osmanlı düşüncesi kaynakları ve tartışma ' konularıisamveri.org › pdfdrg › d277809...

9
ve Editör ler: Fuat Yetim

Upload: others

Post on 26-Jun-2020

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Osmanlı Düşüncesi Kaynakları ve Tartışma ' Konularıisamveri.org › pdfdrg › D277809 › 2019 › 2019_CEYLANHE.pdf · 2019-10-24 · MAHVAYAYlNCillK 85 Osmanlı Düşüncesi

Osmanlı Düşüncesi Kaynakları ve Tartışma 'Konuları

Editör ler: Fuat Aydın-Metin Aydın-Muhammed Yetim

Page 2: Osmanlı Düşüncesi Kaynakları ve Tartışma ' Konularıisamveri.org › pdfdrg › D277809 › 2019 › 2019_CEYLANHE.pdf · 2019-10-24 · MAHVAYAYlNCillK 85 Osmanlı Düşüncesi

MAHVAYAYlNCillK 85

Osmanlı Düşüncesi

Kaynaklan ve Tarhşma Konulan

Yayma Hazula yanlar

Fuat Aydın-Metin Aydın-Muhammed Yetim

Kapak Tasarımı 1 Sayfa Düzeni

[email protected]

Baskı/ Cilt

Step Ajans Rek. Matbaacılık Tan. ve Örg. Ltd. Şti.. Göztepe Mah. Bosna Cad. No: ll Bağcılar /İstanbul

Serti.fik.a No: 12266 T (0212) 446 88 46

1. Baskı, İstanbul, Eylül2019

. ISBN 978-605-5222-78-9

© Mahya Yayıncılık, 2018

Tarutım için yapılacak kısa alıntılar dışında

yayınorun yazılı izni olmaksızın çoğaltılamaz.

Mahya Yayınalık ve Eğitim Hizmetleri San. Tic. A. Ş.

Karagümrük Mah. Adnan Menderes Blv. No: 76/29 Fatih/İstanbul Sertifika No: 40658 T: (0212) 531 25 25

[email protected]

Page 3: Osmanlı Düşüncesi Kaynakları ve Tartışma ' Konularıisamveri.org › pdfdrg › D277809 › 2019 › 2019_CEYLANHE.pdf · 2019-10-24 · MAHVAYAYlNCillK 85 Osmanlı Düşüncesi

I. Giriş

LAFZIN MANAYA DELALETİ TARTIŞMALARINA

MOLLA HÜSREV'İN KATKlSI

Hadi Ensar Ceylan*

Labz ve mana ilişkilerine odaklanan bilim dallannın İslam bilim tari­hinde önemli bir yeri olduğu bilinen bir gerçektir. Özellikle beyan, man-· tık ve usUl ilimlerini, lafız-ınana ilişkisi bakımından adeta bir yapbozun parçalan olarak algılamak abartılı olmayacaktır. Bu üç bilim dalı, klasik eğitim sistemimizd.e salt dil bilimleri olan sarf ve nahiv'in ardından deyim yerindeyse ikinci düzeyde alet ilimleri olarak t~lakki edilmiş ve tefsir, ha­dis, fıkıh, kelam-felsefe gibi bilim dallarının temeli olarak görülmüştür. Bu nedenle İslam düşünce tarihinin öne çıkan şahsiyetlerinin beyan, mantık ve usUl ilimlerinde önemli çalışmalar yaphklan gö~ektedir. Bu şahsi­yetlerden biri de Molla Büsrev'dir (ö. BSS/1480). Osmanlı sultanlanndan Fatih'in hacası olan Molla Hüsrev, esasen bir İslam hukukçusu olarak bilin­se de Teftazaru'nin (ö. 792/1390), Hatib el-KazvW'nin (ö. 739/1338) et-Telhis isimli meşhuı: eserine yazdığı iki şerhten biri olan Mutavvel'e yazdığı Haşi­yesiyle; TO.si'nin (ö. 672/1274) Farsça kaleme aldığı Esasu'l-İktibas adlı mantık eseri için Fatih'in talebi doğrultusunda yaptığı Arapça tercümesiyle aynı zamanda iyi bir beyan ve mantık uzmanı olduğunu ispat etmiştir.ııı Mol­la Büsrev, bu iki bilim dalındaki yetkinliğini usUl alanında yazdığı Mir'flt adlı eserinde de ortaya koymaktadır. Mir'at, Molla Büsrev'in yine kendisi­ne ait olan Mirkfit adlı usUl eserinin şerhidir. Bu eserde Molla Büsrev, usUl alanında kendi dönemindeki düşünce geleneğini büyük ölçüde etkileyen Pezdevi'nin (ö. 482/1089) UsUl, Abdulaziz el-Buharrnin (ö. 730/1330) Keş­fu'l-Esrfıı~ Sadru'ş-Şena'run (ö. 747/1346) et-Tenk1~ ve Teftazaru'nin et-Tel­vih adlı eserlerinde ortaya koyduklan sisteme çeşitli açılardan katkıda

