hayatin anlami nedir l cilingir
TRANSCRIPT
7/25/2019 Hayatin Anlami Nedir L Cilingir
http://slidepdf.com/reader/full/hayatin-anlami-nedir-l-cilingir 1/6
Hayatın Anlamı Nedir
veya
İyi Bir Hayat Nasıl Olmalıdır?
Dr. Lokman Çilingir*
Abstract:What is the meaning of life and how should a good life be?The question ‘how is a good and succesful life possible’, which had been atthe periphery of philosophical thought specifically after Kantian critiqueof eudamonism, is becoming a main part of ethics in recent years. In ourview, good and vituous life has actions in accordance with the needs andgoals of every meaning levels in practical sphere and provides us with thoseactions and goals within a meaninful sketch in theoretical sphere. In thiscontext, the supreme goal (the highest good) is a conceptual dimension ofthe course of giving meaning to all existential phases of human life.
Keywords: Meaning of life, a good life, happiness-good conduct, the highestgood
“ İ yi veya ba şar ıl ı bir hayat nasıl olmal ıd ır?” sorusu, ilkçağdan günümüze pek çokdüşünürün ahlak felsefesinin ana temasını oluşturur. Yeniçağda özellikle Kant’ıneudämonizme kar şı tak ındığı olumsuz tavırla neredeyse felsefenin dışına itilen bu
problem, günümüzde yeniden etiğin ağırlıklı konular ı arasına girmiştir. Gerçi daha 18.Asırda iyi, erdemli bir hayat nasıl olmalıdır, sorusu ile ilgili olarak felsefede yoğun birtartışma başlar. Ancak tartışma daha ziyade sevinç, mutluluk kavramlar ı çerçevesindedönüp dolaşır ve neticede iyi ve mutlu bir hayat problemi yalın bir zevk alma durumuna
indirgenerek, belli içeriğe sahip hedonistik bir mutluluk kavramına erişilir 1
.Platon diyaloglar ında dönüşümlü olarak iyi ve mutlu hayat ifadelerini kullanır 2.
Mutluluk ona göre iyiye sahip olmaktır, iyi ise herkesin istediği şeydir 3. Aristoteles Nikomakhos’a Etik adlı eserine, “bütün insanlar mutluluğu elde etmeye çabalarlar”,sözleriyle başlayı p, “tüm insani çaba ve eylemler eğer son bir amaç yoksa anlamsızolurlar” belirlemesiyle düşüncelerini teleolojik bir temele oturtur. Ancak öbür taraftan o,“nasıl bir hayat?” sorusunu farklı hayat tarzlar ı arasındaki bir tercihe indirgeyereksomutlaştır ır 4.
İslam dünyasında yetişen ilk etikçilerden biri olan İ bn Miskeveyh için iyi ve mutluinsan, varoluş amacına yönelen kişidir. En yüksek gaye ise insanın davranışlar ının
tümden ilahi davranışlar haline gelmesidir ki, bu da ancak kişinin kendisine özgüdavranışlar ının, ondan tam ve yetkin olarak ortaya çıkmasıyla mümkün olur 5.
“İyi bir hayat” konusu yeniçağ felsefesinde, antik anlayışın aksine, her tür teorikfelsefe uğraşının haricinde bütünüyle öznellik dairesinde yorumlanmaya başlar. Buradikal öznelleştirme eğilimini Kant’ın yaptığı şu tanımlarda görmek mümkün:“Mutluluk tüm eğilimlerimizin (gerek çokluklar ına göre yaygın (extensive), gerek
* K ır ıkkale Üniversitesi Fen-Ed. Fak.1 Bu anlayış aynı zamanda Utilitaristlerin, mutluluğun nesnel bir yapıya kavuşturulabilir ve ölçülebilirolduğunu iddia etmelerine zemin teşkil eder. Geniş bilgi için bkz. H. Steinfath (1998b), s. 7 vd.2 Kr ş. Platon, Gorgias 492d; Republik 303b.3
Kr ş. B. Akarsu (1982), s. 84 vd.4 Aristoteles, Nikomachische Ethik I , 1, 1094a, 3.5 Bkz. İ bn Miskeveyh, Ahlaki Olgunla şt ırma, özellikle ss. 74–90.
