günce; dini mese~eler - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/d184687/2012/2013_gozubenlib.pdfbeşir...

9
Günce; Dini (10-12 2010)

Upload: others

Post on 01-Jan-2020

1 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Günce; Dini Mese~eler - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D184687/2012/2013_GOZUBENLIB.pdfBeşir GÖZÜBENLİ1 V. OTüRiJ!·!:ALTIN İŞLEMLERİ İ!..:. İLGİLİ ~!Ut SORUNLAR / 4

Günce; Dini Mese~eler istişare Top~anbse-U~

(10-12 Aralık 2010) AFYONKARAHİSAR

Page 2: Günce; Dini Mese~eler - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D184687/2012/2013_GOZUBENLIB.pdfBeşir GÖZÜBENLİ1 V. OTüRiJ!·!:ALTIN İŞLEMLERİ İ!..:. İLGİLİ ~!Ut SORUNLAR / 4

Diyanet işleri Başkanlığı Yayınları: 981 İlmi Eserler: 154

· Redaksiyon Komisyon

Dizgi&Grafik Organizer

Komisyon 2014-06·Y·0003·981

ISBN: 978-975-19·5910·2

Din İşleri Yüksek Kurulu Kararı: 05.09.2013/49

Baskı

Kalkan Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti. Büyük Sanayi 1. Cad. Ali Bey İşhanı 99/32

İskitler - Altındağ/ AN KARA Tel: 0312 342 16 56

2013 ·ANKARA

© Diyanet işleri Başkanlığı

iletişim Adresi Diyanet İşleri Başkanlığı Üniversiteler Mahallesi

Dumlupınar Bulvarı No:147 /A 06800 Çankaya/ANKARA Telefon: 0312 295 7000

[email protected]

Page 3: Günce; Dini Mese~eler - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D184687/2012/2013_GOZUBENLIB.pdfBeşir GÖZÜBENLİ1 V. OTüRiJ!·!:ALTIN İŞLEMLERİ İ!..:. İLGİLİ ~!Ut SORUNLAR / 4

Beşir GÖZÜBENLİ1

V. OTüRiJ!·!:ALTIN İŞLEMLERİ İ!..:. İLGİLİ ~!Ut SORUNLAR / 4 73

İSLAM BORÇLAR HUKUKUNDA ALTINLA İLGİLİ HÜKÜMLER

Bilindiği gibi ülkemizde yaklaşık bir asra yakın süreden beri altın iç ödemelerde ortak mübadele aracı değildir. Ancak altın, günümüzde iç ödemelerde ortak mübadele aracı olarak kullanılmasa bile tasarruf aracı olarak kullanılmaktadı r. Ayrıca dış ödemeler açısından borç ödeme aracı fonksiyonunu yerine getirmeye devam etmektedir. Altının resmi para birimi özelliği

taşımaması ve resmi para biriminin altınla doğrudan bir bağlantısının (temsil gibi) bulunmaması sebebiyle, fıkıh kültürümüzde borç ilişkilerine dair konularda

-altınla ilgili hükümlerin değişip değişmediği, günümüz fakihlerince çözülmesi gereken ve de farklı bilim dallarıyla bağlantılı olduğu için çok boyutlu önemli bir fıkhl problemdir. Özellikle kredi kartı ve sanal ortamdaki borç ilişkilerinin yaygınlaşması, altın ve gümüşle ilgili fıkhl problemlere yeni · boyutlar da katmaktadır.

Bu problemin çözülebilmesi için, öncelikle günümüz ülkelerinde altının resmi para birimi olarak kullanılmaması sebebiyle paralık vasfını kaybedip, fıkhen diğer mallar konumuna gelip gelmediğinin netleştirilmesi gerekmektedir. Tebliğimizde konuyla ilgili fıkhl hükümler farklı açılardan analiz edilecek ve bu kapsamda söz konusu hükümlerin ilgilendirildikleri şer'! delillerden çıkarılış

yöntemlerine ağırlık verilecektir. Fıkıh kültürümüzdeki altınla ilgili fıkhl

hükümlere geçmeden önce, konunun farklı boyutlarına da dikkat çekmek üzere, geçmişten günümüze paralık (semeniyet) vasfı merkezli olarak altın hakkında özet bilgiler verilmesi uygun olacaktır.

