hekİmlere Özel Ücretsİz dergİ sayi: 12 ekrana yapiŞip€¦ · hekİmlere Özel Ücretsİz...

12
EKRANA YAPIŞIP KALINCA HEKİMLERE ÖZEL ÜCRETSİZ DERGİ SAYI: 12 PARMAĞINI KIPIRDATMADAN Obezitenin kolon kanseri dahil çok sayıdaki kanser türünde riski artırdığı biliniyordu. Ancak, şeker tüketimi ile kanser arasında doğrudan bir bağlantı olup olmadığı konusunda kesin bir bilgi mevcut değildi. • Sayfa 02 Bir insan parmağını bile kıpırdatmadan kalp krizi riskini azaltabilir, zihin açıklığını artırabilir ve spor performansını yükseltebilir mi? Bu sorunun yanıtı, 1980’li yıllarda geliştirilen ve ventilatörler devreden çıktığında hastaya destek olmak üzere tasarlanan Solunum Kası Güçlendirme Egzersizi aletinden geldi. • Sayfa 04 Dijital aletlerle haşır neşir olmak günümüzün önemli bir alışkanlığı. Bilim insanları bu alışkanlığın gizli bir tehlikesini daha gözlemlediler: Obezite. Yaşları 18-23 arasında değişen 132 genç insanın dijital aletlerle ilişkisinin ölçüldüğü bir araştırmada dijital dünya ile ilişkisi yüksek derecede olan kişilerde vücut kitle indeksinin ve vücut yağ yüzdesinin yüksek olduğu görüldü. Daha sonra yapılan izleme döneminde, kişilere yiyeceklerle ilgili fotoğraflar gösterilirken MR’ları çekildi. Dijital aletlerle daha sık vakit geçiren kişilerin beyninde yemek fotoğraflarını gördüklerinde gıdaya karşı hareketlenen bölgelerde aktivite arttığı gözlendi. Araştırmacılar bu bulgunun dijital dünyanın olumsuz etkilerine karşı farkındalığı artırabileceğini umuyorlar. 1 ACELE ETMEDEN HIZLI OLMAK Dr. Altan Demirdere köşe yazısı • Sayfa 03 Mustafa Kemal Atatürk Posteri • Sayfa 12 Bu sayımızda sanatının yanı sıra eğitim, siyaset, bilim ve çevre gibi birçok alanda şapkası olan Yeşilçam’ın efsanevi jönü Ediz Hun ile buluştuk. Ediz Hun 120‘den fazla eser sığdırdığı sinema hayatını, geçmişten bugüne dünya sinema tarihini, iguana iguana adlı sürüngeni dünyada ilk kez doğal ortamının dışında üreten kişi olmasını ve ekolojik denge konularındaki engin bilgilerini keyifli bir sohbetle bizimle paylaştı. • Sayfa 06 Toplumsal gelişimin temelinde disiplin ve saygı yatar ŞEKERLE BESLENIYOR

Upload: others

Post on 12-Jul-2020

8 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: HEKİMLERE ÖZEL ÜCRETSİZ DERGİ SAYI: 12 EKRANA YAPIŞIP€¦ · HEKİMLERE ÖZEL ÜCRETSİZ DERG ... Beykoz İstanbul Türkiye Tel: 0216 570 95 00 BASIM YERİ Yelken Basım Yay

EKRANA YAPIŞIP KALINCA

HEKİMLERE ÖZEL ÜCRETSİZ DERGİ SAYI: 12

PARMAĞINI KIPIRDATMADAN Obezitenin kolon kanseri dahil çok sayıdaki kanser türünde riski artırdığı biliniyordu. Ancak, şeker tüketimi ile kanser arasında doğrudan bir bağlantı olup olmadığı konusunda kesin bir bilgi mevcut değildi. • Sayfa 02

Bir insan parmağını bile kıpırdatmadan kalp krizi riskini azaltabilir, zihin açıklığını artırabilir ve spor performansını yükseltebilir mi? Bu sorunun yanıtı, 1980’li yıllarda geliştirilen ve ventilatörler devreden çıktığında hastaya destek olmak üzere tasarlanan Solunum Kası Güçlendirme Egzersizi aletinden geldi. • Sayfa 04

Dijital aletlerle haşır neşir olmak günümüzün önemli bir alışkanlığı. Bilim insanları bu alışkanlığın gizli bir tehlikesini daha gözlemlediler: Obezite.Yaşları 18-23 arasında değişen 132 genç insanın dijital aletlerle ilişkisinin ölçüldüğü bir araştırmada dijital dünya ile ilişkisi yüksek derecede olan kişilerde vücut kitle indeksinin ve vücut yağ yüzdesinin yüksek olduğu görüldü. Daha sonra yapılan izleme döneminde, kişilere yiyeceklerle ilgili fotoğraflar gösterilirken

MR’ları çekildi. Dijital aletlerle daha sık vakit geçiren kişilerin beyninde yemek fotoğraflarını gördüklerinde gıdaya karşı hareketlenen bölgelerde aktivite arttığı gözlendi. Araştırmacılar bu bulgunun dijital dünyanın olumsuz etkilerine karşı farkındalığı artırabileceğini umuyorlar.1

ACELE ETMEDEN HIZLI OLMAKDr. Altan Demirdere köşe yazısı • Sayfa 03

Mustafa Kemal Atatürk Posteri• Sayfa 12

Bu sayımızda sanatının yanı sıra eğitim, siyaset, bilim ve çevre gibi birçok alanda şapkası olan Yeşilçam’ın efsanevi jönü Ediz Hun ile buluştuk. Ediz Hun 120‘den fazla eser sığdırdığı sinema hayatını, geçmişten bugüne dünya sinema tarihini, iguana iguana adlı sürüngeni dünyada ilk kez doğal ortamının dışında üreten kişi olmasını ve ekolojik denge konularındaki engin bilgilerini keyifli bir sohbetle bizimle paylaştı.• Sayfa 06

Toplumsal gelişimin temelinde disiplin ve saygı yatar

ŞEKERLE BESLENIYOR

Page 2: HEKİMLERE ÖZEL ÜCRETSİZ DERGİ SAYI: 12 EKRANA YAPIŞIP€¦ · HEKİMLERE ÖZEL ÜCRETSİZ DERG ... Beykoz İstanbul Türkiye Tel: 0216 570 95 00 BASIM YERİ Yelken Basım Yay

02

SANDOZ İLAÇ SANAYİ VE TİCARET A.Ş.ADINA İMTİYAZ SAHİBİ: ALTAN DEMİRDERESORUMLU MÜDÜR: NUR PEKER

İDARİ MERKEZSuryapı & Akel İş Merkezi, Rüzgarlıbahçe Mah. Şehit Sinan Eroğlu Cad. No:6 34805 Kavacık Beykoz İstanbul TürkiyeTel: 0216 570 95 00BASIM YERİYelken Basım Yay. San ve Tic. Ltd. Şti.Yeşilce Mah. Çelik Sok. No: 24 Seyrantepe-İstanbulTel: 0212 280 31 10GRAFİK TASARIMVMO TASARIM YAYIN TÜRÜYerel Süreli

“Bu dergide yayımlanan yazı ve ropörtajlarda yer alan görüş ve beyanlar beyan sahiplerine ait olup sadece bilgilendirme amaçlıdır. İşbu süreli yayın, derleme haberler içeren kurumsal dergi niteliğindedir. Ürün tanıtım dökümanı ve bilimsel yayın değildir. Dergide yer alan ropörtaj ve yazılar kaynak gösterilmeden ve imtiyaz sahibinin yazılı izni olmadan reklam, referans veya sair hiçbir amaç için kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayımlanamaz. Tüm hakları saklıdır®.SANDOZ 2018

Yaşlanmakta olan insan için, çocukluk dönemine kıyasla, zaman rüzgar gibi geçmekte. Bu konuda geliştirilen yeni bir teoriye göre, olayın nedeni yaşlanmakta olan beyinde görsel uyarıların işlenme hızındaki düşüşten kaynaklanıyor.

