mrg rep wthra tk oct19 online.qxp mrg · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan tom lantos...

36
rapor Batı Trakya’daki Türk Azınlık: Uzun Yıllardır Süren Hak ve Tanınma Mücadelesi Evelin Verhás

Upload: others

Post on 15-Dec-2020

0 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

raporBatı Trakya’daki Türk Azınlık:

Uzun Yıllardır Süren Hak ve Tanınma Mücadelesi

Evelin Verhás

Page 2: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

© Avrupa Azınlık Hakları Grubu (Minority Rights Group Europe - MRGE), Eylül 2019Tüm hakları saklıdır.

Bu yayın materyali öğretim ve diğer ticari olmayan amaçlar için üretilebilir. Telif hakkı sahiplerinin önceden açık izni olmaksızınherhangi bir ticari amaç kapsamında hiçbir parçası çoğaltılamaz. Daha fazla bilgi için lütfen MRGE’yle iletişime geçiniz.ISBN 978-615-00-6590-8. Baskı Eylül 2019.

Batı Trakya'daki Türk Azınlık: Uzun Yıllardır Süren Hak ve Tanınma Mücadelesi, raporunun özünü oluşturan konununkamuoyu tarafından kavranmasına bir katkı olarak MRGE tarafından yayımlanmıştır. Metin ve yazarın görüşleri tüm ayrıntılarda veyönleriyle MRG’nin ortak görüşünü yansıtmaz.

YazarEvelin Verhás, Macaristan Budapeşte merkezli bir azınlıkkuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde ProgramMüdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası AzınlıkHakları Grubu (MRG) bünyesinde Avrupa, Güney ve DoğuAsya, Doğu Afrika, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki stratejikdava takip programlarında ve savunuculuk uygulamasıprojelerinde çalışmıştır. Verhás, insan hakları alanında LondraEkonomi Okulu’ndan yüksek lisans derecesine sahiptir.

Batı Trakya’da Kuran kurslarını başarıyla bitiren öğrenciler için düzenlenen Kuran’ıntamamının okunduğu “Hatim” töreninde bir kadın sırtında bir çocuğu taşıyor. Hatimtöreninde, köylüler geleneksel kıyafetlerini giyerler ve çoğunluğu çevre köyler ile Gümülcine(Komotini) ve İskeçe (Xanthi) şehirlerinden gelen konuklara kazan pilavı ikram edilir.

Avrupa Azınlık Hakları Grubu (Minority Rights Group Europe - MRGE)Avrupa Azınlık Hakları Grubu (MRGE) Macaristan yasalarıkapsamında kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olarak kayıtlıdır.1996 yılından beri merkezi Budapeşte’de bulunan, Avrupa veOrta Asya’daki yerel halklar ve azınlıkların haklarını koruma veteşvik etme amacı güden Avrupa Azınlık Hakları Grubu,Uluslararası Azınlık Hakları Grubu’nun Avrupa bölgeselortağıdır. MRG Avrupa bahse konu amacı kapasite geliştirme,uluslararası savunuculuk, medya savunuculuğu ve ağoluşturma faaliyetleri aracılığıyla gerçekleştirmektedir.

Page 3: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

Batı Trakya’daki Türk Azınlık:

Uzun Yıllardır Süren Hak ve Tanınma Mücadelesi

Temel Bulgular 2

Giriş 3

Türk Etnik Kimliğinin Tanınmaması 6

Dini Özerkliğe Müdahale 10

Azınlık Eğitimi 16

Sonuç 24

Tavsiyeler 26

Notlar 28

İçindekiler

Page 4: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

2 BATI TRAKYA’DAKI TÜRK AZINLIK: UZUN YILLARDIR SÜREN HAK VE TANINMA MÜCADELESI

Temel Bulgular

Temel Bulgular

• Batı Trakya’nın Türk azınlığı, yüzyıllardır bölgedeyaşamını sürdürmektedir. Bununla birlikte, iç hukuk veuluslararası hukuktaki birçok korumaya rağmen, Yunanhükümeti tarafından tanınmamaktadırlar. Ülkedekiresmi statüye sahip tek azınlık, Türk, Roman ve Pomaktopluluklarını içeren ve “Müslüman azınlık” olaraktanımlanan “Trakya’daki Müslüman azınlık” tır.

• Türk azınlığın karşı karşıya kaldığı engeller son yıllardadaha da artmıştır. Bu, kimlikleri, katılımları ve kendileriniifade etmelerine karşı ciddi tehditler oluşturarak dernekkurma, kültürlerini yaşama ve Türkçe dilinde eğitimsağlayabilmeleri konusunda çok çeşitli kısıtlama ilesonuçlanmıştır.

• Ayrıca, Türk azınlık halen dini özgürlüklerinin önündebirtakım engellerle karşılaşmaktadır. Bunlar, toplumunkendisi tarafından seçilen temsilcilere paralel olarak devlettarafından atanmış bir liderlik yapısının oluşumu ilesonuçlanan müftülerin atanmasına müdahaleyi veMüslüman yardım vakıflarına uygulanan aşırı mali ve yasaldüzenlemeler yapılmasını içermektedir.

• Azınlık hakları, Yunanistan’ın bir dizi uluslararası insanhakları sözleşmesine katılımına ve Avrupa Birliği’nin birüyesi olarak yükümlülüklerine rağmen, neredeyse yüzyılönce oluşturulan bir çerçeve ile belirlenmeye devametmektedir. Bu bağlamda, Yunan makamları, BatıTrakya’daki Türk azınlığı tanımak ve sahip olduklarıhaklarından tam olarak yararlanmalarına yönelik tümengelleri kaldırmak için acilen adım atmalıdır.

Page 5: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

3BATI TRAKYA’DAKI TÜRK AZINLIK: UZUN YILLARDIR SÜREN HAK VE TANINMA MÜCADELESI

Giriş

Batı Trakya (veya Yunanca’da basitçe ifade edildiği şekildeTrakya), Avrupa ve Asya kıtalarının buluştuğu, Türkiye veBulgaristan sınırında yer alan, Yunanistan’da tarihi vecoğrafi bir bölgedir.1 Doğu Makedonya ve Trakya idaribölgesinin bir bölümü olarak sırasıyla üç ana kenti Xanthi(İskeçe), Komotini (Gümülcine) ve Alexandroupoli(Dedeağaç) olan Xanthi (İskeçe), Rodopi (Rodop) veEvros (Meriç) olmak üzere üç bölgeyi içermektedir.

Batı Trakya, uzun zamandır, ağırlıklı olarak Türkkökenli2 olan yaklaşık 140.000-145.000 Müslümandanoluşan küçük ama politik olarak önemli bir azınlıktopluluğuna ev sahipliği yapmaktadır. Müslüman Türk(bundan sonra Türkler olarak anılacaktır) topluluğununçoğunluğu, Türk köylerinde veya karma yörelerde, Rodopve İskeçe bölgelerinde yaşamaktadır. Rodop’daki toplamnüfusun yaklaşık yüzde 55’ini, İskeçe’deki yüzde 45’ini veMeriç’te3 yüzde 10’unu Müslüman Türklerin oluşturduğutahmin edilmektedir.

Batı Trakya Türkleri yüzyıllarca bölgede ikametetmiştir. Yunan, Roma ve Bizans egemenliğindekibirbirini izleyen dönemlerin ardından, 14. yüzyıldaOsmanlılar tarafından fethedilmiştir ve Batı Trakya 1912-13 yıllarındaki Birinci Balkan Savaşı’nda dört Balkanülkesi Karadağ, Yunanistan, Sırbistan ve Bulgaristan’ın,Osmanlı İmparatorluğunu yenerek İmparatorluğunneredeyse Avrupa’daki tüm varlığını kaybetmesi ilesonuçlanmasına kadar, Osmanlı yönetiminde kalmıştır.Tüm Batı Trakya bölgesi daha sonra Bulgaristantarafından işgal edilmiştir. Ancak, kazananlar arasında yenifethedilen toprakların nasıl bölüneceği konusundakianlaşmazlıklar akabinde İkinci Balkan Savaşı’na yolaçmıştır. Ağustos 1913’te, Bulgaristan yenilgiye uğramışancak çatışmayı sona erdiren barış anlaşması şartlarıuyarınca Batı Trakya’yı kazanmıştır ve Yunan ordusubölgeden çekilmiştir. Bulgaristan, I. Dünya Savaşı’nınsonuna kadar bölgeyi yönetmiştir. 1919-20 arasında,Müttefik güçler bölgeyi yönetmiş ve 1920’de, Batı Trakya,Sevr Antlaşması ile Yunanistan’a verilmiş o zamandan buyana Yunanistan’ın bir parçası olmuştur.4

Ancak bugüne kadar Yunanistan, Batı Trakya’dakiTürk azınlığın ya da kendi topraklarındaki herhangi biretnik azınlığın varlığını kabul etmemektedir. Resmiolarak, yalnızca 1919-1922 Yunan-Türk savaşını sonaerdiren 1923 Lozan Antlaşması5 şartları ile haklarıkorunan “Trakya’daki Müslüman azınlığı”6 tanımaktadır.

İki ülke arasında zorunlu bir nüfus mübadelesine ilişkinolarak Antlaşma’ya eklenmiş bir sözleşme ile: “YunanOrtodoks dinin Türk vatandaşları’ Yunanistan’a,“Müslüman dinin Yunan vatandaşları” Türkiye’ye7

taşınmak zorunda kalmıştır. Bu mübadeleden sadece“Konstantinopolis’in Yunan sakinleri ve Batı Trakya’nınMüslüman sakinleri” muaf tutulmuştur.8

Antlaşma, aynı hükümler doğrultusunda, Yunanistanve Türkiye’deki azınlıklar için çok çeşitli hakları garantietmektedir. Bu haklar, hukukun önünde eşitlik, dinözgürlüğü, dil özgürlüğü, eşit medeni ve siyasi haklar veaile hukuku veya kişisel statü ile ilgili soruları gelenekleregöre çözme hakkını içerir. Antlaşma, ayrıca, azınlıklaradini işlerinde ve eğitimde de özerklik tanımaktadır.9

Antlaşma, özellikle, azınlıkların “kendi hesabına, kendidillerini kullanma ve kendi dinlerini özgürce yaşamahaklarına sahip olarak herhangi bir hayır, din ve sosyalkurumu, okulları ve diğer eğitim kuruluşlarını kurma,yönetme ve kontrol etme konusunda eşit hakka sahipolmalarını şart koşmaktadır.” Gerçekte, Yunanistan veTürkiye, azınlık çocuklarına yönelik kendi dilleriaracılığıyla temel eğitim sağlamak için yeterli imkânlarısağlamak zorunda da kalmışlardır.10

Bu özel azınlık koruma rejimi, 1951 Kültür Anlaşmasıve 1968 Kültür Protokolü ile uluslararası insan haklarıbelgelerinin onaylanması dahil, Yunanistan ve Türkiyearasında yapılan ilave anlaşmalar ile daha dagüçlendirilmiştir. Yunanistan, aşağıdakiler de dahil olmaküzere, azınlık haklarına özel olarak bağlantılı olan başlıcauluslararası insan hakları sözleşmelerine taraf olan birülkedir: Medeni ve Siyasal Haklara İlişkin UluslararasıSözleşme (ICCPR), Çocuk Haklarına Dair Sözleşme(ÇHS), Her Türlü Irk Ayrımcılığının OrtadanKaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme (ICERD),Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin UluslararasıSözleşme (ICESCR) ve Kadınlara Karşı Her TürlüAyrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW). Ayrıca,Yunanistan 1981’de Avrupa Birliği’ne (AB) üye olmuştur,bu nedenle din ve etnik köken de dahil olmak üzerekorunan alanlarda ayrımcılığı yasaklayan eşitlikdirektiflerine tabidir ve AB Temel Haklar Şartında yer alanhaklara saygı göstermek zorundadır. Yunanistan aynızamanda Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) veAvrupa Konseyi (AK) üyesidir. Yunanistan, Avrupa İnsanHakları ve Temel Özgürlüklerin Korunması Sözleşmesini

Page 6: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

4 BATI TRAKYA’DAKI TÜRK AZINLIK: UZUN YILLARDIR SÜREN HAK VE TANINMA MÜCADELESI

(AİHS) ve (Revize Edilmiş) Avrupa Sosyal Şartınıonaylamış olsa da Avrupa Konseyi’nin herhangi bir azınlığaözgü belgelerini imzalamamış veya onaylamamıştır. UlusalAzınlıkların Korunmasına Dair Çerçeve Sözleşme’yi(FCNM) imzalamış ancak onaylamamıştır ve AvrupaBölgesel veya Azınlık Dilleri Avrupa Şartı’nı (ECRM)imzalamamış veya onaylamamıştır.

Yunan hükümeti, azınlık politikasının temel dayanağıolarak Lozan Antlaşması’na güvenmeye devam etmekte veAntlaşma hükümlerinin modern insan haklarıstandartlarına uyumlu olarak uygulandığını iddiaetmektedir. Buna ek olarak, Yunan makamları yalnızca“Trakya’daki Müslüman azınlığın” Antlaşma şartlarındaazınlık olarak kabul edildiğini ve bu belirli grubun üç ayrıkurucu topluluk olan Türk, Pomak ve Roman’lardanoluştuğunu iddia etmektedir: Ayrıca, bireysel olarakkendini tanımlama ilkesine tamamen saygı duymalarınarağmen, bir grubun azınlık olarak tanınmasının veüyelerine belirli azınlık haklarının tanınmasının bir devletkararı olduğunu iddia etmektedirler. Aynı zamanda,Yunan hükümeti, resmi şekilde azınlık olarak tanınmayangrup üyelerinin, genel insan hakları anlaşmalarıyla güvencealtına alınan haklarından tam olarak yararlanabileceğinisavunmaktadır. Bu raporun amacı, bu iddiaları dahayakından incelemek ve Batı Trakya’da yaşayan Türkazınlığın insan hakları durumunu değerlendirmektir.

Metodoloji

Bu rapor Haziran 2019’da Gümülcine ve İskeçe’deyapılan aracısız alan araştırmasına dayanmaktadır.Sahadaki görüşmeler ve röportajlar, Türk azınlık üyeleri,dini liderler, azınlık okullarının temsilcileri, öğretmen

dernekleri ve diğer sivil toplum kuruluşları ve aynızamanda yerel uzmanlar ve Gümülcine Belediye Başkanıile yapılmıştır. Devlet görevlilerinden bilgi talep edilmiş vebunlar yazılı olarak alınmıştır. Ek olarak, raporda,İngilizce dilinde erişim sağlanan uluslararası anlaşmalar vebeyannameler, ulusal mevzuat, içtihat kanunu, insanhakları izleme organlarının raporları, devlet raporları veSTK’ların dokümantasyon çalışmaları ile akademikmakaleler de dahil olmak üzere, birincil ve ikincilkaynakların masa incelemesinden faydalanmıştır.

Batı Trakya’daki Türk topluluğu, kimlikkorunmasının yetersizliğinden sosyo-ekonomik yaşamaeşit olmayan katılıma kadar geniş bir yelpazede insanhakları sorunlarıyla karşı karşıya kalsa da raporda yer alanana konular, saha araştırması sırasında Türk toplumutarafından vurgulanan temel konuları yansıtmaktadır.Yunanistan’daki azınlık haklarının korunması hem devletyetkilileri hem de Türk azınlığın büyük çoğunluğutarafından sık sık Lozan Antlaşması’nın öngördüğüçerçeveyle yorumlandığından, bu raporda ortaya konankonular Antlaşmayla bağlantılı tanınma sorunları, diniözerklik ve eğitim olmak üzere üç ana kaygıyaodaklanmaktadır.

Bugün Batı Trakya’daki Türk azınlığın karşılaştığısorunları anlamak, bölgedeki azınlığın tarihini ve bununYunan makamlarıyla olan ilişkisini anlamayı gerektirir. Bunedenle, her bölüm azınlık politikasını ve belirlialanlardaki uygulamaları şekillendiren bazı faktörlere ışıktutmak için verilen konunun tarihsel ve sosyo-politik arkaplanını da açıklamaktadır. Bunu, gelişen uluslararası insanve azınlık hakları standartları ışığında değerlendirilenmevcut sorunların bir tartışması izler. Rapor, iyileştirmeyeyönelik Yunan makamlarına yönelik tavsiyelerle sonbulmaktadır.

Page 7: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

5BATI TRAKYA’DAKI TÜRK AZINLIK: UZUN YILLARDIR SÜREN HAK VE TANINMA MÜCADELESI

ICCPR’nin 27. maddesi, yasal olarak bağlayıcılığı bulunanazınlığa özgü insan hakları hükümleri arasında en yaygınşekilde kabul edilenidir. Bu hüküm şunu öngörür:

Etnik, dinsel ya da dil azınlıklarının bulunduğudevletlerde, bu azınlıklara mensup olan kişiler, kendigruplarının diğer üyeleri ile birlikte, kendi kültürlerindenyararlanma, kendi dinlerine inanma ve bu dine göreibadet etme, ya da kendi dillerini kullanma hakkındanyoksun bırakılmayacaklardır.

ÇHS’nin 30. maddesi azınlık çocukları için benzer birhüküm içermektedir:

Soya, dine ya da dile dayalı azınlıkların ya da yerlihalkların var olduğu Devletlerde, böyle bir azınlığamensup olan ya da yerli halktan olan çocuk, aitolduğu azınlık topluluğunun diğer üyeleri ile birliktekendi kültüründen yararlanma, kendi dinine inanma veuygulama ve kendi dilini kullanma hakkından yoksunbırakılamaz.

27. Maddedeki haklar, 1992 tarihli BM Ulusal veyaEtnik, Dinsel veya Dilsel Azınlıklara Mensup Olan KişilerinHaklarına Dair Bildiri’de (UNDM) daha fazladetaylandırılmıştır. Bu, özellikle azınlık haklarıyla ilgili tekBM insan hakları aracıdır. Amacı, azınlıklara mensupkişilerin insan haklarının daha etkin uygulanmasını teşviketmek ve uluslararası barışı ve güvenliği sağlamak, sosyalve ekonomik kalkınmayı teşvik etmek ve insan haklarınasaygıyı teşvik etmek de dahil olmak üzere BM Şartı’nınilkelerinin hayata geçirilmesine katkıda bulunmaktır.11

Azınlık haklarının korunması dört temel sütunadayanmaktadır:

1) Var olma hakkı: Soykırım, etnik temizlik ve zorlayıcıasimilasyon gibi uygulamalar da dahil olmak üzereazınlıkların fiziksel varlığının korunması (UNDM Madde 1).

2) Kimliğin korunması ve teşviki hakkı: Azınlıklarınkamu ve özel alanda kültür, din ve dillerinin yaşamaözgürlüğünü korumak ve azınlıkların kültürlerini,dinlerini veya dillerini ifade etmelerini ve geliştirmelerinisağlayacak önlemlerin alınması (UNDM Maddeleri 1, 2.1 ve 4.2-4.4).

3) Ayrımcılığa uğramama ve eşit muamele görmehakkı: Azınlıkları etnik, dinsel, dilsel veya kültürel kimliktemelinde ayrımcılığa karşı korumak ve tam eşitliklerinisağlamak (UNDM Madde 4.1).

4) Katılım hakkı: Azınlıkların kültürel, dini, sosyal,ekonomik ve kamusal hayata (UNDM Madde 2.2);onları ilgilendiren kararları almaya (UNDM Madde 2.3);Sınır ötesi de dahil olmak üzere, özgürce kendiderneklerine katılma ve kurma hakkını garanti etmeye(UNDM Madde 2.4 ve 2.5); ve “ülkelerindeki ekonomikkalkınma ve gelişmeye tam olarak katılabilmeleri” içinuygun önlemlerin alınmasına (UNDM Madde 4.5) etkinkatılımını sağlamak.

Ayrıca, genel insan hakları araçları ile güvence altınaalınan haklar azınlık üyelerine eşit olarak uygulandığından,bu anlaşmalar, azınlık gruplarına mensup kişilerin insanhaklarının korunmasında da önemli standartlariçermektedir.

Uluslararası Azınlık Hakları Standartları

Page 8: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

6 BATI TRAKYA’DAKI TÜRK AZINLIK: UZUN YILLARDIR SÜREN HAK VE TANINMA MÜCADELESI

Türk Etnik Kimliğinin Tanınmaması

Batı Trakya’daki Türk azınlık üyeleri için temel bir zorluk,hâlâ Yunan hükümeti tarafından etnik bir azınlık olaraktanınmamasıdır. Bu mesele, 1970’lerde özelliklebelirginleşmiştir, çünkü yetkililer, okulların ve toplumörgütlerinin adlarında ‘Türk’ sözcüğünün kullanımınıkonusunda giderek daha sıkı önlemler almaya başlamıştırki bu durum azınlığın, örgütlenme özgürlüğünübaltalamıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM),Türk başvuru sahiplerinin bir dizi yasal temyizbaşvurusunu Yunanistan aleyhine kararlasonuçlandırmasına ve Yunanistan’ı AB insan haklarınıyasasını ihlal ettiğine hükmetmesine rağmen, bu sorunlarhenüz çözülmemiştir.

