hekİmlerİn karŞilaŞtiĞi adlİ ve psİkİyatr İk problemler · psikiyatrik bozukluğu olan...

7
Tıptaki gelişmeler teknoloji ile paralel gitmektedir. Diğer bir ifadeyle, teknolojideki baş döndürücü gelişmeler sağlık alanına da yansımıştır. Teşhislerin kolaylığı ve isabet tedavinin önünü açmıştır. Tıptaki dev gelişmeler birçok hastalığın kökten iyileşmesine, birçoklarının da semp- tomlarının düzelmesine yol açmıştır. Tıptaki gelişmelerle birlikte sosyal ve kültürel problemler karşımıza dikilmiştir. İnsan ömrü uzamış, emeklilik gecikmiş, kadınlarda menopoz sonrası dönem geri yaşlara doğru kaymıştır. Sosyal ve kültürel problemlerin artması, hastaların bilinçlenmesi, haklarını arayanların çoğalması Hukuk’un devreye girmesine yol açmıştır. Hukukta yeni düzenlemelerin gerek- liliği ortaya çıkmıştır. Hekimlerin karşılaştığı en önemli konulardan biri de “bilirkişilik”tir. Bilirkişilik son zamanlarda önem kazanmıştır; karmaşık hale gelmiştir. Bilirkişilik kurumuna duyulan ihtiyaç artmıştır. Başvurular o kadar artmıştır ki kurumlar ihtiyaca cevap veremez durum arz etmektedir. Bilinçlenen ve bilgilenen hastalar ve yakınları haklarını aramak için mah- kemelere başvurmaktadırlar. Bilirkişi mahkemeye gerçekleri tespit etmesinde, gerekçeleri aydınlatmada önemli rol oynar. Dünyada var olan bilimsel veriler doğrultusunda gerçekleri tespit eder, yorumlar ve mahkeme heyetine görüşlerini aktarır. Hastaları muayene eder, on- lardaki travmaları değerlendirir, aile bireylerinin iddialarını kaleme alır, anlaşılabilir hale getirip mahkemeye sunar. Ceza ve Hukuk Mahkemelerinde yargıç teknik ve sosyal bilgi gerektiren bilirkişiye başvurabilir. Hakim bilirkişinin raporuna bağlı değildir. Bilirkişilik çelişkili durumlar arz edebilir. Böyle hallerde hakem hastanelere ve kurumlara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu ku- rumlar arasında doğrudan ve dolaylı ilişki yoktur. Ancak sonuçları birbirini etkiler. İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri 41 TÜRKİYE’DE SIK KARŞILAŞILAN PSİKİYATRİK HASTALIKLAR Sempozyum Dizisi No:62 Mart 2008 S:41-48 HEKİMLERİN KARŞILAŞTIĞI ADLİ ve PSİKİYATRİK PROBLEMLER Prof. Dr. İbrahim Balcıoğlu Dr. Sinem Zeynep Başer

Upload: others

Post on 07-Sep-2019

10 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Tıptaki gelişmeler teknoloji ile paralel gitmektedir. Diğer bir ifadeyle, teknolojideki baş döndürücü gelişmeler sağlık alanına da yansımıştır. Teşhislerin kolaylığı ve isabet tedavinin önünü açmıştır.

Tıptaki dev gelişmeler birçok hastalığın kökten iyileşmesine, birçoklarının da semp-tomlarının düzelmesine yol açmıştır.

Tıptaki gelişmelerle birlikte sosyal ve kültürel problemler karşımıza dikilmiştir. İnsan ömrü uzamış, emeklilik gecikmiş, kadınlarda menopoz sonrası dönem geri yaşlara doğru kaymıştır.

Sosyal ve kültürel problemlerin artması, hastaların bilinçlenmesi, haklarını arayanların çoğalması Hukuk’un devreye girmesine yol açmıştır. Hukukta yeni düzenlemelerin gerek-liliği ortaya çıkmıştır.

