İbn rüşd

33
IBN-I RÜŞD

Upload: oguz-buelbuel

Post on 16-Apr-2017

152 views

Category:

Education


3 download

TRANSCRIPT

Page 1: İbn Rüşd

IBN-I RÜŞD

Page 2: İbn Rüşd

BATI İSLAM DÜNYASIENDÜLÜS EMEVİLERİ

-Endülüs Emevi Devleti İspanya’da, (M.S.756)yılında kurulmuştur. Başkenti Kurtuba’dır

-Emevîler İspanya'da tam bir İslam egemenliği kurmuşlardı. Bilim, sanat ve kültür alanında eserler verdiler.

-Dünyanın en ünlü medresesi olan Kurtuba Medresesi’ni kurdular. -Endülüs Devleti, Franklar'ın saldırıları sonucunda zayıfladı ve 1031 yılında yıkıldı.

Page 3: İbn Rüşd

BENİ AHMER DEVLETİ-«Gırnata» merkez olmak üzere İspanya’da kuruldu. (1232)

-Elhamra Sarayı gibi büyük eserler yaptılar.İspanya'da Hıristiyan birliğinin kurulması ile Hıristiyan saldırıları sonucunda yıkıldı.(1492)

-Böylece İspanya'da Müslüman etkinliği sona ermiş oldu.

-Burada yaşayan Müslümanlar ve Museviler, Kemal Reis komutasında bir donanma ile Osmanlı Devletine getirildi.

Page 4: İbn Rüşd

İSPANYA’DA ENDÜLÜS ESERLERİ

Page 5: İbn Rüşd

İSPANYA’DA İSLAM DÜŞÜNÜRLERİ-Bu dönemde İspanya; İslam, Hıristiyan ve Yahudi kültür geleneklerinin bir arada yaşadığı ilginç bir yerdir.

-Burada yetişen bilim adamları; Felsefe, dinsel inanç ve eski Yunan'dan beri sürüp gelen felsefi düşünceleri uzlaştırma çabası içine girer.

-Endülüs’te yetimiş en büyük islam düşünürlerinden biri «İbni Rüşd» idi.

Page 6: İbn Rüşd

IBN-I RÜŞD (Averreos) (1126 -1198)

-Asıl adı Ebu Velid Muhammed bin Ahmed bin Muhammed’dir

-Endülüslü-Arap felsefeci ve hekim, felsefe, fıkıh, matematik, astronomi ve tıp alimidir. Kurtuba'da doğdu ve Marakeş, Fas'ta öldü. -1160'ta Sevilla kadısı oldu ve hizmeti boyunca Sevilla, Kurtuba ve Fas'ta birçok davaya baktı. Ailesi de kadılık yapmıştır.

-Farabi, İbni Sina, Gazali gibi büyük İslam bilginlerinin yapıtlarını ve eski Yunan felsefecileri inceledi.

-Pek çok kitap ve Aristo'nun eserlerine şerhler-yorumlar ile bir de tıp ansiklopedisi yazdı .

-Eserleri,1200 lerde, Arapça'dan, İbranice'ye ve diğer dillere çevrildi.

Page 7: İbn Rüşd

-İbni Rüşd'e göre, felsefe öğrenmek dini bir zorunluluktur. Din ile felsefe çatışmaz.

-Din, var olanlara akılla bakmayı ve değerlendirmeyi zorunlu kılmaktadır.

-Başka dinlerin ve ideolojilerin fikirlerini öğrenmek de aynı şekilde zorunludur.

-Gerçek her nerede ise alınır ve yararlanılır. Eskilerin kitaplarındaki bilgilerle, dinin bildirdikleri amaç bakımından benzemektedir.

İBN-İ RÜŞD FelsefesiIBN-I RÜŞD (Averreos) (1126 -1198)

Page 8: İbn Rüşd

FELSEFE ANLAYIŞI-İbni Rüşd'e göre felsefe becerisi olanlar bunu toplumun ilerlemesi için kullanmalıdır.

