maden hakkının verilmesi ve bu hakkın devri 119 · maden kanunu’nun 5.maddesinin ii.fıkrası...

30
Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119 MADEN HAKKININ VERİLMESİ VE BU HAKKIN DEVRİ Yrd.Doç.Dr. Demet ÖZDAMAR * GİRİŞ Maden hakkının (arama, ön işletme ve işletme ruhsatlarının) ilk defa verilmesi ve bu hakkın devri işlemleri 3213 sayılı Maden Kanunu 1 ve bunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’te 2 özel hükümlere tâbi tutulmuştur. Maden hakkının verilmesinde ve bu hakkın bir başkasına devrinde izlenecek prosedür; maden sicilinin işlevi; bu sicile yapılacak tescilin inşaî (kurucu) ya da izharî (açıklayıcı) olup olmadığı önem taşıyan ve ayrıntılı olarak ele alınıp incelenecek konular arasında bulunmaktadır. Maden hakkının doğumu yanında, sona ermesi sebepleri de ayrıca incelenmeye değer konular arasında bulunmaktadır. I. GENEL OLARAK MADEN HAKKININ KAZANILMASI, DEVİR VE İNTİKALİ YOLLARI Maden hakkı (arama, ön işletme ve işletme ruhsatı); ilk defa tesis ediliyorsa (veriliyorsa), bunun için yapılacak işlemler ile, daha önce verilmiş bir maden hakkının devri için yapılacak işlemler farklı olacaktır. Daha önce verilmiş bir maden hakkının devri ve intikali; miras yolu ile, icra yoluyla (örneğin, üzerinde ipotek bulunan bir maden hakkının satılması durumunda) ya da mahkeme kararına dayanılarak (örneğin, mirasçıların anlaşamaması durumunda, Maden Kanunu’nun 5.ve 6.maddesine göre) satılması durumunda olduğu gibi çeşitli şekillerde karşımıza çıkar. Aşağıda ilgili konular ayrıntılı olarak ele alınacaktır. II. MADEN HAKKININ TESİSEN KAZANILMASI A. GENEL OLARAK Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme ruhsatı, işletme ruhsatı) ve buluculuk hakkı, kısacası tüm maden hakları, Maden Dairesi Başkanı tarafından, “kanunî sakınca” görülmediği takdirde Maden Kanunu’nun 6. maddesindeki maden * Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi 1 3213 Sayılı Maden Kanunu (Kabul tarihi: 4 Haziran 1985, RG.15 Haziran 1985, S.18785). 2 Maden Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik, (Yön.) (RG.22.08.1985, S.18850).

Upload: others

Post on 27-Jun-2020

9 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119 · Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme

Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119

MADEN HAKKININ VERİLMESİ VE BU HAKKIN DEVRİ

Yrd.Doç.Dr. Demet ÖZDAMAR*

GİRİŞ

Maden hakkının (arama, ön işletme ve işletme ruhsatlarının) ilk defa verilmesi ve bu hakkın devri işlemleri 3213 sayılı Maden Kanunu1 ve bunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’te2 özel hükümlere tâbi tutulmuştur. Maden hakkının verilmesinde ve bu hakkın bir başkasına devrinde izlenecek prosedür; maden sicilinin işlevi; bu sicile yapılacak tescilin inşaî (kurucu) ya da izharî (açıklayıcı) olup olmadığı önem taşıyan ve ayrıntılı olarak ele alınıp incelenecek konular arasında bulunmaktadır.

Maden hakkının doğumu yanında, sona ermesi sebepleri de ayrıca incelenmeye değer konular arasında bulunmaktadır.

I. GENEL OLARAK MADEN HAKKININ KAZANILMASI, DEVİR VE İNTİKALİ YOLLARI

Maden hakkı (arama, ön işletme ve işletme ruhsatı); ilk defa tesis ediliyorsa (veriliyorsa), bunun için yapılacak işlemler ile, daha önce verilmiş bir maden hakkının devri için yapılacak işlemler farklı olacaktır. Daha önce verilmiş bir maden hakkının devri ve intikali; miras yolu ile, icra yoluyla (örneğin, üzerinde ipotek bulunan bir maden hakkının satılması durumunda) ya da mahkeme kararına dayanılarak (örneğin, mirasçıların anlaşamaması durumunda, Maden Kanunu’nun 5.ve 6.maddesine göre) satılması durumunda olduğu gibi çeşitli şekillerde karşımıza çıkar. Aşağıda ilgili konular ayrıntılı olarak ele alınacaktır.

II. MADEN HAKKININ TESİSEN KAZANILMASI

A. GENEL OLARAK

Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme ruhsatı, işletme ruhsatı) ve buluculuk hakkı, kısacası tüm maden hakları, Maden Dairesi Başkanı tarafından, “kanunî sakınca” görülmediği takdirde Maden Kanunu’nun 6. maddesindeki maden

* Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi 1 3213 Sayılı Maden Kanunu (Kabul tarihi: 4 Haziran 1985, RG.15 Haziran 1985, S.18785). 2 Maden Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik, (Yön.) (RG.22.08.1985, S.18850).

Page 2: Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119 · Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme

120 Yrd.Doç.Dr. Demet ÖZDAMAR

haklarını kullanmaya ehil, yani “maden ehliyeti”ne sahip gerçek veya tüzel kişilere devir edilebilir. Maden hakkının bölünmemesi ilkesinin doğal bir sonucu olarak, maden hakkı tek bir gerçek kişiye ya da tek bir tüzel kişiye verilebilir (Mad.K.m.6/II). Ruhsatı devir alacak şahsın, eski ruhsat sahibinin bu Kanundan doğan bütün hak, hukuk ve yükümlülüklerini aynen kabul ettiğini; ruhsat sahibinin de ruhsatını devir etmek istediğini form dilekçe (Ek form 16) ile bildirmesi ve harç ile teminatların yatırılmış olması gerekir (Yön.m.25/II).

Maden sicilinde, her ruhsat için ayrı bir sicil numarası verilir. Ruhsatın sicil kütüğünde kaydedildiği sayfa numarası aynı zamanda ruhsatın numarasını da oluşturur. Bu şekilde her ruhsat ayrı sayfaya kaydedilmekle, ona başlı başına ayrı bir mutlak hak niteliği kazandırılmaktadır.

B. MADEN HAKLARININ VERİLMESİ

1. Genel Başvuru Mercii

Arama, ön işletme ve işletme ruhsatının hukukî niteliğinin bir ‘idarî izin’ olduğu söylenebilir. Bu izinle Devlet, kendi hüküm ve tasarrufu altında bulunan madenlerin aranması ve işletilmesi için özel kişilere yetki vermektedir. Yargıtay’a göre ise bu hak, Medenî Kanun’un 632 ve 911.maddelerinde deyimini bulan mülkiyet hakkı gibi aynî bir haktır3. Maden ruhsatları ile ilgili Bakanlık ve Daire işlemleri, idarî işlem niteliğinde olduğundan idarî yargı denetimine tâbidir. Böylelikle, işletme ruhsatna-meleri idarî bir işlem (sözleşme) olarak kabul edilmektedir. Özel kişi, devlete belli bir harç ödeyerek, madeni kendi yararına işletme hakkını elde etmektedir. Maden işleticisinin bu yolla bir kamu hizmetini yürütmesi öngörülmemekle beraber, Anayasa’nın 168. maddesi ile devlete tanınan denetim ve gözetim ödevi, işletme sözleşmelerine idarî sözleşme niteliği kazandırmaktadır. İdare ile ruhsat sahibi veya ruhsat talep eden arasında idarî sözleşmeden dolayı çıkabilecek uyuşmazlıklar idarî yargıda çözümlenir4.

3 Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, 04.05.1966 t., E.1996/6, K.1966/4 (RG.1.6.1966, S.12311);

Aynı görüşte: UÇKAN, Ömer: Türk Hukukunda Madenciliğe İlişkin Haklar ve Bunların Ticaret Şirketlerine Sermaye Olarak Getirilmesi, Eskişehir 1983, s.72-73; GÖRGÜN, L.Şanal: İflâsta İstihkak Davası, Ankara 1977, s.46; Bu tür haklara “aynî iktisap edici haklar” ismi de verilmektedir (AYİTER, Nuşin: Mamelek Kavramı Üzerinde İnceleme, Ankara 1968, s.107); TOPALOĞLU, Mustafa: “Maden Haklarının Devri ve Şirketlere Sermaye Olarak Koyulması”, Adana Barosu Dergisi, Nisan 1996, S.14, s.7, (Şirket); TOPALOĞLU, Mustafa: “Kaçak Maden Üretiminin Hukuksal Yönü” Türkiye 13. Madencilik Kongresi, 10-14 Mayıs 1993, s.403,(Kaçak Maden).

4 TOPALOĞLU, Mustafa: Maden Kanunu, Adana 1999, s.47; TELLİ, Serap: İdare Hukuku ve Uluslararası Hukuk Açısından Madenler, Ankara 1989, s.79-80; GÜNDAY, Metin: İdare Hukuku Dersleri, I, Ankara 1984, s.293; Krş. BİLGEN, Pertev: İdarî Sözleşmelerin Kriterleri, İstanbul 1970, s.15-19; Farklı yönde bkz: DÜREN, Akın: İdare Hukuku Dersleri, Ankara 1979, s.264.

Page 3: Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119 · Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme

Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 121

3213 Sayılı Maden Kanunu’nun Yönetmeliğinin “Genel müracaat” başlığını taşıyan 5. maddesine göre, maden hakkı (arama, ön işletme ve işletme ruhsatı) için başvuru, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden Dairesi’ne (Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne -Yön.m.4/c; Mad.K.m.3-) veya bu Kanunla ilgili işlemleri yürütebi-lecek şekilde donatıldığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca (Mad.K.m.3) ilân edilen vilâyetlere (valiliğe), il sınırları ile bağlı olmaksızın yapılabilir5.

2. Arama Ruhsatı Verilmesi

Maden Kanunu’nun 3.maddesine göre, “arama ruhsatı”; belirli bir alanda maden arama faaliyetlerinde bulunulabilmesi için verilen yetki belgesidir.6

Arama ruhsatına müracaat ile ilgili diğer ayrıntılı hükümler, Maden Kanunu’nun 16. ve devamı maddeleri ile Yönetmeliğin 6. ve devamı maddelerinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Arama ruhsatı, en fazla 30 ay süre için, Maden Dairesi tarafından verilebilir (Mad.K.m.17).

3. Ön İşletme Ruhsatı Verilmesi

“Ön işletme ruhsatı”; arama safhasından sonra işletme dönemine hazırlık ve gerek duyulabilecek diğer araştırmaların yapılabilmesini sağlamak için, azami üç yıl süre ile faaliyetlerin devamlılığı amacı ile verilen yetki belgesidir (Mad.K.m.3). Ön işletme izni verilebilmesi için, ilgili sahada, işletilebilir oranda olmasa da, maden cevherinin belli bir ölçüde de olsa varlığının belgelendirilmesi gerekir7.

3213 Sayılı Maden Kanunu; 6309 Sayılı eski Maden Kanunu ile düzenlenen “işletme imtiyazı”na yer vermezken, yeni bir ruhsat türü olan ön işletme ruhsatı (Mad.K.m.19) ile madencilik faaliyetlerinde arama aşamasından sonra ve işletme safhasına geçmeden önceki dönemi düzenlemektedir8.

Ön işletme ruhsatı alabilmek için, arama ruhsatı sahibinin, arama ruhsatı süresi sonunda veya arama ruhsatı safhasında, Maden Dairesi’ne ön işletme projesi vererek talepte bulunması gerekir (Yön.m.9). İşlemlerin tamamlanması halinde 3 yıl için ön işletme ruhsatı verilir (Mad.K.m.20).

4. İşletme Ruhsatı Verilmesi

“İşletme ruhsatı”; işletme faaliyetlerinin yürütülebilmesi için verilen yetki belgesidir (Mad.K.m.3).

5 TELLİ, s.100 vd. 6 “Takaddüm (öncelik) hakkı”; maden hakkı için ilk müracaat edene tanınan önceliktir. “Buluculuk”

ise; herhangi bir ruhsat döneminde yönetmelikte belirtildiği şekilde bir maden zuhurunun ortaya çıkartılmasıdır. Ayrıca bkz. UÇKAN, s.73 vd.

7 D8D, 15.1.1990 gün, E.1988/835, K.1990/41 (TOPALOĞLU, s.290-292). 8 TELLİ, s.105.

Page 4: Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119 · Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme

122 Yrd.Doç.Dr. Demet ÖZDAMAR

3213 Sayılı Maden Kanunu’nun 24.maddesi ve bunun uygulanmasına dair Yönetmeliğin 12.maddesine göre, ruhsat sahibinin, arama veya ön işletme ruhsatı sonuna kadar Maden Dairesi’ne başvurarak, işletme ruhsatı talebinde bulunması gerekir. Böylece, işletme ruhsatı hakkı doğar9.

İşletme ruhsatı alınabilmesi için, raporlarla saptanan işletmeye elverişli ekonomik cevherlerin işletme sınırlarının, işletmeye alınma sıralarının ve ilk işletmeye alınacak maden için de işletme projesinin ilgili daireye (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden Dairesi’ne -Mad.K.m.3-) verilmesi gerekir (Mad.K.m.24).

5. İşletme İmtiyazı Verilmesi

6309 sayılı Kanun’a göre; işletme hakkı, madenin en uygun şekilde işletilmesi amacıyla; ya ruhsatname veya imtiyaz hakkı şeklinde10 verilmekte idi. Esas itibariyle “imtiyazlı madenler ile işletme ruhsatnameli madenler arasında süre dışında hiçbir hukukî fark yoktur”. Farklı olan husus, hak sahibi olacak kişiler ve hakların veriliş biçimidir11.

6309 sayılı Kanun’a göre madenlere ilişkin işletme imtiyazı ve Petrol Kanunu’na göre verilen belge hakkının devir edilebilmesi için gerekli olan iznin Bakanlar Kurulunca verilmesi gerekmektedir. Maden işletme imtiyazı; Bakanlar Kurulu kara-rıyla ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca hazırlanarak, Danıştay’ca incelenip onaylanan şartname hükümlerinin kabulü koşuluyla, madencilik yapabileceği statüsünde yazılı12 ve Türk Kanunlarına göre kurulmuş, yalnız limited ve anonim şirketlere verilebilmekte idi (6309 sayılı Mad.K.m.63, m.64).

