haftalik dusunce ozgurlugu bulteni_13.06.14_24

8
şün, düşün... Haftalık Düşünce Özgürlüğü Bülteni (Sayı 24/13, 14 Haziran 2013) Geçtiğimiz hafta neler oldu? (7-14 Haziran 2013) Çok gergin bir hafta geçirdik. Başbakan Erdoğan’ın gittiği dört günlük Kuzey Afrika gezisinden yolladığı gerginliği arttırıcı mesajların aksine, Cunhurbaşkanı Gül, Başbakan Yardımcısı Arınç ve bazı bakanların mesajları başlangıçta hayli yatıştırıcı idi. Ancak Erdoğan’ın dönüşünde, daha havalanında –her ne kadar parti teşkilatı inkar etse de onlar tarafından örgütlendiği saklanamayan- taraftarlarına yaptığı ve ertesi gün Ankara’da defalarca tekrarladığı gövde gösterilerinde verdiği mesajlar, gerginliği yatıştırmak şöyle dursun, tam tersine arttırdıkça arttırdı. Polis önce Taksim’e, daha sonra Gezi Parkı'na saldırdı. Gözün gözü görmediği Taksim’de gene sis bombaları, gene Toma’lar, biber gazları, buna karşı da taşlar ve molotof kokteylleri konuştu. Yaralılara acil müdahale yapan revirler dahi, ne yazık ki biber gazından payını aldı. Sadece bununla da yetinilmedi, 24 saatlik sessizliğin ardından haberleri vermeye başlayan medyanın, parktaki direnişçilerden yansıyan kardeşlik ve dayanışma görüntülerini dengelemek içi,n iktidara destek veren medyada bilgi kirliliği, ‘Camiye ayakkabıyla girildiği’nden, ‘Başörtülü bir kadına Kabataş’ta saldırıldığı’na kadar gerçekle ne derecede örtüşğü çok kuşkulu haberlerin manşetten verilerek, bu olayın Gezi Parkı direnişçilerinin tümüne mal edilmesi ve onları toptan lekelemek amacıyla abartılması, yüz yıllık gelenekten hala kurtulamadığımızın üzücü görüntülerini oluşturuyordu. Bu olayların ayrıntılarını aşağıdaki haberlerimizde bulacaksınız. Başbakanın protestoculara ‘Çapulcu’ demesi, İçişleri Bakanına ‘Bu işi 24 saatte bitirin’ direktifini verdiğini açıklaması, gelecek günlere iyimser bir görüşle bakmamızı engelliyor. Ama sitemizin amacı gereği, hukuksal açıdan vahim gördüğümüz bazı söz ve davranışlarına İfade Özgürlüğü’ çerçevesinde eğilmeyi görev biliyoruz. Başbakan Erdoğan'ın olaylar süresince sarf ettiği sözlerinde gördüğümüz bazı maddi hataları aktarmak istiyoruz. 1. “Herkes kafasına esen yerde toplantı veya gösteri yürüyüşü yapamaz. Bizim gösterdiğimiz yerlerde yapmak zorundasınız.” Hayır. Gerek Anayasa’nın 34. gerekse 2911 sayılı yasanın 3. Maddeleri gayet net: HERKES; ÖNCEDEN İZİN ALMAKSIZIN SİLAHSIZ VE SALDIRISIZ TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ YAPMA HAKKINA SAHİPTİR. 2. “Taksim’e ne yapacağımza biz karar veririz, size danışacak değiliz. Yetkiyi

Category:

