ii. uluslararası hacı bayram-ı velîisamveri.org/pdfdrg/g00224/2017/2017_erdoganm.pdf200...

18
II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velî Sempozyumu Bildiriler Kitabı 2 EDİTÖRLER PROF. DR. ETHEM CEBECİOĞLU PROF. DR. VAHİT GÖKTAŞ PROF. DR. AHMET CAHİD HAKSEVER YARD. DOC. DR. ÖNCEL DEMİRDAŞ ARŞ. GÖR. DR. MEHMET YILDIZ ARŞ. GÖR. HARUN ALKAN 03-04 mayıs 2017 ankara neşriyat

Upload: others

Post on 29-Feb-2020

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_ERDOGANM.pdf200 OWUVCHCGTFQCP Nûrî daha sonraki yıllarda, kendi ifadesine göre on sekiz yaşına basınca

II. UluslararasıHacı Bayram-ı VelîSempozyumu Bildiriler Kitabı 2

EDİTÖRLERPROF. DR. ETHEM CEBECİOĞLUPROF. DR. VAHİT GÖKTAŞPROF. DR. AHMET CAHİD HAKSEVERYARD. DOC. DR. ÖNCEL DEMİRDAŞARŞ. GÖR. DR. MEHMET YILDIZARŞ. GÖR. HARUN ALKAN

03-04mayıs2017

a n k a r a

n e ş r i y a t

a n k a r a

n e ş r i y a t

Page 2: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_ERDOGANM.pdf200 OWUVCHCGTFQCP Nûrî daha sonraki yıllarda, kendi ifadesine göre on sekiz yaşına basınca

EDİTÖRLERPROF. DR. ETHEM CEBECİOĞLUPROF. DR. VAHİT GÖKTAŞPROF. DR. AHMET CAHİD HAKSEVERYARD. DOC. DR. ÖNCEL DEMİRDAŞARŞ. GÖR. DR. MEHMET YILDIZARŞ. GÖR. HARUN ALKAN

YAYIN KURULUPROF. DR. ETHEM CEBECİOĞLUPROF. DR. MUSTAFA AŞKARPROF. DR. AHMET CAHİD HAKSEVERPROF. DR. M. MUSTAFA ÇAKMAKLIOĞLUPROF. DR. VAHİT GÖKTAŞYRD. DOÇ. DR. ÖNCEL DEMİRDAŞDR. MEHMET YILDIZHARUN ALKANMURAT İSMAİLOĞLU

GRAFİK TASARIMMUSTAFA NARMANLI

BASKI YERİ72 TASARIM DİJİTAL BASIMEVİEhlibeyt Mahallesi, Ceyhun Atuf Kansu Caddesi Gözde Plaza Nu:130/25 Balgat / Çankaya / ANKARA Tel: 444 72 06

BASKI TARİHİ10.11.2017

ISBN978-605-82307-0-5

YAZIŞMA ADRESİKalem Eğitim Kültür Akademi Derneği, Hacı Bayram MahAhiler Sk. No: 3 Altındağ/ANKARA Tel: +90 (312) 311 3380;[email protected]

II. ULUSLARARASIHACI BACI BAYRAM-I VELÎSEMPOZYUMU BİLDİRİLER KİTABI 1

a n k a r a

n e ş r i y a t

a n k a r a

n e ş r i y a tTEDRİS EĞİTİM TURİZM SPOR YAYINCILIK BİLGİSAYAR GIDA İTHALAT İHRACAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ

Page 3: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_ERDOGANM.pdf200 OWUVCHCGTFQCP Nûrî daha sonraki yıllarda, kendi ifadesine göre on sekiz yaşına basınca

HACI BAYRAM-I VELÎ’NİN TORUNLARINDAN ŞAİR AHMED NURİ BABA VE MELAMİLİKLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİ

DOÇ. DR. MUSTAFA ERDOĞANAnkara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü[email protected]

Özet

Ankara’da yetişmiş, fakat fazla tanınmayan şairlerden biri de Ahmed Nuri Baba’dır. Hacı Bayram-ı Velî’nin soyundan gelen Nuri Baba, 23 Ağustos 1776’da doğmuş, 5 Şubat 1846’da vefat etmiştir. Nuri Baba’nın yazma halinde bir Divan’ı bulunmaktadır. Ahmed Nuri Baba, bir taraftan Hacı Bayram-ı Velî’nin neslinden gelen bir mutasavvıf olması, bir taraftan şiirle ciddi bir şekilde meşgul olmuş, güzel şiirler söylemiş bir şair olması, bir taraftan da bir Ankara sevdalısı olması açısından dikkate değer bir şahsiyettir. Bildiride, önce Nuri Baba’nın hayatı, eseri ve edebî kişiliği üzerinde durulacak, ardından Divanı’ndaki Melamilik’le ilgili görüşlerine yer verilecektir.