*Ankara Üniversitesi İlahiyat Fak. Aiş. Gör. Dr. ([email protected])

[1] Molla Hüsrev'in hayatı ve eserleri hakkında detaylı bilgi için bkz: Ceylan, "Molla Hüs­rev'in Delalet Anlayışı ve FürQ'a Yansımalan", s.7-24.

Page 4: Osmanlı Düşüncesi Kaynakları ve Tartışma ' Konularıisamveri.org › pdfdrg › D277809 › 2019 › 2019_CEYLANHE.pdf · 2019-10-24 · MAHVAYAYlNCillK 85 Osmanlı Düşüncesi

522 · OSMANLI DÜŞÜNCESi: Kaynaklan ve Tartışma Konulan

bulunmuştur. Biz bu tebliğde usUl ilmi bağlamında lafzın manaya delaleti tartışmalarına Molla Hüsrev'in katkılarım incelemeye çalışacağız.

II. UsUl İlminde Lafzın Manaya Delaleti

Molla Hüsrev'in de bir parçası olduğu Hanefi usul geleneğinde lafzı,n manaya delaleti, terkibi Fahru'l-İslam el-Pezdevi''ye ait olan_bir sistem içe­risinde ele alınmaktadır. Pezdevf, şer'i hükümletin bilinmesinin "nazım ve mana" çeşitlerinin bilinmesi ile mümkün olduğunu söyledikten sonra bu çeşitlerin dört öaşlık altında ineelendiğini ifade etmektedir: (1) Siğa ve dil açısından na~mın çeşitleri, (2) Beyan açısından nazmın çeşitleri, (3) İsti'mal (kullanım) açısından nazmın çeşitleri ve (4) Manasma vakıf olmak açısın­dan nazmın çeşitleriPI

rezdevi'nin tabiri ile manaya vakıf olmanın ya da manayı istidlal et­menin de kendi içinde dört yolu vardır: (1) ibare ile_ istidlal, (2) İş ar et ile istidlal, (3) Delalet ile istidlal ve (4) İktiza ile istidlal.131 Bu sınıflandırmayı, daha geç dönem Hanefi usUleülerinden Sadru'ş-Şeria "lafzın manaya de­lalet keyfiyetinin çeşitleri" olarak ele almaktadır.ı~ı Molla Hüsrev de Mir'iit adlı eserinde konuyu ele alırken alt başlıkla;rı şöyle adlanchTmaktadır: (1) ed-Dau bi-'ibaratih, (2) ed-DaU bi-işaratih, (3) ed-Dall bi-delaletih ve (4) ed­Dau bi-iktizaın.ısı Buraya kadarki haliyle Molla Büsrev'in yaklaşımı kendi­sinden önceki sistemi sürdürme yönündedir. Ancak Molla Hüsrev, lafzın manaya delaletine ilişkin bu tasnifin detaylarına girmeden önce Mir'iit'ta dört mukaddime kaleme almıştır.l61 Bu mukaddimeler, konunun mantık ve beyan ilimleriyle de alakasım kuracak şekilde kurgulandığından sÖz konu­su tasnifin daha iyi anlaşılınasım sağlamakta ve bu sayede Molla I:Iüsrev hem içerik hem de şekil yönünden tartıŞmalara yeni bir boyut kazandır­maktadır.

III. Lafzın Manaya Delalet Çeşitlerinin Temelleri

Lafzın manaya delaleti tartışmala~ına Molla Hüsrev'in katkılarım göre­bilmek için öncelikle yukarıda bahsettiğimiz dört mukaddimenin tercüme­sini sunmak, ardından Molla Hüsrev'in yaklaşımlarını kendisinden önceki kaynaklada mukayese eder~k bir sonuca varmak istiyoruz.

