sendikalar uzerine i · miş oldu. hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler....

247
' . ı· -ENGELS -LENi N .SENDI UZERINE I [YOR YA

Upload: others

Post on 29-Oct-2019

7 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

' . ı· MARX - ENGELS -LENiN

• • ;) .SENDIKALAR

•• •

UZERINE

I

[YORUM YAYlNLARI]

Page 2: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

MARX -ENGELS-LENiN

SENDIKALAR •• •

UZERINE

I

[YORUM YAYINLARI ]

Cağaloğlu YokuşuSaadet lşhanı Kat: 2 No: 21 ı

Cağaloğlu/ISTANBUL

Page 3: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

Bu kitap ilk kez K. Marx ve F. Engels'in çeşitli eserlerindeki ilgili yazılarından ve V.l. Lenin'In ·on Trade Unlons" adı aıtında derlenmiş ya­zılarından bir araya getirilerek Sendikalar Üzerine adı lle Bilim Yayınları tarafından bas­tırılmıştır. Elinizdeki ikincı baskısı ise Nisan 1992 tarihinde Aycan Ajans tarafından Yön Matbaasında bastırılmıştır.

YORUM YAYlNLARI DÜŞÜN DIZISI: 1

Basım Tarihi: Nisan 1992 Kapak: Aycan Ajans Baskı: Yön Matbaası

Page 4: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons
Page 5: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

IÇINDEKILER

K. MARX-F.ENGELS

1. BÖLOM

F. ENGELS - 1844'DE INGILTERE'DE IŞÇI SINIFININ DURU-MU'ndan (1845) .. .... .... . .. ..... ..... .. ... ... . .. .. .. .... .. .. .......... ... .. ... .. . .. .. ll Işçi Hareketleri .. .... .... .......... .... .. .. .... .. .. .. ...... .. ...... .. .. .... .. .. .. ...... .. ll K. MARX. FELSEFENIN SEFALETI'nden (1847) .......................... 47 Grevler ve Işçi Birlikleri ........................ .......... ............. .......... .... 47 K. MARX-F. ENGELS. MANIFESTO'dan (1848) .................... 56

K. MARX'DAN F. ENGELS'E 9 NISAN 1863 TARIHLI MEKTUP'tan 63 K. MARX'DAN F. ENGELS'E 18 ŞUBAT 1865 TARiHLI MEK-TUP'tan ...................................................................................... 65 K. MARX-ÜCRET.FIYAT VEI<AR'dan ................................... 67 Ücretteri YOkseltmek ya da Ücret DüşüşOnO Engellemek Için Teşebbüse Geçllecek Başlıca Durumlar ........................ 67 Sermaye lle Emek Arasındaki Mücadele ve Sonuçları ....... 73 K. MARX -GEÇICI GENEL KONSEY DELEGELERI IÇIN DIREK-TIFLER (1866, CENOVA KONGRESI) ........................................ 80 Sendikalar: Geçmlşlerl. Bugünkü Durumları ve Gelecekleri 80 K. MARX-KAPITAL-1. ClLT'ten (1867) ................................ 82 MOiksOzleşt1rllenlere Karşı Yasalar ......................... ............... ... 82 F. ENGELS -IŞÇI SINIFININ POLITIK EYLEMI (1871) ................ 86 (Londra Konferansı Kararlarında n) ...... .. .... .. .. .. ...... .. .... .. .. .. .... 86 K. MARX'DAN BOLTE'A 23 KASIM 1871 TARIHLI MEKTUP'tan 88 K. MARX - F. ENGELS - ANARŞIZM VE ANARKc-SENDIKALIZM ÜZERINE'den (1872) . .... ........ ............... ........ ....... 92 K. MARX - ANARŞIZM VE ANARKC-SENDIKALIZM ÜZERI-NE'den (1873) .......................................................................... 94 Politikaya Kayıtsızlık . ................. .... .. ... .... .... .. ... .. .. .. .. .. .. .. .. .. .. . .. .. . 94

Page 6: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

F. ENGELS'DEN BEBEL'E 18-28 MART 1875 TARIHLI MEK-TUP'tan ................... ................................................................... 100 K. MARX -IŞÇI ANKETI'nden (1880) ...................................... 101 F. ENGELS - LABOUR STANDARD'tan MAKALELER (1881) .. 109 Adli Bir �gCınCJ KarşılıQı Adli Bir Ücret .................. .................... 109 Ücret Sistemi ........................................ .................................... 112 Sendikalar ı ............................................................................... 114 Sendikalar ll ............................................................ .................. 118 F. ENGELS'DEN H. SCHLÜTER'E ll OCAK 1890 TARIHLI MEK-TUP'tan ...................................................................................... 122

F. ENGELS'DEN SORGE'A 7 ARALIK 1890 TARIHLI MEKTUP'tan 124

V.l. LENIN

'HALKlN DOSTLARI' KIMLERDIR VE SOSYAL DEMOKRATLAR-LA NASIL SAVAŞlRLAR'dan (1894) .......................................... . SOSYAL-DEMOKRAT PARTI IÇIN BIR PROGRAM TASARlSI VE AÇIKLAMASI'ndan (1895-1896) ............................................ .. Program Tasansı ...................................................................... . Programın Açıklaması ........................................................... .. RUS SOSYAL-DEMOKRATLARI TARAFINDAN BIR PROTEs-TO'dan (1899) ...................................... : .................................. . GREVLER ÜSTÜNE (1899) ........................................................ . NE YAPMALI'dan (1902) ......................................................... . Engels: Teorik MCıcadelenln Oneml üstone ........................ .. KendiiiQinden Kabanşın Başlangıcı ...................................... .. KendiiiQinden Boyun Eğiş - Rabochaya Mysl ................... .. Kendini Kurtarma Grubu ve Rabcheye Dyelo .................... . Politik Ajitasyon ve Ekonomistler Tarafından Sınıriandıniışı .. . Politik Açıl)a Vurmalar -'Devrimci Eylemde El)ltlm' ........ . Ekonomizm ve Terörlım Arasında Ortak Noktalar Nelerdir? Demokrasinin Oncu Savaşçısı: �1 Sınıfı ................. . . ........... . . Işçilerin OrgCıtCJ ve Devrimellerin OrgCıtCJ ............................. .. R.S.D.I.P.'NIN IKINCI KONGRESI IÇIN EKONOMIK MÜCADELE ÜSTÜNE KARAR TASARlSI (1903) ............................................ ..

129

132 132 135

156 159 170 170 174 176 180 189 200 207 210 228

246

Page 7: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

ll. BÖLOM

BIR ADlM ILERI IKI ADlM GERI'den (1904) ............................... 247 DEMOKRATIK DEVRIMDE SOSYAL-DEMOKRASININ IKI TAKT� (;;l'nden (1905) ......................................................................... 251 LENIN'DEN GUSEV'E (1905) ......... .......... ................................... 254 M. BORISOY'UN "SENDIKA HAREKETI VE SOSYAL-DEMOKRASININ GÖREVLERI" MAKALESINE NOT (1905) .... .. . 259 ST. PETERSBURG IŞÇI TEMSILCILERI SOWETI YÜRÜTME KOMI­TESI'NIN 14 (27) KASIM 1905'DE KABUL EDILEN LOKAVTI ÖN-LEMEK IÇIN TEDBIRLERLE ILGILI KARARI .. .. .. .. .. .. .... .... .. .. .. .. .. .. .. 260 SOSYALIST PARTI VE PARTI DIŞI DEVRIMCILIK (1905) ............. 262 R.S.D.I.P.'NIN BIRLEŞME KONGRESI IÇIN BIR TAKTIK PLAT-FORM'dan (11906) ................................................................... 271 Sendikalar Karar Tasansı ......................................................... 271 R.S.D.I.P.'NIN BEŞINCI KONGRESI IÇIN KARAR TASARILARlN-DAN (1907) .. .. . ..... ..... .. . .. .. .... .. ... .. ... .... . .. . .. .. . .. .. .... .. .... . .. . ............ 272 Kitle Yoksullaşmasının ve Ekonomik Mücadelenin Şiddet-lanmasi ... .. . . . ... .. . . . ... . . .. . .. ... . . ... ... . . ... .. ... . . .. ... . . . . . . .. .. . . .. .. . . . . . ... .. . .. .. 272 Partisiz Işçi Örgütleri ve Proletarya Arasında Anarkc-Sendikalist EQIIIm .... .. .. .. . .. ...... .. ...... .. ... .. .. .. .. .. .................. .......... 272 R.S.D.I.P.'NIN ÜÇÜNCÜ KONFERANSI IÇIN KARAR TASARlLA-RI'ndan (1907) .... ............. ..... ........ ..... .................. ... ..... .......... ... 275 Üçüncü Duma Seçimlerine Katılma Sorunu ÜstOne Karar Tasarısı .. ... ..... ........... ............... .......... ................ ..... .......... ... .. ... .. 275 Tüm-Rusya Sanikaiar Kongresi Üstone Karar Tasansı TaslaQı 276 STUTIGART ULUSLARARASI SOSYALIST KONGREsi'nden (1907) ........................................................................................ 277 PARTI'NIN SENDIKALARA KARŞI TAVRI ÜSTÜNE VOINOV'UN (A. V. LUNACHARSKY) BROŞÜRÜNE ÖNSÖZ (1907) .............. 279 SENDIKA TARAFSIZLIGI (1908) ................................................. 283 R.S.D.I.P. ALTINCI (PRAG) TÜM-RUSYA KONFERANSI KARA-RI'ndan ( 1902) .. .. ........ .......... ........ ... .. .......... ...... .. .... .... ... .. .. . .. ... 295 Parti Işterinin Karakter ve Örgütsel Biçimleri .. .. .. .. .. .. .. ...... .. .... 295 Işçilerin Devlet Tarafından Sigorta Edilmesi Için Duma'ya Verilen Kanun Teklifine Karşı Parti'nin Tutumu .. ........ ............. 296 ITALYAN SOSYALIST KONGRESI'nden (1912) ......................... 301 AMERIKA'DA (1912) ................................................................. 303

Page 8: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

DENEY Ö�RETIR (1913) .......................................................... .

��TN��ş s;����� <��g������������.� .. ��.�� .. :.�.��.�.�.�� DUBLIN'DE SINIF SAVAŞI (1913) .............................................. . LEGAL DERNEKLERDE ÇALIŞMA (1913 YAZI R.S.D.I.P. MERKEZ KOMITESI VE PARTI GÖREVLILERI ORTAK KONFERANSI KA-RAR TASARlSI) ............................... : .............. . ....... . .................. .. SENDIKA HAREKETINDE NARODNIKLER VE LIKIDATÖRLER (1914) ....................................................................................... . IŞÇI SlNlFI HAREKETININ BIÇIMLERI (LOKA VT VE MARKSIST TAKTIKLER) (1914) ................................................................... .. GÖREVLERIMIZ (1914) ............................................................. · ALMAN Işçi HAREKETININ KOPYA EDILMEMESI GEREKEN Yö-NÜ NEDIR? (1914) ................................................................... . R.S.D.I.P. MERKEZ KOMITESI'NIN BRÜKSEL KONFERANSI'NA RAPORU VE M.K. ELEGASYONUNA YÖNERGE'den (1914) .. KARL MARX'dan (1914) .......................................................... . EMPERYALIZM VE SOSYALIZMDEKI BÖLÜNME'an (1916) .... . ISVIÇRE SOSYAL-DEMOKRAT PARTISINDE SOL ZIMMER\NALD-CILARIN GÖREVLERI'nden (1916) ........................................ .. 1905 DEVRIMI ÜZERINE KONUŞMA'dan (1917) .................... .. RUSYA'DA BIR TARIM IŞÇILERI SENDIKASININ GEREKLlLlGI (1917) ....................................................................................... . Birinci Makale ......................................................................... . Ikinci Makale ................................................................. � ......... . "SOL-KANAr KOMÜNIZM! - BIR ÇOCUKLUK HASTAU-Gl'ndan (1920) ....................................................................... .. Devrimeller Gerici Sendikalarda Çalışmalı mıdırlar? .......... . KA V NA KLAR VE NOTLAR ........................................................ .

305

308 311

316

318

323 327

331

336 338 341

351 352

357 357 359

362 362 373

Page 9: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

K. MARX

F.ENGELS

Page 10: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons
Page 11: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

F. ENGELS- 1844'DE INGILTERE'DE IŞÇI SINIFININ DURUMU'ndan (1845)

ltçl Hareketleri

Gercl ayrınt ı larıyle pek sık kanıtlamadım, ancak Ingi­l iz Işeilerinin bu durumdan hic de hoşhut olmadıklarını her­kes kabul edecektir. lclhde bulunduklari durtim ne tek bir in;:;unın . ne de bunlüii toplayan bir sosya l sınıfın lnso..ııca düşünmesine, duymasına ve yaŞamasına olanak tan ımak ­tadır. O halde ı şe l ler bu dayanılmaz duri.Jmdcin kurtulmaya. toplumda kendilerine daha Iyi , daha lnsancd bir . yer sağ­lamaya calışmalıdırlar. Bunu da ancak kend i lerin i sömü­ren burjuvazinin c ıkariarına sald ırarak yapabil irler. Ne var ki, burjuvazi . zenginliğin ve devlet gücünCıiı emrine tahsis ettiği kaynaklarla cıkarlarını koruydcaktır. lşcı bugünkü durumunu de�işti rmeye ne ôlçQde kararlıysa , burjuvazinin o ölçüde açık düşmanlı()ıyla karşılaşa!=aktır.

Dahası . burjuva ların kendisine bir eşya, mülklerin in bir parcası g ibi davranmaları Işeının kafasında unutulma­yccak bir biç imde yer etmektedir. Yalnızca bu nedenle bi­le . lşciler. can düşman ları otarak burjuvazinin karş ıs ına dik i lecek lerdir. Günümüz toplumunda, Işçilerin kendileri­ne olan saygılarını ancak burjuvaziden nefret ederek ve bu sınıfa karşı ayaklanarak koruyablleceklerinl anlatmak icin yüzlerce örnek verdim, dahasını da verebll lrlm. lşci.­ler, egitim düzeyleri ve damarlarındaki ateşli Irianda kanı sayesinde mü lk sahibi sınıfların zulmüna karşı tüm öfke­leriyle dik i lecek güctedlrier. Ingiliz işçisi artık bildl�lmiz Ingiliz vatandaşı değildir; varlikiı kom,usu gibi inceden 1n­ceye hesaplı b i r paragöz değildir. Duygulan gellşmiştlr: ih­tirasla'ının sınırsızca gelişimi sayesinde yerli kuzey l i ağ ı r .. kanl ı l ığını Cızerinden atmıştır. Ingiliz burjuvasının bencillik fH'iilimini !lüclendiren, giderek bu benciii iOI. egemen kılan ve tüm duyguları para h ırsıyla sınırlayan anlayıf 19ciye ya­banc ıd ı r. Bu neden le işçinin ihtlrasları bir yabancınınkl

Page 12: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

kadar �üçlü ve dizginsizdir; Ingiliz u lusundon olma yanı, bu etkenierin karşısında yenik düşmüştür.

I şeinin kendisine olon saygısını , ancak. zorla kabul ettirilmeye cal ışı lan yaşoma biçimine karşı mücadele ede­rek koruyobileceğine değinmiştik. Bu nedenle, söz konu­su mücadeleye başladığı on, doğal olara k Ingiliz işeisin in en erkekçe, en asi l ve desteğe lôyık olduğu andır. Işeinin tüm enerji ve eyleminin bu mücadelede yoğunloştığ ın ı , hatta genel eğitimini sağlama çaba larının bile burjuvaziya karşı savaşına doğrudon doğruya bağl ı olduğunu görece­ğ iz. Gerçi tek tük şiddet ve hatta vohşet örneklerine de rostlonmoktod ı r; ancak ingiltere'de sosyal savaşın tüm şiddetiyle sürdüğünü de unutmamal ıyız. Burjuvazinin cı­karları, bu savaşın ikiyüzlülük silôh ıylo, barış ya do yar­d ımseverlik maskesi a lt ında yürütülmasin i gerektirir. Bu durumda işçiler icin tek yol . bu maskeyi yırtarak olayların gercek akışını göstermektir. Burjuvaziya ve onun uşak­larına karşı girişilen şiddet hareketleri. burjuvazinin işei­lere karşı sürdürdüğü gizl i ve ha ince entrikoloro karşı gösterilen açık , maskesiz misil lernelerden öte bir şey de­ğildir.

Işçilerin boşkold ı rısı. sanayideki ilk gelişmelerden he­mt!n sonra başlamış ve çeşitli dönemlerden geçmiştir. Bunların Ingil tere halkı tarihi acısından taşıdıkları önemi vurgulamak ayrı bir cal ışmanın konusu olmal ıd ır. Şimdi­l i k kendimi, iş�i s ın ı f ın ın durumunu gösteren ç ıp lak ger­çeklerle sımrloyocoğ ım.

Suc teşkil eden eylemler, işçilerin burjuvaziya besle­diğ i düşmanl ığ ın il k , en kaba ve en az başarılı i fadeleri­dir. Işçiler, sefaJet ve yoksul l uk içinde yaşarken, başkalo ­r ının kendilerinden çok daha iyi durumda olduğunu gör­düler. lşci, bütün halk içinde cile ceke.nin niçin yanlız ken ­disi olduğunu kovroyocok yetenekte değildi. Her şey bir yana, topluma, s ırtüstü yatan zenginden daha cok katkı­do bulunuyordu. Sonunda ihtiyaçlar, mülkiyetin kutsal l ığ ı­na beslediği köklü sayg ıya üstün geldi ve h ı rsızl ığa baş­lad ı . Sanayi gel iştikce. işlenen sucların nası l a rtığına do-

12

Page 13: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

ha önce değinmiştik. Yıllık tutukianma sayısı ile yıllık pa­muk balyası tüketimi arasında sürekli bir Ilişki olduğu ka­nıtlanmıştır.

Bununla birlikte, işçiler. suc işlemenin davalarına ya­ramadığını çabucak görduler. Suçlular, yaptıkları hırsız­lıklarfa. mevcut toplumsal düzeni ancak tek tek bireyler olarak protesto edebillyorlardı. Toplumun tum karşı konul­maz gücleri suc işleyen kişiyi hedef alıyor, üstün kudret­leriyle onu eziyordu. üstelik, hırsızlık, protesto biçimleri­nin en ilkeli olarak hiçbir zaman işçilerin sanayileşmeye karşı tepkisinin evre!1sel ifadesi olmadı. Buna rağmen, çoğu işci kanuna karşı gelenleri sessizce destekledi. Iş­ciierin bir sınıf olarak burjuvaziya karşı ilk örgutlü dire­nişi, üretime makinelerin sokulmasına karşı girişilen şid­det hareketleriydi. Bu, Sanayi Devriminin en erken aşama­larında careyan etti. Arkwright ve ötekiler gibi ilk mucitler hücuma uğradı: makineleri tahrip edildi. Bircak makine kır­ma olayı daha bunu Izledi. Bu eylemler genellikle, 1844 yı­lında Bohemya'da matbaa Işellerinin hem lşyerlerini, hem de makineleri tahrip ettikleri ayaklanma ile aynı yolu iz­liyordu.

Bu protesto biçimi de evrensellikten cak uzaktı. Be­lirli bölgelere sınırlı kalan bu eylemler. günümüzdeki top­lumsal düzenin yalnızca bir yönüne karşı direnişi gösteri­yordu. Eğer makine kırıcısı aklına ilk geleni, yani makineyi kırmavı gercekleştirirse. savunmasız bir kanun dışı olarak kurulu düzenin tüm gazabına hedef oluyordu. Makine kırı­cılar şiddetle cezalandırıldılar. Ve yenı makinelerin üretime sokuluşu durmaksızın devam etti. Hoşnutsuzluklarını ifade için işeilerio yeni bir yöntem bulmalan gerekiyordu.

Yaşlı. yenilenmemlş, oligarşlk ve muhafazakOrların çoğunlukta bulunduğu parlamentonun çıkardığı bir kanun bu işi kolaylaştırdı. Işçilerin birleşmesını yasaklayan hü­kümleri yürürlükten kaldıran bu kanun, 1832 Reform Ka­nunundan sonra olsaydı Avam Komaraeından hic geciri­lemezdi. lmtiyazlıların bu reformu, burJuvazi ile proletar­ya arasındaki çatışmayı hukuken tanıvarak burjuvaziyi ege-

13

Page 14: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

men sınıf statüsüne yükseltti . B irleşme kanunların ın 1824' de kaldırılması. işçilerin c ıkarlarını korumak a macıyla bir­leşmelerini yasakloyan tüm hükümleri geçersiz k ıldı . Böy­lelikle o güne kadar yalnızca burjuvazi ve a ristokrosiye tanınan özgürce dernek kurma hakkın ı işçiler de elde et­miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler ora larında her zaman gizli örgüt ler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi . Symons. lskoçyo'do bu tür der­neklerin bulunduğuna , hottô tô 181 2'de Glosgow!do g izli bir örgütün dokumacı ları genel greve götürdüğüne deği­n iyor. Benzeri bir grev 1822'de patlak verdi. Bu olayda. bir­liğe katılmayı reddeden ve d iğerleri tarafından s ın ıfiarına ihanet etmiş sayılan iki işçi. sülf irik asitle kör edildi. 1818' de kömür işeileri birlik lerinden biri , tüm lskoçya'do genel iş b ırok ı lmasın ı sağlayacak kadar g üçlü id i . Bu birlikler, üyelerin i sodakat ve g izlilik yeminleriyle kendilerine bağ­lıyor. eksiksiz üye defterleri tutuyor. fon biriktiriyor ve dü­zenli mali raporla rla çalışıyordu. Birl iğe bağlı yerel dalla­rın de kurulmasına rağmen. işlerin gizl i l ik Içerisinde yü­rütülmesi zorunluluğu gelişimi köstekl iyordu. 1B24'te işei­lere özgürce dernek kurma ha kkı tanınır tanınmaz, Ingi l ­tere'nin her yonında sendika lar manta r g ibi bittiler ve kısa sürede güçlend iler. Sendika ları kuran lar sanayın ın her da lındaki işci lerd i . Amaclarını. her zanaotkôrın, bur­juvazinin zulüm ve kayıtsızlı�ına ka rşı korunması olarak Ilan ettiler. Işverenleriyle toplu sözleşmelere g i rerek üc­retleri saptamak istiyorlardı.

Ücretler, işverenlerin körları d ikkate alınorak düzen­lenmeliydi. Elverişl i b ir durum ortaya çıkar çıkmaz ücret­Ierin o rtışı icin teşebbüse gececeklerdi. .Pol it ikaları, tüm ülkedeki çeşitli meslek dalla rında eşit ücretierin gerçek­leştirilmesine yonelikti. Sonuc olarak, tüm ülke çapında uygulanması g ereken ücret d üzeylerinin belirlenmesi Icin kapitalistlerle paıar:ığa oturdular ve bu düzeyde ücret öde­meyi reddeden her kapitalisli grevle tehdit ettiler. Sendi­kalar her iş kolundaki çıra kların sayısının s ın ırianmasına çalıştılar. lşgücündeki a rtışa bu şekilde sın ı r koyarak, iş-

14

Page 15: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

verenler arasında hünerli işci bı.ılmak Için pir rekabetin doğacağını ve böylelikle de ücretlerırı yQk�� düz«tvct� ka­lacağını umuyorlarqı. Yenı makln� VfJ qrıJcların pretlrne sokulması gibi delaylı yoJiı:ırJa Ocretıer!n düşQrqımesl te­şebbüslerine sendll<alcr şlı:f�etle ��rşı kQY�IJiı:ır. Nlhqyet, işsizler sendikalarından JTlQii yqrdırn Plrnq Pl�ncOına ka­vuştular .Bu yardım, ya şenglka fQnHnct�ın lş�lylil para �de­nerek, ya da eline bir kart verilerek ycpılıy�rd�. Bu kqrtta işeinin sendika üyesi olduau bellrtlllyqr, �YIEIIi-kle ülke­nin diğer bölgelerinde Iş arqrkan kenı:fj�ittc. .ôte�l sendi­ka üyelerince yardım edillypr, Iş P41PbllfTIEJ§I Için yol g0s­teriliyord4. Bu düzenl�mf31sre 'gezglnclllk "IStfJnıl! (trqm­Ring system). iş Qulmak Icin bu düzenleımalerden yararla­nan kişilere de 'gezgin' adı ver ll lyor�u. jşjerini yürütıabil­mek icin sendikalar cylıklı Iki memuı t4tı.ıvorlardı; başkan ve sekreter. Bu mem4rlcrq Rara qd�nrnttsl zorunluydu; cünkü hicbir iş·.•erenin kendH�rll'lit Iş vernı��l t:)eklenmezdi. Üyelerin hattalık aldatiarını tQplayan v" fonların senı:flka . ' . ' . . . amacları careevesinde kı.ı!lanıjınaaını d«tn�tley�n bir komi-te sendika işlerini yür4tüyorqu. Yarar.

ye ola nal< görüldü­ğü durumlarda. belirli bir bölgenin hün.erll işçileri, mijm­künse diğer bölgelerdeki ben.z�r sendik�lprja federasyon halindeôirleşmeye çalışırlardı. Bu federaayon muntaza­man delege toplantıları düzenlerdi. Belirtl '' kollarındaki sendikaları temsilen uluSfJI ölcekte koRfeı::ferqsyonların gerçekleştirilmesi i�in tej( tOI< çabglarq rcıstlannıaktadır. Ilki 1830'da olmak üzera. tıer �r senqlkadı::ırı gelen delege­lerio toplandı�ı ulu�al öl�ekte bir �IUfdlka olutf4rmak ama­cıyla çeşitli cabalarda pulunuımuşJur. N,_ var ki, bu giri­şimler genellikle başarısı; SPRucıar vermiş, başıangıctQ iş­lerin yolunda gittiOi dı.m.,ımlcrqa bil� bu uzun süre devam etmemiştir. Bu tür bir sendlj(alar biri!Ql lJRtıl� koşu lların ola�anüstü boyutlara ulatpn pir ca�kunlu� dalgası yarat­ması durumunda mümkün Qlqcal<. başarıyQ l.flaşccaktır.

Amaciarına u laşmak icin sendikalar şu yolu i:ılerler: Bir va da daha çok işveren sendikanın istediOI ücreti öde­meyi reddederse. bir işci temsilcisi grubu lşverene ricaya

15

Page 16: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

g ider. Ya da bir di lekçe gönderi l i r. Bu tür yöntemler. kü­çük k ra l l ığ ı içinde Işverenin sahip olduğu mutlak gücün işçilerce de anlaşıldığını gösterir. Bu yöntemlerle hiçbir şey elde edllemezse. sendika. üyel erine işi b ırak ıp evle­rine g itmelerin i söyler. Eğer bütün işverenler söz konusu ise grev, genel bir g revdir. I şverenlerin yaln ızca J:>ir bölü­mü sendikaların istediği ücreti vermeyi reddederse. kıs­mi g reve gidi l i r. Eğer g rev ihbarı da uygun bir biçimde ya­p ı lmışsa -çoğu zaman böyle olmuyor- olayların bu ge­lişimi kanunlara uygundur. Sendika üyesi olmayan, ya do sendikalarını terketmeleri icin burjuvaziden rüşvet a labi­lecek işçiler bulunobildiği sürece, bu kanuni d ireniş biçim­leri etkin olmaktan uzaktır. Özellikle kısmi greve gidi ldi­ğ i durumlarda işveren « grev k ıncı» denilen, greve rağ­men çalışmaya hazır k işileri kolayl ık la bulabilir ve böy­lel ikle sendikalarına bağ l ı kalan işçilerin direncini sonuç­suz bırakobil ir. Grev sırasında Işbaşı yapan bu kişiler sen­d ikaya bağ l ı üyelerce genel l ik le gözdağı veri l i r, rahatsız edi l ir. dövülür. k ısacası yaptık larından caydırmak icin her şey yapı l ır . Saldırıya uğrayan g rev kır ıcı dôvô a çarsa. üye­lerinden biri huzuru bozmakla suclandığ ından sendikanın gücü hemen y ıpran ır. Konunlara uyan burjuvazi, yargı or­gonlorın ı do d enetlediğinden, sendikanın yenilgisini sağ­Ioma bağlamış olur.

Sendikacı l ı k tarihi, işçiler icin birçok yeni lg iyi ve yal ­n ızca tek tük b irkoc zaferi içerir. Sendika ların bütün bu çaba la rın ın . işgücü pazarındaki arz ve tolebe göre ücret­leri bel irleyen ekonomik yasayı değiştiremcycceği açıkt ır. Sonuçta, ekonomiyi etki leyen güçlü foktörler karşısında sendika lar coresizdir. Bu yüzden bir ekonomik kriz duru­mtında. işçiler ya kendi istekleriyle ücret azal ışını kabul edecek. ya do yok olup g ideceklerdir. Aynı şekilde, işgü­cüne olan talepte önemli bir artış olursa, sendikalar. kopi· talistlerin hün�rli işgücü bulmak icin g iriştikleri serbest rekabet sonucunda bel irlenen ve zaten hak kozonocak­·ları ücrot düzeyinden daha yüksek birşey eldo edcmcyc­ceklerd ir. Bunlara karşı lık. sendikalar. ekonomideki daha

16

Page 17: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

az önemli, ufak tefek birtakım faktörler üzerinde önemli ölcüdo etkili olabilir. Işverenler, Işellerin örgütlü kitle di­renişiyle karşılaşmasalardı. lşcl ücretlerini sOrekli kısarak hep kendi körların ı artıracaklardı. ImalOteriarın kendi ara­larında_ki rekabet. her kapltallstl, Işçilerine ödediği ücreti asgari düzeyde tutmaya ltecektl. Olagen dışı durumlar bir yana. işçilerin ortak direnişinin, imaiOtcılar arasındaki d izginsiz rekabetin do�uracaOı zararlı sonucları sın ırladı­ğ ın ı rahat l ık la söyleyebiliriz. Diğerlerı de aynı şeyi yapar­ken bir imalöteının ücretleri kısması. ekonominin genel durumu bunu gerektirdi�l Icin doğal görülebilir. Ancak. or­tada hiçbir ekonomik gerekce yokken bir Işverenin ken­d i başına ücretleri �ısmaya kalkışması ayrı bir sorundur. Bunu yapan imalötcı grevle karşılaşacağını, sermayesi iş­lemeyip . makineleri paslanacağından pu grevin kendis ine zarar getireceğin i bilmektedir. Ocretlf)rde bir azalmayı sağlayabi leceğinden emin değildir. Ancak başarıva ulaş­tığı takdirde rakiplerinin de aynı örneği lzleyeceğinden emindir. Böyle b i r durum gercekleştlğlnde. ürettiği mal­ların fiya tları düşecek, bu düşüş Ise ücret kısıntısından başta sağladığı avantajı silip süpürecektlr. lşcl send ika­lar ı . bir kriz döneminden sonra, Işellerin bütünüyle örgüt­süz olma ları durumunda sağlanablleceOinden daha cabuk bir. ücret artışı elde edebileceklerdir. Diğer lma lötcıların rekabeti zor lamadıkca. ücretleri artırmak, Işverenin cıka­rına deği ld ir . Gerçekte, Iş hayatı canlanır canlanmaz iş­çilflr dohn ytiltsek ücret isterler ve grev tehdidi altındaki işvereni genellikle buna razı ederler. lmaiOtcı. lşcl bulma sıkıntısı icindeyse. böyle bir lste�e karşı koyamaz. Ancak, dahn önce de işaret ettiğimiz gibi; sendikalar. Işgücü pa­zorınrlak l rlurumu etkileyen daha Onemli faktörlerin önü­ne gecemezler. Böyle koşullarda aclık. iseileri adım adım isveren in buyurduau koşullar altında Işbaşı yapmaya zor­!ar . Pek az lşci Işbaşı yapsa bile sendikanın gücü kır ıl­mıştı r. Çünkü burjuvazi. dışarıdan lşcl getfrteblldiğl ve sa­tısa hazır stokları bulunduöu Icin en qüc durumlann bile üstesinden gelebilir. Sendika fonlan Ise. grevdekl Işeilere

F.: Z 17

Page 18: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

bol bol dağıt ı l ı rsa hemen tükenir. Küçük dükkôn sahipleri yüksek faizler karşı l ığında veresiye salış yapabilirler, ama yalnızca k ısa bir süre icin. Sonuçta, zorun lu luk lar işçi leri burjuvazinin boyunduruğuna geri dönmeye zorlar. Işçiler, g revierin çoğunun başa rısızl ık la sonuc landığ ın ı görmüş­lerdir. Işverenler;. s ık ışmadık la rı sürece, işçi ücret lerini k ısmayı kendi ç ıkarları acıs ından istemeı/llr. (Gerçekte, işveren leri bu tutuma zorlayan işçilerin örgütlü d ireniş i­d i r.) Iş hayatındak i durum zorunlu k ı ld ığ ı için ücretlerde bir k ıs ıntıya gidilecekse, işçilerin yaşam standartları do­ğal o larak d üşecektir.

Iş hayatındak i durgunluk nedeniyle ücretlerde düşüş kocın ı lmaz hôle geldiğine göre, işçilerin bunu ön leyeceğiz d iye g reve gitmel erinin nedeni sorulabi l i r. Bunun cevabı basit o lara k şöyledir: Işçi ler hem ücretlerdek i düşüşü, hem de bu düşüşü zorunlu k ı lan koşul ları protesto etme­l id i rler. lns_an olduk larına göre, toplumsal koşulların bas­k ıs ına tesl im o lmayacak ların ı vurgulama l ıd ı rla r. Topl um­sal koşul la rın kendi isteklerine uya cak bicimde oluştu­rul masın ı istemel id irler. Sendika lar protestolar ın ı grev bi­çiminde vurgulayamazlarsa, sessiz l ik leri . toplumsal koşul­ların insan mutlu luğuna üstün geld iğ in i on lar ın da kabul ettiği an lamına gelecektir. Bu da, orta sın ıf lara. iş hayatı canland ığ ı zaman işç ileri sömürme, durgunlaşt ığ ı zaman da onları acl ığa terketme hakk ın ın tanınması demek tir. Insanca duyguları tümden y i tirmed ik leri sürece işç i ler, olaylar ın bu ak ış ın ı p rotesto etmel id irler. Bu protesto. g rev biçimini a lacakt ır; çünkü Ingi l iz ler lôftan çok eyle­min etk inJipine inanan pratik k isilerdir. lnailiı isr.ileri. pro­

testola rı resmen kabul ed i l ip rafa kald ır ı l ı r ka ld ı rılmaz ne­şeyle yan gel ip yatan Alman teorisyenlerine benzemezler.

Ing i l iz işeilerinin protestolar · • ın a ldığı somut biçim, orta s ın ıf ların OCÇlÖZiülüqüne s ın ır çizi lmesinde ya rd ımcı olmuştur. Kapital ist s ın ıf ın mağrur toplumsal ve politik güclerine karşı i şçi s ınıfı d i renişin i aya kta tutmuştur. An­cak, orta s ın ıf ların gücünü k ırmaktc sendika la rın ve grev-

18

Page 19: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

lerin kendi başlarına yeterli olmadıklarını Işçiler kendi pratik deneylerinden ö�renmektedlrler.

Sendikalar ve grevierin gercek önemlerl, kendi arala­rındak i rekabete son vermek Icin Işçilerin glrlşti()i i l k ca­balar arasında olmalarında yatar. Burjuvazinin lşc i ler üzerindeki hôk imiyetinin bütünüyle Işçilerin kendi arala­rındak i rekabete -yani dayanışma yokluauna dayand ı�ı gerçeğinin kavranması sendikaların temelini oluşturur.

sc�dikalar, yaln ızca -belirli bir ölçüye kadar da ol­sa- işçilerin kendi aralarındak i bu rekabete sık ıca karşı durdukları icin bile, mevcut sosyal düzene karşı büyük bir teh l ike oldukların ı göstermişlerdir. Bu karşıtlık cağdaş toplumun temelini meydana getirmektedir. lşciler. sen­dikalar kurarak , grevler düzenleyerek, mevcut sosyal ya­pının ve orta sını fların giydiği zırhın en ac ık noktasını ::��;1-muşlard ı r. Bunu herhangi bir başka yolla gerçei(loştire­mezlerdl.

lşciler a rasındak i rekabet son bulup, tüm lşciler orta sınıfların kendi lerini sömürmelerlne müsaade etmemeye karar verdik lerinde mülkiyetin egemen gücü son bulacak­t ır . lşciler bugüne dek kendilerine alınıp satılabilen bir mal g ib i davranılmasına ses çıkarmadıkları Icin, ücretler arz ve talep kanununa, Işgücü pazarının belirli bir andakl durumuna bağlı kalmıştır. lşciler kararlarını verip buı:ıdan böyle kuzu kuzu alın ıp satılmaya razı olmayacaklarını ilön eder etmez. cağdaş ekonomik-politik düzenin tümü, ücret kanunu ile birlikte yıkılacaktır. Işeller yalnızca zahmet ce­ken değil, aynı zamanda düşünen Insanlar gibi davran­dık larında, kendi emeklerinin meyvalarından ôdll bir pay almaya karar lı olduklarını gösterdiklerinde (kapitalizm in ) yık ı l ışı saplama ba�lanmış demektir. EOer Işeller sadece kend i aralarındak i rekabeti yok etmekle yetlnlp daha öte­ye gidemezlerse. ücret konununun sonunda yeniden işle­meye başlayaca()ı gercektlr. Ancak, amacların bu şekilde sınırlanması günümüz sendika l hareketinin ölümü olacak, sonunda işciler arasındaki rekabetin yeniden canlanma-

11

Page 20: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

sına yol açacaktır. Böyle bir politika söz konusu değil­d ir. Zorunlu luk. sendikaları rekabetin ya l n ızca bir yönüne d-:::;:1. tümüne son vermeye itecektir. Bu sonuca ulaşı la­caktır.

Rekabetin kendi lerini nasıl etki lediği işci lerce her ge­çen gün daha cak anlaşı lmaktad ır. Kendilerini dayan ı lmaz durumlara düşüren tıcarT krizierin de kapita listler arasın­daki rekab&tin sonucu olduğunu . işçi ler kapita listlerden bile daha acık olarak görmektedirler. Rekabete son ve­ri lmesi gereğ ini sendika lar da görmektedirler ve pek ya ­kında bunun nasıl yapı lacağını da öğreneceklerdir.

Kapita l ist s ın ı fa duyulan öfke ve kin in a levlenmesine sendika eylemlerinin büyük ölcüde katkıda bulunduğu açıkt ır. Olagenüstü gergin l ik dönemlerinde sendika üye­leri . l iderlerinin b iLgisi altında ya da onlardan bağ ımsız olarak bazı suclar işlerler. Bu eylemler yaln ızca umutsuz­luğun derin l iklerinde fi l izlenen bir nefretle ve dizginlene­meyen h ırsiarın varl ığıyle açık lanabi l ir. Bunda sendika la­rın yukarıda değindiğ imiz n i te l iğ i büyük rol oynamakta­d ı r. Sü l frik asit dökme olayına değinerek bunlara bir ör­nek vermiştim. Şimdi b irkaç örnek daha vermek istiyo­rum: Y ı l 1831: işeiter a rasındaki huzursuzluğun .ciddi bo­yutlara u laştığı bir sırada Manchester yakın larında Hyde'­da bir imaiateın ın oğ l u olan gene Thomas Ashton bir gece tarla larda dolaşırken vurularak öldürüldü. Katil hakkında hiçbir ipucu ele gecmedi. Bu cinayetin işel ler tarafından intikam duygusuyla işlendiğine kuşku yok. Bircak kundak­cı l ık o layları. imalôthanelerin patlayıcı maddelerle tahri­bi girişimleri gösterilebi l ir. 29 Eylü l 1843 Cuma günü. Bay Padgin'in Sheffleld . Howard Caddesindeki testere fabrika­sındaki bir patlama buraya büyük zarar verdi . Patlamada kulanılan arac. Içine barut dolduru lup ik i ucu kapatı lan bir borudur. Ertesi gün. 30 Eylül 'de benzeri b ir sabotaj eyle­mine Mr. lbbetson'un · Sheffie ld . Shales Moos'dakl kesici a letleri ve eğe fabrikasında giri�l ldi . M r. lbbetson çeşitli burjuva hareketlerinde öncülük ettiğinden işçiler Icin se-

Page 21: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

vimsiz biri olup ç ıkmıştı. Daha da ötesi , düşük ücret ödü­yor. sendika l ı işci calıştı rmıyor, Yöksul luk Kanununu (Poor Law) kendi c ıkariarına göre uyguluyordu. 1 842 ticaret bu­nal ımı sırasında. kendi koşul ların ı kabul etmeyen işç ilerin adlarını Kanun gözlemcilerine {Guardlans) bi ldirerek işei­lerini ücretlerdeki azalmayı kabule zorladı. Böylece ken­d ilerine iş tekl i f edildiği halde cal ışmayan kişi ler kanunun sağ ladığı yard ımdan yararlanamıyorlardı. Patlama Bay lb­betson'un tesislerinde büy(;l. zarara yol açtı. Zararı gör­meye gelen lşci ler olaydan duyduk ları üzüntünün yaln ızca tesislerin tümünün havaya ucmamasından do�duğunu be­l i rtt i ler. 6. Ek im, 1843 Cuma günü Bol ton'dak i Ainsworth ve Crompton 'a ait tesisiere kundak sokuldu . Hiçbir hasar olmadı. Çok k ısa bir süre Içerisinde, bu fabri kaya karşı g i rişi len ücüncü ya da dördüncü eylerndi bu. 10 Ocak 1844 Çarşamba günü yapı lan toplantıda pol is raportörü Sheffi­eld, Berough Konseyine dökme demirden yapı lmış bir bom­ba gösteriyordu. Bu bomba , Shef field Earle Caddesinde M r. K i tchen'e ait tesislerde bulunmuştu. Fitil i de bulunan bu bomba iki k i loya takın baru t iceriyordu. Fiti l in ateşlen­diği ancak baruta u laşa madan a levin söndü�ü açıkca gö­rül üyordu. 21 Ocak 1 844 Pazar günü Bury, Lancashire da Bentley ve White'a ait hızar a tölyesinde bir patlama oldu. Patlamanın nedeni , büyük hasara yol açacak mikta rda ba­rutun atölye içine saçılması ldl . 1 Şubat 1 844 Perşembe gq­nü Sheffield'deki Soho Çark Fabrikaları a teşe verildi, ta­sisler tamamıyla yok oldu. Bu altı olayın tümü dört ay ice­risinde cereyan etmiştir ve bütünüyle işçilerin Işverenleri­ne karşı besledik leri nefrete dayanmaktadı r. Bunun . sa­nayi i l işkilerin in Içinde bul undu�u acınacak durumun bir kanıtı olduğunu söylemeye gerek yok. Bu olaylar, Ingi l tere' de sosyal savaşın patlak verd iğ in i , 1843'ün ikinci yarısı g ibi Iş hayatında canlanmanın hüküm sürdü�ü dönemlerde bile, şiddetin durduru lamadığ ın ı göstermektedir. Ve Ingi l iz orta sın ıflarının gözleri olan bitene hôlö kapalıdır. En çarpıcı örneği , 3-1 1 Ocak 1 838 tarih leri a rasında yargı lanan Glas-

Page 22: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

gow Thug'ları• vermiştir. Bu duruşmalardan acıkca ortaya çıkıyor ki, en azından 1 81 6'dan beri Glasgow'da olağanüstü örgütlülükte ve güçte bir Pamuk Eğiricileri Sendikası bulun­makta ldl. Üyeler, çoğunluğun kararlarına uymaya yemin­llydller. Bütün grevler, k im l iğ i sendika üyelerinin coğu ta­rafından da bil inmeyen bir g izli komite tarafından denet­lenmekteydl. Bu kom ite aynı zamanda sendikanın mali kaynakları üzerinde de sınırsız yetkiye sahipti. Komite, grev kır!cıların ve �i11rllmlş fabrika sahiplerin in başına mü­kôfat koyuyor, fabrikalara kundak sokuyordu. Yakılmasına karar verilen bir fabrikada, boşalan dokuma tezgahforının başına gecen kadın grev kırıc ılar bulunmaktaydı. Bu ka­dın Işellerden birin in annesi olan Bayan Mac Pherson öl­dürüldü. Olayın sorumluları sendikanın parasıyle Ameri­ka'ya kacırıldı. To 1820 'de M'Ouarry adında bir grev k ı rıcı sildhla yaralanmıştı. M 'Ouarry'yl yaralayan , sendika tara­fından ıs sterl lnle mükôfa tlandırıld ı . Daha sonra Graham adlı biri öldürüldü, katili 20 sterlin kazandı. Ancak bu kişi daha sonra yakalanarak ömür boyu sürqün cezasına carp­tırı ldr. Son olarak, Cakbank ve Mile-End (pamuk) fabri­kalarındaki grevler ,dolayısıyle 1837 Mayısında Glasgow'­da erkan olaylarda b ir düzine elvarında grev kırıcı · sıkı bir dayak yedi. Aynı yıl ın Temmuz ayında yenı catışmalar patlak verdi ve Smith adlı bir grev k ı rıcı yedl�l dayaklar sonucu OldO. Bu kez gizli komıte üyelerı tutuklanarak mah­kemeye cıkarı ldılar . Komıtenin başkanı ve bel l i başlı üve­lerl. gizl i ôrgOt kurmak. prev k ıncılarını tehdit ve yarala­mak, James ve Francis Wood'a ait fabrikayı yakmaktan suclu bulunarak. yedi yıl süroün cezasına carptırıldılar. Bizim Iyi kalpll Almanlarımız bütün bunlara ne diyecekler?

MOik sahibi sınıf, hele hele bu sınıf ın lşcl sınıfıyla d�rudan Il işkide olan fabrika sahiplerı kesimi . sendika­lara Şiddetle karşı çıkıyor. Işçileri. sürekli olarak böyle demekierin yararsız olduğuna Inandırmaya calışıyor. Ken-

• Tek l9lerl, ellerine geçen tOm yabancılan öldürmek olon bir ka· bReye verilen aa.

Page 23: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

di görüşlerin i desteklemnk üzere kapital istlerin ekonomi bil iminden getirdik leri kanıtıa ra bakı l ırsa, geeerli olmak görü lebi lecek sovlar· kul lan ıyorlar. Ancak görüşleri. ekono­mik temele dayandığı için, ya l n ızca bu nedenle, hok ikotin yarısıdır ve işç i ler in somut koşullarına hic oma hic uygu­lanamozlar. Orta sın ıflar görüşlerini öyle � · coşku içeri­sinde öne sürüyorlar k i . tek başına bu bi le işei lere verd ik­leri nasihatın h iç de fçte!1 o lmad ığ ın ı göstermeye yeter l i­dir . Bir kere. grevin orta s ın ı fiara zarar verecn(ji ncık t ı r. Oıc yunrfan, fabrika sah ib in i n ccbfne attıOı herşeyin zo­run l u olarak işç i lerin cebinden çal ındığı da eşit ölcüde aç ı k t ı r. Sendika lar. işverenler in karş ı l ı k l ı ücret k ı sma yo­rışıno katılmak ic in duyduk la r ı güçlü eği l imi b i r ölçüde kö­rel tmektedir. Işçi ler bunu Iy ice bilmektedirler. Tam olarak bifmeseydi ler b i le . y ine de salt doğal düşmanlar ı olan fab­rika sah iplerine zarar verme umuduyla greve gidecekler­d i . Savaşta bir yan ın uÇ)rod ı�ı her kayıp, ötek i yanın yo­rorınadır ve işçi ler le işveren ler orasında gercekten bir savaş durumu olduğuna göre. aralarında düşmanl ık boş­gösterince «Büyük Güçlerin• ben imsedlöf pol i t iknn ın av­n ıs ın ı i�ci sın ıf ın ın da benimsernesi dopaldır. Orta sınıf­Iann üyeleri arasında, eski dostumuz Dr. Ure. her tür send ika hareket in in en kudurgan düsmonıdır. Bu ki�i ör-

. cıiitlnnmis i�r. ilnr in en qiiclü kosimf olon pnmıık ocıirir.l­lcrinin gizli kara r organların ı duyuneo ö fkesinden köpü­rüyor rve şöyle d iyor :)

i(Gizl i kara r organ lar ına sahip olmak la övünüyorlar . Bu organların em irleriyle, isteklerin i kabul etmeyen her işve­ren in işyerin i çal ışmaz hale getirebil irler. böylece kendile­

rini yı l larca kôrl ı bir Iş kapısı sağlayan k işiyi yıkıma uğra­tabi lirlermiş.• ( 1 )

Ure: ·ış hayatın ın yaratıcı kafası ve yaşatıcı ka lbinin , sendika ların başıboş ayaktakımın ın el inde esir olduğu .. .' (2) bir cac'jdan hohscdfyor. No yazık ki seviml i doktorurnuz. eski Roma'da Menenius Agrippa 'nın pleblerin gözlerin i

boyaması kadar kolayl ık la yutturamıyar masn i lmın ı Ingi­l iz işçilerine! Son olarak Dr. Ure aşağıdaki h ikôyeyl onla-

Page 24: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

tıyor: Bir seferinde e�irlcller kasten kötü Iplik üreterek güclerini artık dayanılamayacak kadar kötüye kullanmış­

lar'. Yüksek ücret almaları, bu kişllerde işverenlerine kar­şı minnet duygusu yaratmamış, kafalarını gel iştirmelerine de yardım etmemiş. Dr. Ure 'kafaların gelişmesine' de�i­n irken asıl kastettiği işçilerin kendilerini , işverenlerine cı­kar sağlayabilecek zararsız araştırmalara adamoları ge­rektiğ idir. Ücretierin artışı çoğu durumlarda günahkOrea bir gurura yol acıyormuş. Bu paralar, düzen, disiplin nedir bilmeyen işellerin giriştikleri grevleri desteklemede kul­lanılıyormuş. Gücterin bu şeklide keyfi olarak kötüye kul­lonılmasındon. biri ardından öbür milyoner grubu zorara uoramrş. Bir keresinde, bu totsız Ilişkiler Hyde, Dukln­field ve komşu bölgeleri etklleylnce, Fransız. Belçika'lı ve Amerika'lı rakiplerinin kendilerini pazardon sileceğinden korkan tezgöh sah ipleri. Sharp, Roberts ve Ortakları fir­masına boşvurarak 'Iş hayatını şu acı escretten ve yok- . laşan yıkımdon kurlarmak Icin 'Bay Roberts'in otomatik bir eğiricl gel iştirmesini rica ettiler . . . .. . Roberts birkoc ay Içerisinde tecrübeli bir işeinin düşünüş. duygu ve maha­retine sahip olduğu .görülen bir makine geliştirdi. Bövlece Minerva'nın emriyle Modern Prometheus'umuzun ellerın­den (yerinde olarak) Demirden Adam deni len yaratık doğ­du -bu yaratığın misyonu calışan sınıflar arasındaki dü­zeni yen iden kurmak, Büyük Britanya'nın zanaot olanın­dakl imparatorluğunu tescil etmektir. Bu harika Herkül'­ün haberi sendika çevrelerine korku sactr ve daha henüz beşikteyken başıbozukluk Hydra'sını (canavorınr -c-l bo­ğup yoketti (3)' Dr. Ure sözlerine devam ederek. tekstil sanayiindeki dört renk ve beş renkli basma makinelerinln, besmacı (ustaların ın) yarattığı huzursuzluk sonucunda ge­liştiri ldiğini söylüyor. (4) Ure görüşünü kanıtlamak Icin başka örnekler de veriyor: Dokumacılar kafa tutma be­lirtileri gösterince. yenı bir dokuma makinesi geliştiri l­. miş. Bütün bunları yazan. aynı k itapta k ısa bir süre önce makinelerin işeilere ne kadar yararlı olduğunu anlatmak icin sayfalar horcayan k işidiri Hiç kuşkusuz Dr. Ure sen-

24

Page 25: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

dikaları eleştiren tek kişi deği ldir. Fabrikalar Araştırma Komisyonunda tan ık l ı k eden ün lü sanayici Boy (Henr�J Ashworth'un da aralarında bu lunduOu birkoc lmalôtc ı . bü�. tün öfkelerini işçi lerin sendikalaşmasına yöneltmek için

·

h içbir f ırsatı kaçırmadılar. Orta s ın ı fların bu ak ı l l ı temsil ­ci leri -bir tak ım (gerici) hükümetler gibi- Al lahın belôsı a j i tatörle r. şeytan ruhlu kişi ler, demagoglar, çapulcu re­isleri ve dengesiz gençler tara f ından k ışk ırtıldı�ı için bir tür lü akı l erdiremediklerl tüm eylemleri lônetledi ler. Iddi­alarına göro bütün hu huzursu7.luklar sendikaların pmol ı a jan larınca körük lenmektedir ; çünkü onlar Için ekmek so­rıınurlur hıı. Gorcokto Iso. sendikaları bu a jan ları destok­lemeyo zorun lu k ı lan hiç kuşkusuz Işverenlerin ta kcrıc..Ji­leridir; çünkü bur j uvazi onlar ın sanayide bir ekmek kapısı bu lmalarına müsaade etmemektedlr.

Grevierin Inanı lmaz s ık l ığ ı , Ingil tere'de şu anda sür­mekte olan sosyal savaşın u laştığ ı boyutların en iyi kanı ­tıdır. Bir yerde grev po tlamaksız ın bir ha fta -gerçekte bir gün b i le- zor geçmektedir. Bütün bunların çeşitli neden­leri v-ardır: Ücretlerde düşüş, ücret artışı ta lebinin redde­dilişi, sendikasız işçi lerin ku l lan ı lması, kötü Iş koşul ları ve yolsuz luk ların a l ıp yürümesi, yeni makinelerin üretime so­ku lması ve yüzlerce başka neden. Yine de, k imi zaman daha c iddi çatışmalar biç iminde gelişmelerine ·rağmen, bu grevler çoğun luk la sosyal savaşın ufak tefek anlaşmazlık­ları olarak ka lmoktadırlar. Ancak yine de, burjuvazi i le proleta rya orasındaki kesin savaşın yaklaşmakta oldu­ğunu kan ı t l ıyor bunlar. Bu g revler sanayi proletaryasının askeri eğit im alan ıdır ve kocın ı lmaz olara k yaklaşan bü­yük mücadeleye hazırlık teşki l etmektedir. Grevler, sen­dika l ı işçiler a rasındaki bel ir l i g rupların, ernekcl s ın ı f lar dôvosına olon adanmışlıklar ın ın gösteri lerldir. Işçi hare­ketın in bütün yönleri üzerind e haber Iceren tek gaicto Northern Star'dır. Bi.J gazeten in bir yıl içerisindeki tüm sayı lar ını lnceleyenler. gerek şehirlerdeki gerekse kırsal kesimlerdeki profeterlerin sendikalarda b irleşt ik l erini ve zaman zaman burjuvazin in zulmüne karşı genel greve gl-

2S

Page 26: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

d erek protestoda bulunmaya al ıştık ların ı görecektir. Sen­d ikacı l ık , sosyal savaş Için ideal bir hazırl ıktır. Ingi l iz'. lerin karakteristik cesareti lfadesini en iyi biçimde bu örgütlerde bulmaktadır. Kıta Avrupa'sındaki gözlemel ler Ingi l iz ' lerin -özell ik le Ingi l iz işçilerin in- devrim yürüte­cek cesarete sahip olmadıkların ı , çünkü işçilerin orta sı­n ı f egemenl i�in i şikôyetsiz kabul eder göründüklerini l le­ri sürüyorlar. Diyorlar ki; Fransız'ların tersine. Ingi l iz'ler sürekl i aral ıklarla ayaklanmaya hazır k işiler de�i l lerdir. Bu görüş bütünüyle yan l ıştır. Ingi l iz işçileri d iğer başka bir ü lkenin Işçileri kadar cesurdurlar. Fransızlar kadar mevcut durumdan hoşrıutsuzdurlar; ancak, mücadele yöntemleri değişiktir. Pol itika Fransız işçilerin in kanına Işlemiştir; bu yüzden sosyal güçlük lere karşı pol itik si lôhlarla savaşırlar. Ingil iz Işçileri ise. yaln ızca burjuva toplumunun ç ıkarlarına uygun biçimde oynanan bir oyun olarak gördük leri pol iti­kadan uzak durmuşlardır. Bu yüzden. Ingi l iz işei leri hükü­mete karşı savaşacak ları yerde, doğrudon doğruya burju­vazi üzerine yüklen irler ve bugün icin bu mücadele şid­detle değil ancak barışer araciario yürütülebil ir. Fransa'­dak i ekonomik durgunluk ve bunun doğurduğu hoşnutsuz­luk 1834 yıl ında Lyons Işeilerin in Cumhuriyet lehine si lôhl ı ayak lanmasına yol actı . I ngiltere'de ise 1 842 yı l ında. az cok benzeri koşu l lar, Halk ın Bildirisi (People's Charter) ve ücret artışı icin Manchester işçilerinin genel grevi l le so­nuçlandı . Gercekten de. bir grevci icin cesaret, sağlam ve sarsı lmaz bir kararl ı l ı k , ayaklanmaya katı lonlar icin oldu­ğundon daha çok gerekl idir. Sefaletin. karısı ve çocuk la· rıylo bir l ikte aylarca açlık ve çile çekmenin ne demek ol­duğunu bunca deneyle bilen birin in . bütün bunlara rağ· men davaya sımsıkı bağl ı kalması az şey deği ld ir. Si lôhl ı ayak lanmaya katı lan Fransız Işçisin i ise ölüm ya da kü­rek cezası beklemektedir. Ancak, acl ığın pencesinde ya­vaş yavaş eriyen a i lesini hergün gören. kapita l ist boyun­duruğu a ltında kendin i ezmeye kararl ı orta sın ıfların öcüne en inde sonunda yakalanacağını bilen Ingi l iz işeisin in du­rumuyla karşı laşt ırı ld ığ ında bunlar nedir k i? Ingi l iz lşclle-

28

Page 27: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

rın ın : uncak ve ancak direnişi sürdürmenin apaçık so­nuçsuz ve an la ms ız olduğu durumlarda üstün güçlere bo­yun eğen sars ı lmaz. yeni lmez ruhuna daha sonra örnek vereceğ iz. Böyle koşul larda sabırla, soğukkan l ı l ı k ve ka­ra rl ı l ı k la, çektiği azaba nasıl katlandığ ın ı gördükçe, Ing i ­l iz işeis in in n i tel iğ i gercekten sayg ıya hak kazanmaktad ı r. Grevein in sağ laml ığ ı günde yüz kere deneyden gecmek­tedi r ·ve o hôlô ayaktadır. Bir tek Inatçı fabrika sahibine boyun eğ::: ; ;mek iç in bunca çi leyi çekmeye hazır olan in­san. b i r gün gelecek tüm bir burjuvazinin gücünü yer le b ir edebilecektir.

