i. halka aÇik anonİm ortaklik · 2016-12-31 · uygulandığı “ortak girişim”(joint...
TRANSCRIPT
1
I. HALKA AÇIK ANONİM ORTAKLIK
A. Türk Ticaret Kanunu’nda
Ticaret Kanunu’na göre anonim şirket iki şekilde kurulabilir; ani ve tedrici kuruluş. Bu
sınıflandırmanın dayanağı, sermayenin kimin tarafından taahhüt edileceğinin belirlenmesinde önem
taşımaktadır. Zira ani kuruluşta sermayenin tamamı ortaklar tarafından taahhüt edilmektedir.
Tedrici kuruluşta ise, kurucular kurulmakta olan anonim ortaklığın sermayesinin bir kısmını taahhüt
ederek, anonim ortaklık sözleşmesini hazırlarlar, imzalarlar, imzaları notere onaylatır ve esas
sermayenin ”yüzde onunu tediye veya temin” ederler. İşte tedrici kuruluşta, kurucular taahhüt
ettikleri dışında kalan sermaye ihtiyacını halka başvuru yoluyla karşılarlar.
B. Sermaye Piyasası Kanunu’nda
Sermaye Piyasası Kanunu’nda halka açıklık statüsü, hisse senetlerinin halka arzı veya halka
arz edilmiş sayılması ile kazanılır. Bununla birlikte kanun bir de varsayıma yer vermiştir. SPKn’nun
11. Maddesine göre, ortak sayısı 250’yi aşan anonim ortaklıklar halka açık anonim ortaklıklar
sayılırlar.
II. HALKA ARZ
A. Tanım
Halka arz ülkemizde de oldukça fazla kullanılan sermaye piyasası aracı satım modelidir. Bir
başka deyişle, bir ortaklığın kaynak ihtiyacını karşılamada başvurduğu alternatif bir finansman
yöntemidir1.
1Akbulak, Sevinç/ Akbulak, Yavuz; Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler, İstanbul,2004, S:95
2
Halka arz kavramı, hukukumuzda Sermaye Piyasası Kanunu’nun 3.(c) Maddesinde
tanımlanmıştır. Buna göre halka arz, “ Sermaye piyasası araçlarının satın alınması için her türlü
yoldan halka çağrıda bulunulmasını; halkın bir anonim ortaklığa katılmaya veya kurucu olmaya
davet edilmesini; hisse senetlerinin borsalar veya teşkilatlanmış diğer piyasalarda devamlı işlem
görmesini; bu Kanuna göre halka açık anonim ortaklıkların sermaye artırımları dolayısıyla
paylarının veya hisse senetlerinin satışını ifade eder.” Bu tanımın 4 ayrı olasılığı kapsadığı
görülmektedir.
Söz konusu tanımda 3794 sayılı kanun ile değişiklik yapılmadan önce, halka arz kavramının
kapsamına, yalnızca sermaye piyasası araçlarının satın alınması için her türlü yoldan halka çağrıda
bulunulması ve halkın bir anonim ortaklığa katılmaya veya kurucu olmaya davet edilmesi
ihtimalleri girmekteydi. Bu iki halde, sermaye piyasası araçlarının satın alınması için doğrudan
halka çağrıda bulunulması söz konusudur. Çağrıda bulunulurken kullanılan araç yazılı basın, radyo
yada televizyon olabilir yahut sirküler, banka ve aracı kurum şubelerinden ilgililere ulaşılabilir.2
Halka arz satım modeli, hem birinci el hem de ikinci el piyasalarında uygulanabilen bir
satım modelidir.
Görüldüğü üzere, hukukumuzda halka arzda bulunma dört farklı şekilde gerçekleşmektedir.
Bunların yanına bir de “pay sahibi sayısı 250 yi aşan anonim ortaklıkların hisse senetlerinin halka
arz olunmuş sayılması” hususunun eklenmesi gerekmektedir. Aşağıda bu olasılıklar irdelenecektir.
1.Sermaye Piyasası Araçlarının Satın Alınması İçin Halka Çağrıda Bulunulması
SPKn’nun 3. Maddesinin lafzında yer verdiği “sermaye piyasası araçlarının satın alınması
için her türlü yoldan halka çağrıda bulunulması” genel halka arz tanımını teşkil etmektedir3.
“Her türlü yoldan çağrıda bulunma” kavramı içinde yer alan “her türlü yol” ifadesi, ister
sözlü, ister yazılı veya elektronik ortam vasıtasıyla herhangi bir sermaye piyasası aracının satın 2Tekinalp, Ünal; Sermaye Piyasası Hukukunun Esasları, İstanbul, 1982, S:213Günal,Vural;SermayePiyasasıHukukuEsasları,İstanbul,2007,S:31
3
alınması için halka çağrıda bulunulmasını ifade etmektedir4.Bu vasıtalar sayesinde çok sayıda ve
belirsiz kişiye sermaye piyasası araçlarının satın alınması için duyuru yapılmaktadır5.
SPKn’nun 3. Maddesinde belirtilen “çağrı” kavramı, “davet” anlamına gelmektedir. Yapılan
bu davet, tüm halka yöneltilebileceği gibi, belirli meslek sahiplerine veya belirli nitelikteki kişilere
de yöneltilebilir6.
2.Halkın Bir Anonim Ortaklığa Katılmaya veya Kurucu Olmaya Davet Edilmesi
Bir anonim ortaklığa ortak olma, anonim ortaklıkta konulan sermaye payı oranında pay
sahibi olunması anlamına gelir. Şirketin yetkili temsilcilerinin yaptığı tek taraflı bir anonim
ortaklığa ortak olma çağrısı, şirketi SPKn anlamında halka açık anonim ortaklık halinde
getirecektir.
Şirkete kurucu olma kavramı ise, henüz kuruluş aşamasında olan şirketler için söz
konusudur. Halkın bir anonim ortaklığa kurucu olmaya davet edilmesi iki şekilde olabilir.
Bunlardan ilki; anonim ortaklığın ani kuruluş öncesi çok sayıda ve belirsiz kişilere yaptığı çeşitli
ilanlarla kurucu ortak araması hal, ikincisi ise; tedrici kuruluşun yasal prosedürü içerisinde kurucu
ortak araması halidir7.
Halkın bir anonim şirkete kurucu olmaya davet edilmesi ile tedrici kuruluşun “halka
başvuru” aşaması kastedilmektedir. Zira tedrici kuruluşta, kurucular tarafından hazırlanan esas
sözleşme ve şirket sermayesinin yüzde onunun temin edildiğini gösteren bir belge veya vesika ile
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na verilerek Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’ndan izin alındıktan sonra
halkı şirket sermayesine iştirake davet etme sürecine geçilir.
4Uşaklı,SenemMutlu;HalkaArzKavramıveHalkaArzdaKullanılanSatışYöntemleri,İstanbul,2010S.555Günal;s.316Yanlı,Veliye;SermayePiyasasıHukukuÇerçevesindeHalkaAçıkAnonimŞirketlerveKamununAydınlatılması,İstanbul2005,S.277Günal;s.31
4
3.Hisse Senetlerinin Borsa veya Teşkilatlanmış Sair Piyasalarda Devamlı İşlem
Görmesi Hali
Yukarıda da bahsedildiği gibi, hisse senedinin borsa veya teşkilatlanmış sair piyasalarda
devamlı işlem görmesi hali, SPKn’na 3794 sayılı Kanun ile getirilen değişiklik ile eklenmiştir. 3794
sayılı Kanun’un gerekçesinde, hisse senetlerinin borsa veya teşkilatlanmış piyasalarda işlem
görmesinin halka arz tanımında yer almasına gerekçe olarak; hisse senetlerinin satın alınması için
çağrıda bulunmayan, bu nedenle de daha önce Kurul’dan halka arz izni almamış olan ortaklıkların
hisse senetlerini borsaya kote ettirmelerinin mümkün olmaması gösterilmiştir8.
“Devamlı İşlem Görme” kriteri, ilgili sermaye piyasası aracının hangi sıklıkta piyasada
işlem göreceği sorununu da beraberinde getirmektedir. Öğretide genel kabul gören görüşe göre,
borsada işlem görmesi yasaklanmamış olan menkul kıymetlerin devamlı işlem gördüğü ilkesi
benimsenmiştir9.
SPKn’nun 11.maddesinin 3. Fıkrasında, devamlı işlem görme kavramının uygulamasına
açıklık getirmiştir. Anılan madde hükmüne göre, “Kurulca yapılan incelemelerde, bu Kanuna tabi
ortaklıkların menkul kıymetlerinin ikinci el piyasasının oluştuğu anlaşıldığı takdirde; Kurul, bu
ortaklıkların doğrudan ya da dolaylı ortak sayısını veya bilanço büyüklüğünü dikkate alarak,
menkul kıymetlerine borsada işlem görme şartı getirebilir.”
4.Halka Açık Anonim Ortaklıkların Sermaye Artırımları Dolayısıyla Paylarının veya
Hisse Senetlerinin Satışı
Halka açın anonim ortaklıkların sermaye artırımları dolayısıyla paylarının veya hisse
senetlerinin satışı kavramının birkaç olasılık kapsamında değerlendirilmesi gerekir. Bu
olasılıklardan ilki, hâlihazırda halka açık olan bir anonim ortaklığın sermaye artırımında bulunması
ve sermaye artırımı sonucunda payları halka arz etmemesi ve mevcut pay sahiplerinin sahip olduğu
8Uşaklı;s.579Günal,Vural;“SermayePiyasasındaHalkaArz”,Prof.Dr.ErdenKutelp’eArmağan,CiltIÖzelHukuk,GalatasarayÜniversitesiHukukFakültesiDergisi,s.34
5
rüçhan hakları çerçevesinde sermaye artırımı neticesinde oluşan yeni payları iktisap etmeleri
halidir10. Zira hisse senetlerini bir kez halka arz etmiş olan bir ortaklığın, daha sonraki dönemde
yapacağı sermaye artırımlarında hisse senetlerini halka arz etme gibi bir zorunluluğu
bulunmamaktadır. Bu tamamen ortaklığın iradesi ve isteğine bağlıdır.
İkinci olasılık ise, sermaye artırımı neticesinde oluşacak yeni paylar için mevcut ortakların
rüçhan haklarının kısıtlanması ve anılan payların halka arz edilmesidir. Bu durumda sermaye
piyasası araçlarının halk tarafından alınması hususunda çağrıda bulunulma söz konusu olacaktır.
Son olasılık ise, sermaye artırımı neticesinde oluşacak yeni paylar için mevcut ortakların
rüçhan haklarının kısıtlanması ve anılan payların halka arz edilmeksizin satılmasıdır.3794 sayılı
Kanunun gerekçesinde, yeni yaratılan payların küçük yatırımcıların zararına olacak şekilde belirli
kişi veya kurumlara tahsis edilmesinin önlenilmek istendiği ifade edilmektedir11. Ayoğlu’na göre;
“Değişiklik yasasının gerekçesinde sermaye artırımları çerçevesinde yapılacak tahsisli satışların(
halka arz edilmeksizin satış) halka arz olarak kabul edileceğini belirten ifadeler son derece hatalı
olmuştur. Çünkü bu iki kavram birbirinden farklı satış modellerini ifade etmektedir. Bir diğer
ifadeyle tahsisli satış yöntemi halka arz yoluyla satıştan tümüyle farklı bir modeldir. Kaldı ki,
tahsisli satışlarda, SPKn’ md. 4/I hükmü uyarınca aynen halka arz işlemleri gibi kayda alma
prosedürüne tabi bulunmaktadırlar. Dolayısıyla, Kurul’un küçük yatırımcıların menfaatlerini
koruma amaçlı gözetim faaliyetini yerine getirebilmesi için, bu tür işlemlerin halka arz tanımı
içerisine alınmalarına gerek yoktur. Halka açık ortaklıkların sermaye artırımları esnasında
gerçekleştirilen tahsisli satışların halka arz kavramına dâhil kabul edilebilmeleri teknik açıdan
mümkün değildir.”12
5.Halka Arz Varsayımı
Pay sahibi sayısı 250’yi aşan anonim ortaklıkların hisse senetleri, halka arz olunmuş sayılır
ve böyle anonim ortaklıklar hisse senetlerini halka arz etmeksizin halka açık anonim ortaklık 10Uşaklı;s.5911Kanunungerekçesiiçin:www.corpus.com.tr12Ayoğlu,Tolga;SermayePiyasasıHukukundaHalkaArzKavramıveHalkaArzaAracılıkSözleşmeleri,İstanbul,2008,s.81-82
6
statüsüne sahip olurlar. Böyle bir anonim ortaklık yukarıda bahsedilen dört olasılıktan birisi
vasıtasıyla halka arzda bulunmuş olmasalar dahi, kanunen halka açık anonim ortaklık kabul
edilirler.
