lidergi 5.sayi

36
Ocak 2014 Yıl 4 Sayı: 5 Türkiye’nin liderleri bu okulda yetişiyor! Cumhuriyetimizin 90. Yılı Kutlu Olsun

Upload: murat-karan

Post on 07-Mar-2016

222 views

Category:

Documents


4 download

DESCRIPTION

liderginin 5. sayısı yayınlandı

TRANSCRIPT

Ocak 2014 Yıl 4 Sayı: 5

Türkiye’nin liderleri bu okulda yetişiyor!

Cumhuriyetimizin 90. Yılı Kutlu Olsun

“İnanmak başarmanın yarısıdır.” Özel Lider Şişli Koleji olarak 6 yıl önce bu ilkeyi mihenk taşı kabul ederek çıktığımız yolculuğun ilk meyvelerini 2012-2013 Eğitim- Öğretim Yılında 11 mezunumuzu yeni okullarına uğurlayarak verdik. SBS sisteminin son katılımcıları olan öğrencilerimiz YGS (Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı)’de İstanbul’da başarı sıralamasında önde gelen Anadolu ve Fen Liselerine yerleştiler.

İlk mezunlarımız, başarıya ulaşmanın haklı gururunu ve yeni hedeflerin kapısını aralamanın tatlı heyecanını yaşarlarken, bizler okulumuzun 7. Eğitim-Öğretim yılında 2. mahsulü için hazırlanıyoruz. MEB bu yıl liselere geçiş sistemini değiştirdi. Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) olarak adlandırılan bu düzenleme, 8. sınıf öğrencilerinin okullarında girmekte oldukları sınavlardan bir tanesinin (3 sınav oldukları Türkçe, Matematik, Fen Bilgisi ve İngilizce derslerinin 2.; 2 sınav oldukları T.C İnklap Tarihi ve Atartükçülük, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin 1. sınavlarının) MEB tarafından uygulandığı merkezi bir sistemdir. Böylece öğrenci başarısının anlık performansa dayalı olarak değil geniş bir zaman dilimine yayılarak belirlenmesini sağlamak hedeflenmiştir. Yeni sisteme göre öğrencilerin sınavlardan aldıkları notlar, hem dönem sonu karne ortalamalarını etkileyecek hem de yıl sonunda yapacakları tercihlerde belirleyici olacak.

28-29 Kasım tarihlerinde düzenlenen sınavın ilk aşamasında öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz tarafından hazırlanan ve uygulanan sınavlarda aldıkları notlarla paralel bir grafik çizerek hem şimdiye kadar

göstermiş oldukları çabanın karşılığını aldılar hem de okulumuzda uygulanan eğitimin doğruluğunu ve kalitesini bir kez daha göstermiş oldular. Henüz kesin sonuçlar açıklanmsa da 29 Kasım Cuma öğleden sonra öğretmenlerimizin öğrenciler ile bir araya gelerek yaptıkları sınav değerlendirmesine göre ortaya çıkan tablo mutluluk verici. Elde etmiş olduğumuz başarının 28-29 Nisan tarihlerinde düzenlenecek ikinci aşamda katlanarak artmasını hedefliyoruz.

Başarı anlık bir zafer değil devamlılık ve istikrar gerektiren bir süreçtir. Bu doğrultuda kazanmış olduğunuz başarı bir sonraki hedefinizin temelini oluşturmalı.

Uzun ve yorucu bir dönemin sonuna geldik. Bahar dönemine zinde ve dingin başlamak için yapacağınız tatil planlarında; dönemin yorgunluğunu üzerinizden atmanıza yardımcı olacak, kişisel gelişiminiz için gerekli ve zihninizi dinlendirecek kitap okuma, sinemaya, tiyatroya ve konsere gitme, spor yapma gibi etkinliklere zaman ayırın. Ancak bunların yanında ikinci döneme hazır olabilmek için gereken tekrarlar ve çalışmalar için program yapmayı da ihmal etmeyin. Doğru planlanmış bir tatil 8. sınıfların 2.sınav için gerekli enerjiyi ve motivosyonu toplamalarına, diğer kademelerinse yüklenecek yeni bilgileri daha kolay özümsemelerine yardımcı olacaktır.

Özel Lider Şişli Koleji ailesi olarak, öğrencilerimizin akademik anlamda başarılı olmaları öncelikli hedefimiz. Çünkü bilgi gücü, güç güvenliği, güvenlik de mutluluğu beraberinde getirecektir. Ancak bir sonraki hedefimiz öğrencilerimizin tatmış oldukları başarı duygusunun sürekliliğini sağlamaktır. Sizleri hayallerini gerçekleştirmeyi başarabilmiş bireyler olarak görebilmek en büyük hedefimizdir.

Kemal BAŞKAYAOkul Müdürü

2

Özel Lider Şişli İlkokulu - OrtaokuluAdına İmtiyaz Sahibi

Kemal BaşkayaOkul Müdürü

Sorumlu yöneticiMurat Karan

Müdür Yardımcısı

Genel Yayın Yönetmeni

Sahihe Doğan

Basın Yayın Kulübü Öğrencileri

Başkan

Mihriban İrem Canım

Başkan Yardımcısı

Ilgın Bahıtlı

Üyeler

Yağmur KutluZeynep Aktaş

İletişim Bilgileri

Adres: Abide-i Hürriyet Caddesi No:29Şişli / İstanbul

Telefon: +90 (212) 233 03 33Faks: +90 (212) 219 83 84

e-posta: [email protected]

Tasarım

ReproProfesyonel Reprodüksiyon Hizmetleri

Ortabayır Mah. Şair Çelebi Sok. No: 17/AKağıthane / İstanbul

Tel: +90 (212) 269 00 [email protected]

Baskı

Linomat Ofset San. ve Tic. Ltd. Şti.Seyrantepe Oto Sanayi Sitesi Yıldız Sokak

No: 19 4.Levent / İstanbulTel: +90 (212) 325 33 66 Faks: +90 (212) 325 30 90

[email protected]

Merhaba Sevgili Okurlar,Lider Şişli Koleji olarak eylül ayında başladığımız eğitim- öğretim yılı maceramıza, bir virgül koyup kısa bir mola verdiğimiz birinci yarı yıl tatiline yaklaşıyoruz. Bizler tatile yaklaşırken aynı zamanda en yoğun iki haftamızı da yaşıyoruz. Gerek öğretmenlerimiz gerekse biz öğrenciler hem son sınavların telaşı ve yoğunluğunu yaşıyoruz hem de performans ve proje çalışmalarının son aşamalarını tamamlamaya çalışıyoruz. Dedik ya yoğun ama tatlı bir telaş içinde okulumuz. Tatili dört gözle bekleyen bizler, dönemin yorgunluğunu atmanın planlarını yaparken öğretmenlerimiz bizim planlarımıza küçük dokunuşlar yapmak için hummalı bir çalışma içindeler. Öğretmenlerimiz, bizlere, dinlenirken aynı zamanda kısa hatırlatmalarla bilgilerimizi taze tutabileceğimiz çalışmalar hazırlıyorlar. Lider Şişli Koleji olarak bu dönem birçok etkinliğe imza attık. Ama sanırız bunlardan en önemlisi okulumuzun sekizinci sınıf öğrencilerinin(ki yazı grubumuz da 8. Sınıf öğrencisidir ) bu yıl ilk defa uygulanan TEOG sınavına girmesiydi. Yoğun bir çalışma temposunun ardından sınav sonuçları yüzümüzü güldüren en önemli olaydı. Övünmek gibi olmasın sınavlardan çok iyi sonuçlarla çıktık. Sınavların yanı sıra öğretmenlerimiz tüm seviyelerde birçok gezi düzenledi. Bunlardan bazıları: Dolmabahçe Sarayı, Arkeoloji Müzesi, 1453 Fetih Müzesi, Harbiye Askeri Müzesi, Tüyap Kitap Fuarı, Atatürk Kitaplığı, Koç Müzesi…. Daha birçok gezi ve bu gezilerden kalan güzel anılar ve resimler… Dedik ya bir dönemi bitirirken üzerimizdeki tatlı yorgunlukla hepinizi selamlıyoruz ve hepinize iyi tatiller diliyoruz…

Editörden Yolculuğa Başlıyoruz

3

1. SINIFLAR

Yolculuğumuz büyük bir heyecanla başladı. Okuldaki ilk günümüzü arkadaşlarımızla ve öğretmenlerimizle tanışarak, eğlenceli oyunlar oynayarak geçirdik. Zamanla birbirimize

daha çok alıştık. Okuma yazma öğrenmek ne kadar da zevkliymiş! Neredeyse bütün harfleri öğrendik. Yaptığımız etkinlikleri sınıf panomuzda sergiledik.