SARI KIZIN SERÜVENİ XX. asra gelinceye kadar, toplumlarda ortak mübadele aracı, iç ve dış

ödemelerde borç ödell}e aracı ve de servet biriktirme aracı olarak kullanılan altın, bu fonksiyonlarını kusursuz sayılabilecek ölçüde yerine getirmesi sebebiyle, doğal para olarak nitelendirilmiştir. Tespit edilebildiği kadarıyla

geçmişten günümüze bütün toplumlarda/medeniyetlerde, altın insanların

zihinlerinde servet biriktirme aracı olma özelliğini koruduğu için, dünya malı olarak gönüllerde ve gömülerde başköşeye kuruldu.

Tarih boyunca bazı zamanlarda spekülatif faaliyetler sonucu piyasada azlığı hissedi ldiğinde, onun yerine sunulan veya sunulmaya çalışılan alternatifler uzun

1 Prof. Dr. , Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi /Erzurum

Page 4: Günce; Dini Mese~eler - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D184687/2012/2013_GOZUBENLIB.pdfBeşir GÖZÜBENLİ1 V. OTüRiJ!·!:ALTIN İŞLEMLERİ İ!..:. İLGİLİ ~!Ut SORUNLAR / 4

474 GO!ICEL DİMİ t·!!:SE:u:J.ER !STIŞn..CU: TOPLAllTISI - 111

ömürlü olamadı . Diğer mallara karşı mübadele değerini kontrol altında tutma faaliyetleri de istenildiği gibi sonuçlanmadı. Para basma teknolojisine sahip olmayan toplumlarda bile asli para olarak kabul gördü. Yeni maden yata.klarının keşfiyle piyasada fazlalaşacağına ve sıradan emtia konumuna düşeceğine dair öngörü ve tezler şimdiye kadar gerçekleşmedi.

Bir kısmı ekonomik boyutlu sebeplerle, XIX. asır ortalarından itibaren iç ödemelerdeki alternatiflerine yapılan devlet destekleri sonucu, altın, piyasadan devlet hazinelerine, özel kasalara, güvenli görülen gömü ve benzeri yerlere çekilmeye başladı. Alternatiflerinin devlet tarafından desteklenmesiyle, piyasada mal mübadelelerine aracılık etme fonksiyonları bakımından, çarşı ve pazarda fazlaca görülmemeye başlayan altın, kuyumcu ve sarrafların

vitrinlerinde insanlar için cazibe oluşturmaya devam etmiştir.

İç ödemelerde mübadele aracı olarak piyasaya sunulan alternatiflerinin devlet tarafından desteklenmesi sürecinde de, yine altının kredisi (zihinlerdeki/gönüllerdeki değeri) kullanılmıştır. Çünkü piyasaya alternatif mübadele araçları olarak sunulan kağıt paralar da ilk başta, altın karşılıklı

banknotlar idi. Yani üzerinde mübadele değerini gösteren rakamın karşılığında mal ve hizmet alabilecek kadar, bankada altın karşılığı bulunduğu taahhüd ediliyordu. Zaten ismi de banknot veya kaime idi. Bilindiği gibi "banknot", banka notu anlamındadır ve söz konusu altın taahhüdünü bildiren not anlamındadır .

"Kaime" ise, "aslın yerini tutan" anlamındadır. Yani piyasada ortak mübadele aracı olarak dolaşan bu kağıt, üzerinde yazılı miktar altını temsil etmektedir; esas mübadele aracı (asıl) altındır. Bu kağıdın altının yerini tuttuğu kabu l edilmektedir. Hakiki anlamda altın değil, ama öyle varsayılmıştır; "itibar'' edilmiştir. Bundan dolayı, bu paralar Osmanlı devletinde "kaime-i mu'tebere-i Osmaniye" gibi isimlerle isimlendirilmiştir. Bu tür paralar, üzerinde yazılı miktar kadar altını temsil ettiği için, "temsil! para" olarak kabul edilmektedir. Prensip olarak bu paraların hazineye ibrazı durumunda, üzerinde yazan miktara tekabül eden altının nakit olarak ödeneceği taahhüt edilir.

Osmanlıdaki bu deneme çok kişinin canını yakmış olsa bile, insanların

madeni paralar dışındaki mübadele araçlarına alıştırılması bakımından başarılı uygulamalardır. Bilindiği gibi Osmanlı döneminde kaime türü mübadele araçları sebebiyle çok sayıda kimsenin canı yandığı gibi, bu paraların kendileri de yanmıştır/yakılmıştır.