B. Hukuki Niteliği
Halka arzın hukuki niteliği konusunda, doktrinde farklı görüşler bulunmaktadır. Görüşlerin
birleştiği noktalardan ilki, halka arzın icaba davet olduğu noktasındadır. Diğer görüş ise, bu işlemin
icap niteliğinde olduğudur.
Hukukumuzda, birtakım yazarlar halka arzın, icap niteliğinde kabul edilmesi gerektiğini
savunmaktadır. Kanunun amacı sermaye piyasası araçlarının halka ulaştırılmasını sağlamak
olduğundan, halka arzın icaba davet niteliğinde kabul edilmesi halinde, kurucular halktan gelen
alım taleplerini reddederek bu amacın gerçekleştirilmesini önleyebilirler.
Ancak, Ayoğlu ve Akbulak/Akbulak halka arzın icaba davet olduğu görüşünü
savunmaktadırlar. İcap, sözleşmenin yapılması teklifini içeren ve bu amaçla zaman itibariyle daha
önceden yapılan, karşı tarafa varması gerekli, tek taraflı, kesin ve bağlayıcı nitelik taşıyan
muhatabın kabulü ile sözleşmenin kurulması sonucunu doğuran irade açıklamasına denir13.İcap ile
icaba davet arasındaki en belirgin fark bağlayıcılık unsurunda kendisini gösterir. İcapta bulunan
kendi irade beyanıyla bağlı olur ve karşı tarafın kabulü üzerine sözleşme kurulur. Buna karşılık
icaba davette bulunan, beyanıyla bağlı olmayacak ve karşı tarafın cevabı üzerine sözleşme kurup
kurmamakta serbest olacaktır. İkinci görüşü savunanlara göre, eğer halka arz icap niteliğinde kabul
edilirse, alım talebinin, satışa sunulan sermaye piyasası aracından fazla olması halinde, anonim
ortaklığın hangi gerekçeyle söz konusu alım taleplerini reddedeceğini açıklamak mümkün
olamaz14 .Dolayısıyla, halka arzda bulunmayı icaba davet olarak kabul etmek daha mantıklı
olacaktır.
13Eren,Fikret;BorçlarHukukuGenelHükümler,İstanbul,2006s.21914Ayoğlu;s.84
7
C. Halka Arzın İşlevleri
1.Mülkiyetin Küçük Yatırımcı İle Paylaşılması
Anonim Ortaklıklar, kapitalizeye elverişli olmayan küçük tasarrufların bir araya gelerek
büyük sermayeler oluşturması ve bunların üretim alanlarına aktarılması bakımından elverişli
müesseselerdir. Halka arz yoluyla halkın atıl tasarrufları üretime aktarılmakta böylece güçlü
ekonomiye yön vermektedir. Halkın atıl tasarruflarının üretime aktarılması iki şekilde olur.
Bunlardan ilki; ortaklık senetlerinin halka arz edilmesi, ikincisi ise; borçlanma senetlerinin halka
arz edilmesidir. Ortaklık senetlerinin halka arz edilmesin anonim şirketin sahip olduğu mülkiyet
halk ile paylaşılmakta, borçlanma senetlerinin halka arzında ise, bankacılık sektörünün sağladığı
getiriye alternatif oluşturmaktadır15.
2.Finansman Sağlama
İhraççılar ya da pay sahipleri açısından halka arzın amacı, finansman sağlamadır.
Ortaklıklar, ihtiyaç duydukları finansmanı iç kaynaklarından yada mevcut pay sahiplerinden
karşılayamadıkları zaman halka arz yoluna gitmeyi tercih ederler.
Anonim şirketler, ortaklık senetleri ihraç edip halka arz ederek, maliyetsiz finansman
sağlamış olurlar. Ortaklık senetleri ihracı neticesinde, ortaklık bütçesinde toplanan meblağ, belli
süre sonra geri ödenmesi zorunda olmayan ve ortaklıkta borç olarak yazılmayan kalemlerden
olmadığından maliyetsizdir16.Ancak, ortaklığın, borçlanma senetlerini ihraç ederek halka arz etmesi
oldukça maliyetli bir yöntemdir. Ortaklığın, borçlanma senetleri ihraç ederek halka arz ederek
finansman sağlaması çoğunlukla bankacılık sisteminden sağlanabilecek finansmandan daha
maliyetlidir 17 .Dolayısıyla borçlanma senetlerinin ihraç edilerek finansman sağlanabilmesi iki
ihtimalde anlamlı olabilir. Bu ihtimallerden ilki; ihraççının bankacılık sisteminden fon sağlama
olasılığının olmamasıdır. İkinci ihtimal ise; ihraççının çok yüksek fon tutarına ihtiyacı olması
15Uşaklı;s.8416Yanlı;s.8717Ayoğlu;s.88
8
sebebiyle, ihtiyaç olunan meblağın bankacılık sisteminden karşılayamaması ve bu meblağı ancak
borçlanma senetlerinin ihracından sağlayabilecek olmasıdır18.
3.Ortaklıktan Ayrılma Mekanizması Olarak Kullanılma
Yaşadığımız çağda büyük sermayeli işlerin yapılması, kişilerin tek başına yeni atılımlar
geliştirmesi, başka alanlarda da ticari faaliyet sürdürmek istemeleri, tek bir kişinin veya tek bir
teşebbüsün iktisadi, mali ve teknik düzeyini aşabilir. Bu durumda, birden fazla kişi veya teşebbüs
bir araya gelerek bu işin veya projenin gerçekleştirilebilmesi için gizli adi şirket hükümlerinin
uygulandığı “ortak girişim”(joint venture) kurmak suretiyle işbirliği yoluna gidebilirler.
Ortak girişimler, salt sözleşmeye dayalı ortak girişimler ve sermayeye katılmalı ortak
girişimler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır19.
Sermayeye katılmalı ortak girişimler sonucunda kurulan büyük sermayeli şirketlerin
ortakları arasında ortak girişim veya pay sahipleri sözleşmelerinde, sözleşmenin taraflarına; belirli
şartların gerçekleşmesi halinde yahut herhangi bir sebepten dolayı ortaklığa son verilmek
istendiğinde, belirli süre zarfında paylarını halka arz etmek suretiyle ortaklıktan ayrılma yahut
ortaklıktaki payını azaltma imkânı vermektedir. Bu şekilde halka arz, şirketten ayrılma imkânı
tanımaktadır. Böylece ortaklıktan ayrılmak isteyen kişinin payını nakde çevirme imkânı tanınırken;
ortaklıkta kalan ortak bakımından ise payların halka satılması sebebiyle kontrolün kaybolacağı
endişesi de bertaraf edilmiş olur20.
D. Halka Arzın Türleri
Halka arzın gerçekleştirildiği piyasaya göre üç ayrı türü bulunmaktadır. Bunlar; yeni
ihraç edilen sermaye piyasası araçlarının halka arzı anlamına gelen “ birinci el piyasasında halka
arz”, sermaye piyasası araçlarını elinde bulunduran kişiler tarafından tekrar halka arz edilmesi
18Uşaklı;s.85-Ayoğlu;8819Ayoğlu;s.9020Ayoğlu;s.90
9
anlamına gelen “ ikinci el piyasasında halka arz” ve bu iki birleşimden teşekkül “karma halka arz”
‘lardır.
1. Birinci El Piyasasında Halka Arz
Birinci el piyasasında halka arz, yeni ihraç olunan sermaye piyasası araçlarının halka
satışını ifade eder. Yeni ihraç edilen bu sermaye piyasası araçlarını satın alan yatırımcılar, bu
araçların ilk sahipleri olacaktır. Bu nedenle sermaye piyasası araçlarının ilk sahipleri tarafından
satın alınmasına imkân veren ortam birinci el piyasasıdır.
Bu piyasanın en önemli özelliği, bu piyasada gerçekleştirilen halka arz işlemlerinden
elden edilen gelirlerin doğrudan ihraççının kasasına girmesidir. Zira bu piyasada gerçekleştirilen
işlemlerde, satıcı konumunda bulunan ihraççı kuruluştur21.
Birinci el piyasasında halka arzı, hisse senetlerinin birinci el piyasasında halka arzı ile
hisse senetleri dışında kalan sermaye piyasası araçlarının birinci el piyasasında halka arz edilmesi
şeklinde ikili bir ayrım çerçevesinde incelemek mümkündür.
a.Hisse Senetlerinin Birinci El Piyasasında Halka Arzı
Hisse senetlerinin birinci el piyasasında halka arzı iki şekilde gerçekleşmektedir. Bunlar,
tedrici kuruluş esnasında halka arz ve sermaye artırımı yoluyla halka arzdır.
i. Tedrici Kuruluş Esnasında Halka Arz
Türk Ticaret Kanunu’nun 276. Maddesinin 1.fıkrası gereğince anonim ortaklıklar, ani yada
tedrici şekilde kurulabilirler. Ani kuruluşta, ortaklık paylarının tamamı kurucular tarafından
getirilirken(TTK 276/2); tedrici kuruluşta, payların bir kısmı kurucular tarafından getirilirken geri
21Ayoğlu;s.92-Uşaklı;s.79
10
kalan kısım için halka müracaat edilir. ( TTK 276/3). Bu nedenle ortaklığın tedrici olarak kurulması
için halka arz edilmesi, tedrici kuruluşun yapısında bulunmaktadır.
Ancak tedrici kuruluş ülkemizde fazla uygulama alanı bulmadığından, yürürlüğe girecek
TTK’da, tedrici kuruluşa ilişkin TTK 276/ 3 hükmünün karşılığını oluşturan herhangi bir
düzenlemeye yer verilmeyerek, ani-tedrici kuruluş ayrımı terk edilmiştir.
Bununla birlikte yürürlüğe girecek TTK 346.maddesi 1. Fıkrasına göre:” Esas sözleşmede
taahhüt edilmiş olup da taahhüt sahiplerince, şirketin tescilinden itibaren en geç iki ay içinde halka
arz edileceği esas sözleşmede belirtilmiş ve ayrıca garanti edilmiş bulunan nakdi payların
karşılıkları satıştan elde edilen gelirden ödenir. Pay senetlerinin halka arz edilmesi sermaye
piyasası mevzuatına göre yapılır. Satış süresinin sonunda, payların itibari değerlerinin, varsa
çıkarma priminin karşılığı şirkete, giderler düştükten sonra kalan tutar ise, pay senetlerini halka
arz eden pay sahiplerine ödenir.” Bu hükme istinaden, yeni TTK’nın başka bir altyapıya sahip
halka arz temeline dayalı kuruluş modeline de yer verdiği görülmektedir. Yürürlüğe girecek
TTK’nın 346. Maddesinde öngörülen kuruluş modelinin yürürlükteki tedrici kuruluştan farkı,
kuruluş aşamasında değil, kuruluş gerçekleştikten sonra pay sahipleri tarafından gerçekleştirilen bir
halka arz işlemi üzerine kurulu olmasıdır.
ii. Sermaye Artırımı Yoluyla Halka Arz
Sermaye artırımı yoluyla ortaya çıkan hisse senetlerinin halka arz edilebilmesi için,
öncelikle mevcut pay sahiplerinin rüçhan haklarının kısıtlanması ya da ortadan kaldırılması
gerekmektedir22.Çünkü bu yönde bir genel kurul mevcut olmaması halinde, ortaya çıkan paylar
üzerinde mevcut ortakların rüçhan hakları bulunacağından bu payların halka arz edilmesi mümkün
olmayacaktır.
