çok partİlİ sİsteme geçİŞ: demokrat partİ · pdf fileçok partİlİ...

6
ÇOK PARTİLİ SİSTEME GEÇİŞ: DEMOKRAT PARTİ Özgür ŞİRİN Atılım Üniversitesi Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Yüksek Lisans Öğrencisi Özet Türkiye'de Demokrat Parti'nin kurulması Cumhuriyet Halk Partisi'nin bu oluşuma istinat etmesi ile mümkün olmuştur. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Türkiye'de yaşanan sosyal ve ekonomik sorunların da eklenmesi ile Cumhuriyet Halk Partisine karşı oluşan toplumsal muhalefet Demokrat Parti'nin doğmasına ve hızla büyümesine vesile olmuştur. 'Sessiz Devrim' veya 'Beyaz İhtilal' olarak adlandırılan 1950 yılı seçimleri ile Türkiye'de iktidar ilk defa el değiştirmiştir. İktidarın el değiştirmesi yönetim anlayışının da değişmesine sebep olsa da Türkiye'de ilk darbeye giden yolun da açılmasına sebep olmuştur. Siyasal, sosyal ve ekonomik anlamda yönetim anlayışının değişmesi Türkiye'yi yeni sorunların kucağına atmıştır. Bunun yanı sıra siyasal iktidarın Demokrat Parti ile el değiştirmesi siyasal sistemin değiştiği anlamına gelmeyeceği 27 Mayıs askeri müdahalesi ile anlaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Laiklik, resmi ideoloji, askeri müdahale, bürokrasi, Demokrat Parti, ordu

Upload: phungnhu

Post on 06-Feb-2018

229 views

Category:

Documents


1 download

TRANSCRIPT

Page 1: ÇOK PARTİLİ SİSTEME GEÇİŞ: DEMOKRAT PARTİ · PDF fileÇOK PARTİLİ SİSTEME GEÇİŞ: ... Her iki partide arkasına rejim için tehlikeli ve ciddi görülen toplumsal desteği

ÇOK PARTİLİ SİSTEME GEÇİŞ:

DEMOKRAT PARTİ

Özgür ŞİRİN

Atılım Üniversitesi

Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Yüksek Lisans Öğrencisi

Özet

Türkiye'de Demokrat Parti'nin kurulması Cumhuriyet Halk Partisi'nin bu oluşuma istinat

etmesi ile mümkün olmuştur. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Türkiye'de yaşanan sosyal ve

ekonomik sorunların da eklenmesi ile Cumhuriyet Halk Partisine karşı oluşan toplumsal

muhalefet Demokrat Parti'nin doğmasına ve hızla büyümesine vesile olmuştur. 'Sessiz

Devrim' veya 'Beyaz İhtilal' olarak adlandırılan 1950 yılı seçimleri ile Türkiye'de iktidar ilk

defa el değiştirmiştir. İktidarın el değiştirmesi yönetim anlayışının da değişmesine sebep olsa

da Türkiye'de ilk darbeye giden yolun da açılmasına sebep olmuştur. Siyasal, sosyal ve

ekonomik anlamda yönetim anlayışının değişmesi Türkiye'yi yeni sorunların kucağına

atmıştır. Bunun yanı sıra siyasal iktidarın Demokrat Parti ile el değiştirmesi siyasal sistemin

değiştiği anlamına gelmeyeceği 27 Mayıs askeri müdahalesi ile anlaşılmıştır.

Anahtar Kelimeler:

Laiklik, resmi ideoloji, askeri müdahale, bürokrasi, Demokrat Parti, ordu

Page 2: ÇOK PARTİLİ SİSTEME GEÇİŞ: DEMOKRAT PARTİ · PDF fileÇOK PARTİLİ SİSTEME GEÇİŞ: ... Her iki partide arkasına rejim için tehlikeli ve ciddi görülen toplumsal desteği

Türkiye'de Kemalistler kendilerinden önceki ittihatçılar gibi siyasal iktidarın amacının

toplumsal ve ekonomik devrimi gerçekleştirmek olduğunu kabul etmekteydiler1. Osmanlı

döneminde önemli ölçüde belirli bir kesim tarafından tarihsel bir irade ile gerçekleştirilmek

istenen bu modernleşme anlayışı elitist bir karakter taşımaktaydı2. Bu durum Cumhuriyet

sonrası modernleşme anlayışı için de geçerlidir.

