i̇ş kazaları ve güncel geli̇şmeler 2014

45
Muhammet Emin BAYRAK

Upload: eminbayrak

Post on 20-Jul-2015

236 views

Category:

Business


0 download

TRANSCRIPT

Muhammet Emin BAYRAK

İŞ KAZALARI

Ölüm Ve Bedensel Zarar Hallerinde Karşılananlar

Sigorta Girişi Olmayan İşçinin İş Kazası Halinde Durumu

İşveren Hangi Halde Sorumlu Olmaz

İŞ KAZASI NEDİR?

İş Kazasının Bildiriminden Kimler Sorumludur?

İş Kazası ve Meslek Hastalığında Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu

Nedir?

İş Kazasında Sigortalının Yükümlülüğü

İş Kazalarında Yapılacak Adli ve İdari İşlemler

İŞ KAZALARI VE MESLEK HASTALILARINA İLİŞKİN SGK

VERİLERİ

Verilere Göre En Çok İş Kazaları

İŞ KAZASINDA MADDİ TAZMİNAT DAVASI ÖRNEĞİ

Yargıtay Kararları

İŞ KAZALARINA İLİŞKİN KÜRESEL ÖLÇEKTE KISA BİR

DEĞERLENDİRME

4857 sayılı iş kanunumuz 77.

maddesinde işverenler iş yerlerinde iş sağlığı

ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her

türlü önlemi almak, araç ve gereçleri

noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı

ve güvenliği konusunda alınan her türlü

önleme uymakla yükümlüdürler

6098 sayılı Yeni Borçlar Kanunumuzun 49. maddesinde

kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar

veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.

Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa

bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren

de, bu zararı gidermekle yükümlüdür. 50.madde

de “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu

ispat yükü altındadır. “demektedir.

1. Cenaze giderleri.

2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi

giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya

da yitirilmesinden doğan kayıplar.

3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu

sebeple uğradıkları kayıplar.

1. Tedavi giderleri.

2. Kazanç kaybı.

3. Çalışma gücünün azalmasından ya da

yitirilmesinden doğan kayıplar.

4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan

kayıplar.

Manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani

zarara uğrayan kişiye aittir. Yansıma yoluyla aynı eylem

nedeniyle manevi üzüntü duyanlar manevi

tazminat isteyemezler.

Ancak; cismani zarar kavramına ruhsal bütünlüğün ihlali

sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği bu

maddelerde sadece maddi sağlık bütünlüğünün değil

ruhsal ve sinirsel bütünlüğünde korunduğu öğretide

ve Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir.

Eğer bir kimse, kazadan bir saat önce işe alınmış olsa

bile, 506 sayılı yasaya göre “sigorta” kapsamında bir

işçidir. Hizmet akdi niteliğinde, zaman ve bağımlılık

unsurlarını içerecek biçimde işe başlatılan bir

kimse SGK 'ya bildirilmemiş ve henüz sigorta sicil

numarası almamış olsa dahi yasa kapsamında korunan

bir işçi durumundadır. Henüz sigorta kaydının

bulunmaması, olayın bir iş kazası sayılmasına engel

değildir.

Eğer işçi sigortaya kayıt ettirilmeden iş

kazası geçirmişse, 506 sayılı yasanın 10.maddesine

göre işveren sorumlu tutulmaktadır. Açıklanan bu

nedenlerle, dava konusu iş kazası ile ilgili olarak

ilgili SSK Sigorta Müdürlüğü’ne duyuruda

bulunulurken, yalnızca işveren şirketin ad ve

unvanının bildirilmesi ve kaza ile ilgili tüm tutanak ve

belgelerin dilekçeye eklenmesi yeterlidir.

İşverenin kusurlu eylemi ile zarar arasında uygun

bir illiyet( Ortaya çıkan zarar ile failin davranışı

(fiil) arasındaki bağlantı) bağı yoksa işverenin

sorumluluğundan söz edilemez.

Kusurlu olmadığı halde işvereni, meydana gelen

zarardan sorumlu tutmak adalet ve hakkaniyet

duygularını incitir. Yargıtay Hukuk Genel

Kurulunun 18.03.1987 tarih ve 1986/9-722

Esas, 203 sayılı kararı da aynı doğrultudadır.

Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,

İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına

bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,

Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere

gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,

Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılan emziren kadın

sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,

Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında,

meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özüre uğratan

olaydır.

İş kazasının, kazalı işçiyi çalıştıran işveren

tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine

derhal ve Kuruma da en geç kazadan

sonraki 3 iş günü içinde bildirilmesi

zorunludur. Bu bildirim işveren tarafından

yerine getirilmemiş ise bildirim kazalı işçi

tarafından yerine getirilmelidir.

İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların

sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi

sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak

sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması

gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk

peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin

işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere,

Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun

tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır.

Sigortalı, uğradığı iş kazasını en geç kazadan sonraki iki

gün içinde işveren veya Kuruma bildirmekle yükümlüdür.

Sigortalıya, uğradığı iş kazasını işveren veya Kuruma

bildirme yükümlülüğü getirilmesine karşın, bildirme

mecburiyetinin yerine getirilmemesine herhangi bir

müeyyide öngörülmemiştir. Dolayısıyla, bu görevini yerine

getirmeyen sigortalılar hakkında herhangi bir işlem

yapılması mümkün değildir.

Bir iş kazasında işverenin sorumluluğundan

bahsedebilmek için iki şart aranabilir.

İlki işçinin kaza sırasında işverenin otoritesi altında

bulunup bulunmadığıdır.

İkinci şart ise; kazanın doğrudan doğruya veya dolaylı

olarak işin yarattığı bir tehlike veya işverenin

üstlendiği koruma borcuna aykırı davranış sonucu

olması şartının bulunmasıdır.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatına uymayan

işveren iş kanununun 'Ceza Hükümleri ' başlığı

taşıyan 97-108 nci maddelerinde belirtilen

cezalara muhatap olacaktır.

Bu cezalar idari nitelikte cezalar olup,

uygulanması için kaza meydana gelmesi

gerekmez.

Iş verenin sağlık ve güvenlik tedbirlerine uymaması, suçun oluşması için

kafidir.

Cezalar hayati tehlike arz eden noksanların bulunması halinde noksanlar

giderilinceye kadar işin bir bölümünü durdurma veya kapatma şeklinde

veya idari para cezaları şeklinde uygulanır.

idari para cezaları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı

Bölge Müdürlüklerince verilir, bu cezalar mahalli Sulh Ceza

Mahkemeleri nezdinde itiraz edilebilir. Mahkemece verilen cezalar

kesindir.

Kazaya uğrayan sigortalıya kurum sağlık tesislerince işe el

konuluncaya kadar ( S.S.K sağlık tesislerine işyeri vizite kağıdı

ile ulaşacağı ana kadar) sağlık durumunun gerektirdiği sağlık

yardımlarının (İşyeri doktoru işyerinde ise işyeri doktorunca,

sağlık memuru varsa o an için yapılabilecek ilk müdahale) yapılır.

Görgü şahitlerinin ifadesi alınarak işverence 3 nüsha halinde

olayın tafsilatlı bir şekilde tutanağa geçirilir. Tutanak işveren

veya vekili ve görgü şahitlerince imzalanır.

Kazanın meydana geldiği yer zabıtasına (Jandarma veya Emniyet Birimleri

) derhal yazı ile bildirilir.

Sosyal Sigortalar Kurumu ilgili Sigorta Müdürlüğüne kaza anından

itibaren en geç 2 gün içinde yazılı bildirimde bulunulur.(Bu bildirim

Vizite kağıdı ile yapılır.)

Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı ilgili Bölge Müdürlüğüne kaza anından

itibaren en geç 2 gün içinde yazılı bildirimde bulunulur.(Bu bildirim iş

Kazası Bildirim Formu ile yapılır.)

Kurum Müfettişlerince soruşturmanın yapılacağı

düşünülerek; işçinin fiilen işe başlamadan

kendisinden alınan veya işyeri doktorunca tanzim

edilen doktor raporu (iş ağır ve tehlikeli işe giriyorsa,

akciğer grafisi ve kan grubu tespit edilmiş "Ağır ve

Tehlikeli İşlerde Çalışabilir" raporu ) ve iş kazası

anında işverence tutulmuş bulunan tutanağın bir

nüshası ayrı bir dosyada dosyalanır.

