license time yaz 2012

100
LICENSET IME MARKA, LİSANS & MEDYA DERGİSİ YIL: 1 SAYI: 2 YAZ 2012 KDV Dahil: 7.50 TL GELİYORLAR! ISSN 2146-8028 2012 YILININ EN İYİ 12 TÜKETİCİ TRENDİ ÖFKELİ KUŞLARIN SERÜVENİ BİTMEK BİLMİYOR SÜRDÜRÜLEBİLİR MARKALAR KONFERANSI 24 80 49

Upload: license-time

Post on 18-Feb-2016

276 views

Category:

Documents


26 download

DESCRIPTION

License Time Marka, Lisans ve Medya Dergisi Yaz 2012 Sayısı

TRANSCRIPT

Page 1: License Time Yaz 2012

LICENSETIMEMARKA, LİSANS & MEDYA DERGİSİYIL: 1 SAYI: 2 YAZ 2012 KDV Dahil: 7.50 TL

GELİYORLAR!

ISS

N 2

146-

8028

2012YILININEN İYİ 12TÜKETİCİTRENDİ

ÖFKELİ KUŞLARIN SERÜVENİ

BİTMEK BİLMİYOR

SÜRDÜRÜLEBİLİRMARKALAR

KONFERANSI

24 80

49

Page 2: License Time Yaz 2012
Page 3: License Time Yaz 2012
Page 4: License Time Yaz 2012

EDİTÖRDEN

4

YA

Z 20

12

Marka, Lisans ve Medya….

Bu üç temel sektöre hitap eden tek yayın olma özelliği ile Türkiye’de bir ilk olma yolunda tüm hızıyla devam eden dergimizin 2. sayısında da yine çok zengin ve global bir içerikle karşınızdayız.

Büyük bir hızla gelişen sosyal medyadaki markalar adına başarılı olmak için, iyi içerik üretmek ve düzenli paylaşım yetmeyebiliyor. Şu bir gerçektir ki sosyal ağlar, birçok markayı doğru stratejilerle zirveye taşırken, hedef kitlesi ile sağlıklı ve doğru iletişim kuramayan firmalar için de yanlış ve çok tehlikeli bir medya alanına dönüşebiliyor.

Sosyal medyayı diğer basın – yayın organlarından ayıran en dikkat çekici ve önemli olan özelliği, iletişimin ‘çift yönlü’ oluşudur. Diğer bir deyişle, bu dinamik ortamda sadece markalar mesaj vermiyor. Markalardan ziyade kullanıcı ve tüketici kitlesi de konuşmakta. Hem de hiç beklemeden, anında beğeniyor, beğenmiyor, yorum yapıyor, eleştiriyor, öneriyor veya önermiyor.

Bu özelliğini bilerek, benimseyip kabul ederek ve bu çift yönlü iletişim kanalını yönetebilecek donanım hazırlıklarını ve planlamalarını tamamlayarak sosyal medyaya girmek gerekiyor. Aksi halde, sonunun üzücü ve hüsran olması kaçınılmaz olacaktır. Geçtiğimiz aylarda yapılan çeşitli araştırmalarda Facebook ve Twitter üzerinde, markaların birçoğunun sosyal medyayı doğru kullanamadığı gösterildi.

Özellikle sosyal medya üzerinde marka konumlandırması ve başarı oranı sağlamak adına bu araştırmaları, sonuçlarını ve uzman kişilerin tavsiye ve formüllerini dinlemekte fayda var.

İnternet teknolojisinin hızla yükselişinde markaların, özellikle teknoloji markalarının etkisi oldukça fazla. Bu sene yapılan Brand Finance’ın Global 500 araştırması sonuçlarına baktığımızda, listenin ilk sırasına geçen yıl listenin 8. sırasında yer alan Apple, 2011’in en değerli markası Google’ı geride bırakarak 2012 yılında dünyanın en değerli markası oldu. Şu anda Apple, 47.5 milyar dolar değerindeki en yakın rakibi Google’dan neredeyse üçte bir oranla daha büyük bir marka değerine sahip. Apple’ın marka değeri ise 70.6 milyar dolar.

Markalara prestij katan, rakip ürün ve markalardan ayrılma özelliği veren, marka bilinirliğini yükselten ve ciro artışında ciddi değerler sağlayan Lisans ve Lisanslama dünyasından bahsedecek olursak, bildiğiniz üzere 12-14 Haziran tarihlerinde Amerika’nın Las Vegas şehrinde Uluslararası Lisans Fuarı gerçekleşti. Birçok lisansör, acente ve lisansiye firma lisans sektöründeki en büyük etkinlik olarak kabul edilen bu fuara katılarak lisanslı marka, karakter ve ürünlerini tanıttılar. Sektördeki en son gelişmeleri ve yeni trendleri bildirmesi sayesinde dünya çapında birçok katılımcı ve ziyaretçinin büyük ilgi odağı olan bu fuar lisans sektörünün en büyük buluşması olduğunu bir kez daha kanıtladı.

Türkiye’de her yıl Ekim-Kasım aylarında gerçekleşen TOYZERIA Oyuncak, Lisans, Oyun ve Oyun Ekipmanları Fuarı ise Lisans ve Oyuncak sektörlerine katkı sağlamaya ve her yıl katılımcı sayısını artırmaya devam ediyor. Bu organizasyonun özellikle Lisans sektörüne yapılacak yeni yatırımları teşvik ettirici misyonunu uzun yıllar devam ettirmesini diliyoruz.

Bu yıl da 04-07 Ekim tarihlerinde, İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek olan Toyzeria’nın 5. yılında, 30 farklı ülkeden 12.000’den fazla ziyaretçi gelmesi hedefleniyor. Dergimiz License Time ve Lisans Acenteliğimiz olarak kurulan Lisans Medya ile birlikte biz de katılım göstererek ziyaretçilerimizi bekliyor olacağız.

Marka imajlarını geliştirmek ve pazar paylarını artırmak açısından, lisanslı üretim ve dağıtıma girmek, firmalar için büyük bir fırsattır. Amerika ve Avrupa ülkelerinin neredeyse 30 yıllık lisans geçmişi var ve lisansta öncü bölgelerden biri olmak, hiç şüphesiz ülkemize de, dünya nezdinde bir katma değer sağlayacaktır. Niçin artık biz kendi markalarımızı dünyaya satmayalım? Niçin artık kendi filmlerimizi ve çizgi filmlerimizi üretip bir animasyon ve film prodüksiyon merkezi olmayalım? Bize çok uzak değil elbette, yeter ki planlarımızı acele etmeden yıllara yayarak, yatırımlarımızı hakkıyla yaparak ve beklentilerimizi uzun vadeli tutarak sabırla ve azimle ilerleyelim….

Saygılarımızla,

YIL: 1 SAYI: 2 YAZ 2012 ISSN: 2146-8028YAYIN TÜRÜ: SÜREKLİ YAYIN

BASKI Esen Ofset Matbaacılık San. ve Tic. A.Ş.Tel: 0212 549 25 68

DAĞITIMUlak Dağıtım ve Lojistik Hizmetleri LTD. ŞTİ.www.ulaq.com.tr

Selami Ali Mah. Üsküdar Kapalı Çarşısı C-Blok Kat: 2 No: 28 Üsküdar - İstanbul - Türkiye

0216 532 78 11 www.licensetime.com

LICENSETIMEMARKA, LİSANS & MEDYA DERGİSİ

İMTİYAZ SAHİBİ / OWNER

gENEl YAYıN YöNETMENİ

REdAkSİYON

YAZı İşlERİ MüdüRü İNTERNET EdİTöRü

REklAM kOORdİNATöRü

MARkA vE lİSANS dİREkTöRü

İş ORTAklARıLisans Medya Yayıncılık Reklam Pazarlama Dağıtım ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına

[email protected]

[email protected]

[email protected] [email protected]

[email protected]

[email protected]

M.Esat YALVAK

M.Esat YALVAK

Kübra UÇAR

İhsan YALVAK M. Mustafa ŞAHİN

Cemal KUĞU

Hamdullah YALVAK

Page 5: License Time Yaz 2012

AQUA OVAL MASA TAKIMI MASA TAKIMI MASA TAKIMI

İş ORTAklARı

Page 6: License Time Yaz 2012

İÇİNDEKİLER

6

10 AJANSKONDULARSon dönemde sayıları hızla artan ajanslar ile birlikte neredeyse her marka, o ya da bu şekilde bir ajansile çalışmaya başlamış durumda...

18 MICROSOFT SURFACEMicrosoft uzun süredir beklenen Windows 8 ve Windows RT işletim sistemlerine sahip “Surface” adınıverdiği Microsoft markalı tabletlerini Los Angeles’da yapılan lansmanla tanıttı.

26 LOGOLARIN HİKAYELERİDünyaca ünlü markaların her birinin logosunun birbirinden farklı hikayeleri var. Sizler için hafızalara kazınmış bazı marka ve logoların ilginç öykülerini araştırdık.

54 ROVIO’DAN AMAZING ALEXRovio’nun yeni karakteri!

59 ANGRY BIRDS ÇİN’DEÖfkeli kuşlar bu kez de Çin’e üs kuruyor.

72 REKLAM MI? REKABET Mİ?Yasaklanan reklamların ardından...

74 VIRAL MARKETINGReklamcılıkta çok farklı bir boyut.

40

66

94

24

YA

Z 20

12

Page 7: License Time Yaz 2012
Page 8: License Time Yaz 2012

HABER

8

MA

RK

A

GOOGLE50 YENİ PATENTİN KULLANIM HAKKINI SATIN ALDIAndroid işletim sistemiyle çalışan mobil cihazlarındaki ağ özelliklerini geliştirmeye çalışan Google, Magnolia Broadband’e ait 50 patenti satın aldı. Maliyeti henüz açıklanmış değil.

Magnolia Broadband’in elinde pil ömrünü geliştirmeden ağ kapasitesi-ni arttırmaya, kapsama alanı genişlet-meden daha hızlı gönderme imkânı sunan teknoloji patentleri bulunu-yordu. New Jersey merkezli şirket icatları ve akıllı telefonlardaki ağ kapsama alanlarını geliştrimeye yarayan MTD (Mobile Transmit Diversity) adını ver-diği cihazı için 60 milyon dolar yatırım yaptığını söylüyor.

Google’ın satın aldığı teknoloji, veri transferini %30 ile %40 arasında arttı-rırken, ağa bağlanma mesafesini %40 genişletiyor. Cihazlardaki veri yazma hızı da %100 oranında artarken pil ömründe %10 ile %15 arasında artış sağlıyor.

Google elbette bu satın aldığı yeni teknolojileri Android ve Motorola’nın ileride üreteceği cihazlarda kullan-mayı amaçlıyor. Bundan böyle akıllı telefonlarda ve tabletler daha hızlı ağ bağlantıları ve veri transfer hızları görebiliriz. Yalnız anlaşmaya göre Google, patent haklarına tamamen sahip olmayacak, sadece cihazlarında kullanabilecek. Yani başka bir şirkete satma ya da aynı teknoloji başkaları tarafından kullanıldığında kazanç sağlamak gibi bir çıkarı olmayacak. Magnolia da za-ten aynı teknolojilerin başka firmala-ra da satabileceklerini belirtiyor.

kaynak: www.efbes.com

YA

Z 20

12

Page 9: License Time Yaz 2012
Page 10: License Time Yaz 2012

Şimdi; marka sana diyorum, markanın ajansı sen anla....

Ajans; markanın bir kısım işlerini güve-nerek emanet ettiğin, içeride inhouse barındırmaktansa daha deneyimli ve uzman bir grupla dışarıdan daha düşük maliyetler ile çalışılan 360 derece hizmet alabileceğin bir uzmanlık ekosistemidir.

Bu tanımdan yola çıkarak sorgulaman gerekir ki;

Markanı emanet edeceğin ajans gerçek-ten bu konuda uzman mı?

Bu konudaki deneyimi nedir? Ajans yeni ise çalışanlarının bu sektördeki deneyimi nedir?

İstediğin hizmetleri sana sunabiliyor ve eksiksiz yapabilecek güçte mi?

daha önce ajans veya çalışanlarının mar-kanız ile aynı sektörde deneyimleri olmuş mu? örneğin bir meyve suyu firması ise marka-nız, daha önce aynı segmentte deneyimle-ri olan çalışanlara sahip mi veya ajansın benzer sektörde deneyimleri var mı?

ve daha da önemlisi çalışacağınız Ajans markanızı tanıyor mu?

Markanızı tanımayan ve hissetmeyen bir ajans adaptasyon döneminde markanı-za yarardan çok zarar verecektir. 

Uzun yıllar emek verilen ve oluşturulan itibar, sosyal medyada saniyeler içeri-sinde uçup gidebilmektedir. Bu cümle-yi okuyan kişilerin bir çoğunun aklına hemen bir kaç marka gelecektir.  Sosyal Medya Yönetimi oldukça hassas bir ko-nudur. Kısacası vezir olmanız da rezil ol-manız da an meselesidir...

değerli ‘girişimci’;

* Yeterli yatırım ve uzmanlığa sahip değil isen,

* Sosyal Medya sektöründe deneyimli çalı-şan sağlayamıyor isen,

* Hele ki bu sektöre çok para kazanırım di-yerek girmişsen,

* Burada yazılanları aslında deneyimle-mişsen ve kendinden bu yazıda birşeyler buluyorsan... Daha henüz çok gecikmemişsin demek-tir. Gel bu işi bırak, gerçekten uzmanı ol-duğun işi yap...  Sana Sosyal Medya ile uğraşma demiyo-ruz, hobi olarak gene uğraş...  Tabii belirtmekte fayda var; gerçekten doğru adımlar ve yatırımlar ile deneyimi ve anlayışı birleştirebilen gerçek startup-lar da var ki bunlar da takdiri hakediyor...

MARKALARI BEKLEYEN TEHLİKE“AJANSKONDULAR”Son dönemde sayıları hızla artan ajanslar ile birlikte neredeyse her marka o ya da bu şekilde bir ajans ile çalışmaya başlamış durumda... İrili ufaklı, deneyimli deneyimsiz, bilgili bilgisiz bir çok ‘girişimci’ de bu furyaya kendisini kaptırmış gitmekte... Ancak  işte tam da bu noktada markaları bekleyen çok büyük bir tehlike bulunuyor; malzemesinden çalınmış ajanskondular...

MAKALE

10

MED

YA

sosyalmedyaportÇağrı ERDOĞAN

YA

Z 20

12

Page 11: License Time Yaz 2012

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

6

Gürsel Mah. Eski Beşiktaş Cad. Elyaf Sok. No: 3/1 Kağıthane - İSTANBUL Tel: 0212 210 30 00 Fax: 0212 210 30 19

www.ulaq.com.tr

Page 12: License Time Yaz 2012

HABER

12

MA

RK

A

TÜRKİYE’DEKİ İNTERNET KULLANICILARININ MARKALARDAN BEKLENTİLERİ

Global Web Index Türkiye Araştırması’na göre; Türkiye’de internete her gün bağlanan kullanıcıların, markalardan beklentilerinin başında “tüketicinin bilgi birikimini artırması” geliyor. Türkiye’deki her 2 aktif internet kullanıcısından 1’i markadan, tüketicinin bilgi birikimini artırmasını beklerken, bu konuda erkeklerin kadınlara göre daha çok beklenti içinde oldukları görülüyor. Müşterilerin markalardan diğer bir beklenti ise “eğlendirici” olmaları.

Kadınların erkeklerden en çok farklılaştığı beklenti “günlük” hayatta.

Markalardan beklentilerde önemli bir yere sahip olan “günlük hayatta”, ka-dınların erkeklere oranla daha yüksek oranda beklenti içinde olduklarını gö-rüyoruz. Kadınlar, markalardan günlük rutinlerinin bir parçası olmalarını ve or-ganize olmalarına da yardımcı olmala-rını bekliyor. Kadınların erkeklere göre daha çok beklenti içinde olduğu diğer bir konu ise “etkileşim”. Kadınlar, marka-lardan diğer insanlarla etkileşime geçi-recek davranışları bekliyorlar. Erkekler markalardan kadınlara kıyasla daha çok gerçek bir “insan” gibi konuşmalarını ve “deneyim” yaşatmalarını bekliyorlar.

Türkiye’deki aktif erkek kullanıcılara bakıldığında, en yüksek oranda marka-lardan beklentileri, bilgi birikimini artır-maları. Bilgi birikimini artırmalarından sonra erkekler için ikinci beklenti;

“markanın eğlendirici olması”. Erkek kul-lanıcıların, kadınlara kıyasla daha yük-sek oranda beklentileri ise “markanın gerçek bir insan gibi konuşması” ve “her zaman karşılaşamayacakları deneyimler yaşatmaları”. Markalardan beklentilerde yaş ilerledikçe eğlenceden bilgiye geçiş gerçekleşiyor.

Türkiye’deki 16-24 yaş arası aktif internet kullanıcılarının markalardan en çok bek-lediği şey eğlendirici olmaları. İnternet kullanıcıların yaşı ilerledikçe beklentile-rinde de bir değişim söz konusu oluyor. 25-34 yaş arası kullanıcılar, markalardan “bilgi birikimini artırmalarını” beklerken, 35-44 yaş arası kullanıcılar markalardan günlük hayatta organize olmalarına yar-dımcı olmalarını bekliyorlar. 45 yaş üstü internet kullanıcıları ise, tıpkı 25-34 yaş arası kullanıcılar gibi markalardan bilgi birikimini artırmalarını bekliyorlar.

Diğer ülkelere kıyasla Türkiye’deki kullanıcılar markalardan eğlendirici olmalarını, organize olmalarına yardımcı olmalarını ve daha ziyade “deneyim” yaşatmalarını bekliyorlar.

Global  Web  Index Araştırması kapsa-mında “Markanın size nasıl davranma-sını istersiniz?” sorusu sorulan 27 ülke kapsamında, Türkiye’deki kullanıcıların diğer ülkelerdeki internet kullanıcılarına göre daha yüksek oranda markalardan beklenti içinde olduklarını görüyoruz. Markanın eğlendirici olması, müşteri-nin organize olmasına yardımcı olması ve gerçek hayatta her zaman karşılaşa-mayacak deneyimler yaşatmaları gibi beklentilere, Türkiye’deki kullanıcıla-rın,  ABD, İngiltere ve Brezilya gibi ülke-lerdeki kullanıcılardan daha önde oldu-ğu dikkat çekiyor.

YA

Z 20

12

Page 13: License Time Yaz 2012
Page 14: License Time Yaz 2012

HABER

14

TÜRKİYE’DE E-TİCARET

HIZLA BÜYÜYORDeloitte Türkiye Kurumsal Finansman Departmanı tarafından hazırlanan “Perakende Sektörü Değerlendirmesi” başlıklı rapora göre 2011 yılında 302 milyar dolar olan Türkiye perakende sektörünün büyüklüğünün 2015 yılında 421 milyar dolara ulaşması bekleniyor.

Türkiye perakende sektörünün büyük-lüğünün 2012 yılında 313 milyar dolara ulaşmasının beklendiği belirtilen rapor-da, sektörün 2016 yılına kadar her yıl ortalama %10 büyüyeceği öngörülü-yor. İnternet perakendeciliğine ayrı bir bölüm ayrılan raporda, bu alt sektörün hızla büyüyerek yatırımcıların ilgi odağı haline geldiğine dikkat çekiliyor.

Rapora göre, gıda dışı perakendeciliğin %48 paya sahip olduğu sektörün yalnız-ca %40’ı organize perakendeden oluşu-yor.

İnternet Perakendeciliği Öne Çıkıyor

Raporda yer alan verilere göre genç nüfus ve artan gelir seviyesi ile birlikte internet penetrasyonun %45’e ulaştığı Türkiye’de, TÜİK tarafından gerçekleş-tirilen  anket sonuçlarına göre internet kullanıcılarının %7’si internet üzerinden satın alma yapıyor.

Bankalararası Kart Merkezi tarafından sağlanan bilgilere göre, kredi kartı ile gerçekleştirilen e-ticaret işlem hacmi 23 milyar TL’ye ulaşmış durumda. Hepsibu-rada ve Markafoni gibi alışveriş siteleri şimdiden Avrupa’nın ilk 150 e-ticaret si-tesi arasındaki yerlerini aldılar.

2011 Birleşme ve Satın Almalar Bilançosu

Son yılların şirket satışları ve satın alma-lar açısından en hareketli sektörlerinden biri olan perakende sektöründe, 2011 yı-lında 11, 2012 yılının ilk çeyreğinde ise 5 adet birleşme ve satın alma işlemi ger-çekleşti. YKM-Boyner, Silk&Cashmere-East Gate, Şok Marketler-Gözde Girişm ve Yargıcı-Global Investment House iş-lemleri öne çıkan işlemler arasında yer aldı.

İnternet kullanımındaki hızlı artışın da etkisiyle adeta patlama yapan internet perakendeciliği sektöründe ise 2011 yı-lında 12, 2012 yılının ilk çeyreğinde ise 7 adet birleşme ve satın alma işlemi ger-çekleşti. Markafoni, Trendyol, Çiçekse-peti, Gittigidiyor ve e-bebek gibi birçok perakende sitesi yatırımcılar tarafından ilgi gördü.

kaynak: deloitte Türkiye

YA

Z 20

12M

AR

KA

Page 15: License Time Yaz 2012
Page 16: License Time Yaz 2012

16

INTEL’DEN MOBİL CİHAZ KULLANIMI HAKKINDA

KAPSAMLI ARAŞTIRMAIntel tarafından tüketicilerin mobil cihazlarıyla etkileşimlerini ve mobil cihaz kullanım alışkanlıklarını incelemek ama-cıyla Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) Bölgesi’nde gerçekleştirilen Mobil Etiket adlı araştırma, mobil cihaz kullanı-cılarının alışkanlıklarına ışık tutuyor. Redshift Research tarafından gerçekleştirilen Mobil Etiket Araştırması, cihazların günlük yaşamımızda kendilerine ne kadar ciddi bir yer edindiğini ve her geçen gün artan önemini ortaya koyuyor.

Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 16 ülkeden 12 bin 761 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırma, cep telefonu ve dizüstü bilgisayar kullanım alışkanlık-larının yanı sıra, bu cihazların kullanımı ile ilgili en fazla rahatsız olunan nokta-ları da belirliyor. Araştırma 16 ülkede toplumda kabul edilebilir sayılabilecek davranışların değişmeye başladığını, ki-şilerin tolerans düzeylerinin arttığını ve mobil teknolojilerin kullanımının hızla yaygınlaşmasıyla birlikte yeni davranış kurallarının ortaya çıkma gerekliliği doğ-duğunu gösteriyor.

GÜNE SOSyAL MEDyA vE E-POStALARLA BAşLIyORuz

16 ülke genelinde araştırmaya katılan kullanıcıların yüzde 67’si sabah kalkıp çayını ya da kahvesini içtikten sonra kapıdan çıkmadan önce ilk iş olarak e-postalarını kontrol ediyor ya da ilk tweet’ini atıyor. Hatta araştırmaya katı-lanların yüzde 23’ü artık yataktan çıkma-dan ilk iş olarak bu ritüeli gerçekleştir-diklerini belirtiyor.

Mobil cihazını kontrol etmek, Türk kul-lanıcıların da sabah ilk işleri arasında yer alıyor. Türkler’in yüzde 31’i sabah daha yataktan çıkmadan,yüzde 27’si kahval-tı sırasında,yüzde 25’i ise işe gittikten sonra cep telefonunu ya da dizüstü bilgisayarını kontrol ettiğini söylüyor.Arkadaşlarla birlikte kahve içerken Face-book statüsüne göz atmak, haftasonu

tatilinde dizüstü bilgisayarla kaçamak yapmak ve yatak odasında mobil cihaz-ları kullanmak artık eskisi kadar rahatsız edici olmayan davranışlar olarak dikkat çekiyor. Araştırmaya katılanların yüzde 84’ü yolda mesaj atmaya çalışırken dal-gınlıkla kendisine çarpan biri olduğunda hoşgörüyle yaklaşabiliyor. Kullanıcıların sadece yüzde 7’si yatak odalarında mo-bil cihaz kullanmayı reddediyor.

Arkadaş ortamında Facebook’a göz at-mak da ankete katılanların sadece yüzde 7’si tarafından sorun olarak görülüyor.

Araştırmaya katılanların neredeyse yarısı (yüzde 46) arkadaş ortamında da cihaz-larını kullanmaya devam edeceklerini belirtiyor. Yatak odasına giderken mobil cihazını yanına alanların oranı da aynı şekilde yüzde 46.

Mobil Etiket Araştırması mobil cihazların kullanıcılar için ne kadar vazgeçilmez ol-duğunu da ortaya koydu. Mobil cihazını bırakmamak için bir haftalığına neler-den vazgeçebilecekleri sorulan kullanı-cıların yarıdan fazlası (yüzde 52), çikolata ve tatlıdan vazgeçtiğini söylüyor. Çiko-lata ve tatlıyı yüzde 23 ile çay ve kahve takip ediyor. Katılımcıların yüzde 11’i mobil cihazları yerine tatil günlerinden ya da iş dışındaki zamanlarından feragat ediyor. Bundan daha fazlasından vazge-çenler de var: Eşlerinden ya da sevgilile-rinden…

16 ülke genelinde sevgilisini gözden çıkaranların oranı yüzde 9. Türk kullanı-cıların yüzde 37’si çikolata ve tatlıdan, yüzde 26‘sı çay ve kahveden, yüzde 17‘si eşinden ya da sevgilisinden, yüzde 14’ü de tatil günlerinden feragat ediyor.

MOBİL cİhAzLAR StAtÜ SEMBOLÜ OLARAK GÖRÜLÜyOR

Mobil Etiket Araştırması’na katılan kul-lanıcıların yarısından fazlası (yüzde 54), mobil cihazların birer statü sembolü ola-rak ya da dikkat çekmek için kullanıldığı, işlevsel olmanın yanı sıra kendilerine bir yaşam tarzı sunduğu görüşünde.

Türk kullanıcıların da yüzde 70’i insanla-rın mobil cihazları statü sembolü olarak kullandığını düşünüyor. Türkiye bu oran-la listede ilk sırada yer alıyor.

HABERM

AR

KA

Bahadır ATASOY

YA

Z 20

12

Page 17: License Time Yaz 2012

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

16 ülke genelinde katılımcıların yüzde 69’u sosyal medyayı günlük olarak kont-rol ettiğini söylüyor. Bu kullanıcıların yüzde 28’i günde 3-4 defadan fazla, yüz-de 7’si de bir saatten az aralıklarla kontrol ettiğini söylüyor. İngiltere ve Almanya’da kullanıcıların yarıdan fazlası (yüzde 53), sosyal medyayı bir günden uzun zaman dilimlerinde kontrol ederken, Mısır (yüz-de 90) ve Türkiye’de (yüzde 89) kullanı-cıların çoğu her gün ve daha sık kontrol ediyor. Türk katılımcıların yüzde 45’i gün-de 3–4 kez, yüzde 32’si günde bir kez, yüzde 12’si saatte bir kere kontrol ettiği yanıtını veriyor.

Türk sosyal medya kullanıcıları, sosyal medyada en fazla insanların izin alma-dan kötüleyici fotoğraf veya bağlantı-larda etiketleme yapmalarını (yüzde 78), kişisel veya özel bilgilerin paylaşılma-sını (yüzde 75), izin almadan başkaları-nın yerinin etiketlenmesini (yüzde 63),

tanımadıkları kişilere arkadaşlık isteği gönderilmesini (yüzde 63), şaka mesajı yayınlamak için başkasının kişisel hesa-bının kullanılmasını (yüzde 61) görgü kuralları açısından uygunsuz buluyor.

Her 3 Türk kullanıcıdan biri (yüzde 30) bazı halka açık alanlarda mobil cihazla-rın kullanımıyla ilgili yasaklar getirilmesi gerektiğini düşünüyor. Bu düşünce yaş ilerledikçe daha da kuvvetleniyor. Mo-bil cihaz kullanımında görgü kurallarına uyulmaması Türk halkının yarıdan fazla-sında (yüzde 56) gerginlik yaratıyor. Türk kullanıcıların yüzde 35’i mobil cihazların yemek masasında, yüzde 24’ü arkadaş-larla akşam eğlenirken, yüzde 16’sı ise yatakta kullanılmasını rahatsız edici bu-luyor.

Oysa araştırmaya göre Türk mobil cihaz kullanıcılarının en sık yaptığı davranış-lar, başkalarıyla birlikteyken mesaj veya

yazı yazmak (yüzde 56), mesaj veya yazı yazarken çevrede olup bitene veya soh-bete karşı ilgiyi kaybetmek (yüzde 52), mobil cihazı yatak odasında kullanmak (yüzde 50).

Araştırmaya katılanların yüzde 61’i mo-bil cihaz kullanımına bazı kurallar geti-rilmesi gerektiğini savunuyor. Örneğin araştırmaya katılanlar yemek masasında akıllı telefon ya da dizüstü bilgisayarla-rı görmeyi istemiyor. Şaka niyetine bir başkasının hesabından bir paylaşım yap-mak, arkadaşların fotoğraflarını onların izni olmadan etiketlemek ya da onlar hakkında gereğinden fazla bilgi vermek, kullanıcıların en kızdıkları konuların ba-şında geliyor. Araştırmaya katılan her 3 kullanıcıdan biri bu konulardan ciddi ra-hatsızlık duyduğunu ve mobil cihazların halka açık yerlerde yasaklanması gerek-tiğini söylüyor. Bu konuda Türk kullanıcı-lar yüzde 81 oranla başı çekiyor.

Mobil cihaz kullanımının kuralları olmalı

Page 18: License Time Yaz 2012

HABER

18

MA

RK

A

MICROSOFT’UN TABLETİ GÜN YÜZÜNE ÇIKTI:

MICROSOFT SURFACEMicrosoft uzun süredir beklenen Windows 8 ve Windows RT işletim sistemlerine sahip ve “Surface” adını verdiği Microsoft markarlı tabletlerini Los Angeles’da yapılan lansmanla tanıttı. Bu, teknoloji dünyasında bir çağın sonuna ve belki de yeni bir tanesinin başlangıcına işaret ediyor olabilir.

Bildiğiniz gibi Microsoft geleneksel ola-rak PC alanında donanım üreticilerini Windows işletim sistemiyle desteklerdi ancak yeni Windows’un yayınlanmasın-dan önce yeni bir  iş modelini devreye sokacak gibi görünüyor.

Şirket son lansmanında kendine ait iki adet Microsoft markalı tableti tanıttı ve ikisi de  Microsoft Surface olarak adlan-dırıldı.

Aslında bu yeni tabletleri Microsoft ken-disi üretmiyor, aynı Xbox veya Zune Me-dia Player’da şu an olduğu gibi. Ancak elbette cihazlara Microsoft markası bası-lacak ve bu da Microsoft’u PC alanındaki partnerleri ile karşı karşıya getirecek.

Henüz ürün hakkında fiyatlama ve çı-kış tarihi ile ilgili bir bilgi duyurulmadı. Yetkililerin söylediklerine göre ürünün perakende fiyatı çıkış tarihine yakın bir zamanda açıklanacak ve  ARM  tabletler-le Ultrabook sınıfındaki Intel PC’lerle re-kabet edebilir durumda olacak.

Hem Windows RT (Microsoft’un ARM işlemciler için Windows’u) hem de Win-dows 8 bu yaz üretime konulacak.

Windows RT için üretilecek olan Surfa-ce  10.6  inç boyutunda olacak ve  Office Home&Student 2013 RT versiyonunu da içerisinde barındıracak. Özel magnez-yum kasası sayesinde oldukça ince (9,3 mm ve 13,5 mm) olan yeni cihazların ağırlığı 676 ve 903 gram.

Windows 8 Pro için üretilecek olan Sur-face de  10.6  inç boyutunda ve aynı kapak seçeneğiyle gelecek. Ancak 64  ve  128  GB  versiyonlara sahip olacak cihaz kalem desteği de içerecek.

499 DOLARDAN BAşLIyOR

Yeni bir özellik olarak dahili standa yer-leştirilen her iki model için aksesuar ola-rak mıknatısla tutturulan dokunmatik klavye bulunuyor. Bu klavye aynı zaman-da ekranı koruyor.

Microsoft, modeline göre 32 ila 128 GB dahili hafıza seçenekleriyle piyasaya çı-kacak tabletlerin ABD’deki satış fiyatla-rının model özelliğine göre 499 ila 829 dolar olacağını da açıkladı.

YA

Z 20

12

Page 19: License Time Yaz 2012
Page 20: License Time Yaz 2012

MAKALE

20

MA

RK

A

MARKA TERCİHLERİ ARTIK SOSYAL MEDYADA BELİRLENİYOR!

Sosyal medya üzerinden yürütülen marka stratejileriyle ilgili sorularımızı yanıtlayan Adres Patent Marka Danışmanı Seval Yılmaz: “Sosyal ağların bilgisayarlarla sınırlı kalmayarak mobil ortama taşınması, çevrimiçi ağları markalar için çok daha önemli bir noktaya taşıdı. Ancak hızla büyüyen bu yapıda firmaların markalarını iyi konumlandırması gerekiyor” açıklamasında bulundu.

Sosyal medya ortamları, özellikle tanınmış markalar açısın-dan çok önemli bir pazarlama stratejisi durumuna gelirken, kullanıcıların markanın aktivitelerini sosyal ağlar üzerinden takip etmeleri, online ortamları firmalar için vazgeçilmez kılmaya başladı. Sosyal medya üzerinden yürütülen inter-aktif reklam stratejileri de bu pazarda farkındalık yaratmak için sürekli yenilenme eğiliminde.

Günümüzde marka bilinirliği açısından hızla yayılan en önemli ta-nıtım faaliyetlerinin sosyal medya üzerinden gerçekleştiğine dik-kat çeken Adres Patent Marka Danışmanı Seval Yılmaz; “Özellikle reklam ve halkla ilişkiler açısından değerlendirdiğimizde gelenek-sel yöntemler yerini yeni teknoloji ile gelişen ve tüketici ile birebir iletişim kurmaya odaklı şekillenen inovaktif yöntemlere bırakmış-tır. Bu yöntemler doğrultusunda markaları sosyal medyada doğru şekilde konumlandırmak büyük önem taşıyor” diye konuştu.

ÖNcE MARKA tEScİLİ!

Sosyal medyada yer alan markaların tescil koruması altında olma-sının çok önemli olduğuna dikkat çeken Yılmaz; “Bu tip mecralar-da markanın tescilli olması bile bazen yetersiz kalabilmekte. Kendi sınıfında tescilli olan bir markanın taklit edilmesini ve karıştırılma-sını engellemek için ilişikli diğer sınıflarda da tescillenmiş olması gerekebilir. Ayrıca logo, işaret, renk, yazı karakteri gibi markanın kendine özgü tasarımı yani tüketicinin beğenisine sunulan son hali de mutlaka koruma altına alınmalı. Firmalar bu gibi konularla ilgili çalışmalar yaparken mutlaka konunun uzmanlarından bilgi almalı ve yeterli korumanın sağlandığından emin olmalı” dedi.

Son dönemde sosyal medyada yürütülen markalaşma faaliyetle-rindeki en önemli sorunun firmaların marka isimlerine sahip çık-mamasından ileri geldiğini dile getiren Yılmaz; “Sosyal ağlarda marka adına kurumdan bağımsız sayfalar bulunması hem tüketici açısından kafa karışıklığına sebep olmakta hem de sosyal ortam-larda marka kaybına yol açmakta.

Kurumsal yapısını tamamlamış firmaların bu konuda çok dikkatli olması ve sosyal medyada markalarına sahip çıkması gerek. Özellikle twitter ve Facebook son dönemde marka tercihlerini belirleyen en önemli ortamlardan biri haline geldi. Bu konuda dünya markalarını örnek almalıyız” diye konuştu.

YA

Z 20

12

Page 21: License Time Yaz 2012
Page 22: License Time Yaz 2012

SOSyAL MEDyADA DA KORuMA tEScİLDEN GEÇİyOR!

Üçüncü şahıslar tarafından direkt kendi marka adları ile sayfa açıldığını fark eden firmaların, marka tescil belgesi ile itirazda bulunması durumun-da ismin kullanım hakkının kendi-lerine geçeceğinin altını çizen Yılmaz; “Marka koruması ile ilgili çalışmalar sı-rasında firmanın birlikte çalıştığı uzmanı dikkatli seçmesi çok önemli. Marka için doğru yönlendirmeler hayati önem taşır. Birlikte çalışılacak uzman belirlenirken yılda kaç başvuru yaptıklarını, yaptıkla-rı başvuruların yüzde kaçının istedikleri gibi sonuçlandığını, hukuki alt yapının yeterliliğinin olup olmadığını, markaya gelebilecek ret - itiraz gibi olumsuz ge-lişmelere karşı başarılı savunma yapıp yapamadığından emin olmaları gereki-yor. Markaları benzer başvurulardan ve taklitçilerden korumak da sürekli takip ve ayrıntılı araştırmadan geçtiği için da-nışmanlık firmalarının bu markaya ağır-lık vermesi şart. Sosyal medyada marka-mızın taklit edilmesi çok daha kolaydır. Tanınmışlığımızı arttırmak adına sosyal medya büyük önem taşırken, taklit edil-meyi önlemek için başarılı bir uzmanla çalışmak aynı hayati önemi taşır. Marka-mız sına-i mülkiyetimizdir.

Bunun bilincinde olarak bizimle birlikte bu mülkiyeti koruyacak ve değerlendire-cek bir uzmanla çalışmaya dikkat etmeli-yiz” açıklamasında bulundu.

SOSyAL MEDyA uzMANIyLA ÇALIşMAK şARt!

Yılmaz, son dönemde sosyal medya uygulamaları için firmaların dış kaynak kullanmaya başladıklarının altını çize-rek; “Sosyal medyayı yönetmek özellikle kurumsal varlığı olan firmalar için çok basite indirgenmemeli. Kurumsal kimli-ğini doğru şekilde belirlemiş bir firmanın sosyal medyada yapacağı hatalar presti-jini önemli ölçüde zedeleyebilir. Sosyal medya kullanımını bir fırsata çevirerek

yaygın tanıtım faaliyetleri yü-rütmek isteyen kurumsal firma-

lar sosyal medya yönetimlerini ajanslar aracılığıyla yürütmeye ya

da bir sosyal medya uzmanı istih-dam etmeye başladılar.” açıklamasın-

da bulundu.