3213 sayılı Kanun, 4268 ve 6309 sayılı Kanunlarla düzenlenen “işletme imtiyazı”na yer vermemektedir. Ancak, Kanunun geçici 2. ve 3. maddesi, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte bulunan arama ve işletme ruhsatları gibi işletme imtiyazlarının da, 6309 sayılı Kanun ile hangi maden için verilmişlerse, yalnız o madenlere ait olmak üzere kaldıkları yerden 3213 sayılı Kanun hükümlerine göre devam edeceğini hükme bağlamaktadır13.

9 TELLİ, s.107. 10 “Bir kamu tasarrufu niteliğinde” (MÜDERRİSOĞLU, Hakkı: Danıştay Kanunu ve İlgili Mevzuat,

Gerekçeler, İçtihatlar, Açıklamalar, Ankara 1974, s.141) olan maden imtiyazı sözleşmesi, 521 sayılı Danıştay Kanunu’nun (RG. 31.12.1964 gün ve 11895 sy.) 50/A ve 53/B m.leri gereğince Danıştay’ın incelemesine tâbidir ( UÇKAN, s.84).

11 D3D. 23.5.1974 gün ve E.1974/243, K.1974/270 sy. Kararı, (Danıştay Dergisi, Y.5, S.18-19, s.251); Ayrıntılı bilgi için bkz: UÇKAN, s.81 vd.

12 “Statüsünde madencilik yapacağına dair hüküm bulunmayan şirkete maden işletme imtiyazı verilmesinin mümkün olmadığı...”, D3D. 2.12.1975 gün ve E.1975/391, K.1975/581 sy.kararı, (Danıştay Dergisi, Y.6, S.22-23, s.93) UÇKAN, s.91; Krş. TELLİ, s.111.

13 TELLİ, s.110.

Page 5: Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119 · Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme

Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 123

6. İl Özel İdareleri Tarafından Verilen Haklar

Kesilip parlatılabilme özelliği taşımayan; kaba inşaat veya yol yapımı vs. işlerde kullanılan taşlar, Maden Kanunu dışındadır (3213 sayılı Maden Kanunu m.2/III, b.2). Bunlar Taşocakları Nizamnamesi’ne14 tâbidir.

Ancak, yürürlükte olan taşocağı ruhsatı sahasında işletmeye elverişli olan maddenin rezerv durumu da dikkate alınarak sanayiin hammaddesi veya ihraç konusu olduğunun, ruhsat sahibince belgelenmesi halinde bu madde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile Maden Kanunu kapsamına alınabilir (Mad.K.m.2/III, 3). Bu şekilde, Maden Kanunu kapsamına alınmış taşocağı maddeleri ile ilgili intibak işlemleri 3213 sayılı Maden Kanunu’nun geçici 5-10.maddelerine göre yapılır15.

Bir kimse tasarrufu altında (veya sahibi) bulunduğu arazide kendi ihtiyacı için taşocağı işletirse, bunun için hükümetten (il özel idaresinden) izin almasına gerek yoktur (Taşocakları Nizamnamesi, m.3). Ancak, ticarî amaçla taşocağı açılıp işletilecekse, o zaman malik veya kiracı il özel idaresine dilekçe ile başvurup izin almak zorundadır (Taş.N. m.4). Bu izin; ya ruhsatname16 ya da ilmühaber17 şeklinde olur (Taş.N.m.7). “Taşocakları Tüzüğü’ne göre, ilgiliye maliki bulunduğu taşınmazda taşocağı işletmek için ruhsatname verilmesi, bu konuda bir sakınca bulunmaması koşuluna bağlıdır”18. Hükümet ve belediyeler adına, bu idarelere ait Bayındırlık hizmetlerinde kullanılmak amacıyla işletilecek ocaklar için ücretsiz izin verilir19. Taşocaklarına ilişkin hakların devir işlemlerine izin verecek merci de, aynı şekilde il özel idareleridir (Taş.N.m.20, m.32)20.

III. MADEN HAKKININ DEVİR VE İNTİKAL YOLU İLE KAZANILMASI (DEVREN KAZANILMASI)

Maden Hakkı; bir başkasına geçerken, bu devir kural olarak, yetkili merci önünde (Maden Dairesinde) yapılacak bir resmî hukukî işlem ve maden siciline tescil ile gerçekleşir. Ancak; miras, icra yoluyla ya da mahkeme kararına dayanılarak

14 6 Haziran 1317 tarihli Taşocakları Nizamnamesi, 1. Tertip Düstur C.7, s.49. 15 3213 sayılı Maden Kanunu ve Bunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğe göre 15.6.1985 tarihinden

itibaren İl Özel İdarelerinin bu yasa kapsamına alınan taşocakları hakkında ruhsat veremeyecek-lerinden 18.6.1985 tarihinde ruhsata bağlanan mermer ocağına ait ruhsat harcı ve taşocağı resminin ödenmemesi nedeniyle düzenlenen ödeme emrinin iptali gerekir: D9D., 27.2.1990 gün, E.1988/1971, K.1990/631.

16 Devlete ait arazideki işletme için alınması gerekli belge (Ayrıntılı bilgi için bkz: UÇKAN, s.94 vd). 17 Sahipsiz arazideki işletme için alınması gerekli belge. 18 D8D., 5.7.1978 gün, E.1977/2755, K.1978/5540 (KAYSERİLİ, Yaşar/TOPALOĞLU, Mustafa:

Türk Maden Hukuku ve Yeraltı Zenginlikleri Mevzuatı, İstanbul 1990, s.518). 19 D8D, 15.1.1990 gün, E.1989/1306, K.1990/45 (TOPALOĞLU, s.290-292). 20 UÇKAN, s.49 vd.

Page 6: Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119 · Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme

124 Yrd.Doç.Dr. Demet ÖZDAMAR

maden hakkının kazanılması durumlarında maden hakkı tescilden önce kazanılır (Medenî Kanun m.633, 642). Yapılacak tescil, açıklayıcı (izharî) ve maden hakkı üzerinde tasarrufta bulunmayı mümkün kılan bir nitelikte olacaktır.

IV. MADEN HAKKININ TESCİLLE KAZANILMASI (İRADÎ DEVİR)

A. GENEL OLARAK MADEN HAKKININ DEVRÎ VE ŞEKLİ

1. Maden Hakkının Devrinde Yetkili Merci

Malvarlığına dahil bir hak olan maden hakkı, 3213 sayılı Kanun’un 5.maddesinin II.fıkrası uyarınca başkasına devredilebilir. Bu madde, hak sahibinin kendi iradesi ile yaptığı (iradî) devri düzenlemektedir. İcraen satış hali, Maden Kanunu’nun 3.maddesinde ayrıca düzenlenmiştir21.

Madenciliğe ilişkin hakların “verilmesi”nde söz sahibi olan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, bu hakkın “devri”nde de söz sahibidir. Bu nedenle, devir işleminin gerçekleşmesi için bakanlığın devir işleminin yapılmasında, kanunî bir mâni (sakınca) görülmediğini içeren iznini almak gerekir. Maden hakkı, ancak “kanunî mâni” görülmediği takdirde (Mad.K.m.5 ve Yön.m.25/I,II) devrine izin verilebilir. “Kanunî mâni”den maksat; devredenin Devlete karşı olan yükümlerinin devralan tarafından aynen kabul edilip edilmediği konusudur. Bu nedenle izin verilebilmesi için; devralacak kişinin, devredecek kişinin Devlete karşı olan yükümünü aynen ve tamamen kabul ettiğini beyan etmesi gerekir22.

Gerekli olan iznin alınmış olması, devir işleminin tamamlanması için yeterli değildir. Hakkı devir alacak olan kimse yetkili memur önüne giderek, ayrıca devir beyanında bulunmalıdır. “Maden hukukunda şekle uygunluk esastır”23. Bu nedenle devir işleminin, kanunun öngördüğü şekilde yapılması gerekir.

Üzerinde ipotek bulunan ön işletme veya işletme ruhsatı (kısacası maden hakkı) da başkasına devredilebilir (Mad.K.m.44). Bu halde, borçlunun şahsî sorumluluğu aynen devam eder; ipotekli ruhsatı devralan, bu ruhsatı ipotekle yüklü olarak devralmış olur. Ruhsatı devralan, (Medenî Kanun’un 803. maddesindeki taşınmaz ipoteğinde olduğu gibi) borçlunun şahsî sorumluluğunu da üzerine alabilir. Böylece borçlu borcundan kurtulmuş olur.

21 TOPALOĞLU, s.7; TELLİ, s.100. 22 “...işletme hakkı devralacak kimsenin, işletme hakkının verilmesini isteyenin Devlete karşı haiz

olduğu hukuk ve tâbi bulunduğu vecibe, taahhüt ve mükellefiyetleri aynen ve tamamen kabul ettiğini dilekçe ile bildirmesi gerektiği...”, D8D. 12.5.1971 gün ve E.1970/1763, K.1971/1266 sayılı kararı, (Danıştay Dergisi, S.5, 1972, s.258); UÇKAN, s.102.

23 D8D. 13.5.1972 gün ve E.1971/1990-1991, K.1972/1858 sy.lı kararı, (Danıştay Dergisi, S.9-10, 1973, s.322); UÇKAN, s.98.

Page 7: Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119 · Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme

Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 125

2. Maden Hakkının Devrinde Şekil

Madenlere ilişkin özel kanunlar, “maden haklarının devrini özel bir şekle” bağlamış ve kamu yararına hizmet gören ruhsatname sahibi gibi, ruhsatı devralacak kişinin de devlete karşı, kanunda belirtilen bir çok hak ve yükümlülüğünün olduğunu belirtmiştir (Mad.K.m.5, Yön.m.25). Kanunlarca öngörülen bu şekil, hakkı devrecek kişi ve ayrıca madenler üzerinde tasarruf yetkisine sahip olan devletin, bu iş ile görevli kanuni temsilcisinin iradelerinin belirli konularda birleşmesi suretiyle yapılacak resmî bir hukukî işlemi kapsamaktadır. Gerek ruhsatnamenin verilmesi, gerekse ruhsatna-menin devri, Devleti doğrudan doğruya ilgilendiren bir işlemdir24. Bu bakımdan devir işlemi, resmî şekle tabi tutulmuştur. Resmî şekil, sıhhat şartı olduğundan, bu şarta riayet edilmedikçe akit vücut bulmaz ve geçersiz olur25. Resmî şekle uyma zorunlulu-ğunun sonucu, devredenle devralanın, Devletin bu iş ile görevli memuru önünde (Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nde) devire ilişkin irade beyanında bulunmaları gerekir26. Bu işlem; Ek Form 16’nın doldurulup, yetkili memur huzurunda imzalan-ması ve memurun devir işlemini, maden siciline tescil etmesiyle tamamlanmış olur (Mad.K.m.5/III, m.38, Yön.m.66).

Taşocaklarına ilişkin ruhsatnamelerin (hakların) devri ise, il özel idaresinin izni (Taş.N.m.32) ile Taşocakları Nizamnamesi 20.maddesindeki şekle uygun olarak yapılır.27

Maden hakkının devri, aynen taşınmaz mülkiyetinde olduğu gibi iki ayrı işlemle gerçekleştirilmektedir. Birinci safhada tarafların, Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nde yetkili memur huzurunda maden hakkının devri borcunu doğuran satım, bağışlama ve trampa gibi borçlandırıcı işlem yapmaları gerekir. Bu işlem, Ek form 16’ya uygun olarak dilekçe tanzimi ile gerçekleşir. Bu formun, taraflarca, yetkili memur huzurunda imzalanması gerekir. Çünkü, noterde yapılan maden hakkının satış vaadi dahi geçerli değilken28, tarafların herhangi bir şekilde, kendi aralarında

24 YİBK. 6.7.1970 gün ve E.1967/7, K.1970/6 sayılı kararı (RG. 1.11.1970, S.13654); UÇKAN, s.103. 25 Y.3.HD. 30.12.1966 gün ve E.10213, K.8542 sy.lı kararı, (Resmi Kararlar Dergisi, 1967, s.169.);

UÇKAN, s.104; EREN, Fikret: Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, C.I, 5.B., İstanbul 1994, s.348 vd.; TEKİNAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP: Tekinay Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, 7.B., İstanbul 1993, s.125 vd.; REİSOĞLU, Safa: Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, 12.B., İstanbul 1998, s.69 vd.

26 Noterler önünde yapılan maden hakkının devir vaadi sözleşmeleri geçersizdir. Bkz. Bu incelemede; “Maden Hakkı Devir Vaadi” ile ilgili kısma.

27 “...Taş ocakları nizamnamesinin 20.maddesi hükmüncü ruhsatnamenin devri belli geçerlilik şartına bağlıdır. Taraflar devri, bu şekle uymadan...yapmış olmalarına göre, sözleşme hukukça geçerli sayılmaz...”, YHGK. 12.4.1969 gün ve E.1966/4-1732, K.509 sy.lı kararı, (Resmi Kararlar Dergisi, 1969, s.248); UÇKAN, s.98.

28 Yargıtay’ın 06.07.1970 gün, E.1967/7, K.1970/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında (RG.1.11.1970,

S.13654) maden hakkı devri vaadinin (taahhüdünün) mümkün ve geçerli olmadığı sonucuna varılmıştır.

Page 8: Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119 · Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme

126 Yrd.Doç.Dr. Demet ÖZDAMAR

yapacakları taahhüt geçerli olmaz. İkinci safhada da taahhüt işleminin ifası niteliğinde olan tasarruf işlemi gelir. Ancak bu tasarruf işleminin yapılmasıyla, maden hakkı devredilmiş olur. Tasarruf işlemi; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nde yetkili memurun, devir işlemini maden siciline tescil etmesiyle gerçekleşmiş ve böylece de maden hakkının devri işlemi tamamlanmış olur (Mad.K.m.5/III, m.38; Yön.m.66)29. Şunu da belirtmek gerekir ki, maden hakkının devri “illi” (sebebe bağlı) bir işlemdir. Eğer, devir taahhüdü geçerli olmazsa, yapılan tescil de geçersiz, yolsuz bir tescil olur. Örneğin; devir işleminin dayanağını oluşturan devir beyannamesinin, adlî yargı yerince iptali halinde, kamu hukuku alanında yer alan devir işlemi de yasal temelden yoksun kalır30.

