santigrat dergisi sayı 29

92
SANTGRAT DAIKIN TÜRKİYE YAYINIDIR / PUBLISHED BY DAIKIN TURKEY TEMMUZ/JULY l AĞUSTOS/AUGUST l EYLÜL/SEPTEMBER 2015 SAYI/ISSUE 29 İ Y İ B A Y R A M L A R ! H A P P Y E I D ! “BULUT” TEKNOLOJS HAYAT KURTARIYOR “CLOUD” TECHNOLOGY SAVES LIFE “IŞIK YILI” KUTLANIYOR CELEBRATING “THE YEAR OF LIGHT” OSMANLI RAMAZAN’I BR BAŞKA YAŞARDI RAMADAN BACK IN THE OTTOMAN DAYS YEN YÖNETM BNAMIZA TAŞINDIK DAIKIN IN ITS NEW HEADQUARTER “SAKURA KIZLARI” PROJES LK MEYVESN VERD THE FIRST FRUITS OF THE “SAKURA GIRLS” PROJECT

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

SANTİGRAT DAIKIN TÜRKİYE YAYINIDIR / PUBLISHED BY DAIKIN TURKEY “SAKURA KIZLARI” PROJESİ İLK MEYVESİNİ VERDİ THE FIRST FRUITS OF THE “SAKURA GIRLS” PROJECT “BULUT” TEKNOLOJİSİ HAYAT KURTARIYOR “CLOUD” TECHNOLOGY SAVES LIFE “IŞIK YILI” KUTLANIYOR CELEBRATING “THE YEAR OF LIGHT” OSMANLI RAMAZAN’I BİR BAŞKA YAŞARDI RAMADAN BACK IN THE OTTOMAN DAYS YENİ YÖNETİM BİNAMIZA TAŞINDIK DAIKIN IN ITS NEW HEADQUARTER

TRANSCRIPT

Page 1: Santigrat Dergisi Sayı 29

santi̇gratDAIKIN TÜRKİYE YAYINIDIR / PUBLISHED BY DAIKIN TURKEY

TEMMUZ/JULY l AĞUSTOS/AUGUST l EYLÜL/SEPTEMBER 2015 SAYI/ISSUE 29

İ

Yİ B

AYRAMLAR! HAPPY EID!

“BULUt” tEKnOLOJi̇si̇ HaYat KUrtarIYOr“CLOUD” TECHNOLOGY SAVES LIFE

“IŞIK YILI” KUtLanIYOrCELEBRATING “THE YEAR OF LIGHT”

OsManLI raMaZan’I Bi̇r BaŞKa YaŞarDIRAMADAN BACK IN THE OTTOMAN DAYS

YEni̇ YÖnEti̇M Bi̇naMIZa taŞInDIKDAIKIN IN ITS NEW HEADQUARTER

“saKUra KIZLarI” PrOJEsi̇ i̇LK MEYVEsi̇ni̇ VErDi̇tHE FIrst FrUIts OF tHE “saKUra gIrLs” PrOJECt

Page 2: Santigrat Dergisi Sayı 29
Page 3: Santigrat Dergisi Sayı 29

Yaz mevsimi genel seçim telaşıyla başladı. Sadece

Türkiye değil, dış dünya da büyük bir dikkatle

takip etti seçimleri. Seçim sonuçları tek bir partiyi

işaret etmedi ama genel kanı ülkedeki istikrarın

sürmesinden yanaydı. Şimdi hükümetin kurulma

süreci başladı. Bunun için erken seçimin de dahil

olduğu çeşitli senaryolar var. Biz içeride, seçim

telaşı, hükümetin kurulması gibi süreçleri yaşarken

komşumuz Yunanistan tarihi bir karar almak üzere

referanduma gitti. Komşu, önceki hükümetlerin

borçlarını ödemeyeceğini, bunun kendilerine en

uygun biçimde yapılandırılmasını istiyordu. Çoğunluk

hükümeti destekledi. Bu sonuç kimilerine göre AB’ye

karşı kazanılmış bir zafer, kimilerine göre de AB’den

çıkmaya kadar uzanan kötü bir sürecin başlangıcı…

Bekleyip, göreceğiz…

Aynı günlerde dünyanın en büyük ekonomilerinden

biri olan Çin’den de ekonomik sıkıntıları işaret eden

sesler yükselmeye başladı. Çin borsası bir ay gibi

bir sürede yüzde 25’e ulaşan değer kaybı yaşadı.

Şirketlerin piyasa değeri milyar dolarla ifade edilen

miktarlarda eridi. Bu da olası bir krizin ne kadar yakın

olduğunu gösteriyor.

Dünyanın gündemi hayli karışık. Bizim gibi birçok

şirket gelişmeleri dikkatle izliyor. Gelişecek olası

durumlar için stratejiler üretmek bu gibi zamanlarda

çok önemli. Umuyorum bütün bu dalgalanmalar yerini

umut dolu günlere bırakır…

“Sakura Kızları” projemizin ilk meyvelerini almak, bizi

en çok sevindiren olayların başında geldi. KALDER,

KOSGEB ve Daikin işbirliği ile hayata geçen bu proje

ile 8 başarılı girişimci kadın sektörde yerlerini almış

oldu. Projenin ikinci etabı için de geri sayımı başlattık.

Konuyla ilgili detaylı haberimizi dergimizin ilerleyen

sayfalarında okuyabilirsiniz.

Bütün bu belirsizlikler ve karmaşa sırasında Ramazan

ayı manevi dünyamıza derinlik kazandırıyor. Bayram

geldiğinde birçok sorunun çözüldüğü, endişelerin

bittiği günlerin de gelmesini diliyorum…

Bayramınız kutlu olsun…

Summer began with the rush of general elections. Not

only Turkey, but the entire world warily followed the

elections. The election results failed to point a single

party, but the general opinion was in favour of continu-

ing stability. Now the government formation is in pro-

cess. Various scenarios include early elections. As we are

experiencing the election rush and government forma-

tion processes, our neighbour Greece held a referandum

for a historic decision. The neighbour refused to pay the

debts of former governments, and asked for a proper

restructuring. The government was supported by the

majority. For some, the results signify a vistory against

the EU, for others it is the start of a tough process which

will lead to leaving the EU… We have to wait and see…

In the meantime, voices of economic problems started to

rise from the massive economy of China. Chinese stock

exchange lost value up to 25 per cent within one month.

Market value of companies devaluated as much as billion

of dollars, which indicate how close a potential crisis is.

The global agenda is quite unsettled. Most companies

including us keep a close track of the news. Developing

strategies for potential circumstances is crucial at such

times. Hopefully, all these fluctuations will soon be rep-

laced by hope…

The first fruits of our “Sakura Girls” project have caused

us great joy. The co-project of KALDER, KOSGEB and

Daikin gained eight successful women entrepreneurs to

the sector. The second phase of the project is counting

down. You can find the project in full detail in the follo-

wing pages.

Among all these incertainities and confusions, the month

of Ramadan brings depth in our moral world. I hope the

eid will bring solutions to most problems and worries…

Happy Eid…

3

Dünyanın gündemi karışık…ÖNSÖZ/FOREWORD

HASAN ÖNDERDaikin Turkey CeO

HASAN ÖNDERDaikin TÜrkİye CeO

The global agenda is quite unsettled…

Page 4: Santigrat Dergisi Sayı 29

10 28

36

KOSGEB, KALDER VE DAIKIN İŞBİRLİĞİ İLE OLUŞTURULAN “SAKURA KIZLARI” PROJESİ İLK MEYVELERİNİ VERDİ. EĞİTİMDEN GEÇEN ADAYLAR, DÜZENLENEN BİR TÖRENLE ANAHTARLARINI ALDILAR.

DÜŞÜK KÜRESEL ISINMA POTANSİYELİNE SAHİP SOĞUTUCU AKIŞKAN R32 İLE İKLİMLENDİRME SEKTÖRÜ YENİDEN ŞEKİLLENİYOR. DAIKIN BU SÜRECİ HIZLANDIRACAK ÇALIŞMALARIN ÖNCÜLÜĞÜNÜ YAPIYOR.

DAIKIN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ BUNDAN BÖYLE ATAŞEHİR’DE YER ALAN ALLIANZ TOWER’DAKİ YENİ BİNASINDAN HİZMET VERECEK. BİNA, PEK ÇOK İLKİ DE BÜNYESİNDE BARINDIRIYOR.

RAMAZAN AYI, OSMANLI DÖNEMİNDE OLDUKÇA FARKLI YAŞANIRDI. BUGÜN ÇOKTAN UNUTULMUŞ RİTÜELLER VARDI... GEÇMİŞE KISA BİR YOLCULUK YAPMAK İSTERSENİZ YAZIMIZA BİR GÖZ ATIN...

THE “SAKURA GIRLS” CO-PROJECT BY KOSGEB, KALDER AND DAIKIN BORE THE FIRST FRUITS. THE CANDIDATES SUCCESSFULLY COMPLETED THE TRAINING AND WERE PRESENTED THEIR KEYS.

THE COOLING LIQUID R32 RESHAPES THE CLIMATIZATION SECTOR WITH LOW GLOBAL WARMING POTENTIAL. DAIKIN IS LEADING THE ACCELERATION PROCESS.

DAIKIN HEADQUARTERS MOVED TO ITS NEW ADDRESS IN THE ALLIANZ TOWER, ATAŞEHIR. THE BUILDING IS A TRAILBLAZER IN MANY ASPECTS.

İÇİNDEKİLER/CONTENTS

164

THE MONTH OF RAMADAN WAS A UNIQUE EVENT DURING THE OTTOMAN PERIOD. IT WAS SEIZED WITH MANY RITUALS WHICH NO LONGER SURVIVE… HERE IS A LOOK AT THE PAST…

Page 5: Santigrat Dergisi Sayı 29

REKLAMCILIĞIN OSCAR’I OLARAK KABUL EDİLEN EFFIE, İKİNCİ KEZ DAIKIN’IN OLDU... BU YIL 7’NCİSİ DÜZENLENEN ETKİNLİĞE 366 BAŞVURU OLMUŞTU...EFFIE AWARDS, WHICH IS RENOWNED AS THE ADVERTISING OSCARS, CELEBRATED DAIKIN FOR THE SECOND TIME. IN ITS 7TH YEAR, THE EVENT ATTRACTED 366 APPLICATIONS. 22

TİCARİ AMAÇLA YAPILAN GÖSTERİŞLİ IŞIKLI TABELALAR, IŞIL IŞIL AYDINLATILAN BİNALAR, DIŞ CEPHE VE SOKAK AYDINLATMALARINDA YAPILAN HATALAR IŞIK KİRLİLİĞİNİ ARTIRIYOR. BM BU NEDENLE 2015 YILINI “IŞIK YILI” OLARAK İLAN ETTİ.SPLENDENT FLASHING SIGNS INTENDED FOR COMMERCIAL PURPOSES, SPARKLING BUILDINGS, STREET LIGHTING MISTAKES INCREASE LIGHT POLLUTION. THEREFORE, THE UN ANNOUNCED THE YEAR 2015 AS “THE YEAR OF LIGHT”. 30

DAIKIN, BAŞTA AVRUPA OLMAK ÜZERE TÜM DÜNYADA YATIRIMCI VE MÜTEAHHİTLERİN GİDEREK ARTAN “YEŞİL BİNA SERTİFİKASYONU” TALEPLERİNE YANIT VEREBİLMEK İÇİN UZMAN KADROSUNU GENİŞLETİYOR. DAIKIN ENHANCES THE TEAM OF EXPERTS TO MEET THE INCREASING “GREEN BUILDING CERTIFICATION” DEMANDS OF INVESTORS AND CONTRACTORS IN EUROPE AND THE REST OF THE WORLD. 44

TEKNOLOJİNİN GÜNLÜK HAYATTA VE İŞ YAŞAMINDA DAHA ÇOK YER KAPLAMASI MALİYETLERİ HEM DE YETİŞMİŞ İNSAN GEREKSİNİMİNİ ARTIRDI. BU NOKTADA DEVREYE GİREN BULUT TEKNOLOJİSİ ADETA CAN SİMİDİ OLDU...THE EXPANDING USE OF TECHNOLOGY IN DAILY LIFE AND BUSINESS INCREASED THE COSTS AND THE NEED FOR QUALIFIED PERSONNEL. AND AT THIS VERY POINT, CLOUD TECHNOLOGY BECAME A LIFE SAVER… 46

SEÇİM SONRASI SENARYOLAR BUGÜNLERDE EN ÇOK KONUŞULAN KONU. BU KONUDA HERKESİN BİR FİKRİ YA DA YORUMU VAR. MEKSA YATIRIM MENKUL DEĞERLER GENEL MÜDÜR YARDIMCISI FİGEN ÖZAVCI, SÜRECİ DERGİMİZ İÇİN YORUMLADI. POST-ELECTION SCENARIOS ARE THE HOT TOPICS IN THE RECENT DAYS. EVERYONE HAS AN IDEA OR A COMMENT ABOUT IT. MEKSA INVESTMENT AND SECURITIES VICE GENERAL MANAGER FİGEN ÖZAVCI EVALUATED THE PROCESS. 54

SON YILLARDA DÜNYAYI SARAN YOGA NEDİR HİÇ MERAK ETTİNİZ Mİ? HER YAŞTA KİŞİNİN YAPABİLECEĞİ YOGA, HAREKETLER VE NEFES TEKNİKLERİNİN TÜMÜ OLARAK TARİF EDİLİYOR. HAVE YOU EVER WONDERED WHAT THE TRENDING YOGA TOPIC IS ABOUT? SUITABLE FOR ALL AGES, YOGA CAN BE DEFINED AS A HOLISTIC PHILOSOPHY OF POSTURES AND BREATHING TECHNIQUES. 58

ARTIK HERKES NAKLEN YAYIN YAPABİLİR! BUNUN İÇİN IOS İŞLETİM SİSTEMİYLE ÇALIŞAN BİR CEP TELEFONUNUZUN OLMASI YETERLİ. MECRA O KADAR YENİ Kİ, TELİF HAKLARI VE CEZA KOŞULLARI HENÜZ BELİRLENMEMİŞ...NOW EVERYONE CAN BROADCAST ONLINE! ALL YOU NEED IS A CELL PHONE WITH IOS OPERATING SYSTEM. THE FIELD IS SO BRAND NEW THAT PENALTY CODES ARE YET LACKING. 66

YOLUNUZ EDİRNE’YE DÜŞERSE TUNCA NEHRİ KENARINDAKİ SULTAN II. BEYAZID KÜLLİYESİNE MUTLAKA UĞRAYIN. EDİRNE’YE BİR HASTANE KAZANDIRMAK İÇİN KURULAN KÜLLİYE HALEN MÜZE OLARAK ZİYARETÇİLERİNİ BEKLİYOR. IF YOU HAPPEN TO PASS EDIRNE, MAKE SURE TO VISIT THE SULTAN BEYAZID II ISLAMIC-OTTOMAN SOCIAL COMPLEX BY THE TUNDHZA RIVER. ESTABLISHED AS A HOSPITAL IN EDIRNE, THE COMPLEX NOW WELCOMES VISITORS AS A MUSEUM. 76

ÜNLÜ BİLARDOCUMUZ SEMİH SAYGINER VE TÜRK MİLLİ TAKIMI OYUNCULARININ NEFES KESEN GÖSTERİLERİYLE KATILDIĞI DAIKIN BİLARDOMAX LİGİNDE FİNALLER YAPILDI. FINAL GAMES HAVE TAKEN PLACE AT DAIKIN BILLIARDSMAX LEAGUE WITH BREATHTAKING SHOWS OF OUR FAMOUS BILLIARDS PLAYER SEMİH SAYGINER AND THE TURKISH NATIONAL TEAM. 82

u

u

u

u

u

u

u

u

u

SANTİGRATTEMMUZ/JULY l AĞUSTOS/AUGUST l EYLÜL/SEPTEMBER

2015 SAYI/ISSUE 29

Daikin Isıtma ve Soğutma Sistemleri San. Tic. A.Ş. Adına İmtiyaz Sahibi

On Behalf of Daikin Air Conditioning Ind. Trade Inc.Hasan Önder

Yönetim YeriKüçükbakkalköy Mahallesi, Kay›fldağ› Caddesi,

Rönesans Tower No:1 34750 ‹stanbulTelefon : 0216 453 27 00 (Pbx)

Faks : 0216 671 06 00www.santigrat.com.tr [email protected]

Yazıişleri Müdürü (Sorumlu)Editor in Chief (Managing)

Şule Şentarlı

Kreatif Direktör/Creative DirectorBelma Kuyucu

Editör (Kurumsal) Editor (Corporate)Hülya Dinçer

Editör (İçerik) Editor (Content)Salih Akkaya

Fotoğraf/PhotographyDeniz Açıksöz

Katkıda Bulunanlar/ContributorsLale Erol Ulutaş, Nuran Savaş,

Cihan Demirşevk, Ebru Damran D.

Bu yayının her hakkı saklıdır. Bu dergide legal olarak yayımlanan yazı, makale, fotoğraf, çizgi roman ve illüstrasyonların sorumlulukları

sahiplerine ait olup, copyright hakları Daikin Isıtma ve Soğutma Sistemleri San. Tic. A.Ş.’ye

aittir. Daikin Isıtma ve Soğutma Sistemleri San. Tic. A.Ş.’den yazılı izin alınmaksızın herhangi bir ortamda çoğaltılması, basılması, referans

gösterilmesi ve yayımlanması yasaktır.

All rights reserved. The legal responsibility for all the articles, images and illustrations published in this magazine belong to their owners,

whereas their copyrights to Daikin Air Conditioning Systems Ind. Trade Inc. Reproduction in whole or part without the written permission of Daikin Air Conditioning Systems Ind. Trade Inc. is strictly prohibited.

5

Page 6: Santigrat Dergisi Sayı 29

Dünya enerji devi General Electric, yenilenebilir enerjinin, mevcut enerji şebekesine daha etkin bir şekilde entegre olma-sına yardımcı olması planlanan dijital rüzgar santrali tekno-lojisini açıkladı. Bu teknoloji, bir rüzgâr santralinin enerji üretimini yüzde 20’ye kadar artırıyor ve rüzgâr endüstrisi için yaklaşık 50 milyar dolarlık bir değer üretilmesine olanak tanıyor. Teknolojinin kullanımı-nın artmasıyla yenilebilir ener-jilerin maliyetlerinin düşmesi de bekleniyor.

Dijital enerji santrali geliyor / Digital power plant is on the way

YouTube’da 8K keyfi! / YouTube presents 8K pleasure!

Global energy leader General Electric announced the digital wind plant technology which is aimed to contribute to a more efficient integration of renewable energy to the present energy network. The technology increases the energy produced by a wind plant up to 20 per cent and enables 50 billion dollars worth value generation for a wind plant. Energy costs are expected to decrease with the increased use of technology.

YouTube’s recently introduced 4K video quality presenting a higher quality watching experience is now 8K. Popular video producer Marques Brownlee an-nounced YouTube’s new video standard of 8K (4.320p) resolution on his Google+ account. Keep in mind that a good internet connection and 8K compatible monitor is required to enjoy the service.

TECHNOLOGY

TECHNOLOGY

TECHNOLOGY

T E C H N O L O G YTECHNOLOGY TECHNOLOGYTECHNOLOGY

TEKNOLOJİ TEKNOLOJİTEKNOLOJİ

TEKNOLOJİT EKNOLO J İ

TEKNOLOJİ TEKNOLOJİ

TEKNOLOJİ

TEKNOLOJİTEKNOLOJİ

YouTube’un geçtiğimiz yıllarda çıkardığı ve video izleme keyfini arttıran 4K video kalitesi artık 8K’ya çıktı. YouTube’un 8K (4.320p) çözünürlükteki yeni video des-teğini popüler video yapımcısı Marques Brownlee, Google+ hesabından duyur-du. Tabii ki videoyu izlemek için iyi bir internetinizin ve 8K’yı destekleyecek bir bilgisayar ekranınızın ya da televizyonu-nuzun olması gerektiğini hatırlatalım.

6

Page 7: Santigrat Dergisi Sayı 29

Nice Architects şirketi tarafından tasarlanan Ecocapsules isimli tasarım, her yerde ve koşulda yaşam imkânı sunan çevreci bir mini ev. Bilim kurgu tasarımlarını anımsatan bu fütüristik dizayn içerisinde güneş ve rüzgar enerjisinden faydalanan sistemleri barındırıyor. Böylelikle sıcak su, ısın-ma ve elektrik ihtiyacını karşılıyor. Yağmur suyu yakalayan bir sistemle su depolayabilen Ecocapsules, bu sayede su ihtiyacını da çevreci şekilde gideriyor.

İspanyol Javier F. Ponce çevre-ye yararlı kentsel tasarımlarına bir yenisini ekledi. Akıllı Yüzer Çiftlikler adını verdiği proje ile suda bitki yetiştirme yöntemi ile sebze üretmeyi hedefliyor. Aynı zamanda akuakültür ile deniz ta-rım faaliyetleri de çiftliğin planları arasında bulunuyor. Dikdörtgen şekilde yüzer balık çiftliklerinden ilham alarak tasarlanan çiftlik, nü-fus artışı karşısındaki gıda kıtlığı soru çözümüne katkı sağlamayı amaçlıyor.

Rüzgar ve güneş enerjisi ile çalışan geleceğin evi “Ecocapsules” Wind and solar-powered house of the future: “Ecocapsules”

Güneş enerjisi ile çalışan “Akıllı Yüzer Çiftlikler” / Solar-powered “Smart Floating Farms”

Designed by Nice Architects, Ecocapsules is a mini eco-house enabling living conditions anywhere and under any circumstance. Reminding of sci-fi creations, the futuristic design comprises wind and solar powered systems, hereby providing hot water, heating and electricity. Ecocapsules can stock water by holding rain, thus presents an environmentalist opportunity to answer the water need.

Spanish Javier F. Ponce presents another eco-friendly urban design. The Smart Floating Farms project targets vegetable production by hydroponics method. Aquaculture and sea farming are also among the farm’s projections. Inspired by rectangular fish farms, the farm aims to contribute to providing solutions against food shortage due to increasing population.

TECHNOLOGY

TECHNOLOGY

TECHNOLOGY

TECHNOLOGY

TECHNOLOGY TECHNOLOGYTECHNOLOGYTEKNOLOJİ

TEKNOLOJİTEKNOLOJİ

TEKNOLOJİ

TEKNOLOJİTEKNOLOJİ TEKNOLOJİ

TEKNOLOJİ

TEKNOLOJİ

7

Page 8: Santigrat Dergisi Sayı 29

Microsoft introduced Surface Hub for offices and companies to the market. The giant screen computer serves as a “meeting center” with multi touch screen, skype service and 4K image quality. Incorporating Intel Core i7 processor and Nvidia GPU, Surface Hub is on sale with Windows 10 and Office.

20 yaşındaki üniversite öğrencisi 5 yılda okyanusları temizlemeyi hedefliyor. Dünyanın en büyük çaplı temizleme sistemi 2 kilometre genişliğinde temizleme işlemi gerçekleştirebiliyor. Japonya’nın Tsuşima Adası kıyılarında test çalışmalarına başlayan sistem, çöpleri yönlendirdikten sonra birikenleri yüzen bariyerler yardımı ile toplanabilir hale getiriyor. Ayrıca sistemin sudaki canlı yaşamına da zarar vermeyeceği söyleniyor.

5 yılda okyanuslar temizlenir mi? / Can oceans be cleaned in 5 years?

A 20 year old college student is planning to clean the oceans within 5 years. The world’s largest-scaled cleaning system can do cleaning in 2 kilometers width. Tested in the Japanese Tsushima Island shores, the system directs wastes to collect them through floating barriers. The system is claimed to preserve the life in water.

Hem ofis hem TV hem de PC! / Office, TV and PC at once!?

Microsoft’un sadece ofisler ve şirketler için çıkardığı Surface Hub satışa sunuldu. “Toplantı merkezi” gibi görev yapabilen dev ekranlı bilgisayar, çoklu dokunmatik ekranı, skype ile görüşme yapabilme olanağı ve 4K görüntü kalite-si sunuyor. İçeriğinde Intel Core i7 işlemci ve Nvidia GPU barındıran Surface Hub, Windows 10 desteği ve Office ile birlikte satışa çıktı

8

TECHNOLOGY

TECHNOLOGY

TECHNOLOGY

T E C H N O L O G YTECHNOLOGY TECHNOLOGYTECHNOLOGY

TEKNOLOJİ TEKNOLOJİTEKNOLOJİ

TEKNOLOJİT EKNOLO J İ

TEKNOLOJİ TEKNOLOJİ

TEKNOLOJİ

TEKNOLOJİTEKNOLOJİ

Page 9: Santigrat Dergisi Sayı 29

NASA gave Boeing the order for the first CST-100 space taxi to transport its com-mercial crew to the international space station. The taxi is planned to start human spaceflights in 2017. At present, the space station transportations of the American astronauts are realized by Russia at the expense of 70 million dollars per seat. The estimated seat price of NASA’s Boeing Space X is 58 million dollars.

Araştırmacılar, Himalayaların Everest bölgesindeki buz-ların, 2100 yılına kadar yüzde 73 ila yüzde 96 oranında kaybedileceğini öngörüyor. Everest Dağı, mevsimsel buzul erimesinin yaşanmasının ardından bölgedeki canlılar için ha-yati olan su kaynaklarını sağlıyor, ancak yok olan buz, aynı zamanda birçok doğal riski ortaya çıkartıyor. Eriyen buzun oluşturduğu su, dev ölümcül sellere dönüşmeden önce biri-kinti barajlarının ardında toplanması gerekiyor.

Günlük yaşam yardımcısı kontakt lensler devri başlıyor. Google’ın şeker hastaları için ürettiği glikoz ölçer kontakt lens bu konuda üretilen ilk ürünlerden. Henüz test aşamasında olan lensin arasına ufacık bir kablosuz çip ile küçük bir glikoz sensörü yerleştiriliyor. Bu ikili her dakika başı göz yaşındaki glikozu ölçüyor. Henüz oldukça yeni olan bu teknolojiye bir de LED ilavesi düşünülüyor. Böylece kan şekeri belli bir düzeyin üzerine çıktığında lenste ışık yanacak ve bireyi uyaracak.

2100’de Everest’te buzul olmayacak / No icecaps on Everest in 2100

Google lensler geliyor / Countdown for Google lenses

Researchers predict that the icecaps on the Everest region of the Himalayas will be lost by 73 to 96 per cent by 2100. The Mount Everest provides water resources essential for the living species with the seasonal ice melts, so the disappearing of ice leads to numerous natural risks. The water from the ice melt needs to collect behind barage deposits before turning into huge and fatal floods.

The age of life supporting contact lenses begins! Google’s glucose measuring contact lense design for diabetic patients is one of the first products intended for that matter. A tiny glucose sensor is placed by a mini wireless chip inside the lense, which is currently under testing, to measure glucose in the tear every minute. The new technology is projected to be further improved by LED addition. Accordingly, when the blood sugar is elevated beyond a certain level, the lense will flash to signal the user.

NASA, ticari mürettebatını uluslararası uzay istasyonuna götür getir uçu-şunu yapacak ilk CST-100 uzay taksisi siparişini Boeing’e verdi. Taksi, 2017 tarihinde uçuş-lara hazır olur olmaz insanlı uçuşlara başla-yacak. Günümüzde ABD’li astronotların uzay istasyonuna ulaşımını Rusya sağlıyor ve koltuk başına 70 milyon dolar alıyor. NASA, Boeing ve SpaceX’in koltuk başı fiyatının 58 milyon dolar olacağını tahmin ediyor.

NASA Uzay taksisi yapıyorNASA produces space taxi

9

TECHNOLOGY

TECHNOLOGY

TECHNOLOGY

TECHNOLOGY

TECHNOLOGY TECHNOLOGYTECHNOLOGYTEKNOLOJİ

TEKNOLOJİTEKNOLOJİ

TEKNOLOJİ

TEKNOLOJİTEKNOLOJİ TEKNOLOJİ

TEKNOLOJİ

TEKNOLOJİ

Page 10: Santigrat Dergisi Sayı 29

DAIKIN SAKURA PROGRAMI’NIN İLK KADIN GİRİŞİMCİLERİ İŞ YAŞAMINA ADIMLARINI ATIYORFIRST WOMEN ENTREPRENEURS OF DAIKIN SAKURA PROGRAM ENTERS PROFESSIONAL LIFE

10

DAIKIN’İN YAŞAMA GEÇİRDİĞİ ‘DAIKIN SAKURA PROGRAMI’NA KATILAN İLK KADIN GİRİŞİMCİ ADAYLARI EĞİTİMLERİNİ TAMAMLAMALARININ ARDINDAN İŞ YAŞAMINA ADIMLARINI ATIYOR. KOSGEB, KALDER VE DAIKIN İŞBİRLİĞİ İLE GERÇEKLEŞTİRİLEN VE 3 YILDA 100 KADIN GİRİŞİMCİYE ULAŞMAYI HEDEFLEYEN DAIKIN SAKURA PROGRAMI’NIN İKİNCİ ETABI İÇİN GERİ SAYIM BAŞLADI.

THE FIRST WOMAN ENTREPRENEUR TRAINEES OF THE DAIKIN SAKURA PROGRAM ARE STARTING THEIR PROFESSIONAL LIVES AFTER COMPLETING THEIR TRAININGS. REALIZED WITH THE COLLABORATION OF KOSGEB, KALDER AND DAIKIN, THE DAIKIN SAKURA PROGRAM IS COUNTING DOWN FOR THE SECOND PHASE AND TARGETING TO REACH 100 WOMEN ENTREPRENEURS WITHIN 3 YEARS.

DAIKIN

Page 11: Santigrat Dergisi Sayı 29

11

n İklimlendirme sektörünün öncü kuruluşu Daikin, Türkiye Kalite

Derneği (KalDer) ve Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve

Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) işbirliği ile yaşama geçirdiği

“Daikin Sakura Programı” ile üniversite mezunu, girişimcilik potansi-

yeli olan kadınların, bu potansiyellerini ortaya çıkararak geleceğin iş

kadınlarını ülke ekonomisine kazandırıyor.