SOSyAL MEDyAyA ÖzEL PROjELER DİKKAt ÇEKİyOR!

Son yıllarda markaların en etkili ve akıl-da kalıcı reklam ve tanıtım faaliyetlerinin sosyal medya ortamları üzerinden ger-çekleştiğine dikkat çeken Yılmaz; “Sos-yal medyanın en önemli özelliği direkt olarak kullanıcının kararına göre yayılma göstermesi ve tüketicinin kişisel alanın-da beğenisine sunulması. Sosyal medya için özel olarak viral reklam, advergame, interaktif uygulama ve yazılım hazırlan-ması marka bilinirliğini önemli ölçüde arttıracak niteliktedir. Tüm bu uygulama-lar zaman yönetiminin de doğru şekilde planlanması ile markayı geleneksel tanı-tım faaliyetlerinden çok daha önemli bir noktaya taşıyacaktır. Ancak dikkat edil-mesi gereken konu sosyal ağlarda ‘trend’ olan uygulamaların çok hızlı değiştiği ve ‘yeni içinde eski’ sendromu yaşandığıdır. Yenilikleri iyi takip etmek ve sosyal med-yanın güncel yapısını koruyabilmek bu dezavantajı avantaja dönüştürecektir.” açıklamasında bulundu.

“Markalar Sosyal Medyada İsimlerine Sahip Çıkmalı!”

MAKALE

22

YA

Z 20

12

Page 23: License Time Yaz 2012

Y›llar önce “Herkesin mutlu bir çocukluk yaflamaya hakk› vard›r.” diyerek ç›km›flt›k yola... ‹flte o günden beri bakt›€›m›z her yerde gülen yüzler görmek ad›na, de€iflmeyen heyecan›m›zla ülkemiz için çal›flmaya devam ediyoruz. Bugün Türkiye’nin yan› s›ra Ukrayna’dan Pakistan’a, Cezayir’den Endonezya’ya, Almanya’dan M›s›r’a, Avustralya’dan ABD’ye kadar 85’ten fazla ülkeye ihracat yapıyoruz, milyonlarca insanla hep ayn› gülümsemede bulufluyoruz. 80’den fazla flirketimiz ve 9 ülkeye yay›lm›fl 54 fabrikam›zda eme€i mutlulu€a dönüfltürüp her yafltan insana her gün ayn› sevinci tatt›rman›n gururunu yafl›yoruz.

www.ulker.com.tr

TIM ilan 22x28.5.indd 1 21.02.2012 18:13

Page 24: License Time Yaz 2012

HABER

24

MA

RK

A

TÜRKİYE’DE İLK KEZ DÜZENLENEN SÜRDÜRÜLEBİLİR MARKA KONFERANSI’NIN ARDINDAN

Sürüdürülebilirlik Akademisi tarafından ilk kez düzenlenen “Sürdürülebilir Markalar Konferansı”, 31 Mayıs Perşembe günü Swissotel’de gerçekleşti.

Sürdürülebilirlik Akademisi tarafından Türkiye’de ilk kez düzenlenen ‘’Sürdürü-lebilir Markalar Konferansı’’nda iş dün-yasının her alanında sürdürülebilirlikle ilgili stratejik yapılanmalar, dönüşümler, katılan markaların bugüne kadar bilinen ya da bilinmeyen tüm çalışmaları, marka yönetimi ve pazarlama departmanları-nın konu ile ilgili bakış açıları ele alındı.

Unilever, Coca Cola, Vodafone, BSH Ev Aletleri, Kale Grubu, Teknosa, Soyak, TSKB gibi Türkiye’nin önde gelen mar-kalarının temsilcileri ve yurtdışından gelen yetkin konuşmacılar, sürdürülebi-lirlik kapsamında tanımlanması gereken marka değerlerinin önemli noktalarını paylaştılar.

BSH Ev Aletleri, Unilever Türkiye ve Vodafone Türkiye’nin ana çözüm ortak-lığı ile gerçekleştirilen ve ilk olarak dü-zenlenen konferansta, sürdürülebilir bir gelecek için hayata geçirilmesi gereken uygulamalar ele alındı. 

Unilever Türkiye Başkan Yardımcı-sı Cem Tarık Yüksel, yaptığı sunumda Unilever’in sürdürülebilirlikle ilgili olarak bugüne kadar yaptığı projeleri katılım-cılarla paylaştı. Ayrıca çok ilginç detay-larla 2020‘lere yaklaşırken sürdürülebi-

lir yaşam planı çerçevesinin sadece tek tük değil, tüm markalar ve markaların paydaşları ile birlikte ele alınması ve çok çabuk harekete geçerek uygulanması gerekliliğini aktardı.

Futerra Sürdürülebilirlik İletişim Depart-manı Yönetici Ortağı Jeff Melnyk ise, sürüdürebilirlik marka yolculuğunda ge-rekli 5 adımı anlatırken bu konuda tüm departmanların bir arada çalışması ge-rekliliğini vurguladı.  WWF Türkiye CEO’su Tolga Baştak, dün-yada azalan kaynakların etkileri ve mar-kaların bu konu ile ilgili yapmaları ge-reken çalışmalarla ilgili detaylı bilgiler verdi. Gezegenimizdeki kaynakların yok olması ile zaten elimizde hiçbirşeyin kal-mayacağına değinen Baştak, konu ile konuşmanın ötesine geçerek her marka ve her bireyin bu konuda katkısı olması gerekliliğini hatırlattı.

Sürdürülebilirlikle ilgili ülkemizde önemli işlere imza atan ve ilkleri başaran Sürdürülebilirlik Akademisi ‘nin Yönetim Kurulu Üyesi Semra Sevinç’in, konu kap-samında başarılı ve sorumluluk sahibi markalar ve bu markaların konuyu her alana yayması gerekliliği, ayrıca marka-ların maliyetler nedeniyle pahalı yeşil

ürünler açıklamalarının artık istenme-diğini vurguladığı sunumun ardından başlayan oturumda ise Sabah Gazetesi yazarlarından Şelale Kadak’ın modera-törlüğünde, Vodafone Türkiye Marka ve Pazarlama Stratejisi Direktörü Bilge Çift-çi, Young&Rubicam Genel Müdürü Arzu Ünal ve Ünite İletişim Kreatif Direktör-Yönetim Kurulu Üyesi Ercüment Şener sektörün üç farklı konumunda sürdürü-lebilir marka olmanın gerektirdiği starte-ji geliştirme detaylarını tartıştılar. 

Belki de en önemli anlardan birisi de Sür-dürülebilirlik Akademisi olarak Bilim İlaç ve Vitra’ya verilen Sürdürülebilir Marka Ödülleri oldu. Bu alanda daha çok Türk firması görmek istendiği alkışlarla birlik-te Twitter’da paylaşılanlar arasında oldu. 

Konferansa katılamayanlar için PRBucks tarafından hazırlanan online Twitter akış ekranı, günboyu #geleceginmarkasi ile paylaşılan konu başlıkları herkese ulaştı.

BSH Ev Aletleri Marka Pazarlama Direk-törü Hakan Turalı sunumunda evleri-mizde kullandığımız aletlerin harcadığı elektrik ve enerji ile ilgili detaylar verdi. Su tüketimi ve enerji tasarrufu ürünlerin geliştirilmesi ile ciddi tasarruf sağlanan teknolojileri tanıttı. Atılacak her adımın

Meltem ŞAHİNsosyalmedyaport

YA

Z 20

12

Page 25: License Time Yaz 2012

25

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

da sürdürülebilir geleceğe öncü olmak için yapıldığını vurgulayan Turalı, konu-nun her açıdan ele alınması gerektiğinin altını çizdi.

Graham Hales’in çok önemli bir neden-le konferansa katılamaması nedeni ile yerine gelen Interbrand Bölge Direktörü Michael Benson sunumunda sürdürüle-bilirlik nasıl bir marka değeri oluşturabi-lir konusunda detaylı bilgiler verdi. 

Semra Sevinç moderatörlüğünde ger-çekleşen oturumda ise Coca Cola İçecek Kurumsal İlişkiler Direktörü Atilla Demir Yerlikaya, Kale Grubu Yapı Ürünleri Grup Başkan Yardımcısı İhsan Karagöz sürdü-rürlebilirlik kavramı ekseninde markalar açısından yaşanan değişim stratejilerini yönetmek ile ilgili bilgiler paylaşıldı. Sek-tördeki yeni ürünler tanıtıldı. Bu ürünle-rin sürdürülebilirlik açısından nasıl hazır-landığı ve sektöre pazarlandığı anlatıldı. Bu oturumda da yine ilginç detaylar var-dı. 

UNEP Sürdürülebilir Yaşam Tarzı Takım Lideri Cheryl Hicks, sürdürülebilir yaşam tarzında markaların rolü nasıl ve nerede olmalı konusunda sunum yaptı. Özellikle konunun sadece marka değil, insan mer-kez alınarak düşünülmesi gerekliliğini vurguladı. 

Son oturumda ise Marka Danışmanı Ber-na Erbilek moderatörlüğünde Teknosa Operasyon Genel Müdür Yardımcısı Bü-lent Gürcan, Soyak Holding Kurumsal İletişim Koordinatörü Fatma Çelenk ve TSKB Mühendislik Müdürü - Escarus Yö-netim Kurulu Başkanı Hülya Kurt, sek-törel açıdan bakıldığında değişen müş-teriler açısından sürdürülebilir rekabet avantajı yaratma ile ilgili görüşlerini ak-tardılar. 

Sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği ko-nusunda kesin bir farkındalık yaratmak amacıyla düzenlenen Sürdürülebilir Markalar Konferansı, “Karbon Nötr Kon-ferans’’ olarak tarihe geçecek. Konferans boyunca ortaya çıkan CO2 emisyonları hesaplanarak konferansın karbon ayak izi silinecek ve bu da dünyada bir ilk ola-cak. 

Sürdürülebilirlik Akademisi Hakkında

Sürdürülebilirlik Akademisi, sürdürü-lebilir gelecek ve kalkınma için iş dün-yasında sürdürülebilirlik dönüşümünü hızlandırmada öncü olmak misyonu ile, ekonomik, toplumsal ve çevresel sürdü-rülebilirlik ile ilgili bilgilendirme ve bi-linçlendirme çalışmaları yapmak amacı ile kurulmuş ve kâr amacı gütmeyen bir sosyal girişimdir.

Türkiye’de, iş dünyasında sürdürülebilir iş modellerininin yerleşimi, gelişimi ve toplumda sürdürülebilir yaşam şeklinin gelişimi için global yaklaşımla sürdürü-lebilirlik çalışmaları yapan Sürdürülebi-lirlik Akademisi; güçlü sürdürülebilirlik platformları yaratarak bu alanda önder-lik yapmaktadır.

Bu kapsamda Sürdürülebilirlik Akademi-si, sürdürülebilir gelecek için çalışan ve iş süreçlerine sürdürülebilirliği yerleştiren ve yerleştirmeyi hedefleyen ulusal ve uluslararası kurumlar, sivil toplum kuru-luşları ve devlet işbirliği ile; araştırmalar, konferanslar, seminerler, work-shoplar, kurumsal eğitim çalışmaları, sosyal so-rumluluk projeleri ile danışmanlık ve üniversite gençliğine yönelik bilgilendir-me çalışmalarını yürütmektedir.

Sürdürülebilirlik Akademisi, gerçekleştir-diği tüm çalışmalarının karbon ayak izle-rini silmektedir.

Page 26: License Time Yaz 2012

ARAŞTIRMA

26

MA

RK

A

LOGOLARIN HİKAYELERİDünyaca ünlü markaların her birinin logolarının birbirinden farklı hikayeleri var. Sizler için hafızalara kazınmış bazı marka ve logoların ilginç öykülerini araştırdık.

Hediyelik beygir. İtalyan kontesin 1923 yılında fir-ma kurucusu Enzo Ferrari’ye hediye ettiği at mas-kot, Ferrari’nin amblemini teşkil etti. Amblemdeki ana renkler sarı ile kırmızı, firma sahibinin yaşadığı

komşu şehir Modena’yı ve yarışa olan sevgiyi simgeliyor.

Amblemdeki dört yüzük araba birliği için bir araya gelip it-tifak kuran dört firmayı simgeliyor. Audi ismi, firmanın eski yöneticilerinden olan mühendis August Horch tarafından verildi. Markaya kendi ismini vermeyen Horch, Latince’deki karşlığı olan Audi’yi buldu.

Henry Royce 1884’te elektronik ve makine üreten bir fabrika kurdu. 1904’te ilk otomobilini yaptı. Aynı yıl Londra’da oto-mobil satan Charles Rolls’la tanıştı. İkili işbirliği yapmak üze-re anlaştı. Royce’un yaptığı otomobilleri Rolls satmaya baş-ladı. Otomobillerin adı “Rolls Royce” oldu. Lüks marka Rolls Royce’un kaputundaki zarif şekil 1911 yılından geliyor. Şekil, tasarımcının sevgilisini temsil ediyor. Orijinal adı “Spirit of ecstasy”(yeniliğin ruhu). Şekle, halk dilinde “emily” adı verildi.

21 Ocak 1863’te girişimci Adam Opel tarafından kuruldu. Opel, önceleri sadece dikiş makineleri ve bisiklet üretiyordu. 1899 yılında otomobil üretmeye başladı. Amblemdeki teker-lek güveni, şimşek ise hızı simgeliyor.

Hırsızların en çok rağbet gösterdiği figür belki de Mercedes lo-gosudur. Dünyada en çok tanınan markalar arasında yerini alan Mercedes’in, üçayaklı yıldız figürü, markanın kara, hava ve su-daki gücünü tanımlıyor. Mercedes ambleminin mucidi Daimler.Mercedes amblemi, dünyada en çok tanınan marka olmanın yanı sıra en çok çalınan figür olarak da ilk sırayı alıyor.

Ödüllü soru: “BMW ambleminde ne görüyorsu-nuz?” Çoğunluğun cevabı: “ikisi mavi, ikisi de kırmı-zı dört adet alan” olur. Bu cevaba katılan biriyseniz,

yanıtınızın biraz zayıf kaldığını kabul etmeniz gerekiyor. Çünkü amblemdeki bu dört alan, dönen bir pervaneyi simgeliyor. BMW markasına sahip ilk otomobil olan Dixi ise 1929 yılında üretil-mişti. Mavi-beyaz renkli sembol 1917 yılından bu yana korun-duğundan, bugüne kadar logonun sadece ayrıntılarında küçük değişimler gerçekleştirildi.

İsveç’in savaş tanrıçası Volvo arabalarını, İsveç’in çeliğini sembolize eden daire ve ok süslüyor.

Amblemin yaratıcısı, demir silahlarla donatılmış savaş tanrısı Merih’i simgelediği figürde, aynı zamanda markanın sağlamlığı-na işaret ediyor.

Markanın, daire içine yazılmış ismi, güneşin doğuşu ile Japon bayrağındaki beyaz zemin içindeki kırmızı noktayı simgeliyor. Amblem, dürüstlüğü ve samimiyeti sembolize ediyor.

YA

Z 20

12

Page 27: License Time Yaz 2012

27

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

Rene Lacoste, Fransız meşhur bir tenisçi ve aynı zamanda moda-cıydı. 1926’daki şampiyonayı kazandığında kendisinin tasarladı-ğı beyaz bir gömlek giymişti. Bu gömlek, nemi tutmaya yarayan hafif kumaştan yapılmış bir gömlekti. 1927’deki Davis Kupası sırasında, timsah derisi bir bavul üzerine oynadığı bir bahis yü-zünden Amerikan basını kendisine ‘timsah’ lakabını takmıştı. Ar-kadaşı Robert Geore, kortlarda giydiği kıyafete bir timsah resmi çizdi. Timsah logosuda böyle oluştu.

Marangoz Ole Kirk Christiansen, yaşamı-nı bölgedeki çiftçilere evler ve mobilyalar

inşa ederek kazanmaktaydı. Önce atölyesi çocuklarının çıkar-dığı bir yangında yandı. Ole Kirk daha büyük bir atölye inşa etti, ancak bu kez de ekonomik kriz vurdu. Üretim maliyetle-rini minimize etmek için, ürünlerinin minyatür versiyonlarını üretmeye başladı. Bu minyatürler ona oyuncak üretme ilha-mını verdi ve 1932’de oyuncaklarını üretmeye başladı.

Google, “googol” sözcüğünün üzerinde oynanılmasıyla orta-ya çıkmıştır. Edward Kasner adındaki Amerikalı matematikçi-nin yeğeni Milton Sorotta tarafından üretilmiş olan “googol” sözcüğü 1 ve onun ardından 100 sıfırın gelmesiyle oluşan ra-kamı belirten matematiksel bir terimdir. Google’ın bu terimi kullanması, şirketin web’deki ve dünyadaki bilgi selini organi-ze etme misyonunu yansıtır.

Nike’ın çalışanlarından Jeff Johnson, bir gece rüyasında Yunan tanrısı Nike’ı gö-

rür. Patronu Phil Knight, ürettiği ürün için ‘Dimension 6’ adını kullanmayı düşünürken, bu rüya markanın isminin değişme-sinde etkili olur. Ünlü spor mağazası Nike adını alırken, logo da 35 dolara bir öğrenciye yaptırılır.

Üç kanatlı baklava şeklindeki amblemde, Sa-murai armasından esinlenilmiş (Samurai Erde-mi). Firmayı kuran iki Japon aile, tercih ettikleri

amblemin sorumluluk bilincini, centilmenliği ve cemiyetler arası uyumu simgelediğine işaret ediyor.

24 yaşındaki Alman göçmeni Levi Strauss, New York’tan San Fransisco’ya az miktarda tekstil ürünüyle yola çıkar. Amacı ağa-beyinin New York’taki tekstil işinin bir şubesini açmaktır. Kısa bir süre sonra bir maden arayıcısı Strauss’un ne sattığını öğrenmek ister. Strauss ona çadır ve araba örtüsü için branda bezi olduğu-nu söyleyince “Pantolon getirmeliydin!” diyerek yeterince daya-nıklı pantolon bulamadığından bahseder. Bunun üzerine, Levi Strauss 1873’te dikişli cep modelini kullanmaya başlar.

Coca Cola’nın mucidi Dr. Pemberton’un ortağı ve aynı zaman-da muhasebecisi Frank Robinson, iki C harfinin mükemmel bir estetik yaratacağını düşündü ve kendi el yazısıyla Coca Cola’nın bugüne kadar değişmeden gelen logosunu yarattı. Logonun anlamını “Nefis ve Taze” olarak belirtiyor.

Marcus Samuel, Londra’da doğa hayranlarına de-nizkabukları satmak için küçük bir dükkân açtı. 1833’teki bu gelişmeden sonra, baba, dükkânında kendi işini yaparken Marcus’un oğlu, aydınlatma ve yemek pişirme için Uzakdoğu’ya gaz ihraç etme fikrini geliştirdi. 1892’de ilk tankerini tutarak 4 bin ton Rus gazyağını Singapur ve Bangkok’a teslim etti.

Suzuki amblemi 300 güzel sanatlar akademi öğrencisinin katıl-dığı bir tasarım yarışmasıyla ortaya çıktı. Firma yetkilileri, “Uzlaş-tırıcı” buldukları büyük “S” harfini, yüzlerce amblem arasından seçti. Amblem, 1961 yılından bu yana Suzuki markasını temsil ediyor.

Rolex logosu firmanın kurucusu Hans Wilsdorf’un yaratıcılığı sayesinde ortaya

çıkmış. İsmin üzerindeki taç, saat ustalığının işareti, beş parmak şeklindeki çıkıntılarda saat ustasının hünerli parmaklarını sem-bolize ediyor.

kaynak: www.mynet.com

Page 28: License Time Yaz 2012

ARAŞTIRMA

28

MA

RKA

PARA KAZANDIRAN50YATIRIM FIRSATI

LIttLE cAESARS

Franchise giriş bedelinde kampanya var

Pizzacı Little Caesars’ın halen İstanbul, İz-mir, Ankara, Bursa ve Kocaeli’nde toplam 83 şubesi bulunuyor. Bunların 12’si sub-franchise şeklinde hizmet veriyor. Yani franchisee’ye (franchise alan) kendi böl-gesinde franchise açma hakkı tanınmış. Little Caesars, 2012 yılı sonuna kadar 22 subfranchise şubesi açacak. Yeni açıla-cak şubeler için Kayseri, Konya, Eskişehir, Tekirdağ, Edirne, Bolu, Sakarya, Denizli, Manisa, İstanbul, İzmir, Ankara, Kocaeli ve Bursa’ya öncelik verilecek. Franchise giriş bedeli 40 bin dolar + KDV. Ancak 2012 yılına özel İstanbul, Ankara ve İzmir

için 32 bin, diğer şehirler için 15 bin do-lar + KDV şeklinde belirlenmiş. Franchise giriş bedeli dâhil bir restoranın anahtar teslimi toplam yatırım tutarı 205 ile 220 bin dolar arasında değişiyor. Ortama iş-letme sermayesi içinse 50 bin TL civarı bir rakam öneriliyor. Reklam katılım payı net ciro üzerinden yüzde 6, sürekli franc-hise ödemesi ise yüzde 6.

Little Caesars, franchise alanlara inşaat, dekorasyon, ekipman temini, eğitim, malzeme ve pazarlama konularında yardımcı oluyor. Little Caesars pizza restoranlarında kullanılan malzemeler Türkiye’nin önde gelen üreticileri tara-fından Little Caesars’a özel reçetelerle üretiliyor.

Telefon: 0216 666 67 52Web: littlecaesars.com.tr

GIDA-RESTORAN-KAFE SEKTÖRÜ

ULUSAL Franchise Derneği (UFRAD) verilerine göre, ha-len Türkiye’de 1.876 zincir mağaza ve bunlara ait 50 bin civarında şube franchising sistemini kullanıyor. Franc-hise ya da bayilik veren marka sayısı 1471. Bu marka ve temsilcilerinin oluşturduğu pazarın yıllık hacmi ise 35 milyar dolara ulaşmış durumda.

İşte franchising sisteminin bu muazzam geli-şimi ve gelecek için içerdiği yüksek potansi-yelden yola çıkarak, 2012’de büyüme po-tansiyeli yüksek ve girişimcilere cazip bir iş imkânı yaratacak alanları araştırdık..

YA

Z 20

12

Page 29: License Time Yaz 2012

29

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

KOMAGENE

130 şube daha açacak

Çiğ köfte, içli köfte, Erzurum kadayıf dolması, meze ve zey-tinyağlı çeşitleri, sütlü tatlı çeşitleri, bardakta mısır, künefe, baklava, soğuk sandviç ve sıcak-soğuk içecekler... Ürün çeşit-lerini artırdıktan sonra hızlı bir şekilde şube sayılarını artıran Komagene’nin faaliyet gösterdiği il 58’e, şube sayısı 288 ulaştı. Şirket, 2012’de franchising sistemiyle 130 şube daha açacak.

Komagene yurtdışındaki ilk şubesini ise Nisan 2012’de Alman-ya Hamburg’da açacak. Yılsonuna kadar en az 2 ülkede 10 şube açılması hedefleniyor. Komagene’nin franchise giriş bedeli 10 bin TL. Bir şubenin yatırım tutarı ise 15 bin ile 30 bin TL arasın-da değişiyor. Komagene, şubelerinden sürekli franchise öde-mesi talep etmiyor. Personel ve bayi eğitimi de ücretsiz. Şu-benin açılış aşamasında 300 kg çiğ köfte, 5 bin adet broşür ve bin adet magnet bedelsiz olarak veriliyor. Franchise alan kişide istenen özellikler şu şekilde sıralanıyor:

İşinin başında durması, kurallara uyması, ödemelerini aksat-maması ve sistemle rekabet etmemesi...

Telefon: 0541 357 30 04

KÖFtEcİ RAMİz

Sahil şeridinde büyüyecek

Köfteci Ramiz’in halen 23 ilde 106 restoranı var. Bu restoranla-rın büyük bir bölümü franchising sistemiyle açılmış. Köfteci Ra-miz Franchising Direktörü Bülent Taşkınlar, “2012 ilk yarısında sözleşmeleri imzalanmış 16 yeni şube daha açacağız. Bunların bir kısmı alışveriş merkezleri, bir kısmı da cadde üstlerinde açı-lacak” diyor. Köfteci Ramiz, bu yıl ilk kez sahil şeridinde de res-toranlar açacak. Bunun ilk örnekleri Çeşme Marina ve Kuşadası Setur Marina’da olacak. Ardından Marmaris ve Bodrum şube-leri açılacak. Karadeniz Bölgesi’nde Samsun, Ordu, Giresun ve Trabzon’da şubeler açılacak.

Köfteci Ramiz’in büyüme planları sadece yurtiçi ile sınırlı kal-mayacak. 2012’de asıl hamleyi yurtdışında yapacaklarını vur-gulayan Taşkınlar, “Almanya’nın birçok şehrinden franchise ta-lepleri geliyor. İlk etapta Berlin’de iki şube açacağız. Almanya ile birlikte Fransa’nın Lyon kentiyle de başlayarak diğer Avrupa ülkelerine restoran açmayı hedefliyoruz” diyor.

Bir Köfteci Ramiz restoranı açmak için gerekli yatırım tutarı 280 ile 320 bin TL arasında değişiyor. Bu rakamlara yapılacak tüm masraflar dâhil.

Telefon: 0236 414 33 33Web: kofteciramiz.com

ÇItIR uStA

15 yeni şube açacak

Çıtır Usta, ilk restoranını 2003 yılında İstanbul’daki Galeria AVM’de açmıştı. İstikrarlı bir şekilde büyüyen şirket, ilk 4 yılında şube sayısını 10’a çıkardı. 2007’de franchising sistemiyle şube-ler açmaya başlayan Çıtır Usta’nın bugün 35 restoranı var. Şir-ketin sağladığı istihdam sayısı ise bine yaklaştı.

Çıtır Usta Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Külekçioğlu, “Pide, ke-bap, döner ve lahmacunda kullandığımız tüm etler Bandırma ve Edirne’deki çiftliklerde bize özel hazırlanıyor. Et seçiminde çok titiz davranıyoruz. Markamızın ön plana çıkmasında bu-nun etkisi çok fazla oldu” diyor.

Çıtır Usta restoranlarında Gaziantep ve Kilis mutfağı ağırlı ol-mak üzere birçok farklı yöreden yemek seçenekleri bulunuyor. Külekçioğlu, genellikle AVM’lerde şube açtıkları için fast food restoranlarıyla karıştırıldıklarını söylüyor. Ardından da farkla-rını şöyle anlatıyor: “Şubelerimizin hizmet ve dekorasyon ko-numlandırması alakart sistemine yönelik. Başlangıçlar, salata-lar, lahmacun, pide, kebap çeşitleri, beyaz et çeşitleri, dürüm, döner ve yan ürünler dâhil olmak üzere müşterilerimize 60 çeşit lezzet sunuyoruz.”

Çıtır Usta, bu yıl şube sayısını 50’ye çıkarmayı hedefliyor. Bu şubelerin 45’i franchise şeklinde, 5’i şirkete ait olacak. Yeni açılacak şubeler için İstanbul (Anadolu Yakası) İzmir, Bursa, Diyarbakır, Samsun, Denizli, Kütahya, Mardin ve Diyarbakır’a öncelik verilecek. Şirket, yatırımcılara “paket servis”, “fast-food” ve “alakart” olmak üzere üç farklı franchise modeli sunuyor. Bu restoranlar girişimcilere anahtar teslimi devrediliyor. Franchise giriş bedeli 20 bin dolar.

Telefon: 0212 494 31 00www.citirusta.com

hOtStOP

Mobil kafe tuttu

Dev bir kupayı andıran özgün konseptiyle dikkat çeken Hots-top kafeleri, 12 ilde 30 şubeye ulaştı. Bu mobil kafeler, sahip olduğu teknoloji ve standart donanımlarıyla bilinen kiosk kategorisindeki mobil yapılardan biraz farklı. Örneğin, Hots-top’ların içinde uzaktan görüntüleme ve alarm sistemleri, tüm satış verilerinin ve stok durumlarının online izlenebildiği sipa-riş yönetim sistemleri var. Bir mobil kafenin tüm standart do-nanım ve ekipmanlar dâhil toplam yatırım tutarı 35 bin Euro.

Telefon: 0216 456 98 78www.hotstop.com.tr

Page 30: License Time Yaz 2012

ARAŞTIRMA

30

BIG chEFS

Franchise bedeli 100 bin dolar

Big Chefs restoran zinciri 2007 yılında Ankara’da, Gamze Cizreli tarafından kuruldu. 2009’da YKM Yönetim Kurulu Üyesi Saruhan Tan’ın ortak olmasıyla birlikte hızlı bir büyüme sürecine girdi ve şube sayısını 12’e çıkardı. Bu şubele-rin 6’sı franchise, 6’sı da şirket tarafından işletiliyor. Halen İstanbul’da 6, Ankara ve Mersin’de 3, Gaziantep ve Antalya’da da 1’er Big Chefs restoranı hizmet veriyor. İnşaatı devam eden Kemerburgaz Gök-türk şubesi de 1-2 ay içinde açılacak. Bir Big Chefs restoranının kapısını müşteriye açacak şekilde hazır hale gelebilmesi için gereken yatırım tutarı metrekare başına bin 200 dolar olarak belirlenmiş. Franchi-se giriş bedeli ise 100 bin dolar. Restoran büyüklüğü 350 ile bin metrekare arasın-da değişiyor.

Telefon: 0212 352 75 47Web: bigchefs.com.tr

thE huNGER

Steak house’ın cazibesini kullanıyor

The Hunger, son dönemin yükse-len trendi steak house’ların gözde mekânlarından biri. Mönüsünde et çeşit-lerinin yanı sıra dünya ve Türk mutfakla-rından farklı lezzetleri de bulunduruyor.

The Hunger’ın ilk şubesi İstanbul Gayrettepe’de açılmıştı. Bunu kısa süre-de Ataköy Galleria ve Atakent ArenaPark şubeleri izledi. Bu yıl üç restoran daha açılacak. Şirket, yatırımcılara mini, midi ve maksi olmak üzere üç farklı franchise seçeneği sunuyor.

Telefon: 0212 288 32 27 Web: thehunger.com.tr

MIDDLE KItchEN

Mönüsünde 120 çeşit var

Dünya mutfakları konseptine sa-hip Middle Kitchen, ilk şubesini Eylül 2011’de İstanbul Yeşilköy Marina’da açtı. Mönüsünde pizza, makarna, hamburger, et ve balık çeşitleri bulunduran Middle Kitchen, bu yıl İstanbul’un merkezi lo-kasyonlarında şubeler açacak. İlk etapta açılacak şubeler şirket tarafından işletile-cek. Daha sonra yurtdışında şubeler açıl-ması hedefleniyor.

Telefon: 0212 663 44 60Web: middlekitchen.com

FORNEttI

45 şube açacak

Macaristan menşeli unlu mamuller üreti-cisi Fornetti, 2010 yılında Çam Gıda dist-ribütörlüğünde Türkiye pazarına girmiş-ti. Şirket, 2012’de 45 şube daha açmayı hedefliyor. Yeni açılacak şubeler için ön-celik İstanbul, Bursa, İzmir, Ankara, Ada-na ve Eskişehir’e verilmiş. Franchise giriş bedeli 11 bin Euro. Ortalama işletme sermayesi 30 bin ile 90 bin TL arasında değişiyor. Sürekli franchise ödemesi ise yüzde 2,5 olarak belirlenmiş.

Telefon: 0212 671 19 64Web: fornetti.com.tr

hEN cOOPS

20 şubeye ulaşacak

Tavuk restoranı Hen Coops, ilk şubesini geçen yıl İstanbul Ataşehir’de açtı. Bu yıl yeni şubeler açmayı planlayan şirket, franchise giriş bedelini 25 bin Euro olarak belirlemiş. Ortalama işletme sermayesi 200 bin TL. Sürekli franchise ödemesi ise cironun yüzde 6’sı olarak belirlenmiş.

Telefon: 0216 688 44 48Web: hencoops.com.tr

FRAtELLI LA BuFALA

El yapımı makarnalar

İtalya menşeli Fratelli La Bufala’da Napoli usulü el yapımı makarnalar, salata çeşit-leri ve manda etinden hazırlanan ızgara çeşitleri bulunuyor. Halen biri franchise olmak üzere 2 şubesiyle hizmet veren restoran, bu yıl franchising sistemiyle şube sayısını artıracak. İlk etapta açılacak şubelerin İstanbul Anadolu Yakası’nda olması hedefleniyor. Daha sonra diğer semtlerde de şubeler açılacak. Franchise giriş bedeli ve diğer yatırım tutarları kar-şılıklı görüşmelerle belirleniyor.

Telefon: 0212 325 54 11Web: fratellilabufalaistanbul.com

PİDE DE SAMSuN

İstanbul’da şubeler açıyor

Şafak Gedikoğlu tarafından 2003 yılında İstanbul Acıbadem’de kurulan Pide de Samsun’un biri franchise olmak üzere 3 şubesi var. Pide de Samsun Koordinatörü Şafak Gedikoğlu, bu yıl franchising siste-miyle yeni şubeler açacaklarını söylüyor. İlk etapta İstanbul’da 15 şube açmayı he-defleyen şirket, daha sonra Anadolu’ya ağırlık verecek. Bir şubenin franchise gi-riş bedeli dâhil toplam yatırım tutarı 150 bin TL.

Telefon: 0216 326 51 55Web: pidedesamsun.com.tr

ARİFOĞLu

15 mağazası var

Aktar-baharatçı zinciri Arifoğlu; İstan-bul, Ankara, İzmir, Eskişehir, Antalya ve Kayseri’de 15 şubeye ulaşmış durumda. Yeni açılacak şubeler için öncelik İstan-bul, İzmir, Ankara ve Antalya’ya veriliyor. Bir Arifoğlu dükkânı açmak için gerekli yatırım tutarı 180-200 bin TL arasında değişiyor.

Telefon: 0212 676 75 75 Web: arifoglu.com

YA

Z 20

12

Page 31: License Time Yaz 2012

31

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

MERu DÖNER

Antalya’da steak house açacak

2007 yılında Ebru Dikbaş ve Mehmet Dikbaş tarafından Antalya’da kuruldu. İlk şubesini Laura Alışveriş Merkezi’nde açan şirket, kısa sürede hızlı büyüme ve markalaşmasıyla dikkat çekiyor. Meru Döner’in ürünleri Antalya Organize Sa-nayi Bölgesi’ndeki entegre tesislerde hazırlanıyor. Ardından da tüm şubelere sevk ediliyor. Mehmet Dikbaş, “Kaliteli ürünleri uygun fiyatla sunmayı prensip edindik. Bir yandan da fast food pazarın-daki yenilikleri müşterilerimize yansıtı-yoruz. Özellikle kalite ve hijyen konula-rına çok önem veriyoruz. Ürünlerimizde yüzde 100 dana eti kullanıyoruz” diyor.

Meru Döner’in franchise giriş bedelini 20 bin TL. Ortalama işletme sermayesi 90 bin TL. Franchising sistemiyle açıla-cak şubeler için öncelik İzmir, İstanbul ve Ankara’ya verilmiş. Daha sonra Ege Böl-gesi’ndeki diğer illerde şubeler açılması planlanıyor. Bu arada şirket, önümüzdeki birkaç ay içinde Antalya’da steak house açmaya hazırlanıyor.

Telefon: 0242 323 03 28Web: merudoner.com

PAPA jOhN’S

girişimciler için yeni bir fırsat

ABD’li Papa John’s Pizza’nın halen 32 ülkede 3 bin 800’ü aşkın restoranı bu-lunuyor. Papa John’s Pizza, Türkiye pa-zarına 2008’de girmişti. Şirketin halen İstanbul’da 10 şubesi bulunuyor. Şube sayısını 2014’e kadar 50’ye çıkarmayı he-defliyor.

Papa John’s Pizza, franchise adaylarına anahtar teslim konsept, tek merkezden tedarik, eğitim, reklam ve tanıtım, işlet-me konusunda servis ve destek garan-tisi veriyor. Franchise giriş bedeli 40 bin dolar. Toplam yatırım bedeli ise 200 bin dolar.

Telefon: 0216 478 01 77 Web: papajohns.com.tr

KÖşEBAşI

Yeni şubeler açıyor

1995’te ilk şubesini İstanbul Levent’te açan Köşebaşı’nın şimdi 15’i yurtiçi, 7’si de yurtdışında (Atina, Amsterdam, Sao Paulo, Bahreyn, JBR Dubai, Mirdif Dubai ve Riyad) olmak üzere 22 şubesi bulunu-yor. Bu şubelerin 10’u franchisee’lar tara-fından işletiliyor. Franchising sistemiyle yeni şubeler açmaya devam eden Kö-şebaşı, artık önceliği yurtdışına veriyor. Bu doğrultuda Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde yeni şu-beler açılacak. Ayrıca Hollanda’da ikinci, Almanya’da ise yeni bir şube daha açıla-cak.

Köşebaşı restoranı açmak için 300 met-rekarelik bir alana ihtiyaç var. Mekânın park problemi olmayacak. İşyeri seçi-minde giriş katlar tercih ediliyor. Yatırım tutarı ise metrekare başına bin Euro civa-rında.

Telefon: 0212 268 05 28Web: kosebasi.com.tr

DEĞİRMEN PAStANELERİ

Franchise giriş bedeli istemiyor

Franchise giriş bedeli istemeyen Değir-men Pastaneleri, ciro üzerinden herhan-gi bir katkı payı da almıyor. Ancak her şu-beden ortak reklam, broşür, katalog ve diğer harcamalar için ayda 300 TL talep ediliyor. Ortalama 100 metrekarelik De-ğirmen şubesinin toplam yatırım tutarı 250 bin TL. Bu rakama mağaza dekoras-yonu ve gerekli tüm ekipmanlar dâhil. Değirmen Pastaneleri’nin üretim tesisi İstanbul Altunizade’de bulunuyor. Yak-laşık 2 bin metrekarelik bir alana sahip olan bu tesiste pasta, tatlı ve tuzlu kura-biye, sütlü tatlı çeşitleri, kek, ekmek, bak-lava ve börek grupları altında 450 çeşit ürün üretiliyor.

