosM1
D2
a)y,x(w (5.29)
buluruz. Benzer şekilde üçüncü çözümü de
m m
2
mmmmmm2m
1m
2
2
3Ch1m2
xChThxxShyCosM1
D2
b)y,x(w (5.30)
olarak elde ederiz. Burada dikkat edilecek nokta x ve y doğrultularının değişmiş
olduğu ve m ve m değerleri yerine kullanılan m ve m değerlerinin
b2
a1m2
b
1m2mm
![Page 112: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/112.jpg)
112
şeklinde tanımlanmış olduğudur. Burada M1
m ve M2
m katsayıları henüz
belirlenmemiştir ve problem bu katsayıların belirlenmesine indirgenmiş olur. Bu
katsayıların belirlenebilmesi için levhanın sınır koşullarını uygulamak yeterli olur.
Çözümün (5.28), (5.29) ve (5.30) çözümlerin toplamı olduğu, bu çözümlerin her
birinin sınırlarda çökmenin olmaması koşulunu sağladığı ve çözümün simetrikliği göz
önüne alındığında ve (5.26) koşullarından
2
by0
y
w
y
w
y
w
2
ax0
x
w
x
w
x
w 321321
elde edilir. Bu koşullardan ilkine çözümleri yerleştirirsek
0ySinCh1m2D2
ChShbM
1m2D
fbaP161
Ch1m2
yChThyyShM
D2
a
mm m
2
mmm2m
5
m43
om
m m
mmmmm1m
(5.31)
elde edilir. Burada ilk toplamdaki
yChThyySh)y(p mmmmm
fonksiyonunu
0ySinA)y(p nn
mn
şeklinde Fourier serisine açar ve
2222
m21n
nmb1m2a1n2
Ch1n2ba21dyyyCosCh
2
b
2
b
22222
m331n
2222
m221n
nm
b1m2a1n2
Ch1n21m2ba41
b1m2a1n2
Sh1n2ba21dyyyCosySh
2
b
2
b
eşitliklerinden yararlanırsak (5.31) denklemi
mn
2nmn
1mmm pMQMP
şeklinde yazılabilir. Burada Pmn ve Qmn matrisleri ile pm vektörü
1m2
fbaP16p
b1n2a1m2
ba1n21m24Q
nm0
nmCh1m22
ChSh
P
4
m
33
o
m
22222
3
mnm
2
mmm
mn
olarak tanımlanmaktadırlar. İkinci koşuldan da
1m2
gbaP16p
nm0
nmCh1m22
ChSh
Qb1n2a1m2
ba1n21m24P
4
m
33
o
m
m
2
mmm
mn22222
3
mn
tanımlarını kullanarak benzer şekilde
m2mmm
n
1nmn pMQMP
![Page 113: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/113.jpg)
113
elde edilir. Buradan moment katsayıları M1
m ve M2
m belirlenir. Bu değerler elde
edildikten sonra çökmeleri ve ikinci türevleri kullanarak momentleri hesaplamak
mümkündür. Önemli olan momentler kenarların ve levhanın ortasında oluşmaktadır.
Bu momentlerin (5.24)’de verilen b ve b katsayılarının yan oranı a/b değerine bağlı
olarak hesaplanmış ve Şekil 5.13’de verilmiştir.
Şekil 5.13 : Kenarları ankastre mesnetli levhada eğilme momentleri katsayıları
Şekil 5.13a’da moment katsayılarının plağın orta noktasındaki değerleri
görülmektedir. Basit mesnetli plaklarda olduğu gibi ankastre mesnetli plaklarda da
kısa kenar boyunca olan moment daha büyük olmaktadır. Ayrıca bu değer yan
oranının 4 değerine ulaşmasıyla sabit bir değer almaktadır. Şekil 5.13b’de moment
katsayılarının plağın kısa kenarının orta noktasındaki değerleri görülmektedir. Burada
da kısa kenar boyunca olan moment daha büyük olmaktadır, ancak bu değer plağın
orta noktasındaki değerlere kıyasla daha küçüktür ve yan oranının 2 değerine
ulaşmasıyla sabit bir değer almaktadır. Şekil 5.13c’de ise moment katsayılarının
plağın uzun kenarının orta noktasındaki değerleri görülmektedir. Burada uzun kenar
boyunca olan moment daha büyük olur ancak bu değer de kısa kenarın orta noktasında
oluşan moment değerinden daha küçüktür. Bu değer de yan oranının 2 değerine
ulaşmasıyla sabit bir değer almaktadır.
5.3.7 Tarafsız Düzlem İçi Çekme Kuvvetinin Etkisi
Şu ana kadar eğilmeyi incelerken levhaların tarafsız düzleminde herhangi bir uzama
veya deformasyon olmadığı varsayılmıştı. Bu varsayım tarafsız düzlem içinde
herhangi bir kuvvetin oluşmadığını ima etmektedir. Oysa gerçekte eğilmenin
oluşmasıyla, özellikle de mesnetlerde yatay harekete karşı bir sınırlama varsa,
mutlaka tarafsız düzlem içersinde çekme kuvveti oluşmaktadır. Bu durumda ortaya
çıkacak deformasyonlarda bu düzlem içi kuvvetlerin de etkisi olur. Bu bölümde
tarafsız düzlemde ortaya çıkacak kuvvetlerin etkilerini inceleyeceğiz.
Şekil 5.14 : Eğilmekte olan bir levhaya etki eden tarafsız düzlem içi kuvvetler
![Page 114: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/114.jpg)
114
Eğilmeye zorlanan herhangi bir levhayı göz önüne alalım. Bu plağın üzerine etki
ettirilen p(x,y) kuvveti sonucu levha tarafsız düzleminde ortaya çıkacak olan w(x,y)
çökmesi (5.19) denklemiyle verilmektedir. Eğilme öncesi levha üzerinde kenarları dx
ve dy olarak verilen bir elemanter parça eğilme sonrası deforme olup kenarları
boyunca Nx, Ny ve Nxy kuvvetlerine de maruz kalır (Şekil 5.14). Bu kuvvetler eğilmiş
olan tarafsız düzleme paralel olduklarından deformasyon yeteri kadar büyük ise
bunların eğilmemiş levha düzlemine dik bileşenleri de oluşur. Önce x doğrultusundaki
Nx normal kuvvetini göz önüne alalım. Bu kuvvetin herhangi bir noktadaki düşey
bileşeninin düzlemin bu noktada x doğrultusundaki teğetiyle orantılı olacağı açıktır.
Yani bu noktada kuvvetin düşey bileşeni
dyx
wNx
olarak yazılabilir. Bu noktadan dx kadar uzaklıkta ise etki eden düşey kuvvet o
noktada x doğrultusundaki teğeti artışı da göz önüne alındığında
dydxx
w
x
w2
2
olacağından bu elemanter parçacığa Nx kuvvetinden ötürü etki eden düşey kuvvet
dxdyx
wNy,xp
2
2
xx
olarak elde edilir.
Benzer şekilde y doğrultusunda da Ny normal kuvvetinden ötürü eleman üzerine etki
eden düşey bileşen
dxdyy
wNy,xp
2
2
yy
olur. Nxy kayma gerilmesi ise hem x hem de y doğrultusunda etki etmektedir.
Bunlardan x doğrultusunda etki eden kuvvetin düşey bileşeninin
dxy
wNxy
olacağı gözükmektedir. Bu noktadan dx kadar uzakta ise değişen meyil
dxdyyx
w
y
w 2
değerini alacağı için x doğrultusundaki Nxy kuvvetinde gelen katkı
dxdyyx
wNy,xp
2
xyxy
olur. Nxy kuvvetinin y doğrultusunda da etki ettiği göz önüne alındığında (5.16)
denklemindeki p(x,y) kuvvetinin
y,xpy,xp2y,xpy,xpy,xp yxyx
olarak düzeltilmesiyle düzlem içi kuvvetlerin etkilerini veren denklemi
2
2
y
2
xy2
2
x4
4
22
4
4
4
y
wN
yx
wN2
x
wNp
D
1
y
w
yx
w2
x
w (5.32)
şeklinde elde ederiz.
Bu denklemi normal koşullarda çözebilmek oldukça güçtür çünkü bu denklemde w
çökmeleri yanısıra Nx, Ny ve Nxy kuvvetleri de bilinmeyen olarak işin içine
girmektedir. Ancak problemi inceleyebilmek için bazı basitleştirmeler yaparak bu
![Page 115: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/115.jpg)
115
etkinin mertebesi hakkında bilgi edinmek olanağı vardır. Bu amaçla çekmenin tek
doğrultuda olduğunu ve diğer doğrultudan gelecek etkileri ihmal edebileceğimizi
varsayabiliriz. Bu problemi oldukça gerçekten uzaklaştırmasına karşılık çözümünü
olanaklı kılar ve bize etkinin mertebesi hakkında bilgi verir.
