islam'da ll aile ve Çocuk terbiyesi -...

19
ll " ISLAM'DA AILE ve ÇOCUK TERBIYESI (II) o

Upload: others

Post on 28-Oct-2019

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ISLAM'DA ll AILE ve ÇOCUK TERBIYESI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D149237/2005/2005_CEVIKOGLUN.pdf · İslami İlimler Araşhrrna Vakfı Tarhşmalı İlmi Toplanhlar Dizisi:

ll "

ISLAM'DA •

AILE ve ÇOCUK • •

TERBIYESI (II)

o

İstanbul2005

Page 2: ISLAM'DA ll AILE ve ÇOCUK TERBIYESI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D149237/2005/2005_CEVIKOGLUN.pdf · İslami İlimler Araşhrrna Vakfı Tarhşmalı İlmi Toplanhlar Dizisi:

{Qj ~

ENSAR NEŞRİYAT Ticaret Anonim Şirketi

© Tebliğierin muhteva ve dil bakımından sorumluluklan tebliğ sahibine, telif haklan İSAV'a eserin her türlü basım hakkı anlaşmalı olarak Ensar Neşriyat'a aittir

ISBN : 975-6794-39-9

İslami İlimler Araşhrrna Vakfı Tarhşmalı İlmi Toplanhlar Dizisi: 18

Kitabın Adı

İslam' da Aile ve Çocuk Terbiyesi (Il)

Yayma Hazrrlayanlar Dr. İsmail Kurt Seyit Ali Tüz

Editör Prof. Dr. İbrahim Canan

Dizgi- Mizanpaj Ensar Neşriyat

Kapak Tasanm Kenan Ağırman

Baskı

Karmat

2. Basım Nisan 2005

İsterne Adresi Ensar Neşriyat Tic. A.Ş.

Süleymaniye Cad. No: 13 Süleymaniye 1 İstanbul Tel : (0212) 513 43 41 - 513 03 09

Faks : (0212) 522 46 02

www .ensarnesriya t.com

Page 3: ISLAM'DA ll AILE ve ÇOCUK TERBIYESI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D149237/2005/2005_CEVIKOGLUN.pdf · İslami İlimler Araşhrrna Vakfı Tarhşmalı İlmi Toplanhlar Dizisi:

İSLAM' A GÖRE

ÇOCUK TERBİYESİNDE

ANNENİN YERİ

Nurten ÇEVİKOGLU

Şanlıurfa İmaın-Hatip Lisesi

İngilizce Öğretmeni

İnsanı İslam gibi terbiye eden bir başka sistem yeryüz"l!nde mevcut de­ğildir. Bu yüce sistemin kutsal kitabı Kur'an-ı Kerim'de harikalar nev'inden olan insanın ihtiyaçlarına cevap verebilecek her şey mevcuttur. Müslümanlar sahip oldukları değerlerin kıymetini iyi bilmelidirler. İnsanlar fıtratları gere­ği daima bir rehbere, klavuza ihtiyaç duymuşlardır. Bizler için en güzel reh­ber ve önder Hz. Rasfi.lullah (s.a.v) olmuştur. Kur' an' da "Allah Rasulü'nde

sizler için en güzel bir önıek vardır'' 1 buyurularak, Hz. Peygamber (s.a.v)'in bizim için en güzel örnek olduğuna işaret edilmektedir. Buradan hareketle, O kıymetli rehberin akrabalarıyla olan ilişkileri, çocuklara olan derin mu­habbeti ve diğer birçok husustaki yaşantı ve sözleri bizlere ışık tutarak, asır­lar soma h1Ha yolumuzu aydınlatmaktadır.

Milletleri oluşturan ailelerdir. Ailelerin sağlam olması geleceğin temi­natıdır. Ailelerin cevherleri olan çocukları yetiştirense analardır. Dünyadaki tüm örnek şahsiyetleri, Fatihleri, Yavuzları, Ulubatiılan ve daha nice isimsiz kahramanları yoğuran, şekillendiren, yine o analardır. Anneler ne kadar şahsiyetli, ahlaklı, fazilc::;tli olursa onların yetiştireceği çocuk.lar da o kadar karakterli olarak yetişip cemiyete karışırlar. İşte, cemiyet bu faziletli insan-

Ahzab 33, 21.

Page 4: ISLAM'DA ll AILE ve ÇOCUK TERBIYESI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D149237/2005/2005_CEVIKOGLUN.pdf · İslami İlimler Araşhrrna Vakfı Tarhşmalı İlmi Toplanhlar Dizisi:

198 İSLAM'DA AİLE ve ÇOCUK TERBİYESİ SEMPOZYUMU (Il)

lardan meydana gelirse, o milletin dünya içerisinde kendine layık olan yeri alacağına şüphe yoktur.

Anne herşeydir. Anne geleceğin teminatıdır. Anne milletierin umut ışı­ğıdır. Anne aydınlık gelecektir. Ama anne senelerdir maalesef ihmal edilmiş,

sömürülmüş, layık olduğu yüce mevkiinden aşağılara indirilmiş, fıtr1 duy­gularından hep istifade edilmiş, en aşağı derecelere düşürülmüştür. Fakat

son zamanlarda bu gerçeği kavrayan aklı başmda kıymetli büyüklerimiz

tarafından aile müessesesine ve bu müessesenin yegane temel taşı olan anne­ye eski değerini iade etmek için titiz çalışmalar yapılmaktadır. İşte bu sem­

pozyum bunun bir örneği dir. Yayın yönüyle "İslam' da aile ve anne" ile ilgili çalışmalar daha yenidir. Toplumun temel taşlarını yetiştiren-aımelerle ilgili

müstakil gayretlerse çevrede yok denecek kadar azdır. Bu küçük çalışma ise boşluğu doldurmaya yeterli değildir. Ancak temelin atılmasır1a bir hazırlık­tır.

Yüce dinimiz bir ana olarak kadının değerini pek şerefli görmüştür. Kur'an-ı Kerim'de, ana-baba hakkı, ana-babaya yapılması ve yapılmaması

gereken şeyler hususunda annenin fedakarlıkları, evlatlarını dünyaya getir­rnek için katlandıkları tek tek zikredilmektedir. Yine Kitabullah'ta "Biz insana

anne ve babasına iyi davrmınıasmı tavsiye etnıişizdir. Anızesi onu zahmetle taşıdı,

güçlükle doğurdu, taŞınması ve sütten kesilmesi 30 aydır ... "2 buyurulur. Kur'an-ı

Kerim' de daha birçok ayette aynı husus işlenrnektedir. Mesela; Lokman 14, İsra 23-24, Nisa 36, En'am 15. ayetler bunlardan bazılarıdır. İslam dininin yüce önderi Peygamberimiz Aleyhisselatu Vesselam da "Cemıet analann a­

yakları altmdadır"3• buyurarak anneleri n cennete layık görüldüğünü açıklamış­tır. Şerefli Peygamberimiz (s.a.v) gerek bu gerekse diğer hadislerinde aımeye

hürmet edilmesini istemiştir. Nitekim Ebil Hurerye (r.a)' den rivayet edilen bir hadiste: Bir adam Peygamberimiz'e gelerek "Ya Rası1lallalı! Halk içinde eıı

iyi muamele etmeme en ziyade lfiyık olan kimdir? diye sordu. Rasıll-i Ekrem: An­

nendir, diye buyurdu, adam ayııı sonıyıı ikinci kez sordu, ikincisinde de amıeııdir

cevabıııı aldı. Ancak dördüncü kez sorduğımda "babmıdır" buyurdular. 4 Bu hadisi Buhar! Hazretleri de alıp işlemiş ve şu olayı bizlere nakletmektedir: Hz. Sa'd

Ahkaf 46, 15.

Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 42; Hakim, Mü;;tedrek, II, 70; ei-Aclunl, Kc~fu'/-Hafii, I,

335; Ali el-Mütteki; Kenzıt'l-Ummal, VI, 461.

Riyiizii',;-Sa/ilıln, I, 349, D .İ. B. Yayınları, An k. 1976.