Telefon: 0216 422 41 01Web: degirmenpastaneleri.com

KAhvE DEPOSu

12 şube açacak

Kahve Deposu, Türkiye genelinden gele-cek tüm franchise taleplerini değerlen-diriyor. Şirket, 12 şube açacak. Bunların 10’u franchising sistemiyle açılacak. Ka-lanları ise şirket tarafından işletilecek. Bir Kahve Deposu şubesi açmak için 250-300 metrekarelik bir işyeri gerekiyor. Franchise giriş bedeli 7 bin dolar. Sürekli franchise ödemesi ise yüzde 2 olarak be-lirlenmiş.

Telefon: 0212 486 27 58Web: kahvedeposu.com.tr

KAhvE DuRAĞI

Franchise bedeli 25 bin dolar

Kahve Durağı, yeni açacağı şubeler için en az 80 metrekare kapalı, 25 metreka-re de açık alana sahip mekânları tercih ediyor. Franchise giriş bedeli olarak 25 bin dolar talep ediliyor. Yatırım maliyeti ise işyeri büyüklüğüne göre değişiyor. Sokak kafeleri için yatırım tutarı metre-kare başına bin 500 TL. Alışveriş merkez-lerinde ise bu rakam 2 bin 500 ile 3 bin TL arasında değişiyor. Ortalama işletme sermayesi için 300 bin TL’ye ihtiyaç var. Sürekli franchise ödemesi ise yüzde 3 olarak belirlenmiş.

Telefon: 0232 464 04 96Web: kahveduragi.com

NEşvE ÇAy KAhvE Evİ

Tüm illerde şube açacak

Kayseri merkezli Neşve Çay - Kahve Evi’nin çay ve kahve menüsü hayli zen-gin. Şirket, potansiyel gördüğü tüm iller-de şubeler açacak. Neşve Çay-Kahve Evi açmak için 100-120 metrekarelik kapalı alan, 50-60 metrekarelik de bahçe ya da bir teras gerekiyor. Şimdilik franchise gi-riş bedeli talep edilmiyor.

Telefon: 0352 223 80 10Web: nesve.com

Page 32: License Time Yaz 2012

ARAŞTIRMA

32

KOcAtEPE KAhvE Evİ

8 şubesi var

Ankara merkezli Kocatepe Kahve Evi, 2010’da Cenk Kaya tarafından devralın-dıktan sonra hızlı bir büyüme trendi ya-kalamış. Halen Ankara’da 3 bölgede hiz-met veren şirket, son bir yılda Diyarbakır, Konya, Eskişehir ve İstanbul’dakilerle birlikte şube sayısını 8’e yükseltti. Yakın-da yine Ankara ve Konya’da yeni şubeler açılacak. Franchise giriş bedeli 25 bin do-lar. Ortalama işletme sermayesi 50 bin ile 100 bin dolar arasında değişiyor. Reklam katılım payı yüzde 2, sürekli franchise ödemesi ise yüzde 5.

Telefon: 0312 815 22 87 Web: kariyerkahve.com

McDONALD’S

İş ortakları arıyor

Türkiye’de Anadolu Grubu (Anadolu Endüstri Holding) çatısı altında faaliyet gösteren McDonald’s’ın restoran sayı-sı 177’ye, çalışan sayısı ise 4 bine ulaştı. McDonald’s Türkiye, bu yıl 30 yeni resto-ran açacak...

25 yıl önce Türkiye’deki ilk şubesini İstan-bul Taksim’de açan McDonald’s, istikrarlı büyümesini sürdürüyor. McDonald’s, 2011’de 23 yeni restoran açtı. Şirket, bu yıl 30 yeni şube daha açarak bin kişilik yeni istihdam yaratmayı planlıyor. Bu şubelerin 15’i franchising sistemiyle açı-lacak.

2011 CİROSU 365 MİLYON TL

McDonald’s Türkiye Gayrimenkul ve Franchising Direktörü Ayperi Sakızlı, “2011’de satışlarımızı yüzde 25 civarın-da artırdık. 2011 ciromuz yaklaşık 365 milyon TL. 2012’de yeni yatırımlarla ciro-muzu artıracağız. Yüzde 25-30 büyüme hedefliyoruz” diyor.

McDonald’s yönetimi bu hedeflere ulaş-mak için Türkiye’nin her bölgesini araştı-rıyor. Potansiyel gördüğü her il ve ilçeler-de şubeler açacak. Franchise giriş bereli olarak 30 bin dolar talep ediliyor. Sakızlı, diğer yatırım şartlarının lokasyonun bü-yüklüğü, konumu ve özelliklerine göre değiştiğini belirtiyor. Türkiye’de daha fazla işletmeciyle büyümek istedikleri-nin altını çizen Sakızlı, bu büyümeyi her iki tarafın da kazanacağı bir iş ortaklığı modeliyle sağlayacaklarını vurguluyor.

TÜRK DAMAK TADINA ÖZEL

McDonald’s’tan franchise alanlar çok sıkı bir eğitimden geçiriliyor. Bu eğitim tam 6 ay sürüyor. Ancak bu eğitimi başarıyla tamamlayan girişimciler restoran açma-ya hak kazanıyor.

McDonald’s’ta eğitim bitmek bilmeyen bir süreç aslında. Ekip üyesinden genel müdüre kadar herkes sürekli eğitime tabi tutuluyor. Bu süreçte, çalışanın bi-reysel ve profesyonel gelişimine önemli yatırımlar yapılıyor. Örnek vermek gere-kirse, bir ekip üyesi restoran müdürü ola-na kadar toplam 300 saat eğitim alıyor. McDonald’s CEO’su Jim Skinner da dâhil olmak üzere birçok yönetici, bölge ve ülke başkanı kariyerlerine McDonald’s’ta ekip üyesi olarak başlamış...

McDonald’s, ürünlerini müşterilerinin beklentilerini karşılayacak şekilde geliş-tiriyor. Örneğin menülere salata, ızgara tavuklu ürünler, meyve, süt, portakal suyu ve ayran gibi içecekler eklenmiş. Ayrıca, 2008’den bu yana restoranlarda kahvaltı servis ediliyor.

McDonald’s, 2011’in sonunda Türk da-mak zevkine uygun McBeefy’yi de mö-nüsüne ekledi. McBeefy susamlı ekme-ğin arasında, tuz, karabiber, baharat ve soğan içeren yüzde 100 dana kıymasın-dan hazırlanmış satır köfte, soğan, salata, domates, peynir ve turşudan oluşuyor.

Eti de sütü de yerli

McDonald’s, ülkemizde sunduğu ürün ve hizmetlerin tamamına yakınını Türkiye’de üretim yapan tedarikçilerden temin ediyor. Örneğin McDonald’s resto-ranlarında tüketilen etlerin tamamı Pınar Et’ten, süt ürünleri Danone’den sağlanı-yor. Eti, sütü, peyniri, ekmeği, salatası, turşusu ve ambalajıyla toplam 450 kalem malzemenin yüzde 98’i yurtiçinde imal ediliyor. Bunların tamamı Türkiye’deki üreticilerden karşılanıyor. McDonald’s Türkiye’de sadece son 5 yılda 70 milyon doların üzerinde yatırım gerçekleştirdi.

YA

Z 20

12

Page 33: License Time Yaz 2012

33

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

SPOR SALONU SEKTÖRÜ

B-FIt

2012’de 149 şube açacak

Spor merkezi zinciri b-fit’in şube sayısı 201’e ulaştı. 2012’de bu sayının 350’ye çıkarılması hedefleniyor. Bu doğrul-tuda Afyon, Aksaray, Amasya, Ankara, Ardahan, Artvin, Bayburt, Bingöl, Bitlis, Burdur, Çorum, Düzce, Edirne, Erzincan, Giresun, Gümüşhane, Iğdır, Kahraman-maraş, Kars, Kastamonu, Kilis, Sinop, Muş, Nevşehir, Niğde ve Ordu’da b-fit açılacak. Franchising sistemiyle açılacak şubelerin yatırım tutarı 35 bin ile 55 bin TL arasında değişiyor.

Telefon: 0216 700 22 17 Web: b-fit.com.tr

ShAPES

350 şube hedefliyor

Shapes For Women, 2007’de İzmir Bornova’da faaliyete başladı. Halen 20 ilde 50 şubesi bulunuyor. Bu şubelerin büyük bir bölümü franchising sistemiyle açılmış. Shapes For Women Genel Mü-dürü Gediz Ersin, “Franchising sistemiyle yeni şubeler açıyoruz. Önümüzdeki 5 yıl-da şube sayısını 350’ye çıkarmayı hedef-liyoruz” diyor. Bir salonun yatırım tutarı 37 bin 500 TL. Salon büyüklüğü ise en az 120 metrekare olmalı.

Telefon: 0232 463 64 69 Web: shapesturkey.com

PORtAKAL SPOR

70 şube daha açacak

Portakal Spor ve Sağlık Hizmetleri, hid-rolik spor ekipmanları üretiyor. Aynı za-manda kadınlara özel spor salonları ku-ruyor. 2008’de faaliyete başlayan şirketin halen 33 şubesi bulunuyor. Bu şubelerin tamamı franchising sistemiyle açılmış. Portakal Spor, franchising sistemiyle 70 şube daha açacak. Portakal Spor’un franchise giriş bedeli 23 bin TL. Ortalama işletme sermayesi ise 10 bin ile 15 bin TL arasında değişiyor. Şimdilik reklam katkı payı alınmıyor. Portakal Spor salonu aç-mak için büyüklüğü 100 ile 120 metreka-re arasında değişen bir işyeri gerekiyor.

Telefon: 0212 669 80 71Web: portakalspor.com.tr

Page 34: License Time Yaz 2012

KUYUM-TAKI-AKSESUAR SEKTÖRÜ

AtASAy KuyuMcuLuK

AvM ve caddelerde mağaza açacak

Atasay, girişimcilerle tüm konuları ay-rıntılı olarak tanımladığı bir franchising sözleşmesi imzalayarak beklentilerinin karşılanmasını garanti altına alıyor. Bu sözleşmeler üçer yılda bir yenileniyor. Yeni açılacak mağazalar için AVM ya da trafiğe kapalı ana caddelere öncelik ve-rilmiş. AVM mağazaları giriş katta olacak. Cadde mağazaları da giriş katta olacak ve mağazanın geniş bir cephesi olacak. Her iki konsept için de mağaza büyük-lüğünün en az 50 metrekare olması ge-rekiyor. Atasay mağazalarının yatırım tutarı bölgenin satış potansiyeline göre değişiyor.

Telefon: 0212 652 33 66Web: www.atasay.com.tr

ALtINBAş

100 mağaza açacak

Altınbaş, önümüzdeki 5 yıl içinde 100 mağaza daha açacak. Franchisee aday-ları belirlenirken bölgedeki sosyal sta-tüsü, çevresi ve sosyal faaliyetleri, mar-ka bilinci, yenilikçi olması ve değişime ayak uydurabilmesi gibi kriterlere dikkat ediliyor. Franchising sistemiyle açılacak Altınbaş mağazalarının yatırım tutarı lo-kasyona göre değişiyor. Ancak başlangıç sermayesi 1-1,5 milyon TL arasında deği-şiyor. Altınbaş, reklam katkı payı almıyor. Sürekli franchise ödemesi de talep etmi-yor. Altınbaş mağazalarında her tarza uy-gun koleksiyon bulmak mümkün.

Telefon: 0212 455 29 00 Web: altinbas.com

StORK’S

kişiye özel tasarımlar hazırlıyor

Storks, kişiye özel tasarımlarıyla dikkat çekiyor. Şirketin İstanbul Çemberlitaş’ta-ki merkezinde yakut, safir, zümrüt ve do-ğal taşlardan pırlantalı mücevherler üre-tiliyor. İlk mağazasını 1997’de Samsun’da açan Stork’s’un şu anda 20 ilde 28 şube-si bulunuyor. 10 mağaza daha açmayı planlayan Stork’s, franchise giriş bedeli talep etmiyor. Ayrıca sürekli franchise ödemesi de yok. Reklam katılım payı ise şubenin cirosuna göre belirleniyor. Bir Stork’s mağazasının yatırım tutarını met-rekare başına bin 500 dolar.

Telefon: 0212 514 17 95Web: [email protected]

KOÇAK GOLD

Mağaza sayısını 100’e çıkaracak

Koçak Gold, önümüzdeki 5 yıllık dö-nemde 100 şubeye ulaşmayı hedefliyor. Franchising sistemiyle açılacak yeni Ko-çak Gold mağazaları için öncelik, müş-teri potansiyeli olan AVM’lere veriliyor. AVM’ler dışında işlek caddelerde de ma-ğazalar açılacak. Mağaza büyüklüğünün en az 50 metrekare olması gerekiyor. Mağazalar Koçak Gold konseptine uy-gun olarak dekore ediliyor. Koçak Gold, reklam katkı payı ve sürekli franchise ödemesi talep etmiyor. Franc-hise adaylarının kuyumculukla ilgili tec-rübe sahibi olması gerekiyor.

Telefon: 0212 514 81 11Web: kocakgold.com

tAKIştIR BİjutERİ

80 mağazası var

Takıştır Bijuteri, 2012’de Türkiye genelin-de yeni şubeler açacak. Şirket, franchise giriş bedeli istemiyor. Ayrıca aylık kota sınırı da yok. Bayilerden, aldıkları ürün bedeli dışında herhangi bir ücret talep edilmiyor. 40 metrekarelik bir Takıştır Bi-juteri mağazasının yatırım bedeli 40-50 bin TL arasında değişiyor.

Telefon: 0380 524 47 47Web: takistir.com.tr

tAKIcIM

Yatırım tutarı 20 bin Tl

Takıcım Bijuteri, franchising sistemiyle şubeler açacak. Gerekli mağaza büyük-lüğü 20-30 metrekare arasında değişiyor. 20 metrekarelik bir mağazanın toplam yatırım tutarı 20 bin TL. Şirket, şimdilik franchise giriş bedeli talep etmiyor.

Telefon: 0380 524 47 47Web: takicim.com.tr

ARAŞTIRMA

34

YA

Z 20

12

Page 35: License Time Yaz 2012

MAĞAZA-HİZMET SEKTÖRÜ

35

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

BİMEKS

İş ortağını koruyor

Teknoloji marketi Bimeks, 2014 yılı so-nuna kadar 100 yeni mağaza açmayı hedefliyor. Şirketin halen 54 mağazası var. Bimeks, franchise giriş bedeli olarak 90 bin TL talep ediyor. Ortalama işletme sermayesi ise 300 bin TL. Bimeks, franc-hise sistemini benzerlerinden biraz farklı uyguluyor. Kendine özgü bu sistemin en önemli özelliği, franchisee’nin satın alma kotası olmaması. Zorunlu mal alımı gibi bir uygulama yok. Mağazada tutulan stok Bimeks’e ait oluyor. Bu durumda iş ortağının stoktan zarar etmesi gibi bir durum söz konusu olmuyor.

Telefon: 0216 542 62 62Web: bimeks.com.tr

DiaSa

“Marka garantili güvenli iş sunuyoruz”

DiaSa, 39 şehirde 1000’in üzerinde ma-ğazaya ulaştı. Bunların 405’i franchise. Bu yıl da franchising sistemiyle yeni şu-beler açacaklarını belirten DiaSa İş Geliş-tirme Direktörü Cem Diler, “Franchising, yerel marketlerin gelişmesine katkı ya-pan önemli bir sistem. 1989’da başlayan franchising çalışmaları, kişilere kendi işini kurma olanağı yaratırken diğer yan-dan da finansal ve ticari risklerden uzak, karlı bir yatırım haline geldi. Türkiye’de kendi alanında franchising veren tek markayız” diyor.

Yeni açılacak mağazalar için öncelik verilecek iller şöyle sıralanıyor: Mer-sin, Tarsus, Osmaniye, Antakya, Niğde, Nevşehir, Aksaray, Çorum ve Şanlıurfa. DiaSa’nın franchise giriş bedeli 2 bin 500 Euro. Ortalama işletme maliyeti 100-150 bin TL arasında değişiyor. Franchisee’den işletme kar payı ya da reklam ücreti alın-mıyor.

Diler, DiaSa’nın franchising sisteminin girişimcilere düşük yatırım maliyetiyle kendi işinin sahibi olma fırsatı sunduğu-nu vurguluyor. DiaSa, franchise adayları-nın talepleri doğrultusunda ideal mağa-za yerlerinin değerlendirilmesi ve temin edilmesinde destek oluyor.

Telefon 0212 329 38 00 Web: diasa.com.tr

MAvİ

Franchise giriş bedeli yok

Mavi, bu yıl 30 yeni mağaza açacak. Franchise giriş bedeli talep edilmiyor. Ancak alınacak ürün miktarına göre te-minat istenebiliyor. Mağazanın bulun-duğu bölgenin alışveriş merkezi veya ticari bir cadde üzerinde olması, kurum-sal anlamda olumlu bir imajının olması ve metrekare yeterliliği gibi faktörler de göz önünde bulunduruluyor. Mavi’ye özgü standartları sağlayabilmek açısın-dan mağazaların en az 400 metrekare ol-ması gerekiyor. Mavi, yurtdışında en hızlı büyüyen markalarımızdan biri. Halen 50 ülkede 282 Mavi Shop ve 4 binin üzerin-de Mavi satış noktası hizmet veriyor.

Telefon: 0212 371 20 00 Web: mavijeans.com.tr

BENEttON

Mağaza sayısı 104’e ulaştı

Benetton Group’un 120 ülkede, 6 bin mağazası var. Türkiye’deki mağaza sayısı ise 104’e ulaştı. Bu mağazaların 75’i franc-hise şeklinde faaliyet gösteriyor. Şirket, 2012’de 5’i franchise ve 3 şirket mağazası olmak üzere toplam 8 mağaza açacak. Benetton’un franchising sistemine göre, belirlenen yatırım bedeli ve ürün bede-li ödenmek şartıyla mağaza açılabiliyor. Mağazaların en az 183 metrekare net sa-tış alanına sahip olması gerekiyor.

Telefon: 0212 365 13 65Web: benetton.com.tr

KİP

Yurtiçi ve yurtdışında mağazalar açacak

Kip ilk mağazasını, 1982 yılında İstan-bul Beyoğlu’nda açmıştı. Şimdi korner ve mağazalarla birlikte 100 satış nokta-sına ulaşmış durumda. Yurtdışında ise Kazakistan’da 3, Azerbaycan, KKTC, Irak ve Ukrayna’da birer tane olmak üzere 7 adet satış noktası var. Kip Marka Direk-törü Aydan Gür, “2012’de yeni mağazalar açmayı planlıyoruz. Yurtiçi için önceliği İstanbul, Ankara, Gaziantep, Diyarba-kır ve İzmir’e vereceğiz. Yurtdışında ise Azerbaycan, Gürcistan, Romanya ve Libya’da mağaza açma planlarımız var. Bu mağazaların bazıları franchising sis-temiyle açılacak” diyor.

Telefon: 0212 484 04 84Web: kip.com.tr

Page 36: License Time Yaz 2012

jIMMy KEy

10 yeni mağaza açacak

Sun Tekstil bünyesinde faaliyet göste-ren Jimmy Key’in ilk mağazası 2000’de açılmıştı. Jimmy Key’in şimdi 38 mağa-zası var. Bunların 26’sı franchise. Ayrıca 100’e yakın korner’i var. Yurtdışında ise KKTC’de 4, Ukrayna’da 12 mağaza ve 18 satış noktası bulunuyor. Sun Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Ünlü-türk, “2012’de öncelikle AVM’lerde ve Anadolu’da yaygınlaşmayı hedefliyoruz. 10 civarında yeni mağaza açmayı planlı-yoruz” diyor.

Bir mağazanın dekorasyon maliyeti metrekare başına 500 dolar. Mağaza-nın büyüklüğü bulunduğu lokasyon ve AVM’lere göre değişmekle beraber orta-lama 120 metrekare. Jimmy Key mağaza-larında 20-35 yaş arası kadın ve erkeklere yönelik hazır giyim ürünleri bulunuyor.

Telefon: 0232 850 60 00 Web: jimmykey.com

B&G StORE

Mağaza sayısını 100’e çıkaracak

0-14 yaş arası çocuk giyim ürünleri satan B&G Store, ilk mağazasını 2000’de İstan-bul Akmerkez’de açmıştı. Şirketin İstan-bul’daki mağaza sayısı 20’ye ulaştı. B&G Store’un Ankara’da 7, İzmir’de de 2 ma-ğazası bulunuyor. 7 de outlet mağazası var. Önümüzdeki dönemde Anadolu’da büyümeye devam edeceklerini belirten BG Mağazacılık Yönetim Kurulu Başkanı Seyidullah Nebati, “Mart sonuna kadar 6 yeni mağaza açacağız. 2014’te mağaza sayımız 75-80’e kadar ulaşacak. 2015’e kadar her yıl ortalama 8-12 mağaza aça-rak 2015’te 100 mağazalı ve 100 milyon TL cirolu bir marka olma hedefindeyiz” diyor.

B&G Store’un franchise giriş bedeli 20 bin Euro. Ayrıca 40 bin Euro teminat mektubu talep ediliyor. İstenilen mağa-za büyüklüğü ise 100-150 metrekare ara-sında değişiyor.

Telefon: 0212 567 90 73Web: bgstore.com.tr

hOME StORE

Yurtdışında franchise veriyor

Kadın giyim markalarından Home Sto-re, geçen hafta Kayseri Forum AVM ve Adana’da 2 mağaza birden açarak şube sayısını 16 yükseltti. Önceleri yurtdışın-dan ithal ürünlerle tüketicilerle buluşan marka, 2011’de Emel Acar’ın başta ol-duğu tasarım grubuyla yerli bir koleksi-yona imza attı. 2012’de en az 4 mağaza açacaklarını belirten Home Store CEO’su Devrim Acar, “2011 bizim için değişimin başladığı, yönetim olarak yeni kararların alındığı ve uygulandığı bir yıl oldu. He-def kitlemizi A plus’tan B ve hatta C’ye de taşıyarak, Türkiye’nin her yerinde ya-şayan kadınlara cazip fiyatlarla ulaşmaya çalıştık” diyor. Yurtiçinde açılacak tüm mağazalar şirket tarafından işletilecek. Yurtdışındaki mağazalarsa franchising sistemiyle açılacak.

Telefon: 0216 485 60 90Web: homestore.com.tr

KİĞILI

250 mağazaya az kaldı

Kiğılı’nın halen 17’si yurtdışında olmak üzere 213 mağazası bulunuyor. Bunların 23’ü franchise. Kiğılı CEO’su Hilal Suer-dem, “Yurtiçinde franchise şubemiz var. Ancak şirketimizin genel prensibi nede-niyle son yıllarda franchise verme kararı-nı geri çektik. Mevcut olanlar korunacak. Önümüzdeki yıllarda da franchise şube-miz olmayacak” diyor. Kiğılı, 2012’nin ilk 6 ayında 10 AVM, 4 de cadde mağazası açmayı planlıyor.

Telefon: 0262 658 13 61Web: kigili.com.tr

hEDİyEDENİzİ.cOM

50 bin çeşit hediye

İnternet üzerinden hediyelik eşya satışı yapan HediyeDenizi.com’un ürün yelpa-zesinde 50 bine yakın çeşit bulunuyor. HediyeDenizi.com, kurulduğundan bu yana her yıl yüzde 50’nin üzerinde büyü-müş. Yaratıcı, eğlenceli ürünleriyle dikkat çeken HediyeDenizi.com’da kişiye özel hediyeler üreten bir bölüm var.

HediyeDenizi.com’un kurucusu Fatih Ak-damar, “Online bayilik sistemiyle şube-ler açıyoruz. İnternetin de kendine göre gelişen klasik ticaretten farklı kuralları ve ihtiyaçları var. Biz tüm faaliyetlerimizi online ortamda yürüten bir firmayız. Do-layısıyla büyümemiz öncelikle bu plat-formda olacak. Online bir iş yapmaya in-sanların da ilgisi var. HediyeDenizi.com, aynı zamanda kendi markasıyla butik mağazalar açmayı hedefliyoruz” diyor. Bu doğrultuda altyapı çalışmalarına baş-lanmış. Söz konusu mağazalar sadece kişiye özel hediyeler satan ve anında tes-lim eden bir konsepte sahip olacak.

HediyeDenizi.com’da satılan ürünlerin neredeyse yarısı şirket tarafından üretili-yor. Kalanları ise yerli ve yabancı 200 te-darikçiden temin ediliyor. HediyeDenizi.com, özel günleri aklında tutamayanlar için bir de hatırlatma servisi kurmuş. Fa-tih Pakdamar, bu hizmetin ayrıntılarını şöyle anlatıyor:

“Hatırlatma servisimiz özel günlerin ta-rihlerini unutanların imdadına yetişiyor. Hatırlatma servisine girerek sizin için önemli olan özel günleri belirliyorsunuz. Geri sayan sistem sayesinde o özel gün geldiğinde ya da yaklaştığında size ha-ber veriliyor. Sitemizde birbirinden ilginç hediye fikirlerini içeren bölümler de var.”

Web:hediyedenizi.com

ARAŞTIRMA

36

YA

Z 20

12

Page 37: License Time Yaz 2012

37

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

hAFELE

33 mağaza açacak

Alman menşeli Hafele, merkez yöneti-min 2004 yılında aldığı bir kararla Tür-kiye pazarında iddialı bir şekilde bü-yümeye başladı. Bu dönemde İstanbul Dudullu’da bir mağaza açıldı. Aynı za-manda stok bölümü içeren yeni binasına taşındı. Şirket, 2007’de franchise verme-ye başladı. Halen 11 ilde 17 mağazası bu-lunan Hafele Türkiye, bu yılsonuna kadar 50’ye ulaşmayı hedefliyor. Franchising sistemiyle açılacak mağazalar için halen Hafele mağazası bulunmayan illerden gelecek talepler değerlendirilecek.

Hafele’nin franchise bedeli 250 bin TL. Mağaza büyüklüğü ise 400-600 metre-kare arasında değişiyor. Şirket, franchise sahibini iş ortağı olarak kabul ediliyor ve işi birlikte geliştiriyor. Örneğin, franchise verilen ilde ikinci, üçüncü mağaza açıla-caksa ilk girişimci tarafından açılmasına öncelik veriliyor. Hafele mağazaların-da tüm mobilya aksesuarlarının yanı sıra çevre dostu çöp kutuları, armatür, köşe kiler sistemleri, fırın altı çekmece, yüksekliği ayarlanabilir masalar, fırın, davlumbaz, engellilere özel mutfak sis-temleri, deterjanlık, çekmece içi düzeni sağlayan kaşıklık, şişelik, kravatlık, ayak-kabılık, sabunluk, çamaşır sepeti, hav-luluk, tabaklık gibi binlerce ürün satışa sunuluyor.

Telefon: 0216 528 59 00Web: hafele.com.tr

IMAGINARIuM

Mağaza sayısını 30’a çıkarıyor

İspanyol oyuncak mağaza zinciri Imaginarium’un halen Türkiye’de 8 ma-ğazası var. 2013 yılına kadar bu sayının 30’a çıkarılması hedefleniyor. Açılacak mağazaların 18’i franchise şube olacak. 120 metrekarelik bir Imaginarium ma-ğazasının toplam yatırım bedeli 80 bin Euro. Bu rakama franchise giriş bedeli, dekorasyon ve diğer masraflar dâhil.

Telefon: 0216 680 04 75Web: imaginarium.com.tr

cABANİ AyAKKABI

kosova’da mağaza açtı

Cabani’nin İran ve Kosova’da birer ma-ğazası var. Kosova mağazası birkaç hafta önce açıldı. Yurtiçinde ise İstanbul’da 5 mağazası bulunuyor. Şirket, franchising sistemiyle yurtiçi ve yurtdışında yeni şu-beler açacak. Yurtiçinde açılacak bir ma-ğazanın yatırım tutarı 450 bin TL. Franc-hise giriş bedeli ise bin Euro. Mağaza büyüklüğü en az 150 metrekare olacak. Cabani Ayakkabı Yönetim Kurulu Üyesi Cem Kubilay Kaban “Özellikle yurtdışın-daki iş ortaklarımızdan mağaza açmak için çok talep geliyor. Bu yıl öncelikle bu talepler doğrultusunda yurtdışındaki mağaza sayımızı artıracağız” diyor.

Telefon: 0212 549 29 09 Web: cabani.com.tr

cALLIGARIS

İtalyan mobilyacı 25 mağaza açacak

2011’de Xuma Design distribütörlüğün-de Türkiye pazarına giren İtalyan mo-bilya markası Calligaris, şimdi Türkiye genelinde mağazalar açacak. Önümüz-deki 3 yılda bayilik sistemiyle 25 mağa-za açılması planlanıyor. Şirketin halen İstanbul’da 3, Antalya’da 1 olmak üzere toplam 4 mağazası var.

Calligaris\ birçok dekorasyon ünitesinin İtalya’dan getirtildiği mağazanın uygu-laması distribütör kontrolünde işletmeci tarafından yapılıyor. Mağazaların yatırım tutarı 75 bin ile 150 bin Euro arasında de-ğişiyor. Calligaris mağazalarında İtalyan tasarımcıların imzasını taşıyan çok çeşitli ürünler bulunuyor.

Telefon: 0212 287 13 93Web: xumadesign.com

ShAKESPEARE IN LOvE

Franchise giriş bedeli almıyor

Maremo Tekstil, “Shakespeare in Love” markasıyla 15-45 yaş arası kadınlara hitap eden mağazalar açıyor. Şirket, 2012’de 20 mağaza açmayı hedefliyor. Mağazalar plaj giysilerinden ev tekstili-ne, pijamadan mobilyaya kadar geniş bir ürün yelpazesine sahip. Franchise giriş bedeli yok. Yatırım tutarı 25 bin ile 45 bin TL arasında değişiyor. Mağaza konsepti, mal dizim ve yerleşimi merkez tarafın-dan yapılıyor. Satılmayan tüm ürünler merkez firmaya ait. Yani franchisee her-hangi bir risk taşımıyor. Yeni açılacak ma-ğazalar için İstanbul ve Ankara’da gele-cek taleplere öncelik verilecek.

Web: shakespeareinlove.com.tr

KAPBuLA ORGANİK şEyLER

Bebek ve çocuklara özel mağaza

Bebek ve çocuklara yönelik sadece orga-nik ve ekolojik ürünlerin satıldığı Kapbu-la Organik Şeyler, franchising sistemiyle yeni mağazalar açıyor. Kapbula Organik Şeyler’in sahibi Tuba Tuna Yalcuva, “Her yıl 3 yeni mağaza açmayı hedefliyoruz. Yeni mağazalar için öncelik İstanbul Anadolu Yakası, Ankara, İzmir, Antalya ve Bursa’da olacak” diyor.

Kapbula Organik Şeyler mağazasının en az 40 metrekare büyüklüğe sahip olma-sı gerekiyor. Şirket, franchise giriş bedeli olarak 10 bin TL talep ediyor. Diğer ya-tırım şartları ise yüz yüze görüşmelerde belirleniyor.

Telefon: 0212 351 77 07Web: kapbula.com.tr

Page 38: License Time Yaz 2012

ARAŞTIRMA

38

cOLDWELL BANKER

120 şube açacak

ABD menşeli Coldwell Banker’in Türkiye’de 26 ofisi var. Tüm ofisler franchising sistemiyle açılmış. Bu ofisler İstanbul, An-kara, İzmir, Antalya ve Zonguldak’ta bulunuyor. Şirket, bu yıl franchising sistemiyle yeni şubeler açacak. Coldwell Banker’in franchise kontratları beş yılda bir yenileniyor. Franchise giriş bedeli 15 bin dolar. Yeni açılacak şubeler için öncelik İstanbul, Ankara ve Antalya’da olacak. Aynı zamanda Bursa, Eskişehir, Adana, Konya, İzmit, Gaziantep, Kayseri, Samsun ve Edirne’de şubeler açılacak. Şirket, önümüzdeki 5 yılda 20 ilde 120 ofise ulaşmayı hedefliyor.

Telefon: 0216 411 80 30 Web: coldwellbanker.com.tr

tuRyAP

100 yeni ofis açacak

Turyap, gayrimenkul sektöründe birçok ilke imza atmış bir fir-ma. Örneğin, sektöründe Türkiye’nin franchising sistemine ge-çen ilk firması ve yine ilk kez bir emlak bilgi bankası oluşturdu...

Turyap’ın faaliyet gösterdiği il sayısı 40’a, şube sayısı ise 400’e yaklaştı. Şirket, franchising sistemiyle 100 yeni şube açmayı he-defliyor. Franchise verilecek iller şu şekilde sıralanıyor: Kayseri, Edirne, Kırklareli, Sinop, Uşak, Trabzon, Giresun, Kastamonu, Af-yon, Aksaray, Çorum, Niğde ve Erzurum. Yurtdışında ise KKTC, Yunanistan, Almanya, İngiltere, Arnavutluk ve Sırbistan’da ofis açılması hedefleniyor. Yurtiçinde açılacak şubeler için en az 40 metrekarelik bir ofis gerekiyor. Franchise giriş bedeli bölgeye göre değişiyor. Sürekli franchise ödemesi yok. Sadece hizmet bedeli olarak aylık 110 dolar talep ediliyor.

Telefon: 0212 373 13 00Web: turyap.com.tr

EĞİTİM SEKTÖRÜ

MENAR MENtAL ARİtMEtİK MERKEzİ

2 yılda 130 şubeye ulaştı

Emekli öğretim üyesi Halit Şen tarafın-dan 2009 yılında kurulan Menar Mental Aritmetik Merkezi, kısa sürede 130 şu-beye ulaştı. Merkezde, okul öncesi ve ilköğretim çağındaki çocukların öğren-me alışkanlıklarını geliştirmeye yönelik program uygulanıyor. Menar Mental Aritmetik Merkezi’nin sahibi Halit Şen, “Abaküse dayalı bir program uyguluyo-ruz. Çocukların zekâ düzeyini artıran bu program Uzakdoğu menşeli. Biz bunu Türk öğrencilerine göre uyarladık. Prog-ram haftada 3 saat olmak üzere toplam 240 saat sürüyor” diyor.

Menar Mental Aritmetik Merkezi, bu yıl franchising sistemiyle şube sayısını 200’e çıkarmayı hedefliyor. Bir şubenin yatırım tutarı 35 bin ile 50 bin TL arasında deği-şiyor.

Telefon: 0324 327 91 91E-posta: [email protected]

Web: menar.com.tr

GyMBOREE

Oyun ve gelişim merkezi

ABD menşeli Gymboree Play Music, 0-5 yaş grubu çocuklara yönelik bir oyun ve gelişim merkezi. 30 ülkede 550 şubesi var. Gymboree, Türkiye’deki ilk şubesini 2006 yılında İstanbul Levent’te açtı. Şim-di 9 şubesi var. Bu şubelerin 8’i franchi-sing sistemiyle açılmış. Bu yıl franchising sistemiyle yeni şubeler açacaklarını be-lirten Gymboree Play Music Türkiye tem-silcisi Esra Taşar, “İstanbul, Adana, Anka-ra, İzmir, Bursa, Malatya, Denizli, Antalya ve Gaziantep’ten gelen taleplere öncelik vereceğiz” diyor.

Bir Gymboree Play Music şubesi açmak için 150 bin dolar gerekiyor. Gymboree şubelerinde, uzmanlar tarafından hazır-lanmış programlar aracılığıyla çocukların yaşlarına uygun aktiviteler düzenleniyor.

Telefon: 0212 275 87 47Web: gymboreeturkey.com

BİL DERShANELERİ

110 şube açacak

YGS, LYS ve SBS’ ye hazırlık, yabancı dil ve KPSS kursları veren Bil Dershaneleri, bu yıl franchising sistemiyle 110 şube aça-cak. Bil’in halen Türkiye genelinde 106 şubesi var. Bu şubelerin sadece biri şirket tarafından işletiliyor. Kalanların tamamı franchise. Franchise giriş bedeli 5 bin ile 20 bin Euro arasında değişiyor. Ortalama işletme sermayesi için 80 bin Euro gere-kiyor. Reklam katılım payı ise ciro üzerin-den yüzde 10 olarak belirlenmiş.

Telefon: 0212 690 26 54Web: bildersaneleri.com

Kaynak: www.ensonhaber.com

YA

Z 20

12

Page 39: License Time Yaz 2012
Page 40: License Time Yaz 2012

HABER

40

LiSA

NS

ÖFKELİ KUŞLAR REKOR ÜZERİNE REKOR KIRIYOR!Finlandiyalı sosyal medya oyun şirketi Rovio’nun geçtiğimiz ay yayımlanan Angry Birds Space oyunu, bu süre zarfında 10 milyon defadan fazla indirildi. Öfkeli Kuşlar sayesinde piyasaya değerini neredeyse dokuz milyar dolara çıkaran Rovio, elde edilen başarıyı Twitter üzerinden attığı mesajla duyurdu.

Angry Birds’ün bir önceki versiyonu Rio, 10 milyon rakamına 10 günde ulaşmıştı. Mobil cihaz analiz şirketi Flurry’nin Baş-kan Yardımcısı Peter Farago, “Bu kadar kısa zamanda daha iyi bir performans gösteren başka bir uygulama hatırlamı-yorum... OMGPOP’nin Draw Something uygulaması beş haftada 20 milyon kez indirilmişti ama Angry Birds’ün bu reko-ru tarihe gömeceği belli” dedi.

Angry Birds, ilk yayımlandığı 2009’dan bu yana 500 milyonu aşkın kullanıcı tara-fından indirilme başarısı gösterdi. Oyun-cak çeşitleriyle mağazaların değişmez ürünleri arasına giren Angry Birds, aynı zamanda yapımcısı Rovio’nun NASA, Na-tional Geographic ve ABD’nin en büyük perakendecisi Walmart ile ortaklık kur-masını da sağladı.

Rovio, artan ününü farklı ülkelerde kura-cağı Angry Birds parklarıyla iyice pekiş-tirecek.

yENİ ÖzELLİKLER

Angry Birds Space, Apple iPhone, iPad ve iPod Touch, Android işletim sistemi kul-lanan mobil cihazlar, Mac ve masa üstü bilgisayarlarda oynanabiliyor. Rovio’nun CEO’su Mikael Hed, uzaya çıkan kuşların Windows Phone işletim sistemi kulla-nan telefonlarda da yakında belireceğini müjdeledi.