Herşey bir yana. Ing i l iz işeisi cesaretin i yeterin ce s ık kanıtlamıştır. Gerçi 1 842 grevi başarısızl ık la sonuçlanmış­t ı r. ancak bu başarıs ız l ığ ın neden lerini kolayca açı klaya ­b i l i r iz: Mücadele zamanı kötü seci lmişti ; yeri , zamanı gel­meden eyleme geçmeleri Iç in burjuvazinin g i riştiqi k ışk ı r­t ıc ı hareketler engellenememişti ; işçi ler, niçin grevde ol­duk ları hakk ında kendi kafalarında olsun acık bir f i k re sahip deği l lerd i. Ve hepsinden de öte, Işç i ler birleşmiş de­ğ i l lerdi .

· Ancak, bu tür başarısız l ık lar b ir yana , Ing il iz işei leri­nin -özel l ik le sosyal amaçları kafalarında netleştird ik lerl zaman- cesaretlerini gösteren bircak örnek vard ı r. Bu­nun iyi b ir örneğ ini oluşturan 1 839 Gol ayaklanma ların ı bir yana b ırakal ım. Asıl değ inmek Istediğim, Manchester'de (ben de orada bulunduğum bir sır.ada) patlak veren ve g iderek tam bir savaş b iç imin i a ran grevdi r. Paul ing ve Hen frey adl ı boylar Işyerlerinde üreti lmekte olan tuc'jln la­rın büyüklüğünü art ırmaya karar verdiler. Şimdi tuğla lar daha büyük olacaöından , doğal olarak fiyatı da artırd ı ­lar. Fakat bu tuğ la ları yapan Işçi lerin ücretlerin i a rtırma­d ı lar. ücret artışı Isteği lşverenlerce reddedi ld i . l�ci lcr g reve gitt i ler. Sendikaları da flrmayı kara l isteye alarak iŞei leri destekledi . Bay Pau l ing ve Henfrev büyük b i r çıüc­lük le Manchester ve c ivarından grev kırıcı bulup getirdi­ler. Grevci ler; işyerinde cal ısmakta d irenen nmv k ır ır.• lrırı korkutarak kacırtmak Istiyorla rd ı. Bunun Ozerlne, Paul ing

Page 28: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

ve Henfrey, hepsi de asker ya da polis esk isi olan, sl lôhl ı 12 adam tuttu. Grevcller, grev k ırıcı ları korkutomayınce daha sert tedbirlere yöneldiler. Bir gece saat onda, bn saftek i lerin in e l lerinde piştovlar bulunan disipl inl i bir işcl grubu, piyade barakalarından sadece 300-400 metre uzak­l ı kta o lon Işyerine askeri b ir düzen içerisinde yürüdü. Grev­ci ler, bekçileri görür görmez ateş actı lor, kurı.ımaları icin açığa serilen yaş tuğlalar üzerinde tepindiler, hozırlan.mış tuğla cuval ların ı darmadağın ettiler. yol larına ne cıkarsa tahrip ettiler. Daha sonra bekçinin evin i basarak karısını dövdüler. mobilyaları tahrip ett i ler. Bu arada muhafızlar. buldukları emin bir siperden greveilere ateş ocmışlard: . Grevciler tuğlalan yaktıkları bir tırın ın çevresinde toplan­d ıklarından yükselen alevler arasında sllüetleri kolayl ı kla seci lebi l iyordu. Bu yüzden muhafıziarın her kurşunu he­defin i bulurken grevcilerin verdiği karşı l ı k bütünüyle etki­s iz kaldı . Karşıl ık l ı ateş cephane bltene dek yarım saatten fazla sürdü. Fakat bu süre Içerisinde hücumun amacı -iş­yerinde tahrip edilebilecek ne varsa tahrip etmek- sağ­lon"'!ıştı. Askeri kuwetler ortaya çık ınca grevel ler Man­chester'den 3 mil ı.ızokta olan Eccles'e doğru çeki ldi ler. Eccles'e varmadan hemen önce numarası okunanın cevap verdiği bir yok lama yapı ld ı . Bundan sonra dağı ld ı lar. fa­kat bekleni leceği gibi kendilerine her yönden yaklaŞmak­ta olan polisin el ine düştüler çabucak. Yaralananların sa­yısı oldukca fazld olma l ı , anca k yaln ızca tutuk lular ora­sındaki yaral ı ların sayısı bi l in iyor. Işel lerden .biri kalcosın­dan. ba ldırından ve omuzundan olmak üzere üç yerinden yara lanmış. buna rağmen 4 mil yol yürüyebi lmişti. Hic kuş­kusuz bu grevciler devrimcilere yaraşır cesarete tümüyle sahip olduklarını ve kurşun yağmurundan korkup kaçma­d ıklorını kanıt lamışlordır. Bunlara karş ı l ık 1842 gösterile­rinin koşul ları oldu kca fark l ı Id i . Kafa larında h içbir ortak amacı net olarak taşımayerı si lôhsız kalabal ı klar. pazar yerlerini kuşatan bir avuç süvari ve polis tarafından ko­layl ık la durduruldular. Kanun ve düzeni temsil eden güç­lerin yapacakları tek i� pazar yerine giden birkaç yol u

21

Page 29: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

t ıkamaktı. Bu gösteriel ler cesaretten yoksun deği l lerd i ; çünkü burjuvazinin sadık uşa kları ortal ıkta görünmeseydl b i le aynı şekilde davranacaklardı. Işçiler: amaclarını ac ık­ca kavramışiarsa h içbir korkaklı k göstermezler. Bunun bir örneği, sonunda topcu kuvvetlerince korunmak zorunda ka l ınan Birley fabrikasında görü lmekted i r.

Burada, s ı rası gelmişken, Ing iltere'de kanun ların kut­sal l ığı üzerinde birkoc söz söylemek yararlı olacakt ır. E l ­bette k i burjuvazi kanunların kutsal l ığ ından yanadır; bu şaş'rrtıc ı değ i l . Kanunları kendileri yaptı lar, kendileri onay­l ıyorlar. bu kanunlarca korunu p yine bu kanun lardan ya­rar sağl ıyorlar. Tek tük bazı h ükümler c ıkarla rını zedelese de, bir bütün olarak kanunlar ın kendi c ıkarlar ın ı korudu­gunu burjuvazi bi lmekted ir. Burjuvalar, kanunların kutsal ­l ığ ı i l kesiyle -bu i lke , toplumun bir kesiminin isteğ ine, ötekinin uysa l l ıkla uyması olara k bicimlenlr- sosyal dü­zen içerisindeki yerlerin in ne kadar sağlam bir kazığa bağ landığ ın ın bütünüyle bi l !ncinded irler. Ingi l iz burjuvazis i kanunlarttıt- -kutsal l ığ ına s ıms ıkı sarıl ır : çünkü kanunlar ın da. tanrı ları gibi , kendi hbyal gücleriyle varl ığa kavuştu­ğuna inanırlar. Işte bu yüzden, gerçekte kendi s i lôh ları olan polis cobu, onlara göre otoritenin güven verici sem­bolüdür. Ancak işçi, kanunları doğal olarak çok fark l ı b i r gözle görür. Uzun ve acı deneyler sonunda, kanunun , burjuvazinin kendisine karşı el inde tuttuğu bir sopa oldu­ğunu öğrenmiştir. Işein in kanuna h iç ml hlc It imadı yok ­tur ve zorlanmadıkca kanuno başvurmaktan kacın ır . In ­gil iz işeilerinin pol isten korktuk lorını Iddia etmek gülünç­tür. Manchester'de polisler her hafta işçilerden dayak yer. Hatta gectiğ1miz yı l işçi ler demir kapı lar ve kepenkler le korunmuş bir karakolu basmaya kalkmışlardı. 1842 grev­lerinin doğurduğu olaylarda pol isin kazandığı zafer. daha önce de değindiğim gibi , yalnızca işçilerin kararsızl ığ ından doğmuştur.

·

Işçiler kanuna saygı duymadıkları, ancak bunu de­ğ iştirecek güçte olmayıp, şu anda yalnızca boyun eğd ik­lerl Icin, yen i kanun önerileri getirmeleri, burjuvazinin ka-

21

Page 30: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

nunlorını . emekçi sınıfların konunlorıyla değiştirmeyi omac­lamola rı doğaldır. Proletaryanın önerdiğ i bu kanun Halkın Bi ldirisi'dir. Bu bi ldir i , her yönüyle katıksız politik .bir. bel­gedir ve tom demokratik Avom Kornarası icin çağrıda bu­lunmaktadır. Chartism. işeileri burjuvazi karşısında sımsıkı birleştiren ortak bir politikanın ifadesidir. Işçilerin burju­vaziya karşı sendikalarda ya da grevierde sürdürdükleri muhalefet yerel ve bölük pörcük n itel iktedir; tek. başına bir işci ya da bir grup işçi tek bir burjuvayo karşı savaşmok­tadır. Burjuvoziye karşı savaş genel leşirse, bunun nedeni işçilerin bi l inel i çabaları değild ir. Yer yer görülen genel n itel ikteki direnişierin a ltında ise mutlaka Chartism var­dır. Yine de, burjuvaziya karşı girişilen büyük Chartist sald ırının temeli işçi sın ıfıdır. Bu saldırının boş hedefi, burj uvazinin. cıkarların ı korumak üzere dikt iği politik ve hukuk i kalelerdir. Chartist hareketin kökenieri proletar­yanın büyümesiyle aynı anda gelişen bir demokratik por­tinin ortaya çıktığı 1780'1erde bulunabi l ir. Fransız devrimi bu demokratik hareketi, özel l ik le Londra'da h ızlandırdı . 1815 yı l ında Napolyon savaşlarının sona ermesinden son­ra -<Jrtık 'Radikal Parti' adını alan- hareket Birmingham ve Manchester'de cok güçlendi . Radikal ler. yenilenmemiş Avam Kamarasına hakim durumda bulunan oligorşin in -gü­cünü k ırmak ve Reform Kanununun kabul ünü sa�lomak icin l iberal burj uvaziyle lttifaka g irdiler. O zamandan bu yana Radikal örgütler sürekl i olarak gelişti . g iderek sola kaydı ve orta sınıf iara karşı bir işcl sınıfı partisi haline geldi .

1 838'de Wil l inm L awett önderl iqindeki Londra Çal ı­şonlar Birl i?i i (London Working Mcn's Assor.intion) Hal­kın Bi ld iris i 'ni hazırladı . Bildiri alt ı maddeden oluşuyordu :

1 ) Akli yetenekleri yerinde olon, h içbir suctan hüküm giymemiş, 21 yaşını geçen her yetişkin erkek oy hak­k ına sah ip olmal ıdr,

l l ) Pariömerıto seeimieri her ytl yapı lmal ıd ır, l l l ) Avam Kamarasın ırı en yoksul k işi lere bile açık olabil­

mesi icin pariömerıto üyelerine moa� boğlanmahdır.

Page 31: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

IV) Rüşveti ve seçmenierin orta sınıflorca tehdidini önle­mek icin , parlemento üyelerinin seeimi g izl i oyla ya­pılmal ıdır,

V) Her parlemento üyesinin eşit sayıda secmenl temsil etmesi icin, eşit secım bölgelerı soptanmolıdır,

VI) Adayların , yı lda 300 sterl in gel ir getirecek kadar to­şınmaz mala sah ip olmolarını zorunlu k ı lan -ve et­k i l i olmadığı kobul edilen- sınırlama �aldır ı lmol ıdır. Böylel ikle her seçmen, aday alabi lmelid ir. Bu altı noktanın tümü 1a Avom Kamerasının yapısına

i l işk indir. Oldukca masum görünebil irler; oma, gercekleş­t i r i ld ik ler i takd irde Kral icenin tahtı ve Lordlar Kamerası dahi l . tüm Ingi l iz Anayasasını yerle bir edecek n i tel ikte­di rler. Anayasan ın monarşik ve aristokrat unsurları var­l ılo: farın ı sürdürebil iyorlor; çünkü monarş ik ve aristokraf ik düzen görünümünün sürdürü lmesi orta sınıfların işine gel ­mektedir. Gerçekte ise, bu Ikisi de dış görünüştek i sem­bol ik yetk i lerden öte bir şeye sah ip de�ildlr. Ancak . ko­mu oyu sağ lam bir biçimde Avom Kamerasın ın ardında yer a l ı r almaz -diğer deyişle Avom Kamerası yalnızca orta sını fların değil tüm halk ı n do Iradesını temsil etmeye boşlar başlamoz-. bu mecl is tüm gücü elinde tu tacak. Kral içe ve Lordlar sembolik yetkilerinin son kal ıntıla rın ı do yit irecek lerdir. Ing i l iz işeısı ne Krc lleeye ne de asii lere hiçbir soyqı beslememektedir: Burjuvazi krallee ve aris­tokresiyi bo!')tocı edip onlara her şerefi IOyık görmekte. ancak ellerine göstermelik yetki lerden öte pek az şey bı­rakmaktadır.

Bu d�yimi h ic kullanmamasına ya da cok az kullon­rııasına roqmen. Ingi l iz Chortlstl bir cumhurlyetc ldlr. Bü­tün dünyadak i cumhuriyetel portilere yakınl ık duymasına rağmen . kend in i demokrat olarak tonım.tomoyı yeÇ)Ier. Ger­çekte ise. desteklediÇ)I demokrasi yalnızca pol itik demok­rasi olmar1ıqı (aynı zamanda sosyal ve ektlnomi�olduğu) icin cumhuriyetcil ikten de ötededir. · ·

Yine de. görülen şudur: 1835'dekl do�uşunda ÇIIQr­tism. bır işçi sın ıfı hareketi olmasına rağmen. Radikal

31

Page 32: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

küçük burjuvaziden pek de kesin çizgi lerle ayrı lmıyordu. Işç i s ın ıfı radikalizmi, burjuva radikalizmi i le el e le yü­rüdü. Her Iki grup, y ı l l ı k ulusal kurultaylorında tek bir par­tiymiş g ibi bir araya gel ip Bi ld iri 'nin maddelerini ortak a macları olarak beni msiyorlardı . Bu dönemde burjuvazinin a l t kesimi Reform Kanununun sonuclarından pek acı bir hayal kır ık l ığ ına uğramış. ayrıca 1837-39 ticari bunal ımın­dan büyük yaralar a lmıştı. Böylece pek keskin ve dövüş� ken bir havaya girerek kendilerini bütün ben l ikleriyle Char­tist hareketin icine att ı lar. Almanya'da bu hareketien işin kanlı can l ı . zinde gücünü kimse değerlendirememektedir. Chartlstler, halk ı s i lahlanıp ayak lanmaya teşvik etti ler, Fransız Devrimindeki g ibi m ızrak lar hazırlan-d ı . 1838'de Stephens adında bir Metodist Papazı, Manchester'deki büyük bir lşcl gösterisinde, şiddet ku l lan ı lmasını savundu:

«Hükümetin gücünden korkmanıza hic yer yok� Sizi ezenlerin, s !zlerl tehdit aracıarı olan asker1erden. sün­gülerden. toptan korkmayın . Sizler bunların tümünden güç lü bir şeye sahipsin iz. Süngülerin ve toplorın. karşı­sında çaresiz ka laca k ları bir s i lôha sahipsiniz ve on yaşın­do bir cocuk dahi bu si lôhı ku l lanabi l ir. Bütün yapacağ ı ­n ız katrana bulanmış b ir demet saman ve k ibrit bul­makt ır. Ve bu sl lôhı ku l landığ ımız zaman görel im ba kal ım hükümet ve onun yüzlerce. binlerce askerinin el inden ne gel iyorıı

Aynı zamanda, Chartlst hareketin Işçi - sın ıfı yanın ın kara kteristik sosyal bel irti leri de açıkca görü l üyordu. Ay­n ı Stephens. Manchester Kersal Moor'da toplanan 200.000 k işiye şöyle hi tap ediyordu:

-

Arkadaşlar; Chartism bütün derdi sizleri sand ık ba­ş ına götürmek olan bir pol i t ik hareket deği ld ir: bir hayat memat sorunudur, aş ekmek sorunudur . Biri gel ir de size chartismdcn ne anladığ ınızı sorOFsa . şu cevabı verecek­siniz : Ül kedeki her cal ı şan k işi s ırtına g iyecek bir ceket. Içerisinde a i lesiyle oturocağı rahat bir ev ve masasında Iyi bir yemek bl!lma hakk ına sahiptir .

.32

Page 33: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

Chartismle yak ından i l işk i l i olan diğer iki halk hare­keti Yoksul luk Kanununa (Poor Law) karşı ve On Semt Kanunu (Ten Hours Bil l ) lehinde g irişilen hareketlerdir. Bu dönemde Muhafazakör Parti'den Oastler kitle gösteri­lerinde pek aktift i . Charter'den yana bir di lekce Birming­ham'da benimsendi. Bunun yan ısıra, Işçilerin yararına çe­ş i t l i sosyal reformlar isteyen yüzlerce dilekce dolaşıyor­du orta l ıkta . 1 839 yıl ında aj itasyonlar bir önceki y ı l ka­dar güclüydü. Bununla birlikte 1839'un sonlarına doğru işçi lerin coşkusu sönnıeye yüz tuttu. Bu yüzd::n Bussey, Taylor ve Frost Ingi l tere'nin kuzeyinde, Yerkshira ve Gol· ler'de, aynı anda başlayacak ayaklanmalar planladı lar. Frost'un plan ları ihanete uğradı , ayaklanma · vaktinden önce başladı ve kolayca bastırı ldı . Kuzeyde bulunan di ­ğerleri Frost'un başarısızl ığını zamanında öğrenerek plan­ların ı iptôl etti ler. ik i ay sonra 1840 Ocak'ında Sheffield ve Bradford'da 'casus ayaklanma ları' adı verilen olaylar pat lak verdi ve bundan sonra da ortal ık yavaş yavaş ya­tıştı.

Bu arada. orta sınıfların dikkatı daha pratik ve ken­d i leri icin daha yararlı bir tasarıya cevrl lmlşti. Bu . Tahı l Kanunlarının (Corn Laws) ipta l i idi. Tahı l Kanuniarına Kar­şı Bir l ik (Anti-Corn Law · League) Manchester'de kuruldu. Bu. burjuvazi . içindeki radikal unsurlarla proletarya ara­sındaki bağların gevşemesine yol açtı. lşciler, Tahı l Ko· nunlarının kaldır ı lmasından pek az kazançlı cıkacaklar ın ı , bunun büyük ölçüde burjuvazinin yararına olacağ ın ı he­men kavradı lar. O günkü koşullarda emekci sın ıflr1r Tahı l Kanunlarının kaldırı lması Ic in g irişllecek ajitasyonu destek­leme durumunda deği l lerdi. Büyük ekonomik sıkıntıların ve sosyal huzursuzluğun h ü küm sürdüOü 1842 yıl ı:ı'da , Tahıl Kanunlarının kaldırılması yolundaki ajitasyon yeni· den caniandı ve 1839'dakl kadar güçlü b ir duruma geldi. Bu sefer hareketi destekleyenl�r. orta sınıfların sanayi i le uğraşan varl ık l ı üyeleriydi. Çünkü bunlar, ticari krizden oldukca büyük zarar görmüşlerdi. Tahıl Kanuniarına Kar­şı Birl ik -Manchester imalôtcıları tarafından kurulan öz-

F.: 3 33

Page 34: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

gün demeklerden türeyen b ir federasyon- artık kesin olarak Radikal ve dövüşken bir tutumu benimsiyordu . Bir­l iğ in yayın organları ve a jitatörleri içten devrimci bir ha­>�aya büründüler. Birl ik l iderlerinin davranışında görü len bu değişikl ik, 1 841 'den beri ( Peel' in) M uhafazakör Hükü­met in in iktidarda bulunmasına bağlanabi l ir . Birl ik , b i rkoc yı l önce Chartistlerin yaptığına çok benzeyen bir b iç imde işei leri başkaldırmaya teşvik etti. Bu arada işçi ler de ha­reketsiz durmuyorlardı. Çünkü . herşey bir yana. 1 842 bu­nal ımından en çok zarar gören kendi leriyd i . 1 842 y ı l ı nda Chartistlerin 3,5 mi lyon imza l ı bir u lusal d i lekce hazır la­maları bunu göstermektedir. Radikal Part in in işci ve bur­juva kanatları arasında bel ir l i bir soğukluğun doğmuş ol­masına rağmen, koşul lar bu ik i kanadı 1 842'de b ir araya getirebi ldL Ayn ı yıl 14 Şubat'ta Manchester'de Libera l ler ve Chartistlerin yanyana geldiği b i r toplantı yapı ldı ve ya l ­n ızca Tahı l Kanununun iptal in i deği l , ayn ı zamanda Bi l ­d i ri 'n in kaou lünü de iste,yen bir d i lekce metn i üzerinde uzlaşmaya varı ld ı . Ertes i gün .her ik i parti de bu kararı imzolayıp di lekçeyi onayladı lar. 1 842 y ı l ın ın bahar ve yazı büyük huzursuzluk ve sık ınt ı lar içerisinde geçti . Orta s ı ­n ıflar koşul lar e lverişl i iken -iş hayatında quna l ım , se­falet ve yoyqın huzursuzluk- Tahı l Konun ların ı iptal eden kanunları ç ıkortmaya kararl ı idi ler. Hazır M ı ıha faznk ô rlor ikt idordı iken orta s ın ıf lar konunların kutsa l l ıq ına besle­d ik leri ola�on sayg ı lar ın ı bir süre icin kenara b ırakt ı lar. Amaciarına devrimci araciario ulaşmak istiyorl a r ve bunun ic in ne ernekcl s ı n ı fları yardıma caqı rıyorl ard ı . Işçi ler . o rta s ın ıfla rı n cıkarları için kestaneleri a teşten cekip kendi par­maklorın ı yokacaklardı . Bazı bölgelerde. Chartistlerin ta 1 839'do önerdik leri plônın yen iden sahneye çı kt ığı görü lü­yordu . Bu plan 'Kutsal Ay' adıyla b i l in iyordu ve bu ay içerisinde gen_el greve g idi lecekti . N e var ki . 1 842'de g ıeve g itmek isteyenler işçi ler değ i ld i . Işsiz kalacakların şeh ir­leri terkedip, k ırsa l bölgelerde toprak sahibi a ristokrasi­nin mal ına m ülküne üşüşecekleri umuduyla, fabrika lar ın ı kapayıp Işellerine yol verenler Imalatçıların ta kendileriy-

34

Page 35: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

di . Fabrika sahipleri bu yol la hükümeti ve Muhafazakô r­la rırı· çoğunlukta olduğu parlômentoyu Tahı l Kanunların ı iptale zorlamayı umdular. Eğer uygulansaydı bu plôn h iç kuşkusuz işç i lerin ayaklanmasıyla doruğuna ulaşacakt ı . lmalôtc ı lar kendilerini arka p landa emniyete al ıp planla­rının başarıs ın ı beklerneye koyuldular. Bütün işler tersine gitse bi le ödün verenler kendileri olmayacaktı. 1842 Tem­muz'unda iş hayatı yoluna g i rmeye başladı; En trikayı yü­rürlüğe koymanın tam sırasıydı . Iş hayatının gercekten düzelmasine mğmen, Sta lybridge 'uekl üç firma işç i lerin ücretlerin i k ısmak istediler. Bunu kendi gi rişimleriyle mi , yoksa diğer imalôtc ı larla, özel l ik le Tahı l Kanunları Aleyhtarı Bir l ik üyeleriyle an laşarak mı yaptıkları konusunda b irşey söyleyemeyeceğim. Stalybridge işyerlerinden ikisi ücret­leri düşürme fikrinden çabucak vazgeçtller. fakat Will iam Bayley ve kardeşleri kararlarına bağlı kaldılar. Işçiler du­rumdan yak ınmaya geld iklerinde, Işverenin tek l i f inden memnun kalmam ışiarsa 'g idip dışarda birkaç gün oyun oynamalarının iyi olacağı cevabı ile karşı laştılar. Işçi ler bu k inayel i sözleri ciddiye a ld ı lar. Bağırıp çağırarak fab­rikayı terkettiler, d iğer işyerierindeki işei leri kendilerine katı lmaya çağırarak Stalybridge'de yürüyüşe geçtiler. B ir­koc saat içeris inde kasabadak i bütün işyerleri boşaldı. lşci ler toplan tı icin Mottram Morr'a doğru yürüyüşe geç­ti ler. Tarih, 5 Ağustos. 8 Ağustos'ta 5 bin kişi S taly­bridge'den Ashton ve Hyde'a yürüyüşe gectl. Bu, çevre­dek i tüm fabrikaların ve kömür madenierinin kapanması­na yol actı . Orta sınıfların umduklarının aksine, işçiler gösterilerinde Tahıl Kanunların ın kaldırı lmasını talep et­med i ler. Isted ik leri , 'ôdil bir işgünü karşıl ığında ôdil bir üc­ret'ti. 9 Ağustos 'ta Manchester'e yürüdüler. Burada, tü­mü de Libera l olan mahalli yetki l i ler gösterici lerin şehre g irmelerine müsaade ettiler. Göstericilerin girişiyle şehir­deki tüm fabrikalar kapandı. Göstericilere müdahale edi l­diği tek olay 11 Ağustos'ta. göstericiler Stockport'a ula­şınca cereyan etti. Cünkü, burada işçiler, Ingi l iz orta sı­nıfların:n gözbebeği demek olan fabrlkaya hücum ettiler.

35

Page 36: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

Aynı gün. b ircok kargaşa l ık a rasında, Bolton 'da genel greve gidi ldi . Ancak, burada da yetki l i ler gösterici lere mü ­dahale etmekten kacındı lar. K ısa sürede gösterl ler tüm sanayi bölgelerine yayıld ı . Harman kaldıranlar ın, ya da besin maddeleriyle uğraşanlar ın dışında herkes grevdc Idi . Öfkel i g revci ler büyük lt idal gösterdi ler. Kendi istek ve kararları d ışında bu duru ma i tı lm ışlerdi. B ir tek Manc­hester'li Muhafazakör Birley (Hugh Hornby) dış ında hiç bir işveren greve karşı tedbir önermedi. Bu da her zaman­ki tutumlarına tomemiyle ters düşüyordu. Bütün bu işler başladığında I şel lerin kolalarında h içbir be l irl i a mac yok­tu . Ancak hlc olmazsa bir noktada birleşmişlerd i : (Tah ı l Kanııniarına karşı) Birl i k tara r ıarı Işverenler Ic in kendile­rini feda etmemeye kara rl ıydı lar. B ir bölümü Halk ın Bi l ­d i risi'n in gercekleşebileceqin i u marken. d iğerleri ic in ü mit­lenmenin zamansız olduğunu, 1 840'daki ücretierin e lde edi lmesiyle yetinmeyi düşünüyordu. I şte. ayaklanma bu noktada tamemiyle çözüldü. En başından beri b i l ine l i ve d ikkatl ice düşünülmüş bir işc i ayaklanması n i tel iğ i taş ı ­saydı muhtemelen başarı kazanacaktı : ancak işç i ler . du­rumları h iç d ikkate a l ı nmadan . i şverenlerce iplerinden ko­parı l ıp sokaklara sal ınd ı lar. Kesin çizg i lerle bel i rlenmiş b i r a maçları yoktu ve bu yüzden h içbir şey elde edemez­lerdi . ·su a rada. burj uvazi 14 Şubat 1 842 ittifak ın ı uygu­lomak için parmağını b i le oynatmadı . Işei leri piyon ola­rak kul lanmanın mümkün olamayacağın ı çabucak gördü, kanun ve düzenin bekçileri pazundan ayrı larak kendi du­rumunu teh l ikeye soktuğunu fa rketti . BöyiPce hemen bir kere daha kanunların kutsa l l ı ğ ı i l kesin in karar l ı savunu­cusu olup çıkt ı . Önce k ışkırtıp , sonra sokaklara so ldığı is­ci lere karşı ş imdi hükümetle itti foka g iriyordu. Burjuva lar, sadık uşakları i le birl ik te özel pol is yeminleri etti ler.

Manchest�r'dek i Alman tücca. ır bi le özel polis k ıya ­fetinde, a ğızda püro, elde ka l ın copıllr sokaklarda dolaşa­rak vakit geçirdi ler. Preston'da özel pol is kalabal ığa ateş açtı . Amaçsız isyancı lar b irden karşı larında yaln ızca hü­kümet kuwetler ln i değ i l , kapita l istlerin yardım ic in topla-

36

Page 37: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

yabileceği tüm kaynakları, güc leri buldular. Zaten ortak amacları bulunmayan işçiler yavaş yavaş dağı ldı lar. Ayak­lanma da hiçbir ciddi sonuc vermeden yatıştı. Daha sonra­ları burjuvazi bir utanmazca iş in üstüne ötekini yaparak iyi­ce rezi l leşti. Kitle şiddetinin bu en yeni örneğinden deh­şete düşmüş görünerek. kendi pisl iğıni örtmeye ça l ıştı . Burjuvaların bu davranışları, bir süre önce kendilerinin kul landığı coşturucu, a levlend irici dil le hiç de tutarl ı �e­ğ ildi . Chartistierden cak daha fazla suclu olmaları gerek­tiği halde ayaklanmayı Chartist 'aj itatörlerin' üzerine yık­t ı lar: bir kere daha kanunlar ın kutsall ığının şamp iyonları

o!arak ortaya ç ıkt ı lar. Bu davranışlordakl akı l almaz yüz­süzlük özel l ik le bel i rgin leşiyor. Gördük ki, Chartistler olay­ların patlak verişinde pek az role sahiptiler. Durumun sağ­ladığı olanaklardan en cak yararı sağlamaya ça l ışt ı lar yal­n ızca. Orta s ın ı flar da olsa aynı şeyi güle oynaya yaparlar­dı. Sonunda yarg ı lan ıp cezalandırı lanlar Chart istler oldu. Orta sınıflar ise, h içbir zarar görmedikleri gibi , bir ikmiş stok larını tatlı körlar karşı l ığ ında eriterek grevierden ya­rar sağladı lar.

Bu ayak lanman ın uğradığı başarısızl ık, emekci sın ı f­lario burjuvazi arasında kesin ayrılığa yol actı. O güne kadar Chartistler amaciarına ulaşabilmek icin devrimci yön temler de dahi l her araca başvurmaya hazır oldukla­rını saklamaya pek çalışmışlardı. Orta sınıflar ise. şiddet olayla rıyla dolu herhangi bir kargaşalığın kendi durum­ları ic in taş ıd ıq ı teh l ikeyi düşunerek, bundan böyle 'fiziki kuvvet' kul lanımına karşı cıkıyor. yalnızca akl ı sel lm 'e boş­vurorak amaciarına u laşmak istiyorlardı. -Sanki bu. enin­de sonunda şu ya da bu biçimde fiziki kuvvet ku l lanma tehdidinden başka bir şeymiş g ibi-. Şimdi Chart istlerle orta sın ıfları iki temel sorun biıbirinden ayırıyor. Bu so­runlardan bir i fiziki güc ve akl ı sellme. karşıl ık l ı meziyet­lerine i l işkin. Ancak daha sonra Chartlstler, kendilerin in de fiz iki güc kul lanımına kesinl ikle karşı olduk ların ı i leri sürünce bu konudaki görüş ayrıliğı ortadan kalktı (Char­tistler Libera l orta sınıflar kadar sözüne inanıl ır k işiler-

n

Page 38: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

dir) . Ik inci ve daha öneml i olan sorun. Tahı l Kanunlarının kald ırı lmasına i l işkindir. I şte burada Chartist hareketin n itel iğ i kendin i katıksız biçimde ortoya koyuyor. Tahı l Ka­nunlarının iptalinde burjuvazinin doğrudan cıkarı vard ı r. Proletaryanın yoktur. Böylece Chartist ler ik i g ruba ovnl ı ­yorlar. Pol it ik programların ın kôğıt üzerinde aynı görün ­mesine rağmen. hareketin bu I k i rakip kesimi gerçekte değişik ve uzlaşmaz amaclar peşindedir.

1 843 Ocak'ında Birminghom'da toplanan U lusol Ku­ru ltoyda. Radikal Burjuvazinin temsi lcisi Sturqe 'Oi ld ir i ' sözcüğünün tüzükten cıkarı l masın ı önerd i ; neden in i de şöyle açıklad ı : «Geçtiğ imiz y ı l ın ayaklanmaları yüzünden 'Bi ld iri ' şiddet olaylarını a kla getirir olmuştur . . » Biz şunu do ekleyebil i riz: 'Bi ldiri ' gercekten de birkoc yı ldır böyle bir anlama sah iptir; ancak Boy Stu rqe bu konuda konuş­mayı bugüne kadar gerekl i görmemişti . lsciler 'Bildiri ' söz­cüqünün tüzükten cıkarı lmas ın ı istemediler ve Sturge'nin önerisi reddedi ldi . Bunun üzerine d eqerli Ouoker uzun sü­red i r unuttuğu sodakat in i b i rdenbire hatırl a d ı , Radika l Burjuvazinin az ın l ık teşkil eden bir böl ümüyle 'Tam Oy Hakkı Birl iği' n i kurmak üzere solondan çeki ld i . Şiddet olaylarını ekı l iarına getirdikçe iyiden iyive rohotı kocan Jokoben Burjuvalar, yaygın «Genel Ov Hakkı» deyimi ye­rine qü lünç «Tom Oy Haı<k l >> deyimini çıeçirrli l er. lşci ler Ise bii ı ü n bunlara a laycı bir gözle bakıp kendi yolla rında yürüd ii ler.

Bu andan it ibaren Chartism k a tıks ız bi r i şçi s ın ı f ı ha­reketi o l d u ; burj uva etkisinin tüm köstekleyici l iğ inden a rınd ı . Tam Oy Hakkı B irl iğ in i destek leyen tüm dergi ler - Weekly Dispatch, Weekly Chronicle, Examiner vb. ya ­vaş yavaş diğer liberal gazetelerin t ip ik öze l l iğ i olan uyu­şukluğun içirıe. gömüldülcr. Radikal izm üzerine söyleye­cek şeyleri ka l mıyordu giderek; serbest t icareti destek­l erlcrkcn. 10 saat kanununa ve emekç i sın ı fiara yarar saö layabi lecek d iğer tüm reformlara sald ırd ı lar. Radikal burjuvazi. Chartism'e sa ld ırmavı Libcra l l e rl e ortak dövôsı olarak gördü. Şimdi gündemlerindeki temel sorun. serbest

38

Page 39: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

rekabet sorunu demek olan Tahı l Kanu�larının ka ldır ı l ­ması idi . Böylece Liberallerin egemenl iQI altına giren Ra­dikal Burjuvazi bugün politika sahnesinde gercekten re­zilce bir rol oynama ktadır.

Buna ka rşı l ı k bi ldi ricl l şci ler, proletaryanın burjuva­ziya karşı mücadelesini artan bir güçle yeniden başlattı . Bild irgeciler. · işeilere bunca sefaiate môl olan serbest re­kabeti lônetl iyor. böylece bu i l ken in savunucuları olan bur juva ların tesci l l i düşmanı haline gel iyorlardı. Rekabet özgürlüğüne h iç bir sınır konmaması işeilere ancak zarar verecel<t ir . Bugüne dek Işçilerin ta lep ettik leri reformlar şunları iceriyordu: On Saat Kanunu. işçi lerin kopltol ist­lere karşı korunmaları. ôdil ücret. iş garanti3i ve yeni Yok­sulluk Kanunu'nun kaldır ı lması. Bütün bu öneriler doğru ­dan doğruya serbest rekabete ve serbest ticarete karşı­d ır ve her bir i '6 madde' kadar Chartlsmin vazgeçi lmez bir parçasıdır. Bu nedenle, serbest rekabet ve serbest tica­retin sağlanıp Tah ı l Kanunla rın ın kaldır ı lması gibi tedbir­lerin işçi sın ıfına hiçbir yorar sağlamaması şaşırtıcı olma­sa gerek. Işç i ler. Tahıl Kanunlarının kaderine karşı tamo­miyle kayıtsızdı rlor: ancak I pta l ini Isteyenlere içtenl ikle düşmandırlar. Burjuvazi. Işçilerin bu sorunlar karşısında­ki tavrın ı an lama yeteneQinden yoksundur. Tahı l Ka­nunları sorunu temel sorundur: bu sorun, proleteryayı burjuvaziden . Chartlstlerl de Radikal lerden ayırır. Bur­juvazi bunu an layamaz; çünkü burjuvazi proleteryayı an­layamaz.

Chart ist demokrasi ile burjuva pol itik demokrasisin i n esk i markaları orasındaki fark işte burada yatar; Char­tism. özünde sosyal bir harekettir, sınıf hareketidir. Ra­d ikal burjuvazi ise Bi ldiri 'n in 'altı maddesini' hareketin 'son durağı' olarak görüyordu. Oysa proletarya aynı 'altı madde' yi ya l:ı ızca daha i leri amaçlara ulaşmak icin ge­rek l i araçlar olarak değerlendiriyor. Bugünlerde Chartlst­lerin hayk ı rd ık ları slogan şudur: eSiyasal güc arac. sos­yal mut lu luk amactır.:t Rah ip Stephens'in 1838'de sözünü ettiği 'hayat memat meselesi', hareketin amacı olarak o

Page 40: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

günlerde Chartistlerin yal nızca bir bölümü tarafından be­n imsenmişti. 1 845'te ise hareketin tümünün sloganı oldu. Bugün tek bir Chartist bile ya l n ızca 'alt ı madde' nin po­l it ik a macları iç in çabada bu lunmakla yet inmiyor. Char­tist lerce ortaya konan sosyal izm anlayışın ın pek de ge­l işmiş sayılamayacağı gerçektir . Cek i len s ık ın t ı lar ka rşı­sında Chartistlerin temel önerisi küçük iŞletmecil iktir . Mo­dern sanayinin doğuşuyla kücük işletmeci l ik yok olduğu­na göre bu bir anakronizmadır. ' işç in in korunması' isteği g ib i . Chartistler in prat ik öneri ler in in çoğu ilk bakışta ge­çip g itmiş bir çağ ın koşu l larına dönüş teşebbüsü olarak görülebi l i r. Yine de Chartistle rirı bu öneri leri yüzeyde gö­ründükleri kadar uygulanabi l i rl i k ten uzak deği ld i r . En azından Ing i l iz emekçi s ı n ı fla rın ın karşı laşt ığ ı sorunu net­leşt irmekted ir . Proletarya, ya rekabet in gücüne ka rşı sa­vaşmaktan vazgeçip önceki uşa k l ık durumuno dü�ecek. ya da rekabet sistemini bütünüyle yıkacaktır. Telua r ede­l im. şu anda Chartist hareketin kararsız bir durumcia ol­duqu kavranmal ıd ır . Chartism kendisine (tek başına) ka­t ıksız politik bir ha reket gözüyle bakan destek leyici lerin i s i lk ip atmıştır.

·

Bugün Chartism'in bel i rg i n yönü sosyal a maclarında bulunmaktadır ve geiecekte kocın ı lmaz olarak gel işmesi oereken . hareket in işte bu yön üdür. Chort ismin sosyn­lizme dönüşmesi uzun süremez. Bu, özel l ik le b i r dahaki ticari kriz s ı rasında gerçek leşebi l i r. Sanay i ve t icaretin bugünkü veriml i l ia ine bak ı l ı rsa . bu kriz in bek leneceği en geç tarih olarak 1 847 y ı l ın ı gösterebil i riz . Anca k . ge lecek

yıl ( 1 846) ortoya ç ıkması daha muhtemeldir. Bu kriz in · kapsam ı ve şiddeti daha önceki he�ha ng i bir bunal ımdan çok daha büyük olacaktır . K riz dönemine q i ri l din inrl�. işçi ler öylesine s ık ıntıya düşecekler k i . kat ıks ız po l it ik tcdb i ı ler yerine radika l sosya l reformlar isterneyi i hmal etmeyeceklerd ir . Bu durumda, işçi lerin B i ld ir i ' ler in i elde edecek leri muhakkokt ı r. Ancak şu s ı rada işçi ler in kafa­ları , b i r kez Bi ld ir i kabul edi ld ikıen sonra ne elde edebi­lecekleri konusunda h iç de net değ i ld i r. Bu sorun üze rin -

Page 41: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

de geniş ölçüde ka fa yoracak zaman ayırmaları keslr ı ola­rak zorunludur. Bu yol la, pol i t i k gücü elde ettiklerinde, bu­nu ne yönde k ul lanacakların ı öğreneceklerdir. Sosya l ist a j i tasyon bu arada g iderek i lerleme kaydetmektedir. ş·im­d iye kadar. I ng i l iz sosyal izmi üzerinde, yaln ızca işciiN üze­rindeki etkileri acısından durduk. Ingi l iz sosyal istleri . 2000 i lô 3000 k işiden oluşan 'Yerel Kolon ilerin irı ' yavaş yavaş yerleşmesini istemektedirler. Bu toplu luk lar hem sanayi hem de tarımla uğraşacaktır. Üyeler eşit hak lara sahip olacaklar , cocukları da aynı eğit imi görecel< lc rrl i r. Sosya l is l ier in di!]er amacları aras ında şunları sayobi l i r iz: Boşanmada kolayl ık , f ikir hü rriye tini tam olarak saçilayan aydın bir hükumet sistem in in getiri lmesi, ceza ların ka l ­d ı rı larak suc lu lara muamelede daha akla dayenan yol lar bu lunması . . Sosyal istlerin pra t ik önerileri bun lardı r. Şu on­da Ing i l iz sosyal izminin teorik i l keleri üzerinde durmuyo­ruz. Sosya l izmin kurucusu Robert Owen idi. Bir fabrika sahibi olan 0wen 'in teori ler i . işçi ler le orta s ın ı f lar o ra ­sındak i düşman l ıq ın kavranmasına dayanmakla birl i kte. pra tik öneri leri yine de bur juvaziye daha yatkındı ; profe­taryaya uygun öneri ler değ i ld i tam anlamıyla.

Sosyal is llcr sakin tabiat l ı , bütünüyle kanun la ra uyan kişi lerd ir. Ne kadar kötü olsalar da mevcut koşul ları ka­bul etmekte. kamu oyunu barışçı yollarla ikna d •ş ında h içbir yöntemi benimsememektedirler. Ne var k i kamuoyu h içbir ZCJman sosyal ist önerilerle ikna olunornoyncnk t ı r. Cünkü bu öneriler bugünkü ha l leriyle pek soyut kalmak­tadır. Bu arada Ingil iz sosyal istleri toplumun alt tabaka­larında görülen mönevi çökün tüye üzülüp duruyorlar . An ­cak sosyal düzenin çözü lüşünün gerçekte bir i lerleme be­l i rt is i olduğunu göremiyorla r. Özel cıkarların ve kapita l ist s ın ı f ların i l< iyüzlülüÇ]ünün ya ra ttığı manevi cöki'ı n t ii . i şçi ­lerin yonl ı� l ık vn günahlarından cok daha ncıdır . Ing i l iz sosyal istleri tarihsel gel iş imin önemini anlamıyorlar. Sos­yalizm amaciarına hemen u laşmak isterken, ancak ve an­cak mevcu t sosyal düzenin çözülüşü i le doruğuna u laşan bel ir l i b ir pol i t ikayı izleyerek bu aşamaya ulaşcbllec.ekle-

41"

Page 42: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

rini kovroyamıyorlar. Ernekcl sın ıfların n icin orta sın ıfla­rın yeminl i düşmanları olduklorın ı anlamadık ları do bir gercek . Bu düşmanl ık . işcilerin amaciarına yak laşmola­rında tek arac oldu(Ju halde cağdoş Ingi l iz sosyal istleri ka lk ıp hümonizmo ve evrensel sevgi gib i pek işe yara-mayan şeyler öğütlüyorlar. r

Sosyal istler, ya ln ızca insanın psikoloj i k gel işimine önem verip · soyut plônda insanlığın gel işmesi, düzelmesi üzerinde duruyorlor. Bu soyut yaklaşım, coğdaş insanın geemiş tarafındon ne ölcüde şek i i lendiri ld iğini h ic dik­kate olmaz. Gercekte. tüm dünya ve içinde yaşayanlar ta­rihi koşul ların ürünüdürler. Demek k i , Ingi l iz sosyal istleri pok en tel lektüel , pok moto fizik dü7eydo kal ıyorlar. Bu­nun sonucu da elde ett ik leri somut boşarıların yok dene­cek kadar az olması . Gerçi emekçi sınıf lardon bir ölcü­de destek kozonmışlardır; ama proletaryanın yaln ızca kü­cük bir azınl ığının icine sosyol ist i lkeler işlemiştir. Yine de. bu küçük azınlığın en iyi eğit i lmiş ve en soÇ;Iom ka­rakterl i işeileri içerdiğ in i söylemel iyiz. Bugünkü biçimiyle sosyalizm Ingi ltere'de h icbir zaman işçi lerin haykırd ıkları slogan olamayacaktır. K ısa bir süre icin bi le olsa, sosya­l istlerin ayak ları yere basma l ı , somut hedefleri olarak Bi ld iri'yi desteklemel id irler. Buna karşı l ı k , iclerindeki or­ta sınıf unsurların ı s i l ip atan ve Chartist harekette yerle­r ini olan gercek işci s ın ıf ı sosyal istleri. cok geçmeden Ingi l iz hal kının polit ik gel işiminde önemli rol oynoyocok­Jardır . Bugün bi le, cak soyıda işci sınıf ı sosyol ısti vard ır. Bunların bir böl ümü Chortism aracıl ığıyla harekete katı l­m ışla rdır. Ing i l iz sosya l izmi, Fransız sosyal izminden daha saqlom bir temele oturmoktodır. Buna karşı l ık Fransız sosya l izmi lnçı i l iz sosyal izminden daha cok i lerleme kay­detmiştir. Ingi l iz sosyal istleri , Fransız yoldaşlarının örne­ğ inden birsevler öq renmel idir ler ki , sonunda kendi leri de i lerleyebi ls inler. Bu arnrio Fransız sosyol istle-rin in olduk­ları yerde kalacakları do sanı lmamalıdır.

Proletarya içerisinde d insel inanciarın yok l uğu en ocık bicimde sosyol ist öğretllerde görülür. Ingi l iz işçilerin in

42

Page 43: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

pek de uzun boylu düşünmeden gün lük yaşamlarında d i ­n i reddetti k ler in i , ancak buna rağmen inancsızl ık lar ın ı açığa vurmaya cek indiklerin i gözönüne a l ı rsak bunun bü­yük önemi açığa c ıkar. -Öyle san ıyoruz k i , somut gerek­ler işe i leri d ini inanciarın ı b ı rakmaya zorlayacakt ır- Bu inancia rın ya ln ızca proleteryay ı zayı f latmaya, kapita l is t kan emici lere karşı uysal ve sadı k tutmaya yarad ığını her geçen çıün daha iyi anlayacak lardır.

I şçi s ın ı f ı hareketin in , Ch::;rt lstfer ve Sosya l is i ler olo­rak ik i ana gruba ayr ı ld ığ ı orta ya çıkıyor. Chartis tler, işçi s ın ı f ın ın gercek üyeler i . proleta ryanın gercek temsi lc i le­r id ir. Ancak pol it ikaları sosyal istlerink inden cok daha ham­d ı r. Buna karş ı l ı k sosyal istler daha uzak görüşlü olup. iş ­c i s ın ı f ın ın s ık ıntı ianna son vermek ic in prat ik öner i ler getirmektedir ler . Ne yazı k k i sosyal istler, harekete geç­tiklerinde. burj uva köken ieri yüzünden proleta rya i le güc­lerin i b irleşti recek durumda deği l lerd i . Bundan sonra ld adım Sosya l izmle Chart ismi b irleştirmek, Fransız Sosya­l izmin in i lkeler ine Ing i l iz e lb isesi g iydirmektir. Emekçi s ı ­n ı flar. ancak bu sürec tama mlandığında Ing i l tere'de ger­cekten egemen olacak lard ı r. Bu süreç fceris inde pol i t i k ve sosyal gel iş im de b i r yandan yol a lacak, Chart ismin bu yen i ürününü , yan i yen i partiyi destekleyecektir.

Işçi sınıf ı hareketinin üc yönü üzerinde durduk -; Sen­dikac ı l ı k , Chartism ve Sosyal izm. Bu üc hareket n i l e l i k acısından büyük fark l ı l ı k lar göstermesine rağmen, üyel i k acısından küçümsenemeyecek cakışmalar bulunmaktad ı r. Hiç kuşkusuz bu üc hareket uygulama konusunda sık s ı k ayrı düşmektedi r. ücü de, üyelerine eğitim olanakları sağ­laycb i !mek ic in kendi kaynaklarından yararlanarak okul­la r. okuma salonları kurmuşlardır. Hemen hemen tü m Sosyal ist ve Chartist gruplar bu tür eğ it im merkezlerine sahipt ir. B i rçok yerel sendika örgütleri ve işçi ku lüpler i de benzeri or

"anak lar sağlamaktadırlar. Buralarda . cocuk­

lar burj uvazin in etki lerinden arınmış gercek b ir proleter eğit imi görürler. Okuma salonlarında, ernekcl s ın ı r ların c ı ­karları doğru l tusunda o lan lar d ışında pek az k i tap ve ga-

43

Page 44: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

zete bulunur. Orta sınıflar ise. doğal olarak, bu kurumlar­dan paniğe kapılmış ve bunların bir bölümünü işçilerin et­k isinden kurtarmak, Mekanik Enstitüleri adı verilen mer­kezler haline getirmeyi başarm ışlard ır.

Bu yen i kurumlar. orta s ın ı fların organları olup amacları da. 'yararlı bil imlerin' bazı dalla rındaki eğiti­mi teşvik etmektir. E lbette ki, bu dallar, işçilerin bilgi sa­hibi olmaları durumunda. burjuvaziye çıkar sağlayacak olanlardır. Mekanik Enstitüleri. bi l imsel a raşt ırmanın işei­lerin orta sın ı fiara olan düşmanl ık larını hafif letmesi umu­lan olonlarında dersler vermektedir. Orta sınıf lar böyle ça­l ı şmaları teşvik ederşk. ayn ı zamanda , işçi lerin sonunda burjuvaziye kör sağlayacak olan yaratıcı güçlerini dür­tüklerneyi umrnaktadırlar. Bugünkü durumda işçiler doğa bi l imleriyle i lg i lenmemektedirler. Büyük şeh i r le rde yaşayıp, günlerinin büyük bölümünü cal ışmakla geçirdiklerinden, doğa hak"ında i lk elden bilgi edinmeye hiç olanaklar ı kal­mamaktadır. Mekanik Enstitüleri bunların yanısıra . ser­best rekabeti ( Allah sayan cinsten Pol it ik Ekonomi ders­leri vermektedir. Bu konunun öğretmenleri . mevcut düze-

. ni değiştirme gücünün işçi lerde bulunmadığ ı öğretis ini yay­ma�ta, işçilere dırdfr etmeden aç l ığo kctlonmclorı gerek­tiği söylenmektedir. Mekan ik Enstitü lerinde eğitim gev­şektir , ruhsuzdur. Öğrencilere söylenen. mevcut pol i t ik ve sosyal düzene sayg ı l ı olmalarıdır. işeinin duyduğu , yaşo­mak üzere çağrıld ığı şu hayatta saygı l ı ve uysal davran­masını telk in eden uzun bir voozdon iba rett i r .

H iç kuşkusuz işç i lerin büyük çoğunluğunun bu ku­rumlarla h içbir i lg is i yoktur. Bunlar . kendi gercek çıkar­larına i l işkin sorun ları tortışabilecekleri gruplara dah i l ol­mak üzere işçi sınıf ı okuma so lonla r ın ı tercih etmektedir­ler. Bunu gören orta s ın ıf lar ise 'D ix i et solvov i ' ' duasını mırı ldonırlor. 'sağlam bir eğit imin soğ layocoqı yororlora , kötü ruhlu dcmogogların muhteris gevczcl ik lcr in i tercih

• Tamamı: «Dixl et Salvavl anlmam Meam• d ir: • Konuştum ve ruhu·

mu kurtardım• anlamına gel ir .

44

Page 45: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

eden ' işeilere kücümseyerek s ı rtların ı dönerler. Ön ycı rg ı l ı orta s ın ı f öğretmenlerinin yaydı k ları ' i rfan ' l a k i rleti lmedi­ğ i sürece, işçi ler in de sağlam bir eğ i timden yana olduk lo­r ına kuşku duyu lamaz. Ekonomi üzerine, bil imsel ve este­t ik l<anular üzerine özel l ik le sosyal istlerin başında b u l u n ­duğu işçi dershanelerinde veri len konferansların toplad ığ ı büyük i lg i bunu kanıt lamaktadı r. K im i zaman üstü başı dökülen, ancak jeoloj i . astronomi ve diğer konularda Al ­man burjuvazis in in eğ it im görmüş herhangi b ir üyesin­den daha çok bi lg i sahibi o lan işçilere rastlam ış ımdır. in ­g i l iz işe i lerinin kend ilerini eğitmeda ne derece başar ı l ı , o l­duklarının en iy i örneği şudu r: Felsefe, edebiyat ve pol i ­t ika üzerine e n önemli çağdaş yapıt lar ya ln ızca proletar­ya tara fından okunmaktadır . Yaşadık ları ortamın doğurdu­ğu etkenierin esiri o lan burj uvazi i se ön yargı larla körleş­mişti r. Gerçekten i lerici n i te l ikte bir şey okuma dü­şüncesi .):ıl le onları dehşete düşürmektedir. Buna korş ı l ı l< . emekçi sınıflar ın böyle apta lca korkuları yoktur. onlar bu n itel ikteki yapıt la rı yarar sağlayarak , zevkle yutarlor ôde­ta . Bu acıdan sosyal ist lerin başarı haneleri çok kaiJa r ık ­t ı r. Helvetius, Holbach ve Diderot g ibi büyük Fransız ma­teryal ist fi lozofla r ın ın yapıtlar ın ı çevirerek, işç i lerin eği­t imlerine katkıda bulunmuşlard ır. Bu kitaplar, diğer b i r­çok lnq i l izce k i tap gibi , ucuz baskı larla işçiler arasında yuy ı lm ı �; ı ır. S traus�·un lsa'nın Hayatı ve Proudhon'ı ı rı Mül­k ivet üzerine k i tabı da lnçı i ltere'de yaln ızca işç i ler tara­fındon okunur. Sh�l lcy ve Byron 'un şiirlerini en iyi b i l�n ­ler de yine işç i lerd i r. Shel ley' in peygamberce dehası işe i ­ler in düşüncelerinde yer ederken. Byron da duygu lu coş­kusu ve mevcut sosyal düzene yönelttiği acı eleştiri lerle iş­çi lerin sempatis in i cekmektedir. Buna karşı l ık , burj uvaz i ­n in k itapi lk iar ında ise, yazar lar ın acımasızca sansüre ı rq ­ramış 'ai le' baskışı eserleri bu lunmaktadır ya l n ızca. Bu baskı lar . burjuvazinin i k i yüzlü ahlôk standartlarına uya­cak biçimde hazır lanmışlard ı r.