-Ancak bunlara nadiren rastlandığı için hükümdar olmalarını sağlayacak sayıya hiç bir zaman ulaşamayacaklardır.

Page 9: İbn Rüşd

İBNİ RÜŞD’ÜN ÖNEMİ-Ortaçağ Avrupasında, ölümünden sonra eserleri Latince ve İbraniceye çevrildi.Böylece Antik Yunan felsefesini Avrupa’ya tanıttı.

-Dini baskıların etkisindeki Ortaçağ Avrupasını akılcılık yoluyla hür düşünmeye iterek, Rönesansa ön ayak oldu.

-Bilimin imandan daha önemli olduğunu belirterek, bilimsel gelişmelere ilham oldu.

-Felsefe ile dini uzlaştırmaya çalıştı.

-Külliyat fi’t Tıp(colliget) hastalıkları tek tek ele alır.Çiçek hastalığı gibi tek seferlik hastalıkları açıklar.

-Büyük ve küçük kan dolaşımını, gözdeki retina tabakası ve çalışma fonksiyonunu izah etmiştir.

Page 10: İbn Rüşd

EDEBİYATTA İBNİ RÜŞD-Dante,, «İlahi Komedya» da İbn Rüşd'ün, diğer büyük filozoflarla beraber, «İltifatın üne borçlu olunduğu« Limbo’da göstermiştir.

-Victor Hugo'nun, Quasimodo ile Esmeralda'nın talihsiz öyküsünün anlattığı, Notre Dame'ın Kamburu adlı eserinde, bilimle hukukun kaynaklarına değinildiği bir bölümde, İbn Rüşd referans verilir. Avrupa'da bilinen adıyla Avveroes ismiyle anılır.

-James Joyce'un Ulysess adlı eserinde ve Jorge Luis Borges'un La Busca de Averroes (Averroes'in Arayışı) eserinde de, İbn Rüşd anılır.

Page 11: İbn Rüşd

İbni Rüşd-Averreos, Rafael’in Ünlü Athena okulu tablosunda, büyük filozofların arasında yer almaktadır.

Page 12: İbn Rüşd

İBNİ RÜŞD ve ARİSTO-İbn Rüşd'ün Aristo üzerine çalışmaları otuz yıllık bir dönemi kapsar.

-Erişemediği "Politika" dışında onun bütün eserlerine şerhler (Yorumlar) yazmıştır.

-İbn Rüşd'ün düşünceleri, Hristiyan skolastik gelenekten, Aristo'nun mantık çalışmalarına değer veren, Thomas Aquinas ve diğerleri tarafından özümsenmiştir.

-Thomas Aquinas gibi meşhur filozoflar, ona "Şârih" (Yorumcu) diyorlardı.

Page 13: İbn Rüşd

FELSEFE VE DİN İLİŞKİSİ-Ayetlerin ve hadislerin te’vil(yorumlama) edilmesini savunmuştur.

-İyi felsefeciler te’vil yolunu seçmelidir.Herkes nasların gerçek anlamını idrak edemez.Bunu ancak din ilminde ve felsefede ileri gidenler bilebilir.

-Fıkıhçılar te’vile karşı olduklarından anlaşamazlar ve mezheplere ayrılırlar.

-Din adamları şeriatin zahirini(dışsal) muhafaza etmelidir.Te’vil kültürsüz kişilere açıklanırsa zararlı olabilir.

-Kültürsüzler şeriatin zahirine tutunurlar.Felsefeciler şeriatin batıni(içsel) manalarını anlarlar, dindeki birliği tespit ederler ve mezheplere ayrılmayı reddederler.

-Peygamberlere indirilen şeriatin içerdiği öğretileri, diyalektik tartışma yöntemini kullanan kelamcılar değil, ancak tanıtlama(deneysel) ve tasım(kıyas) yöntemini izleyen felsefeciler gereğince yorumlayabilir.