Angry Birds Uzay, özellikle yerçekimi kuvveti gibi fizik kanunlarına dayalı içe-riğiyle dikkat çekiyor. Yumurtalarını ça-lan domuzların peşindeki öfkeli kuşlar, gezegenlerin yerçekimi kuvvetlerini kul-lanarak domuzları beklenmedik atışlarla gafil avlayabiliyor.Angry Birds Space, 60 bölümden oluşuyor. Şu an için sadece iPhone versiyonunda ek özellikler içeren oyunda, gizli bölümler, yeni özellikler de yer alıyor. Oyunun sunduğu iki yeni ka-rakter ise Buz ve Lazer Kuşu.

Balistik kuşların domuzların barınakları-nı hayava uçurmaya uzayda devam et-tiği Angry Birds Space, Google Play’de 2.99, iTunes’da ise 0.99 dolar. Oyunun Mac versiyonu Mac App Store’dan, PC versiyonu ise doğrudan Rovio’nun inter-net sitesinden indirilebiliyor. Analistler, yeni oyunun toplam bir milyar indirilme-ye ulaşabileceğini öne sürmüştü.

YA

Z 20

12

Page 41: License Time Yaz 2012

6

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

Page 42: License Time Yaz 2012

RÖPORTAJ

42

UÇAN KÖPEK VİPO’NUN MACERALARI

uÇAN KÖPEK vİPO İLE KİDz tv’NİN yOLLARI NE zAMAN vE NASIL KESİştİ?

Kidz TV2de 1 Mayıs 2012’den itibaren yayınlanmaya başladı Vipo ama tabi daha önceden 3 aya varan görüşmeleri-miz oldu kendileriyle. Onlar okul öncesi dönemine yönelik çizgi film arıyorlardı. Dolayısıyla Vipo eğitici ve eğlendirici hikayeleriyle tam aradıkları özelliktey-di. Kidz TV’nin Vipo konusunda bizim kadar istekli olması anlaşma sürecimizi hızlandırdı kendileriyle. Bizim için de çok olumlu oldu Kidz Tv ile anlaşmak, zira uy-duda, Dsmart’ta ve Teledünya platform-larında çok geniş kitleye ulaşan bir kanal.

uÇAN KÖPEK vİPO’NuN MAcERALARI hAKKINDA BİLGİ vEREBİLİR MİSİNİz?

Vipo uzun kulaklarıyla uçabilen bir kö-pek ve en yakın iki arkadaşı leylek Henry ve kedi Betty ile birlikte dünyanın çeşitli şehirlerine giderek eğlendirici bir hikaye eşliğinde çocukları hem farklı dünyalara götürüyorlar hem de doğru ve düzgün davranmayı öğütlüyorlar. Toplam 26 bö-lümden oluşuyor. Gezdikleri yerler ara-sında, Venedik, Roma, Paris, New York, Madrid, İsviçre, Amsterdam, Viyana, Mü-nih, Japonya, Mısır, Afrika gibi dünyanın dört bir yanı var. Tabi Vipo’nun serüven-leri bunlarla kısıtlı değil. Vipo ve arkadaş-larının maceraları 2.Sezon’da fantastik bir zaman yolculuğuyla ıssız bir adada devam ediyor. Ve 3.Sezonu da şuanda hazırlanmakta. İleride sinema filmi ola-rak çıkmasının da çalışmaları yapılıyor.

vİPO’NuN LİSANS tEMSİLcİSİ OLMANIzDAKİ ANA NEDEN NEDİR?

Bizim öncelikli aradığımız karakter agre-sif olmayan, yumuşak huylu kendiyle ve çevresiyle barışık bir tipti. Vipo ve arka-daşları da yapı itibariyle tam böyle. Bu bakımdan çocukları eğlendirirken, aynı zamanda davranışlarıyla onlara örnek olması çok önemliydi bizim için. Aynı zamanda Vipo’nun üreticisi olan firma sadece animasyon değil, çocuklara

yönelik eğitici ürünleriyle de Avrupa’da faaliyet göstermekte. Biz de lisans firma-sı olarak hem Vipo karakterinin lisansı ile çalışmalarımızı sürdürürken hem de okul öncesi döneme yönelik “smart tal-king games&books” adında çeşitli sesli/konuşan oyun ve kitapları pazarlamaya başlayacağız yakın bir zamanda. Bu ko-nuda distributor arayışımıza başladık.

tÜRKİyE’DE ÇALIşMA yAPtIĞINIz FİRMALAR KİMLER?

Kidz Tv ile bildiğiniz gibi TV yayın anlaş-mamız mevcut. Tiglon ile VCD/DVD ça-lışması yaptık Vipo’nun 10 bölümü için. Şimdi tekrar Tiglon ile anlaşma yaptık ve haziran sonunda Türkiye çapında DVD ve VCD satışları başlayacak.

Sesli Tekstil ile battaniye, nevresim an-laşması yaptık. Meridyen Ltd. ile boya ki-tabı anlaşması yapıldı. Diğer sektördeki firmalarla da görüşmelerimiz devam edi-yor. Tabii firmalarla görüşmemiz dışında çocuklara da Vipo’yu tanıtmak için etkin-liklerimiz de olacak.

BİR MARKA, NEDEN vİPO’yu tERcİh EtMELİ SİzcE?

3 ana karakter var animasyonda. Uçan Köpek Vipo, Leylek Henry ve Kedi Betty.

Özellikle Doğu Avrupa ülkelerinin beğenisini kazanmış olan Uçan Köpek Vipo’nun Türkiye Temsilcisi Miya Lisans Başkanı Mete Akbülbül ile Lisans üzerine konuştuk.

YA

Z 20

12LiS

AN

S

Page 43: License Time Yaz 2012

43

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

UÇAN KÖPEK VİPO’NUN MACERALARI

Bizim, ülke olarak çok yakın olduğumuz hayvanlar bunlar. Kedi köpek ve leylek. Bu açıdan çocuklara sempatik ve yakın geliyor. Bu karakterler dışında toplam 50 hayvan karakteri var ve lisansı alan mar-ka bunların hepsine sahip oluyor. Vipo ve arkadaşları gezdiği ülkelerde yeni ar-kadaşlar ediniyor ve bunlar da karakter olarak yer alıyor Vipo lisansında. Mesela Vipo İskoçya’ya gittiğinde İskoç eteği giymiş bir kuzu ile arkadaş oluyor ve bu karakter de Vipo lisansı içine giriyor ha-liyle.

Bunlara ek olarak Vipo lisansı alan bir firmanın kazanacağı en büyük avantaj ürettiği Vipo’lu ürünü ihraç edebilme şansı. Şöyle ki, Vipo belki Türkiye’de yeni şuanda ama otuzu aşkın ülkede gerek animasyon olarak gerekse de çeşitli ürünlerle mevcut. Çantasından tutun da, şekeri, yoğurdu, yap bozu, hikaye kitab-ları, parti ürünleri, peluş oyuncaklarına kadar bir çok ürünü zaten dünyanın çe-şitli ülkelerinde mevcut.

EVTEKS 2012 fuarında Sesli Tekstil’in li-sanslı ürettiği Vipo’lu battaniye önünde çektiğim resmi Almanya merkeze yolla-mamla birlikte Bulgaristan, Macaristan ve Almanya numune istedi ertesi gün. Vipo İspanya’da yayınlandığı zaman en çok izlenen çizgi filmler arasına girmiş bir animasyon. Brezilya’da peluş oyun-cakları satılmakta, Lufthansa’da ka-bin içinde video olarak gösterilmekte, Bulgaristan’da yoğurtları, İsrail’de şeker-leri, Macaristan’da kitaplari, İngiltere’de tekstil ürünleri piyasada. Biz de zaten li-sans ofisi olarak, Vipo’nun X lisansını alan Türk firmasını, ihracat yapabileceği ülke-lere ve firmalara direk yönlendiriyoruz.

vİPO’NuN DİĞER ÜLKELERDEKİ DuRuMu NEDİR?

Biraz önce bahsettiğim gibi, Vipo dün-yanın her bölgesinde olan bir karak-ter. Brezilya’da da var, Rusya’da da, Endonezya’da da, Avrupa’da da, ABD’de de, Körfez Bölgesinde de. Kimi yerde TV’de, kimi yerde DVD olarak, kimi yerde uçakta, kimi yerde de gıda ürünü olarak, tekstil ürünü olarak, kırtasiye ürünü ola-rak, oyuncak olarak var.

BİR KARAKtERİN LİSANSINI ALIRKEN NELERE DİKKAt EDİyORSuNuz?

Bizim tek kriterimiz var, o da kendi çocu-ğumuzun izlemesinde sakınca görme-diğimiz her karakter bizim ilgi alanımıza girer. Ama çocuğumuzun izlemesini is-temediğimiz, sakıncalı gördüğümüz bir karakter olursa, üzerine para da verseler, o karakterle lisans çalışmasına girmeyiz.

FİRMALARA LİSANS vERİRKEN ARADIĞINIz KRİtERLERİNİz NELERDİR?

Vipo’yu bizim kadar benimsemeleri, sa-hiplenmeleri ve Vipo lisansını almak için istekli olmaları aradığımız en büyük hat-ta ilk kriter.

tÜRKİyE’DE LİSANS SEKtÖRÜNÜN GELEcEĞİNE İLİşKİN BEKLENtİLERİ-Nİz vEyA GÖRÜşLERİNİz NELERDİR?

Markaların ürünlerini satmak için aman-sız bir rekabetin olduğu ve giderek arta-cağı bir dönemdeyiz. Lisanslı ürünlerin markaya güç katacağı, farklılık yaratma-sında yardımcı olacağı da bir gerçek. Dolayısıyla markalar ve lisans sektörü

birlikte, her zaman dirsek temasında ilerlemek zorundalar. Bu da lisans sektö-rünün önünün ne kadar açık olduğunun bir göstergesi bence.

LİSANS SEKtÖRÜNE GİREcEK yENİ FİRMALARA tAvSİyELERİNİz NELERDİR?

Lisans temsilcisi olacakları firmanın on-ları destekleyici olması çok önemli kanı-sındayım. Lisans temsilcisi olarak merkez ofis ile çok sıkı bir diyalog kurulması şart. Karşılıklı güvenin sağlanması da önemli bir unsur. İkili ilişkiler iyi olduktan, mer-kez ofis gerekli desteği verdikten sonra, yapılacak çalışmanın gayet sağlıklı ola-cağını düşünüyorum.

yENİ SEzONDA ÇIKARMAyI PLANLADIĞINIz KARAKtER vEyA ÜRÜNLERİNİz NELERDİR?

Şu anda Vipo’nun 1.sezonuna konsantre olmuş durumdayız. Yani 26 bölümden oluşan Vipo ve arkadaşlarının dünyayı gezdiği sezon. Ancak Vipo’nun zaman yolculuğuna çıkıp ıssız bir adaya düştü-ğü 2. Sezonu da var ve 3.sezonu da ya-pılmaya başlandı Almanya tarafından. Pek tabii diğer karakterlerimiz de pek ya-kında olacak Ama Vipo ile yapacağımız daha çok iş var.

Page 44: License Time Yaz 2012

Sony Pictures Television, Ryan Seacrest Productions and Embassy Row Zynga’nın hit oyunlarından biri olan Draw Something’i bir TV show’una çevirmeye hazırlanıyor. 

DRAW SOMETHINGTV YILDIZI OLUYORÜnlüler ve gönüllü kullanıcılardan oluşacak takımların stüdyo-da canlı olarak karşılaşacağı yarışmada farklı ödüllerin yanısıra büyük bir para ödülü de olacak. Ayrıca seyirciler de show sıra-sında online olarak  yarışmaya dahil olabilecekler. Zynga açısından bakıldığında bu program, oyuna yeniden bir canlılık katabilir ve yeni kullanıclarla yeniden bir ivme kazandı-rabilir. Açıkçası buna da ihtiyacı var gibi görünüyor. Mart ayın-da OMGPOP şirketinden 180 milyon dolar karşılığında satın alınan oyun, sadece 50 gün içinde 50 milyona yakın indirme ile oldukça heyecan yaratmıştı. Ancak tam da bu noktada bir kırılma yaşanmış, oyunun popülaritesinde ciddi bir düşüş ger-çekleşmişti. AppData raporlarına göre son 1 aylık sürede aylık bazda yaklaşık 10 milyon kullanıcı kaybetmişti.

Bu kayıpla başa çıkabilmek için Zynga, Madagascar 3 filmi için DreamWorks Animation ile önemli bir ortaklığa imza attı. Ay-rıca yabancı dil seçenekleri eklenmesine karar verdi. Özellikle Çince.

Bakalım hem yarışma programı, ortaklıklar ya da eklenecek yeni dil seçenekleri Draw Something oyunu için ne kadar fark-lılık yaratacak?

MAKALE

44

Meltem ŞAHİNsosyalmedyaport

YA

Z 20

12LiS

AN

S

Page 45: License Time Yaz 2012

MARKANIZA DEĞER KATACAK ÇEŞİTLİ KARAKTERLERİN TÜRKİYE TEMSİLCİLİĞİNİ YAPMAKTAYIZ.

MİyA LİSANSİkitelli OSB Eski Turgut Özal Cad. No: 31 34306 Başakşehir - İstanbul - TÜRKİYE

Tel: +90 212 549 04 [email protected]

Page 46: License Time Yaz 2012
Page 47: License Time Yaz 2012
Page 48: License Time Yaz 2012

DÜNYADANHABER

48

2012 YILI İLK ÇEYREĞİNDE AMERİKA OYUNCAK SATIŞ RAPORU

İlk 5’e giren geleneksel oyuncak lisans-ları ise Arabalar Filmi, Disney Prenses, Star Wars, Thomas ve Arkadaşları ve Toy Story (Oyuncak Hikâyesi) oldu. Bunların her biri toplam lisanslı oyuncak satışları-nı %3 ile %10 oranında arttırdı. İlk çey-reğin büyüme kaydeden ilk 5 lisansı ise sırasıyla şunlar: ANGRY BIRDS, Arabalar Filmi, Hello Kitty ve Arkadaşları, Karayip Korsanları ve Star Wars.

NPD Group endüstri analisti Anita Frazi-er açıklamasında, “Lisanslama, oyuncak piyasasında önemli bir pay teşkil ediyor.” diyor ve ekliyor: “Lisanslı bir oyuncağın ortalama perakende satış fiyatı, lisanslı olmayan aynı türdeki oyuncağa oranla yaklaşık %50 daha yüksek, bu da çocuk-ların favori karakterleri benimsediğini ve lisanslı ürün satışlarının bu şekilde daha yüksek fiyattan satılabildiğini gösteriyor.”

İlk 5’e giren Oyuncak lisansları ise şunlar: Barbie, Arabalar Filmi, Crayola, Hot Whe-els ve Star Wars. Yeni filmlerin gösterime girmesi ve Tablet ürünlerinin piyasaya çıkması ile yine büyüme kaydeden ve ilk 5’e giren oyuncak markaları ise; Arabalar Filmi, Monster High, Lalaloopsy, Leap-Pad Tablet ve Star Wars oldu.

Frazier, son olarak şu değerlen-dirmede bulundu: “Lisansların genel ola-rak cinsiyete göre de ilgi çekmeye yöne-lik eğilimleri var. Örnek verecek olursak kız çocuklar için Disney Prensesi ve Hello Kitty ve Arkadaşları markalı oyuncak-lar satılırken, kalan diğer büyük markalı oyuncaklar ise büyük oranda erkek ço-cuklar tarafından satın alındı.”

kaynak: www.npd.com

Öncü pazar araştırma şirketi olan NPD Group raporu Amerikan Oyuncak Pazarı sonuçlarını açıkladığını belirtti.2012 yılı birinci çeyrekte Amerikan oyuncak piyasasında önceki döneme göre %1’lik artış kaydedildiği belirlendi. Oyuncak piyasasındaki pay önceki dönemde %26 iken bu yıl ilk çeyrekte %27’ye yükseldi.

YA

Z 20

12LiS

AN

S

Page 49: License Time Yaz 2012

49

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

2012 YILI İLK ÇEYREĞİNDE AMERİKA OYUNCAK SATIŞ RAPORU

ÖFKELİ KUŞLAR’IN OYUN PARKI AÇILDI12 kişilik ekip ile başlayan ve bugün 200’den fazla kişi ile devam eden Rovio, iki buçuk yıldır devam eden serüveni geliştirerek sanal dünyadan gerçek dünyaya taşıdı. İki buçuk yılda dünyanın en popüler oyunu haline gelen Angry Birds’ün anavatanları Finlandiya’da kendilerine ait bir diyarı var artık...

Her şey basit bir cep telefonu oyunuyla başlamıştı... Ancak bu öfkeli kuşlar sa-dece iki buçuk yılda milyonlarca insanın kalbini kazanmayı başardı. Rovio şirke-tinin geliştirdiği Angry Birds oyununun huysuz ama sevimli karakterleri şimdi de anavatanları Finlandiya’da bir lunaparkın temasını oluşturuyor. Bu mangal yürek-li çete, Tampere kentindeki lunaparkta küçük ziyaretçiler ile oyunun bir milyar kez indirilmesinde azımsanamayacak bir pay sahibi olan yetişkinlere güzel vakit geçirtmeye hazırlanıyor.

Disneyland’i geçebilir..

Tampere’de bu ay açılan lunapark. Noel Baba’nın ardından Finlandiya’nın dün-yadan turistleri çekmek için ikinci bü-yük kozu olacak. Parkın direktörü Miikka Seppala bunu itiraf etmekten çekinmi-yor. Finlandiya için parkın çok önemli olduğunu anlatan Seppala.”

Angry Birds’ün karakterleri burada doğ-du. Biz de bu yüzden dünyada milyon-larca Angry Birds hayranı ve oyunla çok fazla aşina olmayanlar için görülmesi gereken bir diyar yarattık.” diyor. Parkta farklı yaşlara hitap eden 12 farklı oyun-cak bulunuyor. Çeşitli şatolardan deniz fenerine, dönme dolaplardan nehir gezi-lerine kadar yok yok.

Oyuncaklara ek olarak parkın belki de en can alıcı eğlencesi ise macera parku-ru. Artık sadece oyundan değil, tişörtler, sırt çantaları, kitaplar gibi türlü türlü yan üründen büyük gelir sağlayan Angry Birds, bu beklenilmeyen başarısında önemli bir marka olmaya doğru doludiz-gin gidiyor.

İlk resmî oyun parklarının açılması ki ge-çen yıl Çin’de lisanssız bir park açılmıştı, öfkeli kuşlar’ın Disneyland’ın izinde lu-napark dünyasında ben de varım diye-ceğini gösteriyor. Angry Birds’ün parkı tıpkı oyununda olduğu gibi daha küçük az masraflı ve daha basit, daha eğlenceli olabileceğini kanıtlarsa Disney’e büyük rakip olabilir.

Page 50: License Time Yaz 2012

KAYNAK TELİF VE LİSANS AJANSI İLE

LİSANS SEKTÖRÜ İLE İLGİLİ SÖYLEŞİ

KAyNAK tELİF vE LİSANS AjANSI A.ş. NE zAMAN KuRuLDu vE LİSANS İşİNE BAşLAMA KARARINI NASIL ALDINIz?

Kaynak Telif ve Lisans Ajansı AŞ. 2011 yılında kuruldu. Ekonomik alanda ve bir-çok konuda, hızla gelişen Türkiyemizin önümüzdeki 10 yıl içerisinde dünyada liderler ligine çıkacağı kaçınılmaz hal böyle olunca uluslararası lisans sektörü-nün geldiği nokta açısından Pazar anali-zi yaptığımızda Türkiye’nin bu dev pas-tadan aslan payı alanlardan biri olacağı muhakkak.

Türkiye gelişim sürecinde birçok alanda yenilik yaparken kanuni açıdan da dü-zenlemelere gitmektedir. Lisans sektörü açısından hayati önem arz eden 5846 nolu FSEK (Fikri Sınai Mülki Haklar Ka-nunu) ile ilgili çalışmaların yapıldığını yakinen bilmekteyiz. Yeni düzenlemeleri hayata geçtiğinde lisanslı ürün kullanımı konusu daha ehemmiyetli hale gelecek. Bu konuda hazırlıklı olan bilgi birikimi, pazarlama gücü ve satış ağı olan kurum-sal şirketler sektörde avantajlı konuma geçeceklerdir.

Kaynak Telif ve Lisans Ajansı A.Ş bir Kaynak Holding kuruluşudur. Kaynak

Holding özellikle eğitim ve yayıncılık sektöründe Türkiye’nin önde gelen şir-ketlerinden biridir. Kaynak Holding bün-yesinde bulunan dağıtım şirketi, kitap, kırtasiye mağazaları zinciri, yayınevleri ve oyuncak şirketi gibi şirketleri göz önünde bulundurunca bir çok lisansör tarafından iyi bir partner olarak kabul edilmektedir. Lisansör firma ürünleri-ni eğitim ve yayıncılık alanında faaliyet gösteren Kaynak Holding şirketlerine li-sanslamak, Gökkuşağı ve Nt mağazaları vasıtası ile pazara sunmak için teklifler sunmaktadırlar.

Açığa çıkan bu dev potansiyelin de-ğerlendirilmesi sonucu özellikle eğitim sektöründe çocukların ve gençlerin eği-tim hayatlarına katkıda bulanabilecek ürünlerin lisanslarının alınması ve telif hakları Kaynak Holding şirketlerine ait olan ürünlerin lisanslarının satılabilmesi için Kaynak Telif ve Lisans Ajansı AŞ’nin kurulmasına karar verilmiştir.

şu AN BÜNyENİzDE KAÇ ADEt LİSANSLI ÜRÜN vEyA KARAKtER BuLuNDuRuyORSuNuz?

Kaynak Telif ve Lisans Ajansı A.Ş hem lisansör hemde lisansiyedir. Özellikle

eğitim yayıncılığı sektöründe Türkiye’de benzeri olmayan bacasız fabrika olarak tabir edilen kadrolu dev bir yayın hazırlık kadrosuyla kendine ait telif eserler üret-mektedir.

Yayınclık açısından baktığımız zaman Kaynak Telif ve Lisans AŞ bünyesinde on bin civarında telif eser bulunmakta-dır. Ayrıca bünyemizde 50 kadar lisanslı ürün ve 28 adet karakter bulunmaktadır.

SİzE GÖRE tÜKEtİcİLERİN LİSANSLI ÜRÜN tERcİh EtMELERİNDEKİ EtKEN SEBEPLER NEDİR?

Tüketicilerin genel eğilimi lisanslı ürün-lerde kullanılan materyallerin sağlık açısından zararları olmaması, tanınmış markalar tarafından üretilen ürünlere karşı güven duygusu gibi haklı bazı ge-rekçelerdir. Ancak biz bu konuda tüketici bilincinin biraz daha gelişmesi taraftarı-yız. Bir ürünün bir ünlü bir markaya ait olması ve kullanılan malzemelerin sağlık kurallarına uygun olarak üretilmesi çok önemlidir.

RÖPORTAJ

50

Kaynak Telif ve Lisans Ajansı A.Ş. Direktörü Hakan Tungaç ile Lisans Sektörüne dair durum ve gelişmeleri konuştuk.

YA

Z 20

12LiS

AN

S

Page 51: License Time Yaz 2012

Bu konu kadar önemli diğer bir mevzuda lisanslı ürünleri tercih ederken ürünün ruh sağlığı, ahlaki değerler, bilinçaltı verilen mesajlar (subliminal messages) açısında da değerlendirilmesi-dir. Kaynak Telif ve Lisans Ajansı A.Ş olarak lisanslı bir ürünün haklarını alırken bu kriterler bizim için çok önemlidir.

LİSANS SEKtÖRÜNE GİRMENİz İş hAcMİNİzİ hANGİ ORANDA ARttIRDI?

Kaynak Holding bünyesinde telif hakları ve lisans konularında doğal olarak bir şirket kurulması ihtiyacı ortaya çıktı ve Yöne-tim Kurulu kararıyla Kaynak Telif ve Lisans Ajansı AŞ kuruldu. Arkamızda holding gücü ve potansiyeli olduğundan dolayı iş hacmimiz ilk yılımız olmasına rağmen gelen talepler ve yapılan uluslararası ve yurtiçi görüşmeler değerlendirildiğinde bir kaç sene içinde ciddi mesafe alacağımızın göstergesi diyebilirim.

DAhA ÇOK hANGİ ÜLKELERLE ÇALIşIyORSuNuz?

Pazar Araştırmalarımız hızla devam etmekle birlikte özellikle Endonezya, Malezya, ve Orta Doğu ülkeleri ile lisans satışı ko-nusunda çalışmalar yapıyoruz diyebilirim.

PAzARIN EN BÜyÜK KISMINI hANGİ ÜRÜNLER KAPSIyOR?

Yayıncılık alanında kitap telif hakları pazarımızın açısından çok önemli diyebilirim. Ancak bunun haricinde lisanslı ürünler ko-nusunda çok özel çalışmalar yapmaktayız. İnanıyorum ve ümit ediyorum ki vakti zamanı geldiğinde adımızdan çok söz etti-receğiz.

BİR KARAKtERİN LİSANSINI ALIRKEN NELERE DİKKAt EDİyORSuNuz?

Bizim için en önemli sektör eğitim sektörü. Bu sektörde insan eğitim ve insan faktörü söz konusu olduğu için çocuklarımızın ve gençlerimizin ahlaki değerlerine, kişisel gelişimlerine, psi-kolojik durumlarına faydalı olabilecek, milli ve manevi değer-lerimize uygun karakterleri tercih ediyoruz.

tÜRKİyE’DE LİSANS SEKtÖRÜNÜN GELEcEĞİNE İLİşKİN BEKLENtİLERİNİz vEyA GÖRÜşLERİNİz NELERDİR?

Hepimizin bildiği gibi Türkiye gerçekten çok hızlı gelişiyor ve genç bir neslimiz var. Özellikle son zamanlardaki reform nite-liğindeki gelişmeler sayesinde özellikle bölgemizde ve hatta dünyada örnek alınabilecek, modellenebilecek bir ülke olma hedefine doğru hızla ilerliyoruz.

Yurtiçinde yapılacak kanuni düzenlemeler neticesinde lisans sektörü çok iyi bir noktaya gelecek. Hızla gelişen bir ülke olma-mızdan dolayı da bize ait değerler diğer ülkeler tarafından mo-dellenmek istenecek ve kabul görecektir. Hal böyle olunca li-sans sektörü açısından devasa bir Pazar bizi bekliyor diyebiliriz.

LİSANS SEKtÖRÜNE GİREcEK yENİ FİRMALARA tAvSİyE-LERİNİz NELERDİR?

Lisans sektörü ciddi bilgi birikimi gerektiren profosyonel bir iştir. Ben açıkçası yeni dönemde kurumsal olmayan, satış ve pazarlama ağına sahip olmayan ve en önemlisi uluslararası pazarı takip edecek donanıma sahip ekibi olmayan firmaların çok başarılı olacağına inanmıyorum. Lisans sektöründe reklam, tanıtım, pazarlama ve sunum çok önemlidir.

Eğer bir karakter ya da lisanslı bir ürünle ilgili yatırım yapacak-sanız ve nasıl sunacağınızı bilmiyorsanız baştan kaybetmişsiniz demektir. Bu yüzden çok karakter yada lisanslı ürün almaktan ziyade nokta atışı bir kaç karakter yada lisanslı ürün yakalayıp bir proje mantığı ile hareket ederek sonuca varmanız çok daha mantıklıdır.

Aksi taktirde elde bir yığın lisanslı ürün olur ve başarılı ola-mazsanız hem moraliniz bozulur hem de pazarda prestijinizi kaybedersiniz. Ayrıca lisans sektöründe şeffaflık ve güven çok önemlidir.

Altına imza attığınız anlaşmaların maddelerine hakim değilse-niz ve anlaşmanın gereklerini yerine getirmiyorsanız ve öde-meler konusunda şeffaf değilseniz bu sektörde ilerlemeniz söz konusu olamaz.

51

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

TÜRKİYE GERÇEKTEN ÇOK HIZLI GELİŞİYOR

Page 52: License Time Yaz 2012

HABER

52

YAYGAN, YENİ LİSANSIYLA EVRENİ KURTARACAK!

Çizgi filminin TNT ve Carton Network kanallarında yayınlanma-sından itibaren özellikle erkek çocukların büyük beğenisini ka-zanan Redakai Türkiye’de de büyük bir hayran kitlesine sahip oldu. Redakai’de; Yıllar önce gerçekleşen büyük bir savaş evre-nin kaderini sonsuza dek değiştirir. Bu olayın sonunda Nevrod gezegeni yok oluyor ve gezegenin Kairu enerjisi dünyanın dört bir yanına saçılıyor.

İyiler ve kötüler aynı gizemli enerjinin (Kairu) gücünü elde etmek için savaşırlar. Kairu, iyilerin elinde, evrene kılavuzluk eden yaşayan bir kuvvete, kötülerin elinde ise benzersiz bir yı-kım gücüne dönüşüyor.

Redakai tarafından, Kairu enerjilerini bulmakla görevlendirilen Ky ve arkadaşlarının, Kairu savaşçısı olmak ve en güçlü Kairu ustalarının (Redakai) arasına girmek için yaşadıkları macera-lar anlatılıyor.

Redakai karakterinin Türki-ye’deki çanta ve kırtasiye ürün-lerinin lisans haklarını elinde bulunduran Yaygan’ın, tasarım-larıyla erkek çocukların gözde-si olacak çanta koleksiyonları 2013-2014 okul sezonunda tüm satış noktalarında raflar-daki yerini alacak. Tüm ürünleri sağlık kontrollerinden geçen Yaygan, kalitesi ve müşteri memnuniyetiyle yine bilinçli ebeveynlerin tercihi olacak.

YENİ TASARıMlAR BİNlERcE SEÇkİN SATış NOkTASıNdA YER AlAcAk…

YAYGAN, Türkiye’deki çanta ve lisans haklarını aldığı diğer yeni markaları için hazırladığı 2012-2013 okul sezonu koleksiyon-larının da toptan satışına devam ediyor. Winx Club, Poppixie, Chuck& Friends, Snoopy, Transformers Prime, Küçük Prens, Tweety By Eda Taşpınar, Angel Cat Sugar ve Puppy in my Poc-ket markalarının koleksiyonları önümüzdeki okul sezonunda raflardaki yerini alacak.

Katıldığı fuarlarda büyük ilgi ve beğeni toplayan akabinde yo-ğun talep gören yeni koleksiyonları, Türkiye’ye yayılmış binler-ce seçkin satış noktasında yer alacak.

Koleksiyonlarında tasarım ve kalitenin yanı sıra, lisanslı okul çantasından mataraya, şem-siyeden kırtasiye ürünlerine, fashion çantalardan valizlere kadar uzanan yaklaşık 3700 çeşitten oluşan geniş ürün yel-pazesi ile alıcıların tercihi yine YAYGAN oluyor.

YAYGAN, sektörde 80 yıla yakla-şan geçmişiyle, çanta, oyuncak ve kırtasiye alanında, lisanslı markaları ve kendi markasıyla, Türkiye’ye en son moda trend-lerini yansıtan binlerce kaliteli ve sağlıklı ürün çeşidi sunar-ken, 40’a yakın ülkeye de ihra-cat gerçekleştiriyor.

Oyuncaklarıyla ve çizgi filmiyle dünyayı kasıp kavuran, Marathon Media ve Spin Master şirketlerinin ortak yapımı Redakai: Conquer the Kairu, Türkiye’nin çanta devi YAYGAN’ın lisanslı markaları arasına katıldı.

YA

Z 20

12LiS

AN

S

Page 53: License Time Yaz 2012
Page 54: License Time Yaz 2012

ROVIO’DAN YENİ OYUNAMAZING ALEXAngry Birds (Öfkeli Kuşlar) oyununun üreticisi Rovio, Angry Birds serisi ile çok başarılı bir dö-nem geçirdi. Firma geçtiğimiz günlerde yeni bir mobil oyun için kolları sıvadı.  Amazing Alex isimli oyun iki ay içerisinde piyasaya sü-rülecek.

Rovio, Casey’s Contraptions adlı oyunu bu ayın başlarında oyunun geliştiricileri Noel Llopis ve Miguel A. Friginal’dan satın aldı.  Mashable’ın haberinde, Rovio CEO’su Mikael Held, Finlandiya televizyonuna yaptığı açıklamada, Angry Birds’ten sonra kahramanlarının Alex olduğunu belirtti ve sözlerine şöy-le devam etti: “Bir şeyler inşa etmeyi seven, meraklı bir çocuk olarak adlandırıldığı Alex, oyunda bir mühendis gibi bulmaca-lar çözecek” dedi.

Oyun eskilerdeki The Incredible Machine oyununa benzedi-ğinden oyunun başlangıcında bir bilardo topunu cebe sok komutuyla başlayacak ve çeşitli bulmacalarla etaplar atlanarak seviyeler zorlaşacak. Oyunda  balonlar,  futbol topları, makas ve kova gibi öğeleri kullanıyorsunuz. Oyun, aslında fiziksel dü-şüceyi geliştirmek için tasarlanmış. Çünkü bu cisimleri manuel olarak yerleştiriyorsunuz ve bu yerleştirme işleminde biraz da olsa matematik işin içine giriyor. Aslına bakarsanız Angry Birds ile de bu yönden benzerlik taşıyor.

Oyun, iOS tabanlı olarak kullanıcı ile buluşacak. Sınıf, arka bah-çe, yatak odası bölümleri ile   farklı mekanlarda cisimleri yer-leştirerek oyuncular Alex’e yardım edebilecekler. Rovio, sürpriz yapmayıp oyun işleyişinde bir değişikliğe gitmezse oyun bu şekilde oynanacak. Merakla bekliyoruz.

DÜNYADANHABER

54

YA

Z 20

12LiS

AN

S

Page 55: License Time Yaz 2012

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

6

The world of licensing informationtrusted by readers in 104 countries

Regional Magazines

TOTALLICENSING

Australia

TOTALLICENSING

UK

TOTALLICENSING

New Europe

TOTALLICENSING

Italy

TOTALLICENSING

Flagshipmagazine

TOTAL LICENSINGTOTAL LICENSING UK

TOTAL LICENSING AUSTRALIA

Francesca [email protected]

Jerry [email protected]

Becky [email protected]

James [email protected]

TOTAL LICENSINGNEW EUROPE

Goran [email protected]

TOTAL LICENSINGITALYCristina [email protected]

Manuela [email protected]

www.totallicensing.com

Autumn/Fall 2011

Fall/Autumn 2011

TO

TAL

LIC

ENSI

NG

UK

“...The poster child of user generated content...”

For licensing opportunities contact: [email protected]

The international Sensation Comes to Australia

March 2011

Dom

o ©

NHK-

TYO 1

998–

2011

. Dom

o An

imat

ion

© D

omo

Prod

uction

Com

mitte

e. A

ll righ

ts r

eser

ved.

ww

w.d

omon

atio

n.co

m

Page 56: License Time Yaz 2012

RÖPORTAJ

56

DOĞAN EGMONT YAYIN DİREKTÖRÜ

ÖZGÜR ATANUR İLE ÇOCUK DERGİLERİ ÜZERİNE SÖYLEŞİ

ÖzGÜR AtANuR KİMDİR? KENDİNİzDEN BİRAz BAhSEDER MİSİNİz?

1996 yılından beri yayıncılık sektöründe-yim. İşe ilk olarak popüler bilim dergisi Focus ile başladım. Focus sadece yetiş-kinlerin değil; ortaokul, lise ve üniversite öğrencilerinin de okuduğu bir dergiydi. 2004-2006 yılları arasında, bu derginin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptım. 2006 yılında, Doğan Egmont’un gazete-ler için yapmış olduğu kitap projelerinde yayın yönetmenliği yapmaya başladım. Ve böylece kitap dünyasına ilk adımımı atmış oldum.

Halen Doğan Egmont bünyesinde okul öncesi, okul çağı, ilk gençlik ve genç-lik kategorilerindeki dergilerin ve yine aynı kategorilerdeki çocuk kitaplarının yayın direktörlüğünü yapmaya devam ediyorum. Egmont uluslararası bir kuru-luştur. Otuza yakın ülkede Egmont Kids Media olarak faaliyet gösteriyor. Doğan Egmont, %50-50 ortaklıkla kurulmuş bir şirkettir.

tÜRKİyE’DEKİ ÇOcuK DERGİSİ PİyASASININ RAKAMSAL BÜyÜKLÜĞÜ hAKKINDA BİLGİ vERİR MİSİNİz? DÜNyA İLE KIyASLAyINcA Bu ALANDA hANGİ SEvİyEDEyİz?

Bugün Türkiye dergi pazarında 58 çocuk dergisi bulunmaktadır. 2011 yılına baktı-ğımızda, yaklaşık olarak 6,5 milyon dergi satılmış durumdadır. Ve bu satış rakamı-nın %50’ye yakını Doğan Egmont Yayın-cılığa aittir. %26’sını da TÜBİTAK dergileri

oluşturmaktadır. Dünya ile kıyasladığı-mızda tabii ki farklılıklar gözlemliyoruz. Örneğin: İngiltere’de, başarılı bir çocuk dergisinin aylık satış adedi 60.000 ile 80.000 arasındadır. İngiltere, Almanya gibi ülkelerde bir çocuk dergisi, ancak bu satış adedine ulaşabildiği takdirde başa-rılı kabul edilir.

Eskiden bu rakamlar daha yüksekti. Haf-talık 100.000 ile 150.000 arasında satış yapan dergiler vardı. Fakat başta Av-rupa pazarı olmak üzere, dünya dergi pazarında ciddi bir azalma söz konusu. Türkiye’de bir derginin başarılı kabul edi-lebilmesi için 20.000 ile 30.000 arasında bir satış yapması yeterlidir. Bizim bu ka-tegoriye giren 3-4 dergimiz bulunmak-tadır.

Ayrıca Türkiye, bugün Avrupa’da yük-selen bir ülke olarak gösterilmektedir. Türkiye’nin nüfus oranına göre artık bir Polonya ile kıyaslandığını ve yükselen en büyük değer olarak kabul edildiğini görmekteyiz. Ülkemizin okuma oranı-nın, nüfus oranına göre düşük seviyede olduğunu göz ardı edemeyiz. Ama buna rağmen dergi satışlarımızla Avrupa’da artık üst bir ligde boy göstermeye baş-ladık.

ÇOcuK DERGİLERİNİ NASIL BİR SINIFLANDIRMAyA tABİ tutuyORSuNuz?

