prid uygulamasi sonrasi ovaryum ultrasonografİsİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf ·...

60
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ POSTPARTUM SORUNSUZ SÜT İNEKLERİNDE PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİ VE FERTİLİTE PARAMETRELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Gaye BULUT DOĞUM VE JİNEKOLOJİ ANABİLİM DALI DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Prof. Dr. Erol ALAÇAM 2012- ANKARA

Upload: others

Post on 08-Feb-2020

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

POSTPARTUM SORUNSUZ SÜT İNEKLERİNDE

PRID UYGULAMASI SONRASI

OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİ

VE FERTİLİTE PARAMETRELERİNİN

DEĞERLENDİRİLMESİ

Gaye BULUT

DOĞUM VE JİNEKOLOJİ ANABİLİM DALI

DOKTORA TEZİ

DANIŞMAN

Prof. Dr. Erol ALAÇAM

2012- ANKARA

Page 2: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)
Page 3: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

POSTPARTUM SORUNSUZ SÜT İNEKLERİNDE

PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM

ULTRASONOGRAFİSİ VE FERTİLİTE

PARAMETRELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Gaye BULUT

DOĞUM ve JİNEKOLOJİ ANABİLİM DALI

DOKTORA TEZİ

DANIŞMAN

Prof. Dr. Erol ALAÇAM

2012- ANKARA

Page 4: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)
Page 5: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

iii

İÇİNDEKİLER

Kabul ve Onay ii

İçindekiler iii

Önsöz iv

Simgeler ve Kısaltmalar v

Şekiller vi

Çizelgeler vii

1. GİRİŞ 1

1.1 Postpartum Dönem 1

1.1.1 Uterus İnvolüsyonu ve Endometrial Rejenerasyon 1

1.1.1.1 İnvolüsyonu Etkileyen Faktörler 3

1.1.2 Uterusun Bakteriyel Eliminasyonu 4

1.1.3 Postpartum Ovaryum Aktivitesinin Başlaması 4

1.2 Östrus Siklusu 5

1.2.1 Östrus Siklusunun Endokrin Düzeni 6

1.2.1.1 Corpus Luteum ve Progesteron Salınımı 7

1.3 Folliküler Dinamik 8

1.4 Östrus Sikluslarının Denetlenmesi 9

1.4.1 Östrus Siklusların Denetlenmesinde Kullanılan Hormonlar 10

1.5 Reprodüktif Performans ve Fertilite Parametreleri 12

1.5.1 Buzağılama Aralığı 13

1.5.2 Servis Periyodu 14

1.5.3 Doğum- İlk Kızgınlık Aralığı 14

1.5.4 Doğum-İlk Tohumlama Aralığı 14

1.5.5 Tohumlama-Gebe Kalma Aralığı 15

1.5.6 İlk Tohumlamada Gebe Kalma Oranı 15

1.5.7 Toplam Gebelik Oranı 16

1.5.8 Gebelik Başına Toplam Tohumlama Sayısı 17

1.5.9 Östrus Evresi ve Belirlenebilme Oranı 17

2. GEREÇ ve YÖNTEM 20

2.1 Gereç 20

2.2 Yöntem 20

3. BULGULAR 24

3.1 Postpartum 25-46. Günler Arasında Uterus ve Cervix’ten Alınan

Ölçüm Sonuçları

24

3.2 PRID Uygulama Öncesi Ovaryum Değerlendirmeleri 26

3.3 Folikül Çapı ile Östrus Belirtilerinin Karşılaştırılması 26

3.4 Ovulasyon Oranı 27

3.5 Fertilite Parametreleri 27

4. TARTIŞMA 30

5. SONUÇ ve ÖNERİLER 35

ÖZET 37

SUMMARY 38

KAYNAKLAR 39

ÖZGEÇMİŞ 48

Page 6: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

iv

ÖNSÖZ

Sütçü inek yetiştiriciliğinde ekonomik kayıplara sebep olan önemli sorunlardan biri

reproduktif performans düşüklüğüdür. Üretimin ekonomik ve devamlı olması için

dölveriminin devamlılığının sağlanması gerekmektedir. Sürü yönetiminde en önemli

nokta ineklerden her yıl canlı ve sağlıklı bir yavru almaktır. Dölveriminde bu ana

hedefin gerçekleşebilmesi için, doğum yapan ineklerin sağlıklı bir postpartum dönem

geçirmeleri gerekmektedir. Bu dönemde genital organlarda gebelik öncesi yerleşim

ve ölçülere dönüş, arınma ve yenilenme olguları şekillenmekte ve dahası ovaryum

fonksiyonları başlamaktadır. Tüm bu olayların doğal sürecinde gerçekleşmesi ve

izleyen tohumlamalardan yüksek oranda gebelik elde edilmesi ancak ideal bir

reproduktif sürü yönetimi çerçevesinde olanaklıdır.

Sütçü inek işletmelerinde önemli sorunlardan bir tanesi östrusların belirlenmesi

eylemidir. Son yıllarda birçok yatırımcı orta, büyük ve kalabalık işletmelere yatırım

yapmayı düşünürken, fertilitenin önemi ve bu amaçla yapılacak tohumlamaların

başarısı için belki de en önemli faktör olan östrusların belirlenmesi konusunda, çok

bilinçli olmadıkları görülmektedir. Bununla birlikte, östrusların belirlenmesi

konusunda birçok gözlem yöntemleri, gereçler ve hormon preparatları geliştirilmiştir.

Sunulan tez çalışmasında da, özellikle kalabalık işletmeler için öngörülen,

hormon kontrollü tohumlamalar tercih edilmiş ve intravaginal progesteron hormonu

uygulamalarının follikül dinamiğine ve önemli fertilite ölçütlerine etkileri

değerlendirilmiştir.

Doktora çalışmalarım süresince yardım ve değerli önerilerini esirgemeyen

Prof. Dr. Erol ALAÇAM’a ve Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Doğum ve

Jinekoloji Anabilim Dalı Hocalarıma ve Araştırma Görevlisi Arkadaşlarıma; ayrıca

saha çalışmalarımı yürüttüğüm Matlı Araştırma Çiftliğinde görev yapan Veteriner

Hekim, Ziraat Mühendisi ve Teknisyen meslektaşlarıma teşekkürü borç bilirim.

Uzun doktora eğitimim sürecinde maddi ve manevi desteklerinden ötürü canım

aileme ve beni yüreklendiren meslektaşım Derya Akpınar’a teşekkür ederim.

Page 7: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

v

SİMGELER ve KISALTMALAR

~ Yaklaşık

=S Ortalama ve Standart Hata

α Alfa

DF Dominant Follikül

eCG Equine Chorionic Gonadotropin

FSH Follikül Stimüle Edici Hormon

Gİ Gebelik İndeksi

GnRH Gonadotropin Salgılatıcı Hormon

hCG Human Chorionic Gonadotropin

İTGO İlk Tohumlamada Gebelik Oranı

LH Lüteinleştirici Hormon

MgO Magnezyum Oksit

MHz MegaHertz

ng Nanogram

P4 Progesteron

PGF2α Prostaglandin F 2 alfa

pp Postpartum

PRID Progesteron Releasing Intravaginal Device

SP Servis Periyodu

SPSS Statistical Packageforthe SocialSciences

TGO Toplam gebelik oranı

Tİ Tohumlama İndeksi

USG Ultrasonografi

Page 8: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

vi

ŞEKİLLER

Şekil 3.1 Zamana göre sağ cornu uteri çapında gerçekleşen değişim 24

Şekil 3.2 Zamana göre sol cornu uteri çapında gerçekleşen değişim 25

Şekil 3.3 Zamana göre cervix uteri çapının değişimi 26

Şekil 3.4 Gruplara göre ilk tohumlamada gebelik oranlarının karşılaştırılması 28

Page 9: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

vii

ÇİZELGELER

Çizelge 1.1 Servis periyodu süresine bağlı olarak sürünün değerlendirilmesi 14

Çizelge 1.2 Doğum- İlk tohumlama aralığının sürü içerisinde değerlendirilmesi 15

Çizelge 1.3 Tohumlama indeks değerinin sürü performansı açısından

değerlendirilmesi

17

Çizelge 1.4 Östrus tespitinin sürü performansı bakımından değerlendirilmesi 18

Çizelge 2.1 Östrus belirtilerinin derecelendirilme yöntemi 22

Çizelge 2.2 Fertilite parametrelerinin hesaplanması 23

Çizelge 3.1 Zamana göre cornu uteri çaplarındaki değişim 25

Çizelge 3.2 Zamana göre cervix uteri çapındaki değişim 26

Çizelge 3.3 Çalışma ve kontrol gruplarında gözlenen östrus yoğunluğu 26

Çizelge 3.4 Gruplara göre ineklerin fertilite ölçütleri 29

Page 10: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

1

1. GİRİŞ

1.1. Postpartum Dönem

Postpartum dönem doğumun gerçekleşmesinden sonra genital sistemin anatomik,

histolojik ve fonksiyonel yönden gebelik öncesi durumuna dönmesi için gereken

süreçtir (Kindahl ve ark, 1999). Bu dönemde önemli değişimler meydana

gelmektedir. Bunlar, uterusun involusyonu, endometriyal rejenerasyon,

ovaryumların normal siklik aktivitesinin başlaması ve bakteriyel kontaminasyonun

elimine edilmesidir (Arthur ve ark., 1982; Hafez, 1987; Slama ve ark., 1991;

Hoedemarker, 1998).

Postpartum (pp) dönem üç evrede incelenebilir: Erken Postpartum Dönem:

Doğumla başlar, pp 7-14. günlerde hipofiz’in GnRH’a cevap vermesine kadar devam

eder. Retentio secundinarum ve puerperal metritis gibi olgular bu dönemde

görülmektedir. Orta Dönem: Hipofiz’in GnRH’a duyarlılığının artması ile başlar.

Postpartum ilk ovulasyona kadar geçen süreçtir. Ovulasyon zamanı pek çok faktöre

(yaş, beslenme, intrauterin bakteriyal ekoloji, endokrin problemler, vb) bağlı

değişmektedir. Dolayısıyla orta pp dönemin uzunluğu değişkendir. Postpartum

ovaryum aktivitesi 4-10. günlerde ve ilk ovulasyon ise yaklaşık 12-25. günlerde

gerçekleşmektedir. Orta pp dönemde bakteriyel eliminasyon gerçekleşmiş ya da

sayıları azalmıştır. Metritis veya endometritislere bu dönemde sık rastlanılır.

Ovulasyon Sonrası Dönem: Postpartum ilk ovulasyondan başlayıp, pp sürecin

tamamlanmasına kadar geçen süreçtir. Postpartum dönem yaklaşık 45 günlük (40-50

gün) bir süreyi kapsar. Kronik metritis, endometritis ve pyometra olgularına bu

dönemde rastlanılır (Olson ve ark., 1986; Hoedemarker, 1998).

1.1.1. Uterus İnvolüsyonu ve Endometrial Rejenerasyon

Doğum sonrası uterusun gebelik şekillenmeden önceki normal boyut ve

fonksiyonlarına geri dönmesine uterus involusyonu denir. Bu süreç myometrial

Page 11: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

2

kontraksiyon, bakteriyel eliminasyon ve endometriyal rejenerasyonla

gerçekleşmektedir. Uterus, postpartumun ilk birkaç gününde hızlı bir şekilde invole

olur. Uterus, pp 25-30. günlerde involusyon sürecinin büyük bir kısmını tamamlar.

Myometrial kontraksiyonlarla uterusta bulanan mukus, kan, yavru zarı parçaları,

maternal doku ve fötal sıvılardan oluşan lochia’nın eleminasyonu gerçekleşmektedir.

Normal şartlarda lochial akıntı postpartum 10-12. günlerde çok azalır ve 14-18.

günlerde kesilir. Ancak bazı ineklerde anormal lochial akıntı pp 20-30. günlere kadar

devam edebilir (Olson ve ark, 1986; Hussain ve Daniel, 1991; Mortimer ve ark,

1997; Mateus ve ark, 2002).

Postpartum dönemin ilk haftasında rektal yolla uterusun tamamı palpe

edilemezken, 10-15. günlerde palpe edilebilir. Uterus, gebelik öncesi durumuna

postpartum 42-46. günlerde ulaşır. Ancak postpartum 25. günden sonrası meydana

gelen değişiklikler pek fark edilmez. İnvolusyon kontrolunda cornu uteri’ler ve

cervix uteri takip edilmektedir. Uterusun involusyonu cervix uteri’ye göre daha

hızlıdır. Yapılan araştırmalarda cornu uteri’lerin çaplarının, pp 25-30. günlerde 30-40

mm; postpartum 30-40. günlerde ise 20-30 mm arasında olduğu tespit edilmiştir.

İnvolusyonu en geç tamamlayan cervix uteri’dir. Bu segmentin çapı postpartum 40-

50. günlerde, primipar ineklerde 25- 30 mm iken, multipar ineklerde 30- 45 mm

arasındadır. Karunkular alanların epitelizasyonu da pp 40-50. günler arasında

tamamlanmaktadır (Olson ve ark, 1986; Öcal, 2002; Sheldon ve ark, 2006).

Uterus involusyonunda oksitosin ve endojen prostaglandinler aktif rol

almaktadır. Oysa ki, gonadotropik hormonlar, ovariyan steroidler, eksojen östrojen

ve progesteron uygulamalarının involusyonda etkinlikleri yoktur (Yavaş ve Walton,

2000). Oksitosinin myometrium üzerindeki etkisi östrojenik evrede artar. Doğumu

takiben kan dolaşımındaki östrojen bazal seviyeye düşer. Bu durumda ancak

postpartum ilk 12 saatte oksitosin myometrium üzerinde kontraktil etki oluşturur.

Anlaşılacağı üzere involusyonun gerçekleşmesinde uterotonik etkisi olan PGF2α’nın

rolü önemlidir (Öcal, 2002). PGF2α konsantrasyonu pp 1-4 günlerde maksimum olup,

15. günden itibaren konsantrasyonu aşamalı olarak azalmaktadır (Knickerbocker ve

ark., 1986).

Page 12: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

3

1.1.1.1. İnvolüsyonu Etkileyen Faktörler

Doğum ve doğum sonrasında şekillenen sorunlar (güç doğum, retentio

secundinarum, prolapsus uteri, metritis, metabolizma hastalıkları) involusyonun

gecikmesine yol açmaktadır (Aslan ve ark., 1995; Mateus ve ark, 2002; Öcal, 2002).

Retentio secundinarum olgularında involusyon 70-90. günlerde tamamlanmaktadır

(Laven ve Peters, 1996). Doğum öncesi görülen, tortio uteri, gebelik paraplejisi,

prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002).

Normalde uterus ortamı anaerobiktir ve uterusta farklı tip bakteriler izole

edilmiştir. En sık karşılaşılanlar; Echerichia coli, Actinomyces pyogenes, koliform alt

türleri, Pseudomonas aeruginosa, hemolitik streptokoklar, Gr (+) ve Gr(-) anaerob

mikroorganizmalar (Olson ve ark., 1986; Hussain ve Daniel, 1991) olarak

sıralanabilir. Uterustaki kan, doku döküntüleri ve sıvılar mikroorganizmaların

çoğalmasına uygun zemin hazırlarlar ve dolayısıyla enfeksiyonların şekillenme şansı

yüksektir (Mateus ve ark., 2002). Uterus enfeksiyonun şiddeti ne olusa olsun, bu

durum involusyon sürecini uzatmaktadır (Olson ve ark., 1986). Primiparlara göre

multipar ineklerde involusyon daha geç olmaktadır. Ayrıca hayvanın yaşı arttıkça bu

sürecin uzadığı bilinmektedir (Hussain ve Daniel, 1991).