3 yılda 100 kadın girişimciyi iş hayatına kazandırmayı hedefleyen

Daikin Sakura Programı’nın ilk etabını tamamlayan 8 kadın girişimci,

22 Nisan Çarşamba günü Wyndham Grand İstanbul Levent’te düzenle-

nen törenle plaketlerini aldı. Geçen yıl programa katılan Alev Aktürk

(İstanbul), Emine Mira Demir (İstanbul), Melek Demircan (İstanbul),

Melike Gülbahçe (İstanbul), Müzeyyen Karagöz (Ankara), Özlem

Erginsoy Uruk (Bursa), Pelin Atak (Ankara) ve Zehra Erdem (Ankara)

eğitimlerini başarı ile tamamlayarak, yaşadıkları illerde kendi işyerle-

rini açarak iklimlendirme sektöründeki yerlerini almaya başladı.

n The air conditioning leader Daikin gains the business women of the

future with a graduate degree and entrpreneurship potential to the national

economy by bringing out their potentials with the “Daikin Sakura Program”,

which is realized with the collaborative supports of Turkish Society for

Quality (KalDer) and Small and Medium Industry Development Organization

(KOSGEB).

After successfully completing the first phase of the Daikin Sakura Program,

which aims to gain 100 women entrepreneurs within 3 years to business life,

eight women entrepreneurs were presented plaquets at the ceremony which

took place on April 22, Wednesday at Wyndham Grand Istanbul Levent. Alev

Aktürk (Istanbul), Emine Mira Demir (Istanbul), Melek Demircan (Istanbul),

Melike Gülbahçe (Istanbul), Müzeyyen Karagöz (Ankara), Özlem Erginsoy

Uruk (Bursa), Pelin Atak (Ankara) and Zehra Erdem (Ankara), who had

applied the program last year, successfully completed their training to join the

air conditioning sector by establishing their own firms in their hometowns.

Page 12: Santigrat Dergisi Sayı 29

12

Genç girişimcilere sertifikalarının verildiği

gecede, program hakkında bilgi veren

Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder,

Sakura Programı’nı bir sosyal sorumluluk

olarak gördüklerini belirterek, şunları

söyledi: “Kurum felsefesinin temeline

topluma değer yaratacak çalışmaları koyan

90 yıllık köklü bir kuruluş olarak, Saku-

ra Programı’nı Türkiye’deki genç kadın

girişimcileri destekleyen çok değerli bir

sosyal sorumluluk projesi olarak görüyoruz.

Programın birinci etabına katılan 8 başarılı

girişimci kadın ile yola çıktık. Bu prog-

ram ile 3 yılda, 100’ü girişimci ve onların

yanında işe başlayacak 100 kadın çalışan

ile birlikte toplam 200 kadını iş hayatına

kazandıracak olmayı hem sektörümüz hem

de ülkemiz adına çok önemli buluyoruz.”

Sakura Programı kapsamında KalDer ile

birlikte genç girişimcilere finans, girişim-

cilik, perakende ve yönetim eğitimlerinin

yanı sıra teknik konularda eğitim verdik-

lerine de işaret eden Önder, “Kapsamlı bir

eğitim ve hazırlık sürecinin ardından Daikin

bayii olarak aramıza katılan bu 8 genç

arkadaşımız, rol model olarak ekonomik ve

sosyal hayata kazandırılacak” dedi. Önder,

“Spordan iş hayatına kadar kadını hayatın

her alanında desteklemeyi kendine görev

edinmiş bir kuruluş olarak, KOSGEB ve

KalDer ile birlikte böyle bir projeyi hayata

geçirerek bu tür işbirliklerine de örnek

oluşturmayı amaçlıyoruz” diye konuştu.

Sharing detailed information about the

program at the certification ceremony

with young entrepreneurs, Daikin Turkey

CEO Hasan Önder said that the Sakura

Program should be acknowledged as a social

responsibility project, and continued: “As

a deep-seated 90 year-old company with

the principal corporate philosophy of value

adding projects for the society, we regard

the Sakura Program as a valuable social

responsibility project to support the young

women entrepreneurs of Turkey. We started

the first phase of the program with eight

successful women entrepreneurs. We place

great value in gaining 200 women -half of

them entrepreneurs and half of them their

future employees- to business life within

three years both for the sake of our sector

and our nation.”

Stating that within the context of the Sakura

Program, finance, entrepreneurship, retail,

management and technical trainings have

been given to young entrepreneurs together

with KalDer, Önder said: “Our eight young

colleagues who joined the Daikin team as

dealers after a comprehensive training

and preparation process will be gained to

economic and social lives as role models.”

Önder continued: “In line with our principle

of supporting women in all areas of life from

sports to business, we aim to set an example

for further cooperations by realizing such a

project with KOSGEB and KalDer.”

KADIN GİRİŞİMCİLERİ DESTEKLEYEN SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ

A SOCIAL RESPONSIBILITY PROJECT TO SUPPORT WOMEN ENTREPRENEURS

Page 13: Santigrat Dergisi Sayı 29

13

KOSGEB İstanbul Anadolu Yakası Hizmet

Merkezi Müdürü Serhat Öztürk, KalDer ve

Daikin ile işbirliği yaptıkları Daikin Sakura

Programı’nın bu kapsamda hayata geçirilen

önemli bir çalışma olduğunu vurgularken,

KOSGEB olarak verdikleri desteği şöyle

anlattı: “KalDer ve Daikin tarafından veri-

len eğitimlerin sonunda, girişimcilerimiz

kurumun toplam 30 bin TL’yi bulan işletme

kuruluş, donanım, işletme giderleri ve

sabit yatırım desteklerinden geri ödemesiz

olarak yararlandı. Gelecek 2 dönemde de

seçilecek girişimcilerimize aynı şekilde

destek vereceğiz.”

Underlining the importance of the Daikin

Sakura Program which is co-realized with

KalDer and Daikin, KOSGEB Istanbul Ana-

tolian Side Service Center Manager Serhat

Öztürk briefed the support of KOSGEB: “At

the end of the trainings given by KalDer

and Daikin, the entrepreneurs benefited

from KOSGEB’s 30 nenrecourse loans of 30

thousand TRY, including foundation, equip-

ment, management and fixed investment

costs. In the next couple of years, we will

be supporting our future candidates in the

same manner.”

KOSGEB’TEN GERİ ÖDEMESİZ 30 BİN TL KOSGEB GIVES NONRECOURSE LOAN OF 30 THOUSAND TRY

KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A. Hamdi

Doğan ise, sürdürülebilir bir kalkınma için

kadın yeteneklerinin kazanılması ve fırsat

eşitliğinin sağlanması konusuna özel bir

önem verdiklerini vurgulayarak, KOSGEB

ve Daikin işbirliği ile hayata geçirilen

Daikin Sakura Programı’nın bu amaca

hizmet ettiğini kaydetti. Daikin Sakura

Programı’nın yalnızca kadın girişimci

yetiştirmekle kalmayacağını, iş sahibi

kadın statüsü kazandıracağına dikkat

çeken Doğan, “Ülkemizdeki kadının iş

hayatına katkısını artıracak bu proje,

kalkınma çalışmalarına bu yönü ile önemli

bir doğrudan etki yapacaktır. Ülkemizin

kalkınma sürecinde çalışan kadın oranını

arttırmak kadar kadın girişimci sayısını

arttırmak da önemli. Yaşamın iş boyutun-

da oransal artış kadar kararda etkin olacak

pozisyonlarda olmaları da bir o kadar

önemlidir.” dedi.

SAKURA İLE YENİ BİR STATÜ

Emphasizing the impor-

tance given on gaining

women’s talents and

leveling the playing field

for sustainable develop-

ment, KalDer Chairman of

the Board A. Hamdi Doğan

stated that the Daikin Sakura Program by

KOSGEB and Daikin served this principal

mission. He also added that the program is

not only confined with training women entre-

preneurs, but will also gain them the status of

business owners: “The project is designed to

reinforce the participation of women in the

business life, hereby making a direct impact

on the projects of development. In the na-

tional development process, it is important to

increase the number of women entrepreneurs

as much as the ratio of working women. That

is, the occupation of decision making posi-

tions is as crucial as relative growth.”

A NEW STATUS BY SAKURA

Page 14: Santigrat Dergisi Sayı 29

Daikin Türkiye Akademi Koordinatörü

Neslihan Yeşilyurt da, Daikin Sakura

Programı’nın işleyişi hakkında şu bilgileri

verdi: “İlk etabı başarıyla tamamlayan 8

girişimci genç kızımız, yaşadıkları şehir-

lerde Daikin bayi olarak ilk showroom’la-

rını açmaya başladı. Yeni dönemde bir

yandan bu 8 girişimcimizi desteklemeye

devam ederken, diğer yandan da ülkemize

yeni girişimciler kazandıracağız. Sakura

Programı’nın ikinci etabına katılmak iste-

yen üniversite mezunu kızlarımız, Mayıs

ayı itibariyle başvurularını yapabiliyor.

Daikin Sakura Programı’na başvur-

mak isteyen girişimci adaylarını www.

daikinakademi.com adresinden bilgilen-

direceğiz.” 3 yılda 100 girişimci kadını

iklimlendirme sektörüne kazandıracak

olan Daikin Sakura Programı’nın 2’nci

etabı, mayıs ayında başlayacak. KalDer

ve KOSGEB yöneticilerinin yanı sıra iş

dünyası ve basından değerli isimlerin yer

aldığı bir jürinin yaptığı mülakat ile seçile-

cek adaylar Ağustos ayı itibariyle eğitime

başlayacak. Program ile yalnızca kadın

girişimci yetiştirmekle kalınmayacak,

eğitim alan kadınlara “iş sahibi kadın”

statüsü kazandırılacak. Daikin Sakura

Programı kapsamında KalDer ile birlikte

kadın girişimcilere finans, girişimcilik,

perakende ve yönetim eğitimlerinin yanı

sıra teknik konularda toplamda 120 saat

süren eğitim verilecek.

Proje adını; Japon kültüründe yeniden doğuşun yanı sıra sonsuzluğu simgeleyen

kiraz ağacı Sakura’dan alıyor. Bu projenin süresi 3 yıl olarak planlandı, ancak iste-

niyor ki, üstlendiği misyon ile örnek bir proje olsun. İçeriği ve işleyişi açısından bir

ilk özelliği taşıyan bu projenin, özel sektör-devlet-STK işbirliğinin güzel bir örneği

olarak yeni projelere de ilham vermesi amaçlanıyor. Proje ile 3 yıllık dönemde 100

kadın girişimci, işyeri sahibi olacak ve örnek girişimciler olarak topluma değer kata-

cak. Bu da sürdürülebilir bir gelecek açısından önemli bir adım olarak görülüyor.

The project is named after the cherry tree Sakura, which is the symbol of rebirth and

infinity in the Japanese culture. The project is planned to last as long as three years, but

is designed to set an example with its mission. Blazing a trail with respect to its content

and operational process, the project is aimed to inspire future projects as a success-

ful example of private sector-state-NGO collaboration. With the project, 100 women

entrepreneurs will become business owners and contribute to society as role models in

three years, which is regarded as a major step for a sustainable future.

Daikin Turkey Academy Coordinator

Neslihan Yeşilyurt informed on the Daikin

Sakura process: “The eight successful

young women who have successfully

completed the first phase began to launch

their first Daikin showrooms in their

hometowns. In the next season, we will

continue to support our eight entrepre-

neurs, while gaining our nation new

entrepreneurs. College graduate ladies

who would like to join the second phase of

the Sakura Program can apply as of May.

Entrepreneur candidates who would like

to apply Daikin Sakura Program can find

detailed information at www.daikinaka-

demi.com.” The second phase of Daikin

Sakura Program, which is going to gain

100 women entrepreneurs to the air con-

ditioning sector within three years, starts

in May. The interviews will be made by the

jury, including distinguished figures of the

business and the media in addition to Kal-

Der and KOSGEB executives. The training

of the selected candidates will start in

August. The program is not confined with

raising women entrepreneurs, but will

earn them “business owner” status as

well. Within the scope of Daikin Sakura

Program, women entrepreneurs will be

given finance, entrepreneurship, retail,

management and technical trainings of

120 hours with KalDer.

2’NCİ ETAP BAŞVURULAR BAŞLADI

PROJEYE NEDEN SAKURA ADI VERİLDİ?

WHY IS THE PROJECT NAMED AFTER SAKURA?

APPLICATIONS START FOR THE SECOND PHASE

14

Page 15: Santigrat Dergisi Sayı 29
Page 16: Santigrat Dergisi Sayı 29

OSMANLI’DA RAMAZANLARTHE OTTOMAN RAMADAN

16

OSMANLI TOPLUMUNDA RAMAZAN GELMEDEN EVVEL BÜTÜN İNSANLARDA TATLI BİR TELAŞ BAŞLAR VE HAZIRLIKLAR YAPILIRDI. KOMŞU VE AKRABALAR BİR ARAYA GELEREK MEVSİMİNE GÖRE ERİŞTELER, TURŞULAR, KONSERVELER, REÇELLER YAPARLARDI. BİRÇOK YÖRENİN KENDİNE HAS YEMEKLERİ, İFTAR VE SAHUR SOFRALARINI SÜSLERDİ. RAMAZAN’IN ‘YÜKÜ’ VEZİR- İ AZAM’LARIN ÜZERİNDEYDİ.

IN THE OTTOMAN SOCIETY, EVERYONE WAS CAPTURED BY A SWEET RUSH AND THE PREPARATIONS BEGAN BEFORE RAMADAN. NEIGHBOURS AND KINS CAME TOGETHER TO PREPARE HOME MADE NOODLES, PICKLES, PRESERVES AND JAMS. IFTAR (BREAKING OF THE RAMADAN FAST) AND SAHUR (MEAL BEFORE DAWN DURING RAMADAN) TABLES WERE SWARMED WITH REGIONAL DELICACIES. THE ‘BURDEN’ OF THE RAMADAN WEIGHED UPON THE GRAND VIZIER.

TARİH/HISTORYHAZIRLAYAN / ARTICLE: EROL ÇALIArAştırmAcı-YAzAr / reseArcher Wrıter

Page 17: Santigrat Dergisi Sayı 29

17

n Ramazan ayının en önemli organizasyonu, veziriazamın, yani

dönemin başbakanının iftar davetleriydi. Osmanlı döneminde

iftar davetleri Ramazan’ın ilk günüyle birlikte başlamazdı. İn-

sanların vücutlarını ve psikolojilerini oruca hazırlamaları, ayrıca

Ramazan’ın ilk günlerini aileleriyle birlikte geçirmeleri için da-

vetler, Ramazan’ın 4’üncü gününden sonra başlardı. Vezir-i Azam

ve diğer üst düzey devlet adamları, bu günden itibaren âlimleri,

bürokratları ve askerin ileri gelenlerini protokol kurallarına göre

iftara davet ederlerdi.

n The foremost organization of the Ramadan month was the iftar

feasts given by the grand vizier, a.k.a. the chancellor of the time.

Back in the Ottoman era, iftar meals did not begin with the early

days of Ramadan. To allow people’s bodies and souls to align with

the act of fasting, and to leave the early days of Ramadan to be

enjoyed in the family, iftar invitations started only after the fourth

day of Ramadan. The Grand Vizier and other senior statesmen

summoned scholars, bureaucrats and senior soldiers for iftar in

accordance with the protocol.

Vezir-i Azam’ın davetine katılacak devlet adamlarının

listeleri düzenlenerek padişahın onayına sunulurdu. İftar

davetlerinin en önemlisi Vezir-i Azam’ın hükümet merkezin-

de vereceği ziyafetlerdi. Vezir-i Azam’ın verdiği bu ilk davete,

peygamber ailesine mensup olan Seyyid ve Şeriflerin defteri-

ni tutan Nakib’ül Eşraf ve alimler katılırdı. Ramazan’ın 4’üncü

gününde selatin camilerin şeyhleri, 5’inci gününde şeyhülis-

lam, 6’ncı gününde Rumeli ve Anadolu kazaskerleriyle, daha

sonra ordunun ve bürokratların önde gelenleri makamlarına

göre tespit edilmiş günlerde, Vezir-i Azam’ın sofrasında iftar

yaparlardı. Vezir-i Azamlar, Ramazan aylarında devlet ileri

gelenlerine günlerce iftar ziyafetleri vermelerinin yanı sıra,

padişaha, valide sultana, harem ağasına, sarayın üst düzey

memurlarına, şeyhülislama ve ulemanın önde gelenlerine “if-

tariyelik” denen hediyeler gönderirlerdi. Osmanlı padişahları

ise iftarlarını genelde sarayda yaparlardı. Padişahların saray

dışında iftar yapmaları istisnai bir durumdu.

The list of statesmen to be invited by the Grand Vizier was submitted

to the Sultan’s approval. The supreme iftar feasts were given by the

Grand Vizier at the county seat. Nakib-ül Eşraf (the governor responsi-

ble for keeping the records of the Prophet’s descendants) and scholars

were invited to the first feast of the Grand Vizier’s. On the fourth night

of Ramadan dined the shaykhs of the Selatin mosques (mosques that

were built upon the orders of Sultans), on the fifth night the Shaykh al-

Islam, on the sixth night the Rumelian and the Anatolian kadi-ul askers

(judges of the army), to be followed by the senior military services and

bureaucrats on selected days depending on their ranks at the Grand

Vizier’s table. In addition to giving senior consecutive iftar feasts for

the statesmen, Grand Viziers used to send special presents called “if-

tariyelik” to the Sultan, Sultana, Eunuch, senior court officers, shaykh

al-Islam and leading scholars during Ramadan. Ottoman sultans usu-

ally had their iftar dinners at the palace. On rare occasions they dined

outside the palace.

SARAYDA İLK DAVET NAKİB’ÜL EŞRAF VE ULEMAYA THE FIRST FEAST IN COURT IS FOR NAKİB’ÜL EŞRAF AND ULEMA

Page 18: Santigrat Dergisi Sayı 29

18

Osmanlı’da Ramazan ayının başlayıp

başlamadığı hilalin izlenmesiyle tes-

pit edilirdi. Ramazan ayının başlangıç

ve bitişini, Kadir Gecesi’nin ne zaman

olduğunu tespit etmek kadı efendinin

göreviydi. Yüksek yerlere gönderilen

devlet görevlilerinin veya halktan bazı

insanların hilalin göründüğünü, yani yeni

hilalin doğduğunu bildirmesiyle Ramazan

başlardı. Hilali görmek yetmezdi, şahit de

istenirdi. Hilali görenler hemen şahitlerini

de bularak mahkemeye giderek durumu

bildirirlerdi. Bu konuda 2 kişinin şahitliği

gerekirdi. Durum araştırılır, denilen doğru

çıkar da Ramazan’ın başladığına veya bitip

de bayram olduğuna karar verilirse, haberi

getirenler ve şahitler yüklü miktarda ödül

alırlardı. Ramazan’ın başlangıcı bu şekilde

tespit edildikten sonra durum Bâbıali’ye,

oradan da padişaha bildirilirdi. Padişahın

onayından sonra Ramazan’ın başladığı

halka duyurulurdu. Cami minarelerinde

kandillerin yakılması durumun halka

ilânıydı.

In the Ottoman times, the beginning of

Ramadan was identified by observing

the new moon. It was kadi’s (the Muslim

judge) duty to determine the beginning and

the end of Ramadan, and the Qadr night.

Ramadan began as the senior statesmen

or certain people among the common folk

heralded the rising of the new moon. Seeing

the new moon was not enough, witnesses

were required. The detectors of the new

moon applied to the court in the company

of two witnesses. The claim was studied,

in case it was true that the Ramadan actu-

ally began or ended to herald the eid, the

heralds and their witnesses were awarded

huge sums. Once the start of Ramadan was

determined, it was reported to Bâbıali (the

Sublime Port) and the Sultan. Following

the Sultan’s approval, a public announce-

ment was made by lighting candles on the

minarets of mosques.

RAMAZAN’IN BAŞLANGICINI BİLDİRENE ÖDÜL VERİLİRDİ

THE HARBINGERS OF RAMADAN WERE AWARDED

Page 19: Santigrat Dergisi Sayı 29

19

Ramazan geldiğinde, İstanbul’un bütün evleri, herkesin kudretine

göre birer ziyafet evi haline gelirdi. Herkes akraba ve dostlarını

evine iftara davet eder, maddi durumuna göre ziyafet vermeye

çalışırdı. Büyüklerin konaklarında Ramazan akşamları büyük

hazırlıklar yapılır, süslü ve çeşitli sofralar kurulurdu. Büyük ko-

naklarda ev sahibi için hazırlanan sofradan başka, her günkü gibi

kâhya odasına, divan efendisi, kitapçı, mühürdar ve imam efendi

odalarına da zengin sofralar kurulur, gelen misafirler rütbelerine

göre buralara alınırdı. Ev sahibinin her akşam kurulan sofrasına,

Ramazan ayına mahsus olan ekmeklerden başka, uzun yumuşak

pideler, muhtelif ufak halka çörekler, gümüş veya değerli bir tep-

siye çeşitli meyvelerden yapılmış reçeller, sucuk, pastırma, pey-

nirler ve bilhassa hurma ile çeşit çeşit zeytinler konurdu. Ortasına

da saplı, kulplu ve kapaklı küçük kristal bardak içinde Mekke’den

getirilmiş zemzem suyu yerleştirilirdi. En ağır kıymetli takım ve

tabaklar, sırmalı havlular, gümüş leğenler hazır edilirdi.

İftar vaktine yarım saat kala odanın münasip bir köşesine konmuş

buhurdanlarda ödağacı veya buhur, pek kibar ailelerde misk anber

yakılır, odanın kapısı çekilirdi. Akşam ezanına çeyrek kala hane

sahibi yemek odasına girer, ayakta kendi sofrasına alınacak misa-

firlerin gelişini bekler, karşılar, herkes sofrada yerini alınca daire

imamı efendi derhal Kur’an-ı Kerim’den bazı ayetler okumaya

başlar, herkes sessizce dinlerdi. Bu arada vaktin geldiğini bildiren

top da atılmış olurdu. Önce zemzem içilerek oruçlar açılır, iftarlık

denen reçeller ve önlerindeki çöreklerden yemeye başlanırdı. Zen-

ginler yemekte iki çeşit çorba, en az üç çeşit tatlı, iki çeşit börek

ve hoşaf ile beş-altı türlü sebze bulundururdu. Sofraların meşhur

tatlıları baklava, samsa, revani, şekerpare idi.

KONAKLARDA İFTAR KÜLTÜRÜ

With the start of Ramadan, every household in Istanbul became

a feast house as much as could be afforded. Everyone invited

kins and friends for iftar feasts to the extent their budget al-

lowed. Huge preparations were done for Ramadan evenings in

the mansions of the elderly, sumptuous festive banquets were

held. In big manors, aside from the main table of the host, rich

tables were set for the butlers, council masters, bookmen, seal-

ers and imam magisters to welcome guests in accordance with

their ranks.

In addition to the special Ramadan bread, the host’s table

included soft pitas, assorted biscuits, jam varieties, sausage,

bacon, cheese, dates and olives served in silver trays and the

like. Amidst was placed zam-zam water from Mecca in delicate

crystal carafs. The most valuable tablewares, brocaded towels,

silver washbowls were made ready.

About half an hour before the iftar, aloewood or frankincense

was burned in incensories in a corner of the room, with the

privilige of musk ambrette in select households, with the doors

kept closed. A quarter hour before the evening prayer, the host

entered the dining room and waited up for his guests, and

welcomed them. When all is seated, imam effendi started citing

certain verses from the Qur’an while everyone silently listened.

In the meantime, the gunfire announced that it was time to

break fast. The fast was broken with zam-zam, to be followed by

jams and biscuits. The well-off had at least two different soups,

three desserts, two pastries, stewed fruits, and 5-6 vegetable

dishes. The most famous of the desserts were baklava, samsa (a

sweet pastry soaked in syrup), sweet semolina pastry and dry

switheet.

THE IFTAR TRADITION IN THE MANSIONS

Page 20: Santigrat Dergisi Sayı 29

20

Her konak sahibi kendi gücüne göre sahur ziyafeti verirdi. Her

sınıftan halk kendi mali gücüne göre sahur için yemek hazırlardı.

Vezirler ve devlet adamlarının konaklarında da geceleri mut-

faklarda hazırlanan yemekler, hizmetliler tarafından harem ve

selâmlığa taşınırdı. Yine gündüz gibi sofralar kurulursa da akşam

yemekleri gibi olmazdı. Sahur yemeğinde, suyu alınmış söğüş

et veya ızgara köfte ve donmuş paça, hususi yapılmış makarna,

hafif tatlılardan sütlaç, muhallebi, ayva ve elmas tatlısı, hoşaf

olurdu. Bu büyük konaklara geceleyin de sahur yemeği için fu-

kara gelir, onlara ayrılan sofralarda yemekler yedirilirdi. Ancak

gelen fakirlerin çoğu İstanbul’un uzak semtlerinde oturdukları

için sahur yemeğini konakta yemez, mutfağa gider, arkasında

taşıdığı zembilindeki kaplara akşamdan kalan yemeklerden

koyup, dönerlerdi. Yakında oturanlar sahura kalırdı.

KONAKLARDA SAHUREach mansion gave a sahur feast in line with their budget. People

from each class prepared the sahur meal they could afford. Meals

prepared in the kitchens of Grand Viziers and statesmen during

the night were served in the harem and the selamlık (the rooms

of the house reserved for men) by the servants. Tables were set

as in the daytime, though they were not in the same fashion as

iftar dinners. The typical sahur meal included cold cuts or grilled

meatballs and frozen trotters, homemade noodles, and a light

dessert like rice pudding, milk pudding, quince or apple dessert,

or compote. Bigger mansions welcomed the poor at sahur around

tables reserved for them. Moreover, as these guests were mostly

from the outer districts of Istanbul, they did not have their sahur

meal in the mansion, but went to the kitchen to take the leftover

meals home with them. The guests living nearby stayed for sahur.

SAHUR AT THE MANSIONS

Page 21: Santigrat Dergisi Sayı 29

Hizmetçilerin, misafirlere salonun kapısında takdim ettiği

şimşir(tahta) kaşıklarda Kur’ân’daki sûre isimleri yazar, herkes

aldığı kaşıkta hangi sûre ismi yazıyorsa, o ismin yazılı olduğu

sofraya otururdu. Böylece zengin-fakir, resmi-sivil yan yana

yemek yerdi. Yemekten sonra da şimşir kaşıklar, üzerlerinde

sûre isimleri yazılı olduğu için yakılır ve külleri gül bahçesine

dökülürdü.

Ramazanlarda padişahın huzurunda tefsir ve hadis dersleri

okunur, dini sohbetler yapılırdı.. Padişahın huzurunda okundu-

ğu için bu derslere “Huzur Dersleri” denirdi. Bu dersler genelde

haftada 2 gün, Ramazan boyunca ise 8 defa yapılırdı. Dersler

saray salonlarından birinde, öğle ile ikindi arasında yapılırdı.

İlk huzur dersleri Osman Gazi zamanında başlamış, Sultan

Murad Hüdavendigâr’ın isteğiyle resmîleşmişti. Âlimler halk

için de câmilerde tefsîr, hadis ve fıkıh dersleri yaparlar, umûmî

vaazlar verirlerdi. İşte Osmanlılar, bu mübârek ayı, her şeyiyle

rengârenk ve dopdolu yaşıyorlardı.

SURE İSİMLİ SOFRALAR

Names of the verses from Qur’an were inscribed on the wooden

spoons served to each guest by the servants, each guest was seated

at the table of the same name. So the rich dined with the poor, the

official with the civil. After the meal, the spoons were burned for

carrying verses’ names on them, and the ashes were scattered over

the rosery.

During the Ramadan, Qur’an interpretations and hadiths (the deeds

of the prophet) were recited, and religious conversations took place

at the Sultan’s presence. These course were called as “the Courses of

Peace” for taking place at the presence of the Sultan. They usually

took place twice a week, and 8 times during the Ramadan in one

of the court halls in the afternoon. The earliest courses of peace

started during the reign of Sultan Osman, and became official upon

the order of Sultan Murad Hüdavendigar. Scholars conducted in-

terpretation, hadits and islamic law courses, and preached sermons

for the common people in the mosques. Thus was the holy month

enjoyed in full colour and spirit by the Ottomans.

TABLES NAMED AFTER VERSES

21

Page 22: Santigrat Dergisi Sayı 29

22

DAIKIN, REKLAMCILIĞIN OSCAR’I EFFIE’Yİ İKİNCİ KEZ KUCAKLADI DAIKIN ONCE AGAIN EMBRACES THE ADVERTISING OSCAR ‘EFFIE’

İKLİMLENDİRME SEKTÖRÜNÜN KÜRESEL LİDERİ DAIKIN, REKLAM DÜNYASININ EN PRESTİJLİ ÖDÜLLERİNDEN OLAN EFFIE’DE BU YIL, DAYANIKLI EŞYALAR KATEGORİSİNDE RAKİPLERİNİ ELEYEREK ÖDÜL ALAN TEK MARKA OLDU. İLK ÖDÜLÜNÜ 2012 YILINDAKİ LANSMAN KAMPANYASI İLE ALAN DAIKIN, BU YIL DA ‘UZMANLIK’ ALGISINA VURGU YAPTIĞI REKLAM KAMPANYASI İLE ÖDÜLE LAYIK GÖRÜLDÜ.

THE GLOBAL AIR CONDITIONING LEADER DAIKIN HAS BEEN SINGLED OUT IN THE CATEGORY OF DURABLE GOODS TO BE AWARDED THE PRESTIGIOUS ADVERTISING PRIZE OF EFFIE. DAIKIN HAD WON ITS FIRST PRIZE WITH THE LAUNCH CAMPAIGN IN 2012. THIS YEAR, IT HAS BEEN AWARDED THE PRIZE WITH ITS “EXPERTIZE” ORIENTED CAMPAIGN.

DAIKIN

Page 23: Santigrat Dergisi Sayı 29

23

n Flying the flag of nine decades of global air conditioning leadership in

Turkey, Daikin won the Effie prize with its advertising campaign focusing

on the significance of expertise. Daikin Turkey had won its first prize

with its 2012 launch campaign, and has been awarded once again in this

year’s awards with its campaign that reinforces the notion of expertise.

In the award-winning campaign, Daikin’s four main expertise fields are

confirmed by four successful names from four different expertises.

226 projects have been shortlisted in the 7th “Effie Turkey Advertising

Event Awards”, which has attracted applications beyond expectations.

Among the 366 applications, 20 finalists were awarded gold, 23 silver

and 22 bronze Effies. Daikin Turkey singled out in the “Durable Goods”

category by winning the prize. The award-winning campaign is created

by Alametifarika, and presents four different expertise fields in air

conditioning to the audience with the presence of four successful names

with different expertises.

Effie began in 1968 in the USA to assess the effect and efficiency of

advertisements, and to promote them. Today, Effie awards are given

to the most effective campaigns “that meet the target” in 40 countries.

Instead of creativity, Effie focuses on the effectiveness of campaigns by

studying statistics in terms of impact versus budget, and the jury makes

the final decision accordingly.

