kafkasya forumu dergisi sayi 3

66

Upload: sencer

Post on 28-Mar-2016

272 views

Category:

Documents


12 download

DESCRIPTION

Iki Aylik Siyasi Dergi, www.kafkasyaforumu.org

TRANSCRIPT

Page 1: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3
Page 2: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3
Page 3: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

“Özgürlük ve sevginin herkesi buluþturduðu, sömürü ve zulmün olmadýðý bir dünya hayal deðildir. Çünkü bugunkünü de biz yaptýk!”

smet Arasan'ýn kuþkusuz insanlýðýn ortak arzusunu dile getirdiði dizeleriyle yeniden merhaba!Bu yolda bize uzat-týðýnýz elinizde tuttuðunuz 3.sayýmýzda yine yeniden kendimizi biraz daha geliþtiriyor ve dönüþtürüyorken, sizleride biraz daha tanýdýðýmýz bir istasyondayýz þimdi. Çevirdiðiniz her sayfada, Forum'un her bir üyesinin ve çeþitli

projelerde bizimle beraber olmayý seçenlerin,sömürü ve zulmün olmadýðý bir dünyayý hayal edenlerin,uluslararasý are-nada,diðer tüm kültürler için olduðu gibi korunmayý hakeden kültürel deðerlerine sahip çýkanlarýn sessizliði bozmaçabasýna tanýk olacaksýnýz!Yine bu sayýmýzda da ender rastlanabilecek iddialý konu ,yorum ve araþtýrmalarýmýzla huzu-runuzdayýz. Aydýnlatýcý ve keyifli olmasý dileðiyle...

Eski Rus istihbaratý KGB' nin Abhazya'da oluþturduðu istihbarat aðýnýn raporlamalarýný okurken bir halkýn kendi toprak-larýnda dahi kendi dilinde eðitim hakkýnýn ellerinden alýnma çabasýna ve buna direnenlerin nasýlda kolayca fiþlendiðininibret verici tablosuna yýllar sonra tanýk olacaksýnýz.

"Kadim Savaþlar" tarihin ve "Kazaklar" Rusya'nýn geçmiþten bugüne Kafkasya'ya iliþkin politikalarýnýn izni sürerken,anlatýcýlarýnýn akýcý dili ve yorumlarýyla bugün bölgedeki çatýþmalarýn nedenlerini sorgularken artýk bölge haritasý veüzerindeki deðerlendirmeleriniz daha berraklaþacaktýr,umarýz.

"Basklar'la Ýlgili Birkaç Söz" hakikaten birkaç sözden ibaret bir çeviri. Ancak konuya ilgi duyanlarýn önünü açabilecekve her þeyden önemlisi Abhazca okuma ve yazmanýn kolay yollarýný geliþtirmiþ olan bildiðimiz ve yaþayan tek deðerliçevirmen Ajiba Faruk'un elinden çýkmýþ olmasý da yazýnýn yayýnlanmasý için ayrý bir motivasyon kaynaðý.

Küreselleþmeyi kültürel perspektifle derinlemesine inceleyen ve "raðmen" kültürel nüveleri koruyabilmenin yollarýnýörneksemelerle sunan ve daha bu konuda söy lenecek çok söz yapýlacak çok iþ olduðu bilinciyle kaleme alýnmýþ bir yazý.

Çeçen Kamplarýndan evvelce söz verdiðimiz üzere film gibi bir yaþam öyküsü daha.Ve yine "Son Sesler" belgeselininyaratýcýsý Ýsmet Arasan'ýn deðerli çalýþmasýna iliþkin yaptýðýmýz röportajla bu tarzda çalýþmalarýn önünü açmanýn yol-larýný aramak ve kendisine Kafkasyalýlar olarak teþekkürü bir borç bildiðimizi ifade etmekti niyetimiz.

Kanayan yaramýz Çeçenistan…Kaan Akdoðan'ýn bizden esirgemediði deðerli çalýþmasý, bu defa Çeçenler'in haklýdireniþinin uluslararasý boyutunu hukuki bir temellendirmeyle deðerlendiriyor. Dikkatle ve hakketiði özeni göstererekokunmasý gereken bir çalýþma. Artýk hem Çeçen direniþini geçmiþten bugüne sahiplenmekten vazgeçenlerin hem de etnikkýyýmý terörizm yaftasýyla unutturmaya çalýþanlarýn söyleyecek bir sözü kalmayacak!

Savaþýn çirkin yüzünü açýk eden bir filmden çýkarsamalar ve "kültür ve insan" ortaklaþmasýnýn yansýlarý ve korunmasýgereken deðerlerýn önemini vurgulayan bir de kitap eleþtirisi, 'Absuwa Fuat' ýn okuruna deðenler…

Selim Perçinel'in bu ayki yazýsýnda birinci ve ikinci Çeçenistan savaþý kýyaslamasý, bugün bölge için taraflararasýdiyaloðun artýk kaçýnýlmaz olduðu vurgusuyla nihayetleniyor;"Barýþ herkes için en iyi çözüm…"

Deðiþen dünyada kent kültürünün hayatlarýmýza getirdiði kolaylýklarý yaþarken, ayný zamanda geçmiþten bugünekendine ait olanlarý yitiriþin de kaçýnýlmaz olduðu bir noktada hayatý yakalamalý eski ve yeni olanýharmanlayarak biziyeniden varetmeliydik. Bu bilinçle, "Kýsa Film" ve "Edebiyat" olmak iki ayrý atölye çalýþmasý baþlattýk. Proje sorumlusuolan arkadaþlarýmýzýn ve bizi bu yolculukta yalnýz býrakmayan deðerli hocalarýmýz Erol Köroðluve Hüseyin Kuzu'nun katkýlarýyla yaptýðýmýz çalýþmalarýn ürünlerini önümüzdeki günlerdesizlerle de paylaþmak için sabýrsýzlanýyoruz.

Bizden olan her þeyi hep ayný heyecanla paylaþmak dileðiyle…

01

editördeneditörden

Ý

Aþharapha Elif Yar

Page 4: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

5588

6633

2288

5522

3377

Rus KazaklarýKhurma Can Kesgin

Kafkasya DersleriBydanuk Ridade Fidan

Küreselleþme ve Diaspora Kimliði ÜzerineWatýrýpha Yasemin Oral

Kitap: Apsuwa FuatMkanba Çaðlar Konukman

Abhazya Dosyasý (1)Hraça Alper Kahraman

11000044

2200

4455

5555

Kadim SavaþKmza Murat Özkan

Gerçekliðe Doðru-Ýsmet ArasanJu Ahmet Demirci - Gughej Nefin Candemir

Üç Nesil Sürgün Hayatlar (2)Gýrýn Muhammet Salmak

Film: Deliler EviBahar Burcu Karahan

Çeçenya’nýn Hukuki MeþruiyetiKaan Akdoðan

Basklar Ýçin Bir Kaç SözAjiba Faruk Mert

6611

3300

Çeçenistan Savaþý Yayýlýyor Mu?Selim Perçinel

EditördenElif Yar0011

Page 5: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

0044

1100

3377

Dergide yer alan tüm yazýlarýn sorumluluðu yazarlarýna aittir.

Ýki Aylik Siyasi DergiOcak-Þubat, 2006, Sayý:2Kafkasya Forumu Dergisi Adýna SahibiCan Kesgin, Feridiye Cad. Taksim Fýrýn Sok. No.4Daire.10, Taksim/ÝstanbulGenel Yayýn YönetmeniElif Yar Sorumlu Yazý Ýþleri MüdürüCan KesginGrafik Uygulama-KapakHaluk Özcan

Yazý ÝþleriAhmet Demirci, Alper Kahraman, ÇaðlarKonukman, Çiðdem Hatacýkoðlu, Haluk Özcan,Muhammet Salmak, Murat Özkan, Ridade Fidan,Sencer Busun, Zahit KuyumcuReklam SorumlusuAhmet DemirciAbone SorumlusuGülay Sey : [email protected] Busun (Avrupa):[email protected]

BaskýEK-BÝL Matbaacýlýk, Evren Mah. Halkalý Cad. Kuzu Sok. No.3 Baðcýlar/Ýstanbul 0212 5504949Resim&FotoðrafBirleþik Kafkasya Derneði ArþiviÝletiþ[email protected]ýda BulunanlarMehmet Güç, Aydan Çelik, Þamil Aðralý

NY

E

www.kafkasyaforumu.org

RUS KAZAKLARI

Rusya, 1864'de Çerkes Sürgünü ile noktalanan Kafkas-Rus savaþýnasonucunda uluslararasý alanda Kafkasya'ya harita üstünde hâkim olsada, Kafkasya'nýn kendi topraðý olmadýðýný, dahasý daðlýlarýnözgürlük ruhunu hiçbir zaman kýramadýðýný hissediyordu. Ruslar, "his-setmek"le "bilmek" arasýndaki nüansýn farkýndalar. Buna cevap olarakÇarlýk Rusya'sý günümüzde yeniden inþa edilmeliydi. O halde baþvu-rulacak olan kaynak, yani Çarlýk Rusya'sý tarihi iyi etüt edilmelidir. Çar-l ýk Rusya'sý zamanýnda, Kazaklarýn, Kafkasya'nýn iþgal edilmesindeve kolonileþtirilmesinde oynadýklarý rol tart ý þmas ý zd ý r. Madem tarihinsayfalarý geriye doðru açýlýyor, o halde Kazaklarýn geçmiþteki vegünümüzdeki durumlarýný, merkezi hükümetle, Kafkasya'nýn otoktonhalklarý olan Çerkeslerle ve diðer halklarla olan iliþkilerini incelemek

KADÝM SAVAÞ

Çeçenya'da 12 yýldýr süren savaþ, Daðýstan'da giderek olaðan-laþan çatýþmalar, Kabardey- Balkar'ýn baþkenti Nalçik'e yapýlanbaskýn, Adigey'in Krasnodar eyaletine baðlanmasý yönünde atýlanadýmlar, Gürcistan'ýn Osetya ve Abhazya'ya yönelik artan saldýrýtehditleri... Tüm bölgelerinde gerilimin giderek týrmandýðýKafkasya'yý nasýl bir gelecek bekliyor? Rusya'nýn bölgede yapmaktaolduðu politik ve askeri deðiþiklikler, tek baþlarýna bir þey ifadeetmeseler de, hepsi bir yap-bozun parçalarý aslýnda.GeleceðinKafkasya'yý ve hayatlarýmýzý sarsacak olaylara gebe olduðu kuvve-tle muhtemel. Altýmýzdaki zemin titrerken, sebebini anlamak içingünümüzde yaþananlarýn tarihteki karþýlýklarýný tekrar tekrar oku-

ABHAZYA DOSYASI (1)

Savaþ tehlikesi diasporayý ciddi bir endiþeye sevk ederken bir yan-dan da bir ilkin gerçekleþmesine sebep oldu: Savaþ sonrasýndaKafkas diasporasý Abhazya konusunda ilk toplumsal tepkisini göster-erek sivil ve yaygýn bir örgütlenmeye adýmýný attý. BaðýmsýzAbhazya Platformu adýyla örgütlenen bölge inisiyatifleri Gürcistanhükümetini saldýrgan tutumu sebebiyle kýnayan, Gürcistan halkýnýve dünya kamuoyunu bu tutuma karþý tavýr almaya çaðýran birbasýn bültenini 11 ilde eþ zamanlý olarak okudular. Platformun sivilbir organizasyon olarak diasporanýn Abhazya konusundaki has-sasiyetlerini istikrarlý bir þekilde sunabilmesini umuyoruz.

Page 6: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

kf

regoryan takvimine göre 2 Haziran, 1864yýlýnda kullanýlan Julian takvimine göreyse 21Mayýs günü, Kbadaa yaylasýnda toplanan Rus

birlikleri yüzlerce yýldýr süren bir savaþa son noktayýkoymaya hazýrlanýyorlardý.* "Gökyüzü çökecek olsasüngüleriyle tutacak kadar kalabalýk" olan Çar'ýnordusu, bu büyük zaferi o gün edilen dualar, "kahra-manlýk" gösteren birliklerin sancaklarýna takýlanmadalyalar ve Çar'ýn tebrik mesajý ile kutladý. Oysa, ogün en sonunda bittiði düþünülen savaþ her kadim ihti-laf gibi hýzlandý, durakladý, ama hep devam etti. Güçlübir yeraltý ýrmaðý gibi üzerindeki zeminin zayýfladýðýher yerden fýþkýrdý. O 2 Haziran sabahý takdis ve taltifedilen Rus ve Kazak askerler oðullarýný, onlar da kendioðullarýný Kafkasya'daki o kadim savaþa gönderdiler.

Rusya'nýn Kafkasya ile olan mücadelesi, DoðuAvrupa'daki Slav kabilelerine onlarý bir araya getirenbir Viking Bey'inin ismine ithafen "Rus" denmeyebaþlamadan, ilk savaþý kimsenin hatýrlamayacaðý kadareskiye dayanmaktadýr. Zaman Ruslar'ý bir imparatorluktebaasýna çevirirken Kafkasyalýlar, belki de onlarý biraraya getirecek bir Viking Bey'i olmadýðýndan her ney-seler o olarak yaþamaya devam ettiler.

Zamanla birçok deðiþim geçiren Rusya þehir prenslik-lerinden bir krallýða, oradan bir imparatorluða, sosyal-ist bir cumhuriyetler birliðine (en azýndan ona adýnýverenlere göre) ve bir federasyona (yine ona adýný

verenlere göre) dönüþtü. Bu kadar deðiþim içerisindedeðiþimin kendisinden baþka iki þey daha deðiþmedi.Birincisi Rusya'nýn, ideolojisi ne olursa olsun herzaman sýký bir despotizm olarak kalmayý becermesi,ikincisiyse Kafkasya'ya egemen olma politikasýdýr.Korkunç Ivan'dan Stalin'e kadar Rusya tarihinde izbýrakmýþ bütün liderlerin Kafkasya'da baþarýlý ya dabaþarýsýz bir macerasý olmuþtur. Ancak bu liderlerdenhiç biri Putin kadar Kafkasya'ya muhtaç olmamýþtýr.Çünkü kendisi iktidarýný Kafkasya'daki problemlere,daha net bir ifadeyle Çeçenistan Savaþý'na borçludur.Ýlk icraatý Rus ordusunu tekrar Çeçenistan'a sokmakolan Putin'in baþlattýðý savaþ bitmekten öteKafkasya'ya yayýlmaya baþladý. Þimdilik Daðýstan'dakive Nalçik'deki olaylar güçlü bir yeraltý ýrmaðýnýnyüzeyde yarattýðý geçici küçük gölcükler gibiler.Herkes o pýnarlarý yeraltýndaki ýrmaðýn yarattýðýnýnfarkýnda, ancak sorun o ýrmaðýn ne kadar güçlü aktýðýve ilk nereden fýþkýracaðý. Bunu öðrenmek için öncekaynaðý bulmak gerekir.

Dün

Kafkasya'nýn çetin coðrafyasý, üzerinde yaþayanlara,iþgalcilere karþý direnebilecekleri sayýsýz imkân sun-maktadýr. Bu sebepten olsa gerek Kafkasya'nýn tarihinbaþýndan beri uðradýðý birçok iþgalden çok azý geriyebir iz býrakacak kadar uzun ömürlü olabildi. Sýk daðlar

G

Çeçenya'da 12 yýldýr süren savaþ, Daðýstan'da giderek olaðanlaþan çatýþ-malar, Kabardey- Balkar'ýn baþkenti Nalçik'e yapýlan baskýn, Adigey'in Krasnodareyaletine baðlanmasý yönünde atýlan adýmlar, Gürcistan'ýn Osetya veAbhazya'ya yönelik artan saldýrý tehditleri... Tüm bölgelerinde gerilimin giderek týr-mandýðý Kafkasya'yý nasýl bir gelecek bekliyor? Rusya'nýn bölgede yapmaktaolduðu politik ve askeri deðiþiklikler, tek baþlarýna bir þey ifade etmeseler de,hepsi bir yap-bozun parçalarý aslýnda. Geleceðin Kafkasya'yý ve hayatlarýmýzýsarsacak olaylara gebe olduðu kuvvetle muhtemel. Altýmýzdaki zemin titrerken,sebebini anlamak için günümüzde yaþananlarýn tarihteki karþýlýklarýný tekrar

Kadim Savaþý

Kafkasya’nýn

KMZA MURAT ÖZKAN

Page 7: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

ve vadileri sayesinde iþgalcilere direnmenin kolaylýðý,Kafkasya'da her ne pahasýna olursa olsun kalmakzorunda olmayan ya da bu iþgalin maliyetini karþýlaya-mayacak olan iþgalcilerin gözünü korkuttu. Belki de busebepledir ki, Kafkasyalýlar yalnýzca Japonlar ve Ýngili-zler gibi adalý halklarda görülen türden kibirli vesaplantýlý bir baðýmsýzlýk tutkusu sahibidirler. Her birikendi dönemlerinin süper güçleri olan Roma, Bizansve Osmanlý imparatorluklarý bile o topraklarda sadeceticaret kolonileri kurmakla yetindiler. Þüphesiz ki budevletler uzun ve kanlý bir mücadeleye giriþmelerihalinde Kafkasya'yý ele geçirebilirlerdi. Ancak bir ülkeyalnýzca ona sahip olmak için deðil onun arkasýndakiülkelere de sahip olmak için de ele geçirilir. Yani bir

bölgenin kendisinden baþka, gerisinde uzanan toprak-larýn stratejik ve ekonomik deðeri de, iþgal edilmesi yada edilmemesi için sebeptir. Kafkas daðlarýnýn arkasýn-da çöllerin ve bozkýrlarýn yer aldýðýný da hesabakatarsak güneydeki güçlerin isteksizliði daha netanlaþýlýr. Mevzu bahis bozkýrlardan çýkýp gelen Rusyagibi bir güç için ise Kafkasya, aþýldýðý takdirdeAkdeniz havzasý ve Ortadoðu gibi dönemin sýkletmerkezi sayýlabilecek bölgelere geçiþ imkâný verenbereketli topraklara açýlan bir kapý gibidir ve bundandolayý Rusya gibi kuzeyinde olan bir ülkenin güneyeaçýlabilmek için Kafkasya'ya hâkim olmasý elzemdir.Ancak savunulmasý bu kadar kolay bir ülkeyi birseferde ele geçirmek mümkün olmadýðýndan, Rusya buiþgali zamana yayma yoluna gitti. Bunun için adýmadým kurulan kaleler ve Kazak yerleþimleri ileKafkasyalýlar düzlüklerden daðlara doðru

sýkýþtýrýldýlar. Bu kaleler ve Kazak yerleþimleri belirlimesafelere inþa edilmiþ karakollarla birbirine baðlan-mýþtý. Ancak bu yapýlanma Kafkasya'nýn yalnýzcakuzeyini kuþatmaktaydý. Daðlýlar Karadeniz üzerindenticaret vasýtasýyla savaþý sürdürecek imkânlarý teminetmeye devam ettiler. Bunun üzerine gemilerin yanaþ-masýna müsait koylara da kaleler inþa edildi veKafkasya'nýn kuþatýlmasý tamamlanmýþ oldu. Bu kuþat-manýn amacý o dönemde dünya kamuoyuna söylendiðigibi daðlýlarýn Ruslara saldýrmasýný engellemek deðil,daðlýlarý açlýkla teslim olmaya zorlamaktý. Çünküambargo uygulanan temel iki maddeden biri barutdiðeri de o dönemde et saklamak için kullanýlan tuzdu.Bu aç býrakma savaþý için ekinler, hayvan sürüleri Ruskuvvetlerince düzenli olarak yok edildi. Ambargonundiðer bir maksadý ise bölgede olan biteni dünyanýngözünden saklamaktý, güçlü emperyalist ihtiraslarý ile odönemdeki dünya kamuoyunun dikkatini hal-i hazýrdaüzerine toplamýþ olan Rusya, Kafkasya konusundakendi politikalarýna muhalefet edebileceklerin enfor-masyon almasýný engellemek için düzenli ve kararlý birþekilde yabancýlarý Kafkasya'dan uzak tutmaya çalýþtý.

Kafkasyalýlar'ý birbirine düþürmek için din, feodalsorunlar ve akla gelebilecek her yol kullanýldý. Bazýtopluluklarýn tarihten gelen husumetleri birbirlerinekarþý kullanýldý. Zaten savaþ, aralarýnda husumetolmayan toplumlarý bile birbirine düþürdü. Günlükhayatý sürdürmek bile imkânsýz bir hale getirildi.Direnmek hatta yaþamak günden güne zorlaþýrkenÇerkesler kendi aralarýnda Ýngiliz donanmasý yardýmagelene kadar direnmek, Osmanlý topraklarýna ya daKuban bataklýklarýna sürülmeyi kabul etmek üzerindenayrýþtýlar. Kafkasyalýlar arasýnda merkezi bir iradeninolmayýþý, destek vereceðini söyleyen ülkelere safçainanmalarý, özellikle Batý Kafkasya için tamiri zorsonuçlara yol açtý. Nihayetinde kesin bir sayý tespitedilememekle beraber bir ila üç milyon arasýKafkasyalý topraklarýndan sürüldü. Yarýsýna yakýnýyolda hayatýný kaybetti. Kafkas-Rus savaþlarýnýntarihte görülen diðer sömürge savaþlarýndan farklýolarak böylesine uç ve sýra dýþý bir insanlýk dramý-na dönüþmesinin sebepleri günümüzde halamuðlâk. Ancak ilk elden sayabileceðimiz biriki husustan ilki; Kafkasyalýlara yardým vaateden dönemin süper gücü Ýngiltere ve bölge-sel güç kalma hevesindeki Osmanlýnýn ikiyü-

05

Rusya'nýn Kafkasya ile olan mücadelesi, DoðuAvrupa'daki Slav kabilelerine onlarý bir arayagetiren bir Viking Bey'inin ismine ithafen "Rus" den-meye baþlamadan öncesine, kimsenin hatýrla-mayacaðý kadar eskiye dayanmaktadýr. ZamanRuslar'ý bir imparatorluk tebaasýna çevirirkenKafkasyalýlar, belki de onlarý bir araya getirecekbir Viking Bey'i olmadýðýndan her neyseler oolarak yaþamaya devam ettiler.

Page 8: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

zlü politikasýdýr. Ýki ülkenin de Rusya'nýn güneye doðrugeniþlemesinin durmasýna, en azýndan yavaþlamasýnaihtiyacý vardý. Kafkasya'da hâkimiyetini pekiþtirmiþ birRusya, Osmanlýnýn doðu sýnýrlarýný hatta baðýmsý-zlýðýný, Türkiye ve Ýran üzerinden Ortadoðu veHindistan'a sarkarak Ýngiltere'nin can damarlarýnýtehdit edebileceðinden, iki ülke Rusya'nýn güneyeyayýlmasý konusunda müttefik konumundaydýlar.Rusya'nýn 1799 yýlýnda yapýmý biten Gürcü askeri yoluile Trans-Kafkasya'ya saðlýklý bir lojistik hattý kura-bilecek hale gelmesi, bölge güç dengesinde ani birdeðiþime yol açtý**. Nitekim Gürcistan 1801'de Rusyaimparatorluðuna katýlmaya karar verdiðini ilan etti.Ancak Rusya Kafkasya'ya hâkim olamadýðýndankuvvetlerinin ve kaynaklarýný hatýrý sayýlýr bir kýsmýnýbölgede tutmak zorunda kalýyor, Trans-Kafkasya'yafazlaca güç yýðamýyordu. Bu durum Osmanlý veÝngiltere'nin Kafkasya'da savaþý uzatmak için çabala-masýna yola açtý ancak, savaþa bizzat müdahil olmayacesaret edemediklerinden, Kafkasyalýlar'ý deyimyerindeyse boþ vaatlerle oyalayarak savaþýsürdürmeleri için cesaretlendirdiler. Bazen kýsýtlý daolsa Kafkasya'daki direniþe kaynak aktardýlar, ancakbu, ya gönüllülerin özel giriþimleri ile ya da salt ticarikaygýlarla yapýldý. Bu konuda Bell ve Longworth gibiÝngiliz ajanlarýnýn anýlarýnda bol miktarda örnek mev-cuttur.

1864'de bittiði ilan edilen savaþ deðil, aslýndaKafkasyalýlar'ýn direnme gücü idi. Ciddi bir miktardanüfusun sürülmesi ile Kafkasya'da direnecek kimsekalmadý. Burada atlanan nokta direniþçilerin savaþýkaybetmesinden sonra sürüldükleri yanýlgýsýdýr. Þöyleki, direnme niyeti ve gücü olan topluluklar bileçevrelerindeki topluluklar çözülünce insan selinekarýþarak, yerlerini terk ettiler. Bahsettiðimiz þey tari-hteki Kavimler Göçüne bazý benzerlikler taþýr.Gerçekte Hunlar'ýn önlerine kattýklarý Germenkitlesinde çok az bir grup onlarla karþýlaþmýþ ya dasavaþmýþtý, aslýnda her þey, Hunlarla karþýlaþmýþ,savaþmýþ ve yenilmiþ bir insan selinin onlarý da önler-ine katýp götürmesinden ibaretti. Bunun Kavimler göçüve Hitit Ýmparatorluðunu yýkan Deniz KavimleriGöçünde olduðu gibi tarihte birçok örneði vardýr.

Nitekim savaþ sýrasýnda Kafkasya'da bulunan bazýseyyahlarýn yazdýklarýndan son günlerde bile hala

direnen insanlarýn bir anda mevzilerini terk edipsürgün kervanýna katýldýklarýný anlýyoruz.Anlaþýldýðý kadarýyla Rusya'nýn temelde

yaptýðý, insanlara topraklarýnda kalarakbarýþ içinde yaþama þanslarý olmadýðýnýgösterdikten sonra, belirli yoðunluk venicelikteki nüfusu güçlü bir saldýrý ile

mobilize etmek olmuþtu. Gerisini yüzyýl-lardýr süren savaþýn getirdiði açlýk, kar-

gaþa ve yorgunluk halletti.

Genelde sömürgeciler iþgal ettikleri

toprakta yerlileri ucuz iþ gücü olarak kullanma eðili-mindedirler.Kafkasya'nýn iþgali ise Kafkasyalýlar'ýndirenme kararlýlýðý sayesinde Rusya'nýn böyle birseçenek olmadýðýný anlamasýyla bir trajediye dönüþtü.Zira Rusya'nýn Kafkasyalýlar'a deðil, Kafkasya'yaihtiyacý vardý. Kafkasyalýlar yerine Ruslar ve Kazaklarkolonize edilerek topraðýn iþletilmesi problemi kolaycaçözülebilir ve ilerde savaþýn etkileri unutulunca tekrardirenmeye kalkýþarak potansiyel tehdit olan birtoplumdan endiþe etmeye gerek kalmazdý. Bu politikasavaþýn bittiðinin ilanýndan sonra da uygulamada kaldý.Geride kalanlara yönelik Rus ordusu saldýrýlarý resmenkesilse de, Kazaklar'ýn yerlileri yaðmalamasýna enazýndan sonuç alacak þekilde müdahale edilmedi.Geride kalanlar bunun üzerine ya sürgün kervanýnakatýldý ya da daha büyük yerleþimlerde bir arada yaþa-maya baþladý. Rusya Kafkasyalýlar'ý Kafkasya'dansürme politikasýný her zaman rafta tuttu ve tüm kri-zlerde tekrar tekrar uyguladý. Türkiye'de 93 harbiolarak bilinen 1877-78 Rus-Türk savaþýnda TürklerinAbhazya'ya Kafkasyalý gönüllülerden oluþan bir birlik-le çýkartma yapmasýna, Rusya, Abhazya'da neredeyseAbhaz býrakmayacak bir sürgünle cevap verdi.Rusya'nýn gerekçesi çýkartmaya destek verilmiþolmasýydý; ama ne Rus-Türk savaþýndan ne de çýkart-madan haberi bile olmadan daðlarda yaþayan birçokAbhaz köylüsünün de sürgünden nasibini almasý aslýn-da Rusya'nýn niyetini, gören gözler için açýk etmektey-di. Ayný tutumu Rus Ýç Savaþýnda, Ýkinci DünyaSavaþý'nda ve günümüz Çeçenistan Savaþýnda da bula-bilirsiniz. Bugün Rusya'nýn politikasýnýn deðiþtiðini yada yalnýzca Çeçenler gibi "yaramazlýk" yapanlarauygulanacaðýný düþünmek için, bir miktar tarih cahili,bir miktar da saf olmak gerekir. Sürgün yalnýzca dire-nenlerin ya da "sorun çýkartanlarýn" yani itaat etmeyen-lerin baþýna geliyorsa, Ýkinci Dünya Savaþý'ndaStalin'in Karaçaylar'ý ve Çeçenler'i Sibirya'ya sürme

06

Page 9: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

kf

sebebi Naziler lehine Rusya'ya karþý bir silahlý kalkýþ-ma içine girmiþ olduklarý ise, ki bu bile iki toplumunson ferdine kadar sürülmesi için yeterli bir neden teþk-il etmeyecektir, o dönemde Ruslar dâhil Sovyetlerdeyaþayan hemen hemen bütün toplumlardan Nazi komu-tasýnda savaþan birlikler çýktýðýný da hatýrlarsak, savaþsonunda bütün Sovyetler nüfusunun oradan orayasürülmesi gerekirdi. Bu iki toplumun sürülmesinin asýlsebebi, yaþadýklarý yer itibari ile varlýðý potansiyeltehdit olarak algýlanan toplumlarýn yok edilmesi gaye-sidir. Karaçaylar ve Çeçenler 19.yy sürgününden fazla-ca etkilenmediklerinden nüfuslarý diðer Kafkasyalýtoplumlardan fazlaydý ve ne acýdýr ki Rusya'nýn çýkarý-na azaltýlmasý gerekiyordu. Bugünkü ÇeçenistanSavaþý'nýn da, tekrar alevlenecek Kafkas-Rus savaþýnýnda sebebi, Kafkasya da yaþayan Kafkasyalý nüfusunvarlýðýdýr. Bu yüzden Kafkasyalýlar'ýn Kafkasya'dakivarlýðý devam ettikçe Rusya için bir tehdit olarakkalmaya devam edecekler. Çünkü bugün yaþayanlaritaat edecekleri sözünü verebilirler, gerçekten samimiduygularla itaat de edebilirler ama sonraki nesillerin debu sözü tutup tutmayacaðýný kimseye garanti edeme-zler.

Bunca yaþanmýþ olay ve ortaya dökülmüþ niyet varkenRusya'nýn topraklarýmýza öylece dönmemize izin vere-ceðine inanmak ve günümüzde politik bir hedef olarakdönüþçülüðü sunmak saflýkla açýklanamayacak kadarbüyük bir gaflet olur. Rusya'nýn kafasýndaki hayalinüfus kotasý dolduðunda; Kafkasya'ya dönmüþ, vatan-daþlýk almýþ insanlar, hatta içlerinde Rusya'nýn al-imenfaatleri için canýný seve seve verebilecek olanlarbile kendilerini diasporaya geri dönüþ yolculuðundabulacaklardýr. Son çýkartýlan yasalardan, özerkcumhuriyetlerin laðvedilme giriþimlerinden anlaþýldýðýkadarýyla, muhtemel bir savaþ bu süreci hýzlandýrmasabile yakýn bir zamanda Rusya'nýn dönüþçülük defterineyasal deðiþikliklerle bir nokta koyacaðýný tahmin ede-biliriz. Ancak buna gerek kalmamasý kuvvetlemuhtemel. Çünkü Rusya üniterleþme yönündeyasalar çýkartarak Kafkasya'yý Kafkasyalýlar'dansiyaseten arýndýrma yönünde hamleler yapmak-taysa da, askeri yapýlanmasýna uyguladýðýdeðiþiklikler Çeçenistan Savaþý'nýnKafkasyalýlar'ýn yoðun olarak yaþadýðý yer-lere sýçrayacaðýný beklediklerini gösteriyor.Birazdan aþaðýda Rus yetkililerin aðzýndaninceleyeceðimiz bu yeni yapýlanmaRusya'nýn Kafkasya'daki muhtemel karýþýk-lýklara askeri yöntemlerle üstelik tüm böl-geyi Çeçenistan gibi bir yýkým alanýnaçevirecek tepkiler vermeye hazýrlandýðýnýgösteriyor.

Bugün

Rusya Ýçiþleri Bakanlýðýkuvvetleri MVD

komutaný Nikolai Rogozhkin'in Interfax'a verdiðidemece göre emrindeki kuvvetler Elista(Kalmukya),Çerkesk, Nalçik ve Soçi'ye toplanacaklar. Bu þehirlerKafkasyalýlar'ýn yoðun olarak yaþadýðý yerlerle Rusnüfusun arasýnda bulunmakta. 600 kiþilik ÝçiþleriBakanlýðý taburlarý yerini 2000 kiþilik alaylara býraka-cak. Rusya'nýn güney sýnýrýný korumak için biriKaraçay-Çerkez'de diðeri de Daðýstan'da olmak üzereiki de yeni dað tugayý kurulacak. Simirnov'a göre butugaylarýn asýl amacý Karadeniz ve Hazar kýyýsýný"isyancýlarýn" saldýrýlarýndan korumak. Ancak asýl olanþey; Rusya, Kafkasya'da Kafkasyalýlar'ýn yoðun olarakyaþadýðý Doðu ve Orta Kafkasya'yý yani Daðýstan,Çeçenistan, Ýnguþetya, Osetya, Kabardey-Balkar veKaraçay-Çerkez'i kapsayan bölgeyi Ýçiþleri bakanlýðýnabaðlý birliklerle kuþatmaya, böylelikle gelecekteki birsavaþta ayný 19. yy'da yaptýðý gibi kendisine direnen-lerin dýþarýdan yardým almasýný önlemeyi ve onlarýaçlýkla teslim almayý hedefliyor. Federal GüvenlikHizmeti Sýnýr Ýdaresi Baþkan Yardýmcýsý BiktorTrufanov bir kýsmý Çeçenistan-Gürcistan sýnýrýndaolmak üzere 73 yeni sýnýr karakolunun kurulacaðýný veburalarda yerlilerin istihdam edileceðini belirtiyor. Buyeni sýnýr karakollarý ile kuþatmanýn güney kesimitamamlanacak.

Geçtiðimiz aylarda Rus yetkililerin Ýsrail'in Filistin'eördüðü duvarý incelediðini hatýrlarsak ne ile karþýkarþýya olduðumuzu daha rahat anlarýz. Ancak bütünbu yeni yapýlanma savaþý tek baþýna Rusya'yakazandýramaz. Çünkü Kafkasya'daki mevcudu 300bine varan Rus ordusu Çeçenistan Savaþý'nda bu tip birsavaþa hazýr olmadýðýný gösterdi. Bu sebeple bölgeninkoþullarýnda savaþabilecek bir orduya en azýndan yenibirliklere ihtiyacý doðuyor. Bu gerçeðin Putin defarkýnda ki eski defterleri karýþtýrmaya baþladý.

Geçmiþte Çarlýða Sibirya'dan Kafkasya'ya oradanDoðu Avrupa'ya kadar sömürge askeri olarak

hizmet veren Kazaklar'ý, geçtiðimiz yýl Putin'in,Duma'ya "düzeni koruyacak, kanunlarý uygu-layacak, teröristlerle savaþacak" özel birKazak güvenlik birliði için bir kanun tasarýsýsunmasý ile tekrar göreve çaðýrmasý bunundelilidir.

Nalçik'de yaþananlar Kafkasya'nýn gelecekte-ki kaderine ýþýk tutuyor.Herkes Çeçenistan'ýkarýþtýran terörislerin kalkýp güzel vehuzurlu Nalçik þehrini kana bulamasýsenaryosuna inanmak istiyor. Çünkü budurumda savaþýn her ne þekilde olursaolsun bir an önce bitmesini temenni etmekyeterli bu da herkesin iþine gelecek birdurum. Ancak sorun Çeçenler'in yarama-zlýklarý deðil de Rusya'nýn yönetme tarzý

ise o zaman iþimiz daha zor olacak-týr çünkü bir milyon

etmeyen Çeçen-

07

Page 10: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

ler'i suçlamak yüzlerce milyonluk Rusya'yý suçlamak-tan daha kolay. Çeçenistan hükümetinin savaþý tümKafkasya'ya yayacaðýný ilan etmesi, saða sola komutanatamalarý, bunlar Nalçik gibi olaylarýn olmasýnýsaðlayan etkenler deðiller. Zira Kafkasya; Rusya'dakiyolsuzluða batmýþ kötü yönetimin getirdiði iþsizlik, suçve ayrýmcýlýk sebebiyle barut fýçýsýna dönmüþ olmasa,savaþý diðer bölgelere yaymaya kimsenin gücü yete-mez. Hatta Panamarov gibi uzmanlar daha da ilerigiderek Nalçik gibi olaylarýn Rusya'nýn insanlarý bu türeylemler yapmaya itecek baský mekanizmalarý kurarakprovoke etmesinden kaynaklandýðýný ve bu sayedeRusya'nýn totaliter evrimine muhalefeti bastýrdýðýnýiddia ediyorlar. Acaba Beslan gibi tartýþmalý eylemleride bu kapsamda deðerlendirebilirmiyiz? Ayaklarý yerden kesik biriddia gibi gözükebilir amadünya tarihi Rusya'nýn ikincisavaþa baþlama sebebi olarak sun-duðu apartman bombalamalarý, yada Nazi Almanya'sýnýn Polonya'yýiþgal sebebi olarak gösterdiði, aslýn-da hapisten alýnan Alman idammahkûmlarýna yaptýrýlan saldýrýdaolduðu türden eylemlerle dolu.

Bugün olan savaþýn yayýlmasýndançok, komþu bölgelerdeki sosyalproblemlerin mevcut savaþa eklen-mesinden baþka bir þey deðildir.Rusya bu eklemlenmeye, sosyalpatlamaya sebep olan iþsizlik,ayrýmcýlýk, yerel ve merkezbürokrasisindeki yolsu-zluk gibi halkýn sýrtýnakambur olan problemleridüzeltmeye çalýþarak deðil de askeri tedbirlerle bastýr-ma yoluna gideceðini, yapmakta olduðu deðiþikliklerlegöstermekte. Bu yalnýzca bir siyaset eksikliðinden miyoksa mevcut bir savaþýn getireceði terörizm tehdidiüzerinden Rus halkýný anti-demokratik yönetime veyolsuzluk ekonomisine razý olma noktasýna getirmeniyetinden mi kaynaklandýðýna gelirsek, iki sebep deakla yatkýn geliyor. Zira "Yegâne aleti çekiç olanlarabütün sorunlar çivi gibi gözükmeye baþlar" sözüRusya'nýn bu "siyasetsizliðine" güzel bir anlam katar.

Uzaktan sesi duyulan bu savaþýn Kafkasya'da neleryaratacaðýný tahmin etmek zor deðil. Zor olan kiminnerede olacaðýný öngörmek. 19.yy'da da üzerinde Rusüniformasý olan çok Kafkasyalý vardý. Ancak bu seferAbhazya, Çeçenistan, Osetya üçgeninde savaþ muðlâkbir durum oluþturacak. Abhazya ve Osetya Gürcistan'ýnolasý bir saldýrýsýna karþý ortak eylem kararý almýþvaziyetteler. Çeçenistan'ýnsa Kafkasya'daki tek mütte-fiki Gürcistan. Kadirovcularýn Abhazya'da veOsetya'daki tatbikatlara bir süredir gözlemci olarakkatýldýklarý haberleri kesinleþmese de ortalýkta geziniy-

or. Kuzey Osetya ile Ýnguþetya'nýn Prigorodni sorunuBeslan eylemi yüzünden, kimse Ýnguþlar'la politik birbað kuramasa da tazelenme sinyalleri veriyor. Buhusumetleri birbirine baðladýðýnýz zaman ortaya biretnik savaþ çýkar. Bütün bunlarý bir arayagetirdiðinizde, bizim yeraltý suyunun aslýnda bir gayz-er olduðunu anlarýz. Muhtemel bir felakete karþýKafkasyalýlar'ýn "Düþmanýmýn Düþmaný Dostumdur"felsefesinden daha derin bir politik duruþa ihtiyacý var.Yoksa kendilerini Rusya, ABD, Türkiye veGürcistan'daki birilerinin iktidar ve kazanç mücadelesiiçin kimin dost kimin düþman olduðunun belliolmadýðý bir savaþta binlerce yýllýk komþularý tarafýn-dan katledilirken bulabilirler.

Yarýn

Kafkas-Rus savaþýnýn ikinciperdesinin nasýl açýlacaðý ile ilgili

önümüzde muhtelif iki senaryo var.Ýlki, Rusya'nýn temel hak ve özgürlük-

ler yönünde yapacaðý samimi birkaçiyileþtirme ile giderebileceði, amaKafkasya'yý Kafkasyalýlar'dan arýndýrmagayesiyle olsa gerek hali hazýrda yaptýðýdeðiþikliklerden ateþe körükle gitmeniyetinde olduðunu anladýðýmýzKafkasya'daki sosyal ve ekonomik prob-lemlerin, kýrsalda yapýlacak birkaç

eylem ve buna Rusya'nýn yapacaðýsivil halka yönelik sert misillemeler

ile þiddetlenecek bir gerilla savaþý-na dönüþmesidir.

Rusya'nýn artan petrol fiyatlarýsayesinde müstakbel Kafkas-

Rus Savaþý'ný ve Rus Ýmparatorluðu'nu yenidendiriltme yolunda artan askeri harcamalarýný karþýlaya-bilme gücü, Petrol piyasasýndaki ani bir dalgalanma ilekaybolabilir. Böyle bir durumda tüm Kafkasya'da çýka-cak bir savaþý göðüslemeye hazýrlanan Rusya,Moskova'nýn gettolarýna asayiþ götüremez halegelebilir. Mevcut petrol talebini dikkate alýrsak bu olasýgözükmeyen bir senaryo ancak tarihte doðal kaynakihracatýna güvenen ülkeler sýklýkla buna benzer sonlakarþýlaþtýlar. Rusya ile ideolojik rekabeti bitse de strate-jik rekabete devam eden ABD'nin Sovyetler'inAfganistan iþgalinde yaptýðý gibi direniþçileri destek-lemesi savaþý ve Rusya'yý kýsa bir süre içerisinde bitire-bilir. Ancak Ýran ve Irak'ta direniþçileri desteklemetehdidi ABD'yi dizginleyebilir, tahrik de edebileceðigibi.

Ýkinci senaryo ise Gürcistan'ýn Abhazya'ya ya daOsetya'ya nihai bir saldýrýda bulunmasýdýr. Gürcistanmevcut ekonomik problemlerini çözememiþken saldýr-maya cesaret edecek durumda deðil. Ancak toprak-larýný Ýran'a saldýrmak için üs olarak kullanmak isteyen

0008

kf

Page 11: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

ABD'den alacaðý destek Gürcistan'a yapay bir cesaretverebilir.

Sakaþvili'nin Putin'le ortak olduklarý yegâne nokta,ikisinin de Kafkasya'da bir savaþa ihtiyaç duymalarý,ayrýldýklarý nokta ise Sakaþvili'nin kaybetme þansýnýnolmamasýdýr. Putin için bir savaþýn varlýðý yeterli, ortavadede sonuç alýp almadýðý önemli deðil. AmaSakaþvili'nin küçük ülkesi böylesi bir savaþý kaybet-meyi kaldýramayacak kadar zayýf ekonomik ve sosyalbaðlara sahip. Bu yüzden de Gürcistan bu savaþtan enzararlý çýkabilecek taraflardan biri, çünkü ekonomikdarboðaz, þu an durulmuþ gözüken iktidarmücadeleleri, savaþ halindeki bir Gürcistan'ý ufakparçalara bölebilir. Üstelik kendi içinde savaþan birGürcistan'a ABD'nin ya da tüm dünyanýn destek ver-mesi bir þeyi deðiþtirmez. Sonuçta Gürcistan daðýla-bilir.