Yaz ve ilkbaharda doğum yapanlarda kış ve sonbaharda doğum yapanlara

nazaran involusyon daha hızlı şekillenmektedir. Bunun nedeni olarak havaların

soğumasıyla yem kalitesinin düşmesi ve alınan enerjinin bir kısmının vücut ısısını

regüle etmekte kullanılmasıyla oluştuğu gösterilmektedir (Hussain ve Daniel, 1991).

Vücut kondüsyon skorunun yüksek ya da düşük olması pp ovariyan aktiviteyi

geciktirtiği gibi uterus involusyon süresini de uzatmaktadır. Rasyonda üre miktarı

arttığında involusyon 20,6 günde, silaj ile beslenenlerde ise 25,4 günde

tamamlanmaktadır (Hussain ve Daniel, 1991).

Page 13: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

4

1.1.2. Uterusun Bakteriyel Eliminasyonu

Buzağının genital kanaldan çıkışı sırasında oluşan negatif basınç ile ortamdaki

enfeksiyöz etkenler uterus içine yönlenir ve böylelikle postpartum süreçte uterusun

kontamine olduğu ve bu olgunun doğal kabul edildiği bildirilmektedir (Etherington

ve ark, 1991; Huszenicza ve Fodor, 1999). Postpartum süreç ile uterus enfeksiyon

oranları arasında negatif bir korrelasyon vardır. Bakteriyel eliminasyon uterus

involusyonunun, endometrial rejenerasyonun tamamlanması ve uterus savunma

mekanizmasının çalışması ile koordineli bir şekilde gerçekleşmektedir. Uterusun

postpartum dönemde enfeksiyonlardan arınma mekanizmasını etkileyen faktörler de

mevcuttur. Uterus involusyonunu etkileyen faktörler bu süreci de etkilemekte, ancak

mikroorganizmanın yoğunluğu ve türü daha önemli rol oynamaktadır (Sheldon ve

ark, 2006).

1.1.3. Postpartum Ovaryum Aktivitesinin Başlaması

Doğumdan sonra ineklerde ilk ovaryum aktivitenin başlaması, postpartum 15-70

günler arasında değişken olup, çok sayıda faktör tarafından etkilenmektedir. Temel

olarak, postpartum ilk siklik aktivite sütçü ineklerde etçi ineklere göre, multipar

ineklerde de primipar ineklere göre daha erken başlar (Rajamahendran ve Taylor,

1990).

Doğum sonrası ovaryumlar gonadotropik etkiye açıktır. Ancak pp erken

dönemde hipofiz GnRH’a duyarsız olduğundan ovaryumlarda ileri folliküler gelişim

görülmez (Öcal, 2002). Doğumdan sonraki ilk beş gün içinde adenohipofizin

GnRH’a duyarlı olmaya başlamasıyla follikül stimüle edici hormon (FSH) salınımı

başlar. Artan FSH ovaryumlarda folliküller gelişmeyi başlatır. Beraberinde FSH ile

düşük oranda pulsatil luteinleştirici hormon (LH) salınımı artmaya başlar. Bu artış,

ovaryan steroidogenezisi yani folliküllerden östrojen salınımını uyarır. Dolaşımda

konsantrasyonu giderek artan östrojen, FSH salınımını durdururken, GnRH’nın

Page 14: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

5

uyarılması ile LH’nın ani artışına neden olur. Bazen dominant folikül atrezi olur ve

yeni bir folliküler dalga şekillenir (Stevenson, 1997; Kindahl ve ark., 1999).

Postpartum ovaryum aktivitesi 11-13. günlerde başlar ve ilk ovulasyon 15-26.

günlerde gerçekleşir. Ovulasyon sonrası luteal faz kısa sürer. Ayrıca inekte bu

dönemde gözle görülür bir kızgınlık davranışı sergilemez. Östrus davranışlarının ve

östrus siklusunun tipik klinik endokrin olaylarının başlaması pp 25-30. günler arasına

denk gelmektedir (Knickerbocker ve ark., 1986).

Uterusun involusyonu ve ovaryumların fonksiyonu arasında sıkı bir ilişki

bulunmaktadır (Aslan ve ark., 1995). Metritis, retentio secundinarum, mastitis,

doğum sonrası rasyonlarda negatif enerji dengesi, vücut kondüsyon düşüklüğü,

laktasyon ya da emzirme, doğum mevsimi, stres, uterus patolojileri, kronik

hastalıklar pp ovaryum aktivitenin başlamasını belirleyen faktörler arasında yer

almaktadır (Knickerbocker ve ark., 1986).

1.2. Östrus Siklusu (Seksüel siklus)

İneklerde seksüel siklusun süresi 17-25 gün olup (ortalama 20-21 gün) dür. Siklusun

östrus evresi 2 ile 30 saat arasında sürer (ortalama 12-18 saat). Ovulasyon, östrus

başladıktan 24-30 saat sonra gerçekleşmektedir (Stevenson, 1997).

Seksüel siklus evreleri dört döneme ayrılmaktadır. Östrus (0. gün), metöstrus

(1-3 gün), diöstrus veya luteal faz (4-18 gün), foliküler faz (19. gün - östrus

davranışlarının başlaması). Östrus, kızgınlık davranışlarının gözlenmesi ve erkeğin

kabulü ile karakterizedir. Bu dönem oosit ve follikülün son olgunlaşma evresidir.

Metöstrus, ovulasyonun gerçekleştiği, corpus luteum (CL)’nin oluştuğu ve

progesteron üretiminin başladığı dönemdir. Diöstrus, CL’nin büyüklüğünün ve

plazma progesteron konsantrasyonunun maksimum düzeye ulaştığı dönemdir. Bu

dönemin sonlarına doğru fertilizasyon şekillenmemiş ise luteolizis şekillenmeye

başlar ve progesteron konsantrasyonu azalır. Proöstrus, CL’nin regresyonu ile östrus

Page 15: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

6

davranışlarının başlangıcı arasındaki dönemdir (Knickerbocker ve ark., 1986;

Stevenson, 1997).

1.2.1. Östrus Siklusunun Endokrin Düzeni

Östrus siklusunun normal endokrinolojisinde ve seksüel davranışların

düzenlenmesinde hipotalamus (GnRH), hipofiz (FSH, LH), ovaryumlar (Östradiol,

progesteron, inhibin) ve uterus (PGF2α) gibi endokrin yapıların etkileşimleri

önemlidir. Bu etkileşimi üç dönemde toplamak mümkündür (Stevenson, 1997;

Gordon, 2003). Pregonadotropin salınımı, corpus luteum’un gerilemesiyle başlayıp,

preovulatorik LH ve FSH salınımınıyla son bulan bir dönemdir. Preovulatör follikül

oluşurken dolaşımdaki progesteron konsantrasyonu düşer, eş zamanda östrojen

(östradiol) konsantrasyonu da artar. Östrojen, dolaşımda belli bir miktara ulaşınca eş

zamanlı olarak folikül üzerinde LH reseptör sayısını arttırmaktadır. Neticede, artan

LH ve östradiol östrus’un başlamasına neden olur. Östrus periyodunda artan östrojen

hayvanda fiziksel ve psişik değişimlere yol açarken preovulatorik LH ve FSH

salınımına neden olmaktadır. Maksimum seviyeye ulaştığında östradiol, inhibin

hormonu vasıtasıyla hipofiz ön lobunu negatif feed back ile uyararak FSH salınımı

inhibe eder. Ayrıca pozitif feed back ile LH salınımına neden olur. Böylelikle LH

piki ve devamında ovulasyon gerçekleşmektedir (Knickerbocker ve ark, 1986;

Turzillo ve Fortune, 1993; Kaneko ve ark, 2002). Postgonadotropin salınımı: Bu

periyotta, dolaşımda östradiol miktarı azalması tipiktir ve luteinizasyon başlar.

Östrus döneminde maksimum konsantrasyona ulaşan östradiol, ovulasyonun

gerçekleşmesiyle dolaşımda konsantrasyonu düşer. Ovule olan folikülde teka ve

granulaza hücreleri lüteinleşmeye başlar. Bu olaylar metöstrus döneminde (1-3 gün)

gerçekleşmektedir. Bu dönemde dolaşımda LH, östradiol ve progesteron

konsantrasyonları düşüktür. Eş zamanlı olarak ikinci kez FSH salınımı artar

(periovulatör FSH salınımı). İlk kez FSH salınımı (preovulatör FSH salınımı),

periovulatör FSH dönemleri kıyaslandığında dolaşımdaki FSH konsantrasyonu

preovulatör dönemde daha fazladır. Konsantrasyonu az da olsa FSH yeni bir folikül

dalga oluşumunu başlatır (Stevenson, 1997; Hendriksen ve ark., 2003). Luteal faz ise

Page 16: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

7

corpus luteum (CL)’un progesteron (P4) salınımı ile başlar, 4-18 günlük bir süreçtir.

Dolaşımda P4 günde 1 ng/ml iken maksimum konsantrasyona 8-10. günlerde ulaşır.

Dolayısıyla CL de azami büyüklüğe bu günlerde ulaşmaktadır. Progesteronun LH

üzerindeki negatif geri tepkimesiyle LH düzeyi düşmektedir (Stevenson,1997;

Yoshioka ve ark., 2001; Nett ve ark., 2002). Böylelikle ineklerde ekzojen

progesteron (P4) uygulamalarında LH salınım miktarında azalma hızı artmaktadır (6

saat içinde) ve bu azalma hızı doza bağlı değişmektedir (Bergfeld ve ark., 1996).

1.2.1.1. Corpus Luteum ve Progesteron Salınımı

Preovulatorik LH salınımı sonrası ovulasyon ve CL şekillenmektedir. Ovaryan

follikül yapısında yer alan granuloza ve teka hücreleri; ovulasyon sonrası, büyük ve

küçük luteal hücrelere dönüşmektedir. Büyük hücreler progesteron ve oksitosin

salınımını gerçekleştirir. Küçük hücrelerde progesteron salgılar ve LH’ya duyarlıdır.

Küçük hücreler büyük hücrelerden sayıca daha fazladır. Fonksiyonel CL’nin

oluşmasında LH önemli bir rol üstlenmiştir. Siklusun 10. gününe kadar corpus

luteum’un hücre sayısı ve ağırlığında bir artış görülür. (Peters ve ark., 1994).

Progesteron östrus siklusunun büyük bir bölümünde baskındır. Siklusun 3-4.

günlerinde dolaşımda tespit edilebilmektedir. Konsantrasyonu siklusun 8. gününe

dek belirgin bir şekilde artar ve östrus sırasında miktarı azalır (luteolizis). Erken

luteal dönemde (0-3 gün), fonksiyonel CL daha oluşmamıştır, bu günlerde luteal

hücreler gelişmektedir. Yapılan bir çalışmada erken luteal dönemde oksitosin

uygulamalarının CL’nin gelişimini aksattığı, PGF2α uygulamalarından ise

etkilenmediği tespit edilmiştir. Ayrıca erken ve geç metöstrus dönemde progesteron

uygulamaları CL çapını azaltmaktadır (Burke ve ark., 1994).

Östrus’tan birkaç gün önce (1-4 gün) dolaşımdaki progesteron hormonu azalır

ve yaklaşık iki gün içerisinde bazal seviyeye iner. Progesteron’un bazal seviyeye

inmesi ve östrus’un başlaması arasındaki geçen süre bir çok faktöre bağlı

değişmektedir. Bunlar dominant follikül (DF)’nin varlığı, vücut kondüsyonu, stres,

Page 17: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

8

mevsim, laktasyon ve beslenme olarak sayılabilir. PGF2α salınımı luteal oksitosinin

endometrial hücre üzerinde spesifik reseptörlerine bağlanmasıyla gerçekleşir. Bu

spesifik reseptörlerin oluşumu folliküler östradiol’e bağlıdır. Östradiol ise siklusun

12-15. günleri arasında yeni bir follikül dalga oluşumuna bağlı olarak ortama

salınmaktadır. Dolayısıyla yeni dalganın folliküler devresinde üretilen östrojen

endometrium’da spesifik luteal oksitosin reseptörlerin formasyonunda görev alırken,

aynı süreç içinde luteal oksitosinler (luteolizis) endometriyal hücre reseptörlerine

bağlanarak PGF2α salınımını stimüle etmektedir (Gordon, 2003). Sonuç olarak,

östradiol’ün luteolizisin şekillenmesinde kritik öneme sahip olduğu anlaşılmaktadır

(Binelli ve ark, 2001).

1.3. Folliküler Dinamik

İneklerde folliküller dinamik dalga modeline benzeyen bir gelişim gösterir (Kähn,

2004). Bu folliküler gelişim, sadece östrus siklusunun folliküler evresinde değil

luteal evre, gebelik (<90 gün) ve postpartum dinlenme dönemlerinde de dalgalanma

şeklinde devam eder (Sirois ve Fortune, 1988; Ginther ve Knopf, 1989; Gordon,

2003). İneklerde folliküler gelişim 7-9 gün arayla başlayan düzenli dalgalanmalar

şeklinde oluşur. Postpartum ilk folliküler dalga, iki hafta içinde başlar ve ovulasyon

gerçekleşene kadar dominant follikül içeren dalgalar oluşur (Murphy ve ark, 1990;

McDougall ve ark, 1995). Normal ve postpartum siklik dönemde ovaryumlarda

folliküler gelişmeyi FSH başlatır (Ginther, 2000). Her folliküler dalgada

ovaryumlarda 5-10 adet follikül gelişir. Folliküler dalga başlangıcında çapları 1-2

mm olan antral folliküllerin büyümeleri için gonadotropinlere ihtiyaçları vardır.

Folliküller 4-5 mm’e çapa ulaştığında FSH en yüksek konsantrasyona ulaşır ve

çapları 9 mm oluncaya kadar FSH’a etkindir. Çapları 5 mm’den büyük olan

folliküller östrodiol ve inhibin salınımını gerçekleştirirler. Bu hormonlar hipofiz ön

lobundan negatif feed back ile FSH salınımını azaltırlar (Ginther ve Knopf, 1989;

Gordon, 2003).

Page 18: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

9

İneklerde östrus siklusu boyunca bir ile dört arasında değişen folliküler dalga

şekillenir. Folliküler dalgalar bir grup follikülün gelişimi ile başlar. Ancak bu

folliküllerden sadece biri dominant hale gelir. Neticede meydana gelen iki veya üç

folliküler dalgada sadece iki ya da üçüncü dalga sonunda gelişen dominant follikül

ovüle olur. İki dalgalı folliküler gelişimde dalgalar 0. gün (ovulasyon günü) ve 10.

günlerde oluşurken, üç dalgalı folliküler gelişimde 0., 9. ve 16. günlerde, dört dalgalı

folliküler dinamikte ise 2., 8., 14. ve 17. günlerde şekillenir (Sirois ve Fortune, 1988;

Ahmad ve ark, 1997; Gordon, 2003). Folliküler dalga sayısı arttıkça hem ikinci dalga

daha erken başlamakta hem de luteal evre uzamaktadır (Kastelic ve Ginther, 1991).

İkili ve üçlü dalga formlarında siklus ortalamaları ve luteal faz süreleri sırasıyla 19-

20 gün; 21-22 gün (östrus siklus) ve 16-17 gün; 17-18 gün (luteal evre) sürdüğü

bildirilmiştir. Dört dalgalı sikluslarda ise siklusun 23 gün sürdüğü bildirilmiştir

(Sirois ve Fortune, 1988; Rasby ve Vinton, 2011).

