İÇİndekİler - araslar hukuk · dolayısıyla taıma hukuku asıl olarak taıma faaliyetlerini...

18
Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras YENİ TİCARET KANUNU’NUN TAŞIMA İŞLERİ KİTABINDAKİ SORUMLULUĞA İLİŞKİN TÜM DÜZENLEMELER İLE DEMİR YOLU VE HAVA YOLU İLE TAŞIMADAKİ SORUMLULUK DÜZENLEMELERİNİN TANITILMASI, KIYASLANMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ (EŞYA TAŞIMALARI İÇİN) İÇİNDEKİLER KISALTMALAR I. GİRİŞ II. TAŞIYICI KAVRAMI VE GENEL DEĞERLENDİRME III. TAŞIYANIN ZIYA VEYA HASAR İLE GECİKMEDEN DOĞAN SORUMLULUĞU IV. YARDIMCILARIN VE FİİLİ TAŞIYICININ SORUMLULUĞU V. TAZİMİNATIN HESAPLANMASI ve SORUMLULUK SINIRI VI. SORUMLULUKTAN KURTULMA VII. SONUÇ KAYNAKÇA

Upload: others

Post on 12-Jan-2020

10 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras

YENİ TİCARET KANUNU’NUN TAŞIMA İŞLERİ KİTABINDAKİ

SORUMLULUĞA İLİŞKİN TÜM DÜZENLEMELER İLE DEMİR YOLU

VE HAVA YOLU İLE TAŞIMADAKİ SORUMLULUK

DÜZENLEMELERİNİN TANITILMASI, KIYASLANMASI VE

DEĞERLENDİRİLMESİ (EŞYA TAŞIMALARI İÇİN)

İÇİNDEKİLER

KISALTMALAR

I. GİRİŞ

II. TAŞIYICI KAVRAMI VE GENEL DEĞERLENDİRME

III. TAŞIYANIN ZIYA VEYA HASAR İLE GECİKMEDEN DOĞAN

SORUMLULUĞU

IV. YARDIMCILARIN VE FİİLİ TAŞIYICININ SORUMLULUĞU

V. TAZİMİNATIN HESAPLANMASI ve SORUMLULUK SINIRI

VI. SORUMLULUKTAN KURTULMA

VII. SONUÇ

KAYNAKÇA

Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras

KISALTMALAR

a.g.e. : adi geçen eser

BK : Borçlar Kanunu

BM-CK : Birlesmis Milletler Karma Tasimalar Hakkinda Cenevre Konvansiyonu

(United Nations Convention on International Multimodal Transport of

Goods)

CMI : Comite Maritime International (Uluslararasi Deniz Hukuku Komitesi)

CMR : Convention on the Contract for the International Carriage of Goods by

Road (Karayolu ile Uluslararasi Esya Tasima Sözlesmeleri Hakkinda

Konvansiyon)

COTIF : Convention relative aux Transport Internationaux Ferroviaires

(09.05.1980 Tarihli Uluslararasi Demiryolu Tasimalarina Iliskin

Konvansiyon)

COTIF-CIM : Appandice B a la COTIF 1980, Regles uniformes concernant le contrat

de transport international ferroviaire des merchandises (Demiryolu ile

Uluslararasi Esya Tasima Sözlesmesi ile Ilgili Yeknesak Kurallar-COTIF

EK B)

E : Esas

H.D. : Hukuk Dairesi

HK : Hamburg Konvansiyonu

K. : Karar

LK : Lahey Kurallari

LVK : Lahey Visby Kurallari

SDR (ÖÇH) : Special Drawing Rights (Özel Çekme Hakki)

Syf. : sayfa

TTK : 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu

ETTK : 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu

VK : Varsova Konvansiyonu (Lahey Protokolü ve 4 Sayili Montreal

Protokolü ile Degistirilmis Haliyle)

Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras

I. GİRİŞ

Uluslararası ticaretin gelişmesi, uzun mesafeli satış işlemlerinin sayısının

artmasına yol açmış, buda satılan eşyanın bir yerden başka bir yere taşınması ihtiyacını

doğurmuştur. Bu ihtiyaç doğrultusunda özellikle uluslararası ticarette taşıma sözleşmeleri

yaygın olarak kullanılmaya başlamış, bu sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkların çözümü için

taşıma hukukunun önemi artmıştır.

Esas itibariyle uluslararası ticaret; uluslararası mal ve hizmet mübadelesi ve

bunlara yönelik kurum ve işlemler bütününden oluşmaktadır. Mal ve hizmet mübadelesi aynı

zamanda taşımayı dolayısıyla taşıma sözleşmesini de kapsar. Dolayısıyla taşıma hukuku asıl

olarak taşıma faaliyetlerini ve ona bağlanan sonuçları düzenleyen bağımsız bir hukuk dalıdır1.

Taşıma Hukukunun önemi Türkiye’de de her geçen gün arttığı için, 6102 sayılı

TTK’nunda taşıma hukuku ile ilgili hükümler 6762 sayılı TTK’nuna nazaran daha detaylı

düzenlenmiştir. Zira doktrinde artık 6762 sayılı TTK hükümlerinin yetersiz olduğu

düşünülmekteydi.

Bu ödevde, 6102 sayılı TTK’nun taşıma hukuku ile ilgili sorumluluk hükümleri

ele alınmış, demiryolu, kara, hava ve deniz taşımasındaki uluslararası konvansiyonların

hükümleri ile karşılaştırılarak incelenmiştir.

II. TAŞIYICI KAVRAMI ve GENEL DEĞERLENDİRME

“Taşıyıcı”, TTK’nun taşıma işleri genel hükümleri bölümünde yer alana 850.

maddesinde “Taşıyıcı, taşıma sözleşmesiyle eşya veya yolcu taşıma işini veya ikisini birlikte

üstlenen kişidir.” şeklinde tanımlanmıştır. Açıkça görüldüğü üzere, eşyayı ve yolcuyu bir

yerden bir başka yere taşımayı ve teslim etmeyi taahhüt eden kişi, TTK açısından taşıyıcı

sıfatına sahiptir. Maddenin devamında ise eşyanın her türlü yükü kapsadığı ifade edilmiştir.

Öyleyse yük olarak nitelendirilebilecek her türlü menkul mal taşıma sözleşmesinin konusu

olabilir. Ayrıca taşıma işlerinin ticari işletme faaliyeti olduğu hususu da hükümde yer

almaktadır.