7/25/2019 Hayatin Anlami Nedir L Cilingir
http://slidepdf.com/reader/full/hayatin-anlami-nedir-l-cilingir 2/6
2
derecelerine göre yoğun (intensive) ve gerekse sürelerine göre daimi (protensive) olarakdoyurulmalar ı halidir”6. “ Mutluluk, ak ıl sahibi varlığın varoluşunun bütünü içindeher şeyin kendi arzu ve iradesine uygun olup bitti ğ i, dünyadaki durumudur”7. Her nekadar bu tanımlamalar felsefi olsa da, ne tür eğilim ve arzular söz konusudur diyesorulduğunda saf ampirik sahaya, dolayısıyla deneysel-sosyal bilimlerin inceleme
sahasına girilmiş olur.Ahlaklılık ile kişinin kendi mutluluğu kavramlar ı, Kant ile başlayan geleneğe paralel
olarak, birbirinden kesin çizgilerle ayırt edilir. Bu ayr ım yöntemsel açıdan bak ıldığındaahlaki sorular ın, “birbirimize kar şı nasıl davranmalıyız?”, “hangi hayat tarzı bizim içinveya belirli kişiler için iyidir?”, tarzındaki anlama sorular ından farklılığı üzerine inşaedilir. Mutluluk ve erdemliliğin çok daha özsel ve yeni olan ayr ımı da, mutluluğun biryandan ahlaklılıktan veya erdemlilikten bütünüyle soyutlanması, diğer yandan da onunkendi başına, yani ahlaktan bağımsız bir şekilde temellendirilmesi girişimidir.Aydınlanma çağının temel çizgisi, iyi bir hayat konusunun ahlaklılık içinde olmasa daona paralel bir inceleme alanı olduğu yönündedir, yani etik en azından tek tek fertlerin
mutluluğa çabalamalar ı
realitesinden hareketle bu problemi araştı
rmalı
dı
r. Günümüzdeise pratik felsefe iyi bir hayat sorusuyla, yalnızca genel bir yönelim sorunu olarak değil,aynı zamanda ayd ınlanmacı-liberal ahlak ın problematiği çerçevesinde ilgilenmektedir.
İyi bir hayat konusunda ortaya çıkan ilk ve esaslı zorluk, “iyi-erdemli bir hayatnedir?” sorusunun “anlamı” üzerinedir. Diğer bir nokta da, erdemli bir hayat
probleminin “hayatın anlamı nedir?” genel sorusu çerçevesinde çözümlenmesizorunluluğudur. Hangi açıdan bakarsak bakalım “anlam” kavramının sorununmerkezinde olduğunu görürüz, öyleyse “anlam” nedir?
“Anlam” sözcüğü ilk etapta bir ilişki veya bağlantıyı dile getirir, yani o ancak, cümleiçindeki anlamlı yüklemlerden hareketle açıklanabilir. Biz, “bir şey anlamlıdır”
dediğimizde, buradaki “bir şey” bir anlam bağlamı
nda kullanı
lı
yor demektir. O zamano, her şey veya herhangi bir şey, ya da belli bir içeriğe sahip bir şeydir. Ayr ıca,“anlamlı” sıfatı normalde, Drescher’in de haklı olarak belirttiği gibi, nesneler içinkullanılmaz8. Kullanıldığında ise, gerçekte onun daima insan eylemlerine atıfta
bulunduğunu görürüz. Örneğin bir manzaranın anlamlı olduğunu söylerken asılkastedilen, o manzaradaki, sözgelimi ağaç veya doğa parçasının anlamı değil, aksine
bak ış tarzının, estetik, ekolojik v. b. gibi değer ölçülerinin taşıdığı anlamdır, yani sonnoktada belirleyici olan insani eylemdir. Diğer taraftan, bir davranışın “neden dolayı”anlamlı olduğu sorulduğunda, onun nitelikleri, onu anlamlı k ılan amaç araştır ılmaktadır;dolayısıyla buradaki “neden” sorusu davranışın amaç veya hedefini belirlemeyeyöneliktir. O zaman anlam boyutunda kar şımıza öncelikle belli bir kişinin, belli bir
amaç doğrultusunda, belli bir eylemde bulunması örgüsü çıkar. Buna göre pratik açıdan bak ıldığında anlam, bir hedefe yönelme veya bir hedefe yönelik davranışlar ınoluşturduğu bütündür 9.