Page 5: ISLAM'DA ll AILE ve ÇOCUK TERBIYESI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D149237/2005/2005_CEVIKOGLUN.pdf · İslami İlimler Araşhrrna Vakfı Tarhşmalı İlmi Toplanhlar Dizisi:

İSLAM' A GÖRE ÇOCUK TERBİYESİNDE ANNENİN YERİ 199

İbn Ebi Vakkas (r.a.)'ııı annesi ile aralanııda geçen olaylar anlatılırken Hz. Sa'd

diyor ki: Ben aııama hürmet ve itaat eden bir evliittım . .Ben müslümmı olunca anam

bana,

-Ya Sa' d! İşlediğin bu ne iştir? Ya sen bu yeni dini bırakırsııı, yahud da ben

yemem,)çmeni ve nihayet ölürüm; sen de benim yüzümden: "Ey mzasının katili!"

diye ayıplamrsııı dedi. Ben de "Ey ana! Böyle yapma, iyi bil ki beıı bu dini bırak­

mam" dedim. Ve iki gün iki gece intizar ettim. Kadııı ne-yedi, ne içti, bunun üzeri­

ne "V allahi ana iyi bil ki, senin yüz caııııı olsa da bunlar birer birer çıksa, ben bu

dinimi yine bırakmam. Artık sen ister ye, ister yeme!" dedim. Anam bu azınimi

görünce yenıeye içmeye başladı. Bunun üzerine AnkebutSilresi'nin 8. ayeti nazil oldu: "Ve biz insana anası-babası hakkıııda güzellik tavsiye ettik. Bununla beraber

eğer ana-baba, bir şeyi körü körüne bana şirk koşman için seni zorlar, seninle uğra­

şırlarsa o zaman onlara itaat etme" .5 Buhar! sarihleri bu ayet-i kerimel.erin iza­hatında; ana-babaya, kafir dahi olsalar ihsan ve itaat edilmesini, yalnız şirkte

itaat edilemeyeceğini beyan ediyor.6 Evet, müşrike dahi olsalar dinimizde anayı görüp gözetmek vardır. Hz. Esma (r.a) şöyle der: "Müşrike anam bana geldi. Rasillullah'tan sordum ve dedim ki annem geldi, bana ümit bağlamış­tır. Ben onu görüp gözetebilir miyim?" Rasillullah (s.a.v): "Evet ananı görüp

gözet"7 buyu;rdular. Hz. Ömer (r.a)'dan rivayeten: Nebi (s.a.v)'ın huzuruna (Havazin kabilesinden) birtakım esirler gelmişti. Bunların içinde emzikli bir kadın vardı (çocuğunu kaybetmişti). O, göğsüne biriken sütü sağıyar (çocuk­

lara) veriyor, emziriyordu. Bu kadın, esirler arasında çocuğunu bulunca he­men alıp sinesine bastı ve (derin bir şefkatle) çocuğunu emzirmeye başladı. Bu yüksek şefkat levhasını görünce Rasill-i Ekrem bize "Şu kadının çocuğu­

nu ateşe atacağını sanır mısınız?" dedi. Biz de "Hayır, atmamaya muktedir olduğu sürece atmaz" dedik. Rasill-i Ekrem bize "Allah Tea la kullarına, bu

kadının çocuğuna şefkatinden daha merhametlidir''8 buyurdular.

ı--.: ur' an' ın ve sünnetin anneye bakışı işte böylesine mükemmel, derin ve ince. Eğer anne, dininin kendisine verdiği değer ve kıymetin idrakinde olur­

sa, kendisinden bekleneni yerine getirerek, cennetle müjdelenen Hz. Hatice

6

7

s

Ankebut 29, 8.

Buhar!, Edeb, I.

Buhar!, Hibe 29; Edeb 8; Müslim, Fedaifu's-Sahabe, 156; Ebu Davud, Sünen Zekat 34; Ahmed b. Hanbel, lvlüsned, II, 32; IV, 4.

Buhari, Edeb 18; Müslim, Tevbe 22.

Page 6: ISLAM'DA ll AILE ve ÇOCUK TERBIYESI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D149237/2005/2005_CEVIKOGLUN.pdf · İslami İlimler Araşhrrna Vakfı Tarhşmalı İlmi Toplanhlar Dizisi:

200 İSLAM'DA AİLE ve ÇOCUK TERBİYESİ SEMPOZYUMU (Il)

ve Hz. Fatımalar gibi maneviyat ve şefkat timsali olabilir. Anne, iffet, vakar, haya ve maneviyatla beslenmiş ilmini, salih arneli ile ortaya koymalı. İmanı bir ışık gibi ailesini ve çocuklarını beslemeli, aydınlatmalıdır. O halde kadın olarak anne, hakiki saadetini, içinde ebed1 kalacağı gerçek ahiret hayahnı kazandıracak zevcelik, içtimal ve hukuk! sahalarda hak ve hürriyetlerin de­ğer bulduğu İslam'da aramalıdır. Anne, sahip olduğu fıtr1 duygulardan do­layı, şefkat ve fedakarlık kahramanı olarak her zaman övgüye mazhar ol­muştur.

Yüce dinimiz İslamiyet' e göre, mükellef olan her fert, kadın olsun, er­kek olsun, Allah Teala'nın emir ve talimatlarını öğrenmek zorundadır. Kişi­lerin ilmi nispetinde fazileti, dindarlığı ve takvası artar. Nitekim Cenabı Hak, Kur'an-ı Kerim'de "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?''9 buyurarak dinini bilen insanların kadın plsun, erkek olsun kendi katında daha üstün olduğu­nu belirtmektedir. Ayrıca Allah Teala'nın emirlerini bizzat yaşayarak anlatan o yüce Neb!'ye ilk gönderilen ayet de "İkra" (Oku) idi. İlmin, öğrenmenin, okumanın kıymeti ve fazileti bu ayetlerde de açıkça ortaya konulmaktadır. Bütün asırlara hitap eden İslamiyet, ilim öğrenme konus~da kadın erkek ayrımı yapmamıştır. Hz. Peygamber (s.a.v)'in temel. eğitim ile ilgili olarak "İlim talebi, her müslüman erkek ve kadın üzeri1ie farzdır"10 emri biz annelere bu konuda rehber olmaktadır. Şüphesiz ki herkesin her ,ilmi öğrenmesi

gerekmez. Her mükellefin mutlak bilmesi gereken; farz-ı ayri olan ilmihal bilgisidir. Annelerimizin, geleceğimizin teminatı olan gençlerimizi yetiştir­mede, şekillendirmede İsliimi temel bilgiler yönüyle kendini yetiştirmiş ol­ması zarurl:dir. Fakat maalesef günümüzde yaşadığımız cemiyet itibariyle anne adaylarının bu bilgi ve eğitimi, eğitim kurumlarından alması mümkün değildir. Aileyi kuracak anne ve baba adayı gençlerimiz, müzik, moda, ku­mar gibi her türlü çirkinliklerle meşgÜl edilmekte, okullarında da kendileri­ne ileride pratik ve günlük yaşanhsında kullanabileceği bilgiler yerine, pek çok gereksiz şeyler eğitim adına verilmektedir. Bugünkü genç kızlarımızın ne ev işlerinden, ne ev idaresinden, ne de· evlilik müessesesinin ciddiyetin­den haberleri var. Belki Kız Meslek Liseleri bir derece aile hayatı ile ilgili derslere programında (Batı aile hayatı örnek alınarak) yer veriyorsa da bu tahsile devam eden kızlarımızın ancak %2.7'sinin Kız Meslek Liseleri'nde

9 Zümer39,9. lO İbn Mace, Mukaddi me 17.

Page 7: ISLAM'DA ll AILE ve ÇOCUK TERBIYESI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D149237/2005/2005_CEVIKOGLUN.pdf · İslami İlimler Araşhrrna Vakfı Tarhşmalı İlmi Toplanhlar Dizisi:

İSLAM' A GÖRE ÇOCUK TERBİYESİNDE ANNENİN YERİ 201

okuduğu göz önüne alınırsa, yurt sathında meseleye ne kadar çözüm getire­ceği meydandadır. Bütün okullarda öğrenci adedinde bir artma söz konusu olduğu halqe, Kız Meslek Liseleri'nde okuyan öğrenci sayısının 1955-1969 arası %6.9'dan %2.7'ye düşmesi düşündürücüdür.11 Demek, uygulanan prog­ram milletimizin ilgisini çekmemiştir . .