Dominant follikül morfolojik ve fonksiyonel baskınlığa sahiptir. Fonksiyonel

baskınlığın başlaması için DF en az 7 mm çapa erişmiş olmalıdır. Bir folikül

gelişirken büyüme, statik ve yıkımlanma fazlarını geçirir. Büyüme fazı, follikülün ilk

belirlendiği günden büyümenin durduğu güne kadar sürer. Statik faz döneminde

folliküller sabit büyüklükte kalır. Yıkımlanma fazı ise follikül çapının küçüldüğü

dönemdir. Bir ovulatorik follikülün belirlenmesinden ovulasyona kadar geçen süre

büyüme evresi olarak kabul edilir. Dominant follikül ortalama altı gün büyür

(Dinamik faz) ve sonra sabit kalır (Statik faz). Daha sonra regrese olmaya başlar

(Ginther ve Knopf, 1989; Fortune, 1993).

1.4. Östrus Sikluslarının Denetlenmesi (Seksüel Senkronizasyon)

Östrus ve ovulasyonun istenilen zamana göre planlanması işlemine seksüel

senkronizasyon adı verilmektedir. Seksüel senkronizasyonun avantajları; östrusları

kısa bir süre içinde toplamak, tohumlama ve aşımları planlanan zaman içinde

yapmak, suni tohumlama ve embriyo nakli uygulamalarını kolaylaştırmak, ilk

Page 19: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

10

tohumlamada gebe kalmayan hayvanların izlenme sorununu gidermek, gebe

hayvanlarda grup halinde yem değişiklikleri, aşılama ve anti paraziter ilaçlamaları

kolaylaştırmak, doğumları belli bir zaman diliminde yaptırıp denetleyebilmek ve

yavru kayıplarını azaltmak, pazara bir örnek yavrular verebilmek, sürüde bir örnek

gençleşmeyi sağlayabilmek, barınak, iş gücü ve malzemeleri daha verimli bir şekilde

kullanmaktır (Alaçam, 2002).

1.4.1. Östrus Siklusların Denetlenmesinde Kullanılan Hormonlar

Progesteron kullanımı

İneklerde östrüs siklusların kontrolunda ya P4 ile yapay bir corpus luteum (CL) gibi

etki sağlanmakta veya luteolitik etkili hormonlar kullanılıp corpus luteum regrese

edilme yoluna gidilmektedir. Bu çerçevede progesteron ve/veya PGF2α kullanılan

senkronizasyon protokollerinin etkisini artırmak, folliküler büyümeyi ve corpus

luteum’un regresyonunu senkronize etmek için östrojen, GnRH ve agonistleri

kullanılmaktadır. Bunlardan başka östrus senkronizasyonu programlarına Equine

Chorionic Gonodotropin (eCG) ve Human Chorionic Gonodotropin (hCG) de

eklenebilmektedir (Alaçam, 2002; Murugavel, 2003).

Progesteron ve progestagenlerden, seksüel siklusta olduğu gibi geri tepki

mekanizması ile gonadotropinlerin salınımı kontrol altında tutularak

faydalanılmaktadır. Progesteron hormonu günümüzde ineklere çoğunlukla

intravaginal veya deri altı yoluyla uygulanmaktadır (Alaçam, 2002; Rhodes ve ark.,

2002).

Egzogen progesteron kaynağı uzaklaştırıldığında, kandaki progesteron

konsantrasyonu düşer ve LH salınımı artar. LH salınımının artması ile östrus

belirtileri görülür ve uygulama sırasında gelişen DF ovule olur. Progesteron salan

intravaginal araç (PRID) progesteron ve östradiol benzoat içermektedir. PRID

vaginaya uygulandığında günde yaklaşık 60 mg progesteron salmaktadır. Vaginada 9

Page 20: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

11

ile 12 gün kadar tutulan PRID’in çıkartılmasından 2-3 gün sonra östrus belirtileri

görülebilir (Gökçen, 1995; Kaçar ve Aslan, 2004). Bu konuda yapılan bir çalışmada

PRID uygulamasıyla %93,3 oranında belirgin östrus semptomları görüldüğü tespit

edilmiştir (Kaçar ve Aslan, 2004). Diöstrus dönemin ortasında intravaginal PRID

uygulamalarında, uygulama bitiminden sonra östrus ve ovulasyonun daha çabuk,

gebelik şansının daha yüksek olduğu ifade edilmektedir (Alaçam, 2002; Rhodes ve

ark., 2002).

Senkronize edilen hayvanlarda PRID’in çıkartılmasından 48 saat sonra GnRH

ya da, 24 saat sonra östradiol benzoat ve bunlara ek olarak PGF2α uygulanması

önerilmektedir. Ovulasyon senkronizasyonunun başarısı, uygulama sonunda corpus

luteum’un olmaması ve seçilmiş yeni dominant folllikülün varlığına bağlanmaktadır.

Progesteron tedavisinin süresi, yeni dominant follikül gelişimi için belirlenmiş

zaman aralığına ve kullanılan hormona bağlıdır. Uygulamanın başlangıcı için seçilen

hormon eğer GnRH ise PRID’in uygulama süresi 5-7 gün; östradiol benzoat ile

başlangıç yapılacaksa, 7-12 gün olarak belirlenmiştir (Mihm, 1999).

Bazı araştırmacılar (Lucy ve ark., 2001) 6-12 gün süreyle PRID uygulamaları

sonucunda %66.7-90 oranında östrüsların görülebileceğini bildirmektedirler.

Zonturlu ve ark. (2005)’nın yaptıkları çalışmada ise siklik hayvanlarda %87,5,

ovaryumları inaktif olan hakiki anöstrüs semptomu gösteren ineklerde ise %100

oranında östrüs tespit etmişlerdir.

Kimi araştırmacılar (Penny ve ark., 2000; Lopez ve ark, 2001; Kaçar ve Aslan,

2004) PRID ile yapılan çalışmalarda ilk tohumlamada gebelik oranının %27,8 ile

%73 arasında değiştiğini bildirmektedirler. Zonturlu ve ark. (2005) gebelik başına

düşen tohumlama sayısını 1,6 olarak belirlemişlerdir. Diğer bazı araştırıcılar da

(Alaçam ve ark, 1996; Penny ve ark, 2000; Kaçar ve Aslan, 2004) gebelik başına

düşen tohumlama sayısının 1,2 –2,2 arasında değiştiğini bildirmektedirler. Anöstrüs

semptomu gösteren ineklerde 12 gün süreyle PRID uygulamalarının reprodüktif

Page 21: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

12

performansı artırdığı ve siklusların düzenli hale gelmesinde etkili olduğu

bildirilmektedir (Zonturlu ve ark, 2005).

Prostaglandin F2α kullanımı

Prostaglandin F2α enjeksiyonu luteal dönemi etkileyerek kandaki progesteron

seviyesini düşürmektedir. Bunun sonucu olarak gonadotropik hormonlar üzerindeki

baskı kalkmakta ve bu hormonların salınımıyla ovule olacak follikül gelişmeye

başlamaktadır. PGF2α enjeksiyonunun folliküler dalganın gelişmesine bir etkisi

yoktur. Östrusun zamanı luteolisizin uyarıldığı andaki folliküler dalganın durumuna

bağlıdır. Siklusun 1-5. günlerinde genç CL’ye hiç etki etmediği gibi, 17-21. günler

arasında regrese olan corpus luteum üzerinede etkisi azdır.

Progesteron ve prostaglandin uygulamalarını takip eden östruslarda gebelik

oranlarında %10-15 düşüş söz konusudur. Progestagenler de östrusun

denetlenmesinde kullanılmakla beraber bazen ovulasyonun gerçekleşmesini

engelleyemez. Ancak tohumlama zamanı kaçırılmış olduğundan hayvanın gebe

kalma şansı ortadan kalkmaktadır (Cordoba ve Fricke, 2001; Alaçam, 2002).

1.5. Reprodüktif Performans ve Fertilite Parametreleri

Sığırcılıkta verimliliği belirleyen özelliklerin başında dölverimi gelmektedir ve tüm

verimlerin başlangıcı olması nedeniyle büyük bir öneme sahiptir. Dölverimi aynı

zamanda hayvanların adaptasyon yeteneklerini belirleyen bir ölçüt olarak da ele

alınmaktadır. Dölveriminin yüksek olması, sürüde seleksiyon ve ayıklama

işlemlerinin daha etkili bir şekilde yapılabilmesi ve ekonomik bir yetiştiricilik için

temel şarttır. Üretimin ekonomik olabilmesi, her inekten yılda bir kez buzağı

alınmasına bağlıdır. İlk tohumlama yaşının gecikmesi, doğumdan sonraki ilk

tohumlama aralığı (50–85 gün) ve servis periyodunun uzaması, her ineğin yaşamı

boyunca vereceği toplam buzağı sayısı ve toplam süt veriminde azalmaya yol

Page 22: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

13

açmaktadır (Diskin ve Sreenan, 1980; Akçapınar ve Özbeyaz, 1999; Alaçam, 2002;

Korpuzlu ve ark, 2008).

1.5.1. Buzağılama Aralığı

Buzağılama aralığı iki doğum arasındaki süreyi ifade eder ve birçok sütçü işletme

için halen en geçerli fertilite parametresidir. Bu süre 12-13 ay (Jainudeen ve Hafez,

1987; Hivorel, 2001; Britt, 2003; O’Connor, 2005) olarak bildirilmektedir. Sütçü

ineklerde, buzağılama aralığını 12 ay olması için ineklerin %95’nin pp 60. güne

kadar östrus göstermeleri ve pp 85. gününe kadarda gebe kalmaları gerekmektedir

(Jainudeen ve Hafez, 1987). Bir başka ifade ile inek doğum sonrası yaklaşık üç ay

içerisinde gebe kalmış olmalıdır (Petersson, 2007). Ancak, pratikte bu süre 13 ay

olarak gerçekleşmektedir.

Buzağılama aralığının, buzağılama-gebe kalma aralığı (Servis periyodu ~ 80-

110 gün) ile çok yakın bağlantısı vardır (Hivorel, 2001). Buzağılama aralığının

uzamasında servis periyodunun uzaması önemli etkendir. Bunun nedeni ineğe,

boğaya, çevre şartlarına veya bakıcısına ait olabilir (Akın, 1999; Yıldız ve ark,

2008). Buzağılama aralığının uzamasına doğum- gebe kalma süresi etkili olmaktadır.

Doğum- gebe kalma süresinde uzayan her gün, buzağılama aralığını 0,86 gün

uzatmaktadır (Williamson ve ark, 1980). Özellikle erken pp dönemde şekillenen

sorunlar bu sürenin uzamasına neden olmaktadır. İneklerde ikiz doğum, ölü doğum

ve transversal presentasyon gibi güç doğumların daha sonraki reprodüktif

performansa değişen derecelerde etkisi olmaktadır. Özellikle bu gibi durumlarda

retentio secundinarium ve metritis rastlantısında artış olmakta, sonuçta buzağılama

aralığı uzamakta, tohumlama sayısı ve sürüden reprodüktif problem nedeniyle

uzaklaştırılan ineklerin oranı artmaktadır (Hafez, 1987; Stevenson ve Call, 1988).

Page 23: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

14

1.5.2. Servis Periyodu (SP)

Buzağılama ve yeniden gebe kalma tarihleri arasındaki süre servis periyodu olarak

tanımlanmaktadır. Bu periyodun süresi, gebelik oranını etkileyen en önemli

faktörlerden biridir. Bu konuda hedeflenen ideal sürenin 85-120 gün arasında

(Çizelge 1.1) olması gerektiği bildirilmektedir (Alpan ve Arpacık, 1998; Nebel,

1996; Fetrow ve ark, 1997).

Çizelge 1.1. Servis periyodu süresine bağlı olarak sürünün

değerlendirilmesi (Nebel, 1996).

Servis Periyodu (gün) Tanımlama

85-110 Mükemmel

111-117 Tatmin edici

118-130 Hafif sorunlu

131-145 Sorunlu

>145 Ciddi sorunlu

Ortalama servis periyodunu, Özbeyaz ve ark. (1996) İsviçre Esmerlerinde 128

gün; Ertuğrul (1993) GAK ırkı sığırlarda 99,06 gün; DeliÖmeroğlu ve ark. (1996)

safkan Simental sığırlarda 91,5 gün olarak bildirmektedirler.

1.5.3. Doğum- İlk Kızgınlık Aralığı

Fertilitesi normal bir sürüde, ineklerin %90’dan fazlasında gözlenebilir ilk östrusun

pp 45-60. günlere kadar şekillenmiş olması beklenmektedir (Hivorel, 2001).

1.5.4. Doğum-İlk Tohumlama Aralığı

Bu süre 60-80 gün olarak bildirilmektedir. İdeal buzağılama aralığı olan 365 güne

ulaşılabilmek için tohumlamaların buzağılamadan sonra olabildiğince erken

başlatılması gereklidir. Doğumdan sonra her ineğin belli bir süre dinlenip üreme

organlarının yenilenmesine ihtiyacı vardır. Normal sağlıklı inekler buzağılamadan

sonraki 40. günden sonra başarı ile tohumlanabilir. Bununla beraber bu gibi erken

Page 24: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

15

tohumlamalarda gebelik oranı düşüktür (% 40-50 veya daha az). Buzağılamadan

sonra ilk tohumlamanın 60. gün civarında yapılması halinde gebelik oranı normal

olarak daha yüksektir (% 60-70). Çizelge 1.2'de bir süt ineği işletmesinde doğum -

ilk tohumlama süresine bağlı olarak sürünün dölverimi durumu değerlendirilmiştir

(Nebel, 1996).

Çizelge 1.2. Doğum-İlk tohumlama aralığının sürü içerisinde değerlendirilmesi

(Nebel, 1996)

Doğum-İlk Tohumlama Aralığı

(gün)

Tanımlama

60-75 Mükemmel

76-82 Tatmin edici

83-90 Hafif sorunlu

91-100 Sorunlu

>100 Ciddi sorunlu

1.5.5. Tohumlama-Gebe Kalma Aralığı

İneklerde postpartum ilk tohumlama ile gebe kalma arasındaki süredir. İlk

tohumlamadan sonra gebe kalmayan inek ve düvelerin fazlalığı servis periyodunu

uzattığı gibi, gebelik başına tohumlama sayısını da yükseltir (Alaçam, 2002). Östrus

aralığı düzenli veya düzensiz olabilmektedir. İneklerin çoğu tohumlamadan sonra

gebe kalmadıklarında, 18-24. gün sonra düzenli östrus gösterirken, sürenin 36-48 gün

olması östrusun düzenli seyrettiğini fakat östrus takibinde hataların var olduğunu

düşündürmelidir. Böyle bir durumda, inekler ya bir sonraki östrusun

belirlenmesinden sonra ya da senkronizasyon sonrası tohumlanmaktadırlar (Daşkın,

2005).

1.5.6. İlk Tohumlamada Gebe Kalma Oranı

İlk tohumlamada gebe kalan ineklerin tohumlanan tüm ineklere oranı olarak ifade

edilmektedir. İneğin ilk tohumlamada gebe kalması arzu edilmektedir. Birçok faktör

bu oranı etkilemektedir. İlk tohumlamada gebe kalma oranının (60-90. gün) % 50-60

Page 25: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

16

civarında olduğu bildirilmektedir. Türkiye koşullarında1,5 rakamının altındaki

tohumlama sayısı değerleri çok iyi, 1,5–2,0 arası orta, 2,0' nin üzerindeki değerler ise

problemli olarak kabul edilmektedir. İneklerin gebe kalmamasının, aşırı besleme, sıkı

kan yakınlığı, üreme sistemi hastalıkları, hayvanlar için yeni ve farklı çevre koşulları

gibi çeşitli nedenleri bulunmaktadır (Etherington, 1991a-b; Yu ve ark, 1993; Akın,

1999; Yıldız ve ark, 2008).

Saha çalışmalarında ineklerin siklik durumlarına bakılmaksızın postpartum

(pp) dönemde (26 ve/ veya 40. günlerde) PGF2α kullanılarak, doğum-yeniden gebe

kalma süresi kısaltılabileceği ve dolayısıyla ilk tohumlamada gebelik oranının

arttırılabileceği ileri sürülmektedir (Younquist ve Bierschwal, 1985; Etherington ve

ark, 1988).