6 I. Kant, Saf Akl ın Ele ştirisi, B 834.7 I. Kant, Pratik Akl ın Ele ştirisi, A 224. Kant’ın, mutluluğun ampirik yapısı, çeşitliliği gereği ahlaklılığıngenel geçer bir ilkesi olamayacağı ve bu nedenle (ama özellikle analitik-yöntemsel açıdan) mutluluklaahlaklılığın birbirinden bütünüyle ayırt edilmesi gerektiği şeklindeki görüşü çoğu kez yanlış yorumlanmış, mutluluğun bütün bütüne ahlaklılığın dışına itildiği şeklinde anlaşılmıştır. Oysa Kantmutluluğu, aynı zamanda sonlu-ak ıllı varlık olan insanın zorunlu bir isteği olarak tescil eder vemutlulukla-ahlaklılığın sentetik (reel) birlikteliği olan “en yüksek iyi”yi ahlaki eylemin en son ve en yüce
ereği yapar.8 Kr ş. J. Drescher (1990), s. 31; ayr ıca bkz. P. Tiedemann (1993), s. 3 d.9 Kr ş. A. Anzenbacher (1992), s. 155 d.
7/25/2019 Hayatin Anlami Nedir L Cilingir
http://slidepdf.com/reader/full/hayatin-anlami-nedir-l-cilingir 3/6
3
Anlamlı bir hedef söz konusu olduğunda, bütün insanlar ın kendisine yöneldiği biranlam veya amacın belirlenmesi, insanın doğası gereğidir 10. Böylece, tüm insaniçabalar ı veya anlamlı hedefleri içinde bar ındıran bir “son amaç” idesine erişilmiş olur.
Bu değerlendirmelerden sonra “hayatın anlamı nedir?” veya daha doğrusu “insanhayatının anlamı nedir?” ve buna binaen “erdemli bir hayat nasıl olmalıdır?” sorular ınadaha açık bir cevap bulabiliriz. Ancak, hemen belirtmek gerekir ki, bu sorularkoşulludurlar, yani “hayat anlamlı mıdır?” sorusunu olumlu olarak cevaplandırmayı gerekli k ılarlar. O zaman yukar ıdaki sorular ı şu şekilde anlamak gerekir: “Eğer hayat biranlam taşıyorsa, bu anlam nedir?”.
Bu soru genellikle mutluluğa dair bir problem olarak algılanır. Ancak mutlulukkavramı, Kant’ın da ısrarla vurguladığı gibi, pek çok anlamı ihtiva ettiğinden, onurastlantısal, geçici veya hayatın tümünü kapsayan aşk ın bir mutluluk şeklinde anlamakmümkündür. Yine mutluluk, benim veya belli bir hayat tarzının duygu durumu olabilir.Bütün olarak bak ıldığında ise o, ancak iyi bir hayat tarzından hareketle kavranabilir. Budurumda iyi bir hayat, anlamlı veya erdemli değerlerle bezenmiş bir hayatla aynı
manaya gelir.“Nasıl bir hayat?” sorusunun, kendi içinde anlamlı bir hayata dair her tür talebi
kar şılayacak bir temel üzerine bina edilmesi gerekir 11. Burada anlamlı bir hayat, dahaziyade “başar ılı bir hayat” tasar ımı çerçevesinde algılanan hayat tarzıdır. İyi bir hayatı
bu şekilde algılamaz da, onu “mutlu bir hayat” ile özdeşleştirirsek, tarih boyuncatartışıla gelen problemlerin içine yeniden dalmış oluruz. Bu yüzden olsa gerek modernetikçiler, iyi bir hayat yerine “başar ılı bir hayat” ifadesini kullanmayı tercih ederler.Böylece, mutlulukla ahlaklılık arasında bir ayr ımı öngördüğünden, “nasıl yaşamakgerekir?” veya “nasıl bir yaşantı daha iyidir?” sorusu, gerek kişinin kendi, gerekse
başkalar ının mutluluğuna dair hem ahlaki hem de deneye dayalı bir cevabı mümkün
k ı
lar. Normal koşullarda her insan “nasıl yaşamalıyım?”, “nasıl bir hayat tarzı benim için
iyidir veya arzuya değerdir?” sorusuyla kar şı kar şıyadır. Böyle bir soru doğrudandoğruya kendi hayatımızla ilişkili olduğundan, onu daima belli bir zaman ve mekândave belli bir hayat tarzı ile bağlantısı içinde algılar ız. Yani, sıradan bir insanın ilgisi herzaman içinde bulunulan koşullar altında en iyi bir hayat tarzını yakalamaya yöneliktir.Eğer bu soruyu Aristoteles’te olduğu gibi, “çocuklar ım ve çocuklar ımın çocuklar ı içinnasıl bir hayat arzuluyorum?” şeklinde anlarsak, o zaman iyi bir hayatın bütün insanlariçin de iyi ve tercih edilebilir hayat olduğu noktasına varmış oluruz.