Bentham ve Godwin -özell ikle Ikincisi- zamanımı­zın ayakları yere basan ik i büyük fi lozofudur. Her ik isi de

45

Page 46: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

yaln ızca işeller tarafından incelen ir. Benthom'ın burjuva Radikal leri orasında izleyicileri olduğu doğrudur. Ancak yaln ızca aydın işci sınıfı öğrencileri ve Sosyal istler -onun yazılarından ilerici bir öğreti cıkorabilmişlerdir. Ingi l iz emekçi sın ıfları kendi edebiyatlarını işte bu temeller üze­rine kurmoktadırlar. Bu edebiyat genell ik le dergilerde, bro­şürlerde bulunabil ir ve özü olarak orta sınıf edebiya­tının tümünden daha üstündür. l leride bu mesele üzerin­de tekrar duracağız.

Son olarak, Işçi sınıf ı hareketinin sağlam .çekirdeğin i oluşturanların özell ik le Lancashire pamuklu dokuma böl­gelerindeki fabrika işeileri olduğuna değinel im. Manches­ter ise erı güclü sendikaların bulunduğu merkez, Char­tizm'in odak noktası ve sosyal ist hareketin dayanağıdır. Fabrika sistemi zanaatkôr ü retiminin dallarını birer birer dönüştürdükce. daha cok sayıda işçi çeşit l i işçi sınıfı ha­reketlerine katılacaktır. I şei leri kapital istlerden ayıran ucu­rum büyüdükçe proleter daha açık sın ıf bi l incine kavuşa­caktır. B irminghom'ın küçük, bağımsız zanaot ustolorı , birbirini izleyen ticari bunal ı mlardan işçilerle birl ikte za­rar görmelerine rağmen, proletaryanın Chartism'i i le kü­çük dükkôn sahipterinin rad ikal izmi arasında kararsız du­rumdodırlar. Bununla birl ikte, genelde. sanayi işçilerinin tümü sermayeye karşı direniş yol larındon bir in i ya da ötek ini destekiernekte ve böylece de kopitol istlere ve bur­juvaziya karşı saf tutmaktod ı rlar. Hepsi de kendilerini 'emekçiler' o larak adlandırmakton gurur duyarlar. · Bu, Chart ist toplantı larda yapılan konuşmalardak i olaı�an h i­tap şeklidir. Işçiler. ayrı bir s ın ıf meydana getird iklerinin, kapital ist mülk sahiplerine karşı kendi ayrı çıkarları . po­l it ikaları ve görüşleri o lduğunun bi l incinded i rler. Herşey bir yana, omuzları üzerinde u lusun gercek gücünü ve ge­lecekteki gel işme umudunu taşıdık larının bi l incindedirler.

Page 47: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

K. MARX - FELSEFENIN SEFALETI'nden ( 1 847)

Grevler ve işçi Birlikleri

« Ücretlerdek i her a rtış, m ıs ı rın , şarabın vb. n ın fiya -. tındak i yüksel işten başka bir sonuc vermeyecekt ir. Diğer

deyiş le. sonuc k ıtl ı k olacakt ır. Cünkü. ücretler nedir? M ı ­s ı rın vb.n ın mal iyet f iyat ıd ır, her metanın bi leşken fiya t ı­d ı r. Daha da öteye g ideb i l i riz : Ücretler, serveti ya ra tan unsurlar ın, işci k it leler inin kendi lerin i yeniden üretecek b i ­ç imde her gün tükett ik leri b i r bölümüdür. Şimdi . ücret­leri ik i kat ına � ıkarmak . . . üretici lerin her bir ine kendi ürü­nünden daha büyük pay vermek olur k i bu cel işk i l icl i r . Eğer bu ücret art ışı ya l n ızca az sayıda sanayi da l ın ı kap­sarsa . değişirnde genel b i r dengesizl i k . tek kel imeyle kıt l ık ortaya ç ıkar. O halde şunu açıkca söylüyorum : Ücret a r­t ış lar ın ın elde ed i ld iğ i grev ierin fiyatlarda genel bir yük­seliş yaratmaması olanaksızd ı r. Ik i kere ik in in dört etmesi kadar kesindir bu . ı) ( Proudhon. c i l t 1 . s. 1 1 0-1 1 1 )

I k i kore i k in irreört etmesi d ışında bütün bu iddia ları reddediyoruz.

Bir kere. fiyatlarda genel bir yükseliş doğmaz. Ücret­lerle bir l ikte. her şeyin fiyatı Iki kat artarsa fiyat larda hic b i r değiş ik l ik olmaz. tek değ işik l i k terlmlerdedir.

Ayrıca . ücretlerdeki genel bir artış h içbir zaman mal­ların fiyatlarında az çok bir yükselişe yol açmaz. Eğer her sanayi dal ı , sabit sermayeye ya da kul lanı lan a rac ia ra oranla eşit sayıda işcl cal ıştı rırsa. ücretlerdek i genel b i r yüksel iş körlardak i genel bir düşüşe yol acar, mallar ın cü­ri f iyatları h içbir değişikl iğe uğramaz.

Ancak. düz işci lle sabit sermaye arasındak i bağıntı her sanavi dal ında aynı o lmadığına göre. görecel i olarak daha büyük sermaye k itlesi , buna karşı l ık daha az işcl ku l lanan tüm sanayi dal ları , er gee mal la rın ın fiyatını dü­şürmek zorunda kalacaktır. Bu yapılmazsa, yani fiyat lar düşürülmeısa kör oranları ortalama düzeyin üzerine çıka­caktı r. Makineler ücretle ca l ışmazlar. Bu yüzden, diğer-

47

Page 48: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

lerine oranla daha cok makine, dtJho az işçi kul lanan sa­nayi dal lan ücret o rtışından daha az etk i len irler. Buna karşı l ık . rekabet her zaman kör oranlarını ayn ı düzeye ge­tirme eğil iminde olduğundan , orta loma düzeyin üzerine çıkan körlar ancak geçici n i tel ikte olabil irler. Işte bu ne­denle. birkoc dalgolanma dışında, ücretlerdeki genel yük­sel iş, Boy Proudhon 'un dedi� i g ibi fiyatlardaki genel yük­selişe deği l . ancak k ısmi bir düşüşe, yani daha çok mo­k ineler orocı l ı�ıylo üretilen malların cari fiyatlarında kıs­mi bir düşüşe yol acar.

Kör ve ücretlerdeki artışlar ve azal ışlar, en başta gün­lük ürün içerisinde sermayedar ve işein in pay oranlarını yansıtırlar. Coğu kez ü rünün fiyatın ı etkilemezler. «Ücret artışlarının elde edi ldiği grevlerin, fiyatlarda genel bir yük­selişle. hatta kıt l ıkla sonuçlanması» gibi görüşler ancak anloşı lmamış bir şôirin beyninde fil izlenebil ir .

lngl ltere.'de grevler. düzenl i olarak yen i makinelerin bulunup üretime uygulanmolarına yol açmıştır. Diyebi l ir iz ki . mak ineler ihtisasloşmış emeğin başkald ırısını bastırmak icin kapital istlerce kul lan ılan si lôhtır. Cağdaş sanayinin en büyük buluşu olan otomatik iplik bükme makinası başkal­d ıran bükücüleri saf dışı bırakt ı . Işçi lerin birleşmeleri ve greve g itmeleri, mekanik dehanın tepkilerini çekmekten başka bir sonuc vermese bi le. sanayinin gel işmesi üzerin­de çok büyük etki yaratmaktadır.

Bay Proudhon şöyle devam ediyor: «Leon Faucher tarafından Eylül 1 845'te yazı lan bir makaleden öörendiğl­me göre. Ingi l iz işei leri bir süredir b irleşme (combination) o l ışkan l ı9 ın ı bir kenara atmışlar. Bu kesin olarak bir i ler­lemedir, bundan dolayı Ingi l iz işeileri kutlan ır ancak. Ama, işçi lerin moral indeki bu yükselme en başta ekonomik eği­t imlerin<;len doğar. Bolton mit inq inde ip l ik bükücü işçiler­den biri şöyle hoykı rıyordu: «Ücretler imalötcılara bo�l ı deği ldi . Bunal ım dönemlerinde petronlar yaln ızca söz ye­rindt:yse. zorunlu luqun kul landığı bir k ı rboctır. Is teseler de istemeseler de sağa sola vuracaklard ır bu k ı rbocla. Dü­zenleyici i l ke, arz ın toleple i l işk is idir. Petronlar ise bunu

·48

Page 49: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

bel irleme gücüne sahip deği l lerd i r . . . » Proudhon bunları du­yunca «Aferin ! >ı diye haykirıp şöyle dewam ediyor: «Bun­la r iyi yetiştir i fm iş işç i lerd ir, örnek işçilerdir vb. vb. Sefa­fet Ingi l tere'de h ic olmadı. Manş'ı gecip oraya uzanamıya­cakt ır. » (Proudhon, ci lt ı . s. 261 ve 262)

Ingi ltere'dek i şeh irler arasında Bolton. radikal izmin en gel işmiş olduğu yerdir. Bolton işçi leri diğerlerinden daha devrimci olarak b i l in i rler. I ng i l tere'de Tah ı l Kanunlar ı­n ın• kaldır ı lması ic in g i r işi len büyük a j itasyon sırasında Ing i l iz imalötc ı lar ı . ancak işei ler i ön safa dikeıfek toprak sahipleriyle baş edebilecek ler in i düşündüler. Ne var k i , işci leri!1 cıkarlarının imalôtc ı larınk i le re karşıtl ığ ı , imalöteı ­la rın cıkarlar ının toprak sah iplerln ink ina karşıtl ığ ınnan da­ha az olmadığı icin. imalötc ı la rın işc i mit inglerinden um­duklar ın ı bulamamala rı doğa ldır . lmalôtc ı lar ne yapt ı lar? Zevahir i ku rtarmak icin daha cok ustabaşılardan . kr.ndi le­rine sadık az sayıda işeiden ve gercek tıcaret yan lı ların­dan oluşan m it ingler düzenledi ler. Daha sonra gercek iş­ci ler Bol ton ve Manchester'dek i · g ib i protesto a macıyla bu düzmece miting iere katı lmaya calıştık larında. m it ing ln bi letl i miting --ancak çı iriş kartına sah ip o lanlar ın katı­labi ldikleri mit ing- olduğu gerekcesiyle geri ccvri ld i ler. Yine de. duvarlara ası lan i lônlarda bu mitingierin herkese acık olduc}u söylen iyordu bir yandan. Ne zornon höylr. h i r mi t ing olsa imalôtcı ların yayın organları , yapı lan konuş­malar hakkında pohpohlayıcı ve ayrıntı l ı b i lg i ler veriyor­du. Bu konuşmaları yapanların ustabaşı lar olduğunu söy­lemeye gerek yok. Londra gazete leri bu konuşmaları ke­l imesi kelimesine yayın ladı lar . Ustabaşıları sıradan işc i ler sayma şonssızl ığ ına uğrayan Bay Proudhon btın lnra Manş'ı geememelerin i buyurmaktadır.

Eqer. 1 844 ve 1 845 yı l ı g revleri önceki lerden daha az dikkati cckmişse. bunun nedeni 1 844 ve 1 845 yı l lar ının.

• Tahıl Kanunları (1815-1 846) buOday Için ·bır çeşit koruyucu güm­

rüktü. Iç piyasadaki bu(jday fiyatı belli bir yüksekiJOe erlşmeden. bu(jday ithal edilemezdl. - ç . •

F.: 4 41

Page 50: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

1837'den bu yana Ingil iz sanayiinin kavuştuğu i lk gel işme yı l ları olmasıdır. Yine de sendikalardan hic biri dağılma­mıştır.

Şimdi Bolton'lu ustabaşılam kulak verel im. Bunla­ra göre. imalôtcılar ücretiere hükmedemezler. çünkü ürün­lerin fiyatları üzerinde h içbir hükümleri yoktur. Bunun ne­deni de dünya pazarına hükmedememeleridir. Işte bu ne­denle, petronlardan ücret artışı koparmak için işçilerin birlik kurmasına gerek olmadığını / bil inmesini isterler. Bay Proudhon ise, tersine, sonunda genel bir k ıtl ığa yol aça­cak olan ücret artışlarını doğurduğu korkusuyla birliklerı reddeder. Ustobaşı lorla Boy Proudhon . orasında bir nok­tada centilmen anlaşması olduğunu söylemeye gerek yok: ücretlerdeki artış ürünlerin fiyatındaki artışa eşittir.

Bay Proudhon'un garezinin gercek nedeni kıtl ık kor­kusu mudur? Hayır. Bay Proudhon Bolton'lu ustabaşıla­ra kızmıştır; çünkü, bunlar değeri arz ve talep i le bel i r­lemekte ve kurulmuş değeri (constituted value} , yani ku­rulma aşamasına geçen değeri, değerin kuruluşunu, da­hası var: sürekli değişebilirliği (permanent echonge­exchangeabil ity} ve d iger tüm Ilişkilerin oransallıkları (proportional ities of relations} i le oransallık ilişkilerine (relations of proportional ity} tanrı do onlardon yana oldu­ğu halde, hiç dikkat etmemektedi rler.

cı lşci grevi kanunsuzdur, yalnızca Ceza Kanununa gö­re değ i l , ekonomik sisteme. kurulu düzenin gereklerine göre de . . . Her işci kendi kişi l iğ in i . el ler ini keyfine göre kul lanabil i r, bu hoş görülebi l i r, ancak işçi lerin birleşerek tekellere karşı şiddet kul lanmaları toplumun müsaade et­meyeceği birşeyd ir.» (Ci lt ı . . s. 334 ve 335}

Boy Proudhon , burjuva üretim i l işki lerinin zorunlu ve genel bir sonucudur d iye Ceza Konununun bir maddesin i geeiştirrnek istiyor.

Ingiltere'de işçi lere birl ik kurma hakkı porlômento ka­rorıyle tanınmıştır ve parlômentoyu buna zorlayon do eko­nomik sistemin kend isidir. 1 825 yıl ında Bakan Huskisson zamanında, porlömento serbest rekabetin doğurduğu ko-

so

Page 51: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

şullara Iyice uyması Icin yasayı de!}fştlrmek durumunda kaldığında. işçilerin birlik kurmafarını yasaklayan tüm ya­saları da kaldırmak zorundaydı . Sanayi ve rekabet gide­rek geliştikce birleşmeyi gündeme sokan ve gücfendiren unsurfor da artar ve birleşme ekonomik bir gercek duru­muna gel ip her geçen gün g üçlendiğinde, hukuki gerçek ­f iğe kavuşması uzun sürmez.

Bu yüzden Ceza Kanunundaki madde en fazla mo­dern sanayi ve rekabetin Kurucu Meclis ve Imparatorluk koşul larında henüz yeterince gel işmediğinf kanıtlar.

Ik tisatç ı far ve Sosyal istler• bir noktada anfaşıyorlar: işçi Birlik lerinin veril mesinde. Ancak bu yergl icin her bi­ri ayrı nedene sahiptir. ·

ikt isatçı lar işeilere şöyle derler: Birfeşmeyin. Birleş­mekle sanayinin düzen1 i gelişiminf köstekfersiniz. imalat­cı ların aldıkları siparişleri karşılarnalarını ön lersiniz. iş ha­yatın ı altüst edersiniz ve emeğin izi kısmen de olsa yarar­sız k ı larak . sizleri daha da düşük ücretleri kabul etmeye zorlayacak olan makinelerin yayılmasını hızlandı rırsın ız. Ayrıca. ne ynporsanız yapın, ücretleriniz hep Işeiye olan ta leple işe hazır işçi sayısı a rasındaki Ilişki tarafından be­li rlenecektir. Pol it ik ekonominin ebedi yasalarına boşkaf­dıriTlak tehl ikel i olduğu kadar gülüne bir çabadı r.

Sosyal istler ise şöyle derler: Birleşmeyiiı. Bununla kazanacağınız nedir ki? ücret artışı mı? Iktisatçıfar size açıkça kanı tfayacaklardır ki başarıl ı olduğunuz takdirde kısa bir süre icin kazanaca(l ınız birkaç kuruşu sürekl i bir düşüş izleyecektir. Usta hesapcıfar size gösterecektir k i , birl iklerinizin örgütfenip aya kta tutu lması amacıyla yapı­Jan masrafları ücret artışı yoluyla karşılayabilmek Için yıl­far gerekecektir.

Ve biz Sosyaiistler. para sorunu bir yana, önceki gi­bi sizlerin işci . patronların da patron olarak kalmaya de-

• O dönemin sosyalistlerı kastedil iyor: Fransa'da Fourlercller. Ingil· tera'de Owenciler (1885 Almanca baskıya F. Engels'In Notu)

Page 52: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

vam edeceğini söylüyoruz. Öyleyse birleşme yok ! Siyaset yok! Cünkü işçi birl ik ler ine g irmek siyasetle uğraşmak­tan başka nedir k i?

I ktisatçıların i şç ilerden istediği, kendi el k itaplarında sapta nd ığı , imzalanıp damgalandığı biçimde, toplumda kal malarıd ı r.

Sosyal istler ise, bunca öngörüyle, on ları gözeterek hazırladıkları yeni topluma daha iyi g irebi lmeleri icin , iş­çi lerin eski toplumu tek başlarına terketmelerin i isterler.

Bu ik i gruba rağmen, el k itaplarına ve ütopyalara roğmeı:ı, bir l ik kurma hareketi modern _ sanayinin gelişme ve büyümesine para lel olara k bir an olsun durak lamaksı­zın I lerlemiş ve buyümüştür. Hareket buqün öyle bir aşa­maya varmıştır k i , bu hareketin bel irl i bir ü lkedeki geliş­me düzeyi, o ülkenin dünya pazarlarındak i s ıra la mada al­d ığ ı yeri açıkca gösteriyor. Sanayide en yüksek · gelişme düzeyine ulaşan Ingi l tere , en büyük ve en iyi örgütlenmiş birl ik lerin bulunduğu yerdir.

Ingiltere'de işçiler. k ısa ö mürlü grevierden başka bir a mac taşımayan ve bu sona er ince kendisi de kaybolan geçici birl iklerle yetln·memişlerd l r. lşverenle olan m ücade­lelerinde Işeilere kale vazifesin i gören sürekl i bir l ikler, sendikalar oluşturu lmuştur. Günümüzde bütün bu yerel sendikalar, Birleşik Sendikalar Ulusal Toplulu�u çatıs ı a l ­t ında bir oraya gelmektedirler. Merkez Komitesi Londra' do olan bu toplu luÇiun üye sayısı ş imdiden BO.OOO'i bul­muştur. Grevlerin , bir l ik lerin ve sendikaların örgütlenmesi , ş imdi Chartistler adı a ltında geniş bir siyasi parti oluştu­ran işçilerin siyasi m ücadeleleriyle bir l ikte gel işmiştir.

Kendi o ralarında birleşrnek - omocıylo işcilorln başvur­dukları lik g i rişimler hep bir i lk ler biçimin i a l ır.

Büyük ölçekl i sanayi . b i rbir lerini ton ı mayan insan y ı ­q ın lar ın ı tok b ir yere toplar. Rekabet . Işeller oras ında c ı ­kor ayrı l ık ları doğurur. Ancak , ücretierin korunması . pat­raniarına karşı bu ortak cıkarları işeileri ortak bir diren iş düşüncesinde birleştirir - birlik kurma . Bu yüzden Işçi birl ik lerı her zaman çifte amac taşırlar; Işçiler arasındak i

52

Page 53: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

rekabete son vermek ve. bu sayede kopitollstle topton re­kabet etmek. Direnişin i lk amacı yalnızca ücretierin ko­runması olsa bi le, önceleri birbirinden kopuk olon birl i k­ler. baskı amacıyla bir oraya gelen kapitalistleri görünce gruplar hal inde birleşirler. Her zaman karşıtarına yekvü­cut d ik ilen sermayeyi gördükçe, birliklerinin sürdürülmesi, on lar icin. ücretierin korunmasından daha gerekl i bir du­ruma gel ir . Bu öylesine gercektir ki , Işellerin birlikleri u�­runa ücretlerinin önemli bir bölümünden fedokôrlık etme­leri , Ing i l iz ik tisater iarına pek şaşırtıcı gelir. Çünkü bu i k ­tisatçı ların nazarı nda birlikler yalnızca ücret sorunları ic in k u ru l muşlard ır. Gercek bir ic savaş olan bu mücadelede yaklaşan bir savaşın gerekl i tüm unsurları birleşip gel iş ir­ler. Bir kere bu noktaya ula_ştı� ında. birlik siyasi bir n i te­f iğe kavuşur.

Ekonomik koşu l lar i lk önce ülkedeki halk k i tlelerini işçi durumuna getirmişti. Sermayenin birleşmesi bu kit le­ler icin ortak b ir durum, ortak c ıkarlar yaratmıştır. Bu yüz­den bu k i tleler 'bugün bile sermayeye karşı bir sın ıftır. an­cak henüz kendisi icin bir sınıf değildir. Birkoc cümleyle . değindiğimiz mücadele içerisinde, bu kitleler birleşir ve kendisi icin sın ı f olma durumuna ulaşır. Artık savunduğu c ıkarlar sınıf c ıkarlorıdır. Ancak sınıfın sınıfa karşı mü­cadelesi siynsi bir mücadeledir.

Bur j ı ıvaıi ik i ayrı dönemden gecer. Feodalizm ve mut­lak monarşi re! iminde kendisin i bir sınıf olarak oluştur­dutru rJönem ve bir sınıf oldukton sonra toplumu burjuva tor>lumu yepmak icin feodalizm ve monorşlyl yıktı�ı dö­nem. Bu dönemlerden i lk i daha uzun sürmüş ve daha bü­yük cabaları gerektirmiştlr. Bu birincı dönem de feoda l lordlara karşı kurulan geeıcı birl lklerle başlamıştır.

Komünden. bir sınıf oluşturmasına kadar burjuvazi­n in qcctirji dcci iş ik tarihsel dönemtert izlemek Icin bircak a raştırma varı lmıştır.

Ancak iş : grevler. Işe! birl ikleri ve proletaryanın gö­zümüziin önünde bir sınıf olarak örgüttenişinin o ld ıijı di­qer bicimler üzerinde dört baş ı marnur bir araştırma yap-

53

Page 54: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

maya gelince kimilerin in ödü patlamakta, k imi leri de akıl sır ermez bir küçümseme göstermektedi r.

S ın ı f düşmanl ıkları temel ine dayanan her toplumda, ezilen sınıf ın varlığı vazgeçilmez koşuldur. Bu yüzden . ezi­len s ın ıfın kurtuluşu zorunlu olarak yeni bir toplumun ku­ru l ması an lamına gel ir . Ezi len sınıf ın kendi kurtuluşunu sağlayabilmesi icin, mevcut ü retici güçlerle mevcut top­lumsal i l işki lerin bundan böyle yanyana varolmamaları ge­rekl id ir. Tüm üretim aracıarı içinde. en ü retken güç dev­rimci sınıf ın kendisidir. Devrimc i unsurların bir s ın ıf ola­rak örgütlenmeleri , esk i top lumun bünyesinde gel işebi le­cek tüm üretici güçlerin varl ığ ın ı gerektirir.

Bu, eski toplumun çöküşünden sonra yeni bir siyasi Iktidarla sonuelanan yeni bir s ın ı f hôkimiyet in in doğacağı anlam ına mı gel ir? Hayır.

Nasıl ücüncü imtiyazlı s ın ı f ın , yani burjuvazin in kur­tu luşunun koşulu tüm i mtiyazl ı s ın ı f• (estate) ve ta-baka­ların kaldırı lmasıysa , işçi sınıf ının kurtu luşu koşulu da tüm s ın ı rıar ın ortadan kaldır ı lmasıdır.

Işçi s ın ı fı gel iş im sürecinde eski toplumun yerine, sı­n ıfları ve sınıf düşmanl ık ları n ı barındı rmayan bir toplum koyacaktır. Böylece, yerinde olarak siyasi iktidar den ilen şey de ortadan kalkacaktır. Çünkü s-

iyasi i kt idar, toplum­dak i düşmanl ık ların tam tam ına resmi i fadesid ir.

Proletarya ve b_u rjuvazi o rasındaki düşmanl ık , s ın ıfın sın ı fa karşı m ücadelesid ir. Öylesine b ir mücadele .k i , en yüksek ifade biçim in i bulduğunda , toptan devrim anlamı­na gel ir. Gerce�ten de; s ın ı f karşıti ık iarına daya l ı b ir top-

• Burada, Imiiyezir sınır deyimi feodol izmin imiiyezir s ınıfları olarak

tarihi anlamında yani be_l irl i ve sınırlanmış lmı iyozloro sahip sınıf· lar anlamında

_kul lonılma ktad ıf. B ı ırJ uvo dovrlmi hıı lmtiyozlı s ı n ı f·

ları ve imlly�ılarını kaldırmıştır. Burjuva toplumu yalnızca sınıfları tanır. Bu yüzden proleteryayı «dördüncü imt iyazl ı s ınıh olara k to· nımlamok tarihle kesin olarak celişmektedir. ( F . Engels'In 1885 Al·

manco baskıya Notu)

54

Page 55: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

lurnun akıbeti kahredıcı çellşkllere, Insanların bo�azlaş­masına varacaksa bunda şaşacak ne var?

Toplumsal hareketin siyasi har�ketl dışarda bıraktı­ğını söylemeyin . Aynı zamanda toplumsal olmayan pol i t ik hareket h içbir zaman olmamıştır . .

Sınıfların ve sın ıf düşmanl ıklarının bulunmadığı, top­lumsal oluşumların artık siyasi devrimiere dönüşmediği günler de gelecektir. O gOnler gel inceye kadar toplumun her yeniden düzenienişinde toplum bi l iminin son sözü hep şu olacaktır: «Le combat ou la mort: la lutte sangulnalre ou le neant. C'est ainsi que la questlon est lnvinclblement posee.ı,•

George Sand

• Savaş ya da ölüm; kanlı döOüş ya da yokluk: Sorun, çürütülemeya­cek tarzda , işte böyle artaya konablllr.

Page 56: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

K. MARX - F. ENGELS - MANIFESTO'dan ( 1848)

. . . Burjuvazi. yani sermaye gel iştiği oranda, proletarya. modern işçi s ın ıf ı da gel işir. işçi s ın ı f ı . ancak iş bulabi i ­diğinde varlığ ın ı sürdürebi l i r : iş bulabi lmesi ise emegin ın sermayeyi artırmasına bağl ıd ır. Kendilerini parça parça satmak zorunda olan işçi ler. t ıpkı öteki ticaret ncı,neleri gibi b irer metadır . Bu nedenle , rekabetin doğurduğu tüm değişik l ik lere. pazardaki tüm dalgalanmalara ocıktırlor.

Makinelerin yaygın ku l lan ımı ve işbölümü yüzünden proleterlerin yaptı k ları iş tüm bireysel n ite l iğ in i , dolayı­sıyle işçi için tüm çekic i l iğ in i y i t i rm iştir. Işçi, makinenin b ir porcasıdır a rtı k : kendisinden beklen�. en basit en tekdüze ve edini lmesi en kolay hünerlere sahip olmasıdır. Bu nedenle. bir işeinin üretimin in mal iyeti, hemen hemen tümüyle. yaşaması ve nesi in i sürdürmesi icin gerek l i arac­lara s ın ır lonmıştır. Oysa b ir mal ın . dolayısıyle emeğin fiya­tı do üretim mal iyetine eşitt ir. Bu nedenle, yap ı lan işin kal i tesi d üştükce ücret de düşer. Üste l ik . makine kul la­nımı ve işbölümü ne kadar a rtorso cal ışma saatlerin in . bel i rl i b ir süre içerisinde yapı lacak iş in , ya do makinenin hızının art ır ı lmosıyle. kat lan ı lan zahmet de o ölçüde artar.

Modern sanayi , ataerk i l usta n ın küçük o tölyesin i sa­nayi kapita l ist in in büyük fabr ika sına dör ı üş t ü rmüş t ür . r-ob­r ikolo rdo dolup taşan işçi y ığ ın la rı . askerler gibi örgüt­lenmişt ir : sanayi ordusunun e rieri ola rak suhoylardan·. ca­vuşlordon o l uşan eksiksiz b ir h iyerarş i n i n emrine sokul­mu ş lo rd ır. Proleterler, burj uva s ın ı f ın ın ve burj uva devle­t in in köle leri o lmo la rı bir yan a . makine tarafından. göze­tici tarafındon ve hepsinden de önce burj uva imolôtc ı ta­ra f ından her g ü n , her saat köleleşt ir i lmekted ir. Bu despot­l u k . k a zo ne soğ_lo moyı başl ıca amacı olarak ne kadar aç ık b ic imde ortaya koya rsa . oşaqı l ı k . iğrenç ve a cımasız n i ­tel iğ i de o kadar aç ık ortoya c ıkar.

Hüner ve güc ku l lan ımın ın emek ic indeki öneminin kaybolduğu, yani sanayi modern leştiği ölçüde erkek erne-

56

Page 57: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

gının yerini kadın emeği alabilir. Yaş ve cinsiyet farkl ı­l ı k ları artık işçi sınıf ı icin ayırdedici bir önem taşımaz. Kul­lanı l ma mal iyetleri yaşa ve cinsiyete göre değişse bi le son çözümlemede işçi lerin her biri birer emek aracıdır.

Işeinin imalôtcı tarafından sömürülmesi, nakit ücret ödenmesi anlamında bir ölçüde biter bitmez, burjuvazin in dicjer kesimleri , toprak sahibi , dükkôncı, tefeci vb . işçinin başına cörek len i r.

Orta sın ı f ların alt kesimleri ; küçük tüccarlar, dükkôn · c ı la r. genel olarak iş1erinde; ı ayrı lmış ticaret erbabı, za­naat�ôrlar ve köylü ler. ufacık sermayeleri modern sana­yin in yü rü tü lclüğO:i ölçek karşısında yetersiz kal ıp büyük sermaye taraf ı ndan rekabet a lan ından si l indiklerinden, ya da uzma n l a ş m ı ş hüner leri yeni üretim yöntemleri tarafın­dan değersiz k ı l ınd ığ ından giderek proleterleşirler. Bu ne­den l e . proleta rya n ı n kaynağı toplumun tüm sınıflarıdır.

Proleta rya çeşi t l i gelişim aşama larından geçer: orta­

ya ç ı k ı ş ıyla bir l ikte burjuvaziya karşı mücade lesi haşlar.

Bnslnrda, mücade leyi yürüten ler fabrikalardaki tek tek iş­çi lerd i r. daha sonraları sırasıyla fabrikan ın tüm işç i leri . bir sanayi kolunda k i , bö lgesindek i işçiler kendi ler in i doğ ­rudan sömüren tek tek burjuvaıcra karşı mücadeleye ka­t ı l ır lo r. Saldırı ların ı , üretimin burjuva koşu l larına değ i l , ü re t i m araç l a rı n a yönelt irler; kendi emekleriyle rekabet eden i thal mal lar ın ı , makineleri tahrip ederler, fabrika fare k u ndak sokarlar . Orta Cağ işçilerin in kaybolan statüsünü zor !t u l l an a ro k geri getirmeye çalışırlar.

B u aşamada işçiler henüz ülkenin tümüne dağı lmıs durumda, aralarındaki rekabet yüzünden kendi iclerinde parcalanm ış bir yığ ın görünümündedirler. Sağda solda doha uyumlu organlar oluşturmak üzere birleşsefer bi le . b ı ı . kendi gir iş imlerinin de�ll. kendi politik amaciarına ulaş­mak ic in tüm proJetaryayı seferber etmek zorunde olan ve üstel ik bı ınu b ir süre icin başarabilen burjuvaz in in ey­lcmiP.rinin sonucudur. Bu nedenle, profeterler bu aşama­da düşmaniarına karşı değil , düşmanlarının düşmanıa rına karşı SIJvaşmaktadırlar. Bunlar, mutlak manarşi ka l ıntı-

51

Page 58: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

ları , toprak sahipleri, sanayi dışı burjuvazi ve küçük bur­juvazidir. Öyleyse, tarihsel hareket bütünüyle burjuvazi­n in · denet imindedir, bu çercevede kazan ı lan her zafer bur­juvazinin zoferidir.

Ancak, sanayin in gel işmesiyle b irl i kte proletarya yal­n ız sayıca artmokla kalmaz, daha büyük y ığ ın lar hal inde bir a raya gel ir, gücü artar ve g iderek bu gücün varl ığ ın ı duymaya başlar. Proletaryanın safları arasındaki fark l ı c ıkarlar ve yaşam koşul lar ı . makineler t iim emek farkl ı ­l ık lor ın ı yok ettiği ve ücretleri hemen hemen her yerde uynı düşük düzeye ind irdiği ölcüde g iderek daha cok eşit­len ir. Burjuvazinin kendi icindeki rekabetin büyümesi ve bunun sonucunda doğan t icari buhranlar, işçi ücretiE. �in­de daha büyük dalga lanmalara yol acar. Makinelerin k:�­sintisiz olarak gel iştiri lmesi, bu sürecin g iderek hızlan­ması işçi lerin yaşamın ı daha do gücleştirir; tek tek işçi­lerle tek tek burjuvalar orasındaki çatışmalar g iderek iki s ın ı f orasındaki bir çatışma durumuna gel ir . Böylece işçi­ler, burjuva lam karşı b irl ik ler (sendikalar) kurarlar, ücret­leri yüksek tutmak a macıyla a ralarında kenetlenirler, muh­temel ayak lanmalar ic in önceden hazırl ı k l ı olmak amacıy­le kol ıc ı birl i k ler oluştururlar. I şçilerle burjuvazi arasındo­k i uyuşmaz l ı k yer yer ayak lanmalara dönüşür.

I şçi ler yer yer zafere u laşabi l i rler, oma ya ln ızca ge­çici bir süre icin. Yürüttük leri kavganın gercek meyvası , bu kavganın hemen ard ından elde edi len sonueta deği l , işci b ir l ik lerinin g iderek yayg ın laşmasında yatmaktadır. M odern sanayinin yarattığı gel işmiş haberleşme araçları , ayrı ayrı bölgelerdeki işçi ler orasında teması sağlayarak bu bir l ik lerin oluşmasına katkıda bu lunmaktad ır. Hepsi de aynı n itel iğ i taşıyon sayısız yerel mücadeleyi merkezi leşti­rerek u lusal ölçekte· s ın ıf lar a rası bir mücadele durumuna getirmek iç in gerek l i olan da bu temasın to kendisiydi . Ne var k i . her s ın if mücadelesi s iyasal bir mücadeledir. Orta Çağ şehirl i ler inin, berba.t korayolları yüzünden, ulaşmala­rı icin yüzyı l lar gerektiren birl i k lcre, modern proletarya , de­miryolları sayesinde b irkoc y ı lda ulaşmıştır.

58

Page 59: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

ProJeterierin bir sınıf olarak bu biçimde, bunun so­nucunda ise siyasal parti b iç iminde örgütlenmeleri, ken­di aralarındaki rekabet yüzünden boyuna aksamaktadır. Ancak. prole tarya bir kez daha sllkindl�lnde, bu kez daha güçlü . daha sağlam ve daha pekişmiş bir niteliğe kavuş­maktadır. Burjuvazinin kend i icindeki bölünmelerden ya ­rarlanı larak. işci sınıf ının c ıkarlarının yasal olarak tanın­ması sağlanır. Ingi ltere'de 10 saatl ik iş günü yasası böyle ç ıkarı lmıştır.

Eski top lumun sınıfları arasındaki çatışmalar. bütü­nüyle - a l ındığ ında . proletaryanın gelişimini birçok yoldan h ız ianrlıtır. Burjuvazi kendini sürekl i bir savaş icinc1P. t>u­lur . Öne() ar i s tok ras iye knrş ı , daha sonra çıkarları sar ıa ­yin in gel iş imine ters düşen burjuva kesimleriyle savaşır. Başka ü l keler in burjuvalarıyle Ise her zaman savaş duru­mundadır. Bu rjuvazi bu savaşların tümünde proleteryaya gider. onun yardımını ister; böylece proleteryayı do siya­set sahnesine çeker. Bu nedenle, burjuvazin in b izzat kendisi proJetaryaya siyasi ve genel eğitim unsurlarını sağlamaktadı r. Başka bir deyişle, burjuvazi. proleteryayı kend isine karşı savaşmak icin gerekl i silôhlorla donat­maktadır .

Ayrıca. daha önce de gördüOümüz gibi , sanayin in ge­l i şmesiyle erıemen sın ıfların her kesimi icin proletaryanın durumuna düşme tehl ikesi vardır; en azından varl ık ları tehdit altındadır. Bu da proleteryaya yeni aydın lanma ve i lerleme unsurları kazandıran bir etkendir.

Son olarak, sınıf savaşının belirleyici saati gel ip cat­tığında. eqemen sınıfların içerisinde, hattô esk i toplumun ı iim ıw ııarınrlo gerçekleşen cözülme süreci öylesine şid­det l i ve çarpıcı bir n itel ik kazanır ki, egemen sın ı tı n kü­cül< hir kesimini ötek ilerden koparır. devrimci sın ı fa , ge­ıcc�qi e l ler inde tutan sınıfa katar. Bu durumda. nasıl dohc önceleri as i l ler in bir bölümü burjuvazi saflarına katı lmış­so . ş ir.ıd i de burjuvazin in bir bölümü, özel l ikle tarihsel ge­l işimi teorik acıdan bütünüyle aniayabi lecek düzeye yük-

59

Page 60: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

selmiş burjuva ideologlarının bir bölümü proleterlere ka­t ı l ı r.

Günümüzde, burjuvaziye karşı olan sınıf lar a rasında. ya ln ızca proletarya gercekten devrimci bir sın ıttır. Öteki s ın ı f lar ise cürümekte, sonunda Modern Sanayin in karşı­sında yokolup g itmektedir ler. Proletarya, Modern Sana­yinin özel ve ayrı lmaz bir parçası, ürünüdür.

Orta sınıf ın a l t kesimi . küçük imalôtcı . dükkôn sah i ­b i , zanaatkôr ve köylü, bunların tümü. orta sın ıtın k ı rıntı­ları ola rak varl ık lar ını koruyabi lmek icin burjuvaziye karşı mücadele ederler. Bu nedenle, bunlar devrimci deği l , tu­tucudurlar. Hattô . ta rihin tekerleğini geriye çevirmeye ca ­·ı ışt ık larından gericidirler. K azara '·devrimci olanlar bi le proleterleşmenin cok yakın oluşu sonucu böyle olmuşlar­d ır; bu rıedenle. o andaki deği l , gelecekteki cıkarlahnın peşinded i rler. proleterlerin görüş acıs ın ı ben i msernek iç in kend i özel görüş acı larını terkederler.

«Tehl ikel i sın ıf» . toplumun döl<üntüleri, esk i top l umun en a l t kesimlerinden kaynak lanan bu çürüyen yığ ın bel k i de proleter devrimiyle yer yer harekete kat ı lab i l i r. Ne var k i . yaşadık ları koşu l lar, bu k iş i leri. gerici entrikaların sa­tı l ık uşakları olmoya daha yatk ın k ı lmaktadır.

Eski toplumun varoluş koşulları , proletaryan ın varoluş koşul ları karşısında daha ş imdiden yokolmuştur. Prolete­rin mülkü yoktur; karısı ve cocuk larıyle olan i l i şk i lerin in burjuva ai le i l işki leri·tle ortak h içbir yan ı ka lma mışt ır . ln­g i l tere 'de, Fransa'da, Ameri ka 'da, Almanyo'da . her yer­de aynı olan Modern Sanayi işci l iğ i , yan i sermaye köle­l iğinin çağdaş biçimi, proleterde u lusal özel lik lerin izini bile bırokmamıştır. Proleter için, hukuk . ah lôk , d in , a rka­larında burj uva cıkar lar ın ın tuzak kurduğu burj uva önyar­g ı larından öte şeyler deği ld i r.

Dalıa önce, egemen duruma yükselen her sın ı f , ka · zandığı durumu pekiştirrnek iç in genel olarak toplumu kendi mülk iyet (mü lk edinme: «appropriationı> c- l koşuL­larına bağ l ı k ı lmaya ça l ışm ı şt ı . Proleterler kendi mü lk iyet biçimlerini kurmadıkça, do lay ısıy le daha önceki tüm m ü l-

60

Page 61: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

kiyet biçimlerin i ortadan kald ırmadıkca toplumdaki üre­tici güçlerin denetimin i el lerine o lamazlar. Prole terlerin , g üvenceye a lacakları , pekiştirecekleri h içbir şeyleri yok­tur; görevleri, k işisel mül kiyetin eski güvence ve daya­naklar ın ın tümünü ortadan kald ırmaktır.

Bundan önceki ta rihsel hareketlerin tümü ya az ın l ık hareketleri ya da azın l ı k c ıkarlar ı ad ına yürütülen ha re­ketlerdi. Proleta rya hareketi ise büyük b i r çoğunluğun . bu çoğunluğun cıkarlar ın ın b i l inç l i ve bağımsız hareketidir. Günümüz toplu m unun en alt katında yer alan proletarya resmi toplumun üst tabakalar ın ın tümü havaya ucurul­madan k ımı ldan a maz. hamle edip kalkamaz.

Proletaryan ın burjuvaziya karşı mücadelesi başla r­--de. özünde olmasg..b.ile biç imde, ulusal bir n i tel ik ta� ı r. H iç kuşkusuz , · he r ü lkenin prolete ryası i l k önce kendi bur­juvazisiyle hesaplaşmal ıd ı r.

Proleta ryan ın gel iş imin in en genel aşamalar ın ı serg i ­lerken az cok üstü kapal ı b i r iç savaşı izlemiş olduk ; bu iç sa'IOŞ toplumun iç inde sürüp g ider, sonunda öyle bir noktaya gel ir k i tam bir devrime dönüşür, burjuvazinin zor­la a laşağı ed i lmesi proleta rya egemenliğinin temel ler in i o luşturur.

Bugüne kadar her toplum biç imi ezen ve ez i len sın ı f­lar arasındaki düşmanl ık temel ine dayal ıydı. Ancak. bir s ın ı f ı ezebilmek icin hlc olmazsa kölece yaşa m ın ı sürdü­rülebi ls in diye bu sınıfa bazı gerek l i koşul ları sağlamak gerek ir . Sertlik döneminde serf, kendini komün üyesi yant ımbi lecek kadar yükselmişti. Ayn ı biçimde. fenc ini m ı ı t­lak iyetin boyunduruğu a l tındak i küçük burjuva da yükse­l ip burjuvalaşmanın yolunu bu lmuştu. lşci ise. tam ter-si­ne. Modern Sanayinin gelişimiyle yükseleceği yerde bat­tıkca ba tıyor. kendi sınıf ının varoluş koşul ların ın g iderek a lt ına düşüyor. lşci düşkün. yoksul (pauper) duruma ge­l iyor ve yoksul luk (pauperism) nüfustan ve zengin l ikten daha hızlı artıyor. Ve işte bu noktada burjuvazinin art ık toplumda egemen sınıf o lma, kendi varl ık koşul larını top­lumun tümüne kabul ettlrme yeteneğinden yoksuniaşmış

Page 62: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

olduğu ortaya çıkıyor. Burjuvazi, yönetecek yetenekte de­ğildir, çünkü kölel ik çerçevesi Içinde bi le kölesinin varl ı­ğını sağlayamamaktadır; çünkü kölesi onu besleyeceı:)i yerde o kölesin i beslemek zorunda kalmakta ve bu duru­ma care bulamamaktadır. Toplum artık burjuvazinin ege­menliği altında yaşayamaz; başka bir deyişle, burjuvazi­nin varlığı artık toplumla bağdaşmamaktadır.

Burjuva sınıfının varlığı ve egemenliği icin vazgeçil­mez koşul. sermayenin oluşması ve büyümesidir. Yani, ser­mayenin koşulu ücretl i emektir. ücretli emek işçiler ara­s ındaki rekabete dayanır ya ln ızca. lticil iğini ister istemez burjuvazinin yaptığı sanayideki gelişim, işçilerin rekabet­ten doğan yaln ızl ık ları yerine omuz omuza vermelerinden doğan birl ikleri koymuştur. Bu nedenle, Modern Sanayinin gelişimi. burjuvazinin üretim yaptığ ı ve mülk sağladığı da­yanağı kesip atmaktadır. O halde, burjuvazinin ürettiğ i . en başta. kendi mezar kazıcılarıdır. Burjuvazinin yıkı l ışı, pro­letaryanın zaferi kadar kaçın ı lmazdır.

Page 63: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

MARX'DAN ENGELS'E 9 NISAN 1963 TARiHLi M EKTUP'tan

l tz ig (lasal le) görüşlerin i içeren ik i b roşür yayın la ­mış bulunuyor. Bereket versin bunları bana göndermedi. Buna karşıl ı k . Leipzig Işçi Kongresi Merkez Konı i lcsi "ne cevap teşkil eden açık mektubunu evvelk i gün bana gön­dermiş . Tavrı -çok önemli , bizden ald ığ ı cümleleri oraya buraya sacm ış- ôdeta geleceğin işçi d iktetörüne yak ış ı r b i r tavır .. Ücret l i emek i le sermaye arasındaki sorunu «ço­cuk oyuncağı» gibi çözüyor. Diyor ki ; işçi ler genel oy hak­k ı iç in a j i tasyon yapmal ı . sonra kendisi g ib i «b i l imin por ­layan k ı l ıc ıy laıı s i lôh lanmış k işi ler i meclise gönder me l id i r. Daha sonra, bu kiş i ler devletin sermayesini saülad ıü ı i şç i fabrikaları kuracak, bu fabr ikalar giderek bütün ülkeyi kapsayacak. . . Bu. gercekten şaşırtıcı biçimde yeni bir görüş! . .

. . . . Send ikalar ın başındak i Bright tarafından düzen ­lenen b ir top lantıya katı ld ım. Br ight bir bağımsızı çok faz la andırıyordu . Ne zaman «Birleşik Devletlerde kral lar . piskoposla r yoktur» dese a l k ı ş tu fan ı başlıyordu . Işçi le ­r in kendi konuşmaları ise fevkalôde. Bu konuşmalarda · burjuvn lüf cambaz l ı k lar ından eser yoktu ve işçi ler ka­pital istlere olan karşı tl ık ların ı pek az giz l iyorlard ı . (Ak l ı ­ma gelmişken söyleyeyim. Peder Br ight da kapital istlere saldırd ı . )

Ing i l iz işe i ler i apaçık s ırıtan burjuva mikrobundan ken­d ilerini ne kadar zamanda kurtaracaklar, bekley ip gör­mel iyiz. Kitab ındaki (5) temel noktaların değindiği d iğer olaylar 1 844'ten bu yana olan gel işmeler tara fından en u fa k ayrınt ı lara dek doğrulanmıştır. Daha sonrak i dönem ic in a ld ığ ım notfarla k i tabı tekrar karşı laştırd ım. Yaln ızca dün­ya tarih in i yarda i le ve cgazetedeki en son i lg inç haber­ler» le ölcen zava l l ı Alman küçük burjuvası böylesine ge­l işmeler söz konusu olduğunda kalkıp yirmi yı l ın bır gün-

83

Page 64: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

den uzun olduğunu düşünebllir. -Ancak i leride Iclerinde yirmi yı l lar bulunduran günler gelebil ir-.

Kitabını okurken, ne kadar yoşlondığ ımızı üzülerek forkettim. Kitabında sorunlar, tereddüte. kuşkulara yer verilmeden, kesin öngörülerle, ne kadar canl ı ve içten ele a l ın ıyor. Ve sonucun, yarın, b i rgün tarihin gün ışığına çı­kacağı hayal i . bütün olon bltene bir sıcakl ık, 'neşe katıyor. -Biraz önceki yaşl ı l ık Işi bununla karşılaştırıld ığında, h iç de hoş olmayon bir terslik doğuruyor-.

Page 65: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

MARX'DAN ENGELS'E 1 8 ŞUBAT 1865 TARiHLI MEKTUP'tan

Işç i s ın ı f ından doğan sendikala rla kurulacak itt i rak­lar ya ln ızca işç i s ın ı f ın ı burjuvaziya karşı mücadelede ör­gü tleme a racı olarak hayati öneme -bu önem bir örnek­le gösteri leb i l i r: sağladık ları haklara. cumhuriyete. rağmen. B irleşik Devletler işei leri b i le sendik•Jsız yapamamaktad ı r­sahip olmakla kalmaz. Bunun yan ısıra; böyle bir ortak l ı k Prusya ve Almanya 'da pol is ve bürokrasinin egemmı l icj in in yen i lgiye uğrat ı lması . k ırsal kesimde Efendi - Uşak Yasası ve Aristokresi Denetimi'nin" paramparça edi lmesi anlamı­na gel ir . K ısacası bunla ı . «vasal lar» ın kurtuluşu ic in , i le­r ic i Parti 'n in ya da ak l ı başında herhangi bir muhal i f bur­j uva partis in in Prusya HükOmetinden. hele hele bir B is­marck Hükumetinden cok dah a önce kabul edebi leceği şey­lerd i r. Buna karşı l ık koopera tif toplu luklara Prusya Kra­l ivet Hükumetince sağlanacak destek -Prusya 'n ın koşul­ları hakkında bi lgisi olan herkes bu desteğ in zorun lu ola ­rak ne kadar yetersiz kalacağını hemen anlar- ekonomik b i r uygulama olarak h içb i r işe yaramayacaktır. Üste l i k b i r vesayet sistemi yaratacak, işçilerin bir böl ü münü bo­zacak, hareketi k ısırlaştıracak tı r. Prusya'daki bur juva par­tisi , «yeni dönemin» başlamasıyle hükOmetin, Prens Re­gent' in de lütfuyla. kucağına düşeceğine içten inandığı icin kendini rezil ett i . Bugü n k ü caresiz durumuna düştü. Eğer Işçi Partisi de Bismarck döneminde, ya da herhangi b i r başka dönemde, kra l ın lutfuyla a lt ın elmalar ın ağzına düşecey in i sanırsa. kendin i çok daha fazla rezi l etmiş ola­cakt ı r. Prusya Hükumetinin Sosyal ist müdahalesi üzeri-

• Efendi -Uşak Yasası: Gesindeordnung. Feodai-Aiaerkil nilelikle hü­küm ve kurallar. Arislokrasl, kendine baOiı olanlara bunları uygu­lamakla mutlak güce sahlpll. Arıstokra5i Denetimi: Adolswirl&chart

F.: 5 15

Page 66: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

ne Losaile'in beslediği tol ihsiz düşleri, sonunda düş k ı­rıkl ığının izleyeceği su götürmez. Olayların mantığı yeri geldiğ inde koNJşacaktır. Ancak; I şçi Partisinin şerefi, sac­malıkları henüz deneylerce ortaya çıkarılmadan bu tür hayallerin reddini gerektirir. Işçi sınıfı ya devrimcidir, ya da hiçbir şey değildir.

Page 67: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

K. MARX - ÜCRET, FIAT VE KAR'dan

Ücretleri Yükseltmek Ya Da Ücret Dü,ü�ünü Engellemek Için Teşebbüse Geeilecek Başlıca Durumlar

Şimdi , ücretleri yükseltmek, ya da ücret düşüşüne karşı dircnmck iç in teşebbüs� geçilecek başl ıca durum­ları d i kkatl i b i r biçimde ele a lal ım.

1 . Gördük ki , emek g ücünün değeri, ya da daha yay­g ın bir deyimle emeğin değeri, zorun lu ihtiyac maddeleri­n in dcQcri yu da bunları üretmek için gerek l i ornek r r ı i k ­tarı ta raf ından bel ir lenmektedir. O halde, bel ir l i b ir ü ll<'e­de, işein in gün lük orta lama ihtiyaclar ın ın değer in i 3 şi­l i n l i k ücre t getiren 6 saatl i k cal ışma bel ir l iyorsa , işç i , gün­lük yaşam eşdeğerini üretmek ic in günde 6 saat çal ışnlOk zorundad ı r. lşgününün tümü 12 saatse, kapita l ist: işc iyP 3 şi l in ödeyerek emeğin in değerini veıecektir. lşgününün yarısında harcanan emek. ödenmemiş emektir ve kôr ora­nı % 100'dür. Şimdi , veriml i l ikteki bir düşüş sonucunda ay­nı miktarda tarımsal ürünü ü retmek icin daha cak emek l<u l lari ı lması gerektiğ in i varsayal ım: böylece ortalama gün­lük ih tiyaçların fiyatı 3 şilinden 4 şi i i ne ç ıkmış olsun. Bu durumda, emeğin değeri üçte biri kadar yani % 33 1 13 ar­tacakt ır. Esk i yaşa m standardına göre , Işçinin günlük ya-• şam eşdeğerini üretmek için işgününün 8 saa ti gerekl i olacaktır. Bu nedenle, artık emek 6 saatten 4 saate, kôr oranı da % 100'den %50'ye düşecektir. Böylece, ücretin in yükselmesinde israr eden işçi, malın ın mal iyetinin artma­sıyle bu artan değeri elde etmeye çal ışan herhangi bir me­ta satıcısı g ib i , emeğinin artan değerini elde etmeye cal ı­şıyar olacaktır. Eğer ücretle r yükselmezse. ya da gerekli maddelerin artan değerin i k.a rşılayacak ölçüde yüksel­mezse, emeğin fiyatı, emeğin değerinin altına düşecek, işçinin yaşam standardı kötüleşecektlr.

Ne var k i . değişiklik karşıt yönde gerçekleşebilir. Emek verim l i l iğ inin artışı sonucunda, aynı miktarda günlük or-

Page 68: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

talama Ihtiyaclar 3 şil inden 2 şiiine düşebillr; !!>aşka de­yişle bu Ihtiyacların eşdeğerini üretmek icin işgününün 6 saati yerine 4 saati gerekebilir. lşci . bu durumda, eski­den 3 şiiine oldıl}ı ihtiyac mallarını 2 şiiine olabilecektir. -Gerçekte, emeğin değeri düşmüitür; ancak, bu düşmüş değer bile öncekiyle aynı miktarda mal olmaya yetmek­tedir- böylece, körlar 3 şil inden 4 şiline, kOr oranı da %1 00'den %200'e yükselecektlr. Işeinin mutlak yaşam standardının aynı düzeyde kalmasına karşıl ık, kapitaliste göre. nıspf ücreti ve nıspi toplumsal durumu kötüleşmlş­tir. lşci n ıspT ücretlerdeki bu düşüşe karşı direnecekse, kendi emeğinin ortan verimlil iğinden pay almakton ve top­lumsol basamaklardaki eski n ıspi durumunu korumaktan başka coresl yoktur. Bu nedenle, Tahıl Yasalarının kaldı­rılmasından sonra, Ingiliz fabrika sahipleri, bu yasalara karşı a j itasyon döneminde verdikleri en sağlam sözleri bl­le çiğneyerek, genel ücret d üzeyinde % 10'1uk bir kısın­tıya g itmişlerdir. Işellerin direnişi başlarda oltedllebllmlş­t i ; ancak, şimdi üzerinde duramayocağrm bazı koşullar sonucunda, koybedilen bu % 10'1ar sonunda geri al ındı.

2. Ihtiyac mallarının değerleri dolayısıyle em�ln de· ğeri aynı kalsa do: daha önce paranın değerinde meyda­na gelen bir değişikl ik sonucunda bunların parasal fiyat­ıarı değişebilir.

örneğin, daha verimli madenierin keşfl ve benzeri olaylar sonucunda, önceleri bir ons altın üretmek Icin gerekli emek, bu kez 2 ons .altın üretir duruma gelebil ir. Bu durumda altının değeri yarı yarıya, ya da %50'ye dü­şecektir. Diğer tüm metoların değerleri, eski porasal fi­yatlarının iki katını temsil edeceğ ine göre, emeğin değer i de eski porasal fiyatının i� i katını temsil edecektir. Ön­celeri 6 şil inle ifade edilen . 1 2 sacıtlik ça l ışma, şimdi 1 2 şllinle ifade edilecektir. Işeının ücn� : , 6 şiiine yükselecek yerde 3 şilinde kalırsa, emeğin parasal fiyatı, emeğin de­ğerinin yalnızca yarısına eşıt olacak ve yaşam standardı korkunç bir biçimde kötüleşecektir.- Ücret yükselir, an­cak bu . yüksel iş altının değerjndeki düşüşle aynı oranda

Page 69: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

olmazsa büyük ya da ufak ölçüde aynı durum doğacak­t ır. Böyle bir durumda, ne emeğin veriminde, ne arz ve talepte. ne de değerlerde değiş ik l ik olacaktır. Bu değer­lerin para cinsinden adları d ış ında hiçbir şey de(jişmeye­cekt ir . I şç in in böyle bir durumla karşı laştığ ında, ücret ie­rin aynı oranda artması ic in ısrar etmemesi gerektiğ in i söylemek . işçiye, somut varl ık lar yerine adlardan oluşan bir ücretle ve tinmesi gerektiğ in i söylemek demektir. Paranın değerinde � zaman bu biçimde bir düşüş görü l ­se. kap ita l is tlerin fırsattan yararlar:ıarak işeileri doland ı r­mak üzere hazırda bekledik ler in i geemiş tar ih tümüyle kanıt lamaktad ır. Ekonomi po l i tik ekallerinden çoğu, yen i alt ın madenier in in bulunması, gümüş madenierin in daha iyi iş let i lmesi ve daha ucuz cıva arzı üzerine, değer l i ma ­denlerin değerinde yeniden b ir düşüş olduğunu öne sü r­mek tedir ler. [Ju görüş , k ı ta üzerinde ücretierin a r t ış ı ic; i n g irişi len genel ve eşzamanl ı mücadeleyi acıklamaktadır.