Madencilik uygulamasında sıkça karşılaşılan “rödovans, kira, taşeron ve benzeri sözleşmeler”; (Maden Kanunu’nun 28.maddesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere), madencinin kendisine maddi destek sağlayabilmesi ve işletme iznini bir başkasına kiralayabilmesi imkânı sonucu ortaya çıkmıştır31. Bu sözleşmelerden rödovans sözleşmesinin bir başka ortaya çıkma nedeni, maden hakkının bölünmezliği ilkesidir. Bu sözleşmede madenci, işletme iznini kiralamakta, bunun karşılığında “rödovans bedeli” denen bir pay almaktadır. Rödovans sözleşmelerine, Borçlar Kanunu’nun hasılat kirasına dair hükümleri uygulanmaktadır. Rödovans ve benzeri sözleşmelerin geçerli olabilmesi için, Yönetmeliğin (06.11.1990 tarih ve 20687 sayılı R.G.de yayınlanan değişik) 32.maddesine göre, bir ay içinde Maden Dairesi’ne bildirilmesi ve uygun görüş (izin) alınması zorunludur32. Bu şekilde tarafların kendi aralarında yaptıkları rödovans sözleşmesi, maden hakkının devri sonucu doğurmaz, sadece taraflar arasında hüküm ifade eden Borçlar Hukuku nitelikli bir kira sözleşmesi niteliğinde kalır.

B. MADEN SİCİLİ VE MADEN HAKKININ DEVRİNDE MADEN SİCİLİNİN İŞLEVİ

6309 sayılı Kanun ve buna paralel olarak 3213 sayılı Maden Kanunu, Medenî Kanun’un tapu sicili düzenlemesine uygun bir maden sicili öngörmüştür. Medenî Kanun’un tapu sicili ile ilgili olarak benimsediği temel ilkeler; 6309 ve 3213 sayılı Kanunlarla, 3213 sayılı Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik ile Maden Sicili Tüzüğü’nde korunarak, geçerli olmuştur33. Maden Sicili Tüzüğü, Bakanlar Kurulu’nun 3.6.1961 t. ve 5/1287 sayılı Kararnamesiyle yürürlüğe konmuştur. Fakat,

29 Krş.TOPALOĞLU, s.59 vd. 30 D8D., 8.6.1978 gün, E.1977/3958, K.1978/5222 (KAYSERİLİ/TOPALOĞLU, s.36). 31 KAYSERİLİ/TOPALOĞLU, s.31; TOPALOĞLU, (Şirket), s.7 vd. 32 Danıştay 8.D., 09.12.1991 gün ve E.1991/32, K.1991/1924. Başvuruda bulunma yetkisi ruhsat

sahibine aittir: Danıştay 8.D., 26.05.1992 gün ve E.1991/62, K.1992/67. Rödovans ve kira sözleşmesi gibi sözleşmelerin maden siciline tescili de mümkündür: Danıştay 1.D., 31.01.1997 gün ve E.1997/3, K.1997/13 (TOPALOĞLU, s.15), ancak zorunlu değildir.

33 TELLİ, s.95.

Page 9: Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119 · Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme

Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 127

3213 sayılı Kanun’un 51.maddesi ile 6309 sayılı Kanun ile ek ve değişiklikleri, böylece de Maden Sicili Tüzüğü yürürlükten kaldırılmıştır

Maden Dairesindeki yetkili memurun devir muamelesini maden siciline tescil etmesiyle devir işlemi tamamlanmış olur. Ancak tescil işleminin yapılmasıyla maden hakkı karşı tarafa geçmiş olur. Maden haklarının doğumu için tescil zorunludur; buradaki tescil, inşaî (kurucu) niteliktedir. Tescil yapılmadıkça, maden hakkı gerek devlete, gerekse üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmez34. Petrol siciline tescil de, maden siciline tescile benzer şekilde inşaî (kurucu) bir nitelik taşır: “Petrol Kanunu’nun 36/3 üncü maddesinde, petrol hakları üzerinde tesis edilecek hakların ve petrol haklarının devri veya takyidinin, Petrol Dairesince kabul edilip petrol siciline kaydedilmedikçe daireye veya üçüncü şahıslara karşı hüküm ifade etmiyeceği esasını benimsemiştir. Şu halde, tescil kanunun 36/3 üncü maddesine ilişkin konularda hakkın kurucusu ve yapıcısı mahiyetindedir”35.

3213 sayılı Maden Kanunu’nun 5. maddesinde, “şerh” şeklinde hatalı bir ibare kullanılmıştır. Şerh, sicilde şahsî hakları kuvvetlendirmeye yarayan veya mülkiyet üzerinde tasarruf işlemi yapabilmeyi kısıtlayan bir işlemi ya da geçici tescillerin kaydını ifade eder. Bu sebeple, kurucu nitelikte olan bu kaydın, maden hakkının devri işlemi sicile “tescil” edilir şeklinde düzeltilmesi daha isabetlidir36.

Her ne kadar, Maden Kanunu’nun 5.maddesinin III.fıkrasında, devir işleminin “şerh”inden söz ediliyorsa da bu aslında, bir tescil işleminden başka bir şey değildir37. Nitekim, Maden Kanunu’nun 38.maddesinin IV.fıkrasında, “Madenler üzerinde iktisap edilecek haklar tescil edilmedikçe hüküm ifade etmez” ifadesi yer almaktadır.

Madenlerin bulunmuşluğu, ihbar ve buluculuk hakları, arama, ön işletme ruhsatları ve bunlara ait işletme izinleri; bu hakların devir ve intikali, sona ermesi, haczi, rehin edilmesi, ihtiyati tedbir ve ipotek durumları, kısacası bütün maden hakları ve faaliyetleri ile ilgili teknik ve malî konular maden siciline tescil ile gerçekleşir ve bu sicil yönetmelikte belirtildiği şekilde ilgili daire (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden Dairesi -Mad.K.m.3-) tarafından tutulur (Mad.K.m.5/II, III, m.38/II, Yön.m.66). Madenler üzerine kazanılacak haklar tescil edilmedikçe hüküm ifade etmez (Mad.K.m.38/IV).

Madenler için, tapu sicilinden ayrı bir sicil tutulmasına dahi gerek olmadığı ileri sürülmüştür: “Madenler için ayrı bir sicil tesisine gerek yoktur. Nitekim, İsviçre ve Fransa’da ayrı bir maden sicili yoktur. İsviçre’de olduğu gibi, ülkemizde de madenler müstakil ve daimi haklarda olduğu gibi tapu siciline kaydedilebilirler...Tapu kütükleri şahsa göre değil, gayrimenkule göre tutulmaktadır. Denebilir ki, her gayrimenkule

34 FINDIKGİL, Yavuz: Maden Hukuku, İstanbul 1966, s.87, 414 vd.; KAYSERİLİ/ TOPALOĞLU,

s.132; GÖĞER, Erdoğan: Petrol Hukuku, Ankara 1967, s.124 vd. (Petrol Hukuku). 35 GÖĞER, Erdoğan: Maden Hukuku, Ankara 1979, s.104. 36 TOPALOĞLU, Şirket, s.9; KAYSERİLİ/TOPALOĞLU, s.31-32. 37 TOPALOĞLU, s.13.

Page 10: Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119 · Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme

128 Yrd.Doç.Dr. Demet ÖZDAMAR

tahsis edilen sahife aynî bir yapraktır. Maden sicili bakımından da durum aynıdır; bulunmuş sayılan her maden ayrı bir sahifeye kaydedilir”38. Ancak, hem madenler üzerindeki hakların daha açık ve ayrıntılı bir şekilde gösterilmesi, hem de devletin denetim yetkisi açısından ayrı bir maden sicilinin varlığı gerekli ve yararlıdır. Ancak, Maden Kanunu’ndaki, maden sicili ile ilgili hükümler yetersizdir. Bunun için, ya Maden Kanunu’nda gerek maden sicili ile ilgili konularda, gerekse diğer aynî haklarla ilgili konularda ayrıntılı kurallara yer verilmeli; yahut da Maden Kanunu’na, “bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, Medenî Kanun’un (ve ilgili mevzuattaki) aynî haklarla ilgili hükümleri maden hakkının niteliğine uygun düştüğü ölçüde uygulanır” şeklinde genel bir atıf yapılmalıdır.

Maden sicili alenîdir. İlgililer, sicil kayıtlarının maden sicil memurlarından biri huzurunda gösterilmesini isteyebilir. Maden sicilindeki kayıtların bilinmediği iddia edilemez (Mad.K.m.38/III, Yön.m.66/II). Tapu sicilinde olduğu gibi, maden sicilinde de “güven ilkesi” geçerlidir. Yani, iyiniyetli üçüncü kişilerin, maden siciline dayanarak (örneğin, maden hakkı veya maden ipoteği) kazandıkları haklar korunur39. Örneğin; “maden ehliyeti”ne sahip bir kişi, geçerli bir hukukî işlem (devir işlemi) olmadan, maden siciline tescil edilir ve bu kişi de maden sicilindeki kayda dayanarak maden hakkını, iyiniyetli, üçüncü bir kişiye devrederse, üçüncü kişinin bu hakkı korunur. Çünkü, maden sicili, tapu siciline benzer bir fonksiyona sahiptir.

Tüm ilkelerde Medenî Kanun’a uyan Maden Kanunu’nun “devletin maden sicilinin tutulmasından dolayı sorumluluğu” konusunda da (Maden Kanunu’nda bir hüküm bulunmamasına rağmen), benzer bir çözüm amaçladığı kabul edilmeli ve aynı şekilde Devlet, maden sicilinin tutulmasından dolayı sorumlu olmalıdır40.

Maden sicil kütüğünde; ruhsatlar, madenin bulunmuşluğu ile ilgili bilgiler, devir ve intikal ile ilgili işlemler, haciz, rehin, ipotek, ipoteğin terkin edilmesi işlemleri, varsa sahaların kanunen sona ermesi durumları ve sebepleri gibi işlemler yer alır (Yön.m.66/III). Madenlerden çıkarılan cevherler (menkul mal hükmünde olup), Maden Kanunu’nun 39.maddesindeki şartlara uygun olarak rehnedilmesi halinde rehin tarihi, süresi ve durumu maden siciline kaydedilir. Yeni bir ihbar yapılmadığı zaman evvela o koordinat değerlerinde arama ve ön işletme ruhsatı verilmiş olup olmadığına paftalardan bakılır ve şayet ruhsat yok ise ihbar dosyasına, ihbarcının adı-soyadı, madenin cinsi, bulunduğu yerin koordinatları ve ihbara mesnet teşkil eden beyanın kayıt numarası yazılmak suretiyle ihbar hakkı işlenir. Bu hakla ilgili sahada işletme izni alındığı zaman, ihbar dosyasındaki bilgiler, sicil kütüğüne aktarılır (Yön.m.66/V). İhbar dosyası, tapu sicilindeki, yevmiye defterine benzer bir

38 TELLİ, s.94; AŞULA, Mustafa: Türkiye’de Medenî Kanun Bakımından Maden Rejimi ve

Mülkiyeti, Ankara 1968, s.79-81. 39 Hem Yargıtay (Yargıtay 13. HD., 18.11.1996, E.1996/7892, K.1996/10101), hem de Danıştay (D8D.,

18.12.1990, E.1990/1231, K.1990/1668) kararlarında, maden siciline güven ilkesi kabul edilmektedir: TOPALOĞLU, s.60.

40 Aynı görüşte: GÖĞER, s.129; TOPALOĞLU, s.60.

Page 11: Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119 · Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme

Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 129

fonksiyona sahiptir. Sicil kütüğüne kayıt açılması için belirli koordinat değerleri verilen bir alana ruhsat verilmiş olması yeterlidir. O ruhsatın sicil kütüğündeki sıra numarası, sicil numarası olarak işlem görür.

Sicilin kapatılması (terkin) için, işletme iznine tâbi maden rezervinin tüketilmiş olması gerekir. Kapatılmış sicillerde mevcut bilgiler aynen muhafaza edilir, yalnız başlangıca “kapanmıştır” ibaresi konulur (Yön.m.66/VI). Sicil kayıtlarında silinti, kazıntı, çizinti yapmak yasaktır (Yön.m.66/VII). Maden sicili ile ilgili uyuşmazlıklar, idarî yargıda görülür. Sicil kayıtlarında, idarî yargı kararı olmaksızın değişiklik yapılamaz. Sicil kaydında bir yanlışlık yapıldığı takdirde sicil sorumlusu, Maden Dairesi Başkanı ile birlikte imzalamak kaydı ile gerekli düzeltmeleri yapar ve durum, tarih ve teselsül eden sıra numarası verilerek tanzim edilecek bir tutanakla tespit edilir. Bu tutanak düzeltme ve değişiklik defteri adı altında bir deftere tarih ve sıra numarasına göre işlenir (Yön.m.66/son fıkra).

Danıştay, adlî yargı mercileri tarafından verilen maden hakkının devri ile ilgili kararların idareyi bağlamayacağı, sadece adlî mahkemelerin kararına dayanılarak maden sicilinde değişiklik yapılamayacağını kabul etmektedir41. Devre ilişkin bir adlî yargı kararının uygulanması istendiğinde, Maden Dairesi, devir etmek ve devir almak isteyen kişilerin durumlarını Maden Kanunu uyarınca inceleyerek, devre engel bir neden bulunmadığı taktirde devir işlemini gerçekleştirmesi gereklidir. Böyle bir durumda devir dilekçesi yerine Adliye Mahkemesi tarafından verilmiş devir kararı geçecektir42.

Maden Dairesince yapılan inceleme sonucunda maden hakkının devrine engel bir durum tespit edilirse, devir istemi red edilecektir. Bu red işlemine karşı ilgililerin idarî yargı mercileri önünde iptal davası açma haklarının olduğu şüphesizdir.

V. MADEN RUHSATLARININ TİCARET ŞİRKETLERİNE SERMAYE OLARAK KONULMASI

İktisadî değeri olan ve devir edilebilmeleri mümkün bulunan maden ruhsatları (maden hakları)43 ticaret şirketlerine sermaye olarak getirilebilir (TK.m.139). Ruhsatname, gerçekte bir kişinin maden arama veya işletme hakkına sahip olduğunu gösterir belgedir. Oysa burada kastedilen, ruhsatnameye bağlı olan haktır.