XX. asrın başlarından itibaren devletler, kağıt paralardaki altın karşılığı

uygUlamasına, yani temsili para dönemine son vermeye başladılar. Böylece o

Page 5: Günce; Dini Mese~eler - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D184687/2012/2013_GOZUBENLIB.pdfBeşir GÖZÜBENLİ1 V. OTüRiJ!·!:ALTIN İŞLEMLERİ İ!..:. İLGİLİ ~!Ut SORUNLAR / 4

'I . OTU?.UM: l.LTW ! ŞLE:MLE:Rt ILE: iLGİ Lİ !lİ!Iİ SORU!:L1'!\ I 4 75

zamana kadar iç ödemelerde temsilen kullanılan altın, bundan sonra iç ödemelerde para olarak kullanılması fonksiyonunu bütünüyle yitirmeye başladı. M~sela Osmanlı DevJetinde, 1863-1914 yılları arasında yarım asırlık bir tecrübe ve geçiş döneminden sonra, 1914 yılında temsili para dönemine son verildi. Bu tar_ihten itibaren piyasada tedavüle sürülen kağıt paralar, altın karşılıklı para değildir. İtibari para mahiyetindeki kağıt para, altının kredisi yerine devletin (o parayı çıkaran devletin ekonomik gücünün) kredisiyle paralık vasfını

kazanıyor.1930'1u yılların başında İngiliz sterlini ve 1970'1i yıllarda da ABD doları altın karşılıklı (temsili para) olma özelliğini bütünüyle kaybetti. Böylelikle altının dünyada resmi para birimi olma özelliği ortadan kaldırılmıştır. Ama bütün bu süreçte, altın, insanların gönlündeki güven ve de sevgiyi hiç kaybetmediği gibi, devletlerin güvenini de yine hiçbir zaman kaybetmedi.

insanların altın ve gümüşe olan düşkünlüklerinin, tarih boyunca dünyanın her tarafında bütün toplumlarda var olduğu tartışmasız bir gerçektir. Acaba insanların tarih boyunca altın ve gümüşe olan bu sevgi ve düşkünlükleri, bu madenlerin para olmasının sebebi mi, yoksa sonucu mu olduğunun tespit edilebilmesi, konumuz açısından son derece önemlidir.

Altındaki bu cazibenin sun'i mi, yoksa yaratılıştan mı olduğuna ilişkin farklı kültür ve inanışlara sahip kimselerce tartışmalar devam ederken, Al-i İmran suresindeki 14. ayette insanların altın ve gümüşe olan aşırı sevgiyle düşkünlüğü, kadın, erkek evlat ve diğer kıymetli mallarla zikredilirken yapılan önemli sınıflandırmanın genellikle dikkatten kaçtığı izlenimi doğuyor. 2

ALTINLA İLGİLİ FIKHİ HÜKÜMLER VE KAYNAKLAR! Bilindiği gibi İslam borçlar hukukunda mallar, mübadeleye konu olması

bakımından çeşitli kriterlere göre sınıflandırılır. Bu kriterlerden birisi de semen ve müsemmen olma, yani semeniyet kriteridir. Fıkıh kültürümüzde genel kabul görmüş anlayış gereği, ivazlı bir mübadelede altın ve gümüş diğer mallara göre öncelikli olarak semen konumunda kabul edilir. Altın ve gümüşün kendi aralarındaki mübadelelerinde, yani, altın ile altın, gümüş ile gümüş ve de bunların çapraz mübadelelerinde her iki bedel de esas olarak semen olmakla birlikte, bir cihetten de mebi konumunda kabul edilir. ivazlar, mübadelelerde

2 ~.;~~eli:.~~~.;tw:1.Jı.;~j.:..:.iı .,µ.;4.;~~~~~·.;t'.ı4ı.;t1:1ıı~S>'.:,µn~~&:; ~~~

Aynı şekilde Tevbe suresindeki 34. ayet ise, toplumu iyiye yönlendirme konumunda olan insanlann bile, albn ve gümüş konusunda davranışlannı ayarlayamayabileceklerine, tarihi gerçeklikler de hatırlatılarak dikkat çekiliyor.

t;.;~~·~ı · .:..,ı,',ıı• '·.oio.• . :.lı·.!.ı~" •.~~· . . ıL"~- Ulli]l"I ' 1~1· • . ı.;.•.ıı· ı:.;..~ı· 1· .. •t~ıı"f • .. ;tı~lı; ••• J • J . uJ~<.>1-:'J • • • , ıJ-u_,_..._,.,..,...,.'1..,. ,.. uPı;ıc,ı . J'.JJ. ~f .,,.,-u, _,.... u.-:' •••

. . r;! ~l!i.ıi-A~~·~.;