1 ÖZDEMİR, Türkay – Uluslar arası Eşya Taşıma Hukuku – syf. 1 – Vedat Kitapçılık – İstanbul - 2006

Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras

850. maddenin ikinci fıkrasında, taşıma sözleşmesi tanımlanmış ve taşıyıcının

bu sözleşme kapsamında üzerine düşen yükümlülükleri ve hakları belirtilirken sorumluluğu

da genel hatlarıyla çizilmiştir. İkinci fıkra; “Taşıyıcı, taşıma sözleşmesiyle eşyayı varma

yerine götürmeyi ve orada gönderilene teslim etmeyi veya yolcuyu varma yerine ulaştırmayı;

buna karşılık, eşya taşımada gönderen ve yolcu taşımada yolcu, taşıyıcıya, taşıma ücretini

ödemeyi borçlanır.” şeklindedir. Belirtildiği gibi, taşıyıcının taşıma sözleşmesi kapsamındaki

borcu, eşyayı veya yolcuyu belirtilen yere teslim etmek götürmektir. Bu borcu yerine

getirememesi veya geç yerine getirmesi en genel hattıyla taşıyıcının sorumluluğunu doğurur.

Aşağıda detaylı olarak incelenecek olan taşıyıcının sorumluluğuna ilişkin

düzenlemeler, emredici hukuk kuralı niteliğinde olup TTK’nun 853 ve 854. maddeleri

uyarınca kanun tarafından yüklenen sorumluluğunun hafifletilmesi veya kaldırılması mümkün

değildir. Bu sorumlulukları hafifleten veya kaldıran tüm sözleşmelerin işletme tüzüğünde,

genel işlem şartlarında, biletlerde, tarifelerde veya benzer diğer belgelerde belirtilse dahi

geçersiz olacağı hükme bağlanmıştır. Ayrıca, 852. maddede yer alan “Deniz, demir ve hava

yoluyla taşıma ile posta idaresine ilişkin özel hükümler saklıdır.” hükmü ile uluslar arası

taşıma kuralları ile bu kanun hükümlerinin birlikte uygulanacağı açıkça belirtilmiştir. Bu

sebepten dolayı aşağıda konuyla ilgili tüm uluslar arası düzenlemelere de yer verilecektir.

III. TAŞIYANIN ZIYA VEYA HASAR İLE GECİKMEDEN DOĞAN

SORUMLULUĞU

Doktrinde, taşıyanın zıya veya hasar ile gecikmeden doğan sorumluluğunun

hukuki niteliği konusunda kusur sorumluluğu olduğu konusunda fikir birliği vardır. TTK’nun

taşıyanın özeni başlığını taşıyan 876. maddesinde zararın kendi kusuruna bağlı olmayan bir

sebepten meydana gelmesi ve en yüksek özeni göstermesi halinde taşıyanın sorumluluktan

kurtulacağı hükme bağlanmıştır2. O halde, kusursuz olması halinde sorumluluktan kurtulacağı

için taşıyanın sorumluluğu bir kusur sorumluluğudur3.

Ek olarak, TKK’nun 875. maddesinin 3. fıkrasında “Gecikme hâlinde herhangi

bir zarar oluşmasa da taşıma ücreti gecikme süresi ile orantılı olarak indirilir; meğerki,

taşıyıcı her türlü özeni gösterdiğini ispat etmiş olsun” hükmü yer almaktadır. Bu madde de

açıkça taşıyanın her türlü özeni göstermiş olması halinde gecikmeden dolayı yapılacak

2 ETTK md. 781/2 ‘de düzenlenmişti.

3 AYDIN, Alihan – CMR’ye Göre Taşıyıcının Zıya, Hasar ve Gecikmeden Doğan Sorumluluğu – syf. 31 – Beta

Yayınları – İstanbul - 2002

Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras

indirimden kurtulacağı düzenlenmiştir. Bu hüküm de kusur sorumluluğu olarak

düzenlendiğini göstermektedir.

Taşıyanın zıya, hasar ve gecikmeden doğan sorumluluğu TTK’nun 875.

maddesinde “Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar

geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan

zararlardan sorumludur” şeklinde düzenlenmiştir. Taşıyıcının kendisine eşya teslim

edildikten itibaren sorumluluğu başlamakta teslim ettiği süreye kadar sorumluluğu devam

etmektedir. Bu süre içerisinde eşya üzerinde oluşacak tüm zararlardan taşıyıcı sorumlu

tutulmuştur.

Sorumluluk süresinin başlangıcını oluşturacağından teslim alma kavramı önem

kazanmaktadır. Açık bir düzenleme bulunmasa da buradaki teslim alma, taşıma konusu

eşyanın zilyetliğinin taşıyanı teslimi şeklinde algılanmalı, her iki tarafın bu yönde ortak

iradelerinin bulunması gerekmektedir. Bu işlem iki taraflı bir işlem olup; gönderenin taşıtma

iradesi, taşıyanın taşıma iradesi ile söz konusu zilyetlik devrinin gerçekleşmesi gerekir. Yani

taşıyanın haberi olmadan örneğin deposuna bir malın bırakılması, geçerli bir teslim alma

olarak sayılamaz4. CMR’nin 19. maddesinde yükün bir arada toplanması amacıyla eşyanın

depolandığı süre taşıyanın sorumluluğuna dahil edilmesi de teslim için ortak irade arandığını

göstermektedir.

Yükün taşınması için teslimi LK ve LVK haricinde; diğer konvansiyonlar

bakımından yüklemeden önce veya sonra gerçekleşmiş olabilir. Yükleme ve boşaltma

görevinin taşıma sözleşmesinde taşıyana verilmesine bir engel yoktur ve bu durumda yükleme

aşamasından önce taşıyanın sorumluluğu başlayacaktır5. Öte yandan yükleme ve istifleme

görevi gönderene verilmiş de olabilir. Bu durumda ise, gönderen yükleme ve istifleme

görevini ifa ettikten sonra Taşıyanın sorumluluğu başlayacaktır. Malların teslim edilmiş

olması tek başına sorumluluğun başlamasına sebep olmaz.

Taşıma sözleşmesinde yükleme ve istifleme görevlerinin kime verildiğinin yer

almaması durumunda halin icabı ve ticari adetlerden aksi anlaşılmıyor ise bu görev taşıyana

ait olacaktır. Zira yüklemenin en iyi nasıl olacağını, hangi doğrultuda yükleme yapılmasının

gerektiğini en iyi taşıyan bilecektir ve kendisine bu görev verilmemiş olsa dahi yükleme ve

istifleme işlemine nezaret etmelidir. Ancak, belirtmek gerekir ki, yükleme görevinin taşıyıcı

dışında birine verilmiş olduğu durumlarda, taşıyıcının işçileri bu yüklemeye nezaret etmiş

4 AYDIN, Alihan – a.g.e. syf. 35

5 ÖZDEMİR, Türkay – Uluslar arası Eşya Taşıma Hukuku – syf. 109 – Vedat Kitapçılık – İstanbul - 2006

Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras

olsa da ortaya çıkan zararlardan sorumluluk başlamadığı için taşıyıcı sorumlu olmayacaktır.

Zira bu durumda taşıyıcının adamları gönderenin yardımcısı konumundadır6.