Ticaret şirketleri, Ticaret Kanununda düzenlenmiş bulunan kollektif şirket, komandit şirket, anonim şirket ve kooperatiflerdir44. Kendisine sermaye olarak maden

41 Danıştay 8. D. 21.03.1972 gün ve E. 1971/3795, K.1972/968 (TOPALOĞLU, s.14); TELLİ, s.146. 42 Danıştay 8. D. 14.10.1987 gün, E.1986/212, K.1987/410 (TOPALOĞLU, s.14); TOPALOĞLU,

(Şirket), s.9; KAYSERİLİ/TOPALOĞLU, s.32-34. 43 UÇKAN, s.110 vd.; TOPALOĞLU, (Şirket), s.10; DOĞANAY, İsmail: Türk Ticaret Kanunu Şerhi,

C.I, Ankara 1990, s.541. 44 TOPALOĞLU, (Şirket), s.10; Kooperatifler ayrı bir kanun ile düzenlenmiş olmalarına rağmen

ticaret şirketi sayılmaktadır: PULAŞLI, H.: Şirketler Hukuku, 2.B, Konya, 1995, s.8.

Page 12: Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119 · Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme

130 Yrd.Doç.Dr. Demet ÖZDAMAR

hakkı getirilecek şirketin maden hakkına sahip olmasında maden mevzuatı açısından bir engel bulunmamalıdır. Gerçekten de, 3213 Sayılı Maden Kanunu’nun 6. maddesinde ancak “madencilik yapabileceği statüsünde yazılı olan tüzel kişiliğe sahip şirketlerin maden hakkı sahibi olabileceği” öngörülmüştür.

Bu bakımdan, birinci olarak maden hakları sermaye olarak konacak şirketin ana sözleşmesindeki işletme konusu, madencilik faaliyetinde bulunmayı da içine almalıdır. Maden Kanunu’ndaki bu özel hüküm olmasaydı dahi, şirketlerin ehliyetinin işletme konusu ile sınırlı olduğunu öngören Ticaret Kanunu’nun 137.maddesi ile de aynı sonuca varılabilirdi.

İkinci olarak, söz konusu şirketin T.C. Kanunlarına göre kurulması gerekli ve yeterlidir. Bu şartı yerine getiren bir şirketin kurucularının veya sermayesinin yabancı olması önemli değildir45.

Ticaret Kanunu’nun 139.maddesine göre: “Kanunda aksine hüküm olmadıkça ticaret şirketlerine sermaye olarak:

b.2.İmtiyaz ve ihtira beratları ve alâmeti farıka ruhsatnameleri gibi sınaî hakları;...

b.4.Menkul ve gayrimenkullerin faydalanma ve kullanma hakları;...

b.8.Telif hakları, maden ruhsatnameleri gibi iktisadî değeri olan sair haklar konabilir”.

Ticaret Kanunu’nun 139.maddesinin b.8 hükmüne göre, maden ruhsatname-lerinden kaynaklanan bir hak (maden hakkı veya maden irtifakı) da sermaye hissesi karşılığı olarak bir ticarî şirkete konulabilir. Hatta, Ticaret Kanunu’nun 140.madde-sinin III.fıkrasında da açıkca belirtildiği üzere, ticaret şirketine sermaye olarak konulması taahhüt edilen maden ruhsatında mündemiç hakkın devri, -Maden Kanununda öngörülen şekil şartına uyulup uyulmadığı- aranmaksızın ve bu meyanda sermaye koyma taâhhüdünde bulunan ortağın rızasına da bakılmaksızın, ortaklıkça, ilgili merciden devir işleminin yerine getirilmesi talep edilebilir. Ancak; bu devir işleminin istenebilmesi için, maden ruhsat ve imtiyaz hakkına sahip olan kişinin,

45 TOPALOĞLU, (Şirket), s.10; Şirketlerin tâbiyeti konusunda ayrı görüşler vardır. Örneğin,

“...Maden Kanunu gereğince Türkiye’de Türk Kanunlarına göre kurulan bir hükmü şahıs veya ticaret şirketi Türk şirketi olarak kabul edilmektedir. Türk Ticaret Kanunu çeşitli sermaye şirketlerinin merkez ve firmalarının tescili hakkında sevkettiği hükümlerle, Maden Kanunun yukarıda sözü edilen hükümleri dikkate alınırsa işletme merkezi Türkiye’de bulunan ve Türk kanunlarına göre kurulmuş olan bir sermaye Türk Şirketidir” (TOLUN, Osman: “Türk Hukukunda Sermaye Şirketlerinin Tâbiiyeti”, Ban. Ve Tic. Huk.Araş.Enst.III üncü Ticaret ve Banka Hukuku Haftası, 13-18 Mayıs 1963); UÇKAN, s.88: Türk Kanunlarına göre kurulmuş bir şirket, kurucuları yabancı uyruklu olsalar bile “Türk Şirketi” sayılır.

Page 13: Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119 · Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme

Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 131

Ticaret Kanunu hükümlerine uygun bir biçimde sermaye koyma taahhüdünde bulunmuş olması gerekir46.

Ticaret Kanunu’nun 140.maddesinin II. ve III.fıkrasına göre: “Sermaye olarak gayrimenkul mülkiyeti veya gayrimenkul üzerinde mevcut veya tesis edilecek aynî hakkın konulması taahhüdünü ihtiva eden şirket mukavelesi hükümleri, resmi şekil aranmaksızın muteberdir.

Sermaye olarak konulması taahhüt edilen diğer hakların devri kanunen hususî şekillere tabi olsa dahi şirket mukavelesi, devredecek ortağın ayrıca rızasına bakılmaksızın, şirkete alâkalı mercilerden bu hakların devrini istemek salâhiyetini verir.”

Türk Ticaret Kanunu’nun 140.maddesi hükmü, kanun koyucu tarafından, sırf ticarî hayatın gerektirdiği istikrarı temin ve usulüne göre düzenlenip şerik (ortak) tarafından imzalanmış olan şirket sözleşmesiyle konulması taahhüt edilen sermaye borcundan dolayı o ortağın bu borcunu ödemesini temin ve bu suretle ortaktan alacaklı bir durumda olan diğer bir tacirin alacağının sürüncemede bırakılmasını önlemek amacıyla konulmuş bulunmaktadır. Sermaye taahhüdünün ortak ve şirket yönünden hüküm ifade edebilmesi için, sermaye miktarının şirket sözleşmesinde yazılı ve aynı zamanda da taahhütde bulunan ortak tarafından imzalanmış, aynî haklar sermaye olarak konulacak ise, bu imzaların noterce onaylanmış bulunması şarttır (TK.m.283)47.

Ticaret Kanunu’nun 140.maddesinin II.fıkrası hükmüne göre, bir ortak, şirkete sermaye olarak taşınmazını koyacağını taahhüt etmişse, bu taahhüdü şirket sözleşmesi ile tesbit edildikten sonra, ayrıca resmî şekle tabi tutulmaksızın geçerli sayılmıştır48. Bu geçerlilik şartının tabiî bir sonucu olarak şirket, taahhütte bulunan ortak aleyhine, taahhüdün ifası yolunda dava ikame edebilir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 2.maddesinin II.fıkrası hükmü de, bu hükme paralel bir hüküm benimsemiştir.

Taşınmazlarda mülkiyet veya bunlar üzerinde mevcut veya tesis edilecek diğer aynî bir hakkın sermaye olarak konulması taahhüdü, resmî şekil aranmaksızın, ya şirket sözleşmesiyle veya bu sözleşmeye ek vasfını taşıyan iştirak taahhütnamesiyle yapılması halinde geçerlidir. Nitekim, ânonim şirketlerde de şirket sözleşmesine ek vasfını taşıyan iştirak taahhütnamelerinde resmî şekil aranmamıştır (TTK.m.283). Böylelikle, Ticaret Kanunu’nun 140.maddesinin II. fıkrası, taşınmaz ile o taşınmaz üzerinde mevcut olan aynî bir hakkın tapu memuru huzurunda ve bu memur tarafından resmî şekilde “temlik” işlemi yapılmadan da geçerli olacağını, yani bir

46 Yarg. 11.HD. 25.5.1978 gün ve E.2164, K.2792; aynı doğrultuda, Yarg. 11.HD. 17.1.1975 gün ve

E.3608, K.198 (DOĞANAY, s.541). 47 DOĞANAY, s.543; ÇEVİK, O.Nuri: Uygulamada Şirketler Hukuku, 2.B., Ankara 1994, s.79. 48 Yarg.TD. 25.9.1969 gün ve E.1968/2390, K:1969/4282 (DOĞANAY, s.543).

Page 14: Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119 · Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme

132 Yrd.Doç.Dr. Demet ÖZDAMAR

akdin resmî şekle bağlanmış olması gerektiği prensip ve esasının bir istisnasını kabul etmiştir49.

Ancak, burada şunu da belirtmek gerekir: Bir şirket ortağının, gerek şirket ana sözleşmesi ile, gerekse sonradan bir iştirak taahhütnâmesi imzalaması suretiyle mâliki bulunduğu taşınmazını veya bu taşınmaz üzerindeki bir hakkını aynî sermaye olarak şirkete koyma taahhüdü sonunda, o taşınmazın veya o hakkın “mülkiyeti” şirkete intikal etmez, mülkiyet hakkı tapuda yine o ortak üzerinde görünür ve onda kalır.

Ticaret Kanunu’nun 140.maddesinin III.fıkrası ile de, aynî haklar dışında olup devir ve temliki şekle bağlı kılınmış olan diğer hakların devri, kanunen özel şekillere tâbi tutulmuş olsa dahi, usulüne uygun50 olarak tanzim ve imza edilmiş olan şirket sözleşmesi, hakkını devir taahhüdünde bulunan şirket ortağının ayrıca rıza ve muvafakatine bakılmaksızın, şirkete, ilgili mercilerden bu hakkın devir ve temlikini istemek yetkisini verir.... Bu hüküm Ticaret Kanunu’nun TBMM’ne sevki sırasında Adliye Encümeni’nce hazırlanan mazbatadaki açıklamaya göre; öncelikle maden hakları için konulmuştur. Ticaret Kanunu’nun 140.maddesinin III.fıkrasının anlamı şu şekilde belirtilmiştir: Ticaret Kanunu’na İlişkin Adliye Encümeni Mazbatasında51, “maden çıkarma hakları gibi devredilmesi şekle bağlı bulunan bir takım hakların devrinde bu şekil” şartlarının aranmayacağı belirtilmiş olduğundan, madenciliğe ilişkin hakların ticaret şirketlerine sermaye olarak getirilmesinde, artık özel devir şekilleri aranmayacaktır. Maden çıkarma hakları gibi, devredilmesi de, şekle bağlı tutulmuş olan bir takım hakların devir ve temlikinde kanunun öngördüğü hiçbir şekil şartı aranmaksızın ve yine böyle bir taahhütte bulunan ortağın devir için ayrıca rıza ve muvafakatini bildirmesine ve ortağın, ilgili merci ve makamdan bu yolda bir istekte bulunmasına gerek olmaksızın şirket sözleşmesindeki taahhüt gereğince ve şirket tüzel kişiliğinin talebi ile bu gibi hakların şirkete devri mümkün kılınmıştır.

Ticaret Kanunu’nun 140.maddesinin kapsamına giren hakların devri taahhünde; hak, taahhüt sonunda şirketçe temellük edilmiş olmaz. İlgili makam ve merciler nezdinde devir ve temlik işlemi yapılıncaya kadar ortağın kendi üzerinde kalır ve

49 DOĞANAY, s.543; ÇEVİK, s.80. 50 DOĞANAY, s.545; “... Maden ruhsatnamesinde mündemiç hakkın ticaret ortaklığına sermaye olarak

konulmasının taahhüt edilmesi halinde, bu hakkın devri için Maden Kanunu’ndaki şekil şartı aranmaksızın ve taahhüt eden ortağın rızasına da bakılmaksızın ortaklıkça ilgili merciden devrin yapılması istenebilir ise de davacı ortaklık limited ortaklık olduğuna göre, Türk Ticaret Kanunu’nun bu ortaklığı düzenleyen hükümlerine uygun surette maden ruhsatnamesinden doğan hakkın sermaye olarak konmuş olması gerekir. Yani, TTK.nun 508/I.maddesi hükmü gereğince, maden ruhsatnamesinden doğan hakkın sermaye olarak konulması taahhüt edilmişse anasözleşmede bu hakkın neden ibaret olacağı, değerinin nasıl biçileceği ve taahhüt ettiği sermayeye ne miktarda mahsup edileceği ve bunun karşılığı olarak esas sermayeden kendisine ne miktarda bir iştirak payı düşeceği hususlarının açıkça yazılı olması şarttır”, Y.11.HD.25.5.1978, E.2164, K.1978/2792 (ÇEVİK, s.81).

51 ELBİR, H.Kemal: Gerekçeli-Notlu-Sistematik Türk Ticaret Kanunu, 2.B., İstanbul 1958, s.127; UÇKAN, s.120; DOĞANAY, s.545.

Page 15: Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119 · Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme

Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 133

şirkete sadece hakkın devrini isteyebilmek yetkisini verir. Hatta, hak sözleşme ile temlik edilmiş olsa dahi, sonuç yine değişmez. Meğer ki; temlik beyanı ile birlikte ilgili merciler huzurunda gereken kanunî merasim de yerine getirilmiş olsun.. Sermaye koyma taahhüdünün yerine getirilmesini talep etme hakkı sadece şirket tüzel kişiliğine aittir52.

Maden haklarının ticaret şirketlerine sermaye olarak getirilmesinin bir devir işlemini gerektirdiği kuşkusuzdur. Maden Kanunu’na göre, maden haklarının devrinde özel bir devir şekli aranmaktadır53. Yargıtay 1970 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı’na göre; maden arama ruhsatının bir başkasına devri, sadece Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı Maden Dairesi’nde yetkili bir memur tarafından, Maden Kanunu’nun öngördüğü şekil ve şartlar dairesinde ve devre engel bir sebebin bulunmaması halinde gerçekleşir54.