Her iki senaryoda da en aðýr hasarý almakKafkasyalýlar'a kalacak, bazý toplumlar topraklarýnýterk etmek zorunda kalabileceði gibi, bazýlarý 19.yy'da-ki savaþýn Ubýhlar'a yaþattýðý türden bir sonla karþýlaþa-bilir. Buna karþý yapýlabilecek çok az þey var, amakararlý bir þekilde eþit ve adil bir gelecek talep edebilir,savaþa karþý demokratik aygýtlarla tavrýmýzý koya-bilirsek, daha baþlamadan bu savaþý engelleyebilir, enazýndan geciktirebiliriz. Ama bunlarý denemezsek tarihve gelecek nesiller bizi nasýl hatýrlar?

Kafkas-Rus savaþýnýn son perdesi hýzla yaklaþmakta.Peki, biz Kafkasyalýlar ya da en azýndan Diaspora, bizbuna hazýr mýyýz? Altýmýzdaki zemin yüzeye yaklaþanyeraltý nehrinin hiddeti ile titremekteyken biz her ney-sek o olarak birleþip mi hareket edeceðiz yoksa geneÝngiliz donanmasýndan, Sultan'ýn ordusundan ya daÇar'ýn merhametinden mi hayýr bekleyeceðiz?

* : Günümüzde Türkiye'de ve bütün dünyada kullanýlan mila-di takvim esasýdýr. Rusya 1918 yýlýna kadar miladi takviminJulian esasýný kullanmaktayken, bu tarihten sonra iseGregorian esasýna geçmiþtir. http://en.wikipedia.org/wiki/Gregorian_Calendar

** : Gürcü askeri yolu Daryal geçidi üzerindenVladikafkas'tan Tiflis'e uzanarak Kafkasyanýn kuzeyinigüneyine baðlayan yol.

http://en.wikipedia.org/wiki/Georgian_Military_Road

KAYNAKÇA:- Çerkesya Baðýmsýzlýk Savaþý / A.Fonvill Çeviren:Murat Papþu Nart Yayýncýlýk Þubat 1996 Ýstanbul

- Çerkesya'nýn Ruslar Tarafýndan Ýþgali / SemenEsadze Çeviren: Murat Papþu Kafkas Derneði Haziran1999 Ankara

- Kafkas Halklarýnýn Özgürlük Savaþý/ JohnLongworth Çeviren: Sedat Özden Rey Yayýnlarý 1996Kayseri

- Rusya ÝHD Baþkaný Lev Panamarov röportajý "FEDERAL CUMHURÝYETLERÝN TAMAMI TEHDÝT ALTINDA"08.02.2006 Ajans Kafkas

- Çerkesya'dan Savaþ Mektuplarý/ BELL J.S. KafkasVakfý Yayýnlarý Ýstanbul 1998

- Le Monde "'RUSYA ÝÇÝN, KAFKASYA'DA BÝR SAVAÞADAHA GEREK VAR" 17.08.2005 Ajans Kafkas

- CP/ÖZ/AK "KAFKAS CEPHESÝ KOMUTANLARIÇEÇENÝSTAN'DA TOPLANDI" 10.08.2005 Ajans Kafkas

- Christian Science Monitor Fred Weir 'RUSYA,KAFKASLAR ÝÇÝN BÜYÜK MÜCADELE VERÝYOR'16.09.2005 Ajans Kafkas

- Timesonline Julian Evans "PUTÝN TERÖRE KARÞISAVAÞINDA KAZAKLARI YARDIMA ÇAÐIRDI" 05.07.2005Ajans Kafkas

- LE MONDE 'ATEÞ KUZEY KAFKASYA'YI KAPLADI'22.07.2005 Ajans Kafkas

- AFP Marielle Eudes 'ÇEÇENÝSTAN'DA ÇIKMAZA GÝRENRUSYA, KUZEY KAFKASYA'DA KARGAÞAYLA KARÞIKARÞIYA' 25.07.2005Ajans Kafkas

- Eurasia Daily Monitor By Andrei Smirnov "MOSCOWAND INSURGENTS TAKE STEPS TO MILITARIZE THE NORTHCAUCASUS" August 11, 2005

- 'Nezavisimaya Gazeta "RUSYA,KUZEY KAFKASYA'DA BÜYÜK SAVAÞAHAZIRLANIYOR…" 14.07.2005 AjansKafkas

- FÝKRET ERTAN/zaman.com.tr "YENÝ RUS ÜSLERÝ" 14.06.2005 AjansKafkas

- Moskova/ CHA / zaman.com.tr"RUSYA, KAFKASLARA ÝKÝ YENÝ ÜSKURACAK" 09.06.2005 Ajans Kafkas

- Krasnaya Zvezda "KUZEYKAFKASYA'YA 73 YENÝ SINIRKARAKOLU" 30.05.2005 AjansKafkas

- www.wikipedia.org

09

Page 12: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

kf

KHURMA CAN KESGÝN

trafýndaki çemberin giderek daraldýðýný görenPutin hükümeti, aþýrý milliyetçi söylemlere sýðý-narak, yeni bir Rus ulusu yaratma çabasýný art-

týrdý. Öyle ya, çember daralýyordu ve Rusya'nýn ileridekarþýlaþabileceði tehditlere karþý önlem alýnmalýydý.Zaten sanal bir ulus yaratmak için de bu gerekliydi.Rusya'ya göre Kafkasya ve Kafkasyalýlar her anihanete hazýrdýlar, çünkü Rusya, 1864'de ÇerkesSürgünü ile noktalanan Kafkas-Rus savaþýna sonucun-da uluslararasý alanda Kafkasya'ya harita üstündehâkim olsa da, Kafkasya'nýn kendi topraðý olmadýðýný,dahasý daðlýlarýn özgürlük ruhunu hiçbir zaman kýra-madýðýný hissediyordu. Ruslar, "hissetmek"le "bilmek"arasýndaki nüansýn farkýndalar. Buna cevap olarak Çar-lýk Rusya'sý günümüzde yeniden inþa edilmeliydi. Ohalde baþvurulacak olan kaynak, yani Çarlýk Rusya'sýtarihi iyi etüt edilmelidir. Çarlýk Rusya'sý zamanýnda,Kazaklarýn, Kafkasya'nýn iþgal edilmesinde vekolonileþtirilmesinde oynadýklarý rol tartýþmasýzdýr.Madem tarihin sayfalarý geriye doðru açýlýyor, o haldeKazaklarýn geçmiþteki ve günümüzdeki durumlarýný,merkezi hükümetle, Kafkasya'nýn otokton halklarý olanÇerkeslerle ve diðer halklarla olan iliþkilerini incele-mek gerekiyor…

Kazaklarýn Kökeni

Sýklýkla Türk Kazaklarý ile karýþtýrýlan, farklý dilleregöre Kozak, Kosak, Cossack, Kossak, Kazak gibi isim-lendirilen Rus Kazaklarýnýn kökenlerine dair, farklýgörüþler mevcuttur. Bazý araþtýrmacýlar "Kazak"kelimesinin etnik bir topluluktan ziyade meþru otorit-eye karþý çýkan her türden insaný kapsayanbir sýfat

olarak ele alarak Rus, Ukrayna, Türk vb... topluluklarý"Kazak" ortak kelimesi altýnda birleþtirmektedir. BazýRus ve Ukrayna kökenli araþtýrmacýlar ise Kazaklar'ýnetnik kökenini Çerkesler'e dayandýrmaktadýr. Buaraþtýrmacýlar tezlerini, içinde Kazak isminin geçtiði eneski belgelerden biri olan, MS.965 tarihli bir Rus kro-niðinde bulunan "Kasog"* ismine dayandýrarak buismin "Kazak"ý iþaret ettiðini ve ayný zamandaÇerkesler için kullanýldýðýný öne sürerler. Bu görüþünnesnel bir temel üzerine oturmadýðýný öne sürerek karþýçýkan araþtýrmacýlar ise bu kabulün daha ziyade politikkaygýlara dayandýðýný söylemektedirler. Kazaklar'ýnÇerkes olabileceði ile ilgili görüþ, tanýnmýþ Çerkes tar-ihçilerinden Ýsmail Berkok'un "Tarihte Kafkasya" isim-li eserinde de dile getirilmiþtir.[1] Kazak kelimesiüzerinde ortak kabul gören görüþ ise, eskidenPolonya'nýn doðusu, günümüzün Ukrayna'sý veRusya'nýn güneyinde yaþayan Slav kökenli insanlaraverilen "hür, maceracý, özgürlüðüne düþkün" anlamýnagelen Türkçe kökenli bir isim olduðudur.

Kazaklarýn orijini 14.yy-15.yy da MoskovaPrensliði'nin baskýsýndan kaçan serflerin Don,Dinyeper ve Ural nehirleri bölgesindeki köylere gel-erek yerleþmesiyle, bölgede bulunan halklar arasýnakarýþarak, buðday yetiþtiriciliði ve hayvan yetiþtiriciliðiile geçinen toplumlara kadar izlenebilir.

Kazaklarda Din ve Gelenek

Kazaklar'ýn az bir kesimi Müslüman olmakla birlikte,büyük çoðunluðu Ortodoks Hýristiyan Kilisesi ilekuvvetli iliþkiler içinde olup, kendilerini Ortodoks

E

SSCB'nin daðýlmasý ile birlikte Sovyetlerin doðal mirasçýsý olarak kendisini görenRusya Federasyonu, bölgede doðan yeni cumhuriyetler üzerindeki etkisiniAmerika'nýn yavaþ yavaþ devreye girmesi ile kaybetmeye baþladý. Bunun sonu-cunda, Rusya'nýn arka bahçesi olarak gördüðü Ukrayna, Gürcistan gibi ülkeler deard arda gül kokulu, turuncu renkli sözde devrimler gerçekleþti

"Bana 20 bin Kazak verin, tüm Avrupa'yý hatta dünyayý iþgal edeyim"Napolyon

Rus Kazaklarý Zap

oro

zhia

n Ka

zakl

arý

- Ýly

a R

ep

in

Page 13: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

kf

Kilisesi'nin ve Hýristiyanlýðýnýn geleneksel koruyucu-larý olarak görürler.

Kazak toplumlarý, müþterek sahip olduklarý topraklar-da "rada" adý verilen yargýlama, cezalandýrma, ruhban-lýk gibi görevler ifa eden yarý resmi köy meclislerininüyeleri tarafýndan seçilen "ataman" veya "hetmanlar"tarafýndan yönetilirdi. Atamanlar Kazak toplumundaçok saygýn bir konuma sahip olup; barýþ zamanýndayönetici, savaþ zamanýnda ise askeri komutandýrlar.

Atamanýn gücünü orta çaðlarda kullanýlan "Bulava"olarak adlandýrýlan törensel aðýr bir topuz simgelemek-tedir.

Kazaklar, Çerkesler gibi yazýlý kanunlarýn yokluðundageleneklere ve teamüllere göre yönetilirlerdi. Tarihboyunca dýþ otoriteye karþý direniþleri ile özgürlüðünsembolü olarak idealleþtirilmeye çalýþýlmýþ olanKazaklar'a diðer halklar tarafýndan yüklenen anlamlarda Kazaklarla olan iliþkileri düzeyinde farklýolagelmiþtir. 17.yy da geleceðin Rus Ýmparatorluðu'nadönüþecek olan Moskova Prensliði otoritesini kabuleden Kazaklar gerek Polonya-Litvanya milletleribünyesinde gerekse Rusya Ýmparatorluðu zamanýndasýnýr bölgelerindeki askeri hizmetleri ile tanýnýrlar.Özellikle Rusya'nýn komþu halklar üzerindekisaldýrýlarý ve Rusya Ýmparatorluðu'nun sýnýrlarýnýnSibirya ve Kafkasya'ya doðru geniþlemesinde önemlirol oynamýþlar, dolayýsýyla Çarlýk zamanýnda özel birtakým imtiyazlara sahip olmuþlardýr.

Kazaklar'ýn kendilerine biçilen bir nevi paralý askerrolü yüzünden nüfuslarýný belirli bir oranda tutmaihtiyacýndan olsa gerek, diðer milletlerden iyi atabinme, iyi silah kullanma gibi savaþçý yetenekleresahip insanlarý, yalnýz Hýristiyan olmalarý koþuluyla,kendi aralarýna aldýklarýna dair deliller mevcuttur.Hatta bir Kazak'ýn soy ismine bakýlarak atalarýnýn ori-jinlerini söylemek de mümkündür. Örneðin Grekov-Greek, Gruzinov-Gürcü, Turchaninov-Türk, Tatarinov-Tatar, Polyakov-Polonya kökenli gibi.

Kazaklarda Yerleþim-Ordu

Kazaklar Rusça "Stanitsa" olarak adlandýrýlan müs-tahkem yerleþim yerlerinde yaþarlardý. Her bir stanitsakendi baþýna veya komþu yerleþim birimleri ile birlik-te, gelecek olan tehlikelere karþý kýsa sürede cevapverebilecek olan "Sotnia" adý verilen bir veya dahafazla askeri birimlere ve hafif süvari alaylarýna sahipti.

Stanitsalar, kendi topraklarýna sahip olmakla birliktetopraklarýný belirli bir kira ücreti karþýlýðýnda Yahudilerhariç diðer toplumlara da kiralayabiliyorlardý.**Sotnialar'ýn bir araya gelmesinden oluþan tüm Kazakordusuna ise "Voisko" denirdi. Kazaklarda en alt rütbe-den en üst rütbe olan Ataman'a kadar 11 deðiþik rütbevardý. Ýmparatorluk Rusya'sý zamanýnda Kazaklardan11 adet ayrý ordu oluþturulmuþ ve bu ordular özelliklesýnýr bölgeleri boyunca "Don Kazaklarý", "KubanKazaklarý", "Terek Kazaklarý", "AstrahanKazaklarý"ndan, "Amur Kazaklarý"na kadar sýnýr hattýboyunca yerleþtirilmiþlerdir.

Bütün Kazak erkekleri on sekiz yaþýndan sonra ilk üçyýlý temel askerliðe hazýrlýk, on iki sene aktif görev veson beþ sene de yedek olmak üzere, toplam yirmi yýlaskerlik yapmak zorundaydý. Bu süre zarfýnda her birKazak kendi üniformasý ve eðer atlý bir birlikte isekendi atýný saðlamak zorundaydý. Hükümetin görevi iseKazaklara silah saðlamaktý. 1893 yýlýnda Kazaklarýntoplam nüfusu 2 milyon 650 bin kadar iken (1 milyon350 bin kadýn) ve sahip olduklarý topraklarýn yaklaþýkolarak miktarý da 593 bin km2 idi(Yaklaþýk olarak 425bin km2 ekilebilir arazi- 38 bin km2 ormanlýk altýndaarazi). Her bir Stanitsa topraklarý müþtereken pay-laþýrdý ve stanitsa baþýna-üçte birini gelecek için ayýr-mak koþuluyla- yaklaþýk 328 bin m2 lik bir alanýn kon-trolünü saðlamak düþerdi. Kazak voiskolarýnýn baþlýcagelirleri, ticaret gelirleri, çeþitli kira gelirleri, balýkçýlýkgelirleri, altýn ve maden çýkarma izninden elde edilengelirlerin yanýnda hükümet tarafýndan saðlanan çeþitlisübvansiyonlardý (örneðin 1893'de yaklaþýk olarak alý-

11

Jan Zamoyski - Ulusal Müze (Varþova)

Dinyeper Nehri çevresine yerleþen Kazaklar 18.yysonlarýyla birlikte Kuban ve Terek bölgesi boyuncaKafkas Daðlarý'nýn batýsýndan, Çerkesler'in yaþa-dýklarý yerlerin etraflarýný çevreleyecek þekilde birhat boyunca ve Karadeniz'in kýyý bölgelerine doðruyerleþtirilmeye baþlanacaktý.

Page 14: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

nan 712 bin beþ yüz pound yerel yöne-timlerin tüm harcamalarýný kapsýyor-du. Bunun yaný sýra yedek olarak birmiktar sermaye de ayrýlýyordu; 2milyon 600 bin pound). Rusya Ýmpara-torluðu zamanýnda diðer toplumlarlakýyaslandýðýnda, Kazaklar'ýn eðitimseviyeleri daha yüksek olup, gerek okulsayýsý ve gerekse okula giden öðrenci sayýsýolarak da ilerideydiler.

Kazaklarýn Tarihi

Tarih boyunca kendilerineözgü gelenek ve yaþamþekilleri ile Kazaklar farklýtoplumlar ve devletlerleiliþkiler kurmuþlardýr. 15.yyve 16.yy. da Ukrayna'nýndoðusunda yaþayan Kazaklarzaman zaman Polonya,Tatarlar, Osmanlý Türkleri vegeleceðin Çarlýðýný oluþturacakolan Moskova Prensliði ile iliþ-ki kurmuþlardýr. Özgür yaþayanKazaklar bu yüzyýlda dayatýlan her-hangi bir gücün egemenliði altýnagirmemiþlerdir. 16.yy da PolonyalýlarKazaklarý, Tatarlar; Osmanlýlar ve MoskovaPrensliði'ne karþý olan mücadelelerindebelirli bir döneme kadar kullanmýþ olmalarý-na karþýn, 17 yy. da yaþanýlan din savaþlarýndaKazaklar Ortodoks Kilisesi tarafýna geçmiþlerdir. Buolay geleceðin Rusya Ýmparatorluðu ve Kazaklar içinönemli olduðu kadar Çerkes tarihi açýsýndan da önem-lidir. Kazaklarýn Ortodoks Kilisesi tarafýna geçmesidoðal olarak Katolik Polonya ile Kazaklar arasýndakiiliþkilerin gerilmesine neden olmuþ ve 1648'de bugerginlik açýk bir savaþa dönüþmüþtü. UkraynaKazaklarý-Zaporozhian(Zaporoþti) Kazaklarý tarihindeen ünlü simalardan biri olan Kazak Soylusu-AtamanBohdan Khmelnytsky Polonya'ya karþý olan isyana lid-

erlik etmiþti; Kazaklar bu isyan sonunda kýsasüreli kendi baðýmsýz devletlerini kurmayýbaþarýrken, Rusya'nýn da yardýmýnabaþvurmak ve Rus Çar'ýna baðlýlýklarýnýdile getirmek zorunda kalmýþlardýr.

Kazaklarýn bu hareketi ilerleyenzamanlarda Rusya'nýn

Ukrayna'nýn doðusunu elegeçirmesine yol açacak vezamanla zayýflayanKazaklar, Çar I. Petro

zamanýnda Rusya'nýnhâkimiyeti altýna girecekler-

di. 1697'de Rusya'nýn sýnýrlarýKazak akýnlarý sayesindeSibirya'da Kamçatka Yarýma-dasý'na ve Kanuç nehri kýyýlarýna

kadar geniþledi.[2] DinyeperNehri çevresine yerleþen

Kazaklar 18.yy sonlarýyla bir-likte Kuban ve Terek bölgesiboyunca Kafkas Daðlarý'nýnbatýsýndan, Çerkesler'in yaþa-dýklarý yerlerin etraflarýný

çevreleyecek þekilde bir hatboyunca ve Karadeniz'in kýyý bölgeler-

ine doðru yerleþtirilmeye baþlanacaktý.Rusya'nýn Kafkasya'ya girip, iþgal ede-bilmesi ve hayati derecede önemli olanKuban steplerinin kolonileþtirilmesi için

Ukrayna-Zaporozhian Kazaklarýnýn çoðuKuban steplerine yerleþtirildi.Ancak bütün Kazaklar

Rusya'nýn hâkimiyetini kabul etmedi. Birbölümü Osmanlý Ýmparatorluðu kontrolü altýnda olanDanube bölgesine geçerek, Ruslar'a karþý on iki binkiþilik bir ordu oluþturdular. Neticede Rusya,Müslüman Osmanlýya karþýlýk Ortodoksluðun verdiðiavantajý da kullanarak durumu lehine çevirerek, kaçanKazaklarý tekrar kendi safýna çekmeyi baþarmýþ ve son-radan bu Kazaklar'ýn önemli bir kýsmýný Kuban bölge-sine yerleþtirmiþtir.

Don Kazaklarý

Çarlýk Dönemi Rusya'sýndaki köylü isyanlarý zamanýn-da sahiplerinden kaçan serflerin de katýlýmýyla bir arakendi baðýmsýz Don Kazaklarý devletini kurmuþ olsalarda çok geçmeden zayýflayarak Çarlýk Rusya'sýnýn ege-menliðini kabul etmek zorunda kalmýþlardýr. DonKazaklarý Sibirya bölgesinin kolonileþtirilmesindeönemli rol oynamýþtýr. Günümüz Rusya'sýnýn Rostov,Volgograd ve Voronezh bölgeleri ile Ukrayna'nýnDonetsk ve Lugansk bölgelerinde hâkim olmuþlardýr.Don Kazaklarý 20 yy. baþlarýnda Bolþevik Devrimisýrasýnda Bolþeviklere direnen ana güçtür. Devrimdensonra ise pek çok Kazak baþka yerlere göç etmek duru-munda kalmýþtýr.

12

Kazaklarda askerlik bir seçim deðil, yaþam biçimidir.

A.G. Nikitin

Page 15: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

Kuban Kazaklarý

Rusya Ýmparatorluðu'-nun sýnýrlarýnýn güneyedoðru geniþlemesinde veKafkasya'yý iþgal edipmuhafaza ve kolonileþtir-ilmesinde önemli roloynamýþlardýr. KubanNehri civarýnda bugünküKrasnodar Krai ve Stavropolbölgesinin bir kýsmýný iþgaledecek þekilde yerleþtir-ilmiþlerdir. Kuban Ka-zaklarý'nýn merkez yöne-tim þehri, eski adý Eka-terinodar olan Krasnodarþehriydi. 1860'lý yýllardaKaradeniz Kazak Ordusuve Kafkasya Hat Kazak-larý Ordusu'nda 22-27 adetatlý alay, 3 süvari bölüðü, 13yaya süvari taburu ve 5 adet askeri batarya ile yeralmaktaydýlar. Kuban Kazaklarý Ordusu 19.yy.ýn ikinciyarýsý ve 20.yy baþlarýnda Rusya'nýn açtýðý bütünsavaþlarda bulunmuþtu. Kuban Kazak Ordusu baþlýcaiki bölümden oluþmaktaydý. Birinci bölüm, HatKazaklarý olarak da adlandýrýlan 18.yy sonunda Kubanbölgesinin özellikle doðu kesimlerinde (Labinsk,Maykop, Batalpashinsk bölgeleri) yerleþtirilen büyükçoðunluðu Don Kazaklarý'nýn torunlarý olanKazaklardý. Ýkinci bölüm Kuban Nehri'nin aðzýndanbaþlayarak Kuban nehri boyunca Laba Irmaðý'na kadarolan bölgeye yerleþtirilmiþ (Yeisk, Ekaterinodar-Krasnodar ve Temriuk Bölgesi) olan Zaporozhnia-Ukrayna Kazaklarý'nýn torunu olan "KaradenizKazak"larý idi.

Kuban Kazaklarý Kuzey Kafkasya'nýn kolonileþtirilme-si yaný sýra, Bolþevik Devrimi sürecinde her iki taraftada yer almýþlardý. Bu mücadelede fakir olan Kazaklarözgürlükçü ve eþitlikçi söylemli Sovyetlerin yanýndasaf tutarken, Kazak Rada'sý baþkanlýðýnýn baþýný çektiðibüyük çoðunluk ise General Denikin'nin gönüllüBeyaz Ordu'sunu destekledi. Ancak Denikin'nin mut-lakýyetçi politikasý otonomi isteyen Kuban Kazaklarýarasýnda memnuniyetsizliklere de yol açtý (bunda KýzýlOrdu'nun eþitlikçi söyleminin de þüphesiz etkisivardýr). Bolþeviklerin zaferinden sonra KubanKazaklar'ý Ordusu 1920'de daðýtýlýr. Bu dönem zarfýn-da Bolþevik misillemesinden korkan pek çok Kazakyeni yerleþtirildikleri topraklardan kaçmak durumundakalýr. Bolþevikler anti-Kazak kampanyasý baþlatarakKazaklar'ýn korkularýný boþa çýkartmazlar. Kazaklarýnboþalttýklarý bölgelere çoðunluðu Rus kökenliler olmaküzere yeni kurulan cumhuriyetlerdeki azýnlýklar yer-leþtirilmeye baþlanýr. Bir kýsým Kazak da yerli halkýnarasýna katýlarak yeni koþullar altýnda yaþamlarýný

devam ettirir.

1936 yýlýnda Kýzýl Orduiçinde düzenli görevyapacak olan KazakOrdusu'nun tekrar oluþtu-rulmasýnda iç savaþzamanýnda Kýzýl Ordu

safýnda yer alan Kazaklarýnda önemli payý vardýr. Ruslarýn

"Büyük Yurtseverlik Savaþý"olarak adlandýrdýklarý Ýkinci

Dünya Savaþý sýrasýndaStalingrad savunmasýndaKuban Kazaklarý önemlirol oynamýþlardýr. Bunakarþýlýk 2. DünyaSavaþý'ndan sonra KubanKazak Ordusu tekrar

daðýtýlmýþtýr.

Terek Kazaklarý

Terek Kazak Ordusu 1570'li yýllarda bölgelerindeözgür yaþayan Kazaklar'ýn Volga'dan Terek nehrineyerleþtirilmesi ile oluþturuldu. 1892 yýlýnda KafkasyaHat Kazaklarý Ordusu içinde yer alýrken sonra tekrarayrýldý. Terek Kazaklarýnýn teþkil ettiði ordu Rusyasýnýrlarýnýn Trans-Kafkasya'ya geniþlemesinde önemlirol oynamýþtýr. Bölgenin yerlisi olan Daðlý Halklartopraklarýnda Rusya'nýn hâkimiyetini görmeyi aslaarzu etmemiþler ve doða koþullarýnýn verdiði avanta-jlarý da kullanarak düzenli Rus Ordularýna karþýinsanüstü bir direniþ göstermiþlerdir. Daðlý halklargerek insan, gerekse de silah gücü açýsýndan asimetrikolarak büyük dezavantaja sahip olsalar da gerilla savaþtaktiðini kullanarak RusOrdusuna büyük kayýplarverdirmiþlerdir. Bunun üzerineRuslar çareyi sýnýra Kazak yer-leþim birimleri kurmakta veKazaklar'ý da bir nöbetçi gibi kul-lanmakta bulmuþlardýr.

Bolþevik Devrimi sýrasýnda diðerKazaklar gibi çoðunluðu BeyazOrdu safýnda yer almak üzereTerek Kazaklarý da her iki taraftada bulunmuþlardýr. Yine diðerKazaklar gibi Bolþeviklerinzaferi Terek Kazaklarýnýn da aynýkaderi paylaþmasýna nedenolmuþtur. 1918'de Terek KazakOrdusu daðýtýlmýþ ve 1920 yýlýn-da Ukrayna ve Kuzey AvrupaRusya'sýna sürülmüþlerdir.Kazaklarýn boþalttýklarý stanit-salar ise aralarýnda asýl sahibi

13

Kazak Askeri17 Aðustos 1856

Kazak Üstün Hizmet Madalyalarý

Page 16: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

olan Çeçen-Ýnguþ, Daðýstan ve Osetler olmak üzereyeni oluþturulan otonom cumhuriyetler arasýnda pay-laþtýrýlmýþtýr.

Ýkinci Dünya Savaþý bir nevi Terek Kazaklarý'nýn dakaderini deðiþtirmiþ ve büyük çoðunluðu Kýzýl Ordusafýnda yer almýþlardýr. 1944 Ýkinci Dünya Savaþýsýrasýnda %90'ný Çeçen ve Ýnguþlar oluþturmak üzereyaklaþýk bir milyon kiþi - Volga ve Ýdil Almanlarý,Kýrým Tatarlarý, Karaçaylar ve Mesket Türkleri Stalintarafýndan vatana ihanetle suçlanmýþ ve üç gün içindeOrta Asya-Kazakistan'a ve Sibirya'ya sürgüne gönder-ilmiþlerdir. Boþalan topraklar ve özellikle SSCB içindeyeni kurulan Grozni Oblast'ý bir kez daha TerekKazaklarýna verilmiþtir. Ancak sürgünden 13 yýl sonra,Brejnev zamanýnda Stalin, zamanýnda sürülen halklarýngeri dönmelerine izin verilmesi üzerine hayattakalmayý baþarabilen Çeçen-Ýnguþlarýn topraklarýna geridönmesi ile beraber (farklý kaynaklara göre sürgünsýrasýnda sayýlarý 500 ile 750 bin arasýnda deðiþenÇeçenlerin 1/3'ü - 225-250 bin- açlýktan, deðiþik havakoþullarýndan, yaþamak zorunda kaldýklarý Kolhoz-lar'ýn aðýr koþullarýndan dolayý ölmüþtür) Kazaklar'ýnbölgeleri, Çeçen-Ýnguþ Cumhuriyeti ve Daðýstanarasýnda ayrýldý. Kazaklarýn büyük bir bölümü deSSCB'nin diðer bölgelerine ve özellikle BaltýkBölgesine göç etti.

Ýkinci Dünya Savaþý'nda Kazaklar

Ýkinci Dünya Savaþý sýrasýnda Kuban Kazaklarý'nýnünlü Stalingrad Savunmasý'nda Alman Ordularýna karþýgösterdiði direncin yaný sýra, Bolþevik devrimi ile bir-likte kendilerine karþý uygulanan baský ve ellerine ver-ilen topraklarýn alýnmasýný sindiremeyen bir kýsýmKazak da Alman Ordusu safýnda yer almýþtýr. Kimikaynaklara göre, Ýkinci Dünya Savaþý sýrasýndaAlmanlarýn safýnda yer alan Kazaklarýn sayýsý 250 binibuluyordu. Savaþta Kazaklar Almanlar tarafýndanSovyet partizanlarýna karþý Alman ordusunun gerigüvenliðinin saðlanmasý ve bazen de cephe savaþý içinkullanýlmýþtýr. Daha sonra Almanlar bazý Kazak birlik-lerini Yugoslavya ve Fransa'da da kullanmýþ, bu sadeceSovyetler'e karþý savaþmalarý gerektiðine inananKazaklar arasýnda memnuniyetsizlik yaratmasýna

karþýn atamanlar sonuç alamamýþtýr. Savaþýn Sovyetlerlehine bitmesi üzerine, 27 Mayýs 1945 de Sovyet yetk-ilileri ile Ýngiliz yetkililer Avusturya-Viyana'da diðeraskerlerle birlikte Kazaklarýn da Sovyetlere teslimedilmesi konusunda anlaþmaya vardýlar. Anlaþmayýtakip eden günlerde ve neticede cezalandýrýlmak veidam edilmek üzere toplam 150 bin kadar Kazak BatýlýMüttefikler (Amerika-Ýngiltere) tarafýndan Sovyetler'eteslim edilmiþtir. Savaþ sýrasýnda Almanlar safýndaçarpýþan en etkili Kazak birliklerinin olduðu Linz'debulunan 32 bin kiþinin yaþadýðý kampta çoðu yaþlý,kadýn, çocuk, bazý Kazak askerleri ile az sayýda diðermülteciler bir günde yaklaþýk 25 bin kiþi her türlüdirenme ve feryatlarýna raðmen Sovyetlere teslimedilmiþ ve bu olay tarihe "Kazak Ýhaneti" olarakgeçmiþtir. Russian Volunteers in the GermanWehrmacht in WWII: by Gen. W?adys?aw Anders andAntonio Munoz isimli kaynakta bir Ýngiliz denizcianýlarýnda bu olayla ilgili olarak "Ýnsanlarýn konvoylar-la Sovyet Rusya'ya iade edilmesi sýrasýnda gerçek olan,korkunç olan, sözle anlatýlamayacak olan korkuyugördüm. Onlar kendilerini saran korkular yüzündenbeyaz, yeþil ve gri renklere dönüyorlardý. Limanavardýðýmýzda Kazaklarýn çoðunlukta olduðu mültecilerSovyet gemilerine teslim ediliyorlardý, mültecilerfenalýk geçiriyorlar, hislerini kaybediyorlardý.Cehennemi yaþayan bir adamýn korkusunun ne demekolduðunu iyi bilirim, bu korku Sovyet cehenneminegeri dönmek zorunda olan bir insanýn yaþayacaðý korkuile kýyaslanamaz" þeklinde bahsediyordu.

Prestroyka, Yeltsin Döneminde Kazaklar

Kuzey Kafkasya'nýn ve Sibirya'nýn Rusya topraklarýnakatýlmasýnda ve kolonileþtirilmesinde belirli imtiyazlarkarþýlýðýnda, Çar'a baðlýlýklarý ve Ortodoks Kilisesineolan sadakatleri Kazak yaþamýnda temel kriterlerolagelmiþtir. Bolþevik Devriminden sonra Sovyetdöneminde gördükleri baský ve misilleme sonrasýndaPrestroyka süreci Kazaklar için ikinci bir baharýn geliþiolarak algýlandý. Prestroyka süresince Kazaklarýn pekçok torunu ya da bugün torunu olduðunu öne sürenlergeçmiþ miraslarýný ve kültürlerini yeniden keþfetmeyebaþladýlar. Bugün Kazak nüfusunun en yoðun ve etkiliolduðu yerlerden olan Krasnodar ve Stavropol böl-gesinde yaþayan Kazaklar, Kuban ve Terek

0014

kf

Page 17: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

Kazaklarýnýn torunlarýdýr. 1991 yýlýnda çýkarýlan"Sovyet döneminde baský görmüþ halklar hakkýndakikanun", Bolþevik döneminde baskýya maruz kalmýþetnik gruplara, topraksal ve diðer bazý tazminatlarýnýnkarþýlanmasýný amaçlýyordu ayrýca Kazaklarý da kap-sýyordu.[3] Yeltsin döneminde Kazaklara ayrý bir etnikgrup statüsü tanýnarak bir kez daha Rusya sýnýrlarýnýndoðal koruyucularý rolü verildi. 1994 yýlýnda Rusya'nýnÇeçenistan Devleti'ne karþý savaþ kararý almasýnda tar-ihi Çeçen düþmanlýðý içgüdüsüyle hareket eden SergeiShakrai ve Nikolai Egorov ismli Kazak kökenli bakan-lar da önemli rol oynamýþtýr.[4] 1994 yýlýndan beridevam eden Rus-Çeçen savaþýnda Kazaklar aktifolarak Ruslarý desteklemeye devam etmektedir.Bölgedeki Tersky AskeriBirliði komutaný VasilyBondarev'e göre savaþsüresince Terek Nehri'nin solyakasýnda az sayýda Kazak ailekalmýþtý ve Kazaklarýn %80'iyaþadýklarý yerleri terk etmekzorunda kalmýþtý.[5] Kazaklarile Çeçenler arasýnda ki bugerginlik Kazak ve Çeçenlerinkarþýlaþmak zorunda kaldýklarýhemen her noktada ortaya çýka-biliyor. Kazak nüfusun yoðunolarak yaþadýðý üç bin kiþilikBogoroditskoye' de Kazak veÇeçen nüfus arasýnda yaþanan-lar bu gerginliðin ufak birörneðidir. Savaþtan kaçan birgrup Çeçen mültecininBogoroditskoye'ye gelerek yer-leþmesi ile birlikte Kazak nüfusbölgelerindeki hýrsýzlýk olay-larýnýn arttýðýný öne sürerekÇeçen mültecileri suçlamasýfitili ateþlemiþ, karþýlýklý týr-mandýrýlan gerilim KazaklarýnÇeçenleri zor kullanarak böl-gelerinden çýkarmalarý ile sonuçlanmýþtýr.[6]

Kazaklar ile sadece Çeçenler arasýnda deðil diðer halk-lar arasýnda da sorunlar yaþanmaktadýr. Öyle ki 1930'luyýllarda Stalin zamanýnda "sarý tehdit" olarak algýlananÇinli ve Koreliler zorla Sovyetler'in dýþýna sürülmüþ veÇin sýnýrýnýn korumasý da Kazaklar'a emanet edilmiþti.Son yýllarda Çin ekonomisinin büyük bir hýzla süreklibüyüme içine girmesi, Rusya Federasyonu'nun Çinsýnýrýnda yaþayan Kazaklar için de rahatsýzlýk yarat-maya baþlamýþtýr. Bölgede yaþayan AlexanderKhramov'un baþýný çektiði Kazaklar, gerek nüfusolarak, gerek iðneden-ipliðe, ayakkabýdan, bilgisayaryazýlýmlarýna kadar hemen her þeyin Çinliler tarafýndanbölgelerinde satýldýðýný öne sürerek, bu durumunkendileri için ekonomik bir tehdit oluþturmayabaþladýðýný söylüyorlar. Ve çareyi harekete geçip sýnýr-

da yer alan 60 Kazak yerleþim birimini tek hat halindebirleþtirerek, gönüllü olarak devriye ekipleri ve kontrolnoktalarý kurarak sýnýrdan kaçak geçiþleri engellemeyeçalýþmada bulmuþlar. Hatta Khramov'un baþýný çektiðibu giriþim 1998 yýlýnda hükümetin de dikkatini çek-meyi baþarmýþ. Hükümet destek olarak Kazaklara 15bin hektarlýk bir alan ve Kazak yerleþimi, çiftçilik ve iþkurma teþebbüsleri içinde 11 milyon dolar sübvansiyonsaðlamayý kabul etmiþtir. On binlerce km2 uzunluðun-daki Çin sýnýrýnda geleneksel savaþçý kýyafetleri, uzunsakallarý ve çýlgýn þapkalarý ile sýnýr koruma görevleri-ni gönüllü olarak yerine getirmeye çalýþan Kazaklar:"Çinlilerin, üniformalarýndaki sarý þeritleri görüncekorktuklarýný ve Kazaklar hakkýnda söylenen

Kazaklarýn esir almadýklarýný,yerine canlý canlý gömdükleriefsanesine de inandýklarýný vebunun da Çinlileri korkuttuðunu"söylüyorlar. Ancak on binlercekm2 lik bir sýnýrda toplam Rusnüfusu 7,5 milyon iken, bölgeyekomþu Çin tarafýnýn kuzeyindekiüç yerleþim yerindeki Çinli nüfussayýsý 150 Milyonu bulmaktadýr.Bu durum Rusya tarafýndan dahaobjektif olarak deðerlendirilmek-le birlikte yine de bölgedeKazaklarýn istekleri Rusyatarafýndan tam olarak karþýlana-mamaktadýr. Bununla birlikteKazaklar kendilerini RusyaFederasyonu sýnýrlarýnýn gelenek-sel koruyucusu olarak görmeyedevam etmekte ve týpký 100 yýlönce olduðu gibi "sarý tehdide"karþýlýk hükümetin kendi istek-lerini er geç yerine getireceðineinanmaktadýrlar. Diðer taraftanbölgelerindeki Çin varlýðýnýkabul eden ve Çinlilerleekonomik, ticari ve kültürel iliþk-

iler kurma yolunu seçen Kazaklar da mevcuttur.[7]

1858 yýlýnda oluþturulan ve altmýþ yýl sonra Bolþevikdevriminin ardýndan daðýtýlan Rusya Federasyonu'nunUzak Doðusunda bulunan Amur Kazaklarý Ordusu,bölgede Kazaklarýn yaþadýðý iki yüz kadar yerleþimyerindeki Kazaklarý bir araya getirerek 15 bin kiþilikbir birlik oluþturmaya baþlamýþtýr.[8] Birlik, AmurBölgesi ve Yahudi Otonom Bölgesinde karþýlaþýlabile-cek olasý terörist saldýrýlara ve diðer suçlara müdahaleetme amacýyla oluþturulmuþtur. Son zamanlardaKazaklar ve Yahudiler arasýndaki iliþkilerde görecelibir yakýnlaþma mevcuttur. Ancak Kazaklarýn geçmiþteAmur ve Ussuri Kazaklarý ordusu atamaný "çýlgýn"lakaplý Baron Ungern-Sternberg komutasýnda,Yahudileri "ýrki-kalýtsal olarak komünist" olarak deðer-lendirerek þiddetli bir soykýrým uygulamýþ olmalarý

15

kf

Page 18: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

bölgede yaþayan Yahudilerin bu oluþuma tedirgin birþekilde bakmasýna neden oluyor.[9]

Putin Döneminde Kazaklar

Putin Kazaklarýn "Devlet Hizmetinde Kullanýlmasý" ileilgili olarak, Devlet Duma'sýna 12 Nisan 2005'de birkanun teklifi sunar, kanun teklifinin görüþülmesi 18Mayýs 2005'de Duma'daki ilk okunuþunda kabul edilirve 9 Kasým 2005 de üçüncü ve son okunuþunda parla-mento tarafýndan onaylanýr. Kanun tasarýsý modernRusya tarihinde ilk defa Kazaklara bir devlet rolüveriyor. Tasarý ile devlette kayýtlý olan Kazaklar RusyaFederasyonu'nun diðer vatandaþlarý ile ayný þartlaraltýnda devlet hizmetlerinde bulunmakla birlikte, ekolarak olasý terörist saldýrýlara anýnda cevap verebile-cek asker bulundurma, sýnýr muhafýzlýðý yürütme,sokak devriyeliði yapma, itfaiye ve çevre koruma gibigörevlerde bulunabiliyor. Ayrýca Kazak birlikleriteröristlere karþý yürütülen operasyonlar içinde aktifolarak yer alabiliyor. Bu görevler askeri ve bölge yetk-ilileri ile Kazak toplumlarý arasýndaki anlaþma ileyürütülüyor. Yine tasarýya göre devlette kaydý olanKazak gruplarý Ýçiþleri Bakanlýðý, Savunma Bakanlýðýve Federal Sýnýr Birliði hizmetinde bulunan seçmeKazak Birliklerinde hizmet verebilmek için kendiüyeleri arasýndan adam seçebilme ve gönderebilmeyetkisine de sahip. Kazaklar'ýn üstlenecekleri sorumlu-luklar, üniformalarý ve rütbeleri de Baþkan tarafýndanbelirleniyor. Masraflarý ise federal bütçe, bölgeselbütçe ve belediye bütçesinden karþýlanýyor. [10]

Kazak gruplarý zaten son on yýlda kanuni bir yetkileriolmadan geçici olarak devriye gezme, polise yardýmcýolma, kimlik kontrolü gibi iþleri yapýyorlardý. Putin'inKazak iþleri konusundaki danýþmaný GennadyTroshev'in yardýmcýsý Semyonov, Kazaklarýn RFgörevleri ile ilgili olarak "Kazaklarýn görev yaptýðý 40kadar sýnýr muhafýz karakolu, 3 adet ordu alayý, bir kaçtabur asker (300-1000 kiþiden oluþan birlik) ve üyeleriözellikle Kazaklar tarafýndan belirlenen bir adetSavunma Bakanlýðýna baðlý tugay'ý olduðunu söylüyor.Yine orduda 20 bini aktif olarak görevli olmak üzere620 bin Kazak'ýn olduðunu belirten Semyonov, 230 binyetiþkin Kazak'ýn devlete her an hizmet etmeye hazýrolduðunu da vurguluyor. Diðer taraftan Rusya'nýnüniterleþmesi ve merkezi otoritenin saðlamlaþtýrýlmasý

için Putin'i destekleyecek olan, Putin tarafýndan da sýkýbir þekilde desteklenen ve þu ana kadar kaydý olmayan10 Milyon Kazak olduðu da belirtiliyor. [11]