Taşıyanın sorumluluğu yükü gönderilene bir başka deyişle ilgili hak sahibine

teslim etmesi ile son bulacağından bu konunun da irdelenmesi gerekmektedir. Bu işlem de her

iki tarafın teslime ilişkin ortak iradeleri ve malın zilyetliğinin devri ile gerçekleşir7. Teslimatı,

ancak taşıma senedinde yazılan gönderilen veya gönderenin talimatı ya da gönderilenin

talimatı ile sonradan belirlenen kişi alabilir. Eşyanın yanlış bir kişiye teslim edilmesi

konvansiyonlara ve TTK’ya göre teslimat sayılmamaktadır.

CMR madde 4 ve 12 uyarınca taşımada talimat verme yetkisi kimde ise yükü

teslim alma yetkisi ona ait olacaktır. Öyleyse yetkili kişiler gönderen, gönderilen veya onların

belirledikleri bir başka kişidir. Yine aynı kişilerin göstereceği adrese yapılacak olan teslim

geçerli olacaktır8.

VK’nun 12. maddesine göre de taşıyıcı yükü, yük senedinde gösterilen ya da

gönderici tarafından sonradan tayin olunan kişi ve adrese teslim etmek zorundadır. Bu

teslimat taşıyanın asıl borçlarındadır9.

LK ve LVK’ya göre diğer konvansiyonlardan farklı olarak yükü teslim alacak

bir gönderilenin olmaması halinde gönderilenin ulaşabileceği uygun bir yere bırakılması

yeterlidir. LK ve LVK açısından esas olan fiili taşıma sürecidir. Bu sebeple yükün

boşaltılması aşamasında taşıyanın sorumluluğu kurallara göre değil liman mevzuatına göre

belirlenecektir10

.

Taşıyanın, yükü, gümrüğe teslim etmesinin geçerli bir teslim sayılıp

sayılmayacağı konusunda doğrudan bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak, Gümrük

Kanunun 51/1. Maddesinde bulunan “Yabancı memleketlerden kara (demiryolları dahil),

deniz ve hava taşıtlarıyla Türkiye’ye getirilen eşya ile talep halinde çıkış eşyası, eğer orada

sundurma ve antrepoculuk hizmetleri kanunla tekeline verilmiş bir işletme varsa, bu

işletmelerin sorumluluğu altındaki sundurmalara, gümrüğün denetimi altına konulur”

şeklindeki hüküm uyarınca taşıyıcının yükü gümrüğe teslim etmesinin geçerli bir teslim

sayılıp sayılamayacağı tartışma konusu olmuştur. Doktrindeki hakim görüşe göre, hal ve

şartlar ve ticari teamül kıstasıyla bir sonuca varılamadığı hallerde, yükün gümrüğe bırakılması

6 ÖZDEMİR, Türkay – a.g.e. syf.112

7 ÜLGEN, Hüseyin – Hava Taşıma Sözleşmesi – syf.171 – Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü –

Ankara - 1987 8 AYDIN, Alihan – a.g.e. syf. 40

9 ÜLGEN, Hüseyin – a.g.e. syf.97

10 ÖZDEMİR, Türkay – a.g.e. syf.115

Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras

ve gönderilenin bu yükü oradan alabilmesinin sağlanması için gerekenlerin yapılması

durumunda (belgelerin gönderilene verilmesi gibi) artık yükün gümrüğe bırakılmasının teslim

etmeyi gerçekleştirdiği kabul edilmelidir11

. Zira demiryolları ile ilgili olarak CIM 28.

maddesinde varış garı mevzuatı uyarınca yükün gümrük ve ya vergi idarelerinin,

demiryolunun gözetimi altında bulunmayan depolarına konması gerekiyorsa, yükün bu

yerlere tevdii gönderilene teslim yerine geçeceği yer almaktadır12

.

Sorumluluk sürecine son vermek amacıyla yükü teslim etmek isteyen Taşıyıcı,

teslimatı engelleyen olay ve sorunlarla karşılaşabilir. Yükün varış yerine ulaştıktan sonra hak

sahibine teslimini engelleyen bu türlü olay ve sorunlara teslimat engelleri denmektedir.

Taşıyıcının elinde olmayan sebeplerle gönderilen yükün ulaştırılamaması, gönderilenin teslim

almaktan kaçınması, yükü boşaltacak olan tekel kurumun işçilerinin grevde olması gibi

nedenler, teslimat engeli olarak nitelendirilebilir. CMR 15. ve 16. COTIF-CIM 34.

maddelerine göre Taşıyıcı, teslimat engeli ile karşılaşması durumunda gönderene durumu

bildirmek ve ondan gelen talimatlara uygun olarak hareket etmek zorundadır13

. Teslimat

engelleri açısından LK, LVK, HK ve BM-CK’da da benzer düzenlemeler yer almaktadır.

Taşıyan yükü teslim almasından hak sahibine teslim etmesine kadar geçen süre

içerisinde yükü gerekli özeni göstererek korumakla yükümlüdür. Başka bir deyişle, taşıma

sözleşmesinde taşıyıcı, asli edimi olarak eşyayı bir yerden diğerine götürmeyi üstlenmekte,

hakimiyeti altındaki yükü koruma ve muhafaza etmelidir. Taşıyıcı bu görevini yerine

getirmez gerekli özenle muhafaza etmez ise sözleşmedeki asli edimini yerine getirmemiş

sayılır ve TTK 875. maddesi uyarınca sorumlu tutulur14

. CMR 17/1. maddesi de taşıyanın

sorumluluğunu aynı şekilde düzenlemiştir.

Taşınan yükün zıya uğraması, hasar görmesi veya geç teslim edilmesi

durumlarında taşıyan sorumlu olacaktır. Tüm bu ihtimaller aşağıda tek tek ele alınacaktır.

Taşıyanın sorumluluğunu gerektirecek ilk hal taşınan yükün zıya olmasıdır.

Taşıma hukuku açısından zıya taşıyanın taşınmak üzere kendisine verilen yükün hak sahibine

teslim edilemeyecek durumda olmasını ifade eder. Burada yükün fiili veya hukuki bir

imkansızlıktan dolayı teslim edilememesi durumu söz konusudur. Örneğin yükün yandığı,

kaybolduğu, çalındığı, yetkili makamlarca el konulduğu, yanlışlıkla hak sahibinden başkasına

11

AYDIN, Alihan – a.g.e. syf. 43 12

ARKAN, Sabih – Demiryoluyla Yapılan Uluslar arası Eşya Taşımaları – syf. 96 - Banka ve Ticaret Hukuku

Araştırma Enstitüsü – Ankara - 1987 13

AYDIN, Alihan – a.g.e. syf. 44-45 14

ARKAN, Sabih – Karada Yapılan Eşya Taşımalarında Taşıyıcının Sorumluluğu – syf. 47 – Banka ve Ticaret

Hukuku Araştırması Enstitüsü – Ankara - 1982

Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras

teslim edildiği hallerde15

zıyadan söz edilir16

. Yükün tamamının zıya olması mümkün olduğu

gibi bir kısmının da örneğin 10 ton buğdayın 5 tonunun bozulması gibi zıya olması

mümkündür. Bu durumda kısmi zıyadan söz edilir.