Page 4: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_ERDOGANM.pdf200 OWUVCHCGTFQCP Nûrî daha sonraki yıllarda, kendi ifadesine göre on sekiz yaşına basınca

MUSTAFA ERDOĞAN198

GirişBugün Türkiye Cumhuriyeti’nin başşehri olan Ankara, Anadolu’nun en

eski yerleşim merkezlerinden biri olmakla birlikte, her devirde de önemini muhafaza etmiş bir yerleşim alanıdır. Fakat her nedense bazı insanlar tarafından Ankara daha önceden, özellikle Osmanlı devrinde, çok küçük ve önemsiz bir yer zannedilmektedir. Halbuki ciddi bir araştırmayla bunun pek de doğru olmadığı rahatlıkla anlaşılmaktadır. Bu âfâkî bakış ve kanaat Ankara’nın kültürel ve edebî yönü için de geçerlidir. Ankara’nın Osmanlı devrinde dil ve edebiyat açısından bir İstanbul, Edirne, Bursa kadar önemli bir yer olmadığı malumdur. Ancak bu görüş yine de Ankara’yı yok saymaya, Osmanlı devrinde çok küçük bir kasaba olarak görmeye bir sebep değildir. Aslında bu yanlış kanaatin bir sebebi de Ankara’nın Selçuklu/Osmanlı devri dil ve edebiyat araştırmalarına çok fazla konu olmamasıdır. Örneğin yetiştirdiği şairler açısından bakıldığında Ankara, Osmanlı şehirleri içinde oldukça gerilerde görünmektedir. Halbuki bize göre konuyla ilgili araştırmalar çoğaldıkça Ankara’nın yeri değişecek, bu sıralamada daha yukarılara çıkacaktır. Çünkü henüz üzerinde ciddi araştırmaların olmadığı Ankaralı şairler ve yazarlar bulunmaktadır. İşte bunlardan biri de Ankaralı Nuri Baba’dır. Ahmed Nuri Baba, bir taraftan Hacı Bayram-ı Velî’nin neslinden gelen bir mutasavvıf olması, bir taraftan şiirle ciddi bir şekilde meşgul olmuş, güzel şiirler söylemiş bir şair olması, bir taraftan da bir Ankara sevdalısı olması açısından dikkate değer bir şahsiyettir.

HayatıNûri Baba’nın hayatı ile ilgili kaynaklardaki bilgiler oldukça sınırlı ve

benzer niteliktedir. Son devirde yazılmış önemli biyografik kaynaklardan Osmanlı Müellifleri, Son Asır Türk Şairleri, Türk Şairleri ve TDVİA’nde şairin biyografisine rastlanmamıştır. Kâmûsü’l-A’lâm, Sicill-i Osmânî ve Tuhfe-i Nâilî’de ise, Fatin’in Hâtimetü’l-Eş’âr isimli tezkiresinden alındığını sandığımız birkaç satırlık bilgi ve hep aynı beyit tekrar edilmiştir. Bu konuda biraz daha geniş bilgi Fatin’in Hâtimetü’l-Eş’âr isimli tezkiresiyle Nuri Baba’nın Divanı’nın başına torununun oğlu Halil Nihad Bey’in yazdığı yazıda bulunmaktadır. Nuri Baba’yla ilgili en geniş ve son bilgiler Fuat Bayramoğlu’nun yazdığı Hacı Bayram-ı Velî Yaşamı-Soyu-Vakfı

Page 5: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_ERDOGANM.pdf200 OWUVCHCGTFQCP Nûrî daha sonraki yıllarda, kendi ifadesine göre on sekiz yaşına basınca

HACI BAYRAM-I VELÎ’NİN TORUNLARINDAN ŞAİR AHMED NURİ BABA VE MELAMİLİKLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİ 199

isimli eserde bulunmaktadır. Bayramoğlu hem bahsedilen kaynakları değerlendirmiş hem de kendisinde bulunan Nuri Divanı’ndan bilgiler çıkarmıştır. Bütün bu kaynaklardan hareketle Nuri Baba’nın hayatıyla ilgili şunlar söylenebilir:

Torunu Halil Nihad Bey’in divanın başına eklediği yazıya “Ahme Nûrî Baba” başlığını koymasından adının Ahmed Nûrî olduğu anlaşılmaktadır. Şiirlerinde Nûrî mahlasını kullanmıştır. Bayramoğlu’nun hazırladığı şecereye göre Hacı Bayram-ı Velî’nin onuncu batından torunu olan Şeyh Halil Baba’nın oğludur. Halil Baba, farklı zamanlarda iki defa Hacı Bayram-ı Velî Dergâhı şeyhliğinde bulunmuştur. Halil Baba’nın ölümünden sonra şeyhlik Halil Baba’nın kardeşi Tayyib Baba ve çocukları üzerinden devam etmiştir (Bayr, 85, 92).