Bugünkü eğitimden, anne adayı olacak genç kızlarımız da na,sibini al-

maktadır. İslam' da arıne, önce bir mükellef olarak öğrenmesi gereken fıkhl ve akaid'i bilgilerle kendin! doldurmuş, güzel ahlak sahibi, yumuşak ve ol­gun, yapmak zorunda olduğu ibadetlerin pratik uygulayıcısı, çevrenin zarar­lı etkilerine karşı son derece duyarlı ve titiz, Batı' dan gelen ve gelebilecek tahribatlara karşı uyanık olmalıdır. Anne, mensubu bulunduğu İslam'a ve mukaddes kitabı Kur'an'a dil uzattırmayan, Peygamberine söz söylettirme­yen, geçmişinden utanmayan bir cihad kahramanıdır. Anneler en evvela Kur'an-ı Kerim' i kendisi iyi bilmeli; Peygamberini iyi tanımalı, Peygamberler tarihine ve İslam büyüklerinin hayatıarına vakıf olmalıdır. Ayrıca arınelerin, çocuklarını güzel yetiştirebilmek, onların ruh dünyalarını keşfedebilmek için '~çocuk psikolojisi"ni de bilmeleri gerekir ki eviadıyla irtibatı istenilen sevi­yede olsun.

Annelerin görevi yalnızca yedirmek, içirnıek, giydirmek, temizlemek, pişirmek değildir. Anne çocuğa şekil veren gizli eldir. Her annenin gayreti topluma, iyi karak­terli, kendi şahsz menfaatlerinden çok, memleketiı. ;n menfaatlerini L;ll plrinda tutan, kutsal bildiği değerler uğruna canım feda etmekten çekinnıeyen, fazilet sahibi fertler kazandırmaktır. Fakat günümüzde arıneler yeni yetişen nesiller asll vazifele­rinden uzaklaştırılarak eğitimsizliğe mahkum edilmişlerdir. Oysa Fatihleri, Yavuzları, Barbarosları, Yunus Emreleri, Ömer b. Abdulazizleri, Hz. Fatımaları, Hz. Zeynebleri, Hz. Aişeleri, Ümmü Süleymleri ve tarihe yön veren daha nice kahramanları yetiştirenler şefkat kahramanı analardır.

Beşiği sallayan el, dünyaya yön veren, tarihin akışını değiştiren eldir. Batı'nın ilim ve irfan hayatında kadınların hiç adından söz edilmezken, İslam tarihinde isimleri altın harflerle yazılabilecek şekilde isim yapmış eğitimli hanımları görmekteyiz. İşte bunlardan birkaçı: Hafsa binti Ömer, Aişe-i Sıddlka (r.a), Ümmü Gülsüm binti Ukbe, Aişe binti Said, Ker'ime bintül Mikdat, Şifa bint Abdullah, Nefise bint Hasan, Ümmü Süleyman, eş-Şeyha

11 Dr. A. Harndi Savlu, Miisliimmı Ailede Çocuk Terbiyesi, s. 29,30, Konya 1978.

Page 8: ISLAM'DA ll AILE ve ÇOCUK TERBIYESI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D149237/2005/2005_CEVIKOGLUN.pdf · İslami İlimler Araşhrrna Vakfı Tarhşmalı İlmi Toplanhlar Dizisi:

202 İSLAM'DA AİLE ve ÇOCUK TERBİYESİ SEMPOZYUMU (Il)

Şuhde, Zeyneb binti Abdurrahman Şa'r1, Uneyde, Rabiatü'l-Adeviyye, Ha­run Reşid'in hanımı Zübeyde, siyaset dalında Hz. Ebu Bekir'in kızı Esma Hatun, tıp dalında Ümeyye binti Kays el Gifariyye, er-Rubeyyi binti Muavvız, Beni Eys Kabilesi'nin tabibesi Zeyneb, Kadı Ebu Cafer et­Tancala'nın kızı Ümmü'l-Hasen (r.anhüma)12 ve daha niceleri.

Anneniri asil ve en önemli vazifelerinden birisi eviadının terbiyesidir.

Zira çocuk ilk terbiyeyi okulundan, sosyal çevresinden evvel, annesinden alır. Çocuğa doğru yolu gösteren, Rabbini tanıtan, Kur'an'ı öğreten, Pey­

gamber'ini anlatan, İslamiyeri sevdiren annesidir. İlk vicdan, ilk sevgi, ilk . acıma hislerini ona annesi verir. Dünya hizmetleri, maddi zorluklar, para ve

mal endişeleri, gelecek düşünceleri gibi dünyev1 menfaatlerin hepsi, mane­viyatın sağlanması ve ebedi sa'adeti kaybetme endişelerinden sonra gelmeli­dir. Bu sebeple annenin, dini ilim tahsili ile irfanı açılarak idrakinin genişle­

tilmesi ve basiretsizlikten kurtulması lazımdır. Yaşadığımız devirde ilim ile gelen tahribat yine ilim ile giderilp1elidir. Annenin vazife, sorumluluğu bü­yüktür. Zira memleketlerin geleceğine yön veren şahsiyetleri yetiştirmede temel taşı görevini anneler üstlenmiştir. Bu vazifenin hakkıyla yerine geterilmesi için "Kendisini· ıslah edemeyen başkasını ıslah edemez" prensi­

binden yola çıkarak annelerin evH\d yetiştirebilecek vasıf kazanması ve bu iŞte elül olması elzemdir. Annelerimiz, çocuklarını istenen ve beklenen şe­kilde'eğitebilmeleri için kendisine lazım olan dini iliınleri, terbiyeyi alakadar

eden bilgileri, ahlak! bilgileri, hatta içinde yaşadığı cemiyetin kültürürili bilmeleri icabeder. Bu hususta memleketimizdeki annelerimizin durumu cidden iç açıcı değildir. Yapılan İstatistikler, annelerin %30'unun eğitim bo­

zukluğu içinde olduğunu göstermiştir.13

Annenin yetiştirilmesindeki sorumluluk kime aittir? Eğer anne adayı baba evinde yetişmiş değilse, gerekli bilgilerle donanmamışsa sorumluluk

kocaya aittir. Kadının öğrenmesi zaruri olan şeyleri; ya bizzat kocası kendisi öğretecek, ya da öğrenmesine imkan hazırlayacak, eğitimli kişilerden ders

aldıracakr dini sohbet ve toplantılara~ konferansiara katılmasına izin verecek, evde de bu faaliyetlerin tamamlayıcısı ve destekçisi olacak, eşinin hayırlı işlerle vakit geçirmesini temin edecek, kitap okumasını, din1 kasetleri _dinle­mesini sağlayacaktır. Bu konu cidden ihmal edilmiş ve erkekler de maalesef

12

13

Dr.A.Çclebi, İslam'da Eğitim ı•e Öğretim.Tarilıi, s. 342,404.

Bakiye .Marangoz, ÇocuğunlltZII Nast! Eğitelim?, s. 96, İst. ]988.

