islam'da ll aile ve Çocuk terbiyesiktp.isam.org.tr/pdfdrg/d149237/2005/2005_coskuns.pdfnin eğitim...

13
ll " ISLAM'DA AILE ve ÇOCUK TERBIYESI (II) o

Upload: others

Post on 29-Dec-2019

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • ll "

    ISLAM'DA •

    AILE ve ÇOCUK • •

    TERBIYESI (II)

    o

    İstanbul2005

  • {Qj ~

    ENSAR NEŞRİYAT Ticaret Anonim Şirketi

    © Tebliğierin muhteva ve dil bakımından sorumluluklan tebliğ sahibine, telif haklan İSAV'a eserin her türlü basım hakkı anlaşmalı olarak Ensar Neşriyat'a aittir

    ISBN : 975-6794-39-9

    İslami İlimler Araşhrrna Vakfı Tarhşmalı İlmi Toplanhlar Dizisi: 18

    Kitabın Adı

    İslam' da Aile ve Çocuk Terbiyesi (Il)

    Yayma Hazrrlayanlar Dr. İsmail Kurt Seyit Ali Tüz

    Editör Prof. Dr. İbrahim Canan

    Dizgi- Mizanpaj Ensar Neşriyat

    Kapak Tasanm Kenan Ağırman

    Baskı

    Karmat

    2. Basım Nisan 2005

    İsterne Adresi Ensar Neşriyat Tic. A.Ş.

    Süleymaniye Cad. No: 13 Süleymaniye 1 İstanbul Tel : (0212) 513 43 41 - 513 03 09

    Faks : (0212) 522 46 02 www .ensarnesriya t.com

  • YETİŞKİN EGİTİMİ ve

    HZ. PEYGAMBER'İN (s.a.v)

    TATBİKATI

    YETiŞKiN EGİTİMİ

    Ar. Gör. Selçuk CO§KLIN

    Atatürk Üniversitesi İlalıiyat Fakültesi

    Öğretim Üyesi

    Her toplumda "yetişkin eğitimi" uygulamalarının uzun bir tarihi var-dır. Ancak bugünkü manada yetişkin eğitimi, 20. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Nitekim Unesco, II. Dünya Savaşı'ndan bu yana aşağı yukarı her on yılda bir, yetişkin eğitimiyle ilgili bir dünya konferansı düzenlemiştir.1

    İlk uluslararası yetişkin eğitimi konferansı, 1949 yılında Danimarka'da toplanmıştır. Bundan önce ·1919 yılında "Dünya, Yetişkin Eğitimi Derneği"

    adı altında bir kuruluş oluşturulmuştu. Danimarka' daki toplantıdan ll yıl sonra Kanada' da ikinci bir konferans yapıldı. "III. Uluslararası Yetişkin Eği

    timi" konferansı ise 1972 yılında Japonya'nın Tokyo şehrinde yapılmıştır.2

    Biz bu tebliğimizde, insanlık tarihiyle başlayan eğitim faaliyetlerine pararel olarak süregelen "yetişkin eğitimi'~nin son zamanlarda ifade ettiği mana ve bunun Peygamber Efendimiz (s.a.v) zamanındaki tezahürünü

    anahatlarıyla vermeye çalışacağız.

    Ta'l/mu'l-Kibar, Şükri Abbas Hilmi-Muhammed Cemal Nuveyr, s. 47-48, !vlektebetü Vehbe, Kahire-1982.

    Diiuyada "YetişAiu Eğilimi"ue Toplu Bakış, John Lowe, s. 10-11, Tre: Turhan Oğuzkan,

    Neşr: Unescn, Ankara-1985; Ta'/1i11ll'!-Kilıar, s. 36-39.

  • 224 İSLAM'DA AİLE ve ÇOCUK TERBİYESİ SEMPOZI'UMU (II)

    YETiŞKİN

    Türkçede. yetişkin; "yetişmiş, olgunlaşmış, (kız için) evlenme çağına gelmiş" kimse şeklinde ifade edilmektedir. Pedagojide ise; "Beden, ruh ve duygu bakımından olgunluğa erişmiş olan kimse"3 diye tarif edilir. Bu terimin İngilizce karşılığı "adult"4 şeklindedir. Kelimenin Arapça karşılığı,· Türkçe-Arapça lugatlarda "baliğ, raşid" olarak geçmektedir.5 İngilizce-Arapça lugatlarda ise "adult" kelimesinin karşılığı olarak; müraluk, yafi, raşid6 ke-limeleri zikredilmektedir. Müriihık, buluğ çağına yaklaşan;7 yiifi, buluğ çağına girmiş;8 riişid, mükellef olma yaşına gelmiş9 kimse olarak zikredilir. Muasır Arapça eserlerde, yetişkinler manasma "kibar" kelimesi, "yetişkin eğitimi" yerine de "ta'llmü'l-kibar" veya "terbiyetü'l-kibar" terimleri kullanılmaktadır.10 Klasik eserlerimizde de "sığar-kibar" kelimelerinin beraberce "küçük-ler ve büyükler" manasma kullanıldığına şahit olmaktayız.11 Yetişkin Eğitimi Terimleri adlı eserde ise "yetişkin"; beden! ve fikri olgunluğa erişmiş kişi12