Ticaret Kanunu’nun 140.maddesinin III.fıkrası ise, sermaye olarak konan hakların devri özel şekle tabi olsa bile, bu hakkın şirket ana sözleşmesinde yer almasının bu özel devir şekli yerine geçeceği hükmünü içermektedir. Bu bakımdan maden haklarının sermaye olarak getirilmesinde 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 5. maddesindeki devir şekli artık aranmayacaktır55. Kanunun bu açık hükmü karşısında eski tarihli bir Danıştay içtihadında yer alan, Maden Kanunu’nun özel bir kanun olduğu için, madenlere ilişkin Ticaret Kanunu’nun 140.maddesin III.fıkrası hükmünün genel nitelikte olduğundan dolayı uygulanmayacağı şekindeki görüşe katılmak mümkün değildir56. Maden haklarının ticaret şirketlerine sermaye olarak getirilmesi de bir devir işlemini gerektirir; ancak bu devir Ticaret Kanunu’nun 140.maddesinin III.fıkrası gereği, herhangi bir şekle tâbi olmaksızın kanundan dolayı gerçekleşir. Maden ruhsatnamesinden doğan hakkın şirket sermayesinde yer alması, devir işlemi yerine geçer. Ana sözleşmesinde maden hakkı taahhüdü bulunan ticaret şirketi, ruhsat sahibinin rızası gerekmeksizin, Maden Dairesi’nden ruhsatın şirket adına geçirilmesini isteyebilir. Madenciliğe ilişkin herhangi bir hakkı ticaret şirketlerine sermaye payı olarak getirmek isteyen kimsenin, şirket sözleşmesini imzalaması ile, şirketin bu hakkı talep etme yetkisi doğar. Yani, şirket sözleşmesinin imzalanması, hakkın intikalini değil, şirketin ilgili merciden hakkın devrini isteme olanağını sağlar. Maden hakkı, sermaye olarak getiren kişinin ana sözleşmeyi imzalamasıyla şirkete doğrudan geçmez. Bu hakkın şirkete intikali, Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nden söz konusu hakkın kendi adına devrini şirketin talep etmesi

52 Yarg.11.HD. 17.6.1986 gün ve E.1986/3004, K.3588 (DOĞANAY, s.546). 53 YTD, 10.10.1963 gün ve E.1963/1750, K.3691 sy.lı kararı, Ankara Barosu Dergisi, 1964, s.95;

YHGK.16.3.1966 gün ve E.3411/T-K.75 sy.lı kararı, İlmi ve Kazaî İçtihatlar Dergisi, S.69, 1966, s.4787; UÇKAN, s.118 vd.

54 YİBK., 6.7.1970 gün ve E.1967/7, K.1970/6 (R.G. 1.11.1970, s.13654). 55 Tescilsiz iktisap halleri için bkz: ERTAŞ, s.254. 56 Danıştay, 8. D., 5.11.1962 gün, E.1962/408, K.1962/4171 (TOPALOĞLU, (şirket), s.11; UÇKAN,

s.120).

Page 16: Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119 · Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme

134 Yrd.Doç.Dr. Demet ÖZDAMAR

üzerine yapılacak tescil ile gerçekleşir. Böylece, maden hakkının şirkete intikali ve şirketin maden hakkını kazanması için “tescil gerekmektedir”. Başka bir ifadeyle, maden hakkının sermaye olarak getirilmesi, ancak şirkete ilgili merciden devredenin rızası aranmaksızın devir ve tescil için talep etme hakkı verir.

Sermaye payı olarak hakkın getirildiği şirket, tüzel kişilik kazanmakla, şirket sözleşmesindeki taahhüt gereğince ve devredenin ayrıca rızasını bildirmesine veya ilgili merciden istekte bulunmasına gerek kalmaksızın, hakkın devrini ilgili merciden talep eder. Ancak burada, hakkı devreden kimsenin Devlete karşı olan yükümlülük-lerinin devralan şirket tarafından da aynen kabulü ve taahhüt edilmesi zorunludur (Yön.m.25/II). Çünkü; (/Mad.K.m.5 ve Yön.m.25/II/) devredenin Devlete karşı olan yükümlülüklerinin, devralan tarafından aynen kabulü, devrin geçerliliği için aranan şartlardan birisidir. Bunun dışında; madenlerin işletilmesinde temel amaç, kamu yararıdır ve devlet de kamu yararını en iyi şekilde gerçekleştirebilmek için tek taraflı şartlar ve önlemler tespit eder. Madenciliğe ilişkin hakkın üçüncü kişilere verilme-sinde ise bu şartların kabulü zorunludur. Devralan şirketin bu yöndeki kabul ve taahhüdü ile, hakkın devir işlemi ilgili merci tarafından yerine getirilir. Hakkın devrini taahhüt eden kimse, hakkın devri sırasında iradesini tek taraflı kullanarak devir işleminin yapılmasını önleyemez57.

Ticaret Kanunu’nun 140.maddesinin son fıkrası Usul Hukuku bakımından ayrı bir önem taşımaktadır: Şirket henüz tüzel kişiliğini kazanmadan, âkitlerden biri taahhüdünü ifa etmez ve sermaye olarak koyduğu taşınmazını kaçırma veya bir başkasına devretme girişiminde bulunursa, şirket kurucuları dahi, HUMK.101. ve devamı maddelerine başvurmaksızın, 140.maddenin tanıdığı yetkiye dayanarak, “ihtiyati tedbir” kararı alabilirler. Alınan tedbirden sonra açılması icap eden davayı kurucular değil, ancak şirket tüzel kişiliği kazandıktan sonra, yetkili temsilcisi açabilir58.

Uygulamada, maden ruhsat sahibinin bu hakkını sermaye olarak koyduğu, buna karşılık diğer ortakların da madenin işletilmesini üstlendikleri “maden ortaklığı” denilen adi şirket türüne rastlanılmaktadır. Adi şirketin kuruluşu, geçerlilik şartına tâbi değildir. Bununla beraber, sermaye olarak konulan hakkın devri özel bir şekilde yapılması gerekiyorsa, şirketin kuruluşunda bu şekle uymak gerekir (örneğin, taşınmazların sermaye olarak konulduğu adi şirket sözleşmesinin resmî şekilde yapılması gerektiği doktrin ve Yargıtayca tartışmasız kabul edilmektedir59. Maden Kanunu’ndaki özel devir şartının aranmayacağını öngören Ticaret Kanunu’nun 140.maddesinin III.fıkrası hükmü, ticaret şirketi olmayan adi şirketlere uygulanmaz. Yargıtay, bu tür adi şirket sözleşmesinin geçerli olabilmesi için maden hakkının

57 TOPALOĞLU, s.14; TOPALOĞLU, (Şirket), s.11; UÇKAN, s.122 vd. 58 DOĞANAY, s.547. 59 TOPALOĞLU, (Şirket), s.11.

Page 17: Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119 · Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme

Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 135

Maden Kanunu’nda öngörülen şekilde devredilmesi gerektiğine karar vermiştir60. Maden Kanunu’nun ruhsatın tek kişiye verilmesi (maden hakkının bölünmezliği) ilkesi karşısında, Maden Dairesi, tüzel kişiliği olmayan birkaç kişiden oluşan maden ortaklığı adına devir işlemini onaylamayacaktır. Dolayısıyla, Türk Hukuku açısından “maden ortaklığı” şeklinde yapılan sözleşme geçerli olmaz 61. Ticaret şirketlerine maden haklarının sermaye olarak konulması halinde, Maden Kanunu’ndaki özel devir şartının aranmayacağını öngören Ticaret Kanunu’nun 140.maddesi hükmü, Ticaret Kanunu’nun adi şirketlere uygulanamayacak hükümleri arasındadır62.

Bu durum karşısında, konusu maden hakkının adi şirkete devri olan şirket sözleşmeleri, şekle aykırılık bir tarafa bırakılsa bile, hem amacı Kanuna (Maden Kanunu’na) aykırı olduğu için, hem de böyle bir sözleşmenin ifası mümkün olmadığı için geçersizdir (Borçlar Kanunu, m.19-20). Yukarıda belirttiğimiz gibi maden haklarının adi şirkete sermaye olarak konulmasına ilişkin sözleşmenin resmi şekilde yapılması gerekir. Resmiyeti verecek olan Maden Dairesi de Maden Kanunu’nun engel hükmü (m.5 ve 6) karşısında şirket ortakları lehine devir sözleşmesini yapmaktan kaçınacaktır.

Ticaret Kanunu’nun 150.ve devamı maddelerine göre; birleşen veya katılan şirketlerin bütün hak ve borçları (bu arada maden hakları da), “küllî halefiyet” yoluyla kendiliğinden -yani tasfiye ve devre gerek olmaksızın- yeni kurulan veya katılma yoluyla devam eden şirkete geçer63. Bu intikal kendiliğinden oluşur ve mülkiyetin geçirilmesi için zilyedliğin devredilmesine veya tapu sicilinde ya da maden hakları için maden sicilinde, herhangi bir işlem yapılmasına gerek yoktur. Sadece, bu haklar üzerinde tasarrufta bulunabilmek için ve iyiniyetli üçüncü kişilerin hak sahibi olmalarını engelleyebilmek için, duruma göre tapu sicilinde veya maden sicilinde tescil yaptırmak gerekir. “Küllî halefiyet” hali istisnai bir durumdur ve ancak, kanunda açıkca öngörülen hallerde geçerli olur (Örneğin; miras hukukunda; Ticaret Kanunu’nun 150.maddesine göre, ticaret şirketlerinin birleşmesi halinde...)

VI. MADEN HAKKI DEVİR VAADİ

Taşınmaz satış vaadi; tapu memuru veya noter tarafından re’sen düzenlenen, taşınmaz mülkiyetinin nakline yönelik bir “ön akit”tir (BK.m.22). Bu sözleşme ile

60 YHGK, 16.03.1976 gün, E.1976/T-341, K.1976 (TOPALOĞLU, s.14).; TOPALOĞLU, (Şirket).

s.11; HGK, 16.3.1976 gün ve E.1976/T-341,K.1976/77 (YALMAN/TAYLAN, Adi Ortaklık, Ankara 1976, s.49).

61 TOPALOĞLU, s.14 vd. 62 POROY/TEKİNALP/ÇAMOĞLU: Ortaklık ve Kooperatif Hukuku, 5. B., İstanbul 1993, s.42;

TOPALOĞLU, (Şirket), s.11. 63 Iki veya daha fazla ticaret şirketinin gerek birbiriyle birleşmesi veya bir başka şirkete katılması

sonunda, birleşen veya katılan şirket infisah etmiş olacağı için (TK.m.185/8), infisah etmeksizin iki ticarî işletmenin bütün aktif ve pasifleriyle birleşmelerinde uygulama imkânı bulan BK.nun 180. Maddesi hükmü TTK.nun 151.maddesi anlamında birleşmede uygulanmaz (DOĞANAY, s.560).

Page 18: Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119 · Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme

136 Yrd.Doç.Dr. Demet ÖZDAMAR

taraflardan; gerek alıcı, gerekse satıcı, taşınmaz satım sözleşmesinin yapılmasını talep edebilme yetkisine sahip olur. Eğer alıcı bu hakkını kullandığı halde, satıcı taraf satış sözleşmesini yapmaktan kaçınırsa; alıcı, mahkemeye başvurarak doğrudan doğruya cebri tescil davası açabilir64. Hakimin kararı ile taşınmazın mülkiyeti, tapuya tescilden önce alıcıya geçer. Burada da yapılacak tescil, izharî (açıklayıcı) nitelikte olur. Taşınmaz satış vaadinin, ayrıca şerh anlaşmasına gerek olmaksızın, tapu siciline şerhi de mümkündür. Böylece, iyiniyetli üçüncü kişilerin taşınmaz üzerinde aynî hak kazanmaları önlenmiş olur.

Maden hakkı devir vaadine gelince, idarî bir işlemle tesis edilen maden arama ruhsatnamesinin devri vaadi (taahhüdü) mümkün ve geçerli değildir. “Noterde yapılan maden hakkı devri vaadi sözleşme”sinin geçersiz olduğu, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile de bir sonuca bağlanmıştır. Yargıtay’ın 06.07.1970 gün, E.1967/7, K.1970/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında65 aşağıdaki gerekçe ile maden hakkı devri vaadinin ( taahhüdünün) mümkün ve geçerli olmadığı sonucuna varılmıştır: “3456 sayılı Noterlik Kanunu’nun değişik 44. maddesi,noterlerin görevini saymış ve bu arada N bendinde” kanunlarda resmi olarak yapılmaları istenip de mercilere gösterilmemiş olan bütün akit ve mukaveleleri tanzim ve tasdik etmek” göreviyle noterlerin yükümlü olduğu belirtilmiştir. Demek oluyor ki, noterlerin resmi senet düzenleyebilmeleri, ancak ve sadece 44. maddenin kendilerine açıkça bir görev yüklemesi ya da kanunlarda resmi olarak yapılması istenip de, o sözleşmeyi yapacak merciin açıkça gösterilmemesi haline münhasırdır. Oysa Maden Kanunu, maden ruhsatının hak sahibi tarafından başkasına devredilebilmesi şekil ve şartları ve devri yapacak mercii açık seçik gösterilmiştir. Hal böyle olunca, noterlerin bu konuda hiçbir yetkileri bulunmadığı kabul edilmelidir. Borçlar Kanunu’nun 22. maddesinin 2. fıkrası uyarınca devir vaadi sözleşmesinin Maden Kanunu’nda belirtilen resmi memur tarafından yapılıp yapılmayacağı sorusu akla gelebilir. Madenlerin kamu yararına en uygun şekilde idare ve istismarı devletin hükümranlık hakları gereğindendir ve işin bu niteliği itibarıyla da sözü edilen milli servetin aranması ve işletilmesi işlemlerinin bir kamu görevi olarak kabulü zorunludur. Durum böyle tesbit edilince, devlet egemenliği ve kamu yararı bakımından maden haklarının iktisadı ve devri işlemlerini idari bir tasarruf diğer bir deyimle kendine özgü bir kamu tasarrufu olarak nitelemek gerekir. Borçlar Kanunu 22/2 fıkrasında öngörülen özel hukuk kuralına, devletin iznine bağlı ekonomi ve ticari faaliyetle ilgili idari tasarruflara tatbik ve teslimine imkan görülmemiş, maden arama ruhsatnamesinin devri vaadinin, yetkili memur huzurunda dahi yapılmasının mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.” Gerçekten de Yargıtayın bu kararı endüstriyel bir hukuk dalı olan maden hukukunun gereklerine uygundur. Nitekim, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanan

64 25.10.1971 tarihli YİBK, E.1970/1, K.1971/2 (RKD, 1972, Y.7, S.I/1, s.1); HGK., 6.7.1977,

E.1977/6-535, K.1977/701, (YKD. 1979, S.10, s.1396); ERTAŞ, Şeref: Eşya Hukuku, 3.B., İzmir 1997, s.268.

