s sololunum hastaliklarialiklari · atatürk göğüs hastalıkları ve göğüs cerrahisi eğitim...

38
ISSN 1300-2961 Cilt / Volume: 26 Sayı / Issue:1-2-3-2016 www.solunumhastaliklari.org Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğim ve Araşrma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases and Chest Surgery Training and Research Hospital T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU ANKARA İLİ 2. BÖLGE KAMU HASTANELERİ BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ ATATÜRK GÖĞÜS HASTALIKLARI VE GÖĞÜS CERRAHİSİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ SOLUNUM HASTALIKLARI SOLUNUM HASTALIKLARI RESPIRATORY DISEASES RESPIRATORY DISEASES

Upload: others

Post on 16-Sep-2019

10 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

ISSN 1300-2961

Cilt / Volume: 26

Sayı / Issue:1-2-3-2016

www.solunumhastaliklari.orgAtatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır

Official Journal of Ataturk Chest Diseases and Chest Surgery Training and Research Hospital

T.C.SAĞLIK BAKANLIĞI

TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMUANKARA İLİ 2. BÖLGE KAMU HASTANELERİ BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ

ATATÜRK GÖĞÜS HASTALIKLARI VE GÖĞÜS CERRAHİSİEĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ

SOLUNUM HASTALIKLARISOLUNUM HASTALIKLARIRESPIRATORY DISEASESRESPIRATORY DISEASES

Page 2: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases
Page 3: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

Respiratory Diseases

SOLUNUM HASTALIKLARI

ISSN

130

0-29

61

Sahibi / Baş Editör(Owner) / (Editor in Chief)Doç. Dr. Göktürk FINDIK

Editör(Editors)Nermin ÇAPAN

Editör Yardımcıları(Associate Editors)Salim SARIYILDIZKoray AYDOĞDUSema CANBAKANDeniz KÖKSALAydın YILMAZ

Yayın Kurulu(Editorial Team)İhsan Atilla KEYFOsman ÖRSELDilek SAKAÖzlem SÖNMEZEbru ÜNSAL

İstatistik Danışmanı(Biostatistical Consultant)Jale KARAKAYA

Yayın Koordinatörü(Managing Coordinator)Sema CANBAKANe-mail: [email protected]

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü(Managing Editor)Tuğrul ŞİPİTe-mail: [email protected]

Bilimsel Kurul | Editorial Board

Turan ACICANYetkin AĞAÇKIRANEsen AKKAYAAtila AKKOÇLUMüge AKMANSUŞükran ATİKCANKoray AYDOĞDUAhmet BAŞOĞLUSevim BAVBEKBahadır BERKTAŞÇiğdem BİBERSemra BİLAÇEROĞLUSema CANBAKANMehmet COŞKUNSELEmel ÇAĞLARMukadder ÇALIKOĞLUGüngör ÇAMSARIGülfem ÇELİKErdoğan ÇETİNKAYASadettin ÇIKRIKÇIOĞLUBülent ÇİFTÇİFunda DEMİRAĞYavuz DEMİRELAhmet DEMİRKAZIKGüngör DULKARNuman EKİMSalih EMRİYurdanur ERDOĞANPınar ERGÜNFerda Öner ERKEKOLDilek ERNAMAtilla EROĞLUArzu ERTÜRKHakan ERTÜRKFüsun Öner EYÜBOĞLUOnur GENÇSuat GEZER

Atilla GÖKÇEKUğur GÖNÜLLÜMetin GÖRGÜNERMüjgan GÜLERErkmen GÜLHANMeral GÜLHANCem GÜNDOĞDUAtilla GÜRSESSelma Fırat GÜVENH. Canan HASANOĞLUEyüp HORASANLIŞ. Nilgün KALAÇFüsun KALPAKLIOĞLUFuat KALYONCUTuran KARAGÖZŞevket KAVUKÇUAkın KAYASadi KAYAOya KAYACANİhsan Atilla KEYFOğuz KILINÇAli KOCABAŞDeniz KÖKSALNurhan KÖKSALCan KÜRKÇÜOĞLULeyla MEMİŞMuzaffer METİNTAŞZeynep MISIRLIGİLArzu MİRİCİDilşad MUNGANİlker ÖKTENÖzlem KUMBASAROsman ÖRSELSerir Aktoğu ÖZKANŞeref ÖZKARATevfik ÖZLÜCan ÖZTÜRK

Serpil Dizbay SAKÜnal SAKINCIBelgin SAMURKAŞOĞLUSalim SARIYILDIZSevgi SARYALİsmail SAVAŞHilal SAZAKZehra SEYFİKLİBetül SİNÖmer SOYSAL

Mecit SÜERDEM

Şaziye ŞAHİN

Abdurrahman ŞENYİĞİT

Öner ŞEVİK

Cebrail ŞİMŞEK

Tuğrul ŞİPİT

Kemal TAHAOĞLU

İrfan TAŞTEPE

Alev TÜRKER

Atilla TÜRKYILMAZ

Hasan TÜRÜT

E. Sabri UÇAN

Feza UĞURMANEsra Kunt UZASLANFüsun ÜLGEREbru ÜNSALMeftun ÜNSALErdal YEKELERNurhayat YILDIRIMZeki YILDIRIMAydın YILMAZUfuk YILMAZÜlkü YILMAZVeysel YILMAZArzu YORGANCIOĞLUMustafa YÜKSEL

Yayın İletişimi | Correspondence AddressSema CANBAKANAtatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi,Eğitim Görevlisi, 06280, Ankara, TürkiyeE-mail: [email protected]: www.solunumhastaliklari.org

Basım Yeri | Printing HouseFiliz Matbaacılık SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ. Ulucanlar cad. 88/1 Ulucanlar/ANKARATel: (312) 319 07 58 e-mail: [email protected] [email protected]

Yayın Türü | Published asYerel Süreli Yayın / Periodical

Baskı Tarihi | Press DateNİSAN / 2017

APRIL / 2017

Solunum Hastalıkları Dergisi’nin basımında asitsiz kâğıt kullanılmaktadır.The Journal is printed on acid-free paper.

l

Page 4: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

Respiratory Diseases

SOLUNUM HASTALIKLARICilt/Volume: 26 | Sayı/Number: 1-2-3-2016

DERGİ HAKKINDA

Periyodu: Solunum Hastalıkları Dergisi, 4 ayda bir olmak üzere yılda 3 sayı yayınlanır.

Yayın Dili: Türkçe, İngilizce

ISSN: 1300-2961

Amaç ve Kapsam: Göğüs hastalıkları ve göğüs cerrahisi hekimleri, anestezi ve reanimasyon hekimleri, iç hastalıkları hekimleri, patoloji uzmanları ve göğüs hastalıklarına ilgi duyan pratisyen hekimlerdir. Solunum hastalıklarıyla ilgili retrospektif, prospektif veya deneysel araş-tırma ve epidemiyolojik çalışmaları yayınlamaktır. Ayrıca özgün araştırma, derleme yazıları, ilginç olgu sunumları, bilmece olgu sunumları, ilginç görüntüler, editöre mektup ve editöryal yorumları da kabul edilmektedir.

Yasal Uyarı: Bu dergide yayımlanan içerik kullanımından doğabilecek sonuçlardan veya yanılgılardan yayınevi ve editörler sorumlu tutula-mayacaktır. İçeriklerde yer alan görüşler, fikirler ve ilanda yer alan ürün veya hizmetler yayınevi ve editörlerin görüşlerini yansıtmaz.

Çıkar Çatışması: Yazarlar, çalışma ile ilgili bilinmesi gereken herhangi bir mali ilişkiyi ya da çıkar örtüşmesi (conflict of interest) veya re-kabet (competing interest) alanlarını açıklamakla yükümlüdürler. Çalışmaya yapılan tüm mali katkılar ya da sponsorluklar, çalışmayla ilgili olabilecek mali ilişkiler ya da kişisel örtüşme konuları yayının gönderildiği sırada editöre yazılan mektupta bildirilmeli ve istendiğinde gerekli belge ve izinler sunulmalıdır. ‘Yazar Onayı ve Telif Hakları Devri Mektubu’ başlıklı belgenin tüm yazarlar tarafından okunarak imzalanması ve editörlere gönderilmesi gerekir. Bu belge olmadan değerlendirme süreci başlatılmayacaktır.

ABOUT JOURNAL

Publication Period: Respiratory diseases Journal is publihed every four months, 3 issues annually

Language: Turkish, English

ISSN: 1300-2961

Aim and Scope: Chest diseases physicians, thoracic surgeons, anesthesis and reanimation physicians, internal medicine doctors, pathol-ogists and practitioners interested in pulmonary diseases. The aim of the journal is to publish pulmonary disease related prospective and retrospective clinical, experimental and epidemiologic studies. Besides, original articles, review articles, interesting case reports, puzzling cases, interesting images, letters to editor, and editorials are accepted.

Disclaimer: The Publisher and Editors cannot be held responsible for errors or any consequences arrising from the use of information contained in this journal; the views and opinions expressed do not necessarly reflect those of the Publisher and Editors, neither does the publication of the advertisements constitute any endorsement by the Publishers and Editors of the products advertised.

Conflict of Interest: The authors should disclose all issues concerning financial relationship, conflict of interest, and competing interest that may potentially influence the results of the research or scientific judgement. All financial contributions or sponsorship, financial re-lations, and areas of conflict of interest should be clearly explained in a separate letter to the editor at the time of submission, with full assurance that any related document will be submitted to the Journal when requested. Manuscripts should be sent with the Copyright-Au-thors’ Approval-Conflict of Interest Letter signed by the author(s). Manuscripts will not be accepted for evaluation until the receipt of this document by the Journal.

ll

Page 5: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

Cilt/Volume: 26 | Sayı/Number: 1-2-3-2016

lll

İÇİNDEKİLER | CONTENTS

ARAŞTIRMALAR / ORIGINAL ARTICLES

OSAS Tanılı Hastalarda Cinsel Hayat: Gerçekten Cinsellik Üzerine Etkisi Var mı?...................................................1Sexual Life in Male Patients with OSAS: Is it really effective on sexuality?

Itır Yılmaz, Kerem Şenol Coşkun, Muzaffer Sarıaydın, Sibel Günay, Ahmet Hamdi Alpaslan, Ömer Özbulut

Long-Term Results Of Patients With Vena Cava Filters İn The Preventıon Of Pulmoner Thromboembolism..............5Pulmoner Tromboemboli Nedeniyle Vena Kava Filtresi Uygulanan Hastalarda Uzun Dönem Sonuçları

Neslihan Özçelik, Savaş Özsu, Mehmet Halil Öztürk, Tevfik Özlü

Judo Sporcularının Pulmoner Fonksiyonları İle Core Enduransları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi..........................9Determination Of The Relationship Between Core Endurance And Pulmonary Function İn Judo Athletes

Bihter Akınoğlu, Tuğba Kocahan, Çağlar Soylu, Necmiye Ün Yıldırım, Burhan Başoğlu

Respiratory Diseases

SOLUNUM HASTALIKLARI

Page 6: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

Cilt/Volume: 26 | Sayı/Number: 1-2-3-2016

İÇİNDEKİLER | CONTENTS

OLGU SUNUMU / CASE REPORT

Swyer-James-Macleod Sendromu Ve Tüberküloz Birlikteliği..............................................................................14Swyer-James-Macleod Syndrome Together With Tuberculosis

Funda Uluorman, Kemal Can Tertemiz, Atilla Akkoçlu, Erkan Yılmaz

Yer Değiştiren Pnömoninin Nadir Bir Nedeni: Yabancı Cisim Aspirasyonu............................................................18A Rare Cause Of Migratorypneumonia: Foreign Body Aspiration

Yeliz Dadalı, Ülkü Yılmaz, Atila Gökçek, Havva Akmaz Ünlü, Meriç Ünver, Yurdanur Erdoğan

Papiller Tiroid Karsinomu Foliküler Varyantı’nın Akciğer Metastazı......................................................................22Lung Metastasis of Follicular Variant of Papillary Thyroid Carcinoma

Funda İncekara, Selma Kara, Koray Aydoğdu, Esra Özaydın, Sadi Kaya, Göktürk Fındık

Mediastinal Fibrözisli Bir Hastanın FDG PET/BT ve Akciğer Perfüzyon-Ventilasyon Sintigrafisi Bulguları.................25 FDG PET/CT And Lung Perfusion-Ventilation Scan Findings of A Patient With Mediastinal Fibrosis Ebru Tatcı, Yurdanur Erdoğan, İnci Uslu Biner, Özlem Özmen, Atila Gökçek

YAZARLARA BİLGİ / INSTRUCTIONS TO AUTHORS ........................................................................................V

lV

Respiratory Diseases

SOLUNUM HASTALIKLARI

Page 7: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

Solunum Hastalıkları Cilt 26, Sayı 1-2-3-2016, 1-4

ISSN 1300-2961

Araştırmalar / Original ArticlesOSAS Tanılı Hastalarda Cinsel Hayat: Gerçekten Cinsellik Üzerine Etkisi Var mı?Sexual Life in Male Patients with OSAS: Is it really effective on sexuality?

Itır Yılmaz, Kerem Şenol Coşkun, Muzaffer Sarıaydın, Sibel Günay, Ahmet Hamdi Alpaslan, Ömer ÖzbulutIslahiye Devlet Hastanesi, Psikiyatri Kliniği, Gaziantep, TürkiyeAfyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Psikiyatri A.D., Afyonkarahisar, TürkiyeAfyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları A.D., Afyonkarahisar, TürkiyeAfyon Devlet Hastanesi, Göğüs Hastalıkları Kliniği, Afyonkarahisar, TürkiyeAfyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Ruh Sağlığı A.D., Afyonkarahisar, Türkiye

Geliş tarihi:06/04/2016 Kabul tarihi:29/04/2016

Özet

Giriş: Çalışmamızda obstrüktif uyku apne sendromunun (OSAS) erkeklerde cinsel fonksiyon üzerine etkisinin araştırılmasını amaçladık.Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada 35 sağlıklı erkek ve 44 OSAS tanısı konul-muş erkek hasta dahil edildi. Tüm katılımcılar için sosyodemografik veriler, cinsel bilgiler ve klinik karakteristiklerin sorgulandığı form dolduruldu. Madde bağımlılığı, psikiyatrik bozukluklar, kardiyovasküler hastalık, böbrek hastalığı, karaciğer hastalığı, kronik akciğer hastalığı, nörolojik bozukluklar ve diğer or-ganik hastalıklar ve cinsel yaşamı kötü şekilde etkileyecek cerrahi operasyon varlığı ile bekâr olan hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Katılımcıların cinsel fonksiyonlarının değerlendirilmesi için Arizona cinsel tecrübe skalası (ASEX) kullanıldı.Bulgular: Kırk dört OSAS hastası ve 35 sağlıklı kontrol hastası apne-hipopne indeksine (AHI) göre dört gruba ayrıldı. 11 hasta hafif OSAS, 9 hasta orta OSAS ve 24 hasta ağır OSAS grubuna ayrıldı. 35 hastanın AHI 5’ten azdı ve kontrol grubuna dahil edildi. Tüm gruplar yaş ve eğitim seviyesi açısından benzerdi. ASEX tüm komponentleri (cinsel dürtü, uyarılma, ereksiyon, eje-külasyona uaşma ve cinsel tatminlik) OSAS ve sağlıklı kontrol gruplarında benzerdi. Sonuç: Bizim bulgularımıza gore ASEX ile değerlendirilen cinsel fonksiyonlar OSAS ve sağlıklı kontrol için benzerdir.

Anahtar Kelimeler: Obstrüktif uyku apne sendromu, cinsel fonksiyon, uyku evresi, Arizona cinsel tecrübe skalası

Abstract

Introduction: We aimed to investigate the impact of obstructive sleep apnea syn-drome (OSAS) on the sexual function in male population.Materials and Methods: In this study, 35 healthy male subjects and 44 male pa-tients diagnosed with OSAS were included. All subjects included to this study were asked to fill out the forms investigating the socio-demographic data, sexual infor-mation and clinical characteristics. In this study, patients with drug abuse, psychi-atric disorders, cardiovascular diseases, renal problems, hepatic diseases, chronic pulmonary diseases, neurological disorders and other organic diseases and surgical operations that could adversely affect sexual life and patient who were not married were excludeded. The Arizona sexual experience scale (ASEX) was applied to deter-mine sexual function of all participants.Results: Forty-four OSAS patients and 35 healthy controls were divided into four groups according to apnea-hypopnea index (AHI). 11 patients were mild OSAS, 9 patients were moderate OSAS and 24 patients were severe OSAS group. Control (healthy) group were selected from patients with AHI less than 5. All groups were similar according to age and education level. All components of ASEX (sexual drive, arousal, penile erection, ability to reach ejaculation, and sexual satisfaction) were sim-ilar in OSAS and healthy participants.Conclusion: Our data suggest that there is no significant difference between OSAS and healthy subjects in case of sexual functions evaluated with ASEX.

Keywords: Obstructive sleep apnea syndrome, sexual function, sleep stages, Arizo-na sexual experience scale

© 2016 Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi www.solunumhastaliklari.orgTüm hakları saklıdır, tamamen ve kısmen tıpkıbasımı yasaktır

1

İletişim adresi:Sibel GünayAfyon Devlet Hastanesi, Göğüs Hastalıkları Kliniği, Afyonkarahisar, Türkiyee-mail:[email protected]

Page 8: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

Solunum Hastalıkları Cilt 26, Sayı 1-2-3-2016, 1-4

Introduction

Obstructive sleep apnea syndrome (OSAS) is a disease charac-terized by symptoms including daytime sleepiness, snoring, wit-nessed apnea and polysomnographically assessed recurrent par-tial and/or total upper airway collapse and cessation of breathing during sleep (1-4).

With regard to the impacts of OSAS on sexual functions on male patients, conflicting results have been reported previously. Some of them reported that decreased hormonal production (5), de-creased sexual drive and sexual satisfaction and decreased in erec-tile function (6) were associated with OSAS. On the contrary, oth-er studies reported that even though changes in hormonal profile, the sexual life of OSAS patients were not affected at the clinical level (7).

Sexual life in male population with OSAS was examined by some type of questionnaires (Golombok Rust Inventory of Sexual Sat-isfaction, International Index of Erectile Function) (7,8). To our knowledge, Arizona sexual experiences scale (ASEX) of which Turkish reliability and validity was evaluated previously were not studied in OSAS patients (9). In this study, we purposed to explore the effect of OSAS on the sexual function in male population.

Materials and Methods

After Ethical Committee approval, this study was conducted both in Psychiatry Department and sleep laboratory of Chest Diseases Department in Afyon Kocatepe University.

