selÇuk Ünİversİtesİ sosyal b l mler enst tÜsÜ e t m b l...
TRANSCRIPT
T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ EĞİTİM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI
EĞİTİM YÖNETİMİ TEFTİŞİ PLANLAMASI VE EKONOMİSİ BİLİM DALI
OKULLARDAKİ ÖRGÜTSEL GÜVEN DÜZEYİNİN OKUL
YÖNETİCİLERİNİN ETİK LİDERLİK ÖZELLİKLERİ VE BAZI
DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ
DOKTORA TEZİ
Danışman Doç. Dr. Emin KARİP
Yard. Doç. Dr. Vicdan ALTINOK
Hazırlayan
Ercan YILMAZ
KONYA-2006
ÖZET
Bu araştırmanın amacı, okul yöneticilerinin etik liderlik düzeylerinin okullardaki
örgütsel güven düzeyine etkisini incelemektir. Aynı zamanda bazı değişkenlere göre
okullardaki örgütsel güven düzeyinin farklılaşıp farklılaşmadığını test etmektir
İlişkisel tarama yöntemiyle yapılan bu araştırmanın evrenini 2004-2005 tarihleri
arasında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı resmi ilköğretim okullarında çalışan öğretmenler
oluşturmaktadır. Bu öğretmenlerin sayısı 378 665’tir. Araştırmanın örneklemi ise 1144’ü
bayan, 1288’si erkek olmak üzere toplam 2432 öğretmenden oluşmaktadır.
Bu araştırmada okul yöneticilerinin etik liderlik düzeylerini belirlemek için “Etik
Liderlik Ölçeği” ve ilköğretim okullarındaki örgütsel güven düzeyini belirlemek için
“Okulda Örgütsel Güven Ölçeği” kullanılmıştır.
Araştırmanın etik liderliğin örgütsel güveni açıklamaya ilişkin bulguları şu
şekildedir. Örgütsel güvenin alt boyutu olan çalışanlara duyarlılığı, sırayla etik liderliğin
alt boyutları olan iklimsel etik, karar vermede etik, ve iletişimsel etik anlamlı düzeyde
etkilemektedir. Örgütsel güvenin diğer alt boyutu olan yöneticiye güveni, etik liderliğin
iletişimsel etik, davranışsal etik, karar vermede etik ve iklimsel etik anlamlı düzeyde
yordamaktadır. Örgütsel güvenin bir başka alt boyutu olan iletişim ortamını, etik liderliğin
iklimsel etik, iletişimsel etik, karar vermede etik ve davranışsal etik anlamlı düzeyde
açıklamaktadır. Son olarak örgütsel güvenin alt boyutu olan yeniliğe açıklığı, etik liderliğin
iletişimsel etik, iklimsel etik ve karar vermede etik anlamlı düzeyde etkilediği
bulunmuştur.
Araştırmanın diğer değişkenlerine ait bulgularına göre ise, örgütsel güvenin
çalışanlara duyarlılık, yöneticiye güven, iletişim ortamı ve yeniliğe açıklık alt boyutlarının
puan ortalamaları; öğretmenlerin cinsiyet, kendi memleketlerinde çalışıp ve çalışmama,
öğrenim durumu, ilçe veya il milli eğitim müdürlüklerinin öğretmenlerin problemleriyle
ilgilenip ilgilenmeme biçimi, okul dışında beraber sosyal etkinlik yapıp ve yapmama, okul
yöneticisinin okul aile işbirliği ile ilişki düzeyi, okuldaki öğretmen sayısı ve bulunduğu
yerleşim türü değişkenlerine göre anlamlı düzeyde farklılaşmaktadır. Öğretmenlerin branş,
sendikaya üye olup olmama değişkenine göre okulların örgütsel güvenin boyutları olan
çalışanlara duyarlılık, iletişim ortamı, yöneticiye güven ve yeniliğe açıklık alt boyutlarının
puan ortalamalarının anlamlı düzeyde farklılaşmadığı bulunmuştur.
II
SUMMARY
The aim of this research is to investigate the effect of school managers’ ethical
leadership levels on the organizational trust level and to test whether the organizational
trust level in schools differentiate with respect to some variables or not.
The research was based on the relational search model and the population was
consisted of 378.665 teachers working in official schools of Ministry National Education.
The sample set of research was consisted of 1.144 female and 1.288 male teachers.
The “Ethical Leadership Scale” was used to determine the ethical leadership levels of
school managers and the “Organizational Trust Inventory” was used to determine the
organizational trust level of secondary schools.
The findings of the research related to explanation of organizational trust by ethical
leadership showed that the sensitivity to workers subscale of organizational trust was
significantly explained by the environmental ethic, ethic in decision making and
communicational ethic subscales of ethical leadership. The trust to manager and
communication environment subscales of organizational trust were significantly explained
by the communicational ethic, behavioral ethic, ethic in decision making and
environmental ethic subscales of ethical leadership. Results also showed that openness to
changes subscale of organizational trust was significantly explained by the
communicational ethic, ethic in decision making and environmental ethic subscales of
ethical leadership.
According to results, sensitivity to workers, trust to manager, communication
environment and openness to changes subscales of organizational trust significantly
differentiate with respect to gender of teachers, education level of teachers, working of
teachers in their hometowns or not, the situation of paying attention of city education
departments to problems of teachers, the situation of organizing social activities or not, the
contact level of school manager to school-family union, the number of teachers in school,
and the location of school variables. On the other hand, no significant difference was found
in sensitivity to workers, trust to manager, communication environment and openness to
changes subscales of organizational trust with respect to branch of teachers, syndicate
membership situation of teachers.
III
İÇİNDEKİLER ÖZET ..................................................................................................................................1
SUMMARY……………………………………………………………………………….II
İÇİNDEKİLER…………………………………………………………………………....III
ŞEKİLLER………………………………………………………………………………..VII
TABLOLAR……………………………………………………………..........................VIII
KISALTMALAR ………………………………………………………………………. ..X
ÖNSÖZ…………………………………………………………………………………..XI
BÖLÜM I
PROBLEM ..........................................................................................................................1
AMAÇ VE ALTMAÇLAR.................................................................................................10
SINIRLILIKLAR ................................................................................................................11
TANIMLAR ........................................................................................................................11
ARAŞTIRMANIN ÖNEMİ ................................................................................................11
BÖLÜM II
PROBLEMİN KAVRAMSAL TEMELLERİ ....................................................................13
1. LİDERLİK VE LİDERLİK DAVRANIŞLARI..............................................................13
1.1. Yöneticilik Kavramı .........................................................................................13
1.2. Liderlik Kavramı ..............................................................................................14
1.3. Liderlik Kuramları ..........................................................................................14
1.3.1. Özellikler Kuramı .............................................................................15
1.3.2. Davranışlar Kuramı ...........................................................................15
1.3.3. Durumsallık Kuramı .........................................................................18
1.3.4. Yeni Liderlik Kuramı.........................................................................20
1.3.4.1. Dönüşümcü Liderlik............................................................20
1.3.4.2. Kültürel Liderlik..................................................................22
1.3.4.3. Vizyoner Liderlik ................................................................22
1.3.4.4. Etik Liderlik .......................................................................22
IV
2, ETİK, ETİK LİDERLİK ve OKUL YÖNETİCİLERİNİN ETİK LİDERLİK
DAVRANIŞLARI ...............................................................................................................23
2.1. Değer.................................................................................................................23
2.2. Etik....................................................................................................................24
2.3. İnsan Davranışlarında Etik ...............................................................................25
2.4. Örgüt Ortamı ve Etik ........................................................................................26
2.5. Liderlik ve Etik .................................................................................................27
2.6. Etik Liderlik......................................................................................................28
2.7. Etik Liderlik Niçin Önemli ...............................................................................30
2.8. Etik Lider Davranışları .....................................................................................31
2.9. Okul Yönetimi ve Etik......................................................................................34
2.10. Etik Liderlik Olarak Okul Yönetici ................................................................35
2.10.1. Okul Yöneticisinin Etik Lider Olarak Davranışsal
Etik Becerileri ..............................................................................................38
2.10.2. Okul Yöneticisinin Etik Lider Olarak Karar Verme
Sürecinde Etik Becerileri ............................................................................39
2.10.3. Okul Yöneticisinin Etik Lider Olarak İletişim
Sürecinde Etik Becerileri ............................................................................40
2.10.4. Okul Yöneticisinin Etik Lider Olarak Örgütsel İklim
Oluşturma Sürecinde Etik Becerileri ...........................................................41
2. 11. Etik Liderliğin Eğitim Ortamı Açından Sonuçları.............................41
3. GÜVEN ...........................................................................................................................43
3.1 Güven................................................................................................................43
3. 2. Birey Açısından Yaşamsal İhtiyaç Olarak Güven ...........................................45
3.3. Örgütler Açısından Güven................................................................................46
3.4. Güven Olgusunun Örgüt Yönetimin Tarihi Süreci Açısından İncelenmesi 47
4. ÖRGÜTSEL GÜVEN .....................................................................................................53 4.1. Örgüt İçerisindeki Güvenin Boyutları .............................................................53
4.2. Örgütsel Açıdan Örgütsel Güven Düzeyinin Önemi ........................................55
4.3. Örgütsel Güvenin Kuruma Sağlayacağı Faydaları ...........................................56
4.4. Örgütsel Güveninin Oluşturulması ...................................................................59
4.4.1. Kural, Düzenleme, Paylaşılan Değer ve Hedeflerin
Oluşturulması ...............................................................................................61
V
4.4.2. Etkili Bir İletişim Ortamı ...................................................................62
4.4.3. Yetkilendirme ve Katılım ..................................................................62
4.4.4. Çalışanların Eğitimi ...........................................................................63
4.4.5. Etik Değerler ......................................................................................64
4.5. Okulda Örgütsel Güven ...................................................................................64
4.6. Okulda Örgütsel Güven Oluşumu ....................................................................66
4.6.1. Olumlu Etkileşim Ortamı Oluşturma.................................................67
4.6.2. Karşılıklı İlişkiyi Taraflar İçin Az Zararlı Hale
Getirmeyi Destekleme .................................................................................69
4.6.3. Yüksek Riskli Etkileşimler İçin Fırsatlar Oluşturma.......................70
5. ETİK LİDERLİK ve ÖRGÜTSEL GÜVEN DEĞİŞKENLERİ
ARASINDAKİ İLİŞKİ ....................................................................................................71
BÖLÜM III
. İLGİLİ ARAŞTIRMALAR ve YAYINLAR ....................................................................74
1. Örgütsel Güven İle İlgili Araştırma ve Yayınlar ................................................74
2 Etik Liderlik İle İlgili Araştırma Ve Yayınlar ......................................................82
BÖLÜM IV
YÖNTEM ............................................................................................................................84
1.ARAŞTIRMA MODELİ ..................................................................................................84
2. EVREN ve ÖRNEKLEM...............................................................................................85
3. VERİ TOPLAMA ARAÇLARI ......................................................................................87
4.1. Etik Liderlik Ölçeği (ELÖ)...............................................................................87
4.2. Okullarda Örgütsel Güven Ölçeği (OÖGÖ) .....................................................90
4. VERİLERİN TOPLANMASI VE ANALİZİ ………………………………………….93
VI
BÖLÜM V
BULGULAR…...………………………………………………………………………...95
BÖLÜM VI
TARTIŞMA VE YORUMLAR………………………………………………………….116
BÖLÜM VII
SONUÇ VE ÖNERİLER……………………………….………………………………..134
KAYNAKLAR................................................................................................................ . 138
EKLER…………………………………………………………………………………...161
ANKET FORMU…………….....……………………………………………….162
ETİK LİDERLİK ÖLÇEĞİ...…………………………………………………….163
OKULLARDA ÖRGÜTSEL GÜVEN ÖLÇEĞ..İ……………………………….165
UYGULAMA İZİN YAZISI …………………………………………………….167
VII
ŞEKİLLER
Şekil 1. Ülkelere göre bürokratik dürüstlük düzeyi……...................................................4
Şekil 2. Yönetim ızgarası………… ...............................................................................17
Şekil 3. Lider davranışlarını şekillendiren durumsal değişkenler……. ..........................18
Şekil 4. Kültürel liderliğin iki temel biçemi ve değişik görünümleri……….................22
Şekil 5. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi……….. .........................................................45
Şekil 6. Okulda örgütsel güven oluşturma………… ......................................................67
VIII
TABLOLAR
Tablo 1. Etik Liderlik İçin Ana Davranış, Karakterleri ve Bunları İfade
Eden Teorisyenler…....................................................................................................... 29
Tablo 2. Araştırma Evrenindeki Öğretmenlerin Bölgelere Göre Dağılımı.. ..................86
Tablo 3. Etik Liderlik Ölçeğine Ait Değerler………….................................................88
Tablo 4. Okullarda Örgütsel Güven Ölçeğine Ait Değerler………...............................90
Tablo 5. Etik Liderliğin Örgütsel Güvenin Alt Boyutu Olan Çalışanlara
Duyarlılık Düzeyi Üzerindeki Etkisini Gösteren İstatistiksel Bulgular…… ..................96
Tablo 6. Etik Liderliğin Örgütsel Güvenin Alt Boyutu Olan
Yöneticiye Güven Düzeyi Üzerindeki Etkisi…… .........................................................97
Tablo 7. Etik Liderliğin Örgütsel Güvenin Alt Boyutu Olan İletişim
Ortamının Düzeyi Üzerindeki Etkisi…. .........................................................................98
Tablo 8. Etik Liderliğin Örgütsel Güvenin Alt Boyutu Olan Yeniliğe
Açıklık Düzeyi Üzerindeki Etkisi…................................................................................99
Tablo 9. Cinsiyet Değişkenlerine Göre Öğretmenlerin Görev Yaptığı
İlköğretim Okullarındaki Örgütsel Güvenin Alt Boyutları Puanları
Arasındaki t -testi Karşılaştırmasına İlişkin Bulgular…… ..........................................100
Tablo 10. Kendi Memleketlerinde Çalışıp Çalışmama Değişkenlerine Göre
Öğretmenlerin Görev Yaptığı İlköğretim Okullarındaki ÖrgütselGüvenin Alt
Boyutları Puanları Arasındaki t-tTesti Karşılaştırmasına İlişkin Bulgular…. .............101
Tablo 11. İlköğretim Okullarındaki Örgütsel Güven Düzeyinin Öğretmenlerin
Branşlarına Göre İstatistiksel Verileri ve Varyans Analizi Sonuçları…......................102
Tablo 12. İlköğretim Okullarının Örgütsel Güvenin Alt Boyutları
Düzeyinin Öğrenim Durumu Değişkenine Göre İstatistiksel Verileri… ......................103
Tablo 13. Herhangi Bir Sendikaya Üye Olup Olmama Değişkenlerine Göre İ
lköğretim Okullarındaki Örgütsel Güvenin Alt Boyutları Puanları Arasındaki
t -testi Karşılaştırmasına İlişkin Bulgular......................................................................105
IX
Tablo 14. İlköğretim Okullarındaki Örgütsel Güven Düzeyinin Okulun
Bulunduğu Yerleşim Türlerine Göre İstatistiksel Verileri, Varyans Analizi Sonuçları
ve Tukey Testi Sonuçları…...........................................................................................106
Tablo 15. İlköğretim Okullarındaki Örgütsel Güven Düzeyinin Öğretmenlerin
Bulunduğu Okuldaki Öğretmen Sayılarına Göre İstatistiksel Verileri…......................109
Tablo 16. İlköğretim Okullarındaki Örgütsel Güven Düzeyinin Okul
Yöneticisinin Okul Aile Birliği İle İlişki Düzeylerine Göre İstatistiksel Verileri….....111
Tablo 17. İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerinin Problemleriyle İlgilenip ve
İlgilenmediğini Düşünen Öğretmenlerin Çalıştığı Okulların Örgütsel Güvenin
Alt Boyutları Puan Ortalamaları Arasındaki t-testi Karşılaştırmasına
İlişkin Bulgular…..........................................................................................................113
Tablo 18. Okul Dışında Beraber Sosyal Etkinlik Yapıp Yapmama Değişkenlerine
Göre Öğretmenlerin Çalıştığı Okulların Örgütsel Güvenin Alt Boyutlarının
Puanları Arasındaki t- testi Karşılaştırmasına İlişkin Bulgular……………................114
X
KISALTMALAR
ELÖ: ................. Etik Liderlik Ölçeğine
MEB:................. Milli Eğitim Bakanlığı
KALDER: ......... Türkiye Kalite Derneği
OÖGÖ: ............. Okullarda Örgütsel Güven Ölçeği
TKY: ................. Toplam Kalite Yönetimi
TKB: ................. Teftiş Kurulu Başkanlığı
TÜSİAD:………Türk Sanayi ve İş Adamları Deneği
XI
ÖNSÖZ
Tüm sosyal ağları oluşturmanın baskın öğesi olan güvenin örgütlere yansıması ve
bunu oluşturma sürecinde liderlerin etkilerinin irdelenmesi önemli bir etkendir. Etik olgusu
ve etik liderliğin örgütsel güvene yansımalarını tespit etmek farklı açılımlar sağlayacaktır.
Özellikle okullarda örgütsel güvenin nelere göre farklılaştığı bulgulandırmak, eğitim
sitemine önemli katkıları olacaktır. Bu araştırmada da okul yöneticilerinin etik liderlik
düzeylerinin okullardaki örgütsel güven düzeyine etkisi incelemiştir. Aynı zamanda bazı
değişkenlere göre, okullardaki örgütsel güven düzeyinin farklılaşıp farklılaşmadığı test
edilmiştir.
Doktora çalışmam sürecinde, desteklerini ve katkılarını asla unutmayacağım ve
kendilerini minnetle anacağım hocalarıma, aileme, arkadaşlarıma öncelikle şükranlarımı
sunuyorum. Bu tez çalışmamda bilgisini, vaktini asla esirgemeyen ve sürekli bana destek
veren değerli danışmanım ve hocam Yrd. Doç. Dr. Vicdan Altınok’a sonsuz teşekkür
borçluyum. Ayrıca yoğun iş yükü olmasına rağmen danışmanlığımı kabul eden, lisans
eğitiminden bu güne kadar şahsıma farklı bakış acılarıyla, hem mesleki hem de bilimsel
alanda çok büyük katkılar sağlayan hocam Doç. Dr. Emin Karip’e sonsuz minnettarlığımı
sunuyorum.
Mesleki ve bilimsel anlamda sahip olduğum özgüvenin büyük mimarı ve katalizörü
olan Prof. Dr. Servet Özdemir’e, tüm çalışmam süresince başa ışık tutan Prof. Dr. Musa
Gürsel’e, Prof. Dr. Ramazan Arı’ya , Yrd. Doç. Dr. Hüsnü Livatyalı’ya, Yrd. Doç. Dr.
Hüseyin Izgar’a, Yrd. Doç. Dr. Engin Deniz’e, Yrd. Doç. Dr. Erdal Hamarta’ya
teşekkürlerimi sunuyorum.
İhtiyacım olan her zamanda bilgisini, zamanını, güvenini eksik etmeyen, her türlü
mekanda bıkmadan tezimle ilgili sorularımı cevaplandıran Doç. Dr. Ali Murat Sünbül’e ve
Yrd. Doç. Dr. Şahin Kesici’ye sonsuz teşekkürlerimi ve minnettarlığımı iletiyorum.
XII
Tezimin uygulama aşamasında yaptıkları katkılardan dolayı, tüm eğitim
camiasındaki çalışanlara, özellikle ölçeklerin uygulanması aşamasında bana yardımcı olan
ve ülkemizin farklı bölgelerinde görev yapan Hüseyin Hastaoğlu’na, Ertan Yıldırım’a,
Ramazan Bostancı’ya, Ali Akgül’e, Dilaver Selvi’ye, Abdullah Kayı’ya ve Akif Okur’a,
Hüseyin Cahit Onay’a, Kerim Yılmaz’a ve daha onlarca ismini sayamadığım
arkadaşlarıma teşekkür ederim.
Beni dünyaya getiren ve devamlı arkamda manevi gücünü hissettiğim annem ve
babama, anlayışı, desteği, ilgisi fedakarlığı ve katkılarıyla her an yanımda olan eşim
Demet Yılmaz’a şükranlarımı sunuyorum. “Babam yine ders çalışıyor” haykırışı ile onunla
zaman geçiremediğime sitem eden oğlum M. Orkun’dan özür diliyor ve ona sevgimi
sunuyorum.
Sevgi ve saygılarımla……
BÖLÜM I
GİRİŞ
Bu bölümde araştırmanın problemi, amacı, önemi, sınırlılıkları ve araştırmada
kullanılan kavramlar açıklanmıştır.
Problem
İlköğretim okullarında okul yöneticilerinin etik liderlik becerileri ile bazı
değişkenlerin okulun örgütsel güvenine etkisi açıklanmaya çalışılmıştır. Araştırmanın giriş
kısmında var olan güven problemi ve bunun okula yansıması irdelenmiştir. Bu irdeleme ve
çözümleme yönetim, insan, okul, değişim ve lider kavramlarının güvenle ilişkisi
çerçevesinde gerçekleştirilmiştir.
Tarihi süreçte insanların yaşadığı her dönemde, insanoğlunun yaşamak için ihtiyaç
duyduğu mal ve hizmetlerin üretimi için bir grup insan çalışmış, bir takım insanlar da bu
çalışmalara yön vermişlerdir. İnsan topluluğunun olduğu yerlerde daima yönetim ve
yönetici olmuştur (Aktan, 2005:371). Bütün bu faaliyetler dünyanın her yerinde örgüt adı
verilen iktisadi, askeri, sosyal, kültürel, dini ve siyasi amaçlı işbirliğinden oluşan sistemler
içinde yerine getirilmektedir (Baransel, 1993:23). Yine bu zaman diliminde insanoğlu bir
çok değişim süreçleri yaşamıştır. Bu değişim sürecinin, insanoğlunun kurduğu ve yönettiği
örgütlere farklı yansımaları olmuştur.
Günümüzde ise değişim, dünya tarihinin hiçbir döneminde olmadığı kadar hızlı ve
etkili bir şekilde yaşanmaktadır. Dünya ekonomik, teknolojik ve siyasal alanda hızlı bir
değişim trendi içine girmiştir. Dünyadaki değişim trendi ve yeni değişim dinamikleri her
alanda yeniden yapılanmayı zorlamaktadır (Aktan, 2003:91). Bu zorlanmanın yaşandığı
alanlarından birisi örgütsel yönetim anlayışıdır. Sanayileşmeyle başlayan süreçte, o günün
konjüktürüne göre ortaya çıkan klasik yönetim anlayışları fazla olan talebi, az imkanlarla
karşılamayı hedefliyordu. Buna dayalı oluşturulan örgütler; iyi tanımlanmış düşük nitelikli
işlerden, iş tanımlarından, dışsal denetim mekanizmalarından ve dikey organizasyon
biçiminden oluşuyordu.
Klasik dönemin örgütlerini anlamada kullanılan imge, endüstri devriminin en önemli
buluşu olan makinedir (Morgan, 1998::27). Çünkü örgütlerde yapılan iş, mekanik bir iştir.
2
Nasıl ki makinenin şekillendirilmesi bir mühendislik işiyse, örgütlerin biçimlendirilmesi de
kesinlikle teknik bir mühendislik işidir (Şimşek, 1997:77). Kısaca, klasik yönetim
anlayışının örgütleri, endüstri çağının çark ve diğer parçalarının merkezi bir güçle
denetlendiği ve çalıştırıldığı makinelere benzer (Barabba, 2000:23). Yani insan, çalışan bir
makine olarak görülüyordu. Bütün bir işin parçalara ayrılarak anlaşılması, uzmanlaşmış ve
birbirinden izole olmuş görev ve roller yüzünden insan, makine ya da daha büyük bir
makinenin parçası gibi görünüyordu (Weawer, 1997:13). Hiyerarşinin ağır bastığı klasik
dönemin örgütlerinde birbirine yabancı insanlar bir araya getirilerek çalıştırılmıştır.
Birbirine yabancı bu insanlardan, birbirleriyle koordinasyonu sağlayarak ortaya bir ürün
çıkarmaları beklenmiştir (Ouchi, 1999). Temel anlayış da şuydu; çalışanlara güvenilmez.
Onların verimliliği gözlenmeli ve kurallara uymadıkları zaman uyarılmalılardı (Kawasaki,
2000).
Günümüzde hızlı rekabetin yaşandığı dünyada tüketici olan insanlar, her üretileni
almak zorunda değildir. Tüketiciler aynı cinsten malı farklı kalite ve özelliklere sahip
seçeneklerinden birisini tercih edebilmektedirler. Yani artık onların aynı cinsten malı farklı
kalite düzeyindeki biçimlerinden seçme hakkı vardır. Böyle bir ortamda mal ve hizmet
üreten örgütler kaliteye odaklanmak zorunda kalmışlardır.
Kalite bilincinin gelişmesi ve hızlı rekabet ortamının oluşmasından dolayı, hemen
hemen tüm kurumlar iş ve işlemlerinde kaliteyi yakalama konusunda istekli olmaya
başlamışlardır. Kalitenin kurumun tüm süreçlerinde yakalanabilmesi ise, insan niteliğine
bağlıdır (İmai, 1999:42). İnsanı merkeze almak için, komuta ve kontrolün azaltılıp
bürokratik yapılanmayı yataylaştırmak gerekir. Kurum içinde çalışanlar daha fazla
bilgilendirilmeli ve merkeziyetçilikten uzak yetkilendirilmiş çalışanların olduğu bir
kurumsal yapı oluşturulmalıdır (Johnson, 1996:57).
İnsan unsurunun etkileşimiyle oluşan kurumsal kültür ve iklim, insan sermayesinin
kullanımı ve bu sermayenin sağlayacağı kaliteli işleri etkilemektedir. Örgütlerin en önemli
sermayesi insan kaynağıdır. Örgütlerin var olma sebebi sayılan mal ve hizmetlerde kaliteyi
yakalamak için, insan kaynağının etkili kullanılması gerekmektedir. İnsan kaynağını etkili
kullanmak ve yaptıkları işte başarıyı yakalayabilmeleri için, kendilerini memnun eden bir
çalışma ortamı ve saygı duyup sevecekleri çalışma arkadaşları gerekmektedir (Töremen,
2002). Ortak aklı ön plana çıkaran yeni çalışma hayatında, kurumların sahip oldukları
sosyal sermaye çok önemlidir. Örgütün insanda canlandırdığı duygular olarak tanımlanan
sosyal sermayenin stoku; kurum içinde birbirleriyle karşılaşan çalışanların, birbirlerini
3
nasıl selamladıklarıyla başlar. İnsanların birbirlerine sordukları sorulara yaklaşımı,
yorumları, duygusal atmosfer, enerjik, ürkek, öfkeli, iyimser, kasvetli, dostça tavırlarıyla
devam eder (Cohen ve Prusak, 2001). Sosyal sermaye, insanların arzulanan hedeflere
ulaşmasını sağlayacak biçimde, eylemlerini koordine etme imkanı veren, sosyal yapılar
içindeki yerleşik normlar ve ilişkilerdir. Sosyal sermaye, karşılıklı anlayış ve ortak değerler
ile davranışlardan oluşur (Cohen ve Prusak, 2001:20). Sosyal sermayenin baskın öğesi olan
güven, ilişkileri bir arada tutan yapıştırıcıdır. Güven olmaksızın hiçbir kurum, hedefini
gerçekleştiremez. Hiçbir şey iyi işleyemez (Rosen, 1998:94).
En temel anlamda dürüstlük ve doğruluğa dayalı bir ilişkinin ürünü olarak
tanımlayabileceğimiz güven, hem örgütlerin hem de toplumların önemli bir öğesidir.
Toplumun bir arada varlığını sürdürebilmesi için toplumu oluşturan bireylerin birbirlerine
güven duyması gerekir. Aynı zamanda bu bireylerin kendini yönetenlere ve kendine hizmet
sunmak için oluşturulmuş örgütlere de güvenmesi gerekir. Bu örgütlerin başında devlet ve
devlete bağlı kamu kurumları gelmektedir.
Kamu yönetimi, gittikçe karmaşıklaşan toplumsal örgütlenmenin, insandan yana
işleyişini sağlayan ve bireyin mutluluğunu doğrudan etkileyen bir güç olması gerekir
(Argüden, 2001:80). Bu şekilde bir güç olması gereken Türk Kamu Yönetimi hakkında
bazı araştırmaların sonuçları aşağıda sunulmuştur.
Ülkemizde insanların kamu kurumlarına ve yönetimine olan güveni azalmıştır.
TÜSİAD tarafından 1991 yılında yapılan bir araştırma sonucunda bu ülke insanının devlet
kurumlarına ve memurlara güveninin yüksek olmadığı ortaya çıkmıştır. Güven
duyulmayan kurumların içinde eğitim kurumları da yer almaktadır (Aktan, 2003:384).
Türkiye Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı’ nın yürüttüğü ve sonuçları 30
Haziran 2000’de açıklanan “Devlet Reformu” başlıklı bir başka araştırmada Türk Kamu
Yönetimi’nin durumu şu şekilde özetlenmiştir (TESEV, 2000).
“Kamu yönetimi bazı özgül (spesifik) istekleri karşılayan veya sadece
onlara karşı hassasmış izlenimi veren bir görüntü arz etmeye başlamıştır. Bu
durumda, siyasal sistemin tüm vatandaşlara eşit olarak hizmet sunması
olanaksız bir hale gelmeye başlarken devletin hakça hizmet üretim ve
dağıtımı yapabilmesi, sorgulanması; devletin ajanlarına ve siyasal kadrolara
olan güveninde aşınma; devletin kurum ve kurallarının işleyişini mümkün
4
kılan siyasetin meşruluk zeminlerinin yıpranma noktasına gelmesi söz
konusudur.”
Şekil 1. Ülkelere göre bürokratik dürüstlük düzeyi (Saygılıoğlu ve Arı, 2000).
Yine Dünya Bankası tarafından yapılan bir araştırmayla; içinde ülkemizin de
bulunduğu bazı ülkelerin bürokratik dürüstlük düzeyi (kamu kurumlarında iş ve işleyişlerin
adil ve dürüst kurallara göre yapma düzeyi) tespit edilmiştir. Yukarıdaki şekilden de
anlaşılacağı gibi araştırmanın sonucuna göre Türk Kamu Yönetimi’de işleyişlerin yeterli
dürüstlük düzeyinde yapılmadığı anlaşılmaktadır (Saygılıoğlu ve Arı, 2000:128).
Tüm bu araştırmalar gösteriyor ki güven, Türk Kamu Yönetimi’nin bir problemidir.
Devlet kurumunda güven açığını ve problemini oluşturan bu örgütleri yöneten iş ve
işleyişleri yapan insanlardır. Bu sonuca sebep olan insanların çalıştıkları kurumda
birbirlerine güven duymaları ve ilişkileri sonucunda güven ürününü ortaya çıkarmaları çok
zordur.
Eğitim yönetimini, kamu yönetiminin dışında değerlendirmek yanlış olur. Eğitim
yönetimi ve onun alt boyutlarında bulunan okullar kamu yönetiminin bir parçasıdır. Türk
Kamu Yönetimi için yapılan bu bulgular okullar için güvene dönük bir takım çıkarımlar
yapmamızı sağlayabilir.
Okullar hakkındaki şikayetler ve şikayetler kapsamında açılan soruşturma konularına
bakıldığında, okullarda güven probleminin önemli bir sorun olduğu görülmektedir.
İlköğretim okullarında açılan ve ilköğretim deneticilerine ulaşan soruşturma emirlerine
göre ilköğretim okullarında bazı şikayet konuları şunlardır: (TKB, 2006)
a) Ders programlarında tarafsız davranılmama,
0
20
40
60
80
100
120
İsviçre
İrland
a
Kanad
a
İngilter
e
Alman
ya
İspan
ya
Fransa
Avustu
rya
Estonya
Portekiz ABD
Macaris
tan
Çek Cumh.
İtalya
Türkiye
PolonyaRusy
a
Slovaky
a
Beyaz
Rusya
Bulgaris
tan
5
b) Bazı öğretmenlerin devamlı aynı devrede görevlendirme,
c) Sicil notunun adil ve performansa göre verilmemesi,
d) Maaşla ve teşekkürle ödüllendirmenin adil yapılmaması,
e) Bazı öğretmenlere bilinçli olarak derslerinin erken saatlerde başlayacak şekilde
program yapılması,
f) Bölge kayırmacılığı yapılması,
g) Öğretmenlere siyasi görüşü dikkate alınarak davranılması,
h) Cinsiyet ayrımcılığı yapılması,
i) Sosyo ekonomik düzeyi yüksek olan öğretmenlere pozitif ayrımcılık
uygulanması,
j) Okul Müdürünün okul kaynaklarını kendi menfaatleri için kullanması,
k) Bazı öğrenci ve velilere pozitif ve negatif ayrımcılık uygulanması,
l) Yolsuzluk,
m) Okul müdürünün kendi branşında olan öğretmenlere ayrımcı davranması,
n) Eğitim ve öğretimle ilgili tören ve çalışmalarda adil olmayan görevlendirmeler
verilmesi,
o) Öğretmenlere uygulanan cinsel tacizler,
p) Öğretmenlerin yenilikçi düşüncelerine açık olmama,
q) Öğretmenlerin görevlerini gerektiği gibi yerine getirememesi,
r) Öğretmenler arasında gruplaşmaların olması bazı öğretmenlerin dışlanması,
s) Yardımcı hizmetlilerin görevini yeterince yapmaması,
t) Okul yöneticilerinin ve öğretmenlerin eğitimsel sorunlarla ilgilenmemesi.
Bu tür problemlerin dile getirildiği okullarda, güvene dayalı bir ortamın oluşmasını
ve örgütsel güven düzeyinin yüksek olmasını beklemek mümkün değildir. Örgütsel güven;
çalışanların riskli ve belirsiz durumlarla karşılaştıklarında, örgütün taahhütlerinde ve
davranışlarında tutarlı olacağına dair olumlu beklentilerin (Matthai, 1989:51) ve örgüt
üyelerinin iyiliği için karşılıklı saygı, sevgi ve nezakete dayalı uyumlu ilişkilerin bir
6
sonucudur (Taylor, 1989:26). Okullarda söz konusu olan şikayetlerle bu sonucu ortaya
çıkarmak pek ihtimal dahilinde değildir.
İnsanlar para kazanmak için çalışırlar, ama çalışmalarının tek nedeni bu değildir. İş
arkadaşları tarafından kabul görmek, övülmek ve bir kuruma ait olmak duygusu da çok
önemlidir. Bunlar bağlılığı ve öz saygıyı besler. Bu duygular sonuç olarak güveni doğurur
(Cohen ve Prusak, 2001). Çünkü, örgütlerde çalışanlar arasında içtenlik ve samimiyete
dayalı bir çalışma ortamı oluşturulmak isteniyorsa, bunun ön koşulu güvendir (Ouchi,
1999).
İlköğretim okullarında da son yıllarda uygulamaya koyulan bir çok uygulama ve
projelerin (TKY, Yapılandırmacılık merkezli yeni müfredat programı vb….) çok önemli
amaçları vardır. MEB, kalite yönetimini merkeze alan yönetim anlayışı ile; kaynakların
etkili ve verimli şekilde kullanımı, ekip çalışması, insana değer verilmesi, kaliteli bir
eğitim hizmeti sunulması, yönetimde katılımcı bir yaklaşımın gerçekleştirilmesi, kurumsal
alanda demokratik kültürün oluşması, hizmet sunumunun güvenilir ve güncel olmasını
beklemektedir (Yılmaz, 2002). Yapılandırmacılık merkezli yeni program ile yapıcı,
yaratıcı ve seçkin insanlar yetiştirmeyi amaçlamaktadır (MEB, 2005).
Okullarda kalite yönetimi, yapılandırmacılık temelli yeni müfredat programı gibi
yaklaşımlar, öğretmenlerden kendisini ifade edebilme, yaratıcı olma, ekip halinde
çalışabilmeye benzer becerileri beklemektedir. Öğretmenlerin bunları sağlaması için
okulun öğretmenlere sunduğu psikolojik hava önemlidir.
Yeni yapılanma ve yeni uygulamalar yapmaya çalışan kurumlar için çalışanların
kuruma karşı duyduğu güven duygusu önemli bir hale gelmiştir (West ve diğerleri, 1995).
Çünkü değişim ve gelişim temelli kurumsal başarıyı yakalamak için çalışanların emniyet,
sağlık, refah ve morallerinin sağlanabileceği bir güven ortamı oluşturmak gerekir (Pfeffer,
1995:163).
Okulda yapılan, eğitime dönük yenileşme hareketlerinde eğitim çalışanlarına önemli
görevler düşmektedir. Çünkü eğitim çalışanlarından beklenen yaratıcılık ve kendini
gerçekçi ifade etmeleridir. Örgütlerin buluşçuluğu ve yenilikçiliği ile örgütsel güven
düzeyi arasında pozitif bir ilişki vardır. Çalışanların yaratıcılığını arttırmak için güven,
örgüt ikliminin bir parçası haline getirilmelidir. Güven düzeyi arttıkça örgütlerin
yaratıcılığı da artmakta ve çalışanlar daha fazla yaratıcı olmaktadırlar (Özçer, 2005:176).
7
Okula dayalı yapılan ve eğitimde iyileşmeyi hedefleyen değişim hareketlerinin
başarılı olabilmesi için okulda örgütsel güvenin inşa edilmesi ve güven düzeyinin
yükseltilmesi gerekir. Güvene dayalı ilişkiler, öğretmenlerin risk alabilmesini, karşı tarafa
güvenmesini ve incinebilirlik ihtimalinin düşük olmasını kapsar (Hoy ve diğerleri 2003).
Örgütsel güven, okuldaki eğitim çalışanlarının ilişkisinin bir sonucudur. Bu ilişkilerin ise
etik değerler çerçevesinde gerçekleşmesi gerekir. Güvenli bir ilişkiyi oluşturmak için temel
alınması gereken değerler; iyilik, yardımseverlik, güvenirliliktir (Hale, 2000).
Bryk ve Schneider (2002) göre, okulda sürdürülebilir bir güven ortamı oluşturmak
için okulda çalışanların mesleği yapabilecek yeterliliğe sahip olması, ilişkilerde dürüstlük,
açıklık olması ve yönetici ile çalışanlar arasına şeffaflık olması gerekir.
Bunların yanında okulda sürdürülebilir güven için aşağıda ifade edilen engeller
kaldırılmalıdır (Brewster ve Railsback, 2003:10-11).
a) Okulu ilgilendirmeyen, yanlış ve nedensiz kararlar alınması,
b) Etkisiz iletişim ortamı,
c) Okulu geliştirmeye ve iyileştirmeye dönük proje ve fikirlerin desteklenmemesi,
d) Okulun kaynaklarının adaletsiz ve dengesiz dağıtılması,
e) Kurumun başarısına katkı sağlamayan yönetici ve öğretmenlerin kurumda
tutulması,
f) Okul yöneticisinin sık sık değişmesi,
g) Öğretmenlerin sık sık değişmesi,
h) Öğretmenlerin kurum içinde kendini yalnız hissetmesi.
Yukarıda belirtilen okulda sürdürülebilir güven için yapılması gerekenler ve
kaldırılması gereken engeller uygulandıktan sonra okulda güven ortamı oluşmaya
başlayacaktır. Bundan sonra okulda güvene dayalı olumlu ortamda herkes insan olduğu
için saygı görmeli, herkes kendini koruma hakkına sahip olmalı, sorumluluklar zamanında
yerine getirilmelidir (Rebore, 2001). Tüm bunlar istenilen seviyede örgütsel güven
düzeyini oluşturabilir.
Özellikle okullar için kurumsal başarının sağlanmasında güven önemli bir faktördür.
Çünkü güvenin olduğu kurumlarda, organizasyonun aşağı seviyelerine daha fazla
sorumluluk ve yetki verilir. Bunun yanında ekip çalışmasına dayalı, esnek bir anlayış
8
temelinde olumlu bir iş ortamı sağlanır. Bu da kurumsal başarının temeli olan insan
sermayesinin daha etkili kullanımını sağlayacaktır (Fukuyama,1998).
Güven temelli bir örgüt, ortak etik değerlere sahip topluluklar üzerine inşa edilmek
zorundadır. Çünkü etik değerler, konusunda uzlaşma, kurumdaki çalışanların birbirlerine
karşılıklı olarak güvenmeleri için bir ortam sağlar (Fukuyama,1998). Bu etik değerler hem
kurum içi insanların birbirlerine güvenmelerini hem de kurum dışı insanların kuruma
güvenmeleri açısından önemlidir. Türk Kamu Yönetimi’nin ve bu kapsamda okulların da
bağlı olduğu MEB’in tüm çalışanları etik sözleşme yapmaktadır. Söz konusu etik
sözleşme ile MEB çalışanları; görevini insan haklarına saygı, saydamlık, katılımcılık,
dürüstlük, hesap verebilirlik, kamu yararını gözetme ve hukukun üstünlüğü ilkeleri
doğrultusunda yerine getirmeyi, dil, din, felsefi inanç, siyasi düşünce, ırk, yaş, bedensel
engelli ve cinsiyet ayrımı yapmadan, fırsat eşitliğini engelleyici davranış ve uygulamalara
meydan vermeden tarafsızlık içerisinde hizmet gereklerine uygun davranmayı taahhüt
etmektedir (MEB, 2005).
Okulda eğitim çalışanlarının etik değerler kapsamında davranması, incelebilirlik
ihtimali az ilişkilerin oluşmasına neden olur. Beklentileri ve ortaya çıkabilecek
davranışların kestirebilirliğini artırır. Tüm bunlardan dolayı örgütsel güven oluşumu
sürecinde etik değerler kurumun bir parçası olmalı ve okul yöneticileri güven oluşumunda
en fazla görevin kendisine düştüğünü bilmelidir. Birinci derecedeki görevi de kendisine
güvenilirlik hissini uyandıracak eylemleri yapmasıdır.
Aynı zamanda okul yöneticileri, öğretmenlere, okula destek veren bireylere, ailelere,
öğrencilere yardımcı olma ve sorunları çözme konusunda istekli olmalıdırlar (Sebring ve
Bryk, 2000). Okul yöneticisi çalışanları yetkilendirmeli, kontrol ve hiyerarşinin az olduğu
bir yapılanmaya gitmelidir. Öğretmenlerin yaptıkları işlerde iyileşmeyi sağlayacak, farklı
yaklaşımları uygulayabilecek ortamlar oluşturmalı ve kurmalıdır (Rebore, 2001).
Öğretmenlerin yöneticilere güvenebilmesi için, yöneticilerin tam anlamıyla dürüst
olması ve bunu davranışlarıyla göstermesi gerekir. Yöneticiler; öğretmenlerle, okula destek
veren bireylerle, ailelerle, öğrencilerle ilişkilerinde dürüst ve sorumluluk duygusu içinde
davranmalıdırlar (Barlow, 2001). Bu da bize gösteriyor ki okul yöneticisi, etik liderlik
becerilerini sergilemelidir.
Etik liderlik kuramına göre, liderin otoritesinin kaynağı etik değerlere dayanmaktadır
(Rebore, 2001). Wekesser’e göre (1995) eğitim yöneticisinde bulunması gereken etik
9
değerler; dürüstlük, güvenilirlik, iyilik, bağlılık, nezaket, cesaret, cömertlik, şefkat ve
fedakarlıktır. Ayrıca tüm davranışlarını da bunları hissettirecek şekilde ifade etmelidir.
Okul yöneticisi, okula ait tüm özelliklerin başat değişkenidir. Bu durumun okuldaki
örgütsel güven düzeyi için de geçerli olması beklenmektedir. Okul yöneticilerinin etik
liderlik becerileri bu beklentinin daha da artmasına sebep olmaktadır.
Okullardaki kurumsal başarıyı yakalamak, kalite ve verim merkezli yeni uygulamalar
gerçekleştirmek tamamen öğretmenlerin kuruma karşı tutumuna bağlıdır. Öğretmenlerde
olumlu tutumlar geliştirilmesi, öğretmenlerin okulun yaptığı işlere yaratıcı ve yenilikçi
fikirler sunabilmesi için okulun örgütsel güven düzeyi önemlidir. Öğretmenler okulda iş ve
işleyişlerin tutarlılığından emin olmalı, kendisini incitebilecek durumlarla
karşılaşmayacağından emin olmalıdır.
Okulun örgütsel güven düzeyi, okuldaki ilişkilerin bir ürünüdür. Okuldaki ilişki
biçiminden ve bunun sonucundaki güvenden herkes sorumludur. Bu sorumluluğun baş
aktörü ise okul yöneticisidir. Okul yöneticisinin sergileyeceği liderlik tarzı, güven
ortamımın başat değişkeni ve etkileyicisi olacaktır. Özellikle okul yöneticisinin etik
değerleri içselleştirdiği ve bunu davranışlarıyla yansıtarak sergilediği etik liderlik becerisi,
okulun örgütsel güven düzeyini olumlu bir şekilde etkileyecektir.
Yukarıdaki açıklamalar; okullar için güvenin önemli bir faktör olduğu ve kurumdaki
etkileşimin bir sonucu olduğu açıklanmıştır. Etik liderlik ve bazı değişkenlerin okulların
örgütsel güven düzeylerini etkileme durumlarının bilinmesinin alana önemli katkı
sağlayacağı düşünülmektedir.
Bu araştırmanın problemi, ilköğretim okullarındaki örgütsel güven düzeyi okul
yöneticilerin etik liderlik becerileri tarafından etkilenip etkilenmediği ve bazı değişkenlere
göre, ilköğretim okullarındaki örgütsel güven düzeyi farklılaşma gösterip göstermediğidir.
10
Araştırmanın Amacı
Bu araştırmanın amacı, okul yöneticilerinin etik liderlik düzeylerinin okullardaki
örgütsel güven düzeyine etkisini incelemektir. Aynı zamanda bazı değişkenlere göre
okullardaki örgütsel güven düzeyinin farklılaşıp farklılaşmadığını test etmektir.
Alt Amaçlar
Araştırmanın amacı kapsamında aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır.
1. Etik liderliğin alt boyutları (iletişimsel etik, iklimsel etik, karar vermede etik, davranışsal
etik) okullardaki örgütsel güvenin alt boyutları olan çalışanlara duyarlılık, yöneticiye
güven, iletişim ortamı ve yeniliğe açıklık düzeyini anlamlı düzeyde açıklamakta mıdır?
1.1 Etik liderliğin alt boyutları (iletişimsel etik, iklimsel etik, karar vermede
etik, davranışsal etik) okullardaki örgütsel güvenin, “çalışanlara duyarlılık” boyut
düzeyini anlamlı düzeyde açıklamakta mıdır?
1.2. Etik liderliğin alt boyutları (iletişimsel etik, iklimsel etik, karar vermede
etik, davranışsal etik) okullardaki örgütsel güvenin,”yöneticiye güven” boyut
düzeyini anlamlı düzeyde açıklamakta mıdır?
1.3. Etik liderliğin alt boyutları (iletişimsel etik, iklimsel etik, karar vermede
etik, davranışsal etik) okullardaki örgütsel güvenin, “iletişim ortamı” boyut
düzeyini anlamlı düzeyde açıklamakta mıdır?
1.4. Etik liderliğin alt boyutları (iletişimsel etik, iklimsel etik, karar vermede
etik, davranışsal etik) okullardaki örgütsel güvenin, “yeniliğe açıklık” boyut
düzeyini anlamlı düzeyde açıklamakta mıdır?
2. İlköğretim Okullarındaki örgütsel güven düzeyine ilişkin öğretmen görüşleri;
“çalışanlara duyarlılık” boyutunda,
“yöneticiye güven” boyutunda,
“iletişim ortamı” boyutunda,
“yeniliğe açıklık” boyutunda,
11
(a) Öğretmenlerin cinsiyetleri, (b) kendi memleketlerinde çalışıp çalışmama
durumları, (c) branşları, (d) öğrenim durumları, (e) herhangi bir sendikaya üye olup
olmama durumları, (f) okulun bulunduğu yerleşim türleri, (g) okulda görev yapan
öğretmen sayıları, (h) okul yöneticilerinin okul aile birliği ile ilişki düzeyleri, (i) il
veya ilçe milli eğitim müdürlüklerinin öğretmenlerin problemleriyle ilgilenip
ilgilenmeme biçimlerine ve (j) öğretmenlerin okul dışında beraber sosyal etkinlik
yapıp yapmama durumlarına göre farklılık göstermekte midir?
SINIRLILIKLAR
Bu araştırmanın evren ve örneklemi, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı resmî
ilköğretim okullarında görev yapan öğretmenleri kapsaması nedeniyle, araştırma
bulgularının ve sonuçlarının özel okullar için genellenmesi mümkün olmayabilir. Bu
nedenle sonuçların tüm okullara genellenmesinde bu hususun dikkate alınması gerekir.
TANIMLAR
Araştırmada kullanılan bazı kavramların tanımları aşağıda belirtilmiştir.
Güven: Kişinin veya bir başkasının kendi çıkarlarını düşünerek hareket edeceğine
dair inancıdır (Hall ve Hall, 3004).
Örgütsel Güven: Örgüt içinde bireylerin birbirlerine açık, dürüst, ilgili, gerçekçi
davranması ve örgütün temel amaçlarından, normlarından ve değerlerinden haberdar
olmasıdır.
Etik:İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri,
normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi kötü ahlaksal açıdan araştıran bir felsefe
disiplinidir (Pehlivan, 1997).
Liderlik: Bir grup insanı belirli amaçlar etrafında toplayabilme ve bu amaçları
gerçekleştirmek için onları harekete geçirebilme bilgisi ve yeteneğidir (Eren, 1998).
Etik Liderlik: Etik liderlik, liderin etik karar vermesi, etik değerleri sistem yapısına
dahil etmesi ve davranışlarını etik değerlerle ilişkilendirerek ifade etmesidir (Cuilla,
1998).
ARAŞTIRMANIN ÖNEMİ
Bu araştırma ile ilköğretim okullarında görev yapan okul yöneticilerin sergiledikleri
etik liderlik düzeylerinin okuldaki güven ortamına olan etkisinin önemini vurgulanacağı
12
düşünülmektedir. Yine bu araştırma ile bir yandan öğretmenlerin sosyo-demografik
özellikleri ile okulun bir takım niteliklerine göre okullardaki örgütsel güven düzeyinin
farklılaşma durumlarına bakılması diğer yandan ülkemizde bu alanla yapılan çalışmalara
katkıda bulunması açısından önemli görülmektedir.
13
BÖLÜM II
PROBLEMİN KAVRAMSAL TEMELLERİ
Bu bölümde uygulamalı araştırmalarımızın bir kısmını oluşturan “liderlik”
kavramıyla ilgili teorik araştırmalar ve açıklamalar yer almaktadır. Liderlik kavramı ve
kapsamı ortaya konulduktan sonra örgütlerde liderlerin görevlerinden bahsedilmiştir. Yine
bu bölümde ayrıca etik kavramından söz edilerek etik liderliğin tanımı yapılmış ve
özellikleri açıklanmıştır. En son olarak da bu bölümde okul yöneticilerinin liderlik ve etik
liderlik özellikleri incelenmiştir.
1. LİDERLİK ve LİDERLİK DAVRANIŞLARI
Liderlik ve lider kavramları üzerinde bu zamana kadar birçok araştırma yapılmış ve
bu terimler çok farklı biçimlerde de tanımlanmıştır. Lider ve liderlik kavramları, insanlık
tarihi kadar eski olmasına rağmen son yüzyılda bilimsel olarak incelenmeye başlanmıştır.
Araştırmanın bir kısmında, ilköğretim okullarında yasal yollarla tanımlanmış ve
atanmış yönetim kademelerinde görev yapan okul yöneticilerin etik liderlik becerilerinin
etkileri incelenmiştir.
1.1. Yöneticilik Kavramı
Liderlik kavramını açıklamadan önce yöneticiliğin ne anlama geldiğini belirtmek
gerekir. Yöneticilik, bireysel çabalarla çözülemeyecek türdeki işlerin çözümü için, bir kişi
veya grup tarafından işgörenlerin faaliyetlerinin organize edilip yönlendirilmesi sürecidir
(Donelly ve diğerleri, 1998:3). Yönetici ise, kurumun belirli amaçlarına ulaşmak için
eldeki tüm kaynakları birbirleriyle uyumlu, verimli ve etkin kullanabilecek kararlar alma
ve uygulama süreçlerinin toplamını yöneten kişidir (Yalçın, 1995:53). Yöneticiden
yönetme sürecinde beklenen başlıca görevler; insan kaynaklarının yönetimi,
koordinasyonu, geleneksel yönetim uygulamaları ve rutin iletişim faaliyetleridir (Luthans
ve diğerleri, 1985:259). Değişimin hızlı yaşandığı dünyada iş anlayışları ve buna dayalı
olarak çalışanlara bakış açısı da değişmiştir. Kurum amirlerinden beklenen aslında
klasikleşmiş rollerden ziyade liderlik davranışları sergilemeleridir.
14
1.2. Liderlik Kavramı
Liderlik kavramını açıklamada çok çeşitli tanımlar kullanılmıştır. Liderlik kavramını
açıklayan bazı kavramlar aşağıda sıralanmıştır.
• Liderlik; bir bireyin diğerleri üzerinde güç kullanarak onları, istenilen yönde
davranmaya teşvik etmektir (Donnely ve diğerleri, 1998:3).
• Liderlik, izleyenlerini belirlenen hedeflere götürebilme gücünü (otoritesini)
kullanabilmektir (Türkmen, 1996:53).
• Liderlik, herşeyi bilmek, her konudan anlamak, her soruya cevap verme
yeteneğine sahip olmak demek değildir. İzleyecek kişileri çekebilme
yeteneğidir (Özel, 1998:105).
• Lider, bir grup insanı belirli amaçlar etrafında toplayabilme ve bu amaçları
gerçekleştirmek için onları harekete geçirme bilgi ve yeteneklerinin toplamına
sahip kişidir (Eren, 1998:357).
• Liderlik, belirli bir durum ve koşullar altında amaca ulaşmak için başkalarının
davranışlarını ve eylemlerini etkileme sanatıdır (Şimşek, 1999:176).
Liderlik tanımındaki farklılıklar liderlik alanında yapılan farklı araştırmalardan
kaynaklanmaktadır. Bu araştırma ve modeller farklı sınıflandırılmaktadır. Bunun
nedenlerini açıklamak, bu araştırmanın amacı dışındadır. Bu araştırmada, genel kabul
görmüş liderlik yaklaşımları hakkında ana hatlarıyla bilgi verildikten sonra araştırmanın
değişkeni olan etik liderlik hakkında daha fazla açıklama yapmak uygun görülmüştür.
1.3. Liderlik Kuramları
Lider ve liderlik kavramları tarihsel gelişim sürecinde aşağıdaki dört başlık altında
incelenmiştir (Bryman, 1992:19).
1. Özellikler Kuramı
2. Davranışlar Kuramı
3. Durumsallık Kuramı
4. Yeni liderlik Kuramı
15
Etik liderlik, yukarıdaki söz konusu sınıflandırmalardan olan yeni liderlik
yaklaşımları içinde vurgulanmaktadır. Aşağıda liderlik yaklaşımları hakkında temel
bilgiler verilecektir.
1.3.1. Özellikler Kuramı
Liderlikte özellik kuramı, bazı kişilerin niçin etkin bir lider konumuna gelirken, diğer
kişilerin niçin bundan mahrum olduklarını açıklamaya çalışmıştır. Bu durumu kişisellikten
kaynaklanan farklılıklarla açıklamaya çalışmıştır (Keçecioğlu, 1998). Bu kurama göre lider
özellikleri, astları yöneltme sürecini etkileyen en önemli faktör olarak kabul edilmektedir.
Özellikler kuramı, liderin grubun diğer elamanlarından farklı olduğunu kabul eder (Ertürk,
1998:138). Lider özelliklerine sahip kişilerin başarıları, ihtiyaçları, enerjileri, bir işe
başlama türü, yönetme arzuları, dürüstlükleri, diğer insanlarla kaynaşabilme yetenekleri,
kavrama yetenekleri ve kendine güvenleri başkalarından farklılık göstermiştir (Brestrich,
2000:52).
Özellikler kuramına göre; lideri diğer insanlardan ayıran, liderde olması gereken
özellikler ve becerileri kısaca şu şekilde sıralamak mümkündür (Yuki, 1989 Akt: Brestrich,
2000:52).
a) Duruma uyum sağlama
b) Sosyal çevreyi değiştirme
c) Hırslı ve başarı merkezli olma
d) İşbirliği yapabilme
e) İnsanları yönlendirebilme
f) Hedefleri net olarak koyabilme
g) Güvenilir olabilme
h) Baskın olma
i) Israrcı olma
j) Kendine güvenme
k) Strese dayanaklı olma
l) Sorumluluk almaya hazırlıklı olma
1.3.2. Davranışsal Kuramı
Liderlik hakkında açıklama ve araştırmalar sonucunda beliren bir diğer kuram olan
davranışsal kuram, özellikler kuramının yetersizliğine bir tepki olarak ortaya çıkmıştır.
Davranışsal kuramın amacı, bu çerçevede davranışların etkili bir liderliği nasıl
oluşturacağını belirlemek ve bir liderin etkili bir liderlik sergileyebilmesi için nasıl
16
davranışlar sergilemeli sorusuna cevap aramak olmuştur (Keçecioğlu, 1998). Bu kapsamda
yapılan araştırmalar sonucunda etkili liderin davranışları ile etkili olmayan liderin
davranışları arasında farklılık tespit edilmiştir. Yine bu araştırmalarda buna ek olarak
liderin başkalarını belirli amaçlar doğrultusunda yönlendirebilmesi için hangi davranışları
sergilemesi gerektiğinin tespiti yapılmış ve bu davranışların kazanılmasının eğitimle
olabileceği savunulmuştur (Brestrich, 2000:52).
Davranışsal yaklaşım kapsamında bazı araştırmalar yapılmış ve bu araştırmalar
sonucunda liderin sergilemesi gereken davranışlar ifade edilmeye çalışılmıştır. Aşağıda
Davranışsal Yaklaşım kapsamında yapılan araştırmalar ve teorik çalışmalar incelenecektir.
Tannenbaum ve Schmidt’in yaptığı çalışmada, liderlerin yetki devri sürecinde
yaşadığı problemlerden yola çıkılarak, liderlerin karar alma sürecinde kullandığı yetki ile
astların hareket serbestisi arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırma sonucunda liderin karar
alma sürecinde sahip olduğu yetki ile liderin hareket serbestisi arasında ters bir orantının
olduğu bulunmuştur. Lider karar alma sürecinde otoritesi fazla olduğu durumlarda astların
liderin bu kararına itaat etmesi ve buna uyması beklenmektedir. Eğer lider, karar alma
yetkisini astlarıyla paylaşıyorsa astlar daha fazla hareket serbestisine sahip olmaktadır
(Kılıç, 2003:79).
Davranışsal kuram kapsamına 1940 yılında Ohio Eyalet Üniversitesi Çalışmaları
yapılmış ve Leader Behavior Description Questıonnaire (LBDQ) isimli anketle bir liderin
çeşitli grup ve durumlardaki davranışları analiz edilmiştir (Brestrich, 2000). Ohio
çalışmalarını yapan araştırmacıların liderlik davranışlarını tanımlamada iki önemli
bağımsız değişkeni vardır (Şimşek, 1999:178). Bunlar; yapıyı harekete geçirme ve
anlayıştır.
