ii. uluslararasi sosyal bİ - bİlgesam€¦ · geçiş ekonomileri terimi iktisat tarihine...

17
II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ 781 KIRGIZİSTAN EKONOMİSİNİN YAPISAL ANALİZİ Ferhat Pehlivanoğlu İsa Güneş ∗∗ I. Giriş SSCB yıkıldıktan sonra 1991 yılında bağımsızlığını ilan eden Kırgızistan ekonomisi temelde tarım, orman ve hayvancılığa dayanmaktadır. Merkezi planlama döneminde her ülkenin hangi ürünleri üreteceği belirleniyordu. Fakat bu planlamadan kurtulan Kırgızistan bugün 17 yıllık dönemde dışarıya et, deri, yün, halı gibi ürünlerin ihracatını yapar konuma gelmiştir. Henüz yeterli özelleştirmeyi gerçekleştiremeyen Kırgızistan coğrafi konumundaki elverişsizlikten dolayı sanayileşmede ise gerekli atılımı sağlayamamıştır. Fakat Kırgızistan ekonomisi özellikle son yıllarda turizmde gerçekleştirdiği ivmeyle isminden söz ettirmeye başlamıştır. Bu çalışmanın amacı SSCB dağıldıktan sonra ortaya çıkan ülkelerden olan Kırgızistan’ın geçiş ekonomiler içindeki yeri ve özellikle ekonomik yapısında meydana gelen dönüşümü incelemektir. Bu kapsamda özellikle ekonomik yapıda gerçekleşen dönüşüm ile bu dönüşümde Kırgızistan ekonomisinde sektörel gelişmelerin yönünün ne olduğunun incelenmesidir. Çalışmanın bir başka amacı ise, uzun süre dünya ekonomisinden uzak kalmış Kırgızistan’ın globalleşmenin ivme kazandığı günümüzde, dünya ekonomisine ne ölçüde entegre olduğunun araştırılmasıdır. II. Teorik Çerçeve Bu kısımda her toplumun çözmek zorunda olduğu temel sorunlara cevap arayan başlıca iki ekonomik yaklaşımdan planlı ekonomi ve serbest ekonomi kavramları ile özellikle Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonra hızla planlı ekonomiden serbest piyasa ekonomisine geçen ülkelerin özellikleri hakkında teorik bilgiler verilecektir. 1. Planlı Ekonomi Planlı ekonomiler denince ilk akla gelen ekonominin daha önceden belirlenmiş bir süreç dahilinde işleyişi akla gelmektedir. Planlı ekonomilerin birçok farklı tanımı bulunmaktadır. Sözlük tanımı, “kaynakların kullanımının devlet tarafından belirlendiği ve kontrol edildiği ekonomi” 971 şeklindedir. Seyidoğlu planlı ekonomiyi kaynak dağılımı fonksiyonunun serbest fiyat mekanizmasının işleyişiyle değil, merkezi karar alma süreciyle Arş. Gör. Kocaeli Üniversitesi, İ.İ.B.F. İktisat Bölümü ∗∗ Arş. Gör. Kocaeli Üniversitesi, İ.İ.B.F. İktisat Bölümü 971 http://www.ekonomist.com.tr/apps/dictionary.app/dictionary.php?searchstring=P&dict=es.dict , (09.08.2008).

Upload: others

Post on 03-Dec-2019

11 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ

781

KIRGIZİSTAN EKONOMİSİNİN YAPISAL ANALİZİ

Ferhat Pehlivanoğlu∗

İsa Güneş∗∗

I. Giriş

SSCB yıkıldıktan sonra 1991 yılında bağımsızlığını ilan eden Kırgızistan ekonomisi temelde tarım, orman ve hayvancılığa dayanmaktadır. Merkezi planlama döneminde her ülkenin hangi ürünleri üreteceği belirleniyordu. Fakat bu planlamadan kurtulan Kırgızistan bugün 17 yıllık dönemde dışarıya et, deri, yün, halı gibi ürünlerin ihracatını yapar konuma gelmiştir. Henüz yeterli özelleştirmeyi gerçekleştiremeyen Kırgızistan coğrafi konumundaki elverişsizlikten dolayı sanayileşmede ise gerekli atılımı sağlayamamıştır. Fakat Kırgızistan ekonomisi özellikle son yıllarda turizmde gerçekleştirdiği ivmeyle isminden söz ettirmeye başlamıştır.

Bu çalışmanın amacı SSCB dağıldıktan sonra ortaya çıkan ülkelerden olan Kırgızistan’ın geçiş ekonomiler içindeki yeri ve özellikle ekonomik yapısında meydana gelen dönüşümü incelemektir. Bu kapsamda özellikle ekonomik yapıda gerçekleşen dönüşüm ile bu dönüşümde Kırgızistan ekonomisinde sektörel gelişmelerin yönünün ne olduğunun incelenmesidir. Çalışmanın bir başka amacı ise, uzun süre dünya ekonomisinden uzak kalmış Kırgızistan’ın globalleşmenin ivme kazandığı günümüzde, dünya ekonomisine ne ölçüde entegre olduğunun araştırılmasıdır.

II. Teorik Çerçeve

Bu kısımda her toplumun çözmek zorunda olduğu temel sorunlara cevap arayan başlıca iki ekonomik yaklaşımdan planlı ekonomi ve serbest ekonomi kavramları ile özellikle Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonra hızla planlı ekonomiden serbest piyasa ekonomisine geçen ülkelerin özellikleri hakkında teorik bilgiler verilecektir.

1. Planlı Ekonomi

Planlı ekonomiler denince ilk akla gelen ekonominin daha önceden belirlenmiş bir süreç dahilinde işleyişi akla gelmektedir. Planlı ekonomilerin birçok farklı tanımı bulunmaktadır. Sözlük tanımı, “kaynakların kullanımının devlet tarafından belirlendiği ve kontrol edildiği ekonomi”971 şeklindedir. Seyidoğlu planlı ekonomiyi kaynak dağılımı fonksiyonunun serbest fiyat mekanizmasının işleyişiyle değil, merkezi karar alma süreciyle

∗ Arş. Gör. Kocaeli Üniversitesi, İ.İ.B.F. İktisat Bölümü ∗∗ Arş. Gör. Kocaeli Üniversitesi, İ.İ.B.F. İktisat Bölümü 971 http://www.ekonomist.com.tr/apps/dictionary.app/dictionary.php?searchstring=P&dict=es.dict, (09.08.2008).

II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ

782

belirlendiği ekonomiler972 olarak tanımlamaktadır. Planlı ekonomi ayrıca, üretim, yatırım ve dağıtım kararlarının büyük çoğunluğu veya tamamının merkezi yönetimlerce belirlendiği ekonomiler olarak da tanımlanmaktadır.

Planlı ekonomilerde merkezi yönetimler kararlar alırken tüketicilerin tercihlerini dikkate alabildikleri gibi, kendi önceliklerine göre de hareket edebilmektedirler. Merkezi yönetim, üretim sürecine ilişkin kararlar alırken sektörlerin kendi aralarındaki ve nihai talep ile aralarındaki üretim ilişkilerini dikkate almak zorundadır. Belirlenen bu üretim hedefleri için gerekli olan üretim fonksiyonları yani emek, sermaye gibi girdilerin üretim için yeterli stokunun olması gerekmektedir. Son olarak alınan bu kararlar çerçevesinde sektörlerdeki üretimin hangi tesislerde, fabrikalarda ya da çiftliklerde yapılacağının dağıtımı yapılır.

Planlı ekonomi kavramı II. Dünya Savaşından önce yalnızca Sovyet Rusya için kullanılmaktaydı. Savaştan sonra oluşan Sosyalist Blok ülkeleri de bu modele dayanmışlardı973. Planlı ekonomi deyimi, yakın zamana kadar esas olarak sosyalist ülkeler için kullanılmakla birlikte, günümüzde bu ülkelerde de kaynak dağılımında piyasa göstergelerine daha fazla yer verilmesi yönünde değişiklikler yaşanmaktadır974.