Page 9: ISLAM'DA ll AILE ve ÇOCUK TERBIYESI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D149237/2005/2005_CEVIKOGLUN.pdf · İslami İlimler Araşhrrna Vakfı Tarhşmalı İlmi Toplanhlar Dizisi:

İSLAM' A GÖRE ÇOCUK TERBİYESİNDE ANNENİN YERİ 203

konuya gereken hassasiyeti göstermemişlerdir. Dolayısıyla, gerçek annelik

vasıflarına sahip olmayan anneler çıkmıştır ortaya. Aslında şer'an kadının en tabii hakkı olan, kendisine ahireti kazandıracak ilmi öğrenme ve öğretme hakkı sanki fantazi gibi görülmüştür. Oysa annenin yetişmiş olması evladın

salih ve saliha olarak yetiştirilmesi için mutlak gereklidir. Zira yeni yetişen nesle ruh veren, yön veren, saglam karakterli, dürüst, vatanını, milletini se­

ven, dinini bilen, milletini muasır milletler seviyesine yükseltebiirnek için

habire çalışan, maneviyatla beslenen, yani özlenen ve beklenen neslin yetişme­

sinde annenin oynadığı aktif rol ortadadır. Çocuklar; merhamet, şefkat, iman ve cesareti, hak ve hakikat için mücadeleyi, mukaddesatını, şanlı ve ibret alına-.

cak geçmişini, İslami şuur ve~hlakı hep aiınelerinden öğrenirler. Eğer anne

olgun olursa meyvesi de olgun olur. Anne çürük olursa meyvesi de çürük olur. Usta iyi olursa çırak da iyi yetişir.

O halde anne sağlam olmalı. Ayrıca anneler ellerinde işleyip, -biçim verdikleri, şekillendirdikleri şeyin aynen bir elmas gibi kıymetli olduğunun bilincinde olup üzerine düşen eğitmenlik görevini hakkıyla yerine getirme­

lidir. Evet, anneler ilk öğretmenlerdir. Çocukların ruh sağlıklarının yerinde olması için en tecrübeli bir tür psikologdurlar. Çocuklarını anlamada anneler bu gerçeklerin idrakinde olup ellerindeki şişleri, tığlan, dantelleri, el işlerini bir tarafa bırakıp önce kendilerini yetiştirmeli, sonra da çocuklarını gereken

şekilde eğitrnelidirler. El becerileri yapılmasın demiyoruz .. Bizim söylemek istediğimiz bu işlere ve boş gezmelere ayırdıkiarı vaktin bir kısmını da el­mas, pırlanta gibi çocuklarına ayırsınlar. Evet, yalnızca çocukların yedirilme­

si, beslenmesi değil asıl mesele. Asıl mesele çocuğun dinz bilgi ve hayat becerile­

riyle, alılfikl diisturlarla doZdurularak sosyal çevreye kazmıdmlmasıdır. Anne eğer eviadına bu becerileri kazandırınışsa eviadı ona hem bu dünyada hayırlı bir

evlat olacak hem de kendisi ölse bile> amel defteri kapanmayacaktır. Kainatın

biricik Efendisi Hazret-i Muhammed Mustafa (s.a.v)bakın bir hadislerii1de ne buyuruyor: "İnsmıliıröldiiğiinde bütün amelleri kesilir; ancak üç şey kesilmez.

(Öldükten sonra geride bıraktıklarınlll en lıayırlısı): ı-Kendisine dua eden stili/ı biı' evlat, 2- Sevabı kendisine ulaşan sadaka-i ciiriyc, 3- Kendisinden sonra /ıalkm istifa­

de ettiği ilim" .14

14 l:VIüslim, Vasiyye 14; Eb ii Davud, Sünen, Vesaya 14; Nesel, Sünen 8; Ahmed b. ·Haıı!J.:;J, ivlüsned li, 272; Beyhakl, Sünen VI, 278.

Page 10: ISLAM'DA ll AILE ve ÇOCUK TERBIYESI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D149237/2005/2005_CEVIKOGLUN.pdf · İslami İlimler Araşhrrna Vakfı Tarhşmalı İlmi Toplanhlar Dizisi:

204 İSLAM'DA AİLE ve ÇOCUK TERBIYESİ SEMPOZYUMU (Il)

O üç şeyden biri dünyada hayırlı evlat bırakmaktır. Hayırlı çocukl~rın ~ahibi anne ve babalar vefat etse dahi çocuklarının işlediği her iyilik (hasene) ana ve babalarının defterine yazılır. Zira o salih ve saliha çocukları yetiştiren­ler, o salih arnelierin işlenmesine vesile olan ana ve babalardır. Bu sebepledir ki salih ve saliha çocukların yetişmesinde arıneler gayet önemli rol oynamak­tadırlar. Çocuğun yetişmesinde evin içerisinde adeta bir öğretmen duru­munda olan annelerimizin dünyev'i, nefs! istek ve arzuları onları hak yolda olmaktan alıkoyuyorsa, çocukda elbetteki istenilen şekilde yetişmeyecektir. Çocuklar evin içerisinde gördüklerini, aynen bir fotoğraf makinası gibi kendi hayatiarına uygularlar. Anne onlar için yegane modeldir. Anne modellik vazifesini kendisine yakışır biçimde yapmalıdır. Unutulmamalıdır ki "iyi evliitlar iyi amıelerin nıeyveleridir." Bir çocuğun tavır ve hareketlerinde görülen terbiye işaretleri veya kötü tarafları annenin terbiye ve nezaketinin eseri veya noksanlığındandır.

Annenin mürebbiyelik vazifesi, helal ve hararniara dikkat ve hazırlık safhası yani "Elest bezmi", daha bebek doğmadan anne karnındayken başlıyor. Doğacak çocuğun ilk çevresi ve ilkokulu, an,a karnı olduğu unu­tulmamalıdır. İşte Allah Teala sanatını, hikmetiri daha ana karnında işleme­ye başlar. Sorıra doğunca yapılması gereken sünnetllllaha uygun ilk görevler (isim koyma, ezan ve kaamet getirme, ak'ika kesme vs.) ile devam eder. Bi­lindiği üzere ilk altı yaşa kadar çocuğun aldığı eğitim ile huyu, şahsiyeti şekillenmiştir. Tüm terbiyeciler "Altı yaşa değin çocuğun karakteri nasılsa ondan sonraki yaşantısında fazla ekleme yapılmadmı aynı izler, devanı eder" der. Bu se­beple ilk terbiye büyük önem arzeder. Genelde baba; sabah çıkıp akşam gel­diğinden çocuk bütün gün daha çok anneyle birliktedir. Elbette çocuğun yetiştirilmesinde en büyük hisse arınenindir. Anneler daha L .~...:klik döne­minden başlayarak, büyüme seviyesinin her safhasında r:· -uğu tanımaya çalışarak mizaç ve kabiliyetlerini keşfedip buna uygun biçimde hareket et­melidir.

Çocuk fıtraten tertemiz ve günahsızdır. Onu iyiliklerle, hayırla doldur­mak anneye aittir. Fıtrat ve iyi bir terbiyeci sayesinde çocuk ileriki yaşlarda imanen olgunluğa ve kurtııluşa erebilir. Annelerin özellikle din'i terbiye ve­rirken -bilinçli, sevdirici, sıcak bir metod uygulamaları gerekir. Korkutma­dan, daima sevdirerek, çocuğa kainatın yegane sahibi, Rabbi tanıtılmalı. Al­lah Teala'yı, daima affeden, mükafatlandıran, koruyan, merhametli olan

Page 11: ISLAM'DA ll AILE ve ÇOCUK TERBIYESI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D149237/2005/2005_CEVIKOGLUN.pdf · İslami İlimler Araşhrrna Vakfı Tarhşmalı İlmi Toplanhlar Dizisi:

İSLAM' A GÖRE ÇOCUK TERBİYESİNDE ANNENİN YERİ 205

vasfı ile güven telkin edecek şekilde tanıtmak gerekir. Zaten dinin ilk öğret­meni "anne" dir deniyor.1s

Bir sultan, "Bunca lıayatım boyunca validemden aldığım dersi kimseden al­

madım" diyor. Yalnız bütün mükellefler gibi annenin de model aldığı rehber şahsiyet Rası1lullah (s.a.v)'ın hayah olmalıdır. Anne, sünnetullahı bizzat ·şahsında 'yaşayarak evH'idına örnek olmalıdır. Mesela, anne yemeğe başla­madan evvel önce kendisi besıneleyle başlayıp, sağ elle yeyip, sofradaki ni­metleri çocuk~arına tefekkür ettirerek Allah (c.c)'ın büyüklüğünü, cömertli­ğini, ihsan sahibi olduğunu anlahp, hamd ederek bitirirse elbette çocuklar da bu sünnetleri pratik yaşantılarında uygulayacaklar, hem de sünnetleri ihya etme hazzı ile tanışıp, sevap da kazanacaklar. Yine anne yeme, içme, giyme adabına dikkat ederse, suyu içerken oturarak üç yudumda (bardağın içine üflemeden) içerse bir sünnetin bizzat tatbikatçısı olacak. Çocuk da ondan nasıl gördüyse onu doğru bilip öyle alışacakhr. Bunları yapmak çok zor ol­masa gerektir.