Yapıyı harekete geçirme, liderin işin yapılıp yapılmadığı, çalışanların işlerini yeterli
seviyede yerine getirip getirmedikleriyle ilgilenmeleri olarak tanımlanır. Liderin yapıyı
harekete geçirmesi için çalışanlara bireysel görevler vermesi, ileriye dönük planlar
yapması, hedefler koyması, işlerin yapılışına ölçütler koyması, çalışanlarda istek
uyandırması gerekmektedir. Anlayış (ilgi) ise, liderin çalışanlara güven, saygı duyması ve
iyi ilişkiler kurması olarak tanımlanır (Brestrich, 2000:55).
Bu araştırmanın bulgularına göre grupların veya çalışanların beklentileri, lider
davranışlarını şekillendirir. Çalışanlar otoriter bir liderlik istiyorsa, lider yapıyı harekete
geçirici davranışları sergilemelidir. Eğer çalışanlar, otoriter lider davranışlarından
17
hoşlanmıyorsa lider yapıyı harekete geçirici davranışları az sergilemelidir. Çalışanların
liderle olan beraberliği az ise; lider, otoriter davranış sergileyecektir. Çalışanların liderle
olan beraberliği fazla ise; çalışanlar, liderden yüksek anlayış bekleyecektir. Eğer lider, hem
yapıyı harekete geçiriyorsa hem de çalışanlara karşı ilgi ve anlayış gösteriyorsa bu durum
çalışanların performansını daha fazla artıracaktır (Şimşek, 1999:178).
Ohio Eyalet Üniversitesi çalışmalarına göre lider, çalışanların istek ve özelliklerini
dikkate alarak yapıyı harekete geçirmelidir. Lider, çalışanlara güvenmeli, saygı duymalı
ve onlarla iyi ilişkiler kurmalıdır.
Michigan Üniversitesi Çalışmaları, 1950’lerin sonlarında Bennis Rensis Likert ve
Michigan Üniversitesindeki diğer arkadaşları tarafından yapılmıştır. Bu araştırma
sonucuna göre, işe yönelik lider; iş ve görevin teknik tarafının üzerinde yoğunlaşır,
çalışanların önceden tespit edilen ilke ve yöntemlere göre çalışıp çalışmadığını denetler,
cezalandırma ve resmi yetkisini çok fazla kullanır (Brestrich, 2000:55). İşgörene/çalışana
yönelik lider; kişiler arası ilişkilere önem verir, çalışanların bireysel ihtiyaçlarıyla ilgilenir,
bireysel farklılıklara önem verir, yetki devrini esas kılar (Kılıç, 2003:79).
Bu araştırmaların sonunda; işgören/çalışan merkezli liderlerin örgütlerinde
performansın daha fazla olduğu ortaya çıkmıştır. Liderler örgütlerinde performansı
artırmak istiyorlarsa çalışanlarla olan ilişkilerine önem vermeli ve onların ihtiyaçlarıyla
ilgilenmelidirler.
Yüksek 9 1.9
Klüp Liderliği
9,9
Takım Liderliği
İnsanlarla İlgili 5,5
Örgüt Adamı Liderliği
Düşük 1 1.1
Liberal Liderlik
9.1
Otoriter Liderlik
Düşük Üretimle İlgili Yüksek
1 9
Şekil 2: Yönetim ızgarası (Keçecioğlu, 1998).
Davranışçı liderlik kuramı altında yalpan bir diğer çalışma yönetim ızgarası
çalışmasıdır. Liderlik ızgarası, liderlik çeşitlerinin sınanması için kavramsal çatı olarak
J.S.Monton ve R.R. Blake tarafından geliştirilmiştir (Keçecioğlu, 1998:127). Monton ve
Blake liderlik çeşitlerinin iki boyutlu bir matris üzerinde gösterilebileceğini belirtmişlerdir.
18
Matrisin boyutları üretime dönüklük (üretime yönelik olma) ve insana dönüklük (kişiler
arası ilişkilere yönelik olma) şeklindedir (Eren, 1998:416). Bunu grafiksel şekilde
belirleyip yönetici tiplerini bir ızgara şeklinde belirtmişlerdir (Brestrich, 2005:55).
Montan ve Blake bu ızgarada liderin tutum ve davranışlarının üretime ve insana
dönük olmasına bağlı olarak beş farklı liderlik tarzı geliştirmişlerdir. Bunlardan ilki göreve
çok az önem veren liberal liderdir. İnsan ihtiyaçlarına saygıya dikkat etmeyi, rahat ve
arkadaşça ilişki kurmayı ama üretime olan ilginin azlığı ile Klüp liderliği diğer bir çeşidi
oluşturmaktadır. Devamında yapılacak işin miktarı ile çalışanların morallerini dengede
tutmayı ifade eden Örgüt Adamı liderliği vardır. Otoriteyi kullanarak verimliliği sağlarken,
insan ilişkilerine verilen azlığı ifade eden Otoriter Liderlik dördüncü liderlik türü olarak
ifade edilmiştir (Şimşek, 1999:180). En son takım Liderliği, etkin liderlik stilini ifade
eder. Bu liderlik stili, hem insana daha fazla önem vermekte hem de üretime ilgiyi yüksek
tutmaktadır (Keçecioğlu, 1998:127).
1.3.3. Durumsallık Kuramı
Liderlik teorilerinden inceleceğimiz diğer bir kuram, durumsallık kuramıdır.
Durumsallık kuramı; tüm durumlar için uygun liderlik biçiminin olmadığı, bir durum için
uygun olan liderlik biçiminin farklı durumlarda geçerli olmayacağı varsayımı üzerine
kurulur.
Bu kurama göre, amacın özelliği, grup üyelerinin yetenekleri ve beklentileri, örgütün
özellikleri, liderin ve grup üyelerinin geçmiş deneyimleri lider davranışlarını etkileyen
temel değişkenler olarak kabul edilmiştir (Kılıç, 2003:79).
Şekil 3: Lider davranışlarını şekillendiren durumsal değişkenler (Koçel, 2001)
Takipçilerin beklentileri ve davranışları
Üstlerin bekleyişleri ve davranışları
Gerçekleştirilecek amacın niteliğiLiderin kişiliği ve
tecrübesi
Meslektaşlarının özellikleri ve beklentileri
Kurumsal iklim ve politikalar
Liderlik Davranışları
19
Durumsallık liderlik kuramına göre, liderlik davranışı durumdan duruma
değişebilmektedir. Şekil 3'dende anlaşılacağı gibi lider davranışlarını etkileyen bir çok
değişkenin varlığı bu davranışın biçimini ve şeklini etkilemektedir.
Durumsallık liderlik kuramı kapsamında bir çok araştırma yapılmış ve modeller
geliştirilmiştir.
Fiedler’in geliştirdiği modelde lider içinde bulunduğu duruma göre etkili olabilecek
beceriler geliştirmelidir. Liderin etkinliği, liderin kişiliği ve durumlar arasındaki ilişkilere
bağlıdır (Keçecioğlu, 1998:131). Fiedler’e göre liderin içinde bulunduğu durumu
belirleyen unsurlar, lider-ast ilişkisi, görevin yapısı ve liderlik makamının verdiği yetkidir.
Bunların tanımlarını şu şekilde yapmak mümkündür.
Lider-Üye İlişkisi; liderin izleyenleri tarafından sevilmesi, lidere güvenilmesi,
liderin rehberliğinin kabul edilmesidir. Liderin izleyenleri ile etkili bir ilişki temelini,
karşılıklı sadakat, güven, saygı ve sevgi oluşturmaktadır. Görev Yapısı; grup üyelerinin
görevlerinin açık bir şekilde ifade edilip edilmediğini, bir işin yapılma zamanı, fiziksel
tehlike oranı, kabul edilebilir hata oranı, özerklik ve görevin faaliyet alanı, görevin anlamı
ve önemi, işle ilgili standartların belirlenmesini ifade eder (Brestrich, 2000:55). Görevin
çok iyi tanımlandığı ve oluşturulduğu durumlarda liderlik daha kolaydır. Görevden Gelen
Güç; kurumda liderin durumunu, oturmuşluğu, liderin gücünü, liderin ödül ve
cezalandırmayı veya yükseltmeyi kullanıp kullanmadığını gösteren faktördür.
Fiedler’in modelinde lider, astlarıyla ilişkileri yüksek olduğu zaman göreve
yönlendirilmiş liderlik biçimini, astlarıyla zayıf ilişkileri olduğu zaman insana yönelik
liderlik biçimini sergilemelidir.
Durumsallık liderlik kuramı kapsamında, Paul Hersey ve Kneneth Blanchard yaptığı
araştırmada iki tür lider davranışı tespit etmiştir. Bunlar; görev davranışı ve ilişki
davranışıdır. Lider görev türü davranışında, astların rollerini tanımlar, ne yapılması
gerektiğini belirler ve iş akışını yönetir. İlişki davranışında, lider grup üyeleriyle kişisel
ilişkiler kurar. Bu ilişkileri kurarken astları için destekleyici ve kolaylaştırıcı olur (Kılıç,
2003:87).
Hersey ve Blanchard’ın çalışmalarında dört çeşit liderlik biçimi belirlemiştir.
Yüksek Görev Düşük İlişki Biçimi (Anlatma): Bu liderlik biçiminde rolleri lider belirler.
Liderin davranış biçimi işgörenlere neyi, nasıl ve ne zaman yapacaklarını anlatmaktır.
Yüksek Görev Yüksek İlişki Biçimi (Satma): Lider bu biçimde davranış sergileme
20
sürecinde hem yönlendirici hem de destekleyici konumdadır. Düşük Görev Yüksek İlişki
Biçimi (Katılım): Bu tür liderlik tarzında lider ve izleyenleri ortak karar almaktadır.
Liderin temel görevi gerekli olan koşulları sağlama ve iletişim kurma olarak
tanımlanmaktadır. Düşük Görev Düşük İlişki Biçimi (Delege Etme): Liderliğin bu
tarzında, lider işgörenleri az yönlendirir ve az destekler (Brestrich, 2000:55).
Bu modelde, olgun olmayan çalışanlar için lider, göreve dönük liderlik becerisini
sergilemelidir. Çalışanların olgunluk düzeyi arttıkça, liderler hem görev hem de ilişkilere
önem veren lider davranışlarını sergilemelidir. Çalışanların olgunluk düzeyi yükseldikçe,
yüksek ilişki ve düşük görev becerilerini sergilemelidir. Olgunluk düzeyi en üst düzeye
çıktığı zaman lider hem ilişki hem de göreve daha az önem verip çalışanları
yetkilendirmelidir.
Durumsallık liderlik kuramlarının bir diğer alt kuramı Yol-Amaç kuramıdır. Yol-
Amaç kuramında, grubun ve örgütün amaçlarını gerçekleştirmek için liderlerin
izleyenlerini nasıl ve hangi davranışlarıyla motive edebilecekleri sorularına cevap
aranmıştır (Erçetin, 1998:44). Liderin çalışanların belli amaçları gerçekleştirebilmesi için
gerekli yolları gösterebilmesi zorunluluğu düşüncesinden çıkmıştır. Bu kuramda liderin
rolü amaçlara giden yolun açıkça anlaşılmasını sağlamak, amaçlara ulaşmadaki engelleri
ortadan kaldırmak olarak belirlenmiştir. Yol-amaç teorisinin iki temel özelliği şunlardır.
Bunlardan biri liderin izleyenleri; lideri, davranışları doyum kaynağı sağlıyorsa veya
gelecekte doyumu sağlayacak belirtiler gösteriyorsa kabul eder. Diğeri ise liderin
davranışları, ya izleyenlerinin ihtiyaçlarını karşılayıp performanslarını arttırıyorsa ya da
yol gösterici, destekleyici ve ödüllendirici bir yaklaşım içerisinde olursa etkin olabilir. Yol-
amaç kuramında liderin rolü koşullara bağlıdır. Liderin ilk önce yapacağı iş arzulanan
beklentileri tanımlayıp, açıklayarak belirsizliği azaltmaktır. Daha sonra astların amaçlara
ulaşmasını ve görevlerini daha iyi yapmasını sağlamaktır (Keçecioğlu, 1998:131).
1.3.4. Yeni Liderlik Kuramları
Yeni liderlik kuramları ile daha çok yakın zamanda gündeme gelmeye başlayan yeni
bir takım becerileri ifade eden liderlik yaklaşımları kastedilmektedir. Araştırmanın
bağımsız değişkeni olan etik liderlik bu başlık altında incelenmektedir.
1.3.4.1. Dönüşümcü Liderlik
Dönüşümcü liderlik, değişimi etkin bir şekilde başlatarak rehberlik etmeyi ve bu
süreçte izleyicilerinin ihtiyaçlarını karşılamaya dönük kabiliyetlere sahip olmayı
21
kapsamaktadır (Kececioğlu, 1998). Dönüşümcü liderlik; idealleştirilmiş etki, telkinle
güdüleme, entelektüel uyarım ve bireysel destek alt alanlarından oluşur.
Dönüşümcü lidere sahip idealleştirilmiş etki özelliği; çevresindeki insanların
idealleştirdiği özelliklerdir. Bu iki şekilde olmaktadır. Bunlar davranış olarak
idealleştirilmiş etki diğeri ise atfedilen idealleştirilmiş etkidir. Davranış olarak
idealleştirilmiş etki; liderin kendisi için önemli olan değer ve inanç hakkında konuşması,
eylemlerinin etik sonuçlarını dikkate alması, ortak görev duyusunun önemini vurgulaması
gibi davranışları kapsar. Atfedilen idealleştirilmiş etki ise, liderin, çevresindeki insanların
kendisi ile beraberliliğini mutlu ve gurur verici hale getirmesini, grup yararını ön plana
çıkarmasını, kendisine saygı duyacak eylemleri sergilemesi ve güçlü biri olduğunu
gösterebilmesi özelliğini kapsamaktadır (Karip, 1998).
Dönüşümcü liderin telkinle güdüleme özelliği; çevresindeki insanlara somut
ulaşılabilir bir gelecek sunabilme, bu tasavvur edilen geleceği oluşturmak için ortak görev
duygusu içinde başarma dürtüsünü harekete geçirebilme, bu süreçte sembolleri
kullanabilme, moral kaynağı olabilme, azim ve kararlılık oluşturabilme özelliğini
kapsamaktadır (Eraslan, 2003).
Dönüşümcü liderin entelektüel uyarım özelliği: çevresindeki insanlara, işlerin yapılış
biçimlerini, sahip olduğu davranış ve değerlerini sorgulama, sorunlara farklı bakış
açılarıyla bakma gibi eylemleri yapmalarını teşvik etmeyi kapsamaktadır.
Dönüşümcü liderin bireysel destek özelliği; çevresindeki insanların ihtiyaçlarını
dikkate almayı, onları bir birey olarak görmeyi ve anlamayı, onların gelişmeleri için
önerilerde bulunmayı, rehberlik etmeyi kapsamaktadır. Bunun yanında bireysel farklılığı
kabul etmeyi, buna göre davranmayı da içerir (Karip, 1998).
Tüm bunların yanında dönüşümcü liderlerin özellikleri şu şekilde sıralanabilir:
(Brestrich, 2000)
• Geleceğe dönük somut amaçlar koyma ve bu amaçları gerçekleştirmek için
ortak görev bilinci oluşturmak,
• İzleyenlerinin sahip oldukları düşüncelerini yeni paradigmalarla ve
perspektiflerle tanıştırarak onlarda ilgi uyandırmak,
• İzleyenlerinin kendi yeteneklerinin farkına varmasını sağlayabilme ve bu
yeteneklerini üst düzeyde kullanabilme isteği uyandırmak,
22
• İzleyenlerine takım halinde hareket edebilmeyi ve bireysel menfaatlerinden
takım için vazgeçebilmeyi teşvik edebilmektir.
1.3.4.2. Kültürel Liderlik
Kültürel liderlik, örgütün güçlü ve aynı zamanda esnek kültürel yapısını
biçimlendirmeyi, geliştirmeyi, hem liderin kendisi tarafından hem de astları tarafından
örgütün sahip olduğu değer ve yargıları içselleştirmesini kapsar (Erdoğan, 2002:48).
Kültürel liderliğin, var olan kültürü koruma ve sürdürme, yeni bir kültür oluşturma olarak
iki ana boyutu vardır.
Yeni Bir Kültür Oluşturma Varolan Kültürü Koruma ve sürdürme
Yaratma Değişme Biçimlendirme Bütünleştirme
İzleyenleri cezbetme, onlarla bütünleştirme
Eski kültürü zayıflatma ve yeni kültürü oluşturma
Var olan kültürü canlı tutma Alt kültürler arası bölünmeleri bütünleştirme
Kişisel nitelikleri kullanma
Kişisel nitelikleri kullanma Varolan kültürün işlenmeyen yönlerini onarma
Çatışmayı azaltma yöntemlerini kullanma
Bütünleşme yöntemlerini kullanma
Eski kültürün özelliklerine zayıflatma
Şekil 4: Kültürel liderliğin iki temel biçemi ve değişik görünümleri (Erçetin, 1998).
Kültürel lider, örgütün amaçları doğrultusunda var olan kültürün korunması ve
güçlendirilmesi için çalışır. Kültürel özelliklerin temsilcisi gibi davranır. Amaçlar
kapsamında kültürel değişimin öncülüğünü yapar.
1.3.4.4. Vizyoner Liderlik
Vizyoner liderlik, insanları topluca etkileyebilecek ve harekete geçirebilecek
geleceğe dönük somut, ulaşılabilir amaçlar koyabilme, bunları iletebilmeyi içinde
bulunduran bir liderlik yaklaşımıdır (Erdoğan, 2002:48). Vizyoner liderlik dönüşümcü
liderlik ile çoğu zaman eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Ancak bazı yönetim bilimciler,
vizyoner liderliği, vizyonu açıklamak, örgütsel kültürü değiştirmek gibi özellikleriyle diğer
liderlik türlerinden ayırmaktadır. Vizyoner lider, gelecekte kurum tarafından
gerçekleştirilmesi öngörülen amacı açıkça ifade eder. Bu amaç kapsamında kurumsal
kültürün değişimini sağlamaya çalışan becerileri ifade eder.
1.3.4.2. Etik Liderlik
Etik liderlik, etik değerlere ve ilkelere dayalı ilişkileri sürdürmeyi ve bunları ön
planda tutmayı ön gören bir liderlik kuramıdır (Erdoğan, 2002:48).
23
Etik liderlik, araştırma konusunun bir parçası olduğundan bundan sonraki süreçte,
değer, ahlak ve etik kavramlarının açıklaması yapılarak bunların etik liderlikle olan
bağlantısı irdelenmiş ve etik liderliğin çeşitli açılardan açıklaması yapılmıştır.
Sonuç olarak özellikler kuramına göre lideri diğer insanlardan ayıran, liderde olması
gereken özellikler ve becerileri vardır. Davranışsal kurama göre, liderliği hangi
davranışların oluşturduğu ve bir liderin etkili bir liderlik sergileyebilmesi için hangi
davranışları sergilemeli gerektiği belirtilmiştir. Durumsallık kuramına göre ise liderlik
biçimlerinin belli bir kalıbının olmadığı, bunun içinde liderlik biçimlerinin bulunan
durumlara göre değişebileceğini belirtmiştir. Yeni liderlik kuramlarında ise daha çok
liderlik, insanı merkeze alan, onlarda değişim merkezli başarıya odaklanmış bir vizyon
duygusu oluşturan ve örgütü kendisinin de içinde bulunduğu bir takım haline getiren
becerilerin varlığı olarak ifade edilmiştir.
2. ETİK, ETİK LİDERLİK ve OKUL YÖNETİCİLERİNİN ETİK LİDERLİK
DAVRANIŞLARI
Bu bölümde uygulamalı araştırmanın bir kısmını oluşturan “etik liderlik” kavramıyla
ilgili teorik araştırmalar ve açıklamalar yer almaktadır. İlk önce etik kavramıyla bağlantılı
değer kavramının açıklaması yapılarak bunun etikle olan ilişkisi irdelenmiştir. Sonra etik
kavramı ile liderlik kavramı ilişkilendirilmiş ve etik liderliğin tanımı yapılmıştır. Etik
liderliği ortaya çıkaran durumların açıklanmasından sonra etik liderliğin özellikleri
hakkında bilgi verilmiştir. Bunlardan sonra, etik liderlik kavramı, okul ortamı ve okul
yöneticileri ile ilişkilendirilmiştir.
2.1. Değer
İnsanın her davranışı, bir değere dayanır. Geniş anlamda söylenirse, her türlü amaç
ve hedeflerle, ilişki ve çıkarlar, tutkular, her tür idealler, güç ve iktidar, sevgi ve nefretler,
inanma ve inkarlar, dostluklar, sadakat ve doğruluklar bir değer ifade eder ve aynı
zamanda da bir değere dayanır (Kıllıoğlu, 1988:51). İnsan tüm eylemlerini ifade etme
sürecinde seçme özgürlüğüne sahiptir. İşte bu seçme sürecinde belli bir ölçüt kullanmak
zorunda olan insan, değerlerin aracılığı ile belli bir yargıda bulunarak eylemlerini ifade
eder.
Değerler, araç (vasıta) ve yüksek değerler şeklinde iki kısma ayrılır. Araç (vasıta)
değerler ile fayda, ilgi, çıkar ve her türlü maddi değerler, tutkular, güç ve iktidar etkenleri,
24
ün ve şan hırsı vb.. gibi değer yargıları kastedilmektedir. İdealler, inançlar, dürüstlük,
dostluk, sadakat, saygı, sevgi ve nefret gibi değer yargıları ise yüksek değerleri ifade eder.
(Kıllıoğlu, 1988:87).
Değerlerin insan hayatında çok önemli bir rolü vardır. Bireylerin düşünce, tutum ve
davranışlarının şekillenmesinde değerlerin etkisi çok fazladır. İnsanın yaptığı her
davranışın altında bir değer vardır. İş yaşamında bile rahat ve huzurlu ortamlar olması,
verime odaklanmış bir çalışma ortamı oluşturmak için çalışanların eylemleri doğru
değerlere dayanması gerekir. Bu durumda değerleri inceleyen etik; değerlerin insan
davranışındaki önemini ve sağlıklı ortamları oluşturmada etkisini fark ettirecektir.
2.2. Etik
İnsan topluluklarınca zamanla benimsenen, fertlerin birbirleriyle, toplum, devlet ve
bütün insanlarla ilişkilerini düzenleyen kurallar, ilkeler ve inançlar bütünü olarak
tanımlanan ahlak kavramı (Bolay, 1997:4), çoğu zaman etik kavramıyla birbirlerinin yerine
kullanılmaktadır. Oysaki etik ile ahlak birbirinden farklı kavramlardır.
Etik (ethos), Yunanca karakter anlamına gelen ethos kavramından gelmektedir.
Ahlak ise Latince adet, gelenek anlamına gelen moralty kavramından gelmektedir.. Etik
kavramı daha çok bireylerin karakterlerine yönelik algılanırken, ahlakilik (moralty)
insanların birbirleriyle ilişkileri kapsamında kullanılmaktadır (Thiroux, 1998).
Etik, bilinçli olarak yapılan insan eylemlerinin doğru ya da yanlışlığını araştıran
felsefi bir bilimdir (Werner, 1993:209). Etiğin bir başka tanımı ise ahlak öğretisi olup;
ahlaki yaşamı ve yasaları, biçimleri ve ilkelerini araştıran bilgi dalıdır (Erdinç 1999).
Etiğin amacı ise, ahlakın ve onun vazgeçilmez kavramları olan iyilik, kötülük, erdem,
mutluluk, ahlaki kişilik, onurlu yaşamak vb. kavramları temellendirmek, açıklamak ve
yorumlamak, ahlakın belli bir teorisini kurabilmektir (Kıllıoğlu, 1990:10). Etik insan
ilişkilerinde toplumsal, kültürel, siyasi, ekonomik, hukuki, bilimsel, teknolojik gibi tüm
alanlarda insanın tutum, davranış, eylem ve kararlarında belirleyici olan hiç kimsenin
dışında kalamayacağı ilke ve değerler bütünüdür (TMMOB; 2003).
Etik; neyin yapılması gerektiğini, hangi davranışın iyi olduğunu, neyin hayata anlam
kazandırdığını gösterir. Ahlakın özünü, kökenini ve gelişmesini, ahlak standartlarını, bu
standartların tarihsel karakteristiklerini belirleyen kanunları ele alır (Rosentthal ve Yüdin,
1997:145). Ahlaki olanın temellerini ve özünü inceler. Ahlaksal eylemin somut biçimlerini
ve çeşitli kurallarını araştırır ve betimler. Ahlak kurallarını yaşam için somut olarak ortaya
25
koyar. Belli bir toplumda geçerli olan ilke ve kuralları toplar (Erdinç 1999). En son olarak
etik, bu sürecin sonucunda ölçütler belirler ve bu ölçütlere göre öncelikle hangi amacın iyi
amaç olarak kabul edilmesinin bağlayıcı olabileceğini gösterir (Pieper, 1999:28). Bu etik
ölçütler; insanlar arasında ilişkilerin nerede, nasıl ve ne ölçüde yürütülmesi gerektiğini
belirleyen kurallardır (Barkow, 2000:95). Bu kurallar topluluk olma ve sürdürebilme aynı
zamanda toplumsal işleyiş açısından önemlidir. Güngör’e (1997) göre insanoğlu toplum
hayatında huzur ve mutluluk istiyorsa evrensel olan temel etik değerlere ihtiyacı vardır. Bu
yüzden insanoğlu etik değerleri benimsemek ve bu kurallara uymak zorundadır. Bu hem
içinde yaşadığı toplumun bir zorunluluğu hem de kendi kişisel doğasının bir gereğidir.
2.3. İnsan Davranışlarında Etik
Etik, ahlak üzerine yoğunlaşmakta, onun üzerine felsefe yapmaktadır. Etik; ırk,
cinsiyet, cins, din, mezhep, sınıf ayrımı yapmadan herkese aynı davranmak, insana saygı
ve insan hakları açısından yaklaşmak demektir (Yaylacı, 1997). Etiğe bu açıdan baktığımız
zaman paradigmaların çoğunluğu, insanlar için iyiyi, güzeli ve doğru ilkeler doğrultusunda
düşünmeyi ve yaşamayı öngörür. Yani insanlar, yaşamlarının her safhasında iyi, güzel ve
doğru kavramlarının biçimlendirdiği bir kişiliğe göre davranmak durumundadırlar
(McCurdy ve David, 1998). Kısaca insanlık tarihi boyunca etik, insan davranışlarını
yönlendiren ve değerlendiren bir ölçüt olmuştur.
Etik, insanoğlunun ayrılmaz bir parçasıdır. Çünkü başkalarının duygu, düşünce ve
beklentileri, bireyin eylemlerini seçmesinde bir etkendir. İnsan eylemlerini ifade etmeden
önce, başka eylemler yapabilecekken, onları yapmadığını fakat yaptığı eylemleri seçtiğini
bildiği için, insan etik sorumluluk duyan bir varlıktır (Özakpınar, 1999:72). Bunun yanında
insanın iyi ile kötüyü ayırt edebilecek bir zihin yapısına sahip olması ve insanların bir
arada toplum halinde yaşamaları gerçeğinden dolayı insan etik sorumluluk duymak
zorundadır.
Yine etiği insan kişiliği ve doğası açısından şu şekilde irdelemek mümkündür. İnsan
kişiliği çok karmaşık nitelikte bir yapı veya sistemdir. Böyle bir sistemin parçalarını;
inançlar, ideolojiler değerler, tutumlar, güdüler, duygular ve huylar oluşturmaktadır
(Sarıbay, 1998:80). O zaman birey, kişiliği ile birlikte toplum sahnesinde yer alırken
yapmış olduğu bireysel veya toplumsal davranışlarına, başkalarıyla kurduğu ilişkilerine
biçim veren veya yönlendiren doğuştan taşıdığı veya daha sonra kazandığı etik değerlere
göre davranmak zorundadır (Çiçek, 1998:36). Etik, insanın doğasında olan bir dürtüdür. O
26
zaman insan doğası gereği devamlı etik davranış görmek ister. Bu etik dürtüsü,
uygulamada kişilerin kendisinin yapması gerektiğini savunur. Kendimiz için doğru
gördüğümüz şeyin başkaları içinde doğru olması gerektiğidir. Yine bu etik dürtüsü,
insanın kendisinde başlar, ama başka herkes için de geçerli olmalıdır (Handy, 1998:117).
İnsanın doğru ve yanlış, olumlu ve olumsuz, umursamazlık ve vicdan, nihayeti iyi ve kötü
olarak nitelendirdiğimiz davranışları biçimlendirmeye çalışan etik (Türkmen, 1999),
insanın doğasına uygun davranabilmesi için, kendisine ahlaki bir hayat tarzı empoze
etmesi, bencillikten ve kötü davranışlardan kurtulması için bir zorunluluktur (Carrel,
1997:101). Bu sağlıklı ve karşılıklı beklentilerin karşılanması insanın çalıştığı ortamlar için
de önemlidir.
2.4. Örgüt Ortamı ve Etik
Örgütler iş ortamında kaliteye ve verimliliğe odaklanmış bir ortam oluşturmak
istiyorsa şu sorulara cevap bulmak zorundadır. Farklı özelliklere sahip çalışanları nasıl bir
arada tutarak yaşatabilirim? Çalışanların kendisini özgür hissedebileceği güven ortamını
nasıl oluşturabilirim? Çalışanların kendisini ifade edebildiği ve birbirlerini bir değer olarak
anlamaya çalıştığı bir ortamı nasıl oluşturabilirim? Çalışanların düşüncelerini özgürce
aktarabileceği bir ortamı nasıl oluşturabilirim?
Bu soruların cevabı, örgütteki insan ilişkilerindedir. Örgütte bir arada yaşamak
zorunda kalan insanlar, birbirlerinden karşılık beklemeden ve sorumluluk duygusu
içersinde etik değerler bazlı davranışlarla ilişkiye girmelidirler. Çalışanlar ortak etik
değerler kümesini paylaştıkları zaman, belirli bir durum karşısında gösterecekleri tepkiler
benzer olacaktır. Bu da sağlıklı ilişkilerin ortaya çıkmasını ve sürdürülmesini
sağlayacaktır.
İnsana ve kaliteye odaklanma yoluyla verimi yakalamaya çalışan kurumlar, ilk olarak
etik değerleri benimsemek ve bunları davranış haline getirmek zorundadırlar. Bu etik
değerler; dürüstlük, doğruluk, sözünü tutmak, sadakat, adalet, başkalarına yardım etmek,
başkalarına saygı göstermek, vatandaşlık sorumluluğuna sahip olmak, mükemmeliyeti
aramak ve sorumluluk sahibi olmaktır (Kırel, 2000:58). Etik temelli oluşturulmuş iş
ortamında insanlar etik kurallara bağlı davranacaklardır. Bu da güven dolu ortamın
oluşmasını, karşılıklı tavırların belli olduğu ortamlarda sorumluluk duygusu gelişmesini,
düzenli ve dikkatli işler yapılmasını sağlayacaktır.
27
2.5. Liderlik ve Etik
Örgütlerde kaliteye odaklı bir örgüt yapısı oluşturmak için liderlerin, kurum
kültürünün yaratılmasında destekleyici etik kuralları ve değerleri oluşturma ve bunları
yaşama geçirme sürecinde çalışanlarına örnek olması gerekir (Kalder, 2000:2). Liderlerin,
doğruluk, dürüstlük, adalet, hoşgörü, değerlere ve kurallara saygı; alçak gönüllülük, takdir
etme ve ödüllendirme; toplumsal sorunlara karşı duyarlılık, liyakata önem verme gibi etik
değerler temelli özelliklerin oluştuğu ahlaki liderlik davranışları göstermesi çok önemlidir
(Aktan, 1999:99).
Etik değerlerin liderlikte önemliliği sadece günümüzde ön plana çıkmış bir durum
değildir. İnsanlık tarihinin bir çok dönemlerinde etiğin önemi ifade edilmiştir. 1069 ve
1070 yıllarında kaleme aldığı Kutadgu Bilig adlı eserinde Yusuf Has Hacib, doğru sözlü,
dürüst, seçkin ve iyi tabiatlı, adil, haya ve takva sahibi, cesaretli, sabır ve sükunetli, alçak
gönüllü, ılımlı ve cömert olmak, fesat ve kötü alışkanlıklar sahibi olmamak, doğru
kuralları koymak ve zulmetmemek, hizmette bulunanları ödüllendirmek gibi etik
değerlerin liderde bulunması gerektiğini dile getirmiştir (Aktan, 1999:99).
Özellikle liderler, çalışanların haklarını koruyarak onların var olan potansiyellerinin
ortaya çıkmasını sağlayacak ortamın oluşması için etik bir sorumluluğa sahiptirler. Lider
çalışanlarına karşı dürüst olmalı, adil davranmalı ve çalışanların potansiyellerinin ortaya
çıkması için kendilerine fırsat tanımalıdır (Buban, 1995) .
Şimşek’ e göre (1999), liderin çalışanlara karşı, çalışma hakkına saygı gösterme, adil
ücret ödeme, çalışanların özgür konuşma hakkını sağlama, işçilerin dernek (sendika)
kurma ve grev yapma hakkına engel olmama, özel hayatın gizliliği hakkına saygılı olma,
güvenli ve sağlıklı koşullar yaratma ve çalışma hayatının kalitesini yükseltme, çalışanlar
arasında ayırımcılık yapmama ve cinsel tacizden sakınma, çalışanların kararlara katılma
hakkını sağlama gibi etik sorumluluğu vardır.
İnsanlar artık işyerlerinde kendi sözlerinin dinlenilmesini, doğru anlaşılmasını,
kendisine saygı gösterilmesini, dürüst davranılmasını, kurumun bir parçası olduğunu
hissettirilmesini beklemektedirler (Toktamışoğlu, 2003:31). Bu kriterlerin karşılandığı bir iş
ortamını sağlayacak kişi, elbette liderdir. Liderin bunları sağlayabilmesi için, ilk önce
davranışlarıyla etik becerileri yansıtmalı ve etik değerler sistemine bağlı olmalıdır (Howard,
2005:6).
28
Aynı zamanda kurumsal yapının temelinde şeffaflık vardır. Bu kapsamda lider, şeffaf
bir kurum oluşturmak için etik kurallara uymalıdır. Bu etik kurallar; gerçeği ve doğruyu her
zaman söylemesi, her zaman işini iyi yapmaya çalışması ve dürüst olmasıdır
(Dilenschneider, 2005).
Tüm bunlar bize etiğin, etkili bir liderliğin temel taşı olduğunu gösteriyor. Liderin
görevi, insanları bir amaç etrafında toplamak ve ortak bir amaca onlarla ulaşmayı
sağlamaktır. O halde lider, izleyenlerine karşı davranışlarında etik sorumluluğu duymak ve
bunları davranışlarıyla ifade etmek zorundadır. Kısaca lider, etik liderlik becerisi
sergilemelidir.
2.6. Etik Liderlik
Lider pozisyonundaki insanlar farklı olmalı ve çevresindeki insanlardan daha üstün
meziyetlere sahip olduklarını göstermelidirler (Dobel, 1998:75). Diğer insanlar üzerinde
etkileme yeteneği olan liderlik, büyük titizlikle seçilmiş kişilik özellikleri ister. Bu
özellikler, tüm zamanlarda geçerli olan kişisel eylemlerden yani etik değerlerden
oluşmalıdır (Calabrese, 1988:3). Çünkü etik değerler insanlık tarihi boyunca değişmeyen
ve herkes tarafından yüceltilen özelliklerdir. Tarihi süreçte etik değerler, birlikte
yaşamanın, doğru işler yapmanın, kaliteli insan olmanın ve çevresindeki izleyenlerini
etkilemenin en başat aracı olmuştur.
Liderlik üzerine çalışan bilim adamları, etik ile etkili liderlik arasında güçlü bir ilişki
olduğunu savunurlar (Butcher, 1987:56). Genellikle etik liderlik çalışmalarında, yaygın
olarak iyi kavramının anlamını fazla zorlamadan bu kavramı yüceltme ve liderliği bununla
daha becerili hale getirme olarak vurgulanır. Buna dayalı olarak teorisyenler etik liderliği
tanımlarken, çeşitli etik değer sayılacak davranış ve karakteristik özelliklerden yola
çıkmışlardır. Bu karakterler ve davranışlar bunları ifade eden teorisyenlerle birlikte
aşağıdaki tabloda verilmiştir (Morgan, 2002).
29
Tablo 1: Etik Liderlik İçin Ana Davranış, Karakterleri ve Bunları İfade Eden Teorisyenler (Morgan, 2002)
Etik Liderliğin Özünü Oluşturan Temel Davranış ve Karakter Özellikleri
Etik Liderliğin Özünü Oluşturan Temel Davranış ve Karakter Özelliklerini İfade Eden Teorisyenler
İyiliği yaymaya çalışmak Plato
Başkalarının kişisel özelliklerine saygı göstermek Gardner, Greenleaf, Plato,
Dürüstlük Bridge, Cuilla, Nair, Noer,, Ryan ve Oestrich,, Schurtz, Senge, Kleiner, Roberts, Ross&Smith
Güvenirlilik, inanırlılık, samimilik Kauzes&Posner, Nair, Terry,
Kişilerarası ilişkilerde beceri Argyris, Senge
Demokratik karar alma ve katılım destekleme Habermas, Plato, Ricoeur
Anlayışlı, kibar olma Kauzes&Posner, Plato, Ricoeur
Tablodan da anlaşılacağı gibi çeşitli karakter özellikleri ve davranışlar etik liderliğin
özellikleri olarak ifade edilmiştir. Etik liderlik tabloda belirtilen; iyiliği yaymaya çalışmak,
başkalarının kişisel özelliklerine saygı göstermek, dürüstlük, güvenirlilik, inanırlılık,
samimilik, kişilerarası beceri, demokratik karar alma ve katılımı destekleme, anlayışlı ve
kibar olma becerilerinin kombinasyonu olarak tanımlanabilir. Etik liderlik, liderin etik
değerlere sahip olması ve davranışlarını bu etik değerlerle ilişkilendirerek ifade etmesidir
(Cuilla, 1998:4).
Etik liderlik, liderlik yapma sürecinde liderlik becerisi ile etik değerlerin dengesi
olarak belirtilir. Etik liderlik, insanların karakter yapılarına bakmaksızın ve önyargı
olmaksızın onların bireysel farklılıklarını ve inançlarını kabul etmektir. Etik liderlik, etik
karar verme, etik değerleri sistem yapısına dahil etme ve bu sistemi oluşturma becerileridir
(Josephson, 2001).
Etik liderlik, liderin etik davranışlarına ek olarak liderin hem ahlaki hem de etik
karakterini kapsayacak şekilde tanımlanır (Aronson, 2003; Bass ve Steidlmeier,1999,
Mendonca, 2001; Aktaran: Yuki, 2002:176). Eğer liderin davranışları etik standartlardan
oluşuyorsa, lider etik davranıyor demektir. Etik lider hem davranışlarında hem de
niyetlerinde etik kodlara bağlı kalmalıdır.
30
2.7. Etik Liderlik Niçin Önemli
Etik liderlik günümüzde önemli olduğu kadar hiçbir zaman önemli olmamıştır.
Çünkü günümüz yöneticilerinin kurumları kendi çıkarları için kullandıklarına, yanlış ve
sorumsuz uygulamalarla kurumsal başarının engeli olduklarına yoğun bir şekilde şahit
olmaktayız (Patten, 2004). Bunlarla beraber etik liderlik, aşağıda belirtilen açıklamalardan
dolayı önemli olduğu söylenebilinir.
Etik liderin öncelikli işi, yanlış olan bir şeye karşı durmak ve onu engellemek
olacaktır. Kurumlar yanlış uygulamalarla, doğru ve tatmin edici bir yere varamayacaktır.
Bundan dolayı etik lider, yasal ve ahlaki uygunsuzluklara, örgütsel başarı ve performansı
engellemelere karşı önemli bir kalkan olacaktır (Costa, 1998).
Etik lider, aynı görüşe ve değişik bakış açılarına sahip bireylerle yani ötekilerle
empati kurar. Öteki, ilişkide bulunduğumuz ve kendisine ait “özne” payesini verdiğimiz
kişelerdir (Alatlı, 1999:520). Etik, ötekine karşı sorumluluk duymaktır. Bu özne olmanın
en başta gelen özelliğidir. Bu sorumluluk karşılığı olmayan; yani ötekinden karşılık
beklemeden yapılması gereken sorumluluktur. Bu sorumluluğu duymak, insan olmanın
yani özne olmanın bir gereğidir (Sarıbay, 1998:80). Levinas’a göre özneler arasındaki
ilişki düzgün bir boyutta olan bir ilişki değildir. Bu simetri durumunun zor olacağından
dolayı “öteki”nden karşılık beklemeden sorumluluk duymak zorundayız. Karşılık verip
vermemek onun sorunudur (Bauman, 1998:109). Etik liderin, izleyenlerine karşı tutumu bu
şekilde olacağından onlara karşı kendini sorumlu hisseder. Bundan dolayı etik lider,
belirsizliğin hakim olduğu bir ortam oluşturmaz ve stresi tolore eder (Costa, 1998). Etik
lider, ilişkide bulunduğu ötekinin, özelliklerini ve paradigmalarını kabul eder. Bu durum
da kurumsal yaratıcılığın ortaya çıkmasını sağlar.
Etik liderlik davranışları, çalışanların da etik davranmasını sağlayacaktır. Böylece
etik kodlar kurumun bir parçası haline gelecek ve güvenin oluşmasına katkı sağlayacaktır.
Etik liderlik, karar almak için etik değerleri kullanacağı içinde önemlidir (Brigley,
1995.123). Kurum lideri bir şeyin yanlış olduğunu bilmesine rağmen, bir takım amaçlar
için onu bilinçli olarak yapabilir (Price, 2000). Etik lider, karar alırken aldığı kararın
sonuçlarını düşünen kişidir. Kararların sonuçlarında etik bir takım sorunsal durumlar varsa
bu kararı almayan ve “işi doğru” değil “doğru işi” yapan kişidir (Bennis, 1995.138).
Doğru işler kurumsal başarının ve yaratıcı ortamların ana temelidir.
31
Lider; kurumsal güce sahip olduğu için insanlar hakkındaki ayrımcılığa yol
açabilecek kararlar alabilir. Bir takım etik olmayan davranışlara kalkışabilir (Price, 2000).
Lider; bu gibi duyguların üstesinden gelmek için bunları yapmaya sevk edecek
duygulardan yoksun olmak zorundadır (Cuilla, 1998). Bu durum da etik, liderliği önemli
kılan diğer bir etkendir.
Liderler kendi kişisel çıkarları için çalışanları ve örgütü kullanabilirler (Calebrase,
1998). Kişisel hırs ve isteklerini tatmin etmeye çalışan liderde, bir zaman sonra örgütte
kurumsal amaçların önemli olmadığı fikri uyanacaktır. Lider tüm çalışanları kendi
amaçları peşinde koşmaya sevk ettirecektir. Etik lider ise bu etik probleme yer vermeyen
ve kurumsal amaçları etik çerçevede gerçekleştirmeye çalışan kişidir.
Lideri, davranışlarıyla değerlerinin etkileşimi oluşturur. Bu yüzden lider öngörülü
düşünme, adalet, doğruluk, cesaret, sabır, özdenetim gibi önemli olan değerleri
karakterinde gösterebilmelidir (Aronson, 2003). Bu değerler insanları bir amaç etrafında
toplamak ve bu amaca ulaşma sürecinde onlarda heyecan uyandırmak için önemlidir. Bu
değerler ise etik liderliğin temel taşıdır.
Yöneticiler, etik liderlik becerilerini sergilemek zorundadırlar. Çünkü çalışanların
görevlerini ve eylemlerini yerine getirmeye istekli olması için liderin, adaleti
gerçekleştirmesi ve çevresindekilerin taleplerini karşılaması, onların haklarını koruması
gerekir (Mendonca, 2001).
Etik liderlik, etik olgunluk açısından da önemlidir. Etik olgunluk, doğru ve yanlış
hakkında karar verme yeteneği ve karar alma sürecinde etik değerlerle doğru seçim
yapabilmektir. Etik olgunluk, kişinin iş ve özel hayatında etik boyutunu geliştirmesi ve
izleyenlere örnek olmasıdır. Liderlerin başarılı olmaları için, etik yönden olgun olmaları
gerekir. Etik olgunluktan yoksun bir lider, örgütün başarısızlığının sonuçlarına katlanmak
zorunda kalacaktır (Duffield ve McCuen, 2000).
Tüm bunlar gösteriyor ki liderlerin ilk önce sergilemesi gereken beceri etik liderlik
becerileridir. Etik liderlik becerisinin olmadığı kurumlarda, kurumsal başarıyı yakalayacak
bir ortamı oluşturmak zordur.
2.8. Etik Lider Davranışları
Etik liderlik teorileri, iki görüşe dayanmaktadır: Birincisi; etik liderlik, ne
yapılmaması gereken kurallarla değil, ne yapılması gerektiği ile ilgili kurallarla açıklanır.
32
İkinci görüş ise; etik liderlik, etik davranışları kapsamaktadır (Rubenstein, 2001). Yani etik
liderlik, yapılması gereken kuralların ve etik davranışların bir örüntüsüdür.
Bir liderin sahip olması gereken ve çevresine karşı yansıtması gereken en önemli
özelliği ise etik değerler ve dürüstlüktür (Sweet, 2000). Dürüstlük etik liderliğin önemli bir
bileşenidir. Dürüstlüğün üç temel yapıtaşı vardır. Bunlar; öz-bilgisi, samimiyet ve
olgunluktur (Bennis, 1995:64). Lider, öz-bilgisi ile kendini iyi tanımalıdır. Kendini
tanımadıkça, kuvvet ve zaaflarının farkına varmadıkça, neyi niçin istediğini bilmedikçe
kendine karşı dürüst olması çok zordur. Samimiyet, liderin düşünce ve eylemlerinde tutarlı
olması, ilkelerine bağlılığı ve içtenliğidir. Diğer unsur olan olgunluk ise, liderin
başkalarıyla çalışması, onlardan öğrenmesi ve dosdoğru olması demektir (Bennis,
1995:64). Lider ilişkilerinde ne kadar dürüst olursa, iki yüzlülükten de o kadar uzaklaşmış
olur. Dürüstlük, güvene bağlı ilişkilerin ilk basamağı olduğundan etik liderlerin sahip
olması gereken bir değerdir.
Etik liderin adil olması bir diğer önemli özelliğidir (Özel, 1998:88). Bir lider varlığını
ve etkisini uzun müddet sürdürmek istiyorsa kuralları adaletli biçimde yürütmeli ve
çalışanları korumalıdır (Aktan, 1999:99). Böylece izleyenlerine adil olduğu duygusunu
uyandırabilir.
Etik lider; eylemleriyle, kişiliği, düşüncesi ve yaptıklarıyla insanlarda güven
oluşturmak zorundadır. Lider, işlerini daha iyi ve rahat biçimde yapmak istiyorsa
insanların güvenini kazanmak zorundadır (Roberts, 2000:30). Lider, çalışanlarına
yargılayıcı olmamalı, onları hor görmemelidir. Katı yargılarından kurtulmalı ve bunun
yolunun da şefkatli olmaktan geçtiğini bilmelidir. Etik lider, ilkelerinden vazgeçmeyen ve
davranışlarında doğruluktan ayrılmayandır.
Yine liderin, doğruluğu ve doğruları sevmesi, yalandan ve yalancıdan nefret etmesi
gerekir. Lider, çalışanlarına ve etrafındaki kişilere sevgi göstermelidir (Özel, 1998:88).
Sevgi insan ilişkilerinde çok önemlidir. Çünkü sevgi, insana kendini aşmak duygusu
kazandırır. Sevgiyi tüm bedeninde hisseden insanlar, sadece kendilerini düşünmezler.
Etraflarına faydalı olmak için yollar ararlar. İnsanlarla duygu ve gönül köprüleri kurmaya
çalışırlar (Aydın, 2000). Lider, bu köprüyü kurmak için çalışanlarını sevmelidir. İnsanları
sevmeden onları anlamak çok zordur (Osmay, 1985:162). İnsanları anlamadan onları bir
arada tutmak ve bir amaca ulaşma duygusu kazandırmak çok zor olacaktır.
33
Etik lider, karşı cinse ve sekse düşkün olmamalıdır (Özel, 1998:56). Lider bu
kapsamda çalışanlarına karşı cinsel tacizde bulunmamalı, çalışanlarını seks objesi olarak
görmemelidir. Etik lider davranışlarıyla güler yüzlü, yumuşak başlı olmalı, kırıcı sözlü
olmamalıdır (Aktan, 1999:101). O her haliyle nezaketli olmak zorundadır. Çünkü nezaketli
olmak, anlayışın ve sevginin başlangıcıdır. Nezaket içten gelmeli, art düşüncenin
sonucunda ortaya çıkmamalıdır. Bu şekilde olması halinde, çalışanlar nezaketin içten
gelmediği ve yüzeysel olduğunu çok rahat anlar (Osmay, 1995:130). Lider insanlara karşı
duyarlı olmalı, sadece kendini düşünmemelidir. Liderler ne kadar çok duyarlı olursa, o
kadar mutlu, cesur ve korkusuz olur. Çünkü gerçek lider, hislerine, vücutlarına,
yeteneklerine, kendi doğalarına ve huylarına güvenir. Başkalarına, başarıya ve hayata
inanır (Blumenthal, 2000:117).
Yılmaz (2002), yaptığı bir araştırmada, liderde bulunması gereken etik değerleri,
liderlerin adil, dürüst, nezaketli, duyarlı, güvenilir, sabırlı, şefkatli, doğru olması, yalan
söylememesi, sevgi göstermesi, cinsel tacizde bulunmaması ve dedikoducu olmaması
şeklinde bulgulamıştır.
Howard (2005), etik liderin dört temel özelliği olması gerektiğini dile getirmiştir.
Bunlardan birincisi liderin tüm yaşamında dürüst ve namuslu olmasıdır. İkincisi, geleceğe
dönük güzel idealleri olmasıdır. Üçüncüsü, çevresindeki insanlara umut aşılaması ve
iyimser davranmasıdır. En son olarak ise, çevresindeki insanlara neşe saçmasıdır.
Harvey’e göre (2004), etik liderliğin temel özelliklerini şu şekilde sıralamak
mümkündür:
a) İş ortamında, işi yapma ilkelerini, etik standartları dile getirmesi, bunların
anlaşılması ve uygulanması konusunda destek olması,
b) Çalışanlarını etik davranması konusunda sorumlu tutması ve etik değerlerin
ihlali karşısında hoşgörülü davranmaması,
c) Başkalarına etik davranışlar kapsamında örnek olması,
d) Karar alma sürecinde etik değerlere bağlı kalması ve kararların sonuçlarını etik
açıdan sorgulaması,
e) İş ortamındaki kuralları ve politikaları etik temelli oluşturması
f) Çevresindeki insanların doğru ve etik davranışlara sahip olmasına yardımcı
olması,
34
g) Kurumsal gelişmeyi istikrarlı bir şekilde gerçekleştirmesi,
h) Çalışanları görevlendirme sürecinde, etik davranışlara sahip olan insanlara
öncelik vermesi,
i) Etik davranış konusunda yol gösterici olmasıdır.
Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı gibi etik liderlik, bilişsel, duyuşsal ve devinsel
davranışlarda etik ilkelere bağlı kalınmasını, yaşamın her alanında bunların ifade edilmesini
gerektirmektedir. Etik liderlikten beklenen davranış tüm eylemlerin etik değerlere bağlı bir
şekilde ifade edilmesidir.
2.9. Okul Yönetimi ve Etik
Okul yönetiminin başarılı olması için yönetici, mesleksel bir değerler sistemine
sahip olmalıdır. Aksi durumda yöneticinin olan ile olması gereken arasındaki farkı görüp
ona göre davranış göstermesi olanaklı değildir (Bursalıoğlu, 1997). Bu değerler etik
değerlerdir. Etik ve etik liderlik tüm örgütler gibi okullar ve eğitim örgütleri için önemli
hale gelmiştir. Çünkü; etik düşünce ve eylemler, liderlerin en önemli sorumluluklarıdır
(Grace,, 2000).
Okul yöneticileri okulun liderleri olarak bir takım sorumluluklara sahiptirler. Bu
sorumluluklar okuldaki eğitim ve öğretim sürecini etkilemektedirler. Bu sebeple etik ve
ahlak onlar için önemlidir (Dobel, 1998:76). Okul gibi eğitim örgütlerinde liderler;
özgürlük, dürüstlük, adalet ve eşitlik gibi önemli davranışları sergilemekten sorumludur.
Bunları sergileyebilmek için, okul liderleri kendi değer sistemini bilmek zorundadır. Okul
yöneticilerinin değer sistemi, eylemlerine yön verecek etik değerlerden oluşmalıdır (Czaja
ve Lowe, 2003:93).
Okul yöneticisinin uyacağı etik ilkeler konusunda çeşitli çalışmalar yapılmıştır.
Yönetimde etik değerler konusu, Amerikan Okul Yöneticileri Derneği (AASA), Okul
İşletme Görevlileri Derneği (ASBO) ve diğer okul müdürü örgütlerince çok önemli bir
konu olarak kabul edilmiş ve etik davranış ilkeleri geliştirilmiştir.. Bu ilkeler şunlardır:
Eğitim yöneticileri:
a) Bütün karar ve eylemlerinde, öğrencilerin iyiliğini temel değer olarak kabul
ederler,
b) Mesleki sorumluluklarını doğruluk ve dürüstlükle yerine
getirirler,
35
c) Bütün bireylerin yurttaşlık ve insan haklarını gerektiği gibi korur ve
desteklerler,
d) Bölge, eyalet ve ulusal yasalara uygun davranır ve doğrudan ya da dolaylı
olarak devleti yıkıcı ve bozucu örgütlere katılmaz ve bu örgütleri
desteklemezler,
e) Eğitim amaçları ile tutarlı olmayan yasa ve düzenlemelerin düzeltilmesi için
mesleki konumlarını kullanmaktan kaçınırlar,
f) Politik, toplumsal, ekonomik veya diğer tür kazançlar sağlamak için mesleki
konumlarını kullanmaktan kaçınırlar,
g) Yalnızca uygun kurumlardan alınmış akademik derece veya mesleki
sertifikaları kabul ederler,
h) Mesleki etkililiklerini artırmak için sürekli araştırma ve mesleki gelişme
sağlamanın yollarını ararlar,
i) Bütün anlaşmalara, sona erinceye kadar ya da sona erdirilinceye kadar uygun
davranırlar (Aydın, 2003:93).
2.10. Etik Lider Olarak Okul Yöneticileri
Okullar, eğitim sistemine ait sistemlerden en kritik ve en önemlisi olup, aynı
zamanda da üretime yönelik bir örgütlenmedir. Eğitim sisteminin amaçlarının bir parçası
olan eğitsel amaçlar, ancak okul ortamında gerçekleşebilir. Okul eğitim sisteminin en
işlevsel parçasıdır. Okul, eğitim çalışmalarının eylemsel sınırlarını ve çerçevesini belirler.
Yine okul, eğitim sisteminin sınırında olan ve üretim amaçlı somut örgütlenmesidir
(Açıkalın, 1998:2).
Okul yönetimi, eğitim yönetiminin sınırlı bir alana uygulanmasıdır. Bu alanın
sınırlarını eğitim sisteminin amaçları ve yapısı belirler. Okul yönetiminin görevi, okuldaki
tüm insan ve madde kaynaklarını en verimli biçimde kullanarak, okulu amaçlarına uygun
olarak yaratmaktır (Taymaz,1997:21). Okul yöneticisi, okulda mükemmelliği etkileyen
etkenler arasında kritik bir öneme sahiptir. Çünkü okul yöneticisi okula yön vermede
stratejik bir pozisyondadır (Balcı, 1993:27). Aynı zamanda okul yöneticicisinin kalite
etkinliklerinde, değişimi başlatma ve yönetme alanında önemli rolleride vardır (Şişman,
2002).
36
Okul yöneticisi, kaliteye odaklanmış başarının sağlandığı bir okul ortamı oluşturmak
için; iyiliksever bir tutum sergilemeli, sevgi dolu, birlik ve bütünlüğün olduğu ortamlar
oluşturmalıdır (Bonstingl, 2000).
Okulda verimliliği yakalamak, etkin bir öğrenme ve çalışma ortamı oluşturmak için,
okul yöneticileri liderlik davranışlarını sergilemek zorundadırlar. Okul yöneticileri bir lider
olarak; öğretime önem verme, öğretime ilişkin amaç ve belirtileri açık ve seçik olarak
saptama, öğretmen ve yöneticilere ulaştırılmasını sağlama, zamanının çoğunu öğretim
sorunlarıyla geçirme, öğretime ilgi ve destek verme, personele dönük olma gibi
davranışlara sahiptir (Balcı, 1993).
Okul yöneticileri, güçlü bir liderlik becerisi ile öğretim ve öğrenmeyi teşvik eden
düzenli bir okul iklimi oluşturmalıdır (Şişman, 1996). Lider okul yöneticisi, okulun asıl
işlevinin farkında olmalı, okulun amaçlarını personele yorumlamalı, öğretmenleri sınıfta
ziyaret etmeli, onlara rehberlik ederek, destek vererek öğretimin kesintiye uğramaması için
gerekli önlemleri almalıdır (Algün, 1998).
Okul yöneticisi bir lider olarak ekip çalışmasını desteklemeli, olumlu bir okul iklimi
oluşturmalı ve yanındaki kişilerle güvene dayalı bir ilişki kurabilmeli, görüş ve hedeflerini
açıklayabilmeli, izleyenlerini etkileyebilmelidir.
Okul yöneticileri, liderlik görevlerini ve görevsel sorumlulukların yerine
getirebilmesi için; topluma, çalışanlara ve öğrencilere karşı etik yükümlülüklere sahip
olmalıdır. Aynı zamanda neyin doğru neyin yanlış veya ne yapılması gerekir veya hangi
görüş açısı ahlaki olarak uygundur? sorusunu devamlı kendine sormalıdır (Lashway,
1996). Sergiovanni (1998)’e göre, okul yöneticiliği bireysel açıdan etik üstünlüğü
gerektirmektedir. Johnson (2000) tarafından yapılan bir araştırma eğitim liderliğinin
dürüstlük, saygı duymak ve saygı görmek gibi erdemlerle ilgili olduğunu belirtmektedir.
Bunlar gösteriyor ki okul yöneticisi, etik liderlik becerilerine sahip olmak ve bunları
sergilemek zorundadırlar.
Duncan (1991), okul yöneticisinin etik lider olması gerektiğini vurgulamış ve gelecek
yüzyılda eğitim liderliğinin başarısını etik bulgular üzerinde yoğunlaşacağını dile
getirmiştir. Ayrıca izleyenler, liderlerinden güvenilir, dürüst, açık, samimi olmalarını
beklediklerini, etkili liderlikte gerekli olan insani değerlere ve etik davranışlara liderlerin
önem vermeleri gerektiğini vurgulamışlardır.
37
Okul müdürünün görevinin büyük bir bölümü ahlakidir. Öğretmenler, görüşlerinin
müdürleri tarafından desteklediğini ve alınan kararlara da kendi değerlerinin yansıtıldığı
konusunda ikna edilmiş olmalıdırlar (Lashway, 1996). Öğretmenler, okul yöneticilerinin
niyet ve düşüncelerini ifade ederken kullandığı kelime ve telaffuz tarzından etkilenir.
Çünkü bunları yöneticinin etik davranışlarından etkilenen iç ve de dış dünyasının bir işareti
olarak düşünür (Rebore, 2001). Okul yöneticisi, iş ve özel yaşamında istenilmeyen
özelliklerin engellenmesi için etik değerler temelli davranışlar sergilemelidir (Grace ve
Gerald, 2000).