Daha önce bu tasarýnýn Kazaklar'a özel yetkilerinçeþitli versiyonlarý on iki yýl içerisinde sekiz defaDevlet Dumasý'nýn gündemine gelmiþ ve her defasýndareddedilmiþti. Nitekim bu giriþim herkes tarafýndantakdirle karþýlanmadý. Rusya Moskova merkezli ÝnsanHaklarý Derneði baþkaný Lev Ponomaryev Kazaklar'ýnyasa uygulayýcýlarý olarak görevlendirilmesinin endiþeverici olduðunu "deneyimlerin Kazaklar'ýn kendi asay-iþ ve kamu düzeni anlayýþýna sahip olduðunu göster-diðini" söyleyerek dile getirdi. Ýnsan Haklarý temsilci-leri de raporlarýnda Rostov Oblast, Krasnodar veStavropol bölgesinde yaþayan Kazaklar'ýn açýkçaulusal azýnlýklara karþý olan ideolojiyi destekledikleri-ni, periyodik olarak azýnlýklarýn güç kullanýlarak sýnýrdýþý edilmesini ve Slav olmayan nüfusun bölgeden atýl-masý zamanýnýn geldiði çaðrýsýný yapmakta olduklarýnýraporlarýnda belirtiyorlar.[12]. Diðer taraftan yasayamuhalif Kazaklar da yok deðil. Örneðin KabardeyBalkar Kazaklarý Atamaný Mikhail Ýnkatsov yasanýnKazaklara yeni hiçbir þey getirmediðini aksine kendi-leriyle Kuzey Kafkasya'da yaþayan otokton halklararasýndaki ayrýmcýlýðý daha da körükleyeceðini vekendilerinin bir hedef haline getirildiði þeklindeyorumlamýþtýr.[13]

Bugün Kazaklar'ýn en yoðun þekilde yaþadýðý bölgeler-den biri olan Krasnodar'da yaþayan kendilerini bütünKuban Kazak Gücü olarak adlandýran 341 bin üyesiolan bir grup mevcut. Stavropol'da bulunan Kazaklarda Terek ve Stavropol Kazak güçleri olarak iki altkademede sýnýflanmaktalar. Krasnodar'da Kazaklarresmi görevli polislerin yaný sýra, kendilerine haskýyafetler içinde keyfi kimlik kontrolü ve denetlemeiþlerini gerçekleþtirmenin yaný sýra Slav olmayanunsurlarýn yaþayýþ þartlarýný da sistematik olarakgüçleþtirmekte, devlet içinde adeta bir devlet gibihareket etmekte ve bu durum merkezi hükümet tarafýn-dan görmezden gelinmektedir. Krasnodar'dakiKazaklar'ýn genel tutumlarý, özellikle Mesket Türkleribaþta olmak üzere, Ermenilere, Kafkasyalýlar'a,Yahudiler'e ve diðer Slav olmayan topluluklara karþýkeyfi ve düþmanca. Örneðin bu baskýlardan ötürü 2000yýlýnda Krasnodar bölgesinde 13 bin Mesket Türküyaþarken 2005 yýlýnda bu oran 6 bin'e düþmüþtür.Mesket Türklerinin bir kýsmý baskýlar sonucu ABD'ye

Tasarý ile devlette kayýtlý olan Kazaklar Rusya Fe-derasyonu'nun diðer vatandaþlarý ile ayný þartlaraltýnda devlet hizmetlerinde bulunmakla birlikte, ekolarak olasý terörist saldýrýlara anýnda cevap vere-bilecek asker bulundurma, sýnýr muhafýzlýðý yürütme,sokak devriyeliði yapma, itfaiye ve çevre koruma gibigörevlerde bulunabiliyor.

kf

Page 19: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

göç etmek durumunda kalmýþtýr. Ancak II.Katerinazamanýnda Kuban bölgesine getirilerek yerleþtirilenKazaklar, daha da ileri giderek bölgenin isminin Kubanolarak deðiþtirilmesini istiyor ve kendi KubanKazaklar'ý Otonom Devletlerinin kurulmasý faaliyet-lerini de yürütüyorlar. Kazaklar'ýn bu istekleri henüzresmi anlamda bir karþýlýk bulamadý. Krasnodar'dayaþayan Kazaklarýn bu ihtiraslarý ile baðlantýlý olabile-cek þekilde, Krasnodar Valisi Alexander Tkachev'inAdyge Cumhuriyeti Baþkaný Hazret Þövmen ilekatýldýðý yeni yýl partisinde "Adyge Cumhuriyeti'ninKrasnodar Krai'ne katýlmasý önerisi" geliþigüzel olaraksöylenmiþ bir söz deðildi. Putiniktidara gelir gelmez RF'nu 7bölgeye ayýrmýþ ve biri hariç herbölgeye KGB'de iken çalýþtýðýyakýn arkadaþlarýný atamýþtý.Üniter bir Rusya yaratabilmekiçin gücün merkez de toplanmasýve bunun için de 89 idari bölüm-den oluþan birimlerininsayýlarýnýn azaltýlmasý gerekiyor-du. Bunun birkaç denemesi deRus nüfusun yoðun olarakyaþadýðý bölgelerde baþarýylag e r ç e k l e þ t i r i l m i þ t i ( P e r mBölgesi-Komi PermyakOtonomi Bölgesi ile referandumyoluyla birleþtirildi). KuzeyKafkasya'da ise bu uygulamanýnilk örneði olarak düþünebilecek en uygun yer, gerekcoðrafi konumu gerekse de demografik yapýsý gereðiAdyge Cumhuriyeti. Tabi Adyge Cumhuriyeti'nin fesihedilmesi süreci biraz karmaþýk bir durum, öncelikle RFanayasasýna aykýrý çünkü statü olarak özerkcumhuriyet, bölgeden daha üstte yer alýyor. AncakAdyge Cumhuriyeti'ne adýný veren Adigelerin sayýsýnýnazlýðý bir handikap teþkil ediyor.(447 109 kiþilik

toplam nüfus için de %25, 108 115). Zaten AdygeCumhuriyeti'nin baþkanýnýn Adigece bilme zorunlu-luðunun kaldýrýlmasý baþta olmak üzere Adige Otoktonhalkýnýn varlýðýný devam ettirmesi için gerekli bir dizikanun yürürlükten kaldýrýldý ya da kýsýtlandý.Dolayýsýyla cumhuriyet statüsünün referandumagötürülebilmesi ve olasý fesih sürecinin hýzlandýrýlmasýiçin, yapýlacak olan 12 Mart Parlamento seçimleri deönemini arttýrdý. Nina Konovalova'nýn baþýný çektiðiSlav birliði birleþmenin en ateþli taraftarý. Slav BirliðiKonovalova baþkanlýðýnda 18 Aralýk 2005 tarihindeAdyge Cumhuriyeti baþkenti Maykop'ta yapýlan 4.

kongresinde AdygeCumhuriyeti'nin statüsününreferanduma götürülebilmesi içinülkede bulunan BirleþmiþSanayiciler Partisi, Ýþ adamlarý veKazaklarla iþ birliði yapma kararýaldý.[15] Adige varlýðýnýnKafkasya'da sürdürülebilmesi içinAdyge Cumhuriyeti'ni bir simgegibi gören Adigeler'de ülkelerininbir oldu bittiye getirilerekKrasnodar bölgesi ile birleþtirilme-sine izin vermeyeceklerini göster-erek Çerkes Kongresi isimli sivilbir insiyatif oluþturdular. Maykopmerkezli Çerkes Kongresi-AdigeXase ile iþ birliði içinde Kabardey-Balkar, Karaçay-Çerkes ve Þapsýð

bölgesindeki Adigeler baþta olmak üzere Türkiye,Ýsrail, Hollanda, Amerika, Ürdün, Kanada, Almanya veSuriye!deki Diaspora Çerkesleri ile de baðlantýyageçerek SWA (Adyge ile Dayanýþma) komitesini kur-dular. Komite Adyge Cumhuriyeti'nin fesih edilmesinekarþý kampanyalar yürütüyor.*** Parlamento seçimler-ine doðru cumhuriyette yükselen tansiyonu düþürmekiçin Kremlin'in desteklediði Birleþmiþ Rusya Partisi

17

kf

Page 20: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

baþkanlýðýnda Krasnodar Krai valisi Tkachev ve AdygeCumhuriyeti baþkaný Hazret Þövmen bir araya gelerekönerilmiþ bir birleþmenin gündemlerinde olmadýðýnýifade etmek zorunda kaldýlar. Diðer taraftan RF'nda,sözü geçen Kremlin yanlýsý önemli politika yorumcu-larýndan biri olan Gleb Pavlovski, seçimler öncesi fed-erasyon çapýnda yayýn yapan bir televizyondaki pro-gramda, Tkachevi Krasnodar bölgesinde yaþayan etnikErmenilere, Mesket Türklerine ve diðer Slav olmayanhalklara karþý yaygýn baský uygulayarak ciddi politik,sosyo-ekonomik çýkarlar elde etmekle suçlayarak üstükapalý bir þekilde kýnamasý da Tkachev ile Sövmen'inparlamento seçimi öncesinde yaptýklarý açýklama ileilgili soru iþaretleri oluþturuyor.

Kazaklar'ýn Kafkasya'daki geliþmelerle ilgili nasýl birtavýr alabileceðine dair aslýnda güçlü deliller mevcut-tur. 94 yýlýnda Rusya'nýn Çeçenistan devletine karþýbaþlatmýþ olduðu savaþta aktif olarak Rus tarafýnda yeralan Kazaklar, Rusya'nýn doðrudan dahil olmadýðýGüney Osetya-Gürcistan ve Abhazya-Gürcistan arasýn-daki anlaþmazlýklarda da Rus yanlýsý bir tutumsergilemiþlerdir. Hatta Moldova-Transdnestr arasýnda-ki sorunda Transdnestr'da bulunan Rus silahlý güçleringörev süreleri bitmesine karþýn bölgede yaþayan Kazaknüfusunun baskýsýyla görevlerine devam etmektedirler.En yakýn örnek olarak ABD-Soros destekli bir sözdedevrimle iktidara gelen Gürcistan devlet baþkanýMikhail Saakaþvili'nn Güney Osetya ve Abhazyasorunlarý ile ilgili olarak saldýrgan söylemlerini giderekarttýrmasý ve özellikle Çerkes diasporasini hedef alankonuþmasý; "Sibirya'dan, Moskova'dan, Kursk'tan vedünyanýn hangi lanet yerinden olursa olsun bütün mac-era arayanlarý uyarýyorum, onlarýn Abhazya'da iþi yok.Burasý Gürcistan'a ve her zaman orda yaþayýp bugünyaþamayan fakat yakýnda ben de dahil olmak üzereAbhazya'da yaþayacak olanlara aittir."***** diasporatarafýndan yanýtsýz býrakýlmamýþ ve protesto edilmiþtir.Gürcistan'ýn saldýrgan söylemlerini giderek pervasý-zlaþtýrmasýn da Saakaþvili hükümetinin Gürcü halkýnýnekonomik ve sosyal yönden beklediði refahý veiyileþmeyi saðlamaya dönük yeterli bir çabasýnýnolmamasý ve bu durumun da Gürcü halký tarafýndanSaakaþvili'ye olan desteðinin dramatik bir þekilde azal-masý þeklinde yansýmaya baþlamasý temel etkendir.(Gürcistan Kamuoyu Düþüncesini Araþtýrma Enstitüsütarafýndan 1750 kiþi üzerinde yapýlan anketinsonuçlarýna göre Devlet Baþkaný Mikhail Saakaþvili'yedestek verenlerin oraný %16,3'e düþtü. -Ajans Kafkas-23/02/2006) Kuban Kazaklarý Birliði bu meseleye,Gürcistan Devlet Baþkaný ve parlamentosuna Abhazyave Güney Osetya vatandaþlarýna yönelik gerginlik vetehditlere son vermesi talebiyle bir mesaj göndererekAbhazya ve Güney Osetya yanýnda olduðu þeklindeyaklaþmýþtýr. [17] Þüphesiz Kazaklarýn bu tavrýnýn asýlnedeninin Rusya Federasyonu'nun bölgede izlediðipolitika ile paralel doðrultuda olup olmadýðýný zamangösterecek.

Sonuç

Vladimir Putin iktidara geldiðinden beri uygulamalarýile Modern Çarlýk Rusya'sýný kurma gayretiiçerisindedir. Dersine iyi çalýþtýðý anlaþýlan Putin,Kazaklarýn özellikle Çarlýk Rusya'sý tarihinde oynadýðýrolü iyi kavramýþ ve bir kez daha Kazaklara ayný rolübiçmiþtir. Geçmiþte olduðu gibi bugün de RusKazaklarýnýn çoðunluðu kendilerini OrtodoksKilisesi'nin koruyucusu ve Rusya Federasyonu'nunsýnýr bekçileri olarak görmektedirler ve doðal olarakyeni çarlarý Putin'e olan baðlýlýklarýný dile getir-miþlerdir. Kazaklarýn Kafkasya'daki rollerinde Ýslamiinanca sahip Kafkasyalýlar karþýsýnda din faktörü belir-leyici olabilecektir. Ancak inanç farlýlýklarýnýn, bin-lerce yýldýr varlýðýný devam ettirerek karþýlýklý dostlukve güvene dair sýcak iliþkiler kurmayý baþarabilmiþDaðlý Halklar arasýnda ayýrýcý bir faktör olarak ortayaçýkmasý olasý deðildir. Doðal olarak KazaklarýnKafkasya'daki geliþmeler karþýsýnda alacaðý tavrý Putinve Kremlin hükümetinin politikalarý belirleyecektir.

Serf: Orta Çað Avrupa'sýnda topraða baðlý köle.Oblast: Statü olarak özerk cumhuriyetten aþaðýda olanRusça il,eyalet, bölgeKolhoz: Bolþevik Devrimden sonra 1929 yýlýndabaþlatýlan Kolektifleþtirme-toprak üzerinde özelliklehayvan mülkiyetinin ortaklaþtýrýlmasý-tarýmdan sanayidevrimine geçiþte devlet kontrolü saðlamak içinkurulan küçük mahalli çiftlikler.Prestroyka: Gorbaçev döneminde yeniden yapýlanmapolitikasý-devlet ile komünist parti arasýndaki iliþkileriyeniden tanýmlama politikasý.

kf

0018

A.Orlowski - Kozak

Page 21: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

* 1395 Ruthenian Belgelerinde Kazaklardan ilk olarakmaceracý ve özgür insanlar olarak bahsedilmiþtir,Türkçe bir sözcükten türemiþtir."http://en.wikipedia.org/wiki/Cossack"

** Yahudi tarihçileri Zaporozhian-UkraynaKazaklarý'ný Khemelnytsky Ýsyaný sýrasýnda Yahudileresoy kýrým yapmakla suçluyorlar.

*** Adyge Cumhuriyeti Parlamento seçimleri veAdyge Cumhuriyeti statüsü ile ilgili bilgi almak içinwww.adyg.org bakýnýz.

**** 6 Mart 2006 Baðýmsýz Abhazya Platformu'nunÝstanbul ve Ankara'da Gürcistan Konsolosluklarýönünde, Eskiþehir-Düzce-Kayseri-Adana-Samsun-Alanya-Sakarya illerinde eþ zamanlý okunan basýnbildirisinden-Saakaþvili'nin yaptýðý konuþmadan alýntý.

KAYNAKÇA

o Biography.ms -http://cossack.biography.ms/o Wikipedia-The Free Encyclopedia-http://en.wikipedia.org/wiki/Cossacko Britannica Encyclopedia-http://www.britannica.com/- The Cossack Revoltagainst Poland

[1] Yücel Öztürk -Özü'den Tuna'ya Kazaklar-1 Syf.62-63 ve 83[2] Kezban Acar- Baþlangýçtan 1917 BolþevikDevrimi'ne Kadar Rusya Tarihi Syf.125

[3] US Citizenship and Immigration Services-Russia-TheCossack Culutural and Political Revival[4] John B. Dunlop- Hoover Digest 1999 No:1-HowRussia Blundered into Chechnya[5] RIA Novosti-26/05/2005-Cossacks ask Putin to HelpReturn Russians to North Caucasus[6] Ana Uzelac-The Moscow Times-18/04/2001-Cossacks Take on Village's Chechens[7] The Christian Science Monitor-02/01/2001-TheCossack are coming! Did anyone notice?[8] MosNews-16/03/2005 Cossack to fight terrorism inRussia's Far East[9] Paul Globe-United Press International-Cossackagain to keep Jews in Line[10] MosNews-09/11/2005-Russian ParliamentApproves on Cossack Service[11] Simon Saradzhyan-Free Republic-Cossack to BeRecruited for Army http://www.freerepublic.info/[12] Vladimir Simonov-RIA Novosti-30/06/2005-Cossack Return to State ServiceAyrýca bakýnýz Human Right Organization-EthnicDiscrimination in Southern Russiain August 1998 -Abuses by Cossack[13] Ajans Karaçay-11/11/2005 Kabardey-BalkarKazaklarý Kazak Yasasýna Tepkili - www.karacay-malkar.net[14] Alex Rodriguez-Chicago Tribune-09/08/2005-Cossacks:Guardian or Oppressors [15] RFE/RL-20/12/2005-Slavs in Adygeya Continue toUrge Merger with Krasnodar Krai[16] Liz Fuller-RFE/RL-10/03/2006-In Adygeya,OneThreat Recedes, Another Persist [17] Ajans Kafkas-17/03/2006- KubanKazaklarý:Gürcistan Abhazya ve Güney Osetya'yýtehdide son versin.

19

Page 22: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

iriþ:On birinci yýlýný tamamlayanRus-Çeçen savaþý, dünyanýngözlerinden uzakta ve tüm

þiddetiyle devam ediyor. Tabiiaslýnda bu savaþ, 400 yýldanfazladýr bölgede mutlak hakimiyetkurmaya çalýþan Rus imparator-luðunun, istediðini elde edinceyekadar Kafkasya'yý kana bulamayadevam edeceðinin ve bu tarihselmirasý, büyük bir heveslesahiplendiðinin de açýk göstergesi.Uzun zamandan beri savaþtan çokaçýkça soykýrýma dönüþen Rusmüdahalesi, Çeçenya'nýn baðýmsý-zlýk ilanýyla baþlamýþtý. Rusya'nýn,

barýþý getirebilecek son Çeçen yetk-ili olan Aslan Mashadov'u dakatletmesiyle amacýndan vebaðlamýndan iyice kopan çatýþ-manýn baþlangýç noktasýný unutma-mak gerekiyor. Gerçi hiçbirgerekçe, böylesi bir vahþeti mazurkýlamaz ama Ruslarýn ve destekçi-lerinin bütün aksi tezlerine raðmen,bugünkü mevcut uluslararasý hukukkodifikasyonu, Çeçen halkýnýntartýþmasýz bir þekilde baðýmsýzlýkhakkýna sahip olduðunu ortayakoyuyor ve savaþýn haklýlýðýna dairbütün gerekçeleri geçersiz kýlýyor.

Uluslararasý toplumun baþlangýcýn-da zayýf da olsa eleþtirdiði Ruszulmü, ikinci savaþtan itibaren vebilhassa 11 Eylül ortamýnda, birhalkýn itinayla yok ediliþi halinegeldi. Türkiye'de köþe yazarlarý,"bizim için Öcalan neyse, Rusyaiçin de Dudayev odur" türündencahillikler sergilemeye devam ede-dursunlar, Çeçenlerin baðýmsýzlýkhaklarýný her fýrsatta vurgulamak veRus vahþetini sergilemek, tam daböyle bir dönemde zorunludur. Buyazýda, bilhassa 1991-94 arasýdöneme odaklanarak, 230 binÇeçenin ölümü, daha fazlasýnýnyerinden yurdundan olmasý ve birülkenin adeta yeryüzünden kazýn-masýyla sonuçlanan "savaþ"ýn,baþlangýcýndan beri haksýz birtemel üzerinde vuku bulduðu gös-terilmeye çalýþýlacaktýr. Bu baðlam-da, önce baðýmsýzlýðýn temeli olan

self-determinasyon (SD) kavramýve hakký açýklanacak, daha sonra buhakkýn, özellikle eski SSCB'nindaðýlmasý sürecinde nasýl uygu-landýðý örneklerle gösterilecek, sonolarak da Çeçenlerin SD hakkýnýnolup olmadýðý tartýþýlacaktýr.

I- Self-Determinasyon Kavramýve HakkýSD kavramýnýn, iç ve dýþ olmaküzere 2 anlamý vardýr. Ýç SD, 1789Fransýz Devrimiyle ortaya çýk-mýþtýr. Halklarýn kendi rejimleriniözgürce seçmeleri anlamýna gelir,yani demokrasi demektir. Dýþ SDise iki farklý anlama sahiptir;sömürgelerin baðýmsýzlýða kavuþ-masý ve ayrýlma. Aþaðýda dýþ SDkavramýnýn farklý anlamlarý açýkla-narak bu konuda BM pratiði elealýndýktan sonra uluslararasýhukukun bir diðer kaynaðý olanöðretiye, yani teoriye baþvurulacakve þu 3 soruya cevap aranacaktýr:Yazýlý ya da teamüle dayalý bir ulus-lararasý ayrýlma hakký var mýdýr?Eðer öyle bir hak varsa, bu hakkýnsýnýrlarý nedir veya bu hakký meþrubir þekilde kullanmanýn kriterlerinelerdir? Son olarak, incelediðimizbaðýmsýzlýk iddiasý yani Çeçenya,bu kriterlere sahip midir? DýþSD'nin farklý anlamlarýný açýk-larken ayný zamanda ilk soruya,yani teoride ve pratikte SDhakkýnýn varlýðý sorununa da deðin-miþ olacaðýz.

G

Çeçenya’nýn Baðýmsýzlýk Ýlaný veHukukiMeþruiyeti’nin Deðerlendirilmesi

20

Cahar Dudayev - ÇÝC Devlet Baþkaný (1991-1996)

KAÐAN AKDOÐAN

Page 23: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

Sömürgelerin baðýmsýzlýða kavuþ-masý anlamýnda SD, W.Wilson'un14 ilkesi'ne (1919) kadargötürülebilirse de, BM'nin kurul-masýndan sonra ve özellikle de1960'lý yýllarda uygulama düzeyineçýkmýþtýr. Sömürgelerin, sömürgeciülkeden baðýmsýzlaþmasý (dekolo-nizasyon) anlamýna gelir. Tarihinedikkate dilecek olursa, 1966 ikizSözleþmelerindeki anlamý da budur.Söz konusu sözleþmelerin ortak 1.maddesi "tüm halklarýn kendiyazgýsýný belirleme hakký vardýr"diyerek SD hakkýný açýkça tanýmak-tadýr. Self determinasyonun asýlanlamýný oluþturan dekolonizasyonuygulamasýna gelince, her halkýnSD hakký vardýr. Bu halk birmekanýn tüm halkýdýr; SD hakkýnýbaðýmsýzlýða ulaþarak kullanýr;ondan sonraki bölünmeler SDhakkýna girmez. Yani, SD yalnýzcasömürge halklarýnýn hakkýdýr (1960BMGK kararý no.1514). Birülkenin "Sömürge" sayýlmasý vedolayýsýyla SD hakkýna sahipolmasý için iki ölçütün bir aradabulunmasý gerekir: Sömürgeci ülkeile sömürgesi arasýnda ülkeselkopukluk (deniz veya baþka ülkeyeait bir kara parçasý) olacaktýr.Sömürgeci ile sömürge arasýndaetnik farklýlýk olacaktýr (1960BMGK kararý no.1541).Ayrýlma anlamýnda SD ise,Sömürge durumunda olmayanhalklarýn, baðýmsýz olan ülkelerdenayrýlmasý ve kendi baðýmsýz devle-tini kurmasý demektir. Bu anlamda-ki SD, ilke olarak meþru kabuledilmez. Çünkü bu tür ayrýlmalaramip bölünmesi gibi gidebilir veuluslararasý düzeni altüst eder.Bununla birlikte, gerek teoridegerekse BM pratiðinde "ayrýlma"anlamýnda SD'nin meþrugörülebildiði bir durum mevcuttur:O ülkede demokrasinin (yani, içSD) olmamasý. Nitekim 1970'teBM Genel Kurulunun aldýðý 2625sayýlý kararda bu çok açýktýr.

"Aþaðýdaki paragraflardan hiçbiri,SD ilkesine uyan ve ülkesindeyaþayan tüm halký soy, inanç verenk ayrýmý yapmadan temsil edenbir yönetime sahip olan egemen ve

baðýmsýz devletlerin toprak bütün-lüðünü ve siyasal birliðini kýsmenveya tamamen ortadan kaldýracakveya tehlikeye sokmaya izin verecekveya bunu teþvik edecek biçimdeyorumlanamaz". Burada geçen SDterimi "iç" SD olup, demokrasianlamýna gelmektedir. Demek ki,vatandaþlarý arasýnda ayrým yap-mayan devlete karþý ayrýlmaanlamýna gelen self determinasyonuygulanamaz. Tersinden okursak davatandaþlarý arasýnda ayrým yapan,onlarý eþit düzeyde temsil etmeyendevlete karþý ayrýlma hakký doðar.

Açýklanan bu BM kararlarý, ilksoruya cevap olabilecek nitelikte-dir. Uygulanan uluslararasý hukuk,SD hakkýnýn varlýðý konusunda çokaz þüpheye yer býrakmaktadýr.Fakat dekolonizasyonun ötesindeSD hakkýnýn varlýðý konusu halaçok açýk deðildir ve genel olarakuluslararasý toplum tarafýndanonaylanmamaktadýr. Ne var kisoðuk savaþýn bitiþiyle birlikteyaþanan SSCB ve Yugoslavya'nýndaðýlmasý olaylarý, bu kavrama yenianlamlar yüklenmesi sonucunudoðurmuþtur. Bunda, Baltýkülkelerinin baðýmsýzlaþmasýsürecinin Batý'da yarattýðý sempati,özellikle etkili olmuþtur. Baltýkülkelerinin baðýmsýzlýk ilanýndansonra Sovyet tanklarýnýn buülkelere girmesi karþýsýnda Batý'nýngösterdiði tepki, tarihsel teamüllekeskin bir karþýtlýk arz etmiþtir. SDhakkýnýn teori ve pratikte varlýðýnýve deðiþen baðlamýný saptadýktansonra ikinci soruya, yani bu hakkýnmeþru bir þekilde kullanýlmasýnýnkriterlerine bakabiliriz.

SD hakký, ayrýlmayla iliþkili olduðuhaliyle, belli faktörlerin bileþiminebaðlý, göreli bir haktýr. Yukarýdazikredilen kimi kararlarý birleþtir-erek ve geçmiþteki baþarýsýz ayrýl-ma hareketleri sýrasýnda, ulus-lararasý toplum tarafýndan ifadeedilen endiþeleri de buna dahilederek, hem uluslararasý toplumunendiþelerini giderecek, hem deayrýlmak isteyen grubun meþruhaklarýný koruyacak ilkelerçerçevesinde, ayrýlmaya dair bir

yaklaþým geliþtirilebilir. Ulusla-rarasý toplumun en önemliendiþelerinden biri, her hangi birayrýlma talebinin, onu çevreleyentüm þartlarý da hesaba katarakyaratabileceði istikrarsýzlýðýn dere-cesi ve tüm ülkelerin toprak bütün-lüðünü tehdit eder hale gelebile-ceðidir. Bunun karþýsýndaysa,ayrýlma talebinde bulunanlarýn SDhakký bulunmaktadýr. Bu endiþe vehaklarý dengeleme, ayrýlmahareketlerini incelemede ilkeli biryaklaþýmýn geliþtirilmesinde yararlýbir baþlangýç noktasýný oluþturur.Çeþitli uluslararasý hukuk uzman-larýnýn yaklaþýmlarýndan þöyle birkriterler manzumesi çýkarýlabilir;

1- Ýktidardaki hükümetin halkýnadavranýþ tarzý ve halkýný temsildüzeyi,2- Daha önce baðýmsýzlýk sahibiolma ya da baðýmsýzlýk için uzunsüredir verilen mücadele ve bellibir bölgenin, bir ülkenin parçasýhaline nasýl geldiði (silah zoruylamý, gönüllü mü vb.) gibi tarihselfaktörler,3- Ayrýlma talebinde bulunanhalkýn, tarihsel olarak þiddete,ayrýmcýlýða ve baskýya maruz kalýpkalmadýðý,4- Halkýn ayrýlma talebini destek-leyip desteklemediði, -ideali bunahalkoyuyla karar verilmesidir-

21

Boris Yeltsin - RF Devlet Baþkaný (1991-1999)

Page 24: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

5- Ayrýlýkçý hareketin liderinin vetakipçilerinin davranýþlarý,6- Þiddet olaylarýnýn baþ göstermepotansiyeli.Tüm bu kriterler ýþýðýnda, üçüncüsoruya, yani meselenin özünü oluþ-turan, Çeçenya'nýn baðýmsýzlýk içinSD hakkýna sahip olup olmadýðýmeselesine bakalým.

II- Çeçen Baðýmsýzlýk TalebiSon SSCB baþkaný MihailGorbaçov, Nisan 1985'te iþbaþýnageldiðinde, uzun yýllardan berisüregelen çeþitli sorunlarý kucaðýn-da buldu. Ýç dinamiklerden kay-naklanan bu sorunlardan ilki, içiçegeçmiþ 3 krizden oluþuyordu.Sovyetlerde siyasal kriz, artýkdevam ettirilemeyecek kadar cid-dileþen bir demokratik meþruiyetsorunu anlamýna geliyordu. Yapýsalkriz, yaygýn geliþme aþamasýndan,yani herkese bir iþ temin etmekamacýyla ülkenin dört bir tarafýnaaçýlan fabrikalardan, yoðunbüyüme aþamasýna, yani iktisadiverimliliðe dayalý bir sanayiyegeçilememiþ olmasýndan kay-naklanmaktaydý. Bu sýrada kapital-izm, teknoloji devrimini gerçek-leþtirerek üçüncü aþamasýna geçiy-

ordu. Konjonktürel krizse, ücret-lerin fiyatlarý aþmasýndan kay-naklanan bir ekonomik bunalýmortamýnýn eseriydi. Gorbaçov bukrizleri aþmak için ekonomideyeniden yapýlanma anlamýna gelen"Perestroyka" kavramýný ortayaattý. Ýhtiyacý olan dýþ destek içinseþeffaflýðý (Glasnost) ön planaçýkardý. Tam bu krizlerleboðuþurken 1987'de ikinci sorun,yani milliyetler sorunu patladý.Kazakistan'da baþlayan olaylar,hýzla Lituanya'ya ve diðer Baltýkülkelerine, arkasýndan da daðlýkKarabað ve Kýrým'a sýçradý. Bir"milletler hapishanesi" olarakadlandýrýlan Sovyet imparatorluðu-nun kaçýnýlmaz çöküþünü hýz-landýran böylesi bir ortamda, Çeçenmilliyetçiliði de harekete geçmeyehazýrdý.Çeçenler daha 1960'lý yýllardanitibaren, ulusal kimlik eksenli tale-pler ileri sürmekteydiler. Bu yýllar-da Çeçen aydýnlarý, Sovyet merkezidenetimine karþý çýkarak, özellikleetnik ve dinsel geleneklerininsürdürülmesi ve Çeçen dilinineðitimde kullanýlmasý þeklindekitaleplerini gündeme getiriyorlardý.SSCB'nin daðýlma süreci içersinde

Çeçen/Ýnguþ Özerk Cumhuriye-ti’nde General Cohar Dudayevbaþkanlýðýnda örgütlenen Çeçenler,Kasým 1990'dan itibaren baðýmsý-zlýk talep etmeye baþladýlar veAðustos 1991'deki darbe giriþimisýrasýnda yerel Sovyet hükümetinidevirerek bölgede denetimi elegeçirdiler. Ardýndan 9 Kasým tari-hinde yapýlan ve Moskova tarafýn-dan tanýnmayan seçimleri kazananDudayev, Çeçen-Ýnguþ Cumhuri-yeti’nin egemenliðini ilan edince ,dönemin Rusya Federasyonu (RF)baþkaný Yeltsin, bu kararý tanýmadýve Dudayev'in tutuklanmasý içinemir çýkarttý. Bununla da yetinmey-erek cumhuriyette olaðanüstü halilan etti ve 500 kiþilik bir birliði,ayrýlma çabalarýna son vermesiamacýyla bölgeye gönderdi. Fakatbu karar Rus parlamentosu tarafýn-dan 3 gün sonra geçersiz kýlýndý,zaten Dudayev'in ulusal muhafý-zlarý, bu birliði Grozni hava alanýn-da ablukaya almýþtý. Dolayýsýylabirlikler, 2 gün içinde geri çekilmekzorunda kaldý. Rus askerlerininçekilmesinden sonra, Aralýk1991'de bir referandum yapanÝnguþlar, RF içinde Ýnguþetyaolarak örgütlenme kararý aldýlar.

Aslan Mashadov - ÇÝC Devlet Baþkaný (1997-2005)

22

Page 25: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

Bu sýrada Dudayev, bölgesel destekarayýþlarýna giderek kendiöncülüðünde 16 etnik gruptanoluþan Kafkasya Daðlý HalklarKonfederasyonunu kurdu. RF'nin,baðýmsýz bir Çeçenya'ya asla izinvermeyeceðinin bilincinde olarakderhal bir ordu oluþturma çabalarý-na girdi. Ordusunun tecrübesini art-týrmak için de askerlerini önceAzeri-Ermeni savaþýnda Karabað'a,sonra da Gürcü-Abhaz savaþýsýrasýnda Abhazya'ya gönderdi.Çeçen askerleri bu savaþlar sýrasýn-da hafif silahlarla þehir içi çatýþ-malarý ve gerilla savaþýnda büyüktecrübe kazandýlar. Dýþ iliþkilerinede önem veren Dudayev, ilk yurt-dýþý gezilerini Türkiye ve KKTC'yeyaptý.

Daðýlmanýn ardýndan gelen ilk þokuyavaþ yavaþ atlatan RF, o zamanakadar ekonomik ambargo vemuhalifleri desteklemek gibi uygu-lamalarla yetinirken, 1993'ün ikinciyarýsýndan itibaren sertleþme iþaret-leri vermeye baþladý. Dudayev'indevirdiði eski komünist liderZavgayev ve RF milliyetler bakanýSergei Þahray, 94 Baharý boyuncayönetimdeki etkili çevreleri müda-hale için ikna etmeye çalýþtýlar.Dudayev ise ülke içi muhalefeti veparlamentoyu Nisan ayýnda feshed-erek devlet baþkanlýðý rejiminikurdu. Bu karar, önce AnayasaMahkemesi tarafýndan geçersiz ilanedildi, fakat din adamlarýnýn dadesteðini alan Dudayev,Mahkemeyi de laðvetti. Muhalefetgruplarýysa, Aðustos 94'te ÇeçenGeçici Konseyi adý altýndaDudayev'e karþý ortak hareket etm-eye baþladýlar. Moskova, konseyitek meþru güç olarak tanýdýktansonra silahlandýrmaya baþladý. Birsüre sonra iþlerin iyice çýðýrýndançýkmakta olduðunu görerek kendisidoðrudan müdahaleye giriþti.Çeçenlerin, baðýmsýzlýklarýnýnüçüncü yýlýný kutladýklarý sýralardaYeltsin yönetimi, iþgale karar verdi.11 Aralýk 1994'te yüzlerce Rustanký sýnýrý geçerek Çeçenya'yagirmeye baþladý.

III- Çeçen Baðýmsýzlýk ÝlanýnýnKarþýlaþtýrmalý HukukiMeþruiyetiÇeçen baðýmsýzlýk ilanýnýn veÇeçenlerin ayrýlma hakkýnýn huku-ki meþruiyetini deðerlendirirken,baþarýlý bir þekilde baðýmsýzlýðýnakavuþan Lituanya örneðiylekarþýlaþtýrmalar yapmak, aydýn-latýcý olacaktýr. Çeçenya'ya verilenkarþýlýk çok daha farklý olsa da,Çeçen ülkesi Lituanya ile çok sayý-da ortak etkene sahiptir. SSCBdöneminde, sömürge yönetimininince tabakasýnýn altýnda farklýkültürler hep varlýklarýný korumuþ-tu. SSCB'nin yýkýlýþý, bu kültürlerdeetnik bir bilinçlenmeye yol açtý.Çeçenleri diðer kültürlerden ayýranözellikleri ise Sovyet imparatorluðuve 70 yýllýk komünist rejimin Çeçenmilliyetçiliðini hiçbir zaman tamolarak bastýramamasýdýr. Rus ege-menliðine karþý direniþ, bu süreboyunca sürmüþtür. Dahasý,Çeçenya Rusya'ya fetih yoluylakatýlmýþtýr. Geçmiþin fetihlerinintümü bugün gayrý meþrudur demekmümkün olmasa da, tutarlý vesürekli olarak Rus egemenliðinireddeden Çeçenlerin durumu ayrýdeðerlendirilmelidir.

Çeçen topraklarýyla ilgili iki etkendaha vardýr; Rusya baðýmsýz devletolarak görülen topraklar üzerindesadece 1 milyon kiþi yaþamaktadýrdiyebilir ve bu sayýnýn bu tür bir

konumu hak etmek için çok küçükolduðunu söyleyebilir. Fakat aksiniiddia edebilecek pek çok örnek ver-ilebilir, bugün dünyada bu sayýnýnyarýsýndan daha az nüfusa sahipülke sayýsý az deðildir. Ýkincisi,bölge milliyetçi karakterini büyükölçüde çarlýk dönemindeki fetihtenberi korumuþtur ve Çeçenler,nüfusun çoðunluðunu oluþturmayadevam etmiþtir. Çeçen baðýmsýzlýkiddiasý, Lituanya vakasýndakine eþitderecede saðlam tarihsel etkenleriiçermektedir. Bu etkenler, sadecekuvvetli bir ulusal kimliðe sahip vetopraklarý üzerinde hak iddia edenayrý bir halkýn varlýðýný içermeklekalmamakta, ayný zamanda yöneti-cilerini sürekli redderek uzun sürecanlý tutulmuþ bir baðýmsýzlýkisteðini de içermektedir. Aþaðýdagösterileceði gibi bu faktörlerLituanya'nýn baðýmsýzlýðýndan çokdaha az istikrarsýzlaþtýrýcý olacakbir baðýmsýzlýk iddiasýnda mevcut-tur. Bu yüzden Lituanya'nýn iddi-asýnýn baþarýsý, zorunlu olarakÇeçen baðýmsýzlýk isteðinin tanýn-masýný gerektirmektedir. Baþka birdeyiþle, eðer Lituanya vakasýndakitarihsel etmenler herhangi biristikrarsýzlaþtýrýcý etkiyi önlediyse,bu etmenler Çeçen vakasýnda dayeterli olacaktýr.

Bununla birlikte bu etmenlerin var-lýðý, Çeçenlere otomatik olarakRF'den ayrýlarak BM'ye üyelik

Zelimhan Yandarbiyev - ÇÝC Devlet Baþkaný (1996-1997)

23

Page 26: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

baþvurusu yapma hakkýný vermez.Ýlk bölümde belirtildiði gibi, ayrýl-ma hakký baðýl bir haktýr, tüm ilgilietmenlerin dengeli bir þekilde testedilmesini gerektirir. Ruslar,Çeçenlerin federasyondan ayrýlmaisteklerine son verecek pek çokneden sýralayabilir. Ýlki muhteme-len, Çeçenlerin baðýmsýzlýk iddi-asýnýn, Dudayev hükümetinineylemleri sonucu meþruiyetini kay-bettiði olacaktýr. Çeçen hüküme-tinin pek makbul olmadýðý veorganize suçlarla baðlantýlý olduðudoðrudur. Öte yandan Dudayev,1991'de iktidarý ele geçirdiktensonra Haziran 1994'te baþkanlýðýnýtekrar halkoyuna sunarak meþrui-yetini kaynaðýnýn her zaman halkolduðunu göstermiþtir. GerçiÇeçenlere baðýmsýzlýk seçeneðihiçbir zaman doðrudan sorul-mamýþtýr ama karþý olduklarýna dairhiçbir ipucu da yoktur. Dudayevseçime girmeden önce niyetini açýkbir þekilde belli etmiþtir.Dudayev'in aldýðý oy, halkýn baðým-sýzlýða verdiði destek konusundaönemli bir göstergedir. Bölgedengelen Rus yanlýsý raporlarýn aksine,Dudayev kendisine verilen fýrsatýheba eden bir diktatör deðil,halkýnýn sözcülüðünü üstlenmiþ birliderdi.

Ruslarýn bir diðer nedeni, birhareketin liderlerinin ve takipçi-lerinin davranýþlarý, o hareketinuluslar arasý toplum tarafýndantanýnmayý hak edip etmediðinin birgöstergesi olacaðýdýr. Eðer ayrýlýkçýhükümet azýnlýklara baský yapýyor-sa, ya da azýnlýk haklarýný koruya-mýyorsa, bu azýnlýklarýn çýkarlarýiçin hareket edildiði söylenebilir.

Dudayev yönetimi boyunca,Çeçenya nüfusunun 1/5'ini oluþtu-ran etnik Ruslarýn bir haksýzlýðauðradýðýna dair hiçbir somut kanýtortaya konamamýþtýr.

Son olarak Lituanya hareketinintersine, Çeçenya'nýn anayasalolarak ayrýlma hakkýnýn olmadýðýiddia edilmiþ, Çeçen sorununun,yeni RF anayasal düzenini korumakve yeniden kurmaktan baþka bir þeyolmadýðý söylenmiþtir. Ne var kiRus yönetiminin geçmiþi dikkatealýndýðýnda, ayrýlma hakkýnýnanayasal olarak tanýnmasý, çokanlamlý görünmemektedir. SSCBAnayasasý m. 72, "ayrýlma hakký"ný(SD) tanýmaktaydý. Diðer taraftananayasal bir cumhuriyetin RF'denayrýlmasý ne mevcut anayasada nede daha önceki taslaklarýnda yeralmýþtý. Bununla beraber, gerçekteSovyet cumhuriyetleri, Rus çar-lýðýnýn herhangi bir bölgesindendaha fazla baðýmsýz deðildi. YaniSSCB'nin daðýlýþý sýrasýndaki olay-lardan önce ne Lituanya ne debaþka bir ülke anayasal ayrýlmahaklarýný kullanamazdý, SSCB bunaizin vermezdi.

Bu türden bir anayasal hakkýn var-lýðýyla yokluðu arasýnda çok az farkvardýr. Ayrýlma taleplerininmeþruiyetini bu tür bir hayali ayrý-ma dayanarak yapmanýn deðeritartýþmaya açýktýr. Anayasal yak-laþýmý savunanlarýn dahi kabulettiði bir gerçek vardýr; baskýyaygýnlaþtýðýnda ve baþka yolkalmadýðýnda, ayrýlma meþru bircevaptýr. Buna ek olarak, SSCB'ninayrýlmasý sýrasýnda meydana gelenolaylar ve RF'nin yeni anayasasýnýnkabul edilme süreci, akla þu soruyugetiriyor: Çeçenya yeni anayasanýngetirdiði hukuka tabi olmak zorun-da mýydý? SSCB'nin daðýlmasý veÇeçenya'nýn baðýmsýzlýk ilanýndansonra, RF yeni anayasasýný onay-ladý. Çeçenya ise RF'den ayrý birbirim olduðunu ileri sürerek yenianayasayý oylamayý reddetti. Bu daÇeçenya'nýn yeni anayasanýn temsilettiði sosyal bütünün hiçbir zamanparçasý olmadýðýný göstermektedir.Eðer yeni RF anayasasýna tabiyse

bile, Çeçen egemenlik deklarasy-onu, Rusya'nýn devlet egemenliðiiddiasýnýn desteði olan 1990 tarihlideklarasyonuyla ayný temelleredayanýyordu. Ýlk olarak, týpký Rusegemenlik deklarasyonunun RFanayasasý ve kanunlarýnýn tüm bir-lik yasalarýna olan üstünlüðünübelirtmesi gibi Çeçen deklarasyonuda Çeçen Anayasasýnýn, RF yasamaorganýna olan üstünlüðüne dayanýy-ordu. Her iki durumda da prensip,etnik temele dayalý bir devlet ege-menliðinin ilan edilmesiydi. Builanýn anayasal temelleredayanýlarak inkar edilmesi, Rusyaiçin SSCB baðlamýnda izin ver-ilenin, Çeçenya için RF baðlamýndaizinsiz olduðu çifte standardýnýtemsil etmektedir.