    şeklinde tarif edilmektedir.

    Birçok ülkede resmi belgeler yetişkini, yaşı 17 ile 21'in üzerinde olanlar olarak nitelendirmektedirler.13 Ancak bugün "yetişkin eğitimi" kitaplarında gittikçe yaygınlaşan görüşe göre, yetişkin sayılmanın belli bir yaş sınırını

    4

    5

    7

    8

    9

    10

    Tiirkçe Sözliik, Hasan Eren-Nevzat Gözaydın-İsmail Parlahr-Talat· Tekin, "Yetişkin" md, 2/627, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara-1988, C. I-II.

    Redlıoııse (Mini Sözlük), "Yetişkin" md., s. 350, Redhouse Yayınevi, İstanbul-1985.

    Yaşayan Arapça, Nasuhi Ünal Karaarslan, s. 100, Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakül-tesi Yayınları, Erzurum-1987. · . .

    New Modem Dictionan;, Heyet, "Adult" md., s. 13, Daru'l-Ma'rifet, Beyrut-1978.

    Kanıus Terciinıesi,. Asım Efendi, 3/872, 1304-1305,' I-N; el-Mu'cemu'l-Vasıt, İbrahim Mustafa Harnit Abdulkadir-Ahmed Hasan Ziyat-Muhammed Ali en-Neccar, "RHG" md, s. 278, Çağrı Yayınları, İstanbul-1989, CC.I-II.

    a.g.e., 3/473; el-Mıı'cenıu'l-Vasft, "YFA" md, s. 1065.

    el-Mu'cemu'I-Vasıt, "RŞD" md., R 346.

    Bkz. Ta'Iinıu'l-Kibar, Sübülü Ta'limi'l-Kibar, Vehib Sem'an, Daru Nahdati Mısr, Kahire-1968.

    11 - Bkz. Salıilııı'l-Bulıiifi, Muhammed b. İsmail el-Buhar!, ç:t'ime, 21 {6/249), Neşr: el-Mektebetü'I-İslamiyye, İstanbui-Tsz, I-VIII; el-Müfredat, Rağıb el-İsfehani, "V.L.D." md., s. 532.

    12

    13

    "Yetişkin Eğitimi" Terimleri, Colin Titmus-Paz Bettedahl-Dianna İronside-Paul Lengrand, s. 18, Tre: AFerhan Oğuzkan, İbedata, Ankara-1985.

    Diinyada "Yelişkin.Eğitimi"ne Toplu Bakış, s. 20.

  • YETiŞKİN EGİTİMİ ve HZ. PEYGAMBER (s.a.v)'İN TATBİKATI 225

    aşmaktan çok başka yörileri vardır. Zira kişilerin psikolojik ve fiziki yönden olgunlaştıkları yaş farklıdır.14 Bütün bu izahlardan, yetişkinlik için belli bir yaş sınırından ziyade, birtakım vasıfların kazanılmasının gerekli olduğu, bu vasıfların ise iklimden iklime ve insandan insana değiştiğinin anlaşıldığını söylemek mümkündür . .

    YETiŞKİN EGİTİMİ

    ABD'de "yetişkin eğitimi", bir süre Amerikanlaştırma (Amerikan dün-ya görüşünü benimsetme) eğitimi, bir süre de işe yerleştirme için eğitim, anlamına geliyordu. Bunun yanında ülkesine göre, "yetişkin eğitimi" farklı şekillerde anlaşılmıştır. Bir ülkede okuma-yazma öğretimi, bir başka ülkede erkin eğitim15 olarak görülmüştür.16