3-6 yaş grubuna hitap edenleri okul ön-cesi, 6-9 yaş grubunu okul çağı, 9-14 yaş grubunu ilk gençlik, 14-18 yaş grubu-na yönelik dergileri ise gençlik dergisi

olarak sınıflandırıyoruz. 3-6 yaş grubu dergileri bildiğiniz gibi anne-babaların tercih ettikleri dergilerdir. Bugün Türkiye piyasasında Pepee, Caillou, Dora, Disney Prenses gibi dergilerin satış oranları ol-dukça yükselmeye başladı.

Çünkü anne-babalar eskiye oranla daha bilinçliler. Bu yüzden çocuklarını kitap ve dergilerle daha fazla haşır neşir etmeye çalışıyorlar. Bu bağlamda, okul önce-sinde güçlü olduğumuzu söyleyebiliriz. Ama Doğan Egmont’a bakacak olursa-nız, okul öncesinde 5 adet, okul çağında 13 adet, ilk gençlikte 4 adet ve gençlik çağı kategorisinde ise 1 adet dergisi bu-lunmaktadır.

Okul dönemi dediğimiz dergilerin satışı-nın daha çok olmasının sebebi, bu kate-gorideki çeşitliliğin daha fazla olmasıdır. Örneğin; Mattel’in Barbie dergisi gibi po-püler karakterlerin bulunduğu dergiler, satış konusunda daha yüksek potansiye-le sahiptir.

SAtIştAKİ DERGİLER OLARAK, LİSANSLI KARAKtERLERİN DERGİLERE SAtIş ORANI NEDİR? DOĞAN EGMONt, SEKtÖRDE KAÇINcI SIRADADIR?

Doğan Egmont, Türkiye dergi pazarında satış olarak %50’ye yakın pazar payıyla birinci sıradadır. Ayrıca lisanslı dergilerin satış oranı, yerel dergilere göre çok daha fazladır. Şu an, Milliyet Kardeş, Kanal D Çocuk Kulübü, GoGirl ve Dream You adlı 4 adet yerel, 19 adet lisanslı olmak üzere, toplam 23 adet dergimiz bulunmaktadır.

Bu sayımızda Türkiye’nin en büyük yayın kuruluşlarından Doğan Egmont’un Yayın Direktörü “Özgür Atanur” ile Türkiye’deki çocuk kitapları, çocuk dergileri ve lisanslı yayıncılık hakkında hoş bir sohbet gerçekleştirdik.

YA

Z 20

12LiS

AN

S

Page 57: License Time Yaz 2012

57

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

DOĞAN EGMONT YAYIN DİREKTÖRÜ

ÖZGÜR ATANUR İLE ÇOCUK DERGİLERİ ÜZERİNE SÖYLEŞİ

Satış adedi ve oranı olarak zaten çoğun-luğu oluşturduğu için, lisanslı dergilerin satışı daha fazladır.

DOĞAN EGMONt’uN EN ÇOK SAtIş yAPAN LİSANSLI DERGİLERİ hANGİLERİDİR? DÜNyADA EN ÇOK SAtIş yAPAN LİSANSLI DERGİLERİ hANGİLERİDİR?

Barbie, Ben 10, Arabalar, Monster High ve Dora dergilerini, en çok satan lisanslı dergiler olarak sıralayabiliriz. Dünyada en çok satan lisanslı dergiler ise Disney dergileridir.

tÜRKİyE’DE ÇOcuKLAR BİR KARAKtERİ DÜNyA ÇOcuKLARI İLE EşzAMANLI OLARAK GÖRÜyORLAR. BENzER zEvKLERİ Mİ vAR; yOKSA tÜRK ÇOcuKLARININ ÖzELLEşEN BİR zEvKİ Mİ vAR?

Tüm dünyada bu dergiler için çok büyük yatırımlar yapılmaktadır. Örneğin; Barbie uluslararası bir programla satışa sunulu-yor ve TV’de çizgi filmleri oynuyor. Ardından DVD’si çıkıyor, piyasada oyuncak bebeklerini bulmak müm-kün oluyor. Çizgi filmlerde bulunan karakterlerin nev-resim takımları, kıyafetleri vs. üretiliyor. Tüm bunlar, aynı anda ço-cuklara sunulduğu için, dergilerin satışı da bunlarla bağlantılı olarak artıyor.

SİzcE tÜRKİyE PİyASASI LİSANSLI yAyINcILIK ALANINDA DAhA DA GENİşLEyEcEK Mİ?

Her geçen gün çocuk kanallarının art-masından dolayı bence genişleyecek... Türkiye’de şu an yaklaşık 20’ye yakın çocuk kanalı var ve bu çocuk kanalların-da tahmin edemeyeceğiniz kadar çok lisanslı karakterin, çizgi filmi oynuyor. Bugün en çok Yumurcak TV, TRT Çocuk, Disney Channel ve Cartoon Network TV kanalları izleniyor. Örneğin Caillou, Ka-nadalı bir firmanın lisansını vermiş oldu-ğu bir çizgi film olarak büyük fırtınalar koparttı.

Yine Şirinler bir zamanlar çok başarılı olmuş ve şu anda yeniden Türkiye’ye film ve çizgi filmlerinin gel-mesiyle birlikte büyük bir atılımla yeniden çok satan karakter haline gelmeye başladı. Bu nedenle evet Türkiye’de lisanslı yayıncılık alanında genişleme yaşa-nacağını söyleyebilirim.

BİR RÖPORtAjINIzDA ‘uMutLu BİR GELEcEK İÇİN, MutLu ÇOcuKLARA İhtİyAcIMIz vAR.’ DİyORSuNuz. MutLu ÇOcuKLAR SİzcE NELER OKuR?

Tabii ki lisans dünyasında her yayın evi-nin misyonu farklıdır. Biz, lisanslı ürünle-rin kitaplarını okurlara en doğru şekilde,

doğru Türkçe ile doğru çeviri ve doğru adaptas-yonla yapmaya çalışan bir yayın eviyiz. Bu işi yaklaşık 1996 yılından bu yana yapmaktayız. Zaten en çok 3-6 yaş veya 6-9 yaş için daha çok anne babaların dergi ve kitap-ları onlar için seçtiklerini biliyoruz.

Çocukların kendi kitapla-rını seçmeleri önemlidir

ve çocukların kitaplarla, dergilerle haşır neşir olmaları için ilk başta sevdiği karak-terlerin kitaplarıyla tanışmaları önemli-dir. Okumanın her şeyin ötesinde eğlen-celi olduğunu fark etmeleri gereklidir. Bir çocuğun eğlenerek öğrenebildiğini fark etmesi onun okuma alışkanlığına katkı-da bulunacaktır. Ben sadece lisanslı ve eğlenceli ürünlerin okunmasından ya da okutulmasından yana da değilim.

Elbette bunu Türkiye’de çok iyi yapan, çocuk edebiyatını, eğitsel kitapları ço-cuklara sunan yayın evleri var. Bunları çok değerli buluyorum. Yerel ya da li-sanslı, aslında okumaları yeterli.

Burada yayın evlerine su sorumluluk dü-şüyor. Bunu yayıncılık kurultayında da çok net dile getirmiştim.

Bizler ilk filtreleriz yani yurt dışında yapılmış bir içeriğin Türkiye’ye uygun olup ol-madığı, Türkiye’ye adapte edilip edilmeyeceği konu-sunda ilk filtre yayın ev-leridir. Biz bunu önceden belirleyip, anlayıp, doğru içeriği çocuklarımıza doğru şekilde vermekle yükümlü-yüz. O nedenle yayıncılara düşen görevleri; yaş grup-

larına uygun, onları ilk arkadaşlarıyla tanıştıran, ilgi alanlarını zenginleştiren, çocukların seçme özgürlüklerine saygılı ve en önemlisi bir kitabın bütünlüğüyle zevkine varmalarını sağlamak olarak sa-yabilirim.

Ayrıca velilerin ve öğretmenlerin kabul-lenebilecekleri, aynı zamanda daha çok bizim ülke koşullarına, kültürümüze çok zıt olmayacak ve bu yürüttüğü alanda duyarlı seçimler yapan kurumlar olma-mız gerekiyor.

BİR ÇOcuKLA BİR GENÇ NE zAMAN MutLu OLuR?

Eğer bir kitap hayatının parçası olursa, o kitapla eğlenir ve o kitabı okumaktan zevk alırsa, ya da dergiyi okuduktan son-ra arkadaşlarıyla kulaktan kulağa fısılda-maya dönüşebiliyorsa o çocuk gerçekten mutludur diyebiliriz. Kitapevlerine ve ki-tap satan yerlere çok büyük sorumluluk düşüyor. Çünkü çocuk kitaplarına lisanslı kitaplara değeri kadar yer vermiyorlar ve aslında doğru sınıflandırmalarla, doğru ve eğitimli satış elemanlarının bulunma-sıyla, çocukların bilinçli olarak çok daha fazla kitapla tanışacaklarına inanıyorum. O yüzden yayın evleri birinci sorumlu-luktadır. İkinci sorumluluk sahipleri kitap evleridir.

Yayın evleri olarak okumanın değere dö-nüştürülmesi konusunda misyona sahip olduğumuzu unutmayıp, bunun sorum-luluğuyla hareket etmemiz gerektiğine inanıyorum.

Ö. Özlem GÜLMEZ

Page 58: License Time Yaz 2012

MAKALE

58

TOPLU LİSANSLAMA NEDİR?Toplu Lisanslama, süreli ve süresiz yayınların çoklu kullanıma açıldı-ğında, umuma iletildiği ya da dijital veya mekanik yöntemlerle kısmen kopyalandığı başta eğitim kurumla-rı, kütüphaneler, kamu kurumları ve ticari işletmelere söz konusu fiille-rin gerçekleşebilmesi için verilen yetkidir. Bu yetki , hak sahiplerinin, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 41.Maddesi uyarınca toplu hak taki-bini yerine getiren telif birlikleri ve ajansları tarafından belli bir tarifeye dayanarak verilir.

Müzik sektöründe etkin bir şekilde işle-mekte olan toplu lisanslama yayıncılıkta da eser ve hak sahiplerinin haklarının korunması, sektörün ve ekonominin za-rar gördüğü kayıt dışılığın giderilmesi ve yaratıcı düşünce ve üretimin desteklen-mesi anlamına gelecek önemli bir uygu-lamadır.

KORSAN’A BÜyÜK DARBE

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamın-da; eser ve hak sahiplerinin sözleşmeyle devraldıkları mali hakları kullanarak, ilim ve edebiyat eserlerini çoğaltan ve yayan kişi ve kurumların ortak çıkarlarını koru-mak ve haklarını elde etmelerini sağla-mak adına önemli bir adım atıldı.

80.000’in üzerinde üyesi olan İngiliz Ya-zarlar Lisanslama Birliği (ALCS) ve İngil-tere’deki tüm yayıncı birliklerinin ortak lisanslama birliği olan İngiliz Yayıncılar Lisanslama Birliği (PLS) tarafından kuru-lan İngiliz Telif Hakları Lisanslama Birliği (CLA) ile Türkiye’de yayıncılık alanında aktif olarak faaliyet gösteren Yayıncılar Meslek Birliği (YAYBİR) ve Edebiyat ve

İlim Eserleri Sahipleri Meslek Birliği (EDİ-SAM), edebiyat ve ilim eserleri sahiple-rinin haklarını korumak üzere ortak bir protokole imza attı.

Bu SÖzLEşME NELER GEtİREcEK?

Yaybir, Edisam ve CLA arasında imzala-nan ‘Yayım Hakları Lisanslama ve Kar-şılıklı Temsil Sözleşmesi’ ile söz konusu meslek birlikleri ve lisanslama ajansları-nın temsil ettikleri eserler (repertuarları) üzerindeki hakların toplu takibinin İngil-tere ve Türkiye’de karşılıklı olarak gerçek-leşmesi sağlanacak. Hak takibinin önem-li bir parçasını oluşturan toplu lisanslama anlaşması yapma hakkı da bu sözleşme ile edinildi. Sözleşme fotokopi ve tarama (scannig) yoluyla çoğaltma haklarını da kapsayacak şekilde düzenlendi.

yAyINcILARIN KAzANcI?

Uluslar arası alanda 30’dan fazla ülkenin telif birlikleriyle ortak çalışmalara imza atan CLA, lisanslama sözleşmeleri saye-sinde yıllık 60 milyon sterline

yakın bir geliri yazar, yayıncı ve görsel sanatçılara dağıtmakta.

Türkiye’de 2 milyar dolar cirosu olan ya-yıncılık sektörünün korsan ürünler olma-sa 3-3,5 milyar dolara ulaşacağı tahmin edilmekte. Anlaşma ile Türkiye’de elde edilecek gelirin bu yılki kısmı Türkiye’de korsan ile mücadeleye ayrılacak.

Ö. Özlem GÜLMEZ

YA

Z 20

12LiS

AN

S

Page 59: License Time Yaz 2012

59

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

BİR KUŞ ÇİN’E GİDECEK KADARKIZMIŞ OLABİLİR Mİ?

Gökhan KARAsosyalmedyaport

Kısa sürede global oyun pazarında adını duyuran Angry Birds, Çin’de ilk Angry Birds Aktivite Parkı’nı açacağını duyurdu..

Basit içeriği ile birlikte kısa zamanda milyonlarca insanın se-verek oynadığı hatta bazen bağımlılık düzeyinde fanları olan oyun,  sosyal oyun kavramını gerçeğe dönüştürmesi ile farklı bir adım atmış oluyor. Sosyal medya da sıkça kullanılan ve bel-ki de sosyal medyanın var oluş biçimini şekillendiren “kullanıcı deneyimi” kavramının tam karşılığı olabilecek parklar ile Angry Birds, oyun severlerin kalbinde farklı bir yere konumlanacak.

Daha öncede dünyanın farklı coğrafyalarında (ilkini Finlandiya’ da açmışlardı)  oyun parklarını açan Rovio’nun (Angry Birds’ün yapımcısı) amacı Çin gibi çok kalabalık bir coğrafyada bu park-lardan binlerce açmak..

Ne dersiniz sosyal medya pazarlaması ya da 3600 pazarlama iletişimi tam da bu olabilir mi? 

Page 60: License Time Yaz 2012

RÖPORTAJ

60

MERMEDyA NE zAMAN KuRuLDu vE LİSANS İşİNE BAşLAMA KARARINI NASIL ALDINIz?

Mermedya’nın geçmişi aslında 2001 yılı-na uzanıyor. Türkiye’de lisans ve karakter-li ürünler pazarlama amacıyla, Mitsubishi Corporation’un bir kuruluşu olarak sek-töre giren Super-J, 2008 yılında Mermer-ler Grubu çatısı altında faaliyet göster-meye başladı ve Mermedya’yı oluşturdu. Hello Kitty markasını Türkiye ile tanış-tıran firmayız. 5 AVM’de açtığımız Moşi Moşi mağazaları ile Türkiye’ye“character shop” konseptini getirdik. Japonya baş-ta olmak üzere tüm dünyada var olan bu konsept o dönemde perakende sektörü-nün içinde bulunduğu durum sebebiyle istediği yere gelemedi. Önümüzdeki dö-nemde bu konsepte yönelik yatırımları-mız olacak.

şu AN BÜNyENİzDE KAÇ ADEt LİSANSLI ÜRÜN vEyA KARAKtER BuLuNDuRuyORSuNuz?

Bir çok Japon prodüksiyon şirketinin Türkiye temsilcisiyiz. Japon lisans devi d-rights’ın Türkiye acentesiyiz. TV Tokyo, Tv Asahi gibi dev kuruluşlar ile yakın iliş-kiler içeresindeyiz.. Pazarlama aşamasın-da olduğumuz karakterimiz Beyblade. Beyblade şu anda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de erkek çocuk kategori-sinde 1 numara. Lisans satışlarında plan-larımızın çok önünde gidiyoruz.

Beyblade’in yanında B-Daman gibi çok önemli bir karakteri elimizde bulundu-ruyoruz. Bu karakterlerde pazarlama planlarımızı oluşturuyoruz. Ayrıca Al-manya merkezli, ülkemizde de yayınlan-makta olan Da Vinci Learning kanalının 13 ülkedeki lisans temsilcisiyiz. Da Vinci Learning ile aralarında Rusya, Polonya, Macaristan gibi ülkelerin olduğu coğraf-yada “eğlenceli bilim” konseptine yatırım yapıyoruz.

SİzE GÖRE tÜKEtİcİLERİN LİSANSLI ÜRÜN tERcİh EtMELERİNDEKİ EtKEN SEBEPLER NEDİR?

Lisanslı ürün satışında karar verici ge-nelde çocuklar. Sevdiği yayınları sadece televizyonda seyredip bırakmıyorlar. Ka-rakterleri kendileri ile özdeşleyip bütün hayatlarının içerisine sokuyorlar, tabiri yerindeyse onlarla yatıp onlarla kalkıyor-lar. Yatağının nevresimi, pijaması, okula götürdüğü çantası, kalemi, defteri kısa-cası günlük yaşamının içerisinde kullan-dığı bütün eşyalarının üzerinde sevdiği karakteri görmek istiyor. Böylece o ka-rakterle bir kimlik ediniyor, kendini ifade ediyor. Doğru karakteri doğru ürünler üzerinde ve doğru tasarımlarla sundu-ğunuzda satış kendiliğinden gelişiyor.

LİSANS SEKtÖRÜNE GİRMENİz İş hAcMİNİzİ hANGİ ORANDA ARttIRDI?

Lisans sektörü bütün dünyada hızla büyüyen bir pazara hitap ediyor artık. Doğru karakterlere yatırım yaparsanız karşılığını fazlasıyla alıyorsunuz. Mer-medya olarak, Türk çocuğunun düşünce yapısını iyi biliyoruz, neden hoşlandık-larını hangi karakterlere tutkuyla bağla-nacaklarını kestirebiliyoruz. Dolayısıyla Beyblade’e yaptığımız yatırım bizi utan-dırmadı. 2011’in ikinci yarısında başla-dığımız lisanslama çalışmalarında 2012 sonu hedeflerimizi şimdiden yakaladık.

MERMEDYAENGİN DEMİRTürkiye’ye “Character Shop” konseptini getiren Mermedya Genel Müdürü “Engin DEMİR” ile Lisans sektörünün geçmişi, şu anki durumu ve geliştirilmesi üzerine konuştuk.

YA

Z 20

12LiS

AN

S

Page 61: License Time Yaz 2012

61

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

DAhA ÇOK hANGİ ÜLKELERLE ÇALIşIyORSuNuz?

Şirketimizin orjini Japonya. Dolayısıyla bu güne kadar daha çok Japonya men-şeili lisanslar üzerinde çalışıyorduk. Da Vinci Learning ile Avrupa’ya da açılmış olduk. Ama şu bir gerçek; Japon iş man-tığını çok iyi biliyoruz. Şirketimizin kuru-cusu ve genel müdürü Erdal Güven için bir Japonya uzmanı diyebiliriz. Kendisi Japonya ve Japon kültürü üzerine 9 ki-tap yazdı. Dolayısıyla bu yönümüzü her zaman bir avantaj olarak kullanmak isti-yoruz.

PAzARIN EN BÜyÜK KISMINI hANGİ ÜRÜNLER KAPSIyOR?

Oyuncak tabii ki en önemli lisanslı ürün. Zaten diğer sektörleri tetikleyen de oyuncak oluyor. Bunun yanında lisans pazarında tabii ki en önemli kalemler-den birisi okul malzemeleri. Ama tekstil, eğitici yayınlar ve gıda sektörlerinde fir-malar lisans kullanımı ile cirolarını ciddi oranlarda artırır hale geldiler. Bizim de Mermedya olarak 3 grupta lisansladı-ğımız okul malzemeleri en büyük gelir beklediğimiz lisans kategorisi durumun-da.

BİR KARAKtERİN LİSANSINI ALIRKEN NELERE DİKKAt EDİyORSuNuz?

Doğru lisansı seçmek hayati bir konu. Bu konuya özel önem veriyoruz. Almayı düşündüğümüz lisansları belirledikten sonra, tabii ki önce pazarlama planları-na bakıyoruz. Eğer ülkemizdeki lansma-nı diğer ülkelerden sonra yapılacaksa o ülkelerde gerçekleşen performansları ve tepkileri iyi değerlendiriyoruz.

Kültürel yapıdan kaynaklanan satın alma alışkanlık farklılıklarını iyi irdeliyoruz. Oluşturduğumuz focus gruplar ile Türk çocuklarının tepkilerini değerlendiriyo-ruz. Bu parametreler pozitif veriler oluş-turduğunda lisans projeksiyonlarımızı hazırlıyor ve çalışmaya başlıyoruz.

FİRMALARA LİSANS vERİRKEN ARADIĞINIz KRİtERLERİNİz NELERDİR?

Mermedya olarak olarak hep bir numa-ra olacak karakterler ile ilgileniyoruz. Bu lisansları aldığımızda da tabii ki sektö-rün bir numaraları ile çalışmak istiyoruz. Lisans işi maalesef bir noktadan sonra karşılıklı iyi niyet ve güvene dayalı hale geliyor. Biz lisansımızın arkasında du-rurken lisansiyelerimizden de aynı tavrı bekliyoruz. İş prensiplerini bir kenara koyarsak, sağlıklı üretimi çok önemsi-yoruz. Doğaya ve insana saygılı, batı standartlarında hammadde kullanımını önemseyen firmalarla çalışıyoruz. Hedef kitlemiz çocuklar, dolayısıyla bu konuda çok hassasız.

tÜRKİyE’DE LİSANS SEKtÖRÜNÜN GELEcEĞİNE İLİşKİN BEKLENtİLERİNİz vEyA GÖRÜşLERİNİz NELERDİR?

Türkiye son 10 yılda lisans konusunda inanılmaz bir yol aldı. Firmalar lisansın gücünü keşfetti. Lisanslı ürünleri sa-yesinde cirolarını katladılar. Kalite ma-nasında ise gerçekten dünya çapında ürünler çıkıyor. Samimiyetle söylemek istediğim bir nokta var ki; bazı firmalarda “lisans yorgunluğu” görüyorum. Hiçbir üretici firmanın bütün lisansları bünye-sinde bulundurmak gibi bir zorunluluğu yok. Böyle olduğunda bazı lisanslara çok yüklenilirken bazı lisanslar geride kalı-yor. O yüzden üretimini yapmayacakları lisansları almamalarını öneriyorum.

yENİ SEzONDA ÇIKARMAyI PLANLADIĞINIz KARAKtER vEyA ÜRÜNLERİNİz NELERDİR?

Hello Kitty kadar ses getirecek okul ön-cesi bir karakter ile anlaşmak üzereyiz. Yakın zamanda büyük bir lansman ile duyuracağız. Bununla beraber Da Vin-ci Learning kanalının 13 ülkedeki lisans hakları temsilcisi olduk. Bütün dünyada hızla yükselen eğlenceli bilim eğitimi konseptinde lisans pazarlaması yapaca-ğız.

Page 62: License Time Yaz 2012

LİSANSAKADEMİ

62

LİSANS SEKTÖRÜNE

GİRİŞ

Lisanslama; hakları koruma altına alın-mış bir ürünün (ticari bir marka, tasarım, karakter, logo vb.);bir başka ürün, servis veya marka ile birleştirilmesi olarak açık-lanabilir.

Diğer bir deyişle lisanslama; marka sahi-binin (Lisansör) markanın kullanım hak-larını belli koşullar,kurallar çerçevesinde ve belirli bir zaman için bir başka firmaya (Lisansiye) devretmesidir. LİSANSİyE FİRMALARA FAyDALARI

- Tüketici ilgisi ve satış artışı - Rakip ürün ve markalardan ayrılma- lisansör marka tarafından sağlanacak ek pazarlama desteğİ- lisansör firma üzerinden yeni pazarlara açılabilme olanağı- Prestij- Ek perakende satış alanı- Maddi kazanç

LİSANSÖR MARKALARA FAyDALARI

- Marka bilinirliği- Prestij- Hayran bağlılığı- Maddi kazanç

Lisans endüstrisinin, dünya çapındaki perakende satışlarından saat başı yak-laşık 15 milyon ABD $ elde ettiğini biliyor muydunuz?

Bahsedilen ciro aslında çok basit bir iş ilişkisinden doğuyor. Lisans; marka sahi-binin (lisansör), üçüncü partiye (lisansi-ye) bir ürünü veya servisi belirli koşullar ve kurallara bağlı olarak haklarını dev-retmesiyle oluşuyor. Bunun sonucunda, Ben10 t-shirtünden, LooneyTunes çocuk bankasına kadar birçok farklı ürün ve pazarlama faaliyeti ortaya çıkabiliyor. Tüketiciler de bildikleri ve sevdikleri kah-ramanlar ile ilişkili olan markaları almayı tercih ediyorlar.

Lisans dünyasında doğru markayı doğ-ru ürün kategorisi ile kusursuz şekilde eşleştirmek, markanın bilinirliğini artı-rırken, satışların artışına bağlı olarak, li-sansiye ve lisansör firmaların cirolarının büyümesini de sağlıyor.

MARKA, LİSANS vE FRANchİSE

Marka ve Lisans arasındaki farka gelecek olursak; Marka, sadece sahibinin kendi ürün veya hizmetlerini pazarlamak üze-

re ürün veya hizmetlerine verdiği ve ko-ruma altına aldığı ticari ismi ifade eder. Ancak Lisans, sahibinin sadece kendisi için değil, aynı zamanda başka firma veya kişilere kullandırmak (kiralamak) üzere verdiği ve koruduğu ticari isimdir. Lisansın Franchise’dan farkı ise, Fransci-he anlaşmalarında ve iş türünde, mar-kanın kullanım hakkı bir ürün veya ürün grubu için verilir. Ancak Lisans işinde, aynı ismi 2.000’den fazla ürün için kulla-nabilirsiniz.

LİSANS ANLAşMALARI

Temel manada lisans anlaşmaları, li-sansör (lisans veren) olarak da bilinen, markanın sahibi (veya acentesi) ile bu markayı kullanmak isteyen taraf olan li-sansiye (lisans alan taraf ) arasında yapı-lır. Bu anlaşmalar, lisansiye (üretici veya perakendeci olarak) firmanın, lisansörün verdiği kullanım yetkisi ile, anlaşmada belirtilen özel ve genel şartlar dahilinde, belirlenen bölgede ve sürede lisans kul-lanım hakkını kapsar. Burada markanın kullanım alanı, bölge (ülke), süre (yıl) ve ödeme şekilleri detaylı olarak yer alır.

Franchising’den farklı olarak markaların isim haklarını kullandırmasına yönelik, yani marka veya lisans kiralama da diyebileceğimiz

lisanslama hakkında temel bilgileri sizler için geç-miş sayılarımızdaki lisans akademi sayfalarından bazı alıntılar yaparak derledik. Temel teorik bilgi olarak lisanslamayı anlamanız açısından yararlı olduğunu düşündüğümüz bölümleri dikkatinize sunarız.

Hamdullah YALVAKMarka ve Lisans Uzmanı

YA

Z 20

12LiS

AN

S

Page 63: License Time Yaz 2012

63

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

MİNİMuM GARANtİ vE ROyALty

Lisans kullanımında esas alınan telif hak-kı, Minimum Garanti ve Royalty (Telif Be-deli) şartları ile bunların ödeme planları da net şekilde anlaşmada belirtilmelidir. Minimum Garanti, anlaşmada ciddiyet ve devamlılık kazandırma amacıyla şart koşulan ve telif bedelinin peşin ödenen kısmını ifade eder. Minimum Garanti, her lisans anlaşmasında standart bir şart olup, yıllık tahmini satışların toplam tutarının taraflar arasında belirlenecek kısmı kadardır. Bu oran belli olmamakla birlikte genel uygulamada, ödenecek tahmini yıllık Royalty bedelinin en az ya-rısı kadardır.

LİSANS BAşvuRuSu NASIL yAPILIR?

Lisans başvuru prosesinde teklif hazırlar-ken kullanabileceğiniz, Anlaşma Formu veya Lisans Başvuru formu olarak ta bili-nen Deal Memorandum (kısaca DealMe-mo veya DM) bir tür ön anlaşma niteli-ğinde olup, tüm genel ve özel şartlar yer almaktadır. Taraflar bu formu doldurup imzaladıktan sonra, standart anlaşma maddeleri ve varsa ilgili ek dokümanlar da eklenerek asıl anlaşmanın taslağı ha-zırlanmış olur.

LİSANS BAşvuRuSu SIRASINDA DİK-KAt EDİLEcEK ANLAşMA BAşLIKLARI

1- MÜNHASIRLIK (EXCLUSIVITY)

Lisans anlaşmalarının en hayati öneme sahip maddesi olan Münhasırlık veya

İngilizce adıyla Exclusivity, lisans verenin lisansını verdiği ürünleri inhisari, yani sa-dece “lisans alana özel” olarak verdiğini ifade eden bir tabirdir. Lisans alan taraf için, anlaşmayı inhisarı olarak yapmak, maça 1-0 galip başlamak demektir. Bir lisans anlaşmasını inhisarı olarak yapma-nın en büyük avantajı, ileride çıkabilecek muhtemel anlaşmazlıklarda, lisansör firmanın lisans alanı kolayca bertaraf edememesidir. Ayrıca, münhasır lisans anlaşmaları lisans alan tarafı hukuk nez-dinde daha yetkili kılar.

2- LİSANSLI ÜRÜN LİSTESİ

Anlaşmalarda lisansı alınan ürün veya ürün grubu, tanım ve nitelik bakımından net olarak anlaşılır şekilde yer almalıdır.

3- ROYALTY ORANI (ROYALTY RATE)

Lisansta “telif oranı” anlamına gelen Ro-yalty oranı, dikkat edilmesi gereken en önemli maddelerden biridir. Bu oranın hangi tür satışlar üzerinden hesaplanıp ödeneceği net olarak yer almalıdır. Net satış cirosu veya brüt satış cirosu, toptan satışlar veya perakende satış türlerinden hangisi olduğu net olarak belirtilmelidir.

4- SATIŞ BÜTÇE VE PLANLAMASI (SALES BUDGET)

Lisansör firmalar, alınacak garanti tutarı-nı belirlemek üzere, lisans alacak firma-lardan bir satış bütçesi tablosu beklerler. Bu tabloda yer alması gereken bilgiler şunlardır:

-ürün adı-Birim fiyat (genelde Net toptan satış fiya-tı)-Satış miktarı-Toplam tutar-Hesaplananroyalty tutarı-Royalty oranı-Hesaplanan garanti tutarı

Lisansör firmalar, bu tabloyu daha indir-genmiş veya daha detaylı isteyebilir.

5- MİNİMUM GARANTİ (MG)Satış Bütçesine göre hesaplanan royalty tutarı üzerinden lisans alan tarafından teklif edilen ve lisansör tarafından da kabul edilen belirli tutardır. Adından da anlaşılacağı gibi bu tutar lisansör firma-ya verilen tahmini satışın bir garantisidir.

6- PEŞİN AVANS (ADVANCE)

Hesaplanan ve taraflarca üzerinde an-laşma sağlanan Minimum Garanti tutarı taksitlere bölünmüşse ilk taksit Peşin avanstır.

7- BÖLGE-ÜLKE (TERRITORY)

Anlaşma üzerinde belirtilen bölge, li-sanslı ürünlerin satış ve dağıtımının ya-pılacağı ülkeyi belirtir. Hangi ülkelerde satış yapılmak isteniyorsa başvuru for-munda bu belirtilmelidir. Eklenen her bir ülke için ayrı bir satış bütçesi, pazarlama ve dağıtım planı verilmesi gerekir.

8- DAĞITIM KANALLARI (DISTRIBUTION CHANNELS)

Satış-dağıtım bölgesinde ürünlerin han-gi kanallarda satılacağına dair lisans alan tarafından bir dağıtım kanalı listesi be-lirlenir. Bu kanallar, ürünün türüne göre çok farklı yerler olabilir.

9-ANLAŞMA SÜRESİ (TERM/DURATION)

Anlaşma süreleri, genelde lisans alan tarafından belirlenir ve istisnaları say-mazsak en kısa 1 yıl, en fazla 5 yıl olarak düzenlenebilir. Lisans alan açısından bu süreyi olabildiğince uzun tutmak çok önemlidir

Page 64: License Time Yaz 2012

ANGRY BIRDSARTIK KREDİ KARTI TEMALARINDA

Rovio tarafından geliştirilen ‘Angry Birds’ kısa bir sürede fenomen haline gelmiş ve karakterleriyle birçok alanda karşımıza çıkmıştı.

Bu seferde kredi kartı olarak karşımıza çıkan kızgın kuşların, bir Rus bankası olan ‘Promsvyazbank’ tarafından dağıtılacak kredi kartlarının temalarında yer alacağı belirtildi. 4 Haziran’dan iti-baren kullanıcılara sunulmaya başlayan kredi kartlarından ilk etapta 50 ila 100 bin adet basıldı ve talep görmeleri halinde kartların yeniden basılacağı da belirtiliyor. Angry Birds ürünle-rinde %10’luk indirim sağlayacak olan kartların 25-35 yaş aralı-ğına hitap edeceği de dile getiriliyor.

Rusya’da 10 milyondan fazla indirilen Angry Birds’ün  kre-di kartları ne kadar ilgi görür bilinmez ancak Rovio’nun artık Angry Birds karakterleri ile birçok alanda olduğu gibi cüzdan-larda da yerini alacağı kaçınılmaz bir gerçek.

DÜNYADANHABER

64

YA

Z 20

12LiS

AN

S

Page 65: License Time Yaz 2012
Page 66: License Time Yaz 2012

RÖPORTAJ

66

ANONİM şİRKEtLERDE hİSSE SENEDİ BAStIRMANIN AvANtAjLARI NELERDİR?

Mevcut vergi yasalarımızda yer alan bir takım hükümler, hisse senedi bastıran anonim şirketlere çok önemli bir vergi avantajı getiriyor. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 30.12.2004 tarih ve 5281 sayılı Kanun’un 27. maddesi ile değişik mükerrer 80. maddesinin 1. fıkrasının 1. bendine göre “İvazsız olarak iktisap  edi-lenler ile tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla süreyle elde tutu-lan hisse senetleri hariç, menkul kıymet-lerin veya diğer sermaye piyasası araç-larının elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar” değer artış kazançları olarak değerlendirilmekte ve vergiye tabi tutul-maktadır.

Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise “Bu maddede geçen ‘elden çıkarma’ deyimi, yukarıda yazılı mal ve hakların satılma-sı, bir ivaz karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi, takası, kamulaştırılma-sı, devletleştirilmesi, ticaret şirketlerine sermaye olarak konulmasını ifade eder.” denilmiştir.

Yani eğer anonim şirket ortakları “şirke-tin hisse senetlerini” iktisap(edinme) ta-rihinden itibaren “iki yıl” geçtikten sonra satarlarsa ve ya yukarıda sayılan şekil-lerden biriyle elden çıkarırlarsa, satıştan veya elden çıkarmadan doğan kazanç, tutarı ne olursa olsun gelir vergisine tabi tutulmaz.

A. ş . ‘DE hİSSE DEvRİ yAPILIRKEN hİSSE SENEDİ OLAN BİR ANONİM şİRKEt İLE hİSSE SENEDİ OLMAyAN BİR ANONİM şİRKEtİN AvANtAjLARI NELERDİR? DEvİRLERİ NOtER KANALI İLE yAPMAK zORuNDALAR MI?

Yukarıda da değindiğimiz üzere eğer anonim şirketin hisse senetleri yok ise şirket ortağı iktisap(edinme) tarihi üze-rinden iki yıl geçmiş olsa bile payını bir başkasına satarken, devrederken veya her ne ad altında olursa olsun elden çı-karırken oluşacak değer artış kazancın-dan dolayı gelir vergisine tabi tutulur.Bilindiği üzere anonim şirketlerde iki tip hisse senedi vardır, hamiline yazılı ve nama yazılı.

Anonim şirketlerin hisse senetlerinin tipi ne olursa olsun, devri noter kana-lıyla yapılmak zorunda değildir. Fakat 01.07.2012’de yürürlüğe girecek olan Yeni TTK’da devir yapılabilmesi için no-terde tescil etme zorunluluğu olacaktır. Ancak nama yazılı hisse senetleri devir-lerinde şirkete karşı ancak pay defterine kayıtla hüküm ifade eder.

hİSSE SAtIşINDAN DOLAyI ELDE EDİLEN ALIş vE SAtIş ARASINDAKİ FARKIN G.v.K.’NA GÖRE vERGİyE tABİ OLDuĞu ANcAK hİSSE SENEDİ BAStIRMIş ANONİM şİRKEtLERİN G.v.K.’NA GÖRE DuRuMuNuN NE OLDuĞu?

GVK Mük. Md. 80/1 maddesine göre iki yıldan fazla süre ile elde tutulan hisse senetlerinin, satılmasından elde edilen fark (kazanç) tutarı ne olursa olsun, gelir vergisine tabi değildir.

hİSSE DEvİRLERİNDE KDv NE zAMAN DOĞAR?

Hisse senedi devirleri iktisap (edinme) tarihinden itibaren ne zaman elden çı-karılırsa çıkarılsın KDV’ye tabi değildir. 3065 Sayılı KDV Kanunun istisnaları dü-zenleyen 17.maddesinin 4-g bendinde “Külçe altın, külçe gümüş, kıymetli taşlar (elmas, pırlanta, yakut, zümrüt, topaz, safir, zebercet, inci, kübik virconia) dö-viz, para, damga pulu, değerli kâğıtlar, hisse senedi, tahvil, varlık kiralama şir-ketleri tarafından ihraç edilen kira serti-fikaları ile metal,  plastik, lastik, kauçuk, kâğıt, cam hurda ve atıklarının teslimi,” KDV’den istisna tutulmuştur.

Ancak hisse senedi bastırılmamış ise, hisseleri elde etme tarihinden itibaren iki yıl içerisinde satılması durumunda %18 KDV’ye tabiidir.

YENİ TTK’DAHİSSE SENETLERİNİN DURUMU

1 Temmuz itibariyle yürürlüğe girmesi beklenen ve yeni düzenlemeler yapılan Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda Anonim Şirketlerin Hisse (Pay) Senetlerini Bastırmasına ilişkin konulara Yeminli Mali Müşavir “Kemal BAŞKAYA” ile değindik.