[2] Pezdevl, Usıll, s.95. Pezdevi'nin ortaya koyduğu bu terkiple karşılaştırma yapmak için bkz: Sadru'ş-Şeria, et-Tenkilı, I/47.

[3] Pezdevl, Usill, s.96. Her İıe kadar bu terkip Pezdevi'ye ait olsa da muhteva, Pezdevi önce­si Hanefi usul eserlerinde de görülebilmektedir. Bk: Debüsl, Tnkvfııııt'l-Edil/e, s.139.

[4] Sadru'ş-Şerla, et-Teııkllı, I/55.

[S] Başlıklar için sırasıyla şu sayfaJara bk: Molla Hüsrev, Mir'tlt, s.297, 300, 304, 311.

{6] Molla Hüsrev, Mir'nt, s.297.

Page 5: Osmanlı Düşüncesi Kaynakları ve Tartışma ' Konularıisamveri.org › pdfdrg › D277809 › 2019 › 2019_CEYLANHE.pdf · 2019-10-24 · MAHVAYAYlNCillK 85 Osmanlı Düşüncesi

Lafzın Manaya Delaleti Tarbşmalanna Molla Hüsrev'in Katkısı · 523

[Lafzın marıaya delalet etme çeşitlerinden ibaret oları] maksudurouza başlamadarı önce birkaç mukaddimeye değinmek kaçınılmazdır.

Birincisi bir lafzın, istidla.I sürecinde muteber oları anlamı ya lafzın vaz edildiği anlamın kendisi ya [bu anlamın] bir parçası ya da [bu anlamın] lazımı olur. Lazım ise tıpkı ma'h1l gibi ya melzfu:tıdarı müteahhir olur ya illette olduğu gibi melzOma mütekaddim olur ya da bir ilietin iki ma'lfi­lünün birbirine ruspetinde olduğu gibi melzOma mukarin olur. [Bunların

· dışında] hitaptarı, şer'i hükümlerde muteber olmayarı başka şeyler de anlaşılabilir ki bu anlarnlara arıcak beyan a.Ii.mJ.eri itibar etmektedir.

İkincisi [biİ istidla.I si.j.recinde] ararıarı şer'i hükmün sıhhati lazım-ı mü­teahhire bağlı değildir. Eğer bağlı olsaydı bu lazım, lazım-ı müteahhir olamazdı [lazım-ı mütekaddim olurdu]. Lazım-ı mütekaddim ise bazen aranarı hiikı:iıün hukuki açıdarı sıhhatinin bağlı olduğu bir şey olur. Ör­neğin "köleni benim adıma 1000 [para] bedelle azat et" sözünde bu emri veren kişi adına az adın hukuken sahih olarak gerçekleşmesi [az at edilen kölenin] temliki[ ni] gerektirmektedir. Ararıarı hükmün sıhhati bazen akü açıdarı laznn-ı mütekaddime bağlı olur. Örneğin "köye sor" ifadesinde soru sorma eyleminin sıhhati [köyün] hal.kı[nı] gerektirmektedir. Bazen de ararıarı hükmün sıhhati, konuşarı kişinin doğruluğunu ispat açısındarı lazım-ı mütekaddime bağlı olur. Örneğin "ümmetimden hata ve unutma kaldınlınıştır'' ifadesinde sorumluluğun kal~asının sıhhati, [hata ve unutınarım kendisini değil] hukuki sonuçlarını gerektirmektedir. [Bu üç çeşit lazım-ı mütekaddimden] ilki, hukukçuların ittifakiyla "mukte­za" şeklinde adlarıdınlır. Erken dönem hukukçuların çoğunluğuna göre ikinci ve üçüncü çeşit laznn-ı mütekaddim de böyledir. Geç dönem bazı hukukçular nezdinde ise ikinci ve üçüncü çeşit laznn-ı mütekaddim "mahzfıf" ve "mudmar" olarak adlarıdırılır. Bu sebeple de orucU-, ikinci ve üçüncü çeşit lazım-ı mütekaddimin urouro ifade ettiğini belirtmekte­dirler. Ancak Allah izin verirse daha sonra ele alaqığınuz gibi Ebu'l-Yusr [el-Pezdevi] buna muhaliftir. [Son bir çeşit olarak] ararıarı hükmün sıh­hati bazen de kavrarnların kendi anlamlannda kullarıılınaları açısındarı lazım-ı mütekaddime bağlı olur. Örneğin zengin bir kişiye "fakir'' dene­bilmesi, bu kişinin mal varlığının yok olmasını gerektirmektedir.