Etik davranış, önemli konularda başvurulacak bir kaynak değil, sabit bir kılavuzdur
(Lashway, 1996). Etik lider ise, davranışlarını devamlı bu kılavuz eşliğinde sergiler. Okul
yöneticisinin etik lider olarak sahip olması gereken belli başlı özellikleri şunlardır:
(Rebore; 2001:90)
a) Toplumsal yapı içinde eğitim amacı ve liderin rollerinin bilgisine sahip olması,
b) Etik hakkında değişik bakış açıları ve değerler bilgisi,
c) Okulu daha iyi bir topluluk yapma konusunda istekli olması,
d) Kişisel ve mesleki değerleri inceleme konusunda istekli olması,
e) Etik değerleri ve inançları davranışlarla ifade etme konusunda diğer insanlara
ilham vermesi,
f) Okuldaki işler için sorumluluğu kabul etmesi,
g) Eğitim amacını, kişisel kazancından daha üstün tutması,
h) Öğretmenlere eşit, adil ve saygılı davranması,
i) Yasal zorunluluklara dikkat etmesi,
j) Okulda çalışan diğer insanların etik değerlere bağlı davranmasını sağlaması,
k) Gerektiği yerde kanunlara ve yasalara başvurmasıdır.
Sonuç itibariyle okul yöneticisi etik lider olarak; mesleki ve kişisel etik değerlere
bağlı davranmalı, öğretmenlere ve diğer çalışanlara davranışlarıyla örnek olmalı, okuldaki
gelişmeler için sorumluluk almalı, kişisel amaçlarına değil eğitim amaçlarına hizmet
etmeli, okul çalışanlarına adil, tarafsız, saygılı, değer verici şekilde davranmalı, okul
çalışanlarının özel ve kişisel haklarını korumalı, onlardan etik davranışları göstermesini
38
beklemeli, yasal zorunluluklara riayet etmeli ve kanunlara, doğru bilgilere, adil tarafsız
kurallara başvurmalı ve kurallar koymalıdır (Rebore, 2001).
Okul yöneticisinin göstereceği etik liderlik davranışlarını, dört boyutta ifade etmek
mümkündür. Bunlar okul yöneticisinin kendi bireysel davranışlarında, okul iklimi
oluşturmada, karar verme ve iletişim sürecindeki etik davranışlarıdır (Yılmaz, 2005).
2.10.1. Okul Yöneticisinin Etik Lider Olarak Davranışsal Etik Becerileri
Eğitim yöneticileri, eğitim sürecinin etkili anahtarıdır (OECD, 1991). Okul
yöneticisi, okulun amaçlarına ulaşma sürecinde eğitim çalışmalarını etkileyen ve
yönlendiren kişidir.
Kurumsal başarının temelinde, çalışanların olduğu kabul edilir bir gerçektir. Okul
yöneticisi, eğitim çalışanlarıyla arasında inanç, sevgi ve karşılıklı güven oluşturmalıdır.
Okul yöneticisi, bunu oluşturması için çevresine kendisinin güvenilir olduğunu
hissettirmeli ve bunu sağlayacak biçimde davranmalıdır. Bu sebepten ötürü yöneticilerin;
öngörülü düşünme, adalet, doğruluk, cesaret, sabır, özdenetimlik gibi etik değerler, lider
karakterinin özünü oluşturmalıdır (Aronson, 2003). Adaleti gerçekleştirmeye, etik
değerlere bağlı bir şekilde davranan lider, izleyenlerinin haklarını korur ve onların
görevlerini yerine getirme sürecinde daha istekli olmasını sağlar (Mendonca, 2001).
Okulda liderler, özgürlük, dürüstlük, adalet ve eşitlik gibi önemli davranışları
sergilemekten sorumludur. Yani okul yöneticisinin davranışlarına, etik değerler yön
vermelidir (Czaja ve Lowe, 2000:11).
Okul yöneticisinin etik lider olarak sergileyeceği davranışlar; Kidder’e göre (1995);
sevgi, doğruluk, iyilik, özgürlük, birlik sağlama, hoşgörülü olma, sorumluluk ve yaşama
saygıdır. Beckner (2005), okul yöneticisinin etik lider olarak kendisinde bulunması
gereken etik davranışları; dürüstlük, güvenirlik, iyilik, sevgi, sadakat, nezaket, cesaret,
cömertlik, merhamet, fedakarlık olarak belirtir.
Okul yöneticileri, lider olarak kişisel dürüstlüğe önem veren bir kültür
oluşturmalıdırlar. Okul yöneticisi bunun için etik liderlik becerisiyle ve kişisel etik liderlik
davranışlarıyla çalışanlarına öncülük etmelidir.
Okul yöneticisi, etik liderlik becerileri ile kendi kendini değerlendirebilmeli, doğru
sözlü, dürüst olmalı, yalan söylememeli, cesaretli, gerçekçi, ussal olmalı ve bireysel hakları
korumalıdır.
39
2.10.2. Okul Yöneticisinin Etik Lider Olarak Karar Verme Sürecinde Etik Becerileri
Karar verme, karşılaşılan durum ve sorun karşısında seçenekler arasında en akıllıca
olanını seçmek ve uygulamaya koymak demektir. Yine karar verme; eyleme yönelik olarak
oluşturulan seçeneklerden birini seçme süreci olarak tanımlanır Örgütte hiçbir eylem karar
vermeden oluşamaz. (Taylan, 1990). Fayda getirici ya da etkin bir karar verebilmek için
zamanlamanın ve sürecin doğru uygulanması gerekir (Kneeland, 2001). Bunun
sağlanabilmesi için, karar verme sürecinde öncelikle amacın ortaya konulması gerekir.
Karar verme sürecindeki son adım ise, verilen kararların uygulanması ve sonuçların
değerlendirilmesidir (Adair, 2000). Karar verme sürecinde bireylerin izlediği yöntem ve
kişilik özelliği önemlidir. Okullarda karar alan yöneticinin karar verme sürecindeki
kendine olan saygısı ve güveni bu sürecin baskın değişkenidir. Kendi değerini bilen,
yetenekleri konusunda doğru bir bilgiye sahip olanlar, güçlü yönleriyle güvenen birer karar
alma sürecinde daha gerçekçi olacaklardır.
Örgütte karar almanın en sağlıklı yolu, karardan etkilenen kişileri karar alma sürecine
katmaktır (Ataklı, 1996:25). Öğretmenlerin katılımı olmaksızın geliştirilen politikalar ve
ilkeler öğretmen tarafından benimsenmeyecektir. Aynı zamanda öğretmenlerin katılımı
olmadan alınan kararların gerçekçi olma ihtimali azdır (Rebore, 2001).
Etik lider, karar alma sürecinde şu adımları izlemelidir. Problemi tanımlamalı, eylem
adımları için alternatifleri sıralamalı, her bir alternatif çözüm için sonuçları tahmin etmeli,
alternatif çözümlerden iyi sonuç verenleri belirlemeli, iyi sonuç verenlerin iyisinden en iyi
sonuç verenini seçebilmelidir (Rebore, 2001).
Beckner (2005:102) okul yöneticilerinin etik karar verme sürecinde aşağıdaki eylem
basamaklarını takip etmesi gerektiğini ifade etmiştir:
a) Karar alma sürecinde etik açıdan önemli olan noktaların farkına varılması,
b) Etik açıdan önemli olan süreçten kim sorumlu olacak bunun belirlenmesi ,
c) Karar alınacak durumla ilgili bilgi toplanılması,
d) Doğru kararı ortaya çıkartacak seçeneklerin belirlenmesi,
e) Seçeneklerden en doğru olanın seçilmesi,
f) Alınan kararların yasal ilkelerle örtüştüğünün test edilmesi,
g) Çıkabilecek problemlere karşı alternatiflerin belirlenmesi,
40
h) Kararın alınması,
i) Kararın üzerinde tekrar düşünülüp kararın yeniden düzenlenmesidir.
Okul yöneticisi karar alma sürecinde; çözümler üretmede sistemli yaklaşması, politik
konularda kazanç sağlamaya yönelik çalışmalarda ve dini konularda fayda amaçlı
faaliyetlerde bulunmaması, ekonomik alanda kişisel kazanç sağlayıcı davranış
sergilememesi, mesleki sorumluluklarını dürüstlük duygusu içerisinde yapması, okulda
ortak alınan kararları, etkili biçimde uygulaması, okulda yapılan işlerde ölçüyü belirlemesi
ve davranışlarının sınırlarını bilmesi gerekir (Yılmaz, 2005).
2.10.3. Okul Yöneticisinin Etik Lider Olarak İletişim Sürecinde Etik Becerileri
Örgüt temelde bir grup insanın belli amaçlar için toplandığı, tasarlanmış, işbirliğine
dayanan birliktelikle oluşan toplumsal bir sistemdir (Arslan ve Arslan, 2005:139). Örgütsel
amaçları gerçekleştirmek için, örgüt içindeki bireylerin uyumlu, ortak amaç etrafında ve
koordinasyon içinde olması gerekir. Bu da iletişimle sağlanmaktadır. Yöneticiler, astlarıyla
sağlıklı iletişim kurduğu sürece çalışanları iş doyumu, mutluluğu, çabası, başarısı ve verimi
artar. Yöneticinin iletişim sürecindeki başarısı kişilik özelliklerine bağlıdır (Köknel, 1997).
Yöneticinin kişiliğini, etik karakterize etmeli ve yönetici etik değerler çerçevesinde
davranmalıdır. Çünkü istekler, duygular, ifadeler ve kelimeler arasındaki ilişki çok
önemlidir. Yöneticiler, çevresindeki insanları, davranış, duruş ve sözlü ifade tarzı ile
etkiler. Liderin izleyenleri, bunların etikle olan bağlantısını hissetmediği zaman liderin
güvenilirliği, doğruluğu ve inandırıcılığı zayıflar.
İnsanların bir arada yaşama zorunluluğu, iletişimsel etiği önemli hale getirmiştir.
Okul yöneticisi, liderlik yaptığı okullarda insanların birbirleriyle sözlü iletişim kurmaları
için etkili bir çalışma ortamı oluşturmalıdır. Kurulan bu çalışma ortamında insanların
kendisini doğru ve rahat ifade edebilmesi gerekir. Bu çalışma ortamının temelini etik
değerler oluşturmalı ve bunu okul yöneticisi yapmalıdır (Rebore, 2001). Çünkü iyi ve etkili
bir iletişim kurabilmek için, karşıdaki kişiye saygı duyulmalıdır. Bireyler arası ilişkilerde
din, dil, ırk, statü, gelir, cinsiyet, eğitim düzeyi gibi özellikler ne olursa olsun iletişim
sürecinde hoşgörülü ve saygılı olunması gerekir. Aynı zamanda kişilerarası iletişimde
saydam olma, dürüstlük, içtenlik, doğruluk gibi etik değerler önemlidir (Acar, 1998).
Liderin kuracağı iletişim sürecinde, güven yaratmak en önemli unsurdur. Lider,
çalışanlarına karşı açık sözlü olmalı, onlara önem verdiğini göstermeli ve güvenilir insan
olduğunu onlara hissettirmelidir (Cafoğlu, 1999). Böylece lider çalışanların kendisini ifade
41
edebildiği, yaratıcılığını daha fazla ortaya çıkarabildiği güven dolu bir ortam oluşturur.
Buna dayalı olarak örgütte, iş doyumu, iş verimi gibi performans göstergeleri artar.
2.10.4. Okul Yöneticisinin Etik Lider Olarak Örgüt İklim Oluşturma Sürecinde Etik
Becerileri
Örgüt iklimi, örgütteki kişiler ve gruplararası ilişkilerin sonuçlar, örgütün insanlara
hissettirdikleri duygular ve algılar olarak tanımlanır (Altun, 2001:10). Okullarda
verimliliği artırmak için öğretmeyi özendirici ve artırıcı bir örgüt iklimi oluşturulmalıdır
(Gümüşeli, 1996:14). Bu örgüt iklimi, çalışanların ve öğrencilerin iyi geçiminden doğan
yüksek moral ve birbirlerine karşı olan güven, saygı ve ilginin mevcut olduğu bir havada
olmalıdır (Ensari, 1993:47). Olumlu örgüt iklimi, etik değerler üzerine kurulmaktadır.
Örgüt ikliminin oluşmasında bütün personelin rolü vardır. Ancak yöneticinin yaklaşımı,
örgüt ikliminin oluşmasında belirleyici bir öneme sahiptir. Liderlik biçimleri, örgüt
ikliminin oluşmasında, yerleşmesinde ve belirgin bir nitelik kazanmasında önemli oranda
etkili olmaktadır (Ertekin, 1978:19).
Olumlu okul ikliminde, herkes insan olduğu için saygı görmeli, herkes kendini
koruma hakkına sahip olmalı, sorumluluklar zamanında yerine getirilmelidir (Rebore,
2001). Söz konusu örgüt iklimini oluşturma sürecinde, okul yöneticisinin etik becerileri
sergilemesi gerekmektir. Yani okul yöneticisinin etkili bir örgüt iklimi oluşturması için
öğretmenleri teşvik etmesi, kendi düşüncelerini, sevgiyi temel alan yaklaşımla yaymaya
çalışması, geleceğe dönük somut hedefler koyması, kendi işlerini sorumluluk duygusu
içerisinde yapması, öğretmenlerin yaratıcılığının ortaya çıkması için, uygun ortam
hazırlaması, öğrenme konusunda istekliliği, öğretmenlerin farklı düşünebileceğini kabul
etmesi, öğretmenlerin başarısını adaletli bir şekilde ödüllendirmesi, okulun kurallarını
doğru bir şekilde oluşturması, tartışmalar için özgür ortamlar yaratması, mesleki
etkinliliğini artırmaya yönelik çaba içerisinde olması gerekir (Yılmaz, 2005). Okul
yöneticileri, bunları gerçekleştirdiği zaman, eğitim çalışanlarının rahat olacağı bir örgütsel
hava oluşturmuş olacaklardır.
2. 11. Etik Liderliğin Eğitim Ortamı Açından Sonuçları
Okul yöneticilerinin etik liderlik becerisiyle görev yaptığı okullarda eğitim ortamı
açısından çok olumlu sonuçlar ortaya çıkacaktır. Bunları şu şekilde özetlemek
mümkündür:
42
Okul yöneticisi etik liderlik becerileriyle daha etkili bir okul oluşturmak için, okulun
iş ahlakının temel yasalarını ortaya koyar ve etik kültürün sahip olduğu ve hoşgörünün
hakim olduğu demokratik bir okul ortamı oluşturur (Çelik, 2000). Okul yöneticisi, etik
liderlik kapsamında yine okulda olumlu bir örgüt iklimi oluşturur. Okul yöneticisi, takım
çalışmasını destekler. Bireysel çalışmayla başarıya ulaşılamayacağını kabul eder ve okulun
topyekün bir takım olarak başarıya ulaşılabileceğini özümser (Rebore, 2001).
Okul yöneticisi etik liderlik becerileriyle okulda yapılan işlerin ne olduğunu, bu
işlerin hangi kriterlerle yerine getirileceğini tanımlar. Ödüllendirmenin adil ve başarıya
göre olduğu bir sistem kurar. Başarıya ve sonuca götürecek süreçler inşa eder. Bu süreçlere
odaklanıldığı içinde kurumsal başarı artar (Rebore, 2001).
Etik liderlik, eğitim liderinin temel güç kaynağının etik ya da ahlak olduğunu kabul
etmektedir. Etik, okul kültürünün bir parçası olmaya başlar. Etiksel bakış açısına sahip
olan okul yöneticisi, örgütsel amaçları gerçekleştirmeye çalışırken, amaca giden her yolu
doğru olarak görmez ve temel etik değerlere bağlı kalır. Böylece okul toplumsal
sorumluluğu yerine getirmede ivme kazanmaya başlar (Çelik, 2000).
Okul yöneticisi, etiksel davranış açısından öğretmen ve öğrenciler tarafından model
alındığı için, etik liderlik becerileriyle izleyenlerinde etik davranışların sergilenmesine
katkı sağlar (Çelik, 2000).
Okul yöneticisi etik liderlik becerileriyle, okulun etiksel değer ve ilkelere uygun bir
özel çevre olmasını sağlar. Etik lider olarak okul yöneticisi, öğretmenleri ve diğer okul
çalışanlarını merkeze alan bir yönetim becerisi sergiler. Okul ortamında hem çalışanlar
arasında ve hem de çalışanlarla kendi arasındaki çatışmayı yok eder. Yönetici herkesin
kendisine ulaşabileceği ve rahatlıkla iletişime girebileceği bir yapı oluşturur.
Okul yöneticisi etik liderlik becerileriyle, okulda tam katılım etkinliklerini
destekleyici etik değerler kurum kültürünün bir parçası olur. Tam katılımı engelleyici
sorunlar ortadan kalkar. Okulun, öğrenciler ve toplum için var olduğu bilinir. Eğitim
çalışanları merkeze alınır ve onlara değer verilir. Okulda iletişim düzeyi yükselir, iyileşir.
Okulun gerçek varlığı ve var olma sebebi anlaşılır.
Son olarak okul yöneticisi etik liderlik becerileriyle, eğitim çalışanlarının fikirlerini
çok rahatça aktarabilecekleri özgür bir ortam oluşturur ve böylece sürekli iyileşme
sağlanır. Çalışanların entelektüel mülkiyetler hakkı korunur. Ayrıca çalışanlar yaptıkları
işe karşı sorumlu olurlar, işi geliştirebilmek için cesaretli davranırlar.
43
3. GÜVEN
Bundan sonra uygulamalı araştırmanın bağımlı değişken kısmını oluşturan “örgütsel
güven” kavramıyla ilgili teorik açıklamalar yer almaktadır. İlk önce güven kavramı
irdelenmiştir. Sonra örgütsel güven kavramı ve örgütsel güvenin okul ortamı ilişkili
irdelenmesi yapılarak açıklamalarda bulunulmuştur.
3.1 Güven
Güven kavramının bir çok tanımı yapılmış ve sosyal bilimler literatüründe çeşitli
disiplinler açısından inceleme konusu yapılmıştır. İnsanların nasıl ve hangi durumlarda
güven duyduğu, güvenin sağlam bir kişiliğin temeli olarak sosyal ilişkileri nasıl
biçimlendirdiği, kişilerarası ilişkilerin ve iş birliğinin temelini nasıl etkilediği, sosyal
kurumların istikrarını sağlayıcı olarak nasıl bir unsur olduğu sosyal psikologlar, siyaset
bilimcileri, psikologlar, ekonomistler, tarihçiler ve örgütsel davranışçılar tarafından
açıklığa kavuşturulmaya çalışılmıştır (Lewicki ve McAllister, 1998). Bu araştırmalar ve
açıklamalar kapsamında güvenin bir çok tanımı yapılmıştır. Bunlardan bazıları aşağıda
sıralanmıştır.
Güven, insanları psikolojik açıdan bir arada tutan, onlara emniyette oldukları
duygusunu veren ve tüm insan ilişkilerinin temelinde yer alması gereken bir faktördür
(Ünsal, 2004).
Güven, herhangi bir kontrol etkisi olmadan, çevremizdeki kişilerin davranışlarının
beklentilerimizi karşılayacak yönde gelişeceğine dair bir inanç duymamızdır (Mayer ve
diğerleri, 1995). Bu tanımların yanında güvenle ilgili çeşitli bakış açılarını yansıtan
tanımlar aşağıda verilmiştir.
Robbins ve Decenzo (2001), güveni, bireyin, karşı tarafın sözlerinde, davranışlarında
ve kararlarında, çıkarcı ve sadece kendini düşünen (opporiunist) bir tarzda davranmayacağı
konusunda olumlu bir beklenti içinde olması olarak tanımlarlar.
Bireyin, diğer bireylerin dürüst, yeterli, öngörülebilir ve inanılır olduğu inancıdır
(McKnight, 1998). Tüm tanımlardan anlaşılacağı gibi güven, bireyin çevresindeki diğer
insanlardan olumlu beklentilerini ifade etmektedir. Bu beklentiler kapsamında, güven
karşılıklı ilişkiler sonucunda ortaya çıkan bir üründür. Bu ürünün ortaya çıkması için,
ilişkilere giren insanlarda karşılıklı sorumluluk duygusu olması gerekir. Bu sorumluluğu
gerektiren şeyler, incinebilirliğe yer vermeyecek karşılıklı sevgi, saygı, davranışları içerir.
44
Bireyin, karşı tarafın özverili davranacağına ilişkin beklentisi ve karşı tarafa belirli
bir düzeyde bağımlılığı olan (Whitener, 1998) güven duygusunun, insanlar açısından
yorumlanmasını ve anlamlanmasını üç kategoriye ayırmak mümkündür (Baltaş, 2000:57-
59). Bunlar;
1. Kendine güven duymak,
2. Güvenilir olmak,
3. Başkalarına güven duymaktır.
Kendine güven (özgüven), güvenilir olmanın ve başkalarına güvenmenin temelini
oluşturmaktadır (Asakutlu, 2003). Özgüven, bireyin kendi değerini bilmesidir. Özgüven
bireyin kendi yeteneklerini tanımasını gerektirir. Özgüveni olan bireyler, kişisel amaçları
kapsamında özdeğerlendirmesini yapan, kendi duygularının farkında olan ve bunları
kontrol eden bireylerdir. Bu insanlar yetenekleri konusunda doğru bir bilgiye sahip
olabilirler. Bireylerin, yetenekleri konusunda doğru bilgi sahibi olmaları, güçlü yönlerine
güvenmelerini sağlar. Özgüveni olan bireyler, başarılması güç olan bir görevi
üstlenebilirler ve varlıklarını herkese hissettirebilirler. Özgüveni olan bireyler, kendini
sever, ihtiyaçlarını başkalarının ihtiyaçlarıyla eşit olarak değerlendirir, ihtiyaçlarından
dolayı kendini suçlu bulmaz. Yine özgüveni olan bireyler, olumlu yönleriyle gurur duyar,
bu yönlerini ön plana çıkarır, başkalarının mutluluklarını paylaşır; her kesimden farklı
insanlarla konuşur ve onları anlamaya çalışır.
Özgüven, bireyin toplum içinde yaşamasının bir gereğidir. Çünkü başkalarına
güvenmek, belli bir derecede kendine özgüveni gerektirir. Kendine ve kendi yeteneklerine
güvenmeyen, başkalarına da güvenemez (Solomon ve Flores, 2001:143). Özgüven, hem
bireyin kendi ile olan ilişkilerinde hem de çevresiyle olan ilişkilerinde önemli bir etkendir.
Ayrıca özgüven, bireye çevresinin kendisine güvenilir bir insan olduğu beklentisine
sokacaktır.
Güvenilir olmak, hem bireylerin kazanması gereken hem de bireylere beraber
olduğu aynı ortamda bulunan insanlar tarafından verilen bir niteliktir (Bennis, 1995:64).
Birey, eylemleriyle, kişiliğiyle, düşüncesiyle ve yaptıklarıyla insanlarda güvenilir olma
duygusunu oluşturmak zorundadır.
Bir insanı güvenilir kabul etmek için, kişinin sözünü tutması, bütünlük sergilemesi
(özü sözü bir olmak), bir görevi yapacak yetkinliğe, sorumluluğa sahibi olması ve
kendisine yönelik beklentileri karşılaması gerekmektedir (Asakutlu, 2003). Birey
45
çevresindeki insanların, kendisine güvenmesini bekliyorsa, davranış biçimiyle bu duyguyu
onlarda oluşturmalıdır. Bu davranış daha çok, doğruluk, dürüstlük gibi evrensel değerler
temelli olmalıdır.
Başkalarına güven duymak, insanlarla bir amaç duyusu içinde ve toplu halde
yaşamak önemlidir. Çünkü güven, karşı tarafın eylemlerinin zararlı olacağından, çok
yararlı olacağına ilişkin beklenti olarak ifade edilebilir. Bir başkasının davranışları ile ilgili
pozitif beklentiler kişinin, karşı tarafın davranışlarına güvenme ve ona göre hareket etme
gönüllülüğü göstermesine yol açmaktadır (Erdem ve İşbaşı, 2000:634).Güven, kişilerarası
etkileşimler sonucu gelişir (Ünsal, 2004). İnsan başkalarına karşı güven duymak ister.
Çünkü güvenin olmadığı ilişkilerde insanlar, gerçek ihtiyaçlara hizmet edecek türde
ilişkiye giremezler. Güvenin olmadığı ortamlarda, ilişkiler ve bilgi alışverişleri yüzeysel
olur. Bu yüzeysellik de bir aşamadan sonra rahatsız eden bir ortamsal havanın oluşmasına
neden olacaktır.
3. 2. Birey Açısından Yaşamsal İhtiyaç Olarak Güven
Güvenin birey açısından yaşamsal bir ihtiyaç olduğu, motivasyon kuramlarında
vurgulanmıştır. Özellikle güven olgusu, Maslow’un yapmış olduğu motivasyonel
çalışmalarda daha da dikkat çekmeye başlamıştır.
Maslow, motivasyon teorisini hiyerarşik bir biçimde ortaya koyarak, insanoğlunda birçok ihtiyacın görüldüğünü belirtmiştir.
Şekil 5: Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi (Daft, 2000)
Güven olgusu Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinde ikinci sırada sosyal ihtiyaçlar
başlığı adı altında ele alınmıştır (Koçel, 2001). Sosyal ihtiyaçları; sevme, yardımcı olma,
sorumluluk duyma, şefkat gösterme, sevilme, ait olma, kabul edilme şeklinde sıralamak
mümkündür. Bu ihtiyaçların giderilmesinin temelinde “karşılıklı güven” vardır.
Kendini Tamamlama
Sosyal Olma
Güvende Hissetme
Eğitim, din, hobiler, kişisel gelişim
Fizyolojik
Kendini Gösterme Ailenin, arkadaşların ve toplumun onayı
Aile, arkadaşlar, topluluklar
Savaştan uzak olma, kirlilik, vahşet
Yemek, su, cinsel ihtiyaçlar Isınma, hava, taban ücret
Güvenli çalışma koşulları, yan ödemeler, iş güvencesi
Tanınma, yüksek statü, artan sorumluluklar
Çalışma grupları, müşteriler, iş arkadaşları, denetleyiciler
Eğitim fırsatları, ilerleme, gelişme, yaratıcılık
İŞ DIŞI TATMİN İHTİYAÇ HİYERARŞİSİ İŞTEKİ TATMİN
46
Güven ihtiyacı, sağlamlık, koruma, yapı, düzen, kanun, sınırlar, korku ve endişeden
yoksunluğu kapsamaktadır. Toplumdaki bütün bireyler, güvenli, düzenli, tahmin edilebilir
ve organize bir dünya tercih ederler (Kesici, 2002).
Bireylerin bazı temel ihtiyaçları güvenle birebir ilişkilidir. Bunlar; yaklaşma, biriyle
hoş ilişkiler kurma, sevdiği birini etkilemeyi başarma, biriyle arkadaş olma ihtiyacı,
birisinin sosyal çevresini kontrol etme, ikna, emir ve önerileriyle diğerlerini etkileme,
yardımsever bir insan tarafından kişinin ihtiyaçlarının giderilmesi ihtiyaçlarıdır (Kesici,
2002). Tüm bunlar, insanın kendini daha rahat bir ortamda hissetmesi, güven dolu bir
çevrede yaşamayı istemesini yani yaşamının tamamını kapsamaktadır. İnsan, yaşamının
her alanında, güven olgusunu görmek ve hissetmek istemektedir. Tabi ki birey güveni,
zamanının büyük bir kısmını geçirdiği ve yaşamsal ihtiyaçları karşılamak için çalıştığı
örgütlerde de görmek ister.
3.3. Örgütler Açısından Güven
İnsanın çalıştığı örgütte, güveni sezinlemesi ne kadar önemliyse, örgütler açısından
da güven o derece önemlidir. Çünkü sosyal sermayenin baskın öğesi olan güven, ilişkileri
bir arada tutan yapıştırıcıdır. Güven olmaksızın hiçbir kurum hedefini gerçekleştiremez.
Hiçbir şey iyi işlemez (Rosen, 1998:238). Aynı zamanda güven, etkili ilişkilerin önemli
öğelerinden birisidir. Başkalarına güven duymamız ve onların size güven duyması
yaşamsal bir durumdur (Clarke, 2002:85).
Güven, bireyin herhangi bir kontrol etkisi olmadan karşısındaki kişinin
davranışlarının kendi beklentilerini karşılayacak yönde gelişeceğine dair bir inanç
duyması ve bu inanç doğrultusunda karşısındaki kişinin eylemlerine kendisinin savunma
gereği duymaksızın açık oluşudur. Güven, risk koşulları altında bireyin birisine veya bir
gruba güvenmeye karar vermesidir (Currall ve Epstein, 2003). Bu tanımdan yola çıkarak
örgütsel güvenin tanımını şu şekilde yapmak mümkündür.
Örgütsel güven, risk içeren durumlarda bile bireyin örgütün kendisini etkileyecek
uygulama ve politikalardan hem emin olması hem de bunları desteklemesidir (Lewicki ve
diğerleri, 1998).
Örgütsel güvenin bir çok tanımı vardır. Buna karşın tüm tanımlamalarda ortak olan
anahtar kelimeler inanç ve gönüllülüktür. Mishra (1996:445)‘ya göre, örgütsel güven;
bireyin, örgütün ilişkilerinde, etkileşiminde, kültür yapısında ve iletişiminde örgütün açık,
47
dürüst, ilgili ve inanılır olması isteğidir. Aşağıda örgütsel güvene ilişkin bazı tanımlar
yapılmıştır.
Örgütsel güven; bireyin, örgütün sağladığı desteğe ilişkin algıları, yöneticilerin doğru
sözlü olacağına ve sözünün ardında duracağına olan inancıdır (Mishra ve Morrissey,
1990).
Örgütsel güven; örgütsel ilişkiler ve davranışlar ağı hakkında bireylerin sahip olduğu
beklentilerdir (Shockeley ve diğerleri, 2000:37).
Örgütsel güven; bireyler arasında itibar ve deneyim temelinde ikili ilişkiler
çerçevesinde kurulan anlayıştır. Örgütsel güven, örgüt içindeki güven ilişkilerinin
toplamından ibaret değildir. Güven, gerçek işbirliğine dayalı çalışmanın ön koşullarından
birisidir. Bir örgüt üyelerinin yaratıcılığına ve işbirliğine ne kadar çok dayanıyorsa o
örgütte güven o kadar önem kazanır. Güven kurumdaki şeffaflık üzerinde gelişir ve ona
katkıda bulunur (Cohen ve Prusak, 2001:60).
3.4. Güven Olgusunun Örgüt Yönetimin Tarihi Süreci Açısından İncelenmesi
Örgüt yönetimi bilimsel anlamda Taylor’un inşa ettiği bilimsel yönetim anlayışı ile
başlamıştır. Daha sonra Fayol, Weber yönetime ilişkin görüşler ve Taylor fikirleriyle
beraber yönetim sürecinin klasik dönemi diye adlandırılmıştır. Bilimsel yönetim
anlayışında, ussal kuralların belirlenmesi ve uygulanması yönetimin sorumluluğundadır.
Çalışanlar ise, bu kurallarla oluşturulan yeni çalışma sistemini kabullenmeye hazır
olmalıdırlar (Mouzelis, 2000:105). Fukuyama’ya göre (2000) Taylor çalışanları makinenin
bir parçası gibi görmüş ve çalışanların makine gibi davranmasını istemiştir. Bu da
yönetimin çalışanlara yüksek ölçüde güven beslemelerini engelleyen önemli bir unsur
olarak görülmüştür. Karar ve inisiyatif alma gücü ve örgüte karşı aidiyet duygusuna sahip
olmayan aynı zamanda sadece maddi unsurlarla motive edilen çalışanlara yüksek güven
duyulmamıştır. Tüm bunlar da düşük güven düzeyini beraberinde getirmiştir.
Fayol çalışanlara güvenilemeyeceğini dile getirmiş ve onları tembel olarak
görmüştür. Yine insanı üretim için duygusuz bir araç ya da robot gibi algılamış ve
değerlendirmiştir (Eren, 1998:14). Yöneticiler astlarına güvenmemeli ve yapılan her işi
mutlaka kontrolden geçirmeli, denetlemelidir (Asakutlu, 2001). Fayol, çalışanların tembel
ve güvenilmez olduğunu ve çalışanları katı disiplin kuralları ile çalıştırmanın zorunlu
olduğunu dile getirmiştir. Bu bakış açısı da yöneticilerin hiçbir zaman astlarına
güvenmemeleri gibi bir anlayışın ortaya çıkmasını sağlamıştır (Asakutlu, 2001).
48
Weber, oluşturduğu kuramın özünü şu cümleleriyle dile getirmektedir. “Bürokrasi ne
denli ‘insanlıktan uzaklaşırsa’, o denli kusursuz gelişir; resmi işlerden sevgi, nefret ve tüm
hesaplanamaz kişisel, irrasyonel ve duygusal öğeler ne denli ayıklanırsa, bürokrasi asıl
niteliğine o denli yaklaşır. Bürokrasinin bu özgül niteliği, onun özel erdemi olarak kabul
edilir” (Weber, 1993:206). Örgütü yüksek düzeyde kurallar ile donatan Weber, esnek
olmayan ve üyelerine inisiyatif vermeyen bir örgüt yapısı öngörmüştür. Yazılı iletişime
dayanan ilişkiler, gecikmelere, gereksiz masraflara ve sonuç olarak insanlar arası
güvensizlik duygusunun yerleşmesine neden olmuştur. Bunun yanında aşırıya kaçan
denetimler, ast üst arasındaki güvensizlik duygusunu arttırmış ve çalışanların tedirgin
olmasına neden olmuştur (Eren, 1998).
Sonuç olarak klasik dönemin yönetim anlayışı, çalışanlara bakış açısı ile güveni,
sorunsal bir durum haline getirmiştir. Bu durum, çalışanlara işyeriyle ilgili kararlar
almasını engellemiş, uygulamanın belirli katı kurallar dahilinde olmasını sağlamış ve
beraberinde katı bürokratik yapılanmayı ortaya çıkarmıştır. Bu anlayış ast üst ilişkisinin
astın her an yanlış yapabilecek bir unsur olarak görülmesine neden olmuş ve denetime
ağırlık verilmesini ortaya çıkarmıştır. Tüm bunlar klasik dönem anlayışına sahip
ortamlarda, güven düzeyinin zayıf olduğunun göstergesidir.
Yönetimin tarihi sürecinda Klasik dönem anlayışından sonra Neo-Klasik döneminh
anlayışı gelir. Neo-klasik dönem anlayışının temelini, Hawthorne araştırmaları
oluşturmuştur Bu araştırmanın sonuçları ile üretim süreci hakkında kendi kararlarını
vermelerine izin verilen işçilerin, hem daha verimli oldukları, hem de iş tatminlerinin daha
yüksek düzeye çıktığı görülmüştür. Bu koşullar altındaki işçiler, birbirlerine önemli ölçüde
yardımcı davranışlar içine girmişler; kendi liderlik sistemlerini kurmuşlar ve karşılıklı
dayanışma sergilemişlerdir (Fukuyama, 2000). Bu dönemde McGregor’un geliştirdiği X
teorisi; yönetimin çalışanlara güvenmediğini, çalışanların işlerinden hoşlanmadıklarını ve
aralarındaki işbirliğinin sadece kontrol mekanizmaları devredeyken sağlanabileceğini
savunur. Yine McGregor’un geliştirdiği Y teorisinde ise yönetim çalışanlara güvenir,
onlara kendilerini güdülemelerini ve kontrol etmeleri için güç verir ve çalışanların kendi
kişisel değerleriyle örgütün hedeflerini bütünleştirebileceklerine inanır (Asakutlu, 2001).
Neo-Klasik yaklaşım, örgütsel güvenin önemini insan ilişkileri ekolünde ayrıca
vurgulamıştır. Neo-Klasik yaklaşımın temsilcileri olan Likert ve Argyris gibi teorisyenler,
güvenin örgütsel başarı için önemli olduğunu ifade etmişlerdir. Likert, katılımcılığı
benimseyen örgütlerde güven düzeyinin yüksek olduğunu vurgulamıştır. Argyris;
49
örgütlerin, bireylerin gelişimine olanak tanıyacak ve gelişimi kolaylaştıracak şekilde onları
desteklemesi gerektiğini ve örgüt içinde bireyler arasında güvensizliğin artmasının,
bireylerin ilişkilerinde çekingen davranmalarına neden olabileceğini ileri sürmüştür. Yine
Argyris, tek yanlı bağlılığın azalması, açıklığı, güveni, risk almayı ve duyguları ifade
etmeyi özendiren bir ortam yaratılması gerektiğini vurgulamıştır (Baird ve St-Amand,
1995).
Klasik kuramın problematik bir duruma getirdiği güven, neo-klasik dönemin
çalışanları önemsemeye başlaması ve onlara yetki aktarımıyla güveni önemli bir unsur
haline getirmiştir. Neo-Klasik yönetim anlayışı, güven olmaksızın, örgüt çalışanları
arasında ilişkinin olmayacağının vurgulamıştır. Yine güven temelli ilişkilerin doğuracağı iş
ortamında sonuçların tatmin edici bir düzeyde olacağını kabul etmiştir.
Neo-Klasik dönem anlayışından sonra örgüt yönetimine sistem düşüncesi ve
durumsallık bakış acısı hakim olmuştur. Yönetimde sistem düşüncesinin özünü şu fikirler
oluşturur. Bunlardan ilki, örgütü oluşturan parçalar arasıdaki karşılıklı ilişkileri ve değişim
süreçlerini kavramaktır (Senge,2001:79). Diğeri ise, doğadaki sistemlerin nasıl işlediklerine
bakmaktır (Kelly, 1997:221). Morgan’a göre (1998) sistem yaklaşımı üç nokta üzerinde
odaklanır. Bunlardan biri, örgütlenirken daima çevreyi göz önünde bulundurmamız
gerektiğidir. Çünkü kuruluşun müşterilerle, rakiplerle, tedarikçilerle, sendikalarla ve kamu
yönetim kurumlarıyla doğrudan etkileşimini ifade eden “yakın görev” veya “işletme
çevresi”ni anlaması gerekir. Diğeri, örgütün, birbiriyle bağlantılı alt sistemler açısından
tanımlanmasıdır. Örgütler (kendi başlarına sistemler olan) bireyleri içerir. Bireyler gruplara
veya birimlere bağlıdır. Onlar da daha büyük örgütsel bölümlere bağlıdır. En son olarak
örgütler kendini oluşturan alt sistemlerden oluşan bir küme olarak düşünülmelidir (Morgan,
1998:51).
Sistem düşüncesi içinde, güvenin konumlandığı yer, kurum içindeki çalışanların
kendisini bir bütünün parçası olarak görmeleri, kendisi gibi diğer parçalarıyla etkileşime
girmesi ve onları dikkate almasıdır. Aynı zamanda bireylerin kurumsal başarıya etki eden
bir parça olarak üzerine düşen sorumluluğu yapmasıdır. Bu durumda sistem yaklaşımının
güvenle olan ilişkisi, hem kurumun çalışanlarının bu sorumluluğu hissetmesine güvenmesi,
hem de çalışanların bu sorumluğu hissedeceği diğer çalışanlara güvenmesi gerektiği ile
ifade edilebilir.
50
Sistem düşüncesine göre, bir örgütün yaşamını sürdürebilmesi için; çalışanların
hizmetlerinin yönetimi, çalışanların örgüte bağlanması, morallerinin yükseltilmesi, örgütsel
edimlerinin değerlendirilmesi, örgütsel değer ve normları geliştirilmesi gerekir (Başaran,
1982). Bunları oluşturmak için güven, kurumun önemli bir parçası olmalıdır.
Çalışanların iş yerinde “Sistem Düşüncesi ve Sistem Hareketi” uygulamasını
yapabilmesi için şu soruyu cevaplandırması gerekir. “Benim ve çevremdeki herkesin daha
mutlu ve daha başarılı olabilmesini sağlamak için ne gibi olumlu değişiklikler yapabilirim?”
(Bonstingl, 2000). Çalışanların bu soruyu kendilerine sorabilmeleri ve gereğini
yapabilmeleri için, güven temelli ilişkiler kurmaları gerektiğini bilmelidirler.
Durumsallık yaklaşımının temelinde yatan fikir ise; örgütteki yönetsel davranışı
belirleyecek birtakım kuralların olmadığıdır. Çünkü hiçbir kural bütünü, bir durumu
açıklamaya tam uygun olmadığı gibi, her duruma aynen uyan kurallar geliştirmek de
imkansızdır. Örgütlerde karşılaşılan her durum ve bu duruma olan yaklaşım biçimleri
diğerlerinden farklılık gösterir. Her durum, kendine özgü bir yapı içerir (Özkalp, 2001).
Durumsallık yaklaşımının diğer bir özeliği de, organizasyonu bir sistem olarak ele
almasıdır. Organizasyon yapısı ve organizasyon içinde kullanılan çeşitli süreçlerle
(önderlik, motivasyon gibi) organizasyon içi ve dışı faktörler arasında ilişkiyi araştıran
böyle bir yaklaşımın, organizasyonu sistem olarak ele alması gerekmektedir. Durumsallık
yaklaşımı, bir yandan organizasyon içindeki alt sistemlerin kendi aralarındaki ilişkilerle bir
yandan da bu alt sistemlerin dış çevredeki unsurlarla ilişkileri üzerinde durmaktadır
(Koçel, 1999).
Durumsallık yaklaşımına göre değişik durumlar ve koşullar yönetimde başarılı olmak
için değişik kavram, teknik ve davranışları gerektirir. Bu nedenle her yer ve koşulda
geçerli en iyi organizasyon yapısı yoktur. “En iyi”, durumdan duruma değişecektir.
Durumsallık yaklaşımının bu fikri, klasik ve neo - klasik yaklaşımların değerini ve yararını
ortadan kaldırmaz. Aksine durumsallık yaklaşımı, daha önceki yaklaşımlara uygun bir
çerçeve içine koyarak, bunları daha yararlı bir duruma getirmektedir.
Güvenin durumsal yaklaşım içinde konumlandırıldığı yer, durumsal yaklaşım gereği
seçilen yönetim türüne göre değişmektedir. Güveni, bu yaklaşım içinde kesin bir yere
yerleştirmek doğru değildir, yorumunu yapmak mümkündür.
Yönetimin tarihi sürecinde sistem düşüncesi ve durumsallık yaklaşımından sonra
örgüt yönetimine öz yönetim anlayışı hakim olmaya başlamıştır. Öz yönetim, çalışanlara
51
işiyle ilgili olduklarına inandıkları estetik, çevresel ve politik değerlerin işe yansımasına
imkan vermesi anlamına gelir. Öz yönetimin özellikleri şu şekildedir (Murphy, 1995).
Çalışanları yönetmekten ziyade onların kendisini anlamlandıracağı demokratik bir ortam
oluşturmayı hedefleyen bir felsefedir. Çalışanlar kurumun temelidir ve kendisini ifade
edebildiği, duygu ve düşüncelerini rahatlıkla aktarabildiği özgür bir ortamın olmasını
isterler. Çalışanları denetlemeden ve kontrolü sağlamadan bir düzen oluşturmak
mümkündür. Kurumlar, çalışanlar üzerinde manda anlamına gelebilecek baskı
oluşturmamalıdırlar. Yetki çalışanlara verilmeli, kararlar bir kez uygunluklarını
kaybedince, yeni kararlar alınmasından kaçınılmamalıdır. Uyum bile uyumsuzluktur,
yüceltme aşağılamadır. Bunların yanında örgüt 'esnek' ve 'şeffaf” olmalıdır. Halkla
ilişkilerde daha iyi düzeyde olmalı, hizmet politikalarının belirlenmesinde toplum
bireylerinin görüşü alınmalı ve halkın hizmete katılımı sağlanmalıdır. Yönetim, pratik
çözüm bulmalı ve insan haklarına saygılı olmalıdır. Kurum içi demokrasi olmalı ve
ilişkilerde uzlaşma ve empatik iletişim kurulmalıdır. Verimliliğe, kaliteye ve iç müşteriye
(personel) değer verilmelidir (Aydın, 2000).
Özellikle klasik, Neo-Klasik dönem düşüncesinin hakim olduğu örgütler, ahlaki
problemlerin neden olduğu, güvensizlik ortamının yaşandığı bir yerdir. Çünkü bu örgütler,
içine hapsolmuş düşüncelerini ve iç dünyalarını sergilemek isteyen 21. yüzyıl insanının
beklentilerine cevap veremez hale gelmiştir (Yılmaz, 2002). Toplam Kalite Yönetimi,
Bilgi Yönetimi, Değişim Mühendisliği gibi yönetim anlayışları, çalışanların kendilerini
anlamlandırabildiği ve ifade edebildiği, yetkilerin çalışanlara dağıtıldığı, katı hiyerarşiden
çok yatay organizasyonun benimsendiği ve güvenin esas alındığı uygulamaları
savunmaktadır. Bu kültürü oluşturmaya karar vermiş örgütlerin ilk yapması gereken şey,
dürüstlük, doğruluk, sözünü tutmak, sadakat, adalet başkalarına yardım etmek, başkalarına
saygı göstermek, vatandaşlık sorumluluğuna sahip olmak, mükemmeliyeti aramak ve
sorumluluk gibi değerleri benimsemek ve bunları çalışanlarda davranış haline getirmek
olmalıdır (Kırel, 2000:58). Bu değerler örgütte güven düzeyini istikrarlı hale getirir ve bir
tür örgütsel denge sağlar. Örgütü oluşturan insanların içinde derinlemesine kök salmış
değerler, o örgütün özünü oluşturarak, muazzam bir güç kaynağına dönüşür. Beklentileri
birbirlerine bağlar, dönüşüm ve büyüme için bir temel oluşturur. Performansı yönlendirip
esinlendirir ve gerçek sadakati oluşturur. Paylaşılan değerler, hem ahlaki cesareti hem de
bireyin kendine olan özgüvenini teşvik eder. Yine paylaşılan değerler, insanların
beklentilerini anlamasına yol açar ve kabul edilebilir davranışın tanımlanmasına destek
52
olur. Ortak değerler kümesi, bir örgütün özgüvenini besler ve stratejik çeviklik, yaratıcılık
ve cesaretin gerçek temelini oluşturmayı sağlar. Bu değerlerin getirdiği iç güç bir örgütün
bütün üyelerine kuvvet verir ve en temel şeyi yani güvenini oluşturur (Sullivan ve Harper,
1997).
Toplam Kalite Yönetimi, Bilgi Yönetimi, Değişim Mühendisliği gibi yönetim
anlayışları, kurumlarda çalışan insanların farklılığının ve yaratıcılığının ortaya çıkmasını
öngörür. İnsana büyük bir önem verir. Hızla değişen dünyada varlıklarını sürdürmek
isteyen kurumların, değişime karşı olan duruşları, yaratıcı yetenekleri ortaya çıkararak
değişimle eş paralelli yeni ürün ve hizmet üretir pozisyona gelme zorunluluğu vardır.
Bunun için insanı diğerlerinden ayıran farklı özellikler bütünü ve her birinin bakış
açılarının değişik olduğu fikri ilke edinilmelidir. İnsanların, kendisine özgü yaratıcılık
yeteneklerinin olduğu bilinmeli ve tüm bunlardan azami şekilde yararlanılacak güven dolu
ortamlar oluşturulmalıdır (Yılmaz, 2002).
Toplam Kalite Yönetimi, Bilgi Yönetimi, Değişim Mühendisliği gibi yönetim
anlayışları, insan doğasına şu şekilde bakmaktadır. İnsanlar, doğaları gereği, doğuştan iyi
ve sorumludur. İnsan ırkı, hem maddi hem manevi olarak gelişme ve ilerlemeye açık bir
yetenek sergilemiştir. İnsanlar seçme yetisine sahiptir. İnsanlar, dünyanın karşı karşıya
bulunduğu sorunları, maddi ve zihinsel kaynaklarımızı kullanarak çözme yeteneğine
sahiptir. İnsanlar, gerçekliğe doğrudan, açık ve dürüst biçimde ulaşabilir (Kotter,
1998:191).
Söz konusu bu örgüt yönetimi anlayışları, kurumda çalışanların işbirliğini gerekli
kılmaktadır. Kurum çalışanlarının işbirliği halinde çalışabilmesi için şu şekilde düşünmesi
gerekir. Ben dürüst davranırsam, insanlar bana güvenir ve benimle çalışmak ister. .Ben
seni sayarsam, sen de beni sayarsın. Ben senin karar uygulayıcısı olmak yerine, karar verici
olmanı isteyerek süreci sahiplenmeni sağlarsam, sen de motive olur ve olumlu sonuçlar
elde edersin. Ben senin sorumluluğunu açıkça belirtir ve hareketlerinden dolayı hesap
vermeni sağlarsam, iyi performans vermeye gayret eder ve karşılığında işinden tatmin
olursun. İşe katılan herkes yalnızca bir kararı kabul etmekten öteye, kararı benimsemeye
geçerse, hepimiz işe adanmış oluruz. Performansını bir tür ödülle takdir edersem, bunda
benim ve kurumun yanı sıra, senin için de bir şeyler olduğunu görürsün (Enz, 1999:107).
Bu düşüncenin olması öngörüsü Toplam Kalite Yönetimi, Bilgi Yönetimi, Değişim
Mühendisliği gibi yönetim anlayışları, güvene ayrı bir önem verdiğinin işareti olarak
düşünülebilir.
53
Baird ve St-Amand’nde (1995) ifade ettiği gibi, günümüzün değişen iş dünyasında en
önemli unsur güvendir. Değişim içeren toplam kalite yönetimi, yeniden yapılanma, bilgi
yönetimi programları, sanal örgütler ve yenilikçi planlar gibi uygulamaların tamamının bu
planları gerçekleştirebilecek bir insan olmadan sağlaması imkansızdır. İyi uygulamalar,
güven olmadan kalıcı başarı sağlaması mümkün değildir.
4. ÖRGÜTSEL GÜVEN
Örgütsel güven, örgütteki ilişkilerde ve etkileşimlerde bireylerin birbirlerine açık,
dürüst, ilgili ve gerçekçi davranması ve temel amaçlardan, normlardan ve değerlerden
haberdar olma isteğidir (Mishra, 1996).
Örgütsel güven, örgüt çalışanlarının yöneticiye ve örgüte güveninden oluşan bir
bütündür (Nyhan ve Marlowe, 1997).
Örgütsel güven, çalışanların örgüte karşı duyduğu ve hissettiği güven eğilimidir
(Zaheer ve diğerleri, 1998:42).
4.1. Örgüt İçinde Güvenin Boyutları
Gerek çalışanların yapacakları işleri istekle yapması açısından, gerekse kurumsal
başarıyı sağlamak için ön koşul olmuş yaratıcı ortamlar oluşturmak açısından güven,
yönetim için önemli bir faktör ve araştırma konusu olmuştur. Güven, yönetici ve çalışan
arasındaki ilişkiyi ve örgütsel başarıyı derinden etkileyen önemli bir unsurdur (Brehm ve
Gates, 2002). Güven, örgüt içinde işbirliğinin arttırılmasında en önemli unsurdur (Grandori
ve Soda, 1995).
Örgüt ortamında güven çeşitli biçimlerde ifade edilmektedir. Buna dayalı olarak
örgüt içerisinde güvenin teorik çerçevesini oluştururken güvenin üç boyutu ortaya
çıkmaktadır. Bunlar; duyuşsal nitelikler, bilişsel nitelikler ve odak grubuna güvendir (Clark
ve Payne; 1997).
Güvenin duyuşsal nitelikler boyutu; kendisi dışındaki kişilerin uzmanlığına,
niyetlerine, davranışlarına, sözlerine ve genel niteliklerine güven besleme duygusunu ifade
eder. Güven, işbirliği halinde olan insanların umduğu ve paylaştığı önemli bir erdemdir
(Riqsbee, 2001). Aynı zamanda güven, birlikte çalıştığımız insanlardan korkmamak
demektir. Gizli bir takım olumsuz duygularla uğraşmamak demektir (Marshall, 2000:6).
54
Bu yüzden duyuşsal nitelikler boyutu, bireylerin birbirleri hakkında iyi niyetli
düşündüklerini ifade eder (Erdem ve İşbaşı, 2000). Bu güven duygusu, kurum içinde
çalışanların birbirlerinden açıklık ve dürüstlük beklediği, yavaş oluşan ve esnek özelliğe
sahip arkadaşlık güvenini de kapsar (Newell, 2000). Bunun yanında insanların diğer
insanlara güvenebilme eğilimini içerir (McKnight, 1998). Ayrıca bireyler bir kurumun
üyesi olduğundan dolayı bu kuruma karşı duyduğu güven duygusunu da kapsar (Johnson
ve Grayson, 1998:503).
Güvenin duyuşsal boyutu, örgüt içindeki bireylerin güvene olan tutumunu ifade eder.
Bireylerin güvene karşı olumlu tutumları yani ilgi, istek, sevgi ve bağlılık oluşturabilmesi
için çevresindeki insanlardan ve kurumun kendisinden bu duyguyu oluşturacak özellikler
göstermesini bekler. Güvenin duyuşsal boyutu bunların sonucunda oluşacak bir duygudur.
Güvenin bilişsel nitelikler boyutu; çalışanların beraber çalıştığı insanlara
güvenilecek yeterliliğe sahip olma düşüncesini ifade eder. Bu yeterlilik; kişilerin
muhakeme yeteneğini, dürüstlük, yetkinlik, sadakat gibi niteliklerini ve iletişim becerilerini
içermektedir. Güvenin bilişsel yönü, kime, hangi koşullarda ve hangi gerekçe ile
güvenileceği anlamına gelir (Erdem ve İşbaşı, 2000). Yani güvenin bilişsel nitelikleri;
çalışanların, birbirlerine nasıl davranacakları konusunda yeterli bilgiye sahip oldukları ve
birbirlerine nasıl davranacaklarını tahmin edebildikleri durumunda ortaya çıkan güveni
ifade eder (Robbins ve Decenzo, 2000).
Bilişsel güven duygusu; bireyin çevresindeki insanların kendisine zarar vermeyecek
bir eylem yapmamasına karşı ortaya çıkan güven duygusunu ve bireyin karşısındaki kişinin
görevini başarıyla tamamlayabilecek yeterliliğe sahip olduğuna inanmayı içerir (Doney,
1998). Yine bilişsel güven duygusu, çalışanların üzerine düşen yükümlülükleri yerine
getirmek için çaba göstereceğine inanması neticesinde oluşan bağlılık güvenini ve
çalışanların karşılıklı ilişkileri sonucunda birbirlerine karşı güvenebilme hissiyle oluşan
ilişkiye dayalı güveni de kapsar (Newell, 2000). Bu ilişkiye dayalı güven, çalışanların
birbirlerinin isteklerini anladıklarını, bu istekleri kendilerinin de benimseyip
onayladıklarını ve bireyleri birbirleriyle ortak çıkar adına hareket etmeye yönlendirdiğini
içerir (Robbins ve Decenzo, 2000).
Güvenin bilişsel boyutu, çevresindeki insanların güvenilir davranışlar
sergileyebileceğinden emin olabileceği bilgiye sahip olmasıdır.
55
Odak grubuna güven boyutu ise, kişilerin güven duymak istedikleri çalışanlara,
yöneticilere ve kurumun kendisine güven duyma isteğini ifade eder. Bu güven duygusu, üç
şekilde gerçekleşmektedir. Bunlar; kişilerarası, kuruma dayalı ve sisteme dayalı güvendir.
Kişilerarası güven; çalışanların ilişkide bulunduğu diğer çalışanların hareketlerinden
doğan olumsuzluklar olabileceğini bilerek onlara güven duymasıdır (McKnight ve
diğerleri, 1995). Kuruma dayalı güven; çalışanın kurumsal yapısının başarıyı
sağlayabilecek tarzda inşa olduğuna dair inancıyla oluşmaya başlayan güvendir.
(McKnight, 1998). Kurumun bu güveni oluşturabilmesi için örgütsel yapısı, güven
ortamını destekleyici tarzda, örgütsel öğeler arasında yatay ve dikey ilişkinin
sağlanabildiği şekilde ve esnek olmalıdır (Hardin, 1996).
Sisteme dayalı güven ise; çalışanların haklarının yazılı kurallarla korunduğuna
yönelik inancından kaynaklanan güvendir (Johnson ve Grayson, 1998). Sistem; iş ilkeleri,
yönetim biçimi, performans ölçümü, ödüller, kaynak paylaşımını sağlayan resmi kurallar
ve prosedürler olarak tanımlanır (Bradach ve diğerleri, 1989). Bu sistem örgüt ortamında,
güveni ya inşa eder yada yok eder (Shaw, 1997:125). Sistemi oluşturan değerlendirme,
performans ölçütleri, ödüller, iş ilkeleri, yani kurumun yazılı olan kuralları, güven
oluşumunu sağlayan önemli bir faktördür.
Sonuç olarak, odak grubuna güven boyutu, bireyin diğer bireylere, örgütsel yapıya
yani organizasyon biçimine, örgütün yasal ve yazılı olan kurallarına güven duygusunu
ifade eder.
4.2. Örgütsel Açıdan Örgütsel Güven Düzeyinin Önemi
Buraya kadar güvenin tanımı, insan açısından güvenin önemi ve örgütsel güvenin
tanımı yapıldı. Örgütsel ve bireysel açıdan temel öğe olan (Covey, 2005) güvenin, örgüt
açısından önemini şu şekilde sıralamak mümkündür:
a) Güvenin, yönetici ve çalışan arasındaki ilişkiyi ve örgütsel başarıyı derinden
etkileyen bir unsur olması (Brehm ve Gates, 2002),
b) Çalışanlar ve gruplar arasındaki güvenin, örgütün uzun vadeli kararlılığında ve
üyelerinin başarısında oldukça önemli bir faktör olması (Cook ve Wall, 1980),
c) Yöneticileri için düşük düzeylerde güvene sahip olan ortamda başarısızlığın
ortaya çıkma ihtimalinin olması (Creed ve Miles, 1996),
56
d) Güvenin, örgüt içi ve örgütler arası işbirliğinin arttırılmasında en önemli unsur
olması (Grandori ve Soda, 1995),
e) Örgüt üyelerinin birbirlerine ve örgütün tümüne belirli bir düzeyde güven
duydukları zaman geleceğinin daha öngörülebilir bir hale gelerek karmaşıklığı
azaltması (Morgan ve Hunt, 1994 ),
f) Çalışan bağlılığı ve sadakati, dürüstlüğe ve güvene dayalı insanlararası
ilişkilerin kurulmasıyla oluşturulması (Sonnenburg, 1994),
g) Güvenin, insan kaynakları faaliyetlerinin başarısında önemli rol oynaması
(Whitney, 1994),
h) Güvenin, teknolojide, örgüt içi rollerde, iş tasarımlarında ve sorumluluklardaki
değişim nedeniyle örgütsel başarı için en önemli unsur olarak görülmesi (Block,
1987),
i) Güvenin, zamanla bireyler, gruplar ve örgütler arasındaki işbirliğini geliştirmesi
(Jones ve George, 1998),
j) Güvenin, örgütte; öğrenmeyi ve yeniliği arttıran, iletişimi sağlayan bir etken
olması (Dodgson, 1993).
Tüm bunlar gösteriyor ki örgütler güven olmadan hiçbir örgütsel amacını
gerçekleştiremez.
4.3. Örgütsel Güvenin Kuruma Sağlayacağı Faydalar
Örgütsel güven düzeyinin yüksek olmasının kuruma sağlayacağı fayda çok fazladır.
Bunlardan bazıları aşağıda açıklanmaya çalışılmıştır.