Şekil 5.15 : Eğilmekte olan bir levhada deformasyonlar ve çekme kuvvetleri
Eğilmekte olan bir plağın x doğrultusundaki bir kesitini göz önüne alalım. Bu kesitte
eğilme öncesi dx olan bir elemanter parça uzama sonrası ds boyuna ulaşır ve uç
noktalarda mesnetlerden ötürü bir T kuvveti ortaya çıkar (Şekil 5.15). Deforme olan
levhanın ds uzunluğu uzamanın küçük olduğu da göz önüne alınırsa
dxx
w
2
1dxdx
x
wdxds
222
şeklinde ifade edilebilir. Buradan elemander parçadaki uzamayı levha boyunca integre
edersek levhadaki uzama miktarının
l
0
2
dxx
w
2
1l
olacağı açıkça gözükmektedir. Öte yandan uçlarına T çekmesi uygulanan birim
genişlikteki bir levhada ortaya çıkacak olan uzamanın
AE
Tll
olacağını biliyoruz. Bu durumda plağın dengede olabilmesi için iki uzamanın birbirine
eşit olması gerektiğinden
l
0
2
dxx
w
2
1
AE
Tl
ilişkisini elde ederiz. Burada ikinci bir varsayım yaparak çökmenin sinüzoidal
olduğunu ve başlangıçta bir wo çökmesi olduğunu ve kuvvet uygulaması sonucu wo
kadar bir ilave çökme olduğunu varsayalım. Gemi levhalarında kaynak sırasında
sıcaklık nedeniyle bir başlangıç çökmesinin oluşması çok doğal bir olgudur. Bu
durumda toplam uzamayı
2oo
2l
0
22
oo
2
wwl4
dxl
xcosww
l2l
şeklinde yazabiliriz. Başlangıç uzamasını wo = 0 koyarak bulabiliriz ve yük
nedeniyle ortaya çıkmadığı için toplam uzamadan çıkartırsak yük nedeniyle oluşan
net uzamayı
2ooo
2
www2l4
l
(5.33)
olarak buluruz. Elemanter parçada uzamadan dolayı meydana gelecek gerilmenin
dxx
w
2
EIlEI
2
2
![Page 116: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/116.jpg)
116
olduğu ve eğilme nedeniyle ortaya çıkacak genlemenin yarattığı enerjinin
dxx
w
2
EIlU
2
2
2
olduğu hatırlanırsa levhada meydana gelen toplam eğilme enerjisi
3
2o
4ı
0
2
4
2o
4ı
0
2
2
2
l4
wEIdx
l
xsin
l2
wEIdx
x
w
2
EIU
olur. Mesnetteki T kuvveti nedeniyle ortaya çıkan enerji ise
AE2
lT
AE
Tl
2
TU
2
olarak verildiğinden toplam şekil değiştirme enerjisi için
3
2o
42
tl4
wEI
AE2
lTU
sonucuna erişiriz. Bu denklemde (5.33) denkleminden yararlanırsak toplam şekil
değiştirme işi
2o3
44o
3oo
2o
2o3
4
t wl4
EIwww4ww4
l32
AEU
olarak hesaplanır. Bu enerji ise p kuvveti tarafından yapılan iş sonucu ortaya çıkmıştır
ve bu iş
o
ı
0o w
lpdx
l
xsinw
2
pW
olarak hesaplandığından
0E
pl32wAw4I8wAw4wA
wl4
EIwww4ww4
l32
AEw
lp
4
4
o2o
2oo
3o
2o3
44o
3oo
2o
2o3
4
o
denklemini elde ederiz. Burada plağın birim genişlikte ve t kalınlığında olduğu
hatırlanırsa A = t ve I = t3/12 olacağından
0Et
pl32ww4
3
t2ww4w
4
4
o2o
22oo
3o
sonucuna ulaşırız. Burada wo ve wo değerlerini seçerek wo çökmesini meydana
getirecek p kuvvetini hesaplayabilmek olanağı vardır.
5.4 Levhaların Burkulması
Bu noktaya kadar hep tarafsız düzleme dik etki eden kuvvetleri veya bu kuvvetlerden
doğan düzlem içi çekme kuvvetlerini göz önüne aldık. Ancak gemilerin maruz kaldığı
karmaşık zorlamalar sadece bu tip zorlamalarla sınırlı değildir. Özellikle gemilerin bir
kiriş gibi de davranması sonucu dış kaplama ve güverte saçları çekmenin yanısıra
basınç kuvvetlerine de maruz kalmaktadır. Bu kuvvetlerden basınç kuvvetleri önceki
bölümde incelenmiş olan zorlamalardan farklı olarak levhalarda burkulmanın ortaya
çıkmasına neden olur. Burkulmanın daima eğilmeden önce ortaya çıkması ve genel
mukavemetin önemli ölçüde kaybına neden olmasından ötürü bu problem eğilme
probleminden daha önemli kabul edilir ve gemilerde levha boyutlandırılmasında esas
alınır. Bu bölümde uzun levhalardan başlayarak levhaların burkulmasında karşılaşılan
çeşitli problemleri ve bu problemlerin ele alınışını inceleyeceğiz.
![Page 117: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/117.jpg)
117
5.4.1 Uzun Levhaların Tek Eksenli Burkulması
Uzun levhalardan söz edildiğinde basınç kuvvetinin etki ettiği karşılıklı kenarların
diğer kenarlara kıyasla daha kısa olduğu plaklardan söz etmekteyiz. Örneğin x
doğrultusundaki kenarları a uzunluğunda y doğrultusundaki kebarların ise b
uzunluğunda olan bir levhada y doğrultusundaki kenarlardan Nx basınç kuvvetleri etki
ediyor ve a/b >1 ise bu tip levhalar uzun levhalar olarak bilinir (Şekil 5.16). Bu
levhanın çökmeleri de (5.32) denklemini sağlar ve etki eden tek kuvvetin Nx basınç
kuvveti olduğu göz önüne alınırsa incelememiz gereken denklemin
2
2x
4
4
22
4
4
4
x
w
D
N
y
w
yx
w2
x
w
(5.34)
olacağı kolaylıkla gözükmektedir. Burada px kuvvetinin önündeki – işareti bu
kuvvetin basınç kuvveti olduğunu göstermektedir.
Şekil 5.16 : Uzun levhaların geometrisi ve burkulmaları
İlk olarak kenarları basit mesnetli olanlarını ele alalım. Kenarları basit mesnetli bir
levhanın çökmelerini (5.23) denklemi ile gösterebileceğimiz için (5.34) denkleminden
m nmn
2
x
m nmn
222
b
ynSin
a
xmSinW
a
m
D
N
b
ynSin
a
xmSinW
b
n
a
m
sonucunu elde ederiz. Burada Nx basınç kuvveti birim genişliğe uygulanmakta olup
levha kalınlığının da t olduğunu dikkate alırsak bunu basınç gerilmesi cinsinden Nx =
at olarak yazabileceğimiz açıktır. Bu durumda gerilme
m nmn
2
m nmn
222
a
b
ynSin
a
xmSinW
a
mt
b
ynSin
a
xmSinW
b
n
a
mD
olarak belirlenir. Bu gerilmeyi hesaplamaktan ziyade bizim için önemli olan
burkulmanın ilk defa ortaya çıktığı minimum gerilmeyi yani kritik gerilmeyi
hesaplamaktır. Bu nedenle de toplamların oranı ile ilgili bir matematik teoreminden
yararlanacağız. Eğer bir (a1+a2+a3+.....)/(b1+b2+b3+.....) oranının ekstremumları
![Page 118: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/118.jpg)
118
aranıyorsa bu ekstremumlar a1/b1, a2/b2, a3/b3,..... an/bn terimlerinden birisi olarak
ortaya çıkar. Bu durumda gerilmenin kritik değerinin
2
222
22
cratm
b
n
a
mDa
olması gerekir. Burada burkulmanın ilk ortaya çıkacağı andaki m ve n değerlerini
belirlemek gerekmektedir. Şekil 5.16’da da gösterildiği gibi levhalar yarım dalgalar
halinde burkulurlar ve bu yarım dalgalara mod adı verilir. Örneğin verilen şekilde x
doğrultusunda üçüncü, y doğrultusunda da birinci modda burkulma ortaya çıkmıştır.
Uzun kenar boyunca burkulma ilk modda olmayabilir ama kısa kenar boyunca
mutlaka ilk modda burkulma olması gerekmektedir. Yani uzun levhalarda n = 1 kritik
gerilmeyi verir. Böylece uzun levhalar için kritik gerilme
2
2
2
crabm
a
a
mbk
tb
Dk
olur. Burada k mod sayısına ve yan oranı a/b’ye bağlı olarak değişen bir katsayıdır ve
burkulmanın oluşma şekli için önemli bilgiler vermektedir (Şekil 5.17).