Ahmed Nûrî Efendi, torunu Halil Nihad Bey’in ifadesine göre 7 Receb 1190 (22 Ağustos 1776)’da Ankara’da dünyaya gelmiştir. Abdurrahman Baba, Şerife Fatma Hanım ve Şeyh Kasım Baba diye kayıtlı üç kardeşinin olduğu Fuat Bayramoğlu’nun şeceresinden anlaşılmaktadır (s. 102). Babasının 1203 (1789/1790)’teki vefatı sırasında 13 yaşında olduğu anlaşılan Nûrî’nin nasıl bir eğitim aldığı, kimlerden ders okuduğu konusunda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Divan’ında kendinden bahsettiği beyitlerde çok ciddi bir eğitim almadığını, Arapça, Farsça okumadığını ifade etmekte ise de bunların gerçek mi, yoksa tevazu icabı mı söylendiği bilinmemektedir.

İtmedim Ćilm [ü] maĆārif taĥśīlĤayf śad ĥayf ki oldum taĥcīl

İltizām eylemedim bilme yolunAŋladım bilmemeniŋ śaġ u śolun

Dinilür baŋa aġız ħaffāfıCümle sermāyede laf śarrāfı

ĆArabī vü Fārisī okumadımBilemem lafžını dilden ķomadım (Divan, 9a)

Page 6: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_ERDOGANM.pdf200 OWUVCHCGTFQCP Nûrî daha sonraki yıllarda, kendi ifadesine göre on sekiz yaşına basınca

MUSTAFA ERDOĞAN200

Nûrî daha sonraki yıllarda, kendi ifadesine göre on sekiz yaşına basınca Ankara’dan ayrılıp Çerkeş’e giderek Halvetî Şabanî şeyhi Çerkeşî Mustafa Efendi’ye bağlanmış, bir süre onun yanında kalmıştır. Tezkire yazarı Davud Fatin eserinde Nûrî Baba’nın Mustafa Efendi’den hilâfet aldığını söylemektedir (Hâtimetü’l-Eş’âr, s. 421). Kendisi Divan’ında, “ser-güzeşt” başlığı altında bu konudan şöyle bahsetmektedir:

Diŋle ħoş-ĥālimi ey ġonca-i nāzPek uzun boylu degildir ķatı az

On sekiz yaşıma baśdıķda ķademRehber oldı baŋa bir Ćālī-himem

Didi kim var emanet bendeAl emānetcigi ţursun sende

Pederiŋ bunı baŋa şöyle didiBunı Nūrī’ye edā eyle didi

Yüri bir şeyħ-i mükemmel bulagörĠayrı ķayd eyleme tevbe alagör

Çerkeş’iŋ yolunı ţutdum vardımŚanki dil zaĥmına merhem śardım

Didi ol Ćārif-i bi’llāh baŋaBilemem Nūri Ćaceb n’oldı saŋa…

Ķalmayup anda girüye geldimMürşidim kim anı buldum bildim (Divan, 7a-b)

Page 7: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_ERDOGANM.pdf200 OWUVCHCGTFQCP Nûrî daha sonraki yıllarda, kendi ifadesine göre on sekiz yaşına basınca

HACI BAYRAM-I VELÎ’NİN TORUNLARINDAN ŞAİR AHMED NURİ BABA VE MELAMİLİKLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİ 201

Nûrî Baba’nın bundan sonraki hayatıyla ilgili maalesef elde hiçbir bilgi yoktur. Evlendiği ve 1233 (1818)’te Halîl Hâlet adında bir oğlunun olduğu yine Divan’ından anlaşılmaktadır. Fatma adında bir kızının olduğunu da Fuat Bayramoğlu söylemektedir (s. 102). Halîl Hâlet Bey(ö. 1871-72)’in Mehmed Mazhar (1853/54-1889/90), onun da Halil Nihad (ö. 1926) adında çocukları olduğu yine Divan’ın girişinden anlaşılmaktadır. Adıgeçen Halil Nihad Bey de şair ve yazardır (hakkında bk. Bayramoğlu, 109-112).

Ahmed Nûrî Baba, yetmiş yılı aşkın bir ömür sürerek 17 Safer 1263/4 Şubat 1847 tarihinde vefat etmiştir. Torunu Halil Nihad Bey, Nûrî’nin Hacı Bayram-ı Velî türbesi yakınındaki bir mezara defnedildiğini söylemektedir (Divan, 1a). Türbe yakınındaki bu hazire ve mezarlık Fuat Bayramoğlu’nun ifadesine göre 1926’dan sonra yıkılmış, mezarlar başka yerlere nakledilmiş ve dağıtılmış olduğundan Nûrî’nin mezarı da bu arada kaybolmuştur. Geriye kalan mezar taşı 1949’da Taceddin Camii’nin bahçesinde görülmüş, o caminin istimlak ve tamiri sırasında buradan da kaldırılarak Bayramoğlu ailesine teslim edilmiş ve 1980’lerin başında Cebeci Mezarlığı’ndaki aile kabristanına konulmuştur. Ancak Abdülkerim Erdoğan 1988 yılında burada olan taşın, 2007’de yerinde olmadığını söylemektedir (Erdoğan, 2007, 134). Bayramoğlu’nun bir fotoğrafını yayınladığı (s. 125) Nûrî Baba’nın mezar taşında şunlar yazılıdır:

Hüve’l-Ħayyu’l-Bāķī

Ĥulefā-i ţarīķat-ı Ćaliyye-i Ĥalvetiyyeden

ve sülāle-i Ħācı Bayram-ı Velī’den

merħūm ve maġfūrun leh Es-seyyid

Eş-Şeyĥ Aħmed Nūrī

Baba Efendi’niŋ rūħiyçün

ve li-rıżāi’llahi teĆālā el-Fātiħa

fī 17 Ŝ(afer) sene 1263

Page 8: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_ERDOGANM.pdf200 OWUVCHCGTFQCP Nûrî daha sonraki yıllarda, kendi ifadesine göre on sekiz yaşına basınca

MUSTAFA ERDOĞAN202

Vefat tarihi Fatin Tezkiresi’nde ve muhtemelen bunun etkisiyle Sicill-i Osmânî ve Kamusu’l-A’lâm’da 1202 olarak gösterilmiştir. Bunun yanlış olduğu torunu Halil Nihad ve Fuat Bayramoğlu tarafından ispatlandığı gibi, mezar taşındaki 1263 kaydından da kolayca ortaya çıkmaktadır.

Kişiliğiyle alakalı Fatîn Tezkiresi’nde şu ifadeler kayıtlıdır: “…Mumâ-ileyhiŋ şūĥ-meşreb Ćālī-neseb laţīfe-gū bir źāt-ı pāk-ĥū olduġı…rivāyet olunmuşdur” (s. 321). Bu sözlerden Nûrî Baba’nın şuh yapılı, yüce nesepli, şakacı ve güzel huylu biri olduğu anlaşılmaktadır. Fuat Bayramoğlu, Nûrî Baba için “ünlü ve güçlü bir şair” ifadesini kullanmaktadır (s. 105). Nûrî Baba Divan’ında kendiyle alakalı şunları söylemektedir:

…MāĆil oldum yine bir sīm-teneBülbülem çāre ne her gül-bedene

Bir çaţıķ ķaşlı görünce çaţarımĠam-ı ferdayı ne lazım aţarım

Eylerim naķd-i dili yâre fedāAnadan ţoġma adım Nūri geda

Geldigim gibi gidüp dest tehīLīk ķapdırmazam Ħıżr’a külehi

İltizām eylemezem nefs ü teniĤıfź ider Ĥażret-i Allāh beni

Māl cemĆ itmege tüccār degilimBār-ı dil çekmege ķanţār degilim

Nem alur reh-zen ile ţolsa cihānBaş açıķ yalın ayaķ ten Ćüryān

Page 9: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_ERDOGANM.pdf200 OWUVCHCGTFQCP Nûrî daha sonraki yıllarda, kendi ifadesine göre on sekiz yaşına basınca

HACI BAYRAM-I VELÎ’NİN TORUNLARINDAN ŞAİR AHMED NURİ BABA VE MELAMİLİKLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİ 203

Muĥtesib ķorkusı yoķ Ĥaķķ’a śenāVirdi Ĥaķ baŋa fenā içre fenā (Divan, 8a)

Yukarıdaki dizelerde Nûrî Baba da kendini âşık tabiatlı, mütevazı ve fakir, nefse ve bedene önem vermeyen, zengin gönüllü biri olarak tarif etmektedir.

EseriAhmed Nûrî Baba’nın bilinen tek eseri Türkçe şiirlerinden oluşan

Divan’ıdır. Bu Divan’ın mürettep bir divan olduğu Fatin Tezkiresi’nde belirtildiği gibi, mevcut divanın yapısından da anlaşılmaktadır. Çünkü elimizdeki divan klasik usule göre tertip edilmiş, alfabetik olarak düzenlenmiş bir divandır, ancak R harfinde birden bire sona ermektedir. Hatta divanın tamamlanmasına akrabalarından Mustafa Pertev Efendi “Aħmed Nūrī’nin Ĥitām-ı Dīvānına” başlığıyla şu tarih mısralarını söylemiştir:

Seyre cihānı pervāze gel bu yıl Açdı ķanad ey dil āśār-ı gül-i Nūrī

Bu mısralar (1)257 ve (1)256 tarihini göstermektedir. Ayrıca Nûrî’nin ta-rihleri arasındaki şu beyit de şairin kendi divanının tamamlanmasına tarih düşürmüş olabileceğini düşündürmektedir:

Page 10: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_ERDOGANM.pdf200 OWUVCHCGTFQCP Nûrî daha sonraki yıllarda, kendi ifadesine göre on sekiz yaşına basınca

MUSTAFA ERDOĞAN204

Tārīħ söyler meclisde sāķīNūrī giderse eşĆārı bāķī (vr. 10b)Bu beytin altında 1261 tarihi kayıtlıdır. Anlaşılan Nûrî, 1257 yahut