Taşıyanın sorumluluğunu doğuracak ikinci hal ise taşınan yükün hasar

görmesidir. Taşıma hukukuna göre hasar, taşınan yükün ekonomik değerinin azalmasıdır.

Örneğin yükün paslanması, donması, ısınarak deforme olması, kokusunun bozulması yükte

oluşan hasara örnek olarak verilebilir. Zıyadan farklı olarak burada yük yok olmamakla

birlikte sadece ekonomik değeri azalmaktadır. Her ne kadar yükün ekonomik değerini

düşürdüğü düşünülse de, mevsimin geçmesi sonucu fiyatının azalması, borsa fiyatlarının

düşmesi gibi değer düşüren durumlar hasar olarak algılanmamalıdır.

Taşıyanın sorumluluğunu doğuracak üçüncü hal ise, taşımanın sözleşmede

kararlaştırılan süre içinde gerçekleşmemesi halinde gündeme gelecektir. TTK’nun taşıma

süresi başlıklı 873. maddesi “Taşıyıcı, eşyayı, kararlaştırılan sürede, bir süre

kararlaştırılmamışsa, şartlar dikkate alındığında özenli bir taşıyıcıya tanınabilecek makul bir

süre içinde teslim etmekle yükümlüdür” şeklindedir. Ayrıca TTK’nun 875. maddesinin

üçüncü fıkrasında “gecikme halinde, herhangi bir zarar oluşmasa da taşıma ücreti gecikme

süresi ile orantılı olarak indirilir (…)” hükmü bulunmaktadır. Açıkça anlaşılacağı üzere,

taşıyan kararlaştırılan süre içerisinde yükü gönderilene veya hak sahibine teslim edememesi

durumunda oluşacak zarardan sorumlu olacak, bir zarar oluşmasa dahi taşıma ücreti orantılı

olarak indirilecektir.

IV. YARDIMCILARIN VE FİİLİ TAŞIYICININ SORUMLULUĞU

Günümüzde ekonominin büyümesi ve ticaretin artması sebepleriyle

Taşıyıcıların işleri artmış ve eskiden olduğu gibi taşıma işlerini bizzat kendilerinin yerine

getirme olanakları kalmamıştır. Taşıma araçlarının kullanılmasını, yükleme ve boşaltma

işlerini bizzat taşıyıcı değil, konusunda uzman işçiler gerçekleştirmektedir. Hatta bazı

durumlarda, kendilerine tabi durumda olmayan, bağımsız başka Taşıyıcılara devretmek

yoluna da gitmektedirler. Bu gelişmeler göz önüne alınarak TTK’da yardımcıların ve fiili

taşıyıcıların sorumlulukları düzenlenmiştir.

15

Yükün gönderilenden başka yanlış bir kişiye teslim edilmesinin yükün zıya sayılacağı konusunda Alman ve

İsviçre kökenli birçok kaynak bulunmaktadır. Bkz. ARKAN, Sabiha. a.g.e. syf. 48 dipnot: 7 16

ARKAN, Sabih, - a.g.e. syf. 48

Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras

TTK’nun “Yardımcıların kusuru” başlıklı 879. maddesinde Taşıyıcının kendi

adamlarının ve yararlandığı kişilerin fiil ve ihmallerinden kendi fiil ve ihmali gibi sorumlu

olacağı hükme bağlanmıştır. Bu noktada taşıyıcının adamlarının ve yararlandığı kişilerin

kimler olduğunun tespit edilmesinde fayda bulunmaktadır.

Taşıyıcının kendi adamları deyimi, taşıyıcıya ait taşıma işletmesinde genellikle

hizmet sözleşmesine dayanarak sürekli görev yapan kişileri ifade eder17

. Taşıyıcının kendi

adamları grubuna sadece taşımanın gerçekleşmesine doğrudan katılan işçiler değil, işletme

muhasebecisi, temizlikçisi gibi Taşıyıcıya tabii olan tüm işçileri girmektedir.

Taşıyıcının yararlandığı kişilerle kendi adamlarından farklı olarak sürekli bir iş

ilişkisi yoktur. Taşıyıcı bu kişilerin hizmetini sadece belirli bir taşıma işini gerçekleştirirken,

yararlanır ve taşıma işi bitince aralarındaki ilişki son bulur. Taşıyıcı ile onun yararlandığı kişi

arasında hizmet sözleşmesinin bulunmasına da gerek yoktur. Örneğin boşaltma işlemine

sokaktan geçen bir kişinin yardımcı olması durumunda bu kişi taşıyıcının yardımcısı

sayılayacaktır18

.

TTK’nun 879. maddesinde bu kişilerin fiil ve ihmallerinden taşıyıcının kendi

fiil ve ihmali gibi sorumlu olacağı düzenlendiği için bu kişilerin kusurlu olması sorumluluğu

doğuracaktır. Yargıtay kararlarında da kusursuz bir fiilden dolayı zarar meydana gelmesi

durumunda taşıyıcının sorumlu olmayacağı belirtilmiştir19

.

Ayrıca TKK’nun 887. maddesi ile Yardımcı kişilerin ve dolayısıyla

yararlanılan kişilerin taşıyan için getirilmiş olan sorumluluktan kurtulma sebepleri ve

sorumluluk sınırlarından yararlanabileceği hükme bağlanmıştır. Ancak kasten veya pervasızca

bir davranış ile bu zarara sebebiyet verilmiş ise sorumluluk sınırlarından ve kurtulma

sebeplerinden yararlanamayacaklardır20

.

17

ARKAN, Sabih – Karada Yapılan Eşya Taşımalarında Taşıyıcının Sorumluluğu – syf. 96 18

ARKAN, Sabih – Karada Yapılan Eşya Taşımalarında Taşıyıcının Sorumluluğu – syf. 98 19

ERİŞ, Gönen – Uygulamalı Kara Taşıma Hukuku – syf. 329 – Seçkin Yayınevi – Ankara – 1996

Yargıtay 11. H.D. 12.06.1990 3315 E./4701K. Sayılı ilamıDavalı Kamil Koç firmasının soförünün olayda

kusursuzluğu ispat olmuş ve tüm hasarın diğer davalı Ziya’nın soföründe olduğu anlaşılmasına göre, TTK.nun

804 üncü maddesi yollamasıyla TTK. Nun 781/1 maddesi hükmü gereğince davalı Kamil Koç’un tazminatla

sorumlu tutulmaması gerekirken, adı geçen aleyhine de hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 20 TTK’nun 887. Maddesi “XI - Yardımcı kişilerin sorumluluğu

(1) Taşıyıcının yardımcılarından birine karşı, eşyanın zıyaı, hasarı veya geç teslimi sebebiyle, sözleşme dışı

sorumluluktan doğan istemler ileri sürülmüşse, o kişi bu Kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma sebeplerine

ve sorumluluk sınırlamalarına dayanabilir. Zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın

Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras

Fiili taşıyıcıların sorumluluğu ise TTK’nun 888. maddesinde “Taşıma, kısmen

veya tamamen üçüncü bir kişi olan fiilî taşıyıcı tarafından yerine getirilirse, bu kişi eşyanın

zıyaı, hasarı veya gecikmesi nedeniyle kendisi tarafından yapılan taşıma sırasında ortaya

çıkan zarardan asıl taşıyıcı gibi sorumludur.” şeklinde düzenlenmiştir. Fiili taşıyıcı kavramı

maddede eşyanın taşınmasının taşıyıcı tarafından kendisine bırakıldığı kişiler ile eşyanın

gönderilene teslimine kadar taşıyıcının yerine geçen diğer taşıyıcıları ifade etmektedir.

