kilis 7 aralık universityiibf.kilis.edu.tr/dosyalar/bilimseletkinlikler/hmpsuriye.pdf · 2014. 9....
TRANSCRIPT
ÖNSÖZ
Dünyanın, ortalama 4,5 milyar yaşında olduğu ve günümüze kadar birçok değişik
evrelerden geçerek geldiği bilim adamlarınca açıklanmaya çalışılan konulardan biridir.
Jeolojik zamanlar ismi verilen bu evrelerin her birinde, değişik canlı türü ve iklim koşulları
görüldüğü belirtilmektedir. Dünyanın yapısını incelemekte olan jeoloji bilimi, jeolojik
zamanların belirlenme aşamasında fosillerden ve tortul tabakaların özelliklerinden
yararlanarak ilkel (Paleozoik) zaman (günümüzden yaklaşık 600 milyon yıl önce sona erdiği
varsayılır), birinci zaman (günümüzden yaklaşık 225 milyon yıl önce sona erdiği varsayılır),
ikinci (Mezozoik) zaman (günümüzden yaklaşık 65 milyon yıl önce sona erdiği varsayılır),
üçüncü (Neozoik) zaman (günümüzden yaklaşık 2 milyon yıl önce sona erdiği varsayılır) ve
dördüncü (Kuaterner) zaman (günümüzden 2 milyon yıl önce başladığı ve hala sürdüğü
varsayılır) şeklinde beş jeolojik zaman periyodu belirlemiştir ve insanın ortaya çıkışının,
dördüncü zamanda olduğu varsayılmaktadır*.
Dünyanın yaşı ne kadar fazla olursa olsun, geçmişi hangi süreç veya zaman dilimini
kapsarsa kapsasın, insanoğlu farklı amaçlar doğrultusunda sürekli bir mücadelenin ve
anlaşmazlığın içinde olmuştur. Bu mücadelenin galipleri, hemen her dönemde mağlupları
itaate zorlamışlar veya onları ortak yaşam alanlarından uzaklaştırmaya çalışmışlardır. İslam
Tarihi’nde, Peygamber Efendimizin (as) Mekke’den Medine’ye Hicreti, bunun bilinen en
belirgin örneklerinden biridir. Günümüz modern dünyasında, ekonomik, teknolojik ve sosyo-
politik bütün gelişmelere rağmen anlayış pek değişmemiş, belki yöntemler ve uygulamalar
değişmiştir.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (UNHCR) Cenevre'de açıkladığı mülteciler
raporunda, 2012 yılı sonunda dünya genelindeki toplam mülteci sayısının 45,2 milyon
olarak kaydedildiği, ve sadece 2012 yılında 7,6 milyon insanın ülkesini terk ettiği, terk etme
gerekçelerinin başında ise savaşlar geldiği ifade edilmektedir. Mültecilerin yüzde 55'ini
Afganistan, Somali, Irak, Suriye ve Sudan gibi iç savaş ve çatışma yaşanan beş ülkeden
kaçanlardan oluşmaktadır. Ayrıca raporda, Suriye'den komşu ülkelere sığınanların sayısının
1,6 milyon olduğu yer alırken, iç savaş nedeniyle 2013 yılında da milyonlarca insanın ülkesini
terk edeceği tahmininde bulunmuştur.**
Bu durum, uluslararası toplumun dünyada “geçici
olarak koruma altına alınan”1, “geçici sığınmacı”
2, “sığınmacı”
3, “mülteci”
4 ve “göçmen”
5
sorunun ekonomik ve politik boyutlarıyla çok daha ciddi bir biçimde ele alması ve çözümler
üretmesi gerektiğini ortaya çıkarmaktadır. Bağımsız, bağlantısız ve uluslararası toplumun
kurallarıyla işleyen bir mülteciler ülkesi oluşturulması, bu çözüm içerisinde yer alabilecek bir
öneri olabilir mi?
* http://www.forumdas.net/genel-turk-tarihi/dunya-zaman-kuruldu-dunyanin-kurulus-tarihi-99645/, 29.07.2013.
** http://www.dw.de/m%C3%BClteci-say%C4%B1s%C4%B1nda-yine-rekor/a-16893757, 29.07.2013.
1 Geçici olarak koruma altına alınanlar, Birleşmiş Milletlerin belirlediği kritere göre “geçici olarak koruma altına alınma”, (1)açık sınır politikasını,
(2)gelenlerin güvenliği ve temel ihtiyaçlarının sağlanmasını ve (3)gönüllü olmadıkça geri gönderme yasağını içermektedir. 2 Geçici sığınmacı, Türkiye’nin yasaları gereği, Avrupa dışından bir ülkeden gelip “mültecilik” iddiasında bulunan kişilerin, Birleşmiş Milletler
Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne yaptıkları başvuru sonuçlanana kadar geçici olarak Türkiye'de kalabilmek için Türkiye’ye bir “geçici sığınma” başvurusu yapmaları gerekir. Bu yükümlülük Türkiye'ye yasal yollardan (geçerli bir seyahat belgesi ile) ya da yasal olmayan yollardan girmiş, ve “mülteci” statüsü almak için BMMYK'ya başvuran tüm sığınmacılar için geçerlidir. Türkiye devleti “geçici sığınmacı” durumundaki kişilerin yaşamak için yönlendirildiği 28 il (uydu kent) belirlemiştir: Afyon, Ağrı, Aksaray, Amasya, Bilecik, Burdur, Çankırı, Çorum, Eskişehir, Hakkari, Isparta, Karaman, Kastamonu, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Kütahya, Nevşehir, Niğde, Silopi, Sivas, Tokat, Van ve Yozgat. 3 Sığınmacı, ülkesinde ırk, din, sosyal konum, siyasal düşünce ya da ulusal kimliği nedeniyle kendisini baskı altında hissederek kendi devletine olan
güvenini kaybeden, kendi devletinin ona tarafsız davranmayacağını düşüncesi ile ülkesini terk eden ve henüz sığınma talebi, kaçtığı ülkenin yetkilileri tarafından 'soruşturma' safhasında olan kişidir. 4 Mülteci, ülkesinde ırk, din, sosyal konum, siyasal düşünce ya da ulusal kimliği nedeniyle kendisini baskı altında hissederek kendi devletine olan
güvenini kaybeden, kendi devletinin ona tarafsız davranmayacağını düşüncesi ile ülkesini terkedip, başka bir ülkeye sığınma talebinde bulunan ve bu talebi o ülke tarafından 'kabul' edilen kişidir. 5 Göçmen, mülteci tanımında bulunan nedenlerin dışında, çoğu zaman ekonomik gerekçelerle, ülkesini gönüllü olarak terkederek başka bir ülkeye, o
ülke yetkililerinin bilgi ve izni ile yerleşen kişidir.
-I-
İÇİNDEKİLER Sayfa
1. GİRİŞ……………………………………………………………………………... 1
2. SOSYO-EKONOMİK GÖSTERGELERLE SURİYE………………………... 2
3. ARAP BAHARI’NDA SURİYE…………………………………………………. 7
3.1.Arap Baharı’nın Ortaya Çıkış Süreci………………………………………… 7
3.2.Olayların Başlaması ve Yayılması………………………………………….. 7
3.2.1.Tunus (Yasemin Devrimi)……………………………………………… 7
3.2.2.Mısır (2011 Mısır Devrimi)……………………………………………. 8
3.2.3.Libya (Libya İç Savaşı)………………………………………………… 8
3.2.4.Suriye (2011-2012 Suriye Çatışmaları, İç Savaş)……………………… 8
3.2.5.Yemen (2011-2012 Yemen Ayaklanması)…………………………….. 9
3.2.6.Bahreyn (2011-2012 Bahreyn Ayaklanması)…………………………... 9
3.3.Arap Baharını Ortaya Çıkaran Nedenler…………………………………. 9
3.4.Arap Baharının Sosyal Etkileri: Suriye’den Türkiye’ye Yansımalar….. 11
3.5.Arap Baharının Ekonomik Etkileri: Türkiye-Suriye Karşılaştırması…… 14
4. İÇ SAVAŞTAN KAÇARAK KİLİS’TE YAŞAYAN SURİYELİLERİN
SOSYO-EKONOMİK SORUNLARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA………
19
4.1. Araştırmanın Amacı………………………………………………………… 19
4.2. Araştırmanın Kapsamı ve Sınırları…………………………………………. 19
4.3. Araştırmanın Varsayımları…………………………………………………. 19
4.4. Araştırmanın Hipotezi ve Değişkenleri…………………………………….. 19
4.5. Araştırmanın Yöntemi………………………………………………………. 20
4.6. Araştırmanın Kısıtlayıcıları…………………………………………………. 20
4.7. Araştırma Verileri, Değerlendirilmesi ve Analizi…………………………... 20
4.7.1. Araştırma Verileri ve Değerlendirilmesi…………………………….. 20
4.7.1.1. Suriyelilerin Cinsiyet Dağılımı………………………………. 20
4.7.1.2. Suriyelilerin Yaş Dağılımı………………………………….. 21
4.7.1.3. Suriyelilerin Eğitim Düzeyi………………………………… 21
4.7.1.4. Suriyelilerin Suriye’den Geldikleri İl/Bölge……………….. 22
4.7.1.5. Suriyelilerin Medeni Durumu………………………………. 22
4.7.1.6. Suriyeli Evli Erkeklerin Eş Sayısı…………………………… 23
4.7.1.7. Evli Suriyelilerin Çocuk Sayısı……………………………… 23
4.7.1.8. Suriyelilerin Meslekleri……………………………………… 24
4.7.1.9. Suriyelilerin Suriye’deki Gelir Düzeyi……………………… 25
4.7.1.10. Suriyelilerin Kilis’te Barındığı (Kaldığı) Yerler…………… 26
4.7.1.11. Kilis’te Kirada Kalan Suriyelilerin Ödediği Kira Tutarı….. 26
4.7.1.12. Suriyelilerin Aynı Evde Birlikte Kaldığı Kişi Sayısı………. 27
4.7.1.13. Suriyelilerin Kaldığı Evin Oda Sayısı……………………… 29
4.7.1.14. Suriyelilerin Kaldığı Evde Banyo Bulunma Durumu……… 30
4.7.1.15. Suriyelilerin Kaldığı Evde Yatak Odası Bulunma Durumu... 31
4.7.1.16. Suriyelilerin Kaldığı Evde Mutfak Bulunma Durumu……. 32
4.7.1.17. Suriyelilerin Herhangi Bir Hastalığı Olma Durumu……… 32
4.7.1.18. Suriyelilerin Tedavi Olduğu Yerler………………………… 33
4.7.1.19. Suriyelilerin İlaç Temin Ettiği Yerler……………………… 35
4.7.1.20. Suriyelilerin Kilis’te Nasıl Geçindiklerine İlişkin Durum…. 36
4.7.1.21. Suriyelilerin Kilis’te Kalmayı Tercih Etme Nedenleri……. 38
-II-
4.7.1.22. Suriyelilerin İç Savaş Sonrası Tekrar Suriye’ye Dönme
Düşünceleri………………………………………………...
39
4.7.1.23. Suriyelilerin Türkçe Bilme Durumları…………………….. 41
4.7.1.24. Suriyelilerin Türkçe Öğrenme İsteklerine İlişkin Durum…. 41
4.7.1.25. Suriyelilerin Karşılaştıkları Sosyo-Ekonomik Sorunlar……. 42
4.7.2. Araştırma Verilerinin Analizi………………………………….. 43
4.7.2.1. Suriyelilerin Sosyo-Ekonomik Sorunlarının Analizi………… 43
4.7.2.2. Sosyo-Ekonomik Sorunlara İlişkin Verilerin Güvenirlik
(Reliability) Analizi………………………………………….
50
5. SONUÇ……………………………………………………………………………. 52
5.1. Mevcut Durum……………………………………………………………….. 52
5.2.Öneriler………………………………………………………………………... 54
KAYNAKLAR………………………………………………………………………. 56
-1-
1. GİRİŞ
21. Yüzyılda meydana gelen teknolojik (Dünyadaki değişimi, en çok tetikleyen
teknolojik gelişmeler olmaktadır. Özellikle bilgisayar ve iletişim alanındaki her teknolojik
gelişmediğer alanlardaki gelişmelere göre değişime daha çok ivme kazandırmaktadır.),
ekonomik ve politik alanlarındaki hızlı gelişmeler, ülkelerin siyasal, sosyal ve ekonomik
yapılarını da derin bir şekilde etkilemektedir. Bu süreç, sadece geri kalmış ülkeleri
etkilememekte, hiç kuşkusuz gelişmekte olan ve gelişmiş ülkeleri de etkilemektedir. Ancak
gelişmiş bir ülkenin etkilenmesi, geri kalmış bir ülkeye göre daha düşük düzeyde seyredebilir.
Çünkü, değişimin öncüleri çoğunlukla gelişmiş ülkeler olmaktadır. Özellikle Arap ülkelerinde
yaşanan ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlar iktidarların dönüşümüne neden olmuş ve
toplumsal bilinç halkın ortak hareket etmesini sağlamış ve Arap Baharı’nı ortaya çıkarmıştır.
18 Aralık 2010’da Tunus’ta başlayan iktidar karşıtı kitlesel gösterilerin, 2011 yılı içerisinde
Mısır, Libya, Suriye başta olmak üzere Cezayir, Bahreyn, Ürdün, Yemen ve Lübnan gibi
Arap dünyasının başlıca ülkelerinde yol açtığı halk ayaklanmalarına siyaset bilimi ve
uluslararası ilişkiler literatüründe Arab Spring (Arap Baharı) adı verilmiştir.
Arap Baharı; Arap halklarının demokrasi, özgürlük ve insan hakları taleplerinden
ortaya çıkmış; bölgesel ve toplumsal bir harekettir. Arap Baharında, protestolar, mitingler,
gösteriler ve iç çatışmalar yaşanmış ve yaşanmaktadır.Tunus, Mısır, Libya, Suriye, Bahreyn,
Cezayir, Ürdün ve Yemen'de büyük çapta; Moritanya, Suudi Arabistan, Umman, Irak, Lübnan
ve Fas'ta küçük çapta olmak üzere tüm Arap Dünyasındamitingler, protestolar, halk
ayaklanmaları ve silahlı çatışmalar olmuş ve olmaktadır. Suriye, Arap Baharı’nın başladığı,
ancak henüz sürecin tamamlanmadığı, çatışmaların iç savaşa dönüştüğü, iktidar değişiminin
de aslında ne zaman olacağının çok tahmin edilemediği bir ülke haline gelmiştir.
Suriye’de Arap Baharı ile başlayan protesto süreci, daha sonra iç savaşa dönüşmüştür.
Suriye’de çatışmalar iki yılı aşan bir süredir de devam etmektedir. Bu süreç, iki milyona
yaklaşan Suriye vatandaşının başka ülkelere sığınmasına neden olmuştur.
-2-
2. SOSYO-EKONOMİK GÖSTERGELERLE SURİYE
Akdeniz’in kuzeydoğusunda yer alan Suriye, Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının
kesiştiği bir bölgede bulunmaktadır. Coğrafi konumun da etkisiyle Suriye’de beş farklı iklim
bölgesi bulunmaktadır. Ülkenin kuzeyindeki Akdeniz’e açılan kıyı düzlüklerinde yağışlı ve
ılıman kışlar ile sıcak ve nemli yazlar yaşanmaktadır. Daha içteki kısımlar ise Halep’ten
Homs’a kadar çorak düzlüklerden oluşmaktadır. Doğudaki alanlar ve Türkiye ile sınır
bölgeleri Türkiye’nin yüksek kesimlerinden yağış almakta olup, bu bölgelerde buğday üretimi
yaygındır. Güneyde sert yazların ve kuru kışların yaşandığı çöllere rastlanmakta; Şam ve
çevresinde ise Lübnan sınırı boyunca uzanan dağlar ve Golan yükseklikleri bulunmaktadır.
Bu alanlarda kışlar soğuk ve yağışlı, yazlar ise kuru ve sıcak geçmektedir. Fırat Nehri
Türkiye’den doğmakta, Suriye’nin ortasından geçmekte ve daha sonra Kuzey Irak’a doğru
akmaktadır. Orta Doğu’da yer alan ve Akdeniz’e kıyısı olan Suriye; Türkiye (822 km), Irak
(605 km), Ürdün (375 km), Lübnan (375 km) ve İsrail (76 km) ile sınıra sahiptir. Yarı kurak
arazilere ve çöllerle kaplı düzlüklerden oluşan Suriye topraklarının % 24,8’i ekilebilir araziler,
% 4,47’si düzenli hasat sağlanan alanlardır (Kuyumcu, 2011, s.3).
Suriye nüfusu son 25 yılda ikiye katlanmış; yarım milyon Filistinlinin ve 1–1,4 milyon
Iraklının daSuriye’ye sığınmasıyla nüfus daha da artmıştır. Nüfus artış hızının son 5 yılda
yıllık ortalama % 2,7düzeyinde seyretmiş olması, ülkenin altyapısı ve kaynakları üzerinde
devamlı bir baskıoluşturmaktadır. Nitekim 2006 yılı itibarıyla ülke nüfusunun % 11,9’unun
yoksulluk sınırının altındayaşadığı tahmin edilmektedir. 2008 yılı resmi verilerine göre 22,3
milyon nüfusa sahip olan Suriye’nin toplam nüfusunun 2011 yılında 23,1 milyona ulaşması
öngörülmüştür. 2009 yılı için nüfus artış hızı % 2,13 olarak tahmin edilmekte olup, yaş
ortalaması 21,7’dir. Nüfusun % 35,9’u 0–14 yaş arasında, % 60,8’i 15–64 yaş arasında ve %
3,4’ü 65 yaş ve üstüdür. 2004 yılında yapılan nüfus sayımına göre okur-yazarlık oranı %
79,6’dır. (Kuyumcu, 2011, s.3).
Beşar Esad, Mayıs 2007’de yapılan seçimler sonucunda yeniden yedi yıllık bir dönem
için devletbaşkanı seçilmiştir. Ülkede halk tarafından seçilmiş bir parlamento ve devlet
başkanı tarafından atanan bir hükümet görev yapmaktadır. Baas partisi ülkedeki baskın politik
gücü oluşturmaktadır.Suriye idari bakımdan 14 bölgeye (muhafazat) ayrılmıştır: Haseki,
Lazkiye, Al Qunaytirah, Ar Raqqah, As Suwayda', Dar'a, Dayr az Zawr, Dimashq, Halep,
Hama, Homs, İdlib, Şam ve Tartus. Sermaye birikimi daha çok Şam’da yoğunlaşırken; fonlar
buradan 14 eyalete, bu eyaletlerden de belediyelere dağıtılmaktadır. Ülkenin en gelişmiş altı
-3-
önemli şehri olan Şam, Halep, Lazkiye, Homs, Hama ve Tartus özerkliğe sahiptir ve yerel
kalkınma ihtiyaçları için yerel fonlar yaratabilmektedir (Kuyumcu, 2011, s.3).
Tablo2.1: Suriye’nin Temel Sosyal Göstergeleri Yüzölçümü 185.180 km
2
Nüfusu 23,027,000
Başkenti Şam
Başlıca Şehirleri Şam, Halep, Homs, Hama, Haseki, İdlip
Yönetim Şekli Sosyalist Demokratik Halk Cumhuriyeti
Resmi Dili Arapça yaygın olmakla birlikte Fransızca ve İngilizce de konuşulmaktadır
Dini Yapı % 74 Sünni, % 12 Nusayri, % 10 Hıristiyan, % 3 Dürzî*
Etnik Yapı % 77-83 Arap % 7-8 Kürt % 5-6 Türk % 2 Ermeni % 1 Çerkez % 1 Diğer (Ayrıca Suriye topraklarında Filistinli mülteciler debulunmaktadır)
Kaynak: 1-Kuyumcu, 2011, s.2 (Orijinal kaynak:Syria Central Bureau of Statisticswww.cbssyr.org ve
Economist IntelligenceUnitSyria Main Country Report, Ekim 2009).
2-Buçukcu, 2012, s.4 (Orijinal kaynak: Dünya Bankası ve *https://www.cia.gov/library/publications/the-world-
factbook/geos/sy.html).
Suriye’de Dinî Grupların Coğrafî Dağılımı Haritası
Suriye Siyasî Haritası
-4-
Tablo2.2: Suriye’nin Temel Ekonomik Göstergeleri Temel Ekonomik Göstergeler 2008a 2009a 2010b 2011b
Nominal GSYİH (Milyon $) 50 777 52 319 60 107 67 330
Reel GSYİH Artışı (%) 5,1 1,9 3,7 4,5
Kişi Başı GSYİH (ABD $, Satın Alma Gücü Paritesi ile) 4 556 4 555 4 673 4 811
Tüketici Fiyat Enflasyonu (Ort. %) 15,7 3,8 7,9 6,2
Bütçe Dengesi (GSYİH’nin %’si) -1,9 -7,9 -5,0 -3,8
Mal İhracatı, fob (Milyar $) 14,0 10,1 11,0 11,3
Mal İthalatı, fob (Milyar $) 16,0 13,1 14,1 14,4
Cari Hesap Dengesi (Milyar $) -0,8 -1,5 -1,5 -1,3
Cari Hesap Dengesi (GSYİH’nin %’si) -1,6 -2,9 -2,5 -1,9
Dış Borç (Yıl sonu, Milyar $) 7,2 7,6 8,2 8,9
Döviz Kuru SL:ABD$ (Ort.) 46,58c 46,86 45,90 45,44
Döviz Kuru SL:€ (Ort.) 68,48c 63,86 63,68 64,29 Not: a EIU tahmini, b EIU öngörüsü, c Gerçekleşen Kaynak: Kuyumcu, 2011, s.2 (Orijinal kaynak: Economist Intelligence Unit Syria Main Country Report, Ekim 2009).