1.5.7. Toplam Gebelik Oranı

Doğum sonrası 120 günde tohumlanan tüm ineklerden gebe kalanların,

tohumlananlara oranı olarak tanımlanabilir. Sürü içinde gebelik oranı bazı

araştırıcılar tarafından (Akın, 1999; Yıldız ve ark, 2008) % 80–90 arasında olması

ideal kabul edilirken; Daşkın (2005), bu oranın % 90’dan büyük olması gerektiğini

ileri sürmektedir. Doğum sonrası gebe kalma süresi 120 günü geçtiğinde ve gebe

kalma oranı istenilen değerin altında bulunduğunda sürüdeki hayvanların reprodüktif

performansını kısıtlayan etmenler incelenmelidir. Yapılan bir çalışmada gebe kalma

oranı ile süt verimi arasında negatif bir ilişki olduğu ortaya konulmuştur (Butler,

2003).

Page 26: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

17

1.5.8. Gebelik Başına Toplam Tohumlama Sayısı (Tohumlama İndeksi)

Tohumlama indeksi olarak ta bilinen, her gebelik için yapılan ortalama tohumlama

sayısıdır. Gebelik başına tohumlama sayısı için ideal rakam bir olmasına karşın,

pratikte birçok nedenden dolayı bu düzeyin yakalanması oldukça güçtür. Bu nedenle

1,5- 1,6 (1,8)’e kadar normal kabul edilmektedir (Nebel, 1996; Yavaş ve Walton,

2000; Erdem ve ark, 2007).

Çizelge 1.3. Tohumlama indeks değerinin sürü performansı açısından

değerlendirilmesi (Nebel, 1996). Tohumlama indeksi (%) Tanımlama

<1.8 Mükemmel

1.8-2.0 Tatmin edici

2.0-2.3 Hafif sorunlu

2.3-2.8 Sorunlu

>2.8 Ciddi sorunlu

1.5.9. Östrus Evresi ve Belirlenebilme Oranı

Östrus, dişi hayvanların bir seri hormonal değişiklikler sonucunda belli fizyolojik ve

psikolojik belirtiler göstererek erkeği kabul ettiği ve çiftleşmeye izin verdiği dönem

olup, ineklerde süresi 2 ile 30 saat arasında değişmekte ortalama 12–18 saat olarak

kabul edilmektedir (Hafez, 1987; Noakes, 2000). İneklerde diğer evcil hayvanlara

göre östrusun daha kısa sürmesi yetiştiriciler tarafından tespit edilmesini

zorlaştırmaktadır (De Silva ve ark., 1981). İneklerde östrus süresi ve ovulasyon

zamanı oldukça değişkenlik göstermekle birlikte suni tohumlama uygulamalarında

sabah östrus belirtilerini gösteren ineklerin akşam, öğleden sonra östrus belirtilerini

gösteren ineklerin ise ertesi gün sabah tohumlanması gerektiği (sabah-akşam

yöntemi) bir kural olarak kabul edilmektedir. Çünkü ineklerde ovulasyon, östrus

bitiminden yaklaşık 8-12 saat sonra meydana gelmektedir. Bu açıdan bakıldığında,

östrusun başlangıç zamanının saptanması ve en uygun suni tohumlama zamanının

ayarlanması elde edilecek gebelik oranları açısından büyük önem taşımaktadır.

Yanlış östrus tesbitiyle, ineklerin %10-22’si luteal dönemde hatta gebe iken

tohumlanmaktadır. Bu durumda tohumlama sayısı artmakta, gebe olanlarda abortus

Page 27: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

18

riski oluşmakta, uterusun luteal dönemde enfeksiyonlara daha duyarlı olmasından

dolayı metritis, endometritis gibi problemler ortaya çıkmakta ve gebelik oranı

düşmektedir (Youngquist ve Bierschwal; 1985; Jainudeen ve Hafez, 1987; Stevenson

ve ark., 1989; O’Connor ve Senger, 1997).

Östrus izleme yöntemlerinin etkinleştirilmesi ile fertilite ölçütleri arasında

yakın ilişki olduğu bilinmektedir (Ferry, 1997; Ryan ve ark, 1999). Östrusların

izlenememesi ovaryumların siklik aktivitesinde problem olmayan inekleri problemli

olarak göstermektedir. İneklerde östrus birçok yöntemle izlenebilmektedir. Östrus

gösteren inekleri belirlemek amacı ile günde 2-3 kez, yaklaşık 20- 30 dakika süreyle,

sürüyü izlemek gerekmektedir. Böylece östruslar yaklaşık %60 (iki kez gözlem

yapıldığı takdirde) ile %90 (üç kez yapılan gözlemlerde) oranında tespit

edilebilmektedir (Orihuela, 2000; Parkinson, 2001; Alnimer ve ark., 2002; Fricke,

2009). Abdurrahman ve Salmanoğlu (2003)’de yaptıkları araştırmada standart östrus

gözlem yöntemine göre sürünün sabah- akşam 30’ar dakika gözlenmesiyle, PGF2α ile

senkronize edilen östrusların %3’ünün, doğal östrusların ise %28’inin gece

görüldüğünü tespit etmişlerdir.

Çizelge 1.4. Östrus tespitinin sürü performansı bakımından değerlendirilmesi

(Nebel, 1996).

Östrus tespiti (%) Tanımlama

>71 Mükemmel

61-70 Tatmin edici

51-60 Hafif sorunlu

41-50 Sorunlu

<40 Ciddi sorunlu

Östrus belirtilerinin saptanmasında fizyolojik veya psikolojik değişimleri

araştıran bazı gereçlerde kullanılmaktadır. Bu çerçevede östrus gösteren ineğin

üzerine atlandığını ve aşıma izin verildiğini belgeleyen dedektörler (örneğin:

Kamar), tebeşir, boya ve pastalar değerlendirilmekte ve büyük sürüler için oldukça

yararlı olmaktadır (O’connor ve Senger, 1997; Duponte, 2007). Bunun dışında,

vajinanın elektriksel direncininin ölçülmesi (Noakes, 2001; Parkinson, 2001), östrus

döneminde artan fiziksel aktiviteyi ölçen elektronik adım sayıcı pedometreler de

Page 28: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

19

kullanılabilmektedir (Liu ve Spahr, 1993; Senger, 1994; At-Taras ve Spahr, 2001;

Kastelic, 2001). Östrustaki hayvanları belirlemek için bacağa (pedometre) ve/veya

boyuna aktivite ölçerler takılmaktadır (Liu ve Spahr, 1993; Kastelic, 2001;

Rodenburg ve Murray, 2007).

Rektal palpasyon, uterus ve ovaryumlardaki siklik/fizyolojik değişimleri

izlemek için en etkili yöntemlerden bir tanesidir. Rektal palpasyonda en büyük

dezavantaj veteriner hekimin deneyimine bağlı meydana gelebilen yanılgılar

olmaktadır. Deneyimli bile olsa veteriner hekimin %10-70 oranında hata

yapabileceği gözönünde bulundurulmalıdır (Stevenson ve Call, 1988; Alaçam 2002).

Serum ve sütte progesteron (P4) konsantrasyonu ineğin reprodüktif durumu ve

siklusu hakkında bilgi vermektedir. Progesteron CL tarafından sentezlenen bir

hormon olup serum ve sütteki miktarı CL’un maturasyon veya regresyonuna bağlı

olarak artmakta veya azalmaktadır (Shearer, 2003). Kızgınlıktaki bir inekte ise süt

progesteron konsantrasyonu düşüktür (Fetrow ve ark, 1997).

Östrus araştırmasında daha az kullanılan, birçok yöntem bulunmakta olup yeni

yöntemler üzerinde çalışmalar devam etmektedir (Fetrow ve ark, 1997; Fricke, 2000;

Wallace, 2002).

Bu araştırmada; vaginal yolla progesteron hormonu uygulanarak

ovaryumlarındaki follikül dinamiği kontrol altına alınan ineklerde, uygulama

öncesinde ve bitimini izleyen östrus evresinde dominant follikülün gelişim sürecini,

rektal ultrasonografi ölçümleri ile değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bunun yanısıra

anılan ölçümlerin ineklerdeki bazı fertilite ölçütlerine olası etkileri de incelenmiştir.

Page 29: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

20

2.GEREÇ ve YÖNTEM

2.1. Gereç

Çalışmanın hayvan materyalini Bursa- Karacabey ilçesinde bulunan Ömer Matlı

Hayvansal Üretim Eğitim ve Araştırma Merkezi’nde yetiştirilen, bir örnek total

rasyonla (Mısır silajı, yonca, buğday samanı, konsantre yem, mısır gluteni, soda,

maya, MgO) beslenen, yaşları 2-5 arasında olan vaginal, ultrasonografik ve rektal

muayeneler sonrası herhangi bir klinik problem taşımadığı belirlenen toplam 30 baş

Holstein-Friesian ırkı sağmal inek oluşturmuştur.

Çalışmada ultrasonografik muayeneler için işletmeye ait 5-7,5 MHz, linear

rektal prob donanımlı real-time B-mode portatif ultrasonografi cihazı (MINDRAY

DP-6600), vaginoskopik muayene için vaginal spekulum kullanılmıştır.

Muayeneler esnasında kullanılan aletlerin dezenfeksiyonu amacıyla Dezen®

(200 mg Benzalkonyum Klorür/ml) solüsyonu, rektal ve vaginal muayeneler

sırasında tek kullanımlık rektal ve lateks muayene eldivenleri kullanılmıştır.

Senkronize edilen ineklerde kullanılan Progesteron Salan Intravaginal Araç

(PRID)’in yerleştirilmesinde özel bir aplikatör kullanılmıştır.

2.2. Yöntem

Çalışmada kullanılan toplam 30 baş inek iki gruba ayrılmıştır. Grup I (n=15)

uygulama grubu, Grup II (n=15)’e ait olan inekler ise kontrol grubu olarak

düzenlenmiştir.

Çalışmaya postpartum 25. günde başlanmıştır. Postpartum involusyon takibi

(pp 25-46. günler) rektal ultrasonografi ve rektal palpasyon muayenesiyle haftada 1

kez olmak üzere dört kez gerçekleştirilmiştir. Cornu uteri’lerden ve cervix uteri’nin

Page 30: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

21

bifurkasyon bölgesinden longitudinal çapları ölçülerek değerlendirilmiş ve veriler

kaydedilmiştir. Grup I’deki ineklere postpartum 46. günde aplikatör yardımı ile

intravaginal PRID (Progesterone- Releasing Intravaginal Device, Ceva) uygulanmış

ve uygulama sırasında ultrasonografi cihazı ile her iki ovaryumda aktif yapı olup

olmadığı (CL, follikül) ve ayrıca nitelikleri belirlenmiştir. Çapı 10 mm veya daha

büyük foliküller dominant folikül olarak tanımlanmıştır. Oniki gün sonra PRID

çıkartılmış ve uygulama sonrası olası bir anormal akıntı yönünden vaginal muayene

ile kontroller yapılmıştır. Deneme hayvanlarında östrus semptomları gözlem ile

değerlendirilerek sun’i tohumlama ile tohumlanmış ve tohumlama sırasında

ovaryumlar yeniden ultrasonografi ile muayene edilerek ovulatör follikülün çapı

ölçülmüştür.

Grup II’de ise postpartum 46. günden sonra östrus beldekleri gözlem ile takip

edilmiştir. Östrus’ta olduğu kanaatine varılan ineklerde tohumlama yapılacağı gün

ovaryumlar rektal palpasyon ve rektal ultrasonografi ile muayene edilmiştir.

Ovaryumdaki folikül çapı değerlendirilmiş ve kayıt edilmiştir. Daha sonra sun’i

tohumlama yapılmıştır. Grup I ve II’de suni tohumlama sonrası rektal palpasyon ile

ile ovulasyonun şekillenip-şekillenmediği kontrol edilmiştir.

Her iki çalışma grubunda da gün içerisinde üç kez, 20’şer dakika süre ile olmak

üzere östrus gözlemleri yapılmıştır. Gözlem sonucu östrus belirtileri (+++), (++), (+)

olarak derecelendirilmiş ve Çizelge 2.1’de görüldüğü şekilde sınıflandırılmıştır.

Tohumlamalar işletmede görevli veteriner hekim ve veteriner teknisyeni tarafından

gerçekleştirilmiştir.

Tohumlama sonrası 25-30. günlerde ultrasonografi cihazı ile gebelik teşhisi;

45-60. günlerde ultrasonografi cihazı ve rektal palpasyon ile gebelik kontrolü

yapılmıştır. Hayvanların gebelik takibi üçüncü tohumlamaya kadar yapılmıştır.

Üçüncü tohumlamanın ardından gebe olmadıkları belirlenen ineklerin sonraki

tohumlama sonuçları değerlendirilmiş ve bu hayvanların gebelik sonucu negatif

olarak kabul edilmiştir.

Page 31: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

22

Çizelge 2.1. Östrus belirtilerinin derecelendirilme yöntemi (Fraser ve Broom, 1997;

Kaçar ve Aslan, 2004).

Derecelendirme Östrus semptomları

+++

Aşıma izin verme

Çara akıntısı

Diğer hayvanlara aşma

Huzursuzluk

Bağırma

Vulvanın hiperemik ve ödemli olması

Gruplar halinde bir araya toplanma

Yem tüketiminde ve süt veriminde azalma

++

Çara akıntısı

Diğer hayvanlara aşma

Huzursuzluk

Bağırma

Vulvanın hiperemik ve ödemli olması

Gruplar halinde bir araya toplanma

Yem tüketiminde ve süt veriminde azalma

+

Diğer hayvanlara aşma

Huzursuzluk

Bağırma

Vulvanın hiperemik ve ödemli olması

Gruplar halinde bir araya toplanma

Yem tüketiminde ve süt veriminde azalma

Tek ve üç tohumlama sonrasında fertilite ölçütlerinin değerlendirilmesinde;

Uygulama bitimi- Östrus aralığı

Page 32: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

23

Uygulama bitimi- Gebe kalma aralığı

Tohumlama indeksi (Tİ),

İlk tohumlamada gebelik oranı

Gebelik indeksleri (Gİ),

Toplam gebelik oranlarından (TGO) faydalanılmıştır(Çizelge 2.2).

Çizelge 2.2 Fertilite parametrelerinin hesaplanması (Hafez, 1987).

Elde edilen bulguların istatistiksel değerlendirmeleri için SPSS®

(SPSS, 14,1)

paket programı kullanılmıştır. İstatistiksel açıdan farklılıkları önem kontrolü

minimum %5 hata payı ile değerlendirilmiştir.

Parametreler bakımından gruplar arasındaki farkın istatistiksel açıdan önem

kontrolü için öncelikle verilerin parametrik test varsayımlarını sağlayıp sağlamadığı

Kolmogorov-Smirnov ve Levene Testi ile bakılmıştır. Postpartum kontrollerde

tekrarlı ölçümlerde genel doğrusal model (General Linear Models for Repeated

Fertilite

Parametreleri

Hesaplama Yöntemi

Toplam Gebelik

Oranı (%)

Gebe Kalan Hayvan Sayısı x 100

Tohumlanan Hayvan Sayısı

İlk Tohumlamada

Gebelik Oranı (%)

İlk Tohumlamada Gebe Kalan Hayvan Sayısı x 100

İlk Tohumlamadaki Hayvan Sayısı

Tohumlama

İndeksi (sayı)

Toplam Tohumlama sayısı

Toplam Hayvan Sayısı

Gebelik İndeksi

(sayı)

Gebe Kalan Hayvanların Tohumlama Sayısı

Gebe Kalan Hayvanların Sayısı

Page 33: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

24

Measure Design) ve Student t- testi kullanılmıştır. Östrus yoğunluğu ile folikül çapı

arasındaki ilişkinin kıyaslanmasında Spearman Rho korelasyon analizinden

faydalanılmıştır. Gebeliğin ilk tohumlamada PRID uygulanma durumuna göre

başarılı olup olmaması arasındaki ilişki Ki kare testi ile ortaya konulmuştur.