    Daha somaları, "yetişkin eğitimi", geniş ve dar manada olmak üzere iki şekilde tarif edilmiştir. Geniş manada "yetişkin eğitimi"; "Sürekli ·eğitimin ilk devresini tamamlayan kimselerin, bilinçli olarak bilgi, anlayış, beceri, değer biçimi ve tutum bakımından değişikliklere uğramak amacıyla mütevall ve düzenli etkinliklere girişı;nelerine imkan veren bir süreç"17 ola-rak, dar anlamda ise; "Sürekli eğitimin ilk evresini tamamlayan kimselerin yalnız meslek! olmayan amaçlarla düzenlenen mütevall etkinliklere katılmalarını sağlayan bir süreç"18 diye tarif edilmiştir. Yüksek ve okul sonrası eğitim, 19 çocukluk çağında başlayan ve kesintisiz uzayan bir sürecin parçası olarak düşünüldüğü için "yetişkin eğitimi" sayılmamaktadır. Okul sonrası eğitim, okuldan ayrılan ancak genel amaçlar bakımından yetişkin olarak düşünülmeyen kimselerle ilgili eğitim çalışmalarını içerir.20

    Bir tarife göre yetişkin eğitimi, "Zonmlu öğrenim çağının dışına çıkmış ve a-sıl meşgalesi artık okula gitmek olmayan kimselerin hayatlannın herhangi bir devre-

    14

    ıs

    16

    17

    18

    19

    20

    a.g.e., s. 20.

    Erkin Eğitimi: Yetişkin bir kimseye, bir birey ve bir vatandaş olarak kendini tanıma imka-nı verecek genel bir kültür kazandırma amacını güden eğitimdir. Yetişkin Eğitimi Terimle-ri, s. 35.)

    Dünyada Yetişkin Eğitimine Toplu Ba~ış, s. 19.

    "Yetişkin Eğitjmi" Terimleri, s. 18, bkz. Ta'lfmıı'l-Kibar, s. 48.

    a.g.e., s. 18.

    Okul Sonrası Eğitim: MesleKi yönü ağır basan ve daha çok 16-20 yaş kümesi için düzen-lenen eğitim. Bu, bir kısım yüksek öğretimi de içerir. Yetişkin Eğitimi Terimleri, s. 49)

    a.g.e., s. 18.

  • 226 İSLAM'DA AİLE ve ÇOCUK TERBİYESİ SEMPOZYUMU (Il)

    sinde duyacakları öğrenme ihtiyacım veya ilgiyi tatmin etmek üzere özellikle düzen-

    lenen faaliyetler ve programlar"21 olarak zikredifmiştir. Yapılan değişik tarifler-den de anlaşılacağı üzere, üzerinde ittifak edilen bir tarif yoktur. Ancak biz, teferruattan sarf-ı nazar ederek ve bütün bu tarifiere istinaden, "yetişkin eği

    timi" ni kısaca, "zorunlu öğrenim çağıımı dışına çıkmış kimselere yönelik eğitim

    faaliyetleri" diye ifade etmenin mümkün olacağı kanaatindeyiz.

    HZ. PEYGAMBER (s.a.v)'İN.TATBİKATI

    Başarısı tarihen sabit bir eğitimci olan Hz. Peygamber (s.a.v),22 Allah

    Teala tarafından terbiye edilerek gönderilmiş,23 yetişmiş ve yetki verilmiş bir muallim olarak Kur'an'ı öğretmiştir.24 Kur'an-ı Kerim, O'nun temel görevi-

    nin eğitim ve öğretim olduğunu bildirmiştir.25 Kendisi de "Ben ancak bir mu-allim olarak gönderildim "26 buyurarak bunu teyid etmiştir.27

    Hz. Peygamber'in eğitiminde ci.nsiyet, zaman ve mekan kayıtları göze-tilmemiştir.28 O'na göre eğitimin vetiresi insanın bütün hayahna şamildir.

    Bütün hayata şamil olan bu eğitimi, başlıca çocuklara yönelik eğitim ve ye-tişkinlere yönelik eğitim diye ikiye ayırmak mümkündür.29

    Rasiilullah'ın Sünnetinde Yetişkin'in Tanımı

    Yukarıda zikrettiğimiz çeşitli dillere ait "yetişkin" tariflerinde geçen; "evlenme çağına gelmiş; ruh ve duygu bakımından olgunlaşmış, buluğ çağına girmiş, . ınükellef olma yaşına gelmiş, beden! ve fikri olgunluğa ermiş" gibi hususları dikkate alarak, Hz. Peygamber'in tatbikatında yetişkini, "'akil

    ve baliğ kimse" diye ifade etmemiz mümkündür. Zira sayılan bütün bu hu-

    21

    22

    23

    24 25

    26

    27 28

    29

    Dii11yada "Yetişki11 Eğitinıi"11e Toplu Bakış, s. 23.

    Bir Eğitinıci Olarak Hz. Mıılıanınıed, Abdullah Özbek, s.JS, II. Baskı, Konya 1991.