Page 14: İbn Rüşd

ibni rusd VE gazaliGazali’nin İslam filozoflarına yönelik eleştirilerini yanıtladığı Tehafatü’t Tefahüttüt adlı eseri ön plandadır.

İleri sürdüğü fikirler İslam dininin esaslarına ters düşmesi, Müslümanlar arasında hoşnutsuzluklar çıkardı.Ad kavminin helak olmasına ilişkin bilgilerin efsane olduğunu söyleyince Ehl-i Sünnet olan hakiki Müslümanlar ona karşı cephe aldılar.Halkın şikayetleri üzerine dönemin hükümdarı, meclisinde aldığı kararla sözlerini sapıklık olarak yorumlar.Hapsedildi sonrasında sürgün edildi.Eserleri tahribat gördü.

Page 15: İbn Rüşd

ibni rusd VE gazaliFelsefe varolanı inceleyip açıklamaya çalışır.Tanrı’ya da yalnızca bu varolandan gidilebilir yani beş duyuyla algılanıp akıl ilkelerine göre yorumlananlar Tanrı’ya ulaştırır.Ona göre alem, yaratılmamış madde olan «heyula» dan doğmuştur.

Bu ilk özden çıkan cevher, özle, yani maddeyle birlikte öncesizdir.(ezeli)

İlk madde heyula yaratılmadığından sonradan olmuş değildir; yani bundan ötürüde sonsuzdur.Varoluş geçmişten geleceğe doğru bir akıştır ve özünde varolma gücü olan her şey bir gün varolur; oluşturucu güç durumundan eyleme dönüşür. Eylem de öncesiz ve sonrasız bir nitelik taşır. Eylemler gerçekleşme sırasına göre birbirlerinin nedeni olurlar.

Tanrı sonsuz bir iradedir. Evreni düzenleme yönetme gücü ondadır. Tanrı ilk akla, ilk akıl da, varlıklara oluş gücü kazandırır. Tanrı’dan yalnızca iyilikler ortaya çıkar; kötülüklerse Tanrı yasalarına aykırı eylemlerden doğar; bunların yaratıcısı da insandır.

Page 16: İbn Rüşd

ibni rusd VE gazaliGazali’ye göre: Bir taraftan Yunan felsefesi ile İslam inancını yeniden yazmaya çalışan filozoflar, diğer yandan Kur’an ‘ın apaçık ayetlerini karanlık ve gizemli tefsirlere konu yapan Batıniler; İslam dinine ve Ehli Sünnet itikadının bütünlüğüne zarar veriyordu.»Tehatüful Felasife» yani «Felsefenin Tutarsızlığı» kitabında Gazali; felsefeyi ve felsefi düşünüşü reddeder!

İslam’da «Aklın» değil «Naklin» esas olduğunu söyler. Ümmetin, soru soran, eleştiren bir kütle değil; itaat eden bir topluluk olmasını benimser.

Bu görüşlere karşı «Tehatüfül-ü Tehafül» yani «Tutarsızlığın Tutarsızlığı» olan reddiye bir kitap yazar.

Bilimin ve felsefenin kafirlik olamayacağını. İnsan aklının Allah vergisi bir yetenek olduğunu, bu sebeple insan aklının özgür bırakılması gerektiğini.

Din kurallarının akıl ve mantıkla çelişmesi halinde akla göre yorumlanmasının doğru olacağını.

Akla uygun olanın, nakle aykırı olamayacağını.

Felsefenin ve felsefecilerin gerçeğin bilgisine ulaşmanın yolunu açtığını, tutarsızlığın buna karşı çıkmak olduğunu söyler

Page 17: İbn Rüşd

İBNİ RÜŞD VE GAZALİ

Page 18: İbn Rüşd

İBNİ RÜŞD VE GAZALİ

Page 19: İbn Rüşd
Page 20: İbn Rüşd

SİNEMADA İBNİ RÜŞD-İbn Rüşd: Sen yüce olmayı mı arzuluyorsun? Fakat nefretinden dolayı başkalarını küfürle itham etmek sapıklıktır.