Şekil 5.17 : Uzun levhalarda burkulmanın karakteri ve k katsayısının değişimi
Kritik gerilme katsayısı incelendiğinde kare levha için k = 4 olduğunda burkulma
ortaya çıkmaktadır. Yan oranı biraz büyürse gerilme katsayısı yavaş yavaş yaklaşık
4.5 değerine kadar artmaktadır. Bu artış yan oranının yaklaşık 1.5 olmasıyla birlikte
uzun kenar ikinci modda burkulmaya maruz kalır. Yan oranı arttıkça bu karakteristik
tekrarlanır ve her seferinde k değerinin ulaşabildiği en büyük değer asimptotik olarak
k = 4 değerine yaklaşır. Bu nedenle genelliği kaybetmeksizin uzun levhaların tek
eksenli burkulmasında kritik gerilmeyi
tb
D4
2
2
cra
(5.35)
olarak kabul edebiliriz. .
5.4.2 Geniş Levhaların Tek Eksenli Burkulması
Uzun levhaların tek eksenli burkulmalarını incelerken basınç kuvvetinin etki ettiği
kenarın daima daha kısa olduğunu varsaymıştık. Bu varsayımın geçerli olmaması
halinde levha geniş levha adını alır ve burkulmanın karakteri değişir. Geniş levhalarda
kısa kenar basınç altında olan kenar olduğu için bu kenar da daima ilk modda
burkulacaktır ve kritik gerilme için m = 1 olacaktır. Bu durumda kritik gerilme
22
2
2
crab
a1k
ta
Dk
(5.36)
![Page 119: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/119.jpg)
119
olur. Geniş levhalarda kritik gerilme katsayısı k’ sadece yan oranına bağlı olarak
verilir ve değişimi Şekil 5.18’de gösterilmiştir.
Şekil 5.18 : Geniş levhalarda burkulmanın karakteri ve k’ katsayısının değişimi
Burada da beklendiği gibi kare levkada kritik gerilme sayısı k’ = 4 olmaktadır ve bu
oran küçüldükçe katsayı da küçülerek asimptotik olarak k’ = 1 değerine ulaşmaktadır.
Burada uzun ve geniş levhaların burkulmasındaki karakteristik farklılığa örnek olarak
gemi levhalarının stifnerlerle takviyelerini ele alalım. Bunun için boyu A ve genişliği
B olan bir levhayı göz önüne alalım. Bu levhayı araları aynı b aralıklarıyla boyuna
veya enine stifnerlerle takviye etme olanağı vardır (Şekil 5.19). Her iki takviye
sisteminde de kritik gerilme değerleri farklı olacaktır.
Şekil 5.19 : Levhaların stifnerlerle boyuna ve enine takviyesi
İlk olarak boyuna takviye edilmiş olan levhanın kritik gerilmesini hesaplayalım.
Boyuna sistemde burkulmaya zorlanacak olan levha parçasının genişliği b uzunluğu A
> b olduğu için uzun levhadır ve kritik gerilme (4.35) denklemi kullanılarak
tb
D4
2
2
cra
elde edilir. Oysa enine sistemde genişlik B uzunluk ise b < B olduğu için geniş levha
zorlaması söz konusudur ve kritik gerilme (5.36) denkleminden
22
2
2
craB
b1k
tb
Dk
olarak bulunur. Bu levhanın güverte kaplaması olduğu varsayılırsa B/b ~ 6 alınabilir
ve k’ ~ 1 olur ve kritik gerilme değeri
tb
D2
2
cra
olarak hesaplanır. Bu değerlerden hemen boyuna sistemin burkulmaya karşı dört kat
daha mukavim olduğu kolaylıkla görülebilir. Örneğin derin kemereler arası mesafesi
2.1 m derin tulaniler arası mesafesi 2.8 m olan 10 mm kalınlığındaki bir güverte
levhası 700 mm aralıklarla takviye edilecek olsun. Standart gemi inşa saçı (E = 210
kN/mm2, = 0.3) kullanılırsa
19230)3.01(12
10210D
2
3
kN.mm
olacağından kritik gerilme değeri boyuna sistemde
![Page 120: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/120.jpg)
120
15510700
1923042
2
cra
N/mm
2
ve enine sistemde
4810700
192302
2
cra
N/mm
2
olur.
Görüldüğü gibi enine sistemde oldukça düşük bir kritik gerilme değeri söz konusudur
ve emniyet gerilmesi 230 N/mm2 civarında olan bu levhanın eğilme sonucu
kırılmasından çok evvel burkulur. Boyuna sistemde kritik gerilme çok daha yüksek
olmasına rağmen o halde bile eğilme sonucu kırılma meydana gelmeden önce
burkulma ortaya çıkar.
5.4.3 Yüklü Kenarları Basit Mesnetli Levhaların Burkulması
Buraya kadar uzun levhaların burkulmasını sadece kenarları serbest mesnetli plaklar
için ele aldık. Gerçekte gemilerde kenarları serbest mesnetli levhalara çok nadir
rastlanır. Bu bakımdan farklı sınır koşullarını da ele almak gerekir. İlk olarak yüklü
kenarları basit mesnetli yüklenmemiş kenarları ise ankastre mesnetli levhaları
inceleyelim. Bu sınır koşullarını sağlayan levha çözümünü
m
ma
xmSinyf)y,x(w (5.37)
şeklinde yazabiliriz ve bu çözüm basit mesnetli kenarlarda sınır koşullarını sağlar. Bu
çözümü (5.34) denkleminde yerine koyarsak fm(y) için
0fa
m
D
p
a
mf
a
m2f
2
x
42
ıv
adi diferansiyel denklemini elde ederiz. Bu denklemin çözümü
42
x
42
x
4321
a
m
a
m
D
p
a
m
a
m
D
p
ySinCyCosCyShCyChCf
şeklindedir ve denklemdeki sabitler
0y
w0wby0
y
w0w0y
sınır koşullarını sağlayacak şekilde hesaplanır. Bu koşullar bize
0
0
0
0
C
C
C
C
bCosbSinbChbSh
bSinbCosbShbCh
00
0101
4
3
2
1
homojen bir lineer denklem sistemi verir ve C katsayılarının sıfırdan farklı bir çözümü
olabilmesi için sistemin determinantının sıfır olması gerekir. Buradan
0bbShSinbbChCos12
(5.38)
denklemi elde edilir. Bu denklemde ve değerlerini Nx’e bağlı olduğu ve Nx’in
2
2
axb
Dktp
![Page 121: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/121.jpg)
121
şeklinde verilebileceği göz önüne alınırsa m, b ve a değerleri bilinen bir levha için
kritik gerilme katsayısı k (5.38) denkleminin çözümünden elde edilir. Bu denklemin
analitik olarak çözülmesi mümkün değildir ve bu nedenle çözümü sayısal olarak
aramak gerekir. Değişik yan oranları ve m sayıları için bu hesaplar yapılarak Şekil
4.20’de verilmiştir. Burada da geniş levhalar için sadece ilk modda burkulma söz
konusudur ve bu nedenle dikkatli olmak gerekir.
Şekil 5.20: Yüklü kenarları basit mesnetli yüksüz kenarları ankastre mesnetli
levhalarda kritik gerilme katsayısı değişimi
Şekil 5.20’den görüldüğü gibi gerilme katsayısının karakteri serbest mesnetli levhalar
için elde edilen gerilme katsayısı karakterine benzerlik göstermektedir ve her mod için
minimum gerilme katsayısı 6.97 değerine ulaşmaktadır. Buradan kritik burkulma
gerilmesini
tb
D97.6
2
2
cra
olarak belirleyebiliriz.