Page 6: Günce; Dini Mese~eler - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D184687/2012/2013_GOZUBENLIB.pdfBeşir GÖZÜBENLİ1 V. OTüRiJ!·!:ALTIN İŞLEMLERİ İ!..:. İLGİLİ ~!Ut SORUNLAR / 4

476 GUllCEL oıııt :12s s !.EL::R !STlş?_'\E 'l'OPLAllTISI - III

semen ve mebi oluşlarına göre farklı hükümlere tabi olur. Bu hükümlerden başlıcaları şunlardır: ·

- Mebiin (müsemmenin) semen ile mübadelesinde (bey'-i mutlak), mebi' mutlaka peşin ödenmek zorundadır. Semen ise peşin de ödenebilir, gerekli şartlara uyulması halinde vadeli de ödenebilir.

- Semenin semen ile mübadelesinde (sarf), bedellerin her ikisinin de peşin ödenmesi zorunludur. Bu tür işlemlerde bedellerin hiçbir şekilde vadeli ödenmesi söz konusu olamaz. Ayrıca eğer bedellerin her ikisi de aynı çeşit para ise (altının altınla mübadelesi, gümüşün de gümüşle mübadelesinde olduğu . gibi), bedellerin peşin olması zorunluluğu dışında bir de miktar bakımından eşitlik şarttır; bu konuda ayar farkı da dikkate alınmaz.

- Mebiin mebi ile mübadelesinde (trampa/mukayada) de, büyük ölçüde sarf hükümleri geçerlidir.

- Semenin mebi ile mübadelesi işleminde ise işlemin tabiatı gereği semenin mutlaka peşin ödenmesi, mebiin ise şartları net olarak belirlenmiş bir vadede teslim edilmesi fıkhi bir zorunluluktur.

Bu tasnife göre altın ve gümüşün kuyumculuk ve sarrafiye işlemlerinde mutlaka peşin para ile mübadele edilmesi, ödemenin aynı çeşit para ile yapılacak olması halinde, aralarındaki ayar farkı dikkate alınmaksızın eşit miktarlarda mübadele edilmesi fıkhi bir zorunluluktur.

Yani altınla altın mübadele edilirken, her iki bedel de eşit miktarda ve peşin olarak mübadele edilmek şarttır. Altınla gümüşün mübadele edilmesi halinde ise, bedeller arasında miktar eşitliği şartı bulunmamakla birlikte, peşin olma zorunluluğu vardır. Altın veya gümüşün kağıt para ile mübadelesinde de, altın ile gümüşün mübadelesindeki esaslar geçerlidir.

İslam borçlar hukukunda mübadeleye konu olan mallarla ilgili bu tasnif ve ilgili hükümler, bütünüyle Sünnet'ten (riba ile ilgili hadislerden) istinbat edilmiştir. Gerek altı madde hadisi diye meşhur hadis olsun, gerekse sadece altın ve gümüşle ilgili esasları bildiren hadisler olsun, sübutunda tereddüt bulunmayan hadislerdir. Belki bu hadisler münferiden incelendiğinde, rivayet bilimleri açısından bu kadar net konuşulamayabillr. Ancak özellikle sarf ve trampa işlemlerindeki ribanın mahiyeti ve bu kapsamda ariyye işlemi hakkındaki rivayetler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, lafzan tevatür söz

Page 7: Günce; Dini Mese~eler - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D184687/2012/2013_GOZUBENLIB.pdfBeşir GÖZÜBENLİ1 V. OTüRiJ!·!:ALTIN İŞLEMLERİ İ!..:. İLGİLİ ~!Ut SORUNLAR / 4

1/. OTVRU:·l:ALTIN İŞLt:l·tLERt İLE !LG!!,t DİNİ SORUNLAR I 477

konusu olmamakla birlikte, manevi mütevatir seviyesinde rivayetler olduğu · görülecektir.

. . Konuyla ilgili fıkhi hükümlerin kaynakları olan hadislerde sübut bakımından

bir zaaf bulunmadığı gibi, delalet bakımından da bir tereddüt bulunmamaktadır. Altın ve gümüşle ilgili bu hükümlerin (vücud ve adem bakımından) sadece iç

ödemelerdeki semeniyet vasfına (resmi para birimi olmasına) dayanmış olup olmayacağı meselesine gelince, bu konuda aşağıdaki hususların etraflıca

değerlendirilmeden sağlıklı bir sonuca ulaşılamayacağını düşünüyoruz.