Male patients who were underwent overnight polysomnographi-cally (PSG) in sleep unit were consequently recruited in this study. Patients with regular drug use or drug abuse and comorbid condi-tions including psychiatric disorders, cardiovascular diseases, renal problems, hepatic diseases, chronic pulmonary diseases, neurolog-ical disorders and other organic diseases and surgical operations that could adversely affect sexual life and patients who were not married were excluded in this study.

A Thirty-five subjects with apnea-hypopnea index (AHI) lower than 5 were included to control group. Forty four patients with AHI equal or greater than 5 were included into OSAS group.

Detailed and signed written informed consent was obtained from all subjects for this study. Medical history and physical examina-tion findings were recorded in detail, except identification infor-mation of all patients in terms of privacy and ethical necessity.

Patients Data and Arizona sexual experiences scale (ASEX) Age, educational status and other socio-demographic data were asked to all subjects. Sexual disorders were assessed by ASEX which is short (5 questioned), simple and easily under-standable questionnaire developed by McGahuey et al (10).

ASEX has 5 single-item domains that were addressed to eval-uate sexual drive, arousal, penile erection, ability to reach ejac-ulation, and sexual satisfaction. These questions were rated on a 6-point Likert scale (totally: 5 to 30 points) that lesser points show greater sexual function and higher points show sexual dysfunction. The validity and reliability of ASEX has been evaluated by several studies (11-13).

PolysomnographicallyOvernight PSG records of all subjects were taken by digital PSG system (COMPUMEDICS E Series Abbotsford VIC 3067, AUSTRALIA) at the sleep laboratory in the department of pulmonary diseases. Electroencephalography (EEG), elec-trooculogram (EOG), submental electromyelography (EMG) recordings were used to evaluate sleep and sleep stages. Oro-nasal breathing thermistor was placed to monitor air-flow. Thoraco-abdominal movements were recorded via sensors located around the thorax and abdomen. Pulse oxymeter and electrocardiogram were used to obtain oxygen saturation and heart rate, respectively. Analysis of leg movements was made with EMG sensors placed on the anterior tibialis mus-cle. Sleep stages were scored manually based on the American Academy of Sleep Medicine guideline (4,14,15).

Sleep duration was recorded in hours. Apnea was defined as the complete cessation of airflow for at least 10 seconds. Hypopneas were defined as events lasting ≥10 sec in which there was a ≥ 30% reduction in nasal pressure signal excursions from baseline and an associated ≥ 4% desaturation from pre-event baseline. Ob-structive events were determined as partial or complete airflow cessation with continued thoraco-abdominal effort. On the other hand, central events were determined by lack of thoraco-abdom-inal effort in this setting.

Mixed events were determined with presence of both obstruc-tive and central events. The apnea-hypopnea index (AHI) was calculated by dividing the total number of episodes of apnea and hypopnea by the duration of sleep (hours). OSAS was defined as AHI ≥5 events/hour. Stages of OSAS were clas-sified as follows; mild: AHI 5 to 15; moderate: AHI 16 to 30; severe:>30 (14,15).

Statistical analysisAll statistical evaluations were performed using the Statisti-cal Package for the Social Sciences for Windows v17.0 (SPSS Inc., Chicago, IL, USA). Categorical variables were expressed as numbers and percentage. The Chi-square test was used to compare categorical variables in different groups. The Kolm-ogorov – Smirnov test was used to determine continuous variables whether or not they are normally distributed.

The Kruskal–Wallis test or one way-ANOVA was used for comparing more than two independent groups according to distribution status of continuous variables. A “p” values less than 0.05 were considered statistically significant.

OSAS Tanılı Hastalarda Cinsel Hayat: Gerçekten Cinsellik Üzerine Etkisi Var mı? S. Günay ve ark.2

Page 9: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

Results

Forty-four male patients with OSAS and 35 male healthy control subjects were included in this study. All OSAS pa-tients were divided into four subgroups (stages) according to AHI determined by polysomnography, as Mild OSAS group (N=11), Moderate OSAS (N=9) and Severe OSAS group (N=24). Control group was healthy subjects that AHI of them lower than 5.

Mean age of control subjects and OSAS subgroups (mild, moderate and severe) were as follows; 42.20±6.83 years, 48.18±9.55 years, 47.33±10.78 years and 50.45 ± 8.57 years, respectively. Mean ages of all these four groups were statisti-cally similar (P=0.414).

Table 1. Mean age and educational level of all four groupsControl

n=35Mild OSASn=11

Moderate OSASn=9

Severe OSASn=24

P

Mean Age 42.20 ± 6.83

48.18± 9.55

47.33 ± 10.78

50.45 ± 8.57

0.414

Educational level with>8 years, %

44.86 18.18 44.44 37.50 0.638

Educational level of all four groups were similar when com-pared with cut of education level as 8 years (P= 0.638). All so-ciodemographic data of all groups were presented in table 1.Scores of each items of ASEX (Sexual drive, arousal, penile erection, ability to reach ejaculation, and sexual satisfaction) and total score were similar in all groups (P>0.05) (Table 2).

Table 2. Sexual functions of all groups were compared with ASEX and its each items.

Control Mild OSAS

Moderate OSAS

Severe OSAS

P value

ASEX total 8.51±2.54

10.45±3.98

9.88±2.71

11.66±4.09

0.671

Sexual Drive 1.62±0.64

2.18±1.66

2.11±0.78

2.12±0.99

0.199

Arousal 1.82±0.92

2.09±1.04

2.22±1.20

2.41±1.10

0.930

Penile Erection

1.57±0.85

2.18±1.40

2.00±1.11

2.70±1.23

0.126

Ability to reach ejaculation

1.68 ±0.93

1.63±0.92

1.77±0.83

1.95±0.99

0.948

Sexual satisfaction

1.80 ±0.99

2.36±1.02

1.77±0.83

2.45±1.28

0.074

Discussion

DIn the literature there are some studies evaluating the rela-tionship between sexual functions and OSAS in adult pop-ulation. Peterson et al. reported that sexual dysfunction was more prevalent in male patients with OSAS (3). Budweiser et al. similarly reported that prevalence of erectile dysfunction was related with the presence of OSAS and its severity (16). Santos et al. also studied the relationship between the erec-tile dysfunction and OSAS. They found that although erectile dysfunction and overall sexual dysfunction were prevalent in OSAS patients, there was no correlation between severity of OSAS and severity of erectile dysfunction (17).

However, contradictory results of other studies that there was no relationship between the prevalence of sexual functions and sleep apnea were also reported (7,18,19). Seftel et al. stud-ied 285 male patients and reported that presence of OSAS was not correlated with erectile dysfunction.18 Additionally, Schiavi et al. reported a study that aimed to investigate the relationship between sleep disorders, nocturnal penile tumes-cence, and sexual behavior.

In that study, authors found that there was no increase in prev-alence of sleep disorders in patients with erectile dysfunction. Besides, morning erection and sexual behavior parameters were similar in sleep disordered patients and healthy controls (19). In another study, Ak et al. investigated the quality of sex-ual life in OSAS patients with Golombok Rust Inventory of Sexual Satisfaction (GRISS) at the first time in the literature, and they reported that sexual satisfaction was similar in sleep apnea and control groups and within the sleep apnea stages (mild, moderate and severe apnea) (7).

In this study, we evaluated the relationship between sexu-al function and presence of OSAS in male patients. In this study, we evaluated the sexual functions and its sub-items with ASEX in patients with OSAS at the first time in the liter-ature. We found that there was no relationship between OSAS severity and sexual function.

Additionally, in the present study, we excluded confounding situations including the co-morbid conditions, such as psy-chiatric disorders, cardiovascular diseases, renal problems, he-patic diseases, chronic pulmonary diseases, neurological dis-orders and other organic diseases, regular drug use/abuse and previous surgical operations that could adversely affect sexual life and patients who were not married in during his life.

Unfortunately, there are some limitations in this study that need to be discussed. One of them was small sample size of this study. Main reason for this limitation was our restric-tive inclusion criteria. Another limitation was the absence of hormonal levels of patients (such as testosterone, luteinizing hormone, follicular stimulating hormone …etc.).

Sexual Life in Male Patients with OSAS: Is it really effective on sexuality? S. Günay et al. 3

Solunum Hastalıkları Cilt 26, Sayı 1-2-3-2016, 1-4

Page 10: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

In conclusion, this study showed that, OSAS alone (with ex-clusion of related organic diseases, comorbidities and drug usage) is not related with the sexual dysfunction compared with healthy controls.

Conflict of interest The authors report no conflicts of interest. The authors alone are responsible for the content and writing of this paper.

References

1. Isono S, Remmers JE. Anatomy and physiology of upper airway obstruction. In: Kryger MH, Roth T, Dement WC (eds). Principles and Practice of Sleep Medi-cine. Philadelphia: W.B. Saunders Company; 1994: pp 642-656.

2. Coleman JA. Pathophysiology of snoring and sleep apnea. In: Fairbanks D, Mickelson S, Woodson T eds. Snoring and Obstructive Sleep Apnea. Philadel-phia: Williams&Wilkins Lippincot; 2003: pp19-25.

3. Petersen M, Kristensen E, Berg S, Midgren B. Sexual function in male patients with obstructive sleep apnoea after 1 year of CPAP treatment. Clin Respir J. 2010;4:186-191.

4. Ulasli SS, Gunay E, Koyuncu T, Akar O, Halici B, Ulu S, Unlu M. Predictive value of Berlin Questionnaire and Epworth Sleepiness Scale for obstructive sleep apnea in a sleep clinic population. Clin Respir J. 2014;8:292-296.

5. Luboshitzky R, Aviv A, Hefetz A, et al. Decreased pituitary-gonadal secretion in men with obstructive sleep apnea. J Clin Endocrinol Metab. 2002;87: 3394-8.

6. Margel D, Cohen M, Livne PM, et al. Severe, but not mild, obstructive sleep apnea syndrome is associated with erectile dysfunction. Urology. 2004;63: 545–9.

7. Ak M, Balikci A, Haciomeroglu B, et al. Quality of sexual life in men with ob-

structive sleep apnoea. J Health Psychol 2013;18:245-51.8. Taskin U, Yigit O, Acioglu E, et al. Erectile dysfunction in severe sleep apnea

patients and response to CPAP. Int J Impot Res. 2010;22(2):134-9.9. Ozdemir C, Eryilmaz M, Yurtman F, Karaman T. Sexual functioning after renal

transplantation. Transplant Proc. 2007;39:1451-4.10. McGahuey CA, Gelenberg AJ, Laukes CA, et al. The Arizona Sexual Experience

Scale (ASEX): reliability and validity. J Sex Marital Ther. 2000;26:25-40.11. Soykan A. The reliability and validity of Arizona Sexual Experiences Scale in

Turkish ESRD patients undergoing hemodialysis. Int J Impot Res. 2004; 16:531-534.

12. Soykan A, Boztaş H, Idilman R, et al. Sexual dysfunctions in HCV patients and its correlations with psychological and biological variables. Int J Impot Res. 2005;17:175-9.

13. Sukan M, Maner F. The problems in sexual functions of vitiligo and chronic urticaria patients. J Sex Marital Ther. 2007;33:55-64.

14. Iber C, Ancoli-Israel S, Chesson A, Quan SF, editors. The AASM manual for the scoring of sleep and associated events: rules, terminology, and technical specification. 1st ed. Westchester, IL: American Academy of Sleep Medicine; 2007. pp 45–48.

15. Epstein LJ, Kristo D, Strollo Jr PJ, et al. Clinical guideline for the evaluation, management and long-term care of obstructive sleep apnea in adults. J Clin Sleep Med. 2009;5:263–276.

16. Budweiser S, Enderlein S, Jörres RA, et al. Sleep apnea is an independent correlate of erectile and sexual dysfunction. J Sex Med. 2009; 6:3147–3157.

17. Santos T, Drummond M, Botelho F. Erectile dysfunction in obstructive sleep ap-nea syndrome-Prevalence and determinants. Rev Port Pneumol. 2012;18:64-71.

18. Seftal AD, Strohl KP, Love TL, et al. Erectile dysfunction and symptoms of sleep disorders. Sleep. 2000; 25:643-647.

19. Schiavi RC, Mandeli J, Schreiner-Engel P, Chambers A. Aging, sleep disorders, and male sexual function. Biol Psychiatry 1991; 30:15-24.

4

Solunum Hastalıkları Cilt 26, Sayı 1-2-3-2016, 1-4

OSAS Tanılı Hastalarda Cinsel Hayat: Gerçekten Cinsellik Üzerine Etkisi Var mı? S. Günay ve ark.

Page 11: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

5

Araştırmalar / Original ArticlesLong-Term Results Of Patients With Vena Cava Filters İn The Preventıon Of Pulmoner ThromboembolismPulmoner Tromboemboli Nedeniyle Vena Kava Filtresi Uygulanan Hastalarda Uzun Dönem Sonuçları Neslihan Özçelik, Savaş Özsu, Mehmet Halil Öztürk, Tevfik ÖzlüKaradeniz Tecnical University, Chest, Trabzon, TürkiyeKaradeniz Tecnical University, Radiology, Trabzon, Türkiye

Geliş tarihi: 18/02/2015 Kabul tarihi: 30/11/2015

Özet

Giriş: Pulmoner tromboemboli tanısı ile vena kava filtresi takılan olgularımızın uzun dönem sonuçlarının literatür eşliğinde değerlendirilmesi. Gereç ve Yöntem: Ocak 2008 ve Aralık 2012 yılları arasında Karadeniz Teknik Üni-versitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Kliniğinde Pulmoner Tromboembolizm tanısı alan hastaların dosyaları retrospektif olarak incelendi. Hastalara filtre takılması için kullanılan endikasyonlar, takipte gelişen re-emboli ve filtreye bağlı komplikasyonlar araştırıldı.Bulgular: Hastalarımızın yaş ortalaması 65.4± 15.7 olup, 15(%60)’i kadın cinsiyet-teydi. Vena kava filtresi takıldıktan sonra ortalama geçen takip süresi 907 (20-1920) gündü. Pulmoner tromboembolizm gelişimi için en sık risk faktörü 15 (%60) hasta ile immobilizasyondu. Toplam 625 hastanın 25 (%4)’ine filtre takıldığı tespit edildi. Filtre takılma endikasyonlarından en sık görülen 15 (%60) hastada major kanama gelişmiş olmasıydı. Filtre takılan hastalara yapılan kontrollerde re-emboli ve filtreye bağlı bir komplikasyona rastlanmadı. Sonuç: Ülkemizde vena kava filtresi uygulanan hastalarla ilgili veriler sınırlıdır. Ça-lışmamızda hastalarn takibinde herhangi bir komplikasyona rastlanmamıştır. Sonuç olarak vena kava filtreleri antikoagulan tedavi kontrendike olduğunda önemli bir al-ternatif olup uzun dönem komplikasyonlar fazla görülmemektedir.

Anahtar Kelimeler: Pulmoner Tromboemboli; Vena kava filtresi; Komplikasyonlar

AbstractIntroduction: This study aims to provide long-term results of our patients diagnosed with pulmonary thromboembolism and installed vena cava filter, in light of literature. Materials and Methods: Between the years January 2008 and December 2012, we retrospectively enrolled patients diagnosed with pulmonary thromboembolism at Karadeniz Technical University chest diseases clinic. The patients were followed for indications used for attaching the filter, filter-related complications and development of re-embolism.Results: Mean age was 65.4 ± 15.7 years and 15 (60%) were woman. The av-erage follow-up period after insertion of vena cava filter was 907 (20-1920) days. The most common risk factor for the development of pulmonary thromboembolism was immobilization (15/25)(60%) We found that vena cava filter was inserted to 25 (4%) of 625 patients. The most common indications for Installing filter was major bleeding at 15 (60%) patients. Any complication were encounted in the outpatient clinic controls. Conclusion: In our country, data is limited on patients with vena cava filters. In this study, no complications were observed on patients follow up. As a result, vena cava filter is an important alternative when anticoagulant therapy is contraindicated and long-term complications are not more frequent with vena cava filters.

Keywords:Pulmonary Thromboembolism; Vena Cava Filters; Complications

ISSN 1300-2961

Solunum Hastalıkları Cilt 26, Sayı 1-2-3-2016, 5-8

© 2016 Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi www.solunumhastaliklari.orgTüm hakları saklıdır, tamamen ve kısmen tıpkıbasımı yasaktır

İletişim adresi:Neslihan ÖzçelikKaradeniz Tecnical University, Chest, Trabzon, Türkiyee-mail: [email protected]

Page 12: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

GirişPulmoner tromboemboli (PTE) sık görülen ve hayatı tehdit eden önemli bir hastalık olarak karşımıza çıkmaktadır. Ülkemizde PTE sonucu ölüm oranı 702 hastayı içeren bir seride %15 olarak bildi-rilmiştir [1]. Antikoagulan ve/veya trombolitik tedavi halen primer tedaviyi oluşturmakta, vena kava filtreleri (VKF) ise önemli bir te-davi yaklaşımı olarak görülmektedir. PTE hastalarında derin ven trombozu (DVT) birlikteliğinin %40 olduğu düşünülürse, DVT bulunan hastalarda pulmoner tromboemboli riskinin her zaman akılda bulundurulması gerektiği anlaşılmaktadır [2]. Prospektif bir seride DVT bulunan hastaların %15’inde VKF’si kullanıldığı rapor-lanmıştır [3]. ABD’de 2012 yılında, çıkarılabilir filtre dahil olmak üzere toplam 250.000 adet VKF takılacağı öngörülmüştür [4].PTE’yi önlemek için vena kava inferiyora filtre yerleştirerek meka-nik bariyer oluşturulması fikri ilk kez 1868 yılında Trousseau tara-fından ortaya atılmıştır [5]. Filtrelerin uygulamaya girmesi daha geç olmuş ve son yıllarda perkütan olarak uygulanabilmiştir. PTE’de VKF takılması için iki major endikasyon vardır. İlki antikoagülan tedavinin kontrendike olması veya antikoagülan tedavi altında major kanama komplikasyonu, ikincisi ise etkin antikoagülan teda-viye rağmen yeni bir PTE atağının gelişmesidir. Ülkemizde VKF’si uygulanan hastalarla ilgili veriler sınırlıdır.Bu çalışma; PTE tanısı koyulan ve VKF’si takılan olgularımızın uzun dönem sonuçlarını (re-emboli, ölüm) literatür eşliğinde ver-meyi amaçlamaktadır.