Sosyalist ekonomilerde uygulanan planlar emredici niteliktedir. Diğer bir deyişle, bu ülkelerdeki tüm ekonomik faaliyetler planlara göre yürütülür. Tüm ilgili kuruluşlar ve kişiler planlara uygun hareket etmek zorundadırlar. Temelde piyasa ekonomisine dayalı, karma ekonomi modelini benimsemiş ülkelerde ise planlar ekonomik kalkınmanın bir aracı olarak kullanılır ve yol gösterici nitelik taşır. Burada ancak kamu kesimi için emredici planlardan söz edilebilir, özel kesim için plan yol göstericidir975.

2. Piyasa Ekonomisi Piyasa ekonomisi veya serbest piyasa ekonomisi denildiğinde ilk akla gelen, arz ve

talebin piyasa işleyişini belirlediği anlaşılmaktadır. Daha açık deyişle bu piyasada ekonomik kararlar fiyat mekanizmasının işleyişiyle kendiliğinden belirlenir. Teorik olarak da piyasa ekonomisi “ekonomik faaliyetlerin tam rekabet şartları içinde serbestçe yapılabildiği, ekonomik sorunların çözümünün devletin ekonomiye müdahalesiyle değil fiyat mekanizması aracılığı ile gerçekleştirildiği ekonomi”976 şeklinde tanımlanabilir.

Serbest piyasa ekonomisinde, arz ve talep belirleyici etkendir. Arz ve talepteki en önemli etken fiyat mekanizmasının işleyişi ise çok önemlidir. Üreticiler ve tüketiciler pazarda aynı şartlar altında yer alırlar. Serbest piyasa ekonomisi aynı zamanda tam rekabet piyasasının özelliklerini de taşımaktadır.

Serbest piyasa ekonomilerinde üreticiler için ana faktör kar maksimizasyonu iken tüketiciler için fayda maksimizasyonudur. Üreticiler kar motivasyonu ile tüketicilerin tercihlerine önem vermektedirler. Tüketicilerin tercihlerinde ise fayda yattığı için piyasa fiyatları temel etkendir. Bu iki özellik serbest piyasa ekonomisinde piyasa fiyatlarının

972 SEYİDOĞLU, Halil, “Ekonomik Terimler Ansiklopedik Sözlük”, Güzem Yayınları, No:4, Ankara, 1992, s.694. 973 SEYİDOĞLU, Halil, a.g.e., s.694. 974 http://www.ekodialog.com/Konular/planlam_kalkinma.html, (08.08.2008). 975 SEYİDOĞLU, Halil, a.g.e., s.695. 976 http://tr.wikipedia.org/wiki/Serbest_piyasa_ekonomisi, (04.08.2008).

II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ

783

oluşumunda temel faktör niteliğindedir. Piyasa ekonomisinin diğer temel özellikleri ise özel mülkiyet hakkı ve girişim özgürlüğüdür. Buradan anlaşılacağı üzere ekonomik faaliyetler özel kişi ve kuruluşlarca yapılmaktadır. Serbest piyasa ekonomisinde de devletin piyasalara müdahalesi söz konusu olabilir ancak bu aykırı bir durum teşkil etmez. Çünkü bu müdahalelerin düzeyi ülkelere göre farklılık arz edebilir. Temelde dikkat edilmesi gereken husus bu müdahalelerin piyasa mekanizmasını bozacak düzeyde olmaması gerektiğidir.

Özetle, Piyasa ekonomisi, özel mülkiyetin var olduğu ve devir edilebildiği, işbölümünün bulunduğu ve iktisadi ajanın müteşebbis olduğu, sözleşme ve girişim özgürlüklerinin tanındığı, özel teşebbüsün esas alındığı, rekabetçi serbest fiyatların kaynakları desantralize şekilde tahsis ettiği, bir gönüllü mübadeleler yumağı olup; bu gayrişahsi ve kendiliğinden oluşan sürekli dev açık artırmaya veya iktisadi örgütlenmeye, neticede tüketiciler egemendirler977.

3. Geçiş Ekonomilerinin Özellikleri

Geçiş ekonomisi, daha önce planlı ekonomik sistemle yönetilen ve 1990’dan sonra piyasa ekonomisini uygulayan ülkeler için kullanan yaygın bir kavramdır. Geçiş ekonomilerinin başarısında coğrafi, tarihi, ekonomik geçmişler ve hükümetlerin uyguladıkları politikalardaki istikrar ve kararlılık çok önemlidir. Bu hususlara dikkat eden ülkelerde geçiş süreci hem kısa hem de daha az maliyetli olmuştur.

Geçiş ekonomisi ile kastedilen husus; bir ülkede mevcut üretim tarzının, rakipleri ile rekabet edememesi dolayısıyla kısmen veya tamamen çökmesi neticesinde kurumsal yapısının değişmeye zorlanmasıdır. Diğer bir ifade ile; sosyalizmden veya karma ekonomiden, piyasa ekonomisine geçiş sürecidir. XX. yüzyılda ekonomik sistemlerin en önemli deneyimlerinden biri, sosyalist ekonomik modelden piyasa ekonomisine dayalı modele doğru çok hızlı ve kapsamlı bir şekilde yaşanan geçiştir. Geçiş sonucunda ekonomik yapı ile üretici ve tüketici davranışlarında temel değişimler gözlenmiştir978.

Piyasa ekonomisine geçmeye çalışan “Geçiş Ekonomileri”nde ise devlet piyasa ekonomisini kurmakla görevli olup bu konuda aktif roller üstlenmiş durumdadır. Ancak burada devlet kendini “dönüştürme (transformasyon)” görevini üstlenmiştir. Böyle bir görevde zor olan ekonomik planlama yaparak bütün kararları alan ve uygulayan devletin bundan vazgeçerek ekonomiyi, oluşumuna destek vereceği piyasa birimlerine bırakmasıdır. Ayrıca söz konusu değişimi yapacak olan piyasa ekonomisi deneyimini yaşamamış olan kadroların bu işi üstlenmiş olmalarıdır979.

Geçiş ekonomisi süreci birtakım zorlukları beraberinde getirmektedir. Özellikle ekonomilerin uluslararası piyasalara adaptasyonu nedeniyle gerçekleştirilecek olan serbestleşme ve özelleştirme çalışmaları sayesinde devletin ekonomideki payının azaltılması ve bunu yapabilecek devlet müdahalesinin yoğunluğu ciddi bir çelişki oluşturmaktadır. Bu süreçte

977 AKALIN, Güneri, “Piyasa Ekonomisinin Nesrindeyiz?”, http://www.tisk.org.tr/isveren_sayfa.asp?yazi_id=791&id=47, (01.08.2008). 978 YAVUZ, H. Bilgehan, “Geçiş Ekonomilerinde Ekonomik Büyüme”, http://www.icisleri.gov.tr/_icisleri/TurkIdareDergisi/UpLoadedFiles/HasanBilgehanYavuz%2089-105.doc, (15.08.2008), s.90. 979 ALTAY, Asuman, “Geçiş Ekonomilerinde Devletin Ekonomik Rolleri, Görevleri Ve Kobi’lerin Durumu”, http://w.ww.econturk.org/Turkiyeekonomisi/gecis.pdf, (10.08.2008)

II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ

784

piyasaların serbestleştirilmesi, yerli ve yabancı firmaların rekabet içinde olması bazı firmaların iflasına neden olabilecektir. Bu süreçte alınacak makro kararlar ekonomideki işsizlik oranında artışları da beraberinde getirebilecektir. Özelleştirme çalışmaları, işsizlik maliyetleri ve milliyetçilik duyguları nedeniyle sosyal huzursuzluğun oluşmasına neden olabilecektir. Ayrıca sosyal huzursuzluğun büyümesi geçiş sürecinin uzamasına ve beraberinde geçiş maliyetinin artmasına da neden olabilecektir.