Yolculuğa Başlıyoruz

4

ANA SINIFI ETKİNLİK

ATATÜRK EVİHer 10 Kasım’da olduğu gibi bu yıl da Atamızı sevgi

ve saygıyla andık. Atatürk’ün izinden gitmek, bize kattığı ve bıraktığı değerlere sahip çıkmak ancak onu anlamakla mümkündür. Bu nedenle Ata’mızı ve tarihimizi tanımak, karanlıktan aydınlığa çıkışımızın öneminin bir kez daha farkına varmak amacıyla Şişli Atatürk Evi’ne gittik. Orada Ata’mıza ait değerlerli eşyaları gördük. Öğrendiğimiz tüm bilgileri pekiştirdik. Bu vesileyle Büyük Ata’mızı minnet ve şükranla anıyoruz.

DOĞUM GÜNÜHer birimiz önce ailemiz sonra da okul ve öğretmenlerimiz için çok özel ve biriciğiz.

Bu nedenle doğum günlerimiz de çok özel. Okulumuzun anasınıfı olarak sevgili arkadaşımızın doğum gününü büyük bir keyif içinde kutladık. Pinyata ise doğum gününün farklı bir neşe kaynağı oldu.

5

ANA SINIFI ETKİNLİK

YENİYIL

Defne TAŞKIN: Hediye dolu olan bir kalemiz olsun.İçinde annem babam ve ben yaşamak istiyorum.

Umut Toker: Angry Birds oynamak istiyorum.Havuza gitmek ve kumsalda eğlenmek istiyorum.

Naz KABAŞ: Yeni evimiz olsun. Ailemle beraberhep beraber yaşamak istiyorum.

Mert Taşcı: Ailemle güzel bir yıl geçirmek istiyorum.

Janset Nehir CEYLAN: Şansım çok güzel olsun istiyorum. Annemi ve babamı çok seviyorum. Ablamı da dünyalar kadar seviyorum.

Gökhan Narin: Star Wars ve Angry Birds’in dünyaya ışınlanmasını istiyorum.

Nilüfer AĞAOĞLU: Winks olmak istiyorum. Bloom olmak istiyorum. Ablam da Stella olsun. Annem Florababam da Sky olsun.

Efe GÜNGÖR: Çok güzel oyuncaklarım olsun. Yılbaşı hemen gelsin.

Eylül GÜNGÖR: Yılbaşında hem güneşin açmasını hem de kar yağmasını istiyorum

Yeni yıl her zaman yeni başlangıçlar, yeni

umutlar demek! Bizler de bu güzel günde

en güzel dileklerimizi balonlarımıza iliştirip

gökyüzüne gönderdik. Hepinize sağlıklı,

mutlu ve keyifli bir yıl dileriz. Mutluluk yanı

başınızda olsun…

6 Ülkemizin en büyük askeri müzesi olan Deniz Müzesi’ni gezdikçe bir dönem denizlere hakim olduğumuzu

görmek ilginç bir duygu yaşattı, bizlere. Çeşitli deniz olaylarını resimleyen tablolar, sancaklar, toplar, değişik çağlara ait silahlar, eski kayıklar, saltanat kayıkları, orijinal haliyle korunmuş yegane kadırgalar müzenin en etkileyici objeleri arasındaydı. Bu gezi bize denizciliği, müzeciliği ve belki de savaşların keşke sadece müzelik olan bir tarihi gezinti olduğunu kavramamızı sağladı. Keşke bütün çocuklar bu müzeyi gezebilse…..

1. sınıflar olarak 10 Kasım Atatürk Haftası nedeniyle Şişli Atatürk Evi’ni ziyarete gittik. Orada Atatürk’ün kişisel eşyalarını, askeri ve sivil yaşamına ait fotoğraflarını, madalyalarını

gördük. Hatta Selanik’teki evinin küçük bir maketi bile vardı müzede. Bize bu güzel vatanı bırakan Ulu Önder Atatürk’ü bir kez daha saygı ve özlemle andık.

DENİZCİLİK MÜZESİ’NE GİTTİK

Atatürk Evi Gezimiz

GEZİ

7

GEZİ

Bu gezide Cumhuriyet Dönemi’nin ilk yıllarında Atatürk’ün Florya Yazlık Dinlenme Merkezi’ni

sadece dinlenme amaçlı kullanmadığını, İstanbul’da kaldığı süre içinde devlet işlerini de buradan yönettiğini, burada siyasal ve bilimsel toplantılar yaptığını ve önemli konuklarını burada ağırlamış olduğunu, resim, fotoğraf ve görsel materyallerle inceleyerek öğrendik. Manevi kızı olan Ülkü Adatepe ve Afet İnan ile birlikte Florya Köşkünde geçirdiği günler hakkında fotoğraflardan bilgi edindik. Biz de gezimizin sonunda Ülkü Adatepe ve Afet İnan’ın oynadığı günlerdeki gibi kumsalda oyunlar oynayarak unutamayacağımız bir gün yaşadık.

Bilim Müzesi gezimizle beraber, öğrencilerimizin, bilime, bilimsel düşünceye, gelişen teknolojilere karşı ilgileri arttı ve bunu yakından takip etmeleri sağlanarak

bilgi, beceri ve üretim yeteneklerinin gelişmesi hedeflendi. Uygulamalı bir eğitim ve öğretim ile güzel bir etkileşim ortamı sağlandı. Bu gezide, ilgi çekici deney düzenekleri ile aktif katılımlar sağlayarak, anlayarak, eğlenerek öğrendik. Deprem simülatöründe deprem anı yaşatıldı. Yangın simülatöründe de alınması gereken önlemleri, öğrendiklerimizi uygulayarak o anı yaşadık. Merak ettiklerimizi 80’e yakın aktif deney ünitesinde tatbik ederek kalıcı bir öğrenmeye imza attığımızın farkındalığıyla ayrıldık müzeden.

Florya Gezimiz

Şişli Bilim Müzesi

8

GEZİ

Bu gezi ile 3-A sınıfı öğrencilerimizin geçmişten bugüne para ile ilgili

gelişmeleri ve değişimleri fark etmeleri, paranın önemini, gerekliliğini ve parayı doğru kullanma becerilerini geliştirmeleri hedeflenmiştir.

Darphane yetkilileri tarafından öğrencilerimize darphane ile ilgili

gereken bilgiler verilmiştir. Müze, kurumun kendi rehberi tarafından gezdirilmiş, öğrencilerimiz burada bulunan koleksiyonları hayranlıkla izleyerek, fotoğraf çekmişlerdir.