Bilindiði gibi Çeçenya, Azerbaycanve Özbekistan'ý da çarlýkRusya'sýna baðlayan geniþlemesýrasýnda fethedilmiþti. EðerAzerbaycan, tarihsel etmenleredayanarak baðýmsýz olabiliyor veTürkiye tarafýndan tanýnýyorsaneden aynýsý Çeçenya için geçerliolamýyor? SSCB'nin iki yeri farklýbaþlýklar altýnda isimlendirmesi vebunun birine meþru ayrýlma hakkýtanýrken diðerine tanýmamasý, ayrýl-ma hakkýnýn meþru olup olma-masýný ayýrt etmede yine geçerli birtemel oluþturmamaktadýr. En azýn-dan ahlaki bir bakýþ açýsýndan,ayrýlma hakkýný, belirli bir bölgeselalt birim olarak daha öncedenkazanýlmýþ resmi siyasal statüyebaðlamanýn hiçbir mantýðý yoktur.Eðer Lituanya Rusya tarafýndanilhak edildikten sonra bircumhuriyet statüsüne sahip

kf

24

Page 27: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

olmayýp Çeçenya gibi RF'yebaðlanmýþ olsaydý, bu durumLituanya'nýn baðýmsýzlýk davasýnýnahlaki gücünü zayýflatmazdý.Ayrýlma hakkýný tanýmayan RFanayasasý Çeçenya için kýstas kabuledilse bile, uluslararasý kamuoyubu sorunda, ayrýlýkçý grubun eskifatihlerinin onlara fetih yoluylaoluþturulan bir birlikten anayasalolarak ayrýlma hakký verip ver-mediðinden ziyade, o topraklardakitarihsel iddialarý ve diðer tarihseletmelerin akla yatkýnlýðýný dikkatealmalýdýr. Ayrýlmanýn hukukistatüsünü belirleyen, tarihselmeþruiyetin güçlülüðüdür; pratiktehiçbir anlamý olmayan anayasal birhakkýn varlýðý ya da yokluðu deðil.

RF Çeçenya savaþýný gerekçe-lendirirken, bölgedeki etnik Rusnüfusu korumak ya da demokrasigetirmek gibi komik iddialar önesürmüþtü. Halbuki Çeçen sorunuRusya için çok yönlü bir sorunduve deðiþik anlamlar ifade etmektey-di. Bu savaþ her þeyden öncedevletin güvenliði ile ilgili endiþel-erden kaynaklanmýþtýr.Endiþelerden ilki salt Çeçenya'nýnkonumuna iliþkindi. Çeçenya'nýnhemen kuzeyinde Rusya'nýn tahýlambarý olan Kuban havzasý,güneyindeyse iki Müslüman ülke,Ýran ve Türkiye yer almaktadýr.Rusya'nýn Kafkasya'ya olan tarihsel

ilgisinin ana kaynaðýný, güneydengelebilecek bir Ýslami etki korkusuve kuzeyin tahýl ambarýný koru-maya yönelik bir kalkan oluþturmaarzusu teþkil eder. Ýslami etkikorkusu, bugün -Nalçik olaylarý vb.sayesinde- her zamankinden dahafazladýr. Çeçenya ekonomik anlam-da da önem taþýr. Hazar petrolleriniBatý'ya akýtan boru hatlarý ülkedengeçmektedir. Yine Grozni'de yýlda12 milyon ton ham petrol iþlemekapasitesine sahip bir rafinerivardý-r. Savaþýn demokrasi içinolduðu iddialarýna raðmen bu var-lýklar Rusya için hayati önemesahiptir. Üçüncü olarak, özellikleikinci savaþla birlikte Rus ordusutoparlanmýþ, ülkedeki silahendüstrisi de hareketlenmiþtir.Dördüncü olarak, yine ikinci savaþ,Putin'e iktidara giden yolu açanhalk desteðini saðlamýþtýr.Beþincisi, Çeçen savaþý, Rustoplumunda bir "Çeçen Sendr-omu"na yol açmýþtýr.

Ýkinci endiþe ise daha geneldi, RF,hem büyük bir toprak parçasýnýyönetmesi, hem de Çeçenlerdenbaþka ayrýlýkçý akýmlarla dakarþýlaþmasý dolayýsýyla, toprakbütünlüðünü koruma konusundahassasiyet göstermektedir.Çeçenya'nýn ayrýlmasýna izin ver-ilirse, kendi sýrasýný bekleyenler deonu takip eder ve Rusya'nýn

parçalanmasý, bir "Bosnalar zin-ciri"ne yol açabilir düþüncesi etki-lidir. Rusya'da, ayrýlma ihtimaliolan baþlýca 3 bölge vardýr; ilki veen ciddisi, ülkenin saçaðýnda bulu-nan kuzey Kafkasya'dýr. Rus yetk-ililer, Çeçen meselesininçözümünün, ülkedeki diðer böl-gelerin de kaderini etkileyeceðinisöyleyerek kuzey Kafkasya'daki"gelin"lere dokundurmaktadýr.Kafkas cumhuriyetleri, gerçektende Çeçenya'yý takip edebilir ve budurumun Rusya'ya belli bir maliyetiolur. Ýkinci bölgeyi, Volga boyun-daki Müslüman halklar (Tataristanvb) oluþturur ve bunlar görece dahahayati öneme haizdir. Fakat RFtopraklarýyla çevrilidirler. Dolayý-sýyla herhangi bir baðýmsýzlýk ilaný,sanal olmaktan öteye geçemez.Pratikte bu devletler, baðýmsýzolarak yaþayamaz. Üçüncü olarakhammadde zengini Yakutistan gibibölgeler vardýr. Bu bölgelerde çoðukez Ruslar çoðunluðu oluþturur vebir referandum sonucu ayrýlmaolmasý muhtemel deðildir. En kötüdurumda tüm Müslüman bölgelerayrýlsa bile gerisi gelmeyecektir.Kalan topraklar, ekonomik anaböl-gesine (heartland) indirgenmiþRusya için bir garanti teþkil edecek-tir.

Bu türden baðýmsýzlýk isteklerinikan ve demirle yol getirme yöntem-

kf

25

Page 28: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

ine karþý en önemli karþý çýkýþlar-dan biri, Rus askerlerinin baðýmsý-zlýk ilan eden Lituanya'ya girdiklerigün Radyo Riga'daki bir konuþ-mayla yapýlmýþtý. Konuþmacý,askerlere þöyle sesleniyordu; "Sizetoplumdaki düzenin sizinyardýmýnýzla saðlanacaðý söylenmiþolmalý, fakat anayasa ve yasalarýnihlalini barýþýn tesisi olarak görmekmümkün müdür? Þiddet, Rusya'yasadece yeni sorunlar getirecektir."Mikrofonun baþýndaki ses,Yeltsin'den baþkasýna ait deðildi.1991'in özgürlükçü Yeltsin'i, 94'egelindiðinde 180 derecelik birdönüþ yapmýþ ve ülkesini, hemÇeçen, hem de Rus halkýna yýllarcaacýdan baþka bir þey getirmemiþkorkunç bir savaþa sürüklemiþti.Çeçenler bu süre boyunca çok akýl-lý davranmamýþ olabilir ya da tambaðýmsýzlýk kazansalar bile, busanal bir baðýmsýzlýk olabilir. Tümbunlar, Çeçenlere kalmýþ meselel-erdir. Eðer baðýmsýz bir devletolarak kapasitelerini denemek istiy-orlarsa, zorluklarýna katlanmakonlara kalmýþtýr. Ne var ki,demokrasiler zorla ayakta tutula-maz, tutulmaya çalýþýlýrsa da ortadademokrasi kalmaz. 1991'den alýn-masý gereken ders buydu.

SonuçÇarlýk rejiminin iþgalinden önce deözerk bir varlýðý bulunan Çeçenler,her zaman Rus ülkesinin çoðun-luðundan ayrý ve farklý bir halkoldular. Kendilerini, ayrý ve tarihselbir bölgede yaþayan, kendi dillerinikonuþan ve Rusya'nýn çoðunluðun-dan farklý dini inanýþlara sahip olanbir halk olarak tanýmladýlar. Dahaönemlisi, halk olarak Rusya tarafýn-dan sistematik bir þekilde zulmeuðratýldýlar, kültürleri Rustahakkümü alýnda baskýya maruzkaldý ve Rus hükümetlerinden çokçektiler. Bu baskýyla birliktetopraklarý üzerinde uzun süredir

hak iddia etmeleri ve bir baðýmsý-zlýk mücadelesi tarihinin varlýðý,ayrýlma hakký için çok güçlü birtemel saðlamaktadýr. Ve bu temel,en az Lituanya'nýnki kadar geçer-lidir. Çeçenya'nýn ayrýlmasý, Rusyaiçin bir kara haber olmadýðý gibiülkenin ekonomik ve demokratikgeliþimine de belirgin bir olumsuzetki yapmayacak, yukarýda daanlatýldýðý gibi en kötü durumdakuzey Kafkasya'nýn kaybedilme-siyle sonuçlanacaktýr. Bu bölgezaten, RF'nin ekonomik olarak engeri kalmýþ yöresidir. Öte yandanRus yetkililerin de artik kabul etm-eye baþladýðý gibi , RF hiçbir zamanbölgeye tam olarak hakim olamay-acaktýr. Kýsacasý KuzeyKafkasya'nýn Çeçenya'yý takipetmesi, tüm Rusya'nýn hayrýna ola-

caktýr. Ayrýca bu ayrýlma, SDhakkýnýn mevcut halini çok az mik-tarda geniþletecektir. Bu yüzdenherhangi bir istikrarsýzlaþtýrýcý etk-isi olsa bile sýnýrlý kalacak, hattaLituanya ve Baltýk cumhuriyetleriörneðinde olduðu gibi istikrarlý vekalýcý bir düzenin garantisi olacak-týr.

Temelini Baltýk cumhuriyetlerininbaþarýya ulaþmýþ çabasýnda bulanilkelere dayanan Çeçen baðýmsýzlýktalebinin tanýnmasý, pek çok amacadaha hizmet edecektir. Bu örnek,nüfuslarýnýn belli bir kesimine sis-tematik olarak zulmeden rejimleriçin caydýrýcý bir etken olacaktýr.Bazý durumlarda haksýzlýklarýn nekadar geçmiþe kadar götürülebile-ceði sorusuyla karþýlaþýlabilir.Fakat Çeçen halkýnýn sürekli olarakeziyetlere uðramasý ve günümüzdede sivillerin öldürülmeye devam

etmesi, Çeçenler için böyle birsorunun olmadýðýný gösteriyor.Ayrýlma hakkýnýn tanýnmasý,geçmiþte zulüm yapmýþ olanhükümetlerin, en azýndan gelecek-teki zulümlerini engelleyecektir. Ýkincisi, her durumda farklý uygu-

lamalara yol açýlmasýndan ziyadeayrýlma taleplerine istikrarlý biruygulama benimsenmiþ olacaktýr.Bu yüzden benzer vakalara benzerþekilde yaklaþýlmalýdýr. Lituanya ileçok benzer tarihsel koþullarý olanve en fazla onun kadar istikrarsý-zlaþtýrýcý etkisi olacak olanÇeçenya'nýn baðýmsýzlýk talebi,Lituanya'nýnkinin tanýnmasýtemelinde tanýnmalýdýr.

Üçüncü olarak demokrasi veinsan/azýnlýk haklarý gibi, toplum-larýn mevcut düzenlerine haklýmuhalefetin ifadesi ve insanlýðýnuzun mücadelelerinin eseri olankavramlarýn aþýnmasý önlenmiþ ola-caktýr. Gerçi RF, hiçbir zaman bukavramlarý önceleyen bir devletolmadý. Fakat bu tip argümanlar,Yeltsin tarafýndan, savaþýn haklýsebepleri olarak gösteriliyordu, nevar ki Putin döneminde hiç kul-lanýlmaz oldu ve RF, çarlýk rejiminianýmsatýr bir tavra büründü.

Son alarak Çeçenya'nýn talebinintanýnmamasý ve Rusya'nýn ellerinebýrakýlmasý, uluslararasý toplumundemokrasinin geliþip güçlenmesiisteðini boþa çýkaracak, üstelik buisteðin tam tersi bir sonuca yol aça-caktýr. Çeçenler, Ruslarla barýþtageçirdiklerinden daha uzun birsüreyi savaþta geçirmiþlerdir vetüm bunlara son vermeninöngörülebilir tek yolu, Çeçenlerinaradýklarý baðýmsýzlýða kavuþ-malarýdýr. Baþka herhangi bir statü,sadece bir sonraki milliyetçi ayak-lanmaya kadar týkaç vazifesi göre-cektir.

Devletler þimdiye kadar kötü örnekolacaðý ve istikrarsýzlaþtýrýcý faktör-leri nedeniyle baðýmsýzlýk talepler-ine kulaklarýný týkamýþ ve bununilgili devletin iç iþi olduðunusöylemiþlerdir. Bu endiþeler, uygunvakalar için norm oluþturma

Abdulhalim Sadullayev - ÇÝC Devlet Baþkaný (2005 - )

Page 29: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

çabalarýný engellemiþtir. Benzervakalara ayný yaklaþým ve ilkeleretrafýnda hareket etme, güç yerinehukukun egemen olduðu birsitemin kurulmasý için temel önemehaizdir ve bu sistemin meþruiyetkaynaðýdýr. Sonuç olarak Çeçenya,burada öne sürülen teorik yak-laþýmýn gerektirdiði tüm unsurlarasahiptir ve sahip olduðu SD hakký-na dayanarak ayrýlmasýnýn tanýn-

masý, zorunlu hale gelmektedir.Çeçenya'nýn, uzun bir zulmeuðramýþlýk tarihi vardýr ve çok uzunzamandýr yaþadýðý topraklarda hakiddia ettiði ve baðýmsýzlýk istediðiiçin olasý bir baðýmsýzlýðýnýnistikrarsýzlaþtýrýcý etkisi olmayacak-týr. Ýkinci olarak kendisini temsiletmeyen bir hükümet tarafýndanyönetilmektedir ve bu hükümet,hem geçmiþte hem de bugün zulme

devam etmektedir. Son olarakÇeçenya'nýn durumu, daha önceistekleri kabul edilen devletlerleçok benzerlik arz etmektedir vetalebinin reddi, uluslararasý sistemeduyulan güveni sarsacaktýr. Ýlkelibir deðerlendirmeye dayalý olarakÇeçen talebinin tanýnmasý, yasalolarak ayrýlma hakký bulunan birhalkýn uluslararasý tanýnmayý hakettiðini açýkça ortaya koyacaktýr.

NOTLAR[1] Bu yazý boyunca "uluslararasý hukuk" kavramý, idealize edilmiþhaliyle kullanýlacaktýr. Halbuki günümüzde uluslararasý hukuk, enaz 3 sorunla karþý karþýyadýr; yapýsal olarak, iç hukuk düzen-lemelerinin sahip olduðu, kurallarýn ihlali neticesinde ceza ve yap-týrým uygulama olanaklarýndan yoksun olmakla maluldür. AÝHMve Uluslararasý Ceza Mahkemesi (ICC) henüz bu durumu deðiþtire-cek özellikte deðildir. Konjonktürel olarak, özellikle 11 Eylül son-rasýnda, ABD'nin kavramý adeta iðfal etmesiyle, saygýnlýðýnýbüyük ölçüde yitirmiþtir. Öte yandan uluslararasý hukuk, ulus-devletlerin yegane aktör olduklarý bir uluslararasý düzeni ön-varsayar. Günümüz koþullarýnda, bu da büyük ölçüde geçersi-zleþmiþtir.

[2] Bu istikrarsýzlýðýn derecesi, ayrýlýkçý grubun baðýmsýzlýk iste-diði topraklar üzerindeki tarihsel hak iddialarýnýn akla yatkýn-lýðýyla özellikle iliþkilidir. Söz gelimi, baðýmsýz bir devletken ilhakedilen bir devletin SD hakký konusunda çok az þüphe olabile-cekken üzerinde yaþadýðý topraklar üzerinde tarihsel hak iddiasýzayýf olan bir halkýn talebi, baþka faktörler ne kadar güçlü olursaolsun zayýf bulunacaktýr.

[3] Sovyetlerin daðýlmasý sürecinde egemenlikle baðýmsýzlýkkavramlarý arasýnda bir ayrýma gidildi. Buna göre egemenlikkavramý, cumhuriyet yasalarýnýn birlik yasalarýna üstünlüðünü,cumhuriyetlerin kendi kaynaklarý ve iç ve dýþ politikalarý üzerindedenetim sahibi olduklarýný fakat merkezle olan konfederal baðýkopartmadýklarýný ifade etmekteydi. Baðlý cumhuriyetlerin ege-menlik ilaný, genellikle baðýmsýzlýða giden yolda, geri dönüþolmadýðý anlamýna geliyordu. Fakat tam baðýmsýzlýk demekdeðildi.

[4] Uluslararasý hukuk düzeninde "devlet" olabilmek için arananasgari bir nüfus ölçütü yoktur. Genel kabul gören yaklaþýma göredevlet olabilmenin 3 þartý vardýr; toprak, insan topluluðu ve otoprak üzerinde münhasýran egemenlik tesis edebilmek. Azýnlýkgörüþüne göre bu þartlara bir dördüncüsü, baþka devletlerle iliþ-ki kurabilme yeteneði de eklenmektedir.

[5] Kimi uzmanlara göre geçmiþte hiç egemen olmamýþ bir grupartýk baðýmsýzlýða ehil deðildir. Fakat dipnot 3'te de belirtildiðigibi böyle bir þart genel kabul görmemektedir. Bir entitenin nezaman devlet sayýlýp sayýlamayacaðý, genelde mevcut birdevletten ayrýlma ya da ayrýlma çabalarý sýrasýnda tartýþmakonusu olur. Baþka bir grup uzmansa Baltýk cumhuriyetlerindekidurumu, Çeçen vakasýndan ayýran kimi özellikler tespitetmiþlerdir; Baltýk ülkelerinde liderler seçilmiþti, baðýmsýzlýk birseçenek olarak halka sunulmuþtu, anayasa ya da diðer uygula-malar için halkoyuyla rýza alýnmýþtý ve en önemlisi her türlü þid-deti dýþlayarak mücadelelerini sadece politik araçlarla sürdür-müþlerdi. Ýlk bakýþta belirgin farklar gibi görünse de daha yakýn-dan bakýldýðýnda öyle deðildir; özellikle halkoyuyla seçilmiþ liderolarak Çeçen lideri Dudayev'in hiçbir meþruiyet sorunu yoktur

[6]Bu konudaki en önemli suçlama, Dudayev yönetiminin uyuþturu

cu kaçakçýlýðýna bulaþmýþ olmasýydý. Daha yeni çalýþmalar,uyuþtu

rucu iþindeki asýl Çeçen gruplarýn, RF yönetimine yakýn olanlarolduðunu ortaya koymuþ bulunmaktadýr.

[7] Sovyetler bu konudaki þöhretini, 1956 Macaristan ve 1968 Pragolaylarýndaki "performansýyla", fazlasýyla hak ettiðini ispat-lamýþ t ý r .

[8] SSCB'de tamamen keyfi olarak kimi yönetsel birimler sadececumhuriyet olarak nitelendirirken kimileri de özerk cumhuriyet vb.olarak isimlendirilmekteydi. Bu isimlendirmede, yine hiçbir bilimseltemele dayanmayan ve günün koþullarýna göre yapýlan mil-let/milliyet/halk ayrýmý esas alýnmaktaydý. Çeçenlerin ulus olmaaçýsýndan, söz gelimi bir Kazak "ulus"una göre ne denli geliþmiþbir aþamada olduðu açýktýr.

[9] Sonradan yapýlan düzenlemelerle, Baku -Novorosisk petrolboru hattý, Çeçenya baypas edilerek akmaya devam etmiþtir.

[10] 1994 itibarýyla RF'nin yýllýk petrol tüketiminin 9,5 milyon tonolduðu göz önüne alýnýrsa söz konusu rafinerinin önemi daharahat anlaþýlýr.

[11] RF'nin Belarusla birleþme görüþmeleri yapmasý, Abhazya veGüney Osetya sorunlarýnda takýndýðý tavýr, bu hassasiyetin tekyönlülüðünü açýkça göstermektedir.

[12] Bkz. Putin'in "Güney Rusya" (kuzey Kafkasya teriminin Ruslardaoluþturduðu travmatik etkiyi gidermeye yönelik icat edilmiþ birterim) temsilcisi Dimitri Kossack'ýn, Eylül 2005'te Devlet Duma'sýnasunduðu rapor.

KAYNAKÇA - American Committee for Peace In Chechnya, http://www.pea-ceinchechnya.org.- Baskýn Oran (ed.),Türk Dýþ Politikasý, Ýstanbul, Ýletiþim Yay,2001.- Baskýn Oran, Küreselleþme ve Azýnlýklar, Ankara, Ýmaj Yay,2001.- Erel Tellal, Rusya Federasyonu, yayýmlanmamýþ seminer notlarý,AÜSBF, 2005.- Lee Buchheit, Secession: The Legitimacy of Self-Determination,Columbia, 1978.- Morton H Halperin Et. Al., Self-Determination in the New WorldOrder, NY, 1992.- Safa Reisoðlu, Uluslararasý Boyutlarýyla Ýnsan Haklarý, Ýstanbul,Beta Yay, 2001.- Sebastian Smith, Allah'ýn Daðlarý, Ýstanbul, Sabancý Üniversitesi,2002.- Trent N. Tappe, Chechnya and the State of Self-Determination ina Breakaway Region of the Former Soviet Union: Evaluating theLegitimacy of Secessionist Claims, Columbia Journal ofTransnational Law, 34:2, 1995.

27

Page 30: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

kf

BYDANUK RIDADE FIDAN

aþamýn sözcüklerini ve görüntülerini bir de"Kafkasyalýlar" olarak yeniden yaratmanýnzamaný... Baþkalarýný okuduk ve izledik þimdi

kendimizi yazmanýn ve izlemenin zamaný.... Kafkasyaiçin görüntülerden ve tarihsel bellekten cümleler kur-manýn zamaný...

Neden bazýlarý sadece yaþamakla yetinmez, kendilerinimerak ederler ve bir de bunu dert edinirler? Nedenyaþamýn sunduklarýný kurcalamak ve yeni alternatifleryaratabilmek için yeniden ve yeniden denerler?

Kafkasyalý kimliðinin yukarýdaki sorularla iliþki kur-makta zorlanmayacaðý açýktýr. Farklý çoðrafyalarda"öteki"liði ya da "misafir" olmayý deneyimlemenin biryansýmasýdýr bu. Ayný zamanda bu deneyim kimolduðumuzla ilgili belirgin sýnýrlar içerirken, kimolmak istediðimizle ilgili ipuçlarý da vermektedir.Kollektif bellekten bizlere aktarýlan, anavatan imge-siyle beslenen, duygusal ve düþsel baðlarýmýz da kimolmak istediðimizle ilgili bilginin sýnýrlarýný belir-lemektedir.

Kafkasyalý olmak bir çok mekana ve yine bir çok kim-liðe aidiyet duymak anlamýný taþýmaktadýr. Baþka biryerde doðmuþ ya da büyümüþ olmak belki de hiçgidilmeyen bir topraðýn vatan olarak algýlanmasýnaengel deðildir. Sürgünle baþlayan süreç uzun bir yolcu-luktur ve bir bakýma ne yolculuk ne de göçebelik henüzbitmemiþtir. Bu anlamda kültürel kimliklerin inþaasýnýnbitmeyen bir yolculuk olduðunu söyleyebiliriz.

Ýþte özellikle bu baðlar bizleri kimliklerimizin içeriðini

araþtýrmaya itiyor. Daha da önemlisi bu içeriðin yaþam-daki izdüþümlerinin peþine düþüyor Kafkasyalýlar'ýnçoðu. Neredeyse 4. ya da 5. kuþaðýn sürgün gençleridoðup büyüdükleri mekanlar dýþýnda mekanlar yarata-bilme arzusunu içlerinde hissediyor ve bunun için biraraya gelebilme çabalarýna giriþiyor. Üstelik bunugiderek hýzlanan modern çaða bir yandan uyumlanarakbir yandan da onunla çatýþarak yapmak durumundakalýyor. Çünkü, açýkça modern gündelik yaþamýnbireylerinden talepleri de oldukça farklý. Modernyaþam tüketim mantýðýný ve hýz kavramýný gündelikyaþamýn belirleyicisi haline getiriyor ve bu anlamdatüketicisi olarak görmediði bireyleri de aslýnda yoksayýyor. Yaþamlarýmýz daha çok para kazanmak vedaha çok tüketmek adýna sýradanlaþýrken elbette yerelkimlikler kendilerine yaþam alaný bulmakta oldukçagüçlük çekiyor. Bu yüzden Kafkasyalý kimliði "modernyaþam"a raðmen kendisini var etmek zorunda. Bir

Y

Kafkasyalý olmak bir çok mekana ve yine bir çok kimliðe aidiyet duymak anlamýnýtaþýmaktadýr. Baþka bir yerde doðmuþ ya da büyümüþ olmak belki de hiçgidilmeyen bir topraðýn vatan olarak algýlanmasýna engel deðildir. Sürgünlebaþlayan süreç uzun bir yolculuktur ve bir bakýma ne yolculuk ne de göçebelikhenüz bitmemiþtir. Bu anlamda kültürel kimliklerin inþaasýnýn bitmeyen bir yolculukolduðunu söyleyebiliriz.

Kýsa Film ve Edebiyat Atölyeleri

28

KAFKASYA FORUMU

TANIT IMt a n ý t ým

Page 31: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

kf

bakýma Kafkasya kimliði bir tüketim kimliðinedönüþme tehlikesiyle her gün karþý karþýyadýr. Ýþte yinebu yüzden Kafkasyalý olmak gündelik yaþama raðmenanlamlandýrýlmasý gereken soyut bir kimliðedönüþmektedir

Forum'un , Kafkasya Dersleri, Edebiyat ve Kýsa FilmAtölyeleri gibi çalýþmalar aslýnda tam da bu türgereksinimin bir sonucu olarak görülebilir. Modernyaþamýn insaný yok saymaktaki ýsrarý bu tür arayýþlarýdillendirmektedir. Yabancýlaþmanýn giderek küre-selleþtiði yaþamlarýmýzda, 'tanýdýk olan'larla 'benzeruðrak noktalarý' yaratabilmek bu yok sayýlma karþýsýn-da bir çaba gibidir. Üretim odaklý olduðunda bu uðraknoktalarý insanlarýn yetileriyle beraber geliþmekte vedaha çok tanýdýk insanýn katýlýmýna zeminler hazýrla-maktadýr. Atölye çalýþmalarýnýn baþka bir anlamý dabudur. "Yok" sayýldýðýmýz yaþama karþý birþeylersöyleyebilme gücünü; sanat ve edebiyatla beslenerekbulabilmek…Kendimizi ifade edebilecek sesimiziduyurabileceðimiz alanlar yaratabilmek... Bu yanýylaatölye çalýþmalarý; geçmiþten beslenerek bugünlere veyarýnlara ulaþmayý kurgulayan yaþamlarýn ya dakollektif bir belleðin eylemidir...

Bütün bunlar aslýnda "kendini ifade etmek", "kendinianlamak", "diðerlerini anlamak", gibi bir çok eylemiharekete geçirmektedir. Bu türlü bir eylemin rahatlýklakurgulanabileceði bir uygun bir mekan da atölye çalýþ-malarý olarak belirginleþmektedir.

Mekanýn kurgulanmasýna ise nerden baþlanacaðýönemli bir sorudur. Aslýnda bu yaþamýn hangi alanýndaKafkasyalýlar olarak biraraya geleceðimizle ilgiliyanýtla da içiçe geçmektedir. Bu anlamda bir baþlangýçyolu olarak öncelikle sözcüklerin ardýnda yatan görün-tülerinin peþine düþtük. Hangi görüntüler belleðimizeiþledi ya da biz hangi görüntüleri kendimize doðru çek-tik Kafkasya'yý daha iyi anlamak için. Kýsa FilmAtölyesi görüntülerin dilini çözmek ve belleðimizdekigörüntüleri görünür kýlmak için doðru bir çalýþmaolarak karþýmýza çýkmýþtýr. Edebiyat Atölyeleri isemetinlerin bize görünürde anlattýklarý ancak gündelikyaþamda es geçilen yan anlamlarý üzerine bir çalýþmaolarak tasarlanmýþtýr. Bu yan anlamlar iki nedendenönemlidir. Yan anlamlar gözden kaçmaktadýr. Dikkatlive eðitilmiþ bir okur tarafýndan ortaya çýkarýlabilmek-tedir. Ve en önemlisi gözden kaçmalarýna raðmenyaþamý yönlendirmede söz sahibirler. Yan anlamlargerçekte toplumun bilinçaltýný kurgular ve üretir. Buyüzden anlaþýlmalarý ve tartýþýlmalarý topluma ait bil-ginin ortaya çýkarýlmasý için bir zorunluluk halinedönüþür.

Öðr. Gör. Hüseyin Kuzu (Kýsa Film Atölyesi) ve Öðr.Gör. Dr. Erol Köroðlu (Edebiyat Atölyesi) tarafýndanyönetilen çalýþmalara 20'þer kiþilik gruplar katýlýyor.Çalýþmalar Mart ayýnda baþladý ve Haziran'a kadar

sürmesi planlanýyor. Kýsa Film Atölyesinin amacý sine-mayla ilgili baþlangýç bilgilerinin aktarýlmasý vekatýlýmcýlarýn pratik dersler eþliðinde Kafkasya merke-zli senaryo ve öykü çalýþmalarý yapabilmesinin saðlan-masýdýr.

Edebiyat Atölyeleri ise eleþtirel okuma çalýþmalarýnyapýlarak özellikle Kafkasyalýlýk anlamýnda metinlerlekurulabilecek iliþkilerin araþtýrýlmasýna dayalýdýr. Aynýzamanda bu çalýþmanýn katýlýmcýlarý kendi istekleridoðrultusunda Öðr. Gör. Dr. Erol Köroðlu'ndan yardýmalarak yazý çalýþmalarý da yapabilecektir. Programaþaðýda yer almaktadýr.

PROGRAM

1. Buluþma (25 Mart 2006)Eleþtirel okumaya giriþ: Yazarýn niyeti, okurunanladýðý ve anlatý teknikleri.(Tartýþma malzemesi çalýþmanýn baþýnda daðýtýlacak-týr).

2. Buluþma (8 Nisan 2006)Kimlik anlatýlarý: ben/biz ve öteki(ler)Milliyetçi edebiyatýn toplumu olumlu ve olumsuzalgýlama biçimleri. Malzeme: Ömer Seyfettin'in bazý hikâyeleri ile RefikHalit Karay'ýn Yatýk Emine baþlýklý hikâyesi.

3. Buluþma (22 Nisan 2006)Ötekine yönelik paranoya: Milli Mücadele yýllarýüzerinden öteki kimlikleri þeytanlaþtýrma.Malzeme: Attila Ýlhan, Gazi Paþa.

4. Buluþma (6 Mayýs 2006)Alternatif anlatýlar: Milli Mücadele yýllarý ve Çerkesler.Malzeme: Halide Edip Adývar, Ateþten Gömlek.Mehmet Fethgerey Þoenu, Çerkes Meselesi.

5. Buluþma (20 Mayýs 2006)Tarihsel geliþim ve gündelik kimliklerSuat Derviþ, Aksaray'dan Bir Perihan

29

Page 32: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

"Ansýzýn hatýrlayacaðým, son sözlerinitekrarlayacaðým, unutulmasýn diye 'SonSesleri'. Çok ölüm gördüm, uzun bir ömrüm oldu.Takatim kalmadý, yüreðim fazla dayanmaz biliyo-rum, içime atsam olmuyor, dilime vuruyor. Anadilim de anlatmak istiyorum unut-mayý ve unutulmayý! Daralmayý, yalnýzlýðý, akla sýðmaz kayýtsýzlýklarý, akýl sýralmaz masallarý, efsaneleri, Nartlar'ý…

"Son Sesler" Belgeselinden.

kf

JU AHMET DEMIRCI - GUGHEJ NEFIN CANDEMIR

erçekten aydýnlanmýþ insanlar her gün derinmutluluk yaþarlar, uzun dönemli tatmin içinkýsa süreli zevklerden vazgeçmeye hazýrdýr-lar…'' Herkesin bildiði bir romandan alýnmýþ

kýsa bir cümleyle baþlamak istiyorum onu anlatmaya.Bu cümle de saklý benliði. O ki yüksek realitede,farkýnda lýðý son derece geliþmiþ özel bir insan.Kelimelere yüklediði anlam derin, anlatmak istediklerigibi. Ýþte o Son Sesler belgeselinin usta yönetmeniÝsmet Arasan.

Son Sesler belgeselini bilirsiniz. Kuzey Batý Kafkasyadillerinden Ubýhçayý konuþan son kiþi olan Tevfikamcanýn hikâyesini anlatýr bu özel belgesel. Hayaledin ki yemyeþil bir bahçe içinde, evinizin verandasýn-da oturuyorsunuz. Hafif rüzgar aðaç yapraklarýný dansettiriyor, uzaklardan gelen Çerkes müziðine vokalyapan kuþ sesleri eþliðinde. Ve düþünün ki siz bir dilinson mirasçýsýnýz. Hissedebiliyor musunuz? Bu yük nekadar ne kadar aðýrdýr, anlayabiliyor musunuz yapýlanbu belgesel ne kadar anlamlýdýr. Ýþte bu söyleþi, ustayönetmen Ýsmet Arasan'ýn hayatýnýn, anlayýþýnýn,düþüncelerinin ve anlatmak istediklerinin bir parçasýdýrsadece.

KF: Merhaba, nasýlsýnýz? Ýsmet Arasan bugünlerdehangi projelerin içinde? Neler yapýyor?ÝA: Kimsenin tek baþýna nasýl olduðu önemli veyaaçýklayýcý deðildir. Bazen bana sorarlar. "Nasýlsýnýz?"

Ben de,"Baþkalarýný bekliyorum" derim. Onlar da iyiolsunlar da, öyle…

Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde Sinema Okulu'nda"Ýletiþim ve Görsel Dil" dersleri veriyorum. Onundýþýnda yeni film projeleri var. Onlar için yapýmcýdesteði bulmaya çalýþýyorum. Arkadaþlarýmýzla yýl-lardýr biriktirdiðimiz felsefi bilgiler var. Onlarý pay-laþýp tartýþmaya açtýðýmýz bir web sitesinin yapýmuðraþý var. Yazý, araþtýrma. Ýþte böyle!

KF: Ýletiþim, insanlýðýn derdi deðil mi? ÝA: Evet! Sevginin dilini bilmiyor ve kullanmýyoruz.Ýletiþim iki ayrý enerji alaný arasýndaki enerji alýþver-iþidir. Enerji bizim asýl niyetimizi belli eder, bizi eleverir."Sana saygý duyuyorum" ya da "Seni seviyorum"dersiniz ama o anda sevgi-saygý sözcüðüne yük-lediðiniz enerjide tam tersini açýða vurursunuz. Buelinizde deðildir. Ayrýca bir de gözlerden belli olur.Gözler yalan söylemez, derler ya, doðrudur. Enerjimusluðudur gözler. O yüzden göz kontaðýný kaçýrarakkonuþanlarýn yalan söylediðini düþünmek yanlýþdeðildir. Ýçtenlik esastýr iletiþimde ve bunu hisseder-siniz. Ýçinizden bir ses bunu size net bir þekilde söyler. Peki, siz nasýlsýnýz, neler yapýyorsunuz?

KF: Kafkasya Forumu'ndan bahsedelim biraz.Kafkasya Forum'u derneklerin dýþýnda, gençlerininsiyatifleri ile oluþan bir yapý. Derneklerle organik

G

Zap

oro

zhia

nKa

zakl

arý

-Ýly

aRe

pin

30

Gerçekliðe DoðruÝSMET ARASAN

SÖYLEÞÝs öy l e þ i

Page 33: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

kf

bir baðý yok. Ama onlarla iþbirliði zeminini yaratýyorya da belli projelerde birlikte çalýþýyor. KafkasyaForumu'nun tüzel kiþiliði ise; dergi. Forum, yatayyapýlanma dâhilinde ortak insiyatiflerle yürüyen biryapý olduðundan, belli çalýþma gruplarý oluþturuluy-or. Bunlar arasýnda Dergi, Ýstanbul'daki Çeçen kam-plarý, Kafkasya Dersleri, Atölye Çalýþmalarý vb.çalýþ-ma gruplarýný sayabiliriz. Ý.A: Evet, sorular sizde, acaba cevaplar bende mi?

KF: Sizi belgesele iten nedir? Belgesel çekmeyebaþlamadan önce konuyu nasýl seçiyorsunuz? Ne gibiaraþtýrmalar yapýyorsunuz? ÝA: Herkes dünyaya gelirken her þeyi bilir ve unutma

yeminiyle dünyaya gelir. Sorun þu oldu bende: Geçunuttum! Ve hep o saflýðýn ýþýðýný aradým.Büyümemekte direnen deðil, saf olan o ýþýðý. Ben birazfarklý bir çocuktum.

Terim kullanmaz, onlarý uzun uzun tarif ederdim.Sezgilerim çok güçlüydü ve ben gerçeði hissedip tambilmek istedim, hatýrladým. Çünkü insan öðrenmez,hatýrlar. Gerçeðin peþindeyim. Kendimin, hepimizikuþatan ve her an yeniden kuþatýlmak isteyen saydamve kaypak gerçeðin…

Ýlkokuldan baþlayarak þiir, tiyatro, sinema eðitimindengeldim. Hiç rastlantý deðil. Sinema müthiþ bir þey.Hayat gibi; renkli, sesli, sürekli hareket halinde. Vehareketi çözümleyebilip anýnda içinde yer alýyorsunuz,o akýþýnýn içindesiniz. Büyüleyici.

Gerçeðin ne olduðu dert ederseniz bundan iflah ola-maz, kurtulamazsýnýz. Hiç bir þeyle kolay kolay iknaolamazsýnýz. Üç seçeneðiniz vardýr: Bir, kaldýramaya-caðýnýz bir yük alýr, bunalýma girersiniz ve çýkmanýzzor olur; iki, bir inanç limanýna girer, orada kul, köle,mürit olursunuz. O da baþka bir öyküdür, çünkü sizinadýnýza bir baþkasý karar vermektedir. Fakat üçüncü birseçenek daha var: Durmadan soru sorarsýnýz; bil-

inciniz, vicdanýnýz, þuurunuz açýlýr, açýlýr ve meraklakorkmadan yola devam eder, gerekirse deneyim-lersiniz.

Ve kendinizi bilir, kendinizle yüz yüze gelirsiniz…Özünüze kavuþursunuz. Kendi tanrýsallýðýnýza kavuþ-muþ olmak, aklý bulmak, birlik duygusuna eriþmekdiyelim buna.

Sinema eðitimi görürken, çektiði bir filmin iþlemleriiçin Suha Arýn okulumuza gelmiþti. Tanýþtýk ve asistan-lýk önerdi. Bu olay benim için dönüm noktasýdýr. Yýl1979. Belgesel adýyla, birkaç çalýþma ve ortalamaseviyedeki eðitim filmleri dýþýnda bir þey yoktu ortalar-da. Ankara'da iki filmde çalýþtým onunla. Belgeselinnasýl kýlý kýrk yararcasýna bir araþtýrma, nasýl bir hayalgücü ve disiplin iþi olduðunu ve asýl önemlisi hiç kim-seye ve hiçbir iktidara boyun eðmemesi gereken birgörevlilik ahlaký olduðunu bir kez daha öðrenmiþoldum.

Konularý nasýl seçiyoruz? Her þey konu olabilir. Çünkübir þey, her þeyin aynasýdýr! Makrokozmos mikromoz-da dolaþýr. Katrede derya; deryada katreler var… Bubilgiyle baktýðýnýzda, seçtiðim konunun ne kadargörsel ve insanlýðýn ortak bilincini ileri taþýyacak,geçmiþin negatif tortularýný harekete geçirmeyen þeylerolduðuna bakarým. Sonra, müthiþ bir araþtýrma baþlarki, en güzel evre budur. Çünkü bizler her þeye yenidenbakar, belli konularda uzmanlardan daha farklý bir mer-ceðin imkânýyla farklý ve ilginç þeyler görür ve bulu-ruz.

KF: Yerinizi bulmak, iþinizi bulmak ve sevmek buolmalý herhalde? ÝA: Aynen öyle. Yaptýðýmýz iþin büyük bir sorumluluðuvar. Yani dünyasal çýkar hesabýyla iliþkili olmayan biryorumla birlikte bu gerçekliði yeniden üretiyorsunuz.Niye buradan çektiniz de oradan çekmediniz? Açýlarýseçiyor, eliyorsunuz. Çünkü orda bakýþlar var, duruþlarvar, bazý konuþmalarý kesiyorsunuz. Sadece onu, þunugösteriyorsunuz. Gösterdiðiniz þeyin, gerçekliðin ruhu-na ve mantýðýna uygun ve en az yanlýþlanabilir; estetikolarak da vurucu olmasý gerek.

Her kullandýðýnýz bilimsel bilginin, güvenilir en az üçkaynak tarafýndan teyit edilmesi gerekiyor. Ucu açýk,belirsiz þeyler varsa, bu niteliklerini açýk ve seçikbelirterek yer verebiliyorsunuz.

Belgesel film türünün, gerçeklikle yüzleþmek isteyengerçekliðe çok ihtiyacý olan bütün insanlara bir sinema

31

Belgesel film türünün, gerçeklikle yüzleþmek isteyengerçekliðe çok ihtiyacý olan bütün insanlara bir sine-ma türü olarak, hem sorumluluðu, hem iþlevi, hem deinsanlýðýn vicdaný olmasý bakýmýndan, sinemaalaný içinde çok büyük ve çok anlamlý bir yeri var.

Son Sesler (1987), Ýsmet Arasan

Page 34: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

türü olarak, hem sorumluluðu, hem iþlevi, hem deinsanlýðýn vicdaný olmasý bakýmýndan, sinema alanýiçinde çok büyük ve çok anlamlý bir yeri var.

Biz bir filmi çekerken kayýtlýyoruz. Zaten biz çekme-seydik bile akaþik kayýtlara gidiyor. Evrende olup bitenher þey akaþik alana kaydedilir. Görüntüler de kayýtlý.Mesela, taþlarda, havada, aðaçlarda... Turner diye birfotoðrafçý var, enerji fotoðraflarý çekiyordu.

Bu ne demek? Biz sinemacýlar ne yapýyoruz? Biz þuanda maddeleþmiþ formlar üzerinden enerjileri tespitediyoruz ve o enerjilerden bize akan insanlýk hallerininöykülerini anlatýyoruz. Bakýn diyoruz; ýrmak akar,bakýn yaþlý bir adam var. Onun ölümüyle beraber bir dilölecek. O, bu aðacýn altýnda sigara içiyor ve asmanýnaltýnda ýþýk taneleri dökülürken, uzaktan köpek seslerive sabahlarý sis… Bunlarý estetik bir kaygýyla, belli birzaman aralýðýna sýkýþtýrýyoruz. Günlerce, aylarca sürenemeði, dakikalarda tüketiyorsunuz. Sonra sizde bir izbýrakýyor. Büyük þeyler deðilmiþ gibi ama çok anlamlýbir þey yapýyoruz.

Ýnsanlar gerçekliði orada fark etsin, bazý gereksizdeneyimler yaþanmasýn diye! Algýlarý çok açýk olaninsanlar zaten görürler. Yani hisseder ve bilirsiniz bazýþeyleri. Bazý insanlarýn görmeden görmesi gibidir.Fakat bazý insanlarýn da sinemadan, bazýlarýnýn resim-lerden, müzikten; bazýlarýnýn da ne yazýk ki yaþayaraköðrenecekleri var.