News & Politics


0 download

DESCRIPTION

Haftalik Dusunce Ozgurlugu Bulteni_sayı24 Başbakan Erdoğan’ın gittiği dört günlük Kuzey Afrika gezisinden yolladığı gerginliği arttırıcı mesajların aksine, Cunhurbaşkanı Gül, Başbakan Yardımcısı Arınç ve bazı bakanların mesajları başlangıçta hayli yatıştırıcı idi. Ancak Erdoğan’ın dönüşünde, daha havalanında –her ne kadar parti teşkilatı inkar etse de onlar tarafından örgütlendiği saklanamayan- taraftarlarına yaptığı ve ertesi gün Ankara’da defalarca tekrarladığı gövde gösterilerinde verdiği mesajlar, gerginliği yatıştırmak şöyle dursun, tam tersine arttırdıkça arttırdı. Polis önce Taksim’e, daha sonra Gezi Parkı'na saldırdı. Gözün gözü görmediği Taksim’de gene sis bombaları, gene Toma’lar, biber gazları, buna karşı da taşlar ve molotof kokteylleri konuştu. Yaralılara acil müdahale yapan revirler dahi, ne yazık ki biber gazından payını aldı. Sadece bununla da yetinilmedi, 24 saatlik sessizliğin ardından haberleri vermeye başlayan medyanın, parktaki direnişçilerden yansıyan kardeşlik ve dayanışma görüntülerini dengelemek içi,n iktidara destek veren medyada bilgi kirliliği, ‘Camiye ayakkabıyla girildiği’nden, ‘Başörtülü bir kadına Kabataş’ta saldırıldığı’na kadar gerçekle ne derecede örtüştüğü çok kuşkulu haberlerin manşetten verilerek, bu olayın Gezi Parkı direnişçilerinin tümüne mal edilmesi ve onları toptan lekelemek amacıyla abartılması, yüz yıllık gelenekten hala kurtulamadığımızın üzücü görüntülerini oluşturuyordu. Bu olayların ayrıntılarını aşağıdaki haberlerimizde bulacaksınız. Başbakanın protestoculara ‘Çapulcu’ demesi, İçişleri Bakanına ‘Bu işi 24 saatte bitirin’ direktifini verdiğini açıklaması, gelecek günlere iyimser bir görüşle bakmamızı engelliyor. Ama sitemizin amacı gereği, hukuksal açıdan vahim gördüğümüz bazı söz ve davranışlarına ‘İfade Özgürlüğü’ çerçevesinde eğilmeyi görev biliyoruz.

TRANSCRIPT

Page 1: haftalik dusunce ozgurlugu bulteni_13.06.14_24

Düşün, düşün... Haftalık Düşünce Özgürlüğü Bülteni (Sayı 24/13, 14 Haziran 2013) Geçtiğimiz  hafta  neler  oldu? (7-14 Haziran 2013)    Çok gergin bir hafta geçirdik. Başbakan Erdoğan’ın gittiği dört günlük Kuzey Afrika gezisinden yolladığı gerginliği arttırıcı mesajların aksine, Cunhurbaşkanı Gül, Başbakan Yardımcısı Arınç ve bazı bakanların mesajları başlangıçta hayli yatıştırıcı idi. Ancak Erdoğan’ın dönüşünde, daha havalanında –her ne kadar parti teşkilatı inkar etse de onlar tarafından örgütlendiği saklanamayan- taraftarlarına yaptığı ve ertesi gün Ankara’da defalarca tekrarladığı gövde gösterilerinde verdiği mesajlar, gerginliği yatıştırmak şöyle dursun, tam tersine arttırdıkça arttırdı. Polis önce Taksim’e, daha sonra Gezi Parkı'na saldırdı. Gözün gözü görmediği Taksim’de gene sis bombaları, gene Toma’lar, biber gazları, buna karşı da taşlar ve molotof kokteylleri konuştu. Yaralılara acil müdahale yapan revirler dahi, ne yazık ki biber gazından payını aldı. Sadece bununla da yetinilmedi, 24 saatlik sessizliğin ardından haberleri vermeye başlayan medyanın, parktaki direnişçilerden yansıyan kardeşlik ve dayanışma görüntülerini dengelemek içi,n iktidara destek veren medyada bilgi kirliliği, ‘Camiye ayakkabıyla girildiği’nden, ‘Başörtülü bir kadına Kabataş’ta saldırıldığı’na kadar gerçekle ne derecede örtüştüğü çok kuşkulu haberlerin manşetten verilerek, bu olayın Gezi Parkı direnişçilerinin tümüne mal edilmesi ve onları toptan lekelemek amacıyla abartılması, yüz yıllık gelenekten hala kurtulamadığımızın üzücü görüntülerini oluşturuyordu. Bu olayların ayrıntılarını aşağıdaki haberlerimizde bulacaksınız. Başbakanın protestoculara ‘Çapulcu’ demesi, İçişleri Bakanına ‘Bu işi 24 saatte bitirin’ direktifini verdiğini açıklaması, gelecek günlere iyimser bir görüşle bakmamızı engelliyor. Ama sitemizin amacı gereği, hukuksal açıdan vahim gördüğümüz bazı söz ve davranışlarına ‘İfade Özgürlüğü’ çerçevesinde eğilmeyi görev biliyoruz. Başbakan Erdoğan'ın olaylar süresince sarf ettiği sözlerinde gördüğümüz bazı maddi hataları aktarmak istiyoruz.    1.   “Herkes   kafasına   esen   yerde   toplantı   veya   gösteri   yürüyüşü   yapamaz.   Bizim  gösterdiğimiz  yerlerde  yapmak  zorundasınız.”    