İnsan zihni zamanın akıp

gittiğini algıladığı imajların sayısıyla anlar. Algılanan imaj yenilendiğinde zaman da akar. Bu olgunun yaşa bağlı olarak azalması uyarının algılanma süresini uzatmaktadır. O nedenle, çocuklara kıyasla aynı sürede daha az görsel uyarıyı algısal olarak işleyen yaşlı kişide zaman daha hızlı akıyor duygusu hakimdir.4

Obezitenin kolon kanseri dahil çok sayıdaki kanser türünde riski artırdığı biliniyordu. Ancak, şeker tüketimi ile kanser arasında doğrudan bir bağlantı olup olmadığı konusunda kesin bir bilgi mevcut değildi.

Amerikalı araştırmaların çalışması bu şüpheyi giderecek bulgular içeriyor. Hayvan modelinde yapılan çalışmada, kolorektal kanserde fren görevini yapan APC geni

susturulmuş farelere, insanın günlük tükettiği miktara eşdeğer dozda yüksek fruktozlu mısır şurubu verildi. Bu farelerde obeziteyi önlemek için her gün şekerli su da şırıngayla uygulandı. Deney hayvanlarında bir ay içinde obezite gelişmeden kanserin gelişmeye başladığı gözlendi.

Araştırmanın bulgularına göre, kronik şeker tüketimi kolon kanserine yakalanma süresini

kısaltıyor. Bunun da nedeni olarak fruktozun kimyasal bir süreç sonunda, tümör büyümesini tetikleyen yağ asitlerini oluşturması gösterildi.

Araştırmacılara göre, elde edilen bulgular şeker konusundaki farkındalığı artıracağı gibi kolon kanserinin tedavisinde yeni yöntemlerin de kapısını açabilecek.2

ŞEKERLE BESLENIYOR

RÜZGAR GIBI GEÇTI

Tıbbi araştırmalarda mühendislerin katkısı giderek artıyor. Bunun en son örneği kanserin erken tanısı konusunda görüldü. Kanserin tıbben saptanmasından önce, kanda ilk belirtilerinin yakalanması için yürütülen bir çalışmada mühendislerin geliştirdikleri altın nanopartiküller sayesinde kanserin eser düzeydeki belirtileri saptanabildi.

Hastadan alınan bir damla kanın elektrokimyasal biyosensörlerden geçirilmesi sırasında, sensörlerdeki biyolojik maddelerin kanda dolaşan kanserle ilintili biyomarkerları yakalamasıyla kanser daha kendini klinik düzeyde göstermeden erken tanı konabilmektedir.3

Fotoğraf: NJIT

Fotoğraf: Kirstine Lavrsen, University of Copenhagen

MÜHENDISLERLEEL ELE

Page 3: HEKİMLERE ÖZEL ÜCRETSİZ DERGİ SAYI: 12 EKRANA YAPIŞIP€¦ · HEKİMLERE ÖZEL ÜCRETSİZ DERG ... Beykoz İstanbul Türkiye Tel: 0216 570 95 00 BASIM YERİ Yelken Basım Yay

03

Acele etmeden hızlı olmakÇita. Dünyanın en hızlı ve çevik hayvanı. Üç saniye içinde saatte 120 km hıza erişiyor.

Global sosyo-ekonomik durum bütün sektörlerde olduğu gibi sağlık sektöründeki paydaşların da her türlü eylemlerinde Çita gibi olmasını gerektiriyor artık. Yani, süratle değerlendireceğiz, düşüneceğiz, akıl yürüteceğiz ve harekete geçeceğiz. Ama nasıl?

Stratejik çevikliği içselleştirerek. Bunun da temel belirleyicisi bilgiyi kullanma, yönlendirme becerimizin düzeyi.

Astrofizikçilere göre evrenin temel taşı bilgidir. Çağımız da zaten bilgi çağı. Bu demektir ki, evrenin sırlarına doğru hızla ilerleme şansımız var.

Aslında bilgi hayatımızın her alanını kuşatmış durumda. Sağlık alanı ise bu kuşatmadan en fazla pay alan sektörlerin başında geliyor. Bundan böyle sağlık alanında her paydaşın kendi ortamının koşullarına uygun olarak sağ kalmasının yolu bilgisini güncelleyerek onu her olay karşısında doğru tepkiyi zamanında, yeterli şiddette ve sürede verebilmede kullanma kabiliyetinden geçiyor. Söz konusu bu kabiliyetin itici gücü de temel niteliği esneklik olan beynimizi esnetme alışkanlığımızın düzeyi.

Stratejik çeviklik bilgi ve esnek beynin ortak ürünü olarak, her ne yapıyorsak, sağ kalabilmenin ana

yöntemi olacak gibi görünüyor.

Dr.Altan Demirdere

DR. ALTAN DEMİRDERE

Beynin dinamik bir bileşeni olan anılar, uyku sırasında sürekli elden geçirilir. Kimisi unutulur gider kimisinin de yeri sağlamlaştırılır. İnsanın da gerektiğinde istediği anıları unuttuğu biliniyordu da bunun beyinde nasıl gerçekleştiği konusunda bilgi eksikliği söz konusuydu.

Bu eksikliği gidermek üzere yapılan çalışmada beyinde duyusal ve algısal işlevlerle ilintili bölgelerdeki aktiviteler incelendi. Bulgulara göre, unutma işlemi sırasında ilgili bölgelerde hatırlama işlemine kıyasla daha fazla aktivite artışı gözlendi. Ancak bu artışın düzeyi unutmanın

gerçekleşmesi için en kritik faktör olarak belirlendi. Bölgedeki aktivite çok arttığında anı unutulacağına yerini sağlamlaştırırken düşük olduğunda da herhangi bir etki görülmedi. Artışın orta şiddette olması anının unutulmasını sağladı.5

SADECE DINLENDIRMIYORMüziğin insan psikolojisine olumlu etkisinin yanı sıra biyolojik yapısı üzerinde önemli yararları bulunduğu biliniyor. Bu olumlu tabloya müziğin dikkat üzerindeki etkisi de eklendi.

Müzisyenlerde ve herhangi bir müzik aleti çalmayan kişilerde uygulanan test sonucunda müzisyenlerde dikkatin daha keskin olduğu belirlendi. Müzisyenlerin bir uyarıya daha çabuk tepki verirken; odaklanacak konuyu çevredeki gereksiz öğelerden arındırarak daha iyi belirledikleri saptandı. Kişinin müzik geçmişi ne kadar uzunsa müziğin dikkati keskinleştirme gücü de o denli artıyor. Araştırmacılar bilim dünyasında ilk kez elde edilen bu bulgunun klinikte ve eğitimde önemli uygulama alanları bulacağına inanıyorlar.6

UNUTMAKHATIRLAMAKTAN

ZOR

Page 4: HEKİMLERE ÖZEL ÜCRETSİZ DERGİ SAYI: 12 EKRANA YAPIŞIP€¦ · HEKİMLERE ÖZEL ÜCRETSİZ DERG ... Beykoz İstanbul Türkiye Tel: 0216 570 95 00 BASIM YERİ Yelken Basım Yay

04

Diyetle zayıflayan kişilerin yeniden kilo almamak için kalori kısıtlamasından çok egzersize yöneldikleri gerçeği yeni bir çalışmayla daha pekiştirildi. Obez ve normal kilolu kişilerle diyetle zayıflayıp kilosunu koruyan kişilerin kıyaslandığı çalışmada kilosunu koruyan kişilerin obez kişilerle aynı kalori düzeyinde beslenmelerine

Bir insan parmağını bile kıpırdatmadan kalp krizi riskini azaltabilir, zihin açıklığını artırabilir ve spor performansını yükseltebilir mi? Bu sorunun yanıtı, 1980’li yıllarda geliştirilen ve ventilatörler devreden çıktığında hastaya destek olmak üzere tasarlanan Solunum Kası Güçlendirme Egzersizi aletinden geldi. Elde tutulup kuvvetlice üflenerek kullanılan bu alet

Neştersiz cerrahi işlem, hastaların yeni umudu oldu. “Moleküler cerrahi” adı verilen neştersiz cerrahi işlem kozmetik cerrahi uygulanacak hastaların yanı sıra eklem deformasyonu görülen felçli ve serebral palsili hastalar için umut oldu. Canlı dokuyu yeniden biçimlendirmek için kullanılan cerrahi işlem,

Doğada vakit geçirmenin stresi azalttığı biliniyordu ancak bunun ne kadar ve ne şekilde yapılması gerektiği konusu gündeme gelmemişti. Olayı aydınlatmak için yapılan bir araştırmada sekiz hafta boyunca haftada üç gün doğada en az 10 dakika vakit geçiren (gezinip, oturan) kişilerde stres hormonu kortizolün düzeyine bakıldı. Sonuçta, doğada 20

rağmen egzersiz programları sayesinde kilolarını korudukları gözlendi. Kilolarını koruyan kişilerin günde attıkları 12 bin adım onları her adımda sağlığa biraz daha yaklaştırırken; günde 6 bin 500 adımı geçemeyen obezlerle aralarındaki sağlıklı olma farkını büyütüyor. 7

günde 30 dakika kullanıldığında akciğer kapasitesini artırıyor. Araştırmacılar bir çalışma çerçevesinde bu aleti kullanan uyku apneli kişilerde uyku kalitesinin düzelmesinin yanı sıra sistolik kan basıncında aerobik egzersizin sağladığı sistolik kan basıncı düşüklüğünün iki katı daha fazla azalma tespit etti. Bunun ardından yapılan yeni bir

hastanın iyileşme süresinin uzun olması ve yara izi gibi sıkıntıları beraberinde getiriyor.