    Feyzu'l-Kadir Şer/w Cami'i-s-Sağlr, el-Münavi, 1/224, Matbaatu Mustafa, Mısır-Tsz., C. I-IV.

    Bir Eğitinıci Olarak Hz. Mıılıanımed, s. 41.

    Bkz., Al-i İmran, 3/164; Bakara, 2/129-151.

    Sii11e11ii İbıı Miice, Ebu Abdillah Muhammed b. Yezid el-Kazvlru, Mukaddime, 17 (1/83), Tahkik: Muhammed Fuad Abdulbakl, ei-Mektebetui-İslamiyye, İstanbui-Tsz, C.I-II.

    Bir Eğitimci Olarak Hz. Muhammed, s. 41.

    Kur'a11 ve Hadislerde Eğitim Esasları, Mehmet Tütüncü, 9 Eylül Üniversitesi ilahiyat Fakül-tesi Dergisi, 2/231.

    Böyle bir ayrımın muasır bazı eğitim kitaplarında da geçtiğini görmekteyiz. Mesela bkz.; el-Terbiye ııe'l-Meııalıic, Firmısis Abdu'ıı-Nur, s. 96. Daru Nahdati Mısr, Kahire.

  • YETiŞKİN E GİTİMİ ve HZ. PEYGAMBER (s.a.v)'İN TA TBİKA Tl 227

    susiyetler, "'akil ve baliğ" ifadesinin içinde mündemiçtir. Buhar!' de geçen bir hadisten de bunu anlamak mümkündür: İbn Ömer 14 yaşındayken, Ulıud Savaşı'na katılmak istemiş; fakat Rasıllullah (aleyhisseliitu vesselam) buna müsaade

    etnıemişti. Ancak 15 yaşındayken Hendek Savaşı'na katılmak için izin istediğinde

    Hz. Peygamber izin vennişti. Niifi' diyor ki: '~Bu olayı halife Ömer İbn Abdülaziz'e . anlattım. O şöyle dedi: "İşte bu yaş, küçükle büyük arasındaki smırdır".30 Buhar! şarihi el-' Ayn'i bu hadisi açıklarken; 15 yaşın, küçüklüğün sonu, buluğ safha-sının başlangıcı olduğunu zikretmektedir.31

    Akil ve baliğ olarak ifade ettiğimiz yetişkin kelimesinin. fıkıh usUlü ki-tap larındaki karşılığı ise mükellefkelimesidir.32 İnsanın şer'an mükellef kılınışının sahih olması için, kendisine tevcih edilen mükellef kılış hitabını anla-yıp, anladığını yerine getirecek kadar manasını tasavvur edecek kudrette bulunması şarttır. Çünkü mükellef kılmaktaki maksat, itaat ve İstenilenin yapılmasıdır. Anlamaya muktedir olmayanın isteneni yapması mümkün değildir. Anlamaya muktedirlik ise, yalıuzca akıl ile, Şar!'in hitabının anlaşılır, hitaptan maksadın ne olduğunun bilinir olmasıyla gerçekleşir.

    Akıl, gözle görünmeyen, his ile anlaşılmayan, tavsif olunmayan ve in-san fertleri arasında değişik ve farklı bir şekilde bulunduğundan, İslam, göz-le görülüp tavsif olunabilen buluğu aklın yerine koymuştur. Bunun için Şar!', mükellef kılmanın illetini insanın aklın başında olarak buluğa ermesi kılmış, buluğdan önce ise jnsanı mükellef kılmamıştır. Nitekim şu hadis

    1

    buna delalet etmektedir:

    "Uyanıncaya kadar uyuyandan, ihtiliim oluncayakadar çocuktan ve aklı başı

    na gelinceye kadar deliden kalem (mük.ellefiyet) kaldırılmıştır" .33 Buna göre insan buluğa erince, söz ve fiilieri insanlar arasında alışagelmiş, mütad bir tarzda vuku' · buluyorsc:., bu hal o insanın aklının selim olduğunu gösterir ve aklı başında olarak buluğa ermek şeklindeki mükellefiyet tahakkuk ettiğinden, bu insan hakkında "mükelleftir" hükmü·verilir. Şu halde mükellef, "aklı

    30

    31

    32

    33

    Salıflıu'l-Bulzfirf, Şehadat, 18(3/158).

    Unıdetu'/-Kari, el-Ayni, 13/241, Daru'I-Fikr, Tsz, C. I-XXIV.