Kolektif Türk etnik kimliğinin

reddedilmesiGümülcine ve İskeçe’ye yapılan saha ziyareti sırasında

görüşülen tüm topluluk üyeleri, kendilerini etnik Türkolarak tanımladıklarını ve Batı Trakya’da kolektif şekildeTürk etnik azınlık olarak kabul edilme isteklerini ifadeetmişlerdir.12 Ancak, Yunan hükümeti, etnik azınlıkgruplarının kimliklerinin resmi olarak tanınarak saygıgösterilmesi konusunda uluslararası insan hakları izlemeorganlarının tavsiyelerine rağmen, etnik azınlıklarıntanınmaması politikasını sürdürmektedir. Bundan başka,Yunan hükümeti ‘azınlığa ait olduğunu iddia edenkişilerin haklarının korunması ile ilgili bu tür tavsiyelerinbir azınlık grubunun varlığını belirleyemeyeceğini veyadevletlere, bir grubun azınlık olarak resmen tanımazorunluluğu getiremeyeceğini’ iddia etmektedir.13

Yunan makamları ayrıca, azınlık üyeleri de dahil olmaküzere tüm Yunan vatandaşlarının anayasal öz kimlikhaklarını kullanma konusunda serbest olduğunusavunmaktadır. Aslında, Yunan hükümeti, resmi olarakazınlık olarak tanınmayan gruplara mensup bireylerinuluslararası insan hakları anlaşmalarında verilen haklardantam olarak yararlandığını savunmaktadır.14

Fakat, azınlık üyeleri, etnik Türk kimliklerinintanınmamasının, haklarını kullanabilmeleri açısındanbirçok sonucu olacağını iddia etmektedir. Örneğin, Yunanmahkemeleri, “Türk” adını taşıyan azınlık derneklerinikaydetmeyi sürekli reddetmektedir ki bu tür bir sınırlama

insan haklarının ihlal edilmesi anlamına gelmektedir.15

Nitekim, bölgesel insan hakları organı olan Avrupa İnsanHakları Mahkemesi (AİHM), Yunanistan’ın, Türk azınlıkderneklerinin feshedilmesi veya kayıt taleplerininreddedilmesini içeren üç ayrı durumda, AİHM’nin 11.maddesi kapsamında güvence altına alınmış dernek kurmaözgürlüğünü ihlal ettiğini tespit etmiştir. Ayrıca,katılımcılar, toplumun etnik yapısının tanınmasınayönelik resmi politikanın tutarlı olmadığını ve yıllar içindeönemli ölçüde değiştiğini de belirtmişlerdir.16

Batı Trakya Azınlığı Kültür ve Eğitim Şirketi (BAKEŞ)hazırladığı bir raporda, 1970’lerin başlarına kadar, Yunanmakamlarının, Batı Trakya’daki “Müslüman azınlık” veya“Türk azınlık” terimlerini neredeyse birbirlerinin yerinekullandıklarını açıklanmaktadır. Ancak, 1950’lerinortalarında Türk-Yunan ilişkileri kötüye gitmeyebaşladığında bu politika yavaş yavaş değişmiştir. Nitekim,1967’deki Yunan askeri cuntasının gelişiyle birliktepolitika sert bir şekilde değişmiş ve 1974’teki Kıbrıs krizidurumu daha da ağırlaştırmıştır. Söz konusu politikadakideğişimin ilk göstergesi olarak, 1972’de azınlık ilköğretimve ortaöğretim okullarının resmi isimleri değiştirilmiş;okul tabelalarındaki “Türk” terimi, “Müslüman” veya“azınlık” terimi ile değiştirilmiştir.17

O zamandan bu yana, Yunan makamları, azınlığı resmiolarak “Müslüman” olarak tanımakta ısrar etmektedir.1988’de Yunanistan Yargıtay’ı, isimlerinde ‘Türkçe’kelimesi bulunan birkaç azınlık derneğinin kapatılmasınıhükmetmiştir. Sonuç olarak, İskeçe Türk Birliği (1927’dekurulan), Gümülcine Türk Gençlik Birliği (1928) ve BatıTrakya Türk Öğretmenleri Birliği (1936) dahil olmaküzere, uzun zamandır var olan Türk azınlık dernekleritasfiye edilmiştir.18 Türk etnik kimliklerininreddedilmesini protesto etmek için yaklaşık 10.000 azınlıküyesi Gümülcine ve diğer şehirlerde sokaklara dökülmüşve polis bu kişilere karşı zor kullanmıştır. 1990’daprotestoların yıldönümünde, tanınma konusundakianlaşmazlıklar Gümülcine’deki yerel Türk ve Yunantoplulukları arasında bile şiddete neden olmuştur. Ayrıca,1990’ların başından itibaren, Yunan hükümeti, Türketnik kökeninin bölgede tanınmasını baltalamastratejisinin bir parçası olarak Batı Trakya’daki Müslümanazınlığının, üç kurucu gruptan Türk kökenliler, Pomak veRomanlardan oluştuğunu vurgulamaya başlamıştır.19

Page 9: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

7BATI TRAKYA’DAKI TÜRK AZINLIK: UZUN YILLARDIR SÜREN HAK VE TANINMA MÜCADELESI

Yunanistan’a karşı Bekir-Usta ve diğerleri davagrubuBu bölüm, Batı Trakya’da isimlerinin “Türk” veya “Azınlık”terimlerini içermesi nedeniyle tasfiye edilen veya kaydaalınmayan üç Türk derneğinin yasal mücadelesiniayrıntılarıyla anlatmaktadır. Her üç davada da AİHM,Yunanistan’ın AİHM’nin örgütlenme özgürlüğüne ilişkin 11.Maddesini ihlal ettiğine hükmetmiştir. Kararlar, 10 yıldandaha önce yayınlanmış olmasına rağmen, uygulamalarıhala beklemededir. Bunların uygulanması, Yunanistan’akarşı açılmış Bekir-Usta ve diğerleri dava grubu adı altında,AİHM kararlarının uygulanmasını denetlemekten sorumluAK’nin siyasi organı olan Bakanlar Komitesi tarafındanizlenmektedir.

Yunanistan’a karşı Bekir-Usta ve diğerleriBekir Usta ve diğer başvuru sahipleri, Türk azınlığın diğer19 üyesi ile birlikte “Meriç İli Azınlık Gençleri Derneği”adında kâr amacı gütmeyen bir dernek kurmaya kararvermiştir. Dernek, demokratik ve insan haklarınıdesteklemeyi ve korumayı, Türk azınlığın geleneklerinikorumayı, topluluk uyumunu güçlendirmeyi ve diğertopluluklarla, özellikle de Yunan çoğunluğu ile dostçailişkileri teşvik etmeyi amaçlamaktadır. 15 Mart 1995’tederneklerini kayıt altına almak için talepte bulunmuşlardır.21 Mart 1996’da Dedeağaç Asliye Hukuk Mahkemesi,dernek adının, üyelerinin kökenleri hakkında yanıltıcıolduğunu iddia ederek başvuruyu reddetmiştir. Mahkeme,dini bir azınlığa mı yoksa etnik azınlığa mı atıftabulunulduğunun net olmadığını iddia etmiştir ki zatenikincisi Yunanistan’da tanınmamaktadır. LozanAntlaşması’nın Batı Trakya’da, Türk azınlığı değil yalnızcaMüslüman azınlığı tanıdığını belirmiştir. Mahkeme ayrıcasöz konusu adın “Türkiye vatandaşlarının, kamu düzenineaykırı olarak bir etnik azınlığın haklarını savunmak için birdernek oluşturduğu” izlenimini verdiğini de ileri sürmüştür(Mahkeme kararı No. 58/1996). Başvuru sahipleri kararaitiraz etmişlerdir. Üç aşamalı yargılamada, 10 yıldan fazlasüren yargılamalar içeren uzun süreli yasal birmücadelenin ardından, 10 Ocak 2006’da TemyizMahkemesi kayıt talebini reddetme kararını onamıştır.Derneğin adının, özellikle “Azınlık Gençliği” ifadesininyeterince net olmadığı ve bu yüzden yanıltıcı olduğu,dolayısıyla kuruluşun kayıt talebinin reddedilmesi gerektiğiiddia edilmiştir. “Üyelerinin, kimlikleri hakkında yanıltıcıolmayan bir dernek kurabileceğini” de karara eklemiştir(Mahkeme kararı No. 58/2006).

23 Eylül 2005 tarihinde AİHM’ye bir başvurugönderilmiştir (Başvuru No. 35151/05). AİHM,Yunanistan’a karşı açılan Bekir Usta ve Diğerleridavasında, kararını, 11 Ekim 2007 tarihinde vermiştir.

AİHM, derneğinin kaydının reddedilmesinin, AİHM’nin 11.maddesi uyarınca başvuru sahiplerinin örgütlenmehaklarının ihlal edilmesi olduğuna karar vermiştir. AİHM,ulusal mahkemelerin, başvuru sahiplerinin Yunanistan’dayaşayan ve haklarının yeterince korunamadığı bir etnikazınlık olduğu fikrini yayma iddiasını durdurmak içinderneği kaydetmeyi reddettiğini gözlemlemiştir. AİHM’ningörüşüne göre, bu kaygı derneğin henüz faaliyetegeçmemiş olması nedeniyle, derneğin kurucularının fiilifaaliyetleri yerine gerçek niyetleriyle ilgili olarak sadece birşüphe duymalarına dayanmaktaydı. Dahası, AİHM, böylebir kaygının - geçerli olduğu kanıtlanmış olsa bile - tekbaşına, demokratik topluma yönelik bir tehdit teşkiletmediğini, özellikle dernek tüzüğünde hiçbir şeyinüyelerin “şiddet kullanımını veya anti-demokratik veyaanayasaya aykırı yöntemlerin kullanılmasını savunduğunu”göstermediğini ileri sürmüştür. Bu nedenle, AİHM, derneğikaydetmeyi reddetme konusunda acil bir sosyal ihtiyaçolduğu konusunda ikna olmamıştır ve isteğinreddedilmesinin, izlenen amaçlarla orantısız olduğu vedolayısıyla örgütlenme özgürlüğü ile ilgili olarak AİHM’nin11. maddesinin ihlal edildiği sonucuna varmıştır.

Yunanistan’a karşı İskeçe Türk Birliği ve diğerleriBaşvuranlar iki dernek, İskeçe Türk Birliği ve “BatıTrakya’daki Azınlık Dönemi Üniversiteli Mezunları” ve sekizYunan vatandaşıydı. Tüzüğüne göre, kültür ve sporderneği olan “İskeçe Türk Gençlik Evi”, “Batı TrakyaTürklerinin kültürünü korumak ve tanıtmak ve aralarındadostluk ve dayanışma ağları oluşturmak” amacıyla1927’de kurulmuştur. 1936’da da “İskeçe Türk Birliği”olarak başarıyla ismi değiştirilmiş ve bu doğrultuda tesciledilmiştir. Ancak, Kasım 1983’te, herhangi bir kurumsalbelge, damga veya işaret üzerinde “Türkçe” terimininkullanılmasını yasaklayan bir karar verilmiştir. Ocak1984’te İskeçe valisi, kamu düzenini tehdit ettiğigerekçesiyle derneğin feshedilmesini istemiştir. Dernekdaha sonra, 11 Mart 1986’da, İskeçe Asliye HukukMahkemesi tarafından, tüzüğünün kamu politikasına aykırıolduğu gerekçesiyle feshedilmiştir. İskeçe Türk Birliğikarara itiraz etmiştir. Trakya Temyiz Mahkemesi, 25 Ocak2002 tarihinde alt mahkemenin kararını, derneğin LozanAntlaşması’na uygun olmadığı ve bazı üyelerin Trakya’dakiMüslüman azınlığı, kendisine insan hakları tanınmayan birtopluluk olarak tanıttığı gerekçesiyle onamıştır. Nisan2002’de, İskeçe Türk Birliği, Yargıtay’a başvurmuş vediğer dokuz başvuru sahibi de destek anlamındayargılamaya müdahale etmişlerdir. Nihai karar 7 Şubat2005 tarihinde verilmiş olup, hedefinin ve faaliyetlerininkamu düzenini tehdit ettiği gerekçesiyle derneğintasfiyesini teyit etmiştir. 15 Temmuz 2005 tarihinde

Tanınma konusunda devlet politikasına karşı çıkmak

Page 10: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

8 BATI TRAKYA’DAKI TÜRK AZINLIK: UZUN YILLARDIR SÜREN HAK VE TANINMA MÜCADELESI

AİHM’ye şikâyette bulunulmuştur (Başvuru No.26698/05).

27 Mart 2008’de AİHM, Yunanistan’a karşı İskeçeTürk Birliği ve Diğerleri davasında, Oda kararlarını yazılıolarak bildirmiştir. Mahkeme oybirliğiyle AİHS’nin 11. ve6.1. maddesinin ve (makul bir süre içinde adil birduruşma hakkının güvence altına alındığını garantiedilmesi) ihlal edildiğine karar vermiştir. AİHM, yaklaşık50 yıldır engellenmeden faaliyetlerini sürdüren derneğiortadan kaldıran tedbirin aşırı olduğuna dikkat çekmiştir.Ayrıca, Yunan hükümetinin, derneğin “şiddet kullanımı,bir ayaklanma veya başka herhangi bir demokratik ilkeyireddetme biçimi” için çağrıda bulunduğunukanıtlayamadığına da işaret etmiştir. AİHM ayrıca,Yunanistan’a karşı Bekir Usta ve Diğerleri davasındahalihazırda ifade edilen argümanını; ‘derneğin asılamacının Yunanistan’da etnik bir azınlık olduğu fikriniteşvik etmek olduğu varsayılsa dahi, bunun demokratiktoplum için bir tehdit oluşturduğunun söylenemeyeceği’iddiasını yinelemiştir. Bununla beraber, AİHM, “birülkedeki azınlıkların ve farklı kültürlerin varlığını,demokratik bir toplumun uluslararası hukuk ilkelerinegöre hoş görmesi ve hatta koruması ve desteklemesininzorunluluk olduğunun tarihsel bir gerçek’ olduğunu ilerisürmüştür. Ayrıca, örgütlenme özgürlüğünün, herkesinetnik kimliği konusundaki inançlarını ifade etme hakkınıda içerdiğini kaydetmiştir. AİHM, “yetkililerin, kullanılanşok edici ve kabul edilemez bazı görüş veya kelimelerlekarşılaşmasına rağmen, bunların otomatik olarak kamupolitikasına veya bir ülkenin toprak bütünlüğüne bir tehditolarak anlaşılmaması gerektiğini” belirtmiştir. Budoğrultuda, AİHM, oy birliği ile başvuru sahiplerininörgütlenme özgürlüğü haklarının ihlal edildiğinehükmetmiştir. Ek olarak, AİHM, yerel yargılamaişlemlerinin 21 yıldan uzun sürdüğünü ve bunun aşırıolarak kabul edildiğini gözlemlemiş ve bu nedenle makulbir süre içinde adil bir duruşma hakkının ihlal edildiğinede karar vermiştir.

Yunanistan’a karşı Emin ve diğerleriYedi başvuru sahibi Rodop’da yaşayan Yunan uyrukluvatandaşlardır. Mart 2001’de bu Yunan vatandaşları veTrakya’daki Türk azınlığa mensup diğer kadınlar RodopBölgesi Türk Kadınları Kültür Derneği’ni kurmuşlardır.Tüzüğüne göre, derneğin amacı “Rodop ilçesinin kadınlarıiçin bir buluşma yeri” oluşturmak ve “sosyal, ahlaki vemanevi bir değer kazanma için çalışmak ve üyeleri arasındakardeşlik bağları kurmak” olmuştur. 6 Haziran 2001’deasliye hukuk mahkemesi, kamu düzenini tehdit ettiğigerekçesiyle derneğin tescil talebini reddetmiştir. Bununlaberaber bu davada da mahkemenin argümanları, benzerdavalarda daha önce kullanılanlara çok benzemekteydi:adı, üyelerinin kökenleri hakkında yanıltıcı ve Yunantopraklarında bir Türk azınlığının olduğu fikrini yaymaamacını taşımaktır. Ocak 2003’te, Temyiz Mahkemesi, BatıTrakya’da “bir Türk azınlık değil - yalnızca bir Müslümanazınlığın” tanındığını ve “dernek unvanının tüzüğününşartlarıyla birleşmesinin” kamu politikasına aykırı olduğunuyineleyen bu kararı onamıştır.” Uzun süren yasal süreçtensonra, tescil reddini onayan Yargıtay’ın nihai kararı 1 Nisan2005 tarihinde verilmiştir. Bunu takiben 19 Eylül 2005tarihinde AİHM’ye başvuru yapılmıştır (Başvuru No.34144/05). 27 Mart 2008’de AİHM, Yunanistan’a karşıEmin ve Diğerleri davasında örgütlenme özgürlüğüne ilişkinAİHS’nin 11. maddesinin ihlal edildiği kararını duyurmuştur.AİHM, Yunanistan’a karşı Bekir Usta ve Diğerleri davasındaolduğu gibi, “başvuru sahiplerinin dernek olarak kayıtlıolmadıkları için uygulamadaki niyetlerinin doğrulanmasınınmümkün olmadığını belirtmiştir”.AİHM aynı zamanda“derneğin asıl amacının Yunanistan’da bir Türk etnik azınlıkolduğu fikrini desteklemek olduğu varsayılsa dahi, bununtek başına demokratik düzen için bir tehdit oluşturduğununsöylenemeyeceğini” yinelemiştir. Bundan başka, “dernektüzüğünde, üyelerinin şiddet kullanımını veya demokratikolmayan ve anayasaya aykırı araçların kullanımınısavunduğunu gösteren hiçbir şey olmadığını” eklemiştir.Buna göre, AİHM, oybirliğiyle, örgütlenme hakkı konusundaAİHS’nin 11. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.

Kararların uygulanmaması ve

adalete erişim eksikliği

Yunan makamlarının AİHM kararlarını etkili bir şekildeyerine getirememeleri, adalete erişimde başka bir engelteşkil etmektedir. AİHM kararlarının verilmesinimüteakip, ilgili kuruluşlar bu kararları uygulamak içinyerel mahkemelere başvurmuşlardır. Mahkemelerin,derneklerin feshini emreden önceki kararları iptal

etmelerini veya derneklerinin tescil edilmeleriniistemişlerdir. Ancak, bugüne kadar, bu medeni hukukdavalarının yeniden açılması için usule ilişkin bir yolbulunmadığı için talepleri reddedilmiştir.

Aynı zamanda, Yunan hükümeti, ilgili kararları yerinegetirmek için adımlar attığını savunmakta ve “söz konusukararların tam olarak uygulanmasının, mahkemelerinbelirlediği usule bağlı nedenlerle beklediğini… … [ve]herhangi bir derneğin20 tüzük veya faaliyeti ile ilgili

Page 11: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

9BATI TRAKYA’DAKI TÜRK AZINLIK: UZUN YILLARDIR SÜREN HAK VE TANINMA MÜCADELESI

olmadığını ileri sürmektedir.” Ancak, AİHM kararlarınatam olarak uyma yükümlülüğü, davaların yeniden açılmasıtalep edildiğinde, yerel mevzuatın yerel mahkemelertarafından yorumlanmasına kadar uzanmaktadır.21 Başkabir deyişle Yunanistan, Yunan makamlarına, AİHMkararlarının sonuçlarına ve ruhuna uyma fırsatını verendavaları yeniden açma prosedürüne sahip olmalıdır.

Bu amaçla, AİHM’nin temel bir hak ihlali tespit ettiğidurumlarda, davaların yeniden açılmasına olanak sağlamakiçin Medeni Usul Kanunu’nun 758’inci maddesinin 1.fıkrası değiştirilerek 10 Ekim 2017’de 4491/2017 sayılıKanun kabul edilmiştir. Yunan makamları, yeni yasanın,ilgili derneklerin tescili için başvuru yapmalarına veyaderneklerin tasfiyesini öngören kararların AİHM kararlarıışığında yeniden incelenerek geri alınmasına olanak sağlamaamacını taşıdığını iddia etmektedir. Yeni yasanın geçmişedönük etkisi olmadığından, AİHM’nin 4491/2017 sayılıKanunun yürürlüğe girmesinden önce ihlal tespit ettiğidurumlarda bile davaların yeniden açılmasına izin vermeyiamaçlayan geçici bir hüküm de kabul edilmiştir.

4 Aralık 2017’de, İskeçe Türk Birliği, Trakya TemyizMahkemesi’ne, Medeni Usul Kanunu’nun 758. maddesiuyarınca, tasfiyesini onaylayan kararı iptal etme talebindebulunmuştur. Ancak, 22 Haziran 2018 tarihinde, İskeçeTürk Birliği’nin 2008’de halihazırda bir taleptebulunduğu gerekçesiyle, değiştirilmemiş aynı medenikanun hükmü altında olmasına rağmen derneklerininfeshedilmesine ilişkin kararın iptal edilmesi gerekçesiylebaşvurusu reddedilmiştir. Mahkeme, Hukuk UsulüMuhakemeleri Kanunu’nun 758. Maddesini değiştirenyasanın geçici hükümlerinin, başvuru sahiplerininhalihazırda 758. maddesinin önceki versiyonunadayanarak yeniden açılmasını talep ettiği davaları açıkçaifade etmediği durumlar göz önünde bulundurulduğundageçerli olmadığını ileri sürmüştür. (Karar No. 96/2018).İskeçe Türk Birliği, 30 Ekim 2018 tarihli karara karşıYargıtay’a temyiz başvurusunda bulunmuştur.