[Mukaddimelerden] üçüncüsü bir hükmün lazım-ı müteahhiri[nin varlı­ğı], o hükmün illetine bağlı değilse biz bu lazımı "zati"' şeklinde adları~ dırırız. Bazen de lazım-ı müteahhirin varlığı hükmün illetine bağlı olur. Bu durumda illet ya lügat açısındarı anlaşıları bir şey olur, yani ilietin anlaşılması şer'! bir öncüle dayanmaz ya da illet tıpkı kıyasta olduğu gibi lügat açısındarı anlaşılamayıp şer'! bir ö~cülün varlığını gerektirir.

Dördüncüsü usfıl ve beyan a.Ii.mJ.erine göre delalet, bir lafzın kullaruldığı arıda anlamının, bu lafzın harıgi anlam için vaz edildiğini bilen kişi tara­fından anlaşılmasıdır. Yoksa her ne şekilde olursa olsun kullanıldığı arıda

Page 6: Osmanlı Düşüncesi Kaynakları ve Tartışma ' Konularıisamveri.org › pdfdrg › D277809 › 2019 › 2019_CEYLANHE.pdf · 2019-10-24 · MAHVAYAYlNCillK 85 Osmanlı Düşüncesi

524 · OSMANLI DÜŞÜNCESi: Kayr:aklan ve Tarhşma Konulan

anlaşılması değildir. İltizam! delaletle usUl ve beyan ilimlerince muteber olan şey mutlak anlamda lüzumdur. Onlara göre lüzumun akll ya da baş-ka türlü; açık (beyyin) ya da başka türlü olması fark etmez. Bu nedenle yine onlara göre iltizam! delaletle açıklık ( vudfth) ve kapalılık söz konusu olmaktadır ki bu kapalılık [delaleti.n] kafi' o1masına engel değildir. [De­laleti.n] kafi' olmasına engel olan şey, delilden kaynaklanan ihtim~dir.f71

Molla Büsrev'in mukaddimelerine bakıldığında dikkat · çeken ilk şey usUl, beyan ve mantık gibi bilim dallarında ortak kullanılan kavrarnlara sıklıkla başvurmasidır. Mefhum, lafız, vaz, delalet, delil, mutabakat, tazam­mun, iltizam, lazrm, melzfun, illet, ma'lfrl, kıyas gibi kavramlar bu metinde öne çıkmaktadır. Bu durum bir taraftan Molla Büsrev'in içinde yaşadığı dönemin kavram dilinin zenginliğini ortaya koyarken öte ·yandan İslam düşünce tarihinin klasik metinlerine yeni yeni yöneldiği söylenebilecek ilahiyat çevrelerinin önlerinde duran yolun çetinliğ4le işaret etmektedir. Bu sempozyumda yapılmaya çalışıldığı gibi klasik dönemin tartışmalarına ve kavram dünyalarına girmel< günümüz ilahiyatçıları için zorunluluk arz etmektedir.