Geçiş ekonomilerinin genel karakteristiğine bakıldığında ise başlıca şu özelliklerden söz edilebilir980:

i. Sanayileşme yetersiz, teknoloji geridir,

ii. Tarımsal nüfus yüksek verim azdır,

iii. Sosyal ve etik kodlar yerleşmemiş, güven düzeyi düşüktür,

iv. Regülasyonlar piyasa için yüktür,

v. Finansman imkanları sınırlıdır,

vi. Kurumsal yapıda aksamalar olabilir,

vii.Çoğunlukçu demokrasi + popülizm + devletçilik ve rant dağıtımı engellenememekte,

viii. Hukukun üstünlüğü ilkesi uygulanmayabilir,

ix. Karar almaya temel teşkil edecek ve doğru karar aldıracak verilere ulaşmak henüz mümkün olmayabilir. Kullanılan veriler genellikle eski veya anlamsız kalabilir.

Geçiş ekonomileri terimi iktisat tarihine 1980’lerin sonundan itibaren girmiştir. 1990’lı yıllar sonrasında ise eski Doğu Blok’unun yıkılmasıyla gerek siyasi, ekonomik ve gerekse de sosyal alanda birçok yenilikler yaşanmıştır. Merkezi Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra ortaya çıkan devletlerin hemen hepsinde başlayan siyasi değişim hareketleri komünist rejimlerin tasfiye edilmesine yol açmış, tasfiyenin hemen ardından birçok kanun ve benzeri düzenleme ile demokratik bir toplumsal ve ekonomik kalkınma programı uygulamaya geçirilmeye çalışılmıştır. Orta Asya coğrafyasında; Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Tacikistan olmak üzere beş bağımsız cumhuriyet bulunmaktadır. Bunlarda Tacikistan dışında kalan dört cumhuriyet Orta Asya Türk Cumhuriyetleri (OATC) olarak adlandırılmaktadır. Sovyetler Birliği’nin birer üyesi olan Orta Asya Türk Cumhuriyetleri (OATC), birlik döneminde merkezi planlamaya dayalı, daha çok tarımsal ürün alanı, enerji ve hammadde deposu olarak değerlendirilmişti. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından 1990’lı yıllar sonrasında bağımsızlıklarını kazanan Orta Asya Türk Cumhuriyetleri merkezi planlı sistemden piyasa ekonomisine geçiş kararı alarak, siyasi bağımsızlıklarının yanında ekonomik bağımsızlıklarını da gerçekleştirmiştir. SSCB’nin dağılması sonrasında bu ekonomilerde yaşanan süreç genel olarak geçiş “transition” süreci diye adlandırılmaktadır.

980 RAMAZANOĞLU, Geybula ve ACAR, İ. Attila, “Bir Geçiş Ekonomisi Örneği Olarak Kırgızistan: Siyasi, Ekonomik ve Toplumsal Yanaşımlar”, http://fbe.emu.edu.tr/journal/doc/78/21.pdf, (10.08.2008), s.387.

II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ

785

Geçiş süreci ekonomik dönüşüm yönünden “Merkezi Planlama Ekonomisi”nden “Piyasa Ekonomisi”ne geçiş göstergeleri açısından değerlendirilmektedir981.

III. Kırgızistan Ekonomisinin Analizi

Orta Asya tarihsel açıdan birçok büyük medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Öyle ki en büyük ekonomik ve siyasi görüşler bu bölgede hayat sürmüş ve dünya ekonomisini etkilemiştir. Kapitalizm, sosyalizm, Hıristiyan ve Müslüman topluluklar bu bölgede yaşamış büyük imparatorluklar burada doğmuştur.982 1917 yılında Çarlık Rusya’da Meydana gelen Bolşevik İhtilali ile Sovyetler Birliği’nin temelleri atılmış ve bu bölge uzun dönem Sovyet etkisi altında kalmıştır. 1980’li yılların sonlarında hem eski Doğu Bloğu ülkelerinin piyasa ekonomisine yakınlaşması hem de 1989 Berlin duvarının yıkılmasının etkisi ile 1991’de Sovyetler Birliği’nin tamamen dağılması ile birlikte bu bölgedeki ülkeler hızlı bir şekilde piyasa ekonomisine geçmeye başlamışlardır. Yani uzun yıllar planlı ekonominin hâkimiyet sürdüğü topraklar bu tarihten sonra piyasa ekonomisi tandanslı yaşamaya başlamıştır.

1990’lı yılların başlarında Sovyet ülkeleri bağımsızlıklarına kavuşmuştur. Fakat bölgedeki ülkelerin siyasi bağımsızlıkları eş zamanlı olarak ekonomiye yansımamış ve bölgede ekonomik ve sosyal problemler baş göstermiştir. Tüm ülkeler bazında önce üretim hızla düşmüş bölge halkı üzerinde güvensizlik problemi başlamıştır. Fakat 2000’li yıllara doğru bu olumsuz ortam atlatılmaya başlanmış ve bölgedeki istikrarsızlık yerini üretim artışı ve büyümeye bırakmıştır.

Merkezi planlı ekonomiden piyasa ekonomisine geçiş süreci fiyatların ve ekonomik işlemlerin serbestleştirilmesi, kaynakların etkinliği artıracak şekilde yeniden dağıtılması, makro ekonomik istikrar için piyasa ağırlıklı araçların geliştirilmesi, özelleştirme yoluyla ekonomik verimlilik ve etkin işletme yönetiminin sağlanması, sıkı bütçe uygulanması ile ekonomik verimliliğin sağlanması, özel mülkiyet haklarının sağlanması ve daha birçok hukuki, siyasal ve ekonomik alanda yapısal reformların yapılmasını sağlamıştır.983

Orta Asya bölgesinde Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Tacikistan olmak üzere beş Bağımsız Cumhuriyet bulunmaktadır. Bunlardan Tacikistan dışında kalan dört cumhuriyete Orta Asya Türk Cumhuriyetleri (OATC) adı verilmektedir.984 Geçiş ekonomilerinden Kırgızistan 15 Aralık 1990’da egemenliğini, 31 Ağustos 1991 tarihinde de bağımsızlığını ilan etmiştir. Kırgız Cumhuriyeti Anayasası parlamento tarafından oy birliği ile 5 Mayıs 1993’te kabul edilmiştir.985

981 AĞDAŞ, Oktay, “Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’nin Bağımsızlık Sonrası Temel Makro Ekonomik Göstergeler Açısından Değerlendirilmesi”, Kırgızistan – Türkiye Manas Üniversitesi, SBE, İktisat Anabilim Dalı, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, 2006, ss.7-8. 982 A.g.e., s.2. 983 ACARTÜRK, Ertuğrul. “Geçiş Ülkelerinde Devletin Ekonomik Rolü Yabancı Sermaye ve Özelleştirme: Kırgızistan Örneği”. s.1. www.econturk.org. 2004. 984 SOLAK, Fahri. Türkiye Orta Asya Cumhuriyetleri Dış Ticaret İlişkilerinin Gelişimi. “Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi” sayı: 18, İstanbul: 2003, s.70. 985 ÖZDENOĞLU, Selda. “Kırgız Cumhuriyeti”, T.C. Başbakanlık, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı Yayınları, 2005, s.11.

II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ

786

1. Planlı Dönemde Kırgızistan Ekonomisinin Yapısı

Ülke ekonomisinde yaşanan pek çok sorunun temelinde SSCB döneminde uygulanan merkezi planlamaya dayalı ekonomi politikasının etkileri bulunmaktadır. Bu dönemde SSCB sınırları içinde bulunan ülkelerin belirli alanlarda ihtisaslaşması ve ülkenin coğrafi, kültürel ve ekonomik yapılarına bakılarak ne tür üretim konusuna yöneleceği merkezden belirlendiğinden her ülke aynı ölçüde zenginliği paylaşamamıştır. Özellikle bu ülkelerin gümrük birliğine benzer bir yapıda, ürettikleri ürünleri SSCB bloğu içinde satması karşılığında ihtiyaç duydukları ürünleri alması sonucunda uygulanan düşük fiyat politikaları etkinlik ve verimliliğin azalmasına yol açmıştır. En önemlisi ihtisaslaşma, ülkeleri birbirine bağımlı hale getirmiştir. Bu işbölümü ve uzmanlaşma Kırgızistan’ın hayvancılık ve kısmen de olsa tarıma yönelmesine yol açmıştır. Sonuçta Kırgızistan 3 milyonu büyükbaş ve at olmak üzere yaklaşık 15 milyon hayvanın yetiştirildiği bir ülke olmuştur986.