DARPHANEGEZİMİZ

9

GEZİ

Okulumuz 4- A sınıfı öğrencileri olarak Fen Ve Teknoloji dersinde öğrendiğimiz canlıların büyüme, beslenme, hareket etme gibi temel özelliklerinden haberdar olarak gittiğimiz

Zooloji Müzesi’nde, çevremizde gördüğümüz canlı hayvanların dışında görmediğimiz fakat var olduğunu bildiğimiz en az 2500 tür canlılığını kaybetmiş varlıkları fark ederek bilgi sahibi olduk. Gezide en çok ilgimizi çeken şey insan ve goril iskeletinin benzerliği oldu. Sürüngenler, kuşlar, yırtıcı hayvanlar, zehirli böcekler, deniz canlıları, böcek larvaları,

koyun embriyosu ve anne karnındaki cenin ilgimizi çeken diğer canlılardı. Bu gezi bizi hem çok eğlendirdi hem de bize hayvanlar alemi ile ilgili yepyeni bilgiler kazandırdı. Bir

boz ayının yanında fotoğraf çekilerek bu güzel anları ölümsüzleştirmek de ayrıca keyifliydi.Öğrendiğimiz ilginç ve faydalı bilgilerle okulumuza döndük.

ZOOLOJİ MÜZESİ’NE GİTTİK

10

GEZİ

Askeri Müze ve Kültür Sitesi Komutanlığı gezisinde oldukça zengin bir top koleksiyonunun (Osmanlı, İtalya, Malta, Memluk, Rus, İsveç, Alman) seçkin örneklerini, Seyit Onbaşı’nın

sırtında taşıdığı top heykelini, kesici silahları, tabancaların geçmişini, baston koleksiyonunu, Osmanlı Devleti’nde ordu ve Yeniçeri kıyafetlerindeki farklılıkları,

Cumhuriyet Devri kıyafetlerini, Mustafa Kemal’in okuduğu sınıfı ve sıra arkadaşlarını gördük. Çanakkale Zaferi ile ilgili film izledik4-A sınıfı olarak Okul Müdürümüz Kemal

Başkaya ve sınıf öğretmenimiz rehberliğinde geçmiş tarihimize güzel bir yolculuk yaptık. Tarihimiz hakkında merak ettiklerimizi görsel materyallerle ve objelerle bilgi edinerek

tarihe olan ilgimizi artırmış olduk.

TARİHE YOLCULUK…

11

ETKİNLİK

YERLİ MALI YURDUN MALI,LİDERLER DE BUNU KULLANMALI !Meyvenin, yemişin kıymetini, önemini anladığımız bu

haftada paylaşmanın da keyfine vardık. Dile geldi portakal, dile geldi ceviz, kestane. Bolluk, bereket içinde yedik, eğlendik.

Yerli Malı Haftası kutlamalarında okula getirdiğimiz yiyecekleri afiyetle yedik. Bilinçli bir tüketici olarak

tutumlu olmayı, paramızı boş yere harcamamayı, yaptığımız alışverişlerde neden öncelikle ülkemizde üretilen malları tercih etmemiz gerektiğini öğrendik. Bize hediye edilen kumbaralar sayesinde artık biz de tutumlu birer tüketici olacağız.

PortakalPortakal sulu sulu,

İçi vitamin dolu.Adana, kozan, dört yol,Git ağaçtan ye bol bol.

Fındık-Badem-CevizFındıkla badem, ceviz,

Severek yediğimiz.Üç arkadaş yemiştir,Her tadan özlemiştir.

Bütün meyvelerBu güzelim meyveler,Bu güzelim yemişler,Yurdumuzun malıdır,Her yiyen kuvvet alır.

Çocuklar!!!

Tutum haftası geldi,Bizlere neşe verdi.Yerli yemişlerimiz,

Hep birden dile geldi.

12

Hep kulaklarımızda aynı sözle büyüdük, her zaman her şartta ona olan saygımızı ve hayranlığımızı sunduk. Bu ülkede hayata ilk adımlarımızı attığımız ilkokul sıralarından

hayatımızın sonuna dek onun bize verdiği eşsiz ve kutsal armağanı koruma sorumluluğunu bütün benliğimizle hissettik. Evet herkesin bildiği gibi Atatürk ve onun en büyük eseri olan Türkiye Cumhuriyeti bu ülkenin Ata’sından devraldığı en büyük mirastır. Bu miras bizim “en kıymetli hazinemizdir.” Bizler de Lider Şişli Koleji olarak coşkuyla, mutlulukla, sorumluluğumuzun bilincinde olarak bu yıl 90.yılını karşıladığımız “Cumhuriyet Bayramı” nı 29 Ekim’de bütün Lider Şişli Koleji ailesiyle velilerimiz, öğrencilerimiz, öğretmenlerimizle, tam bir bayram coşkusu ve heyecanıyla kutladık. Bu anlamlı ve güzel günde Şişli Belediye Başkanımız Sn. Mustafa Sarıgül de bizleri yalnız bırakmayarak heyecanımızı ve çoşkumuzu paylaştı. Böylece hep birlikte kutladığımız anlamlı ve çoşkulu bayramımızda birlik ve beraberliğimizi bir kez daha pekiştirdik.

TÖRENLER

LİDER ŞİŞLİ; LİDERLERİYLE 90. YILI KARŞILADI

13

TÖRENLER

LİDER ŞİŞLİ; LİDERLERİYLE 90. YILI KARŞILADI

14

TÖRENLER

Kendi deyimiyle “Benim naçiz bedenim elbet bir gün toprak olacaktır ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” diyen

Atatürk’ü biz tam da bu sebeple hiç unutmadık, unutmayacağız… Bedeniyle aramızdan ayrılan ancak bu ülkenin genç beyinlerine ektiği Cumhuriyet tohumlarıyla her zaman bizimle olan Ata’mızı Lider Şişli Koleji ailesi olarak aramızdan ayrılışının 75. yılında saygıyla andık. Onun ilke ve inkılaplarını, devrimlerini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni oluştururken gösterdiği üstün gayret ve hassasiyeti ifade eden gösterilerle bize bıraktığı mirası koruma sorumluluğumuzu bir kez daha idrak ettik. Okulumuzda yaptığımız bu sade törende hepimiz duygusal anlar yaşadık. Cumhuriyet kadınları, Cumhuriyet erkekleri, Cumhuriyet gençliği temalı gösterilerle kuruluşundan bu yana Cumhuriyet’in ve Ata’mızın hatıralarıyla bir yolculuğa çıktık.

Aslında bir güne sığdıramadığımız ama yine de hatırlanmanın en güzel hissi

verdiği özel bir gündür , Öğretmenler Günü… Lider Şişli Koleji ailesi olarak bizler de bu yıl 24 Kasım’da bu güzel günü okul aile birliği üyelerimizin öğretmenlerimiz için özenle hazırladığı güzel bir kahvaltı organizasyonuyla kutladık. Boğaz’ın o eşsiz manzarasında hem sohbet edip hem fotoğraflar çektirdik ve güzel anılarla ayrıldık mekandan. Sanırız bütün meşakkatine rağmen öğretmenliğin kutsallığını bir kez daha yüreğimizde hissettik. Nihayetinde Mustafa Kemal Atatürk’ün “Öğretmenler yeni nesil sizlerin eseri olacaktır.” sözü kulaklarımızdaydı.