Parametrik test varsayımlarını yerine getiren değişkenler için gruplar arası farklılık,

Student t-testi ile, getirmeyen değişkenler için Mann-Whitney U, non-parametrik

testi ile kontrol edilmiştir.

3. BULGULAR

3.1. Postpartum 25-46. Günler Arasında Uterus ve Cervix’ten Alınan Ölçüm

Sonuçları

Birer hafta aralıklarla dört kez ölçülen sağ cornu uteri çapları ilk ölçümden itibaren

tedrici düşüş göstererek 48,35-33,93 mm aralığında gerçekleşmiştir. Sağ cornu uteri

çap ortalamaları arasında zamana göre değişimler istatistiksel açıdan önemli

bulunmuştur (P<0,001). Her muayene dönemindeki ortalamalar arası farklar

birbirinden farklıdır (P<0,001) (Şekil 3.1).

Page 34: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

25

Şekil 3.1. Zamana göre sağ cornu uteri çapında gerçekleşen değişim.

Muayene dönemlerine göre sol cornu çap ortalamaları da istikrarlı bir düşme

göstermiş ve ortalamalar 42,62-32,35 mm aralığında bulunmuştur. Dönemlere göre

ortalamalar arasındaki farklılık istatistiki önemdedir (P<0,001) (Şekil 3.2). Birinci ve

2. muayene zamanlarındaki ortalamalar arasındaki farklılık önemli olmazken

(P>0.05); gerek 3 ve 4 arasındaki gerekse 3 ve 4. Dönemlerin 1 ve 2. Dönem

ortalamaları arasındaki farklar istatistiksel açıdan önemli bulunmuştur (P<0.001).

Page 35: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

26

Şekil 3.2. Zamana göre sol cornu uteri çapında gerçekleşen değişim.

Muayene dönemlerine göre sağ ve sol cornu çapları incelendiğinde sadece

birinci muayene döneminde sağ ve sol cornu çapları arasındaki farklılık önemli

(P<0,01) bulunmuş, diğer dönemlerdeki ortalamalar arasındaki farklar önemli

olmamıştır (P>0,05).

Çizelge 3.1. Zamana göre cornu uteri çaplarındaki değişim (mm) ).

Muayene(n= 30) I II III IV P

Sağ Cornu Uteri 48,35±1,05a

44,39±0,85b

38,92±0,89c

33,93±0,87d

***

Sol Cornu Uteri 42,62±1,42a 41,60±1,17

a 37,13±0,92

b 32,35±0,97

c ***

P ** - - -

-: önemli değil; **: P<0,01; ***: P<0,001;

a,b,c,d: Aynı satırda farklı harfler taşıyan ortalamalar birbirinden farklıdır.

Muayene zamanlarına göre cervix uteri çapları ortalamaları olarak 41,25±0,93;

38,25±0,78; 35,25±0,66 ve 31,48±0,62 mm olmuştur. Cervix çap ortalamaları

arasında zamana göre değişim istatistiki önemde bulunmuştur (P<0,001). Tüm

muayene dönemleri arasındaki farklılıklar önemlidir (Şekil 3.3, Çizelge 3.2).

Page 36: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

27

Şekil 3.3. Zamana göre cervix uteri çapının değişimi (P<0,001).

Çizelge 3.2. Zamana göre cervix uteri çapındaki değişim (mm) ).

Muayene

(n=30) I II III IV P

Cervix

Uteri 41,25±0,93

a 38,25±0,78

b 35,25±0,66

c 31,48±0,62

d ***

***: P<0,001; a,b,c,d: Aynı satırda farklı harfler taşıyan ortalamalar birbirinden farklıdır.

3.2. PRID Uygulama Öncesi Ovaryum Değerlendirmeleri

Grup I’de 10mm’den büyük ve eşit 11 adet DF, 11-19 mm arasında değişen 10 adet

CL tespit edilmiştir.

3.3. Folikül Çapı ile Östrus Belirtilerinin Karşılaştırılması

Çizelge 3.3. Çalışma ve kontrol gruplarında gözlenen östrus yoğunluğu.

Grup Östrus Yoğunluğu

+ ++ +++

I 6,7% (n=1) 53,3% (n=8) 40,0% (n=6)

II - 26,7% (n=4) 73,3% (n=11)

Page 37: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

28

PRID uygulamasının sona ermesini izleyen östrus yoğunluğu (+) olarak sadece

grup I’de tek hayvanda tespit edilmiştir. Artı iki (++) östrus yoğunluğu ise grup I’de

%53,3’ünde, grup II’de %26,7’sinde gözlendi. Artı üç (+++) değerindeki östrus

yoğunluğu grup I ve II’de sırasıyla %40,0 ve %73,3 olarak tespit edilmiştir. Östrus

yoğunluğu bakımından gruplar arasındaki farklar önemli bulunmuştur (P>0,05).

Preovulatör follikül çap ortalamaları Grup I’de 16,8±0,06 mm ve Grup II’de

18,8±0,15 mm olarak bulunmuştur. Follikül çapı bakımından gruplar arasında

istatistiksel açıdan önemli farklılık bulunmamıştır (p>0,05). Öte yandan östrus

yoğunluğu ile follikül çapı arasında istatistiksel açıdan önemli yüksek ve pozitif

korelasyon belirlenmiştir (rs=0,56; P<0,05). Nitekim gerek Grup I gerekse Grup II’de

(+++) östrus yoğunluğu gösterenlerde preovulatör follikül çap ortalamaları sırasıyla

18,16 mm ve 20,27 mm olarak tespit edilmiştir. Artı iki (++) östrus gösterenlerde ise

aynı sırayla 16,63 mm ve 15,25 mm olarak saptanmıştır. Artı bir (+) östrus gösteren

bir tek inek grup I’de olup preovulatör follikül çapı 15,0 mm olarak ölçülmüştür.

3.4. Ovulasyon Oranı

Suni tohumlamadan 24 saat sonra yapılan rektal muayene ile tüm gruplarda

ovulasyonun şekillendiği tespit edilmiştir. Grup I ve II’de ovulasyon oranı %100

olarak belirlenmiştir.

3.5. Fertilite Parametreleri

Grupların fertilite özellikleri incelendiğinde Grup I’de İTGO %13,33; TGO

%93,33; Gİ 2,3 ve Tİ 2,2 olarak bulunmuştur. Grup II’de ise İTGO %60,0; TGO

%100, Gİ 1,5 ve Tİ 1,5 olarak bulunmuştur. Ayrıca bu grupta 2. tohumlamada

gebelik oranı %66,66; 3. tohumlamada ise gebelik oranı %100 olarak

gerçekleşmiştir.

Page 38: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

29

PRID uygulanan grup I’de İTGO, uygulanmayan gruba (%60) göre çok düşük

olmuştur ve aralarındaki farklılık istatistiki olarak önemlidir (P<0,05). Diğer taraftan

uygulama bitimi – östrus arasındaki geçen süre grup I’de 2,00 gün olurken grup II’de

14,07 gün olmuş ve gruplar arasındaki farklılık çok önemli bulunmuştur (P<0,001).

Uygulama bitimi ile gebe kalma arasında geçen süre bakımından gruplar arasındaki

farklılık önemli değildir. Ancak servis periyodu bakımından gruplar arasında önemli

farklılık bulunmuştur (P<0,05). PRID uygulanan grupta (154,14 gün) SP, kontrol

grubuna (130,13 gün) göre yaklaşık 24 gün daha fazla olmuştur.

Şekil 3.4. Gruplara göre ilk tohumlamada gebelik oranlarının karşılaştırılması.

Page 39: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

30

Çiz

elg

e 3

.4.

Gru

pla

ra g

öre

in

ekle

rin

fer

tili

te ö

lçütl

eri

).

2,2

1,5

-: Ö

nem

li d

eğil

; *

: P

<0

,05

; ***

: P

<0

,00

1

2,3

1,5

TG

O

%9

3,3

3

(14

/15

)

%1

00

(15

/15

)

-

İTG

O

%1

3,3

3

(2/1

5)

%6

0,0

(9/1

5)

*

SP

(Gü

n)

154,1

6,9

8

130,1

5,3

8

*

Doğu

m-

Öst

rus

Ara

lığı

(Gü

n)

60,0

0,2

6

60,0

2,6

1

-

Uyg.

Bit

imi-

Geb

e

Kalm

a A

ralı

ğı

(Gü

n)

96,1

6,9

8

83,3

5,3

9

-

Uy

g. B

itim

i- Ö

stru

s

Ara

lığı

(Gü

n)

2,0

0,2

6

14

,07

±2

,61

**

*

Gru

p

I II

P

Page 40: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

31

4. TARTIŞMA

Postpartum dönemde ovaryumların siklik işlevlerinin yeniden başlaması için

involusyon ve rejenerasyon süreçlerin sağlıklı geçmesi gereklidir. Bu nedenle

sorunsuz gibi görünen ineklerde bile periyodik rektal, ultrasonografik ve

gerektiğinde endokrinolojik muayeneler yapılarak anılan süreçlerin kontrolu

önemlidir. Postpartum üç hafta içinde ovulasyon şekillenebilir ancak hızlı bir

involusyon sürecinde bulunan ineklerde gebeliğin şekillenmesi olası değildir.

Fertilizasyon şekillenmiş olsa bile plasentasyonun şekillenmesi mümkün olmaz.

Postpartum 40. günden önceki tohumlamalarda gebelik oranı daha düşüktür.

İntrauterin bir enfeksiyon ya da yangı gelişmedikçe ineklerde pp beş ile altı hafta

sonra uterus involusyonunun fertilite için bir engel teşkil etmediği bilinmektedir

(Kiracofe, 1980).

İnvolusyon kontrolu için rektal ve ultrasonografik muayeneler yapan Olson ve

ark. (1986), cornu uteri’lerin çaplarının, pp 25-30. günlerde 30-40 mm; pp 30-40.

günlerde 20-30 mm arasında olduğunu; cervix uteri’nin çapının ise postpartum 40-

50. günlerde, primipar ineklerde 25-30 mm iken, multipar ineklerde 30-45 mm

arasında ölçüldüğünü belirlemişlerdir. Arthur ve ark. (1982)’de pp 25. günde cervix

uteri çapının gebeliğin şekillendiği cornu uteri çapından daha fazla olduğunu ileri

sürmüşlerdir. Cervix uteri çapının pp 2. günde 15 cm, 10. günde 9-11 cm, 30. günde

7-8 cm, 60. günde ise 5-6 cm’ye küçüldüğü yazarlar tarafından bildirilmektedir. Bu

tez çalışmasında rektal ultrasonografi ile cornu uteri’lerin çapları pp 25-30. günlerde

40-50 mm, 30-46. günlerde ise 30-40 mm arasında ölçülmüştür. Cervix uteri’lerin

çapları ise pp 25-30. günlerde 38,25±0,78 – 41,25±0,93 mm, pp 30-46. günlerde de

31,48±0,62 – 38,25±0,78 mm arasında belirlenmiştir. Zamana göre involusyon

sürecindeki değişim bulguları örneklenen literatür araştırmalarla uygunluk

göstermektedir. Tez çalışmasında sözü edilen ölçümler 30 ineğin gruplara

ayrılmasından önce yapılmıştır. Bu hayvanlarda involusyon sürecini olumsuz

etkileyecek pp herhangi bir enfeksiyöz, travmatik veya metabolik sorun görülmemiş

olması bulguların benzerliğini bir ölçüde açıklayabilir.

Page 41: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

32

Yetiştiricilikte verimliliği belirleyen en önemli ölçüt düzenli dölverimidir.

Düzenli dölverimi, her inekten yılda bir yavru elde etmek demektir. Bunu belirleyen

önemli faktörlerden bir tanesi servis periyodunun uzunluğudur. Bu sürenin

kısaltılması için sürü idare programının iyileştirilmesi, özellikle de östrusun doğru

tespit edilmesi önem taşımaktadır (Akın, 1999). İneklerde östrusun kısa ve değişken

oluşu, östrus zamanının belirlenmesini zorlaştırmasına rağmen özen gösterilip, doğru

yöntemler kullanıldığı takdirde yüksek oranda gebelik elde edilebilmektedir (De

Silva ve ark., 1981; Bearden ve ark., 2003). Östrus belirlenmesinde en sık

faydalanılan yöntem gözlem yoluyla tespittir. Östrusa ilişkin en karakteristik belirti

ise aşım eylemine izin vermedir ve bu belirti dışındaki diğer davranışlar sekonder

östrus belirtileri olarak tanımlanmaktadır. Ancak sahada östrus tespitinde genellikle

sekonder bulgular dikkate alınmakta ve bu da östrusun yanlış tespit etme oranını

arttırmaktadır (Foote, 1975; Aksoy ve ark., 1993). Özellikle kalabalık veya yılın

önemli bir kısmını merada geçiren sürülerde östrusların izlenmesi güç olduğundan,

pp sürecini sağlıklı olarak tamamlayan ineklerde pp 60. günden itibaren hormon

kontrollü tohumlamalar yapılabilmektedir. Hormon kullanımında temel yaklaşımlar;

progesteron hormonu ile follikül dinamiğinin veya PF2 ile CL’nin kontrolü şeklinde

özetlenebilir.

Bu tez çalışmasında progesteron hormonu ile follikül dinamiği kontrol altına

alınırken, bu hormonun follikül dinamiği üzerindeki etkileri çalışmanın ana

konusunu oluşturmuştur. PRID’in uzaklaştırılmasını izleyen kontrollerde

ultrasonografik ve rektal palpasyon ile değerlendirmeler yapılmıştır.

Yapılan çalışmada gözlem yoluyla östrus’ta olduğu belirlenerek yapılan

tohumlamalarda İTGO Grup I’de %13,33 olurken Grup II’de %60,0 olmuştur. PRID

uygulanmayan ineklerde İTGO %60,5 – 65,0 arasında bildirilmektedir (Xu ve ark.,

1998). Bildirilen bu oranlar bu çalışmada kontrol grubundan elde edilen oranla

benzerlik göstermektedir.

Page 42: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

33

Lucy ve ark. (2001)’de 6-12 gün süreyle PRID uygulamaları sonucunda

%66.7-90,0 oranında östrusların görülebileceğini ileri sürmüşlerdir. Zonturlu ve ark.

(2005)’nın yaptıkları çalışmada uygulama sonrasında siklik hayvanlarda %87,5,

ovaryumları inaktif olan ineklerde ise %100 oranında östrus tespit etmişlerdir. Bu

çalışmada Grup I’de %93,33 oranında östruslar gözlenmiştir. Bu bulgu literatür

çalışmalarla uyumlu bulunmuştur.

Yapılan araştırmada östrus yoğunluğu (+++) olarak belirlenen ineklerde östrus

Grup I ve II’de sırasıyla %40 ve %73,3 , (++) olarak belirlenenlerde %53 ve %26,

(+) olarak belirlenen ise sadece Grup I olup %6,7 olarak tespit edilmiştir. Östrus

süresi ve yoğunluğu hayvanlar arasında biyolojik ve çevresel faktörler; nem, sıcaklık,

ışık gibi ayrıca bireysel farklılıklara bağlı değiştiğini bildiren birçok araştırma vardır

(Orihuela, 2000; Lopez ve ark., 2004; Sönmez ve ark., 2005).