1261 tarihlerinde divanını tertip etmeyi tamamlamıştır.Ancak Bayramoğlu’nun ifadesine göre ne yazık ki bu mürettep divan

bir yangında zayi olmuştur. Daha sonra Nûrî Efendi’nin torunu Mehmed Mazhar Bey dedesinin bir kısım şiirlerini toplayarak yeni bir divan nüshası oluşturmuşsa da bu nüshanın aslına nispetle epeyce eksik olduğu anlaşılmaktadır. Bu eksik nüsha Mazhar Bey’in oğlu Halil Nihad Bey’den yine Hacı Bayram-ı Velî’nin torunlarından emekli büyükelçi ve bürokrat merhum Fuad Bayramoğlu’na intikal etmiş, ondan da Koç Üniversitesi Kütüphanesi’ne geçmiştir. Eser bugün Koç Üniversitesi Kütüphanesi Yazma Eserler Koleksiyonu’nda PL234.N34 D5 kayıt numarası ile kayıtlıdır. 16x11 cm ebadındaki yazma toplam 39 varaktan oluşmuştur. 17 satır halinde ve nesih yazıyla yazılmış olan divanda birçok yazım hatalarına rastlanmaktadır. Mehmed Mazhar Bey dedesinin Divan’ını toplayarak kaybolmaktan kurtarmış, onun oğlu Halil Nihad Bey de bu Divanı bastırmaya çalışmışsa da bu konuda başarılı olamamıştır (Hakkında bilgi için bk. Bayramoğlu, 109-112).

Mevcut Nûrî Baba Divanı’nın girişinde 238 beyitlik bir mesnevi bulunmaktadır. Baştaki tevhid ve na’ttan sonra, yine aynı nazım şekliyle Ahvâl başlıklı bir manzume, ardından Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin methiyeleri, Hikâyât-ı Garîbe vü Acîbe Bâ-İbrâm, Müntahab Sular, Gazel-i Hoş-Güvâr, Sergüzeşt başlıklı bölümler bulunmaktadır. Bu manzûme aslında bir çeşit Ankara şehrengizidir. Üstelik bilindiği kadarıyla Türk edebiyatındaki tek Ankara şehrengizidir. Aslında sadece bu manzumede değil, divanın birçok yerinde Ankara ismi geçmekte, Ankara övülmektedir. Eserde bunu takiben tarih beyitleri gelmektedir. Başlıktan anlaşıldığı kadarıyla tarih manzumelerinin baş kısımları terk edilmiş, sadece tarih beyitleri yazılmıştır. Bu beyitlerin ardından musammatlar kısmı gelmektedir. Bu kısımda 24 adet musammat bulunmaktadır. Bunların çoğu Fuzulî’nin gazellerine yapılmış tahmislerdir. Daha sonra bir güzelin tarif edildiği “Böyle Bir Neş’e” mesnevisi, bunun içinde iki gazel ve bir kaside geçmektedir. Daha sonra ise “Gazeliyyat”

Page 11: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_ERDOGANM.pdf200 OWUVCHCGTFQCP Nûrî daha sonraki yıllarda, kendi ifadesine göre on sekiz yaşına basınca

HACI BAYRAM-I VELÎ’NİN TORUNLARINDAN ŞAİR AHMED NURİ BABA VE MELAMİLİKLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİ 205

bölümü başlamaktadır. Divan’da elif harfinden başlayıp re harfine kadar devam eden bu bölümde 52 adet gazel yer almaktadır. Bize göre bu Divan’ın en önemli özelliklerinden biri bu Ankara’yle ilgili bilgi ve övgülerdir. Bunlardan bir kısmını tadımlık nev’inden ve örnek olmak üzere aşağıda yazıyoruz.

Anķara şehr-i cinān-miŝl vaţanĦāki farķ eyleyene müşg-i Ħoten

Böyle bir şehr-i mübārek olamazŚuyın ararsa Sikender bulamaz

Cümle sükkān[ı] melek-ĥaśletdirMelegiŋ oldıġı bir cennetdir

Ekŝeri bir meki-yi ħayru’n-nāsŦopţolı şāĆir [ü] hem nükte-şinās (vr. 2a)…Anķara şehri bilād-ı raĆnā1

Nice vaśf eyleyeyim ben ednā

Gerçi sālus gibidir bed-śūret2

Diķķat erbābına Ćayn-ı cennet

Ne güzel bāġları bāġ-ı İremKerem-i Ĥaķķ’a şükürler ne kerem

Ŧatlu elma ile emrūd engur3

Oldı engur laķabıyla meşhūr

1  Yazmada “bilād-ı” ifadesinin üzerine sonradan “laţīf ü” ibaresi kaydedilmiştir.2  Bu mısra yazmada önce, “Śūretā telħ-śūret yüzi sālūs gibi” olarak kaydedilmiştir. Ancak bu şekilde

hem vezin hem de kafiye açısından uygun değildir. Yukarıya alınan mısra bu dizenin üstüne, muh-temelen sonradan ilave edilmiştir. Ancak vezin ve kafiye açısından metne daha uygundur.

3  “emrūd” yazmada “emrūd u” biçimindedir. Ancak vezin açısından vav gereksizdir.