ÖLÜMÜNÜN 75. YILINDA ATA’MIZI SAYGIYLA, GURURLA ANDIK…

BUGÜN GÜNLERDEN; ÖĞRETMENLER

15

GEZİ

Beşinci sınıf öğrencilerimizle birlikte gittiğimiz Şişli Camii’ne ziyaretimizde ibadethanelerle ilgili

pek çok şeyi yerinde görme ve tanıma fırsatı bulduk. Müfredatımızda bulunan kazanımlar doğrultusunda bu gezimizde; bilgilerimizi doğrulayıcı incelemeler yaptık, daha önce bir camiiye gitmemiş öğrencilerimizin bu ibadethanelerle ilgili meraklarını giderdik, camiiler hakkında yanlış veya olumsuz bilgilere sahip öğrencilerimizin doğru bilgilendirilmelerine yardımcı olmaya çalıştık

Osmanlı Devleti’nden günümüze kalan önemli eserlerden biri

olan Dolmabahçe Sarayı’nı 5.sınıf öğrencilerimizle gezdik. Çevremizdeki tarihi mekanları ve yapıtları tanımak amacıyla yaptığımız bu geziyle birlikte tarihimize karşı duyarlılığımız arttı. Birçok Osmanlı padişahını ağırlayan bu sarayda, Atatürk’ün hayata gözlerini yumduğu odayı ziyaretimizde ise duygulu anlar yaşadık. Gerek mimari yapısı gerek bahçesi ve gerekse sahip olduğu görkemli manzarası ile etkilendiğimiz sarayı mutlaka görmelisiniz!

CAMİLERİMİZİ NE KADAR TANIYORUZ?

DOLMABAHÇE SARAYI

16

GEZİ

Kitapların olmadığı bir dünya düşünülemez. Bilime, sanata, eğitime ilişkin birçok bilgi veren kitaplar kütüphanelerde korunurlar ve araştırmacıların, öğrencilerin hizmetine

sunulurlar. 6.sınıf öğrencileri olarak biz de bilimsel araştırma basamaklarından “kaynakları tarıyorum” maddesini uygulayarak, öğrenmek için Taksim’deki Atatürk

Kitaplığına gittik. Birçok türde kitaba nasıl ulaşabileceğimizi ve kitaplardan nasıl yararlanacağımızı öğrendik.

Okulumuz 6. sınıf öğrencileri Sosyal Bilgiler dersi kapsamında Eski Çağ tarihiyle ilgili daha geniş bilgi edinmek amacıyla Arkeoloji Müzesi’ni gezdiler. Eski Çağ’da yaşamış Anadolu ve Mezopotamya uygarlıklarına ait eserlerin bulunduğu müze öğrencilerimizi çok etkiledi. Özellikle tarihte bilinen ilk yazılı (Çivi yazısı) antlaşma olan Kadeş Antlaşması, Babilllere ait İştar Kapısı, Sümerlere ait heykeller, Friglere ait fibulalar (Çengelli iğneler), Hitit, Asur,

Babil uygarlıklarına ait ticari yazışmaların olduğu tabletler öğrencilerimizin zihninde geçmiş ve günümüz bağlantısının kurulmasında önemli yollar açtı. Ayrıca yine Arkeoloji Müzesi içerisinde bulanan Marmaray kazısında ortaya çıkan buluntular öğrencilerimizi oldukça heyecanlandırmakla beraber yaşadıkları şehre dair bilinç kazandırdı.

ATATÜRK KİTAPLIĞI Gezisi

İSTANBUL ARKEOLOJİ MÜZESİ

17

GEZİ

Orta Asya’dan Cumhuriyet’e kadar tüm askeri araç

gereçlerin, kültürel ögelerin, Türklere ait önemli savaşların tablolarının sergilendiği Harbiye Askeri Müzesini 6. sınıf öğrencilerimizle ziyaret ettik. Orta Asya’dan bu yana gelmiş geçmiş bütün tarihimizi kapsayan müzenin büyüklüğü nedeniyle ayrıntılı bir biçimde, bütün eserleri inceleyerek gezmek ne yazık ki mümkün değil. Ama gezdiğimiz bölümler bile Türklerin zaman içinde geçirdiği askeri, siyasi, kültürel değişimi fark etmemizi sağladı ve Türklük onurumuzu kabartmaya yetti. Ayrıca Atatürk’ün idadi yıllarının geçtiği sınıftaki öğrencilerin balmumu heykellerle canlandırıldığı bölümü, büyük bir heyecanla gezerek tarihsel empati yapmanın mutluluğunu yaşadık.

Panorama 1453 Tarih Müzesini gezen 7.sınıf öğrencilerimiz İstanbul’un fethini canlı yaşadılar. Fetih sırasında, çarpışma anındaki güllelerin surları parçalaması, kızgın yağ kazanlarının akışı, surlardan atılan ve düşen askerler, yaralıların taşınması gibi

sahnelerin başarılı bir şekilde canlandırıldığı panoramik çalışma öğrencilerimizi büyüledi. Ayrıca top sesleri ile mehter takımının ve Osmanlı atlarının kişnemelerinin

efekt olarak verildiği panoramik müze öğrencilerimiz için unutulmaz bir gezi oldu. Şu an bile görkemiyle tüm dünyayı etkileyen İstanbul’un Türklerin eline geçmesini sağlayan

çarpıcı fetih görüntülerini görmek isterseniz müzeyi mutlaka ziyaret etmelisiniz.

TÜRKLÜĞÜN GURURU: HARBİYE ASKERİ MÜZESİ

PANORAMA 1453

18

GEZİ

690 yayınevi ve sivil toplum kuruluşunun katılımıyla 2-10 Kasım tarihleri arasında 32.si düzenlenen ve yüz binlerce kitapsevere ev sahipliği yapan İstanbul Kitap Fuarı’na Özel Lider Şişli Koleji olarak 5-6 Kasım tarihlerinde bizler de misafir olduk. Kimimiz daha

önceden belirlediğimiz kitapların peşine düşerken kimimiz de anlık tercihler yapıp ceplerimizi boşaltıp çantalarımızı ve zihinlerimizi kitaplarla doldurduk.

Stantların arasında dolaşırken sadece yeni kitaplar değildi tanıştıklarımız. Yeni hayatlar, yeni fikirler ve bunları bize tattıran yazarlar da ordaydı. Yüzlerce yayınevi, milyonlarca

kitap arasında kaybolduk ama günün sonunda fark ettik ki dolaşabildiğimiz alan dolaşamadıklarımızın yanında devede kulak gibiydi. Oradan ayrılırken önümüzdeki yıl

için sözleştik raflardaki kahramanlarla “Seneye görüşmek üzere” diyerek…

Şimdi sırada elimizdeki kitapların içerisinde kaybolmak var..ŞŞŞŞŞŞŞ!!! Rahatsız etmeyin lütfen!!!

TÜYAP’A BİR KURTDÜŞMÜŞ!!!

19

GEZİ

Fen ve teknoloji dersinin konuları arasında bulunan “basit makineler” ile ilgili

düzenlediğimiz gezide, basit makinelerin hangi amaçla yapıldığı, nasıl kullanıldığı ve ne gibi kolaylıklar sağladığını görme fırsatı bulduk. Katıldığımız fen atölyesinde kullandığımız kaldıraçlarla basit makinelerin temel mantığını anlamaya çalıştık. Öğrendiklerimizin yanında bolca eğlendik; mesela kendimizi çevreleyen bir balon yapmaya çalıştık, gelişmiş makineleri çalıştırarak şeffaf yapıları sayesinde mekanizmalarını inceledik, gördük.

Öğrencilerimizle matematik atölyesine de katılarak dünyaca ünlü bilim insanlarının eserlerinde kullandıkları temel mantığı, deneyerek anlamaya çalıştık. En çok

ilgimizi çekenler arasında; Mimar Sinan’ın kilit taşı, Da Vinci’nin köşeli tekerleği vardı. Tüm bunlar sonsuza uzanan görüntüler gibiydi adeta...

RAHMİ KOÇ MÜZESİ’ne GİTTİK

Artık havalar soğudu. Mikroplardan korunmak, daha da güçlü çocuklar olmak için aşı olduk.EYVAHHH AŞI

20

ETKİNLİK

Küçük, büyük herkesin içinde heyecan uyandıran şeydir, Kar. Ağır ağır yağar, seyre doyamazsın. Hızlandı mı kar topu oynamanın sevincine boğulursun.Yapılan araştırmalarda, yeryüzüne düşen her bir kar tanesinin birbirinden farklı olduğu tespit edilmiş. “Birbirine benzer iki tane yok” ifadesi de buradan geliyormuş.Yılın ilk karı düşünce İstanbul’a, doldu bahçemiz lapa lapa karla. Koştuk, coştuk, düştük, ıskaladık, ıslandık, vurulduk, hedefi on ikiden vurduk. Lider Şişli’nin bahçesi böyle renkli görüntülere şahit oldu işte.