5.4.4 Yüklü Kenarları Ankastre Mesnetli Levhaların Burkulması
İkinci olarak yüklü kenarları ankastre mesnetli levhaları inceleyelim. Burada yükün y
doğrultusunda etki ettiğini ve yükün etki etmediği kenarların da ilk olarak basit
mesnetli olduklarını varsayalım. Bu durumda da sınır koşullarını sağlayan levha
çözümünü (5.37) şeklinde yazabiliriz. Etki eden kuvvet y doğrultusunda olduğu için
çökmelerin sağlaması gereken denklem
2
2y
4
4
22
4
4
4
y
w
D
N
y
w
yx
w2
x
w
olacaktır. Ankastre mesnetlerde sınır koşulları ise mesnetteki yatay kuvvetler
nedeniyle kesme kuvvetinin ve eğilme momentinin yok olması sonucu
2
by
y
w
a
mk
y
w
D
N
yx
w2
y
w
2
by0
x
w
y
w
2
m
y
2
3
3
3
2
2
2
2
şeklinde verilirler. Bu denklemde w için (4.37) tanımını kullandığımızdan fm(y) için
0fa
mf
a
m2kf
42
mıv
denklemini elde ederiz. Burada Ny kuvveti
Da
mktN
2
may
olarak tanımlanmıştır. Sınır koşulları da
![Page 122: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/122.jpg)
122
2
by0fk2
a
mf
2
by0f
a
mf
mm
2
m
m
2
m
şeklini alır. Diferansiyel denklemin çözümü için f(y) = e koyarak için
0a
m
a
m2k
4
2
2
m4
karakteristik denklemini elde ederiz. Buradan denklemin köklerini
22
k
2
k1
2
k
a
m
22
k
2
k1
2
k
a
m
mmm4,3
mmm2,1
(5.39)
şeklinde buluruz. Çözümün şekline geçmeden önce köklerin karakterine bakmakta
yarar vardır. Kökler km < 4, km = 4 ve km > 4 için üç ayrı karakter gösterir. Birinci
halde ikinci kök içerisindeki sayı sıfırdan küçük olacağı için kök içerisinde sanal bir
sayının ortaya çıkmasına neden olur ve bu kökleri doğrudan kullanmayı zorlaştırır. Bu
nedenle kökleri tekrar düzenlemekte yarar vardır. Burada
ixy2yxibaiyxiba 22
ilişkisi göz önüne alınırsa ve ’yı
4
k
a
m
4
k1
a
m mm
şeklinde tanımlamak suretiyle kökleri
ii4,32,1
olarak yazabiliriz. Yükün ve sınır koşullarının simetrisini de göz önüne alarak çözümü
yySinShCyyCosChC)y(f 21n
şeklinde yazabiliriz. Sabitleri belirlemek için y = b/2’de sınır koşullarını
uyguladığımızda
0
0
C
C
2
bCos
2
bBSh
2
bSin
2
bChA
2
bSin
2
bChB
2
bCos
2
bShA
2
bCos
2
bBCh
2
bSin
2
bASh
2
bSin
2
bBSh
2
bCos
2
bACh
2
1
homojen lineer denklem sistemini elde ederiz. Burada A, A’, B ve B’
1a
mB
4
k1k
a
mB
1a
mA
2
k1
a
mA
2
mm
2
2
m
2
şeklinde tanımlanmıştır. Bu sistemin trivial olmayan bir çözümünün var olabilmesi
için matrisin determinantı sıfır olmak zorundadır. Buradan karakteristik denklem için
0a2
kbmSin1kk4
a2
k4bmShk13k
m2
mm
m
mm
elde edilir. Bu denklemin çözümü olan km değerleri yan oranına bağlı olarak
antisimetrik burkulma gerilmesi katsayısını verir. Kritik gerilmenin tanımından en
![Page 123: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/123.jpg)
123
küçük gerilmenin m = 1 için elde edileceği açıkça gözükmektedir ve bu hal için
asimetrik kritik gerilme katsayısı Şekil 5.21’de verilmiştir.
İkinci hakde km = 4 olur ve bu durumda kökler
a
m
a
m4,32,1
olarak belirlenir. Burada kökler katlı kök olduğu için fm(y)
ya
myCosCy
a
mCosCy
a
mySinCy
a
mSinC)y(f 4321n
şeklinde olmak durumundadır. Bu sistemde de yük ve sınır koşullarının simetrisi
nedeniyle C1 ve C4 katsayıları sıfır olarak alınabilir ve y = b/2’deki sınır koşullarından
C2 ve C3 katsayıları için
0
0
C
C
a2
bmSin1
a
bm
a2
bmCos1
a2
bm
a2
bmSin1
a2
bmCos1
a
bm
a2
bmSin1
a2
bm
a2
bmCos2
3
2
homojen denklem sistemi elde edilir. Bu sistemin de çözümünün var olabilmesi için
gerek koşuldan karakteristik denklem de
01a2
bm
a
bmSin3
şeklinde elde edilir. Bu denklem kritik gerilme katsayısı belli olduğu için sadece bu
katsayının oluşabilmesi için geçerli olan koşulları vermektedir.
Şekil 5.21: Yüklü kenarları ankastre mesnetli yüksüz kenarları basit mesnetli
levhalarda kritik gerilme katsayısı değişimi
Son hal ise km > 4 hali olup bu durumda (3.162) denklemleri ile verilen köklerin
hepsinde ikinci kök içindeki terim daima pozitif olur ve kökleri olduğu gibi
kullanmak mümkündür. Bu durumda
2
2
k
2
k1
2
k
a
m2
2
k
2
k1
2
k
a
m mmmmmm
tanımlarını yaparsak fm(y)’yi
yySinCySinC)y(f 21n
![Page 124: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/124.jpg)
124
şeklinde ifade edebiliriz. Burada da yükün ve sınır koşullarının simetrisi göz önüne
alındığı için sınır koşullarını sadece y = b/2’de yazmak yeterli olur. Sınır koşulları
uygulandığında C1 ve C2 katsayıları için
0
0
C
C
2
bSinQ
2
bCosQ
2
bSinP
2
bSinP
2
1
21
21
homojen denklem sistemi elde edilir. Burada P1, P2, Q1 ve Q2
2
m3
2
2
22
2
m3
1
2
21
a
mk2Q
a
mP
a
mk2Q
a
mP
olarak belirlenmektedir. Bu sistemin de çözümünün var olabilmesi için gerek
koşuldan karakteristik denklem de
0a2
bmCos
a2
bmSin
a2
bmSin
a2
bmCos
2222
şeklinde elde edilir. Bu denklemin çözümünden elde edilen kritik burkulma katsayısı
çeşitli yan oranları için Şekil 5.22’de verilmiştir.
5.4.5 Kenarları Farklı Şekilde Mesnetli Levhaların Burkulması
Buraya kadar ele alınan burkulma problemlerinde daima karşılıklı kenarların aynı
şekilde mesnetlenmiş olduğunu varsaydık. Bu durum gemi veya açıkdeniz yapılarında
simetriyi korumak amacıyla çok yaygın olarak uygulanan bir sistemdir. Ancak bazı
hallerde bu tip simetri mümkün olmadığı için karışık sınır koşullarının kullanılması
olasılığı doğar. Ayrıca bu noktaya kadar kenarları tamamen ankastre mesnetli
levhaları da ele almadık. Bu bölümde daha genel sınır koşullarını ele alacağız. Ancak
bu problemlerde izlenecek çözüm yöntemleri daha evvelce ele alınan örneklerde
izlenen yol ile aynı olmakla birlikte matematik işlemlerdeki karmaşıklıklar nedeniyle
ayrıntılı olarak incelemeye olanak tanımamaktadır. Dolayısı ile sonuçlar sadece özet
olarak ele alınacaktır.
Değişik kenarlarda farklı sınır koşullarının uygulanması sonucu elde edilen sonuçlar
Şekil 5.22’de özetlenmektedir. Şekil 5.22a’da yüklü kenarları basit veya ankastre olan
levhalar için diğer kenarlarda değişik koşulların uygulanmasının etkileri
incelenmektedir. Bu sonuçlar incelendiğinde ankastre kenar sayısı arttıkça kritik
gerilme katsayısının da arttığı görülmektedir. Yani levhaların kenarlarını ankastre
yapmak suretiyle burkulmayı geciktirmek mümkündür. Ayrıca ankastre kenar sayısı
arttıkça kritik gerilme katsayısı yan oranının küçülmesine bağlı olarak hızla
artmaktadır ve ancak yan oranının çok daha büyük değerleri için asimptotik değerlere
ulaşır. Sonuçlardan yüklü kenarların mesnetlenme şeklinin asimptotik değeri çok
etkilememekte ve bu etki sadece zorlanmayan kenarların mesnetlenme koşullarına
bağlıdır. Asimptotik değerler de şeklin sağ kenarında verilmiştir.
Gemi levhalarının mesnetleri genellikle boyuna ve enine giden takviye
elemanlarından oluşmaktadır ve bu mesnetleri tamamen ankastre olarak kabul etmek
doğru olmaz. Gerçekte bu mesnetler dönmeye karşı belirli ölçüde kısıtlama getiren
elastik ankastre mesnetlerdir. Bu mesnetlerin ankastrelik mertebesi
yCD
b
![Page 125: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/125.jpg)
125
dönmeyi kısıtlama katsayısı ile verilirler. Burada b yüklü kenarın uzunluğu, D
levhanın rijitliği ve Cy de dönme sertliğidir. Dönme sertliği kenara uygulanan Me
momentine ve bu momentin kenarda oluşturduğu dönmesine bağlıdır ve
ey
MC
şeklinde verilir. Beich bu tanımlardan yararlanarak dönmeyi kısıtlama sayısının levha
boyutları ve mesnet takviyelerinin atalet karakteristikleri cinsinden
6.2
J
b
Id
bt
a272
22
23
olarak hesaplanabileceğini göstermiştir. Burada a, b, t sırasıyla levhanın yüksüz ve
yüklü kenarlarının uzunluğu, kalınlığı, d, I, J de sırasıyla takviyenin derinliği, eğilme
ataleti ve burulma ataletidir.