Hekimlerin karşılaştığı en önemli konulardan biri de “bilirkişilik”tir. Bilirkişilik son zamanlarda önem kazanmıştır; karmaşık hale gelmiştir. Bilirkişilik kurumuna duyulan ihtiyaç artmıştır. Başvurular o kadar artmıştır ki kurumlar ihtiyaca cevap veremez durum arz etmektedir. Bilinçlenen ve bilgilenen hastalar ve yakınları haklarını aramak için mah-kemelere başvurmaktadırlar. Bilirkişi mahkemeye gerçekleri tespit etmesinde, gerekçeleri aydınlatmada önemli rol oynar. Dünyada var olan bilimsel veriler doğrultusunda gerçekleri tespit eder, yorumlar ve mahkeme heyetine görüşlerini aktarır. Hastaları muayene eder, on-lardaki travmaları değerlendirir, aile bireylerinin iddialarını kaleme alır, anlaşılabilir hale getirip mahkemeye sunar.

Ceza ve Hukuk Mahkemelerinde yargıç teknik ve sosyal bilgi gerektiren bilirkişiye başvurabilir. Hakim bilirkişinin raporuna bağlı değildir. Bilirkişilik çelişkili durumlar arz edebilir. Böyle hallerde hakem hastanelere ve kurumlara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu ku-rumlar arasında doğrudan ve dolaylı ilişki yoktur. Ancak sonuçları birbirini etkiler.

İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri 41 TÜRKİYE’DE SIK KARŞILAŞILAN PSİKİYATRİK HASTALIKLARSempozyum Dizisi No:62 •Mart 2008 S:41-48

HEKİMLERİN KARŞILAŞTIĞI ADLİve PSİKİYATRİK PROBLEMLER

Prof. Dr. İbrahim Balcıoğlu Dr. Sinem Zeynep Başer

Hekimlerin Karşılaştığı Adli ve Psikiyatrik Problemler 42

Sağlıkla ilgili konularda bilirkişilik yapabilenlerde arasında mesleki kuruluşlar sayılabilir. Mesleğin etik boyutu ile Tabip odaları ve Türk Tabipleri ilgilenir. Tabip odalarının mesle-ki denetim görevi de vardır. Konu hukuka intikal ettiğinde Sağlık Bakanlığı’nın Yüksek Sağlık Şurası devreye girer. Diğer bir kurum da Adli Tıp Kurumu’dur.

Adli Tıp Genel Kurulu

Mahkemeler ve savcılıklar hastanelerin ihtisas kurullarının ve dairelerinin verdikleri raporlarda çelişki görebilir veya raporları kanaat verici bulmayabilir. Genel kurul bu çeliş-kileri görüşür, karara bağlar.

Adli Tıp Kurumu’nda bilirkişilik görevi yapan altı tane ihtisas kurulu vardır. Dördüncü İhtisas Kurulu psikiyatri hastalarına bakar. Yargı bilirkişiden bazı görüşler bekler:

1. Pratikte yapılan işlemlerin son bilimsel verilere uygun olup olmadığı,2. Tıbbi işlemlerden görülen zararın mesleki ya da olağan bir sonuç olup olmadığı,3. Tıbbi işlemlerin getirdiği zararda ihmal olup olmadığı belirtilmelidir.

Adli Psikiyatride Bilirkişilik Ceza Hukuku

Savcılık ve mahkemelerce gönderilen suçlunun tıbbi ve psikiyatrik muayenesi yapılır, uygun görülürse gözlem altına alınır. Tıbbi bulgular ve belgelere dayanarak vakanın cezai sorumluluğu ve muayenenin sonucunda gerekli görülürse vakanın koruma altına alınması ve tedavi altındaki kişinin iyileşip iyileşmediği tespit edilir. Koruma ve tedavi için psiki-yatri kliniğine yatan hastaların prognozu dikkate alınmalıdır. Bu o vakanın tehlikeli olup olmadığını belirler. Suç mağdurunun psikiyatrik muayenesi ve durumu belirlenir. Suç mağduru olan kişide akıl hastası veya akıl zayıfl ığı olabilir. Bu da onun ve suçlunun ceza sorumluluğunu etkiler.