Hayır. Gerek Anayasa’nın 34. gerekse 2911 sayılı yasanın 3. Maddeleri gayet net: HERKES; ÖNCEDEN İZİN ALMAKSIZIN SİLAHSIZ VE SALDIRISIZ TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ YAPMA HAKKINA SAHİPTİR.  

 2.   “Taksim’e   ne   yapacağımza   biz   karar   veririz,   size   danışacak   değiliz.   Yetkiyi  

Page 2: haftalik dusunce ozgurlugu bulteni_13.06.14_24

seçimlerde  halktan  zaten  aldık.”      

Hayır. Bizzat Ak Parti’nin hedefi olan Avrupa Birliği mevzuatı –ki kendi mevzuatımızı buna göre düzenleyeceğimizi taahhüt ettik, ama mızıkçılığa devam ediyoruz- bir bölgede yaşayan insanların kendi yaşam alanlarındaki değişiklikler hakkındaki kararlara katılımını şart koşuyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bunun güzel bir örneğini, yenişehir hatları vapurlarının seçimi konusunda göstermişti.  

 3.  “Paranızı  Faiz  Lobisini  oluşturan  bankalardan  çekip  devlet  bankalarına  yatırın.”    

Böyle bir çağrı, başlı başına suç. Türk Ticaret Kanunu'nda 56 ila 65. maddeler arasında belirtildiği gibi ‘Haksız Rekabet’ kapsamına giriyor. Bir firma, kendi ürününün daha iyi olduğunu iddia edebilir, ancak rakip firmayı kötüleyemez.

Ayrıca “FAİZ LOBİSİ” deyiminin ne anlama geldiği de belirsiz. Sakın İngilizce'deki “Interest” kelimesini çevirip Erdoğan’ın önüne koyanlar bir hata yapmış olmasın? Bu sözcük, hem ‘Çıkar’ hem de ‘Faiz’ anlamına geliyor. ‘Çıkar lobileri’ diye bir deyim var, ama ‘Faiz Lobisi?’ ... ve yeniden umut! ‘Danışmanlarını bu ve bu gibi yanlışlar konusunda Başbakanı uyarmalarını dileyerek bültenimize dönelim...’ diyerek bülteni kapatmıştık ki dün gece (13 Haziran 2013) umulmadık gelişmeler yaşandı. İstanbul’da Vali Mutlu, Twitter’dan görüştüğü park direnişçileriyle buluştu, 5 saat konuştular. Aynı anda Ankara’da Başbakan Erdoğan da her kesimden insanlarla görüşüyordu. Bunların sonunda bambaşka bir durum ortaya çıktı. Mahkeme kararı ne olursa olsun, konu plebisite götürülecek ve halkın görüşlerine göre hareket edilecek. Bu sözlerin tutulması halinde Gezi Parkı gerginliğini barışçı bir sona ulaştırmak mümkün olabilir. Ama sonuç ne olursa olsun, artık hiçbir şey eskisi gibi olamaz, olmayacaktır.