Moleküler cerrahide ise neşter yerine elektrik akımı kullanılarak ilgili bölgenin yumuşaması sağlanıyor. Bu yöntemle yapılan bir deneysel çalışmada kıkırdak üzerindeki biçimlendirme

dakika vakit geçirmenin kortizol düzeyini belirgin biçimde düşürdüğü gözlendi. Bu süreyi 30 dakikaya çıkarmak, etkinin daha da artmasına yol açarken; 30 dakikayı aşan sürelerde etkinin artış hızının düştüğü görüldü.

Araştırmacılar bu bulgunun şehir planlamacıları için yol gösterici olmasını umuyorlar.8

çalışmada söz konusu aleti kullananlarda sistolik kan basıncının düşmesiyle birlikte zihinsel ve bellek testlerinde daha iyi sonuçlara ulaşıldı. Bu çalışma ayrıca, kişilerin yürüme bandında daha uzun süre kaldıklarını ve bu sürede kalp atım hızları ve oksijen tüketimlerinin düşük düzeyde kaldığını ortaya koydu.9

işlemi beş dakika gibi kısa bir sürede, ağrısız bir şekilde ve yara izi bırakmadan gerçekleştirildi. Araştırma ekibi aynı yöntemi tendon ve kornea gibi kollajen dokularda da deneyerek kullanım alanını genişletmek üzere çalışmalarını sürdürüyor.10

PARMAĞINI KIPIRDATMADAN

SADECE 20 DAKIKA

YEMENE DEĞIL KOŞMANA BAK

NEŞTERE ELVEDA

Fotoğraf: Rachel Qu, Anna Stokolosa, Charlotte Cullip

Fotoğraf: Casey A. Cass/University of Colorado

Page 5: HEKİMLERE ÖZEL ÜCRETSİZ DERGİ SAYI: 12 EKRANA YAPIŞIP€¦ · HEKİMLERE ÖZEL ÜCRETSİZ DERG ... Beykoz İstanbul Türkiye Tel: 0216 570 95 00 BASIM YERİ Yelken Basım Yay

05

Yeni bilimsel bulgulara göre ağız hijyeni sadece estetik açıdan değil, bir dizi ciddi hastalık riskinin azaltılması açısından da önemli. Söz konusu bulgulara göre, dişeti hastalığında rol oynayan bakteri, çiklet çiğnemek veya diş fırçalamak

Genlerin biyolojinin sabit yapıları olduğu düşüncesi sarsılmaya başladı. İlgili kanıt da yoksulluk araştırmasından geldi. Yoksulluğun çeşitli sağlık sorunlarıyla ilişkisi bilinmesine karşın biyolojik düzeyde bir ilişkiden söz edilmiyordu. Yeni yapılan bir çalışmada, gen aktivitesini biçimlendiren ana epigenetik marker DNA- metilasyon düzeyi ile

gibi basit işlemler aracılığıyla ağızdan kana geçerek salgıladığı toksinler vasıtasıyla Alzheimer hastalığı, romatoid hastalığı ve inspirasyon pnömonisi gibi hastalıklarda rol oynuyor. Araştırmacıların Alzheimer’lı hastalarda

düşük sosyoekonomik konum arasında yakın bir ilişki olduğu saptandı. Bu ilişki 1500 genin 2500’ü aşkın bölgesinde gözlendi. Diğer bir deyimle, vücuttaki genlerin %10’una yoksulluk damgasını vuruyordu. Bu bulgu, yoksulluğun, genleri manipüle ederek kişinin gelecekteki sağlığını olumsuz etkilemesi demekti.12

yaptıkları otopside de dişeti iltihabından sorumlu bakterinin sağlıklı kişilerin otopsi bulgularına kıyasla daha yoğun olması da söz konusu ilişkinin önemli bir kanıtı olarak kabul ediliyor.11

AĞZI BOZMAMAK ETKISI SADECE CÜZDANA DEĞIL

Meksika’da 1942 yılında başkanın eşi saraydaki yemek salonunu çok monoton bulur ve burayı bir tablo ile süslemeyi ister.

Bu işi o dönemlerde ünlü Meksikalı ressam Frida Kahlo’dan başkası yapamazdı. Kahlo’ya bir natürmort tablo ısmarlanır. Kahlo da 64 santimetre çapında bir tabağı meyve tabağına çevirir fırçasıyla. Tablo görünüşte sebze, meyve ve çiçeklerden oluşan doğal görüntüsüne rağmen daha sonraki yıllarda oldukça gürültü koparır. Gürültünün ana nedeni, Kahlo’nun resimlerinde sembolleri sık kullanmasıydı. Söz konusu tablodaki semboller günümüzde de tartışmaların gündeminden inmiyor.

Kelime anlamıyla “yok ülke” demek. Ancak, Thomas More’un kitabından sonra “yaşanası yer” anlamını kazandı. Dilimizde ütopya diyoruz. 15’inci yüzyılda yaşamış İngiliz yargıç-yazar Thomas More’un yazdığı “Ütopya” adlı kitabı aradan geçen yüzyıllara rağmen popülerliğini hala koruyor.

Yaşlı bir denizcinin Thomas More’a anlattığı ülke olarak kurgulanan Utopia adası, kitapta “adaletin yeryüzündeki ülkesi” olarak nitelendiriliyor. Ama başka nitelikleri de var bu adada yaşamın; hiçbir yurttaşın geleceğinden endişe duymaması, yiyecek sıkıntısı olmaması, insanların her ihtiyacını ambarlardan ücretsiz karşılaması gibi.

Thomas More bu kitabıyla, Batı toplumlarındaki çeşitli sorunlara doğrudan eleştiri getirmek yerine bir ütopya devleti yaratarak örnek çözümler getirmeye ve ders vermeye çalışıyor.

Alfa Yayınları tarafından yayınlanan “Ütopya” kitabını bu yüzyılda da okumak insan zihnini açan bir davranış olacaktır.

Ütopya

Yemek salonunda Kahlo

Page 6: HEKİMLERE ÖZEL ÜCRETSİZ DERGİ SAYI: 12 EKRANA YAPIŞIP€¦ · HEKİMLERE ÖZEL ÜCRETSİZ DERG ... Beykoz İstanbul Türkiye Tel: 0216 570 95 00 BASIM YERİ Yelken Basım Yay

06

Öncelikle akademisyenliğiniz ve bilime olan sevginizle başlamak istiyoruz. Türkiye’de biliminin gelişmesiyle ilgili ne düşünüyorsunuz?

Türkiye’de üniversitelerde bilime çok daha fazla ağırlık verilmesi gerekiyor. Eczacılık, biyoloji, kimya bu anlamda çok önemli branşlar... Araştırmaların yapılması için de üniversitelerde çok iyi laboratuvarlara ihtiyaç var. Türkiye’de özellikle fen bilimlerine çok ağırlık verilmesi lazım. Çünkü buradan çıkanlar eczacı, veteriner, doktor oluyor. Türkiye’de üniversiteler bazında bu kadar önem veriliyor mu? Bu nokta soru işareti... İyi bir

üniversite ancak laboratuvarıyla ön plana çıkabilir. Buluşlar, icatlar tabii ki var ama yeterli değil.