Gönderenle yapılan sözleşme uyarınca taşıyıcı, yolun sadece belli bir kısmına

kadar taşıma ve bundan sonraki kısım için de taşımayı gerçekleştirecek yeni kişileri seçerek

bunlarla sözleşme yapma görevini üstlenmiş olabilir. Taşıyıcı bu yeni taşıma sözleşmesini

gönderenin ad ve hesabına yapacak ise vekil, kendi adına gönderenin hesabına yapacaksa

komisyoncu durumundadır. Bu durumda sözleşme yapılan diğer taşıyıcıları 888. madde

uyarınca sorumlu tutmaya olanak yoktur. Taşıyıcı vekil sıfatıyla sözleşme imzalamış ise

müvekkiline karşı BK hükümleri uyarınca sorumlu olacak, komisyoncu sıfatıyla imzalamış

ise TTK’nun “Taşıma İşleri Komisyoncusu” bölümünde yer alan 918. maddesindeki

hükümler ile sorumlu olacaktır21

.

TTK’nun 888. maddesinin 3. fıkrasındaki “Asıl taşıyıcı ve fiilî taşıyıcı

müteselsilen sorumludurlar.” hükmü ile fiili taşıyanın fiil ve ihmallerinden doğan zararlardan

asıl taşıyıcının da müteselsilen sorumlu olacağı öngörülmüştür. 2. fıkrada ise fiili taşıyıcıya

taşıma sözleşmesinden doğan asıl borçluya ait tüm def’ileri ileri sürebilme hakkı tanınmıştır.

Öyleyse taşıma sözleşmesine taraf olmasa da, fiili taşıyıcı asıl taşıyıcıya ait tüm def’ileri ileri

sürme hakkına sahiptir.

Ayrıca, Fiili taşıyıcılarının yardımcılarının fiil ve ihmallerinden doğan

zararlardan da tıpkı asıl taşıyıcının yardımcılarında olduğu gibi sorumlu olunacağı, TTK’nun

888. maddesinin 4. fıkrasındaki “Fiilî taşıyıcının yardımcılarına başvurulursa 887 nci madde

hükmü uygulanır” hükmü ile öngörülmüştür. 887. maddeye atıf yapılarak aynı şekilde

sorumlu olunacağı açıkça belirtilmiştir bu sebeple konuyla ilgili yukarıda yaptığımız

açıklamalar bu bölümde de geçerli olacaktır.

meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiille veya ihmalle sebebiyet verilmişse birinci cümle hükmü

uygulanmaz. 21

ARKAN, Sabih – Karada Yapılan Eşya Taşımalarında Taşıyıcının Sorumluluğu – syf. 104

Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras

V. TAZİMİNATIN HESAPLANMASI ve SORUMLULUK SINIRI

Taşıma süresi içerisinde yükün zıya olması, hasarlı olarak veya geç teslim

edilmesi hallerinde taşıyan meydana gelen zararlardan sorumlu olacaktır. Bu aşamada zararın

giderilmesi için ödenecek olan tazminatın hesaplanması gerekir.

TTK’nun tazminatta esas alınacak değer başlıklı 880. maddesi “Taşıyıcı,

eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu

tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanır.”

şeklindedir. Yükün kısmen veya tamamen zıya olduğu hallerde yükün teslim alındığı yer ve

zamandaki değerine göre tazminat hesaplanmalıdır.

Yükün hasara uğraması halinde ise 880. maddenin ikinci fıkrası uyarınca

teslim alındığı yer ve zamandaki hasarsız değeri ile hasarlı değeri arasındaki fark tazminat

miktarını belirleyecektir. Madde hükmü şu şekildedir;“Eşyanın hasara uğraması hâlinde,

onun taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki hasarsız değeri ile hasarlı değeri

arasındaki fark tazmin edilir. Zararı azaltmak ve gidermek için yapılacak harcamaların

birinci cümleye göre saptanacak değer farkını karşıladığı karine olarak kabul edilir.”

Ayrıca yükün değeri tespit edilirken 880. maddenin 3. fıkrası uyarınca eşyanın

piyasa değeri, tespit edilemiyor ise cari değeri baz olarak alınır. Madde, “Eşyanın değeri

piyasa fiyatına göre, bu yoksa aynı tür ve nitelikteki malların cari değerine göre tayin edilir.

Eşya, taşımak üzere teslimden hemen önce satılmışsa, satıcının faturasında taşıma giderleri

mahsup edilerek gösterilen satış bedelinin piyasa fiyatı olduğu varsayılır.” şeklindedir.

Öte yandan söz konusu tazminat miktarlarına TTK’nun 882. maddesi ile şu

sınırlamalar getirilmiştir;

“Gönderinin tamamının zıyaı veya hasarı hâlinde, 880 ve 881 inci maddeler

uyarınca ödenecek tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir

kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır.

(2) Gönderinin münferit parçalarının zıyaı veya hasarı hâlinde taşıyıcının

sorumluluğu;

a) Gönderinin tamamı değerini kaybetmişse tamamının,

b) Gönderinin bir kısmı değerini kaybetmişse, değerini kaybeden kısmının,

net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını

karşılayan tutar ile sınırlıdır.

(3) Taşıyıcının, taşıma süresinin aşılmasından doğan sorumluluğu, taşıma

ücretinin üç katı ile sınırlıdır.

(4) Özel Çekme Hakkı, eşyanın taşıma amacıyla taşıyıcıya teslim edildiği

tarihteki veya taraflarca kararlaştırılan diğer bir tarihteki, Türkiye Cumhuriyet

Merkez Bankasınca belirlenen değerine göre Türk Lirasına çevrilir.”

Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras

CMR’nin 23/3 maddesinde ise TTK’dan farklı olarak eşyanın teslim yerindeki

değerine göre tazminat miktarı belirlenirken ayrıca burada da bir üst sınır getirilmiştir.

CMR’ye göre kilogram başına bir sınırlama getirilerek bu sınır kilogram başına 8,33 Özel

Çekme Hakkı (SDR) olarak belirlenmiştir. Görüldüğü gibi bu sınırlama TTK ile paraleldir.