In the Effie Advertising Events, which is singled out for its solution-

oriented approach, scores are given for Strategy (23.3%), Creativity and

Big Ideas (23.3%), Application and Realization (23.3%), and Results

(30%). To win the Effie prize, a campaign or advertisement must be

certified by independent bodies such as market research companies,

sectoral reports, sales figures etc. with respect to their contribution of the

product/company. Effie considers the campaign as a shared project and

awards both the company and the advertising agency.

n Dünya klima sektöründeki 90 yıllık öncülüğünü Türkiye’ye taşıyan

Daikin, uzmanlığın önemine dikkat çektiği reklam kampanyası ile Effie

Ödülü’nün sahibi oldu. İlk ödülünü 2012 yılındaki lansman kampan-

yasıyla alan Daikin Türkiye, bu yıl ise uzmanlık algısını perçinlediği

kampanya ile bir kez daha ödüle layık görüldü. Daikin Türkiye ödül kaza-

nan reklam kampanyasında klimadaki 4 ayrı uzmanlık alanını, farklı

alanlarda uzmanlaşan 4 başarılı ismin onayına sunuyor.

Bu yıl 7’nci kez düzenlenen ve 226 projenin finale kaldığı “Effie Türkiye

Reklam Etkinliği Ödülleri”ne bu yıl beklenenin üzerinde başvuru gerçek-

leşti. Toplamda 366 başvurudan finale kalan kampanyalar arasından 20

kampanyaya altın, 23 kampanyaya gümüş, 22 kampanyaya bronz Effie

verildi. Daikin Türkiye ise “Dayanıklı Eşyalar” kategorisinde rakiplerini

eleyerek ödüle layık görülen tek marka oldu. Alametifarika tarafından

hazırlanan ödüllü reklam kampanyasında Daikin, klimadaki 4 ayrı

uzmanlık alanını farklı alanlarda uzmanlaşan 4 başarılı isimle birlikte

kullanıcıların bilgisine sunuyor. İlk kez 1968 yılında Amerika’da reklam-

ların etkinliğini ve başarısını ölçmek ve ödüllendirmek üzere başlatılan

Effie’de ödüller, günümüzde 40 ülkede yapılan yarışmada “hedeflediği

sonuca ulaşan” en etkili kampanyalara veriliyor. Effie ödülleri reklam-

daki yaratıcılığı değil reklamın, harcanan bütçeye göre yarattığı etkiyi,

elde edilen rakamsal sonuçlar doğrultusunda reklamın asıl amacına

hizmet edip etmediğini sorguluyor ve jüri seçimini elindeki net veriler

doğrultusunda yapıyor.

Diğer reklam ödüllerinden ayıran en önemli özelliği sonuç odaklılığı olan

Effie Reklam Etkinliği ödüllerinin puanlamasında, Strateji yüzde 23.3,

Yaratıcılık ve Büyük Fikir yüzde 23.3, Uygulama ve Hayata Geçirme yüz-

de 23.3, Sonuçlar da yüzde 30 etkili oluyor. Bir reklamın ya da kampan-

yanın Effie Ödülü alabilmesi için mutlaka söz konusu ürün ya da şirkete

katkısını, pazar araştırma şirketleri, sektör raporları, satış rakamları

gibi tarafsız kurumların belgelemesi gerekiyor. Effie ödüllerinde ayrıca

kampanyaya ortak bir proje gözüyle bakılıyor ve şirket ile reklam ajansı

ortak olarak ödüllendiriliyor.

Page 24: Santigrat Dergisi Sayı 29

TÜM YÖNLERİYLE ANDROİD BİR HAYAT!EVERYTHING ABOUT AN ANDROID LIFE

24

ANDROİD’İN YALNIZCA TELEFON YAZILIMI /İŞLETİM SİSTEMİ OLDUĞUNU DÜŞÜNMEYİN. ŞİMDİLERDE BUZDOLABINDAN OYUN KONSOLLARINA, SAATTEN OTOMOBİLE HAYATIN TAMAMEN İÇİNDE! YAKIN GELECEKTE VAZGEÇİLMEZ OLACAK ANDROİD’İN BU KADAR GELİŞMESİNİN NEDENLERİ: AÇIK KAYNAK, UYARLANABİLİR VE TABİİ EN ÖNEMLİSİ ÜCRETSİZ OLMASI…

DO NOT UNDERESTIMATE ANDROID AS A MERE TELEPHONE SOFTWARE/OPERATING SYSTEM. NOWADAYS, IT IS EVERYWHERE FROM REFRIGERATORS TO GAME CONSOLES, FROM WATCHES TO AUTOMOBILES! HERE ARE THE REASONS FOR THE SOON TO BE INDISPENSABLE TECHNOLOGY: OPEN RESOURCES, ADAPTABILITY AND, MOST IMPORTANTLY, BEING COST-FREE…

TEKNO ZOOM/TECHNO ZOOMYAZI/ ArtIcle: CİHAN DEMİRŞEVK

Page 25: Santigrat Dergisi Sayı 29

25

n Google’ın mobil işletim sistemi Andro-

id, akıllı telefonlarla başlayan yükselişine,

şimdilerde akıllı saatler, buzdolapları, araç içi

eğlence sistemleri, fitness ekipmanları kısacası

hayatınızın her anını kolaylaştıran cihazlarla

devam ediyor. Google’ın 2005 yılında Android

Inc.’i satın almasının ardından kurucularının

da Google’da çalışmaya başlamasıyla giderek

gelişen Android aslında Linux tabanlı bir yazı-

lım sistemi. Android ilk olarak HTC Dream’in

işletim sistemi olarak telefona dünyasına giriş

yaptı. Bu sürüm; kamera desteği Wi-Fi, Blue-

tooth, klasörler, internet tarayıcısı, uyarılar,

sesli arama, YouTube, alarmlı saat ve galeri

gibi özelliklere sahipti. 2008 yılında satışa

sunulan ilk akıllı telefonun ardından Android,

2013 istatistiklerine baktığımızda piyasanın

yüzde 80’ine sahip oldu ve günde 1.5 milyon

satış rakamına ulaştı. Peki, Android neden bu

kadar popüler oldu?

Sistemin telefonla başlayan ürün yelpazesinin

genişlemesi kullanıcılar için olduğu kadar

geliştiriciler için de Android’i rakipsiz bir

platform haline getirdi. Ayrıca, açık kaynak

ve uyarlanabilir olması, herkesin kod temelini

kolayca adapte edebilmesi ve ücretsiz olduğu

için geliştiricileri herhangi bir ücret ödemek

zorunda bırakmayışı Android’i zirveye taşıdı.

Android sistemi elbette birden çok parçadan

oluşuyor. Bu parçalardan ilki sistemin sahibi

Google. İkinci sırada ise cihaz üreticileri

geliyor. Firmalar, donanımı ve özel parçaları

üretiyor. Ardından sistemin en önemli parçası

yazılım geliştiricileri geliyor. Sistemin son

halkası ise serbest çalışan Android yazılım-

cıları. Bu yazılımcılar, yazılım yetenekleriyle

ekosisteme katkıda bulunuyor. Aynı zamanda

kendi uygulamalarını oluşturarak Google

Play üzerinden satarak para da kazanabiliyor.

Android, geliştiriciler için olduğu kadar son

kullanıcı için de oldukça çekici. Android’lerde

uygulamalardaki esneklik kullanıcıya özgürlük

duygusu yaşatıyor. Kişiselleştirme olanakları

ve her beğeniye göre ulaşabilme imkanı da

cazip özelliklerden biri. Örneğin iPhone ile

farklı telefonlar arasında MP3 ve JPG formatlı

fotoğraf paylaşmak ve yollamak konusunda

zorluk yaşanırken Android’de bu tip zorluklara

pek rastlanmıyor. Android kullanıcıları isterse

başka yerlerden de telefonlarına uygulama

indirebiliyor. Android telefonlarda hafıza için

Page 26: Santigrat Dergisi Sayı 29

26

Mini SD kart girişi mevcut, hafıza kartı alarak

telefonun kapasitesi artırılabiliyor. Özgürlük

ve bireysellik arayan kullanıcılar için Android

ideal bir işletim sistemi olarak öne çıkıyor.

Sistemin uygulama dünyası da sürekli büyüyor.

Bugün Google Play’de 1 milyondan fazla uygula-

ma bulunuyor. Android platformunda yer alan

uygulamaları, ilk servis edildiği dönemle kıyas-

larsak, bugün gelinen noktada kaliteli ve hayatı

kolaylaştıran uygulamalar seviyesinde çok iyi

bir yerde. Akıllı telefon teknolojisi de oldukça

gelişti. Ancak Android platformu eski ve yeni

ayrımı yapmadan yüz binlerce uygulamayı aynı

havuzda bulunduruyor. Uygulamaların çok iyi

seviyede olması, güncellemelerin hızlı olarak

yapılması ve üreticilerin de üst seviyedeki tele-

fonlarını sadece Android tabanlı olarak satışa

sunması da Android’in sıklıkla tercih edilme-

sinde etkili faktörler arasında. Android’in basit

ve ücretsiz geliştirilebilir yapısı oyun maliyet-

leri açısından da oldukça eşitlikçi. Maliyetler

azaldıkça oyun geliştirici küçük firmalar büyük

firmalarla yarışabiliyor. Android’in geliştirici-

ler için artıları bununla da bitmiyor. Öncelikle

Android’de uygulama geliştirmek oldukça

basit. Başlangıç için iOS gibi özel bir donanıma

ihtiyaç duyulmuyor. Tüm masaüstü işletim

sistemlerinde geliştirilebiliyor. Bu sayede

başlangıç maliyetleri oldukça düşüyor. Sistemin

kaynaklarına erişim iOS ile karşılaştırıldığında

daha fazla. Bu da uygulama arası etkileşimleri

kolaylaştırıyor. Geliştirici, uygulamayı Android

Play Market’e sokmak için AppStore’dan daha

kısa süre bekliyor. Android ekosistemi telefon

ve tablet dışında çok geniş bir ürün yelpazesine

sahip. Bunlardan bazıları ise şöyle:

Android’li buzdolabı: Samsung’un And-

roid işletim sistemli ve 8 inç boyutunda LCD

ekrana sahip 4 kapılı bir buzdolabı modeli

olduğunu biliyor muydunuz?

Android’li karaoke cihazı: Android

Lemon KTV Karaoke Makinesi 1 GB RAM ve

Mali 400 grafik işlemcisine sahip.

Araç İçi Navigasyon: Android işle-

tim sistemli navigasyon, ilk defa Parrot

Asteroid’de. 6.2 inç boyutundaki ekran araç-

lardaki standart 2-DIN boyutuna tam olarak

sığacak şekilde tasarlanmış. Araç içindeki

hoparlörleri de kontrol edebilen cihazda

USB girişi ve SD kart yuvası da bulunuyor.

Ouya: Android’li oyun konsolu Ouya

büyük ses getirdi. Android 4.1 Jelly Bean

işletim sistemini kullanan Ouya gücünü 1

GB RAM’den ve Nvidia Tegra 3 çip setinden

alıyor.

Page 27: Santigrat Dergisi Sayı 29

27

Google’s mobile operating system

Android started to rise with smart

phones, and now continues to do with

smart watches, refrigerators, in-vehicle

recreation systems, fitness equipments,

basicly anything that renders our lives

easier. Following the acquisition of

Android Inc in 2005 by Google, their

founders resumed their careers in Google.

Android is in fact a Linux based software

system, which made its first appearance

in telephone as the operating system of

HTC Dream. The release was equipped

with features including camera support,

Wi-Fi, Bluetooth, folders, internet

browser, announcements, voice call,

YouTube, alarm clock and gallery.

After the first smart phone sale in 2008,

Android has acquired the 80 per cent of

the market by 2013, and has percent 1,5

million daily sales. But why did Android

become so popular?

The system’s extension in terms of

product range beginning with telephone

made it an unrivalled platform both

for users and developers. In addition,

its open resources and adaptability

enabled everyone to easily adapt the code

base; and its being totally free of charge

carried Android to the top. The Android

system consists of multiple elements.

First is the system owner Google. Second

are the device producers. The companies

produce the hardware and special parts.

Next come the most important part of

the system; the software developers.

The final link of the system are the

freelance Android software developers,

who contribute to the ecosystem by

their software competence. At the

same time, they can create their own

applications to sell via Google Play and

earn money. Android is as attractive for

the end customer as for developers. The

flexibility of applications create a sense

of freedom in the user. The options for

personalization and the opportunity

to answer all tastes make it even more

attractive. For instance, sharing and

sending MP3 or JPG formatted images

between iPhone and any other device

can be hard, Android rarely creates such

difficulties. When they choose, Android

users can download applications from

anywhere. Android telephones come

with Mini SD inlet for memory, and

the phone capacity can be enhanced

through memory card. For users

who desire freedom and individuity,

Android steps forward as an ideal

operating system. The system’s world

of applications is constantly extending,

too. At present, Google Play presents

more than one million applications.

When the applications available on

Android platform are compared to the

date of its first service, the current status

is outstanding thanks to high quality

and life-easing applications. The smart

phone technology has also improved

extensively. Yet the Android platform

comprises hundreds of thousands of

applications regardless of being old or

new. The high quality of applications,

the speed of upgrades, and the fact

that developers present their top level

phones only in Android base are among

the reasons Android is more than often

prefered. Its simple structure which

can be improved with no extra cost

is quite equlitarian in terms of game

costs. As the costs decline, small-sized

game developer companies can compete

with the bigger ones. Android has even

more to offer for developers. First of all,

application development is quite easy on

Android. For a start, there is no need for

a special hardware such as iOS. It can

be developed in all desktop operating

systems. Therefore, the starting costs are

quite low. Access to system resources are

greater compared to iOS, which eases

interactions between applications. The

developer has a shorter waiting time to

introduce the application to Android

Play Market compared to AppStore. The

Android ecosystem offers a significantly

vast product range in addition to

telephone and tablet. Here are to name

a few:

Android refrigerator: Did you

know that Samsung has a four-door

refrigerator with Android operating

system and an LCD screen of 8 inches?

Android karaoke: Android Lemon KTV

Karaoke Machine has 1 GB RAM and Mali

400 graphic operator.

In-vehicle Navigation: A navigation

with Android operating system makes

its debut in Parrot Asteroid. The 6.2 inch

monitor is designed to fit the standard

2-DIN size inside the cabin. The device

controls the loudspeakers and comes it an

USB entry and SD card socket.

Ouya: The Android game console Ouya

has caused a stir. Using the Android 4.1

Jelly Bean operating system, Ouya draws

its strength from 1 GB RAM and Nvidia

Tegra 3 chip set.

Page 28: Santigrat Dergisi Sayı 29

28

DAIKIN TÜRKİYE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARTIK YENİ ADRESİNDEDAIKIN TURKEY HEADQUARTERS AT ITS NEW ADDRESS

DAIKIN TÜRKİYE UZUN YILLARDIR HİZMET VERDİĞİ İSTANBUL KARTAL’DA BULUNAN GENEL MÜDÜRLÜK BİNASINI ÇOK DAHA MODERN ŞARTLARDA HİZMET VERMEK ÜZERE ATAŞEHİR ALLIANZ TOWER’A TAŞIDI. HAZİRAN AYINDAN İTİBAREN FAALİYETLERİNE BURADAN DEVAM EDEN DAIKIN TÜRKİYE’NİN YENİ ADRESİ A PLUS OFİS KONSEPTİ İLE İNŞA EDİLDİ.

TO CONTINUE ITS SERVICES IN MORE ADVANCED CONDITIONS, DAIKIN TURKEY MOVED ITS HEADQUARTERS TO ATAŞEHIR ALLIANZ TOWER FROM KARTAL, WHICH HAS BEEN USED AS HEAD OFFICE FOR MANY YEARS. DAIKIN TURKEY CONTINUES ITS SERVICES UNDER THE NEW A PLUS OFFICE CONCEPT SINCE JUNE.

DAIKIN

Page 29: Santigrat Dergisi Sayı 29

29

n Daikin Turkey’s new headquarter

Allianz Tower blazes many architectural

and engineering trails. Making its mark as

Turkey’s first LEED Platin certified tower,

Allianz Tower prefered Daikin-McQuay air

conditioning systems. The 44 storey building

is a single tower of 185,5 meters, and is a

Rönesans Real Estate and Investments project.

Located at the strategic junction of E-5 and

TEM highways in Kozyatağı-Ataşehir, one

of the major business hubs of Istanbul’s

Anatolian side, Allianz Tower attracts

with its unique architecture, blazing many

architectural and engineering trails. Boasting

a total office space of 44,900 squaremeters

for rent, Allianz Tower offers flexible office

solutions from 250 to 1400 squaremeters

on every floor. Making its mark as the first

LEED Platin certified tower in Turkey, it has

been built with Performance Based Design

(PBD) and solid concrete conveyor system. In

addition to the Buckling Restrained Braces

(BRB) anti-seismic device, an aseismic

‘outrigger’ system was used in the building for

the first time ever in Turkey.

Projected by Rönesans Construction, the tower

has been designed by FX Fowle Architects,

LLP and FEHMIKOBALDESIGN Architects.

Axis Facades, VDA provided consulting

services, and the mechanical electricity

design was conducted by Okutan Engineering

and Cosentini Assosiates. The mechanical

installation works of the building was realized

by Birleşim Engineering.

n Daikin Türkiye’nin bundan sonra faaliyet-

lerini yürüteceği yeni Genel Müdürlük binası

Allianz Tower, mimarlık ve mühendislik litera-

türüne girecek pek çok ilki de bünyesinde barın-

dırıyor. Türkiye’nin ilk LEED Platin sertifikalı

kulesi olan Allianz Tower, iklimlendirmede Da-

ikin-McQuay sistemlerini tercih etti. Rönesans

Gayrimenkul Yatırım’ın projesi Allianz Tower,

44 katlı, 185.5 metre yüksekliğindeki tek bir

kuleden oluşuyor.

İstanbul Anadolu Yakası’nın önemli iş merkez-

lerinden biri olan Kozyatağı-Ataşehir’de, E-5 ile

TEM bağlantı yollarının kesiştiği stratejik bir

noktada farklı mimarisi ile dikkat çeken Allianz

Tower, hem mimarlık hem de mühendislik lite-

ratürüne girecek pek çok ilke sahip bulunuyor.

Toplam 44 bin 900 metrekare kiralanabilir ofis

alanının yer aldığı Allianz Tower, her katında

250 metrekare ile bin 400 metrekare arasında

değişen esnek ofis seçenekleri sunuyor.

Türkiye’nin ilk LEED Platin sertifikalı kulesi

olan Allianz Tower, betonarme taşıyıcı sistem,

“Performansa Dayalı Tasarım” (PBD) yöntemiy-

le inşa edildi. Bunun yanı sıra deprem güvenliği

için Türkiye’de ilk defa uygulanan bir ‘outrigger’

sistemi bulunan kulede, Burkulması Önlenmiş

Çaprazlar (BRB) olarak adlandırılan anti-sismik

cihaz kullanıldı.

Rönesans İnşaat tarafından yapımı tamamlanan

kulenin, tasarımını FX Fowle Architects, LLP,

FEHMIKOBALDESIGN Architects üstlendi. Axis

Facades, VDA’nın danışmanlık yaptığı Rönesans

Tower’ın mekanik elektrik projesi Okutan

Mühendislik, Cosentini Assosiates tarafından

dizayn edildi. Kulenin mekanik tesisat işleri ise

Birleşim Mühendislik tarafından yapıldı.

* Daikin Türkiye’nin Genel Müdürlüğü’nün bulunduğu kulenin adresi ise şöyle / The address of the new headquarters of Daikin Turkey is: Allianz Tower, Küçükbakkalköy Mahallesi, Kayışdağı Caddesi, No:1 Ataşehir / İSTANBUL Allianz Tower, Küçükbakkalköy District, Kayışdağı Street, No:1 Ataşehir / ISTANBUL

Page 30: Santigrat Dergisi Sayı 29

34

IŞIK HAYATI TEHDİT EDER Mİ?DOES LIGHT THREATEN LIFEGECE BİR UÇAK YOLCULUĞU YAPIYORSANIZ, ŞEHRİN ÜZERİNE GELDİĞİNİZDE, AŞAĞIDA GÖREBİLDİĞİNİZ TEK ŞEY GÖKYÜZÜNÜ KAPLAYAN SAVURGAN AYDINLIK OLACAKTIR. TİCARİ AMAÇLA YAPILAN GÖSTERİŞLİ IŞIKLI TABELALAR, IŞIL IŞIL AYDINLATILAN GÖKDELENLER, BİNALARIN DIŞ CEPHE AYDINLATMALARINDA VE SOKAK AYDINLATMALARINDA YAPILAN YANLIŞLAR IŞIK KİRLİLİĞİNİ ARTIRIYOR. IŞIK KİRLİLİĞİ SAVRULMUŞ IŞIK, BOŞA GİDEN ENERJİ, BOŞA GİDEN YAKIT KAYNAKLARI, BOŞA GİDEN VERGİ, BOŞA GİDEN PARA VE BOŞA GİDEN KARANLIK GÖKYÜZÜDÜR.

DURING A NIGHT FLIGHT, ALL YOU CAN SEE DOWN BELOW IS THE LAVISH LIGHT DOMINATING THE CITY SKY. FLAMBOYANT FLASHING SIGNS SERVING COMMERCIAL PURPOSES, OSTENTATIOUSLY ILLUMINATED SKYSCRAPERS, ERRONEOUS STREET LIGHTINGS CONTRIBUTE TO THE INCREASING LIGHT POLLUTION. LIGHT POLLUTION MEANS WASTED LIGHT, WASTED ENERGY, WASTED FUEL RESOURCES, WASTED TAXES, WASTED MONEY AND WASTED DARK SKIES…

ENERJİ/ENERGYYAZI/ ArtIcle : NuraN savaş

Page 31: Santigrat Dergisi Sayı 29

35

n Artificial light is one of the most fundamental discoveries of mankind,

and the basis of development and technology. Overcoming the dark,

enjoying a better vision, feeling safe and desiring a better habitat, man

started to illuminate his whereabouts. Indeed, a city’s lighting began

to be acknowledged as an indicator of the life quality of its people. Bad

and erroneous lighting now appears as a serious environmental issue.

The issue is called light pollution. Just like water pollution, air pollution

and earth pollution, it poses a threat on sustainable life, human health,

natural resources, vegetations and the animal life. Once introduced as

ease and comfort in the human life, now artificial light unfortunately

threatens the natural balance of the planet and the Earth’s biological

clock. Excessive skylight makes the passagers lose their tracks, challenge

astronomical studies, incessant light wreck the biological clock of

mankind, triggering stress, insomnia, even certain cancer types.

n Yapay ışık, insanın en büyük icatlarından biri, ilerlemenin, teknolojinin

temeli. Karanlığı yenmek, daha iyi görmek, güvende hissetmek, güzel

bir çevrede yaşamak isteyen insanoğlu, çevresini aydınlatmaya başladı.

Hatta bir şehrin nasıl aydınlatıldığı o şehir ve o şehirde yaşayan insanların

yaşam kalitesi için bir ölçüt olarak ele alındı. Yanlış ve kötü aydınlatma,

artık ciddi bir çevre sorunu olarak duruyor karşımızda. Bu sorunun adı da

ışık kirliliği. Tıpkı su kirliliği, hava kirliliği, toprak kirliliği gibi gezegeni,

sürdürülebilir yaşamı, insan sağlığını, doğal kaynakları, bitkileri, hayvan-

ların yaşamını tehdit ediyor. Çünkü insanoğlunun hayatına önce kolaylık

ve konfor olarak giren yapay ışık, ne yazık ki bugün gezegenin doğal den-

gesini, dünyanın biyolojik saatinin işleyişini tehdit ediyor. Göçmen kuşlar

yollarını şaşırıyor, aşırı parlak gökyüzü gökbilimi çalışmalarını zorlaştırı-

yor, sürekli aydınlık insan vücudunun biyolojik saatini alt üst ediyor, stres

uykusuzluk, hatta bazı kanser türlerini tetikliyor.

Page 32: Santigrat Dergisi Sayı 29

32

Birleşmiş Milletler (BM) 2015’i ‘ışık

yılı’ olarak ilan etti. Çünkü çevrecilik

serüveni yeni sorunlar, yeni örgütler,

yeni ilkeler, yeni yasalar, yeni araştırma

çalışmaları, yeni pazar arayışları, yeni

üretim teknikleri, doğada yaratılan yeni

tahribatlar, yeni kirlilikler olarak devam

ediyor. Yeni çevre sorunumuz ‘ışık

kirliği’ var gündemde. Aslında bunun iki

farklı boyutu var. Birincisi, BM ışık ve

ışık temelli teknolojilerde; küresel bi-

linçlenmeyi desteklemeyi, sürdürülebi-

lir kalkınmayı teşvik etmeyi ve çözümler

sunmayı, enerji, eğitim, tarım ve sağlık

alanlarında ışık bazlı teknolojilerin öne-

mini vurgulamayı amaçlıyor. İkincisi ise

ışık kirliliği ile mücadeleyi teşvik etmek

istiyor. Işık kirliliğinin temelini oluştu-

ran yanlış aydınlatmalara karşı doğru

ve yenilikçi aydınlatma çözümleri,

enerji tüketimini ve çevresel etkilerini

azaltırken, aynı zamanda karanlık bir

gökyüzünde evrenin güzelliğinin farkına

varmamızı da sağlayacak.

2015 NEDEN IŞIK YILI OLDU?

The United Nations (UN) declated 2015

as the international ‘year of light’, as the

environmentalist quest persists through

new problems, new organizations,

new principles, new laws, new studies,

new market searches, new production

techniques, new environmental

destructions, and new pollutions. ‘Light

pollution’ is the new environmental

problem in agenda. And it comes in two

aspects: first of all, in light and light-

based technologies, UN aims to support

global awareness, encourage sustainable

development, propose solutions, and

to emphasize the importance of light-

based technologies in the fields of energy,

education, agriculture and health.

Secondly, fighting against the light

pollution is encouraged. Against erroneous

lighting which forms the basis for light

pollution, it is aimed to promote correct

and innovative lighting solutions, reduce

energy consumption and environmental

impacts, and to contribute to the

awareness about the beauty of our universe

in a dark sky.

WHY IS 2015 DECLARED AS THE YEAR OF LIGHT?

Page 33: Santigrat Dergisi Sayı 29

33

Dünyanın gelişmiş ülkeleri gibi Türkiye de

gözünü uzaya ve gökyüzüne çevirdi. Bir

yandan bu tür projelerle, uzayın derinlik-

lerini keşfetmeye niyetlensek de ışık kir-

liliği amatör gökbilimcilerin gökyüzünü

incelemelerine engel oluyor. Çünkü yapay

gök parlaklığı, gökyüzünü ve yıldızları

görmemizi engelliyor. Türkiye’deki ışık

kirliğine ilişkin eldeki verileri güncelle-

mek hedefiyle İstanbul Kültür Üniversitesi

tarafından Temmuz 2010’da Türkiye’de

gece gökyüzü parlaklığının ölçülme-

si başlıklı bir proje başlatıldı. Bu projenin

amacı; Türkiye’de seçilmiş yerleşim böl-

gelerinde, seçilmiş “karanlık” yerlerde,

astronomi gözlemevlerinde ve milli park-

larda, doğal yaşam alanlarında geceleyin

gök parlaklığını ölçmek ve bu ölçümleri

yıldızlı gecelerin doğal gök parlaklığı ile

karşılaştırmak. Yerleşim yerlerinin gök

parlaklığı verilerinden, ışık kirliliğinin

ekonomik, çevresel ve kültürel boyutunun

değerlendirilmesi amaçlanıyor. Nüfu-

sumuzun yüzde 25’i Samanyolu’nu hiç

görmüyor. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa

gibi büyük kentlerde yaşayanlar gece gök-

yüzüne baktıklarında gerçek parlaklığında

bir yıldızı hiçbir zaman göremiyorlar.

Gökbilimciler, bir yandan gözlemevlerini

kurmak için karanlık kasabalar, köyler,

kentler bulmak için gökyüzü parlaklık

ölçümleri yapıyorlar, bir yandan da yanlış

aydınlatmalarla, ışık kirliliğine karşı

mücadele veriyorlar. Onlar sadece uzaya

kaçan ışığı önlemek, doğru aydınlatma

yapılmasını sağlamak, aynı zamanda

ekonomik israfın önlenmesini ve enerji

kaynaklarının daha verimli kullanılmasını

sağlamaya çalışıyorlar.

KENT İNSANLARI HİÇ YILDIZ GÖRDÜNÜZ MÜ

In the same way as developed nations, Turkey

has turned her face to the space and the sky.

As we intend to discover the depths of space

through these projects, the light pollution

prevents astronomers from studying the sky,

for the artificial light blocks the vision of the sky

and the stars. In order to update the present

data on the light pollution in Turkey, Istanbul

Kültür University initiated a project in July

2010 on measuring the light on the night sky in

Turkey. The mission of the project is to measure

the skylight in selected “dark” zones in certain

settlements, astronomy observatories, national

parks, and natural habitats in Turkey, and to

compare them with the natural skylight. Using

the skylight data of the settlements, it is aimed

to assess economic, environmental and cultural

aspects of light pollution. 25 per cent of our

nation has no vision of the Milky Way. Citizens

of big cities including Istanbul, Ankara, Izmir

and Bursa never see a star in its authentic light

when they look at the night sky. Astronomers

calculate skylight to find dark towns, villages

and cities to build observatories, and fight

against erroneous lighting and light pollution

at the same time. All they are fighting for is

to prevent the light from being squandered

to the space, to ensure correct lighting,

simultanenously prevent economic waste and

enable a more efficient use of energy resources.

URBAN PEOPLE, HAVE YOU EVER SEEN

THE STARS?

© Alaaddin Savaş

© Alaaddin Savaş

Page 34: Santigrat Dergisi Sayı 29

34

Araştırmalar çevrede ışık kirliği artıkça,

doğal yaşam çevrimin olumsuz etkilen-

diği gösteriyor. Okyanuslardaki bazı

mercan resifleri renklerini kaybediyor,

bazı kuş türleri üreme dönemlerini de-

ğiştiriyor, deniz kaplumbağası yavruları

karadaki yapay ışıklar yüzünden yollarını

şaşırıyor ve denize ulaşamıyorlar. Yapay

ışıkla uzayan yapay gündüzler çoğu canlı

için fazla beslenme süresi anlamına geli-

yor. Bu da biyolojik davranışlar olan göç

ve yumurtlama zamanlarının değişme-

sine neden oluyor. Ayrıca yollarını ay ve

güneşi takip ederek bulan göçmen kuşlar,

ışık kirliliğinin önemli kaynaklarından

olan aşırı ışıklandırılmış gökdelenlerin

etrafında dönmeye başlayıp, yollarını

şaşırıyor, yorgunluktan ölüyorlar. Gece

beslenen memeliler-çöl kemirgenleri,

porsuklar, keseli sıçanlar-yapay “dolu-

nay” tehlikesi altındalar. Karatavuklar,

bülbüller gibi kimi kuşlar doğal olma-

yan saatlerde ötüyorlar! Kelebeklerin

üreme çevrimleri, yarasaların beslenme

şekilleri, bitkilerin fotosentez çevrimi

etkileniyor.