Analık etmek öyle kolay bir o1-:· değildir. Bebekleri ve ufak çocukları anlayabilmek için gerekli bilgileri ::>ğreıımek, bir tür psikolog olmakhr. Bir anaımı en büyük hedefi, topluma şah,::~~•li bir yetişkin armağan etmesidir. Her durum ve davranışta sabır ile sakin bir şekilde hareket etmeleri daha uygun­dur. Genellikle babalar dışardaki çalışma ve ev sorumluluğundan sinirlenir­ler ama anneler de öyle evdeki işlerden bunalmış, sinirli olursa elbette ki çocuklarda da bazı ruhl dengesizlikler ortaya çıkacakhr.

Diğer bir husus da, okul yaşına (temyiz yaşı) kadar (7-8) kız ve erkek çocuğun terbiyesi tercihen, fıtraten, şefkat ve merhamet yönleriyle erkekler­den çok, kadınlara emanet edilmelidir. Bu yaştan sonra da kız çocukların anneyle, erkek çocukların babayla daha çok beraber olması evHidır.16 Sün­net'te böylece belirtilen bu husus çok önemlidir. Kız çocuğunun ilerde ev hanımı olma yönüyle kendisine lazım olacak şeylerin öğretiminde kadın özelliklerine göre erkek çocukların da erkek olma özelliklerine göre yetişti­rilmesini yine bizzat sünnet istemektedir. Kız çocuğu küçük yaştan itibaren annesiyle gerektiğinde arkadaş, gerektiğinde herşeyin danışıldığı bir öğret­men gibi olmalıdırlar. Çocuk, yerine göre sevgi ile dolacağı en büyük şefkat kaynağından yudum yudum maneviyat dolmalıdır.

Ib

Alexis Carre!, İnsan Denen Meçlıul, s. 319-320, Çev. R. Özdek, İst. 1976.

İ. Canan, Hz. Peygamber'in Siimıelinde Terbiye, s. 364, ist. 1982.

Page 12: ISLAM'DA ll AILE ve ÇOCUK TERBIYESI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D149237/2005/2005_CEVIKOGLUN.pdf · İslami İlimler Araşhrrna Vakfı Tarhşmalı İlmi Toplanhlar Dizisi:

206 İSLAM'DA AİLE ve ÇOCUK TERBİYESİ SEMPOZYUMU (II)

:f\1esleğim gereği, kendi öğrencilerimle olan müşahedelerim sOnucu; kız çocukları özellikle ortaokul çağlarında (orta 2-3) birtakım fiziki ve bedeni değişim sonucu herşeyi sorun yapan, gözü daima dışarıda olan, cazip şeylere hemen kayıveren bir halet-i ruhiye içerisinde·olduğunu görmüşümdür. Bu yaştaki genç kızlarımızın en büyük sorunları da maalesef annelerinin kendi­lerini anlamadıkları, kendilerini başkalarının yanında küçük düşürdükleri, bu yaşta çok dayak yedikleri, insan yerine bile kanmadıkları şeklindedir.

Annelerin en büyük meşguliyetleri çocuklarının geliştirilmesi ve eği­tilmesidir. Dünyadaki en büyük meslek eğitimdir. Bu eğitimde, anne en bü­yük rol oynar. İşlerinin çokluğu anneyi bu asli vazifesinden alıkoymariı.alı­dır. Aksi takdirde onca umut ve çabayla yetiştirdiği, senelerini verdiği ciğer­paresi kendisinden uzaklaşır, nefret eder, soğur. Neden böyle olsun? Kendi eviadının terbiyesine gereken ciddiyeti göstermezse, sevgi ile beslenmezse o genç, yaşı gereği etrafından gördüğü, duyduğu iki tatlı söze, ilgiye kanarak kapılıp gidecek, ortaya arzu edilmeyen sonuçlar çıkacaktır. Çocuklar ihinal

edilmenielidir. Varsın anaların nakışları, dikişleri, dantelleri, kızlarının çeyiz­leri yapılmayıversin. Eıı güzel çeyiz, evlfidını güzel ahlfiklı yaparak İslfinıl terbiye

ve bilgiyle donatarak yetiştinnektir. Bundan büyük çeyiz olur mu? Özellikle anneh kız çocuklarının üzerinde fazlaca durarak, onları hayata hazırlamada. en büyük destektirler. Buluğ çağına girme döneminde, hem bir eğitimci, hem de anne olarak aııneler, kızlarıııa anlayışlı davrannıalıdırlar. Onların günlük yaşantılarını hissettirmeden murakebe edilmeli, okuldan. eve geldiğinde gününü nasıl geçirdiğini sormalı, bıkmadan onun anlatlıkları dinlenmelidir. Bu metod çocuk için bir boşalmadır, bir rahatlamadır, günümüz tabiriyle stres atmadır. Daha sonra anne, çocuğunun yanlış yaptığı konuları tek tek belirterek "böyle olmamalıydı, sana böylesi yakışırdı" gibi yapıcı sözlerle hataları giderme yoluna gitmelidir. Asla tenkidkar ve sitemkar olmamalı, o anki ruh halimiz ne olursa olsun kızmamalıdır. Maalesef annelerin p~.:: . azı bunu yapıyor. Gerçek şu ki bugün ne Ulviye Hanım'ın ulv! değerlerden, ne Hayriye Hanım'ın hayırdan ne de Melek Hanım'ın meleklikten haberi varY

Bir diğer husus da çocukların sevgiyle beslenmesi, doyurulması husu­sqdur. Çocuk, ruh sağlığı ile alakah olarak, sevginin aşırı olmasının da, ye­tersiz olmasının da çocuğun ruh sağlığında davranış bozukluğun~ sebep olması aşikardır. Ruh bilim ve ruh sağlığı hekimliğinin ortaya koyduğu şu

17 Bakiye Marangoz, a.g.e.,s. 97.

Page 13: ISLAM'DA ll AILE ve ÇOCUK TERBIYESI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D149237/2005/2005_CEVIKOGLUN.pdf · İslami İlimler Araşhrrna Vakfı Tarhşmalı İlmi Toplanhlar Dizisi:

İSLAM' A GÖRE ÇOCUK TERBiYESiNDE ANNENİN YERİ 207

gerçeği belirtmekte yarar var. İnsanoğlu sevilm e yeteneğini sevile sevile kazanır, sevmeden önce sevilmeyi öğrenir. Türkçemizde şu atasözü yerindedir. ''Sen

seversen yavrımıı, o da sever yavrusuııu". Gerçekten çocukluğunda sevgiye doymamış insanın dengeli bir kişilik geliştirmesi de, başkalarını sevmesi de imkfmsızdıt. "Kişi yeterince almadığını başkalarıyla paylaşamaz".18 Hakikaten

. sevgi, sellme ve sevilineyi de beraberinde getirir. Ana-babanın çocuklarına duy­duğu sevgi, sıcak, sevecen, katışıksız olmalıdır. Fıtraten verilen bu güzel

duygu öylesine güzel sergilenmeli ki çocukları da ileriki hayatlarında aynı­sını uygulayabilsinler. Bu hususta Bertrand Russell'ın Eğitim Üzerine adlı kitabında "Sevilmek isteyen anne ve babalar sevgi görecek biçimde davranmalı,

çocuklara yaygın sevgi ve duyguları meydana getiren bedensel ve zihinsel özellikleri

vermeye çalışmalıdır"19 diyerek anne ve babaların çocuklarından sevgi ve saygı görmek isterlerse önce kendilerinin buna kaynaklık yapmalarının en doğru yol olduğunu vurgulamaktadır.