Mukaddimeleri içerik açısından değerle:n,dirmeye tabi tutacak olursak Molla Hüsre"' usUl ilminde lafzın manaya delalet çeş~tlerinden delale­tu'n-nass ve iktizau'n-nassın, esas itibariyle mantık ilminde karşımıza çı­kan iltizam! delalet kavramıyla doğrudan ilişkili olmasından ötürü konuyu iltizam! delaleti içerecek şekilde mantık perspektifinden ele almıştır. Bilin­diği üzere mantık ilminde lafzın manaya delaleti mutabık!, tazammun! ve iltizam! olmak üzere üçe ayrılmaktadır. ısı Molla Hüsrev'in, birinci m~ad­dimesinde yaptığı tasnif bunu esas almakla beraber iltizam! delaletin kı­sımları hal.<l9nda detaylı bilgiler içermektedir. Buna göre iltiz~ delalet, delaletin taraflan olan lazım ve melzfunun ilişkisine bağlı olarak üç şekilde gerçekleşebilmekte ve bu üç farklı delalet şu unsurlan sırasıyla içermekte­dir: lazım-ı müteahhir, laz~-ı mütekaddim ve lazım-ı mukarin. Burada la­zım-ı müteahhir, delaletu'n:·nass; lazım-ı mütekaddim ise iktizau'n-nass ile irtibatından ötürü kendisine işaret edilen unsurlardır. Lazımın mlıteahhir ve mütekaddim oluşu illet-ma'lfrl ilişkisi üzerinden açıklanmaktadır. Gü­neş ve güneşin neden olduğu aydınlık örneği üzerinden düşünecek olur­sak aralarında lazım-melzfun · ilişkisi bulunan bu ikiliden hangisi ifadeye konu olursa diğeri onun mütekaddim veya müteahhir lazımı olacaktır. Güneş illet olduğundan lazım-ı mütekaddim, aydınlık ma'lul olduğundan lazım-ı müteahhirdir. Molla Hüsrev, usUl ilmi açısından hukuki sonuçları

[7] Molla Hüsrev, Mir'lit, s.297, 298.

[8] Esiruddin el-Ebherl, lsligoci, s.2-3; Necmuddin el-Kazvi'ru", er-Rislilehı'ş-Şemsiyye, s.4; Teftazani, Telızibıı'l-Mnııhk, s.22-23; Ahmed Cevdet Paşa, Mi'ylir-ı Sedlid, s.2, 3.

Page 7: Osmanlı Düşüncesi Kaynakları ve Tartışma ' Konularıisamveri.org › pdfdrg › D277809 › 2019 › 2019_CEYLANHE.pdf · 2019-10-24 · MAHVAYAYlNCillK 85 Osmanlı Düşüncesi

Lafzın Manaya Delaleti Tartışmaianna Molla Büsrev'in Katkısı · 525

değiştirmese de yaphğı bu tasnifi. akli açıdan ileri götürerek Hizım-ı muk§.­rin kavramına işaret etmiştir. Aynı örnek üzerinden düşünecek olursak gü­neşin ma'lfilü olan aydınlık ve sıcaklık, birbirine nispetle l§.zım-ı mukarin olmaktadır.

L§.zım-ı müteahhir ve l§.zım-ı mütekaddim kavramları, usUl ilminde esas olan ayrım için giriş noktası mesabesindedir. Zira her lazım-ı müte­kaddim, iktizau'n-nass kapsamına girmediği gibi; her l§.zım-ı müteahhir de delaletu'n-nass kapsamına girmemektedir. İkinci mukaddimede Molla Hüsrev hangi lazım-ı mütekaddimin iktizau'n-nass kapsamına girdiği tar­tışmasını ele almakta ve l§.zım-ı mütekaddimin hukuki, akli, itikadi ve lü­gavi zeminine ayrı ayrı temas etmektedir. Üçüncü mukaddimede ise ikin­ciye benzer şekilde hangi lazım-ı müteahhirin delaletu'n-nass kapsamına girdiğini incelemektedir. Buna göre l§.zım-ı müteahhir, öncelikle lazım-ı zati ve gayr-i zati olmak üzere ikiye ayrılmakta; ardından l§.zım-ı gayr-i zati kendi içinde illeti lügavi veya hukuki olarak anlaşılan şeklinde ikiye aynlmaktadır. Bu noktada illeti lügavi olarak anlaşılan lazım-ı müteahhir delaletu'n-nass olurken; illeti hukuki olarak anlaşılan kıyas olmaktadır. Dikkat edileceği üzere Molla Hüsrev, delalet konusunu kıyasa kadar ulaş­tırmak suretiyle içtihat faaliyetinin merkezinde yer alan olgunun esasen delalet ile ilgili olduğıınu açıkça ortaya koymaktadır. Öte yandan burada, delaletu'n-nass'ın kıyas olup olmadığı tartışmasına da· zımnen atıf yapılmış olmaktadır. Molla Hüsrev'e göre her ne kadar suret ve şekli bakımından delaletu'n-nass ve kıyas arasında benzerlik olsa da bunları birbirinden ayıran şey lazım-ı gayr-i zati'yi melzfuna bağlayan· vasıtanın mahiyetidir. Delaletu'n-nass'ta bu vasıta dilsel; kıyasta ise hukuki bir mahiyet arz et­mektedir. Bu ayrımın neticesi, delaletu'n-nass yönteminin dili bilen herkes tarafından kullanılabilmesi olurken kıyas yönteminin kullanılması dilin yanında hukuki bir donanımın varlığını gerektirmektedir.