Merkezi planlama dönemine ait önemli bir uygulama, ülkedeki zengin akarsu kaynaklarından elektrik üretimine ağırlık verilmesidir. Bunun tabii sonucu da ihracat kalemleri içinde elektrik enerjisinin payının oldukça yüksek olmasıdır. Ancak, elektrik enerjisi üretiminde kullanılan teknoloji oldukça eski ve hantal olduğundan üretimde verimlilik sağlanamamakta ve dağıtımda büyük kayıplar yaşanmaktadır. Büyük İpek Yolu boyunca kurulmuş olan tarihî, mimarî eserlerin hala muhafaza ediliyor olması ve pek çok tarihi imparatorluğa ev sahipliği yapan ülkenin önündeki en önemli handikap kalifiye işgücünün bulunmamasıdır. SSCB döneminin bir sonucu olarak, en kritik noktalarda ve teknik alanlarda Rusların istihdam ediliyor olması Kırgızistan’ın politika üretemeyişinde etkili olmaktadır987.

1919’da iç savaş sonrası Kırgızistan’da bütün ülkelerde olduğu gibi Yeni Ekonomi Politikası uygulanmaya başlanmıştır. Politikanın temel amacı, ekonominin özellikle iç bölgelerde hızlı bir biçimde canlandırılmasıdır. 1920 yılında Kırgızistan’da tahıllarda ekilen toprakların toplam yüzölçümünün %45’i, teknik bitkilerin %40’ı, yemlerin %77’si, bahçe bitkilerinin %39.4’ü azalmıştır. Yeni Ekonomi politikası, ekonomide devlet tekelinin kurulmasını esas alan ilk sosyalizm anlayışının yerine üreticilere geniş haklar tanıyan, serbest ticareti ve sanayi şirketlerinin devlet tarafından teşvikini kabul eden yeni bir sosyalizm anlayışı getirmiştir. 1928 yılının Ekim ayında ülkedeki tarım işletmelerinin %42.7’si kooperatifleşmiştir. Tarım işletmelerine verilen krediler sürekli olarak artmıştır. Yeni Ekonomi Politikası’nın uygulandığı yıllar eski fabrikaların, iş yerlerinin teknik yenilenmesinin yapıldığı ve sanayi inşaatının başladığı yıllar olmuştur. Bu dönemde yeni iş alanları işletilmeye başlanmış, meyve suyu fabrikası, pamuk fabrikası, Krasnıy Storitel tuğla fabrikası, deri fabrikası, Çekoslovakya kooperatifine ait İntergelpo tekstil fabrikası(1927), Oş ipek fabrikası, Alamidin hidroelektrik santrali(1928) kurulmuştur.

1928 yılında Kırgızistan’ın birinci beş yıllık planı yapılmıştır. Birinci beş yıllık plan sonunda sanayi sektörünün ekonomideki payı %23.5’e kadar yükselmiştir. Beş yıllık plan sonunda taşkömürü sanayinin ağır sanayideki payı %70, bütün sanayideki payı %40 olarak gerçekleşmiştir. Hazırlanan ikinci beş yıllık planda yer alan projelerin çoğu gerçekleştirilememiştir. Üçüncü beş yıllık plan sanayinin gelişmesi amacıyla önceki planlara göre daha büyük hedefler ortaya koymuştur. 1937 yılına göre 1942 yılında kömür üretimi 4.4

986 RAMAZANOĞLU, Geybula ve ACAR, İ. Attila, a.g.m., s.389. 987 A.g.m., ss.389-390.

II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ

787

kat artırılacak, petrol, çinko, kurşun, civa, volfram, altın antıman ve malibdena üretimi daha da yükseltilecekti. 1950’li yıllarda Sovyetler Birliği yeni bir ekonomik gelişme devresine girmiştir. Bu gelişme bilgi ve teknik yönden gerçekleşecekti. Teknoloji devrimi yenilikler getirerek endüstriye yeni imkanlar sağlamaya başlamıştır. O zamanlar sanayiye yatırılan para miktarı 98.8 milyar ruble olmuş, bu dördüncü beş yıllık planın çok daha üzerinde gerçekleşmiştir. Beşinci ve altıncı beş yıllık planlarda inşaa ve yenileme yoluyla 59 tane yeni fabrika ve 46 tane atölye faaliyete girmiştir. 60’lı yıllardan itibaren Kırgız ekonomisi SSCB ekonomisinin ayrılmaz bir parçasıydı ve diğer cumhuriyet ekonomileriyle güçlü bağlantıları vardı. 10. beş yıllık planda önceki plana göre 4.7 milyar rubleden daha fazla sanayi ürünü üretilmiş yani %27’lik bir artış gözlenmiştir.

1985-1990 yılları arasındaki dönem, sosyalist devletlerde baş döndürücü, radikal değişmelerin yaşandığı dönem olmuştur. 1985 yılında ekonomik büyümenin temposu kritik seviyeye kadar azalmıştır. 1966-1970 döneminde % 6 civarında olan Sovyet ekonomisinin büyüme hızı, 1976-1980 arasında yılda ortalama % 2 seviyesine bazı hesaplara göre de 1980 yılında sıfır noktasına inmiştir. 1960 yılı 100 olarak kabul edildiğinde sermaye verimliliği sanayide % 60’a, tarımda ise % 30’a düşmüştür. İşgücü verimi 1980 yılında S.S.C.B’de %3.1’e, Kırgızistan’da ise %1.9’a inmiştir. Sovyetlerin iktisadi bakımdan çöküntüye uğramalarında; üretimde kalitenin aranmamış olması, silah sanayine büyük harcamaların yapılıp ve bunun diğer alanlara yapılabilecek yatırımları engellemiş olması, verimsiz sanayileşme, merkezi planlamanın bir noktadan sonra tıkanarak ekonomide dengeleri sağlayamamış olması, dünyada teknolojinin ön plana geçtiği dönemde üretim sürecini yeni teknolojik gelişmelere uyumlaştıramaması hatta dünyanın en büyük tarım ihracatçılarından birisi iken, 1970’li yıllardan itibaren ithalata yönelmesi, değişime zorlayan en önemli nedenler olarak sıralanabilir. Topluluk içerisindeki cumhuriyetlerin toplam milli gelirlerinden SSCB’nin bütçesine yapılan kesintiler Rusya, Beyaz Rusya, Letonya, Estonya, ve Ukrayna’dan % 22-28, Özbekistan’dan % 55, Tacikistan ve Kırgızistan’dan % 65’ti. Yani ekonomik yükün dağılımında adaletsizlik mevcuttu988.

2. Bağımsızlık Sonrası Kırgızistan Ekonomisinin Yapısal Dönüşüm Analizi

Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra bağımsızlığını 1991’de ilan eden Kırgızistan bölgede en fazla dikkat çeken ülkelerden biri olmuştur. Esasında Kırgızistan yüzölçümü olarak küçük bir ülke olmasına ve nükleer güce sahip olmamasına rağmen bölgede ilk milli parayı kullanan ülke olması, dünya ticaret örgütüne ilk üye olan ülke olması ve bölgedeki yatırım ortamına ağırlık vermesi bakımından dünya ekonomisi için bölgede önemli bir konumuna gelmiştir. Ayrıca Kırgızistan Orta Asya’da Çin topraklarına açılan önemli coğrafi konumu sebebiyle de bölgede çıkar hesapları yapan büyük ekonomik güçlerinde odağı haline gelmiştir.989

988 SARSILMAZ, Filiz, “Kırgızistan’ın Makro Ekonomik Analizi”, http://sbe.manas.kg/tr/images/pdf/tezler/iktisat/FILIZSARSILMAZ.pdf, (10.08.2008), ss.23-29. 989 ÖZTÜRK, Alparslan. Bütçe ve Para Politikalarının Makro ekonomik Etkileri ve Kırgızistan Üzerine Analizi “Kırgızistan – Türkiye Manas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü”, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, 2006, s.3.