Şekil 5.22: Değişik şekilde mesnetlenmiş levhalarda kritik gerilme katsayısı değişimi
Elastik ankastre mesnetler için ankastrelik mertebesine bağlı olarak kritik gerilme
katsayısı k Şekil 4.22b’de verilmektedir. Bu değerler karşılıklı kenarların aynı
ankastrelik mertebesinde olması halinde verilmiş değerlerdir ve karşılıklı kenarların
farklı ankastrelik mertebesine sahip olması halinde geçerli olmazlar. Ancak karşılıklı
mesnetlerin farklı ankastrelik değerine sahip olması halinde her iki ankastrelik
mertebesi için k1 ve k2 kritik gerilme katsayısı belirlenerek k = (k1k2)1/2
şeklinde
hesaplanan kritik gerilme katsayısı kullanıldığında mühendislik açısından yeterli
hassasiyet sağlanmaktadır.
5.4.6 Levhalarda İki Eksenli Burkulma
İki eksen doğrultusunda düzlem içi basınç yükü olması halinde kritik yük durumu
biraz daha karmaşık bir hal alır. Tek eksenli basınç halinde daima levha boyunu
basınç doğrultusunda almaktaydık. İki eksenli basınç yüklemesinde ise böyle doğal
bir seçenek yoktur ve iki basınç yükünden birini asal gerilme olarak seçmek gerekir.
Bu seçim tamamen keyfi olup asal gerilmenin en büyük gerilme olmasını gerektirmez.
Bir kez asal doğrultu seçildikten sonra bu doğrultu boy olarak belirlenmiş olur ve ax
asal gerilmesinin doğrultusunu da x doğrultusu olarak kabul ederiz. İki eksenli
burkulma probleminde = a/b yan oranı ile ilgili bir sınırlama yoktur ve herhangi
![Page 126: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/126.jpg)
126
bir değer olabilir. Burada levhaya x ve y doğrultularında etki eden Nx ve Ny kuvvetleri
olduğu göz önüne alınırsa (5.32) denkleminden w(x,y) çökmeleri için
2
2y
2
2x
4
4
22
4
4
4
y
w
D
N
x
w
D
N
y
w
yx
w2
x
w
(5.40)
denklemini elde ederiz. Kenarları basit mesnetli bir levha için çökmeleri (5.23)
denklemi ile gösterebiliriz ve bu gösterilimi (5.40) denklemine yerleştirirsek
m nmn
2y
2
x
m nmn
222
b
ynSin
a
xmSinW
b
n
D
p
a
m
D
p
b
ynSin
a
xmSinW
b
n
a
m
elde ederiz. Daha evvelce de kullandığımız matematik teorem yardımıyla buradan ax
ve ay gerilmelerinin bileşimi için
tb
D4n
a
mb
4
1n
a
mb2
2
cra
2
2
2
2
cra
ay2
cra
ax
(5.41)
elde ederiz. Bu denklem bize incelemekte olduğumuz levhanın burkulup
burkulmayacağını ve burkulursa hangi modda burkulacağını gösterir. Levha ve
zorlamalar belli olduğunda ax, ay (a)cr, b ve a bilindiği için çeşitli m ve n değerleri
için denklemin sağ ve sol taraflarını hesaplamak mümkündür. Eğer gerilme
oranlarının olduğu sağ taraf daha büyük ise bu burkulma meydana geleceğini gösterir.
Örneğin bir levhada ax, (a)cr/2, ax, = ay ve yan oranı = 3 olarak belirli ise m =
1, n = 1 için sağ taraf 1.06 sol taraf ise 0.31 olarak hesaplanırlar. Bu durumda
burkulma ortaya çıkacak demektir. Aynı levhada yan oranı = 0.75 ise sağ taraf 1.89
sol taraf ise 1.93 olarak bulunurlar. Levhanın yan oranını azaltmakla yani levhanın
boyunu uzataması sonucu burkulma gerilmesinin daha yüksek değere çıktığı
görülmektedir.
Şekil 5.23: Değişik yan oranlarında iki eksenli burkulma diyagramları = 0.3
![Page 127: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/127.jpg)
127
Yukarıdaki iki örnekte de burkulmanın olup olmadığına karar vermek için sadece m =
1 ve n = 1 hallerini göz önüne aldık. Genelde burkulma çoğu zaman ilk moda ortaya
çıkar ancak bu kesin bir kural değildir ve m ile n için farklı değerler de kullanılarak
kontrol yapılmalıdır. Örneğin ax, (a)cr/2, ax, = 4ay ve yan oranı = 0.5 olarması
halinde m ve n değerleri 1 iken sağ taraf 6 sol taraf ise 6.25 olur ve burkulma olmaz.
Oysa n = 2 halinde sağ taraf 18 sol taraf ise 16 değerlerini almaktadır ve burkulma
meydana gelir. Bu nedenle m ve n değerlerini değiştirerek birçok hal için kontrol
yapmak gereklidir. Bu amaçla çeşitli Poisson oranlarında ve çeşitli hesaplar
yapılarak iki eksenli burkulma karakteritiklerini veren diyagramlar hazırlanır. Şekil
5.23’te = 0.3 için hazırlanmış olan iki eksenli burkulma karakteritikleri diyagramı
verilmiştir. Bu diyagramda yan oranının artmasıyla levhanın burkulmasının
kolaylaştığı açıkça gözükmektedir.
Buraya kadar sadece kenarları serbest mesnetli levhaları ele aldık. Kenarlarda
mesnetlenme şekilleri değiştikçe bu diyagramlar da farklı şekiller alacaktır. Ancak
serbest mesnetler dışında bu hesapların yürütülmesi ve (5.41) gibi analitik ifadelerin
elde edilmesi çok güçtür. Bu nedenle hesaplarda kullanılmak üzere hazırlanmış
diyagramlardan yararlanılır. Böyle bir diyagram ax gerilmelerinin uygulandığı
kenarları basit mesnetli ay gerilmelerinin uygulandığı kenarları ankastre mesnetli
levhalar için Şekil 4.24’de verilmiştir. Bu diyagramda çeşitli ay/ax gerilme oranları
için k hal katsayısının değişimi
a2
bmM
mod parametresine bağlı olarak gösterilmektedir. Herhangi bir gerilme oranı için
kritik burkulma gerilmesi katsayısı bu fonksiyonun minimum değeridir ve burkulma
bu değere karşı gelen modda oluşur. Örneğin gerilme oranının -1/2 olması halinde
kritik burkulma katsayısı kcr = 9.3 ve mod parametresi M2 = 8.5 olarak belirlenir. Bu
değerler kullanılarak kritik burkulma gerilmesi ve yan oranına bağlı olarak burkulma
modu hesaplanır. Burada gerilme oranının negatif olması ay gerilmesinin çekme
olduğunu göstermektedir.
Şekil 5.24: ax kenarları basit mesnetli ay kenarları ankastre mesnetli levhalar için
burkulma sabitinin değişimi
![Page 128: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/128.jpg)
128
Kenarları ankastre levhaların da iki eksenli burkulma hallerinde kritik gerilme
hallerine ait çözümler oldukça karmaşıktır. Ancak levhaların iki doğrultuda birbirine
yakın basınç gerilmelerine maruz kalması halinde kritik gerilme halinin
23
3
b
tE2.1 2
2
2
cray2
ax
formülü yardımıyla hesaplanabileceğini göstermek mümkündür.
5.4.7 Levhaların Düzlem İçi Eğilmesi
Tek eksenli burkulmayı göz önüne alırken karşılıklı kenarlara etki eden gerilmeyi
daima kenar boyunca sabit aldığımızdan ortaya çıkan sadece burkulma durumudur.
Oysa birçok halde, örneğin güverteden dibe kadar değişen gerilmelerin etkisindeki
bordo saçlarında ve daha birçok yerlerde, levha kenarlarına etki eden gerilmeler kenar
boyunca lineer değişim gösterir. Bu değişimi
20b
y1,y b
şeklinde ifade edebiliriz. Burada b referans gerilmesi, da bir parametredir ve = 0
için basit basınç hali = 1 için de sadece düzlem içi simetrik eğilme hali ortaya çıkar.
Aradaki değerler için ise simetrik olmayan düzlem içi eğilme hali ortaya çıkar.
Düzlem içi gerilme halinde kritik gerilme değerlerini hesaplamak için
tb
Dk
2
2
bcrb
formülü kullanılır ve buradaki kritik burkulma katsayısı kb için hesap yapmak oldukça
güç olduğundan bazı yaklaşık formüller geliştirilmiştir. Bunlardan en yaygın olarak
kullanılan bazıları şu şekilde verilmektedir:
Kenarları basit mesnetli levhalar
9.23k3/2b/ab
a6.18
a
b87.187.15k3/2b/a
b
22
b
Kenarları ankastre mesnetli levhalar
8.41k1b/a b
Yüksüz kenarları ankastre, yüklü kenarları serbest mesnetli levhalar
40k4.0b/a b
Ayrıca simetrik olmayan hallerde asimetrinin ölçüsü olan katsayısına bağlı olarak kb
katsayısı
45k3/2b/a 2b
şeklinde hesaplanabilir.