• Dünyada ilk sokak aydınlatması bugünkü

Antakya’da yapıldı. MÖ 300 yıllarında

kurulan Antakya’nın Herod caddesi

meşalelerle aydınlatıldı.

• Dünyada ilk sokak lambası İspanya’nın

Kurtuba şehrinde yapıldı. Endülüs Emevileri

her yüz metrede bir içerisinde gaz lambası

olan direkler dikmişlerdi.

• İlk elektrikli sokak aydınlatması 1857

yılında Fransa’nın Lyon kentinde başladı.

• İstanbul’da ilk sokak aydınlatması 1910’da

yapıldı. Dersaadet Gaz Şirketi 3 bin 943

adet sokak lambası-feneri koyarak şehri

aydınlatmaya başladı.

• İstanbul’da ilk elektrik üretimi 1914’de,

modern anlamda sokak aydınlatmasında

kullanılmaya başlaması ise 1920’lere denk

düşüyor.

•1997’de Türkiye’den yaklaşık 120 milyon

KWsaat elektrik enerjisini uzaya kaçmıştır.

Kaynak: isikkirliliği.org

GEZEGENİN BİYOLOJİK SAATİ

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

Page 35: Santigrat Dergisi Sayı 29

35

Studies show that as the light pollution

increases, natural life cycle is negatively

influenced. Certain coral reefs in oceans

lose colour, some bird species mutate their

reproduction periods, baby sea turtles

lose their ways because of the artificial

lights and fail to reach the sea. Artificial

days elonged with artificial light signify

a longer nutritional time for most speies,

which result in the changing of biologic

patterns such as migration and egg laying

times. Furthermore, passagers finding

their tracks by following the moon and the

sun start circling around the excessively

illuminated skyscrapers, which are among

the major sources of light pollution,

eventually losing their track and dying of

exhaustion. Nocturnal mammals –desert

rodents, badgers, opossums- are faced

with the artificial “full moon” threat.

Certain bird species such as blackbirds

and nightingales are warbling at

unnatural hours! Reproductive cycles of

the butterflies, nutrition styles of the bats,

photosynthesis cycles of the plants are all

effected.

• The world’s first street light was produced

in Antioch. In 300BC, Herod Street of the

city was illumninated by torches.

• The world’s earliest street lamp was made

in the Spanish city of Cordoba. Andalucian

Emevis had erected posts incorporating

gas lamps at ever hundred meters.

• The first electrical street light was used in

1857 in Lyon, France.

• The first street light in Istanbul dates

back to 1910. Dersaadet Gas Company

illuminated the city by 3,943 street

lanterns.

• The first electricity production in Istanbul

began in 1914, and started to be used in the

street lights in the modern sense during the

1920’s.

• In 1997, about 120 million kW/h of

electric energy was squandered to space in

Turkey.

Reference: isikkirliliği.org

EARTH’S BIOLOGICAL CLOCK

DID YOU KNOW?

© Alaaddin Savaş

© Alaaddin Savaş

Page 36: Santigrat Dergisi Sayı 29

DAHA KÜÇÜK VE DAHA AZ ELEKTRİK TÜKETEN KLİMALAR GELİYORCOUNTDOWN FOR MORE COMPACT AND LESS ENERGY CONSUMING AIR CONDITIONERS

36

DÜŞÜK KÜRESEL ISINMA POTANSİYELİNE SAHİP SOĞUTUCU AKIŞKAN R32 İLE İKLİMLENDİRME SEKTÖRÜ YENİDEN ŞEKİLLENİYOR. AVRUPA’DA OLDUĞU GİBİ TÜRKİYE’DE DE R32 SOĞUTUCU AKIŞKANINI İÇEREN İLK SPLİT KLİMALARI PİYASAYA SUNAN DAIKIN, BU SOĞUTUCU AKIŞKANIN YAYGINLAŞMASI İÇİN ÇALIŞIYOR. ÇÜNKÜ ÇEVRE DOSTU BU YENİ NESİL SOĞUTUCU AKIŞKAN İLE DAHA KÜÇÜK VE DAHA AZ ELEKTRİK TÜKETEN KLİMALARIN ÜRETİLMESİ MÜMKÜN.

AIR CONDITIONING SECTOR IS BEING RESHAPED WITH THE COOLING LIQUID R32 WITH LESSER GLOBAL WARMING POTENTIAL. INTRODUCING THE FIRST SPLIT CONDITIONERS WITH R32 COOLING LIQUID IN TURKEY AS IN EUROPE, DAIKIN IS WORKING TO GENERALIZE THIS COOLING LIQUID. BECAUSE WITH THE NEW GENERATION COOLING LIQUID, THE PRODUCTION OF MORE COMPACT AND LESS ENERGY CONSUMING AIR CONDITIONERS WOULD BE POSSIBLE.

DAIKIN HABER/DAIKIN NEWS

Page 37: Santigrat Dergisi Sayı 29

37

n The selection of the cooling liquid, which is a preliminary factor

to maximize energy efficiency and to minimize the systematic effects

of global warming, shapes the future of the air conditioning sector.

Dedicated to developing systems with lesser environmental impacts in

line with their eco-loyalty, Daikin is leading the sector once again by

introducing the first devices with R32 cooling liquid in Turkey and in

Europe.

Informing about the new sectoral advances, Daikin Department of Green

Energy and Environment Coordinator and Senior Mechanical Engineer

Dr. Andaç Yakut indicated the possibility of producing more compact

devices by using the R32 cooling liquid. Emphasizing the high energy

efficiency and the low CO2 emission standard in all Daikin products,

Dr. Andaç Yakut also pointed out Daikin’s continuing process on the

generalization of R32 cooling liquid. Dr. Yakut explained the reason

behind with the higher energy efficiency generated

by R32 cooling liquid compared to the R410A

cooling liquid, which is currently used in split air

conditioners. He said: “R32 has a global warming

potential equivalent to one third (GWP=675) of

R410A’s global warming potential. Accordingly,

R32 is a more eco-friendly cooling liquid. In

addition, it is possible to produce more compact

devices by using lesser amounts of cooling liquid

with R32.”

n Enerji verimliliğini en üst düzeye çıkarmak ve sistemlerin küresel

ısınma etkilerini en aza indirmek için önemli bir faktör olan soğutucu

akışkan seçimi, iklimlendirme sektörünün geleceğine de yön veriyor.

Çevreye olan bağlılığının bir parçası olarak daha düşük çevresel etkiye

sahip sistemler geliştirmeyi amaçlayan Daikin, Avrupa’nın ve Türkiye’nin

ilk R32 soğutucu akışkanını içeren cihazlarını piyasaya sunarak pek çok

alanda olduğu gibi bu alanda da öncülük ediyor.

Daikin Yeşil Enerji ve Çevre Bölüm Koordinatörü, Makine Yüksek

Mühendisi Dr. Andaç Yakut, sektördeki yeni gelişmeler hakkında bilgi

verirken, R32 soğutucu akışkanı sayesinde daha küçük boyutlarda cihaz-

lar üretilmesinin mümkün olacağını söyledi. Daikin’in tüm cihazlarının

yüksek enerji verimliliği ile düşük CO2 salımına sahip olduğunu hatırla-

tan Dr. Andaç Yakut, Daikin’in R32 soğutucu akışkanının yaygınlaşması

yönünde çalışmalar yaptığını da vurguladı. Bunun nedenini

ise R32 soğutucu akışkanının şu an split klima-

larda kullanılan R410A soğutucu akışkanına göre

daha fazla enerji verimliliği sağlaması olarak

açıklayan Dr. Yakut, şu bilgileri verdi: “R32’nin

küresel ısınma potansiyeli, R410A’nın sahip

olduğu küresel ısınma potansiyelinin yaklaşık 3’te

birine eşit (GWP=675). Dolayısıyla R32 daha çevre

dostu bir soğutucu akışkan. Ayrıca R32 kullanarak

daha az miktarda soğutucu akışkan ile daha küçük

boyutlarda cihaz elde etmek mümkün.”

Page 38: Santigrat Dergisi Sayı 29

R32 Soğutucu Akışkanının Özellikleri

l Ozon tabakasına zarar vermez. ODP değeri 0.

l GWP değeri (küresel ısınma potansiyeli ) halen

klimalarda kullanılan R410A’nın GWP değerinin

yalnızca 3’te biri (GWP=675).

l R410A’ya göre daha az soğutucu akışkan

kullanımı mümkün.

l R410A ile kıyaslandığında daha yüksek enerji

verimliliği.

l Daha kompakt tasarım mümkün.

l Tek bileşenli bir akışkan olduğu için geri

dönüşümü ve yeniden kullanımı kolay.

l Gelişmekte olan ülkeler için daha ekonomik.

Qualities of R32 Cooling Liquid

l Does not harm the ozone layer. Its ODP value is 0.

l Its GWP (global warming potential)

value is only one third of the currently used

R410A’s GWP value (GWP=675).

l Enables a lesser cooling liquid use compared to

R410A.

l Generates higher energy efficiency compared to

R410A.

l Enables a more compact design.

l Ease of recycling and reusing for being a single

component liquid.

l More economic for developing countries.

Dr. Yakut pointed out that with the use of

R32, devices will become more compact

and equipped with higher efficiency

rates: “Furthermore, they will give less

environmental damage thanks to the

properties of the R32 cooling liquid.” He also

indicated that Daikin will be introducing the

R32, which is currently being used in more

than 30 countries, in Turkey with the New

Ururu Sarara and the New Emura to Turkey

in June; and emphasized the benefits of the

new cooling liquid for the end customer:

“Being a more eco-friendly cooling liquid, R32

generated more energy efficiency than the

currently used R410A in split air conditioners,

which will reduce the electricity bills of the

consumers.”

Stating that opting for high energy efficiency in

new individual purchases will contribute in the

diminishing of global warming by generating

less CO2 emission, Dr. Andaç Yakut listed the

duties of the end customers in line with the

2050 goals of the European Union: “It has

been understood that the EU’s 20/20/20 policy

would be insufficient to meet the EU low carbon

roadmap 2050 goals, which aims to limit

global warming. In order to take more strict

measures, an agreement has been made on

23 October 2014 to reduce the greenhouse gas

emission rates by 40 per cent, raise the use of

renewable energy up to 27 per cent, and energy

efficiency to the minimum level of 27 per cent

by 2030. And this agreement was named as

‘EU New 40/27/27 Policy’. In this respect, the

Fluorinated Greenhouse Gases Regulations,

also known as F-Gas Regulations, have been

issued to reduce the greenhouse gas emission

rates. Accordingly, the end customers could

prefer products with higher efficiency, hereby

contributing to the meeting of these targets by

generating less CO2 emission.”

Yakut remarked that Daikin leads the sector

again in this respect: “As you know, Daikin

has contributed largely in the EU’s 20/20/20

targets by pioneering the seasonal efficiency

in Europe and in Turkey. Once again, Daikin

will help the meeting of the New 40/27/27

targets of EU by using the R32 cooling liquid

with lesser global warming potential in their

devices. In the meantime, Daikin is continuing

R&D and production operations at over 70

production facilities in the global scale. Having

since realized more than 300 million dollars

of R&D investment, Daikin has been improving

devices accordant withnew generation cooling

liquids.”

KLİMALAR DAHA AZ ELEKTRİK TÜKETECEK

AIR CONDITIONERS WILL CONSUME LESS ENERGY

R32 kullanımı ile birlikte cihazların daha küçük

boyutlu ve daha yüksek verimlilik değerlerine

sahip olacağını vurgulayan Dr. Yakut, “Ayrıca

R32 soğutucu akışkanının özelliğinden dolayı

bu cihazlar çevreye daha az zarar verecek”

dedi. Şu an 30’dan fazla ülkede kullanılan R32

ile Türkiye’nin, Daikin’in Haziran ayında satışa

sunacağı Yeni Ururu Sarara ve Yeni Emura ile

tanışacağını belirten Dr. Yakut, bu yeni soğutucu

akışkanın son kullanıcı açısından faydalarına

da şöyle dikkat çekti: “Daha çevre dostu bir

soğutucu akışkan olan R32, şu an split klimalarda

kullanılan R410A soğutucu akışkanına göre daha

fazla enerji verimliliği sağlıyor. Bu da tüketicinin

daha az elektrik faturası ödemesini sağlayacak.”

Bireysel olarak yeni alacağımız ürünlerde yüksek

enerji verimli ürünleri tercih etmemizin daha az

CO2 salımı ile küresel ısınmanın azaltılmasına

katkı sağlayabileceğini vurgulayan Dr. Andaç

Yakut, Avrupa Birliği’nin (AB) 2050 hedefleri

doğrultusunda son kullanıcılara düşen görevleri

ise şöyle sıraladı: “AB’nin 20/20/20 politika-

sının, küresel ısınmayı sınırlayacak AB düşük

karbon yol haritası 2050 hedefini sağlamakta

yeterli olmayacağı görüldü. Bu konuda daha sıkı

önlemler almak amacıyla 23 Ekim 2014 tarihinde,

sera gazı emisyon değerlerini 2030 yılına kadar

yüzde 40 oranında azaltma, yenilenebilir enerji

kullanımını yüzde 27’ye ve enerji verimliliğini en

az yüzde 27’ye çıkarma konusunda bir anlaşmaya

varıldı. Buna da ‘AB Yeni 40/27/27 Politikası’ adı

verildi. Bu doğrultuda Sera Gazı Emisyon değer-

lerini azaltmak için F Gaz Yönetmeliği denilen

Florlu Sera Gazları Yönetmeliği yayınlandı. Son

kullanıcılar da, bu hedeflerin gerçekleşmesini

sağlamak amacıyla daha yüksek enerji verimli

ürünleri tercih edebilir ve dolayısıyla daha az

CO2 salımı ile bu hedeflerin gerçekleşmesine

katkı sağlayabilir.”

Daikin’in, bu konuda da sektörüne öncülük

yaptığına dikkat çeken Dr. Yakut, şunları söyledi:

“Biliyorsunuz, Daikin hem Avrupa’da hem de

Türkiye’de sezonsal verimliliğin öncülüğünü ya-

parak AB’nin 20/20/20 hedeflerine büyük katkı

sağladı. Şimdi de Daikin, cihazlarında düşük

küresel ısınma potansiyeline sahip R32 soğutucu

akışkanını kullanarak AB’nin Yeni 40/27/27

hedeflerine ulaşılmasına büyük yararı olacaktır.

Daikin halen dünya çapında 70’den fazla üretim

tesisinde ürün geliştirme ve üretim faaliyetleri

yürütüyor. Bugüne kadar AR-GE Merkezlerine

300 milyon dolardan fazla yatırım yapan Daikin,

yeni nesil soğutucu akışkanlara uygun cihazları

geliştiriyor.”

38

Page 39: Santigrat Dergisi Sayı 29
Page 40: Santigrat Dergisi Sayı 29

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ANAHTARIN ÖYKÜSÜTHE STORY OF KEY FROM PAST TO PRESENTİNSANLARIN GİZLEMEK, SAKLAMAK İSTEDİĞİ HER ŞEYİN KAPISINI AÇAN ANAHTARLAR BUGÜN TEKNOLOJİK GELİŞMELERLE FARKLI FORMLARDA VÜCUT BULDU. MÖ 2000’LERDE MISIRLILARIN MİRASI BUGÜN PARMAK İZİNİ YA DA GÖZ RETİNASINI OKUYAN, HATTA İNSAN SESİNİ TANIYAN SİSTEMLER OLARAK KARŞIMIZDA… ANAHTARIN TARİHTEKİ ANLAMLARINA VE GÜNÜMÜZDEKİ VERSİYONLARINA GÖZ ATMAYA NE DERSİNİZ?

OPENING UP THE DOORS TO ANYTHING WE WOULD LIKE TO HIDE, THE KEYS HAVE TAKEN VARIOUS FORMS WITH MODERN TECHNOLOGICAL ADVANCES. THE EGYPTIAN HERITAGE FROM THE 2000 BC NOW READ FINGERPRINTS OR RETINAS, EVEN RECOGNIZE VOICES. LET US TAKE A LOOK AT THE KEY’S MEANING THROUGHOUT HISTORY AND ITS MODERN VERSIONS…

40

YAŞAM/LIFEYAZI/ ArtIcle : CİHAN DEMİRŞEVK

Page 41: Santigrat Dergisi Sayı 29

41

n Mısır mitolojisine göre günümüzden 4-5 bin yıl önce Seth’in, Osiris’i

anahtarsız ve kilitsiz bir tabuta hapsetmesiyle başladı anahtarın se-

rüveni… Seth, tabutu Nil’e attığında Osiris’in karısı İsis onu aramaya

koyuldu. Nil Nehri’nde aramasından dolayı Mısır hiyerogliflerinde en

çok kullanılan sembollerden biri olan ‘Ankh’a ‘Nil’in Anahtarı’ ismi ve-

rildi. Mısır mitolojisinden aktardığım bu bölüm aslında insanoğlunun

saklamaya- gizlemeye olan tutkusunun ne kadar eski olduğunun bir

kanıtı. İlk anahtarların, mitolojide de değinildiği üzere, antik Mısır’da

kullanılması bizleri şaşırtmamalı; zira günümüzde kökü antik çağlara

dayanıp da Mısır’a uğramamış bir alet neredeyse yok. Elbette antik

Mısır’da kullanılan anahtar kilit ikilisinin, kullanış amacı dışında günü-

müz anahtarlarına benzeryen bir yanı yok. Mısır kilitleri, içi boşaltıl-

mış dili bulunan pimli bir türdü. Çalışma prensibini kısaca anlatmakta

yarar var çünkü bilinen ilk anahtar-kilit ikilisinin neye benzediği aklı-

mızda canlanmalı. Anahtar; eğri ucunda pimler bulunan, yassı bir tahta

çubuktan oluşurdu. Anahtar kilide sokularak yukarı doğru kaldırıldı-

ğında pimler, dilin yukarı doğru kalkıp, geri çekilmesini sağlardı. Bu

kilitler yaklaşık 60 cm büyüklükte yapılıyordu. İlk zamanlarda piramit

ve saray çevresinde kullanırken daha sonra soylulara ve sıradan halka

yayıldı. Ardından tüm Mısır’a ve dünyaya...

n According to the Egyptian mythology, key’s adventure began 4-5

thousand years ago, when Seth imprisoned Osiris in a coffin with no

key or lock. As he throw away the coffin into the Nile, Osiris’s wife Isis

began looking for her husband. As he was searched long the Nile, this

most frequently used hieroglyphic symbol of ‘Ankh’ was given the name

‘The Key of Nile’. This episode from the Egyptian mythology proves the

ancient roots of human passion for hiding and keeping. As explained

in mythology, it should come as no surprise that the earliest keys have

been used in the ancient Egypt; as there is hardly a single tool that has

its roots in ancient ages and has not passed through Egypt. The key and

lock pair that were used in the ancient Egypt certainly has nothing in

common with its modern counterparts aside from its use. The Egyptian

locks had empty key bits with pin. It is essential to tell how it operates

briefly, in order to have a view of the earliest known key and lock. The

key consisted of a flat wooden rod with pins on its crooked end. When

the key was placed in the lock and hold upwards, the pins made the key

bits go up and draw back. These locks had a size about 60 cm. At first,

they were used in the Pyramid and the court, and it spread around the

noblemen and common people in time, to be followed by the entire

Egypt and the world…

Yüksek surların arkasında kurulan şehir devletleriyle birlikte

anahtar, insanlık tarihine “şehir anahtarı” kavramını kazandırdı.

Şimdilerde yalnızca simge olarak şehre gelen devlet yetkilisine

‘şehir senin’ vurgusuyla verilen anahtarlar; eski çağlarda şehrin

“teslim bayrağı” anlamına gelirdi. Şehir devletini kuşatan orduya

kral, şehrin anahtarını teslim ederdi. Bu, kimi zaman simgesel

ama çoğu zamansa gerçek bir anahtar olurdu. Çünkü surlarla

çevrili şehirlerin gerçek birer kapıları ve o kapıları açmak için

anahtarları vardı. Teslim edilen anahtarlar sayesinde şehirler yağ-

malanmaktan kurtulur; anahtarla birlikte şehir de kuşatmayı ya-

pan devlete verilirdi. Bu şekilde savaş, kan dökmeden sonuçlanır-

dı. Osmanlı Devleti’nin bu yöntemle çok sayıda şehri savaşmadan

sınırlarının içine kattığı da bilinen bir gerçek. Bir savaş âdeti olan

‘teslim olma’ işareti zaman geçtikçe sembolik anlamlar kazandı.

SEMBOLİK ŞEHİR ANAHTARLARI

With the city states founded behind high city walls, the key presented

the history of civilization the notion of “the key to the city”. Now

presented to state officials as a symbolic gesture, the keys used to

stand for “the white flag”. The king used to present the invading army

the key to the city. Sometimes this used to be a symbolic key, but for

the most time a real one, fort he cities surrounded by city walls had

actual city Gates with their keys to enter. As the keys were delivered,

the cities escaped looting, and they were delivered to the invading

state together with the key. Thus the war ended without spilling any

blood. Ottomans are known to seize many cities this way, without

waging an actual war. This sign of “surrender” which used to be a

tradition of war gained symbolical attributes in time.

THE SYMBOLIC KEY TO THE CITY

Page 42: Santigrat Dergisi Sayı 29

42

Anahtar, Orta Çağ Avrupası’nda gizem ve

sır ile eşdeğerdi. Kilitli dolaplar, oda-

lar ve tavan araları Kilise’nin özellikle

İslam alimlerinden edindikleri bilgileri

halklarından saklamalarının en kolay

yoluydu. Aynı zamanda Avrupalı bilim

insanları da aydınlanmayı sağlayacak

bilimi Katolik Kilisesi’nden yine bu yön-

temle saklıyordu. Ne zaman ki o kilitleri

açacak bir anahtar bulundu, işte o zaman

Katolik Kilisesi’nin Avrupa üzerindeki

egemenliği sona erdi. Bu egemenliğin sona

ermesi bir son değil aslında yükselişin bir

başlangıcı oldu. Rönensans, reform ve

ardından bir de sanayi devrimi ile insanlık

tarihi de aniden değişime uğradı. Sanayi

devrimi ile birlikte saklanacak konuların

başında zenginlik ve zenginlik kaynakları

gelmeye başladı. Seth’in kilitleri artık

sadece müzelerde görülmeye başladı ama

insan hayatındaki kapılar/anahtarlar

gittikçe arttı. Her bir bireyin kendine ait

anahtarları oldu. Ev, araba, kasa derken

anahtar da form değiştirerek zamana ayak

uydurdu. Kilit-anahtar ikilisi gitti yerine

“güvenlik sistemler”i geldi. Etrafında tek

bir kez çevrilince, kapıyı 4-5 ayrı yerden

kilitleyen anahtarlar çıktı. Ama şu bir

gerçek ki; ortada bir kilit varsa mutlaka

onu açan bir anahtar da vardır! İşte tam

bu noktada en basit şekliyle ‘maymuncuk’

ortaya çıkıyor. “Her kilidi açmaya yara-

yan, demirden, eğri ve sivri araç” olarak

tanımlanan ‘maymuncuk’un onlarca çeşidi

ve tüm çeşitlerininse tek bir amacı var:

Geride açılmayan kapı/kilit bırakmamak!

Yüksek güvenlikli kilitler maymuncukla

açıldıkça, yeni kilitler doğdu. Güvenlik

için yepyeni anahtarlar icat eden insanlar,

sürekli yanında taşıdığı ama hiç bir zaman

kaybetme ihtimalinin olmadığı o anahtara

imza attılar: Parmak izi…

The key signified mystery and secret in

the Middle Age Europe. Locked cabinets,

rooms and attics were the simplest

way fort he Church to hide the Islamic

knowledge from their people. At the

same time, European scientists used

to hide their science that would bring

enlightenment from the Catholic Church.

The hegemony of the Catholic Church

over Europe ended when the keys to these

locks have been found. This end actually

signified the beginning of progress. The

history of civilization suddenly changed

with renaissance, reform and the

industrial revolution which soon followed.

With the industrial revolution, the wealth

and wealth resources became the matters

that needed to be hidden. The locks of

Seth now appeared only in museums,

but the doors and their keys in human

life increased in number. Every member

of the society had their private key. It

included the house, the car and the locker,

changing aspect in time. The key-lock

combination was replaced by “security

systems”. Keys that were locked at 4 or

5 different parts at a single turn were

introduced. But the truth is, when there

is a lock, there is surely a key to open it!

Here we come face to face with picklocks.

Defined as “a crooked and sharp tool of

iron that opens all keys”, the ‘picklock’

appears in many shapes, with a single

purpose: leaving no unopened door/key

behind! As the highly secure keys were

opened up by the picklock, new keys were

born. Inventing brand new keys for safety,

man invented a key that is available at all

times and is never lost: the fingerprint.

SIRLARI SAKLAYAN ANAHTARLAR...

KEYS AS SECRET KEEPERS...

Page 43: Santigrat Dergisi Sayı 29

43

YENİ ÇAĞIN YENİ ANAHTARLARIHer insanın kendine has bir parmak izi var ve parmak izinin

benzer olması ihtimali dünyada kırk milyarda bir. İzin bu ka-

dar eşsiz olmasının nedenleri, genetik kodlar, amniyon sıvısı

gibi doğum öncesi etkenler, doku içi hormonlar ve büyüme

faktörleri... Bilim insanları bu benzersiz izi anahtar olarak kul-

lanmayı başardı. Parmak izi anahtar oldu ve sadece parmağın

sahibinin açacağı kilitleri meydana çıkardı. Kapılara konulan

küçük bir algılayıcı ile önceden belirlenmiş parmak izleri sa-

dece açmaya yetkili kişilere kapıları ardına kadar açtı. Belki

de ilk kez kilit anahtarı değil; bir anahtar kilidi ortaya çıkardı.

Bilim bununla da yetinmedi daha özel ve temassız bir anahtar

daha keşfetti. İşte karşınızda göz-anahtar… Yani gözün retina

tabakası taranarak kilidin yalnızca yetkili kişiler tarafından

açılabilmesi.

Kartların ve şifrelerin kolaylıkla kırılabildiği günümüzde, par-

mak izi, yüz ve retina tarayıcıları, ses tanıyıcılar ve bunların

akıllı kart teknolojileriyle olan bağlantıları, geleneksel anah-

tar-kilit sistemlerini “eski” olmaya mahkum etti. “Biyometrik”

olarak adlandırılan bu sistemlerde, aslolan, güvenlik sistemi-

ni açacak anahtarın oldukça farklı, kişiye özel, hatta eşsiz, en

önemlisi de, taklidinin kesinlikle imkansız oluşudur. Parmak

izi, yüz, el, retina ve ses, sıralanan tüm bu kriterlere kesinlikle

uyuyordu. Bu tarz biyometrik sistemler anahtar rolünü üstlen-

diği gibi yeni bir rol daha edindi. O da kimin kaç defa yanlış

ya da yasak giriş yaptığını tespit edip kaydetmek! Yani sizin

gözünüzdeki anahtarla açtığınız kapınızı başka gözler zor-

larsa bu kişilerin de kim olduklarını öğrenebileceksiniz. Son

teknoloji biyometrik sistemler şimdilik gerçekten çok önemli

saklayacak sırlar ve zenginlikler için kullanılıyor ama bir gün

kendinizi, evinizin kapısındaki küçük kameraya gözünüzü çı-

karırcasına bakıyor olarak görürseniz şaşırmayın…

Everyone has their unique fingerprint,

and the similarity of two fingerprints

is one in forty billion. This uniqeness

is due to genetic codes, prebirth effects

such as amniotic fluid, intertextural

hormones and growth factors. Scientists

managed to use this unparallel print as

a key. Keys made of fingerprints made

up the way for locks which can only be

opened by their owner. With the help

of a tiny receptor placed on doors, the

predetermined fingerprints opened up

the doors for the authorized only. Perhaps

for the first time ever, the key developed

the lock instead of vice versa. Science

was not satisfied and invented an even

more special and touchfree key: meet

the eye-key! By scanning the retina, this

key opens up for only the authorized.

In an age when cards and passwords

can easily be hacked, fingerprint, face

abd retina scanners, voice recognizers

and their connection with smart card

technology comdemned the good old

key-lock systems to “antiquity”. The

main feature of these so-called biometric

systems are the unique, tailor-made, more

importantly uncopiable keys that pass

beyond the security system. Fingerprint,

face, retina and voice perfectly meet these

criteria. Such biometric systems gained

yet another attributer in addition to the

role of the key: recording who makes how

many erroneous or forbidden entries in a

year! So, if anyone but you forces to enter

your door with their own eyes, you will

get to know who these people are. For the

time being, hi-tech biometric systems are

used to keep really important secrets and

wealth in safety, but do not be surprised

when you find your eyes locked on the

small camera at your door one day!

NEW KEYS FOR THE NEW AGE

Page 44: Santigrat Dergisi Sayı 29

DAIKIN TÜRKİYE’NİN “YEŞİL BİNA UZMAN KADROSU” GENİŞLİYOR

DAIKIN TURKEY’S “GREEN BUILDING EXPERTS TEAM” EXPANDS

44

DAIKIN, BAŞTA AVRUPA OLMAK ÜZERE TÜM DÜNYADA YATIRIMCI VE MÜTEAHHİTLERİN GİDEREK ARTAN “YEŞİL BİNA SERTİFİKASYONU” TALEPLERİNE YANIT VEREBİLMEK İÇİN KADROSUNU GENİŞLETMEYE DEVAM EDİYOR. BU ÇALIŞMALARA DESTEK VEREN DAIKIN TÜRKİYE’NİN UZMAN KADROSU DA BÜYÜYOR.

IN ORDER TO ANSWER THE INCREASING “GREEN BUILDING CERTIFICATION” DEMANDS OF INVESTORS AND CONSTRUCTORS PARTICULARLY FROM EUROPE AND THE REST OF THE WORLD, DAIKIN CONTINUES TO EXPAND ITS TEAM. DAIKIN TURKEY’S EXPERTS TEAM IS REINFORCED TO SUPPORT THE PROJECT.