-Abdullah: Allah’in kelimelerini yaymak istiyorum.

-İbn Rüşd: (hiddetlenir) Ben kiminkini yayıyorum? Şeytanınkini mi? Sen? Allah’in kelamını mı yayıyorsun? Çok iddialı. Bu kadar boş olursan başkalarının sana söylediklerini tekrar eder durursun. Bir kaç ayet ve şiir öğrenmekle kendini alim mi sanıyorsun? Tıp, astronomi, matematik, kimya hakkında ne biliyorsun? ya felsefe? aşk, doğruluk, adalet hakkında yeterince şey biliyor musun da, Allah’ın kelamını yayabileceğini iddia ediyorsun?

Page 21: İbn Rüşd

SİNEMADA İBNİ RÜŞD

-İbn Rüşd: “De ki; rabbim ilmimi artır” -Burhan: İlim mi? peki ya iman? -İbn Rüşd: Rabbine karşı mı geliyorsun?

“Fikirlerin kanatları vardır, kimse insanlara ulaşmasına engel olamaz.”

«Cehalet korkuya sebep olur, korku nefrete, nefrette şiddete…»

Page 22: İbn Rüşd

«…O’ndan bir tür zorunlulukla ve “taşmak” (sudûr, feyezan) suretiyle var olmuştur. Bir başka ifadeyle ayrıca bir irâdeye gerek kalmaksızın Allah’ın yetkinlik, cömertlik ve inâyeti varlığın O’ndan taşmasının yeter sebebidir…»

Yaratılış

Farabi’nin Sudûr Teorisi St. Thomas (Katolik inancı)

«…İyiliğinde ve her şeye kadir kudretiyle, kendi mutluluğunu artırmak ya da yetkinleşmek için değil, ama yetkinliğini yaratıklarına ihsan ettiği iyilikler aracılığıyla göstermek için, bu gerçek Tanrı, en özgür tasarısının bütünlüğünde, zamanın başlangıcında, maddi ve tinsel her yaratığı hiçten yarattı…»

Page 23: İbn Rüşd

«...Aklımızın sınırı ve onun madde ile birleşmesi yüzünden Tanrı’nın ne olduğunu bilmek pek zordur. Tıpkı ışığın renkleri görünür kılan ilke (prensip) olması gibi mükemmel bir ışığın da mükemmel bir görüntü meydana getireceğini söylemek mantıki görünebilir. Halbuki tam tersi meydana gelir. Mükemmel bir ışık gözü kamaştırır, aynı şey Tanrı içinde doğrudur. Tanrı hakkında mükemmel olmayan bilgimizin sebebi onun sonsuza mükemmel olmasıdır. Onun sonsuza mükemmel varlığının zihninizi neden karıştırdığını bu açıklar. Ama biz tabiatımızı madde dediğimiz herşeyden soyarak elbette o zaman O’nun varlığı hakkındaki bilgimiz oldukça mükemmel hale gelir…»

METAFİZİK TEOLOJİ

Farabi’nin SözleriTanrı’nın Bilinebilirliği

Page 24: İbn Rüşd

«…Tanrı için kullanılan terimler O'nun ne olduğundan ziyade ne olmadığını belirler . Tanrı'nın Öz'ünü herhangi bir suret gibi tasavvur edemeyiz. O, her türlü tarifin ötesindedir. Onun Zat’ını görmek mümkün değildir. O, cismani bir varlık olmadığından duyumlar vasıtasıyla veya hayal ile algılanamaz . İnsan, akılda sahip olduğu tabii gücü ile Tanrı'nın Zat'ını anlayamaz. Çünkü insan zihni, Tanrı'nın Zat'ını yine Tanrı'nın aydınlatması olmaksızın idrak edemez, zira buna gücü yeterli değildir. Tanrı'nın aydınlatması, zihnimizin O'nu anlama gayretinde güçlenmesi demektir…»