Şekil 5.25: Düzlem içi eğilme hali ve burkulmanın oluşum şekli
Levhaların düzlem içi eğilmesi sırasında burkulma boyu oldukça kısa olur ve serbest
mesnetli levhalarda bu boy 2b/3 değerindedir. Burkulma diğer hallerden farklı olarak
![Page 129: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/129.jpg)
129
sadece levhanın ortaya çıkar (Şekil 5.25). Bunun nedeni levhanın yarısı basınca
zorlanırken diğer yarısı çekmeye zorlanmaktadır ve çekme zorlanması sonucu
burkulmanın oluşması olanaksızdır.
5.4.8 Levhaların Düzlem İçi kayması
Gemilerrin bordo saçlarında gemilerin kiriş gibi eğilmesi sırasında ortaya çıkan levha
kenarı boyunca değişken normal gerilmenin yanısıra kesme kuvvetleri sonucu kayma
gerilmeleri de oluşur. Bu kayma gerilmeleri de burkulmaya neden olabilirler ve
dikkate alınmaları gerekir. Levhaya sadece kesme kuvveti Nxy = t etki ettiği
düşünülürse (5.32) denkleminden çökmeler için
yx
w
D
t2
y
w
yx
w2
x
w 2
4
4
22
4
4
4
elde edilir. Ancak denklemin sağ tarafının getirdiği karmaşıklık nedeniyle çözümü
uygun olmaz ve enerji yöntemini kullanmakta yarar vardır. Kenarları basit mesnetli
bir levhayı göz önüne alalım. Zorlamalar altında levhada oluşan şekil değiştirme
enerjisi
m n
2mn
2
2
2
2
24
a
0
b
0
22
2
2
2
22
2
2
2
2
Wb
n
a
m
8
Dab
dydxyx
w
y
w
x
w12
y
w
x
w
2
DU
olarak elde edilir. Bu deformasyon enerjisinin oluşmasına neden olan kesme
kuvvetinin yaptığı iş de
m n j kmnjk2222xy
a
0
b
0xy
WWnkjm
jkmnN4dydx
y
w
x
wNW
şeklinde verilir. Kuvvetlerin yaptığı işin tamamen deformasyon enerjisine dönüştüğü
hatırlanırsa Nxy
m n j kmnjk2222
m n
2mn
2
2
2
2
2
xy
WWnkjm
jkmn
Wb
n
a
m
32
DabN
olarak bulunur. Kayma gerilmesinin kritik değeri kesme kuvvetinin minimum olduğu
noktada ortaya çıktığından
0W
N
mn
xy
koşullarından homojen bir lineer denklem sistemi elde edilir. Bu sistemin çözümünün
olabilmesi için katsayılar determinantının sıfır olması gerekir. Bu da bize kritik kayma
gerilmesinin sağlaması gerekli bir koşul verir. Bu işlemler oldukça karmaşıktır ve kaç
tane Wmn katsayısı kullanılacağı çözümün yakınsamasına bağlı olur. Sadece iki terim
alarak yapılan hesaplarda kritik kayma gerilmesi
tb
D
32
192
2
2
22
cr
olarak bulunur. Burada kayma gerilmesinin hem pozitif hem de negatif değer
alabilmesi burkulmanın kayma gerilmesinin işaretinden bağımsız olduğunu
göstermektedir. Bu değer yan oranının çok büyük olmadığı hallerde (a/b < 1.5) iyi bir
![Page 130: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/130.jpg)
130
yakınsama gösterir. Ancak yan oranının daha büyük değerleri için çok daha fazla
sayıda terim almak gerekir. Bu durumda kritik kayma gerilmesi
tb
Dk
2
2
cr
şeklinde gösterilirse değişik yan oranları için hesaplanmış olan çeşitli kritik kayma
gerilmesi katsayıları Tablo 4.1’de verilmiştir.
a/b 1 1.2 1.4 1.6 1.8 2 2.5 3 4
k 9.34 8 7.3 7.0 6.8 6.6 6.1 5.9 5.7
Tablo 4.1: Değişik yan oranları için kritik kayma gerilmesi katsayıları
Levha boyu uzadıkça tam çözüm bulmak iyice zorlaşmakta olup yukarıda anlatılan
yöntemi kullanmak oldukça zorlaşır. Yaklaşık yöntemler yardımıyla sonsuz
uzunluktaki bir levha için k = 5.35 değeri elde edilmiş ve k değerini hesaplanan başka
noktaları da kullanarak
2
a
b435.5k
parabolü ile göstermek olanaklıdır. Ankastre mesnetli levhalarda bu parabol
2
a
b6.518.8k
şeklinde verilir. Bu yaklaşık formüller ile serbest mesnetli levhalar için hesaplanan
değerler Şekil 5.26’da karşılaştırılmıştır.
Şekil 5.26: Kritik kayma gerilme katsayısının değişimi
4.4.9 Levhalarda Düzlem İçi Bileşik Etkiler: EtkileşimFormülleri
Gemilerdeki levhaların zorlama şekillerinden sadece birisine maruz kalması çok
enderdir hatta böyle durumlarla hemen hemen hiç karşılaşılmaz. Gemideki herhangi
bir levha bu zorlamaların en az iki tanesine birlikte maruz kalır. Örneğin dolu
döşekler hem iki eksenli basınç yüküne hem de düzlem içi kayma gerilmesine maruz
kalırlar. Gemi bordosu hem düzlem içi kayma gerilmesine hem düzlem içi eğilmeye
hem de basınç yüküne maruz kalır. İlk anda gerilmeleri etkili olan her hal için kontrol
etmenin yeterli olabileceği düşünülebilir. Ancak her zorlama hali için diğer zorlama
hallerinin de etkili olacağı ve bileşik hallerde kritik gerilme durumunun değişeceğini
görmek mümkündür. Bu durumda incelemeyi bütün zorlama hallerini birlikte alarak
yapmak gerekir.
Bu tip problemleri ele almanın en uygun yönü etkileşim formülleri oluşturmaktır. Bu
etkileşim formüllerinde değişken olarak herhangi bir zorlama türünün gerilmesi o türe
![Page 131: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/131.jpg)
131
ait kritik burkulma gerilmesi ile boyutsuzlaştırılarak ele alınır. Örneğin Ra eksenel
basınç için burkulma oranı ise bu
cra
aaR
şeklinde tanımlanmıştır. Burada a levhaya etki eden basınç gerilmesi (a)cr de uygun
sınır koşulları için tanımlanmış basınç burkulmasının kritik gerilmesidir. Benzer
şekilde srasıyla kayma, düzlem içi eğilme ve iki eksenli basınç burkulmaları için Rs,
Rb, Rx ve Ry burkulma oranları
cray
ay
y
crax
axx
crb
bb
cr
as RRRR
olarak tanımlanmıştır.
Eğer bu zorlamalardan sadece bir tanesi mevcut ise burkulma bu oranın 1 değerine
erişmesiyle ortaya çıkar. Ancak birden fazla zorlama etki ettiği takdirde her iki oran
da birden küçük değer aldığı halde burkulma ortaya çıkabilir. Etkileşim ilişkileri ilgili
oranların bir bileşimi olup 1 değerine eşit olduğunda burkulmanın meydana geleceğini
gösteren fonksiyonlardır. İki bileşenli problemlerde bu bir düzlemsel eğriye, üç
bileşenli problemlerde bir üç boyutlu yüzeye daha fazla bileşenli problemlerde ise bir
hiperyüzeye karşı gelir. Bu eğrinin iç kısmında burkulma meydana gelmez ama dış
kısmında levha burkulmaya maruz kalır.
Bileşik hallere ait etkileşim formüllerini analitik olarak elde etmek oldukça karmaşık
bir iştir ve çok fazla zaman almaktadır. Hatta çoğu zaman sayısal yöntemlerle dahi
hesap yapmak sorun yaratmaktadır. Bu nedenle etkileşim formülleri deney
sonuçlarının analizi yardımıyla ampirik formüller halinde elde edilirler. Burada bazı
özel haller için sonuçlar verilecektir.
Tek eksenli basınç ve düzlem içi eğilme hali
1RR 75.1ba
Tek eksenli basınç (veya çekme) ve kayma gerilmesi hali
1b/aRR6.1
b/a6.01
1b/a1RR
2sa
2sa
Kayma gerilmesi ve düzlem içi eğilme hali
2/1b/a1RR 2b
2s
İki eksenli basınç, düzlem içi eğilme ve kayma gerilmesi
1b/a1R1
R
R1
R1R625.01
Ra/b6.01625.0
x
2s
2
x
2b
x
y
Bu formüller yardımıyla herhangi bir levhanın maruz kalacağı yükler altında burkulup
burkulmayacağı ve gerektiğinde yeniden boyutlandırma yapılabilir.