Page 3: haftalik dusunce ozgurlugu bulteni_13.06.14_24

15. Gün: Polis Gezi Parkı’na girdi! Direnişin 15. gününde, polis sabahın erken saatlerinden itibaren barikatları yıkmak ve pankartları sökmek için Taksim Meydanı’na girerek Gezi Parkı’na müdahale etti. Atatürk Kültür Merkezi’ndeki pankartların indirilmesine tepki gösteren direnişçilere ise tazyikli su ve gaz sıkarak, plastik mermi attı. Barikatların kaldırılmasına tepki gösteren direnişçiler, meydanı insan zincirine aldı ve yukarıdaki fotoğraf sosyal medyada en çok paylaşılan fotoğraflar arasında yer aldı. İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu bir gece önce Twitter’dan attığı mesajlarda Gezi Parkı’na ve Taksim’e kesinlikle dokunulmayacağını ve direnişçilere “Polis kardeşlerinize emanetsiniz” yazarak direnişçileri gafil avladı. Tayyip Erdoğan ise Taksim’de Gezi için nöbette bulunan direnişçilere yapılan polis müdahalesi için İçişleri Bakanı, İstanbul valisi ve emniyet müdürüne teşekkür ederek, Gezi Parkı’ndaki direnişçilerin çekilmesini talep etti. Olaylardan sonra SDP (Sosyalist Demokrasi Partisi) il başkanlığı binası, polis tarafından basılarak 70 kişi göz altına alındı. Çağlayan Adliyesi’nde ise direnişlere destek vermek isteyen bir grup avukat, polis müdahalesiyle karşılaştı. 49 avukat gözaltına alındı. Sosyal medyada hükümetin planlı olarak direnişçileri provoke ettiği ve ana akım medya aracılığıyla halka sunduğu yorumları yapıldı.    

16. Gün: Gezi Parkı Direniyor İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu Twitter’dan yaptığı açıklamada Gezi Parkı’na müdahale olmayacak dedi, ardından Polis Taksim Meydanı’na girerek Gezi Parkı’na saldırdı. Saldırı gece boyunca devam etti. Direnişin 15. ve 16. gününde revir dahil, çadırlara kütüphaneye ve parkın her yerine gaz ve ses bombası, plastik mermi ve de tazyikli suyla girildi. Gaz bombaları çadırlarda ve revirde yangın çıkmasına neden oldu. Onlarca insan ve hayvan yaralandı. Gece boyunca devam eden müdahale sonrasında park yaralarını sarmaya başladı. Tekrar bir müdahale beklenmesine rağmen, giderek kalabalıklaştı, mutfakta tarhana pişirildi, ücretsiz yağmurluk dağıtıldı. Direnişin 16. gününde öne çıkanlar:

• Konuşma yapan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Gezi Parkı'nda ilk gün yaşananlar yanlıştı. Bunu herkes gördü, kabul etti” dedi.

• Başbakan Erdoğan’ın Gezi Parkı hakkında Hülya Avşar, Necati Şaşmaz gibi popüler

Page 4: haftalik dusunce ozgurlugu bulteni_13.06.14_24

sanatçılarla konuşacağı gazetelere yansıdı. Hükümet tarafından, Başbakan’ın görüşeceği kurum ve kuruluşlardan 19 kişilik bir liste açıklandı. Fakat, açıklanan isimlerden hiçbiri Gezi Parkı direnişçileri ya da platformundan değildi.

• Gözaltına alınan 50 avukat için, İstanbul Çağlayan Adliyesi önünde yüzlerce avukat hükümeti protesto etti. Avukatlar öğlene doğru serbest bırakıldı.

• Erdoğan, akşam saatlerinde Kurtlar Vadisi dizisinin başrol oyuncusu Necati Şaşmaz ile görüştü.

• Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu’nda Gezi Parkı eylemlerini “Acil gündem maddesi” olarak ele aldı. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM), “otoriteleri tüm vatandaşların ifade özgürlüğü, barışçıl toplanma ve gösteri yürüyüşü yapma haklarına saygı duymaya ve bu hakları güvence altına almaya, gözaltında tutulan barışçıl eylemcileri hemen serbest bırakmaya” davet etti.  

17. Gün: “Park, polis gelene dek güvenli” Gezi Parkı direnişinin 17. gününde Başbakan Erdoğan, İçişleri Bakanına talimat vererek ‘eylemlerin 24 saat içinde bitirilmesini’ istedi. Sanatçılar, Gezi Parkı’na giderek polisin saldırısını önledi. Gezi Parkı’nda direnen insanlar, “Gezi Parkı, polis gelene dek güvenli” dedi. Direnişin 17. gününde öne çıkanlar:

• Erdoğan, Gezi Parkı olayları ve ardından yaşanan gösterilerle ilgili Avrupa Birliği Parlamentosu'nun kararını tanımayacağını söyledi.

• Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Caitlin Hayden, yaptığı yazılı açıklamada, “Daha önce de söylediğimiz gibi, Türkiye’nin uzun süreli istikrarı, güvenliği ve refahını en iyi garanti altına almanın yolunun, ifade, toplanma ve dernek kurma gibi temel özgürlükleri ve özgür ve bağımsız bir medyayı onaylamaktan geçtiğine inanıyoruz” dedi.

• Erdoğan, Gezi Parkı eylemleriyle ilgili kendi seçtiği 11 kişilik heyetle ve sanatçı Hülya Avşar ile görüştü.

• Erdoğan, Taksim Gezi Parkı’na yapılması düşünülen Topçu Kışlası için kararı halka bırakabileceklerini söyledi. Gezi Parkı’nda direnenlerle yapılan röportajlarda parktakiler referandum istemediklerini söyledi.

o İki önemli gerekçeleri var: 1. Mahkeme sürüyor. Onun kararı gelmeden böyle bir

Page 5: haftalik dusunce ozgurlugu bulteni_13.06.14_24

adım hukuken atılamaz. 2. Temel hak ve özgürlükler referandum konusu olamaz. Burada şehir halkının doğal alanlara ihtiyacı var ve bu bir temel hak.

• İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, “Çevre duyarlılığıyla hareket eden” gençlere, günlerdir yaptığı gibi Twitter'dan mesaj atmak yerine, yüz yüze görüşme önerisinde bulundu. Cep telefonu numarasını TV’den ve Twitter’dan duyurdu. Ancak bütün gününü bu telefonları yanıtlamaya ayırıp ayırmadığı hakkında bilgi vermedi. Doğal olarak onu arayan çok kişi, telefonun hep meşgul olduğundan şikayetçi.

• CHP İstanbul Milletvekili Sabahat Akkiraz, Meclis kürsüsünde “Çapulcu” yazan tişörtle konuşmasını yaptı.

• İstanbul Emniyeti direnişin 17. gününde Gezi Parkı çevresinde gördüğü baretli, gaz maskeli ya da tıbbi maskeli 42 kişiyi gözaltına aldı.

• Anonymous’un Türkiye üyelerinin RTÜK’ün internet sitesini hack’lemesinden sonra, dün akşam saatlerinde RedHack de Ankara Emniyet Müdürlüğü ve İstanbul Valiliği’nin de internet siteleri hack’ledi.

• Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Taksim Gezi Parkı olaylarını izleyen 18 gazetecinin yaralandığını, 4 gazetecinin de gözaltına alındığını açıkladı. Gazetecilere hukuksal destek verileceğini duyuran TGC, basın ve ifade özgürlüğünün korunması ve basın emekçilerinin görevlerini güvenli bir biçimde yapabilmeleri için iktidarı, muhalefeti ve medyayı göreve çağırdı.

• Erdoğan, Ak Parti belde belediye başkanları toplantısında yaptığı konuşmada, ilginç söylemlerine bir yenisini daha ekledi: “Gezi Parkı sidik kokuyor, bu mu çevrecilik” dedi.

Direnişin 18. Gününde diyalog… Taksim Dayanışması’yla Başbakan Erdoğan’ın toplantısı gecenin geç saatlerinde bitti. Gezi Parkı için yargı kararı bekleneceği açıklandı. Hükümet, karar kendi lehine bile olsa halk oylaması yapacak. Hükümet ayrıca, polis şiddetiyle ilgili gerekli soruşturmaların yapılacağı ve önlemlerin alınacağına ilişkin söz verdi. Taksim Dayanışması görüşmeden çıkan ana başlıkları paylaştı:

1. Gezi Parkı için yargı kararı beklenecek. Yargı kararının aleyhte olması durumunda hükümet halk oylaması talebindedir.

2. Hükümet tarafından, polis şiddetiyle ilgili gerekli soruşturmaların yapılacağı ve önlemlerin alınacağı sözü verildi.

Page 6: haftalik dusunce ozgurlugu bulteni_13.06.14_24

3. Görüşmenin sonuçları bu akşam (14 Haziran 2013) Taksim'de yapılacak etkinlikte halk tarafından değerlendirilecek.

Öte yandan... • İstanbul Valisi Mutlu, Twitter’dan yaptığı çağrının ardından Dolmabahçe’de bir kafede

Gezi Direnişi’nden gençlerle biraraya geldi. Görüşmeden vali, mutlu ayrılırken, gençler sordukları sorulara cevap alamadıklarını söyledi.