METAFİZİK TEOLOJİ

Aziz Thomas’ın SözleriTanrı’nın Bilinebilirliği

Page 25: İbn Rüşd

«…Her insanın kavrayış güçleri de eşit olmadığından Tanrı'yı aynı derecede anlaması mümkün değildir.Tanrı'nın, bir kişi tarafından diğer kişiden daha iyi anlaşılması şahıslardaki zihni gücün bir diğerinden daha iyi olmasındandır . Zihnin Tanrı'yı sonsuz derecede kavraması mümkün değildir. Tanrı ebedidir, sonsuzdur. Sonsuz, sonluda muhtevi olamaz. Sonlu bir varlık O'nu kavrayamaz…»

METAFİZİK TEOLOJİ

Aziz Thomas’ın SözleriTanrı’nın Bilinebilirliği

Page 26: İbn Rüşd

«...Bu dünyada hareket ettirilen şeyler var dır. Şimdi hareket ettirilen her nesne hareketini bir hareket ettiriciden alır.Hareket etti renin kendisi hareket ettirili yorsa, onu hareket ettiren baş ka bir hareket ettirici olmalı dır ve bunu da bir başkası.Fakat hareket ettiriciler ve hareket ettirilen şeyler dizilerinde sonsuza git mek imkansızdır. O halde ha reket ettirilemeyen bir hareket ettirici olmalıdır ve bu Tanrı dır...»

Tanrı’nın Varoluşunun KanıtlarıFarabi tarafından hareket kanıtı

St. Thomas tarafından hareket kanıtı«...Evrende bazı şeylerin ha reket halinde olduğu duyularımızca kesin ve açıktır. Şimdi, hareket halinde olan ne ise başka bir şey tarafından hare kete getirilmiştir. Eğer onu ha rekete getirenin kendisi hare kete getirilirse o zaman bunun da bir başkası tarafından ha reket ettirilmesi gerekir ve bu sonuncusunun da gene bir baş kası tarafından. Ama bu son suza kadar gidemez. Öyleyse başka hiçbir şeyin hareket et tirmediği, bir ilk hareket etti riciye bir ilk hareket ettirici ye varmak zorunludur; ve bunun Tanrı olduğunu herkes an lar»

Page 27: İbn Rüşd

«...Değişebilir dünya hak kında tefekkür edilirken (o dünyanın) bir sebebi olan var lıklardan oluştuğu görülür ve bu sebep de başka sebebin se bebi olur. Şimdi etkin sebep ler dizisinde sonsuza kadar iler lemek mümkün değildir, Zira eğer A, B’nin; B, C'nin; C, D’nin sebebi olsalardı o zaman A kendisinin sebebi olurdu bu ise kabul edilemez. Öyleyse etkin sebepler dizisi dı şında, sebebi olmayan etkin bir sebep bulunmalıdır ve bu Allah'tır…»

Etkin Sebep KanıtıFarabi tarafından

kanıtSt. Thomas tarafından kanıt

«...Duyular dünyasında bir etkin sebepler düzeni olduğu nu buluyoruz. Birşeyin kendi sinin etkin sebebi olduğu hiç bir hâl bilinmiyor, (bilinen hiçbir hal yoktur, ne de müm kündür)... İşte etkin sebepler de sonsuza kadar gitmek müm kün değildir, öyleyse herkesin TANRI adını verdiği bir ilk et kin sebep kabul etmek zorun ludur...»

Page 28: İbn Rüşd

«...Mümkün varlıkların bir başlangıcı vardı. Şimdi; var olmaya başlayan bir şey varoluşunu bir sebebin hareketine borçlu olmalı. Bu sebebin kendisi de ya mümkün ya da değildir; Eğer mümkünse, o da varoluşunu başka bir sebebin hareketi ile edinmiş olmalı, vs. Fakat birbirini meydana getiren bir mümkün varlıklar serisi, sonsuza kadar devam edemez; yahut bir daire içinde hareket edemez. Öyleyse, sebepler ve etkiler dizisi kendi varoluşunu kendisinde taşıyan bir sebebe ulaşmalıdır ve bu da ilk sebeptir…»