DAIKIN HABER/DAIKIN NEWS

Page 45: Santigrat Dergisi Sayı 29

45

n Completing the two-phase BREEAMAP (Accredited Professional) test

of the Building Research Establishment (BRE) England with success,

Dr. Andaç Yakut is entitled to join Daikin Europe’s BREEAM Accredited

Professionals team. Accordingly, Dr. Andaç Yakut will be providing

consultancy services during to BREEAM Green Building Projects

certification process with Daikin’s Sustainable HVAC-R Solutions.

Dr. Andaç Yakut, the new member of Daikin’s expanding ‘Green Building’

experts team, pointed out that the majority of the new building projects in

Europe will be expected to be green building projects by 2015, and added:

“93 percent of investors and constructors believe green certification is

crucial.” He said: “BREEAM (BRE Environmental Assessment Method)

is the most widespread environmental assessment method for buildings.

BREEAM was founded in 1990 in England for a simple and economic

assessment of a building’s environmental impacts, and to minimize

them. BREEAM principally aims to reduce the environmental impacts of

buildings. Furthermore, it is projected to recognize buildings in terms of

environmental benefits, to provide an eco-label, and encourage demand

for sustainable buildings.”

Stating that Daikin has a large team of BREEAM Accredited Professionals

(BREEAM AP) in Europe and in Turkey to assist customers, Dr. Andaç

Yakut said: “These experts provide consultancy services for sustainable

HVAC-R solutions of green building projects during the BREEAM

certification process, hereby earning credits from related categories.

In addition, Daikin professionals help the selection of the most budget-

friendly design to obtain the BREEAM certificate.”

n Building Research Establishment (BRE) İngiltere’de iki aşamalı olarak

yapılan BREEAM AP (Accredited Professional) sınavını başarıyla tamamla-

yan Dr. Andaç Yakut, Daikin Europe’un BREEAM Yetkili Uzman kadrosuna

katılmaya hak kazandı. Böylece, Dr. Andaç Yakut, BREEAM Yeşil Bina

Projeleri’nin sertifikasyon sürecinde Daikin’in Sürdürülebilir HVAC-R Çö-

zümleri ile birlikte danışmanlık hizmeti verebilecek.

Daikin’in genişleyen ‘Yeşil Bina’ uzman kadrosuna katılan Dr. Andaç Yakut,

Avrupa’daki yeni bina projelerinin büyük bir bölümünün 2015 yılından

itibaren yeşil bina projesi olmasının beklendiğine işaret ederek, “Yatırımcı ve

müteahhitlerin yüzde 93’ü yeşil sertifikasyonun önemli olduğunu düşünü-

yor” dedi. Yakut, bu konuda şu bilgileri verdi: “BREEAM (BRE Environmen-

tal Assessment Method), binalar için dünyada en çok kullanılan çevresel

değerlendirme metodudur. BREEAM, bir binanın çevreye olan etkilerini basit

ve ekonomik bir şekilde değerlendirebilmek ve bu etkileri azaltabilmek ama-

cıyla 1990 yılında İngiltere’de oluşturuldu. BREEAM ile öncelikle binaların

çevreye olan etkilerinin azaltılması hedefleniyor. Ayrıca binaların çevresel

yararlarına göre tanınması, binalar için güvenilir, çevresel bir etiket sağlan-

ması ve sürdürülebilir binalar için talebin teşvik edilmesi öngörülüyor.”

Daikin’in, Avrupa ve Türkiye’de müşterisine yardımcı olmak amacıyla birçok

BREEAM Yetkili Uzman’a (BREEAM AP) sahip olduğuna dikkat çeken Dr.

Andaç Yakut, şunları söyledi: “Bu uzmanlar BREEAM sertifikası alınması

sürecinde yeşil bina projelerinin sürdürülebilir HVAC-R çözümleri için

danışmanlık hizmeti sağlayarak ilgili kategorilerden kredi kazanılmasını

sağlıyorlar. Ayrıca Daikin Uzmanları, istenilen BREEAM sertifikasının elde

edilmesi için en uygun maliyetli tasarımın seçilmesine de yardımcı oluyor.”

Page 46: Santigrat Dergisi Sayı 29

46

TEKNOLOJİ/TECHNOLOGY

Page 47: Santigrat Dergisi Sayı 29

TEKNOLOJİ “BULUT”LARDA!TECHNOLOGY IN THE “CLOUD”S!

47

n Images, videos and various other data

occupy a vast space of company servers.

Saving and securing these data, installing,

updating and using new programs are among

the technological needs of companies. And

thanks to the cloud informatics, companies

can provide all these needs from the data

centers of service providers. The cloud

technology enables to follow up all uploaded

data through all technologic devices. As a

matter of fact, we are all using the ‘cloud’

somehow. When you open up a mail in your

office computer through your smart phone at

home, you are using your mail cloud. In this

perspective, ‘cloud’ is rather a service than

a product. And it requires no substantial

investments on hardware or software, and

is given just life water or electricity services.

Without any added investments in hardwares,

the service deals are enhanced as the need

grows, enabling a further use of these

technologies.

In the cloud technology, software applications

are preserved in data centers which can

be accessed through internet, instead of

computers. The biggest advantage of remote

access to the software for the company

is the opportunity of conducting higher

capacity works using more modest softwares.

Moreover, companies get the chance to resume

their works not only on their computers,

but on any computer with internet access

anywhere.

Cloud informatic technologies are becoming

more widespread as the number of gadgets

with internet connection constantly increase.

And it is used not only in computers, but in

all mobile devices. The biggest advantage is

the lower software costs. At the expense of

minimum resources, the performance levels

of the most up-to-date and the most powerful

pc’s can be obtained. As a result, computers

using cloud informatics have lower capacity

harddisks, memories and processors, none of

which result in performance loss.

TEKNOLOJİNİN GÜNLÜK HAYATTA VE İŞ YAŞAMINDA DAHA ÇOK YER KAPLAMASI HEM MALİYETLERİ HEM DE YETİŞMİŞ İNSAN İHTİYACINI ARTIRDI. TAM BU NOKTADA DEVREYE GİREN BULUT TEKNOLOJİSİ, MALİYETLERİ AZALTARAK ŞİRKETLERİN ÜZERİNDEKİ YÜKÜ HAFİFLETMEYİ AMAÇLIYOR.

n Fotoğraf, video ve daha birçok bilgi şir-

ket veya işletmelerin server’larında büyük

bir alanı kaplıyor. Bu verileri saklamak,

onların güvenliğini sağlamak, yeni prog-

ramlar kurmak ve güncelleyip, kullanmak

şirketlerin teknolojik talepleri arasında yer

alıyor. Şirketler, tüm bu ihtiyaçlarını bulut

bilişim sayesinde servis sağlayıcıların

veri merkezlerinden temin edebiliyorlar.

Bulut teknolojisi, bilgisayarlara yüklenen

verilerin tüm teknolojik aygıtlardan takip

edilmesini sağlıyor. Aslında hepimiz bir

şekilde ‘bulut’u kullanıyoruz. İşyerin-

de bilgisayarınıza gelen bir e-maili eve

gittiğinizde akıllı telefonunuzdan açtığınız

da mail bulutunu kullanmış oluyorsunuz.

Bu açıdan değerlendirdiğimizde ‘bulut’

bir üründen çok, hizmet olarak karşımıza

çıkıyor.

Üstelik bunun için donanım ve yazılıma

yüklü miktarda yatırım yapmalarına gerek

kalmadan, tıpkı su, elektrik hizmetleri gibi

sadece kullanım bedelini karşılıyorlar.

İhtiyaç arttıkça yeni donanım yatırımı

yapmadan hizmet anlaşmalarını gelişti-

rerek bu teknolojileri kullanmaya devam

edebiliyorlar.

Bulut teknolojisinde işletmenin çalıştırdı-

ğı yazılımlar bilgisayarda değil, internet

üzerinden erişilebilen veri merkezlerinde

bulunuyor. Yazılımlara uzaktan erişimin

işletmeye en büyük yararı, daha mütevazı

donanımlarla çok daha kapasiteli işler ger-

çekleştirebilmesi oluyor. Ayrıca, işletmeler

yürüttükleri işleri sadece kendi bilgisayar-

ları üzerinden değil istedikleri lokasyonda

bulunan ve internet erişimi olan her türlü

bilgisayarda devam ettirebilme şansını da

yakalıyor.

Bulut bilişim teknolojileri internete bağlı

aygıt sayısının sürekli artmasıyla gittikçe

daha çok yaygınlaşıyor ve sadece bilgisa-

yar üzerinde değil mobil aygıtlar üzerinde

de uygulanabiliyor. Ve bunun en büyük

yararı düşük donanım maliyeti. Minimum

kaynak kullanımıyla güncel, en güçlü

kişisel bilgisayarların performanslarına

erişiliyor. Dolayısıyla da bulut bilişim

kullanan bilgisayarların düşük kapasiteli

sabit diske, belleğe ve işlemciye sahip

olması, performans kaybı yaşanmasına

AS TECHNOLOGY BEGAN TO OCCUPY MORE AND MORE SPACE BOTH IN THE PROFESSIONAL AND THE DAILY LIFE, THE COSTS AND THE NEED FOR QUALIFIED MANPOWER INCREASED. AT THIS POINT ENTERED THE CLOUD TECHNOLOGY, TAKING THE LOAD OFF FROM THE COMPANIES BY REDUCING THE COSTS.

Page 48: Santigrat Dergisi Sayı 29

48

BAYİLER İÇİN BULUNMAZ ‘BULUT’ FIRSATI

Bulut sistemlerinde bayiler/işletmeler için öncelikle daha az kaynak

tüketimi gerçekleşiyor. Kullandığınız uygulamalar yeni güncelleme

geldiğinde kendi kendine güncellendiğinden, tüm kullanıcılarla birlikte

aynı anda en güncel sürümü kullanabiliyorsunuz. Bunun yanı sıra bulut

teknolojisinde verileriniz güvende. Eğer bilgileriniz buluttaysa, bilgileri

yanında taşımanıza gerek kalmıyor. Mobil aygıtların bozulması, kırıl-

ması ya da çalınması gibi durumlarda bilgilerin kaybolma sorunu da

ortadan kalkıyor bu sayede. Çünkü her şey buluttan geri yüklenebiliyor!

Kapasite artırılarak saklanan veri boyutu büyütülebiliyor. Bulutta

saklanan veriler yurt içi ya da yurt dışı fark etmeden, PC, MAC, tablet

veya akıllı telefonda aynı şekilde görüntülenerek üzerinde aynı anda

birden çok kişi tarafından düzenleme yapabiliyor. Bu özellik, işletme

içerisinde ortak iş yürüten ekipler için oldukça önemli bir ayrıntı olarak

dikkat çekiyor.

A GOLDEN ‘CLOUD’ OPPORTUNITY FOR DEALERS

Cloud systems generate lower resource costs for dealers

and ventures. As your applications are automatically

updated, you enjoy the newest version at the same time

with other users. In addition, your data are safe with the

cloud technology. If you have your data in cloud, there is

no need to carry them with you. Even if your mobile device

breaks down, gets lost or stolen, the safety of your data is

guaranteed. Because everything can be downloaded back

from the cloud!

The protected data size can be enhanced by expanding the

capacity. The preserved data in the cloud can be monitored

and organized simultaneously on the PC, MAC, tablet and

smart phone, whether at home or abroad, which is a very

important feature for teams and teamworks.

Page 49: Santigrat Dergisi Sayı 29

49

BULUT’UN DEZAVANTAJLARI

Online sistemlerin avantajları

olduğu kadar dezavantajları olması

da kaçınılmaz. Bulut teknolojisinin

olmazsa olmazı sabit internet bağ-

lantısı. Sistemler sadece online ça-

lıştığı için mutlaka yüksek hızda bir

internet bağlantısı istiyor. Hızlı bir

bağlantınız olsa bile web tabanlı uy-

gulama ve servisi çalıştıran sunucu

aşırı yoğunsa kullanılan uygulama

normalden daha yavaş çalışabiliyor.

Ayrıca bir veri internet üzerindey-

se birtakım güvenlik problemleri

yaşayabileceğiniz riskini de göze

almanız gerekiyor. Bazı ‘hacker’

grupları özellikle büyük şirketlere

ait verilere düzenli olarak saldırı

düzenleyebiliyor.

AMAN DİKKAT!

Bulut teknolojisi kullanmak isteyen şirketlerin, ilk aşamada bir-

takım araştırmalar yapması gerekiyor. Öncelikle kullanacakları

yazılımı üreten şirketin dünya çapında büyük bir servis sağlayıcı

ile çalışıyor olmasına dikkat edilmeli. Ayrıca, “veriler nerede,

hangi ülkede, nasıl korunuyor?” gibi güvenlik faktörlerini de

mutlaka sorgulamalı. Firmalar ya da bayilerin önceliklerini iyi be-

lirleyerek, kullanılacak yazılımları ve saklanacak verileri mutlaka

kesinleştirmeleri gerekiyor. Çok özel şirket sırlarını asla Bulut’a

taşımamalı mesela.

THE DISADVANTAGES OF CLOUD

Online systems have their advan-

tages and disadvantages. The ab-

solute must have in cloud technol-

ogy is a fixed internet connection.

As the systems only work online, a

high-speed internet connection is

required. Even if you have a high-

speed connection, when the web-

based application or the server is

too busy, the application can work

slower than usual. Moreover, when

a data is on internet, you have to

bear the risk of multiple security

issues. Certain hacker groups or-

ganize regular attacks on the data

of big companies.

ATTENTION!

Companies interested in the cloud technology need to conduct

a number or researches at the first step. First of all, the

software company should be working with a massive service

provider in the global scale. In addition, you should question

certain security factors as to where and how the data are

preserved. Companies or dealers must determine their priori-

ties and finalize the applications to be used and the data to

be preserved. Top secret company data should never be put in

the cloud.

Page 50: Santigrat Dergisi Sayı 29

Daikin Turkey’s Hendek Sakarya production facility team came together for a picnic in May with their families. The picnic took place on a

fine Sunday morning at Poyrazlar Lake with the participation of 1500 people. The event started off with breakfast, followed by fun hours

while children played and participated various events as their parents reposed and enjoyed several competitions. During the day, both

employers and families had a pleasant day away from the daily work stress.

Daikin came together with members of Adana Constructors Association (AYAMDER) at the

Adana Masel Hotel. Contractors working in the Adana hinderland had the chance to get to

know various aspects and the vast product line of Daikin at the meeting which took place with

the participation of Adana Seyhan Mayor Zeydan Karalar, Daikin executives and business

partners, and 67 AYAMDER members.

“Daikin aİle Pİknİğİ” yİne çok eğlencelİ geçtİ…Fun time at “Daikin Family Picnic”

aDana müteahhİtlerİ bİr araya gelDİ adana contractors came together

Daikin Türkiye’nin Hendek,

Sakarya’da bulunan üretim

tesisleri çalışanları ve aile-

leri için Mayıs ayında piknik

düzenlendi. Güzel bir pazar

gününde, Poyrazlar Gölü’nde

düzenlenen pikniğe top-

lamda bin 500 kişi katıldı.

Kahvaltı ile başlayan orga-

nizasyon boyunca çocuklar

kendileri için hazırlanan

oyun parkurlarında çeşitli

oyunlar ve etkinliklerle

eğlenceli saatler geçirirken,

yetişkinler de düzenlenen

yarışmalarla hem eğlendi

hem de stres attı. Gün boyu

süren etkinlikle çalışanlar ve

aileleri iş stresinden uzak,

keyifli bir gün geçirme şansı

buldu.

Daikin, Adana Yapı Müteahhitleri Derneği (AYAMDER) üyeleriyle Adana Masel Otel’de

bir araya geldi. Adana Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Daikin yöneticileri

ve iş ortakları ile 67 AYAMDER üyesinin katılımıyla gerçekleşen toplantıda Adana ve

çevresinde çalışmalarını yürüten müteahhitler, Daikin’in farklı yönlerini ve geniş ürün

gamını tanıma şansı buldu.

DAIKIN HABERLER/DAIKIN NEWS

50

Page 51: Santigrat Dergisi Sayı 29

“The Today and Tomorrow of the

Mechanical Installation Sector in Turkish

Economy” pannel brought all elements of

the sector with the organization of Aktif

Heating and the sponsorship of Daikin.

Leading names of the sector including

The 3rd Eye Consultancy CEO Hikmet

Baydar, Tanrıöver Engineering owner

Cevat Tanrıöver, and Bahri Türkmen

Engineering owner Bahri Türkmen made

speeches in the pannel that was moderated

by Aktif Group Chairman of Board Halim

Özdemir. In his opening speech, Halim

Özdemir said: “From mechanical firms

to projectors, from producers to sellers

and investors, each and every one of

us taking part in all levels of the sector

are the rings of the chain. When one

of those rings is harmed, the system

breaks down. In order to prevent this,

Aktif Academy aims to continue these

meetings by analyzing a different subject

every time.” The speech was followed

by Daikin Chairman of Board and Vice

General Manager Zeki Özen, on behalf

of the sponsor, speaking of construction

companies engaged in international

projects: “As of last year, we have seen

42 Turkish companies among the world’s

250 biggest construction companies. This

is a major opportunity for our sector. We

provide equipments to these companies or

work as sub-contractors; which is why we

need to seize this opportunity. We need to

take the essential steps to reinforce this

collaboration. And this meeting is one of

the steps. I believe we will reach roaring

results for the sake of our country.”

At the end of the pannel, participants were

presented certificates of sapling donations

made on their behalf to TEMA. The event

ended with a cocktail and dinner.

aktİF isi’Dan sektöre önemlİ bİr katki major sectoral contribution from aktif heating

Aktif Isı tarafından, Aktif Akademi’de

Daikin sponsorluğunda gerçekleştirilen

“Türkiye Ekonomisinde Mekanik Tesisat

Sektörünün Bugünü ve Yarını” konulu

panel, sektörün bileşenlerini bir ara-

ya getirdi. Aktif Grup Yönetim Kurulu

Başkanı Halim Özdemir moderatörlü-

ğünde gerçekleştirilen panele, 3’üncü

Göz Danışmanlık CEO’su Hikmet Baydar,

Tanrıöver Mühendislik sahibi Cevat

Tanrıöver ve Bahri Türkmen Mühendislik

adına şirket sahibi Bahri Türkmen gibi

sektörün önde gelen isimleri konuşmacı

olarak katıldı. Toplantı açılışında söz alan

Halim Özdemir, “Mekanik firması, projeci,

üretici, satıcı, yatırımcı gibi sektörün her

kademesinde iş yapan bizler, bu zincirin

birer halkasıyız. Bu halkalardan biri zarar

görürse sistem aksamaya başlar. İşte bunu

engellemek için Aktif Akademi olarak bu

toplantıları her seferinde yeni bir konuyu

analiz edecek şekilde sürdürmeyi düşünü-

yoruz” dedi. Daha sonra söz alan toplantı

sponsoru olan Daikin Yönetim Kurulu Üye-

si ve Genel Müdür Yardımcısı Zeki Özen ise

yurtdışında iş yapan inşaat şirketlerine

değinerek, “Geçen yıl itibari ile dünyanın

en büyük 250 inşaat şirketinin arasında

42 tane de Türk şirketi olduğunu gördük.

Bu sektörümüz için büyük bir fırsat. Biz bu

şirketlere malzeme veriyoruz, taşeronluk

yapıyoruz; dolayısıyla bu avantajı çok

iyi kullanmamız lazım. Bu birlikteliği

sağlayacak gerekli adımları atmalıyız. Bu

toplantı da o adımlardan biri konumunda.

Ülkemiz için çok iyi sonuçlar alacağımıza

inanıyorum” şeklinde konuştu. Panel so-

nunda katılımcılara günün hatırası olarak

adlarına TEMA Vakfı’na yapılan fidan

bağışı sertifikaları verildi. Daha sonra

gerçekleştirilen kokteyl ve akşam yemeği

ile toplantı sona erdi.

51

Page 52: Santigrat Dergisi Sayı 29

Daikin Turkey’s trainings organized with the Chamber of Mechanical Engineers (MMO) around Turkey continues. Daikin’s cutting

edge heat-recovery VRV IV made its first public audience at the seminar which recently took place at Mersin MMO. Daikin team and

business partners were present at the event which was participated by leading investors from the sector, academicians, MMO members

and public inspectors.

mmo İle eğİtİmler sürüyor mmo trainings continue

Daikin Türkiye’nin Maki-

ne Mühendisleri Odası ile

Türkiye’nin farklı illerinde

düzenlediği eğitimler devam

ediyor. Geçtiğimiz aylarda

Mersin MMO’da düzenlenen

seminerde, Daikin’in üstün

teknolojili, ısı geri kazanımlı

VRV IV ürünü ilk kez sunuldu.

Sektörün önemli yatırımcı,

akademisyen, MMO üyeleri

ve devlet kademesindeki ilgili

kontrolörlerin katılımları ile

zenginleşen etkinlikte Daikin

personeli ve iş ortakları da

hazır bulundu.

52

Yenilikçi ve öncü uygulamalarıyla sektöre ve

tüketiciye ışık tutan Daikin, yaza girerken

klima kullanımı ile ilgili rehber niteliğinde

bir kitapçık hazırlayarak Japon çizgi karak-

teri Daikin Usta’yı da tanıttı. Klima seçimi

ve montajının yanı sıra teknik terimler

ve doğru klima kullanımı ile yol gösteren

Daikin Usta, verimlilik ve çevre ile ilgili

de ipuçları veriyor. Daikin’in kullanıcı ile

tanıştırdığı Daikin Usta, klima ile ilgili her

türlü soru için tüketicinin dilinden konuşan

bir referans noktası olacak.

“Daikin Usta” klİma kUllanicilarina yol gösterecek! “master Daikin” will guide air conditioner users!

Setting light to the sector by its leading and innovative approaches, Daikin prepared a guidebook

on the use of air conditioners and introduced the Japanese manga figure Master Daikin. Master

Daikin guides on choosing and installing air conditioners, technical terms and the correct use of

air conditioners, and shares hints on efficiency and environment. Master Daikin will assist the

consumer as the reference figure of Daikin for all questions.

Page 53: Santigrat Dergisi Sayı 29

53

TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK KARMA PROJESİNİN RADYATÖR TERCİHİ AIRFEL OLDUTURKEY’S BIGGEST JOINT PROJECT CHOSE AIRFEL RADIATORS

n Air conditioning leader Daikin was the selection of Turkey’s prestigious

Tema Istanbul project. Turkey’s biggest joint project Tema Istanbul’s

residents will warm up with panel radiators of Daikin Heat Group’s

powerful brand Airfel. Tema Istanbul, where life begins this month, will

seize heating comfort with the nature friendly Airfel Pannel Radiator.

A co-project of Mesa, Artaş, Öztaş and Kantur-Akdaş Joint Venture Group,

Tema Istanbul is in Istanbul Halkalı. Covering a surface area of 1 million

500 thousand squaremeters, the project comprises recreational areas,

gyms, fitness center, sauna, shopping areas, swimming pool and steam

room aside residences. In addition to these social benefits, Turkey’s first

and biggest international theme park Tema World Istanbul is here. Bearing

the signature of Yazgan Design Architecture, Tema Istanbul Showroom

landscape has been awarded as “Highly Recommended” with 5 stars in

Europe’s prominent real estate prizes “International Property Awards”, in

the “Landscape Design for Commercial Buildings” category.

AIRFEL PANNEL RADIATOR WITH 12 YEARS GUARANTEE

Starring with economic and ecologic features, Tema Istanbul chose

Daikin heating products for flawless comfort. Consisting of 30 blocks and

comprising 5000 apartments, shopping mall, school and Tema park,

Tema Istanbul used 20 thousand Airfel Pannel Radiators abd 6300 Airfel

Chrome Towel Warmers. With enhanced resistance against corrosion and

blows thanks to the zirconium-cataphoresis dye technology, Airfel Pannel

Radiators boast striking environmental features. Tema Istanbul provides

its residents a long life of comfort with 12 year guarantee Airfel Pannel

Radiators.

TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK KARMA PROJESİ TEMA İSTANBUL, ISITMA İHTİYAÇLARININ ÇÖZÜMÜNDE DAIKIN’İ TERCİH ETTİ. TEMA İSTANBUL PROJESİNDE, YÜKSEK ISI VERİMLİLİĞİ VE KULLANILAN BOYA TEKNOLOJİSİ TAM BİR ÇEVRE DOSTU OLAN AIRFEL PANEL RADYATÖR VE AIRFEL KROM HAVLUPAN KULLANILDI.

n İklimlendirme sektörünün lider markası Daikin, Türkiye’nin prestijli pro-

jeleri arasındaki yerini alan Tema İstanbul’un da tercihi oldu. Türkiye’nin en

büyük karma projesi olan Tema İstanbul sakinlerinin ısınma ihtiyacını Daikin

Isı Grubu’nun güçlü markası Airfel panel radyatörler karşılayacak. Bu ay itiba-

riyle yaşamın başlayacağı Tema İstanbul, doğa dostu Airfel Panel Radyatör ile

ısınma konforu yaşayacak.

Mesa, Artaş, Öztaş ve Kantur-Akdaş Ortak Girişim Grubu’nun hayata geçirdiği

Tema İstanbul, İstanbul Halkalı’da yükseliyor. 1 milyon 500 bin metrekare

alan üzerinde inşa edilen Tema İstanbul’da, konutların yanı sıra eğlence

alanları, spor alanları, fitness merkezi, sauna, alışveriş alanları, yüzme havuzu

ve buhar odası gibi sosyal alanlar da yer alıyor. Bu sosyal imkanlara ek olarak

Türkiye’nin ilk ve en büyük uluslararası temalı eğlence parkı olan Tema Word

İstanbul da yer alıyor. Yazgan Tasarım Mimarlık imzası taşıyan Tema İstanbul

Showroom peyzaj düzenlemesi Avrupa’nın önemli gayrimenkul ödüllerinden

biri olan “International Property Awards”da, “Ticari Yapılar İçin Peyzaj Tasa-

rımı” kategorisinde 5 yıldızla “Highly Recommended” ödülünü aldı.

12 YIL GARANTİLİ AIRFEL PANEL RADYATÖR

Ekonomik ve ekolojik özellikleri ile öne çıkan Tema İstanbul, mükemmel kon-

for için Daikin ısıtma ürünlerini tercih etti. Toplamda 30 bloktan oluşan ve 5

bin konut, AVM, okul ve Tema parkı içeren Tema İstanbul’da 20 bin adet Airfel

Panel Radyatör ve 6 bin 300 adet Airfel Krom Havlupan kullanıldı. Zirkonium

ve kataforez boya teknolojisi sayesinde korozyona ve darbelere karşı daha

dayanıklı olan Airfel Panel Radyatörler, çevre dostu özellikleri ile öne çıkıyor.

Tema İstanbul, 12 yıl garantisi olan Airfel Panel Radyatörler ile sakinlerine

uzun süre bu konforu sürme imkanını da sunuyor.

TURKEY’S BIGGEST JOINT PROJECT TEMA ISTANBUL CHOSE DAIKIN

FOR THE HEATING NEEDS. AT TEMA ISTANBUL, AIRFEL PANNEL RADIATOR WHICH STANDS OUT WITH THEIR HIGH EFFICIENCY

AND ECO-FRIENDLY DYE TECHNOLOGIES,AND AIRFEL CHROME

TOWEL WARMER, WERE USED.

DAIKIN

Page 54: Santigrat Dergisi Sayı 29

54

EKONOMİ/ECONOMY

SEÇİM SONRASI SENARYOLAR…POST-ELECTION SCENARIOS…

YAZI/ ArtIcle : FİGEN ÖZAVCIMeksa YatırıM Menkul Değerler Genel MüDür YarDıMcısı MEkSA INvESTMENT SECuRITIES vICE GENERAL MANAGER

Page 55: Santigrat Dergisi Sayı 29

55

n 13 yıllık tek parti iktidarından sonra

gerçekleşen seçim sonucu koalisyon veya

azınlık hükümetine işaret ediyor. Gelişmiş

ülkelerde başarılı koalisyon hükümeti örnek-

lerine rastlanırken; Türkiye’nin koalisyon

hükümetleri konusunda karnesi oldukça

zayıf. Geçmiş yıllarda herhangi bir konuda

karar alma süreleri uzun, ortak çalışabilme

süreleri kısa süren ve sonucu erken seçimle

biten koalisyon hükümetleri dönemleri yaşa-

dık. Aradan geçen yıllarda Türkiye gerçek-

leştirdiği reformlar ile birlikte finansal is-

tikrardan sorumlu kurumlar, sistemik riskin

takibi ve yönetimi kapsamında kendi görev,

yetki ve sorumluluklarına giren alanlarda;

özellikle makro riskleri azaltıcı politikalar

uygulayarak çeşitli tedbirler alabilmekte.

Merkez Bankası, önceliği fiyat istikrarı

(enflasyon) olmak üzere finansal istikrar

çerçevesinde para ve kur politikası ve ödeme

sistemlerinde tüm para politikası araçlarını

bağımsız, etkin bir şekilde kullanabiliyor.

Özellikle iç siyasi ortamın kur üzerindeki

yarattığı baskıyı bertaraf etmekte başarılı

sayılabilecek bir merkez bankamız var.

n After 13 years of one-party government,

the election results indicate a coalition or a

minority government. While successful coalition

government examples abund in developed coun-

tries, Turkey has a poor history of coalitions. In

the past, we have seen coalition governments

that had long decision making processes, short

collaborations which ended with early elections.

In the passing time, as Turkey had undergone

several reforms, organizations responsible

from financial stability have become capable

of taking precautions particularly by inducing

macro-risk reducing policies in their fields of

responsibility and operations to track and man-

age systemic risks.

The Central Bank can independently and

efficiently use all monetary policy media in

monetary and currency policies and payment

systems within the scope of financial stabil-

ity, with particular emphasis on price stability

(inflation). Our central bank is efficient enough

to eliminate the pressure induced by the interior

politics on currency.

Page 56: Santigrat Dergisi Sayı 29

56

Zira aynı şekilde kamu finansmanı ve mali

politikalar konusunda Hazine Müsteşar-

lığı; bankalar ve finansal holding şirket-

leri ile finansal kiralama, faktoring ve

finansman şirketlerinin düzenlenme ve

denetlenmesinde BDDK; sermaye piyasala-

rının düzen ve denetiminde SPK; tasarruf

sahiplerinin hak ve menfaatlerinin ko-

runması ile bankaların çözümlenmesinde

TMSF gibi önemli kurumlarımız sistema-

tik riskleri engellemek üzere görevlerini

sürdürüyor.