YA

Z 20

12EK

ON

OM

i

Page 67: License Time Yaz 2012

FİRMA ADIFİRMA ÜNVANI

MERKEZİ: ADRES

Seri : A No : 00000 TİCARET SİCİL NO : 00000

Şirketin anasözleşmesi, T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın 08.08.1980 tarih ve İstanbul 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.09.1980 Tarih ve 1980/293 sayılı kararı ile İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü’nce Üsküdar 00000 ticaret sicil numarası ile tescil edilmiş ve 10.10.1980 tarihli ve 102 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde neşredilerek şirketin kuruluşu kesinleşmiştir. Şirket sermayesi, bedeli tamamen ödenmiş olan, her biri 25,00 Türk Lirası itibarî kıymetinde 60.000 adet nama yazılı hisseden ibarettir.

ESAS SERMAYE 1.500.000,00

TÜRK LİRASI DIR (TAMAMI ÖDENMİŞTİR)

NAMA YAZILI

HİSSE SENEDİ

BEHERİ 25,00 TÜRK LİRASI İTİBARİ DEĞERDE 200 HİSSE SENEDİ KARŞILIĞINDA 5.000,00 TÜRK LİRALIK HİSSE SENEDİDİR.

Yönetim Kurulu Başkanı FİRMA ADI ANONİM ŞİRKETİ

PAY SAHİBİNİN ADI SOYADI : ADRES :

Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

5.000,00 TL

5.000,00 TL

67

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

yttK’DA hİSSE SENEDİ BAStIRILMASI İLE İLGİLİ BİR zORuNLuLuK GEtİRİLE-cEK MİDİR?

YTTK ile gelen dikkat çekici değişiklikler-den biri hisse senedi kavramının kanun-da kullanılmaması ve bu kavramın yerine “pay senedi” kavramının kullanılmasıdır. Pay senetlerinin devri konusu ise bastı-rılmış ve bastırılmamış senet ayrımı ya-pılarak incelenmektedir. Bastırılmış pay senetleri hamiline ve nama yazılı şekilde olmaktadır. Nama yazılı pay senetleri, gerçek nama yazılı ve bağlı nama yazılı senetler şeklinde ikiye ayrılmaktadır.

Gerçek nama yazılı senetlerin devri, ka-nunda ya da esas sözleşmede aksi öngö-rülmedikçe, herhangi bir sınırlandırmaya bağlı olmaksızın gerçekleşebilmektedir. Ancak bu genel kural şirket için bazı sakıncalar doğurabilir. Örneğin kurucu ortakların kurmuş oldukları düzen sonu-cu iyiye giden, büyüyen ve değeri artan şirketlerin pay senetleri başka kişi ve grupların eline geçebilir. Şirket Ortakları bunu daha en baştan önlemek isteyebi-lirler. Bunun için şirket esas sözleşmesi-ne, hisselerin devredilmesini sınırlayan veya tamamen yasaklayan hükümler konulabilir.

Bu hükümlere “bağlam hükümleri” de-nir ve bu tür hisse senetlerine de bağlı nama yazılı hisse senetleri denilir. 6762 sayılı Eski Türk Ticaret Kanununda bağlı

nama yazılı senetlerin mülkiyeti şirket pay defterine kayıt ile gerçekleşmekte-dir; şirket pay defterine kayıt edilmedi-ği sürece payların mülkiyeti ve paylara bağlı tüm haklar devredende kalmakta-dır. Pay defterine kayıt pay sahipliği için bir karine oluşturmakta ve bildirici bir nitelik taşımaktadır. Buna karşılık 6102 sayılı YTTK’nın 492. maddesinde, esas sözleşmede, nama yazılı payların ancak şirket onayıyla devredilebilmesinin ön-görülebileceği belirtilmektedir.

Bu durumda bağlı nama yazılı pay se-netlerinin devrinde, pay defterine kayıt edilmiş olsa bile, kaydın anonim ortaklık tarafından reddedilmesi durumunda de-vir gerçekleşmemektedir. Bu durumda halka açık anonim şirketlerin pay sene-di bastırma zorunlulukları bulunmakta iken; halka kapalı anonim şirketlerde pay senedi bastırma zorunluluğu bulun-mamaktadır. Bununla birlikte YTTK’da mevcut uygulamadan farklı olarak nama yazılı pay senetlerinin bastırılmasında “azlık istemi” ifadesi söz konusu olmak-tadır. 6102 sayılı YTTK’nın 486. maddesi-nin 3. fıkrasında, azlık istemde bulunursa nama yazılı pay senetlerinin bastırılacağı ve sahiplerine dağıtılacağı belirtilmek-tedir. Dolayısıyla kapalı yani halka açık olmayan anonim şirketlerde de azlığın talebiyle şirket açısından pay senedi bas-tırılması zorunlu hale gelmektedir.

hİSSE SENEDİ BAStIRMAK İStEyEN ANONİM şİRKEtLER tÜRKİyE’DE ALA-NINDA uzMAN BİR MAtBAA vEyA Ku-RuM BuLAMAMAKtADIR?

Türkiye’de hisse senedi bastırmak için herhangi bir kurumdan, örneğin Sana-yi ve Ticaret Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, SPK ya da Ticaret Odasından izin almaya gerek yok. Hisse senetlerinde sadece yö-netim kurulu başkanı ve bir üyesi tara-fından imzalanıyor daha sonra ortaklara imza karşılığı devrediliyor. Ancak yasal prosedürün kolaylığına rağmen ülke-mizde hisse senedi basımı konusunda uzmanlaşmış matbaa bulmak oldukça güç olduğu biliniyor.

SON OLARAK EKLEyEcEKLERİNİz vAR MI?

Ekonominin ve bununla birlikte ticaret dünyasının gelişmesine öncü olacak olan TTK’nın yenilenmesi şirketlere yeni-lik getiriyor. Tabi alışılagelmiş durumla-rın da değişmesi de firmaları olumsuz et-kileyecektir. Ancak sonuç olarak Türkiye Ekonomisi’ne büyük katkılar sağlayacağı da aşikar. Bu durumda şirketler hisse de-virlerindeki mali(vergisel) yükümlülükle-ri ve avantaj-dezavantajları göz önünde bulundurmalı ve zaman geçmeden hisse senetlerini bastırmalıdırlar.

Ayrıca “License Time” olarak sizlerin Ülkemizdeki Marka, Lisans ve Medya sektörlerinde önemli bir boşluğu dol-duracağına inanıyor ve ekonomi adına gerçekleştirdiğiniz “Hisse Senedi Tasarı-mı-Basımı” çalışmanızdan ötürü tebrik ediyorum. Başarılarınızın devamını dile-rim.

Page 68: License Time Yaz 2012

68

SOSYAL MEDYA ARAŞTIRMASI YAPANDÜNYANIN EN BÜYÜK 10 ŞİRKETİBirkaç yıl önce kimsenin sosyal medya kavramından haberi yokken günümüzde “Sosyal Medya” değişimin en büyük gücü haline geldi. Sosyal medya günümüzde hemen hemen her sektörün en güçlü silahı haline geldi. Sosyal medya akıllı telefon ve tablet gibi cihazlara daha uygun hale getirildi. Bu sebeple sosyal medya insanların bakış açılarını değiştirip yönlendirmede en büyük araç haline geldi. Toplumun anlayışını ve bakış açısını ölçmek amacıyla birçok medya araştırma şirketi sosyal medyada veri madenciliği işine girişti. Dünya’nın en büyük sosyal medya araştırma şirketlerini sizler için araştırdık.

NIELSEN

GFKGROuP

tNS GLOBAL

ItRAcKS

GREENBOOK

SOcIAL MEDIA EXAMINER

Nielsen, tüketici davranışlarını ölçen, gelişmekte olan piyasa eğilimlerini araştıran ve bu konuda bilgi sağlayan en büyük global araştırma ve ölçüm firmasıdır. Medya, telekom, paket-lenmiş tüketici ürünleri ve reklam sektöründe hizmet veren ve yelpazesi çok geniş olan dünyanın en büyük araştırma şir-ketlerinden birisidir. ABD ve Hollanda merkezli olan Nielsen, dünyada yaklaşık 100 ülkede hizmet vermektedir.

GfkGroup, dünyanın en büyük pazar araştırma şirketlerinden birisi. 100 ‘den fazla ülkede faaliyet gösteren 150 firması bulu-nan GfkGroup, pazarlar ve sektörler üzerine firmaların ihtiyacı olan ve karar vermelerinde yardımcı olan raporlamalarda uz-manlaşmıştır.

TNSGlobal, dünyanın en büyük Özel Pazar Araştırma uzmanı olarak bilinmektedir. Global endüstri sektöründe uzman da-nışmanlar tarafından hazırlanan araştırma raporları ile kaliteli pazarlama bilgileri sunuyor. 80 ülkede de ürün yaşam döngü-sü bazında yenilikçi pazar araştırmalarına yönelik ekspertiz hizmetleri veriyor.

Itracks, online araştırma için öncü bir yazılımdır. 1996 yılında kurulan ve sektörde öncü firmalardan olan Itracksher geçen yıl farklı sektörlerde araştırma yapan firma günümüzde yakla-şık olarak 16.000 Pazar araştırması yapmaktadır.

TheGreenBook, online mecrada global pazar araştırmalarını yürüten ve sürekli güncel haberler sunan bir blog sitesidir.

Social Media Examiner, Facebook, Google+, Twitter ve Linke-dIn gibi sosyal medya ağlarının en etkin şekilde kullanımına yardımcı olan çok popüler bir sosyal medya dergisidir.Her ay 450.000’in üzerinde okuyucusu bulunmakta. Düzenli haber-ler, güncellemeler, ip uçları ve metotlar sunan Social Media Examiner aynı zamanda düzenli olarak Beyaz sayfalarda sos-yal medya araştırmaları yayınlıyor.

ARAŞTIRMA YA

Z 20

12M

EDYA

Page 69: License Time Yaz 2012

69

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

360 DIGItAL INLFuANcE

uNIvERSAL MccANN

EMPOWER RESEARch

SIMPLIFy 360

Ogilvy PR firmasının 360 Degree Digital Influence Practice adlı blogu, ürün ve hizmetlerin tanımlanması, kalitelerinin değer-lendirilmesi ve kullanıcılarla bu bilgilerin paylaşımını sağlayan teknoloji ve metotları sunmaktadır. Bu hizmetlerin yanında, Sildeshare’de yüksek kalite kaynaklı araştırma içerikleri sağlı-yor.

McCann Worldgroup bünyesinde kurulan Universal McCann, dünyanın en büyük pazarlama iletişimi ağlarından birisi. Hiz-metler kapsamında, diğer tüm pazarlama çözümlerinin ya-nında, ayrıca araştırma raporları ve sunumlar da bulunuyor.Universal McCann, çok yüksek kapasiteli bir analitik modelle-me ve iş geliştirme arşivi ve iş geliştirme programlarına sahip. İlaveten, ilişkilendirme ölçüm programları, online ve offline medya yatırım stratejileri, gösterge paneli geliştirme ve med-ya mix optimizasyonu gibi hizmetleri veriyor. Ayrıca en iyi sos-yal medya analizlerini sunuyor.

EmPower Research, müşterilerine duyarlılık ve analiz bazlı dinleme-ölçümleme çözümleri sunuyor. Buna ilaveten, sosyal medya ve trendler üzerine hazırlanmış kaliteli araştırma ra-porları da temin ediyor.

Simplify360 web tabanlı sosyal medya takip ve analitik prog-ramları bulunan ve marka söylem yorumları yapan bir araş-tırma platformudur. Ayrıca Facebook sayfaları ve Twitter profilleri gibi sosyal ağlar ve web platformları üzerinden de analizler sunmaktadır. Ürün arzı ve hizmet çözümlerinin yanı sıra, Slideshare’de endüstri trendleri ve sosyal medya karşılaş-tırmalarında da çok güçlü bir konumdadır.

Page 70: License Time Yaz 2012

KOBİLER İÇİN DENENMEMİŞ REKLAM STRATEJİLERİHerkesin işi gücü kobiler değil mi? Evet… Büyükler zaten gemilerini bir şekilde yürütüyorlar, küçükler ise, yazık, reklam düşünecek halde değiller. Zaten herkesin reklam yapması da gerekmez. Ama büyümek istiyor, büyümeye müsait bir sektörde ve mali yapıda iş yapıyorsanız, reklam gereksinimi olan bir kolda iseniz; şimdi size denenmemiş reklam fikirleri önereceğim; bu da muhtemelen ilginizi çekecek… İşte başlıyoruz;

Herkesin işi gücü kendine - markasına özel müşteri / üyelik / club kart çıkartmak…

kimse, kendilerinin bile ilgisini çekmeyen bu tip kartların nasıl olup da müşterileri-nin ilgisini çekeceğini merak etmiyor mu?

Etmiyor, zira, cevabı açık-net…: Çekmiyor!

O zaman neden bu sevda bitmiyor?

Çünkü yardımcılar/danışmanlar/bölüm müdürleri; dostlar tarafından alış-verişte görünmek istiyor… Boşverin bu kendini-ze özel kart çıkartma merakını. Onun ye-rine, mevcut kartlara indirim / promos-yon uygulayın. Bunu yaparken mevcut kartlar ile anlaşma yoluna da gidebilirsi-niz ama olmazsa da üzülmeyin. Burada esas maksat, müşterilerinize bir bahane ile indirim yapmak olsun.

YAKIN OUTDOORLAR VE AFİŞLER - YÖNLENDİRMELER

Herkes en pahalı mecrayı kullanmanın; ucuzsa vardır bir zilleti, pahalıysa vardır bir hikmeti düsturunca; daha doğru ol-duğu kanaatini taşıyor…

O zaman size çok etkili olabilecek bir fikir vereyim: Reklamdan maksat müş-terinin, ilk etapta, mağazanıza adım at-masını sağlamak ise; ki tv reklamından da, radyo reklamından da, gazete-dergi reklamından da beklediğiniz, ‘algı’dan sonraki ortak ilk etki ‘teşebbüs’tür, yani müşterinin almaya meyletmesidir; o za-man bunu yapabilmesi diğerlerine göre daha muhtemel olan coğrafi çevreden başlamanız akıllı bir tercih olur. Zaten görsel-işitsel-yazılı basında bile, başa-rılı çoğu reklam, müşterinin bu meylini sonraya ertelemesine sebep olabilecek bir ‘fiziki elverişsizlik’ barındırıyor ve bu ‘sonraya ertelemeler’ in çok azı iptal edil-meden veya unutulmadan gerçekleştiri-len bir ‘alış-veriş’ ile sonuçlanıyor.

Bulunduğunuz lokasyonun çevresine yönlendirmeler - afişler - outdoor uygu-lamaları çalışın. Ama burada 2 noktaya dikkat edin:

1- Bakıldığında ucuz bir reklam havası ta-şımasın.

2- Sadece bir çeşidi veya bir grubu lanse ediyor olsun.

‘Bizde, her şeyde sürekli indirim var!’ di-yen reklam içerikleri Peter Pan hikayeleri gibidir... Uçmayın, ayakları yere basacak derecede ‘cazibedar’ olun…

SADELİĞE DOĞRU KAYIN

Herkes ana akım gazetelerin ilk sayfasın-daki kadar kafa karıştırıcı-göz yorucu ve sıkışık bir algının peşinde. Hem reklam görsellerinde ve içeriklerinde ve hem de iç dizaynlarında…

MAKALE

70

Oğuz ON

YA

Z 20

12M

EDYA

Page 71: License Time Yaz 2012

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

71

Siz böyle yapmayın… Bunun ‘kötü’ ol-ması bir tarafa, öncelikle, herkes böyle yaptığı için yapmayın.

Reklam metinlerinizdeki içerik ve dizayn kadar mağaza içi dizaynlarınız da sade ve fonksiyonel olsun. Aynı sloganı farklı ifadeler ile tekrarlamak reklamcılığın şi-arından idi bugüne kadar. Şimdi şu söy-lediğime kulak verin: artık bu devir bitti! Tekrarlıyor olduğunuz bir duyuru veya slogan varsa bunu aynı kelime ve ifa-deler ile tekrarlayın. Böyle yapmak hem sadelik demektir, hem kafa karışıklığını önler ve hem de dürüst olduğunuzu ve insanların aklını karıştırmak istemediği-nizi gösterir.

DİL VE ÜSLUBUNUZU DÜZLEŞTİRİN + DÜRÜSTLEŞTİRİN

Herkesin şu ana kadar yaptığının aksi-ne; metin ve görsellerinizde meramınızı tastamam anlatın ama uzatmayın. Söyle-mek istediklerinizi endirekt olarak değil, direkt bir dille ifade edin.

Tek bir temanın etrafında reklam yapın. ‘Hem o, hem o, hem de o olsun’ derseniz hiçbiri olmaz.

Başkalarını hedef göstermek etik de-ğildir ancak sizi seçmeleri durumunda elle tutulur ne gibi kazançları olacağını belirtmek çok önemlidir. Buradaki ince çizgiyi aşmayın, dikkat edin. Aşarsanız ‘bayağılık’ olarak algılanır, ki hakikatte yaptığınız da zaten bu olmuş olur. Ama aşmazsanız farkınızı saygın ve haklı bir şekilde ortaya koymuş olursunuz.

Buraya daha fazla dikkat edin, zira şu ana kadar kimsenin, neredeyse, yapmayı akıl edemediği bir şeyi tavsiye edeceğim size: dürüst olun ve ürününüzün/hizme-tinizin eksikliklerini de belirtin… Aynı türden bir ince çizgi burada da mevcut-tur. Çizgiyi aşarsanız ‘kör gözüm parma-ğına’ olur ve herkese ‘bakın ben ne kadar mükemmel bir karakterin sahibiyim’ diye bağırmış olursunuz. Ama çizginin çok gerisinde kalırsanız ne yapmak istediği-niz net olarak anlaşılmaz ve ‘akılsız’ duru-muna düşmüş olursunuz.

Bütün bunlar profesyonel bir reklam ajansınız olsa da-olmasa da yapabilece-ğiniz şeyler. Hele ki son tavsiyem, başa-rabilirseniz, cream de la cream tadında yepyeni bir trend potansiyeli taşımakta. Yani altın kıymetinde, emin olun.

Başlamak başarmanın yarısıdır derler ama sıradan bir şeye başlamak başar-manın tamamı da olsa; özellikle show-biz’de/reklamda/imaj projelerinde; hiç başlamamaktan evla bir fiil değildir. Ne istediğinizi bilin, bildiğiniz doğru olsun ve herkes de sizi bilsin…

Page 72: License Time Yaz 2012

REKLAM MI? REKABET Mİ?Reklam genel anlamda bir iletişim biçimidir. Amaç, reklama konu ürün ya da hizmetin tercih edilirliğini arttırmaktır. Bu noktada kendinden beklenen faydayı sağlayabilmesi için reklamın, yerine getirmesi gereken bilgilendirme, ikna etme, hatırlatma, değer katma gibi bir takım fonksiyonları vardır. Markaların kendi reklam stratejileri doğrultusunda yaptıkları reklamlarda bu fonksiyonlardan birinin veya bir kaçının öne çıktığı görülür. Örneğin sektörel anlamda yoğun rekabetin yaşandığı durumlarda markalar için ikna etme fonksiyonu çok önemlidir. Tüketicilerin ürün ya da hizmet ile ilgili düşüncelerini yönlendirmek, ikna etme fonksiyonunun doğru şekilde kullanılmasıyla sağlanmaktadır. Bu fonksiyonun bir uzantısı olarak karşımıza karşılaştırmalı reklamlar çıkmaktadır.

Reklamverenler yalnızca kendi ürününü övmek yerine açık ya da örtülü biçimde mal veya hizmetlerinin rakiplerinden daha üstün olduğunu da belirtebilirler. Bu şekilde yapılan reklamlara karşılaştır-malı reklam denmektedir. Karşılaştırmalı reklamda en önemli husus rakip ile bir bağlantı kurulmuş olmasıdır.

Bu husus Ticari Reklam ve İlanlara İliş-kin İlkeler ve Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik’ in 11. maddesinde düzen-lenerek, karşılaştırmalı reklam yaparken uyulması gereken kurallar belirlenmiştir. Bu doğrultuda karşılaştırılan mal, hizmet veya marka adının belirtilmemesi, yapı-lan reklamın dürüst rekabet ilkelerine uygun olması esastır.Bu esaslara aykırı şekilde yapılan her türlü karşılaştırmalı reklam yasaklanmıştır.

Son zamanlarda özellikle kıran kırana rekabetin yaşandığı bir sektör haline gelen cep telefonu operatörlerinin rek-lamlarında, firmaların kendi hizmetleri-nin rakibinden daha iyi olduğunu, esprili

bir dil kullanarak bildirme yoluna gittiği görülmektedir. Her ne kadar tüketiciler tarafından çoğu zaman eğlenceli bu-lunsa da bu tür reklamlar mevcut kanun hükümleri nedeniyle çoğunlukla kanu-na aykırı bulunmakta ve aynı zamanda haksız rekabete konu olmaktadır.

Bu konuda en yeni örnek son günlerde kendisinden oldukça bahsedilen sarı cipli  Avea reklamıdır. Turkcell,  Avea’nın bu reklamı için “haksız rekabete yol açan yanlış, yanıltıcı ve kötüleyici beyanlar ta-şıdığı ve tüketicileri aldatıcı ve yanıltıcı nitelikte olduğu, bu nedenle haksız reka-bete yol açtığı” gerekçesiyle, mahkeme-ye başvurmuş ve neticesinde İstanbul 28. Asliye Ticaret Mahkemesi,  Avea’nın Turkcell’in ‘4 çeker’ temalı reklamlarına gönderme yaptığı cipli reklamına dur-durma kararı vermiştir.

Reklamı durdurulan Avea ise oldukça yaratıcı bir çözüm yolu ile ilk reklamdan çok daha fazla kendinden söz ettireceğe benziyor. Yayından kaldırılan reklam fil-

minin müziği eşliğinde ekranda cip gö-rüntüsü yerine  Necefli maşrapa  görün-tüsü yer alıyor. Alttan ise oldukça esprili bir altyazı akıyor: “Alıcınızın ayarıyla oy-namayın. Fasülyeyi daha fazla üzmemek için reklam filmi yerine  Necefli maşra-pa  görüntüsü yayınlıyoruz. Siz yine de mesajı aldınız  ” Günümüz piyasa koşullarında reklamla-rın firmalar arasındaki yoğun rekabetten etkilenmemeleri mümkün değildir. Bu-rada önemli olan dozu iyi ayarlamak ve mümkün olduğunca yasal sınırlar içinde kalmaktır. Aksi taktirde çok ciddi yasal yaptırımlar ile karşılaşmak söz konusu-dur.

Kaldı ki; yeni Ticaret Kanunu da haksız rekabet konusunda oldukça ciddi dü-zenlemeler getirmektedir. Yeni kanun uyarınca haksız rekabete yol açanların 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası ile karşı karşıya kalacaklarını gözönünde bulundurmaları gerekmektedir.

Av. Dilek ŞAHİNCİ

MAKALE

72

www.efbes.com

YA

Z 20

12M

EDYA

Page 73: License Time Yaz 2012

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

73

REKLAMCILIĞIN GENÇ YILDIZLARI:

İNTERNET VE MOBİLReklam faaliyetleri, firmaların en fazla harcamayı yaptıkları kalemlerden biri. Basılı yayınlardan ziyade yavaş yavaş online mecralarla birlikte, sosyal medyanın da popülaritesinin artması firmaları reklam çeşitleri konusunda da yeniliklere itti ve haliyle bu hareket verilere de yansıdı.“Offline medya artık insanlar için gereksiz yük mü oluyor? “ tartışmaları arasında yapılan araştırma, internet reklamlarındaki patlamayı gözler önüne serdi.

Interaktif Reklam Bürosu  ve Pri-cewaterhouse Coopers ‘ın yaptığı araştırma, sadece ABD piyasası için yapıdı ama rakamlar gerçekten insa-nın gözlerini yuvalarından çıkarıyor. 2010 ve 2011 yılları arasında %22 ar-tış gösteren reklam gelirleri, 5 milyar dolar üstüne koyarak, 31 milyar do-lara ulaştı. İnternet reklamlarındaki bu artış, basılı yayınlarda görülme-di. Ayrıca medya kuruluşlarının da bu  internet reklamcılığıpastasından istedikleri payı alamadıkları ifade edildi.

İnternet reklamcılığının en önemlile-rinden olan arama hedefli reklamlari ve internet reklamcılığı pazarındaki bu 31 milyar doların  neredeyse 15 milyar doları, başta google olmak üzere bu tip reklamlara ait.Aslında bu araştırmanın en etkileyici kıs-mı  mobil reklam  tarafı; çünkü ba-

kınca oradaki yüzdesel artış internet reklamlarının tamamının 10 katın-dan daha fazla. Bir önceki sene 600 milyon usd olan mobil reklam piya-sası 1,6 milyar dolara fırlamış ve bu yılda hemen hemen %266 artış de-mek. Reklam, mecraların dijitalleşmesiyle artık kurumsal bir yapıdan çıkıp, pe-rakendecilerin de menziline girmiş durumda. Bu 31 milyar doların 7.1 milyar dolarının perakendeciler tara-fından harcanması da zaten bunun en önemli göstergesi.

Evet, bu verilerin ABD piyasasına ait olduğunu biliyoruz. Ancak ABD genel dünya trendine yön veren bir kültür ve bu durum, ülkemize dijital ve mobil reklamcılığın geleceği hak-kında da bilgi veriyor…

www.efbes.comBuğra BİRBEN

Page 74: License Time Yaz 2012

VIRALBu zamanlarda çıkan THY reklamı nam-ı diğer inanılmaz

evlenme teklifi ile beraber viral video ile reklam yöntemini gündeme taşıdı. Esasında Viral Marketing terimi eskiden beri lanse edilir, ama Türkiye’de yeni yeni ne olduğu anlaşılmaya başlandı. Viral, az maaliyet çok etki felsefesi üzerine kurulmuş, markanın herhangi bir şekilde adı geçmeden dolaylı yoldan ve internette bir virüs kadar hızlı yayılan bir pazarlama modelidir. Yurtdışında pek sık kullanılan bu modelin Türkiye’de de başarılı bir şekilde kullanıldığını görmek gerçekten güzel.

MARKETING

şİMDİyE KADAR Kİ BAşARILI vİRAL REKLAMLARDAN BAzILARI:

Daha önce Bana Kitap Al, Esmeralda, ve Sütü Seven Kamyoncu videolarının ar-dından, “Ah Anam Lahanam” adlı video ile GittiGidiyor.com’un tanıtımı gerçek-leştirilmişti.

Bu tür reklamları GittiGidiyor gerçekten başarı ile gerçekleştiriyor. Eski sevgili-sinden intikam almaya çalışan Fulya’nın, erkek arkadaşı Mert’in eşyalarını sitede satacağından sayısız kere bahsediyor. Ki bence bu video Türkiye’nin en başa-rılı viral reklamıdır ve istatiksel olarak da dünyadaki en başarılı reklamlardan

biri oldu. 1 ay içerisinde 4.750.000 tekil kullanıcı tarafından izlenilme, bir gün-de 67.000 civarında Facebook hayranı, 6.000’in üzerinde blog/haber sitelerine konu olan ve cevap olarak da 47 video çekilme istatistikleri ile bu işi ne kadar başarılı gerçekleştirdikleri de ortada. Hızla gelişen internet ve sosyal ağ orta-mında, reklam/tanıtım alanında sayısız olanaklar oluşuyor. Bu tür reklamlarda, daha hızlı yayılsın ve paylaşılsın diye her-hangi bir marka değeri vurgulanmıyor.

Bunlardan biri istisna olarak yerini aldı viral reklamları arasında. Tam olarak vi-

ral reklam diyemiyorum çünkü video izleyenlere viral reklamın ne olduğunu, nasıl daha fazla hit aldığından bahsedi-yor. Ancak bunu yaparak bile yeterince başarılı bir reklam kampanyası yapmayı becerdiler. Bahsettiğim reklam Jennifer Aniston‘ın rol aldığı SmartWater viral reklamı.

Türkiye’de herhangi bir şekilde YouTu-be Sensation gibi bir kavram çok kulla-nılmadığı için, daha çok duygusal, aile ilişkileri baz alınarak veya daha önce vi-deoları ile başarılı olmuş kişilerle (Bates-motelpro) bu tür reklamları gerçekleştir-mek çok daha avantajlı.

MAKALE

74

C. Serkan BAYDIN

YA

Z 20

12M

EDYA

Page 75: License Time Yaz 2012

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

75

KAHVE BARDAĞINDANGÜNDEMİ TAKİP ETMEKBirleşik Arap Emirlikleri’nin önde gelen İngilizce günlük gazetesi Gulf News, geliştirdiği yeni bir uygulamayla takipçi sayısını ve özellikle web trafiğini artırmayı başarıyor. Gazete, insanların sabah kahvelerini yudumlarken gazete okuma alışkanlıklarından esinlenerek okuyucularına sunduğu bu yeni hizmetinde, twitter iletilerinin yanı sıra QR kod sistemini kullanmış. 

Kanada merkezli Tim Hortons kahve zinciriyle ortak olarak hayata geçiri-len sistem, bu yeni uygulamaya özel geliştirilmiş kahve tutacakları üze-rinden işliyor. Kahvelerini alan oku-yucular, bardaklarının üzerinde o anki güncel haberlerden öne çıkan bir tanesinin yanı sıra, gazetenin web sitesine yönlendiren bir QR kod ile karşılaşıyorlar. Kahve dükkanla-rında servis bölümüne yerleştirilen bir mekanizmanın kahveyi alma esnasında gündemde öne çıkan gelişmeleri anlık olarak basmasıyla sistem güncelliğini koruyor.  

Bu uygulama sayesinde web trafiğini %41, twitter takipçilerini ise 3000 kişi kadar artırmayı başaran gazete, önü-müzdeki günlerde söz konusu mekaniz-maya sahip yeni noktalar oluşturacağını duyurdu.  Online - offline entegrasyonu ve kon-vansiyonel-sosyal medya  birlikteliğinin sıklıkla dile getirildiği bu günlerde, kah-ve bardağından gündemi takip etmeyi sağlayan bu uygulama çoğu geliştirici-ye ilham verecek gibi görünüyor. 

Mehmet Oğuz MADENsosyalmedyaport

Page 76: License Time Yaz 2012

RÖPORTAJ

76

GÜVENLİ ALIŞVERİŞİN ADRESİ

”TUNA SHOPPING TV”

tuNA ShOPPING tv KANALI NE zA-MAN KuRuLDu? KANALIN vİzyON vE MİSyONuNDAN BİzE BİRAz BAhSE-DER MİSİNİz?

Kanalımız, 10 Ekim 2011 tarihi itibariyle yayın hayatına başladı. Her şeyden önce, sloganımız olan “ Güvenli Alışverişin Ad-resi” prensibi üzerine kurulu bir hizmet vermeyi amaçladık.

Samanyolu Yayın Grubu bünyesinde faaliyet gösteren Tuna Shopping TV, telemarket sektöründe kısa zamanda Güvenli Alışverişin Adresi olmayı başar-mıştır.

Güvenli Alışveriş sloganı ile yayın hayatı-na başladığı ilk günden itibaren, müşte-rilerine kaliteli ve güvenli hizmet sunan Tuna Shopping TV aynı zamanda ürün tedarikçileri için de güvenli   bir pazar oluşturmaktadır.

Müşterilerimize verdiğimiz bu değer; Tuna Shopping TV’yi kısa zamanda yıl-lardır yayın yapan bir Televizyon kanalı kapasitesine ulaştırmıştır. Bu tablodan hem biz hem de müşterilerimiz oldukça memnunuz.

SLOGANINIz OLAN “GÜvENLİ ALIş-vERİşİN ADRESİ” SİzE GÖRE NEyİ İFADE EDİyOR? Güven duygusu verebilmek, gerçekten güvenilir olmakla mümkündür. Güveni-lir olmadan güven telkin edilemez. Gü-ven konusu sadece ahlaki ya da dini bir değer değildir. Ticaret hayatının da te-melini oluşturur. Alınan ürünün ihtiyacı karşılama gücü kadar, onu satan firma-nın satış sonrasında ürünün kalitesine ve markasına sahip çıkması da önemlidir. İşletmelerin marka oluşturma istekleri-nin temel nedenlerinden biri de güven-dir. Güven telkin etmeyen markalar var-lıklarını devam ettiremez. 

Tele Marketin 3 tarafı vardır. Tedarikçi, Satıcı ve Müşteri. Biz bu 3 tarafın doğru ürün ve hizmetle buluşmasını sağlıyo-ruz. Bu bağlamda; kaliteli ürünleri uygun fiyata temin etmeye ve bunu yaparken ürünü doğru tedarikçiden almaya çalışı-yoruz. Sonrasında ise müşterilerimizden “iyi ki bu ürünü almışız” demelerini bek-liyoruz.

Yıllardır hem Samanyolu Yayın Grubu hem de Dünya Grup bünyesindeki tüm

firmalarımız vasıtasıyla verdiğimiz gü-ven, satış sonrası ilgi ve destekten ötürü bu mesafeyi hızla aştık. Biliyorsunuz, bir-çok şeyi parayla satın alabilirsiniz, ancak “Güven” dediğimiz olguyu, yani insan-ların size veya markanıza olan inancını parayla alamıyorsunuz. Her fırsatta yap-tığımız işin güven esasına dayandığını söylüyoruz. Müşteri için önemli olan, ürünü almadan önce olduğu kadar, al-dıktan sonra da kendisini güven içinde hissetmesidir.

DİĞER tELEMARKEt ALIşvERİş KANALLARI İLE KARşILAştIRILDIĞIN-DA, tuNA ShOPPİNG tv NASIL BİR KONuMDA yER ALMAKtADIR?

Sektörde henüz 6 ay gibi kısa bir yayın geçmişimiz bulunuyor. Bu kısa sürede Türkiye’de yıllardır yayın yapan başka bir tele market firmasının potansiyelini yakaladık. Bize göre bunun en önemli nedeni müşterilerimizin güven ve hiz-met açısından bize göstermiş olduğu te-veccühtür. Yakın zamanda bu güven ve teveccühün, bizleri daha başarılı yerlere götüreceğinden hiç şüphemiz yok.

“Güvenli Alışverişin Adresi” sloganı ile hizmet veren Tuna Shopping TV Genel Müdürü Süleyman Topdaş ile Telemarket Alışveriş Kanalları ile ilgili söyleşi yaptık.

YA

Z 20

12M

EDYA

Page 77: License Time Yaz 2012

77

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

GÜVENLİ ALIŞVERİŞİN ADRESİ

”TUNA SHOPPING TV”

KANALDA tANItIMINI yAPtIĞINIz vE SAttIĞINIz ÜRÜN KAtEGORİLERİ hANGİLERİDİR? BuNLARI SEÇERKEN hANGİ KRİtERLERE DİKKAt EDİyOR-SuNuz?

Tuna Shopping TV; elektronikten ev tekstiline, kozmetikten çocuk ürünleri-ne, spor ürünlerinden sağlık ve güzellik ürünlerine kadar geniş bir ürün yelpaze-sinde satış yapmaktadır.

Ürün seçiminde dikkat ettiğimiz 4 önem-li kriter bulunmakta, bunlar: - İnsanlara ve onların hayat kalitesine fay-da sağlayan ürünler olmalı,- kaliteli ürün olmalı,- Uygun fiyatlı olmalı,- Satış sonrası hizmetlerde güvenilir ürün-ler olmalı.

Televizyonda satışı yapılan ürünlerde müşterilerin önceliği; ürünlerde arıza v.b. durumlarla karşılaşılması durumunda mağduriyet yaşamamaktır. Satış sonrası hizmet noktasında müşteri odaklı yakla-şımları ile hizmet veren Tuna Shopping TV; müşterilerine satış sonrasında da ver-diği güven sayesinde Türk halkını kaliteli ve güvenli alışverişle tanıştırmıştır.

tuNA ShOPPİNG tv NASIL BİR tEKNİK ALt yAPIyA SAhİPtİR? ALIşvERİş İşLEMLERİ hANGİ yOLLARLA SAĞLANMAKtADIR?

Tuna Shopping TV; Samanyolu Yayın Grubu ile aynı teknik alt yapıyı kullan-maktadır. Kanalımız üzerinden, çağrı merkezimiz vasıtasıyla telefonla ve onli-ne alışveriş sitemiz yoluyla güvenli alış-veriş imkanı sağlamaktayız.

Kanalımıza, Türksat 3A uydusundan 11064 Vertical (Dikey)   13000   FEC 5/6   frekanslarından ulaşılmaktadır. Ay-rıca; www.tunashoppingtv.com adresin-den yayınlarımız canlı takip edilebilmek-te olup Tuna Shopping TV’de reklamı yayınlanan ürünler tunashopping.com adresinden de satın alınabilmektedir. Ürünlerimizi telefon aracılığıyla satın almak isteyen izleyicilerimiz 0 216 645 0 645 numaralı telefondan 7 gün 24 saat  Çağrı Merkezimize ulaşarak sipariş verebilmektedir.

KANAL İLE İLGİLİ hEDEFLERİNİz vE

BEKLENtİLERİNİz NELERDİR?

Şu an Türkiye’de telemarket yayını ya-pan 2 Tv kanalı daha var. 6 ay gibi kısa sürede katettiğimiz mesafeyi hesaba ka-tarak, önümüzdeki 6 ay ve sonrasındaki dönemlerde, hem toplam satış potan-siyeli hem de TV’den alışverişte tercih edilen kanal olarak, daha ileride olmayı hedefliyor ve ümit ediyoruz. Dünyada ve Türkiye’de tele market sektörünün alışı-lagelmiş ticari yapısından sıyrılarak, ürün gruplarımıza “güven ve hizmet” odaklı ve daha yenilikçi ürünler kazandırarak sektöre yeni bir ses ve imaj getirmeyi he-defliyoruz.

tuNA ShOPPİNG tv’DE ÜRÜNLERİNİ SAtMAK İStEyEN tEDARİKÇİLER SİzE NASIL uLAşABİLİR?

Tedarikçi olarak; marka bilinirliliğini art-tırmak ve ürünlerini kısa zamanda geniş bir müşteri kitlesine güvenli bir kuruluş aracılığıyla ulaştırmak isteyen firmalar, aşağıdaki iletişim bilgilerinden herhangi biriyle ile irtibata geçebilirler.

Telefon: 0216 520 17 50 E-mail: [email protected]

Page 78: License Time Yaz 2012

ONLINE REKLAMDA BAŞARININ SIRRI2011’de yayımlanan bir pazarlama raporuna göre Facebook reklamlarının fiyatı tıklanma başına %40 arttı. Bu artışın nedeni hiç şüphesiz ki Facebook reklamlarına olan ilginin artması. Madem fiyatlar artıyor o zaman bizim de cebimizdekinin hesabını baştan yapmamız gerekebilir. Buna da bir Facebook reklam kampanyasına ödenmesi gereken tutarı öğrenerek başlayabiliriz.