Çalışanların yaptıkları işte daha başarılı olmalarını sağlamak için yaptıkları işlerle
ilgili gerekli olan gücün ve yetkinin onlara verilmesi gerekir (Nyah, 2000). Değişim
çağında kurumlar yaptıkları işlerde kalıcılığı ve kaliteyi yakalamak için çalışanlarını
yetkilendirmektedirler. Kurumda yetkilendirilmenin sağlanmasının tek yolu ise, yüksek
güven kültürüdür (Block, 1987). Örgütlerde kurumsal başarıyı yakalamak için, kurumun
her aşamasında yetkilendirilmiş çalışanların varlığı gerekmektedir. Bunun için de ilk önce
kurumda güven dolu bir ortamın varlığı gerekmektedir (Wetlaufer, 1999:34). Örgüt
ortamında yetkilendirmenin en önemli engeli, güven eksikliğidir (Nelsen, 1999:40). Güven
problemi, hem yetkilendirmenin yeterli düzeyde olmasını hem de işlerin kaliteli düzeyde
57
yapılmasını engeller. Aynı zamanda hiyerarşik yapının artmasına neden olur ve iş akış
hızını yavaşlatır.
Kurumsal değişim ve gelişimin sağlanabilmesi için, örgütsel güven düzeyinin yüksek
olması gerekir. Belirsizliğin ve güvensizliğin yüksek olduğu ortamlarda liderlerin,
çalışanlarını değişime yönlendirmeleri çok zordur (Marshall, 2000). Güvenin yüksek
olduğu ortamlarda çalışanlar, dönüşüme ve değişime adapte olmaya başlarlar (McAllister,
1995). Değişim ve gelişim, yüksek seviyeli güven ortamında çalışanlar açısından daha az
şüpheli ve tehlikesiz görünecektir (Savage, 1982). Sonuçta güven; değişimi sağlamada ve
kabul ettirmede önemli bir faktördür (Tyler, 1994). Marchant ve May (1993)’in de
açıkladığı gibi; güvenin yokluğunda, çalışanlar geçmiş uygulamaları tekrarlayacaklar veya
süregelen uygulamalara tepkili bireyler olacaklardır. Değişim sürecinde güven, liderlere ve
örgütlere inanılmaz yararlar sağlayacaktır. Güvensizlik, insanları değişime dirençli hale
getirir ve değişimi bir tehdit aracı olarak görmesini sağlar (Slater, 2000.144). Bu yüzden
kurumsal değişim ve bu kapsamda kurumsal yaratıcılığın sağlanması için güven önemli bir
faktördür. İnsanlar, güvenin olmadığı ortamlarda yenilik ve değişimsel uygulamalardan
şüphe duyacak ve daha fazla tedirgin olacaklardır.
Güven olmadan, örgüt içindeki işbirliğini sağlamak çok zordur, işbirliği olsa bile çok
yüzeysel olacaktır (Marshall, 2000). Güvenin ilk şartı, gereksiz anlaşmazlıkları minimize
etmek ve ortak bir yaşam alanı sağlamaktır (Beccerra, 1998). Güvenin düşük olduğu
ortamlarda, çalışanlar bilgilerini saklayarak önemli problemleri dile getirmeyeceklerdir
(Diffie ve Couch, 1984). Birbirlerine güvenmeyen insanlar, resmi kurallar ve düzenlemeler
altında işbirliği yapmakta zorlanacaklardır (Shaw, 1997:147). Güvenilen çevrelerde,
olumsuz etkiler ve anlaşmazlıklar olmayacağı için, insanların fikirlerini, düşüncelerini
korkmadan açıklayacaklar ve daha çok çaba harcayacaklardır (Nyhan, 2000).
Güven, işbirliğinin ön koşuludur. İşbirliği ise, ortak amaçlara ulaşmak için bilgiyi
paylaşmak ve örgütsel problemin çözüm sürecinde ortak hareket etmek açısından
önemlidir (Kramer, 1999). Deneysel çalışmalarla uzmanlar, mükemmel işbirliği için ilk
şartın, güven dolu ortamlar olduğunu belirtmişlerdir (Kersten, 1991). Güven, çevredeki
bireylerden olumlu beklentileri içermektedir. Güven düzeyinin düşük olması, bu
beklentilerini yetersiz düzeyde olduğunun göstergesidir. Birbirlerinden olumsuz
beklentileri olan insanların, işbirliği yapması çok zordur.
58
Çalışanları işlerini yapma konusunda zorlamak mümkündür. Ancak kimse başka bir
kimseyi normal durumlarda hayalleri ve tutkusu için zorlayamaz. İşleriyle ilgili yaratıcı
fikirler bulmak ve işe tutkuyla sarılmak, sorumluluk gerektirir (Peters ve Watermann,
1982).
Covey (1997), başkalarının iş gücünü satın almanın mümkün olduğunu ama
kalplerini, akıllarını ve ruhlarını satın almanın mümkün olmadığını dile getirmiştir.
Kalpleri, akılları ve ruhları harekete geçirmenin sorumlulukla sağlanabileceği ve bunun
mümkün olabilmesi için, güvenin şart olduğunu savunur. Örgütün en önemli kaynağı
çalışanların yetenekleri ve zekasıdır (Marshall, 2000). Çalışanların bu kaynaklarını
kullanabilmesi sorumluluk gerektirir. Sorumluluk duymak için, çalışanların kuruma karşı
güven duyması gerekmektedir (Nyhan, 2000). Çalışanların kuruma karşı güven yitirmeye
başlaması, örgüte karşı sorumluluk duygusunu da azaltır (Bennis, 1997). Örgütsel güven
düzeyinin düşük olması, çalışanların kuruma karşı aitlik duygusunun zayıflamasına neden
olacaktır. Kendisini bir gruba ait hissetmeyen bireyin, grup yararına bir şey yapmaya
istekli olması mümkün değildir.
Kurumlar başarıyı, öğrenen örgüt modeliyle yakalayabilirler. Öğrenen örgüt,
örgütsel beceri kazanmak için bilgi transferi ve yeni bilgilerle kurum içi işleyişini
geliştirme durumudur (Gavin, 1998). Barker ve Camarata (1998)’ya göre, örgütsel yapının
gelişmesi ve yönetimsel sorunların çözümü için, yeni dile getirilen fikirlerden, geçmiş
deneyimlerden ve değişik uygulamalardan ders almayı, bilgiyi kurumayı ve transfer etmeyi
gerektirir. Güven, örgütsel öğrenim için öncelikli bir durumdur (Barker ve Camarata,
1998). Güven dolu bir çalışma çevresi, birlikte öğrenmeyi, bilgi üretmeyi ve yeni bilgilere
başvurmayı sağlar (Ryan ve Oestriech, 1998).
İş ortamında ne olup olmadığını dile getirmek, kurumsal işleyişin aksaklıklarını dile
getirmek ve çözümler üretmek için samimi, doğru ve dürüst olmak gerekmektedir. (Shaw,
1997). Öğrenen örgüt; hatalardan sürekli ders almayı, bilginin herkes tarafından
paylaşılmasını, kimsenin politik nedenlerle, kişisel çıkarları için yanlış bilgilendirme ve
bilgi saklama yoluna gitmemesini gerektirir. Yine öğrenen örgüt, bireylerin gerçek
fikirlerini belirtmekten zarar görmeyecekleri açık iletişim ortamlarını zorunlu hale getirir.
Örgütleri; öğrenen örgütler hale getirmek için, birlikte yaşama kültürünün oluşturulması
gerekir. Kurum çalışanları, birbirlerini önkoşulsuz ve önyargısız dinleyebilmeli,
birbirlerine saygı duymalı, sorulan sorulara ciddi cevaplar vermeli ve almalıdırlar (Kalder,
59
1999). Tüm bunlar gösteriyor ki ortak bir güven ortamında birlikte iş görme alışkanlığı
olmayan örgütün birbirlerinden ve dışarıdan bir şey öğrenmesi mümkün değildir.
Marshall (2000:6)’a göre güven düzeyi düşük olan kurumlarda işlerin maliyeti
artmaktadır. Çalışanların örgüte karşı duyduğu güven, beraberinde işlem maliyetlerini
düşürecektir (Jones, 1999). İnsanlar için iyi bir çalışma ortamını; Sonnenburg (1994),
çalıştığınız insanlara güven duyduğunuz yer, yaptığınız işle gururlandığınız ve çalıştığınız
insanlardan zevk aldığınız yer olarak açıklamaktadır. Güvenin az olduğu kurumlar daha az
yaratıcı olacaktır Güven, karar verme sürecinin iyileştirilmesinde (Sonnenburg, 1994),
performans (Moore ve diğerleri, 1987) ve verimliliğin arttırmada önemli bir faktördür.
Daley ve Vasu (1998) güveni, örgüt performansını artırmada kurumun bir iskeleti olarak
açıklamaktadırlar. Güvenin, organizasyonel amaçlara ulaşmada çok önemli bir etkisi vardır
(Brunard ve Kleiner, 1994). Yüksek seviyeli güven, örgütlerde yetki dağıtmayı
kolaylaştırmaktadır. İletişim ortamı iyileşmekte ve bu da kurumsal ortak aklın işe
koşulması anlamına gelmektedir (Mishra, 1996).
4.4. Örgütsel Güvenin Oluşturulması
Güven oluşumunu sağlamak için sadece yöneticinin değil, kurumun tüm
çalışanlarının katılımı ve bu sürece destek vermesi gerekir. Tabi ki bu süreçte yöneticilerin
göstereceği tavır çok önemlidir. Çalışanlar arasındaki ilişkinin iyi olması, kurum içinde
görev ve sorumlulukların belirlenmesi ve kurum çalışanlarının işlerini yapabilecek
yeterlilikte olması kurum içinde güven kültürünün oluşmasında önemli bir yer tutar
(Cufaude, 1999:51).
Marshall’a göre (2000:6), kurumlarda güven ortamının yaratılabilmesi için;
a) Vizyon ve hedeflerinin açıkça belirlenmesi,
b) İş ortamı uzun bir geçmişe dayandığı için, “temiz bir sayfa” açılması ve eski
ilişkilerin geçmişte kaldığının belirtilmesi,
c) İnsanların birbirlerinden beklentisinin açıkça belirlenmesi, bu belirlenen ilkelerin
herkesce bilinmesi ve tüm bunların yazıyla ifade edilmesi,
d) Çalışma ortamlarının nasıl olması gerektiği hakkında fikir birliğine varılması,
e) Kurumda her türlü iletişim sürecinin iyileştirilmesi ve bilgi akışının
hızlandırılması gerekir.
60
Gilbert ve Tang (1998:27), örgüt ortamında güven oluşumu için, çalışma ortamında
etkin ve uyum sağlanabilir kural ve düzenlemelerin yanında örgüt içinde iyi işleyen bir
iletişim sisteminin olması, etkin bir yetki devri ve kararlara katılım sisteminin
oluşturulması, çalışanların yetiştirilerek geliştirilmesi ve etik değerlere önem verilmesi
gerektiğini belirtmiştir.
Handy’a (1998:204-211) göre ise güvene dayalı bir kurum oluşturmak için şu ilkelere
dikkat etmek gerekir. Ona göre güvenin yedi anahtarı vardır.
Güven kör değildir. İnsanlar birbirlerini tanımadığı zaman birbirlerine ve kuruma
güven duymazlar. Yine çalışanların kuruma karşı güven duyabilmesi için tüm
çalışanların aynı hedef için çalıştığını hissetmesi gerekir. Çalışanların birbirlerini
daha iyi tanıyabileceği ortamlar oluşturulmalıdır ve kurum çalışanlarına sahip
çıkıldığını, yöneticilerin hissettirmesi gerekir.
Güven sınır gerektirir: İnsanların tüm hayat sahnelerinde ne yaptıklarından
haberdar olamayacağımızdan insanlara tanıdığımız kadar güven duyabiliriz. Yani
insanların bazı alanlarına güven duyulabilir.
Güven sürekli öğrenmeyi gerektirir. Kişilerin kendi içinde arayışa girmesi,
sürekli öğrenme isteği içinde olması ve öğrenmeyi hayatın bir parçası haline
getirmesi, çevresindeki insanların ona karşı güven duymasını sağlar.
Güven katıdır: Güvenin bir kez kırılmasından sonra eski haline gelmesini
beklemek doğru değildir.
Güven bağlantılı olmayı gerektirir: Kurumda güvenilir bir ortam oluşturmanın
yolu, kendi kendine yeterli, aynı hedef ve amaçlar için çalışan birimler
oluşturmaktır.
Güven teması gerektirir: Kurum içindeki insanların birbirleriyle etkileşim içinde
olması güveni artırır. Çalışanlar arasında iletişim ortamları oluşturulmalı ve iletişim
kanallarının açık ve şeffaf olması sağlanmalıdır.
Güvenin kazanılmış olması gerekir: Kurumun çalışanlarına, kurumun güvenilir
olduğunu kanıtlaması gerekir. Bunun için de kurumun vaatlerini yerine getirmesi
zorunludur.
Gilbert ve Tang çalışmalarında örgütsel güvene oluşumuna olumlu etki eden
unsurları; iletişim, katılım, kural ve düzenlemeler, eğitim ve etik olduğunu belirtmiştir
61
(Gilbert ve Tang, 1998: 1) Bunlardan yola çıkarak örgütlerde güven oluşumunu, aşağıdaki
unsurlarla gerçekleşebileceği düşünülebilir (Asakutlu, 2003). Bu unsurlar:
a) Kural, düzenleme, paylaşılan değer ve hedefler,
b) Etkili bir iletişim ortamı,
c) Yetkelendirme ve katılım,
d) Çalışanların eğitimi,
e) Etik değerler.
Bu unsurların açılımı ve yapılması gerekenler aşağıda ifade edilmiştir.
4.4.1. Kural, Düzenleme, Paylaşılan Değer ve Hedefler
Örgütlerde güvenin, ilke ve prensip merkezli bir anlayışla oluşturulacağını iddia eden
Covey (1997), kuralların çok önemli olduğunu iddia eder. Kurum içindeki kural ve
düzenlemeler, tüm çalışanlara ortak bir davranış tarzı ve genel bir bakış açısı yaratacaktır.
Kurallara herkesin uyma sorumluluğu, tüm çalışanlarda kendisi dışındaki diğer çalışanlara
karşı güvenin oluşturulmasına zemin hazırlayacaktır. Aynı zamanda çalışma ortamını daha
açık ve belirgin hale getirecektir (Asakutlu, 2003).
Kural ve değer, kurum içinde davranışlara rehberlik eden, paylaşılan bir vizyonu
destekleyen inançlardır (Rogers, 1995:12). Değerler, neyin önemli olduğunu ve neyin kabul
edilebileceğini gösterir. Neyin önemli olduğunu konusunda rehberlik eden değerler,
kurumda ortak bir amaç duygusu oluşturur (Bradach, 1996).
Paylaşılan değer, hedef ve kurallarla oluşan inanç sistemi, örgütsel güvenin
gelişmesinde önemli bir rol oynar (Ferrera, 1992). Yine bu inanç sistemi, beklentileri
açıklığa kavuşturarak güven dolu ortamın sürdürülmesine katkı sağlar (Shaw, 1997).
Sullivan ve Harper’e göre, (1997:99) ortak paylaşılan değerler; örgüte güveni sağlar.
Değerlerin getirdiği iç güç bir örgütün bütün üyelerine kuvvet ve güven verir. Paylaşılan
değerler, hem ahlaki cesareti hem de özgüveni teşvik eder, insanların beklentilerini
anlamasına yol açar. Ve bunlar, kabul edilebilir davranışın tanımlanmasına destek olur.
Sonuç olarak kurumda güven yaratmak, insanların inandığı ve paylaştığı değerler üzerine
inşa edilen kurum kültürü ile başlar (Baird ve S.Amarad, 1995).
Kurum; örgütsel güven düzeyini artırmak için insana ve işe odaklanmış kuralları, iş
ve işleyişlere yön veren değerleri, hedefleri oluşturmalıdır. Her şeyden önce geleceğe
62
dönük iddia ve amaçlar ortaya koymalıdır. Sonra kurum çalışanları bu amaçlar etrafında
toplanmalıdır. Böylece örgütsel güvenin iyileştirilmesine dönük ilk adım atılmış olur.
4.4.2. Etkili Bir İletişim Ortamı
Araştırmalar, kişilerarası ve gruplararası bağlılığın iyi düzeyde olduğu örgütlerde,
kişilerarası etkileşimin daha iyi olduğunu ortaya koymuştur (Telman ve Ünsal, 2004:142).
Örgütsel işleyişle ilgili bilgiyle desteklenen çalışanlar, kendilerini ifade edebildikleri
ölçüde yalnızlık ve bilgiden yoksunluk duygusundan uzaklaşarak kendilerine ve diğer
çalışanlara daha fazla güven duyabileceklerdir. Çalışanların birbirlerinden haberdar
olmadığı bir çalışma ortamında işbirliğini sağlamak çok zordur (Asakutlu, 2003). Etkili
iletişim, çalışanların performansının gelişimini, iş doyumunu ve örgüte bağlılığı
artırmaktadır (Demir, 2000).
Örgütsel güven, etkin iletişim ortamında, grup üyelerinin ortak amaç ve değerleri
paylaşmaları durumunda artmaktadır (Cufaude, 1999, Wech, 2002). Örgütlerde güven
ortamı oluşturmak için, yöneticiler ve çalışanlar birbirleriyle sürtüşmemek zorundadırlar.
Sürtüşmeler güven ortamının oluşmasını engelleyecektir. Bunun için yöneticiler,
çalışanlarla daha iyi iletişim kurmalı ve daha olumlu ilişkiler geliştirmelidirler (İmai,
1999:217). Etkili iletişim, uygun zamanda doğru ilişkiler kurulmasını sağlayarak, grup
üyelerinin birbirlerini tanımalarına ve birbirlerine güven duymalarına imkan
sağlayabilecektir (Asakutlu, 2003). Çünkü, ortak amaç etrafında iş yapma alışkanlığı
kazanmış grupların en büyük özelliği açıklığa ve dürüstlüğe dayalı bir iletişimdir
(Barutçugil, 2002).
Güveni artırmak isteyen veya inşa etmek isteyen kurum, çalışanlarına kendilerini
ifade edebildiği ve başkalarını anlayabildiği bir iletişim ortamı oluşturmalıdır. Aynı işle
ilgili dikey ve yatay iletişim için doğru yöntemleri kullanmalı, doğru araçları seçmelidir.
Çalışanlar kurumsal işleyişle ilgili her türlü bilgiye rahat bir şekilde ulaşabilmelidirler.
4.4.3. Yetkilendirme ve Katılım
Örgütler çalışanların kurumsal başarıya katkıda bulunmalarını özendirecek ve başarılı
girişimlerini ödüllendirecek bir alt yapı oluşturmalıdırlar. Bu alt yapı, çalışanların inisiyatif
kullanma yetkisine sahip olmalarını gerektirmektedir. Yetkilendirme, birey veya grubun
kendi alanındaki konular ile ilgili olarak kendiliğinden girişimde bulunması ve söz konusu
alanda yetki kazanmasıdır (KalDer, 2000).
63
Örgütsel başarıyı artırabilmek, üretilen mal ve hizmette kaliteyi yakalayabilmek için
çalışanların yönetime katılmaları konusunda gerekli düzenlemeler yapılmalı ve çalışanların
aktif katılımı sağlanmalıdır (Wech, 2002:359).
Çalışanların yetkilendirilmesi ile kuruma olan iç bağlılık gelişecektir. İç bağlılık ile
yetkilendirme arasında sıkı bir ilişki vardır. Yönetim, çalışanların kendilerine özgü
nedenlerle ve kendi motivasyonlarıyla kuruma bağlanmasını istiyorsa, yetkilendirmeyi
gerçekleştirmelidir (Angyris, 1999). Çalışanların hem birbirlerine hem de kuruma karşı olan
bağlılık duygusu, örgütsel güven düzeyini artırır.
Kurumsal güvenin oluşturulmasında diğer bir yapılacak adım da çalışanların katılımını
sağlamaktır. Böylelikle çalışanlar iş sürecine katılacak ve yapılan işleri daha fazla anlamaya
başlayacaklardır. Çalışanlar, insiyatif almaya ve işle ilgili yeni fikirler üretmeye istekli ve
daha üretken olacaklardır. Sonuç olarak katılımın sağlanması ile çalışanların işe bağlılığı
artar (Rosen, 1998). Bu bağlılık duygusu da, örgütsel güven düzeyinin yükselmesini
sağlayacaktır.
Örgütsel güven düzeyinin oluşturulması ve geliştirilmesi sürecinde, işlerde
yetkilendirilmiş çalışanlar ve işle ilgili herkesin sorumlu olduğu bir anlayış hakim
kılınmalıdır (Urquhart, 2004).
Sonuç olarak kurumlarda tam katılımın sağlanması ile kurumlarda birlikte yaşama
kültürü oluşturulur. Birlikte yaşama kültürü ile kurumda ilişkide bulunan insanlar
birbirlerini, önkoşulsuz, önyargısız dikkate alır ve birbirlerine saygı duyarlar. Kurum
çalışanları, insanların farklı düşüncelere sahip olduğunu kabullenir ve empati kurar. Bu
durum da çalışanların birbirlerine ve kuruma olan bağlılığının artmasına ve güvenin
oluşmasına katkı sağlar.
4.4.4. Çalışanların Eğitimi
Kurumun hedeflerine ulaşması için, kuruma bağlı, iyi eğitilmiş ve kurumu geliştirme
faaliyetlerine katılmayı teşvik eden bir işgücüne ihtiyacı vardır. Elemanlara, işlerin
gerçekleşmesi ile ilgili temel becerileri ve işiyle ilişkin sorunlarını anlaması ve
çözümlemesi konularında eğitim verilmelidir (Preffer, 1995:164). Örgütsel amaçları
gerçekleştirmek için bir araya gelen çalışanlar, bu amaçlara ulaşma sürecinde bireysel
katkılarda bulunamadıkları zaman, sistem tarafından dışlanabilmektedirler. Bu şekilde
sosyal oluşumlardan dışlanan bireylerin, topluluğa ve kendilerine yönelik güvenlerini
büyük ölçüde yitirmektedir. Bu kişilerin güvenlerini korumanın önemli araçlarından biri
64
ise kişilerin üstün yeteneklerle donatılmasını sağlayacak sürekli bir eğitim olanağının
sağlanmasıdır. Örgüt yönetimi, çalışanlarının tümünü işleriyle ilgili gerekli bilgiler ile
destekleyip, çalışanların tümünün yeteneklerini artırarak özgüvenlerini korumalarını ve
topluluğa güvenmelerini sağlamalıdır (Asakutlu, 2003).
Kurum çalışanlarının eğitim yoluyla geliştirilmesi, çalışanların kendilerine olan
özgüven duygusunun artmasına sebep olacaktır. Özgüven duygusu, güvenin en temel ve en
ihmal edilen unsurudur. İnsanın çevresine ve kuruma güvenmemesinin temelinde özgüven
eksikliği vardır (Solomon ve Flores, 2001:144). Güvenin oluşması için çalışanların
yeteneklerinin eğitim vasıtasıyla geliştirilmesi gerekir. Yetenekleri gelişen ve bunları daha
etkili kullanan çalışanların kendilerine olan özgüven duygusu artacaktır. Özgüvenli
bireyler iyi fikirler üretmede ve onları paylaşma konusunda istekli olacaktır. Başkalarına
ve kuruma karşı güvenme konusunda daha istekli olacak ve bunu sağlamaya
çalışacaklardır.
4.4.5. Etik Değerler
Örgüt içinde farklı bütünlüğe sahip insanların kendisini ifade edebilmesinin ilk koşulu
güvendir. Güven ortamının olduğu yerde insanlar kendisini rahat ve doğru ifade eder.
Güveni oluşturmanın ilk koşullarından birisi, ortak etik değerlerin kurumda inşa edilmesi ve
bu değerlerin tüm çalışanlar tarafından paylaşılmasıdır. İnsanların bir araya gelip olumlu
ilişkiler kurabilmesi için, birbirlerine güvenmesi gerekir. Karşısındaki insanlara güven
tahsis edenler, etik değerleri benimseyerek, içselleştiren ve bunları eylemleriyle ifade eden
insanlardır. Güven, çevresindeki insanların dürüstlüğünden, doğruluğundan, saygılılığından
ve bunun gibi etik değerlere bağlı olacağından emin olmaktır.
Kurumda işi ve işleyişleri sürdüren ekipler, departmanlar vardır. Bu grupları oluşturan
üyelerin, birbirlerine karşı hoşgörülü ve mütevazı olması gerekir. Bunların yanında
birbirlerini anlaması ve empatik ilişki kurması gerekir. Çünkü her birinin fikirleri ve
düşünceleri değerdir. Bu değerin ortaya çıkması ve oluşması için, grup üyelerinin karşıdaki
insanın yerine kendisini koyması, onun gözleriyle ve düşünceleriyle olaylara bakması
gerekir. Sonuçta bir arada ve bir amaç etrafında çalışmanın özü, farklılıklara değer
vermektir. Grup ve takım çalışması, çalışanların güçlü yanlarını geliştirmeyi, zayıf yanlarını
telafi etmeyi, farklılıklara saygı göstermeyi ve etik değerlere bağlı güven ortamı yaratmayı
içermektedir (Covey, 1997:208).
65
Kırel’e göre (2000:58), örgütlerde uyulması gereken temel etik değerler; dürüstlük,
doğruluk, söz tutma, sadakat, adalet, başkalarına yardım etmek, başkalarına saygı
göstermek, vatandaşlık sorumluluğuna sahip olmak, mükemmeliyeti aramak ve
sorumluluktur. Belirsizliğin inşa ettiği ilişkilerin olduğu örgütte, çalışanların birbirlerine
karşı güven duymaları mümkün olmayacaktır. Örgütte etik kodların varolması, dolaylı
olarak örgüt çalışanlarının birbirlerine yönelik minimum davranış standartlarını
belirlemelerine imkan vereceğinden belirsizliği ve kararsızlığı ortadan kaldıracaktır.
Çalışanların kendilerine ve birbirlerine duydukları güven hissi, çalışma şartlarına olumlu
etki ederek olumlu örgütsel havanın oluşumuna katkı sağlayacaktır (Asakutlu, 2003). Etik
kodların kurumun bir parçası olması ve kurum içindeki bireylerin davranışlarına
yansıması, yine bu bireylerin birbirlerinden olan beklentilerini daha açık hale getirecektir.
Bu durum da güvenin oluşmasına zemin hazırlayacaktır.
4.5. Okulda Örgütsel Güven
Buraya kadar güven ve güven olgusunun örgütlere yansımalarından yani örgütsel
güvenden söz edildi. Kuramsal açıklamanın sonun da, güven ve örgütsel güven olgusunun
okula yansıması hakkında açıklamalar yapılacaktır.
Diğer örgütlerde güven olgusunun konumlandığı yer ile okul içinde güven olgusunun
konumlandığı yer birbirlerine yakın hatta daha önemli bir pozisyondadır. Çünkü okullar
bireylerde davranış değişikliği meydana getirmek için oluşturulmuş kurumlardır. Okul
ürününün büyük bir kısmını, eğittiği insandaki davranış değişikliği oluşturur. İnsan
öğesinin, okulda olduğu kadar baskın olduğu bir başka örgüt türüne az rastlanır. İnsan
öğesinin baskın olduğu bir kurumda, insanları bir arada tutan ve bunlar arasındaki ilişkinin
sonucu olan güven elbette çok önemlidir.
Tshanmen, Moran ve Hoy’a göre (1998), okulda başarıyı yakalayabilmek,
öğretmenler ve yöneticiler arasında sağlıklı ilişki ve eğitimsel açıdan daha iyi bir ortam
oluşturmak için güven önemlidir. Okulda güveni oluşturmanın beş temel ölçütü vardır.
Bunlar, yardım severlik, güvenirlilik, yetkinlik, dürüstlük ve açıklıktır.
Bryk and Schneider (2002) göre, okulda sürdürülebilir bir güven ortamı oluşturmak
için yapılacak eylemler şunlardır:
a) Okulda çalışanların mesleği yapabilecek yeterliliğe sahip olması,
b) Tüm çalışanların ilişkilerinde dürüst ve açık olması,
66
c) Yönetici ve çalışanlar arasında şeffaflığın olması.
Okulun gelişimini ve verimliliğini dikkate aldığımızda güven, kritik bir noktayı
oluşturmaktadır. Güven, okullarda güzel ve etkili işler yapılmasına zemin hazırlarken,
güvenin yokluğu bu tür gelişmeyi engelleyici bir faktör olur. Güvenin olmadığı okullarda,
öğretmenlerle öğrenciler arasında uzaklaşma ve sağlıksız bir iletişim ortamı oluşur. Güven
düzeyinin düşük olduğu okullarda; liderler, grup ve okul yararına çalışmak yerine küçük
hesapları tatmin etmek için çalışmaya başlarlar. Güvensizlik okul kültürünü ele geçirdiği
zaman, okulun verimli işler yapması mümkün değildir. Okullarda olumlu değişikliği
sağlamak için güvene dayalı ilişkilerin oluşturduğu bir ortam oluşturmak zorundayız.
Okullarda karşılaşılan birçok problemin çözümü için, güven dolu bir çalışma ortamı
oluşturmak ön koşuldur (Moran, 2000).
Güçlü bir örgütsel güven düzeyinin okula sağlayacağı faydaları şu şekilde sıralamak
mümkündür:
a) Okulda sağlanacak geniş tabanlı bir gelişim ve değişimin temelini oluşturur,
b) Okulda yapılan düzenlemeler ve değişmeler için öğretmenlere umut verir,
c) Öğretmenlerin birbirlerini daha iyi anlamasını sağlar,
d) Okulda yapılan iş ve işlemlerin sağlıklı bir şekilde yürüyüp yürümediğini gösterir
(Spillane ve Thompson, 1997),
e) Meslektaşlarına ve okula karşı güven, öğretmenleri yenilik ve değişime karşı açık
hale getirir (Bryk ve Schneider, 1996),
f) Güvenilir bir okul ortamı, öğretmenlerin daha iyi bir öğrenme ortamını nasıl
sağlayabilecekleri konusunu düşünmelerini sağlar (Kochanek, 2005).
Okulda, çalışanların etkili iletişim becerisi ile birbirlerini daha iyi tanıması, değişimin
sağlanması, verime ve başarıya odaklı bir iş ortamı gibi bazı özellikler için, okul ortamında
güvenin inşa edilmesi gerekmektedir.
4.6. Okulda Örgütsel Güven Oluşumu
Okul ortamında güven olmaksızın eylemler arasında birlikteliği ve başarıyı
sağlamak çok zordur. Okulda güven ortamı olmadığı zaman, eğitim çalışanları çabalarını,
kendilerini korumaya harcayacaklardır (Töremen, 2002).
67
Şekil 6: Okulda örgütsel güven oluşturma (Kochanek, 2005:19)
Okullarda güven ortamının ve buna dayalı olarak örgütsel güven düzeyinin
artırılmasına dönük işlem basamakları, aşağıda ifade edilmiştir. Şekil 6’dan de anlaşılacağı
gibi, okullarda örgütsel güven düzeyinin arttırılması için ilk şey, olumlu bir etkileşim ve
düşük riskli ortamlar oluşturmaktır. Daha sonra okullarda örgütsel güven düzeyinin
arttırılması için, okul içindeki eğitim çalışanlarının birbirlerini incitme olasılığının
minimize edilmesine çalışılması ve okulun değişimi yakalayabilmesi için yüksek riskli
ortamlar oluşturulması gerekir.
4.6.1. Olumlu Etkileşim Ortamı Oluşturma
Okulların iş ve işleyişlerin mükemmel olması ve bu kapsamda okuldaki iş ve
işleyişlerin gelişme gösterebilmesi için, öğretmenlerin morallerinin ve çalışma şartlarının
Değişim ve Gelişimi Sağlama
İncilme Olasılığı Azaltma
Olumlu etkileşim ortamı
oluşturma
Başarı İçin Düşük Riskli
Ortam
Başarı İçin Yüksek
Riskli Ortam
Personel Kişiliği ve
Saygıyı Doğru Anlama
Dürüstlüğü ve Rekabeti
Doğru Anlama
Güvenin Oluşması
68
dikkate alınması gerekir (Özdemir, 2000). Güven açısından baktığımızda, okulda olumlu
bir etkileşim ortamı önemli olup, bu ortamın oluşturulması zorunludur.
Olumlu etkileşim ortamı oluşturma; okul müdürünün, öğretmenleri güven duygusunu
geliştirebilecekleri pozisyonlarda çalıştırmasıyla başlar. Böylece okul müdürü,
öğretmenlerin girdikleri etkileşim ortamında birbirlerini incitme olasılığının az olduğu bir
sistem kurabilir (Kochanek,2005). Bu sistemin temeli bir değerler birlikteliği kapsamında
olmalıdır. Bu değerleri belirleyen şey, okulumda eğitim gören çocuklar için en iyi nasıl bir
eğitim ortamı oluşturabilirim arzusu olmalıdır. Bu arzu ve amaç etrafında oluşturulan
değerler sistemi, öğretmenlerle yöneticiler arasında bir güven duygusunun oluşmasını
sağlayacaktır (Bryk ve Schneider, 2002).
Okul yöneticilerinin, okulda güven dolu bir ortam oluşturmak ve etkileşimi sağlamak
adına gösterecekleri liderlik çok önemlidir. Okul yöneticisi; öğretmenlere dostça ve eşit bir
şekilde davranmalıdır. Ayrıca öğretmenlerin işlerini daha iyi yapabilecek ortamı sağlamalı
ve olumlu geribildirimlerde bulunmalıdır (Hoy ve diğerleri, 1992).
Okulda okul yöneticisi, personelin katılımını, desteğini, işbirliğini, motivasyonunu
sağlayacak bilgi ve beceriye sahip olmalı ve bunları işe koşmalıdır (Balcıoğlu, 1994).
Böylece okul yöneticisi, okulda herkesin huzurlu bir ortamda çalışabileceği olumlu bir
etkileşim ortamı ve okuldaki tüm bireylerin desteğiyle, güvene dayalı bir iklim
oluşturabilir (Şişman, 2002:151).
Yine bu güvene dayalı olumlu etkileşim ortamı için, hem öğretmenlerle yöneticiler
arasındaki güven hem de öğretmenlerin kendi aralarındaki güven önemlidir (Hoy ve
diğerleri, 1992). Öğretmenler, birbirlerine olan davranışlarıyla olumlu bir etkileşim ortamı
oluşturmaya çalışmalıdırlar. Öğretmenler; olumlu etkileşim ortamı oluşturmak için,
birbirlerinden olan beklentileri açık ve net olmalıdır.
Okulda güven tahsis edecek olumlu bir çalışma ortamını oluşturma, öğrenciler için
iyi bir eğitim ortamını inşa etmeyi kapsayan bir vizyon etrafında toplanmayı ve bu
çerçevede okulun değer sistemini yeniden biçimlendirmeyi içerir (Kochanek, 2005).
İnsanlar kendilerine saygı duyulan örgütlerle bütünleşmeyi, kendileri için anlamlı olan
işleri yapmayı tercih eder. Bunun için okullarda paylaşılan değerlerin oluşturulması
gerekir.
Okulda güven ortamının oluşması sürecinde olumlu bir etkileşim ortamı için,
okuldaki aktörlerin (okul yöneticisi, okul yönetici yardımcısı, öğretmenler ve memurlar ve
69
hizmetliler gibi ) ortak amaç etrafında toplanmaları gerekir. Yine bu aktörler birbirlerine
karşı sorumluluk duygusu içinde olmalı ve birbirlerini incitecek hareketlerden
kaçınmalıdırlar.
4.6.2. Karşılıklı İlişkiyi, Taraflar İçin Az Zararlı Hale Getirmeyi Destekleme
Okulda başarıya odaklı bir hava oluşturmak için; eğitim çalışanları kendilerini
huzursuz ve gergin bir ortamda değil de, iyi hissettikleri ortamda çalışmaları gerekir
(Altun, 2001:9). Ayrıca eğitim çalışanlarına, kendilerine zarar gelmeyeceğinin de
hissettirilmesi gerekir.
Okuldaki öğretmenlerin ve diğer çalışanların zarar görmeyeceği bir etkileşim
ortamında şunların olduğu bilinmelidir. Bunlar; öğretmenlerin ve diğer çalışanların
kişiliğine saygı gösterilmesi, onların önemsenmesi ve tüm bunlara dayalı ilişkiler ağı
oluşturulmasıdır. Aynı zamanda öğretmenlere ve diğer çalışanlara zarar gelmeyecek
ortamı, aşağıdaki hükümler karakterize etmelidir (Kochanek, 2005):
a) Doğal ve gerçekçi bir şekilde iletişime girme,
b) Başarılması mümkün amaçlar etrafında toplanma,
c) Okulla ilgili özel olaylar veya okul dışında resmi olmayan sosyal aktiviteler
yapma,
d) Küçük de olsa başarıyı sağlayabilecek aktiveler yapma.
Okul ortamında çalışanların daha az incinebildiği ortamlar için, küçük grup çalışması
önemlidir. Küçük grup çalışması, öğretmenler arasındaki ilişkinin kuvvetlendirilmesini
sağlayacaktır. Çünkü öğretmenler, küçük grup çalışması ile kişisel amaçlarını, değerlerini
gerçekleştirmeye ve ifade etmeye çalışırlar (Meier, 2002). Ayrıca öğretmenler, küçük grup
çalışması ile, birbirlerini kırmadan, üzmeden ve bir amaç etrafında çalışma becerisi
kazanırlar.
Okulda güven oluşturma sürecinde daha az incinebilir ortamlar için, okulun
çevresiyle olan etkileşimi önemlidir. Veliyle olan bireysel ilişkiler, okulda güven ortamının
oluşması açısından gereklidir. Bu kapsamda özellikle okul yöneticileri, veliyle sosyal
etkinlik yaparak okulda güven ortamının oluşmasına katkı sağlayabilir (Kochanek, 2005).
Velilerle olan işbirliğinin gelişmesi, okul çalışanlarına dışarıdan gelebilecek incinebilir
davranışları engelleyebilir.
70
Okul yöneticileri; okulda kurumsal güveni tazelemek ve inşa etmek için, şu
davranışları sergilemelidirler. Okul yöneticileri, öğretmenlerle öğretmenler arasında
tampon görevi yapmalıdır. Öğretmenlerle veliler arasındaki ilişkinin olması gereken
biçimde sağlanabilmesi için, davranışları ile model olmaya çalışmalıdır. Velilerin
öğretmenlerle ilgili talep ve şikayetleri konusunda arabuluculuk görevi yapmalıdır
(Kochanek, 2005).
Okulda incinebilirliğin az olduğu ortam oluşturma sürecinde, öğretmenlerin
değerlerinin bilinmesi ve önemsenmesi gerekir. Bunun için eğitim çalışanlarına ait özel
günlerin hatırlanması bir araç olarak kullanılabilir. Okul yöneticileri, çalışanların özel
günlerine dönük etkinlikler planlamalıdırlar. Bunlar yemek, parti veya toplantılar olabilir.
Böylece öğretmenler hem kişiliğine saygı duyulduğunu hissedecek, hem de bu tür
etkinliklerle kurumsal işbirliği gelişecektir (Kochanek, 2005).
Sonuç olarak okulda örgütsel güven düzeyinin artırılması ve daha az incinebilir
ortamlar için, insan ilişkileri önemlidir. Okulda eğitim çalışanları birbirlerini önemsemeli,
değer vermeli ve bunları davranışlarıyla göstermelidirler. Okul yöneticileri bu tür
davranışların artması için örnek olmalı ve çaba göstermelidir. Okulda bu tür hava
oluşmasında velilerin etkisi olacağı düşünülerek onlarla olan ilişkiler iyi tutulmalı ve
bununla ilgili süreçler iyileştirilmelidir.
4.6.3. Yüksek Riskli Etkileşimler İçin Fırsatlar Oluşturma
Dinamik bilgi yapısında, makro ve bölgesel değişikliğin oluşturduğu çevrede
bulunan okullar, değişim ve gelişmeyi sağlayan eylemler içinde olmalıdırlar. Okulda
değişim ve gelişim programlarının başarılı olmasında, öğretmenin önemli bir yeri vardır.
Öğretmenler tarafından uygun görülmeyen, benimsenmeyen ve katkı sağlanmayan
uygulamaları yapmak çok zordur (Erdoğan, 2002:87).
Değişimin hızlı olduğu bu çağda, okulda yaratıcı ve yenilikçi eğitim çalışanlarına
ihtiyaç vardır. Okul yöneticileri, gerçekçi ve akılcı yeteneklerin ortaya çıkmasını artıracak
yüksek riskli ortamlar oluşturmalıdırlar. Böyle bir yapı; okuldaki çalışanları, yenilikçi ve
yaratıcı fikirler üretme konusunda bir arada tutar. Okuldaki yöneticiler, bu yapıyı
oluşturmak için, okulun tüm paydaşlarının katıldığı toplantılar yapma, becerilerin ve
önerilerin değerlendirildiği komiteler oluşturma, karar alma sürecine katılımı sağlama ve
okul aile işbirliğini geliştirme gibi uygulamalara önem vermelidir. Tüm bu eylemler,
71
öğrenciler için daha iyi bir eğitim ortamının hazırlanmasına dönük yaratıcı fikir ve
yeteneklerin ortaya çıkmasını sağlayacaktır (Kochanek, 2005).
Okulda yaratıcı ve yenilikçi fikirlerin ortaya çıkması için, okul misyonunun rehberlik
ettiği stratejik planlamayı yapmak gerekir. Okul çalışanları, yapacakları işleri hem uzun
vadeli hem de günlük olarak planlamalıdırlar (Sergiovanni, 1994). Yüksek riskli etkileşim,
öğretmenlerin beraber çalışmasıyla gerçekçi ve akılcı yargılamaların ortaya çıkmasına
zemin hazırlayacaktır. Yaratıcılığı sağlayan bir örgütsel yapı, bu tür etkileşimleri artıracak
ve bu da güven ortamının gelişmesine katkı sağlayacaktır (Kochanek, 2005).
Yüksek riskli ortamlar oluşturma sürecinde okuldaki yetki aktarımı da önemlidir.
Araştırma sonuçlarına göre, başarılı yöneticilerin işlerin yapılış sürecinde sahip olduğu
erki ve gücü çalışanlara dağıttığı ortaya çıkmıştır (Miles ve Creed, 1995). Okul
yöneticilerinin okulda verimliliği yakalayabilmesi için, öğretmenlerin işleriyle ilgili
yaratıcı fikirlerine ve bunlardan bir şeyler öğrenmesine ihtiyacı vardır (Kochanek, 2005).
Bunun için öğretmenler, yaptıkları işlere dönük sorunlarını dile getirmeli ve bu sorunların
çözümleriyle ilgili ürettiği kararları uygulayabilmelidirler. Yani öğretmenlerin, kendisini
yetkili hissetmesi ve yetkilendirilmesi gerekir. Okulda yöneticilerin öğretmenlere yetkiyi
devredebilmesi için, güven dolu bir ortama ve güvenilir araçlara ihtiyacı vardır. Aynı
zamanda yönetici ve öğretmenler arasında güven de oluşmalıdır.
Sonuç olarak; okulda güvenilir bir ortam, öğretmenlerin günlük ilişkilerinde
birbirlerini incitmeyecek şekilde davranması (düşük riskli etkileşim), öğretmenlerin
kurumla ilgili fikirleri rahatlıkla söyleyebilmesi, yaratıcı davranabilmesi (yüksek riskli
etkileşim) ve kurumun yeni fikirleri uygulayabilecek bir yapıya sahip olması ile oluşur
(Kochanek, 2005). Okulda güveni oluşturmak herkesin işidir. Okul ortamında çalışanlar,
tüm eylemleriyle buna hizmet etmelidir. Eğitim çalışanları, yapılan eylemlerden şüphe
duymamalı, kendilerini olduğu gibi ifade etmekten çekinmemelidirler.
5. ETİK LİDERLİK ve ÖRGÜTSEL GÜVEN DEĞİŞKENLERİ ARASINDAKİ
İLİŞKİ
Araştırmanı bağımsız değişken olan etik liderlik düzeyi ile bağımlı değişken olan
örgütsel güven arasındaki ilişki aşağıda irdelenmeye çalışılmıştır. Kurumlarda neye dayalı
bir iş ortamı oluşturulmaya çalışılırsa çalışılsın, o kurumdaki yöneticilerin bu süreçteki
konumu ve etkisi göz ardı edilemeyecek bir gerçektir. Yöneticilerin bu konumu, örgütlerde
72
güvene dayalı bir ortam oluşturma sürecinde de geçerli olup, bu ortamın göstergesi olan
örgütsel güven düzeyinin belirleyicilerinin başat öğesidir. Bununla ilgili araştırmalarda,
liderlik ile örgütsel güven arasında bir ilişkinin olduğu ve etkili bir liderliğin, örgütsel
güven düzeyini arttırdığı tespit edilmiştir (Pillai ve diğerleri, 1999).
Örgütsel güvenin bir parçasını oluşturan yöneticiye güven, örgütsel güven düzeyinin
baskın belirleyicisi durumundadır. Hatta yöneticiye güven ile örgüte güven, bir bütün
olarak örgütsel güven diye adlandırılır (Tan ve Tan, 2001). Güven liderliğin bir bileşeni
olduğu kadar, onun bir ürünüdür. Güven, liderin kazanması gereken bir niteliğidir. Güven,
lidere beraber çalıştığı insanlar tarafından verilmektedir (Bennis, 1995:64). Lider
eylemleriyle, kişiliğiyle, düşüncesiyle ve yaptıklarıyla insanlarda kendisine güveni
oluşturmak zorundadır. Lider, işlerini daha iyi ve rahat biçimde yapmak istiyorsa
insanların güvenini kazanmak zorundadır (Roberts, 2000:30). Burada vurgulanmak istenen
güven olgusuyla liderlik becerilerinin ilişkilendirilmesi, liderin güvenilir sıfatı kazanması
ve izleyenlerinde bu hissi uyandırmasıdır.
Güven, bir kişinin, kararları ve faaliyetlerinin etik ilkelere (doğruluk, dürüstlük gibi)
uygun olduğuna ilişkin beklentileridir. Etik ile güven arasında güçlü bir ilişki vardır
(Hosmer, 1995). Güvene dayalı ilişkiler yaratmak ve bu ilişkileri sürdürmek etik prensipler
arasında yer almaktadır (Leisinger, 2000). Örgüt ortamında etik liderlik becerilerini
sergilemesi, güven ortamının oluşmasına ve örgütsel güven düzeyinin yükselmesine
olumlu bir yönde etki etmesi beklenmektedir. Liderin etik değerlere bağlı davranması,
örgütsel güven düzeyini olumlu bir şekilde etkileyecektir.
Leisinger (2000), liderlerin izleyenleri ile güvene dayalı ilişkileri oluşturmak için
gerekli olacak bazı etik ilkeleri şu şekilde açıklamıştır. Liderin; hedefleri ve niyetleri
açıkça belirtmesi, herkese karşı açık olması, izleyenlerini dinlemesi, herkesin görüşlerine
saygı göstermesi, insanlarla iletişim kurması, onları anlamaya çalışması, izleyenlerine karşı
duyarlı olması, tutarlı olması, gerektiğinde özür dilemeyi bilmesi ve affedici olmasıdır.
Kurumun kaliteli işler yapabilmesi, ürettiği mal ve hizmetten paydaşlarını memnun
edebilmesi için, dürüstlük, doğruluk, sözünü tutmak, sadakat, adalet, başkalarına yardım
etmek, başkalarına saygı göstermek, vatandaşlık sorumluluğuna sahip olmak,
mükemmeliyeti aramak, sorumluluk gibi etik değerler kurum kültürünün bir parçası
getirilmelidir (Kırel, 2000). Lider aynı zamanda davranışlarıyla etiği, kurum kültürünün bir
parçası haline getirmeli ve bu değerleri davranışlarıyla göstererek örnek olmalıdır. Çünkü
73
etik olmayan bir örgüt kültürü, örgütsel amaçlara ters düşecek etik dışı davranışları zemin
hazırlayabilir, örgüt içinde çatışmaya ve krize yol açabilir. Etik olmayan bir örgüte de
güven azalır (Buckley ve diğerleri, 2001).
Örgüt ortamında, güvenin kazanılması için çalışanlar arasında karşılıklı iletişim,
sıcaklık, açıklık ve saydamlık gereklidir. Elbette bunlara doğruluk, dürüstlük ve erdem gibi
etik değerler de eşlik etmelidir (Kaya ve diğerleri, 2003). Tüm bu değerleri de lider
davranışlarıyla ifade etmelidir. Örgüt açısından yöneticinin etkililiğinin önemli
unsurlarından bir tanesi güvenilirliğidir (Brockner ve diğerleri, 1997). Yöneticinin
güvenilir olabilmesi için, taşıması gereken belirli özellikler bulunmaktadır. Güvenilirlik
özellikleri diyebileceğimiz davranışlar; tutarlılık, bütünlük, kontrolün paylaşımı, örgütü
temsil etme gücü, iletişim ve izleyenlerine ilgi göstermedir (Whitener ve diğerleri, 1998).
Araştırmada, etik liderliğin örgütsel güven düzeyine etkisi amaçlamaktadır. Bu
kapsamda etik liderlik yani onun alt boyutları olan davranışsal, iklimsel, iletişim ve karar
vermede etiğin örgütsel güven düzeyine etkisi belirlenmeye çalışılacaktır.
74
BÖLÜM III
İLGİLİ ARAŞTIRMALAR ve YAYINLAR
Araştırmanın bu bölümünde araştırma modelinin bağımlı değişken kısmını oluşturan
örgütsel güven ve modelin bağımsız değişkeni etik liderlik ile ilgili gerek ülkemizde
gerekse yurtdışında yapılmış araştırmaların sonuçlarından söz edilecektir. Bu çerçevede
ilk bölümde örgütsel güven ile ilgili araştırmalara yer verilecektir.
1. Örgütsel Güven İle İlgili Araştırma ve Yayınlar
Rosen ve Jerder (1977) tarafından okullarda yapılan bir araştırmada, karara katılım
ile örgütsel güven arasında pozitif bir ilişki bulunmuştur.
Lindskold (1978) tarafından okullarda yapılan bir çalışmada, örgütsel ortamda
çalışanların birbirlerinden beklentilerinin güvenin oluşumunda ve onun sürekliliğinin
sağlanmasında önemli bir yeri olduğunu bulmuştur.
Kupersmıth (1983), okul yöneticilerin liderlik becerisi ile öğretmenlerin yöneticiye
güven arasındaki ilişkiyi saptamayı amaçlamıştır. İlköğretim öğretmenleri üzerine yapılan
araştırmada okul yöneticisinin samimi davranması ile örgütsel güven arasında olumlu
yönde ilişki bulunmuştur. Yine bu araştırmada öğretmenlerin yöneticiye güven
duyduklarını ama meslektaşlarına karşı aynı düzeyde güven duymadıkları ortaya çıkmıştır.
Yöneticiye güvenle örgüte güven arasında ve söz konusu araştırmanın devamında kişiye
odaklı liderlik becerisi sergilenme biçimi ile örgütsel güven arasında olumlu bir ilişki
bulunmuştur. Yaş ve hizmet yılına göre yöneticiye güven düzeyi arasında ters yönlü bir
ilişki bulunmuştur. Bu araştırmada en son okuldaki öğretmen sayısı ile okulun örgütsel
güven düzeyi arasında ters yönlü bir ilişki vardır.
Culver (1994), 1478 öğretmen üzerinde yaptığı bir araştırmada, okulda iletişim
ortamı, öğretmenlerin okulun hedeflerinden haberdar olma biçimi ile örgütsel güven
düzeyi arasında olumlu bir ilişki bulmuştur. Okullarda, öğretmenlere baskı düzeyi artıkça
örgütsel güven düzeyi düşmektedir. Yine bu çalışmada öğretmenlerin cinsiyet, mesleki
kıdemi, okul türüne göre örgütsel güven düzeyi anlamlı bir düzeyde farklılaşmamaktadır.
İşlerini gönüllü yapan öğretmenler, işlerini zorunlu yapan öğretmenlere göre okula daha
fazla güven duymaktadır.
Bryan (1995), okullarda yaptığı bir araştırmada, güvenin okullarda uzun süreli
ilişkilerin yapı taşı olduğunu bulmuştur. Özellikle hizmet sektöründe kurum içi güvenin
75
çok önemli olduğunu, çalışanların örgütlere güvenin oluşum sürecinin deneysel
yöntemlerle test edileceğini tespit etmiştir.
Glenn (1995) tarafından yapılan araştırmada, daha iyi bir eğitim için güvenin örgütsel
ilişkileri ne derecede etkilediği araştırılmıştır. Güven açısından kişiler arası ve bireyle
kurum arasındaki ilişkiler deneysel yöntemlerle test edilmiştir. Araştırmanın sonucunda
örgüte güven düzeyi artıkça, örgüt çalışanlarının kurumla olan ilişkilerinin daha güvenilir
düzeyde olduğu bulunmuştur. Örgütte var olan güven düzeyi ile ilişkilerin kalitesi arasında
olumlu bir ilişki olduğu ve örgüt ortamında ilişkilerin gelişmesinde güvenin önemli bir
faktör olduğu tespit edilmiştir.
Kratzer (1997) araştırmasında, öğretmenler arasında güvenin en önemli göstergesini
öğretmenlerin birbirleriyle ilişkilerinde açık olmasıyla ilişkili olduğunu, yüksek güvenin
olduğu okullarda öğretmenlerin mesleki sırlarını, başarılı stratejilerini, materyallerini, plan
ve uygulamalarını yoğun bir şekilde paylaştığını gözlemiştir. Dolayısıyla okullardaki
iletişime açıklıkla, örgütsel güven arasında olumlu bir ilişkiyi bulmuştur. Yine güvenin
hakim olduğu okullarda öğretmenler arasında işbirliğinin, sorumluluk bilincinin fazla
olduğunu bulmuştur.
Organ (1990) tarafından güvenin az olduğu ortamlarda çalışanların çalışma
isteklerinin ve örgütsel bağlılığın azaldığı ve çalışanların performansı ile örgütsel güven
arasında pozitif yönlü bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir.
Sheehan (1995) tarafından yapılan araştırmada, yöneticiye güvenin, öğretmenlerin
okula olumlu tutumlar geliştirmesine katkı sağladığı ve onların işleyişe katılımını artırdığı
saptanmıştır. Güven düzeyinin yüksek olduğu okullarda risk almanın desteklendiği ortaya
çıkmıştır. Yine bu araştırmanın diğer bulgusuna göre, öğretmenlerin okul dışında sosyal
etkinlik yapma düzeyi ile okulun örgütsel güven düzeyi arasında düşük düzeyde bir ilişki
olduğu tespit edilmiştir.
Adams (1997), araştırmasında okul–aile ilişkilerinde güveni incelemiştir.
Araştırmasının sonunda, ilkokul öğrenci velilerinin öğretmenlere yüksek düzeyde güven
duydukları sonucuna ulaşılmıştır.
Brown (1998), örgütsel değişim süresinde, çalışanların örgüte güven düzeyi ile
örgütsel iletişim arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Açıklık ve olumlu iletişim çalışmalarında
dakiklik davranışının güvene olumlu katkısı olduğu bulunmuştur.
76
Jones ve George (1998), eğitim kurumlarında örgütsel güven inşasına katkı sağlayan
dinamikleri belirlemeyi amaçlayan araştırmasında şu sonuçları bulmuştur. Örgütsel
güvenin inşasına çalışanların niteliklerinin, iş çevresinin, organizasyon yapısının ve
örgütsel iklimin etkisi olduğu bulgulanmıştır. Aynı zamanda, örgütsel güvenin kişilerarası
ilişkilere bağlı olduğu bulunmuştur. Yine bu araştırmada, örgütsel güven, örgütsel
performans ve iletişim ortamı arasında olumlu yönde ilişkisi tespit edilmiştir.
Mannion (1999), araştırmasında yöneticilerin dönüşümsel liderlik özelliklerinin
yönetsel güven ve örgütsel güven özellikleri ile ilişkisini tespit etmeyi amaçlamıştır.
Araştırmanın sonucunda okullarda üst düzeyde güven , dönüşümsel liderlik davranışı ile
anlamlı düzeyde ilişkili bulunmuştur.
Miller (1999), kişiler arası güven duygusunu ahlak ve sosyal sorumlulukla ilişkisini
amaçlayan araştırmasında; kişilerarasındaki güvenin, iyi bir karakter ve ahlaki davranışla
ilişkili olduğunu bulmuştur.
Moran ve Hoy (2000), tarafından okullarda örgütsel güven düzeyini belirlemek için
yapılan ölçek standardizasyonu çalışmasında, örgütsel güvenin en önemli boyutlarının;
gönüllülük, kendini adama, güvenirlik, dürüstlük, açıklık, özellikleriyle yakından ilişkili
olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Nyhan (2000), kamu kurumlarında güven temelli kurumsal paradigmayı incelemeyi
amaçlamıştır. Bu araştırmada çalışanların karar alma sürecine katılımı, yetkilendirilmesi,
fikir ve düşüncelerine baş vurma düzeyi ile örgütsel güven düzeyi arasında olumlu bir
ilişki bulgulanmıştır. Güvenin kurum içindeki olumsuz havayı gidermesi, kurumsal
gelişme ile örgütsel güven arasındaki ilişki bu araştırmanın diğer bir bulgusudur. Yine bu
araştırmada kurumun çevreye adapte olması ve çevrenin taleplerini karşılaması ile örgütsel
güven düzeyi arasında pozitif yönlü bir ilişkinin varlığı gözlenmiştir. Aynı zamanda
örgütsel güvenin, kurum içindeki farlılıkları işbirliği içinde bulundurmaya olumlu bir
katkısı olduğu ve örgütsel güven ile örgütsel bağlılık arasında olumlu bir ilişkinin olması
bu araştırmanın diğer bir sonucudur.
Smith (2000), çalışmasında liselerde örgüt sağlığı ve örgüt güveni arsındaki ilişkiyi
incelemiştir. Okul sağlığının örgütsel güven ile olumlu yönde ilişkili olduğu araştırma
sonuçlarınca doğrulanmıştır.
77
Börü (2001), tarafından yapılan araştırmada; özgüven, yardımseverlik, uyumluluk,
dürüstlük, sevecenlik, açıklık, tutarlılık, bilgili olmak, dedikodu yapmamak gibi değerleri
güven ve güvenli insan tanımlamasıyla ilişkili bulunmuştur.
Jones (2001) tarafından yapılan araştırmada, örgütsel öğrenme, gelişme ve
performans ile örgütsel güven arasında olumlu bir ilişki olduğu ve örgütsel güvenin
sağlanması için, alt düzey yöneticilere önemli roller düştüğü tespit edilmiştir.
Kamer (2001) tarafından yapılan araştırmada, örgütsel güvenin, örgütsel bağlılık ve
örgütsel vatandaşlık davranışlarına etkisi araştırılmıştır. Araştırmanın sonucunda, örgütsel
güven ile örgütsel bağlılık arasında pozitif yönlü ilişki çıkmıştır. Örgütsel güven ile
örgütsel vatandaşlık arasında bir ilişki bulunmamıştır.
Woolston (2001); bir eğitim kurumunda yaptığı araştırmasında, öğretim
elamanlarının kurum kültürü ve örgütsel güvene dönük görüşlerini tespit etmeyi ve
örgütsel güvene yeni boyutlar eklemeyi amaçlamıştır. Bu araştırma sonucunda, eğitim
çalışanlarının yöneticiye güven ile örgütsel güveni arasında olumlu bir ilişki bulunmuştur.