II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ

788

Kırgızistan, diğer bağımsızlığını ilan eden ülkeler gibi büyük enerji ve doğal kaynaklara sahip olmamasından dolayı Kazakistan, Özbekistan ve Tacikistan’dan daha fazla dışa açık ekonomi politikasını benimsemek zorunda kalmıştır.

2.1. Kırgızistan’ın Sosyal Analizi

Kırgızistan’a ait bazı genel veriler aşağıdaki tablo 1’de yer almaktadır.

Tablo 1: Kırgızistan’a Ait Bazı Sosyal Veriler

Yüzölçümü 198.500 km2

Önemli Şehirleri Bişkek, Oş, Karakol, Calal-Abad, Tokmok, Kara-Balta, Çolpan Ata, Narın, Talas.

Para Birimi Kırgız Somu (1 ABD Doları = 36 Som)

Nüfus 5.2 milyon kişi

Kentsel Nüfus 3.35 milyon kişi

Kırsal Nüfus 1.85 milyon kişi

Nüfus Yoğunluğu 24.1 kişi / km2

Nüfus Artışı 56.0 (binde)

Ortalama Yaşam Kadınlarda 67 yıl, Erkeklerde: 59 yıl.

Doğum Oranı 22.2 (binde)

Ölüm Oranı 7.4 (binde)

Çocuk ve genç %38.1

Çalışma Çağındaki nüfus : % 52.7

Nüfusun Yaş Dağılımı

Çalışma Yaşının üstündeki nüfus % 9.2

Okur –Yazar Oranı % 90

İlköğretim Okulu 2.080

Üniversite Sayısı 47

Kaynak: T.C. Başbakanlık, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı, “Kırgızistan”, 2005.

II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ

789

İnsani gelişme endeksi insanların hak ettikleri bir yaşam için karar ve seçeneklerini artıran kendilerine verilen ve hazır sunulan olanakların var olma derecesidir.990 Yani insani gelişme endeksi ülkeler arasındaki sosyo - ekonomik durumu gösteren bir katsayıdır. İlk defa 1990 yılında Birleşmiş Milletler tarafından yayımlanan insani gelişme raporu ile her yıl tekrar yayımlanmaktadır. Örneğin ülke karşılaştırmalarında ülkedeki yaşam beklentisi, yetişkinlerin okur – yazarlık oranları, kişi başı gelir düzeyi gibi kıstaslar katsayıyı etkilemektedir. Buna göre endeksin 0.5’in altında olması az gelişmiş bir ülkeyi temsil ederken 0.8’in üzerindeki bir endeks çok gelişmiş ülkeyi temsil etmektedir. Kırgızistan’ın insani gelişme endeksi 0.172’dir. Nüfusun % 99.4’ü elektrik, % 82.6’sı temiz su kullanma imkanına sahiptir. Ayrıca Kırgızistan’da eğitim endeksi 0.93’tür.991

Kırgızistan; Çin, Kazakistan, Tacikistan ve Özbekistan ile komşudur. Oş kentinden Çin’e ulaşan karayolunun çalışması devam etmektedir. Bu karayolunun tamamlanması Kırgızistan ekonomisine hız vermesi beklenmektedir. 370 kilometre demiryoluna sahip olan Kırgızistan’ın demiryolu gelişmesi 1999 yılında devlet desteğinin kesilmesi ile durmuştur. Fakat ülkenin demiryolu ulaşımını geliştirecek bir ulusal planı bulunmaktadır. Kazakistan ve Kırgızistan arasındaki yolcu taşımacılığını büyük ölçüde kolaylaştıracak projenin 2008 sonunda bitmesi planlanmaktadır. Telekom sisteminin modernleştirilmesi çalışması internet kullanımını yaygınlaştırmış internet kullanıcı sayısının artırılması ve e ticaretin artırılması ülkenin öncelikli planları arasında yer almaktadır. 2002 yılında onaylanan ulusal bilgi ve iletişim teknolojileri stratejisinin hedefi Kırgızistan’ın 2010 yılında GSYİH içinde bilgi sektörünün payının % 5’e yükseltilmesidir.992

2.2. Kırgızistan’ın Ekonomik Analizi Kırgızistan’a ait bazı ekonomik veriler aşağıda tablo 2’de gösterilmiştir.

990 http://www.genclikpostasi.org/insanigelismeraporunedir.pdf 17.08.2008. 991 UNDP (2005) , Human Development Report. 992 BENLİ, Oya. “Kırgızistan Ülke Profili”, T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, 2006, s.2.

II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ

790

Tablo 2: Kırgızistan’a Ait Ekonomik Veriler (2007 yılı sonu)

GSMH 3.7 Milyar ABD Doları

Kişi Başı Gelir 498 ABD Doları

Büyüme (reel GSYH) % 8.2

Enflasyon oranı (tüfe ortalama) % 20.1

İhracat 1.141 milyon ABD Doları

İthalat 2724 milyon ABD Doları

İşsizlik oranı % 9.3

Dış Borç 1 milyar 834.6 ABD Doları

Dış Borç / GSMH % 90

Dış Borçların İhracata oranı % 326

Kaynak: Kırgızistan Ülke Raporu, T.C. Başbakanlık, Ekonomik, Ticari, Teknik İşbirliği Daire Başkanlığı, 2008.

GSMH’ın yapısına bakacak olursak; GSMH’ tan tarım % 36.70, sanayi % 15.20, inşaat sektörü % 17.48, ticaret 13.88, % ulaştırma 1.12, iletişim 0.61 ve diğer sektörler % 15.01 pay almaktadır.

Geçiş sürecini yaşayan diğer tüm ülkeler gibi Kırgızistan’da ciddi sorunlar yaşamaktadır. Bunların başında ise Kırgızistan’daki yüksek işsizlik gelmektedir. Ülkede halen işsizlik oranı % 13 – 14’ler seviyesiyle sosyal hayatı etkilemeye devam etmektedir. Ülkede asgari ücret 340 Som olup haftalık çalışma saati 40 saattir. Kırgızistan’da işgücü yaklaşık olarak 2 milyondur. Bunun % 48’i tarımda % 39’u hizmetlerde % 13’üde sanayide çalışmaktadır.993

993 Kırgızistan Ülke Bülteni 2008, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu, DEIK 2008, s.s. 7-11.

II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ

791

Tablo 3: Kırgızistan’da Temel Makro Ekonomik Göstergeler (2000-2007)

2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007

Enf Tüfe % ort 18.7 6.9 2.1 3.0 4.1 4.3 5.6 10.2

GSYH (Milyar $) 1.4 1.5 1.6 1.9 2.2 2.5 2.8 3.7

Reel GSYH Büyüme % 5.4 5.3 0.0 7 7.1 - 0.6 3.1 8.2

İthalat (milyon $) 554 450 572 723 904 1.106 1.792 2.724

İhracat (milyon $) 505 476 488 590 733 687 811 1.141

Döviz Rezervleri (Milyon $)

239 264 289 365 528 570 764 1.107

Döviz Kuru ($:KGS) 47.70 48.38 46.94 43.65 42.65 41.01 40.15 37.32

Kaynak: Economist İntelligence Unit, Kırgızistan Milli İstatistik Merkezi.