Ancak, yasal temsilcilerinin açıkladığı gibi, dernek,duruşma tarihi talep etmeye çalışırken bir dizi güçlüklekarşılaşmıştır. İlk olarak, Mahkemenin Sekretaryası,davaların 1984’te başlamasından bu yana taraflarcasunulan tüm belgelerin kopyalarını istemiştir. Öte yandan,temyiz mahkemesi, ilk olarak, duruşma tarihini belirlemeküzere davanın tüm dosyalarının kopyasına ihtiyaçolmadığını ve sonrasında da hâkimin izinli olduğunu iddiaederek dosyaların teslimini geciktirmiştir. Sonuç olarak,

tam dava dosyası ancak 19 Şubat 2019’da gönderilmiştir.Dolayısıyla, sonunda 25 Şubat 2019’da acil duruşmatalebi ile başvuru yapılmıştır. Duruşma nihayetinde 20Mart 2020 tarihine planlanmış ve daha fazla gecikmeyeneden olmuştur.22

Yukarıda ayrıntılı olarak belirtildiği gibi,Yunanistan’da 4491/2017 sayılı Kanun’un kabul edilmesi– başvuru sahiplerinin Batı Trakya’daki Türk azınlıkörgütlerinin tescili ile ilgili davalarda AİHM bulgularıışığında davayı yeniden açılmasını sağlaması gereken -Türk derneklerini tasfiye eden veya yerel mahkemelertarafından kayıt talepleri reddedilen dernekleri tesciletmeyi reddeden mahkeme kararlarını geriye çevirmetalebi şeklinde istenen sonuçlar elde edilememiştir. Buarada, zaman alıcı adalet arayışları süresince, 35 yıldanfazla süren belirli durumlarda, bu dernekler gayrı resmiolarak faaliyet göstermek zorunda kalmıştır. Bu sadecederneklerin faaliyetlerini önemli ölçüde sınırlandırmaklakalmaz, aynı zamanda onları aşırı sağcı radikal gruplarınhedefinde daha savunmasız hale getirebilir. Örneğin,İskeçe Türk Birliği yakın bir zamanda bir web sitesindenefret grupları tarafından kamu düzenini ve Yunan ulusalgüvenliğini tehdit eden yasadışı faaliyetlerde bulunan birsuç çetesi olarak tasvir edilmiştir.23

4491/2017 sayılı Kanunun geçici hükmü, AİHMkararlarının yerine getirilmesi konusunda daha genel birendişe uyandırmaktadır. Geçici hüküm, yasanın yürürlüğegirmesinden önce yayınlanan AİHM kararlarını içerendavalarda davaların yeniden açılmasına ilişkin bir talebinkabul edilebilirliğinin 1) AİHS’nin 11. maddesinin 2.paragrafında öngörülen kısıtlamalar ve AİHS’deki diğertemel hakların kullanılmasında izin verilen kısıtlamalartemelinde değerlendirilmesi gerektiğini öngörmektedir,örneğin; ulusal güvenliğin, kamu düzeninin, korunması,suçun önlenmesi, sağlık veya ahlakın korunması vebaşkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması ve 2)Yunanistan’ın taraf olduğu Lozan Antlaşması dahil olmaküzere uluslararası antlaşmalar kapsamındakiyükümlülükler. Ancak, mevzuatta getirilen kısıtlamalar budavalarda zaten incelenmiştir ve AİHM tarafındanreddedilmiştir. Yerel mahkemelerin bu kısıtlamaları nasılyorumladıkları bilinse de bunları uygulamaları, yerelmahkemelere, davaların yeniden açılmasına yöneliktaleplerin reddi için yasal bir hüküm getirebilir. Bu,AİHM kararlarının tam ve etkili bir şekilde uygulanmasınıciddi şekilde engelleyecektir.24

Page 12: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

10 BATI TRAKYA’DAKI TÜRK AZINLIK: UZUN YILLARDIR SÜREN HAK VE TANINMA MÜCADELESI

Dini Özerkliğe Müdahale

Batı Trakya’daki Türk azınlık aynı zamanda, devlettarafından topluluk üyelerine danışmaksızın üst düzeyMüslüman din adamlarının atanması da dahil olmak üzerehükümetin, tekrarlayan şekilde dini işlerine müdahalesinemaruz kalmıştır. Bu, biri Türk azınlık mensuplarıtarafından, diğeri hükümet tarafından seçilen - toplulukiçinde bölünme yaratan iki paralel dini hiyerarşiningelişmesine yol açmıştır. Diğer zorluklar ise, dini hayırvakıflarının ve diğer varlıkların aşırı düzenlenmesi vevergilendirilmesi ve azınlık toplumunun kimliklerinikoruyabilme yeteneklerinin baltalanmasıdır.

Dini Temsil: Devlet Tarafından

Atananlar Karşısında Topluluk

Tarafından Seçilen Müftüler

Batı Trakya’daki azınlığın dini hakları da dahil olmaküzere azınlığa özgü haklar, bir yandan Yunanistan (vediğerleri) ve diğer yandan Osmanlı İmparatorluğu/Türkiyearasında yapılan birkaç uluslararası barış antlaşması ile 100yıldan uzun süredir özel olarak garanti altına alınmıştır.25

Yunanistan’ın Atina Antlaşması’ndan gelen uluslararasıyükümlülükleri doğrultusunda 2345/1920 sayılı Kanun,dini görevlerine ek olarak, Müftülere (Müslüman dinadamları), Müslümanlar arasında aile ve miras ihtilaflarınailişkin İslami (Şeriat) hukuk ölçüsünde bu anlaşmazlıklarınyönetilmesine ilişkin yargı işlevini de yerine getirmeyetkinliği getirmiştir. Bunlar arasında özellikle evlilik,boşanma, nafaka ödemeleri, vesayet, vasilik, küçüklerinehliyeti, İslami irade ve vasiyetsiz mirasa mirasçı olmasayılabilir.26 Ayrıca, yasalar Müftü seçimi için yasal birprosedürle de belirlemiştir: müftüler ulusal seçimlerde oykullanma hakkı olan ve Müftülerin hizmet edeceği illerdeikamet eden Müslümanlar tarafından doğrudanseçileceklerdir.27 Seçimler devlet tarafından örgütlenecektirve medrese (İslami dini eğitim kurumu) mezunları adayolabilir. Müftü seçimlerine yönelik ayrıntılı düzenlemelereilişkin bir kraliyet kararnamesi Madde 6.6’da yeralmaktadır. Ancak, böyle bir kararname aslayayınlanmamıştır.28

1985 yılına kadar Müftüler ile ilgili seçim prosedürütartışmalı bir konu olmamıştır. Yaygın uygulamalaradayanarak, Müslüman cemaat liderleri, Müslümanazınlığın büyük çoğunluğunun Batı Trakya’da29 yaşadığı iki

bölge olan Rodop ve İskeçe’de Müftü olarak hizmet edecekadayların yer aldığı ve buradan Yunan devletinin seçimyapacağı bir liste önerirdi. 1985 yılında iki Müslüman diniliderden biri olan Rodop Müftüsü Hafız Mustafa Hüseyinölmüş, Yunan devleti yerine geçici bir Müftü atamıştır. Bumüftü istifa ettiğinde ise Yunan makamları onu başka birMüftü, Metzo Tzemali (Meço Cemali) ile değiştirmiştir. 6Nisan 1990’da Cumhurbaşkanı, Müftülerin devlettarafından atanmasını onaylamıştır.30

Bu arada, İskeçe Müftüsü de hayatını kaybetmiştir. 15Şubat 1990’da yerel vali, Mehmet Aga’yı vekil olarakgörev yapması için atamıştır. İskeçe ve Rodop’un iki Türkazınlık Milletvekili, 2345/1920 sayılı Kanun uyarınca,devletten, İskeçe Müftüsü için seçimler düzenlemesiniistemiştir. Cevap alamayan milletvekilleri, 17 Ağustos1990’da namazdan sonra camilerde kendileri seçimyapmaya karar vermişlerdir. Bu tarihte, Mehmet Aga,Cuma namazına katılanlar tarafından İskeçe Müftüsüseçilmiştir.31

Benzer şekilde, Aralık 1990’da, azınlığın iki Türkİskeçe ve Rodop milletvekili, devleti, Rodop’da Müftülükgörevi için seçim yapmaya çağırmıştır. Ancak, taleplerüzerine hareket etmek yerine, Cumhurbaşkanı, Müftülerinseçim şeklini değiştirmek için 24 Aralık 1990 tarihinde birkanun hükmünde kararname çıkarmıştır. Bu kararname,Müftü seçimleri için yasal prosedürü ortadan kaldırarak,atama prosedürünün lehine - yani, Müftülerin, EğitimBakanı’nın teklifini takiben Cumhurbaşkanlığıkararnamesi ile mümkün kılmıştır. Bu, Bakan’ın, yerelvalinin başkanlık ettiği ve devletin atadığı birkaçMüslüman ileri gelenden oluşan bir komite tarafındanhazırlanan bir listeden Müftüyü seçmesini gerektirir.Seçim, adayın kişisel niteliklerine dayanmakta olup,kişinin, ileri İslami eğitim veren bir okuldan üniversitediplomasına sahip, veya en az 10 yıl boyunca imam- bircaminin ibadet lideri- olarak görev yapmış olmasınıgerektirmektedir.32

Türk azınlık, bunu kendi dini temsilcilerini seçmetercihlerine karışma olarak gördüğü için buna karşı çıkmaamacıyla iki azınlık Türk Milletvekili Rodop’da seçimdüzenlemiştir.33 İbrahim Şerif, namazın ardından 28Aralık 1990 Cuma günü namazın ardından camilerdeRodop Müftüsü olarak seçilmiştir. Birkaç gün sonra,Yunan makamları Cumhurbaşkanlığı kararnamesidoğrultusunda bir Müftü daha atamıştır.

Page 13: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

11BATI TRAKYA’DAKI TÜRK AZINLIK: UZUN YILLARDIR SÜREN HAK VE TANINMA MÜCADELESI

4 Şubat 1991’de Parlamento, Cumhurbaşkanlığıkararnamesini geriye dönük olarak geçerli kılan1920/1991 sayılı Kanun’u çıkarmıştır. 20 Ağustos1991’de, yeni yasaya göre, Yunan devleti MehmetŞinikoğlu’nu İskeçe’deki Müftülük Ofisine atamıştır.Ancak, Mehmet Aga istifa etmeyi reddetmiş ve ölenekadar toplum tarafından seçilen Müftü olarak hizmetetmeye devam etmiştir.34 2006’da toplum, Mehmet Agayerine Ahmet Mete’yi İskeçe Müftüsü olarak seçmiştir.

Seçilen Rodop Müftüsü, Türk toplumunun üyelerininçoğunun 2345/1920 sayılı Kanun’un iptalini hiçbir zamankabul etmediğini belirtmektedir. Türk toplumu, yeniyasanın, devlete, kendi iç yaşamlarına müdahale etmeküzere çok fazla güç verdiğini ve uluslararası anlaşmalarıngüvence altına aldığı dini özerkliği tehlikeye attığınıdüşünmektedir. Toplum, devlet tarafından atananMüftüyü kabul etmemektedir. Nitekim, İskeçe’ninseçilmiş Müftüsü’nün dediği gibi, Müftü seçimi konusuTürk toplumunda gerginliğe yol açmaktadır:

Basically, the appointed Muftis are unable to go toand lead prayers at our mosques. Similarly, wedecided not to go to his mosque. But the situation canget even worse when it comes to the relationshipbetween appointed Muftis and the community. Forexample, when the appointed Mufti attends funeralsor other events, he is often not allowed to speak ordriven away by the community, so he just stays in anearby car.35

Aynı zamanda, seçilen İskeçe ve Rodop müftüleri,Yunan devleti tarafından tanınmamaktadır. Devlettarafından atanan Müftüler tanındığından, kendi adli veidari yetkilerini kullanamamaktadırlar. Ayrıca, dinitörenlere katılırlarsa veya dini içerikli mesajlar yayınlarlarsa,bir dini bakanın işlevlerini gasp etmekten ötürü haklarındasuç duyurusunda bulunulmaktadır. Bununla birlikte,AİHM’ye göre bu tür kovuşturmalar, din özgürlüğü ileilgili AİHM’nin 9. maddesini ihlal etmektedir.36

AİHM’nin İbrahim Şerif ve Mehmet Aga’nın-seçilmişRodop Müftüsü ve eski İskeçe Müftüsü- kovuşturmalarınailişkin kararlarına rağmen, seçilmiş İskeçe müftüsüMehmet Aga’nın ölümünden sonra onun yerine geçenAhmet Mete de birçok fırsatta yargılanmıştır. Örneğin,Kasım 2017’de yedi ay hapis cezasına çarptırılmıştır.37

Dava, görevi esnasında hayatını kaybeden Türk azınlıktanbir askerin cenazesi ile ilgilidir. Göreve atanan Müftücenaze töreni için gelmiş ancak cemaat tarafından, cenazenamazını kıldırması veya cenazede konuşmasıengellenmiştir. Seçilen İskeçe Müftüsü, ibadet hizmetiniresmi Müftüden devralmıştır bunun ardından dini birtöreni rahatsız etmek ve bir dini liderin yetkisini gaspetmekten ötürü yargılanmıştır.38

Yunan makamları, Müftülerin, Müslümanlararasındaki aile ve miras ihtilafları hakkında karar vermeyeterliliğine sahip olduklarından, devlet tarafındanatanmaları gerektiğini savunmaktadır. Bütün hakimlerin,Yunanistan’da devlet tarafından atandığını, bu nedenle deMüftülere sivil ve idari konularda bazı adli yetkilerverilirse, onların da benzer şekilde atanmaları gerektiğinisavunmaktadır. Bir seçim yoluyla onları seçerlerse,Anayasa’da hakimlerin hukuka uygun olarak atanacağınıbelirten hükmün yerine getirilmesini tehlikeye sokacak;aynı zamanda hem bireysel olarak hem de görevleriniyerine getirirken hakimlerin bağımsızlığı ilkesini tehlikeyeatacaktır çünkü bu bir politik himaye durumu yaratmışolacaktır.39 Dahası, demokratik bir toplumda, siyasi, adlive dini gücün, bazıları tarafından görev süresi yaşam boyuolarak görülen tek bir bireyin elinde toplanamayacağınıileri sürmektedirler.40 Nitekim, Yunan makamları, aynızamanda, seçilen Müftüleri tanıyamayacaklarını çünküMüftülerin toplum tarafından seçilme sürecinin,seçmenler, usuller ve süreler bakımından belirsiz olduğunuve Müftülerin aslında dış güçler tarafından tayinedilmediğinin garantisi olmadığını iddia etmektedir.41

Ayrıca, devlet tarafından en yüksek dini makamların adaygösterilmesinin, İslam’ın Mısır, Suudi Arabistan veTürkiye de dahil olmak üzere egemen din olduğuülkelerde yaygın bir uygulama olduğunusavunmaktadırlar.42

Buna karşılık, toplum temsilcileri, ulusal kimliğinRum Ortodoks diniyle sıkı sıkıya iç içe geçtiği, bir yerde1920/1991 sayılı Kanunun temel olarak devlete,Müslüman azınlığa danışmadan Müftü atama gücünüverdiğini belirmektedir. Bu, azınlığın Lozan Antlaşmasıkapsamında güvence altına alınan özerkliğini tehlikeyeatmaktadır.43 Bundan başka, Katolikler, Yahudiler ve diğer“bilinen” dinler dini liderlerini seçme hakkına sahiptir, bunedenle Yunan hükümeti neredeyse 30 yıldır aynıhaklardan mahrum bırakarak onlara karşı ayrımcı birpolitika uygulamaktadır.44 Aynı zamanda, Müftüler, bazıMüslüman aile ve miras meseleleri ile ilgili olarak kararverme yetkisine sahipken, 4511/2018 sayılı Kanunuyarınca dini yargı yetkisinin isteğe bağlı olduğunuvurgulamaktadırlar: sonuç olarak, azınlık üyelerinin tümyasal işlerinin medeni kanunla artık düzenlenmiş olduğukabul edilmekte olup Müftünün yargı yetkisi yalnızca ikitaraf da Müftüye başvurmayı kabul ettiğinde tesisedilebilecektir.45 Dahası, Müftüler tarafından verilenherhangi bir karar ancak Yunan mahkemeleri tarafındanonaylandıktan sonra yasal olarak bağlayıcıdır. 1920/1991sayılı Kanunun 5 (3) maddesi, mahkemelerin, cinsiyeteşitliği hükümleri de dahil olmak üzere, YunanAnayasasına aykırı olan Müftülük kararlarınıuygulamamasını öngörmektedir. Ayrıca, Yunanistan’daMüftü seçim sürecinin, İslam’ın egemen din olduğu

Page 14: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

12 BATI TRAKYA’DAKI TÜRK AZINLIK: UZUN YILLARDIR SÜREN HAK VE TANINMA MÜCADELESI

ülkelerde atanan müftülerle karşılaştırılması,Yunanistan’daki Müftü seçiminin Lozan Antlaşmasıncaoluşturulan azınlık koruma rejimi tarafından yönetilmesigerektiği gerçeğini görmezden gelmektedir. Eğer,antlaşmanın temelinde yer alan mütekabiliyet ilkesinedayanarak herhangi bir kıyaslama yapılacaksa, BatıTrakya’daki Müftü seçimi, İstanbul’daki YunanPatrikliği’nin Metropolit Daimi Sinodu tarafındanseçilmesiyle karşılaştırılmalıdır.46

İslami Vakıfların Sevk ve

İdaresiLozan Antlaşması, Batı Trakya’lı Türk azınlığına bir

dereceye kadar özerklik sağlamasına rağmen, özellikle diniliderlik ve bağış konusunda, dini hayır vakıflarınınidaresiyle ilgili meseleler oldukça tartışmalı bir başkakonudur. Vakıflar azınlığın kültürel, tarihi ve dinimirasının önemli bir bölümünü oluşturmaktadır.47

Vakıflar, onlarca yıldır Batı Trakya’daki Müslüman Türkazınlığın dini, kültürel ve sosyal ihtiyaçlarına hizmetetmektedir. Ali Hüseyinoğlu şöyle anlatmaktadır:

Yıllar boyunca, birçok yerel Müslüman, bu vakıflara,ihtiyaç sahiplerine yiyecek veya barınma sağlamak vecami ve okulların işletme giderlerinin karşılanmasıgibi toplumun dini ve eğitim ihtiyaçlarına cevapvermek üzere faaliyetlerin yerine getirilmesine yönelikgayrimenkul veya para bağışında bulundu. Birvakfın bulunduğu yere bağlı olarak, esasen taşınmazolmak üzere önemli miktarda gelir sağlayan birçokgayrimenkulü vardır.48

2345/1920 sayılı Kanun, bu vakıfları yöneten komiteüyelerinin Müslüman cemaatinde yapılan seçimlerleseçilmelerini sağlamıştır. Ancak bu, askeri cuntanıngelişiyle ortadan kaldırılmış ve hükümetin Müslümanvakıfların yönetim kurullarının üyelerini atamasınısağlayan bir prosedürle değiştirilmiştir.49

7 Şubat 2008 tarihinde vakıfların sevk ve idaresi ileilgili yeni bir kanun kabul edilmiştir. Söz konusu kanun,kurul üyelerinin atanması yerine seçilmelerini sağlamayıamaçlamıştır. Ancak, azınlık örgütleri, kanunun,Müslüman bağışların sevk ve idaresinde azınlığın gerekliözerkliğini garanti etmediğini ileri sürmektedir. Yasanın,seçim sürecinde topluma çok sınırlı bir rol verirken, enyüksek bölgesel devlet otoritesine ve devlet tarafındanatanan Müftülere önemli bir güç verdiğine dikkatçekmektedirler.50 Ayrıca, söz konusu kanun azınlığın etkinkatılımı olmadan kabul edilmiştir. Türk azınlıkmilletvekillerinin yanı sıra azınlık derneklerinin yasatasarısı hakkında yorumda bulunmasına rağmen, buönerilerin hiçbiri dikkate alınmamıştır.51 Bundan başka,

kabul edilmesinden bu yana 10 yıldan fazla zaman geçmişolmasına rağmen, 3647/2008 sayılı Kanun devlettarafından atanan yönetim kurullarını yerinde bırakarakhenüz uygulanmamıştır.52

Ayrıca, Yunan makamları, onlarca yıldır Müslümanvakıflara ait mülklere aşırı vergi ve yasal yaptırımlargetirmeye devam etmiştir. Dini cemaatler, hayır kurumusayıldığından bağışlar üzerinden vergi alınmamasınarağmen, bazı gelir vergileri halen vakıflarauygulanmaktadır. Dahası, 1997 yılında, dini cemaatmülklerine vergi getiren bir kanun da çıkarılmıştır.3554/2007 sayılı Kanun uyarınca, vakıfların gelir vemülklerinin çoğu artık vergiye tabi olmamasına ve kanunhükümleri, vakıfların mevcut borçlarını ve cezalarınıteknik olarak silmesine rağmen uygulama sorunlarınedeniyle birikmiş borçlardan ötürü Müslüman yardımkuruluşları zarar görmeye devam etmektedir. Sonuçolarak, dini hayır kurumları sıklıkla mevcut borçlarınıYunan devletine ödemek için mülklerini ipoteklemek yada satmak zorunda kalmaktadır. Örneğin, Gümülcine’dekivakfın Yönetim Kurulu’nun 2010’da 1,2 milyonEuro’dan53 fazla ödeme yapmak için 25 mülk ve bir arsayıipoteklemesi gerektiği bildirilmiştir. Nitekim, Türk azınlıkmilletvekili İlhan Ahmet’in hesaplamalarına göre, 1 Mart2019 tarihinden itibaren Gümülcine vakfının yönetimkurulu hala Yunan devletine yaklaşık 3,5 milyon avroborçlu bulunmaktadır.54

Batı Trakya’daki Türk Azınlığın

Dini HaklarıBatı Trakya’daki Türk azınlığın dini özerkliği, sadece

yukarıda belirtilen uluslararası barış antlaşmaları ile değil,aynı zamanda Yunanistan’ın bağlı olduğu çeşitliuluslararası insan ve azınlık hakları standartları ile degüvence altına alınmıştır. Örneğin, Yunanistan’ın tarafolduğu ICCPR’nin 18. Maddesi şunu öngörmektedir:

Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahipolacaktır. Bu hak, herkesin istediği dine ya da inancasahip olması ya da bunları benimsemesi özgürlüğünüve herkesin aleni veya özel olarak bireysel ya dabaşkaları ile birlikte toplu olarak, kendi din ya dainancını ibadet, icra bunun icaplarını yerine getirmeya da öğretme bakımından ortaya koymaözgürlüğünü de içerir.