Mahkemeye uyuşturucu suçundan birisi gelebilir. Bu kişi yargıça uyuşturucu kullandığını fakat satmadığını söyler.Uyuşturucu kullanan suçlular genellikle o maddeyi nereden aldık-larını söylemezler. Güvenlik kuvvetleri uyuşturucu ile bir suçluyu yakaladıklarında o kişi “satıcı” değil, “içici” olduğunu söyleyebilir. Mahkeme böyle suçluları psikiyatri uzmanına gönderir. Hatta yargıç onun gözlem altına alınmasını isteyebilir. Gözlem altına alınan vakanın dosyası incelenir, tıbbi bilgiler ve belgeler değerlendirilir. Yoksunluk sendromu geçirip geçirmediği denetlenir. Sonunda “bağımlı” olup olmadığına karar verilir.

Ceza sorumluluğu değerlendirilirken olgunun özgeçmişi özellikle dikkate alınır. Yat-tığı hastanelerden gerekirse belgeler istenir. Adli Tıp Kurumu’nda Dördüncü İhtisas Kuru-lu’nda vaka ayaktan muayene edilir. Gözlem İhtisas Dairesi’nden veya başka bir psiki-yatri kliniğinden gelen raporlarda çelişki varsa Adli Tıp Genel Kurulu’na getirilir. Oradaki tartışmalardan sonra karar verilir.

Hekimleri ilgilendiren diğer bir ilgi alanı da Medeni Hukuk ile ilgilidir. Bazı işlemler için ayaktan ve yatarak vakadan rapor istenir. Bu rapor için bazen tek hekim imzası yeterli görülebilir. Çok karmaşık ve önemli olan Medeni Hukuk ve Psikiyatri ilişkisine değin-

Prof. Dr. İbrahim Balcıoğlu, Dr. Sinem Zeynep Başer 43

mekte yarar vardır. Medeni Hukuk ile ilgili bilgilerimizi gözden geçirelim:• Bir vakanın hasta olduğu Adli Psikiyatrik muayene sonucu tespit edilir. Daha son-

ra bu hastanın sosyal hayatı ile ilgili problemler gündeme gelir. Medeni haklarını kullanıp kullanmayacağı ile ilgili sorulara cevap vermek gerekir. Gerekirse kişilik hakları ve özgürlükleri kısıtlanır. Bunların sonucunda o kişiye “yasal temsilci” veya “yasal danışman” atanır.

• Diğer bir alan da evlenip evlenmeme, evliliğin feshi ve iptali, boşanma, evlenme, ev-lat edinme, velayet, kısıtlanma gibi konuları içeren aile hukukudur. Daha önceden psikiyatrik bozukluğu olan bir kişinin evlenmesi tehlikeye girebilir veya boşanması için sebep oluşturur.

• Kamu hukuku ile ilgili olarak hastanın özlük hakları gündeme gelir. Emeklilik ile ilgili işlemlerde hastanın haklarının korunması daha önemlidir.

• İşkence, eziyet, zor kullanma zaten suçtur. Hele bunun bir psikiyatri hastasına uygulanması çok büyük suç oluşturur. Bununla ilgili konular ulusalüstü bir konudur ve Adli Psikiyatriyi ilgilendirir.

Mahkemeler bir kişinin hukuki ehliyeti olup olmadığını sorar. Gerektiğinde kişiyi dos-yası ile değerlendirmek gerekir. Vaka ayaktan veya yatarak muayene edilir. Gözlem İhti-sas Dairesi’nde yatan kişinin dosyasındaki tıbbi belgeler ve bulguları, muayene verileri hep birlikte değerlendirilir. Sonuçta sağlık raporu düzenlenir.

Örnek: 85 yaşında bir kadına demans teşhisi konulur. Bir süre sonra da vefat eder. Daha sonra evlatları arasında miras yüzünden anlaşmazlık çıkar. Dosya üzerinden değerlendirme yapılır ve bilirkişi raporu mahkemeye sunulur.

Erişkin yaşına gelen herkes “ayırt etme ve sezginlik gücü”ne sahip kabul edilir. Hak ve çıkarlarını güvence altına alacak ve koruyacak ehliyette diye benimsenir. Medeni ehliyeti olanlar mali nitelikten olan (borç alıp verme, mülk alıp satma) ve olmayan (evlilik, nişan, evlat edinme ve reddetme gibi) işlemleri, hakkını arama için dava açma gibi muameleyi yapma hakkına sahip kabul edilir.