Geçmiş yıllarda olmayan veya daha az aktif

olan bu kurumlar hükümet kurulana kadar

sermaye piyasaları özelinde dalga boyutu-

nu azaltmakta önemli bir etkiye sahipler.

Koalisyon görüşmeleri süresince (45 gün)

yatırımcıların soğukkanlı kalabilmesinde

bu kurumlara olan güvenin etkisi yadsı-

namaz. Bir halen ülkemizde yatırımı ya

da şirketi olanlarla ülkemize yeni yatırım

yapmayı düşünenler var. Türkiye’nin önü-

müzdeki yıllarda yol haritasının ne olacağı

onlar için büyük önem arz ediyor. Kısaca,

hep beraber bu süreci takip ediyoruz.

45 gün olan hükümet kurma süresinde

iktidara talip olan partiler bir uzlaşma sağ-

layamaz ise bu sefer masaya erken seçim

ihtimali gelecek. Bu seçeneğe geçildiğinde

45 günün üzerine bir de 90 günlük erken

seçim takvimi ekleniyor. Sürelerin tama-

mının kullanıldığını düşündüğümüzde yeni

hükümet için takvim Kasım ayı ortasına

işaret ediyor.

Belirsizlik süresini uzatması, sermaye

sahiplerinin karar almasını zorlaştırması

ve neticesinde ekonomiyi yavaşlatacağı

için erken seçim seçeneği şu an piyasa

fiyatlamasında en negatif senaryo…

Koalisyon seçeneklerinde partilerin çizdiği

kırmızı çizgiler ve yapılan açıklamalar

koalisyon ihtimalini azaltsa da herkes

erken seçim seçeneğinin ülkemize zarar

vereceği konusunda hemfikir. Uzlaşılan

bu tek konu nedeniyle yatırımcılar kırmızı

çizgiler konusunda yumuşama olabileceği

ihtimalini düşünüyor.

Karar alabilen hükümet kurulduğu anda

gözler ekonomi yönetimi kadrosuna döne-

cek. 2015 yılı büyüme açısından zorlu bir

yıl oldu. Tamamlamamız gereken yapısal

reformlar var. Partilerin ekonomi yöneti-

mine aday isimleri geçmişte birbirine bir

şekilde temas etmiş, ekonomi konusunda

atacakları adımlar örtüşen, beraber çalış-

maya uygun isimlerden oluşuyor.

Bu bizim için büyük bir avantaj; yeter ki

koalisyon hükümeti kurulabilsin…

Türkiye’nin en büyük hikayesinin büyüme

olduğu düşünülürse, uygulanacak politika-

ların etkinliği önem ortaya çıkıyor. Bağım-

sız Merkez Bankası altında gıda fiyatlarına

tedbir alarak enflasyonu dizginleyen, hane

halkı gelirlerini artıracak adımları atan ve

bunun yanında yapısal reformları hayata

geçirip, sistemin daha verimli çalışmasını

sağlayacak bir ekonomi yönetimi yurtdı-

şında da artı puan toplayacaktır. Dere-

celendirme kuruluşlarının seçim sonrası

yazdıkları raporlarda altı çizilen en önemli

başlıklardan biri de buydu hatırlarsanız…

Risk olarak gördükleri konu erken seçim

Similarly, our primary organizations are

operating to prevent systemic risks, with the

Undersecretariat of Treasury in public finance

and financial policies; Banking Regulation and

Supervision Agency in the regulation and su-

pervision of banks, finance holdings, financial

lents, factoring and financial organizations;

the Capital Market Board in the regulation

and supervision of capital markets; the Saving

Deposit Insurance Fund in the protection of

rights and benefits of account owners and the

analysis of banks.

These corporations, which have been non-

present or less active in the past, have a major

impact in reducing the wave length of the

capital markets until government formation.

The investors’ confidence in in these organiza-

tions to remain calm throughout the coalition

proceedings (45 days) is undeniable.

On the other hand, there are also present

investors, company owners and potential new

investors in our country. For them, Turkey’s

road map for the near future is crucially

important. In short, we are all following the

process closely.

If the parties fail to reach an agreement within

the 45 days of government formation process,

a possible early election will get in sight. In

the given case, an additional 90 days of early

election calendar will be added on the 45 days.

In case all this time will be necessary, the

formation of the new government is scheduled

to mid-November.

As the elongation of uncertainty makes it

harder for capital owners to take decisions and

slows down the economy accordingly, the early

election option is the most negative scenario in

market pricing.

Even though the red lines drawn and the

declarations made by the parties seem to put

down the coalition option, everybody agrees

that early elections will be more damaging

for the country. Because of this single point of

consensus, investors consider the potential of

a compromise in the red lines.

As soon as a decision-making government

will be formed, all eyes will turn back on the

economic administration staff. 2015 has been

a hard year of growth. There are structural

reforms to be completed. Potential economic

administrators from the parties include names

who have somehow made connections in the

past, have mutual economic approaches, and

are willing to cooperate.

This is a great advantage; as long as the coali-

tion government is formed…

Considering that growth is Turkey’s main

issue, the effectiveness of the policies to be

implemented are crucial. An economic admin-

istration that takes measures in food prices

against inflation, take necessary steps to

increase per capita income, and to efficiently

run the system by implementing structural

reforms through the independent Central Bank

will raise its credits in the international scale

as well. This was one of the main headlines

underlined in the post-election reports of rat-

ing bureaus… They consider the early election

possibility as a risk, and keep track of the

direction of the resolution process.

To sum up, a summer of high risks and uncer-

tainties with investors holding on fire awaits

Page 57: Santigrat Dergisi Sayı 29

57

olasılığı ve takip ettikleri çözüm sürecinin

hangi yönde ilerleyeceğidir. Toparlarsak

kısa vadede risklerin ve belirsizliklerin

yoğunlaştığı yatırımcıların yeni adımlar

atmakta beklemeye geçtiği bir yaz sezonu

geçiriyoruz. Hükümet kurulabilirse orta

vadede iyileşen cari açık, sıkı bütçe,

bağımsız Merkez Bankası, mevsimsel

etkilerle düşen enflasyon (gıda), reform-

ların desteklediği ekonomik büyüme

Türkiye’nin hikayesini pozitif yönde dikkat

çekici bir şekilde değiştiriyor. Bu dönem

yatırım kararı alırken öne çıkan şirketler

genelde yurtdışına ihracat yapan, iç siyasi

gelişmelerden etkilenen, iç talep odaklı

olmayan şirketlerdir. Sürecin devamında

yani belirsizlik ortadan kalktıkça diğer

şirketlerin dünyada benzerlerine göre ucuz

kalması yatırımların bu yöne kaymasını

sağlayabilir.

Dolar/TL paritesine baktığımızda dünyada

FED’in faiz artırım sürecine yaklaşması ile

tepe yapan dolar endeksi etkisinin yoğun

olduğunu görüyoruz. İçeride yaşadığı-

mız belirsizlikler üzerine eklendiğinde

yılbaşından bugüne yüzde 17 değerlenen

dolar kuru karşısında yüzde 6 değerlenen

dolar endeksi görüyoruz. Dolar endeksi-

nin üzerinde performans veren dolar/TL

paritesi iç siyasi gündem sakinleşirse dolar

endeksine paralel hareket etme eğilimine

dönecektir. Ancak erken seçim riski hasıl

olur ve FED, Eylül ayında yoğunlaşan faiz

artırım beklentisini karşılar ise o zaman

bir önceki test ettiği 2,81 TL zirvesini yuka-

rı yönde zorlayabilir.

Şu an genel beklenti FED’in adımlarının

minik, içeride koalisyon seçeneğinin masa-

da olduğu senaryo. Koalisyon kurulabilirse

dolar, fazladan aldığı primi sert bir şekilde

geri verebilir. Altın fiyatlarında da FED

fiyatlaması yoğun satış baskısı yaratıyor.

Özellikle ons altında bin 130 seviyesi alım

için takip edilebilir. Genel olarak yatırım-

cıların portföylerde ağırlığı sabit getirili

enstrümanlara(tahvil, bono, mevduat)

ayırdığı bir yaz dönemi geçiriyoruz. Borsa

İstanbul tarafında ise ilk etapta istikrarlı

bir şekilde temettü veren uzun vadeli,

ihracat yoğun çalışan şirket ve sektörler

ilgi görüyor.

us in the short term. In case of government

formation, the recovering current budget defi-

cit, a tight budget, an independent Central

Bank, seasonal decrease of inflation (food),

economic growth supported by reforms will

have a striking impact on the Turkey’s story in

the positive sense.

During this phase, companies that stand

out while taking investment decisions are

usually those engaged in exports, effected by

internal politics, and are not internal demand

oriented. In the continuing process, as uncer-

tainty fades out, the cheaper values of other

companies with respect to their international

counterparts may direct investments in this

direction. Regarding the USD/TRY parity, we

see that the dollar index, which has topped in

the global scale as FED draws closer to inter-

est raising process, has a massive impact.

With the given uncertainties at home, the dol-

lar index gained value by 6 percent as the dol-

lar currency has increased by 17 percent since

the beginning of year. The USD/TRY parity,

which is performing above the dollar index,

will return to its parallel continuum with the

dollar index if the interior political agenda

calms down. But if the early election case ap-

pears and FED meets the increasing interest

raise expectations of September, it might push

the previously tested 2,81TRY summit.

At present, the general expectation is about

tiny steps taken by the FED and the coalition

option in evaluation. If a coalition can be

formed, dollar might repay the excess pre-

mium it has gained sharply.

FED pricing induces a massive sale pressure

in gold prices. Particularly in ounce gold,

1130 TRY level is advisable for purchase. In

the overall, we are going through a summer

period when investors spare their portfolios

for fixed income instruments (stocks, bonds,

deposits). On the Istanbul Stock Exchange

side, long term and export-based companies

and sectors paying steady dividends are in

demand.

Page 58: Santigrat Dergisi Sayı 29

58

SAĞLIK / HEALTH

YAZI / ArtIcle: LALE EROL ULUTAŞ

Page 59: Santigrat Dergisi Sayı 29

YOGA: SAĞLIKLI BİR BEDENE DAVETYOGA: THE CALL FOR A HEALTHY BODY

59

SON YILLARDA TÜM DÜNYADA GİDEREK DAHA POPÜLER BİR HALE GELEN YOGAYI HERKESİN İHTİYACINA CEVAP VEREBİLECEK, HER YAŞTA KİŞİNİN YAPABİLECEĞİ HAREKETLER BÜTÜNÜ VE NEFES TEKNİKLERİ OLARAK TARİF EDEBİLİRİZ. TABİİ Kİ BU TARİF ÇOK YAVAN KALIYOR… DAHA FAZLASI İÇİN YAZIMIZA BİR GÖZ ATIN…

YOGA, AN EXERCISE AND BREATHING ROUTINE WHICH CAN BE USEFUL FOR AND PRACTISED BY EVERYONE, IS BECOMING EVER MORE POPULAR IN THE GLOBAL SCALE. AS THE DEFINITION IS SOMEWHAT SIMPLE, CHECK OUT OUR ARTICLE FOR MORE JUICY STUFF…

Page 60: Santigrat Dergisi Sayı 29

60

n 21’inci yüzyılı en iyi tarif eden kelimelerden

biri “hız” olsa gerek. Özellikle iletişim teknoloji-

lerinde yaşanan gelişmeler dünyayı dev bir yarış

alanına çevirmiş durumda. Hepimiz çılgıncasına

bir koşuşturmanın içindeyiz. Hayatı ve gündemi

kaçırmamak adına ne yana gittiğimizin bile far-

kında olmadan sadece koşuyoruz. Kariyerimiz

için, satın almak istediğimiz nesneler için, ço-

cuklarımızın daha pahalı okullara gidebilmeleri

için kendimize kapasitemizden fazla yükleniyo-

ruz. Bedenimizin ve ruhumuzun sesine hiç kulak

vermeden günlerimizi, aslında içinde kendi

varlığımız olmadan, sadece hedeflerimiz için

ardı ardına tüketiyoruz. Kendimize belirlediği-

miz hedeflerin bile ne kadarı gerçekten kendi

tercihimiz bunu bile bilmiyoruz. Düşünme-

ye, kendimizi ve bedenimizi dinlemeye sıra

gelmiyor bir türlü. Oysa bedenlerimiz sürekli

mesaj gönderiyor bize. Hepimizin sırtı ağrılar

içinde, boynumuz ve belimiz tutuluyor, üstelik

zihnimiz de yorgun. Konsantrasyonumuzu

çabuk kaybediyoruz. İş toplantılarında sık sık

konudan uzaklaşıyoruz. Eskiye göre biraz daha

unutkanız. Elimize aldığımız bir kitabın konusu-

na adapte olmamız zaman alabiliyor, bu yüzden

masalarımız bitirilememiş kitaplarla dolu. Tüm

bu sinyalleri dikkate almamız, biraz yavaşlama-

mız gerekiyor belki de…

Ruhumuzla ve bedenimizle olan bağımızı tekrar

güçlendirmeliyiz. Kendimize küçük de olsa bir

alan açmalıyız. İşte bu noktada yogayı deneyim-

leyebilir, hayatımızın bir parçası haline getirebi-

liriz. Çünkü yoga huzursuz bir zihne sakinlik,

bazı sağlık sorunları olan bedenlere sağlık ve ça-

lışanlara, öğrencilere keskin bir konsantrasyon

kazandırır. Yoga duruşları (asanalar), binlerce

yıl öncesinde atalarımızın doğayı ve hayvanları

gözlemledikleri günlerde oluşmaya başlıyor.

İnsanoğlu yaptığı bu gözlemlerle kendini daha

güçlü kılmayı hedeflemiş. Örneğin kobranınki

gibi esnek bir omurgaya, aslandaki cesarete ve

deveninki gibi dayanıklı bir bedene sahip olmayı

istemiş. Hayvanların hareketlerini taklit eden

duruşlar, zaman içinde değişim geçirmişler ve

bugünkü yoga pozisyonlarını oluşturmuşlar.

n It would be no exaggeration to say that the

21st century can be best described by “speed”.

Particularly the advances in communication

technologies have transformed the world into

a race track. All of us are living in a frenzy. To

capture everything life and the agenda brings

forward, we are running wild unaware of

where we are headed. We are challenging our

limits for the sake of our career, for the stuff we

want to buy, for our children to go to expensive

schools beyond our capacities. We are wasting

our days for our goals without caring for our

bodies and souls, with no true integrity. How

much of our self-inflicted goals are truly ours

is yet to consider. We have no time to listen

to what our souls or bodies have to say. Yet

our bodies keep sending us messages. We all

suffer from back pain, stiff necks or waists; and

our minds are weary. We lose concentration

easily. We frequently get distracted at business

meetings. We are far more absentminded

than ever. It takes us so long to get involved in

the books we read, that is why our desks are

crowded with never-ending books. Perhaps

we need to consider all these signals and take

it more slowly… We need to rebond with our

bodies and souls. We have to give us some

space, even if a small one. Right here and

now, we can experience yoga and make it a

part of our lives. Because yoga brings peace

to a restless mind, health to suffering bodies,

and a sharp concentration to workers and

students. Yoga postures (asanas) have begun to

form thousands of years ago, as our ancestors

observed the nature and the animals. Through

these observations, man has aimed to gain

strength, longing for the flexible spine of cobras,

courage of lions, resistance of camels… Postures

mimicking animal movements have then evolved

into the yoga postures known today.

Page 61: Santigrat Dergisi Sayı 29

61

Asana, Sanskritçe’de “duruş” anlamına ge-

liyor. Yogadaki tüm duruş pozlarına genel

olarak asana deniyor. Yoganın en temel

amacı omurgayı olabildiğince esnetmek;

çünkü yoga öğretisine göre omurgamız ne

kadar esnekse vücut o kadar genç demek

oluyor. Asanalar da bu amaç paralelinde

omurgayı ve tüm vücudu esneterek kasları,

eklemleri ve tendonları güçlendirir, iç

organlara masaj yapar, salgı bezlerinin

işlevselliğini arttırarak toksinlerin atılma-

sına yardımcı olur. Asanalar, öncesinde

ve sonrasında yapılan nefes egzersizleri

ile birlikte zihni temizler ve dinginleşti-

rir. Bir yoga seansından sonra cilt parlar,

vücut derin bir uykudan uyanmış kadar

dinlenmiş hisseder. Asanalar bazı bedenler

için başlangıçta zorlayıcı olabilir. Özellikle

daha önce hiç spor yapmamış kişilerde,

beden esnemeye direnç gösterebilir. Ancak

yoga çalışmalarına düzenli katılan kişi çok

kısa sürede bedenindeki ve zihnindeki

olumlu değişimi fark eder ve yogaya ihti-

yaç duyacak hale gelir.

Asana is the Sanskrit word for “posture”.

All yoga postures are basicly called

asanas. The main principle of yoga is

stretching the spine to the last extent

possible; for according to yoga philoso-

phy, the body is as young as the spine is

flexible. Accordingly, asanas strengthen

muscles, joints and tendones, massage

internal organs, reinforce the functioning

of glands to detox by stretching the spine

and the whole body. Together with the

breathing exercises practised before and

afterwards, asanas refresh and ease the

mind. The skin starts to glow and the body

feels as rested as it has just been awaken

from a sound sleep after a yoga session.

Asanas can be overwhelming for some

bodies at first. Especially bodies unfamil-

iar with sports may resist stretching. But

with regular practice, the positive changes

in the body and the mind becomes appar-

ent and yoga becomes a need.

ASANALAR VÜCUDU NASIL ETKİLİYOR?

HOW THA ASANAS EFFECT THE BODY?

Page 62: Santigrat Dergisi Sayı 29

İlk adımda çalışmalara uzman bir eğitmen

eşliğinde başlanırsa hem yoga pozları

doğru öğrenilir, hem de sakatlanmaların

önüne geçilir. Bel, boyun, diz ve eklemler-

de sorun varsa çalışmaya başlamadan önce

mutlaka eğitmene bilgi verilmelidir. Yo-

gada her bedene ve her yaşa uygun pozlar

mevcut, dolayısıyla eğitmeniniz size özel

bir yoga programını rahatlıkla oluşturabi-

lir. Hamilelik, bir kadının hayatındaki en

önemli ve özel dönemlerden biri. Bu döne-

mi sıkıntısız ve mutlu bir şekilde geçirmek

için yoga yapabilir, kendinizi ve bebeğinizi

rahat bir doğuma hazırlayabilirsiniz.

Hamilelik sırasında kadın vücudu birçok

değişimden geçer. Hormonal, fiziksel ve

ruhsal değişimler kadında sıkıntılara yol

açabilir. Gebelik ilerleyip vücut ağırlaştık-

ça omurganın doğal dikliği bozulur, belde,

sırtta ve bacaklarda ağrılara neden olur.

Yoga duruşları omurgayı ve etrafındaki

kasları güçlendirerek yaşanan sıkıntıları

asgariye indirir. İç organlar ve salgı bezleri

üzerinde yaratacağı masaj etkisiyle hor-

monal dalgalanmaları dizginler. Bulantı-

ları yok eder. Nefes egzersizleri akciğer

kapasitesini açar, dolayısıyla vücudun

ve bebeğin daha fazla oksijenlenmesini

sağlar. Meditasyon çalışmalarıyla doğuma

dair kaygı ve korkular yok olur.

Bebeğinizi kucağınıza aldıktan sonra da

yoga çalışmalarına devam etmeniz, bu

yorucu ve uykusuz dönemi daha sakin

atlatmanıza katkıda bulunur. Bebeğiniz

dört aylık olduğunda ise anne-bebek yoga

programına katılabilirsiniz.

It is advised to start yoga in the company

of a yoga instructor to learn asanas better

and to avoid injuries. The instructor should

be informed about any problems of the

waist, neck, knees or joints. Yoga consists

of all kinds of postures for every body and

age,so your teacher can design a personal

program.

Pregnancy is a special and memorable time

for women. You can practice yoga to have a

problem-free pregnancy, and prepare your-

self and your baby for an easy birth.

The female body goes through a multitude

of changes during pregnancy. Hormonal,

physical and spiritual changes may be quite

disturbing. As the pregnancy advances

and the body gains weight, the original

erectness of the spine is disrupted, caus-

ing waist, back and leg pain. Yoga asanas

strengthen the spine and the surrounding

muscles to minimize the problems. The

massaging effect on the internal organs and

the glands restrain hormonal imbalances.

They treat nausea. Breathing exercises

enlarge the lung capacity, thus providing

more oxygen fort he body and the baby.

Birth anxiety and fears diminish through

meditation. Continuing yoga after birth

will help you overcome this exhausting and

sleep deprived period in calmness. You can

join mother-baby yoga courses as soon as

your baby is 4 months old.

HERKES İÇİN YOGA

YOGA FOR EVERYONE

Çocuk yogası 3-7 yaş arası çocuklar için

hazırlanmış pozları içerir. Pozlar çocuğun

fiziksel gelişimini destekler ve var olan vücut

esnekliğini korur. Nefes egzersizleri ile doğ-

ru nefes almayı öğrenirler. Yoga çalışmaları

sırasında asanalar öğretilirken resim, hikaye

ve müzik gibi yan enstrümanlar da kullanılır.

Bu yaş çocuğunda kendiliğinden var olan

hayal gücü geliştirilmeye çalışılır.

ÇOCUKLAR DA YOGA YAPABİLİR

Kids yoga comprises postures for children

of 3-7 years. These postures support

the child’s physical development and

preserves the body’s flexibility. Breathing

exercises teach how to breathe right. Yoga

practices include the teaching of asanas

using complementary instruments such as

painting, storytelling and music to inspire

the imagination of this age group.

KIDS CAN PRACTICE YOGA TOO

62

Page 63: Santigrat Dergisi Sayı 29

• Çalışmaya başlarken mide, bağırsaklar ve

mesane dolu olmamalı.

• En az 2 saatlik açlık gerekiyor.

• Duruşlarınızı yoga matı denilen çok ince

minder üzerinde yapmalısınız. Kaygan

zeminler yoga için hiç uygun değil.

• Burnunuzun açık olmasına özen gösterin.

Yoga çalışmaları sırasında nefesler

çoğunlukla burundan alınır, burundan

verilir.

• Asanalar sırasında ayak parmaklarınızın

yere köklenmesi çok önemli. Bu yüzden

çalışma sırasında ayaklarınızın çıplak olması

gerekiyor.

• Giysileriniz rahat ve esnek olmalı.

Üzerinizde takı bulunmamalı.

• You should start with an empty

stomach, bowels and bladder.

• A minimum of 2 hours should have

passed since your last meal.

• You should practice postures on a thin

yoga mat. Slippery grounds are not

suitable for yoga.

• Make sure that your nose is not

blocked. Yoga breathing requires

inhaling and exhaling through the

nose.

• It is important that your feet are

rooted during asanas. So your feet

must be bare.

• Wear loose and comfortable clothes.

Do not wear any ornaments.

ASANALARA BAŞLAMADAN ÖNCE… BEFORE THE ASANAS

63

Page 64: Santigrat Dergisi Sayı 29

HER AN HER YERDEN CANLI YAYIN: PERISCOPELIVE BROADCAST AT ANY TIME, ANY PLACE: PERISCOPE

16

AKILLI TELEFONLAR PERISCOPE SAYESİNDE ARTIK BİRER CANLI YAYIN ARACI! EVDEN, SİNEMADAN, KONSERDEN HATTA TAKIMINIZIN MAÇINDAN CANLI YAYIN YAPABİLECEĞİNİZ BU UYGULAMA SİZİ FENOMEN DE YAPABİLİR, SUÇLU DA! AMAN DİKKAT...

THANKS TO THE NEW PERISCOPE, SMART PHONES ARE NOW A MEANS OF LIVE BROADCAST! ENABLING LIVE BROADCASTING FROM HOMES, THEATERS, CONCERTS, EVEN FOOTBALL GAMES, THE NEW APPLICATION MIGHT MAKE YOU A PHENOMENON OR A CRIMINAL! SO BEWARE…

TEKNO ZOOM/TECHNO ZOOMYAZI / ArtIcle: CİHAN DEMİRŞEVK

Page 65: Santigrat Dergisi Sayı 29

65

n Facebook, Twitter gibi anlık paylaşım ağlarına bir yenisi daha eklendi:

Periscope. İran asıllı Amerikalı bir girişimci tarafından bulunan uygulama,

100 milyon doların üzerinde bir rakamla Twitter’a satılınca da tüm ilgiyi

üzerinde topladı. Periscope, en basit tanımla akıllı telefonunuzdan canlı

yayın yapabileceğiniz bir uygulama. Bir sosyal ağ gibi çalışan Periscope’ta

kullanıcılar birbirini takip edebiliyor ve canlı yayına başladığındaysa akıllı

telefonlara bildirim gidiyor. Canlı yayın paylaşımları ise kullanıcıların Peris-

cope hesabına yükleniyor. Örneğin, bir yerde bir olay veya eylem olduğunda

kullanıcılar artık bu görüntüleri canlı olarak akıllı telefonlar üzerinden takip

edebiliyor ve yorum yapabiliyor. Yani, akıllı telefon sahipleri artık birer

canlı yayın ekibi sayılabilir.

Peki, medya ve yayıncılıkta devrim yaratması beklenen Periscope nasıl

kullanılıyor? Öncelikle, Periscope için iOS ya da Android işlemcili bir akıllı

telefona ihtiyacınız var. Persicope’u akıllı telefonunuza indirip çalıştırdıktan

sonra “Sign in with Twitter” kısmına tıklayarak Twitter hesabıyla giriş yapa-

biliyorsunuz. Twitter hesabınız otomatik olarak eş zamanlanıyor. Ortadaki

yuvarlak ikona tıkladığınızda canlı yayın sekmesi açılıyor. Çıkan ekranda

“Start Broadcast”e tıkladığınızda yayına başlayabiliyorsunuz. Ekranda çıkan

“Live” yazısı yayına başladığınızı belirtiyor. Ve artık yayındasınız! Eğer ek-

rana 2 kez tıklarsanız telefonun ön kamerasına geçiş yapabilir; ekranın üst

kısmındaki “Stop Broadcast” sekmesine tıklarsanız yayını bitirebilirsiniz.

n The world of social networks like Facebook and Twitter welcomes

a new member: Periscope. Developed by an American entrepreneur

of Persian origin, the app became the center of attention when it was

acquired at over 100 million dollars by Twitter. Periscope is basicly

a live broadcasting application via smart phones. With the working

principle of a social network, Periscope enables users to follow each

other and sends news alert to smart phones in case of a live broadcast.

Live broadcast posts are uploaded on the Periscope accounts of users.

In case of a scene or demonstration, users can track them and comment

through their smart phones. So now smart phone users have literally

become live broadcast teams.

And how is the trailblazing Periscope used for news and broadcasting?

First of all, you need a smart phone with iOS or Android processor.

After downloading Periscope on your smart phone, you can “Sign

in with Twitter” using your Twitter account, which is automatically

synchronized. A new broadcast tab opens up as you click on the circular

icon in the center. Clicking on “Start Broadcast” on the new tab, you

can start your broadcast. The “Live” sign on the screen means you are

on line! When you click on the screen twice, you can activate the front

cam, and end the broadcast by clicking on “Stop Broadcast” at the top

of the monitor.

Page 66: Santigrat Dergisi Sayı 29

66

Yayın sırasında ekranın sağ alt köşesin-

de kalpler çıkıyor, sakın şaşırmayın! Bu

kalpler yayının beğenildiğini göstermek

için kullanılıyor, yayınınız ne kadar çok

beğenilirse (kalp/like alırsa) arama sonuç-

larında ve discovery sekmesinde görüntü-

lenme ihtimaliniz artıyor. Kimlerin canlı

yayın yaptığını ise uygulamayı açtığınızda

“Watch” sekmesine basıp görebilirsiniz.

Yayın başlamadan önce yayıncı otomatik

olarak Twitter üzerinden yayının başladı-

ğını duyurabiliyor. Bilgisayardan da Twit-

ter linkine basarak web üzerinden canlı

yayın takip edilebilirsiniz ancak yayını

tekrarlarını izlemeniz olanaksız. Tekrarlar

web üzerinde yer almıyor.

Periscope canlı yayın özelliğine sahip

olduğu için asla montaja uygun değil. Bu

özellik de, bir suç sırasında yapılan gizli

bir canlı yayına, sonradan yalanlanma

fırsatı vermiyor.

Do not be surprised as a number of hearts

appear on the bottom right of the screen

during broadcast! They are used to rate the

popularity of the broadcast; the more it is

liked, the more your visibility increases on

searched and discovery tabs. You can see

who is online by clicking on the “Watch” tab.

Before starting, the publisher can automati-

cally announce his/her broadcast via Twitter.

You can as well be followed on computer

through the Twitter link, though the reruns

are not available on web. As it is intended for

live broadcast, Periscope is not suitable for

montage. This feature prevents denegation of

a hidden live broadcast from a crime scene.

KALPLER SİZİN İÇİN ATIYOR!

ALL HEARTS BEAT FOR YOU!

Page 67: Santigrat Dergisi Sayı 29

67

Yayının tekrarını yalnızca 24 saat izleyebili-

yorsunuz. Bu sürenin sonunda Periscope video

dosyasına erişimi kaldırıyor. İsterseniz video-

nuzu “Save to camera roll” butonuna tıklaya-

rak telefonunuza da kaydedebilirsiniz. Yayın

haklarına takılan görüntüleri, kayıt özelliğiyle

telefonunuza kaydetmeniz başınıza iş açabilir.

Periscope’un en çok tartışılan noktası aslında

tam da bu, yani yayın hakları. Öyle ki, Süper

Lig maçına gittiniz, akıllı telefonunuz ile canlı

yayın yapmak istiyorsunuz. Önünüzde bir en-

gel yok canlı yayını yapabilirsiniz ama yayıncı

kuruluşa yakalanırsanız işin rengi değişir! TFİ

kuruluş ve görevleri hakkındaki kanuna göre,

yayıncı kuruluş dışında futbol maçlarını canlı

ya da banttan yayınlamak yasak. Fikir ve Sanat

Eserleri Kanunu’na göre 1-5 yıl arasında hapis

istemiyle dava açılıyor. Ancak Periscope’un

bir de gizli yayın özelliği var. Periscope’da

ortadaki yuvarlak ekrana tıkladığınızda çıkan

ekranda canlı yayının gizli (private) veya genel

olmasını seçebiliyorsunuz. Bu seçim yayın

hakları ihlâli yapığınızı bir şekilde gizliyor. Ve

yapılan ihlaller karşısında, yayıncı kuruluşlar

bu türden yayınları engellemek için harekete

geçti bile.