“Nasıl bir hayat?” sorusu, yukar ıda da vurgulandığı gibi, aynı zamanda hayatımızın
bütününü kapsayan bir perspektife sahiptir. Bu nedenle biz bir hayat tarzını değerlendirirken yalnızca şimdiyi değil, aynı zamanda yaşantı ötesi zaman ve koşullar ı da hesaba katar ız. Başka bir ifadeyle hayat, şu an içinde yaşanılan zaman haricinde,geçmişe ait tecrübeler ve geleceğe dair tasar ım ve planlar ımızı da kapsar.
Yine “nasıl bir hayat?” sorusu nedensel bir belirlemeyi de beraberinde getirir. Yani bu soruyu, Aristoteles’te olduğu gibi, farklı hayat tarzlar ı arasında bir seçim olarakanlarsak, o zaman şu veya bu hayat tarzını seçmemize yol açan nedenleri irdelememizgerekir. Söz konusu nedenler aynı zamanda bizim davranışlar ımızın yönlendiricigüdüleri iseler, bu kendimize bir amaç belirlediğimiz anlamına gelir. Ancak iyi bir hayat
10
Teleolojik bir bak ış tarzını ihtiva eden bu yaklaşım, tüm diğer varlıklarda olduğu gibi insanlarda da,insanın insan olarak çabaladığı temel bir hedef olduğu ön kabulünden hareket eder.11 Kr ş. S. Wolf (1998), s. 167 vd.
7/25/2019 Hayatin Anlami Nedir L Cilingir
http://slidepdf.com/reader/full/hayatin-anlami-nedir-l-cilingir 4/6
4
sürmek için belirlenen bu amaç, Kant’ta olduğu gibi, farklı bir boyutta da algılanabilir,yani davranışı doğrudan yönlendiren ampirik bir amaç olmayabilir. Buna kar şın, hayattasomut hedefler üzerine düşündüğümüzde, bu sefer de bunlar ın hayat için katlanabilirveya katlanmaya değer olup olmadığı sorusuyla kar şı kar şıya kalır ız. Çok dahaönemlisi, “iyi bir hayat nasıl olmalıdır?” sorusu varoluşsal mı, yoksa yalnızca etik
yöntemsel bir zorunluluğu mu ifade etmektedir?12
Nihayet “nasıl bir hayat?” sorusu, çoğu kez “en iyi hayat tarzı” şeklinde anlaşılmıştır.
Doğal olarak bu kabul aynı zamanda, yalnızca belli bir hayat tarzının bütün insanlar içintercih edilebilir biricik formu oluşturduğu sonucunu doğurur. Ancak bu sonuç bizi, çokfarklı hayat tarzlar ının da var olabileceği gerçeğinden alıkoymamalıdır. Bu noktada biraçılım belki, “iyi bir hayat” sorusunun arkasında yatan güdüsel nedenler araştır ılaraksağlanabilir.