3. Şimd iye kadar işgününün bel ir l i sın ırları olduğu­nu varsaymıştık. Bununla birl ikte, işgünü kend i başına sa­bit sınırlara sahip deği ld ir. lşgününü fiziksel olarak müm­kün olan en uzur süreye cıkarmak sermayen in sürek l i eğ i l imid ir. Cünkü . artık emek ve bunun sonucu o lan kör iş­günü uzadıc'jı ölçüde yükselecektır. Sermaye . i�qünlin li ımıtmocin nr. ölciide başarı sarjlarsa, sahip c ıkm:nkl ı ı r ı . başka i r ısnnlı ı rın erneği do o ölcü<Jc artacal< l ı r. 1 7. yüt­yılda. ha tta 19. yüzy ı l ı n i lk ücte ik i l ik bölümünde 10 saa t­l ik işgünü Ing i l tere'nin her yanında görülen olağan bir du­rumdu . Asl ında, ingi l iz Aristokrasisinin Ingil iz emckci k i t­le lerine karşı b ir savaşı olan Jakobinlere karş ı savtJşta, sermaye Baküs şen l ikleri yapıp lşgününü 10 saa tten 1 2 . 1 4 , 18 saate cıkardı . Aşırı duygulu biri sayılamayacak Malthus b i le . 1815 yı l ında yayımladığı bir broşürde, rlurı ı ­mun höylc devam etmesi hôl inde ulusun yaşam ın ın kö­künden sors ı lacağını yazıyordu . Yeni icat makinaların yay ­gın laşmasından birkaç y ı l önce, 1 765 cıvarı:ıda, ingiltc­re'de Tıcaret Üzerine Deneme adl ı bir broşür yayımlandı . işçi sın ıf ın ın can düşmanı bu adı bil inmeyen yazar. i�-

G9

Page 70: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

günü sınırlannın genişletilmesinin gereğini savunuyor. Bu a macia sıraladığı öneri ler a rasında, iş evleri kurulması ve bunların cTerör Evleri» gibi işlet i lmesi de var. cTerör Evleri, icin önerdiği işgünü on · Iki saat, bu da 1 832'de ka­pita l istler, siyasi iktisatçılar ve bakanların 12 yaşından kücük cocuklar icin geeerl i ve zorunlu ilôr.ı ettikleri iş­günü süresiydi.

Bu sistemde emek gücünü satmak zorunda olan işcl, bu gücünün kul lanımını , birtakım rasyonel sınırlarda kal­mak şartıyle kapital iste devretmektedir. Işçi, emek gücü­nü yok edilsin diye deği l , doğal yıpranma bir yana, koru· yabilsin diye satar. Işeinin emeğini günlük, haftalık değe­rine göre satması l lkesinde, bu gücün bir günde, bir haf­tada, ik i günlük ya da Iki haftal ık yıpranmaya uğratılma­yacağı anlayışı yatar. 1 000 sterlin değerinde bir makina düşünel im. Eğer bu makina on yılda esk iyorsa, üretimine katkıda bulunduğu mal ların değerine yılda 100 sterlin ek­ler. Eğer beş yılda esk iyorsa . yı lda 200 sterl in ekler. yani y ı l l ık yıpranmasının değeri, t üketi ldiği süre i le ters oran­t ı l ıd ır. Ancak, bir nokta işeiyi makinadon ayırır . Makina, kul lanı l ış oranına tç:ım tamına eşit olarak yıpranmaz. In­san ise, yaptığı Işlerin toplamının gösterdiğinden daha bü­yük bir oranda cöker.

Işçiler, iş gününü eski rasyonel boyutlarına lndirme cabalarıyla , ya da yasalarla saptanmış normal lşgününe uyulmasını kabul ettiremedikleri yerde, fazla iş yükünün sadece sızdırılan fazla iş süresi oranında değil de, daha yüksek oranda bir ücret artışıyle karşı lanması uğraşıla­rında hem kendilerine. hem de sın ıfiarına karşı görevle­rini yapmakt(]dırlar. Bütün bunları yapmakla sermayenin zorbaca gasplarını s ın ırlayabi l i rler. Zaman insanın gel iş­me alanıdır. Harcayacak h ic boş vakti olmayan, uyku, ye­mek vb. fiziksel ihtiyacları g idermeye ayırd ıq ı sü;eler dı­şındaki tüm zamanı kapita l istler hesabına yaptığ ı iş tara­f ından yutu lan insan. b i r yük hayvanından daha aşağıdır. Bu kişi , başkası icin servet üreten bir mal< inodır, bedenen ezi lmiş, insanl ıktan çıkarı lmıştır. Oysa, çağdaş sanayi ta-

70

Page 71: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

r ihinin tümü. sermayenin, b ir engelle karşılaşmadı�ı tak­d irde. bütün işçi sınıfını pervosız ve merhametsizce aşa­ğının en aşağı derecesine Indirmeye cal ıştığını göster­mektedir.

Kapita l ist. iş gününü uzatırkan daha yQksek ücretter ödeyebi l ir. fakat ücretlerdeki artış, sızdırılan daha büyük iş miktarını ve böylece ortaya cıkan emek . gücünün daha hızlı cöküşünü karşılayamıyorsa, em�ln deOerlnl düşür­müş olur. Aynı durum başka bir şekilde de yaratı labi l ir. Burjuva istatistikcileri size. örneğin. lşcl a i lelerinin orto­loma ücretlerinin lancosh l re'de arttı!:)ını söyleyeceklerd i r. Ama şunu eklerneyi unutacoklordır: sadece erkeq in. a i le reisin in deq i l , karısının. belk i 3-4 cocu()unun emeği de kapita l izmin dev tekerlek lerı arasına atılmıştır ve ücret­lerdek i artış toplamı. al leden sızdırılan emek fazlası top­lam ına uymomaktadır.

Fabrikalar yasasıyla bo() l ı bütün sanayi kollarında görü len. işgününün - belir l i s ın ı rları telnde bile. emeğin de­ğerini eski seviyesinde tutabi lmak Icin ücretlerde bir artış gerekl i olab i l i r. Emek yoğunluğunu artırma yoluyla . bir insanın önceden ik i saatte harcadığı hayati gücü bir saat­te harcoması sağlanabi l ir. Bu. bir dereceye kadar Fabri­kalar Yasasına bağl ı sanayi kollarında makinaların h ız­landırı lması ve tek bir Insanın denetlemasi gereken ma­k ina sayısının daha arttırı lması l le ortoya çıkarı lmıştır. Emek yoqunluqunun artırı lması. ya do bir saatte harca­nan emek miktarının coçıaıtı lması. işgününün kısalmasıy­le oldukca orantılı biçimde gellşlyorso, lşcl. yine kazaneli olacaktır. Ama bu sınır fazla aşılacak olursa. lşci bir b l · cimde kozondıqın ı d i�er bicimde kaybeder ve on saatl ik bir işgünü. öncenin on iki saatinden daha yıkıcı olur. Emek yoÇlunludunun artışına uygu n ücret artışları Icin mücade­le ederek sermayenin bu eğilimini engel lemeye calışan lşci. sadece emeqinln yıpranmasına, sınıfının durumunun daha kötıive aitmesine karşı d lrenmektedlr.

4. Hepin izin bildiği gibi kapitalist üretim, burada acıklemaya gerek duymadığım bazı süreli devrelerden ge-

71

Page 72: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

cer. Bu devreler sırasıyle sükunet. g iderek canlanma. re­fah. üretimin aşırı artması. bunal ım ve durgunluktur. Me­tolorın piyasa fiyatları ve piyasa kôr hadleri, bu devreleri bazen orta lamoların a l tına düşerek. bazen de üzerine çı­karak izler. Devrenin tümünü göz önüne o l ırsanız. p iyasa fiyatlarındaki bir sapmanın bir başka sapma ile kopatı l ­d ığ ın ı ve devrenin ortolaması a l ındığ ında metoların piya­sa fiyatlarının onların değerlerine göre düzenlendiğini gö­receksiniz. Öyleyse. piyasa fiyatlarının düştüğü buna l ım ve durgunluk dönemlerinde. işci. işinden atı lmodıyso bi le. mutlaka daha düşük bir ücret olacaktır. Aldanmamak icin. i şçi lerin piyasa fiyatlarının düştüğü oevrelerde bi le, kopi­to l istlerle. ücretlerde ne oranda bir düşüşün gerekl i ol­duğu konusunda pazarlık etmeleri gereki r. Aşırı kôrlor el­de edi len refah dönemlerinde işci . ücret a rtışları icin mü­cadele etmemişse, herhangi bir sınai dönemin orto laması a l ındığ ında. kendi orta loma ücret in i ya da emeğinin de­ğerini bi le koporamoyocaktır. Devrenin kötü dönemlerinde. ücreti zorunlu olarak zarar görmüş işçinin, devrenin re­fah dönemlerinde zarar ın ı kurtaracak karşı l ıktan kendini mahrum etmesin i beklemek büyük apta l l ık olur. Genel ola­rak. bütün metaların değerleri, sürek l i arz ve ta lep dalga­lanmalarından· doğan fiyat değişik l ik lerinin birbirin i ko­patması i le gerçekleşir. Şimd ik i sistemin temelinde, cmc­!) in ele di{jcrlcrl ÇJ ibi hir ınc la oldı ı!iıı i l kosi yo ı or . Doloyı­s ıyle. o da değerinin karşı l ığ ı orta lama bir fiyat bulmak ic in aynı dalga lanmalardan gecmek zorundadır. Emeği b ir yandan meto sayıp, öte yondon meta fiyatların ı düzenle­yici yasa ların d ışında tutmak socmo olur. Köle, geeimini sağlamak ic in kol ıc ı ve bel ir l i b i r miktar a l ı r. ücretl i isei­n in durumu ise fark l ıd ı r. B ir d u rumda, değişik bir baŞka durumda karşı loşabi leceği ücret düşüşünü gidermek icin bi le olsa. ücret · a r i , ;; ı koparmaya cal ışması gerek ir. l şci. eğer kapita l istlerin isteği ve d iktas ın ı kal ıc ı ve değ işmez bir ekonomik yasa olarak kabul etmekle yetinseydi , köle­nin sahip olduğu güvenl ikten bile yararlonamadan. onun tüm sefafet in i paylaşmış olurdu.

·

72

Page 73: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

5. Ele aldığım örneklerin %99'unda ücret artışları icin verilen mücadelenin daha önceki ceğişikllkleri izle­mekten ibaret olduğunu ve bunun, üretim miktarında, eme­ğin verim gücünde, emeğin değerinde, paranın değerin­de, sızdırılan emeğin kapsam ve yoğunluğunda, sanayi dö­nemlerinin çeşitl i devrelerine uyarak beliren arz ve ta lep dolgolonmoiorına bağl ı olon piyasa fiyat dalgalanışlorın­da daha önce meydana gelmiş değişikliklerin zorunlu bir sonucu olduğunu; k ısacası, sermayenil'! daha önceki ey­lemlerine karşı işçilerin gösterdikleri tepkiden oluştuğunu gördünüz. ücret a rtışları icin verilen mücadeleyi bütün bu koşullardan ayrı düşünür ve sadece ücret değişikl ikleri­ne bakıp, bunları doğuran diğer bütün değişikl i kleri atlar­sanız. yanl ış bir önermeden gidip, yanl ış sonuelara va-rırsınız. XIV. Sermaye lle Emek Araeındakl MOcadele ve Sonuçlan

1 . lşci lerin , ücretierin indlrilmesine karşı gösterdik­leri periyodik direnmenin ve ücret artışları elde etmek icin periyodik olarak harcadıkları çabanın ücret sisteminden ayrılmaz olduğunu ve emeğin meta ile aynıtaşması olgu­suna göre bel irlendiğ l , dolayısıyle genel fiyat hareketle­rini düzenleyen yasalara tabi olduğunu gösterdik: ayrıca ücretlerdeki genel artışın çoğunlukla kOr hadlerini düşü­receğini, fakat metaların ortalama fiyatlarını . ya da de­ğerlerin i etki lemeyeceğlni belirttik. Şimdi de, sermaye i le emek arasındaki bu sürekli mücadelede emeğin başarı ka-

. zanma şansının ne olacağı sorusuna gelelim. Soruyu bir genellema ile cevaplandırarak, di!}er bü­

tün metalarınki gibi emeğin piyasa fiyatının da uzun dö­nemde değerine uyarlanacağını; böylece bütün Iniş ve cı­k ış lara rağmen ve ne yaparsa yapsın Işeinin ortalama ola­rak P.meğinin değerini alacağını, emek değerinin aslında emek gücünün değeri olduğunu: emek gücünün ise ken­di bakımı ve yen iden üretilmesi Icin zorunlu yaşam ihti­yaclarının değerine göre saptandığını, zorunlu yaşam ih­tiyaclarının da bunları üretmek icin Istenen emek mikta­rına göre düzenlendiğini söyleyeblllrdlm.

73

Page 74: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

Ne var ki. emek gücünün değerini, ya do emeğin de­ğerini diğer bütün metoların değerinden ayıran öze l l ik ler vardır. Emek gücünün değeri. bir i sadece f iziksel . diğeri ise tarihsel ya do toplumsa l o lmak üzere ik i unsurdan olu­şur. Emek gücünün üst s ın ı rı n ı f iziksel unsur saptar. Yani , kendi bakımı ve üremesi ic in . fiziksel varl ığ ın ı sürdürmek icin. işci sınıf ı . yaşamı ve çoğa lmasın ın vazgeçilmez iht i­yaclarının elde etmek zorundadır. Dolayısıyle, bu zorun lu yaşçım ihtiyaclar ın ın değeri, emek değerinin üst s ın ı rın ı oluşturur. D iğer yandan , işgünü uzunluğunun esnek de olsa bir üst s ın ı rı vard ır . En üst s ın ı r emekçinin fiziksel gü­cü i lc bel i rlen ir. Işeinin hayati gücünün günlük tüketimi bel l i bir noktayı o şarsa. a rtık hergün eskisi kadar güc har­cayamaz olur. Ancak , dediği m gibi bu s ın ı r çok esnektir. H ızla birbirinin yerin i dolduran sağl ıksız ve k ısa ömürlü nesi l ler, emek p iyososın ı , güc lü ve uzun ömürlü bir ne­s i l ler d izisi kadar iyi besleyebi l i r.

Emeğin değeri. bu sadece fiz iksel unsurdan başka, her ülkenin geleneksel yaşam düzeyi i le de belirlenir. Ge­l eneksel yaşam düzeyi sadece fiziksel yaşam değild ir: insan ların içinde yaşad ık ları ve yetişmiş oldukları toplum­sal koşu l lardan doğan bazı istek lerin in doyuru tmasını da içerir . i ngi l iz yaşam düzeyi l rlanda l ı la rınk ine . Alman köy­Jüsünün yaşam düzeyi Livonya köylüsününk ine indiri lebi­l i r. Tarihsel geleneğin ve toplumsal a l ışkan l ı k ların bu yönde oynadık ları rolün önemin i Bay Thornton 'un Nüfus Fazlalıöı uzerine yazd ığ ı eserden öğrenebil irsiniz. Yazar eserinde, ingi l tere'nin çeş i t l i tarımsal bölgeler inneki orta­lama ücret lerin , bugün bi le . bu bölgelerin toprak kölel i­ğ inden lserf l ik ten) kurtu lduk ları zaman ic inde bulunduk­ları koşu l lar ın iyi ya da kötü olmasına göre. az ya da cok fark l ı olduğunu gösteriyor.

Emeğin değerine g i ren bu tarihse l , ya da toplumsal unsur genişleti lebi l ir, ya da geriye sadece fizi ksel unsur kalacak biçimde Y<?k edi lebi l i r. Uslanmaz vergi y iyici ve görevsiz maaşl ı George Rose'un deyişiyle, kutsal dinimi­zin bahşett iği tese l l i leri Fransız kôfirlerinin sa ld ı rı larından

74

Page 75: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

korumak icin girişilen Jakobln'lere karşı savaş zamanın­da, önceki böl ümlerden birinde kendilerinden iy i bir di l le sözettiğ imiz namuslu Ingi l iz çiftçileri, tarım Işeilerin in üc­retlerini bu sırf fiziksel sınınn bile al tına indirerek, işçi sınıf ının fiziksel olarak korunması Icin zorunlu şeyleri fa­kirler icin c ıkarılan yasalarla örtmeye cal ıştı l�r. ücretl i işeiyi köle. Şekspir'in özgü r ve mağrur köylüsünü de. dev­letçe beslenen bir yoksul durumuna getirmek için parlak bir buluştu bu.

Değişik ülkelerdeki ve bir ü lkenin değişik tarihsel de­virlerindeki normal ücretler, yani emeğin değe_rl karşı laş­tırı ldığında, d iğer bütün meta ların değeri aynı kalsa bi le emek değerinin sabit olmayıp, değişken bir boyuta sah ip olduğu görü lür.

Buna pa ralel bir başka karşılaştırma sadece piyasa­daki kar ha<J iorlnln değil , ortalama hadierin de değlşkcn ­l iğini kanıtlayacaktır.

Karlara gel ince, bunların en alt sınırını septayan bir yasa yoktur. Bunların en son düşme sınırını koyamayız. Bu sın ırı neden saptayamayız? Çünkü, asgari ücretleri saptamak mümkün ise de, en yüksek ücreti bilemeyiz. Sa­dece şunu söyleyebiliriz: Bel irl i uzunluktaki işgünü sın ır­ları içinde, -en yüksek kar, ücretierin en alt fizyolojik sını­rında gerçek leşir, ücretleri veri olarak alırsak. en yüksek kar işgününün. işeinin fizik gücünün dayanabild iğ i kadar uzatılması biçimindedir. Kôrların en yükseğl , böylece, üc­retlerin en alt fiziksel sınırı ve lşgününün fiziksel en üst sınırı ile kısıtlanmıştır. En yüksek kör haddinin bu iki sı­nırı arasında cok çeşitl i oynamaların olacağı açıktı r. Kôr haddinin taoı olarak tesbiti sermaye ve emek arasındaki sürek l i mücadelede cözümlenir: kapitalist her zaman üc­retleri en alt fiziksel sın ırına indirme, lşgününü de en üst f iz iksel sınır ına çıkarma eğil imindedir, Işçi Ise daima ters yönde baskı yapar.

Son durum. mücadele eden iki tarafın gücü ile cö­zümlenir.

Page 76: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

2. Diğer bütün ü lkelerde olduğu gibi , Ing i l tere'de de işgününün sınıriandın iması ancak yasal müdahale i le dü­zenlenebilmiştir. Emekcilerin d ışarıdan devam l ı baskıları

, olmasaydı , bu müdahale gerçekleşemezdi . Bu sonuc. iş­çilerle kapitalistler arasındo yapı lacak özel an laşmalarla h içbir şekilde elde edi lemezd i . Işte genel politik eylemin bu gerekl i l iğ i , sermayenin, sadece ekonomik eylemde bile daha g üçlü olduğunun kanıtıdır.

Emek değerinin sınırlarına gel ince, bunların saptan­ması daima arz ve talebe dayanı r. Yani . kapita l istlerden gelen emek talebi ve işçiler tarafından yapı lan emek a rzı­n ı kastediyorum. Sömürge ülkelerdeki arz ve talep yasa­ları emekçinin yararına işler. B i rleşik Devletlerde ücretierin n isbeten yüksel< düzeyde olması bu yüzdendir. Sermaye ne kadar çaba harcosa , ücret l i işçilerin sürek l i olarak. kendi kendilerine yeterl i , bağımsız köylülere dönüşmesiy­le sermaye piyasasın ı boşaltmalar ın ı engel leyemez. Üc­retl i işçi l ik durumu, Amerikan ha lk ın ın çok büyük bir k ıs­mı icin k ısa. ya do uzunca bir dönemde terkedeceklerin­den emin oldukları geçici bir döncmdir (6) . Babacan ing i l iz Hükümeti . sömürgelerdeki bu durumu düzeltmek amacıy­la . çağdaş sömürgeleştirme kuramı olarak bi l inen ve üc­ret l i işeinin cabucak bağımsız köylüye dönüşmesini en­gel lemek üzere sömürgelerde toprak fiyatını sun'i olarak yükseltmekten ibaret olan b ir düşünceyi bir süre ben im­sedi .

Gelel im sermayenin tüm üretim sürecine egemen ol ­duğu medeni ülkelere. Örneğ in . 1 849'dan 1 859'a kadar In ­g i i tere'de tarım işei lerinin ücretlerindeki ortışı e le o la l ım. Bunun sonucları ne o lmuştu r? Çiftçi ler, dostumuz Wes­ton 'un onlara öğütlayeceğ i g ibi ne buğdayın değerin i , ne de piyasa fiyatını ylikseltebi ld i ler. Tersine, bun lar ın dü­şüşünü kabu l . etmek zorunda ka ld ı lar. Fakat. bu on bir y ı l süresinde ciftci ler. çeşitl i ma k ina ları ku l lanmaya başladı­lar, daha bi l imsel yöntemler uyguladı lor, ta rıma uygun toprak lordan bir k ısmını meraya dönüştürdü ler. ç i ftl ik ler i ­n i genişletti ler ve böylece üretim hacmini a rtt ırd ı lar. Ç i ft-

76

Page 77: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

ciler, bunlar ve daha başka Işlemlerle · emeOin üretken gü­cünü arttırarak emeğe olan talebi azalttıklarından. tarım­sal işci nüfusunda yeniden bir n lspi fazlal ık meydana ge­tirmiş oldu lar. Işte. durmuş oturmuş ülkelerde, sermaye­nin ücret artışlarına karşı h ız la, ya da daha yavaş biç im­de gösterdiği tepki bu genel yöntem uyarınca olur. Ricar­do'nun cak doğru olarak belirttiği gibi. makina emek i le aevamlı rekabet hal indedir ve çoğu kez. ancak emeğin fi­yatı bell i bir yüksekl iğe eriştiği zaman kullanılmaya baş­lanabil ir. Ancak. makina kul lanımı, emeğin üretken gücü­nü arttırmaya yarayan çeşit l i yöntemlerden sadece bir ta­nesidir. Düz ernekte n ısbi bir bolluk yaratan bu gel işme, öbür yandan kalifiye emeği basi tleştlrir ve böylece de­ğerini düşürür.

Aynı yasa başka bir biçim de a labi l i r. Emeğin üret­ken gücündeki gel işme sonucunda cok yüksek ücret had­lerir.e rağmen sermaye birikimi h ızlanır. Buna bakarak. modern sanayiin henüz başlang ıç devresinde yaşamış olan Adam Smith'in düşündüğü gibi, hızlanan sermaye bi­r ikiminin, emek ta lebinde bir artış sağlamak yoluyla . den­geyi işeiden yana cevireceğ l sonucuna varı labi l ir . Yine bu yüzden, pek cak çağdaş yazar, şu son yirmi yıl süre­sinde Ingil iz sermayesi Ingil iz nüfusundan cak daha hızl ı biçimde arttığı halde ücretierin daha yükseltllmemesi kar­şısında hayrete düşmüşlerdlr. Fakat sermaye birik imi i le aynı zamanda sermayenin terkibinde gittikçe artan bir değişme olur. Toplam sermayenin, sabit sermaye, maki­na. ham madde ve her ceşl t üretim araçlarından oluşan bölümü. emeğin satın al ınması ya da ücretiere harcanqn diğer bölümüne k ıyasla gittikce a rtar. Bu yasa. Bay Bar­ton. Ricardo. Sismondl, Profesör Richard Jones. Profesör Ramsay, Cherbuliez ve diğerleri tarafından oldukca doğ­ru bicimde bel irtil miştir.

Sermayenin bu iki unsuru arasındaki orantı başlan­g ıçta 1 : 1 iken . sanayideki ilerleme yüzundan daha sonra 5 : 1 vs. olacaktır. SOO'luk bir toplam sermayenin 300'ü ge­reçlere. ham madde vb., 300'ü de ucretlere yatınlmakta

71

Page 78: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

ise. 300 yerine SOO işçi l i k b i r talep yaratmak icin toplam sermayeyi sadece ik i katına cıkarmak yeterl idir. Fakat. SOO'lük bir sermayenin 500'ü makina. ham matlde vs. ye, 1 00'ü de ücretiere yatı rı l mışsa . 300 yerine 600 işçi l ik b ir ta lep yaratmak iç in sermayenin SOO'den 3.600'e cıkarı l ­ması zorunludur. Demek ki sanayi in gel i şmesinde e meğe duyulan talep, sermaye b ir ik imiyle aynı h ızda g itmez. Bu talep mutlaka a rtacaktır, a ncak sermaye artışına k ıyasla d urmadan azalan oranda a rtacaktır. Şu birkoc acıklarno­nın da yeterince gösterd iğ i g ibi , modern sanayiin gel işme­si, teraz inin kefesini işçinin zararına olara k g iderek daha fazla kapital istten yana eğecektir. Kapital ist ü retimin ge­nel eği l imi . orta lama ücret seviyesini yükseltmek deği l , tersine düşürmek, yani . emeğin değerini nerdeyse e n alt sınırına indirmektir. Ancak, bu s istemdeki olguların eği l imi böyledir d iye, işci s ın ıfın ın . sermayenin sald ı rı la rına karşı d i ren işten vazgeçmesi ve d urumunu geçici olarak düzelt­mek a macıyla el ine geçen f ırsatları değerlendirmemesi m i gerekir? Işçi s ın ıfı böyle yapacak olursa . kendini kurtu­l uş umudu ka lmamış ezik b ir yaratık lor k itlesi düzeyine indirecektir. lşci s ın ıf ın ın standard ücretler ıığ runo ver­d iğ i mücadelenin ücret sistemin in bütününden ayrılmaz olaylar olduğunu. ücretleri yükseltme çabalarının % 99'u­nun emeğe verilen bel l i bir değerin korunması yolundaki çı i riş imlorden oluştuöunu ve emeklerinin eleğerini kapita­l istlerle tartışmak ihtiyacın ı n . işç i s ın ı f ın ı kendini b ir meto g ib i satmaya zorlayon koşul larda sa k l ı bulunduğunu gös­terd im sanırım . lşci s ın ı f ı , sermaye ile olan günlük çatış­masında taviz verirse. daha büyük hareketlere g i rişrnek olanacından kendini yoksun b ı rakmış ol ur.

Aynı za manda ve ücret s istemin in getirdiği genel kö­leleştirmenin d ışında olara k , işçi ler, bu günlük mücade­le lerinin n iha! sonucların ı a bartmomal ıd ırlar. Sonuclan doğuran nedenl erle deği l de. sadece sonuçlarla mücadele ett ik ler ini . d üşüş hareketini b iraz geciktird ik ler ini a ma yö­nünü değiştirmedik ler in i , hasta l ığ ı iyi leşti rmeden sadece yatıştır ıcı ca reler uygu lodık lar ın ı unutmamal ıd ırlar. Yani .

78

Page 79: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

sermayenin h iç bitmeyen saldırılarından, ya da piyasa dei:)işi k l i k lerinden doğan koc ın ı lmaz küçük savaşlara ken ­di lerini büsbütün kaptırmamalıdırlar. Şimdiki sistemin on­lara zorla yiik lediği bütün sefalete rağmen. bir yandan da ekonomik yönden toplumun yeniden kurulması Icin gerek l i maddi koşulları ve toplumsal biçimleri doğurduğunu işei­ler anlamalıdı r lar. Işçi ler bayraklarına tutucu bir deyiş olan: «Adil bir işgününe karşı l ık ôdil ücretler!ıı sözlerini yazacak larına şu devrimci sloganı yazmal ıdırlar: «Ücret sistemi kaldırı lsın !ıı

Bu cok uzun ve korkarım yorucu olan , fakat konuyu doyurucu biçimde acıklayabi lmem Icin mecbur kaldığım serg i lemeden sonra. aşağıdaki kararların kabulünü öne­rerek sözlerim i bağlayacağ ım :

1 . Ücret oranlarında genel b i r artış, genel kôr ora­nında bir düşüşe yol acar, ama coğunlukla meta fiyat­ların ı etk ilemez.

2. Kapitalist üretimin genel eğil imi ortalama ücret seviyesin i yükseltmek değil, düşürmektlr.

3. lşci send ikaları, sermaye saldıriarına karşı direniş merkezleri olarak görevlerini yaparlar. Kısmen başarısır olmalarının nedeni , güclerin i akı lsızca kullonmalorındandır. Sendika lar, mevcut sistemin doğurdu�u etkilere karşı kü­çük küçük çarpışmalardan Ibaret bir savaş yürütmekle yetinip, bunları yaparken aynı andu, sıstemi değiştirmeye u�raşmadık ları . örgütlü güclerini emekcr sın ıfın nihai kur­tuluşu. yani ücret sisteminin tümüyle yok edilmesi icin bir maniveld olarak kullanmadıklan zaman genell lkle başarı­sız olurlar.

Page 80: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

K. MARX - GECICI GENEL KONSEV DELEGELERI ICIN DIREKTiFLER (1866, CEN OVA KONGRESI)

Sendikalar: Geçmlşlerl, Bugünkü Durumları ve Gelecekleri

a) Geçmişleri : Emek g ü ctınden başka birşeye sahip olmayan ışçıye

karşı l ı k . sermaye yoğunla şmış bir toplumsal g üçtür. Do­layısıyla, sermaye ve emek orasındaki pazarl ı k hiç bir za­man ôdil koşul larda meydana gel mez. Yaşamın ve emeğin maddi a raçlarını b i r yana. üretimin vazgeçil mez g üçlerini karşı yana veren bir top lum anlayışı ac ısından bi le bu d urum adi l deği ld i r . Işçi lerin tek toplu msal g ücü sayı ları­d ı r. Ne var ki , sayı larının gücü de dağın ık l ı k yüzünden k ı ­rı l mıştır. I şç i lerin dağın ık i iğ ı k endi aralarındaki kaçınılmaz rekabet tarafından yarat ı l ı r ve beslenir.

Sendika ların doğuşu. kendi lerini h iç olmazsa esir du­rumundan bir parça olsun k u rtaracak pazarl ık koşul larına sahip olabilmek icin işçilerin bu rekabeti yok etmek. ya do en azından sın ır lamak icin başvurduk ları kendi l iğ inden g i rişimlerden kaynaklan ır. Demek ki, sendikoların i lk he­defi. gün lük ihtiyaçlara. sermayenin a rd ı a rkası kesi lmez saldır ı larını engel leme yol l a rıy la, k ısacası ücret ve işgünü uzunluğu sorunlarıyla s ın ır l ı ka lm ıştır. Sendikaların bu ey­lemi ya ln ızca meşru değ i l , aynı za manda gerekl id ir. Gü­n ümüzün ü retim sistemi son bulmedıkça bu eylemden vazgeçilemez. Ta m tersine. bu eyl em. tüm ü lkelerde sen­d ikaların kuru lması ve bir leşmesiyle genel leşt i ri lmel id ir. Sendikalar. buna karşı l ık , kendileri de farkına varmadan. ortaçağ belediyeleri ve komünlerinin orta s ın ı fa sağladığ ı cinsten örgütlenme merkezleri oluşturmuşlardır . Sendika­lar. emek ve sermaye arasındaki geri l la savaşları bakımın­dan gerek l iyseler, ücretli emek ve sermaye egemenliği düzenini değiştirmenin örgütlü araçları olarak daha da gereklidiri er.

80

Page 81: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

b) Bugünkü Durumları : . Sermaye karşısında yerel ve ôcil mücadelelere ken­

d i lerini aşır ı ö lçüde sın ırlayan sendikalar, ücret kölel iq l düzenine karşı ç ıkma güclerinin farkına henüz kendi leri de tam olarak va ramamışlard ır. Bu yüzden genel toplu m ­s a l v e siyasi hareketlerden pek uzakta durmuşlardır. An­ca k. gee de olsa uyanmakta, büyük tarihi görevlerinin b i­l incine varmo ktadırlar. Bunu n bel irti leri, Ingi ltere'de yeni bir siyasi harekete katı l malarındo, Birleşik Devletlerde gö­revleri konusunda daha geniş bir görüşa u laşmalarında va sendika delegelerinin daha geeenierde Sheffield 'de yap­t ık ları büyü k konferansta a l ınan şu kararda görü l mekted ir:

« Enternasyonal in, tüm ü l kelerin emekcilerin i tek bir kardeşl ik bağ ı i le birleştirmeye yönel ik çabalarını bCıtü­nüyle takdir eden konferansım ız, burada temsi l edi lmekte olan tüm toplu luk lara , tüm emekçi halk ın gelişmesi ve m utluluğu için gerek l i l iğ ine inanarak, Enternasyonale ka­t ı lma la rını içtenl ik le önerir.ı

c) Gelecekleri : (Sendikalar) özgCın amaclarının yanısıra. artık. daha

büyük C!karları olan tam kurtuluş icin işci sınıf ını örgü t­leme merkezleri olarak bi l inele hareket etmeyi öğrenme­l idirler. Bu amaca yönelik her toplumsol ve polit ik haro­kete yard ımcı olmal ıdır lar. (Böylece) kendilerin i tüm işcl s ın ıf ın ın temsi lc i leri ve savunucuları sayarak ve böyle dav­ranarak bir l iğin d ışında kolanları do saflarına kotmoyı bo­şaracaklardır. Ayrıca l ı koşul lar yüzünden güçsüz lük leri gö­rülen tarım işei leri gibi, en d üşük Cıcretl i işkol lorındakl iş­ç i lerin cıkarlarını d ikkatle sovunmal ıdırlor. Çabaların ın . dar ve bencil o lmayıp, ezilen mi lyonların kurtuluşuno yönel i k olduğuna dünyayı lnondırmal ıdırlor.

Page 82: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

K. MARX - KAPITAL · 1. CIL T'den (1867)

M61kaCızlettlrtlenlere Ka,..ı Yncılar

. . . ücretli emekle l igi l i yasolar (bu yasolar Ilk çıktık­lorında işçilerin sömürülmesini hedef al ıyordu: daha son­raları. gelıştirildlklerinde de bu nitelikleri koybolmodı, yine lşci düşmonıydılor) l l l . Edward'ın cStotute of Lobourers• 'ı l le başladı. Fransa do 1350 yılında Kral John adına çıko­rılan yasa da bunun bir yonsımosıdır. Ingiltere ve Fran­sadaki bu yasolar birbirine poroleldir. Ikisi de aynı anlamı taşır. Yasalar. işgücünün zorla uzattimesına i l işkin olduk­lerı sürece burada yeniden ele alınmayacaktır; bu sorun üzerinde daha önce durulmuştu.

cStatute of Lobourers• . Avom Kamerasının sürekli ıs­rarlorıylo çıkarıldı. Muhafazakarlardon biri safco şöyle di­yordu: «Önceleri yoksullar. sonayi ve zenginl iğ i tehdit ede­cek kadar yüksek ücret Isterdi . Oysa daha sonra, bunla­rın ücretleri o kadar düştü ki, bu durum sanayi ve zengin­J ik Icin eşit ölçüde. belki de daha büyük bir tehdit oldu çıktı; ancak başka bir yoldan.. Şehirler ve k ı rsal bölgeler­de, parça başına ç�l ı şma ve günlük ça l ışmaya göre üc­retleri septayan çizelgeler yasayla bel irlenmişti. Tarım iş­çileri emeklerini bir yıl l ıOına satıyordu, şehirdekiler Ise caçık pazarda• . Vasayla saptanandan daha yüksek ücret vermek yasaktı. cezası da hapse atılmaktı. Ancak, yüksek ücret kabul eden, verenden daha sert bir biçimde ceza­landırıl ıyordu. El izabeth'in Cırokl ık Vasasının 1 8. ve 19. bölümlerinde, yüksek ücret ödeyene 1 0 gün hapis cezası veril irken. bu ücretleri kabul edenlere veri len ceza 21 gün hopisti. 1360'do çıkarılan bir kararnome cezaları oğ ırloş­tırdı. Potronloro . gel memekte dire·ıenlere dayak cezası uygulayarak. yasalorco belirlenen (·<:ret düzeyinde zorla rşcl cal ıştırmo yetkisi tanındı. Inşaater ve marangozların kt'ndi aralarında bütünleştiklerl birl i k . sözleşme. yemin vb. nın tümü gecersiz ilan edildi. lşcilerin bir l ik oluşturmolo­rınu, 14. yüzyıldan sendikaları yasakloyan yasoların kaldı·

82

Page 83: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

-rı ldığı 1 825 yıl ına kcidar ağır birsuc gözüyle bakı ld ı . 1 349 lşci Kararnamesinin özü ve icerdiOI hükümler açı kca şı ınu gösteriyor: Devlet. gercekten azami ücretleri saptamak tcr, ancak asgarı ücretıcra I l işkin hlc bir şey yaprnanıc ıktad ı r.

Bi l indiği gibi , 1 6. yüzyılda Işçilerin durumu çok daha kötüleşmişti. Gerçi ücretler artmıştı, ama paranın değer kaybını ve bunun sonucunda fiyat yükselişini etkisiz b ıra­kacak ölçüde değil . Öyleyse. gerçekte ücretler düşmüş­tü. ücretleri düşük düzeyde tutan yasalar da yürürlüktey­di, hemde «h iç k imsenin Işe almak isttıınediği» k işilerin damgalanması. kulak kesme gibi işlemlerle birl ikte. Cırak-. l ık yasası uyarınca. sulh hakimlerine. ücretleri saptama, mevsime ve fiyatlara göre bu ücretlerde değişikl ik yapma yetkisi veri l iyordu. 1 . James. bu yasaları , dokumacıları , eğiricileri. k ısacası her kategoriden Işç iyi kapsayacak bi­çimde genişletti. (71 1 . George, işçilerin imalatçı lara kar­şı birl ik oluşturmalarını yasaklayan yasaların kapsamını genişletti. Manifaktür döneminde kapital ist üretim bicimi, ücretierin yasalarla düzenlenmesini gereksiz olduğu kada r olanaksız da k ı lacak ölçüde güclenmişti; ancak. eqemen sınıflar. buna gerek duyulması d urumunda eski si lahların­dan yoksun kalmayı göze alamazlardı. Bu arada l l . Geor­ge. Londra ve çevresindeki terzı ustalarına. genel yas du­rumları dışında. 2 şil in 7.5 penlden yüksek günlük ücret ödenmesin i yasakhyordu. l l l . George ipek dokumacı1orı­nın ücretlerinin düzenlenmesini sulh hakimlerine bıraktı. 1 706'da. sulh hakimlerinin ücre tler hakkındaki yargı larının tarım dışında calışanlar Icin de qecerır olup olmadıı'j ın r sonuca bru'jlamak Ic in Iki üst mahkemenin karnrı cır.rr�k 1 -

yordu. 1 7fl9 yıl ında parlnmento. lskoc Işellerinin ücrellr.ri­nin cırakl ık yasası ve 1 661 ve 1 67 1 de cıkarılan iki yo!'>a tarafınrlan düzenlen mesinin devam edeceölnl karara boq­ladı. Bıitün bunlar olup biterken. koşullann tıimüvle nnc;ı l deqiştiqi. Avom Kamarasrndo o güne kadar qörıilmemiş hir olavrn gercekleşmesiyle ortaya cıktı. Avam Kamarasr. 400 yıldan uzun süredir. h lcbir blclmde asılmaması aereken azami ücret düzeyi üzerine yasalar çıkarmıştı . 1 796 yı l ın-

Page 84: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

da. aynı mecl istEl Whltebread tarım Işeileri icin asgarı üc­ret septanmasını önerdi . Pltt buna karşı cıktı, ancak cyok­sulların durumunun feci• oldul)unu kendisi de kabul etti. Sonunda, 1813 yıl ında. ücretleri sınırlayan yasalar

· kaldı­

rı ldı . Bunlar zaten sacmalıktan öte şeyler del)lldi ; çünkü kapital ist, fabrikasını bizzat kendisi yönetiyor, toplanan sadokalario tarım Işeiterinin ücreti zorunlu asgarı düzeye çıkarılabll iyordu: 1� yasalarının patronlo lşcl arasındaki sözleşmelere. Işten çıkarma bildirimi ve benzeri konulara I l işkin hükümleri, sözleşmeyl bozan potrono karşı ancak sulh davası acmo hakkı tanırken. aynı Işi yapan Işeiye kar­şı ceza davası acılmasına Izin veriyordu. Bu hükümler bu­gün de (1873) bütünüyle yQrürlüktedir. Birl ikleri hedef olon barborca yasalar, 1 825 yı l ında, proletaryanın korkutucu karorlı l ıAı karşısında geri a l ındı . Kaldırıldı ama. bu ls bö­ICım bölüm percekleştl. Bu yasoların bazı püzel lm bölüm­leri ancak 1 859'da yok oldu. Sonunda. Parlamentonun 29 Haziran 1871 tarihl i kora rı sendikaları yasal olarak tonı­yorok, görüneışte bu yasoların son kalıntı larını do vok edi­yordu. Oysa aynı tarihli bir Parlamento korarı (şiddet. teh­dit ve tahribe i l işkin cezal hükümleri de�iştiren bir karar­dı bu) gercekte. �sklyl yeni bir bicim vererek yeniden conlandırıyordu. Böylece. Işellerin herhangi bir prev ya da lokavt s ırasında kullanocakları araclar. her yurttaşın sahip oldu�u haklar arasındon cıkarı torak ceza yasasında belir­tilen suclar durumuna petlrlld iler. Bunların yorumu Ise sulh hakimleri olarak petronlara düsüyordu. Oysa Iki yıl önce ayn ı Avam Kamerası ve aynı Gladstone o ünlü dolamboc­sız tavrıyla işçi sınıf ını hedef alan aşırı n itel ikte tüm cezal m üeyidelerln kaldırılması Icin öneri getirmekteydl . Ancak bu önerinin mecl iste ikinci kez okunmasından öteve gldi­lemedl . Böylece. « Büyük Liberal Portb sonunda Muhafa­zakarlarta birleşerek kendini Iktidara getiren proleteryaya

. karşı tavır alma cesaretını gösterineeye kadar sorun sü­rüncemede bırak ıldı. « Buyük L!t.eral Parti• bu thanetiyle de tatmin olmamıştı ; öteden beri egemen sınıfların sada­ketle hizmetinde bulunan hekimlere, dltne• ye karşı eski

Page 85: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

yasaları bulup ç ıkararak bunları işçi dayanışmasına uygu­lama hakkı tan ındı . Görüyoruz k i . Ing i l iz Parlamentosu. sendikalar ve g reviere karşı yasalardan kend i isteğ i dı­şında ve yığınların baskısı a l t ında vazgecmek zorunda kal­mıştır; o da 500 yıl süreyle işei lere karşı kapita l istler in b irl iğ in i hayasız b i r benc i l l i k le temsil ett ikten son ra .

Devrimin henüz i l k patla malar ı duyuluyordu k i , Fran­sız burjuvazisi . daha yeni e lde ettik leri b i r l ik kurma hakkın ı işçi ler in el inden a l maya kal k ıştı . 14 Haziran 1791 ta ri h l i b ir. kararla işçi b ir l ikleri «özgürl ü ğ e ve Insan Hakları Bi ld irge­sine karşı g i r iş imler» olarak i lan edild i ; bunun müeyyidesi de 500 l ivre pa ra cezası i le bir l ikte 1 yıl için vatanda ş l ı k hak larından yoksun bıro kı lma I d i . Kral iyet !J i lcleri değ i ş t i. devrimler oldu a ma, sermaye l le emek arasındak i müca­deleyi devlet zoruyle sermaye için elveriş l i alanla ra s ın ı r­layan bu hüküm değişm_edi . Terör Devri bi le dokunamadı bu hükme. Sonunda. oldu kca yak ın bir zamanda, ceza ya� sasından ç ıkar ı ld ı . Bu burjuva hükümet darbesinin gerek­cesinden daha i lg inç bir şey olamaz. Araştı rma Komitesi raportörü Chapel i ler şöyle d iyor: a ücretler bugünkünden biraz daha yüksek olma l ıd ır. : . . öyle bir düzeyde olmal ıd ır k i . ücreti alan k iş i yaşaması Için gerek l i maddeleri temin edebi lmek ic in düştüğü ve hemen hemen köle l ik le aynı olan mutlak bağ ı ml ı l ı ktan ku rtulabi lsin» .. Ancak yine de işci ler. ne kendi cıkarlarını kavrayacak duruma gelmel i . ne rle ortak laşa hareket edip «hemen hemen kôlel ikle aynı olan mutlak bağıml ı l ı ktan» bir parça olsun kurtulmaya cal ışma­l ıd ı rlar . . Cünkü, böyle yaparlarsa. «dünkü sah ip lerin in . bu­günkü g iriş imci lerininJ özgü rl üğüne zarar vereceklerd ir ; çünkü, patren bir l ik lerinin despo.t lzmine karşı bir leşme -bi l in baka l ım neymiş?- Fransız Anayasasıyla kaldır ı­lan bir l ik lerin ihyasıdır. ·

Page 86: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

Pol itikaya kayıtsızl ığın havarileri görüşlerin i böylesine ocık bir biçimde yansıtsalardı ne olurdu? Hic kuşkusuz, iş­ci sınıfı, savaş a racıarının tümü mevcut toplumdan sağ­lanıyor d iye, mücadelenin kocın ı l maz koşul lar ı , bu toplum bilimcilerin Özgürlük, Otonomi ve Anarşi adını verdik leri idealist hayal lere [ne yazık ki] uymuyor d iye kendilerine her türlü gercek mücadele yöntemini yasaklayacak kadar aptal ya da saf olan bu burjuva akademisyenlere yol ve­rir, söylediklerinden de pek a l ın ı rdı� Ancak, bugün işçi sı­nıf ı ha reketi öylesine güçlüdür k i , bu sekter hayırseverler, pol it ik mücadele konusunda durmadan tekrarladıkları büyük gercekleri ekonomik m ücadele icin söylemeye cü ret edememektedirler. Henüz bu gercekleri grevlere. biriik­Iere ve sendikalara. kadın ve cocuk işcllcrl , iş saatlerinin kısalt ı l masını konu alan yasalara vb. vb. uygulayamaya­cak kadar tabansızdırlar.

Bakalım bu kez de iyi geleneklere, a lca k gönül lü lü­ğe, iy i n iyete ve ebedi i lkelere başvuracaklar m ı , göreceğ iz!

Toplumsal koşu l lar henüz işci s ınıfına mi l itan bir ni- . tel ik kazandıraca k kadar gel işmemiş olduğundan, i lk sos­yal istler ( Fourier, Owen, Saint-Simon ve ötek i ler) ister is­temez geleceq in ideal toplumu düşlerine baqlanmışlar, iş­çi lerin, durumlarını bir parça olsun düzeltmek icin g iriş­t ikleri grev, birl i k ve siyasal hareket g ibi eylemleri bir ya­na ltmişlerdir. Ancak, kimyacı ların . babaları olan ilk k im­yacıları (simyacı lar) yadsımaya hakları olmad ığ ı g ibi bi­zim de bu kişi leri yadsımaya hakkımız olmasa bi le, hiç ol­mazsa onların hatôlarını tekrarlamaktan kacınabil iriz; cünkü biz de aynı hatôlara düşersek bunun mazereti yoktur.

Ancak, da ha sonraları -1 839'da- işci s ın ıf ın ın pol i­tik ve ekonomik hareketinin oldukca belirgin bir n itel iğe kavuştuğu Ingi l terade -Owen'in talebelerinden olan ve «mutualismıı i ·Pıoudhon'dan cak önce bulan- Bray, Işçi­nin Hatö ları ve Işçinin Çözümü adl ı bir kitap yayınladı .

Bu kitabın, günümüzdeki mücadelenin elde etmeyi umduğu tüm çözüm yol ların ın yetersizliğine değinen bir

Page 87: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

mülk sahibi s ın ıf lar tarafından kurulmuş bütün eski par­ti ler d ışında ve on lara karşı, kendi bağımsız pol i t i k por ll ­sini oluşturmak olduğunu ;

lşcl s ın ı f ın ın b i r siyasal parti hal inde örgütlenmesin in sosyal devrim ve onun n ihQi h edefi olon sın ı flar ın ortadan kald ırı lmasın ı sağ lamak icin zorunlu olduğunu;

lşci s ın ı f ın ın . ek onomik m ücadelede bir leşt ird iği gü­cünü , aynı zamonda topra k oğaların ın ve kapital ist lerin siyos.:: ; i k t ida rına karşı bir man ivelo gibi kul lanması gerek­tiğini . gözön ü n e a larak;

Enternasyonal , üyelerine: lşc i s ın ı f ın ın ic inde bulunduğu bu mil iton duru mda

ekonomik hareket le pol i t ik eylemin ayrı lmaz bir bütün olduğunu hatırlat ır.

Page 88: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

MARX'DAN BOLTE'A 23 KASIM 1871 TARIHLI MEKTUP'tan

Sosyol ist ya do yarı sosyolist grupcukların yer!n1, Işçi sınıfının gercek mücadele örgütünün olması omoçlanc:rok Enternasyonal kuruldu. Özgün tüzüOü ve açılış konuşması bunu lik bakışta gösteriyor. Ancak, tarihin a kışı sekter or­tamı daha önce yerle bir etmemiş olsaydı , Enternasyonal­ciler tutunamozlordı . Sosyol ist grupcuklar ortamının ge­lişmesi her zaman gercek işçi sın ıfı hareketinin gelişmesı­ne ters orantılı olmuştur. Grupcuklar (tarihi olarak) var­lıklorını haklı cıkorobll lyorlorso, işçi sınıfı bo�ımsız tarihi eylemi Icin henüz olgunlaşmamış demektir. lşci sınıfı bu olgunlu�a ulaşır uloşmoz bütün grupcuklar zorunlu ola­rak gerici olurlar. Yine de, tarihin her yerde konıtlodı!)ı , Enternasyonal içinde tekrarlanmıştır: Eskinin kal ıntı ları yeni ulaşılan biçim icarisinde de kendilerini uydurup ya­şamaya çalışırlar.

Nitekim, Enternasyonal'in tarih i . Işçi sınıfının gercek hareketine karşı Ehternasyonal'e sızmaya cal ışan grup­cuklar ve omatör deneycilere karşı, Genel Konseyce ve­rilen sürekli mücadeleden başka birşey değildir. Bu mü­cadele Kongrelerde, ancak daha cok Genel Konsey'in tek tek grupcuklarla olan özel görüşmelerinde yürütülmüştür.

Proudhoncular (Mutualistler) Enternasyonal in kuru­cularından oldukları icin, Paris'te ilk birkoc yıl Icin diz­g inleri el lerinde tuttular. Do�al olarak daha sonraları bun­lara karşı Kol lektivist, Pozitivist vb. gruplar kuruldu ..

Almanycı'da da Losaile kl l!) i vardı . Şu malum Schweit­zer'le kalktım iki yıl mektuplaştım. Losaile'in örgütünün sekter bir örgütten başka birşey olmadığını , böylelikle de Enternasyonal'ce uğraşı verilen gerçek işçi s ın ıfı örgütü­ne düşman oldu!:junu su götürmez biçimde kanıtladım. Bu­nu anlamamak Icin kendine göre «nedenleri• vardı Schweltzer'in .

..

Page 89: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

1 868'in sonlarında ortaya Rus Bakunin cıktı. «Sosyal Demokrasi ittifakm adı a lt ında , liderliğinl kendisinin ya­pacağı ikinci Enternasyonal'i kurma amacıyla iç imize g i r­di. Teorik bi lg iden yoksun olan Bakunin, bu ikinci organ la En ternasyonal ' in bilimsel propagandas ın ın yapı lacağı id­diasını ortaya attı . Enternasyonal içindeki bu i kinci Enter­nasyonal' in özel görevi bu olacaktı . Programı, acemice b ir araya getir i lmiş sağ ve sol f ik ir k ı rın t ı larından ibaretti : S I N I FLARlN EŞiTL IG I ( ! ) , so�i hareketin başlangıç nok­tası olarak miras hakkının kald ı r ı lması (St. Simoncu saç­ma l ı k ) . Ateizmin bir dogma o lara k üyelere buyru lması . vb. ve ana dogma olara k da polit ik hareketten kaçınılması. (Proudhoncul u k ) .

B u cocu k a l fabesi , işçi s ın ı fın ın somut koşu l la rın ı n henüz pek az gel iş tiğ i i talya v e lspanya 'dc, (bura larda b i r ö lcüde hôlen tutunmaktad ır) ısviçre'n in Fransız kesimi ve Belçika 'da bulunan b ir avuç işe yaramaz. hırslı ve boş ka­fa l ı doktriner arasında tarafta r buldu.

Bay Ba kun in 'e göre teori, (Yan i Proudrıon . S t. S imon vb.den a l ın ıp derlenen saçmal ı k ları ikincil b ir olgudur. Yaln ızca Ba kunin ' in kendini ispat etmesine yarayan b i r a ra c. Eğer teorisyen olara k bomboşca, komplocu olara k üstatt ır.

Genel Konsey, y ı l larca bu bal talama ile uğraşmak zo­runda kaldı . (Hareket. Fransız Proudhoncularından , özel­likle Güney Fransa'dakilerden bir ölçüde destek buluyor­dul . Son unda Genel Konsey, 1 (2) , 1 (3) . IX, XVl ve XVI I " sayı l ı konferans kara rl arıyla uzun süredir hçızı'rla ­d ı ğ ı darbeyi vurdu.

• ı (2) v e ı (3) sayı l ı Londra Konferansı kararları bölümlerln, dalların vb. alacakları bütün sekterce adları yasakladı. Yerel bölgeler in in Isimleri eklenerek yalnızca Enternasyonal'In şu bölümü ya da r1nl ı olarak bellrlenmelorl hükme ba�landı. IX. karar, lşcl sınıfının rıoli­l ik hareketinin qere�ini vurgulayarak. ekonomik hareketin pal i l i k hareketten ayrılamayaca�ını ııan etti. XVI. · karar, Sekreteri Jouko�skl resmen acıkladı!lından. Bakunlncl Sosyal Demokrasi i t ­t i fakı Orqütünün da�ılmış sayı laca�ını belirtti. XVII . . karar. isvicre­dekl Jura kesiminin, Jura Federasvonu adını almasını kabul etti, ancak yayın organı Progress'l de kınadı.

Page 90: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

Elbette ki, Genel Kurul Avrupa'da savaştıCını Ameri­ka'da destekleyecek de011dir. ı (2) . ı (3) ve IX soyılı korar­�ar New York Komitesine, b ütün sekter kliklere ve oma­tör grupcuktoro son verecek, gerekirse bunları kovacak kanuni silahları vermektedir.

New York Komitesi Genel Kurula göndereceOI resmi bir yazı lle, Konferansta al ınan kararlara bütünüyle katıl­dıQını ocıklarsa cok Iyi olur.

Bunlardan öte, (Netchaev duruşmasının Egolite'de yayınlanması hakkında) XIV sa,yıl ı kararla Bakunin'in ken­d isi tehdit altına g irmiştir. Bu kararla Bakunin'in Rusya' daki yakışıksız hareketleri gün ışıQına cıkarılacaOından, Izleyicilerinden geriye kalanların Konfer:�nsa karşı protes­to hareketi başlatmalarını saOiamak icin el inden geleni yapıyor.

Bu amaciadır ki Londra ve Canova'daki Fransız si­yasi mültecilerinin moralman çökmüş kesimiyle (bunlar sayı olarak zaten çok az) I l işk iye geemiş bulunuyor. Qr­taya atılan slogan, Canova Konseyine Pan-Almanizmin (özell ikle Bismarkcıl ıOın) egemen olduOudur. Bundan kas­tedilen. benim affedllmez bir gercek olan Almonl ıQım ve Alman Konseyi üzerinde gercekten bel irleyici ölcüde en­tellektüel etki sahibi olmomdır. (Not: Konseydeki Alman unsurlar sayıca, Ingil iz ya da Fransız unsurlardon ücte Iki daha azdır) Demek k i suc. teori söz konusu olduğunda ( ! ) bu Ingil iz ve Fransız unsurların Alman egemenl i�ine gir­mesinde ve bu egemenıim. ôrne�in Alman bit imini, cok yararl ı ve vazgeçilmez saymalarındadır.