Kaçar ve Aslan (2004) diöstrüs döneminde bulunan ineklere 12 gün süreyle

PRID uygulamışlar ve ineklerde östrüslerin 2,5±1,3 günde yoğunlaştığını

bildirmişlerdir. Başka araştırıcılarda östrusların kontrol grubunda 2,85±1,21 günde,

hakiki anöstrus gösteren grupta ise 3,14±1,21 günlerde yoğunlaştığını tespit

etmişlerdir (Zonturlu ve ark., 2005). Bu tez çalışmasında östrus yoğunluğu Grup I’de

2,00±0,26 günde, Grup II (kontrol) ise 14,07±2,61 günde tespit edilmiştir. Literatür

bildirileriyle Grup I’de elde edilen bulgular birbirine benzer olduğu belirlenmiştir.

Tez çalışmasında postpartum uterus ve cervix uterinin çaplarının 25-46. günler

arasında ölçümü ile involusyon oranı değerlendirilmiştir. İnvolüsyon oranı ile olası

fertilite ölçütleri arasındaki korelasyon araştırılmıştır. Ancak, bireysel olarak bazı

hayvanlarda servis periyodu sürelerinde artış bulunsa da bu iki özellik arasında

istatiksel önemde ilişki kurulamamıştır. Aslan ve ark. (2002)’de pp 15-45. günler

arasında involusyon, ovaryum aktivitesi ve östrus arasındaki ilişkiyi araştırarak

fertilite üzerindeki etkinliğini incelemişlerdir. Uterus involusyonun ilk tohumlamada

gebelik elde ettikleri ineklerde daha sonraki tohumlamalarda gebelik elde edilenlere

göre daha hızlı geliştiğini ve DF yüzdesinin daha yüksek olduğunu tespit etmişlerdir.

Page 43: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

34

Araştırıcılar bu bulguya dayanarak, uterus involusyonu, ovaryum aktivitesi ve pp

fertilite arasında sıkı bir bağlantı olduğunu bildirmişlerdir.

Mee ve ark. (2002)’de yapmış oldukları İTGO’nun %60’dan fazla olması

gerektiğini belirtmişlerdir. Aynı araştırıcılar çeşitli ülkelerde bu oranın %23-56

arasında değiştiğini bildirmişlerdir. Kimi araştırmacılar (Penny ve ark., 2000; Lopez

ve ark, 2001; Kaçar ve Aslan, 2004) PRID ile yapılan çalışmalarda ilk tohumlamada

gebelik oranının %27,8 ile %73 arasında değiştiğini bildirmektedirler. İlk

tohumlamadan sonra bu oranın 60-90. günlerde % 50-60 civarında olduğu

bildirilmektedir. Bu çalışmada ise İTGO Grup I’de %13,33; Grup II’de %60 olarak

tespit edilmiştir. Grup I’deki gebelik oranındaki bu farklılık östrusun iyi

değerlendirilememesine bağlı olarak tohumlama için erken ya da geç kalınmasına

bağlı olabileceği sonucuna varılmıştır.

Fricke (2002)’de Tİ’nin gittikçe arttığını bildirmektedir. Bu artışa rağmen iyi

bir sürü idare programı uygulanan sürülerde bile, gebelik oranının %40 ve/veya daha

altına düştüğü ifade edilmiştir (Pursley ve ark., 1997; Fricke ve ark.,1998) . Bazı

araştırıcılar (Alaçam ve ark, 1996; Penny ve ark, 2000; Kaçar ve Aslan, 2004;

Zonturlu ve ark, 2005) Tİ’nin 1,2 – 2,2 arasında değiştiğini bildirmektedirler.

Türkiye koşullarında 1,5 rakamının altındaki Tİ değerleri çok iyi, 1,5–2,0 arası orta,

2,0' nin üzerindeki değerler ise problemli olarak kabul edilmektedir (Yıldız ve ark,

2008). Bu çalışmada ise Tİ Grup I’de 2,2 ve Grup II’de 1,5 olarak hesaplanmış olup.

Bu çalışmada bulunan değerlerle örtüşmektedir.

Anöstrüs semptomu gösteren ineklerde 12 gün süreyle PRID uygulamasının

reprodüktif performansı artırdığı ve siklusların düzenli hale gelmesinde etkili olduğu

bildirilmektedir (Zonturlu ve ark, 2005). Bu çalışmada PRID uygulamasının östrus

beldeklerinin açığa çıkmasında etkin, ancak gebelik elde etmede etkin olmadığı

bulunmuştur. Bu gelişmede mevsim, hastalık ve stres faktörlerinin direk veya dolaylı

etkileri söz konusu olabilir.

Page 44: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

35

Doğumu takiben gebe kalma süresinin, yani servis periyodunun uygun sınırlar

içerisinde tutulması süt sığırcılığı işletmelerinde karlılık ve verimliliğin devamı için

gereklidir. Servis periyodunda hedeflenen ideal sürenin 85-120 gün arasında olması

gerektiği bildirilmektedir (Nebel, 1996; Fetrow ve ark, 1997; Alpan ve Arpacık,

1998). Üst sınırın aşılması durumunda geçen her bir “boş gün” sürüde verimliliğin

önemli düzeyde düşmesine neden olmaktadır (Ferry, 1997). Bu çalışmada servis

periyodu Grup I’de 154,14±6,98; Grup II’de 130,13±5,38 gün arasında tespit

edilmiştir. Oniki günlük PRID uygulaması ile kontrol grup arasındaki farkın

hormonu taşıma zamanı ile ilgili olabileceği söylenebilmekle birlikte; genel olarak

her iki grupta da servis periyodu fertilite ölçütleri yönünden normalin üzerinde

gerçekleşmiştir. Bu süreçte tohumlama sayısının azlığı da göz önünde tutulursa

işletmede sürü yönetimi ve östrus izlenmesi/değerlendirilmesi yönünden bir eksiklik

olduğu düşünülmektedir.

Sürüde gebelik oranı bazı araştırıcılar tarafından (Akın, 1999; Hivorel, 2001;

Yıldız ve ark, 2008) % 80–90 arasında olması gerektiği bildirilmektedir. Bu

çalışmada, TGO Grup I için %93,33 ve Grup II için ise %100 olarak tespit edilmiştir.

Doğum östrus aralığı Grup I’de 60±0,26 ve Grup II’de 60,07±2,61 gün olarak

hesaplanmıştır.

Page 45: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

36

5. SONUÇ ve ÖNERİLER

İneklerde doğum sonrasında sağlıklı bir puerperal dönem geçirilmesi, kısa bir zaman

sonra yeniden gebe bırakılacak ineklerin sorunsuz bir dölverimi zinciri içinde

olmaları bakımından önemlidir. Bu nedenle genital organların postpartum kontrolleri

ve özellikle uterusun involusyon durumu rektal ve ultrasonografik muayenelerle

periyodik olarak izlenmelidir.

Postpartum sorunsuz ineklerde 45-60 günlerden itibaren tohumlamalar

yapılabilir. Sun’i tohumlamanın başarısı büyük ölçüde östrusların hayvan

sahibi/bakıcı tarafından düzenli izlenebilmesine ve doğru zamanda ineklerin

tohumlanmasına bağlıdır.

Östrusların belirlenmesinin çeşitli nedenlerle yetersiz olduğu durumlarda çeşitli

yardımcı gereçlerin kullanılmasının yanı sıra siklusun, östrusun ve ovulasyonun

kontrolunu sağlayan bazı hormon düzenlemeleri de yapılagelmektedir. Bu çerçevede,

progesteron, GnRH, HCG, östrojenler gibi steroid ve gonadotropik hormonlar

kullanılarak östrus ve ovulasyon planlaması yapılabilmektedir. Ancak anılan

hormonların gametlerin taşınması yönünden bazı sorunlar yarattığı ve gebe kalma

oranını düşürdüğü de bir gerçektir. Bu çalışmadaki İTGO’nının düşük olmasının bir

önemli nedeni olarak bu olumsuz faktör düşünülebilir. Zira, aynı grupta hormonal

etkinin kalktığı ikinci ve üçüncü tohumlamalar sonrasında elde edilen gebelik oranı

beklenen yükseklikte görülmüştür. Özet olarak gerek PGF2 ve gerekse progesteron

ile yapılan östrus düzenlemelerinde ilk tohumlamada gebe kalma oranının %10-15

olumsuz etkileneceği hesaba katılmalıdır.

Çalışmada, gebe kalma oranının düşük bulunmasının bir diğer sebebi de iklim

ve stres faktörleri gösterilebilir. Araştırmanın bazı dönemlerinde aşırı sıcak iklim

koşulları erken embriyonik ölümlere ve dolayısıyla fertilite düşüklüğüne neden

olmuş olabilir. İneklerin önemli bir bölümünün östrüsta olmasına rağmen, östrus

beldeklerinin tam anlaşılmaması ve tohumlama zamanındaki hatalara bağlı olarak

gebelik oranında düşüşler görülmektedir. Ayrıca modern sütçü işletmelerde yüksek

Page 46: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

37

süt verimi ve yoğun bakım-beslemeden kaynaklanan fizyolojik stres, reprodüktif

fizyolojide değişikliklere neden olmaktadır. Reprodüktif fizyolojide oluşan

değişiklikler nedeniyle sütçü sürülerde östrüs tespit oranı ve buna bağlı fertilite

olumsuz etkilenmektedir.

İneklerde reprodüktif verimliliğinin sağlanmasında östrüs tespiti ve hayvanın

uygun zamanda tohumlanması kritik öneme sahiptir. Östrüs tespit oranı reprodüktif

performans üzerine doğrudan etki gösteren, yetersiz veya yanlış tespitinde; gebelik

başına tohumlama sayısının, servis periyodunun ve buzağılama aralığının artmasına

neden olmaktadır. Servis periyodu ile östrüs tespitindeki yanılgılara bağlı kayıplar

arasında %92 düzeyinde korelasyon vardır. Bu sebeple östrüs tespiti ve hayvanların

uygun zamanda tohumlamasına yardımcı olan senkronizasyon yöntemleri üzerinde

birçok araştırmalar yapılmaktadır. Östrüs siklusunun seyrini değiştirmek, ovulasyon

zamanını düzenlemek ve belirlenen zamanda tohumlama verimliliğini artırma

konusunda farklı ve yeni yaklaşımlar getirilmektedir.

İşletmelerde reprodüktif performansın arttırılmasında uygulanacak

senkronizasyon programının seçimi kadar uygulama zamanı da önemlidir. Stres

faktörünün fazla olduğu dönemlerde; tırnak problemleri, mastitis ve sıcak

mevsimlerde senkronizasyon uygulamalarında başarı azalmaktadır. Senkronizasyon

programlarıyla östrus beldeklerinin açığa çıkarılarak ve/veya çıkarılmadan

fertilizasyon sağlansa bile bu gibi problemler direk veya dolaylı olarak hayvanlarda

gebeliğin devam etmesine engel olmakta dolayısıyla erken dönemde embriyonik

ölümlere ya da ileri dönemde kayıplara neden olmaktadır.

Sonuç olarak, PRID uygulamalarının, östrusların indüksiyonu ve

senkronizasyonunda başarıyla kullanılabileceği saptanmıştır. Ancak PRID

uygulamasının fertilite üzerinde olumsuz etkileri görülmüştür. Uygulama sonrası

östrus belirtilerinin açığa çıkmasında etkin olmakla beraber, gebelik oranının

arttırılmasında yararlı olmadığı belirlenmiştir.

Page 47: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

38

ÖZET

Postpartum Sorunsuz Süt İneklerinde PRID Uygulaması Sonrası Ovaryum

Ultrasonografisi ve Fertilite Parametrelerinin Değerlendirilmesi

Bu çalışmada, postpartum fertilitenin değerlendirilmesinde ultrasonografik

muayenenin uygunluğu ve geç postpartum dönemde PRID uygulamasının fertilite

parametrelerine olan etkisi ortaya konulması amaçlanmıştır.

Çalışmada pp 25 gününü tamamlamış, sağlıklı 30 baş Holstein inek kullanıldı.

Postpartum 25-46 günlerde haftada bir rektal ultrasonografi ile uterus ve cervix

involusyonu takibi yapılmıştır. Bu süreçte uterus ve cervix’in involusyonu

longitudinal çapları ölçülerek değerlendirilmiştir. Bu muayeneler sonucu inekler

15’erli 2 gruba ayrılmıştır. Grup I’e 12 gün süre ile PRID intravaginal yolla

uygulanmış ve uygulama bitimi sonrası östrus semptomları çok şiddetli (+++), orta

şiddetli (++) ve az (+) olarak derecelendirilmiştir. Östrus semptomu gösteren inekler

12 saat sonra rektal ultrasonografi ile preovulatör follikül tespit edilerek sun’i

tohumlama yapılmış ve üçüncü tohumlama sonrasına kadar ki alınan sonuçlar

değerlendirilmiştir. Tohumlama sonrası 25-30. ve 45-60. günlerde ultrasonografi ve

rektal palpasyonla gebelik teşhisi yapılmıştır.

PRID uygulamasının sona ermesini izleyen östrus yoğunluğu (+) olarak sadece

tek hayvanda tespit edilmiştir. Orta şiddetli (++) östrus semptomları ise grup I’de

%53,3, kontrol grubunda %26,7 olarak belirlenmiştir. Çok şiddetli (+++) östrus

yoğunluğu grup I ve II’de sırasıyla %40,0 ve %73,3olarak tespit edilmiştir.

Preovulatör follikül çapı ortalamaları grup I 1,68±0,06 mm ve grup II’de 1,88±0,15

mm ölçülmüştür. Uygulama bitimi – östrus görülme zamanı grup I’de 2,00±0,26 gün

olduğu bulunmuştur. Uygulama bitimi gebe kalma aralığı grup I ve II’de

96,14±6,98gün, 83,33±5,39 gün olarak belirlenmiştir. Her iki grup içinde fark

istatistiki açıdan anlamlı bulunmamıştır (p>0,05). Grup I ve II’de İTGO ve TGO

sırasıyla, %13,33; %60,0 ve %93,33; %100 olarak belirlenmiştir. Servis periyodu

grup I ve II için sırasıyla 154,14±6,98 gün ve 130,13±5,38 gün olarak belirlenmiştir.

Her iki grup içinde fark istatistiki açıdan anlamlı bulunmuş (p<0,05). Grup I ve II’de

Tİ sırasıyla 2,2 ve1,5 olarak saptanmıştır.

Sonuç olarak yapılan çalışmada PRID uygulamasının östrus belirtilerini açığa

çıkarmasında etkili olduğu, ancak gebelik oranı üzerine etkinliği bulunmadığı

saptanmıştır.

Anahtar Kelimeler: Gebelik oranı, Östrus Tespiti, PRID, Senkronizasyon, Sütçü

İnekler

Page 48: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

39

SUMMARY

Ultrasonographic Monitoring of Ovarian Function and Evaluation of Fertility

in Dairy Cattle without Postpartum Reproductive Problems after PRID

Implementation

This study aims to evaluate the suitability of sonography for prediction of postpartum

fertility and to find out the effects of PRID on fertility parameters of cows in late

postpartum.

30 healthy Holstein cows, which completed the postpartum period of 25 days,

were used in the study. Uterus and cervix involutions were monitored by transrectal

sonography at 7 day intervals between day 25 and day 46 postpartum. In this process,

we assessed uterine and cervix involutions by measuring the longitudinal diameter of

the uterine and cervix. As the result of these examinations, cows were divided into 2

random groups each consisting of 15 cows. Group I was inserted PRID

(Progesterone-Releasing-Intravaginal Device; 1,55 g Progesterone and 10 mg

Oestradiol Benzoat) intravaginally for 12 days and after the end of treatment, estrus

was graded as severe intensity (+++), moderate intensity (++) and low intensity (+).

Cows observed in behavioral estrus were artificial inseminated after 12 hours as a

pre-ovulatory follicle was detected with rectal ultrasound and the results until third

inseminations were evaluated in all groups. Pregnancy estimations were done at

between 25-30 days and 45-60 days with ultrasound and rectal palpation after

artificial insemination.