Yürürlüğe girecek Türk Ticaret Kanunu’nun 461. Maddesinin 2. Fıkrası hükmüne göre: “
Genel kurulun, sermayenin artırımına ilişkin kararı ile pay sahibinin rüçhan hakkı, ancak haklı 22Çeker,Mustafa;“HisseSenetlerininHalkaArzı,BorsadaİşlemGörmesiveKaydiDeğerHalineGetirilmesi”,Prof.Dr.Oğuzİmregün’eArmağan,İstanbul,2008,s.101
11
sebepler bulunduğu takdirde ve en az esas sermayenin yüzde altmışının olumlu oyu ile
sınırlandırılabilir veya kaldırılabilir. Özellikle, halka arz, işletmelerin, işletme kısımlarının,
iştiraklerin devralınması ve işçilerin şirkete katılmaları haklı sebep kabul olunur. Rüçhan hakkının
sınırlandırılması ve kaldırılmasıyla, hiç kimse haklı görülmeyecek şekilde, yararlandırılamaz veya
kayba uğratılamaz. Nisaba ilişkin şart dışında bu hüküm kayıtlı sermaye sisteminde yönetim kurulu
kararına da uygulanır. Yönetim kurulu, rüçhan hakkının sınırlandırılmasının veya kaldırılmasının
gerekçelerini; yeni payların primli ve primsiz çıkarılmasının sebeplerini; primin nasıl
hesaplandığını bir rapor ile açıklar. Bu rapor da tescil ve ilan edilir.”
Yukarıdaki hükme göre, yürürlükteki TTK 394 maddesinden farklı olarak, rüçhan hakkının
kısıtlanabilmesi için, haklı sebeplerin varlığı ve nitelikli çoğunluk aranmaktadır. Ancak hükümde
sayılan haklı sebepler tahdidi değil; örnek niteliğindedir.
Gerek tedrici kuruluş sırasında, gerekse de sermaye artırımı yoluyla hisse senetlerinin halka
arz edilmesi halinde, TTK’nun 283. Vd. maddelerinde düzenlenen iştirak taahhütnamesi
düzenlenmesi gerekip gerekmediği tartışmalıdır. Günal, Domaniç, TTK’nun iştirak
taahhütnamesine ilişkin hükümlerinin, tedrici kuruluş veya sermaye artırımı esnasında SPKn
kapsamında halka arz edilecek hisse senetleri bakımından uygulanacağını ifade etmektedirler23.
Ayoğlu24 ve Poroy/Tekinalp/Çamoğlu25ise iştirak taahhüdüne yönelik TTK hükümlerinin
SPKn kapsamında yapılan halka arz işlemlerinde uygulanmasını anlamsız bulmaktadırlar.
Ayoğlu’na göre: “İştirak taahhütnamesi düzenlenmesi, TTK sisteminde vadeye bağlanma imkânı
bulunan sermaye borcunun ödeneceği yönünde, taahhütnameyi düzenleyen kimse tarafından,
ortaklığa karşı taahhütte bulunulması anlamına gelmektedir. Bu taahhüt, pay sahipliği sıfatının
sermaye borcunun tümüyle ifa edilmesinden önce kazanıldığı hallerde önem ifade eder. Oysa SPKn
kapsamında yapılan halka arz işlemlerinde, ortaklığın hisse senetlerini satın alan kimseler SPKn md
7/3 c. 1 hükmü gereğince bu senetlerin bedellerini tam ve nakden ödemek zorunda olduklarından;
pay sahibi sıfatını kazanabilmek için öncelikle sermaye yükümlülüklerini ifa etmek
23Günal; s.29- Domaniç, Hayri; Anonim Şirketler Hukuku ve Uygulaması, İstanbul,1988 s.271-27224Ayoğlu;s.8025Poroy,Reha/Tekinalp,Ünal/Çamoğlu,Ersin;OrtaklıklarveKooperatifHukuku,İstanbul2003,s.236
12
durumundadırlar. Aksi takdirde, hisse senetlerinin kendilerine teslim edilmesi mümkün
olmayacaktır.”26
b.Hisse Senetleri Dışında Kalan Sermaye Piyasası Araçlarının Birinci El Piyasasında
Halka Arz Edilmesi
Hisse senetlerinin dışında kalan sermaye piyasası araçları bakımından, hisse senetlerinin
birinci el piyasasında halka arz edilmesi hallerini oluşturan tedrici kuruluş esnasında halka arz yada
sermaye artırımı yoluyla halka arz gibi haller söz konusu değildir. Bu sermaye piyasası araçlarının
ihraççıları tarafından çıkarılıp ilk sahiplerine dağıtıldığı tüm halka arz işlemleri, birinci el piyasası
işlemi niteliğindedir.
2.İkinci El Piyasasındaki Halka Arz
İkinci el piyasasında halka arz, daha önce ihraç olunan sermaye piyasası araçlarının, bu
araçları elinde bulunduran kimseler tarafından halka satılmasını ifade eder. İkinci el piyasasında
gerçekleştirilen halka arz işlemlerinde, satıştan elde edilen gelir, ihraççıya değil; satıcı konumunda
olan halka arzı gerçekleştiren kişi ya da kuruluşa ait olmaktadır.
Sermaye piyasası araçlarının ikinci el piyasasında halka arz edilmesi genellikle hisse
senetleri bakımından karşımıza çıkmaktadır. Ancak hisse senetleri dışında kalan sermaye piyasası
araçlarının da ikinci el piyasasında halka arz edilmesinde kanuni bir engel bulunmamaktadır.
Bu noktada ortaya çıkan ilk sorun halka açık olmayan bir ortaklığın pay sahiplerinin,
ellerinde bulunan hisse senetlerini halka arz etmelerinin ortaklığın onayına tabi olup olmadığıdır.
Kapalı bir anonim ortaklığın hisse senetlerinin halka arz edilmesi, onu halka açık anonim ortaklık
haline getireceğinden, pay sahibi tarafından gerçekleştirilecek halka arzın ihraççının onayına ihtiyaç
duyulacağı savunulabilir.
26Ayoğlu;s.96
13
Ancak, Çeker27 ve Ayoğlu28 ise, ortaklık yönetim kurulunun halkı arzı onaylama gibi bir
yetkisi olmadığından, halka arz işlemi ortaklığın iradesine aykırı olarak gerçekleşecektir. Çeker’e
göre; hisse senedi çıkararak pay sahiplerine dağıtan bir ortaklığın, ana sözleşme ile devir kısıtlaması
getirmemesi halinde halka arz ihtimalini göze almış ve kabul etmiş sayılacağı ve bu nedenle pay
sahibinin halka arz için ortaklığın onayını almak zorunda olmadığını ifade etmektedir29.
3.Karma Halka Arzlar
Birinci ve ikinci el piyasasında gerçekleştirilen halka arz işlemleri tek bir halka arz işleminin
bünyesinde birleştirilebilir. Diğer bir ifadeyle, tek bir halka arz işlemi çerçevesinde de hem
ortaklığın sermaye artırımı yoluyla yeni ihraç ettiği hisse senetlerinin, hem de pay sahiplerinde
bulunan payların halka satılabilmesi mümkündür30.Bu türe karma halka arz denmesinin sebebi,
birinci ve ikinci el piyasası halka arzlarını tek bir satış süreci içerisinde birleştirmesidir.
III. HALKA ARZDA BULUNMANIN ETKİLERİ
A. Halka Arzda Bulunmanın Şirket Açısından Etkileri
1.Halka Arzda Bulunmanın Şirket Açısından Olumlu Sonuçları
a. İhraççı Ortaklığın Prestijinin Artması
Halka arzda bulunan ihraççının tanınırlığı ve itibarı ciddi ölçüde artmaktadır. Halka arz
sonucunda “ihraççı” yada “halka açık anonim ortaklık” statüsü kazanan ortaklığın devamlı kamuyu
aydınlatma yükümlülüğüne, kar dağıtım zorunluluğuna, şeffaf denetim ve bağımsız dışardan
27Çeker;s.9428Ayoğlu;s.99-10029Çeker;s.9530Tanör,Reha;SermayePiyasasıHukuku,C.II,HalkaArz,İstanbul2000,s.259
14
denetim gibi yükümlülüklere tabi konuma gelmesi gerek yatırımcılar gerekse kredi kuruluşları
nezdinde itibarlarını son derece artırmaktadır31.
b. Hisse Senetlerinin Likit Enstrüman Niteliği Kazanması
Hisse senetlerinin likit enstrüman niteliği kazanmasından kastedilen, hisse senetlerini
ihraççıdan satın alarak yatırım yapan pay sahiplerinin, onları kolaylıkla ve kar ederek tekrar satışa
sunabilecekleri aktif bir ikinci el piyasası ortaya çıkarmasıdır.
Söz konusu aktif ikinci el piyasası sayesinde, ortaklığa ait hisse senetleri, kolayca paraya
çevrilebilen bir yatırım aracı haline gelmekle birlikte, hisse senetlerini halka arz eden anonim
ortaklığın objektif kriterlerle piyasa değeri de tespit edilmiş olur32.
c. Kayıtlı Sermaye Sistemine Geçilebilmesi
TTK’nun 269.maddesine hükmüne göre, anonim ortaklıkların esas sermayesi muayyendir.
Muayyen sermaye sisteminin iki belirgin özelliği vardır. Bunlardan ilki, esas sermayenin tamamının
taahhüt edilmesi ve belirli bir kısmının ödenmiş olmasıdır. Sitemin ikinci özelliği, sermayenin
sabitliğidir. Sermayenin sabit olması, değişmemesi anlamına gelmemekte olup, esas sermayenin
TTK’nda öngörülen usul ve esaslara göre artırılabilmesi veya azaltılabilmesini ifade etmektedir.
Ancak esas sermayenin artırılması işlemleri fazlaca maliyetli, meşakkatli ve uzun süren işlemler
olduğundan, bu sakıncaların giderilebilmesi için, halka açık anonim ortaklıklar için kayıtlı sermaye
sistemine geçiş imkânı getirilmiştir33.
Halka açık anonim ortaklıklar için kayıtlı sermaye sistemine geçilmesi ihtiyari ve ortakların
takdirine bağlıdır. Bu sistemden çıkmakta aynı şekilde ihtiyaridir34.Dolayısıyla kayıtlı sermaye
sistemi hukuk literatürümüze SPKn ile getirilmiş kavramdır.
31Çeker;s.12732Ayoğlu;s.10233Uşaklı;s.86-8734Aytaç,Zühtü;SermayePiyasasıHukukuveHisseSenetleri,Ankara,1988,s.155
15
Esas sermaye sisteminden kayıtlı sermaye sistemine geçmek isteyen bir anonim ortaklık
sırasıyla şu işlemleri yapacaktır;
• Yönetim kurulundan bu yönde bir karar alınması,
• Değişiklik teklifinin hazırlanması
• Kurul izni
• Sanayi ve Ticaret Bakanlığı izni
• Genel Kurul Kararı
• İmtiyazlı pay sahipleri kurulu kararı
• Esas sözleşme değişikliğinin ticaret siciline tescili ve ticaret sicil gazetesinde ilanı
Bu sistemin en büyük özelliği, ortaklık yönetim kurulunun, sermaye artırımını, alacağı bir
karar ile esas sözleşmede gösterilen “taban” ve “tavan” sermaye miktarları arasında kalmak
kaydıyla, TTK’nun sermaye artırılması hükümleri ile bağlı kalmaksızın gerçekleştirebilmesidir.