Canova'da bulunan burıuva bayan Andree Leo (Bu. Lozan Kongresinde Ferre'yi Versay'dak i cel lötlarına Ihbar edecek kadar utanmaz birid ir. ) h imayesinde bir gazete yayınladılar: La Revolution Soclale. Bu gazete, Avrupa'nın en gerıcı gazetesi olan Journal de Geneve l le t ıpatıp aynı ağzı kul lanorak bize karşı görüşler Ileri sürmektedir.

Londro'do; faaliyetlerinden bir ôrneOi . mektubumo ll lştirdiğlm 42 soyıl ı Oul Vlve'de görebileceğin (Fransız sekreterimiz Serrall ler'in bir mektubunu da burada bu-

Page 91: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

lacaksını bir Fransız kesimi kurmaya giriştiler. (Bir suru casusu da iceren) yirmi kişiden oluşan bu kesim Genel Konseyimizce tan ınmamış, a ncak sayıları cak daha fazla olan bir başka kesim tanınmıştır.

Bu hainler çetesin in entrikalarına raOmen Fransa'da ve Bakunin'e verilecek değerin bilindl()l, sermaye üzerin­deki k itabımın kendi di l lerinde henüz yayınlandığı Rusya' da, büyük bir propaganda calışması yürütmekteylz.

Siyasi hareket hakkında not: lşcl sın ıfının politik ha­reketinin amacı. hiç kuşkusuz, Işçi sınıfı Için �Iyasi Iktida­rın fethedi lmesidir. Bu yüzden, ekonomik mücadelenin ic inden doğan i lk lşcl sınıfı örgütünün belirli bir düzeye kadar gel iştirilmesi doğal zorun luluktur.

Öte yandan, Işçi �ınıfın ın egemen sın ıflar karşısına bir sınıf olarak çık ıp onları sıkıştırdıkları her hareket, apocık pol i t ik bir harekettir. Örneğin, belirl i bir fabrikada. hatta belirl i· bir sanayi dalında grevler vb. aracıl ığıyla ka­pital isti işgününü k ısa ltmaya zorlama girişimi katıksız eko­nomik bir harekettir. Buna karşıl ık, sekiz saatlik Işgünü vb . b ir kanunu cıkartmak Icin girişilen hareket politik bir harekettir. Ve böylece. Işellerin ayrı ayrı ekonomik hare­ketlerinden her yerde politik bir hareket d�ar. Bu hare­ket. çıkarların ı . genel b ir biçimde, zorlayıcı nitel ikte genel bir toplumsal gücü Içerir biçimde, elde etmeyi amaclayan sınıfın hareketidir. EOer, bu hareketler, önceden belirli öl­çüde örgütlenmiş olmayı gerektlrlyorsa. kendileri de ay­n ı şek i lde bu örgütlenmeyl geliştiren araclardır.

lşci sınıfın ın . ortak Iktidara yani egemen sınıfların si­yasi i ktidarına karşı kesin bir mücadeleyi yüklanecek ka­dar örgütlenmede Ileri gldem ed l()l durumlarda bile, işcl­l er. egemen sın ıfiara ve bunların uygulamalarına karşı a j ite edilerek kesiı:ı mücadele Icin yetlştlrllmelldlrler. Ak­si takdirde. Fransa 'da Eylül Devriminin gösterdJOI gibi ve Ingi l tere'de de Gladstone ve şürek�sının tO günümüze dek aynadıklan oyunun kanıtiadıılı g ibi. lşcl sınıfı egemen sı­n ıfların elinde bir oyuncak olarak kalacaktır.

Page 92: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

K. MARX VE ENGELS - ANARŞiZM VE ANARKC ­SENDIKALIZM ÜZERiNE'den (1 872)

. . . . Proletaryanın burjuvaziye karşı mücadelesindeki i lk dönemin belirgin n itel iğ i sekterl ikt ir. Proletaryanın , bjr s ın ı f gibi davranabi lecek ölçüde gel işmediği b i r dönemde bunu olağan ka rşı lamak gerek . Kimi. düşünürler topl u msal d üşmanl ık ları değerlendirmekle ve gerçekçi olmayan çö­zümler önermektedirler; işçi y ığ ınlarına ise bu öneri leri benimsemek, yaymak ve uygulamak düşmektedir. Bu kişi­ler tarafından oluşturulan g ruplar, n itel ik leri gereği . ey­lem kaçağıd ır. Yani. gercek bir eyleme. pol it ikaya, grev­lere, koal isyonlara , k ısacası herhangi b i r bir leşik eyleme yabancıdır . Perletaryanın ezici çoğunluğu ber za man icin bunların propagandal a rına kayıtsız ka l mış ya da karşı c ık­mışt ır . . Bi ldirgeciler (Cha rtistler) ve I ng i l iz sendikacı ları Owenci leri ne kadar gerekl i görüyorsa, Paris ve Lyons iş­çi leri Saint-S imoncuları , Fou rierci leri , Icarianları o kadar gerekli görmektedir, fazla değ il . Bu g rupcuklar başlarda hareketin düzen leyici leri görünü mündedir; ancak , hareket onları aştığı zaman, a rtık gerici bir duruma düştükleri za­man , hareketin önünde bir engel olup çıkarlar. Ingi ltere ve Fransa'daki grupcu klara, Al manya'da La sa l lecı lar ın son d urumuna ba k ın ; Lasal lecı lar, proleta ryanın örgütünü yı l la rca engel ledikten sonra , pol isin basit piyonlorı o lup c ıkmışlardır . Özetlersek, ş imdi proleta rya hareketinin ço­cuk luk dönemindeyii:; astrolo j i ve simyanın , b i l imin ço­cukluk dönemi olması g ibi . Enternasyonal ' in kurulabi l mesi icin proletarya nın böyle bir dönemden geçmesi gerekl iy­di. C ı lg ın l ık ve post kavgalarıyle dol u sekter örg ütlerin ter­sine, Enternasyonal , kapitol istlerP ve toprak sa hiplerine, bunların devlet içerisinde örgütlen miş sınıf iktida rına karşı ortak mücadelelerinde birleşen tüm dünya proleterlerin in gercek ve · mi l itan örgütüdür. Bu nedenle Enternasyona l in yasoları yaln ızca basit • işçi b ir l ik leri, n in sözünü etmek-

92

Page 93: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

tedir; bu birl iklerin tümü aynı program çercevesinde aynı a maca yönel iktir. Bu program. proletarya hareketin in ge­nel çizgisini koymakta, bu çizginin teorik ayrıntıların ın be­l i rlenmesinl mücadelenin pratik Ihtiyaçlarına ve bölümler a rasındaki görüş al ışverlşlııe bırakmaktadır. Ayrıca bu bö­l ümler hiçbir sın ırlama koymaksızın. her türden sosyal ist inanca organlarında ve kongrelerinde yer vermektedir.

Page 94: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons
Page 95: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

K. MARX - ANARŞIZM VE ANARKO SENDIKALIZM ÜZERINE'den (1 873)

Polllll:aya Kayıtsızlık

rlşci sın ıfı polit ik bir p a rti oluşturmamalıdır ve hangi koşul lar a ltında olursa olsun politik eyleme g i rişmemelidir, çünkü Devlete savaş acmak Devletin tanınması anlamına gel ir k i bu, ebedi i lkelere a ykırı düşer. Işçiler, greve de g itmemel idirler. çünkü ücretierin artırılması ya da düşme­sin i engelleme çabaları Ücretierin Tanınması anlamına ge­lir ve bu da işçi sınıfının kurtuluşunun ebedi l ikelerine ay­k ırı düşer!

c lşc iler, burluva Devletine karşı pol itik mücadeleleri sonucunda ancak ödün koparabil iyorlarsa bu. yine ebedi i lkelere aykırı bir biçimde, ödün verdikleri , uzlaşma yap­tıkları anlamına gelir. Öyleyse Amerika l ı ve Ingi l iz i şçile­rin pek kötü bir a l ışkanlıkla sürdürdükleri barışer eylemle­re dudak bükülmel id ir. Işçi ler, lşgününün yasal yollardan sınırlandırı lması icin h içbir ca bada bulunmamal ıdırlar; çün­kü bu, kendilerini önceki g ib i öndört-onaltı saat deği l . on­oniki saat sömürecek olan patronlarla uzlaşmaktan başka bir şey değildir. On yaşından kücük cocukların fabrikalar­da çal ıştırı l masının yasaklanmasına bile ca l ışmamal ıdırlar; cünkü. böyle yapmakla, on yaşından küçük cocukların sö­mürülmesine son veremeyecekleri gibi başka bir ödün da­ha verecek, ebedi i lkelerin saflığını bozacaklardır.

cıAyrıca işçiler, bütçesi işcl sınıfından sağlanan dev­let i , cocuk işçiler icin lik öğrenim olanakları sağla maya zorlamamal ıd ır. [Amerlka 'da böyle yaponlar var.) l ik öğ­renim. eksik bir öğrenimdir. Erkek ve kadın lşci lerin . bir Devlet okulunun öğretmeni tarafındon e�it i leceklerine, okuma-yazma ve hesap bi lmemeleri daha iyidir. Ebedi i l ­keler ciğneneceğine. işci sın ıfı cahi l kalsın, onaltı saatl ik işgününün cilelerini ceksin daha Iyidir!

94

Page 96: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons
Page 97: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

bölümünde Bray, politik olsun, ekonomik olsun Ingiliz lşcl sın ıfının giriştiOI tüm eylemleri acımasız bir eleştiriye tabi tutmakta, siyasi hareketi, grevleri, lşgününün· kısaltı lması çabalarını , kadın ve cocuk Işellerin fabrikalarda ca l ıştırı l ­malarını konu alan tüm yasaları mahkOm etmektedir. Cünkü, Bray'e göre, bütün bunlar, toplumun bugünkü aşa­masını geride bırakmamızı saatayacak yerde, bizi bu aşa­maya hapsetmekte, düşmaniıkiann kesklnleşmesinden başka bir işe yaramamaktadır.

Şimdi, Bray ve benzerlerının üstadı olan Proudhon 'a gelel im. Gerci üstad kendi mutuallam teorilerine ters dü­şen tüm ekonomik hareketleri (birleşmeler, grevler vb.) durup din lenmeden mahkOm edecek kadar cesurdur: an­cak gerek yazı larıyla gerekse kişisel katılmasıyla işcl sı­n ı f ının pol itik hareketini teşvik eden de yine kendisidir. Talebelerl de bu harekete acıkca karşı cıkmaya cüret ede­miyorlar. 1847'de üstadın baş eseri Systeme des contra­dlctions economiques. . . ortaya cıktıOında, lşel sınıfı ha­reketine karşı gösterdiOI soflzml eleştlrmlştlm. Yine de, Fransız işçilerine son derece sınırlı bir biçimde birleşme hakkı tanıyan 1 864 Ollvler Yasasından sonra, Proudhon, «Pol itical Capacitles of the Working Ctasses• (Calışan Sın ıfların Pol i tik Yetenekleri) adlı kltabıyla Işinin başına oturdu: bu kitap ölümünden birkaç gün sonra yayınlandı.

üstadın saldırıları burJuvazinin o denli Işine geliyor­du ki. 1866 Londra terziler grevi üzerıne Times Proud­hon 'a Ingilizeeye aktarılma şerefini tanıyor, onun sözle­riyle grevei leri m6hk0m ediyordu.

Reve-de-Gier madencllerl greve glttıaınde, askerler yetişip işeileri raklı sellme• davet ediyordu.

Proudhon bunu şöyle yorumluyor: cReve-de-Gier ma­dencilerine ateş açan otorite talihaiz bir durumdaydı. An­cak. sonunda. babalık sevgisiyle konsüiiOk gOrevi arasın­da kcılan Brutus gibi davrandı: Brutus Cumhuriyeti kur­tarmak icin cocuklannı kurban vermek zorundaydı ve hiç tereddüt etmedi. Ardından gelen neslller, Brutus'u lönet­leme cüretini gOsteremedlleu

F.: 7 rr

Page 98: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

Prole.taryanın toplumda varolduğu sürece. burjuvazi­n in , kendi cıkarlarını kurtarmak icin i şeileri feda etmek­ten cek indiği tek bir örne k gösteri lemez; no Brutuslerdir şu burjuvalar!

« Hayır efendim. işçi lerin birleşme hakkı yoktur; sah­tekörl ık. h ırs ız l ık hakkı, akra balarla c insi münasebet, zina hakkı nasıl yoksa b irleşme hakkı da yoktur.»

Ancak, aptallık hakkının keskinkes olduğunu söyle­mek gerek.

O halde, üstad a bra kadabra afarozlarını s ıralarken dayandığı ebedi i lkeler nelerdir?

I lki şu: «Ücretler fiyat ları bel i rler.» Ekonomi-pol itik üzerinde en ufak bi lg is i ol mayan ve

büyük burjuva iktisatcısı Ricardo'nun 1 81 7'de yayınlanan Ekonomi Politiğin Ilkeleri adl ı k itabında bu geleneksel ya­n ı lg ın ın su götürmez biçimde çürütüldüğünden haberdar ol mayanlar bi le Ing i l iz ekonomisinin şu çarp ıcı gerçeğ ini b i l i r ler: Ücretierin başka herhangi b ir Avrupa ü l kesine göre daha yüksek olduğu Ing iltere . mal larını başka ü lkelere gö­re cok daha düşük fiyatlardan satışa cıkarabi l mektedir.

I k inci ebedi i lke: «Birl ik kurma hakkın ı tan ıyan yasa, gelenekiere aykı­

rıd ı r, ekonomiye aykırıdır. her topl uma ve düzene aykı­rıd ı r.»

Yani tek kel imeyle: «Serbest rekabet hakkına ay­k ı rıdır .»

EÇjcr üstad bir parça daha az şoven olaydı , serbest reka bet hakkına böylesine ayk ırı bir yasan ın 40 yı l önce I n g i ltere'de nası l olup da g erçek leştiri ld iğ in i , endüstri ve onunla birl ikte serbest rekabetin gel iş imiyle, her toplu­ma ve düzen� aykır ı düşen bu yasanın bu rjuva devletine bir zorunlu luk ·oiarak kendini nası l kabul ettirdiğini merak ederdi . Sonunda görürdü ki . bu Hak (büyük harf H i le) an­cak ve ancak burjuva ekonomi pol itiğ in in l gnoramus (cahi l-ç-) Birederlerince yayınlanan ekonomi el k itap-

98

Page 99: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

larında yer almaktadı r. Bu el kitaplarında ayrıca şöyle inei lere rastlarız: «Mülk iyet em�in meyvasıdır» ; «başka­larının emeğinin» demeyi unutmuş olacaklar.

ücüncü ebedi i lke: «Bu nedenle, işçi sınıfını 'toplumsal aşağı l ık' den i len

durumdan kurtarmak bahanesi altında, tüm vatandaşları, ustalar sınıf ın ı . g irişimcileri , patron ları ve burıuvaziyi lô­netleme zorunlu luğu doğacaktır. Orta sınıfın bu beş para etmez üyelerine kin ve nefret duyması icin lşcl sınıf ı de­mokrasisini harekete geçirmek, ticaret ve sanayideki sa­vaşı yasal baskı lara, sınıf düşmanl ığ ın ı da devlet polisine yeğ tutmak gerekecektir.»

Ağababa Proudhon. işci sınıfının toplumsal aşağılık diye bil inen durumdan kurtulmasını engel lemek Için, ken­d isf gibi hiç tereddütsüz Devlet Polisini sınıf düşmanl ık ia­rına yeğleyen saygıdeğer patronlara, girişimcilere ve bur­juvaıcra sın ı f düşmanl ığ ın ı gösterme amacıyla işeller ta­rafından oluşturulan birlikleri vermektedir. Iyi kalpli Pro­udhon. bu sayg ıdeğer sını fı her ne bicimde olursa olsun hoşnutsuz etmemek icin işei lere (kendilerini güc durum­da bıro ksa da mutual ist toplum yaratı l ıncaya dek) « tek güvencemiz o lan özgürlük ya" da rekabete» bağl ı kalma nasihatı vermektedir.

Üstadımız. tek güvencemiz olan özgürlü(jü ya da bur­juva rekabetin i korumak Icin ekonomiye kayıtsız ka lmnyı savunmaktadır. Öğrencileri ise tek güveneelert olan burju­va özgürlüğünü korumak Icin politikaya kayıtsız kalmayı savunuyorlar. Pol itikaya kayıtsızl ığ ı savunan ilk hıristiyan­lar kendilerini ezi lenler durumundan ezenler durumuna ge­tirecek bir imparatorun yardımına gerek düyuyorlardı , aynı biçimde,. pol itikaya kayıts;zl iğın günümüzdeki savunucu­ları. ebedi i lkelerin. kendilerini , dünya zevklerinden ve bur­juva toplumunun fan i imtiyazlarından uzak durmaya zor­ladığına inanmıyorlar. Ancak , doğrusu ya, fabrika işeile­rinin sırt ındaki 1 4-1 6 saatlik calışma azabına, bunları n hı ristiyan martiriere lôyık b i r tahammülle dayanabildikleri­ni kabul etmek gerek i

Page 100: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

ENGELS'DEN BEBEL'E 18-28 MART 1875 TARIHLI MEKTUP'tan

. . . . Beşinci olarak. işci sınıfının sendika lar a racı l ıO ıyla bir sınıf olarak örgütlenmesi üzerine tek bir kel ime yok. Ü'ıf­sa bu cok öneml i bir nokta . Çünkü, bu örgütler işçilerin sermayeye karşı günlük m ü cadelelerini yürüttükleri, çatısı a l tında işçilerin kendilerini yetiştird ikleri ve bugünlerde şimşekleri en cok çektikleri halde (Paris'te olduğu g ibi) karşı güçlerin yıka madıkları örgütlerdir. Bu örgütlenmenin Almanya 'da kazandığı önemi düşünü rsek, Programda bun­lara değini lmesi bence kesin olarak gerekl idir ve müm­künse parti örgütünde bunlar icin özel bir yer ayrı lmal ıdır.

Page 101: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

K. MARX - IŞCI ANKETI'nden (1 880)

1 . Ne iş yaparsın ız? 2. Çal ıştığınız işyeri tek bir sermayedare mı, yoksa bir

anonim orta klığa mı aittir? Patronun, ya do ortaklık yöneticilerinin adları ned i r?

3. Işyerinde koc kişi çal ışır? 4. Işyerinde cal ışanların yoşla!'ını, koçının erkek, kocı­

nın kadın olduklarını belirtln. 5. Işyerinde cal ışan cocuklardan (o�lan ya do kız) en

kücük yaşta olanların yaşını bildirin. 6. Düz işciler dışındaki nezaretcilerin ve öteki ca lışan­

ların soyısı nedir? 7. Çırak var mı? Koc tane? 8. Genel l ik le ve sürekl i olara k colışonlordon başka bel­

li dönemlerde Iş verilen kişiler var mı? 9. Işyerinin üret imi yaln ızca ya do öncel ikle yerel pa­

zarlara mı, mi l li pazarlara mı, dış pazarlara mı yö­neliktir?

10. Işyeri şehrin içinde mi, dışında mıdır? Bulunduğu ye­rin adını bi ldirin.

1 ı . Çal ıştığınız iş şehir d ışındayso, sanayideki işiniz ge­c inmenize yetlyor mu, yoksa ayrıca tarımda do mı çal ışıyorsunuz?

12. Işiniz yalnızca el le ml, makine yardımıyla mı yapı l ı r? 13. Çal ıştığ ınız sanayi dal ındaki iş bölümünü adım adım

bel irtin. 14. Çalıştığ ınız sanayi dalında buhar enerjisinden yorar­

lanı l ıyor mu? 1 5. Çal ıştığ ınız sanayi dal ının çeşitli alanlarında faal iyet

gösteren işyerlerinin sayısı nedir? Sizin çal ıştığınız olanın özel l iklerini, yalnızca teknik nitelikleriyle de­ği l , aynı zamanda, gerekli kıldığı kol ve sinir gücü ve sağl ık üzerindeki genel etkileri üzerine bilgi ler ve­rerek onlotın.

Page 102: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

16. Işyerindeki soOl ık �artlarını, calışma yerlerının bO­yOklü�ünO. Işçi başına düşen alanı, havalandırma du­rumunu. duvarların badanalı olup olmadı�ını . helOla­rın durumunu. genel olarak temizl iği, makine gürül­tülerinin derecesini , metal tozların ın yoQunluOunu, rutubet durumunu, v.s. bildirin.

17. I şyerindeki so�l ık şortları devlet ya da belediye tara­fından kontrol edil iyor mu?

1 8. Çal ıştığınız işte. işeller özel hastal ıklara yolacan za­rarlı dumanların etkisi a ltında kal ı rlar mı?

19. lşyerinizde makineler hareketi zorlaştırocak kadar kolabalık ediyor mu?

20. Makineler. enerj iyi makinelere nakleden mlller. ener­ji üreten makineler Işellerin kozOya uğromosını en­gelleyecek şekilde muhafaza icine al ınmış mı?

21 . Doğrudon doğruya kendi başınızdon gecen kozOları sıraıoyın .

22. Modende çalışıyorsanız, patronun. havalandırmanın yeterli olmasını sa�lomak, potlamoları ve öteki teh­l ikel i durumları ortadon koldırmak icin oldı�ı tedbir­leri belirtin.

23. Kimya sanayiinde, fabrikalarda, metal sanayiinde, ya do özel l i kle tehl ikel i olan herhangi ba şka bir işte ca­l ışıyorsanız. patronunuzun o ldıQı güvenl ik tedbirleri­ni bel irtin.

24. Işyeriniz nasıl ış ıklandırı l ı r? 25. Yangın çıktığında kullanılabilecek yeteri kadar cıkış

kapısı var mı? 26. Işveren, kazoya u�raması hal inde işç iye, ya da aile­

sine tazminat ödemeye kanunen mecbur mu? 27. Mecbur değ i lse. kendisi n i zengin etmek icin cal ış­

maktc iken kazOya uğrayan bu işei lere tazminat ver­diği olmuş mu?

28. lşyerin izde bir sağl ık servisi var mı? 29. Eğer _evinizde çal ışıyorsanız. calışma şartlarınızı an­

latın. Yaln ızca el Oletleri ml kul lan ırsınız. yoksa kü­çük çaplı makinelerden de yararlanır mısın ız? Co-

Page 103: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

cukları n ız veya (cocuk ya da büyük. kadın ya da er­kek) herhang i başka b i r k imse size yardım eder mi? Tek tek müşteri ler ic in mi , yoksa bir mütea h h i t ic in m i ça l ış ı rsın ız? Müteahhitle iş görüyorsan ız . doğru­dan doğruya mı. yoksa bir in in ara cı l ığ ıyla mı?

- l l -

30. Günde koc saat. ha ftada koc gün çal ış ırs ın ız? 3 1 . Yıl ic inde>k! ta ti l gün leriniz hangilerid ir? 32. Işgünü iç inde kac ta ne a ra veri lmektedir? 33. Yemek saatleriniz düzenl i mid ir? Yemeklerinizi işye-

rinde mi yersin iz? • 34. Yemek aralar ında ça l ı şt ığ ın ız olur mu? 35. Eğer işyerinizde buha r enerj is i kul lan ı l ıyorsa. ist imin

veri lme ve kesi lme zamanlarını bel irt in iz. 36. l şyerinizde gece vardiyası va r mıdır? 37. Cocu klar ve 16 yaşındon küçükler, g ünde kaç saat •

çal ış ıyor? 38. Işgünü iç inde. genclerle cocukların yer değişti rdr­

ği vard iya lar var mıd ır? 39. Çocuk ların istihdamı i le i lg i l i kanunları hükümet mi

yoksa beled iye mi uygular? Işveren sözkonusu ka­nunlara uyar mt?

40. lşkolunuzda cal ışan geneler ve cocuklar icin okul ­lar var m ı? Va rsa . okul saa tlerini ve okul larda neler öğreti ld iğ i n i bel irtiniz.

4 1 . I ş 24 saat sürdüğü zaman , vardiyalar nası l ayarlanır? 42. I ş hacmin in h ız la arttığ ı dönemlerde, iş saatlerinde­

ki orta lama artış nedi r? 43. Makineleri , bunları ku l lananlar ücretsiz olara k m ı te­

mizler yoksa bu iş icin özel olarak Istihdam edi lmiş kişi ler mi var?

44. Gee kalma i le i lg i l i uyul ması gereken esaslar ve ce­zarar nelerdir? I şgünü kacta başlar? Yemeklerden son ra kacta işbaşı yapıl ı r?

45. Işe g id iş ve dönüşte harcadığınız zamanı belirtin iz.

103

Page 104: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

- 1 1 1 -

46. Nasıl bir sözleşmeyle çalışıyorsunuz? Gündelikcl ola­rak mı, haftalıkcı olarak mı yoksa aylıkcı olarak mı?

47. Işten cıkmak Istediğinizde ya da işten cıkarıldıi)ınız­da Ihbar öneileri var mr?

48. Işveren kusurlu olarak pözleşmeyi lhiOI etti!)inde. uygulanacak müeyyideler var mı?

49. E!)er sözleşmenin lhiOilnde Işeinin kusuru varsa, ne ceza uygulanır?

50. EOer çıraklar varsa, bunların sözleşme koşulları ne­lerdir?

51 . Işiniz sürekli mi yoksa süreksiz ml? 52. E!}er Işiniz mevsimllkse, aradaki zamonda geeiminizi

nasıl saOiorsınız? 53. S ize parça başına mı yoksa zamana göre mi ödeme

yapılır? 54. E!)er zamana göre ödeme yapıl ıyorsa, saat başına

mı yoksa gün başına mı ücret al ırsınız? 55. Fazla mesai Icin ek ödeme yapılır mı? ES}er yapı l ı­

yorsa, ne kadardır? 56. Eğer parça bOşına göre ödeme yapıl ıyorsa, ücret

hadleri nasıl tesbit edilmektedir? Eğer parça adedi veya tartı ile ölçülebilen bir işte çalışıyorsan ız (ma­denlerde olduğu g ibi) , işverenin hakkınızı yemek Icin hileye başvurduğu olur mu?

57. Parça başına ödeme yap ılan durumlarda, ürettiğiniz malların kal itesi bahane edilerek, ücretinizden ke­sinti yapı l ı r mı?

58. Parça başı veya zamana göre ödemelerde, işin biti­ri l işinden ücret alana kadar işverene ne kadar süre tanırsınız? Ödemeler hafta sonu mu, ay sonu mu ya da ne zamanlar yapıl ır?

59� Ücretlerinizin ödenmesindaki gecikmeler, sizi lhti­yaclarınızı karşılamak icin dükkön sahiplerine borçlu duruma getirmiyor mu? Tefecilere yüksek faiz öde­menize yol acmıyor mu? Hiç patronun iflösı yüzün-

Page 105: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

den işçilerin ücretlerini a la madığı durumları bil iyor musunuz?

60. Ücretiniz doğrudan Işveren tarafından mı, yoksa ara ­cılar (müteahhit vb.) eliyle mi ödenmektedir?

61 . ücretierin aracılar el iyle ödenma durumlarında, söz­leşmenizin koşulları nelerdir?

62. Gündelik ya da haftal ık nakit ücretiniz ne kadardır? 63. Aynı işyerinde çal ıştığ ınız kadın ve cocuk işçilerin

ücretleri ne kadardır? 64. Geçen o y işyerin izde ödenen en yüksek günde l i k

ücret nekadordı? 65. En yüksek porcayo göre ücret ne idi? 66. Aynı oy içinde ücretiniz ne idi? Eğer varsa, korınız ve

cocukJonnız ın ücretleri ne kadardı? 67. ücretin iz nakit olarak mı yoksa başka biçimde m i

ödenir? 68. Eğer evinizi potrandan kiralomışsonız. k ira koşul ları

nelerdir? Ve k ira ücretinizden mi kesil lr? 69. Aşağıda sayılan ihtiyaç kalemlerinin fiyatlarını bel ir­

tin iz. o) EV KIRASI : Kira koşulla rı, oda ve oturanların sa­

yıları. onarım ve sigorta, mobilya, ısınma. su. elek­trik ve bakım masra rıarı ,

b) GIDA MADDELERI : Ekmek, patates, sebze. et. yu­murta, bal ık , zeytinyağı, yemek yağı, tuz, baharat, sigara. vb.

c) GIYECEK MADDELERI : Ana , baba ve cocukların giyim ve temizl ik malzemeleri.

d) DIGER HARCAMALAR: Okul harcamaları. borç lar. faizler, bağış ve a idotlar vb.

e) IŞIN G E REKTIROIGI HARCAMALAR: (Eğer varsoJ f) VERGILER

70. Sizin ve ci len izin yı l l ık ge l i r ve g ider bütçeniz nedir? 71 . Yiyecek ve konut gibi en temel Ihtiyaç maddelerin­

deki fiyat artışlarının ücretlerdeki artışlardon daha fazla olduğunu fark etti n iz ml?

Page 106: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

72. Bilebi ldiğiniz kadarıyla ücretlerdeki dalgalanmaların boyutları ne olmuştur?

73. Iktisadi durgunluk ve sanayinin buhran gecirdi�i dö­nemlerde yapılan ücret Indirimlerini bel irtin iz.

74. Iktisadi yükseliş dönemlerindeki ücret artışlarını be­l irtiniz.

75. Üretim tekniğinin değişmesinden, özel ve genel buh­ranlardan doğan işin durması olaylarını belirtiniz. H ic istemiyerek işsiz kaldınız mı?

76. Ü rettiğiniz mal ın veya sunduğunuz h izmetin fiyatını, i şgücünüzün fiyatı i le korşı laşt ı rın ız.

· •

77. Makineleşme veya başka gelişmeler sonucu, bi ldi�l­n iz bir topton işten çıkarma olayını on lotınız.

78. Makinelerin gel işmesi ve işgücü veriml i l iğ in in ortma­sıyla . calışmanın yoğunluğu ve süresi artmış mıdır yoksa azalmış mıd ır?

79. üretimin artmosının yol açtığı ücret o rtışı gibi bir durum bi l iyor musunuz?

80. El l i yaşında emekl i olup do. ücretl i l ik döneminden edindikleriyle geeinen vosıfsız i şçiler tan ıyor mu­sunuz?

81 . Mesleğ in izde normal sağl ık durumu olon bir işci koc yıl col ışobi l ir?

- JV -82. l şkalunuzda . i şci haklarını koruyon örgütler var mı?

Bunlar nasıl yöneti l ir? ... 83. l şkolunuzda, ca l ışma hayatınız boyuneo koc grev

oldu? 84. Bu grevierin sürelerini bel irtiniz. 85. Bunlar genel mi yoksa k ısmi grevler miydi? 86. Söz konusu grevler aşağıdaki amaclardon hangisini

(hangi lerini) gerçekleştirmek icin yapılmıştı: o ) ücret artışı sağlamak , ·

b) Ücret indirimine karşı koymak, c) lşqününü k ısoltmok, d) Diğer faktörler.

87. Grevierden elde edilen sonuclar ne oldu?

10&

Page 107: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

aa. [ Uyuşmazl ık larla i lg i l i h akem kurulları] kararları iç in n e düşünüyorsunuz?

a9. Hic işkolunuzda cal ışa n işçiler, başka işkolla rında cal ışa n la rın grevier ini d estekledi mi?

90. ücreti i i er in yönetiminde, patran taraf ından konulan kura l ve cezalar nelerd ir?

9 1 . Pa tron ların. ücret ind ir imi , çal ışma saa tlerini artır­mak, grevleri önlemek ya da istedikleri d iğer şeyleri gerçekleştirmek icin bir leştikleri oldu mu?

92. Hükümet in , devletin güçlerin i , işeiye karş ı ku l lo ı· ı ı i ma k üzere. pa tron ların emrine vermesi g ib i , yetk i ler in i �ötüye ku l landığı durumlar b i l iyor musunuz:?

93. Ayn ı h ü k ü met in , patron lar, işçi lerin hakla rına tecavüz ett ik ler inde ve yasa dış ı yol lardan b irleş t ik lerinde hic işçi lerin cıkarından yan a müdahale ett iğ in i gördü nüz mü?

94. Hükü met. işvereniere karş ı varolan yasa l,or-ı uycı u ­l uyor m u ? I ş müfettiş leri görevlerini gerektiği g ib i yapıyor mu?

95. I şyeri veya işkolunuzda, kaza, hasta l ı k, yaşl ı l ı k , ö lüm. geçici iş göremez l ik ve benzer durumlar ic in , yar­d ımla şma örgütleri var m ı? . . .

96. B u örgüt lere üyel i k mecburi mi, ih tiyari mi? Örgüt fon ları yaln ızca işçi ler taraf ından mı kontrol edi l iyor?

97. Aidatia r ın mecburi ve işverenin kontrolü a l tında o l ­duğu durumlarda. ücretlerden ml kesi lmck tcdir? Aida t iara fa iz öde n mekte midir? Işten çıkt ığı veya cıkarı ld ığ ı zama n. bunlar işeiye geri veri l i r ı;ni? Ser­mayesi işçi lerin ücretlerinden yapılan kesint i lerle sağ­lan ıp . ancak işverenlerin kontrolünde o lan . Emekl i Sandığı gibi . kuru m lar ın fonlarından işçi ler in "yarar­landığ ı bir durum b i l iyor m usunuz?

9a. lşkolun uzda koopera tifler var mı? Nası l yönet i l i r : er? Kapita l ist işletmelerde olduğu gibi, d ışardan işçi m i ku l lan ırlar? . . .

99. lşkolunuzda, işei lere yapılan ödemelerin, kısmen· üc­ret. k ısmen de kılra katı l ma yoluyla olduğu işyerleri

107

Page 108: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

var mı? Bu işellerin topla m olarak ellerine geçen parayı, kôra katı lma yönteminin uygulonmodıQı yer­lerdeki işçilerin aldıkları paroyla karşılaştırınız. Bu yönetimin uygulandı!)ı yerlerdeki Işeilere düşen yü­kümlülükleri bel irtiniz. Grev yapabil irler mi? Yoksa ancak patronlarına gözü tok olarak hizmet etmeleri-, ne mi Izin veril i r? lşkolunuzdakl kadın ve erkek işçilerin genel fiziki, zlhni ve ahlôki durumu ile i lgil i bi lgi veriniz . . .

Page 109: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

F. ENGELS - LABOUR STANDARD'tan MAKALELER ( 1881 )

1) Adli Bir işgunü Karşılığı Adil Bir Ocrat

Son el l i y ı l içerisinde bu söz Ingi l iz işci sınıfı hareketi­n in parolası o lmuştur. Bu parola şu malu m Birleşme Ka­nunların ın 1 824'de kaldırı l mas ında n sonra gelişen Sendika hareketleri s ı ras ında oldukca işı:: yaradı . Ingil iz işe i lerin in Avrupa işci s ın ı f ın ın başında yürüdüğü an l ı şanl ı Chartist hareket döneminde ise (bu parola) daha da ya ra rl ıydı . Ne var ki, zaman geçiyor; � I l i y ı l . hatta otuz yıl önce arzu la­nan. gerekl i o lan b i r sürü şey, bugün eskimiş, geçersiz duruma gel iyor. Bu yaşl ı , sayg ın parola da bunlara dahi l m i acaba?

Adil bir işgünü karş ı l ı ğ ı ad i l bir ücret? Anca k adi l üc­ret ned i r. adi l işgünü nedir? Cağdaş toplumun varolduğu ve kendini gel işt ird iğ i kanunlar tarafından nası l bel irlen i rler? Bu soruya cevap bu lacaksak, ahlak. kanu n ve eşitl i k , ya da insanl ık , ada let. insan sevg is i gibi duyguları iş in ic ine h iç katmamal ıyız. Ahlak acıs ından ôdil olan , hatta kanunen adil olan. sosyal acıdan hic de ôd i l olmayabi l i r. Sosyal acı­dan neyin ödil olduğu. neyin olmadığı bir tek bi l im tara­fından bel irlenir : Bu, ü retim ve değişimin maddi gercek­leriyle uğraşan b i l im , diğer dey işle ekonomi pol it ik b i l l­midir.

o halde ekonomi pol itik , adli ücret ve ôdi l işııünü olara k neleri tan ı mlar? Acık pazarda, lşcl ve Işveren ara­sındaki rekabet tarafından. bel irlenen ücreti ve gün lük ca­l ışmanın uzun luk ve yoğunluğunu. Öyleyse, bunlar nedir ve nasıl bel i rlen ir ler?

Olağan koşul lar alt ında. ddil ücret. bulunduğu ülkenin ve bölgenin yaşam standar�ına göre işclye, yaşamın ı sür­dürebilmesi. kendin i çal ışır d u rumda tutabilmesi ve nes­I ini coğaltabi lmesi Icin gerekl i a raciarı sağlamaya yeterli o lan ücrettir. Gercek ücret Ise, iş hayatındaki dalgalan-

101

Page 110: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

malara göre. bu ücretin k imi zaman üzerinde, kimi zaman do a ltında olabilir. Ancak olağan koşul larda bütün bu dal­galanmaların ortolaması gerçekleşecektir.

Adil işgünü ise. işçinin günlük emek gücünün tümünü . horcotan. ancak bu arada işeinin ertesi gün ve bunu izleyen günlerde aynı oranda cal ışebi lme yeteneğini zede­lemeyen uzunluk ve yoğunlukteki işgünüdür.

Öyleyse bu Işlemi şöyle onlotobi l i riz: lşci kapital iste g ünlük emek gücünün tümünü verir. Bu. aynı işlemin sü­rek l i olarak tekrarlanabilmesini olanak dışı k ı lmadan iş­çinin verabiieceği güc miktarıdır. Karşı l ığ ında ise. tam to­mına. aynı pazarl ığın hergün tekrarlanabil mesin i sağlamak icin gerekl i yaşam araçların ı karşılayabilecek bir ücret al ır. daha çoğunu deği l . Pazarl ığın nite l iğ inin sonucu ola­rak, işçi en çoğunu. kapital ist en azını verir. Garip bir ada­let doğrusu.

Biz yine de olaya biraz daha derinden bakalım: Po­l itik ekonomicilere göre; işgünü ve ücretler rekabet tara­fından bel i rlendiğinden . adalet her Iki tarafın do eşit ko­şullar altında, eşit boşlama noktalarına sahip olmolarını gerektirir. Oysa durum hiç de böyle deği l . Eğer işçi i le an laşomazsa. kapitanstin durumu beklerneye elverişlidir, sermayeden geclnebil ir. Işçi işte bunu yapamaz. Ücretler dışında geçineceği bi rşey yoktur ve bu yüzden nerede. ne zaman ve hangi koşu llar a ltında olursa olsun, iş i kabul et­mek zorundadır. Işçi ödil bir başlangıç noktasına sahip deqildir. Acl ık korkutucu biçimde elini ayağ ın ı boqlama k­tadır. Ama kapital ist sınıf ın ekonomi pol itiğ ine göre. bu, adaletin to kendisid ir.

F01<.at hic de öyle değildir. Yeni iş koliarına mekanik gücün ve makinelerin uygulanması. bunların zaten uygu­lanmakta olduğu kol larda ise. uygulamanın genişleti l ip gel iştiri lmesi giderek çok soyıda işeiyi işlerinden etmekte­dir. Ve bu öylesine bir hızla olmaktadır k i , bostaki 'elier' ü lkenin diğer üretim dal larınca massedilememekte. iş bu­lamamaktadır. Yerinden edilmiş bu 'el ler' sermayenin kontrolü a ltında gerçek bir yedek sanayi ordusu oluştur-

110

Page 111: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

maktadı r. I ş hayatı durgunsa. bunlar oclıktan k ıvranır . d i­lenir ya da cal ışma evlerine· g . • erler. Canlanma dönem­lerinde ise üretimi genişletmek üzere el al tında hazır bu­lunurlar. Bu yedekler ordusunun son erke{)l . kadın ı ya da çocuğu iş bulasıya · kadar -bu, ya ln ızca dizginden kur­tu lmuş fazla üretim dönemlerinde ·gerçekleşebil ir- bun­ların rekabeti . ücretleri düşük tutar ve tek başına bu du­rumun varl ığı emeğe karşı mücadelesinde sermayen in gücüne güc katar. Sermaye i le olan mücadelesinde emek yalnızca engellenmiş de deği ld ir ; ayrıca ayağına percin­lenmiş bir gül leyi de sürü klemek zorundadır. Yine . de ka­pital ist ekonomi politiğe göre bu ôdi ldir.

Şimdi şunu aroştıra l ım: Sermaye. bu pek ôdil ücret­IeFi hangi fondan karşı lamaktadır? Sermaye'den el bette. Anca k . sermaye hiçbir de�er üretmez. Topra�ın yan ıs ıra emek zenginl iğ in tek kaynağıd ı r. Sermaye ise kend i ba­şına bir ikt ir i lm iş emek ürününden başka birşey deği ldir. Demek k i . emeğin ücreti ernekten, Işeinin ücreti kendi ürü­nünden öden mekted i r. Bi ldiğ imiz adalet anlayışına göre işeinin ücreti emeğinin ürünü kadar olmal ıd ı r. Oysa eko­nomi pol i tiğe göre ôdil olan bu değildir. Tersine . işein in ürett iği kapita l iste g ider ve işein in bundan aldığı pay ha­yatın kıt kanaat gereklerinden öte bir şey değildir. Ve bu pek kendine özgü biçimde ôdil olan rekabetin sonucu. ça­l ışanların emeğinin ürünlerin in kocınılmaz olarak calışma­yanların el inde birikmesi ve bu el lerde. kendisini üreten insanları köleleştirmede en güclü arac hal ine gelmesid ir .

Adi l b ir işgünü karşı l ığı ddll b ir ücret! Adil f iği tamı tamına · ücretlerinkine uyan Odi l Işgünü Icin de pek cok şey söylenebi l i r. Ancak bunu başka bir safere bırakal ım. Söylediklerimizden acıkca görülüyor ki , eski parola günü­nü doldurmuştur ve gecerl i l i�inl yitirmişt ir. Toplumu yö­neten kanunları bel irlerken, ekonomi bil iminin adaleti hep

• Cevlrenın Noıu: Calışma Evleri (Work housea) Ingiltere'de evsız borksız. işsiz kimselere bokıldı�ı yerler. Bunlar Yoksulluk Kanunu

(Poor Law) gere(jlnce kurulan kamu kurumlandır.

Page 112: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

bir yanı tutmaktadır. - Sermayenin yanın ı . Öyleyse eski parolayı a rtık bOtünüyle bir kenara gömel im ve yerine şu­nu benimseyelim:

CALlŞMA ARACLARI - HAM MADDELER. FABRIKA­LAR. MAKIN ELER - CALlŞAN HALKIN KENDISIN IN OL-M ALIDIR.

.

ll) Ocret Sistemi

Bundan önceki makalemizde yı l lanmış slogan côdi l bir işgünü karşı l ığında ôdi l b ir ücreb i inceleyerek şu so­nuca varmıştık: Bugünkü sosyal koşul lar a l tında, en ôdU ücret zorunlu olarak işein in ürettiğ in in en adaletsiz bölü­şümü demektir_ Bu ü rünün daha büyük bölümü kapital is­tin eecine inerken. i şci ya ln ızca kendini çalışacak durum­da tutan ve nesi in i devam etti rmesin i sağlayan bir mik­tarla vetin mek zorundadır.

Bu b ir ekonomi pol it ik kanunudur. Ya do diğer bir de­y işle. toplumun bugünkü ekonomik örgütlen iş in in , yüce Şonsölyel ik Mahkemesin inki ler de dahi l o lmak üzere In­g il tere'nin tüm kanunlarından daha güc lü bir kanunudur. Bir yanda toprak, ham madde ve makineler o lmak üzere tüm üretim araelerını tekellerine alan kapital istler. öte yon­do . kendi emek güclerinin d ışında h içbir şeye sah ip olma­yan , üretim araciarı üzerindeki her türlü mülk iyet el lerin­den al ınon emekçiler olarak toplum iki karşıt s ın ıfa bölün­müştür. Bu toplumsol düzen varoldukca ücret konunu gü­cünü koruyacak. işein in kapital ist tarafından tekel ine a l ı­nan kendi emek ürününün k ölesi o lmasın ı sağlayan z in­cirleri her gün yeniden pekişt i recektir.

Ü lkenin sendikoları hemen hemen 60 yı ld ır bu kanu­na karşı mücadele ettiler. Sonuc ne? lşci s ın ıf ın ı sermaye­n in -yani kendi emeğinin ürününün- bağlarından kurtar­moyı boşard ı lar mı? lşci s ın ı f ın ın tek bir kes imin in olsun ücret köleleri durumundon ç ıkmasını . kendi ham madde, aroc ve makinelerine, yan i kendi üretim a raciarına sahip olmasını . böylece de kendi emeğinin ürününe kendisin in sahip cıkmosını sağlayabi ld i ler mi? Iyice bi l in iyor ki , bun­ları yapomadıkla rı gibi, yopr:nc-yc çalışmadı lar bi le.

112

Page 113: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

B u n ları yapamadılar diye, sendikaların yararsız olduk­larını söylemek ak l ımızın ucundan bile gecmez. Tersine. di­ğer bütün sanayici ü lkelerde oldu�u gibi Ingi ltere'de de, sendikalar. sermayeye karşı mücadelelerinde emekçi sı­n ı f lar ın iht iyac duyduğu örgütlerdir. Ortalama ücret düzeyi , bel ir l i b ir ü lkede a l ış ı logelen yaşama standardına göre. o ü l kedeki işçi lerin nesil lerini devam ettirebilmelerine yete­cek gerekl i l ik lerin toplamına eşittir. Bu yaşama standardı , · değişik işci kategorilerine göre cok de�işik nite l ik ler ala­b i l i r. Ücretleri yüksek tutma ve lşgününü kısaitme müca­delesinde sendikaların büyük meziyetl , yaşama standardı­nı da düşürmeyip. yüksel ımeye ca l ışmalarıd ır. Londra'da, East End'de öyle işkolları va rd ı r ki. bura lardak i işçi ler ve harcad ık lar ı emek duvarcı ların k i kadar düz ve hünersiz­d i r . Oysa bu n l a r duvarcıların a ld ık lar ı:-. . . tarısı kadar bi le ücret a lamama ktadır. Nicin? Sırf şu nedenle: Güclü b i r ör­gü tlenme. bu işçi g ruplarından bir ine nisbeten yüksek ya­şama standardı (k i ücretler buna göre ölcülür) sağ larken . örqütsüz ve güçsüz olan diğerleri, Işverenlerinin yalnızca k o ç ı n ı lmaz dcc1i l . aynı zamanda keyfl gasplarına baş eğ­mek zorundadır lar. Bunların yaşam standartları g iderek d ü şer, alealan ücretlerle yaşamayı öğrenirler ve sonun­da ücretler doğal olara k kendilerinin de kıt kanaat yet­tiğini gördükleri düzeye kadar iner.

Öyleyse. ücret kanunu pek de kesin sın ırlar çizen bir kanun deği ldir. Bel i rl i sın ırlar içerisinde esnektir. (Büyük bunal ım ha riç) her zaman ve her işkolu Icin, iki rak ip ara­sında k i mücadelenin sonuclarına göre ücretierin oynadığı bel ir l i bir alan vardır. Ücretler her seferinde bir pazarl ı k sonucu belirlen i r. B u pazarl ıktc e n uzun v e en iyi dayanan , payına düşenden daha çoğunu kazanmada en büyük ola­nağa sahiptir. Eğer. tek başına, desteksiz bir işcl kapi ta­l istle pazarl ığını sürdürmeye kal karsa. kolayca yenil ip. ka­yıtsız şartsız tesl im olmaya mecbur kalır. Fakat. bütün bir işkolundaki işçi ler güçlü bir örgüt oluşturur. kendi arala­rında gerektiği an işverenlerine karşı durmalarına yaraya­cak bir fon toplar ve böylece de işverenlerin karşısına bir

F.: 8 113

Page 114: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

güc olarak cıkorlorsa . anca k bu durumda, günümüz toplu­munun ekonomik yasalarına göre adi l b ir işgünü karş ı l ı ­ğınde ôdi l b i r ücret' denen o asgari m iktarı koparocak gü­ce ulaşabi l i rler.

Ücret kanunu sendikaların mücal!lelesiyle sarsı l maz. T�rsine, bu mücadele ücret kanununu yürürlüğe sokar. Sendikaların mücadele yol l a rı do o lmasaydı, işci. ücret !;isteminin kural larına göre payına d üşmesi gerekeni bi le o lamazdı. Ancak sendikoların korkusu gözünü bürüdüğün­den. kapital ist. işeinin emek gücünün tam pazar değerini vermeye mecbur kal ır. Ispat ister m isiniz? Bir büyük sen­d ika ların üyelerine ödenen ücretiere ba kın , bir de Londra East End'deki şu seta let yuvası sayısız küçük işkolunda ödenenlere.

Bu yüzden, Sendikolar ücret sistemine sa ld ırmomak­todır. Ancak işci sınıf ının ekonomik olarak düşkünleşmesi­n i meydana getiren ücretierin yüksek l iğ i ya do düşük lüğü deö i ld ir . Bu düşkünleşmenin temelinde. işci sınıf ının. eme­gi karşıl ığında bu emeğin tüm ü rününü alacak yerde aynı ü rünün ücret adı veri len bir böl ümüyle vetinmek zorunda kolması yatmaktadır. Kapita l ist ü rünün tümünün (buradan işeiye ödeme yaparak) üzerinde otu rur; cünkü iş araciar ı­nın sah ibidir. Işte bu yüzden bütün is o rarlarınn -tonrol<, hammadde. makine- dolayısıyle KENDI EMEGININ ÜRÜ­NÜNÜN TÜMÜNE sahip o lmadıkça işci s ın ı f ı icin gercek kurtuluş yoktur• lll) Sendikolar 1

Son sayımızda, işvereni e re karşı ücretierin ekonomik kanununu uygulamaları acıs ından Sendikaların eylemleri üzerinde d u rmuştuk. Genel olarak emekçi sını f la rın sımsıkı kavra maları gereken son derece önemli b ir konu olduğu iç in tekrar buna dönüyoruz.

• Ccvırenin notu: Bu metinlerde (Means of production ) . (Means of Work) ve (Means of Labour) olarak üc ayrı terim kullanılmış; 1 . Ürc­

ıim aracıarı, 2. Çalışma a roclorı, 3. iş araciarı olarak çevrild i .

114

Page 115: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

ücretleri mümkün olduğ u kadar düşürmek. hem tek tek ka p ital istlerin , hem de genel olarak kapita l ist s ın ıf ın c ıkorınadır. Bugün art ık h iç b ir Ingi l iz lşcisinin bunu öğ­renmemiş olduğunu sanmıyoruz. David Ricardo'nun su götürmez bicimde kanıt icdığı g ib i , bütün masra flar ç ıka­rı l d ı k ta n sonra emeğin ( işcinin) ürünü ik i paya ayrı l ı r . Bunlardan bir i işeinin ücretin i , diğeri · ise ka p ita l ist i n kôr ın ı o l uşturu r. Şimdi , her ayrı durumda, emeğin bu net ürün ü kesin bel ir l i bir miktar olduğuna göre, ücret denilen pey aza l ma d ı k ca. kar denilen pay artamaz. ücretleri dü­şürmenin k a p ital ist in cı karına o lduğun u reddetme k . kör ın ı n r t t ı rman ın k a pita l istin leh ine olmadıi:jını söylemekle aynı şeyd i r .

Körlar ın gecici olarak artmasına yol açan başka et­l<' e n l er in b u l u n d u ğ u n u bi l iyoruz. Ancak bunlar gene l ka­n u n u değ işt irmed iğ inden burada üzerlerinde durrnamıza gerek yok.

O halde. ücretierin düzeyi sosyal ekonominin başl ı ba­şına ve kesin çizgilerle bel irlenmiş b ir kanunu tara fından hel ir lendiğ ine göre. kapitalist. ücretleri nası l d iisiirP.h; J ö ,? Cıcre tlerin ekonomik kanunu ortadadır ve yadsınamamak­todır. Buna rağmen gördük k i . bu kanun esnektir. Hem de iki şeki lde: Bel ir l i bir Işkolundaki ücretler. ya buradak i isı-i ler i yavaş yavaş daha dü şük bir yaşama standardına al ıştırorak doğrudan doi:jruya , ya da günlük calışma saat­l � r i n ! Iyo da aynı iş saatlerinde calışmanın yoöunludunu) ücre tleri yükseltmeden artırarak delayl ı olarak düşürülebi l i r

Her k a p i ta l isti n . ralıştırd •Oı işellerin ücret lerin i düşü­rerek. körını artırmaktan sağlayacağı cıkar, aynı işkolun­c!o"i kapital istlerin kendi ara larındaki rekabetten de teşvik görür. Her kapital ist rakiplerinden daha avantai l ı duruma yükselmeye çal ışır. Ve körlarını gözden cıkarmadıkca. uğ-. raşıp ücretiP.ri düşümıek zorundadır. Böylece, her bir ka­pita l ist !n cıkarı yüzünden ücretiere yönelen baskı . bunla­rır. tümü arasındaki rekabet dolayısıyle on misli daha ar­tar. Daha önce az kôr, cak kör meselesi olan , şimdi artık bir zoru n l u l u k meselesi olur.

Page 116: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

Bu sürekli , g iderek ortan baskı karşısında örgütsüz işci hiçbir etkin d ireniş aracına sahip deği ldir. Bu yüz­den. işçilerin örgütlenememiş olduğu işkol larında ücret­le. sürekl i olarak düşme, Iş saatleri ise yine sürekl i ola­rak a rtma eği l imindedir. Yavaş, oma sağlam, bu sürec devam eder. Refah dönemleri bu süreci kesintiye uğroto­bi l irse de. bunal ım dönemleri bu süreci sonroları daha da hızlondırır. Işçiler daha düşük yaşama standardına a l ışırlar yavaş yavaş. lşgününün uzunluğu giderek maksimumuna yaklaşırken ücretler de giderek mutlak minimumuno ya k­laşır. Bu minimum düzeyin alt ında. işci için yaşaması ve nesi ini sürdürmesi kesin olarak imkônsız olur.

lcinde bulunduğumuz yüzyı l ın başında , bu süreete ge­çici bir istisna görüldü. Buhar ve makine kul lanımındaki hızl ı artış, bunla rın ü rünlerine olan talebin daha hızl ı ar­tışın ı karşılamaya yetmedi. Cal ışma evlerinden i maiateıla­ra sat ı lan çocuklarınk i ler d ışında. bu işkollarındakl ücret­ler hep yüksek kaldı . Pekçok g erekl i olon hünerl i kol emek­çilerinin ücretleri oldukca yüksekti. Kumaş boyacılarının. makin istlerin , ipek kesiciler inin, el qokumacılarının oldık­ları ücretler bugün masal g ibi gel ir . Aynı anda yerlerini ma klnelere kaptıron zonaatlor yavaş yavaş ölüme sürük­lendilor. /\ncak. yonl bulunan makinaler adım adım bu yüksek ücretli Işçilerin yerlerin i a ld ı . Makine yapan maki­nc l8r bul undu ve bu öyle bir h ızda gel işti k i , makinelerce üretilen mal ların arzı , talebe yetişmekle kalmayıp, onu ge­ride bıraktı . 1 81 5 yı l ındaki genel durulmo. iş hayatına dü­zeni geri getirdiğinde. gel işme, fazla ü retim i le panik dö­nemleri a rasındaki (on yı l l ık) da lgalanmalar başladı . Işçi ler eski refah döneminde sağlayabildikleri . hatta dörtnala gi­den fazla üretim döneminde ortt ı robl ldik ieri avanta j lar ını şimdi çöküş ve panik dönem inde ellerinden kacı rıyorlord ı. Hemen S(•nr a , - örgütlenmemiş işellerin ücretlerini sürekl i olarak mutlak mlnimumo Iten genel kanuna Ingi l iz üreti� elleri tesl im oldular.

Fakat. bu orada 1 824'de kanunen tonınan Sendikalar sahneye g ird iler. Zaten geç kalmıŞlardı. Kapital istler her

Page 117: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

zaman örgütlüdürler. Çoğu durumda resmi derneklere, tü­züklere, görevl i lere vb. gerek duymazlar. Işe i lere k ıyasla sayıca az olmaları, ayrı bir sınıf oluşturmalan ve araların­daki sürekl i sosyal ve ticari i l işki ler onları ayakta tutar. Ancak daha sonraları Lancashire pamuklu dokuma işko­lunda görüldüğü gibi, kapital istler bir bö lgen in üretimini el lerinde bulundurdukları zaman resmi bir Kapital istler Sendikası gerekl i olabil ir. Buna karşı l ık ıŞe l ler ta başın­dan itibaren, s ık ı kura llarla blclmlenen ve yetk i lerin i gö­revl i lere ve komitelere devredebilen güclü bir örgüte mut­laka gerek duyarla r. l824 Kanunu bu örgütleri tan ıd ı . Bu tarihten itibaren emek - Ingi ltere'de bir güc haline geldi . Kendi iclerinde kendi lerine karşı bölünmüş, çaresiz yığın, bu durumdan kurtuldu. Bir l ik olmadan ve ortak hareket etmeden doğan güce. hemen arkasından, Fransız arka­daşlarımızın yerinde olarak 'direniş parası' adını verdik leri ton ların gücü eklendi. Artık herşey değlşmlştl. Bundan böyle ücretleri düşürmek ya da Iş saatlerin f arttırmak ka­pita l ist icin riskli bir iş olup ç ıkmıştı .