Ýþte böyle. Son Sesleri çektim, çünkü gerçeði bilmek vebunu paylaþmak istedim. Çünkü o bana ait deðil.Mesela toprak kahverengidir, gök mavi, yaðmur yaðar,güneþ açar bunlarý herkes bilir. Onlar herkese aittir.Týpký hepimizin bir bütün olduðu, ayný ortak þeyleripaylaþtýðý gerçeði gibi, herkese ait bir alaný kullanýyor-sunuz.

Sanatçýlýk temiz bir kalp gerektirir. Ve sanat eseri,kiþiyi ortalama bilincin üstüne taþýyan bir uyarýcýdýr.Ýnsanda, insan olduðunu hatýrlatmayan, yüce duygularuyandýrmayan, bir enerji kaynaðý olmayan bir eser;sanat eseri olamaz. Ne kadar hamarat olan ellerdençýkarsa çýksýn, hiçbir þey ifade etmez.

Sanatçý yaratýcý kiþi demek deðildir. Ýnsan, olmayan birþeyi var edemez sadece ortaya çýkarýr, önceden görür.Yaradan, evrenin büyük aklýndan yaðan bir yaðmurunbereketini yeryüzüne, bütün insanlara, hiçbir benliktaslamadan nakleder. Yani sanatçý elçidir, habercidir.

KF: Bu konuyu biraz açalým mý? ÝA: Biz darayýz! Deðiþmeyen aðýrlýklarýn simgeleriolarak yaþayan insanlar vardýr. Her yaþta ve meslekten.

Bir belgeselci, araþtýrarak, bir konuda uzmanýndandaha derin yerlere gidip daha çok þey bilebilir ve hisleriyle gerçeðin bilin-meyen, bambaþka yeni yüzüyle bizi buluþturabilir. Filme baþlarken bilgi-lerinizi unutuyorsunuz, çünkü hayat her an size sürpri-zler baðýþlýyor. O anda, filmden beklenilen ya da baþkaþeylerle, armaðanlarla (!) karþýlaþabiliyorsunuz. Amabu bazý güçlerin iþine gelmez. Sizi de korkutabilir.

Denilir ki, "Hayýr gerçek bu deðil, bunu çekecekmisin?" Ya filmi býrakacaksýn ya da yapýmcýnýn,toplumun sizden beklediði þeyi yapacaksýn. Meseladiyelim ki, ben Çeçenistan'a gidecek olsam, önce birgüzel dersimi çalýþýr sonra giderdim. Dolaþýr, bakar,konuþur, sesleri dinler ve mutlaka rüyalar görürdüm.Belki orda bir Abrek ile bir Rus askerin konuþmasýnýçekmek isterdim, ''Ben buraya hiç böyle gelmekistemedim'' diyen bir rus askerini ve o sýrada onlarýnannelerini Moskova' da gösteri yaparken görmek ister-dim belki: Açý-karþý açý. Analar ve çocuklarý… Birdereden yola çýkardým belki.

Her þey orada vaki olurdu. Tolstoy'un ayak izleri ileÇeçenistan'a gelen gönüllü bir kuruluþta çalýþan mistikbir araþtýrmacýnýn peþine de düþebilirdim… Savaþý,barýþý düþünürdüm. Örneðin soru þudur: Orada kimçarpýþýyor? Niçin? Herkes bu iþin içinde bence, bütüninsanlýk.

KF: Çeçenler kendilerine Nohçi diyor…ÝA:Tamam. Ýþte, tam bir çýkýþ noktasý. ÖmerBüyüka'nýn da "Hz. Ýbrahim ve Awubla" çalýþmasý

32

Son Sesler (1987), Ýsmet Arasan

Mesela diyelim ki, ben Çeçenistan'a gidecek olsam,önce bir güzel dersimi çalýþýr sonra giderdim.Dolaþýr, bakar, konuþur, sesleri dinler ve mutlakarüyalar görürdüm. Belki orda bir Abrek ile bir Rusaskerin konuþmasýný çekmek isterdim, ''Ben burayahiç böyle gelmek istemedim'' diyen bir rus askerini veo sýrada onlarýn annelerini Moskova' da gösteriyaparken görmek isterdim belki: Açý-karþý açý.Analar ve çocuklarý… Bir dereden yola çýkardým

Page 35: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

boþuna deðil. Nohçi! Hz. Nuh'tan beri gelen dramatikbir kaderi yaratan insanlýðýn yanlýþlarý ve algý bozuk-luklarýdýr.

Musa Kýzýldeniz'e asasýyla dokundu, deniz ortadanikiye yarýldý ve onlar karþýya geçti der Tevrat. Ama butaraftan hiç çekilmemiþ. Yine Tevrat'a göre Filistinkralý Golyat sapanla vurulur ve ölür. BöyleceMuseviler Kenan diyarýna, bugünkü Ýsrail civarýnagelirler.

Tarihe bakýn ki, o tarihten 6000 yýl sonra günümüzde,yenilen Filistin lideri Yaser Arafat'ýn küçük generaller-im dediði çocuklar, sapanla Ýsrail askerlerine taþ atýy-orlar. Ne tuhaf! Neden? Demek ki taþlar yerine otur-mamýþ… Bu filmi kimse çekmedi. Dünyanýn en ünlüyönetmenlerinden biri olan Godard diyor ki, "Bu açý-dan çekelim þimdi!'' Bir boþluk var. Çünkü ötekiçocuklar kim? Soru bu. O kim? Eðer öteki kavramýnýzvarsa iflah olmazsýnýz. Bu çocuklar herkesinçocuðudur.

KF: 'Son Sesler' belgeselinin sizde býraktýðý etkiler-den bahsedebilirmisiniz?ÝA: Son Sesler belgeselinden çok þey öðrendim. Ofilme ne çok borçluyum anlatamam. Bu film benimhayat öðretmenlerimdendir. Tevfik amcayla sohbetler-imizden de çok þey öðrendim

Bir filmi farklý zamanlarda seyredin, baþka bir enerjialýrsýnýz. Film deðiþmez, deðiþen sizsinizdir, enerjioraya kayýtlanmýþtýr. Biz sinemacýlar, muazzam insan-lar olduðumuz için deðil, sadece bizim orda olmamýzgerektiði için ordaydýk. Hayatta hiçbir þey rastlantýdeðildir ve biz ona layýk olduðumuz için ordaydýk.Layýk olmasaydýk çekemezdik zaten, hemen bizim yer-imize bize benzer bir figür gelirdi. Yasa bu.

Tevfik amca bunu biliyordu. Bana, "O sensin. Onu senyapacaksýn'' dedi. Bu çok önemli bir þey. Ben, oolduðumu bilmiyordum. Bunun bir thamade tarafýndan(Ne ilginçtir, bu kelime Sümerce' de bilge, veli, elçidemek!) teyidi gerekir. Bu da bir yasadýr. Bir araçekime ara verdim ve çok kötü oldum, yani büyük biraðýrlýk.

Bunun cevabý çok net olmalý, net olmadan film çek-ilemiyor. Sadece baktým ve kendimi serbest býraktým.Evrenden, çevreden gelen her þeye pür dikkat, cankulaðý ile dinleyerek. Zaten köylüyüm ben; aðacý, taþý,suyu, topraðý koklayarak, düþe kalka yaþadým. Çek-erken bazen ne çekmemeniz gerektiðini hissediyor-sunuz. Bir tür algý açýlmasýyla…

Ýþte bu yüzden Son Sesler' de, filmi bana nasýl çekmemgerektiðini gösteren gizli bir iç gözle hareket ettiðimduygusuna kapýldým. Öteki çalýþmalarýmda da öyleolur. Mesela bir tarlaya gidersiniz, tarlaya bakarsýnýz,

onu nasýl çekeceðim diye düþünürsünüz, hayalinizderesim belirir ve kameraman'a, "Burasý!" dersiniz. Buiþaretin altýnda geçmiþim vardýr, bilgi vardýr, sezgilervardýr, birikimdir.

Herkes film çekebilir ama herkes sinema yapamaz.Herkes terzilik yapabilir ama bazýlarý tasarýmcýdýr. Oayrýmý koyan þey sizin ruhsal tekâmül düzeyiniz veiþlerinizdir.

Bir hata yaptým ben! Yaptým. Hayatýmda bir daha aslayapmayacaðým.1992 yýlý. Tevfik Amca rüyama girdi.Öyle net ki her zaman hatýrlýyorum. Bana, "Köye gel,konuþmamýz lazým" dedi. Sabah kalktým, annem'esöyledim."Hayýr olsun! Gitmelisin,"dedi. Ýki gün geçtigidemedim. Birkaç gün geçmedi ki, bir arkadaþýmdantelefon aldým: "Ýsmet, baþýn sað olsun! Tevfik Esençvefat etti!" O an yandým. Daha önceleri hiç yap-mamýþtým böyle bir þeyi, giderdim, rüyamýn izinden.Bana ne söyleyecekti? Bu rüya çaðrýsýnýn aðrýsý öylecekaldý bende.

KF: Sinemacýlýk anlayýþýnýzý siz nasýl deðerlendiriy-orsunuz? ÝA: Ben piyasadaki anlamýyla sinemacý deðilim. Benfelsefe ve þiirle, arayýþlarýmý sinema üzerinden yapýyo-rum. Hayatý buradan açýklamaya çalýþýyorum.

Sinema; hayatýn nefesini fark ediþlerle ve yenidentasarýmlayarak, bambaþka bir algýlama ile inþa ederek,kayýtlayarak paylaþýma sunmaktýr, bir erdemdir.

33

Son Sesler (1987), Ýsmet Arasan

Tarihe bakýn ki, o tarihten 6000 yýl sonra günümüzde,yenilen Filistin lideri Yaser Arafat'ýn küçük generallerimdediði çocuklar, sapanla Ýsrail askerlerine taþ atýyor-lar. Ne tuhaf! Neden? Demek ki taþlar yerine otur-mamýþ… Bu filmi kimse çekmedi. Dünyanýn en ünlüyönetmenlerinden biri olan Godard diyor ki, "Bu açý-dan çekelim þimdi!'' Bir boþluk var. Çünkü öteki çocuk-lar kim? Soru bu. O kim? Eðer öteki kavramýnýz varsaiflah olmazsýnýz. Bu çocuklar herkesin çocuðudur.

Page 36: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

Benim sinemam, bilgiyi günlük dilin sadeliðine yakýnbir þiirsellikte yakalamýþ metinlerle akar. Kamerasakindir ama birden ana olguya göre hareketlenebilir.Bazen sessizce yol alan, iyi koku alan, asabý saðlamama duyarlý atlarýn iç ritmiyle gezinirim. Ýçimin sesine çok kulak veririm. Belgeselin; dramanýnsýnýrlarýný farklý arayýþlarla zorlayan kiþisel bir rengininolduðunu düþünüyorum.

KF: Nedir Son Sesler'i ortaya çýkaran? Bu belgeseliçekmeye nasýl karar verdiniz? ÝA: Bir gazetede küçücük bir haber çýkmýþtý:"Ubýhça"konuþan son kiþi Güney Marmara da bir köyde yaþýy-or." Hocam Metin Erksan'a danýþtým. O da bana ''Ýsmetsen Bandýrma civarýndaki köylere bir gitsen, ordaÇerkes köyleri var araþtýrýlmasý gerekiyor'' dedi. Çokiyi bir araþtýrmacýdýr. Neyse, sonra biz (CemalUzunoðlu ve Alican Gebeþ) yollara düþtük, köyleridolaþmaya baþladýk. Hayatlarýmýzda olduðu gibigerçeði de yolda öðrendik. Ubýhlarý doðru bir adla ara-mayý Yalova'da bir itfaiye görevlisi söyledi ama TevfikAmca'yý bulamadýk.

Ýstanbul'a geri döndük, Tevfik amcaya bir akrabasýaracýlýðýyla ulaþabildik. Telefonla yaptýðýmýz uzungörüþmede çok kaba davrandý. "Egonuz için bu iþlerleuðraþýyorsunuz, bu önemli ve derin konularýn altýndankalkamazsýnýz, zaten saðlýðý uygun da deðil''dedi. Bende ona tepki gösterdim. "Benim kendimi size tanýtmahakkýmý ihlal ediyorsunuz, sizinle yüz yüzegörüþmeme bile izin vermiyorsunuz, bir tanýþalýmkonuþalým, niyetimi anlayýn''dedim.

Aylardan Mayýs, çok dikkatli bakan gözleri vardý, azkonuþan… Akrabasýnýn duyduðu kaygýlarý aynenTevfik amca'ya söyledim."Sen onlarý boþ ver, toparlangel''dedi.

Avustralya yerlilerinde bir kural vardýr; ölmeden öncebildiklerinizi anlatmak zorundasýnýz, anlatmadan öle-mezsin yasaktýr. Onun misyonu da buydu ve misy-onunun farkýndaydý. Ne mutlu ona, ýþýk içinde uyusun!

0034

KÜNYE / ÝsmetArasanEÐÝTÝM

-Ýstanbul Belediyesi, Þehir TiyatrolarýDeneme Sahnesi Kursu (1978/1979)-Dostlar Tiyatrosu Okulu (1980)-MSÜ, Sinema-Tv Ana Sanat Dalý(1985),Lisans eðitimi.

ÖZGEÇMÝÞ

Film yönetmeni ve yazar. 1959 yýlýndaÇatalca'da doðdu. 1980/ 1988 yýllarýn-da Suha Arýn, Halit Refið, Okan Uysalerve Kartal Tibet'in çeþitli filmlerinde yönet-men yardýmcýsý olarak çalýþtý.Yönetmen ve metin yazarý olarak birçokbelgesel filme imza attý.

Çatalca Belediyesi'nin Halkla ÝliþkilerDanýþmaný olarak çalýþýrken baþlat-týðý ve gelenekselleþen ErguvanÞenlikleri'ni tasarladý, yönetti. AyrýcaErguvan Dergisi'ni ve yayýnlarý baþlattý

(1990-1993).Alanya''da Püren Sanat evi'ni,Beyaz Yunus Çocuk Kulübü'nü kurdu veyönetti (1995-1997).Ürünleri arasýndatanýtým filmleri, kamu yararý spotlarý,özgün senaryolar, yazý ve þiirler debulunmaktadýr.

Belgesel film alanýnda uzmanlaþtý.Filmleri yurt içi ve dýþýnda çeþitli festi-vallere katý ldý. Filmleri televizyonlardaetkinliklerde gösterildi ve ödüller kazandý.Çeþitli üniversite ve kültür merkezlerindeeðitmenlik yapan Arasan, iki çocukbabasý olup serbest olarak çalýþmak-tadýr. Halen Müjdat Gezen SanatMerkezi'nde Sinema Sanatý Okulu'ndaBölüm Baþkan Yardýmcý s ýd ý r.

ÜYELÝKLER

-Ýletiþim Araþtýrmalarý Derneði (ÝLAD,kurucu üye)-Havan Tiyatrosu (Kurucu üye,1978/80)-Türkiye Topl.Araþt.ve Tarih Vakfý (GiriþimKurulu üyesi)-Türkiye Sinema Emekçileri Sendika s ý(SÝNE-SEN)-Sinema-TV Merkezi Mensuplarý Derneði

(STM-DER)EÐÝTMENLÝK YAPTIÐI KURUMLARMaltepe Üniversitesi, Doðuþ Üniversitesi,Müjdat Gezen Sanat Merkezi, Beksav,Kadýköy Belediyesi Sinema Kurslarý, PeraGüzel Sanatlar Lisesi (2002/2005).

FÝLM DÝZÝNÝ (Seçmeler)

-YEÞÝLLENMEK. Belgesel, yönetmen vesenarist, 45,1985-TRAKYA'NIN KAPISI ÇATALCA. Belgesel,yönetmen, metin yazarý, 47', 1986.-SON SESLER. Belgesel (Türkçe , Ýngilizce,Fransýzca), yönetmen ve ortak metinyazarý, 26 dk., 1987.-YÜZ YÜZE. Portre belgeseller dizisi. BRT-TV,(Hulusi Kentmen, Ýlhan Arakon, TürkanSaylan, C.Tanyol ve Sencer Divitçioðlu).Yönetmen ve metin yazarý, 1993, 30'ardakika. -ANADOLU'NUN KÝLÝDÝ AFYON. Belgesel,TC. Kültür Bakanlýðý, yönetmen ve metinyazarý, 30', 1998.-BEREKETÝN TOPRAÐI ADANA. Belgesel, TC.Kültür Bakanlýðý. Yönetmen ve metinyazarý, 30',1998.-OKUNMAMIÞ KÝTABIN ÇÖZÜLMEMÝÞ

Page 37: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

O zamanlar film için gerekli paramýz yoktu, OsmanKavala' ya gittik. Sene 1987 bizim ihtiyacýmýz olan herþeyi, olaðanüstü bir incelikle karþýladý. Sonra, iki aysüren araþtýrma, 20 gün çekim için Manyas'ta konakla-yarak, köyde çekimler yaptýk. Çekim öncesi çevre köy-leri de gezip gözlemledik. Filme o kadar çok kiþininemeði geçti ki, Müþfik Kenter'den Hacýosman köylü-lerine, Cüneyt Duru'ya… Ýngilizce ve Fransýzca versiy-onlarý hazýrlandý, festivallere gönderildi ve film pat-ladý. Birçok yerde sevildi, ödüller aldý, televizyonlardagösterildi.

Bu belgesel; bizim yeni filmler ve yapmak istediðimizprojeleri gerçekleþtirmemiz anlamýnda emek verenbana ve arkadaþlarýma yol açtý, benim bir anlatýcýolduðumu kanýtladý. Hala da hiç ummadýðým bir yerdebana kapý açar, bereket getirir, iyi bir þeye vesile olur.Benim anahtarýmdýr yani. Ýyi bir þey de, kötü bir þey dearkanýzdan gelir.

Ben, hayatta yapmam gereken 6 iþ olduðunudüþünürüm. Onlardan birisi Son Sesler'di. Bu görevimiyerine getirdim, mutluyum. Ama ben çekmeseydim,benim yedeðim gelirdi, biliyorum.

KF: Bu belgeselin insanlýk için önemli bir eserolmasý dýþýnda, Çerkesler için özel bir yeri var. Buanlamda Son Sesler' den sonra, Çerkes toplumundanaldýðýnýz tepkileri ve size geri dönüþleri nasýl deðer-lendiriyorsunuz? Ý:A: Aslýnda hizmetin karþýlýðý yoktur, bir görevi yerinegetiriyorsanýz o görev yerine gelmiþtir. Onun deðerini

bilenler vardýr, olacaktýr, bilmeyenlerde olacaktýr. Bunaböyle bakmak gerekir.

Çerkesler'den çok sýcak tepkiler aldým. Hem dahafilmin araþtýrma aþamasýnda Þamil Vakfý gibi kuru-luþlar ve bazý kiþiler kitaplýklarýný bize açtýlar. Filmefsaneleþti, seyrederken aðlayanlarý bilirim. Ben de bubelgeselin 4 noktasý vardýr, her seyrediþte oralarda içimkabarýr aðlarým.

Ýlahi adalete inanýyorum ben, evrende herkes her þeyinbedelini ödeyecektir. Film, pek çok yayýn organýndayayýnlandý. Film kendi yolculuðuna hala devam ediyorve edecek. Þimdi açýkçasý bir þey var, bu filminarþivlerde bulunmasýný zaten saðladýk

Bu baðlamda siz Kafkasya Forumu'na teþekkür etmekistiyorum çünkü ben bu belgeseli çekeli 18 yýl olduancak bu süre zarfýnda belgesel hakkýnda hiçbirKafkasyalý kurum/kuruluþ ya da basýn-yayýn organýbenimle iletiþime geçmedi. Ne bir röportaj talebi ne defilmin yayýmlanmasýyla ilgili bir görüþme talebigelmedi. Bu filme sahip çýkmasý gereken kuruluþlar

35

DÝLÝYLE. Belgesel. Yönetmen, Sinerik Film,15dk.-HAYAL SAHAF (Vahan Kocaoðlu'nunPortresi). Belgesel. Yönetim, metin,seslendirme, Pera Yapým, 25', 2002/2003-SIRAT. Dramatik belgesel. Yüksel Aydýn ilebirlikte ortak yönetim. Gazal Kutlar ile bir-likte ortak kameraman, Sinerik Film, 50',2005.

KATKILAR

-YORGUN SAVAÞÇI. TRT- TV Dizi (Yön. HalitRefið), yönetmen yardýmcýsý ve oyuncu,1979/1980.-DOLMABAHÇE ve ATATÜRK. Belgesel, (Yön.Suha Arýn), TTOK, yönetmen yardýmcýsý,1980.-GOL KRALI. Yön. Kartal Tibet, yönetmenyardýmcýsý, 1982. -GECENÝN ÖTEKÝ YÜZÜ. Yön. O. Uysaler,TRT-TV, yönetmen yardýmcýsý, 1987-ELÝF ANA AYÞE KIZ. Dizi film, FÝLMA-TRT,yapým yetkilisi, 1988.-TÜRKÝYE'DE KADIN. Belgesel dizi, 3 Bölüm,NDR- TV, (Almanya) Sema Poyraz ile ortaktasarým. -DÜNDEN YARINA BESTEKÂRLARIMIZ.

Belgesel dizi (Alâaddin Yavaþça, BekirSýtký Sezgin, Çinuçen Tanrýkorur,Selâhattin Ýçli, Âmir Ateþ, Kâni Karaca,Necdet Yaþar ve Abdullah Yüce), belge-sel dizi. Mehmet Eryýlmaz, Ergun Ýnce ileortak tasarým. A.Yüce bölümünde yönet-menlik, 1993. 2000. 30'ar dakika. -ÇAÐDAÞ KELOÐLAN MASALLARI.Canlandýrma TV dizisi, 13 Bölüm, yapým:TRT Çocuk ve Gençlik Vakfý. SevinçBaloðlu ile birlikte özgün senaryo, 1999. -YENÝ DÜNYA, Belgesel dizi,13 Bölüm, TRTÝstanbul Tv, metin yazarý,2000.KATILDIÐI FESTÝVALLER -10.Cinéma du Reel Film Festival,Paris,1988 -2.Anthropos Film Festivali, California,1988 -Uluslararasý Ýstanbul Film Festivali, Ýstan-bul,1988 -Ankara Film Festivali, Ankara,1995 -Türk Filmleri Haftasý, Londra,1997 -2.Altýn safran Belgesel Film Festivali,Safranbolu,2001 -Türk Filmleri Haftasý, Bremen,2004 -1001 Belgesel Film Festivali, Ýstanbul,Yapý Kredi Kült. San.2005 -Ýstanbul Bienali,2005

YAYINLAR

-Varlýk, Yeni Olgu, Film Market, Öküz,Cumhuriyet, Yeni Alanya, Erguvan ve Uç...Dergi ve gazetelerinde yazý, þiir veröportajlar(1977-) -Resimli Ansiklopedik Büyük TürkçeSözcük"te araþtýrman,1980-Ten Colours of Asia Minor" ,T.C. KültürBakanlýðý/Türsak Yayýný, Metinyazarý,2000.

ALDIÐI ÖDÜLLER

-Belgesel Film Baþarý Ödülü", T.C. KültürBakanlýðý,1988-Türkiye Topl. Araþt. Ve Tarih Vakfý, I.KýsaFilm Yarýþmasý, Birincilik Ödülü,1994-Safranbolu II. Altýn safran Belgesel FilmFestivali, Belgesel Film Proje Dalý, BirincilikÖdülü,2001

TEÞEKKÜR BELGELERÝ

-Ýnsan Haklarý Derneði, ÝstanbulÞubesi,1990

-Belgesel Sinemacýlar Derneði,1996-Çatalca Belediye Baþkanlýðý,1997

Son Sesler'in seyredilmesini saðlamak, bu tür yenibelgesellerin çekilmesine imkân tanýmaktýr ve filmiticari beklenti olmaksýzýn satýn almak esere sahip çýk-maktýr. Bizlerin nasýl, hangi maddi olanaklarlayaþadýðýný düþünen var mýdýr? Bizlerin gönüllüolarak hayatýn bize sunduðu olanaklarla acaba kaçfilm yapma gücümüz var? Ýþte bu noktada vebaliolanlar var, toplum çocuklarýný, yeteneklerini yiyor.

Page 38: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

36

var, ama bu filme sahip çýkmadýlar. Filme sahip çýk-maktan þunu anlýyorum ben: Çeþitli gösterim kanallarývar DVD, VCD, yayýn kanallarýnda gösterimiyle ilgilihaklarý satýn alýnabilirdi. Böylece benim gibi bu türiþler yapan, hizmet görevi yerine getiren insanlarýnyeni iþler yapmasý için güç verirlerdi. Bakýn bu filmeverilen emeðin yapýlan harcama borcunun halakarþýlýðý konmamýþtýr. Yani Sayýn Osman Kavalasadece yapým harcamalarýnýn yarýsýný, elzem olanýkarþýlamýþtý, geri kalan borçlanýlmýþtý. Aradan bir yýlgeçti, henüz ödenmedi ciddi bir rakam. Manevi olanýnkarþýlýðý yoktur ama maddi olanýn geri dönüþü beklenir.

Bu film seyircisine daha çok yaygýn bir þekilde ulaþsýnistiyorum. Filmin Ýngilizce kopyasý Danimarka'da kim-liði belirsiz bir site tarafýndan satýlýyor, internettendüþürülebiliyor, hukuksal olarak takibe alýyoruz, kay-boluyorlar. Baþka bir site açýyorlar. Nasýl gitmiþ? Bellideðil. Kanada' da ne olduðu belli deðil, Adapazarý veAnkara'da filmi çoðaltýp satan tüzel kiþilikler tespitettik. Ýzinsiz toplu gösteriler yapýlýyor. Olmaz! Esersahibinden izin gerekir. Çok rahat, "Ama biz zaten sat-týk, kopyalar da kötüydü, ayrýca bu bir kültürelhizmet!"diyebiliyorlar. Biz eser sahibiyiz, sanatçýyýz vesanat eseri üretmiþiz, maddi ve manevi haklarýmýz çið-neniyor. Bunu yapanlar arasýnda Kafkas dernekleri veüyeleri de var, hepsi deðil ama var. Ya da aralarýndakibazý kiþileri göremeyenler var.

Son Sesler'in seyredilmesini saðlamak, bu tür yenibelgesellerin çekilmesine imkân tanýmaktýr ve filmiticari beklenti olmaksýzýn satýn almak esere sahip çýk-maktýr. Bizlerin nasýl, hangi maddi olanaklarlayaþadýðýný düþünen var mýdýr? Bizlerin gönüllü olarakhayatýn bize sunduðu olanaklarla acaba kaç film yapmagücümüz var? Ýþte bu noktada vebali olanlar var,toplum çocuklarýný, yeteneklerini yiyor.

Kimse kimsenin hakkýný, hiçbir gerekçe ile çiðne-memelidir. Hak! Tanrýsal bir kavramdýr. Haksýzlýketmenin sýnýrýnýn nerede biteceði belliolmaz.1990'larda filmin gösterimi sonrasýndaki birsöyleþide, o sýralar yaþayan Ömer Büyüka'dan sözetmiþ, birkaç kaset verilirse onun da belge filmini çek-mek istediðimi, bunun bir hizmet olacaðýný belirtmiþ-tim. Hiç kimse kaset vermedi bana ve...O da göçtü!

Ömer Büyüka, Kafkasya konusundaki araþtýrma-

cýlýðýyla ve genel olarak dünyada Halikarnas Balýkçýsýtarzýyla, bence önemi ve eseri zamanla anlaþýlacak çokönemli bir þahýstýr. Ben kendisiyle tanýþtým, oradadinleyenler arasýnda seçkin ve maddi durumlarý uyguninsanlar vardý. O filmin çekilmemesinin vebali de oarkadaþlarýn üzerindedir. Öldü.

Eðer ben Çerkes olsaydým, bu film nedeniyle ve bufilm yapýldýktan sonra benim kaderimde çok ilginçþeyler olurdu! Yanýlýyor muyum? Ne kadar garip! Ýnsan olmak yetmiyor… Bunlar suçtur.Ýnsanlarý kabilelere, milletlere bölmek, ayrýmcýlýðýnher türlüsü bir tekâmül geriliðidir. Var oluþ olarak eþi-tiz, insanlýk birleþmeye gidiyor. Ortak kaderimizi biliphatýrlamamýz, bu konulara deðer vermemiz lazým.Artýk eski devlet anlayýþlarý ve felsefeler çöküyor.Sinerjinin hâkim olacaðý, yepyeni bir çaða, bilinçlenmeçaðý'na giriyoruz. Özgürlük ve sevginin herkesi buluþ-turduðu, sömürü ve zulmün olmadýðý bir dünya hayaldeðildir, çünkü bugünün dünyasýný da biz yaptýk! Neyazýk ki öyle! Keþke filmler çekmesek, hayatýmýz sanatolsa!

KF: Teþekkür ederiz.ÝA: Ben de size teþekkür ederim.

Söylenen kelimelerin taþýdýðý anlamý hissetmek, ÝsmetArasan'ýn düþüncelerini hissetmekti bir bakýma. Sonbir þey söylemeliyiz bu konuda; 'Son Sesler' sonyaþanmýþlýðýn fýsýltýsý gibi, son sesler tekrar dirilmeyibekleyen ölünün piþmanlýðý gibi… Ve siz hala SonSeslerin fýsýltýsýný duymadýnýz mý yoksa?

Tevfik Esenç (1904-1992)

Son Sesler'in seyredilmesini saðlamak, bu tür yenibelgesellerin çekilmesine imkân tanýmaktýr ve filmiticari beklenti olmaksýzýn satýn almak esere sahipçýkmaktýr. Bizlerin nasýl, hangi maddi olanaklarlayaþadýðýný düþünen var mýdýr? Bizlerin gönüllüolarak hayatýn bize sunduðu olanaklarla acaba kaçfilm yapma gücümüz var? Ýþte bu noktada vebaliolanlar var, toplum çocuklarýný, yeteneklerini yiyor. .

Page 39: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

kf

bhazya ve Gürcistan, BM Barýþ Gücü askerler-i'nin görev süresinin Mart ayýnda dolmasýsebebiyle bu yýl savaþ sonrasý en gergin

dönemlerinden birini yaþadý. Orman kardeþlerigrubunun yeniden faaliyete geçtiðini duyurmasý, Gürcüordusu'nun Abhazya ve Osetya sýnýrlarýna asker yýð-masý, Gal bölgesi'nde meydana gelen karýþýklýklar,BM'nin Abhazya'ya Gal konusunda uyarý göndermesive Saakaþvili'nin hem Abhazya'ya hem diasporayayönelik sert açýklamalarý yeni bir savaþýn eþiðindeolduðumuz fikrini güçlendirdi. Savaþ tehlikesi diaspo-rayý ciddi bir endiþeye sevk ederken bir yandan da birilkin gerçekleþmesine sebep oldu: Savaþ sonrasýndaKafkas diasporasý Abhazya konusunda ilk toplumsaltepkisini göstererek sivil ve yaygýn bir örgütlenmeyeadýmýný attý. Baðýmsýz Abhazya Platformu adýylaörgütlenen bölge inisiyatifleri Gürcistan hükümetinisaldýrgan tutumu sebebiyle kýnayan, Gürcistan halkýnýve dünya kamuoyunu bu tutuma karþý tavýr almayaçaðýran bir basýn bültenini 11 ilde eþ zamanlý olarakokudular. Platformun sivil bir organizasyon olarakdiasporanýn Abhazya konusundaki hassasiyetleriniistikrarlý bir þekilde sunabilmesini umuyoruz.

Gerçekleþtirilen bu basýn açýklamalarý, Abhazyakonusunda devletler arasý çýkar hesaplaþmalarýndanbaðýmsýz sivil bir diaspora inisiyatifi için uygunkoþullarýn mevcut olduðunu gösteriyor. Koþullar uygunolsa da, sivil mücadele geleneðine sahip olmayan dias-poranýn haklýlýðýný dillendirirken kullanacaðýmateryaller konusunda ciddi sorunlarý bulunuyor.Gerek tarihsel, gerek güncel pek çok gerçeklikAbhazya'nýn baðýmsýzlýk talebini meþru bir zemineoturuyor olsa da bu gerçeklerin tutarlý bir söylemle

dünya kamuoyuna ulaþtýrýlmasý þart.

Bu sayýmýzda ayný zamanda kapaðýmýza da konu olanilginç ve çarpýcý bir dosya sunuyoruz.

Stalin ve Beria dönemlerinde gördüðü aðýr baskýlarkarþýsýnda Abhazlar'ýn verdiði insani tepkileri vedirenç noktalarýný tespit etmekle görevlendirilen KGBajanlarýnýn raporlarýný içeren dosya Stanislav LAKO-BA tarafýndan hazýrlandýktan sonra, Rachell Cloggtarafýndan ingilizceye kazandýrýlarak bir ön sözle bir-likte 1995 yýlýnda "Central Asian Survey"de yayýnlan-mýþtý. Abhazya'nýn Gürcüleþtirilmesi politikasý olarakadlandýrýlan, 1939-1953 yýllarý arasýna denk düþendöneme dair net veriler sunan dosya, Abhazya -Gürcistan çatýþmasýnýn tarihsel arka planýný göz önüneserer bir nitelikte.

Gürcistan'ýn Abhazya'ya saldýrarak ele geçirdiðibaþkent Aqua (Sohum)'da yaktýðý devlet arþivleriningizli bölümlerinden kurtarýlan bu önemli belgelerinAbhazya- Gürcistan çatýþmasýna yönelik deðer-lendirmelere eþsiz bir katký sunacaktýr.

Rapor, yok edilmeye karþý direnen Abhazlar'ýn mil-liyetçi, burjuva- milliyetçi, karþý devrimci, anti-sovyetgibi ifadelerle suçlanarak, ölüm, hapis, sürgün veyaiþten atýlma cezalarýyla karþý karþýya kalmalarýný bel-gelemek dýþýnda: Sürgün sonrasýnda bir avuç kalmýþbir halkýn var olabilmek adýna gösterdiði onurlu vekararlý direniþin de belgesidir. Baþta diaspora olmaküzere tüm Kafkasya ve varlýk mücadelesi veren halk-lara örnek olmasýný diliyoruz.

HRAÇA ALPER KAHRAMAN

A

Gürcistan'ýn Abhazya'ya saldýrarak ele geçirdiði baþkent Aqua (Sohum)'da yak-týðý devlet arþivlerinin gizli bölümlerinden kurtarýlan bu önemli belgelerinAbhazya- Gürcistan çatýþmasýna yönelik deðerlendirmelere eþsiz bir katký

Abhazya Dosyasý (1)Foto

:Er

ma

lay

Acin

cal

Page 40: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

kf

Abhazya, Karadeniz kýyýsýndadýr ve kuzeydeKafkas sýradaðlarý, batýda Rusya Federasyonuve doðuda Gürcistan ile çevrelenmiþtir.

Yüzölçümü Ýskoçya'dan bile küçüktür ve 1989'dayapýlan nüfus sayýmýnda, bütün nüfusu 525.000'inbiraz üzerinde çýkmýþtýr. Abhazya, Aðustos 1992'deGürcü kuvvetlerinin kanlý bir savaþa yol açan iþgaliyledünyanýn dikkatini üzerine çekti. Savaþ bir yýldan fazlasürdü, geride binlerce ölü, on binlerce mülteci ve yer-lerinden, yurtlarýndan edilmiþ insan býraktý.

Bu çatýþmanýn çok sayýda ve karmaþýk nedenleri var.Sovyetler Birliðinin daðýlmasýyla birlikte yeniden can-lanan Gürcü milliyetçiliði savaþýn patlak vermesinegiden süreçte ana etkenlerden birisidir. ZviadGamsakhurdia, 1989 yýlýnda Rus karþýtý duygular vehamasi milliyetçi retorik dalgasýndan yararlanarakGürcistan'da iktidara geldi. Ermeniler, Ruslar, Azeriler,Yunanlýlar, Osetler ve Abhazlardan oluþan etnik azýnlýkgruplarý Gürcistan nüfusunun en az yüzde 30'unu oluþ-turmaktadýr. Oset ve Abhazlarýn, Sovyet sistemi altýn-da, Acaralar (Müslüman Gürcüler) gibi bir dereceyekadar idari ve kültürel özerkliði bulunmaktaydý. Budenli yüksek oranda azýnlýk grup varlýðý,Gamsakhurdia ve diðer milliyetçiler tarafýndan baðým-sýz üniter bir Gürcistan hedefi için bir tehdit olarakgörülüyordu ve Gürcü olmayan azýnlýklara karþý sis-temli bir kampanya baþladý.

1988 yýlýnda, Gürcü doðum oranlarýnýn artýrýlmasýnýteþvik etmeye yönelik bir "Demografik Fon" oluþturul-du. Bir yýl sonra, Devlet Gürcü Dili Programýnýn sonhali uygulamaya konuldu. Bu program, Gürcücenin,Cumhuriyetin bütün okullarýnda zorunlu eðitim diliolmasýný ve Gürcistan'da yüksek öðrenime devam ede-bilmek için Gürcü Dili ve Edebiyatý sýnavýnda baþarýlýolma koþulunun getirilmesini öneriyordu. 1989 yýlýnda

Güney Gürcistan'da Azerilerle þiddetli çatýþmalaryaþandý, bunu Abhazya'daki ciddi çatýþmalar takip ettive Güney Gürcistan'daki bazý Avarlar zorla sýnýr dýþýedilerek Daðýstan'a sürüldü. Güney Osetya ÖzerkBölge'sinin özerk statüsü 1990 yýlý sonlarýna doðrukaldýrýldý, bu durum savaþa ve sonuçta kuzeye doðrukaçmak zorunda býrakýlan on binlerce Asetin'in kitlelerhalinde yerlerinden, yurtlarýndan olmasýna yol açtý.Gamsakhurdia'nýn bir askeri darbe marifetiyle ülkedenkovulmasýndan sonra Gürcistan'a dönen EduardShevardnadze de hemen hemen ayný çizgide devametti. Onun emriyle, Aðustos 1992'de düzeni yenidensaðlama bahanesiyle Abhazya'ya askeri birlikler gön-derildi ve neredeyse etnik temizlik ve kültürel soykýrý-ma varan bir programa baþlandý. Bu arada, yine büyükoranda etnik gerekçelerle, Gürcistan sýnýrlarý içindeGürcülerce büyük oranda asimile edilmiþ ayrý bir etnikgrup olan Migreller ile Gürcüler arasýnda bir iç savaþpatlak verdi.

Bu kargaþa, kesinlikle Sovyet sonrasý döneme özgüdeðildir. Aþaðýdaki sözler, 1919 ve 1920 yýllarýndaGüney Rusya ve Kafkasya'ya bir gezi gerçekleþtirmiþolan C. E. Vechhofer'den alýnmýþtýr.

Tiflis'de, yüksek düzeyli bir Gürcü yetkilisinden,Gürcü hükümetinin o tarihlerde eðer Batum ellerinegeçerse, orada alýþýldýk Rus karþýtý yöntemlere baþvur-mayý amaçladýklarýný öðrendim. Gürcü olmayan bütündevlet memurlarýna iþi býrakmalarý için 14 gün süreverilecekti. Gürcüce tek resmi dil olacak ve her yerdeRusça'nýn yerine geçirilecekti. Ticaretle uðraþan veya100 dönümün altýnda bile olsa toprak sahibi olan Gürcüolmayan kiþiler öyle bir örgütlü zulme tabi tutulacak-lardý ki pek yakýnda Batum'dan kaçarak hayatlarýnýkurtardýklarý için kendilerini þanslý sayacaklardý.

Gerçekten de Gürcistan ve Abhazya'da son birkaç yýldayaþanan olaylar, dil ve etnik temelli politikalarýnanahtar bir rol oynadýklarý yinelenen bir modelinparçasý olarak görülebilir. Abhazlarýn baþlýca mað-duriyetlerinden birisi de Abhazya'nýn siyasi statüsünündeðiþmesiyle iliþkilidir: önce baðýmsýzlýðýný ve son-rasýnda (her ne kadar "özel antlaþma baðlarý" ileGürcistan'a baðlansa da) Sovyet Sosyalist Cumhuriyetistatüsünü kazanan Abhazya, 1931 yýlýnda Stalintarafýndan, Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetiiçerisinde bir Özerk Cumhuriyet statüsüne indirildi.

Aþaðýdaki materyaller, Abhazlarýn günümüzdeyaþadýðý diðer maðduriyetlerin tarihsel kökenlerineiliþkin belgesel kanýt iþlevini görmektedir. Yalnýzca biryüzyýl içinde Abhazya'nýn etnik bileþimi dikkate deðerbir biçimde deðiþmiþtir. Bu süreç, Ruslarýn Kafkasya'yýiþgal etmesinin ardýndan Abhazlarýn 1864 yýlýnda çoðugünümüz Türkiye'sine yönelen kitlesel göçleriylebaþlamýþtýr.

38

Abhazya, Sohum'daki KGBarþivinden belgeler. Stalin döneminde Abhazya.RACHEL CLOGG

AFoto: Anzor Aguma, 1990

Page 41: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

Demografik deðiþiklikler, 1930 ve 1940'lý yýllar boyun-ca, Migrel kökenli Transkafkasya Komünist PartiSekreteri Lavrentii Beria yönetiminde de devametmiþtir. Bazý Abhazlar zulüm korkusu ile ülkeyi terketmeye zorlanmýþ, Yunanlýlar ve Almanlar sýnýr dýþýedilerek Orta Asya'ya gönderilmiþlerdir. Ayný zamandadiðer milletler, baþta Migrel ve Gürcüler olmak üzereRuslar ve Ermeniler de boþaltýlmýþ bölgelere yerleþm-eye teþvik edilmiþlerdir. Bazý durumlarda Migrel köy-leri, bütün ahalisiyle Abhazya'nýn doðu bölgelerinde buamaçla inþa edilmiþ köylerde yeniden iskâna zorlan-mýþ, sýk sýk da kültürel homojenlik duygularýnýzayýflatmak için kasýtlý olarak Abhaz köyleri arasýnayerleþtirilmiþlerdir.

Abhazya'nýn, Gürcüleþtirilmesi yalnýzca Abhazlarýnfiziksel anlamda ülke dýþýna çýkarýlmalarý ile sýrlý deðil-di. 1944-52 yýllarý arasýnda, Sohum Parti SekreteriAkaki Mgeladze'nin yönetiminde, bütün Abhazokullarý kapatýldý, yayýn çýkarmak ve yayým yapmakçok zorlaþtýrýldý. Özellikle de ABNII (Abhaz Dil,Edebiyat ve Tarih Araþtýrma Merkezi) üyeleribaskýlarýn hedefi olarak seçildi.

Çevirisini yaptýðým malzemeler Sovyet sisteminin, enazýndan bir kýsmý muhtemelen Abhazlardan oluþanyaygýn bir muhbir aðýnýn raporlarý üzerinden nasýliþlediðine dair benzersiz bir iç görü sunuyor. Belki deen çok göze çarpan husus, geniþ bir yelpazede yer alaninsanlardaki fikir ayrýlýklarýnýn hem gizli kapaklý, hemde açýk sözlü dýþavurumlarýný takip eden raporlardakiayrýntýlar. Özellikle de günümüzdeki Sovyetler sonrasýdönemin retoriði ýþýðýnda, kullanýlan dil de ilginç. 1989yýlýnda, Gamsakhurdia Abhazlarý 'masum Gürcüleriöldürmek için Moskova'dan talimat alan ajanlar' olaraktanýmlamýþtýr.