Çocuğun en temel ihtiyacı olan sevgi, anne tarafından çocuğa h.issetti­rilmelidir. Bu fiziki bir gösteri değildir. Rasulullah (s.a.v) da böyle yapmıştır; çocukları kucaklayıp sevmiş ve öpmüştür. Kucağa alınıp, sarılıp, kucaklayıp, okşanmadığı takdirde çocuk sevgiyi nasıl anlayacaktır. Çocuğa gösterilen sevgi onun güven duygusunu geliştirecektir.20 Unutulmamalıdır ki ana ku­cağının sıcaklığı hiçbir şeyle değişilmez. Ayrıca çocuğun sizinle kuracağı bu ilk insan ilişkisi ona ömür boyu inşan ilişkisinin de temeli olur. Anne sevgisi ile güven duygusu geli-şen çocuk, gelecekte dengeli hareketler geliştirecektir. Kendi bedeni gelişimi de normal bir biçimde seyredecektir. "Annenin giilen

yüzü, okşayan sesi, çocukta mutluluk ve sevinç oluşturur. Anne sevgisi çocuğun

rulıl besinidir. Süt çocuğımım sevgi ihtiyacı öyle doğal karşılanır ki önemi gözden

kaçar".11 Bebeklikte ve diğer yıllarda anne sevgisinden herhangi bir nedenle mahrum kalan çocukların, ne bedenen, ne de ruhen beklenen gelişmeyi gös­teremedikleri anlaşılmıştır. Ancak sevgi izhar ettirilirken onu şımartacak boyutta olmamalı, seviyeli olmalıdır.

Sevginin izharında aktif bir rol oynayan ninnileri de anneler çocuklarını maneviyata yönlendirmede materyal olarak kullanabilirler. Ayrıca sevginin

18

19

20

21

Atalay Yöri.ikoğlu, Çocuk Rıı/ı Sağlığı, s. 183, İst. 1993.

Bertrand Russell, Eğitim Üzeriııe, s. 138, Çev. Nail Beze!, İst. 1993.

Dodson Fitzhugh, Çocuk Yaşken Eğilir, Çev. Seçkin Selvi.

A. Yörükoğlu, a.g.e., s. 38-39

Page 14: ISLAM'DA ll AILE ve ÇOCUK TERBIYESI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D149237/2005/2005_CEVIKOGLUN.pdf · İslami İlimler Araşhrrna Vakfı Tarhşmalı İlmi Toplanhlar Dizisi:

208 İSLAM'DA AİLE ve ÇOCUK TERBİYESİ SEMPOZWMU (II)

çocuğa gösterilmesinde tesir-i kuvveti bulunan ninnilerin mesaj yüklü olma­sı da gayet yerindedir. Çocuğumuza belli alışkanlıklar kazandırılınasına

yardımcı olur. Çağımızın müslüman anneleri:

"Dandint dandint dasdana Danalar ginniş bostana Kov bostancı danayı Yem esin lahanayı"

gibi dana ve lahanalardan ibaret garip liHızlar terennüm edeceklerine, çocuk­lar için dini ve insani hisler uyandırıcı, kahramanlık ifade ed~n ninni ve marşlar ınırıldansalar akla ve gerçeğe daha uygun olur:

"İşte İslam, işte iman, işte nur! Dillerde her liihza Allah okunur. Cici ellerin kaldır ey yavrum. Alemierin Rabbi var eı; yavrum, Şakıyan şu bülbüller, Der Yii Rabbi! Yii Rabbi! Bunca liileler giiller, Der Yii Rabbi! Yii Rabbi!" :12

Bebeğin adeta manevi gıdası olan ninnilerin önemini, arhk dilli konuda medyanın yönlendirdiği .İslami hassasiyeti olmayan kimseler dahi kavraya­rak çocuklarına terennüm ettikleri ninnilerin içinde hiçbir şekilde dilli motife yer vermeyip tamamen kendi ideallerini ihtiva eden şeyleri söylemektedir­ler. Elbette telkin, lisanen olduğu gibi hareketlerle de tesirini gösterir. Bizler müslüman anneler olarak çocuklarımızı elden geldiğince, manevi gıdalarını verirken sevgimizi izhar ettirirken, sünnet, adab ya da güzel adetlerle vere­lim. Annelere örnek olabilecek birkaç misal vermek istiyorum: Anneler kü­çük yaştan itibaren ninnilerin yerine tevhid, salavat, ism-i eelilieri sesli ola­rak okuyabilir. Uyurken ya da bebek yanında iken, ilk konuşurken bebek bu kıymetli şeyleri söylediğini hatta rahatça söylediğini görecektir. Bir diğer misal ise, çocuklar bebekliklerinden beri uyurken ya da uyanıkken onun bulunduğu odaya teybe Kur'an ya da ilahi kasetleri koyup sesini rahatsız etmeyecek şekilde açarsak yine o ilahi nağmeler ruhuna iyilik ve güzellikler üfleyecektir. Büyük çocuklar bile oyun aynarken dillerinde şarkılar yerine

22_. B. Marangoz, a.g.e., s. 29-30.

Page 15: ISLAM'DA ll AILE ve ÇOCUK TERBIYESI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D149237/2005/2005_CEVIKOGLUN.pdf · İslami İlimler Araşhrrna Vakfı Tarhşmalı İlmi Toplanhlar Dizisi:

İSLAM' A GÖRE ÇOCUK TERBİYESİNDE ANNENİN YERİ 209

iHihller dolansın. Oyun aynadıkları odaya teyp yerleştirilip aynı uygulama yapılabilir, o kimseler gibi Kur'an okumaya özendirilir.

Başka bir husus da şu: Yüce Allah (c.c) "Anneler çocuklarım iki yıl enızirir­ler''23 buyuruyor. Yeni doğan bebekler için en önemli gıda anne sütü oldu­ğundan ann:eler bu görevi yerine getirirken, güzelce namaz için aldığı abdest

~

gibi abdest alarak, kıbleye yönelerek ve Yasin Suresi'ni veya başka sureleri

okuyarak sut verseler ne güzel olur. Hatta halk arasında çocuklarını dikkatli yetiştirmede titiz olan annelerin "Ben seni Yasin sütü ile besledim" qedikle­rini çok duyarız. Ne mutlu o anneye ve o evlada. Böyle anneler eviadının hayırlı olmasıyla mükafatını alır inşaallah.

Anne, çocuğunun yetişmesinde ve kişiliğinin gelişmesi sırasındaki kıla­vuzluk görevinde gayet titiz ve hassas olmalı. Mesela "Çocuğun oyuna olan ihtiyacı, gıdaya olan ihtiyacı gibidir";24 "Oyun sevgiden sonra gelen en önemli ruh'i besin kaynağıdır".25 Çocuklarda oyuna yönelik istek ve alaka, fıtraten bir içgü­dü olarak Hz. Allah (c.c) tarafından onlara sunulmuştur. Nitekim Peygambe­rimiz (s.a.v) "Çocuğu olan onunla çocuklaşsm"26 buyurarak oyunun önemini vurgulamışhr. Bizim asıl belirhnek istediğimiz husus, annenin çocuğun oyun ihtiyacının karşılanmasında oynadığı aktif roldür. Annenin çeşitli terbiyevi faaliyetlerinden geçen çocuk, oyun ile topluma karışmış durumdadır. Anne­ler çocukların oyunlarına lazım gelen dikkati göstererek, faydalı ve zararlı oyunları birbirinden ayırmasına yardımcı olmalıdır. Çocuklar iyi örnek teş­kil edici oyunlara sevkedilmeli, oyunlarla çocuklara güzel alışkarılıklar ka­zandırılmaya çalışılmalıdır.