1. Sosyal reklamlar, geleneksel Facebook reklamlarından üç kat daha etkilidir. Sponsored Stories’in de eklen-mesiyle birçok reklam veren daha çok tıklanma oranına ulaştı. Üyeler artık say-faya uğramadan markayı beğenebiliyor. Hatta yorum yapıp paylaşabiliyor. Aynı zamanda başka hangi arkadaşlarının markayı beğenip yorum yaptığını ve paylaştığını görebiliyor. Kısaca bu rek-lam tekniği markanın ağızdan ağza ya-yılmasını ve kişilerin birbirine önermesi-ni kolaylaştırdı.

2. Mevcut hayran kitlesini ye-niden yönlendirmek, kazancı ve katılı-mı arttırıyor. İstediğiniz hayran sayısına ulaştığınız halde daha fazla katılım ol-masını istiyorsanız takipçilerinizi tekrar yeni reklamlarınıza yönlendirmek say-fanızın görüntülenme oranını yükselte-cektir. Hayranların sayfaya katılım gös-termesinin sağlanması ise doğal olarak daha çok “Beğen” almanızı sağlayacaktır. Sayfanızı beğenenlerin %70’i ürününüzü de beğeniyor demektir. Fırsattan istifade takipçileri kendinize ait sitelere yönlen-dirmek de sizin için son derece faydalı olacaktır.

3. Kısa ifadeler her zaman en iyisidir. Facebook kullanıcıları kendi profilleri içinde gezinmeyi sever, durup uzun yazılar okumaya vakit ayırmazlar. O yüzden reklamlarda kafa karıştırıcı uzun cümleler kullanmayın. Ürününüzü kısa ve göze hoş gelen kelimelerle tanıtın.

4. Hedef kitlenizi profil bilgile-rine göre belirleyin, sonra reklamın tepki aldığı ilgi alanlarına göre hedefinizi de-ğiştirin. Birçok reklamveren, Facebook reklam kampanyalarının başında sade-ce belirli bir kitleye hitap etmek gibi bir hataya düşer. Ama önce daha geniş bir kitleye hitap etmeye başlayıp sonra alanı ilgi alanlarına göre daraltmak her zaman daha etkili olmuştur.

5. Resimleri değiştirerek rek-lam körlüğünü önleyin. Facebook kulla-nıcılarına her sayfada aynı resimle aynı reklamı gösterirseniz bir süre gözleri alışacağından reklamınızı görmemeye başlayabilirler. Aynı yazıyı farklı resimler-le desteklenmesi daha çok dikkat çekici olacaktır.

6. Katılımı arttırmak için ödül-lü ve promosyonlu kampanyalar düzen-leyin. Bu teknik daha çok kullanıcının kampanyanıza katılım göstermesini sağ-layacaktır. Ayrıca yeni e-posta abonelik-leri ve Facebook hayranları kazanmanıza yardım edebilir.

7. Reklamlarınızda “Beğen” butonunu mutlaka bulundurun. Bir kul-lanıcı için sayfayı ziyaret etmek yerine kısa yoldan ürünü beğenmek her zaman daha kolaydır. Zaten sayfanızı ziyaret et-tiğinde farklı bir şey yapmayacak kullanı-cılar bu sayede kazanılabilir.

En İyi Fiyatlı 7 Facebook Reklam Kampanyası

ARAŞTIRMA

78

YA

Z 20

12M

EDYA

Page 79: License Time Yaz 2012

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

6

FACEBOOK TÜRKİYE MOBİL KULLANICILARI

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

79

Page 80: License Time Yaz 2012

ARAŞTIRMA

80

2012 YILININ EN İYİ12 TÜKETİCİ TRENDİDaha önceki yıllarda olduğu gibi, 2012’de de kimi markalar kendilerini uçurumun kıyısından aşağı bakar bulurken, diğerleri başarıdan başarıya koşacak. Ekonomisi iflas eden uluslar ve batan şirketler konusunda bir çözüm önerisinde bulunamasak da değişen tüketici ihtiyaçlarını yenilikçi bir anlayışla karşılayacak yaratıcı marka ve girişimciler için 2012’nin bundan önceki yıllara kıyasla çok daha fazla fırsat vaadettiğini net bir biçimde söyleyebiliriz. Bu durum Kanada’dan Kore’ye kadar, dünyanın her yeri için geçerli. İşte bu nedenle biz de bu sayımızda önümüzdeki on iki ay boyunca mutlaka radarınızda bulunması gereken en önemli 12 tüketici trendini (önem sırasına dizilmemiş şekilde) sizin için bir araya getirdik:

1. RED CARPET (KIRMIZI HALI)RED cARPEt (vEyA tuRuNcu vEyA yEşİL hALI) trendinden olumlu etkilenmesi beklenen diğer milletler arasında hintli-le ve Brezilyalılar da var. İşte birkaç örnek:

Hilton Hotels Worldwide (Hilton Oteller Zinciri) Temmuz 2011 itibariyle Çinli ziyaretçiler için özel olarak tasarlanmış olan “Hil-ton Huanying” (Çince “hoşgeldin”) adlı hizmet programını ha-yata geçirdi. Şu anda dünyanın çeşitli bölgelerindeki 30 Hilton otelinde verilmekte olan hizmet programı kapsamında Çinli ziyaretçilere özel asistanlık hizmeti veriliyor. Sunulan hizmet-ler arasında, ana dilde check-in yapma imkânı, odalarda Çince hoşgeldin mektubu, Çin çayı servisi, terlik ve Çince televizyon kanalları gibi özel hizmetler var. Ayrıca oteller Çinli misafirlere congee, dim sum ve kurutulmuş noodle’dan oluşan özel me-nülü bir açık büfe kahvaltı da sunuyor.

Starwood Hotels de 2012’de Starwood Personalized Travel program (kişi-selleştirilmiş Seyahat Programı) adını verdiği benzer bir programı hizme-te sunmaya hazırlanıyor.

londra’nın ünlü mağazası Harrods’ın personel kadro-sunda Çince konuşan 70 kişi bulunmakta. Ayrıca mağaza içinde 75 china UnionPay ödeme noktası var. Paris’teki Printemps ma-ğazası da benzer bir anlayışla Çinli turist grupları için özel bir giriş kapısı tahsis etti ve mağazaların yerleşimini gösteren Çince hari-talar hazırladı.

Avustralyalılar önümüzdeki üç sene boyunca ülkelerinin zengin Çinli turistlere lüks seyahat destinasyonu olarak tanıtı-mında kullanılmak üzere 30 milyon USd pazarlama bütçesi ayır-dı. Avustralya Turizm Ofisi şu anda 13 şehirde yürütülen kampan-yayı, 2020 itibariyle 30’dan fazla şehire taşımayı hedefliyor.

YA

Z 20

12M

EDYA

Page 81: License Time Yaz 2012

81

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

2. DIY HEALTH (KENDİN-YAP SAĞLIK) 2012’de kendin-yap konsepti ‘sağlık’ alanına taşınıyor: Yeni çı-kan uygulama ve cihazlar tüketicilerin kendi sağlık durumları-nı takip edip, idare etmelerine olanak sağlayacak. Kendin-yap trendi 2012’de de hız kesmiyor. Tüketiciler için iki tür kendin-yap var: tüketicilerin (çoğunun!) nefret ettiği birinci tür ve ba-yıldıkları ikinci tür. İşte 2012’de, teknolojik gelişmelere paralel, tüketicilerin sevdiği bu ikinci türden sayısız yenilikçi kendin-yap tarzı ürün ve hizmet göreceğiz. Bu tür ürün ve hizmetler tüketicilerin kontrolde olma arzularını karşıladığı için de çok seviliyorlar.

Bugünlerde her alanda yenilikçi kendin-yap örneğine rastla-mak mümkün olsa da (Amsterdam Schiphol Havaalanı’nda-ki kendinyap bagaj check-in’ini incelemenizi öneririz), biz 2012’nin en önemli trendlerini özetlediğimiz bu araştırmada sağlık alanındaki kendin-yap uygulamalarına odaklanacağız. Zira piyasaya, hastalıkları önlemek, sağlık durumlarını tetkik etmek, geliştirmek, takip ve idare etmek konularına önem ve-ren tüketicilerin kullanımına yönelik sayısız sağlık uygulama-sı ve aleti çıkmış durumda. Şu anda, Apple’ın App Store’unda toplam 9,000 adet mobil sağlık uygulaması satılmakta (1,500’e yakın kardiyo fitness uygulaması, 1,300’ün üzerinde diyet uygulaması, 1,000’in üzerinde stress önleme ve rahatlama-ya yönelik uygulama ve 650’den fazla kadın sağlığına yönelik uygulama) ve bu sayının 2012 ortasında13,000’lere ulaşması bekleniyor (Kaynak: Mobi- HealthNews, Eylül 2011).

Tüketicilerin kendi sağlık durumlarını takip etmeleri de olumlu sonuçları arasında bu sayede gereksiz hastane ve doktor ziya-retlerinin önüne geçilmesini ve doktorların sağlık durumu ger-çekten gözlem altında tutulması gereken hastaların bilgilerine uzaktan kolayca erişerek olası değişikliklerden anında haber-dar olmalarını sayabiliriz. Birkaç istatistik daha: araştırma şirke-ti Technavio 2010 yılında 1.7 milyar USD büyüklüğünde olan global mobil sağlık uygulamaları pazarının 2014 yılı itibariyle 4.1 milyar USD büyüklüğe ulaşmasını bekliyor. Peki 2012’de müşterileriniz için, sağlık durumlarını iyileştiremeseniz bile, hayatlarını kolaylaştırmak için siz neler yapabilirsiniz? İşte size fikir verebilecek birkaç örnek:

kasım 2011’de piyasaya çıkan Jawbone’un Up’ı bileğe takılan ve kullanıcının hareket, yemek ve uyku düzenini takip eden bir alet. özel iPhone uygulamasıyla senkronize çalışarak, kullanıcı uzun süre hareketsiz kaldığında titreşimle uyarı gönderi-yor, kullanıcı arkadaşlarıyla yarışabiliyor ve belli hedefleri gerçek-leştirdiğinde gerçek ödüller kazanma şansı elde ediyor.

Etkileşime dayalı bir sırt ağrısı çözüm uygulaması olan Pain Free Back (Ağrısız Sırt), kullanıcılardan bazı temel soruların yanıtını aldıktan sonra onları sırt ağrılarının kaynağını tespit et-meye yönelik aşamalı bir teşhis sürecinden geçiriyor. Teşhisin ar-dından çeşitli egzersiz önerileri yapıyor.

Play ıt down uygulaması kullanıcının işitme seviyesini test etmesine imkân tanıyor. Uygulama arkadaşların kendi ara-larında en yüksek frekansı kimin duyacağı konusunda yarışabi-lecekleri ‘The Ear knob’ (kulak Tokmağı) veya ses yüksekliğini desibel cinsinden ölçen ‘The volume Zone’ (Ses kuşağı) gibi kulla-nıcıyla etkileşime dayalı pek çok özelliğe sahip.

digifit Ecosystem aktif hayat tarzına sahip bireylerin kullanımına yönelik bir Apple uygulama takımı. kalp atış hızını, sıklığını, temposunu, gücünü ölçebiliyor. datası Training Peaks ve New leaf gibi egzersiz sitelerine yüklenebiliyor ve buralardan idare edilebiliyor.

Withings’ Blood Pressure Monitor (Withings Tansiyon ölçüm Aleti) iPad, iPhone veya iPod Touch’a bağlanarak kullanı-cının tansiyonunu ölçüyor. Tansiyon bilgisi doğrudan bir doktora gönderilebileceği gibi istenilirse internette de (kişiye özel olarak) yayınlanabiliyor.

Skin Scan (deri Tarama) uygulaması, cilt kanserinden korunmak amaçlı, kullanıcının vücudundaki benleri tarayıp, za-man içinde takip etmesine imkân veren bir uygulama. kullanıcıyı bir doktora ya da dermatoloğa görünmesinin faydalı olabileceği durumlarda uyarıyor.

Page 82: License Time Yaz 2012

ARAŞTIRMA

82

lifelens sıtmayı teşhis eden bir akıllı telefon uygula-ması geliştirdi. Uygulama (par-mak ucundan kolayca alınan) bir damla kan örneğinin bü-yütülmüş imgesini inceleyerek sıtma parazitini teşhis edebili-yor.

Amerikalı otomobil üreticisi Ford, Ekim 2011’de üç yeni araba-içi sağlık takip uy-gulamasının tanıtımını yaptı. Ford tarafından geliştirilen SYNc Applink yazılımıyla bağ-lantılı çalışan bu mobil uygu-lamalar, sürücülerin şeker has-talığı, astım ve saman nezlesi gibi kronik sağlık problemlerini araba kullanırken takip altın-da tutmalarına imkân sağlıyor.

Amerikalı reklam ajansı “Sapient Nitro” Tem-muz 2011’de, sigara içenlere sigaranın ciğerlerine verdiği zararı göstermek için geliştir-diği lungs (ciğerler) adında bir zenginleştirilmiş gerçeklik uy-gulamasının tanıtımını yaptı. kullanıcı yaşı, günde kaç tane ve kaç yıldır sigara içtiği gibi bilgileri girdikten sonra uygu-lama bu bilgilere göre kişinin ciğerlerinin görüntüsünü ve ‘eski haline dönmesi için gere-ken süre’ istatistiğini üretiyor.

dıY Health örnek-lerinin sayısı her geçen gün artıyor: AT&T Ekim 2011’de, yakında kullanıcının (kalp atış hızı ve tansiyon gibi) hayati göstergelerini ölçümleyip bu değerleri bir internet sitesine yükleyen giysi satışına başla-yacağını duyurdu. Yardım ku-ruluşu X Prize Foundation ise tüketicilerin kendi hastalıkları-na kendilerinin teşhis koyma-sına yardımcı olan en iyi mobil alete verilecek olan 10 milyon $’lık ödüle sponsor oldu.

3. DEALER-CHICTüketiciler için bir gurur ve statü kaynağı haline gelen en iyi fırsatlardan yararlanmak arzusu hızla bir hayat tarzına dönü-şüyor. Bugün artık indirim fırsatlarını takip etmek milyonlarca tüketicinin günlük hayatının ayrılmaz bir parçası haline gelmiş durumda. Evet, markalar tüketicilere her gün daha yeni ve daha inovatif promosyon ve fırsat teklifleri sunmaktalar. Ancak asıl önemli değişim tüketicilerin bu fırsatlara karşı gösterdikle-ri tutum ve tepkilerde. Tüketiciler fiyat indirimi ve hediye gibi avantajlardan her zaman hoşlanmışlardır.

Ancak artık indirim peşinde koşmak veya pazarlık yapmak es-kiden olduğu gibi saklanacak bir şey olmaktan çıkıp, toplum tarafından onaylanan, neredeyse takdir edilen bir davranış haline geldi. Aslına bakarsanız, günümüzde tüketiciler için fır-satları takip etmek salt ekonomi yapmanın ötesinde bir şeye dönüşmüş gibi: heyecan, kovalamaca, kontrolde olmak, uya-nıklık etmek ve bu sayede statü elde etmek gibi kavramların ön plana çıkması, fırsatlardan yararlanmayı aynı zamanda bir statü kaynağı haline de getiriyor. İşte DEALER-CHIC trendinin 2012’de daha da önem kazanacak olmasının ardındaki neden-lerden sadece üçü:

YA

Z 20

12

Page 83: License Time Yaz 2012

83

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

dAHA AZ PARAYA dAHA ÇOk dENEYİM: gelişmiş ülkelerdeki nüfusun şu sıralar harcamak için geçmişe kıyasla daha az parası olabilir, ama bu durum dünyanın neresinde olursa olsun tüketi-cilerin hep daha fazla deneyim peşinde koşmaya devam edeceği gerçeğini değiş-tirmiyor.

ARAcıNıN cAZİBESİ: Tüketici-ler şu anda fırsatlardan haberdar olmak, fırsatlardan yararlanmak ve fırsatları di-ğerleriyle paylaşmak için yeni (dolayısıyla onlara sonsuz derecede heyecan verici ve çekici gelen) teknolojileri kullanmaktalar.

İYİNİN dE İYİSİ: Tüketiciler mobil ve online erişim sayesinde sadece fırsat-ların kendisine değil, söz konusu ürün ve hizmetlerden daha önce yararlanmış tü-keticilerin değerlendirmelerine de anında erişebiliyor. Bu sayede tüketiciler ödedikle-

ri para karşılığında iyinin de iyisi bir ürün veya hizmet aldıklarından emin olabiliyor-lar. Peki sırada ne var? daha da geniş bir ‘fırsat eko-sistemi’, daha çok kişiselleştir-me, daha fazla sadakat programı, pazar-ladıkları ve sattıkları herşeyin fırsatlardan etkilenmeyecek kadar harika ve benzersiz olması için markaların üzerinde daha çok baskı. Birkaç örnek:

Amerika, chicago’daki National louis University Eylül 2011’de bir dersi günlük fırsat sitesinde satışa çıkaran ilk eğitim kurumu oldu.

Notikum Singapurluların yakın çevrelerindeki fırsatları gerçek zamanlı olarak ulaşmasına yardımcı olan lokasyon temelli bir uygulama. Fırsatları “Alışveriş”, “Yemek” ve “Eğlence” olarak kategorize ediyor.

daitan (Brezilya’da Japon oto-mobil markası Honda’nın ikinci el araba-larını satan bir araba bayisi) müşterileri-ne dükkanında satışta olan arabalar için fiyat teklifi verme hakkı tanıyor. Müşteri ödemek istediği fiyatı internet sitesindeki “Faça sua Oferta” (“Teklifini Yap”) sayfa-sında belirtiyor, teklifi kabul edilirse satışı gerçekleştirmek üzere daitan’ın satış ekibi kendisiyle temasa geçiyor.

American Express Temmuz 2011’de link-like-love adında bir sos-yal ticaret programı başlattı. AMEX kart sahiplerine ücretsiz olarak hizmet veren program, bu kişilerin beğenilerine, ilgi alanlarına ve sosyal ağlarına bakarak on-lara uygun fırsat ve deneyim önerilerinde bulunuyor.

4. ECO-CYCOLOGYGeri dönüşüm konusunda sırada ne mi var? Markaların ürettik-leri ürünleri tamamen geri almaları (ve bu ürünleri sorumlu bir şekilde ve yenilikçi yöntemler kullanarak geri dönüştürmele-ri). Kriz dönemlerinde, ekonomik öncelikler ekolojik endişeleri geri plana itse de, sürdürülebilir hayat tarzı arayışı önümüzde-ki yıllar boyunca acil çözüm gerektiren en önemli konulardan biri olmayı sürdürecek. 2012 listemiz için (çokları arasından) bir tane ‘yeşil’ trend seçtik: markaların eski ürünleri müşterilerin-den geri alıp, bunları faydalı bir şeye dönüştürmelerini anlatan ECOCYCOLOGY trendi.

Tüketiciler geçmişte satın almış oldukları malların sadece mali değil aynı zamanda yapım malzemesi ve ekolojik anlamlarda da bir değer taşıdığının bilincine varmaktalar. İşte size marka-nızın ekolojik veya cömert damgasını vurmanız için bir fırsat. Biz bu mega geri dönüşüm fenomenine ‘ECOCYCOLOGY’ ismi-ni verdik. Ortaya çıkış sebebi ister şirketlerin yeni çıkan çevre koruma kanunlarına* uyma zorunluluğu olsun, ister markala-rın insafa gelip nihayet doğru yolu bulması sayesinde olsun (evet, bazen oluyor) bu programlar tüketicilere 2012’de geri dönüşüme katkıda bulunmamak için bahane bırakmayacak gibi görünüyor.

ECO-CYCOLOGY sadece markaların önderliğinde gelişen bir girişim değil; Amerika’da kanunun önemini kavrayan birçok şehir ve eyalet (örneğin San Diego, Seattle ve San Francisco) kendi geri dönüşüm yasalarını çıkarttı. Aynı şekilde Avrupa Bir-liği Parlamentosu geçtiğimiz günlerde elektronik çöplerin

imhası konusunda, 2012’de üye ülkelerin, şehirlerde yaşayan nüfuslarından, kişi başına 4 kilo e-atık toplamasını ve 2016 yı-lına kadar elektronik atıklarının %85’ini işlemden geçirmiş ol-malarını mecbur kılan sert yasa tekliflerini onayladı.

Örnekler: Amerikalı outdoor markası Patagonia düzenlediği com-mon Threads ınitiative kampanyası kapsamında daha önce ma-ğazalarından satın alınıp ‘kullanım ömrünü’ tamamlamış olan tüm ürünleri yeni bir kumaş ya da ipliğe dönüştürmek üzere iade aldı. şirket kampanya kapsamında bugüne kadar 45 ton ürün topladığını ve geri dönüşümle 34 ton yeni giysi ürettiğini açıkladı.

Nike Reuse-A-Shoe (Ayakkabıları Yeniden kullanma) programı kapsamında müşterilerinden eski Nike ayakkabıları-nı topluyor. üretim sürecinden artan parçalar da biriktiriliyor. Bir araya getirilen ayakkabı ve parçalar kesilip ayrıldıktan sonra öğütülerek Nike grind denilen bir materyalin içine karıştırılıyor. üretilen son malzeme atletizm ve oyun parkı yüzeylerinde ve bazı Nike ürünlerinin yapımında kullanılıyor.

Nisan 2011’de Fransız güzellik ürünleri markası garnier, merkezi Amerika’da olan çevre koruma yardım kuruluşu Terracy-cle ile beraber Personal care & Beauty Brigade (kişisel Bakım ve güzellik Ekibi) programını yürütmeye başladı. Ekip Amerika’yı şehir şehir dolaşarak her tür kişisel bakım ve güzellik ürününü tüketicilerden ücretsiz olarak toplayıp geri dönüşümünü gerçek-leştirdi. katılımcılar ambalajların geri dönüşümüne bizzat eşlik edebiliyordu (karşılığında puan ya da para kazanıyorlardı).

Page 84: License Time Yaz 2012

ARAŞTIRMA

84

5. CASH-LETSİZ)2005’ten beri trend listelerinde nakit paranın tedavülden kalk-ması kavramına rastlayıp duruyoruz. 2012 yılı da yine beklen-tilerin aksine tüketicilerin toplu bir şekilde banknotları ve de-mir paraları bir köşeye atıp ödeme sırasında akıllı telefonlarını okutmaya başladıkları yıl olmayacak. Ama kesin olan bir şey var ki, 2012 Google ve MasterCard gibi önemli oyuncuların nakit gerektirmeyen girişimlerini* piyasaya sürdükleri yıl ola-cak. Tüketicileri ilk anda en çok çekmesi beklenen şey kolaylık olsa da, toplanacak data sayesinde mobil ödemelerin zaman-la ödül, satın alma geçmişi, fırsatlar vs. den oluşan yepyeni bir eko-sisteme sebebiyet vermesi bekleniyor.

Bu girişimlerin çoğu birbirine yakın mesafede duran iki cihaz arasında şifreli data alışverişine imkân sağlayan NFC (“Yakın Alan İletişimi”) teknolojisini kullanıyor. Örneğin: daha önce kredi kartı bilgilerini NFC teknolojisine sahip akıllı telefonuna yüklemiş olan bir müşteri, kasada ödemesini kredi kartı yerine, telefonunu mağazanın kasasına yerleştirilen okuyucuya oku-tarak gerçekleştirebilir. 2012’de dikkatle izlemenizi önerdiği-miz birkaç CASH-LESS girişimi:

google’ın ücretsiz, NFc (Yakın Alan İletişimi teknolojisi) ile çalışan mobil ödeme sistemi google Wallet (google cüzdan) Amerika’da Ekim 2011 itibariyle belirli zincir mağazalarda kulla-nılmaya başlandı. daha önce Master- card’ın PayPass lisansını satın almış olan müşteriler cep telefonlarını satış noktasındaki özel bir terminale tutarak anında ödeme yapabiliyorlar. goog-le Wallet ile ödeme yapan müşteriler özel kupon, promosyon ve sadakat puanı gibi avantajlardan da yararlanma hakkına sahip oluyorlar.

Amerikalı online ödeme işlemcisi PayPal Haziran 2011’de Android telefonlar için geliştirilmiş bir mobil ödeme uy-gulamasının tanıtımını yaptı. Uygulamayı telefonlarına indiren ve aktive eden kullanıcılar, akıllı telefonu ve PayPal hesabı olan bir başka kullanıcıya anında para transferi gerçekleştirebiliyor ve

kendi hesabına transfer kabul edebiliyor. NFc teknolojisi sayesin-de iki kullanıcı cep telefonlarını tokuşturarak da aralarında anın-da para transferi gerçekleştirebiliyor. Square iPhone, iPad ya da Android sistemiyle çalışan ve bir telefon ya da tablet bilgisayara bağlanan bir kredi kartı oku-yucusu sayesinde, kullanıcıların anında mobil olarak kredi kartı ödemesi alabilmesini sağlayan bir elektronik ödeme hizmeti. Square kart okuyucusu ve uygulamayı indirmek ücretsiz, ancak alınan ödeme başına % 2.75 komisyon ödenmesi söz konusu. Bekleme süresi olmadan, sistem kurulduğu anda kullanıcı ödeme almaya başlayabiliyor. kasım 2011’de Richard Branson ve visa da girişime yatırım yapanlar arasına katıldı. Aynı ay Square uygu-lamaya kullanıcının sadece ismini söyleyerek hands-free ödeme yapma seçeneği ekledi.

Haziran 2011’de İsveç’te piyasaya çıkan iZettle, her yerde kredi kartı ödemesi alabilen mobil bir cihaz. iPhone ve iPad’e bağ-lanabilen taşınabilir bir çipi ve pin okuyucusu var. kullanıcı iZettle uygulamasını indirdiği anda satış işlemi yapmaya hazır hale ge-liyor. cihaz üzerinden ayrıca fatura ödemeleri ve para transferi yapmak mümkün. Ayrıca yapılan işleme resim, not ya da lokas-yon bilgisi eklemek seçeneği sayesinde, kullanıcı yaptığı alışverişi Facebook ve Twitter’daki sosyal çevresiyle paylaşabiliyor.

Almanya’nın ana trenyolu işletmesi olan deutsche Bahn kasım 2011 itibariyle Touch&Travel hizmeti kapsamında olan is-tasyonların sayısını 320’ye çıkarttı. Yolcular bu istasyonlarda NFc teknolojisini kullanarak cep telefonlarıyla ya da istasyonun giri-şinde ve çıkışında bir barkodun resmini çekerek ödeme yapabili-yorlar.

YA

Z 20

12

Page 85: License Time Yaz 2012

85

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

6. BOTTOM OF THE URBAN PYRAMID “KENTSEL PİRAMİDİN TABANI”2012 yılı markalara, şehirlerde yaşayan milyonlarca düşük ge-lirli tüketicinin taleplerini karşılamak için sayısız fırsat vadedi-yor. Aşırı şehirleşmenin hızı 2012 yılında da kesilmiyor. Bu du-rumda sayılarının giderek artması beklenen BOTTOM OF THE URBAN PYRAMID (BOUP) tüketiciler (harcayabilecekleri orta

sınıf maaşları olmayan yüz milyonlarca CITYSUMERS tüketici), sağlık sorunlarının çözümünden, mekân sıkıntısına ve daya-nıklılık taleplerine varıncaya kadar birçok farklı alanda içinde yaşadıkları özgün koşullara uygun yeni ürün ve hizmetler talep edecek. Ve, belki inanmayacaksınız ama: BOUP tüketicilerin de materyalistik ve estetik beklentileri var.

7. IDLE SOURCING “ATIL KAYNAKLARIN GÜCÜ”2012’de crowd-sourcing yöntemiyle çö-züm getirmek sayısız inovasyona ilham kaynağı olacak gibi görünüyor, özellikle katkıda bulunmak tüketiciler için bu ka-dar zahmetsiz hale gelmişken. Crowd-sourcing trendinin 2012 yılında da iş-letmelerin klasik iş yapma süreçlerini sarsmaya devam edeceğinden ve sayısız inovasyona ilham vereceğinden emin olabilirsiniz. Sonuçta onlara bir şeye kat-kıda bulunma şansı verilmesi ve kendi-

lerinden daha büyük ve önemli bir şeyin parçası olmak insanlar arasında her za-man popüler olmuştur. Aslında tüketici-lerin çoğu için - katkıda bulunmak istiyor olsalar dahi - katkıda bulunmak hem zor hem de zahmetli bir iş. Bu da 2012’de et-rafta neden daha fazla IDLE SOURCING girişimi göreceğimizi açıklıyor: IDLE SOURCING, onarılması gereken yolları saptamaktan, uzayda hayatın varlığına dair işaretler saptamaya kadar, herhangi bir şeye katkıda bulunmayı, son derece basit (ve de zahmetsiz) hale getiren ürün ve hizmetleri kapsayan bir trend. Bir tek

gelişme yeni olasılıkların doğması için yeterli: 2012’de sürekli internet bağlan-tısı, GPS ve hareket-tanıma fonksiyonu olan akıllı telefonların yaygınlaşması, tü-keticilerin anlık olarak nerede oldukları ve ne yaptıkları ile ilgili datayı diğerleriy-le paylaşmalarına imkân sağlayacak (bu fonksiyonları kullanmaya kendilerinin rıza göstermiş olduklarını varsayarsak elbette: önümüzdeki yılda da ateşli bir şekilde tartışılmaya devam edecek olan özel hayatın gizliliğinin korunması ko-nusuna hiç girmeyelim şimdi). İşte zihin açıcı iki IDLE SOURCING örneği:

NcR tarafından geliştirilen Pil-lar ATM, biometrik teknolojiler sayesinde, okuma yazma bilmeyen ya da az bilen kişiler tarafından da kolaylıkla kullanıla-biliyor. cihazın üzerinde bir adet temassız kart okuyucusu, biyometrik parmak izi ta-rayıcısı, hızlı nakit çekme tuşları, para gözü ve makbuz ünitesi var. kullanıcı sadece baş parmağını sensörün üzerine getirip çekmek istediği tutardaki parayı gösteren renki düğmeye basarak para çekebiliyor. Asıl amacı bu makineleri gelişmekte olan pazarlarda kullanmak olan NcR, 2011’in üçüncü çeyreğinde beş adet Pillar ATM prototipini ABd’de test etmeye başladı.

“Aakash” Hyderabad tarafından Hindistan’da üretilmiş Android-tabanlı, wi-fi internet erişimi olan bir tablet bilgi-sayar. düşük fiyatlı ama fonksiyonel bir cihaz. Marketlerde 60 USd’a satışa sunul-ması ve (Hindistan hükümetinin desteği sayesinde) öğrencilere 35 USd civarında bir fiyata satılması planlanıyor.

Pepsico Hindistan yakın zaman önce deneme amaçlı olarak pazara iki ürün sundu: elektrolit ve glukozlu bir içe-cek olan lehar gluco Plus ve demir destekli atıştırmalık lehar ıron chusti. Her iki ürü-nün de hedef kitlesi kentsel (ve kırsal) pira-midin en altındaki tüketiciler.

Mart 2011’de Boston’da denemesi yapılan Street Bump (Sokak Çukuru) adındaki uygulama, akıllı telefon sensörlerini kullanarak oluşturduğu yol durumu haritasını, eş zamanlı olarak belediye yetkilileriyle paylaşıyor. Android tabanlı olan uygulama, aracı kullanan kişinin cep telefonunun akselerometre ve gPS tek-nolojisi sayesinde aracın nerede ve ne zaman çukura girdiğini kaydederek otomatik raporlama özelliğine sahip.

İsrailli crowd-sourcing temelli navigasyon uygulaması Waze Ekim 2011 itibariyle 45 ülkeden yedi milyon kullanıcı sayı-sına ulaştı. Uygulama ücretsiz navigasyon hizmeti vermenin yanı sıra, aynı bölgede bulunan kullanıcılar arasında yol durumu ile ilgili uyarıların canlı paylaşımını da sağlıyor. kullanıcılar isterlerse oturum açıp arkadaşlarının bulunduğu lokasyonu görebiliyorlar.

Page 86: License Time Yaz 2012

ARAŞTIRMA

86

8. FLAWESOME2012’de tüketiciler kusurlarını göstermekten çekinmeyen, in-sancıl markaları bağırlarına basacak. Trendlerin çoğu yenilikle-ri konu alsa da, aslında iş hayatında başarılı olmanın sırrı ‘yeni’ teknik ve teknolojilerden haberdar olmanın da ötesinde, tü-ketici kültürüne uygun hareket etmekten geçiyor. 2011 yılı tü-keticilerin pek çok işletmenin sadece kendi çıkarlarına hizmet eden, düpedüz ahlakdışı (hatta yasal olmayan) faaliyetlerin-den duyduğu nefretin yeni boyutlar kazanmasına sahne oldu. Ancak başarılı bir sene geçiren işletmeler (Patagonia! ve Ben & Jerry’s! gibi) kişilik sahibi olmakla kârlı bir işletme olmanın aslında birbirini dışlaması gerekmediğini gösteriyor. Aslına ba-karsanız, 2012’de tüketiciler markaların kusursuz olmasını bek-lemeyecek; hatta FLAWSOME* ve temelde (ya da bir şekilde) insanî olan markaları bağırlarına basacaklarını bile söylemek mümkün. Hatalarını dürüstçe kabul eden, empati, cömertlik, alçakgönüllülük, esneklik, olgunluk gösteren, espiri anlayışına sahip ve -nasıl desek- biraz karakter ve insaniyet sahibi mar-kalardan bahsediyoruz. FLAWSOME yanınızı sergilemenin bir-çok güçlü ve orjinal yöntemi olabilir elbette. İşte biz de bunları tartışmak üzere Mart 2012’de sadece FLAWSOME ve HUMAN BRANDS’e (İNSANÎ MARKALAR) odaklanan bir Trend Briefing yayınlayacağız. Şimdilik, tek bir iyi FLAWSOME örneği vermek-le yetinelim:

Amerikalı fast food perakende zinciri domino’s 2011 Temmuz ayı boyunca New York şehrindeki Times Square’de kira-ladığı açık hava reklam panosundan Twitter’da kendisi hakkında yapılan müşteri yorumlarını canlı olarak yayınladı (hem iyi hem de kötü olanları).

kabul ediyoruz TRYvERTıSıNg’i saymazsak, evet, bu bu-güne kadar uydurduğumuz en kötü trend ismi olabilir ;-)

9. SCREEN CULTURE (EKRAN KÜLTÜRÜ) 2012’de ‘hayat’, daha yaygın olarak karşımıza çıkacak olan, etrafımızı çepeçevre saracak, daha kişisel ve daha inte-raktif ekranlarda yaşanacak.

SCREEN CULTURE tek başına bir trend olmaktan ziyade bu Trend Briefing’de sözünü ettiğimiz pek çok trendin kendini ortaya koyacağı bir aracı platform olma özelliği taşıyor. 2012 üç megateknoloji akımın çakışmasına sahne olacak: ekranlar (bugün olduklarından da daha): yaygın / mobil / ucuz / online olacak; interaktif ve sezgisel özellikteki ekranlar (dokunmatik ekranlar, tabletler vs); ekranın ötesinde yer alanlar için arayüz (mobil internet ve yeni cihazlarla 2012’de giderek yaygınlaşıp sonunda adım başı rastlayacağımız bir teknoloji halini alacak olan ‘cloud’, yani bulut teknolojisi). İşin aslı, tüketiciler gelecek-te ekranın kendisi ve ekran üzerinden ulaşılabilen özellikler dı-şındaki herşeyi görmezden gelecekler.

‘Online’ ile ‘offline’ın çakışması fenomeni, tüketicilerin yeni ürün ve hizmetler keşfetmek ve mevcut seçenekler arasın-dan tercih yapmak için arkadaşları, fan’ları ve takipçilerinden oluşan sosyal ağlarına başvurmasını anlatan THE F-FACTOR (FFAKTÖR) trendi, ‘rahatlık/kolaylık/pratiklik’ gibi etkisini hiç yitirmeyen bir mega-trend veya INFOLUST trendi olsun, tüke-tici kültürünün her yere ve herşeye nüfuz edecek olan SCREEN CULTURE tarafından şekillendirilmesine ve bizatihi o platform-da yaşanmasına hazırlıklı olun.

Ve hayır, ekranlardan ‘sıkılma’ veya ‘bıkma’ henüz söz konusu bile değil. Aslına bakarsanız, yukarıdaki video 2012 ve sonra-sında dijital dünyasının yerlilerini bekleyen şeylerin sadece kü-çük bir bölümünü yansıtıyor. Rastgele birkaç göstergeden söz etmek gerekirse: İngiliz süpermarket zinciri Sainsbury’s, televizyon ka-nalı Sky ile yaptığı ortaklık çerçevesinde, müşterilerine alışveriş sırasında önemli spor karşılaşmalarını arabalarına yerleştirilmiş olan ipad’ler üzerinden izleme imkânı sağlıyor. Sky go trolley ismi

YA

Z 20

12

Page 87: License Time Yaz 2012

87

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

verilen alışveriş arabalarında ayarlanabilir ipad tutucusu, hoparlör ve kendi kendine şarj olan güneş paneli bulunuyor. Spor-severlerin yapması gereken tek şey tablet bilgisayarlarına Sky go uygulamasını in-dirmek ve tableti alışveriş arabasındaki bölüme yerleştirmek.

Avrupa Birliği Parlamentosu’nun “Parlamentarium”’u Avrupa’nın en çok ziyaretçi alan merkezlerinden biri. Parlamentarium’da ziyaretçilere Avrupa Birliği ülkelerindeki günlük hayatı anlat-mak için interaktif multimedya kullanıla-rak 23 dilde tarihçe bilgisi veriliyor. 360- de-rece çepeçevre bir dijital ekran, ziyaretçileri Avrupa Parlamentosu’nun kalbine götü-rürken, dokunmatik ekran uygulamaları üzerinden üye ülkeler hakkında detaylı bil-giye ulaşmak mümkün. Merkezin sunduğu benzersiz teknolojik olanaklardan biri de sunumların iPod Touch üzerinden 23 resmi AB dilinin tamamına çevrilebiliyor olması.

güney Amerikalı mobil teleko-münikasyon markası 8 Ekim 2010’da ma-ğazalarına dokunmatik vitrinler yerleştir-di. Bu ekran-vitrinler sayesinde müşteriler mağazada satılan ürünlerin katoloğuna yirmidört saat boyunca dilediklerinde ulaşabiliyorlar. Bir diğer güney Afrika’lı şirket olan One digital Media’nın geliştir-diği teknoloji sayesinde mağaza vitrinleri aynı zamanda hoparlör görevi de görü-yor. ‘Fısıldayan vitrinler’ müşterilere ürün-

ler hakkında sesli olarak bilgi veriyor. 8ta mağaza içinde ise ürünlerini masa, stand ve duvarlara gömülü ekranlar aracılığıyla sergiliyor.