Tablo2.3: Suriye’nin Ekonomik Büyüme Göstergeleri 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015
Reel Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla(% değişim) 4.5 6.0 3.2 -3.6 1.5 3.8 4.7 4.5
Mal ve hizmet ithalatı(% değişim) -2.3 -19.0 14.4 -6.1 3.0 9.0 3.4 2.9
Mal ve hizmet ihracatı(% değişim) 2.5 -10.5 9.9 -3.0 2.6 10.0 5.8 3.8
Nominal Gayri Safi YurtiçiHâsıla (US $ Bil.) 52.5 53.9 57.7 57.3 60.2 66.6 74.5 84.1
Nominal Kişi Başı MillîGelir (US $) 2473 2460 2563 2490 2569 2798 3085 3433 Not 1: Gri hücreler tahmin.Not 2:Tarihî veriler ulusal ve uluslararası kaynaklar kullanılarak oluşturulmuş; tahminler
IHS Global Insight’tan alınmıştır.
Kaynak: Buçukcu, 2012, s.9.
Merkezi planlı bir ekonomik sisteme göre yönetilen ve 2000 yılından itibaren serbest
piyasaekonomisine geçiş sürecine giren Suriye’nin temel gelir kaynakları petrol, dış
yardımlar, yurt dışında çalışan Suriyeli işçilerin döviz gelirleri ve tarımdır. Petrol ihracatı,
toplam ihracat gelirlerinin üçte ikisini ve bütçe gelirlerinin yarısını oluşturmaktadır. Petrol
dışı sanayi üretimi kimyasallar, kauçuk, plastik, tekstil, deri sanayi ve gıda üretimi alanlarında
yoğunlaşmaktadır. Hizmetler sektörü içinde özellikle turizm, hızlı bir gelişim sergilemektedir.
Ülkedeki büyük sanayi şirketlerinin çoğu devlet tarafından işletilmektedir. Yıllara göre
sektörlerin ekonomideki gelişimine bakıldığında genellikle stabil olduğu söylenebilir. Ancak,
2008 yılı için hizmet sektöründe büyüme, tarım sektöründe ise küçülme beklenmiştir. Bu da,
turizm sektöründeki gelişme ile açıklanabilir.
Tablo2.4: Suriye’de GSYİH'nin Sektörlere Göre Dağılımı
Sektörler 2003 2004 2005 2006 2007 2008*
Tarım 25,0 22,7 23,4 24,5 24,0 18,5
Sanayi 28,3 30,2 29,1 28,1 27,9 26,9
Hizmetler 46,7 47,1 47,5 47,3 48,2 54,6 * CIA Tahmini
Kaynak: Kuyumcu, 2011, s.4 (Orijinal kaynak: EIU Syria Main Country Profile, 2008, CIA The World Factbook).
-5-
Tüketici fiyatlarındaki değişim yıllar itibarıyla incelendiğinde 1990’ların sonunda
enflasyonist eğilimlerin azaldığı, 2000’li yıllarda ise yeniden arttığı görülmektedir. 2008
yılında enflasyon oranı 1994 yılından itibaren en yüksek düzey olan % 15,7’ye yükselmiştir.
Küresel kriz nedeniyle emtia fiyatlarındaki ve gıda, yakıt ve kira gibi harcama kalemlerindeki
düşüşün etkisiyle 2009 yılında enflasyon oranının %3,8’e gerileyeceği, ancak yakıt
sübvansiyonlarının azaltılması ve KDV uygulamasına geçilmesi sonucunda 2010 yılından
itibaren yeniden % 6–7 seviyelerine yükseleceği tahmin edilmektedir.
Tablo2.5: Suriye’de Enflasyon Oranları
2003 2004 2005 2006 2007a 2008a 2009a 2010b 2011b
Tüketici Fiyatları (Ort.%) 5,8 4,4 7,2 10,0 12,2 15,7 3,8 7,9 6,2 Not: a EIU tahmini, b EIU öngörüsü
Kaynak: Kuyumcu, 2011, s.5 (Orijinal kaynak: EIU Suriye Ülke Profili, 2008, EIU Suriye Ülke Raporu, Ekim 2009).
Tablo2.6: Suriye’de İşsizlik Oranları
2005a 2006a 2007a 2008b 2009b 2010c 2011c
Kayıtlı İşsizlik Oranı (Ort.%) 8,0 8,3 8,4 8,6 9,2 9,7 9,4 Not: a Gerçekleşen, b EIU tahmini, c EIU öngörüsü
Kaynak: Kuyumcu, 2011, s.5 (Orijinal kaynak: EIU Syria Main Country Report, Ekim 2009).
Suriye, son yıllarda ihracat ve yatırımlar açısından Orta Doğu’nun en dinamik
pazarlarından biri haline gelmiştir. Serbest piyasa ekonomisine geçiş yolunda atılan adımlar
ve artan petrol gelirleri, Suriye ekonomisinin hızla büyümesine katkıda bulunmuş, böylece
Suriye pazarında yabancı firmalar için pek çok iş imkanı doğmuştur. Gelişen petrol ve doğal
gaz sanayi, altyapı projeleri ve tüketim mallarına yönelik talep artışı; yabancı firmaların
Suriye’yi cazip bir pazar olarak görmelerini sağlamıştır. Türkiye, bu pazarda coğrafi
yakınlığından dolayı başta nakliye ücretleri olmak üzere pek çok alanda doğal bir rekabet
avantajına sahiptir. 2007 yılında yürürlüğe giren 8 sayılı Yatırım Kanunu ve aynı yıl kurulan
Yatırım Kurulu, Suriye’ye doğrudan yabancı sermaye girişini hızlandıran önemli adımlardır.
Resmi verilere göre 2002 yılında 120 Milyon Dolar civarındaki doğrudan yabancı yatırımlar
2008 yılında 1,1 Milyar Dolar’a ulaşmıştır. Suriye’deki yatırımların büyük bir kısmı Katar ve
diğer Körfez ülkeleri kaynaklı olup; emlak, finans ve turizm, Körfez sermayesinin tercih ettiği
başlıca yatırım alanlarıdır. AB kaynaklı yabancı sermayenin ise büyük kısmı İtalya ve
Almanya’nın yatırımlarından oluşmaktadır. 8 Sayılı Yeni Yatırım Kanunu, Ülkeye yabancı
yatırımları çekmek ve yatırım mevzuatını kolaylaştırmak amacıyla 1991 yılında yürürlüğe
koyulan 10 sayılı Yatırım Kanunu, 1 Ocak 2007 tarihinde yürürlüğe giren 8 sayılı Yeni
Yatırım Kanunu ile birlikte yürürlükten kalkmıştır (Kuyumcu, 2011, s.9).
-6-
Tablo 2.7: Suriye’ye Yıllara Göre Net Yabancı Sermaye Girişi (Milyon $)
2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007*
Net YDD Girişi 270 110 115 160 275 500 600 750 * Tahmini veri.
Kaynak: Kuyumcu, 2011, s.9 (Orijinal kaynak: Syria Investment Agency)
Suriye’nin ihracatında genel olarak ham petrol, madenler, işlenmiş petrol ürünleri,
meyve-sebze,pamuk ipliği, tekstil, giyim, et ve canlı hayvanlar ile buğday göze çarpmaktadır.
2008 yılı ihracatının da % 60,8’ini ham petrol oluşturmuştur. Suriye’nin ithalatında genel
olarak makine ve taşıt araçları, elektrikli makineler, gıda, metal ve metal ürünleri,
kimyasallar, plastik, iplik ve kağıt ağırlıktadır. 2008 yılında işlenmiş petrol ürünleri ithalatı
toplam ithalat içindeki % 12,5 pay ile ilk sırada, binek araçları % 4,3 pay ile ikinci sırada yer
almıştır. Suriye’nin aynı yıl ithal ettiği diğer ürünler ise sırayla mısır, arpa, demir, demir-çelik
mamulleri, şeker ve eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlardır (Kuyumcu, 2011, s.12-13).
Tablo2.8: Suriye’nin Dış Ticaret Göstergeleri (Milyon $) Yıl İhracat İthalat Denge Hacim
2005 6 450 7 898 -1 448 14 348
2006 10 919 11 488 -569 22 408
2007 11 546 14 655 -3 109 26 201
2008 14 380 18 105 -3 725 32 485
2009 5 776 14 509 -8 815 20 367
Kaynak: Kuyumcu, 2011, s.11-12 (Orijinal kaynak: ITC Trademap).
-7-
3. ARAP BAHARI’NDA SURİYE
3.1.Arap Baharı’nın Ortaya Çıkış Süreci
Arap Baharı’nın ortaya çıkış süreci, adlandırma, olayların başlaması ve yayılması ile
büyük çapta olayların ortaya çıkışı şeklinde ele alınmıştır. Birçok ülke, kuruluş ve alanda
uzman kimseler, hareketlerin farklılığı ve sürekli sancılı, çalkantılı değişimi bahar olarak
benimsemişlerdir ve bu halk hareketine Arap Baharı demişlerdir. Gelişmeler aşağıda özetle
aktarılmıştır (http://tr.wikipedia.org/wiki/ Arap_Bahar%C4%B1, 10.09.2012).
3.2.Olayların Başlaması ve Yayılması
Protestolar, Arap Dünyası'nda başta gelen işsizlik, gıda enflasyonu, siyasi yozlaşma,
ifade özgürlüğü, usulsüzlükler ve kötü yaşam koşulları gibi pek çok sorun sonucunda önce
Tunus'ta Muhammed Buazizi'nin kendini yakmasıyla başlamıştır. Ardından benzer sorunlar
yaşayan ülkelerde domino etkisi göstererek yayılmıştır.
Protestolar, ilk olarak 18 Aralık2010 tarihinde Tunus'da başlamış daha sonra Mısır,
Yemen, Cezayir ve Ürdün'e sıçramıştır. Bu ayaklanmalar Tunus ve Mısır'da başarı göstermiş
olup, 23 yıldır yönetimde olan Zeynel Abidin Bin Ali ile 30 yıllık yönetici Hüsnü Mübarek'in
görevlerini bırakmasıyla sonuçlanmıştır.
Büyük çapta olaylar öncelikle Arap Baharı’nın başladığı Tunus’ta ortaya çıkmış ve
sırasıyla Mısır, Libya, Suriye, Yemen ve Bahreyen ile devam etmiştir. Suriye’de ise olaylar iç
savaşa dönüşmüştür.
3.2.1.Tunus (Yasemin Devrimi)
Yasemin Devrimi Tunus'un birçok şehrinde gerçekleşen protestolardır. Protestocuların
hedef aldığı başlıca konular işsizlik, gıda enflasyonu, siyasi yozlaşma (12 Şubat 2011 tarihli
İngilizce Vikipedinin 2010–2011 Arab world protests adlı maddesi), ifade özgürlüğü
(Spencer, 2011) ve kötü yaşam koşulları olmakla beraber, 23 yıldır ülkeyi yöneten Zeynel
Abidin Bin Alinin başkanlığı bırakıp 14 Ocak 2011'de ülkeden kaçmasıyla sonuçlanan olaylar
bütünüdür (Ryan, 2011). Kasım 2010'da, meyve sebze satıcısı olan işsiz bir üniversite
mezununun, satış arabasına polisin el koymasından sonra kendini ateşe vermesi ile başlayan
protestolar (Wyre, 2010) Tunus'ta son 30 yıldır yaşanan sosyal ve siyasal olayların en
dramatik dalgalarından biriydi (BBC, 2011; http://mideast.foreignpolicy.com/..., 2011) ve
yaralanmalar ve hayat kayıpları ile sonuçlanmıştır.
-8-
3.2.2.Mısır (2011 Mısır Devrimi)
2010-2011 Yasemin Devrimi'nin öncülüğünde, 25 Ocak 2011'den beri Mısır'da devam
eden, halkı mevcut yönetime karşı seferber olmaya çağıran sokak gösterileri, protestolar ve
sivil itaatsizliklerin bütünüdür. Gösteriler ve isyanlarınpolis şiddeti, olağanüstü hâl, işsizlik,
asgari ücretleri azaltma isteği, barınma eksikliği, yiyecek sıkıntısı , yolsuzluklar, ifade
özgürlüğünün kısıtlanması ve kötü hayat koşulları üzerine başladığı rapor edildi (Borger,
2010). 11 Şubat 2011 tarihinde Mısır cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek gösteriler nedeniyle
istifa etmiştir.
3.2.3.Libya (Libya İç Savaşı)
Bir Kuzey Afrika ülkesi olan Libya'da hükümet ve Muammer Kaddafi karşıtı
gösterilerle başlamış ve daha sonrasında gerçek anlamıyla bir iç savaşa dönüşmüş
ayaklanmalar bütünüdür. Protestolar 15 Şubat 2011 tarihinde başlamış, iç savaş Sirte'nin
düşmesi ve Muammer Kaddafi'nin öldürülmesiyle 20 Ekim 2011 tarihinde sona ermiştir.
Medyaya göre olaylar halkın 2010-2011 yılı boyunca Arap dünyasını saran protestoların bir
ayağı olan 2011 Mısır Devrimi'nden esinlenmesi sonucu başlamıştır (Jailan, 2011).
18 Şubat 2011 tarihinde göstericiler Libya’nın ikinci büyük şehri Bingazi'nin
kontrolünü bazı polis ve askerlerin de desteğiyle ele geçirmişlerdir. Bunun üzerine hükümet
Bingazi'de yaşayan ve rejimin destekçisi seçilmiş askeri birlikleri yollamıştır
(http://www.nytimes.com..., 2011). Ülke, Ulusal Geçici Konsey (UGK) ve Libya Sosyalist
Halk Cemahiriyesi olarak ikiye ayrılmıştır. 20-28 Ağustos tarihlerinde Trablus Muharebesi
sonucu başkent Trablus UGK kontrolüne geçmiş, UGK yüzden fazla ülke tarafından
tanınmıştır. 20 Ekim 2011 günü Muammer Kaddafi'nin memleketi Sirte'nin düşmesiyle
Muammer Kaddafi öldürülmüş, iç savaş kesin UGK zaferiyle sona ermiştir.
3.2.4.Suriye (2011-2012 Suriye Çatışmaları, İç Savaş)
Suriye'de olaylar, ilk olarak Dera'da, 15 Mart2011 tarihinde başlamıştır. Arap
Baharı'nın etkisiyle devrilen diktatörlerin ülkelerinden ilham alan Beşar Esad karşıtı
muhalifler silahlanarak topyekün çatışmaya girmiştir. Olayların 15 Mart2011 tarihinde
başladığı kabul edilir. Suriye muhalefeti, devlet başkanı Beşar Esad rejimini devirmek ve
kendi ifadeleriyle Özgür Suriye devletini kurmak için silahlı isyana başlamışlardır. Her iki
taraf da dışarıdan askeri ve ekonomik destek almaktadır. Çatışmaların sürmesinin yanında,
ülkede kontrolün şehir merkezi dışında muhalefetin, şehir merkezlerinde ise önemli ölçüde
Beşar Esad'ın elinde olduğu söylenebilir.
-9-
3.2.5.Yemen (2011-2012 Yemen Ayaklanması)
Ayaklanmada yüzbinlerce insan sokaklara dökülmüştür. Ülke genelindeki silahlı
gruplar iç savaşı andırırcasına hükümet güçleri ile çatışmaktadır. Halk Mısır Devrimi ve
Tunus'ta gerçekleşen Yasemin Devrimi'nden esinlenerek yaptığı isyanda bazı adımlar ve
ilerlemeler atılmıştır. Ülke genelindeki aşiretlerin oluşturduğu Yemen Aşiretleri İttifakı'na
bağlı militanlar bazı kasaba ve semtleri kontrolü altına almıştır. Şii ve Sünni gerilimi, Güney
Yemen Hareketi'nin bu ayaklanmadan fırsat sağlayarak saldırılar yapması ülkeyi kaosa
sürüklemiştir.
3.2.6.Bahreyn (2011-2012 Bahreyn Ayaklanması)
14 Şubat 2011'de Arap Baharı'nın etkisiyle patlak veren halk isyanıdır. Halk,
özgürlük ve eşitlik talebiyle sokaklarda protestolara başlamıştır. Hükümet güçleri olaylara
müdahale etmiştir. Körfez İşbirliği Konseyi'de Bahreyn'e Yarımada Kalkan Gücü adlı
güvenlik kuvvetinden göndermiştir. Bazı çevreler, protestoların daha çok Şii-Sünni
çatışmalarına döndüğünü belirtmiştir. Ülkede İran-Suudi Arabistan, nüfuz çekişmesi
yaşamaktadır.
3.3.Arap Baharını Ortaya Çıkaran Nedenler
Demokrasinin yayılma ve gelişim göstermesi sürecinde Arap Ortadoğu’su epeyce geç
kalmıştır. Bunun temel nedeni, bölgenin genel olarak uzun sayılabilecek bir süre sömürge
yönetimi altında kalmasının yanı sıra; aile, klan, mezhep bağlarının Arap toplumlarında çok
güçlü olmasıdır. Bu durum otoriter yönetimlere zemin yaratmış ve değişime olan direnci
artırmıştır (Orhan, 2011, s.22-23). Bunun dışında Arap ülkelerinin dışa kapalı ekonomileri,
sanayileşmeleri, çok fazla petrol kaynaklarına sahip olmalarına rağmen hala tarıma dayalı bir
altyapının bulunması, bireyciliğin ağır basması demokrasiyi geciktiren ve Arap Baharı’nı
başlatan önemli etkenler olmuştur. Bu nedenlerin dışında, ekonomik durumun çok iyi
olmaması, yoksulluk, gelir dağılımındaki adaletsizlik, işsizlik gibi nedenlerde Arap Baharı’nı
tetikleyen nedenler arasında gösterilebilir (Öztoprak, 2012, s.9). Arap baharının ortaya
çıkmasındaki ana nedenler, şu şekilde sıralanabilir:
-Ekonomik Nedenler: İşsizlik, enflasyon, zor yaşam koşulları, gıda sıkıntısı.
-Siyasal Nedenler: Demokratik olmayan diktatörlük yönetimlerinin varlığı, bireysel
özgürlüklerin kısıtlı olması, kötü, baskıcı, usulsüz ve yozlaşmış yönetimlere karşı halk
nezdinde gelişen tepki.
-10-
-Kültürel Nedenler: Küreselleşen dünyada artan iletişim ve ulaşım imkanlarının
sonucu olarak halkın, özellikle de Arap gençlerinin sosyal medya üzerinden görüp, haberdar
oldukları daha demokratik ülkelere ve toplumlara özenmeleri ve sisteme karşı isyan etmeleri.
-Uluslararası Nedenler: Başta ABD olmak üzere Batı dünyasının aktif siyasal
desteği, NATO’nun Libya’daki muhalif kuvvetlere Kaddafi güçlerini bombalayarak yaptığı
stratejik askeri yardım.
Arap Baharı’nı meydana getiren pek çok neden vardır ancak temel neden Arap
rejimlerinin ekonomik iflasıdır. O nedenle seküler, dindar, Müslüman, Hıristiyan pek çok
siyasi grup birlikte, omuz omuza Arap siyasetini sarsmıştır. Bu farklı grupları bir araya
getiren ortak dinamik şudur: Ekonomik başarısızlık. Bu açıdan Arap Baharı, 1979 İran
Devrimi gibi dinsel yahut Nasır olayında olduğu gibi ideolojik bir olay değildir. Arap Baharı,
sıradan insanların temel meselesi olan yüksek fiyatlar, konut sorunu gibi dinamiklerin temel
olarak ortaya çıkardığı bir süreçtir (Bacık, 2011, s.17).
Arap ekonomilerini ekonomik büyüme, işsizlik ve enflasyon açısından ele alınırsa
tablonun hiç parlak olmadığını hemen görülür. Ancak burada başka bir konunun altını çizmek
gerekir. Kalkınmakta olan ülkelerde yüksek faiz-düşük kur uygulamaları nedeniyle
enflasyonist baskı olabilir. Nitekim kalkınmakta olan ülkelerde bu siyasetin doğal bir sonucu
olarak belirli dönemlerde enflasyon kaçınılmaz olmaktadır. Ancak Arap ülkelerinde görülen
enflasyon böyle bir yansıma ile açıklanamaz. Dolayısıyla Arap ekonomileri analiz ederken
salt enflasyon ve işsizlik sorunu ile karşı karşıya değiliz. Bu göstergelerin dışında pek çok
sorun daha etkili olmaktadır. Kamu kaynaklarının yeterli kullanılması, yolsuzluk gibi pek çok
farklı etken daha denklemin içinde bulunmaktadır.
Tablo 3.1: Arap Ülkelerinde Temel Göstergeler Ülkeler Yıllar GSYH (Milyon$) Nüfus (Milyon) Büyüme (%) İşsizlik Oranı (%) Enflasyon Oranı (%) Cezayir
2009 138,119.9 35.0 2,4 10,2 -11,3 2010 161,979.4 35.5 3,3 11,4 16,2
Mısır
2009 188,984.1 79.7 4,7 9,4 11,2 2010 218,894.3 81.1 5,1 9,4 10,2
Ürdün
2009 23,820.0 5,9 5,5 12,9 2,8 2010 26,425.4 6,1 2,3 12,6 8,4
Libya 2009 62,360,4 6,3 2,1 14,6 -32,8 2010 65,740,4 6,4 3 30 -34,8
Fas
2009 23,820.0 5,9 5,5 9,1 1,5 2010 26,425.4 6 2,3 9,1 0,6
Suriye
2009 53,934.5 20 6 8,1 -2,8 2010 59,147.0 20,4 3,2 8,4 6,3
Tunus
2009 43,522.0 10,4 3,1 14,2 3,1 2010 44,238.2 10,5 3 5 4,6
Yemen
2009 25,130.1 23,3 3,9 14,6 -8,7 2010 31,042.7 24,1 7,7 35 24,2
Kaynak: 1-www.indexmundi.com,16.08.2012. 2-www.worldbank.org,16.08.2012.