• Başbakan Erdoğan referandum değil ama, plebisit olabileceğini açıkladı. • Sağlık Bakanlığı'nın Gezi Direnişi boyunca gönüllü ilkyardım ve sağlık hizmeti veren

hekimler hakkında soruşturma başlatma kararı büyük tepki çekti. Türk Tabipler Birliği “Tek bir kişinin bile ismini vermeyeceğiz” dedi.

• Gezi Parkı’nda kadınlar insan zinciri oluşturdu. “Anneler burada”, “Anneler sizinle gurur duyuyor” sloganları atarak parkı turladılar. Açtıkları pankartta “Sevgili polis anneleri, çocuklarınızı parktan çekin” yazıyordu.

AKP sosyal medya yasası çıkartıyor! AKP, tüm bu gelişmeler karşısında, sosyal medyayla ilgili bir yasa çıkartarak Türkiye’yi dünyada ilk kez bu alana “ceza yasasıyla” giren ülke haline getirme kararı aldı. Açıklama AKP’nin Sosyal Medyadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Ali Şahin’den geldi. Şahin “Yalan tweet bomba yüklü araçtan daha tehlikeli. Sosyal medyaya yasal düzenleme şart” dedi. İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu da Gezi Parkı sürecinde mesajlarını Twitter’dan gönderdi, krizi Twitter'dan yönetti. 11 Haziran’da Gezi Parkı’ndaki eylemcilere dokunulmayacağını Twitter’dan bildirmesine rağmen, polis Gezi Parkı’na girerek gaz, tazyikli su ve ses bombası attı. Onlarca kişi yaralandı, kafa travması ve beyin kanaması geçirdi.

Page 7: haftalik dusunce ozgurlugu bulteni_13.06.14_24

RTÜK'ten olayları yayınlayan kanallara ceza RTÜK, Gezi Parkı olaylarını aktarmayan ana akım medyanın aksine Taksim’den Beşiktaş’tan ve diğer illerden sürekli canlı yayın yapan Ulusal TV, Halk TV, Cem TV ve EM TV’ye halkı şiddete teşvik ettikleri ve yayın ilkelerine aykırı davrandıkları gerekçesiyle para cezaları yağdırdı. Hürriyet gazetesinden Meltem Özgenç’in haberine göre karar, RTÜK’ün dünkü toplantısında alındı. Kararda gezi parkı eylemleri sırasında bazı kanalların yayın hizmetleri ilkesine aykırı olarak, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar yaptığına yer verildi. Söz konusu kanallara para cezası verilmesi kararlaştırıldı.

MİT, özel hayatı fişlemeye başladı

Page 8: haftalik dusunce ozgurlugu bulteni_13.06.14_24

Taraf gazetesinden Mehmet Baransu’nun haberine göre bütün vatandaşlar, 5 yaşından itibaren seyahatleri, fotoğrafları, mailleri, mesajları, telefonları ve mal varlıklarıyla izlemeye alındı. Baransu, THY, Milli Eğitim Bakanlığı, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü ve PTT'nin Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ile 'çok gizli' veri paylaşımı protokolü imzaladığını yazdı. Protokol, MİT’in istediği zaman bu kurumların veri arşivine erişmesini sağlıyor. Taraf anlaşmanın şimdilik dört kurumla yapıldığını öğrendi. Banka, kredi kartı, UYAP, SGK, eczane gibi bilgilerin de MİT tarafından elde edilip edilmeyeceği ise henüz bilinmiyor. MİT’in yaptığı bu çalışma, özel hayatın gizliliğine müdahale ve kişisel verilerin şahsın rızası olmadan erişildiği için hem Anayasa’ya hem de TCK’ya göre suç. İmzalanan protokolün tamamını buradan okuyabilirsiniz: http://www.taraf.com.tr/haber/mit-herkesin-ozel-hayatini-fislemeye-basladi.htm ***************************************************************************** İfade özgürlüğü ile ilgili olaylara ilişkin haberleri (http://www.antenna-tr.org/sites.aspx?SiteID=29) takip edebilir ve haftalık bültene ulaşabilirsiniz.