5.4.10 Levhalarda Burkulma-Eğilme Etkileşimi
Gemilerdeki levhaların, özellikle güvertelerin düzlem içi yüklerle birlikte düzleme dik
yüklere de zorlanması çokça rastlanan bir sorundur. Düzleme dik yükler normal de
düzlem içi yükler de levhada normal gerilmelerin ortaya çıkmasına neden olurlar ve
iki zorlama durumunun birlikte oluşması zorlamaların etkileşerek ayrı ayrı
etkilerinden daha kritik bir durum yaratması muhtemeldir.
![Page 132: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/132.jpg)
132
Bu nedenle bu konuyu ayrıca incelemek gerekir. Kirişlerde benzer problemi
incelerken düzleme dik doğrultudaki yüklerin kritik burkulma gerilmesine
ulaşılmasında katkısı olmakla birlikte burkulmanın ortaya çıkması ayni değerde
olmaktadır. Oysa levhalarda düzleme dik yükler kritik gerilmeye ulaşmayı
hızlandırmakla birlikte burkulmanın oluşma şeklini de etkiler. Şekil 5.27’de bu
farklılık gösterilmektedir. Kirişlerde burkulma her zaman kritik gerilmeye ulaşılırken
ortaya çıkmakta ama levhalarda çoğu zaman burkulma ortaya çıkmadan kritik gerilme
aşılabilir. Bunun nedeni levhanın düzlemine dik olarak gelen yüklerin yarattığı
gerilmeler levhanın kenarlarına doğru bu gerilmeleri yayıp mesnetlere aktarabilirler.
Oysa bu durum kirişler için söz konusu değildir.
Şekil 5.27: Levha ve kirişlerde kritik burkulma gerilmesi ve burkulmanın ortaya çıkışı
Levhalarda burkulma ile eğilmenin etkileşiminde gerilmelerin mertebesine bağlı
olarak birbirinden farklı iki tip problem ortaya çıkar. Düzlem içi basınç gerilmesi
a’nın kritik gerilmeye kıyasla oldukça küçük olması halinde (a <<acr ) eğilme
gerilmesinin karakterini değiştirmeksizin büyütücü rol oynar. Bu durumda kritik
gerilme değeri daha büyük bir değer alır ve levha bu değere asimptotik olarak yaklaşır
(Şekil 5.27a). Düzlem içi basınç gerilmesi a’nın kritik gerilmeyle aynı mertebeye
ulaşmasıyla problemin karakteri tamamen değişir ve levhanın davranışı kritik denge
durumuna ulaşır. Yüklemenin karakterine bağlı olarak levha iki tip burkulma
sergileyebilir. Birinci tip burkulma kararlı burkulmadır ve bir önceki halde olduğu
gibi asimptotik olarak daha yüksek bir kritik gerilme haline ulaşır. Bu burkulmanın bir
önceki hale kıyasla farkı burkulmanın elastik değil plastik olmasıdır. Ancak levha
mukavemetini tamamen yitirmez. Diğer olasılık ise burkulmanın karasız olarak
meydana gelmesidir. Bu halde kritik gerilme değeri aşıldıktan sonra gerilme değeri bir
süre daha artmaya devam eder ancak daha yüksek bir gerilme değerine asimptotik
olarak ulaşmak yerine aniden ve hızla azalarak kritik gerilme değerine doğru
gerileyerek plastik burkulmaya maruz kalır. Bu halde çok kısa zamanda levha eğilme
yükü altında mukavemetini tamamen yitirerek göçer. Bu bölümde biz sadece ilk hali
göz önüne alacağız.
Kalınlığı t olan bir levhaya tarafsız düzlemine dik doğrultuda p(x,y) basıncının ve x
doğrultusunda a gerilmesinin etki ettiğini varsayacak olursak levhada meydana gelen
çömkmelerin
2
2
a4
4
22
4
4
4
x
wtp
D
1
y
w
yx
w2
x
w
denklemi ile verileceği kolaylıkla görülebilir. Bu denklemin çözümünü elde etmek,
özellikle değişik sınır koşulları için, bir hayli karmaşıktır. Problemi enerji dengesini
ele alarak incelemek daha kolay olduğu için probleme Ritz yöntemini uygulamak
daha uygun olur.
![Page 133: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/133.jpg)
133
Uygulanan yükler altında levhada biriken deformasyon enerjisi
2
a
2
a
2
b
2
b
dydxyx
w
y
w
x
w12
y
w
x
w
2
DU
22
2
2
2
22
2
2
2
2
denklemiyle verilmektedir. Bu enerji levha üzerinde düzlem içi ve düzleme dik
doğrultuda etki eden kuvvetlerin yaptığı iş sonucu ortaya çıktığından deformasyon
enerjisi bu kuvvetlerin işine eşit olmak zorundadır. Burada düşey p(x,y) basıncının
levha üzerinde yaptığı iş
2
a
2
a
2
b
2
b
dydx)y,x(w)y,x(p2
1W1
olarak verilir. Düzlem içi a gerilmesinin yaptığı iş ise
2
a
2
a
2
b
2
b
dydxx
w
2
tW
2
a2
şeklinde verilir. Bu tanımlar kullanılarak enerji ve işin denkliği göz önüne alınırsa
2
a
2
a
2
b
2
b
2
a
2
a
2
b
2
b
2
a
2
a
2
b
2
b
dydxx
w
2
tdydx)y,x(w)y,x(p
2
1
dydxyx
w
y
w
x
w12
y
w
x
w
2
D
2
a
22
2
2
2
22
2
2
2
2
(5.42)
denklemini elde ederiz. Ritz yöntemini uygulayabilmek için çökmelerin karakterine
uygun ve sınır koşullarını sağlayan yaklaşık bir çözüm şekli önermek gerekir. Değişik
sınır koşulları için aşşağıdaki fonksiyonlar uygundur.
b
yCos
a
xCosw)y,x(w o
Kenarları basit mesnetli
b
y2Cos1
a
x2Cos1w)y,x(w o Kenarları ankastre mesnetli
b
y2Cos1
a
xCosw)y,x(w o Kenarları karışık mesnetli
Bu tanımlar kullanıldığında enerji denklemindeki ikinci terim daima sıfır olur. Yani
0dydxyx
w
y
w
x
w2
a
2
a
2
b
2
b
22
2
2
2
2
yazabiliriz. Böylece sağlanması gereken (5.42) koşulunu
2
a
2
a
2
b
2
b
2
a
2
a
2
b
2
b
dydxx
wtpwdydx
y
w
x
wD
2
a
2
2
2
2
2
(5.43)
haline indirgeyebiliriz. Bu denklemde a = 0 yazarak sadece eğilme hali için bir w
çökmesini hesapladığımızı düşünelim. Bu durumda iken levhaya a << (a)cr düzlem
içi basıncının etki ettiğini ve levhanın çökmelerini w olduğunu düşünelim. Burada
düzlem içi gerilme kritik gerilmeden çok küçük olduğu için çökmelerin karakterinin
değişmeyeceğini ve > 1 olmak üzere sabit bir sayı olacağını varsayıyoruz. İlk halde
(5.43) denklemi
2
a
2
a
2
b
2
b
2
a
2
a
2
b
2
b
pwdydxdydxy
w
x
wD
2
2
2
2
2
(5.44)
![Page 134: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/134.jpg)
134
iken ikinci halde
2
a
2
a
2
b
2
b
2
a
2
a
2
b
2
b
dydxx
wtpwdydx
y
w
x
wD
2
a
2
2
2
2
22
şeklini alır. Bu denklemden büyütme faktörü için
2
a
2
a
2
b
2
b
2
a
2
a
2
b
2
b
2
a
2
a
2
b
2
b
dydxx
w
D
tdydx
y
w
x
w
dydxy
w
x
w
2
a
2
2
2
2
2
2
2
2
2
2
(5.45)
elde edilir. Bu denklemi elde ederken p(x,y) kuvvetinin işi için (5.44) denkleminden
yararlandık. Büyüme faktörünü hesaplayabilmek için sınır koşullarına uygun çökme
fonksiyonlarından yararlanarak (5.45) tanımındaki integralleri hesaplamak gerekir.
Örneğin kenarları basit mesnetli levhalar için
2o
2
22
42
2
2
2
2
2o2
22
wb
1
a
1
4
abdydx
y
w
x
w
wa4
abdydx
x
w
2
a
2
a
2
b
2
b
2
a
2
a
2
b
2
b
bulunur. Bu değerler (4.45)’da yerine yerleştirir ve tekrar düzenlersek
tb
Dk
2
2
cra
acra
cra
elde ederiz. Burada düzenleme genellik açısından yapılmışdır ve k* kritik gerilme
katsayısı sınır koşullarına ve yan oranına bağlı olarak verilen bir değerdir. Bu değerin
serbest mesnetli levhalar için
2
a
b
b
ak
olacağı kolaylıkla gözükmektedir. Benzer şekilde kenarları ankastre levhalar için
a
b4
3
8
b
a4k
2
yüklü kenarları ankastre ve yüksüz kenarları basit mesnetli levhalar için
22
a
b42
b
a
4
3k
yüklü kenarları basit ve yüksüz kenarları ankastre mesnetli levhalar için
22
a
b
3
8
b
a
3
16k
elde edilir. Bu değerleri kullanmak suretiyle düzlem içi gerilmelerde çökmelerin hangi
değere ulaşacakları bulunur. Çökmelerin küçük olması halinde eğilme momentleri
çökmelere lineer olarak bağlı olacaklarından büyüme faktörünü eğilme momentlerinin
hesabında da kullanmak olanaklıdır. Çökmelerin levha kalınlığı mertebesinde olması
durumunda maksimum eğilme momenini sadece düzleme dik kuvvetlerin etki etmesi
halindeki maksimum Mmax eğilme momenti cinsinden
maxmax MM
olarak hesaplayabiliriz. Bu moment değerindeki hata %10 mertebesinin altında olur.