Following the end of PRID treatment, it was detected that only one cow was

observed estrus as low intensity (+). The percentage of oestrus as moderate intensity

was determined 53,3% for Group I and 26,7% for control group. The estrus as severe

intensity was determined 40,0% and 73,3% for Group I and II, respectively. The

means diameter of pre-ovulatory follicle were 1,68±0,06 mm for Group I, and

1,88±0,15 mm for Group II. It was found that the intervals between the end of the

PRID treatment and time of behavioral estrus were 2,00±0,26 days for Group I.

Intervals between the end of treatment and conception were determined as

96,14±6,98 days and 83,33±5,39 days for Group I and II, respectively. The

difference between these two groups was not statistically important (p>0,05).

Conception after first insemination and total conception rates were 13,33%; 60,0%

and 93,33 %; 100% for Group I and II, respectively. Service period was 154,14±6,98

days and 130,13±5,38 days for group I and II, respectively. The difference between

these two groups was found statistically important (p<0,05). Services per pregnancy

was 2,2 and 1,5 for Group I and II, respectively.

As the result of this study, PRID treatment is found to be effective for the

induction of behaviorals estrus but ineffective on pregnancy rate.

Key Words: Dairy cows, Estrus Detection, Pregnancy Rate, PRID,

Synchronization

Page 49: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

40

KAYNAKLAR

ABDURRAHMAN, Ö., SALMANOĞLU, M.R. (2003). İneklerde farklı dozlarda PGF2α

uygulamalarının ve östrus belirleme yöntemlerinin gebelik oranlarına etkisi. Ank.

Üniv. Vet. Fak. Derg., 50: 91-96.

AHMAD, N., TOWNSEND, E. C., DAILEY, R. A., INSKEEP, E. K. (1997). Relationships

of hormonal patterns and fertility to occurrence of two or three waves of ovarian

follicles, before and after breeding in beef cows and heifers. Animal Reproduction

Science. 49: 13-28.

AKÇAPINAR, H., ÖZBEYAZ, C. (1999). Hayvan Yetiştiriciliği Temel Bilgileri. Kariyer

Matbaacılık, Ankara.

AKIN, A.İ. (1999). Sığırlarda dölverim özellikleri. Türk Vet. Hek. Derg.,11: 22-24.

AKSOY, M., ALAN, M., TEKELİ, T., SEMACAN, A., ÇOYAN, K. (1993). İnek ve

düvelerde östrus belirleme hataları ve suni tohumlama uygulamasındaki önemi. Hay.

Arş. Derg.,3: 28–30.

ALAÇAM, E. (2002). İnekte infertilite sorunları. Alınmıştır: Evcil Hayvanlarda Doğum ve

İnfertilite. Ed.: E. Alaçam, 4.Baskı, Medisan, Ankara, 267-290.

ALNIMER, M., ROSA, G.D., GRASSO, F., NAPOLITANO, F., BORDI, A. (2002). Effect

of climate on the response to three oestrus synchronisation techniques in lactating

dairy cows. Anim. Reprod. Sci.,71: 157-68.

ALPAN, O., ARPACIK, R. (1998). Sığır Yetiştiriciliği. 2. Baskı, Şahin Matbası, Ankara, 1-

265.

ARTHUR, G.H., NOAKES, D.E., PEARSON, H. (1982). Veterinary Reproduction and

Obstetrics. 5.th ed., Baillere Tindall, London.

ASLAN, S, ARBEITER, K., DıeKIE, M.B. (1995). İnekte puerperal dönemde

düzenlikontrollerin fertilite üzerindeki etkileri. Ank. Üniv. Vet. Fak. Derg.,42: 307-15.

ASLAN, S., HANDLER, J., WESENAUER, G., ARBEITER, K. (2002). Suitability of

sonographic evaluation of ovarian dynamics and uterine involution for prediction of

postpartum fertility in the cow.Dtsch. Tierarztl. Wochenschr., 109(2):52-5.

AT-TARAS, E.E., SPAHR, S.L. (2001) Detection and characterization of estrus in dairy

cattle with an electronic heatmount detector and an electronic activity tag. J. Dairy

Sci., 84: 792-798.

BEARDEN, H.J., FUQUAY, J.W., WILLARD, S.T. (2003). Applied Animal Reproduction.

Ed.: H. Joe Bearden, 6th ed., Prentice Hall, New Jersey, USA.

Page 50: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

41

BERGFELD, E.G., KOJİMA, F.N., CUPP, A.S., WEHRMAN, M.E,. PETERS, K.E.,

MARİSCAL, V., SANCHEZ, T., KİNDER., J.E. (1996). Changing dose of

progesterone results in sudden changes in frequency of luteinizing hormone pulses and

secretion of 17 beta-estradiol in bovine females. Biol. Reprod.,54:546-53.

BINELLI, M., THATCHER, W.W., MATTOS, R., BARUSELLI, P.S. (2001). Antiluteolytic

strategies to improve fertility in cattle. Theriogenology. 56: 1451-63.

BRITT, J.H. (2003). Achieving a sound reproductive health management program.

http://www.wcds.afns.ualberta.ca/Proceedings/1995/ wcd95015.htm Erişim tarihi:

12.01.2009.

BURKE, C.R., MIHM, M., MacMILLAN, K.L., ROCHE, J.F. (1994). Some effects of

prematurely elevated concentrations of progesteron on luteal and follicullars

characteristics during the oestrous cycle in heifers. Anim. Reprod. Sci.,35:27-39.

BUTLER, W.R. (2003). Energy balance relationships with follicular development, ovulation

and fertility in postpartum dairy cows. Livest. Prod. Sci., 83: 211-218.

CORDOBA, M.C., FRICKE, P.M. (2001). Evaluation of two hormonal protocols for

synchronization of ovulation and timed artificial ınsemination, in dairy cows managed

in grazing-based dairies. J. Dairy Sci.,84: 2700–08.

DAŞKIN, A. (2005). Sığırcılık İşletmelerinde Reprodüksiyon Yöntemi ve Suni Tohumlama.

Aydan Web Ofset, Ankara.

DE SILVA, A.W., ANDERSON, G.W., GWAZDAUSKAS, F.C., MCGILLIARD, M.L.,

LINEWEAVER, J.A. (1981).Interrelationships with estrus behavior and conception in

dairy cattle. J. Dairy Sci.,64: 2409–18.

DELİÖMEROĞLU, Y., ALPAN O., BAKIR, A. (1996). İthal Simental Sığırların Kazova

Tarım İşletmesi Şartlarında Süt ve Döl Verimleri. Lalahan Hayv. Arş. Enst. Derg., 36:

42-53.

DISKIN, M.G., SREENAN, J.M. (1980) Fertilization and embriyonic mortality rates in beef

heifers after artificial insemination. J. Reprod. Fertil.,59: 463 – 68.

DuPONTE, M.W. (2007). The basics of heat (estrus) detection in cattle. Erişim adresi:

http://www2.ctahr.hawaii.edu/oc/freepubs/pdf/LM-15.pdf Erişim Tarihi: 12.02.2010.

ERDEM, H., ATASEVER, S., KUL, E. (2007). Milk yield and fertility traits of holstein

cows raised at Gökhöyük state farm 2. fertility traits. J. of Fac. of Agric., OMU, 22(1):

47-54.

ERTUĞRUL, O. (1993). Ceylanpınar tarım işletmesinde yetiştirilen güney anadolu kırmızısı

(GAK) sığırlarında bazı verim özellikleri. Lalahan. Hay. Arş. Ens. Derg., 33: 1-12.

Page 51: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

42

ETHERINGTON W.G, CHRISTIE K.A, WALTON J.S, LESLIE K.E., WICKSTROM S.,

JHONSON W.H (1991). Progesterone profiles in postpartum holstein dairy cows as on

aid in the study of retained fetal membranes pyometra and anestrus.

Theriogenology,35(4): 30.

ETHERINGTON, W.G., FETROW, J., SEQUIN B.E., MARSH, WE., WEAVER, L.D.,

RAWSON, V.L. (1991a). Dairy herd reproductive health management: evaluating

dairy herd reproductive performance part I. Comp. Cont. Educ. Pract. Vet., 13: 1353-

60.

ETHERINGTON, W.G., FETROW, J., SEQUIN B.E., MARSH, WE., WEAVER, L.D.,

RAWSON, V.L. (1991b). Dairy herd reproductive health management: evaluating

dairy herd reproductive performance part II. Comp. Cont. Educ. Pract. Vet., 13: 1491-

503.

ETHERINGTON, W.G., MARTIN, S.W., BONNETT, B., JOHNSON, W.H., MILLER,

R.B., SAVAGE, N.C., WALTON, J.S., MONTGOMERY, M.E. (1988). Reproductive

performance of dairy cows following treatment with cloroprostenol 26 and/or 40 days

postpartum: a field trial. Theriogenology, 29: 565-75.

FERRY, J.(1997). Clinical managment of anestrus. In: Current Therapy in Large Animal

Theriogenology. Ed: R. S. Youngquist. WB Saunders Company, Philadelphia, 285-90.

FETROW, J., STEWART, S., EICKER, S. (1997). Reproductive health programs for dairy

herds: analysis of records for assessment of reproductive performans. In: Current

Theraphy In Large Animal Theraphy Theriogenology. Ed.: R.S.Youngquist, W.B.

Saunders Company, Philadelphia, p.: 441-51.

FOOTE, R.H. (1975). Estrus detection and estrus detection aids. J. Dairy Sci.,58: 248–56.

FRASER, A.F., BROOM, D.M. (1997). Social and reproductive behaviour. In: Farm Animal

Behaviour and Welfare. Ed.: Andrew F. Fraser, Donald M. Brom, 3rd

ed., CABI,

Wallingford, UK. p: 175-85.

FRICKE, P.M. (2000). Understanding the key to successful reproduction.

http://www.ag.ndsu.nodak.edu/aginfo/dairy/Physiology/Understanding%20the%20Ke

y%20to%20Successful%20Reproduction_files/Fricke%20keyintro.htm Erişim Tarihi:

22.02.2009.

FRICKE, P.M., GUENTHER, J.N., WILTBANK, M.C. (1998). Efficacy of decreasing the

dose of GnRH used in a protocol for synchronization of ovulation and timed AI in

lactating dairy cows. Theriogenology, 50: 1275–84.

GINTHER, O. J., KNOPF, L. (1989). Composition and characteristics of follicular waves

during bovine etrous cycle. Anim Reprod Sci, 20: 187-200.

GINTHER, O.J. (2000). Selection of the dominant follicle in cattle and horses. Anim.

Reprod. Sci.,60-61: 61-79.

Page 52: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

43

GORDON, I. (2003). The bovine oestrous cycle and associated events. In: Laboratory

Production of Cattle Embryos. Bıotechn. Ag., 27: 42-78.

GÖKÇEN, H. (1995). Üremenin denetlenmesi. Alınmıştır: Suni Tohumlama. Edit.: Ersoy

Canküyer.,http://books.google.com.tr/books?id=iWNCHZ2Z1QC&pg=

PA108&lpg=PA108&dq=PRID+nas%C4%B1l+uygulan%C4%B1r&source=bl&ots=

1a18IgKPT&sig=1fYxqKokBlcx34LC0klvQn2gUGc&hl=tr&ei=jpSoS7CpO42anwP

ap9l6&sa=X&oi=book_result&ct=result&resnum=7&ved=0CBcQ6AEwBg#v=onepa

ge&q=&f=false. Erişim Tarihi: 23.03.2010.

HAFEZ, E.S.E. (1987). Physiology of reproduction. In: Reproduction in Farm Animals. Ed.:

E.S.E. Hafez, 5th edition, Lea & Febiger, Philadelphia.

HENDRIKSEN, P.J.M., GADELLA, B.M., VOS, P.L.A.M., MULLAART, E., KRUIP,

T.A.M., DIELEMAN, S.J. (2003). Follicular dynamics around the recruitment of the

first follicular wave in the cow. Biol. Reprod., 69: 2036-44.

HIVOREL, P. (2001). Reproductive Parameters: standart values. In: PRID. Ed.: F. Deletang,

Ph. Hivorel. Sanofi.

HOEDEMARKER, M. (1998). Postpartal pathological vaginal discharge: to treat or not to

treat. Reprod. Dom. Anim.,33: 141-46.

HUSSAIN, A.M., DANIEL, R.C.W. (1991). Bovine normal and abnormal reproductive and

endocrine functions during the postpartum period. Reprod. Dom. Anim., 26(3): 101-

11.

HUSZENICZA G., FODOR M. (1999). Uterine bacteriology, resumption of cyclic ovarian

activity and fertility in postpartum cows kept in large-ccale dairy herds. Reprod Dom

Anim.,34: 95.

JAINUDEEN, M.R., HAFEZ, E.S.E. (1987). Cattle and water buffalo. In: Reproduction in

Farm Animals. Ed.: E.S.E.Hafez, 5th Edition. Lea and Febiger, Philaderphia, 297-315.

KAÇAR, C. ASLAN, S. (2004). İneklerde geç postpartum dönemde PRID ve CIDR-B ile

PGF2α (İliren) kombinasyonunun fertilite parametrelerine etkisi. Ank. Üniv. Vet. Fak.

Derg.,51: 19-23.

KÄHN, W. (2004). Ultrasonography in the cow. In: Veterinary Reproductive

Ultrasonography. Ed.: Dietrich Volkmann, Robert M Kenney. Schlütersche:

Hannover, p.: 83-184.

KANEKO, H., NOGUCHI, J., KIKUCHI, K., TODOROKI, J., HASEGAWA, Y.

(2002). Alterations in peripheral concentrations of inhibin A in cattle studied

using a time-resolved immunofluorometric assay: Relationship with estradiol and

follicle-stimulating hormone in various reproductive conditions. Biol.

Reprod.,67: 38-45.

Page 53: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

44

KASTELIC, J.P. (2001) Computerized heat detection. Adv. Dairy. Technol., 13: 393-402.

KASTELIC, J.P., GINTHER, O.P. (1991). Factor effecting the origin of the ovulatory

follicle in heifers with induced luteolysis. Anim Reprod Sci, 26: 13-24.

KINDAHL, H., BEKANA, M., KASK, K., KONIGSSON, K., GUSTAFSSON, H.,

ODENSVIK, K. (1999). Endocrine aspects of uterine ınvolution in the cow.

Reprod. Domest. Anım.,34(3-4): 261-68.

KIRACOFE, G.H. (1980). Uterine involution: its role in regulating postpartum intervals.J.

Anim. Sci., 51(2):16-28.

KNİCKERBOCKER, J.J., DROST, M., THATCHER, W.W. (1986). Endocrin patterns

during the initiation of puberty, the estrous cycle, pregnancy and parturition in cattle.

In: Current Theraphy ın Large Animal Theriogenology. Ed.: David A. Morrow, W.B.

Saunders Company: Philadelphia, p.:117-125.

KORPUZLU, S., EMSEN, H., ÖZLÜTÜRK, A., KÜÇÜKÖZDEMİR, A. (2008).

Reproductive traits of brown swiss and holstein cattle under conditions of East

Anatolia Research Institue. Lalahan Hay. Araşt. Enst. Derg.,48: 13-24.

LAVEN, R.A., PETERS, A.R. (1996). Bovine retained placenta: aetiology, pathogenesis and

economic loss. Vet. Rec., 139: 465-71.

LIU, X., SPAHR, S. L. (1993) Automated electronic activity measurement for detection of

estrus in dairy cattle. J. Dairy Sci., 76: 2906-12.

LOPEZ, F.G., SANTOLARİAP, Y.J., RUTLANT, J., LOPEZ, M.B. (2001). Persistent

ovarian follicles in dairy cows. Theriogenology, 56: 649-59.

LOPEZ, H., SATTER, L.D., WILTBANK, M.C. (2004). Relationship between level of milk

production and estrus behavior of lactating dairy cows. Anim. Reprod. Sci., 81: 209–

23.