Sistemin sağladığı avantaj sermaye artırımının daha seri ve daha az prosedürle gerçekleştirilmesidir.
Dolayısıyla bu sistemde, esas sözleşme değişikliği ve genel kurul kararı aranmaksızın sermaye
artırımına gidilebilir35.
Kayıtlı sermaye sisteminden çıkma ise, kayıtlı sermaye sistemine girişte olduğu gibi,
Kurul’dan izin alma şartına bağlıdır. Ayrıca, kayıtlı sermaye sisteminin amacı dışında, ortakların ve
diğer tasarruf sahiplerinin istismarına yol açacak şekilde kullanıldığı anlaşılan ve ortaklık yapısı
dolayısıyla bu sisteme ihtiyaç duymadan kolayca sermaye artırımı yapabilecek durumda olan ve bu
sisteme geçişte aranan şartları yitiren ortaklıklar da Kurul tarafından sistemden çıkarılabilirler36.
Bununla birlikte kayıtlı sermaye sisteminden çıkan veya çıkarılan ortaklıklar, çıkış tarihinden
itibaren 2 yıl geçmeden yeniden sisteme kabul edilemezler. Ancak, ortaklık yönetiminin değişmesi
veya kayıtlı sermaye sisteminde çıkma veya çıkarılma sebeplerinin ortadan kalktığının saptanması
durumunda, ortaklıkların başvurusu üzerine 2 yıllık sürenin dolması beklenmeden ortaklığın
yeniden kayıtlı sermaye sistemine geçmesine Kurul’ca izin verilebilir.
35Uşaklı;s.8936Tanör;s.199
16
d.Oydan Yoksun Hisse Senedi İhraç Etme İmkanı
Sermaye Piyasası Kanunu’nun 14/A maddesine göre:” Anonim ortaklıklar esas
sözleşmelerinde hüküm bulunmak şartıyla, kar payı imtiyazı sağlayarak, oy hakkından yoksun
paylar ihraç edebilir ve bunları temsil eden hisse senetlerini halka arz edebilirler.”
Oydan yoksun hisse senetleri, sahiplerine sağlamaları zorunlu olan kar payı imtiyazı
nedeniyle, kanunen imtiyazlı hisse olarak öngörülmüşlerdir37.
Kurul tarafından çıkarılan Seri: I No: 36 sayılı Oydan Yoksun Paylara İlişkin Tebliğ’de
oydan yoksun paylar,” Ortaklıkların sermaye artırımı ile ihraç edebilecekleri, oy hakkı hariç,
sahibine kar payından ve istendiğinde bedelsiz pay alma hakkında imtiyaz dışındaki diğer
hususlarda imtiyaz ve diğer ortaklık haklarını sağlayan, istendiğinde belirli bir vade veya
vadelerde, sabit veya değişken oranda ortaklığın oy hakkına sahip paylarını satın alma ve ortaklık
payları ile değiştirme hakkı veren paylar” olarak tanımlanmıştır.38
Oydan yoksun payların sahiplerine, azınlık hakları, yeni pay alma hakkı, bedelsiz pay alma
hakkı, bilgi alma hakkı, kar payı alma hakkı, genel kurula katılma hakkı gibi haklar bahşetmektedir.
Oydan yoksun pay ihracı, şirketin mevcut oy dengesini bozmadan ve şirket yönetiminde
denetimi kaybetmeden şirketin finansman elde etmesini sağlar ve şirketin riskini paylaştırarak
ihraççıya fayda sağlamaktadır. Pay sahibi ise, oy hakkı bulunmamasının telafisi olarak kar payı ve
tasfiye bakiyesine katılma gibi haklardan imtiyazlı olarak yararlanabilirler39.
37Uşaklı;s.9138Çevrimiçiwww.spk.gov.tr39Uşaklı;s.92
17
2.Halka Arzda Bulunmanın Şirket Açısından Doğurduğu Yükümlülükler
a.Sermaye Piyasası Kanunu’nun ve Diğer Mevzuatın Öngördüğü Yükümlülüklere
Tabi Olma
SPKn, yatırımcıların haklarını korumak ve sermaye piyasalarının etkili ve düzenli
işleyebilmesi için, ortakların genel kurula katılma, genel kurulda oy kullanma hakkı, bilgi alma
hakkı, iptal davası açma hakkı, şikâyette bulunma hakkı gibi yönetime karşı birtakım haklarla
yatırımcıları korumuştur. Bunun yanında birtakım ekonomik nitelikte olan kar payı alma hakkı,
rüçhan hakkı, bedelsiz pay alma hakkı gibi haklarla da yatırımcıları ekonomik olarak korumuştur.
SPKn’nun koruma kapsamının asıl amacı yatırımcıları sosyal ve ekonomik olarak koruma
değil; sermaye piyasasındaki kişilerin hile ve aldatmasından korumaktadır40.
b.Kar Dağıtma Zorunluluğu
TTK’nın 466. Maddesinin 2.fıkrasının 3. Bendinde, %5 oranında ilk temettüden
bahsedilmekle birlikte, bunun dağıtılmasının zorunlu olduğu yönünde bir hükme yer verilmemiştir.
Bu hükme istinaden, anonim ortaklıklar zaten zorunlu olmayan bu ilk temettüleri pay sahiplerine
dağıtmamışlar ve bu durum küçük pay sahiplerinin gelir elde edememelerine sebep olmuştur.
Bu doğrultuda SPKn’nun 15. Maddesi, SPKn’na tabi ortaklıklar açısından pay sahiplerine
belirli oranda kar payı dağıtma zorunluluğu getirmiştir. Zira anılan hüküm şu şekildedir: “Halka
açık anonim ortaklıkların esas sözleşmelerinde birinci temettü oranının gösterilmesi zorunludur. Bu
oran, Kurul tarafından belirlenecek ve tebliğlerle ilan edilecek miktardan aşağı olamaz. Kurul,
ihraççıların türleri ve dağıtılabilir kar tutarları itibariyle temettü dağıtım zorunluluğunu kaldırabilir
veya erteleyebilir.”
40Kütükçü,Doğan;SermayePiyasasıHukuku,C.I,İstanbul,2004,s.496
18
Kanımca bu hüküm, büyük sermayeli şirketlerin mevcut olduğu ve serbest ekonomi
piyasalarının uygulandığı devletlerde, ortaklıklara devletin aşırı müdahalesini ortaya çıkaracaktır.
Ancak, somut olarak ülkemizde çok güçlü bir ekonomi ve sermaye piyasası olmadığından, bu
hüküm, küçük yatırımcıları koruyan olumlu bir gelişmedir.
Bununla birlikte, kar dağıtma zorunluluğu, hisse senetleri borsada işlem gören halka açık
anonim ortaklıklar için kaldırılmıştır. Hisse senetleri borsada işlem gören anonim ortaklıklar,
temettü dağıtım biçimini genel kurullarında serbestçe kararlaştırabilirler. Buna göre bu şirketlerde,
temettü:
• Tamamen nakit olarak dağıtılabilir
• Tamamen hisse senedi olarak dağıtılabilir
• Anonim ortakların kendilerinin belirleyeceği oranlarda nakit ve hisse senedi olarak
dağıtılabilir, bu halde bir bölümü ortaklık bünyesinde kalır
• Dağıtılmadan şirket bünyesinde bırakılabilir.
Ancak, kurul yaptığı inceleme sonuçlarına göre, halka açın anonim ortaklığın birinci
temettüyü nakden dağıtması zorunluluğu getirebilir41.
c.Kamuyu Aydınlatma Yükümlülüğü ve Özel Durum Açıklamaları
SPKn’nın 16/A maddesine göre:” Halka açık anonim ortaklıkların sermaye ve yönetiminde
kontrolü sağlamak amacıyla pay sahiplerine çağrıda bulunarak, hisse senedi toplama girişiminde
bulunulmasında veya genel kurullarda oy hakkını kullanmak için vekâlet istenmesinde veya
ortaklığın pay dağılımının önemli ölçüde değişmesi sonucu veren, hisse senedi el değiştirmelerinde,
sermaye artırımlarında, birleşme ve devirlerde, menkul kıymetlerin değerini etkileyebilecek önemli
olay ve gelişmelerden Kurul, küçük pay sahiplerinin korunması ve kamunun aydınlatılmasını
sağlamak amacıyla düzenlemeler yapar.”
41Uşaklı;s.95
19
Şüphesiz ki bu enstrüman, sermaye piyasasına olan güvenin perçinleştirilmesi amacına
hizmet etmektedir.
Halka açık anonim ortaklıklarda bilgi alma hakkının, ortaklık için bilgi verme
yükümlülüğüne dönüştürülmesinin sebebi şüphesiz ki küçük pay sahiplerinin korunmasıdır. Ancak
hakkın yükümlülüğe dönüşmesinin asıl sebebi, ekonomik olarak güçlü olan şirketlerin yönetimine
uzman kişilerin gelmesi sebebiyle, şirket hissedarlarının şirket yönetiminden uzaklaşmalarıdır.
Kamuyu aydınlatma prensibinin amacı, halka arz edilecek menkul kıymetlere ilişkin tam ve
ayrıntılı bilgilerin yatırımcılara ulaşması yoluyla, doğru ve isabetli yatırım yapmalarını sağlamaktır.
Sermaye piyasasındaki yatırımcıların, ellerindeki veya ilgilendikleri menkul kıymetlerle
ilgili önemli bilgileri, zamanında ve doğru bir şekilde edinerek korunmalarını sağlamak amacıyla
getirilen bu hüküm çerçevesinde, Kurul, özel durumların kamuya açıklanması ile ilgili esasları,
Seri;VIII, No:54 sayılı Özel Durumların Kamuya Açıklanmasına İlişkin Esaslar Tebliği ile
uygulamaya koymuştur.
Söz konusu tebliğde, özel durumlar iki başlık altında incelenmektedir. Bunlardan ilki sürekli
bilgiler; ikincisi ise, içsel bilgilerdir. Tebliğ’in 4.maddesinin f. Bendine göre içsel bilgiler, sermaye
piyasası aracının değerinin ve yatırımcıların yatırım kararlarını etkileyebilecek henüz kamuya
açıklanmamış bilgileri ifade ederken; sürekli bilgiler ise, içsel bilgi tanımı dışında kalan ve söz
konusu tebliğ uyarınca açıklanması gerekli diğer tüm bilgileri kapsamaktadır.
Yeni bilgiler ortaya çıktığında yahut ortaklıklar tarafından öğrenildiğinde en seri iletişim
vasıtasıyla, Türkçe olarak, kamuyu aydınlatma prensibi çerçevesinde, kamuya açıklanmalıdır42.
42Uşaklı;s.98-99
20
d.Bağımsız Denetime Tabi Olma
Türk Ticaret Kanunu’nda öngörülmemiş olan bu denetim mekanizması SPKn ve ona bağlı
mevzuatlar çerçevesinde halka açık anonim şirketler için zorunlu hale gelmiştir.