Gereç ve YöntemHastanemizde 2008–2012 yılları arasında PTE tanısı ile yatarak te-davi gören hastaların dosyaları retrospektif olarak incelendi. ICD Kodları (International Classification of Diseases) I26.0, I26.9 olan hastalar değerlendirmeye alındı. Bu hastalardan VKF’si takılan hastalar belirlendi. PTE tanısı çok kesitli toraks bilgisayarlı tomog-rafi (BT) anjiyografi ile koyuldu. Alt ekstremite doppler ultraso-nografi yapılarak derin ven trombozu araştırıldı. Hastalara filtre takılması için kullanılan endikasyonlar tespit edildi. Hastanemiz Girişimsel Radyoloji Bölümünce Optease (TM ) 6F nitinol filtre kullanılmaktadır (Figür-1). İşlemde lokal anestezi, ultrason ve floroskopi eşliğinde sağ/sol juguler/femoral vene seldinger iğnesi vasküler mikroponksiyon sistemi ile girilip vasküler introdüser yerleştirilerek uygun kılavuz tel ve kateter manipülasyonlarıyla inferior vena kavaya filtre uygu-landı. Filtre takılan hastalar poliklinik ve telefon vizitleri ile takip edildi.

Figür-1: Optease (TM ) 6F nitinol filtre

BulgularÇalışmamızda toplam 625 hasta PTE tanısı ile Göğüs Hasta-lıkları servisinde yatarak tedavi gördü. Bu hastalardan 25 (%4) tanesine VKF takıldı. VKF takılan tüm hastalarda PTE tanı-sı Toraks BT anjiyografi ile konuldu. Hastalara alt ekstremite doppler ultrasonografi yapıldı. On altı hastada aynı zamanda DVT saptandı. En sık venöz trombüsün femoral vende olduğu tespit edildi (Tablo-1).

Tablo-1: Pulmoner Tromboemboli hastalarında saptanan derin ven trombozu dağılmı

DVT n %Femoral 10 40Femoral+popliteal 2 8Femoral+safen 1 4Femoral+iliak 1 4Safen 1 4Popliteal 1 4

Hastaların yaş ortalaması 65.4 ± 15.7 yıl ve 15 (%60) ’i kadın cinsiyetindeydi. VKF takıldıktan sonra ortalama geçen takip süresi 907 (20-1920) gündü. PTE gelişimi için risk faktörleri sırasıyla; 15 (%60) hastada immobilizasyon, 6 (%24) hastada malignite ve 4 (%16) hastada herediter trombofili (Faktör V leiden ve MTHFR (metilen tetrahidrofolat redüktaz) gen mu-tasyonları) idi (Figür-2). VKF takılan hastaların 7 (%28) ‘sine aynı zamanda antikoagulan tedavi verildi. Üç (%43) hastada oral antikoagulan ve 4 (%57) hastada düşük molekül ağırlıklı heparin tedavisi ile devam edildi. Takiplerde hastaların hiçbirinde re-em-boli ve diğer komplikasyonlar saptanmadı. Faktör V leiden mu-tasyonu saptanan ve antikoagulan tedavi altında batında hema-tom gelişmesi nedeni ile filtre uygulanan bir hastanın filtresi 3 ay sonra çıkartıldı. Diğer hastaların filtreleri kalıcı olarak uygulandı.

Figür-2: Pulmoner Tromboembolizm gelişimi için risk faktörleri

Filtre takılma endikasyonları sırası ile 15 (% 60) hastada etkin te-davi altında major kanama, 1 (% 4) hastada tedavi altında trombo-sitopeni, 5 (%20) hastada etkin tedaviye rağmen tekrarlayan DVT ve 4 (%16) hastada re-emboli olmasıydı (Figür-3). Kanama gelişen hastaların dağılımı 7 hastada intrakraniyal, 3 hastada batın içi, 4 hastada gastrointestinal ve 1 hastada vajinal kanama olmak üzere toplam 15 hasta idi.

Solunum Hastalıkları Cilt 26, Sayı 1-2-3-2016, 5-8

6 Long-Term Results Of Patients With Vena Cava Filters İn The Preventıon Of Pulmoner Thromboembolism N. Özçelik ve ark.

Page 13: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

Figür-3: Vena kava filtre takılma endikasyonlarının dağılımı

Hastaların poliklinik ve telefon vizitleri ile yapılan takiplerinde 7 (%28) hastanın ex olduğu belirlendi. Üç hastanın malignite, 2 has-tanın kalp yetmezliği, 1 hastanın kor pulmonale (çok ağır KOAH’a bağlı) ve 1 hastanın ise hastanede yatarken masif PTE ve solunum yetmezliğine sekonder kaybedildiği tespit edildi.

Tartışma

PTE genellikle antikoagulan tedavi ile etkin bir şekilde tedavi edil-mesine rağmen nadiren mekanik yöntemlere ihtiyaç duyulmakta-dır. Çalışmamızda VKF uygulanma sıklığı %4 olarak saptanmış olup, en sık tedavi altında major kanama gelişmesi nedeni ile filtre takılmıştır.

Vena kava filtrelerinin kabul görmüş ve kılavuzlar tarafından onay-lanmış endikasyonları; terapötik antikoagülasyon için kontrendi-kasyon olması ve antikoagülan tedavinin yetersiz kaldığı derin ven trombozudur. Filtre yerleştirilmesinin tartışmalı olduğu diğer endi-kasyonlar; yüksek kanama riski olan hastada derin ven trombozu, kardiyopulmoner rezervi kötü olan bir hastada venöz tromboz, akut masif pulmoner tromboemboli veya kronik tromboembolik pulmoner hipertansiyon gibi yeni bir emboli atağının tolere edile-meyeceği durumlardır. Masif PTE geçiren hastalarda embolekto-mi sonrası, kronik tromboembolik hastalarda da endarterektomi ameliyatı sonrası VKF uygulanan hasta grupları vardır [6-8].

Travma hastaları, spinal beyin cerrahisi veya obezite cerrahisi geçirecek hastalar için profilaktik filtre yerleştirme işlemi farma-kolojik ya da mekanik profilaksi için bir alternatif olarak kullanıl-maktadır [9]. Bunun aksine American College of Clinical Phar-macy (ACCP) travma hastalarında birincil profilaksi olarak VKF kullanımını önermemektedir [10]. Tüm kaynaklar antikoagülan kontrendikasyonu olan durumlar veya tedavi yetersizliği olduğun-da VKF takılmasını desteklemesine rağmen, profilaktik kullanımı konusunda fikir birliği sağlanamamıştır [11].Yine tromboembolik hadiseler için riskli bir dönem olan gebelikte, gen mutasyonları veya geçirilmiş DVT/PTE gibi yüksek risk taşı-yan hastalarda geçici vena kava filtreleri profilaktik amaçla kullanıl-dığı az sayıda vaka bildirilmiştir [12].

Çalışmamızda filtre takılma endikasyonları ise etkin tedavi altında major kanama gelişmiş olması, antikoagülan tedavi komplikasyo-nu olarak trombositopeni gelişmiş olması, etkin tedaviye rağmen tekrarlayan DVT ve re-emboli olmasıydı.

VKF ile ilgili yapılan geniş çaplı araştırmalardan birisinde DVT bulunan 400 hasta randomize edilerek standart antikoagülasyon ve VKF ile birlikte antikoagülasyon etkinliği karşılaştırılmış. Sonuç olarak PTE riski azalmasına rağmen venöz trombüs sıklığında ar-tış saptanmıştır [13].

Yalnızca vena kava filtresi takılmış olan hastalarla filtre ile birlik-te antikoagülan tedavi alan hastaların karşılaştırıldığı 1369 hastayı içeren bir çalışmadan elde edilen verilerde, antikoagülan tedavi alan hastalarda venöz tromboemboli insidansında anlamlı farklı-lık saptanmamıştır [14]. Ancak tek başına vena kava filtreleri ile antikoagülan tedaviyi karşılaştıran bir çalışma henüz yapılmamış-tır. Çalışmamızda onsekiz hastaya yalnızca VKF uygulanırken, üç hastada VKF ile birlikte oral antikoagulan ve dört hastanın teda-visine düşük molekül ağırlıklı heparin ile devam edildi. Yapılan takiplerde VKF’si takılan hastalarımızda re-emboli ve tekrarlayan venöz trombüs saptanmadı.

VKF uygulamasında insizyonel cerrahi işlemler başlangıçta kulla-nılmış ancak komplikasyon riskinin fazla olması, yüksek mortalite ve morbidite riskleri nedeni ile artık uygulanmamaktadır. İlk çıkan özgün tasarım filtreler sayesinde geliştirilen güncel modeller per-kütan yol ile kolayca takılabilmektedir [15]. Hastanemizde de lokal anestezi eşliğinde ultrason ve floroskopi yardımı ile kılavuz tel ve kateter manipülasyonlarıyla inferior vena kavaya ulaşılarak filtre yerleştirilmektedir.

Renal ven trombozu, vena kava yaralanması/trombozu, filtrenin kayması, alt ekstremitede ödem, hematom gelişimi gibi ciddi yan etkileri olsa da, yeni geliştirilen filtreler ve konusunda deneyimli kliniklerde komplikasyon riski son derece düşük olup, PTE riski büyük oranda azalmıştır [16]. Uzun dönemde filtre yerinde trom-büs ve post trombotik sendrom gelişebilmektedir. Çıkarılabilir filtrelerin kullanıma girmesi ile fibrinolitik tedavinin daha güvenli kullanımı sağlanmıştır [17, 18]. Hastanemizde uygulanan Optea-se (TM ) 6F nitinol marka filtre çıkarılabilir bir filtredir ve kalıcı amaçla yerinde bırakılabilmektedir. Çalışmamızda, kontrol amaçlı filtrenin yerinde olup olmadığı ile ilgili seri ultrason takibi yapılma-mıştır. Dolayısıyla çalışmamızın en önemli kısıtlılığı komplikasyon olmadığının görüntüleme yöntemleri ile desteklenmemiş olma-sıdır. Ancak yapılan poliklinik kontrollerinde filtre migrasyonu, vena kava inferiorda trombüs gibi komplikasyonlara ait semptom ve patolojik muayene bulgusuna rastlanmamıştır.

Sonuç olarak; PTE‘de antikoagülanlar gibi temel tedavi seçenek-leri kullanılamadığında VKF hayat kurtarıcı rol oynayabilmekte, zaman zaman yüksek riskli hastalarda PTE gelişiminin önlenme-sinde kullanılabilmektedir. Uygulanması daha kolay filtrelerin ge-liştirilmesine ve daha yaygın kullanılabilmesi için ileri çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.

Pulmoner Tromboemboli Nedeniyle Vena Kava Filtresi Uygulanan Hastalarda Uzun Dönem Sonuçları N. Özçelik et al. 7

Solunum Hastalıkları Cilt 26, Sayı 1-2-3-2016, 5-8

Page 14: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

Kaynaklar

1. Ozsu S, Abul Y, Gunaydin S, et al. Prognostic Value of Red Cell Distribution Width in Patients With Pulmonary Embolism, Clinical and applied thrombosis/hemostasis : official journal of the International Academy of Clinical and Applied Thrombosis/Hemostasis 2014; 20.4: 365-70..

2. Kakkar V V, Howe C T, Flanc C,Clarke M B. Natural history of postoperative deep-vein thrombosis, Lancet 1969; 7614: 230-2.

3. Group P S. Eight-year follow-up of patients with permanent vena cava filters in the prevention of pulmonary embolism: the PREPIC (Prevention du Risque d’Embolie Pulmonaire par Interruption Cave) randomized study, Circulation 2005; 3: 416-22.

4. Smouse B,Johar A. Is market growth of vena cava filters justified, Endovasculer Today 2010; 38: 74-7.

5. Hann C L,Streiff M B. The role of vena caval filters in the management of venous thromboembolism, Blood Rev 2005; 4: 179-202.

6. Uysal, A., Burma, O., Özgüler, M. Cerrahi Pulmoner Embolektomi: Dört Olgu-nun Sunumu, Fırat Tıp Dergisi 2012; 17: 39-43.

7. Yekeler İ, Ateş A, Cerrahoğlu M, et al. Akut Pulmoner Embolide İnvaziv Giri-şim, Erken Embolektomi ve Proflaksi, Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi 1997; 4: 286-91.

8. Baglin T, Brush J,Streiff M. Guidelines on use of vena cava filters, British Jour-nal of Haematology 2006; 6: 590-95.

9. Ozturk C, Ganiyusufoglu K, Alanay A, et al. Efficacy of prophylactic placement of inferior vena cava filter in patients undergoing spinal surgery, Spine (Phila Pa 1976) 2010; 20: 1893-6.

10. Geerts W H, Pineo G F, Heit J A, et al. Prevention of venous thromboembolism: the Seventh ACCP Conference on Antithrombotic and Thrombolytic Therapy,-Chest2004; 3: 338-400

11. Caplin D M, Nikolic B, Kalva S P, et al. Quality improvement guidelines for the performance of inferior vena cava filter placement for the prevention of pulmo-nary embolism, J Vasc Interv Radiol 2011; 11: 1499-506.

12. Valadares S, Serrano F, Torres R,Borges A. Inferior Vena Cava Filter Placement during Pregnancy: An Adjuvant Option When Medical Therapy Fails, Case Rep Obstet Gynecol. 2013; 2013):Article ID 821635, p3

13. Decousus H, Leizorovicz A, Parent F, et al. A clinical trial of vena caval filters in the prevention of pulmonary embolism in patients with proximal deep-vein thrombosis, Prevention du Risque d’Embolie Pulmonaire par Interruption Cave Study Group. N Engl J Med. 1998; 7: 409-15.

14. Ray C E, Jr.,Prochazka A. The need for anticoagulation following inferior vena cava filter placement: systematic review, Cardiovasc Intervent Radiol. 2008; 2: 316-24.

15. Chiou A C, Biggs K L,Matsumura J S. Vena cava filters: why, when, what, how? Perspect Vasc Surg Endovasc Ther. 2005; 4: 329-39.

16. Stein P D, Alnas M, Skaf E, et al. Outcome and complications of retrievable inferior vena cava filters, Am J Cardiol. 2004; 8: 1090-3.

17. Kazaz H, Celkan A, Üstünsoy H,Kayıran C. Vena Kava Filtreleri ve 11 Olguluk Tecrübemiz, Turkish J Thorac Cardiovasc Surg. 2003; 11: 114-16.

18. Nicholson W, Nicholson W J, Tolerico P, et al. Prevalence of fracture and frag-ment embolization of Bard retrievable vena cava filters and clinical implications including cardiac perforation and tamponade, Arch Intern Med. 2010; 20: 1827-31.

8

Solunum Hastalıkları Cilt 26, Sayı 1-2-3-2016, 5-8

Long-Term Results Of Patients With Vena Cava Filters İn The Preventıon Of Pulmoner Thromboembolism N. Özçelik ve ark.

Page 15: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

9

Araştırmalar / Original ArticlesJudo Sporcularının Pulmoner Fonksiyonları İle Core Enduransları Arasındaki İlişkinin İncelenmesiDetermination Of The Relationship Between Core Endurance And Pulmonary Function İn Judo Athletes

Bihter Akınoğlu, Tuğba Kocahan, Çağlar Soylu, Necmiye Ün Yıldırım, Burhan BaşoğluAnkara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü, Ankara, Türkiye

Gençlik ve Spor Bakanlığı, Spor Genel Müdürlüğü, Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı, Ankara, Türkiye

Geliş tarihi:23/02/2017 Kabul tarihi:03/04/2017

Özet

Giriş: Judo sporcularında sportif performansta önemli parametreler olan core kasla-

rının enduransı ile pulmoner fonksiyon arasındaki ilişkiyi incelemektir.

Gereç ve Yöntem: Çalışmaya, 13-19 (Ort. 15,75 ± 1,51) yaş aralığında, 20 (11

erkek ve 9 kadın ) judo sporcusu dâhil edildi. Sporcuların core enduransları; statik

gövde fleksiyon endurans testi, statik gövde ekstansiyon endurans testi ve lateral

köprü endurans testleri ile değerlendirilirken pulmoner fonksiyonları portatif spiro-

metre cihazı ile ölçülerek FVC, FEV1%, FEV1/FVC, PEF ve FEF25-75 % değerleri

kaydedildi.

Bulgular: Sporcuların FEV1, FVC, PEF ve FEF 25-75% değerleri ile fleksör endu-

rans testi sonuçları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulundu (p<0,01).

Sporcuların ekstansör endurans testi, sağ ve sol lateral köprü testi sonuçları ile

solunum parametreleri arasında ise istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmadı

(p>0,05).

Sonuç: Judo sporcularında core enduransının pulmoner fonksiyon üzerinde etkili

bir parametre olduğu ve core kaslarının enduransının sporcuların performansları-

nın artırılması için müsabaka öncesinde değerlendirmesi ve antrenman programları

hazırlanırken anterior core kaslarının enduransının arttırılması gerektiği sonucuna

varılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Judo, Pulmoner Fonksiyon, Core Endurance, Transversus Ab-

dominis, Diyafragma

Abstract

Introduction: The purpose of this study was to determine the relationship be-

tween the core endurance and pulmonary function required to increase athletic

performance and prevent injuries in judo athletes.

Material and Methods: The study consisted of 20 (11 male and 9 female) judo

players aged between 13-19 (mean 15,75 ± 1,51), whoare actively involved in

judo sports, complied with the criteria and voluntarily participated in the study.

Core endurance was measured by using the static trunk extensor endurance

test, trunk flexor endurance test and side bridge endurance test and FEV1, FVC,

FEV1/FVC, PEF and FEF25-75 was measured to asess pulmonary functional.

Results: There was a statistically significant correlation between flexor endur-

ance test results and FEV1, FVC, PEF and FEF 25-75% values of the athletes

(p <0,01). There was no statistically significant relationship between extansor

endurance test and right and left lateral bridge test results and respiratory pa-

rameters (p> 0,05).

Conclusion: Core endurance is an important parameter on pulmonary function

in Judo athletes. This should be taken into consideration when preventing in-

juries to judo athletes, evaluating them before competition in order to improve

their performances and preparing training programs.