I şte, bu dönemde kapita l ist sın ıfın sendikalara karşı gösterdiği büyük öfkenin nedeni budur. Bu sınıf caktandır uyguladığı işci sınıf ını ezme iş ini her zaman kazanı lmış bir hak. kanuni bir imtiyaz olarak görmüştür. Işte , şimdi, buna son verilecekti. Bu yüzden. günümüzde Iriandalı top­rak sahiplerinin yaptıkları gibi bas bas bağırmalarına ve haklarına. mülklerine saldırı ldığ ını söylemelerine şaşma­mak gerek.

60 yı l ın mücadele deneyi onları bir ölçüde kendilerine getirmiştir. Işveren Sendikaları şimdi tan ınan, bilinen ku­rumlar olmuşlardır ve bun ların ücretierin düzen leyici lerin ­den biri olarak gösterdikleri faaliyet, fabrikaların, Işyeri kura l la rın ın . Iş saatlerının düzenleyleileri olarak oynadık­ları rol kadar benimsenmiştir. Bundan da öte; son zaman­larda Lancashire'll pamuk kral ları , lşcilerln kitabından kop­ya alarak, Işlerine geldiğinde nasıl grev yapıtaeağını her­hangi bir işcl sendikası kadar, belk i de daha Iyi Oğren­m iş lerdir.

117

Page 118: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

I şte böylece işci send ika la rı a racı l ığ ıyla ü cret kanunu işvereniere karşı olarak uygulanabi lmekte, iyi örg ütlen miş herhangi b i r işkolundaki işçi ler işverenlerine sattık ları emek gücünün tam değerini . hiç ol mazsa yaklaş ık olarak . o labi lmektedirler. Ve devlet kanunları aracı l ığ ıyla i ş saat­l eri , h ic olmazsa emek gücünü zamansız tüketecek olan maksimum uzunluğu çok a şmayacak sınır lar iç inde tutu­lab i lmektedir. Bugünkü örgütlenmeleriyle sendika la rın el­de edebileceklerinin encoğu bunlard ı r. Bunu da yaln ızca sürekl i mücadele ile. büyük ölçüde güç ve para sarfıyla başarabi l ir ler. Bundan sonra , iş hayatındak i dalgalanmalar, en azından on yılda b ir. kazan ılan ları bir anda a l ıp götü­rür. Böylece aynı mücadele bir kez daha verilmeye başla­n ır. Bu icinden çıkış olmayan bir k ıs ır döngüdür. l şci s ın ıf ı o lduğu yerde. Chartist ata lar ımızın söylemeye cekinmedik­ler i g ib i , ücret köleleri s ın ı f ı olarak ka l ı r. Bunca emeklerin, ferlakör l ık lar ın . acı lar ın sonucu bu mu o laca kt ı r? Bu. daima Ingi l iz işei lerin in en yü ksek a macı olarak mı kalaca ktır? Yn''�O . ü l kenin isr:i sın ıf ı sonunda bu k ısır döngüyü k ı ra ra k , ÜCRET SISTEMIN IN BÜTÜN ÜYLE KALDI R ILMASI hareke-1 inde b ir c ık ış noktası bul maya teşebbüs edecek m id ir? IV) Sendikalar ll

Şimdiye kadar. Sendiko lar ın görevlerin i yaln ızca üc­ret düzeyinin belir lenmesine kat ı lara k . sermayeye karşı mücadeienin de işeiye hiç ol mazsa bir porca d iren iş aracı sağla malorı\acısından ·ele a l d ık . Ancak sendikalar üzerine söyleyecekterimiz bununla b i tmemektedir.

I şeinin sermayeye · karş ı mücadelesinden bahsett ik . Sermayen ın sovunücuları tersine ne söylerlerse söylesin­ler. bu mÜdıdele mevcuttur. Ü cretleri düşürme. körı a rt­t ı rmanın en emin ve en kolay yolu olara k k a ld ıkca. hatta ücret sisteminin kendisi varl ığ ın ı sürdürdükçe, bu m üca­dele de var olaca kt ır. Send ika ların varl ı k lar ı bile tek boşı­no bu ·gerceq i yeterince kan ı t lar ; eğer sendikalar sermaye­nin acgözl ü lüğüne karş ı savaşmak • üzere kuru lmadı lar­sa . ne · ici� k u ru l muşlord ır? Kem küm etmekte yora r yok. Günü müz toplumunun. birbir ine dü şman ik i büyük temel

1 1 8

Page 119: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

sın ıfa ayrı lm ış olduğu katı gerçeğini hicblr k lbar, yumuşak söz gizliyemez. Bu sın ıflar, bir yanda emeOin kul lan ımın ın tüm araç larına sah ip olan kapita l istler, öte yanda kendi emek güçlerinden başka hlcblrşeye sahip olmayan emek· ci lerdir. Bunlardan ik incisin i n (emekçilerin) emeğinin ürü­nü her ik i sınıf arasında bölüşülmek zorundadır ve sürüp göden mücadele işte bu bölüşüm üzerinedir. Her sınıf mü m ­kün olan en büyük payı almaya çal ışır. Mücadelenin en i la ;nc yönü de, kendi ürününden ";JY almak Icin mücadele etme'<ten başka birşey yapmayan işci sınıfının sık s ı k ka· p ital ist i soymakla suc lanmas ıd ı r !

Toplumun i k i büyük s ın ıfı arasındaki mücadele zorun­lu olara '< pol i t i k b ir mücadele durumunu al ır. Orta (ya da k a p ital ist) sını fla toprak sahibi aristokresi arasında k i sa­vn s nası l polit ik mücadele durumunu a lm ışsa . aynı kapi­tal istlerle işc i sınıf ı arasında k i mücadele de bu durumu o lacaktır . S ın ı f ın . s ınıfa karşı her mücadelesinde uğruna mücadele edilen bir sonra k i herfet siyasi lktldordır. Ege­men sın ı f siyasi üstün lüOünü , d iğer deyişle kanun yapıcı oragndak i çoğunluğunu savunur. Egemenl ik altında k i sı­

nıf ise. önce iktida rdan pay almak, daha sonra da kendi çıkar ve gerek leri doğrultusunda mevcut kanunları de­ğiştirebilmek üzere. bu iktida rın tümünü almak icin sa­vaşır. Bu yüzden Büyük Britanya isçl sın ıfı bu iktida r ı ken­disine verecek olan Halkın Bildirisi'ni kazanmak Icin coş­k uyla ve hatta şiddet ku l lanarak yı l larca savoşmışt ı r. Ye­n ildi ler, ancak mücadele muzaffer orta sınıflar üzerinde öyle b i r etki bıra ktı ki. o zamandon beri emekci halka üst üste ödünler verme pahasına uzun süreli bir ateşkesi kabule mecbur oldu lar.

Sınıfın s ın ı fa karşı pol itik mücade lesinde örgüt en önemli si lôhtır . O ölcüde önemlidir ki . yaln ızca pol itik nitel ikteki y a da Chartist örgütler poramparca olurken. send ika örgü tleri giderek güçlenmiş, dışandakl h icbir işci sınıfı örg ü tünde görü lmeyen bir güç düzeyine ulaşmıştır. Bir ilô iki milyon arasında insanı iceren ve daha k ücük yerel bir l ik lerce desteklenen birkaç büyük sendika, Liberal

111

Page 120: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

olsun, Muhafaza ka r olsun h erhangi b i r egemen sın ıf hü­kümet ince dikkate a l ınması gereken bir gücü temsi l eder.

• • Kuruluş dönemlerinde yerleşen gelenekler ve bu O l ­kedeki gel iş imleri gereğince bu g üc lü örgütler, bugüne kadar, kendi lerini hemen hemen yaln ızca ücretler ve iş saatlerinin düzenlenmesine kat ı lmak ve işei lere açıkca karşı olan kanunların ka ld ırı lmasını gerçekleştirmek gö­revlerine s ın ı rlamışlard ır. Daha önce de değindiğimiz g ib i , bu görevleri umdukları kadar etkin b ir b iç i mde yürütmüş­lerdir. Ancak, bu a rada da ha do öte b i rşey gercekleştirmiş­lerdir: Sendika örg ütlerin in gücünü bu örg ütlerin kendi le­rinden daha iy i b i len egemen s ın ıf , onlara u mduklarından do öte ödünleri isteye isteye vermiştir. D israel i 'n in Ailelere Oy Hakk ı (Household Suftroge) Kanunu örgütlenmiş işçi s ın ıf ın ın hiç ol mazsa daha geniş b ir kesim ine oy hakk ı tanıd ı . Eğer Disrael i bu yen i secmenlerin kendi i radeler ini ku l lanacaklarını -orta sınıf Liberal Pol i t ikacı lar ın ın peşin­den gitmekten vazgeçeceklerin i- hesaplamasaydı bu ka­nunu önerir miydi? Eğer emekci halk devasa send ikaların yönet iminde, kendi ler in in ida ri ve pol it ik görevler için ye­terl i olduklarını kan ıt lamosayd ı , Disrael i bu kanunu mecl is­lerden geçirebi l i r miyd!?

Bu kanun. işçi s ın ıf ına yeni u mut kapı ları açt ı . Bütün sanayi şeh irlerinde ve Londra'da çoğunluğu onlara verd i v e kendi sın ıflar ından k işi leri parlementoya yol layarak ser­mayeye karşı mücadelelerine yen i s i lôh larla g irmelerin i mümkün k ı ld ı . Anca k , burada üzülerek şunu söyleyel im: Sendikalar, i şç i s ın ı f ın ın i leri öncüleri olarak görevler in i unuttular. Yeni s i lôh on yı l ı aşkın süredir el ler inde, oma daha k ı l ıf ındon b i le ç ıkarmadı lar. l şci sin ı f ın ın önünde ger-

. cekten yürümedik leri sü rece ş imdik i durumlar ın ı koruma­ya devam edemeyec·ekler in i b i lmeleri gere:� ıyor. Ing i l iz işçi sınıf ının pa rle mentoya 40-50 emekçi gönderme gücüne sa­h ip oldukton son ra. hôlô kapi ta l ist ler ya da avukat lar, edi­törler g ib i onların kôtipleri ta rafından temsil olunmaya rıza göstermeleri hiç de doğal b i rşey deği l .

120

Page 121: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

Üstel ik , bu ü lkenin işçi s ın ı fı , b ir süredir yanl ış yolda yürüdüğünün b i l incine va rocak kadar uyanm ışt ır, bunun b ircak örneğ i va r. Yalnızca ücret a rtışını ve iş saatleri n in aza l t ı lmasını hedef a lan ha reketler işçi s ın ı f ın ı ic inden ç ı k ış olmaye n bir k ıs ır döngüye hapsetmekted ir. Ası l kö­tü lüğün temel inde ücretierin .düşüklüğü değ i l , ücret s is­teminin kendisi ya tmak tad ır. Bu bi l ine işçi sınıf ı içeris inde b ir kez yayı ldı mı . Sendikala rın durumu da öneml i ölcüde değ işecekt i r. Art ık işci s ın ı f ın ın tek örgütü o lma ayrıca l ı ­ğ ından ya rarlanamayaca k lard ır. Çeşitl i işkol larında ki sen­d i kaların yanıs ıra , ya da onla rın üstünde, bir bütün olara k işci s ın ı fı n ın pol i tik örgütü o laca k genel bir sendika yer a lmal ıd ır.

Bu yüzden, işkol larındakl örgütlerin dikkate a lmaları gereken i k i nokta vardır: Bir incisi ; bu ülkenin işçi s ın ı f ı n ı n sarsı lmaz b i r kararl ı l ı kla par lamentoda' temsi l o lunma hak kın ın tamın ı isteyeceğ l g ü n ler h ızla ya k laşma k tad ı r. Ik inci olarak . yüksek ücretler ve kısa işgünü ic in yürü tü­len mücadelenin , sendikaların bugün yürütülen tüm ey­lemlerin in kendi başlarına bir amac olmayıp. da �a yüce bir amacın gerek l i ve etkin bir a racı (çeşit l i a rcc lar iceri ­sinden b i r tanesi) olduğunu işcl sın ıfının an layacağı (lüri­ler de h ızla yaklaşmaktadır. Bu yüce amac, ücret sis ten ı l ­nin tümüyle ka ldır ı l masıdır.

Emeğ in pariemen toda tam olarak temsi l i kadar üc­ret sisteminin kaldırı lmasına hazır lanmak acısından ayrı ayrı işkol lar ın ın deği l , yekpare bir bütün olarak Işçi sı­n ı f ın ın örgü tleri zorun lu olacaktır. Bu ne kadar çabuk ger­çekleştiri l i rse o kadar iyi olacaktır. Yakvücut örgütlenmiş Ing i l iz işci sın ıfına, birgün olsun, dayanacak güc yoktur yeryüzünde.

121

Page 122: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

ENGELS'DEN H. SCHLÜTER'E 11 OCAK 1890 TARIHLI MEKTUP'tan

Hareketin yaz aylarındak i büyük hızı b ir ölçüde kesil­·d i . Ve işin en iyi yan ı da şu: burjuva çevrelerin , dok gre­viyle başlayan işçi hareketine duydukları sempati de azal� dı ve yerin i daha doğal olan kuşku ve sinir l i l iğe terketti. Gaz şirketinin işeileri greve mecbur bıraktığı Güney Londra Gaz Işeileri Grevinde, işeller tüm fl l istenlerce terkedil ip bir kez c�ha yalnız t:iırakı ld ı lar. Bu eok iyi oldu: umarım k i Burns de grevin başında kendisi olmak üzere bir gün böyle bir deney geçirir.

Bu arada, beklen i ldiği gibi , gaz işeileriyle dok işeileri arasında her türden sürtüşme görülüyordu. Ancak . buna karş ı l ı k , yığınlar harekete geemiştir ve artık onları tutmak olanaksızdır. Ak ıntının önündeki engel ne kadar uzun sü­re kal ı rsa. zamanı geldiğinde akınt ının bu engeli yıkıp geeişi de o kadar şiddetl i olur. Ve bu hünersiz işçi ler, eski sendikalardaki o fosil leşmiş ahbap çavuşlara hiç benze­mezler. Örneğin , eski bicimci l iğ in , tekn isyen ayrıcal ığının izlerine bi le rastlanmaz bunların arasında: tam tersine, gördüğümüz. tüm sendikaların tek bir çatı a lt ında örgüt­lenmesi ve sermaveye karşı doğrudan mücadeleye g i ri­şi lmesi cağrısıdır. Dak grevin i ele ala l ım ; burada makine­lerin başında üç tekn isyen vardı . Kendi leri de birer tek­n isyen olan Burns ve Mann (Burns ayrıca, B i rleşik Tek­n isyenler Sendikası Yürütme Kurulu üyesiyd i) bu teknis­yenleri işlerinin başından ayrılmaya ikna etmekle görev­lcndiri ldi . Teknisyenler reddett i . Tekn isyenler Sendikası da işe kanşmadı , böylece de grevin sonu geld i ! Üstel ik , 1 2 haftadır grevde bulunan Si lvertown lôstik tesislerinde de grevi k ıranlar, greve kat ı lmadık ları g ibi bir de kendi sen­dika kura l larını ç iğneyerek işçilerin görevlerini devre lan teknisyen lerdi ! N için? Bu aptal lar. işçi arzını düşük tuto­bilmek icin, gerekl i ç ırak l ık döneminden geçmemiş kişi-

Page 123: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

le rin sendikaya a l ı nmaması k u ra l ın ı koymuşlard ı r. Böyle­cc. kendi karşı lar ında u blacklegı. -grev kır ıc ı- eleni ler ı çok sayıda rak ip yaratmış lard ı r. Bu grev k ır ıcı l a r tek n is ­yen ler kadar h üner l i o l u p send ikaya katı lma istcğ incled i r ­l e r . Ne v a r k i bugünlerde mantık ların ı iyiden iyiye yi t iren tekn isyen ler. sendikanın kapı lar ın ı kapayarak onla rı grev k ır ıc ı ola rak ka lmaya zorlama ktadır. Teknisyenl er. gerek deklarda gerekse S ilvertown'da g rev k ı rıc ı ların hemen kendi yerlerini kopacaklar ın ı b i ld ik lerinden işlerinin baş ın­da ka lmış lar ve g revci ler karşıs ında kend i leri grev k ı r ıcı o lup c:kmış la rd ı r. i şte fark b u rada; yen i sendika lar bütün­l ü k iç indedir : a m a hiç kuşkusuz tekn isyenler hariç , on l a r hôlô iş lerin in başındadır !

Ancak . bu gurur lu . y ı l lanmış koca sendika l a r '<ısa sü­rede küçü ler.eklerd i r . . Bunlar ın başl ıca desteğ i olan Lond­ra Sendikalar Konseyinde gide rek yen i sendika lar duruma hô k im olma k tad ı r ve en çok I k i-üç yı l içeris inde Sendika Kongresi de devrimci b i r n itel i k kazanacakt ır. Ha ttô ön ü ­müzdeki kongrede b i le ıı Broadhurst» !erin hayatla r ı n ı n e n büyük da rbesin i yiyeceklerini söyleyebi l i riz.

Rosenberg ve şürekôsından kurtulman ız. Amerika l ı sosyal ist ler iç indek i yen i leşme n i n en öneml i noktas• . En kötü engel olduğu icin , A lman partisi de bu biçimde y ık ı l ­ma l ıd ı r . Amerika l ı işçi ler de ha reketlenmeye başladılar, a nca k aynı Ing i l iz ler g ib i on lar da kendi yol lar ın ı izl iyorj ı ı r. Hic kimse teoriyi on l a ra peşinen benimsetemez. Olsa olsa kendi deneyler jyle. sağı solu yoklayara k ve bunun zaror l ı sonuclar ına da ka t lanarak yak ında burunlar ın ı teoriye carpacak lard ı r : o zaman da iş ler yoluna g irecektir.

123

Page 124: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

ENGELS'DEN SORGE'A 7 ARALIK 1890 TARIHLI

MEKTUP'tan

Burada, Ingiltere'de ocıkco görülen bir durum var: Halkın kendi yaşam koşul larındon koynaklanan dörtbaşı mornur bir teori olsa, bu teorin in yayıcıları do S.L.P:nin­ki lerden n ispeten daha yetenekli kişiler olsa bile, büyük bir ulusa bir teoriyi soyut ve dogmatik bir biçimde benim­setma olano�ı yoktur. Hareket sonunda royıno oturmuş­tur ve öyle san ıyorum ki bu kalıcıdır. Ancak bu hareket co�rudon do�ruyo Sosyol ist bir hareket değildir•• ve teo­rimizi en iyi kavrayan Ingi l izler de hareketin dışındadır. Örne�in Hyndmon iflôh olmaz ölcüde k ıskonc ve entri­l<acı, Box do k itap kurdundon öte birşey olmodı�ı icin dışarıda kaldı . Gerci şu anda hareket, bir sendika hare­keti , ancak eski sendikolardon , hünerl i işcilerden, lşci aris­tokresisinden cok oma pek cok fark l ı .

Kişi ler, mücadeleye oldukca farkl ı bir biçimde sarı­l ıyorlar. cok daha büyük yı�ınlorı mücadeleye sürüklüyor­lar, toplumu cok daha derinden sarsıyorlar ve n ihayet çok daha kapsamlı toiepler ileri sürüyorlar: sekiz saatlik iş­günü, tüm örgütlerin genel bir federasyon oluşturması , tam dayanışma gibi . Tussy··• sayesinde Gaz Işeileri ve Genel lşci Sendika larında lik kez kadın kol ları oluşturul ­du . üstel ik, işci ler. hangi n ihai amaclar Icin cal ıştıkların ı henüz bilmeseler bile Ocl l taleplerini yaln ızca gecicl ta lep­ler olarak görüyorlar. Ancak, bu bulanık görüş bile öylesine

• Socialist Labour Porty of North Arnerico-Kuzey Amerika Sosyolist

Işçi Part isi . Bu ad. 1874 yıl ında coQunluklo Almanlar taralındon ku­

rulan · •Kuzey Amerika Sosyal Demokrat Işçiler Partisit nce 1877'da

benimsenmiştir. • •• Engels. bu mektubundo, 1 899'do Londrolı hüner�ız Işçilerin yü­

rüttüOü ve cYeni Sendlkocıl ıOım doOuşuno yol açan büyük ha­

rekete deljinmektedlr.

••• Elenar Marx Aveling (1e56-98). Marx'ın en k üçük kızı.

124

Page 125: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

köklüdür k i , işçi ler. yalnızca sosyalist oldukları açı kca or­tada olan k iş i ler i l iderleri olara k secmektedlr lor. Başko­ları g ib i Işçi ler de kendi deney ve hataların ın sonuclar ı a racı l ığ ıyla gerçe{ji öğreneceklerd i r. Ancak, bugünkü sen ­d ikalar, esk i lerin in ter� ine, ernekle sermayenin c ıkar b i r­l iğ in i öne süren her ;ıörüşü kücümseme ve a layla karşı­ladığ ınCı göre. bu cov uzun sürmeyecektir.

. . . . Buradaki en berbat şey, işçi lerin i l lğ in e işlem i ş o l a n bur juvazin i n ıısaygıdeğer l iğ iJ sorunu. Topl umun, l ıcr b i r i �orgusuz suals iz benimsenen . mağrur olmakla birl i k t o kendinden c iy i lereıı v e �üsttek i lere» saygıda kusur etme­yen sayısız kat ıara ayrı l ış ı öy lesine eski , öylesine köklüdür k i , bu rjuvazi a l tas ın ı henüz kolayca yutturabi lmekted i r. Ör­nel< vereyim; John Burns. kendi s ın ı fı ic indeki ününden ç o K Kard inc i Manning, Belediye Başka n ı ve genel elerak b u r­juva çevrelerince tan ın ış ından gurur duyuyor olab i l i r. Es­k i bir subay olan Champion ise bu rjuvaziyle, öze l l i k le bu s ın ı f ın m u lıa fazakôr unsurla rıyla y ı l larca g iz l i kapak l ı i ş ler yürütmüş, k i l ise top lantı larında rah iplere sosyal ist vaaz lar vermişt ir. Bunlar ın arasında en iyisi olara k gördüğün Tom Mann b i le Belediye Başkan ıyla yemeğe çıkacağını söyle­rneğe pek mera k l ıd ı r. Bütün bunlar Fransadak i durumla karşı laşt ırı ld ığ ında , devrim in n e g ib i yararları olduğu gö­rü lecek tir. Ama. bazı önderleri ağ iarına düşü rmeyi hoşa r­sala r b i le , bur juvazi bundan pek b irşey elde edemeyecek­t ir ; çünkü hareket. bu tür durumla rın a l tedi lebi lmesine ola­nak tan ıyacak ölçüde güclenmiştlr.

125

Page 126: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons
Page 127: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

• •

V. I. LENIN

Page 128: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons
Page 129: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

ıı HALK IN DOSTLARI» KIMLERDIR VE SOSYAL DEMOK RATLARLA NASIL SAVAŞlRLAR'dan ( 1 894)

Sosyal -Demokratların po l it i k eylemi, Rusya 'dak i işçi s ı ­n ı rı hareket inin geliştir i l mesi v e örgütlenmesinin saylannıa­sını . bu hareket in , birbirinden ayrı protesto atıl ımları ve yol gös ter ici (yön lendirici) görüşten yoksun grevler ve baş­kaldırı l a r hiçirn indeld IJI JÇJünkü durumundan, bı r rj ı ıvo rej i ­m ine karşı yürıel t i l ın i� ; mülksüzleştl rerı lerln miilk siizleşt i ­ri lmcsi icin ve emekçi ha lk ın ezi l mesine dayanan sosyal düzenin ortrıdon knldır ı l rnosı Için yapılan, BÜTÜN Rus Işç i S lN lFI 'n ın örg ü l lenmiş mücadelesine dönüştüri i l rııesi r ı i · amaçlar. Bu eylemlerin temel i Ise, Marksistlerjn. Rus Işei­s in in tüm Rus emekçi ve sömürülen halkının tek ve doğal temsilcisi olcluğı ı yolunda k i ortak inanctır.•

r lşci s ını r ı tüm emekçi ve sömürülen halk ın) docjol tem­s i lc isid i r : c i in l< i i . SP.rl elwnomis ln in cnn çek işen kal ı r ı l ı la r ı ­n ı h ir yrıncı hırr ı l< ı rso k . Rur.ya'da emel<c l halkın sürnürüln ıH­

si her yerrle kapitalist bir n itelik gös termektedir; nnco k . üret ici k i l lesin in geniş bölümünün sömürütmesi kücii k ö l ­çek te, da�} ı n ı k ve i lkel kal ı rken. fabtlka proletaryasın ın sil ­m iirii lmesi biiyük ölçek te. sosyal leşmiş ve yoğunloşmış durumdadır . Bir inci durumda sömürü. h6lô, emekçi halkı ve idAolog lmın ı . emekç i hol l< ı ezen düzenin özii n ü ve dü­zenden çıkış yolunun nerede ve nasıl bulunabileceğ ini gcir ­meklen a la koya rı ortocoÇj biç i m ler i , çoşi t l l pol i t i k , yosr ı l , saymaca (conven tional) tuzak lar. oyunlar v e düzenier ic karışm ı ş durıırndodır .

Ik inci durumcin ise. sömü rü, tersine. tam gelişm iş t i r v e akı l karışt ırıcı h içbir ayrıntı olmaksız ın , saf bicimiylo

• Ki'ty l i i �rın.yr ı l l n ıı l r ı l n l� rıı'llldlnrl ' yel rlıı lnrlnıln on onnl? kop'lrı ııuylrı

Ncırorlnikl�r !O). Rusya'da g�leco�ln adamının rnu llk l�r olduğum:, Sowoi · D�mokrcı l lar lr.c. Rusyo'rla çıcleco!)ln adamının lşcil�r oldı ı · !'l ı ın ı ı rlii�.üııiıyoı lorrl ı . Morkslsl görüş yukarıda ki gibi formiiln orli l ·

mnk lnyrl l .

F. : 9 129

Page 130: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

ortaya çıkmaktadır. lşcinln, sermaye tarafından ezlldiOinl, m ücadelesinin burjuva sınıfına karşı verlimesi gerektiOinl görmemesine olanak yoktur. Ve onun ôcil ekonomik lhti­yccıarın ın karşı lanmasın ı , yaşamının maddi koşul larının Iyileştiri lmesini amaclayan bu mücadele, kocınılmaz bir bi­çimde, ışellerin örgütlenmelerini gerektirmekte ve yine ka­cınılmaz olarak. bireyleri b i r yana b ıra kıp, cal ışan halkı sadece fabrikalarda deği l . her yerde baskı a ltında tutan ve ezen sınıfa karşı b i r savaşa dönüşmektedir. Işte bu ne­denle fabrika işcts'i. tüm sömürü len halkın en başta gelen temsl lcisldir. Ve onun örgütlü . sürekli bir mücadelede tem­silci Işlevin i yerine getirebilmasi Icin, tvaadlerıe, gayrete getirlimesine hlc gerek yoktur. Bütün gereken şey, onun durumunu anlamasını sağlamak, kendisini ezen düzenin pol itik ve ekonomik yapısın ı ve bu düzendeki sınıf çatış­moto rın ın gerekl i l ik ve kaçınılmazlığın ı an lamasını saoıa­maktır. Fabrika ışeisinin genel kapitalist i l işki ler düzentn­deki bu yeri . onu. emekçi s ın ıf ın kurtuluşunun tek dövüş­cüsü yapar: çünkü kapita l izm in gel iş iminin ancak daha yüksek bir aşaması . büyük ö lçekl i makinataşmış sanayi, bu mucodele Icin gerek l i maddi koşul ları ve sosyal gücle­ri yaratır. Kapita l ist gel işimin henüz yetersiz kaldığı baş­ka her yerde. bu maddi koşullar yoktur. Ü retim . binlerce­küçük gir iş im arasında dağı lmış durumdadır (ve komünal toprak mülkiyetinin en eşitl ikcl biçimleri alt ında bile bun­lar. dağın ık girişimler olma n itel iklerini korurlar.) Cünkü, çoğu yerde sömürü lenler. hôlô küçük g iriştmlere sahiptir­ler ve böylece de mücadele etmeleri gereken burjuva dü­zenine bağlanm ışlard ı r: Bu durum. kapita l izmi yıkobiiecek sosyal gücterin gel iş imin i geclktirlr ve engeller. Dağın ık . bireysel n itelikteki küçük sömürü emekçi halk ı b i r yöreye bağlar. onları böler. s ın ı f dayanışmasının bi l incine varma­larını önler. bask ın ın bazı bel l i k işi ler yüzünden değil , tüm ekonomik düzen yüzünden olduğunu a nladıkları nda da b i r­leşmelerini engel ler. Aksine. büyük öteekli kapitalizm, ka­çını lmaz olarak . Işel lerin eski toplumla. belli bir yöreyle ve · bell i b i r sömü rücüyle olan tüm ba!}ların ı koparır; onları bir-

130

Page 131: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

leştirlr, düşünmeye zorla r ve örgütlü bir mücadeleye baş­lamaya elverişli koşulların Içine yerleştirir. Buna uygun ola­rak Sosyal-Demokratlar, bütün d ikkatlerini ve eylemlerin i işc l sınıfı üstünde yo!:)unlaştırmaktadırlar. Onun Ileri tem­si lc i leri bi l imsel sosyal izmin görüşlerin i , Rus Işeis in in ta­rihsel rolü görüşünü kavradık la rı zaman, bu görüşler yay­gınlaştığı ve işçiler arasında, Işellerin bugünkü birbirin­den ayrı ekonomik savaşların ı bil ineli sınıf mücadelesine dönüştürecek sa!:)lam örgütler kuruldu!:)u zaman, Rus IŞ­cısı . bütün demokratik unsurların başına geeerek mut­lakiyetci düzeni yıkacak ve RUS PROLETARY ASI'nı (BÜ­TÜN Ü LK E LER'in proletaryasıyla yan yana) KOMÜNIST DEVRIM 'e giden dümdüz, acık politik mücadele yoluna yö­neltecektir.

Collected Works. ciit 1

8. 29�

Page 132: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

SOSYAL-DEMOKRAT PARTI ICIN BIR PROGRAM TASARlSI VE ACIKLAMASI'ndan ( 1895 - 1 896)

Program Tasarısı

A. 1 - Rusya'da g iderek artan bir hızla büyük fab­rikala r gel işmekte. küçük zanaatkör ve köyl üyü yıkmakta, onları mü lksüz işçiler d urum una geti rmekte ve durmadan artan sayılarda insanı kentlere. fabrika ve sanayi alanları­na, kasabalara sürmektedir.

2 - Kapita l izmin bu gel iş im i . bir avuç fabrika sahibi , tüccar ve toprak sahibi ic in m uazzam bir zengin l iK ve lüks artışı an lamına gel i rken. işçi lere daha büyük bir h ızla o rtan yoksul luk ve baskı lar getirmektedir. Ü retimdeki gel işmeler ve büyük fabri kalam sokulan makineler. sosyal emeğin ü retkenl iğ indeki artışı kolayla ştır ırken, kapital istlerin i şei­ler üstündeki gücünü pek işti rmeye, işsiz l iğ i artı rmaya ve böylece işçi lerin savunmasız d urumunu daha da kötüleş­t i rmeye h izmet etmekted ir.

3 - Fakat. büyük fabrikalar . emeğin sermaye tarafın­dan ezil iş in i en üst düzeye çıkar ırken. sermayeye karşı b i r m ü cadele yürütebi lecek özel b ir işçi s ın ı f ın ı da yarat­maktadır. Çünkü yaşama koşul larının ta kend isi işel lerin kendi küçük ü retimleriyle a ra larındaki bütün bağlarını ko­pa rmakta, işçi leri orta k çal ışmada b irleştirerek ve fabri­kadan fabrikaya oktaro rak emekçi halk k it :eler in i kaynaş­tırmaktad ır. Işçi ler. kapita l ist lere karşı mücadeleye baş­lamaktc ve ara larında yoğun bir b i rleşme dürtüsü kendi n i göstermektedir. Işçi lerin b i rb i ri nden kopuk ba şkald ı r ı lar ın­dan Rus işçi s ın ı f ın ın m ü cadelesi yükselmektedir.

4 - l şci s ın ıf ın ın kapita l ist s ır fa karşı bu mücadele­si . başkalarının cme� iyle f!CCincn bü tün sın ı f iara ve bütün söm ürüye karş·ı b ir m ü cadeledir . Bu mücadele ancak , po­l i t ik i ktidarın işçi s ın ıf ın ın e l ine geeişi i le , işçi ler taraf ından üreti len her şeyden ve ü retimdeki bütün i lerlemelerden yi­ne emekçi halk ın yararlana cağı sosyal ist üret imin düzen-

1 32

Page 133: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

len mesı Icin, bütün toprakların , a raçların, fabrikaların, ma­kinelerin ve madenierin tüm topturnun eline geçişi ile sona erebi l ir.

5 - Rus işçi sınıfı hareketi, karakteri ve amacı uya­rınca, bütün ü lkeler işcl sın ıf ın ın uluslararası (sosyal-de­mokratik) ha reketinin bir parçasıdı r.

6 - Rus işçi sınıfının kurtuluş mücadelestnde temel engel, tam anlamıyla otokratik olan bir hükümet ve onun sorumsuz görevl i leridir. (Hükümet) kendisini toprak sahip­lerinin ve kap ita l istlerin ayrıca l ık larına ve onların cıkaria­rına aşırı bağ l ı l ığa dayayarak, a l t sın ıflardan her hakkı esirger ve böylece de işçi l erin hareketin i enge l ler. Tüm halk ın gel işimin i geciktirir. Işte bu nedenle Rus lşci sını­f ın ın kurtuluş için mücadelesi, zorunlu olarak, otokratik hükOmetin mutlak iktidarına karşı mücadelenin doğması­na yol acar.

B. 1 - Rus Sosya l - Demokratik Partısı. amacın ın, iş­çi lerin s ın ıf bil inclerinl, örgütlerini gel iştirerek, mücadele­nin amac ve hedeflerini göstererek, Rus işçi sınıfının bu mücadelesine yardım etmek olduğunu bildirir.

2 - Rus işci sınıfının kurtuluşu icin mücadelesi pol i­tik b ir mücadeledir ve i lk amacı politik özgürlüğü sağ la­maktır.

3 - Bu nedenle Rus Sosyal-Demokratik Partisi. ken­disin i fşcl sınıfı hareketinden ayırmadan, otokrctik hükü­metin mutlak iktidarına karşı, ayrıcalıklı toprak soyluları sın ıfına karşı ve serf l iğe alt her türiO kalıntıya, serbest re­kabeti önleyen sosyal ayrıca l ık lar düzenine karşı her sos­yal hareketi destek leyecektlr.

4 - Diğer yandan Rus Sosyal-Demokratik Işçi Par­tisi. emekci sınıf ları mut lak iyetel hükümetin ve görevll le­r in in vesayeti a ltına alma yolundakl tOm çabalara. kapi­ta l izmin, buna bağl ı olarak do Işçi sınıfının, geliştmını ge­c ikUrecek her türlü cabayo karş ı savaşacaktır.

5 - Işç i lerin kurtuluşu, Işçi sınıfının kendi eylemi ol­malıdır.

Page 134: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

6 - Rus halkının istediği, mutlokiyetci hükümetin ve görevl ilerinin yardımı değil , onun baskısından kurtulmaktır.

C. Rus Sosyal-Demokratik Portisi bu görüşleri baş­Iongre noktası yaparak ôcllen ve ısrarla şunları istemek­tedir:

1 - Bir onayasa hazırlamak amacıyla bütün vatan­daşların temsilcilerinden oluşan bir Zemsky Sobor'un top­lanması.

2 - Din, ya da ulusuno bakılmaksızın 21 yaşına bos­mış tüm Rus vatandaşları Için genel ve doğrudan oy kul­lanma hakkı .

3 - Toplanma ve örgütlenme özgürlüğü ve g rev hakkı.

4 - Basın özgürlüğü, 5 - Toplumsol ayrıca l ıkların kaldırı lması ve tüm va­

tandaşların yasa önünde tom eşitl iğ i . 6 - Din özgürlüğü ve bütün ulusların eşitl iği . Doğum.

evlenma ve ölüm kayıtla rının bağımsız -yanı polisten ba­ğımsız- sivil görevl i lere veril mesi.

7 - Her vatandaşın herhangi bir memuru, onun üst­lerine şikôyet etmeden davO edebil mesi hakkı .

8 - Pasaportla rın kaldırı lması. tam taşın ma ve yer­leşme özgürl üğü.

9 - Iş ve meslek özgürlüğü ve loncalorının kaldı­rı lması .

D. Rus Sosya l -Demokratik Pa rtisi , işçiler icin şunları istemektedir:

1 - Her sanayi dal ında, kapita l istler ve işçiler ara ­sından eşit sayılarda seeilecek yargıciardan oluşan san o ­y i mahkemelerinin kurulması.

2 - lşgü.nünün yasalarla O saate indiril mesi. 3 - Gece cal ışmasının ve vardiya larının yasalarla

yasaklanması. 15 yaşındon a şağı cocukların ca l ıştır ı lma­larının yasak lanması.

4 - Ulusal boyramların yasalarla bel irlen mesi.

Page 135: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

5 - Fabrika yasaların ın ve fabrika denetımın ın bü­tün Rusya'dak i tüm sanayiye, hükümet fabrikalarına ve evlerde cal ışan zanaatkOrlara uygulanması.

6 - Fabrika Müfettlşl l()lnln baOımsızlı()ı ve Maliye Bakanl ığı 'n ın emrinde olmaması . . Fabrika yasalarına uyul­masını sağlamakta. sanayi mahkemelerı üyelerinin, Fabri­ka Müfettişf iği ile eşit hak lara sahip olması.

7 - ücretierin molla ödenmesi usulünün her yerde tam olarak yasak lanması.

8 - ücretierin doğru tesbitlnln, hatal ı malların red­dedi lmesin in , birıkmiş para cezalarının harcanmasının ve fabrikaların sahip oldukları işcl meskenlerinin, işcilerce seeilen temsi lc i ler taratından denetlenmesi; Işçilerin üc­retlerindeki her kesintlnin, nedeni ne olursa olsun (para cezası . red . vs.) ruble başına toplam 10 kopek' i geema­veceği konusunda bir yasanın kabulü.

9 - Işçiler in uğrayacak ları Iş kazalarından Işveren­leri sorumlu tutan . hatanın Işelde oldu()unu Işveren in ka­nı tlamasını 1orunlu k ı lan bir yasanın kabulü.

10 - lşciler icin okullar ve tıbbi yardım sa�lanmasın­dan işverenleri sorumlu tutan bir yasanın kabulü. Programın Acıkıanmaeı

Program , üc ana bölüme ayrılmıştır. Birinci bölüm, programın diğer bölümlerini n temelini oluşturacak bütün i lkeleri ortaya koymaktadır. Bu bölüm, işci sınıfının çağ­daş toplumdak i yerini , Işvereniere karşı mücadelelerinin anlam ve önemini ve Rusya'da işçi sınıfının pol it ik duru­munu göstermektedir.

·

Ik inci bölüm. Parti'nin amacını ortaya koymakta ve Parti 'nin Rusya'dak i diğer politik eği l imlerle olan i l işki le­rini göstermektedir. Parti'nin ve tüm sınıf bilincine sahip işcilerin �ylemlerinin ve Rus toplumundakl diğer sınıfların cıkaria rına ve uğraşiarına karşı tavırlarının ne olması ge­rektiqine değinmektedlr.

Ücüncü bölüm. Parti'n in pratik taleplerini Içermekte­dir. Bu bölüm üc kesime ayriimıştır. Birinci kesim. ülke çapındak i reform taleplerın ı içermektedir. Ik inci kesim,

Page 136: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

işçi s ınıfının program ve ta lepl erini bel irtmektedir. ücün­cü kesim ise, köylülerin yararına ta lepleri içermektedir. Progra mın pratik böl ü müne girmeden önce. aşağıda, ke­simlerle i lgi l i bazı ön a çık lamalar yapı lmıştır:

A. 1 - Program herşeyden önce. büyük fabrikaların hızl ı b üyüyüşüne değinmektedir: çünkü çağdaş Rusya'da bütün eski yaşam koşul la rın ı . özel l ik le emekçi sın ıfın ya­şama koşul larını tümüyle değiştiren temel gel iş im budur. Eski koşullar alt ında, p ratik olarak ü lkenin bütün zengin­l iğ i . n üfusun coğunluğunu o luşturan küçük m ü l k sahipleri tarafındon üretil iyordu. Halk köylerde hareketsiz bir ya­şam sürdürüyordu; üretimlerinin en büyük bölümü ya ken­d i tüketimleri icin, ya da diğer yakın pazorlorlo az i l işkisi olan komşu köylerdeki küçük pazarlar icin yapı l ıyordu . Bu küçük mülk sahipleri, esasında onları kendi tüketimleri icin ü retmeye zorlayan toprak oğaları icin çal ışıyorlardı . Yerel üretim işlenrnek üzere kendileri de köylerde yaşa­yan ya da çevre bölgelerde Iş bulmak için dolaşan za­naotkôrlaro veril iyordu .

Fakat köylülerin özgürl ü klerine (9) kavuşmalarındon sonra . k i tlelerin bu yaşoma koşul ları tam bir değ işime uğ­rad ı : Küçük zanaatkôr kuru luşlar ın ın yerin i olağanüstü b i r hızla büyüyen , büyük fabrikalar o l maya başladı lar; kü­çük mü lk sahiplerin i ü cretli işç i durumuno soktu lar ve tüm Rusya'da satılan muazza m mikta rlarda mal ü reten yüzler­ce ve bin lerce işeiyi b i r o rada çal ışmaya zorlad ı lar.

Köylülerin azot edi l meleri n üfusun ho reketsiz l iğini boz­du ve köylüleri e l lerinde kalan toprak parçalarıyla geçine­miyecek b ir duruma soktu. Halk kit leleri b ir geçim kapısı bu lab i lmek için evlerini terkedip ya fa brika ların yolunu tut­tular ya da, Rusya'n ın a yrı köşelerini b irleştiren ve büyük fabrikaların ürünlerin i her yana taşıyan demiryol ları inşaat­lcır•rıda iş a ra maya koyuldula r. Halk k itleleri iş bulma k için şehirlere akın etti ler ; fabrika ve ticari binaların in­şas ına . fabrikalara yakıt dağ ıt ırnma ve onlara ham mad­de hazırlanmasına katı ld ı lar. Ve n ihayet bi rçokları da , te­sislerini yeteri kadar hızla genlşletemeyen fabrika sahip-

136

Page 137: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

leri ve tüccarlar Icin kendi evlerinde çalıştılar. Tarımda da benzer değişimler görüldü. Toprak ağaları satış ama­cıyla tahı l yetiştirmeye başladılar. köylüter ve tüccarlar a rasından büyük tarımcılar sahneye çıktı ve yüzlerce mit­yon pood"'luk tahı l . dışa rda satılmaya başlandı. üretim, ücretli işçiler gerektirdi. Yüzbinlerce ve milyonlarca köy­l ü kendi küçük toprak parcalarını bırakıp. düzenl i ya da gündelikcl işci olarak pazar icin tahı l yetiştiren yeni efen­di lerin hizmetine girdi ler. Işte, büyük fabrikaların kücük zanaatkôrları ve köylüleri ücretli Işeller durumuna çevire­rek onları yıkıma uğrattığ ını söyleyen programda tan ım­lanan. eski yaşama biçimindeki değişikl iKler bunlard ır. Küçük öteekl i ü retimin yerini her yerde büyük ölçekli ü re­t im almaktadı r ve bu büyük öteekl i üretimde işçiler, bü­yük sermaye sah ibi olan, büyük atölyeler yaptıran büyük miktarla rda mal satın alan ve bir araya getiri len işel lerin bu kit le çapındaki üretimlerin in satışından gelen karta ceplerini dolduran kapitalist tarafındon ücret korşı l ı� ı kl­ralan ı r duruma gelmişlerdir. Üretim , kapita l istleşmiştir ve bütün küçük mülk sahipleri üstünde acımasız ve amansız b i r baskı uygulamakta. onların köylerdeki hareketsiz ya­şamlarını bozmakta . onları basit ve vasıfsız Işçiler olarak, iş-güclerirıi sermayeye satarak ü lkenin bir ucundan diğe­rine dolaşmaya zorlamaktadı r. Halkın durmadan a rtan bir bölümü temel l i olarak kırdan ve tarımdan koparı lmokta ve bunlar özel bir mülksüz sınıf ı , yaln ızca Iş-güclerini sa­tarak yaşayan bir ücretli proletarya sın ıfını yaratarak. kentlerde. fabrika ve sanayi b irimlerinde ve kasabalarda toplanmaktadırlar.

Büyük fabrikaların ülkenin yaşamına getirdiği cak önemli değişikl ik ler bunlardır: kücük ölçekl i üretimin ye­rini büyük öteekl i üretim a lma kta, kücük mülk sahipleri üc­retl i işei lere dönüşmektedir. Öyleyse. emekçi halk ın tümü icin bu değişimin anlamı nedir ve gel işimin yönü nereye

• Pood, bir ağırlık blrlmldır.

Page 138: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

doğrudur? Buna p rogramın sonrak i bölümlerinde değini l­mektedir.

A. 2 - Küçük ölçekli üretimin yer in i büyük ölçekl i üretimin a lmasın ın yan ısıra , her bir mülk sahibinin e l in­deki küçük mal i kaynakların yerini de sermaye olarak ku l ­lan ı lan çok büyük m i ktarlar o l ma kta, küçük, önemsiz kôr­lar ın yerine mi lyonlara varan kôrlar geçmektedir . Işte bu

,yüzden, kapita l izmin gel işmesi, her yerde lüks ve serve­�in büyümesine yol acmaktad ı r. Rusya 'da sanayici lere faiz l<arşı l ığ ı borç olarak verilen parasal sermayelerin in ge­l�riyle geçinen, büyük mali sermaye sahipleri , fabrika sa­Jı ipleri , demiryolu sahipleri, t üccarlar ve bankerlerden olu­��an bir sınıf ortaya ç ıkmışt ır. Büyük toprak sah ipleri , köy­. l ülere verilen toprak ların büyük yekOn tutan tazminat be­del lerini toplayarak , onla rın toprak ihtiyaclarından yara r­lan ıp kiraya verdik ler i toprakların k i ra bedel ler in i a rtıra­ra k, topraklarında geniş şeker pancarı rafineri leri ve da­m ıtma tesisleri kurara k zengin leşmişlerdir. Bütün bu var­l ı k l ı s ın ıfların lüks ve israfları görü lmemiş boyutlara u laş­mış ve büyük kentlerin ana caddelerine prensiere yaraş ır konakları ve lüks sarayla rı s ıra lanmıştır . Fakat kapita l iz m gel iştikce, işçi lerin d u rumu d o durmadan kötü leşmiştir. Bazı yerlerde, köyl ü lerin azot edi lmelerinden son ra ka­zançlar a rttıysa bile bu, çok az ölçüde ve k ısa bir süre ic in ol muştur. Çünkü köylerden kopup gelen oc insan lar k it lesi , ücretleri düşmeye zorlarken, yiyecek ve gerek l i maddelerin mal iyetle ri durmadan yükselmekteydi ; öyle k i . ü c retleri a rt ın id ığ ında b i le işçi ler, yaşamları icin zoru n lu maddeleri daha az mikta rda e lde edebil iyorlo rd ı . I ş bu l ­ma, g iderek daha zorlaştı , zenginlerin lüks kono klorıyla yan yana (ya da kentlerin dış mahal le lerinde) . işçi lerin mahzenlerde, rutubetl i ve tıkabasa dolu yerlerde. hatta yeni sanayi ku.ruluşlor ın ın yakın ında. yer a l t ına oyu l muş yerlerde yaşamoya zorlandık ları yoksul mahal leleri türe­di . Sermaye, büyüdükçe, işe i leri yoksul laşt ı ra ra k , onlar ı bütün zamanlar ın ı fa brikaya ayı rmaya ve işçi çocukların ı , eşierini de çal ışmaya zorlaya ra k i şçiler üstündeki baskı-

138

Page 139: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

. . sını artırdı. Öyleyse, kapital izmin gelişiminin (bizi) sürük­lediği i lk değişim şudur: Halk k ltleler.l sadokaya muhtaç duruma sokulurken, bir avuç .kapitalistin kasalarında mu­azzam zengin l ik ler birlkmektedl r.

Ikinci değişim ise. küçük ölçekl i üretimin yerine bü­yük öteek l i üretimin geçmesiyle üretimde birçok ilerieme­lerin sağlanmasından ibarettir. Herşeyden önce, tek ba­şına, kücük atölyelerde ya da evlerde ayrı ayrı yapı lan Iş in yerin i , tek bir fabrikada, tek bir mülk sahibi, tek bir müteahhit icin bir arada çal ışan Işçilerin ortaya koyduk­ları iş almıştır. Ortak emek, bireysel emekten cak daha etk in (üretken) d ir ve mal ları cak daha fazla hız ve kolay­l ık la üretmeye olanak verır. Ama bütün bu l lerlemelerden, işeiye hiç denecek kadar az birşey ödeyen ve işellerin birleşik emeklerinden gelen bütün kdrı gaspeden kapita l ist yararlanır. Kapitalist giderek daha da güclenirken. işçi gi­derek daha gücsüzleşmektedir; çünkü tek bir tür iş yap­maya al ışmıştı r, onun Icin başka bir Işe geçmek, meslek değiştirmek daha zordur.

üretimde, çok daha öneml i bir diğer ilerleme de, ka­pital ist tara fından makinelerin işe koşulmasıdır. Makinele­rin kul lanı lmasıyle emeğin etk in l li:)l kat be kat a rtar; ama kapital ist. bundan doğan tüm yararı işeiye karşı kullan ır. Makinelerin daha az fiziki emek gerektirmesinden yarar­lanarak. kadın ve cocukları on ların başına geçirir ve bun­lara daha az ücret öder. Işveren. makinelerin kul lanı ldık­ları yerlerde cak daha az sayıda işçiye ihtiyaç duyulma­sından faydalanarak. on ları kitleler hal lnde fabrikadan atar. Artan işsiz l ikten yararlanarak, Işeiyi daha da köle­leştlrir; işgününü uzatır; işcly� gece dinlenmesinden yok­sun bırakır ve onu makinenin basit bir parcası durumuna sokar. Makinenin yarattıi:)ı ve durmadan artan işsizl ik, şim­di, işeiyi büsbütün savunmasız k ı lar. Becerisi değerini yi­t ir ir. makineye cabucak alışabi lecek ve daha az ücretle işi seve seve kabul edecek olan basit bir vasıfsız işçiyle kolayl ıkla değiştiri lebil ir. Kapita l istin ortan baskısına. kar­şı her direniş, ( işten) kovulmaya yol acar. Işçi tek başına

Page 140: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

sermayeye karşı caresizdir ve makine on u ezmekle tehdit etmektedir.

A. 3 - önceki noktayı aç ık larken, tek başına işçinin, makineleri ü retime. sokan kapita l iste karşı coresiz ve sa­vunma sız olduğuna . değindi k . Kendis in i savunmak için iş­ç i , her ne pahasına olursa olsun. kapital iste karşı d irenme­nin yol ların ı a ramal ıd ır. Ve bu yol ları örgütlenmede bu lur. Tek başına çaresiz olan işçi, yoldaşlarıyla öraütlendiğin­de, bir güç durumuna erişir ve kapita l istle mı.icadele ve onun darbelerine d i renme olonağın ı bulur.