Genel Yorum 22’de, İnsan Hakları Komitesi -ICCPR’nin uygulanmasını izlemekten sorumlu olan BMinsan hakları antlaşması organı - 18. Maddede yer alanhakkın kapsamını şu şekilde daha da detaylandırmaktadır:

…dinin ya da inancın yaşanması ve öğretilmesi,diğerlerinin yanı sıra, onların dini liderlerini,

Page 15: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

13BATI TRAKYA’DAKI TÜRK AZINLIK: UZUN YILLARDIR SÜREN HAK VE TANINMA MÜCADELESI

rahiplerini ve öğretmenlerini seçme özgürlüğü,ilahiyat fakültesi veya din okulları kurma ve dinimetinleri veya yayınları hazırlama ve dağıtmaözgürlüğü gibi dini grupların temel işleri ile ilgilidavranışlarının ayrılmaz bir parçası olan kanunlarıiçerir.

Ayrıca, dini azınlıklarla ilgili olarak, ICCPR’nin 18. ve27. maddelerinin birlikte okunması, belirli bir diniazınlığın kimliğini teşvik için devletlerin de olumluönlemler almaları gerektiği anlamına gelmektedir. Başkabir deyişle, devletlerin, dini azınlıklara mensup kişilerin“dini topluluk yaşamlarını ve kimliklerini korumak vedaha da geliştirmeye yönelik inançla ilgili işlerini kendiellerine alabilmelerini sağlamak” için uygun koşullaryaratmaları gerekmektedir.55 Bu nedenle, Türktoplumunun halen daha vakıflarını yönetememe vefonlarına erişememe gerçeği büyük bir endişe kaynağıolmaktadır. Bu durum, azınlık topluluğunun, okullarınbakımı ve iyileştirilmesi ve camilerin onarımlarınınyapılması veya inşası gibi hayati ihtiyaçlarınındesteklenmesi ve aynı zamanda ihtiyacı olanlara sosyalyardım sağlanması gibi olanakları sınırlandırılmaktadır.56

Azınlık toplumunun uzun vadeli gelişimini tehlikeyeatmakta, onların kültürlerini, dinlerini ve dillerinikorumalarını ve yaşamalarını engellemekte ve böyleceTürk azınlığın insan haklarıyla ilgili önemli uluslararasıinsan hakları standartları ile çelişmektedir.

Bundan başka, belirli bir dini azınlığın kimliğininteşviki, üyelerinin din özgürlüğü hakkına saygıgösterilmesini öngörür. Aynı zamanda, din özgürlüğü,bireylerin ve grupların, kendi din anlayışlarına uygunolarak faaliyet gösterecek dini kurumlar oluşturma hakkınıda gerektirir.57 Uygun bir kurumsal düzenlemeye sahipolmak, dini azınlıklar için çok önemlidir, aksi takdirdeüyelerin bireysel olarak din özgürlüğünün ihlali ilesonuçlanabileceği bir durum ortaya çıkarak topluluğunuzun süre hayatta kalabilmesi tehdide uğrayabilir.58 Ayrıca,“dini liderlerin atanması gibi kurumsal sorunlar doğrudanveya dolaylı olarak inançlarının ilkelerindenkaynaklanmaktadır.”59 Din özgürlüğü bu nedenle dinikurumların özerkliğine saygı duyulmasınıgerektirmektedir.

Bu nedenle devletler, dini azınlıkların iç işlerine haksızyere müdahale etmemelidir. Müftülerin halihazırda devlettarafından atanma şekli, Türk azınlığın gelenekleri ve öz-anlayışı ile çelişmektedir: tartışmalı 1990Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ve 1920/1991 sayılıKanuna kadar kendi en yüksek dini liderlerinin seçildiğiadayların bir listesini önermek, toplumun köklü biruygulaması olmuştur. Dahası, topluluğun büyükçoğunluğunun devlet tarafından atanan Müftüleritanımadığı ve liderlerini seçmek için kendi seçimlerini

düzenlediği gerçeği, mevcut Müftü seçim sürecinin kendionayları olmadan gerçekleştirildiğinin ve karşı çıkmalarınarağmen yapıldığının güçlü bir göstergesidir. Bu nedenle,toplumun kendi iç işlerini yönetme özerkliğinin açıkçaihlal edildiği ve din özgürlüğü haklarına saygısızlık edildiğigörülmektedir.

Yunan makamları, dini ilişkilerini yürütmek için Türkazınlığın geleneklerine ve özerkliğine saygı göstermelidir,ancak bunu uluslararası insan hakları çerçevesindeyapmalıdırlar. Bu nedenle, Batı Trakya’daki aile ve mirasihtilaflarına Müftüler tarafından bakılması özel dikkatgerektiren bir konudur. Bazı uluslararası insan haklarıkuruluşları, İslam hukukunun Batı Trakya’dakiMüslümanlara uygulanmasına, özellikle de hem toplumiçinde hem de Müslüman olmayanlarla karşılaştırıldığındakadınların eşitsiz muamele görmesine ilişkin endişelerinidile getirmiştir.60

Bu kaygılar aynı zamanda, Batı Trakya’daki İslamiboşanma ve nafaka konularında 1980’lerden 2013’e61

kadar yaklaşık 60 kararın analizini inceleyerek yapılanaraştırmalarla da vurgulanmıştır. Çalışmanın, kadınlarınhaklarını koruması gereken İslam mahkemelerininbaşarısızlığının arkasındaki farklı faktörlere ışık tutarken;aslında İslami kanun değil ama İslam mahkemelerininuygulamalarından dolayı kadınların eşit muamelegörmemesinin altını çizmekte olduğunu not etmekönemlidir.62 Bu görüş, Batı Trakya’daki kadınlar arasındada yaygındır. İlker Çavuşoğlu şu şekilde açıklamaktadır:

Özellikle Müslüman kadınlar, dini mahkemelerdeuygulanan kanunun gerçekten İslami olmadığınainanmaktadır, çünkü ilahi İslam kanunu kadınlaraayırımcılık yapmamaktadır. Aksine, esasen kadınıgüçlendirici ve koruyucu olabileceğini ifadeetmektedirler. Yine de, önemli ölçüde haksız muamelegörme sorunlarını yaşadıklarını bildirmektedirler.Avukatların dahil olduğu birçok katılımcı, sorununİslam adaletinin dağıtılma şekli olduğunainanmaktadır. Sorunun bu mahkemelerin işlevinden- usule ilişkin kusurlarından - ve dini hukukunyorumlanma şeklinden - temel kusurlardankaynaklanmaktadır. Bununla birlikte, siyasetçiler vediğer meslekten olmayanların yanı sıra bilginlerinçoğunluğu, İslam ve Şeriat’ın tüm sorunların kaynağıolduğu konusunda tartışmalı bir genellemeyapmaktadır.63

Rodop Seçilmiş Müftüsü ayrıca sorunun bir kısmınınİslam hukukunun yorumlanma şekline bağlı olduğunuvurgulamaktadır. İslam hukukunun farklı okulları, dinimetinleri farklı yorumlamaktadır. Yaygın inanışın aksine,eğer İslam hukuku kademeli olarak yorumlanırsa,kadınlara yönelik birçok faydası bulunmaktadır.64

Page 16: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

14 BATI TRAKYA’DAKI TÜRK AZINLIK: UZUN YILLARDIR SÜREN HAK VE TANINMA MÜCADELESI

İslam hukukunun yorumlanmasına ilişkin meseleler nehukuki bilginlerin ne de Yunanistan’daki yargının, İslamhukuku kapsamı ve Müftü yargı düzeninin meşrusınırlamaları konusunda bir sonuca varmadığı gerçeğiyledaha da şiddetlenmektedir.65 İlke olarak, 1920/1991 sayılıKanun uyarınca, bir Müftü kararının uygulanmasındanönce yetkili mahkeme tarafından uygulanabileceği beyanedilmelidir. Böyle bir inceleme, söz konusu sorununMüftülüğün yetki alanına girdiğinden emin olmayı vecinsiyet eşitliği hükümleri de dahil olmak üzere YunanAnayasasına uygun olmasını sağlamalıdır.

Ancak, ilgili içtihat kanununa yakından bakıldığında,çoğu durumda mahkemelerin anayasaya uygun birinceleme yapmadığı ve sadece atanan Müftününkararlarını incelemeden onayladıklarını ortaya

koymaktadır. Örneğin, 2007-2014 yılları arasında ‘İskeçeve Rodop mahkemeleri, sırasıyla İskeçe Müftüsütarafından 390, Rodop Müftüsü tarafından 476 kararınuygulanabilirliğini ve sırasıyla 34 ve 17 davanın da reddiniilan etmiştir.66 Bu, toplumsal cinsiyet eşitliğin mutlaka birgereklilik olmadığı yerde azınlık grubunun kimliğinikorumak adına, bir dini yasal çerçevenin, sivil mahkemelertarafından işletilmesine hatta onaylanmasına izin verilmesianlamına gelmektedir. Bu, Yunan devletinin evlenme, ailehayatı, çocuk velayeti, boşanma ve miras konularındadoğrudan dini normları uyguladığı bir duruma yolaçtığında özel bir sorun haline gelmektedir. Bu ise, dinözgürlüğü perspektifinden ciddi kaygılar doğurabilir.

Yakın zamanda, AİHM, Molla Sali -Yunanistandavasında bu özel sorunu incelemek zorunda kalmıştır

Yunanistan’a karşı Molla Sali , Başvuru no. 20452/14Kocası öldüğünde, Chatitze Molla Sali, kocasınınmülkünün tamamını, Yunan medeni kanununa göre birnoter vasıtasıyla kocasının önceden hazırladığıvasiyetname uyarınca miras altmıştır. Bununla birlikte,rahmetli kocasının iki kız kardeşi hepsinin Müslümancemaat mensubu oldukları gerekçesiyle söz konusuvasiyetnameye karşı çıkmışlardır, bu nedenle meseleMüftülüğün yetkisi alanına girmiştir. 1920 SèvresAntlaşması69 ve 1923 Lozan Antlaşması şartlarınadayanarak, Müslüman olan Rum vatandaşları arasındakiaile ve miras anlaşmazlıkları durumlarında İslamhukukunun uygulanabileceğini savunmuşlardır.

Rodop Asliye Hukuk Mahkemesi (50/2010 sayılı karar),başvuru sahibinin görümcelerinin getirdiği bu davayıreddetmiştir. Buna göre, şeriat hukukunun uygulanmasıLozan Antlaşması hükümlerine dayanmakla birlikte, İslamimiras hukuku uygulamasının Yunan Müslümanlarınınmedeni haklarının kısıtlanmasına yol açtığı bir durumlasonuçlanmaması gerektiğine hükmetmiştir.70 Kız kardeşlerkarara itiraz etmişler, ancak Trakya Temyiz Mahkemesi de(392/2011 tarihli karar), kız kardeşlerin ağabeylerininistediği şekilde bir vasiyet bırakabileceğine hükmetmiş veYunan Medeni Hukuku doğrultusunda kamu iradesi lehinebir karar vermiştir. Bu nedenle, bu tür vasiyetname ile ilgilihususları kapsamadığı için ölen kişinin, İslam hukukunauyması gerekmemiştir.71

Temyiz Mahkemesi’nin kararını bozan Yargıtay(1862/2013 sayılı Karar), aslında ölen kişinin mülkü içingeçerli olan kanunun, İslam hukuku olduğunu ve sözkonusu kamu iradesinin bir etkisinin olmadığını belirtmiştir.Mahkeme, alt mahkemelerin kararının, yasaların YunanMüslümanlarına72 uyguladığı İslami veraset yasasını ihlal

ettiği sonucuna varmıştır. Davanın havale edilmesininardından Temyiz Mahkemesi (183/2015 sayılı karar), altmahkemenin kararını bozmuş ve İslam veraset hukukununözel bir mevzuat oluşturduğunu ve ne anayasada kabuledilen eşitlik ilkesini ne de mahkemeye başvuru hakkınıihlal etmediğine karar vermiştir.73 Sonuç olarak, ChatitzeMolla Sali, kendisine miras bırakılan mülkün dörtteüçünden mahrum olmuştur.

AİHM bunu kabul etmemiş ve şu şekilde kararvermiştir:

Din özgürlüğü, Akit Devletlerden dini topluluklara belirliimtiyazları zorunlu kılan özel bir statü kazandırmak içinbelirli bir yasal çerçeve oluşturmalarınıgerektirmemiştir. Bununla birlikte, böyle bir statüyaratan bir Devlet, bir grubun hak sahipliği içinbelirlenen kriterlerin ayrımcı olmayan bir şekildeuygulanmasını sağlamalıdır. Dini azınlık mensuplarınıngönüllü olarak olağan yasaları seçme ve bunlardanistifade etme haklarını engellemek, sadece ayrımcımuameleyi değil aynı zamanda azınlıkların korunmasıalanında çok önem arzeden özgürce kendilerinitanımlama hakkının ihlali anlamına gelmektedir. Buhakkın olumsuz yönü, yani bir azınlığın üyesi olarakmuamele görmemeyi seçme hakkı, söz konusu hakkınolumlu yanı ile aynı şekilde sınırlandırılmamıştır. Sözkonusu seçim, bildirilmek kaydıyla tamamenbağımsızdır. Hem azınlığın diğer üyeleri hem deDevletin kendisinin saygı duyması gerekmektedir.Hiçbir ikili veya çok taraflı anlaşma veya başka bir araçazınlıkların korunması konusunda herhangi bir kişininkendi isteklerine karşı özel bir düzen sunmasınıgerektirmez.74

Kendini tanımlama hakkı ve İslami miras hukukunun uygulanması

Page 17: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

15BATI TRAKYA’DAKI TÜRK AZINLIK: UZUN YILLARDIR SÜREN HAK VE TANINMA MÜCADELESI

(Başvuru no. 20452/14). Bir yandan, 1923 LozanAntlaşması’nın uygunluğuna ve Batı Trakya Müslümanlarıiçin bir azınlık statüsünün kabul edildiğine bir yandan daAİHS’de yer alan haklara karar vermesi gerekmiştir. Dahaspesifik olarak, AİHM, Batı Trakya Müslümanlarının aileve kişisel ilişkileri ve AİHS arasındaki İslami hukukunuygulanmasını incelemek durumunda kalmıştır.AİHM’nin bu özel durumda, İslam hukukunu67 değil,zorunlu uygulamasını kınadığını vurgulamak önemlidir.

AİHM, bireylerin, kimliği korumak adına, belirlihaklardan mahrum bırakabilecek uluslararası bir antlaşmaile tanınan bir azınlık kimliği ile zorla sınırlandırılıpsınırlandırılmayacağını incelemiştir.68 AİHM, bu soruyabir cevap vermek için kendini tanımlama ilkesiniyürürlüğe sokmuştur. Kolektif olarak dini kimliğinkorunması hakkının, sadece azınlık mensuplarınıntoplumun içinde kalmasını zorlamayı haklıçıkaramayacağını aynı zamanda azınlık koruma temelilkesini, kendi kendini tanımlama hakkını da ihlaledeceğine karar vermiştir.

Kararın daha geniş bir şekilde okunması, aynızamanda, kendini özgürce tanımlama hakkını - enazından aile ve miras meseleleri söz konusu olduğunda –“dini nedenlerle belirli hakların feragat edilmesini ancakbu feragatın kişilerin özgür iradelerine dayalı olmasıhalinde” haklı çıkarabileceğini ileri sürmektedir.75 Başkabir deyişle, azınlıkların kolektif haklarının aile ile ilgilihukuki işlerini kendi dini geleneklerine (yani Müftülüğebaşvurma) uygun olarak düzenlemek üzere korunması -ilgili tüm kişilerin anlaşmasıyla – en azından bazıdurumlarda insan hakları hukuku ile uyumlu halegetirilebilir.76 Böylece karar, genel olarak Avrupa’da veözellikle de Yunanistan’da belirli bir derecede diniçoğulculuğu barındırmanın kapısını açmıştır. Ancak, bukonuya yalnızca İslami hukukun zorunlu veya isteğe bağlıolarak uygulanması zorunluluğu açısından bakıldığında,AİHM, İslami hukukun uygulanmasının insan haklarıstandartlarıyla ne ölçüde uyumlu olabileceğine dairyönlendirmede bulunamamıştır.77

BM Özel Raportörünün din özgürlüğü ve inançkonusundaki 2013 tarihli tematik bir raporu bu konudabir rehber niteliğindedir. Din ve inanç özgürlüğü bir insan

hakkı olduğu için, bu, hak sahiplerinin devletlerden çokbireyler olduğu anlamına gelir. Devletler, dini geleneklerioluşturma ve etkileme rolünü üstlenemezler veya “dinikaynakların yorumlanmasında veya devletlerin inançilkelerinin tanımlanmasında” bağlayıcı bir yetkileri yoktur.Bu nedenle, devletlerin genellikle dini kurumlarınözerkliğine saygı göstermeleri gerekir. Aynı zamanda, dinözgürlüğü, kadınlar da dahil, dini kaynakların alternatifyorumlarını yapma ve zaman içinde dini cemaatin kendikendini anlama şeklini şekillendirmek için içeleştirmenlerin haklarını da içerir. Böylelikle, devletler buiç eleştirmenlerin haklarını kendilerine yönelik zorlamaeylemlerini önleyerek veya kovuşturma yoluylakorumalıdır. Ancak, bu iç eleştirmenlerin haklarınınkorunması ve kadınlara eşit muamele edilmesinin teşvikedilmesi için gerekli görülen herhangi bir din özgürlüğükısıtlaması, izlenen amaçlarla orantılı olmalıdır.78

Bu nedenle, Yunan makamlarının, bu konuyu elealırken “uygun derecede bir ampirik ve normatif özen”kullanması ve “konu ile ilgili Batı Trakya’daki azınlıkkadınlarının kendileri tarafından dile getirilen “öz-anlayışlara, çıkarlara ve değerlendirmelere” dikkat etmesigerekmektedir.79 Dini yargı yetkisini tamamen isteğe bağlıkılan 4511/2018 sayılı Kanun, kadınlar da dahil olmaküzere azınlık mensuplarının bireysel üyelerinin kendiisteklerine karşı, bu konuda, İslam hukukuna tabiolmayacağından emin olmayı amaçlayan olumlu biradımdır. Öte yandan, devletin, karar alma sürecinetoplumu katmadan özellikle de azınlık mensubu kadınlarlaanlamlı bir istişarede bulunmadan müftüleri atama gerçeğidaha da sorunlu hale gelmektedir. Batı Trakya Türkazınlığının dini geleneğinde cinsiyete duyarlı gelişmeyeihtiyaç olsa bile, böyle bir süreç Yunan hükümetitarafından başlatılamaz. Böyle bir değişiklik ‘din veyainanç özgürlüğü bağlamında hak sahibi olan ilgili inançsahiplerine bırakılmalıdır.’80 Yunan makamları, Türkazınlığın dini özerkliğini ihlal ederek, mevcut ve ortayaçıkmakta olan dini (din içindeki) çoğulculuğun ortayaçıkabileceği alanı sınırlandırmakta, azınlık mensubukadınlara fayda sağlayacak dini metinlerin yenilikçiyorumlarının geliştirilmesine yönelik olanaklara potansiyelolarak zarar vermektedir.

Page 18: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

16 BATI TRAKYA’DAKI TÜRK AZINLIK: UZUN YILLARDIR SÜREN HAK VE TANINMA MÜCADELESI

Eğitimde, önemli ölçüde özerklik hakkı garanti edilmesinerağmen, pratikte, Batı Trakya’daki Türk azınlık, Türk dili,din eğitimi ve diğer alanlarda yeterli eğitimi sağlamadaengeller ile karşı karşıya kalmaktadır. Yunan hükümetininkoşulları iyileştirme yönünde attığı bazı adımlara rağmen,topluluk halen, sınırlı sayıda kaynak, kapasite eksikliği veyetkililerin eğitim haklarına saygı gösterilmesini sağlamasıve bunun çok sayıda azınlık okulunun kapanmasınayansıtılmasındaki yetersiz taahhüdü ile mücadeleetmektedir. Bunun, bölgedeki Türk öğrencilerin eğitimineilişkin sonuçlar açısından geniş etkisi vardır.

Eğitim Özerkliği Sorunu

Lozan Antlaşması, Batı Trakya’daki azınlıktopluluğunun, azınlık eğitiminde önemli bir özerkliksağlayarak, masraflarını kendileri karşılayarak, okullarınıkurup yönetebileceklerini ve kontrol edebilecekleriniöngörmektedir. Antlaşmanın ilgili hükümleri 1951Kültürel Anlaşma ve Yunanistan ile Türkiye arasındaki1968 Kültürel Protokol ile güçlendirilmiştir. Bununlabirlikte, okulların özerk statüsü, sayısız yasal düzenleme vebakanlık kararları ile önemli ölçüde zayıflatılmıştır.81

Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği (BTTÖB) ‘ninaçıkladığı gibi, azınlık okulları yıllar boyunca karma, yarı-özel ve yarı-kamu hukuki bir karakter kazanmıştır. Bunlar,azınlık için okul olarak kabul edilirken, Yunan devletiyavaş yavaş bu okulların yönetimini devralmıştır. Bunlaresas olarak, Türkiye tarafından gönderilen birkaç Türkçemüfredat öğretmenleri hariç, personel maaşları dahilaltyapı ve işletme giderleri, merkezi ve yerel yetkililertarafından karşılanmak üzere devlet tarafından finanseedilmektedir. Devlet, bu okulların veli tarafından seçilenokul kurulları tarafından yönetildiğini iddia ederken, bukurulların rolü ve sorumlulukları yıllar içinde önemliölçüde azaltılmıştır. Devlet, ders kitaplarının dağıtımındanokul binalarının onarımına kadar neredeyse tüm eğitimkonularında karar vermektedir. Okul kurulları, öğretmenseçme haklarını bile kaybetmiştir; artık tüm öğretimelemanlarını devlet atamaktadır.