65 RG. 1.11.1970, S.13654.

Page 19: Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119 · Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme

Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 137

“Meden Kanunu Değişiklik Tasarısında” maden hakkı devri vaadinin geçerli olmadığı yönünde açık bir hükme yer verilmiştir66.

VII. MADEN HAKKININ TESCİLSİZ KAZANILMASI (KANUNÎ DEVİR VE İNTİKAL)

Tescilsiz iktisap halleri, Medenî Kanun’da örnek olarak sayılmıştır67: işgal, miras, istimlâk, cebri icra ve mahkeme ilâmı. Tescilsiz iktisap halleri, diğer kanunlarda da (örneğin, 2098 sayılı Dernekler K.m.55; Ticaret K.m.151; 2510 sayılı İskan K.m.23/3 vs.), özel olarak düzenlenmiştir. Medenî Kanun dışında öngörülen tescilsiz iktisap hallerinden birisi de; iki şirketin birleşmesi halinde, şirketlere ait taşınmazların, mülkiyet hakkının, yeni şirkete Ticaret Kanunu’nun 151.maddesi uyarınca intikalidir. Bu durumda, taşınmaz iktisap şekli hiçbir işleme gerek olmadan kanun icabı (ipso jure) gerçekleşmektedir. Tescilsiz iktisap, hukukumuzda istisna olduğundan, bunun kanun tarafından açıkca öngörülmüş olması gerekir. Tescilsiz iktisap hallerinde, taşınmaz mülkiyeti tescilden önce kazanılırsa da, taşınmaz üzerinde tasarrufî işlemler, ancak tescilden sonra yapılabilir (MK.m.633/II). Bu sebepten malikin hakkını, tapuya tescilde büyük bir yararı vardır. Ayrıca, iyiniyetli üçüncü şahısların eski malikten tapu kaydına güvenerek hak iktisap etme tehlikesi de (MK.m.931), tescilsiz mülkiyet hakkını kazanan maliki, hakkını bir an önce tescile zorlar68.

Bu şekilde yapılacak tescilin fonksiyonu, kurucu (inşaî) degil, açıklayıcı (izharî) niteliktedir. Eğer malik hakkını tescil ettirmeden, her nasılsa tapuda tasarrufî işlemlerde bulunmuşsa, bu işlemleri geçerli saymak gerekir. Çünkü, Medenî Kanun’un 633.maddesi II.fıkrası hükmü, düzenleyici bir hüküm olup, sadece tapu memuruna hitap eder69.

Maden hakkı70; miras, cebri artırma (ihale) ile satış ve mahkeme ilâmı ile iktisap hallerinde tescilsiz kazanılır. Ayrıca, maden hakkına konu taşınmazın kamulaştırılması da (istimlâki) bu taşınmaz yönünden bir tescilsiz iktisap halidir (MK.m.633, m.642). Miras, cebri artırma ile satış ve mahkeme ilâmı ile maden hakkının kazanılması durumunda, tescilsiz kazanılan maden hakkı üzerinde tasarruf edilememektedir. Maden hakkı üzerinde tasarrufî işlemler, ancak maden siciline tescilden sonra yapılabilir.

66 TOPALOĞLU, (Şirket), s.8 vd.; TOPALOĞLU, s.13. 67 ERTAŞ, s.254, 273. 68 1.HD. 5.3.1987, E.1987/18, K.1987/1762 (YKD. 1987, S.9, s.1299). 69 ERTAŞ, s.254. 70 Maden hakkı; miras, mahkeme kararı veya icra yoluyla satış hallerinde tescilsiz kazanılır: GÖĞER,

s.125.

Page 20: Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119 · Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme

138 Yrd.Doç.Dr. Demet ÖZDAMAR

A. MADEN HAKKININ MİRAS YOLU İLE İNTİKALİ

Maden Kanunu’nun 5.maddesinin IV.fıkrası ve Yönetmeliğin 26.maddesi hükmü gereği; maden hak ve yükümlülükleri (arama ve ön işletme ruhsatları, buluculuk hakkı, işletme ruhsatı ve bunlarla ilgili hak ve yükümlülükler) miras yolu ile intikal eder. Miras yolu ile olan bu intikal, kanundan dolayı (ipso jure) bir küllî intikal durumudur ve kanunun miras hakkının devir ve intikali için aradığı herhangi bir işleme (Maden Dairesi’nde resmî devir işlemi ve maden siciline tescile) gerek olmaksızın, maden hakkı mirasçılara intikal eder71.

Maden hakkının bölünmezliği ilkesi sonucu, maden hakkının tek kişide toplanması için, mirasçılar bu maden hakkını (kural olarak) 6 ay içerisinde bütün mirasçıların vekaletini havi vekaletname ile 6.maddede belirtilen niteliklere, yani “maden ehliyeti”ne sahip mirasçılardan birine veya “maden ehliyeti”ne sahip üçüncü bir şahsa devretmeleri gerekir.

B. CEBRİ ARTIRMA İLE KAZANMA

1. İcra Yoluyla Açık Artırma (İhale) Sonucu Devir Haczedilmiş, rehnedilmiş veya iflâs masasına girmiş bir taşınmaz, icra

vasıtasıyla İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre açık artırma (ihale) ile satılırsa, mülkiyet bu satım işlemi ile, tescilden önce alıcıya intikal eder (MK.m.633, m.642/II; İİK.m.134)72.

Madenler üzerinde, haciz veya ihtiyati tedbir konulması genel hükümlere tabidir. Maden hakkı, genel hükümler dairesinde sattırılabilir (Mad.K.m.43/I). Ancak, Maden Kanunu’nun 40. ve 41.maddesinde bazı sınırlamalar öngörülmüştür. Buna göre; sadece, işletme hakkı, işletme için gerekli araç ve gereçler ve bir yıllık işletme için gerekli malzemeler bir bütün olarak veya çıkarılmış cevherler haczedilebilir ve ihtiyati tedbir konusu olabilir. Bir madenin tamamının icra yolu ile satışı Maden Kanunu’nun 43. maddesinde yazılı usule tabidir73.

“İcra Yoluyla Devir” başlığını taşıyan, Yönetmeliğin 27.maddesinin I.fıkrasına göre; devir, icra ile satış veya mahkeme kararına dayanarak yapılıyor ise, ruhsatı devir alması gereken “maden ehliyetini haiz” şahsın, devri gerektiren bu belgelerin aslı veya noter tasdikli sureti, harç ve teminatların yatırıldığını gösteren belgeler ile Maden Dairesi’ne müracaatı gerekir.

Maden hakkının icra yoluyla satışı, genel hükümlere tâbi olduğu için (Mad.K.m.43/I); maden hakkı, icraî satış işlemi ile, maden siciline tescilden önce

71 İNAN, A.Naim/ERTAŞ, Şeref: Miras Hukuku, 3.Bası, Ankara 1995, s.24 vd.; İMRE,

Zahit/ERMAN, Hasan: Miras Hukuku, İstanbul 1989, s.8 vd.; OĞUZMAN, Kemal: Miras Hukuku, 6.B., İstanbul 1995, s.6 vd.

72 ERTAŞ, s.267. 73 TOPALOĞLU, s.62 vd.

Page 21: Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119 · Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme

Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 139

alıcıya intikâl edecek, ancak bu intikâl, alıcının “maden ehliyeti”ne sahip olması ile hüküm ifade edecektir. Nitekim, Danıştay 1985 tarihli bir kararında; ipotekli veya hacizli madenlerin icra satışları sonunda, satılan madene alıcının tescilden önce sahip olacağını; ayrıca madenlerin icra yoluyla satın alınmasından sonra, maden siciline işlenmesi için belirli bir hak düşürücü süre de öngörülmediğinden, alıcının 9 yıl sonra hakkını aramış olması hakkın kaybını gerektirmediğini belirtmiştir74.

Alıcının, satım belgeleri ile Maden Dairesi’ne müracaatı ile maden siciline izharî (açıklayıcı) tescil yaptırması; idarî işlemler (formaliteler) ve maden hakkı üzerinde tasarrufî işlemler yapabilmesi açısından önemli olacaktır. Ayrıca, maden siciline güverek, iyiniyetli üçüncü kişilerin hak sahibi olmasını önlemek açısından da, tescil yararlı olacaktır. Çünkü; maden sicili alenîdir. Maden sicilindeki kayıtların bilinmediği iddia edilemez (Mad.K.m.38/III, Yön.m.66/II).75

2. Maden Kanunu’ndaki Diğer Durumlarda Açık Artırma (İhale) Sonucu Devir

Kamu kesimine ait açık artırma yoluyla satışlar, kural olarak, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’na göre yapılmaktadır. Ancak, bir kamu malı olan madenlerin işletilmesine yönelik ruhsatların açık artırmasında, Maden Kanunu, Devlet İhale Kanunu’ndan farklı bir takım unsurlar öngörmüştür. Çünkü, maden hukukunun niteliği, bu şekilde farklı bir ihale rejimini gerekli kılmaktadır76.

Maden Kanunu’nun 30.ve Yönetmeliğin 74.maddesine göre, sadece işletme ruhsatları açık artırma (ihale) yoluyla satılabilir. Herhangi bir sebeple düşmüş, terk edilmiş veya taksir edilmiş işletme ruhsat sahaları, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nca öngörülen şartlarla Maden Dairesi’nde yapılacak açık artırma ile ihale edilir. Yapılan ihalede sahaya alıcı çıkmaz ise saha, 3 ay süre ile bekletilerek teminat kadar meblağı ihale bedeli olarak yatırmayı taahhüt eden ilk talebine verilir. 3 ay sonunda sahaya talip çıkmaz ise otomatik olarak aramalara açılır.

C. KAMULAŞTIRMA (İSTİMLÂK) 1982 Anayasasının 35.maddesinde, mülkiyet hakkının kamu yararı ile

sınırlanabileceği ve 46.maddesinde de kamu yararının gerektirdiği hallerde, bedeli ödenmek şartı ile, bir taşınmaz malın mülkiyetinin kamulaştırılabileceği belirtilmiştir. Kamu hukuku tüzel kişilerinin, devletin hükümranlık hakkına dayanarak kamu yararının gerektirdiği hallerde, idarî bir tasarrufla, özel mülkiyete konu taşınmazların

74 D8D., 19.11.1985 gün, E.1985/680, K.1985/937, (KAYSERİLİ/TOPALOĞLU, s.143); D8D.,

15.3.1988 gün, E.1986/357, K.1988/176, (KAYSERİLİ/TOPALOĞLU, s.134). 75 Hem Yargıtay (Yargıtay 13. HD., 18.11.1996, E.1996/7892, K.1996/10101), hem de Danıştay

(Danıştay 8. D., 18.12.1990, E.1990/1231, K.1990/1668) kararlarında, maden siciline güven ilkesi kabul edilmektedir: TOPALOĞLU, s.60.

76 TOPALOĞLU, s.52; TELLİ, s.105.

Page 22: Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119 · Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme

140 Yrd.Doç.Dr. Demet ÖZDAMAR

mülkiyetini iktisap etmelerine, kamulaştırma denir77. Kamulaştırma işlemi, 4.11.1983 tarihli 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nda (Kam.K.) belirtilen usûllere göre yapılır.

Kamulaştırma işleminde en önemli unsur, kamulaştırma bedelinin nasıl takdir edileceği ve ödeneceğidir. 1982 Anayasasının 46.maddesi, kamulaştırma bedelinin peşin ödeneceği belirtmektedir. Ancak 46.maddenin II.fıkrasında sayılan hallerde, kanunla taksitle ödeme esasları da kabul edilebilir (Kam.K.m.2).

Kamulaştırma işleminde, önce kamu tüzel kişisinin kanunun yetkili kıldığı organınca kamu yararı kararı verilerek (Kam.K.m.4), kamulaştırma kararı alınır ve bu karar yine yetkili merciilerin onayı ile, kesinlik kazanır (Kam.K.m.5). Ancak, onaylı imar planları uyarınca yapılan kamulaştırma işlemlerinde, ayrıca onaya gerek yoktur (Kam.K.m.6/son f.).

Kamulaştırma işlemi ile taşınmazın mülkiyeti, tescilsiz olarak, tescilden önce idareye geçer (MK.m.633, m.642). 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 25.maddesine göre; aksi kanunda belirtilmemişse, kamulaştırma kararı idarî yargı yönünden kesinleştiği an, mülkiyet idareye geçer.

3213 sayılı Maden Kanunu’nun 3.maddesine göre, “kamulaştırma”; işletme ruhsat süresi (asgari 10 yıl, azamî 60 yıl) (Mad.K.m.25) boyunca, ruhsat alanında kalan özel mülkiyet arazilerine madencilik faaliyeti için alınan kamulaştırma kararı olarak tanımlanmıştır. Ancak, 3213 sayılı Kanun’un işletme aşamasında madenci lehine kamulaştırma yapabilmesine olanak sağlayan, 46.maddesinin son fıkrası, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir78.

Böylece; Maden Kanunu’nun 46.maddesine göre, sadece arama dönemi ve (uzatmalarla birlikte) ön işletme döneminde, bir idarî irtifak olan maden irtifakı kurmak mümkün olacak, ancak kamulaştırma yapmak mümkün olmayacaktır79. Danıştay, ayrıca “işletme aşaması”nda da 46.maddeye göre idarî irtifak tesis edilebileceği görüşündedir80. Fakat idarî irtifak kurulması, herzaman yeterli olmaya-bilir, arazinin tamamının, 2942 sayılı Kanun’a göre kamulaştırılması gerekebilir. Bu konuda, Maden Kanunu’nda ortaya çıkan boşluğun, yeni bir hukukî düzenleme ile giderilmesi gerekmektedir.