Ayırt etme ve sezginlik gücü: Kişinin rasyonel hareket edebilme eylemlerinin neden ve sonuçlarını kavrayabilme (idrak edebilme) melekesine ayırt etme ve sezginlik gücü denir. Kişinin ayırt etme ve sezginlik gücünü etkileyen sebepler:

1. Akıl hastalığının varlığında muhakeme bozukluğu ve hatalı yorum demektir. 2. Akıl zayıfl ığı olarak değerlendirilen “zeka geriliği”, ayırt etme ve sezginlik gücünü

azaltır veya yok eder.3. Sarhoşluk,4. İlaca bağlı durumlar, ateşli hastalıklarda ortaya çıkan bilinç ve irade bozuklukları,

aşırı hiddet, uyurgezerler, hipnoz altında olma sayılabilir. Ayırt etme ve sezginlik gücüne sahip olmayanlar evlenemez. Medeni hukukta yapılan

adli psikiyatrik muayenede esas nokta “ayırt etme ve sezginlik gücü”nün tespitidir. Burada anlatılmak istenen kişinin yaptığı veya yapacağı hukuksal işlemin içeriğini, sonucunu ve ayrıntılarını bilip bilmemesi, çıkarlarını koruması ve uygun olanı seçebilmesidir.

Ceza hukukunda ana nokta eylemin suç olup olmadığını, doğruyu yanlıştab ayırt ede-

Hekimlerin Karşılaştığı Adli ve Psikiyatrik Problemler 44

bilmesi, yanlış eylemlerini durdurma yetisinin bulunup bulunmamasını fark edebilmektir. Bir kişide psikiyatrik hastalık tespit edilmesi yetmez. Tespit edilen hastalığın kişinin fi ili ehliyetini etkileyip etkilemediğini, etkilemişse derecesinin belirtilmesi lazımdır. Tedavi ile düzelebilen psikotik olgularda ve bazılarının başlangıç dönemlerinde hastaya yasal danışman tavsiye edilebilir.

Geçmişe dönük adli psikiyatrik değerlendirme dosyadaki tıbbi belge ve bulgulara, tanık ifadelerine odaklanır. Vesayet altına almak için kişinin psikiyatrik muayenesi yapılır ve bir rapor düzenlenir. Raporda o anda ve gelecekte hukuki sorumluluğunun olup olmadığının belirtilmesi gerekir. Bazen “ömür boyu” kaydı düşülebilir. Bipolar afektif bozukluklar, dü-zelen deliryum kişinin iyileşebileceği ve iradesi ile hareket edebileceği raporda belirtilir. Mahkeme kararı ile vesayet kaldırılabilir.

Hukuki sorumluluğu tam olmayanlara yasal danışman (müşavir), hiç olmayanlara yasal temsilci (vasi) tayin edilir. Hukuki ehliyeti olmayanlara rapor verilmemesi uygun-dur. Böyle kişileri mahkemeye başvurmaları konusunda yönlendirmek gerekir.

Psikiyatrik bozukluğu olan kişinin evlenmesi ile ilgili evlilik memurunca rapor istenir. Hasta olan çin sağlık kurulu raporu icap eder.

Doğuştan olan, uzun süre başlayan, kronik nitelik kazanan hastalıklarda karar vermek zor değildir. Değişkenlik gösteren hastalıklarda karar vermek güç olabilir. Hekimlerin karşılaştığı sorunların başında temaruz gelir .Bazı kişiler çıkar sağlamak, yükümlülük ve cezadan kurtulmak, askerlik görevinde kaçmak, yüklü tazminat elde etmek, çalışmaktan alıkonulmak için temaruz yapar, hekimi yanıltmak için birtakım davranışlar gösterir. Temaruz yapan kişi kendisini hasta gibi gösterir veya var olan hastalık belirtilerini abartır. Sebepleri arasında biyolojik bir etken tespit edilmemiştir. Antisosyal kişilik bozukluğu yapısındadırlar. Uyarılma eşikleri düşüktür, hoşgörüleri azalmıştır. Hekime gelme ve onu yanıltma sebeplerinden biri de malulen emekli olma isteğidir. Temel klinik bilgi, muay-ene sırasındaki hüner ve tecrübe birikimi “temaruz”u fark eder. Aldatma çabaları boşa çıkarılınca, kişiler gerçeği öğrenince saldırgan davranışlarla karşılaşabiliriz. temaruz am-nezi, psikotik bozukluklar, zeka geriliği, travma sonrası stres bozukluğu ile karıştırılır. Kişi kuşkucu, uzak, ayrıntılı incelemeden kaçınır, ayrıntılı belirti saymaya hevesli görünür.