Genel olarak bizi iyi bir hayat sorusuna yönelten güdüler nelerdir, diye sorulduğundaverilecek cevaplar ı üç kategoride toplayabiliriz: İ lk neden duygu durumlar ımızın, bizimiçin neyin iyi neyin kötü olduğu konusunda belirleyici olmasından kaynaklanır. Yani
bizim için iyi olan, bizde belli olumlu duygular doğuran şey oluyor 13
. İyi bir hayatsorusunu yöneltmemize yol açan ikinci bir güdüsel neden ise, bizim şahıs olarak, kendiduygu ve arzular ımızdan bağımsız bir şekilde, bir bak ıma duygu durumlar ımızı kar şımıza alarak, onlar ı değerlendirebilme yeteneğimizdir. Böyle bir sorgulama dahaziyade, duygular ımız farklı istikametlere yöneldiği ve arzular ımızın doyumu hayalk ır ıklığı doğurduğu durumlarda ortaya çıkar. Herhangi bir arzu veya duyguyu taşıyı ptaşımamamız gerektiği noktasında da, benzer bir güdülenim içerisindeyiz. Üçüncü birmotif de, Ursula Wolf’un “metafizik anlam sorusu”14 diye adlandırdığı, içinde
bulunduğumuz ve değiştirme imkânından mahrum olduğumuz, insani varlığımızınkoşullar ıyla ilgili olumsuzluklar ın doğurduğu sorgulama halidir. Bu yüzden, diyorUrsula Wolf, “bir kişinin hayatını anlamlı bir şekilde devam ettirmesi, yalnızca severek
yaptığı değil, aynı zamanda ortaya koyduğu çok çeşitli [duygu nitelikli] eylemlerin belli bir bütünlüğünü şart koşar”15. Bu noktada “iyi bir hayat” sorusu, “biz nasıl bu koşullariçindeki bir dünyada, belli bir varoluşsal yapıya sahip, sonlu-ölümlü bir varlık olarakdaha iyi yaşayabiliriz?”16 formuna bürünür. Bu nedenle denilebilir ki, iyi bir hayatınnasıl olduğuna dair sorgulama ve hayatımızın bütününü kapsayıcı genel biranlamlandırma çabası, çoğu kez kar şı kar şıya kaldığımız varoluşsal problemlerineseridir.
“Nasıl bir hayat?” sorusuna metaetik değerlendirmeler çerçevesinde genel olaraköznelci (subjektivist) veya düşünsel (reflektif) öznelci ile nesnelci (objektivist)kategorileri altında toplayabileceğimiz iki grup cevap aramıştır. Yalın öznelcilikten
farklı olarak 17
, düşünsel öznelciliğe göre bir bireyin arzular ı veya diğer bilişsel olmayankanaatleri, ancak onlar değer yargılar ından bağımsız bir eleştirinin belli bir formu olarakalınırlarsa bireyin yaşamının niteliksel ölçütü olabilirler 18. Böylece, eleştirinin konusunu
bir bireyin, kendi hayatı için arzuladığı şeyin ne olduğu değil, aksine bu hayatı hangitarz ve şekilde algılıyor olması oluşturur.
12 Kr ş. H. Steinfath (1998b), s. 15.13 Kr ş. H. Steinfath (1998a), s. 74 d.14 U. Wolf (1984), s.166.15 A.g.e., s. 161.16
U. Wolf (1998), s. 33.17 Yalın öznelcilere göre iyi hayat, bir bireyin reel arzular ının tatmin edildiği hayattır.18 Kr ş. H. Steinfath (1998b), s. 18.
7/25/2019 Hayatin Anlami Nedir L Cilingir
http://slidepdf.com/reader/full/hayatin-anlami-nedir-l-cilingir 5/6
5
“Nesnelcilik” taraftarlar ına göre belli kişisel tercih ve yargılardan hareketle ahlaki birzemin elde edilemez, dolayısıyla iyi kavramı bireyden bağımsız olarak değerlendirilmekzorundadır 19. Ancak nesnelciler de iyi bir hayat tarzını sorgularken, bireyin eğilim vetercihlerini göz önünde bulundurmak zorundadırlar, çünkü onlar, iyi olarak adlandır ılanşeyden farklı bir niteliğe sahiptirler. Bu bağlamda öznelcilik ile nesnelcilik arasındaki
asıl kavga, neyin iyi veya kötü olduğu değil, tersine niçin bir şeyin iyi veya kötü olduğukonusundadır.