İmkan (Olabilirlik) KanıtıFarabi tarafından kanıt

St. Thomas tarafından kanıt«... Tabiatta var olmaları mümkün olan ve mümkün olmayan şeyler buluruz. Fakat bunların daima varoluşu imkansızdır. Öyleyse bütün varlıklar sadece mümkün değildir ama bir şey var olmalı ki onun varoluşu zorunlu olsun. Fakat her zorunlu varlığın sebebi ya başka bir şeydir ya da değildir. Şimdi zorunlu olmaları başka bir sebebe bağlı olan varlıklarda sonsuza dek gitmek imkansızdır. Öyleyse kendi zorunluluğunu içinde taşıyan, başkasından almayan ama başkalarının zorunluluğuna sebep olan bir varlığın var olduğu önkoşulunu öne sürmeden edemeyiz. Herkes bundan Tanrı olarak söz eder...»

Page 29: İbn Rüşd

«...Tanrı’nın tabiatına ait bazı bilgilere ikili bir işlemle sahip olabiliriz. Birincisi dışta bırakma yolu. (Via Remotionis). Bununla sınırlanma, bağımlılık, değişebilirlik gibi bozukluk ima eden her şeyi Tanrı’nın dışına çıkartırız. Ve İkincisi; İlk fevkalâdelik (Via Eminentiae) (kavramıyla); bununla Tanrı’ya, iyilik, bilgelik, v.s. gibi bütün mükemmellikleri sonsuz ölçüde atfederiz...»

«İnsanın, Tanrı’nın tabiatının ve niteliklerinin bilgisini nasıl elde edildiğine dair»

Farabi’ye göre St. Thomas’a göre «...O’nun hakkında (Tanrısal

Öz’ün), ne olmadığını bilerek bazı ilkelere sahibiz. Ve O’nun hakkındaki bilgiye O’ndan birçok şeyi aklımızla dışarı çıkarmaya muktedir oldukça iyice yaklaşacağız...»

Page 30: İbn Rüşd

«...Tanrı basittir; çünkü fi ziki yahut metafiziki her tür lü bileşkeden bağımsızdır. Fi ziksel bileşim ya substansiyel olabilir ya da aksidental (tözsel). Eğer bileşken, substans vücud ve ruhtan, madde ve formdan oluşuyorsa substansiyeldir. Demek ki; son suz bir varlık madde ile for mun substansiyel bileşkesi ola maz; çünkü bu Tanrı’nın za manda kendisinden önce var olan, sonlu birleşimlerden mey dana geldiği, bu yüzden de O'nun varlığının sebebi olduk ları anlamına gelirdi. Ne de sonsuz olana aksidental bir bileşkenlik atfedilebilir, çünkü bu mükemmellikte bir artış kabiliyetini ima ederdi ki sonsuzluk kavramının ta kendisi bunu dışarı çıkarır, öyleyse hiçbir fiziksel bileşke yoktur, olamaz ...»

Dışarı Çıkarma İşlemi

Farabi’ye göre St. Thomas’a göre «...Tanrı’da bileşke yoktur. Çünkü

her bileşik nesnede fiil ve kuvve olmalıdır. (Gerçekleş me imkanı). Fakat Tanrı’da kuvve (Gerçekleşebilme imka nı) yoktur. O halde O’nda birleşiklik yoktur... Her birleşik birleştirici parçalarından son ra gelir. O halde ilk varlık Tan rının birleştirici parçaları yok tur...»64

«Tanrı’nın Basit Olması»

Page 31: İbn Rüşd

«... Sebepsiz varlık sonsuzdur; çünkü sonsuz olmasaydı sınırlı olurdu; çünkü bir şeyin sınırı onun sebebidir. Fakat Tanrı sebepsizdir. Öyleyse bunu, ilk varlığın sonsuz olması düşüncesi takip eder...»