Şimdi büyük · sermaye i le karşı karş ıya bu lunan işçi icin örgütlenme bir gerekl i l ik o lmuştur. Fakat, tek bir fab­rikada çal ış ıyor olsa lar bi le, b i rb irine yabancı (her b i ri de­ğişik özel l i k gösteren) insan lar k itlesini örgütlernek ola­nağı var mıd ı r? Program . işçi leri birli'ğe hazırlayan ve on­larda örgütlenme kapasitesi n i ve yeteneğin i gel işti ren ko­şu l ları göstermektedir. Bu koşul lar şöyledir : 1) Bütün yı l boyunca düzenl i cal ışma gerekti ren makine ü ret imi yapan büyük fabrika. işçiyi ta m bir proleter yaparak . bnun, top­ra k la . kendi tarlasıyle olan bütün bağların ı koparır. Ken-· d i lerine ait b i r pa rça toprakta çifte i l ik etmeleri işei leri bö­ler ve her b i rine d iğerlerinden ayrı , özel b i r cıkar sağlar . bu yüzden de örgüt lenme icin b ir engeld ir. I şçi lerin top­raktan koparı lmaları bu engel leri ortadan ka ld ı rı r . 2) Bun­dan başka, yüzlerce. bin lerce işçinin b i r a rada çal ışma­lar ı . işçi leri ihtiyaçla r ın ı b i r l ikte tartışmaya , b i rl i kte dav­ra nmaya a l ıştırır ve onlara tüm işçi kit lesin in durumunun ve ç ıka rlar ın ın ayn ı o lduğunu açı kça gösterir. 3) Son ola­ra k, işçi lerin du rmadan bir fabrikadan diğerine geçmel eri, on lar ı , fa rk l ı fa brika lardaki koşul ları ve işleri karş ı laştır­maya o l ı şt ır ır ve sömürünün bütün fabrika larda aynı olan n itel iğ in i görmelerine, diğer Işçi lerin kapital istle çatı şma­lar ındaki deneyierini kazanmalarına ve böylece de işei­lerin dayanışmasının a rtmasına yard ım eder. I şte bütün bu koşul lar yüzünden , büyük fa brikaların ortaya ç ık ış ı , işçi le­rin örgütlen melerini de bera berinde getirmiştir . Rus işei­leri arasında bir l ik , esas olarak ve en s ık biçimiyle, grev-

140

Page 141: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

lerde i fadesin i bulur. (Sendikaların ya da karşı l ı k l ı yard ı m derneklerinin neden işçi lerim iz in imkônları dışında oldu­ğuna i l erde değineceğiz) . Büyü k fabri�alar ne kadar cok gel iş irse. işç i lerin grevleri de o k'adar sık. güçlü ve inatçı o lmaktad ı r. Kapita l izmin bas kıs ı ne kadar büyükse. işe i ­lerin orta k d i renişlerine duyulan gerek de o kadar artar. Programda bel i rt i ldiği gibi , g revler ve birbirinden kopu k işçi ayak lanmalar ı , şimd i Rus fabrikalarında karşı laşı lan en yaygın o lgudur. Fakat kapi ta l izmin daha da gel i şmesi ve grevierin daha da s ık laşmasıyla bu tür harek e tler in yeters iz l ik ler i ortaya ç ıkmakta dı r. Işverenler onlara karşı b ir l ikte hareket etmekted ir: Ara larında anlaşmalar yapmak­ta . başka bölgelerden işç i ler getirtmekte ve işç i d i ren iş i ­n i ezmekte devlet mak ines in i iş letenierin yardımına baş� vurmaktadırlar . Ş imdi . işçi ler karşı larında tek tek her fab­r ikanın sa h ib in i değ i l . hükümetin de yardımını alan tüm kaoito l ist sınıf ı görmektedir . Tüm kapital ist sınıf , tüm işçi sınıfına karşı b ir mücadele yü rütmekted ir. Greviere karşı ortak tedbir ler a lmakta . işc i s ın ıf ına karşı yasa lar c ıkar­ması ic in hükü mete baskı yap m akta. fabrikaları daha sapa yerlere taş ımakta . işleri evlerd e cal ışan insanlara da(jıt­ma kta ve işei lere karşı daha binbir türlü oyun ve h i leye başvurmaktad ; r. Bir fabrikan ın , hatta bir sanayi da l ın ın iş­ci lerinin örqütlen mesi. tüm kapital ist sın ı fa karşı d i ren işte yetersiz kalma k ta ve tüm işci s ın ı fın ın ortak eylemi . mut­la k b i r zorun lu luk olarak ortaya çıkmaktadır. Böylece. iş­çi lerin birbir inden kopuk ayaklanmalarından. tüm işçi s ı-.. n ı f ın ın mücadelesi doğmakta d ı r. Işçi lerin işvereniere ka rşı mücadelesi bir sınıf mücadelesine dönüşmektedi r. Bütün işveren ler. işe i leri baqıml ı tutmak ve onlara ola bi ld iqince az ücret · ödemek konusunda cıkar birl iğ i etmişlerdir. Ve isverenler. c ı karlarını koruyac a k tek yolun. tüm işveren s ın ı fın ın orta k eyleminde ve d evlet mekanizmasında P- Ik i sah ib i olma k ta yatt ığını görme ktedirler. Işçi ler de bun l ln p ib i . ortak b i r cıkarla baölıd ırl a r: bu ortak cıkar. kendileri­n i sermaye tarafından ezilmekte n korumak. kendi yaşam a \l e insanca varolma hakları n ı ayakta tutmaktır. Ve işçi ler

1 41

Page 142: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

kendilerinin de birleştnelerlne. bütün bir sınıfın, yani Işçi sınıfının, ortak �yJemine gerek olduğuna ve bu amaca uloş­

--mak-- .ic.i.rı.-dt!-devlet mekanizmasında söz sahibi olmanın

zorunluluğuna inanmaktadırlar. A. 4 - Fabrika işçileriyle işverenler orasındaki mü­

cadelenin nasıl ve neden emekçi sınıfın (proletaryanın) kapital ist sınıfa (burjuvaziye) karşı verdiği bir sınıf mü­cadelesi haline geldiğini açıkladık .. Ortoya çıkan soru, bu mücadelenin bütün halk ve bütün emekçi halk icin öne­minin ne olduğudur. Yukarda A. ı 'de sözünü ettiğimiz, gü­nümüzün koşulları a ltında . ücretli işçilerin gerçekleşti-rdik­leri üretim, giderek küçük üretimin yerini olmaktadır. Oc­retli-emekle yaşayan insanların sayısı h ızla a rtmaktadır ve yalnız düzenl i fabrika Işellerinin sayısı artı'nakle kalmo­makta . yaşamak icin ücret karşılığında, işçi olarak Iş bul­mak zorunda kolon köylülerin sayısı do daha büyük bir hızla a rtmaktadır. Şu onda, ücret karşı l ığı çal ışmak , kapi­tal ist icin .ça l ışmak, emeğin en yaygın biçimi durumuno gel miştir bile. Sermayenin emeğe ka rşı - egemenliği yalnız sanayideki değil aynı zamanda tarımdaki ln:>an kitlelerini de kapsama ktadır. Büyük fabrikaların en yüksek düzey­lerde gel iştirdiği ve günümüz toplumunu nitelendiren. üc­retl i emeğin bu sömü rülüşüdür. Bütün sanayi dallarındak i bütün kapita listler tarafından kul lanı lan v e Rusya emekçi sınıfın ın k itle olarak zararını çektiği bütün yöntemler, fab­rikalarda toplanmış. yoğunlaştırılmış, düzenli kural duru­muna sokulmuş ve işeinin cal ışmasının ve ynşamrnrn her yönüne sokulmuştur. Bu (yöntemler) kapital istin az karşı­I r k ödsyerek Işçiyi cok col ıştrrabildiğl bütünleşmiş ve yer­leşmiş bir sistem yaratmıştır. Bir örnekle gösterel im: Bü­tün durumlarda ve yerlerde ücret karşıl ığı Iş gören her­kes. cevrede bir boyram kutlan ıyorsa işin i bıra k ır, dinle­nir. Fabrikada. durum bundan farklıdır. Fabrika idaresi bir kez Işçiyi k ira lodı�ı za man. işeinin a l ışkan l r k larrna. g�le­neksel yaşama biçimine, aile durumuna, entellektüel Ihti­yaciarına aldırmaksızın onun h izmetlerinden Istediği gibi yara rlanır. Fabrika, emeğlne gerek duyduğu her zaman ·

142

Page 143: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

işeıyı ışe sürer, tüm yaşamını fabrikanın gereklerine uy­durmaya , din lenme saatlerini parçalamaya ve eğer var­d iyal ıysa . geceleri ve tat i l g ü nleri de çal ışmaya zorlar. Fa brika tara fından i ş saatleri i le i lgi l i her türl ü yolsuzluğa başvurutu r ve fabrika aynı zamanda her işeinin uyması zorun lu olan kendine ait «kura l la r» ve cuygulamalar» ko­yar. Fa brikadak i işlerin düzeni , kasıtl ı olarak . k i ralanan iş­ciden verabiieceği bütün emeği s ık ıp çıkarmaya, bunu en kısa zamanda sağ lamaya ve sonr::ı onu kovmaya göre aya rlanmışt ır ! Başka bir örnek: Bir işe giren herkes , do(ıal olarak . işverene uymayı , kendisine buyurulan her şeyi yap­mayı kabu l lenmiştir . Fakat b i r k imse kendisini geçici bir i ş iç in k i ra larsa , i radesin i tümüyle tesl iı:n etmez: eğer iş­verenin ta leplerini haksız ve a şı rı bulursa ondan ayr ı l ı r . Öte yandan fabr ika . işe in in iradesini tümüyle tes l im etme­s in i qr.mk t irmr.ktedir : fa brika d uvarları arasında kr.ndi rl i ­s ip l in ini uygu lar, işçiy i z i l çaldı�ı zaman Işe başla moya ya da işi durdur:maya zorl a r, kendisinde işeiyi cezaland ırma hakk ın ı görür ve onu, kendi çizdiği kura l lara her uymoyı­şı nda ücretten kesme ya da para cezasına carpt ı r ı r . l?ci . koca bir makineler toplu luğunun bir parçası olur . T ıpkr b i r makine g ibi i taat l ı , köleleşmiş ve iradesiz olma l ıd ır.

Bir başka örnek daha: Bir işe giren k imse çoğu za­man işverenden hoşnutsuz olabi l i r ve onu mahkemeye ya da hükümet görevl isine şikôyet edebil i r. Görevl i ler olsun, mahkP.me olsun , uzlaşmazl ıq ı genel l ik le Işverenin yaron­na cöz iimler ve onu destek lerler. Fakat bunu yaparken çıenP.I bir yasaya ya da yönetmeli�e göre davranma7lcı r. l şverene karşı sadakatierinden böyle davranmaktadır lar. Görev l i ler ya işvereni tan ıd ık ları icin, ya da cal ışma koşul­larındon haberleri olmadı�ı ve Işeiyi anlayamadıkları ic in, çeşit l i zamanlarda işvereni az veya cok koru rlar ve sorunla­rı haksız olarak işverenin yqra rına çözümlerler. Böyle ada­lets iı l ik lerin her bir i , işverenle işcl a rasındaki söz konusu çatışmanın ve görevl l lerin n itel iklerine bağlıdır. Diğer yan­dan fabrika öylesine büyük bir i şçi k itlesini bir araya top­lar ve baskıyı öylesine artırır ki, her bir olayı ayrı ayrı

1 43

Page 144: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

incelemek olonoksızloşır. Genel kurallar konur. Işçilerle işverenler o rasındaki i l işkileri düzenleyen . herkesin uymak zorunda olduğu bir yasa çıkarı l ır. Bu yasoda işverenlerin cıkarları devlet otoritesi torotındon desteklanmiş olur. Gö­revl ilerin bireysel adaletsiz l iklerinin yerini. yasanın kendi adaletsizliği al ır. Örneğin. aşağıdaki tipte yönetmelikler ortaya cıkar: Eğer işci işe gelmezse ücretini yitirmekle kalmaz. ek olarak da bir para cezası öder; oysa iş olmo­dığı icin işeiyi evine yollayon işveren h içbir şey ödemez. Işveren sert konuşan işeiyi kovobil irken. benzer bir dav­ronışlo karşılaşan işci. işinden ayrı lamaz. lşverene kendi

· başına para cezası koyma. ücret kesintisi yapma ya do fazla mesai isteme yetkisi veril ir, vs.

Bütün bu örnekler bize fabrikanın. işçilerin sömürülü­şünü nasıl yoğunlaştı rdığını ve bu sömürüyü nasıl evren­sel bir duruma sokarak, bundan bütün bir «düzen• yarat­t ığını göstermektedir. Şimdi işci. ister istemez. yalnız birey olarak işverenle ve onun Istemi ve baskısıyle değil. tüm işveren sınıfının keyfi davranış ·ve baskılarıyle do uğraş­mak zorundadır. lşci. kendisine baskı yaponların bel l i bir kapitalist deği l , fakat tüm kopıtol ist sınıfı olduğunu görür: cünkü sömürü düzeni bütün kuru luşlarda aynıdır. Birey olarak kapital istin bu düzenden ayrı lma olonağı yoktur. eğer, örneğin, iş saatlerini ozaltmoyı kafasına koyarso. kendi mollarının mal iyeti. işeilerin i ayn ı ücretle daha cok cal ıştıron komşusunun. bir diğer fabr ika sah ibin in mali­yetinden fazla olacaktır. Artık işci . koşul larında bir düzel­me sağlamak icin, emeğin sermaye tarafındon sömürül ­mesin i amaclayan tüm bir sosyal düzenle uqraşmak zo­rundadır. lşci . bel l i bir görevlinin sebep olduğL• bel l i bir odoletsizlikle deği l . tüm kapital ist s ınıf ı koruyuculuğu al­t ına o lon ve herkesin uymak zorunda olduğu. bu sınıfın cıkariarına h izmet eden yasalar cıkoran devlet otoritesi­n in kendi adaletsizl iğ i i le karşı karşıyadır. Söylece fabri­ka işeilerinin işvereniere karşı mücadelesi, kocını lmaz olarak , tüm kapitalist sınıfa karşı, emeğin sermaye tara­fındon sömürülmesine dayanan tüm sosyal düzene karşı

Page 145: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

bir mücadeleye dönüşür. Işte bu nedenle işç i lerin müca­delesi , sosyal b ir önem kazan ı r, tüm emekçi halk ın . baş­kalar ın ın emeğiy le geeinen tüm sın ıfiara karş ı mücadelesi olur. Işte bu nedenle işç i lerin mücadelesi. Rus tar ih inde yeni b ir dönem açmaktadır ve işçi lerin kurtuluşunun şa­fağ ı olmaktad ı r.

Kapita l ist s ın ı fın tüm bir emekçi halk kitlesi üstünde­k i egemenl iğ i neye dayanma ktadır? Bu egemenl ik tüm fa b ­rikaların , değ:�menler in , madenlerin. makinelerin v e i ş araçların ın kapital istlerin el inde. özel mülk iyetinde olmas ı , on la rın muazzam miktarlarda toprağa sah ip olmaları ger­çeğine daya nma ktadır (Avrupa Rusyası 'ndaki bütün topra k ­lar ın üçte b i r inden fazlası yar ım m ilyonu bulmayan toprak ağaların ın el inded i r) . Işçi ler h içb ir iş aracına ya da malze­mesine sahip değ i ldirler ve bu yüzden emek güE:Ierin i , kendi lerine yaln ız yaşarnalarına yetecek kadar ödeme ya­pan ve emeğin yarattığı tüm artığı ceplerine dolduran k a ­pi ta l is l lerc satmak zorundad ı rlar. Böylece (kap i la l is l lcr ) ku l landıklar ı iş süresinin karşı l ığ ın ın ancak bir bölümünü ödemekte ve gerisini de gaspetmektedir ler. Işçi k itle ler in in ortak emekler i ya da üretimdeki i lerlemeler ta ra f ından yarat ı lan zengin l ikteki her artış . kapita l ist sın ıfa giderken. kuşaklar boyu zahmet çeken işçiler mülksüz proleterler olarak kal ı rlar. Işte bu yüzden , emeğin sermaye tarat ından sömürülmesini sor.a erdirmek ic in bir tek yol vard ır ve bu da. iş araçları üs tünde özel mülk iyeti kald ırmak ve bii­tün fabrika la r ı . dcğirmcnleri. madenieri ve bütün l>üy ı ik toprakları vs. toplumun bütününe vermek. Işçilerin kendi­ler inin yönettiği . ortak sosyal ist üretim i gerçekleşt irme k­tir. Emeğin ortak laşa ürettiği şeyler, o zaman emekçi ha l ­k ın kendi yara rına kul lanı lacak ve yaşamaları ic in gerek l i olan ın üstünde ürettikleri art ı k , işçilerin kendi ih tiyaçla r ı ­n ı karşı lamolarına. yetenekler in in tam gel işmesine ve bi­l im i le sanatın gel işmelerinden eşit olarak yararlanma hakkını kazanmalarına hizmet edecektir. Işte bu nr.derı lc program. işçi s ın ı fıyla kapital ist ler arasındaki mücadelenin ancak bu yol la sona erebileceğini bel i rtmektedir. Ama bu-

F.: 10 145

Page 146: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

nu başarmak Icin politik Iktidarın, yani devleti yönetme gücünün. kapitalistlerin ve toprak oğalarının etkisi altın­daki bir hükümetin ya da doğrudan doğruya kapital istle­rin seçilmiş temsilellerinden oluşturulmuş bir hükümetin elinden işcl sınıfının eline geçmesi gerekl idir.

lşcl sınıfının mücadelesinin son a macı işte budur. Onun tam kurtuluşunun koşulları Işte bunlardır. Işte bu, sınıf bırineine erişmiş, örgütlenmiş işellerin peşinden git­meleri gereken amaçtır. Ama burada. Rusya'da işcller. hOiô. kurtuluşlorı icin mücadelelerinde onları uğraştıron büyük engellerle karşı karşıyodırlar.

A. 5 - Kapltoiist sınıfın egemenliğine karşı savaş, şimdi tüm Avrupa ülkelerinin işeileri ve aynı zamonda Amerika ve Avustralya Işeileri tarafındon yürütülmekte­dir. lşci sınıfı örgütlenmesı ve dayanışması, bir tek ülke ya da ulusla sınırlanmamıştır: Farklı ülkelerin i�cl partileri, bütün dünya Işellerinin cıkarlarının ve a maclarının aynı oldui)unu yüksek sesle liOn etmektedirler. Ortak kongre­lerde bir araya gelmek�e. bütün ü lkelerin kapitalist sınıf­Iarına karşı ortak talepler öne sürerek, kurtuluşunu ora­makta olan tüm örgütlenmiş proletarya Icin uluslararosr bir boyrom (1 Mayıs) kabul ederek. bütün ülkelerin ve ulusların işci sınıflarını büvük bir lsciler ordusunda kay­naştırmaktodırlor. Bütün ülkelerin lşr.ilerinln blrleşmeleri, ls�ller üstünde egemenlik sahibi olon kapitalist sınıfın. eaemenli�lni tek bir ülke l le sınırlamaması gerçe�lnden do­

_ğon bir zorunluluktur. Ayrı ülkeler arasındak i tıcari baölar daha sık loşma.kto ve genişlemektedir: sermaye durmo­don bir ü lkeden dirierine Qecmekferllr. Sermayeyi bir ara­ya toplayon ve ödünç olarak kopitalistlere veren o koca para deooları. bankalar. ulusal kurumlar olarak Işe boş­larlar ve sonra uluslara rası duruma geçip. bütün ülkeler­cfPn �P.rmove tonlar ve bunu Avruoo ve Amerika'n ın lc'api­tnllstiP.rl arasınrta do�ıtırlar. Tek bir ·il kede rieQII . bircok ülkede birrlP.n kapitalist a lrlslmiAr kurmol< Icin muazzam anonim sırketler kurulmo ktodır: kapitalistlerin uluslorarasr kuruluşları ortaya çıkmaktadır. Kopttalist egemenliği ulus-

Page 147: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

arorasıdır. I şte bu nedenle, bütün ü lkelerde işellerin kur­tuluşları ic in m ücadelesi, ancak, eğer Işçiler uluslararası sermayeye karşı birl ikte savaşıriarsa başarı l ı olabi l ir:. Bu yüzdendir ki , Rus işeis in in kapita l ist sınıfa karşı savaşın­da Rus. Polanya ' l ı ve Fransız kapital istleri nası l cinurı düşmanıysala r, Alman işçisi . Polonya işeisi ve Fransız iş­çisi de onun yoldaşlarıd ır. Son zamanlarda yabancı ka­pital istler sermayeler in i hevesle Rusya'ya ak ıtmakta. bura­da şube fabrikalar yaptırmakta ye yeni gir işimleri Işlet­mek ic in şi rketler kurmaktadırlar. Hükümetin sermaye ic in heryerden daha elverişli ve daha dalkavuk olduğu, Bat ı 'da olduğundan daha az örgütlenmiş ve daha az mücadele yeteneğine sah ip ve yaşoma standortları ve ücretleri cok da.ha düşük işçi ler bulabi ldiklerl bu gene ülkeye. oburca yo\ll lmaktadırlar. Böylece yabancı kapita l istler. kendi ü l ­kelerindekiyle karşı laştırı lamıyacak ölçüde büyük körlar elde edebi lmektedir ler. Uluslararası sermaye, Rusya'yq şimdiden el uzatmıştır. Rus Işeileri de el lerin i uluslararalı işçi hareketine uzatmaktadırlar.

B. 1 - Bu nokta programın en önemli noktasıdır, çünkü işçi s ın ı f ın ın cıkarlarını savun mada Parti'n in eyle­min in . sın ı f bi l incine sahip bütün Işçilerin eyleminin ne olması gerektiğ in i göstermektedir. Sosyalizm icin çaba­n ın , insan ın insan tarafından çağlar süren sötnürülüşünü ortadan ka ld ırma cabasın ın. büyük ölçekl i fabrikalarca ya­ratı lan yaşama koşu l lar ının oluşturduğu halk hareketiyle nasıl bağlanması gerektiğini göstermektedi r.

Parti 'n in eylemi, işçilerin s ın ıf mücadelesin i geliştir­meyi icermel id ir. Parti 'n in görevi işei lere yard ı m Icin bazı. modaya uyg11n yol lar bulmak değil , Işçi hare­ketiyle birleşmek. bu harekete ışık tutma k ve Işçilerin ken­di başlatt ıkları mücadelede onlara yol göstermektir". Par­ti 'nin görevi. işçilerin cıkarlarından yana olmak ve tüm iş­c i sınıfı hareketinin cıkarlarını temsil etmektir. Öyleyse. iş­çilere mücadeleleri sırasındak i yol gösterme neleri içerir?

ı• to assist = yol göstermek. yardımcı olmak - çev.)

147

Page 148: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

Program, bu yol göstermenin l ik önce işellerin sınıf bilincini geliştirmek olduğunu söylüyor. Işçilerin işveren­Iere karşı mücadelesinin nasıl , proletaryanın ' burjuvaziya karşı sınıf mücadelesine dönüştüğünü bel irtmiştik.

Işçilerin sınıf bil inci lle n eyin kostedifdiği, bu konu üs­tüne söylediklerimizden çıkarılabilir. Işçilerin sınıf bilinci, işçilerin, koşulforının iyileşması ve özgürlüklerinin soı}lan­ması icin tek yolun, kapital ist sınıfa ve büyük fabrikaların yarattığı fabrika sahipleri sın ıfına karşı bir mücadele yü­rütmek olduğunu anlamoları demektir. Dahası, işçilerin sınıf bil inci, bir ülke işcilerinin, çıkarlarının birbirinin ay­nı olduğunu, hepsinin, toplumun diğer sınıflarından ayrı, tek bir sınıfı oluşturdukların ı an lamoları demektir. Son ola­rak do, işçilerin sınıf bi l inci, işellerin amacıarına erişebif­meferi icin, tıpkı kapital istler ve toprak oOolarının yaptık­ları ve yapmaya devam ettikleri gibi , devlet Işlerını etki­lerneye cal ışmaları gerek.tiğin l anlamaları demektir.

Işçil er bu bil ince hangi yolfordan erişebif irfer? Bunu. işvereniere karşı başlattıkları . durmadan gel işen. keskin­feşen ve büyük fabrikalar gel iştikes dohc geniş sayıfar­do işeiyi iceren mücadelenin kendisinden sürekli olarak deney kazonarak yaparlar. Işçilerin sermayeye karşı düş­monlıkforının. yalnızca, işverenlerine karşı bel i rsiz bir nef­rette, üstlerindaki baskıya ve köfefeştirmeye karşı bel irsiz bir bil inete ve kapital istlerden öç alma arzusunda Ifadesf­ni bulablldiği zamanfor vard ı . O zamanlarda mücadele, Iş­çiferin binaları yıkma. makineleri k ırma, fabrika yönetimi­nin üyelerine saidı rma vs. g ibi bütünden kopuk ayaklan­maforında ifadesini bufabi f iyordu. Bu, işci sın ıfı hareke­tinin lik, başlangıç biçimiydi ve gerekl i bir şeyd i : çünkü her yerde ve her zaman, kapfto f istfere karşı duyulan nef­ret, Işeller arasında kendilerin i savunma arzusunu uyan­dıran i lk dürtü olmuştur. Ancak Rus işcf sın ıfı hareketi bu özgün başkaldırı biçiminf a şmıştır bile. Kopital lste karşı bell i belirsiz bir nefret duygusu yerine Işçiler, lşcf sın ıfı­nın ve kapital ist sınıfın cıkarları orasındaki zıtl ığı onlama­ya başlamışlardır. Baskıyı, aklı karıştırocak bir biçimde du-

148

Page 149: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

yumlamek yerine, sermayenin kendilerini baskı a ltında tu­tuş yollarını ve biçimlerini ayırt etmeye başlayarak baskı­nın çeşit l i b içim lerine karşı ayaklanmakta, kapita l ist bas­kıya s ın ırlar koymakta ve kendilerin i kapital istin h ı rs ına karşı korumaktad ı rlar. Kapital istlerden öc almak . yerine, ş imdi , tavizler kopa rma k mücadelesine dönmekte. kapi­ta l ist sınıf ın karşıs ına birbir i ardına gelen talcpfcrlc ç ık­maya başlama kta , i ş koşu l la rın ın iyi leştirilmesin i . ücret­Ier in art ın i masını ve cal ışma saatlerinin kısalt ı lmasını is­temektedirler. Her grev. işç i lerin bütün dikkat ve çabal a ­r ını , işçi s ın ı f ın ın a l t ında yaşadığı koşul ların bel l i b ir yönü üzerine yoğun laşt ı r ı r. Her grev. bu koşul lar üstünde tar­t ışmalar doğ urur ve işçi lere, bunlar ı değerlendirmede, söz konusu sorunda kapita l ist baskın ın ne olduğunu an lama­da ve bu baskı i le sava şta hangi yol ların kul lanı labi lece­ğ in i kavramada yardim eder. Her grev, tüm işçi s ın ı f ın ın deneyimini zeng in leştirir. Eğer grev başarıl ıysa, onlara. işç i

, s ınıf ı b ir l iğ in in ne kadar sağ lam bir güc olduğunu göste­rir ve diğerlerini yoldaşların ı n başarısından yara rlanmaya iter. Eğer başarı l ı deği lse, başarısızl ığın nedenleri üstü­ne ta rt ışmalara ve daha iyi m ücadele yöntemlerinin araş­tır ı lmasına yol acar. Işçi lerin kendi hayati ihtiyac ları icin sarsılmaz mücadeleye gecişleri. tavizler icin, yaşama ko­şu l lar ın ın. ücretierin ve cal ışma saatlerinin düzelt i l mesi ic in şimdi Rusya 'nın her yan ında başlamış olan müca­dele. Rus işç i lerinin cak büyük i lerleme gösterdik leri an­lamına gel ir. Ve işte bu nedenle Sosyal Demokrat ik Par­ti 'n in ve bütün s ın ı f bi l incine sahip işçilerin d ikkatleri . esas olarak , eu mücadelenin üstünde. onun gel iştirilmesi üs­tünde toplanmal ıd ır. Işei lere yapılacak yardım. karşı laya­bi lmek icin savaşmalar ı gereken en hayati ihtiyaclarını gösterme!<, fa rk l ı işci kategori lerinin koşulların ın kötüleş­mesinden özel l ik le sorumlu olan faktörleri çözümiemek ve kendilerine, uyul madığ ı zaman (kapitalistlerin oyunlarına ek olarak) işei leri ç ifte soyguna uğratan fabrika yasala­rın ı ve yönetmel ik leri aç ık lamak şekl inde olmal ıd ır. Yol gösterme. işçi lerin ta leplerini ac ık ve kesin olarak ifade

149

Page 150: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

etmeyi, halka duyurmaya, direnme Için en Iyi zamanı ve mücadele yöntemini seçmeyi, Iki zıt taratın durumunu ve gücünü tartışmayı, mücadele yöntemı (doğrudan grev ey­leminin salık verilemeyecei;)l zamanlarda. duruma göre. fabrika sahibine bir mektup yollamak ya da mütettişe ya da doktora başvurmak, vs. gibi yöntemler) konusunda da­ha da iyi bir seeimin yapılıp yapılamayacai:jına Ilişkin tartışmayı lcermelidlr.

Rus işeilerinin böyle bir mücadeleye gecişlerinin. gös­terdiklerı çok büyük Ilerlemenın kanıtı oldui;)unu söyle­miştik. Bu mücadele. işçi sınıfı hareketini daha üst bir düzeye çıkarmıştır. Ve onun daha Ilerki başarıları Icin ke­sin bir güvencedir. Calışan halk kitlesi bu mücadeleden. önce. kapitalist sömürü yöntemlerinf nasıl tanıyacakla­rını ve onları birer birer nasıl fncefeyeceklerini. onları ya­sayla. kendi yaşama koşullarıyle ve kapitalist sınıfın cı­karlarıyla nasıl karşılaştıracaklarını ö{ırenirler. lşcller. sö­mürünün farklı biclm ve örneklerini Inceleyerek. sömürü­nün tüm olarak özünü ve önemini. emeğin sermaye tara­fından sömürülmesine dayanan sosyal düzeni anlamayı ö{ırenlrler. Ikinci olarak, bu mücadele süreci icinde işçi­ler kendi güclerini .dener. örgütlenmeyi kavrarlor. örgütün önemini ve gereklllii)ini anlamayı öğrenirler. Bu mücade­lenin genişlemesi ve çatışmaların sıkloşması. kocınılmaz olarak mücadelenin daha do genişlemesine. bir birl ik duy­gusunun. bir dayanışma duygusunun -önce bell i bir yö­renin işeileri arasında sonra da tüm ülkenin Işçileri, tüm lşcl sınıfı arasında- gelişmesine yol acar. ÜcüneO ola­rak. bu mücadele. işçilerin politik bil inelerini geliştirir. Emekçi .halkın yaşama koşulları onları öyle bir duruma sokar ki. devlet sorunları üstünde düşünmek Icin ne boş zamanları , ne de fırsatları vardır (olamaz do) . öte yan­don işçilerin, günlük ihtiyacları icin fabrika sahiplerine karşı verdikleri mücadele kendil iğ inder. ve kocınılmaz ola­rak, onları devlet, pol itik sorunlar, Rus devletinin nasıl yönetlldi()l, yasa ve yönetmeilkierin nasıl cıkarıldıOı ve ki­min yararına hizmet ettikleri üzerinde düşünmeye lter.

150

Page 151: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

Fabrikadaki her çatışma, Işçileri, kocını lmaz olarak yasa­larla ve devlet otoritesinin temsllcilerJ lle karşı karşıya getirir. Buna i l işkin olarak Işçiler lik kez cpolitik konuş­malar» dinlerler. Ilk politik konuşmayı, ôrne�ln, fabrika sahibinin onları dolandırmak Icin kullandı(jı oyunun. uy­gun bir otorite tarafından onaylanan ve işvereni işç i leri dolandırmoda serbest bırakan yönetmeliklerin içeriğine tam olarak uydu�unu, ya da fabrika sahibinin baskı uy­gulamaların ın tümüyle yasaya uygun oldu�unu. çünkü, kapital istin devlet otoritesi tarafından d&steklenen şu ya da bu yasaya uyarak, sadece haklarından yararianmış ol­du�unu işçi lere anlatan fabrika müfettişlerinden dlnlerler. Müfettiş Beylerin politik açıklamalarına bazen, Işçi lere. iş­çilerin emeklerinden milyonlar kazanan fabrika sahipleri­ne karşı «H ıristiyan Sevgis i» borçlu olduklarını hatırlatan bakanın, daha .da yararl ı cpo l itik açıklamaları• eklen ir. Da­ha sonra, devlet otoritesinin temsilci lerin in bu acıklama­larına ve Işç i lerin. bu otoritenin kimin yararına lşledl\linl gösteren gerçeklerle d�rudan do�ruya tan ışmalarına, sosyal istler tarafından veril en bi ldiri ler ve a<:ıklamalar da eklenir. Sonueta işciler. böyle bir grevden pol itik e�itimle­rin i tam olarak almış olurlar. Işçi sınıfın ın sadece bell i bir­takım cıkarlarını de�ıı. devlet Içindeki özel yerini de anla­mayı öğrenirler. Böylece, Sosyal Demokratik Parti'nin işel­lerin sınıf mücadelesinde yol g6sterlcill01, en hayati ihtt­yaclorı icin savaşlannda Işeilere omuz vererek, onların sınıf bi l inelerini qel lstlrmek olmalıdır.

Ik inci tip yol göaterfctllk, programın belirtti()! gibi. iş­çilerin örgütlenmelerini geliştirmek otmatıdır. Şimdi an lat­tığımız mücadele. işellerin örgütlenmiş olmalarını gerektir­mektedir. Örgütlenme, grevierin bOyOk başarıyla yürütüi­mesini sağlamak, greveileri desteklemek amacıyla para toplamak, işc i lerin karşı l ık l ı yardım demeklerini kurmak ve işciler arasında propaganda, yazı, bi ldiri. manifesto vs. daöıtmak icin gerekl idir. lşcilerln kendilerint polis ve jan­darma eziyetterine karşı 80vunma1an, ı,cıterln bütOn lllş­ki lerin i ve demeklerini onlardan saklamak v� kitap broşür,

Page 152: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

gazete vs. dağıtımın ı düzenlemek için. örgütlenme, daha da gerekl id i r. Bütün bunlarda yol göstermek - işte Parti 'n in ikinci görevi budur.

ücüncü (görev) . mücadelenin gercek a macla rın ı gös­termek. yani işçilere, emeğin sermaye tara t ından sömürü­lüşünün neleri icerd iğ in i . neye dayand ığ ın ı . topra­ğ ın ve iş araçla rın ın özel mülk iyetin in , emekçi k itlelerin yoksul luğuna nasıl yol açtığ ın ı , on ları kapital iste iş-güc­lerini satmaya nası l zorlad ığ ın ı ve işçi emeğin in , kendi ge­çimi icin gerekenin üstünde ü rettiği tüm a rt ığ ı nası l kar­ş ı l ıksız olarak (kapita l iste) verd iğ in i açık lamak ve dahası. bu sömü rünün kocın ı lmaz olarak işçi ler ve ka pita l istler arasında sınıf mücadelesine yol açtığ ın ı . bu mücadelenin koşul lar ın ın ve son amaclar ın ın ne olduğunu -bir kel i ­meyle, bu programda kısaca bel i rt i len şeyleri- anlat­maktır.

B . 2 - Şu sözlerin an lamı nedir : I şç i s ın ıf ın ın mü­cadelesi pol it ik b i r mücadeled i r? Bunun an lamı , işçi s ı ­n ı f ın ın . devlet işleri üstünde, devletin yönet imi üstünde. yasa ma üstünde bir etki sağ l amadan özgür lüğü için sa ­vaşa mıyacağıdır. Rus kapi ta l ist leri uzun za mandan beri böyle bir etkinin gerekl i l iğ in i an lamış bulunuyorla r. Pol is yasa larının içerdiğ i her t ü rlü yasağa rağmen. devlet otoritesini etki lemek icin nasıl b in lerce yol bu lab i ld ik leri­n i ve bu otoriten in kapital ist s ın ıf ın c ıkariarına nasıl h iz­met ett iğini göstermişt ik . Öyleyse buradan, işçi s ın ı f ın ın da. devlet otoritesin i etki lerneden mücadelesini yürütemi­yeceği , kendi payında uzun sürel i b ir iy i leşme bi le sağla­yamayacağı ç ıkmaktadır.

Işçi lerin kapita l isliere ka rşı mücadelesin in , kocın ı l ­maz o larak. hükümetle b ir çat ı şmaya yol açacağ ın ı ve hü­kümetin kendis in in de, işçi lere. ancak mücadele ve orta k d ireniş yoluyla devlet otorites in i etk i leyebi l ecek ierini ka­n ı t lamak için her cabayı harcad ığ ın ı söylemişt i k . Bu du­rum . R usya'da 1 885-86'da yeralan büyük grevler ta raf ın ­dan kuşkuya yer vermeyen b i r aç ık l ık la göster i lm iştir . Hü­kümet hemen. işçi lerle i lg i l i yönetmel ik ler hazı rlamaya g i -

1 52

Page 153: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

rişmiş. fabrika uygulamalan hakkında hemen yeni yasa­lar cıkarmış. işçi lerin ısrarlı taleplerini karşılamıştı (örne­ğin, para cezalarını sınırlayan ve uygun ücret ödenmesi­n i sağlayan yönetmelikler konmuştu) . Aynı biçimde bu­günkü ( 1896) grevler de yine hükümetin hemen müdahale etmesine neden olmuştur. Hükümet şimdiden , tutuklama­lar ve sürgünlerle yetini lemlyeceğ inl . fabrika sahiplerin in soylu davranışları üstüne aptalca öğütlerle Işeileri oya­lamanın (Mal iye Bakanı Witte 'n in fabrika müfettişlerine 1896 i lkbaharında yoy ıniadığı tamima bakınız) gülü!'!C ol­duğunu anlamıştır. Hükümet, c örgütlenmiş Işçilerin ' hesa­ba katılması gereken bir güc olduğu» nu kavramıştır ve · şimdiden fabrika yasasını gözden geçirmekte ve St. Pe­tersburg 'da. iş saatlerinin azalt ı l ması, işeilere caresiz ve­rilecek olan diğer ödünler konularının tartışılması icin Kı­demli Fabrika Müfettişlerı Kongresi'ni toplamaktodır.

Böylece görüyoruz ki, işçi s ınıfın ın kapitalist sınıfa karşı mücadelesi kocını lmaz olarak pol itik bir mücadele­dir. Gerçekten , bu mücadele şimdiden devlet otoritesi üs­tünde etk i l i olmakta. politik önem kazanmaktadır. Fakat işci lerin . sözünü ettiğ im iz. polit ik haklardan mutlak yok­suniuğu ve işç i lerin devlet otoritesini doğrudon doğruya ve acıkco etki lernesinin mutlak olanaksızlığı, Işçi sınıfı ha­reketi geliştikce daha acık-secik ve keskin biçimde ortaya çıkmakta ve h issed i lmektedir. Işte bu nedenle Işçilerin en ivedi ta lepleri, devlet işleri üstünde Işçi sınıfı etkisinin bi­rinc i ! amacı. politik özgürlüğün gerçekleftlrllmesl, yani , yasa tarafındon (bir onayasa tarafından) güvence altına al ınacak . bütün yurttaşların devletin yönetimine doğrudan katılma hakkı . bütün yurttoşların . serbest toplanma. dev­let işlerini tartışma. dernekler ve basın yoluyla devletin işlerini etk ileme hakkının sağlanmasıdır. Politik özgürlü ­�ün oercekleştirilmesi cı,cııerln hayati görevi• dir; çünkü, bu olmanon işçi ler. devlet Işleri üstünde bir etki sahib i olamazlar: böylece ·de, kocını lmaz olarak, hakkı olmayan. a lcol tılmış, kendi isteklerini ifade edemeyen bir sınıf ola­rak kal ı rlar. Ve eğer. işçi lerin mücadeleye ve saflarını sık-

153

Page 154: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

laştırmaya yeni başlad ıkları şu sıra larda bi le, hükümet ha­reketin daha da gelişmesini durdurmak icin. işçilere ödünler verme telôşı ic indeyse, işçiler saflarını ta m sık­laştırd ıkları ve tek bir pol itik partinin önderl iğ i al tındq b ir­leştikleri · zaman, hükümeti tesl im olmaya zarlayabi lecek­lerine. kendileri ve tüm Rus halk ı icin pol it ik özgürlüğü ka­zanabileceklerine kuşku d uyulamazı

Progra mın önceki böl ümleri , işci s ın ıf ın ın çağdaş top­lumda ve çağdaş devlette kapladığı yeri, işçi s ınıf ın ın mü­cadelesinin amacını ve işçilerin cıkarlarını temsil eden Par­t i 'n in görevinin ne olduğunu gösteriyordu. Hükümetin mut­lak egemenliği alt ında. Rusya 'da. acıkca işlev gören po­l it ik partiler yoktur ve olomazdı da; fakat d iğer sınıf ların c ıkarların ı ifade eden ve kamuoyu i le hükümet üstünde etki sahib i olan pol it ik eğ i l imler vardır. Bu nedenle, Sos­yal-Demokratik Part i 'n in durumunu açıkl ığa kavuşturmak Ic in . şimdi, onun Rus toplumundaki d i§er pol i t ik eği l imiere karşı tutumunu açıklamak. böylece de işçi lere. k imlerin, ne dereceye kadar müttefik olabi leceklerini ve düşmanlar ın ın k im olduğunu saptema olanağını vermek gerekl idir. Bu, p rogramın aşağıda k i ik i noktasında bel irt i lm iştir.

B. 3 - Program. işçilerin m üttefik lerin in en önce, otokratik hükümeti" mutlak ikt ida rına karşı ç ıkan tüm sos­yal tabakalar olduğunu bi ld irir. Bu mutlak iktidar, işçi le­rin özgürlükleri için savaşlarında temel engel olduğu iç in , -doğal olarak, mutlakiyete (mutlak. k ısıtsız demektir; mut­lakiyet de hükümetin k ıs ıtsız i ktidarıd ır) karşı her sosyal 'hareketi desteklemek, işçi lerin doğrudan doğruya yararı­nedır. Kapita l izmin gel işmesi ne kadar güçlü olursa, bu 'bürokratik yönetim i le mülk sahibi s ın ı flar ın, burj uvazin in , .ç ıkarları arasındaki çel işki ler de o kadar derinleşir. Ve 'Sosyal-Demokratik Pa rti, burjuvazin in mutlak hükümete karşı cıkan her taba kn ve kat ın ı destekl iyeceğ i n i b i ld ir i r. ·

Burjuvazinin deviet iş ler in i doğrudan etidlemesi, ş i r n ­·di olduğu g ib i sat ı l ı k ve despotik memurlar aracıl ığ ıyla et­k i lemesinden son derece daha fazla işçi lerin yararınadır. Burjuvazinin polit ikayı açıkca etkilernesi şimdi olduğu

154

Page 155: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

gibi gizli, sözde tüm güce sahip ve cbaOımsızJ hükümet tara fından g iz lenmiş, bir etki kullanmasına göre cok daha işçilerin yararınadır. cTanrı'nın bir lütfUJ diye anılan bu hükümet c lütufların ı• . acı Icindeki, cal ışkan toprak aOa· larına ve ezi len fakir fabrika sahiplerine sunmaktadır. Tüm Rus proletaryasının, Işellerin kimin yararına müca­dele ett ik lerin i görebilmelerı ve mücadelenin uygun bir bl· ç imde nasıl yürütüleceOinl kavrayabilmelerl Icin, burju­vazin in entrlkalarının ve hırsiarının grandül'<lerin kabul odalarırrrta , senetör ve bakanların salonlarında, halka ya­sak bakanl ık ofislerinde glzlenememesl icin, bunların su yüzüne cıkması ve hükümet pol itikasını gerçekte kimle­rin esinlendirdiOi ve kapital lstlerle toprak sahiplerinin ne­yin peşinde oldukları konusunda herkesin gözünQ acmak ic in işçilerin, kapita l ist sın ıfa karşı açık mücadeleye lh· tiyacları vardı r. Bu yüzden. kapital ist sınıfın şimdiki etki­sini lônetliyor ve burjuvazin in bürokraslye, bürokratik yö­netime karşı, mutlak hükümete karf• çıkan her temsilci­sini destekl iyoruz! Fakat. Sosyal-Demokratik Parti, mut­lak iyete karşı her sosyal hareketı desteklerken, kendisi­n i işci sınıfı hareketinden ayırmadıQının farkındadır. Cün­kü işcl sın ıf ın ın, bütün diOer sınıfların cıkartarına karşıt özel cıkarları vardır. Politik OzgOrtük Icin mücadelede bur­Juvazinin bütün temsilcilerini desteklerken, lşciler, mülk sahibi sınıf ların ancak bir süre müttefikleri olabilecekle­rin i , Işçilerin ve kapitalistlerin c ıkarlarının uzlaştırılamaya­cağ ın ı , işçilerin . kapitalist sınıfa karşı acık ve yaygın bir mücadele yürü tebiirnek Için hükümetin mutlak egemenl i­�inin ka!dırı lmasına Ihtiyaçlan olduCunu hatırlamalıdırlar.

Colı.cted Wortı1. ciit 2

s. 95-98. �107,

108--109, 1 12---121

Page 156: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

RUS SOSYAL-DEMOKRATLARI TARAFINDAN BiR PROTESTO'dan ıo ( 1899)

Her şeyden önce Credo'nun yazarla rı , Batı Almanya işçi s ın ı fı hareketi tarihi ü stünde, tümüyle hatal ı b ir kavrayışa sahiptirler. Batı'da işçi s ın ıf ın ın polit ik özgürlük mücade­lesine ve pol itik devrimiere katı lmadığ ın ı söylemek doğru deği ld i r. Chartist hareketin (1 1 ) ve 1 848'de Fransa, Alman­ya ve Avusturya'dak i devrimierin tar ih i , bunun tersin i ka­nıt lamaktadır. «Marksizmin, yaygın pratiğin, pol i t ik mü­cadelenin ekonomik mücadeleye

· egemenl iğin in teorik ifa­

desi olduğu» nu söylemek, tümüyle yanl ıştır. Tersine, «Marksizm» pol i t ik olmayan sosya l izmin (Owenizm, «Fourierizm» , «gerçek sosya l izm» , vs . ) yaygın olduğu b i r s ı rada ortaya çıkmış ve Komünist Manifesto, pol it ik olma­yan sosya l izme karşı hemen si lôha sarı lmıştır. Marksizm'in, teori (Kapita l ) i le tam si lôhlanmrş olarak ortaya çıkt ığı ve ünlü Enternasyonal I şçi Bir l iği ( In ternational Working Men's Association ) 'n in ( 1 2) kurulduğu sıralarda bi le pol i­tik mücadele hiçbir biçimde yaygın prat ik değ i ldi ( ingi l te­re 'de dar sendikacı l ı k , Latin ü l kelerinde anarşizm ve Pro­udhonculuk) . Almanya'da, Lassai le'n in gördüğü büyük ta ­rihse! h izmet, işçi s ın ıf ın ın , l iberal burj uvazin in kuyruğu durumundan, bağ ımsız b ir polit ik parti durumuna getiri l­mesi olmuştur. Marksizm, işçi s ın ı f ın ın ekonomik ve po­l i t i k mücadelesin i tck ve ayrı lmaz bir bütün olarak birleş­tirmi�tir; ve Credo yazarla r ın ın bu mücadele b iç imler in i ayı rma çabalar ı , onların Marksizm'den en beceriksiz ve acık l ı sapışlarından bir id ir.

Dahası, Credo'nun yazarları , Batı Avrupa işçi s ın ı f ı ha­reket in in bugünkü durumu ve bu hareketi n , bayrağı a l t ın ­da yürümekte o lduğu Marksizm teorisi üstünde de tümüy­le yan l ış b ir kavrayışa sahipt i rler. ııMarksizm'in bir buna­l ım ı n ndan söz etmek, sosyal istler arasındaki her an laş­mazl ığı şiddetiandirmek ve bunu sosyal ist parti lerin bölün-

156

Page 157: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

mesine dönüştü rmek için ellerinden geleni yapan aşağı l ık burjuva yazarlar ın ın söylediklerini yinelamekten başka b ir şey değ i ldir. N i tel iği malum Bernsteincıl ık (13) -genel ola­rak halk tarafından ve özel l ik le Credo'nun yazarla rınca anlaşıldığı b iç imiyle-- Marksizm teorisini daraltmak , iş­çi lerin devrimci partisini bir reformist partiye dönüştür­mek için bir atı l ı mdır. Beklen ildiği gibi bu atı l ım, Alman Sosyal-Demokratlarının çoğunluğu tarafından kınanmıştır. Oportünist eğ i l imler kendilerini Alman Sosyai-Demok.rasi­s in in safları arasında ard arda göstermişler ve her du­rumda . devrimci uluslara rası Sosyal -Demokrasi'nin i l kele­rini bağl ı l ık la koruyan Parti tarafından reddedilmişlerdir. Rusya 'da oportün ist görüşleri yerleştirmek isteyecek her at ı l ımın . Rus Sosyal - Demokratla rının büyük çoğunluğu ta­rafından eş karar i ı l ı ktc bir diranele karşı laşacağına ina­n ıyoruz.

Aynı şek i lde, Credo yazarları ne derse desin Batı Avrupa işçi parti lerinin cpratik eylemlerinde köklü bir de­ğ iş ik l ik» önerisi de yapıla maz. Proletaryanın ekonomik mü­cadelesinin cak büyük öneml ve böyle bir mücadelenin gerek l i l iğ i Marksizm tarafındon to başından beri kabul edi lmiş tir. Daha 1840'1ardo Marx ve Engels, bu mücadele­nin önemini yadsıyan Otopyacı sosyal istlere karşı bir po­lemiğe gi rişmişlerdl .

Yirmi yıl kadar sonra Enternasyonal Işçi Birl iği ku­rulduqu zaman, sendikaların ve ekonomik mücadelenin önemli sorunu, daha 1 866'da Cenevre'deki l ik kongresin­de tartışı lmıştı . Bu kongrede kabul edilen kararda, eko­nomik mücadelenin öneml kabul edilmiş ve sosyal istler ile işçi ler. bir yandan, bunun önemlnin abartılmasına (o sı­rada Ingi l iz işçileri bu e!)il lmdeydi) , dl!)er yandon da. bu önemin ozımsanmas ına (Fransız ve Almanlar. özell ikle Lassal lecılar ( 14) bu e!)il lmdeydl) karşı uyanlmışlordı. Sen­dikaların. kap ital izmde yalnız do!)ol deOII. aynı zamonda da temel bir olgu oldu!)u benimsenmiş ve bunların. Işçi sın ı fının sermayeye karşı günlük mücadelesinde işçi sını­fın ı örgütlernede ve ücretll-emeOin ortadan kaldırılmosın-

157

Page 158: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

da son derece önemli araçlar oldukları kabul edilmişti . Ka­rarda. sendikaların d ikkatlerin i sadece «sermayeye karşı ivedi mücadeleye» adamamaları , işci s ın ıf ın ın genel poli­t ik ve sosyal hareketinden uzak kalmamaları gerekt iği : «dar» amacların peşinde koşmamaları , tokat baskı a l tın­daki m ilyonlarca işein in kurtarılması icin cal ışmaları ge­rektiği beli rtilmişti .O zamandon beri, çeşitl i ü l kelerdeki iş­c i parti leri, sorurw -bell i b ir on icin, proletaryanın ekono­mik mi yoksa politik mücadelesine ml daha çok ya da da­ha az önem vermek gerektiğ in i- tart ışmışlard ır ve doğal olarak da, tartışmayı sürdüreceklerd ir. Fakat genel sorun, ya da temeldeki sorun. bugün,

· Marksizm taraf ından ko­

nulduğu biçimiyle kalmıştır. Proletaryan ın s ın ı f mücadele­s in in , pol itik ve ekonomik m ücadeleyi bölünmez bir bü­tünde birleştirmesi gerektiğr inancı . Uluslarorası Sosyal Demokrasinin etine ve kanına işlemiştir . Dahası . tarih in deneyleri, politik özgürl ükten yoksun oluşun. ya da pro­leta ryanın politik haklar ın ın k ısıt lan ışın ın , polit ik mücade­leyi en öne koymayı her zaman gerekl i k ı ld ığ ın ı , tartışıl­maz biçimde kanıt lamıştır.

Collected Works, ciit 4

e. 175-n

Page 159: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

GREVLER 0ST0NE ( 1899)

Son yı l larda işcl grevleri Rusyer'da son derece sıkloş­mıştır. Artık. birkoc grev geç irmem iş tek bir sanayi yö­resi ka l ma m ı ştır. Ve büyük kentlerde g revler hiç kesil­memektedir. Bu yüzden. sınıf bi l incine salıip Işçilerin ve sosyal istlerin; grevier in ooemi, bunların yönetım yöntem­leri ve bunlara ka tılan sosyalistlerin görevle•·� üstünde giderek daha cok durmalarının gerekl i l lql açıktır.

Bu sorunlar üstündeki görüşlerimizin bazılarını özet­lemek istiyoruz. l ik makalemlzde, grevierin Işçi sınıfı ho­rel(eti ic indeki önemi konusuna genel olarak deç:)inmeyl düşünüyoruz; i k incide lmakaledel Rusya'daki greve - kar­şı yasalara değineceğiz; ücüncüde Ise Rusya 'da grevie­rin na!'; r l yöneti ldikleri ve yönetilmekte olduklarından ve sınıf bil incine sahip lşcilerln bunlara karşı takınmaları ge­reken tavırdan söz ede'Ceğlz.

l i k önce grevierin patla ması ve yayılması konusun­da bir acıklama yapmal ıyız. Grevterl, kendi deneylerinden, başkalarının anlattıklarından. ya da gazetelerden bi len herkes. bunla rın büyük fabrikaların ortaya çıktığı ve co­�aldıa ı her yerde patlak verdiğini ve yayıldığın ı hemen görecektir. Yüzlerce (hatta bazen binlerce) Işçi kullanan en bıiviik fabr ika la r orasında grev geçirmeyen bir ·tane­sin i bulmak hemen hemen olanaksızdır. Rusya'da ancak blrk'ac fabrikanın bulunduau sıralarda grevierin sayısı da ozdı. Fakat büyük fabrlkcrlann. hem eski sanayi bölge­lerinrlP.. hP.m de yeni ka�aba ve fıcövferde hızfa çoğalma­larmdan beri. grevler daha sıklaşmışnr.

Büyük ölcelcll fabrika üretfmf, neden her zaman grev­Iere yol acar? Cünkü kapttarızm. zorunlu olarak "cl lerln Işvereniere karşı mücadefesfne yol acacaktır ve üretim büyük ölcekte yapıldrkca yürütürmesi zorunlu olan mü­cadele de grev biclmtnl atıac:aktır.

Page 160: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

Bunu ocık loyol ım. Kapita l izm, toprakların, fabrikaların, araç-gereçlerin,

vb. az sayıdaki toprak sahiplerine ve kapital istlere ait ol­duğu, buna karşı l ı k ha l k kit lelerinin hic ya da çok az mü lk sah ib i olduğu ve ücret karş ı l ığ ı çal ışmaya zorland ık ları sosyal düzene verilen addı r. Toprak ve fabrika sahipleri işeileri k i ra larlar ve onlara pazarda satt ık ları çeşitl i mal lar ürettiri rler. Fabrika sahipleri işçi lere . ancak kendi lerinin ve a i lelerinin yaşarnalarına yetecek kadar bir ücret öder­l er; öte yandan da. bu miktarın üstünde ve ötesinde işçi­lerin ü rett ik leri her şey, kôr olarak fabrika sah iplerin in ceplerine g i rer. Öyleyse, kapita l ist ekonomide, k i t le ola­rak halk , başkaların ın ücretl i işcileridir, kendi leri için de­ğ i l , ücret karşı l ığ ında işverenler icin ça l ışır lar. I şveren le­rin her zaman ücretleri düşürmeye çal ışma ları doğal b ir şeydir; işeilere ne kadar az öderlerse. körları da o kadar büyük olur. Işçiler. a i lelerine yeterli ve yarar l ı yiyecek sağlayabi lmek icin . iyi evlerde oturmak için ve di lenci g ib i değil de, . başkoların ı:ı giyindiği g ibi g iyinmek için, o labi lecekleri en yüksek ücreti a lmaya çal ışır lar. Bu nedenle. işverenler ve işçiler arasında , ücretler üstüne sürek l i b ir mücadele olagelmektedir. I şveren . hangi işçiyi uygun görürse onu ku l lanmak özgürlüğüne sahiptir; bu nedenle, en ucuz işçiyi arar. I şçi, emeğini di lediği

· lşve­

rene satmaktc özgürdür; bu nedenle, en pahal ıs ın ı , ken­dis ine en çok ödeyecek olanı a rar. I şçi, ister kentte. is­ter k ı rda çal ışs ın . emeğin i ister b ir toprak ağasına , ister zengin bir köylüye, ister bir müteahhide, ya da fabrika sahibine sats ın . işveren le her zaman . pazar l ık eder, üc­reti konus'unda onunla mücadele eder.

Fakat 'tek bir işçin in , kendi başına bir mücadele yü­rütmesine olanak var mıd ı r? Emekçi ha lkın sayısı art­maktadır : Köylü ler y ık ıma uğramakta vo k ı rlardan şehir­lere ya da fabrika lara kocmaktadırlar. Toprak ağaları ve fabrika sahipleri, işçilerin işlerini el inden alan makineler getirtmektedirler. Kentlerde işsizlerin, köylerde ise soda-

1 80

Page 161: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

kaya muhtaç yoksul lar ın sayısı giderek artmaktadır. Ac kalan bu kişi ler ücretleri du rmadan düşürmektedirler. Iş ­ci iç in . işvcrcnc karşı kendi başına savaşmak oloı:ıoks ız­laş rrıak tad ır. Eğer işç i , iy i ücret ister ya da ücre t tek i tJ i r düşüşü kabul lenmcmeye kalkarsa , işveren ona, defolmos ı ­n ı . düşük ücretle seve seve çal ışacak birçok aç insan ın kapı larda bek!ed iğ in i söyler.

Ha lk ın . ken tlerde ve köylerde büyük soyıda işsizin l ıer zaman bulunabi leceğ i bir ö lçüde yık ıma uğrat ı ld ığ ı . fab­r ika sah iplerin in muazzam servetler y ığdık lor ı . buna kar­ş ı l ı k l< ücül< mülk sahiplerinin mi lyonerler tarafındon ez i l i p yokedi ld ik ler i b i r duru mda b i rey olarak işç i , kori r cı l i s r i n karşısında mutlak olarak gücsüzleşir. O zaman kcıpita l ist, işçiyi tamamen ezme. onu, hatta ya ln ız onu değ i l , karı­sını ve cocuklar ın ı do onunla b ir l i k te köle gibi çal ışt ı ra­rak ölüme sürme olanağını bu lur. Örneğ in , işç i lerin henüz yasanın koruyucu luğunu kozonamamış oldukları ve korı i ­ta l iste karşı d iren iş gösteremeyecekleri meslek leri ele

a l ı rsak. bazen 1 7-19 saate kadar c ıkobi len, aş ı rı derece­de uzun işgünü i le karşı laşır ız. 5 ya da 6 yaşla rında co­cuk lor ın iş başında c i le çekt ik leri . kendilerini b i le l i beri oc olan ve g iderek açl ıkton ölen bir işç iler kuşoqı görli ­rüz . Örnek: Kapita l ist ler ic in kendi evlerinde ça l ı san iş­çi le:-. Bundan başka. her işci daha pek cak örne(�i ak la qetireb i l i r ! i şveren ler in keyfi eylemlerini kısıt layan yasa­ların kazan ı lamadığı , işçi lerin işveren iere karşı direniş göstemmP.dil< leri zaman kapita l izmin emekçi halk üzerin­deki baskıs ı . kölel i k ve serfl ik te olduğundan b i le daha korkunçtur.

Ve böylece işçiler, kendi lerin in bu uc noktalara dü­şürü lmelcrini önlcyeb ilmek ic in amansız bir mücadeleye Qir iş irler. TP.k tek ele a l ınd ık larında bütünüyle güçsüz o l ­dukların ı ve sermaye baskıs ın ın on ları ezmekle tehdit ct­t iq in i gördükçe işçiler. işverenlerine karşı bir l ikte ayak­lanmaya başlarlar. işçi grevleri başlar. Başlangıçta. eylemlerinin nedeni hakkında bi l ineten yoksun işçi ler.

F.: 1 1 161

Page 162: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

çe>CJu zaman neyi gerçekleştirmeye çalıştıklannı kavraya­mazlar; sadece makinelerı k ırorlar, fabrikalan yıkarla.r. Yalnızca, fabrika sahiplerine karşı duydukları öfkeyi gös­termek Isterler; durumlarının neden o kadar umutsuz ol­duı)unu ve neyin peşinde olmalerı gerektiı)ini henüz cn­lamodcn, dayanılmaz bir durumdon kurtulmak Için ortak güclerini denemektedirler.

Bütün ülkelerde işellerin öfkesi. ilk önce, birbirinden kopuk cyaklanmclcr biçiminde gösterir kendini - Rusya• da fabrika sahiplerı ve polis bunlara « isyan• adını ver­mektedirler. Bütün ülkelerde birbirinden kopuk bu ayak­lcnmclar, bir yandan, ez cok barışcı grevleri doğururken, diğer yandon da, işçi sınıfının kurtuluşu icin dört başı memur mücadeleyi doğururlcr.