YENİ YIL, YENİ YIL, YENİ YIL, YENİ YILHERKESE KUTLU OLSUN.HERKESE MUTLU OLSUN.

ESKİ YIL SONA ERDİ, YEPYENİ BİR YIL GELDİ.BU YIL OLSUN KUTLU, MUTLU BİR YIL, HEY HEEY!

YAŞASINKAR

TANELERİ!!!

21

SINAV

Eylül ayından bu yana branş öğretmenlerimizin önderliğinde yoğun bir tempo ile çalışan8. sınıf öğrencilerimiz kasım ayının son haftasında 1. TEOG sınavına girdi.

Bu yıl ilk defa uygulanan sınav sisteminde, öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz bütün ihtimalleri göz önünde bulundurarak kapsamlı bir çalışma programıyla hazırlığını

yaptı ve sınavdan yüzümüzü güldüren sonuçlarla çıktılar. Lider Şişli Koleji olarak hem öğrencilerimizin hem de velilerimizin sınav öncesi heyecanını ve sınav sonrasındaki

mutluluğunu birlikte paylaştık. Şimdi nisan ayının son haftası yapılacak olan ikinci sınava kadar hazırlıklarımızı sürdürüyor, başarılı sonuçlar alabilmek için gayret ediyoruz.

İyi bir Anadolu veya fen lisesini kazanmak arzusuyla gayretle çalışan 8. sınıf öğrencilerimize başarı dileklerimizi sunarken diyoruz ki:

“BAŞARI, YALNIZCA BAŞARIYI İSTEYENLERİN OLACAKTIR.”

TEOG’DAN ZAFERLE ÇIKTIK

28-29 Kasım2013 tarihinde yapılan temel eğitimden orta öğretime geçiş sınavında 8. Sınıf öğrencilerimiz 6 ana ders ve 20 soru üzerinden

Türkçede 18.52 Matematikte 19,38 Din kültürü ve ahlak bilgisinde 17.25 Fen ve teknolojide 16,97 (1 soru iptal 19 soru üzerinden) İnkılap tarihinde 18,62

İngilizcede 17,41 ortalama sağlamışlardır.Öğrencilerimizi kutluyor. 28-29 Nisandaki sınavda başarılarının artarak

devamını diliyoruz.

22

REHBERLİK

Çocuklara Nasıl Model Olunabilir?

KARAKTER EĞİTİMİ - DEĞERLER“Değerler Yaşam Pusulasıdır”

Karakter eğitimi, bireye; kendisine ve topluma yararlı olacak temel değerleri kazandırma eğitimidir. Aynı zamanda çocukların iç motivasyonlarını geliştirmelerine, neyin doğru

olduğuna yönelik yorum yapmalarına ve bunu davranışa dökmelerine olanak sağlanmasıdır. Karakter eğitimi günlük hayattan ayrı değildir ve gerek eğitim yaşantısında, gerekse dış dünyada devam eder. Çocukların her alanda gelişimini hedefleyen bu eğitim, içinde çok önemli olan değerleri de barındırır. Temel amaç; hem akademik açıdan başarılı ve hem de temel değerleri benimsemiş bireylerin yetiştirilmesidir.

Çocuklarının sağlıklı bir ruh, kişilik yapısı ve toplum tarafından kabul gören değerlere sahip olabilmeleri, her anne-babanın idealidir.

Değerler; •Herkese göre değişen, •Nasıl düşündüğümüzü ve davranacağımızı belirleyen, •“Kim” olduğumuzu anlatmaya yarayan... kısaca hayat görüşümüzü oluşturan, yaşamımıza yol gösteren ilkelerdir. Değerler, kişiden kişiye değişebildiği için, her ailenin dolayısıyla da her anne-babanın farklı değerleri vardır ve bunların da önem sıraları değişebilmektedir.

Bir değere sahip olunması demek, aynı zamanda o değere ait duygu, düşünce ve davranışların da geliştirilmesi demektir. Bu nedenle, ailelerde, sahip olunan ve önemsenen değerlere eşlik eden belli düşünce, davranış kalıpları ve duygular vardır.

Anne-babalar, çocuklarını büyütürken, değerleri ve inançlarıyla ilgili konuşarak, davranışlarıyla bu değerlere uygun davranarak, çocuklarına modellik yaparlar. Yani değerlerini yaşayarak öğretebilirler. Örneğin, çocuğun dürüstlüğü değer olarak benimsemesi isteniyorsa, anne-baba kendi dürüstlüklerini mutlaka çocuğa göstermelidir.

Ancak, unutmamak gerekir ki, karakter eğitimi, ailede veya diğer başka ortamlarda sadece 10-15 dakikalık konuşma veya hayattan uzak etkinliklerden/çabalardan ibaret değildir. Tam aksine, karakter eğitiminin etkili olabilmesi, hayatın olağan akışı içindeki doğallığına ve sürekliliğine bağlıdır.

• Güçlü Bir Ahlaki Model OlunÇocuğunuza karşı sergilediğiniz davranışın, sizin onda görmek istediğiniz davranışlar olmasına dikkat edin. Kendinize şunu sorun: “Eğer çocuğumun, sadece benim davranışlarımı gözlemliyor olduğunu kabul edersem, ona neyi/nasıl göstermeliyim?”

• Ahlaki değerlerinizin Farkında Olun ve Onları PaylaşınDeğerleriniz hakkında önce siz düşünün. Daha sonra bunları nedenleriyle birlikte açıklayarak, çocuğunuzla paylaşın. Ayrıca etrafınızda pek çok “uyarıcı” (televizyon, filmler, gazeteler, kitaplar...), ahlaki konuları içermekte ve siz bunları çocuğunuzla değerlerinizi paylaşmak için kullanabilirsiniz.

23

REHBERLİK

Ahlaki Davranışlarını Pekiştirin

SON OLARAK...

• Fırsatları KaçırmayınEn iyi öğretme zamanı, planlı olanlar değil, beklenmedik tarzda ortaya çıkan fırsatlardır. Bu anların avantajlarını kullanın. Çünkü somut olgulara dayalı olarak gelişen ahlaki yargıların, çocuğunuza bir ömür boyu rehberlik etme olasılığı daha fazladır.

• Disiplini Ahlaki Bir Ders Olarak KullanınEtkili disiplin, çocuğa sadece davranışının niçin yanlış olduğunu farkettirmez, aynı zamanda gelecek sefer doğru olanı yapmasına da imkan tanır. Doğru soruların kullanılması, çocuğun,

başkalarının bakış açılarını ve kendi davranışlarının sonuçlarını anlamasına yardım edecektir.

Çocuğun düşünmesine yardım etmek için kendisine, “yaptığım doğru muydu?”, “gelecek sefer ne yapmalıyım?”... gibi soruları sorması yönünde onu yönlendirmeli ve imkan tanımalısınız. Unutulmamalıdır ki asıl amaç; sizin yönlendirmenizden bağımsız olarak kendi başına da doğru davranabilmesidir.