Yine anneler, çocukların oyunlarında eğitici gayeli, üretici, deneyici ol­masında yönlendirici olmalıdır. Unutulmamalıdır ki iyi bir denetimeinin gözetiminde bol bol oynayan çocuklar ruh! yönden doymuş, içinden gelen yapıcı istekleri gerçekleştirmeye çalışan, iç dünyasını dış dünyaya aktarmış bir şahsiyet olacaktır ki, bu kimse iradeli, dengeli, .kabiliyetli ve aktif ko­numdadır. Ayrıca anne, eviadının arkadaşlarının seçiminde çocuğuna hisset­tirmeden etkin olmalıdır. Arkadaşların birbirlerinden etkilenmesi pek tabii­dir. Olumsuz tavırları olan arkadaşların çocuğumuza menfi davranışlar ka-

23 . Bakara 2, 233. 24 Guy Jocquin, Çocuk Psikolojisinin Ana Çizgileri, s. 173, Çev. M. Toprak, İst. 1976. 25 · A. Yörükoğlu, a.g.e., s. 172. 26 Deylemi ll, 136.

Page 16: ISLAM'DA ll AILE ve ÇOCUK TERBIYESI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D149237/2005/2005_CEVIKOGLUN.pdf · İslami İlimler Araşhrrna Vakfı Tarhşmalı İlmi Toplanhlar Dizisi:

210 İSLAM'DA AİLE ve ÇOCUK TERBİYESİ SEMPOZYUMU (II)

zandıracağl açıktır. Kız çocukların kız çocuklarla, erkek çocukların erkek çocuklarla aynaması herbirinin geliştireceği durumlar farklı farklı olduğun­dan daha iyidir.

Anne duyarlı olmalıdır. Çocuğa farkettirmeden, sıkmadan iyi bir göz­lemci ve yol gösterici olmalıdır. Oyunlarİn çoğu zaman malzemeleri TV kay­naklıdır. Erkek çocukların TV' de gördükleri saldırı, so ygun, hırsızlık, adam

öldürme, işkence sahneleri ertesi gün oyunlarına konu oluyor. Aynen onlar gibi, mesela bir süpermen gibi olmak için çocuk kendin! üçüncü katın balko­nundan atıyor ve ölüyor. Kız çocukları ayrı bir alem. Henüz daha 5-6 yaşla­rında masum, tertemiz küçük kız çocukları, ellerine aldıkları çöpten mikro­fonlada TV' de gördükleri şarkıcıların taklitlerini yaparak ahlak en öyle çirkin pozisyonlar sergiliyorlar ki, bunlar mı geleceğin anne adayları demekten insan kendini alamıyor. Anneler özellikle TV seyredilmesi konusunda evvela kendisi duyarlı olduğunu kendi seyrettiği programlarla bizzat örnek olarak göstermelidir. Hangi programlar seyredilebilir, hangileri seyredilemez bi­linmeli ve bildirilmelidir. Televizyonlarda ahlaki çöküntüyü de beraberinde getiren yayınların çocuklarımıza seyrettirilmemesi elzemdir. Yalnız bu, baskı ile değil, eğiterek, anlatarak olmalı. Eğer yasa,k getirilirse çocuk tersini yap­m;;ı,ya çalışacaktır.

"Seyretmeyeceksin, izlemeyeceksin" demekle olmaz. Onun izlemek is­tediği programların olduğu ve annenin izlemesinde sakınca gördüğü du­rumlarda, yasak koyma yerine ona fazla hissettirmeden başka bir meşguliye­te yönlendirilmelidir. Ya da tüm aile üyeleri bu saatte hep beraber TV izleme yerine faydalı kitapları okumalı, araştırmalar yapmalıdır. Fakat belirli saat­lerde yaşına uygun zararlı' olmayan yayınlar eğitici ve bilgilendirici olabilir. Yalnız bu yapılırken çalışma ve uyku saatlerini aksatmayacak şekilde bir programla belirlenebilir. Bazen arıneler, misafirlerle beraber gelen çocuklar, kendilerini rahatsız etmesinler diye TV açarlar. Zararlı zararsız, ne var, ne yok mütemadiyen çocukları onun karşısından ayrılmazlar. Seyrettikleri men­fi şeylerden, ruhi sağlığı ve ahlaki dengesini yitiren gençlerin, çocukların sayısı çok fazladır. Çocuk mütemadiyen annesi tarafından TV karşısında tutulur, sonra da "zamane çocı.,ığu" damgasını yer. Bu yanlıştır. Esefle belir­telim ki anne kendi duyarsızlığının faturasını çocuğa yüklem~ktedir. Çocuk, zamanı gelince öğreneceği şeyleri TV sayesinde yaşından evvel öğrenip yan­lış davranışlar sergiliyorsa suçlu kimdir? TV'lerin bir başka boyutu da çocuk­ları israfa teşvik edici çikolata, şekerleme gibi sağlığa da uygun olmayan bazı

Page 17: ISLAM'DA ll AILE ve ÇOCUK TERBIYESI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D149237/2005/2005_CEVIKOGLUN.pdf · İslami İlimler Araşhrrna Vakfı Tarhşmalı İlmi Toplanhlar Dizisi:

İSLAM' A GÖRE ÇOCUK TERBİYESİNDE ANNENİN YERİ . 211

reklamların aşırı olarak gösterilmesidir. Anneler bu konuda çocuklarını kar­şılarına alarak anlatmalı, onları önemsedikleri için fikirleri ve kararları bera­ber aldıklarını söyleyerek bilinçlendirmelidir. Annenin çocuğuyla ilgilenece­ği TV' nin bir başka boyutu ise TV başmda geçirilen zaman israfı konusudur. Burada harcanan vakit yerine daha faydalı ve yararlı işler yapılabileceği,

memfeketinin geleceğinin çok çcılışan gençlerle mümkün olacağı belirtilme­lidir. Annelerin çocukların okul ve ders· programiarına gösterdikleri özeni çocuğun evdeki "ev programı" na da göstermesi gerektir.

Gazete, dergi, kitap gibi kitle iletişiminde söz sahibi olan müesseselerin ürettikleri, ortaya koyduğu şeylerde de tahribatlar mevcuttur. Ama artık bu zararlıların çocuklarımıza menfi etkilerini açıklarken alternatiflerini de su­nabiliyoruz. Anne ve babalar menfi yayınlardan haberdar olmalı; kafayı lü­zumsuz yere meşgul edici gereksiz yayınlar yerine, çocuklarımıza ufuk ka­zandıracak din1, ilm1, kendi değerlerini öğreten, Peygamberimizi, İslam kah­ramanlarmı, sahabelerin hayatlarını anlatan kitap, dergi ve diğer yayınlan almalı, takip etmelidir. Çok şükür bu alanda da gerçekten güzel çalışmalar vardır. Çocuk tiyatroları şeklind€ İslam kahramanlarmm, nezih müslümanların hayatlarını anlatan, dini bilgilerin, ibretfi hikayelerin anlatıl­dığı kasetler, iH1h1ler, marşlar, ezgiler, şiirlerden oluşan kasetler de, annele­rimizin çocuklarını eğitirken kullanabileceği araçlardandır. Hergün çocuğu­nuza, kitap okuma vakti ayırmasını sağlayın. Ona okuma alışkanlığı kazan­dırın, okumanın zevkim tattırm. Bu güzel alışkanlıkları kazandırmak, her inançlı annenin görevidir.