Keywords: Judo, Pulmonary Function, Core Endurance, Transversus Abdominis,

Diafragma

İletişim adresi:Bihter AkınoğluAnkara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü, Ankara, TürkiyeTel:05059384136 e-mail: [email protected]

© 2016 Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi www.solunumhastaliklari.orgTüm hakları saklıdır, tamamen ve kısmen tıpkıbasımı yasaktır

Solunum Hastalıkları Cilt 26, Sayı 1-2-3-2016, 9-13

Page 16: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

Giriş

Judo, kuvvet, dayanıklılık, esneklik, denge, sürat, beceri, zaman-lama ve tepki sürati gibi motorik özelliklerin tümünün bir arada bulanması gereken bir spor dalıdır (1). Gerek takım oyunlarında gerekse bireysel sporlarda aerobik ve anaerobik sistemlerin ard arda kullanıldığı sürat, kuvvet, çeviklik, dayanıklılık, esneklik, den-ge, gibi faktörlerin performansa etki ettiği bir gerçektir. Üst ve alt ekstremite kas kuvveti, dayanıklılık, sürat, anaerobik güç ve gövde kas kuvveti judo müsabakalarında başarılı olmak için önemli fak-törlerdir (2,3). Gövde kas kontrolü postürel kontrol ve dengeye katkı sağlayan önemli bir alt sistemdir.Posturel stabilite ve denge neredeyse tüm hareketler boyunca ayrılmaz bir ikilidir (4-6). Göv-de kas kontrolünün sağlanmasında core stabilizasyon önemli bir rol oynar.

Tüm spor aktivitelerinde kuvvet üretimi ve stabilizasyon için core stabilizasyonun önemi gittikçe artmaktadır. Core stabilizasyon ju-dodan atletizme kadar tüm spor dallarında ekleme binen yükün en aza indirilmesinde ve maksimum kuvvetin çıkarılmasında gerekli olan etkin biomekaniksel fonksiyonun oluşturulmasında önemli bir unsurdur (7).

Core stabilizasyonun, atletik performansın iyileştirilmesinden ve yaralanmaların önlenmesinden, bel ağrısının hafifletilmesine ka-dar birçok yararı bulunmaktadır (8). Core, ön kısmını abdominal, arka kısmını paraspinal ve gluteal kasların, çatısını diyafragmanın ve tabanını pelvik taban ve kalça kuşağı kaslarının oluşturduğu bir kutu olarak tanımlanmaktadır (9). Core stabilizasyonun bir parçası olan diyafragma, karın içi basıncı kontrol ederek ve abdominal ve pelvik taban kasları ile birlikte hareket ederek omurgadaki stresi azaltıp solunum ve gövde stabilizasyonunda rol oynar (10,11).

Primer solunum kası olan diyafragma özellikle primer core kası olan transversus abdominis (TA) kası ile yakından ilişkilidir (12,15). Çünkü TA kasının üst kısmı alt göğüs kafesinin iç kısmına bağlı iken arka kısmı intervertebral diskler aracılığıyla lumbal ver-tebralara, alt kısmı iliak krista ve inguinal ligament ile birleşir (13). TA kası anatomik yerleşiminden dolayı lumba-pelvik kontrolde primer olarak görev alır. Bu yüzden diyafragma yaralanması olan bireylerde lumbo-pelvik kontrolün azalması diyafragma ve TA’nın anatomik olarak yakın ilişki içerisinde olmasıyla açıklanabilir (14).Diyafragma ve TA’nın anatomik yapısı göz önüne alındığında, di-yafragma yaralanmalarının neden olabileceği azalmış diyafragma kontraktilitesinin TA aktivitesinde ve core stabilizasyonda azalma-ya neden olacağı düşünülmektedir (12).

Aynı zamanda abdominal kasların ventilasyon sürecine yardımcı ol-ması için güçlendirilmesi önerilmektedir. Böylece artmış abdominal kas kuvveti, uzamış ve zorlu ekspirasyona yardımcı olabilir (16,17).

Bu sebeplerden dolayı tüm spor dallarında olduğu gibi judo spor-cularında dasportif performansta önemli bir parametre olan pul-moner fonksiyonlar ile core kaslarının enduransı arasındaki ilişki-nin incelenmesi çalışmamızın amacını oluşturmaktadır.

Gereç ve Yöntem

Çalışmamız judo sporcularının pulmoner fonksiyonları ile core kaslarının enduransları arasında ilişki olup olmadığını belirlemek amacıyla, Gençlik ve Spor Bakanlığı (GSB), Spor Genel Müdürlü-ğü (SGM) Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı (SESAM-Sporcu Eğiti-mi ve Sağlık Araştırma Merkezi)’nda gerçekleştirildi. Çalışmamıza; 13-19 (Ort. 15,75 ± 1,51) yaş aralığında, değerlendirme için gerek-li kooperasyona ve kognitif duruma sahip ve çalışmaya katılmayı gönüllü olan 20 (11 erkek ve 9 kadın ) judo sporcusu dâhil edildi. Çalışmaya başlamadan önce çalışmaya katılmayı kabul eden tüm sporcular ve antrenörleri çalışmanın amacı, çalışmanın içerdiği de-ğerlendirmeler ve çalışmanın yararları hakkında bilgilendirildi ve çalışmada gönüllülük esas alınarak sporculardan ve antrenörlerin-den sözlü onam alındı.

Boy ve vücut ağırlıklarıSporcular hassaslık derecesi 0.01 kg olan Seca marka tartıda tar-tılmıştır. Ölçümler sırasında sporcular çıplak ayakla ve üzerlerinde sadece iç çamaşırları olacak şekilde ölçüm alınmış değerler “kg” olarak kaydedilmiştir. Boy uzunlukları, hassas kantarda sa-bit ola-rak bulunan “metal bir çubuğa” denek dik bir pozisyonda durdu-rularak ölçülmüştür. Sporcuların vücudunun tamamen dik olma-sına ve çenenin yere paralel olarak tutulmasına dikkat edilmiştir. Alınan değerler ‘cm’olarak kaydedilmiştir.

Vücut kütle indeksi (VKİ)“Vücut kütle indeksi= Boy/Kilo2” formülü ile VKİ hesaplandı.

Solunum parametrelerinin ölçümü Solunum fonksiyon testleri (SFT) portatif spirometre (MIR-Spi-robank) ile yapıldı. Spirometre ölçümlerinde deneklerin burunları mandalla kapatılarak sonuçlar maksimum nefes alımından sonra maksimum zorlayarak nefes verme işlemini takiben spirometrenin dijital göstergesinden okunarak kayıt edilmiştir. Spirometrik öl-çümler denek oturur pozisyondayken alınmıştır (18,19). Öl¬çüm-ler 5 dk ara ile üç kez tekrar edilmiş ve en iyi derece kaydedilmiş-tir. Spirometre ölçümlerinde FVC (zorlu vital kapasite), FEV1% (zorlu ekspirasyonda 1.saniyede çıkan hava miktarı), FEV1/FVC oranı, PEF (en yüksek ekspirasyon akım), FEF25-75 % (zorlu eks-pirasyon ortası akım hızı) ölçümleri değerlendirmeye alınmıştır.

Core Kaslarının Endurans DeğerlendirilmesiSporcuların core kaslarının enduransları; statik gövde fleksiyon endurans testi, statik gövde ekstansiyon endurans testi ve lateral köprü endurans testleri ile değerlendirildi ve sonuçlar saniye cin-sinden kaydedildi.

Fleksör endurans testi: Diz ve kalça çengel pozisyonda flek-siyonda, ayaklar fizyoterapist tarafından stabilize edilmiş, eller omuzda çapraz durumdadır. Scapulanın angulus inferioru yatak-tan kaldırdıktan sonra test başlatılarak, pozisyonu koruyabilme süresi kaydedildi.Ekstansör Endurans Testi: Sporcu SİAS’ları masanın kenarına gelecek şekilde gövdesi masadan sarkıtılmış, elleri omuzda çapraz,

10 Judo Sporcularının Pulmoner Fonksiyonları İle Core Enduransları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi B. Akınoğlu ve ark.

Solunum Hastalıkları Cilt 26, Sayı 1-2-3-2016, 9-13

Page 17: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

11

ayaklar desteklenmiş pozisyonda durdurularak, horizontallik sağlandığında test başlatıldı, bu pozisyonu koruyabilme süresi kaydedildi.Sağ-Sol Lateral Köprü Testi: Sporcu önce sağ taraf yan yatışta, bacakları ekstansiyonda bir ayağı diğerinin önünde, gövdesi düz bir hatta olacak şekilde ön kolları üzerinde kalkarak yan köprü ku-rarak bu pozisyonda ne kadar süre kaldığı kaydedildi. Daha sonra sporcu sol taraf yan yatış pozisyonunda iken test tekrar edildi.

Verilerin AnaliziSporculara ait tüm veriler “SPSS (Statistical Package for Social Sciences Inc. Chicago, IL, USA) For Windows Release 22.0” ista-tistiksel paket programı aracılığı ile analiz edildi. Tüm değişkenlerin tanımlayıcı istatistikleri belirlendi. Sonuçlar ortalama ve standart sapma olarak belirtildi. Verilerin normal dağılıma uyup uymadı-ğı örneklem sayısına uygun olarak tanımlanmış Shapiro-Wilk ile incelendi. Veriler normal dağılım göstermediğinden Sporcuların core endurans ve solunum parametreleri arasındaki ilişkiye Spear-man korelasyon analizi ile bakıldı. Verilerin analizinde istatistiksel anlamlılık değeri p< 0.05 olarak alındı (20).

Bulgular

Sporcuların demografik özellikleri Tablo 1’de yer almaktadır.

Tablo 1. Çalışmaya Katılan Sporcuların Demografik Özellikleri

X±SD (n=20)Yaş (yıl 15,75±1,51Boy (cm) 161,95±0,08Kilo (kg) 55,35±10,06VKİ (kg/m2) 20,98±2,86Yaş (yıl) 15,75±1,51

VKİ: Vücut Kütle İndeksi

Sporcuların solunum parametreleri ile core endurans testleri arasındaki ilişkiler p ve r değerleriyle birlikte Tablo 2 ’de gös-terilmektedir.

Tablo 2. Judo Sporcularının Solunum Parametreleri ile Core Endurans

Değişkenler

Fleksör Endurans Testi (sn)

Ekstansör EnduransTesti (sn)

Sağ Lateral Köprü Testi

(sn)

Sol Lateral Köprü Testi

(sn) r p r p r p r p

FEV1(lt/sn.) -0,565 0,009** -0,144 0,546 -0,087 0,717 -0,178 0,452

FVC (lt) -0,565 0,010** -0,172 0,469 -0,111 0,640 -0,204 0,388FEV1/FVC (%) -0,230 0,330 -0,250 0,288 0,125 0,599 0,011 0,965

PEF (lt) -0,699 0,001** -0,296 0,206 -0,127 0,593 -0,252 0,284FEF25-75(%) -0,605 0,005** -0,290 0,215 0,044 0,852 -0,159 0,503

Arasındaki İlişki**p<0,01 r=Spearman Korelasyon katsayısı

Sporcuların FEV1, FVC, PEF ve FEF25-75% değerleri ile fleksör endurans testi sonuçları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulundu (p<0,01). Sporcuların ekstansör en-durans testi, sağ ve sol lateral köprü testi sonuçları ile solunum parametreleri arasında ise istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmadı (p>0,05).

Aynı zamanda sporcuların solunum testleri sonuçları kendi içlerinde ve core endurans testleri sonuçları kendi içlerinde anlamlı korelasyon gösterdikleri de belirlendi (p<0,05).

Tartışma

Çalışmamız judo sporcularının pulmoner fonksiyonları ile core kaslarının enduransları arasında ilişki olup olmadığının belirlenmesi amacı ile gerçekleştirildi.

Çalışmamız sonucunda judo sporcularında FEV1, FVC, FEV1/FVC,PEF ve FEF25-75 değerleri ile ekstansör endu-rans testi, sağ ve sol lateral köprü testi ölçüm sonuçları ara-sında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmazken FEV1, FVC, PEF ve FEF25-75 değerleri ile fleksör endurans test ölçüm sonuçları arasında kuvvetli ve anlamlı bir ilişki bulduk (p<0,01). Bu durum bize abdominal kasların pulmoner fonk-siyon üzerinde etkili olduğu göstermektedir.

Abdominal kaslar core stabilizasyonun önemli bir bileşeni-dir. Transversus abdominis (TA) bunlardan en önemlisidir. Anatomik yerleşimi ve liflerinin torakolomber fasiya üzerine geniş şekilde yayılması nedeniyle, lumbar seviyesinin tümün-de büyük etkiye sahiptir. TA, diyafram ve pelvik tabanın eş zamanlı aktivasyonu ile intra-abdominal basınç oluşturmada önemli bir katkıda bulunur ve omurganın stabilize edilmesine yardımcı olur (10,11).

Literatürde daha önce judo sporcularında core endurans ile pul-moner fonksiyon arasındaki ilişkiyi inceleyen bir çalışmaya rastla-madık. Ancak literatürde pulmoner fonksiyon ile core enduransı arasındaki ilişkiyi araştıran çeşitli çalışmalar bulunmaktadır.

Bunlardan birisi Neha ve ark.’larının sağlıklı yetişkinlerde TA kas kuvveti ve enduransı ile pulmoner fonksiyonları arasındaki ilişkiyi incelediği çalışmasıdır. Bu çalışmada 80 sağlıklı yetiş-kin bireyin TA kas kuvveti ve enduransı yüzüstü pozisyonda pressure biofeedback unit® ile değerlendirilirken pulmoner fonksiyon testleri RMS-respirtor® ile oturur pozisyonda bu-runları mandalla kapatılarak sonuçlar maksimum nefes alımın-dan sonra maksimum zorlayarak nefes verme işlemini takiben spirometrenin dijital göstergesinden okunarak kayıt etmişler. Spirometre ölçümlerinde FVC (zorlu vital kapasite), PEF (en yüksek ekspirasyon akım), TV (Tidal Volüm) ve MVV (Mak-simal İstemli Ventilasyon ) ölçümlerini değerlendirmişler. Ça-lışmanın sonucunda PEF ile TA kas kuuveti arasında güçlü bir ilişki bulmuşlardır (r=0,51, p=0,0001) (21).

Determination Of The Relationship Between Core Endurance And Pulmonary Function İn Judo Athletes B. Akınoğlu et al.

Solunum Hastalıkları Cilt 26, Sayı 1-2-3-2016, 9-13

Page 18: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

12

Bu çalışmayı destekler nitelikte, Patel ve ark.’larının bel ağrılı hastalarda abdominal kas kuvveti ve pulmoner fonksiyon ara-sındaki ilişkiyi incelediği çalışmada 60 bel ağrılı hastanın ab-dominal kas kuvvetini curl up testi ile pulmoner fonksiyonları ise PEF ve FEV1/FVC parametrelerini ölçerek değerlendir-mişler. Çalışmanın sonucunda abdominal kas kuvveti ile PEF arasında pozitif bir korelasyon bulunurken FEV1/FVC ile negatif bir korelasyon bulunmuş.

Bu durumda zayıf abdominal kasların, kalça fleksör kaslarının kısalmasına, lumbal lordozun azalmasına ve aşırı anterior pel-vik tilte sebep olarak bel ağrısına neden olabileceği sonucuna varılmış (22). Bu iki çalışmanın sonuçları da bizim çalışmamı-zın sonuçlarını destekler niteliktedir.

Bu çalışmaların dışında Kım ve Lee’nin 22 sağlıklı birey üze-rinde core stabilizasyon egzersizlerinin lumbal stabilite ve res-piratuar fonksiyon üzerine etkisi araştırdığı çalışmalarında core stabilizasyon eğitimi verdiği gruptaki bireylerin FVC, FEV1 değerlerinde ve TA kas kuvvetlerinde anlamlı bir artış elde et-mişler (12). Benzer şekilde Cavaggıonı ve ark.’larının 32 sağlıklı birey üzerinde farklı core egzersizlerinin abdominal kas kuvveti ve respiratuar parametreler üzerine etkisini araştırdığı çalışmada diafragmatik solunum ile kombine edilmiş core egzersizlerinin FVC, FEV1, PEF değerlerinde ve abdominal kas kuvvetinde anlamlı bir artışa sebep olduğu belirtilmiştir (23).

Core stabilizasyon alt gövde tarafından üretilen kuvvetlerin üst gövdeye iletimini kolaylaştırarak judo teknikleri boyunca judo sporcularının performansına katkıda bulunur. Judocular çok kısa anlık hareketler dışında maç boyunca sürekli olarak savunma ve atak yapmak durumundadırlar. Bu nedenle judocu kısa sürede bü-yük miktarlarda enerjiye ihtiyaç duyar. Judo sporcuları anaerobik enerjinin yanında aerobik enerjiye de ihtiyaç duyarlar. Judo spor-cusunun aerobik kapasitesi onun en kısa sürede toparlanmasını sağlar (24). Bu nedenle antrenman programlarına core kaslarının enduransını arttıracak egzersizler eklenmesinin sporcuların pul-moner kapasitesinin arttırılmasında ve etkili olacağını ve böylece sportif başarının artacağını düşünmekteyiz.

Bu çalışmanın çıkarımı olarak judo sporcularında core enduran-sının pulmoner fonksiyon üzerinde etkili bir parametre olduğu ve core kaslarının enduransının sporcuların performanslarının artırılması için müsabaka öncesinde değerlendirmesi ve antren-man programları hazırlanırken anterior core kaslarının başta ol-mak üzere core kaslarının enduransının arttıracak egzersizlerin programa eklenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Kaynaklar

1. Yoshitomi SK, Tanaka C, Duarte M, Lima F, Morya E, Haz-ime F. Respostas posturais à perturbação externa inesperada em judocas de diferentes níveis de habilidade. Revista Bra-sileira de Medicina do Esporte. 2006; 12:159–63.

2. Iwai K, Okada T, Nakazato K, Fujimoto H, Yamamoto Y, Nakajima H. Sport-specific characteristics of trunk muscles in collegiate wrestlers and judokas. Journal of strength and conditioning research. 2008;22(2):350–8.

3. Franchini E, Del Vecchio FB, Matsushigue KA, Artioli GG. Physiological profiles of elite judo athletes. Sports Medicine. 2011; 41(2):147–66.

4. Westcott SL, Lowes LP, Richardson PK. Evaluation of postural stability in children: Current theories and assess-ment tools. Phys Ther. 1997;77(6):629-645.

5. Wade MG, Jones G. The role of vision and spatial ori-entation in the maintenance of posture. Phys Ther. 1997;77(6):619-628.

6. Assaiante C, Mallau S, Viel S, Jover M, Schmitz C. De-velopment of postural control in healthy children: A functional approach. Neural Plast. 2005;12(2-3):109-18; discussion 263-72

7. Jin, Z. H. O. U., Kibler, W. B., Press, J., & Sciascia, AThe Role of Core Stability in Athletic Function. Journal of Beijing Sport University, 2008; 12: 039.

8. P Balaji, Dr. D Rajkumar and Dr. P Karthikeyan. Impact of core stability exercises on vital capacity and Vo2Max of sedentary men. 2016; 3(6): 122-124.