- Altın ve gümüşün bariz vasfının semen olduğunda tereddüt yoktur. Ancak bu iki madenin kullanım alanları tarihten günümüze sadece paraya münhasır değildir. Konuyla ilgili hadislerde geçen ifadelerden, para olarak basılmış altın veya gümüşle, mutfak eşyası veya süs eşyası arasında fark olmadığı net bir şekilde anlaşılmaktadır.

- Altın ve gümüşle ilgili hükümlerin illetleri değerlendirilirken, bu iki metalin riba boyutlu hükümleri yanında, mutfak eşyası olarak kullanılma

yasağına dair hadislerin de dikkatten uzak tutulmaması gerekir. Süs eşyası

olarak bayanların bu metallerden üretilmiş takıları kullanmalarında mahzur görülmezken, mutfak eşyası olarak kullanılması herkes için yasaklanmıştır.

- Herhangi bir devletin resmi para birimi olmasa bile, özellikle altının güçlü bir dış ödeme aracı, yani uluslar arası para fonksiyonlarını en üst düzeyde yerine getiren para olduğu konunun uzmanlarının malumudur.

- Hatta altının uluslar arası para olma özelliği meskuk olmasına da bağlı değildir. Külçe veya meskuk, ya da başka şekilde işlenmiş olması arasında fark bu lunmamaktadır.

- Ülkemizde altın resmi para birimi olmadığı halde, bankaların altın hesabı açıp, altın puanı uyguluyor olması da, bu metallerin paralık vasfının büyük ölçüde devam ettiğinin göstergesidir.

- Günümüzde kağıt para emisyon kriterlerinden birisinin de Merkez Bankalarındaki altın stoku olduğu dikkatten uzak tutulmamalıdır.

Page 8: Günce; Dini Mese~eler - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D184687/2012/2013_GOZUBENLIB.pdfBeşir GÖZÜBENLİ1 V. OTüRiJ!·!:ALTIN İŞLEMLERİ İ!..:. İLGİLİ ~!Ut SORUNLAR / 4

478 GÜNCEL PİN! NC:SEL~LER İSTİŞARE TOP!Jı..t!TISl - !!!

- Resmi para birimi olmasa bile altın, kişiler açısından tasarruf aracı olma fonksiyonunu diğer alternatiflerinden daha güvenli sayılabilecek bir d.üzeyde devam ettirmektedir.

- Ülkelerin altın stoklarının döviz stoku gibi, hatta daha güçlü zenginlik göstergesi olduğu kabul edilmektedir ve realite de bu yöndedir.

- Peygamber Efendimiz (s.a.v.} zamanında Arapların para basma teknolojisine sahip olmadıkları dikkatten uzak tutulmamalıdır. Altın ve gümüşle ilgil(bu hükümlerin, bu iki madenin toplumda ortak mübadele aracı(nakit para) olarak kullanılmasına münhasır olduğu görüşünün, para basamayan toplumlar açısından izahının hayli zor olduğu açıktır.

Bütün bu hususlar etraflıca düşünüldüğünde, altın ve gümüşle ilgili fıkhi hükümler, bu iki metalin paralık vasfına münhasır görülecek olsa bile, iç ödemelerde para olarak kullanılıp kullanılmaması değil, dünyanın bu metalleri para olarak kabul ediyor olması vasfı daha zahir ve munzabıt bir vasıf olarak görülebilir.

Sübut ve delalet bakımından kesin sayılabilecek gibi bir konumda bulunan · hadislerle sabit ve de haram seviyesindeki hükümlerin, günün şartlarına göre değiştirilmesi veya bütünüyle ortadan kalkmış olduğu sonucunun bilimsel anlamda bir değeri olabilmesi için, nassları bütün boyutlarıyla etraflıca ana liz etmenin, fıkıh usulü sabitelerimizin gereği olduğunu düşünüyoruz.

Konuyla ilgili hadisler hakkındaki bu mülahazalarımızdan, fıkhi

birikimim izdeki altın ve gümüş metallerine dair sarf hükümlerinin, bu metal lerin resmi para birimiyle irtibatının kesilmesiyle ortadan kalkacağı şeklindeki

görüşlerin isabetli olmadığı görüşüne sahip olduğumuzu ifade etmiş oluyoruz.