Bizim ülkemizde de çok yaratıcı gençler var. Onlara imkân verilmesi lazım ki gelişsin. Laboratuvar çalışması çok önemli. Ben Norveç’te öğrenciyken imtihanlarımız sabah 9’da başlar 5’te biterdi. Sabah saatlerinde uygulama yapılırdı. Saat 9’da bizi Atlas Okyanusu’na götürürlerdi. Medcezir olayını incelerdik. Çamurların, çimlerin arasından bitkiler toplardık birbirimize sorardık sonrasında laboratuvarda bunlardan imtihan olurduk. Biz böyle

çalışırdık. Bir de bizde teste alıştırmışlar çocukları. Test beyin çalıştırmaz. Sadece X ve Y’ye şartlanıyorsun. Beynin çalışması için yaratıcılığını ortaya koyman lazım. Üniversite okuyorsan yaratıcılığını ortaya koyacaksın.

Türkiye’deki sanatçı profiline baktığımız zaman eğitim ve sanatı aynı anda yürüten sanatçı sayısı çok az. Genelde eğitimlerini yarıda bırakıp sinemaya ya da tiyatroya yönelmişler. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Amerikan sinemasına baktığımız zaman içlerinde en eğitimlileri Brad Pitt, mimardır.

George Clooney eczacıdır ama daha önceki nesillere baktığımız zaman aynı bizdeki gibi hepsi alaylıdır. Elvis Presley kamyon şoförüdür mesela… Gregory Peck eczacı, Yul Brynner felsefecidir. Biz de bugüne Ses Mecmuası’nın yarışmasıyla geldik. Şimdiki tiyatrocular devlet konservatuvarlarında okuyor daha tahsilliler.

1963 yılında Almanya’da öğrenciyken yaz döneminde Ada’ya geldim. Babamın bir arkadaşı bana bir gün ‘Sinemayı düşünmez misin?’ diye sordu. Ben okurken nasıl olacak diye düşünüyorum tabii. “Orhan Günşiray, Ayhan Işık, Göksel Arsoy, Türkan Şoray diye birileri

var. Sen de şansını dene belki kazanırsın” dedi. Sonra ben bu yarışmaya katıldım ve birinci oldum. O dönemde daha lise mezunuyum. 1975’ten sonra üniversiteye başladım. Benim üniversite hayatım sinemadan sonra başladı.

Türkiye’de başarılı sinema sanatçıları var mı?

Sanat kimsenin tekelinde değildir. Öyle bir insan gelir ki, 15 yaşında olur, 18 yaşında olur 70-80 yaşındaki bir aktörü geride bırakabilecek bir performans gösterebilir. 2014’te Hayat Yolunda diye bir dizide yer almıştım. Orada sanatını icra eden kişiler çok başarılıydı.

Bu sayımızda sanatının yanı sıra eğitim, siyaset, bilim ve çevre gibi birçok alanda şapkası olan Yeşilçam’ın efsanevi jönü Ediz Hun ile buluştuk. “Bilime ve sanata önem vermeyen bir ülke ilerleyemez, yerinde sayar” diyen Ediz Hun 120‘den fazla eser sığdırdığı sinema hayatını, geçmişten bugüne dünya sinema tarihini, iguana iguana adlı sürüngeni dünyada ilk kez doğal ortamının dışında üreten kişi olmasını ve ekolojik denge konularındaki engin bilgilerini keyifli bir sohbetle bizimle paylaştı.

Röportaj sırasında “Acaba yan masadaki kişiler rahatsız olur mu” şeklindeki hassasiyeti, anılarını anlatırken duygularını hiç gizlemeyen, zaman zaman nemlenen o anlamlı gözleri kendisine olan hayranlığımızı daha da katladı. Hayata dair tavsiyeleriyle ruhumuzu okşayan, bilgi dağarcığımızı genişleten röportajımızı keyifle okumanızı dileriz. Ayrıca Ediz Hun’un uzun bir aradan sonra yeni bir tiyatro eseri ile geri döndüğünü, Agatha Christie’nin On Küçük Zenci‘si için 20 Ağustos’ta çalışmalara başlayacağını bizden duyun istedik.

Toplumsal gelişimin temelinde disiplin ve saygı yatar

Röportaj:Beste TekelSandoz Türkiye İletişim

Page 7: HEKİMLERE ÖZEL ÜCRETSİZ DERGİ SAYI: 12 EKRANA YAPIŞIP€¦ · HEKİMLERE ÖZEL ÜCRETSİZ DERG ... Beykoz İstanbul Türkiye Tel: 0216 570 95 00 BASIM YERİ Yelken Basım Yay

07

Cem Yılmaz değer verdiğim, çok zeki birisi. Cem, bana gelip “Abi böyle bir senaryo var. Filmimde senin de olmanı istiyorum” dedi. Konuştuk, ben de kabul ettim.

Türkiye’de başarılı sinema sanatçıları var mı? Evet, var.

Türk sinemasında kendini aşan, yenilik getiren birçok film var. Ancak Avrupa’daki film standartlarına hala ulaşmış değiliz. Neden?

Arada çok büyük bir fark var. Biz Türkiye’ye film yapıyoruz. Onlar filmi bütün dünyaya satıyor. Dolayısıyla prodüksiyonlar çok maliyetli. Önce yönetmeni seçiyorlar, daha sonra aktörleri seçiyorlar ve çalışmalara başlıyorlar. Mesela fiziği uygun değilse ve kilo alması gerekiyorsa kilo aldırıyorlar ya da zayıflaması gerekiyorsa zayıflatıyorlar. Bunlar diyetisyen kontrolünde yapılıyor. Yani kurulmuş müthiş bir sistem var. Bizim filmlerimiz daha çok duygusal ağırlıklı… Seyirci o kişiyi hangi rolde görmek istiyorsa ona göre seçiliyor. Mesela ben artık orta yaş aile babası rolü değil, daha aykırı roller oynayabilirim.

Seyirci her ne kadar beni böyle görmek istese de şaşırtmak da önemli. Mesela bu sene bir tiyatro da yapacağım. Agatha Christie’nin On Küçük Zenci isimli eserinde rol alacağım. 20 Ağustos’ta çalışmalara başlayacağız, haftanın 5 günü text çalışması yapacağız. Türkiye ne zaman ki tüm dünyaya film satar, işte o zaman prodüksiyonlar yükselir.

Sinema renkli bir dünya iken akademik hayat daha disiplinli… İki alan da sizin için hep kol kola gitmiş. Mesela 2001 yıllında Milletvekilliği yaparken ‘Şöhret Sandalı’ filmini çektiniz. İki farklı alanı bir arada yürütmeyi nasıl başardınız?

Milletvekilliği dönemimde böyle bir film teklifi aldım diye yönetime söyledim. Onlar da “Siz nasıl yapmak isterseniz Ediz Bey” dediler. Sonrasında çalışmalara başladık, filmi çektik. Aslında bunun temelinde disiplin yatıyor. Ben tüm notlarımı tek tek klasörlerim. Konuşma yapacaksam öncesinde prova yaparım. Ne kadar sürede ne anlatacağımı

hesaplarım. Senelerdir bu işi yaptığım için seyirciye karşı özgüvenim var.

Çok ciddi bir akademik eğitiminiz var. Sonrasında siz şans eseri olarak ifade ediyorsunuz ama sinema ile yollarınız kesişmiş. Hem akademik eğitiminizi hem sanattaki başarınızı birleştirebileceğiniz bir ortam yaratmışsınız. Bunu nasıl başardınız?

Ben işimi iyi yapmaya çalışırım ve yaparım da. Üniversitede ders vermekten çok keyif alıyorum. Öğrencilerimi sınıfta bırakmamaya gayret ederim. Yaptığınız işi ciddiye almak çok önemli. O zaman başarı geliyor.