Azınlık okullarının iki dilli bir müfredatı vardır, ancakders ve dil başına düşen saat oranı yıllar içinde önemliölçüde çoğunluk dili lehine kaymıştır. Türk dili,matematik, fen, din, müzik ve sanat (resim) Türkçe;Yunanca, tarih, coğrafya ve yurttaşlık eğitimi ile İngilizce,

Yunanca dilinde öğretilmektedir. Beden eğitimi dersi iseokulun büyüklüğüne bağlı olarak Türkçe veya Yunancaöğretilir. Türkçe müfredat azınlık öğretmenlerinin onayıveya onlardan bir girdi olmadan belirlenmektedir. Ayrıca,Yunanca azınlık eğitimini denetleyen danışmanlarınTürkçeyi anlamaları beklenmediğinden, yetkililertarafından okul yönetimi için kullanılan tek dilYunancadır. Müdürler azınlık mensubu olmakla birlikte,her zaman çoğunluk mensubu olan müdür yardımcılarıdaha fazla yetkiye sahiptir. Ayrıca, azınlık ilköğretimokullarındaki genel eğitim kalitesi, Yunan devletokullarının çok altında kalmaktadır. Bu, genellikle,çocuklar ilkokulu bitirdiğinde hem Yunanca hem deTürkçe dillerince yeterince hâkim olmadıkları anlamınagelmektedir.82

Azınlık müfredat öğretmenleri:

EPATH mezunlarıAzınlık okullarındaki düşük kaliteli eğitim, kısmen

Selanik Özel Pedagoji Akademisi’nin (EPATH) rolü ilebağlantılıdır. Bu akademi, 1968 yılında Türkiye’deöğrenim gören azınlık müfredat öğretmenlerinin sayısınıazaltmak amacıyla Yunanistan’daki azınlık müfredatıöğretmenlerine pedagojik eğitim vermek üzerekurulmuştur.84 Kayıt yaptıranlarını sayısını artırmayayönelik teşvik kapsamında, Yunan devleti öğrenimharçlarını ve konaklama ücretlerini de karşılamayı teklifetmiştir.85 Ancak akademide verilen eğitim yetersizkalmıştır. Derslerin çoğu Türkçe yerine Yunanca ve Yunanprofesörler tarafından verilmiştir.86 Eğitim dört yerinesadece iki yıl sürmüştür. Bu nedenle EPATHmezunlarının statüsü hiçbir zaman bir üniversitenin eğitimbölümünden mezun olanlarla aynı olmamıştır. Böylecemezunlar sadece azınlık okullarında öğretmenlikyapabilmişlerdir.87 Ayrıca EPATH’da eğitim alanlarınçoğu, öğretimin ağırlıklı olarak Yunanca dilinde yapıldığıdini okulların mezunları olduğundan Türkçe dil becerileriakademiyi bitirdikten sonra yeterli olmamıştır.88

Buna rağmen, EPATH mezunlarının Türkiye’deöğrenim görenlerden önce atanmalarına öncelik tanıyan695/1977 sayılı kanun kabul edilmiştir. Bu nedenle,EPATH öğretmenleri sık sık azınlık okullarındaki düşükkaliteli eğitimden sorumlu tutulmuş ve Türk azınlıktarafından bir asimilasyon aracı olarak görülmüşlerdir.89

Azınlık Eğitimi

Page 19: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

17BATI TRAKYA’DAKI TÜRK AZINLIK: UZUN YILLARDIR SÜREN HAK VE TANINMA MÜCADELESI

1920’ler-1930’ların başı: İki dilli azınlık ilköğretim okullarıkurulmuştur. Özel statülerini değiştirmeden devlettenmaddi destek almaktaydılar ve azınlık öğretmenleriniseçen, tarih ve coğrafya gibi hassas dersler dahil azınlıkmüfredatını belirleyen velilerin seçtiği okul veya vakıfkomiteleri tarafından yönetilmekteydiler. Yunancaöğretmenleri, Yunanca dil dersini ve azınlık öğretmenleriise Osmanlıca veya Türkçe alfabe kullanarak azınlıkmüfredatını öğretmekten sorumluydular. Yunancaöğretmeni sayısının yetersiz olması nedeniyle, temelYunanca dil dersleri bile okulların büyük çoğunluğundamüfredatta yer almamaktaydı. Yunanca dersleri de dahilolmak üzere tüm ders kitapları, Yunanistan EğitimBakanlığı tarafından onaylandıktan sonra Türkiye’den ithaledilmekteydi. Azınlık öğrencileri eğitimlerine, derslerinArapça ve Osmanlıca alfabe ile sağlandığı tarihi diniokullarda / medreselerde devam edebilirlerdi.

1936-1950: Metaxas diktatörlüğü sırasında (1936-41)azınlık okulları ve Türkiye’de basılan Türkçe ders kitaplarıüzerindeki devlet kontrolü artırılmıştır Yunan müfredatınayönelik artan sayıda ders kitabı Atina’da basılmış ve Yunanöğretmenlerinin sayısı önemli ölçüde artmıştır. Ancak,Bulgar işgali döneminde (1941-44), Yunan öğretmenlerinyerini Bulgar öğretmenler almıştır: Yunanca öğretimiyasaklanmış ve yerine Bulgar tarihi, dili ve kültürügetirilmiştir. Bu dönemde Türkçe müfredat etkilenmemiştir.Yunan İç Savaşı sırasında (1946-49), azınlık öğretmenlerisürece dahil olmadan Yunan devleti kendi Türkçe kitaplarınıyayınlamaya karar vermiştir. Okulları özel okullardan karmakurumlara dönüştürmek için ilk adımlar atılmıştır.

1951 Kültür Anlaşması ve sonrası: Yunanistan veTürkiye akademisyen değişimini desteklemeyi, bursvermeyi ve eğitim alanında iş birliğine olanak sağlamayıkabul etmiştir. Türkiye, Yunanistan’ı rahatsız edebileceketiket, resim veya metin kullanmamayı kabul ederek,özellikle, Batı Trakya’da azınlık için ders kitaplarıyayınlamaya karar vermiştir. 1952’de ilk azınlık ortaokuluGümülcine’de kurulmuştur. Öğretmenlere azınlıkmüfredatını Türk Milli Eğitim Bakanlığı sağlamıştır. İlkkapsamlı azınlık müfredatı geliştirilmiş ve Yunancamüfredatına sadece Yunanca dil dersleri dahil edilmiştir.Yunan devleti okulları maddi olarak desteklemeye devametmiştir ancak Türkiye’den doğrudan maddi yardıma daizin verilmiştir. 1955’te, azınlık öğrencilerine Türk öğretmenakademilerinde okumak için burs sağlayan, Türkiye’ninkapsam içinde bulunduğu, azınlık müfredat öğretmenlerineyönelik sistematik bir eğitim programı kabul edilmiştir. Aynızamanda, Yunanca öğretmenlerinin atanması devlet içinbir öncelik haline gelmiştir. Yunan dilinde tarih ve coğrafya

gibi hassas derslerin öğretimi başlamış ve Yunanca dilderslerinin sayısı artırılmıştır. Devlet, azınlık okullarınınidaresine giderek daha fazla dahil olmaya başlamıştır. Buarada, ikinci azınlık orta öğretim okulu İskeçe’de açılmıştır.

Askeri cunta (1967-1974): 1968’de, okul kütüphaneleri,dil eğitimi, teknik materyaller ve kitap değişimineodaklanan Kültürel Protokol imzalanmıştır Türkiye’dengönderilen ek Türkçe ders kitaplarının kabul edilmesininyanı sıra, Gümülcine’deki Batı Trakya Türk ÖğretmenlerBirliği de Türkçe Hayat Bilgisi ders kitabını hazırlamıştır.Aynı yıl azınlık müfredat öğretmenleri için özel bir eğitimokulu olan Selanik Özel Pedagoji Akademisi (EPATH)kurulmuştur. 1109/1972 sayılı Kanun kabul edilmiş veveliler tarafından seçilen okul kurulları üzerindeki devletkontrolü artırılmış, okul kurullarına Valilik onayı getirilmiştir.Azınlık okullarının adı “Türk” den “Müslüman veya Azınlık”okullarına çevrilmiştir.

1970’lerin sonu-1980’ler: EPATH öğretmenlerininTürkiye’de mezun olanlardan önce atanmasına öncelikveren kanun 1977’de kabul edilmiştir. Bir yıl sonra, ikibakanlık kararnamesi ile okul kurullarının rolü vesorumlulukları daha da sınırlandırılmıştır.

1990’ların başı ve ortası: Türkiye’den ders kitaplarınınithal edilmesi yasaklanmıştır. Bir Yunan yazar tarafındanhazırlanan Türkçe ders kitapları Atina’da basılmış ve azınlıkokullarına dağıtılmıştır. 1993’te, azınlık öğrenci velileri veöğretmenleri kitabı boykot etmişlerdir. 1995 yılında, Yunanüniversitelerinde azınlık öğrencilerine yönelik en az yüzde0,5 kotası getirilmiştir.

1990’ların sonu-2010: Müslüman Çocukların EğitimiProgramı (PEM), azınlık okullarına devam eden öğrencilerinYunanca dil becerilerini geliştirerek eğitim çıktılarınınkalitesini artırmak amacıyla 1997 ve 2004 yılları arasındauygulanmıştır. 2000 yılında Batı Trakya’daki azınlıköğrencileri için Türkiye’de özel olarak hazırlanan derskitaplarının dağıtımına izin verilmiştir. 2002’de EPATHeğitiminin süresi ikiden üç yıla çıkarılmıştır. 2010 yılında,EPATH kapatılmıştır.

2010-bugün: PEM, ‘Trakya’daki Müslüman AzınlıkÇocuklarının Eğitimi’ yaklaşımı üzerine kurulu yeni birazınlık eğitim programının uygulanması 2010 yılındabaşlamıştır. Azınlık müfredat öğretmenlerini yetiştirmek içinSelanik Aristoteles Üniversitesi Eğitim Fakültesi PedagojiBölümü’nde, azınlık eğitimine yönelik özel bir programaçılmıştır. 2014’ten itibaren İmamlar devlet okulunda İslamdinini seçmeli ders olarak öğretebilmektedir.

Yunanistan’da Azınlık Eğitiminin Düzenlenmesi83

Page 20: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

18 BATI TRAKYA’DAKI TÜRK AZINLIK: UZUN YILLARDIR SÜREN HAK VE TANINMA MÜCADELESI

Aslında, EPATH öğretmenlerinin Türk öğretmenakademilerinde öğrenim görenlerden öncelikli olarakatanması çoğu zaman azınlık velileri tarafındanprotestolara sebebiyet vermiştir.90 Yunan hükümetiEPATH’da öğretim kalitesini iyileştirme sözü vermiş,ancak sadece öğrenim süresini üç yıla çıkarmış, dolayısıylauygulamada 2002’ye kadar çok az şey yapmıştır. Fakat,akademideki Türkçe derslerin saat sayısı Yunanca olalaragöre düşük kaldığından EPATH öğretmenlerininTürkçe’deki akıcılığı sınırlı kalmıştır.91 Buna rağmenYunan hükümeti onları azınlık müfredat öğretmenliğipozisyonlarına tayin etmeye devam etmiştir. VelilerinEPATH öğretmenlerinin Türkçe’si zayıf olduğundançocuklara uygun eğitim veremediklerini düzenli olarakşikâyet ettikleri bildirilmektedir.92 Dahası, kamu görevlisive azınlık mensubu olmaları onları hem Yunanmeslektaşlarından hem de Türk toplumunun büyükçoğunluğundan izole ederek garip bir durumasokmuştur.93 Her iki taraftan gelen talepler nedeniyleEPATH 2010 yılında tamamen kapatılmıştır.

Azınlık müfredatı için ders

kitaplarıAzınlık müfredatı öğretmenlerine ek olarak diğer başka

bir tartışmalı konu da Türkçe ders kitapları olmuştur.1968 Kültür Protokolü’ne göre Yunan müfredatı derskitapları Yunan devleti tarafından basılacak ve azınlıkmüfredatı ders kitapları Türkiye’den ithal edilecekti.94

Ancak Yunan hükümeti, Türkiye’nin gönderdiği derskitaplarının Türk ulusal anlatılarını içerdiği için BatıTrakya’daki Müslüman azınlığa yönelik olarak uygunsuzolduğunu iddia etmiştir. Bu, kitapların dolaşımınınyasaklanmasına yol açmış, bu yüzden 2000 yılına kadaraynı Türkçe kitaplar fotokopi yapılarak kullanılmıştır.95

Sorunu çözmek için bazı başarısız girişimler olmuştur.1990’ların başında Yunan makamları, Atina’da Türkçe derskitapları basarak kitap sıkıntısının üstesinden gelmeye kararvermiştir.96 Yunan akademisyenler, azınlık okullarındazorunlu hale getirilen Türkçe ders kitaplarını hazırlamıştır.Ancak, azınlık topluluğunun üyeleri bu kitaplarınasimilasyonu teşvik edici olduğunu ve etnik ve dinimiraslarını yansıtmadığı fikrinde olmuşlardır.97 Bu nedenle,bahse konu kitapların Lozan Antlaşması ve Yunanistan ileTürkiye arasında imzalanan diğer uluslararası anlaşmalarlabağdaşmadıklarını ve Batı Trakya Türk azınlığınınözerkliğinin ihlal edildiğini görmüşlerdir.98 Buna cevaben,Türk azınlık partisi (Dostluk Eşitlik Barış Partisi) ve azınlıkSTK’ları boykot çağrısında bulunmuş ve velilerdençocuklarının kitaplarını toplamalarını ve Milli EğitimBakanlığı’na iade etmelerini istemiştir.99

1993 yılının Şubat ayında azınlık velileri protestoamacıyla çocuklarını azınlık okullarına beş gün boyunca

göndermemiştir. Birçok EPATH öğretmeni de dahilolmak üzere Türkçe müfredat öğretmenleri de o günlerdeders vermeyi reddetmiştir.100 Boykotun ardından bazıveliler ve okul encümen heyeti üyeleri yargılanmıştır:yetkililer, ders kitaplarının devlet malı olduğunu vebunların yok edilmesinin Yunan devletine zarar verdiğiniiddia etmiştir.101 Boykota katılan kamu görevlileri olanEPATH öğretmenleri disiplin cezalarına maruz kalmıştır:birçoğu işini kaybetmiş ve azınlık okullarındaöğretmenlikten menedilmiştir.102

Ders kitabı sorunu, Yunanistan’ın özel olarak BatıTrakya’daki azınlık için geliştirilen ve tümü Türkiye’debasılan yeni Türk dili, din eğitimi, matematik ve fizik derskitaplarını Yunan Pedagoji Enstitüsü’nün bunlarıdeğerlendirmesini takiben onaylamasının ardından nihayetçözüme kavuşturulmuştur.103 Bunlar halen azınlıkokullarındaki azınlık müfredatında okutulan aynıkitaplardır.104

‘Müslüman Çocukların Eğitimi

Programı’ ve akıbeti1990’ların ortasında azınlık eğitimi ile ilgili Yunan

hükümeti tarafından iki önemli adım atılmıştır. 1995yılının Ekim ayında azınlık okullarında eğitim kalitesiniartırmak için 2341/1995 sayılı kanun yürürlüğe girmiştir.Daha kesin anlatımla, azınlık okullarında istihdam edilenYunan öğretmenlere ekonomik ve kariyer teşviklerisunulmuş ve EPATH programına kabul edilmeleri vedeğerlendirilmelerine yönelik tedbirler alınarak azınlıkmüfredat öğretmenlerinin niteliklerinin geliştirilmesi içinçaba gösterilmiştir.105 Ayrıca, azınlık öğrencilerinin Yunanüniversitelerine girebilmeleri için yüzde 0,5’lik kotagetirilmiştir.106 Böylece azınlık öğrencileri için Yunanüniversitelerine giriş kolaylaşmıştır çünkü mevcut yerleriçin sadece birbirleriyle rekabet etmeleri gerekmiştir.107

Bundan başka, AB’nin finansal desteğiyle 1997 ve 2008yılları arasında “Müslüman Çocukların Eğitimi Programı(PEM)” gibi özel bir eğitim projesi uygulanmıştır.Program, azınlık okullarına giden öğrencilerin Yunancadil becerilerini geliştirerek onlara yönelik eğitimsonuçlarının kalitesini artırmayı amaçlamıştır.

PEM, azınlık okullarında ikinci dil olarak Yunancaöğretimini içermiş ve fen bilimleri ve sanat alanında100’den fazla eğitim uzmanı, dilbilimci, sosyolog,psikolog, antropolog ve aynı zamanda çatışma çözümlemeprofesyonelleri ve uzmanlarının katılımıyla AtinaÜniversitesi öğretim üyeleri ile iş birliği içindetasarlanmıştır. Programın bir parçası olarak eğitimmateryalleri geliştirilmiş ve yeni pedagojik yaklaşımkullanılarak öğretmenler için hizmet içi eğitimdüzenlenmiştir. Ana çıktılar olarak ikinci dil olarakYunanca, tarih, coğrafya, çevre, yurttaşlık eğitimi ve diğer

Page 21: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

19BATI TRAKYA’DAKI TÜRK AZINLIK: UZUN YILLARDIR SÜREN HAK VE TANINMA MÜCADELESI

konuları içeren ilkokullara yönelik onlarca ders kitabı biraraya getirilirken, ortaöğretim okullarında genişletilmişöğretim programları başlatılmıştır. Ayrıca Yunancamüfredat yalnızca azınlık veya iki dilli eğitim konusundauzman bilgisi olmayan Yunan öğretmenler tarafındanöğretildiği için programda, yeni materyallerin nasılkullanılacağı ve aynı zamanda sınıf dinamikleri, kimliksorunları ve çeşitlilik yönetiminin de dahil olduğudidaktik ve pedagojik becerilere odaklanan bir diziöğretmenler için hizmet içi eğitim yer almıştır. Programınsonucu olarak azınlık okulu öğrencilerinin Yunan dilibecerileri gelişmiş, azınlık okullarında okulu bırakmaoranları düşmüş ve ortaokula devam oranı önemli ölçüdeartmıştır; hatta bu oran kız çocukları dahil azınlıkmensubu öğrenciler arasında dört kata çıkarak öğrencilerortaokuldan mezun olmuşlardır.108

Bununla birlikte azınlık mensuplarının çoğutarafından asimilasyonu hedefleyen bir durum olarakyorumlanan programın mali ve insan kaynaklarınınYunanca müfredatın geliştirilmesine odaklanmasını daiçeren zayıflıklar devam etmiştir. Azınlık velileri, eğerTürk kimliğini baltalayacak olursa çocuklarını Yunancaöğrenmeye teşvik etmeyeceklerini şiddetle belirtmişler veEPATH öğretmenlerinin eğitilmeleri için Türkiye’denprofesyonellerin getirilmesi talebinde bulunmuşlardır.Program, yerel Yunan basınında da iyi karşılanmamış,program araştırmacıları sıklıkla naif, müdahaleci veyavatansever olmayan şeklinde tanıtılmıştır.109

2010 yılında PEM tarafından başlatılan yeni stratejiyitemel alan Milli Eğitim Bakanlığı, benzer amaç vesonuçlarla aynı uzmanların gözetim ve danışmanlığında“Trakya’daki Müslüman Azınlık Çocuklarının Eğitimi”adlı başka bir programı uygulamaya koymuştur.110 Ayrıca,azınlık annelerine yönelik olarak onların Yunancakonuşan öğretmenlerle iletişimlerini kolaylaştırmak veçocuklarını öğrenim hayatlarında gözetleyebilmelerinisağlamak amacıyla bir Yunanca dili programı dabaşlatılmıştır.111

Bu arada azınlık müfredatını geliştirmek için önemlihiçbir adım atılmamıştır. Bu nedenle, yetersiz dersler venitelikli öğretmen eksikliği gibi temel sorunlar devametmiştir.112 EPATH 2010’da kapatılmıştır ve artık azınlıkmüfredatını öğretmek isteyenler Yunan pedagojik lisansderecesini aldıktan sonra Selanik Aristo ÜniversitesiEğitim Fakültesi Pedagoji Bölümündeki azınlık eğitimi ileilgili özel uzmanlık programına kaydolmakzorundadırlar.113 Bununla birlikte katılımcılar, üniversitebölümünün özel uzmanlık programı mezunlarının genelolarak EPATH mezunları ile kıyaslandığında daha kalitelibir eğitim alsa da eğitim programının hala iyi eğitimli venitelikli azınlık müfredat öğretmenleri yetiştirmek içinyeterli olmadığını belirtmişlerdir. Ayrıca, programınönemli bir kısmı Yunanca olarak ve Yunanca profesörler

tarafından verilmektedir.114 Sunulan 11 dersten sadece altıtanesi azınlık eğitimi ile ilgilidir ve İslam eğitimi, Türkçedil eğitimi, Türkçe dil I ve II ve Türk edebiyatı Türkçeöğretilirken, geri kalan diğer dersler Yunanca dilindeöğretilmektedir.115 Bundan başka, azınlık özel uzmanlıkprogramına giriş Yunan üniversitelerinin pedagojibölümlerinin mezunları ile sınırlıdır: sonuç olarak, eşitniteliklere sahip ancak lisans derecelerini Türkiye de dahilolmak üzere diğer ülkelerde almış olanlar bu programdanhariç tutulmaktadır.116

Dahası, Türkçe dersi öğretmenlerinin büyükçoğunluğu hala EPATH mezunudur. Nitekim, azınlıkokullarına halen atanmayı bekleyen yaklaşık 300 EPATHmezunu olduğu tahmin edilmektedir.117 EPATHöğretmenleri, çeşitli zorluklarla, özellikle 2000’li yıllarınbaşında sunulan yeni Türkçe ders kitaplarında yer alanlarıöğretmede zorluklarla karşılaşmaya devam etmektedir.118