Belirtmek gerekir ki, tek bir taşıma sözleşmesi ile birden çok çeşit mal

gönderilmiş olsa bile; toplam taşınan eşya değeri ve ağırlığı üzerinden hesaplama yapılarak

sorumluluğun sınırı tespit edilmelidir. CMR 12/5. maddesindeki yükün bölünemeyeceği ve

taşınan eşyanın bir bütün olduğu kuralı gereği bu sonuç ortaya çıkmaktadır22

.

COTIF/CIM açısından ise; yukarıdaki açıklamalar aynen geçerli olmakla

birlikte, 40/2. maddesinde tazminat miktarının üst sınırı brüt kilogram için 17 SDR olarak

belirlenmiştir23

. VK 22/2-b maddesi de üst sınırı aynı şekilde kilogram başına 17 SDR olarak

belirlemiştir.

Deniz taşımaları bakımından LK 4/5. maddesi diğer konvansiyonlardan farklı

olarak koli veya paket başına 100 İngiliz Sterlini sorumluluk sınırı olarak belirlemiş idi. Bu

miktar uluslar arası para piyasalarında sürekli değerinin değişmesi sebebiyle eleştirilmiştir.

Zira SDR’nin değeri tüm ülkelerde ve farklılık sabittir ve farklılık göstermez. Bu eleştiriler

sonucunda değişime gidilerek koli başına 666,67 SDR, kilogram başına 2 SDR olarak ikili

sınırlama sistemi getirilmiştir. Bu ikili sınırlamadan hangisinin uygulanacağı ise; paket ya da

kolinin ağırlığından hangisinin daha yüksek sınıra tekabül ediyorsa, ona göre belirlenecektir24

.

Böylece kolinin ağırlığı 333,33 Kg’dan fazla ise ağırlıki az ise koli için geçerli olan sınırlama

kullanılacaktır. Bu konvansiyon açısından konişmentoya kaydedilen değer, öncelikle dikkate

alınacak sorumluluk sınırı tespit edilecektir.

HK’nun 6. maddesi ve BM-CK 18. maddesi, LK ve LVK’da getirilen ikili sınır

sistemini kabul etmiş ancak daha yüksek değerler öngörülmüştür. HK’na göre sorumluluk

sınırları brüt kilogram başına 2,5 SDR, paket yada koli başına 835 SDR olarak BM-CK’na

göre ise 2,75 SDR ve 920 SDR olarak belirlenmiştir25

. Ancak belirtmek gerekir ki, BM-

CK’nun 18. maddesinin 3. fıkrasında karma taşıma sürecinin deniz yada iç su taşımasını

kapsamaması halinde tekil bir sistem öngörülmüş, kilogram başına 8,33 SDR olarak sınır

belirlenmiştir.

22

ÖZDEMİR, Türkay – a.g.e. syf.146 23

ARKAN, Sabih – Demiryoluyla Yapılan Uluslar arası Eşya Taşımaları – syf. 174 - Banka ve Ticaret Hukuku

Araştırma Enstitüsü – Ankara - 1987 24

ÖZDEMİR, Türkay – a.g.e. syf.147 25

ÖZDEMİR, Türkay – a.g.e. syf.148

Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras

Uluslararası konvansiyonlar ve TTK‘daki sorumluluk sınırlarının

incelenmesinden sonra TTK’nun taşıyıcının yukarıda belirtilen sorumluluğuna ek olarak

düzenlenen diğer sorumluluklarla ilgili 883 ve 884. maddelerini de bu aşamada

incelenmesinde fayda görmekteyiz.

TTK’nun “diğer giderlerin tanzimi” başlıklı 883. maddesi “Taşıyıcı, zıya veya

hasardan sorumlu olduğu hâllerde, 880 ilâ 882 nci maddelere göre ödenmesi gereken

tazminatı ödedikten başka, taşıma ücretini geri verir ve taşıma ile ilgili vergileri, resimleri ve

taşıma işi nedeniyle doğan diğer giderleri de karşılar. Ancak, hasar hâlinde, birinci cümle

uyarınca yapılacak ödemeler 880 inci maddenin ikinci fıkrasına göre saptanacak bedel ile

orantılı olarak belirlenir. Başkaca zararlar karşılanmaz.” şeklindedir. Görüldüğü gibi bu

madde ile taşıyıcı yukarıda açıklanan sorumlu olduğu miktarlara ilavaten taşıma ücretini geri

verecek, taşıma ile ilgili vergileri, resimleri ve taşıma işi nedeniyle doğan diğer giderlerden de

sorumlu olacaktır.

Ayrıca TTK’nun 881. maddesi26

ile 880. maddede belirtilen zararların

hesaplanması için zorunlu olan giderlerden de Taşıyıcı sorumlu tutulmuştur.

Bu maddeler ile belirtilen diğer zararlar için ana zarar için belirtilen

sorumluluk sınırından farklı bir sorumluluk sınırı getirilmiştir. İlgili TTK’nun 884. maddesi

“Taşıyıcı, taşıma işinin yapılmasında, sözleşmeden doğan bir yükümlülüğünü ihlal etmesi

nedeniyle meydana gelen ve eşyanın zıyaından, hasarından veya taşıma süresinin

aşılmasından kaynaklanmayan ve eşya veya kişi zararları dışında kalan zararlardan, tam zıya

hâlinde ödenmesi gereken tazminat miktarının üç katı ile sınırlı olmak üzere sorumludur.”

şeklindedir. Bu düzenleme, 880. maddenin sözleşmeden doğan bir yükümlülüğünü ihlal

etmesi nedeniyle meydana gelen ve eşyanın zıyaından, hasarından veya taşıma süresinin

aşılmasından kaynaklanan zararlar dışındaki zararlar için 882. maddede belirlenen sorumluluk

sınırına istisna olarak getirilmiştir. Taşıyıcının bu tip zararlar için, tam zıya halinde ödemesi

gereken tazminat miktarının üç katı ile sınırlı olmak üzere sorumlu olacağı hükme

bağlanmıştır.

Son olarak belirtmek gerekir ki, TTK’nun 886. maddesindeki “Zarara, kasten

veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle

işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879 uncu

maddede belirtilen kişiler, bu Kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve

sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz.” hükmü uyarınca Taşıyıcı kasten veya

26

TTK MADDE 881- (1) Taşıyıcı, eşyanın zıyaı veya hasarı hâlinde, 880 inci madde uyarınca ödenmesi

gereken tazminattan başka, zararın saptanması için yapılması zorunlu olan giderleri de tazminle yükümlüdür.

Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras

pervasızca bir hareket sonucu bu zararların doğmasına yol açmış ise söz konusu sorumluluk

sınırlarından yararlanamayacaktır.

VI. SORUMLULUKTAN KURTULMA

Taşıma sözleşmesi, Taşıyıcıya yükü taşıma işlemini yaparken gerekli özeni ve

dikkati gösterme borcunu yüklemektedir. Taşıyıcı bu borç kapsamında teslim aldığı yükü hak

sahibine aynen teslim etmek zorundadır. Aksine bir durum söz konusu olduğunda yukarıda

belirtilen maddeler uyarınca sorumluluğunun doğacağını belirtmiş idik.