    Bkz. Hukılk-i İslfinıiyye ve Istılalıatı Fıklıiyye Kanıusu, Ömer Nasuhi Bilmen, 1/ 31, Bilmen Yayınevi, İstanbul-1985, C. I-VI.

    Keıızıı'l-Unınıal, ~1-Muttakl el-Hind!, 4/236, C. I-XVI.

  • . 228 İSLAM'DA AİLE ve ÇOCUK TERBİYESİ SEMPOZYUMU (II)

    başında baÜğ kişidir"34 diye tanımlanabilir. Buna göre "Deli ve İnümeyyiz olsun olmasın, küçük çocuk mükellef kılınmaz".35

    Hz. Peygamber'in buluğa eren kişiye yetişkin (mükellef) muamelesi yaptığını Hz. Enes'in (r.a) şu rivayeti de bize göstermektedir. O şöyle anlatıyor: "İhtilflm olduğum günün sabahı Hz. Peygamber (s.a.v)'in huzuruna çıkıp durumu bildirdim. Buııım üzerine O, "Artık kadınlarm içerisine kanşma" diye

    buyurdu".36 Binaenaleyh Hz. Peygamber (s.a.v), baliğ olan kişiyi yetişkin ola-rak görmüş, bunun neticesi olarak da, onun alış-verişini sahih saymış,37 onu vergiyle mükellef kılmış,38 cuma39 ve beş vakit namazı kılması gerektiğini söylemiş,40 buluğa eren bir kimsenin yetim olmadığını ve bir veliye de ihti-yacı buİunmadığını,41 asker olabilmenin de. bu yaşla başladı$ını42 beyan et-miştir.

    Bütün bunlara istinaden Hz. Peygamber'in sünnetinde yetişkinin, "akil ve baliğ (mükellef)" olarak tanımlandığını söyleyebiliriz. Bu tarifin içine buluğla başlayan gençlik, olgunluk, yaşlılık ve düşkünlük de girmektedir. Bilindiği üzere buluğ, erkeklerde ihtililm, Jıamile bırakma, cima' (cins'i-birleşme) yapınca iıızal; kadınlarda ise, hayız, ihtililnı olma ve lıflmile kalma şekillerinden bi-

    riyle ·belli olur.43 Tirmizi' de ise buluğun üç şekilde gerçekleştiğinden bahse-dilmektedir: 15 yaş buluğu, ihtilam buluğu, ve ihtilamı bilmeme halinde etek

    34

    35 36

    37

    38

    39 40

    41

    42

    43

    Fıkılı Usiilii, Fahrettin Atar, s. 14;l, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul 1988; Fıkılı Usiilii, Abdülkerim Zeydan, s. 117-118, Tre: Ruhi Özcan, II. Baskı, 1982.

    Fıkılı Usillii, Abdülkerim Zeydan, s. 117-118.

    el-Mu'cemu's-Sağfr, Ebu'I-Kasım Süleyman b. Ahmed b. Eyyub et-Taberani, 1/94, Neşr: Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye, Beyrut 1983, I-II.

    el-Musamıaf, Ebu Bekr Abdurrezzak b. Hernınarn es-San'ani, 8/310, Tahkik: Habiburrahman ı;l-A'zami, Beyrut-1972,1-XI.

    Siinenii'ıı-Nesfif, Ebu Abdirrahman b. Şuayb en-Nesai, Zekat, 8 (5/17), Matbaatu Mustafa, Mısır 1964, İ-NIII.

    Siinenii'n-Nesfif, Cum'a, 2 (3/93) ..

    Fetlıu'I-Bfirf, İbn Hacer el-Askalani, 6/204-205, Matbaa tu Mustafa el-Babi el-Halebl, Mısır-1959.

    Siiııenii Elıf Davild, Ebu Davud Süleyman b. Eş'as es-Sicistani, Yasaya, 9 (3/128), Daru'l-Cinan, Beyrut-1988,1-ll.

    Salıllıu'I-Bulıfirf, Şehadel, 18 (3/158).

    Tulıfetu'l-Aiıvezf, el-Mübarekfür'i, 4/596-597, Tashih: Ubdulfettah Abdullatif, lvlüessesetü Kurtuba, Medine-1986; 1-X.