Terör örgütlerinin eylemlerini ya da infazlarını

canlı yayınla aktarmaları da olası sıkıntıla-

rın başında geliyor. Teknolojik gelişmeler

konusunda kalkanlarını kaldıran devletler de

Persicope’a temkinli yaklaşıyor. Askeri ya da

yasak bölgelerden yapılan yayınların da önemli

güvenlik tehditleri oluşturacağı iddia ediliyor.

Tüm bu tartışmalara rağmen Periscope’un,

yeni medya düzeninde önemli bir yere sahip

olacağı kaçınılmaz görünüyor.

Reruns are available for only 24

hours. At the end of this period,

Periscope blocks off access to the

video file. If you prefer, you can

download your video by clicking

on “Save to camera roll” on

your phone. Images subject to

broadcasting rights might cause

you trouble if you record, which

is the hottest debate issue about

Periscope, a.k.a. the broadcast-

ing rights. Say you are at the sta-

dium for a Super League match,

and you want to broadcast via

your smart phone. There is no

obstacle to prevent your broad-

cast, unless you get caught by the

broadcaster! The law prohibits

everyone except the broadcaster

from live or taped broadcast of

football games. The Law of Intel-

lectual Property Rights entitles

pressing charges from 1 to 5

years of prisonment. However,

Periscope has a hidden broad-

casting feature as well. When you

click on the round screen at the

center, you can choose between a

private and a general broadcast,

which somehow disguises your

infringement. And broadcast-

ers have already taken action

against these infringements.

Potential problems include

terrorist organizations broad-

casting their acts and execu-

tions live. Raising their shields

against technological advances,

governments approach Periscope

with caution. Broadcasts from

military or prohibited zones are

claimed to pose major security

threats. Against all odds, it is in-

evitable that Periscope will hold

a significant place in the world of

new media.

YAYIN HAKLARI SORUN OLABİLİR

ROADCASTING RIGHTS MIGHT

BECOME AN ISSUE

Page 68: Santigrat Dergisi Sayı 29

ÖZGÜRLÜĞÜN DİĞER ADI: KARAVANLARFREEDOM, ALIAS CARAVANS

68

DİLEDİĞİNİZ ZAMAN DİLEDİĞİNİZ YERE GİTME ÖZGÜRLÜĞÜ SUNAN KARAVANLAR, SİZDE DE BİR ARAÇTAN ÇOK SIMSICAK BİR YUVA İZLENİMİ YARATMIYOR MU? BU SICAK YUVAYA KAVUŞMAK ÇOK DA UZAK BİR HAYAL DEĞİL. ÜSTELİK MEVSİM OLARAK DA TAM ZAMANI! YETER Kİ SİZ, NASIL BİR KARAVAN İSTEDİĞİNİZE KARAR VERİN.

n Tatilde özgürlüğün diğer adı olan

karavanlar temel olarak iki gruba ayrılıyor.

Çekme karavan ve motokaravan. Çekme

karavanlar mevcut bir aracın arkasına

takılarak yola koyulan araçlar. En büyük

avantajları ise motokaravanlara kıyasla

çok daha ucuz olmaları. Çekme karavan-

larda 750 kiloya kadar herhangi bir ruhsat,

muayene ya da yıllık vergi bulunmuyor.

Karavanın takıldığı aracın sınıfı ehliyet

için de belirleyici oluyor. 750 kg üzerin-

de olanlarda ise tüm bu belgeler gerekli

görülüyor. B sınıfı ehliyeti olanların sınava

girip ehliyetlerine römork çekebilir şerhi

koydurması gerekiyor. Görüldüğü gibi bir

çekme karavan sahibi olmak oldukça kolay.

Ancak çekme karavanlar kullanış ve sürüş

için biraz zahmetli. Araç arkasına takıldığı

için bir romörk gibi oluyor. Özellikle viraj

ve geri gidişlerde ustalaşmak biraz zaman

alıyor. Diğer tür olan motokaravanlara

gelirsek, size sürüş rahatlığı ve güvenliği

sağlayacakları şüphesiz. Motorlu karavanı

kullanabilmek için yüklü ağırlığı 3 bin 500

kiloya kadar (dingil sayısından bağımsız)

için B sınıfı ehliyet yeterli oluyor. Daha ağır

olanlar için C sınıfı ehliyet almanız gere-

kiyor. Ülkemizde panelvan ve kamyonet

sınıfı araçlarla aynı boyutlarda bulunan

motokaravanlar kendileri araç olduğu

için bir taşıtın tüm zorunluluklarını da

bulunduruyor. Ruhsat, plaka ve muayene

mutlaka olması gerekiyor. Özetle karavan

alırken de en önemli konu bütçeniz. İşte

fiyat ve lükste farklılık gösteren tekerlekli

oteller…

GIVING YOU THE FREEDOM TO TRAVEL WHEREVER AND WHENEVER YOU WANT, CARAVANS REMIND OF HOMES RATHER THAN MERE VEHICLES. AND IT IS NOT SO HARD TO REACH THIS DREAM. BESIDES, THIS IS JUST THE RIGHT SEASON! ALL YOU NEED TO DO IS TO DECIDE WHICH CARAVAN IS THE RIGHT ONE FOR YOU!

OTOMOBİL/AUTOMOBILEYAZI/ ArtIcle : CİHAN DEMİRŞEVK

Page 69: Santigrat Dergisi Sayı 29

69

n Caravans, a.k.a. the synonimous of free

traveling, can be categorized in two groups.

Trailer caravans and motor caravans.

Trailer caravans are towed after a present

car. The main advantage they offer is their

much cheaper price compared with motor

caravans. Trailer caravans are subject to no

license, inspection or annual taxes up to 750

kilograms. Trailer caravans are subject to no

license, inspection or annual taxes. The driving

licence requirement is decided according to

the car it is towed. Above 750 kilograms, all

these licences are required. B class driver

licences have to be annotated for towage by

a test. Apparently, it is quite simple to own a

trailer caravan. However, they are a bit hard

to drive. They basicly serve as trailers for being

towed. It takes quite some time to master in

road bends and back ups. Motor caravans, on

the other hand, offer an easy drive as well as

safety. A B class driving licence is required to

drive a motor caravan of up to 3500 kilograms

regardless of the number of axles. Heavier

models require C class driving licence. In our

country, motor caravans are about the same

size as panel vans and pick-up trucks, and

they have the same requirements with all other

vehicles, as they are too vehicles themselves.

Licences, numberplates and inspections are

required. To sum it all, budget is the main key

when you are considering to buy a caravan.

Here are some hotels on wheels in different

price and luxury categories…

Page 70: Santigrat Dergisi Sayı 29

70

ÇEKME KARAVANLAR

Caretta: Çekme karavan deyince

ilk akla gelen en küçük model olan

‘Caretta’lar. İçinde 2 kişilik yatak

olan karavanda ayağa kalkmak

mümkün değil. Karavanın içindeki

yataklar çıkıp yük taşımada da

kullanılabiliyor. Ebadı nedeniyle

park ve yer sorunu yaşanmıyor. Ka-

ravanın arka tarafında bulunan bir

dolap size mutfak olarak hizmet ve-

riyor. Caretta, özellikle hafta sonu

kaçamakları ya da çok uzun tatili

olmayan doğaseverler için oldukça

kullanışlı. Fiyatı da 16 bin TL.

Pino Pi 2010: Bu modelde iç do-

nanım olarak bir tuvalet ve mutfak

bulunuyor. 15 bin TL olan Pi 2010,

2 kişilik yatak ve 3 kişilik de otur-

ma kapasitesine sahip. Caretta’dan

farklı olarak araç içinde ayakta

durmak mümkün.

Erba 5.25 Karavan: Eğer büyük

bir aile iseniz bu karavan tam size

göre. Arasında sürgülü kapı bulu-

nan iki yatak odası ile tam 4 kişilik.

6 kişilik yemek masası, buzdolabı,

mutfak, yarım fırınlı ocak, duş,

lavoba, gardrop, kimyasal WC,

150 LT su deposu ve otomatik

yat hidroforu ile bir karavanda

olmasını istediğiniz tüm özelliklere

sahip. Açık alanlarda konaklaya-

cağınız için en önemli özellik olan

su geçirmezlik garantisi veren

Erba’nın satış fiyatı yaklaşık 19 bin

TL. İkinci el piyasasında da en çok

tercih edilen modellerden biri.

Saly 8.75 Palace: Saly markasının

ürettiği 8.75, oldukça geniş ve rahat

iç hacmiyle 6 kişilik bir aileye faz-

lasıyla yetiyor. 8.75 de size küçük

geldiyse aynı markanın dubleks

karavanını da düşünebilirsiniz.

Page 71: Santigrat Dergisi Sayı 29

71

TRAILER CARAVANS

Caretta: The first compact

trailer caravan that comes to

mind are the ‘Caretta’s. They

comprise a double bed and are

impossible to stand up inside.

The beds can be moved out to

enable loading. Its compact size

prevents parking problems. The

back cabin serves as a kitchen.

Caretta is especially ideal for

weekend getaways and short

breaks. The price is 16,000TRY.

Pino Pi 2010: It comprises

a toilet and a kitchen as well

as a double bed and seating

capacity for three. The price

is 15,000TRY and enables

standing up inside on the

contrary of Caretta.

Erba 5.25 Caravan: This is the

caravan for large families. It is

designed for 4 people with two

bedrooms seperated by sliding

doors. It comprises everything

you ask for in a caravan,

including a table for 6, fridge,

kitchen, mini stove, shower,

sink, wardrobe, chemical

WC, 150 lt water tank and

automatic yacht hydrophore.

The essential water-proof

feature for outdoor lodging is

warrantied. Erba has a sales

price of 19,000TRY, and is one

of the most popular second

hand model.

Saly 8.75 Palace: Saly 8.75

is quite sufficient for a family

of 6 with its spacious and

comfortable interior. If 8.75

is too small for your needs,

you might consider the duplex

version.

Page 72: Santigrat Dergisi Sayı 29

72

MOTOKARAVANLAR

Ülkemizde motokaravanlar ticari araçlar-

dan devşirme olarak üretiliyor. Bunların

içinde karavan sevdalılarının gözdesi ise

Fiat Ducato Motokaravan. Ayırdığınız

bütçeye göre aracınızı siz de karavan

haline getirebilir ya da karavan imalatı

yapan şirketlere götürüp, Ducato aracını-

zı 4 kişilik bir karavan şekli vermelerini

izleyebilirsiniz. Sadece Ducato da değil,

otomotiv piyasasında bulunan neredeyse

tüm araçlar profesyonel ellerde birer ka-

ravana dönüşebiliyor. Bu modeller, Citro-

en Camper, Iveco, Mercedes Sprinter, Pe-

ugeot Boxer Camper, Volkswagen Crafter

ve Renault Master gibi araçlar olabiliyor.

Karayolları uygunluk belgesi ve tip onay

belgesi sadece Sanayi Bakanlığı’ndan

belgeli üreticilerin ürettiği karavanlara

veriliyor. Karavan tutkunlarının işini

zorlaştırıp maliyeti artırsa da sürüş ve

çevre güvenliği için önemli olan uygunluk

belgesi, karavan sürücülerinin güvenlik-

leri için gerekli.

Bu tarz karavanların en lüksü, 12,2 metre

uzunluğundaki dev RV EleMMent Palazzo

geçtiğimiz günlerde, Dubai’de tam 3

milyon dolara el değiştirdi. 40 inçlik HD

TV’si, şöminesi, barbeküsü, şık bir yatak

odası, yerden ısıtması bulunan karavanın

ayrıca manzara seyretmek için bir de

terası bulunuyor. Türkiye’de siz, bu denli

lüks olmasa da hayalinizdeki ortalama bir

motokaravana (ikinci el de dahil) 25 bin

ile 250 bin TL arasında sahip olabilirsi-

niz. Motokaravanlar, ticari araç statüsün-

de olduğu için yasal şartların yerine ge-

tirilip getirilmediğinin de aracın durumu

kadar önemli olduğunu unutmayın.

Page 73: Santigrat Dergisi Sayı 29

73

EV KONFORU İÇİN: PROTOHAUS

Avrupa’da SİT alanı ya da yapılaşma-

nın yasak olduğu arazilerde karavan-

dan çok eve benzeyen ‘ProtoHaus’lar

son derece popülerleşti. Ev konforu

sağlamak amacıyla üretilen bu kara-

vanların tekerlekleri neredeyse sade-

ce kullanılacağı araziye götürülmeye

yarıyor. Güneş enerjisi panelleri ve

entegre atık su sistemleri mevut olan

bu karavanların ortalama fiyatı 14

bin pound civarında. Üretimini yapan

birkaç şirket olsa da Türkiye’dekiler

daha çok prefabrik evi andırıyor.

FOR HOME COMFORT: PROTOHAUS

In Europe, the ‘ProtoHaus’ which

resembles a house rather than a caravan

has become hugely popular in protected

areas or lands which ban housing.

Designed to provide home comfort,

these caravans have wheels just to carry

them where they would be used. With

solar energy pannels and integrated

waste water systems, they come at an

average price of 14,000 pounds. There

are only a few companies engaged in its

production, but the examples in Turkey

are more likeprefabricated houses.

In Turkey, the production of motor caravans are adapted from commercial

vehicles. Among these, Fiat Ducato Motor Caravan is the favourite of caravan

lovers. Depending on your budget, you can transform your car to a caravan,

or take your Ducato to a caravan producer to adapt it as a caravan for four.

Not only Ducatos, almost every model available can be turned into caravans

in professional hands. These models include Citroen Camper, Iveco, Mercedes

Sprinter, Peugeot Boxer Camper, Volkswagen Crafter and Renault Master.

Highways Certificate of Conformity and Type Approval Certificate are only

given to caravans by Ministry of Industrycertified producers. Though it

makes it harder for caravan-fans by increasing the costs, the Type Approval

Certificate is crucial for environmental safety and security of caravan drivers.

The most luxurious of these caravans is the 12,2 meter long RV EleMMent

Palazzo recently changed hands in Dubai for 3 million dollars. Boasting a 40

inch HD TV, fireplace, barbecue, an elegant bedroom and floor heating, the

caravan also has a terrace to admire the view. Although not as luxurious as

this one, you can own an average caravan in Turkey, from 25 thousand to 250

thousand TRY including second hands. Motor caravans are categorized as

commercial vehicles, so keep in mind that the legal procedures are extremely

important.

MOTOR CARAVANS

Page 74: Santigrat Dergisi Sayı 29

DAIKIN TÜRKİYE, ORTA ASYA’DAKİ İLK BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNÜ KAZAKİSTAN’DA AÇTI

DAIKIN TURKEY OPENS THE FIRST CENTRAL ASIANDISTRICT OFFICE IN KAZAKSTAN

74

n Pioneering the air conditioning sector in Turkey and around the world,

Daikin continues restructuring in Central Asia. Taking responsibility

for the CIS countries (Azerbeijan, Uzbekistan, Georgia, Turkmenistan,

Kazakstan, Kirghizstan and Armenia), Daikin Turkey opened the first

district office in Kazakstan.

In 2013, Daikin Turkey was given the responsibility

of operations in Kazakstan due to geographical

and cultural proximity and the domination

of Turkish contractors in the national

market. Since then, Daikin Turkey joined

the customs union with Russia and

Belarus, and speeded up operations

around the Kazakstan market of 170

million population, conducting sales

and marketing operations with three

distributors in Kazakstan - two in Almaty,

one in Astana. Thanks to the free trade

opportunity enabled by the customs union of

Kazakstan, Belarus and Russia, Daikin Turkey

turned its focus on these countries as well.

TÜRKİYE’NİN YANI SIRA DOĞU AVRUPA, TÜRK CUMHURİYETLERİ, ORTADOĞU VE KUZEY AFRİKA’NIN DA AR-GE, ÜRETİM VE LOJİSTİK ÜSSÜ OLARAK KONUMLANAN DAIKIN TÜRKİYE, BU BÖLGEDEKİ BÜYÜME PLANLARINI KAZAKİSTAN’DAKİ ÇALIŞMALARI İLE DEVREYE SOKTU. DAIKIN TÜRKİYE’NİN ORTA ASYA BÖLGESİNİN GELİŞEN ÜLKESİ KAZAKİSTAN’DA AÇTIĞI BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ FAALİYETLERİNE BAŞLADI.

n Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de iklimlendirme sektörünün

önde gelen markası olan Daikin, Orta Asya’da yapılanmasını sürdürüyor.

CIS ülkelerinin (Azerbaycan, Özbekistan, Gürcistan, Türkmenistan,

Kazakistan, Kırgızistan ve Ermenistan) sorumluluğunu üstlenen Daikin

Türkiye, bölgedeki ilk müdürlüğünü Kazakistan’da açtı.

Daikin, coğrafi ve kültürel yakınlığının yanında, Türk

müteahhitlerin ülke pazarında söz sahibi olması

nedeniyle 2013 yılından itibaren Kazakistan’a

yönelik faaliyetlerin sorumluluğunu Daikin

Türkiye’ye verdi. Bu görevi üstlendikten sonra

Rusya ve Belarus ile gümrük birliğine girerek

170 milyon nüfuslu bir pazar oluşturan

Kazakistan’ı odağına alarak çalışmalarına hız

veren Daikin Türkiye, Almatı’da 2, Astana’da

1 adet olmak üzere Kazakistan genelinde 3

distribütör ile satış ve pazarlama faaliyetlerine

başladı. Kazakistan, Belarus ve Rusya’nın dahil

olduğu gümrük birliği anlaşmasıyla bu ülkeler ara-

sında serbest ticaret yapılabildiği için, Daikin Türkiye,

Kazakistan üzerinden bu ülkeleri de hedefine koydu.

POSITIONED AS THE R&D, PRODUCTION AND LOGISTICS BASE OF EASTERN EUROPE, TURKISH REPUBLICS, MIDDLE EAST AND NORTH AFRICA ALONGSIDE WITH TURKEY, DAIKIN TURKEY ACTIVATED ITS GROWTH PLANS IN CENTRAL ASIA BY KAZAKSTAN. DAIKIN TURKEY’S DISTRICT OFFICE STARTED OPERATIONS IN THE DEVELOPING CENTRAL ASIAN COUNTY KAZAKSTAN.

DAIKIN HABER/DAIKIN NEWS

Page 75: Santigrat Dergisi Sayı 29

75

ULUSLARARASI ORGANİZASYONLARA EV SAHİPLİĞİ YAPACAK

Orta Asya cumhuriyetleri içinde yüzölçümü ve 13

bin 500 dolar ile kişi başı milli geliri en yüksek

ülke olan Kazakistan 100 milyon dolara yaklaş-

makta olan iklimlendirme cihazları pazarıyla da

bölgede ön sıralarda yer alıyor. Kazakistan’da,

1997 yılında başkentin Almatı’dan Astana’ya

alınmasıyla birlikte yeni başkente yapılan 30

milyar dolarlık inşaat yatırımlarının önümüzdeki

dönemde daha da hız kazanması bekleniyor.

Özellikle Astana’nın Expo 2017’ye ev sahipliği

yapacak olması, Almatı’da düzenlenecek olan

Universiade Olimpiyatları ile birlikte 2022 Kış

olimpiyatlarına aday olması ülkedeki yatırım

iklimini de olumlu etkiliyor. Artan enerji maliyet-

lerinden dolayı, diğer doğalgaz ve petrol zengini

ülkelerde olduğu gibi, verimi yüksek cihazların

kullanımı ve bilinci Kazakistan’da da her geçen

gün yükseliyor. Kazakistan pazarında yüksek

verimli ve doğa dostu cihazların pazar payı her

geçen gün artıyor. Yüksek enerji verimliliğine

sahip cihazlar, satış öncesi ve sonrasında verilen

mühendislik hizmetleri ile büyük projelerin al-

tına imza atan Daikin, büyük şehirlerde yer alan

distribütör ve alt bayilerinin koordinasyonunu da

Almatı’da yer alan ofisi ve Türkiye merkez ofisin

desteği ile sağlamayı planlıyor. Bu stratejiye

uygun adımları attıklarını belirten Daikin Kaza-

kistan Bölge Müdürü Yerbolat Omirzakov, “160

ülkede faaliyet gösteren bir dünya markası ola-

rak, müşterilerimize en yakın lokasyonda faaliyet

göstermeye özen gösteriyor, onların iklimlen-

dirme konusundaki tüm ihtiyaç ve beklentilerini

hızla karşılamak için çalışıyoruz. Bu doğrultuda,

Daikin Türkiye çatısı altında, üstleneceğimiz pro-

jeler ve yatırımlarla Kazakistan’dan başlayarak

bölgedeki hizmet ağımızı büyüteceğiz” dedi.

Kazakstan, the number one country of Central

Asia in terms of its surface area and 13,500

dollars of gross national income per capita,

also occupies the top ranks with respect to its

air conditioning market which is growing close

to 100 million dollars. 30 billion dollars of new

construction projects invested as the capital

city moved from Almaty to Astana in 1997 are

expected to grow even further in near future.

With Astana to host Expo 2017, the Universiade

Olympic Games to take place in Almaty, and the

nomination to host 2022 Winter Olympic Games

all have a positive impact on the investment

climate.

Due to increasing energy costs, the use and

awareness of high efficiency devices improve

every day in Kazakstan as in other countries

rich in natural gas and oil. Accordingly,

the market share of high efficiency and

environmental-friendly devices increase every

day in Kazakstan.

Realizing big projects with high energy efficiency

devices, pre and post-sales engineering services,

Daikin is planning to execute the coordination

of distributors and sub-dealers in big cities

through the Almaty office and the Turkey

headquarters. Daikin Kazakstan Regional

Director Yerbolat Omirzakov stated to take steps

accordingly: “As a global brand operating in

160 countries, we care to operate in the closest

location to our customers to meet all their air

conditioning needs and expectations in full

speed. In this respect, we are going to develop

our regional service network starting from

Kazakstan through projects and investments we

will take on under the roof of Daikin Turkey.”

PREPARING TO HOST INTERNATIONAL ORGANIZATIONS

Page 76: Santigrat Dergisi Sayı 29

76

500 YILLIK MÜZİKLE TEDAVİ MERKEZİ500 YEAR OLD MUSICAL TREATMENT CENTERSULTAN II. BEYAZİD KÜLLİYESİ YALIN MİMARİSİ, İYİ TAŞ İŞÇİLİĞİ, SÜKUNETİYLE İNSANI KENDİSİNE ÇEKİVERİYOR… 100’ÜN ÜZERİNDEKİ İRİLİ UFAKLI KUBBE DE KÜLLİYEYE MİSTİK BİR GÖRÜNÜM KAZANDIRIYOR. KÜLLİYENİN DARÜŞŞİFA BÖLÜMÜNE GİRDİĞİNİZDEYSE, UZAKTAN GELEN MÜZİK VE SU SESİ ADETA HUZURA DAVET EDİYOR… 400 YIL BOYUNCA TEMEL TIP BİLİMLERİNİN ÖĞRETİLDİĞİ BİR ÜNİVERSİTE OLAN KÜLLİYE, BUGÜN GÖRÜLMEYE DEĞER ÖDÜLLÜ BİR MÜZE…

THE SOCIAL COMPLEX OF SULTAN BAYEZID II IS AN ALLURING EXAMPLE OF MINIMAL ARCHITECTURE, FINE MASONRY AND SERENITY. ONE HUNDRED PLUS DOMES OF VARIOUS SIZES ADD UP TO ITS MYSTIC CHARM. AS YOU ENTER THE DARÜŞŞİFA (HOSPITAL) SECTION, THE DISTANT SOUND OF MUSIC AND WATER IS A LITERAL INVITATION TO PEACE… HAVING SERVED FOR 400 YEARS AS A FACULTY OF MEDICINE, THE COMPLEX IS NOW AN AWARD-WINNING MUSEUM WORTHY OF VISITING.

MÜZE/MUSEUMYAZI/ ArtIcle : NuraN savaşfotoğrAflAr/ photos : alaaDDİN savaş

Page 77: Santigrat Dergisi Sayı 29

77

n The Social Complex of Sultan

Bayezid II is a stupendous example

in our history of architecture,

rising by the Tundzha River in

Edirne. Standing out among

the major architectures of the

second Ottoman capital Edirne,

it pleases the eye at the first sight.

The complex draws attention

with its exquisite masonry and is

constituted of a mosque, a soup

kitchen, a guesthouse, a bridge,

a madrasah and a hospital.

Its one hundred plus domes of

various sizes enhance the mystical

appearance.

The construction of Sultan Bayezid

II Complex was started by Sultan

Bayezid II, the son of Sultan

Mehmet the Conqueror, in 1484.

The construction was completed

in only 4 years, yet there are

numerous claims on the identity

of its architect. Although the

common belief lacks documentary

proof, it is attributed to Architect

Hayrettin. Other historians claim

that the architect was Yakup

Şah Bin Sultan Şah. The purpose

of the complex was to gain the

great town of Edirne a darüşşifa,

a.k.a. a hospital. For centuries,

medical students were trained,

patients were treated and the

poor was fed in this complex. Its

mosque is recognized as one of

the purest and minimal examples

of the Islamic world. It becomes a

major prayer house; candles were

made to illuminate Edirne in its

candlehouse, guests are welcomed

in its guesthouse.

n Edirne’de Tunca Nehri kena-

rında, mimarlık tarihimizin en

görkemli yapılarından biri olan

Sultan II. Bayezid Külliyesi yer

alıyor. Osmanlı’nın ikinci başkenti

Edirne’nin önemli mimari örnek-

leri arasında yer alan yapı, ilk

bakışta insanın gözünü okşayan

bir mimariye sahip. Son derece

başarılı taş işçiliğiyle dikkat çeken

yapı, camisi, imareti, tabhanesi

(misafirhane), köprüsü, med-

resesi ve şifahanesi ile birbirini

tamamlayan yapılardan oluşuyor.

100’ün üzerinde irili ufaklı kubbe

külliyeye mistik bir görünüm

kazandırıyor.

Sultan II. Bayezid Külliyesi’nin

yapımına Fatih Sultan Mehmet’in

oğlu Sultan II. Bayezid tarafından

1484’de başlanır. 4 yıl gibi kısa

sürede bitirilen külliyenin mi-

marının kim olduğuna dair farklı

görüşler var. Yaygın görüş tarihi

belgelerle güçlendirilmemiş olsa

da Mimar Hayrettin olduğu yö-

nünde. Bazı araştırmacılar ise Ya-

kup Şah Bin Sultan Şah olduğunu

ileri sürüyor. Külliyenin kuruluş

amacı, dönemin en önemli şehir-

lerinden Edirne’yi bir darüşşifaya

yani hastaneye kavuşturmak.

Yüzyıllar boyunca bu külliyede tıp

öğrencileri yetiştirilir, hastalara

şifa dağıtılır, fakir fukara doyuru-

lur. Külliyenin İslam aleminin en

saf ve yalın anlatımlı camilerinden

biri olarak kabul edilen camisi

önemli bir ibadet yeri olur, mum-

hanesinde Edirne’yi aydınlatıcı

mumlar dökülür ve tabhanelerin-

de ise misafirler ağırlanır.

Page 78: Santigrat Dergisi Sayı 29

78

Darüşşifa dönemin en önemli sağlık

merkezlerinden biridir. 400 yıl boyunca

aralıksız hizmet verir. Daha sonraki yıl-

larda şifahane, ruh hastalarına yönelir.

Hastalar, dönemin tıp bilgi ve ilaçlarının

yanı sıra, su sesi, müzik, güzel kokular

ve çeşitli uğraşlarla tedavi edilir. Uzun

yıllar boyunca hastalara şifa dağıtan bu

şifahane, 1850’li yıllardan sonra, sadece

ruh hastalarının tecrit edildiği, bakımsız

bir kurum haline gelir ve boşaltılır. 1896

yılında gördüğü onarım sonrası bir süre

daha ruh hastalarının tecrit ve tedavile-

rinde kullanılır. 1910 yılında Alman mi-

mar Cornalius tarafından tekrar onarımı

gerçekleştirilen hastanenin 1916’lara

kadar açık olduğu biliniyor. Avrupa’da

akıl hastalarının yakıldığı bir dönemde

hem ruhsal hem de diğer hastalıkların

tedavisi için müzik, su sesi, güzel ko-

kular ve diğer pek çok şey düşünülerek

planlanmıştır. Hastanenin havalandır-

ma sistemi döneminin çok ilerisindedir.

Bu mükemmel özelliği ile hem dönemine

hem de sonraki yıllara ışık tutmuştur.

Rönesans dönemi referans hastanesi

mimarisi Ospedale Magiore’ye (kuruluş

tarihi 1456, Milano- İtalya) oranla daha

etkili olmuş ve çığır açmış bir örnek

olarak kabul edilir.

ÖNEMLİ SAĞLIK MERKEZİ

Page 79: Santigrat Dergisi Sayı 29

79

Darüşşifa was among the major health

centers of its time. It has uninterruptedly

served for 400 years. In the later years,

it focused on healing mental patients.

Alongside with the medical knowhow and

the medicine of the era, patients were

cured with the sound of water, music,

fragrances and various activities. After

treating patients for many long years,

the hospital turned into a neglected place

with the sole purpose of isolating mental

patients, and was finally evacuated.

After the maintenance works in 1896, it

was used for the isolation and treatment

of the mentally sick for another while.

Following the repairment works which

was conducted by the German architect

Cornalius in 1910, the hospital was used

until 1916. At an era when the mentally

ill was burned in Europe, the hospital

was planned to treat mental and physical

diseases using music, the sound of water,

fragrances and many other methods.

The hospital’s ventilation system was

beyond its time. This was an excellence

which shed light to its time and the future.

Its architecture is recognized as a more

effective and trailblaizing example

than the Renaissance hospital Ospedale

Maggiore (est. 1456, Milan, Italy).

A CAPITAL SANITARY CENTER

Page 80: Santigrat Dergisi Sayı 29

80

Külliye, 1984 yılında Trakya

Üniversitesi’ne devredilir ve 1997 yılında

müzeye dönüştürülür. Külliyenin darüşşi-

fa bölümü, dünyanın en prestijli müzecilik

ödüllerinden olan Avrupa Konseyi 2004

Yılı Avrupa Müze Ödülü’nü alır. Müze,

Trakya Üniversitesi’nin, kültürel miras

ve korumacılık alanında gerçekleştirdiği

en büyük projelerden biridir. Burada 500

yıl öncesinin bir “Osmanlı bimarhane-

si” (bimar:hasta, hane:ev) canlandırılır.

Mekanda, tedavide kullanılan yöntemler

ve geçmiş zengin bir görsel anlatımla

günümüze taşınır. Daha birinci avluya

girince müziğin güçlü tınısı sarar etrafı.