4.4.11 Stifnerlerin Levha Burkulmasına Etkisi
![Page 135: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/135.jpg)
135
Gemilerdeki levhalar çok ender olarak stifnersiz olarak kullanılır. Geminin kiriş
modumda maruz kaldığı zorlamalar sonucu levhalarda çok büyük düzlem içi basınç
gerilmeleri ortaya çıkmaktadır. Ayrıca levhaların çok uzun olması sonucu kritik
burkulma gerilmeleri oldukça düşük olacağından kolayca burkulabilirler. Burkulma
mukavemetini artırmak için levhalara enine ve boyuna stifnerler konur. Bu
stifnerlerden boyuna stifnerlerin daha etkin olduklarını daha önce görmüştük. Burada
bu etkinin ölçüsünü belirlemeye çalışacağız. İlk olarak serbest mesnetli levhalarda
boyuna takviyelerin etkisini ele alalım. Bu tip levhalarda burkulma daima birinci
modda olur ve iki yönde de kesitler yarım sinüs eğrileri şeklinde oluşur (Şekil 5.28).
Şekil 5.28: Boyuna takviyeli levhaların burkulması
Bu durumda levhanın çökmelerini
b
ySin
a
xSinw)y,x(w o
şeklinde ifade edebiliriz. Gerçekte stifnerler nedeniyle çökmeler tam anlamıyla
sinüzoidal olmazlar ve Şekil 5.28’da B-B kesitinde kesikli çizgi ile gösterilen daha
karmaşık bir değişim gösterirler. Ancak bu farklılık mühendislik açısından ihmal
edilebilir mertebededir. Sisteme etki eden yükler levha ile birlikte takviye elemanları
üzerinde de iş yapmaktadırlar. Bu işlerden ötürü hem levhada hem de levhaya bağlı
oldukları için takviye elemanlarında şekil değiştirme enerjisi ortaya çıkar. Levhada
meydana gelen şekil değiştirme enerjisini
2o
2
22
42
2
2
2
2
wb
1
a
1
8
Dabdydx
y
w
x
w
2
D 2
a
2
a
2
b
2
b
şeklinde hesaplayabiliriz. Aynı levha üzerinde düzlem içi a gerilmesinin yaptığı iş
ise
2o
a22
a wa8
btdydx
x
w
2
t 2
a
2
a
2
b
2
b
olarak verilmektedir.
Öte yandan herhangi bir takviye elemanının deformasyon enerjisi ve düzlem içi
gerilmenin bu takviye elemanı üzerinde yaptığı iş sırasıyla
b
ySinw
a4
Adx
x
w
2
A
b
ySinw
a4
EIdx
x
w
2
EI
n22o
a22
a
n22o3
42
2
2
2
a
2
a
2
a
2
a
olarak verilmektedir. Burada yn ele aldığımız n’inci destek elemanının kenardan
uzaklığını A ve I da sırasıyla elemanın kesit alanını ve atalet momentini
göstermektedir. Eğer N adet eşit aralıklı takviye elemanı kullandığımızı varsayarsak
![Page 136: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/136.jpg)
136
2
1N
1N
nSin
1N
nby
n
2n
olacağından destek elemanlarının toplam şekil değiştirme enerjisi ve toplam işi
2o
a2
s
2o3
4
s
wa8
A1NW
wa8
1NEIV
şeklinde belirlenir. Bu şekilde belirlenen şekil değiştirme enerjisi ve düzlem içi
kuvvetin yaptığı işin denkliğinden kritik burkulma gerilmesi için
22
22
craa
I1N
b
a1Db
btA1N2
elde ederiz. Bu kritik gerilme takviye edilmiş levhanın bir bütün olarak burkulması
için gerekli gerilmedir. Ancak bu levhanın bütün olarak burkulmamakla birlikte
takviyeler arasında kalan levhaların farklı bir kritik gerilme değerinde burkulması
mümlündür. Bu olasılığı daha evvelce ele aldığımızda iki takviye arasındaki mesafe
b’ olmak üzere kritik gerilmeyi
tb
1ND4
tb
D42
22
2
2
cra
olarak belirlemiştik. Burkulmayı önlemek açısından takviye boyutlarını ve sayısını
belirlerken bu iki gerilmeyi birbirine yakın değerler olacak şekilde belirlemek gerekir.
Yani
22
22
2
22
a
I1N
b
a1Db
btA1N2tb
1ND4 (5.46)
olmalıdır. Zira takviyeleri çok fazla seçerek toplu burkulmayı önlesek dahi yerel
burkulmayı önleyemediğimiz için bu sadece malzeme israfı ve yapının yararsız bir
şekilde ağırlaşmasına neden olur. Ele aldığımız problemde a, b, t ve D değerleri belli
olduğunu varsayarsak N, A ve I değerlerini (5.46) denklemini sağlayacak en hafif
alternatif olarak seçmek gerekir.
Enine stifnerleri ele alırken de benzer bir yol izleriz. Ancak bu problemde temelde iki
önemli farklılık vardır. Birincisi burkulmanın şekli ile ilgilidir. Enine burkulma yine
birinci modda gerçekleşmekle birlikte boyuna burkulma mutlaka birinci modda ortaya
çıkmayabilir (Şekil 5.29).
Şekil 4.29: Enine takviyeli levhaların burkulması
Gerçekte burkulma sırasında düğüm noktaları da takviyelerle aynı noktalarda
oluşmayabilirler. Ancak hesapların kolaylığı açısından böyle bir varsayım uygun olur.
![Page 137: GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARI160.75.46.2/staff/okanb/Dersler/Ders_Notlari_DEN431E.pdf · 1 1. GEMİ VE AÇIKDENİZ YAPILARINDA BOYUNA MUKAVEMET 1.1 Problemin modellenmesi Statik yükleme](https://reader034.vdocuments.pub/reader034/viewer/2022052215/5b5029bb7f8b9a206e8df308/html5/thumbnails/137.jpg)
137
Bu durumda M-1 takviye elemanı olduğunu ve burkulmanın M’inci modda olduğunu
varsayarak sistemin deformasyonunu
b
ySin
Ms
xSinw)y,x(w o
şeklinde yazmak uygun olur. Burada s takviyeler arası mesafedir. Burada sistemin
şekil değiştirme enerjisi boyuna takviyelerde olduğu gibi hesaplanır ve
3222
2o
4
b
EI
b
1
sM
1Dsb
8
MwV
şeklinde elde edilir.
Düzlem içi gerilmelerin yaptığı işin hesabında boyuna takviyelerin hesabında izlenen
yola kıyasla ikici bir farklılık çıkar. Boyuna takviyeler doğrudan doğruya düzlem içi
gerilmelere maruz kaldığı halde enine takviyeler düzlem içi kuvvetlere doğrudan
maruz kalmamaktadır. Bu nedenle düzlem içi gerilmeler sadece levha üzerinde iş
yaparlar ve bu Ms8
bwtW
2oa
2
olarak hesaplanabilir. Bu durumda gerilmeyi enerji ile iş arasındaki dengeden
4222
222
ab
EIs
b
1
sM
1Ds
t
M (5.47)
şeklinde hesaplamak mümkündür. Bu gerilmenin en küçük değerini veren M sayısı
burkulmanın olduğu modu ve bu moddaki a gerilmesi de kritik gerilmeye karşı gelir.
Gerilmenin en küçük değerini veren M değeri için (5.47) denkleminin M’ye göre
türevinin sıfır olması gerekir. Yani
0dM
d a
olmalıdır. Buradan M için
EIDss
DbM
3
4
elde edilir. Burada üç olasılık vardır.
M = 1 ise burkulma birinci modda olmaktadır ve kritik gerilme için (5.47)
tanımında sadece ilk terim kullanılır.
M > 1 ve m tam sayı ise düğüm noktaları takviyelere denk düşmektedir ve
kritik gerilme katsayısı (5.47) tanımın kullanılarak hesaplanır.
M > 1 ve M tam sayı değilse düğüm noktaları takviyelere denk düşmemekktedir ve
kritik gerilme katsayısı (5.47) tanımın kullanılarak hesaplanamaz.