Bu sorumluluk, kanun düzenlemelerine göre bir kusur sorumluluğu niteliğinde

olduğu için genel hattıyla taşıyıcı kendi kusurundan dolayı bu zararın meydana gelmediğini

ispatlaması halinde sorumluluktan kurtulacaktır27

. Nitekim TTK’nun 876. maddesi “Zıya,

hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve

sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur.”

şeklindedir. Bu kapsamda sorumluluktan kurtulmak isteyen Taşıyıcı zararın hangi sebepten

meydana geldiğini tespit etmeli ve bu sonucun doğmamış olması için en yüksek özeni

gösterdiğini ve herhangi bir kusurunun olmadığını ispat etmelidir28

. Örneğin, yükün zıya,

hasar veya gecikmeye uğramasında taşıtın freninin patlaması veya rotunun çıkması gibi teknik

bir arıza sebep olmuş, taşıyıcı ise taşıtın kullanılmasında ve bakımında herhangi bir

kusurunun olmadığını ispat ederse sorumluluktan kurtulacaktır29

.

Konu ile ilgili uluslar arası düzenlemelere baktığımızda ise, VK dışında

sorumluluğun kusura dayalı sorumluluk olduğunu tespit etmiş bulunmakla birlikte; diğer

konvansiyonlarda farklı sorumluluktan kurtulma kriterleri bulunmaktadır.

Sorumluluktan kurtulma genel sebepleri içerisinde en çok dayanılabilecek ve

genel nitelikli olan kaçınılamayacak ve sonuçlarına engel olunamayacak bir olay sebebiyle

yükün zarar görmesidir. CMR 17/2 ve COTIF-CIM 36/2 uyarınca kaçınılamayacak ve

sonuçlarına engel olunamayacak bir olay sonucu taşıyıcının sorumlu olduğu süre içerisinde

dahi yük zarar görmüş olursa taşıyıcı sorumluluktan kurtulacaktır30

. Belirtmek gerekir ki, bu

kavram mücbir sebebi de kapsayan daha geniş bir sorumluluktan kurtulma nedenidir31

.

Mücbir sebep olmasa dahi kaçınılamayacak ve sonuçları engellenemeyecek bir olay var ise

27

ERİŞ, Gönen – Uygulamalı Kara Taşıma Hukuku – syf. 295 – Seçkin Yayınevi – Ankara - 1996 28

ARKAN, Sabih – Taşıyıcının Sorumluluğu – syf.109 29

ARKAN, Sabih – Taşıyıcının Sorumluluğu – syf.111 30

AYDIN, Alihan – a.g.e. syf.67-68 31

ÖZDEMİR, Türkay – a.g.e. syf.202

Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras

yine taşıyıcı sorumluluktan kurtulacaktır. Kurtulmanın söz konusu olabilmesi için Taşıyıcı,

basiretli bir tacirden öte en üst seviyede özen ve dikkat gösterdiğini ispatlamak zorundadır32

.

Öte yandan 876. maddedeki sorumluluktan kurtulma düzenlemesinin yanında

TTK’nun 878. maddesi ile özel sorumluluktan kurtulma halleri düzenlenmiştir. Maddede

belirtilen bu hallerden birinin bulunması durumunda da Taşıyıcı sorumluluktan kurtulacaktır.

Madde hükmü şu şekildedir;

Zıya, hasar veya teslimdeki gecikme, aşağıdaki hâllerden birine

bağlanabiliyorsa taşıyıcı sorumluluktan kurtulur:

a) Sözleşme veya teamüle uygun olarak üstü açık bir aracın kullanılmış olması

yahut güverteye yükleme yapılması.

b) Gönderen tarafından yapılan yetersiz ambalajlama.

c) Eşyanın gönderen veya gönderilen tarafından işleme tabi tutulması,

yüklenmesi veya boşaltılması.

d) Eşyanın; özellikle kırılma, paslanma, bozulma, kuruma, sızma, olağan fire

yoluyla kolayca zarar görmesine yol açan doğal niteliği.

e) Taşınacak paketlerin gönderen tarafından yetersiz etiketlenmesi.

f) Canlı hayvan taşıması.

g) 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu ile diğer kanun ve

düzenlemelerde yer alan hükümlerin taşıyıcının sorumluluktan kurtulmasını haklı gösterdiği

hâller.

(2) Herhangi bir zararın hâl ve şartlara göre birinci fıkrada öngörülen bir

sebebe bağlanmasının muhtemel bulunduğu durumlarda, o zararın bu sebepten ileri geldiği

varsayılır. Birinci fıkranın (a) bendinde öngörülen olağanüstü zıya veya hasar hâlinde bu

karine geçerli olmaz.

(3) Zıya, hasar veya gecikme, gönderenin eşyanın taşınmasına ilişkin özel

talimatlarına taşıyıcının uymamasından ileri gelmişse, taşıyıcı birinci fıkranın (a) bendine

dayanarak sorumluluktan kurtulamaz.

(4) Taşıyıcı, sözleşme uyarınca eşyayı sıcağa, soğuğa, ısı değişikliklerine,

neme, sarsıntılara ya da benzer etkilere karşı özel olarak koruma yükümlülüğü altında ise,

birinci fıkranın (d) bendine ancak, hâl ve şartlara göre, özellikle de gerekli donanımın seçimi,

bakımı ve kullanımına ilişkin kendisine düşen tüm önlemleri almış ve özel talimatlara uygun

davranmış bulunması hâlinde dayanabilir.

(5) Taşıyıcı birinci fıkranın (f) bendine ancak hâl ve şartlara göre kendisine

düşen tüm önlemleri almış ve özel talimatlara uygun davranmış bulunması hâlinde

dayanabilir.

Görüldüğü gibi, yük üzerinde oluşan zararın; Gönderen tarafından yapılan

yetersiz ambalajlama, Eşyanın gönderen tarafından işleme tabi tutulması, yüklenmesi veya

boşaltılması, taşınacak paketlerin gönderen tarafından yetersiz etiketlenmesi gibi gönderenin

kusurundan doğması durumunda taşıyıcı sorumluluktan kurtulacaktır.

32

ÖZDEMİR, Türkay – a.g.e. syf.202

Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras

Gönderen, yükü taşımadan doğan olağan tehlikelere karşı koruyacak

yeterlilikte ambalajlamak zorundadır. Yeterli ambalajlama olup olmadığı taşınan yükün

niteliği ve taşıma yolu şartları göz önüne alınarak belirlenir. Taşıma sözleşmesinde

ambalajlama görevi taşıyıcıya verilmişse taşıyıcı sorumluluktan kurtulamayacaktır33

.

Eşyayı yükleme ve boşaltma görevi taşıma sözleşmesi ile Gönderene veya

Gönderilene verildiği durumlarda, taşıyıcı yükleme ve boşaltmaya ilişkin faaliyetler sırasında

yükün zarar görmesinden sorumlu tutulamayacaktır. Ayrıca yükün yeterince etiketlenmemesi

durumunda doğacak zararlardan da gönderen sorumlu tutulmuştur.