-11-
3.4.Arap Baharının Sosyal Etkileri: Suriye’den Türkiye’ye Yansımalar
Türkiye’ye komşu ülkeler Bulgaristan, Yunanistan, İran, Irak, Gürcistan, Ermenistan
ve Suriye olup, bu ülkelerden Suriye 877 km'lik bir kara sınırı ile en uzun kara sınırlarına
sahip olduğumuz bir ülkedir. Bu sınırın uzunluğu yanında Türkiye ile Suriye arasında tarihi,
kültürel ve sosyal bağlar bulunmaktadır. Bu açılardan da Suriye, Türkiye açısından önemli bir
yere sahiptir. Çünkü, tarihsel süreç içerisinde Türkiye-Suriye arasında siyasi, terör, toprak
(sınır) vb. sorunlar yaşanmıştır ve bu sorunların başında, toprak (sınır) sorunu gelmektedir.
Bağımsızlığını 1946’da kazanan Suriye ile Türkiye ilişkilerinin Soğuk Savaş’a kadarki ilk
dönemini Türkiye-Fransa ilişkileri olarak isimlendirmek ve bu çerçevede ele almak daha
doğrudur. Bu dönemde iki taraf (Türkiye ve Fransa) arasındaki en önemli sorun “Sancak
Sorunu” olarak bilinen ve Hatay ilinin hangi tarafa ait olduğu konusundaki tartışmalardan
kaynaklanan “toprak” problemidir (http://suriye.ihh.org.tr, 2013).
İki ülke arasındaki sınırın oluşumu, Birinci Dünya savaşı ve sonrası gelişmelerin
çerçevesinde şekillenmiştir (Armaoğlu, 2009, s.397). Birinci Dünya savaşı sonrasında
Türkiye- Suriye sınırının şekillenmesi, Türkiye Millet Meclisi hükümetinin Fransa
yönetimiyle masaya oturduğu Ankara anlaşması ve sonrasındaki müteakip anlaşmalarla
devam etmiştir (Soysal, 1989, s.281). Lozan anlaşması sürecinde de Suriye sınırı meselesi
Ankara anlaşmasına atıfta bulunularak onaylanmış ve Ankara anlaşmasına göre sınırın
oluşumundaki detaylar bir ay içinde kurulacak olan komisyon üzerinden yürütülmüştür.
Fransa, Türkiye’de sahip olduğu mali, ekonomik ve kültürel ayrıcalığı koruma karlığında
Suriye sınırını geriye çekme vaktinin geldiğini düşünmeye başlanmış (Yerasimos, 2009,
s.183), ancak bu süreçle meydana gelen Türk-Fransız gerginliğinden (İki ülke arasındaki
gerginliğin sebebi ise Lozan Antlaşması sürecindeki Osmanlı Borçlarının tasfiye şekli ile var
olan imtiyazların devamlılığı konusundadır) dolayı detayların belirlenmesi akamete uğramıştır
(Soysal, 1989, s.281). Sınır komisyonun oluşturulması ancak 30 Mayıs 1930’da Halep’te
yapılan bir protokolle uygulama safhasına gelmiştir (Umar, 2003, s.291). Türkiye 1927
senesine kadar, Türkiye sınırlarındaki Suriyeli vatandaşlara ait taşınmazlar üzerine herhangi
bir yaptırım uygulamamıştır. Ancak Suriye’nin Türk vatandaşlarının taşınmazları üzerine
haklarına kısıtlamalar getirmesi ile 1927 senesinden itibaren Türkiye’de bir takım kısıtlayıcı
tedbirler koymuştur. Suriye’nin Türkiye’den hukuken ayrıldığı 1921 yılından itibaren suni
sınır nedeniyle Türklerin mülkiyetinde bulunan bir kısım emlak ve arazi Suriye’de,
Suriyelilere ait olan bir kısım emlak ve arazi de Türkiye’de kalmıştır. Suriyelilerin Türklerin
mallarına koymuş oldukları eritme politikalarına karşı, Türkiye’de 1928 yılından itibaren
-12-
Suriyelilerin Türkiye’deki taşınmaz mallarındaki haklarını kısıtlayıcı tedbirler almak zorunda
kalmıştır. Türkiye ile Suriye arasında iyi komşuluk ilişkilerini geliştirmek amacıyla karşılıklı
olarak ülke vatandaşlarının her iki ülke sınırları içerisindeki taşınmazlarındaki hakları ve
menfaatleri arasındaki dengeyi sağlamak üzere devamlı ve adil bir sözleşme akdine 1968’de
karar verilmiştir. Suriye tarafından da olumlu karşılık verilmesi üzerine iki ülke
Cumhurbaşkanları tam yetkili temsilciler tayin etmişlerdir (BCA, 146/ 5/ 1178, Sene: 1971).
Arazi ile ilgili taleplerde, Kilis Sanayi ve Ticaret Odası’nın talepleri, en kapsamlı ve somut
talepler olarak 1968’de öne çıkmaktadır. Kilis’te Suriye’de arazisi olanların sayısı yaklaşık
5000’dir. Kilis’in en verimli ve bereketli topraklarına sahip nahiyelerinden oluşan 400 kadar
köyün sınır ötesinde kalması sonucu bağ, zeytinlik ve bahçe arazilerinin 2/3’ü Suriye’de
kalmıştır (Günver, 2003, s.104).
Yıllarca Türkiye-Suriye ilişkilerinin perde gerisindeki en önemli pürüzlerinden birini
oluşturan Hatay’a ilişkin en köklü politika değişikliği mesajı, 2003 yılı Temmuz ayında
Suriye Başbakanı’nın Türkiye’ye yaptığı ziyaretten birkaç gün önce Türk medyasına yaptığı
açıklama ile gelmiştir. Mesajında iyi komşuluk ilişkilerine vurgu yapan Suriye Başbakanı
Mustafa Miro, “Biz şu anda var olan ilişkilerimizin çerçevesi içinde karşılıklı sınırlarımıza
saygılı olduğumuzu, Suriye'nin toprak bütünlüğüne ne kadar saygılı olduğumuzu söylüyorsak
aynı şekilde Türkiye'nin de toprak bütünlüğüne, sınır güvenliğine ve üniter yapısına
saygılıyız” sözleri ile bu değişikliği dile getirmiştir (http://suriye.ihh.org.tr, 2013).
Arap Baharı ile ortaya çıkan toplumsal başkaldırı, hem ülkedeki siyasal yapıya ve hem
de ekonomik yapıya çok büyük etki etmiştir. Bu başkaldırının sosyal etkilerini özellikle
Suriye’deki savaş ortamından kaçarak daha güvenli bir yaşam alanı oluşturmak için kendi
ülkelerinden komşu ülkelere sığınanların oluşturduğu mülteci gurubu ile açıklamak
mümkündür. Mültecilerin doğal olarak yüz yüze kaldığı sorunlar; yeme-içme, barınma ve
temizlik sorunları, aynı aileden bir taraftan ülkede muhalefete destek amaçlı kalan kişiler ile
iltica eden ailelerin bölünmesi ile oluşan sorunlar, çatışmaların doğal sonucu olarak dul, yetim
ve öksüz bir kesimin oluşması ile ortaya çıkan dramatik sorunlar, gerek kargaşa içindeki
ülkede ve gerekse mültecilerin sığındığı ülkelerde ortaya çıkan sağlık sorunları, kargaşa
içindeki ülkedeki şehirlerde çatışma ve bombalama sonucu tarihi, kültürel değerlerin zarar
görmesi ve insan kayıpları (kentkırımın) sonucu oluşan sorunlar, belki de en önemlisi çatışma
ortamındaki ülkede eğitimin durması ile oluşan sorunlar vb. sorunlar sıralanabilir (Paksoy,
vd., 2012, s.51).
-13-
Suriye güvenlik güçleriyle silahlı gruplar arasında yaşanan silahlı çatışma, komşu
ülkelere mülteci akınını başlattı. Türkiye, Ürdün, Lübnan ve Irak, Suriyeli mültecilerin
sığındığı ülkeler arasında yer aldı (http://www.ydh.com.tr/HD10253_1--yilinda-turkiyedeki-
suriyeli-multeci-gercegi.html, 20.09.2012).
Türkiye’de, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nca organize edilen
çalışmalar kapsamında, Suriye'den gelenler için kurulan 14 çadırkent, 1 geçici kabul merkezi
ve 6 adet konteynerkent bulunmaktadır. Bu geçici yerleşim yerleri; Hatay'da 4, Şanlıurfa'da 2,
Gaziantep'te 3, Kahramanmaraş, Osmaniye, Adıyaman, Mardin ve Adana'da 1'er olmak üzere
toplam 14 çadırkent ile Kilis'te 2, Şanlıurfa, Malatya, Hatay ve Gaziantep'te 1'er olmak üzere
toplam 6 adet konteynerkent şeklinde hizmet vermektedir ve bu yerlerde 201 bin 67 Suriye
vatandaşı yaşamını sürdürmektedir. Ayrıca, kampların dışında çeşitli illerde bulunan yaklaşık
300 bin Suriye vatandaşının günlük insani ihtiyaçları ve sağlık hizmetleri karşılanmaktadır.
Yürütülen eğitim ve sağlık hizmetleri kapsamında 526 derslikte toplam 27 bin 640 çocuğa ve
gence eğitim verilmiş, kamplardaki sahra hastanelerinde ve mobil sağlık ünitelerinde, 4 bin
736 poliklinik hizmeti ve 4 bin 984 doğum gerçekleştirilmiştir. Toplam gerçekleşen
poliklinik hizmet sayısının 1.2 milyonunu aşmıştır. Öte yandan, Türkiye’ye toplam 345 bin
352 Suriye vatandaşı giriş yapmıştır. Toplam 144 bin 285 Suriye vatandaşı ise ülkesine geri
dönmüştür. 397 hasta ve yaralı, 130 refakatçi hastanede bulunmaktadır. Hastanedekilerle
birlikte barınma merkezlerinde toplam 201 bin 67 Suriye vatandaşı bulunmaktadır. Bunların
(http://www.haberx.com, 2013);
-Hatay'da 15 bin 371’i,
-Gaziantep'te 32 bin 370’i (9 bin 42'si İslahiye, 7 bin 461'i Karkamış, 15 bin 867'si
Nizip barınma merkezlerinde),
-Kilis'te 22 bin 839’u (13 bin 570'i Öncüpınar, 9 bin 269'u Elbeyli Beşiriye
Konteynerkentlerinde),
-Şanlıurfa'da 79 bin 176’sı (36 bin 521'i Ceylanpınar, 29 bin 293'ü Akçakale
çadırkentlerinde, 13 bin 362'si Harran Kökenli konteynerkentinde),
-Kahramanmaraş'ta 15 bin 160’ı,
-Osmaniye'de 8 bin 37’si,
-Adıyaman'da 9 bin 933’ü,
-Adana'da 10 bin 142’si,
-Mardin'de bin 808’i ve
-Malatya'da 5 bin 704’ü barındırılmaktadır.
-14-
Türkiye ve başka ülkelerde yaşamlarını sürdüren Suriyeli mültecilerin sayısı son iki
yılda 2 milyona yaklaşmıştır. Sınırı geçemeyen yaklaşık dört milyon Suriyeli de kendi
ülkelerinde mülteci durumuna düşmüştür. İngiliz Guardian Gazetesi’nin, Birleşmiş Milletler
Mülteciler Yüksek Komiseri, Antonio Guterres ile yaptığı röportajda, Guteress’in, bölge
ülkeleri artık mülteci akınıyla başa çıkmakta zorlandığı için, İngiltere ve diğer Batılı
ülkelerden de onbinlerce mülteciyi kabul etmelerinin istenebileceği uyarısında bulunduğunu
belirtmiştir. Birleşmiş Milletler ve yardım örgütlerinin, son iki yılda sayıları iki milyona
yaklaşan Suriyeli mültecilerin, artık 1948 ve 1967'deki Filistinli göçü gibi, kalıcı bir nüfus
hareketine dönüşme işaretleri verdiği yönündegörüşleri aktarmıştır. Lübnan'da her altı kişiden
birinin Suriyeli mülteci olduğu, Ürdün'deki en büyük Suriyeli mülteci kampı Zaatari'nin artık
ülkenin dördüncü en büyük kentine dönüştüğü belirtilmiştir. Ayrıca, sınırı geçemeyen dört
milyon Suriyelinin de kendi ülkelerinde mülteci durumuna düştüğüne inanıldığı ve bunun her
dört Suriyeliden birinin evini terk ettiği anlamına geldiği ifade edilmiştir. Guterres ayrıca,
'Türkiye ve Ürdün'de durum artık zorlaştığı ve silahlı kişilerin sızmasıyla güvenlik açısından
kaygı veren sonuçlar ortaya çıktığı için sınırın kontrol edilmeye başlandığını belirtmiştir
(http://www.bbc.co.uk/, 2013).
Guardian, Türkiye ve Ürdün'de yaşayan Suriyeli mültecilerin ifadelerine de yer verdiği
haberinde, Kilis'te yaşayan 46 yaşındaki Suriyeli mülteci Sena'nın da yaşadıklarını
aktarmıştır: Yaklaşık bir buçuk yıl önce Hama'dan Türkiye'ye gelen Sena önce Reyhanlı'da
kalmış, sonra ailesiyle Kilis'teki kampa gönderilmişler. Sena, Türkiye'ye kocası ve beş
çocuğuyla göç etmiş. Ama göç yollarında çok hasta olan altı yaşındaki kız çocuğu hayatını
kaybetmiş. Elinde kızının fotoğraflarıyla gözyaşı döken Sena'nın beş yaşındaki oğlu Ömer de
hastalanmış. Sıcak havaya rağmen Kilis'teki konteynırlarda yaşamaktan memnun olduğunu
belirten Sena, günlerin geçmek bilmediğinden yakınıyor. Gazete, kamptaki birçok erkek gibi
Sena'nın da 20 ve 24 yaşlarındaki iki oğlunun Özgür Suriye Ordusu ile birlikte Suriye'de
savaştığını aktarıyor. Kocası ise hasta oğullarına bakmak için Sena'nın yanında kalıyor.Sena,
oğulları için endişelense de, "Bizim ülkemiz, özgürlüğümüz için savaşıyorlar, bu bizim
endişelenmemizden daha önemli" diyor (http://www.bbc.co.uk/, 2013).
3.5.Arap Baharının Ekonomik Etkileri: Türkiye-Suriye Karşılaştırması
Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde yönetim değişikliklerine yol açan Arap Baharı,
siyasi bir akım gözükse de ekonomik değişim açısından da büyük bir önemi bulunuyor.
Uzmanlara göre rejimlerle birlikte ülkelerin ekonomik işleyişleri de değişecek. Sokaktaki
-15-
halkların demokratik beklentilerinin yanında ekonomik beklentilerinin de olduğunu
vurgulayan uzmanlara göre iş dünyasında yeni grupların da yer alacak olması, iş dünyasının
çalışma şeklini de ciddi biçimde etkileyecektir.
Demokratikleşme Arap dünyasında sadece iç siyasal denklemleri değil aynı zamanda
halihazırdaki bölgesel güç dengesini de derinden etkileyecek bir süreci başlatmışgörünüyor.
Bu sebeplerden dolayı ve özellikle küresel ekonominin bu bölgeden sağlanan petrol ve gaza
bağımlılığı, yatırımlara ihtiyacı ve global ticaretyolları üzerindeki stratejik coğrafi konumu
sebebiyle ABD ve Rusya gibi global siyasi aktörlerin Arap Baharı’nı dikkatlice izledikleri ve
Arap ülkeleri içerisindeki siyasal süreçleri yönlendirmeyeçalıştıkları görülüyor. Bu bağlamda,
Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki İran, Suudi Arabistangibi bölgesel güçlerin ise kendilerini
de etkilenebileceğini gördükleri için bu süreçteki siyasal istikrarsızlığın yayılmasını
engellemek ve siyasaldönüşüm sürecini kontrol etmek için özellikle çaba gösterdikleri
anlaşılıyor (Ulusoy, 2012, s.94).
Tablo 3.2: Türkiye’nin Arap Baharının Yaşandığı Başlıca Ülkelere Mal İhracı (000 $) Yıllar Toplam İhracat Bahreyn Libya Mısır Suriye Tunus Yemen
1996 23.224.465 9.566 243.891 316.228 307.778 94.547 72.305
1997 26.261.072 13.409 186.714 304.460 268.753 119.950 86.311
1998 26.973.952 10.562 95.195 474.229 309.044 351.036 62.100
1999 26.587.225 10.783 139.621 467.413 232.210 238.434 88.986
2000 27.774.906 26.565 95.547 375.707 184.267 162.272 69.104
2001 31.334.216 11.159 67.473 421.469 281.141 140.593 100.362
2002 36.059.089 16.936 165.112 326.389 266.772 121.142 119.362
2003 47.252.836 28.856 254.741 345.779 410.755 220.015 156.069
2004 63.167.153 54.416 337.204 473.145 394.783 256.162 203.945
2005 73.476.408 41.915 384.167 687.299 551.627 294.785 197.193
2006 85.534.676 35.303 487.261 709.353 609.417 324.893 197.869
2007 107.271.750 76.651 643.150 902.703 797.766 530.277 274.289
2008 132.027.196 308.223 1.074.288 1.426.450 1.115.013 778.098 353.605
2009 102.142.613 113.628 1.795.117 2.599.030 1.421.637 645.767 379.263
2010 113.883.219 172.024 1.932.370 2.250.577 1.844.605 713.632 330.392
2011 134.906.869 160.418 747.629 2.759.311 1.609.861 802.302 272.733 Kaynak: TÜİK (http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?alt_id=12, Erişim: 16.09.2012).
Tablo 3.2’de, Türkiye’nin 1996-2011 yıllarında Arap Baharının yaşandığı başlıca
ülkelere yapmış olduğu ihracatın dolar cinsinden değerleri verilmiştir. Tabloda da görüldüğü
gibi, Toplam ihracattaki artışlara paralel olarak, söz konusu ülkelere yapılan ihracatta da genel
anlamda artışlar söz konusudur. Fakat bu artışların düzenli olmadığı gözlenmektedir. Ayrıca,
2000’li yılların ortalarından sonra bu ülkelere yapılan ihracatın toplam ihracat içindeki
payının arttığı görülmektedir (2004 yılında ele alınan altı ülkeye yapılan ihracat toplamının,
Türkiye’nin toplam ihracatı içindeki payı %2.72 iken, bu oran 2008’de %3.82, 2009’da
-16-
%6.80, 2010’da da %6.36’dır). Arap Baharı sürecinin yaşanması ile birlikte, bu ülkelere
yapılan ihracatta da genel anlamda azalma söz konusudur. 2011 yılı rakamlarına baktığımızda
bir önceki yıla göre Mısır ve Tunus hariç, ülkelerin tamamına yapılan ihracatta azalma
gerçekleşmiştir. Altı ülkeye yapılan ihracat toplamının genel ihracat içindeki payı, bir önceki
yıla göre %1.66 civarında azalmıştır (Bu oran 2010’da %6.36 iken 2011’de %4’70’dir).
Suriye’ye yapılan ihracat, 2000-2010 yıllarında (2005 ve 2006 yılları hariç) düzenli
olarak artmıştır. 2004 yılında Suriye’ye yapılan ihracatın toplam ihracat içindeki payı %0.62
iken, bu oran 2008’de %0.84’e, 2009’da %1.39’a, 2010 ise %1.65’e yükselmiştir. Türkiye’nin
Suriye’ye yapmış olduğu ihracat, Arap Baharı sürecinden olumsuz olarak etkilenmiş ve
2010’da 1.844.605.000 dolardan 2011’de 1.609.861.000 dolara düşmüştür. Bir başka deyişle
2010’da Suriye’ye yapılan ihracatın genel ihracat içindeki payı %1.65 iken, 2011’de bu oran
%1.19’a gerilemiştir.
Tablo 3.3: Türkiye’nin Arap Baharının Yaşandığı Başlıca Ülkelerden Mal İthali (000 $)
Yıllar Toplam İthalat Bahreyn Libya Mısır Suriye Tunus Yemen
1996 43.626.642 5.375 476.346 272.394 311.459 49.968 1.940
1997 48.558.721 184.488 533.089 398.897 456.282 59.914 342
1998 45.921.392 36.367 342.863 392.959 308.002 63.088 167
1999 40.671.272 12.438 502.060 108.977 307.001 66.574 159
2000 54.502.821 31.291 786.160 140.720 545.240 64.843 758
2001 41.399.083 14.614 847.847 91.720 463.476 72.936 21
2002 51.553.797 18.987 41.800 118.173 314.770 71.801 341
2003 69.339.692 15.173 68.356 189.397 261.193 98.140 130
2004 97.539.766 18.101 82.629 255.242 247.551 100.410 1.226
2005 116.774.151 18.929 194.537 267.246 142.585 117.372 3.085
2006 139.576.174 44.852 241.430 392.524 187.250 150.094 439
2007 170.062.715 119.423 260.386 652.988 259.282 229.788 458
2008 201.963.574 95.516 336.325 886.237 323.697 365.381 703
2009 140.928.421 24.289 357.417 641.552 221.454 234.980 310
2010 185.544.332 71.682 425.652 926.476 452.493 280.720 1.044
2011 240.841.676 111.454 139.763 1.382.216 336.646 249.790 464 Kaynak: TÜİK (http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?alt_id=12, Erişim: 16.09.2012).