Hekimlerin karşılaştığı problemlerden birisi de uygulama hatalarıdır. Malpraktis adı verilen bu durum günümüzde sağlık mensuplarını epeyce meşgul etmektedir. Tıbbi uygu-lama hataları, “hizmetleri sunan hekim, hemşire ve ilgili yasaya göre hastaya müdahele

KONVERSİYON TEMARUZ YAPAY BOZUKLUK BOZUKLUĞU Belirtiler bilinçli + + -Belirtiler bilinçdışı - - +Çıkar amaçlı + - -İkincil kazanç - + +

Prof. Dr. İbrahim Balcıoğlu, Dr. Sinem Zeynep Başer 45

yetkisi bulunan fi zyoterapist, psikolog veya terapist gibi sağlık personelinin, öneri ve/veya uygulamaları sonucu, hastalığın normal seyrinin dışına çıkılarak, iyileşmesinin gecikmes-inden hastanın ölümüne kadar geniş bir yelpazedeki şartların” tamamını içermektedir (Po-lat O. 2005).

Tıbbi malpraktisin ortaya çıkış sebepleri çok farklıdır. Bunlar arasında insan etkeni (bilgisizlik, muhakeme kusurları, dikkatsizlik gibi), çevresel etkenler, tıbbi aygıtlar gibi hatalar zinciri mevcuttur. Tıbbi bakım ekip işidir, hatadan herkes sorumludur (Koç S. 1999). Son yıllarda malpraktis ile ilgili ceza ve tazminat davalarında artış dikkati çek-mektedir. Bu artışın hekimler ve diğer sağlık personeli üzerinde olumsuz etki meydana getirdiğini biliyoruz (Yorulmaz C. 2006).

Sağlık mesleği çok risklidir. Uygulamada kabul edilebilir kusur ortaya çıkabilir. Tıbbi uygulamada “komplikasyon” denilen hatalar, hukuk açısından “kabul edilebilir risk” diye nitelendirilebilir. Bunlar tıbbi malpraktis olarak kabul edilmezler. Burada önemli olan nokta tıbbi girişimler ve komplikasyonlar konusunda hastayı bilgilendirmek gerektiğidir. (Çetin G. 2006).

Sağlık mensupları şartlar ve imkanlar ölçüsünde mesleklerini en iyi şekilde yapmalı, yasal sorumluluklarını bilmeli ve duyarlılık göstermelidir (Hancı İH. 1998). Hekimlerin tıbbi uygulamalarını yasalara uygun duruma getirenesas şart hastanın ya da velisinin (va-sisinin) onayıdır (ÖZASLAN A. 2006).

Hekimlerin karşılaştığı problemlerin başında acil psikiyatrik olgular gelmektedir. Acil psikiyatrik olguların başında intiharlar gelir. İnsanın günlük hayatı streslerle doludur. Eşinin ölümü, boşanma, hapse girme, sakatlanma ya da hastalık, evlenme, eşi ile batışma, emeklilik, gebelik, ekonomik problemler stres olarak sayılabilir (Oral G. 1999). İntihar (özkıyım) belki de en vahim hayat gerçeklerinden biridir. Hayattan umudun kesildiği ve yaşama azminin kalmadığı durumlarda sevdiklerini (kurtarma adına) katleden ve kendisi de intihar eden psikotik depresyon olgularını televizyon ekranlarında görüyoruz (Doksat K. 1999). Ergenlerde intihar oranlarının yüksek olduğunu bilmekteyiz. Çocuklarda in-tihar riskine etki eden depresyon, ailenin iletişim tarzı, ego işlevlerindeki aksamalar iyi araştırılmalıdır. Fiziksel ve cinsel istismara uğrayan çocuklarda intihar oranı yüksektir (Balcıoğlu İ. 2005).