1970’li yılların ikinci yarısında sinema farklı bir kulvara çekildi. O dönem ben sinemayı bıraktım. Almanya’ya gittim aradan çok zaman geçtiği için kaldığım yerden okula devam edemedim. Sonrasında kuzey ülkelerine gitme kararı aldım. Finlandiya Helsinki Üniversitesi, İsveç’te Stockholm ve Malmö Üniversitesi’ne, Norveç’te Oslo Üniversitesi’ne yazdım. Sinema hayatımdan kesitler, birer albüm

yaptım. İguana iguana adlı sürüngeni dünyada ilk kez doğal ortamının dışında ben ürettim ve yayınlanmıştı. Çoğunu Almanca yazmıştım arada İngilizce cümleler de vardı. 20 gün sonra Oslo Üniversitesi’nden Norveç dilinde bir mektup geldi. “Oslo Üniversitesi çalışmalarınızı uygun bulup sizi kabule şayan görmüştür” yazısıyla beraber anlaşma belgeleri göndermişler.

Biz de eşimle kalktık Norveç’e gittik. İlk başta 4,5 ay bir kursa gittim ve birincilikle bitirdim. bir sene geçtikten sonra genel bir imtihan vardı. Profesör bana “Çok heyecanlısın” dedi. “Evet çok heyecanlıyım. Yazabilecek miyim bilmiyorum” dedim. “Dersleri takip ediyorsun, anlıyorsun, yazarsın. Fransızca yaz. Hatta senin Almancan daha iyiydi galiba, sen Almanca yaz. Eğer hiçbirini yazamazsan Türkçe yaz, ben onu konsolosluğa gönderir tercüme ettiririm ve senin notunu veririm” dedi. Nasıl güzel bir düşünce... (anlatırken gözleri doluyor)

Bilim ve sanat ilişkisini nasıl değerlendirirsiniz?

Bir ülke bilime ve sanata önem vermezse ilerleyemez, yerinde sayar. Charles Darwin’in bir sözü var; “Bilim ve sanat bir kuşun iki kanadı gibidir. Bu iki kanadı kullanabilen toplumlar uçar ve özgür olurlar.”

Bir de Platon’un bir sözü var; “Karanlıktan korkan bir çocuğu kolaylıkla affedebiliriz. Hayattaki gerçek trajedi yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır.”

Bu sözler bu durumu çok güzel ifade ediyor.

Üniversitelerde hangi alanda dersler veriyorsunuz?

Türk sinemasının tarihi, Avrupa’daki sinema tarihi gibi birçok konuyu ele alıyoruz. 11 Kasım 1914’te Osmanlı harbe giriyor. Üç gün sonra da Osmanlı’dan yedek subay Fuat Uzkınay Ayastefanos’taki Rus Abidesi’nin yıkılışını çekiyor. Bu da Türk sinemasının başlangıcı sayılıyor. Dünya sineması tarihine baktığımızda ise sinema 1895’lerde Lumiere kardeşlerin çektiği kısa metrajlı filmler ile başlıyor. 1920’lerde bir film şirketi kuruluyor. Başına Muhsin Ertuğrul getiriliyor. 1950’ye kadar Muhsin Ertuğrul hem yönetmen hem de zaman zaman aktörlük yaparak birçok film çekiyor. Muhsin Ertuğrul, çok kıymetlidir. Sinema Amerika’da çok daha önceden başlamış oluyor tabii. Örneğin sinema tarihinin ilk önemli komedyeni Buster Keaton, sessiz film döneminin ilk romantik jönü ise Rudolph Valentino’dur. Sonrasında sessiz filmden sesli filme geçiliyor. Sesli filmde ilk romantik Joseph Cotten, ikinci romantik Ray Milland…

Diğer dersim ise Ekoloji… Ekolojinin sistemleri, doğal değerler… Bu derslerin hepsini görüntüyle destekleyerek anlatıyorum. Yeri geliyor öğrenciler de anlatıyor. Bunların hepsi bir bütün.

Başarının temeli sizce nedir?

Başarının en temel sebebi saygı duymak. Beğenmek beğenmemek, sevmek sevmemek sizin şahsi görüşünüz olabilir. Birini beğenmeyebilirsiniz ama saygı duymak zorundasınız. Türkiye’de saygı maalesef çok azaldı. İnsanlar birbirlerine karşı saygılı davranmıyorlar. Bilhassa trafikte… Sürekli birbirine hakaret ediyorlar. Birbirimize saygılı olmayı öğrenmek zorundayız.

Genç nesillere gelecekleri için hangi tavsiyelerde bulunursunuz?

Page 8: HEKİMLERE ÖZEL ÜCRETSİZ DERGİ SAYI: 12 EKRANA YAPIŞIP€¦ · HEKİMLERE ÖZEL ÜCRETSİZ DERG ... Beykoz İstanbul Türkiye Tel: 0216 570 95 00 BASIM YERİ Yelken Basım Yay

08

1982 yılından beri üniversitelerde ders veriyorum. Şimdiki öğrencilerin not alma gibi bir alışkanlıkları yok. “Beyninize güvenmeyin, anlarsınız ama unutursunuz, not alın” diyorum. Bir kere öğrencilerin kendilerini geliştirme, değer yaratma motivasyonlarını değiştirmemiz lazım. Bir işe gittikleri zaman diploma bir şey ifade etmeyecek, fotokopisini çekmeceye koyacaklar. Önemli olan transkript… Nasıl not almış, ne kadar not almış. İşveren buna bakacak. Kişinin güzel veya yakışıklı olması bir şey ifade etmez. Beyninizdeki ciddiyet ne, merkezde ona bakacaklar. Bu noktada da transkript sizin kartvizitiniz. Modern insan olmak yeterli değil bunun içini doldurmak lazım. Doldurmak da ancak üniversite eğitimiyle ve bilgiyle oluyor.

Yeni havalimanı yapıldı, gökdelenler dikildi. Tüm bu gelişmelerin sonucunda ekolojimiz ne durumda?

Ekolojimiz çok bozuldu. En büyük megalopolis Ganj Nehri’dir. 205 milyon insan yaşıyor. İkincisi megalapolis 120 milyon insanın yaşadığı Hong Kong ve Makao arası Pearl Rivers.

İstanbul megalopolisin merkezi ve bu şehre her gün giriş çıkış 2,5 milyon… Anadolu’dan, Asya’dan, Avrupa’dan Amerika’dan trenle, uçakla, otomobille geliyor. Bir gün bile kalsa ihtiyacını burada karşılıyor ve gidiyor. Bunları da İstanbul nüfusuna ilave etmek gerekiyor. Yani İstanbul’da 26,5 milyon insan yaşıyor. Günde ortalama 80 milyon litre atık her gün kanalizasyonlardan denizlere akıyor. İstanbul kalabalık ülkeler arasında dünyada ilk 15 şehir arasına giriyor. Bu nüfusu kontrol edebilmek ve oksijenin girdisini sağlayabilmek için İstanbul’da yeşil alanları artırmak gerekiyor.

Yıllar geçmesine rağmen halen fitliğinizi koruyorsunuz. Nasıl besleniyorsunuz ve neler yapıyorsunuz?

Aktif bir yaşam şeklim var. Benim her günüm doludur. Öyle evde oturup bekleyemem, hareketi severim. Sabah kahvaltısı çok önemli. Ben sabahları mutlaka bal tüketirim. Yumurta olmazsa olmazımdır. Sabahları kızarmış ekmek yerim, balık yağı içerim. Akşamları yoğurdun

içine keçiboynuzu pekmezi ekleyerek yerim. Domatesli pilavdan asla vazgeçemem. Her gün olsa yiyebilirim. Meyve tüketimine önem veririm. Özellikle kırmızı ve sarı meyveler… İçinde likopen var. Kayısı, karpuz, kavun, çilek, incir, kırmızı erik mutlaka tüketilmeli. Senelerdir süt içerim. Bu sene kefir tüketmeye de özen gösteriyorum. Nar suyu, portakal suyu, greyfurt çok severim. Ben vücudumu bunlarla besliyorum. Bir de gece ve gündüz yüzüme mutlaka krem sürerim.

Et ve balık ile aranız nasıldır?