Tablo 3.3’te, Türkiye’nin 1996-2011 yıllarında Arap Baharının yaşandığı başlıca
ülkelerden yapmış olduğu ithalatın dolar cinsinden değerleri verilmiştir. Tabloda görüldüğü
gibi, ülkelerden yapılan ithalatta toplam ithalattaki artışa paralel bir artış yoktur. Ayrıca ithalat
rakamlarında yıllara göre bir düzensizlik söz konusudur. Son yıllarda bu ülkelerden yapılan
ithalatta genel anlamda bir artış gözlenmektedir. 2007 yılında bu altı ülkeden yapılan ithalatın
toplam ithalat içindeki payı %0.89, 2008’de %0.99, 2009’da %1.01, 2010’da %1.16’dır. 2012
-17-
yılında ise bu oran %0.92’ye gerilemiştir. Bu da ithalatın Arap Baharı sürecinden olumsuz
etkilendiğinin bir kanıtıdır.
Suriye’den yapılan ithalatın bu süreçten nasıl etkilendiğine bakıldığında, genel eğilime
paralel gelişmeler gözlemlenmektedir. 2007 yılında Suriye’den yapılan ithalat, toplam
ithalatın %0.15’ini oluştururken, bu oran 2008’ %0.16, 2009’da %0.15, 2010’da %0.24 olarak
gerçekleşmiştir. 2011 yılında Türkiye’nin Suriye’den yapmış olduğu ithalat 336.646.000
dolardır. Bir önceki yılın rakamı ile karşılaştırdığımızda (452.493.000 dolar) ithalattaki azalışı
rahatlıkla gözlemlemek mümkündür. Bir başka anlatımla 2011 yılında bir önceki yıla göre
toplam ithalat içindeki pay %0.13’e gerilemiş, yani %0.11 azalmıştır. Bu da Arap Baharının
Suriye’den yapılan ithalatı olumsuz yönde etkilediğini göstermektedir.
Tablo 3.4: 2012 Yılı Ocak-Temmuz Döneminde Türkiye’nin Arap Baharının Yaşandığı
Başlıca Ülkelere Mal İhracı (000 $) Ülkeler Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Toplam
Bahreyn 6.790 17.654 16.429 23.612 10.548 24.915 8.708 108.656
Libya 115.881 232.690 176.949 179.710 152.212 187.344 163.494 1.208.280
Mısır 271.352 289.124 359.072 297.826 377.200 318.451 286.953 2.199.978
Suriye 68.110 62.808 41.640 47.486 43.939 38.074 31.325 333.382
Tunus 46.633 94.508 66.919 65.147 74.621 68.102 56.356 472.286
Yemen 51.109 30.960 61.005 36.860 47.115 34.091 20.043 281.183
Türkiye’nin
Toplam İhracatı
10.351.531 11.750.565 13.213.119 12.637.081 13.140.814 13.253.161 12.865.835 87.212.106
Kaynak: TÜİK (http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?alt_id=12, Erişim: 16.09.2012).
Tablo 3.4’te, 2012 yılının ilk yarısında Türkiye’nin altı ülkeye yaptığı ihracatın dolar
bazında değerleri verilmiştir. Tabloya göre, Ocak ayında Türkiye’nin Suriye’ye yaptığı
ihracat 68.110.000 dolar iken, bu rakam Temmuz ayında 31.325.000 dolara gerilemiştir.
Tablo 3.5: 2012 Yılı Ocak-Temmuz Döneminde Türkiye’nin Arap Baharının Yaşandığı
Başlıca Ülkelerden Mal İthali (000 $) Ülkeler Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Toplam
Bahreyn 4.110 7.405 10.189 13.557 18.744 15.845 14.587 84.437
Libya 6.124 26.009 15.313 13.920 28.213 13.052 64.396 167.027
Mısır 126.781 85.794 132.813 96.541 118.110 98.284 99.485 757.808
Suriye 8.001 6.103 7.563 6.825 8.426 4.756 6.668 48.342
Tunus 10.420 8.339 15.846 13.382 14.312 21.693 16.542 100.534
Yemen 31 11 91 23 60 2 0 218
Türkiye’nin
Toplam İthalatı
17.376.036 17.719.874 20.600.432 19.273.553 21.749.742 20.437.151 20.755.019 137.911.807
Kaynak: TÜİK (http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?alt_id=12, Erişim: 16.09.2012).
-18-
Tablo 3.5’te, 2012 yılının ilk yarısında Türkiye’nin altı ülkeden yapmış olduğu
ithalatın dolar olarak değerleri verilmiştir. Tabloya göre, dönem başında Suriye’den 8.001.000
dolar değerinde mal ithal edilirken, dönem sonunda bu rakam 6.668.000 dolara gerilemiştir.
Bu da göstermektedir ki, Arap Baharı süreci Türkiye’nin Suriye’den yaptığı ithalatı olumsuz
yönde etkilemektedir.
Arap Baharının gelip dayandığı Suriye , küresel güç mücadelesinin yeni çekişme alanı
haline geldi. Suriye’nin uzun süren bir çatışma sonucu kontrollü bir şekilde kendisini
tüketmesi, yaşanır bir ülke olmaktan çıkması ve yavaş yavaş çökmesi, bu küresel jeopolitiğin
bir parçası olarak önem kazanmıştır. Suriye’de iç savaşın uzamasının bazı nedenleri var.
Bunların bir kısmı Suriye’nin iç yapısından kaynaklanmaktadır. Örneğin, içinde Sünnilerin de
yer aldığı Suriye burjuvazisi ve ordusu, beklendiği ölçüde çözülmedi. Nusayri, Hıristiyan ve
Dürziler koalisyonu rejime yönelik desteğin çekirdeğini oluştururken, Kürtler ayaklanma
dışında kaldı, Türkmenler de ayaklanma içinde yer almadı. Rejimin Suriye toplumuna
derinlemesine nüfuz etmesi, sıkı bir denetim toplumu meydana getirilmiş olması gibi
nitelikleri yeterince anlaşılamamıştır (http://www.radikal.com.tr/, 2012).
-19-
4. İÇ SAVAŞTAN KAÇARAK KİLİS’TE YAŞAYAN SURİYELİLERİN SOSYO-
EKONOMİK SORUNLARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
4.1. Araştırmanın Amacı
Ortadoğu’da Arap dünyasında özellikle işsizlik, gıda enflasyonu, ifade özgürlüğü,
usulsüzlükler ve kötü yaşam koşulları gibi pek çok sosyo-ekonomik soruna bağlı olarak ilk
olarak 18 Aralık 2010 tarihinde Tunus’ta başlayan protestoların “Arap Baharı” adıyla
genişleyerek Mısır, Libya, Yemen, Bahreyn ve Suriye’de devam etmesi sonucu pek çok insan
ülkesini terk ederek geçici olarak koruma altında, geçici sığınmacı, mülteci ve göçmen
konumunda komşu ülkelerde yaşamaya başlamıştır. Aynı şekilde Suriye’deki iç savaştan
kaçarak Türkiye’de yaşamını sürdüren 200 binden fazla Suriyeli bulunmaktadır ve bunların
önemli bir kısmı sınıra yakın olması ve konteynırkent bulunması nedeniyle Kilis’te
yaşamaktadırlar. Araştırma ile, iki yılı aşan ve hale devam eden Suriye’deki iç savaştan
kaçarak Kilis’te yaşamlarını sürdüren Suriyelilerin sosyo-ekonomik sorunlarını ortaya
koymak amaçlanmıştır.
4.2. Araştırmanın Kapsamı ve Sınırları
Araştırma, Suriye’deki iç savaştan kaçarak Kilis’te yaşamlarını sürdüren Suriyelileri
kapsamaktadır. Araştırma bu kapsamda, yaşı 18 ve üzeri olan Suriyelilerle sınırlandırılmıştır.
4.3. Araştırmanın Varsayımları
-Kilis’te yaşayan Suriyelilerin anket sorularını doğru algıladıkları (anket soruları
Türkçe ve Arapça olarak hazırlanmıştır) ve doğru cevapladıkları varsayılmıştır.
-Kilis’te yaşayan Suriyelilerin, Kilis’te kaldıkları yere göre sosyo-ekonomik sorunlarla
karşılaşma oralarında farklılıklar olduğu varsayılmıştır.
4.4. Araştırmanın Hipotezi ve Değişkenleri
Araştırmada, Kilis’te yaşayan Suriyelilerin, Kilis’te kaldıkları yere göre sosyo-
ekonomik sorunlarla karşılaşma oranlarında farklılıklar olduğu varsayımından (hipotez)
hareketle Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yer (bağımsız değişken) ile bazı sosyo-ekonomik
sorunlar (bağımlı değişken) arasındaki farklılıklar SPSS Crosstab kullanılarak analiz
edilmiştir.
-20-
4.5. Araştırmanın Yöntemi
Araştırmanın yöntemi; örnek kütlenin seçimi, veri toplama yöntemi ve verileri
değerlendirme yöntemlerinden oluşmaktadır.
Araştırmanın ana kütlesini, Suriye’deki iç savaştan kaçan ve Kilis’te yaşayan
Suriyeliler oluşturmaktadır. Örnek kütle, ana kütleden “Basit Tesadüfi Örnekleme” yöntemi
kullanılarak seçilen ve Kilis’te yaşayan Suriyelilerden oluşmaktadır.
Veri toplama yöntemi olarak “anket” metodu seçilmiştir. Anketler yüz yüze
görüşülerek yapılmıştır.
Anket yoluyla elde edilen veriler, SPSS kullanılarak frekans ve yüzde dağılımlarından
oluşan tablolar hazırlanarak değerlendirilmiş; bağımsız ve bağımlı değişkenler arasındaki
ilişki ise “SPSS Crosstab” Yöntemi ile analiz edilmiştir.
4.6. Araştırmanın Kısıtlayıcıları
-İç savaştan kaçan Suriyelilerin çoğunluğunun Türkçe konuşup-yazıyor olmamaları,
yüz yüze anket yapmayı kısıtlamıştır. Bu kısıt, anket formu Türkçe ve Arapça hazırlanarak
aşılmaya çalışılmıştır.
-İç savaştan kaçan Suriyelilerin anketleri cevaplama konusunda yeterince istekli
olmamaları. Bu sorun, yine iç savaştan kaçan ve Türkçe bilen Suriyelilerden yardım alınarak
aşılmaya çalışılmıştır.
-İç savaştan kaçarak Kilis’te yaşayan Suriyelilerle anketler, Ocak-Haziran 2013
döneminde yapılmıştır.
4.7. Araştırma Verileri, Değerlendirilmesi ve Analizi
Araştırma bulguları, Suriye’deki iç savaştan kaçarak Kilis’te yaşayan 566 Suriyeli ile
anket yapılarak elde edilmiştir. Elde edilen veriler, bilgisayar ortamında SPSS kullanılarak
frekans ve yüzde dağılımlarından oluşan tablolar hazırlanarak değerlendirilmiş; bağımsız ve
bağımlı değişkenler arasındaki ilişki ise “SPSS Crosstab” Yöntemi ile analiz edilmiştir.
4.7.1. Araştırma Verileri ve Değerlendirilmesi
4.7.1.1. Suriyelilerin Cinsiyet Dağılımı
Tablo 4.1’de, ankete katılan Suriyelilerin cinsiyete ilişkin frekans ve % dağılımları
verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %66,5’i erkek ve %31,3’ü kadın iken, %2,2’si
cinsiyetle ilgili soruyu cevaplandırmamıştır.
-21-
Tablo 4.1: Suriyelilerin Cinsiyet Dağılımı Cinsiyet Frekans % Cevaplı %
Kadın 174 31,3 32,0
Erkek 370 66,5 68,0
Toplam 544 97,8 100,0
Cevapsız 12 2,2 -
Genel Toplam 556 100,0 -
Şekil 1: Suriyelilerin Cinsiyet Dağılımı
4.7.1.2. Suriyelilerin Yaş Dağılımı
Tablo 4.2’de, ankete katılan Suriyelilerin yaşa ilişkin frekans ve % dağılımları
verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %23,9’u 18-25 yaş aralığında, %22,8’i 31-40 yaş
aralığında, %22,5’i 41-50 yaş aralığında, %14,7’si 26-30 yaş aralığında ve %14,0’ı 51 + yaş
aralığında iken, %2.0’ı yaş grubu ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır.
Tablo 4.2: Suriyelilerin Yaş Dağılımı Yaş Aralığı Frekans % Cevaplı %
18-25 yaş 133 23,9 24,4
26-30 yaş 82 14,7 15,0
31-40 yaş 127 22,8 23,3
41-50 yaş 125 22,5 22,9
51 ve + yaş 78 14,0 14,3
Toplam 545 98,0 100,0
Cevapsız 11 2,0 -
Genel Toplam
556 100,0 -
Şekil 2: Suriyelilerin Yaş Dağılımı
4.7.1.3. Suriyelilerin Eğitim Düzeyi
Tablo 4.3’te, ankete katılan Suriyelilerin eğitim düzeyine ilişkin frekans ve %
dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %28,4’ü lise, %27,5’i üniversite, %20,9’u
ilköğretim mezunu iken, %3,6’sı lisansüstü eğitim görmüştür. Ayrıca, ankete katılanların
%12,8’ise sadece okur-yazar kişilerden oluşurken, %6,8’i ise, eğitim düzeyi ile ilgili soruyu
cevaplandırmamıştır.
-22-
Tablo 4.3: Suriyelilerin Eğitim Düzeyi Eğitim Düzeyi Frekans % Cevaplı %
Okur-yazar 71 12,8 13,7
İlköğretim 116 20,9 22,4
Lise 158 28,4 30,5
Üniversite 153 27,5 29,5
Lisansüstü 20 3,6 3,9
Toplam 518 93,2 100,0
Cevapsız 38 6,8 -
Genel Toplam 556 100,0 -
Şekil 3: Suriyelilerin Eğitim Düzeyi
4.7.1.4. Suriyelilerin Suriye’den Geldikleri İl/Bölge
Tablo 4.4’te, ankete katılan Suriyelilerin Suriye’den geldikleri il/bölgelere ilişkin
frekans ve % dağılımlarıverilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin büyük bir
çoğunluğu (%67,6) Halep’ten gelmiştir. Bu sonuç, Halep’in Kilis’e en yakın yer olması ile
ilişkilendirilebilir. Ayrıca, değişik oranlarda Hama, Humus, İdlib gibi illerden gelenler
bulunmaktadır. Ankete katılan mültecilerin %26,1’i ise, hangi il/bölgeden geldiğini
belirtmemiştir. Gelinen il/bölgenin bu oranda belirtilmemiş olması, mültecilerin Suriye
istihbaratından çekinmiş olabilecekleri ile açıklanabilir.
Tablo 4.4: Suriye’den Gelinen İl/Bölge Gelinen İl/Bölge Frekans % Cevaplı %
Halep 376 67,6 91,5
Hama 1 ,2 ,2
Humus 1 ,2 ,2
Suriye 4 ,7 1,0
İdlib 29 5,2 7,1
Toplam 411 73,9 100,0
Cevapsız 145 26,1 -
Genel Toplam 556 100,0 -
Şekil 4: Suriye’den Gelinen Bölge/İl
4.7.1.5. Suriyelilerin Medeni Durumu
Tablo 4.5’te, ankete katılan Suriyelilerin medeni durumlarına ilişkin frekans ve %
dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %69,8’i evli, %26,3’ü bekar ve %1,4’ü ise
dulken, %2,5’i ise, medeni durumları ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır.
-23-
Tablo 4.5: Suriyelilerin Medeni Durumu Medeni Durum Frekans % Cevaplı
%
Evli 388 69,8 71,6
Bekar 146 26,3 26,9
Dul 8 1,4 1,5
Toplam 542 97,5 100,0
Cevapsız 14 2,5 -
Genel Toplam 556 100,0 -
Şekil 5: Suriyelilerin Medeni Durumu
4.7.1.6. Suriyeli Evli Erkeklerin Eş Sayısı
Tablo 4.6’da, ankete katılan Suriyeli evli erkeklerin eş sayıları/evli bayanların
eşlerinin eş sayılarına ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi,
%67,1’i tek eşli, %4,3’ü iki eşli, %0,5’i üç eşli ve %0,5’i de dört eşli iken, %27,5’i ise, eş
sayısı ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. Soruyu cevaplandırmayanlarının oranının
yüksekliği, katılımcıların %26,3’ünün bekar (bakınız, Tablo 5) olmasıyla açıklanabilir.
Tablo 4.6: Suriyelilerin (Erkek) Eş Sayısı Eş Sayısı Frekans % Cevaplı %
1 eş 373 67,1 92,6
2 eş 24 4,3 6,0
3 eş 3 ,5 ,7
4 eş 3 ,5 ,7
Toplam 403 72,5 100,0
Cevapsız 153 27,5 -
Genel Toplam 556 100,0 -
Şekil 6: Suriyelilerin (Erkek) Eş Sayısı
4.7.1.7. Evli Suriyelilerin Çocuk Sayısı
Tablo 4.7’de, ankete katılan evli Suriyelilerin çocuk sayılarına ilişkin frekans ve %
dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %15,6’sı dört çocuklu, %14,0’ı üç
çocuklu, %10,8’i beş çocuklu, %9,5’i sekiz + çocuklu, %7,7’si iki çocuklu, %6,7’si tek
çocuklu, %5,8’i yedi çocuklu ve %5,0’ı altı çocuklu iken, %24,8’i ise, çocuk sayısı ile ilgili
soruyu cevaplandırmamıştır. Soruyu cevaplandırmayanlarının oranının yüksekliği,
katılımcıların %26,3’ünün bekar (bakınız, Tablo 5) olmasıyla açıklanabilir.
-24-
Tablo 4.7: Evli Suriyelilerin Çocuk Sayısı Çocuk Sayısı Frekans % Cevaplı %
1 çocuk 37 6,7 8,9
2 çocuk 43 7,7 10,3
3 çocuk 78 14,0 18,7
4 çocuk 87 15,6 20,8
5 çocuk 60 10,8 14,4
6 çocuk 28 5,0 6,7
7 çocuk 32 5,8 7,7
8 + çocuk 53 9,5 12,7
Toplam 418 75,2 100,0
Cevapsız 138 24,8 -
Genel Toplam 556 100,0 -
Şekil 7: Evli Suriyelilerin Çocuk Sayısı
4.7.1.8. Suriyelilerin Meslekleri
Tablo 4.8’de, ankete katılan Suriyelilerin mesleklerine ilişkin frekans ve % dağılımları
verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %19,6’sı işçi, %17,8’i öğrenci, %12,4’ü eğitimci,
%11,9’u memur, %11,3’ü esnaf, %9,2’si ev hanımı ve %9,0’ı diğer meslek grubunda iken,
%3,6’sı ise, meslek grubu ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. Anketten elde edilen
verilerde, ankete katılan Suriyelilerin meslek gruplarına dağılımının büyük oranlarda bir veya
iki meslek grubunda toplanmaması ve farklı meslek gruplarının belli oranlarda yer alması,
ankette belirtilen görüş ve düşüncelerin anlamlılığı açısından önemli bir durum olarak
değerlendirilebilir.
Tablo 4.8: Suriyelilerin Meslek Dağılımı Meslekler Frekans % Cevaplı %
İşçi 109 19,6 20,3
Esnaf 63 11,3 11,8
Memur 66 11,9 12,3
İşadamı 18 3,2 3,4
Eğitimci 69 12,4 12,9
Emekli 11 2,0 2,1
Ev hanımı 51 9,2 9,5
Öğrenci 99 17,8 18,5
Diğer 50 9,0 9,3
Toplam 536 96,4 100,0
Cevapsız 20 3,6
Genel Toplam 556 100,0
Şekil 8: Suriyelilerin Meslek Dağılımı
-25-
4.7.1.9. Suriyelilerin Suriye’deki Gelir Düzeyi
Tablo 4.9’da, ankete katılan Suriyelilerin Suriye’deki gelir düzeyine ilişkin frekans ve
% dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %55,2’si 1-500 TL düzeyinde, %16,7’si
501-1000 TL düzeyinde, %8,5’i 1001-1500 TL düzeyinde, %2,3’ü 1501-2000 TL düzeyinde,
%2,2’si 2001-2500 TL düzeyinde ve %2,0’ı 2501 + TL gelir grubunda iken, %13,1’i ise, gelir
düzeyi ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. Bu oranlar, Kilis’te bulunan Suriyelilerin yarıdan
fazlasının çok düşük gelir grubunda olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla, resmi ve sivil
toplum kuruluşların Suriye’deki iç savaştan kaçanlara yardım yaparken, Kilis’te yaşayanlara
öncelik vermeleri gerektiği söylenebilir.
Tablo 4.9: Suriyelilerin Suriye’deki Gelir Düzeyi Aylık Gelir Düzeyi Frekans % Cevaplı %
1-500 TL 307 55,2 63,6
501-1000 TL 93 16,7 19,3
1001-1500 TL 47 8,5 9,7
1501-2000 TL 13 2,3 2,7
2001-2500 TL 12 2,2 2,5
2501 + TL 11 2,0 2,3
Toplam 483 86,9 100,0
Cevapsız 73 13,1 -
Genel Toplam 556 100,0 -
Şekil 9: Suriyelilerin Suriye’deki Gelir Düzeyi
Tablo 4.10’da, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, gelir
düzeylerine ilişkin crosstab şeklinde frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da
görüldüğü gibi, konteynır kentte kalanların %61,3’ü, akrabalarının yanında kalanların
%68,8’i, ev kiralayanların %63,0’ı ve ev satın alanların %40,0’ı 1-500 TL gelir düzeyinde
olduğunu belirtmiştir. Bu oranlar, Kilis’te kalan Suriyelilerin büyük oranda gelir düzeyi düşük
kişilerden oluştuğunu göstermektedir.