Eylül 2011’de Sichuan’lı yemek zinciri Hao di lao ve Çinli teknoloji şirketi Huawei Hao di lao’nin Shanghai ve Be-ijing’deki restoranlarına görüntülü tele-fon ekranları yerleştirmek konusunda bir ortaklık içine girdiklerini duyurdu. Resto-ranlarda yemek yiyen müşteriler ekranları kullanarak görüntülerini uzaktaki yakınla-rıyla paylaşabiliyorlar. Hao di lao müşte-rileri halihazırda masadaki iPad üzerinden yemek siparişi verebilmekte.

ScREEN cUlTURE örnekleri art-maya devam edecek. 2012’de iPhone5 ve iPad3’e dikkat edin. ve kindle Fire’a. Son olarak da Aakash tablet’e. 2012’de Tv setleri ve ekranlarının iyi bir revizyon-dan geçmesi beklenebilir: Apple iTv’den Samsung’un SmartTv’sine, googleTv’den lg’nin 3d projektörüne ve Sony’nin yeni çıkaracağı Tv’lere kadar bir dizi yenilik yol-da. dünyanın bir çok ülkesinde kış mevsi-minin kendini hissettirmeye başlamasıyla Muji’nin ekran-dostu eldivenlerinin ve Etre’nin ürettiği bunların lüks versiyonları-nın bu aralar yeniden piyasaya sunulması-nı bekleyebilirsiniz.

Peki, yansıtma teknolojisi sa-yesinde tüm yüzeyleri birer ekrana dönüştüren giyilebilir bir cihaz proto-tipi olan (Redmond’daki Microsoft Araş-tırma laboratuvarları tarafından geliş-tirilen), OmniTouch’a ne dersiniz? veya Samsung’un esnek ekranlarına ya da içlerine vitrinli ekranlarına? Son olarak, Adidas ıntel’in katkılarıyla mağazalarına müşterilerin dokunmatik bir ekran ara-cılığıyla tek seferde 8,000 ayakkabıyı ta-ramasına izin veren bir virtual Footwear Wall (Sanal Ayakkabı duvarı) kurdu. Evet, ScREEN cUlTURE gerçekten de önümüz-deki döneme damgasını vuracağa benzi-yor ;-)

Page 88: License Time Yaz 2012

ARAŞTIRMA

88

10. RECOMMERCE (İKİNCİ TİCARET)Uyanık tüketiciler için ‘ürünleri kullan-dıktan sonra satmak’ 2012’de alışverişin yeni adı olacak. Tüketicilerin geçmişte yaptıkları alışverişlerin mali değerini geri kazanması daha önce hiç bu kadar kolay olmamıştı. Tüketiciler ev, araba gibi bü-yük ve dayanıklı malları her zaman alıp satmıştır; ancak 2012’de, neredeyse her-şey tekrar satılmaya uygun görülecek; elektronik aletlerden giysilere ve hatta deneyimlere kadar. Yeni türeyen geri satın alma ve takas programları, online platformlar ve mobil pazar yerleri, ‘elle-rindekini verip, daha üst bir modelin fi-yatından düşürerek daha yeni bir modeli satın almak’ isteyen, bütçeleri üzerindeki baskıyı azaltma peşinde ve/veya çevre koruma ya da etik motivasyonlarla hare-ket eden tüketiciler için akıllıca ve pratik seçenekler sunmakta. RECOMMERCE fe-nomeninin arkasında yatan üç önemli faktör şunlar:

NEXtISM: Tüketicilerin her daim ‘en son’ çıkan ürün ve hizmetlerin vadettiği yeni ve heyecan verici deneyimleri yaşamak için can atıyor olmaları. StAtuSPhERE: Bilinçli (ve çevre duyar-lılığı taşıyan) alışverişin bireylere her ge-çen gün daha çok statü sağlıyor olması.

EXcuSuMPtION: Krizin vurduğu nakit sıkıntısı içindeki tüketicilerin daha az harcayarak mümkün olduğu kadar çok farklı deneyim yaşamaya ve satın alma yapmaya yönelik yaratıcı çözümlere sa-rılması.

Birkaç örnek:

Spor malzemeleri satan Fransız mağazalar zinciri decathlon Ekim 2011’de bir hafta boyunca Trocathlon adını verdiği bir kampanya düzenleyerek müşterilerin-den kullanılmış spor malzemelerini geri satın alıp, karşılığında altı ay geçerli indi-rim kuponları verdi.

Amerikan dış giyim marka-sı Patagonia’nın common Threads ınitiative’inden EcO-cYcOlOgY trendi sı-rasında söz etmiştik. şirketin Eylül 2011’de tüketicilerin kullanılmış ürünleri alıp sa-tabilecekleri resmi bir pazar yeri oluştur-mak üzere eBay’le ortaklık içine girmesiyle kampanya REcOMMERcE trendine de mü-kemmel bir örnek haline geldi.

levi’s Singapur eski kot panto-lonlarını mağazalarına getiren ve yeni bir kot pantolon satın alan müşterilerine 50 Sgd anında indirim ve 50 Sgd değerinde indirim kuponundan oluşan toplam 100 Sgd’lık bir fırsat sundu.

Amerika’daki dealsgoRound in-ternet sitesi, kullanıcıların önceden satın almış oldukları groupon, livingSocial ve BuyWithMe fırsatlarını alıp satmalarına platform sağlıyor. Ağustos 2011’de uygulamaya giren Amazon Student (Amazon öğrenci) uygulaması sayesinde öğrenciler ellerin-deki kullanılmış kitap, dvd, oyun veya elektronik aletlerin barkodlarını taratarak Amazon’un bu ürünleri alış fiyatını öğre-nebiliyorlar. Eğer ürün kabul edilirse, gön-deri etiketi üretiliyor ve kullanıcı söz konu-su tutar değerinde Amazon hediye kartı kazanıyor.

İkinci el bilet alım-satım pazar yeri StubHub, Ağustos 2011 itibariyle uy-gulamasına mobil bilet fonksiyonunu ek-ledi. Bu fonksiyon sayesinde kullanıcılar organizasyonun bulunduğu mekanda, ya-zıcıya ihtiyaç duymadan ellerindeki bileti satma veya yeni bilet satın alma olanağı-na sahip oluyorlar.

YA

Z 20

12

Page 89: License Time Yaz 2012

89

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

11. EMERGING MATURIALISM “GELİŞMEKTE OLAN MATURIALISM”

Geleneksel olarak ‘tutucu’ kabul edilen gelişmekte olan pazarlardaki tecrübeli ve açık fikirli tüketiciler, 2012’de müstehcen denilebilecek, sözünü sakınmayan kampanya ve ürünlere yeşil ışık yakacak.

MATURIALISM konusunda bir süre önce şunları söylemişiz: “(kendileri bizzat katılmasalar bile) farklı fikirlerin ifade edildi-ği, sansürsüz, gerçek diyolagların döndüğü bir dünyaya (özel-likle internette!) maruz kalan tecrübeli tüketiciler, markaların kendilerine eski dönemlerin herşeye şaşıran, tecrübesiz, yolun başındaki tüketicileri gibi muamele etmesine daha fazla anla-yış göstermeyecek. Çok daha dürüst diyaloglara, daha iddialı inovasyonlara, daha sıradışı tatlara, daha riskli deneyimlere alı-şan bu tüketiciler, markaların sınırları zorlamasından giderek daha çok hoşlanmaya başlayacaklar.”

Bu öngörü bugüne kadar daha ziyade gelişmiş pazarlardaki tüketiciler için geçerliydi. Ancak 2012’den itibaren gelişmekte olan pazarlarda da MATURIALISTIC göstergelerin ortaya çık-ması bekleniyor. Neden mi? Çünkü aralarındaki kültürel fark-lılıklar ne olursa olsun dünya üzerindeki tüketici sınıfın ihtiyaç ve istekleri aslında büyük oranda ortak. Diğer yandan bu tüke-ticilerin hepsinin kentli tüketiciler sınıfına dahil olduğunu ve bu sınıfın ortak özelliklerini taşıdıklarını da unutmayalım (yani bunlar herşey ve herkesle daha çok bağlantı halinde, daha an-lık yaşayan ve deneyip görmeye daha yatkın tüketiciler). Öy-leyse, Çinli, Hintli ya da bir Türk markası iseniz, ya da gelişen pazarlarda ürünleri satılan batılı bir marka iseniz, 2012 birşey-leri biraz abartabileceğiniz bir yıl olacak.

Örnekler: diesel Hindistan 2011 yılında ‘Seks satar. Ancak biz maalesef kot pantolon satıyoruz’ başlığıyla düzenlediği mağa-za-içi promosyon kampanyası kapsamında mağazalarından 150 USd’ın üzerinde alışveriş yapan müşterilerine muzip bir seks oyuncağı hediye etti. Suni deriden yapılmış ‘knee J’ adı verilen diz-liğin ambalajında müstehcen karikatürler ve ifadeler yer alıyordu.

Hintli kişisel bakım markası cardiograph corporation’ın elleri sterilize etmeye yönelik ürünü Sanitol için Mart 2011’de ya-yına giren reklam kampanyasında bir diğerinin özel bölgesine dokunan bir erkek ve elini diğerinin burnunun içine sokan iş arka-daşları gösteriliyordu. Reklamların amacı ellerde biriken mikrop-lara dikkat çekerek tüketicileri ellerini sterilize etmek konusunda ikna etmekti.

Amerikalı kişisel bakım ve ilaç üreticisi Johnson & John-son, jinekolojik sağlık konusuna dikkat çekmek amacıyla Eylül 2011”de Çin”de düzenlediği internet reklam kampanyasının vi-deosunda “v” (vajina) tarafından yazıldığı söylenen bir günlük yer almaktaydı. Reklam, kullanıcıları kampanyanın kendi mikro-sitesine yönlendiriyordu. Mikrositede kadın cinsel sağlığı ile ilgili çeşitli bilgilerin verildiği bir online günlük yer alıyordu. 30- say-falık sanal kitapçıkta ilişkiler ve seksle ilgili olduğu kadar moda ve arkadaşlık konularında da çeşitli makale ve bilgilere ulaşmak mümkündü.

Page 90: License Time Yaz 2012

ARAŞTIRMA

90

12. POINT & KNOW“İŞARET ET & ÖĞREN”

Metin formunda arama yapmak ve me-tin formundaki bilgi artık hemen hemen herkes için istenildiğinde ulaşılabilir bir şey haline geldi. Şimdi buna (faydalı) bir gerçek dünya unsuru eklemek konusun-da yarış başladı – ‘gerçek dünya’ derken nesneleri ve hatta insanları kastediyoruz.

2012”de, bilinen (Uygulamalar! Zengin-leştirilmiş Gerçeklik!) ve çok iyi bilinen (QR kodları!) teknoloji ve uygulamaların bir karışımı, tüketicilerin günlük hayatta anlık olarak karşılaştığı nesneler (ve hat-ta insanlar) ile ilgili onlara bilgi taşıyacak. Diğer trendlerin bazılarında da olduğu gibi, önümüzdeki 12 ay boyunca POINT & KNOW trendinin de fitilini ateşleyecek olan şey (cebimizden hiç ayırmadığımız) akıllı telefonlar olacak. Sonuçta anında bilgi ihtiyacı ve beklentisi SEE-HEAR-BUY (GÖRDÜM-DUYDUM-ALDIM) tüketici-sinin içine işlemiş bir özellik. POINT & KNOW trendini pratik bir şekilde kullan-manızı öneririz: bilgiye derinlik katmak, bir hikaye anlatmak, ürünlerin kökenini göstermek, tüketicilerin fiyat karşılaştır-ması yapmasına imkân vermek, diğer tüketicilerin görüşlerine ulaşmasını sağ-lamak, e-ticaret vs. gibi, ne olursa olsun eğlenceli birşeyler yapmak için kullan-mayı unutmayın!

Örnekler: google goggles cep telefonu ile çekilmiş fotoğraflar üzerinden arama yapmaya imkân veren ücretsiz bir imaj tanıma uygulaması. kullanıcılar nesnele-rin, mekanların veya ürün barkodlarının resimlerini çekerek bunlar hakkında daha fazla bilgi sahibi olabiliyorlar.

kasım 2011”de çıkan, Amazon Flow uygulamasının görüntü tanıma özel-liğini kullanarak ürünlerle ilgili bilgi almak –ve satın alma yapmak– mümkün. Uygu-lama kitap, müzik ve film haricinde evde kullanılan pek çok ürünü de tanıyor.

Peki 2012”de POıNT & kNOW tek-nolojilerin büyük babası sayılabilecek olan QR kodlarının sonunda patlamasına şahit olacak mıyız? şu anda akıllı telefonlar sa-ğolsun QR kodları her yerde ve tüketiciler de muhtemelen yavaş yavaş onlara alış-maya başlamış durumdalar. Ralph lauren Eylül 2011”de polo oyuncusundan oluşan logosunu yansıtan QR kodlarını kullana-rak bir kampanya düzenledi. Ralph la-uren mağazalarında gördükleri kodları tarayan müşteriler Amerika Açık Tenis Turnuvası”na bilet veya Ralph lauren M-commerce sitesinden ürün kazanma şansını elde ediyorlardı. louis vuitton gibi diğer lüks tüketim markaları da QR kodla-rını güzelleştirmekle meşgul. İlginç, ilk kez lüks markalar bile e-kervanına katılmış durumda...

Starbucks Ekim 2011”de müşteri-lerini mobil ödeme uygulaması ve sattığı kahve çeşitleri konularında eğitmeye yö-nelik bir QR kodlu promosyon kampanyası düzenledi.

YA

Z 20

12

Page 91: License Time Yaz 2012

91

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

kanadalı ayakkabı tasarımcısı John Fluevog’un ‘Ask clogs’ koleksiyonunda yer alan ayakkabıların her birinin topuğunda bir QR kodu var. Ayakkabıyı satın alan kişi QR kodunun lin-kindeki video sayesinde o ayakkabının imalattan mağazaya kadar geçirdiği süreci izleme şansına sahip oluyor.

Ekim 2011’de New York’da e-ticaret si-tesi eBay, Amerikalı tasarımcı Jonathan Adler ve ünlüler, editörler, blog yazarları ve stilistler gibi ‘insanların tercihlerini yönlendiren bir grup insanın ortak çalışmasının ürünü olarak eBay ınspiration Shop (eBay İlham Mağazası) açıldı. Mağazanın sanal bir ekrandan oluşan vitrininde çeşitli elektronik, tekstil ve otomotiv ürünleri ser-gilenmekteydi ve ürünleri satın almak için, müş-terilerin eBay’in mobil uygulamasını indirmeleri ya da QR kodunu taramaları gerekiyordu.

leafsnap resim tanıma teknolojisi sa-yesinde, çekilen resim üzerinden yapraklarına bakarak ağacın türünü söyleyen ücretsiz bir uy-gulama.

WeBıRd akıllı telefonu olan herkesin bir kuşun ötüşünü kaydedip bir sunucuya gönderek (birkaç saniye içinde) kuşun cinsi hakkında bilgi sahibi olmasına imkân sağlayan bir uygulama. WeBıRd’ün 2012 bahar göçü sırasında kullanıma sunulması planlanıyor.

Popular mobil müzik uygulaması Sha-zam (kullandığı müzik tanıma yazılımı sayesinde kullanıcının dinlemekte olduğu şarkının ismini ve sanatçısını tanımlayan, bu bilgiyi paylaşmasını ve ilgili müziği satın almasına imkân sağlayan bir uygulama) yetkilileri Haziran 2011’den önceki 12 aylık dönemde uygulamanın indirilme ora-nında haftalık olarak 100% artış gerçekleştiğini, 125 milyonun üzerindeki kullanıcının her gün dört milyon şarkı etiketlediğini açıkladı. Açıkla-mada her yıl Shazam üzerinden müzik satın al-mak için 100 milyon USd’dan fazla para harcan-dığı da belirtiyor. Benzer bir hizmet olarak Spotify ile ortaklaşa çalışan Midomi SoundHound’u da incelemenizi öneririz.

Kaynak: www.trendwatching.com/tr

Page 92: License Time Yaz 2012

BİLİNMEYEN10 SOSYAL AĞ

cARE2 (Hayırseverler için Sosyal Ağ): Sitenin giri-şinde “Fark Yarat” yazıyor ve platformun tasarımı da buna doğru orantılı hazır-lanmış. 19 milyon üyesi bulunan site, hayvanlara yardımdan sanata, barıştan politikaya kadar ilgi alanlarına sıkı sıkıya bağlı birçok kişiyi barındırıyor.

DOGStER / cAtStER (Hayvan Besleyenlerin Sosyal Ağı): Bu sosyal ağ, adında da anlaşılacağı üzere kedi köpek tutkunlarına hitap ediyor. İki sitede de çevrimiçi dergi bulunuyor ama halka açık bölümlerinde evcil hay-vanınız için profil oluşturabiliyorsunuz. Sadece bununla da kalmayıp gruplar oluşturup, hayvan bakımı hakkında bil-gilerinizi paylaşabiliyorsunuz. İki sitenin de toplam 3 milyon kullanıcısı mevcut. My LASt WİSh (Son Arzusunu dile getirmek İsteyenlerin Sitesi):  Bu yeni sayılabilecek iOS uygu-laması ölmeden önceki son arzularını paylaşmak isteyen insanları bir araya getiriyor. Kullanıcılar son arzularını Dilek Duvarına göndererek birbiriyle arkadaş-lık yapıyorlar. Üyeler ayrıca uygulama dışındaki iletişim adreslerini paylaşabili-yor. WISER(Teknoloji Tutkunu Çevrecilerin Sitesi):  Wiser’ı kuran ekip siteyi daha uzun

ömürlü bir dünya isteyen kişilerin bir araya geldiği bir köye benzetiyor. Sosyal ağın 70,000’den fazla üyesi var ve bu sene beşinci yılını kutluyor. Üyelerin çevre koruması hakkında konuşup, pay-laşımlarda bulunduğu ilginç bir site. uNtAPPD (Sosyal Bira Erbabının Sitesi):  Untappd mobil tabanlı bir sosyal ağ. Üyeler en sevdikleri bira markası, biranın nerede içilmesi gerektiği gibi bilgileri paylaşıyor. Foursquare’de olduğu gibi bir bara, res-torana ya da pub’a girdiğinizde check-in yapabiliyorsunuz. iOS ve Android cihaz-larda bu sosyal ağdan faydalanabilirsi-niz. cOMIcSPAcE(Çizgi Roman Hayranlarının Mabedi): Site girişinde de “ComicSpace çizgi roman severleri için bir sosyal ağdır.” Diye çok açık amacını belirtiyor. Hem çizgi roman yazarları hem de çizgi roman severler bu sitede buluşuyor. Birbiriyle çizgi roman sitelerinden ve orijinal internet çizgi ro-manlarından haberdar ediyorlar. Son verilere göre sitenin 89,584 üyesi bulu-nuyor. cAFEMOM(İnternet Tutkunu Annelere özel):  Cafe-Mom annelerin internetteki buluşma noktası. Site ebeveynlik ve çocuk bakımı hakkında bir sürü bilgi vermekle kalmı-

yor aynı zamanda milyonlarca annenin birbiriyle sohbet etmesini de sağlıyor. Sitede videolar ve oyunlar da mevcut.

cyLOOP(Yeni Medya Müzisyenleri İçin):  Cyloop elindeki geniş müzik ve video kütüp-hanesiyle kullanıcılarının kendine özel müzik deneyimleri yaşamasını sağlıyor. Milyonlarca müzik parçasını bir araya getirerek sevdiğiniz müzisyenleri takip edebilirsiniz. Cyloop ayrıca internet ara-cılığıyla yeni yetenekler keşfetmek iste-yen plak şirketlerine de aracı olabilir. BOOK-IN-A-WEEK(Azimli Yazarlara özel): Her ayın ilk hafta-sı boyunca sitenin eğitim sistemini kulla-narak içinizdeki yazma isteğini geliştire-bilirsiniz. Sitede size yardımcı olacak ve motivasyon sağlayacak birçok kaynağa ulaşmakla kalmayıp aynı zamanda yeni arkadaşlıklar kurabilirsiniz. FAStLOOP(dijital Atletlere özel): Fastloop her branş-tan atletin bir araya geldiği özel bir sos-yal ağ. Kendi topluluklarınızı kurup, yeni insanlarla tanışabilir ve takım arkadaşları edinebilirsiniz. Antrenman program-larını paylaşarak, başkalarının bu konu hakkında yazdıklarını okuyabilirsiniz. Ayrıca düzenli spor yapıyorsanız kendi istatistiklerinizi başkalarınınkiyle karşı-laştırmanız da mümkün.

Yeni sosyal deneyimler yaşamak ve ilgi alanlarınız ile ilgili doğru hedefe ulaşmak adına yeni sosyal ağlara üye olmak isteyenler için aşağıda sıralanan ve çok az bilinen 10 sosyal ağa göz atmakta fayda var!

ARAŞTIRMA

92

YA

Z 20

12M

EDYA

Page 93: License Time Yaz 2012
Page 94: License Time Yaz 2012

YAŞAMveBAŞARI

94

CUMHURİYETİN İLK KUŞAK SANAYİCİLERİNDEN, TÜRKİYE’NİN ÖNCÜ GİRİŞİMCİLERİNDEN

SABRİ ÜLKER

Kurulduğu 1944 yılından bu yana 7’den 70’e herkesin sevdiği bir marka haline gelen Ülker’in kuru-

cusu Sabri Ülker vefat etti. 92 yaşında hayata veda eden Ülker, bir süredir ra-hatsızlığı nedeniyle tedavi görüyordu. Cumhuriyetin ilk kuşak sanayicilerin-den ve Türkiye’nin öncü girişimcilerin-den olan Sabri Ülker, Ülker markasını taşıyan ilk bisküviyi ürettiğinde henüz 24 yaşındaydı. 1944 yılında sadece bir bisküvi çeşidi ile üretime başlayan Ülker’i, büyük bir gıda devi haline dö-nüştüren Sabri Ülker, ‘bisküvici dede’ ünvanı ile tüm gönüllere taht kurmuş-tu. Ülker, 1920 yılında Kırım’da doğdu. Hayatının çocukluk dönemi, Kırım’daki Sovyet ihtilalinin etkisiyle oldukça zor geçti. Zorlu çocukluk anıları ona Ülker’i

kurduğunda “Biz her insanın, hangi ül-kede yaşarsa yaşasın, güzel bir çocuk-luk geçirme hakkına sahip olduğuna inanıyoruz” sözünü söyletti. Kırım’da yaşanan sıkıntılara dayanamayan ailesi 1929 yılında İstanbul’a göç etti. 9 ya-şında İstanbul’a gelen Ülker, Kadırga İlkokulu’nu bitirdikten sonra Ortaokulu Bilecik’te okudu. Liseyi ise Kütahya’da okudu. Ülker, daha ilkokul yıllarında yaz tatillerinde ağabeyi Asım Ülker ile birlik-te Besler Bisküvi Fabrikası’nda çalıştı. İdeali mühendis olmaktı. Ancak koşul-lar buna elvermedi. Yüksek öğrenim için Sultanahmet İktisadi ve Ticari İlim-ler Mekteb-i Âli’sine kaydolduğunda 2. Dünya Savaşı da başladı. Sabri Ülker, yüksek öğrenimini bitirdiğinde, savaş da sona erdi. Ülker, işte bu günlerde biskü-vinin tadını unutan çocuklar için bisküvi üretmeye karar verdi. 1944 yılında Emi-nönü’ndeki Nohutçu Han’da küçük bis-küvi atölyesini satın aldı. Ağabeyi Asım Ülker ve üç çalışanla birlikte 100 met-rekarelik bu atölyede üretime başladı. Türkiye’de reklamın öneminin çok da bilinmediği yıllarda ‘Akşama babacığım unutma Ülker getir’ sloganını hafızalara kazıdı. İleri görüşlülüğüyle tanınan Ülker, 1970’te halka açık bir şirket olan Ana-dolu Gıda’yı Ankara’da kurdu. 1974’te Ülker’de ilk bisküvi ihracatını başlattı.

1979’da çikolata üretimine başlayan Ül-ker 1980’lerden itibaren sürekli ürün çe-şitliliğine gitti. Bitkisel yağ, süt ürünleri sektörüne de giren Ülker 2000 yılına ge-lindiğinde onursal başkanlığı üstlenerek, yönetimi Murat Ülker’e devretti.

1944 yılında üç kişinin Ülker markasıyla bisküvi üreterek başlattığı süreç bugün Yıldız Holding bünyesinde 30 bin kişi ile devam ediyor. Yıldız Holding bugün 65 üretim ve pazarlama şirketiyle bisküvi-den çikolataya, gazlı içeceklerden süt ve sütlü ürünlere, bebek mamasından kişi-sel bakım ürünlerine ve ambalaja kadar geniş bir yelpazede 300’ü aşkın marka ile faaliyet gösteriyor.

GODİvA’yI ALARAK SES GEtİRDİ

Yurtiçi ve yurt dışında toplam 55 fabrika-da üretim yapan Yıldız Holding şirketleri, sadece Türkiye’de değil, bölgesinde de öncü kimliğini koruyor. Yıldız Holding son olarak 2007 yılı sonunda dünyaca ünlü Godiva çikolatayı 850 milyon dola-ra satın alarak tüm Avrupa ve dünya eko-nomi çevrelerinde ses getirmişti.

4 yaşında küçük bir atölyede markalı ilk bisküviyi üreterek Ülker Grubu’nu 55 fabrikaya ulaştıran Sabri Ülker hayata gözlerini yum-du. 92 yaşında vefat eden işadamı Ülker, geçtiğimiz günlerde toprağa verildi.

YA

Z 20

12

Page 95: License Time Yaz 2012

95

MARKA, LiSANS ve MEDYA DERGiSi

MÜtEvAzI BİR hAyAt SÜRDÜ

Sabri Ülker’in iş hayatındaki başarısının ardında, mutlu özel hayatının da büyük etkisi vardı. Sevgili eşi Güzide Hanım’la mütevazı bir yaşam seçti. Çocuklarını da torunlarını da mütevazı yaşam biçimine özendirdi. Güzide Hanım ve Sabri Bey’in hayatlarındaki en büyük acı evlatları Ali Ülker’i küçük yaşta kaybetmeleri oldu. Kaybettikleri evlatlarının anısını, adını verdikleri torunları Ali Ülker’de yaşattı. Diğer evlatları Ahsen Özokur ve Murat Ülker hem ailenin mütevazı değerlerini hem de Sabri Ülker’in iş değerlerini be-nimsedi.

Sabri Ülker 2010 yılında ise hayat ar-kadaşı Güzide Ülker’i kaybetmenin acısını yaşadı. Ülker, Türkiye’nin ekono-mik kalkınmasına katkıda bulunmanın yanı sıra, toplumsal gelişmeye katkıda bulunmak konusunda da öncü rol üst-lendi. Türkiye’nin eğitim altyapısını güç-lendirmek için Milli Eğitim Bakanlığı ile ortak projeleri destekledi. Gelecek ne-sillere daha yaşanır bir Türkiye ve dünya bırakabilmek için sivil toplum kuruluş-larıyla koordinasyon içinde çalışmanın önemine inandığını ifade eden Sabri Ülker, TEMA Vakfı’nın kurucuları ara-sında yer aldı. Onun teşvikiyle Ülker, TEMA’nın köylerin kalkınmasına yönelik projelerini destekleyen ilk kurum olma özelliğini taşıyor.

“ 1920 yılında doğdum. Ülker markasını taşıyan ilk bisküvi üretildiğinde henüz 24 yaşındaydım. Bir zamanlar bizlerden “genç müteşebbisler” diye söz ederlerdi. Bugün ise çocukların “bisküvici dedesi” oldum ve bundan çok mutluluk duydum.

doğduğum yıllar itibariyle kim-selerin çocukluğu kolay geçmedi. Bizler sa-vaşları, yıkımları, göçleri gördük. Herkesin güzel bir çocukluk geçirme hakkına sahip olması gerektiğine daha o yıllarda inan-dım. Bu nedenledir ki, akşam babaların çocuklarına götürebilecekleri bisküvileri, çikolataları, gofretleri üretmenin hazzını her zaman hissettim.

Yarım yüzyılı aşkın sanayicilik hayatımda elbette sıkıntılarım da oldu. Ama bugün geriye dönüp baktığımda, ha-yatımı sadece bir sanayici olarak üretmek, istihdam ve katma değer yaratmak için ta-til yapmadan harcamış ve ülkesine “dünya markası” armağan etmiş biri olarak, bu sıkıntıları hatırlamıyorum. Bunca yıldan bana geriye, huzur ve mutluluk kaldı.

kurulmasında ve büyümesinde emeğimin geçtiği ülker’in bugün ulaştığı büyüklükle artık sadece “bize”, yani ailemi-ze, hissedarlarımıza, çalışanlarımıza değil, tüm Türkiye’ye ait olduğunu görüyorum. ülker, Türkiye’nin gıda alanındaki temsil-cisi olarak Amerika’dan Almanya’ya kadar dünyadaki birçok ülkenin market rafların-da yer alıyor. Bu, elbette genç bir müteşeb-

bisken hayal edebileceğim bir şey değildi. üretimi başlatmak için gereken makineleri bile zor bulabildiğimiz yıllarda böyle bir hayali nasıl kurabilirdim ki? dünyaya mal satmak bir yana, kendi kendimizin ihtiya-cını karşılamak bile o şartlarda çok zordu. Ama bin bir güçlük içinde, çok çalışarak başardık.

Bundan sonra ülker için dönül-mez hedef, dev dünya markaları arasına girmek ve daha da önemlisi, orada kal-maktır. doğrusu, içimdeki bu heyecanı ve bu gelişmeyi sadece ülker için değil, Türki-yemizden çok sayıda firma için taşıyor ve bunu çok arzu ediyorum. Yaşım itibariyle ben sadece ülker’in değil, pek çok firmanın elverişsiz şartlarda kurulup büyümesine şahit oldum. kurucularının büyük bir azim ve sabırla büyüttükleri güzide kuruluşla-rımızın dünyadaki başarılarını da, ülker’i izlediğim gibi yakından takip ediyor ve Türkiye adına hem seviniyor hem de gurur duyuyorum.

ülker’in ülkemize sadece eko-nomi alanında değil, “sosyal” hayatta da katkıda bulunmasına daima özen göster-dim. Eğitim, çevre, sanat, sağlık, spor alan-

larında gerçekleştirdiğimiz yatırımlarla üzerimize düşen sosyal vazifeleri de yerine getirmeye çalıştık. Ben, ülker’in kurucusu olmaktan duyduğum mutluluğun aynısını TEMA’nın kurucusu olmaktan da duyuyo-rum. Topraklarımıza, sularımıza, çevremi-ze sahip çıkmak vatana sahip çıkmaktır. Eğitim ve spor alanındaki yatırımlarla gençlerimizin geleceğine yatırım yapma-nın gereğine inanıyorum.

gençlerimizin, çocuklarımızın da Türkiye’nin kıymetini bilmesini, bizlerden aldıkları bayrağı daha da ilerilere taşıma-sını arzu ediyorum. gençlerimize Türkiye-mizi dünya şartlarında gelişme ve refah standartlarına yükseltme hedefiyle çalış-malarını nasihat ediyorum. Onlara hayat-ta azimli, sabırlı çalışmayla, mütevazı ola-rak ve zamana ayak uydurarak başarıya ulaşacaklarını söylemek istiyorum. Bizden sonraki nesillere büyük başarılar diliyo-rum.

Sabri ÜlkerOnursal Başkan

Sabri ülker’in 2007’de yayınlanan mesajı

Page 96: License Time Yaz 2012

YAŞAMveBAŞARI

96

3 KİşİDEN 30 BİN ÇALIşANA uLAştI

Çalışan sayısı: 30 binciro: 10.5 milyar liraFabrika sayısı: 55gıdada marka sayısı: 300Yurt dışındaki yatırımları: ABD, Belçika (Godiva), Suudi Arabistan (FMC), Mısır (Hi Food), İtalya (Nuroll), Romanya (Eurex), Ukrayna (KBF), Kazakistan (Hamle), Pakistan (UG Food).dünya gıda ligindeki sırası: 10’uncu

1944 - İlk Atölye Eminönü´ndeki Nohutçu Han-da bisküvi atölyesi satın aldı. Ağabeyi Asım Ülker ve üç çalışanla birlikte 100 metrekarelik bu atölyede üretime başla-dı.

1948 - İlk Fabrika Eski Sağmalcılar Köyü’ndeki Takkeci Camii’nin yanında, bisküvi üreti-mi için bir fabrika kurdu; bisküvi kapasi-tesini üç katına çıkarttı. Ürünlerin nakliye farkı alınmadan, fabrika fiyatına esnafa ulaştırılmasını sağladı.

1970 - Anadolu Gıda’nın Kuruluşu 1970’lere gelindiğinde, Türkiye için ekonomi ve siyasette zor yıllar baş-lamıştı. Dönemin ekonomisi, ‘enflasyon’ ve ‘döviz darboğazı’ kıskacında kalmış-tı. Pek çok işletmenin kapandığı bu zor dönemde Ülker, Ankara’da halka açık bir şirket olan Anadolu Gıda’yı kurdu.

1972 - İlk Çikolata Üretimi Çikolatalı bisküvi çeşitlerinde değerlendirilmek üzere çikolata ve şe-kerleme üretimine geçilmesini sağladı.

1974 - İlk İhracat Bu dönemde Ülker ihracatçı kimliğini kazandı. 1974’te 200 bin dolar-lık ilk ihracat, Türkiye’de pazarın gelişme-sine ve uluslararası anlamda pazar kimli-ğine sahip olmasına işaret ediyordu.

1975 - Ar-Ge Departmanı Kuruldu Uluslararası firmalarla rekabet edebilmek için büyük bir öngörüyle Ülker’de Ar-Ge departmanını kurdurdu.

MODERN tEKNOLOjİyE GEÇİş Avrupa’dan en son teknoloji makinalar getirterek modern üretime başladı.

1980 - Ürünler Çeşitleniyor 1980’lerden itibaren Ülker’in üretim çeşitliliğinin zenginleşmesini sağladı. Aynı senelerde Ülker’in dünyaya entegre olmasına ön ayak oldu.

1983 - Üretimde Dikey Entegrasyon Üretimde dikey entegrasyonu benimsedi. Un, yağ, glikoz ve ambalaj maddeleri üreten fabrikalar, pazarlama şirketleri ve araç filosu olan, lojistik açı-dan tam kapasiteli ihracat şirketleri kura-rak bu kararı uygulamaya koydu. Oluklu mukavvayı üretim listesine ekletti.

1992 - yağ Sektörüne Giriş Bisküvi ve çikolata üretiminde kullanılan yağ konusundaki tecrübesini üretime dönüştürme kararını aldı. Bitki-sel yağ ve margarin sektörüne girildi.

1993 - yurt Dışıyla İlk Ortaklık Ülker’in dünyaya entegrasyon sürecinin en önemli parçası olan dünya devleriyle yaptığı ortaklıkların ilki bu yıl gerçekleşti. Pendik Nişasta, yabancılarla gerçekleştirilen ilk ortaklık oldu. Bunu İtalyan Harry’s ile yüzde 50 ortaklı Fresh Kek ve diğerleri izledi.

1996 - Süt Endüstrisine Giriş Süt endüstrisine girilmesine önayak oldu. Bu sektörde de bir ilke imza atılmasını, “laktaz süt”ün Türkiye´de ilk kez pazara sunulmasını sağladı.

2000 - Onursal Başkan Oldu Onursal başkanlığı üstlenen Sabri Ülker, yönetimi Murat Ülker’e dev-retti.

ÜLKER’İN KuRucuSu SABRİ ÜLKER’İN İş hAyAtINDAN SAtIR BAşLARI şÖyLE;

YA

Z 20

12

Page 97: License Time Yaz 2012
Page 98: License Time Yaz 2012

FUARTAKVİMİ

97

İzMİR ENtERNASyONAL FuARI31.08 - 09.09.2012İEF - İzMİR

FRANcAL 201244. Moda Tasarım & Akse-

suar Fuarı 26.06 - 29.06.2012

SAO PAuLO BREzİLyA

tOKyO jEWELLERy FAIR

Japonya Mücevher Fuarı

28.08 - 30.08.2012tOKyO

jAPONyA

IFA 2012Uluslararası Tüketici Elekt-

roniği Fuarı31.08 - 05.09.2012

BERLİNALMANyA

mipjuniorUluslararası Çocuk ve

gençlik Tv Programı ve İçerik Fuarı

06 - 07.10.2012cANNESFRANSA

mipcomUluslararası Tv Eğlence Program ve İçerik Fuarı

08 - 11.10.2012cANNESFRANSA

BRAND LIcENSINGEuROPE

Avrupa Marka ve lisans Fuarı

16- 18.10.2012LONDRA

İNGİLtERE

ALL GREEN EXPO 2012Yeşil Ekonomi ve Enerji verimliliği Fuarı 06 - 09.09.2012İFM - İStANBuL

tREND WAtchINGTüketici Trendleri Semineri 06.09.2012SAKIP SABANcI MÜzESİ İStANBuL

ceBIt BİLİşİM EuRASIA13. Bilgi ve İletişim Teknolo-jileri Fuarı 13 - 16.09.2012tuyAP - İStANBuL

PROMO tÜRK27. Uluslararası Promosyon ürünleri Fuarı 20 - 23.09.2012İFM - İStANBuL

tOyzERİA5. Oyuncak, lisans, Oyun ve Oyun Ekipmanları Fuarı 04 - 07.10.2012İFM - İStANBuL

yuRtİÇİ FuARLAR yuRtDIşI FuARLAR

YA

Z 20

12

Page 99: License Time Yaz 2012
Page 100: License Time Yaz 2012