Tek parti iktidarı döneminde Kemalistler bir taraftan bir taraftan yeni bir ulus devletin

kurulması ve kurumsallaşması diğer taraftan ise toplumsal ve ekonomik devrimi

gerçekleştirmek için çaba sarf ettiler. 1950 yılına kadar devam eden Cumhuriyet Halk Partisi

iktidarı bu maksadı gerçekleştirirken gerek parti içi muhalefetle gerekse toplumsal

muhalefetle ve özellikle yerel isyanlarla mücadele etti. İmparatorluktan ulus devlete geçişin

tamamlandığı bu dönemde devletin kurumsallaşmasının önemli ölçüde sağlandığı kabul

edilse bile toplumsal ve ekonomik devrimin ne ölçüde gerçekleştirildiği tartışmalıdır.

Belirtmek gerekir ki Atatürk'ün 'tek parti'sinin Mussolini veya Lenin'in partileri gibi sınırlı

amaçlarla kurulan 'resmi ideoloji' partisi değildir3. Lenin ve Mussolini'nin partilerinde

olduğu üzere komünizm veya faşizm gibi resmi ideolojilerin dayatıldığı tek partilerinde,

ideolojilere aykırı partilerin, görüşlerin ve hatta sınıfların varlığına izin verilmemektedir.

Örneğin Marksizm, kapitalizmin ve onun sahibi olan sermaye sahibi burjuva sınıfının

tasfiyesi zorunludur. Böyle bir durumda rejim ister istemez tek partili olacaktır4. Demokrasi

ise ancak parti içerisinde söz konusu olabilir. Oysa Atatürk'ün tek partisi batının cumhuriyetçi

ve demokrasi modellerine uygun olarak başka partilerin ve ona rakip partilerin kurulmasına

izin vermiş ve fiili duruma istinat etmiştir5. Atatürk siyasal düşüncelerin çarpışmasına önem

vermiştir. Terakkiperver Cumhuriyet Fıkrasının kurulmasından önce ve Serbest Cumhuriyet

Fıkrası kurulurken bu yönde görüşlerini tekrar etmiştir. Atatürk Meclis'te iki partili sistemde

bir tartışma platformu oluşturmak istemiştir6. Fakat Terakkiperver Cumhuriyet Fıkrası ve

Serbest Cumhuriyet Fıkrası ile gerçekleştirilmek istenen çok partili siyasal yaşama geçiş

çabası başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Her iki partide arkasına rejim için tehlikeli ve ciddi

görülen toplumsal desteği aldığı için kapatılmıştır.

1 Feruz Ahmad, Modern Türkiyenin Oluşumu,Kaynak Yayınları, Eylül 2008, s 91

2 Hasan Bülent Kahraman, Türk Siyasetinin Yapısal Analizi, Agorakitaplığı, Eylül 2008, s. 15

3 A. Taner Kışlalı - Cumhuriyet, 24 Nisan 1998

4 Server Tanilli, Devlet ve Demokrasi, Anayasa Hukukuna Giriş, Adam Yayınları, Şubat 2001, s. 58

5 Cemallettin Taşkıran, Atatürk Döneminde Demokrasi Denemeleri,

http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/45/808/10287.pdf

6 Metin Heper, Türkiye'de Devlet Geleneği, Doğu Batı, Eylül 2006, s. 100

Page 3: ÇOK PARTİLİ SİSTEME GEÇİŞ: DEMOKRAT PARTİ · PDF fileÇOK PARTİLİ SİSTEME GEÇİŞ: ... Her iki partide arkasına rejim için tehlikeli ve ciddi görülen toplumsal desteği

İkinci dünya savaşı bittiğinde değişim yönünde sosyo-ekonomik baskının CHP iktidarı

üzerinde artığı görülmektedir. Kırsal kesimin temel ekonomik, sağlık, eğitim sorunlarının

çözülememesi İsmet Paşa'nın çeşitli nedenlerle gözden düşmesi, kırsal kesim üzerindeki asker

ve bürokrat baskısı değişim taleplerini güçlendirmiştir7. Özellikle kırsal kesimdeki yaşanan

sorunlar nedeni ile beklenen değişim Meclise de yansımıştır. Dikkat etmek gerekir ki bu

dönemlerde Türkiye'de nüfusun önemli bir bölümü büyük şehirlerin dışında yaşamını

sürdürmekteydi.