• Davranışlarının Etkileri Üzerine Düşünmesini SağlayınÇocuğun bir şeyi öğrenmesi veya doğru bir davranış kazanması için, en iyi ve en etkili uygulama, çocuğun davranışlarının, başkaları üzerindeki etkilerine dikkat çekmektir. Bu şekilde yapılması, onun ahlak gelişimini destekleyecektir. Örneğin, arkadaşıyla veya bir yetişkinle problem yaşadığında, “sen öyle yaptığında/davrandığında ne hissetmiş olabilir?”, “sanırım kendini biraz kızgın hissediyor. Sence?...”, “ acaba başka ne yapabilirdin?”, “....... yaptığında birden kendimi çok kötü hissettim”... gibi. Burada ana nokta, çocuğun, gerçekten karşısındakinin yerinde olsaydı ne olabileceğini hissetmesini sağlamaktır. Böylece, sergilediği davranışların başkaları üzerindeki etkileri konusunda daha hassas olması sağlanabilir.

• Çocukların, yeni davranışları öğrenmelerinin en basit ve etkili olan yollarından biri de bu davranışlar yapıldığında pekiştirilmeleridir.Çocuğunuz, uygun bir davranışta bulunduğunda, neyi doğru yaptığını açıklayın ve niçin onu takdir ettiğinizi belirtin.

• Ahlak Anlayışının Günlük Yaşamın İçinde Yer Almasını SağlayınÇocuklar ahlaki davranışları, sadece kitaplardan okuyarak değil, iyi işler yaparak da öğrenirler.O yüzden kendi dünyalarında değişiklik yapabilmek için ona insiyatifler tanıyın.

• Altın Kuralı İşler Hale Getirin“Başkalarına, onların sana nasıl davranmasını istiyorsan, öyle davran” altın kuralını çocuğunuza öğretin. Ona birşey yapmadan önce, kendisine “ben başkasının bana böyle davranmasını ister miydim?” diye sormasını sağlayın.

Değerler, model alma yoluyla geliştirilir ve ilk olarak ailede öğrenilir. Daha sonra dış dünya sorgulanmaya başlayınca, yeni değerler de edinilir. Anne-baba, arkadaş, yakın çevre, okul, medya, moda, kitaplar, idoller...vs. hepsi, değerlerin oluşumuna katkıda bulunur. Fakat asıl önemlisi; her anne-babanın, kendi aile yaşantılarında hangi temel değerleri pusula olarak kabul edeceğine karar vermesi ve tüm davranışlarını bu ahenk içinde yürütmesidir.

Hepinize keyifli günler! Eda Şahin Tepeli

Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen

24

BİLİŞİM

Bir zamanların “Issız bir adaya düşseniz yanınıza neler alırdınız?” sorusu sorulmaz oldu ya, diyelim ki

sorduk herhalde birçok kimse cep telefonu, televizyon ve bilgisayarı ilk sıralara yerleştirirdi. Çağımız teknoloji çağı, çocuklarımız o kadar çok teknolojiyle iç içe büyüyorlar ki, neredeyse 3 yaşındaki yavrularımız bilgisayarda word dosyası açabilecek durumda veya 5 yaşındaki oğlunuz, arama motorunda istediği çizgi filmin ilk harflerini yazıyor ve istediği filmi açabiliyor

ve bunu sadece gözlem yoluyla kazanmış durumda. Bana ailelerden en çok şu sorular geliyor. “Çocuğum cep telefonu istiyor, almalı mıyım?”, “Bilgisayarın başından kalkmaz oldu, ne yapmalıyım?”, “Televizyondaki tüm dizileri biliyor, ders çalışmıyor, evden dışarı çıkmıyor, bu durumun nasıl önüne geçeceğim?”.Teknoloji çocukları bunlar! Bizden çok farklı bir çağa doğdular. Henüz 2 yaşındayken bilgisayarın mouse’u ile oyun oynamaya çalıştığını hatırlarsınız. Şaşırmamışsınızdır aslında. Doğar doğmaz anne ve babalarını cep telefonuyla konuşurken gördü onlar, tv kumandasını diş kaşıyıcı gibi kemirdiler. Oyuncakları gameboy, Nintendo Wii, Playstation oldu. Bizim gibi siyah beyaz televizyondan LCD’ye, yurt dışına santralden telefon bağlatılan ahizeli telefonlardan cep telefonuna geçiş yapmadılar.

“İnternet diye bir şey çıkmış” deyip onu keşfetmeye çalışmadılar. Biz, eve, Commodore 64 alındığında 3 gün bayram etmişken onlar Ipad2’ye sahip olduklarında “Biliyorum, gelecek yıl USB girişlisi çıkacak ama ne yapalım?” diye geleceğe heveslendi. Peki ya sonrası? Aslında düşündüğüm onların sonrası değil, bizlerin sonrası. Biz nereye kadar takip edebileceğiz bu gelişmeleri? Teknolojinin imkânlarından hem kendimin hem de çocukların sonuna kadar yararlanmasından yanayım ben. “Aaaa çocuk uzak dursun elektronik oyunlardan” diyenlerden değilim.Kararınca her türlü elektronik oyuncağın ve hayatımızı kolaylaştıran aletlerin kullanılmasından yanayım. Yenilenen kumandada kayıt tuşunu bulamayıp her seferinde kızınıza veya oğlunuza “Oğlum, gel şu diziyi kaydet” diye seslenip sonra da ondan “Anne yaaa, bi öğrenemedin şunu” havalarını çekeceğinize ondan önce ben bileyim diye çaba harcamaya başlamışsınızdır mutlaka.

Eskiden hiç ilgilenmeseniz de şimdi cep telefonunun en gizli köşelerini keşfetmeye başlamışsınızdır. Aranızdaki gizli yarışta onlar hep bir adım önde olacak ama siz de hep takipte olmaya kararlısınızdır. İpin ucunu bırakan anne-babalara sesleniyorum: Teknolojinin fazlası kadar azı da zarar. Siz bilin de fazla kullanmayın ama çocuklarınızı takip etmenin en önemli yolu, teknolojiyi izlemekten geçiyor!

PEKİ, ÇOCUĞUMU NASIL KORUYACAĞIMsorusunun cevabı işte burada yatıyor.Onları artık teknolojiden uzak tutamayız, çünkü teknoloji çağında yaşıyoruz ve şüphesiz çağın gerisinde uyumsuz bireyler yetiştirmek istemeyiz. Örneğin eskiden 6. Sınıfa giden bir çocuğun ailesi “cep

Teknolojiçocukları bunlar

Meslek seçimi, gelecekte çalışacağınız işi değil, yaşamınızı belirleyecek olan en önemli kararlardan biridir. Bu nedenle uzmanlar kişilerin mesleki tercihlerini yaparken

kendilerine“Ben neleri yapabilirim, hangi derslerde veya alanlarda daha başarılıyım?” diye sorması gerektiğini vurguluyor. Bir mesleği seçmeden önce kendimizi iyi tanımamız

gerekiyor. İlgi, kabiliyet ve beklentilerimizi kendi içimizde netleştirmeliyiz. Sevmediğimiz bir alanı sırf geliri iyi diye tercih etmek bizi mutlu etmeyecektir.

Rehber Öğretmenimiz Eda Tepeli ve Okul Aile Birliği’nin katkılarıyla okulumuzda “meslek tanıtım günleri” düzenledik. Bu tanıtımlardaki en büyük hedefimiz henüz hayatın çok

başında olan öğrencilerimize ilerideki bu hayati seçimleri için bir nebze ışık tutabilmekti.

Velilerimizden Eczacı Esra Ünlü Çakıl ve Avukat Eyüp Çakıl bu çalışmamızda bizlere destek oldular ve meslekleriyle ilgili öğrencilerimizi aydınlatıp fikir sahibi olmalarını sağlamaya

çalıştılar. Aynı zamanda öğrencilerimizin meslekleriyle ilgili merak ettiği sorulara verdikleri samimi cevaplarla onları ilginç bir yolculuğa çıkardılar velilerimize teşekkür ederiz.