Hekimler intihar riskini bazen önemsemezler, bazen de fark edemezler. Problemli ailelerin bireylerinde, psikiyatrik hastalarda, itibar ve maddi kayıp yaşayanlarda, kronik hastalıklarda intihar riski yüksektir.

Temaruzcu davranışının işe yaradığını görmesi veya ümidini sürdürmesi halinde tavrını devam ettirir. Cezaevinde, askerde, okulda ve işte küçük çıkarlar için meydana gelen tema-ruz çok kere kendiliğinden kaybolur (Soysal H. 2007).

Hekimler intihar riskini bazen önemsemezler, bazen de farkedemezler. Problemli ailelerin bireylerinde, psikiyatrik hastalarda, itibar ve madd kayıp yaşayanlarda, kronik hastalıklarda intihar riski yüksektir. Psikiyatrik hastalarda tekrarlayıcı intihar girişim oranı yüksektir (Doksat K. 1999).

İntihar riskini tayin için geliştirilen ölçek ve testler çok fazla ipucu vermez. Ruhsal

Hekimlerin Karşılaştığı Adli ve Psikiyatrik Problemler 46

muayene ve gözlem çok ehemmiyet arz eder. Gözlemler arasında deli gibi araba kullanma, hayati risk taşıyan eylemlerde bulunma, aşırı içki içme, madde düşkünlüğü, kavgacılık gibi davranışlar muhtemel intihar habercileri olarak dikkat çeker. Böyle kişilerde altta ya-tan kişilik bozukluğu ve depresyon, latent psikoz ihtimali iyi araştırılmalıdır (Doksat K. 1999).

İntihar davranışı için birden çok etkenin risk olarak değerlendirilmesi gerekir. Bunları birkaç başlıkta toplamak mümkündür. Sosyodemografi k, biyolojik, psikiyatrik, ailevi, du-rumsal, genel tıbbi hastalıklar saymak mümkündür (Balcıoğlu İ. 2000).

İntiharın hukuki yönünü ele almak gerekir. Orijinin intihar olup olmadığı ceza hukuku açısından; birlikte intihar söz konusu ise kimin önce öldüğü “medeni hukuk” açısından oldukça önem taşır. TCK’nın 84. maddesi intiharla ilgilidir.

Madde 84: 1. Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını kuvvetlendiren

ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

2. İntiharın gerçekleşmesi durumunda, kişi dört yıldan on yıla kadar hapis ile cezalan-dırılır.

3. İşlediği fi ilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan veya orta-dan kaldırılan kişileri intihara sevk edenlerle cebir veya tehdit kullanmak suretiyle kişileri intihara mecbur edenler, kasten adam öldürme suçundan sorumlu tutulurlar.

Hukuken ve tıbben intihar riski yüksek olan hastaların adli psikiyatrik gözlem ve hospi-talize edilmeleri gerekliliği, birçok uygar ülkede yaygındır (Balcıoğlu İ. 2005).

Üzerinde çalışılan olguların kaza ve kaza süsü verilmiş bir cinayet olabileceği hiçbir zaman unutulmamalıdır. Her ne kadar araştırmalardan yararlı bulgular sağlansa da, bunlar her zaman iyi bir adli soruşturma ile desteklenmelidir. Unutulmaması gereken bir husus da orijin açısından son kararın yargı organlarınca verilebileceğidir (Balcıoğlu İ. 2005).

İntihar fi kirleri veya teşebbüsü olan olgular hekimlerin karşısına gelebilir. Böyle du-rumlar karşısında yapılması gereken vakayı psikiyatriste veya hastaneye göndermektir.