Orta Asya devletlerinin kapitalizme uygun yaşamaya başlaması bir yandan da bölgede yoksulluk olgusunu beraberinde getirmiştir. Çünkü kapitalist sistemde gelir dağılımı sosyalist sistemde olduğu gibi adil dağılmamaktadır. Burada önemli olan mümkün olduğu kadar daha fazla gelir dağılımında adaleti sağlamaktır. Dolayısıyla bu amacı gerçekleştirmede en önemli görev devletlere düşmektedir.994 Kırgızistan gelir dağılımı açısından şu şekildedir: Kırgızistan’da nüfusun en fakir %10’u gelirin % 3.2’sini, en fakir % 20’si gelirin % 7.6’sını alırken; ülkede nüfusun en zengin % 10’u gelirin 27.2’sini, en zengin % 20 si ise gelirin 42.5’ini almaktadır. Bilindiği gibi gini katsayısı gelir dağılımındaki adaletsizliği ölçen bir katsayıdır. Gini katsayısı 1’e yaklaştıkça adaletsizlik artmakta sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında adalet artmaktadır. Kırgızistan’da gini katsayısı 0,28’dir.

Kırgızistan’da enflasyon rakamları son yıllarda tekrar yükselişe geçmiştir. 1998 Rusya krizinin de etkisiyle 2000 yılında % 18.7 olan enflasyon (tüfe ort.) 2002’de % 2.1’e kadar düşürülmüştür. Fakat son yıllarda enflasyon Kırgız ekonomisi için tekrar sorun olmaya başlamış 2006 yılında enflasyon % 5.6’ya 2007 yılında ise % 10.2’ye yükselmiştir. Kırgızistan ekonomisinin tarım ağırlıklı bir yapıya sahip olması sonucu 2007 yılında dünya genelinde

994 YÜCE, Mehmet ve ÖZBEK, Ferhat. “Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde Sosyo – Ekonomik Boyutlarıyla Yoksulluk Olgusu Üzerine Bir Değerlendirme”, 2007, s.18.

II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ

792

görülen gıda fiyatlarındaki kriz Kırgızistan’ı da derinden etkilemiş ve 2007 yılında enflasyonu % 10’ların üzerine kadar ilerletmiştir. Bunda en büyük nedenlerden birisi de buğday ve sıvı yağ fiyatlarındaki aşırı artışlardır. Örneğin Kırgızistan’da 2007 yılında ekmek, unlu ürünler ve tahıl fiyatları % 62 oranında artmıştır.

Kırgızistan ekonomisi 2007 yılını % 8,2’lik büyümeyle kapatmıştır. Kırgızistan bağımsızlığını ilan ettikten sonraki ilk yıllarda önemli oranda reel küçülme yaşamıştır. Şöyle ki 1991 – 1995 yılları arasında ülke % 50 oranında küçülme yaşamıştır. Kırgızistan ekonomisinin tekrar büyümeye başlaması 1995 sonu 1996 yılı başlarında gerçekleşmiştir. 1996 yılında yaşanan büyümenin nedeni olarak tarımsal üretimdeki artış ve Kumtor altın madenlerinin hizmete sokulması gösterilmektedir. Kırgız ekonomisi 1997 ve 1998’i büyümeyle gerçekleştirmiş fakat 1998 yılında patlak veren Rusya Krizi Kırgızistan ekonomisini de etkileyerek üretimin tekrar düşmesine neden olmuştur. 1999 yılından sonra tekrar tarım ağırlıklı olmak üzere ve altınında etkisiyle Kırgız ekonomisi 1999-2001 arasında % 4.6 oranında büyüme gerçekleştirmiştir.

2002 yılında Kumtor altın madeninde bir kaza meydana gelmiş ve üretim durmuştur. Bu durum ise Kırgızistan ekonomisine büyük darbe vurmuş ve üretim bir önceki yıla göre % 30 oranında düşüş gerçekleştirmiştir. 2003 yılında Altın madeninin tekrar eski seviyesine ulaşması ve dünya altın fiyatlarındaki artış sayesinde Kırgızistan ekonomisi % 6.7 oranında büyümüş bu büyüme ertesi yılda sürmüş ve 2004 yılında ise % 7.1’e ulaşılmıştır.

Ekonomisinin altına bağlı olması Kırgız ekonomisi için her zaman kendini göstermeye devam etmiştir. Nitekim altın üretiminin 2005 yılında da düşüş göstermesi Kırgız GSYH’sını % 0.6 oranında küçültmüştür. Kırgız ekonomisi 2006 yılında % 3.1 ve 2007’de ise % 8.2 büyüme gerçekleştirmiştir.

Kırgızistan dağlık bir ülke olduğundan dolayı ekonomisi ağırlıklı olarak tarıma dayanmaktadır. Kırgızistan’ın başlıca ürettiği tarım ürünleri tütün, pamuk, patates, sebze, üzüm, meyve ve çilek ve kirazdır. Ülkede hayvancılık ise genelde koyun, keçinin yanı sıra sığır şeklindedir. Ayrıca ülkede hayvancılık üzerinden en fazla yün üretimi yapılmaktadır.

Ülkenin endüstriyel olarak ihraç ürünlerinden en önemlileri; doğalgaz, altın, cıva, uranyum ve elektriktir. Kırgızistan’da ihracat rakamları 2002 yılından bu yana artış göstermektedir. 2000 yılında 505 milyon dolar olan toplam ihracat, 2001’de 476 milyon dolara düşmüş sonraki yıllarda ise sırasıyla 2002’te 488, 2003’te 590, 2004’te 733 milyon dolara yükselmiştir. 2005 yılı İhracat rakamlarını da etkilemiş büyümedeki azalmanın ardından Kırgızistan ihracatı da 687 milyon dolara düşmüştür. 2006 yılında ihracat tekrar artış göstermiş 811 milyon dolar olmuştur. Bu artış 2007 yılında da devam etmiş ve Kırgızistan 2007 yılını 1.141 milyon dolar ihracatla kapatmıştır.

1991 yılı aralık ayında Sovyetler Birliği’nden ayrıldıktan sonra ihracat sıkıntısı yaşayan ülke 1995 ortalarında üretim artışı sağlamış ve ihracatında artış gerçekleştirmiştir. İhraç ürünlerinin içinde ise en ağırlıklı olarak altın madeni yer almaktadır. Bu gelişme Kırgızistan ekonomisinde mevcut olan açık pozisyonunu da etkilemiştir. Şöyle ki ülke 2006 yılında neredeyse harcamalar ile gelir arasındaki açık kapanacak kadar birbirine yaklaşmıştır. Kırgızistan hükümeti ve uluslararası mali kurumlar arasında 2005 yılında orta dönemli yoksulluğu azaltıcı ve ekonomik büyüme stratejisi Bişkek’te imzalanan antlaşma ile yürürlüğe girmiştir. Bu sayede ülke gelecek dönemler için yabancı yatırımları artırma ve yerel sanayinin

II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ

793

üretim gücünün artırılmasını sağlamaya çalışmıştır. Böylelikle Kırgızistan son yıllarda ekonomik olarak ilerleme kaydeden bir ülke konumuna geçebilmiştir. Kırgızistan’ın ihracat partnerlerine bakacak olursak; ülke ihracatının % 35,6’sı Birleşik Arap Emirlikleri (UAE), % 18,6’sı Rusya, % 13.42’ü Çin ve % 13’ü Kazakistan iledir. Bütün bunların yanında ayrıca mal ve hizmet ihracatı ülke gayrisafi milli hâsılasının % 39.03’ü oranındadır.