9. Akuthota V, Ferreiro A, Moore T, Fredericson M: Core stability exercise principles. Curr Sports Med Rep. 2008, 7: 39-44.

10. Hodges PW, Gurfinkel VS, Brumagne S, et al.: Coexis-tence of stability and mobility in postural control: evi-dence from postural compensation for respiration. Exp Brain Res, 2002, 144: 293–302.

11. Hodges PW, Eriksson AE, Shirley D, et al.: Intra-abdom-inal pressure increases stiffness of the lumbar spine. J Biomech, 2005, 38: 1873–1880.

12. Kim, E., & Lee, H.. The effects of deep abdominal mus-cle strengthening exercises on respiratory function and lumbar stability. Journal of physical therapy science 2013; 25(6), 663-665.

13. Blandine CG: Respiration Anatomin-geste respiratoire. Philadelphia: Yeong Mun Publishing Company, 2009, pp 756–762.

14. O’Sullivan PB, Beales DJ: Changes in pelvic floor and diaphragm kinematics and respiratory patterns in sub-jects with sacroiliac joint pain following a motor learning intervention: a case series. Man Ther, 2007, 12: 209–218.

15. Andry Vleeming, Carl DeRosa and James A Portfield : Function control of the spine, Movement, Stability &Lumbopelvic Pain, 2nd edition. Churchill Livingstone Elsevier, 2007: 499-501

16. Sanya AO, Famuyide AO: Abdominal muscle strength and some respiratory function indices in subjects of varying parity status. Journal of the nigeria society of physiotherapy, 2002;14 (2).

17. Abbina A., Mondam S. Influence of Abdominal Muscle Strength on Pulmonary Function in Post Upper Abdominal Surgery Subjects. Int. Res. J. Medical Sci., 2013; 1(4): 1-5.

Solunum Hastalıkları Cilt 26, Sayı 1-2-3-2016, 9-13

Judo Sporcularının Pulmoner Fonksiyonları İle Core Enduransları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi B. Akınoğlu ve ark.

Page 19: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

13

18. Alpay B, Kamil A, and Serkan H. İlköğretim okul takım-larında yer alan 11-13 yaş grubu öğrencilerin bazı solu-num ve dolaşım parametrelerinin spor yapmayan öğren-cilerle karşılaştırılarak değerlendirilmesi. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi 2007; 8.17: 22-29.

19. Kürkçü R and İsmail G. The effects of handball training on the some respiration and circulatory parameters of school boys aged 10-13 years. Journal of Human Scienc-es 2011;8.(1): 135-143.

20. Sümbüloğlu K, & Sümbüloğlu V, Biyoistatistik, Ankara: Özdemir Yayıncılık, 1994.

21. Neha, Gotmare, et al. Correlation of Transverses Abdo-monis Strength and Endurance with Pulmonary Func-

tions in Healthy Adults. Natıonal Edıtorıal Advısory Board 2014; 8.(4):477.

22. Patel R, Sheth M, Vyas N. Correlation between abdomi-nal muscle strength and pulmonary function in subjects with low back pain. IAIM, 2016; 3(6): 27-31.

23. Cavaggioni, Luca, et al. “Effects of different core exercises on respiratory parameters and abdominal strength.” Journal of physical therapy science 2015; 27(10): 32-49.

24. Yüksek S., Cicioglu İ. Türk Ve Rus Judo Ümit Milli Bayan Takımlarının Bazı Fiziksel ve Fizyolojik Parametreleri-nin Karşılaştırılması. Spormetre Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 2004; 2 (4):139-146.

Solunum Hastalıkları Cilt 26, Sayı 1-2-3-2016, 9-13

Determination Of The Relationship Between Core Endurance And Pulmonary Function İn Judo Athletes B. Akınoğlu et al.

Page 20: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

14

Olgu Sunumu / Case ReportSwyer-James-Macleod Sendromu Ve Tüberküloz BirlikteliğiSwyer-James-Macleod Syndrome Together With TuberculosisFunda Uluorman, Kemal Can Tertemiz, Atilla Akkoçlu, Erkan Yılmazİzmir Atatürk Eğitim ve Araştıra Hastanesi, Göğüs hastalıkları, İzmir, Türkiye

Dokuz Eylül Üniversitesi, Göğüs hastalıkları, Izmir, Türkiye

Dokuz Eylül Üniversitesi, Radyoloji, Izmir, Türkiye

Geliş tarihi: 30/04/2014 Kabul tarihi: 05/05/2014

Özet

Swyer-James-MacLeod sendromu (SJMS) akciğerin tamamında veya bir par-çasında görülen tek taraflı saydamlık artışıyla karakterize nadir bir hastalıktır. İlk kez 1953 yılında Swyer ve James tarafından tanımlanmış, daha sonra MacLeod tarafından detaylandırılmıştır. Çocuklukta geçirilen viral bronşiolit veya pnömo-niye sekonder, edinsel gelişim gösterir. Bu sendroma sıklıkla bronşektazi eşlik eder. Semptomlar çoğunlukla tekrarlayan solunum yolu enfeksiyonları ile birlikte çocukluk döneminde başlar. Bazı olguların tanısı tıpkı bizim olgumuzda olduğu gibi nadiren erişkin yaşa kalabilir. Olgumuzun SJMC tanısı ile eşzamanlı akciğer tüberküloz tanısı almış olması da ilginçtir. Bu özellikleri nedeniyle biz olgumuzu sunmak istedik. Kırk sekiz yaşında bayan hasta öksürük, balgam, yan ağrısı ve ciddi kilo kaybı ile başvurdu. Yapılan tetkikler sonucu SJMS tanısı ile eş zamanlı bronş lavaj ARB (+++) saptanarak akciğer tüberküloz tanısı da aldı. SJMS tanısı alan ve özellikle bronşektazisi olan hasta grubu için olası her türlü pulmoner enfeksiyon etkeni açısından dikkatli olunması ve özellikle mikobakteri enfeksi-yonlarının aklında tutulması gerektiğini düşünmekteyiz.

Anahtar Kelimeler: Swyer-James Macleod Sendromu, bronşektazi, tüberküloz

Abstract

Swyer-James-MacLeod Syndrome (SJMS) is a rare condition characterized by unilateral hyperlucency of a part of or the entire lung which was described in 1953 by Swyer and James and further detailed by MacLeod..

This syndrome seems to be an acquired disease that follows viral bronchiolitis and pneumonitis in childhood.

This disease is often accompanied by bronchiectasis The onset of symptoms typ-ically occurs during infancy or early childhood in association with frequent respi-ratory infections. Some patients are undiagnosed until adulthood like our patient.

Also it is interesting that our patient was diagnosed as pulmonary tuberculosis at the same time because of the bronchial lavage ARB was (+++). In SJMS patients who have bronchiectasis, we must be careful about every pulmonary infection, especially infection of mycobacteria .

Keywords: Swyer-James-Macleod syndrome, bronchiectasis, tuberculosis

İletişim adresi:Funda Uluormanİzmir Atatürk Eğitim ve Araştıra Hastanesi, Göğüs hastalıkları, İzmir, TürkiyeTel:02322380298 e-mail:[email protected]

ISSN 1300-2961

Solunum Hastalıkları Cilt 26, Sayı 1-2-3-2016, 14-17

© 2016 Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi www.solunumhastaliklari.orgTüm hakları saklıdır, tamamen ve kısmen tıpkıbasımı yasaktır

Page 21: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

Olgu

Kırk sekiz yaşında kadın hasta, iki yıldır var olan öksürük, bal-gam yan ağrısı ve son dönem artan ciddi kilo kaybı ile göğüs hastalıkları polikliniğine başvurdu. PA akciğer grafisinde (Şekil 1) sol akciğerde havalanma artışı saptanması üzerine toraks bilgisayarlı tomografi ( toraks BT) çekildi. Bu inceleme sonu-cunda sol akciğerde havalanma artışı ve sol suprahiler kistik bronşektazik alanlar görüldü. (Şekil 2). Özellikle bronşektazik alanların süpürasyon göstermesi ve klinik bulgular bir araya getirildiğinde aktif bir akciğer enfeksiyonu varlığını bize dü-şündürdü. Hastanın özgeçmişinde özellik yoktu.

Şekil 1: PAAC grafisinde sol akciğerde havalanma artışı izleniyor.

Şekil 2: YÇBT’sinde sol akciğerde havalanma artışı ve sol suprahi-lier kistik bronşektazik alanlar görüldü.

Toraks BT angiografisinde ise; pulmoner arter agenezisi veya hi-poplazisi izlenmedi.

Pulmoner arter yapıları normal olarak görüntülendi, sol üst lobda hipoperfüzyon saptandı (Şekil 3). Hastaya ventilasyon perfüzyon sintigrafisi çekildi ve sol üst lobda perfüzyonda ve ventilasyonda uyumlu defekt gözlendi (Şekil 4).

Şekil 3: Toraks BT angiografisinde arter yapıları normal olarak görüntülendi, sol üst lobda hipoperfüzyon saptandı.

Şekil 4: Ventilasyon - Perfüzyon sintigrafisinde sol üst lobda per-füzyonda ve ventilasyonda uyumlu defekt gözlendi.

Laboratuar incelemelerinde sedimentasyon: 44 mm/h, lökosit: 8400/mm3, hemoglobin (Hb): 11.1g/dL, trombosit: 246.000/mm3 olarak saptandı. Kan biyokimyası ve tam idrar tetkiki nor-mal sınırlardaydı. Fiberoptik bronkoskopisinde sol üst lob girimi daralmış olarak izlendi (Şekil 5) İşlem sırasında alınan bronş lavaj örneklemesi mikrobiyoloji laboratuvarına aerob kültür ve Aside Rezistan Basil (ARB) için gönderildi. Kültür örneğinde üreme saptanmadı ancak ARB (+++) bulundu.

Şekil 5: FOB’ sinde sol üst lob giriminin daralmış olarak izlendi.

15Swyer-James-Macleod Syndrome Together With Tuberculosis F. Uluorman et al.

Solunum Hastalıkları Cilt 26, Sayı 1-2-3-2016, 14-17

Page 22: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

Bunun üzerine hastaya dörtlü anti-tüberküloz tedavisi baş-landı (İzoniazid+etambutol+rifampisin+morfozinamid). Bu tedavi ile ikinci ayın sonundaki kontrol yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı tomografisinde (YÇBT), bir önceki YÇBT’sinde mevcut olan süpürasyon gösteren bronşektazik alanların ge-rilemiş olduğu görüldü (Şekil 6).

Şekil 6: Kontrol YRBT’ sinde mevcut olan süpürasyon gösteren bronşektazik alanların gerilemiş olduğu görüldü.

Hastanın öksürük, balgam ve yan ağrısı şikayetlerinde belirgin azalma mevcuttu.

Tedavi sonrası kilo kaybı azalmış ve hatta kilo alımı da gerçek-leşmişti. Tanı anında gönderilmiş olan bronş lavaj örneğinde M. Tüberkülosis üremesi oldu. İlaç duyarlılık testinin sonu-cunda ilaç direnci gözlenmedi. Tedavinin ikinci ayı sonunda gönderilen balgam ARB sonuçları negatif olarak değerlendi-rildi. Tedavi sonunda hastada klinik, laboratuar ve radyolojik olarak yanıt alındığı kabul edildi. Toplamda altı aylık tedavi sonrası hastanın ilaçları kesildi. Hastamızda etkin süre ve doz-da tedavi sonrasında kür sağlamış olduk. Hasta beş yıllık taki-binde sorunsuz olarak izlendi.

Tartışma

Swyer James, Macleod ya da tek taraflı hiperlüsent akciğer sendromu, ilk olarak 1953’de Swyer ve James tarafından 6 ya-şında bir erkek çocukta tanımlanmış olup, 1 yıl sonra Macleod tarafından 9 erişkin vakada bildirilmiştir (1). Temel patolo-jik olay küçük hava yollarının obliterasyonu ile beraber olan bronşiolit ve bunun yol açtığı akciğer parankimindeki alveoler destrüksiyon ve dilatasyondur. İnflamasyona bağlı olarak pe-riferik pulmoner damarlanmada azalma meydana gelmektedir.

Oluşan bu patofizyolojik değişiklikler tutulan segmentte hava hapsi ve hipoperfüzyona yol açarak etkilenen lobda radyogra-fik hiperlüsent görünümü oluşturmaktadır (2,3).

SJMS nadir görülür, 17450 grafiyi içeren bir seride %0.01 ora-

nında rastlanmıştır (4). Semptomatik hastalar genellikle ço-cukluk çağında tanı alır, ancak erişkin dönemde tanı alan olgu-lar da bildirilmiştir (5). Ancak bizim olgumuzda da olduğu gibi 40 yaş üstünde bu tanının konması biraz daha nadir olmakla birlikte literatürde vaka bildirimleri şeklinde yer almaktadır (6,7). Hastanın yaşı ileri olmuş olsa da, Swyer-James-Macleod sendromu için tipik olan radyolojik bulgular; tek taraflı hiper-lüsensi ve hava hapsi, saptandığında bu tanı için uyanık olmak gerekmektedir.

Özellikle bu sendromdaki 4 olgunun derlendiği bir yayında 3 olgunun çocukluk yaş grubunda hiçbir solunum sistemi en-feksiyonu olmadığı ve solunum sistemi semptomlarının geç yaşlarda başladığı özellikle vurgulanmıştır. Bizim olgumuzda da benzer durum mevcut olup 48 yaşında olan hastamızın son 2 yıl içinde şikayetleri başlamıştır (8).

Bu hastalarda ventilasyon-perfüzyon sintigrafisinde etkilenen akciğerde anlamlı düzeyde azalmış perfüzyon belirlenirken ventilasyon fazında azalmış gaz alışverişi izlenir. Akciğer per-füzyon defekti, pulmoner damarların periferik dallarının nor-mal gelişmemesinin bir sonucudur (9,5).

Olgumuzda hem ventilasyon hem perfüzyon defektinin sap-tanması (uyumlu defekt), tek taraflı saydam akciğer sendromu tanısını konmasında yardımcı olurken, ayırıcı tanıda yer alan pulmoner hipoplazi ve pulmoner emboli gibi vasküler ok-lüzyon yapan patolojilerden uzaklaşmamızı sağlamıştır (10). Yine bu olgularda bronkoskopi yabancı cisim aspirasyonu, endobronşiyal tümör gibi durumları ekarte etmek için önem arz etmektedir. Bizim olgumuzda da böyle bir duruma rast-lanmamıştır.

Bu sendromun etiyolojisinde geçirilmiş tüberküloz enfeksiyon öyküsü yer almaktadır (11). Ancak hastamızın SJMC tanısı ile eşzamanlı akciğer tüberküloz tanısı almış olması ilginçtir.

Başvuru anındaki yakınmaları ve radyolojik bulguları detaylı değerlendirildiğinde hastada aktif bir enfeksiyon varlığı dü-şünüldü. Fakat radyolojik bulgularında tüberkülozu düşün-düren tipik radyolojik görünümü mevcut değildi ama şunu unutmamak gerekiyor ki tüberküloz bazen atipik radyolojik görünümlerle de karşımıza çıkabiliyor (12). Bu nedenle biz hastalarımızı klinik bulguları eşliğinde değerlendirilerek tüber-küloz öntanısını hep akılda tutmak gerektiğini düşünmekteyiz.

SJMC sendromunda büyük çoğunlukla bronşektazi görül-mektedir. 13 hastanın derlendiği bir yazıda bronşektazi varlığı %77 olarak bildirilmiştir (13). Bizim hastamızda da sakküler tarzda bronşektaziler izlenmekteydi. Bu hastalarda özellik-le de bronşektazisi var olan grupta, pulmoner enfeksiyonlar açısından dikkatli olunması gerekmektedir. Biz de hastamızı özellikle kilo kaybı yakınmasını da gözönüne alarak tüberkü-loz öntanısı ile değerlendirdik. Klinik bulgular mikrobiyolojik tanı ile birleştirilerek hastaya akciğer tüberküloz tanısı kondu.

16 Swyer-James-Macleod Sendromu Ve Tüberküloz Birlikteliği F. Uluorman ve ark.

Solunum Hastalıkları Cilt 26, Sayı 1-2-3-2016, 14-17

Page 23: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

17

Solunum Hastalıkları Cilt 26, Sayı 1-2-3-2016, 14-17

Yine literatürde SJMC sendromlu bir hastada nontuberküloz mikobakteri (Mycobacterium kansasii) enfeksiyonu tanısı ile tedavi planlanarak etkin tedavi prosedürü ile sağaltım sağlan-dığından bahsedilmiştir (14). Biz de olgumuzda etkin süre ve dozda tedavi sonrasında kür sağladık.

İleri yaşta bile olsa tek taraflı parlak akciğer tanısında SJMC send-romunu akılda tutmak ve de bu hastalarda ortaya çıkabilecek her türlü pulmoner enfeksiyon için dikkatli olmak gerekmektedir.

Kaynaklar

1. Swyer PR, James GC.A case of unilateral pulmonary emphysema. Thorax 1953; 8: 133-136

2. Hardy KA, Schidlow DV, Zaeri N. Obliterative bronchiolitis in children. Chest 1988; 93: 460-466.

3. Kogijitt MS, Swischuk LE, Uoldblum R. Swyer-James syndrome (unilateral hyperlucent lung) in children. Am J Dis Child. 1973 Apr; 125(4): 614-8.

4. Piquette CA, Rennard SI, Snider GL. Chronic bronchitis and emphysema. In: Murray JF, Nadel JA. Textbook of Respiratory Medicine. Philadelphia, WB Saunders Company, 2000; 1187-245.

5. Arslan N, Ilgan S, Ozkan M, et al. Utility of ventilation and perfusion scan in the diagnosis of young military recruits with an incidental finding of hyper-

lucent lung. Nucl Med Commun 2001; 22: 525-30.6. Miller MB, Caride VJ. Ventilation-Perfusion scan in the acutely ill patient

with unilateral hyperlucent lung. J Nucl Med 1988; 29: 114-7.7. Yıldız F, Sever M, Kömüs N, Öncel D, Yalçın M, Özyurt Ö. Sağ orta lob agenezi

ile birlikte olan MacLeod sendromu. Türk Toraks Dergisi 2010; 11: 87-9.8. Sen HS, Taylan M, Abakay O, Sezgi C, Cetincakmak MG. Adult Diagnosis Of

Swyer-James-Macleod Syndrome: Retrospective Analysis Of Four Cases. Respir Care. 2013 Sep 11 [Epub ahead of print]

9. Kiratli PO, Caglar M, Bozkurt MF. Unilateral absence of pulmonary perfusion in Swyer-James syndrome. Clin Nucl Med 1999; 24: 706-7. [CrossRef]

10. Günen H, Kızkın Ö, Hacıevliyagil SS, Kotuk M. Tek taraflı saydam akciğer sendromu Swyer James (Macleod) sendromu (Bir olgu nedeniyle). Solunum 2003; 5: 37-40.