EPATH öğretmenlerinin çıkarlarını temsil edenderneklerin Türk dil becerilerini geliştirmek amacıylaüyeleri için seminerler ve özel eğitimler talep etmelerinerağmen Milli Eğitim Bakanlığı 50 yılı aşkın bir süredirbahse konu talepleri görmezden gelmektedir.119

Farklı öğretim seviyelerinde

azınlık eğitimi

İlköğretim

Yakın zamandaki Yunan müfredatını geliştirmeçabalarına rağmen BTTÖB Başkanı azınlık okullarındakigenel eğitim kalitesinin hala Yunan devlet okullarının çokaltında kaldığını belirtmektedir. Dahası, okulların büyükçoğunluğu altyapı sorunlarından muzdariptir. Anlatılanagöre, çoğu azınlık ilkokulunun tipik olarak altı veya dahafazla sınıfı olan Yunan ilkokullarının aksine iki ila dörtsınıfı bulunmaktadır. Çok sayıda okulda çağdaş eğitimmateryalleri, bilgisayar laboratuvarları ve hem Türkçe hemde Yunanca kitapların ve kaynakların yer aldığıkütüphaneler bulunmamaktadır. Okul binalarındanbazıları acil onarım ve bakıma ihtiyaç duymaktadır.Ayrıca, yıllar boyunca Türkçe ve Yunanca müfredatın derssaatleri arasındaki denge değiştirilmiş ve Türkçe derslerinsayısı azaltılmıştır. Örneğin, beden eğitimi ve İngilizcedersleri Türkçe yerine artan bir şekilde Yunanca dilindeöğretilmektedir. Ve azınlık okulları toplumun temelihtiyaçlarına cevap veremediğinden bazı azınlık aileleriçocuklarını tek dilli Yunan devlet okullarına göndermeyebaşlamıştır: bu durum da azınlık ilkokullarına daha azsayıda öğrencinin gitmesi sonucunu doğurmuştur.120

Bu sorunların bazılarına değinmek gerekirse, Yunanmakamları son yıllarda azınlık okullarının durumunutatmin edici bir seviyeye getirmek için kapsamlı bakımçalışmaları yapıldığını ve bunların çoğunun bilgisayar,

Page 22: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

20 BATI TRAKYA’DAKI TÜRK AZINLIK: UZUN YILLARDIR SÜREN HAK VE TANINMA MÜCADELESI

video projektörü, izleme ekipmanları ve okul mobilyalarıgibi modern olanaklarla donatıldığını iddia etmektedir.121

2010 yılında, ülke genelinde öğrenci kayıt sayısı azolan okulların birleştirilmesine izin veren bir bakanlıkkararı çıkartılmıştır. Yeterli sayıda öğrencisi olmayanokullar devlet bütçesini hafifletmek için kapatılabilecektir.Yasaya göre, bir ilkokulun çalışmaya devam edebilmesiiçin en az dokuz öğrencisi olması gerekir ve bu kural hemdevlet hem de azınlık okullarına eşit olarakuygulanacaktır.122 Yunan devleti, azınlık okullarını bukuralın dışında tutmanın ekonomik olarak yükgetireceğini, özellikle de iki dilli oldukları için azınlıkokullarının işletme maliyetinin devlet okullarından dahayüksek olduğunu ve bu nedenle iki kat daha fazlaöğretmen istihdam etmesi gerektiği gerçeğinisavunmaktadır.123 Yetkililer, az sayıda öğrencisi olan (6veya 4) bu okulları açık tutmak için çaba sarf edildiğini,ancak yakındaki yerleşimlerden öğrenci tedarikedilebileceğini ifade etmektedirler.124

BTTÖB Başkanı’nın belirttiği gibi, son 10 yılda BatıTrakya’da 60’ın üzerinde azınlık ilkokulu kapatılmıştır; busayı 2010’da 188 iken günümüzde 128’e düşmüş ve2019/20 eğitim ve öğretim yılında beş ilkokulun dahakapatılması kesinleşmiştir. Okulların birleştirilmesininanlatılana göre olumsuz bir etkisi bulunmaktadır, çünkübirleştirme azınlık nüfusunun yaşadığı köyler arasındakimesafe ile okulların altyapı yetersizliği göz önündebulundurulmadan gerçekleştirilmiştir. Aynı zamanda,birçok azınlık okulu kapatılırken, öğrenci sayısının önemliölçüde arttığı bölgelerde daha fazla azınlık ilkokuluihtiyacına rağmen yeni okullar açılmamıştır.125

Ortaöğretim ve lise

Azınlık öğrencileri ilkokulu bitirdikten sonraöğrenimlerine sınırlı sayıdaki azınlık ortaokulunda (diniokullar dahil) devam etmekte, tek dilli Yunan devletokullarına gitmekte, ortaöğretim için Türkiye’ye gitmekteveya öğrenim hayatına son vermektedir.126

Azınlık ortaokul öğretimi açısından hayati sorun,eğitim kurumlarının azlığıdır. BTTÖB Başkanı’nınaçıkladığı gibi:

Ortaokul ve lise yönünden, azınlığın toplam nüfusunyüzde 55’ini oluşturduğu Rodop ilinde, 23 devletokulunun olduğu yerde sadece bir azınlık okulubulunmaktadır. Bazı azınlık okulu sınıflarındakiöğrenci sayısı 40 ya da daha fazladır. Benzer şekilde,azınlığın toplam nüfusun yüzde 45’ini oluşturduğuİskeçe ilinde 36 devlet okuluna karşılık bir azınlıkortaokulu vardır. Azınlığın nüfusun yüzde 10’unuoluşturduğu Meriç ilinde ise 50 devlet okulubulunmakta olup azınlık ortaokulu yoktur.127

Bu eksikliğe rağmen BAKEŞ’in Rodop’ta özel birazınlık ortaokulu açma talebi Eğitim Bakanlığı tarafındancevapsız kalmıştır.128

İlaveten, Batı Trakya’da iki medrese bulunmaktadır.Biri Gümülcine’deki yaklaşık 200 öğrencisi, diğeri deİskeçe’deki sadece birkaç öğrencisi bulunandır. Bu okullar,tarihsel olarak Osmanlı döneminde kurulan ve diniderslerin öğretimine odaklanan azınlık eğitimkurumlarıdır ve din adamları (imamlar) için eğitimvermeleri gerekmektedir. 1998 yılında bakanlık kararıylabu medreseler ortaokul statüsüne kavuşturulmuştur.Öğrencilere Yunanca, Arapça, İngilizce ve Türkçeöğretilirken Türkçe dilinde verilen derslerin sayısı zamanlaazalmıştır: Bu nedenle, Gümülcine’deki medreseninöğrencileri 2018’de, okuldaki Türkçe ve İslam derslerininazaltmayı öngören bakanlık kararnamesi yayınlandığındaiki günlük bir boykot düzenlemiştir. Söz konusu kararuygulanmış olsaydı, son sınıfa devam eden öğrencilerTürkçe dilinde hiçbir ders almamış olacaklardı.129

Din eğitimi ile ilgili bir başka tartışma “240 İmamYasası” ile bağlantılıdır. On iki yıl önce, Batı Trakya’dakicamilerde 240 imam pozisyonu oluşturulmasını öngören3536/2007 sayılı kanun kabul edilmiştir. Yasada ayrıca, buimamların beş Hıristiyan yetkiliden oluşan bir komisyontarafından seçilmesi ve devlet tarafından atananmüftülülerin yetkisi altında görev yapmaları şartıgetirilmiştir. Azınlık toplumundan gelen çok güçlüolumsuz tepki sonrasında yasa uygulanmamıştır.130

Ancak beş yıl sonra yasa tekrar ele alınmış vedeğiştirilmiştir. 4115/2013 sayılı kanun, seçim komitesininyapısını değiştirmiştir, böylece beş üyeden üçününMüslüman olmasını öngörürken aynı zamanda imamlarınrolünü genişleterek devlet okullarında öğretmenlikyapmalarına imkân sağlamıştır. Yetkililer yasayı, azınlıköğrencilerine devlet okullarında din derslerini seçmeli dersolarak alma fırsatı sağladı şeklinde tanımlamaktadır.131 Öteyandan azınlık temsilcileri, onayları alınmadan yürürlüğegiren mevzuatın, dini liderlerinin ve din görevlilerininkendi iradelerinin dışında atanmalarına imkân verdiğinidüşünmektedir.132 Yunanca öğretilen derslerle ilgiliendişeler de mevcuttur. Dini metinleri Arapça’danYunancaya çevirebilecek uzman ve din adamlarınınbulunmamasından dolayı Yunanca dili, Batı Trakya’dakidini öğretimin doğru şekilde yapılmasına uygun değildir.133

Azınlık toplumunun güçlü itirazlarına rağmenkanunun uygulanması Ağustos 2013’te başlamıştır.Müslüman vaizler eğitilmiş ve devlet okullarına atanmıştırve devlet okullarında İslam’ın öğretimi için Yunanca derskitapları hazırlanmıştır. Ocak 2014’te, aralarında sadeceüçü üniversite mezunu olan 63 din görevlisi devletokullarında Yunanca dilinde İslam dinini öğretmeyebaşlamıştır. Yakın zamanda, Haziran 2019’da, Eğitim veDin İşleri Bakanlığı tarafından Batı Trakya’daki orta

Page 23: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

21BATI TRAKYA’DAKI TÜRK AZINLIK: UZUN YILLARDIR SÜREN HAK VE TANINMA MÜCADELESI

için devlet anaokulu sınıflarında Yunanca konuşan birokul öncesi öğretmeni ve azınlık çocuklarınınçoğunluğunun ana dilini konuşan (örn. Türkçe veyaPomakça)139 ve tercüman olarak görev yapan bir asistanöğretmen bulunmaktadır. Pilot program şu anda BatıTrakya’daki 14 devlet anaokulunda uygulanmaktadır.140

Batı Trakya’daki Türk azınlığın

eğitim ile ilgili insan hakları Lozan Antlaşması, Batı Trakya’daki azınlığın,

‘giderlerini kendileri karşılamak üzere eğitim ve öğretimiçin her türlü okul ve benzeri kurumları kurarak bunlarıyönetme ve denetleme’ hakkını güvence altına almaktadır.Ayrıca Yunan hükümeti, azınlık çocuklarının ilköğretimdüzeyinde kendi ana dillerinde eğitim almalarını garantietmek üzere yeterli olanak sağlamak zorundadır. Antlaşmaayrıca, bu okullarda zorunlu Yunanca derslerine de izinvermektedir.141

Bundan başka, eğitim hakkı ve azınlıkların eğitimleilgili hakları, ICCPR, ICERD, CEDAW, CRC ve aynızamanda AİHM’nin ve (Revize) Avrupa Sosyal Şartı dahilolmak üzere Yunanistan’ın taraf olduğu birçokuluslararası insan hakları belgelerinin belli başlı özelhükümlerinde yer alan eğitim haklarının ayrılmaz birparçasıdır. Uluslararası standartlara göre her bireyinerişilebilir, ücretsiz ve kaliteli ilköğretim seviyesindeeğitimin yanı sıra eğitim sistemi içerisinde eğitime eşiterişime ve eşit fırsatlara sahip olma hakkı vardır. Eğitimaynı zamanda yararlanılabilir ve kabul edilebilir olmalıdır.Eğitimin yararlanılabilirliğini kolaylaştırmak için devletlerderslik tesis etme, program oluşturma, eğitim materyallerisağlama, öğretmen yetiştirme gibi aktif olarak bir okulsistemi geliştirmelidir. Ayrıca, eğitimin kabuledilebilirliğini kolaylaştırmak için devletler eğitimin‘azınlıklar ve yerli halklar için kültürel açıdan uygunolmasını’ sağlamaya yönelik olumlu önlemler almalıdırlar.Bundan başka, velilerin kendi dini, ahlaki veya felsefiinançları doğrultusunda çocuklarına verilecek eğitimtürünü seçme hakkı bulunmaktadır.142

İlaveten, uluslararası standartlar, azınlıkların karar almasürecine katılmasının önemini ve gerekliliğinivurgulamaktadır; özellikle de dikkate alınan konular onlarıdoğrudan ilgilendiriyorsa. Bu nedenle, eğitim politikalarıtasarlanırken ve uygulanırken azınlıklara mensup kişilerinetkin katılım haklarının unutulmaması gerekir.143

Yunanistan’ın Batı Trakya’daki azınlığın eğitimi ileilgili uluslararası insan hakları standartlarına uymak içinöğrencilerin güvenli bir fiziksel ortamda erişimlerininolduğu ilk ve orta seviyelerde yeterli azınlık okulununhazır olmasını sağlayarak yararlanılabilirlik konusunu elealması gerekmektedir. Ek olarak, Yunan makamları

dereceli devlet okullarında görev yapmak üzere ile 120 dinöğretmenin 9 aylık iş sözleşmeleri ile atanmasına kararverilmiştir.134

Üniversite ve özel öğretim

2341/1995 sayılı kanun uyarınca Yunanüniversitelerindeki kontenjanın en az yüzde 0,5’iMüslüman azınlık öğrencilerine ayrılmıştır. Bu önlem,çoğunluğu Türk üniversitelerinde öğrenimlerini sürdürenTürk azınlık öğrencilerine, Yunanistan’da yükseköğrenimlerini tamamlamaları için teşvikler yaratarakazınlık öğrencilerinin Türkiye’deki üniversitelere akışınıdurdurmayı amaçlamıştır. Sonuç olarak, öncelerineredeyse hiçbir azınlık öğrenicisi Yunanüniversitelerinden mezun olmazken her yıl yaklaşık 500azınlık öğrencisi Yunan üniversitelerine girmektedir.135

Ancak, azınlık öğrencilerinden bazıları, özellikle ilkakademik yıllarında kolayca öğrenemedikleri veya etkin birşekilde rekabet edemedikleri ortamlara yerleştirildiği içinbüyük zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır.136 Yunanüniversite öğrencilerine göre daha düşük kalitede eğitimalmış olmaları ve Yunanca dil becerilerinin de daha zayıfolması nedeniyle daha düşük notlar almakta ve sınıfsıralamasında genellikle altta yer almaktadırlar.137

Ayrıca, öğrenim dilinin Türkçe olduğu üniversite veyameslek okulu da bulunmamaktadır. Bununla beraber özelihtiyaçları olan çocuklar için iki dilli bir okul dabulunmamaktadır.

İki dilli okul öncesi eğitim eksikliği

Benzer şekilde, azınlık çocukları için topluluktan gelentaleplere ve uluslararası kuruluşların tavsiyelerine rağmeniki dilli okul öncesi (anaokulu) eğitim yoktur. 3518/2006sayılı kanun, okul öncesi eğitimi 5 yaşından itibaren tümYunan vatandaşları için zorunlu hale getirdiğinden beribu önemli bir endişe kaynağı haline gelmiştir. Kreşler (3ve 4 yaş grubu çocuklar için) isteğe bağlıdır. BAKEŞtarafından işletilen üç çocuk kulübü, yani özel iki dillikreş bulunmaktadır, ancak BAKEŞ’in özel iki dillianaokulu açma başvurusu 2011’den beri kararabağlanmamıştır.138

Devlet makamları, halihazırda mevcut Yunananaokullarına gidebilecekleri gerçeğini ve aynı zamandaerken yaşta çok dilli eğitimin avantajlı olduğunugörmezden gelerek, azınlık için iki dilli okul öncesi okulaçmanın Roman ve Pomak çocuklarını erken yaşta ikitane ikinci dille baş etmek zorunda bırakacağını,dolayısıyla haksızlık yaratarak bu çocukları dezavantajlıhale getirebileceğini savunmaktadır. Böylece, iki dilli okulöncesi okullar kurmak yerine azınlık çocuklarının yeni dilortamına uyum sağlamalarına yardımcı olmak için 2017yılında bir pilot program başlatılmıştır. Azınlık çocukları

Page 24: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

22 BATI TRAKYA’DAKI TÜRK AZINLIK: UZUN YILLARDIR SÜREN HAK VE TANINMA MÜCADELESI

demektir. Bu nedenle, yeterli sayıda nitelikli azınlıkmüfredat öğretmeni olmasını sağlamak zorunludur.Dolayısıyla, yukarıda belirtilen eğitime ek olarakYunanistan’ın Türkiye’de öğrenim öğretmenlerin azınlıkokullarında ders vermesine ve Yunanistan dışındakipedagoji bölümlerinin mezunlarının özel azınlıkprogramına kaydolmalarına izin vermeyi değerlendirmesigerekmektedir.

Aynı zamanda, azınlık okullarında kullanılan Yunancamüfredatın ve ders kitaplarının geliştirilmesinde önemliilerleme kaydedildiği kabul edilmelidir. Dolayısıyla PEMtarafından geliştirilen yaklaşımı uygulayan öğretmeneğitimleri devam etmelidir. PEM kapsamında geliştirilenders kitapları, Yunanca öğretmek ve ana dili Yunancaolmayanlar için diğer dersleri Yunanca dilinde öğretmekiçin uygun bir pedagojik yaklaşım kullanmasına rağmenbazı ilkokul yöneticileri ve azınlık velileri tarafındanyetersiz görülmüştür. Bu durum, Frangoudaki kitaplarınınazınlık okullarından kaldırılmasını ve devlet ilköğretimokullarında okutulan kitaplarla değiştirilmelerini talepeden daha küçük ölçekli yerel protestolara yol açmıştır.

Yunan devlet okullarında okutulan kitaplar, ilk diliYunanca olmayan öğrenciler için uygun olmazken ilgiliYunan makamları, azınlık toplumunun ders kitaplarıylailgili endişelerini araştırmalı ve gerilimlerin kaynağınıbelirlemelidir. Yunan makamlarının aynı zamanda, azınlıkokulları için hem Yunanca hem de azınlık müfredatı içinuygun öğretim materyallerinin mevcut olmasını sağlamasıgerekmektedir. Bu, PEM kapsamında geliştirilen Yunancakitapların yanı sıra 2000 yılında Türkiye’den ithal edilenders kitaplarının güncellenmesini gerektirecektir. Busorunların bir kısmına değinmek üzere Milli EğitimBakanlığı tarafından bilimsel bir çalışma grubukurulmuştur. Bu çalışma grubu, azınlık okullarındakullanılan Yunanca kitapların ve eğitim materyallerinindeğerlendirilmesi ve Yunanca müfredatın iyileştirilmesiiçin önerilerde bulunmakla görevlendirilmiştir.148

Komisyonun kurulması olumlu bir adım olsa da ilgiliYunan makamları komisyonun, özellikle eğitimalanındakiler olmak üzere, azınlık topluluğunun üyeleriniiçermesini veya onlarla istişare etmesini sağlamalıdır.Ayrıca, azınlık müfredatı, azınlık öğretmenleri, öğrencilerve velilere danışılarak da geliştirilmelidir.

Bundan başka, uluslararası hukukta, azınlıkların,devletin genel eğitim politikalarından bağımsız olarakkendi azınlık dillerinde öğrenim görebilecekleri kendiokullarına sahip olmaları gerektiği kabul edilmiştir.149

Dolayısıyla, ulusal azınlıklara mensup kişilerin kendi özeleğitim kurumlarını kurma ve yönetme hakları vardır. Bunedenle, uluslararası hukuka uygun olarak Yunan devleti,okul öncesi düzey de dahil olmak üzere eğitimin tümseviyelerinde özel okulların kurulmasına izin vermeli,bunları tanımalı ve hatta kurulmalarını ve işletilmelerini

azınlık eğitim kurumlarında kütüphane (hem Yunancahem Türkçe dilinde kitapları içeren), bilgisayar ve bilişimteknolojisi gibi uygun olanaklara sahip yeterli sınıflarolmasını sağlamakla yükümlüdür. Bu nedenle azınlıkokulları konusunda dikkatli bir değerlendirmeyapılmalıdır.

Ayrıca, uluslararası azınlık hakları standartlarına uygunolarak devletler, azınlıklara onların kendi kültürleri,tarihleri, gelenekleri ve dilleri hakkında bilgi aktarmafırsatı sağlamak için uygun önlemleri almalıdır. Bunedenle, ‘azınlıklara mensup kişiler ana dillerini öğrenmekveya mümkün olan her yerde ana dillerinde eğitim almakiçin yeterli olanağa sahip olmalıdır.’144 Aynı zamanda, tümçocuklar devletlerin resmi dilini öğrenme olanağına dasahip olmalıdır.

AGİT Lahey Tavsiyeleri’nin de altını çizdiği gibi, okulöncesi ve anaokulu seviyelerindeki öğretim ortamıçocuğun ana dili olmalıdır. İlkokulda öğretim çocuğunana dilinde sağlanmalı ve devletin resmi dili de bir dersolarak öğretilmelidir. ‘Ortaöğretimde müfredatın önemlibir kısmı azınlık dili aracılığıyla öğretilmeli ve devletinresmi dilinde öğretilen derslerin sayısı giderekartırılmalıdır. Ulusal azınlıklara mensup kişileryükseköğretime kendi dillerinde erişebilmelidirler.’145

Bahse konu tavsiyeler ilgili eğitim araştırmaları akıldatutularak ve çocuğun yüksek menfaati göz önündebulundurularak hazırlandığından CRC’ye taraf veAGİT’in bir üyesi olarak Yunanistan eğitim politikalarınıoluştururken bu tavsiyeleri dikkate almalıdır.