Balık derin bir konu. Doktorlar balık tüketin diyorlar ama ben o fikirde değilim ne yazık ki. Nedenine gelince, en çok kirliliği barındıran yer hidrosferdir. Göllerde, nehirlerde çok büyük atıklar birikiyor. Bunun için de temiz suların balıklarını tüketmek gerekiyor. Şöyle anlatayım: Bir ‘Pelajik Bölge’ yani serbest su kütleleri bir de ‘Bentik Bölge’ vardır. Pelajik Bölge balıkları uskumru, çinekop, kolyoz, lüfer, palamuttur. Bentik Bölge’deki balıklar kırlangıç, kalkan, pisi, barbunya, tekirdir… Bu balıklar yassıdır. Karınları beyaz, üstü de kamuflajdır. Zaman zaman kumun içine de gömülürler. Atıklar yerçekimi kanunu gereği kanalizasyonlarla dibe gelir. Denizlerin diplerine ulaşan atıklardan bahsetmem gerekirse sentetik organikler olarak adlandırdığımız yağda

eriyen kimyasallar, gemilerden deşarj edilen sintine ve balast atıkları ile özellikle petrol bileşiklerini sayabiliriz. Bunların arasında en önemlileri HC’ler yani aromatik polisiklik hidrokarbonlardır. İkinci grup atıklar ise inorganik yani hepimizin yakından tanıdığı ağır metallerdir...Bunlar bilhassa kadmium, cıva ve kurşundur. Dipteki balıklar bu atıkları ağzına alır. Beğendiğini yutar, beğenmediğini atar. Özellikle dip balıkları çok tehlikelidir. Ağır metaller karaciğer ve dalakta birikir ve vücuttan atılamadığı için toksik tesir yapar. Marmara denizi bir iç denizdir, 35-50 m arası bir derinliği vardır ve oksijeni dipte 0,4 mg litre’dir. Bu nedenle Marmara’nın balığı, Karadeniz’in Zonguldak’a kadar olan kısmını sorgulamak gerekir. Sürekli olarak dip balıklarını tüketmek çok riskli. Vücudunuz çok fazla zehirli kimyasallar alır. Bunlar da atılamadığı için çabuk yaşlanırsınız veya hastalıklara davetiye çıkartabilirsiniz. Onun için daha temiz denizlerin balıklarını tercih etmek gerekir. Bunu bulamazsanız vücudunuzun protein ihtiyacı için et tüketebilirsiniz. Bizim için doktorlarımız en azından şunu söylesin; “Temiz suların balıklarını tüketin.”

Çocukluktan beri hayvanlara ve bitkilere çok düşkün olduğunuz biliniyor. Hatta 3 bin 500’ü aşkın kaktüs koleksiyonunuz olduğunu duyduk. Neden kaktüsü tercih ettiniz?

Yaz ve kış ayında ayrı evlerde yaşadığımız için kaktüs koleksiyonu yapmaya karar verdim. Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi’ne büyük bir camekân yapıldı. Ben de oraya kaktüslerimden vereceğim. Dikey olan kaktüslerim 3 metreye kadar geldi neredeyse, çok büyüdüler. Orada Balkanların en mükemmel çeşidine sahip bir koleksiyon yapacağım.

Ailenizle ilişkilerinizden bahseder misiniz? Nasıl bir babasınızdır?

Çocuklarımla arkadaş gibiyimdir. Birbirimize daima doğruları söylemişizdir. Kızım Bengü güzel sanatlardan mezun, 74 doğumlu. İki tane çocuğu var. Oğlum Burak’ın da iki oğlu var. Kız torunum olmasını isterdim ama olmadı. Oğlum da Malta’da erkek güzeli seçildi. Burak, sakal bırakınca “Yakışıklılığını sakalla niye kapatıyorsun?” deyip ona takılırım.

Tecrübelerinizi gözden geçirirseniz sinema sizin hayatınıza ne kattı?

Sinemaya tesadüflerle başladım. Sonra 1970’li yılların ikinci yarısında sinema aşırılıklara kaçmaya başlayınca bıraktım. O vesileyle üniversiteye tekrar başladım. Tesadüfler insanları bir yerlere getiriyor.

İlk üniversitem sinemadır benim… Sinema bu hayatta bana çok şey öğretti. Sinema bana disiplini, geç kalmamayı

hep dakik olmayı ve her zaman en iyisini yapmaya gayret etmeyi öğretti. Seyircinin gözü her şeyi görür. Onun için en başta titiz davranmak ve iyi bir sanat sergilemek gerekiyor ki inandırıcı olsun. İkinci filmimde Kenan Pars, Avni Dilligil, Suzan Avcı, Türkan Şoray o kadar hoş tuttular ki beni, özgüvenim arttı. O özgüvenle dedim ki “Evet, seyirci çok önemli. Ona karşı çok saygılı olacaksın. Çok başarılı olmaya çalışacaksın.”

Sinema oyunuyla tiyatro oyunu çok farklıdır. Sinemada tüm duyguyu gözlerle vermen gerekiyor. O gözler bakışta değişir, aşkta değişir, nefrette değişir… Tiyatroda ise en arka sırada oturan bile senin sesini duymalı, mimiklerini görmeli.

Tavsiyeleriniz / Eklemek istedikleriniz…

-Hayatı ciddiye alın, asla bırakmayın.

-Dünya çalışmalarını dört dörtlük yerine getirin.

-Kendinize iyi bakın. Kilonuza, yemeğinize dikkat edin.

-Kültür çok önemli. Kendinizi geliştirin.

-Hobileriniz olsun. Mesela ben klasik müzik çok severim. Yaz aylarında Ada’daki evimde açar dinlerim. Bütün negatif enerjimi alır götürür.

-Pozitif olun.

-Hep aktif olun.

Page 9: HEKİMLERE ÖZEL ÜCRETSİZ DERGİ SAYI: 12 EKRANA YAPIŞIP€¦ · HEKİMLERE ÖZEL ÜCRETSİZ DERG ... Beykoz İstanbul Türkiye Tel: 0216 570 95 00 BASIM YERİ Yelken Basım Yay

09

Kanserin henüz kesin bir tedavisi bulunmamasına karşın erken tanının hayat kurtardığı biliniyor. Amerika’da Deneysel Biyoloji toplantısında sunulan bir çalışma, kanserin erken tanısı konusunda ilginç bir yöntemi ortaya koydu. Beagle cinsi köpeklerle yapılan bir çalışmada köpeklere akciğer kanserli hastaların ve sağlıklı insanların serumları koklatıldı.

Ağlayan birini gördüğümüzde içimizi acıma duygusunun kaplaması empati teorisi ile açıklanır. İnsanda yapılan beyin görüntüleme çalışmalarında, ağrı hissettiğinde ve başkasını ağrılar içinde kıvranırken görürken beyinde singulat korteksin hareketlendiği gözlendi. Empatinin temelini

Yeni bir beceriyi öğrenirken tekrar tekrar alıştırma yapmanın yanı sıra beynin yeni öğrenilen bir beceriyi pekiştirmek için iyi bir gece uykusuna ya da uzun bir süre dinlenmesi gerektiğine de inanılıyor. Ancak yeni yapılan bir çalışma, bu inancı yıkacak gibi görünüyor. Gönüllülerle yapılan bir deneyde deneklerden ekranda gördükleri sayıları sol elleriyle çabuk çabuk yazmaları istendi. Denekler 10 saniye yazmadan sonra 10 saniye de dinlendirildi ve 35 kez bu işlemi tekrarladılar. Bu işlem sırasında deneklerin beyin dalgaları da kaydedildi. Araştırmacılar deney verilerini incelediklerinde insanların beyinlerinde hareket planlanmasını kontrol eden beyin bölgelerinde beta dalgalarının hareketlendiğini ve bu hareketlenmenin dinlenme dönemleriyle örtüştüğünü gördüler. Veriler insanların dinlenme döneminde öğrendiklerini gösteriyordu. Araştırmacılar bu bulgunun felçli hastaların rehabilitasyonunda yeni bir ufuk açacağına inanıyorlar.16

Bilimsel çalışmalar, bir hasar oluştuğunda elden ayaktan düşen mitokondrinin, içinde bulunduğu ortama daha fazla zarar vermemek için “ye beni” işaretini vererek kendini feda ettiğini gösteriyor. Norveçli araştırmacılara göre, bu işareti veren mitokondrinin yüzeyinde toplanan NIPSNAP 1 ve NIPSNAP 2 proteinleri. Bu proteinlerin işareti üzerine mitokondrileri ortadan kaldıracak mekanizmalar