-26-
Tablo 4.10: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Gelir Düzeyi Kalınan Yer Suriye’deki Aylık Gelir düzeyiniz ne kadardı? Toplam
1-500 TL 501-1000 TL 1001-1500 TL 1501-2000 TL 2001-2500 TL 2501 + TL
Konteynır kent 46 18 8 3 0 0 75
61,3% 24,0% 10,7% 4,0% 0,0% 0,0% 100,0%
Akrabalarımın yanında kalıyorum
33 9 1 1 3 1 48
68,8% 18,8% 2,1% 2,1% 6,2% 2,1% 100,0%
Kilis'te ev kiraladım 216 65 36 9 8 9 343
63,0% 19,0% 10,5% 2,6% 2,3% 2,6% 100,0%
Kilis'te ev satınaldım 2 0 1 0 1 1 5
40,0% 0,0% 20,0% 0,0% 20,0% 20,0% 100,0%
Parkta kalıyorum 1 0 0 0 0 0 1
100,0% 0,0% 0,0% 0,0% 0,0% 0,0% 100,0%
Kalacak yerim yok 5 0 0 0 0 0 5
100,0% 0,0% 0,0% 0,0% 0,0% 0,0% 100,0%
Toplam 303 92 46 13 12 11 477
63,5% 19,3% 9,6% 2,7% 2,5% 2,3% 100,0%
4.7.1.10. Suriyelilerin Kilis’te Barındığı (Kaldığı) Yerler
Tablo 4.11’de, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te barındığı (kaldığı) yere ilişkin
frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %69,1’i Kilis’te ev
kiraladığını, %15,6’sı konteynır kentte kaldığını, %10,4’ü akrabalarının yanında kaldığını,
%1,4’ü kalacak yeri olmadığını, %1,1’i Kilis’te ev satın aldığını ve %0,2’si de parkta
kaldığını belirtirken, %2,2’si ise, barındığı (kaldığı) yerele ilgili soruyu cevaplandırmamıştır.
Ev kiralayanların yaklaşık %70 gibi bir oranda olması, Kilis’te ev kiralarında yaşanan artışın
bir nedeni olarak gösterilebilir.
Tablo 4.11: Suriyelilerin Kilis’te Barındığı (Kaldığı) Yerler
Barınılan Yer Frekans % Cevaplı %
Konteynır kent 87 15,6 16,0
Akrabalarımın yanında kalıyorum
58 10,4 10,7
Kilis'te ev kiraladım
384 69,1 70,6
Kilis'te ev satınaldım
6 1,1 1,1
Parkta kalıyorum 1 ,2 ,2
Kalacak yerim yok 8 1,4 1,5
Toplam 544 97,8 100,0
Cevapsız 12 2,2 -
Genel Toplam 556 100,0 -
Şekil 10: Suriyelilerin Kilis’te Barındığı
(Kaldığı) Yerler
4.7.1.11. Kilis’te Kirada Kalan Suriyelilerin Ödediği Kira Tutarı
Tablo 4.12’de, ankete katılan Suriyelilerden kirada kalanların ödediği kira tutarına
ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Kira ödemelerine ilişkin soru açık uçlu sorulmuş
olup, tabloda yer alan tutarlar katılımcıların tek tek belirttiği rakamlardır. Tabloda da
görüldüğü gibi, %7,7’si 250 TL, %7,7’si 500 TL, %7,6’sı 300 TL, %5,9’u 200 TL, %5,2’si
-27-
400 TL, %4,7’si 350 TL, %2,9’u 100 TL, %2,5’i 600 TL, %2,3’ü 150 TL, %1,8’i 450 TL kira
ödediğini belirtirken, ödenen diğer kira tutarları %1’in altında bulunmaktadır. Toplamda
bakıldığında %48,0’ı 50 TL-500 TL aralığında ve %6,3’ü 550 TL-1500 TL aralığında kira
öderken, %45,7’si ise, ödediği kira tutarı ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. Bunun nedeni,
konteynır kentte, akrabalarının yanında ve parkta kalanlar ile ev satın alan, kalacak yeri
olmayan ve kalacak yere ilişkin soruya cevap vermeyen toplam %30,9 oranındaki (bakınız,
Tablo 4.11) Suriyeli sayısı ile, diğer yaklaşık %15’lik oran ise, ödediği kira tutarını
belirtmemiş olmaları ile açıklanabilir. Ayrıca, Suriyelilerin yaklaşık yarısının düşük kira
ödemesi, Kilis’te bulunan Suriyelilerin düşük gelir düzeyinde kişiler olması (bakınız, Tablo
4.9; %55,2’si 1-500 TL gelir grubunda) ile de açıklanabilir.
Tablo 4.12: Suriyelilerin Kilis’te Ödediği Kira Tutarı (TL) Ödenen Kira Tutarı (TL) Frekans % Cevaplı % 50 TL 1 ,2 ,3 80 TL 1 ,2 ,3 100 TL 16 2,9 5,3 150 TL 13 2,3 4,3 180 TL 1 ,2 ,3 200 TL 33 5,9 10,9 220 TL 1 ,2 ,3 230 TL 1 ,2 ,3 250 TL 43 7,7 14,2 270 TL 1 ,2 ,3 275 TL 1 ,2 ,3 280 TL 1 ,2 ,3 300 TL 42 7,6 13,9 330 TL 1 ,2 ,3 350 TL 26 4,7 8,6 360 TL 1 ,2 ,3 375 TL 1 ,2 ,3 400 TL 29 5,2 9,6 450 TL 10 1,8 3,3 475 TL 1 ,2 ,3 500 TL 43 7,7 14,2 550 TL 3 ,5 1,0 600 TL 14 2,5 4,6 650 TL 1 ,2 ,3 700 TL 4 ,7 1,3 750 TL 1 ,2 ,3 800 TL 4 ,7 1,3 1000 TL 4 ,7 1,3 1025 TL 1 ,2 ,3 1100 TL 1 ,2 ,3 1200 TL 1 ,2 ,3 1500 TL 1 ,2 ,3 Toplam 302 54,3 100,0 Cevapsız 254 45,7 - Genel Toplam 556 100,0 -
Şekil 11: Suriyelilerin Ödediği Kira Tutarı (TL)
4.7.1.12. Suriyelilerin Aynı Evde Birlikte Kaldığı Kişi Sayısı
Tablo 4.13’te, ankete katılan Suriyelilerin aynı evde kaldığı kişi sayısına ilişkin
frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %40,5’i 7-10 kişi, %30,0’ı 4-
6 kişi, %14,9’u 11-15 kişi, %10,3’ü 16 + kişi ve %3,1’i 1-3 kişi ile birlikte aynı evde kaldığını
belirtirken, %1,3’ü ise, aynı evde kaldıkları kişi sayısı ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır.
Anketten ortaya çıkan bu oranlar, Suriyelilerin çocuk sayıları (bakınız, Tablo 4.7) ile
-28-
ilişkilendirilebilir. Çünkü, Suriyelilerin evli olanlarının %30’dan fazlası 5 ve daha fazla çocuk
sahibidir. Ayrıca, akraba olanların birlikte kalıyor olmaları da söz konusudur. Aynı evde bu
kadar fazla kişinin bir arada kalması temizlik ve sağlık sorunlarını ortaya çıkarabilir.
Tablo 4.13: Suriyelilerin Aynı Evde Kaldığı Kişi Sayısı Kaldığı Kişi Sayısı Frekans % Cevaplı %
1-3 kişi 17 3,1 3,1
4-6 kişi 167 30,0 30,4
7-10 kişi 225 40,5 41,0
11-15 kişi 83 14,9 15,1
16 + kişi 57 10,3 10,4
Toplam 549 98,7 100,0
Cevapsız 7 1,3 -
Genel Toplam 556 100,0 -
Şekil 12: Aynı Evde Kalınan Kişi Sayısı
Tablo 4.14’te, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, aynı evde
birlikte kaldığı kişi sayısına ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü
gibi, konteynırkentte kalanların %54,1’i, akrabalarının yanında kalanların %84,5’i, ev
kiralayanların %66,8’i ve ev satın alanların %66,7’si yedi ve daha fazla kişi ile birlikte
kalıyor. Bu oranlar, , birlikte kalınan kişi sayısı açısından konteynırkentte kalanların daha iyi
durumda olduğunu göstermektedir.
Tablo 4.14: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Birlikte Kaldıkları
Kişi Sayısı Kalınan Yer Barındığınız (kaldınız) yerde kaç kişi ile kalıyorsunuz (kendiniz dahil)? Toplam
1-3 kişi 4-6 kişi 7-10 kişi 11-15 kişi 16 + kişi
Konteynır kent 3 36 39 7 0 85
3,5% 42,4% 45,9% 8,2% 0,0% 100,0%
Akrabalarımın yanında kalıyorum
2 7 25 13 11 58
3,4% 12,1% 43,1% 22,4% 19,0% 100,0%
Kilis'te ev kiraladım 10 117 152 60 43 382
2,6% 30,6% 39,8% 15,7% 11,3% 100,0%
Kilis'te ev satınaldım 0 2 3 1 0 6
0,0% 33,3% 50,0% 16,7% 0,0% 100,0%
Parkta kalıyorum 0 1 0 0 0 1
0,0% 100,0% 0,0% 0,0% 0,0% 100,0%
Kalacak yerim yok 1 1 3 1 0 6
16,7% 16,7% 50,0% 16,7% 0,0% 100,0%
Toplam 16 164 222 82 54 538
3,0% 30,5% 41,3% 15,2% 10,0% 100,0%
-29-
4.7.1.13. Suriyelilerin Kaldığı Evin Oda Sayısı
Tablo 4.15’te, ankete katılan Suriyelilerin kaldığı evin oda sayısına ilişkin frekans ve
% dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %34,7’si üç odalı, %31,3’ü 2 odalı,
%16,7’si tek odalı, %13,1’, dört odalı, %1,3’ü beş odalı ve %0,5’i 6 + odalı evde kalırken,
%2,3’ü ise, kaldığı evin oda sayısı ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. Bu oranlar,
Suriyelilerin yaklaşık yarısının (%48) tek ve iki odalı evde kaldığını göstermektedir. Bu
durum, Suriyelilerin gelir düzeyinin düşüklüğü (bakınız, Tablo 4.9) ile açıklanabilir. Oda
sayısın az olması ve aynı ortamda bir arada birden çok insanın birlikte kalması, insani
ihtiyaçlarını karşılamasını zorlaştıracaktır. Bu da bir takım sosyal sorunlar oluşturabilir.
Tablo 4.15: Suriyelilerin Kaldığı Evin Oda Sayısı Oda Sayısı Frekans % Cevaplı %
Tek odalı 93 16,7 17,1
2 odalı 174 31,3 32,0
3 odalı 193 34,7 35,5
4 odalı 73 13,1 13,4
5 odalı 7 1,3 1,3
6 + odalı 3 ,5 ,6
Toplam 543 97,7 100,0
Cevapsız 13 2,3 -
Genel Toplam 556 100,0 -
Şekil 13: Suriyelilerin Kaldığı Evin Oda Sayısı
Tablo 4.16’da, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, kaldıkları evin
oda sayısına ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, konteynır
kentte kalanların %92,9’u, akrabalarının yanında kalanların %50,0’ı, ev kiralayanların
%39,3’ü ve ev satın alanların %33,3’ü bir ve iki odalı evde kalıyor. Bu oranlar, kaldığı evin
oda sayısı bakımından konteynırkentte kalanların diğer yerlerde kalanlara göre daha az odalı
evlerde kaldıklarını göstermektedir.
Tablo 4.16: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Kaldıkları Evin Oda
Sayısı Kalınan Yer Barındığınız (kaldınız) yerin kaç odası var? Toplam
Tek odalı 2 odalı 3 odalı 4 odalı 5 odalı 6 + odalı
Konteynır kent 42 36 0 6 0 0 84
50,0% 42,9% 0,0% 7,1% 0,0% 0,0% 100,0%
Akrabalarımın yanında kalıyorum 8 20 18 10 0 0 56
14,3% 35,7% 32,1% 17,9% 0,0% 0,0% 100,0%
Kilis'te ev kiraladım 35 114 169 53 5 3 379
9,2% 30,1% 44,6% 14,0% 1,3% 0,8% 100,0%
Kilis'te ev satınaldım 0 2 1 1 2 0 6
0,0% 33,3% 16,7% 16,7% 33,3% 0,0% 100,0%
Parkta kalıyorum 0 1 0 0 0 0 1
0,0% 100,0% 0,0% 0,0% 0,0% 0,0% 100,0%
Kalacak yerim yok 4 1 1 0 0 0 6
66,7% 16,7% 16,7% 0,0% 0,0% 0,0% 100,0%
Toplam 89 174 189 70 7 3 532
16,7% 32,7% 35,5% 13,2% 1,3% 0,6% 100,0%
-30-
4.7.1.14. Suriyelilerin Kaldığı Evde Banyo Bulunma Durumu
Tablo 4.17’de, ankete katılan Suriyelilerin kaldığı evde banyo bulunmasına ilişkin
frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, kalınan evlerin %82,6’sında
banyo bulunurken, %14,4’ünde banyo bulunmamaktadır. Suriyelilerin %3,1’i ise, evde banyo
bulunması ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır.
Tablo 4.17: Kalınan Evde Banyo Bulunma Durumu
Banyo Bulunma Durumu Frekans % Cevaplı %
Evet 459 82,6 85,2
Hayır 80 14,4 14,8
Toplam 539 96,9 100,0
Cevapsız 17 3,1 -
Genel Toplam 556 100,0 -
Şekil 14: Kalınan Evde Banyo Bulunma Durumu
Tablo 4.18’de, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, kaldıkları evin
banyosunun olmasına ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi,
konteynırkentte kalanların tamamına yakınında (%94,2) ve ev satın alanların tamamında
banyo bulunurken, akrabalarının yanında kalanlar ile ev kiralayanların yaklaşık %16’sında
banyo bulunmamaktadır.
Tablo 4.18: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Kaldıkları Evde Banyo Bulunma Durumu
Kalınan Yer Kaldığınız evde banyo var mı? Toplam
Evet Hayır
Konteynır kent 81 5 86
94,2% 5,8% 100,0%
Akrabalarımın yanında kalıyorum 48 9 57
84,2% 15,8% 100,0%
Kilis'te ev kiraladım 314 60 374
84,0% 16,0% 100,0%
Kilis'te ev satınaldım 6 0 6
100,0% 0,0% 100,0%
Parkta kalıyorum 1 0 1
100,0% 0,0% 100,0%
Kalacak yerim yok 2 3 5
40,0% 60,0% 100,0%
Toplam 452 77 529
85,4% 14,6% 100,0%
-31-
4.7.1.15. Suriyelilerin Kaldığı Evde Yatak Odası Bulunma Durumu
Tablo 4.19’da, ankete katılan mültecilerin kaldığı evde yatak odası bulunmasına ilişkin
frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, mültecilerin kaldığı evlerin
%32,4’ünde yatak odası bulunurken, %64,7’sinde yatak odası bulunmamaktadır. Mültecilerin
%2,9’u ise, evde yatak odası bulunması ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır.
Tablo 4.19: Suriyelilerin Kaldığı Evde Yatak Odası Bulunma Durumu
Yatak Odası Bulunma Durumu
Frekans % Cevaplı %
Evet 180 32,4 33,3
Hayır 360 64,7 66,7
Toplam 540 97,1 100,0
Cevapsız 16 2,9 -
Genel Toplam 556 100,0 -
Şekil 15: Suriyelilerin Kaldığı Evde Yatak Odası
Bulunma Durumu
Tablo 4.20’de, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, kaldıkları evin
yatak odası bulunmasına ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü
gibi, konteynırkentte kalanların %80,2’si, akrabalarının yanında kalanların %63,2’si, ev
kiralayanların %65,6’sı ve ev satın alanların %16,7’si kaldıkları evde yatak odası
bulunmadığını belirtmiştir. Yatak odası bulunmaması, en yüksek oranda konteynırkentte
kalanlarda ortaya çıkmıştır.
Tablo 4.20: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Kaldıkları Evde Yatak
Odası Bulunma Durumu Kalınan Yer Kaldığınız evde yatak odası var mı? Toplam
Evet Hayır
Konteynır kent 17 69 86
19,8% 80,2% 100,0%
Akrabalarımın yanında kalıyorum 21 36 57
36,8% 63,2% 100,0%
Kilis'te ev kiraladım 129 246 375
34,4% 65,6% 100,0%
Kilis'te ev satınaldım 5 1 6
83,3% 16,7% 100,0%
Parkta kalıyorum 0 1 1
0,0% 100,0% 100,0%
Kalacak yerim yok 2 3 5
40,0% 60,0% 100,0%
Toplam 174 356 530
32,8% 67,2% 100,0%
-32-
4.7.1.16. Suriyelilerin Kaldığı Evde Mutfak Bulunma Durumu
Tablo 4.21’de, ankete katılan Suriyelilerin kaldığı evde mutfak bulunmasına ilişkin
frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, kalınan evlerin %87,4’ünde
mutfak bulunurken, %10,6’sında mutfak bulunmamaktadır. Suriyelilerin %2,0’ı ise, evde
mutfak bulunması ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır.
Tablo 4.21: Suriyelilerin Kaldığı Evde Mutfak Bulunma Durumu
Mutfak Bulunma Durumu
Frekans % Cevaplı %
Evet 486 87,4 89,2
Hayır 59 10,6 10,8
Toplam 545 98,0 100,0
Cevapsız 11 2,0 -
Genel Toplam 556 100,0 -
Şekil 16: Suriyelilerin Kaldığı Evde Mutfak
Bulunma Durumu
Tablo 4.22’de, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, kaldıkları evde
mutfak olmasına ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi,
konteynırkentte kalanların %88,4’ü, akrabalarının yanında kalanların %89,5’i, ev
kiralayanların %90,6’sı ve ev satın alanların %83,3’ü kaldıkları evde mutfak bulunduğunu
belirtmiştir. Bu oranlar, Suriyelilerin kaldığı bütün yerler açısından yüksek düzeyde ve
birbirine yakındır.
Tablo 4.22: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Kaldıkları Evde
Mutfak Bulunma Durumu Kalınan Yer Kaldığınız evde mutfak var mı? Toplam
Evet Hayır
Konteynır kent 76 10 86
88,4% 11,6% 100,0%
Akrabalarımın yanında kalıyorum 51 6 57
89,5% 10,5% 100,0%
Kilis'te ev kiraladım 345 36 381
90,6% 9,4% 100,0%
Kilis'te ev satınaldım 5 1 6
83,3% 16,7% 100,0%
Kalacak yerim yok 2 3 5
40,0% 60,0% 100,0%
Toplam 479 56 535
89,5% 10,5% 100,0%
4.7.1.17. Suriyelilerin Herhangi Bir Hastalığı Olma Durumu
Tablo 4.23’te, ankete katılan Suriyelilerin herhangi bir hastalığı bulunmasına ilişkin
frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %62,9’u herhangi bir
-33-
hastalığı bulunmadığını, %35,1’i ise, hastalığı bulunduğunu belirtirken, %2,0’ı ise herhangi
bir hastalığı bulunup bulunmadığı ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır.
Tablo 4.23: Suriyelilerin Herhangi Bir Hastalığı Olma Durumu
Hastalık Durumu
Frekans % Cevaplı %
Evet 195 35,1 35,8
Hayır 350 62,9 64,2
Toplam 545 98,0 100,0
Cevapsız 11 2,0 -
Genel Toplam 556 100,0 -
Şekil 17: Suriyelilerin Herhangi Bir Hastalığı
Olma Durumu
Tablo 4.24’te, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, herhangi bir
hastalığı olmasına ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi,
konteynırkentte kalanların %76,5’i, akrabalarının yanında kalanların %60,3’ü, ev
kiralayanların %61,7’si ve ev satın alanların %83,3’ü herhangi bir hastalığı olmadığını
belirtmiştir.
Tablo 4.24: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Herhangi Bir Hastalığı
Olma Durumu Kalınan Yer Şu anda her hangi bir hastalığınız var mı? Toplam
Evet Hayır
Konteynır kent 20 65 85
23,5% 76,5% 100,0%
Akrabalarımın yanında kalıyorum 23 35 58
39,7% 60,3% 100,0%
Kilis'te ev kiraladım 145 234 379
38,3% 61,7% 100,0%
Kilis'te ev satınaldım 1 5 6
16,7% 83,3% 100,0%
Parkta kalıyorum 0 1 1
0,0% 100,0% 100,0%
Kalacak yerim yok 5 2 7
71,4% 28,6% 100,0%
Toplam 194 342 536
36,2% 63,8% 100,0%
4.7.1.18. Suriyelilerin Tedavi Olduğu Yerler
Tablo 4.25’te, ankete katılan Suriyelilerin tedavi olduğu yerlere ilişkin frekans ve %
dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %36,9’u Kilis Devlet Hastanesi’nde,
%6,5’i özel hastanede, %8,1’i bitki ve baharatları kullanarak tedavi olduğunu belirtirken,
%23,7’si tedavi olamadığını belirtmiştir. Suriyelilerin %24,8’i ise, tedavi oldukları yerlerle
ilgili soruyu cevaplandırmamıştır. Soruyu cevaplandırmayanların önemli sayılacak yüksek bir
-34-
oranda çıkması, Suriyelilerin herhangi bir hastalığı bulunmadığını belirtenlerin oranı (bakınız,
Tablo 4.18; hastalığı bulunmayan %62,9) ile açıklanabilir.