İş kazası Cumhuriyet Başsavcılığına intikal

etmiş ise Başsavcılıkça istenilen belgeler bir

dosya halinde bu makama gönderilir.

Faaliyet grupları bazında sıralama yapıldığında,

2011 yılında en fazla iş kazasının 9 bin 217

(yüzde 13,3) kaza ile Kömür ve Linyit Çıkartılması

faaliyetinde yaşandığı görüldü.

Bunu 7 bin 268 (yüzde 10,5) kaza ile Makine ve

Teçhizatı Hariç Fabrikasyon Metal Ürünleri

İmalatı, 5 bin 272 (yüzde 7,6) kaza ile Ana Metal

Sanayi izledi.

Meydana gelen iş kazalarının sayısı ile

sektörde istihdam edilenlerin sayısının bir

arada değerlendirildiği standardize iş kazası

oranına göre de en sık kaza Kömür ve Linyit

Çıkartılması faaliyetinde meydana geldi.

En fazla iş kazasının yaşandığı iller sıralamasında ilk üç

sırayı İstanbul (9 bin 303), İzmir (7 bin 852) ve Manisa (5

bin 629) aldı. Bu illeri 5 bin 450 kaza ile Bursa, 4 bin 738

kaza ile Kocaeli izledi. 81 ilin 78’inde ölümlü iş kazasının

meydana geldiği 2011 yılında, sadece Ardahan, Kars ve

Kilis’te ölümlü iş kazası yaşanmadı. İl bazında meslek

hastalığı dağılımına göre ise en çok meslek hastalıkları

sırasıyla Kütahya (278), Zonguldak (159), Ankara (154) ve

İstanbul’da (47) teşhis edildi.

Yaşanan iş kazalarının en önemli nedenleri;

bir veya birden fazla cismin sıkıştırması,

ezmesi, batması ve kesmesi, düşen cisimlerin

çarpıp devirmesi, kişilerin düşmesi ve

makinelerin sebep olduğu kazalar şeklinde

sıralandı. Bu nedenlerle yaşanan kazalar,

toplam kazaların yüzde 80’ini oluşturdu.

İş kazaları sonucu oluşan yaranın vücuttaki yeri

bakımında sınıflandırmaya göre parmaklar 15 bin

133 yaralanma ile ilk sırada yer alırken, bunu 14

bin 346 ile eller takip etti. Veriler, toplam

kazaların yüzde 53’ünün üst ektremitelerde

(Omuz ve omuz eklemleri, kol ve dirsek, bilek,

parmaklar, eller gibi) yaralanma ile

sonuçlandığını gösterdi.

Yaş gruplarına göre dağılımda 25-29 yaş

grubundakilerde,

İşyerinde çalışan sigortalı sayılarına göre 1-3

arası işçi çalıştırılan işyerlerinde,

İşçinin son işveren nezdindeki çalışma

süresine göre 3 ay-1 yıl arası kıdemlilerde, 3.

iş saatinde yaşandı.

Sonuçlara göre 2011 yılında iş kazalarında en

yüksek ölüm 304 ile “Bina İnşaatı” faaliyet

grubunda meydana geldi. Bunu 194 ile Kara

Taşıma ve Boru Hattı Taşımacılığı, 148 ile

Özel İnşaat Faaliyetleri izledi.

İlki 2007 yılında yapılan “İş Kazaları ve İşe Bağlı Sağlık Problemleri”

konulu araştırma, Hanehalkı İşgücü Anketi ile birlikte ülkemizde ikinci

defa 2013 yılı Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında, gerçekleştirilmiştir.

Araştırma sonuçları, uygulama dönemi itibariyle istihdamda olan veya

son 12 ay içinde bir işte çalışmış olan fertlerin, son 12 ay içinde herhangi

bir iş kazası geçirip geçirmedikleri veya referans haftasında istihdam

edilen ya da geçmişte çalışmış olanların son 12 ay içinde işe dayalı bir

sağlık probleminin etkilerine maruz kalıp kalmadıklarına ilişkin bilgiler

vermektedir.