Müzenin ana mekanı olan “Psikiyatri

Tarihi Bölümü” ise adeta yüzyıllar önce-

sinin bir müzik terapi ortamını yaşatır

ziyaretçilerine. Ortadaki havuzun şadır-

vanından akan suyun sesi, neyin mistik

sesiyle birleşir… Hastalar, hekimler, hasta

bakıcılar, hanende ve sazendeler, ışık ve

ses düzeninin de yardımıyla canlı gibi

duruverir…

Darüşşifa’da ilk avlunun bulunduğu

birinci bölümde vaktiyle poliklinik odaları

olarak kullanılan odalarda şimdi çeşitli

sergiler yer alıyor. İkinci avluda yönetici

odaları, üçüncü bölümdeyse hastaların

yatırıldığı alanlar var. Burada 4 yazlık, 6

kışlık oda ve bir müzik sahnesi yer alıyor.

Geçmişte ruh hastalarının müzik, su sesi

ve güzel kokularla tedavi edildiği akustiği

ile ünlü şadırvanlı havuz ise ortaya ko-

numlanmış.

Hastanenin tıp fakültesi olan Tıp Med-

resesi (Medreset-ül Etibba) hemen yan

avluda yer alıyor. Dönemine uygun biçim-

de canlandırmalar yapılmış. Ders gören

öğrenciler, anlatan eğitmenler, kütüpha-

nede ders çalışanlar…

1652 yılında Edirne’yi ziyaret eden Evliya

Çelebi, külliyeden; “Orada bir Darüşşifa

vardır ki dil ile tarif edilmez, kalemler ile

yazılmaz” diye övgüyle bahseder.

ÖDÜLLÜ MÜZE

In 1984, the complex was assigned to the

University of Thrace, to be transformed

into a museum in 1997. The hospital

section of the complex was awarded the

prestigious 2004 European Museum

Award by the European Council. The

museum is known as a major project

of the University of Thrace in the field

of cultural heritage and protection.

Inside the museum, an Ottoman hospital

dating back to 500 years ago has been

revived. The cures are brought to present

through a rich visual representation. No

sooner than the first court, the visitor

is embraced by the powerful tune of

music. The main section of “History of

Psychiatry” revives the musical therapies

from centuries ago. The sound of the

water from the central fountain blends

in the mystical sound of the reed flute…

Patients, physicians, nurses, songsters

and musicians almost seem alive with the

help of the light and sound system.

The rooms in the first courtyard section

of the hospital, which was once used

as outpatient clinics, are now housing

exhibitions. The second courtyard houses

managerial rooms, and the third section

is spared for in-patients. This section

incorporates four summer and six winter

rooms as well as a musical stage. The

fountain pool famous for its acoustics is

centrally located to treat mental patients

with music, the sound of water and

fragrances.

The faculty of medicine which belonged

to the hospital (Medreset-ül Etibba)

is located in the adjacent courtyard.

Historical animations include scholars

teaching lessons, students in class, and

others working at the library…

In his visit to Edirne in 1652, Evliya Çelebi

praises the complex: “There is a hospital

in there, which is beyond description or

depiction.”

AWARD-WINNING MUSEUM

Page 81: Santigrat Dergisi Sayı 29

81

Müzik sadece ruh hastalıklarının

tedavisinde değil, diğer birçok

hastalığın tedavisinde de kullanılırdı.

Hanende ve sazendeler, haftanın belirli

günleri hastalara müzik çalarmış. Hangi

makamın hangi rahatsızlığı tedavi

ettiğine ilişkin ilginç bilgiler var.

Rast Makamı : Havale ve felç illetine

iyi gelir.

Irak Makamı : Menenjit, akıl ve beyin

hastalıklarına faydalıdır.

İsfahan Makamı: Zihni açar, zekayı

arttırır, anıları tazeler.

Zengule Makamı: Kalp hastalıklarının

devasıdır.

Rehavi Makamı: Baş ağrısına devadır.

Buselik Makamı: Kulunç ve bel

ağrılarının ilacıdır.

Zirefgent Makamı: Sırt ve eklem

ağrılarının ve kuluncun tedavisinde

faydalıdır.

Büzürk Makamı: Ateşli hastalıklara iyi

gelir, zihni temizler, vesvese ve korkuyu

uzaklaştırır.

Hicaz Makamı: İdrar zorluğuna iyi

gelir, cinsel yönden uyarıcı etkisi vardır.

Uşşak Makamı: Kalp, karaciğer, sıtma

ve mide hastalıklarının ilacıdır.

Neva Makamı: Gönül okşayıcıdır.

Kötü düşünceleri uzaklaştırır. Kadın

hastalıklarına iyi gelir.

Hüseyni Makamı: Ferahlık verir.

Çocukların kalp ve ruhlarının iltihabını

söndürür. Ateş düşürür.

MUSİKİ MAKAMLARI VE HASTALIKLAR

Music was used not only for the

treatment of mental illnesses, but

for many physiological ones as well.

Songsters and musicians used to play

music for the patients on certain

weekdays. There are interesting findings

on which mode treats which disease…

Rast Mode: Eclampsia and stroke.

Irak Mode: Meningitis, mental and

brain diseases.

Isfahan Mode: Alerts the mind, boosts

intelligence, refreshes memories.

Zengule Mode: Cures cardiac diseases.

Rehavi Mode: Treats headache.

Buselik Mode: Cures cramps and back

aches.

Zirefgent Mode: Treats back and joint

pains and cramps.

Büzürk Mode: Good for inflammatory

diseases. Cleanses mind, relieves anxiety

and fear.

Hicaz Mode: Good for dysuria,

stimulizes the libido.

Uşşak Mode: Treats heart, liver,

stomach diseases and malaria.

Neva Mode: Soothes, keeps bad

thoughts away. Good for genital

diseases.

Hüseyni Mode: Refreshes the hearts

and souls of children. Reduces fever.

MUSICAL MODES AND DISEASES

Kaynak: Osmanlı şair hekimlerinden Şuuri Hasan Efendi’nin “Tadil-ül Emzice” adlı eserinden. Reference: Based on the book “Tadil-ül Emzice”by the Ottoman poet-physician Şuuri Hasan Efendi.

Page 82: Santigrat Dergisi Sayı 29

82

DAIKIN BİLARDOMAX LİGİ’NDE MUHTEŞEM FİNALSPECTACULAR FINAL AT DAIKIN BİLARDOMAX LEAGUE

DÜNYACA ÜNLÜ SPORCUMUZ SEMİH SAYGINER VE TÜRK BİLARDO MİLLİ TAKIMI OYUNCULARININ NEFES KESEN GÖSTERİ MAÇLARI YAPTIĞI DAIKIN BİLARDOMAX LİGİ FİNALLERİNDE, KUPAYI TAYFUN TAŞDEMİR KALDIRDI.

n Sektörün öncü kuruluşu Daikin’in sponsorluğunda düzenle-

nen Daikin BilardoMax Ligi, dünya yıldızlarının şovuyla renk

kattığı final maçlarıyla sona erdi. Daikin BilardoMax Ligi, aylar

süren mücadelelerin ardından yapılan final maçları sırasında

usta bilardocuların nefes kesen gösterilerine sahne oldu.

Bu yıl 13’üncü kez yapılan Daikin BilardoMax Ligi’ne rekor

katılım sağlandı. Toplam 154 sporcuyla başlayan 13’üncü Daikin

BilardoMax Ligi’nin onur konuğu, 7 yıl ara verdiği faal sporculuk

hayatına 6 ay önce geri dönen, Türkiye’nin en önemli bilardo-

cusu Semih Saygıner oldu. Yoğun rekabet altında geçen lig maç-

larının ardından düzenlenen finaller sırasında, Dünya Bilardo

Şampiyonu ünlü sporcumuz Semih Saygıner’in yanı sıra, Bilardo

Milli Takımı oyuncuları Tayfun Taşdemir, Murat Naci Çoklu ve

Adnan Yüksel’in gösteri maçları nefes kesti. Turnuva sonunda

16 kişilik final turuna kalmaya hak kazanan 12 amatör sporcuya

Türk Bilardo Milli Takımı oyuncuları Tayfun Taşdemir, Adnan

Yüksek ve Murat Naci Çoklu ile yarışma fırsatı da doğdu.

Daikin BilardoMax Ligi’ne bugüne kadar sırasıyla, dünyanın

kabul ettiği en büyük bilardo sporcuları ve şampiyonları Torb-

jorn Blomdahl, Flippos Kasidokostas, Daniel Sanchez, Frederic

Caudron ve Dick Jaspers da katıldı.

Daikin BilardoMax Ligi Direktörü İlhan Aydın, “Ülke içinde özel

organizasyonlara katılmayı pek tercih etmeyen, ünlü bilardo-

cumuz Semih Saygıner’in Daikin BilardoMax Ligi’ne katılması,

organizasyonumuzu daha da önemli hale getirdi” diyerek şunları

ekledi: “En az Semih Saygıner kadar kıymetli milli takım oyuncu-

TAYFUN TAŞDEMİR WON THE CUP AT THE FINAL GAMES OF DAIKIN BILARDOMAX LEAGUE WHICH TOOK PLACE WITH BREATHTAKING PERFORMANCES BY THE WORLD-RENOWNED SEMİH SAYGINER AND THE TURKISH NATIONAL BILLIARD TEAM.

DAIKIN

Page 83: Santigrat Dergisi Sayı 29

larımıza ve final turuna kalmayı haketmiş

olan diğer sporculara çok teşekkür ediyorum.

Daikin BilardoMax Ligi’nde amatör oyun-

cular ünlü bilardo oyuncularıyla yarışarak

unutulmaz anlar yaşadılar ve nefes kesen bir

final maçı izlediler. Amacımız bu turnuva

ile bilardo sporunun daha geniş kitlelere

ulaşmasını sağlamak ve amatör sporcuları-

mızı desteklemek. Daikin BilardoMax Ligi bu

amacımız doğrultusunda başarılı bir turnuva

oldu. Bundan sonra da bilardo sporuna hizmet

vermeye devam edeceğiz.”

83

n Sponsored by the sector leader Daikin,

Daikin BilardoMax League ended with

spectacular final games spiced up by world

stars’ shows. After months of challenging

games, Daikin BilardoMax League witnessed

breath-taking shows of poolsharks at the

finals. The 13th Daikin BilardoMax League was

realized with a record-breaking participation.

The honorary guest of the 13th Daikin

BilardoMax League which started with 154

athletes was the Turkish billiard master Semih

Saygıner, who made return to his professional

sports career 6 months ago, following a 7-year

break. The heavy competition ended with

the finals, witnessing amazing shows of our

World Billiard Champion Semih Saygıner, and

the National Billiard Team players Tayfun

Taşdemir, Murat Naci Çoklu and Adnan

Yüksel. The 12 amateur athletes who made it

to the final 16 had the chance to compete with

the National Billiard Team players Tayfun

Taşdemir, Murat Naci Çoklu and Adnan

Yüksel. Until present, Daikin BilardoMax

League has been respectively participated

by the world-renowned poolsharks and

champions Torbjorn Blomdahl, Flippos

Kasidokostas, Daniel Sanchez, Frederic

Caudron and Dick Jaspers. Daikin BilardoMax

League Director İlhan Aydın said: “The

participation of our famous billiard player

Semih Saygıner, who rarely attends private

national organizations, have reinforced our

organization.” Aydın continued: “I would

like to thank our equally esteemed national

team players and all other finalists. At Daikin

BilardoMax League, amateur players had

memorable moments while playing against

famous billiard masters, and enjoyed a breath-

taking final game. We aim to gain billiard a

wider audience and support amatuer players

with this tournament. In this respect, Daikin

BilardoMax League has been a successful

organization. We are going to keep serving the

sport of billiard.”

Page 84: Santigrat Dergisi Sayı 29

84

DAIKIN’DEN YAZI KARŞILAMA KAMPANYASIDAIKIN WELCOMES SUMMER WITH A CAMPAIGN

İKLİMLENDİRMENİN LİDER MARKASI DAIKIN, BU YAZI SERİN SERİN KARŞILAMAK İSTEYENLERİ MUTLU EDECEK BİR KAMPANYA BAŞLATTI. DAIKIN’İN ÜSTÜN TEKNOLOJİLİ VE ENERJİ TASARRUFLU KLİMALARINI TÜKETİCİ İLE BULUŞTURMAK AMACIYLA DÜZENLENEN KAMPANYA, 15 TEMMUZ’A KADAR YÜZDE 25’E VARAN İNDİRİMLER SUNUYOR.

AIR CONDITIONING LEADER DAIKIN LAUNCHED A NEW CAMPAIGN TO MAKE ALL WHO WANTS TO KEEP COOL THIS SUMMER. THROUGHOUT THE CAMPAIGN, DAIKIN’S HIGH TECHNOLOGY AND ENERGY SAVING AIR CONDITIONERS WILL BE AVAILABLE WITH UP TO 25 PERCENT DISCOUNTS UNTIL JULY 15.

DAIKIN

Page 85: Santigrat Dergisi Sayı 29

85

n Presenting users energy efficient and comfortable

air conditioning with its cutting edge technology

and high-end market models, Daikin starts the new

season with discounts. Welcoming summer with the

motto “Daikin presents 100 percent coolness with up

to 25 percent discounts”, Daikin gives cool summer

lovers an opportunity.

With the aim of making everyone who desires the

comfort of air conditioning an air conditioner

owner, Daikin gives up to 25 percent discounts at the

most popular Tegora, Shira and the new Emura II

split air conditioner models until 15 July 2015.

The campaign brings both sales and installment

advantages to Garanti Bonus Card holders getting

ready for the summer. Garanti Bonus Card holders

can have Daikin’s Tegora, Shira and the new Emura

II split air conditioners with 9 installments at the

cash price until 15 July 2015.

Throughout the campaign, Tegora Seasonal series

will provide high comfort and high efficieny at the

needed capacity (Btu/h) with lower prices from

495TRY to 1181TRY. Standing out with energy

saving and comfort enhancing features, Shira will be

sold with discount advantages from 708 TRY to 2135

TRY until July 15. Bringing award-winning elegant

design and technology together, Emura II’s will be

presented with discounts from 920 TRY to 1656 TRY.

n Gelişmiş teknolojisi ve sektörün en üst

segmentinde yer alan klima modelleri ile kul-

lanıcılarına enerji verimliliği yüksek, konforlu

bir iklimlendirme sunan Daikin, yeni sezona

indirimle başlıyor. “Daikin’de yüzde yüz

serinlik yüzde 25’e varan indirimle” sloganıyla

yeni sezonun açılışını yapan Daikin, yazı serin

serin karşılamak isteyenlere indirim fırsatı

sunuyor.

İklimlendirme konforu yaşamak isteyen

herkesi klima sahibi yapmak isteyen Daikin,

15 Temmuz 2015 tarihine kadar sürecek olan

kampanya ile en beğenilen modellerinden

Tegora, Shira ve yeni Emura II split klima mo-

dellerinde yüzde 25’e varan indirim uyguluyor.

Bu kampanya ayrıca, yaz hazırlığına başlayan

Garanti Bonus Card sahiplerine hem indirim

hem de taksit olanağı sunuyor. Garanti Bonus

Card sahipleri 15 Temmuz 2015 tarihine kadar

Daikin Tegora, Shira ve yeni Emura II split

klimalarına peşin fiyatına 9 taksit ile sahip

olabilecekler. Kampanya kapsamında yüksek

konfor ve yüksek verimlilik değerleri ile öne

çıkan Tegora Seasonal Serisi klimalardan biri

ile serinlemek isteyenler, ihtiyaçları olan ka-

pasiteye (Btu/h) göre 495 TL ile bin 181 TL ara-

sında daha az ödüyor. Gerek enerji tasarrufu

gerekse kullanıcı konforunu artıran özellikleri

ile öne çıkan Shira, 15 Temmuz’a kadar 708 TL

ile 2 bin 135 TL arasında indirim avantajıyla

alınabiliyor. Ödüllü şık tasarımı ile teknolo-

jiyi birleştiren Emura II ile yazı karşılamak

isteyenler ise 920 TL ile bin 656 TL arasında

indirim avantajından yararlanabiliyor.

Page 86: Santigrat Dergisi Sayı 29

İstanbul Kültür Sanat Vakfı İKSV tarafından düzenlenen 14’üncü İstanbul Bienali başlıyor. Carolyn Christov-Bakargiev tarafından “Tuzlu Su: Düşünce Biçimleri Üzerine Bir Teori” başlığıyla bir dizi işbirliğiyle şekillenen 14’üncü İstanbul Bie-nali, 5 Eylül - 1 Kasım 2015 tarihleri arasında şehre yayıla-cak. Bienal ücretsiz olarak izlenebilir.

Uluslararası Çağdaş Sanat Fua-rı ArtInternational, bu yıl 3’üncü kez düzenleniyor. 4-6 Eylül tarihleri arasında Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek fua-ra dünyanın önde gelen galerileri ve sanatçıları katılacak. Henüz çok genç olmasına rağmen yılın en beklenen sanat olaylarından birine dönüşen fuarı geçen yıl 20 bin kişi gezdi.

22’nci Uluslararası Altın Koza Film Festiva-li, 14-20 Eylül tarihleri arasında yapılacak. Festival kapsamında her yıl olduğu gibi ulusal uzun metraj film yarışması, ulusal öğrenci filmleri yarışması ve Akdeniz ülkeleri kısa film yarışması gerçekleştirilecek. Ayrıca bu yıl ilk olarak Adana konulu senaryo yarışması düzenlendi.

The 22nd International Golden Coccoon Film Festival will take place between 14-20 September. Traditionally, the festival is composed of a national feature-length film competition, national student films competition, and the Mediterranean countries short-film competition. In addition, this year’s festival comprises a screenplay competition about Adana for the first time.

İstanbul Bianeli Eylül’de başlıyorIstanbul Bienal starts in September

Genç fuarımız büyüyor! / The fresh fair keeps growing!

Adana’da film zamanıMovie time in Adana

The 14th Istanbul Bienal by Istanbul Foundation of Culture and Arts is counting down. Curated by Carolyn Christov-Bakargiev and a number of collaborations under the title “Salt Water: A Theory of Thought Forms”, the 14th Istanbul Bienal will take place through 5 September – 1 November 2015. The Bienal can be viewed free of charge.

The International Contemporary Art Fair ArtInternational is taking place for the 3rd time this year. The fair will take place in Haliç Congress Center on 4-6 September with the participation of leading galleries and artists of the world. Despite its young age, the fair has already become one of the most anticipated art events, entertaining 20 thousand guests in the previous year.

fair fair

F U A R F U A R F U A Rajanda ajanda ajandacinema cinema cinema

sinema sinema

MUSIC müzikb o o k b o o k b o o kk i t a p k i t a pagenda agenda agendaMÜZİK MÜZİK MÜZİK

kitap sinema kitap sinema kitap sinema

86

Page 87: Santigrat Dergisi Sayı 29

Yılın en önemli sanat olaylarından biri olan As-pendos Opera ve Bale Festivali, 5 Eylül 2015’te Antalya Devlet Opera ve Balesi Orkestra ve Korosu’nun vereceği gala konseriyle perdelerini açacak. 28 Eylül’de son bulacak festivalin bu yıl 22’ncisi gerçekleşecek. 2 bin yıllık Aspendos Tiyatrosu’nda yapılan ve dünyanın en iyi opera ve bale festivalleri arasında gösterilen festivale, özellikle yabancı turistler büyük ilgi gösteriyor. Festival programı için; www.aspendosfestival.gov.tr

Çoktan geleneksel hale gelmiş olan Enka Kültür Sanat Buluşmaları, 1-31 Temmuz 2015 tarih-leri arasında gerçekleşecek. Sanatseverleri bir araya getirecek etkinliklerde tiyatro, sinema ve müzik birlikte yer alacak. Bu yıl 27’ncisi düzen-lenecek olan ENKA Kültür Sanat Buluşmaları’nın programına www.enkasanat.org adresinden ulaşabilirsiniz.

Kayısı memleketi Malatya’da 4’üncü Yapı ve Dekorasyon fuarı düzenleniyor. Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin organize ettiği fuar Mişmiş Park’ta gerçekleşecek. Fuarda ahşap yapı elemanları, inşaat malzemeleri ve teknolojileri, ısıtma soğutma, tesisat ve yalıtım, mobilya içi dekorasyon, doğalgaz teknolojisi konusunda faaliyet gösteren çok sa-yıda şirket katılımcı olarak yer alıyor. Fuar, 29 Temmuz- 2 Ağustos 2015’te ziyarete açık olacak.

Aspendos yine büyüleyecek! / Aspendos charms again!

Enka kültür sanat buluşmaları Enka culture and arts union

Mişmiş Park’ta fuar / Fair at the Mişmiş Park

Enka Culture and Art Meetings, which have already become a classic, will take place on 1-31 July 2015. The artistic event will bring theater, cinema and music together. The detailed program of the 27th of Enka Culture and Art Meetings can be reached at www.enkasanat.org.

The 4th Construction and Decoration Fair will take place in the apricot land Malatya. The fair organized by the Malatya Metropolitan Municipality will be realized at the Mişmiş Park. A vast number of companies operating in wooden construction elements, construction materials and technologies, heating-cooling, installment and isolation, furniture, decoration, natural gas technologies will be participating the fair from 29 July to 2 August 2015.

fairfair fairF U A RF U A R F U A R

ajandaajandaajandacinema cinema

cinemasinemasinema sinema

sinemaMUSIC MUSICMUSICMUSIC

b o o k b o o kki t a p

k i t a p k i t a pagenda agendaage

bookMÜZİKMÜZİK MÜZİKkitap sinema

kitap sinema

One of the biggest artistic events of the year is the Aspendos Opera and Ballet Festival, which will be opened on 5 September 2015 with the gala concert of Antalya State Opera and Ballet Orchester and Chorus. The 22nd year of the festival ends on 28 September. The festival takes place at the 2000 year old Aspendos Theatre and is considered among the best opera and ballet festivals of the world with a huge participation of foreign tourists. For the festival program: www.aspendosfestival.gov.tr

87

Page 88: Santigrat Dergisi Sayı 29

Otomotiv ve yan sanayi konusunda firmaları bir araya getiren önemli bir fuar var İstanbul’da. Burada her şey modifiye tutkunlarını mutlu etmek için hazırlanmış adeta. 13 Ağustos 2015’de Yeşilköy’de İFM’de açılacak olan fuarda modifiye, modifiyeli araçlar, aksesuarlar ve yan sanayi ekipmanları birlikte görücüye çıkacak. Fuar 16 Ağustos’a kadar açık.

ISH Shanghai Cihe 2015 Isıtıcılar, Havalandırma, Ölçü Sistemleri ve Baca Yapımı Fuarı, kapsamı oldukça geniş tutulan bir fuar. 23-25 Eylül 2015’de gerçekleşecek fuara sektörün bütün bileşenleri katılıyor. Sektörlerinin önemli şirketleri en iyi ve en yenileri görmek ve göstermek için bu fuarda olacak.

Modifiye tutkunlarına müjde! / Good news for modifiers!

Şangay buluşması/ Shanghai union

Istanbul houses a big fair bringing automotive and side industry companies together. Everything here seems to be designed to make modifiers happy. The fair opens on 13 August 2015 at Yeşilköy IFM to introduce modified vehicles, accessories and side industry equipments. The fair can be visited until 16 August.

ISH Shanghai Cihe 2015 Heaters, Ventilators, Measuring Systems and Chimney Construction Fair comprises a vast context. The fair on 23-25 September 2015 will bring all elements of the sector. The major companies, the bests and the newest members of the sector will be here.

Isıtma, soğutma ve havalandırma sek-törünün önemli uluslararası buluşma noktalarından olan AquaTherm Almty, Kazakistan’ın eski başkenti Almaty’da yapılacak. 2 Eylül 2014-05 Eylül 2015 tarihleri arasında ziyaretçilerini ağırlayacak olan fuarda, havuz, sauna ve SPA evsel ve endüstriyel ısıtma, su temini, hijyenik klima, havalandırma, ekipmanları sergilenecek. 8’incisi yapı-lan fuar, Kazakistan pazarında faaliyet gösteren uzmanları tanımak için bir fırsat sunuyor.

Orta Asya’da AquaTherm Almty AquaTherm Almaty starts in Central Asia

Aqua Therm Almaty, a major international meeting point of the heating, cooling and air conditioning sector, will take place in the former Kazak capital Almaty through 2 -5 September 2015 and will bring together pool, sauna, SPA, household and industrial heating, water supply, hygienic air conditioner, ventilator equipments for visitors. On its 8th year, the fair provides an opportunity to meet the experts in the Kazak market.

fair fair

F U A R F U A R F U A Rajanda ajanda ajandacinema cinema cinema

sinema sinema

MUSIC müzikb o o k b o o k b o o kk i t a p k i t a pagenda agenda agendaMÜZİK MÜZİK MÜZİK

kitap sinema kitap sinema kitap sinema

88

Page 89: Santigrat Dergisi Sayı 29

İstanbul Rahmi M. Koç Müzesi, o çok ünlü koleksiyonuna dünya-nın en zengin insanlarından olan son Haydarabad Nizamı Osman Ali Han’ın dönemine ait olan faytonu dahil etti. Fayton Chowmalla Sarayı (Haydarabad, Hindistan) içindeki ulaşımı sağlamak için kullanılmış. Haydarabad Nizamı Osman Ali Han 1886 – 1967 yılları arasında dünyanın en zengin insanı olarak tarihe geçmiş.

Nostaljik bir yolculuk / A nostalgic journey

Eğlenmeye hazır mısınız?/ Are you ready for fun?

Istanbul Rahmi M. Koç Museum enriched its valuable collection with the coach of the late Nizam of Haydarabad Osman Ali Han, who was one of the wealthiest people of all times. The coach was used as a transport inside the Chowmalla Palace (Haydarabad, India). Osman Ali Han, the Nizam of Haydarabad, who lived between 1886-1967 made a name in history as the wealthiest person in the world.

İstanbul Sakıp Sabancı Müzesi’nde çocuklar için bir dizi yaz okulu düzenleniyor. Bunlardan en dikkat çekici olan ‘Masal Sanatı’. 27-31 Temmuz tarihleri arasında yapılacak olan yaz okuluna 2003-2009 doğumlu çocuklar katılabilecek. Çocuklar, Kaf Dağı’nın ardındaki hayal diyarı için sanat eserleri yaratacaklar. Çalışmayı, Pedagog Sibel Şengül ve Akademisyen Eğitimci Suzan Tokgöz yönlendirecek.

Dünyanın en çok izle-nen ve en uzun soluklu müzikalleri arasında yer alan Mamma Mia, 29 Eylül’de İstanbul’da müzikal tutkunlarıyla buluşa-cak. Zorlu Performan Sanatları Merkezi Turkcell Sahnesi’nde saat 21.00’de açıla-cak perde. 20 yılda 54 milyon kişi tarafın-dan izlenen müzikali kaçırmayın.

Mamma Mia, one of the most popular and long-lasting musicals of the world, will meet the musical lovers on 29 September in Istanbul. The curtains will be opened at Zorlu Performance Arts Center Turkcell Stage at 9pm. The musical has been watched by 54 million people within 20 years.

Masal sembolleri ve yaratıcı iletişim/ Fairy tale symbols and creative communication

Istanbul Sakıp Sabancı Museum organizes a series of workshops for children. ‘The Art of Fairy Tales’ is one of the most enchanting. The summer course takes place on 27-31 July and accepts children who were born from 2003 to 2009. Kids will create artworks for an imaginary land beyond the Mount Kaf. The workshops will be monitored by pedagog Sibel Şengül and academician Suzan Tokgöz.

fairfair fairF U A RF U A R F U A R

ajandaajandaajandacinema cinema

cinemasinemasinema sinema

sinemaMUSIC MUSICMUSICMUSIC

b o o k b o o kki t a p

k i t a p k i t a pagenda agendaage

bookMÜZİKMÜZİK MÜZİKkitap sinema

kitap sinema

89

Page 90: Santigrat Dergisi Sayı 29

fair fair

F U A R F U A Rajanda ajanda ajandacinema cinema cinema

sinema sinema

MUSIC müzikb o o k b o o k b o o kk i t a p k i t a pagenda agenda agendaMÜZİK MÜZİK MÜZİK

kitap sinema kitap sinema kitap sinema

90

Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde, en uzun soluklu yaz konser serilerinden biri olan ‘Yıldızlı Geceler’ başladı. Etkinliğin ilk kon-serini ülkemizde de çok sevilen genç Fransız sanatçı Zaz verecek. Konser 28 Temmuz, saat 21.00’de başlayacak.

Levent Özdilek’in yönetmenliğini yaptı-ğı ‘İnternette Tanışan Son Çift’ oldukça eğlenceli bir tiyatro oyunu. Bir yandan güldürürken, bir yandan günümüzün sanal dünyasını, bu dünyada yaşanan ilişkileri tatlı tatlı eleştiriyor. Akasya Asıltürkmen ve Ozan Akbaba’nın rol aldığı oyun, İzmir Bostanlı Suat Taşer Sahnesi’nde 11 Ağus-tos günü saat 21.00’de izlenebilir.

Beslenme uzmanlarının hiç bitmeyen uyarıları, insanları hem sağlıklı bes-lenmek, hem de yeni şeyler üretmenin keyfini yaşamak için mutfak çalışmaları-na yöneltiyor. Siz de kendi peynirinizi ve yoğurdunuzu evde yapmak istiyorsanız İstanbul Kitchen Craetes’de 29 Ağustos saat 11.00-14.00 arasında peynir ve yoğurt nasıl yapılır temalı çalışmaya katılabilirsiniz.

Nutritionists call us to kitchen for the sake of healthy nutrition and the pleasure of creating. If you too would like to make your own cheese and yoghurt, you can take part in the dairy making workshop at Istanbul Kitchen Creates on 29 August, from 11 am to 2 pm.

Paris’ten sevgilerle / From Paris with love

İnternet aşkı tiyatroya taşındı / Online affair transfers to the theater

Kendi peynirini kendin yap / Make your own cheese

‘Starry Nights’, one of the longest-running summer concerts starts at Harbiye Cemil Topuzlu Amphitheater. The first concert will be given by the popular French star Zaz on 28 July, at 9 pm.

Directed by Levent Özdilek, ‘The Last Couple Who Met Online’ is an entertaining stage piece. While making you laugh, it gently criticizes the online world and its affairs. Featuring Akasya Aslıtürkmen and Ozan Akbaba, the play can be seen at Izmir Bostanlı Suat Taşer Stage on 11 August at 9 pm.

Page 91: Santigrat Dergisi Sayı 29
Page 92: Santigrat Dergisi Sayı 29