Ancak; şunu da belirtmek gerekir ki, burada kamulaştırma ile bahsedilen, maden hakkının kendisi değil, maden hakkı ile ilgili özel mülkiyet konusu olan taşınmazdır.

77 Ayrıntılı bilgi için bkz. KUTLU, Meltem: Kamulaştırma ve İptal Davası, İzmir 1992, s.5 vd.;

ERTAŞ, s.256. 78 Anayasa Mah. 22.09.1993 t. E.1993/8, K.1993/31; TOPALOĞLU, s.71. 79 Aksi fikir, “Maden Kanunu’nun 46.maddesine göre, kamulaştırmanın mümkün olduğu şeklindeki

görüş” için bkz.: TELLİ, s.109. 80 TOPALOĞLU, s.72, dn.100’de belirtilen kararlar.

Page 23: Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119 · Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme

Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 141

D. MAHKEME İLÂMI İLE MADEN HAKKININ KAZANILMASI

Medenî Kanun’un 633.maddesine göre; taşınmaz mülkiyeti, mahkeme ilâmı (kararı) (cebri tescil davası) ile alıcıya intikal eder. Tasarrufî işlemler ise, ancak tapu siciline tescilden sonra yapılabilir (MK.m.633, m.642). Bir taşınmaz maliki; satım, bağışlama, ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi bir hukukî işlemle, mülkiyeti nakil borcu altına girdiği halde, bunu ifa etmezse, alacaklı Medenî Kanun’un 642.maddesi uyarınca, taşınmaz mülkiyetinin kendisine intikaline karar verilmesini mahkemeden isteyebilir. Medenî Kanun’un 634.maddesi gereğince, bu tür mülkiyeti nakil borcu doğuran sözleşmelerin, kanundaki istisnalar hariç, resmî şekilde yapılması gerekir81.

Ancak, maden hukukunda, adlî yargı mercilerinin verdiği kararlar, idareyi bağlamayacağı için, devre ilişkin bir adlî yargı kararının uygulanması istendiğinde, Maden Dairesi, devir etmek ve devir almak isteyen kişilerin durumlarını Maden Kanunu uyarınca inceleyerek, devre engel bir neden bulunmadığı takdirde devir işlemini gerçekleştirmesi gereklidir. Böyle bir durumda, devir dilekçesi yerine Adliye Mahkemesi tarafından verilmiş devir kararı geçecek82. Benzer bir şekilde Danıştay, adlî yargı mercileri tarafından verilen maden hakkının devri ile ilgili kararların idareyi bağlamayacağı, sadece adlî mahkemelerin kararına dayanılarak maden sicilinde değişiklik yapılamayacağını kabul etmektedir83.

Ancak, Maden Dairesi’nin incelemesi sonucu, kişinin “maden ehliyeti”ne sahip ve engel bir durumun olmadığı anlaşılırsa, kişi maden hakkını, tescilsiz olarak, mahkeme kararının verildiği andan itibaren, infisahî şarta bağlı olarak84 kazanır. Burada yapılacak tescil izharî (açıklayıcı) ve maden hakkı üzerinde tasarrufî işlemleri yapabilmeye yönelik olacaktır.

Böylece maden hakkının devri, “mahkeme kararı”na istinaden yapılıyor (örneğin, mirasçıların anlaşamaması halinde mahkeme kararı ile satış: Mad.K.m.5/IV) ise, ruhsatı devir alması gereken maden ehliyetini haiz şahıs, mahkeme kararı ile maden hakkını tescilsiz olarak kazanacaktır. Devralan kişinin, devri gerektiren bu belgelerin aslı veya noter tasdikli sureti, harç ve teminatların yatırıldığını gösteren belgeler ile Maden Dairesi’ne müracaatı gereklidir (Yön.m.27).

81 ERTAŞ, s.267. 82 Danıştay 8. D. 14.10.1987 gün, E.1986/212, K.1987/410 (TOPALOĞLU, s.14); TOPALOĞLU,

(Şirket), s.9; KAYSERİLİ/TOPALOĞLU, s.32-34. 83 Danıştay 8. D. 21.03.1972 gün ve E. 1971/3795, K.1972/968 (TOPALOĞLU, s.14); TELLİ, s.146. 84 Benzer bir şekilde, “infisahî şarta bağlı”, olarak idarenin kamulaştırılan taşınmazı (Kamulaştırma

Kanunu’nun 13.ve 16.maddesine göre) kazanması hali için bkz: ERTAŞ, s.262.

Page 24: Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119 · Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme

142 Yrd.Doç.Dr. Demet ÖZDAMAR

E. MADEN İRTİFAKI HAKKI

Maden irtifakı (mineral servitude); özel mülkiyete konusu bir araziyi, maden aramak ve çıkarmak amacıyla kullanmak hakkıdır (Mad.K.m.46). İdarî bir irtifak hakkı olan maden irtifakı, maden siciline tescilden önce doğar.

VIII. MADEN HAKKININ ZAMANAŞIMI İLE KAZANILMASI

Kamu malları (MK.m.641), zamanaşımı ile iktisaba elverişli değildir. Kazandırıcı zamanaşımı ile iktisap yasağı ilkesi, belirli süreli zilyetlik sonucunda kamu malları üzerinde mülkiyet veya başka bir aynî hakkın elde edilmesine imkân tanımamaya yöneliktir85. Nitekim, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun86 18.maddesinin II.fıkrasına göre; “Orta malları, hizmet malları, ormanlar ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup da bir kamu hizmetine tahsis edilen yerler ile kanunları uyarınca Devlete kalan taşınmaz mallar, tapuda kayıtlı olsun olmasın kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemez.”

Türk Hukukunda maden rejimi olarak “devlet hakimiyeti” sistemi benimsen-miştir. Nitekim, Anayasa’nın 168.maddesine göre; tabii servetler ve kaynaklar, devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bunların aranması ve işletilmesi hakkı Devlete aittir. Devlet, bu hakkını belirli bir süre için, gerçek ve tüzel kişilere devredebilir. Hangi tabii servet ve kaynağın, ne şekilde arama ve işletilmesinin yapılacağı kanunun açık iznine bağlıdır. Bu durumda gerçek ve tüzel kişilerin uyması gereken şartlar ve Devletçe yapılacak gözetim, denetim usul ve esasları ve yaptırımları kanunda gösterilir. Bu hüküm ile Anayasa, tabiî servetleri ve kaynaklarını Medenî Kanun hükümlerine bağlı özel mülkiyet düzeninin kapsamı dışında bırakmıştır. Böylece; Devletin madenler üzerindeki hakkının, bir özel mülkiyet hakkı olmadığı, sadece kamu mülkiyetinden doğan bir arama ve işletme hakkı olduğu, bu Anayasa maddesi ile açıkça hükme bağlanmıştır87. Kısacası, devletin madenler üzerindeki hakkı, arama ve işletmeyi de içeren bir “tasarruf hakkı”dır. Devlet bu hakkı, bizzat kullanabileceği gibi, özel kişilere de arama ve işletme ruhsatı vermek suretiyle devredebilir. Devletten alınan izinle çıkarılan maden (maden cevheri), ancak o zaman taşınır mal hükmünde olur ve onu çıkaran kişinin mülkiyetine girer.

Anayasa’nın 169.maddesine göre ise; devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları; kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu

85 GÜLAN, Aydın: Kamu Mallarından Yararlanma Usullerinin Tâbi Olduğu Hukukî Rejim, İstanbul

1999, s.130; AYAN, Mehmet: Eşya Hukuku, C.II, Konya 1993, s156 vd.; MENGIARDI, Peider: Der Ausschluss der Verjährung im Sachenrecht, ( Inauguraldissertation zur Erlangung der Würde eines Doctor iuris der Rechts- und Wirtschaftswissenschaftlichen Fakultät der Universität Bern), (Buchdruckerei: Baumann AG), Bern 1953, s.55 vd.

86 3402 sayılı Kadastro Kanunu, RG. 9.7.1987, S.19512). 87 Anayasa Mahkemesi’nin 16.02.1965 gün ve E.1963/126, K.1969/7 sy.kararı (R.G. 22.7.1965 gün ve

12055 sayılı); UÇKAN, s.71; DÜREN, Akın: İdare Malları, Ankara 1975, s.110 (İdare Malları).

Page 25: Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119 · Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme

Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 143

ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez. Anayasa’nın bu iki maddesinden çıkan sonuca göre; “maden hakkı” devlete aittir. Devlet, bu hakkını belli bir süre için, gerçek ve tüzel kişilere devredebilir; “maden mülkiyeti” ise, -Anayasa’nın 169.maddesinde ormanlar için olduğu gibi- zaten zamanaşımı ile kazanılamaz.

Ancak; “maden hakkının zamanaşımı ile kazanılabileceği” şu şekilde de iddia edilebilir: Nasıl ki, tapu sicilinde olduğu gibi, maden hakkı ile ilgili olarak, “maden siciline güven ilkesi” geçerli ise, maden hakkının da taşınmaz üzerindeki aynî haklarda olduğu gibi, (özellikle, geçerli bir hukukî işlem -devir işlemi- olmadan maden siciline tescil edilirse, yani yolsuz bir tescil durumunda) zamanaşımı ile kazanılması, geçerli olmalıdır, denebilir. Bundan başka; Maden Kanunu’nun 45.maddesine göre, maden ipoteği ile ilgili olarak Medenî Kanun’un bir taşınmaz rehni çeşidi olan ipotek ile ilgili hükümleri uygulanacağına göre, benzer şekilde “maden hakkı”nın taşınmazlara ilişkin zamanaşımı ile kazanılması mümkün olmalıdır, denebilir. Fakat, ilk olarak; kanun koyucu, taşınmaz rehninin kazanılmasında, taşınmaz mülkiyetinin kazanılmasına ilişkin kurallara yollama yapmadığı için, taşınmaz mülkiyetinin kazanılmasında geçerli olan tescilsiz kazanma tarzları, taşınmaz rehninde uygulama alanı bulmaz. Örneğin, taşınmaz rehninin kazandırıcı zamanaşımı ile kazanılması mümkün değildir. Taşınmaz rehninde zaten, rehinli alacaklının taşınmaza malik sıfatıyla zilyetliği şartının gerçekleşmesi de olası değildir88. İkinci olarak; bazı maden ruhsat süreleri zaten, zamanaşımına engel olacak, sadece (asgari 10, azami 60 yıl olan) işletme ruhsatı için bu zamanaşımı gerçekleşebilecektir (Mad.K.m.25).

Kısacası, maden hakkının mevcut hukuk sistemimiz karşısında zamanaşımı ile kazanılması mümkün görünmemektedir. Nitekim, Danıştayın kararlarında da; maden hakkının, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden Dairesi dışında düzenlenen senetlerle ya da zilyetlik yolu (zamanaşımı) ile kazanılamayacağı belirtilmiştir89.

O halde, taşınmaz mülkiyetinin adi zamanaşımı ile kazanılmasında aranan 10 yıllık (MK.m.638)90; fevkalâde zamanaşımı ile kazanılmasında aranan 20 yıllık (MK.m.639)91 zilyetlik şartı da maden hakkının kazanılmasında söz konusu

88 ERTAŞ, s.482. 89 D8D., 15.3.1988 gün, E.1986/357, K.1988/176, (KAYSERİLİ/TOPALOĞLU, s.134); D8D.,

19.11.1985 gün, E.1985/680, K.1985/937 (KAYSERİLİ/TOPALOĞLU, s.143). 90 Medenî Kanun’un 638.maddesine göre; tapu siciline, yolsuz olarak kaydedilen kişi, iyiniyetli olmak

şartıyla, nizasız (çekişmesiz) ve fasılasız (aralıksız) 10 yıl süreyle malik sıfatıyla, taşınmaz malın zilyedi olursa, bu taşınmazı adi zamanaşımı ile kazanır.

91 Medenî Kanun’un 639.maddesinde düzenlenmiş bulunan sicil dışı zamanaşımı, yani fevkalâde kazandırıcı zamanaşımı durumunda; tapu siciline kayıtlı olmayan veya kayıtlı olsa bile, sicilden malikinin kim olduğu tesbit edilemeyen veya maliki 20 yıl önce ölmüş veya gaipliğine karar verilmiş taşınmazların, malik sıfatıyla 20 yıl çekişmesiz zilyedi bulunan kişinin, bu taşınmazların mülkiyetini kazanması söz konusudur: ERTAŞ, s.274.

Page 26: Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119 · Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme

144 Yrd.Doç.Dr. Demet ÖZDAMAR

olmayacaktır. Böylelikle, maden hakkı ne taşınmazlardaki kazandırıcı zamanaşımı, ne de Borçlar Kanunu’ndaki genel zamanaşımı ile kazanılamayacaktır.

IX. MADENLERİN REHNİ

A. MADEN CEVHERİNİN REHNİ

Madenlerden çıkarılan cevherler; arama, ön işletme ve işletme ruhsatı sahibinin ilgili daireye yazılı müracaatları üzerine, alacaklıya teslim edilmeksizin rehnedilebilir. Bu durum maden siciline kaydedilir. Bu cevherler, rehin süresi içerisinde rehin alan şahısların yazılı müracaatı olmadıkça satılmaz. Maden Dairesi rehin konulmuş maden sahasını ilgili vilayetlere bildirerek takibini ister.

Maden cevherleri, menkul (taşınır) mal hükmündedirler. Menkul mallar, kural olarak, teslim şartlı rehin hükümlerine göre (Medenî K.m.853) rehnedilir. Bunun için, bir rehin sözleşmesi ve menkul malın alacaklıya teslimi şarttır. Ancak, Maden Kanunu, rehnedilen menkul mal niteliğindeki maden cevherinin alacaklıya teslimi şartını kaldırmıştır (Mad.K.m.39). Maden cevherinin, nakil ve stoklanma zorlukları nedeniyle teslim şartı kaldırılmış, bunun yerine, maden siciline kayıt (tescil) zorunluluğu getirilmiştir. Rehin hakkı, bu tescil ile doğar. Böylece maden cevheri rehni, teslim şartsız, tescile tâbi bir menkul rehni niteliği taşır.

Maden cevheri rehninin kurulabilmesi için, cevherin mutlaka çıkarılmış olması gerekir92.