LUCY, M.C., BILLINGS, H.J., BUTLER, W.R., EHNIS, I.R., FIELDS, M.J., KESLER,

D.J., KINDER, J.E., MATTOS, R.C., SHORT, R.E. (2001): Efficacy of an

intravaginal progesterone insert and an injection of PGF2α for synchronizing estrus

and shortening the interval to pregnancy in postpartum beef cows, peripubertal beef

heifers, and dairy heifers. J. Anim. Sci., 79: 982- 95.

MATEUS, L., LOPES da COSTA, L., BERNARDO, F., ROBALO SILVA, J. (2002).

Influence of puerperal uterine iınfection on uterine involution and postpartum ovarian

activity in dairy cows. Reprod. Anim. Dom., 37: 31-35.

McDOUGALL, S., BURKE, C.R., MACMİLLAN, K.L., WİLLİAMSON, N.B. (1995).

Follicle patterns during extended periods of postpartum anovulation in pasture-fed

dairy cows. Res. Vet. Sci., 58: 212-16.

Page 54: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

45

MEE, J.F., MOYES, T., GLEESON, D., O’BRIEN, B. (2002) A questionnaire survey of

fertility management on dairy farms in the Republic of Ireland. Ir. Vet. J., 55: 122–8.

MIHM, M. (1999). Delayed resumption of cyclicity in postpartum dairy and beef cows.

Reprod. Dom. Anim., 34: 277-84.

MORTIMER, R.G., FARIN, P.W., STEVENS, R.D. (1997). Reproductive examination of

the non-pregnant cow. In: Current Theraphy ın Large Animal Theriogenology. Ed.:

Robert S. Younquist, W.B. Saunders Company: Philadelphia, p.:268-76.

MURPHY, M. G., BOLAND, M.P., ROCHE, J. F. (1990). Pattern of follicular growth and

resumption of ovarian activity in post-partum beef suckler cows. J. Reprod. Fertil.,

90: 523-33.

MURUGAVEL, K., YÁNIZ, J.L., SANTOLARIA, P., LÓPEZ-BÉJAR, M., LÓPEZ-

GATIUS, F. (2003). Prostaglandin based estrus synchronization in postpartum dairy

cows: an update. Int. J. Appl. Res. Vet. M., 1(1): 197.

NEBEL, R.L., (1996). Your herd's reproductive status. http://www.ext.vt.edu/pubs/

dairy/404-005/404-005.pdf Erişim Tarihi: 17.09.2008.

NETT, T.M., TURZILLO, A.M., BARATTA, M., RISPOLI, L.A. (2002). Pituitary effects

of steroid hormones on secretion of follicle-stimulating hormone and luteinizing

hormone. Dom. Anim. Endocrinol., 23:33-42.

NOAKES, D. (2000). Fertility and infertility. In: The Health of Dairy Cattle. Ed.: A. H.

Andrews, Blackweell Science Ltd., Oxford, 108-149.

NOAKES, D. (2001). Endogenous and exogenous control of ovarian cyclicity. In: Arthur’s

Veterinary Reproduction and Obstetrics. Ed.: D.E. Noakes, T.J. Parkinson, G.J.W.

England. Saunders, Harcourt Publisher Limited, London, p.: 3-57.

O’CONNOR, M.L. (2005). Systematic breeding program for dairy cows. www.das.psu.edu/

search?SearchableText=Systematic+breeding+program+for+dairy+cows&x

=13&y=13.Erişim Tarihi: 10.11.2009.

O’CONNOR, M.L., SENGER, P.L. (1997). Estrus detection. In: Current Theraphy in Large

Animal Theriogenology. Ed.: R.S. Younquist. W. B. Saunders Company,

Philadelphia, p.: 276-85.

OLSON, J.D., BRETZLAFF, K.N., MORTIMER, R.G., BALL, L. (1986). The metritis-

pyometra complex. In: Current Theraphy in Theriogenology. Ed.: David A. Morrow,

W.B. Saunders Company: Philadelphia, p.: 227-37.

ORIHUELA, A. (2000). Some factors affecting the behavioural manifestation of estrus in

cattle. App. Anim. Behav. Sci., 70: 1–16.

Page 55: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

46

ÖCAL, H. (2002). Puerperal dönem ve sorunları. Alınmıştır: Evcil Hayvanlarda Doğum ve

İnfertilite. Ed.: Prof. Dr. Erol ALAÇAM, 4th baskı, Medisan:Ankara, s.: 213-19.

ÖZBEYAZ, C., KÜÇÜK, M., ÇOLAKOĞLU, N. (1996). Malya tarım işletmesi esmer

ineklerinde döl verim performansı. Lalahan Hay. Araşt. Enst. Derg., 36: 1-17.

PARKINSON, T. (2001). Infertility in the cow. In: Arthur’s Veterinary Reproduction and

Obstetrics. Ed.: D.E. Noakes, T.J. Parkinson, G.J.W. England. Saunders, Harcourt

Publisher Limited, London, p.: 383-473.

PARKINSON, T. (2001). Infertility in the cow. In: Arthur’s Veterinary Reproduction and

Obstetrics. Ed.: D.E. Noakes, T.J. Parkinson, G.J.W. England. Saunders, Harcourt

Publisher Limited, London, 383-473.

PENNY, C.D., LOWMAN, B.G., SCOTT, N.A., SCOTT, P.R. (2000). Repeated oestrus

syncronization of beef cows with progesterone implants and the effects of a

gonadotrophin-releasing hormone agonist at implant insertion. Vet Rec, 146: 395-98.

PETERS, K.E., BERGFELD, E.G., CUPP, A.S., KOJIMA, F.N., MARISCAL, V.,

SANCHES, T., WEHRMAN, M.E., GROTJAN, H.E., HAMERNIK, D.L., KITTOK,

R., KINDER, J.E. (1994). Luteinizing hormone has a role in development of fully

functional corpora lutea (CL) but is not required to maintain CL function in heifers.

Biol. Reprod., 51: 1248-54.

PETERSSON, K.J. (2007). Milk progesterone as a tool to improve fertility in dairy cows.

Doctoral Thesis. Swedish University of Agricultural Sciences, Uppsala.

PURSLEY, J. R., KOSOROK, M.R., WILTBANK, M.C. (1997). Reproductive management

of lactating dairy cows using synchronization of ovulation. J. Dairy Sci., 80: 301–6.

RAJAMAHENDRAN, R., TAYLOR, C. (1990) Characterisation of ovarian activity in

postpartum dairy cows using ultrasound imaging and progesterone profiles, Anim.

Reprod. Sci., 22: 171-80.

RAJAMAHENDRAN, R., TAYLOR, C. (1991). Follicular dynamics and temporal

relationships among body temperature, oestrus, the surge of luteinizing hormone and

ovulation in Holstein heifers treated with norgestomet. J. Reprod. Fert.,92: 461-67.

RASBY, R., VINTON, R. (2011). Estrous cycle learning module. Erişim adresi:

http://beef.unl.edu/learning/estrous.shtml Erişim tarihi: 10.01.2012.

RHODES, F.M., BURKE. C.R., CLARK, B.A., DAY, M.L., MACMİLLAN, K.L. (2002).

Effect of treatment with progesterone and oestradiol benzoate on ovarian follicular

turnover in postpartum anoestrus cows and cows which have resumed oestrus cycles.

Anim. Reprod. Sci., 69: 139-50.

Page 56: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

47

RODENBURG, J., MURRAY, B. (2007). Pedometry to improve reproduction.

http://www.omafra.gov.on.ca/english/livestock/dairy/facts/07-071.htm Erişim Tarihi:

03.02.2009.

RYAN D.P., GALVIN J.A., O’FARREL K.J.(1999) Comparison of oestrous syncronisation

regimens for lactating dairy cows. Anim. Reprod. Sci., 56: 153-68.

SALMANOĞLU, M.R. (1999). İnaktif ovaryumlu ineklerde progestagen tedavisiyle birlikte

GnRH veya PMSG uygulamalarının fertiliteye etkisi. Ank. Üniv. Vet. Fak. Derg., 45:

145-50.

SENGER, P.L. (1994) The estrus detection problem: new concepts, technologies, and

possibilities. J. Dairy Sci., 77: 2745-53.

SHEARER, J.K. (2003). The milk progesterone test and its applications in dairy cattle

reproduction. http://edis.ifas.ufl.edu/pdffiles/DS/ DS11300.pdf . Erişim Tarihi:

12.01.2009.

SHELDON, I.M., LEWIS, G.S., LeBLANC, S., GILBERT, R.O. (2006). Defining

postpartum uterine disease in cattle. Theriogenology, 65: 1516-30.

SIROIS, J., FORTUNE, J.E. (1988). Ovarian follicular dynamics during the oestrous cycle in

heifers monitored by real-time ultrasonography. Biol Reprod, 39: 308-17.

SLAMA, H., VAILLANCOURT, D., GOFF, A.K. (1991). Pathophysiology of the puerperal

period: Relationship between prostaglandin E2 (PGE2) and uterin involution in the

cow. Theriogenology, 36: 1071-90.

SÖNMEZ, M., DEMİRCİ, E., TÜRK, G., GÜR, S. (2005). Effect of season on some fertility

parameters of dairy and beef cows in Elazığ province. Türk. J. Vet. Anim. Sci., 29:

821–28.

STEVENSON J.S., CALL E.P.(1988) Reproductive disorders in the periparturient dairy

Cow. J. Dairy Sci., 71: 2572-2583.

STEVENSON, J.S. (1997). Clinical reproductive physiology of the cow. In: Current Therapy

in Large Animal Theriogenelogy. Ed.: R.S. Youngquist, W.B. Saunders Company,

Philadelphia, p.: 257-68.

STEVENSON, J.S., MEE, M.O., STEWART, R.E. (1989). Conception rates and calving

intervals after PGF2α or prebreeding progesterone in dairy cows. J. Dairy Sci., 72:

208-18.

TURZILLO A. M., FORTUNE, J. E. (1993). Effects of suppressing plasma FSH on ovarian

follicular dominance in cattle. J. Reprod. Fert., 98:113-19.

Page 57: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

48

WALLACE, R.L. (2002). Economic efficiencies of dairy herd reproductive programs.

http://www.livestocktrail.uiuc.edu/dairynet/paperDisplay.cfm?ContentID=355 Erişim

Tarihi: 22.02.2009.

WILLIAMSON, N.B., QUINTON, F.W., ANDERSON, G.A. (1980). The effect of

variations in the interval between calving and first service on the reproductive

performance of dairy cows. Aust. Vet. J., 56: 477-80.

XU, Z.Z., MCKNIGHT, D.J., VISHWANATH, R., PITT, C.J., BURTON, L.J. (1998). Estrus

detection using radiotelemetry or visual observation and tail painting for dairy cows

on pasture. J. Dairy Sci., 81: 2890–6.

YAVAS, Y., WALTON, J.S. (2000). Induction of ovulation in postpartum suckleed beef

cows: a review. Theriogenology, 54: 1-23.

YILDIZ, N., AYGEN, S., ÖZÇELİK, M. (2008).Elazığ Koşullarında Yetiştirilen Doğu

Anadolu Kırmızısı (DAK) İneklerde Süt, Dölverimi ve Beden Ölçüleri: I. Dölverim

Özellikleri ( Buzağılama Aralığı, Servis Periyodu, Gebelik Oranı, Gebelik Süresi,

Buzağılama Oranı, Bir Gebelik İçin Tohumlama Sayısı, Kızgınlık(Östrus) Süresi,

Kısırlık Oranı ve Yavru Atma Oranı). F.Ü. Sağ. Bil. Derg., 22: 169–74.

YOSHIOKA, K., SUZUKI, C., ARAİ, S., IWAMURA, S., HIROSE, H. (2001).

Gonadotropin-releasing hormone in the third ventricular cerebrospinal fluid of the

heifer during the estrous cycle. Biol. Reprod., 64: 563-70.

YOUNGQUIST, R.S, BIERSCHWAL, C.J. (1985). Clinical management of reproductive

problems in dairy cows. J. Dairy Sci., 68: 2817-26.

YU, S.J., HUANG, Y.M., CHEN, B.X. (1993). Reproductive patterns of the yak. 1.

Reproductive Phenomena of the female yak. Brit. Vet. J., 149: 579-83.

ZONTURLU, A.K., ÇETİN, H., ATLI, M.O. (2005). Anöstrüs semptomu gösteren ineklerde

PRID uygulamalarının çeşitli fertilite parametrelerine etkisi. Ank.Üniv. Vet. Fak.

Derg., 52: 161-63.

Page 58: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

49

ÖZGEÇMİŞ

I- BİREYSEL BİLGİLER

Ad Gaye

Soyad BULUT

Doğum Yeri ve Tarihi Ankara- 24.04.1981

Uyruk TC

Medeni Durum Bekar

İletişim Adresi ve Telefon

Batıkent-Yenimahalle/ANKARA

Ev: (312) 2511940

Cep: 542 2152985

e-mail: [email protected]

II- EĞİTİM

1. Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Lisans Eğitimi (2001-2006)

2. Mehmet Emin Resulzade Anadolu Lisesi (1992-1999)- ANKARA

3. Anıttepe İlköğretim Okulu- ANKARA

Yabancı Dil: İngilizce

III- UNVAN

1. Veteriner Hekim – 2006

2. Akredite Veteriner Hekim – 2006

3. Tarım Danışmanı – 2011

IV- MESLEKİ DENEYİM

1. Ankara İli Damızlık Süt Sığırı Yetiştirici Birliği – Ankara

Page 59: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

50

V- ÜYE OLUNAN BİLİMSEL KURULUŞLAR

1. Ankara Bölgesi Veteriner Hekimleri Odası

2. Türk Buatri Derneği

3. IVIS, International Veterinary Informatıon Service

VI- BİLİMSEL İLGİ ALANLARI

Yayınlar:

1. Bulut G. (2012). Dişi köpeklerde ovulasyon öncesi ve sonrasında

ovaryumlardaki fonksiyonel yapıların doppler ultrasonografi ile

değerlendirilmesi. Atatürk Üniversitesi Vet. Bil. Derg., Basımda.

2. Darbaz İ, Baştan A., Cengiz M., Bulut G., Tekin O., Özen D. (2010). Kuzey

Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki sütçü inek işletmelerinde sürü meme sağlığı

ve süt kalitesinin değerlendirilmesi, IV. Veteriner Jinekoloji Kongresi,

uluslararası katılımlı, 4-7 Kasım 2010, Antalya. (Sözlü Sunum).

3. Canatan H.E., Karakaş K., Bulut G., Cengiz M. (2010). Bir Güvercinde

yumurta takılması olgusuna operatif yaklaşım, IV. Veteriner Jinekoloji

Kongresi, uluslararası katılımlı, 4-7 Kasım 2010, Antalya. (Poster).

VII- BİLİMSEL ETKİNLİKLER

Verilen Konferans ya da Seminerler

1. Dişi köpeklerde ovaryumlar ile uterusun fizyolojik durumlarının Doppler

ultrasonografik takibi (2008)

2. Sütçü sığır işletmelerinde fertilite kontrol programları (2009)

VIII- DİĞER BİLGİLER

Eğitim Programı Haricinde Alınan Kurslar ve Katıldığı Eğitim Seminerleri

Page 60: PRID UYGULAMASI SONRASI OVARYUM ULTRASONOGRAFİSİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/28168/tez.pdf · prolapsus vagina gibi problemler involusyon süresini uzatmaktadır (Öcal, 2002)

51

1. Sığırlarda Rekto-Vaginal Metodla Suni Tohumlama Kursu

2. Kırmızı Et/Kanatlı Etli Kesim ve Parçalama Tesislerinde HACCP ve Resmi

Veteriner Hekim Kursu