11. Lucaya J, Gartner S, Garcia-Pena P, ve ark. Spectrum of manifestations of Swyer-James-Macleod syndrome. J Comput Assist Tomogr 1988; 22: 592-59.

12. Yurdakul AS, Öztürk C, Mullaoğlu S, Aksoy H, Varol A. Solid Kitle Görünümü Veren Pulmoner Tüberküloz (İki Olgu Nedeniyle). Solunum Hastalıkları 2006; 17: 38-43.

13. Abba AA, Al-Mobeireek AF. Clinical spectrum of Swyer-James-Macleod syndrome in adults. Saudi Med J. 2003 Feb; 24(2): 195-8.

14. Matthiessen W, Schönfeld N, Mauch H, Wahn U, Grassot A. Nontuberculous mycobacteriosis as a complication of the Swyer-James syndrome. Dtsch Med Wochenschr. 1993 Feb 5; 118(5): 139-44.

Swyer-James-Macleod Syndrome Together With Tuberculosis F. Uluorman et al.

Page 24: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

18

Olgu Sunumu / Case ReportYer Değiştiren Pnömoninin Nadir Bir Nedeni: Yabancı Cisim AspirasyonuA Rare Cause Of Migratorypneumonia: Foreign Body AspirationYeliz Dadalı, Ülkü Yılmaz, Atila Gökçek, Havva Akmaz Ünlü, Meriç Ünver, Yurdanur ErdoğanAhi Evran Üniversitesi Tıp Fakülyesi, Radyoloji Anabilim Dalı, Kırşehir, Türkiye

Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi, Göğüs Hastalıkları Bölümü, Ankara, Türkiye

Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi, Radyoloji Bölümü, Ankara, Türkiye

Ankara Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji Eğitim Araştırma Hastanesi, Radyoloji Bölümü, Ankara, Türkiye

Geliş tarihi: 08/06/2015 Kabul tarihi: 01/10/2015

Özet

Erişkin hasta grubundaki yabancı cisim aspirasyonlarında hastanın anamne-zinde genellikle aspirasyona veya aspirasyon şüphesine ait veriler bulunmakla birlikte, bazen hasta bu şekilde bir öykü vermez ve yabancı cisim radyolojik incelemeler veya bronkoskopi sırasında saptanır. Yer değiştiren pnömonik in-filtrasyon etiyolojisi araştırılırken iki ay arayla ardışık iki bilgisayarlı tomografi çe-kilen 61 yaşındaki bayan hastada sağ alt lob bronşu düzeyinden sol ana bronşa yer değiştirdiği gözlenen bir hiperdens oluşum saptandı. Fiberoptikbronkoskopi ile hastanın sol ana bronş lümeninden yaklaşık 1.5 cm uzunluğunda bir tavuk kemiği parçası çıkartıldı. Hasta literatür eşliğinde tartışılarak sunuldu.

Anahtar Kelimeler: Yer değiştiren pnömoni, yabancı cisim aspirasyonu

Abstract

Although adult patients with foreign body aspiration have usually a positive or suspicious history of aspiration, sometimes there is no suspicion in patients’ history and foreign body aspiration is diagnosed unintentionally by radiologic investigations or bronchoscopy. Two consecutive CT scans of a 61 years old fe-male patient, obtained with two months interval to investigate migratory pneu-monic infiltrations, revealed a hyperdense migratory lesion that moved from right lower lobe bronchus to left main bronchus. A 1.5 cm long piece of chicken bone was removed from left main bronchus lumen by fiberoptic bronchoscopy. We present this case with the review of the literature.

Keywords: Migratory pneumonia, foreign body aspiration

İletişim adresi:Yeliz DadalıAhi Evran Üniversitesi Tıp Fakülyesi, Radyoloji Anabilim Dalı, Kırşehir, TürkiyeTel:03125677330 e-mail:[email protected]

ISSN 1300-2961

Solunum Hastalıkları Cilt 26, Sayı 1-2-3-2016, 18-21

© 2016 Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi www.solunumhastaliklari.orgTüm hakları saklıdır, tamamen ve kısmen tıpkıbasımı yasaktır

Page 25: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

Giriş

Trakeobronşiyal yabancı cisim aspirasyonu, her yaş grubun-da görülmekle birlikte çocuklarda erişkinlere oranla daha sık karşılaşılan klinik bir sorundur. Oluşan klinik tablo akut, kimi zaman da yaşamı tehdit edecek kadar ciddi durumlara neden olabilir (1). Bazı olgularda ise yabancı cisim aspirasyonları kro-nik pulmoner enfeksiyon ve atelektazi ile sonuçlanır (2). Bu vakaların bir kısmı tanısal amaçlı işlemler sırasında rastlantısal olarak saptanırlar.

Bu makalede yer değiştiren pnömoni ve plevral sıvı tanısı araş-tırılan erişkin hastada yabancı cisim aspirasyonu sunulmuştur.

Olgu

61 yaşında bayan hasta öksürük, gece terlemesi, nefes darlığı, yeşil renkli balgam ve son üç ayda 10 kg zayıflamaşikayetleri ile başvurdu. Fizik muayenesinde; solunum sesleri kaba, ekspira-tuar ronküsleri mevcut olup, diğer fizik muayene bulgularında bir özellik yoktu. Hastanın hikayesinde iki ay önce öksürük ateş ve balgam şikayetleri ile başvurduğu dış merkezde yapılan bilgisayarlı toraks tomografisinde sağ alt lob bronşu düzeyin-de 12 mm boyutlu kalsifiye lezyon ile sağ akciğer alt lobda kol-laps-konsolidasyon alanları, sağda plevral mayi tanımlanmıştır (Resim 1). Yapılan video eşlikli torakoskopikplevral biyopside granülasyon dokusu ve kollajen dokuda artış saptanmış. Has-taya nonspesifik antibiyotik tedavisi başlanmış. Tedavi sonra-sı hastanın takiplerinde şikayetleri geçmeyince ileri tetkik ve tedavi için merkezimize yönlendirilmiştir. Hastanın merkezi-mizde çekilen tomografisinde sol hiler düzeyde sol ana bron-şa uzanım gösteren 16x6mm boyutlarında düzensiz konturlu kemik dansitesinde (kalsifiye) lezyon izlenmiştir (Resim 2).

Resim 1: Toraks bilgisayarlı tomografisinde sağ akciğer alt lob bronşunda kalsifiye lezyon (yabancı cisim, beyaz ok).

Resim 2: Toraks bilgisayarlı tomografisinde sol ana bronştan alt lob bronşuna uzanım gösteren yabancı cisim.

Tomografide sol akciğerde alt lobda kollaps-konsolidasyon alanları mevcut olup, sağdaki plevral mayinin ve kollaps-kon-solidasyon alanlarının gerilediği, önceki bilgisayarlı tomografi-de sağda tanımlanan kalsifiye lezyonun sol ana bronş düzeyine geçtiği dikkati çekmiştir.

Resim 3: Üç boyutlu reformat ve sanal bronkoskopide sol ana bronş distalinde yabancı cisim(uzun ok).

Yapılan üç boyutlu görüntülerde ve sanal bronkoskopide ilk tomografide sağ alt lob bronş düzeyinde izlenen kalsifiye lez-yonun sol ana bronştan sol alt lob bronşuna uzanım göster-diği saptanmıştır (Resim 3,4,5). Yabancı cisim aspirasyonu ön tanısıyla hastaya fiberoptikbronkoskopi yapıldı. Yapılan fibe-roptikbronkoskopisinde siyah renkli yabancı cisim ile birlik-te, çevresinde sol alt lob girişini tama yakın tıkayan vejetan, granülasyon dokusu ile uyumlu görünüm mevcuttu. Yabancı cisim forsepsle tutularak çıkarıldı.

19A Rare Cause Of Migratorypneumonia: Foreign Body Aspiration Y. Dadalı et al.

Solunum Hastalıkları Cilt 26, Sayı 1-2-3-2016, 18-21

Page 26: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

Resim 4: Üç boyutlu reformat ve sanal bronkoskopide sol ana bronş distalinde yabancı cisim.

Resim 5: Üç boyutlu reformat koronal görüntüde ve sanal bronkoskopide sol ana bronş distalinde yabancı cisim.

Çevre dokudan alınan biyopsinin histopatolojik inceleme sonucu granülasyon dokusu ve skuamozmetaplaziolarak raporlandı.Lez-yonun tavuk kemiği olduğu görüldü (Resim 6). Hastanın yapılan kontrollerinde sol alt lobdaki bulgularında gerileme olduğu dikkati çekti (Resim 7).

Resim 6: Bronkoskopi ile çıkarılan tavuk kemiği.

Resim 7: Kontrol toraks bilgisayarlı tomografisindereformat koronal görüntüde sol alt lopta iyileşme.

Tartışma

Trakeobronşiyal yabancı cisim aspirasyonu, çocuklarda erişkinler-den daha sık olmak üzere her yaş grubunda görülebilen bir kli-nik sorundur. Yaşamın ilk iki yılında ve 50 yaş üzerinde görülme sıklığı açısından belirgin bir yükseklik olduğu bildirilmiştir (1,3). Küçük yaştaki çocuklarda molar dişlerin yokluğu, gıdaların yete-ri kadar çiğnenmemesine yol açar. Çocuklar özellikle kuruyemiş, şeker, madeni para, oyuncak aspire eder (4). Erişkinde yabancı cisim aspirasyonu açısından ileri yaş dışında, bazı risk faktörleri tanımlanmıştır. Başlıca risk faktörleri; mentalretardasyon, nörolo-jik bozukluklar, alkol ve sedatif ilaç kullanımı ile diş çekimidir (5). Olgumuz 61 yaşında ve yukarıda belirtilen risk faktörlerinden hiç birine sahip değildi.

Erişkinde yabancı cisim aspirasyonu; batı ülkelerinde besin mad-deleri olarak raporlanırken, Asya ülkelerinde sıklıkla balık kılçığı veya tavuk kemiği olarak saptanmıştır (3,6). Bunun yanında ülke-mizde kadınların başörtülerini bağlanmasında kullandıkları ucu boncuklu iğneler de aspirasyona neden olmaktadır. Bizim olgu-muz tavuk kemiği aspire etmiştir.

Yabancı cisim ile ilgili ilk semptomlaraspire edilen cismin büyük-lüğüne göre değişir. Büyük maddeler genellikle trakea ve larinkse yerleşir. İlk belirti ani başlayan solunum sıkıntısıdır.

Eğer yabancı cisim yerinden çıkarılmazsa afoni, siyanoz, bilinç kaybı ve daha sonra ölüm gelişir. Daha küçük maddelerin aspiras-yonunda ilk belirti öksürük olup, bunu dispne, göğüs ağrısı, hırıltılı solunum, ateş, bulantı ve kusma izler (4). Asfiksiye neden olmayan yabancı cisim aspirasyonunda akut komplikasyonlarpnömotoraks, pnömomediastinum ve obstrüktif amfizemdir. Tanının geciktiği olgularda tekrarlayan pnömoni, hemoptizi, bronşektazi, enfeksi-yon ve abse görülür (7). Çocuklarda akut ve subakutsemptomlar olduğunda yabancı cisimden şüphe edilir. Buna karşın erişkinlerde subakut veya kronik solunumsal yakınmalar ile birlikte yabancı ci-sim aspirasyon öyküsü yoksa nadiren düşünülür (8). Bizim olgu-muzda yabancı cisim aspirasyonunu düşündürecek klinik yakınma

20 Yer Değiştiren Pnömoninin Nadir Bir Nedeni: Yabancı Cisim Aspirasyonu Y. Dadalı ve ark.

Solunum Hastalıkları Cilt 26, Sayı 1-2-3-2016, 18-21

Page 27: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

veya öykü yoktu. Yabancı cisim tekrarlayan, yer değiştiren pnömo-ni nedeniyle yapılan bilgisayarlı tomografi ve bronkoskopi incele-meleri esnasında saptandı.

Anatomik yapı nedeniyle, yabancı cisim aspirasyonları sağ bron-şial sisteme daha sık olmaktadır. Debeljak ve ark. yabancı cisim aspirasyonlarının %67’sinin sağ, %32’sinin ise sol bronşial siste-me olduğunu bildirmişlerdir. Aynı çalışmada olguların %35’inde, yabancı cismin sağ alt lobtalokalize olduğu rapor edilmiştir (9). Olgumuzda dış merkezde çekilen bilgisayarlı tomografide yabancı cisim sağ alt lob bronşunda iken merkezimizde çekilen bilgisayarlı tomografide sol ana bronş distal kesiminden sol alt loba uzanım göstermekteydi.

Trakeobronşiyal yabancı cisimlerin çıkarılmasında bronkoskopi-nin değeri yüksektir. Bronşiyal yabancı cisimlerin %97’sinin bron-koskopi ile çıkartıldığı bildirilmiştir.Yabancı cismin niteliğine ve hastanın semptomlarına göre tanısal, gereğinde tedavi amacıyla önce fiberoptikbronkoskopi denenebilir. Günümüzde erişkin ol-gularda uygun ve küçük trakeobronşiyal yabancı cisimlerin tanı ve tedavisinde, minimal invaziv girişim olması, kolay uygulanabilme-si, bilinç düzeyinde sedasyon ile yapılabilmesi ve bazen distal yapı-ların da görüntülenebilmesi nedeniyle fiberoptikbronkoskopinin uygun yaklaşım olduğu kabul edilmektedir (10). Bazı olgularda, rijidbronkoskopi nadiren de cerrahi girişim gerekebilir (9).Olgu-muzda yabancı cisim fiberoptikbronkoskopi sırasında, forseps ile tutularak bronkoskopla birlikte çıkılarak işlem tamamlanmış, ileri işlem gerekli olmamıştır.

Sonuç olarak; tedaviye yanıt vermeyen solunum sistemi semptom-larının varlığında, kronik tekrarlayan solunum sistemi enfeksiyon-

larında ve radyografik anormalliklerin ayırıcı tanısında bilinen bir aspirasyon öyküsü olmasa bile trakeobronşiyal yabancı cisim aspi-rasyonları düşünülmelidir. Tanı konulamayan vakalarda diagnostik ve terapotikbronkoskopi yapılmalıdır.

Kaynaklar

1. Ripley DP, Henderson AK. A case of bronchialaspirati¬on: theimportance of earlydiagnosisandclinicalsuspici¬on. Prim CareRespir J 2007;16:191-3.

2. Black RE, Jhonson DG, Matlak EM.Bronchoscopicremoval of aspiratedforeign-bodies in children. J PedSurg 1994;29:682-4.

3. Baharloo F, Veyckemans F, Francis C, BiettlotMP, Rodenstein DO.Tracheobron-chialforeignbodies. Presentation andmanagement in childrenandadults. Chest 1999;115:1357-62.

4. Kocabaş A (ed.) Aspirasyon. In. Ekim N, Türktaş H (eds.). Göğüs Hastalıkları Acilleri, Ankara:Bilimsel Tıp, 2000;125–39.

5. Zubairi AB, Haque AS, Husain SJ, Khan JA. Foreign body aspiration in adults. SingaporeMed J 2006;47:4158.

6. Chen CH, Lai CI, Tsai TT. Foreign body aspiration in tothelowerairwayinChine-seadults. Chest 1997;112:129–33.

7. Rafanan Al, Mehta AC. Bronchoscopy in foreign body removal. In: WangK,Meh-ta AC, Turner SF (eds). Flexiblebronchoscopy, 2nd ed. Madlen MA. Blackwell Publishing, 2004:197–208.

8. Richard K. Albert (ed.) In. ClinicalRespiratoryMedicine 2008:153.9. Debeljak A, Sorli J, Music E, Kecelj P. Bronchoscopicremoval of foreignbo-

dies in adults: experiencewith 62 patientsfrom 1974-1998. EurRespir J 1999;14:792-5.

10. Dong YC, Zhou GW, Bai C, Huang HD, et al.Removal of tracheobronchial fore-ignbodies in adultsusing a flexiblebronchoscope: experiencewith 200 cases in China. InternMed 2012; 51: 2515-9.

21A Rare Cause Of Migratorypneumonia: Foreign Body Aspiration Y. Dadalı et al.

Solunum Hastalıkları Cilt 26, Sayı 1-2-3-2016, 18-21

Page 28: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

22

Olgu Sunumu / Case ReportPapiller Tiroid Karsinomu Foliküler Varyantı’nın Akciğer MetastazıLung Metastasis of Follicular Variant of Papillary Thyroid Carcinoma

Funda İncekara, Selma Kara, Koray Aydoğdu, Esra Özaydın, Sadi Kaya, Göktürk FındıkAtatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi, Göğüs Hastalıkları Bölümü, Ankara, Türkiye

Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi, Patoloji, Ankara, Türkiye

Geliş tarihi: 29/09/2015 Kabul tarihi: 28/01/2016

Özet

Tiroid bezinin papiller karsinomu foliküler varyant’ı giderek yaygınlaşmaktadır.

Hematojen ve uzak metastazlar nadir fakat görünmesi halinde en sık kemik,

akciğerler, deri ve beyine lokalize görünmektedirler. Papiller tiroid karsinom

nedeniyle 4 yıl önce total tiroidektomi uygulanan 49 yaşındaki bayan hastayı

sunmaktayız.

İlk operasyondan 4 yıl sonra akciğer parankimindeki kitle nedeniyle sol postero-

lateral torakotomi uygulandı ve patolojik olarak papiller tiroid karsinomu foliküler

varyantı metastazı olarak raporlandı. Papiller tiroid karsinomun akciğer paran-

kimine lenfatik ve vasküler metastazı nadiren bildirilmiştir. Bizim olgumuzda

tiroglubulin yüksekliğiyle akciğer parankim tutulumu tanı almıştır ki bu durum

çok nadir rastlanılan bir durumdur.

Anahtar Kelimeler: Akciğer, metastaz, parankimal, tiroid karsinomu

Abstract

Follicular variant of papillary carcinoma of thyroid gland is increasingly com-

mon. Haematogenic and distant metastases seem to be rare but, if present, the

bone, lungs, skin, and brain are the most common localisations. We present

here the case of a 49-year-old female patient who had undergone total thy-

roidectomy 4 years previously, with a histological diagnosis of papillary thyroid

carcinoma. Left posterolateral thoracotomy was performed 4 years after the

primary operation due to a mass in the lung parenchyma. The mass was diag-

nosed histologically as follicular variant of papillary thyroid carcinoma metasta-

sis after the operation. Lymphatic and vascular metastasis of papillary thyroid

carcinoma separately to the lung parenchyma have rarely been reported. In our

case, lung parenchymal involvement diagnosed with high levels of thyroglobulin

were presented, which is a very rare condition.