25

BİLİŞİM

telefonu alalım mı?” diye sorduklarında almamaları gerektiğini anlatmaya çalışırken, şimdilerde sınıfta bütün arkadaşlarında cep telefonu olan bir çocuğun yaşayabileceği psikososyal sonuçları da düşünüp alabileceklerini ifade etmeye başladım. Televizyon tabii ki izleyecek, ama seçici olacağız izledikleri konusunda, biz de rol model olacağız, onların yanında hangi tip programları, hangi sürelerle izlediğimiz son derece önemlidir. Sabahtan akşama kadar televizyon ile bütünleşmiş bir ebeveynin çocuğuna televizyon izlemeyi kısıtlamasının bir etkililiği yoktur. Aile de çocukla aynı sürelerle izlemeyecek elbette ama en azından her şeyde olduğu gibi bunda da dengeyi tutturması gerekmekte, çocuğuna iyi örnek olabilmek adına. Okul dönemi için günde 1 saat tv izleme iyi bir süredir. Bu sınırı mutlaka koymalısınız. Aynı şeyler bilgisayar ve internet kullanımı için de geçerlidir, heveslerini hafta sonuna bıraksınlar. Bilgisayar oyunlarından mümkün olduğunca uzak tutmanızı önermekteyim. Çünkü başta sağlıklı sosyalleşmeyi engelleme, okul başarısında düşme, içerikleri açısından şiddete meyilli olma gibi birçok olumsuz sonuç doğurmaktadır bu oyunlar. Bir de internetin sınırsız yüzü var ki, mutlaka çocuklarımızın internet kullanımını gözden geçirip bazı olumsuz sitelere girmelerini baştan engellememiz gerekmektedir. Bilgisayar için de sınır koymak ve sürdürmek son derece kıymetlidir. Ya başaramazsam demeyin, başarırsınız, unutmayın ki onlar sizin çocuklarınız ve sizin koyduğunuz sınırlara ihtiyaçları var.Teknolojiden zarar değil fayda görmeleri için basit önlemler ve kararlılığa ihtiyacımız var sadece…

Murat Karan

Meslek Tanıtım Günleri...

26

BİLİŞİM

Blog sahibi olmak çok güzel bir duygu. Çünkü orada istediğiniz şeyleri herkesle paylaşabiliyorsunuz. Tıpkı bir gazete ya da dergi sahibi olmak gibi bir şey. Üstelik internet üzerinden yayın yaptığınız için bunun çok daha kolay bir yolu. Blog sahibi olmak aynı zamanda kişisel gelişiminiz için de çok faydalı çünkü çok takipçiniz olmasını istiyorsanız sürekli bloğunuzu güncellemeli ve yeni yazılar eklemelisiniz. Bunun içinde çok araştırma yapmak ve disiplinli çalışmak gerekiyor. Ve bu süreçte çok şey öğreniyorsunuz. Eğer sizde blog açmak istiyorsanız bir gmail hesabınızın olması gerekiyor daha sonrawww.blogger.com adresinden blogoluşturmaya başlayabilirsiniz. Ben bloğuma haber hazırlarken önce internetten ve okuduğum dergilerden bilgi topluyorum ve notlar alıyorum. Sonra farklı kaynaklardan öğrendiğim bu bilgileri derleyip yazıya geçiriyorum. Aslında önemli haberlerin karşımıza ne zaman nerde çıkacağı belli olmuyor.Yazılarımın ön izlemesini yaparak fotoğraflarımı,yazıtipini ve rengini değerlendiriyorum. Çünkü blogda kullanılan fotoğraflar, yazı tipi ve rengi çok önemli. Seçtiğim yazı ve fotoğrafların göz yormamasına ve ilgi çekici olmasına dikkat ediyorum.

Keşfibilsem ve Yaşama Dair Her Şey adlı bloğumda daha çok kendi yazdığım şiirlerimi, öykülerimi, ve bilim ve sanat dünyasından bana ilginç gelen, önemli, haberleri paylaşıyorum.“Yaşama Dair Her Şey” adlı bloğumda ise daha çok sanat ve özellikle bilimsel çalışmaların haberlerini paylaşıyorum.Özellikle çevreye çok önem veriyoruz. O yüzden bu konuda çok güzel yazılar yazılıyor. Ben daha çok “Keşfibilsem” yazarlık yapıyorum. Kendi yazdığım şiirlerimi, sevdiğim kitapları ve dikkatimi çeken keşifleri burada paylaşmayı seviyorum. Ayrıca bloglarımı ziyaret etmek isterseniz aşağıdaki linkleri kullanabilirsiniz.

http://besiktasbilsembilimsanat.blogspot.com/http://cereninnotdefteri.blogspot.com/

BloggerCeren Çatkın6-A

27

YABANCI DİL ETKİNLİK

In our English lesson, with the 5th grades; we’ve written our wishes on the papers and put them into our socks to make them come true. We’ve hanged them to the

board on the corridor and now the whole corridor “smells like new year”

In our English Club, with the 1st grade students we’ve made the theme: “The Smurf Ville”. We’ve made Smurf masks, puppet theatre shows, watched some parts from

The Smurfs and made 3D handcraft objects about The Smurfs.

In our conversation club, we do different activities. Once we decided to make canapés.

First, we gathered in school canteen then we started to make canapés. As we were making our canapés we had fun with English.

Off course, we shared them with our friends and teachers and they said they were delicious.

CONVERSATION CLUB

28

YABANCI DİL ETKİNLİK

Activité « Le Club de Conversation »Les élèves de l’école Lider Şişli, accompagnés des professeures de français et anglais ont participé aux activités français et anglais dans le club de conversation. Nos élèves ont participé à différents jeux, exposition, et chanté des chansons françaises et anglaises Nous nous sommes bcp amusés pendant le semestre.Comme chaque année, les élèves de l’école Lider Şişli présentent les piéces de théatre en français et anglais. ils travaillent sur deux courtes pièces de théatre.Nous découvrons la France et l’Angleterre avec des activités éducatives; jeux, bricolages, coloriages, histoires, comptines, chansons, fiches d’activités imprimables.

Nous avonscolorié le tee-shırt.

Nous avons appris laconjugaison des verbes.

Quelle tempsfait-il aujourd’hui?

We made a cake!

Cracked the eggs, mixed everything altogether. We learnt the simple

vocabulary and enjoyed every step.

Here, we’re ready for baking!It was like a game for us.

Baking makes it fun to learn!Our cake is readyto go into the oven.

29

RESİM

Türkiye’de Batılı anlamdaki resim sanatının ve yağlıboya tekniğinin başlangıcı konusunda