Bu belgeler ayný zamanda hâlihazýrdaki etnik temellimaðduriyetlerin derinliði konusunda kanýtlar sunduðuiçin deðerlidir ve bu kanýtlarýn kimlik anlamýndakamuoyunu harekete geçirme ve kabahati yüklemekonusunda maðdur ve zalim kavrayýþlarýnýn desteklen-mesinde oynayabileceði siyasi rolü anlamakta hayatibir önemi vardýr. Sovyet dönemi sonrasý kültürel veetnik kimlik tartýþmalarýnda zulme iliþkin yakýn tarih-sel belleðin büyük bir önemi vardýr. Tarihçi ve AbhazParlamentosu Baþkan Vekili, Stanislav Lakoba tarafýn-dan kullanýmýma sunulan bu arþivin, etnik temizliðinson raundundan da kurtulabilmiþ olmasý memnunlukvericidir. Hem benzersiz dil, kültür ve etnografyamalzemeleriyle birlikte ABNII, hem de neredeyse tümAbhaz Devlet Arþivleri Sohum'daki Gürcü iþgalkuvvetleri tarafýndan Ekim 1992'de ateþe verildi veyakýldý.

Stanislav LakobaBaþkan Baþvekili, Abhazya CumhuriyetiParlamentosu(Rachel Clogg tarafýndan çevrilmiþtir)

Sovyet tarihinin Stalin-Beria dönemine ait bu belgeler,1940'larýn bir ürünüdür ve 'Tamamen Gizli' olaraksýnýflandýrýlmýþtýr. Sohum'daki KGB (Devlet GüvenlikKomitesi) bölümlerinden birinde, yaklaþýk olarakyarým yüzyýl boyunca, yedi ayrý mühürle korunmuþtur.

Abhaz baþkentinin, 27 Eylül 1993'de Gürcü güçlerininiþgalinden kurtuluþunun ardýndan, bu gizli bölümünarþivi meþru iktidar organýnýn, -Abhazya CumhuriyetiParlamentosu'nun- eline geçti.

Abhaz ulusunun temsilcileri, Abhaz halký üzerindekitop yekûn Gürcü tiranlýðý ve baskýsýnýn KGK'ninGürcü þubesinde saklanan belgesel kanýtlarýna ilk kezeriþebildi. Belgeler, özellikle de 1937 - 38 ve 1941 - 42yýllarý arasýnda bir çýð gibi gelen baskýlarla karþýlaþanAbhaz aydýnlarýna karþý suçlamalarýn tezgâhlandýðý buçok güçlü kurumun gözlerden uzak çalýþmalarýnýortaya çýkardýlar. Bu iç bilgilere eriþim, Abhazya'nýnGürcüleþtirilmesi çabalarýnýn hakiki bir resminigörmemizi saðlýyor ve Abhazlarýn 1940'lý yýllardamaruz kaldýðý iyi organize edilmiþ zoraki asimilasyonplanýna ýþýk tutuyor.

Abhaz aydýnlarýnýn Abhazya'daki 'parti ve hükümet'politikalarýna yönelik tutumlarý konusunda özel ajanlartarafýndan hazýrlanan raporlardan oluþan belgelerinbüyük bir deðeri vardýr. Belgeler Abhaz aydýnlarýnýn,Abhaz okullarýnýn kapatýlmasý, eðitim dili olarakGürcücenin kabul edilmesi, Abhazya'ya on binlerceGürcü'nün yerleþtirilmesi ve Abhazlara yönelik olarakuygulanan ayrýmcýlýk karþýsýnda gösterdikleri kýzgýnlýkve infiali kaydetmiþtir. Bu aydýnlar hiç vakit kaybe-dilmeden 'Sovyet-Karþýtý', 'karþý devrimci', 'burjuvamilliyetçiliðine eðilimli' olarak yaftalanmýþtýr. Buamaçla, Abhazya Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti(ASSR) Devlet Güvenlik Bakanlýðý Tümgenerali olanI. Gagua (Beria'nýn himayesinde Migrel kökenli birGürcü), Gürcü Devlet Güvenlik Bakanlýðý adýna ayrýn-týlý "belgeler", "andýçlar (uyarý notlarý)", "raporlar" ve"mesajlar" derlemiþtir. Örneðin, I. Gagua tarafýndanGürcistan, Komünist Partisi [CPb] Abhaz Bölge

39

Page 42: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

Komitesi (Obkom) Sekreteri A. Mgeladze'ye 2 Ekim1945 tarihinde gönderilen "özel teblið" bunun içinyeterli bir kanýt oluþturmaktadýr. Bu tebliðde,Oçamçýra bölgesindeki Abhaz çocuklarýnýn okullarýndaGürcüce eðitim görmeyi reddettikleri yazýlýdýr.Güvenlik Bakanlýðý, kasýtlý olarak derslerini kaçýran veGürcü okullarýna gitmek istemeyen 2. 3. ve 4. sýnýföðrencisi çocuklarý bile isim isim 'suçlu' listelerinekoymuþtur.

Belgelerde, önceleri Abhaz Bilim Cemiyeti (ABNO,1922'den itibaren) olarak bilinen Abhaz Dil, Edebiyatve Tarih Bilimsel Araþtýrma Enstitüsünde (ABNII) veAkademisyen N. Marr'ýn þahsýnda BilimlerAkademisinin Abhaz Kültürü Enstitüsü'nde (IAKAN)çalýþan Abhaz aydýnlarýna özel bir önem verilmektedir.Bu insanlar, Abhazya Baþbakaný Nestor Lakoba'nýnölümünden sonra (27 Aralýk 1936'da, Tiflis'te Beriatarafýndan zehirlendi), 1937 yýlýndan itibaren sürekliolarak zulme uðradý veya ortadan kaldýrýldý.

Sohum'daki bu Enstitü'nün, aðýrlýklý olarak tarihçi vedilbilimcilerden oluþan bilimsel topluluðu, halklarýnýnfarklýlýklarýný ve kültürlerini vurgulayarak onlarýdevamlý savunduklarý için günümüze kadar onlarca yýlboyunca, defalarca Tiflis'teki Gürcü iktidarlarýnýn gaz-abýna uðramýþtý. Bizzat direktörü de dâhil olmak üzereABNII'deki çok sayýda akademisyen 1930'lu ve 1940'lýyýllarda yok edildi. Enstitüdeki birçok genç araþtýrmacý1950'lý yýllardan 1980'lere kadar baskýya uðradý. 1990yýlýnda, ABNII'nin direktörü, Hititolog ve akademisyenVladislav Ardzýnba, Abhaz Parlamentosu Baþkanlýðýnaseçildiðinde, kelimenin tam anlamýyla Stalin ve Beriadönemine eþdeðer bir nefret ve suiistimal dalgasýpeyda oldu. Z. Gamsakhurdia3 , G. Gumbaridze ve E.Shevardnadze dönemlerinde çeþitli þoven imalardabulunuldu. Shevardnadze'nin iþgalci Gürcü kuvvetleriSohum'a girdi ve Ekim 1992'de bir Vandalizm örneðigösterilerek bir gün içerisinde ABNII ve AbhazyaDevlet Arþivi eþ zamanlý olarak ateþe verildi.ABNII'nin, eþsiz bir kütüphanesi, dil ve folklor kayýt-larý ve arkeolojik ve etnografik malzemeleri vardý.Gürcü iþgal kuvvetlerinin temsilcileri, ABNIIakademisyenlerinin evlerinde ve dairelerinde araþtýrmayaptýlar ve bulduklarýný müsadere ettiler; böylece

Abhazya konulu özel arþiv ve kitaplar yok edildi.

Sohum'daki KGB ofisinin 'Yeþil Dosya'sýndan,"Abhazlar arasýndaki burjuva milliyetçi eðilimlerinkarþý devrimci unsurlarý hakkýnda talimat, rapor, belgeve andýçlar" baþlýðýyla seçilen belgeler, bu nedenledaha ileri araþtýrmalar için çok deðerli bir kaynaktýr.Abhaz tarihinin 1940'lý yýllardaki karanlýk dönemine,þimdiye kadar bilinmeyen yeni bilgiler ve olgularlakatkýda bulunacaktýr. bilgileri ve gerçeklerini göster-mektedir.

DAÐARCIKs/k, s.k.: Sovyet karþýtýABNII: Abhazya (Dil, Edebiyat ve Tarih) AraþtýrmaEnstitüsü Abvinprom: Abhaz Þarap EndüstrisiGB: Devlet GüvenlikGorsovet: Kasaba sovyeti Gosizdat: Devlet yayýn kuruluþuk/d, k.d.: Karþý-devrimciKGB: Devlet Güvenlik KomitesiKolhoz: Kolektif çiftlik (gelir, teslimat sonrasýndaiþgücü arasýnda paylaþtýrýlýr) Komzag: Tarýmsal Ürünler Tedarik KomitesiKP/ b: (Bolþevik) Komünist PartisiMGB GSSR: Devlet Güvenlik Bakanlýðý, Gürcü SovyetSosyalist CumhuriyetiNarkompros: Aydýnlanma Halk Komiserliði (Eðitim)Narkomsobes: Sosyal Güvenlik Halk KomiserliðiNKGB: Devlet Güvenliði Halk KomiserliðiObkom: Bölgesel KomiteRaiFO: Bölgesel Mali Güvenlik DepartmanýRaiONO: Bölgesel Halk Eðitim DepartmanýRK: Bölgesel HeyetRKP: Bölgesel Parti KomitesiRO: Bölgesel DepartmanRONO: Bölgesel Eðitim DepartmanýSel'sovet: Köy sovyetiSoiuzpechat': Devlet yayýn kuruluþuSovkhoz: Devlet çiftliði (ücretle çalýþan iþgücü)Tekhnikum: Teknik ÜniversiteTsK: Merkez KomiteVKP/b: Birleþik Komünist Parti (Bolþevik)

0040

Page 43: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

KLASÖR No:2Abhaz nüfusu içindeki k/d [karþýt-devrimci] burjuva-milliyetçiliði unsurlar hakkýnda talimatlar, raporlar ve

andýçlar.açýlýþ 11.11.1944

kapanýþ

DEVLET GÜVENLÝÐÝ HALK KOMÝSERLÝÐÝABHAZYA ASSR

ÝKÝNCÝ ÞUBE

30 Mayýs 1945 No. 2.1.766 SohumÇOK GÝZLÝ

Abhazya ASSR [Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti], NKGB [Devlet Güvenliði Halk Komiseri] Gagra þubesi þefi,

GB [Devlet Güvenlik] Yarbayý Yoldaþ PARTSKHALADZE

Kiþisel Dikkatinize

Abhazya ASSR, NKGB Gudauta RO [Bölgesel Departmaný] þefiGB Yüzbaþýsý KODUA

Kiþisel Dikkatinize

Abhazya ASSR, NKGB Oçamçýra RO þefi, GB Yarbayý Yoldaþ KHARCHILAVA

Kiþisel Dikkatinize

Abhazya ASSR NKGB Sohum RO þefi, GB Yüzbaþýsý Yoldaþ DVALI

Kiþisel Dikkatinize

Gürcistan'ýn Batý bölgelerinde yeniden yerleþim programýnýn sürdürülmesiyle baðlantýlý olarak; 1945-46 yýl-larýnda, Oçamçýra, Gudauta ve Gagra bölgeleri ile Sohum'un bazý kýsýmlarýnda tahmini olarak 1500 hane yer-leþmiþtir. Yerleþtirme iþlemi, hem belirlenmiþ yeniden yerleþim alanlarýnda bulunan, terkedilmiþ ve boþ evlerinrestore edileceði kolhozlarda [kolektif çiftlikler], hem de yeni evlerin inþa edileceði, sahipsiz bölge ve arsalardayürütülecektir.

Bu geliþmelere tepki olarak, yerel nüfus içindeki Sovyet-karþýtý unsurlardan, özellikle de k.d. milliyetçi eðilimliolanlardan, hem s/k (Sovyet karþýtý) kýþkýrtýcý söylentiler yayarak, hem de (bir terör, kundakçýlýk, hayvan hýrsý-zlýðý vb. atmosferi yaratmak suretiyle) düþmanca gösteri ve davranýþlar yoluyla sabotaj giriþimleri gelmesimümkündür.Yukarýda bahsedilen hususlar ýþýðýnda ve s/k düþman eylemlerini zamanýnda durdurmak maksadýyla1. Yetkili ajanlarýnýzýn bütün olumsuz eylemleri ve s/k nümayiþleri derhal açýða çýkartmalarý konusundatarafýnýzdan teþvik edilmesi. Ayný zamanda, uygun personelin iþe alýnmasý gereklidir.2. Evlerin inþasý ve yerleþim programýndaki bütün eksiklikler, yeni yerleþen insanlarýn karþýlaþtýklarý bütünsýkýntýlar, hýrsýzlýk vb. gibi öðrendiðiniz bütün hususlarýn tarafýnýzdan RKP Birinci Sekreterlerine bildirilmesi.Herhangi bir s/k olay veya siyasi mahiyette eylemler konusunda, olaylarýn detaylý bir biçimde rapor edildiði birteblið aracýlýðýyla þahsýma derhal bilgi verilmesi.3. Bu talimat uyarýnca yapýlacak çalýþmalarýn kiþisel olarak NKGB RO þefi tarafýndan yürütülmesi.4. Almýþ olduðunuz tedbirlerin sonuçlarýný içeren raporlarýnýzýn her ayýn 20. gününe kadar tarafýma gönderilme-si.

HUSUSLARINI ARZ EDERÝMDevlet Güvenliði Halk KomiseriAbhazya ASSR, Devlet Güvenlik KomiserliðiÝcra UbilavaI.GAGUA[imza]

41

Page 44: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

42

DEVLET GÜVENLÝÐÝ HALK KOMÝSERLÝÐÝABHAZYA ASSR

ÝKÝNCÝ ÞUBE

30 Mayýs 1945 No. 2/1/767 SohumÇOK GÝZLÝ

Abhazya ASSR, NKGB Gagra þubesi þefi,GB Yarbayý Yoldaþ PARTSKHALADZE

Kiþisel Dikkatinize

Abhazya ASSR, NKGB Gudauta RO þefi, GB Yüzbaþýsý Yoldaþ KODUA

Kiþisel Dikkatinize

Abhazya ASSR, NKGB Oçamçýra RO þefi, GB Yarbayý Kaptaný Yoldaþ KHARCHILAVA

Kiþisel Dikkatinize

Abhazya ASSR, NKGB Sohum RO þefi, GB Yüzbaþýsý Yoldaþ DVALI

Kiþisel Dikkatinize

Abhaz nüfusunun ilerici kesimlerinin müracaatý üzerine, 1945/46 eðitim yýlýndan baþlamak suretiyle bütün Abhazilkokullarýnda verilen bütün derslerde eðitim dilinin Gürcüce olmasý amaçlanmaktadýr. Abhaz dili yalnýzca dahaileri sýnýflarda (dördüncü ve beþinci sýnýflarda) bir ders olarak verilecektir. Abhazya ASSR, Narkompros[Aydýnlanma Halk Komiserliði (Eðitim)] bu planlarýn hayata geçirilmesine yönelik hazýrlýk çalýþmalarýný yürüt-mektedir; kadrolu öðretmenlerin seçimi ve yerleþtirilmesi, eðitim malzemelerinin tedariki vb.

Bu önlemlerin uygulamaya konulmasýyla birlikte, öðretmenler ve Abhaz aydýnlarý arasýndan belli Sovyet karþýtýbireylerin, özellikle de k/d milliyetçi eðilimlilerin, bu önemli Devlet siyasi tedbirinin baþarýlý bir biçimde uygu-lanmasýný engellemeye çalýþacaklarý ihtimali yok sayýlamaz. S/k kýþkýrtýcý söylentiler yayacaklar ve bu tedbirleriengellemek için k.d. gruplar teþkil edeceklerdir.

Yukarýda bahsedilen tedbirleri boþa çýkarmaya yönelik muhtemel s/k olaylarý ve organize eylemleri zamanýndadurdurmak maksadýyla1) NKGB RO Þefi, bu kapsamda RONO [Bölgesel Halk Eðitim Departmaný] tarafýndan yürütülen çalýþmalarýkiþisel olarak ve azami dikkat sarf ederek inceleyecektir. 2) Ajanlar yerleþtirilmesi suretiyle hem öðretmen kadrosu ve öðrencilerin, hem de nüfusun diðer kesimlerinin ruhhali ve fikirlerinin tarafýnýzca soruþturulmasý.3) Öðretmen kadrosu ve aydýn kesiminin daha sadýk ve güvenilir üyelerinden ehil ajanlarýn tarafýnýzca iþe alýn-masý ve düzenli olarak hem bu kapsamda yerel Parti ve Sovyet organlarý tarafýndan yürütülen çalýþmalar, hem debütün s.k. olay ve nümayiþler konusunda haberli olunmasý. Ayrýca, eksiklikler konusunda da bilgili olmanýzgerekmektedir.4) Kadrolarýn yerleþtirilmesi, eðitim malzemelerinin tedariki vb. gibi öðrendiðiniz bütün eksikliklerin tarafýnýz-dan RKP Birinci Sekreterlerine bildirilmesi. Herhangi bir s/k olay veya siyasi mahiyette eylemler konusunda,olaylarýn detaylý bir biçimde rapor edildiði bir teblið aracýlýðýyla þahsýma derhal bilgi verilmesi. 5) Ýþ bu talimata uygun olarak yapýlacak tüm çalýþmalar kiþisel olarak NKGB RO þefi tarafýndan yürütülecektir.6) Almýþ olduðunuz tedbirlerin sonuçlarýný içeren raporlarýnýzýn her ayýn 20. gününe kadar tarafýma gönderilme-si.

HUSUSLARINI ARZEDERÝM.

Devlet Güvenliði Halk SekreteriAbhazya ASSR, Devlet Güvenliði KomiseriÝcra Ubilava

I.GAGUA[imza]

Page 45: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

43

DEVLET GÜVENLÝÐÝ HALK KOMÝSERLÝÐÝABHAZYA ASSR

ÝKÝNCÝ ÞUBE

ÇOK GÝZLÝ

GÜRCÝSTAN KP/ b / ABHAZYA OBKOM SEKRETERLÝÐÝYOLDAÞ MGELADZE

Þehir [Sohum]

HUSUSÝ TEBLÝÐ

Konu: Oçamçýra bölgesindeki belli okullarda, öðrencilerin devamsýzlýk olaylarý.

Oçamçýra bölgesinin bazý okullarýnda, okul öðrencileri arasýnda kitlesel devamsýzlýk olaylarý gözlemlenmiþtir.Okula devam etmeyen bazý öðrenciler, Gürcü dilinde eðitim görmek istemediklerini ve bir Rus okuluna nakil-lerinin yapýlmasýný istediklerini belirtmiþlerdir. Bazýlar da giysi veya ayakkabýlarý olmadýðý için devamsýzlýk yap-maktadýr. Sonuçta, pek çok ders saati kaçýrýlmaktadýr.

VKP/b üyesi TUJBA'nýn okul müdürü olduðu Gup ortaokulunda, 4 ana sýnýfta 81 öðrenci var. Devam kayýtlarýyalnýzca 10 Eylül'den itibaren tutulmuþtur; 22 öðrencinin kayýtlý göründüðü ikinci sýnýfta yalnýzca 10 ilâ 20 Eylülarasýnda, 399 ders saatinin kaçýrýldýðý görülmüþtür. 21 öðrencinin kayýtlý göründüðü dördüncü sýnýfta, toplamolarak 486 saat kaçýrýlmýþ ve 13 öðrencinin bulunduðu üçüncü sýnýfta, toplam 198 saat kaçýrýlmýþtýr. Bu üç sýnýf(ikinci, üçüncü ve dördüncü), hep birlikte düþünüldüðünde 10 günlük süre içerisinde toplam 1083 ders saatikaçýrýlmýþtýr. Birinci sýnýf için devam kaydý tutulmamýþtýr.

Aþaðýdaki öðrenciler düzenli olarak devamsýzlýk yapmaktadýr:

a) Ýkinci Sýnýf:1. Kvartskhava, V. 12 gün devamsýzlýk2. Piliia, Shura 14 gün devamsýzlýk3. Piliia, Shota 16 gün devamsýzlýk4. Kogoniia, Ushang 13 gün devamsýzlýk5. Kogoniia, Tsitsina 15 gün devamsýzlýk6. Grigoliia, Zhuliia 16 gün devamsýzlýk

b) Üçüncü Yýl:1. Lazariia, Babu2. Piliia, Tiina3. Gabeliia, Shota ve diðerleri

c)Dördüncü Yýl1. Gabeliia, Shota [aynen] 16 gün devamsýzlýk2. Grigoliia, David 16 gün devamsýzlýk3. Zzukhba [aynen], Þamil 10 gün devamsýzlýk4. Zukhba, Zhora 13 gün devamsýzlýk5. Kogoniia, Zhora 15 gün devamsýzlýk6. Lagvilava, Archil 7 gün devamsýzlýk7. Cherkeziia, Nona 7 gün devamsýzlýk

Eðitim þubesi baþkaný Mamiia KIRIIA'ya göre yukarýda zikredilen öðrencilerin çoðunluðu Gürcü dilinde eðitimalmayý reddetmektedir. Okul müdürü TUJBA, okula devamsýzlýk yapan öðrencilere yönelik herhangi bir tedbiralmýyor.

VKB/b üyesi, TARBA'nýn okul müdürü olduðu Mokva ortaokulunda birinci sýnýfa 22 öðrenci kaydolmuþtur. 4

Page 46: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

44

Eylül tarihinde aþaðýdaki öðrenciler okula devamsýzlýða baþlamýþlardýr.

1. Achvadze, Babutsa2. Akobiia, Ariko3. Kuteliia, Nura4. Tsulaia, Bgazh5. Kvaratskheliia, Kosta6. Khadzh-Ogly, Vanizhka

Kosta Kvratskheliia ve Batu [aynen] Tsulaia, eðitim almak istediklerini ancak ebeveynlerinin okulu yasakladýk-larýný söylemiþlerdir. Diðerlerinin kýyafetleri yeterli deðildir.

Ýkinci yýlda öðrencilerinden derslere düzenli olarak devamsýzlýk yapanlar þunlardýr:

1. Akhalaia, Mado 22 gün devamsýzlýk2. Kvaratskheliia, Ivya 22 gün devamsýzlýk3. Achkadze, Leontii 22 gün devamsýzlýk4. Kvaratskheliia, Sako 15 gün devamsýzlýk5. Akhuba, David 13 gün devamsýzlýk

Üçüncü sýnýf öðrencileri Simon TARBA, Dusia BIGVAVA ve Zina BIGVAVA hep birlikte devamsýzlýk yapmayabaþlamýþlardýr. Gürcü dilinde eðitim görmek istemediklerini ve bir Mokva sovkozundaki Rus okuluna nakillerininyapýlmasýný istediklerini belirtmiþlerdir.

Bu okulun dördüncü sýnýfýnda dört öðrenci vardýr ve bunlardan üçü Gürcü dilinde eðitim görmek istemediklerinibelirterek devamsýzlýk yapmaya baþlamýþlardýr. Özellikle de Suliko GANGLIA öðrenim görmeyi reddetmiþtir.

VOVBA'nýn okul müdürü olduðu Tkhina ortaokulunda öðrencilerin devam kayýtlarý ancak 17 Eylül tarihindenberi tutulmaktadýr. Önemli sayýda öðrenci okula devam etmemektedir. Bununla birlikte okul müdürü ve öðret-menler, devamsýzlýk nedenlerini açýklýða kavuþturmamýþtýr. Okul müdürü devamsýzlýk meselesini, öðrencilerinGürcü dilinde eðitim görme konusundaki bariz gönülsüzlüklerine dayandýrmaktadýr.

Mokva Köy Sel'sovet'indeki [Köy sovyeti] Achdava Ýlkokulu'nda dördüncü sýnýftaki on öðrenciden beþi okuldanayrýlmýþtýr. Bu öðrencilerin isimleri þunlardýr:

1. Adleiba, V.2. Kvikbiniia, M.3. Samsoniia, B.4. Samsoniia, M.5. Dzhindzhua, Zh.

Bu öðrenciler Gürcüce eðitim göremeyeceklerini beyan etmiþlerdir.

Devlet Güvenliði Halk SekreteriAbhazya ASSR, Devlet Güvenliði Komiseri

GAGUA [imza]

Ekim 1945No. 2/1/-1573Sohum

devam edecek...

Page 47: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

kf

arihsel süreç içerisinde, bir halkýn nesillerboyu yaþadýðý sürgüne ve bunun o halkaolduðu kadar sürgün edildikleri topraklarda

yaþayan halklara olan etkilerine iliþkin de pek çokörnekle karþýlaþýrýz Türkiye bir geçiþ ülkesi ve Ýstanbul da dünyaca bilinenbir metropol konumunda olduðundan her yýl binlercegöçmene, mülteciye ev sahipliði yapmak zorundakalýyor, oysa bizler mültecilerin neler yaþadýklarýnýbilmeden onlarla ayný kenti paylaþýyoruz. Aslýnda sonyüzyýl içerisinde milyonlarca Kafkas ve Balkan göç-meninin akýnýna uðrayan bu topraklar, onlarýn dakatýldýðý amansýz mücadelelerle kurulmuþtur. Kýsacabu ülkede yaþayanlar, göçmenliðin ne olduðuna, hangiacýlarýn çekildiðine aþinadýr. Peki, bu veriler doðrul-tusunda biz mültecilerle ne kadar ilgiliyiz veya onlarýne kadar tanýyoruz. Bence bu bir sorun ve çözülmeyibekliyor, hem de 142 sene evvel benzer acýlarý yaþamýþbir toplumun fertleri olarak sorumluluðun büyüðü bizKafkasyalýlara düþüyor.Çok sayýda okuyucumuzun Ýstanbul'daki Çeçen kam-plarýnýn varlýðýndan geçen sayýmýzda yayýnlananröportaj sayesinde haberdar olduklarýný öðrendik.Anladýk ki devam eden sürgünün az biliniyor olmasý,kamplarla sizler arasýnda köprü görevini devamettirmemizi gerektiriyor.

Abdi Mahmer

- Bizlere öncelikle nerde ve ne zaman doðduðunuzukýsaca hayatýnýzý anlatýr mýsýnýz?- Adým Abdi Mahmer, 1958 Grozni doðumluyum,Ýstanbul'da bulunan üç Çeçen Kampý'ndan biri olan

Fenerbahçe de altý senedir eþim ve çocuðumla birlikteyaþýyorum.4 sene Grozni Üniversitesi'nde askeriyede doktor asis-taný olmak için okudum ve sonra askere gittim. 1977-79 yýllarý arasýnda Sibirya'da askerlik yaptým. Askerlikgörevim bittikten sonra Grozni'ye döndüm. 1983'teÇeçenistan'da bir sene kadar Saðlýk Bakanlýðý'ndamüfettiþlik yaptýktan sonra tekrar Rusya'ya gittim,zaten Çeçenistan'da iþ olanaklarý olmadýðýndan birçokkiþi Rusya'ya geçiyordu. 1984'te evlendim. 1989 yýlýn-da artýk Rusya çevre etki alanlarýndan çekilmeyebaþlayýnca onlarýn boþalttýðý yönetim kadrolarý oldubende bu dönemde öðretmenlik yaptým.

- 1990 yýlýna kadar olan hayatýnýz nasýldý, Sovyetvatandaþý kimliðinizle?- Sovyetler Birliði içinde doðdum ve onlarýn yaþamtarzýnda, eðitiminde yetiþtim. Üst birlik kimliði altýn-daydýk ama Ruslar herkesten üstünlerdi, kayrýlýrlardý.

Dini yaþam nasýldý Çeçenistan'da Sovyet döneminde?Varolan Camiiler depo olarak kullanýlýrdý ve biz ilkcemaat olarak namazýmýzý 1992 yýlýnda kýlabildik,öncesinde böyle bir þey olmamýþtý. Bireysel olarakgizli þekilde namaz kýlanlar oluyordu fakat baskýlarnedeniyle cemaat olarak olmamýþtý. Cenazeler Ýslamdinine göre gömülüyordu. Din bilen bir büyüðümüzvardý, gerçi ona da sýk sýk KGB baský yapýyordu ve odagençlere aktaramýyordu bilgilerini. Sovyetler Birliðizamanýnda kimin ajan olduðu belli deðildi, KGB fiþliy-or baský yapýyordu. Benim dedem âlimdi, bende ovesile ile bir þeyler öðrendim ama korka korka, yoksadini bilen pek insan yoktu. SSCB daðýldýktan sonra

GÝRÝN MUHAMMET SALMAK

T

45

Türkiye bir geçiþ ülkesi ve Ýstanbul da dünyaca bilinen bir metropol konumundaolduðundan her yýl binlerce göçmene, mülteciye ev sahipliði yapmak zorundakalýyor, oysa bizler mültecilerin neler yaþadýklarýný bilmeden onlarla ayný kentipaylaþýyoruz. Aslýnda son yüzyýl içerisinde milyonlarca Kafkas ve Balkan göç-meninin akýnýna uðrayan bu topraklar, onlarýn da katýldýðý amansýz mücadelel-erle kurulmuþtur.

Üç Nesil Sürgün Hayatlar (2)

SÖYLEÞÝs öy l e þ i

Page 48: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

kf

1993'te de bir grup arkadaþýmla geleneksel kýyafetler-imizle Hacca gittik, herhangi bir baský unsurukalmamýþtý artýk dinimizi rahatça yaþayabilmemiz için.

- Ýlk savaþ patlak verdiðinde neler hissettin, ilk tepkinne oldu?- 26 Kasým ilk savaþ çýktýðýnda arabamý satmak içinpazara gidiyordum, uçaklar þehri bombalamayabaþladý. Þehir merkezindeydim eve dönüp tabancamýve sarýlý olan Kur'an-ý mý alarak evdekilerle helalleþtimve Baþkanlýk Sarayý'na doðru gittim. Aralýk ayýndatekrar aðýr bombardýman baþladý savaþ iyice aðýrlaþtý.

- Ýki savaþ arasý yýllarda neler yaptýnýz?- Ýki savaþ arasýnda Grozni'den çýktým, Çeçenistan'dayaþananlardan dolayý artýk yorulmuþtum ve yurt dýþýnaçýkmak istiyordum, fakat arkadaþlarým kalmam veonlara destek olmam için beni ikna ettiler.1996 ise Ruslar artýk çekildiler bende yavaþ yavaþülkemde politik olarak çalýþmaya baþladým. 1997seçimlerinde Aslan Mashadov'un seçim kampanyasýn-da çalýþtým, çevremi tanýdýklarýmý yönlendirmeyeçalýþtým, yani propaganda yapýyorduk. Çeçenler arasýn-daki politik ayrýlýklara kýzarak Grozni'ye döndüm vepolitikadan uzaklaþtým. Grozniye dönünce Ruslardanboþalan devlet kademelerinden öðretmenlik göreviniyapmaya baþladým. 1995 yýlýnda kendime jip aldým vezor ulaþýlan tüm noktalara giderek arkadaþlarýmadestek oldum gýda, elbise yardýmý saðladým.

- Baþka iþlerle uðraþtýnýz mý veya bu iþlere neye göregiriyordun?- 1974 yýlýnda TV-Radyo kurslarý almýþtým ve 1997 debir arkadaþýmýn aracýlýðý ile Çeçen Devlet Radyosu'ndasorumlu müdür olarak çalýþmaya baþladým. Bu iþle

beraber öðretmenliði býraktým. Zaten yaz aylarýndaöðretmenlik yapamýyordum.

- Vahabilerin geliþini ve zamanla nasýl yaþam alanýbulduklarýný anlatýr mýsýn?1998' de Vahabiler ve Sufiler arasýnda iç kargaþalaryaþanmaya baþladý iþte tam o zamanlar ben de bir mil-letlin içinde ayrýlýklar olmamalý diyerek siyasettenayrýldým. Vahabiler ilk olarak 1992'de geldiler ama ilksavaþta etkin deðildiler, zaten ilk savaþ milliyetçiliküzerine oturmuþtu. Ýlk savaþta Sovyetler'den ayrýlarakzengin petrol kaynaklarý bize kalacak ve zengin ola-caktýk, Dudayev'i yüzde 10'luk kesim bu yüzdendestekledi ama savaþ sonra aðarlaþýnca milliyetçilikdevreye girdi, destekçisi arttý Dudayevin. Ýlk savaþ Ruskarþýtlýðý çok yoktu ama zamanla iþler deðiþti.Ýkinci savaþ için en fazla iki senede biter dendi, net-icede askeri yetiþmiþ kadrolar vardý yýllardýrsavaþmýþlardý ve buna güveniliyordu. Ýkinci savaþta,Rus karþýtý direniþ vardý ve öncelikli olarak Ruslar'ýnülkeden çýkarýlmasý daha sonra iç hesaplaþmalarýnyapýlmasý gerektiði fikrindeydi herkes. Ruslar aynýzamanda Çeçenler toplanmadan Kafkasya'ya yayýl-madan Çeçenler'i ezmek istediler. Kimse Vahabiler,Dudayev, Mashadov, Þii, Sünni diye deðil Çeçenistaniçin savaþtý, daha sonra iç meseleleri kendi içlerindeçözeceklerdi.

- Anladýðýmýz kadarýyla aktif olarak mücadeleniniçindeymiþsiniz, ülkeden neden ve hangi yolla çýk-týnýz, neden çýkmak zorunda kaldýnýz?- 1999 Kasým ayýnda çýktým, savaþ artýk bezdirmiþti.Yastýk altýnda hazýr bomba ve silahla yatmak yordu.Herkes þehri boþalttý kimseler kalmadý artýk komþu-larým, çevremdekiler gitmiþlerdi öyle ki bir þey bula-mamaktan kediler köpekler artýk turþu bile yiyorlardý.Kýzýmý ve eþimi Nazran'a yolladým daha güvendeolurlar diye ama onlar da iki ay kalmadan geridöndüler. Yaþadýðýmýz yerde kimseler yoktu aradaköye gidip geliyorduk zaten gaz elektrik su yoktuGrozni'de. Kýþ geliyordu kýþa karþý bir hazýrlýk yapmaþansýmýz olmamýþtý ve üstüne hastalandým. Kalansavaþçýlar gelip geçerken bana eþini ve kýzýný çýkarburadan onlar için tehlikeli diyorlardý. Ruslar Nazran'a,Ýnguþetya'ya geçiþe izin verdiler kardeþim yengemoraya gittiler. Annem ve kýz kardeþimi de Daðýstan'ayolladým ama yolda Ruslar'ýn saldýrýsýna uðradýlar vegeri döndüler. Eþim benden ayrýlmak istemiyordu, sen-siz ne yaparým, sen nereye ben oraya dedi, bende onubir yere yollayamadým bir daha.

- Size Ruslar'ýn bu denli aðýr saldýracaðýný düþünüy-or muydunuz?- Ben esasen Ruslar ile bu kadar yakýnken o kadar pay-laþýlmýþ hayatlar varken, bizlere bu kadar bombayýnasýl atarlar bizlere bunlarý nasýl yaparlar diyedüþünüyordum. Þaþýyordum bu nasýl olabiliyor! Savaþo kadar vahþi ilerliyordu ki, artýk soykýrým boyutlarýna

46

“Rus karþýtý direniþ vardý ve öncelikli olarakRuslar'ýn ülkeden çýkarýlmasý daha sonra içhesaplaþmalarýn yapýlmasý gerektiði fikrindeydiherkes. Ruslar ayný zamanda Çeçenler toplan-madan Kafkasya'ya yayýlmadan Çeçenler'i ezmekistediler. Kimse Vahabiler, Dudayev, Mashadov, Þii,Sünni diye deðil Çeçenistan için savaþtý, daha sonraiç meseleleri kendi içlerinde çözeceklerdi.”

Page 49: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

varmýþtý. Her yerde ölüler vardý ve onlarý tanýyan biri-leri bulmadan köpekler yüzlerini parçalamasýn diyeelbiseleriyle yüzlerini örtmekten baþka bir þeyyapamýyorduk.

- Peki, madem þehir bu kadar boþaldý siz hale ordayaþamaya devam edebildiniz mi?- Biz de ailemle birlikte daða çýktýk þehri terk etmektenbaþka çare de yoktu. Arabayla köprüleri havaya uçmuþyollardan, çocukluðumun geçtiði daðlardan, derelerdengeçerek ilerledim. Yollarý kullanmak imkânsýzdý,devamlý uçaklar geziyor ve hareket eden her þeyivuruyorlardý. Hele ki grup halinde seyreden araçlarvarsa þanslarý olmuyordu. Bizde iki araç gidiyorduk veuçaklara görünmemek adýna hýzla ilerliyor, dað yol-larýndan barýnýyorduk.

- Arabanýzla þehirden bir baþka grupla birlikte yolaçýktýnýz yani?- Evet, arabalarla Gürcistan'a geçtik.

- Neden Gürcistan, peki orda mülteci kamplarýný veyaKistleri (Kistin) bildiðiniz için mi?Ne Kistinler'i ne de Pankisi diye bir yerleþimi dahaönce duymamýþtým. Gürcistan tek geçiþti! Anlaþmavardý bize karþý ve tek geçilebilecek kapý orasýydý.

- Giriþte nasýl bir muamele ile karþýlaþtýnýz, görevlilersize karþý nasýl davrandýlar ön yargýlýlýlar mýydý?- Giriþte 100 dolar ve tabancamý verdim bana hemengeçiþ sonrasý dik olan dað yoluna çýkabilmem içinyardým ettiler, arabayla çektiler. Daha ilerde tekrarpolis kontrolü vardý ve gelenleri ya Tiflis ya da PankisiVadisi yoluna yönlendiriyorlardý. Param olsa benTiflis'e giderdim ama Pankisi köy neticede yatacak biryer bulur, aileme yedirecek bir þeyler bulurum dedimve Pankisi'ye gittim.

- Pankisi Kampýna vardýðýnýzda neyle karþýlaþtýnýzsizi neler bekliyordu orada?- Yolda henüz Çeçen sýnýrýndayken bir bayandan bah-setmiþlerdi ve ondan yardým alabileceðim söylen-miþlerdi. Gidince aradým kadýný, buluþtuk ama yerolmadýðýný söyledi. Daha sonra baþka köyde boþ evbuldular ve orada 11 ay ailemle kaldýk.Çeçen pasaportlarla kaydolduk giriþte ve mültecistatüsü aldýk. UNICEF tarafýndan yemek almayabaþladýk. Resmi olarak Pankisi'de burada olduðu-muzdan daha rahattýk ama ülke çok fakir, neticede oda Rusya'dan yeni ayrýlan ayakta durmaya çalýþanbir ülkeydi. Elektrik, su, gaz yok, para zatenkimsede yok, Türkiye'den yardýmlar geliyordu.Parasýzlýktan arabamý satmaya þehre gittim zatenbaþkada bir kere daha gitmiþtim, þehre pek gidemed-im. Çok ucuza aldýlar arabamý, 500 Dolara. Neticedepek ýsýnamadým Gürcistan'a.

- Neden Türkiye'ye geldiniz neticede orada resmi

olarak varlýðýnýz tanýnýyordu?- 1993 yýlýnda aslýnda Türkiye'nin doðu illerindengeçmiþtim (Çeçenistan'dan Hacca giderken) ama nasýlbir ülke olduðunu pek anlamadýk o zaman.Müslümanlar yaþýyor diye biliyorduk tabii. Budaburaya gelmeme en büyük etken oldu zaten.

- Hangi yollardan ve nasýl buraya geldiniz?- Ýki Sovyet pasaportu aldým sýnýrdan otobüse binerekTürkiye'ye giriþ yapmýþ olduk. Trabzon'dan Ýstanbul'aderken ekim ayýnda Ýstanbul'daydýk artýk.

- Türkiye'de Çeçen kamplarý olduðunu biliyor muy-dunuz ve geldiðinizde ilk olarak nereye gittiniz?- Kamplardan haberim bile yoktu, Gürcistan'daykenÝstanbul Fatih'te bulunan Çeçen Komitesi'nin telefonnumarasýný vermiþlerdi ve gelince hemen aradýmonlarý. Görüþmeler esnasýnda bir ay boyuncaarkadaþlarýmda kaldým sonra da Fenerbahçe kampýnýduydum ve buraya yerleþtim. 2000 senesinin kasýmayýndan beri Fenerbahçe'deyim. Komite Rus pasaport-larýmýzý aldý 3 aylýk ikamet verdiler sonra yine vere-ceklerini söylediler pasaportlarý aldýlar ama ne ikametne pasaport var artýk. Çeçen pasaportlarýmýz var elim-izde onu da zaten kimse tanýmýyor.

- Burada bizler sizi sürekli Kafkas kökenlilerin yap-týklarý organizasyonlarda görüyoruz, dergileri kita-plarý takip ediyorsunuz. Kýsaca buradaki yaþantýn vedüþüncelerin neler?- Kitap okuyorum, televizyon izliyorum, günlükyaþamý takip etmeye çalýþýyorum elimden geldiðince.

47

“Dönmeyi düþünemiyorum zira orda ikievim vardý biri yýkýldý diðeri de annemtarafýndan yok pahasýna satýldý. Düzenyok, kýzýmýn geleceði olmayacak, Ruslarvar, onlara destek olanlar ve olmayanlarvar kýsaca kargaþa var orada. Bir millet bukadar bölünmüþ olmamalý bence.”

Page 50: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

Bence Türkiye normal seyrinde Müslüman bir ülke,insanlarda sýcaklýk ve samimiyet var oysa ABülkelerinde kurumsal tanýma sahip çýkma var o dagörev icabý, samimiyetten deðil bu da bizlerin buradakalmasýnýn sebebi oluyor sanýrým.

- Çeçenistan'a dönme hususundaki fikirleriniz ne?- Dönmeyi düþünemiyorum zira orda iki evim vardýbiri yýkýldý diðeri de annem tarafýndan yok pahasýnasatýldý. Düzen yok, kýzýmýn geleceði olmayacak, Ruslarvar, onlara destek olanlar ve olmayanlar var kýsaca kar-gaþa var orada. Bir millet bu kadar bölünmüþ olmamalýbence.

- Savaþý gördün, geldin, Çeçenistan' da neler oluyorneler olmalý?

-Savaþýn artýk biteceðini düþünmüyorum, daha yýllarcaistikrarýn saðlanmasý çok zor. Ben savaþýn tümKafkasya'ya yayýlacaðýný bölgeden Ruslar'ýn çýkma-mak adýna her þeyi yapacaðýna inanýyorum. ÇünküRuslar çýksa ABD ve AB bölgeye girecek, bunu þimdibile deniyorlar.

- Burada bir organizasyon bünyesinde veya yardýmlabir yerlere gitmek, yaþamak þansýn oldu mu?- Baðýmlý olmayý sevmedim ve kendimce yaþamayýseçtim, okuduðum dönemlerde bile kendi kendime yet-

meye çalýþtým babadan para almadým. Burada da birailenin yanýnda veya baþka bir yerde baþka desteklerleyaþamaktansa burada kampta öyle veya böyle bir þek-ilde kendimce yaþýyorum. Ýstesem cemaatler falanyardým ederler bir þeyler olur ama yük olmak veyabakýldýðým hissi olmasýn diye kampta yaþamayý tercihediyorum.

- Genel olarak altý senedir buradasýn, baþka bir ülk-eye geçmeyi düþündün mü?- Belçika'ya gidebilirim, kardeþimin yanýna. Buradabankaya adýma hesap bile açamýyorum elden paralargelmeli veya gitmeli, kimliðim, yasal belgem yok. Enazýndan yasal olarak bu gibi þeyleri saðlamak adýnagidebilirim. Türkiye'de yýllardýr yaþýyorum bunlarýsaðlamam imkânsýz. Birde burada Avusturya'ya gitmiþ

bir arkadaþýmýz var, geldiðinde pasaportu, saðlýk kartýve çocuðunun devlet tarafýndan okutulduðunu söyledibizlere. Bunlarýn saðlanmasý için ne kimlik ne deburadaki gibi manasýz sorular sorulmamýþ onlara,sadece devlet görmezden gelmek yerine, yapmakzorunda olduklarýný yapmýþ.