Page 12: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_ERDOGANM.pdf200 OWUVCHCGTFQCP Nûrî daha sonraki yıllarda, kendi ifadesine göre on sekiz yaşına basınca

MUSTAFA ERDOĞAN206

ĆUlemāsı Ćulemā-yı āgāhHīç yoķ münkiri māşāĆallah

Şeyħleri cümle kerāmet-pīşe4

Bir nažar itse yiter dervīşe

Aġniyā vü fuķarāsı Ćābid5

Cümlesi her ne olursa ĥāmid

Böyle bir şehr-i dil-ārā olamazMiŝlini her kim ararsa bulamaz (vr. 5b)

Edebî KişiliğiBu konu aslında ayrı bir çalışmanın konusudur. Fakat bir fikir vermesi

açısından burada birkaç cümle yazmak istiyoruz. Ahmed Nûrî, XVIII. yüzyılın sonu ile XIX. yüzyılın ilk yarısında yaşamış bir şairdir. Bu dönem, Osmanlı’nın birçok açıdan değiştiği, yönünü Batı’ya döndüğü bir devirdir. Zihniyetin, çevrenin ve insanın değiştiği bu devirde bazı şairler geleneği devam ettirmeye, klasik tarzda şiirler söylemeye devam etmişlerdir. Nûrî Baba da bunlardan biridir. Nûrî Baba; mesnevî, gazel, kaside, musammat gibi klasik nazım şekillerini ve tevhid, na’t, medh-i çehar-yâr gibi türleri kullanmıştır. Eldeki manzûmelerine göre Nûrî daha çok gazel şeklini kullanmıştır. Arada bazı kusurlar görülmekle birlikte bütün şiirlerinde aruz veznini, üstelik aruzun birbirinden çok farklı kalıplarını kullanmayı başarmıştır. Ancak Nûrî’nin aruza çok fazla takılmadığı, yeri geldiğinde güzel söyleyiş uğruna aruzu feda ettiği dikkati çekmektedir. Nûrî, Fuzulî’nin birçok gazelini tahmis etmekle bir anlamda onu şiirde kendine üstad kabul ettiğini göstermiştir. Daha çok âşıkâne ve rindâne bir üslupla klasik aşk şiirleri söylemiştir. Aslında Hacı Bayram-ı Velî’nin torunu ve bir şeyhin oğlu, Halvetîlik tarikatından müstahlef bir mutasavvıf olmakla birlikte şiirlerinde açıkça tasavvufun izleri görülmez. O, tıpkı Şeyhülislam Yahya gibi beşerî aşk kisvesinin altında, perde gerisinde İlahî aşktan,

4  “pīşe” yazmada “bīşe” şeklindedir.5  “Aġniyā” yazmada “Aġniyāsı” şeklindedir. Ancak vezne uymamaktadır.

Page 13: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_ERDOGANM.pdf200 OWUVCHCGTFQCP Nûrî daha sonraki yıllarda, kendi ifadesine göre on sekiz yaşına basınca

HACI BAYRAM-I VELÎ’NİN TORUNLARINDAN ŞAİR AHMED NURİ BABA VE MELAMİLİKLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİ 207

sevgiliden bahseder. Bunda geleneksel olarak bağlı olduğu melâmîlik anlayışının da tesiri olmalıdır. Onun bütün şiirleri okunup, edebi şahsiyeti anlaşıldıktan sonra bu şiirlerin hakiki manası ortaya çıkar. Şairin Divanı ve edebî kişiliği üzerindeki çalışmalarımız devam etmektedir.

Melâmîlikle İlgili SöyleyişleriMalum olduğu üzere temelde bir tavır ve anlayış olan ve farklı tarikat

mensupları arasında görülebilen melâmî/melâmetî duruş Hacı Bayram-ı Velî ve Bayrâmîlik için önemli bir özelliktir. Aile tarafından Bayramilikle ve bir anlamda melâmîlikle irtibatlı olan Nûrî Baba da belki neş’esine, zevkine de uygun geldiği için zaman zaman bu anlayışın tesiriyle şiirler söylemiştir. Örneğin aşağıdaki beyitler bu minvaldedir.

…Didi git Anķara’ya śabr eyleŜūretiŋ sīretiŋe ķabr eyle

Her ne dirlerse disünler ţuymaGer imām olsa girü ţur uyma

Gice maħfīce Ćibādet eyleGündüz herkesle ķabāĥat eyle6

Böyledir çünki melāmet rāhıOlma zāhid gibi yol güm-rāhı

Bu beyitleri Nûrî bir keşif ehlinin kendine nasihatı gibi sunmaktadır. Ancak kendi anlayışını yansıttığı açıktır. İlk beyitte, sîretini suretiyle gizlemeyi yani gerçek kişiliğini göstermemeyi, dış görünüşüyle hakiki varlığını saklamayı vurgulamaktadır ki bu melâmet anlayışının temel ilkelerinden biridir. İkinci beyitte insanların dediklerine, kınamalarına aldırmamayı dile getirmektedir. Üçüncü beyit tam olarak melâmilik anlayışının özeti gibidir. Gayet başarılı, akıcı bir şekilde söylenmiş bu

6  Mısrada vezin bozulmaktadır.

Page 14: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_ERDOGANM.pdf200 OWUVCHCGTFQCP Nûrî daha sonraki yıllarda, kendi ifadesine göre on sekiz yaşına basınca