Keywords: Lung, metastasis, parenchymal, thyroid carcinoma

İletişim adresi:Funda İncekaraAtatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi, Göğüs Hastalıkları Bölümü, Ankara, Türkiyee-mail:[email protected]

ISSN 1300-2961

© 2016 Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi www.solunumhastaliklari.orgTüm hakları saklıdır, tamamen ve kısmen tıpkıbasımı yasaktır

Solunum Hastalıkları Cilt 26, Sayı 1-2-3-2016, 22-24

Page 29: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

23

Introduction

Papillary thyroid carcinoma (PTC) represents 1% of all ma-lignancies and represents 70–80% of all thyroid cancers (1). Most metastases are often found in lymph nodes, may affect the clinical course of the injury, may be indicative of distant metastases, and have significant effects on the course of the disease (2).

Distant metastasis of PTC are rare and usually occur in ad-vanced stages of the disease, especially in lung, bone, lymph nodes of the chest, pancreas, and breast (3). In our case, we present follicular variant of papillary thyroid carcinoma me-tastasis involving the lung parenchyma.

Case

A 49-year-old female patient was referred to our clinic with elevated thyroglobulin level. The patient had undergone a total thyroidectomy four years previously and the histologi-cal diagnosis was papillary thyroid carcinoma. Postoperative radioactive iodine(I131) ablation and thyroxin suppression therapy was given to patient. She was asymptomatic, and her stimulated thyroglobulin was 20.1 ng/mL. She had a chest X-ray that demonstrated 1,5x 1,6 cm peripheral lesion in the right lung that was confirmed with thorax computed tomog-raphy (CT) showing 1,5x 1,6 cm peripheral lesion (figure 1-3). During staging inves¬tigation, integrated positron emission tomography using [18F] fluoro-2-deoxy-D-glucose (FDG-PET)/CT showed enhanced FDG uptake in the right lung mass maximum stan¬dardised uptake value (SUVmax) 2.76. We have planned exploration by thoracotomy with these find-ings. The frozen section was reported as a metastatic papil-lary thyroid carcinoma in the operation and metastasectomy was performed for nodüles. A histopathological evaluation showed a papillary structure under the epithelium and in-tra-nuclear inclusions. The diagnosis was a follicular variant of papillary carcinoma metastasis (figure 3).

Figure 1: Chest X-ray scan a 1,5x1,6 cm peripheral lesion in the right lung.

Figure 2: Thorax computed tomography scan a 1,5x1,6 cm peripheral lesion in the right lung

Figure 3: The diagnosis was reported as a follicular variant of papillary carcinoma metastasis

Discussion

Follicular variant of papillary carcinoma was first described by Crile and Hazard who named this lesion alveolar variant of papillary carcinoma. This was confirmed by Lindsay and the author observed that although the neoplasm had a follicular ar-chitecture, the nuclear features were that of conventional PTC. The incidence of FVPTC increased 3-fold between 1973 and 2003 and currently comprises over 25% of all PTCs (4,5).

FVPTC patients present with larger tumour size and younger age groups. However, in some reports, FVPTC was found to mimic the pathologic features and clinical behaviour of fol-licular neoplasms (6-8). Morphologically, FVPTC may appear partially or completely encapsulated. This is very important to know since FVPTC can be misdiagnosed as follicular adeno-ma or as follicular thyroid carcinoma if capsular or vascular invasion are present. Also, conventional PTC with follicular pattern and papillary microcarcinoma may be misdiagnosed as FVPTC (9,10).

The infiltrative (unencapsulated) tumors have a higher prev-alence of lymph node metastases and local recurrences . En-capsulated FVPTC are more likely exhibit a low recurrence rate in the absence of capsular or vascular invasion . Most frequently, FVPTC presents as a thyroid nodule that is discov-

Lung Metastasis of Follicular Variant of Papillary Thyroid Carcinoma F. İncekara et al.

Solunum Hastalıkları Cilt 26, Sayı 1-2-3-2016, 22-24

Page 30: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

24

ered incidentally or on routine examination. Rarely, FVPTC gives rise to lung metastases in the absence of lymph node secondaries (11). In our patient although the tumour was en-capsulated , lung metastases in the absence of lymph node involvement after 4 years.

FVPTC may be managed similarly to conventional PTC. Patients would undergo total or near total thyroidectomy. The decision to perform a total thyroidectomy mostly depends on the patient’s risk factors, tumour characteristics, the presence or absence of nodal metastases and the patient’s choice. Decisions on the sub-sequent management after surgery are often made by oncologists and surgeons. Postoperative radioactive iodine(I131) ablation (dose 80–100 mCi), followed by whole body scintigraphy and thyroxin suppression therapy, should be given to patients with high risk factors. Follow-up examinations may include clinical investigations, chest x ray, cervical ultrasonography or magnetic resonance image (MRI) scan and measurement of thyroglobulin levels without thyrotropin stimulation. Furthermore, radioactive iodine (I131) whole body scintigraphy should be repeatedly per-formed for the detection of suspicious recurrences and for pa-tients with an elevated thyroglobulin level (12-14). Our patient had undergone a total thyroidectomy four years previously then radioactive iodine(I131) ablation and thyroxin suppression ther-apy was given to patient . After operation her stimulated thy-roglobulin was 9.66 ng/mL. She was referred to our clinic with an elevated thyroglobulin level of 20.1 ng/mL. In our patient a chest X-ray, Thorax (CT), FDG-PET/CT were performed.

The effective treatment of papillary thyroid carcinoma metas-tases into the lung parenchyma is surgical resection (12). How-ever, when residual thyroid tissue is left behind, a postopera-tive beam radiotherapy or radioablation are worth considering (8). In this case, we present a patient who had undergone a total thyroidectomy and left posterolateral thoracotomy 4 years after the primary operation due to a follicular variant of papillary thyroid cancer metastasis in the lung parenchyma.

In conclusion, lymphatic and vascular metastases of papillary thyroid carcinoma separately to the lung parenchyma have rarely been reported. In our case, lung parenchymal involve-ment were present, which is a very rare condition.

References

1. J. S. Kukora, “Thyroid cancer,” in Current Surgical Treatment, J. L. Cameron, Ed., pp. 583–589, 2001.

2. N.Wada, Q. Y. Duh, K. Sugino et al., “Lymph node metastasis from 259 papillary thyroid microcarcinomas: frequency, pattern of occurrence and recurrence, and optimal strategy for neck dissection,” Annals of Surgery, vol. 237, no. 3, pp. 399–407, 2003.

3. J. Hoie, A. E. Stenwig, G. Kullmann, and M. Lindegaard, “Distant metastases in papillary thyroid cancer: a review of 91 patients,” Cancer, vol. 61, no. 1, pp. 1–6, 1988.

4. Albores-Saavedra J, Henson DE, Glazer E, and Schwartz AM. Changing pat-terns in the incidence and survival of thyroid cancer with follicular phenotype–papillary, follicular, and anaplastic: a morphological and epidemiological study. Endocrine pathology. 2007;18;1–7.

5. Lin HW, and Bhattacharyya N. Clinical behavior of follicular variant of pap-illary thyroid carcinoma: presentation and survival. The Laryngoscope. 2010;120;712–6.

6. Liu J, Singh B, Tallini G, et al. Follicular variant of papillary thyroid carcinoma: a clinicopathologic study of a problematic entity. Cancer 2006;107:1255–64.

7. Wreesmann VB, Ghossein RA, Hezel M, et al. Follicular variant of papillary thy-roid carcinoma: genome-wide appraisal of a controversial entity. Genes Chro-mosomes Cancer 2004;40:355–64.

8. Lam AKY, Lo CY, Lam KSL. Papillary carcinoma of thyroid: a 30-yr clinicopathological review of the histological variants. Endocr Pathol 2005;16:323–30.

9. Castro P, Fonseca E, Magalha˜es J, et al. Follicular, papillary, and hybrid carci-nomas of the thyroid. Endocr Pathol 2002;13:313–20.

10. Rosai J, Zampi G, Carcangiu ML. Papillary carcinoma of the thyroid: a discus-sion of its several morphologic expressions, with particular emphasis on the follicular variant. Am J Surg Pathol 1983;7:809–17.

11. Baloch ZW, LiVolsi VA. Follicular-patterned lesions of the thyroid: the bane of the pathologist. Am J Clin Pathol 2002;117:143–50.

12. Lang BH, Lo CY, Chan WF, et al. Classical and follicular variant of papillary thyroid carcinoma: a comparative study on clinicopathologic features and long-term outcome. World J Surg 2006;30:752–8.

13. Passler C, Prager G, Scheuba C, et al. Follicular variant of papillary thyroid carcinoma: a long-term follow-up. Arch Surg 2003;138:1362–6.

14. Zidan J, Karen D, Stein M, et al. Pure versus follicular variant of papillary thy-roidcarcinoma: clinical features, prognostic factors, treatment, and survival. Cancer 2003;97:1181–5.

Papiller Tiroid Karsinomu Foliküler Varyantı’nın Akciğer Metastazı F. İncekara ve ark.

Solunum Hastalıkları Cilt 26, Sayı 1-2-3-2016, 22-24

Page 31: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

25

ISSN 1300-2961

Olgu Sunumu / Case ReportMediastinal Fibrözisli Bir Hastanın FDG PET/BT ve Akciğer Perfüzyon-Ventilasyon Sintigrafisi Bulguları

FDG PET/CT And Lung Perfusion-Ventilation Scan Findings of A Patient With Mediastinal Fibrosis

Ebru Tatcı, Yurdanur Erdoğan, İnci Uslu Biner, Özlem Özmen, Atila GökçekAtatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Nükleer Tıp, Ankara, Türkiye

Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Göğüs Hastalıkları, Ankara, Türkiye

Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Radyoloji, Ankara, Türkiye

Geliş tarihi: 21/04/2016 Kabul tarihi: 28/04/2016

Özet

Mediastinal fibrozis (MF) mediastende aşırı fibrötik reaksiyon gelişimi

ile karakterize olan nadir bir hastalıktır. Sıklıkla infeksiyonlara

sekonder olarak ortaya çıkar. Mediastinal yapıları çevreleyerek veya

basıya uğratarak daraltan MF öksürük, hemoptizi ve dispne gibi

semptomlara yol açabilir. Burada sağ pulmoner arterde daralmaya

yol açan mediastinal fibrozis hastalığı olan 48 yaşındaki bir erkek bir

hastanın FDG PET/BT ve akciğer perfüzyon-ventilasyon sintigrafisi

bulguları sunulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Mediastinal fibrozis, FDG PET/BT, akciğer perfüzyon

sintigrafisi

Abstract

Mediastinal fibrosis (MF) is a rarely seen disease characterised

with severe fibrotic reaction at the mediastinum. It usually occurs

secondary to pulmonary infections. Since it surrounds and supresses

the anatomical structures in the mediastinum, it may lead to some

clinical symptoms like cough, hemoptysis and dyspnea. In this case

report, we present lung perfusion-ventilation and FDG PET/CT findings

of a 48-year old man with mediastinal fibrosis leading to constriction

in the right pulmonary artery.

Keywords: Mediastinal fibrosis, FDG PET/CT, lung perfusion scan

İletişim adresi:Ebru TatcıAtatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Nükleer Tıp, Ankara, TürkiyeTel: 0312 3552110 e-mail: [email protected]

© 2016 Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi www.solunumhastaliklari.orgTüm hakları saklıdır, tamamen ve kısmen tıpkıbasımı yasaktır

Solunum Hastalıkları Cilt 26, Sayı 1-2-3-2016, 25-27

Page 32: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

Giriş

Mediastinal fibrozis (MF) mediastende fibröz dokunun anormal proliferasyonu ile karekterize nadir bir hastalıktır. İdyopatik olabil-diği gibi enfeksiyonlara ve konnektif doku hastalıklarına sekonder olarak da gelişebilir. Mediastinal fibrozis solunum yollarını, vena kava süperior ve pulmoner arter gibi büyük damar ile özefagusu çevreleyerek veya basılayarak daraltabilir (1, 2). Burada pulmoner arterde daralmaya yol açan mediastinal fibrozis tanılı bir hastanın FDG PET/BT ve akciğer perfüzyon-ventilasyon sintigrafisi bul-guları sunulmuştur.

Olgu

1994 yılında 29 yaşında iken nefes darlığı, hemoptizi ve öksürük şikayetleri nedeniyle hastanemize başvuran erkek hastanın yapılan toraks bilgisayarlı tomografisi (BT) ’sinde mediastende yumuşak doku saptanması üzerine sağ torakotomi ile mediastendeki kitle-den biyopsi yapıldı. Histopatolojik incelemede mediastinal fibro-zis tanısı kondu. Kortikosteroid tedavisi yapıldı.

Takiplere gelmeyen hasta 2011 yılında nefes darlığı, hemoptizi ve öksürük şikayetlerinin giderek artması nedeni ile tekrar hastene-mize başvurdu. BT tetkikinde sağ hilusta ve sağ paratrakeal alanda kalsifikasyon içeren yumuşak dokular ile birlikte sağ akciğer pa-rankiminde yeni gelişen lezyonlar saptanması nedeniyle malignite ayırıcı tanısı için FDG PET/BT tetkiki istendi. PET/CT’de sağ hilusta izlenen, ana bronş ve dallarını çevreleyen, amorf kalsifi-kasyonlar barındıran ve pulmoner arteri daraltan kitle lezyonunda yoğun artmış FDG tutulumu saptandı (SUVmax: 8.05). Sağ alt paratrakeal mesafede içerisinde kalsifikasyon barındıran ve artmış FDG tutulumu gösteren yumuşak doku (SUVmax 7.76) saptandı (Resim 1).

Resim 1: FDG PET/BT görüntülemesinde BT (A, C) ve füzyon (B, D) imajları. Sağ hilusta ana bronş ve dallarını çevreleyen, içeri-sinde amorf kalsifikasyonlar barındıran ve pulmoner arteri daral-tan kitle lezyonunda (A, B) ve sağ alt paratrakeal mesafede izlenen, içerisinde kalsifikasyon barındıran yumuşak dokuda (C, D) artmış FDG tutulumları izlendi (oklar).

Ayrıca sağ akciğerde yer yer konsolide görünüm kazanan ve dü-şük yoğunlukta FDG tutulumu gösteren buzlu cam infiltasyon-ları izlendi (SUVmax: 2.83) (Resim 2). Yoğun hemoraji olması nedeniyle endobronşial bronkoskopik inceleme başlangıcında sonlandırıldı. Dört kez ARB negatif olarak geldi. FDG PET/BT bulgularının enflamasyona sekonder değişiklikler ile uyumlu olduğu düşünüldü. FDG PET/BT’den 3 yıl sonra yapılan BT’de mediastinal yumuşak dokuların boyutlarında anlamlı farklılık sap-tanmadı. Pulmoner lezyonların gerilediği izlendi.

Resim 2: FDG PET/BT tetkikinde (A, B) sağ akciğerde yer yer konsolide görünüm kazanan buzlu cam görünümündeki infiltras-yon alanlarında (A) düşük yoğunlukta FDG tutulumları mevcuttu (B) (oklar).

Toraks BT’de ayrıca sağ pulmoner arterde trombüse ait olduğu düşünülen şüpheli dolum defektleri saptananan hastadan akciğer perfüzyon-ventilasyon sintigrafisi istendi. 5 mCi technetium-99m macroaggregated albümin intravenöz yolla verilerek yapılan akci-ğer perfüzyon sintigrafisinde sağ akciğerde total perfüzyon kaybı saptandı. Ertesi gün Technegas ile yapılan ventilasyon sintigra-fisinde sağ akciğerin minimal ventile olduğu gözlendi (Resim 3).

Resim 3: Akciğer perfüzyon sintigrafisinde sağ akciğerde total perfüzyon kaybı vardı(A). Technegas ile yapılan ventilasyon sin-tigrafisinde sağ akciğerde minimal ventilasyon olduğu izlendi (B).

Digital subtraksiyon anjiyografide sağ pulmoner arter hilus sevi-yesinde tıkalı olarak izlendi. Bulguların MF’e sekonder darlık ve buna bağlı trombüs ile uyumlu olduğu düşünüldü. Kortikosteroid tedavisi başlanarak medikal takip yapılmasına karar verildi.

Tartışma

Mediastinal fibrosis endemik bölgelerde Histoplazma kapsulatum adlı bir fungusun antijenlerine karşı aşırı bir inflamatuar cevap ola-rak gelişebildiği gibi tüberküloz, sarkoidoz gibi granülomatöz has-talıklar sonrasında da izlenebilir (1, 2). Ayrıca literatürde retroperi-

26 Mediastinal Fibrözisli Bir Hastanın FDG PET/BT ve Akciğer Perfüzyon-Ventilasyon Sintigrafisi Bulguları E. Tatcı ve ark.

Solunum Hastalıkları Cilt 26, Sayı 1-2-3-2016, 25-27

Page 33: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

27

toneal fibrozis, sistemik lupus eritamatozis, romatoid artirit, Riedel tiroiditi, Behçet hastalığı gibi otoimmum hastalıklara da eşlik eden MF vakaları bildirilmiştir (3, 4). Mediastinal fibrozisin % 80 ’i fo-kal, %20’ si diffüzdür. Fokal form tüberküloz veya histoplazmo-zise bağlı olarak gelişmesine rağmen diffüz form genellikle idyo-patiktir. Kalsifik, lokalize mediastinal yumuşak doku varlığında BT ve klinik bulgular MF tanısında genellikle yeterli olur (5). Yaygın ve nonkalsifik mediastinal yumuşak doku varlığında ise FDG PET/CT malignite ayırıcı tanısında yararlı olabilir. Ancak MF’de infla-masyona sekonder artmış FDG tutulumu izlenebilir (6, 7). Has-tamızda da mediastinal kitlelerde yoğun artmış FDG tutulumu saptanmıştır. Bununla birlikte olgumuzun 17 yıllık MF hastalığının olması ve FDG tutulumunun sebat etmesi hastalığın aktivasyo-nun uzun süre devam ettiğini vurgulaması açısından önemlidir. Washino ve ark. kortikosteroid tedavisi öncesinde FDG tutulumu gösteren MF lezyonlarında tedavi sonrasında FDG tutulumunun kaybolduğunu göstermiştir (7). FDG PET/CT hastalığın aktivas-yonun belirlenmesinde önemli bir rol oynadığı gibi tedavi yanıtının değerlendirilmesinde de etkin bir görüntüleme yöntemi olabilir.