Son 12 ay içerisinde çalışmış olanların %2,3’ü

bir iş kazası geçirdi

Türkiye genelinde son 12 ay içinde istihdam

edilenlerden %2,3’ü bir iş kazası geçirdi. Bu

oran erkeklerde %2,8 iken, kadınlarda %1,3

olarak gerçekleşti. Toplam iş kazası

geçirenlerin %81,6’sını erkekler oluşturdu.

İş kazası ve meslek hastalığı sonucu ruhen ve bedenen zarar gören işçi,

işveren aleyhine maddi tazminat davası açma hakkına sahiptir.

İşverenin kendisine bağımlı olarak çalışan işçisini koruma ve gözetme

borcuna aykırı hareket etmesi sonucunda iş kazası veya meslek

hastalığına maruz kalan işçi, Borçlar Kanunu’nun 46. maddesi gereğince

işvereninden sadece uğradığı cismani zararı için tedavi giderlerinin

karşılanmasını değil, aynı zamanda ileride ilerde iktisaden

karşılaşabileceği mağduriyetinden doğabilecek zarar ve ziyanın

masraflarını da talep etme imkanına sahip bulunmaktadır.

Yargıtay kararlarında ağırlıklı birçok karar

çalışanın lehinedir.

Birçok örnek karar da Çalışanın doğru beyanda

bulunması şartıyla hakim kararını işçi yönünde

kullanmıştır.

Çalışanın haklı görülmesiyle hakim tazminat

kararlarını hukuka uygun çerçevede kabul ederek

onaylamıştır.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre dünya çapında;

Her 15 saniyede bir, bir işçi, iş kazası veya meslek hastalığı

kaynaklı nedenlerle ölmekte,

Her 15 saniye içerisinde ise yaklaşık 160 işçi iş

kazasıgeçirmektedir. Bu da yılda global ölçekte yılda 300 milyon

iş kazası ve 300 bin civarında ölüm olayının gerçekleştiği

anlamına gelmekte; bunların büyük kısmı da iş ve işgücü kaybına

yol açmaktadır. İş ve meslek kaynaklı ölümlerin % 14’ü doğrudan

iş kazası şeklinde gerçekleşmektedir.

Kötü ve eksik iş sağlığı ve güvenliği

uygulamalarının ekonomik yükünün her yıl

küresel Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın yüzde 4’ü

olarak gerçekleştiği tahmin edilmektedir.

Dünya ölçeğinde gerçekleşen iş kazaları

istatistikleri ne yazık ki halen çok yetersiz olup,

büyük ölçüde tahmini verilere dayanmaktadır.

Örneğin bu konuda en güncel veri olan “ILO-

2008 Yılı İş Kazası Olayları” bildirimlerine göre;

düşük/orta gelirli Doğu Akdeniz ülkelerinde

hiçbir ölümlü iş kazası gerçekleşmemiştir (!).

Söz konusu sayı, Uzakdoğu’da yalnızca 81,

Afrika’da ise 759’dur. Resmi rakamlara göre; tüm

dünyada gerçekleşen ölümlü iş kazası sayısı

21.604 olup, bunların yarıdan fazlasının yüksek

gelir grubu ülkelerinde gerçekleştiği

anlaşılmaktadır. Bununla birlikte; bu rakamların

gerçek durumun oldukça uzağında olduğu apaçık

ortadadır.

2010 yılı istatistiklerine göre; ABD’de toplam 370.130

yaralanmalı ve 4.690 adet ölümlü iş kazası (910 adet trafik

iş kazası, 609 adet yüksekten düşme ve 432’si cinayet,

kalanı diğer olaylar şeklinde tasnif edilmiştir) meydana

gelmiştir. SGK verilerine göre ise aynı yıl ülkemizde 65.619

adet iş kazası (1.096 adedi ölümlü) gerçekleşmiştir.

Geçtiğimiz yıl (2011) rakamı ise % 10 civarında bir artışla

71.074 adet olmuştur. 2011 yılı içinde en çok iş kazası

gerçekleşen iller sırasıyla; İstanbul, İzmir ve Manisa’dır.