Yeni atanan yöneticilere güven duyulabilmesi için mevcut kültürel normları sürdürmesinin
etkili olduğu bulunmuştur. Aynı zamanda yöneticiye güveni etkileyen diğer etkenler,
yöneticisinin birliği koruması, kültürel yapıyı sürdürmesidir. Bu araştırmada kurumsal
güvenin sürekliliğinin sağlanması için, yöneticilerle eğitim çalışanları arasındaki ilişkinin
önemli olduğu tespit edilmiştir.
Blevins (2001), eğitim kurumlarında örgütsel güvenin, karar verme sürecinin iletişim
açıklığı, doğruluğu ve çalışanların işbirliği boyutlarıyla olan ilişkisini incelemiştir.
Araştırmanın sonucunda örgütsel güven ile karar verme sürecinin doğruluğu, açık iletişim
ve çalışanların işbirliği arasında pozitif yönlü bir ilişki bulunmuştur. Yine bu araştırma
bulgusunda, cinsiyet, statü, öğrenim durumuna göre örgütsel güven düzeyinde anlamlı bir
farklılaşma yoktur.
Newcombe (2001), öğretmenlerin okulda karar verme sürecine katıldıkça örgütsel
güven düzeyinin yükseldiğini, öğretmenlerin karar alma sürecine katılımı ile örgütsel
güven düzeyi arasında olumlu yüksek ilişki olduğunu tespit etmiştir.
Cerulli (2002) iki ve üç yıllık stajyer öğretmenler üzerinde yaptığı bir araştırmayla
bu öğretmenlerin okullarda örgütsel güveni nasıl algıladıklarını belirlemeye çalışmıştır. Bu
araştırmanın sonucunda, öğretmenlerin karar verme sürecine etkin olarak katılmak
istedikleri ve bu süreçte bilgilerin paylaşılması gerektiğini düşündükleri görülmüştür.Bu
78
araştırmanın sonucunda Cerulli, liderlik becerilerinin örgütsel güveni önemli derecede
etkilediğini tespit etmiştir.
Korthuis (2002) tarafından yapılan araştırmada örgütsel güveni etkileyen örgütün
yapısal değişkenleri arasındaki ilişkiyi bulmak amaçlanmıştır. Bu araştırma 802 kişi
üzerinde yapılmıştır. Yöneticinin davranışları ile örgütsel güven düzeyi arasında ilişki
bulunmuştur. Bu araştırmanın diğer bir sonucu ise, çalışanların yetkilendirilme,
çalışanların performansı, çalışanlara destek ve katılımcı liderlik düzeyleri ile örgütsel
güven arasında olumlu bir ilişkinin var olduğudur.
Baricevic (2003) tarafından yapılan araştırma sonucunda, açık kapı yönetim modeli
ile örgütsel güven düzeyi arasındaki ilişkiyi bulmak amaçlanmıştır. Bu çalışmanın açık
kapı yönetim modeli ile örgütsel güven düzeyi ve kurumsal performans, kurumsal uyum ile
örgütsel güven arasında olumlu bir ilişkinin olduğu bulunmuştur.
Demircan (2003) tarafından yapılan araştırmada, örgütsel güvenin bir ara değişkeni
olarak örgütsel bağlılık üzerindeki etkisi üzerine çalışılmıştır. Çalışmada yüksek öğretim
sektöründe çalışan akademisyenlerin görüşleri alınarak bilgi toplanmıştır. Araştırma
sonucunda örgütsel güvenini, örgütsel adalet, güçlendirici liderlik, örgütsel etik ve örgütsel
bağlılık aralarında olumlu bir ilişki bulunmuştur.
Milligan (2003) Askeri Kurumlarda Güvenin Etkileri başlıklı araştırmasında,
yüksek güven çevresinin ekip çalışmasını tetiklediğini, çatışmaları azalttığını, bireysel
performansı ve örgütsel vatandaşlık duygusunu artırdığını saptamıştır.
Ayan (2004); araştırmasında, çalışanların örgüt iklimini etik olarak algılamaları ve iş
yapmaya odaklılık kültürü, çalışanların yöneticilerine güven ve örgüte güven düzeyini
artırdığını bulmuştur.
Conn (2004) tarafından sivil toplum örgütleri üzerinde yapılan araştırmada, örgütsel
güven düzeyinin yaş, cinsiyet, medeni durum ve hizmet yılına göre farklılaştığı
bulunmuştur. Bu araştırma sonucuna göre, erkekler, kadınlara göre örgüte daha az güven
duymaktadır. Yine bu araştırmada, örgütte iletişim biçimi iyileştikçe, örgütsel güven
düzeyinin anlamlı biçimde arttığını ve hizmet yılı ile güven arasında ters yönlü bir ilişki
olduğu ortaya çıkmıştır.
Yılmaz (2004) tarafından yapılan bir çalışmada, okul yöneticilerinin destekleyici
liderlik davranışları ile okullardaki güven arasındaki ilişkinin tespiti amaçlanmıştır.
Araştırmanın sonucunda okul yöneticilerinin göstermiş olduğu liderlik davranışları,
79
öğretmenlerin okuldaki güvene ilişkin görüşlerini, ayrıca yine okul yöneticilerinin
göstermiş olduğu destekleyici liderlik davranışı da öğretmenlerin müdüre, meslektaşlarına ,
öğrencilere ve velilere olan güveni etkilediği gözlenmiştir.
Adams (2004), örgütsel performans ve öğrenme ile örgütsel güven düzeyi arasında
olumlu bir ilişkiyi yaptığı araştırmada bulgulandırmıştır. Ayarıca bu araştırmada, güvenin
örgütsel öğrenmeyi kolaylaştırdığını, çalışanların kendisini rahat ifade etmesi ile örgütsel
güven arasında olumlu ilişki olduğunu ve baskıya dayalı bağlılık ile örgütsel güven
arasında ise ters yönlü bir ilişki olduğunu tespit etmiştir.
Asunakutlu (2004) tarafından turizm sektöründe çalışanlar ile yöneticiler arasında
güven duygusunun araştırılmasını amaçlayan çalışmasının sonucunda şu sonuçlar
görülmüştür. Örgütsel güven ile örgütsel iletişim ve çalışanların eğitim düzeyi arasında
doğrusal bir ilişkinin varlığı tespit edilmiştir. Yine bu çalışmada örgütsel faaliyetlerinin
yürütüldüğü ortam ile yöneticilerine duydukları güven arasında önemli ölçüde bir ilişki
görülmüştür.
Axelrod (2004), örgüt içinde güçlü karar almayı incelemeyi araştıran çalışmasında
çalışanların karar alma sürecine katılım düzeyi ile örgütsel güven düzeyi arasında olumlu
bir ilişki bulunmuştur.
Kayes (2004), örgütlerde güvenin sonuçları üzerine yaptığı çalışmasında; örgütsel
güven ile çalışanların performans düzeyi, iş doyumu ve iş güvenliği arasında olumlu bir
ilişki olduğunu tespit etmiştir.
Kodish (2004), örgüt içinde güven ve çalışan ilişkileri üzerinde yaptığı bir
araştırmada; çalışanlara birbirleriyle olan ilişki düzeyi, bireylerin söyledikleriyle
davranışları arasındaki tutarlılığı ile örgütsel güven arasında olumlu bir ilişkinin olduğunu
gözlemlemiştir. Yine bireylerin ve liderin; etik, norm, değerlere bağlı kalma ve kurumsal
iletişim düzeyi ile örgütsel güven arasında olumlu bir ilişkisi olduğunu bulmuştur. Bu
araştırmada en son, kurumsal güven düzeyinin kurum içindeki davranışları etkilediği
bulunmuştur.
Moran (2004) tarafından yapılan bir araştırmada, okulda güven incelenmiştir. Bu
araştırmanın sonucunda, güvenilir bir çevre oluşturmanın okullar için çok önemli olduğu
ve güvenin lider ile onu takip eden izleyenlerini birbirlerine bağladığı tespit edilmiştir.
Ayrıca bu çalışmada, güvenin okulların gelişmesi ve amaçlarını gerçekleştirmesi için
önemli bir faktör olduğu, güven olmaksızın okul yöneticisinin amaçlarını yerine
80
getiremediği ve öğretmenleri bir amaç etrafında toplayamadığı, güvenin okul ortamında
iletişim imkanı sağladığı ve kurumsal işleyişi mümkün hale getirdiği, güvenin olmadığı
ortamlarda kurumsal işleyişin yavaşladığı gözlenmiştir. Öğretmenlerin kendilerini güvenli
bir ortamda hissetmesiyle okulun akademik başarısı arasında olumlu bir ilişkinin olduğu
tespit edilmiştir. Ailelerin okula güven duyması ile okul ortamındaki güven arasında sıkı
bir ilişki olduğu görülmüştür. Örgütsel güvenin yüksek olduğu okullarda, öğrenci ve
öğretmen ilişkilerinin iyileştiği tespit edilmiştir. Öğretmenlerin, ailelerle olumlu ilişkisinin
okuldaki güven ortamına pozitif bir katkısı vardır.
Roxanne (2004) tarafından yapılan araştırma sonucunda; örgütsel güvenin sağlıklı bir
okul ortamı oluşturmayla, yeniliğe açık ve başarıyı yakalayan bir yapı inşa etmekle ilişkisi
kanıtlanmıştır. Yine bu araştırmada, anne babaların ve öğrencilerin okula güveni ile okul
ortamındaki güven, örgütsel güven ile akademik başarı arasında bir ilişki bulunmuştur.
Özellikle ilköğretim okullarında güven ortamı oluşturmak için, okul yönetimine büyük rol
düştüğü tespit edilmiştir. Okul yönetimine güven yükseldikçe, okula karşı duyulan güvenin
de arttığı görülmüştür.
Perry (2004), yöneticiye güven ile örgütsel bağlılık arasındaki ilişkiyi incelemiştir.
Bu araştırma sonucunda, örgütsel güven ile örgütsel bağlılık arasında pozitif yönlü bir
ilişki bulunmuştur. Aynı zamanda, örgütsel güven arttıkça çalışanların kuruma yönelik
olumlu duygular beslediği ve yetkilendirme, karar alma sürecine katılım ile örgütsel güven
arasında olumlu bir ilişkinin olduğu bu araştırmanın diğer bir sonucudur.
Özdil (2005) tarafından 600 öğretmen üzerinde yapılan araştırmada, ilköğretim
okullarında güven ve örgütsel iklim arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırmanın
sonucunda öğretmenlerin müdüre güveni büyük oranda destekleyici müdür davranışlarının
etkili olduğu ve okulda güven geliştirmede müdürün başlatıcı olabileceği bulunmuştur.
Ayrıca bu araştırmada öğretmenlerin birbirlerine güven duydukları, cinsiyet ve kıdem
değişkenine göre öğretmenlerin birbirlerine veya yöneticilerine duydukları güven
bakımından farklılaşmanın olmadığı tespit edilmiştir.
Huff ve Kelley (2005) tarafından yapılan araştırmada, örgütsel güven inşası sürecinde
iklimsel güven, kuruma dıştan güven duyulması, müşteri beklentilerinin takip edilmesi ve
örgütün çalışanlara güvenmesinin önemli derecede etkili olduğu bulgulanmıştır.
Kickul, Gundy ve Posig (2005) tarafından yapılan araştırmada, örgütsel adalet ile
örgütsel güven düzeyi arasındaki ilişki incelenmiştir. Çalışma sonucunda örgütsel güven
81
ile örgütsel adalet duygusu arasında olumlu bir ilişki bulunmuştur. Bu araştırmada ayrıca
kurum içinde çalışanlara eşit ve adil davranılmasının örgütsel güven düzeyine olumlu bir
etki yaptığı tespit edilmiştir. Kickul, Gundy ve Posig, örgütte güvene dayalı etkinlikler
yapıldıkça, çalışanların kuruma karşı olumlu duygular beslemeye başladığını ve
çalışanların etik davranışları artıkça örgütsel güven düzeyinin arttığını tespit etmiştir.
Eşitlik, adalet duygusu ile örgütsel güven düzeyi arasında olumlu bir ilişki bu araştırmanın
bir diğer sonucudur.
Kling (2005), yaptığı araştırmada örgütsel güven ile örgütsel gelişim düzeyi
arasındaki ilişkiyi bulmayı amaçlamıştır. Bu araştırmanın bulgularına göre, yöneticiye
güven ile okula duyuşsal bağlılık arasında pozitif yönlü bir ilişki vardır. Yine kurumsal
başarı ile işbirliği ve çalışanlar arasındaki uyum arasında olumlu bir ilişki vardır.
Lenz (2005) tarafından yapılan araştırmada okulda örgütsel güven ile, örgütsel
değişim arasındaki ilişki incelenmiştir. Eğitim kurumlarında yapılacak reform
çalışmalarının başarılı olabilmesi için, öğretmenlerin eğitim sistemine güven duyması
gerektiği tespit edilmiştir. Okul içinde güvene dayalı bir ortam oluşturmak için,
öğretmenlerin birbirlerine, öğretmenin yöneticiye ve öğrencilerin ailelerine ve ailelerin de
eğitim çalışanlarına güvenmesinin zorunluluk olduğu bulgulanmıştır.
Tan ve Chee (2005), tarafından yapılan araştırmada örgütsel güvenin bilişsel ve
duyuşsal bir takım faktörlerle ilişkili olduğu bulgulanmıştır. Bilişsel faktörler; uzmanlık,
yeterlilik, göreve bağlılık, iyi çalışma performansı ve güvenilirlikle ilgili davranışlardır.
Duyuşsal faktörler ise, açıklık, eşgüdüm, yardımseverlik, etkileşim ve empatik iletişim
ortamıdır. Bu araştırmanın diğer bir bulgusu, kurumda güvenin oluşabilmesi için yedi
temel şart olduğu ve bunların; dürüstlük, kibarlık, güvenirlilik, özü sözü bir olma, adalet,
bütünlük ve çalışkanlıktan oluşmasıdır.
Wong, Wong, Ngo ve Lui (2005), yaptıkları çalışmayla örgütsel güven ile
çalışanların performansı arasında olumlu bir ilişki bulmuşlardır. Yine, örgütsel güvenin
kurum içindeki çatışmayı azalttığını, kaynakların adil bir şekilde kullanımını sağladığını
işbirliğini teşvik ettiğini, çalışanların işe odaklanmasını sağladığını tespit etmişlerdir. Aynı
zamanda, bu çalışmada örgütsel güvenin belirsiz ortamlarda riski azalttığı bulunmuştur.
Yılmaz (2005), öğretmenlerin görüşlerine göre okulların örgütsel güven düzeyini
belirlemek için okullarda örgütsel güven ölçeğini uyarlama çalışması yapmıştır.
Uyarlanarak geliştirilen ölçeğin iç tutarlılığına ilişkin güvenirlik katsayılarının yüksek
82
düzeyde olduğunu ortaya çıkmıştır. Çalışmanın diğer bulgularında; öğretmenlere göre,
okulların örgütsel güven düzeyinin, bazı alt boyutlarda cinsiyet değişkenine göre
farklılaştığı, öğretmenlerin hizmet yılına göre ise farklılaşmadığı ortaya çıkmıştır.
2. Etik Liderlik İle İlgili Araştırma ve Yayınlar
Morgan (2002), kültür ile etik yönetim anlayışı arasındaki ilişkiyi bulmayı
amaçlayan araştırmasında, yöneticilerin etik liderlik özelliğinin onların yönetsel
yeterlilikleriyle ve kişisel etik davranışlarıyla ilişkili olduğunu bulmuştur.
Moorhouse (2002), delphi tekniği ile eğitim kurumlarında ve etik liderde bulunması
gereken etik değerleri tespit etmeyi amaçlamıştır. Bu araştırmada, kurumlar için beş etik
değer ve okul yöneticilerde bulunması gereken yedi etik beceri tespit edilmiştir. Kurumlar
için beş etik özellik şunlardır. Kurumun güvenilir, dürüst, adaletli olması, yüksek ahlaki
standartlara bağlı kalması ve en son kurumun yaptığı işlerin amaçlarıyla ilişkili olmasıdır.
Okul yöneticilerinde bulunması gereken yedi etik beceri ise, ahlaki davranışlarıyla örnek
olma, güven atmosferi oluşturma, dürüst olma, öğretmenleri karar alma sürecine katma,
takım oluşturma, etkili iletişim kurabilme ve vizyon oluşturabilmedir.
Aronson (2003) tarafından yapılan araştırma, dönüşümcü liderlik ile etik liderlik
arasındaki ilişkiyi belirlemeyi amaçlanmıştır. Bu araştırmada, yöneticinin ahlaki bütünlük,
yönetici gücü, zihinsel potansiyeli ve dönüşümcü liderlik becerileri ile etik liderlik arasında
olumlu bir ilişki bulunmuştur.
Judy (2003), öğrencilere etik davranışlar kazandırmayı amaçlayan bu araştırmanın
sonucunda; öğrencilere etik liderlik becerileri kazandırmada öğretmenlerin etik liderlik
becerilerini sergilemesinin büyük rolü olduğu tespit etmiştir
Garcia (2003), etik liderlik ile ilgili etkinlikleri kapsayan bir programla okul
yöneticilerinin etik liderlik becerilerini geliştirmeyi amaçlayan bir araştırma yapmıştır.
Devlet okullarındaki yöneticiler, etik liderlik becerilerini geliştirmek için, bir programa
tabi tutulmuştur. Bu kapsamda 210 yönetici 6 ay eğitim görmüştür. Bu süreçte ve süreç
sonunda yöneticilerin güven artıcı davranışlar sergilemeyle başladığı, inançlarında artış
gösterdiği ve daha fazla etik değerlere bağlı davrandığı tespit edilmiştir. Yine bu eğitim
sürecinde etik liderlik becerisi kazanmaya başlayan yöneticilerin, yoğun iş yükü olmasına
rağmen, izleyenlerine duygusal ve mesleki konuda daha fazla destek vermeye başladığı
gözlenmiştir.
83
Aikman (2003), sağlık sektöründe yaptığı bir araştırmada, etik liderlik ile kurum
kültürü arasında olumlu bir ilişki bulunmuştur. Etik lider davranışının, etik değerlerle
ilişkili olduğu ve etik değerlerin lider davranışlarını yönlendirmesi gerektiği bulunmuştur.
Yine bu araştırmada, etik liderlerin davranışlarının ve inançlarının etik değerlerle ilişkili
olduğu bulgulanmıştır. Etik liderliğin, kurum için en önemli faktör olduğu ve etik liderlik
davranışlarıyla kurumun etik yönelimi arasında bir ilişkinin olduğu araştırmanın diğer bir
bulgusudur.
Davis (2004), yaptığı araştırmada, etik liderliğin okullardaki kültürel farklılığa olan
etkisini açıklamaya çalışmıştır. Bu araştırmada, öğrenicilerin daha iyi bir iletişim ortamı
oluşturmalarında ve akademik başarılarını arttırmalarında okul yöneticilerinin etik liderlik
becerilerinin olumlu katkısı olduğu tespit edilmiştir.
DeGraffenreid (2004), öğrencilerin etik becerilerinin gelişmesinde, okul
yöneticilerinin etik liderlik becerilerinin etkisini belirlemeye çalışmıştır. Bu araştırmada
öğretmenlerin ve öğrencilerin etik liderlik becerilerinin gelişmesinde, yöneticilerin etik
liderlik davranışlarının önemli bir etkisi olduğu tespit edilmiştir.
Yılmaz (2005), tarafından okul yöneticilerinin etik liderlik düzeylerini belirleyecek
bir ölçek geliştirilme çalışmasında, öğretmenlerin görüşlerine göre okul yöneticilerinin etik
liderlik düzeylerinin cinsiyet değişkenine göre farklılaşmadığını ve kendi memleketlerinde
çalışıp çalışmama durumlarına göre farklılaştığını bulmuştur.
Brown, Trevino ve Harrison (2005), tarafından yapılan araştırmada, etik liderliği
sosyal öğrenme kuramı ile açıklamayı amaçlamıştır. Bu araştırmanın sonucunda, etik
liderliğin; dürüstlükle, güvenirlilikle, karşılıklı adaletle, danışmanlıkla ilişkili olduğu
görülmüştür. Yine bu araştırmada; etik liderliğin, çalışanların iş doyumuna, kendini işe
adamasına, işle ilgili problemlerini çözmeye etkisi olduğu bulunmuştur.
84
BÖLÜM IV
YÖNTEM
Bu bölümde araştırmanın modeli, evreni ve örneklemi, veri toplama araçları ile
toplanan verilerin değerlendirilmesinde kullanılan istatistiksel yöntemler rapor edilmiştir.
1. ARAŞTIRMA MODELİ
Bu araştırma ilişkisel tarama modelindedir. Araştırma modelinde bağımlı ve
bağımsız olmak üzere iki temel değişkeni vardır.
Okul yöneticisinin etik liderlik becerisi, ilköğretim okullarındaki örgütsel güven düzeyini ne
derecede açıkladığı tespit etmek amacıyla, etik liderliğin alt boyutları (iletişimsel etik, davranışsal
etik, karar vermede etik ve iklimsel etik düzeyleri) araştırma modelinin bağımsız değişkenlerinin
bir parçasını oluşturmuştur.
İlköğretim okullarındaki örgütsel güven düzeyi, öğretmenlerin bazı özlük niteliklerine göre
farklılaşma durumu merak edilerek öğretmenlerin cinsiyetleri, branşları, öğrenim durumları
değişkenleri araştırma modelinin bağımsız değişkenlerinin bir kısmını oluşturmuştur. İlköğretim
okullarındaki örgütsel güven düzeyi; öğretmenlerin sosyal çevresindeki bazı faktörlere göre
farklılaşma gösterebileceği düşünülerek, öğretmelerin bir sendikaya üye olup olmama, kendi
memleketlerinde çalışıp çalışmama, okul dışında beraber sosyal etkinlik yapıp yapmama ve ilçe
milli eğitim müdürlüklerinin öğretmenlerin problemleriyle ilgilenip ilgilenmeme durumları
araştırma modelinin bağımsız değişkelerinin bir parçasını oluşturmuştur. Yine ilköğretim
okullarındaki örgütsel güven düzeyi; okulun kendine özgü bir takım özelliklerine göre,
farklılaşmada bunabileceği düşünülerek okulun bulunduğu yerleşim türleri, öğretmen sayıları ve
okul yöneticisinin okul aile birliği ile ilişki düzeyleri araştırma modelinin bağımsız değişkenlerinin
diğer bir parçasını oluşturmuştur.
Araştırmanın bağımlı değişkenleri; okuldaki örgütsel güvenin alt boyutları olan
çalışanlara duyarlılık, yöneticiye güven, iletişim ortamı ve yeniliğe açıklıktır.
Araştırmada, okul yöneticilerinin etik liderliğin iletişimsel etik, davranışsal etik,
karar vermede etik ve iklimsel etik düzeyleri, örgütsel güvenin alt boyutları çalışanlara
duyarlılığı, yöneticiye güveni, iletişim ortamını ve yeniliğe açıklığı yordama düzeyleri
incelenmiştir.
85
Ayrıca, ilköğretim okullarının örgütsel güvenin alt boyutları çalışanlara duyarlılık,
yöneticiye güven, iletişim ortamı ve yeniliğe açıklık puanlarının öğretmenlerin özlük
nitelikleri, okulun sahip diğer bazı nitelikler ve öğretmenlerin bazı uygulamaları algılama
biçimlerine göre (Öğretmenlerin cinsiyeti, branşları, öğrenim durumları, herhangi bir
sendikaya üye olup olmama durumları, kendi memleketlerinde çalışıp çalışmama
durumları, okul dışında beraber sosyal etkinlik yapıp, yapmama durumları, okul aile birliği
ile ilişki düzeyleri, il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin öğretmenlerin problemleriyle
ilgilenip ilgilenmeme durumları; okulun bulunduğu yerleşim türleri ve okulun öğretmen
sayıları; okul yöneticisinin okul aile işbirliği ilişki düzeyleri) farklılaşıp farklılaşmadığı
incelenmiştir.
2. EVREN ve ÖRNEKLEM
2004-2006 tarihleri arasında ilişkisel tarama modeliyle yapılan bu araştırmanın
evrenini yine bu tarihler arasında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı resmi ilköğretim
okullarında çalışan öğretmenler oluşturmaktadır. Bu öğretmenlerin sayısı 378 665’tir
(MEB, 2005). Evrendeki öğretmenlerin bölgelere gere dağılımı Tablo 2’de verilmiştir.
Araştırma evrenindeki öğretmenlerin nicel açıdan temsil yeterliliklerini sağlamak amacıyla
uzman görüşleri ve örneklem tekniklerine dayalı olarak minimum kişi sayısı
hesaplanmıştır. Örneklemde olması gereken kişi sayısı en az 1536’dır. Bu sonuca aşağıdaki
formül ve bu kapsamda yapılan işlemlerle ulaşılmıştır (Sünbüloğlu, 1994:266).
σ2 x t2
n= d2
n : Örneklemdeki birey sayısı
σ2 : Araştırma değişkeninin evrendeki varyansı
T2 : Kuramsal – tablo t değeri (t=1,96)
d : Kabul edilebilir hata sapma düzeyi
86
Yukarıda formül kapsamında örneklemdeki birey sayısı bulmak için yapılan işlem
sırasında araştırma değişkeninin evrendeki varyansı (σ2 ) değeri olarak Okullarda Örgütsel
Güven Ölçeği’nin daha önceki denemelerinde ortaya çıkan varyans puanı olan 41 dikkate
alınmıştır. Kabul edilebilir hata sapma düzeyi 2,05 ve kuramsal tablo t değeri 1,96
alınmıştır. Bu değerler kapsamındaki işlem sonucunda örneklemde bulunması gereken en
az birey sayısı 1536 olarak bulunmuştur.
Araştırma örneklemindeki elaman sayısına karar verildikten sonra Türkiye genelinde
resmi ilköğretim okullarında çalışan öğretmen dağılımını tutarlı bir şekilde temsil etmesi
için tabakalama örnekleme yöntemi kullanılmıştır.
Tablo 2: Araştırma Evrenindeki Öğretmenlerin Bölgelere Göre Dağılımı
Bölgeler
K (Evrendeki Tabakalara
Göre
Öğretmen Sayısı)
%(Tabakaların Evren İçindeki
Oranı)
K (Örneklem Tabakalarındaki
Olması Gereken En Az Öğretmen
Sayısı)
K (Örneklem Tabakalarındaki Öğretmen Sayısı)
1.Akdeniz Bölgesi 52284 %13,80 212 359
2. Ege Bölgesi 50669 %13,38 205 308
3.Güneydoğu Anadolu Bölgesi 39545 %10,44 160 309
4.Karadeniz Bölgesi 49783 %13,14 202 332
5. Marmara Bölgesi 83259 %21,98 337 452
6. İç Anadolu Bölgesi 67511 %17,82 275 409
7. Doğu Anadolu Bölgesi 35614 %9,40 145 263
Toplam (N) 378665 %100 1536 2432
Bu amaçla Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü’den 2004-2005
Öğretim yılında ilköğretim okullarında görev yapan öğretmenlerin bölgelere göre dağılımı
esas alınmıştır. Araştırma evreninin bölgelere göre dağılımı aşağıda verilmiştir. Bölgelerde
çalışan öğretmenin evrendeki genel öğretmen sayısına göre yüzdeleri tespit edilmiştir. Bu
yüzdelikler kullanılarak orantı yoluyla araştırma örneklemindeki tabakalara düşen
öğretmen sayıları tespit edilmiştir.
Araştırma örnekleminin istatistiksel yeterliliğini karşılaması için olması gereken
birey sayısının iki misline biraz yakın bir sayı olan 2750 kişiye araştırmanın ölçme araçları
postayla gönderilmiştir. Bu sayıdan 2476 tane ölçek geri gelmiştir. Ölçekler, bilgisayara
87
kodlanmadan önce tek tek incelenmiştir. 44 ölçek, işaretlenmemiş soru ve yetersiz
cevaplandırmalar içerdiği için işlem dışı bırakılmıştır. Bu süreç sonunda araştırmanın
örneklemi, ilköğretim okullarında çalışan 2432 öğretmenden oluşmuştur. Araştırma
evreninde ulaşılan birey sayısı, istatistiksel açıdan tabakalı örneklemi oluşturmak için
yeterlidir.
Son olarak araştırma örneklemi 1144’ü bayan, 1288’si erkek olmak üzere toplam
2432 öğretmenden oluşmaktadır.
3. VERİ TOPLAMA ARAÇLARI
Bu araştırmada okul yöneticilerinin etik liderlik düzeylerini belirlemek için Etik
Liderlik Ölçeği ve ilköğretim okullarının örgütsel güven düzeyini belirlemek için
Okullarda Örgütsel Güven Ölçeği kullanılmıştır. Öğretmenlerin özlük nitelikleriyle ilgili
bilgileri elde etmek için ayrıca bir bilgi formu kullanılmamıştır. Araştırmanın bazı
değişkenleri (Öğretmenlerin cinsiyetleri, branşları, öğrenim durumları, herhangi bir
sendikaya üye olup olmama durumları, kendi memleketlerinde çalışıp çalışmama
durumları, okul dışında beraber sosyal etkinlik yapıp, yapmama durumları, il ve ilçe milli
eğitim müdürlüklerinin öğretmenlerin problemleriyle ilgilenip ilgilenmeme durumları;
okulun bulunduğu yerleşim türleri ve öğretmen sayıları; okul yöneticisinin okul aile birliği
ile ilişki düzeyleri) ile ilgili veriler bilgi formu üzerinde belirtilen sorularla toplanmıştır.
Araştırmada kullanılan Etik Liderlik Ölçeği ve Okullarda Örgütsel Güven Ölçeği’ne
ilişkin tanıtıcı bilgiler aşağıda verilmiştir.
3.1. Etik Liderlik Ölçeği (ELÖ)
Yılmaz (2005) tarafından geliştirilen “Etik Liderlik Ölçeği (ELÖ)” öğretmen
görüşlerine göre, okul yöneticilerinin etik liderlik düzeylerini belirlemek için
geliştirilmiştir. Etik Liderlik Ölçeği; tamamen katılıyorum (5), katılıyorum (4), fikrim yok
(3), katılmıyorum (2), kesinlikle katılmıyorum (1) şeklinde cevaplandırılan ve puanlanan
5’li Likert tipi ölçektir. Yılmaz (2005), Etik Liderlik Ölçeği’nde 4 faktör bulmuştur. Dört
faktör tarafından açıklanan toplam varyans %61,139’dür. Birinci faktör varyansın
%21,525’ini(özdeğer:8,302), ikinci faktör %14,208’ünü(özdeğer:5,480), üçüncü faktör
%14,638”ini (özdeğer:4,165), dördüncü faktör ise %10,798’ünü (özdeğer:5,646 )
açıkladığını belirtmiştir.
88
Tablo 3: Etik Liderlik Ölçeğine Ait Değerler
Etik Liderlik Ölçeğinin
Alt Boyutları Madde Sayısı Faktör
Yükleri
Güvenirlik
Katsayısı
Alt Boyutlardan Alınabilinecek En Alt ve En
Üst Puanlar
İletişimsel Etik 15 0,669-0,814 ,95 15-75
İklimsel Etik 11 0,631 - 0,752 ,92 11-55
Karar Vermede Etik 9 0,631- 0,752 ,94 9-45
Davranışsal Etik 9 0,735-0,824 ,90 9-45
Toplam 44 Madde - ,97
Yılmaz (2005), Etik Liderlik Ölçeğinin(ELÖ) güvenirliğini kestirmek için öncelikle
Cronbach Alpha katsayısını kullanmıştır. Aynı zamanda Cronbach Alpha iç tutarlılık
katsayısını hem ölçeğin tümü hem de alt boyutlar için ayrı ayrı hesaplamış ve güvenirliğin
bir ölçütü olarak belirlemiştir. Ölçeğin toplam güvenirlik katsayısı .97 bulunmuştur. Dört
alt boyutun kendi içlerinde hesaplanan güvenirlik katsayıları; iletişimsel etik .95; iklimsel
etik .92; karar vermede etik .94 ve davranışsal etik alt boyutu ise .90 olarak bulmuştur
(Yılmaz, 2005). Ölçeğin tüm boyutlarında, 44 maddenin madde-test korelasyonu (Item-
total) 0,676 ile 0,863 arasında değişmektedir. Aynı şekilde, tüm cümlelerin madde-kalan
korelasyonu ise 0,588 ile 0,825 arasında değerler almıştır. Ölçeğin her bir maddesine ait bu
iki korelasyon katsayısı, ölçeğin bütünü ve alt boyutlarındaki iç tutarlılığın bir
göstergesidir.
ELÖ’nin birinci alt boyutu “İletişimsel Etik”; yöneticinin hatalarını kabul etmesinin,
bencil davranışlar sergilememesinin, öğretmenlere adaletli davranmasının, tartışmalara
yapıcı ve anlayışlı katılmasının, sabırlı ve alçak gönüllü olmasının, insanlara eşit
davranmasının, tüm öğretmenlere sevgiyle davranmasının, öğretmenlere şefkatle
yaklaşmasının, etrafındaki insanlara saygı göstermesinin, öğretmenler arasında ara bozucu
olmamasının, merhametli olmasının, öğretmenlere içten davranmasının, öğretmenleri,
sahip oldukları kişisel özelliklerinden dolayı yargılamamasının ve yapılan hizmetlerden
dolayı insanlara minnet duygusu beslemesinin ne düzeyde olduğunu belirlemeye
çalışmaktadır. Bu alt boyuttan alınabilecek puan 15-75 aralığındadır. Bu alt boyutunun
puan toplamının üst sınıra yakın olmasından okul yöneticinin bu davranışları üst düzeyde,
89
bu puanın alt sınıra yakın olmasından ise okul yöneticinin bu davranışları yetersiz düzeyde
sergilediği anlaşılmalıdır.
ELÖ’nin ikinci alt boyutu “İklimsel Etik”; yöneticinin öğretmenleri teşvik etmesinin,
kendi düşüncelerini, sevgiyi temel alan yaklaşımla yaymaya çalışmasının, geleceğe dönük
somut hedefler koymasının, kendi işlerini sorumluluk duygusu içinde yapmasının,
öğretmenlerin yaratıcılığın ortaya çıkması için uygun ortam hazırlamasının, öğrenme
konusunda istekliliğinin, öğretmenlerin farklı düşünebileceğini kabul etmesinin,
öğretmenlerin başarısını, adaletli bir şekilde ödüllendirmesinin, okulun kurallarını doğru
bir şekilde oluşturmasının, tartışmalar için özgür ortamlar yaratmasının, mesleki etkinliğini
artırmaya yönelik çaba içerisinde olmasının ne düzeyde olduğunu belirlemeye
çalışmaktadır. Bu alt boyuttan alınabilecek puan 11-55 aralığındadır. Bu alt boyutunun
puan toplamının üst sınıra yakın olmasından okul yöneticinin bu davranışları üst düzeyde
sergilediği, bu puanın alt sınıra yakın olmasından ise okul yöneticinin bu davranışları
yetersiz düzeyde sergilediği anlaşılmalıdır.
ELÖ’nin üçüncü alt boyutu örgütsel “Karar Vermede Etik”; okul yöneticisinin
çözümler üretmede sistemli yaklaşmasının, politik konularda kazanç sağlamaya yönelik
çalışmalar yapmasının, dini konularda fayda amaçlı faaliyetlerde bulunmamasının,
ekonomik alanda kişisel kazanç sağlayıcı faaliyetlerde bulunmamasının, mesleki
sorumluluklarını dürüstlük duygusu içerisinde yapmasının, okulda ortak alınan kararları,
etkili biçimde uygulamasının, okulda yapılan işlerde ölçüyü belirlemesinin, kötü
sayılabilecek alışkanlıklara sahip olmamasının ve davranışlarının sınırlarını bilmesinin ne
düzeyde olduğunu belirlemeye çalışmaktadır. Bu alt boyuttan alınabilecek puan 9-45
aralığındadır. Bu alt boyutunun puan toplamının üst sınıra yakın olmasından okul
yöneticinin bu davranışları üst düzeyde, bu puanın alt sınıra yakın olmasından ise okul
yöneticinin bu davranışları yetersiz düzeyde sergilediği anlaşılmalıdır. .
ELÖ’nin dördüncü alt boyutu “Davranışsal Etik”; kendi kendini
değerlendirebilmesinin, doğru sözlülüğünün, dürüstlüğünün, yalan söylememesinin,
cesaretliliğinin, gerçekçiliğinin, ussal davranmasının, bireysel hakları korumasının, içinde
bulunduğu toplumun değerlerine saygı göstermesinin ne düzeyde olduğunu belirlemeye
çalışmaktadır. Bu alt boyuttan alınabilecek puan 9-45 aralığındadır. Bu alt boyutunun puan
toplamının üst sınıra yakın olmasından okul yöneticinin bu davranışları üst düzeyde
sergilediği, bu puanın alt sınıra yakın olmasından ise okul yöneticinin bu davranışları
yetersiz düzeyde sergilediği anlaşılmalıdır.
90
3.2. Okullarda Örgütsel Güven Ölçeği (OÖGÖ)
Yılmaz (2005), öğretmen görüşlerine göre okulların örgütsel güven düzeyini
belirlemek amacıyla “Okullarda Örgütsel Güven Ölçeği”nin (OÖGÖ) geçerlik ve
güvenirlik çalışması yapmıştır.
Okullarda örgütsel güven düzeyini ölçmek için Daboval ve arkadaşları (1994) küçük
işletmeler ve sorunlar hakkındaki bir sempozyumda bildiri olarak sundukları Örgütsel
Güven Ölçeği kullanılmıştır. Bu ölçek örgütlerin örgütsel güven düzeyini ölçen, 1-6 arası
puanlanan Likert tipi bir ölçektir. Bu ölçek aynı zamanda Kamer (2001) tarafından
Türkçe’ye uyarlanmış, geçerlilik ve güvenirlik çalışması yapılmıştır. Bu çalışma sonunda
güvenirlik testinde Alpha değeri 0,96 bulunmuştur.
Yılmaz (2005), Daboval, ve arkadaşlarının (1994) geliştirdiği Örgütsel Güven
Ölçeğinin daha sonra eğitim kurumları olan okullara uyarlamasını yapmıştır. Küçük
işletmeler için geliştirilen bu ölçeğin eğitim ve okullardaki karşılıklarını bulmuştur. Aynı
zamanda ölçekteki maddelerin çift ifadeleri sadeleştirip ölçeği 40 maddeye çıkarmıştır.
Okullarda Örgütsel Güven Ölçeği; tamamen katılıyorum (6), çok katılıyorum (5),
katılıyorum (4), biraz katılıyorum (3), katılmıyorum (2), hiç katılmıyorum (1) şeklinde
cevaplandırılan ve puanlanan 6’li Likert tipi bir ölçektir.
Tablo 4: Okullarda Örgütsel Güven Ölçeğine Ait Değerler
Okullarda Örgütsel Güven Ölçeğinin
Alt Boyutları Madde Sayısı Faktör Yükleri Güvenirlik
Katsayısı
Alt Boyutlardan Alınabilinecek En Alt Ve En Üst Puanlar
Çalışanlara Duyarlılık 15 0,613 - 0,801 ,95 15-90
Yöneticiye Güven 12 0,641 - 0,810 ,95 12-72
İletişim Ortamı 9 0,614 - 0,808 ,92 9-54
Yeniliğe Açıklık 4 0,555 - 0,793 ,75 4-24
Toplam 40 Madde - ,97 -
Yılmaz (2005), ölçeğin geçerlik ve güvenirlik çalışmasında, Okullarda Örgütsel
Güven Ölçeği’nde (OÖGÖ) 4 faktör bulmuştur. Dört faktör tarafından açıklanan toplam
varyans %53,910’dur. Birinci faktör varyansın %19,352’ini(özdeğer:10,352), ikinci faktör
%16,988’ünü(özdeğer:9,107), üçüncü faktör %12,649’ünü (özdeğer:6,781), dördüncü
faktör ise %4,421’ünü(özdeğer:2,638) açıklamakta olduğunu belirtmiştir.
91
Yılmaz (2005), Okullarda Örgütsel Güven Ölçeğinin (OÖGÖ) güvenirliğini
kestirmek için öncelikle Cronbach Alpha katsayısı kullanmıştır. Cronbach Alpha iç
tutarlılık katsayısı hem ölçeğin tümü hem de alt boyutlar için ayrı ayrı hesaplanmış ve
güvenirliliğin bir ölçütü olarak belirlemiştir. Ölçeğin toplam güvenirlik katsayısı 0,97
bulunmuştur. Dört alt boyutun kendi içlerinde hesaplanan güvenirlik katsayıları çalışanlara
Duyarlılık .95; Yöneticiye Güven .95; Yeniliğe Açıklık .75 ve İletişim Ortamı alt boyutu
ise .92 bulunmuştur. Ölçeğin tüm boyutlarında, 40 maddenin madde-test korelasyonu (Item-
total) 0,531 ile 0,831 arasında değişmektedir Aynı şekilde, tüm cümlelerin madde-kalan
korelasyonu ise 0,410 ile 0,791 arasında değerler almıştır. Ölçeğin her bir maddesine ait bu iki
korelasyon katsayısı, ölçeğin bütünü ve alt boyutlarındaki iç tutarlılığın bir göstergesidir (Yılmaz,
2005),
Okulda Örgütsel Güven Ölçeğinin birinci alt boyutu Çalışanlara Duyarlılık; okula
yeni gelen öğretmenlerin, okula kaynaşmasına yardımcı olunması, okulun amaçları
anlatılması, işinde daha iyi hizmet sunabilmesi için eğitim verilmesi, öğretmenlere
kendilerine sahip çıkıldığını hissettirilmesi, okulun öğretmenlerden beklentisi,
öğretmenleri tatmin edici düzeyde olması, öğretmenin ders programlarının hem okul dışı
etkinliklerini, hem de okul içi etkinliklerini dengeleyecek düzeyde olması, okulun iş
prensiplerinin öğretmenlerin kariyerlerinde yükselme hedeflerini destekler biçimde olması,
okulun iş prensiplerinin gerektiğinde gözden geçirilerek güncelleştirilmesi, okulun iş
prensiplerinin öğretmenlerin fikirlerine başvurularak oluşturulması, okulun kendi iş
prensiplerine göre hareket etmesi, okul öğretmenlerin bireysel gereksinimlerini
karşılayabilmek için yeni iş prensiplerini eski iş prensipleriyle değiştirmede dengeli
davranılması, okulda öğretmenlerle ilgili verilecek kararlarda ve uygulanacak işlerde adil
davranılması, okulda öğretmenler ile ilgili karar ve eylemlerin adilane yerine getirilmesi ve
yasalarda belirtilen disiplin kurallarının haklı ve gerekli durumlarda uygulanmasının ne
düzeyde olduğunu belirlemeye çalışmaktadır. Bu alt boyuttan alınabilecek puan 15-90
aralığındadır. Bu alt boyutunun puan toplamının üst sınıra yakın olmasından, okulda bu
becerilerin üst düzeyde sergilendiği, bu puanın alt sınıra yakın olmasından ise okulda bu
becerilerin yetersiz düzeyde sergilendiği anlaşılmalıdır.
Okulda Örgütsel Güven Ölçeği’nin ikinci alt boyutu olan Yöneticiye Güven; okul
müdürünün, yanındaki çalışanların rahatlıkla ulaşabileceği birisi olmasının, öğretmenlerin
önerilerini dinlemesinin, öğretmenlerin problemleriyle ilgilenmesinin, okulla ilgili iş
prensiplerini adil ve objektif yerine getirmesinin, açık ve dürüst olmasının, öğretmenlerle
92
olan ilişkilerinde samimi ve öğretmenlerin okula katkısı konusunda onlara destek
olmasının, öğretmenleri iş konusundaki sorumluluklarına ve görevlerinde onlara
güvenmesinin, okulda performans değerlendirmelerini adil ve tarafsız bir şekilde
yapmasının, öğretmenleri okulun hedeflerine ulaşmak için bir araç olarak değil, bir insan
olarak görmesinin, öğretmenlere güvenebilmesinin, öğretmenlerin faydasına olacak
bilgileri onlardan saklamamasının, okulda çalışma saatleri ve ders programları çalışanlara,
görevlerini yerine getirebilme olanağı vermesinin ne düzeyde olduğunu belirlemeye
çalışmaktadır. Bu alt boyuttan alınabilecek puan 12-72 aralığındadır Bu alt boyutunun
puan toplamının üst sınıra yakın olmasından, okulda bu becerilerin üst düzeyde, alt sınıra
yakın olmasından ise okulda bu becerilerin yetersiz düzeyde sergilendiği anlaşılmalıdır.
Okulda Örgütsel Güven Ölçeğinin üçüncü alt boyutu İletişim Ortamı; okulda, iş
prensip ve yönetmelikler açıklıkla öğretmenlere aktarılmasının, iletişim kanallarının her
zaman açık olmasını, öğretmenlerin okul hakkındaki duygularını belirtmekten
çekinmemesinin, gizli saklı uygulamalar olmadan her şey açıklıkla yürütülmesinin,
bilgilerin zamanında iletilmesinin, bilgilerin tüm çalışanlara tam ve doğru olarak
aktarılmasının, öğretmenlerin okul yöneticileri ile doğrudan iletişim kurabilmesinin,
olumlu iş ilişkilerinden dolayı çalışmaktan keyif almasının ve öğretmenlerin işlerin
kalitesiyle ilgili olarak olumlu geri bildirim almasının ne düzeyde olduğunu belirlemeye
çalışmaktadır. Bu alt boyuttan alınabilecek puan 9-54 aralığındadır. Bu alt boyutunun puan
toplamının üst sınıra yakın olmasından, okulda bu becerilerin üst düzeyde sergilendiği, bu
puanın alt sınıra yakın olmasından ise okulda bu becerilerin yetersiz düzeyde sergilendiği
anlaşılmalıdır.
Okulda Örgütsel Güven Ölçeğinin dördüncü alt boyutu olan Yeniliğe Açıklık; okul
yöneticisinin iş prensiplerini oluştururken öğretmenlerin fikrini almasının ve bunları
kullanmasının, öğretmenlerin çekinmeden okul hakkında önerilerde bulunabilmesinin,
okulun öğretmenlerin ihtiyaçları ve yaptıkları öneriler doğrultusunda yeniliğe, gelişime ve
değişime açık olmasının ne düzeyde olduğunu belirlemeye çalışmaktadır. Bu alt boyuttan
alınabilecek puan 4-24 aralığındadır. Bu alt boyutunun puan toplamının üst sınıra yakın
olmasından, okulda bu becerilerin üst düzeyde sergilendiği, bu puanın alt sınıra yakın
olmasından ise okulda bu becerilerin yetersiz düzeyde sergilendiği anlaşılmalıdır.
93
4. VERİLERİN TOPLANMASI ve ANALİZİ
Verilerin Toplanması
ELÖ ve OÖGÖ’nin ilköğretim okullarına uygulanması için öncelikli olarak Milli
Eğitim Bakanlığı’ndan izin alınmıştır (EK-A). Verileri toplamak amacıyla 2750 ELÖ ve
OÖGÖ, daha önce tesadüfi olarak belirlenen örneklem grubundaki illerde bulunan
ilköğretim okullarına hem posta yolu ve hem de ilköğretim deneticileri tarafından
gönderilmiştir. İlköğretim okullarında çalışan öğretmenler ölçekleri cevaplandırdıktan
sonra posta yoluyla geri göndermişlerdir. Geri gelen ölçek sayısı 2476’dır. Bu sayı, Balcı
(2004:157) tarafından belirtilen araştırma sonuçlarında bir yargıya varılabilmesi için
anketlerin %80’nin geri dönmesi hükmünü karşılaşmaktadır.
İlk aşamada ölçekler ayrı ayrı değerlendirilmiştir. Eksik yada yanlış doldurmalardan
dolayı 44 öğretmen örneklemden çıkarılmıştır. Bunun sonucunda 2432 öğretmenin
cevaplandırdığı ölçekler değerlendirmeye alınmıştır.
Verilerin Çözümlenmesi ve Yorumlanması
Bu araştırmanın amacı, okul yöneticilerinin etik liderlik düzeylerinin okullardaki
örgütsel güven düzeyine etkisini incelemektir. Aynı zamanda bazı değişkenlere göre
okullardaki örgütsel güven düzeyinin farklılaşıp farklılaşmadığını test etmektir.
Araştırmanın bağımsız değişkeni, okul yöneticilerinin etik liderliğin iletişimsel etik,
davranışsal etik, karar vermede etik ve iklimsel etik düzeyleridir. Ayrıca araştırmanın diğer
bağımsız değişkenleri, öğretmenlerin cinsiyetleri, branşları, öğrenim durumları, herhangi
bir sendikaya üye olup olmama durumları, kendi memleketlerinde çalışıp çalışmama
durumları, okul dışında beraber sosyal etkinlik yapıp yapmama durumları, okul aile birliği
ile ilişki düzeyi, il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin öğretmenlerin problemleriyle
ilgilenip ilgilenmeme durumları, okulun bulunduğu yerleşim türleri ve öğretmen sayıları,
okul yöneticisinin okul aile birliği ilişki düzeyleridir.
Araştırmanın bağımlı değişkenleri; okulda örgütsel güvenin alt boyutları olan
çalışanlara duyarlılık, yöneticiye güven, iletişim ortamı ve yeniliğe açıklıktır.
Araştırmanın alt amaçları doğrultusunda, verilerin çözümlenmesinde şu istatistiksel
teknikler uygulanmıştır.
94
Okul yöneticilerinin etik liderliğin, iletişimsel etik, davranışsal etik, karar vermede
etik ve iklimsel etik düzeylerinin okuldaki örgütsel güvenin alt boyutları olan çalışanlara
duyarlılığı, yöneticiye güveni, iletişim ortamını ve yeniliğe açıklığı yordama derecesi
doğrusal regrasyon analizi ile test edilmiştir.
Örgütsel güvenin alt boyutları olan çalışanlara duyarlılık, yöneticiye güven, iletişim
ortamı ve yeniliğe açıklık puan ortalamalarının öğretmenlerin cinsiyeti, herhangi bir
sendikaya üye olup ve olmama, kendi memleketlerinde çalışıp çalışmama, okul dışında
beraber sosyal etkinlik yapıp yapmama, il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin
öğretmenlerin problemleriyle ilgilenip ilgilenmeme durumları değişkenlerine göre,
grupların ortalamaları arasındaki farkın önem kontrolü “t-testi” ile yapılmıştır.
Ayrıca örgütsel güvenin alt boyutları olan çalışanlara duyarlılık, yöneticiye güven,
iletişim ortamı ve yeniliğe açıklık puan ortalamaları öğretmenlerin branşları, öğrenim
durumları, okul yöneticisinin okul aile birliği ile ilişki düzeyi, okulun bulunduğu yerleşim
türü ve okulun öğretmen sayısı değişkenlerine göre, grupların ortalamaları arasındaki
farkın önem kontrolü Varyans analizi ile yapılmıştır. Anlamlı fark bulunan maddeler için,
bu anlamlılığının hangi gruplar arasından olduğunu test etmek amacıyla Tukey çoklu
karşılaştırmalı test uygulanmıştır.
Eğitim araştırmalarından çoğu zaman verilerin analizinde manidarlık düzeyi 0,05
olarak kabul edilmektedir (Balcı, 2004). Bu yüzden; verilerin analizinde önem düzeyi,
Özdamar (2001:279) tarafından önerilen p>0,05 önemli değil, p<0,05 önemli aralıkları
belirlenmiştir.
95
BÖLÜM V
BULGULAR
Bu bölümde araştırmanın alt amaçlarıyla ilgili bulgulara yer verilmiştir. Öncelikle
etik liderliğin alt boyutlarının (iletişimsel etik, iklimsel etik, karar vermede etik,
davranışsal etik) okuldaki örgütsel güvenin alt boyuları olan çalışanlara duyarlılık,
yöneticiye güven, iletişim ortamı ve yeniliğe açıklık düzeyini açıklama gücü incelenmiş ve
tüm bunlarla ilgili sonuçlara yer verilmiştir.
Daha sonra örgütsel güvenin çalışanlara duyarlılık, yöneticiye güven, iletişim
ortamı ve yeniliğe açıklık boyutları ortalamalarının; öğretmenlerin cinsiyetlerine, kendi
memleketlerinde çalışıp çalışmama durumlarına, branşlarına, öğrenim durumlarına, okulun
bulunduğu yerleşim türlerine, herhangi bir sendikaya üye olup olmama durumlarına,
okulda görev yapan öğretmen sayılarına, okul yöneticilerinin okul aile birliği ile ilişki
düzeylerine, il veya ilçe milli eğitim müdürlüklerinin öğretmenlerin problemleriyle
ilgilenip ilgilenme durumlarına ve öğretmenlerin okul dışında beraber sosyal etkinlik yapıp
yapmama durumlarına göre farklılaşıp farklılaşmadığı incelenmiştir.
1. Etik liderliğin alt boyutları (iletişimsel etik, iklimsel etik, karar vermede etik,
davranışsal etik) okullardaki örgütsel güvenin alt boyuları olan çalışanlara
duyarlılık, yöneticiye güven, iletişim ortamı ve yeniliğe açıklık düzeyini anlamlı
düzeyde açıklamakta mıdır?
Etik liderliğin alt boyutlarının (iletişimsel etik, iklimsel etik, karar vermede etik,
davranışsal etik) okulun örgütsel güvenin alt boyutlarını anlamlı düzeyde açıklayıp
açıklamadığının belirlenmesi amacıyla regresyon analizi kullanılmıştır. Analiz sonuçları
örgütsel güvenin alt boyut sıralamasına göre (çalışanlara duyarlılık, yöneticiye güven,
iletişim ortamı ve yeniliğe açıklık) aşağıda verilmiştir.
1.1 Etik liderliğin alt boyutları (iletişimsel etik, iklimsel etik, karar vermede etik,
davranışsal etik) okullardaki örgütsel güvenin “çalışanlara duyarlılık” boyut
düzeyini anlamlı düzeyde açıklamakta mıdır?
96
Etik liderliğin alt boyutlarının (iletişimsel etik, iklimsel etik, karar vermede etik,
davranışsal etik) okullardaki örgütsel güvenin çalışanlara duyarlılık alt boyutunu anlamlı
düzeyde açıklayıp açıklamadığının belirlenmesi amacıyla Regresyon analizi kullanılmış,
sonuçlar Tablo 5’te verilmiştir.
Tablo 5:”Etik Liderliğin Örgütsel Güvenin Alt Boyutu Olan Çalışanlara
Duyarlılık Düzeyi Üzerindeki Etkisini Gösteren İstatistiksel Bulgular”
Değişken R2 F p Boyutlar β p
İklimsel Etik 0,403* 0,000
0,569 801,71 0,000 Karar Vermede Etik 0,178* 0,000
İletişimsel Etik 0,161* 0,000
Etik
Liderlik
Davranışsal Etik 0.044 0,233
Bağımlı Değişken: Örgütsel Güvenin Alt Boyutu Olan Çalışanlara Duyarlılık
Tablo 5’te görüldüğü gibi; örgütsel güvenin alt boyutu olan çalışanlara duyarlılığı,
iklimsel etik, karar vermede etik ve iletişimsel etik anlamlı düzeyde etkilemektedir. Etik
liderliğe ait dört değişken örgütsel güvenin alt boyutu olan çalışanlara duyarlılıktaki
değişkenliğin %56’sını açıklamaktadır. Buna karşın davranışsal etik çalışanlara duyarlılık
boyutunda anlamlı düzeyde bir etki sağlamamıştır. Örgütsel güvenin alt boyutu olan
çalışanlara duyarlılığa en fazla etkiyi iklimsel etik yapmakta, daha sonra sırasıyla karar
vermede etik ve son olarak üçüncü etkiyi ise iletişimsel etik sağlamıştır.
1.2. Etik liderliğin alt boyutları (iletişimsel etik, iklimsel etik, karar vermede etik,
davranışsal etik) okullardaki örgütsel güvenin ”yöneticiye güven” boyut düzeyini
anlamlı düzeyde açıklamakta mıdır?
Etik liderliğin alt boyutlarının (iletişimsel etik, iklimsel etik, karar vermede etik,
davranışsal etik) okullardaki örgütsel güvenin yöneticiye güven alt boyutunu anlamlı
düzeyde açıklayıp açıklamadığının belirlenmesi amacıyla Regresyon test edilmiş ve
sonuçlar tablo 6’da sunulmuştur.
97
Tablo 6:” Etik Liderliğin Örgütsel Güvenin Alt Boyutu Olan
Yöneticiye Güven Düzeyi Üzerindeki Etkisi”
Değişken R2 F p Boyutlar β p
İletişimsel Etik 0,385* 0,000
0,663 1191,65 0,000 Davranışsal Etik 0.205* 0,000
Karar Vermede Etik 0,170* 0,000
Etik
Liderlik
İklimsel Etik 0.088* 0,003
Bağımlı Değişken: Örgütsel Güvenin Alt Boyutu Olan Yöneticiye Güven
Yukarıdaki tablodan da anlaşılacağı gibi örgütsel güvenin alt boyutu olan yöneticiye
güveni, iletişimsel etik, davranışsal etik, karar vermede etik ve iklimsel etik anlamlı
düzeyde etkilemektedir. Örgütsel güvenin alt boyutu olan yöneticiye güvene en fazla etkiyi
iletişimsel etik yapmaktadır. İkinci etki ise davranışsal etiğindir. Üçüncü etkiyi karar
vermede etik ve son olarak dördüncü etki iklimsel etik sağlamaktadır. Etik liderlikle ilgili
bu dört değişken yöneticiye güven boyutunda ortaya çıkan değişkenliğin %66,3’ünü
açıklamaktadır.
1.3. Etik liderliğin alt boyutları (iletişimsel etik iklimsel, etik, karar vermede etik,
davranışsal etik) okullardaki örgütsel güvenin “iletişim ortamı” boyut düzeyini
anlamlı düzeyde açıklamakta mıdır?
Etik liderliğin alt boyutlarının (iletişimsel etik, iklimsel etik, karar vermede etik,
davranışsal etik) okullardaki örgütsel güvenin iletişim ortamı alt boyutunu anlamlı
düzeyde açıklayıp açıklamadığının belirlenmesi amacıyla Regresyon analizi kullanılmış,
sonuçlar Tablo 7’de verilmiştir.
98
Tablo 7:” Etik Liderliğin Örgütsel Güvenin Alt Boyutu Olan İletişim Ortamının Düzeyi Üzerindeki Etkisi”
Değişken R2 F p Boyutlar β p
İklimsel Etik 0.264* 0,000
0,54 765,09 0,000 İletişimsel Etik 0.215* 0,000
Karar Vermede Etik 0.181* 0,000
Etik
Liderlik
Davranışsal Etik 0.115* 0,002
Bağımlı Değişken: Örgütsel Güvenin Alt Boyutu Olan İletişim Ortamı
Tablo 7’de görüldüğü gibi; örgütsel güvenin alt boyutu olan iletişim ortamını,
iklimsel etik, iletişimsel etik, karar vermede etik ve davranışsal etik olmak üzere bütün
olarak etik liderlik anlamlı düzeyde etkilemektedir. Örgütsel güvenin alt boyutu olan
iletişim ortamına en fazla etkiyi iklimsel etik yapmaktadır. İkinci etki ise iletişimsel etikdir.
Üçüncü etkiyi ise karar vermede etik yapmaktadır. Dördüncü etkiyi ise davranışsal etik
gerçekleştirmiştir. Etik liderliğin tüm boyutları genel olarak iletişim ortamındaki
değişkenliğin %54’ünü açıklamaktadır.
1.4. Etik liderliğin alt boyutları (iletişimsel etik, iklimsel etik, karar vermede etik,
davranışsal etik) okullardaki örgütsel güvenin “yeniliğe açıklık” boyut düzeyini
anlamlı düzeyde açıklamakta mıdır?