  • YETiŞKİN E GİTİMİ ve HZ. PEYGAMBER (s.a.v)'İN TA TBİKA Tl 229

    tüyünün bitmesi.44 Bu safhaya giren kimse artık yetişkindir. Fiilierinden ka-zaen ve diyaneten sorumludur.45 Binaenaleyh, İslam'ın taksimatında buluğ, çocukluk safhasının bitip geııçlik sajlıasmııı başlangıcı olmaktadır.46

    Rasıllullah (s:a.v.)'in Sünnet'inde. "Yetişkin Eğitimi"

    Hz. Peygamber (s.a.v)'in sünnetine göre, "yetişkin eğitimi"ni, bugünkü gibi birtakım kesin tabirlerle ifade etmenin doğru olmayacağı kanaatindeyiz. Çünkü o. dönem için, "Özellikle düzenlenen faaliyet ve programlardan .bah-setmek doğru olmaz". Şu halde Hz. Peygamber devrindeki "yetişkin eğitimi" hakkında, "Hz. Peygamber'in yetişkinlere yönelik eğitim faaliyetleri" şeklinde genel bir tarifi kullanmamız daha uygun olur. Zira, yukarıda verdi-ğimiz "yetişkin eğitimi" tariflerinde geçen "sürekli eğitim, yüksek ve okul sonrası eğitim, zorunlu öğrenim çağı" gibi terimleri Hz. Peygamber zama-nında aramak doğru değildir.

    "Yetişkin Eğitimi" Açısından Hz. Peygamber'in Hadislerinin UmUmi Bir

    Değerlendirmesi

    Hz. Peygamber'in Sünneti'ne bakılınca; O'nun muhataplarının büyük çoğun1uğunu yetişkinlerin oluşturduğunu görmekteyiz. O'nun hadislerine bu açıdan bakınca üç tip hadise rastlamaktayız:

    a- Doğrudan Yetişkinlerin Eğitimine Yönelik Hadisler

    Hz. Peygamber'in hadislerinin büyük çoğunluğunu bu tip hadisler o-luşturmaktadır. O'nun latife ve şakali:m,47 muhatablarını iknaları,48 hataları tashihi,49 kınamaları,50 elle müdahaleleri,51 hutbeleri,52 rüya anlattırması,53

    44

    46

    47

    48

    49

    . so

    51

    . . 52

    53

    Süııeııü't-Tirnıizi, Ebu İsa Muhammed b. İsa· b. Sevre, Ahkam,. 24 (3/642), Tahkik: Mu-hammed Fuad Abdulbaki, el-Mektebetü'l-İslamiyye, Tsz. I-V.

    Hz. Peygamber'in Siimıetiııde Terbiye, İbrahim Cana~, s. 108, Türdav, İst. 1982. a.g.e., s. 76.

    Cem'u'l-Vesiiil ft Şerlıi'ş-Şenıiiil, Ali b. Sultan Muhammed el-Karl, s. 338, Yahya Efendi Matbaası, İs.tanbul-1978.

    bkz., Miisned, Ahmed b. Hanbel, 5/256-257, el-Mektebetü'l-İslamiyye, Beyrut-1978, I-VI.

    bkz., Süne11ü Ebi Davud, Edeb, 5 (2/265) .

    bkz., Salıilıu'l~Bıdıiiri,.Ezan, 60 (1/172).

    bkz., Salıilıu'l-Bu!ıiiri, Hacc, 1, (2/HO) .

    bkz., Siill

  • 230 İSLAM'DA AİLE ve ÇOCUK TERBİYESİ SEMPOZYUMU (Il)

    kısa süreli kursları,54 mektupları,55 muallim ve elçi göndermesi,56 ilim ıçın seyahate teşvik etmesi,57 bilenlerin bilmeyenlere öğretiDesini istemesi;ss ör-nek göstermesi,59 kıssaları,60 temsili anlahmları,61 nasihatlari,62 cezaları,63 teşvik ve sakındırması64 ve diğer sayamadığımız hususlardaki hadislerin büyük çoğunluğu bu kısma girer.

    b- Çocuklarla İlgili Emir ve Tavsiyelerini İhtiva Eden Hadisler

    Bu şekildeki hadisler ilk bakışta sadece çocuk eğitimiyle ilgili görünse de birinci derecede "yetişkin eğitimi" yle aUikalıdır. Başka bir ifadeyle, bu tür hadislerde yetişkinler, çocuklarını nasıl eğitiDeleri gerektiği hususunda Hz.

    Peygamber (s.a.v) tarafından eğitilmektedirler. O, bu tür hadisleri söylerken muhatapları yetişkinlerdi. Mükellef olmaları hasebiyle meşgul olacak olanlar

    da yine yetişkinlerdi. Mesela, "Çocuklamııza yedi yaşındayken namazı emre-diıı "65 hadisini ele alalım. Hadisteki gaye, çocuğa namazın emredilmesidir.

    Fakat emir, direkt çocuklara değildir. Onların büyükleri durumunda olan yetişkinleredir. Şu halde yetişkinler çocuklarını eğitme konusunda eğitilmektedirler.