Mediastinal fibrozis hastalığında mediastinal yapılar obstrüksiyona uğrarsa öksürük, dispne, hemoptizi gelişebilir. Vena cava superior sendromu (VCSS) tablosuna ve pulmoner arter obstruksiyonuna yol açabilir. Ayrıca pulmoner arter darlığına pulmoner emboli eş-lik edebilir (2). Pulmoner arterlerin dıştan basılanması perfüzyon sintigrafisinde tromboemboliyi taklit eden perfüzyon defektlerine yol açabilir. Mediastinal fibrozis hastalarında akciğer perfüzyon sintigrafisi tromboemboli-dıştan bası ayırımında yeterli olmayabi-lir. Bununla birlikte pulmoner arter darlığında perkütan vasküler stent uygulaması öncesinde ve işlemin takibinde akciğer perfüzyo-nun değerlendirilmesinde akciğer perfüzyon sintigrafisi etkin bir yöntemdir (8).

Sonuç olarak mediastinal fibrozis FDG PET/BT de hatalı po-zitifliklere yol açabilen bir hastalıktır. Bununla birlikte FDG PET/BT’nin bu hastalığın aktivasyonun belirlenmesinde ve tedavi yanıtının değerlendirilmesindeki önemini saptamak için daha geniş hasta grupları ile çalışma yapmak gerekir. Ayrıca bu hastalarda akciğer perfüzyon sintigrafisinde basıya bağlı olarak perfüzyon defetlerinin ortaya çıkabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.

Kaynaklar

1. Loyd JE, Tillman BF, Atkinson JB, et al. Mediastinal fibrosis complicating histoplasmosis. Medicine 1988; 67:295–310.

2. Peikert T, Colby TV, Midthun DE, et al. Fibrosing mediastinitis: clinical pre-sentation, therapeutic outcomes, and adaptive immune response. Medi-cine. 2011;90:412–23.

3. Seferian A, Steriade A, Jaïs X, et al. Pulmonary Hypertension Complicating Fibrosing Mediastinitis. Medicine (Baltimore). 201;94:e1800.

4. Mole TM, Glover J, Sheppard MN. Sclerosing mediastinitis: a report on 18 cases. Thorax 1995; 50:280–283.

5. Sherrick AD1, Brown LR, Harms GF, Myers JL. The radiographic findings of fibrosing mediastinitis. Chest. 1994 ;106:484-9.

6. Takalkar AM1, Bruno GL, Makanjoula AJ, et al. A Potential Role for F 18 FDG PET/CT in Evaluation and Management of Fibrosing Mediastinitis. Clin Nucl Med. 2007;32:703-6.

7. Washino S, Hirai M, Matsuzaki A, Kobayashi Y. (18)F-Fluorodeoxyglucose positron emission tomography for diagnosis and monitoring of idiopath-ic retroperitoneal fibrosis associated with mediastinal fibrosis. Ann Nucl Med. 2010; 24 :225-9.

8. Seferian A, Jaïs X, Creuze N, et al. Mediastinal fibrosis mimicking prox-imal chronic thromboembolic disease. Circulation. 2012; 125:2045-7.

Solunum Hastalıkları Cilt 26, Sayı 1-2-3-2016, 25-27

FDG PET/CT And Lung Perfusion-Ventilation Scan Findings of A Patient With Mediastinal Fibrosis E. Tatcı et al.

Page 34: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

YAZIM KURALLARI1. Solunum Hastalıkları Dergisi Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerra-

hisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin süreli yayın organı olup yılda 3 kez (Dört ayda bir) Nisan, Ağustos ve Aralık ayında basılır.

2. Derginin amacı, göğüs hastalıkları ve göğüs cerrahisi alanlarındaki bi-limsel gelişmeleri aktarmaktır. Bu amaçla, dergimiz göğüs hastalıkları ile ilgili tüm bilimsel alanlardan, epidemiyoloji, alerji, immünoloji, patoloji, patofizyoloji, toraks görüntülemesi, çevresel ve mesleksel hastalıklar, yo-ğun bakım, uyku hastalıkları, göğüs cerrahisi, çocuk göğüs hastalıkları ve göğüs cerrahisi gibi, yazıları kabul eder.

3. Dergide Özgün araştırma, derleme yazıları, ilginç olgu sunumları, bilmece olgu sunumları, ilginç görüntüler, editöre mektup ve editöryal yorumlar yayınlanır.

4. Derginin yayın dili İngilizce ve Türkçe’dir.5. Dergi Editörler Kurulu, yayın kurallarına uymayan yazıları yayımlamamak,

düzeltmek üzere yazarına geri vermek ve biçim olarak yeniden düzenle-mek yetkisine sahiptir. Gönderilen yazılar, en az 2 danışman tarafından değerlendirildikten sonra Yayın Kurulu kararıyla yayımlanır.

6. Yayımlanmak üzere gönderilen yazılar başka yerde yayımlanmamış ve yayımlanmak üzere gönderilmemiş olmalıdır. Daha önce kongrede tebliğ edilmiş çalışmalar bu durum belirtilmek koşuluyla kabul edilir. Yayın için gönderilmiş yazılarını, gecikme ya da bir nedenle dergiden çekmek iste-yenlerin bir yazı ile başvurmaları gerekir. Dergiye gönderilen yazılara telif hakkı ödenmez ve yazar yazının tüm yayım haklarının dergiye ait oldu-ğunu kabul eder. Yayımlanan yazıların bilimsel ve hukuksal sorumluluğu yazarlara aittir.

7. Yazıların dergiye gönderilmesi ile eş zamanlı olarak “Yazar Onay Formu” tüm yazarlar tarafından imzalanarak ‘Solunum Hastalıları Dergisi Editör-lüğü’ne e-posta ([email protected]) yoluyla gönderilmelidir.

8. Dergiye gönderilecek yazılar http://www.solunumhastaliklari.org/ adre-sinden online makale gönder programından girilerek yapılmalıdır.

9. Solunum Hastalıkları Dergisi, yazarlardan etik kurul kararı istemektedir. İnsan araştırmalarında, çalışmaya katılanlardan bilgilendirilmiş olurun alındığının gereç ve yöntem bölümünde belirtilmesi gerekmektedir.

10. Gönderilen yazıların hemen işleme konabilmesi için, mutlaka aşağıda be-lirtilen yazım kurallarına uygun olması gereklidir.

a.Yazılar çift aralıklı ve 12 punto olarak, Times New Roman veya Arial formatında, her sayfanın iki yanı, üst ve alt kısmında 3’er cm boşluk bırakılarak yazılmalıdır. Sayfa numaraları her sayfanın sağ alt köşesinde yer almalıdır.b.Özgün araştırma ve derleme yazıları aşağıda belirtilen düzene uygun şekilde hazırlanmalıdır:• Birinci sayfada yazının Türkçe ve İngilizce başlığı bulunmalıdır.• İkinci sayfaya Türkçe ve İngilizce özetler yazılmalıdır. Özetler

250 kelimeyi aşmayacak şekilde çalışmanın amacını, tipini, çalışmadaki ana bulguları ve kısaca çalışmanın sonucunu içermelidir. Özetler giriş; gereç ve yöntem; bulgular ve so-nuç alt başlıkları ile biçimlendirilmelidir. Olgu sunumlarında ve derlemelerde yukarıda belirtilen özet yazım planı geçerli olmayıp, 200 kelimeyi aşmayacak şekilde Türkçe ve İngilizce özet gerekir. Yurtdışından gönderilen yazılarda sadece İngiliz-ce özet yeterlidir.

• Özetten hemen sonra Türkçe ve İngilizce anahtar kelimeler (en az 3 tane) yer almalıdır. İngilizce anahtar kelimeler Tıp Konuları Başlıkları’na (Medical Subject Headings: MeSH) uygun olarak ve-rilmelidir. Tıp Konuları Başlıkları’nı (MeSH) aramak için şu internet adresine başvurulabilir: www.nlm.nih.gov/mesh MBrowser.html

• Üçüncü sayfada ve daha sonraki sayfalarda ana metin yer almalıdır.

• Araştırma yazılarında, Giriş, Gereç ve Yöntem, Bulgular, Tartış-ma bölümleri yer almalıdır. Ana metni teşekkür, kaynaklar ve şekil alt yazıları izlemelidir.

c. Tablolar: Her bir tablo ayrı sayfada metnin sonunda verilmelidir. Tablolar metin içerisindeki dizine göre arabik rakam ile numaralan-malıdır. Tablonun kısa bir başlığı tablonun üstüne yazılmalıdır.d. Resim ve şekiller: Tüm şekil ve resimlerin .jpeg, veya .jpg forma-tında, yüksek kalitede (en az 300 dpi çözünürlükte) ve siyah-beyaz olması istenmektedir. Konunun daha anlaşılır olmasına katkıda bulu-nacaksa renkli resimler - şekillerde sınırlı sayıda olmak üzere kabul edilecektir. Şekiller metinde geçtiği sıraya göre Arabik rakamlarla nu-maralanmalıdır. Şekiller metin içerisinde kullanılacakları yerlere pa-rantez içerisinde şekil numarasıyla belirtilmeli, kaynaklarlardan sonra ayrı bir sayfada da liste halinde tüm şekillerin alt yazıları sunulmalıdır.e. Kaynaklar metinde parantez içinde, cümle sonunda belirtilmelidir ve metinde yer aldığı sırayla yazının sonunda listelenmelidir. Peş peşe ikiden fazla kaynak kullanımında sadece ilk ve son kaynak numaraları belirtilmelidir [3-7 gibi]. Dergi adları ‘index medicus’ta geçtiği şekilde kısaltılmalıdır. Yazar sayısı dörde kadar ise tüm yazar adları yazılma-lıdır. Yazar sayısı 5 ve üzerinde ise 3 yazardan sonra “et al” veya “ve ark” olarak belirtilmelidir. Aşağıda örnekler verilmiştir:

Dergi Makaleleri: Ohishi N, Oka T, Fukuhara T, et al. Extensive pul-monary metastases in malignant pleural mesothelioma: A rare clini-cal and radiographic presentation. Chest 1996;110:296-8.

Kitaplar: Cane RD, Shapiro BA, Davison R, Case studies in critical medicine. 2nd ed. Chicago: Mosby Yearsbook, 1990: 193-6.

Kitap Bölümleri: Wilson R. Bronchiectasis. In: Niederman MS, Sarosi GA, Glassroth J, eds. Respiratory infections. 2nd ed. Philadelphia: Lippincott Williams and Wilkins, 2001:347-59.

Kongre Sunumları: Smith J. New agents for cancer chemotherapy. Presented at the Third Annual Meeting of the American Cancer So-ciety, 13 June 1983, New York.

Tezler: Kaplan SJ. Post-hospital home health care: the elderly’s ac-cess and utilization [Thesis]. St Louis (MO): Washington Univ; 1995.

İnternet Raporları: World Medical Association. Declaration of Hel-sinki: ethical principles for medical research involving human sub-jects. www.wma.net/e/policy/pdf/17c.pdf. Updated September 10, 2004. Accessed July 9, 2008.

f. Olgu sunumları, Türkçe ve İngilizce başlık, Türkçe ve İngilizce özet, anahtar sözcükler, giriş, olgu, tartışma bölümlerini içermelidir. Yeni bul-gular ya da net mesajlar içermelidir. Bilmece olgu sunumlarında özet gerekmemektedir. Olgu tanımlanırken okuyucuya ipucu niteliğindeki laboratuar bulguları, radyolojik fotoğraflar ve verilmek istenirse patolojik resimler verilir. Kesin tanı yazılır. Tartışma kısmında eğitici mesajlar veri-lerek olgu tartışılır. İlginç görüntü yazılarında sunulmak istenen görseller 500 kelimelik bir metin ile birlikte sisteme yüklenir.g. Editöre mektup yazıları daha önce yayınlanmış yazılara eleştiri veya katkı sağlamak amacıyla yazılabileceği gibi, klinik deneyimler, ilginç ol-gular, nadir durumlar, vs.. için kısa metinler şeklinde gönderilebilir. Özet istenmez, kaynaklar sınırlı olmalı metin 700 kelimeyi aşmamalıdır.h. Kısaltmalar, uluslararası kabul edilen şekle göre yapılmalı, ilk kul-lanıldıkları yerde parantez içinde yazılmalı ve tüm metinde bu kısaltma kullanılmalıdır.

V

Respiratory Diseases

SOLUNUM HASTALIKLARI

Page 35: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases

VI

INSTRUCTIONS TO AUTHORS1. “Respiratory Diseases” is the periodical journal of Atatürk Chest Diseases

and Chest Surgery Education and Research Hospital and is published three times (every four months) annually on April, August and December.

2. The aim of the journal is to convey scientific developments in chest diseas-es and chest surgery. For this purpose, the journal accepts articles from all related scientific areas that address chest diseases such as epidemi-ology, allergy, immunology, pathology, pathophysiology, thoracic imaging, environmental and occupational diseases, intensive care, sleep disorders, chest surgery, pediatric chest diseases and chest surgery.Dergide Özgün araştırma, derleme yazıları, ilginç olgu sunumları, bilmece olgu sunumları, ilginç görüntüler, editöre mektup ve editöryal yorumlar yayınlanır.

3. Original articles, review articles, interesting case reports, puzzling cases, in-teresting images, letters to editor, and editorials are published in the journal.

4. The publication languages of the journal are Turkish and English.5. The Editorial Committee has the right of not publishing a manuscript that

is not prepared due to instructions to authors, request revisions from the authors and re-editing. Submitted manuscripts are published after the evaluation of at least two reviewers and the approval of the Publication Committee.

6. The submitted manuscripts should not be submitted for publication to an-other journal or published elsewhere. The manuscripts which have been presented in a previous congress are accepted if this condition is stated. The authors who want to withdraw their manuscripts from the journal be-cause of delays or other reasons should send a written application. No royalties or remuneration will be paid to the author(s) and the author must agree that all the copyrights belong to the journal. Scientific and legal re-sponsibilities of the published manuscripts belong to the author(s).

7. Author agreement form signed by all contributing authors should be sent to Editorial Committee of Respiratory Diseases journal via e-mail ([email protected]) while submitting the manuscript.

8. The manuscripts must be submitted by using the online manuscript sub-mission program on http://www.solunumhastaliklari.org/.

9. Respiratory Diseases journal requests etical committee approval from the author(s). For human studies, the statement “informed constent of the par-ticipitants was obtained” must be mentioned in the “Material and Methods” section.

10. In order to proceed without any delay, all submitted manuscripts should comply with the instructions below:

a. Articles should be typed double-spaced using 12 fonts, Times New Roman or Arial style and should have 3 cm margins on the both sides, top and bottom of each page. Page numbers should be placed at the right bottom corner of each page.b. Original articles and reviews should be prepared in accordance with the instructions below:• The first page must include the title of the manuscript in Turk-

ish and in English.• The second page must include English and Turkish summaries

of the manuscript. Summaries should not exceed 250 words and should be informative about the aim of the study, main results of the study and a brief conclusion. The structured abstract should include Introduction, Materials and Methods, Results, and Conclusion. The above mentioned structure does not apply to the case reports and reviews; a short summary no more than 200 words both in English and Turkish is required. A summary in English is adequate for manuscripts submitted from countries other than Turkey.

• At least three key words in English and Turkish must be written right after the summaries. English key words must comply with Medical Subject Headings (MeSH), which can be searched in: www.nlm.nih.gov/mesh.MBrowser.html

• Third and the subsequent pages should include the main text.

• Original articles should include seperate sections for Introduc-tion, Materials and Methods, Results, Discussion. The main text should be followed by acknowledgements, references and figure legends.

c. Tables: Every table must be placed in seperate pages at the end of the text. Tables must be numbered with Arabic numbers according to their appearances in the text. A short title must be writen on the table.d. Figures: All figures must be high quality (at least 300 dpi resolu-tions), in .jpeg or .jpg format, and black and white. Colourful images will be accepted in limited number if they help the topic to be more understandable. Figures must be numbered with Arabic numbers in order of their appearance in the main text. All figure legends should be listed on a seperate page after references.e. References: References should be mentioned in brackets and at the end of sentences and listed at the end consecutively in the order in which they appear in the main text. When more than two consec-utive references are used, only the first and last reference numbers should be written such as (3-7). The titles of journals must be abbre-viated according to the style used in Index Medicus. If the article has four or less authors, all author names should be listed. If there is more than four authors, only the names of the first three authors should be listed and followed by “et al”. Below there are some examples:

Journal articles: Ohishi N, Oka T, Fukuhara T, et al. Extensive pulmo-nary metastases in malignant pleural mesothelioma: A rare clinical and radiographic presentation. Chest 1996;110:296-8.

Book: Cane RD, Shapiro BA, Davison R, Case studies in critical med-icine. 2nd ed. Chicago: Mosby Yearsbook, 1990:193-6.

Book chapter: Wilson R. Bronchiectasis. In: Niederman MS, Sarosi GA, Glassroth J, eds. Respiratory Infections. 2nd ed. Philadelphia: Lippincott Williams and Wilkins, 2001:347-59.

Congress presentation: Smith J. New agents for cancer chemo-therapy. Presented at the Third Annual Meeting of the American Can-cer Society, 13 June 1983, New York.

Thesis: Kaplan SJ. Post-hospital home health care: the elderly’s Ac-cess and utilization [Thesis]. St Louis (MO): Washington Univ, 1995.

Online reports: World Medical Association. Declaration of Helsinki: ethical principles for medical research involving human subjects. www.wma.net/e/policy/pdf/17c.pdf. Updated September 10, 2004. Accessed July, 9, 2008.

f. Case reports, should contain sections for title in Turkish and En-glish, summary and key words in Turkish and English, introduction, case, and discussion. They should include new findings or imply clear messages. Puzzling cases do not need a summary. While de-fining the case, clue laboratory findings, radiological or pathological figures are presented. After describing definitive diagnosis the case is discussed by giving educational messages. Interesting images to be presented in the journal should be submitted with a text not more than 500 words.g. Letters to the editor are mainly written to provide support or criticism over previously published articles. Besides clinical expe-rience, interesting cases, rare clinical entities etc, can be send as letter to the editor. There is no need for a summary, the number of references should be restricted and the word count should be less than 700.h. Abbreviations should be written in the accepted international format and under parenthesis on the first mention and this abbre-viation should be used throughout the text.

Respiratory Diseases

SOLUNUM HASTALIKLARI

Page 36: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases
Page 37: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases
Page 38: S SOLOLUNUM HASTALIKLARIALIKLARI · Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yayınıdır Official Journal of Ataturk Chest Diseases