Etik liderliğin alt boyutlarının (iletişimsel etik, iklimsel etik, karar vermede etik,
davranışsal etik) okulun örgütsel güvenin yeniliğe açıklık alt boyutunu anlamlı düzeyde
açıklayıp açıklamadığının belirlenmesi amacıyla regresyon test edilmiş ve sonuçlar tablo
8’de sunulmuştur.
99
Tablo 8:“ Etik Liderliğin Örgütsel Güvenin Alt Boyutu Olan Yeniliğe Açıklık Düzeyi
Üzerindeki Etkisi”
Değişken R2 F p Boyutlar β P
İletişimsel Etik 0.301* 0,000
0,447 489,72 0,000 İklimsel Etik 0.286* 0,000
Karar Vermede Etik 0.102* 0,004
Etik
Liderlik
Davranışsal Etik 0.007 0,868
Bağımlı Değişken: Örgütsel Güvenin Alt Boyutu Olan Yeniliğe Açıklık
Yukarıdaki tabloda görüldüğü gibi; örgütsel güvenin alt boyutu olan yeniliğe
açıklığı, iletişimsel etik, iklimsel etik ve karar vermede etik anlamlı düzeyde
etkilemektedir. Örgütsel güvenin alt boyutu olan yeniliğe açıklığa en fazla etkiyi iletişimsel
etik yapmaktadır. İkinci etkiyi iklimsel etik, üçüncü sırada ise karar vermede etik
yapmıştır. Etik liderliğin alt boyutu olan davranışsal etiğin örgütsel güvenin alt boyutu olan
yeniliğe açıklığa kestirmede (tahminde) etkisi bulunmamıştır. Etik liderlik bütün olarak
yeniliğe açıklık boyutunda ortaya çıkan değişkenliğin %44,7’sini açıklamaktadır.
2.a. Okullardaki örgütsel güven düzeyine ilişkin öğretmen görüşleri;“çalışanlara
duyarlılık”, “yöneticiye güven”, “iletişim ortamı” ve “yeniliğe açıklık” boyutları
puan ortalaması öğretmenlerin cinsiyet değişkenlerine göre farklılık göstermekte
midir?
Öğretmenlerin görev yaptığı okulların örgütsel güveninin ve alt boyutlarının cinsiyet
değişkenine göre farklılaşıp farklılaşmadığı t-testi ile incelenmiştir. Elde edilen sonuçlar
tablo 9’da verilmiştir.
Tablo 9 incelendiğinde örgütsel güvenin; çalışanlara duyarlılık, yöneticiye güven,
iletişim ortamı ve yeniliğe açıklık alt boyutları, cinsiyet değişkenine göre anlamlı düzeyde
farklılaşmaktadır.
100
Tablo 9: “Cinsiyet Değişkenlerine Göre Öğretmenlerin Görev Yaptığı İlköğretim Okullarındaki Örgütsel Güvenin Alt Boyutları Puanları Arasındaki t Testi
Karşılaştırmasına İlişkin Bulgular”
Örgütsel Güvenin Alt Boyutları Cinsiyet N X ss t p
Kadın 1144 55,66 16,32 Çalışanlara Duyarlılık
Erkek 1288 58,31 16,24 -4,01 0,000
Kadın 1144 50,32 14,25 Yöneticiye Güven
Erkek 1288 53,60 14,03 -5,70 0,000
Kadın 1144 41,89 11,28 İletişim Ortamı
Erkek 1288 44,19 11,04 -5,06 0,000
Kadın 1144 14,89 4,49 Yeniliğe Açıklık
Erkek 1288 16,00 4,45 -6,10 0,000
Örgütsel güvenin çalışanlara duyarlılık boyutunda kadınların puan ortalamaları
55,66; erkeklerin puan ortalamaları ise 58,31 olduğu görülmektedir. Kadın ve erkeklerin
puan ortalamaları arasındaki t değeri -4,01 olarak hesaplanmıştır. Yöneticiye güven alt
boyutunda kadınların puan ortalaması 50,32; erkeklerin ise 53,60 ve bu iki puan
ortalamaları arasındaki t değeri -5,70 olarak hesaplanmıştır. Diğer bir bulguya göre
örgütsel güvenin, iletişim ortamı boyutunda kadınların puan ortalaması 41,89; erkeklerin
puan ortalamaları ise 44,19, bu iki puan ortalamaları arasındaki t değeri -5,06 olarak
bulunmuştur. Örgütsel güvenin, yeniliğe açıklık boyutunda kadınların puan ortalaması
14;39 erkeklerin puan ortalamaları 16,00 ve bu iki puan ortalamaları arasındaki t değeri -
6,10 olarak hesaplanmıştır. Öğretmenlerin cinsiyet değişkenlerine göre; örgütsel güvenin
tüm alt boyutlarında erkeklerin puan ortalamaları, kadınların puan ortalamalarından
anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur.
2.b. İlköğretim okullarındaki örgütsel güven düzeyine ilişkin öğretmen
görüşleri;“çalışanlara duyarlılık”, “yöneticiye güven”, “iletişim ortamı” ve “yeniliğe
açıklık” boyutları puan ortalaması, kendi memleketlerinde çalışıp çalışmama
durumlarına göre farklılık göstermekte midir?
Kendi memleketinde çalışan ve çalışmayan öğretmenlerin görev yaptığı okulların
örgütsel güven boyutlarının puan ortalamalarının anlamlı düzeyde farklılaşıp
farklılaşmadığı t testi ile incelenmiş elde edilen sonuçlar tablo 10’da verilmiştir.
101
Tablo 10’da örgütsel güvenin çalışanlara duyarlılık, yöneticiye güven, iletişim ortamı
ve yeniliğe açıklık alt boyutlarında puan ortalamaları ve hesaplanan t değerleri
incelendiğinde, tüm alt boyutlarda anlamlı düzeyde bir farklılaşmanın olduğu
görülmektedir. Tablo 10’a göre kendi memleketlerinde çalışan öğretmenlerin örgütsel
güvenin çalışanlara duyarlılık, yöneticiye güven, iletişim ortamı ve yeniliğe açıklık alt
boyutlarındaki puan ortalamaları, kendi memleketinde çalışmayan öğretmenlerin puan
ortalamalarından anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur.
Tablo 10: “Kendi Memleketlerinde Çalışıp Çalışmama Değişkenlerine Göre Öğretmenlerin Görev Yaptığı İlköğretim Okullarındaki Örgütsel Güvenin Alt Boyutları Puanları
Arasındaki t Testi Karşılaştırmasına İlişkin Bulgular”
Örgütsel Güvenin Alt
Boyutları
Kendi Memleketlerinde Çalışıp Çalışmama Durumları N X ss t p
Kendi Memleketlerinde Çalışan Öğretmenler 1083 58,34 15,93
Çalışanlara Duyarlılık
Kendi Memleketlerinde Çalışmayan Öğretmenler 1349 56,03 16,57
3,47
0,001
Kendi Memleketlerinde Çalışan Öğretmenler 1083 53,10 14,02
Yöneticiye
Güven Kendi Memleketlerinde Çalışmayan Öğretmenler 1349 51,23 14,34
3,22
0,001
Kendi Memleketlerinde Çalışan Öğretmenler 1083 43,97 11,26
İletişim
Ortamı Kendi Memleketlerinde Çalışmayan Öğretmenler 1349 42,41 11,13
3,41
0,001
Kendi Memleketlerinde Çalışan Öğretmenler 1083 15,75 4,49
Yeniliğe
Açıklık Kendi Memleketlerinde Çalışmayan Öğretmenler 1349 15,26 4,50
2,70
0,007
2.c. İlköğretim okullarındaki örgütsel güven düzeyine ilişkin öğretmen
görüşleri;“çalışanlara duyarlılık”, “yöneticiye güven”, “iletişim ortamı” ve “yeniliğe
açıklık” boyutları puan ortalaması, öğretmenlerin branş değişkenlerine göre farklılık
göstermekte midir?
İlköğretim okullarının örgütsel güvenin alt boyutlarına ilişkin puan ortalamalarının
öğretmenlerin branşlarına göre anlamlı düzeyde farklılaşıp farklılaşmadığı Varyans analizi
102
ile incelenmiş olup, gruplara ilişkin N, X ve ss değerleri ve Varyans analizi sonuçları
tablo 11’de verilmiştir.
Tablo 11:“İlköğretim Okullarındaki Örgütsel Güven Düzeyinin Öğretmenlerin Branşlarına
Göre İstatistiksel Verileri ve Varyans Analizi Sonuçları”
Örgütsel Güvenin Alt Boyutları
Öğretmenlerin Branşları N X ss F p
Gruplar Arası
Fark (Tukey)
1.Sözel 1831 56,94 16,52
2.Sayısal 433 57,73 15,20 Çalışanlara Duyarlılık
3.Özel yetenek 168 56,69 17,02
0,458 0,633
-
1.Sözel 1831 52,19 14,28
2.Sayısal 433 51,97 13,58 Yöneticiye Güven
3.Özel yetenek 168 50,84 15,21
0,709 0,492
-
1.Sözel 1831 43,12 11,38
2.Sayısal 433 43,14 10,51 İletişim Ortamı
3.Özel yetenek 168 42,84 11,19
0,051 0,951
-
1.Sözel 1831 15,48 4,53
2.Sayısal 433 15,51 4,33 Yeniliğe Açıklık
3.Özel yetenek 168 15,41 4,63
0,054 0,967
-
Tablo 11’de branş değişkenine göre öğretmenlerin örgütsel güvenin “Çalışanlara
Duyarlılık” alt boyut puan ortalamaları; sözel branşa sahip öğretmenlerin 55,94; sayısal
branşa sahip öğretmenlerin 57,73 ve özel yetenek gerektiren branşa sahip öğretmenlerin
53,69 olarak gözlenmiştir. “Yöneticiye Güven” alt boyut puan ortalamaları; sözel branşa
sahip öğretmenlerin 52,19; sayısal branşa sahip öğretmenlerin 51,97 ve özel yetenek
gerektiren branşa sahip öğretmenlerin 50,84 olarak gözlenmiştir. “İletişim Ortamı” puan
ortalamaları; sözel branşa sahip öğretmenlerin 43,12; sayısal branşa sahip öğretmenlerin
42,84 ve özel yetenek gerektiren branşa sahip öğretmenlerin 43,10 olarak gözlenmiştir.
“Yeniliğe Açıklık” puan ortalamaları; sözel branşa sahip öğretmenlerin 15,48; sayısal
branşa sahip öğretmenlerin 15,51 ve özel yetenek gerektiren branşa sahip öğretmenlerin
15,41 olarak gözlenmiştir.
103
Varyans analizi sonuçları incelendiğinde, öğretmenlerin branşlarına göre örgütsel
güvenin çalışanlara duyarlılık, yöneticiye güven, iletişim ortamı ve yeniliğe açıklık alt
boyutlarına ilişkin elde edilen F değerlerinde 0.05 anlamlılık düzeyinde anlamlı
farklılaşmanın olmadığı görülmektedir.
2.d. İlköğretim okullarındaki örgütsel güven düzeyine ilişkin öğretmen
görüşleri;“çalışanlara duyarlılık”, “yöneticiye güven”, “iletişim ortamı” ve “yeniliğe
açıklık” boyutları puan ortalaması, öğretmenlerin öğrenim durumlarına göre
farklılık göstermekte midir?
Öğretmenlerin öğrenim durumları değişkenlerine göre, örgütsel güvenin alt boyut
puanlarının anlamlı düzeyde farklılaşıp farklılaşmadığı Varyans analizi ile incelenmiştir.
Gruplara ilişkin istatistiksel değerler, Varyans analiz sonuçları ve Tukey testi sonuçları
Tablo 12’de verilmiştir.
Tablo 12:“İlköğretim Okullarının Örgütsel Güvenin Alt Boyutları Düzeyinin Öğrenim Durumu
Değişkenine Göre İstatistiksel Verileri”
Örgütsel Güvenin Alt
Boyutları
Öğrenim Durumu N X ss F p
Gruplar Arası
Fark (Tukey)
1. Ön lisans 690 58,61 16,83
2. Lisans 1660 56,57 16,04 Çalışanlara Duyarlılık
3. Lisansüstü 82 54,00 16,30
5,31
0,005
1-2
1. Ön lisans 690 52,78 14,80
2. Lisans 1660 51,87 13,94 Yöneticiye Güven
3. Lisansüstü 82 49,84 14,76
2,04 0,130
-
1. Ön lisans 690 44,28 11,69
2. Lisans 1660 42,70 10,96 İletişim Ortamı
3. Lisansüstü 82 41,35 11,37
5,85 0,003
1-2
1. Ön lisans 690 15,82 4,60
2. Lisans 1660 15,37 4,44 Yeniliğe Açıklık
3. Lisansüstü 82 14,75 4,68
3,49 0,031
1-2
104
Tablo 12 incelendiğinde öğretmenlerin öğrenim durumları değişkenlerine göre,
örgütsel güvenin, “Çalışanlara Duyarlılık” alt boyut puan ortalamaları; ön lisans
mezunlarının 58,61; lisans mezunların 56,57 ve lisans üstü mezunlarının ise 54,00 olarak
gözlenmiştir. Puan ortalamalarına ilişkin F değeri 5,31 olarak hesaplanmıştır. Elde edilen
F değerine göre öğretmenlerin öğrenim durumu değişkine göre örgütsel güvenin
çalışanlara duyarlılık alt boyutunda anlamlı düzeyde farklılaşmanın olduğu gözlenmiştir.
Yapılan ikili karşılaştırmalar sonucunda ön lisans mezunu olan öğretmenlerin çalışanlara
duyarlılık puan ortalamalarının lisans mezunu öğretmenlerden anlamlı düzeyde yüksek
olduğu gözlenmiştir.
“Yöneticiye Güven” alt boyutunda puan ortalamaları; ön lisans mezunlarının 52,78;
lisans mezunların 51,87 ve lisans üstü mezunlarının ise 49,84 olarak hesaplanmıştır. Puan
ortalamalarına ilişkin F değeri 2.04 olarak bulunmuştur. Elde edilen F değerine göre
örgütsel güvenin yöneticiye güven alt boyutunda öğretmenlerin öğrenim durumları
değişkenlerine göre, anlamlı düzeyde farklılaşmanın olmadığı görülmüştür.
“İletişim Ortamı” alt boyutunda puan ortalamaları; ön lisans mezunlarının 44,28;
lisans mezunların 42,70 ve lisans üstü mezunlarının ise 41,35 olarak gözlenmiştir. Puan
ortalamalarına ilişkin F değeri 5.85 olarak gözlenmiştir. Varyans analizi sonucuna göre
örgütsel güvenin iletişim ortamı alt boyutu; öğretmenlerin öğrenim durumları
değişkenlerine göre, anlamlı düzeyde farklılaşmaktadır. Farklılaşmanın kaynağının
belirlenmesi amacıyla yapılan ikili karşılaştırmalar sonucunda önlisans mezunu olan
öğretmenlerin iletişim ortamı alt boyut puan ortalamalarının lisans mezunu öğretmenlerden
anlamlı düzeyde yüksek olduğu bulunmuştur.
“Yeniliğe Açıklık” alt boyutu puan ortalamaları; ön lisans mezunlarının 15,82; lisans
mezunların 15,37 ve lisans üstü mezunlarının ise 14,75 olarak gözlenmiştir. Puan
ortalamalarına ilişkin F değeri 3,49 olarak gözlenmiştir. Elde edilen F değerine göre
örgütsel güvenin yeniliğe açıklık alt boyutu öğretmenlerin öğrenim durumları
değişkenlerine göre, anlamlı düzeyde farklılaşmaktadır. Farklılaşmanın hangi gruplardan
kaynaklandığının belirlenmesi amacıyla yapılan ikili karşılaştırmalar sonucunda önlisans
mezunu öğretmenlerin puan ortalamalarının lisans mezunu öğretmenlerden anlamlı
düzeyde yüksek olduğu görülmüştür.
Öğrenim durumuna göre yapılan diğer ikili karşılaştırmalarda anlamlı düzeyde bir
farklılaşmanın olmadığı görülmüştür.
105
2.e. İlköğretim okullarındaki örgütsel güven düzeyine ilişkin öğretmen
görüşleri;“çalışanlara duyarlılık”, “yöneticiye güven”, “iletişim ortamı” ve “yeniliğe
açıklık” boyutları puan ortalaması, öğretmenlerin herhangi bir sendikaya üye olup
olmama durumlarına göre farklılık göstermekte midir?
Herhangi bir sendikaya üye olup olmama değişkenlerine göre, öğretmenlerin görev
yaptığı okulların örgütsel güvenin alt boyutlarına ilişkin puan ortalamaları arasında anlamlı
düzeyde farklılaşmanın olup olmadığı t testi ile sınanmıştır. Elde edilen sonuçlar Tablo
13’da verilmiştir.
Tablo 13:“Herhangi Bir Sendikaya Üye Olup Olmama Değişkenlerine Göre İlköğretim
Okullarındaki Örgütsel Güvenin Alt Boyutları Puanları Arasındaki t Testi
Karşılaştırmasına İlişkin Bulgular”
Örgütsel Güvenin Alt Boyutları
Herhangi Bir Sendikaya Üye Olup
Olmama Biçimi N X ss t p
Üye Olanlar 1175 56,40 16,58 Çalışanlara Duyarlılık
Üye Olmayanlar 1257 57,68 16,07 -1,931 0,054
Üye Olanlar 1175 51,64 14,67 Yöneticiye Güven
Üye Olmayanlar 1257 52,46 13,79 -1,417 0,157
Üye Olanlar 1175 43,21 11,37 İletişim Ortamı
Üye Olmayanlar 1257 43,00 11,06 0,458 0,647
Üye Olanlar 1175 15,57 4,47 Yeniliğe Açıklık
Üye Olmayanlar 1257 15,40 4,53 0,949 0,343
Tablo 13 incelendiğinde örgütsel güvenin alt boyutları olan çalışanlara duyarlılık,
yöneticiye güven, iletişim ortamı ve yöneticiye güven boyutunda sendikaya üye olan ve
olmayan öğretmenlerin puan ortalamaları ve bu puan ortalamaları arasında farklılaşmanın
olup olmadığına ilişkin t testi bulguları bulunmaktadır. Bu bulgulara baktığımızda örgütsel
güvenin, alt boyutları olan çalışanlara duyarlılık, yöneticiye güven, iletişim ortamı ve
yeniliğe açıklık boyutunda puan ortalamalarına göre; sendikaya üye olanlarla üye olmayan
öğretmenlerin puanları ortalaması arasında anlamlı düzeyde bir farklılık görülmemiştir.
106
2.f. İlköğretim okullarındaki örgütsel güven düzeyine ilişkin öğretmen
görüşleri;“çalışanlara duyarlılık”, “yöneticiye güven”, “iletişim ortamı” ve “yeniliğe
açıklık” boyutları puan ortalaması, okulun bulunduğu yerleşim türlerine göre
farklılık göstermekte midir?
Okulun bulunduğu yerleşim türleri değişkenine göre, öğretmenlerin çalıştığı
okulların örgütsel güvenin alt boyutlarının puan ortalamalarının farklılaşıp faklılaşmadığı
Varyans analizi ile test edilmiştir. Gruplarla ilgili N, X ve ss değerleri, Varyans analizi
sonuçları ve farklılaşmanın kaynağının belirlenmesi amacıyla yapılan Tukey testi sonuçları
tablo 14’de verilmiştir.
Tablo 14:“ İlköğretim Okullarındaki Örgütsel Güven Düzeyinin Okulun Bulunduğu
Yerleşim Türlerine Göre İstatistiksel Verileri, Varyans Analizi Sonuçları ve Tukey Testi
Sonuçları ”
Örgütsel Güvenin Alt
Boyutları
Okulun Bulunduğu Yerleşim Türü
N X ss F p
Gruplar Arası
Fark (Tukey)
1. Köy ve İlçe 1230 57,53 16,28
2. İl Merkezi 825 57,86 16,07 Çalışanlara Duyarlılık
3. Büyükşehir 377 53,78 16,69
9,17 0,000 1-3
2-3
1. Köy ve İlçe 1230 52,78 14,12
2. İl Merkezi 825 52,09 13,72 Yöneticiye Güven
3. Büyükşehir 377 49,65 15,39
7,00 0,001
1-3
2-3
1. Köy ve İlçe 1230 43,49 11,09
2. İl Merkezi 825 43,13 11,13 İletişim Ortamı
3. Büyükşehir 377 41,77 11,71
3,39 0,034
1-3
1. Köy ve İlçe 1230 15,69 4,51
2. İl Merkezi 825 15,44 4,44 Yeniliğe Açıklık
3. Büyükşehir 377 14,88 4,58
4,75 0,009
1-3
107
Tablo 14 incelendiğinde okulun bulunduğu yerleşim türlerine göre örgütsel güvenin
“Çalışanlara Duyarlılık” alt boyut puan ortalamaları; köy ve ilçe merkezi 57,53, il 57,86,
büyükşehir 53,78 olarak gözlenmiştir. Puan ortalamalarına ilişkin elde edilen 9.17 F değeri
örgütsel güvenin çalışanlara duyarlılık alt boyutunda okulun bulunduğu yerleşim türlerine
göre anlamlı düzeyde farklılaştığını göstermektedir. Farklılaşmanın hangi yerleşim
türünden kaynaklandığını belirlemek amacıyla yapılan ikili karşılaştırmalarda köy-ilçe ve
il merkezinde bulunan okullarda görev yapan öğretmenlerin puan ortalamalarının
büyükşehirde bulunan okullarda görev yapan öğretmenlerden anlamlı düzeyde yüksek
olduğu görülmüştür.
“Yöneticiye Güven” alt boyutunda puan ortalamaları; köy ve ilçe merkezi 52,78, il
52,09, büyükşehir 49,65 olarak gözlenmiştir. Varyans analizi sonucunda elde edilen F 7.00
değeri, puan ortalamaları arasında anlamlı düzeyde farklılaşmanın olduğunu
göstermektedir. Farklılaşmanın kaynağının belirlenmesi amacıyla yapılan ikili
karşılaştırmalar sonucunda köy ve ilçede bulunan okullarda görev yapan öğretmenlerin
puan ortalamaları büyükşehirde bulunan okullarda görev yapan öğretmenlerden anlamlı
düzeyde yüksek bulunmuştur. Ayrıca il merkezinde görev yapan öğretmenlerin yöneticiye
güven alt boyut puan ortalamaları da büyükşehirde görev yapan öğretmenlerden anlamlı
düzeyde yüksek bulunmuştur.
“İletişim Ortamı” alt boyut puan ortalamaları incelendiğinde; köy ve ilçe merkezi
43,49, il 43,13, büyükşehir 41,77 olarak gözlenmiştir. Puan ortalamalarına ilişkin F değeri
3.39 olarak bulunmuştur. Elde edilen F değerine göre puan ortalamaları yerleşim türü
değişkenine göre anlamlı düzeyde farklılaşmaktadır. Farklılaşmanın kaynağının
belirlenmesi amacıyla yapılan ikili karşılaştırmalar sonucunda, köy ve ilçe merkezinde
bulunan okullarda görev yapan öğretmenlerin iletişim ortamı alt boyut puan
ortalamalarının büyükşehirde bulunan okullarda görev yapan öğretmenlerin puan
ortalamalarından anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur.
“Yeniliğe Açıklık” alt boyut puan ortalamaları incelendiğinde; köy ve ilçe merkezi
15,69, il 15,44, büyükşehir 14,88 olarak gözlenmiştir. Puan ortalamalarına ilişkin elde
edilen 4.75 F değeri 0.05 anlamlılık düzeyine göre farklılaşmanın olduğunu
göstermektedir. Farklılaşmanın hangi gruplardan kaynaklandığının belirlenmesi amacıyla
yapılan tukey testi sonucunda köy ve ilçe merkezinde bulunan okullarda görev yapan
öğretmenlerin büyükşehirde bulunan okullarda görev yapan öğretmenlerden anlamlı
düzeyde yüksek olduğu görülmüştür.
108
Yerleşim türü değişkenine göre yapılan diğer ikili karşılaştırmalarda anlamlı düzeyde
farklılaşmanın olmadığı görülmüştür.
2.g. İlköğretim okullarındaki örgütsel güven düzeyine ilişkin öğretmen
görüşleri;“çalışanlara duyarlılık”, “yöneticiye güven”, “iletişim ortamı” ve “yeniliğe
açıklık” boyutları puan ortalaması, okulda görev yapan öğretmen sayılarına göre
farklılık göstermekte midir?
Okulda görev yapan öğretmen sayıları değişkenlerine göre, okulların örgütsel alt
boyutlarına ilişkin puan ortalamalarının anlamlı düzeyde farklılaşıp farklılaşmadığı
Varyans analizi ile test edilmiş, farklılaşmanın belirlendiği boyutlarda ileri analiz olarak
Tukey testi kullanılmıştır. Yapılan istatistiksel analize ilişkin, N, X ve ss değerleri,
Varyans analizi sonuçları ve farklılaşmanın kaynağının belirlenmesi amacıyla yapılan
Tukey testi sonuçları Tablo 15’de verilmiştir.
Tablo 15 incelendiğinde okulda görev yapan öğretmen sayıları değişkinlerine göre,
örgütsel güvenin “Çalışanlara Duyarlılık” alt boyut puan ortalamalarının farklılaşıp
farklılaşmadığı Varyans analizi ele test edilmiş, elde edilen 4.78 F değeri 0.05 anlamlılık
düzeyinde farklılaşmanın olduğunu göstermiştir. Farklılaşmanın kaynağının belirlenmesi
amacıyla yapılan Tukey testi sonucunda öğretmen sayısı 11-20 arasında olan okullarda
görev yapan öğretmenlerin örgütsel güvenin çalışanlara duyarlılık alt boyut puan
ortalamaları, öğretmen sayısı 31-40 arasında ve 41 ve üstü olan okullarda görev yapan
öğretmenlerden anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur. Yapılan diğer ikili
karşılaştırmalarda anlamlı düzeyde bir farklılaşmanın olmadığı görülmüştür.
“Yöneticiye Güven” alt boyutunda, okulda görev yapan öğretmen sayıları
değişkenlerine göre, yapılan Varyans analizi sonucunda F değeri 4.06 olarak
hesaplanmıştır. Elde edilen F değeri, yöneticiye güven alt boyutunda okulda görev yapan
öğretmen sayıları değişkenlerine göre 0.05 anlamlılık düzeyinde farklılaşmanın olduğu
görülmüştür. Farklılaşmanın kaynağının belirlenmesi amacıyla yapılan Tukey testi
sonucunda, öğretmen sayısı 11-20 arasında olan okullarda görev yapan öğretmenlerin
örgütsel güvenin yöneticiye güven alt boyut puan ortalamaları, öğretmen sayısı 31-40
arasında ve 41 ve üstü olan okullarda görev yapan öğretmenlerden anlamlı düzeyde
yüksek bulunmuştur. Yapılan diğer ikili karşılaştırmalarda anlamlı düzeyde bir
farklılaşmanın olmadığı görülmüştür.
109
Tablo 15: “İlköğretim Okullarındaki Örgütsel Güven Düzeyinin Öğretmenlerin Bulunduğu
Okuldaki Öğretmen Sayılarına Göre İstatistiksel Verileri”
Örgütsel Güvenin Alt
Boyutları
Öğretmen Sayısı N X ss F p
Gruplar Arası
Fark (Tukey)
1. 1-10 215 56,50 16,54
2. 11-20 529 59,27 16,25
3. 21-30 528 57,95 15,92
4. 31-40 369 55,82 15,88
Çalışanlara Duyarlılık
5. 41 ve Üstü 791 55,72 16,64
4,78
0,001
2-4
2-5
1. 1-10 215 51,32 15,42
2. 11-20 529 53,85 14,11
3. 21-30 528 52,78 13,26
4. 31-40 369 50,99 14,04
Yöneticiye Güven
5. 41 ve Üstü 791 51,08 14,56
4,06
0,003
2-4
2-5
1. 1-10 215 42,19 12,29
2. 11-20 529 44,25 11,12
3. 21-30 528 43,52 10,68
4. 31-40 369 42,43 10,38
İletişim Ortamı
5. 41 ve Üstü 791 42,62 11,63
2,63 0,032
2-5
1. 1-10 215 15,69 4,90
2. 11-20 529 16,02 4,51
3. 21-30 528 15,62 4,34
4. 31-40 369 15,36 4,23
Yeniliğe Açıklık
5. 41 ve Üstü 791 15,03 4,58
4,20 0,002
2-5
110
Okulda görev yapan öğretmen sayıları değişkenlerine göre örgütsel güvenin “İletişim
Ortamı” alt boyutuna ilişkin Varyans analizi sonucunda elde edilen 2,63 F değeri gruplar
arasında anlamlı düzeyde farklılaşmanın olduğunu göstermiştir. Farklılaşmanın kaynağının
belirlenmesi amacıyla yapılan ikili karşılaştırmalar sonucunda öğretmen sayısı 11-20
arasında olan okullarda görev yapan öğretmenlerin örgütsel güvenin iletişim ortamı alt
boyut puan ortalamaları öğretmen sayısı 41 ve üstü olan okullarda görev yapan
öğretmenlerden anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur. Yapılan diğer ikili
karşılaştırmalarda anlamlı düzeyde bir farklılaşma gözlenmemiştir.
Okulda görev yapan öğretmen sayıları değişkenlerine göre, “Yeniliğe Açıklık” alt
boyutuna ilişkin yapılan Varyans analizi sonucunda elde edilen F 4,20 değeri gruplar
arasında anlamlı düzeyde farklılaşmanın olduğunu ortaya koymuştur. Farklılaşmanın
kaynağının belirlenmesi amacıyla yapılan ikili karşılaştırmalar sonucunda 11-20 arasında
olan okullarda görev yapan öğretmenlerin yeniliğe açıklık alt boyut puan ortalamaları
öğretmen sayısı 41 ve üstü olan okullarda görev yapan öğretmenlerden anlamlı düzeyde
yüksek bulunmuştur. Yapılan diğer ikili karşılaştırmalarda anlamlı düzeyde bir
farklılaşmanın olmadığı görülmüştür.
2.h. İlköğretim okullarındaki örgütsel güven düzeyine ilişkin öğretmen
görüşleri;“çalışanlara duyarlılık”, “yöneticiye güven”, “iletişim ortamı” ve “yeniliğe
açıklık” boyutları puan ortalaması okul yöneticilerinin okul aile birliği ile ilişki
düzeylerine göre farklılık göstermekte midir?
Okul yöneticilerinin okul aile birliği ile ilişki düzeylerine göre, okulların örgütsel
güvenin alt boyutlarına ilişkin puan ortalamalarının anlamlı düzeyde farklılaşıp
farklılaşmadığı Varyans analizi ile incelenmiş, gruplara ilişkin N, X ve ss değerleri,
Varyans analizi sonuçları ve farklılaşmanın kaynağının belirlenmesi amacıyla yapılan
Tukey testi sonuçları Tablo 16’da verilmiştir.
Tablo 16 incelendiğinde okul yöneticisinin okul aile birliği ile ilişki düzeyleri
değişkenlerine göre, örgütsel güvenin çalışanlara duyarlılık, yöneticiye güven, iletişim
ortamı ve yeniliğe açıklık alt boyutlarına ilişkin varyans analizi sonuçları tüm alt
boyutlarda gruplar arası farklılaşmanın anlamlı düzeyde olduğu görülmektedir.
Farklılaşmanın kaynağının belirlenmesi amacıyla yapılan Tukey testi sonuçları, tabloda
verilen alt boyut sıralamasına uygun olarak aşağıda verilmiştir.
111
Tablo 16: “İlköğretim Okullarındaki Örgütsel Güven Düzeyinin Okul Yöneticisinin Okul
Aile Birliği İle İlişki Düzeylerine Göre İstatistiksel Verileri”
Örgütsel Güvenin Alt
Boyutları
Okul Yöneticisinin Okul Aile İle İlişki Düzeyi
N X ss F p
Gruplar Arası
Fark (Tukey)
1. Zayıf 211 44,30 16,76
2. Orta 693 50,96 15,58 Çalışanlara Duyarlılık
3. İyi 1528 61,59 14,70
199,29
0,000
1-2
1-3
2-3
1. Zayıf 211 42,79 15,36
2. Orta 693 47,06 14,50 Yöneticiye
Güven
3. İyi 1528 55,61 12,59
151,89 0,000 1-2
1-3
2-3
1. Zayıf 211 35,54 11,51
2. Orta 693 38,94 11,10 İletişim Ortamı
3. İyi 1528 46,04 10,08
168,26 0,000
1-2
1-3
2-3
1. Zayıf 211 12,75 4,31
2. Orta 693 14,00 4,42 Yeniliğe Açıklık
3. İyi 1528 16,53 4,21
129,73 0,000
1-2
1-3
2-3
Örgütsel güvenin alt boyutu olan “Çalışanlara Duyarlılık” açısından, okul
yöneticisinin okul aile birliği ile olan ilişkisinin iyi derecede olduğunu algılayan
öğretmenlerin puan ortalamaları ile okul yöneticisinin okul aile birliği ile olan ilişkisin orta
ve zayıf derecede olduğu algılayan öğretmenlerin puan ortalamaları arasında, okul
yöneticisinin okul aile birliği ile olan ilişkisinin iyi derecede olduğunu algılayan
öğretmenlerin lehine, okul yöneticisinin okul aile birliği ile olan ilişkisin orta derecede
algılayan öğretmenlerin puan ortalamaları ile okul yöneticisinin okul aile birliği ile olan
ilişkisinin iyi derecede olduğunu algılayan öğretmenlerin puan ortalamaları, okul
yöneticisinin okul aile birliği ile olan ilişkisinin iyi derecede olduğunu algılayan
öğretmenlerin lehine 0.05 manidarlık düzeyinde fark görülmüştür.
112
Örgütsel güvenin alt boyutu olan “Yöneticiye Güven” açısından; okul yöneticisinin
okul aile birliği ile olan ilişkisinin zayıf derecede olduğunu algılayan öğretmenlerin puan
ortalamaları ile okul yöneticisinin okul aile birliği ile olan ilişkisinin orta ve iyi derecede
olduğunu algılayan öğretmenlerin puan ortalamaları arasında, okul yöneticisinin okul aile
birliği ile olan ilişkisinin orta ve iyi derecede olduğunu algılayan öğretmenlerin lehine;
okul yöneticisinin okul aile birliği ile olan ilişkisinin orta derecede algılayan öğretmenlerin
puan ortalamaları ile okul yöneticisinin okul aile birliği ile olan ilişkisinin iyi derecede
olduğu algılayan öğretmenlerin puan ortalamaları, okul yöneticisinin okul aile birliği ile
olan ilişkisinin iyi derecede olduğunu algılayan öğretmenlerin lehine 0.05 manidarlık
düzeyinde anlamlı bir fark görülmüştür.
Örgütsel güvenin alt boyutu olan “İletişim Ortamı” açısından; okul yöneticisinin okul
aile birliği ile olan ilişkisinin zayıf derecede olduğunu algılayan öğretmenlerin puan
ortalamaları ile okul yöneticisinin okul aile birliği ile olan ilişkisinin orta ve iyi derecede
olduğunu algılayan öğretmenlerin puan ortalamaları arasında, okul yöneticisinin okul aile
birliği ile olan ilişkisinin orta ve iyi derecede olduğunu algılayan öğretmenlerin lehine;
okul yöneticisinin okul aile birliği ile olan ilişkisinin orta derecede algılayan öğretmenlerin
puan ortalamaları ile okul yöneticisinin okul aile birliği ile olan ilişkisin iyi derecede
olduğunu algılayan öğretmenlerin puan ortalamaları, okul yöneticisinin okul aile birliği ile
olan ilişkisinin iyi derecede olduğunu algılayan öğretmenlerin lehine 0.05 manidarlık
düzeyinde fark görülmüştür.
Örgütsel güvenin alt boyutu olan “Yeniliğe Açıklık” açısından; okul yöneticisinin
okul aile birliği ile olan ilişkisinin zayıf derecede olduğunu algılayan öğretmenlerin puan
ortalamaları ile okul yöneticisinin okul aile birliği ile olan ilişkisin orta ve iyi derecede
olduğunu algılayan öğretmenlerin puan ortalamaları arasında, okul yöneticisinin okul aile
birliği ile olan ilişkisinin orta ve iyi derecede olduğunu algılayan öğretmenlerin lehine;
okul yöneticisinin okul aile birliği ile olan ilişkisinin orta derecede algılayan öğretmenlerin
puan ortalamaları ile okul yöneticisinin okul aile birliği ile olan ilişkisinin iyi derecede
olduğu algılayan öğretmenlerin puan ortalamaları, okul yöneticisinin okul aile birliği ile
olan ilişkisinin iyi derecede olduğunu algılayan öğretmenlerin lehine 0.05 manidarlık
düzeyinde fark görülmüştür.
2.i. İlköğretim okullarındaki örgütsel güven düzeyine ilişkin öğretmen
görüşleri;“çalışanlara duyarlılık”, “yöneticiye güven”, “iletişim ortamı” ve “yeniliğe
açıklık” boyutları puan ortalaması, il veya ilçe milli eğitim müdürlüklerinin
113
öğretmenlerin problemleriyle ilgilenip ilgilenmeme değişkenlerine göre farklılık
göstermekte midir?
İl ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin öğretmenlerin problemleriyle ilgilenip,
ilgilenmeme durumlarına göre, örgütsel güveninin alt boyut puan ortalamaları arasındaki
farkın anlamlı olup olmadığı t testi ile test edilmiş sonuçlar tablo 17’de verilmiştir.
Tablo 17:“İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerinin Problemleriyle İlgilenip ve İlgilenmediğini Düşünen Öğretmenlerin Çalıştığı Okulların Örgütsel Güvenin Alt Boyutları Puan Ortalamaları Arasındaki t
Testi Karşılaştırmasına İlişkin Bulgular”
Psikolojik İhtiyaçlar
İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerinin
Problemleriyle İlgilenip İlgilenmeme Durumları
N X ss t P
İlgileniyor 1172 61,57 14,94 Çalışanlara Duyarlılık
İlgilenmiyor 1260 52,87 16,45 13,61 0,000
İlgileniyor 1172 54,93 13,01 Yöneticiye Güven
İlgilenmiyor 1260 49,40 14,78 9,76 0,000
İlgileniyor 1172 45,82 10,17 İletişim Ortamı
İlgilenmiyor 1260 40,58 11,54 11,83 0,000
İlgileniyor 1172 16,52 4,26 Yeniliğe Açıklık
İlgilenmiyor 1260 14,51 4,50 11,25 0,000
Tablo 17’te örgütsel güvenin “Çalışanlara Duyarlılık” alt boyutunda milli eğitim
müdürlükleri problemleriyle ilgilendiğini düşünen öğretmenlerin puan ortalaması 61,57;
milli eğitim müdürlükleri problemleriyle ilgilenmediğini düşünenlerin puan ortalamaları
ise 52,87 ve bu iki değişkenin puan ortalamaları arasındaki t değeri 13,61 olarak
hesaplanmıştır.
Örgütsel güvenin “Yöneticiye Güven” boyutuna ilişkin diğer bulgu, milli eğitim
müdürlükleri problemleriyle ilgilendiğini ve milli eğitim müdürlükleri problemleriyle
ilgilenmediğini düşünen öğretmenlerin puan ortalamaları arasındaki t değeri 9,76 olarak
hesaplanmıştır.
Örgütsel güvenin “İletişim Ortamı” boyutunda milli eğitim müdürlükleri
problemleriyle ilgilendiğini belirten öğretmenlerin puan ortalaması 45,82; milli eğitim
müdürlükleri problemleriyle ilgilenmediğini belirten öğretmenlerin puan ortalamaları ise
40,58 olduğu görülmektedir.
114
Örgütsel güvenin “Yeniliğe Açıklık” alt boyutunda milli eğitim müdürlükleri
problemleriyle ilgilendiğini düşünen öğretmenlerin ve milli eğitim müdürlükleri
problemleriyle ilgilenmediğini düşünen öğretmenlerin puan ortalamaları arasındaki t değeri
11,25 olarak hesaplanmıştır.
Örgütsel güvenin çalışanlara duyarlılık, yöneticiye güven, iletişim ortamı ve yeniliğe
açıklık boyutlarının puan ortalamaları, milli eğitim müdürlükleri öğretmenlerin
problemleriyle ilgilenip ilgilenmeme değişkenlerine göre, incelendiğinde mili eğitim
müdürlükleri problemleriyle ilgilendiğini düşünen öğretmenlerin puan ortalaması, milli
eğitim müdürlükleri problemleriyle ilgilenmediğini düşünen öğretmenlerin puan
ortalamasından anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur.
2.j. İlköğretim okullarındaki örgütsel güven düzeyine ilişkin öğretmen
görüşleri;“çalışanlara duyarlılık”, “yöneticiye güven”, “iletişim ortamı” ve “yeniliğe
açıklık” boyutları puan ortalaması, öğretmenlerin okul dışında beraber sosyal
etkinlik yapıp yapmama değişkenlerine göre farklılık göstermekte midir?
Öğretmenlerin çalıştığı okulların örgütsel güvenin alt boyutları puan ortalamalarının
okul dışında beraber sosyal etkinlik yapıp yapmama değişkenine göre, farklılaşıp
farklılaşmadığı t testi ile incelenmiş, sonuçlar Tablo 18’de verilmiştir.
Tablo 18:“Okul Dışında Beraber Sosyal Etkinlik Yapıp Yapmama Değişkenlerine Göre Öğretmenlerin Çalıştığı Okulların Örgütsel Güvenin Alt Boyutlarının Puanları Arasındaki t
Testi Karşılaştırmasına İlişkin Bulgular”
Örgütsel Güvenin Alt Boyutları
Öğretmenlerin okul dışında sosyal etkinlik yapıp
Yapmama durumu
n X ss t P
Yapanlar 1239 59,89 16,04 Çalışanlara Duyarlılık
Yapmayanlar 1193 54,12 16,11 8,83 0,000
Yapanlar 1239 53,75 13,71 Yöneticiye Güven
Yapmayanlar 1193 50,31 14,54 6,01 0,000
Yapanlar 1239 44,40 11,10 İletişim Ortamı
Yapmayanlar 1193 41,76 11,17 5,85 0,000
Yapanlar 1239 16,04 4,47 Yeniliğe Açıklık
Yapmayanlar 1193 14,90 4,47 6,24 0,000
115
Örgütsel güvenin alt boyutu olan “Çalışanlara Duyarlılık” alt boyutunda sosyal
etkinlik yapanların puan ortalaması 58,89; sosyal etkinlik yapmayanların puan ortalamaları
ise 54,12 olduğu görülmektedir. Sosyal etkinlik yapanların ve sosyal etkinlik
yapmayanların puan ortalamaları arasındaki t değeri 8,83 olarak hesaplanmıştır.
Örgütsel güvenin yöneticiye güven alt boyutunda sosyal etkinlik yapan öğretmenlerin
puan ortalaması 53,75; sosyal etkinlik yapmayan öğretmenlerin puan ortalamaları 50,31 ve
bu iki değişkenin puan ortalamaları arasındaki t değeri 6,01 olarak hesaplanmıştır.
Tablo 18 incelendiğinde örgütsel güvenin, “İletişim Ortamı” alt boyutunda sosyal
etkinlik yapanların puan ortalaması 44,40; sosyal etkinlik yapmayanların puan ortalamaları
ise 41,76 olduğu görülmektedir. Okul dışında birlikte sosyal etkinlik yapanların ve birlikte
sosyal etkinlik yapmayanların puan ortalamaları arasındaki t değeri 5,85 olarak
hesaplanmıştır.
Örgütsel güvenin, “Yeniliğe Açıklık” alt boyutuyla ilgili bulguya göre, okul dışında
beraber sosyal etkinlik yapan öğretmenlerin puan ortalaması 16;04; sosyal etkinlik
yapmayan öğretmenlerin puan ortalamaları 14,90 ve bu iki değişkenin puan ortalamaları
arasındaki t değeri 6,24 olarak hesaplanmıştır.
Tablo 18’de okul dışında birlikte sosyal etkinlik yapıp-yapmama değişkenine göre
örgütsel güvenin çalışanlara duyarlılık, yöneticiye güven, iletişim ortamı ve yeniliğe
açıklık alt boyutlarında okul dışında beraber sosyal etkinlik yapan öğretmenlerin puan
ortalamaları, okul dışında beraber sosyal etkinlik yapmayan öğretmenlerin puan
ortalamalarından anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur.
116
BÖLÜM V
TARTIŞMA VE YORUM
Bu bölümde alt problemlerle ilgili olarak, ilköğretim okullarındaki örgütsel güven
düzeyi okul yöneticilerin etik liderlik becerileri tarafından etkilenip etkilenmediği ve bazı
değişkenlere göre, ilköğretim okullarındaki örgütsel güven düzeyinin farklılaşma gösterip
göstermediği ile ilgili bulgular tartışılmış ve yorumlanmıştır. Araştırma ile ilgili bulguların
tartışılması ve yorumlanması, alt problemlerin inceleme sıralamasına uygun olarak
yapılmıştır.
Araştırmanın amacı doğrultusunda aşağıdaki soruların sırayla bulguları verilip
üzerinde tartışma ve yorum yapılacaktır.
1. Etik liderliğin alt boyutları (iletişimsel etik, iklimsel etik, karar vermede etik,
davranışsal etik) okulun örgütsel güvenin alt boyuları olan çalışanlara duyarlılık,
yöneticiye güven, iletişim ortamı ve yeniliğe açıklık düzeyini anlamlı düzeyde
açıklamakta mıdır?
1.1 Etik liderliğin alt boyutları (iletişimsel etik, iklimsel etik, karar vermede etik,
davranışsal etik) ve okullardaki örgütsel güvenin, “çalışanlara duyarlılık” boyut
düzeyi
Örgütsel güvenin alt boyutu olan çalışanlara duyarlılığı, iklimsel etik, karar vermede
etik ve iletişimsel etik anlamlı düzeyde etkilemektedir. Etik Liderliğin alt boyutu olan
davranışsal etiğin örgütsel güvenin alt boyutu olan çalışanlara duyarlılığı kestirmede
(tahminde) etkisi bulunmamıştır.
Araştırmanın bu bulgusunda görüleceği gibi, örgütsel güvenin çalışanlara duyarlık
boyutunu, etik liderlik kapsamında en fazla etik liderliğin iklimsel etik boyutu
açıklamaktadır.
Okulda akademik başarıyı ve okul başarısını sağlayan bir okul iklimi oluşturmada
okul yöneticisinin davranışlarının etkisi çok fazladır. Okul yöneticisinin davranışlarından
etkilenen okul ikliminin öğretmenlerin okul içinde kendini iyi hissetmesiyle ve takım
halinde çalışmasıyla olumlu bir ilişkisi vardır (Cotton, 2003).
117
Örgütte çalışanların örgüt kültürünün öğeleri olan değer, inanç ve normlarına dönük
algıları örgüt iklimini oluştururken; örgüt kültürünün etkisel görünümleri olan değer, inanç
ve normlara dönük algılamalar örgütsel etiği meydana getirmektedir (Sağnak, 2005). Örgüt
iklim ile yönetici davranışları arasında önemli derecede olumlu bir ilişki vardır (Wimbush
ve Shepard, 1994). Çalışanların örgüt iklimiyle ilgili algıları, en çok amirlerinin
davranışlarından etkilenmektedir (Ünsal ve Telman, 2004). Buckley ve diğerleri (2001)
tarafından yapılan bir araştırma sonucunda etik kodları içinde barındırmayan bir iklimin
etik dışı davranışları ortaya çıkmasına sebep olacağını, bu şekilde etik kodların hakim
olmadığı örgütte güvenin azalacağını bulmuştur. Hosmer (1995), etik ile güven arasında
güçlü bir ilişki bulmuştur. Valentine ve diğerleri (2002) etik değerlerin örgüte bağlılığı ve
çalışan-örgüt uyuşmasını olumlu yönde etkilediğini ve çalışanların örgütle uyuşmayan etik
değerlere sahip olmaları, örgüt içinde çatışmaya ve strese neden olabileceğini belirtmiş ve
bunun da insanların birbirlerine olan güvenme düzeylerini olumsuz yönde etkileyeceğini
bulmuştur.
Bir kurumda etik ikliminin oluşturulması ve işler hale getirilmesinde yöneticilerin
çok önemli etkisi vardır. Yöneticiler etik kurallar, politikalar ve direktifler oluşturup
yürürlüğe koymazlarsa, bir zaman sonra kurum içinde etik olmayan davranışlar ortaya
çıkacaktır (Schwepker, 2001). Yöneticiler, etik kural, prosedürler oluşturarak ve bu
prosedür ve kuralların işlemesini sağlayarak örgütteki etik davranışı olumlu yönde
etkileyen bir etik iklim yaratabilirler (Schwepker, 2001).
Etiğin olmadığı yerde güveni inşa etmemiz ve güven dolu bir ortam oluşturmamız
mümkün görünmeyebilir. Yöneticilerin etik liderliğin iklimsel etikle ilgili görevlerini
yerine getirdiğinde çalışanlar kendilerini daha duyarlı bir ortamda hissetmeye
başlayacaktır. Bu durum da onların performanslarını olumlu bir şekilde etkileyebilecektir.
Brown, Trevino ve Harrison (2005), etik liderliğin çalışanların iş doyumuna, kendini işe
adamasına, işle ilgili problemlerini çözmeye yüksek derecede etkisi olduğunu bulmuştur.
Bu da gösteriyor ki okulda öğretmenler kendilerine daha duyarlı davranıldığını
düşünmesinde yöneticisin etik liderlik davranışlarının önemli bir katkısı olduğunu
göstermektedir.
118
1.2. Etik liderliğin alt boyutları (iletişimsel etik, iklimsel etik, karar vermede etik,
davranışsal etik) ve okullardaki örgütsel güvenin,”yöneticiye güven” boyut düzeyi
Örgütsel güvenin alt boyutu olan yöneticiye güveni, etik liderliğin tüm boyutları yani
iletişimsel etik, davranışsal etik, karar vermede etik ve iklimsel etik anlamlı düzeyde
etkilemektedir. Örgütsel güvenin alt boyutu olan yöneticiye güveni en fazla etkiyi
iletişimsel etik, daha sonra davranışsal etik ve karar vermede etik yapmaktadır.
Güven, etkili bir liderliğin önemli bir parçasıdır. Son 40 yılda liderlik üzerine yapılan
araştırmalarda, güven olgusunun liderliğin en önemli bir parçası olduğu vurgulanmıştır.
Liderlik kapsamında güven, liderle izleyenleri arasındaki ilişkinin bir ürünüdür (Dirks ve
Skarlicki,. 2004). Araştırmanın bulgusu bu durumu desteklemektedir. Etik liderlik
kapsamında yöneticiye güveni belirleyen ön önemli etkinin etik liderliğin iletişimsel etik
becerileri olduğu ortaya çıkmıştır. Bu sonuç yöneticilerin izleyenleriyle girdiği iletişim
sürecini ve bu süreçte etik değerlerin önemini vurgulamaktadır. Kurulan bu sistemde
insanların kendisini doğru ve rahat ifade edebilmesi gerekir. Bu sistemin temelini etik
değerler oluşturmalı ve bunu yöneticiler yapmalıdır (Rebore, 2001). Lider izleyenleriyle
arasında güven yaratmak istiyorsa karşıdaki kişiye saygı duymalıdır. Kişilerarası ilişkilerde
saygı, din, dil, ırk, statü, gelir, cinsiyet, eğitim düzeyi gibi özellikler ne olursa olsun
iletişim sürecinde hoşgörülü ve saygılı olmak gerekir (Şahin, 2005).
Kişilerarası iletişimde saydam, dürüst, içtenlik, doğruluk gibi etik değerler önemlidir
(Acar, 1998). Leisinger’e göre (2000) güvene dayalı ilişkiler yaratmak ve bu ilişkileri
sürdürmek etik değerlerle ilişkilidir. O yüzden yönetici, güvene dayalı bu ilişkileri
oluşturmada niyetleri açıkça belirtilmek, herkese karşı açık olmak, izleyenleri dinlemek,
herkesin görüşlerine saygı göstermek, onları anlamaya çalışmak, diğer insanların
görüşlerini ve fikirlerini ortaya koymak, izleyenlerin ihtiyaçlarına karşı duyarlı olmak,
gerektiğinde özür dilemeyi bilmek gibi etik değerler önemlidir. İzleyenlerin örgüte ve onun
bir parçası olan yöneticiye güven duymada kurum yöneticilerinin iletişim sürecinde etik
kodlara bağlı davranması çok önemlidir.
Bunun yanında okul yöneticilerinde bulunması gereken önemli etik becerilerinden
birisi olan etkili iletişim kurabilmesidir (Moorhouse, 2002). Okul yöneticisin sahip olduğu
etik liderliğin iletişimsel etik becerileri örgütsel güvenin yöneticiye güven boyutunu
önemli ve yüksek derecede yordamaktadır.
119
Araştırmanın bulgusuna göre örgütsel güvenin yöneticiye güven boyutunu açıklayan
diğer bir unsur etik liderliğin davranışsal etik boyutudur. Mayer, Davis ve Schoorman
(1995) tarafından yapılan bir araştırmada lidere olan güvenle liderin karakterinin ilişkili
olduğu ve liderin karakterini adalet, eşitlik, saygılılık, doğruluk gibi etik değerler
oluşturdukça lidere olan güvenin arttığı sonucu ortaya çıkmıştır. Araştırmanın bu bulgusu,
bu sonucu destelemektedir.
1.3. Etik liderliğin alt boyutları (iletişimsel etik, iklimsel etik, karar vermede etik,
davranışsal etik) ve okullardaki örgütsel güvenin, “iletişim ortamı” boyut düzeyi
Örgütsel güvenin alt boyutu olan iletişim ortamını, iklimsel etik, iletişimsel etik,
karar vermede etik ve davranışsal etik anlamlı düzeyde etkilemektedir. Örgütsel güvenin
alt boyutu olan iletişim ortamına en fazla etkiyi iklimsel etik, daha sonra sırasıyla
iletişimsel etik ve karar vermede etik sağlamıştır.
Araştırmanın sonucunda, örgütsel güveni ve bunun alt boyutu iletişim ortamı
düzeyini örgütteki çalışanlarının etkileşiminin bir sonucu olarak bakarsak, bu sonucu etik
liderlik kapsamında en fazla etkileyen okul yöneticisinin iklimsel etik davranışlarıdır.
Okulların bir örgüt olarak kendine özgü işlevlerini yerine getirebilmesi ve güvene
dayalı bir ortam oluşturması için etkili bir iletişime gereksinimi vardır. Örgüt içindeki
insan ilişkilerinin ve örgüte ilişkin problem çözümlerinde etkinlik ve örgütsel verimliliğin
sağlanabilmesi için, etkili ilişkilerin olması dolayısıyla etkili iletişim ortamının olması
gerekir (Arslan ve Arslan, 2003). Davis (2004) etik liderlik ile okuldaki iletişim ortamı
arasında olumlu bir ilişki bulmuştur. Yani okul ortamında, iş prensiplerin, iletişim kanalları
açık olması, öğretmenlerin okul hakkındaki duygularını belirtmekten çekinmemesi, olumlu
iş ilişkilerinin geliştirilmesi, gizli saklı uygulamaların olmaması, herşeyin açıklıkla
yürütülmesi, bilgilerin zamanında ve tüm çalışanlara tam, doğru olarak aktarılması ve
öğretmenlerin okul yöneticileri ile doğrudan iletişim kurabilmesi gibi özelliklerin
bulunduğu iletişim ortamı, okulda güvene dayalı bir ortam oluşturmak için önemlidir.
Güvene dayalı bir iletişim ortamını oluşturmak için okul yöneticisinin, öğretmenleri
teşvik etmesi, kendi düşünceleri, sevgiyi temel alan yaklaşımla yaymaya çalışması,
geleceğe dönük somut hedefler koyması, öğretmenleri adaletli bir şekilde ödüllendirmesi,
okulun kurallarını doğru bir şekilde oluşturması, tartışmalar için özgür ortamlar yaratması
gibi etik liderlik becerilere sahip olması önemlidir.
120
Ayan (2004) tarafından yapılan araştırmada, çalışanların örgüt iklimini etik olarak
algılamaları ile örgütsel güven arasında olumlu bir ilişki bulunmuştur. Olumlu örgüt iklimi,
etik değerler üzerine kurulmaktadır. Örgüt ikliminin oluşmasında bütün personelin rolü
vardır. Ancak yöneticinin yaklaşımı, örgüt ikliminin oluşmasında en önemli
belirleyicisidir. Liderlik biçimleri, örgüt ikliminin oluşmasında, yerleşmesinde ve sonunda
belirgin bir nitelik kazanmasında önemli oranda etkili olmaktadır (Ertekin, 1978). Olumlu
okul ikliminde herkes insan olduğu için saygı görmeli, herkes kendini koruma hakkına
sahip olmalı, sorumluluklar zamanında yerine getirilmelidir (Rebore, 2001). Böyle bir okul
ortamında iletişim ortamın istenilen düzeye ulaşması beklenebilir.
Aikman (2003), yöneticilerin etik lider becerileri kurum için en önemli faktör olduğu
ve etik liderlik davranışlarıyla kurumun etik yönelimi arasında bir ilişkinin olduğu yaptığı
bir araştırmada bulmuştur. Bu etik liderlik davranışları en çok okuldaki iletişim ortamını
etkileyecektir. Söz konusu örgüt iklimi oluşturma sürecinde okul yöneticisinin etik
becerileri sergilemesi gerekmektir. Yani okul yöneticisinin etkili bir örgüt iklimi
oluşturması için, öğretmenleri teşvik etmesi, kendi düşüncelerini, sevgiyi temel alan
yaklaşımla yaymaya çalışması, geleceğe dönük somut hedefler koyması, kendi işlerini
sorumluluk duygusu içerisinde yapması, öğretmenlerin yaratıcılığını ortaya çıkması için,
uygun ortam hazırlaması, öğrenme konusunda istekliliğinin, öğretmenlerin farklı
düşünebileceğini kabul etmesi, öğretmenlerin başarısını adaletli bir şekilde ödüllendirmesi,
okulun kurallarını doğru bir şekilde oluşturması, tartışmalar için özgür ortamlar yaratması,
mesleki etkinliliğini artırmaya yönelik çaba içerisinde olması gerekir (Yılmaz, 2005). Okul
yöneticileri, bunları gerçekleştirdiği zaman, eğitim çalışanlarının rahat olacağı bir örgütsel
hava oluşturacaktır. Bu örgütsel havada eğitim çalışanları kendini daha fazla güvende
hissettiği, daha fazla iş doyumu sağladığı bir ortam inşa edecektir. Örgüt ortamında
güvenin kazanılması, inşa olunması ve iletişim sürecinin sağlıklı bir şekilde
oluşturabilmesi için, sıcaklık, açıklık, saydamlık, doğruluk, dürüstlük gibi etik değerler
gereklidir (Kaya ve diğerleri, 2003). Yukarıdaki açıklamalardan ve araştırmanın
bulgusundan anlaşılacağı gibi örgüt ortamında sağlıklı bir iletişim ortamı için yöneticilerin
etik becerilere sahip olması çok önemlidir. Araştırmanın bu bulgusu, ilgili açıklamalarla
da desteklenmektedir.
1.4. Etik liderliğin alt boyutları (iletişimsel etik, iklimsel etik, karar vermede etik,
davranışsal etik) okullardaki örgütsel güvenin, “yeniliğe açıklık” boyut düzeyini
anlamlı düzeyde açıklamakta mıdır?