Son mukaddimede Molla Hüsrev, delaletin tanımı üzerinden :ırtanhk ve usUl ilimleri arasındaki yaklaşım farkına d.il.<kat çekmektedir. Bunu yapma­sının nedeni, manhk ilminde kendisine değer atfedilemeyecek sonuçların hukuk ilminde değer kazanabilmesidir. Zira hukuk ilminde lüzfun mutlak şekilde itibar görürken, manhk ilminde lüzum-ı beyyin aranmaktadır.l91

Molla Hüsrev'in mukaddimelerdeki yaklaşımlarını karşılaştırmalı ola­rak değerlendirirsek öncelikle söylemeliyiz ki lafız ve mana ilişkisinde usUleillerin yaphğı ve tebliğimizin başında değindiğimiz slğa, beyan ve isti'mal bakımından tasniflerin hiçbirinde Molla Hüsrev, delalet bakımın­dan yapılan tasni.fin öncesinde olduğu gibi mukaddime yazmamıştı.r. Bu durumun sebebi, delalet çeşitleri bakımından yapılan tasni.fin usUl ilmiyle - ----- · . [9] Tartışmanın detaylan için bk: Teftazaru, Telvilı, I/245; İzmiri, Hıişiyetu'l-İzmiri, ll/72,73.

Page 8: Osmanlı Düşüncesi Kaynakları ve Tartışma ' Konularıisamveri.org › pdfdrg › D277809 › 2019 › 2019_CEYLANHE.pdf · 2019-10-24 · MAHVAYAYlNCillK 85 Osmanlı Düşüncesi

526 · OSMANLI DÜŞÜNCESi: Kaynaklan ve Tarhşma Konulan

irtibatının, diğerlerine nazaran daha karmaşık bir yapı arz etmesi olabilir. Zira umum-husus; zahir-nass; hakikat-mecaz gibi kavram çiftleri delalet çeşitlerindeki sistemli yapıdan çok daha önceleri klasik usUl kitaplarına konu olmuşlardır. Oysa delalet çeşitlerinin, özellikle mantık ilminin Gazali (ö. 505/1111) sonrası inkişafına bağlı olarak usUl ilminde sistemli bir yapıya kavuştuğu söylenebilir.

Mukaddimelerin içerik olarak delalet çeşitleri üzerinden kurgulanma­sı açısından Molla Büsrev, Sadru'ş-Şerfa etkisinde kalnuş görünmektedir. Çünkü Sadru'ş-Şerfa, et-Tenklh adlı usul eserinde ve yine bu metnin kendisi tarafından yapılan şerhi et-Tavdih'de lafzın manaya delalet yollarını; dela­letin çeşitleri (mutabakat, tazammun, iltizam) üzerinden ele almaktadır.uoı Aralarındaki fark, delaletu'n-nassın mahiyetinde ortaya çıkmaktadır. Sad­ru'ş-Şer!a dela.Ietu'n-nassı iltizanu delalet kapsamında ele almazkenıııı, Mol­la Büsrev bunun lazım-ı müteahhiri içeren iltizamibi! delalet olduğunu ve belli açılardan kıyasla irtibatlı olduğunu belirtmektedir.

Delaletin mahiyetirıin ele alındığı son mukaddimede ise Teftazaru et­kisi göze çarpmaktadır.ıuı Zira TeftazfuU, Osmanlı düşüncesi üzerinde bir hayli etkili olan Telvth isimli haşiyesinde bq. konuyu müstakil olarak ele alnuştırP31 Molla Büsrev'in buna katkısı, anlamda kapalılığın kat'llige en- · gel oluşturmayacağı ve kat'lliğin delilden kaynaklanan ihtimalle ortadan kalkacağı yaklaşımıdır.