CMR 17/4, LK ve LVK 4/2 ve COTIF-CIM 36/3 maddelerinde de yükleme,

istifleme ve boşaltma görevlerinin taşıyıcıdan başka birinin sorumluluğunda olduğu

durumlarda, bu süreçte oluşacak zararlar Taşıyıcının sorumluluğu dışında bırakılmıştır34

.

Yükleme, istifleme ve boşaltma taşımadan bağımsız işler olup, sözleşme ile taşıyıcı dışında

birine verilebilir. Bu durumda kendisine yük teslim edilmediği için taşıyıcının sorumluluğu

başlamayacağından pek doğaldır ki oluşacak zararlardan sorumlu olmayacaktır35

. Hangi

aşamanın kimin sorumluluğunda olduğunun tespiti zarardan kimin sorumlu olacağını da tespit

etmeye yarar. Belirtmek gerekir ki Taşıyıcının bu kapsamda sorumluluktan kurtulması için

yükleme ve istifleme aşamasında oluşan zararları tespit ederek taşıma senedine kayıt

ettirmelidir. Bu kaydın tespiti için gerekli olan muayeneyi yapabilmesi için özellikle istifleme

aşamasında bu görev kendisinde olmasa dahi görev sahibine nezaret etmelidir. HK, VK ve

BM-CK’nunda bu özel düzenleme yer almamaktadır. Ancak ilgilisi eşyayı teslim almadan

sorumluluk başlamayacağından diğer konvansiyonlarda ki gibi Taşıyıcı sorumlu

olmayacaktır36

.

Eşyaların paket ve ambalajlarının üzerindeki işaretlerin yetersiz ve eksik olması

CMR 17/4 maddesinde sorumluluktan kurtulma sebebi olarak sayılmıştır. Düzgün şekilde

etiketleme yükümlülüğü gönderene aittir. Taşıyıcının ise CMR 8/1 uyarınca taşıma senedi ve

sözleşmede belirtilen sayı ve işaretlerin paket ve ambalajdakilerle uyumlu olup olmadığını

kontrol etme yükümlülüğü bulunduğu için Taşıyıcı gerekli incelemeyi yaparak yükü teslim

almalıdır. Zira taşıma senedine kayıt koyulmadığı durumlarda taşıyıcı sorumlu olacağından

ancak bu incelemeyi yaparak yükün yanlış etiketlemeden dolayı zarara uğradığını

33

ARKAN, Sabih – Karada Yapılan Eşya Taşımalarında Sorumluluk – syf.117-118-119 34

ARKAN, Sabih – Demiryoluyla Yapılan Eşya Taşımaları – syf.111, ARKAN, Sabih – Karada Yapılan Eşya

Taşımalarında Sorumluluk – syf. 247 35

ÖZDEMİR, Türkay – a.g.e. syf.250 36

ÖZDEMİR, Türkay – a.g.e. syf.255

Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras

ispatlayabilecek ve sorumluluktan kurtulacaktır37

. LK ve LVK madde 4/2 de de aynı şekilde

sorumluluktan kurtulma sebebine yer verilmiş, VK, HK ve BM-CK’nunda ise bu yönde

doğrudan bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak bu konvansiyonlara göre; etiketleme

görevinin taşıyıcıya verilmediği durumlarda sorumluluğundan söz edilemeyecektir.

Öte yandan 878. maddede taşınan yükün niteliğinden doğan zararlar da

Taşıyıcının sorumluluk kapsamı dışında bırakılmıştır. Yükün niteliği sebebiyle olağan

kuruma, paslanma, sızma ve olağan fire gibi durumlar sorumluluk dışında bırakılmıştır.

Belirtmek gerekir ki, maddenin 4. Fıkrası uyarınca taşıyıcı bu sorumluluktan kurtulma

sebebine ancak hâl ve şartlara göre, özellikle de gerekli donanımın seçimi, bakımı ve

kullanımına ilişkin kendisine düşen tüm önlemleri almış ve özel talimatlara uygun davranmış

bulunması durumunda dayanabilecektir. Yani taşınan malın niteliğine uygun taşıma

aksesuarlarını, donanımları sağlamış özel talimatlardaki tüm önlemleri almış olmalıdır.

Uluslar arası düzenlemelere göz attığımızda CMR 17/4 maddesi, COTIF-CIM

36 maddesi, VK 18/3 maddesi, LK ve LVK 4/2 maddesi, HK 5 maddesi içerdikleri TTK ile

paralel düzenlemeler ile yükün niteliği sebebiyle oluşacak olağan fire, kuruma, paslanma,

sızma, güve ve haşerat kısacası yükün doğal niteliğinden kaynaklı oluşan zarar ve zıyayı

sorumluluk dışında bırakmıştır38

. Ancak uygulamada genellikle taşıma sözleşmelerine

konulan hükümlerle doğal nitelikten oluşan zarar kapsam dışı bırakılmaktadır.

VII. SONUÇ

Yukarıda, 6102 sayılı TTK’nun taşıma hukuku ile ilgili sorumluluk hükümleri

ele alınmış, demiryolu, kara, hava ve deniz taşımasındaki uluslararası konvansiyonların

hükümleri ile karşılaştırılarak incelenmiştir.

Yapılan incelemenin sonucunda 6102 sayılı TTK’nun sorumluluk hükümlerini

6762 sayılı TTK’ya nazaran daha detaylı düzenlediği tespit edilmiştir. Getirilen yeni

düzenlemeler demiryolu, kara, hava ve deniz taşımasındaki uluslararası konvansiyonlarla ile

paralel ve uyumludur.

37

ÖZDEMİR, Türkay – a.g.e. syf. 256 , AYDIN, Alihan – a.g.e. syf.91 38

ÖZDEMİR, Türkay – a.g.e. syf.233-234-235-236-237-238

Hazırlayan : Av. Çağlar Doğu Aras

KAYNAKÇA

ARKAN, Sabih – Demiryoluyla Yapılan Uluslar arası Eşya Taşımaları –Banka ve Ticaret

Hukuku Araştırma Enstitüsü – Ankara – 1987

ARKAN, Sabih – Karada Yapılan Eşya Taşımalarında Taşıyıcının Sorumluluğu –Banka ve

Ticaret Hukuku Araştırması Enstitüsü – Ankara – 1982

AYDIN, Alihan – CMR’ye Göre Taşıyıcının Zıya, Hasar ve Gecikmeden Doğan Sorumluluğu

–Beta Yayınları – İstanbul – 2002

ERİŞ, Gönen – Uygulamalı Kara Taşıma Hukuku –Seçkin Yayınevi – Ankara - 1996

ÖZDEMİR, Türkay – Uluslar arası Eşya Taşıma Hukuku –Vedat Kitapçılık – İstanbul – 2006

ÜLGEN, Hüseyin – Hava Taşıma Sözleşmesi –Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü

– Ankara - 1987