Tablo 4.25: Suriyelilerin Tedavi Olduğu Yerler Tedavi Olunan Yerler
Frekans % Cevaplı %
Kilis Devlet Hastanesinde
205 36,9 49,0
Özel hastanede 36 6,5 8,6
Tedavi olamıyorum 132 23,7 31,6
Bitki ve baharatları kullanarak
45 8,1 10,8
Toplam 418 75,2 100,0
Cevapsız 138 24,8 -
Genel Toplam 556 100,0 -
Şekil 18: Suriyelilerin Tedavi Olduğu Yerler
Tablo 4.26’da, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre,
hastalandıklarında tedavi oldukları yere ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda
da görüldüğü gibi, konteynırkentte kalanların %91,7’si, akrabalarının yanında kalanların
%27,5’i, ev kiralayanların %40,7’si ve ev satın alanların %60,0’ı Kilis Devlet Hastanesi’nde
tedavi olduğunu belirtmiştir. Bu oranlar, özellikle konteynırkentte kalanlara Türkiye’nin
sağlık açısından gerekli desteği sağladığını ortaya koymaktadır. Diğer yerlerde kalarak
yaşamını sürdüren Suriyelilerin yaklaşık ortalama yarıya yakını devletten sağlık desteğini
almaktadır.
Tablo 4.26: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Hastalandıklarında
Tedavi Oldukları Yerler Kalınan Yer Hastalandığınızda nerede tedavi oluyorsunuz? Toplam
Kilis Devlet Hastanesinde
Özel hastanede
Tedavi olamıyorum
Bitki ve baharatları kullanarak
Konteynır kent 77 2 4 1 84
91,7% 2,4% 4,8% 1,2% 100,0%
Akrabalarımın yanında kalıyorum 14 4 27 6 51
27,5% 7,8% 52,9% 11,8% 100,0%
Kilis'te ev kiraladım 109 27 94 38 268
40,7% 10,1% 35,1% 14,2% 100,0%
Kilis'te ev satınaldım 3 2 0 0 5
60,0% 40,0% 0,0% 0,0% 100,0%
Parkta kalıyorum 0 1 0 0 1
0,0% 100,0% 0,0% 0,0% 100,0%
Kalacak yerim yok 1 0 6 0 7
14,3% 0,0% 85,7% 0,0% 100,0%
Toplam 204 36 131 45 416
49,0% 8,7% 31,5% 10,8% 100,0%
-35-
4.7.1.19. Suriyelilerin İlaç Temin Ettiği Yerler
Tablo 4.27’de, ankete katılan Suriyelilerin ilaç temin ettiği yerlere ilişkin frekans ve %
dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %38,7’si diğer şekilde, %26,8’i devletten
ve %5,9’u Türk vatandaşlarından ilaç temin ettiğini belirtirken, %18,0’ı kullanmak için ilaç
bulamadığını belirtirken, %10,6’sı ise, ilaç temin ettiği yerlerle ilgili soruyu
cevaplandırmamıştır. Suriyelilerin %38,7 oranında, kullandıkları ilaçları diğer şekilde temin
ettiklerini belirtmiş olmaları, bu ilaçların nasıl temin edildiğinin ayrıca araştırılması gereken
bir durum olduğunu gösterebilir.
Tablo 4.27: Suriyelilerin İlaç Temin Ettiği Yerler İlaç Temin Edilen Yerler
Frekans % Cevaplı %
Devlet veriyor 149 26,8 30,0
Türk vatandaşları veriyor
33 5,9 6,6
Kullanmak için ilaç bulamıyorum
100 18,0 20,1
Diğer 215 38,7 43,3
Toplam 497 89,4 100,0
Cevapsız 59 10,6 -
Genel Toplam 556 100,0 -
Şekil 19: Suriyelilerin İlaç Temin Ettiği Yerler
Tablo 4.28’de, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre,
hastalandıklarında ilaç temin ettikleri yere ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir.
Tabloda da görüldüğü gibi, konteynırkentte kalanların %95,3’ü, akrabalarının yanında
kalanların %21,4’ü, ev kiralayanların %16,1’i ilacı devletin verdiğini, ev satın alanların
%75,0’ı ise “diğer” şekilde ilaç temin ettiklerini belirtmiştir. Bu oranlar, özellikle konteynır
kentte kalanlara Türkiye’nin sağlık ve ilaç açısından gerekli desteği sağladığını ortaya
koymaktadır.
-36-
Tablo 4.28: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Hastalandıklarında
İlaç Temin Ettikleri Yerler Kalınan Yer Hastalandığınızda ilacı nerden temin ediyorsunuz? Toplam
Devlet veriyor
Türk vatandaşları veriyor
Kullanmak için ilaç bulamıyorum
Diğer
Konteynır kent 81 2 2 0 85
95,3% 2,4% 2,4% 0,0% 100,0%
Akrabalarımın yanında kalıyorum
12 11 18 15 56
21,4% 19,6% 32,1% 26,8% 100,0%
Kilis'te ev kiraladım 55 17 76 193 341
16,1% 5,0% 22,3% 56,6% 100,0%
Kilis'te ev satınaldım 0 1 0 3 4
0,0% 25,0% 0,0% 75,0% 100,0%
Kalacak yerim yok 0 1 4 2 7
0,0% 14,3% 57,1% 28,6% 100,0%
Toplam 148 32 100 213 493
30,0% 6,5% 20,3% 43,2% 100,0%
4.7.1.20. Suriyelilerin Kilis’te Nasıl Geçindiklerine İlişkin Durum
Tablo 4.29’da, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te nasıl geçindiklerine ilişkin frekans
ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %43,2’si Suriye’deki birikimlerini
harcadığını, %17,3’ü devletin yaptığı yardımlarla geçindiğini, %16,9’u işsiz olduğunu ve
geçinmekte zorlandığını, %8,3’ü Kilis’te bir iş yerinde ücretli olarak çalışarak geçindiğini,
%6,8’i Türk vatandaşlarının yaptığı yardımlarla geçindiğini, %2,0’ı bir işte çalışabilecek
durumda olmadığını ve yardımların yetersiz olduğunu, %1,4’ü Suriye’den çay-sigara vb.
getirip satarak geçindiğini, %0,9’u Kilis’te bir iş yerine ortak olduğunu ve %0,5’i Kilis’te iş
yeri açtığını belirtirken, %2,7’si ise, Kilis’te nasıl geçindiği ile ilgili soruyu
cevaplandırmamıştır. Katılımcıların yaklaşık %17’sinin işsiz olduğunu ve geçinmekte
zorlandığını belirtmesi, anket katılan Suriyelilerin meslekleri ile ilgili soruya %9,0 oranında
“diğer” (bakınız, Tablo 4.8) şeklinde belirtmiş olmaları ile ilişkilendirilebilir. Ayrıca, ankete
katılanların yaklaşık yarısının (%42,2) Suriye’deki birikimlerini harcayarak geçiniyor
olmaları, Suriye’deki iç savaşın uzun sürmesi ve ülkede huzur ortamının uzun vadede
gerçekleşme ihtimalinin söz konusu olması durumunda, iç savaştan kaçanlar için çok ciddi
ekonomik sorunlarla karşılaşma sonucunu oluşturabilir.
-37-
Tablo 4.29: Suriyelilerin Kilis’te Nasıl Geçindiklerine İlişkin Durum
Geçinme Durumu Frekans % Cevaplı %
Suriye'deki birikimlerimi harcıyorum
240 43,2 44,4
Devletin yaptığı yardımlarla
96 17,3 17,7
Türk vatandaşlarının yaptığı yardımlarla
38 6,8 7,0
Suriye'den çay-sigara vb. getirip satarak geçiniyorum
8 1,4 1,5
Kilis'te bir iş yerine ortak oldum
5 ,9 ,9
Kilis'te iş yeri açtım
3 ,5 ,6
İşsizim, geçinmekte zorlanıyorum
94 16,9 17,4
Kilis'te bir iş yerinde ücretli olarak çalışıyorum
46 8,3 8,5
Bir işte çalışabilecek durumda değilim, yardımlar yetersiz
11 2,0 2,0
Toplam 541 97,3 100,0
Cevapsız 15 2,7 -
Genel Toplam 556 100,0 -
Şekil 20: Suriyelilerin Kilis’te Nasıl Geçindiklerine
İlişkin Durum
Tablo 4.30’da, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, Kilis’te nasıl
geçindiklerine ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi,
konteynırkentte kalanların %69,4’ü, akrabalarının yanında kalanların %17,2’si, ev
kiralayanların %6,1’i ve ev satın alanların %16,7’si devletin yaptığı yardımlarla geçindiğini
belirtmiştir. Ayrıca, ev kiralayanların %55,1’i ve ev satın alanların %50,0’ı Suriye’deki
birikimlerini harcayarak geçindiğini belirtmiştir. Bu oranlar, özellikle konteynırkentte
kalanlara Türkiye’nin geçinebilmeleri açısından yeterli sayılabilecek düzeyde destek
sağladığını ortaya koymaktadır.
-38-
Tablo 4.30: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Kilis’te Nasıl
Geçindiklerine İlişkin Durumları
Kalınan Yer
Kilis’te nasıl geçiniyorsunuz?
Toplam
Suriye'deki
birikimlerimi
harcıyorum
Türk
Devleti'nin
yaptığı
yardımlarla
Türk
vatandaşlarının
yaptığı
yardımlarla
Suriye'den çay-
sigara vb. getirip
satarak
geçiniyorum
Kilis'te bir
iş yerine
ortak
oldum
Kilis'te
iş yeri
açtım
İşsizim,
geçinmekte
zorlanıyorum
Kilis'te bir iş
yerinde ücretli
olarak
çalışıyorum
Bir işte
çalışabilecek
durumda değilim,
yardımlar yetersiz
Konteynır
kent
7 59 9 1 0 0 6 1 2 85
8,2% 69,4% 10,6% 1,2% 0,0% 0,0% 7,1% 1,2% 2,4% 100,0%
Akrabalarımın
yanında
kalıyorum
18 10 8 2 0 1 14 3 2 58
31,0% 17,2% 13,8% 3,4% 0,0% 1,7% 24,1% 5,2% 3,4% 100,0%
Kilis'te ev
kiraladım
206 23 18 4 5 1 69 42 6 374
55,1% 6,1% 4,8% 1,1% 1,3% 0,3% 18,4% 11,2% 1,6% 100,0%
Kilis'te ev
satınaldım
3 1 1 0 0 1 0 0 0 6
50,0% 16,7% 16,7% 0,0% 0,0% 16,7% 0,0% 0,0% 0,0% 100,0%
Parkta
kalıyorum
0 1 0 0 0 0 0 0 0 1
0,0% 100,0% 0,0% 0,0% 0,0% 0,0% 0,0% 0,0% 0,0% 100,0%
Kalacak yerim
yok
1 1 1 1 0 0 3 0 1 8
12,5% 12,5% 12,5% 12,5% 0,0% 0,0% 37,5% 0,0% 12,5% 100,0%
Toplam 235 95 37 8 5 3 92 46 11 532
44,2% 17,9% 7,0% 1,5% 0,9% 0,6% 17,3% 8,6% 2,1% 100,0%
4.7.1.21. Suriyelilerin Kilis’te Kalmayı Tercih Etme Nedenleri
Tablo 4.31’de, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kalmayı tercih etme nedenlerine
ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %52,2’si Suriye’de
kaldığı yere yakın olduğu, %20,1’i Kilis’in daha güvenli olduğunu düşündüğü, %10,4’ü
Kilis’te yaşam şartlarının daha kolay olduğunu düşündüğü , %8,3’ü Kilis’te akrabaları
olduğu, %4,0’ı diğer nedenlerle ve %2,3’ü Türkiye’nin zorunlu tuttuğu için Kilis’te
kaldıklarını belirtirken, %2,7’si ise, Kilis’te kalmayı tercih etmeleri ile ilgili soruyu
cevaplandırmamışlardır. Ankete katılanların yarıdan fazlasının (%52,2) Suriye’de kaldıkları
yere yakın olduğu için Kilis’te kalmayı tercih ettiklerini belirtmiş olmaları, katılımcıların
%67,6’sının Suriye’nin Halep kentinden gelmiş olmaları ve Halep’in Türkiye’de en yakın
olduğu ilin Kilis olması ile açıklanabilir.
-39-
Tablo 4.31: Suriyelilerin Kilis’te Kalmayı Tercih Etme Nedenleri
Kilis’te Kalma Nedeni
Frekans % Cevaplı %
Türk Devleti zorunlu tuttu
13 2,3 2,4
Kilis'te yaşam şartları daha kolay
58 10,4 10,7
Kilis daha güvenli
1 2 20,1 20,7
Kilis'te akrabalarım olduğu için
46 8,3 8,5
Suriye'de kaldığım yere yakın olduğu için
290 52,2 53,6
Diğer 22 4,0 4,1 Toplam 541 97,3 100,0 Cevapsız 15 2,7 - Genel Toplam 556 100,0 -
Şekil 21: Suriyelilerin Kilis’te Kalmayı Tercih
Etme Nedenleri
4.7.1.22. Suriyelilerin İç Savaş Sonrası Tekrar Suriye’ye Dönme Düşünceleri
Tablo 4.32’de, ankete katılan Suriyelilerin iç savaş sonrası tekrar Suriye’ye dönme
düşüncelerine ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi,
%52,9’u hemen dönmek istediklerini, %20,3’ü Türkiye’den vatandaşlık hakkı verilmesini,
ancak iç savaş sonrası tekrar Suriye’ye dönmek istediklerini, %12,1’i iç savaş bittikten sonra
hemen Suriye’ye dönmek istemediklerini, %8,8’i Türkiye vatandaşlık hakkı verirse Suriye’ye
geri dönmek istemediklerini, %3,4’ü Türkiye vatandaşlığı hakkı vermese de kesinlikle geri
Suriye’ye dönmek istemediklerini belirtirken, %04’ü “diğer” şeklinde cevap vermiştir.
Suriyelilerin %2,2’si ise, iç savaş sonrası tekrar Suriye’ye dönme düşüncesi ile ilgili soruyu
cevaplandırmamıştır. Bu oranlar, Suriyelilerin iç savaş sonrası büyük oranda (%73,2) tekrar
Suriye’ye dönmek istediklerini ortaya koymaktadır.
-40- Tablo 4.32: Suriyelilerin İç Savaş Sonrası Tekrar Suriye’ye Dönme Düşünceleri
Suriye’ye Dönme Düşüncesi Frekans % Cevaplı %
Evet, hemen dönmek istiyorum 294 52,9 54,0
İç savaş sonrası hemen dönmek istemiyorum 67 12,1 12,3
Türkiye, vatandaşlık hakkı verirse dönmek istemiyorum
49 8,8 9,0
Türkiye’nin vatandaşlık hakkı vermesini istiyorum, ancak iç savaş sonrası tekrar Suriye'ye dönmek istiyorum
113 20,3 20,8
Türkiye, vatandaşlık hakkı vermese de kesinlikle geri dönmek istemiyorum
19 3,4 3,5
Diğer 2 ,4 ,4 Toplam 544 97,8 100,0 Cevapsız 12 2,2 - Genel Toplam 556 100,0 -
Şekil 22: Suriyelilerin İç Savaş Sonrası Tekrar Suriye’ye Dönme Düşünceleri
Tablo 4.33’te, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, iç savaş sonrası
tekrar Suriye’ye geri dönme düşüncelerine ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir.
Tabloda da görüldüğü gibi, konteynırkentte kalanların %61,4’ü, akrabalarının yanında
kalanların %41,4’ü, ev kiralayanların %54,9’u ve ev satın alanların %33,3’ü iç savaş sonrası
hemen geri dönmeyi düşünmektedir. Ayrıca, konteynırkentte kalanların %28,9’u Türkiye’nin
vatandaşlık hakkı vermesini istiyor, ancak iç savaş sonrası tekrar Suriye’ye geri dönmeyi
düşünüyor. Öte yandan, akrabalarının yanında kalanların %29,3’ü iç savaş sonrası hemen
Suriye’ye geri dönmek istemiyor. Bu oranlar, mültecilerin önemli ölçüde, iç savaş sonrası
tekrar Suriye’ye dönmek isteğini ortaya çıkarmaktadır. Bu istek, iç savaş sonrası hemen
dönmek isteyenler açısından diğer yerlerde kalanlara göre konteynırkentte kalanlarda daha
fazladır.
Tablo 4.33: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre İç Savaş Sonrası Tekrar
Suriye’ye Geri Dönme Düşünceleri Kalınan Yer İç savaş sorası (iç savaş bittikten sonra) “tekrar Suriye’ye dönmek” konusundaki düşüncenizi belirtiniz? Toplam
Evet, hemen dönmek istiyorum
İç savaş sonrası hemen dönmek
istemiyorum
Türkiye, vatandaşlık hakkı verirse dönmek
istemiyorum
Türkiye’nin vatandaşlık hakkı vermesini istiyorum, ancak iç
savaş sonrası tekrar Suriye'ye dönmek istiyorum
Türkiye, vatandaşlık hakkı vermese de
kesinlikle geri dönmek istemiyorum
Diğer
Konteynır kent 51 6 1 24 1 0 83
61,4% 7,2% 1,2% 28,9% 1,2% 0,0% 100,0%
Akrabalarımın yanında kalıyorum
24 17 3 13 0 1 58
41,4% 29,3% 5,2% 22,4% 0,0% 1,7% 100,0%
Kilis'te ev kiraladım 209 42 42 71 16 1 381
54,9% 11,0% 11,0% 18,6% 4,2% 0,3% 100,0%
Kilis'te ev satınaldım
2 0 2 1 1 0 6
33,3% 0,0% 33,3% 16,7% 16,7% 0,0% 100,0%
Parkta kalıyorum 0 1 0 0 0 0 1
0,0% 100,0% 0,0% 0,0% 0,0% 0,0% 100,0%
Kalacak yerim yok 5 1 1 0 0 0 7
71,4% 14,3% 14,3% 0,0% 0,0% 0,0% 100,0%
Toplam 291 67 49 109 18 2 536
54,3% 12,5% 9,1% 20,3% 3,4% 0,4% 100,0%
-41-
4.7.1.23. Suriyelilerin Türkçe Bilme Durumları
Tablo 4.34’te, ankete katılan Suriyelilerin Türkçe bilmelerine ilişkin frekans ve %
dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %34,0’ı çok az bildiğini, %30,4’ü biraz
bildiğini, %29,5’i hiç bilmediğini ve %3,2’si çok iyi bildiğini belirtirken, %2,9’u ise, Türkçe
bilmelerine ilişkin soruyu cevaplandırmamıştır. Bu sorudan elde edilen oranlar, Suriyelilerin
az ya da çok yarıdan fazlasının (%67,6) Türkçe bildiğini ortaya çıkarmıştır. Bunun nedeni,
Kilis’te yaşayan Suriyelilerin çoğunluğunun (bakınız, Tablo 4; Halep’ten gelenler %67,6)
Halep’ten gelmiş olması ile açıklanabilir. Çünkü, Halep Suriye’nin Kilis’e en yakın olan ilidir
ve Kilis-Halep arasında iç savaş öncesi çok fazla turizm, ticari vb. nedenlerle gidiş-gelişlerin
olduğu bilinmektedir.
Tablo 4.34: Suriyelilerin Türkçe Bilme Durumları Türkçe Bilme Frekans % Cevaplı
%
Evet, çok iyi biliyorum
18 3,2 3,3
Biraz biliyorum 169 30,4 31,3
Çok az biliyorum 189 34,0 35,0
Hayır, hiç bilmiyorum
164 29,5 30,4
Toplam 540 97,1 100,0
Cevapsız 16 2,9 -
Genel Toplam 556 100,0 -
Şekil 23: Suriyelilerin Türkçe Bilme Durumları
4.7.1.24. Suriyelilerin Türkçe Öğrenme İsteklerine İlişkin Durum
Tablo 4.35’te, ankete katılan Suriyelilerin Türkçe öğrenme isteğine ilişkin frekans ve
% dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, %69,1’i evet öğrenmek isterim, %11,5’i
duyduklarımı öğrenmeye çalışıyorum, %7,4’ü fark etmez ve %6,3’ü hayır şeklinde
cevaplarken, %5,8’i ise, Türkçe öğrenme isteği ile ilgili soruyu cevaplandırmamıştır.
Tablo 4.35: Suriyelilerin Türkçe Öğrenme İsteği Türkçe Öğrenme Frekans % Cevaplı
%
Evet 384 69,1 73,3
Hayır 35 6,3 6,7
Fark etmez 41 7,4 7,8
Duyduklarımı öğrenmeye çalışıyorum
64 11,5 12,2
Toplam 524 94,2 100,0
Cevapsız 32 5,8 -
Genel Toplam 556 100,0 -
Şekil 24: Suriyelilerin Türkçe Öğrenme İsteği
-42-
4.7.1.25. Suriyelilerin Karşılaştıkları Sosyo-Ekonomik Sorunlar
Tablo 4.36’da, ankete katılan Suriyelilerin karşılaştıkları bazı sosyo-ekonomik
sorunlara ilişkin frekans ve % dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin
sorunlarla karşılaşma düzeyleri bakımından “evet” ve “kısmet evet” diyenler dikkate
alındığında;
-kalacak yer sorunu olanlar %54,1,
-banyo (duş) sorunu olanlar %44,2,
-kaldığı yer barınmak için çok küçük ve yetersiz olanlar %57,2,
-Türkçe bilmediği için iletişim sorunu yaşayan ve sorunlarını anlatamayanlar %79,3,
-yerli halkın kendilerini dışladığını ve küçük gördüğünü belirtenler %37,4,
-yerli halkın yardımsever davranmadığını belirtenler %45,0,
-karşılaştıkları sorunları çözemediğini belirtenler %57,5 (Sorun, Türkiye’deki yasal
düzenlemelerle ilgili olabilir),
-sağlıklı bir şekilde beslenemediğini belirtenler %64,6,
-ihtiyaçlarını karşılayabilmek için maddi (parasal) sorunu olduğunu belirtenler %85,4,
-alış-veriş yaparken fazla para istendiğini düşünenler %65,1 (Sorun, özellikle kira
konusunda olabilir) oranında bulunmuştur.