Günümüzde kredi kartı ve sanal ortamdaki borç ilişkilerinin yaygınlaştığı

dikkate alınarak, altın ve gümüşle ilgili klasik fıkhi hükümlerin uygulanamaz o l~uğu, uygulamada ısrar edenlerin özellikle kuyumculuk sektöründen silineceğine dair haklı olarak ifade edilen görüşleri önemsemekle birlikte, bu problemlerin, söz konusu hadislerin hükümsüz olduğunun kabul edilmesiyle çözüme kavuşturulmuş sayılacağı şeklindeki görüşü bilimsel bir çözüm olarak görmüyoruz.

K~yumculuk sektöründe iş yapanlar açısından, vadeli altın alışverişi yerine ayar ve gram bilgileri yazılarak altın borç vermek/almak; kredi kartıyla işlem .

Page 9: Günce; Dini Mese~eler - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D184687/2012/2013_GOZUBENLIB.pdfBeşir GÖZÜBENLİ1 V. OTüRiJ!·!:ALTIN İŞLEMLERİ İ!..:. İLGİLİ ~!Ut SORUNLAR / 4

V. O!'l1Rt,;:-::kLTIN İŞt.C:~~E?.! !LE !~G!!.1 !>t:;:t SORUHLA.~ 479

yapmaya ise kısmi ve geçici de olsa şöyle bir çözüm şekli önerilebilir: Kuyumcu, pos cihazını aldığı bankaya talimat vererek, işlem yapıldığı anda paranın derhal (en erken) hesaba a.ktarılması talimatı vererek, hükmi kabz ile peşin satış

yapmış sayılır. İşlemin tabiatı gereği gecikmeler hükmi kabzın gerçekleşmiş olmasına engel teşkil etmez. Bu tür bir işlemle kuyumcu, adeta mevduat hesabına bağlı banka kartıyla peşin satış yapmış olur.

Böyle bir işlem müşteri açısından ise, bir boyutuyla, faizli temin ettiği para ile peşin olarak altın almak hükmündedir.

Bu tür işlemlerde müşterilerin, fıkhi açıdan bilgilendirilerek aydınlatılması ise ayrı bir mesuliyet konusudur.

Prof. Dr. Bünyamin ERUL (Oturum Başkanı): Hocam şimdi işçilik faktörünü dikkate almamızı gerektiren bir rivayet var

önümde Hz. Muaviye ile Hz. Ebudderda arasında geçen. Bir başka rivayette ise Hz. Sabit'in Hz. Muaviye'ye kaplarla ilgili bir itirazı var. Hz. Muaviye bu konuda hiçbir sıkıntı görmezken diğer iki sahabi bu beş sınıf hadise dayanarak karşı çıkıyorlar ve sert tepki gösteriyorlar. Bir fıkıhçı olarak siz bu konuda ne buyuruyorsunuz?

Prof. Dr. Beşir GÖZÜBENLİ : Şimdi olay şu Hz. Ömer zamanında olmuş Hz. Muaviye'nin Şam valisi olduğu

zamanda biri işlemeli bir gümüş kupayı yine gümüşle mübadele etmek istiyor, antika değeri de olabilir vs. vs. Onunla ilgili başabaş değiştirme gündeme gelince sahabenin böyle bir bilgisi var ya, hemen orada dini konularda eğitim vermek üzere görevlendirilen Ubade b. Samit hazretlerine bu konu intikal ediyor. Ubade b. Samit geliyor diyor ki: Bu yanlış bir şey, yapamazsınız. Hz. Muaviye de diyor ki: Yaparsınız, bunda bir şey yok ki, ben de RasOlullah'ın

yanında bulundum, hiç böyle bir şey duymadım, diyor. Bunun üzerine işte bu meşhur ez-zehebe bi'z-zeheb meşhur hadisi, veya 6 maddenin sayıldığı bu hadisi söylüyor Ubade b. Samit. Bunun üzerine tekrar olabilir deyince hadisi tekrarlıyor. Muaviye kabul etmese bile ben RasOlllah'ın sözünü söylerim diyor, bunun üzerine caizdir diye ısrar edince Muaviye hazretlerine Ubade b. Samit diyor ki: "Senin bulunduğun yerde ben bulunmam, ben Medine'ye geri dönüyorum." Medine-i Münewereyi uzun bir yolculuk sonrası gidiyor, oraya vardığında Hz. Ömer hazretlerimiz ashabını toplamış konuşurken ashabın da toplu olarak bulunduğu bir zamanında Ubade b. Samit'in böyle tehellül haliyle dönüşünü öğrenince: "Hayırdır ne oldu" diyor. "Ben RasOllah'ın hadisini söylüyorum senin valin bu caizdir" diyor. "Siz ribayı da riba şüphesini de terk