Kırgızistan’ın ithalatı 2002 yılından bu yana artarak devam etmektedir. 2000 yılında 554 milyon dolar olan ithalat 2001 yılında azalmış ve 450 milyon dolara düşmüştür. Bu tarihten sonra ithalat rakamları sırasıyla 2002’de 572, 2003’te 723, 2004’te 904, 2005’te 1.106, 2006’da 1.792 ve 2007’de ise 2.724 milyon dolara yükselmiştir. Ülke ithalatının % 43’ü Çin ile, % 19.7’si Rusya ile, % 12.1’i Kazakistan ile ve % 4.4’ü Türkiye iledir. Ülkede başlıca endüstriyel ürünler; küçük makineler, tekstil, ayakkabı, buzdolabı, mobilya, elektrikli motor, altın, nadiren de olsa diğer doğal madenler.995

Kırgızistan’da önemli bir giyim pazarı bulunmakta ve bu pazarda satılan ürünlerin önemli bir oranı yabancı ürünlerden oluşmaktadır. Bu yüzden Kırgızistan yerli üretimi teşvik edecek politikalar uygulamalıdır. Örneğin yerli üretimi artıracak sanayi kuruluşlarının kurulması teşvik edilmelidir.996 Ayrıca gerekli yasal ve hukuki süreçler tamamlamalı ve vergi kolaylığı gibi sübvansiyonlar artırılmalıdır.

Kırgızistan’da başta küçük ölçekli işletmelerin gerçekleştirdiği ticaret başta olmak üzere hizmet sektörü ekonomide en büyük paya sahiptir. Fakat bunun yanında ülkede kayıt dışı ekonomide oldukça büyük oranlardadır.

Kırgızistan’da hem mali istikrarı sağlamak için bütçe alanında yürütülen politikalar ve hem de yüksek enflasyonu azaltabilmek için bütçe sıkı biçimde uygulanmıştır. Bağımsızlığın ilk yıllarında bütçe alanındaki reformlar istenen sonucu vermemiştir. Çünkü 1991’e kadar bütçe açığı problemi Sovyetler Birliği’nin bütçesinden gelen mali yardımlar ile çözülmeye çalışılmıştır. Oysa bağımsızlık sonrasında merkezden gelen mali yardımların durması devlet bütçesini negatif yönlü etkilemiştir. Örneğin bütçe 1993 – 1994 yıllarında % 7, 1995’te ise % 12 oranında açık vermiştir. bU tarihlerde Kırgızistan gelişmiş ülkelerin uyguladığı vergi ve bütçe reformlarını yaparak sıkı bütçe politikası uygulamış ve 1996’da bütçe açığı % 5’lere düşmüştür. İlerleyen dönemde Kırgızistan sıkı bütçe politikasının sonucunu almış 2001 yılında bütçe 0.4 oranında fazla vermiştir. 2002, 2003 ve 2004 yıllarında çok az olan bütçe açığı 2005’te yerini 0.8 oranında bütçe fazlasına bırakmıştır.997

Kırgızistan ve Türkiye’nin ikili dış ticaret hacmi toplam 36.9 milyon ABD Dolarıdır. Kırgızistan’ın Türkiye’den ithalatı 2004 yılı itibariyle 25.1 milyon ABD Doları iken Kırgızistan Türkiye’den başlıca kazanlar, makineler, halılar, elektrikli makineler, plastikler ve sabun ithal etmektedir. Kırgızistan’ın Türkiye’ye ihracatı ise 9.5. milyon ABD Dolarıdır. Kırgızistan Türkiye’ye başlıca ham postlar, pamuk, ipek, sebze, yağlı tohum, meyve, yapağı ve yün ihraç etmektedir.

995 ILO (International Labour Organization). 2002. Key Indicators of the Labour Market 2001-2002. February 2002 996 OKTAY, Kutay. Kırgızistanda’ki Tüketicilerin Giyim Tercihleri Üzerine Bir Araştırma “Kırgızistan – Türkiye Manas Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi”, Sayı :15, Yıl: 2006, s. 209. 997 ÖZTÜRK, a.g.e., s.53.

II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ

794

2.3. Kırgızistan’daki Başlıca ekonomik Sektörlerin Analizi

Orta Asya’da dağlık bir coğrafyada yer alan Kırgızistan ekonomisin temeli tarım ve doğal kaynaklara dayanmaktadır. Ülkenin başlıca tarım ürünleri pamuk, tütün ve yün iken uranyum, altın, doğalgaz ve elektrik üretimi de yapılmaktadır. Aşağıdaki tabloda Kırgızistan GSYİH’ sının sektörler itibariyle oranları görülmektedir:

Tablo 4: Sektörler İtibari İle GSYİH (2006)

Tarım % 36.6

Madencilik ve Sanayi % 17.5

İnşaat % 3.3

Taşımacılık ve İletişim % 7.1

Ticaret % 20.1

Diğer % 15.4

Kaynak: The Economist İntelligence Unit, Kyrgyz Republic Country Profile, 2005.

Tarım: Dağlık bir ülke olan Kırgısiztan’da en önemli sektörlerden birisi tarım olmuştur. 2007 yılı sonunda tarımın GSYİH’daki payı % 29 olarak gerçekleşmiştir. Bağımsızlığını ilan eden devletler içinde tarım üretimini artırmayı başaran tek ülke konumunda olan Kırgısiztan’da üretimin % 40’ı özel sektöre ait çiftliklerde gerçekleştirilmektedir. Devletin üretimdeki payı ise sadece % 5’tir. Geri kalan üretim ailelere ait tarlalarda yapılmakta olup, sanayi sektörünün küçüklüğünden doğan iş gücü tarım sektörü tarafından istihdam edilmektedir.

Ülkede buğday üretimi hemen hemen tarım üretiminin yarısını teşkil etmektedir. Ayrıca tütün, şeker pancarı, pamuk, meyve ve sebzede önemli oranda üretilmektedir. Kırgızistan’da yatırım eksikliği ve devletin zirai ekipman araç ve gereçlerini karşılamakta zorlanması tarımsal üretimin düşük kalmasını ve çiftçi gelirlerinin düşmesine neden olmuştur.

Enerji: Ülkede sınırlı miktarda petrol ve doğalgaz bulunmakla birlikte petrol üretimi iç talebin ancak % 15’ini karşılamaktadır. Ayrıca doğalgaz ve petrol boru hatları da ülke talebini karşılamakta yetersiz kalmaktadır.

Kırgızistan elektrik üretiminde ise bölgede Rusya ve Tacikistan’dan sonra üçüncü sırada yer almaktadır. Kırgızistan elektrik üretimini ağırlıklı olarak hidroelektrik santrallerinden elde etmektedir. Ülke ekonomisi için bu sektörün gelecek vaat eden potansiyele sahip olduğu söylenmektedir.

Tekstil: Ülkedeki pamuk, yün ve ipek işleyen işletmeler büyük ölçüde özelleştirilmiştir. Bu üretim kollarına genellikle sanayi sektörüne hakim büyük ölçekli

II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ

795

işletmeler hakimdir. Ülkenin en önemli üretim merkezi yün ve kumaşta Bişkek ve Tokmak, pamuklu kumaş ve ipekte Oş kentidir.

İnşaat: 2007 yılı sonu itibariyle Kırgızistan’da inşaat yatırımları 677.4 milyon dolar tutarında gerçekleşmiştir. Bu tutarın % 81’i öz kaynaklardan % 18’i ise yabancı yatırımlardan sağlanmaktadır. Bundan sonraki yıllarda artan talebe bağlı olarak Kırgızistan’da inşaat sektörünün hızlı bir büyüme trendine girmesi beklenmektedir. Bu amaçla Kırgızistan son yıllarda inşaat sektörü malzemelerine olan yatırımlarını da artırmaktadır.

Bankacılık ve Finans: Kırgız banka ve finansal piyasası Rusya krizinin ardından bugün toparlanma sürecindedir. Kriz sonrası birçok banka kapanmak zorunda kalmıştı. Fakat 2007 yılında ödeme sistemi ile ilgili olarak yapılan yeni reformlarla birlikte Kırgızistan’da toplam işlem hacmi % 40 oranında artmıştır. 2007 yılı itibariyle Kırgızistan’da 22 ticari banka, 318 döviz bürosu 400 adet mikro kredi şirketi bulunmaktadır.