MUSTAFA ERDOĞAN208

beyitte okuyucuya gece gizlice ibadet etmeyi, gündüz herkesle kabahat etmeyi tavsiye etmektedir. Burada da yine kendini toplumda gizleme, ayrıca samimiyet vurgusu bulunmaktadır. Şair gece gizlice ibadet etmeyi söylerken aslında okuyucuya riya ve gösterişten kurtulup samimi bir şekilde Allah’a kulluk etmeyi salık vermektedir. En son beyitte ise melâmet yolunun yukarıda anlatıldığı gibi olduğunu, zahid gibi yolunu şaşırmaması gerektiğini ifade etmektedir. Yine aşağıdaki beyitler de şairin sergüzeştini anlattığı mesneviden alınmıştır. Beyitlerin kısa kısa bugünkü karşılıklarını vererek geçiyoruz.

İç hemān bāde[y]i sev maĥbūbıTiz bulur ħūb arayan maĥbūbıHemen şarabı iç, güzeli sev. Güzel sevgiliyi arayan tez bulur. Bu beyit

bize Ziya Paşa’nın meşhur

İç bāde güze sev var ise akl ü şu’ûrunDünya var imiş ya yoğ imiş ne umûrun

beytini hatırlatmıştır.

Didi Nūrī bu selāmet rāhıHerkesin rāhı degil bi’llāhiEy Nuri, bu selamet yolu, billahi herkesin yolu değil, herkes bu yolsa

gidemez dedi.

Evvelā setr-i Ćibādet lazımŜāniyen keşf-i ķabāĥat lazım(Bu yolda) öncelikle (kendi) ibadetleri(ni) gizlemek lazım, ikinci olarak

da (kendi) kabahatleri(ni) açmak, göstermek lazım. Bu beyit hakikaten melâmîlik anlayışını çok başarılı bir şekilde yansıtan bir beyittir.

Sevüp āfetleri bāde içivirGeçivir cümle sivādan geçivir7

Âfet(gibi güzel)leri sevip bade iç, bütün masivadan geç.

7  “sivādan” yazmada, “sevdādan” şeklindedir. Ancak vezin bozulmaktadır. Vezin ve anlamca uy-gunluğu, ayrıca yazım benzerliği göz önünde tutulursa kelimenin doğrusunun “sivādan” olması kuvvetle muhtemeldir.

Page 15: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_ERDOGANM.pdf200 OWUVCHCGTFQCP Nûrî daha sonraki yıllarda, kendi ifadesine göre on sekiz yaşına basınca

HACI BAYRAM-I VELÎ’NİN TORUNLARINDAN ŞAİR AHMED NURİ BABA VE MELAMİLİKLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİ 209

Terk idüp sevb [ü] vaķār [u] ĆārıHele mey-ħānede buldum yâri(Gösterişli) kıyafetleri, vakarı ve utanmayı tek edip sevgiliyi meyhanede

buldum. Yine bu beyitte de dünyanın zenginliklerinden sıyrılmayı, gurur ve utanma duygusundan uzaklaşmayı vurgulamaktadır.

Bu melāmet yolı merdāna sezāĆAr vaķar gözleyene Ćayn-ı ħaţāBu melâmet yolu gerçek erlere uygundur; ar, vakar gözleyene hatanın

aynısıdır.

Sende yoķ Ćār [u] vaķār [u] nāmūsDaħlini başına çalsun śālūsSende ar, vakar ve namus yok, iki yüzlü riyâkâr kınamasını başına çalsın.

İftirā nefsime itdim bī-şekBu yalan sözler ola mı gerçekŞüphesiz nefsime iftira ettim, bu yalan sözler gerçek ola mı?

Oķuyanlar diyeler düzme kelāmKāźibīn zümresine Nūri imāmOkuyanlar düzme kelam (yalan söz) diyeler, yalancılar topluluğuna

Nuri imam. Nuri melâmet anlayışının gereği olarak kendini düşük göstermektedir.

Ser-güźeştim oķu rūşen yazdımŚūret-i ķubĥumı aĥsen yazdımBaşımdan geçenleri açıkça yazdım, oku. Çirkin yüzümü güzel

gösterdim.

Yoķ benim gibi cihānda rüsvāRüsteħizde buluna belki velāDünyada benim gibi rezili yok, belki mahşer gününde bir sevgi ve

yakınlık olur.

Page 16: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_ERDOGANM.pdf200 OWUVCHCGTFQCP Nûrî daha sonraki yıllarda, kendi ifadesine göre on sekiz yaşına basınca

MUSTAFA ERDOĞAN210

İtmezem aŝla günāha perhīzNe günah olsa yaparım tiz tizGünaha asla sakınmam, ne günah olsa tez tez yaparım.

Mübtelāyım daħı şimdi betereEyü köti seçemem girse eleŞimdi daha kötüsüne tutuldum, ele girse iyi kötü seçmem.

Sinn-i sālim bu yıl al[t]mış oldıSeyyiĆat defteri biŋ kez ţoldıYaşım bu yıl altmış oldu, (fakat) günah defteri bin kez doldu.