- Saðlýk sorunlarýnýzý bugüne dek nasýl hallettiniz,hallediyorsunuz?- Önceleri iþi tam olarak bilmediðimiz için tam birmuamma halinde bekliyorduk neyi nasýl yaparýz bilme-

0048

kf

“Ben burada 5 milyon Çerkesin yaþadýðýna inanmýyorum zira buradakidernekleri vakýflarý ve organizasyonlara katýlýyorum ve hep ayný insanlarýgörüyorum. Birlik olmak lazým beraber olmanýn anlamýný göremiyor ve fark-lý davranýyoruz her zaman. Bu burada da anavatanda da böyle.”

Page 51: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

den birileri yol gösterir diye otururduk. Ya da ÇeçenKomitesi'ni veya ÝHH'yý arýyorduk ama zaman geçiy-ordu. Þimdi ise saðlýk kurumlarýna gidiyorum vedernekler bana yardýmcý oluyor ama bu bile çok ciddibir sorun olarak devam ediyor týpký diðer sorunlarýmýzgibi.

- Kýzýnýz var, onun eðitim meselesi nasýl halloldupeki?- Yaþý geldiði zaman okula kayýt ettirdik ama kýsa birsüre sonra okuldan atýldý. Hatta ben o zaman çokkýzmýþtým ve TGRT habere çýkmýþtým ve bu çocuklarýokutmak zorundayýz dedim, eðitimsiz olmalarý hepimiziçin daha tehlikeli olur dedim. Daha sonrasýnda isesadece misafir öðrenci olarak okula devam ediyorlar veyasal olarak orada olduklarýna dair bir belge alamýyor-

lar. Resmen kayýtlarý olmadýðý için kitap yardýmýndaneðitim desteðine bir þey alamýyorlar. Öðretmenleri kimolduklarýný durumlarýný bildikleri için ellerinden geleniyapýyor yardýmcý oluyor ama resmen yoklar. Çocuk-larýmýz da bizlerin bu ülkede ki varlýðýmýzýn göz ardýedildiði gibi göz ardý ediliyorlar.

- Parasal kaynaklarýnýz neler, çalýþanlar var mý?- Dediðim gibi resmen varlýðýmýz olmadýðý için resmiiþlerde SSK kapsamýnda çalýþýlmasý diye bir þey söz

konusu deðil. Ýnþaat iþlerinde su daðýtýmýnda, ticarettebirilerinin yanýnda Aksaray, Laleli de çalýþanlar var.Eskiden çok daha az paraya hatta hiç para vermedençalýþtýranlar oluyordu bizim hakkýmýzý arayamaya-caðýmýzý bildikleri için, ama þimdilerde patronlar birazdaha hakkýmýzý vermeye baþladýlar ama Sosyalgüvence yok tabiî ki.

- Sen neler yaparak gününü geçiriyorsun?- Aslýnda param ve umudum yok diye oturmuyorum;spora gidiyorum, bilgisayar kursuna gittim, hattaÝngilizce kursuna bile gittim. Geçen sene bahar ayýndaKafkasya Forumu'nun düzenlediði KafkasyaDerslerine 3 ay boyunca katýlarak siyasal yaþamdaÇerkesler'i ve onlarýn bu ülkedeki duruþlarýna dairfikirler edindim. Kütüphanelere, derneklere, Þamil

Vakfýna, Kafkas Vakfý’na gidiyorum burada yaþayanÇerkeslerle iliþkiler kuruyor sohbet ediyorum yaniburadaki yaþamý, nabzý takip etmeye uðraþýyorum.

- Türkiye de bu kadar çok Çerkes nüfusu olduðunubiliyor muydun?- Ben burada 5 milyon Çerkesin yaþadýðýna inanmýyo-rum zira buradaki dernekleri vakýflarý ve organizasyon-lara katýlýyorum ve hep ayný insanlarý görüyorum.Birlik olmak lazým beraber olmanýn anlamýný göremiy-

49

kf

“Param ve umudum yok diye oturmuyorum; spora gidiyorum, bilgisayar kur-suna gittim, hatta Ýngilizce kursuna bile gittim. Geçen sene bahar ayýndaKafkasya Forumu'nun düzenlediði Kafkasya Derslerine 3 ay boyunca katýlaraksiyasal yaþamda Çerkesler'i ve onlarýn bu ülkedeki duruþlarýna dair fikirleredindim.”

Page 52: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

50

or ve farklý davranýyoruz her zaman. Bu burada da ana-vatanda da böyle.

- Peki, Türkiye'deki varlýðýnýzý nasýl görüyorsun?Burada yaþamaya devam mý edeceksiniz. Müslümanhalk var diye 142 sene evvel bizim atalarýmýz geldi,geri dönüþ hayalleri vardý ama bugün buradayýz. Sizde böylemi olacaksýnýz?- Biz kamplarda ve þehirde ayrý evlerde kalanlar toplan1500 kiþi civarýndayýz, daha senin dediklerini konuþ-mak için erken. Önceden gelen sizlerden örnekalmamýz gereken çok þeyler var, ders almamýz gerek.Onca senedir bu ülkenin kaderinde rol oynadýnýz,önemli insanlar yetiþtirdiniz doktorlar, hâkimler,bakanlar, askerler ve avukatlar ama biz kardeþleriniziçin yasal olarak bir þeyler yapamadýnýz. Devlete biz-leri yansýtamadýnýz, varlýðýmýzý hayatýmýzý gele-ceðimizi kimliðimizi savunamadýnýz. KardeþimBelçika'ya 2000 senesinde mülteci olarak gitmiþti.

Annemde Çeçenistan'dan 6 aylýk vize ile oðullarýný,torunlarýný görmeye gidiyordu Ýstanbul aktarmalý. Birhafta burada bizimle kaldý sonra Amsterdam'a gitti amaorda tutuklandý ve hemen geldiði yer olan Ýstanbul'agönderildi burada 3 hafta yabancý þubede kaldý þimdide burada yanýmda. Torunlarýný görmek için çýktý yolaama Belçika'ya gidemedi kardeþime, yakýnda dönecekevine. Bende tutuklama olunca hemen komiteyi aradýmve karakola gittim, memur sende kimsin kimliðinyoksa seni tutuklamak zorundayým dedi. Ben yalnýzdeðilim binlerce ben var ama bu senin ve devletinin

suçu zaten dedim. Yabancýlar þubesinde avukat lazýmoldu kimi arasam o ona o ona pasladý ve en son tamamhallederiz derken kimse yardýmýma gelmeden zamaniçinde biz çýktýk zaten. Sizlere aferin demekten baþkane diyebilirim. Sizler gibi güçsüz olmak istemediðimizkesin ama ne olacaðýmýzý kestirmekte zor. (Biz biraraya gelemedik, tüm avukatlar, görevliler bir arayagelip çalýþamýyor ideolojik, saðcý, solcu diyoruz birbir-imize ve ayrýþýyoruz. Bir iþ yapamaz hale geliyoruz,ben ayrýlsam sen ayrýlsan kim ne yapacak zayýflamak-tan baþka).

- Size anneniz babanýz neler söylüyorlar? Onlar orda,siz burada, kardeþiniz Belçika'da zor olmuyor mu?- Tabiî ki, yanlarýnda olmamýzý istiyorlar beraberolalým diyorlar ama ben çocuðumu o kadar kargaþanýnolduðu yere sokmak istemiyorum.

- Ailen orada nasýl geçiniyor?- Sovyet Birliði döneminden emekliler, o maaþlarý ilegeçiniyorlar. Sovyet döneminde maaþlarýn ciddi biroraný kesilir hatta bu oran yüzde 5-6 en yüksek maaþalanýydý gerisi ise kesintiydi. Yani az maaþ çok kesinti.Þimdi annemde babamda 15'er dolar emeklilik maaþýalýyorlar ve geçiniyorlar.

- Çeçenistan'a dönsen seni ne bekliyor?- Ruslar tarihleri boyunca küçük yerlerde kargaþaçýkarmayý baþarmýþlardýr, ideolojik ayrýþmalar varülkemde ve zamanýnda Mashadov'u desteklediðim içintehlikeli olabilir. Dedemi, amcalarýmý öldürdülerKazakistan'a sürüldük, soykýrýma uðradýk bunlar tekrarolabilir, kýsacasý orada beni iyi þeylerin beklediðinisanmýyorum.

Ýlk savaþta siz burada birlik beraberlik içinde bir þeyleryapsaydýnýz olaylar tazeyken, bizler þimdi belki de budurumda olmazdýk. Zira zaman geçince müdahaleedilemez oldu, Rusya artýk her þeyi kullanarak iç mese-lem diye empoze etti dünyaya. Böylelikle bizler artýkgörülmeyen yüzü olduk savaþýn. Küçük yerel sorunlarolduk ve kimseyi ilgilendirmiyoruz. Abhazya da böyleoldu, birkaç bin kiþi ölüyor bu sayý o bölgeler için ciddikayýp demek, Çeçen meselesi gibi örtülüyor ve sizlerde yeteri kadar ses çýkaramýyorsunuz.

- Abhazya'da savaþ çýktýðýnda neler oldu Çeçenistanda?- 1992 senesinde Grozni de, Abhaz kardeþlerimiziOrtodoks Gürcüler öldürüyor diye Allah-u Ekbernidalarýyla baþkanlýk sarayý önünde binlerce Çeçensavaþa katýlmak için toplandý. Biz de 1991'deSovyetler'den ayrýldýk, Abhazlar'ý da din kardeþliði ileayýralým Gürcüler'den dedik. Ama bu savaþýn galibibizleri kullanan Ruslar oldu ne yazýk ki, Ruslar, Çeçen-ler, Ermeniler, Abhazlar hep beraber Gürcülere karþýsavaþtýlar ama Rusya Abhazya'ya konmak istiyordu veöyle de oldu.

1992 senesinde Grozni de, Abhaz kardeþlerimiziOrtodoks Gürcüler öldürüyor diye Allah-u Ekbernidalarýyla baþkanlýk sarayý önünde binlerce Çeçensavaþa katýlmak için toplandý. Biz de 1991'deSovyetler'den ayrýldýk, Abhazlar'ý da din kardeþliði ileayýralým Gürcüler'den dedik. Ama bu savaþýn galibibizleri kullanan Ruslar oldu ne yazýk ki, Ruslar, Çeçenler,Ermeniler, Abhazlar hep beraber Gürcülere karþýsavaþtýlar ama Rusya Abhazya'ya konmak istiyordu veöyle de oldu.

Page 53: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

51

- Tekrar Abhazya'da savaþ söylemleri var bu savaþaÇeçenlerin katýlmasý muhtemel mi neticede AbhazyaRuslar tarafýndan destekleniyor ama ayný RuslarÇeçenistan'ý yok etmeye uðraþýyor?- Çeçenler o savaþa katýlýr ama Rus yanlýsý olanlar.

- Ruslar böyle bir savaþý isterler mi bölgede?- Eskiden bölgede bir tek kazanan vardý oda Rusya idi.Þimdi ise Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattýyla beraberözellikle kazananlar Ruslar deðil. Çeçenistan'ýn iþgaliile Ruslar bölgenin kaynaklarýný emiyor rahatlýkla.Abhazlar'ý kullanarak ta Gürcistan da böyle planlaryapýyor olabilir. Neticede her savaþ bir oyundur, kur-gudur daima kaynak paylaþýmýndan çýkar ve hepküçükler ortada olduklarý halde kaybederler.

Ruslar daha hýrslý oldu daima orada yaþayan halklar-dan. 988 diyorlar tarihe çýkýþlarýný ama 1400'lere dekyaptýklarý bir þey yok. Bizlerse akýllýyýz, otantiðizdedik sabit kaldýk, yok olduk. Hýrslý olan asker, silahyaptýlar utanmadan herkesi kullandýlar ilerlediler.Kaberdeyler'in atlarý ile Avrupa'ya gittiler ama sonradaÇerkesler'i tanýmadýlar.Baðýmsýzlýk düþmanlýk deðil ki, izin vermediler bizeuygun þekilde yaþamaya. Savaþtýlar bizlerle, baþkatopraklarda gözümüz olmadý tarih boyunca. Var olan,yaþadýðýmýz topraklarda hak istedik yasalarýmýzla, hüryaþamak baskýsýz yaþam istedik.

- Sizi Gürcistan da iken Abhazya ya destek olduðunuziçin hiç eleþtiren oldu mu?- Pankisi vadisinde Ahmedi þehrine giderkenGürcüler'in olduðu Kistinler'in az olduðu bir yerdeaskerler nöbet tutuyordu ve pasaport sordular bizgeçerken. Askerlerden biri sizin yüzünüzden çýktýmAbhazya'dan ben orda yaþýyordum aslýnda diyereksitem etti ama zaten yaþadýðýmýz bölgede çok Gürcüolmadýðýndan baþkada bir þey diyen olmadý.

- Son olarak buradaki yaþantýndan beklentin nedir?- Hayatým yasal olsun istiyorum o bakýmdan yurt dýþý-na çýkmak istiyorum ama burada da yasal olmak ister-im hatta bazen 5-10 kiþilik iþ kurabilsem baþlangýçta,sonra daha fazla insan alsam ama devlet bana fýrsatvermeli ki bende o da kazansýn. Birileri gelsin deyardým getirsin diye beklemek zor.

-Dergimiz adýna bizlere vakit ayýrdýðýnýz ve yardým-cý olduðunuz için teþekkür ediyoruz Abdi Bey.

Röportaj sonrasýnda bizlerinde iyi temennilerini ekle-mekten baþka; Devletlerin halklarýna vermek zorun-da olduðu en basit temel ihtiyaçlara bile ulaþmaktanuzak insanlarýn çýktýklarý kurtuluþ yolculuðunda,aslýnda bizlere iyi bir dost olmaktan baþka bir þeydüþmediðini düþünüyoruz. Dünya'da her yýl sayýsý

artan mülteciler için yapmamýz gereken onlara balýkvermek deðil, onlara balýk tutmayý öðretmektir.Unutulmamalýdýr ki, kimsenin kimseye karþý birüstünlüðü ve önceliði yoktur, her birey gibi eþit hak-lara sahibiz. Haklarýndan yoksun býrakýlanlara dayardým etmekle mükellefiz. Ýdeolojik, politikbakýþýmýz, duruþumuz ne olursa olsun, bizlere medyaaracýlýðýyla sunulan her þeyden baðýmsýz, mülteci-lerin de geride býraktýklarý acýlara raðmen, geleceðedair beklentileri, hayalleri ve insanca yaþam haklarývar!

Page 54: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

kf

WATÝRÝPHA YASEMIN ORAL

arklý farklý gelecek senaryolarý ve post-modern-izm tartýþmalarý ile modern dünya düzenisöylemlerinin sýnýrlarý arasýnda sýkýþmýþ bir

"bugün" yaþýyoruz. Bir yandan da modern yaþambiçimleri, müzik türleri ve kiþiliklerden söz ediyoruz.Bu sýnýrlar-arasý dönemin en önemli öðelerinden vemodernizmin en temel sonuçlarýndan biri olarakkarþýmýza çýkýyor küreselleþme. Paradoksal olarak birtaraftan ölçek geniþlemesini ifade ederken, diðertaraftan da ölçek daralmasýna iþaret ediyor . Hem yerelhem de evrensel kutuplarda gerçekleþen deðiþimin birparçasý olarak bireyleri, daha geniþ ölçekli kurumlarlave sistemlerle baðlantýlý ve baðýmlý duruma getiriyor.Gittikçe küçülen dýþ dünyayý tek tek ülkeler ve toplum-lar üzerinde oynadýðý biçimlendirici rolleri etkileriaçýsýndan farklý düzlemlerde ele almak mümkün.Siyasal ve ekonomik alanda ölçek geniþlemeleriyaþanýrken, küreselleþme daha dolaysýz gözlem-lenebilir bir biçim alýyor. "Kültürel Küreselleþme" iseoldukça farklý biçimlerde kendini gerçekleþtiriyor.

Kültürel Küreselleþme: Dünya gerçekten küçük kirköy mü?

Kültürel küreselleþme ölçek geniþlemesinin ve daral-masýnýn bir arada yürüdüðü bir yol, bir süreç.Bilgisayarla gelen iletiþim devrimi ile uluslararasý ser-mayenin de etkisiyle, benzer davranýþ biçimlerievrensel bir kültür olarak tüm dünyaya yayýlýyor.Böylece dünyada, ýrk, dil, din ve ülke farký gözetmek-sizin ayný marka gazoz içen, ayný marka ayakkabýgiyen ve ayný tür köfte yiyen ortak bir kültür geliþtir-iliyor . Kültürlerin deðiþime uðramasýyla tek tipliliðe

doðru giden bu süreç tam da küreselleþmenin özünüoluþturmaktadýr aslýnda. Modern iletiþim araçlarý vemedya ise küreselleþmenin kültürleme etkisini artýrma-da ve güçlendirmede oldukça etkin bir rol oynamak-tadýr. Modern dünyanýn kültürü "popüler kültür", tele-vizyon, sinema, bilgisayar ve internet aracýlýðýyla yerelkültürleri teslim alarak çok kültürlü dünyamýzý elegeçirmeye çalýþýyor.

Ancak, küreselleþmenin kültürel düzlemde ortayaçýkardýðý diðer bir önemli sonuç da hem insan hak-larýnýn hem de her türlü mikro-milliyetçi eðilimin veetnik kültürel kimliklerin daha geniþ ölçekte kabulgörmesi ve önemsenmesidir . Bu anlamda küre-selleþmeyi, birleþtirirken ayný zamanda parçalara daayýran eþitsiz bir geliþim süreci olarak tanýmlayabiliriz. Bir bütün olarak dünyadaki kültürel çeþitlilik gözönüne alýndýðýnda, küreselleþmeyi sadece Batý kurum-larýnýn dünya üzerindeki diðer kültürleri ezip geçerekyayýlmasý olarak ele almak çok naif bir bakýþ açýsý ola-caktýr. Küreselleþme içinde artýk "baþkalarýnýn"olmadýðý bir toplumsal yapý yaratmak amacýyla ölçeðigeniþletirken, bölgesel ve etnik bilinçlenme þeklindekarþýmýza çýkan bir ölçek daralmasýna da tanýk oluy-oruz aslýnda. Bu durumda da dünya gerçekten küçükbir köy mü sorusunu sormak yerine biz nasýl bir dünya-da yaþamak istiyoruz sorusunu sormak daha doðru gibigörünüyor.

Kültürel Kimlikler: Zenginlik kaynaðý mýdýr, çatýþmaalaný mýdýr?

Kültürel alanda, küresel eðilimlerin yanýnda, dünyada-

F

Yaþadýðýmýz dünya ayný anda hem küçülüyor hem de büyüyor. Büyüyor, ziraþimdiye kadar ufkumuz hiçbir zaman bu kadar geniþlememiþ ve uzun mesafelerarasýnda iletiþim kurma imkâný doðmamýþtýr. Dünya küçülüyor, zira bütün bumesafeler aþýldýðý zaman "baþka" bir dünyanýn olmadýðýný görüyoruz1.

Küreselleþme veDiaspora Kimliði Üzerine

52 DENEMEdeneme

Page 55: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

kf

ki farklý kültürleri ve onlarý tanýmlayan ekinsel ögelerinasýl deðerlendirdiðimiz nasýl bir dünyada yaþamakistediðimizin yanýtý bir bakýma. Ayrýlýklarý bir çatýþmaunsuru olarak kabul edip eritmeye çalýþmak damümkün, zenginlik olarak kabul edip yaþatmaya çalýþ-mak da. Bu noktada "kültürel kimlik" açýmlanmasýgereken önemli bir olgu olarak çýkýyor karþýmýza.Kimlik kavramý bireylerin kendilerini dünyayla nasýliliþkilendirdiðine, o iliþkinin zaman ve uzam içindenasýl biçimlendiðine ve deðiþtiðine ve geleceðe iliþkinbireysel olasýlýklarýný nasýl anladýklarýna iþaret eder.Peki, kültürel kimlik ve toplumsal kimlik birbirindennasýl ayrýlýr? Toplumsal kimlik, aile, okul, iþyeri, kamuhizmetleri vb. kurumlar yoluyla birey ve en geniþ

anlamýyla toplum arasýnda kurulan iliþki olarak taným-lanýrken; kültürel kimlik birey ve ortak bir dil, ortak birtarih ve benzer dünyayý algýlama biçimlerini paylaþangrup üyeleri arasýnda kurulan iliþki olarak tanýmlanýr .Ancak kültür olgusu duraðan ve homojen deðildir.Yani, sadece ortak bir bilgi, tarih ve anlayýþ bütünüdeðil, devingen süreçlerdir. Ýþte tam da bu noktadafarklý biçimlerde tanýmladýðýmýz toplumsal ve kültürelkimliklerimizin nasýl bir iliþki içinde olduðunu farkediyoruz.

Toplumsal ve kültürel kimliklerimiz koþullara vegereksinimlere göre kullanmayý tercih edebileceðimiz,birbirinden tamamen baðýmsýz iki ayrý deðiþmez yapýgibi görülmemelidir. Özellikle de içinde yaþadýðýmýzmodern zamanlarda! Sahip olduðumuz bu iki kimliksürekli bir etkileþim içindedir ve bu etkileþimin dedeðiþimi kaçýnýlmaz kýlacaðý çok açýk. Kültür sürekli

bir deðiþim süreciyken, farklý kültürleri olduðu gibikorunmasý gereken bir çeþit miras olarak deðer-lendirmek ancak belli koþullarda gerçekçi bir yaklaþýmolacaktýr. Eðer kültürü estetik ve sanatsal boyutuylaveya yazýnsal boyutuyla ele alýyorsak bu tabi kiolasýdýr, hatta olmasý gerekendir. Ve elbette sahip olu-nan ortak dil ve tarihe iliþkin verileri ve bilgileri koru-mak ve gelecek nesillere aktarmak sadece kenditoplumumuz için deðil tüm insanlýk için önemli birsorumluluk ve görevdir. Ancak, kültürü yaþam alanlarýve biçimleri çerçevesinde deðerlendirdiðimiz de ilkhaliyle korunmasý neredeyse imkânsýz hale gelir. Budurum sahip olunan ortak ve temel anlayýþ biçimlerini,deðer yargýlarýný kaybetmek deðildir ama, sadeceonlarý gösterme ve gerçekleþtirme biçimleri deðiþirçoðunlukla. Ancak böyle bir bakýþ açýsýyla farklýkültürleri ve kültürel kimliklerimizi birer çatýþma alanýolmaktan çýkarýp zenginlik kaynaðýna dönüþtürebiliriz.

Kuzey Kafkas Diasporasý: Küreselleþme ve kültürel kimlik

Kültürel kimliðimizin yaþam alanlarý üzerindeki etkisiaçýsýndan, Türkiye'deki Kuzey Kafkas diasporasý içinde durum pek farklý deðildir. Genç Cumhuriyet döne-minde küçük yerleþimlerinde kendilerine özgü kültür-lerini koruyarak yaþamaya çalýþan Kuzey Kafkasyagöçmenleri 1960'lardan bugüne yoðun þehirleþme süre-ciyle birlikte öncelikli olarak toplumsal kimlikleri veelbette kültürel kimlikleri açýsýndan yeni bir deðiþimsürecine girmiþlerdir. Özellikle köylerdeki gençnüfusun azalarak kentlere göç etmesi kültürel dinamik-lerin deðiþmesine ve buna paralel olarak da özgünkültürel deðerlerin ve kodlarýn çözülmesine nedenolmuþtur. Uzun zaman boyunca kültürel birikimlerinive özelliklerini korumaya çalýþan Kafkas diasporasýnýnböyle bir süreç içinde toplumsal ve kültürel kimlikleri-ni bir arada yaþatmasý da zorlaþmýþtýr. Özellikle gençkuþaklarýn kendi kültürlerine yabancýlaþmasý diasporaiçinde önemli bir sorun olarak ortaya çýkmýþtýr. Ortak bir dil, tarih ve anlayýþ bilinci geliþtirmek sadecebirkaç ritüel veya dansa iliþkin bilgi ve deneyim sahibiolmaktan ibaret deðildir ne yazýk ki! Özgün bir kültürelkimlik bundan çok daha fazlasýdýr.

Ancak, unutulmamalýdýr ki kültür toplumsal etkileþim-ler yoluyla üretilir ve, süreç içinde yeniden ve yenidenbiçimlenir. Kültürel kimliðimize bir çeþit deðiþmezözsel varlýk gibi yaklaþmak, hem kendi etnik dinamik-lerimiz hem de daha geniþ toplumsal dinamikler açýsýn-dan sürekli çatýþma alanlarý yaratmaktan öteye git-

53

Ortak bir dil, tarih ve anlayýþ bilinci geliþtirmeksadece birkaç ritüel veya dansa iliþkin bilgi vedeneyim sahibi olmaktan ibaret deðildir ne yazýkki! Özgün bir kültürel kimlik bundan çok dahafazlasýdýr

Page 56: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

meyecektir. Kültürler ve yaþam biçimleri deðiþir.Kültürel göstergeler en homojen olduðu düþünülentoplumlar ve gruplar içinde bile evrim gösterebilir.Korunmasý gereken -ama korunabilmesi için öncelikleortaya çýkarýlmasý gereken- sahip olunan ortak toplum-sal hatýralar, tarihi bilgiler, ritüeller ve dilsel ögelerdir.Ancak o zaman kültürel kimliðimizi gerçek anlamdatanýmlamýþ oluruz. Ancak o zaman ortak deðerlerimizi,normlarýmýzý ve geleneklerimizi biçimlendiren özükeþfetmiþ ve yaþatmýþ oluruz. Kültüre baðlý deðerlerdizgesi olarak ortaya çýkan kültürel þemalar, deðeryargýlarý ve iliþki biçimleri, en genel anlamýyla, yaþamalanlarý içindeki tutum ve davranýþlarý anlamayý veoluþturmayý saðlayan temel unsurlardýr. Bunlarýgösterme ve gerçekleþtirme biçimlerindeki deðiþimbunlarý kaybettiðimiz þeklinde yorumlanmamalýdýr.

Peki, özellikle, eðitim ve iþ gibi sebeplerle daha çokkentlerde, heterojen bir kültürel yapý içinde yaþamayabaþlayan genç kuþaklar olarak tarihsel, dilsel vegeleneklerimize iliþkin ortak bir bilinç geliþtirebiliyormuyuz? Etnik olarak Kuzey Kafkasyalý olduðumuzubilmenin ve sembolik birkaç folklorik bilginin ötesinegeçebiliyor muyuz? Bir baþka deyiþle, daha derinlere,görüntülerin ötesine geçip, kültürel kimliðimizin üstyapýsýndaki göstergelerine temel oluþturan alt yapýyailiþkin içe dönük bir anlayýþ geliþtirebiliyor muyuz?Hala cevap bekleyen bu sorularýn amacý þikayet veyasuçlama deðil bir çeþit öz eleþtiridir. Burada amaç, biz-öteki ayrýmý ekseninde daha çok ötekileþtirmek veyabancýlaþmak deðil kültürel sorumluluk bilinciyleeleþtirel bir içe bakýþ ekseni oluþturmaktýr. Ortak birdil, tarih ve anlayýþ bilinci geliþtirmek sadece birkaçritüel veya dansa iliþkin bilgi ve deneyim sahibi olmak-tan ibaret deðildir ne yazýk ki! Özgün bir kültürel kim-lik bundan çok daha fazlasýdýr. Aslýnda özümsenmemiþ"göstermelik" tutum ve davranýþ biçimleriyle sadece

özgün birer kültürel kimliðe sahip bireyler görüntüsüvermekten öteye geçemeyiz. Bu nedenledir ki, örneðin,"saygý" ve "misafirperverlik" gibi önemli deðerlerimiziilk kuþaklarda olduðu gibi, ayný biçimlerde korumayýbeklemek hata olur. Önemli olan bu deðerlerdenörülmüþ kültürel bilince sahip olmak olmalýdýr, budeðerleri gerçekleþtirme biçimleri deðil.

Hiç þüphe yok ki zorunlu olarak "öteki"nin yanýndayaþamak zorunda býrakýlmýþ toplumlarýn ve gruplarýnkendi kültürel kodlarýný ve göstergelerini korumaçabasý son derece anlaþýlabilir bir olgudur. Ancak buçaba romantize edilmiþ bir kültür anlayýþý taþýma-malýdýr. Çünkü romantik bir kültür anlayýþýyla koru-macýlýk/müzecilik bilincinden öteye geçebilmemiz,böyle bir müzecilik bilinciyle de kültürel kimliðimizidaima bir "nesne" olarak saklamaktan öteye gitmemizpek olasý görünmüyor. Hýzlý ve köklü deðiþimlerinolduðu dünyamýzda kültürel kimliðimizi korumakçevremizdeki deðiþimlere ve yeniliklere kapalý kalmakdemek olmamalýdýr. Çünkü, çevremizdeki deðiþimlerekapalý olmak farklýlýklara tahammül gösterememektirbir anlamda. Ve "öteki"ne tahammül gösteremeyentoplumlar kendilerine saygý gösterilmesini de bekleye-mezler aslýnda. Kültürel kimliðimizi korumanýn önem-li bir koþulu da hem içe hem de dýþa dönük olarakfarkýndalýk geliþtirmektir: Önce kendini ve özünübilmek, sonra dýþarýdaki farklýlýklarý tolere edebilmekve saygý göstermektir. Böyle bir farkýndalýk her þeydenönce önyargýlardan arýndýrýlmýþ bir tutum gerektirir-hem içe hem de dýþa dönük olarak. Çünkü bireylerinkendi kültürlerine bakýþ açýlarý aslýnda baþka kültürlereve kültürel olgulara bakýþýnýn bir aynasýdýr.

Her ne kadar küresel eðilimler, içinde "öteki"ninolmadýðý bir toplumsal yapý yaratmaya çalýþsa dagerçek hiç de öyle deðildir. Etrafýmýzý kuþatan kültürelçokluk birey olarak kendimizi dünyayla nasýl iliþk-ilendirdiðimizi, yani kimliðimizi tanýmlamada çokbelirleyici bir rol oynamaktadýr. Çoðu zamanönyargýya dayalý pek de gerçeði yansýtmayan kültürelgenellemeler, içinde yaþadýðýmýz kültürel çeþitliliðeters düþen bir bakýþ açýsý olarak öne çýkar. "Kimlik" ve"kültür" gibi olgularýn doðru bir biçimde tanýmlanmasýve gerçekleþtirilmesi, hýzla küreselleþtirilen dünyamýz-da sözde egemen kültürle diðer etnik kültürler arasýn-daki geleneksel güç dengelerini kýrabilmenin vedeðiþtirebilmenin önemli araçlarýndan biridir. Biz gençkuþaklarýn sorumluluðu da kendi dýþýndakini ötekiolarak gören, içine kapalý kaygý verici türden bir mil-liyetçilik anlayýþý oluþturmamýz deðil, hem kendisihem de farklý olanla eleþtirel ama empatik ve yapýcýiliþkiye giren bir anlayýþ oluþturmaktýr. Diaspora kim-liði geçmiþ ve gelecek, ben ve öteki, burasý ve anavatanve yerel ve evrensel arasýnda kurulan bir köprü gibigörülmelidir. Çok kültürlü çoðulcu bir birlikte yaþamböyle bir anlayýþ gerektirir.

54

Page 57: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

asklar kendilerini (Euskaldunak), ülkeleriBaskonya'yý (Euskadi) veya (Eskual) Baskülkesi, dillerini ise (Euskara) diye adlandýrýyor-lar. Baskonya'nýn bir bölümü Fransa sýnýrlarý

içinde (Üç vilayet), bir bölümü Ýspanya sýnýrlarýiçindedir (Dört vilayet). Ýspanyadaki dört vilayetingenel adý (Eskadi) olup Fransa sýnýrýna bitiþiktir. Ýsim-leri Biskay, Alava, Navarra, Gipuskoa'dýr. Alaný8.000km olup Abhazya'nýn alanýna yakýndýr. Nüfusuise 400 bin kadardýr. Fransa sýnýrlarý içindeki vilayetlerSul veya Sulet, Labur ve aþaðý Navaradýr. Her üçvilayette 200 bin kadar Basklý yaþýyor.

17.yy da Amerika'ya giden Basklar bugün Uruguay,Arjantin, vb. Latin Amerika ülkelerinde yaþýyorlar.Baskonya týpký Abhazya gibi daðlýk bir ülkedir.Daðlarýn yüksekliði 3 bin, 3500 mt arasýndadýr. Ýklimiokyanus iklimi olup Ocak ayýnda 8 derece, Agustosayýnda 20 derecedir. Abhazya'da yetiþen kestane, meþe,gürgen, vb. gibi aðaç türlerinin Baskonya'da dayetiþmektedir. Dað köylerinde hayvan (Özelliklekoyun) yetiþtirilmektedir. (Manes) denen koyun cinsimeþhurdur. Keten, kenevir, arpa, üzüm, sebze, buðday,mais adlý mýsýra benzer bir bitki üretilmektedir.Þehirlerde sanayi geliþmiþtir. Bilbao bir sanayi ve iþçikentidir. Demir madeni ocaklarý ve metalurji önemliölçüdedir. Sansebastiyan ve Pasahes birer liman þehriolup saðlýk turizmi bakýmýndan önemlidir.

Bask halkýnýn kökenleri hakkýnda tarihçiler deðiþikgörüþler ileri sürmüþlerdir. Bazýlarý batan efsane kýta(Atlantida) dan sað kalabilenlerin torunlarý olduklarýnýiddia ediyorlar. Basklarýn Avrupa Kromanyon halkýn-dan geldiðini iddia edenlerde var. Bir teoriye göre isePrenedeki Ýber halkýnýn torunlarýdýr. Kafkas halklarý ileBasklarýn ilgisini ortaya atan olarak akademikN.M.Marr'ý sayabiliriz. Marr Baskonya'nýn Fransa böl-

gesine gidip geldikten sonra geliþtirdiði bu teorinin1950'de ayný konuda yapýlan toplantýdan sonra destek-lemekten vazgeçmiþtir.

Akademik A.Çikobava'ya göre Ýber-Kafkas dilleri ileilgilenen dil bilimciler, Baskça ile Kafkasya'da konuþu-lan diller arasýndaki tarihsel ilgileri de karþýlaþtýrýl-malýdýr. Bugün bildiðimiz kadarýyla BasklarýnBiskaydaki yaþamlarý çok eskilere dayanýr. (Biskay)adýný da (Bask-Bisk) ten geldiðini düþünüyoruz.Tarihte Bask yurdu çok daha geniþti. Arkeolog veAntropologlarýn eski Bask mezarlarýndan çýkardýklarýkafataslarýnýn alýnlarýnýn geniþliðine bakýlýrsa onarlýngünümüz Basklarýnýn atalarý olduklarý açýk olarakgörülür. Ýspanyollarýn kafa yapýsý Basklarýnkindenfarklýdýr. Güney Pirenede yaþayan Basklarýn pek çoðuantropolojik tip olarak Abhazlarla, Gürcülere benze-mektedir. Tenleri sarýþýn olup gözleri açýk renklidir.Gil Riherin yazdýðýna göre "Madencilik konusundauzman olan Kafkasyalýlar Bronz çaðýnda buraya(Pirene) gelip yerli halkla karýþýyorlardý. Basklarýn ata-larý bu karýþýmdan sonraki Neolitik çað insanlarý ola-bilir. Fakat Basklarýn atalarýnýn mý Kafkasya'ya geldiðiyoksa Kafkasyalýlarýn mý o tarafa gittiði kesin olarakbilinmiyor. ( Her iki halkýn eski çaðlarda Yakýndoðu’daorta bir anavatanlarý vardý) sonucuna ulaþan görüþlerdaha doðru olabilir.

Pirenenin bugün Ýspanya da olan bölgesi Romaimparatorluðunun eline geçinceye kadar orada yaþayanhalklarýn hepsi kendi dillerine sahiptiler. Ýkinci yüzyýl-dan baþlayýp beþinci yüzyýla kadar süren Roma impara-torluðunun hâkimiyeti döneminde halklarýn çoðu kendidillerini býrakarak Latince konuþmaya baþladýlar, asim-ile oldular. Basklar iyi savaþan kahramanlar olduk-larýndan Romalýlarda dost olup dillerini korudular.Tarihçiler yazýlarýnda onlardan (Voskanlar) diye

B

55

Basklar enteresan bir halk olduklarý gibi özellikle bizAbhaz ve Gürcüler için incelenmeye deðer.Basklarýn vataný Baskonya'nýn doðasý Abhazya'yaçok benziyor. Tarihte karþýlaþtýklarý sorunlarAbhazlarýn karþýlaþtýklarý sorunlarla örtüþüyor,

Basklar ÝçinBir Kaç Sözgibi. Dillerimiz yapý bakýmýndan birbirlerine çok benzemekte olup kullanýlanortak kelime sayýsýnýn da çok olduðunu tahmin ediyoruz. Ulaþabildiðimiz bazýmateryallerden yararlanarak Abhazlarla Basklarýn tarihlerini, kültürlerini, dilleri-ni, literatürlerini incelemeye çalýþacaðýz.

ÇEIVIRI: AJIBA FARUK METIN

ÝNCELEMEi n c e l eme

Page 58: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

bahseder. Beþinci yüzyýldan yedinci yüzyýla kadarBaskonya Vizigotlarýnýn hâkimiyetindeydi. Sekizinciyüzyýlda Ýspanya Araplarýn eline geçer. Basklar Araphâkimiyeti dönemimde de asile olmaz. 14. yüzyýldaBaskonya Kastilya Krallýðýna baðlý ve otonomi sahibiidi. 16.yüzyýlda Bask vilayetleri Ýspanya ile Fransasýnýrlarý içinde kalýr. 18.yüzyýlda Fransa BasklarýFransýzlarla eþit haklara sahip olurlar. Ýspanya Basklarýda bu dönemde otonomi sahibi idiler. Her sene Gerinkentinde (Temiz meþe) aðacýnýn altýnda toplanaraksorunlarýný tartýþýyorlardý. 1833-1840 yýllarý arasýndaBasklar, imparator Ferdinant'ýn kardeþi Karl'ýn yanýn-da savaþýyorlardý. Karl yenilince 12.Alfons, Basklarýnözgürlüklerini ellerinden alýr. 1876'da BasklarlaNavarralar otonomilerini kaybederler. Bilindiði gibi19.yüzyýlýn sonunda Ýspanya sanayisi geliþmeye baþlar.Bask iþçi sýnýfýnýn doðuþu bu döneme rastlar.20.yüzyýlýn yirmili yýllarýnda Basklarýn komünist par-tisi aktif olarak çalýþmaya baþlar. Bask maden iþçileriulusal özgürlükleri için savaþýyorlardý. DillerininÝspanyolca gibi resmi dil olmasýný istiyorlardý. Amaonlar Primo Di Riveranýn döneminde illegal çalýþmakzorunda kaldýlar. Halk cephesinin zaferinden sonra 1Ekim 1936'da Ýspanya parlementosunda Baskçanýnresmi dil olmasý ve otonomi konusunda karar alýnýr.Basklar daha sonra zorla asimile edilirler. Onlar bugünde özgürlükleri için her zamanki gibi savaþýyorlar.

Zengin bir folklara sahip olan Basklarýn epik, lirikþarkýlarý, masallarý ve destanlarý çoktur. Ýlk olarak14.yüzyýlda kendi dillerinde yazý yazmaya baþlarlar.16.yüzyýlda Bask þarkýlarý ile söylenceleri antolojisiyayýnlanýr. Litaratürün baþlangýcý 16iyüzyýldaBernardo Deceparre ile olur. Arnolda, Oyenrat, ManuelDe Marramendi önemli yazarlardýr. 19.yüzyýl Baskfolklorunun önemli ölçüde derlendiði yüzyýldýr. 1824yýlýnda söylenceler ayrý bir kitap olarak yayýnlanmýþtýr.Ýparragirei Vilinc, Etçaon, Aran Goiri, Alsaga, Baryola,

Domingo De Agirre bu dönemin yazarlarýdýr. Bu yüzyýlperiyodik yayýnlarýn da baþlangýç tarihidir. 20.yüzyýldaBask dili akademisi kurulur. Okullarda eðitim Baskçayapýlýyordu fakat Frankistler günümüzde tüm bunlarýyasakladýlar.Tarihte adý geçen birçok meþhur Basklýbugün Fransýz veya Ýspanyol olarak anýlýr. Macellanýnarkadaþý Jan Sebastiyan, El Kano, Latin Amerika daSimon Bolivar, yazar Piyo Barok, büyük kompozitörBoris Ravel bunlarýn bilinenleridir.

Yukarýda belirttiðimiz gibi Bask geleneklerinin birçoðuKafkasyalýlarýn ve Abhazyalýlarýnkine benzemektedir.Yunan bilim adamý Sokrat Kafkas halklarý ile Basklarýnbir soydan olduklarýný yazmýþtýr. Bilindiði gibi ilkAbhaz boylarýndan biri (Abazg) veya (Abask) olarakadlandýrýyordu. Bu benzerlik (Abask-Bask) raslantýolmayabilir. Her iki halkýn çok eski etnik bir ortaklýk-larý olabilir. Akademik Nikolay Yakovoðlu Marr,Abhazlar'ý (Kafkasya'daki Basklar) diye adlandýrýyor.Bu benzerliklerden yararlanarak yazdýðýna göre;"Kýz çocuk" ve "Erkek çocuk" betimleyici þekildeifade edilmektedir: kýz çocuk "kadýn (diþi) çocuk","erkek çocuk" yada "delikanlý" ise "erkek (erkek)çocuktur ve "Çocuk" anlamý birleþik kelime olanal+a+ba'da ifade edilmektedir, suletincedeki "kýzçocuk" olan al+ha+ba!dýr, yani ba sözcüðü ayný anlam-da olmak üzere Kafkaslarda, Abhazlar'da çok sayýdakisoyadýnda korunmuþtur. Örneðin Açba gibi. Ancakartýk Abhazca'da, Kafkas Basklarýnýn adlarýndan olana+basklar'a þimdi deðinmeyeceðiz."

Abhaz soyadlarýnýn çoðunun aldýðý (Ba) sonekininuzmanlarýn görüþüne göre (Apa-Pa-Yýpa-oðlu) anlamý-na geliyor. Baskçada ise (Ba), bebek demektir. HMarr'a göre Pirene halký ile Kafkasyalýlar birbirlerinegidip geliyor ve sýk sýk görüþüyorlardý. H Marr'ýnBasklarý yakýn saydýðý Kafkasyalýlar Abhazlarla, Gürcühalký idi. Gazeteci K. Kiknaze ise Basklarý Gürcüleredaha yakýn görüyor; Bask-Abhaz konusunda suskun-luðu tercih ediyor.

Görenlerin anlattýðýna göre Basklar Abhazlar gibiüzüm asmasýný canlý aðacýn dibine dikerek onasardýrýyorlar. Köylerde karþý karþýya gelenler tanýþsal-larda tanýþmasallarda selamlaþýyorlar.

Yukarýda da belirttiðimiz gibi Basklarýn çok eskidönemlere ait halk þarkýlarý ve halk oyunlarýgünümüzde de bilinmektedir. Þarkýlarda karþýlýklý atýþ-malar büyük önem taþýr. (Bretsolari) adý verilen tartýþ-malarda tembel, beceriksiz, uyuþuk olanlarla dediko-ducular eleþtirilir. Zamalzen adlý oyun putpereslikdöneminden kalma çok eski bir oyundur. Oyundakikarþýlýklý iki gruptan biri iyilikler ve güzellikler, diðeri-ise kötülükler grubudur. Oyunun konusu iyiliklekötülüðün savaþýdýr. (Basklar sýk sýk amatör tiyatrooyunlarý sergilerler, kahramanlýk þarkýlarý söylerler*.)At biniciliði, balýk tutma ve kuþ eðitiminde ehildirler.