Dışarı Çıkarma İşlemi

Farabi’ye göre St. Thomas’a göre

«...Varlığın kendisi mutlak olarak düşünüldüğünde, sonsuzdur... Öyleyse varlığı sonlu bir şey alırsak, bu şey kendisinin herhangi bir şekilde sebebi olan, başka bir şey tarafından sınırlandırılmış olmalıdır. Şimdi, Tanrı’nın varlığının hiçbir sebebi olamaz. Çünkü O bizzat zorunludur. O halde, O, sonsuz varlığa sahiptir ve bizzat sonsuzdur ...»

«Tanrı’nın Sonsuzluğu»

Page 32: İbn Rüşd

«...İlk sebep olarak Tanrı saf fiildir, herhangi bir kuvve karışımı O’nda yoktur ve bu sebepten herhangi bir değişime bağlı değildir...»»

Dışarı Çıkarma İşlemi

Farabi’ye göre St. Thomas’a göre

«... Tanrı'nın asla değişmeyeceği gösterildi. İlkin, çünkü bizim Tanrı dediğimiz bir üst varlığın olduğu yukarda gösterildi ve bu ilk varlığın safi fiil olması gerektiği, O’nda herhangi bir kuvve karışımının olmadığı gösterildi, şu sebeple ki; kuvve, fiilden mutlaka sonradır. Şimdi, herhangi bir şekilde değişen her şey herhangi bir tarzda kuvve halindedir. Öyleyse Tanrı’nın herhangi bir şekilde değişebilir olmasının imkansızlığı açıktır...»

«Tanrı’nın Değişmezliği»

Page 33: İbn Rüşd

«...Tanrı yalnız Bir’dir; çünkü iki Tanrı olsaydı, onların kısmen benzer, kısmen farklı olmaları gerekirdi, ama bu durumda, her birinin basitliği parçalanmış olurdu. Başka bir deyişle, iki Tanrı olsaydı, aralarında bir fark ve bir ayrılık zorunlulukla olacaktı, farklı ve ortak unsur, her birinin mahiyetinin kısımlarını teşkil edecekti ve bu kısımların kendileri de her şeyin sebebi olacaktı; o zaman, Tanrı değil de O’nun parçaları ilk varlık olacaktı.Tanrı’ya eşit herhangi bir şey olsaydı, o zaman, O'nun varlığının tamlığı olması sona ererdi, çünkü tamlık kendi cinsinden herhangi birşeyi bulmanın imkansızlığını ima eder. Mesela, kudretin tamlığı; Herhangi bir yerde aynı kudretin bulunamazlığı demektir. Güzelliğin tamlığı, aynı güzelliğin bulunamazlığı demektir. Benzer tarzda, eğer ilk varhk, varlığın tamlığına malikse, bu, O’nunla aynı olacak herhangi bir şeyi bulmanın imkansızlığı demektir. O halde yalnız bir sonsuz varlık yalnız bir Tanrı vardır...»

Dışarı Çıkarma İşlemiFarabi’ye

göreSt. Thomas’a göre «...Her ikisi de zorunlu var olan iki şey olsa,

onların var olmanın zorunluluğu maksadında uzlaşmaları gerekir. O halde, bunlardan ya birisine, ya da ikisine birden eklenen bir şey tarafından farklılaştırılmaları gerekir. Bunun sonucunda birisinin yahut ikisinin de birleşik olması gerekir. Şimdi, hiç bir birleşik şey zorunlulukla, kendi başına (perse) var olamaz. O halde her biri zorunlulukla var olan birkaç şeyin olması mümkün değildir.Ve bunun sonucunda birkaç Tanrı da olamaz«...Tanrı varlığın bütün mükemmelliğini kendi içinde idrak eder. Demek ki birçok Tanrı olsaydı, birbirlerinden zorunlulukla farklı olacaklardı. O za-man da birisine ait olan bir şey diğerine ait olmayacaktı. Böylece birçok Tanrı’nın var olması imkansızdır...»

«Tanrı’nın Birliği»