Ocak 1945'te Meclis önüne gelen Toprak Reformu Yasa Tasarısı CHP içerisinde

kutuplaşmalara sebep olmuştur. Mecliste CHP’nin siyasetine aykırı görüşler etrafında

toplanan muhalif milletvekilleri ortaya çıkmıştır. Muhalif milletvekilleri arasında Celal Bayar,

Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan gelmekteydi. Haziran 1945’te, Cumhuriyet

Halk Partisi Meclis Grubu’nun bahsi geçen dört muhalif üyesi "Dörtlerin Teklifi" olarak

bilinen belgeyi hazırlamıştır. Teklifte, ekonomi üzerindeki devlet sınırlamalarının

kaldırılmasının yanı sıra ve bir de muhalefet partisi kurma hakkının tanınmasını istiyorlardı.

CHP Meclis Grubu bu teklifi reddetmiş fakat bu durum Parti içerisindeki kutuplaşma ve

sertleşmenin artmasına sebep olmuştur8. 'Dörtlülerin Teklifi' içerisinde yer alan ayrı bir parti

kurulması yönündeki teklif muhalif milletvekillerinin zihinlerindeki partiden ayrılma isteğinin

önemli bir göstergesidir. İsmet İnönü parti içerisindeki kutuplaşmada bir hizip olarak

çalışmak yerine CHP içerisindeki muhalifleri açık bir şekilde kendilerini ortaya koymaları

için teşvik etmiştir9. 11 Haziran 1945 yılında Meclis'ten geçen Toprak Reformu yasasına karşı

muhalefet eden vekiller Celal Bayar, Refik Koraltan, Fuat Köprülü ve Adnan Menderes 7

Ocak 1946 tarihinde Demokrat Parti'nin kurulduğunu ilan etmiştir10

. Türkiye'de

demokratikleşme sürecinde Demokrat Parti ile çok partili sürece geçiş iktidarın denetiminde

gerçekleşmiştir.

1946-1950 yılları her iki parti için geçiş yıllarıydı. İki parti de seçmenleri kendi yanlarına

çekmek için mücadele etmişlerdir. Demokrat Parti'nin felsefesi pek çok yönü ile CHP'den

farklıdır. Demokrat Parti siyasi eğilimi itibari ile liberal olmasına karşın pratikte CHP'nin

iktidar tekeline çeşitli sebeplerle karşı çıkan geniş bir kesimin desteğini almaya çalışmıştır.

Bunun gibi söylem düzeyinde laiklik ilkesine bağlılıktan bahsedilse bile aksi yöndeki

7 Erik Jan Zürcler, Modernleşen Türkiye'nin Tarihi, İletişim, 2004,s.303,304

8 W. Hale, Türkiye'de Ordu ve Siyaset, Hil Yayınları

9 Ergun Özbudun, Çağdaş Türk Politikası, Doğan Kitap, Eylül 2007, s 20

10 Feruz Ahmad, Modern Türkiyenin Oluşumu,Kaynak Yayınları, Eylül 2008, s 126

Page 4: ÇOK PARTİLİ SİSTEME GEÇİŞ: DEMOKRAT PARTİ · PDF fileÇOK PARTİLİ SİSTEME GEÇİŞ: ... Her iki partide arkasına rejim için tehlikeli ve ciddi görülen toplumsal desteği

görüşleri de önemli ölçüde karşılamaktaydı11

. Bu özelliklerine rağmen Demokrat Parti

liderleri Kemalist elite tehdit olabilecek bir karşı elit olarak değil Kemalist elitin bir parçası

olarak algılayan görüşler bulunmaktadır12

.

Demokrat Parti 1946 yılı genel seçimlerine örgütlenmelerini henüz gerçekleştiremedikleri ve

devlet bürokrasinin CHP yanında yer alması sebebi ile umutsuz girmiştir13

. Bununla birlikte

seçimlerde Meclise 65 milletvekili ile girmeyi başarmışlardır. Demokrat Parti zamanla ve

özellikle kırsalın desteğini alarak hızlı bir şekilde örgütlenmiş ve siyasal yaşantıda etkin hale

gelmiştir. 1950 yılındaki seçimlere gelindiği vakit Demokrat Parti Ordu içerisinde dahi

destekçi bulur hale gelmiştir14

. Demokrat Parti'nin kuruluşunda başlangıçta Celal Bayar daha

çok tanınan bir kişi olsa da takip eden süreçte Adnan Menderes ön plana çıkmıştır. 1950

seçimlerine Demokrat Parti kullanılan oyların %53,35'ini CHP ise %38,38'i almıştır. Aradaki

%15 'lik farka rağmen Meclise 480 Demokrat Partili milletvekili girerken CHP sadece 39

milletvekili girmiştir15

. Bu durum CHP dönemi seçim yasalarından kaynaklanmış fakat

Demokrat Partinin olduğundan daha güçlü olarak iktidarı ele geçirmesine sebep olmuştur.