    54

    55

    56

    57

    58

    59

    60

    61

    62

    63

    64

    65

    es-Siimıe Kable't-Tedvi11, Muhamme4 Accac el-Haôb, s. 5S, Mektebetü Vehbe, 2. Baskı, Kahire-ı9SS; bkz, Sahihu'l-Buhar'i, Ezan ıs (ıtı55).

    bkz., es-Siimıe Kable't-Tedviıı s. 7ı; Mecnw'atii-'1-Vesaiki's-Siyasiyye, Muhammed . Hamidullah, s. ı3ı, Daru'l-İrşad, Beyrut-ı969.

    bkz., Salıflw'l-Bıılıiirf, Z~kat, l (2/ıOS); Mecmu'atü'l-Vesaik, 2ı3; et-Tabakatu'l-Kübra, İbn Sa' d, l/25S, Daru's-Sadır, Beyrut-ı960ı-VIII.

    bkz., Siillellii İb11 Miice, Mukaddime, ı7(ı/Sı).

    bkz., Siillellii İb11 Miice, Mukaddime, 20 (ı/S9); Sii11eım't-Tirıııizf, İlim, 7 (5/34); Salıflııı Miislim, Müslim b. Haccac el-Kuşeyr'i, Kasame, 29 (3/ı305), Tahkik: Muhammed Fuad Abdulbak'i, el-Mektebetü'l-İslamiyye, İstanbul; Tsz., I-IV.

    bkz., Sa/ıflııı'l-Bıılıiirf, Ezan, ıs (ıtı55), a.g.e., Ah_\ld, 1 (S/ı34); a.g.e:, Teheccüd, ı9 (2/49).

    bkz., Siillellii İb11 Miice, Diyat, 2 (2/S7).

    bkz., Miis11ed, 2/539; Sahihu'l-Buhar'i, Enbiya, 32 (4/ı32); a.g.e., Fezailu Medine, 7(2/222).

    bkz., Siillellii İb11 Miice, Cihad, S (2/926); Hilyetu'l-Evliya, Ebu Nuaym el-İsbehan'i, 1/35, Daru'l-Kitabi'l-Arab'i, Beyrut-ı967, I-X.

    bkz., Siillellii Ebi Davııd, Hudud, 34 (2/568).

    bkz., el-Edebii'l-Miifred, Buhar!, ı/316, Tas; Fazlullah Ceylan!, Matbaatus-Selefıyye, 2."Baskı, Kahire-1388,ı-11; Siiııe11ii Ebi Davud, Et'irne, 11 (2/372).

    Siillenu't-Tirmizf, Salat, s. 299 (2/259).

  • YETiŞKİN E GİTİMİ ve HZ. PEYGAMBER (s.a.v)'İN TA TBİKA Tl 231

    c- O'nun Fiili Olarak Çocuklan Eğitliğine Dair Hadisler

    Bu şekilde olan hadisler diğerlerine nazaran oldukça sınırlıdır. Hz. Enes

    (r.a)' den nakledilen şu hadis bu kısma girmektedir: Hz. Enes şöyle anlatıyor:

    "Hz. Peygamber Medine'ye geldiği vakit ben sekiz yaşındaydım. Annem

    elimden~tutarak Rası11ullah'a (s.a.v) götürdü ve: "Ya Rasulullah! Ensar' dan

    herkes sana bir hediyede bulundu. Ben ise şu oğlumdan başka sana hediye

    edecek bir şeye sahip değilim. Bunu al, istediğin hususta sana hizmet etsin"

    dedi. Bundan sonra ben on yıl Rasulullah' a hizmet ettim. Bu müddet sırasın

    da beni ne dövdü, ne azarladı, ne tahkir etti, ne de bir defacık surat ash. Bana

    ilk tavsiyesi "Sırrımı kimseye jaş etme, güvenilir ve sadakatli (nıüeınmen) ol" demekoldu. Annem ve Rasfılullah'ııı zevceleri zaman zaman benden Rasfılullah'ın sırrını sorarlaı·dı. Ben ise onlara hiç söylemezdinı. Rasfılullah'ın sırrını asla kimseye söylemedim. "66

    Ömer b. Ebi Selem' den nakl edilen; "Ben Rası1lullah (s.a.v)' ın terbiyesi altında bir çocuktum. Yemek yerken elim yemek kabının her tarafında dola-

    şırdı. Rasulullah (s.a.v) bana, "Ey oğul! (yemeğe başlarken) Allah adını an,

    sağ elinle ve sana yakın olan taraftan ye!" buyurdu. Bundan sonra ben her

    zaman besıneleyle başlayıp, sağ elimle, önümden yemek yedim"67 şeklindeki

    hadis de bu konuya misal teşkil etmektedir.