Eğitim politikalarının özellikle Yunanistan’dakihalihazırdaki ekonomik durum göz önüne alındığındauygun maliyetli olması gerektiği anlaşılabilir birdurumdur. Bununla birlikte, ampirik çalışmalarınhakikatte azınlık dilindeki eğitimin karşılaştırılmalı olarakele alındığında daha fazla sayıda ortaokul mezunu vermeyibaşarması nedeniyle resmi dilde eğitimden daha azmaliyetli olduğunu ortaya koyduğu kabul edilmelidir:‘azınlık okullarındaki yüksek başarı oranından dolayı herbir ortaokul öğrencisi başına eğitim maliyetinin (azınlıkokullarında) devlet okullarındakinden doğrudan dahadüşük olduğu ortaya koyulmuştur.146 İlaveten, azınlıkdilleri konuşan öğrencilerin ebeveynlerini angaje edebilenokulların onların çocuklarının eğitimlerine olanfarkındalıklarını ve katılımlarını arttırdıklarıgösterilmiştir.147

Ayrıca, ilk ve orta öğretim düzeyinde azınlık dilindeeğitimin korunması ve ayrıca genel eğitim kalitesininsağlanması, büyük ölçüde azınlığın ana dilinde eğitimalmış öğretmenlerin mevcudiyetine ve müfredatınkalitesine bağlıdır. Azınlık okullarında düşük kalitelieğitim, uluslararası insan ve azınlık hakları standartlarınaaykırıdır ve Yunanistan’ın uluslararası hukukkapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmemesi

Page 25: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

23BATI TRAKYA’DAKI TÜRK AZINLIK: UZUN YILLARDIR SÜREN HAK VE TANINMA MÜCADELESI

kolaylaştırmalıdır. Ayrıca, Yunan makamları bu özelokulların idaresine ve yönetimine müdahale edemez, oradaazınlık dillerinde öğretilen ders sayısını tek taraflı olarakazaltamaz veya öğretmenlerini atayamaz.

Diğer taraftan, uluslararası insan ve azınlık haklarınındevletlerin altına düşmemesi gereken asgari korumastandartlarını belirlediğine dikkat edilmelidir. İnsanhakları bir tabandır, bir tavan değil ve devlet koruması

asgari insan hakları standartlarının ötesine geçtiğinde,istisnai durumlar dışında, halihazırda var olan tüm haklarıortadan kaldırma veya geri almanın ayrımcılık olduğunuvurgulamak önemlidir. Bu nedenle, uluslararası insanhakları standartlarına uymak için Yunanistan, azınlıkeğitim kurumlarının Lozan Antlaşması’nı takip eden ilkon yıllarda Yunanistan’da yararlandığı özerkliğini gerigetirmek için uygun bir yol bulmalıdır.

Page 26: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

24 BATI TRAKYA’DAKI TÜRK AZINLIK: UZUN YILLARDIR SÜREN HAK VE TANINMA MÜCADELESI

Birleşmiş Milletler Ulusal veya Etnik, Dini ve DilselAzınlıklara Mensup Kişilerin Haklarına Dair Bildiri’ninkabulü ve özel olarak azınlıklarla ilgili iki bölgesel insanhakları sözleşmesi olan Ulusal Azınlıkların KorunmasınaDair Çerçeve Sözleşme ve Avrupa Bölgesel veya AzınlıkDilleri Şartı dahil 1990’larda azınlık korumasındakiönemli gelişmelere rağmen Yunanistan’da azınlıkkoruması hâlâ ağırlıklı olarak neredeyse yüzyıl önceuygulamaya konan bir antlaşma ile yönetilmektedir.

Aslında, Yunan hükümetinin şu anda azınlıkkorumasını öncelikle Lozan Antlaşması çerçevesindeyorumlama şekli, uluslararası insan hakları hukuku veçağdaş azınlık hakları standartlarına aykırıdır. Bu,AİHM’nin birçok kez Yunanistan’ı, Batı Trakya’da Türkazınlık üyelerini içeren davalarda örgütlenme ve dinözgürlüğü haklarını ihlal etmesi nedeniyle mahkûm etmesigerçeğiyle de kanıtlanmıştır. Ayrıca, Yunan makamlarınınazınlık terimini ve azınlık haklarını korumayükümlülüklerini yorumlama biçimi, mevcut uluslararasıinsan hakları standartlarını karşılamayan çok dar, modasıgeçmiş bir anlayışı yansıtmaktadır. Bir azınlığıntanınmasını, belirli bir barış antlaşmasında tanımlanan birtopluluğa sınırlamak ve belirli azınlık haklarını akrabatopluluklarına yönelik karşılıklı düzenlemelere bağlamak,savaşlar arası dönemden bu yana insan ve azınlık haklarınınilerleyici gelişimini tamamen gözden kaçırmakta ve mevcutstandartların çok altında kalmaktadır.

Lozan Antlaşması Yunanistan’ı, Batı Trakya’dakiazınlık toplumu için eşit medeni ve siyasi haklar, azınlığıngeleneklerine uygun olarak aile ve özel işleri yürütmeözgürlüğü ve din işlerinde ve azınlık eğitiminde özerkliksağlama özgürlüğü dahil olmak üzere çok çeşitli haklartanıma ve saygı göstermesini zorunlu kılmaktadır. Ancak,Yunan makamları tarafından antlaşma şartlarının kısıtlı birşekilde yorumlanması ve bir dizi tek taraflı eyleminyapılması nedeniyle, antlaşmanın içerdiği haklar yıllariçinde kademeli olarak daraltılmış veya ortadankaldırılmıştır. Halen edinilmiş azınlık haklarınınkaldırılması veya sınırlandırılması - istisnai durumlarolmadan - devletin orantısız bir tepkisi olarak kabul edilirve bu nedenle insan haklarının korunmasının en temelilkelerinden biri olan din, etnik köken ve/veya diltemelinde ayrımcılığın yasaklanmasının ihlalini teşkil eder.

Bölgelerinde yaşayan azınlıkları doğrudan etkileyenmeselelere ilişkin devletlerin tek taraflı hareketleri, bu

toplulukların karar alma sürecine etkin katılımı için temelhaklarını da göz ardı etmektedir. Azınlıkların katılımınınetkili olup olmadığını değerlendirirken, devletlerin ulusalazınlıklara mensup kişilerin katılımlarını gayrı resmi veyaresmi olarak sağlamaları yeterli değildir. Aynı zamanda,azınlıkların katılımının gerçekleştirilen eylemler üzerindeanlamlı bir etkisi olmasını sağlamalıdırlar ve mümkünolan en geniş kapsamda, toplumun her kesiminden genişbir fikir birliğini yansıtılmasını sağlamalıdırlar.150

1990 seçim yasası ile yüzde 3 barajı getirildiği içinYunanistan için bu özel bir önem taşımaktadır.Yunanistan’ın nüfusu 11 milyonu aşarken Türk azınlığınnüfusunun en fazla 150.000 olduğunun tahmin edildiğinidüşünürsek bu durum, Türk topluluğunun parlamentodabağımsız adaylar veya kendi partileri tarafından temsiledilmesini neredeyse imkânsız kılmaktadır. Bu nedenle,azınlık milletvekilleri, yalnızca azınlığı temsil etmek vesesini duyurmak için etkili bir yol sağlamayan ana akımpartiler aracılığıyla seçilebilmektedir. Nitekim bu, bazıdurumlarda o milletvekillerinin azınlık çıkarlarınıdestekleyen görüşleri dile getirmelerini engelleyebilir.151

Azınlık ile yapılacak anlamlı istişareler, BatıTrakya’daki Yunan hükümeti ile Türk azınlık arasındakigüveni yeniden inşa etmeye de yardımcı olacaktır.Çalkantılı devletler arası ilişkiler ve Yunanistan ile Türkiyearasındaki gerginlikler birçok azınlık meselesinin güvenlikkonusu haline getirilmesine yol açmıştır ki bu bağlamdaBatı Trakya’daki Türk azınlık, Yunan yetkililer tarafındanistikrar ve ulusal kimliğe yönelik potansiyel bir tehlikeveya tehdit kaynağı olarak görülmektedir. Bu nedenle,1950’lerde Yunan-Türk ilişkileri kötüye gittiği için Yunanmakamları, Türk devletinin müdahalesini en aza indirmekamacıyla azınlığın dini yaşamı ve eğitim meseleleriüzerindeki kontrollerini sıkılaştırmaya başlamıştır.

Yunan devletinin, azınlığın kültürel özerkliğine böylebir müdahalede bulunması, azınlık topluluğunda Yunanmakamlarına karşı derin bir güvensizlik duyulmasına yolaçmıştır. Bu, PEM gibi azınlığın durumunu iyileştirmeyiamaçlayan politikaların bile çoğu zaman asimilasyongirişimleri olarak görüldüğü ve hatta azınlık topluluğunuYunan devletine muhalif kılarak bu politikaların azınlıktopluluğunun direnişiyle karşılaştığı gerçeği ilekanıtlanmaktadır. Bu daha sonrasında, devlet ile azınlıktopluluğu arasında kısır bir güvensizlik döngüsüne katkıdabulunabilir.

Sonuç

Page 27: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

25BATI TRAKYA’DAKI TÜRK AZINLIK: UZUN YILLARDIR SÜREN HAK VE TANINMA MÜCADELESI

Bu döngüyü kırmak, Türk azınlığın durumunuiyileştirmek için gerekli bir ön koşul gibi göründüğü içinYunan makamları, Batı Trakya’daki devlet ile azınlıkarasındaki ilişkiyi normalleştirmek için adımlar atmalıdır.Bölgesinde yaşayan azınlık toplulukları ile kopmuş ilişkiyionarmak devletin sorumluluğunda olduğundan Yunanmakamları, kendileri ile Batı Trakya’daki Türk azınlık

arasında güven kurulmasını ve onarılmasını sağlamalıdır.152

Yunan makamları tarafından doğru yönde atılan ilkadımlar, Batı Trakya’daki Türk azınlığın varlığınıtanımayı ve uzun vadeli sorunları çözmek için uygunönlemleri almayı ve toplumun azınlığa özgü haklarınımevcut uluslararası insan hakları standartlarına uygunolarak geliştirmeyi kapsayacaktır.

Page 28: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

Yunan Hükümeti’ne:

Tanınma Sorunları ve Genel Olarak

Azınlığın Korunması

• Azınlığa mensup kişilerin hem bireysel hem de kolektifolarak kendi kimliklerini tanımlama haklarına saygıgösterin ve Türk ve diğer etnik azınlıkların varlığınıtanıyın.

• Birleşmiş Milletler Ulusal veya Etnik, Dinsel veyaDilsel Azınlıklara Mensup Kişilerin Haklarına DairBildiri’de ve azınlığa özgü hükümler ve insan haklarınıizleme organlarının içtihatı dahil Yunanistantarafından onaylanan uluslararası ve bölgesel insanhakları sözleşmelerinde belirtildiği gibi azınlık korumahaklarına saygı duyun.

• Türk azınlık mensuplarına gerektiğinde özeldüzenlemeler de yaparak topluluğun, merkezihükümet düzeyinde olduğu kadar bölgesel ve yereldüzeyde de etkili bir sese sahip olmalarını sağlayarakmevcut yaşamlarını etkileyen karar alma süreçlerineetkin biçimde katılma hakkını garanti edin.

• Ulusal Azınlıkların Korunmasına Dair ÇerçeveSözleşme’yi onaylayın ve aynı zamanda AvrupaBölgesel veya Azınlık Dilleri Şartı’nı imzalayın veonaylayın.

• İskeçe Türk Birliği ve Diğerleri - Yunanistan, Bekir Ustave Diğerleri - Yunanistan ve Emin ve Diğerleri -Yunanistan davalarına ilişkin Avrupa İnsan HaklarıMahkemesi kararlarının uygulanması için gecikmedengerekli önlemleri alın.

• Azınlık derneklerinin isimlerinde üyelerinin etnikkimliğini ifade eden kelimeleri kullanmalarına ve bunagöre kaydolmalarına izin verin.

Azınlığın Din Özgürlüğü

• Türk azınlığın din işlerine, uluslararası insan haklarıhukukunda öngörülen kısıtlamalar dışında, müdahaleetmekten kaçının.

• Türk azınlığın uygun dini liderleri ve dineğitmenlerini yetiştirme, atama, seçme veya belirlemehakkına saygı gösterin ve buna uygun olarakmüftülerin seçimini düzenleyen yasaları değiştirin.

• Vakıfların idare heyetlerinin, topluluğun karar almasürecine tam ve etkili katılımını sağlayan bir süreçleseçilmesini sağlayarak Türk azınlığın kendi dinivakıflarını idare ve kontrol etme hakkına saygı duyun.

• Vakıfların biriken para cezalarını, aşırı gelir vergilerinive borçlarını etkin bir şekilde ortadan kaldırın vevakıfların mülk kaybını durdurmak için gerekliadımları atın ve topluluğun bu hayır kurumlarınınfonlarına tam olarak erişimini sağlayın.

• Din özgürlüğü ve kadınların eşitlik hakkını dikkatliceve özenle dengeleyerek ve azınlık mensubu kadınlartarafından dile getirilen kendini anlama, çıkarlar vedeğerlendirmelere özel bir önem atfederek gelenekselİslam hukukunun uygulanmasının ya dauygulanmamasının azınlık topluluğuna mensupkişilerin uluslararası hukuk tarafından güvence altınaalınan haklarını ihlal etmediğinden emin olun.

Azınlık Eğitimi

• Gerekli olan herhangi bir kapatmanın yalnızca azınlıktopluluğuna danışarak uygulanmasını ve azınlıkokullarının yeterli sayıda öğrencinin bulunduğuyerlerde mevcut olmasını sağlayarak azınlık okullarınauygun erişimi garanti edin.

• Hem azınlık hem de Yunanca müfredata yönelikuygun ders kitapları dahil olmak üzere azınlıkokullarının gerekli yapısal iyileştirmelerinin ve azınlıkokulları için uygun öğretim materyallerininmevcudiyetini sağlayın.

• Azınlık okullarına devam eden öğrenciler için eğitimpersonelinin uygun eğitimi almasını sağlayarakeğitimle ilgili sonuçların kalitesini garanti edin: azınlıkmüfredat öğretmenleri yeterli azınlık dil becerilerinesahip olmalı, Yunanca müfredat öğretmenleri iseYunanca’yı ikinci dil olarak öğretme yetkinliğine sahipve kültürlerarası eğitim ilkelerine aşina olmalıdır.

• Yeterli sayıda nitelikli azınlık müfredat öğretmeniolduğundan emin olun.

Tavsiyeler

26 BATI TRAKYA’DAKI TÜRK AZINLIK: UZUN YILLARDIR SÜREN HAK VE TANINMA MÜCADELESI

Page 29: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

27BATI TRAKYA’DAKI TÜRK AZINLIK: UZUN YILLARDIR SÜREN HAK VE TANINMA MÜCADELESI

• Uluslararası kurallara uygun olarak, okul öncesieğitimi azınlığın ana dilinde garanti ederek ilk ve ortaokullardaki derslerin çoğunun Yunanca ile birlikteazınlık dilinde öğretildiğinden emin olun.

• Azınlık dilinde eğitimi geliştirmekten vazgeçmedenazınlık öğrencilerinin Yunanca dil becerilerinigeliştirmeyi amaçlayan eğitim programlarının devametmesini sağlayın.

• Azınlık topluluğuna danışarak, azınlık dilinde eğitimkalitesini yükseltmeyi amaçlayan eğitim programlarıtasarlayın ve uygulayın.

• Azınlık okullarının sevk ve idaresinde ebeveynlertarafından seçilen encümen heyetlerinin tamözerkliğini iade edin.

• Azınlık eğitimini etkileyen hiçbir önlemin (devletokullarında azınlığın mensup olduğu dinin öğretiminiiçerenler dahil) azınlık topluluğuyla etkin bir istişareyapılmadan alınmadığından emin olun.

• Türk azınlığın katılımıyla azınlık okullarını azınlıkvelileri ve öğrenciler için tekrar cazip hale getirmekiçin adımlar atın.

Page 30: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

28 BATI TRAKYA’DAKI TÜRK AZINLIK: UZUN YILLARDIR SÜREN HAK VE TANINMA MÜCADELESI

1 Coğrafi bir bölge olarak Trakya kuzeyde Balkan Dağları,güneyde Rodop Dağları ve Ege Denizi ile doğuda Karadenizve Marmara Denizi ile sınırlanmıştır.

2 Bazı Yunan hükümeti kaynaklarına göre, bu rakam yaklaşık86.000’dir: 39.000’i Türkiye kökenli, 35.000’i Pomak ve12.000’i Roman’dır. Diğer hükümet tahminleri, bu rakamın150.000 civarında olduğunu göstermektedir. Saha ziyaretlerisırasında görüşülen Türk azınlığın pek çok üyesi, BatıTrakya’daki bir Türk azınlığın varlığını inkar etmenin kasıtlı birpolitikanın parçası olduğunu iddia ederek, hükümetinMüslüman nüfus arasında üç ayrı grup belirlemesinireddetmiştir. Görüşülen diğer kişiler, bazıları Türkçeyi konuşsada, Müslüman azınlık içinde kendilerini Pomak ve Romanolarak tanımlayan az sayıda insan olduğunu belirtmiştir.Bununla birlikte, hükümetin bölgedeki Türk toplumununtanınmasını baltalamak için aktif olarak Romanları ve Pomakkimliğini desteklediklerini düşündüklerini ifade etmişlerdir.Burada belirtilen rakam, en yüksek bölgesel otoriteninwww.remth.gr adresindeki web sitesine 2011’de yüklenenverilere atıfta bulunmaktadır. Web sitesi o zamandan beripamth.gov.gr adresine taşınmıştır ve söz konusu bilgi artıkerişilebilir değildir, ancak 21 Temmuz 2011’de erişilen verilerinbir kopyası yazarda bulunmaktadır.

3 Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği (BTTÖB) Başkanı ilegörüşme, 25 Haziran 2019.

4 Anlaşma hiçbir zaman Yunanlılar veya Osmanlılar tarafındanonaylanmamıştır ve Yunanistan ile Türk Milli Hareketi arasındayapılan Greko-Türk savaşı devam etmiştir. Türk devrimcileri,Osmanlı İmparatorluğu’nun bu bölünmesine ve SèvresAntlaşması’na karşı isyan ederken, Yunan kampanyası,Osmanlı İmparatorluğu’nun pahasına toprak kazanımıümidiyle başlatılmıştır.

5 Nüfus değişimi ve kalan azınlıkların haklarının LozanAntlaşması ile ilgili iki yasal araç ile yönetileceği notedilmelidir. Lozan Barış Antlaşması’nın Yunan ve Türknüfuslarının Değişimine İlişkin Sözleşmesi (bundan böyleLozan Anlaşması olarak anılacaktır) 31 Ocak 1923’teimzalanmıştır. Lozan Antlaşması’nın (bundan böyle Lozan’ınAzınlık Antlaşması Bölümü olarak anılacaktır) azınlıklarınkorunmasına ilişkin bölümü altı ay sonra 24 Temmuz 1923’tesonuçlandırılmıştır.

6 Yunanistan: Ulusal Rapor, Evrensel Dönemsel GözdenGeçirme, 2. döngü: 2016,/HRC/WG.6/25/GRC 1 para. 82.

7 Lozan Sözleşmesi, Madde 1.8 Ayrıca, Gökçeada ve Bozcaada sakinlerinin de Türkiye’de

kalmalarına izin verilmiştir, ancak Lozan’ın Azınlık AntlaşmasıBölümünün 14. Maddesi uyarınca özel idare altınakonulmuştur.

9 Lozan Antlaşması Azınlıklarla ilgili Bölüm, Madde 37-45.10 Ibid, Madde 45 ile bağlantılı olarak Madde 40-41.11 Önsöz, Birleşmiş Milletler Ulusal veya Etnik, Dini ve Dilsel

Azınlıklara Mensup Kişilerin Haklarına Dair Bildiri, 1992, A / RES / 47/135.

12 Bu, Batı Trakya’daki Müslüman azınlığın tamamen homojenolduğu görüşünü desteklememektedir. Müslüman cemaatinbazı üyeleri gerçekten kendini Pomak ve Roman olaraktanımlamaktadır. Ancak, araştırmanın amacı Türk azınlığındurumunu değerlendirmektir. Bu nedenle, görüşmeler,kendilerini Türk olarak tanımlayan Müslüman cemaat üyeleriyapılmıştır.

13 Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri ThomasHammarberg’in 8 - 10 Aralık 2008 tarihlerinde Yunanistan’ayaptığı ziyaretin ardından Yunan Yetkililerinin YaptığıYorumların yer aldığı rapor, CommDH (2009) 9.

14 UNGA, / 16/21 sayılı İnsan Hakları Konseyi kararının ekinin 5.fıkrası uyarınca sunulan Ulusal Rapor: Yunanistan, A / HRC /WG.6 / 25 / GRC / 1, 22 Şubat 2016, para. 83.

15 Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği (BTAYTD) veBatı Trakya Azınlığı Kültür ve Eğitim Şirketi (BAKEŞ)temsilcileriyle istişare, 25 Haziran 2019, Gümülcine, 25Haziran 2019.

16 Ibid.17 Hayrullah, P., Hüseyinoğlu, A. ve Kabza, C., Batı Trakya Türk

Azınlığı Üzerine Bir Rapor, BAKEŞ Yayınları, İskeçe/Gümülcine, 2014.

18 Ibid.19 Ibid.20 UNGA, ‘16/21 sayılı İnsan Hakları Konseyi kararının ekinin 5.

fıkrası uyarınca sunulan Ulusal Rapor: Yunanistan’,A/HRC/WG.6/25/GRC/1, 22 Şubat 2016, para 87.

21 Bakınız Verein Gegen Tierfabriken Schweiz (VgT) / İsviçre No.2, (Başvuru no. 32772/02), 30 Haziran 2009, para. 90.

22 Bakanlar Komitesinin Kuralları, 9.1 sayılı Kural kapsamındamahkeme kararlarının uygulanmasının ve dostane çözümlemeşartlarının denetimine yönelik Bekir-Usta ve diğerleri davasıgrubu-Yunanistan davasında bir başvuru sahibi ile yapılangörüşme, 30 Nisan 2019 (30/04/2019) DH-DD(2019)492.