121
Örgütsel güvenin alt boyutu olan yeniliğe açıklığı, iletişimsel etik, iklimsel etik ve
karar vermede etik anlamlı düzeyde etkilemektedir. Örgütsel güvenin alt boyutu olan
yeniliğe açıklığı en fazla etkiyi ile iletişimsel etik, daha sonra sırasıyla iklimsel etik ve
karar vermede etik sağlamıştır. Etik Liderliğin alt boyutu olan davranışsal etiğin örgütsel
güvenin alt boyutu olan yeniliğe açıklığa kestirmede anlamlı etkisi bulunmamıştır.
Kurumlar yeni oluşan çevresel koşullara uyum sağlayacak tedbirler almaması halinde,
sistemin bozulması ve yok olması anlamına gelen entropiye neden olurlar (Gürsel, 2006).
Entropinin hakim olduğu kurumlarda çalışanların bozulmuş ve gelişmeye kapalı bir ortamda
kendisini güvende hissetmesi mümkün olmayabilir. Kurumların çalışanlarına gelecek vaat
edebilmesi ve vizyon oluşturabilmesi en etkili motivasyon aracıdır. Yenileşmeyi ve
gelişmeyi sağlayan kurumlar, çalışanların gayret, sebat ve adanmışlığını kazanır (Drucker,
2003). Kurumların yenilikçiliği sağlayabilmesi için yaratıcı fikirlerin bulunabildiği,
üretildiği ve desteklendiği bir ortama ihtiyaç vardır (Barker, 2001:63). Kurumdan gelişmeye
ve iyileşmeye gelecek taleplerin ifade edilmesi ve uygulama alanı bulabilmesini sağlayacak,
bunu misyon haline getirecek güç yöneticilerdedir (İmai,1999:19).
Yenilikçiliğin ortaya çıkması için, kurum içi etkileşim çok önemlidir. Okul
ortamındaki etkileşim ortamının temelinde iletişim vardır (Sharp ve Walter, 2003).
Araştırmalar sonucunda başarılı okul için etkili bir iletişim ortamının etkisinin yüksek
olduğu tespit edilmiştir (Cotton, 2003). O zaman okul yöneticileri, gelişimsel ve yenilikçi
etkinlikleri destekleyen yapı oluşturmakla sorumludurlar (Schlechty, 2005). Yöneticilerin
oluşturduğu iletişim ortamı ile kurumsal yenilikçilik arasında olumlu bir ilişki vardır
(Özçer, 2005:177). Böylelikle iş ortamının belirleyicisi olan yöneticin davranışları ve
iletişim becerileri ayrı bir önem kazanmaktadır. Yeniliğin ve gelişmenin önündeki en
büyük engel korkudur. Çalışanların konumunu kaybetmek, alaya alınmak, güvenirliliğini
yitirmek ve başarısızlığa uğramaktan korktukları için yenilikçi fikirler üretmezler (Hunt ve
Buzan, 2003). Söz konusu yenilikçi ortamın sağlanması için okul yöneticileri, okuldaki
öğretmen ve çalışanların zarar görmeyeceği bir etkileşim ve iletişim ortamı oluşturmalıdır.
Bunun için okul yöneticisi öğretmenlerin kişiliğine saygı göstermeli ve önemsemelidir.
Ayrıca onlara önemli olduğunu hissettirmeli, doğal ve gerçekçi bir şekilde iletişime
girmelidir (Kochanek, 2005). Yani etik liderliğin iletişim etik boyutundaki becerileri
sergilemelidir.
122
Araştırmanın bu bulgusu Garcia (2003) etik liderlik becerisi sergileyen
yöneticilerin yoğun iş yükü olmasına rağmen izleyenlerine duygusal ve mesleki konusunda
desteklediği bulgusuyla kısmen örtüşmektedir.
2. İlköğretim okullarındaki örgütsel güven düzeyine ilişkin öğretmen görüşleri;
◊ “çalışanlara duyarlılık” boyutunda,
◊ “yöneticiye güven” boyutunda,
◊ “iletişim ortamı” boyutunda,
◊ “yeniliğe açıklık” boyutunda,
(a) öğretmenlerin cinsiyetlerine, (b) kendi memleketlerinde çalışıp çalışmama
durumlarına, (c) branşlarına, (d) öğrenim durumlarına, (e) herhangi bir sendikaya
üye olup olmama durumlarına, (f) okulun bulunduğu yerleşim türlerine, (g) okulda
görev yapan öğretmen sayılarına, (h) okul yöneticilerinin okul aile birliği ile ilişki
düzeylerine, (i) il veya ilçe milli eğitim müdürlüklerinin öğretmenlerin
problemleriyle ilgilenip ilgilenme durumlarına ve (j) öğretmenlerin okul dışında
beraber sosyal etkinlik yapıp yapmama durumlarına göre farklılık göstermekte
midir?
2.a. Cinsiyet ve okullardaki örgütsel güven düzeyinin; “çalışanlara duyarlılık”,
“yöneticiye güven”, “iletişim ortamı” ve “yeniliğe açıklık” boyutları
Araştırmanın bu alt problemine ait bulguda örgütsel güvenin; çalışanlara duyarlılık,
yöneticiye güven, iletişim ortamı ve yeniliğe açıklık alt boyutları cinsiyet değişkenine göre
farklılık göstermiştir. Örgütsel güvenin tüm alt boyutlarının puan ortalamalarında
erkeklerin puan ortalamaları kadınların puan ortalamalarından anlamlı düzeyde daha
yüksek bulunmuştur.
Bayan ve erkek öğretmenlerin puanları arasındaki bu farkın sebebi, bireylerin
yetiştirilme sürecindeki anlayıştan kaynaklanabilir. Kültürümüzde kızlara ilişkin özellikler
daha çok kişilerarası ilişkilerle ifade edilir. Kızlardan beklenen temel görevler; duygusal
olmaları, işbirliği yapmaları, bakım ve ilgi göstermeleridir. Erkeklerin ise bağımsız
davranmaları, aileyi temsil etmeleri, rekabetçi olmaları vurgulanmaktadır (Temel ve
123
Aksoy, 2001). Cinsiyet ile bireylerin kendi yeterliklerini olumlu olarak değerlendirme
eğilimi arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmalara bakıldığında genellikle erkeklerin
yeterlikleri konusunda kendilerini olumlu olarak değerlendirmelerinin kızlardan daha
yüksek olduğu görülmektedir (Knox ve Diğerleri, 1998). Bu bulgulardan yola çıkarak
erkek öğretmenlerin, bayan öğretmenlere göre kendi yeterliliklerine daha olumlu baktığı ve
özgüvenlerinin daha yüksek olduğu söylenebilir. Solomon ve Flores (2001), “güven ve
güvenme”nin belli bir derecede özgüveni gerektirdiğini, kendine ve kendi yeteneklerine
güvenmeyen bireylerin, başkalarına ve bir şeye güvenemeyeceğini belirtmektedir. Erkek
öğretmenlerin özgüven duygularının yüksek olduğu ve özgüvenin bir şeye güvenmeyi
sağladığı kurgulanabilir. Erkek öğretmenlerin örgütsel güven boyutlarının puan
ortalamalarının bayan öğretmenlerden yüksek olduğu bulgusu ise, bu kurguyla
açıklanabilir.
Günümüzde kadınlar, işgücünün %47’lik (artan) bir kısmını oluşturmaktadır.
Kadınlar uzun yıllardır erkeklerin egemen olduğu iş dünyasında yer almaya
çalışmaktadırlar (Evans, 2004:30). Kadınların iş hayatında yer almaya başladığı
zamanlardan itibaren yapılan işler, cinsiyete göre çeşitlenmeye başlamıştır. Bazı meslekler
erkekler tarafından bazı meslekler kadınlar tarafından daha çok tercih edilmeye
başlamıştır. Özellikle öğretmenlik mesleği kadınların daha fazla tercih ettiği bir meslektir.
Bunun sebebi ise, yarım gün çalışma ve uzun süreli tatil imkanıdır. Bu düşünce onların
mesleki yükselme hislerini azaltabilir. Hatta ülkemizde kadın yöneticilerin sayısının bu
sebepten dolayı az olduğu söylenebilir (Özdemir ve diğerleri, 2005:45). Kadınların
öğretmenlik mesleğine ilişkin yukarıda ifade edilen tutumları çalıştığı kuruma karşı
olumlu duygular hissetmesini engelleyebilir.
Araştırmanın bu bulgusu ile ilgili araştırmalar incelendiğinde, cinsiyet değişkenine
göre örgütsel güven düzeyine ilişkin farklı sonuçlar olduğu görülmüştür. Blevins (2001)
Özdil (2005), Culver (1994)’in örgütsel güven ile ilgili yapmış oldukları araştırmalarda
cinsiyete göre örgütsel güven düzeyinde farklılaşmanın olmadığını gözlemlemişlerdir.
Conn (2004)’un yaptığı araştırmada ise, örgütsel güven düzeyinin cinsiyete göre
farklılaştığını ancak erkeklerin kadınlara göre örgüte daha az güven duyduğunu bulmuştur.
Belirtilen çalışmalar araştırma bulgusuyla çelişmektedir.
2.b. Öğretmenlerin kendi memleketlerinde çalışıp çalışmama durumları ve
okullardaki örgütsel güven düzeyinin; “çalışanlara duyarlılık”, “yöneticiye güven”,
“iletişim ortamı” ve “yeniliğe açıklık” boyutları
124
Araştırmanın, öğretmenlerin kendi memleketlerinde çalışma ve çalışmama
değişkenine göre okulun örgütsel güvenin çalışanlara duyarlılık, yöneticiye güven, iletişim
ortamı ve yeniliğe açıklık boyutlarına ilişkin bulgusunda kendi memleketlerinde çalışan
öğretmenlerin puan ortalaması, kendi memleketlerinde çalışmayan öğretmenlerin puan
ortalamasından anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur.
Ülkemizde oluşan yönetim geleneği ve örgütlenme biçimi incelendiği zaman
araştırmanın bu sonucu doğal karşılanabilinir. Türk Kamu Yönetimi üzerinde yapılan
araştırmalar sonucunda “hemşericilik ve siyasi yozlaşma”nın yönetim sorununun bir
parçası olduğu görülmüştür (Aktan, 2005). Türk örgütleme biçimini “mofiyoza” diye
adlandıran Alatlı (1999:88); mofiyozayı; “güvensizlik temelinde birbirine benzeyen ve her
yönden birbirine yakın insanların akrabalık ilişkileriyle oluşturduğu bir yapılanma biçimi”
olarak tanımlar. Türk örgütlenme biçimi ile ilgili olarak yapılan çalışmalar ve uzman
yorumlarından yola çıkararak kendi doğup büyüdüğü yerleşim yerlerinde çalışan
öğretmenlerin diğer öğretmenlere göre okula daha fazla olumlu duygular beslemesi ve
kendini daha güvende hissetmesi mümkün olabilir. Diğer yandan kendi memleketlerinde
çalışmayan öğretmenlerde, kendinden ve kendine yakın olmayan insanlardan oluşan bir
yapı içinde kurum yöneticisine daha az güven duyabilirler. Yine iletişim ortamını ve kendi
fikirlerine başvurularak kurumsal yenileşmeyi yetersiz bulabilecektir.
Fukuyama toplumları düşük ve yüksek güvenli toplumlar biçiminde iki grupta
kataragorize etmiştir (Fukayama, 1998:78). Ülkemizi düşük güvenli toplumlar sınıfında
değerlendirmek mümkündür (Karaçimen, 2002). Düşük güvenli toplumlarda kurum yapısı;
aile, hısımlık ve hemşericilik gibi yakın ilişkilere dayanmaktadır. Güveni bu unsurlarla
ilişkilendirerek sağlamanın mümkün olduğu inancı hakimdir. Yani bizden olana güven
eğilimi daha fazladır (Fukuyama, 1998). Araştırmanın bu bulgusu yani kendi
memleketinde çalışan öğretmenler kendi memleketlerinde çalışmayan öğretmenlere göre
okula daha fazla güven duymaktadır şeklindeki sonucu Fukuyama’nın bu tespiti ile
desteklenmektedir. Araştırmanın bu bulgusuyla ilgili yapılan literatür taramasında konu ile
ilgili herhangi bir araştırmaya rastlanmamıştır.
2.c. Öğretmenlerin branşları ve okullardaki örgütsel güven düzeyinin; “çalışanlara
duyarlılık”, “yöneticiye güven”, “iletişim ortamı” ve “yeniliğe açıklık” boyutları
Öğretmenlerin branşlarına göre, okulların örgütsel güveninin alt boyutlarına ilişkin
bulgular incelendiğinde okulların örgütsel güvenin boyutları olan çalışanlara duyarlılık,
125
iletişim ortamı, yöneticiye güven ve yeniliğe açıklık alt boyut puan ortalamalarının
ilköğretim öğretmenlerinin branşına göre anlamlı düzeyde farklılaşmadığı görülmüştür.
Araştırmanın bu bulgusundan da anlaşılacağı gibi farklı branşlara sahip
öğretmenlerin (sözel, sayısal ve özel yetenek) okulların örgütsel güven düzeyine ilişkin
görüşleri anlamlı düzeyde bir farklılık göstermemektedir. Araştırma sonucuna göre branş
değişkeninin örgütsel güveni açıklamada herhangi bir etkisi olmadığı yorumunu yapmak
mümkündür.
Öğretmenlerin branşları ile örgütsel güven arasındaki ilişkiyi açıklayan herhangi bir
araştırma sonucuna rastlanmamıştır.
2.d. Öğretmenlerin öğrenim durumları okullardaki örgütsel güven düzeyinin;
“çalışanlara duyarlılık”, “yöneticiye güven”, “iletişim ortamı” ve “yeniliğe açıklık”
boyutları
Araştırmanın bu alt problemine ilişkin bulgusuna göre, okulların örgütsel güvenin alt
boyutları olan çalışanlara duyarlılık, iletişim ortamı ve yeniliğe açıklık puanlarının
öğretmenlerin öğrenim durumlarına göre anlamlı düzeyde farklılaştığı, yöneticiye güven
boyutunda ise anlamlı düzeyde farklılaşmadığı görülmüştür.
Örgütsel güvenin çalışanlara duyarlılık, iletişim ortamı, yeniliğe açıklık boyutlarında
ön lisans ile lisans mezunu öğretmenleri arasında bir farklılık vardır. Ön lisans mezunu
öğretmenlerin bu alandaki puanları daha yüksektir. Çalışanlara duyarlılık boyutunda bu
ayrım ön lisans ile lisans üstü mezunu olan öğretmenler arasında da vardır. Bu farklılık
yine ön lisans mezunu olan öğretmenlerin lehinedir.
Öğretmenlerin eğitim düzeyinin yine öğretmenlerin okul yöneticilerini güvenilir
olarak algılanmasında herhangi bir etkisi yoktur. Ancak örgütsel güvenin diğer boyutlarına
ilişkin bulgularında ön lisans mezunu öğretmenlerle lisans ve lisan üstü mezun öğretmenler
arasında anlamlı bir farklılaşma vardır. Öğretmenlerin eğitim düzeyinin ön lisans
düzeyinden yüksek olması okuldan kendisine ilişkin beklentisini yükseltebilir. Lisans ve
lisan üstü mezunu öğretmenler, ön lisans mezunu öğretmenlere göre; okullarındaki iletişim
ortamının yetersiz olduğunu düşünmektedirler. Aldıkları daha yüksek eğitim gereği etkili
bir iletişim konusunda ihtiyaçları artabilir ve bunu görev yaptıkları okulda
bulamayabilirler.
Lisans ve lisans üstü mezunu öğretmenler, ön lisans mezunu öğretmenlere göre
okuldaki anlayışın kendilerini merkeze almadığını, kendilerine daha duyarsız
126
davranıldığını düşünmektedirler. Okullardaki havanın ve yönetim anlayışının eğitim
düzeyi yüksek öğretmenlerin beklentisine cevap veremediğini, onların kendilerini rahat ve
güvende hissedebileceği bir ortamdan yoksun bırakıldığını söylemek mümkündür.
En son olarak lisans ve lisansüstü mezunu öğretmenler, okullarını ön lisans mezunu
öğretmenlere göre kurumu yeniliğe daha az açık buluyorlar. Öğretmenlerin eğitim
düzeyinin yüksek olması beraberinde yönetim sürecine daha fazla katılma hissini ve
kendilerinin fikirlerine ve düşüncelerine başvurulması gerektiği düşüncesini doğurabilir.
Bunlardan dolayı ön lisans mezunu öğretmenlere göre diğer öğretmenlerin örgütsel
güvenin yeniliğe açıklık boyutunun puan ortalaması düşük olabilir.
Araştırmanın bu bulgusu; Blevins’in (2001) yaptığı araştırmasındaki öğrenim
durumuna göre örgütsel güven düzeyinde anlamlı bir farklılaşma yoktur bulgusuyla ters
düşmektedir. Asunakutlu’nun (2004) yaptığı araştırmanın örgütsel güven ile çalışanların
eğitim düzeyi arasında doğrusal bir ilişkinin varlığı bulgusuyla da örtüşmemektedir.
2.e. Öğretmenlerin sendikaya üye olup olmama durumları ve okullardaki örgütsel
güven düzeyinin; “çalışanlara duyarlılık”, “yöneticiye güven”, “iletişim ortamı” ve
“yeniliğe açıklık” boyutları
İlgili alt problemin bulgusunda örgütsel güvenin çalışanlara duyarlılık, yöneticiye
güven, iletişim ortamı ve yöneticiye güven boyutlarında; sendikaya üye olanlarla üye
olmayan öğretmenlerin puanları ortalaması arasında anlamlı düzeyde bir farklılık
saptanmamıştır.
Araştırmanın bu bulgusu çok ilginçtir. Sendikaya üye olan öğretmenle sendikaya üye
olmayan öğretmenlerin iş yaşamında en önemli unsur olan güven hakkında birbirine yakın
görüş bildirmesi anlamlıdır. Öğretmenlerin üye olduğu sendikalar, öğretmenlerin daha
kaliteli yaşam sürmesini ve mesleklerini daha iyi bir şekilde sürdürebilecek bir okul ortamı
oluşturmayı amaçlamalıdır (Acansoy, 2005). Çalışanlara çalışma ilişkilerinde, ekonomik,
sosyal hak ve menfaatlerini korumak için sendikaya üye olma hakkı verilmiştir (Anayasa,
1982). Görülüyor ki, sendikaya üye olunmanın temel sebebi iş yeri ortamına daha
irdeleyici bakma, sorun ve problem çözme adına örgütleri iyileştirmeye katkı sağlamaktır.
Bu kurgudan yola çıkarsak okullardaki iş ortamının özellikleri, sendikaya üye olmayı
etkiliyor olsaydı, yönetici ve çalışan arasındaki ilişkiyi ve örgütsel başarıyı derinden
etkileyen güven konusunda (Brehm ve Gates, 2002) sendikaya üye olanla üye olmayanın
farklı düşünüyor olması beklenebilirdi. Çalışmamızın bulgularında bu tür bir farklılık
127
yoktur. O zaman sendikaya üye olmayı etkileyen okulda çalışma ortamına ait özellikler,
sorunlar, öğretmenler ve problemler değil de daha değişik faktörlerin etkisi olduğu
düşünülebilir. Öğretmenlerin sendikaya üye olması ve olmama biçimini etkileyen
faktörlerle ilgili araştırmalar yapılabilir.
Yapılan literatür taramasında araştırmanın bu bulgusunu destekleyecek ve farklı
açılımlar getirecek herhangi bir bulguya rastlanmamıştır.
2.f. Okulların bulunduğu yerleşim türleri ve okullardaki örgütsel güven
düzeyinin;“çalışanlara duyarlılık”, “yöneticiye güven”, “iletişim ortamı” ve “yeniliğe
açıklık” boyutları
Araştırmanın bu alt problemi ile ilgili bulgular incelendiğinde, okulların örgütsel güvenin
boyutları olan çalışanlara duyarlılık, iletişim ortamı, yöneticiye güven ve yeniliğe açıklık
puanlarının okulun bulunduğu yerleşim türüne göre anlamlı düzeyde farklılaştığı
bulunmuştur.
Okulların örgütsel güvenin alt boyutu olan çalışanlara duyarlılık açısından; köy, ilçe
ve il merkezinde bulanan okullarda görev yapan öğretmenlerin puan ortalamaları ile
büyükşehirlerde bulunan okullarda görev yapan öğretmenlerinin puan ortalamaları
arasında, köy, ilçe ve il merkezinde bulanan okullarda görev yapan öğretmenlerin lehine,
anlamlı düzeyde bir farklılık göstermiştir.
Okulların örgütsel güvenin alt boyutu olan yöneticiye güven açısından; köy, ilçe ve il
merkezinde bulanan okullarda görev yapan öğretmenlerin puan ortalamaları ile
büyükşehirlerde bulunan okullarda görev yapan öğretmenlerin puan ortalamaları arasında,
köy, ilçe ve il merkezinde bulanan okullarda görev yapan öğretmenlerin lehine, anlamlı
düzeyde bir farklılık göstermiştir. Büyükşehirlerdeki okullarda görev yapan öğretmenler
diğer yerleşim türünde görev yapan öğretmenlerden okulun yöneticisine daha az güven
duymaktadır.
Köyde ve ilçede görev yapan öğretmenlerin puan ortalamaları ile büyükşehirlerde
bulunan okullarda görev yapan öğretmenlerin puan ortalamaları arasında, köy ve ilçe
merkezinde bulanan okullarda görev yapan öğretmenlerin lehine, anlamlı düzeyde bir
farklılık göstermiştir. Büyükşehir, il arasında ve il ile köy ve ilçe arasında anlamlı bir
farklılık görülmüştür. Küçük yerleşim merkezlerinde görev yapan öğretmenler, okulu
iletişim ortamı açısından daha iyi bulmaktadır.
128
Bu alt problemin bulgusuna dönük, köy ve ilçede bulanan okullarda görev yapan
öğretmenlerin puan ortalamaları ile büyükşehirlerde bulunan okullarda görev yapan
öğretmenlerin puan ortalamaları arasında, köy ve ilçede bulanan okullarda görev yapan
öğretmenlerin lehine anlamlı düzeyde fark görülmüştür. Diğer gruplandırmalar arasında
anlamlı düzeyde bir farklılık yoktur.
Araştırmanın bu sorusunun genel olarak bulgusuna baktığımız zaman
büyükşehirlerde örgütsel güvenin alt boyutlarının genel puan ortalaması diğer yerleşim
türünde anlamlı bir şekilde farklılık göstermektedir. Bu farklılık büyükşehirlerdeki
okulların lehine olan bir farklılık değildir.Yani büyükşehirlerdeki okulların örgütsel güven
düzeyi daha düşüktür.
Adet, gelenek, dil, din, tutum, tercih, norm ve davranış biçimleri ve toplumsal
değerler örgüt yapısını, örgütsel davranışı etkileyen önemli etkenlerdir (Aycan, 1998:21).
Okulun ve öğretmenlerin içinde bulundukları çevrenin özelliklerinden etkilenmesi
mümkündür. Bu etkilenmelerin okul ortamına yansıması çevrenin özelliklerine göre
farklılaşabilir. Tarım toplumundan sanayi toplumuna, oradan da bilgi toplumuna geçiş
sürecindeki değişim, insanları büyükşehirlerde yaşamaya itmiştir. Şehirleşme ve şehirlerde
yaşama olgusu beraberinde bir çok problemleriyle beraber toplumsal bir değişmeyi
sağlamıştır. Bu toplumsal değişme, geleneksel ve insani değerlere dayalı ahlak anlayışının
neredeyse çökmesine yol açmıştır. Geleneksel ahlaki değerlerin yerini, ne olursa olsun
başarma anlayışına dayalı, vicdan, dürüstlük, adalet, güven, erdem vb. değerleri göz ardı
eden bir anlayış almıştır (Şen 1998:72). Özellikle toplumsal değişimin daha fazla yaşandığı
metropollerde; yaygın bir bencillik, kişisel çıkarların diğer amaçların önüne geçmesi,
maddiyatın ve maddi başarının önem kazanması, toplumun temel kurumlarına güvenin
azalması, bireylerin birbirlerine güvenmemesi ve yaygın bir toplumsal güvensizlik
yaşanmaya başlanmıştır (Ataberk, 2003:214). Örgütlerin genel olarak içinde bulunduğu
çevresinin yapısından etkilendiği ve okullarda çalışan öğretmenlerin iş dışındaki
yaşamının büyük kısmını bu problemlerin yaşandığı ortamlarda geçirdiği düşünülürse,
ahlakın pratik olarak uygulandığı tüm alanlardan birisi olan okullarda yozlaşmaya sebep
olabilir. Aynı zamanda öğretmenlerin büyükşehrin verdiği yoğun yaşam ve bundan dolayı
birbirlerine karşı yabancılaşma öğretmenlerin okul ortamında birbirleriyle ve yönetici ile
olan ilişkisine yansıyabilir. Tüm bunlardan dolayı büyükşehirlerdeki öğretmenler, diğer
yerleşim türlerine göre okullarına daha az güven duyuyor olabilirler.
129
Araştırmanın bu bulgusuyla ilişkili farklı çalışmalarda herhangi bir sonuça
rastlanmamıştır. Özellikle okulun içinde bulunduğu yerleşim türlerinin kurum iklimi,
kültürü ve güveni üzeri üzerindeki etkisi hakkında farklı araştırmalara ihtiyaç olabilir.
2.g. Okullardaki öğretmen sayıları ve okullardaki örgütsel güven
düzeyinin;“çalışanlara duyarlılık”, “yöneticiye güven”, “iletişim ortamı” ve “yeniliğe
açıklık” boyutları
Araştırmanın bulguları incelendiğinde okulların örgütsel güvenin boyutları olan
çalışanlara duyarlılık, iletişim ortamı, yöneticiye güven ve yeniliğe açıklık puanlarının
okulda görev yapan öğretmen sayısına göre anlamlı düzeyde farklılaştığı gözlenmiştir.
Öğretmen sayısı 11-20 arasında olan okullarda görev yapan öğretmenlerin örgütsel
güvenin çalışanlara duyarlılık ve yöneticiye güven alt boyutlarındaki puan ortalamaları
öğretmen sayısı 31-40 arasında ve 41 ve üstü olan okullarda görev yapan öğretmenlerden
anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur. Okuldaki öğretmen sayısı 11-20 arasında bulanan
okullarda görev yapan öğretmenler, öğretmen sayısı 31’den fazla olan okullarda görev
yapan öğretmenlerden yöneticilerine daha fazla güven duymakta ve kendilerine daha
duyarlı davranıldığını düşünmektedirler.
Öğretmen sayısı 11-20 arasında olan okullarda görev yapan öğretmenlerin örgütsel
güvenin iletişim ortamı ve yeniliğe açıklık alt boyutlarındaki puan ortalamaları öğretmen
sayısı 41 ve üstü olan okullarda görev yapan öğretmenlerden anlamlı düzeyde yüksek
bulunmuştur. Diğer gruplandırmalar arasında anlamlı bir farklılık görülmemiştir. Bu
sonuçtan okullarda etkili iletişim için ideal öğretmen sayısı 11-20 arasında olduğu söylene
bilinir.
Bu alt problemin bulgusunu genel olarak değerlendirirsek örgütsel güven düzeyinin
en yüksek olduğu okullardaki öğretmen sayısı 11-20 arasındadır. Okulda bulunması
gereken öğretmen sayısı hakkında net bir bilgiye rastlanmamıştır. Ancak, İlgar’a göre
(2000) etkili bir eğitim ortamının oluşabilmesi için sınıfta en fazla 30 öğrenci
bulunmalıdır. Yine Stiefel ve diğerlerine göre (1998) en yüksek düzeyde başarının
sağlandığı okullarda öğrenci sayısı 600’den fazla olmamalı ve en son Roxane (2002)
tarafından yapılan bir araştırmanın öğrenci başarısı ile örgütsel güven arasındaki olumlu
ilişki vardır sonucu mevcuttur. Tüm bunlara dayalı olarak bir okulda öğretmen sayısının
20’yi geçmemesi gerektiğini söylenebilir. Öğretmenlerin daha etkili iletişim
oluşturabilmesi, okul yöneticisini daha iyi tanıyabilmesi, okulda daha duyarlı ortamlar
130
oluşturulabilmesi ve öğretmenlerin yenilikçi fikirleriyle etkili bir sürece katılabilmesi için
okuldaki öğretmen sayısın ne çok az ne de çok fazla olması değil araştırma
sınıflandırmalarına göre bunun ideal sayısı 11-20 arasında olması gerektiğini söylemek
mümkündür.
Araştırmanın bu sonucu, Kupersmıth (1983) tarafından okuldaki öğretmen sayısı ile
okulun örgütsel güven düzeyi arasında ters yönlü bir ilişki varlığı sonucu ile kısmen
benzerlik göstermektedir.
2.h. Okul yöneticilerinin okul aile birliği ile ilişkisi ve okullardaki örgütsel güven
düzeyinin;“çalışanlara duyarlılık”, “yöneticiye güven”, “iletişim ortamı” ve “yeniliğe
açıklık” boyutları
Araştırmanın bu alt problemle ilgili bulgusuna göre okulların örgütsel güvenin
boyutları olan çalışanlara duyarlılık, iletişim ortamı, yöneticiye güven ve yeniliğe açıklık
puanlarının okul yöneticisinin okul aile birliği ile ilişki düzeyine göre anlamlı düzeyde
farklılaşmaktadır.
Okul yöneticilerinin okul aile birliği ile ilişki düzeyinin iyi olduğunu düşünen
öğretmenler; iyi olmadığını düşünen öğretmenlere göre, kendilerine daha duyarlı
davranıldığını, iletişim ortamın daha olumlu olduğunu, yöneticiye daha fazla güven
duyulduğunu ve kurumun daha fazla yeniliğe açık olduğunu düşünmektedir.
Barnard (2004) tarafından yapılan bir araştırmada, çocukların öğrenim sürecinin
ilköğretim döneminde okul-aile arasındaki ilişkinin, öğrencinin başarısını olumlu yönde
etkilediği bulunmuştur. Ayrıca okul aile birliği ile işbirliğinin artması ile birlikte yine o
öğrencilerin okulu bırakmaları azaldığı bulunmuştur. Etkili okulların özelliklerinden birisi;
okulların çevreyle uyum sağlamasıdır. Okulun çevresiyle uyum problemi yaşadığı zaman
başarıya götürecek örgütsel havayı yakalaması çok zordur (Okunoğlu, 2003). Yine etkin
okulların en önemli görevi, velileri memnun etmesidir. Okul yönetimiyle olumlu ilişkiler
geliştiren veli, okul için özveride bulunmaktan kaçınmamaktadır. Okulda daha iyi bir
ortam oluşturma adına öğretmenle iletişim kuracak, onlara elinden gelen yardımı yapmaya
çalışacaktır (Şennur, 2004). Yapılan araştırmalarda aile katılımı, öğrencilerde akademik
başarıyı yükselttiği, öğrencileri başarma arzusu uyandırdığı ve öğrencilerin okula
devamlarının arttığı ortaya çıkmıştır (Dempset ve diğerleri, ,2002). Bunu destekleyen bir
diğer araştırma Reynolds (1992) tarafından yapılmış ve ilköğretim okullarındaki veli
katılımının öğrenci başarısını artırdığını bulmuştur. Veli okul işbirliği ile öğrenci başarısı
131
arasında bu ilişkilere baktığımız zaman, bu başarının okuldaki öğretmelerin oluşturduğu
öğrenme ortamlarından kaynaklandığı söylenebilir. Kendisini güvenilir bir ortamda
hissetmeyen bir öğretmen öğrencilerde olumlu gelişmeleri sağlayacak öğrenme ortamları
oluşturması zor gözükmektedir. Okul yöneticisinin ailelerle olumlu işbirliği kurması
öğretmenleri okula karşı olumlu duygular sergilemeye sebep olması mümkündür. Lenz
(2005) tarafından yapılan araştırmada okul içinde güvene dayalı bir ortam oluşturmak için
öğretmenlerin öğrenci ailelerine ve ailelerin de eğitim çalışanlarına güvenmesi zorunluluk
olduğu bulgulanmıştır. Okul yöneticisinin okul aile birliği ile ilişkisi, öğretmenlerle
ailelerinin daha etkili etkileşim kurmasını sağlayabilir. Bunun sonucu olarak da
öğretmenler okulu daha güvenilir bir ortam olarak görebilir.
Araştırmanın bu bulgusu Moran’ın (2004) okul yöneticisinin veli işbirliği yapması ile
örgütsel güven arasıda yüksek olumlu düzeyde bir ilişki varlığı bulgusu ile
desteklenmektedir.
2.i. İl veya ilçe milli eğitim müdürlüklerinin öğretmenlerin problemleriyle ilgilenip
ilgilenmeme durumları ve okullardaki örgütsel güven düzeyinin;“çalışanlara
duyarlılık”, “yöneticiye güven”, “iletişim ortamı” ve “yeniliğe açıklık” boyutları
İl ve ilçe milli eğitim müdürlükleri öğretmenlerin görüşleriyle ilgilendiğini düşünen
öğretmenler söz konusu müdürlüklerin problemleriyle ilgilenmiyor diye düşünen
öğretmenlere göre örgütsel güvenin, çalışanlara duyarlılık, yöneticiye güven, iletişim
ortamı ve yeniliğe açıklık puan ortalaması anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur.
Sarason (1990), “eğitim reformunun ve eğitimsel amaçların gerçekleşebilmesi için
öğretmenler, yöneticiler arasındaki ilişki hiyerarşik bir anlayışla değil de işbirliğine dayalı
bir anlayışla gelişmesi gerektiğini belirtmektedir.
Okulların bağlı bulunduğu Milli Eğitim Müdürlükleri; okulda eğitim ve öğretimin
daha iyi yapılmasına katkı sağlayan, yönlendiren, destek veren, denetleyen ve sorunlara
çözüm getiren kurumlardır. Milli eğitim müdürlükleri aynı zamanda öğretmenlerin bir
takım özlük haklarını takip eden ve yürüten kurumlardır (MEB, 1998). Okullarda kaliteye
odaklı hizmetler üretilebilmesi için üst yönetimin desteğine ihtiyaç vardır (Langford,
1999). Ataklı (1996) tarafından yapılan bir araştırmanın sonucunda üst yönetimin açık ve
olumlu davranışlarının öğretmenlerin verimliliğini pozitif bir şekilde etkisi olduğunu
bulmuştur. Ailen, Shore ve Griffeth (2002), üst yönetimlerin çalışanları kendisini
desteklediğini hissetmesiyle, çalışanların memnuniyeti arasında olumlu ilişki bulmuştur.
132
Tüm bunlar gösteriyor ki üst yönetimin çalışanlara bakış açısı ve onlarla olan ilişkileri
önemlidir. Okullara eğitim sistemi içinde milli eğitimin amaçlarını gerçekleştirmeye
çalışan bir örgütlemedir. Bu bütün içinde hiyerarşin üst düzeylerin tarafından öğretmenin
sorunlarına açık oluş, öğretmenlerin kendilerini güvende hissetmesine sebep olabilir. Yine
öğretmende oluşacak bu güven ve sahiplenildiği hissi kendi okulundaki yöneticisine ve
iletişim ortamına olumlu hisler meydana getirebilir. Bunun yanında bu durum kendisinin
incelebilirliğinin düşünüldüğü ve okulunun kendi fikirlerine yer verilerek, gelişmeye açık
olduğu fikrini de ortaya çıkartabilir.
Araştırmanın bu bulgusunu destekleyecek ve ilişkilendirilecek başka bir araştırma
sonucuna ulaşılamamıştır.
2.j. Öğretmenlerin okul dışında beraber sosyal etkinlik yapıp yapmama durumları ve
okullardaki örgütsel güven düzeyinin; “çalışanlara duyarlılık”, “yöneticiye güven”,
“iletişim ortamı” ve “yeniliğe açıklık” boyutları
Elde edilen bu sonuçlara göre; örgütsel güvenin çalışanlara duyarlılık, yöneticiye
güven, iletişim ortamı ve yeniliğe açıklık boyutlarında okul dışında beraber sosyal etkinlik
yapan öğretmenlerin puan ortalaması, okul dışında sosyal etkinlik yapmayan öğretmenlerin
puan ortalamasından anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur.
Ülkemizde de hızla yayılan uygulama ile kurumlar kendi içinde birliği ve beraberliği
sağlamak için hafta sonları dağa tırmanma, akşam yemekleri gibi bir takım etkinlikler
yapmaktadırlar. Bunun yanında bazı kurumlar, çalışanları motive etme, örgüte daha fazla
bağlanma, örgüt içindeki ilişkileri geliştirmek için çalışma ortamları dışında beraber
kültürel ve sportif aktiviteler yoluna gitmektedir (NTV, 2006). Çalışanların işlerine olan
olumlu tutumları ile iş dışındaki beraber faaliyetlerde bulunma arasında doğrusal bir ilişki
bulunmuştur (Cohen, 1995). Okullarda örgütsel güven düzeyi ile ilgili bir araştırmada
öğretmenlerin okul dışında sosyal etkinlik yapma düzeyi ile okulun örgütsel güven düzeyi
arasında olumlu ilişki bulunmuştur (Sheehan, 1995).
İş ortamı dışında beraber sosyal aktiviteler yapan işgörenler birbirlerini daha iyi
tanıyabilir, ortak yönler oluşturmaya çalışabilirler. Yine bu etkinlikle ekip olma özeliğini
kazanmak için gayri resmi ağlar oluşturabilirler, karşılıklı yarar sağlayacak ve dostça
ilişkiler gerçekleştirebilirler (Goleman, 1998). Bu sebeplerden dolayı okul dışında
öğretmenlerin beraber sosyal etkinlik yapmaları birbirlerini daha iyi tanımalarını, empatik
temelli ilişki kurmalarını, birbirlerine olumlu ve kuvvetli yönlerini görmelerini
133
sağlayabilir. Öğretmenler bu gibi aktiviteler ile bir arada bulunma ve ortak iş yapabilme
alışkanlığı geliştirebilir. Tüm bunlar örgütsel güvenin düzeyinin artmasına sebep olabilir.
134
BÖLÜM VII
SONUÇ VE ÖNERİLER
Bu bölümde araştırma bulgularına dayalı olarak ulaşılan genel sonuçlara ve önerilere
yer verilmiştir. Ulaşılan genel sonuçlar ilk önce araştırmanın bağımsız değişkeni olan okul
yöneticilerinin etik liderlik becerilerinin, bağımlı değişkeni olan ilköğretim okullarının
örgütsel güven düzeyine etkisine ilişkin sonuçlar belirtilmiştir. Daha sonra ilköğretim
okullarının örgütsel güven düzeyi; öğretmenlerin cinsiyetleri, kendi memleketlerinde
çalışma ve çalışmama durumları, branşları, öğrenim durumları, herhangi bir sendikaya üye
olma ve olmama durumuna, okulun bulunduğu yerleşim türleri, okulda görev yapan
öğretmen sayıları, okul yöneticilerinin okul aile birliği ile ilişki düzeyleri, il veya ilçe milli
eğitim müdürlüklerinin öğretmenlerin problemleriyle ilgilenme biçimleri, öğretmenlerin
okul dışında beraber sosyal etkinlik yapma durumları değişkenlerine göre farklılaşmanın
olup olmadığına ilişkin sonuçlar sunulmuştur.
7.1. Sonuçlar
Araştırmanın bulgularından da anlaşılacağı gibi okullardaki örgütsel güven düzeyini,
okul yöneticilerinin etik liderlik becerileri, anlamlı bir şeklide açıklamaktadır. Örgütsel
güvenin ve etik liderliğin alt boyutları kapsamında bakıldığı zaman, örgütsel güvenin alt
boyutu olan çalışanlara duyarlılığı, etik liderliğin davranışsal etik boyutu hariç tüm alt
boyutları anlamlı bir düzeyde etkilemektedir. En fazla etkiyi iklimsel etik boyutu
yapmaktadır.
Araştırma sonuçlarına göre, örgütsel güvenin alt boyutu olan yöneticiye güveni, etik
liderliğin tüm alt boyutları anlamlı bir şekilde etkilemektedir. Örgütsel güvenin alt boyutu
olan yöneticiye güveni en fazla etkiyi etik liderliğin iletişimsel etik boyutu yapmaktadır.
Örgütsel güvenin alt boyutu olan iletişim ortamını, etik liderlik tüm alt boyutlarıyla
anlamlı bir şekilde etkilemektedir. Etik liderliğin alt boyutları kapsamında ise örgütsel
güvenin alt boyutu olan iletişim ortamını, en fazla iklimsel etik yordamaktadır.
135
Son olarak araştırma bulguları incelendiği zaman, örgütsel güvenin alt boyutu olan
yeniliğe açıklığı, etik liderliğin davranışsal etik boyutu hariç diğer alt boyutları anlamlı
düzeyde etkilediği bulunmuştur. Örgütsel güvenin alt boyutu olan yeniliğe açıklığı en fazla
yordayan ise etik liderliğin iletişimsel etik boyutudur.
Araştırma sonucunda bayan öğretmenler erkek öğretmenlere göre, okullarındaki
örgütsel güvenin düzeylerini daha yetersiz olarak algılamaktadırlar.
Araştırma bulgularına göre, öğretmenlerin kendi memleketlerinde çalışma ve
çalışmama değişkenine göre, okuldaki örgütsel güvenin tüm boyutlarına ilişkin
bulgusunda kendi memleketlerinde çalışan öğretmenlerin puan ortalaması, kendi
memleketlerinde çalışmayan öğretmenin puan ortalamasından anlamlı düzeyde yüksek
bulunmuştur.
Okullardaki örgütsel güvenin boyutları olan çalışanlara duyarlılık, iletişim ortamı,
yöneticiye güven ve yeniliğe açıklık alt boyut puan ortalamalarının ilköğretim
öğretmenlerinin branşına göre anlamlı düzeyde farklılaşmadığı bulunmuştur.
Araştırma bulgularına bakıldığında, okullardaki örgütsel güvenin alt boyutları olan
çalışanlara duyarlılık, iletişim ortamı ve yeniliğe açıklık puanlarının öğretmenlerin
öğrenim durumlarına göre anlamlı düzeyde farklılaştığı, yöneticiye güven boyutunda ise
anlamlı düzeyde farklılaşmadığı görülmüştür. Öğretmenlerin eğitim düzeyi artıkça
okullarındaki örgütsel güven düzeyini yetersiz bulmaya başlamaktadırlar.
Araştırma bulguları incelendiğinde, okullardaki örgütsel güvenin tüm boyutları puan
ortalamaları, yerleşim türü büyüdükçe küçük olan yerleşim türlerine göre anlamlı düzeyde
farklılık göstermektedir.
Araştırma sonuçlarına göre, okullardaki örgütsel güvenin çalışanlara duyarlılık,
yöneticiye güven, iletişim ortamı ve yöneticiye güven boyutlarında; sendikaya üye olan ve
olmayan öğretmenlerin algılarında anlamlı bir farklılık yoktur.
Okullardaki örgütsel güvenin boyutları olan çalışanlara duyarlılık, iletişim ortamı,
yöneticiye güven ve yeniliğe açıklık puan ortalamalarının okullarda görev yapan öğretmen
sayısına göre anlamlı düzeyde farklılaştığı gözlenmiştir. Öğretmen sayısı 11-20 arasında
olan okullardaki örgütsel güven düzeyi, diğer sınıflandırmalara düşen okullardaki örgütsel
güven düzeyinden daha yüksektir.
136
Araştırma bulguları incelendiğinde, okul yöneticisinin, okul aile birliği ile ilişki
düzeyinin iyi olduğunu düşünen öğretmenler bu ilişkinin yetersiz düzeyde olduğunu
düşünen öğretmenlere göre okullardaki örgütsel güvenin düzeyini olumlu bir şekilde
algılamaktadırlar.
İl ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin öğretmenlerin görüşleriyle ilgilendiğini
düşünen öğretmenlerin puan ortalaması söz konusu müdürlüklerin problemleriyle
ilgilenmiyor diye düşünen öğretmenlerin puan ortalamasından anlamlı bir şekilde daha
yüksektir.
Araştırma sonuçları incelendiği zaman, okul dışında beraber sosyal etkinlik yapan
öğretmenler, okul dışında beraber sosyal etkinlik yapmayan öğretmenlere göre
okullarındaki örgütsel güveni düzeyini daha olumlu bir şekilde algılanmaktadırlar.
7.2. Öneriler
Araştırma sürecinde ulaşılan genel sonuçlar ışığında aşağıdaki öneriler
geliştirilebilir. Bu öneriler eğitim ve araştırma alt başlıkları altında verilmiştir.
A. Eğitim
1. Okul yöneticilerinin etik liderlik becerilerinin bir bütün olarak okullardaki
örgütsel güveni olumlu bir şekilde etkilemektedir. Bu sebepten dolayı okul yöneticilerinin
etik liderlik becerisinin geliştirici eğitim programları hazırlanabilir ve okul yöneticilerine
bu program kapsamında eğitimler verilebilir.
2. Araştırma sonuçlarından da anlaşılacağı gibi üst yönetimin öğretmenin
problemleriyle ilgilenmesi, okuldaki örgütsel güven düzeyini artırmaktadır. Bundan dolayı
öğretmenler il ve ilçe milli eğitim müdürlükleriyle olan iletişim süreçleri iyileştirilebilir.
3. Büyükşehirlerde bulunan okullardaki örgütsel güven düzeyinin diğer yerleşim
merkezlerindeki okullardaki örgütsel güven düzeyine göre yetersiz olduğu tespit edilmiştir.
Bu sebepten dolayı özellikle büyük yerleşim merkezlerinde bulunan okullardaki örgütsel
güven düzeyinin artırılmasına dönük tedbirler alınabilir.
4. Okullardaki örgütsel güven ve öğretmen sayıları dikkate alındığı zaman,
okullardaki öğretmen sayısı 11-20 arasında olması gerektiği sonucu çıkarılabilir. Bu sayı
okullardaki öğretmen sayıları belirlenirken dikkate alınabilir.
5. Okul çalışanlarının birbirlerini daha iyi tanıyabilmesi ve etkili bir takım
olabilmesi için okul dışında beraber sosyal etkinlikler yapmaları sağlanabilir.
137
B. Araştırma
1. Okul yöneticilerinin etik liderlik becerilerinin gelişmesini amaçlayan eğitim
programları hazırlanıp, etkinliği deneysel yöntemlerle test edilebilir.
2. Etik liderlik dışındaki diğer liderlik biçiminin ayrı ayrı ve beraber okulların
örgütsel güven düzeyini ne derecede yordadığına ilişkin çalışmalar, güven ile liderlik
tarzları arsındaki ilişkinin daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayabilir.
3. İlköğretim okullarının dışındaki eğitim kurumlarında benzer konunun
araştırılması, alana önemli katkılar sağlayabilir.
4. Özel okulların personel seçimi, ücretlendirme, politika ve strateji oluşturma gibi
konularında özerk olduğundan dolayı kamu ve özel okullardaki örgütsel güven düzeyinin
karşılaştırılma yapılması, alana farklı açılımlar getirebilir.
5. Özellikle Türkiye’de farklı coğrafi bölgelerdeki okullarda örgütsel güvenin
düzeyinde farklılaşma biçiminin tespitine dönük araştırma, eğitiminin yönetimsel
politikalarına ve stratejilerine farklı açılımlar getirebilir.
138
KAYNAKLAR
Acansoy, U. (2005). “Yönetim Öğretmeni Sendika Üyesi Olma Konusunda Rahatlatmalı”. Yeni Eğitim, Sayı:2005 yıl.3 sayı.12.
Acar, N. V. (1998). Terapotik İletişim. Ankara: Psikoloji Kitapları US-A Yayıncılık. Açıkalın, A. (1998). Toplumsal, Kurumsal Teknik Yönleriyle Okul Yöneticiliği.
Ankara: PeGem Yayıncılık. Adair, J. (2000). Karar Verme ve Problem Çözme. (Çeviren: Nurdan Kalaycı) Ankara:
Gazi Kitapevi. Adams, K. S. (1997).”Trust Within The Home-School Relation Ship,” An Empirical
Investigationn Of Parent And Teacher Perspective, University Of Minnesota http://www.lib.umi.com/dissertations/ fulcit / 9815013
Adams, S. H. (2004). “The Relationships Among Adult Attachment General Self-
Disclosure, and perceived organizational,” A Dissertion Submitted To The Faculty Of The Virginia Polytechnic Institute Of State Universitiy In Partial Fulfillment Of The Requiments For The Degree Of Doctor Of Philosophy
Ailen, D. G., L,M. Shore ve R, W. Griffeth (2002). “The Role of Percevied Organizational
Support and Supportive Human Resource Practices in the Turnover Process,” Journal of management, www.science @direct
Aikman, P.A. (2003). “Towards Ethical Leadership İn Health Care”, A Major Project
Submitted İn Partial Fulfillment Of The Requirements For The Degree Of Master Of Arts İn Leadership And Training, Royal Roads University April, 2003
Aktan, C. C. (1999). Ahlaki Yeniden Yapılanma ve Toplam Ahlaka Doğru. İstanbul:
Arı Düşünce ve Toplumsal Gelişim Derneği. ___________ (1999). Kirli Devletten Temiz Devlete. Ankara: Yeni Türkiye Yayınları. ___________ (1999). Toplumsal Dönüşüm ve Türkiye. İstanbul: Milliyet Yayınları. ___________ (2003). Değişim Çağında Devlet. Konya: Çizgi Kitabevi. ___________ (2003). Modernite’den Postmodernite’ye Değişim.Konya: Çizgi Kitabevi. ___________ (2005). Demokrasi Poliarşi ve Demarşi. Konya: Çizgi Kitabevi. Alatlı, A. (1999). Schrödinger’in Kedisi. İstanbul: Boyut Yayınevi. Algün, A. (1998). “İlköğretim Okulları 1.Kademe Öğretmenlerinin Okul Müdürlerinin
Denetleme Yeterliliklerine İlişkin Algı ve Beklentiler,” Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İzmir.
Altun, S. A.(2000). Örgüt Sağlığı. Ankara: Nobel Yayınları.
139
Anayasa (1988). 1982 Tarih ve 2709 Kanun Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası.
Milli Eğitim ile İlgili Mevzuat Cilt:1 Argüden, Y. (2001). “Bugün Değişime Her Zamankinden Daha Çok İhtiyacımız Var.”
Avrupa Kalite Yönetimi Konferansı 2. Kamu Kalite Sempozyumu Bildiri Kitapçığı. Ankara: KalDer Yayınları S.80.
Argryrıs, C. (1999). “Yetkelendirme,” İnsanları Yönetmek. İstanbul: MESS Yayınları.
s.105 Aronson, Edward, (2003). “Ethics and Leader Integrity in the Health Sector”, Submitted
To The Faculty To The Graduate Studies And Research İn Partial Fulfillment Of The Requirements For The Degree Of Doctor Of Philosophy, Aprıl, 2003.
Arslan, E., B.Arslan (2003). Örgütsel İletişim ‘Genel İletişim’. Uğur Demiray (editör).
Ankara: PEGEM A Yayıncılık. Asunakutlu, T. (2004). “Çalışanlar ile Yöneticiler Arasında Güven Duygusunun
Araştırılması: Turizm Sektöründe Bir Uygulama,” Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt: 6, Sayı: 3, Temmuz Eylül 2004, İzmir.
_____________(2003). “Örgütsel Güvenin Oluşturulmasına İlişkin Unsurlar ve Bir
Değerlendirme,” Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Güz, Sayı 9, Muğla.
_____________ (2001 ). “Klasik ve Neo-Klasik Dönemde Örgütsel Güven”, Muğla
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Güz, Sayı: 5, ss. 1-17. Atabek, E. (2003). Modern Dünyada Değer Kayması. İstanbul: Alkım Yayınevi. Ataklı, A. (1996). İlkokullarda Yönetici Davranışlarının Öğretmenlerin Verimliliğine
Etkisi. İstanbul:Milli Eğitim Basımevi.. Ayan, A. Ş. (2004). Örgüt Kültürünün Örgütsel Güven Üzerindeki Etkileri,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Sosyal Bilimler Enstitüsü, Gebze.
Aycan, Z. (1998). “Endüstri ve Örgüt Psikolojisinde Toplumsal Kültürün Yeri” Endüstri
ve Örgüt Psikolojisi-ll (Ed:Suna Tevruz), Türk Psikologları Derneği Yayınları, No:16 s.21.
Aydın, E.(2000). Bireysel Gelişim Kişisel Kalite. İstanbul:Hayat Yayıncılık. Aydın, İ.(2003). Eğitim ve Öğretimde Etik. Ankara: Pegem Yayınevi. Axelrod, R. H. (2004).”Deciding to trust a stranger: An exploratory study of how people
make decisions based on general interpersonal trust (with implications for organizational settings),” The George Washıngton Unıversıty, Psychology, Socıal (0451); Busıness Admınıstratıon, Management (0454).
140
Balcı, A. (1993). Etkili Okul. Ankara: Yavuz Dağıtım. _______ (2004). Sosyal Bilimlerde Araştırma. Ankara: Pegem Yayıncılık Balcıoğlu, Nuri (1994). Etkili Sınf Yönetimi, Ankara:Baran Ofset Yayınları . Baltaş, A. (2000), Ekip Çalışması ve Liderlik.İstanbul: Remzi Kitabevi. Başaran, İ. E. (1982). Örgütsel Davranış. Ankara: Ankara Üniversitesi Yayınları. Barabba, V.P. (2000). Akılların Buluşması. (Ela Gürdemir). İstanbul : Alfa Yayıncılık. Baransel A.(1993). Çağdaş Yönetim Düşüncesinin Evrimi, 1. Cilt, İ.Ü. İşletme Fakültesi
yayınları, İstanbul, , S. 23. Barlow, V. (2001). “Trust and The Principalship” Unpublished Manuscript, University of
Calgary, BC. Retrieved August 19, 2003, from www.ucalgary.ca/~cll/resources/ trustandtheprincipalship.pdf
Barnard,W.M. (2004).”Parent Involvement In Elementary School and Educational
Attainment,”Children and Youth Services Review,Volume,26,Issue 1, Pittsburgh, PA 15208, USA.
Barutçugil, İ. (2002). Organizasyonlarda Duyguların Yönetimi. İstanbul: Kariyer
Yayıncılık. Baırd, A., R., St-Amand (1995), “Trust Within the Organization,” Monograph - Issue 1
May 1995, http://www. psc-cfp.gc.ca/publications/ monogra/ mono1 e.htm. Baricevic, M. E. (2003). “The Relationshep of Intra-Organizational Trust to Intra-
Organizational Trust transaction cost and organizational performance” A dissertion Presented to the Faculty of The Graduate School of Saint Louis Universitiy in Partial Fulfillment of the Requiments for the Degree of Doctor of Philosophy,
Barker, A. (2001). Yenilikçiliğin Simyası. (Ahmet Kardam). Ankara: MESS Yayınları. Barker, R. T., M.R.,Camarata (1998). “The Role of Communication in Creating and
Maintaining a Learning Organization”: Preconditions, Indicators, and Disciplines. Journal of Business Communication, 35(4), 443-467
Barkow, J. H. (2000). Davranış Kuralları ve Evrenin Davranışı. Jean-Pierre Changeux
(Çev. Nermin Acar), Etiğin Doğal Kökenleri. İstanbul: Ada Yayınları.
Bauman, Z. (1998). Postmodern Etik. (Çev. Alev Türker), İstanbul: Ayrıntı Yayınları. Bass, B. M., P., Steidlmeier, (1999). “Ethics, Character and Authentic Transformational Leadership Behavior.” Leadership Quarterly, 10, 181-218.
141
Beccerra, M. (1998). “Nature, Antecedents, and Consequences of Trust Within Organizations: A Multilevel Analysis within the Multinational Corporation.” (Doctoral dissertation, University of Maryland Collage Park, 1998). Dissertation Abstracts International, 59, 178
Beckner, Weldon (2004). Ethics for Educational Leaders, Library of Congress Catologing- in-Puplication data Pearson Education, Inc, Boston.
Bennis, W. (1995). “Lider Olmanın Temel İlkeleri.” Stratejik Yönetim ve Liderlik.
(Çev. Mustafa Özel), İstanbul: İz Yayıncılık. ________(1997). “Liderlerin Lideri Olmak”. Rowan Gibson. Geleceği Yeniden
Düşünmek. İstanbul: Sabah Yayınları,132. Blevins R. E. (2001). “A Study of Association Between Organizational Trust and
Decision-Making, Communication, And Collabaration in Comprehensive Regional”. Institutions of Higher Education A dissertation Presented to The Graduate School in Partial Fulfillment of The Requirements For The Degree Doctor of Philosohpy New Mexico State University Las Cruces, New Mexico, ProQuest Information and Learning Company.
Block, P. (1987). The Empowered Manager, San Francisco, Jossey-Bass. Bostingl, J. J.(2000). Kalite Okulları. (Çev. Hayal Köksal), İstanbul: Dünya Yayınları. Bolay, S. H. (1997). Felsefi Doktrinler ve Terimler Sözlüğü. Ankara: Akçağ Yayınları. Börü, D. (2001). “Örgütlerde Güven Ortamın Yaratılmasında İlk Adım”, 9. Ulusal
Yönetim ve Organizasyon Kongresi Bildiriler Kitabı, 23-26 Mayıs 2001 Silivri İst.,s:189.
Bracey, H. (2002). Building Trust, Library of Congress Cataloging in Publication Data. Bradach, J.L., R.G. Eccies (1989). “Price, Authority and Trust, From Ideal Types to Plural
Forms”. Annnual Review of Sociology 15, 97-118. Brown, M., E. L, Trevino ve A. D., Harrison (2005). “Ethical Leadership”: A Social
Learning Perspective for Construct Development and Testing, Organizational Behavior and Human Decision Processes 97 (2005) 117-134, www.sciencedirect.com
Brown, M. (1998). “Communication, Trust and Organizational Change Of a
Manufacturing Facility”. University of Lousille. Dis. Abst., Int. vol. 59. no: 7 January
Brunard, V., B. H. Kleiner (1994). “Developing Trustful and Co-Operative Relationships”.
Leadership & Organization Development Journal, 15(2), iii-v Bryk, A. S., B.,Schneider (1996) Social Trust: A Moral Resource For School
Improvement. (Report No. R117Q00005-95) Wisconsin Center For Education Research, Center on Organization and Restructuring of Schools.
142
Bryk, A.S., B., Schneider, (2002). Trust In Schools: A Core Resource For Improvement.
New York, NY: Russell Sage Foundation. Blumenthal, E. (2000). İçsel Özgürlüğe Giden Yol. İstanbul: Form Yayıncılık. Brehm, John. , Scott Gates (2002). “Rules, Trust and the Allocation of Time”. Paper
Presented At The Annual Meeting of the Midwest Political Science Association, Chicago,IL, April 25-28.
Glenn, B. A. (1995). “The Dynamics Of Individual-To-Organization Trust Relationships”
In A Higher Education Setting Dba Cleveland State Unıversıty Busıness Administration, Educatıon Administration (0514); Education, Higher (0745) Proquest İnformation And Learning.
Brestrich, T.E. (2000). Modernizmden Postmodernizme Dönüşümcü Liderlik. Ankara:
Seba Yayınları. Brewster, C., J.,Railsback, (2003). “Building Trusting Relationships For School
Improvement: Implications For Principals and Teachers”. Northwest Regional Educational Laboratory. ERIC Document Reproduction Service, ED 481 987.
Brigley, S. (1995). “Business Ethics In Context: Researching With Case Studies”.
Journal of Business Ethics. 14: 219-226. Brockner, J., P.A.,Siegel, J.P., Daly, T.,Tyler ve C., Martin, (1997). “When Trust
Matters” The Moderating Effect of Outcome Favorability. Administrative Science Quarterly, 42, 558-583.