Sonuç olarak Molla Büsrev'in mukaddimelerinirı içeriği, özü itibariyle kendinden önceki usulcülerden etkilenmiş görünse de konunun detaylan­dırılrnası ve terkip bakımından mukaddime şeklinde sunulması açısından özgünlüğünü ortaya koymaktadır. Üs~elik bu yaklaşım tarzı belli açılardan kendisinden sonraki usı1lcülerin düşüncelerini de etkilem.işfu.1141

KAYNAKÇA

Ahmed CevP.et Paşa. Mi'yiir-ı sediid. İstanbul: Matbaa-i 'Amira, 1293. el-Pezdevi Fahru'l-İslam. UsUlu'l-Bezdt;uz Kenzu'l-vusm ilii ma'rifeti'l-usul, tah.

Said Bekd§.ş, Beyriıt: Daru'l-Beşairi'l-İsliimiyye, 2014. Ceylan, Hadi Ensar. "Molla Hiisrev'in Delii/et Anlayışı ve Fürtl'a Yansımaları",

yüksek lisans tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011.

[10] Sadru'ş-Şeri'a, et-Tenkl/ı, l/242.

[ll] Sadru'ş-Şeria, et-Tavdi/ı, 1/246.

[12] Teftazani, ayru zamanda Molla Hüsrev'in hocası Burhiineddln Haydar el-Herevi'nin (ö. 830/1426) hocasıdır. Teftaziini etkisini açıklaması bakımından bu nokta anlamlıdır.

[13] Teftaziini, Telvllı, 1/245.

[14] Molla Hüsrev sorırası usUlcillerden Hadiınf, delaletu'n-nassı bp.l--..ı Molla Hüsrev gibi iltizmu delalet kapsamında ele almaktadır. Bk: Hadi.ml, Meciiıni, s. ıs.

Page 9: Osmanlı Düşüncesi Kaynakları ve Tartışma ' Konularıisamveri.org › pdfdrg › D277809 › 2019 › 2019_CEYLANHE.pdf · 2019-10-24 · MAHVAYAYlNCillK 85 Osmanlı Düşüncesi

Lafzın Manaya Delaleti Tarb.şmalanna Molla Hüsrev'in Katkısı· 527

ed-Debusi', EbU Zeyd. Takvlmu'l-edille fi usuli'l-ftkh, tah. Adnan el-' Ali, Beyrfrt: el-Mektebetu'l-' Asnyye, 2006.

el-Ebheıi, Esirudcün. İstigoc1. İstanbul: Salah Bilici Kitapevi, (t.y.). el-Hadimf, Ebfı Sa'id. Mectimi'u'l-haka'ik. İstanbul: el-Hac Muharrem Efendi

el-Bosnevi Matbaası, 1303. el-İzmiıi, Suleyman b. Veü. Htişiyetu'l-Fadıli'l-İzmlrl 'ala mir'ati'l-usul, İstanbul:

el-Hac Muharrem Efendi Matbaası, 1302, I-ll. el-Kazvinf, Necınuddfn el-Katibi. er-Ristiletu'ş-Şemsiyye, İstanbul: İsma'll Efendi

Matbaası, 1301. Molla Hüsrev, Muhammed b. Feramurz. Mir'atu'l-usaı fi şerhi Mirkati'l-vusUl,

İstanbul: Fazilet Neşriyat, (t.y.). Sadru'ş-Şeri'a, 'Übeydullah el-Mahbubf. et-Tenklh fi usuli'l-ftkh (Şerhi Tavdi/ı ve

Telvi/ı ile birlikte), haz. Zekeriyya 'Umeyrat, Beyrut: Dil.ru'l-Kutubi'l-'İlmiy­ye, (t.y.), ı-n.

Sadru'ş-Şeri'a, 'Ubeydullah el-Mahbt1b1. et-Tavdilı, (Telvllı ile birlikte), haz. Zeke­riyya 'Umeyrat, Beyrfrt: Dil.ru'l-Kutubi'l-'İlmiyye, (t.y.), I-ll.

et-Teftil..zani', Sa'duddfn. Telızlbu'l-manhk, Kum: Müessesetu'n-Neşri'l-İslil.ml, (t.y.).

et-Teftil.zaru, Sa' dudd.fn. Şerhu't-Telvlh 'ale't-Tavdlh, haz. Zekeriyya 'Umeyrat, Beyrut: Dil.ru'l-Kutubi'l-'İlmiyye, (t.y.), I-ll.