KaynaklarÇETİN GÜRSEL: Tıbbi Malpraktis. Yeni Yasalar Çerçevesinde Hekimlerin Hukuki ve Cezai 1. Sorumluluğu, Tıbbi Malpraktis ve Adli Raporların Düzenlenmesi (Ed: Prof. Dr. Gürsel Çetin- Doç. Dr. Çoşkun Yorulmaz). İ.Ü. Cerrahpaşa T.F. Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri- No: 48- 2006-İstanbulÖZASLAN ABDİ: Aydınlatılmış Onam Yeni Yasalar Çerçevesinde Hekimlerin Hukuki ve Cezai 2. Sorumluluğu, Tıbbi Malpraktis ve Adli Raporların İncelenmesi (Ed: Prof. Dr. Gürsel Çetin – Doç. Dr. Çoşkun Yorulmaz). İ.Ü. Cerrahpaşa T.F. Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri-No:48-2006- İstanbulYORULMAZ ÇOŞKUN, KIR ZİYA, KETENCİ ÇETİN: Tıbbi Uygulama Hataları ve Bilirkişilik 3. (Ed: Prof. Dr. Gürsel Çetin-Doç. Dr. Çoşkun Yorulmaz). Yeni Yasalar Çerçevesinde Hekimle-rin Hukuki ve Cezai Sorumluluğu, Tıbbi Malpraktis ve Adli Raporların Düzenlenmesi. İ.Ü. Cer-rahpaşa T.F. Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri-No:48- 2006-İstanbul

Prof. Dr. İbrahim Balcıoğlu, Dr. Sinem Zeynep Başer 47

KOÇ SERMET, YORULMAZ ÇOŞKUN: Hekimin Yasal Sorumlulukları. Adli Tıp Cilt 1, (Ed: 4. Soysal Z, Çakalır C.). İ.Ü. Basımevi ve Film Merkezi, 45-59, 1999, İstanbulHANCI İ.H., ÖZDEMİR M.H.: Hekim Hataları ve Yüksek Sağlık Şurası. III. Adli Bilimler Kon-5. gresi Bildiri Özet Kitabı, 14-17 Nisan, 1998 POLAT OĞUZ: Tıbbi Uygulama Hataları. Klinik-Sosyal-Hukuksal-Etik Boyutları. I. Baskı. 6. Seçkin Yayıncılık-2006-AnkaraTÜRKCAN AHMET, ÖNCÜ FATİH, SERCAN MUSTAFA: Alkol-Madde Kullanım ve Bağım-7. lılığı ile İlgili Adli Psikiyatri Uygulamaları. Adli Psikiyatri Uygulama Kılavuzu (Ed: Mustafa Sercan). Türkiye Psikiyatri Derneği Yayınları. 1. Baskı, Nisan 2007-AnkaraYEŞİLBURSA DOĞAN: Yargılama Süreçlerinde Bilirkişilik ve Adli Psikiyatrik Değerlendirme. 8. Adli Psikiyatri Uygulama Kılavuzu (Ed: Mustafa Sercan). Türkiye Psikiyatri Derneği Yayınları, No:5. I. Baskı, Nisan 2007, AnkaraSERCAN MUSTAFA : Yurttaşlık Hukukunda (Medeni Hukuk) Adli Psikiyatri. Adli Psikiyatri 9. Uygulama Kılavuzu (Ed: Mustafa Sercan). Türkiye Psikiyatri Derneği Yayınları, No: 5, Nisan-2007, AnkaraSOYSAL HÜSEYİN: Hekimi Yanıltıcı Davranış. Adli Psikiyatri Uygulama Kılavuzu (Ed: Mus-10. tafa Ercan). Türkiye Psikiyatri Derneği Yanları No:5, Nisan-2007, AnkaraORAL GÖKHAN: İntihar. İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Yayınları. Adli Tıp, Cilt III, S:1526-11. 1527, 1999, İstanbulBALCIOĞLU İBRAHİM, ÇİTKEN AYLİN: Stres, İntihar ve Adli Psikiyatri. Medikal Açıdan 12. Stres ve Çareleri İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Yayınları. No: 47, s: 211-229, 2005, İstanbulBALCIOĞLU İBRAHİM, ÇİTKEN AYLİN: Stres, İntihar ve Ne Yapabiliriz? Medikal Açıdan 13. Stres ve Çareleri İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Yayınları. No: 47, s: 224-230, 2005, İstanbulDOKSAT KEREM: İntiharlar, Depresyon, Somatizasyon ve Psikiyatrik Aciller. İ.Ü. Cerrahpaşa 14. T.F. Sürekli Tıp Eğitimi Komisyonu, NO: 17, S: 169-173; Aralık-1999. İstanbulBALCIOĞLU İBRAHİM: Sosyal ve Kültürel Çevre. Biyolojil, Sosyolojik ve Psikolojik Açıdan 15. Şiddet. Yüce Yayıncılık, 2000, İstanbul