Her ne kadar sıradan bir insanın arzu ve talepleri için daha ziyade içinde bulunduğuampirik koşullar belirleyici olsa veya bu tür bir insan hayatını yönlendirmek için etik birteori veya aydınlanmaya ihtiyaç duymasa da, her tür ayartıcı dürtü ve yargıya kar şı ahlak felsefesi iyi bir hayatın nasıl olması gerektiğine dair genel ve biçimsel bir taslağı
bize sunmak zorundadır. Şimdi böyle bir taslağı, yukar ıda sunulan çeşitli teorileri dedikkate alarak, analitik bir tarzda ortaya koymaya çalışalım:
İnsan bio-psiko-sosyal bir varlık olarak topyekün hayatına bir anlam verme çabası içindedir, yani bu varoluşsal bir zorunluluktur. Ancak, pratikte bu anlam sahalar ı
arasında bir derecelendirme yapılması, insanın yapısı veya varlık koşullar ından dolayı kaçınılmazdır 20.
Buna göre insan ilk a şamada, biyolojik bir varlık olarak kendi doğal gereksinimlerinikar şılamaya yönelik bir anlam aşaması oluşturur. Bu bir bak ıma hedonistik düzey olup,
bireyin gereksinim ve dürtülerinin kar şılanması, sağlığı, huzuru, acı ve hüzünden uzakdurması hedeflerini gerçekleştirmeye yöneliktir. Bu anlam aşamasının, nesnelcilerin deısrarla vurguladığı gibi, başlı başına bir ahlaki ölçüt oluşturamayacağı, aksi takdirde
bencil dürtü ve duygular ın genel bir ahlaki ilke yapılmış olacağı aşikârdır.
Anlam verme sürecinde ikinci a şamayı, sosyal bir varlık olarak insanın diğerinsanlarla girişmiş olduğu ilişkileri neticesinde belirlenen amaç ve hedeflerine yönelik
eylemler oluşturur. Birinci anlam sahası üzerine bina edilmiş, yani onu dışar ıda bırakmayan bir sosyal anlamlandırma aşaması insana aile, kar şılıklı yardımlaşma,eğitim, kültür, iktisat ve hukuk alanlar ında iyi davranış hedefleri sunacaktır. Bilhassaahlak felsefesinde Yeniçağ yararcılar ı taraf ından, “en fazla insanın en fazla mutluluğu”diye formüle edilen bu görüş, tüm avantajlar ına rağmen, yine de insan varlığını heryönüyle kuşatacak bir anlam perspektifi oluşturmaktan uzaktır.
O zaman hem ferdi hem de sosyal anlam aşamalar ını içine alan, ama aynı zamandaonlar ın ötesinde, insanın inanç, değer ve ideallerinin çizmiş olduğu hedefleri dekapsayan bir üçüncü anlam a şamasına ihtiyaç vardır. Ancak bu aşamayla insan olgun,erdemli, tek kelimeyle ahlaklı bir varlık olmasının eylemsel anlam çerçevesini
belirleyebilir 21
. Bu üç anlam aşamasını kavrayan insan, günlük hayat pratiği içinde hemkendi bireysel gereksinim ve sorumluluklar ını, hem toplumsal sorumluluklar ı, hem deak ıl ve gönül sahibi bir varlık olmasından kaynaklanan ahlaki ve dini sorumluluklar ını hakk ıyla yerine getirebilir. Böylece o, hayatının her aşama ve boyutundaki ihtiyaç vetaleplere topyekün bir anlam taslağı çerçevesinde kar şılık verebilen, yani gerçekmanada bilinçli eylemde bulunan, özgür bir insan olur. Fakat bu son aşama, insanvarlığının diğer anlam aşamalar ına gereken önemi vermeyen katı bir nesnelcilik olarak
19 Nesnelciliğin bu konudaki itirazlar ı için bkz. S. Kim (1998), ss. 248–274.20 Bu tür bir derecelendirme farklı içerik ve boyutta da olsa ilkçağdan günümüze pek çok düşünürtaraf ından yapılmıştır. Örneğin Platon ruh ve devleti üç parçalı düşünürken, Kant insan varlığında
kültürleşme, sivilleşme ve ahlakileşme diye üç aşamalı bir gelişme kabul eder.21 Bu aşama aynı zamanda, U. Wolf ’ un yukar ıda aktardığımız, “metafizik anlam sorusu”na cevap teşkileder.