Tablo 4.36: Suriyelilerin Karşılaştıkları Sosyo-Ekonomik Sorunlar
Karşılaşılan Sorunlar Evet Kısmen Evet
Hayır Toplam Cevapsız Genel Toplam
F % F % F % F % F % F %
Barınma (Kalacak Yer) Sorunu 197 35,4 104 18,7 211 37,9 512 92,1 44 7,9 556 100,0
Banyo (duş) Sorunu 147 26,4 99 17,8 247 44,4 493 88,7 63 11,3 556 100,0
Kalınan Yerin Barınmak İçin Çok Küçük ve Yetersiz Olması
217 39,0 101 18,2 181 32,6 499 89,7 57 10,3 556 100,0
Türkçe Bilmedikleri İçin İletişim (dil) Sorunu Yaşanması ve Sorunlarını Yeterince Anlatamama
289 52,0 152 27,3 81 14,6 522 93,9 34 6,1 556 100,0
Yerli Halkın Dışlaması ve Küçük Görmesi 94 16,9 114 20,5 293 52,7 501 90,1 55 9,9 556 100,0
Yerli Halkın Yardımsever Davranmaması 105 18,9 145 26,1 239 43,0 489 87,9 67 12,1 556 100,0
Karşılaştıkları Sorunları Çözememe 189 32,9 137 24,6 146 26,3 466 83,8 90 16,2 556 100,0
Sağlıklı Bir Şekilde Beslenememe Sorunu 199 35,8 160 28,8 144 25,9 503 90,5 53 9,5 556 100,0
İhtiyaçlarını Karşılayabilmek İçin Maddi (parasal) Sorun Yaşama
376 67,6 99 17,8 56 10,1 531 95,5 25 4,5 556 100,0
Alış-Veriş Yaparken Kandırılma (fazla para istenmesi)
244 43,9 118 21,2 147 26,4 509 91,5 47 8,5 556 100,0
-43-
4.7.2. Araştırma Verilerinin Analizi
Araştırma verileri iki şekilde analiz edilmiştir. Önce, sosyo-ekonomik sorunlara
yönelik sorularla elde edilen veriler, Suriyelilerin Kilis’te barındığı (kaldığı) yere göre SPSS
kullanılarak Crosstab yoluyla tablolaştırılmış ve oluşan farklılıklar yorumlanmıştır. Sonra,
yine sosyo-ekonomik sorunlara ilişkin veriler güvenirlik analizine tabi tutulmuştur.
4.7.2.1. Suriyelilerin Sosyo-Ekonomik Sorunlarının Analizi
Tablo 4.37’de, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, barınma
(kalacak yer) sorunlarına ilişkin crosstab şeklinde frekans ve % dağılımları verilmiştir.
Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin bu sorunla karşılaşma düzeyleri bakımından “evet”
ve “kısmet evet” diyenler dikkate alındığında, konteynırkentte kalanların %53,8’i,
akrabalarının yanında kalanların %90,9’u, ev kiralayanların %54,7’si ve ev satın alanların
%20,0’ı barınma (kalacak yer) sorunu olduğunu belirtmiştir. Konteynırkentte kalanların
yarıdan fazlasının barınma (kalacak yer) sorunu olduğunu belirtmesi, konteynırkentte yer alan
evlerin fiziki mekan büyüklüğünün yetersizliği ve konteynır kentin oda sayısının azlığı ile
ilişkilendirilebilir.
Tablo 4.37: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Karşılaştıkları
Barınma Sorunu Kalınan Yer Barınma (kalacak yer) sorunum var Toplam
Evet Kısmen evet Hayır
Konteynır kent 33 9 36 78
42,3% 11,5% 46,2% 100,0%
Akrabalarımın yanında kalıyorum 33 17 5 55
60,0% 30,9% 9,1% 100,0%
Kilis'te ev kiraladım 120 76 162 358
33,5% 21,2% 45,3% 100,0%
Kilis'te ev satınaldım 1 0 4 5
20,0% 0,0% 80,0% 100,0%
Parkta kalıyorum 0 1 0 1
0,0% 100,0% 0,0% 100,0%
Kalacak yerim yok 6 0 1 7
85,7% 0,0% 14,3% 100,0%
Toplam 193 103 208 504
38,3% 20,4% 41,3% 100,0%
Tablo 4.38’de, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, temizlik
(banyo, duş) sorunlarına ilişkin crosstab şeklinde frekans ve % dağılımları verilmiştir.
Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin bu sorunla karşılaşma düzeyleri bakımından “evet”
-44-
ve “kısmet evet” diyenler dikkate alındığında, konteynırkentte kalan mültecilerin %35,5’i,
akrabalarının yanında kalanların %63,5’i, ev kiralayanların %50,0’ı temizlik (banyo, duş)
sorunu olduğunu belirtirken, ev satın alanların hiç birinde bu soruna rastlanmamıştır.
Konteynırkentte kalanların temizlik (banyo, duş) sorunu ile karşılaşma oranı (yaklaşık 1/3’ü),
ev satın alanlar hariç, diğer yerlerde kalanlara göre daha düşüktür.
Tablo 4.38: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Karşılaştıkları
Temizlik (banyo, duş) Sorunu Kalınan Yer Temizlik (banyo, duş) sorunum var Toplam
Evet Kısmen evet Hayır
Konteynır kent 21 6 49 76
27,6% 7,9% 64,5% 100,0%
Akrabalarımın yanında kalıyorum 11 22 19 52
21,2% 42,3% 36,5% 100,0%
Kilis'te ev kiraladım 108 65 173 346
31,2% 18,8% 50,0% 100,0%
Kilis'te ev satın aldım 0 0 5 5
0,0% 0,0% 100,0% 100,0%
Parkta kalıyorum 0 1 0 1
0,0% 100,0% 0,0% 100,0%
Kalacak yerim yok 5 2 0 7
71,4% 28,6% 0,0% 100,0%
Toplam 145 96 246 487
29,8% 19,7% 50,5% 100,0%
Tablo 4.39’da, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, kaldıkları evin
çok küçük ve yetersiz olmasına ilişkin crosstab şeklinde frekans ve % dağılımları verilmiştir.
Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin bu sorunla karşılaşma düzeyleri bakımından “evet”
ve “kısmet evet” diyenler dikkate alındığında, konteynırkentte kalan mültecilerin %76,6’sı,
akrabalarının yanında kalanların %72,5’i, ev kiralayanların %58,8’i ve ev satın alanların
%20,0’ı kaldıkları evin çok küçük ve yetersiz olduğunu belirtmiştir. Konteynırkentte
kalanların, kaldıkları evin çok küçük ve yetersiz olması ile ilgili sorunları, diğer yerlerde
kalanlara göre daha yüksek bir orana sahiptir. Bu durum, konteynırkentte yer alan evlerin
fiziki mekan büyüklüğü ve oda sayısı bakımından az olması (bakınız, Tablo 16; %92,9’u tek
ve iki odalı) ile ilişkilendirilebilir.
-45-
Tablo 4.39: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Kaldıkları Evin Çok
Küçük ve Yetersiz Olması Kalınan Yer Kaldığım yer barınmak için çok küçük ve yetersiz Toplam
Evet Kısmen evet Hayır
Konteynır kent 41 18 18 77
53,2% 23,4% 23,4% 100,0%
Akrabalarımın yanında kalıyorum 27 10 14 51
52,9% 19,6% 27,5% 100,0%
Kilis'te ev kiraladım 137 69 144 350
39,1% 19,7% 41,1% 100,0%
Kilis'te ev satın aldım 1 0 4 5
20,0% 0,0% 80,0% 100,0%
Parkta kalıyorum 0 1 0 1
0,0% 100,0% 0,0% 100,0%
Kalacak yerim yok 7 0 0 7
100,0% 0,0% 0,0% 100,0%
Toplam 213 98 180 491
43,4% 20,0% 36,7% 100,0%
Tablo 4.40’da, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, Türkçe
bilmediği için iletişim sorunu yaşamalarına ilişkin crosstab şeklinde frekans ve % dağılımları
verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin bu sorunla karşılaşma düzeyleri
bakımından “evet” ve “kısmet evet” diyenler dikkate alındığında, konteynırkentte kalanların
%82,9’u, akrabalarının yanında kalanların %82,5’i, ev kiralayanların %84,8’i ve ev satın
alanların %80,9’ı Türkçe bilmedikleri için iletişim sorunu yaşadıklarını belirtmiştir. İletişim
sorunu ile karşılaşanların oranı oldukça yüksek olup, kalınan yerler bakımımdan birbirine çok
yakın oranlardan oluşmaktadır. Bu durum, resmi kurumların, sivil toplum kuruluşlarının ve
yerli halkın yardımları etkin ve etkili bir biçimde yapmasını da olumsuz etkileyebilir. Sorunun
çözümü açısından, sadece Suriyeli öğrenciler için eğitim faaliyetleri düzenlenmemeli (ki bu
araştırma 18 + yaş grubuna uygulanmıştır), aynı zamanda tüm yaş gruplarına da Türkçe
konuşma ve bazı sosyal içerikli eğitimler verilmesi önerilebilir.
Tablo 4.40: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Türkçe Bilmediği İçin
İletişim Sorunu Kalınan Yer Türkçe bilmediğim için iletişim (dil) sorunum var,
sorunlarımı yeterince anlatamıyorum Toplam
Evet Kısmen evet Hayır
Konteynır kent 53 15 14 82
64,6% 18,3% 17,1% 100,0%
Akrabalarımın yanında kalıyorum 27 20 10 57
47,4% 35,1% 17,5% 100,0%
Kilis'te ev kiraladım 196 111 55 362
54,1% 30,7% 15,2% 100,0%
Kilis'te ev satın aldım 3 1 1 5
60,0% 20,0% 20,0% 100,0%
Parkta kalıyorum 1 0 0 1
100,0% 0,0% 0,0% 100,0%
Kalacak yerim yok 7 1 0 8
87,5% 12,5% 0,0% 100,0%
Toplam 287 148 80 515
55,7% 28,7% 15,5% 100,0%
-46-
Tablo 4.41’de, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, yerli halk
tarafından dışlanması ve küçük görülmesine ilişkin crosstab şeklinde frekans ve % dağılımları
verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin bu sorunla karşılaşma düzeyleri
bakımından “evet” ve “kısmet evet” diyenler dikkate alındığında, konteynırkentte kalanların
%44,2’si, akrabalarının yanında kalanların %46,2’si, ev kiralayanların %38,6’sı ve ev satın
alanların %80,0’ı yerli halk tarafından dışlandığını ve küçük görüldüğünü belirtmiştir.
Konteynırkentte ve akrabalarının yanında kalanlar ile ev kiralayanların söz konusu sorunla
karşılaşma oranları birbirine yakındır. Bu durum, konteynırkentte yaşayanların da yine
Suriyeli olduğu ve Arapça bildikleri için Arapça bilen görevliler yoluyla iletişim kurumaları,
akrabalarının yanında kalanların akrabalık ilişkileri ve ev kiralayanların da daha çok
mültecilerin oldukları yerde ev kiralıyor olmaları ve burada kendileri için sosyal ortam
oluşturmaları ile açıklanabilir. Kilis’te ev satın alarak yaşayan mültecilerin %80 oranında
yerli halk tarafından dışlandığını ve küçük görüldüğünü düşünmesi dikkate alınması gereken
sosyolojik bir durum olarak değerlendirilebilir.
Tablo 4.41: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Yerli Halk Tarafından
Dışlanması ve Küçük Görülmesi Kalınan Yer Yerli halk bizi dışlıyor ve küçük görüyor Toplam
Evet Kısmen evet Hayır
Konteynır kent 16 18 43 77
20,8% 23,4% 55,8% 100,0%
Akrabalarımın yanında kalıyorum 11 13 28 52
21,2% 25,0% 53,8% 100,0%
Kilis'te ev kiraladım 58 77 215 350
16,6% 22,0% 61,4% 100,0%
Kilis'te ev satın aldım 3 1 1 5
60,0% 20,0% 20,0% 100,0%
Parkta kalıyorum 1 0 0 1
100,0% 0,0% 0,0% 100,0%
Kalacak yerim yok 2 4 2 8
25,0% 50,0% 25,0% 100,0%
Toplam 91 113 289 493
18,5% 22,9% 58,6% 100,0%
Tablo 4.42’de, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, yerli halkın
yardımsever davranmamasına ilişkin crosstab şeklinde frekans ve % dağılımları verilmiştir.
Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin bu sorunla karşılaşma düzeyleri bakımından “evet”
ve “kısmet evet” diyenler dikkate alındığında, konteynırkentte kalanların %48,7’si,
akrabalarının yanında kalanların %51,9’u, ev kiralayanların %50,7’si ve ev satın alanların
-47-
%80,0’ı yerli halkın yardımsever davranmadığını belirtmiştir. Konteynırkentte ve
akrabalarının yanında kalanlar ile ev kiralayanların söz konusu sorunla karşılaşma oranları
birbirine yakındır. Bu durum, konteynırkentte yaşayanların büyük oranda Türkiye tarafından
barındırılması, akrabalarının yanında kalanların akrabalık ilişkileri bilindiğinden dolayı diğer
yerli halk tarafından desteklenmesi gereksiniminin olmadığının düşünülmesi ile ev
kiralayanların ve ev satın alanların durumunun yerli halk tarafından iyi olduğunun sanılması
düşünülmesi ile açıklanabilir.
Tablo 4.42: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Yerli Halkın
Yardımsever Davranmaması Kalınan Yer Yerli halk yardımsever davranmıyor Toplam
Evet Kısmen evet Hayır
Konteynır kent 13 22 37 72
18,1% 30,6% 51,4% 100,0%
Akrabalarımın yanında kalıyorum 10 17 25 52
19,2% 32,7% 48,1% 100,0%
Kilis'te ev kiraladım 77 97 169 343
22,4% 28,3% 49,3% 100,0%
Kilis'te ev satın aldım 1 3 1 5
20,0% 60,0% 20,0% 100,0%
Parkta kalıyorum 0 1 0 1
0,0% 100,0% 0,0% 100,0%
Kalacak yerim yok 1 3 3 7
14,3% 42,9% 42,9% 100,0%
Toplam 102 143 235 480
21,2% 29,8% 49,0% 100,0%
Tablo 4.43’te, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, karşılaştıkları
sorunları çözememesine ilişkin crosstab şeklinde frekans ve % dağılımları verilmiştir.
Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin bu sorunla karşılaşma düzeyleri bakımından “evet”
ve “kısmet evet” diyenler dikkate alındığında, konteynırkentte kalanların %66,6’sı,
akrabalarının yanında kalanların %82,4’ü, ev kiralayanların %66,7’si ve ev satın alanların
%60,0’ı karşılaştıkları sorunlarını çözemediğini belirtmiştir. Konteynırkentte kalanlar ile ev
kiralayanlar ve ev satın alanların resmi kurumların sorunlarına çözüm üretmediğine ilişkin
kanatları benzer oranlara sahiptir. Akrabalarının yanında kalanların oranı ise oldukça
yüksektir. Bu durum, önemli ölçüde Türk Devleti’nin anayasa, yasa, kanun ve
yönetmeliklerinde yer alan hükümlerin işleyişinden ve mültecilerin Türkçe bilmemelerinden
veya çok yetersiz düzeyde Türkçe biliyor olmalarından dolayı oluşmuş olabilir.
-48-
Tablo 4.43: Kilis’te Yaşayan Suriyeli Mültecilerin Kaldıkları Yere Göre Karşılaştıkları
Sorunları Çözememesi Kalınan Yer Karşılaştıkları Sorunları Çözemiyorlar Toplam
Evet Kısmen evet Hayır
Konteynır kent 31 21 26 78
39,7% 26,9% 33,3% 100,0%
Akrabalarımın yanında kalıyorum 23 19 9 51
45,1% 37,3% 17,6% 100,0%
Kilis'te ev kiraladım 122 91 106 319
38,2% 28,5% 33,2% 100,0%
Kilis'te ev satınaldım 1 2 2 5
20,0% 40,0% 40,0% 100,0%
Parkta kalıyorum 0 1 0 1
0,0% 100,0% 0,0% 100,0%
Kalacak yerim yok 3 2 1 6
50,0% 33,3% 16,7% 100,0%
Toplam 180 136 144 460
39,1% 29,6% 31,3% 100,0%
Tablo 4.44’te, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, sağlıklı bir
şekilde beslenememelerine ilişkin crosstab şeklinde frekans ve % dağılımları verilmiştir.
Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin bu sorunla karşılaşma düzeyleri bakımından “evet”
ve “kısmet evet” diyenler dikkate alındığında, konteynırkentte kalanların %67,6’sı,
akrabalarının yanında kalanların %87,0’ı, ev kiralayanların %69,5’i ve ev satın alanların
%40,0’ı sağlıklı bir şekilde beslenemediğini belirtmiştir. Konteynırkentte kalanlar ile ev
kiralayanların sağlıklı bir şekilde beslenememe sorunu benzer oranlara sahipken,
akrabalarının yanında kalanların oranı oldukça yüksek ve ev satın alanların oranı ise daha
düşüktür. Bu durum, Uluslararası kuruluşların, Türkiye’nin, sivil toplum kuruluşlarının ve
yerli halkın sağladığı yardımlarla ilişkilendirilebilir. Ayrıca, akrabalarının yanında kalan
Suriyelilerin yerli halktan daha az yardım alması (bakınız, Tablo 42) ve yanında kaldıkları
akrabalarının maddi imkanlarının yetersizliği, ev kiralayanların ve ev satın alanların maddi
durumlarının yerli halk tarafından daha iyi olacağının düşünülmüş olması da, beslenme
yetersizliğine etki eden unsurlar olabilir.
-49-
Tablo 4.44: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Sağlıklı Bir Şekilde
Beslenememeleri Kalınan Yer Sağlıklı bir şekilde beslenemiyorum Toplam
Evet Kısmen evet Hayır
Konteynır kent 38 14 25 77
49,4% 18,2% 32,5% 100,0%
Akrabalarımın yanında kalıyorum 24 23 7 54
44,4% 42,6% 13,0% 100,0%
Kilis'te ev kiraladım 127 117 107 351
36,2% 33,3% 30,5% 100,0%
Kilis'te ev satınaldım 1 1 3 5
20,0% 20,0% 60,0% 100,0%
Parkta kalıyorum 0 1 0 1
0,0% 100,0% 0,0% 100,0%
Kalacak yerim yok 5 1 2 8
62,5% 12,5% 25,0% 100,0%
Toplam 195 157 144 496
39,3% 31,7% 29,0% 100,0%
Tablo 4.45’te, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, ihtiyaçlarını
karşılamak için parasal sorunla karşılaşmalarına ilişkin crosstab şeklinde frekans ve %
dağılımları verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin bu sorunla karşılaşma
düzeyleri bakımından “evet” ve “kısmet evet” diyenler dikkate alındığında, konteynırkentte
kalanların %86,3’ü, akrabalarının yanında kalanların %91,4’ü, ev kiralayanların %89,8’i ve
ev satın alanların %80,0’ı ihtiyaçlarını karşılamak için parasal sorunla karşılaştığını
belirtmiştir. Kalınan yer açısından, parasal sorunla karşılaşma oranları çok yüksek ve benzer
düzeydedir. Bu durum, Uluslararası kuruluşların, Türkiye’nin, sivil toplum kuruluşlarının ve
yerli halkın sağladığı yardımlarla ilişkilendirilebilir. Suriye’de iç savaşın daha da uzaması
halinde parasal sorun sadece Kilis’te bulunan mülteciler için değil, Türkiye’nin değişik il ve
ilçelerinde yaşamlarını sürdüren tüm Suriyeliler ile Türkiye dışında başka devletlerde bulunan
iç savaştan kaçan Suriyeliler için de çok ciddi sorunlar oluşturabilecek bir olgudur.
Tablo 4.45: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre İhtiyaçlarını
Karşılamak İçin Parasal Sorunla Karşılaşmaları Kalınan Yer İhtiyaçlarımı karşılayabilmek için maddi (parasal) sorunum var Toplam
Evet Kısmen evet Hayır
Konteynır kent 55 14 11 80
68,8% 17,5% 13,8% 100,0%
Akrabalarımın yanında kalıyorum 40 13 5 58
69,0% 22,4% 8,6% 100,0%
Kilis'te ev kiraladım 264 68 38 370
71,4% 18,4% 10,3% 100,0%
Kilis'te ev satın aldım 2 2 1 5
40,0% 40,0% 20,0% 100,0%
Parkta kalıyorum 0 0 1 1
0,0% 0,0% 100,0% 100,0%
Kalacak yerim yok 8 0 0 8
100,0% 0,0% 0,0% 100,0%
Toplam 369 97 56 522
70,7% 18,6% 10,7% 100,0%
-50-
Tablo 4.46’da, ankete katılan Suriyelilerin Kilis’te kaldıkları yere göre, alış-veriş
yaparken fazla para istendiği kanaatine ilişkin crosstab şeklinde frekans ve % dağılımları
verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi, Suriyelilerin bu sorunla karşılaşma düzeyleri
bakımından “evet” ve “kısmet evet” diyenler dikkate alındığında, konteynırkentte kalanların
%82,7’si, akrabalarının yanında kalanların %73,1’i, ev kiralayanların %66,7’si ve ev satın
alanların %100’ü (%100’ü “evet”) alış-veriş yaparken fazla para istendiği kanaatindedir. Bu
durum, yerli halk ile Suriyeliler arasındaki güven duygusuna bağlı olarak açıklanabilir.
Akraba yanında kalan ve ev kiralayan Suriyelilerde oranın diğerlerine göre daha düşük
olması, özellikle akrabalık ilişkisinin sağladığı güven duygusu ile ifade edilebilir. Ayrıca bu
algı, Suriye’nin para biriminin uluslararası alanda değerinin düşük olması ve değer
kaybediyor olmasından dolayı daha fazla ödeme yapıyor oldukları kanaatinden ve Türkiye’ye
göre, Suriye’de gelir düzeyinin düşüklüğü, mal ve hizmetlerin daha düşük fiyatta piyasaya
arzından kaynaklanıyor olabilir.