    Rasulullah (s.a.v)'ın fiill terbiyesi altın bulunan çocukların başlıcaları

    şunlardır:

    66 67 68

    69

    70

    71

    72

    1- Enes İbn Malik6s

    2- Zeyd İbn Sabit69

    3- Abdullah İbn Me'fıd/0

    4-Üsame İbn Zeyd71 '

    5- Ömer İbn Ebi Seleme72

    6- Abdullah İbn Abbas,

    el-Mıı'cenııı's-Sağır, 2/32.

    Salıilııı'l-Bıılıiirf, Et'ime, 2 (6/196).

    Bkz., e/-İsabe fi Tenıyizi's-Salıabe, İbn Hacer,l/71, Daru'l-Fikr, Beyrut-1978, I-IV. Bkz., e/-İsabe, 1/561.

    Bkz., e/-İsabe, 2/368-369.

    Bkz., e/-İsabe, 1/71.

    Salıilıu'I-Bıılıiiri, Et'ime, 2 (6/196).

  • 232 İSLAM'DA AİLE ve ÇOCUK TERBİYESİ SEMPOZYUMU (II)

    7-Ali İbn Eb.i Ta:lib 8- UbeyY İbn Ka'b İbn Kays.73 .

    RasiÜullah'ın fiÜJ: terbiyesinden geçen çocuklar iyice araştırılsa bu say-dıklarımızın ancak birkaÇ katı arttırılabÜir. Oysa onbinlerce ashabin içinde bu sayı oldukça cüz'i bir nispeti tutmaktadır ..

    Halbuki öğrenmenin çocuklara has bir davranış olduğu yolundaki gö-.. rüşler yaygındır. Yetişkinin kendin! öğrenmeye vermesi, kolay benimsenebi-lir davranış sayılmaz: Üstelik yetişkin de kendi öğrenme gücüne tam olarak güvenememektedir.74 Zira yaŞ ilerledi}

  • YETiŞKİN EGİTİMİ ve HZ. PEYGAMBER (s.a.v)'İN TATBİKATI 233

    · . devam etmiştir. Bu şekilde, istediği nitelikte yetiştirdiği kişilere, çocuklarını nasıl terbiye etmeleri gerektiği konusunda da bilgi vermiş, ancak fiili çocuk terbiyesini onlara bırakmıştır:

    Hz. Peygambet (s.a.v), Çocukların terbiyesinden behemahal babaları so-rumlu t;.ıtmuştur.81 "Herbiriniz mesuliyet sahibisirriz ve herbiriniz elinin altmdakinden mesuldür, insan ailesinin sorumluluğunu taşır ve ondan mes'uldür. ·

    . ."Kadın koc_asmin evindeı!t mes'uldür''82 hadisinde de bu espiriyi gör~ rnek mümkündür.

    Ulema' da terbiye vazifesini, baba olmadığı takdirde d ed e, anne, vas! kayyım vs.den her kim velayeti üzerine almışsa hiçbirinin bulunmadığı hal-

    • lerde sultami tevdi ederek çocuğu'mürebbisiz bırakmamıştır.83

    · Netice olarak, Rz. Peygamber'in bu tatbikatının iki önemli hususuna dikkat çekme);< gerekir:· ·

    a- Hz. Peygamber (s.a.v), mevcut yetişkinlerle eğitimine başlamakla, hem yetişkinleri eğitmiş, hem onlarİn eli altındaki çocuklarm eğitimini onlar vasıtasıyla kontrol altınci almış, hem de doğacak çocuklarm eğitim açısından · sağlıklı- olmalarını sağLamıştır.

    Doğum· öncesi birtakım terbiyev'i tedbirlerin mevcu&yeti gözönünde . tutulursa, buiılın ehemw-ry~ti dahıi d~ belirgir 1 eşecek~r.

    b- Hz. Peygamber (s.a.v) bu tatbikatıyla/·YE!tişkinierin- de eğililebilir ol-duğumi, zor :olmasına rağdten neticeye· ulaşma açısır\dan bunun daha veri~-li old~ğunu ihsas etnlişti~:. ·

    81

    82

    83

    Hz. Peygamlıer'i11 Siimıeti11de Terbiye, s: 44.

    S!ilıflıı(l-Bulıtirl, Cmn'a, li (V215). Hz. Peygmıılıcr'iıı sii1111eti11de Terbiye, s. 44.