56

Bask Bölgeleri: Biskay, Alava, Navarra, Gipuskoa (Ýspanya), Sulet, Labur ve Aþaðý Navara (Fransa)

Page 59: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

Hiç hýrsýzlýk olmadýðýndan Basklar kapýlarýna kilit tak-mýyorlar. Özel otomobili ile gelen misafir eðerarabasýnýn kapýlarýný kitlerse, misafiri olduðu kimselergücenirler. Bunu kendilerine yapýlmýþ hakaret sayarlar.Katolikler fakat putperestlik bugün de güçlüdür.Kendilerini baþka toplumlardan dýþlamadan gelenek-lerini özenle koruyorlar. Yakýn zamana kadar Baskgençleri baþka köyden evlenmezlerdi. Bugün bilebaþka halklardan gelin almazlar ve vermezler.

Günümüzde Baskonya güzelliðinden ötürü gezmek vedinlenmek isteyenlerin aradýðý yerdir. Bu sebepleBaskça yerini Fransýzca ve Ýspanyolcaya býrakmak-tadýr. Böylece Avrupa dillerinden olan Bask dilininyaþamasý zorlaþýyor. Dað köylerinde günümüzde deBaskça konuþuluyor.

Çok diyalektli olan dilin iki önemli diyalekti;1.Batýdaki Bilbao diyalekti,2.Doðudaki Fransa Baskonyasýnda konuþulan diyalekt.

Yazý dili Bilbao Baskçasýdýr. Baskçada kelimenin baþý-na (R) harfi gelmez, bu harfle baþlayan kelimelerinbaþýna (A), (E) öneki alýr. Basklarda Abhazlar gibi(Arestoran) derler. Gramerinde çekimin bir hal'i vardýrve soneklerle yapýlýr. Çoðul son eki (K) dýr. Bilindiðigibi Abhazcada çoðul som eki (KUA) dýr; (K-KU-KUA) görüldüðü gibi son ekler birbirinden türüyor.Benzer baþka sonek örnekleri de vardýr. Diþi ve erkekzamirleri Abhazcada olduðu gibi ayrý ayrýdýr. SayýlarAbhazcada ve Gürcücede olduðu gibi yirmilik saymasistemine göredir. Geçiþli ve geçiþsiz fiil yapýlarýabhazcada olduðu gibidir. Daha önce bilim adamlarýBask dilini Finceye, Keltçeye, Gürcüceye, Eskimoca-ya, Japoncaya ve Abhazcaya yakýn görüyorlardý. Amaartýk Kafkas dillerine; özellikle Abhazca ve Gürcüceyeyakýnlýðý konusunda kuþku duymuyorlar. Uzmanlarýntespit ettiklerine göre Bask dili ile Abhazca ve Gürcüceiçindeki benzer kelimelerin sayýsý çoktur. (Bu konugerektiði kadar henüz araþtýrýlmamýþtýr). Baskça-Rusçasözlük yazarý Ý.V.Zýsar Bask dilindeki Gürcücekelimelerin çokluðuna deðinir. Akademik N.Ý.Marr Sulvilayetini gördükten sonra; Sonunda inandým ki (Kendikulaklarýmla duydum), Basklarýn öndil ve dudak(Lateral) sessiz harflerinin her bir sýrasýnda üçkademeli oluþu aynen Gürcülerdeki, Megrellerdeki,

Svanlardaki, Abhazlar-daki ve diðer Yafetlerdekigibidir."

Akademik Arhol Stephan-oðlu Çikobava'nýn eminolduðu görüþe göre Baskça, Hint Avrupa dillerindenLatince, Ýspanyolca, Katalogça, Fransýzcanýn arasýndakaldýðýndan, bu dillerden çok kelime almýþtýr. Fakatyapý bakýmýndan bu dillerle bir ilgisi yoktur. Bu bakým-dan hiçbir dilbilimci Baskçanýn Hint-Avrupa dilgrubundan olduðunu iddia edemez. Pirene deKantabriya daðlarýndaki dil; gramatik yapý bakýmýndanKafkas dillerine benzemektedir. A.Çikobava'da Ýber-Kafkas dillerinin temelinin burada (Kafkasya)olduðunu belirtmektedir. Eðitim bilimci AkremCaferov da Kafkas Basklarý** ile Pirene Basklarýarasýndaki dilbilim bakýmýndan önemli olan benzerlik-lere dikkat çekmiþtir.

Tarýmda kullanýlan bazý üretim araçlarýnýn adlarýndaBaskça (Taþ) anlamýna gelen (Ayts) veya (Aytz) adýgeçmektedir. Bu o aletlerin çok eskiden taþtanyapýldýðýný belirtir. Basklarýn çapa benzeri eski el alet-lerinin adý (Atsa)dýr. Bu alet ustalarýn kullandýðý(Atsaka)***'ya cok benziyor. Bize göre Abhazlarýn daçok eskiden (Atsa) adlý bir tarým aletleri vardý. Dahasonra bu adý; o alete çok benzeyen marangoz aleti içinkullanmaya baþladýlar

Basklarla Abhazlarýn arasýndaki benzerlikleri buradabahsettiklerimizden çok daha fazla. Bu iki halkýn tarih-sel baðlýlýklarý, birbirlerine gidip gelmeleri, dillerininbenzerliði gözle görülebilecek kadar nettir. Basklarýnanavatanlarýna gidilerek yapýlacak bir araþtýrma pekçok gizli kalmýþ ortaklýklarý da açýða çýkartabilir.Kafkas halklarý ile Basklar arasýndaki benzerlikleriaraþtýrmayý çok çok çaba gerektiren olumlu sonuçlarvereceðini düþündüðümüz hemen yerine getirilmesigereken bir görev olarak düþünüyoruz.

Gerg Amcba, Çalýþmalar, 2004, 386-396

* Bu iki cümleyi daha ayrýntýlý olarak (Abhaz tiyatrotarihi) ile ilgili bir yazýnýn çevirisinde yine buradaokuyacaksýnýz.** Abhazlar kastediliyor.*** Kesere benzeyen kesici bir alet.

Guggenheim Muzesi, Bilbao - Frenk O. Gehry

57

Page 60: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

kf

ünya medyalarýnýn aðýrlýklý olarak Filistin, Irak,Afganistan ve Darfur sorunlarýna odaklanmýþolduðu 2005 yýlýnda, dikkatlerden uzak bir þek-

ilde, Kuzey Kafkasya'da oldukça ciddi geliþmeler oldu.Gerek Rus, gerekse Kafkas kaynaklarýna göre bölge yýlboyunca sýk sýk çatýþma, politik cinayetler ve terörsaldýrýlarý ile çalkalandý. Saldýrýlar sadece Çeçenistan'-da deðil Kuzey Kafkasya'nýn birçok bölgesindeyaþandý. Aslan Mashadov'un ölümü ise barýþ umutlarý-na büyük bir darbe vurdu ve Moskova'nýn iddia ettiðigibi Çeçen direniþini zayýflatmadý.

Kuzey Kafkasya'nýn kanayan yarasý olan Çeçenistan'dasavaþ 1994 yýlýndan beri, 1997-1999 yýllarý arasýndakikýsa barýs dönemi dýþýnda, aralýksýz devam ediyor.Çeçenlerin Moskova'ya karþý mücadelesi, 1990'lý yýl-larýn baþýnda Sovyetler Birliði'nin daðýlmasý ardýndantüm Sovyetler coðrafyasýnda baþ gösteren milliyetçilikrüzgârlarý ile birlikte baþladý. Ancak geçtiðimiz 12yýlda Çeçen direniþ hareketi oldukça büyük deðiþim-lere uðradý. Bunda tahminen 200.000 çeçen ve 20.000rus askerinin öldüðü ve ülkeyi harabeye çevirensavaþýn yýkýcýlýðý ve acýmasýzlýðýnýn büyük etkisiolduðu kesin. Çeçen direniþ hareketi bu dönem boyun-ca bölgesel-milliyetçi çizgiden giderek evrensel-islam-cý bir çizgiye doðru kaydý ve bir þekilde evrim geçirmiþoldu. Bu deðiþimin en büyük sonuçlarýndan biri Çeçendireniþinin, özellikle 2002'den sonra Çeçenistan içindeve dýþýnda, sivil hedeflere saldýrý düzenlemeye baþla-masý oldu.Moskova, zaten yýllardýr Çeçen direniþini, küresel"Ýslamcý terör" çizgisinde ve El-Kaide ile baðlantýlýgöstermeye çalýþýyor. (önerilen ara spot)

Moskova, zaten yýllardýr Çeçen direniþini, küresel"Ýslamcý terör" çizgisinde ve El-Kaide ile baðlantýlýgöstermeye çalýþýyordu. Basayev ve Suudi asýllýHattab'ýn üstlendiði intihar saldýrýlarý, bombalamaeylemleri bir bakýma bölgede orta-doðu'daki savaþ tak-tiklerinin Rusya'da kullanýlmasý anlamýna geldi. Busaldýrýlarýn çoðu medyalarda yer almasa da,Moskova'daki tiyatro baskýný ve Beslan trajedisi dünyakamoyunda önemli yer edindi. Sonuç olarak Putin,Çeçen direniþini uluslararasý terörizmin bir parçasýolarak dünya kamuoyuna göstermeyi baþardý. Bununneticesinde Çeçenistan, birkaç istisnaî politikacý vebasýn kuruluþu dýþýnda, Batý'nýn yürüttüðü "uluslarasýterörizmle savaþ" bünyesinde, Rusya'nýn bir iç sorunuolarak tam anlamýyla yerleþmiþ oldu. Bu geliþme zatenizole durumdaki Çeçen direniþinin daha da yalnýzkalmasýna dünya tarafýndan unutulmasýna sebep oldu.Buna tek istisna, Ortadoðu ve Afganistan/Pakistan asýl-lý radikal islamî kuruluþlar oldu.

Çeçenistan Savaþý'nýn Kuzey Kafkasya'ya sýçramasýkonusuna geçmeden önce özellikle radikal guruplarýnÇeçenistan'da güçlenmesine kýsaca deðinmekte faydavar. Kuzey Kafkasya'da varolan Ýslamî yapý oldukçagelenekçi bir yapýya sahip. 18. yüzyýldan beri, Sûfigruplar ve tarikatlar (özellikle Nakþibendîlik veKadirîlik) bölgedeki Ýslamî anlayýþýn oturmasýndaönemli rol oynadý ve bu anlayýþýn geleneksel halegelmesini saðladýlar. Ancak özellikle 1990'larýn baþýn-dan itibaren bölgeye yeni yabancý Ýslamî kuruluþlargirdi. Bu gruplar genellikle Suudi Islam ideolojisineyakýn, Salefî (Vahabî olarak da bilinmekte) guruplar-dan oluþmaktaydý ve güçlü maddi kaynaklarý sayesinde

D

Putin, Çeçen direniþini uluslararasý terörizmin bir parçasý olarak dünya kamuoyuna göster-meyi baþardý. Bunun neticesinde Çeçenistan, birkaç istisnaî politikacý ve basýn kuruluþudýþýnda, Batý'nýn yürüttüðü "uluslarasý terörizmle savaþ" bünyesinde, Rusya'nýn bir içsorunu olarak tam anlamýyla yerleþmiþ oldu. Bu durum zaten izole durumdaki Çeçendireniþinin daha da yalnýz kalmasýna dünya tarafýndan unutulmasýna sebep oldu.

Kuzey Kafkasya'da Terör ve Savaþ:

"Çeçenistan Savaþý Yayýlýyor Mu?"

SELIM PERÇINEL (DANIMARKA KAFKAS DERNEÐI ÜYESI)

Page 61: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

kf

bölgede taraftar kazanmaya baþladýlar. ÖzellikleDaðistan'da Vahabî olarak adlandýrýlan Salefî müs-lumanlar, 1998 yýlýnda yapýlan bir araþtýrmaya görehalkýn % 10'unu temsil ediyordu ki bu oldukça ciddibir rakam.

Ancak Kafkasya'da radikal guruplarýn yer edin-mesinde, Çeçenistan savaþý boyunca yurt dýþýndangelen ve genellikle Afganistan'da çarpýþmýþ "cihatçý"mücahitlerin Kafkasya'ya giriþ yapmasý en büyük fak-tör oldu. Sayýlarý Moskova tarafýndan hep abartýldý veözellikle 1994-1996 yýllarý arasýndaki savaþta çok daönemli bir rol oynamadýlar. Tahminen 200 ilâ 300 arasýyabancý savaþçýnýn Çeçenistan'da ilk savaþta yer aldýðýtahmin ediliyor. Ancak savaþ boyunca önemli baþarýlarelde ettiler. Bunda Afganistan'da, Bosna'da ve OrtaAsya'da elde ettikleri tecrübenin ve eðitiminin büyükpayý vardý. Önemli maddi kaynaklarý ile savaþ son-rasýnda iþsiz çeçen gençleri kendilerine çekmeyibaþardýlar ve daha kalabalýk, silahlý ve üst düzey geril-la eðitimi almýþ bir birlik haline geldiler.

Þamil Basayev 1996'dan itibaren, bir taraftan EmirHattab (yabaný mücahitlerin 2002'ye kadar lideri) veyabancý mücahitlere, bir taraftan da Salefî ideolojisiyleyakýnlaþtý. Basayev gibi önemli bir komutanýn sahipçýkmasýyla yabancý mücahitler, Çeçenistan veDaðistan'da üslenmeye baþladýlar ve Salefi ideolo-jisinin bölgede 1996-1999 arasý güçlenmesine ön ayakoldular.

Aslan Mashadov, Cohar Dudayev gibimilliyetçi/gelenekçi bir çizgiden geliyordu veBasayev'in de içinde bulunduðu Salefi hareketine sýcakbakmýyordu. 1998'den itibaren açýk bir þekildeSalefilere karþý çýkmaya çalýþtý ve bu yüzden radikalguruplar ile arasý bozuldu. Ancak ne Basayev-Hattabittifaðýný, ne de savaþ sonrasý kriminal iþlere bulaþansavaþ þeflerini kontrol edemedi; ki bu da Moskova'nýniþine gelen bir durumdu. Putin 1999'da Basayev'inDaðistan'daki Vahabi ayaklanmasýna destek vermesiüzerine Çeçenistan'a savaþ ilân etti.

Ikinci savaþta Çeçen direniþi ikiye hatta üçe ayrýldýdiyebiliriz. Birinci gurup Kadyrov gibi ilk savaþtaRuslar'a karþý mücadele etmiþ ancak ya satýn alýnarakya da 1997-1999 döneminin hoþnutsuzluðundan ötürüRuslar'la birlik olanlar. Ruslar'a karþý çarpýþmayadevam eden guruplar ise Mashadov'un önderliðini yap-týðý gelenekçiler ve diðer tarafta Basayev'in önderliðiniyaptýðý daha radikal güçler. Savaþýn özellikle ilkaylarýndan sonra gelenekçiler büyük darbeler aldý veönemli ölçüde güçlerini ve önemli savaþ þeflerini kay-betti. Buna karþýlýk radikal direniþçiler Hattab'ýn vedaha sonra Abu-Walid'in ölmesine raðmen direniþedevam etti. Ancak önemli bir strateji farkýyla:Basayev'in lideri olduðu Ansar El-Islam tugaylarý (kiadýný Afganistan'daki sovyet dönemindeki mücahitler-

den almakta) ve özellikle 2002'den sonra adý duyulan"Kara dullar" ile sýklýkla askerî olmayan hedefleresaldýrýlar düzenlemey baþladýlar.

Çeçenistan'da 1996-1999 dönemi arasýnda sadeceÇeçenler eðitim görmedi; ayný zamanda komþucumhuriyette Vahabîliðe sempati duyan, ya daMoskova'ya nefret duyan Daðistanlý, inguþetyalý veyaKabartey-Balkar ve Karaçay-Çerkezya'dan militanlarda katýldý. Bu þekilde tüm Kuzey Kafkasya'daBasayev'e az çok baðlý milis ordusunun temelleriatýlmýþ oldu.

Daðistan, Kuzey Kafkasya'da nüfus olarak en kalabalýkFedere Cumhuriyet. Burada Islam birçok etnik gurubabölünmüþ Daðistanlýlar'ý bir araya getiren en önemliunsur. Birkaç ufak olay dýþýnda etnik bir gerilim yaþan-mamýþ olmasý da buna baðlý. Ancak 1996'dan sonrahükümete ve merkeze duyulan hoþnutsuzluðun veöfkenin temsilciliðini Salefi guruplar üstlenmeyebaþladý. 1999'dan itibaren Vahabiliðin (yani Salefiakýmýnýn) yasaklanmasý ve patlak veren silahlý çatýþ-malarýn ardýndan, Salefi guruplar yer altýnda örgütlen-meye ve zaman zaman kanlý bombalama eylemleri vegerilla taktikleri ile Mohaçkale hükümetine veMoskova'ya karþý mücadele etmeye baþladýlar.

Kayýtlara göre Daðistan'da 2005 yýlýnda 90'dan fazlagerilla ve terör saldýrýsý gerçekleþti. Bu saldýrýlaryüzlerce asker, polis veya sivilin ölümüyle sonuçlandý.Iki örgüt bu saldýrýlarý üstlendi. Bunlardan birincisiÞamil Kulinski liderliðindeki "Þeriat" adlý örgüt. Dahaçok þehirlerde bombalama eylemleri ile adlarýný duyur-dular. Diðer örgüt ise Þamil Basayev'in Daðistansorumlusu olduðu söylenen Rappani Khalilov tarafýndayönetiliyor ve bombalý eylemlerin yanýsýra gerilla tak-tikleri de kullanan bir milis gücü. Her ikisi de oldukça

59

“Aslan Mashadov, Cohar Dudayev gibi milliyetçi /gelenekçi bir çizgiden geliyordu ve Basayev'in deiçinde bulunduðu Salefi hareketine sýcak bak-mýyordu.1998'den itibaren açýk bir þekildeSalefilere karþý çýkmaya çalýþtý ve bu yüzdenradikal gruplar ile arasý bozuldu.”

Page 62: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

radikal islamcý söylemlere sahip olmakla birliktecumhuriyetteki olumsuzluklar yüzünden halkýn bazýkesimlerden destek görmekteler.

Ýnguþetya'da durum özellikle 2004'ün baþýndan berioldukça problemli. Ýþsizlik, yolsuzluk ve Moskova'nýnsertlik politikasýnýn yanýsýra, Prigorodni bölgesindengelen ve görünüþe bakýlýrsa geri dönüþlerine izin ver-ilmeyecek olan göçmenlerin durumu da Moskova'yakarþý olumsuz görüþleri güçlendirmiþ durumda.Çeçenistan'da birçok Ýnguþ'un çarpýþtýðý ve eðitimaldýðý biliniyordu. 2004'te gerçekleþtirilen karakolsaldýrýlarý ve özellikle Beslan saldýrýsýnda Ýnguþ mili-tanlar aðýrlýklýydý. Bu militanlarýn lideri, gerçek kim-liði bilinmemekle birlikte, Þamil Basayev'e baðlýMuhamed Yevloyev olduðu tahmin ediliyor.Inguþetya'da politik cinayetler, gerilla saldýrýlarý veufak çaplý bombalý eylemler 2005 yýlý boyunca dadevam etti. Bu bölgede asýl endiþe verici durum Beslanolaylarýndan sonra Prigorodni problemi yüzündensorunlu olan Oset-Ýnguþ iliþkilerinin daha da gergin-leþmiþ olmasýdýr patlamaya hazýr bir görüntü çizme-sidir.

Kabartay-Balkar ve Karaçay-Çerkezya 1990'larýnbaþýndan beri Kuzey Kafkasya'nýn diðer bölgelerinegöre daha sorunsuz gözüken Federe Cumhuriyetlerolmuþtur. Bu bölge Davat ve Yarmuk adýnda Vahabiolduklarý bilinen örgütlerin ufak çaplý birkaç olayýdýþýnda sakin bir görüntü çiziyordu. Bunda bölgehalkýnýn Vahabîlik'e sempati duymamasý ve Salefi ide-olojiyi fazla radikal bulmasýnýn önemli bir payý vardý.Sonuç olarak bu örgütler marjinal durumda kaldýlar vehalktan fazla destek görmediler.

Geçtiðimiz ekim ayýnda, Nalçýk kentinde birçok çevreiçin beklenmedik bir geliþme yaþandý. Kalabalýk sayý-daki bir milis gurubu karakollarý ve devet dairelerinebaskýn düzenledi ve olaylar 130'dan fazla ölü ile sonuç-landý. Bu saldýrý basýnda Çeçenlere veya Vahabî olduðubilinen Yarmuk ve Dâvat örgütlerine mal edildi kibunda, Kafkasya'daki her saldýrýyý üstlenerek bilinçlibir þekilde kendini günah keçisi olarak gösterenBasayev'in saldýrýyý üstlenmesi önemli rol oynadý.Ancak çok geçmeden saldýrýyý gerçekleþtiren militan-larýn çoðunun Nalçýk'lý gençler olduðu ve Cemaat adýn-daki, daha önce adý pek duyulmamýþ bir örgüt adýnayaptýklarý ortaya çýktý. Bu gençler o güne kadaralýþagelmiþ militan prototipinde oldukça uzak, fazlaradikal olmayan yapýdaydý. Gerekçeleri Nalçýk'takicamiilerin kapatýlmasý, Müslümanlar'ýn bölgede keyfi

tutuklanmasý ve iþkence görmesi ve genel olarakMoskova'ya karþý duyulan hoþnutsuzluk olarak taným-lanýyordu. Basayev bu saldýrýya destek vermiþ olsa bilebizzat düzenlemesi küçük bir olasýlýk gibi gözüküyor.Bu saldýrý medyalarda çabuk unutulsa da üzerindeciddi düþünülmesi gereken endiþe verici bir geliþme.

Þamil Basayev özellikle Beslan baskýnýndan sonrabarýþ masasýna oturabilecek konumda deðil ve dahagelenekçi Çeçenler'in sýcak bakmadýðý bir isim; bunukendisi de biliyor. Dolayýsýyla stratejisinin genelolarak, çatýþma durumunu Kafkasya'nýn tamamýna yay-mak ve bu þekilde Moskova'yý çok daha geniþ çaplý birçatýþmanýn içersine sürüklemek olduðunu söyeleyebil-iriz. Son iki yýldaki geliþmeler ise, bunun bir gösterge-si gibi gözüküyor.

Moskova ne yazýk ki Kuzey Kafkasya'da sadece askeriçözümün yeterli olamayacaðýný anlayamamýþ durumdaveya anlamazlýktan geliyor. Tüm bölgede gittikçe yer-leþen baskýcý politikalar, bölge halkýný Moskova'dangittikçe uzaklaþtýrmakta. Ancak þu anda Kafkasya'daMoskova karþýtlýðýnýn temsilciliðini özellikleMashadov'un ölmesinden sonra Salefî (veya Vahabî)guruplar ve Þamil Basayev yapmakta. Daha farklý birifadeyle, Moskova politikalarýna ve yolsuzluðabulaþmýþ, gittikçe sertleþen yerel yönetimlere karþý dur-mak isteyen Kafkasyalýlar, ister istemez bu radikalguruplara yaklaþacaktýr ve yaklaþmakta gözükmekte-dir. Dünyadaki geliþen olaylar (Irak savaþý, El Kaidesaldýrýlarý ve Afganistan'daki geliþmeler) da konjonktürolarak, bunu uygun hale getirmektedir. Bu ne yazýk kiKafkasya'da daha çok kan döküleceði anlamýnagelmektedir. Moskova'nýn sertliðe sertlikle yanýt ver-mesi olaylarý daha da içinden çýkýlmaz boyutlarataþýyabilir ve taþýmakta. Sonuç olarak KuzeyKafkasya'da demokrasi, ekonomik kalkýnma ve enönemlisi barýþýn gelmesi, eðer geliþmeler bu þekildedevam ederse, oldukça zor görünüyor.

Bu olumsuz geliþmelerin gerçekleþmemesi için dýþarý-dan sorunlarýn çözümüne destek gerekmektedir. Butaraflar arasý diyaloðu desteklemek, hatta taraflarýmasaya oturmaya zorlamak ve Rusya ve Kafkasya'dakisivil toplum kuruluþlarýný harekete geçirmek ilegerçekleþebilir. Bu konuda Türkiye'nin ve AB'ninyapabileceði çok fazla þey var ve Kafkasya'dakigeliþmeleri görmezden ve duymazdan gelmek kesinlik-le çözüm deðil. Sonuçta bölgede çatýþmalarýn büyüme-si ve yayýlmasý uzun vadede kimsenin çýkarýna deðil.Barýþ herkes için en iyi çözüm.

60

Page 63: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

Orijinal Adý: Dom Durakov (Rusça), House of Fools (Ýng.)Tür: DramGösterim Tarihi: 3 Temmuz 2004Yönetmen: Andrei KonchalovskyGörüntü Yönetmeni: Sergei KozlovMüzik: Eduard ArtemyevYapým: 2002, Rus/ Fransýz ortak yapýmý, 104 dkÖdüller: Bergen Uluslararasý Film Festivali, Jüri Ödülü - Onursal Mansiyon (2002); CottbusGenç Doðu Avrupa Sinemasý Film Festivali, Diyalog Ödülü (2003); Venedik Film Festivali,Jüri Özel Ödülü ve UNICEF Ödülü (2002)Oyuncular: Yuliya Vysotskaya, Yevgeni Mironov, Sultan Islamov, Stanislav Varkki, YelenaFomina, Marina Politsejmako, Rasmi Dzhabrailov, Vladimir Fyodorov , Bryan Adams.

kf

on 40 yýlýn en iyi savaþ karþýtý filmlerindenbiri olarak gösterilen Deliler Evi; Ýnguþetyasýnýrýndaki bir psikiyatri hastanesinde geçmek-

tedir. Film, her gece geçen ve hastalarýn eðlence kay-naðý olan trenin bir gece geçmemesi üzerine hastanegörevlilerinin savaþýn Ýnguþ sýnýrýna dayandýðýnýanlayýp kaçmalarýyla baþlar; sonrasýnda Çeçensavaþçýlarýn hastaneye girmesiyle renkli olduðu kadarhüzünlü sahneleriyle devam eder ve Ruslarýn hastaneyiele geçirmesiyle son bulur.

Yönetmen Konchalovsky, haberlerde izlediði bir olay-dan etkilenmesinden ötürü çekim mekaný olarak bu'deliler evi'ni(!) seçmiþ. Film izlendiðinde, yönetmeninasýl olarak 'savaþýn akýl karý olmadýðý" düþüncesini vur-gulamak istediði açýkça görülüyor. Durum böyle olun-

ca filmde savaþanlarla hastalarýn mükemmel uyumu dagözden kaçmýyor; hatta bu uyum az kalsýn Çeçensavaþçýlardan biri olan Ahmed ile hasta Zhanna'nýnevliliðine sebep olabilecek safhaya ulaþýyor.

"Savaþ = delilik" ortaklaþmasýnýn yaný sýra, "delilerevi"ndeki karakterler, içinde bulunduðumuz dünyadüzeninin misyonerleriyle de benzeþtirilmiþ. Devrimci(Vika); diktatör (Ali); mafya (Goga); doktor ise nabzagöre þerbet veren, politikasý "tehdit-korku-söz din-letme" üçleminde bir yönetici olarak çýkýyor karþýmýza;hatta tanrý bile hastalardan biri ile özdeþleþtirilmiþ.Kýsacasý tanrýsý, devleti ve halkýyla tam bir dünyadüzeni kurulmuþ bu evin içinde. Tabii böyle bir dünyadüzeni içerisinde savaþ da eksik olamazdý!

Deliler evi denen bu düzen içerisinde üzerinde durulanasýl nokta savaþ; dikkatin çekilmek istendiði nokta isesavaþýn insan psikolojisindeki derin tahribatý vesonuçlarý; sorgulanansa savaþlarýn niçin çýktýðýdýr. Filmbu açýlardan deðerlendirildiðinde, en trajik sahnelerdenbiri olan Rus ve Çeçen komutanlarýn "dolar" üzerindenyaptýðý "ceset pazarlýðý" sahnesindeki "uyuþturucu-silah ticareti" izleyeni gerçekten düþündüren kareler-den biri… Uðruna ölümün göze alýndýðý deðerler, biroyunun parçasý olarak mý kullanýlýyor yoksa?

Uðruna ölümün göze alýndýðý deðerler, bir oyununparçasý olarak mý kullanýlýyor yoksa?

BAHAR BURCU KARAHAN

S

61

DDeelliilleerr EEvvii

DOMDURAKOV

Page 64: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

62

Bu oyunun içerisindeki karakterlerin -belki de ellerinde kalan sondayanaðý- deðerlerini anlatmak için müzik ve sembolleri harmanlayýpbir arada kullanmýþ Konchalovsky. Bryan Adams þarkýlarýyla kadýnduygularýnýn en ince tellerine bir tebessüm yerleþtirirken Çeçensavaþçýlarýn okuduðu aðýtsa insanýn kanýný dondurmaya yetiyor...Sembollerden en baskýn olanýysa 'þapkalar'. Filmde bir hasta, Zhannakarakterine düðün için "hak ve adaletin rengi" olan beyaz bir þapkahediye eder. Bu beyaz þapka bir güç sembolüdür ve Zhanna karakteriböyle bir güce "dünya bu trajediyi yok sayarken, Rus emperyalist poli-tikasýna karþý savaþan bir adamla evlenecek olmasýndan" dolayý eriþir.Ahmed karakterinin þapkasýysa, diðer savaþçýlarýnkinden farklý olaraksivil bir þapka ve bu þapka savaþ öncesinden kalan "aklý-selim"hatýralarýnýn bir sembolü belki de… Ya da bir insanýn ailesininkatledilmesinden sonra insani duygularýný, belki de tüm benliðinikaybedip neden savaþ sürecine sürüklendiðinin bir resmi...

Savaþta benliðini kaybedenler sadece maðdur olan taraf deðil, ezentaraf da benliðini kaybediyor; çünkü savaþta kazanmak ya da kaybet-mek yok! Rus komutanýn 'deliler evi'ne adým atmasýyla beraberbaþlayan, ayakkabýsýndaki çamurun sebep olduðu(?), buhranlar var!Býkkýnlýk; öldürmek ve öldürülmek var! Öleni özlemek; piþmanlýkvar… Tolstoy'la birlikte "Niçin bir insan(ýn) bir diðerini öldürdüðündemutlu ol(duðunu)" sorgulamak ve bu mutluluðu tatmaya devam etmekvar; tâ ki 'savaþta zaferin aslýnda ne olmadýðýný' anlayana dek! Bu kar-maþanýn sonundaysa o ya da bu þekilde bu dünyadan eriyip gitmek…

Deliler Evi, kurþunlarý, bombalarý günlük hayatýn içinden sayan, hiçbitmeyecek gibi görünen bir savaþý, bir Sovyet treniyle baþlayansürgünü hâlâ yaþayan insanlarýn en narin duygularý, en kutsal deðer-leri, coþkularý, danslarý, þiirleri ve aðýtlarýný; ayný zamanda savaþýngüçlü olan taraf üzerinde bile yarattýðý, sonu içinden çýkýlamaz birbuhrana giden býkkýnlýðý yansýtan bir sahne. Bu sahne Hollywoodfilmleri kadar yüksek bütçeye sahip olmadýðýndan bazý teknik açýlar-dan izleyiciyi tatmin etmeyebilir. Ancak, iþlenen konu deðer-lendirildiðinde film, kýsýr bir döngü içinde olan Hollywood filmlerininyanýnda çok daha anlamlý bir hale geliyor. Filme anlam katan yalnýzcakonunun içeriði deðil tabii; Konchalovsky'nin saklý söylemlerinin, kul-landýðý metaforlarýn, sembol ve ezgilerin, belki de en önemlisi tarafsý-zlýðýnýn da etkisi çok büyük. Bu mana dolu filminde kurduðu -bir elmakadar- küçük dünya üzerinde gerçekleþen insanlýk dýþý bir dizi olayýsanatýyla gözler önüne seren Konchalovsky, perde arkasýndakilerinnasýl bir savaþ oyunu(!) oynadýklarýný sorgulamýþ; savaþ insanlarýnýnitiraf edemediði duygularýnýn kapýlarýný aralayýp savaþýn görünmeyen -belki de görülmek istenmeyen- yüzünü açýða çýkartmýþ ve belki de enönemlisi aslýnda neyin zafer olmadýðýný anlatmýþ.

"Bu zafer deðil, en önemli þey ölüm!"

http://www.sineport.com/vizyon/houseoffools.htmlhttp://www.hurriyetim.com.tr/astronet/renkler.asp http://www.kafkas.org.tr/bgkafkas/bukaf_cec_1944.html

Page 65: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

Orijinal Adý: Ýçimden Onlarý Anlatmak Geldi - APSUWA FuatTür: RomanYazar: Hunca Alp BosuterFiyat: 9 YTLRedaksiyon ve Düzenleme: Atilla Ulaþ-Ýsmet ArasanÖn ve Arka Kapak Tasarým: Güvenç BosuterTeknik Düzenleme: Cemre Basýn Yayýn Hizmetleri Ltd.Seri: Þamil Eðitim ve Kültür Vakfý Yayýnlarý 8 Roman ve Hikayeler Dizisi 1

kf

oman, 1940'lý yýllarda Ýstanbul'lu Semih Bey'intesadüfen gittiði Adapazarý civarýndaki birAPSUWA köyünde yaþadýklarýný anlatýr.

Karakterler gerçek kiþiler deðil, hayal mahsulüdür.Ama Apsuwalar'ýn oturduðu Anadolu'nun herhangi birköyünde de hala bunlarý yaþayabilir ve APSUWAFuat'lara rastlayabilirsiniz.

Genelde Abaza diye bilinen Apsuwalar, yine Çerkesdiye adlandýrýlan Kuzey Kafkas halklarýnýn önemli birgrubunu oluþtururlar ve birçoðu ile ayný kültürü, aynýyaþam felsefesini paylaþýrlar.

Bu kitapta, Çarlýk Rusya'sýnýn istilasýndan sonra,1860'lý yýllardan baþlayarak, ama daha çok 1880'li yýl-lardaki toplu göçleri; kendi deyiþleriyle, "tümden bitiþ,yurtlarýndan siliniþ" anlamýnda Akhçöara'den sonra,özellikle Marmara Bölgesi'ne yerleþen Apsuwalar'ýn;tamamen maddileþmiþ dünyamýzýn törpülerine raðmen,bugüne kadar titizlikle bir çoðunu koruduklarý; çoðu-muz tarafýndan pek bilinmeyen, kendilerine özgü, erde-mi yakalamýþ, belki biraz da mistik yaþam felsefeleriyleve sosyal yapýlarýyla yüzleþeceksiniz.Çok sevdiðim bu topluma yanlýþ bir mesaj vermemeken büyük dileðimdir."

ÝYÝYE, KUSURSUZA VE ERDEME!"ABZIYARAZI!" -----------------------------------------------------------"Onlarýn atalarý tarafýndan geliþtirilen ALAYFÖAkurallarýna dayalý APSUWA hayat tarzý; ahlakýnövdüðü iyilikçilik, doðruluk, paylaþýlabilirlik,

yiðitlik içerir. Ona uyulduðunda erdemli vesaðlýklý bir toplum doðar.Apsuwalar dua ederlerken ("Anýhöare"); istek-lerinin doðrudan yerine getirilmesini deðil, o þeyeulaþabilmek için, iç ýsýnmasý ve gereken þekildedavranabilme yetisi dilerler."Hazþöaz………..zýhaný agopkhara hata!", derlerve ancak böylece amaçlarýna erebileceklerineinanýrlar.Ama yýllardýr; "Yaradan'ým Apsuwalýðý yoketme!" ("Hazþöaz Apsuwara yýwuumrýzýn!")dediler ve emek vermeden bunun onlara sunul-masýný beklediler. Oysa; atalarý gibi Apsuwalýðýyitirmemek ve koruyabilmek için iç ýsýnmasý,gönülden istek, ruhsal yeti dilemeliydiler."Hazþöaz Apsuwarazýhaný agopkhara hata!"demeliydiler. Acaba, erdeme ulaþmýþ özlerini ve yaþam felse-felerinin güzel yanlarýný sürdürebilme istekleriyetersiz mi? Acaba, örnek bir yaþam biçimi olanve giderek yozlaþan Apsuwalýðýn diriliþi bununiçin mi gecikiyor?"

Kitabýn arka kapaðýndaki bu pasaj yakaladý beni ve birgün içinde okudum romaný. Bir günde okunamayacakuzunlukta deðil, 194 sayfalýk bir roman ancak inceolmasýna aldanýlmayacak yoðunlukta. Bilinen tarihboyunca varolan bir halkýn günümüze taþýdýðý biryaþam tarzý var bu kitapta. Bildiðim kadarýyla yazar biredebiyatçý deðil ancak bu eser bir edebiyat eseri. Akýcý

MKANBA ÇAÐLAR KONUKMAN

R

63

KÝTAP TA

NITIM

AAppssuuwwaa FFuuaattÝçimden Onlarý Anlatmak Geldi"Onlarýn atalarý tarafýndan geliþtirilen ALAYFÖAkurallarýna dayalý APSUWA hayat tarzý; ahlakýnövdüðü iyilikçilik, doðruluk, paylaþýlabilirlik, yiðit-lik içerir. Ona uyulduðunda erdemli ve saðlýklýbir toplum doðar.”

ELEÞT ÝR Ýe l e þ t i r i

Page 66: Kafkasya Forumu Dergisi Sayi 3

64

bir dili ve muhabbet dolu bir üslubu var. YazarýnApsuwalarý ve Apsuwalýðý iyi tanýdýðý çok açýk, ayrýcausta bir gözlemci olduðu yaptýðý tasvirlerle deanlaþýlýyor. Tarihi bir olay anlatmýyor, sadece bundanyaklaþýk 60 yýl öncesinin bir Apsuwa köyünü kurgu-luyor, her þey bir kýz kaçýrma olayýyla baþlýyor veakabinde konuyla ilgili toplumsal çözümler, köyeÝstanbul'dan gelen bir misafirin gözlerinin önündegeliþiyor. Misafir, yabancýsý olduðu kültürü aðýrlandýðýevin böylesine yoðun bir döneminde tanýma fýrsatýbuluyor. Her ne kadar misafirliði devam etse de zamaniçinde evin bir ferdi kadar alýþýyor evin diðer fertlerineve artýk kültürün yabancýsý olmaktan çýkýyor. Önceleriþaþýrdýðý, zaman zaman yadýrgadýðý adetlerinApsuwalar tarafýndan nasýl temellendirildiðini, herbirinin bu halkýn sosyal karakterinden izler taþýdýðýnýanladýkça Apsuwa yaþam tarzýna ýsýnmaya baþlýyor.Diðer taraftan Apsuwa halkýnýn varlýðýný sürdüre-bilmesinin tek yolunun, tanýdýkça sevmeye baþladýðýbu adetlerin yaþamaya devam etmesi olduðunu anlýyor.Fakat modern hayat bu yaþam alanýný daraltmakta çokbaþarýlýdýr ve Apsuwalarý kutsal saydýklarý meþe aðacýgibi Apsuwaranýn kurumasýna da seyirci býrakacaktýr.Bu tespit kitaba da adýný veren ev sahibi Fuat beydengeliyor.

Fuat Bey, yaþlý Abazalar'ýn "ölmesinden" yakýndýklarý"Abazalýðýn" kuvvetli kalp atýþlarýndan biri gibi duruy-or romanda ve öyle saðlam duruyor ki huzur veriyor,güven veriyor ve Fuat Bey'den 60 sene sonrasýný bilenbiri olarak, bu yaþlý Apsuwanýn gelecekle ilgilikaygýlarýnýn gerçekleþtiðini görmek beni biraz sarsýyor.O kaygýlarýn merkezinde Apsuwa Fuat'a imrenen birbirey olmak; Meþe Aðaçlarýna yer kalmayan bir dünya-da öyle zor oluyor ki bu noktada derdimi anlatmayakullandýðým lisan kifayetsiz kalýyor. Demek ki derdimi,hislerimin ait olmadýðý bir lisanda anlatmaya çalýþýyo-rum ve iþte þu an duyuyorum atalarýmýzýn kutsal say-dýðý meþenin kýrýlan bir diðer dalýnýn sesini.

Kendisi de Apsuwa olan bir ablam "dünyayý Abazalýkkurtaracak" demiþti. Her ne kadar þaka yollu söylenmiþde olsa bu sözünü kendi kültüründeki insani ve ahlakideðerlere referans vererek temellendirebiliyordu. BuApsuwa kadýnýnýn Abazalýk diye bahsettiði yaþamtarzý, tüm Kuzey Kafkasya'da farklý isimlerle kabulgörmüþ köklü bir kültürel geçmiþtir ve bugün dahi azya da çok, doðru ya da yanlýþ bir þekilde yaþanmak-tadýr. Bu yaþam tarzý, izlerini Kuzey KafkasMitolojisinde de takip edebileceðimiz erdemlere, ahlakanlayýþý ve toplumsal deðerlere yaþamsal pratikler sun-maktadýr. Bu bakýmdan söz konusu yaþam tarzýnýn; herne kadar evrensel bir ahlak anlayýþýnýn var olmadýðýnýdüþünsem de, insanlýðýn genel ahlaki doðrularýnauygun iliþki modelleri sunan ve kendi içinde tutarlýlýðýolan bir kültür olduðu fikri savunulabilir. Alp Basuter;"Apsuwa Fuat" isimli romanýnda, Apsuwa halkýnýn buyönüne odaklanýyor. Öncelikle bu yaþam tarzýnýtanýtýyor, kültürüne duyduðu sevgiden dolayý zamanzaman tarafsýzlýðýný yitirse de genel olarak tarafsýz birdille okuyucuya sevdiriyor bu kültürü. Sonra bu güzelmirasýn tükendiðini hissettirip yüreðimizi sýkýþtýrýyor.Diðer taraftan "Apsuwa Fuat" isimli romanda bu sözkonusu tükeniþin nedenine yönelik bir de can alýcýtespit var: Alp Bosuter, Abazalar'ýn artýk atalarýnýnaksine kaderci bir toplum haline geldiklerini ifadeediyor ve belki de bu yüzden yok oluþlarýnýn farkýndadeðillerdir diye düþünüyor.

Kafkasyalýlarýn kültürü daðda yazýlmýþ bir kültürdür.Acaba Kafkasyalýlýðýn yaþadýðýmýz çaðýn vecoðrafyanýn þartlarýna uygun refleksler göstermesimümkün olacak mýdýr? Bilmiyorum ancak bildiðim birþey var ki Apsuwara atalarýmýza ait bir hatýra olmaktanfazlasýdýr, geçmiþten günümüze bir ahlak anlayýþý vebir yaþam tarzýdýr. Ellerinize ve yüreðinize saðlýk SayýnAlp Bosuter, bu roman kökleri Küreselleþen Dünya'yadirenen bir Meþe Aðacýdýr!"ABZIYARAZI!"

20 Aralýk 1937 yýlýnda, Sakarya iline baðlý Hendekkazasýnýn Sarýyer köyünde doðdu.Aslen Kuzey Kafkas Halklarý'ndan Ubýhlarýn Huncaailesine mensup bir APSUWA'dýr. Babasý Hendek'tezahirecilik yapan Hunca Faik Bosuter, annesiAmcýpha Aldýz (Ayþe) dýr. Sýrasýyla HendekCumhuriyet Ýlkokulu, Hendek Orta Okulu,Adapazarý Ticaret Lisesi ve Ankara Ýktisadi ve TicariÝlimler Akademisi Bankacýlýk bölümünü bitirmiþtir.Öðrencilik yýllarýndan baþlayarak Kuzey Kafkasyatarihi ve kültürü konularýnda çalýþan Alp Bosuterbirçok kuruluþun oluþumunda da etkin bir þekildeyer almýþtýr.Yazar emekli olduktan sonra, mensubu olduðukültürün pek bilinmeyen güzel yanlarýný toplumaanlatabileceðini, gönül borcunu da ancak böyleödeyebileceðini düþünerek yazmaya baþlamýþtýr.Halen Antalya'da yaþamaktadýr.

KÝM KÝMDÝR? Alp Bosuter