Sermaye Piyasasındaki Bağımsız Dış Denetleme Hakkındaki Yönetmelik’in “Bağımsız
Denetleme” başlıklı 5. Maddesine göre:” Bağımsız denetleme, ortaklıkların ve yardımcı
kuruluşların hesap ve işlemlerinin bağımsız denetleme kuruluşlarınca görevlendirilen yetkili
denetleme elemanları tarafından bu kuruluşlar adına, denetleme ilke, esas ve standartlarına göre
incelenmesi ve bu inceleme sonuçlarına dayanılarak, düzenlenmiş mali tabloların, 2499 sayılı
Kanun çerçevesinde gerçeği yansıtıp yansıtmadığının tespiti ve rapora bağlanmasıdır”.43
Bağımsız dış denetim, işletmelerin kendi iç bünyelerindeki denetim organları dışında, güven
duyulan bağımsız kuruluşlar tarafından denetlenmesi ve bu doğrultuda düzenlenecek olan raporun
kamuya açıklanmasını sürecini ifade etmektedir.
e.Reklam ve İlanlarda Özel Düzenlemelere Tabi Olma
Halka arzı gerçekleştiren ihraççılar ya da pay sahipleri ilan ve reklamda yapabilirler. Ancak
bunun bir sınırı bulunmaktadır. Bu sınır SPKn’nun 6. Maddesinin 2. Fıkrasında çizilmiştir: “İlanlar
ve açıklamalar gerçeğe uymayan abartılmış veya yanıltıcı bilgileri içeremeyeceği gibi Kurul
kaydına alınmanın resmi bir teminat olarak yorumlanmasına yol açacak açık veya dolaylı bir ifade
taşıyamaz. Kurul, yanıltıcı nitelikte gördüğü reklamları yasaklar.”
Bu bağlamda reklam ve ilanların abartılmış, gerçeğe uymayan, halkı aldatıcı ve yanıltıcı,
bilgi ve tecrübe noksanlıklarını istismar edici söz, görüntü ve bilgi unsurlarını ihtiva etmemesi,
halkı doğru aydınlatma amacına yönelik olması gerekir. İlan ve reklamı veren ilgilinin yapabileceği
43Çevrimiçi, www.spk.gov.tr
21
iş ve hizmetler konusunda halka duyurmak istediği faaliyetin gerçekleştirilebilir nitelikte olması da
son derece önem arz etmektedir.
3.Halka Arzda Bulunmanın Şirket Açısından Olumsuz Sonuçları
a.Ortaklığın Kontrolünün El Değiştirmesi Tehlikesi
Hisse senetlerinin halka arzı halinde, halka açıklık oranına göre, arz işleminden önce
ortaklığın kontrolünü ellerinde bulunduran pay sahiplerinin kontrolü kaybetmesi tehlikesi
doğabilmektedir44.
Bu nedenle, halka açılma oranının yüksek tutulmak istendiği ortaklıklarda, kontrolün
kaybedilmesi riskini bertaraf etmek için, imtiyazlı pay yaratılması yoluna gidilmektedir. Ayrıca,
ihraççıların, ortaklığın kontrolünü ellerine geçirilmesinin önüne geçilebilmesi için, dağıtımın geniş
kitlelere yapılması da bu tehlikeyi bertaraf etmektedir45.
IV. HALKA ARZ SÜRECİ
A. Ön Talep Toplama
Seri: I No: 40 sayılı Payların Kurul Kaydına Alınmasına ve Satışına İlişkin Esaslar
Tebliği’nin 4. Maddesinde “ön talep toplama” müessesi tanımlanmıştır. İlgili tanıma göre, ön talep
toplama “Halka arz edilecek payların miktar ve fiyatının tespitinde kullanılmak üzere,tasarruf
sahiplerinden herhangi bir bedel veya teminat alınmaksızın halka arza konu olacak paylara ilişkin
olası taleplerin toplanmasını” ifade etmektedir.
Ancak bu durum Oğuz Kürşat Ünal tarafından eleştirilmiştir. Zira Ünal’a göre SPKn’nda
düzenlenmesi gereken bir müessesenin tebliğde düzenlenmesi ve tebliğin kanun hükümlerini
44Akbulak/Akbulak;s.9645Tanör;s.278
22
genişletmesinin hukuk mantığıyla çeliştiği ve bu bağlamda tebliğin hukuk sistemimizde olmayan
“ön talep toplama “ kavramını ihdas etmiş olmasını eleştirmiştir46.
Ön talep toplamaya ilişkin esaslar Seri:I No:40 Tebliğin 14. Ve 15. Maddelerinde
açıklanmıştır. Bu hükümler doğrultusunda, ön talep müessesesi payların Kurul Kaydına
alınmasından önce işleyecek bir sistemdir. Yatırımcıların olası talepleri, belirli bir fiyat aralığından,
talepte bulunanlar için herhangi bir bağlayıcılık ve sorumluluk oluşturmaksızın, aracı kuruluşlar
tarafından toplanabilir. Ön talep toplayabilmek için, Kurul kaydına alınma başvurusunun yapılmış
olması gerekir.
Ön talep toplama süresi 15 günden fazla olamaz. Ön talep toplamaya başlamadan en az bir iş
gün önce ön talep toplama başlangıç ve bitiş tarihleri aracı kuruluş tarafından Kurul’a bildirilir.
Ön talebin toplanacağı yerlerde, ortaklık esas sözleşmesi, son üç yıllık finansal tabloları,
bunlara ilişkin bağımsız denetim raporları ve faaliyet raporlarının yeterli sayıda bulundurulması ve
talep edenlere ücretsiz olarak verilmesi gerekir.
Ön talep toplamadan elde edilen sonuçlar kamuya açıklanmaz ve reklam amacıyla
kullanılamaz. Ön talep toplama sonuçları ön talep toplama süresinin bitimini takip eden iki iş günü
içerisinde ve satışa başlamadan önce aracı kuruluş tarafında tebliğde belirtilen şekilde Kurul’a
iletilir47.
B. Kurul Kaydına Alma
1.Kayda Aldırma Zorunluluğu
a.Tanım ve İşleyiş
SPKn md. 47I hükmü gereği, ihraç veya halka arz olunacak sermaye piyasası araçlarının
Kurul’a kaydettirilmesi zorunludur. 46Ünal,OğuzKürşat;SermayePiyasasıHukukuveMevzuatı,Ankara,2005,s.8447Uşaklı;s.174
23
SPKn’nda, kayda alma işlemi tamamlanmadan sermaye piyasası araçlarının satışına
başlanamayacağına dair açık bir hüküm yoktur. Ancak, doktrinde hâkim olan görüş, kayda alma
işleminden önce sermaye piyasası araçlarının satışa başlanamayacağı ve satış için icabın
yapılamayacağıdır48. Ayoğlu’na göre: SPKn’nun 4/ I hükmünün ruhu ve 46. Madde/I (a) ve 47/ A-4
hükümleri kayda alma gerçekleşmeden önce başlanan satış işlemleri için öngörülen hukuki ve cezai
yaptırımlar dikkate alındığında, kayda alma işlemi gerçekleşmeden sermaye piyasası araçlarının
satışına başlanamayacağı ve satış için icabın yapılamayacağını belirtmektedir49.
b.Kayda Alma Sisteminin ve İzin Sisteminin Karşılaştırılması
3794 sayılı Kanun ile SPKn’nun 4. Maddesinin I. fıkrası hükmünde değişiklik yapılmadan
önce, menkul kıymetlerin halka arzı için Kurul’dan izin alınması zorunlu idi. Ancak izin
sisteminden 3794 sayılı Kanun ile vazgeçilmiş olup, tüm modern sermaye piyasası sistemlerinde
olduğu gibi, kayda alma sistemine geçilmiştir50. Böylelikle izin sistemin kaldırılarak, kamuyu
aydınlatma sistemine geçilmiş olup, tam ve doğru bilgi prensibine yaklaşılmıştır51.
Kayda alma sistemi, izahname ve sirküler vasıtasıyla kamunun aydınlatılması sağlandığı sürece,
sermaye piyasası araçları Kurul kaydına alınarak araçların halka arzı sağlanmaktadır.
Kayda alma sisteminde önem arz eden nokta, yatırımcıları, izahname ve sirküler yoluyla
aydınlatıp, yatırımcıların yatırım kararlarını kendilerinin vermelerini sağlamaktır. Bu noktada
Kurul’un tek görevi, her türlü bilgi ve belgelerle kamunun aydınlatılmasını sağlamaktır. Gerisi,
yatırım yapacak olan yatırımcının riski kendi üzerine olmak üzere karar vermesinden ibarettir.
c.Raf Kayıt Sistemi
Raf kayıt sistemi hukukumuza, Seri:I No:26 sayılı Hisse Senetlerinin Kurul Kaydına
Alınmasına ve Satışına İlişkin Esaslar Tebliği’nde Seri: I No:29 sayılı Tebliğ ile yapılan değişiklik
sonucunda girmiştir.
48Kütükçü;s.46249Ayoğlu;s.10650Ayoğlu;s.4451Ünal;s.237
24
Bu sistemin benimsediği esas, daha önceden kayıt altına alınan sermaye piyasası araçlarının
istenildiği zaman satışa sunma imkânı sağlamaktadır. Böylece ihraççıya süratli bir şekilde hareket
edebilme ve piyasada oluşan olumlu şartlardan yararlanabilme imkânı tanınmıştır52.
Raf kayıt sisteminin uygulanma esaslarını belirleme yetkisi Kurul’a tanınmıştır.
Öğretide bu sistemin gerek olmadığına dair eleştiriler yapılmakta ise de; Ayoğlu’na göre; bu
sistem izahnamenin hazırlanma sürecinin hızlandırdığından, ihraç işlemlerinin piyasanın olumlu
imkânlarından yararlanarak sermaye piyasası araçların piyasaya sunulmasına hizmet etmektedir.
Dolayısıyla son derece olumlu ve yararlı bir uygulamadır53.
2.Başvuruya Eklenecek Belgeler
SPKn’nun 5. Maddesi 1. Fıkrası hükmüne göre, kayıt başvurusu için gereken belgeler Kurul
tarafından belirlenmektedir. Kurul, kanunun kendisine verdiği bu yetki kapsamında, her bir sermaye
piyasası aracı için ilgili tebliğlerde kayda alma başvurusuna eklenecek belgeleri ayrı ayrı
belirlemiştir.
3.Payların Halka Arzında Kayıt
Seri:I No: 40 sayılı tebliğ hükümleri çerçevesinde, payların halka arzında kayıt müessesesi,
üç kapsamda incelenmiş bulunmaktadır. Bunlar, mevcut hisse senetlerinin halka arzında kayıt,
halka açık olmayan ortaklıkların paylarının sermaye artırımı yoluyla halka arzında kayıt ve halka
açık ortaklıkların sermaye artırımları yoluyla halka arzında kayıttır.
52Ayoğlu;s.5353Ayoğlu;s.55
25
a.Mevcut Hisse Senetlerinin Halka Arzında
Pay sahiplerinin ortaklıkta sahip oldukları payları halka arz edebilmeleri için, ortaklık
sermayesinin tamamının ödenmiş olması ve paylarında rehin veya teminat gibi devir veya tedavülü
engelleyici ve pay sahibinin haklarını kullanmasına engel teşkil edici kayıtların olmaması
gerekmektedir.
Ayrıca, ortaklık yönetim kurulunun, esas sözleşmenin Kurul düzenlemelerine ve Kanun’un
amaç ve ilkelerine uygun hale getirilebilmesi için gerekli değişiklikleri içeren tasarısı hazırlayıp;
buna, Seri:I No:40 sayılı Tebliğ’in 1 nolu ekindeki belgelerle birlikte Kurul’a başvurması ve esas
sözleşme değişikliğinin Kurul onayından sonra, ilk genel kurul toplantısında gerekli değişikliklerin
yapılması gerekmektedir.
b.Halka Açık Olmayan Ortaklıkların Paylarının Sermaye Artırımı Yoluyla Halka
Arzında
Halka açık olmayan ortaklıklar, yapacakları sermaye artırımlarında, ortakların yeni pay alma
haklarını kısmen veya tamamen kısıtlayarak paylarını halka arz edebilirler. Ancak, bu ortaklıkların
sermayelerinin tamamının ödenmiş olması zorunludur54.
Ayrıca, ortaklık yönetim kurulunun, esas sözleşmenin Kurul düzenlemelerine ve Kanun’un
amaç ve ilkelerine uygun hale getirilebilmesi için gerekli değişiklikleri içeren tasarısı hazırlayıp;
buna, Seri:I No:40 sayılı Tebliğ’in 1 nolu ekindeki belgelerle birlikte Kurul’a başvurması ve esas
sözleşme değişikliğinin Kurul tarafından onaylanması gerekmektedir. Bundan sonra ise, TTK’nun
ilgili hükümleri çerçevesinde sermaye artırılmasına ve yeni pay alma haklarının sınırlandırılmasına
ilişkin karar alınır.