CHP'nin kaybettiği bu seçimde toplumda oluşan sosyo-ekonomik sorunların yanısıra

Demokrat Parti'nin siyasal merkezi taşraya kaydırmasının da rolü büyüktür. Siyasal merkezin

taşraya kaydırılmasında en önemli araç ise 'genel oy'dur16

. Demokrat Parti iktidarında genel

oy ve tek dereceli seçimlerin uygulanmasıyla birlikte siyasal merkez parçalanarak taşraya

doğru kaymıştır. 1950 seçimleri ile doğan siyasal merkez-çevre siyaseti ayrımı günümüze

değin etkilerini sürdürmüştür.

Demokrat Parti muhalefet anlayışı olarak taşraya önem vermesi, Cumhuriyet Halk Partisi'nin

korumacı yaklaşımına karşı olan görüşleri de büyük ölçüde taşıya bilmesi iktidara gelmesi ile

sona ermemiştir. Demokrat Partinin ileri gelenleri seçim zaferinden 1954 seçimlerine kadar

kırsal kesime yönelik gezilerine önem vermişlerdir. Benzer bir anlayışı ekonomide de söz

konusu olmuştur. CHP döneminde tercih edilmeyen özel sektörün sanayi katılımını sağlamaya

çalıştığı gibi ve tarıma önemli ölçüde kaynak aktarılmıştır. 1950'li yılların başlarında

ekonomide genel bir büyüme sağlanması Demokrat Parti'nin halk tarafından benimsenmesini

kolaylaştırmıştır.

11 W. Hale, Türkiye'de Ordu ve Siyaset, Hil Yayınları

12 Ergun Özbudun, Çağdaş Türk Politikası, Doğan Kitap, Eylül 2007, s 24

13 Feruz Ahmad, Modern Türkiyenin Oluşumu,Kaynak Yayınları, Eylül 2008, s 130

14 W. Hale, Türkiye'de Ordu ve Siyaset, Hil Yayınları

15 Feruz Ahmad, Modern Türkiyenin Oluşumu,Kaynak Yayınları, Eylül 2008, s 132

16 Hasan Bülent Kahraman, Türk Siyasetinin Yapısal Analizi,Agorakitaplığı,Eylül 2008, s 173.

Page 5: ÇOK PARTİLİ SİSTEME GEÇİŞ: DEMOKRAT PARTİ · PDF fileÇOK PARTİLİ SİSTEME GEÇİŞ: ... Her iki partide arkasına rejim için tehlikeli ve ciddi görülen toplumsal desteği

Tüm bu gelişmeler Demokrat Partiye yönelik eleştirileri engellememekteydi. Bu dönemde

eleştiriler Türkiye’de ekonomik devletçiliğin Demokrat Parti tarafından zayıflatıldığını ve

laikliğin karşısından İslamcı muhafazakârlara çok fazla ödün yönündeydi. Bununla birlikte bu

eleştirilen ekonomik sıkıntıların ve siyasal sorunların yoğunlaşacağı 1950’lerin sonuna kadar

geniş bir destek bulamadı17

. Ayrıca belirtmek gerekir ki devlet bürokrasinin halen CHP ye

sadık kişilerden oluşmaktadır. Siyasal iktidarı elinde bulunduğu halde Demokrat Parti'nin

bürokrasiye hâkim olamaması Kemalizmin bürokratik aşkıncı yapısı ile ilgilidir. Nitekim sivil

bürokrasi tek parti döneminde Kemalizmin değerler sistemini özümsemiştir18

. Bu durum

siyasal iktidar ile bürokrasi arasında çekişmelere de sebep olmuştur. Bunun gibi Ordunun da

Demokrat Parti döneminde Kemalizmin değerler sistemini özümsediği ve hatta kendisini

savunucusu olarak gördüğünü tartışmasızdır.

Demokrat Parti iktidarı döneminde 1954 yılına gelindiği vakit ekonomik sorunların toplumda

baş gösterdiğini görmekteyiz. 1954 seçimlerinde Demokrat Parti Meclisteki sandalye sayısını

artırsa dahi ekonomik sorunlarla birlikte muhalefetin yoğunlaşmaya ve Demokrat Parti

popülaritesi gerilemeye başlamıştır. 1957 seçimleri sonrasında Demokrat Parti'ye karşı

muhalefet kontrol edilemez noktalara gelmiştir. Demokrat Parti artan muhalefete karşı otoriter

politikalar yürütmeye başlamıştır.