23 İskeçe Türk Birliği Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleri ileyapılan röportaj, 26 Haziran 2019

24 Aynı endişe, Yunan Helsinki İzleyicisi tarafından AK BakanlarKomitesi ile görüşmesinde de gündeme gelmiştir. Bekir-Ustave diğerleri ile Makedon Kültür Evi ve diğerleri - Yunanistan’ınKural uyarınca davalarında bir STK’dan Haberleşme (YunancaHelsinki Monitörü) (06/11/2017) konusuna bakın veyetkililerden (17/11/2017) yanıt alın Yargılamaların ve dostaneçözümlerin şartlarının yerine getirilmesinin denetimi içinBakanlar Komitesi Kurallarının 9.2, Aralık 2017, (DH) DH-DD(2017) 1289.

25 “Yargıtay, 1723/80 sayılı kararında, 1913 Atina BarışAntlaşması, 1920 Sèvres Azınlıklarını Koruma Antlaşması ve1923 tarihli Lozan Barış Antlaşması’na istinaden Müslümanlararasındaki bazı ihtilaflara İslam hukukunun uygulanmasınınzorunlu olduğunu belirtmiştir. ve. “Bkz. Şerif - Yunanistan,Başvuru no. 38178/97, 14 Aralık 1999, paragraf 23. AİHM’ninbelirttiği gibi, ‘en yüksek Yunanistan mahkemelerinin AtinaAntlaşması’nın hala yürürlükte olup olmadığı ve kapsamıkonusunda birbirleri ile hemfikir olmadığı’ not edilmelidir.Yüksek İdare Mahkemesi, Lozan Antlaşması’nın azınlıklarınkorunmasına ilişkin hükümlerinin, azınlık üyelerine ve diğervatandaşlara medeni ve siyasal haklarının kullanılmasında eşitmuamele ilkesine dayandığına karar vermiştir. Sonuç olarak,Mahkemenin görüşüne göre, Atina Antlaşması’nın 11.maddesi yukarıda belirtilen ilkeyle uyumlu değildir ve bunedenle artık uygulanmamaktadır (1333/2001 ve 466/2003sayılı kararlar). Öte yandan, Yargıtay sivil yargıç heyetininyerleşik içtihatına göre, Atina Antlaşması, Yunanistan’dakiazınlıkların korunmasının yasal dayanağıdır ve uluslararasışeriat yasalarını uygulama yükümlülüğü bu anlaşmadankaynaklanmaktadır. (231/1932, 105/1937, 14/1938, 322/1960,738/1967, 1723/1980, 1041/2000, 1097/2007 ve 2113/2009

Notes

Page 31: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

29BATI TRAKYA’DAKI TÜRK AZINLIK: UZUN YILLARDIR SÜREN HAK VE TANINMA MÜCADELESI

sayılı kararlar). ‘Bkz. Molla Sali-Yunanistan, Başvuru No20452/14, 19 Aralık 2018, para. 44.

26 Molla Sali -Yunanistan, para. 42.27 Şerif- Yunanistan, para. 24.28 Ibid, para. 25.29 Hüseyinoğlu, A., ‘İslamiyet ve Batı Trakya’daki dini

özgürlükler, Yunanistan,’ Muhammet Savaş Kafkasyal (ed.),Balkanlar’da İslam: Bitmeyen Umut, Cilt 4: ŞöhretZamanlarından Alçakgönüllülük Zamanlarına, 2016, s.1685.

30 Ibid, para. 8.31 Aga - Yunanistan No. 2, Başvurular No. 50776/99 ve

52912/99, 17 Ekim 2002, para. 10-11.32 BM Genel Kurulu, Din Özgürlüğü veya İnaç ile ilgili Özel

Raportörün Yunanistan’ı ziyareti üzerine raporu A / 51/542 /Add.1, 7 Kasım 1996, para. 43.

33 Şerif-Yunanistan, para. 11. Aynı zamanda bkz Hayrullah vediğerleri, adı geçen eserde, s.30.

34 Aga- Yunanistan No. 2, para. 13. 35 Rodop Seçilmiş Müftüsü ile röportaj, Gümülcine,

25 Haziran 2019.36 Şerif- Yunanistan ve Aga-Yunanistan No. 2. Fakat aynı

zamanda Aga- Yunanistan Davası No. 3, Başvuru no.32186/02, 13 Temmuz 2006, ve Aga- Yunanistan Davası No.4, Başvuru no. 33331/02, 13 Temmuz 2006.

37 Cezalandırma, üç yıl içinde benzer bir suç işlememesi şartıylaaskıya alınmıştır.

38 Rodop Seçilmiş Müftüsü ile röportaj, 25 Haziran 2019; İskeçeSeçilmiş Müftüsü ile röportaj, 26 Haziran 2019; BTAYTD veBAKEŞ temsilcileri ile istişare.

39 BM Genel Kurulu, 7 Kasım 1996, adı geçen eserde para. 46.40 Diyanet İşleri Genel Sekreteri, Eğitim ve Din İşleri

Bakanlığı’ndan George Kalantzis’in yazdığı cevap, 6 Ağustos 2019 tarihli e-posta ile gönderilmiştir.

41 Ibid.42 Ibid.43 İskeçe Seçilmiş Müftüsü ile röportaj.44 Ibid.45 Ibid.46 Hayrullah ve diğerleri, adı geçen eserde s. p. 30.47 Hayrullah ve diğerleri, adı geçen eserde s.32.48 Yardımcı Doçent Doktor Ali Hüseyinoğlu ile Skype üzerinden

röportaj, Balkan Araştırma Enstitüsü, Trakya Üniversitesi, 5 Temmuz 2019.

49 Rodop Seçilmiş Müftüsü ile röportaj. İskeçe Seçilmiş Müftüsüile röportaj.

50 Hayrullah ve diğerleri, adı geçen eserde s.33.51 Ibid.52 BTAYTD ve BAKEŞ temsilcileri ile istişare.53 Hüseyinoğlu, A., ‘Batı Trakya’da İslam ve dini özgürlükler,

Yunanistan’, s.168.54 http://www.ilhanahmet.gr/soru-onergesi-7272-vakiflarin

-yonetimi-ve-idaresi-icin-secim-gerceklestirilmesi-ve-vakif-mallari-uzerindeki-ipoteklerin-kaldirilmasi-ve-borclarin-silinmesi/

55 BM Genel Kurulu, ‘ Din özgürlüğüne saygı gösterilmesi vekorunması ve dini azınlıklara mensup kişilerin inancı hakkındadin veya inanç özgürlüğü ile ilgili Özel Raportörün Raporu,Heiner Bielefeldt, , A / HRC / 22/51, 24 Aralık 2012, para. 24.

56 Ibid. Aynı zamanda Rodop Seçilmiş Müftüsü ile röportaj.İskeçe Seçilmiş Müftüsü ile röportaj

57 BM Din ve İnanç Özgürlüğü Özel Raportörünün, Erkekler vekadınlar arasında din veya inanç özgürlüğü ve kadın erkekeşitliği raporu, 7 Ağustos 2013, A / 68/290, para 57.

58 Ibid.59 Ibid.60 Molla Sali-Yunanistan, para. 154.61 Çavuşoğlu, İ. ‘Yunan Trakya’sındaki Müslüman azınlık

kadınlarına İslam hukuku altındaki hukuki muamele, Oslo LawReview, 3, 2015, s.241-262

62 Ibidö s.259.

63 BTAYTD ve BAKEŞ temsilcileri ile istişare sırasında İlkerÇavuşoğlu ile röportaj.

64 Rodop Seçilmiş Müftüsü ile röportaj.65 Çavuşoğlu, adı geçen eserde s.258.66 Molla Sali-Yunanistan, para. 48.67 Herşeye rağmen, AİHM’nin, İslam hukuku uygulamasının

bireyler için zararlı etkilere yol açabileceğini ifade ettiğibelirtilmelidir (bkz. Kararın 157-159. Paragrafları).

68 Koumoutzis, N. ve Papastylianos, C., ‘Batı Trakya azınlığıüzerine Şeriat yasalarının uygulanmasından kaynaklananinsan hakları sorunları - AİHM Molla Sali-Yunanistan,20452/14, 19 Aralık 2018, Dinler 10 (5), 2019, s.300.

69 10 Ağustos 1920’de Yunanistan, Sèvres’deki Müttefik Güçlerile iki anlaşma imzalamıştır. İlk anlaşma, Müttefik Güçlerin,Bulgaristan ile imzaladıkları barış anlaşmasıyla Trakya’danedindiği tüm hak ve unvanları Yunanistan’a devretmiştir. İkinciantlaşma özellikle Yunanistan’daki azınlıkların korunması ileilgilidir. Anlaşmanın 14. Maddesi aşağıdaki şekildedir:“Yunanistan, aile hukuku ve kişisel statü sorunlarınınMüslümanların kullanımına göre düzenlenmesini sağlamakiçin Müslümanlar ile ilgili tüm gerekli önlemleri almayı kabuleder”.

70 Molla Sali – Yunanistan, para. 12.71 Ibid, para. 15.72 Ibid, para. 18.73 Ibid, para. 20.74 AİHM, “Mahkeme’nin 224 sayılı içtihat kanunu hakkında bilgi

notu, Molla Sali - Yunanistan’, 19 Aralık 2018.75 Koumoutzis ve Papastylianos, adı geçen eserde. 76 İslami hukukunun yaşamın herhangi bir yerine katılıp

katılamayacağı da dahil olmak üzere, Şeriat’ınuygulanmasının AİHM ile ne ölçüde uyumlu olabileceğinin,AİHM tarafından netleştirilmediği, vurgulanmalıdır.

77 Koumoutzis ve Papastylianos, adı geçen eserde. 78 BM Genel Kurulu, ‘Din veya İnanç Özgürlüğü konusunda Özel

Raportörün Ara Raporu’, 7 Ağustos 2013, A / 68/290, para.59-60 ve 74.

79 Ibid, para. 74. 80 Ibid.81 BTTÖB Başkanı ile röportaj, 25 Haziran 2019.82 Ibid.83 Tablodaki bilgiler Ali Hüseyinoğlu’nun, ‘AB’nin En

Güneydoğusundaki Azınlık Eğitiminin Gelişimi: Batı Trakya,Yunanistan’daki Müslüman Türkler Örneği’ başlıklıYayınlanmamış Doktora Tezi, Sussex Üniversitesi, Brighton-İngiltere, 2012’ye dayanmaktadır, sayfalar 158-219.

84 Dragona, T. ve Frangoudaki, A. “Batı Trakya’daki MüslümanAzınlığı Eğitmek”, İslam ve Hristiyan-Müslüman İlişkileri 17 (1), Ocak 2006, s. 29

85 Hüseyinoğlu, 2012, adı geçen eserde, s.19286 Anonim kaynak ile röportaj, 25 Haziran 2019.87 Anonim kaynak ile röportaj, 26 Haziran 2019.88 BTTÖB Başkanı ile röportaj, 25 Haziran 2019. Ayrıca Dragona

ve Frangoudaki’nin açıkladığı gibi, ‘EPATH öğrencileriçoğunlukla, yoksul Pomak köylerinden getirilerekmedreselerden mezun olmuşlardır. Sosyal hareketlilik vegarantili bir Yunan devlet memuru statüsü arzulamışlardır.Bazılarının yetersiz Türkçe bilgisi vardır. “Dragona veFrangoudaki”, adı geçen eserde, s.29.

89 Anonim kaynak ile röportaj, 25 Haziran 2019. 90 Hüseyinoğlu, 2012, adı geçen eserde, s.192.91 Ibid.92 Anonim kaynak ile röportaj, 25 Haziran 2019.93 Dragona ve Frangoudaki, adı geçen eserde s.29.94 BTTÖB Başkanı ile röportaj, 25 Haziran 2019. 95 BTAYTD temsilcileri ile istişare.96 Hüseyinoğlu, 2012, adı geçen eserde, s.227.97 Ibid.98 AİHM’nin kabul edilebilirlik kararı, İmam - Yunanistan,

Başvuru no. 63719/00, 6 Şubat 2003

Page 32: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

30 BATI TRAKYA’DAKI TÜRK AZINLIK: UZUN YILLARDIR SÜREN HAK VE TANINMA MÜCADELESI

127 BTTÖB Başkanı ile röportaj, 25 Haziran 2019.128 BTAYTD ve BAKEŞ temsilcileri ile istişare.129 Anonim kaynak ile röportaj, 25 Haziran 2019.130 BM Genel Kurulu, Azınlık konularında bağımsız uzman

raporu, Yunanistan’daki görevinde Gay McDougal’, 18 Şubat2009, HRC / 10/11 / Add.3, para. 27

131 Yunanistan tarafından müdahale, EFMI, adı geçen eserde.132 Rodop Seçilmiş Müftüsü ile röportaj ,25 Haziran 2019. 133 İskeçe Seçilmiş Müftüsü ile röportaj.134 Avrupa Batı Trakya Türkleri Federasyonu (ABBTF) ile Skype

üzerinden görüşme, 19 Temmuz 2019.135 BTTÖB Başkanı ile görüşme, 25 Haziran 2019. Ayrıca bkz.

Hayrullah ve diğerleri, adı geçen eserde, s.29.136 Hüseyinoğlu, 2012, adı geçen eserde,.239-243 sayfalar.137 Ibid.138 BTAYTD ve BAKEŞ temsilcileri ile istişare.139 Romanca konuşan nitelikli bir öğretmen olmadığından, bu

pilot anaokulu sınıflarında Roman asistan öğretmenleri yoktur.140 Yunanistan tarafından müdahale, EFMI, adı geçen eserde.141 Lozan Antlaşması, Madde 45 ile bağlantılı olarak madde

40-41.142 Bkz. Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi, Eğitim

Hakkı ile ilgili 13 No’lu Genel Yorum (Sözleşmenin 13.Maddesi), E / C.12 / 1999/10, 8 Aralık 1999, para. 6, 28 ve 50.

143 Bu aynı şekilde, Türk azınlığın yaşamını etkileyen, rapordatartışılanlar dahil tanınma sorunları ve dini özerklik gibi diğerkonular için de geçerlidir.

144 UNDM, Madde 4.3. 145 AGİT, Ulusal Azınlıkların Eğitim Haklarına İlişkin Lahey

Tavsiyeleri, Ekim 1996, para. 17.146 Azınlık Meseleleri Birleşmiş Milletler Özel Raportörü El Kitabı,

Dilsel Azınlıkların Dil Hakları: Uygulamaya Yönelik Pratik BirRehber, 2017, s.17.

147 Ibid.148 Doğu Makedonya-Trakya Bölge Direktörlüğünden yazılı cevap149 Uluslararası Daimi Adalet Divanı, Arnavutluk’taki Azınlık

Okulları, a / B64, 6 Nisan 1935 tarihli Tavsiye Görüşü.150 Azınlık Sorunları Forumu, İkinci Oturum, Cenevre 12-13

Kasım 2009, azınlık meseleleri üzerine bağımsız uzman(“IEMI”) Gay McDougall’ın, azınlıklar ve etkin siyasi katılımkonusundaki arka plan belgesi, 9 Ekim 2009 (A / HRC / FMI /2009/3), para. 26; Azınlık meseleleri üzerine bağımsız uzmanraporu, Gay McDougall, Azınlıklar ve etkili siyasi katılımhakkında: yasa ve ulusal uygulamalara dair bir araştırma, 10Ocak 2010 (A / HRC / 13/23), para. 52-55.

151 Dostluk Eşitlik Barış Partisi Başkanı ve üyeleri ile istişare,Gümülcine, 26 Haziran 2019.

152 Hülya Emin ile röportaj, Gümülcine, 26 Haziran 2019.

99 Ibid.100 Ibid.101 Hüseyinoğlu, 2012 adı geçen eserde, sayfalar.225-226.102 Ibid.103 Dragona ve Frangoudaki, adı geçen eserde, s.35.104 BTTÖB Başkanı ile röportaj, 25 Haziran 2019. 105 BM Genel Kurulu, 7 Kasım 1996, adı geçen eserde, para 50.106 Kontenjan 3404/2005 sayılı Kanun ile Yunan teknoloji

enstitülerine genişletilmiştir.107 Hüseyinoğlu, 2012, adı geçen eserde, para.236-239.108 Dragona ve Frangoudaki, adı geçen eserde.109 Ibid.110 Programın ayrıntılı açıklaması https://museduc.gr/el/

adresinden ulaşılabilir.111 Yunanistan tarafından müdahale, Avrupa Azınlık Sorunları

Forumu (EFMI), 5 Mayıs 2019, https://www.minorityforum.info/en/page/regional-forums adresinden ulaşılabilir.

112 BTTÖB Başkanı ile röportaj, 25 Haziran 2019.113 Katılımcılar aynı zamanda, EPATH kapatıldığı zaman,

3396/2011 sayılı Kanun uyarınca Selanik AristotelesÜniversitesi’ne bağlı bir Azınlık Eğitim Programınınoluşturulduğunu da not etmişlerdir. 2011-2012 eğitim-öğretimyılından itibaren bölüme kayıtlı öğrenciler olmakla birlikte,bölümün yasal olarak kurulması için gerekli düzenlemelertamamlanmamıştır. 4310/2014 sayılı Kanun ile AzınlıkMüfredatı Öğretmenlerinin eğitimi için özel bir programoluşturulmasına rağmen bu program işlerlik kazanmamıştır.4452/2017 sayılı Kanun ile Aristoteles Üniversitesi PedagojiFakültesi Azınlık Eğitim Dairesi Selanik’te resmenkurulmuştur.

114 Anonim kaynaklarla röportaj, 25-26 Haziran 2019. 115 Ibid.116 Ibid.117 Ali Hüseyinoğlu ile röportaj.118 BTTÖB Başkanı ile röportaj, 25 Haziran 2019. 119 Anonim kaynaklarla röportaj, 25-26 Haziran 2019.120 Ibid.121 Doğu Makedonya-Trakya Bölge Direktörlüğü’nden yazılı

cevap, 1 Ağustos 2019 tarihli e-posta. 122 Yunanistan tarafından müdahale, EFMI, adı geçen eserde.123 Ibid.124 Doğu Makedonya-Trakya Bölge Direktörlüğü’nden yazılı cevap125 BTTÖB Başkanı ile röportaj, 25 Haziran 2019. 126 2006’da eğitim için zorunlu asgari zaman diliminin 10 yıla

çıkarıldığı gerçeğine rağmen, azınlık temsilcileri, azınlıköğrencileri söz konusu olduğunda devlet yetkililerinin budüzenlemeyi neredeyse hiçbir zaman uygulayamadıklarınıiddia ediyorlar.

Page 33: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

31BATI TRAKYA’DAKI TÜRK AZINLIK: UZUN YILLARDIR SÜREN HAK VE TANINMA MÜCADELESI

Page 34: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

BATI TRAKYA’DAKI TÜRK AZINLIK: UZUN YILLARDIR SÜREN HAK VE TANINMA MÜCADELESI32

Page 35: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık
Page 36: MRG Rep WThra TK Oct19 ONLINE.qxp MRG · 2019. 10. 23. · kuruluşu olan Tom Lantos Enstitüsü’nde Program Müdürü’dür. 2010-2016 yıllarında Verhás, Uluslararası Azınlık

Batı Trakya’daki Türk Azınlık: Uzun Yıllardır Süren Hak ve Tanınma Mücadelesi

azınlıkların ve yerli halkların haklarını

güvence altına almak için çalışma

Avrupa Azınlık Hakları Grubu (Minority Rights Group Europe) c/o NEKI, Ulloi Utca 68. 11.em. 15. H-1082 Budapeşte Tel +44 (0)20 7422 4200 Faks +44 (0)20 7422 4201 E-posta [email protected] sitesi www.minorityrights.org

Dünyadaki azınlıklar ve yerli halkların hikayeleri için Azınlıkların Sesi Haber Odası’nı (Minority Voices Newsroom) ziyaret edin.www.minorityvoices.org

www.twitter.com/minorityrights www.facebook.com/minorityrights

Batı Trakya’nın Türk azınlığı, yüzlerce yıldır bölgedeyaşamını sürdürmektedir. Bununla birlikte, yerel veuluslararası hukuktaki birçok korumaya rağmen Yunanhükümeti tarafından tanınmamaktadırlar. Batı Trakya’dakiTürk Azınlık: Uzun Yıllardır Süren Hak ve TanınmaMücadelesi, azınlık topluluğunun günümüzde halenkarşılaşmaya devam ettiği engellere ışık tutmaktadır.

Bu durum, dernek kurma, kültürlerini yaşama ve Türkçedilinde eğitim sağlama yetenekleri, kimlikleri, katılımları vekendilerini ifade etmeleri için ciddi bir tehdit teşkil eden çokçeşitli kısıtlamalarla sonuçlanmıştır. Türk azınlık ayrıca,

manevi liderlerinin atanmasına devlet müdahalesi de dahilolmak üzere dini özgürlüklerine yönelik bir dizi engelle dekarşı karşıyadır.

Türk azınlığın hakları, Yunanistan’ın birçok uluslararası insanhakları sözleşmesine ve Avrupa Birliği’ne üye ülke olaraksahip olduğu yükümlülüklerine rağmen neredeyse yüzyılönce oluşturulan bir çerçeveyle belirlenmeye devametmektedir. Bu bağlamda Yunan makamları, Batı Trakya’dakiTürk azınlığı tanımak ve haklarından tam olarakyararlanmalarını sağlamaya yönelik tüm engelleri kaldırmakiçin gecikmeden adım atmalıdır.

ISBN 978-615-00-6590-8.