54Uşaklı;s.130
26
c.Halka Açık Ortaklıkların Sermaye Artırımları Yoluyla Halka Arz
Kayıtlı sermaye sistemine tabi halka açık ortaklıkların sermaye artırımlarında, Kurul’a
başvuru öncesinde, yönetim kurulu artırılacak sermaye miktarını ve satış esaslarını belirleyen karar
alır.
Esas sermaye sisteminde ise, ortaklık yönetim kurulunca, esas sözleşmenin sermaye
değişikliğini içeren madde değişiklik tasarısı hazırlanır ve bu değişiklik Kurul onayından geçtikten
sonra, genel kurulca sermaye artırımı kararı alınır. Anılan genel kurulda, yeni pay alma haklarının
kısmen veya tamamen kısıtlanmasının toplantı gündemine alınmış olması hainde yönetim kurulu
tarafından yeni pay alma haklarının kısıtlanma nedenlerinin ortakların bilgisini sunulması gerekir55.
Yeni pay alma haklarının tamamen veya kısmen sınırlanması istenirse, bu hususun kayıtlı
sermaye sisteminde, esas sözleşme ile yetkili kılınmış yönetim kurulunun alacağı sermaye artırım
kararında, esas sermaye sisteminde ise, genel kurulun alacağı sermaye artırım kararında açıkça
belirlenmesi gerekir.
Kayıtlı sermaye sisteminde, yönetim kurulu tarafından alınan yeni pay alma haklarının
tamamen veya kısmen kısıtlanması kararının, alındığı tarihten itibaren beş işgünü içerisinde ticaret
siciline tescil ve ticaret sicil gazetesinde ilan edilmesi gerekir. Daha sonra yapılacak işlem ise Seri: I
No:40 sayılı tebliğin 3. Maddesinde belirlenen belgelerin eklendiği dilekçe ile, payların kayda
alınması için Kurul’a başvuruda bulunulmasıdır.
d.Satılamayan Hisse Senetlerinin Satın Alınacağının Taahhüt Edilmesi
Satılamayan hisse senetlerinin taahhüt altına alınması hususu, sadece birinci el piyasasında
gerçekleştirilen halka arzlar bakımından önem taşımaktadır. Zira ikinci el piyasasında yapılan halka
arz işlemlerinde, satılamayan hisse senetlerine ait sermaye tutarının açıkta kalması tehlikesi
bulunmamaktadır.
55Uşaklı;s.131
27
i. Esas Sermaye Sistemine Tabi Anonim Ortaklıklarda
Esas sermayeli anonim ortaklıklarda, sermaye artırımı prosedürü uygulanarak yeni paylar
ortaya çıktığında, sermaye azaltılması müessesesine başvurulmaksızın, sözkonusu payların ve bu
payları temsil eden hisse senetlerinin ortadan kaldırılması mümkün değildir. Dolayısıyla, bu sisteme
tabi anonim ortaklıklarda, satılamayan payların temsil ettiği sermaye payının açıkta kalmaması için,
satılamayan payları temsil eden hisse senetlerinin bazı kişiler tarafından satın alınacağının taahhüt
edilmesi zorundadır. SPKn’nun 7. Maddesinin 3.fıkrası, Kurul’a halka arz edilen ancak satılamayan
hisse senetlerinin satın alınacağı yönünde, kurucular, pay sahipleri ya da aracı kuruluş tarafından
taahhütte bulunulmasını zorunlu tutabilme yetkisi tanınmıştır56.
Bu taahhüt, satış süresi sonunda satılamayan payların, kurucular, pay sahipleri veya aracı
kuruluşlar tarafından satın alınıp bedellerinin nakden ödenmesi hususunu kapsamaktadır.
ii. Kayıtlı Sermaye Sistemine Tabi Anonim Ortaklıklarda
Kayıtlı sermaye sistemine tabi anonim ortaklıklarda, SPKn’nun 7. Maddesinin 4. Fıkrası
hükmüne binaen, sermaye artırımının tescili, hisse senetlerinin satış süresi tamamlandıktan sonra
yapılabilmektedir57.. Bu sistemde pay sahipliği hakkı, hisse senetlerinin, onları satın alan kişiye
teslimi ile kazanılmaktadır. Dolayısıyla, TTK’ nun tescilden önce çıkartılacak hisse senetlerinin
hükümsüz olacağı yönündeki 395. Maddesinin 3.cümlesi ile 412. Maddesi I. fıkrası hükümleri bu
sistemde uygulama alanı bulamamaktadır. Dolayısıyla bu sistemde satılamayan hisse senetlerinin,
sermaye artırımının tescilinden önce imha edilebilmesi, imkân dâhilindedir 58 .Bu açıklamalar
dâhilinde, bu sistemde satılamayan hisse senetlerinin temsil ettiği sermaye payının açıkta kalması
gibi bir tehlike bulunmamaktadır.
Bu sistemde satılamayan hisse senetlerinin satın alınacağının kurucular, pay sahipleri ya da
aracı kuruluşlar tarafından taahhüt edilmesine ihtiyaç bulunmamaktadır.
56Tekinalp;s.2557Ayoğlu;s.11558Aytaç;s.170
28
4.Kayda Alma Başvurusunda Bulunmamanın Sonuçları
a.Hukuki Sonuçları
SPKn’nun 46. Maddesinin 1. Fıkrasına göre:” ( Değişik bent: 15/12/1999 - 4487/22 md.)
Kurula kayıt yükümlülüğü yerine getirilmeksizin yapılmış ihraç, halka arz ve satış işlemleriyle,
izinsiz sermaye piyasası faaliyetlerinin durdurulması için gerekli her türlü tedbiri almaya; kayıt
yükümlülüğüne uyulmaksızın yapılan halka arz ve satış sonucu satılan kısmın karşılığı ve satışı
yapılacak senetler için her türlü teminattan muaf olarak ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz istemeye,
tedbir ve haciz tarihinden itibaren altı ay içinde dava açmaya veya takip yapmaya; her türlü hukuki
ve cezai sorumluluk saklı kalmak kaydıyla, izinsiz sermaye piyasası faaliyet ve işlemlerinin
doğurduğu sonuçların iptali için tespit tarihlerinden itibaren üç ay, vukuu tarihlerinden itibaren bir
yıl içinde dava açmaya yetkili kılınmıştır.”
Bununla birlikte yatırımcılar, kayda aldırma yükümlülüğün yerine getirilmemesi
durumunda, hata ya da hile gerekçesi ile sözleşmeden dönebilmeli ve satın aldıkları sermaye
piyasası araçlarını iade ederek, ödedikleri bedeli faizi ile birlikte geri alabilmelidirler. Sermaye
piyasası araçlarını bir şekilde ellerinden çıkaran yatırımcılar ise, uğradıkları zararın tazmini,
sözleşmeye aykırılık (B.K 96 v.d) hükümlerine dayanarak ihraççı yada satıcı konumundan olan kişi
yada kuruluştan, haksız fiil hükümlerine dayanarak ise, ihraççı yada satıcının yönetim kurulu
üyelerinden talep edebilmelidir59.
b.Cezai Sonuçları
Kayda aldırma yükümlülüğünün ihlali, SPKn m. 47/1-A-4 hükmünde suç olarak kabul
edilmektedir. Söz konusu suça ilişkin ceza da hürriyeti bağlayıcıdır. Bu suçu işleyenler hakkında 2
yıldan 5 yıla kadar hapis veya adli para cezası uygulanır.
59Ayoğlu;s.117-118
29
C.İzahname ve Sirküler
İzahname ve sirküler; ihraççı, halka arz olunacak sermaye piyasası araçları ve satış işlemiş
hakkında yatırımcılara bilgi sunmak üzere kullanılan kamuyu aydınlatma belgeleridir. Aşağıda ayrı
ayrı izahname ve sirkülerin tanımı yapılacak, fonksiyonları ve tescili hakkında bilgi verilip bu
belgelerden doğacak hukuki sorumluluk irdelenecektir.
1.İzahnamenin Tanımı ve İçeriği
a.Tanım
SPKn’nun 6.maddesinin 1. Fıkrasında, sermaye piyasası araçlarının halka arzında
açıklanacak bilgilerin izahname de yer alması belirtilmekte ancak izahnamenin tanımına yer
verilmemektedir. İzahname, sermaye piyasası araçlarının halka arzında ihraççı, halka arza edilecek
sermaye piyasası araçları ve satış işlemleri hakkındaki bilgileri içeren ve halkı sermaye piyasası
araçları hakkında aydınlatan; bu bağlamda halkı sermaye piyasası araçları almaya davet eden
belgelerdir. İzahnamenin amacı yatırım yapan yatırımcıyı aydınlatmak ve onu korumaktır. Zira, bu
belgeler halkı yatırım yapma konusunda olumlu veya olumsuz etkileyecektir.
SPKn’nun 6. Maddesinin 1. Fıkrasına göre, sermaye piyasası araçlarının kayda alınmasından
sonra, izahnamenin ticaret siciline tescil ve ilan edilmesi gerekmektedir.
Doktrinde bazı yazarlar, izahnamenin birçok kişi tarafından hiç okunmayan ticaret siciline
tescil ve ilanının yeterli olmadığını savunmuşlardır. Kanaatimce bu görüş haklıdır. Zira, kamuyu
aydınlatma ilkesinin görünümü olan izahnamenin yatırım yapmak isteyen yatırımcılara, sermaye
piyasası araçlarının teslimi anında ulaştırılması gerekmektedir. Kamuyu aydınlatma ilkesi ancak
böyle işleyecektir.
İzahnamenin yatırımcılara ulaşmasını sağlayan iki yöntem kullanılmaktadır. Bunlardan ilki;
günlük ve çok okunan gazetelerde ilanı; ikincisi ise broşür şeklinde basılarak ihraççıya ya da halka
30
arza aracılık eden aracı kuruluşun şubelerinden dağıtımıdır. Günümüzde teknoloji vasıtasıyla da
izahnameler halkı aydınlatma vazifesini yerine getirmektedir.
b.İçerik
SPKn’nun 6. Maddesinin 1. Fıkrasının 2. Cümlesine göre:”İzahnamede bulunması gereken
bilgiler Kurul tarafından belirlenir.”
Kurul, bu yetkisini, Seri:I No: 40 sayılı Payların Kurul Kaydına Alınması ve Satışına İlişkin
Esaslar Tebliği ve Seri: II no: 22 sayılı Borçlanma Araçlarının Kurul Kaydına Alınması ve Satışına
İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ olmak üzere ayrı ayrı ilgili tebliğlerde düzenlenmiş bulunmaktadır.
Seri:I No:40 sayılı tebliğin 33.maddesine göre, Payların halka arzında düzenlenecek raf
kayıt izahnamesi ve izahnamede Kurul’un muhasebe standartlarına ilişkin düzenlemeleri
çerçevesinde hazırlanan finansal tablolar ile bağımsız denetim raporlarına izahnamede yer
verilmelidir.