Śakalım aġ ķara iken yüzümKiźbdir Ĥaķ bilür a cümle sözümSakalım beyazken yüzüm karadır, Allah bilir ya bütün sözlerim yalandır.Başka bir beytinde de Nuri kendi gönlüne şöyle seslenmektedir:

Geydiŋ melāmet ĥırķasın Ćaşķla bugünMecnūn miśāl sāħa-nişin ol yā ţaġa gitMelâmet hırkasını bugün aşkla giydin, Mecnun gibi ya kırlarda otur ya

dağa git.

Nûrî’nin bunlara benzer başka söyleyişleri varsa da vaktimiz sınırlı olduğundan şimdilik bunlarla yetiniyoruz. Nûrî’nin yukarıdakiler gibi melâmîlik anlayışına uygun, yahut rindâne, hatta şûhâne söyleyişleri epeyce fazla ise de asıl maksadının zahirde anlaşılandan farklı olduğu biraz dikkatli ve bu tarz şiirler aşina olan okuyucu tarafından anlaşılmaktadır. Hatta bazen şair kendisi de bu manayı ifade etmektedir. Örneğin şehrengizinde bir taraftan farklı milletlerin güzellerini anlatırken şiire de tevhid ve na’tla başlamakta ve şiirin sonunda oğluna şöyle öğütler vermektedir:

Ey gözüm nūr[ı] Ħalīl-i ĤāletĤaķ seni itmeye şerre ālet

Page 17: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_ERDOGANM.pdf200 OWUVCHCGTFQCP Nûrî daha sonraki yıllarda, kendi ifadesine göre on sekiz yaşına basınca

HACI BAYRAM-I VELÎ’NİN TORUNLARINDAN ŞAİR AHMED NURİ BABA VE MELAMİLİKLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİ 211

DāĆimā ħayr ile meĆlūf olasınĦūb-ħaślet ile meĆlūf olasın

Her nefes yāveriŋ olsun AllahOķuyup üfüresin Ćilm-i İlah

Oķuyup kesb-i maĆārif eyleŚat beni Ćilme meśārif eyle

Žāhiriŋ Ćilm-i şerīĆat yolıdırBāţınıŋ Ćilm-i ĥaķīķat yolıdır

Olmaya Ćilm ü Ćamel bī-ĥāśılĤaķ’a cehl-ile olunmaz vāśıl

DāĆimā emr-i Ħudā’da olasınİki Ćālemde saĆādet bulasın

Herkese Ĥaķ nažarı ķıl nažarıOla dāĆim nažarıŋ Ĥaķ eŝeri

Oķu yaz źikr[i] bıraķma dildenĠayret it nefsiŋi ķurtar gilden

DāĆimā Ćilm ile ülfet eyleĆUlemā ķadrine ĥürmet eyle

Görme dervīş-i Ćabā-pūş[ı] ĥaķīrAnlarıŋ ekŝer[i] dildāra esīr

Gerçi śūretde gezerler ĥayrānLīk maĆnīde olardır sulţān

Page 18: II. Uluslararası Hacı Bayram-ı Velîisamveri.org/pdfdrg/G00224/2017/2017_ERDOGANM.pdf200 OWUVCHCGTFQCP Nûrî daha sonraki yıllarda, kendi ifadesine göre on sekiz yaşına basınca

MUSTAFA ERDOĞAN212

Źikr-i Ĥak mīvesi ol dalda yiterAŋlar-iseŋ bu ķadar remz yiter

Cümle maħlūķı seven Ĥaķķ’ı severNīk ü bed sevmede yoķ saŋa keder

ŚunĆ-ı Yezdān’ı güzel gör her demĤaķ seni ide o sırra mahrem

Sözü Nûrî Baba’nın şu beytiyle noktalıyoruz:

DāĈim nažarım vechiŋedir ġayra ŝanurlarÇıķsun o iki göz ki baķa āĥere cānā

KAYNAKÇAŞ[emseddin] Sami, Kâmûsu’l-A’lâm, Mihran Matbaası, İstanbul, 1312, C. 6, s.

4618.Mehmed Süreyya, Sicill-i Osmani, Yayına Haz. Nuri Akbayar, Tarih Vakfı Yurt

Yayınları, İstanbul, 1996, C. 4, s. 1269.Mehmet Nail Tuman, Tuhfe-i Nâilî II, Haz. Cemal Kurnaz, Mustafa Tatçı, Bizim

Büro Yayınları, Ankara, 2001, s. 1105.Fatîn, Tezkire-i Hâtimetü’l-Eş’âr, İstihkâm Alayları Litografya Destgâhı,

İstanbul, 1271, s. 320-321.Divan-ı Nûrî, Koç University Manuscript Collection, Nesteren and Fuat

Bayramoglu Rare Books Room, PL234.N34 D5.Fuat Bayramoğlu, Hacı Bayram-ı Velî, Yaşamı-Soyu-Vakfı, TTK Yayınları, Ankara,

1989, 2 C.