Anne, çocuğun girdiği ilk sosyal çevre olan okul eğitiminde de aynı hassasiyeti gösterme!İdir. Annenin ve ailenin verdiği eğitime ters düşen bir eğitim veriliyorsa anne bunu farketmeli, çocukta oluşabilecekmenfi değişik­liklere meydan verilmemelidir. Çelişen hususlar aydınlahlarak anlatılmalı, çocuk şuurlandırılmalıdır. Mesela evden ya da din dersi öğretmeninden insanların Hz. Ad em ile Hz. Havva' dan çoğalarak geldiğini öğrenen ve buna inanan çocuk, insanın yaratıcısının alemierin Rabbi olduğuna kesin inancı varken, okulda fen bilgisi dersinde insanın atasının maymun olduğu çelişki­siyle kafası allak bullak olmaktadır. Şimdi hangisine inansm? Annesine mi? Hocasına mı? Ve aileyle sorunlar başlıyor. Tabi! ki hacası daha bilgili oldu­ğundan çocuk bu sefer ailesini beğenmemezlik yapıyor. Oysa ki veli, okulu aile eğitiminin bir devamı ve daha gelişmiş ş~kli olarak görüyor ve okuma­nın zaruretine de inanıyor. Bu dengesizliklerin yanı sıra çocukların fıtratları-

Page 18: ISLAM'DA ll AILE ve ÇOCUK TERBIYESI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D149237/2005/2005_CEVIKOGLUN.pdf · İslami İlimler Araşhrrna Vakfı Tarhşmalı İlmi Toplanhlar Dizisi:

212 İSLAM'DA AİLE ve ÇOCUK TERBİYESİ SEMPOZYUMU (Il)

na ters düşen uygunsuz durumlar, tarihimiz ve geçmişimizle ilgili öğretilen düşmanca bilgiler, ailelerle okulun arasını iyice açıyor. Aslında bizi birbiri­mize düşüren bu tezat olumsuzluklar olmamalı. Eğitim sistemimiz halkın öz

değerleriyle bütünleşmeli. Am1eye düşen görev ise okulda ve çocuğun girdiği diğer sosyal çevrelerde çocuğu tatlı bir kontrol altında tutmak, onu dinlemek ve olabilecek yanlışlıkları gidermektir.

Anne, çocuğuna iyi örnek olmalıdır. Evladına ahlak! ve dilli vedbeleri yerleştirirken önce kendisi tatbik etmelidir ki çocuk da onu taklit etsin. Kü­çük çocukların anne ve babalarını taklit etme özelliğinden istifade ederek, onları hayırlı şeylere yönlendirebiliriz. Çocuk ortaya koyduğu davranışlarıy­la aldığı eğitimi sergiler adeta. Mesela anne namazını kılan biriyse kız çocu­ğu hemen örtüsünü kaptığı gibi annenin yanına durup onun gibi yapmaya başlayacaktır. Bunun tersi de mümkündür. Annenin ahlakında bozukluk varsa mesela yalan söyleme; gıybet etme gibi dil afetleri duyarsa çocuk da bunları aynen farkında olmadan yapacaktır. Çünkü çocuğa göre annesi hata­sızdır, doğru yapar. Annesi ona ne söylüyorsa o doğrudur. Anı1eler gelece­ğin teminatı olan yavrularına kötü örnek olmamalıdırlar.

Anılenin çocuğun hatalı tavırları karşısında takınacağı tavırları belirt­mekte de yarar vardır. Muhakkak ki her ailenin çocuk davranışlarıyla ilgili yazılı olmayan bir yasağı bulunur. Çocuk yanlış ve menfi bir davranış geliş­tirdiğin~e hemen dayak ile cezalandırılmaya kalkışılmamalıdır. Evvelasakin bir şekilde hatalı davramşı belirtilip yanlışlığı anlatılmalı, gerekirse kendi hayatından, deneyimlerinden istifade ederek samirniyetle gidermeye gayret sarfedilmelidir. Eğer bir daha yaparsa cezalandırılacağı söylenmelidir. Tek­ran halinde cezalandırılabilir. O zaman da anne yine dayağı öfkesinden, sinidendiğinden dolayı tercih etmemelidir. Elindeki çocuktur, hayat dene­yimi yoktur; çocuk, hata yapa yapa en güzeli öğrenecektir. Önce hafif cezalarla yetinilmelidir.

Mesela uzun süreli olmamak kaydıyla küsme, sokağa göndermeme, yi­ne kısa süreli sevdiği şeylerden mahrumiyet gibi, cezalandırma usulleri de­nenebilir. İlla da dayak alacaksa bir-iki kaba etine olabilir. O da belirli yaşa kadar (temyiz yaşına kadar) dayak atılmaz. Çocuk dinen sab! hükmündedir. Ayrıca yüze de vurulmaz, zira yüz Allah'ın nazargahıdır. Zaten çoci.ığu ter­biye konusunda kademeli pedagojik yöntemler uygulamadan kınama ve danlmayı denemeden hemen cezaya, dayağa geçilmez. Dayak hakkında İmam Şafii, Zeynu'd:-Din el-Irak! gibi birçok alim "Dayak caiz olmakla beraber

Page 19: ISLAM'DA ll AILE ve ÇOCUK TERBIYESI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D149237/2005/2005_CEVIKOGLUN.pdf · İslami İlimler Araşhrrna Vakfı Tarhşmalı İlmi Toplanhlar Dizisi:

İSLAM' A GÖRE ÇOCUK TERBiYESiNDE ANNENİN YERİ 213

terki efdiildir" hükmünde birleşmişlerdir.27 Anne dayağı o anlık sinirinden, öfkesinden kaynaklanarak yapıyorsa o dayak çocuk üzerinde pek menfi etki­ler yapar, ruhi problemleri de beraberinde getirir.

Annelerin çoğu, evdeki meşguliyetlerin fazlalığından sinirli oluyorlar, en basit şeylerden bile kolayına geldiği için dayak atıyorlar. Bu, terbiye açı­sından H'iç faydalı değildir. Çocuk annesinden nefret eder, onun ne kadar gaddar olduğunu düşünür, soğur ve uzaklaşır. Anaokullarında cereyan eden bir olayı anlatmak burada gayet yerinde olacaktır. Anaokulunda öğretmen, çocuklardan anne resmi çizmelerini istiyor. Çocuğun bir tanesi pörtlek göz­lü, çirkin, gaddar yüzlü bir anne çiziyor. Öğretmen şaşırıyor. "Yavrum bu nasıl anne resmi böyle, niye böyle çizdin?" diye soruyor. Çocuk da, "Ben çocuğunu döven bir anne çizdim de ondan" diyor. Evet anneler cezalandır­ma hususunda dengeli, tutarlı, yapıcı bir yol izlemelidirler. Bugün "olmaz" dediğine yarın "olur" derse çocuk bundan istifade eder.

Annelerin çocuklarına yaptığı yanlış uygulamalardan bir diğeri de; ufa­cık hatalardan dolayı hemen avaz avaz bağırmaları, kötü sözler, lanetler ve beddualar yağdırmalarıdır. Bunlar cidden güzel değildir. Annelerin çoğu zaman farkında olmadan küfür lafızlar kullanmaları konuyu daha da vahim­leştirir. Zira bu küfür lafızlarını kullanmak haramdır. "Allah seni çarpar", "Allah seni k_ızgın ateşte yakar" gibi sözler de çocuğun Rabb'inden sağuma­sına vesile olur. Dinini sevmez ve kendisini özenerek yaratan biricik sahibi Allah Teala'yı acİmasız ve gaddar bir varlık olarak tanır ki, annelerin bundan kaçınmaları lazımdır.

Evet son söz olarak diyoruz ki, geleceğimizin teminatı gençlerimizi is­tenilen doğrultuda eğitimli, saf, temiz, güzel ahlaklı, dinini seven, manevi­yiith anneler yetiştirmelidir. Anneler de uyandı, uyanıyor ve uyanmaya de­vam edecek. Tarihin akışı değişecek, senelerdir ezilen, sömürülen, en ağır işkenceler yapılan, öldürülen, müslümanları içinde bulunduğu bu durum­lardan kurtaracak, yaraları saracak bir .nesil geliyor. İdeal özlenen nesil ye­tişmektedir. Geçmişte "Asim Nesli" özleniyordu. "Nesl-i Ced!d" isteniyor­du. Şimdi de "geniş ufuklu, bilgili, ideal, örnek şahsiyet! i ALTIN NESİL" bekleniyor. Bilinmelidir ki biz nereden yere düştüysek oradan ayağa kalka­cağız. Maneviyatla kuşanacağız, ilirole bezeneceğiz. Herkes bu kutsi hamlede üzerine düşeni yerine getirmelidir, Şu halde biz annelerin, konunun ehem­miyetini kavrayarak çok çalışması kaçınılmazdır.

27 İbrahim Canan, İslam'da Çocuk Hak/an, s. 109, İst. 1980.