7/25/2019 Hayatin Anlami Nedir L Cilingir
http://slidepdf.com/reader/full/hayatin-anlami-nedir-l-cilingir 6/6
6
algılanmamalıdır. Eğer bir nesnellikten söz edilecekse bu ancak, tüm anlam aşamalar ını yeteri ölçüde içeren bir nesnellik olabilir.
Bu çabada, sözü edilen varlık koşullar ıyla ilgili değişik bilgi sahalar ı ve disiplinler(özellikle din, sanat, ahlak ve felsefe), insana hayatı anlamlandırmak için belli bir anlamhammaddesi veya reçetesi sunarlar. Bu bağlamda ahlak felsefesinin görevi, diğerdisiplinlerin sunduğu hammadde ve bilginin de ışığında, bu topyekün anlamlandırmaçabasının yöntem ve ilkelerini belirlemektir. Eğer ahlak felsefesi bu ödevini ihmalederse hayata anlam verme işi, Kant’ın deyişiyle, özerk (otonom) olmayan sistemlerintoptancı yaklaşımına terk edilmiş olur.
Özetlemek gerekirse, iyi veya erdemli bir hayat pratikte her anlam aşamasınıngereksinim ve hedeflerine kar şılık gelen eylemleri içeren, teoride ise tüm bu eylem vehedefleri belli bir anlam taslağı içinde bize sunabilen bir hayattır. Bu çerçevede sonhedef veya en yüksek iyi insan hayatının tüm varlık aşamalar ını kapsayan buanlamlandırma sürecinin kavramsal bazda ifadesidir. Buna göre, erdemli bir hayat bugenel çerçeveyle örtüşen bir hayat tarzı olurken, k ı smi mutluluk belli bir anlam
sahasında, o sahanın gerektirdiği anlamsal hedefe erişmenin var ettiği doyum vehoşnutluk hali, buna kar şın genel veya ahlaki mutluluk da, tüm anlam aşamalar ında
belirlenen hedeflere uygun davranışın (dolayısıyla da en yüksek iyiyi gerçekleştirmeyeyönelik çabanın) sonucunda oluşan, insanın kendi varlığından hoşnut olması halidir. Bir
başka ifadeyle, insani varlığın ve topyekün hayatın anlamını kavramanın yolu ahlakeniyi ve başar ılı bir yaşam tarzından geçer.
Kaynakça:
Akarsu, B.: Ahlak Ö ğ retileri, Remzi K., İstanbul 1982.
Anzenbacher, A.: Einführung in die Ethik , Düsseldorf, 1992.
Aristoteles: Nikomachische Ethik (übers. und Nachw. v. F. Dirlmeier), Stuttgart 1969.
Drescher, J.: Glück und Lebenssinn, Freiburg/München, 1990.
İ bn Miskeveyh: Ahlaki Olgunla şt ırma, çev., A. Şener-İsmet Kayaoğlu-Cihat Tunç, K.B.Y., Ankara1983.
Kant, I.: Werke in zehn Bänden (hrs. v. W. Weischedel), Darmstadt 1983.
Kim, S.: „Kantische Moral und das gute Leben“, in: Was ist ein gutes Leben?, Frankfurt 1998.
Platon: Werke in 8 Bänden Griechisch und Deutsch (hrs. G. Eigler), Darmstadt.
Steinfath, H.: “Selbstbejahung, Selbstreflexion und Sinnbedürfnis, in: Was ist ein gutes Leben?, Frankfurt 1998a.
" : “Die Thematik des guten Lebens in der gegenwärtigen philosophischen Diskussion”, in:Was ist ein gutes Leben?, Frankfurt 1998b.
Tiedemann, P.: Über den Sinn des Lebens. Die perspektivische Lebensform, Darmstadt, 1993.
Wolf, S.: “Glück und Sinn: Zwei Aspekte des guten Lebens”, in: Was ist ein gutes Leben?, Frankfurt1998.
Wolf, U.: Das Problem des moralischen Sollens, Berlin 1984.
" : “Zur Struktur der Frage nach dem guten Leben”, in: Was ist ein gutes Leben?, Frankfurt1998.