Tablo 4.46: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Kaldıkları Yere Göre Alış-Veriş Yaparken
Fazla Para İsteniyor Olması Kalınan Yer Alış-veriş yaparken kandırılıyorum (fazla para isteniyor) Toplam
Evet Kısmen evet Hayır
Konteynır kent 49 18 14 81
60,5% 22,2% 17,3% 100,0%
Akrabalarımın yanında kalıyorum 16 22 14 52
30,8% 42,3% 26,9% 100,0%
Kilis'te ev kiraladım 163 74 118 355
45,9% 20,8% 33,2% 100,0%
Kilis'te ev satın aldım 5 0 0 5
100,0% 0,0% 0,0% 100,0%
Parkta kalıyorum 0 0 1 1
0,0% 0,0% 100,0% 100,0%
Kalacak yerim yok 6 1 0 7
85,7% 14,3% 0,0% 100,0%
Toplam 239 115 147 501
47,7% 23,0% 29,3% 100,0%
4.7.2.2. Sosyo-Ekonomik Sorunlara İlişkin Verilerin Güvenirlik (Reliability)
Analizi
Güvenirlik analizi, Kilis’te yaşamını sürdüren Suriyelilerden ankete katılanların
ankette yer alan bağımsız (Kilis’te kalınan yer) ve bağımlı değişkenlere (soyo-ekonomik
sorunlar) ilişkin sorulara verdikleri cevaplar arasındaki tutarlılığı ve Suriyelilerin sosyo-
ekonomik sorunlarla karşılaşmalarını ölçmede homojenliği ortaya koymak amacıyla
yapılmıştır.
-51-
Test sonuçları, Tablo 4.47’de toplu olarak verilmiştir. Tabloda da görüldüğü gibi,
ankette yer alan sosyo-ekonomik sorunlara ilişkin soruların tümünde, α değerleri 0,650’nin
üzerinde ve ortalama 0,706 çıkmıştır. Bütün değerleri, 0,650≤ <1,000aralığındaolduğundan,
ölçek güvenilir bir ölçektir.
Tablo 4.47: Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Karşılaştıkları Sosyo-Ekonomik Sorunlara
İlişkin Güvenirlik (Reliability) Analizi Sonuçları Item-Total Statistics
ScaleMeanifItem Deleted
ScaleVarianceifItem Deleted
CorrectedItem-Total Correlation
Cronbach's Alpha ifItem Deleted
Barınma (kalacak yer) sorunu 17,66 14,031 ,506 ,656 Temizlik (banyo, duş) sorunu 17,47 14,648 ,426 ,672 Kaldığım yer barınmak için çok küçük ve yetersiz
17,75 15,105 ,337 ,689
Türkçe bilmediğim için iletişim (dil) sorunum var, sorunlarımı yeterince anlatamıyorum
18,06 15,710 ,324 ,690
Yerli halk bizi dışlıyor ve küçük görüyor 17,33 15,594 ,325 ,690 Yerli halk yardımsever davranmıyor 17,43 16,101 ,242 ,703 Karşılaştığım Sorunları Çözemiyorum 17,77 15,159 ,368 ,683 Sağlıklı bir şekilde beslenemiyorum 17,82 15,195 ,380 ,681 İhtiyaçlarımı karşılayabilmek için maddi (parasal) sorunum var
18,26 15,176 ,472 ,668
Alış-veriş yaparken kandırılıyorum (fazla para isteniyor)
17,87 15,610 ,277 ,699
ReliabilityStatistics Cronbach's Alpha N of Items
,706 10
-52-
5. SONUÇ
5.1. Mevcut Durum
Dünyada yaşanan küreselleşme süreci ve bu sürecin ortaya çıkardığı gelişmeler,
doğrudan veya dolaylı tüm ülkeleri etkilemiştir. Küreselleşmeyi besleyen ticaret, seyahat ve
iletişim kaynakları bu etkinin temel nedenlerindendir. Özellikle iletişim ve iletişim
teknolojisindeki gelişmelerin etkileri daha hızlı ve çarpıcı bir şekilde hissedilmektedir. Bu
etkilerin sonuçlarına bağlı olarak Ortadoğu’da halkın hak ve özgürlük arayışı ile yaşanan halk
hareketleri, ekonomik kaygılarla birleştiğinde domino etkisiyle Arap Baharı şeklinde
tanımlanan süreci başlatmıştır. Bu süreç, 18 Aralık 2010’da Tunus’ta başlayarak iktidar karşıtı
kitlesel gösterilerin, 2011 yılı içerisinde Mısır, Libya, Suriye başta olmak üzere Cezayir,
Bahreyn, Ürdün, Yemen ve Lübnan gibi Arap dünyasında yer alan ülkeleri içine almıştır.
Süreç, öncelikle siyasal sonuçlar doğurmakla birlikte demokrasiye geçiş anlamında beklenen
ivmeye ulaşamamıştır. Sürecin siyasal sonuçları yanında, sosyo-ekonomik sonuçları da
oluşmuştur. Ülkelerin uluslararası ekonomik ve ticari faaliyetleri ihracat, ithalat ve istihdam
gibi makro ekonomik göstergeleriyle dalgalanmalar yaşamaktadır. Öte yandan, ülkelerindeki
istikrarsızlık ve iç savaş ortamından kaçan milyonlarca kişi bir çoksosyo-ekonomik sorunla
baş başa kalmıştır. Özellikle Suriye’deki sürecin beklendiği gibi gelişmemesi iki milyona
yaklaşan Suriyelinin iç savaş ortamından kaçarak başka ülkelerde (Türkiye, Ürdün gibi)
yaşamasına yol açmıştır. Ayrıca, sınırı geçemeyen yaklaşık dört milyon Suriyeli de kendi
ülkesinde evini-yurdunu terk etmiş durumdadır.
İç savaştan kaçarak Türkiye’de devletin oluşturduğu çadır kent, geçici kabul merkezi
ve konteynırkentte kalan Suriyelilerin sayısı ise 200 bini aşmıştır. Bunlar, değişik il ve
ilçelerde oluşturulan çadır kent, geçici kabul merkezi ve konteynırkentlerde yaşamaktadır.
Hatay'da 15 bin 371, Gaziantep'te 32 bin 370, Şanlıurfa'da 79 bin 176, Kahramanmaraş'ta 15
bin 160, Osmaniye'de 8 bin 37, Adıyaman'da 9 bin 933, Adana'da 10 bin 142, Mardin'de bin
808, Malatya'da 5 bin 704 ve Kilis'te 22 bin 839 iç savaştan kaçan ve “geçici olarak koruma
altına alınan” Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı barındırılmaktadır. Ayrıca, Suriyelilerin bir
kısmı ise akrabalarının yanında, ev kiralayarak veya ev satın alarak yaşamaktadırlar. Kilis,
Halep’e yakın olması nedeniyle konteynırkentte kalan Suriyelilerin dışında bir çok Suriyelinin
akraba yanında kaldığı, ev kiraladığı veya ev satın aldığı bir il olmuştur. Bu nedenle, Kilis’te
-53-
yaşayan Suriyelilerin karşılaştıkları sosyo-ekonomik sorunların araştırılması önem arz
etmiştir. Yapılan araştırma ile aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir:
(1)Kilis’te bulunan ve anketi cevaplayan Suriyelilerin;
-%32’si kadın ve %68’i erkek,
-%39,5’ü 18-30 yaş aralığında, %60,5’i 31 + yaş aralığında,
-%13.7’si okur-yazar, %22,4’ü ilköğretim, %30,5’i lise, %29,5’i üniversite
mezunu iken, %3.9’u lisans üstü eğitim görmüş,
-%91,5’i Halep’ten, %9.5’i ise Hama, Humus ve İdlib’te gelmiş,
-%71,6’sı evli, %26,9’u bekar ve %1,5’i ise dul,
-%92,6’sı tek eşli, %6’sı iki eşil, %07’si üç eşli ve %07’si ise dört eşli,
-%37,9’u 1-3 çocuklu, %49,6’sı 4-7 çocuklu ve %12,7’si ise 8 + çocuklu,
-%32,1’i işçi-esnaf, %25,2’si memur-eğitimci, %3,4’ü iş adamı, %2,1’i emekli,
%9,5’i ev hanımı, %18,5’i öğrenci ve %9,3’ü ise diğer meslek grubundan,
-%63,6’sı 1-500 TL gelire sahip, %19,3’ü 501-1000 TL gelire sahip, %12,4’ü
1001-2000 TL gelire sahip ve %4.8’i ise 2001 + TL gelire sahip,
-%16,0’ı konteynırkentte, %10,7’si akrabalarının yanında, %70,6’sı ev
kiralamış ve %1,1’i ev satın almış ile %1,7’si parkta kalan ve kalacak yeri olmayan
kişilerden oluşmaktadır.
(2)Ev kiralayarak kalan Suriyeliler, 50 TL’den 1500 TL’ye kadar kira ödemektedir.
Ancak; 200 TL, 250 TL, 300 TL ve 500 TL kira ödeyenlerin oranları %10’dan fazladır.
(3)Suriyelilerin %66,5’i aynı evde 7 ve daha fazla kişi ile birlikte kalmaktadır.
(4)Suriyelilerin %17,1’i tek odalı, %32,0’ı iki odalı, %35,5’i üç odalı ve %15,3’ü ise 4
ve daha fazla odalı evde kalmaktadır.
(5)Suriyelilerin kaldığı evin %85,2’sinde banyo, %33,3’ünde yatak odası ve
%89,2’sinde mutfak bulunmaktadır.
(6)Suriyelilerin %35,8’inde herhangi bir hastalık varken, %64,2’si sağlıklıdır.
(7)Hasta olan Suriyelilerin %49,0’ı Kilis Devlet Hastanesi’nde, %8,6’sı özel hastanede
ve %10,8’i ise bitki ve bahar kullanarak tedavi olurken, %31,6’sı tedavi olamamaktadır.
(8)Suriyelilerin %30,0’ı ilaçları Türk Devleti’nde, %6,6’sı vatandaşlardan ve %43,3’ü
diğer şekillerde ilaç temin ederken, %20,1’i kullanmak için ilaç bulamamaktadır.
(9)Suriyelilerin %44,4’ü Suriye’deki birikimlerine harcayarak, %17,7’si Türkiye’nin
yaptığı yardımlarla, %7,0’ı vatandaşlarının yaptığı yardımlarla, %1,5’i Suriye’den çay-sigara
vb. getirip satarak, %1,5’i bir iş yerine ortak olarak-bir iş yeri açarak, %8,5’i bir iş yerinde
-54-
ücreti olarak çalışarak geçinirlerken, %19,4’ü ise bir işte çalışamayacak durumda ve
geçinmekte zorlanmaktadır.
(10)Suriyelilerin %53,6’sı Suriye’de kaldığı yere yakın olduğu için, %2,4’ü Türkiye
zorunlu tuttuğu için, %10,7’si yaşam şartları daha kolay olduğu için, %20,0’ı daha güvenli
olduğu için, %8,5’i akrabaları olduğu için ve %4,1’i diğer nedenlerle Kilis’te kalmaktadır.
(11)Suriyelilerin %54,0’ı iç savaş sonrası hemen ve %20,8’i Türk vatandaşlığı istiyor,
ancak iç savaş sonrası Suriye’ye geri dönmek istiyor. Suriyelilerin %12,3 iç savaş sonrası
hemen dönmek istemiyor, %3,5’i ise kesinlikle Suriye’ye geri dönmek istemiyor.
(12)Suriyelilerin %3,3’ü Türkçe’yi çok iyi ve %31,3’ü biraz bilmekte; %73,3’ü ise
Türkçe öğrenmek istiyor.
(13)Suriyeliler; farklı düzeylerde olmakla birlikte, %54,1 oranında kalacak yer, %44,2
oranında banyo (duş), %57,2 oranında kaldıkların yerin küçük ve yetersiz olması, %79,3
oranında dil (iletişim), %37,4 oranında yerli halk tarafından dışlanma ve küçük görülme,
%45,0 oranında yerli halkın yardımsever davranmaması, %57,5 oranında karşılaştıkları
sorunlara çözüm bulamama, %64,6 oranında sağlıklı beslenememe, %85,4 oranında maddi
(parasal) ve %65,1 oranında alış-verişte fazla para istenme sorunu yaşamaktadır.
(14)Türkiye, özellikle konteynırkentte kalan “geçici olarak koruma altına alınan”
Suriyelilerin barınma, sağlık ve beslenme ihtiyaçlarını karşılamaktadır. İç savaştan kaçan
diğer bazı Suriyeliler ise, sivil toplum kuruluşlarının ve yerli halkın sağladığı imkanlarla
geçinirken, bazıları da kendi imkanlarıyla geçinmektedir.
(15)Suriyelilerin kaldıkları yerler fiziki mekan genişliği olarak yetersiz ve aynı yerde
fazla kişi (7 ve daha fazla) kalmaktadır.
(16)Suriyelilerin, büyük çoğunluğu maddi (parasal) sorun yaşamaktadır.
(17)Suriyelilerin, ciddi anlamda dil (iletişim) sorunu yaşamaktadır.
(18)Suriyeliler, büyük oranda genel olarak karşılaştıkları sorunları çözememektedirler.
5.2.Öneriler
(1)İç savaştan kaçan Suriyelilerin, yaşam şartları açısından kaldıkları yerin fiziki
mekan genişliği, sağlıklı beslenme ve maddi (parasal) sorunları, sadece Türkiye’nin, sivil
toplum kuruluşlarının ve yerli halkın çözebileceği bir sorun değildir. Dolayısıyla,
uluslararası toplumun, uluslararası kuruluşların ve uluslararası sivil toplum
kuruluşlarının bu sorunlara daha duyarlı davranmaları sağlanmalıdır.
-55-
(2)Suriyelilerin, karşılaştığı dil (iletişim) sorunu, yaşamlarını sürdürdükleri ülke,
bölge ve illerde yerli halkla anlaşmaları ve kaynaşmalarını engellemektedir. Bu da, bazı sorun
olmayabilecek durumların sorun olarak algılanmasına neden olabilmektedir. Dolayısıyla,
Devletin Suriyeli öğrenciler için sunduğu eğitim hizmetleri ile birlikte, diğer Suriyelilere hiç
olmazsa günlük hayatını sürdürebilecekleri pratik Türkçe öğretilmeli ve yerli halkla
kaynaşmaları açısından, Suriyelilerin yerli halkla birlikte olabilecekleri bazı sosyal
aktiviteler düzenlenmelidir.
(3)Suriyelilerin genel olarak karşılaştıkları sorunlara çözüm bulamamaları
sorunu, çoğunlukla anayasa, yasa, kanun, yönetmelik ve yasal uygulamalardan
kaynaklanabilmektedir. Dolayısıyla, bu durumun Suriyelilerin insani ve kişilik
değerlerine zarar vermeden anlatılması önem arz etmektedir. Ayrıca, Suriyelilerin yoğun
olarak bulunduğu Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Osmaniye, Adıyaman,
Adana, Mardin, Malatya ve Kilis illerinde valilikler bünyesinde, iç savaştan kaçan
Suriyelilerin sorunlarını anlatabileceği, psikolog, sosyolog ve din adamlarının çalışacağı
birimler oluşturulabilir.
(4)Suriye’de iç savaşın devamı halinde (ülkede iç savaş sona erse de, düzen istikrar
oluşana kadar) Suriyelilerin karşı karşıya kaldığı bu sorunlar ivme kazanarak devam
edecektir. Bu durumda, Suriyelilerin yaşam şartlarının oluşturulması, belki yeni bir takım
yasal düzenlemelere gidilerek, mültecilerin iş yerlerinde sigortalı olarak istihdamının, kendi
işini kuracaklara bazı kolaylıkların, geçici vatandaşlık hakkının verilerek Türkiye’deki yasa
ve kurallara uymalarının sağlanması göz önünde bulundurulabilir.
(5)Suriye dışında iki milyona, Suriye içinde ise dört milyona yaklaşan (ülke dışına
çıkmak isteyip çıkamayan) iç savaş mağduru Suriyelilerin yaşadığı ve yaşayacağı sorunların
çözümünde, ülkelerinde uzlaşı sağlanmış siyasal yönetimlerin oluşturulması önem arz
etmektedir ve çözümü kalıcı yapacaktır.
-56-
KAYNAKLAR
ARMAOĞLU, Fahir (2009), 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi, Alkım Yayınevi, İstanbul. BACIK, G. (2011), “Arap Baharı’ndan Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın Geleceğine Bakmak”
Müsiad Çerçeve Dergisi, 57, 16-22.<http://www.musiad.org.tr/detayArYay .aspx?id=352>, 13.08.2012.
BBC (2011), ”TunisiasuicideprotesterMohammedBouazizidies”, January 5. Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (1971), 146/ 5/ 1178. BORGER, Julian (2010). "Tunisian president vows to punish rioters after worst unrest in a
decade". The Guardian. http://www.guardian.co.uk/world/2010/dec/29/tunisian-president-vows-punish-rioters. Erişim tarihi: 29 December 2010.
BUÇUKCU, Öner (2012), Suriye Krizinde Bölgesel ve Küresel Aktörler (Editör: Birol
Akgün), Stratejik Düşünce Enstitüsü. GÜNVER, Kadriye (2003),Kilis’te Yaşayan Gayrimüslimler (1850-1925), Gaziantep
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Gaziantep.
http://www.haberx.com/turkiyedeki_multeci _sayisi_201_bin(17,n,11371292,799).aspx,
Erişim Tarihi: 28.07.2013. http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2013/07/130725_suriyeli_multeciler_guardian.shtml,
Erişim tarihi: 28.07.2013. http://suriye.ihh.org.tr/turkiye/koloni/koloni.html, 02.08.2013. http://mideast.foreignpolicy.com/posts/2011/01/02/tunisia_s _protest_wave_ where_it_comes
_from_and_what_it_means_for_ben_ali."Tunisia's Protest Wave:WhereItComes FromandWhatItMeansfor Ben Ali|TheMiddle East Channel", Erişim: 14.01.2011.
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1099664&Cate
goryID=42&Rdkref=6, 14.09.2012.
http://www.ydh.com.tr/HD10253_1--yilinda-turkiyedeki-suriyeli-multeci-gercegi.html, 20.09.2012).
http://tr.wikipedia.org/wiki/ Arap_Bahar%C4%B1, 10.09.2012.
http://www.nytimes.com/2011/02/19/world/africa/19libya.html KUYUMCU, Oguz (2011), Suriye Ülke Raporu, Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme
Etüd Merkezi, Ankara.
-57- PASKSOY, H. Mustafa vd. (2012), “Arap Baharı’nınSosyo-Ekonomik Etkileri: Türkiye-
Suriye Karşılaştırması”, Bölgesel Sorunlar ve Türkiye Sempozyumu, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Kahramanmaraş.
12 Şubat 2011 tarihli İngilizce Vikipedinin 2010–2011 Arabworldprotests adlı maddesi. JAILAN, Zayan (2011), "AFP–Egypt braces for nationwide protests". AFP.
http://www.google.com/hostednews/afp/article/ALeqM5hP30nA0bbEaHZKjlpUKhdHxoN8Cg?docId=CNG.95111380dfbe35f8a08d6124c5e915e8.71. Erişim tarihi: 25.01.2011.
ORHAN, O. (2011), “Arap Baharı ve Türkiye” Müsiad Çerçeve Dergisi, 57, 22-
28.<http://www.musiad.org.tr/detayArYay.aspx?id=352>, 13.08.2012. ÖZTOPRAK, P. (2012) , “Ortadoğu’nun Demokratikleşme Süreci ve Türkiye”, Akademik
Analiz, Yıl 1, sayı 4. 9-14. <http://akademikperspektif.com/2012/02/28/ akademik-analiz-dergisi-mart-2012-sayisi- arap-bahari-orta-dogu-ve-turkiye/>, 13.08.2012.
RYAN, Yasmine, "Tunisia's bitter cyberwar". Al Jazeera English.
http://english.aljazeera.net/indepth/features/2011/01/20111614145839362.html, Erişim tarihi: 14.01.2011.
SOYSAL, İsmail (1989), Türkiye’nin Siyasal Antlaşmaları (1920-1945), TTK Yayınları,
Ankara. SPENCER, Richard. "Tunisia riots: Reform or be overthrown, US tells Arab states amid fresh
riots". Telegraph. http://www.telegraph.co.uk/news/worldnews/africaandindianocean/ tunisia/8258077/Tunisia-riots-US-warns-Middle-East-to-reform-or-be-overthrown.html, Erişim tarihi: 14.01.2011.
TÜİK (http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?alt_id=12, Erişim: 16.09.2012). ULUSOY, K.(2012), “Milli İslam Üniversitesi Batı Asya Çalışmaları Merkezi “Arap Baharı: Bölge ve Hindistan”, Ortadoğu Analiz, Nisan 2012 - Cilt: 4 - Sayı: 40
<www.orsam.org.tr/tr/trUploads/Yazilar/.../2012411_konferans.pdf>14.08.2012. UMAR, Ömer Osman (2003), Türkiye-Suriye İlişkileri (1918-1940), Orta-Doğu Araştırmaları
Yayınları, Elazığ. WYRE, Davies (15.12.2010). "BBC News - Tunisia: President Zine al-Abidine Ben Ali
forced out". Bbc.co.uk. http://www.bbc.co.uk/news/world-africa-12195025, Erişim: 14.01.2011.
www.indexmundi.com,16.08.2012. www.worldbank.org,16.08.2012. YERASİMOS, Stefanos (2009), Milliyetler ve Sınırlar (Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu),
Çeviren; Şirin Tekeli, İletişim Yayınları, İstanbul.