Bryman, A. (1992). Charisma and Leadership in Organization, SAGE Pub. UK, s.19. Buban, M. (1995). Factoring Ethics Into The TQM Equation. Quality-Progress. Buckley M. R, D.S., Beu , D.D.,Frink , J.L.,Howard , H.,Berksone , T.A.,Mobbs ve
G.R. ,Ferris (2001). “Ethical Issues in Human Resources Systems”. Human Resouces Management Review. 11, 11-29;
Butcher, W. C. (1987). “The Need For Ethical Leadership”. Executive Speeches. 6, (3),
55-58. Cafoğlu, Z. (1999). “Eğitimde Yeni Değerlere Doğru” .Bilig Dergisi. S.147. Clarke, M.C., R.L. Payne (1997). “The Nature and Structure of Workers Trust in
Management” Journal of Organizational Behvior,18, 205-224. Czaja, M., ve J.,Lowe (2000). Preparing Leaders For Ethical Decisions. The .-L4SA
Professor. 24. (1), 7-12. Calabrese. R. L. (1988.). Ethical Leadership: A Prerequisite For Effective Schools.
S'ASSP Bulletin. December 7_\(512), 1-4.
143
Carrel, A. (1997). İnsan Denen Meçhul. (Çev. Yunus Ender), İstanbul:Hayat Yayınları. Cerulli, A.P. (2002). “How Second and Third Year High School Teachers Build Trust in a
Professional” Study Group Rowan University. Clarke, J. (2002).Maymuncuk, İşyerinde İletişim ve Politika.İstanbul: MESS Yayınları. Cohen, A. (1995). “An Examination of The Relationship Between Work Commitment and
Nonwork Domain”, Human Relations, 48, 239-263 Cohen, D., L.,Prusak (2001). Kavrayamadığımız Zenginlik. İstanbul: MESS Yayınları. Conn, Sallee J (2004). “Exploring The Relationship Between Perceptions of Trust and
Perceptions of Organizational Justice in A Geographically Dispersed Organization. Psychology”, Socıal (0451); Busıness Admınıstratıon, Management (0454) ISBN0- 496-80848-2 ProQuest Information and Learning.
Costa, D. (1998). “The Ethical Imperative”: Why Moral Leadership is Good Business.
Reading, MA: Addison-Wesley. Cook, J., T.,Wall (1980). “New York Attitude Measrures of The Trust Organizational
Commitment and Personel Need Non-Fulfillment”, Social Forces, 53, 39-52. Cotton, K. (2003). Principals and Student Achievement, Library of Congress Cataloging
in Puplication. Covey, S.R. (1997). Etkili İnsanların Yedi Alışkanlığı. (Çev. Gönül Suveren-Osman
Deniztekin),İstanbul:Varlık Yayınları. ___________(1997). “İlkelere Öncelik Vermek”. Rowan Gibson. Geleceği Yeniden
Düşünmek. İstanbul: Sabah Yayınları, 33. ___________(2005). 8. Alışkanlık, Bütünlüğe Doğru, (Çev:Sezer Soner, Çağlayan
Erendağ), İstanbul:Sistem Yayıncılık. Creed, W.E.D., R.E.,Miles (1996). “A Conceptual Framework Linking Organizational
Forms, Manegerial Philosophies and The Opportunity Cost of Controls”. İn R:M: Kramer and T.R. Tyler (eds). Trust İn Organisations Frontiers Of Theory And Research, London Sage
Cufaude, J. (1999). “Creating Organizational Trust”, Association Management, v.51, N.
7, July. Culver, T. R.(1994). “Influence Strategies and Trust in Public Schools”. Seattle Unıversıty,
Educatıon, Admınıstratıon (0514); Edd Busıness Admınıstratıon, Management (0454); Polıtıcal Scıence, Publıc Admınıstratıon (0617) ProQuest Information and Learning.
144
Cuilla, J. B. (1998). Ethics, The Heart of Leadership (pp. xv-xix). Westport, CT: Quorum Books.
Cuilla, J. B. (1998). “Leadership Ethics: Mapping The Territory”. In J. B. Cuilla (Ed.), Ethics, The Teart of Leadership (pp. 3-25). Westport, CT: Quorum Books Culver, T. R.(1994). “Influence strategies and trust in public schools”. Seattle Unıversıty,
Educatıon, Admınıstratıon (0514); Edd Busıness Admınıstratıon, Management (0454); Polıtıcal Scıence, Publıc Admınıstratıon (0617) ProQuest Information and Learning
Currall S.C., M.J.,Epstein. (2003). “The Fragility Of Organizational Trust”: Lessons From
The Rise And Fall Of Enron. Organizational Dynamics. Vol.32, No.2, Pp.193- 206,
Çiçek, H.(1998). Farklı Kültürlerin Birlikte Yaşama Formülü. İstanbul: Nesil
Yayınları. Çelik, V. (2000).Okul Kültürü ve Yönetimi. Ankara: Pegem A Yayınevi. Yayınları. ________(2000). Eğitimsel Liderlik. Ankara:PeGem Yayınları. Daboval, J, R.,Comish, B.,Swindle ve W.,Gaster.(1994). “Trust Inventory for Small
Businesses”, Small Businesses Symposium; htp:/ wwww.sbaer.uca.edu/ docs/proceedings/ 94sw031. txt.
Daft R. L.(2000). Management, The Dryden Press, 5th Edition, USA, 2000. Davis, D. L, (2004). “A Correlative Study Of African-Amarican Adolescent Identity
Development And Levels Of Cultural Mistrust:Implications For Ethical Education Leadership”, A dissertation Submitted To The Graduate College of Bowling Gren State University In Partial Fulfillment of The Requirements For The Degree of Doctor of Philosophy, May, 2004
DeGraffenreid, J. G. (2004). “The Relationship Between Character Education
Implementation and The Middle Level Administrators Perceptions of Character Education,” A Project Presented to The Faculty of The Graduate School of Saint Lois University In Partial Fulfillment of The Requirements For The Degree of Doctor of Education, 2004
Demir, K. (2000). “Örgütlerde İletişim Yönetimi”, Yönetimde Çağdaş Yaklaşımlar.
Cevat Elma, Kamile Demir( Editörler).Ankara: Anı Yayıncılık. Demircan, N. (2003). Örgütsel Güvenin Bir Ara Değişken Olarak Örgütsel Bağlılık
Üzerindeki Etkisi Eğitim Sektöründe Bir Uygulama. Gebze İleri Teknoloji Enstitüsü Sosyal Bilimler Enstitüsü. (Yayınlanmış Doktora Tezi): Gebze.
Dempsey K., V. Hoover, J.,Walker, M.T., Jones ve K., P Reed. (2002). “Teacher
Education Program For Enhancing Parental İnvolvement”, Teaching and Teacher Education 18, 843–867.
145
Diffie-Couch, P. (1990). “Building a Feeling of Trust in the Company”. Supervisory
Management, 29(4), 31-36. Dilenschneider, R., L. (2005). “Şeffaflık İkilemi”, Executive Excellence Dergisi. Haziran,
s.13. Dırks, Kurt. T, Skarlıch ve P,Dnaiel (2004). “Trust in Leader”, (Ed. Roderick, M. Kramer,
Karen S. Cook) Trust and Distrust in Organizations. Russell Sage Foundation, New York s. 21.
Donelly, H., J., Gibson ve J.J., Ivancevich (1998). Fundamentals of Management,
Calofornia, USA, 10th edition, McGraw Hill. Dobel, J. P. (1998). “Political Prudence and The Ethics of Leadership”. Public
Administration Review. January-February 74-89. Dodgson, M. (1993). “Learnnig, Trust and Technological Collaboration”, Human
Relation, 46(1), 77-95 Doney, P.M. (1998). “Understanding The Influence of National Culture On The
Development of Trust”. Academy of Management Review, 23(3). Drucker, P. F. (2003). “Yenilikçilik Disiplini, ”, Yenilikçilik, MESS Yayınları, İstanbul,
s.119. Duffield, J. F., R.H., McCuen. (2000). “Ethical Maturity and Successful Leadership”.
Journal of Professional Issues in Engineering Education and Practise. http://www.pubs.asce.org/journals/ei.html
Duncan, Ann H. (1991). “The Twenty-First Century Executive Leader”. http:/ /EBSCO
host2. htm. Ensari, H. (1993). Okul Yöneticilerinin Liderlik Davranışlarının ve Ortamın Öğretmenler
Tarafından Değerlendirilmesi. M.Ü. Atatürk Eğitim Fakültesi. Eğitim Bilimleri Dergisi. Sayı:5.
Enz, J. F.(1999). Büyük Kuruluşlar İnsanı Nasıl Değerlendiriyor. İstanbul: Sabah
Yayınları. Eraslan, L.(2003). “İlköğretim Okulu Müdürlerinin Dönüşümcü liderlik Özellikleri.
(Yayınlanmamış YL Tezi.) Kırıkkale. Erçetin, Ş. (1998). Lider Sarmalında Vizyon. Ankara: Önder Matbaacılık. Erdem, F. - J. Ö. İşbaşı, (2000). “Takım Çalışmalarında Güven ve Güvensizlik: Performans
İçin Koşulsuz Güven mi, Optimum Güven mi?”, Erciyes Üniversitesi 8. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi Bildiriler, 25-27 Mayıs 2000, Nevşehir.
146
Erdinç,T. (1999). ‘Hukuk Devletinde , Siyasette ve Yönetimde Etik’. Yeni Türkiye Dergisi. (26) 425.
Erdoğan, İ. (2002). Eğitimde Değişim Yönetimi. Ankara:PegamA Yayıncılık. Eren, E. (1998). Yönetim Ve Organizasyon. İstanbul: Beta Yayıncılık. Ertekin, Y. (1978). Örgüt İklimi. Ankara: Doğan Basımevi. Ertürk, M. (1998). İşletmelerde Yönetim ve Organizasyon. İstanbul: Beta Yayınları. Evans, G.(2004). Kadınlar Ancak Birlikte Kazanabilir. (Ekin Duru). İstanbul: Optimist
Yayınları. Ferrera, R. J. (1992). “Building Trust”. Executive Educator, 14, (9). Fukuyama, F. (1998). Güven. Ankara: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. Galford , R., A. S.,Drapeau. (2004). Güvenin Düşmanları, “Örgütsel ve Kişisel
Dayanıklılık”. İstanbul:MESS Yayınları s.165 Garcia, V. C. (2003). “A Case Study of a Holistic Model For The Professional
Development of School Administration”, A Dissertation Submitted In Partial Fulfillment of The Requirements For The Degree of Doctor of Education, The Universitiy of New Mexico, December, 2003
Gavin, D. (1998). “Building a Learning Organization. In Harvard Business Review on
Knowledge Management”, (Rev. ed.) (pp. 47-80). Boston: Harvard Business School Press.
Goleman, D.(2000). İş Başında Duygusal Zeka. İstanbul: Varlık Yayınları. Grace, G.(2000). “Research And The Challenges Of Contemporary School Leadership:
The Contribution Of Critical Scholarship”, British Journal of Educational Grandori, A., G.Soda (1995). “Inter-firm Networks, Antecedents, Mechanisms and
Forms”. Organisation Studies, 1995,16,183-184. Gılbert, J. T., T. L. P. Tang (1998), “An examination of Organizational Trust antecedents”,
Public Personal Management, v.27, No:3, Fall. Gümüşeli, A. İ. (1996). Yaşadıkça Eğitim Dergisi. Sayı:46 Güngör, E.(1997). Sosyal Ahlak ve Ahlak Psikolojisi. İstanbul: Ötüken Yayınları. Gürsel, M. (2006). Okul Yönetimi. Konya: Eğitim Kitabevi. . Hall, M.L.L., C.A.L.,Hall. (2004). Bilgi Ekonomisinde İnsan Kaynakları
Yönetimi.İstanbul: Dışbank Kitapları.
147
Hale, S.V.H. (2000). “Comprehensive School Reform: Researchbased Strategies to Achieve High Standards. A Guidebook On School-Wide Improvement”. San Francisco, CA: WestEd, Comprehensive Regional Assistance Center, Region XI. Retrieved August 20, 2003, from www.wested. org/csrd/ guidebook/ toc.htm.
Handy, C. (1989). Süper Yönetim. İstanbul: İlgi Yayıncılık. _________(1998). Ruhun Arayışı. (Çev. Nurettin Elhüseyni),İstanbul: Boyner Yayınları. Hardin, R,(1996). Trustworthiness Ethics, 107:26-42. Harvey, E. (2004). ‘Liderlik ve Etik’, Executive Excellence Dergisi. Haziran, s.24. Hosmer, L. T. (1995). “Trust, The Connecting Link Between Organizational Theory And
Philosophical Ethics”. Academy Of Management Review, 20, 379–403. Hoy, W. K., M.,Tschannen-Moran. (2003). “The conceptualization and Measurement of
Faculty Trust In Schools”: The Omnibus T-Scale. In W. K. Hoy & C. G. Miskel (Eds.), Studies in Leading and Organizing Schools (Vol. 2, pp. 181-208). Greenwich: CT.: Information Age Publishing.
Howard, J. (2005). ‘Liderlik ve Etik’, Executive Excellence Dergisi. Haziran, s.6. Hoy, W., C. J. Tarter ve L. Wıtkoshıe.(1992).“Faculty Trust İn Colleagues”. Journal Of
Research And Development İn Education Vol.26 no:1 Fall Huff, L., K. LaneIs (2005). “Collectivism a Liability? The Impact of Culture On
Organizational Trust and Customer Orientation”, Journal of Business Research Vol:58(2005) 96-102, www.science @direct.
Hunt, R., T.,Buzan. (2003).Düşünen Organizasyon. (Çev:Dinç Tayanç).İstanbul: Alfa
Yayıncılık. James, J., M.,Edden. (2001). Uzun Saplı Gelincik. (Çev:Ayşe Bilge Dicleli).
Ankara:MESS Yayınları. Johnson,S. M. (2000). “Providing Moral Center”. http://www. eric.ed.gov/ searchdb/
index. Html. Jones, H. B. (1995). “The Ethical Leader: An Ascetic Construct”. Journal Of Business
Ethics, 14, 867-87. Johnson, M.(1996). Gelecek Bin Yılda Yönetim. (Çev. Sinem Gül), İstanbul: Sabah
Kitapları. Johnson, D.S., K.,Grayson.(1998). “Source and Dimensions of Trust In Service
Relationship”, London Business School Centre For Marketing Working Paper, No.98,503.
148
Jones, G., J.,George. (1998). “The Experience and Evolution of Trust Implications for Coopertion and Teamwork”, Academy of Management Review, 23(3), 531-546.
Jones, C. T. (2001).”Orgarizational Trust, Learning, and Performance”, A Dissertion
Submitted In Partial Fulfillment of The Requiments For The Degree of Doctor of Education, The George Washington University 2001.
Jones, W. A. (1999). “A Study of the Relationship of Butler's Conditions of Trust to
Birnbaum's Organizational Models: Implications For Leaders In Higher Education”. (Doctoral dissertation, George Washington University, 1999). Dissertation Abstract International, 60, 196.
Jordins, J. R., R. Duska.(1995). “Drug Testing in Employment”. Business Ethics
Readings and Cases in Corporate Morality. Der. Michael Hoffman ve Robert Fraderick. 3. Basım. USA: Mc Graw-Hill, Inc., 1995.
Josephson, M. (2001). “Making Ethical Decisions. Josephson Institute of Ethics”. Erişim
Tarihi:15.04.2003. World Wide Web: http: // www.josephsoninstitute Judy. B. L. (2003). Using Learner-Centered Education To Prepare Teachers For Ethical
Leadership Education. Chula Vista: Fall 2003.Vol.124, Iss. 1; pg. 55 İlgar, L. (2000) .Eğitim Yönetimi Okul Yönetimi Sınıf Yönetimi, 2.bs., İstanbul, Beta
Basım Yayım Dağıtım A.Ş. İmai, Masaaki.(1999). Kaizen. İstanbul: Kalder Yayınları. Kamer, M (2001), ‘Örgütsel Güven, Örgütsel Bağlılık ve Örgütsel Vatandaşlık
Davranışlarına Etkisi’, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü . Yayınlanmamış (Yüksek Lisans Tezi).İstanbul.
KalDer Puan Kitabı. (2000). İstanbul: Kalder Yayınları. Karaçimen, Y. (2002). Türkiye’de Bireylerin Kişisel Kurumsal Güven Kaybı ve Medyanın
Rolü, Ampirik Bir araştırma.(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Karip, E. (1998). ‘Dönüşümcü Liderlik’. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi
Dergisi Sayı:16 ss.440-465. Karslı, M. D. (1998). Yönetsel Etkililik.Ankara: PEGEM A Yayıncılık. Kaya B., M.,Kılıç ve Y.,Karaçimen . (2003). Etik, Sosyal Sorumluluklar Ve Sosyal
Sermaye; Türkiye’de Medya Yansımalarına İlişkin Bir Uygulama. 1st International Busines And Professional Ethics Congress Of Turkey, 661-673;
Kayes, A. B. (2004). “Organizational Trust and Upward Influence In Correctional
Institutions”, The George Washıngton Unıversıty, Edd Busıness Admınıstratıon, Management (0454); Socıology, Crımınology And Penology (0627); Socıology, Industrıal And Labor Relatıons (0629).
149
Kawasaki, G., M.,Moreno. (1999).Devrimciler İçin Kurallar.(Arzu BAYKARA) Ankara: Kapital Medya Hizmetleri.
Keçecioğlu, T. (1998). Liderlik ve Liderler. İstanbul: Kalder Yayınları. Kelly, K. (1997). İş Dünyasının Yeni Biyolojisi, Rowan Gibson. Geleceği Yeniden
Düşünmek. İstanbul: Sabah Yayınları,220 Kesici, Ş. (2002) “Üniversite Öğrencilerinin Karar Verme Stratejilerinin Psikolojik İhtiyaç
Örüntüleri ve Özlük Niteliklerine Göre Karşılaştırmalı Olarak İncelenmesi” Selçuk Üniversitesi, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Konya.
Kersten, L. D. (1991). “Health Team Collaboration: Resolving Our Interprofessional
Leadership Crisis”. (Doctoral dissertation, University of Southern California, (1991). Dissertation Abstract International.
Kneeland, S. (2001). Problem Çözme. (Çeviren: Nurdan Kalaycı) Ankara: Gazi Kitabevi. Kodish, S. (2004). “Trust unbound: The Meaning of Trusting Organizational
Relationships”. Phd, Unıversıty Of South Florıda, Speech Communıcatıon (0459); Socıology, Industrıal And Labor Relatıons (0629).
Korthuis, S., Wendy A, (2002). “Organizational Trust: The Influence of Contextual
Variables”, Busıness Admınıstratıon, Management (0454); Edd Health Scıences, Health Care Management (0769); Psychology, Industrıal (0624, Seattle Unıversıty
Kupersmıth, W.J.(1983). “Leader Behavıor Of Principals And Dimensions Of Teacher
Trust, Educated, Rutgers” The State University Of New Jersey - New Brunswick, Education, Administration (0514)
Kickul, J.& K.,Gundy Lisa . & M.,Posig.(2005).”Does The Matter? The Relationship
Between Equity Sensitivity and Perceived Organizatiohal Juctice”, Journal Buseniss Etnics 56: 205-218:2005.
Kidder, R.M, (1995). How Good People Make Tougb Choices, New York, William
Morrow And Company. Kılıç, T. (2003). Kurum Kültürü ve Liderlik, Kurum Kültürüne Uygun Bir Lider
Davranışların Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Doktora Tezi.
Kıllıoğlu, İ. (1988). Ahlak- Hukuk İlişkişi. İstanbul: Marmara Üniversitesi İFAV Yayını. Kırel, Ç.(2000). Örgütlerde Etik Davranışlar, Yönetimi ve Bir Uygulama Çalışması.
Eskişehir: Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Yayınları. Kyos, M., A. Arslan, A. Kişnişçi ve H.H Yılmaz. (2001).Kamu Yönetiminde Yeniden
Yapılanma: Bir Yönetim Aracı Olarak Toplam Kalite Yönetimi. Avrupa Kalite Yönetimi Konferansı 2. Kalite Sempozyumu. Ankara: KalDer Yayınları.s.63.
150
Kling, A. S. (2005).”Commitment To Organizational Change: Assessing The Effects of Identifying Benefits To Change and Its Relationship With Organizational Trust”, Phd, Alliant International University, Los Angeles, Psychology, Industrial (0624).
Knox, M., J.,Funk, R.,Eliot ve G.E., Bush. (1998). “Adolescents’ Possible Selves and
Their Relationship To Global Self-Esteem. Sex Roles”: A Journal of Research, 39, 1-2.
Kochanek, J. R. (2005). Building Trust for Better Schools. California:Corwin Press A
Sage Publications Company. Koçel, T. (2001).İşletme Yöneticiliği.İstanbul: Beta Yayıncılık Kotter, J. P.(1998). Matsushita Liderliği. (Çev. Tevfik Ertan), İstanbul: Sistem
Yayıncılık. Köknel,Ö. (1997). İnsanları Anlamak. İstanbul:Altın Kitaplar Yayınevi. Kramer, R.M. (1999). “Trust and Distrust In Organization. Emerging Perspective,
Enduring Questions”, Annual Review of Psychology, Edidet by J:T: Spence, J:M: Darley D;J. Foss. 559-598.
Kratzer, C. C. (1997). “A Community of Respect, Caring, and Trust: One School's Story”.
Paper Presented at The Annual Meeting of The American Educational Research Association, Chicago. March
Kupersmıth, W.J.(1983).”Leader Behavior of Principals and Dimension of Teacher Trust
Rutgers”. The State University of New Jersey-New-Brunswich http: //www lib.umi.com/dissertations fullcit/8410995.
Langford, D., B.,Cleary. (1999). Eğitimde Kalite Yönetimi.(Meltem Süngür). İstanbul:
KalDer Yayınları. Lashway, L. (1996). “Ethical leadership”. ERJC Digest 107. (ERIC Document
Reproduction Service No. ED 397463). Laine, E. F. H. (2000). 'Systems Leadership and Education Reform: Toward The
Development of A New Paradigm for Creating and Sustaining Organizational Change From With”, PhD, George Mason Unıversıty, Educatıon, Admınıstratıon (0514).
Leisinger, K. M. (2000). İşletme Etiği, Çok Uluslu Şirketler Ve Gelişmekte Olan Ülkeler.
Etik ve Meslek Etikleri. Türkiye Felsefe Kurumu. Ankara. Lenz, P. A. (2005). “Teacher School Board Nember Trust Relationships1 Their Perceived
Influence On School Effectiveness Interdisciplinary Doctoral Program for Educational Leaers School of Education, Duquesne University, January, 2005.
151
Lewicki, R.J., D.J.,McAllister ve D.J.,Bles. (1998). “Trust and Distrust, New Relationships and Realities”, Academy of Management Rewiew, 23, 438-458.
Lindskold, S. (1978). “Trust Development, The GRIT Proposal, and The Effects of
Conciliatory Acts On Conflict and Cooperation”. Psychological Bulletin, 85, 772-793.
Luthans F., S.,Rosenkrantz, H., Hennessey.(1985). “What Do Succussful Manegers
Really Do?”, Journal of Applied Behavional Science, August, 1985. s.255-270. Marchant, E. E., V.T.,May. (1993). “Strategies for Embracing Change”. Executive
Excellence, 10(6), 17. Marshal, E. W. (2000). ‘Güven İçeri Korku Dışarı’. Executive Excellence Dergisi.
Kasım.s.6. ____________(2000). Building Trust at The Speed of Change: The Power of the
Relationship-Based Corporation. New York: AMACON. Mayer, R.C., J.H.,Davis, & F.D., Schooonman. (1995). “An Integrative Model of
Organizational Trust”, Academy of Management Review, 20, 709-734. Matthai, J. M. (1989). “Employee Perceptions of Trust, Satisfaction, and Commitment As
Predictors of Turnover Intentions In A Mental Health Setting” (Doctoral dissertation, Peabody Collece of Vanderbilt University, 1989). Dissertation Abstracts International, 51 (02).
Mcallister, D.J., (1995). “Affect and Cognition-Based Trust As Foundations for
Interpersonel Cooperation In Organizations”, Academy of Managemert Journal, 38, 24-59.
McKnight, D.H, L.L.,Cummuings ve N.I.,Chervany.(1995).”Trust Formation in New
Organizational Relationships”, İnformation&Decision Science Workshop Workning Paper, University Minnesota.
McKnight, D.H, (1998). “Initial Trust Formation in New Organizational Relationship”,
Academy of Management Review, 23(3), 473-490. Meier, D. (2002). In Schools We Trust: Creating Communities of Learning in an Era
of Testing and Standardization. Boston: Beacon Press. Moorhouse, J. R.(2002). “Desired Characteristics Of Ethical Leaders İn Business
Educational, Political And Religious Organization From East Tennessee,” A Submitted to the Faculty to the Departman of Educational Leadership and Policy Analysis East Tennessee State University in Partial Fulfillment of the Requirements for the Degree of Doctor of Educaiton in Educational Leadership, Decemper, 2002.
Moran, M. T., W.K.,Hoy. (2000). “A Multidisciplinary Analysis of The Nature, Meaning,
and Measurement of Trust”. Review of Educational Research. Washington: Winter 2000.Vol.70, Iss. 4; pg. 547, 47 pgs. http://proquest.umi.com/pqdweb
152
Moran, M. T. (2004). “What’s Trust Got to do With It? The Role of Faculty and Principal
Trust in Fostering Student Achievement University Council for Educational Administration” Annual Convention, November, 2004, Kansas City, MO.
MEB (2006) Kamu Görevlileri Etik Sözleşmesi, www.meb.gov.tr _____(1998). MEB Milli Eğitim Müdürlükleri Yönetmeliği, Milli Eğitim ile İlgili
Mevzuat Cilt:1. ____ (2005). İlköğretim Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programı ve Kılavuzu, Talim
Terbiye Kurulu Başkanlığı, Ankara . Milligan, P.T. (2003). “The Impact of Trust in Leadership on Officer Commitment and
Intention to Leave Military Service in The U.S. Air Force”. A Dissertation Presented in Partial Fulfillment of the Requirements for the degree doctor of Philosophy Capella University December 2003 ProQuest Information and Learning Company.
Mıller, J. P. (1999). “Trust, Moral Ties and Social Responsibility”. University of
Connecticut.Dis.Abst. int. vl. 6 no.4 October. Milli Eğitim Bakanlığı . “TKY Uygulama Yönergesi”. Tebliğler Dergisi. SAYI 2506.
1999. Mishra, A.K., (1996). “Organizational Response To Crisis, The Centrality of Trust, A
Survey of West Michigan Managers”, Puplic Personel Management, 19, 4, 442-463.
Mishra, K., M.A.,Morrissey. (1990). “Trust in Employee/Employer Relationships, A.
Survey Of West Michang Managers. Puplic Pensonel Influence Emmloyee Citizenship Behavior?” Academy of Management Journal; 41, 351-357.
Morgan, R.M., S., Hunt. (1994). “The Commitment-Trust Theory Of Relation Marketing”,
Journal Of Marketing 58, 20-38. Morgan, G.(1998). Yönetim Ve Örgüt Teorilerinde Metafor .(Çev. Gündüz Bulut),
İstanbul: Mess Yayınları. Morgan, L. M. (2002). “The Moral Ethos of Managing in an Engineering Culture”, , A
Dissertation Submitted to the Universitiy of San Francisco in Partial Fulfillment of The Requiments for The Degree of Doctor of Education, May, 2002.
Mannıon, P. T. (1999).”The Relation Of Principal Transformational Leadership
Characteristic To Principal, Trust Characteristic, Colleoque Trust Characteristic And Organizational Trust Characteristic”. http:///www lib.umi.com/dissertations fulcit /9929712.
153
Miles, R. E., W.E.,Creed. (1996). “Trust in Organizations: A Conceptual Framework for Linking Organizational Forms, Managerial Philosophies, and Opportunity Costs of Control”. In R. M. Kramer & T. R. Tyler (Eds.), Trust in Organizations: Frontiers of Theory and Research (pp. 16-38). Thousand Oaks, CA: SAGE. 163.
Mouzelis, N.P. (2001). Örgüt ve Bürokrasi Modern Teorilerin Analizi. (Çev.H.Bahadır
Akın).Konya: Çizgi Kitabevi. Moore, S. F., L.S.,Shaffer, E.L.,Pollak, & P.,Taylor-Lemcke. (1987). “The Effects of
Interpersonal Trust and Prior Commons Experience on Commons Management”. Journal of Social Psychology. 127, 19-29.
Murphy, J. W.(1995). Postmodern Toplumsal Analiz ve Postmodern Eleştiri. (Çev.
Hüsamettin Arslan) ,İstanbul: Eti Kitapları. Nelsen, R. B. (1999). Çalışanlara Yetki Verme (Çev: Sabri Yarmak): Hayat Yayınları, İstanbul. Newcombe, G. G. (2001).Teacher Participation And Trust İn School-Based Financial
Decision Making (Australia). Phd. University Of New South Wales (Australıa. Education, Administration (0514); Education, Finance (0277) ProQuest Information and Learning.
Newcombe, G., J. McCormick (2001).”Trust and Teacher Participation in School-Based
Financial Decision Making”, Educational Management&Administration 0263- 211X(200104) 29:2 Sage Puplications.
Newell, S.(2000).”Trust in Inter-Organizational Networking”, Human Relationship,
53(10). Nhyan, R. C.(2000). “Changing the paradigm, Trust and Its Role in Puplic Sector
Organizations”, Amrican Review of Puplic Administration 30(1), 87-109. Nyhan, R.C., H.A.,Marlowe. (1997). “Development and Psychometric Properties of The
Organizational Trust Inventory”, Evaluation Review, 21(5). Nyhan, R. C.(2000). Changing The Paradigm Trust and Its Role in Puplic Sector
Organization, Amarican Review of Public Administration, Vol:30, No:1, March 2000, 87-109, 2000 Sage Puplications, Inc.
NTV (2006). “Her Şey Motivasyon İçin” http://www.ntv.com.tr/news/357108.asp. Erişim
Tarihi: 4. 09.2005 OECD (1991). Reviews Of National Policies For Education, Paris. Okunoğlu, Ş. (2003). ‘Etkin Eğitim İçin Okul-Aile İşbirliği’, Yeni Eğitim, Sayı:2003 yıl.2
sayı.5.
154
Organ, D.W. (1990). “The Motivational Basis of Organizational Citizenship Behavior”. In B.M. Staw&LL.Cummings (Eds), Resaach in Organizational Bahaviour, Vol.12. Greenwich. CT:JAL, 1990, PP.41-72.
Osmay, N. (1985) . İnsan Mühendisliği. Ankara: Atlas Pazarlama- Fahrettin Telseren
Yayınları. Ouchi, W. (1989). Teori Z. (Yakut Güneri). İstanbul: İlgi Yayıncılık. Özçer, N.(2005). Yönetimde Yaratıcılık ve Yenilikçilik. İstanbul: Rota Yayınları. Özakpınar,Y.(1999). İnsan İnanan Bir Varlık. İstanbul: Ötüken Yayınları.
Özdamar, K. (2002). Paket Programlar ve İstatistiksel Veri Analizi (Çok Değişkenli
Analizler), 4. Baskı , Eskişehir:Kaan Yayınları
Özdemir, S.(2000). Eğitimde Örgütsel Yenileşme. Ankara: Pegem Yayıncılık. Özdemir, S., H.İ.,Yalın ve F.,Sezgin. (2004). Öğretmenlik Mesleğine Giriş.Ankara:Nobel
Basımevi. Özdil, K. (2005). “İlköğretim Okullarında Güven ve Örgütsel İklim Arasındaki İlişki”
Hacettepe Üniversitesi. Sosyal Bilimleri Enstitüsü(Yayınlanmamış Doktora Tezi).Ankara.
Özel, M.(1998).Etkili Yönetici. İstanbul: İz Yayıncılık. _______(1998). Liderlik Sanatı. İstanbul: İz Yayıncılık. Patten, R. M. (2004). “Sorumluluk En Tepede Başlar”, Executive Excellence Dergisi.
Haziran, s.16. Pehlivan, İ. (2001). Yönetsel Mesleki Örgütsel Etik Ankara: Pegem Yayıncılık. Perry, R. W.(2004). “The Relationship of Affective Organizational Commitment with
Supervisory Trust”, Review of Puplic Personel Administration, Vol, 24, No.2, June 2002 133-149 2004 Sage Puplications.
Peters, T. J. & R. H. Waterman, Jr. (1982). In Search of Excellence. Lessons From
Americas Best-Run Companies. New York. Pfeffer, J.(1995). Rekabette Üstünlüğün Sırrı İnsan. (Çev. Sinem Gül), İstanbul: Sabah
Yayınları. Pillai, R., C.B.,Schriesheim ve E.S.,Williams .(1999). “Fairness Perceptions and Trust as
Mediators for Transformational and Transactional Leadership”, Journal of Management 25, 833-897.
155
Pieper, A.(1999). Etiğe Giriş. (Çev. Veysel Atayman-Gönül Sezer), İstanbul: Ayrıntı Yayınları.
Rebore, R. W.(2001). The Ethics of Educational Leadershep, Merrill Prentice Hall, Ohio Reynolds, J. (1992). Mediated Effects Of Preschool İntervention. Early Education and
Development 3 2, pp. 139–164. Rigsbee, E. R. (2001). “Beş Temel Değer”. Personal Excellence Dergisi. Temmuz. S.28. Roberts, W. (2000). “Sizin Aşil Topluluğunuz”. Personel Excelllence Dergisi. Şubat, s.30. Robbıns, S.P., D.A.,Decenzo. (2000). Fundamentals of Management Essential
Concepts Application. New Jersey. Rogers, R. W. (1995). “The Psychological Contract of Trust”: Part I. Executive
Development, 8(\), 15-19. Rosen, H. R. (1998). İnsan Yönetimi. (Çev. Gündüz Bulut), İstanbul: MESS Yayınları. Rosen, B., & T.H.,Jerdee. (1977). Influence of Subordinate Characteristics on Trust and
Use of Participative Decision Strategies in A Management Simulation. Journal of Applied Psychology, 62, 628-631.
Rosentthal, M.- P.Yudin. (1997). Felsefe Sözlüğü. (Çev. Aziz Çalışlar), İstanbul: Sosyal
Yayınları. Roxanne M. M. (2004). Trust, the Principal, and Student Identification, A Paper Presented
at The Annual Meeting of The University Council for Education Administration Kansas City, Missouri November 2004 www. Sagepuplications.com.
Price, T. L. (2000). “Explaining Ethical Failures of Leadership”. Leadership &
Organization Development Journal, 22(4), 177-184. Rubenstain, H. (2001). “Ethical Leadership”. http://www.eric.ed.gov/searchdb/index.html Ünsal, P. (2004). Örgütlerde Güven Algısı. Kişisel Gelişimde Çağdaş Yönelimler
Sempozyumu Bildiriler Kitabı, Ankara Eğitim ve Doktrin Komutanlığı, ss.225-237.
Ryan, K. D. & Oestreich, D. (1998). Driving Fear Out of the Workplace: Creating the
High-Trust, High-Performance Organization. San Francisco: Jossey-Bass. Sağnak, M. (2005). “İlköğretim Okullarında Görevli Yönetici ve Öğretmenlerin Örgütsel
Etik İklim Türlerlerine İlişkin Algı ve Doyum Düzeyleri”, Eğitim Araştırmalara Dergisi, Sayı:20 Yıl:5 Yaz, 2005.
Sarıbay, A. Y.(1998). Siyaset Demokrasi Ve Kimlik. İstanbul: Asa Yayınları.
156
Savage, D. (1982). “Trust As A Productivity Management tool”, Training and Development Journal (February) 54-7.
Saygılıoğlu, N., S., Arı. (2002). Etkin Devlet.İstanbul: Sabancı Üniversitesi. Schannen-Moran, M., W.K.,Hoy. (1998).”Trust in Schools”: A Conceptual and
Empirical Analysis. Journal of Educational Administration, 36(3/4), 334–352. Schlechty, P. (2005). Okulu Yeniden Kurmak. Çev. Yüksel Özden).Ankara. Nobel
Yayınevi. Schwepker C.H. (2001). “Ethical Climate's Relationship to Job Satisfaction,
Organizational Commitment, and Turnover Intention in the Salesforce”. Journal Of Business Research. Vol.54, P.39-52,
Sebring, P.B., A.S., Bryk. (2000). School Leadership and The Bottom Line İn Chicago.
Phi Delta Kappan, 81(6), 440-443. Senge, P. (2001). Beşinci Disiplin.(Çev. Ayşegül İldeniz, A. Doğukan), İstanbul: Yapı
Kredi Yayınları. Sergiovanni, T. J., R.J.,Starratt. (1998). Supervision: A redefinition. Boston, MA:
Mcgraw-Hill. Shaw, R.B. (1997). Trust in Balance, San Francisco, Jossey-Bass. Sheehan, J. (1995). Trust As Related to School Reform, Specifically Site-Based
Management, PhD, Marquette Unıversıty, Educatıon, Admınıstratıon (0514). Sharp, W.L., J.K.,Walter.(2003). The Prıncipal As School Manager, A Scarecrow
Education Book, The Scarecrow Pres, Oxford. Shockley, Z. P., K., Ellis ve G., Wirogard (2000). “Organizational Trust, What It Means,
Why It Matters”. Organizational Devolopment Journal; 18,35-48. Smıth, P., A. (2000). The Orgazational Health of High School and Dimension of Faculty
Trust The Ohio State University http://www.lib.umi.com/dissertations/ fullcit/9982980.
Slater, R.(2000). Jack Welch ve General Electric’in Yolu Efsane GEO’nun Yönetim
Anlayışı ve Liderlik Sırları.(Çev. Türkan Arıkan,Saadet Özkal), İstanbul: Literatür Yayıncılık.
Spillane, J.P. & C.L.,Thompson.(1997). “Reconstructing Conception of Local
Capaticy:The Local Education Agency’s Capaticy for Ambitious” Instructional Reform. Education Evaluation and Policy Analysiz, 19(2).185-203.
Solomon, R. C., F.,Flores. (2001). Güven Yaratmak. (Ahmet KARDAM). Ankara:
MESS Yayınları.
157
Sonnenburg, F.K. (1994). Managing With A Conscience (New York, Mograw-Hill, 1994). Sullivan,G. R., M. V., .Harper.(1997). Umut Bir Yöntem Olamaz. (Çev. Ayşe Bilge
Dicleli), İstanbul : Boyner Yayınları. Sümbüloğlu, K., V.,Sümbüloğlu. (1994). Biyoistatistik. Ankara: Özdemir Yayıncılık. Steın, S., J. Book ve E., Howarde. (2003). Duygusal Zeka ve Başarının Sırrı. (Müjde Işık)İstanbul : Özgür Yayınları. Stiefel, L., P.,Iatarola, N.,Fruchter ve R.,Berne. (1998). The Effect of Size Student
Body on Schol and Perfonmance in New York City High School, Burner Foundation INC, New York.
Sweet,S. D. (2000). “Dürüstlük Çubuğu”. Personel Excellence Dergisi. Haziran.s.4. Şen, M.L.(1998). Kamu Yönetiminde Yozlaşmanın Önlenmesinde Yönetsel Etik
Yaklaşımı. Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. (Yayınlanmamış Doktora Tezi).
İzmir. Şennur, M. (2004). “Okul-Aile İşbirliğinde 11 İpucu”, Yeni Eğitim, Sayı:2005 yıl.2
sayı.8. Şimşek, Ş. (1999).Yönetim ve Organizasyon. Ankara: Nobel Yayıncılık. Şimşek, H.(1997). Paradigmalar Savaşı Kaostaki Türkiye. İstanbul: Sistem Yayıncılık. Şişman, M. (2002). Eğitimde Mükemmellik Arayışı. Ankara:PeGemA Yayıncılık. __________(1998). “Postmodern Tartışmaları ve Örgüt Kurumundaki Yansımaları”.
Eğitim Yönetimi Dergisi .(3) s.451-464. Urquhart, J. (2004). “Güven Nasıl Kazanılır”. Executive Excellence Dergisi. Haziran, s.9. Tan, H. H., C.S.F, Tan. (2000). “Toward the Differentiation of Trust in Supervisor and
Trust in The Organization”. Genetic, Social, Psychological Monographs, 126(2), May 2000, 241-260.
Tan, H. H., D., Chee. (2005). “Understanding Interpersonel Trust in a Confucian-
Influenced Society”, International Journal of Cross cultural Management 2005 vol:5(2) 197/212.
Taylan, S. (1990). “Heppner’in Problem Çözme Envanterinin Uyarlama, Güvenirlik ve
Geçerlik Çalışmaları”. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi) Ankara: A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Taymaz, H. (1997). Eğitim Sisteminde Teftiş. Ankara: Gül Yayınevi.
158
Taylor ,R .G. (1989) .The Role Of Trust In Labor- Management Relations. Organization
Development Journal,7,85-89. Telman, N., P.,Ünsal. (2004). Çalışan Memnuniyeti.İstanbul:Epsilon Yayıncılık. TESEV (2000). “Devlet Reformu Araştırması”, Haziran; 2000 TKB (2006). İlköğretim Müfettişler Kurulu Başkanlığı Soruşturma Emirleri, İl Milli
Eğitim Müdürlükleri, Zonguldak, Ankara, Konya, İstanbul. Yozgat, Diyarbakır, Adıyaman, Giresun.
TMMOB (2003). Elektrik Mühendisleri Odası Etik Komisyonu(2003). Etik, Ahlak ve
Mesleki Davranış İlkeleri, Haziran, Ankara, 2003, s.3. Temel, Z. F. – A. B. Aksoy, A. B. (2001). Ergen ve Gelişimi: Yetişkinliğe İlk Adım.
Ankara:Nobel Yayın Dağıtım. Thiroux, J. (1998). Ethics Theory and Practise, R.R. Donneley& Sons Company,
New Jersey. Toktamışoğlu, M. (2003).Aklın Öteki Sesi Duygusal Zekayla Başarı. İstanbul: Kapital
Yayıncılık. Töremen, F. (2002). Okullarda Sosyal Sermaye: Kavramsal Bir Çözümleme, Kuram ve
Uygulamada Eğitim Yönetimi Dergisi, PeGem Yayıncılık, Sayı: 32. Türkmen, İ. (1996). Yönetimde Verimlilik. Ankara: MPK Yayınları . __________(1999). Etik Bireysel Sorumluluk Bilinci ve Kalite. İstanbul: Kalite
Kongresi. Tschannen-Moran, M., W. K., Hoy.(1998). “Trust İn Schools: A Conceptual And
Empirical Analysis” Journal of Educational Administration, 36, 4, 1998, ss. 334-352.
Tyler, T. R. (1994). Psychological Models of The Justice Motive. Journal of Personality
Social Psychology. 57, 830-838. Valentine S, L.,Godkin ve M.,Lucero. (2002). Ethical Context, Organizational
Commitment, And Person-Organization Fit. Journal Of Business Ethics. Vol.41, P.349-360.
Vecchio, P.R. (1995). Organizational Behavior, Harcourt Brace College Pub. USA. Yalçın, A.(1995). “Yöneticilikten Etkin Liderliğe” . Mustafa Özel .Stratejik Yönetim ve
Liderlik. İstanbul: İz Yayıncılık.52. Yaylacı, F. (2002). İlköğretim Okulları İçin Etik Program Önerisi. www.eyad.
hypermarket.net /etik1.html, Erişim Tarihi: 25/10/2002.
159
Yılmaz, E. (2002). Milli Eğitim Bakanlığı’nın Bir Biriminde, Toplam Kalite Yönetiminin
Özünü Oluşturan Etik Değerlerin Algılanmasına Yönelik Bir Durum Çalışması.Gazi Üniversitesi. Eğitim Bilimleri Enstitüsü(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi)Ankara.
_________ (2005).” Etik Liderlik Ölçeği’nin Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması”,
XlV.Eğitim Bilimleri Kongresi Bildiri Kitabı, Pamukkale Üniversitesi, Denizli, ss.808-814.
_________(2005). “Okullarda Örgütsel Güven Ölçeği’nin Geçerlik ve Güvenirlik
Çalışması”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı:14, Konya.
Yılmaz, K. (2004). “Okul Yöneticilerinin Destekleyici Liderlik Davranışları İle
Okullardaki Güven Arasındaki İlişki Konusunda İlköğretim Okulu Öğretmenlerinin Görüşleri” Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi Cilt: 5 Sayı: 8 Dönem: Güz .
Yuki, G. (1989). Leadership in Organizations, Prentice Hall, USA, s.176 Weawer, C. N. (1997). Toplam Kalite Yönetiminin Dört Aşaması. (Çev.Tuncay Birkan,
Osman Akınhay), İstanbul: Sistem Yayıncılık. Wech, B. A. (2002). “Trust Context, Effect on Organizational Citizenship Behavior,
Supervisory Fairness, and Job Satisfaction Beyond the Influence of Leader-Member Exchange”, Business & Society, Vol. 41 No. 3, September.
Weber, M. (1993). Sosyoloji Yazıları (Çev.: Taha Parla), 3.Baskı, İstanbul:Hürriyet Vakfı
Yayınları. Wekesser,C. (1995). Ethics, San Diego, CA: Greenhaven Pres. Werner, I.(1993). Liderlik ve Yönetim. (Çev. Vedat Üner),İstanbul : Rota Yayınları. West, W. B., M.K.,Gothard, T.L. Tang ve R.,Moffett. (1995). Effects Of Management
Changes ON Employee Satisfaction, Trust and Commitment. Paper Presented At The 41st Metting Of TheSoutheastern Psychological Association, Savanan, GA. March
Wetlaufer, S. (1998). “After the Layoffs, What Next?”, Harward Business Review,
September October, s. 34. Whitener, E. M., S.E.Brodt, M.A.,Korsgaard ve J.M.,Werner. (1998). Managers as
Initiators of Trust: An Exchange Relationship Framework For Understanding Managerial Trustworthy Behavior. Academy of Management Review, 23(2), 513.
Whitney, J, O. (1994). The Trust Factor, Liberating Profits and Restoring Corporate
Vitality, New York, Mograw-Hill.
160
Wimbush J.C, J.C.,Shepard (1994).”Toward An Understanding Of Ethical Climate: Its Relationship to Ethical Behavior and Supervisory Influence”. Journal Of Business Ethics. Vol.13,P.637-647.
Wong, Y., C. S., Wong, H.Y., Ngo ve H.K., Lui. (2005). “Different Response to Job
Insecurity of Chinese Workers in Joint Ventures and State-Owned Enterprises”, Human Relation, Volume 58 (11).1391-1418 Copyrıght@2005, www. sagepuplications.com
Woolston, R. L. (2001). “Faculty Pperceptions of Dean Transitions:Does Trust Matter”? A
Dissertion Submitted in Partial Fulfillment of The Requiments For The Degree of Doctor of Education, University of San Diego, 2001.
Zaheer, A. , B.,Mcevily, V.,Percone. (1998). Does Trust Matter? Exploring The Effect
Interorganizational And Interpersonel Trust On Performance Organization, 9, 141-159.
161
EKLER
162
ANKET FORMU Değerli meslektaşım,
Bu araştırma, İlköğretim okullarında görev yapan okul yöneticilerin etik liderlik davranışları ve bazı değişkenlerin okuldaki örgütsel güven düzeyine etkisini araştırmayı amaçlamaktadır. Bu ankete dönük görüşlerinizden ilgili kurum ve kişilerin bilgisi olacağına dönük bir kaygı duyabilirsiniz. Bu kaygıdan dolayı; görüşlerinizi sağlıklı biçimde belirtmeyebilirsiniz. Belirteceğiniz görüşlerin sadece bilimsel bir araştırmada kullanacağından emin olabilirsiniz. Araştırmacıya yani şahsıma güven duymanızı diler, bu güvene layık olacağımı garanti ederim. Bu güveni oluşturmak için ekte olan zarfla anket formunu adresime gönderebilirsiniz. Şimdiden gösterdiğiniz çaba ve yardımlardan dolayı teşekkür eder, saygılarımı sunarım.
Ercan YILMAZ Sabırhan Sokak. Alavardı Mah. No:32/A Meram/KONYA
e Mail: [email protected] Tel: 0 505 395 75 50
BÖLÜM 1 1. Cinsiyetiniz : Kadın ( ) Erkek ( ) 2. Memleketinizde mi görev yapıyorsunuz? Evet ( ) Hayır ( ) 3. Branşınız : Sözel Branş.............................................. ( ) Sayısal Branş........................................... ( ) Özel Yetenek Gerektiren.Branş........... ( ) 4. Öğrenim Durumu: Yüksek Okul:...... ……….( ) Lisans... ……………........( ) Lisans üstü ve doktora…..( ) 5. Okulun Bulunduğu Yer: İlçe merkezi ve Köy.....( ) İl Merkezi.....................( ) Büyükşehir Merkezi :( ) 6. Eğitimle ilgili bir sendikaya üye misiniz? Evet….. ( ) Hayır…. ( ) 7. Görev yaptığınız okuldaki öğretmen sayısı: 1-10 arası:.. ( ) 11-20 arası:..( ) 21-30 arası:..( ) 31--40 yıl:....( ) 40 ve üstü ...( ) 8. Okul müdürü ile Okul Aile birliğinin ilişki düzeyi: İyi ........( ) Orta......( ) Zayıf…( ) 9. İl ve ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü, problemlerinizle ilgileniyor mu? Evet……( ) Hayır…..( ) 10. Okuldaki öğretmenlerle beraber okul dışında sosyal etkinlik yapıyor musunuz? ….Evet (....) ……Hayır(.. )
163
ETİK LİDERLİK ÖLÇEĞİ (ELÖ) Aşağıda çalıştığınız okulun yöneticisiyle ilgili olabilecek bazı ifadeler yer almaktadır. Sizden istenilen, bu ifadeleri okuyarak söz konusu ibarenin sizin görüşünüze ne derecede uyduğunu değerlendirmenizdir. Ölçekler “Tamamen Katılıyorum” seçeneğinden “Kesinlikle Katılmıyorum” seçeneğine doğru sıralanmıştır. Tamamen Katılıyorum :5 Katılıyorum :4 Fikrim Yok :3 Katılmıyorum :2 Kesinlikle Katılmıyorum :1
5 4 3 2 1
OKULUNUZUN YÖNETİCİSİ; 5 4 3 2 11. Öğretmenleri teşvik eder. 5 4 3 2 12. Kendi düşüncelerini, sevgiyi temel alan yaklaşımla yaymaya çalışır. 5 4 3 2 13. Geleceğe dönük somut hedefler koyar. 5 4 3 2 14. Kendi işlerini sorumluluk duygusu içerisinde yapar 5 4 3 2 15. Kendi kendini değerlendirebilir. 5 4 3 2 16. Hatalarını kabul eder. 5 4 3 2 17. Bencil davranışlar sergilemez. 5 4 3 2 18. Öğretmenlerin yaratıcılığının ortaya çıkması için, uygun ortam hazırlar 5 4 3 2 19. Öğretmenlere adaletli davranır. 5 4 3 2 110. Öğrenme konusunda isteklidir. 5 4 3 2 111. Çözümler üretmede sistemli yaklaşır. 5 4 3 2 112. Öğretmenlerin farklı düşünebileceğini kabul eder. 5 4 3 2 113. Tartışmalara yapıcı ve anlayışlı katılır. 5 4 3 2 114. Doğru sözlüdür. 5 4 3 2 115. Dürüst davranır. 5 4 3 2 116. Olaylar karşısında cesaretli davranır. 5 4 3 2 117. Sabırlıdır. 5 4 3 2 118. Öğretmenlerin başarısını, adaletli bir şekilde ödüllendirir. 5 4 3 2 119. Alçak gönüllüdür. 5 4 3 2 120. Okulun kurallarını doğru bir şekilde oluşturur. 5 4 3 2 121. İnsanlara eşit davranır. 5 4 3 2 122. Tüm öğretmenlere sevgiyle davranır. 5 4 3 2 123. Öğretmenlere şefkatle yaklaşır. 5 4 3 2 124. Tüm koşullarda gerçeği söyler. 5 4 3 2 125. İfadeleri gerçeğe yakındır. 5 4 3 2 1
26. Faaliyetleri gerçeklik ilkesine göre yapar. 5 4 3 2 1
27. Etrafındaki insanlara saygı gösterir. 5 4 3 2 128. Bireysel hakları korur. 5 4 3 2 129. İçinde bulunduğu toplumun değerlerine saygı gösterir. 5 4 3 2 130. Politik konularda kazanç sağlamaya yönelik çalışmalarda bulunmaz. 5 4 3 2 131. Dini konularda fayda amaçlı faaliyetlerde bulunmaz. 5 4 3 2 132. Ekonomik alanda kişisel kazanç sağlayıcı faaliyetlerde davranmaz. 5 4 3 2 133. Tartışmalar için özgür ortamlar yaratır. 5 4 3 2 134. Mesleki sorumluluklarını dürüstlük duygusu içerisinde yapar. 5 4 3 2 1
35. Okulda ortak alınan kararları, etkili biçimde uygular. 5 4 3 2 1
164
36. Mesleki etkinliliğini artırmaya yönelik çaba içerisindedir. 5 4 3 2 1
37. Okulda yapılan işlerde ölçüyü belirler. 5 4 3 2 1
38. Kötü sayılabilecek alışkanlıklara sahip değildir. 5 4 3 2 1
39. Öğretmenler arasında ara bozucu değildir. 5 4 3 2 1
40. Merhametlidir. 5 4 3 2 1
41. Öğretmenlere içten davranır. 5 4 3 2 1
42. Öğretmenleri, sahip oldukları kişisel özelliklerinden dolayı yargılamaz 5 4 3 2 1
43. Yapılan hizmetlerden dolayı insanlara minnet duygusu besler. 5 4 3 2 1
44. Davranışlarının sınırlarını bilir. 5 4 3 2 1
165
OKULLARDA ÖRGÜTSEL GÜVEN ÖLÇEĞİ (OÖGÖ)
Aşağıda çalıştığınız okulunuzla ilgili olabilecek bazı ifadeler yer almaktadır. Sizden istenilen, bu ifadeleri okuyarak söz konusu fikrin sizin görüşünüze ne derecede uyduğunu değerlendirmenizdir. Cevaplarınızı verirken; her bir ifadenin yanındaki ölçekleri kullanın. Ölçekler “TAMAMEN KATILIYORUM” seçeneğinden “HİÇ KATILMIYORUM ” seçeneğine doğru sıralanmıştır. Her bir ifadeye ne derecede katıldığınızı, sizce uygun olan seçeneği işaretleyerek belirtiniz.
Tamamen Katılıyorum.............: 6 Çok Katılıyorum.......................: 5 Oldukça Katılıyorum................: 4 Biraz Katılıyorum.....................: 3 Katılmıyorum............................: 2 Hiç Katılmıyorum.....................: 1 1 Okulumuza yeni gelen öğretmenlerin, okula kaynaşmasına yardımcı olunur.
6 5 4 3 2 1
2 Okulumuza yeni göreve başlayan öğretmenlere okulun amaçları anlatılır. 6 5 4 3 2 1 3. Okulumuza yeni göreve başlayan öğretmenlere işinde daha iyi hizmet sunabilmesi için eğitim verilir.
6 5 4 3 2 1
4 Okulumuzun öğretmenleri kendilerine sahip çıkıldığını hissederler. 6 5 4 3 2 1 5 Okulun öğretmenlerden beklentisi, öğretmenleri tatmin edici düzeydedir. 6 5 4 3 2 1 6 Öğretmenin ders programları hem okul dışı etkinliklerini, hem de okul içi etkinliklerini dengeleyecek düzeydedir.
6 5 4 3 2 1
7 Okulun iş prensipleri öğretmenlerin kariyerlerinde yükselme hedeflerini destekler biçimdedir.
6 5 4 3 2 1
8 Okulun iş prensipleri gerektiğinde gözden geçirilerek güncelleştirilir. 6 5 4 3 2 1 9 Okulumuzun iş prensipleri, öğretmenlerin fikirlerine başvurularak oluşturulur.
6 5 4 3 2 1
10 Okulumuz kendi iş prensiplerine göre hareket eder. 6 5 4 3 2 111 Bu okul, öğretmenlerin bireysel gereksinimlerini karşılayabilmek için yeni iş prensiplerini eski prensipleriyle değiştirmede dengeli davranır.
6 5 4 3 2 1
12 Bu okul, öğretmenlerle ilgili verilecek kararlarda ve uygulanacak işlerde adildir.
6 5 4 3 2 1
13 Bu okul da öğretmenler ile ilgili karar ve eylemler adilane yerine getirilir. 6 5 4 3 2 114 Okul müdürü, yanına çalışanların rahatlıkla ulaşabileceği birisidir. 6 5 4 3 2 115 Okul müdürü öğretmenlerin önerilerini dinler. 6 5 4 3 2 116.Okul müdürü, öğretmenlerin problemleriyle ilgilenir. 6 5 4 3 2 117 Okul müdürü, okulla ilgili iş prensiplerini adil ve objektif yerine getirir. 6 5 4 3 2 118 Okul müdürü, iş prensiplerini oluştururken benimde fikrimi alır. 1 2 3 4 5 619 Okul müdürü iş prensiplerini oluştururken benden aldığı fikirleri kullanır. 6 5 4 3 2 120 Yasalarda belirtilen disiplin kuralları haklı ve gerekli durumlarda uygulanır.
6 5 4 3 2 1
21 Okul müdürü, açık ve dürüsttür. 6 5 4 3 2 122 Okul müdürü benimle olan ilişkilerinde samimidir. 6 5 4 3 2 123 Okul müdürü, benim işyerine katkım konusunda bana destek olur. 6 5 4 3 2 124 Okul müdürü işimle ilgili sorumluluklarımda ve görevlerimde bana güvenir
6 5 4 3 2 1
25 Okulda performans değerlendirmeleri adil ve tarafsız bir şekilde yapılır. 6 5 4 3 2 1
166
26 Okul müdürü beni okulun hedeflerine ulaşmak için bir araç olarak değil, bir insan olarak görür.
6 5 4 3 2 1
27 Okul müdürü bana güveniyorsa ben de ona güvenebilirim. 6 5 4 3 2 128 Bu okulda iş prensip ve yönetmelikler açıklıkla bize aktarılmıştır. 6 5 4 3 2 129 Bu okulun çalışma saatleri ve ders programları çalışanlara görevlerini yerine getirebilme olanağı verir
6 5 4 3 2 1
30 Bu okulda iletişim kanalları her zaman açıktır. 6 5 4 3 2 131 Okul hakkındaki duygularımı belirtmekten çekinmem. 6 5 4 3 2 132 Çekinmeden okul hakkında önerilerde bulunabilirim. 6 5 4 3 2 133 Bu okul gizli saklı uygulamalar olmadan her şey açıklıkla yürütülür. 6 5 4 3 2 134 Bu okulda bilgiler zamanında iletilir. 6 5 4 3 2 135 Bu okulda bilgiler tüm çalışanlara tam ve doğru olarak aktarılır. 6 5 4 3 2 136 Bu okulda öğretmenler, okul yöneticileri ile doğrudan iletişim kurabilir. 6 5 4 3 2 137 Bu okulda olumlu iş ilişkilerinden dolayı çalışmak keyiflidir. 6 5 4 3 2 138 Çalışanlar işlerin kalitesiyle ilgili olarak olumlu geribildirim alırlar. 6 5 4 3 2 139 Bu okul, öğretmenlerin ihtiyaçları ve yaptıkları öneriler doğrultusunda yeniliğe, gelişime ve değişime açıktır.
6 5 4 3 2 1
40 Okul müdürü, benim faydama olacak bilgileri benden saklamazlar. 6 5 4 3 2 1
167