İnsanlara kıyasla koku reseptörleri 10 bin kat daha keskin olan köpekler kanserli serumu %97.6 oranında bir hassasiyetle belirlediler. Araştırmacılar ucuz, basit ve non-invazif türdeki bu erken tanı sistemini daha da geliştirmek üzere meme kanseri ile yeni bir çalışmaya başladı.13

oluşturan ayna nöronların da bu bölgede konuşlandığı ileri sürülse de bu durumu deneysel anlamda belirlemek şimdiye kadar mümkün olmadı. Hollandalı araştırmacılar sıçanlarda yaptıkları çalışmayla bilim dünyasında ilk kez, empatinin beyindeki bölgesini somut olarak

devreye girerek mitokondri etkisiz duruma getiriliyor. Söz konusu proteinlerin bu görevlerinin yanı sıra sağlığın sürdürülmesi açısından da önemli bir yere sahip oldukları düşünülüyor. Deneysel çalışmalar, NIPSNAP 1 proteinin fonksiyonu tamamen engellendiğinde beş gün içinde hayvanın ölmesinin söz konusu durumun somut bir örneği olduğunu ortaya koyuyor.14

belirledi. İnsanlarda olduğu gibi sıçanlarda da singulat korteksin empatik deneyimde hareketlendiği tespit edildi.Araştırmacılar bu bulgunun empati eksikliği görülen çoğu psikolojik olgunun anlaşılmasında da yararlı olacağını belirtiyor.15

NE BURUN AMA…

DINLENEREK ÖĞRENMEK

EMPATI DOĞRUYMUŞ

FEDA

Fotoğraf: Anne Simonsen

Page 10: HEKİMLERE ÖZEL ÜCRETSİZ DERGİ SAYI: 12 EKRANA YAPIŞIP€¦ · HEKİMLERE ÖZEL ÜCRETSİZ DERG ... Beykoz İstanbul Türkiye Tel: 0216 570 95 00 BASIM YERİ Yelken Basım Yay

10

BÜYÜDÜKÇE YIYESI GELIYOR

HASTALAR DA YIKASINHastanelerde bulaşıcı bakterilerin ve enfeksiyonların yayılmasına karşı hekim, hemşire ve sağlık çalışanlarının ellerini yıkamaları yıllardır en temel ve en yaygın önlemlerden biri olarak biliniyor. Yeni bir çalışmanın bulguları bu önlemin hastaları da kapsaması gerektiğini gösteriyor. Çalışma kapsamında incelenen hastaların %14’ünün ellerinde ve burun deliklerinde dirençli bakteri saptandı. Hastaneye yatmadan önce ellerinde dirençli bakteri saptanmayan hastaların %6’sında da hastaneye yattıktan sonra

söz konusu bakteri belirlendi. İncelenen hasta odalarının dörtte birinde de benzer bakteri türleri gözlendi. Hastalarda ve odalardaki bakterilerin de aynı tür olduğu görüldü. Araştırmacılara göre bu veriler, bakterilerin yayılmasını önlemek için sadece doktor, hemşire, hastane çalışanları ve hastaların değil, herkesin el hijyenine dikkat etmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Araştırmacılar, ellerin sık yıkanmasının önemine işaret etti.17

Kardiyologların topluma yeni bir mesajı var: Uzun yaşamak isteyen kas gücünü artıracak. Kalkıp bir topa vurmak ya da merdivenden çıkmak kas gücümüze, kasın iş yapma becerisine bağlı. Arabayı itmek ise kas kuvvetiyle, kasın bir şeye gösterdiği dirençle yapılan bir iş. Spor salonları kasın kuvvetini artırmaya odaklansalar da bilim insanlarına göre hayatımızı uzatan şey kasın gücü. Bu

Amerika’da yapılan bir çalışmada anaokulu öğrencilerinin yemek porsiyonu büyüdükçe daha fazla yeme eğilimi gösterdikleri gözlendi. Araştırmacılar bu konuya bardağın dolu tarafından bakmayı öneriyor. Çocuklara sebze ve meyve gibi

yararlı gıdaların daha büyük porsiyonda verilmesiyle bu tür gıdaların tüketiminin artırılmasının sağlanacağını düşünüyor. Bazı araştırmacılar ise çocuklardaki bu davranışın bir tür kaloriyi “kendiliğinden ayarlama “ fonksiyonu olup olmadığını sorgulayarak bir çalışma yaptı. Çalışmada 46

ana okulu çocuğunun beş gün süreyle yedip içtikleri ve aktivite düzeyleri izlendi. Sonuçta, kendiliğinden ayarlama diye bir olayın gerçekleşmediği, çocuklara büyük porsiyon verildiğinde daha fazla yemeye yöneldikleri gözlendi.19

Sağlığa olumlu katkıları sürekli gündeme getirilen sarımsak deneysel bir çalışma aracılığıyla yine gündeme geldi. Farelerde yapılan deneyde sarımsak verilen yaşlı farelerde belleğin düzeldiği gözlendi. Bulgulara göre, söz konusu etki sarımsağın alil sülfid bileşeninden kaynaklanıyor. Bu bileşen de etkisini zihinsel

yavaşlamayı engellediği düşünülen NDNF gen faaliyet düzeyini artırarak gösteriyor. Bunun yanı sıra, alil sülfid bağırsakta hidrojen sülfid gazı oluşturarak bağırsak enflamasyonunu da engelliyor. Araştırmacılara göre, sarımsak bağırsakta bakteri topluğunun sağlığını destekleyerek belleğin güçlenmesini sağlıyor.20

konuda 3 bini aşkın kişiyle yapılan bir çalışmada kas gücü yaşına göre ortalamanın üstünde olan kişilerin daha alt sıralarda yer alan kişilere kıyasla daha uzun yaşadıkları gözlendi. Kas gücü azaldıkça ölüm riski 13 kata kadar artabiliyor. Elde edilen veriler kardiyologların hastaların kas gücünü ölçüp onu artırmaya yönelik önerilerde bulunmaları gerektiğini de gösterdi.18

ATBAŞI GIDIYORLAR

AĞZI KOKUTUYOR AMA..

Page 11: HEKİMLERE ÖZEL ÜCRETSİZ DERGİ SAYI: 12 EKRANA YAPIŞIP€¦ · HEKİMLERE ÖZEL ÜCRETSİZ DERG ... Beykoz İstanbul Türkiye Tel: 0216 570 95 00 BASIM YERİ Yelken Basım Yay

11

İnsanın hayatında çok önemli bir işleve sahip olan belleğin 20-30’lu yaşlardan sonra yorulmaya başlaması, 60-70 yaşlarına gelindiğinde belirgin sıkıntılara yol açıyor. Amerikalı araştırmacılar, bu sorunların çözümüne yönelik çalışmalar sırasında elektrikten yararlanmayı düşündüler. Yaşlı insanlardan oluşan deney grubunda 25 dakika süreyle, girişimsel olmayan bir yöntemle beyni elektrikle uyardıklarında bu kişilerin bellek fonksiyonlarının 20’li yaşlardaki gençlerinkiyle aynı düzeye geldiği görüldü. Araştırmacılar bu olumlu etkinin beyinde teta dalgasındaki senkronizasyon ve gamma dalgaları aracılığıyla sağlandığını kaydettiler.22

Bir sosyal aktivite olmasının yanı sıra bedende denge, esneklik ve güç konularında olumlu etkisi olan yogaya başlamadan önce kemik yoğunluğunu ölçtürmenin önemli ve yararlı olduğu belirtiliyor. Amerikalı araştırmacılar osteopeni veya osteoporozdan muzdarip

kişilerin yoga yaparken ek kemik ve eklem sakatlıklarına maruz kaldıklarını, bu durumun ana nedeninin yoga sırasında omurlara aşırı yüklenmek olduğunu tespit ettiler. Yoga yapan 89 kişinin incelemesinde 29 adet baskı kırığı, vertebra kayması ve disk dejenerasyonu saptandı. Hastalarda sırt,

boyun, omuz, kalça ve diz ağrılarının da sürekli şikayet konusu olduğu belirtildi. Bu kişiler, doktorların önerisi üzerine omurları esnetmekten vazgeçtiklerinde ağrılardan da kurtuldular. Uzmanlar bu tür sıkıntıların önlenmesi için yoga eğitmenlerinin hekimlerle ortak çalışmasını da öneriyorlar.21

KIVRILIP BÜKÜLÜRKEN

Amerika’da yapılan bir çalışmada çocukların dörtte birinin hiç kitap okumadığı, dörtte birinin de haftada ya da iki haftada bir kitap okuduğu gözlendi, ayrıca ebeveynlerin çocuklarına pek kitap okumadıkları saptandı. Bu bulgular üzerine yeni bir çalışma gerçekleştirildi. Çalışmada ebeveynlerin çocuklarına anaokuluna gideceği yaşa kadar kitap okuması ve bunun çocukların kelime bilgisine etkisi araştırıldı. Çok satılan kitapların kullanıldığı araştırmada çocukların anaokuluna gidene kadar kaç kelime duydukları hesaplandı.