kesin bir tarih belirlemek mümkün değildir. Bu konudaki gelişmeler, batılılaşma hareketlerinin yoğunluk kazandığı dönemlerle aralarında paralellik gösterir. Askeri okullarda eğitici amaçlı resim derslerinin konulmasından sonra ise, birbirini izleyen olaylarla daha somut bir görünüm kazanır. Batılı anlamda Türk resim sanatının öncüleri, Mühendishane ve Harbiye gibi askeri okullardan mezun olan ve yetenekleri nedeniyle sanat öğrenimi için Avrupa’ya gönderilen asker ressamlardır. 1835’te Avrupa’ya giden ilk on kişilik grup içinde Ferik İbrahim Paşa, ilk Türk Ressamı olarak bilinir. Çoğu peyzaj ve natürmort türünde yağlıboya yapıtlarıyla tanınan asker ressamlar arasında Ahmet Bedri, Hüseyin Giritli, Ahmet Muhip, Salih Molla Aşki, akla gelebilecek önemli isimlerdir. Atatürk ve yönetici kadrosu, kurumlar arası bütünleştirici bir araç olarak sanatı Türkiye Cumhuriyeti’nin her alanda imajı olarak kullanmış ve devletin sanatı desteklemesi bir görev olarak benimsenmiştir. Bu yaklaşımları ve ideallerinin sanata ve sanatçılara yansıması ise kaçınılmaz olmuştur. Çağdaşlaşma isteği ve ulusal duygularla, Atatürk devrimlerinin önem ve değerini halka kavratmak üzere çalışmalara başlayan sanatçılar, ulusal Kurtuluş Savaşı’nı ve kazanılan zaferleri yapıtlarında destansı yorumlarla dile getirmişlerdir. Cumhuriyetin 1. Yıldönümünde yurt dışına eğitim görmek için gönderilen 22 kişilik ilk genç topluluğun içinde 5inin ressamlardan olması öngörülmüş (Paris’e giden ilk gruptaki öğrenciler, Şeref Akdik (1898-1972), Cevat Dereli (1900-1989), Muhittin Sebati (1901-1935), Refik Epikman (1902-1974) ve Mahmut Cüda (1904-1988)’dır.) ve takip eden yıllarda Avrupa’dan tanınmış öğretim üyeleri yurda çağırılarak, çağdaş sanat eğitimi çalışmalarına hız verilmiştir. Nitekim Devlet tarafından yurtdışına gönderilen sanatçılar, yurda döndükten sonra eğitim kurumlarında yer almış ve Türkiye’de resim eğitiminin yeni bir boyut kazanmasında etkiler göstermişlerdir. Ata’mızın açtığı bu yolda Lider Şişli Koleji olarak öğrencilerimizle sanat eğitimimize hızla devam etmekteyiz.

RESİM

30

MÜZİK

31

BEDEN EĞİTİMİ

21. yüzyıl da dünya sporunda fair-play kelimesi ön sırayı almıştır. Kısaca sporda centilmenlik

diyebiliriz. Sporu yapanlar da seyredenler de hareketlerini ahlak kurallarına ve olimpizm felsefesine uygun olarak düzenlemelidirler. Bunu için küçük yaştan itibaren fair-play davranışını benimsemeli, olimpizm felsefesini kavramalıdırlar. Bilimsel olarak hazırlanmış kurallar dahilinde yapılan ve insan sağlığına yararlı her türlü beden hareketine SPOR diyoruz. Bu aktivite bireysel olarak yapılabildiği gibi, yarışmalar şeklinde de gerçekleşebilir. Spor yapmak bir sevgi işidir ve bir yaşam biçimidir ve bu böyle olduğu müddetçe bireye ve yaşadığımız ortama yararlıdır. Evet, çağımızda insanlar sporu sevmektedirler, imkanların el verdiği şekilde spor yapmaktadırlar ve yarışma biçiminde gerçekleştirilen sportif aktiviteleri yakından takip etmektedirler. Spor eğitiminde kullanılacak en önemli düşünce tarzı olimpizmdir. Modern Olimpiyatların kurucusu BARON PIERRE DE COUBERTIN 1894 yılında olimpizm felsefesini açıklıyor.

“İNSANLARIN BİRBİRLERİNİ SEVMELERİNİ İSTEMEK ÜTOPİK BİR DÜŞÜNCE OLABİLİR. ANCAK GENÇLERİMİZİ DÖRT YILDA BİR, BİRARAYA GETİREBİLİRSEK, BİRBİRLERİNİ SAYMALARINI SAĞLIYABİLİRİZ. BU ŞEKİLDE ARZU EDİLEN BARIŞ İÇİNDE YAŞAYAN BİR DÜNYAYA KAVUŞURUZ.”

Bu ifadeden anlaşılacağı üzere spor insan sağlığına yararlı olması kadar, dünyada “BARIŞ KARDEŞLİK VE DOSTLUK” ortamını yaratmak için bir araç olarak kullanılmasının önemli olduğudur. Birleşmiş Milletler, Olimpizmin yüzüncü yıldönümü olan 1994 yılını tüm ülkeler için DOSTLUK, KARDEŞLİK, BARIŞ VE OLİMPİK DÜŞÜNCE SENESİ ilan etmiş ve ihtiyacımız olan bu ortamı sağlamaya çalışmıştır. Bu da sağlıklı yaşam için çok önemli bir faktördür. Günümüz insanı sporu böyle algılayabiliyor ve spor sevgisini, sportif yarışmaları takip ederken veya katılırken Olimpizm felsefesini uygulayabiliyor mu? Maalesef buna tam evet diyemiyoruz. Aşırı sevgi ve tutku günümüz insanının hislerini frenleyememesine neden oluyor ve fanatik yapıyor. Bu durumda spor araç olmaktan çıkıyor, amaç oluyor. Her ne pahasına olursa olsun kazanmak, galip gelmek arzusu çeşitli üzücü olayların meydana gelmesine sebep oluyor. Her konuda olduğu gibi aşırı tutku yaşamı tehdit ediyor. Bu konuda çeşitli örnekler verebiliriz. Bu durum sporun kendisinden kaynaklanmamaktadır. Günümüz ekonomik koşullarının ağırlığı, türlü politik ve sosyal baskıların yeni hastalığı “STRES” bireyleri spor yaparken veya sportif organizasyonları izlerken şiddet olaylarına kalkışmasına neden olmaktadır. Bir de buna fanatik biçimde taraf tutma eklenince, özellikle futbolda, ne yazık ki başka sporlara da yansıyan üzücü olaylar meydana gelmektedir. Sonuç olarak, OLIMPIZM ırk, din, dil, renk ayrıcalıklarını reddeder ve sporu amaç olarak değil, araç olarak insanların mutluluğu için kullanır.

BEDEN EĞİTİMİ ve SPORFAİR - PLAY

32

BEDEN EĞİTİMİ

FUTBOLU SEVİYORUM!6 yaşımdan beri spor yapıyorum. Yüzdüm, basketbol

oynadım. Hala tenis oynuyorum ve kışın kayak yapıyorum. Yaz boyunca her gün paten kayıyorum. Yine de aklımda hep futbol oynamak vardı. Yazlıkta her akşamüstü arkadaşlarımla kumda futbol maçı yapmaktan büyük zevk alıyordum. Bizi seyredenler iyi oynadığımı ve bunu değerlendirmemi söylüyorlardı. İnternet üzerinden de en çok araştırdığım konu futboldu. 2013 yazında yine bir gün internette dolaşırken Beşiktaş Spor Klubü’nün kız futbol takımı kurduğunu gördüm.Hemen başvurmak istedim fakat tatildeydim. İstanbul’a döndüğümde annemin benim için başvurduğunu öğrendim. Seçmelere katıldım, başarılı bulundum ve artık Beşiktaş altyapıda oynuyorum.Her cumartesi ve pazar antrenman yapıyoruz. Ya Fulya’dayız ya da Çilekli Spor Tesisleri’nde. Antrenmanlar bile benim için çok heyecanlıyken bugün hazırlık maçına çıktık. Yaşasın! 3-0 yendik. İki hazırlık maçından sonra ocak ayında lig başlıyor.

Futbol benim için ne demek? Heyecan demek, adrenalin demek, sevdiğim sporu yapmak demek. Antrenman çantamı hazırlarken bile son derece mutluyum. Sahanın her köşesinde olmak istiyorum. Sağ açık pozisyonunda çok iyiyim, diğer mevkilerde de iyi olmam için Mutlucan Hoca’m beni her pozisyonda deniyor. Ben de çok çalışıyorum. Ülkemizde kızların da futbolu sevebileceğini ve iyi oynayabileceğini ispat etmek için benim de bir katkım olsun diye çok çalışıyorum. Avrupa liglerini seyrettiğimde çok iyi oynayan bayan futbolcuları hayranlıkla izliyorum. Amerika bayan futbol liginde oynayan Alex Morgan

benim idolüm. Herkese sevdiği sporu yapmasını tavsiye ediyorum.Müthiş bir duygu!

Dilay Ece Gider7-A