Sanayi ve Madencilik: Ülkede sanayi sektöründe en önemli faaliyet gıda işletme alanındadır. Dış yatırımın en fazla geldiği sektörde yine gıda sektörüdür. Fakat genel olarak baktığımızda birçok malın Rusya’dan ithal edilmesi nedeniyle sanayi sınırlı düzeyde kalmıştır. 2007 yılında sanayi üretimi % 7.3 artış göstererek 1.65 milyar dolar civarında gerçekleşmiştir. Altın ve gıda işleme haricinde imalat sektöründe gaz ve su üretim ve dağıtım faaliyetleri göze çarpmaktadır. Bunun yanında Kırgızistan’da sanayi ağırlıklı olarak yün, pamuk ve ipek üretimine dayalı olarak hafif sanayi sektörüne yönelik gerçekleşmektedir. Ülkede diğer önemli sanayi ürünleri ise yünlü dokuma, deri işleme, makine ve madenciliktir.

Madencilik ve metalürji ise Kırgızistan’ın en önemli sanayi sektörüdür. Bu sektör neredeyse sanayi sektörünün yarısını oluşturmaktadır. Özellikle altın sanayi önemli bir yere sahiptir. Ülke dünyanın onuncu büyük altın üreticisi ve ihracatçısıdır. Ayrıca Kırgızistan, kömür, mermer, cıva, bakır, uranyum, molibden, gümüş ve antimuan ve bazı mineral yataklarına sahiptir.998

IV. Sonuç

Geçiş ekonomileri içerisinde önemli bir yeri olan Kırgızistan henüz istikrarlı ve uzun vadede ekonomik büyümeyi hızlandıracak yapısal politikalara ulaşamamıştır. Ülkenin altın sektörü haricinde en önemli imalat kalemleri tekstil ve konfeksiyonla sınırlıdır. Globalleşen dünyada gelişen pazar ekonomisi ülkelerin büyüme için daha fazla ve aranan mallar üretmesi gerektiğini gösterdiği bir dünyada Kırgızistan hızla siyasal, ekonomik ve hukuki yapısal reformlarını gerçekleştirmelidir.

Kırgızistan ekonomisi ağırlıklı olarak tarıma dayalı olmakla birlikte ülkenin en büyük gelir kaynağından biriside altın madenleridir. Dolayısıyla gerek gıda fiyatlarındaki istikrarsızlık ya da üretimde meydana gelen daralma gerekse de altın fiyatlarındaki değişmeler ya da ülke rezervlerinde hareketler Kırgız ekonomisini derinden etkilemektedir. Kırgızistan son yıllarda turizmde ivme kazansa da henüz istenilen gelir düzeyine ulaştığı söylenemez. Kırgızistan ekonomisinin yapısal olarak daha sağlam yere basabilmesi için mutlaka sanayi, ticaret ve turizm gibi alanlarda gelişimini sağlaması gerekmektedir. Çünkü Kırgızistan’ın tek

998 Kırgızistan ülke bülteni 2008, s.s. 9-15.

II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ

796

bir altın madenine bu denli bağlı olması olası bir maden kıtlığında Kırgızistan ekonomisini içinden çıkılmaz bir duruma sokacaktır.

Diğer Orta Asya ülkeleri ile karşılaştıracak olursak Kırgızistan piyasa ekonomisine geçiş açısından en fazla liberal reformları uygulayan ülke olmuştur. Ulusal paranın konvertibilitesi ve faiz oranlarında liberalizasyon sağlanmış, özelleştirmeye ağırlık verilerek özel sektörün ekonomiye daha fazla katılması teşvik edilmiştir. Kırgızistan dünya ile bütünleşmeye hız verecek gerekli siyasal, sosyal ve ekonomik yapılanmayı sağlarsa bölgede hak ettiği yerlere daha çabuk gelebilecektir.

Kırgızistan ekonomisi son yıllarda yaşadığı olumlu gelişmelere rağmen süregelen bazı sorunları da aşmaya çalışmalıdır. Bu sorunların en başında yeterli düzeyde mali gelir elde edememesi nüfusun yaşadığı önemli yoksulluk olgusudur. Ülke büyük ölçüde imalat sanayi ürünleri ithalat eder konumundadır. Bu yüzden hızla sanayileşmeye ağırlık verilmeli ve başta telekomünikasyon ve enerji yatırımları artırılarak doğal kaynaklar etkin bir şekilde kullanılmalıdır.

KAYNAKLAR

ACARTÜRK, Ertuğrul. “Geçiş Ülkelerinde Devletin Ekonomik Rolü Yabancı Sermaye ve Özelleştirme: Kırgızistan Örneği” 2004, www.econturk.org.

AĞDAŞ, Oktay, “Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’nin Bağımsızlık Sonrası Temel Makro Ekonomik Göstergeler Açısından Değerlendirilmesi”, Kırgızistan – Türkiye Manas Üniversitesi, SBE, İktisat Anabilim Dalı, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, 2006.

AKALIN, Güneri, “Piyasa Ekonomisinin Nesrindeyiz?”, http://www.tisk.org.tr/isveren_sayfa.asp?yazi_id=791&id=47, (01.08.2008).

ALTAY, Asuman, “Geçiş Ekonomilerinde Devletin Ekonomik Rolleri, Görevleri Ve Kobi’lerin Durumu”, http://w.ww.econturk.org/Turkiyeekonomisi/gecis.pdf, (10.08.2008).

BENLİ, Oya. “Kırgızistan Ülke Profili”, T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, 2006.

ILO (International Labour Organization). 2002. Key Indicators of the Labour Market 2001-2002. February 2002.

KIRGIZİSTAN ÜLKE BÜLTENİ, 2008, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu, DEIK 2008.

OKTAY, Kutay. Kırgızistanda’ki Tüketicilerin Giyim Tercihleri Üzerine Bir Araştırma “Kırgızistan – Türkiye Manas Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi”, Sayı :15, Yıl: 2006.

ÖZTÜRK, Alparslan. Bütçe ve Para Politikalarının Makro ekonomik Etkileri ve Kırgızistan Üzerine Analizi “Kırgızistan – Türkiye Manas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü”, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, 2006.

ÖZDENOĞLU, Selda. “Kırgız Cumhuriyeti”, T.C. Başbakanlık, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı Yayınları, 2005.

II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ

797

RAMAZANOĞLU, Geybula ve ACAR, İ. Attila, “Bir Geçiş Ekonomisi Örneği Olarak Kırgızistan: Siyasi, Ekonomik ve Toplumsal Yanaşımlar”, http://fbe.emu.edu.tr/journal/doc/78/21.pdf, (10.08.2008).

SARSILMAZ, Filiz, “Kırgızistan’ın Makro Ekonomik Analizi”, http://sbe.manas.kg/tr/images/pdf/tezler/iktisat/FILIZSARSILMAZ.pdf, (10.08.2008).

SEYİDOĞLU, Halil, “Ekonomik Terimler Ansiklopedik Sözlük”, Güzem Yayınları, No:4, Ankara, 1992.

SOLAK, Fahri. Türkiye Orta Asya Cumhuriyetleri Dış Ticaret İlişkilerinin Gelişimi. “Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi” sayı: 18, İstanbul: 2003.

UNDP (2005) , Human Development Report.

http://www.genclikpostasi.org/insanigelismeraporunedir.pdf 17.08.2008

http://www.ekodialog.com/Konular/planlam_kalkinma.html, (08.08.2008).

http://www.ekonomist.com.tr/apps/dictionary.app/dictionary.php?searchstring=P&dict=es.dict, (09.08.2008).

http://tr.wikipedia.org/wiki/Serbest_piyasa_ekonomisi, (04.08.2008).

YAVUZ, H. Bilgehan, “Geçiş Ekonomilerinde Ekonomik Büyüme”, http://www.icisleri.gov.tr/_icisleri/TurkIdareDergisi/UpLoadedFiles/HasanBilgehanYavuz%2089-105.doc, (15.08.2008).

YÜCE, Mehmet ve ÖZBEK, Ferhat. “Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde Sosyo- Ekonomik Boyutlarıyla Yoksulluk Olgusu Üzerine Bir Değerlendirme”.