Araştırmacılara göre kendisine hiç kitap okunmayan ile günde 5 kitap okunan çocuk arasında milyonlarca kelime farkı ve kelime bilgisi ortaya çıktı. Bu durum, kitap okumanın çocuğun dil gelişiminde ana etmen olabileceğini gösterdi.23

MILYONLARCA KELIME FARKI

VER ELEKTRIĞI

REFERANSLAR: 1. Media multitasking is associated with higher risk for obesity and increased responsiveness to rewarding food stimuli. Brain Imaging and Behavior, 2019; DOI: 10.1007/s11682-019-00056-0 2. Marcus D. Goncalves, Changyuan Lu, Jordan Tutnauer, Travis E. Hartman, Seo-Kyoung Hwang, Charles J Murphy, Chantal Pauli, Roxanne Morris, Sam Taylor, Kaitlyn Bosch, Sukjin Yang, Yumei Wang, Justin Van Riper, H Carl Lekaye, Jatin Roper, Young Kim, Qiuying Chen, Steven S. Gross, Kyu Y. Rhee, Lewis C. Cantley, Jihye Yun. High-fructose corn syrup enhances intestinal tumor growth in mice. Science, 2019; 363 (6433): 1345-1349 DOI: 10.1126/science.aat8515 3. Bharath Babu Nunna, Debdyuti Mandal, Joo Un Lee, Harsimranjit Singh, Shiqiang Zhuang, Durgamadhab Misra, Md Nasir Uddin Bhuyian, Eon Soo Lee. Detection of cancer antigens (CA-125) using gold nano particles on interdigitated electrode-based microfluidic biosensor. Nano Convergence, 2019; 6 (1) DOI: 10.1186/s40580-019-0173-6 4. Adrian Bejan. Why the Days Seem Shorter as We Get Older. European Review, 2019; 1 DOI: 10.1017/S1062798718000741 5. Tracy H. Wang, Katerina Placek, Jarrod A. Lewis-Peacock. More is less: increased processing of unwanted memories facilitates forgetting. The Journal of Neuroscience, 2019; 2033-18 DOI: 10.1523/JNEUROSCI.2033-18.2019 6. David Medina, Paulo Barraza. Efficiency of attentional networks in musicians and non-musicians. Heliyon, 2019; 5 (3): e01315 DOI: 10.1016/j.heliyon.2019.e01315 7. University of Colorado Anschutz Medical Campus. (2019, March 29). Exercise is more critical than diet to maintain weight loss: Physical activity helps to prevent weight regain when previously overweight. ScienceDaily. Retrieved May 21, 2019 8. MaryCarol R. Hunter, Brenda W. Gillespie, Sophie Yu-Pu Chen. Urban Nature Experiences Reduce Stress in the Context of Daily Life Based on Salivary Biomarkers. Frontiers in Psychology, 2019; 10 DOI: 10.3389/fpsyg.2019.00722 9. University of Colorado at Boulder. “Novel 5-minute workout improves blood pressure, may boost brain function.” ScienceDaily. ScienceDaily, 8 April 2019. 10. “’Molecular surgery’ reshapes living tissue with electricity but no incisions.” ScienceDaily. ScienceDaily, 2 April 2019.11. Experimental Biology. “Gum bacteria implicated in Alzheimer’s and other diseases: Scientists trace path of bacterial toxins from the mouth to the brain and other tissues.” ScienceDaily. ScienceDaily, 7 April 2019. 12. Thomas W. McDade, Calen P. Ryan, Meaghan J. Jones, Morgan K. Hoke, Judith Borja, Gregory E. Miller, Christopher W. Kuzawa, Michael S. Kobor. Genomewide analysis of DNA methylation in relation to socioeconomic status during development and early adulthood. American Journal of Physical Anthropology, 2019; 169 (1): 3 DOI: 10.1002/ajpa.23800 13. Experimental Biology. “Study shows dogs can accurately sniff out cancer in blood: Canine cancer detection could lead to new noninvasive, inexpensive ways to detect cancer.” ScienceDaily. ScienceDaily, 8 April 2019. 14. Yakubu Princely Abudu, Serhiy Pankiv, Benan John Mathai, Alf Håkon Lystad, Christian Bindesbøll, Hanne Britt Brenne, Matthew Yoke Wui Ng, Bernd Thiede, Ai Yamamoto, Thaddaeus Mutugi Nthiga, Trond Lamark, Camila V. Esguerra, Terje Johansen, Anne Simonsen. NIPSNAP1 and NIPSNAP2 Act as ‘Eat Me’ Signals for Mitophagy. Developmental Cell, 2019; DOI: 10.1016/j.devcel.2019.03.013 15. Maria Carrillo, Yinging Han, Filippo Migliorati, Ming Liu, Valeria Gazzola, Christian Keysers. Emotional Mirror Neurons in the Rat’s Anterior Cingulate Cortex. Current Biology, 2019; DOI: 10.1016/j.cub.2019.03.024 16. Marlene Bönstrup, Iñaki Iturrate, Ryan Thompson, Gabriel Cruciani, Nitzan Censor, Leonardo G. Cohen. A Rapid Form of Offline Consolidation in Skill Learning. Current Biology, 2019; DOI: 10.1016/j.cub.2019.02.049 17. Clinical Infectious Diseases, DOI: 10.1093/cid/ciz092 18. The abstract ‘Muscle power in upright row movement: predictor of all-cause mortality in individuals between 41 and 85 years of age - Preliminary results’ will be presented during Poster Session 2: Risk Factors and Prevention - Epidemiology on Friday 12 April at 08:00 to 18:00 WEST in the Poster Area. 19. Alissa D Smethers, Liane S Roe, Christine E Sanchez, Faris M Zuraikat, Kathleen L Keller, Samantha M R Kling, Barbara J Rolls. Portion size has sustained effects over 5 days in preschool children: a randomized trial. The American Journal of Clinical Nutrition, 2019; DOI: 10.1093/ajcn/nqy383 20. Experimental Biology. (2019, April 8). Could eating garlic reduce aging-related memory problems?. ScienceDaily. Retrieved May 21, 2019 21. Melody Lee, Elizabeth A. Huntoon, Mehrsheed Sinaki. Soft Tissue and Bony Injuries Attributed to the Practice of Yoga: A Biomechanical Analysis and Implications for Management. Mayo Clinic Proceedings, 2019; DOI: 10.1016/j.mayocp.2018.09.024 22. Robert M. G. Reinhart, John A. Nguyen. Working memory revived in older adults by synchronizing rhythmic brain circuits. Nature Neuroscience, 2019; DOI: 10.1038/s41593-019-0371-x 23. Jessica A. R. Logan, Laura M. Justice, Melike Yumuş, Leydi Johana Chaparro-Moreno. When Children Are Not Read to at Home. Journal of Developmental & Behavioral Pediatrics, 2019; 1 DOI: 10.1097/DBP.0000000000000657

Kitap okuma sıklığı

0

Haftada 1-2 defa

Haftada 3-5 defa

Günde 5 kitap

Çocuğun duyduğu kelime sayısı

4662

63570

169520

1483300

Fotoğraf: Cydney Scott

Page 12: HEKİMLERE ÖZEL ÜCRETSİZ DERGİ SAYI: 12 EKRANA YAPIŞIP€¦ · HEKİMLERE ÖZEL ÜCRETSİZ DERG ... Beykoz İstanbul Türkiye Tel: 0216 570 95 00 BASIM YERİ Yelken Basım Yay

Florya, İstanbul, 11 Temmuz 1936.