Seri: II No: 22 sayılı Borçlanma Araçlarının Kurul Kaydına Alınması ve Satışına İlişkin
Esaslar Hakkında Tebliğ’in “İzahname ve Sirküler Düzenleme Esasları” başlıklı 13. Maddesine
göre: ” İzahname ve sirkülerin ihraçcı, ihraçcının mali durumu, riskleri, borçlanma araçlarının
itfasına ilişkin temel varsayımları, faaliyet kapsam ve sonuçları ile ihraca ilişkin olarak mevzuatın
öngördüğü ve Kurulca gerekli görülen bilgiler ile yatırımcıların yatırım kararlarına etki edebilecek
diğer hususları açıklıkla ortaya koyacak ayrıntıda düzenlenmesi, Kurul tarafından belirlenen asgari
standartlara uygun olması, kayda alınma başvurusu sırasında Kurulca istenebilecek ek bilgileri
içermesi ve izahname ve sirkülerde yer alan bilgi ve açıklamaların belgeye dayandırılması
zorunludur. İhraç edilecek borçlanma araçlarına garanti verilmesi durumunda, garantöre ilişkin
temel bilgilere de izahname ve sirkülerde yer verilir.”(www.spk.gov.tr)
31
2.Sirkülerin Tanımı ve İçeriği
a.Tanımı
SPKn md. 6/I hükmünde yer verilen ifadeye göre: “ halkın sermaye piyasası araçlarını satın
almaya daveti sirküler ile yapılır.” Sirküler, izahnamede yer alan bilgileri özetleyen ve yatırımcıları
halka arz edilen sermaye piyasası araçlarını satın almaya davet eden belgelerdir60.
Matbu bir metin olan sirkülerde, izahnamenin ve gerekli görülürse ortaklık esas
sözleşmesinin önemli maddelerini de kapsayabilir. Önemli olan sirkülerin basılı metin olmasıdır61.
Ancak sirküler, reklam aracı olarak kullanılamaz, dolayısıyla ihraççı hakkında övgü dolu sözcükler
sirkülerde bulunamaz62.
Fakat, halka arzı gerçekleştiren ihraççı yada pay sahipleri sirküler ile yetinmeyip başkaca
ilan ve reklamlar da yapabilirler. Ancak, SPKn’nun 6. Maddesinin 2. Fıkrasına göre: “İlanlar ve
açıklamalar gerçeğe uymayan abartılmış veya yanıltıcı bilgileri içeremeyeceği gibi Kurul kaydına
alınmanın resmi bir teminat olarak yorumlanmasına yol açacak açık veya dolaylı bir ifade
taşıyamaz. Kurul, yanıltıcı nitelikte gördüğü reklamları yasaklar.” Hükmüne riayet edilmelidir.
b.İçerik
SPKn’nun 6. Maddesinin 1. Fıkrası hükmü, halkı sermaye piyasası araçlarını satın almaya
davet etmek üzere yayımlanacak sirküler ve diğer ilanların içeriğini belirleme yetkisini aynen
izahnamede olduğu gibi Kurul’ bırakmaktadır. Ayoğlu’na göre İzahname çoğunlukla hacimli bir
belge olduğundan, sirkülerde izahnamenin tamamına yer verilmesinin mümkün olmadığı, sirkülerin
,ihraççı, halka arz edilecek sermaye piyasası araçları ve satış şartları hakkında temel bilgileri
60Ayoğlu;s.12261Tekinalp;s.2762Tekinalp;s.28
32
içermesi ve geniş bilgi için izahnameye atıfta bulunularak, izahnamenin temin edileceği yerlerin
belirtilmesinin gerekli ve yeterli olacağını savunmuştur63.
3.İzahname ve Sirkülerin Hazırlanması ve Değişiklikler
SPKn md. 7/ II hükmüne göre:” İzahname ve sirküler, aracı kuruluşlar ile ihraçcılar
tarafından müştereken imzalanır.” Kanunun bu düzenlemeyi öngörmesindeki amaç, aracı
kuruluşları izahnameden doğan hukuki sorumluluğa ortak etmeye suretiyle bu kurumları
izahnamenin hazırlanış sürecine dâhil etmek ve böylece bu süreci, ihraççı ortaklığın tekeline
bırakmamaktır64.
Bu şekilde, yatırımcılar bakımından hangi bilgilerin önem arz edebileceğini iyi bilen bir
sektör üyesi, belgenin hazırlanma sürecine aktif olarak katılmak durumunda bırakılmakta ve ihraççı
ortaklığın kasten ya da ihmal dolayısıyla açıklamama yoluna gidebileceği bilgilerin izahnamede yer
alması sağlanmaya çalışılmaktadır65.
İzahname halka arz işlemine ilişkin kamuyu aydınlatma belgesi niteliğinde olduğundan, bu
belgede yer alan bilgiler son durumu yansıtmalı, yatırımcıların kararlarını etkileyebilecek tüm
gelişme ve değişiklikler derhal kamuya duyurulmalıdır. Bu nedenle SPKn md. 10/ I hükmüne göre,
izahname ile halka açıklanan konulardaki değişikliklerin en geç 10 gün içinde ihraççılar tarafından
Kurul’a bildirilmesinin zorunlu olduğu öngörülmüştür. İzahnamede meydana gelen değişiklikler,
SPKn madde 10/III hükmü uyarınca md. 6/ I hükmü çerçevesinde tescil ve ilan olunarak
yatırımcılara duyurulur.
4.İzahname ve Sirkülerde Yer Alan Bilgilerden Doğan Hukuki Sorumluluk
SPKn’nun 7. Maddesinin 2. Fıkrasına göre:” İzahname ve sirküler, aracı kuruluşlar ile
ihraçcılar tarafından müştereken imzalanır. Bu belgelerde yer alan bilgilerin gerçeği dürüst bir
63Ayoğlu;s.12864Ayoğlu;s.12965Ayoğlu;s.129
33
biçimde yansıtmasından ihraççılar sorumludur. Ancak, kendilerinden beklenen özeni göstermeyen
aracı kuruluşlara da zararın ihraççılara tazmin ettirilemeyen kısmı için müracaat edilir.”
İzahnamede yer alan bilgilerin, gerçeği dürüst bir biçimde yansıtmamasında anlaşılması
gereken, bilgilerin yanlış ve yanıltıcı olmasının yanında aynı zamanda eksik bilgilerin de
bulunmasıdır66.
Bu hükümde düzenlenen sorumluluk, ihraççıların sorumluluğunun kusura dayanmaması ve
aracı kuruluşların sorumluluğunun ise kusura dayalı olmasıdır. SPKn’nın ilgili maddesinde aracı
kuruluşlar yönünden öngörülen sorumluluk, tali nitelikte bir sorumluluktur. Çünkü aracı kuruluşlara
ancak, ihraççılardan tazmin edilemeyen kısım için başvurulabilmektedir67.
Bununla birlikte SPKn’nun 7.maddesinin 2. Fıkrasında, bağımsız denetim kuruluşlarının
sorumlu olacağına dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak SPKn’nun 16.maddesinin 4.
Fıkrasına göre:” Bağımsız denetleme kuruluşları, denetledikleri mali tablo ve raporlara ilişkin
olarak hazırladıkları raporlardaki yanlış ve yanıltıcı bilgi ve kanaatler nedeniyle doğabilecek
zararlardan hukuken sorumludurlar.” SPKn’nun bu hükmünün yanında Seri:I No: 40 sayılı
Payların Kurul Kaydına Alınmasına ve Satışına İlişkin Esaslar Tebliği’nin 23.maddesinin 2. Fıkrası
da nazara alındığında, bağımsız denetleme kuruluşları tarafından denetlenen mali tablo ve finansal
raporlardaki bilgilerin gerçeği yansıtmamasından bağımsız denetleme kuruluşlarının sorumlu
tutulacağı açık bir şekilde göstermektedir. Bağımsız denetleme kuruluşlarının da sorumluluğu,
aynen aracı kurumlarda olduğu gibi, kusur esasına dayalı sorumluluktur68.
İzahname ve sirkülerden doğan sorumluluğun hukuki niteliği hakkında farklı görüşlere sahip
yazarlar bulunmaktadır. Nitekim Ayoğlu, aracı kuruluşların sorumluluğun haksız fiil hükümlerinin
kıyasen uygulanabileceği kanundan doğan bir sorumluluk olduğunu dile getirmektedir69.Ayoğlu’na
göre, şayet aracı kuruluşların sorumluluğu haksız fiil esaslarına dayanıyor olsa idi, söz konusu
sorumluluk tali nitelikte ve miktar yönünden sınırlı olmaması gerekirdi. 66Yanlı;s.15167Uşaklı;s.14568Uşaklı;s.14769Ayoğlu;s.150
34
Kanaatimce, şayet bu sorumluluk haksız fiil esaslarına dayanıyor olsa idi, yatırımcının
haksız fiilin unsurları olan kusur ve zarar ile kusur arasındaki illiyet bağını ispat etmesi gerekirdi.
Ancak bu durum SPKn’nun yatırımcıyı koruma ilkesine aykırı düştüğünden, yatırımcıya böyle bir
yükümlülük yüklemek kanun amacına aykırı düşecektir.
Uşaklı’ya göre ise; bu sorumluluk türü kanundan kaynaklanan bir sorumluluk türüdür.
Ancak bu sorumluluk, “Culpa in Contrahendo”(sözleşme öncesi sorumluluk) sorumluluğuyla
yarışmaktadır. Yazara göre, yatırımcı “ Culpa in Contrahendo” sorumluluğa dayanmak isterse, BK
‘nın hata ve hile hükümlerinden yararlanarak sözleşmeleri geçersiz kılınabilir ya da BK 96.
Maddesi gereği zararın tazmini talep edilebilir70.
İzahnamede yer alan bilgilerin gerçeği dürüst bir biçimde yansıtmamasından dolayı doğacak
sorumluluğa ilişkin zamanaşımı süresine SPKn’nda yer verilmemiştir. Dolayısıyla SPK 2.
Maddesinin 2. Fıkrasına göre, genel hükümlere gidilmeli ve haksız fiil zamanaşımına ilişkin
BK.’nun 60. Maddesi hükmünde öngörülen 1 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri kıyasen
uygulanmalıdır.
D.Tasarruf Sahiplerine Satış
Sermaye piyasası araçlarının halka satışı, SPKn’nun “Sermaye Piyasası Araçlarının Kurul
Kaydına Alınması, İhracı, Halka Arz ve Satışı ” başlıklı 7.maddesi hükmünde düzenlenmiştir.
Anılan hükme öre, sermaye piyasası araçlarının halka satışı, izahnamede gösterilen esaslar ve
belirlenen satış süresi dâhilinde gerçekleştirilir. Satış süresi ise, izahnamelerde gösterilen tarih
aralıkları olarak belirlenmektedir.
E. Tam Ve Nakden Ödeme İlkesi
Tam ve nakden ödeme ilkesi, SPKn’nun 7.maddesinin III. Fıkrasının ilk cümlesinde yer
almaktadır. Anılan hükme göre: ”Halka arz yoluyla satılan hisse senedi bedellerinin tam olarak
70Uşaklı;s.149
35
nakden ödenmesi şarttır”. Bu hüküm, halka arz yoluyla satılan hisse senetlerinin karşılığında
ödenecek bedelin tam ve nakden ödenmesini şart koşmak suretiyle, bu senetlerin karşılığında
paradan başka bir taahhütte bulunulması ve sermaye taahhüdünden doğan borcun vadeye
bağlanması olasılıklarını ortadan kaldırmaktadır71.Bu hüküm gereği arz edilecek hisse senetlerinin
bedelleri, defaten ve nakden ödenmek zorundadır. Tam ve nakden ödeme ilkesiyle, ortaklıkların
sermaye artırımı sürecinde yaşanabilecek sorunlar nedeniyle piyasaların olumsuz yönde etkilenmesi
bertaraf edilmiş olacak ve hisse senetlerinin bedellerinin satış anında kasaya girmesinin sağlanması
suretiyle de sermaye artırım sürecinin sürüncemede kalmasının önlendiği ve böylece bu piyasada
rol alan herkesin korunması sağlanmaktadır72. Tam ve nakden ödeme ilkesi, hisse senetlerine özel
olarak öngörülmesinin yanı sıra yalnızca birinci el piyasalarında gerçekleştirilen halka arz
işlemlerinde uygulama alanı bulmaktadır.