Yürütülen otoriter baskılar belki de 27 Mayıs 1960 müdahalesinin en önemli sebeplerinden

birisi olarak görülebilir. Demokrat Partinin otoriter baskısı toplumsal gösterilere olan

tepkiden, bürokratlar ve CHP üzerindeki baskıya kadar varmıştır. Bunun yanı sıra günümüzde

dahi siyasal partileri baskı altında tutulmasına sebep olan laiklik meselesinde Demokrat Parti

birbiri ile çelişen iki taraflı politika izlemiştir. Menderes bilhassa seçim kampanyalarında

İslami duygu ve düşüncelere hitap eden konuşmalar yapmış, bu durum ise Demokrat Parti’nin

laiklik ilkesinden uzaklaştığı yönündeki suçlamalara sebebiyet vermiştir19

. Menderes

hükümetinin CHP üzerinde baskı yapması, hatta CHP'nin tümüyle kapatılması için hazırlanan

yasanın Meclis'ten geçirilmesi, Ordu ile ilişkinin ikinci plana itilmesi, CHP’nin parti gazetesi

olan 'Ulus'a el konulması, Lozan Konferansı ile çözülemeyen Kıbrıs meselesi ile ilgili

yürütülen politikaların milliyetçi ayaklanmalara sebep olması, Rum azınlığın ev ve

dükkânlarının yağma edilmesi gibi yürütülen hatalı politikalar artan ekonomik sıkıntılarla

birleşince 1960 yılı başlarında askeri müdahale için zemin oluşmuştu.

17 W. Hale, Türkiye'de Ordu ve Siyaset, Hil Yayınları

18 Metin Heper, Türkiye'de Devlet Geleneği, Doğu Batı, Eylül 2006, s. 124 vd

19 Erik Jan Zürcler, Modernleşen Türkiye'nin Tarihi, İletişim, 2004,s.338,339

Page 6: ÇOK PARTİLİ SİSTEME GEÇİŞ: DEMOKRAT PARTİ · PDF fileÇOK PARTİLİ SİSTEME GEÇİŞ: ... Her iki partide arkasına rejim için tehlikeli ve ciddi görülen toplumsal desteği

Türkiye'nin siyasi tarihi demokrasi adına yapılan mücadeleler ve bu mücadelelerin toplumda

meydana getirdiği siyasal, sosyal ve ekonomik sorunlarla doludur. Türkiye'de demokrasinin

işlerlik kazanması, serbest ve rekabetçi seçimlerin yapılması demokratik pekişmenin

gerçekleşmesi için zorunlu olan çok partili hayata geçiş Demokrat Parti ile yapıldı. Yürütülen

pratik politika merkez siyasetinden uzaklaşma, taşraya inerek çevre siyasetidir. Bu anlayışın

izlerini günümüz parti politikalarında görmek dahi mümkündür. Yürütülen çevre siyaseti

olunca Kemalist devlet sisteminin özü ve özellikleri ile çatışan siyasal anlayışlar ortaya

çıkmaktadır. Bu durumda oluşan siyasal muhalefet ortamı maalesef askeri müdahalelere

sebep çatışmalara dahi sebep olmuştur.

Sivil siyasal iradeyi askıya aldığı halde siyasal buhranı ortadan kaldırmak, müessif hadiselere

son vermek, demokrasinin yaşanması için sağlıklı ortamı oluşturabilmek adına

gerçekleştirildiği vaktiyle ilan edilen 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül askeri müdahaleleri

günümüz siyasal yaşantısında halen etkisini sürdürmektedir. Her üç darbeye sebep vakalar,

siyasal aktörler, siyasal süreç değişiklik gösterse de Silahlı Kuvvetlerin iddia edilen temel

hedefi darbenin de gerçekleşmesinden önce kaybedilen devlet otoritesinin yeniden

sağlanmasın amaçlandığı beyan edilmiştir20

.

20 Darbelerde TSK sözcülerinin radyo ve televizyonda yayımlanan mesajları ve 12 Mart 1971 muhtırası metni

bu yöndedir. Bkz Ahmad, Feruz, Modern Türkiyenin Oluşumu,Kaynak Yayınları, Eylül 2008 s 152, 214