B. MADEN İPOTEĞİ

Madenci; ön işletme ve işletme ruhsatını teminat göstererek (maden hakkı üzerinde), maden ipoteği kurabilir (Mad.K.m.42). Bu ipotek; maden sicilini tutmakla görevli memur huzurunda yapılacak bir resmî sözleşme ve maden siciline tescil ile doğar (Mad.K.m.42)93.

Madencinin herhangi bir borcu için değil, sadece maden ile ilgili olarak yapmış olduğu borçlanmalar için maden ipoteği kurulabilir (Mad.K.m.42/I). İpoteğin kapsamına, ön işletme ve işletme ruhsatı ile bir bütün teşkil eden işletme, araç, gereç ve tesislerin tamamı girer.

Üzerinde ipotek tesis edilen maden ön işletme ve işletme ruhsatı ile bir bütün teşkil eden ve tapu siciline kayıtlı gayrimenkul varsa, ipotek alacaklısı bunlar üzerinde ruhsat sahibinin (madencinin) tasarruflarına engel olmak için tapu siciline şerh verilmesini isteyebilir (Mad.K.m.42/V). Maden ipoteğinin süresi, ön işletme veya işletme ruhsatının süresi kadardır. Ancak, ipotek, maden tesis ve malzemeleri üzerinde devam eder. Madenci; maden ipoteği sona erince, sicildeki kaydın terkinini

92 Ayrıntılı bilgi için bkz: TOPALOĞLU, s.62. 93 TOPALOĞLU, s.65 vd.

Page 27: Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119 · Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme

Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 145

alacaklıdan isteme hakkına sahiptir. İpoteğin paraya çevrilmesi, Maden Kanunu’nun 43.maddesine göre yapılır.

Maden Kanunu’nun 45.maddesinin açık atfı nedeniyle, Maden Kanunu’nda hüküm bulunmayan hallerde, Medenî Kanun’un ipoteğe dair hükümleri uygulanır.

X. MADEN HAKKININ SONA ERMESİ

A. GENEL OLARAK

Maden hakkı; arama, ön işletme ve işletme ruhsatlarının fesholunması, yürürlük sürelerinin bitmesi veya Maden Kanunu’nun 32.maddesine göre, terk sebebi ile sona erebilir. Bu hallerde ruhsat sahibine hiçbir ödeme yapılmaksızın; kuyular, galeriler ve bunların muhafazası için yapılmış olan iksa tesisleri yönetmeliğin 28.maddesine göre gerekli emniyet tedbirleri alındıktan sonra Devlete intikal eder (Mad.K.m.33; Yön.m.29). Diğer tesis, vasıta, alet ve malzeme ruhsat sahibine aittir. Emniyet tedbirleri alınmazsa bu sahalarda vuku bulacak olaylardan dolayı hukukî ve cezaî sorumluluklar madenciye ait olur. Maden hakkı, bunların dışında taşınmazın tamamen yok olması sebebi ile de sona erebilir.

B. ARAMA, ÖN İŞLETME VE İŞLETME RUHSATLARININ FESHOLUNMASI

Maden hakkına ilişkin ruhsatnamelerin verilmesi yönündeki, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden Dairesi’nin kararından sonra, fakat bu ruhsatname yürürlüğe girmeden önce idarenin “iptal” yetkisi ortaya çıkabilir. Örneğin, İdarenin (Maden Dairesi’nin) kararından sonra, harcı yatırmama veya damga pulunu getirmeme gibi durumlarda, idare kararını iptal edebilir (geri alabilir). Ruhsatname veya imtiyazın yürürlüğe girmesinden önce “red” veya “iptal” kurumları yer alır. Maden hakkı sicile kayıt edilip yürürlüğe girdikten sonra red veya iptal kurumları kullanılmaz. Bundan sonra gerekirse, Maden Kanunu’nda yazılı sebeplere göre, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (Maden Dairesi) tarafından ruhsatların “fesh”i yoluna gidilir94.

Arama, ön işletme ve işletme ruhsatlarının başlıca fesih sebepleri şunlardır95:

Maden hakkına sahip olan mirasçılar, terekenin açılmasından itibaren altı ay içinde, “maden ehliyeti”ne sahip birisine, maden hakkının devrini ya da satım işlemini yapmamış veya bunun için mahkemeye başvurmamış iseler, bütün ruhsatlar (haklar) fesh edilir (Mad.K.m.5/IV).

Maden işletme hakkına sahip iken devlet memuru olanlar altı ay içerisinde haklarını devretmek zorundadır. Süresinde devredilmeyen haklar fesholunur (Mad.K.m.6/III).

94 GÖĞER, s.246 vd. 95 Krş. GÖĞER, s.188 vd.

Page 28: Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119 · Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme

146 Yrd.Doç.Dr. Demet ÖZDAMAR

İzne tâbi bir yerde, izinsiz olarak üst üste iki kere madencilik faaliyetlerinde bulunulması halinde arama, ön işletme ve işletme ruhsatları, idare tarafından feshedilir (Mad.K.m.7).

Teknik elemanların düzenledikleri raporlarda hata ve eksiklik bulunduğu idare tarafından tespit edilmesine rağmen, ikinci kez aynı hatalı teknik raporun verilmesi halinde ön işletme ruhsatı feshedilir (Mad.K.m.10).

Hatalı ve eksik rapor verilmesi nedeniyle ceza olarak 5 katına çıkarılan teminatın makul sürede tamamlanmaması halinde de ön işletme ruhsatı feshedilir (Mad.K.m.10 ve 13).

Teminatın irad kaydedilen kısmı ile teminattan yapılan kesintilerin süresinde tamamlanmaması dolayısıyla arama ruhsatı feshedilir (Mad.K.m.13).

Arama ruhsat sahibi, sekizer aylık arama dönemleri sonunda faaliyet raporlarını, süresinde Maden Dairesi’ne vermezse, Maden Kanunu’nun 17.maddesi’ne göre, “arama ruhsatları”, süreleri sonunda feshedilir ve maden arama sahası, otomatik olarak yeni aramalara açılır (Mad.K.m.17/V).

“Ön işletme ruhsatları”, ruhsat sahibinin, ruhsat süresi sonunda işletme projesi vererek “işletme ruhsatı” talebinde bulunmaması halinde fesh olunur (Mad.K.m.23/I).

İlk işletme izninin veriliş tarihinden itibaren, altı ay içerisinde ruhsat sahibi madeni işletmeye almak zorundadır. Aksi takdirde ruhsat, kendiliğinden otomatik olarak sona ermiş (münfesih) olur (Mad.K.m.26/II).

İşletme aşaması süresince (her yıl mart ayı sonuna kadar), ruhsat sahibinin bazı belge ve bilgileri Maden Dairesi’ne vermesi gerekir. Bu belgelerden birisinin iki defa üst üste verilmemesi halinde, işletme teminatı Madencilik Fonu’na irad kaydedilir. Üç yıl içinde bu eksiklikler giderilmezse ruhsat (işletme ruhsatı) iptal edilir (Mad. K.m.29).

Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’ne, sadece arama yetkisi verilmiş, işletme yetkisi verilmemiştir. MTA, arama ve ön işletme ruhsatı alarak faaliyet raporları ile belirlediği maden zuhurunu bildirirse, buluculuk hakkını kazanır. Bu durumda, ruhsat süresi içinde ruhsatı devreder. Süresi içinde devredilmeyen arama ve ön işletme ruhsatları fesh edilir (Mad.K.m.47).

Page 29: Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119 · Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme

Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 147

C. YÜRÜRLÜK SÜRELERİNİN BİTMESİ

“Yürürlük sürelerinin bitmesi” ile kastedilen Maden Kanunu’nun ruhsatna-meler için öngördüğü süreler olup; “arama ruhsatı” süresi, 30 ay (yaklaşık 2,5 yıl) (m.17); “ön işletme ruhsatı” süresi, 3 yıl (m.20/I); “işletme ruhsatı” süresi, asgari 10 yıl, azamî 60 yıldır (m.25).

D. TERK

Herhangi bir ruhsat döneminde, gerekli emniyet tedbirlerini almak koşulu ile ruhsat sahibi, sahasında madencilik faaliyetinde bulunmayacağını ve ruhsat hakkından vazgeçeceğini dilekçe ile Maden Dairesi’ne bildirmek suretiyle terk talebinde bulunabilir (Mad.K.m.32; Yön.m.28). Terk edilen ruhsat sahaları sınırları kaldırılarak yeni aramalara açılır. Terk ile emniyet tedbirlerinin tamamlanması arasında geçecek süre zarfında meydana gelecek olaylardan doğacak hukukî ve cezaî sorumluluk madenciye aittir.

E. MÜCBİR SEBEPLERLE TATİL

Maden hakkını sona erdiren bu sebepler yanında; “Mücbir Sebeplerle Tatil” başlığını taşıyan Maden Kanunu’nun 37.maddesine göre; mücbir sebep veya beklenmeyen haller dolayısıyla, ön işletme ve işletme ruhsat sahalarında faaliyetin geçici olarak tatiline ruhsat sahibinin müracaatı üzerine Maden Dairesi’nce karar verilebilir. Geçici tatili gerektiren durumun ortadan kalkmasından itibaren altı ay içinde ruhsat sahibi ruhsat sahasında normal faaliyete geçmeye mecburdur.

Borçlu; ifa imkânsızlığının, aynı şekilde ifanın gereği gibi yapılmamasının, “kendisine yüklenemeyecek hallerin” yani “olağanüstü haller” (cas fortuit) (kaza; beklenmeyen hal; fevkalâde hal) ve “mücbir sebep” (force majeure) (önlenemez neden) sonucu olduğunu isbat edebilirse, borcun ifa edilmemesinde kusursuz oldu-ğunu kanıtlamış olur ve sorumluluktan (tazminat ödemekten) kurtulur (Borçlar Kanunu m.117)96.

“Olağanüstü hal” (beklenmeyen hal); borçlunun kusuru olmaksızın meydana gelen, sözleşme yapılırken görülemeyen ve borca aykırı davranışa kaçınılmaz bir şekilde sebep olan olaydır. Beklenmeyen hal, işletme faaliyeti ile ilgili olarak ortaya çıkar. Beklenmeyen halin önceden öngörülememesi, madencinin kusurundan doğma-ması ve karşı konulmayacak nitelikte olması gerekir. Tenörde ve jeolojik durumda veya pazarlama şartlarında meydana gelen veya önceden öngörülmeyen değişiklikler beklenmeyen hal sayılabilir. Danıştay tek alıcı durumundaki Etibank’ın maliyet bedeli altında fiyat teklif etmesi halini mücbir sebep veya beklenmeyen hal kabul

96 REİSOĞLU, Safa: Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, 12.B., İstanbul 1998, s.284 vd.; EREN,

Fikret: Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, C.II, 3.B., Ankara 1989, s.96 vd.; TEKİNAY/ AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP, s.539, 783, 1002 vd.

Page 30: Maden Hakkının Verilmesi ve Bu Hakkın Devri 119 · Maden Kanunu’nun 5.maddesinin II.fıkrası ve Yönetmeliğin 25.maddesine göre; maden ruhsatları (arama ruhsatı, ön işletme

148 Yrd.Doç.Dr. Demet ÖZDAMAR

etmemiştir97. Pazarlama şartlarındaki değişiklik sayılabilecek bu durum, beklenmeyen hal kavramına sokulabileceğinden, Danıştay’ın bu kararını isabetli değildir. Bununla beraber Danıştay’a göre, başlangıçta düşük oranda bulunan demir cevheri içindeki kükürt oranının sonradan işletmeye engel olacak şekilde artması, tatil sebebi sayılması gerekir.98

Mücbir sebep ise, dış (özellikle doğal) kuvvetlerin sonucu olan, borçlunun işletmesiyle bağlantılı bulunmayan, önceden görülemeyen kaçınılmaz ve mutlak bir şekilde borcun ifasını engelleyen (borca aykırı davranışa sebep olan) olaydır. Bu olay, madencinin şahsıyla ilgili olmaksızın kaçınılamaz olarak meydana gelir. Örneğin; sel, yangın, deprem, grizu patlaması, çökme ve heyelan gibi olaylar... Her mücbir sebep bir “olağanüstü (beklenmeyen) hal”dir, fakat her olağanüstü (beklenmeyen) hal bir “mücbir sebep” değildir.

SONUÇ

Maden hakkı (arama, ön işletme ve işletme ruhsatı vs.), maden ehliyetine sahip bir gerçek veya tüzel kişiye ilk defa veriliyorsa, bu halde izlenecek prosedür ile, daha önce verilmiş bir maden hakkının devri prosedürü birbirinden farklı olacaktır. Maden hakkının verilmesinde esas olarak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden Dairesi yetkilidir. Ancak, bunun yanında diğer bazı idarî makamların da yetkisi bulunmaktadır (örneğin, taşocakları ile ilgili ruhsatnamelerin verilmesinde il özel idaresi yetkilidir).

Maden hakkı, bir başkasına iradî olarak devredilmek isteniyorsa, Maden Dairesinde yapılacak resmî bir işlem ve maden dairesinde maden siciline tescil şarttır. Buradaki tescil inşaî (kurucu) bir nitelik taşır. Maden hakkının devri taahhüdü, noterde yapılsa dahi geçerli olmaz. Çünkü; hem noterlere böyle bir sözleşme yapma yetkisi verilmemiştir, hem de devlet egemenliği ve kamu yararının ön planda olduğu Maden Hukuku alanında, maden hakkının devri idarî bir tasarruftur. Dolayısıyla bu hakkın devri vaadi, (Maden Dairesi’nde) yetkili memur huzurunda dahi yapılamaz.

Maden hakkı; miras, icra yoluyla ya da mahkeme kararına dayanılarak bir başkasına geçiyorsa bu durumda hak, maden siciline tescilden önce kazanılacaktır. Yapılacak tescil, izharî (açıklayıcı) ve tasarrufî işlemler yapmaya yönelik olacaktır.

Maden hakkının sona ermesi, özellikle fesih halleri ise, Maden Kanunu’nun çeşitli maddelerinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

97 D.8.D., 29.06.1971, E.1970/1991, K.1971/1799 (TOPALOĞLU, s.58). 98 D.8.D, 15.02.1995, E.1967/2219, K.1968/2467 (TOPALOĞLU, s.59).