F. Sermaye Piyasası Araçlarının Teslimi
Sermaye piyasası araçlarının mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde yatırımcılara teslim
edilmesi, bu araçları satın alan yatırımcıların olası fiyat dalgalanmaları karşısında gerekli tedbirleri
alabilmeleri ve gerektiğinde bu araçları ellerinden çıkarabilmeleri bakımından önemlidir.
SPKn md. 7/IV hükmünde, hisse senetleri ile hisse senedi dışında kalan sermaye piyasası
araçları bakımından farklı teslim süreleri öngörülmektedir. Esas sermaye sistemini kabul etmiş
anonim ortaklıklar, sermaye artırımının tescilinden itibaren otuz gün içinde hamiline yazılı
senetlerini, doksan gün işinde ise nama yazılı hisse senetlerini teslim etmekle yükümlüdürler.
Kayıtlı sermaye sistemine tabi anonim ortaklıklarda ise, hisse senetlerinin satış esnasında alıcılara
teslim edilmeleri şarttır. Bununla birlikte, hisse senetlerinin dışında kalan sermaye piyasası araçları
da, satış esnasında alıcılara teslim etmek durumundadırlar73.
71Ayoğlu;s.16272Aytaç;s.16573Ayoğlu;s.167
36
G. Satış Sonuçlarının Kurul’a Bildirilmesi
SPKn 9.maddesinin 1. Fıkrasına göre:” (Değişik fıkra: 29/04/1992 - 3794/7 md.) Sermaye
piyasası araçlarının halka arz yoluyla satışını yapan ihraçcılar veya aracı kuruluşlar satışı
süresinin bitiminden itibaren altı iş günü içerisinde, satışın sonucu hakkında, Kurula bilgi vermekle
yükümlüdürler.”
Bu düzenlemenin amacı yatırımcıların korunması ve piyasanın izlenmesi bakımından
Kurul’a yardımcı olmaktır.
V. SATIŞ VE SATIŞ YÖNTEMLERİ
A. Satış Yöntemleri
Sermaye piyasası araçlarının halka arzında uygulanabilecek satış yöntemleri, Seri:VIII No:
22 sayılı Sermaye Piyasası Araçlarının Halka Arzında Satış Yöntemlerine İlişkin Esaslar
Tebliği’nde belirlenmiştir. Bu tebliğde “talep toplama”, “talep toplamaksızın satış” ve “borsada
satış” olmak üzere üç ayrı satış yöntemi öngörülmektedir. Aynı tebliğin 3. Maddesinin II. fıkrasına
göre, bu yöntemlerden herhangi birinin seçilmesi ihraççı yada halkı arzı gerçekleştirecek pay
sahibinin tasarrufundadır. Ancak bazı ihraççıların belirli yöntemleri uygulamaları zorunludur. Şöyle
ki; hisse senetleri borsada işlem gören ortaklıkların yeni pay alma haklarının kullandırılmasından
sonra kalan payların satışında, “ borsada satış” yöntemi kullanılmak zorundadır(md 3.1.1). Ayrıca,
halka açık olmayan ortaklıkların hisse senetlerinin hissedarları tarafından halka arz edilmesi ve
halka açık olmayan ortaklıkların sermaye artırarak, artırılan sermayeyi temsil eden payları kısmen
veya tamamen halka arz etmeleri durumunda “talep toplama” veya “borsada satış” yöntemlerinden
birisinin uygulanması mecburidir(md.3.1.2). Bunun yanı sıra, md 3.1.3 hükmünde belirtilen şartları
taşıyan halka açık anonim ortaklıkların da, sermaye artırımı yoluyla yapacakları halka arzlarda “
talep toplama” ve “ borsada satış” yöntemlerinden birini uygulamaları zorunludur74.
74Ayoğlu;s.153-154
37
1.Talep Toplama Yöntemi
Talep toplama yönteminde, yatırımcıların satışa sunulan sermaye piyasası araçlarına ilişkin
talepleri toplanır ve bu taleplerin değerlendirilmesi yoluyla satışa sunulan sermaye piyasası araçları
yatırımcılar arasında dağıtıma tabi tutulur.
a. Sabit Fiyatla Talep Toplama Yöntemi
Bu yöntemde, ihraççı veya hissedar tarafından; satışa sunulan sermaye piyasası aracının,
hisse senedi olması durumunda sabit bir fiyat, borçlanma senedi olması durumunda ise sabit bir faiz
oranı belirlenir ve bu fiyat ya da faiz oranı üzerinden talep toplanır75.
b. Fiyat Teklifi Yoluyla Talep Toplama Yöntemi
Bu yöntemde ise, hisse senetleri için asgari bir satış fiyatı, borçlanma senetleri için ise azami
faiz oranı belirlenir ve ilk olasılıkta bu fiyatın üzerindeki, ikinci olasılıkta ise bu oranın altındaki
talepler toplanır76.
c. Fiyat Aralığı Yoluyla Talep Toplama Yöntemi
Hisse senetleri için aralarındaki fark %20’yi geçmemek kaydıyla bir “taban” ve bir “tavan”
fiyat belirlenir ve tavan fiyat üzerinden talep toplanır. Bu yöntemde, gerçekleşen fiyat ile tavan fiyat
arasındaki fark yatırımcılara iade edilir.
2.Talep Toplamaksızın Satış Yöntemi
Bu yöntemde sermaye piyasası araçları, ihraççı ya da aracı kuruluş tarafından, belirli bir
fiyat ya da faiz oranı belirlemek suretiyle talep toplanılmaksızın satışa sunulur.(md. 5/1)
75Ayoğlu;s.15476Ayoğlu;s.154
38
Bu yöntemin uygulanması halinde; tasarruf sahipleri, sirkülerde belirtilen süre içinde pay
bedellerini bir bankada açılan özel hesaba yatırarak sermaye artırımına katılırlar77.
3.Borsada Satış Yöntemi
Bu yöntemde, sermaye piyasası araçlarının satışı, Kurul’un onayı üzerine doğrudan doğruya
borsada yapılır.(md. 6)
B. Ek Satış
Ek satış hakkı, Seri:I No:40 sayılı Tebliğ’in 4/c maddesinde tanımlanan 20. Maddesinde
uygulama esasları belirtilen ve sadece talep toplama yöntemiyle gerçekleştirilen satışlarda
uygulama imkanı bulan bir yöntemdir.
Seri:I No:40 sayılı Tebliğ’in 4/c maddesine göre, ek satış,” Talep toplama sonucunda
toplanan kesin talebin satışa sunulan pay miktarından fazla olması halinde fazla talebin
karşılanması amacıyla azami miktarı daha önce belirlenen ve kamuya duyurulan payların dağıtıma
tabi tutulacak toplam pay miktarına ilave edilmesi” olarak ifade edilmektedir. Ek satış hakkı, halka
arz edilen hisse senetlerinin arz ve talep dengesini koruyan bir mekanizmadır. Bu mekanizma, hem
yatırımcıların hak ve yararını korur, hem ihraççının amacının gerçekleşmesine hizmet eder, hem de
aracı kuruluşlara mali risk yüklemez78.
Seri: I No: 40 sayılı Tebliğ’in 20. Maddesinin ilk fıkrasına göre, mevcut payların halka
arzında ve halka açık olmayan ortaklıkların paylarının sermaye artırımı yoluyla halka arzında,
toplanan kesin talebin satışa sunulan pay miktarından fazla olması halinde izahnamede gerekli
açıklamaların yapılması koşuluyla, bu talebi karşılamak amacıyla ek satış gerçekleştirilebilir.
77Uşaklı;s.19078Tanör;s.248
39
Ek satışa konu paylar, ortaklar tarafından satılabileceği gibi, halka arza aracılık eden aracı
kurumlardan biri tarafından ortaklardan ödünç alınarak ödünçlü alım satış yoluyla da satılabilir79.
Ek satış hakkının kullanılıp kullanılmadığı, kullanıldıysa sonuçları hakkında bilgi aracı
kurum tarafından özel durum açıklamasıyla kamuya duyurulması gerekmektedir.
Öğretide, ek satış hakkı kullanımının sadece mevcut payların halka arzında ve halka açık
olmayan ortaklıkların paylarının sermaye artırımı yoluyla halka arzında kullanılabileceğinin
öngörülmüş olması hususu eleştirilmektedir. Zira hem yatırımcılar, hem ihraççılar, hem de aracı
kuruluşlar açısından bu kadar faydalı olan bir mekanizmanın halka açık anonim ortaklıkların
yaptıkları sermaye artırımları nedeniyle ikincil halka arzı yapılacak hisse senetlerinin satışında da
uygulanabilir80.
C. Borsaya Kotasyon
Sermaye piyasası araçlarının bir borsanın kotuna alınması, söz konusu araçların o borsada
işlem görmek üzere kabul edilmeleri anlamına gelir. Bunun için, sermaye piyasası araçlarının kote
edilmek istendiği borsanın kotasyon şartlarının yerine getirilmesi ve ihraççı tarafından başvuruda
bulunulması gerekmektedir. Başvuruda bulunulan borsanın yönetim kurulu uygun gördüğü
takdirde, sermaye piyasası araçları borsanın kotuna alınır.
Bu bağlamda halka arz ve borsaya kotasyon kavramlarının birbirinden ayrılması
gerekmektedir. Halka arz edilen sermaye piyasası araçlarının mutlaka borsaya kote edilmeleri gibi
bir zorunluluk bulunmamaktadır.
79Uşaklı;s.20980Tanör;s.704
40
KAYNAKÇA
AKBULAK, Sevinç/AKBULAK, Yavuz; Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler, İstanbul, 2004
AYOĞLU, Tolga; Sermaye Piyasası Hukukunda Halka Arz Kavramı ve Halka Arza Aracılık Sözleşmeleri, İstanbul, 2008
AYTAÇ, Zühtü; Sermaye Piyasası Hukuku ve Hisse Senetleri, Ankara,1988
ÇEKER, Mustafa; “Hisse Senetlerinin Halka Arzı, Borsada İşlem Görmesi ve Kaydi Değer Haline Getirilmesi”, Prof. Dr. Oğuz İmregün’e Armağan s.89-145, İstanbul, 1998
ÇEVİK, Orhan Nuri; Uygulamada Şirketler Hukuku, Ankara, 2002
DOMANİÇ, Hayri; Anonim Şirketler Hukuku ve Uygulaması, İstanbul,1988
EREN, Fikret; Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, 9.Bası, İstanbul 2006
GÜNAL, Vural; Sermaye Piyasası Hukuku Esasları, İstanbul, 2007
GÜNAL, Vural; “Sermaye Piyasasında Halka Arz”, Prof. Dr. Erden Kutalp’e Armağan, Cilt I Özel Hukuk, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, s:341-407, 2004/1
KÜTÜKÇÜ, Doğan; Sermaye Piyasası Hukuku, C. I, İstanbul, 2004
ÖZTAN, Fırat; Kıymetli Evrak Hukuku,16.Bası, Ankara, 2009
POROY, Reha/ TEKİNALP, Ünal/ ÇAMOĞLU, Ersin; Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku, 9.Bası, İstanbul, 2003
TANÖR, Reha; Sermaye Piyasası Hukuku, C. II, Halka Arz, İstanbul, 2000
TEKİNALP, Ünal; Sermaye Piyasası Hukukunun Esasları, İstanbul, 1982
UŞAKLI, Senem Mutlu; Halka Arz Kavramı ve Halka Arzda Kullanılan Satış Yöntemleri, İstanbul, 2010
ÜNAL, Oğuz Kürşat; Sermaye Piyasası Hukuku ve Mevzuatı, Ankara, 2005
ÜNAL, Oğuz Kürşat; Sermaye Piyasalarında Halka Açık Anonim Ortaklıklar, Ankara, 1999
YANLI, Veliye; Sermaye Piyasasın Hukuku Çerçevesinde Halka Açık Anonim Şirketler Ve Kamunun Aydınlatılması, İstanbul, 2005
Yararlanılan İçtihat Programı: Corpus Mevzuat ve İçtihat Yazılım
41