' lşci sınıfının mücadelesi icin grevierin (ya do işi dur­

durmclcnn) önemi nedir? Bu soruya cevap vermek icin, önce. grevler üstünde tom bir görüşe sahip olmal ıyız. Gör­düı)ümüz tı lbi, bir işeinin öcreti işverenle işci arasındaki bir anlaşmayla saptanır ve eı)er bu koşullarda tek başına lşci tümüyle gücsüz ise , işellerin talepieri icin birlikte so­voşmoları gereı)i açıktır. Işeiter ya işverenlerin ücretleri düşürmesini önlemek, ya do dohc yüksek ücret elde et­mek Icin grevler düzenlemek zorundadırlar. Kapitalist sis­temin olduı)u her yerde, işçi grevlerinin de olduı)u bir ger­çektir. Her yerde, bütün Avrupa ülkelerinde ve Amerllı'a' da. birleşmemiş durumda olduklerı zaman lşcller, kendi­lerini güçsüz bulurlar; işverene karşı ancak birlik olarak, grevle ya do grev tehdidi l le direnebil irler. Kapitalizm ge­l iştikce. büyük fabrikalar artan bir h ızla ocıldıkcc. küçük kapital istler, büyük kapitalistler tarafından giderek daha çok sahneden sll lndikce Işe l lerin ortak direnişlerine du­yulan Ihtiyac daha da ıvedlleşlr. Cünkü, Işsizlik artmakto, mallarını en ucuza elde etme peşinde olan kapitalistler orasındaki rekabet kesklnleşmekte (bunun icin işeilere olablldii:)ince az Ocret 6demek zorundadırlar) ve sanayi-

Page 163: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

de dalgalanmalar daha şiddetlenmekte, bunal ımlar• da­ha korkulu b ir duruma g irmektedir. Sanayi gel iştikce fab­rika sahipleri büyük körlar elde ederler; ama bunları işci­lerle paylaşmayı düşünmezler. Fakat ne zaman bir buna­l ım ortaya c ıkarsa . fabrika sahipleri zararların ı işçilere yüklerneye ça l ış ırlar. Kapita l ist toplumda grevierin gerek­l i l iğ i , Avrupa ü lkelerinde herkes tarafından o dereceye kadar kabul ed i lm işt ir k i . bu ü lkelerde yasalar grevleri ya­saklamazlar; Y•"" ' nız Rusya'da , g reviere karşı barbar yasa­lar hôlô yürürlüktedir. (Başka bir f ırsatta bu yasalardan ve uygulamalarından söz edeceğ iz.)

Bununla b ir l ikte. kapita l ist toplumun kendi yapısın­dan doğan grevler. işçi s ın ı f ın ın bu top lum düzen ine kar­şı mücadeles in in başlangıcını ifade eder. Zeng in kapita­l istler mülksüz işçilerle b irey olarak karşı karşıya geldik­lerinde. bu. işç i ler in tam ·köleleştiri lmelerl anlam ına gel i r. Fakat bu mülksüz işel ler b ir leş tik lerinde durum değ iş i r. Eğer kapita l istler, işgüçlerin i kapita l istlere a i t araciara ve madde1ere uygulamaya ve yeni zeng in l i k yaratmaya gönü l lü işçi ler bulamazlarsa, yarar sağ layabi lecekleri b i r zengin l ik ler i yok demektir. Işçi ler, kapita l lstlerle bireysel temeller üzerinde uğraşmak zorunda kaldık la rı sürece. bir ekmek kabuğu elde edebi lmek icin surek l i olarak baş­kalar ın ın yararına calışan. yumuşak baş l ı , sesi ç ıkmayan uşaklar olarak . gercek köleler olarak kalırlar. Fakat talep­lerin i b irl ik te ortaya koydukla rı ve para tarbalarına bo­yun eğmeyi· reddettik leri zaman kölel ikten ç ıkmış olurlar, insan olurlar; emeklerinin, yaln ız bir avuç cal ışmayan

• Sanayideki bunalımlar ve bunların Işçiler açısından önemine daha ayrınıılı olarak başka bir yerde de�lnece!)lz. Burada sadece şunu not edelim: Son yıllarda Rusva sanaylinde Işler ıvı gidiyor. sonayi •gellşiyon du: lokat şimdi (1899'un sonunda), bu •gelişme• nin bir bunalımla bileceı:)lnln açık lşarellerl görülmeye başlamıştır: Mal pn­

zorlomodakl zorluklar. fabrika sahiplerinin ltlöslan, küçük mülk sa­hiplerinin yıkıma uQramalan ve Işçiler Icin korkunç belölar (Işsizlik, ücretler in - düşüşü, vs.) gibi.

Page 164: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

adamın zenginleşmesine de�il. cal ışanların da insanca yeşayabilmesine h izmet etmesini isterler. Köleler, efendi o lmak yolundaki ta leplerini i leri sürmeye boşlarlor, toprak oğaların ın ve kapital istlerin istedikleri g ibi

deği l , çal ışan insanların kendi isted ikleri gibi ça l ışmayı ve yaşamayı isterler. Öyleyse grevler, kopitol ist lere her zaman korku verirler, çünkü onların egemenl iklerini teh­d ide boşlorlar. Bir Alman işci şarkısı işçi sınıfı icin rEğer g üçlü kolun isterse bütün çarklar durur» der. Ve gercek­te de bu böyledir: Fabrikalar, aQoların toprakları , makl­neler, demi ryol ları, vs., vs., hepsi de devasa bir makine­deki -ceşitli ürünleri çıkaran, bunları işleyen ve varo­cakları yerlere dağıtan bir mokinedeki- çarklara ben­zerler. Bu makinenin bütünü, toprağı işleyen, madeni cı­karton, fabrikalarda malları yapan, evler, atelyeler, de­miryol ları inşa eden işçi taratındon harekete geçiri l ir. Iş­c iler çal ışmayı reddettikleri zaman tüm makine du rma teh­l ikesi korşısındodır. Her grev kopito l ıstlere. gercek efen­di lerin kendileri değil , işçiler -gittikçe daha yüksek sesle haklar ın ı isteyen işçiler- olduğunu hatırlatır. Her grev iş­el lere, durumlarının umutsuz olmadığın ı , yalnız olmadık­lorını hatırlatır. Grevlerin , ya ln ız grevcilerin kendi üzerle· rinde deği l . komşu veya yakın fabrikaların ya do aynı sa­n e v i dalındaki fabrikaların işeileri üzerinde bıraktıkları � tK ın in ne kadar büyük olduğuna bakınız. Olağan, barışçı zaman larda işçi işini sesini cıkormodan yapar, lşverene k a rş: gelmez vo kendi durumunu tartışmaz. Grev zaman­larında taleplerin i yüksek sesle bi ldirir, işverene bütün kötü davran ışlarını hatırlatır, haklarını ister, ya ln ız ken­dini ve ücretini deği l , kendisiyle birl ikte el lerindeki arac­ları bırakan ve hiçbir sıkıntıdon k"rkmadan işçilerin da­vası icin dik i len bütün iş a rkadaş rını da düşünür. Her grev, işçi ler icin bi rçok sıkıntılar, a ı ıcok savaşın belôla­rıyla korşılaştı rı lobilecek, korkunç sıkınt ı lar demektir - oc a ileler. ücreti yitirme, sık sık tutuklonmalar, evlerinin ve işlerinin bulunduğu kentlerden sürülmeler. Bütün bu sı­k ıntı lara rağmen işçiler, işçi a rkadaşlarını terkedenleri ve

Page 165: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

i şveren ler le an laşan ları horlarlar. Grevierin get ird ik ler i bütün bu s ık ıntı lara rağmen , komşu fabrikala rın işei leri arkadaşlar ın ın mücadeleye g i riştiklerini görünce , taze b i r cesaret kaza n ı rl a r. Sosyal izmin büyük öğretmenie r inel e n biri . Enge ls . in g i l iz işeilerin in grevlerinden sözederken. <e tek bir burjuvaya boyun eğdirmek ic in böylesine dava ­nab ilen insa n l a r, tüm burjuvazinin gücünü de k ı rabi le­cekt i r ı) demişti . Çoğu zaman , tek bir fabrikan ın g reve başlaması cok sayıda fabrikada gre�lerin hemen be şia­ması ic in yeterl i d i r. Grevierin ne büyük bir mora l etk is i vard ır ; arkadaşl a n n ı n kö le olmakta n ç ıkt ık ların ı , ya l n ı z o a n i ç in b i le olsa . zeng in le eşit düzeyde insan lar olduk­la r ı n ı görmek işe i leri ne kadar e tk i ler! Her grev . cak güc­l ü b iç i mde. sosya l izm düşüncelerin i , tüm işci s ın ı f ın ın ser­mayen in bask ıs ından kurtu luş mücadelesinin düşüncele­r ini işçi ler in ak l ına getiri r. Büyük bir grevden ön ce, b e l l i b i r fnbri kon ın . be l ! i bir sanayi d a l ı n ı n y a d a bel l i h i r k0rı ­t in i�çi l�r in in sosya l i z m hak k ında hemen hiçbir şey n i l ­mcd ik le r i ve pek a z düşünd ü k leri , fakat g revden sorı riJ bun la r arasında cal ışma grupların ın ve dernek le rin cok daha fazla yayg ın laşt ığ ı ve gittikce daha cok işein in sos­yal ist olduğu sık sık gö rülmüştür.

Bir grev işc i lcre , işveren lerin ve işçilerin güclerin in nele;don ibaret olduğunu an lamayı öğretir. On lara ya ln ız kendi işveren lerini ve yalnız kendi iş arkadaşlar ın ı değ i l , t ü m iGverenleri . t ü m kapital ist sın ıfı ve tüm işçi sın ı f ı n ı dü­şünf"l"!ey i öğr� tir . Birkoc işci kuşağının emeklerinden m i l ­yonlar top la m ış o lan bir fabrika sahibi ücret lerde u fa k b i r artış ı reddettiğ i , hatta ücretleri daha da aşağı b i r dü­zeye düşürmeye ça l ıştığ ı ve işçiler direndiğinde bin lerce oc ai leyi sokağa attığ ı zaman, işçiler, tüm işci s ın ı f ın ı n düşmanın ın bütün olara k kapital ist sınıf olduğunu ve an­cak kendilerine ve birleşik eylemlerine güvenebilecek ler i ­n i aç ık secik görü rler. Çoğu zaman b ir fabrika sah ib i i ş ­ç ileri aldatmak, vel in imet pazuna bürünmek icin , bazı l< ü ­oük lokma l a r v e yalan vaadlerle işeileri söm ürüşün ü

163

Page 166: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

gizlemek Icin elinden geleni yapar. Bir grev Işçilere, •ve­l inimeu lerinin kuzu postuna bürünmüş bir kurt olduOu­nu göstererek bu aldatmacayı yerle bir eder.

DÇJhası, bir grev, Işellerin gözlerini, sadece kapita­l istlerin değil , hükümetin ve yasaların n iteliği konusunda da acar. Fabrika sahiplerinin lşci sınıfının vel inimetleri pozuna bürünmeleri gibi, hükümet görevli leri ve onların dalkavukları da, carın ve çar hükümetinin, adaletin gere­ği olarak, hem fabrika sahiplerini hem de işeileri eşit ola· rak kolladığına. işeileti inandırmaya çal ışırlar. Işçi, ya­saları bi lmez, hükümet görevli leriyle, özell ikle üst mo­komlardokilerle bir il işkisi yoktur ve bu nedenle de. co· ğu zaman bütün bunlara inanır. Sonra grev gelir. Savcı, fabrika müfettişi, polis ve Çoğu zaman askeri birtıkler fab­rikalarda görünürler. Işçiler yasaya karşı geldiklerini öğ­renirler: Işverenlerin bir araya gelmelerine ve işellerin ücretlerini düşürmek icin açıkca tortışmolorına jzin veril· mekte. fakat eğer işeller ortak bir anlaşmaya varırlorso suçlu sayılmaktodırlar! Işeller evlerinden çıkorı l ı rlor, polis işçilerin veresiye yiyecek alabilecekleri dükkönları kapa· tır ve işçiler sessiz sedasız do"vransolor bi le, askerler on­lara karşı kışkırtı lm

'oyo calışıl ır. Işeilere ateş etmeleri icin

askerlere emir bile verilir ve kocan kalabal ığa arkadan ateş edip silôhsız işeileri öldürdükleri zaman, car onlara, şükranlarını ifade eder (1895'de Yarasiavi'da grevci Işei­leri öldüren biriikiere çar böyle teşekkür etmişti) . ( 15) Her lşcl Icin, en kötü düşmanla rının car hükümeti olduğu apocık ortoya cıkar. çünkü o kapital istleri savunmakta ve işçilerin e l lerini ayaklarını bağlamaktadır. Işçiler, ya­saların yalnız zenginlerin cıkarına yapıldığ ın ı , hükümet görevl l lerinin bu cıkarları koruduğunu, emekçi halkın susturulduğunu, ihtiyaclarını belirtmasine izin veri lmedi­ğin i . işçi sınıfın ın , grev hakkını . işçi gazeteleri yayınlama hakkını. y'lsa cıkaran ve bunlara uyulmasını denetleyen ulusal meclise katılma hakkını kazanması gerektiğini an­lamaya başlarlar. Grevierin Işellerin gözlerini açtığını hü­kümet de cok iyi bi lmektedir ve bu yüzden de grevierden

Page 167: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

böylesine korkmaktc ve grevleri, olabildiğ ince çabuk luk la durdurmaya çal ışmaktadır. Sosyal isliere ve s ın ı f b i l inc i ­ne sahip işe i lere eziye t etmekle ünlü bir Alman Içişleri Ba­kanı . halk temsi lc i leri önünde «her grevin ardında, dev­rim h id ı a 'sı (canavar) pusuya ya tm ıştır,ıı ( 16) demişti . Her grev. işci lerde, hükümetin düşmanları olduğu ve işci sı­n ı f ın ın , ha lk ın hak ları ic in hükümete karşı mücadeleye hazır olması gerektiği düşüncesini güçlendirip ge l i ş t i r i r .

EJu neden le . grevler işçilere. b i r leşmeyi ö(ı rc t ! r lcr.

Onlara . ancak birleştik leri zaman kapital isılere karşı mü­cadele edebi l eceklerini gös terirler. Grevler Işç i lere . ı ü rn işci s ın ı fın ın tüm fabrika sahipleri sın ı f ına karşı ve keyfi pol is hükümet ine karşı mücadelesi üstünde düşünmeyi öğ retir ler. Sosya l istleri n , grevleri «b ir savaş okulu ıı ola­rak . tüm halk ı n , çal ışen herkesin. h ü k ümet görev l i l er i ve

sermayen in boyunduruğundan kurtarılmas ı ic in, işç i ler in düşmanla savaşmayı öğrend iğ i b ir okul olarak adland ı r­malar ın ın nedeni budur.

Faka t «b i r savaş okuluı, , savaşın kendisi değ i ld i r. Grevler işçi ler arasında yayg ın laştığ ı zaman işçilerin ba­z ı ları (bazı sosya l ist ler de dah i l ) , işci sınıfın ın kendisin i ya ln ız grevler le, g rev fon larıyle y a d a grev dernekleriyle s ın ı rlayabi leceğ ine. işc i s ın ı fı n ın . koşul larındaki önem l i b ir düze lmeyi , ha tta kurtuluşunu yaln ız grevlerle sağlayabi lc­ceğ ine inanmaya başlarlar. Birleşmiş bir işçi s ın ı f ın ın :<ii­cül< g revierde bile ne kadar güclü olduğunu gördük leri zaman . bazı lar ı . işç i lerin istedikleri herşeyi kapita l ist l�r­den ve hükümetten alabi lmeleri icin, yalnızca . ü lke ça­pında b i r genel greve g irişmaleri gerektiğini san ırlar. lşci sın ıfı hareketi daha i lk dönem lerinde iken ve işc i ler he­nüz pek tecrübesizken bu düşünce diğer ü lkelerin işei leri tarafından da ortaya atı lm ışt ır . Bu, yan lış bir düşüncedir. Grevler. işci sın ıf ın ın kurtu luşu icin mücadele ettiqi yol­lardon biridir: fakat tek yol deği ldir. Ve eğer, işc i ler mü­cadeleyi yürütmenin diğer yollarına da önem vermcz lerr.o , işçi s ın ı fın ın gel iş imini ve başarılarını yavaşlatmış olur­lar. Eğer grevler başarı l ı olaca�larsa, işei leri grev boyu

167

Page 168: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

ayakta tutmak icin fonların gerekl i olduğu doğrudur. Böy· le işci fonları (genel l ik le ayrı sanayi dal larındaki , meslek· lerdeki ya da atelyelerdeki işçilerin tonları) bütün ülke­l erde vardır. Fakat bu. Rusya'da özel l ik le zordur, çünkü pol is bunların izin i 'bulmakta. paraya el koymakta ve iş· cileri tutuklamaktadır. Şüphesiz. işçiler pol isten saklana· bi l irler. Böyle fonların biriktiri lmesi doğal olara k değerl i bir şeydir ve işeilere bunlara karşı olmalarını önerecek deği l iz. Fakat kanun taratından yasaklandıkları zaman. işçi taniarına cak sayıda kişinin katkısının sağlanabile­ceği sanı l mamalıdır. Böyle örgütlere üye olanlar az ola­cağı icin, işçi fonları pek büyük bır işe yaramayacaktır. Dahası . işçi sendikalarının acık olarak varolduğu ve el le­rinde büyük fonlar bulundurdukları ü lkelerde bi le işçi sı­n ıfı kendisini, bir mücadele aracı olarak yalnız grevlerle sınırlayomaz. Fabrika sahipleri, sanayi olonında bir ak­same (bugün Rusya'da yak laşmakta olana benzer bir bu­nal ım) hal inde. işin bir süre durması ve işci fonlarının tükenmesi kendi yarariarına olduğu ic in . kasıtlı olarak. grevierin cıkmasını teşvik b i le edebi l irler. Bu yüzden iş­çi ler. h içbir koşul a ltında kendilerini yalnız grev eylem­leri ve grev dem'ekleriyle kısı tlayamazlar. I kinci olarak. grevler, ancak işçilerin yeter derecede sınıf bi l incine sa­hip ve grev icin uygun zamanı seeebi lecek yetenekte ol­duk ları . taleplerini nasıl ortaya koyacakların ı b i ldikleri ve sosyal istlerle I l işk i l i oldukları. onla rdan bi ld iri ler, broşür· ler sağlayabilecekleri yerlerde b.oşarı l ı olabil ir. Böyle işei­ler Rusya'da halô az soyıdadır ve işci sınıfı davosını işçi k itlelerine duyu:abil mek ve onları sosyal izm ve işçi s ı­nıf ı mücadelesinden haberdar edebi lmek icin böyle işei­lerin sayısını artırocak her caba harcanmal ıdır. Bu. sos­yal istlerin ve sınıf bi l incine sahip işç i lerin, bu a maçla bir sosyal ist . işçi sın ıfı partisi kurarak ortak olarak yüklen­meleri gereken bir görevdir. ücüncü olarak, gördü!}ümüz g ibi grevler. işeilere hükümetin düşmanları olduğunu ve hükümete karşı bir mücadelenin yürütülmesi gerektiğini gösterir. Gerçekten. işçi sınıfına. işçilerin ve bir bütün

168

Page 169: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

olarak halk ın hak la rı iç in hükümete karşı mücadele et­

meyi yavaş yavaş öğreten, grevlerd i r. Söylediğimiz g ib i bu mücadeleyi, işç i ler o rasında işc i s ın ıf ın ın davası v e

hükümet hakk ında doğru b ir kavrayışı yayarak, ancul< işçi lerin bir sosyal is t portisi yürütebi l i r. Rusya'da grevier in nası l yöneti ld iğ in i ve sın ı f b i l incine sahip işç i lerin bun­lardon nası l yararlan malan gerektiğini başka b ir f ı rsa t t a tartışacoğız. Burada, grevlerin , önceden d e bel irttiğ im iz g i ­b i «b i r savaş okulu>) oldukla rına. fakat savaşın kend is i olmadık larına, grevierin sadece bir mücadele b iç imi , i ş ­çi sın ıf ı hareket in in sadece b i r yanı olduklar ına d ikkati cekmel iyiz. Işçi ler za ten yapt ık ları g ibi, tek tek grevler­den. çal ışan bütün insanla rın kurtul uşu için tüm işçi sı­nı f ın ın mücadelesine geçebil i r ve gecmel id irler. Bü tün sı­nıf b i l incine sahip işçiler sosyo l ist oldl!klorı , yan i . kur­tuluşun peşinde koşlukları zaman, sosyalizmi işç i ler a ra­� ındo yaymak ic in işei lere bütün mücadele yol lar ın ı öü­retmek amacıyla, bütün ül kede birleştikleri, tüm hal lun hükümet bask ısından ve tüm emekçi s ın ı fın sermaye bos ­kısındon kurtarı l ması için ça l ışan! işçi s ın ıfın ın sosya l i s t partis in i kurdukları zaman --ancak o zaman-, işçi s ın ı ­fı. üstünde «bütün ül kelerin işçi leri, birleşin-» yazı l ı bay­rağı yükselten ve bütün işei ler i birleştiren, bütün ü l keler işei lerin in o yüce hareketin in kopmaz b ir parçası olur.

Collected Works, CIIt il.

9. 310-19

Page 170: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

NE VAPMAU'dan (1902)

ı. d. - Engels: Teorik Mücadelenin Öneml Ostüne

( . . . . . . . . . )

Böylece, düşüncenin katılaşmasına vb. karşı tanto­nal ı cümlelerin, teorik düşüncenin gelişimi acısından ka­yıtsızl ık ve coresizliı:il gizledik lerini görmekteyiz. Rus Sos­yal-Demokratlarının durumu. (Alman Marksistleri tarafın­don cok önce belirti lmiş ·oıan) Avrupa'daki genel olguyu, çok övülen eleştiri özgürlü!}ünün bir teorinin yerine di!}e­rinin konması anlamına gelmedi!}inl , işlenmiş ve bütün­lüğü olan teoriden özgür oluş, secmeci l ik ve i lke yok­suniuğu demek olduğunu aç ıkca göstermektedir. Hareke­timizin gercek durumu hakk ında en küçük bir bi lgisi olon­lar bile, Marksizmin geniş çapta yayıl ışın ın . teorik düzey­de bel l i bir düşrne ile birl ikte olduğunu görmekten k end i­lerini olamazlar. Teorik eğiti mleri cok az, hatta hic olmo­yan birçok insan, harekete, pratik önemi ve pratik boşarıları yüzünden katı lmışım:d ır . Bundan, Marx'ın «Gercek hareke­tin her adımı , bir düzine progra mdan daha önemlidir» ( 17) cümlesini bir zafer havası iç inde oktardığı zaman Raboc­heye Dyelo'nun ne kadar potovotsızl ık ett iğini anloyobi­l i riz. Bir teorik kargaşa döneminde bu sözü yinelemek, bir cenazedeki yaşl l lara «daha böyle mutlu birçok günler!• d i lemeye benzer. Üstel ik bu söz, Marx'ın, I lkelerin for­mül leştirilmesinde secmeci l iğ i sert bir biçimde kınadığı , Gotho programı üstüne yazdığı mektubundon a l ınmıştır. Marx, parti önderlerine. eğer birleşmeniz gerekiyorsa, hareketin pratik amaclarını yerine getirmek için onlaş­molar yapın, fakat i lkeler üstünde hicbir pazarl ığa Izin vermeyin, teorik «ödünlerdeıı bulunmayın diye yazmıştı . Marx' ın görüşü bu id i ve buna rağmen aramızda . teori­nin önemini --onun adın ı kullanarak- küçümserneye ça­l ışanlar var!

170

Page 171: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

Devrimci teori olmadan h içbir devrimci hareket ala­maz. Oportünizmin yaygın vaazlarının, pratik faaliyetin en dar biçimlerine sarı lma l le elele yürOdüOü bir za­manda. bu düşünce üstünde cok güçlü olarak durula­maz. Yine de Rus Sosyal -Demokratları Icin teorinin öne­mi, sık sık unutulan üç başka durum yüzünden artmak­tadır: birincisi , Partimizin ancak kuruluş süreci içinde bu­lunuşu. özel l i k lerinin daha yeni belirlenmekte oluşu ve ha­reketi doğru yoldan septırma tehl ikesi gösteren diğer devrimci düşünce eği l imleri i le henüz hesaplaşmamış oluşudur. Tersine, cok yakın geçmişte, Sosyal-Demokrat olmayan devrimci eğil imlerin yeniden canlanışı görü ldü. (Bunun böyle olacağın ı Axelrod cek önceleri Ekonomist­lere ihtar etmişti) . Bu koşul lar altında, ilk bakışta «Önem­siZ» g ibi görünen bir yanı lg ı , en acıklı sonuelara yol aça­bi l i r ve ancak uzağı göremeyen kişiler. hlzip çatışmala­rın ı ve en küçük düşünce ayrı l ıklarının bile kesin l ik le be­l irlenmesin i . zamansız ve gereksiz bulabl l lrler. Cnümüz­dek i bircak yıl boyunca Rus Sosyal -Demokrasisinin kade­ri. bu «ayrı l ı k lardant hangisinin gücleneceğine bağlı ola­bi l ir.

Ik incisi . Sosyal-Demokrat hareket, özünde, enter­nasyonal bir harekettir. Bunun anlamı. salt ulusal şove­nizmle savaşmamız gerektiğ i değil . aynı zamanda. gene bir ülkede yen i başlayan bir hareketin, ancak başka ü l ­kelerin deneyinden yarorlanırsa başarıva ulaşabileceği­d ir. Bu deneylerden yararlanabilmek için bunlar hakkın­da yaln ız bi lgi sahibi olmak ya da en son kararları kop­ye etmek yetmez. Gerekli olan, bu deneyiere eleştirici bir gözle bakabi lme ve bunları bağımsız olarak sınaya­bilme yeteneğidir. Modern işci sınıfı hareketinin ne mu­azzam büyüyüp , dql budak saldığını kavrayabilen kimse, bu görevi yerine getirmek icin ne kadar bilyük teorik güç­lere ve pol i tik (hem de devrimci) deneye gerek olduğunu anlayacaktır.

Üçüncüsü, Rus Sosyal-Demokrasisinin ulusal görev­leri, dünyada başka herhangi bir sosyal ist partinin karşı-

171

Page 172: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

loşmadığı kadar değişiktir. l lerde, tüm halk ın otokrcsin in boyunduruğundan kurtar ı lması görevin in b ize yüklediği pol it ik ve örgütsel ödevlere d eğ inme olanağ ın ı bulacağız. Bu noktada sadece, öncü savaşçı rolünün ancak en ileri teori ile yönlendirilen bir parti tarafından yerine getirile­bl leceğini bel i rtmek istiyoruz. Bunun on lamın ı sağlam b ir biç imde kavrayabi lmesi iç in okuyucu, Rus Sosyal -Demok­rasisin in Herzen . Bel inski , Cemişevski g ib i i lk öncüleri ­n i ve binsekizyüzyetmişlerin o parlak devrimci ler in i an ım­sasın ; Rus edebiyatının ş imd i d ünya çapında kaza nmaktc olduğu önemi düşünsün . . . a ma bu kadarı yets in .

Sosyal-Demokrat harekette teorin in önemi üstüne Engels' in 1 874'de söylediklerini a ktara l ım. Engels, Sos­yal -Demokrasinin büyük ·mücadelesin in , b iz im a ramızda pek yaygın olduğu g ibi iki b içimi değil (pol it ik ve ekono­mik) , fakat teorik mücadeleyi ilk ikisiyle eşit tutarak, üç m ücadele biçimi olduğunu söylüyor. Hem pra t ik , hem de pol it ik olarak güc kozanan Alman işçi s ın ı f ı hareket ine verd iği öğütler bugünün sorunları ve ta rt ışmaları ac ıs ın­dan öylesine öğreticidir k i . uzun zamandon beri çok sey­rek olarak kaynaklon ı labi len Der Deutsche Bouernkrig 'in ( 1 8) önsözündeki uzun bir pasa j ın ı bu raya a ktard ığ ımız iç in okuyucunun bize kızmayacağı n ı umuyoruz.

«Alman işçileri . diğer Avrupa ül kelerindeki lere göre iki üstünlüğe sahiptirler. B irincis i , Avrupa 'n ın en teorik ha lk ın ın bir parçasıd ır lar ve Al manya 'nın sözde «eÇj i t i m görmüş» sın ıf lar ın ın hemen hemen tümüy:e yit irmiş ol ­dukları bu teori duyusunu koruyabi lmişlerd i r. Alman bi­l imsel sosya l izmi -şimdiye kadar varolan tek b i l imsel sosya l izm- kendinden önceki Alman felsefesi, öze l l i k le Hegel felsefesi olmadan hiçbir zaman ortoya cıkamazdı . Işçi ler arasında bir teori duyusu olmasaydı bu b i l imsel sosya l izm şimdi olduğu kadar işçi lerin i l ik lerine iş leyc­mezdi . Bunun ne kadar büyük b i r üstü n lük olduğu, bir yandan, ayrı ayrı send ika örgütlenişler in in mükemmel ol­masına rağmen Ing i l iz işçi s ın ıfı hareketin in çok yavaş i lerleyişinin temel nedenlerinden biri o lan , teoriye karşı

1 72

Page 173: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

kayrtsrzl rkta. diğer yandan do. özgün biçimiyle Proud­honculuğun. Fransızlar ve Belcikolı lar'da ve daha son­ra Bakunin tarafından karikatürlze edilmiş biçimiyle, lspanyol ve l ta lyanlar arasında yarattığı kargaşal ık ve za­rarda gözleneb i l i r.

� Ikinci üstünlük, Almanların lşci hareketine kronolo j ik acıdan en s o n katı lanlar olmalarıdır. Alman teorik sosya­l izmi. Saint-Simo n . Fourier ve Owen'ln �ütün düşsel ta­sarrm lar r na ve bütün ütopyacı l ık larına rağmen . bütün za­manla r ın en seekin düşünürler! arasında yerlerin ! a lmış bulunan v e dogruluğu ş imdi bi l imsel olarak tarafımızdan k a n r tlanan birçok şeyi, dehala rıyla önceden sezmiş bu üc ada m ı n- omuzları üstünde durmakta olduğunu hiçbir zaman u n u tmayacağı gibi . Almanya'daki prat ik işci ha ­reketi de. In g i l iz ve Fransız hareketlerinin omuzları üstün­de gel i ştiğ i n i . bu hareketlerin cok pahal ıya edindiği deney­lerden yararlandığını ve zaman ında bu hareketlerin ço­ğ u n l u k la kocın ı lmaz olan yan l ı şlarından şimdi kaçına­bi ld iğ in i unutmamalıdır. Ing i l iz sendikalarının ve Fransız işeilerinin politik mücadeleler in in örneği olmasaydı , özel­l ikle Paris Komünü'nün verdiği o büyük Itici güc olma­saydı . şimdi nerelerde olurduk?

<<Alman işei lerinin hakk ın ı vermek icin de, ender gö­rülen bir anlayışla durumla rın ın üstünlüğünden yararlan­dık:arr bel irti lmel idi r. lşci hareketlerin in başlangıcından beri i lk kez mücadele üc yönüyle -teorik, pol itik ve pra­t ik-ekonom i k (kapital istlere karşı direniş)- uyum icin­de. aralarındak i i l işki ler gözet i lerek ve düzenl i bir biçim­de yürütü lme ktedir. Işte . Alman hareketin in gücü ve ye­ni lmezl iği , bu tek merkezli çabalarda yatar.

«Bir yandan bu elverişl i durumları yüzünden. d iğer yandan da. Ingi l iz hareketin in kendine özgü özel l ik leri ve Fransız hareketin in de şiddet yoluyla bastırı lmış bulun­ması yüzünden Alman lşcllerl, şu anda. proletarya müca­delesinin öncüleri durumuı:ıa gelmişlerdir. Bu onurlu gô­revde kalmalarına olaylar daha ne kadar Izin verecektir, b i l inmez. Fakat, bu görevde kaldıkları sürece, görevin ge-

173

Page 174: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

rek lerini uygun bir biçimde yerine getireceklerini umal ım. Bu, mücadelenin ve a j itasyonun her a lanında, Iki kat ca­bo gerektirmektedir. Özel l ik le , tüm teorik sorunlarda da­ha acı l< b ir görüş kazanmaları , eski dünya görüşünden miras kalan geleneksel k l i şelerin etk isinden kendilerin i g iderel� daha çok !-{urtarma ları ve sosyal izmin, bir b i l im n itel iğ i kazandığı iç in , bir b i l im olarak ele a l ınması. yani incelenmesi gerektiğini a kı ldan çıkarmamaları. önderle­rin görevi olacaktır. Görev, böylece elde edilen daha açık kavrayışı . Işçi k itleleri arasında g iderek artan bir coş­kuyla yaymak, hem partin in , hem de sendikaların örgüt­lenişini daha s ık ı bir biçimde kaynaştırmak olacaktır . . .

cıEğer Alman işçi leri b u yolda i lerlerlerse, tam olara k hareketin başında yürüyor sayıl mazlar -bel l i bir ü lke iş­çi lerinin hareketin başında yürümeleri hareketin hiç de yararına deği ldir- fakat savaş hattında onurlu bir yer a lmış ve beklenmedik çetin sınavlar ve öneml i olaylar. on­lardan daha büyük yürek l i l i k , daha büyük korarl ı l ı k ve enerj i isted iğ i zaman silôh hazır bek l iyor olurlar.» ( 19) ( . . . )

ll . a. - Kendlll�lnden Kabarışın Başlangıcı

Bundan önceki bölümde, binseldıyüz doksanların or­talarında Rusya aydın genel iğ inin tümüyle Marksizm teo­rilerine nası l sorı ld ığını gösterdik . Ayn ı dönemde, ün lü 1896 St . Petersburg (20) sanayi savaşını izleyen grevler. buna benzer bir genel n itel i k taşıyordu . Grevierin tüm Rusya'ya yayı l ışları , yeni uyanan halk hareketinin derin­l iğ in i gösteriyordu ve eğer ıı kendi l iğ inden gelme unsur» don söz edeceksek herşeyden önce bu grev hareketi. ken­di l iğ inden gelme olarak kabul edi lmel id ir. Fakat kendi l i­ğ indenlik tür lü türl üdür. Rusyo 'da . binsek izyüz yetmiş­lerde· ve a ltmışlarda (hatta ondokuzuncu yüzyı l ın ilk ya­rısını:'tJ bile) g r.evler olmuştur ve beraberlerinde makina­ların «kendil iğ inden» imha edi lmesini vb. getirmişlerd ir. Bu «ayoklanmalorıı la karş ı laştır ı ldığ inda doksanlorda kl grevler. Işçi sınıf ı hareketin in bu dönemde kaydattiği i lerlemeyi gösterdi�leri oranda, «bi l inçl i» grevler olara k bi-

174

Page 175: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

le tanımlanabil irler. Bu da gösterir ki ckendll lğlnden un­suru» , özünde, fi lizlan me durumundakl bilineten başka bir şeyi temsil etmez. I lkel ayaklanmalar bile bilincin bel­l i bir oranda uyanışını ifade etmişlerdir. Işçiler, kendileri­ni ezen düzenin değişmezliğ i üstuna çağlar boyu taşı­dıkları inancı yitiriyorlar ve kollektif d irenişin, otoriteye kölece boyun eğmekten kesinl ikle vazgeçmenin gerek­l i l iğ in i . . . anlamaya demiyeceğim ama, duymaya başlı­yorlardı. Fakat bu, yine de, mücadeleden çok, umutsuz­luk ve öc almadan doğan patlamalar nlteJiaindeydi. Dok­sanlardaki grevler, bi Jinede cok daha buyuk parlayışları ortaya çıkard ı : kesin talepler öne suruldü, grevierin za­manı d ikkatle planlandı , başka yerler hakkında bilinen durum ve olaylar tartışı ldı vb. Ayaklanmalar ezilenlerin d iren işinden başka birşey değildi, fakat düzen l i grevler, fi l izlenr'ne. ama yalnız filtzlenme durumundaki, sınıf mu­cadelesini temsil ediyordu. Tek başlarına ele alındıkla­rında bu grevler. yalnız sendika mücadelelerlydl, henuz Sosyal Demokrat mücadele d�ildiler. Grevler, Işçilerle işverenler arasında uyanmaktc otan çelişkiyi gösteriyor­· lardı ; fakat işçiler, kendi cıkorlarıylo modem politik ve sosyal düzenin bütunü arasındaki uzlaşmaz çelişkinin bi­l i ncinde değildiler, olamazlardt ; yoni, daha henuz Sos­yal Demokrat bilince sahip değ illerdf. Su bakımdan dok­sanlardaki grevter, cayoklanma lan la l<arşıfaştırıldık la­rında . temsil ettikleri muazzam ileı1eylşe r<Jğmeın, salt ken­dil iğ inden hareketler olar<Jk kal�lar.

lşciler arasında Sos'f(JI-Demokrat bmnç olamazdi dedik. Bu biline onlara dışardan verilmellydl. Sütun ülke­lerin tarihi, işci sınıfınm. salt kendi çabalcırıyla yalnız sen­dika bil incini, yani. sendikalarda blrle�mtenln, Işverenler­le savaşmanın ve hükümeti gereldJ ışe� vasalarını cıkar­maya zorlamaya çolışmanm geırekUliOtne vb. duyulan inancı geliştirebileceğini göşterlr. Oysa sosyalizm teorisi,

175

Page 176: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

mülk sahibi s ınıfların eğitim görmüş temsi lc i leri , aydın­lar tarafından gel iştiri len felsefi, tarihsel ve ekonomik teo­ri lerden ortaya çıkmıştır. Sosyal durumları bakırnındon modern bi l imsel sosyal izmin kurucuları olan Marx ve Engels de burjuva aydın lar zümresine dahi ld i ler. Aynı b i ­ç imde, Sosyal-Demokrasinin teorik doktrin i Rusya'da i şçi sın ıf ı hareketin in kendi l iğ inden büyüyüşünden bağımsız olarak gelişti; devrimci sosyalist aydın lar a rasında dü­şünce gel iş iminin doğal ve kocın ı lmaz b i r sonucu olara k ·ortaya çıktı• ( . . . . )

11. b. - Kendiliğindenliğe Boyun Eğlş - Rabochaya Mysl

( . . . . . . . . . . . . ) Ik incisi , Ekonomizmin yayın alanındaki i l k ifadesinde,

bugünün Sosyal -Demokratları arasındaki tüm görüş ayrı­l ıklarını kavrayabi lmek icin çok karakteristik ve son dere­ce i lginç bir olguyu gözl üyoruz: «Salt ve basit işçi hare­l<etiıı n i savunanlar, proletarya mücadelesi i le en s ık ı ((or­ganik>> i l işk i lere (Robocheye Dyelo'nun deyimi) tapınan­lar . işçi olmayan her aydına (sosyal ist bir aydın olsa b i le) ka rşı olanlar, kendi durumlar ın ı savunmak ic in , burjuva «salt sendikac ı lar ımı kanı tlar ır.a başvurmak zorunda kal­mışlardır . Bu , Rabochoyo Mysl ' ın , ta başından -bi l inçsiz o larak- Credo'nun progra mın ı uygulamaya başlad ığ ın ı gösterir. Bu , (Robocheye Dyelo'nun b ir türlü kavrayama­dığ ı b i r şeyi) . işci . s ın ı f ı hareketinin kendi l iğ inden l iğine tüm tapınmalar ın , «b i l inçl i unsurunıı rolünü , Sosyal-De­mokrasinin rolünü kücümsemelerin, bu ro lü küçümseyen­

ler bunu isteseler de istemeseler de, burjuva ideolojisin in

• Gazrıorının sond_rü • �ibi sonuikoiizm •pol i l ikoyı• tümüyle rcductmcz.

Sondikolar her zornon bazı pol i t ik ( !akat Sosyui · Domokrot deği l )

a jitasyon ve mücadele yürütmüşlerdir. Sendika pol i t ikası l le Sos·

yol - Demokrat poli t ika orasında farko, bundan sonraki böl ümde do­

ğinecc�iz.

176

Page 177: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

işçiler üstünde etk isinin güçlenmesi demek olduğunu gösterir. c ldeolojinin önemlnin abartılmasından• (21 ) , bi­l inçli unsurun rolünün abartılmasından söz edenler (22) , vb., salt ve basit işçi hareketinin, eğer Işçiler ekaderleri­ni önderlerin ellerinden kopara bil irlerset . kendileri icin bağımsız bir ideoloj i gel iştirebileceğlnl ve gellştireceğini sanıyorlar-. Ama bu pek büyük bir yanılgıdır. Yukarda söy­led iklerimizi tamamlamak icin, Karl Kautsky'nin, Avustur­ya Sosyal-Demokrat Partisi'nin yeni program tasarısı üze­rine yazdığı şu cak doyru ve önemli sözlerı aKtara­cağız: (23) .

•Revizyonist eleştirlcllerlmlzden co(lu, Marx'ın, ekonomik gel iş­menin ve sınıf mücadelesin in sadece sosyalist üretimin koşulları nı değil. fakat aynı zamanda ve doOrudan do�ruya, bunun gerekilliğinin bilincini de (K.K.'nın ital lk leri) (arattı(lını Iddia ettl(llne Inan ırlar. Ve

bu eleştirieller kapitalist acıdan en gelişmiş ülke olan lng l ltere 'n in , diğer ülkelere göre bu bilineten daha uzakta olduCunu Ileri sürerler.

Tasarıyı inceleyen bir kişi, böylece yodsınmış olan, bu sözde orto­

doks Marksist görüşün, Avusturya programını tasarlayan komite !ara·

tından da paylaşı ldı(lını varsayablllr. Program tasiaCında şöyle denl· liyor: 'Kapitalist gelişim proleter nüfusu ne kadar arttırırsa, proletarya

da o oranda kapitalizme karşı savaşmaya zorlanır ve buna uygun bir duruma girer. Proletarya, sosyalizmin olasılık ve gerekliliğinin bl· l ıncine' erer. Bu bakımdan sosyalist bilinç, proleter sınıf mücadelesı­

nin doğrudan·

ve gerekli sonucu olarak ortaya cıkar. Fakat bu, tü· müyle yanlıştır. Elbette bir doktrln olarak sosyalizm, tıpkı proletarya­nın sınıf mücade les i gibi. modern ekonomik Ilişkilere dayanan kök· ıere sahipt ir ve yine proletaryanın sınıf mücadelesi gibi, kapitalizmin yaraıııoı kitlelerin yoksulluk ve setaletine karşı mücadeleden do(!· maktadır. Fakat sosyalizm ve sınıf mücadelesi birbiriyle yan yana or­taya cıkar ve biri diğerinden doCmaz: her biri d�lşlk koşulların !iO·

nucudur. Modern sosyalist blllnc, ancak derın bir bilimsel bilgi te­meli üstünde yükselebillr. Gerçekten, modem ekonomı bilimi, sosya­list üretım ıcın, örne(lin modern teknoloJI kadar gereklidir ve pro­letarya ne kadar Isterse Istesin, ne birini ne de dl(lerlnt yoratomaz: her ikisi de modern sosyal süreçten d�arlor. Billmin taşrtı proletarya

F.: 12

Page 178: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

deOII. buftuvci aydırilar zümre51dlr (K.K.'nın ltallklerl): modem sos­

yalizm. bu tabakanın bireysel üyelerinin kofolarındon kaynaklanmış­

tır ve bunu kafa yapısı bakımından daha gelişmiş d urumda olan pro­

lotorlore lleten de bunlar olmuşlardır; bu proleterler de bunu, koşul­

lar elverdiOi zamanlarda, proleter sınıf mücadelesine sokorlor. Böy­

lece, sosyolist bllinc:. proleter sınıf mücadelesine dışardan sokulan

(Von Aussen Hlnelngetragenes) ve onun icinde kandiliCinden (urwüchsig) gelişmeyen bir şey olmaktadır. Bundan dolayı eski Hein­

feld programı. Sosyal-Demokrasin in görevinin. proleteryayı kendi du­rumunun billnciyle ve görevinin bilinciyle doldurmak (proleteryayı

doyurmak) olduğunu haklı olarak belirtmektedir. Eğer bilinc:. s ınıf mücadelesinden kendi başına doğsaydı. buna gerek kalmazdı . Yeni

tasarı. bu öneriyi eski programdon kopya etmiş ve buna yukarda sö­

zü edilen öneriyi eklemiştir. Fakat bu, düşünce silsilesini tümüyle

bozmuştur . . . . • (24)

Hareketlerinin süreci Içinde işçi k i tlelerinin kendile­rince formülleştiri len bağımsız bir ideolojiden söz edile­meyeceğine göre• . yapı labi lecek tek seçim, ya burjuva , ya da sosyal ist ideoloj id i r. Orta yol yoktur (çünkü insan­l ı k , <Cüçüncüıı bir ideoloji yaratmomıştır ve üste l ik sınıf

• Bu. elbete k i . böyle b ir ideolojinin yaratılışında işçilerin· hiçbir rol­

lerinin olmcldığı anlamına gelmez. Ama. lşciler olarak değil, sos­yalisi teorisyenler, Proudhonlor ve Weitlingler olarak rol oynarlar: başka deyiŞ le. iş_ciler, cağiarının bilgilerini edindikleri ve bu bil­

giyi geliştirdikleri zama n vo bunu yopablldi�lerl ölcüde kotıl ırlar. Fokal işellerin bunu daha sık boşarabllmelerl icin onların genel ola­rak biline düzeylerini yükseltmek a macıyla elden gelen ya pılmalı­

d ır: işçilerin kendilerini ctlşcller Icin yazılar» ın yapma dar s ın ırları

icine hopsetmemelerl, genel yazıları giderek daha iyi kavroyab:ı­

molcrl gereklidir. Burada belki do, 'kendilerini hopsctmemelihm

yerine cchapsedilmemelldlrlerı demek c Jhc: doğru olur, çünkü lşci· lcrin kendi leri, aydınlar zümresi Icin yazılan hor şeyi okumak iste·

mekte ve okumaktadır ve ancak birkoc (kulü) aydın: «işçiler icinı

fabrika koşulları hakkında birkoc şey söylemenin ve caktondır bi­linen şeyleri onlara yineleyip d urmonın yeteceğine inonmoktodır.

'f.7ıi

Page 179: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

zıtloşmolorıyla bölünmüş bir toplumda sınıfsız ya da sınıf üstü bir ideoloji olamaz) . Bu yüzden, herhangi bir biçimde sosyol ist ideolojiyi küçümsemek, bundan azıcık olsun yan çizmek, burjuva ideolojisini güçlendirmek anlamına gel ir. Kendi l iğ indenl ikten cok söz edil iyor. Fakat lşcl sınıfı ha­reketin in kendiliğ inden ' gelişimi, onun burluva ldeolal isi­ne bağıml ı olmasına, Credo programının çlzdiOI yolda gel işmesine yol acmoktod ı r; cünkü kendiiiOinden Işçi sı­nı fı hareketi, sendikacıl ıktır, Nur-Gewerkschaftlerel'drr ve sendikacı l ık . işçi lerin burjuvqzi tarafından Ideolojik ola­rak köleleştiri lme leri demektir. Bu yüzden, görevimlz, Sosyal-Demokrasin in görevi, kendlllğlndenllkle savaşmak, işci sınıfı hareketin i , burjuvazinin kanadı altına girmek yolundak i bu kendi l iğ inden . sendikacı arayışton ayırmak ve onu devrimci Sosyal-Demokrasinin konadı altına sok­moktır. ( . . . . )

Almanya örneğin i hatırlayalım. Lassai le'nin Alman Işçi sın ıfı hareketine yaptığ ı tarihsel hizmet ne idi? (Schulze­Delitzsch ve benzerlerinin Iyi kalpll yardımıyla} hareketin kendi l iğ inden yöneldiği ilerici sendikacıl ık ve kooperotif­ci l ik yolundan çevirdi. Böyle bir görevi yerine getirmek icin . kendil iOinden unsurunu küçümsemekten, süreç ola­rak toktikten. unsurlorla cevre arasındaki karşılıklı Ilişki­lerden vb. söz etmek değil de, daha başka bir şeyler ge­rekiyordu. Kendiliğ indenliğe karşı çetin bir i'nOcadele ge­rekiyordu ve ancak bircak yıl süren böyle bir mOcadele­den sonra. örneğin, Berlin ernekcl halkını, Ilerici partinin dayanağı olmakton cıkarıp, Sosyal-Demokrasinin en iyi kalelerinden biııi durumuna sokmak, mümkün oldu. Bu mü­cadele bugün b i le. hiçbir biçimde sona ermemlştlr (Alman hareketi tarihini Prokopovlç'den ve felsefesini de Struve' den öğrenenler bunun tersini sanabil irlerı . Bugün bile AJ­mon işci sın ıfı, deyim yerindeyse, birçok ldeolaliier ara­sında porcalanmış durumdadır. Işçilerin bir kesimi Kato­I lk ve monorşist sendikalarda, bir diğer kesimi, Ingiliz sen­dikacıl ığının burjuva hayranlan tarafından kurulmuş olcin

179

Page 180: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

Mirsch-Duncker sendikaları_nda (25) ücüncü bir kesim ise Sosya l-Demokrat sendikalarda örgütlenmişlerdir. Bu so­r , ı cu grup, diğerlerinden ölcülemeyecek kadar daha ka­ı . • . ; i i ktır. fakat Sosyai�Demokrat ideoloji , bu üstünlüğü­nü. t ij ıtı diğer ideolojilere ka rşı .. a�cak amansıt bir müca­dele lle sağlayabildi ve ancak böyle bir mücadeleyle koru­yabilecektir.

Ama okuyucu , kendi l iğinden hareketin. hareketin en az d ireniş çizg isi boyunca neden burjuva ideolojisinin ege­menl iğine yol açtığın ı . soracaktır. Şu basit nedenle ki . bur- : juva ideolojisi köken bakımından sosyalist Ideolojiden çok daha eskidir. cak daha fazla gel işmiştir ve e l inde, öJçüle­meyecek kadar daha fazla yayı lma olanakları vardır· . Ve bel l i bir ülkede sosyal i st hareket ne kadar gençse. sosya­l ist o lmayan ideoloj iyi yerleştirme çabalarına karşı, o oranda çet in bir mücadele vermeli ve işçiler o oranda bir kararl ı l ıkla «bil inçl i unsurların obortı l mosınaıı karşı yay-goro koparan kötü öğütçülere karşı uyarı lmal ıdır. ( . . . . . . )

11. c - Kendini Kurtarma Grubu ve Rabocheye Dyelo

( . . . .. . . . ..... ) Fakat Rabocheye Dyelo, Ekonomistleri «savunmak»

i : ·J i r <; - · !Ş , kendisi de sürekl i olarak , onların temel ya­,- . . o; ı .:; " • ' üşmüştiir. O u f ikir kargaşasının kaynağı ,

• ;şcı s · r ı r ! ı . ı rn kendiliğinden sosyoli7.me gittiili sık s ı k söyleniyor . B u .

sosya l ist teori n i n . işcl s ın ıfının se lalelin in nodonlori n i b ü t ü n teo­

r i lerden daha derin ve doğru olarak örtoya cıkarması 've bu neden­

le. onu bu kadar kolay özümleyebilmclcri anlamında, tom oiorok

doğrudur. Tabii eğer, bu teori kendisini kend i l iğ inden l iğe tes l im et

rnlyorso, kcndll l(ılndonli(JI kondislno bo(ıımlı kı l ıyorso do!ırudur. Go­

nel l ik lo bu olduğu .gibi kabul edi l ir, fokal Raoocheye Dye;o·r.un

unutıuğu ya do tahrif eıtiQI de budur Işte. lşcl s ınıfı kendi l iğinden

sosyalizme gitmektedir; o ma , en yaygın (sürekli ve çeşitli bicimde

conlandırı lan) burjuva ideoloJisi de kendisini. dohc büyük bir oran­da, lşci s ınıfı üstüne kendil iğinden empoze etmektedir.

Page 181: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

Rabocheye Dyelo programın ın aşağıdaki tezinin yorumla­n rşındaki bel irs iz l ikt ir: <<Rus yaşamında en önemli olguyu, Sendika'nın görevlerini ve yayın eyleminin karakterini esas olarak saptayocak ( ita l ik ler b iz im) olan olguyu, son y ı l ­larda ortaya e rkan işçi sınıfı kitle eylemi (Rabocheye Dyelo'nun i tal ikleri ) olarak kabul ediyoruz.» Kit le hareke­tinin en öneml i olgu olduğu tart ış ı lmaz bir gerçektir . Ama sorunun özü , işçi s ın ı f ı k it le hareketinin «görevleri sap­tayacağı ıı i fodesinin nası l an laş r lacağrdrr. Bu. ik i biç·imde yorumlanabi l i r. Ya, hareket in kendi l iğindenl iğine boyun eğ i l mesi. yani Sosyal -Demokrasin in rol ünün işçi s ın ı fı ha­reketine bağ ıml ı b ir duruma ind i rgenmesi (Rabochaya Mysl , :<endin i Ku rtarma Gru bu ve d iğer Ekonomist ler in yorumu) . ya da k i t le hareket in in , ortaya cıkışından önce bizi ta tmin edebi len görevlerden çok daha karmaşık yeni teorik . pol i t ik ve örgütsel görevleri önümüze getird iğ i an­lamına gelir . Rabocheye Dyelo, b i rinci yoruma ya tk ın l ı k göstermiştir ve hôlô da gös te rmektedir, çünkü herhangi bir yen i görev üstüne be l ir l i h içbir şey söylememiş ve san ­k i « k i t le hareketi)) . önümüze k oyduğu görevleri açıkca a n ­lamak v e yerine getirmek gereğinden bizi kurtarıyormuş gib i ta rtışmasın ı durmadan sürdürmüştür. Sadece. Raboc­heye Dyelo 'nun. işçi sın ı fı k i t le hareketinin i lk görevi ola­rak otokrcsin in devri lmesin i olanaksız gördüğünü ''e bu görevi Ik it ic hareketi adına) . k ısa vadel i aci l pol i t ik rolerı­ler mücadeles in in düzeyine indird iğ in i bel lrtmemi7. yeter.

Rabocheye Dyelo'nun başyazarı B. Kricevsk i 'n in . bu gazetenin 7. sayısında bası lan «Rus Hareketinde Ekono­mik ve Pol i t ik Mücadeleıı baş l ığ ın ı taşıyan ve aynı yanı l ­g ı ları • yinel iyen yazısın ın üstünde durmayacak ve doğru-

• Aıı ynm1o. örno(jın «aşr.malar toorlsit ya da cürkek zlçp:aalnr• teo­risi şöyle acıklonmaktadır: «Karakterlorl bakımından tüm Rıı!>ya'du

ortak olan pol i t ik talepler. yine de lik olarak (bunlar 1 900 Ağusıo­sunda yazılmış !). bel irli işçiler tabakasının [aynen böyle) ekono­mik mücadelede kazandığı tecrübeye değgin olmalıdır. Ancak ( ı) bu

181

Page 182: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

dan doğruya, Rabocheye Dyelo'nun ı o. sayısına geçece­ğiz. Elbette, Kricevski ve Mortinov'un, Zarya ve lskra'yo yönelttikleri çeşitli itirazların ayrıntılarına girmeyeceğiz. Burada yalnızca, Rabocheye Dyelo'nun onurıcu sayısında dayandığı Ilkelerin temeli ile l lglleneceğiz. Bu nedenle, Rabocheye Dyelo 'nun, aşağıdaki iki önerge orasında «ta­ban tabono bir zıtlık» buluşu g ibi garip bir durumu do in­celemiyeceğiz:

•Sosyal-Demokrasi ellerini boQiomoz. eylemlerini önceden tasor­lonmış bir planla ya do politik mücadele yöntemiyle kısıtlomoz; Par­ti'nin elindeki güçlere uygun düştüOü sürece her mücadele yolunu kabul eder.• vb. (lskra No: 1 ) . (26)

Ve bir de şu önerge:

tecrübeye dayanılarak pol itik ojitosyono girişilebilir ve girişilme­lidir.• vb. (s. 1 1 ) . Dördüncü sayfada. yazar. Ekonomist sapmanın tümüyle temelsiz bulduı}u suçlomolorıno karşı. ocıklı bir biçimde haykırıyor: •Marx ve Engels'in teorilerine uygun olarak, belli sınıf­ların ekonomik çıkarlarının tarihte belirleyici bir rol oynadıklorını ve bunun sonucu olarak do, proletaryanın kendi ekonomik çıkor­ları icin mücadelesinin. kendi sınıf gelişiminde ve kurtuluş müco­doleslndo çok buyük önem toşıdıi:jını hangi Sosyal-Demokrat bil­mez?• (itollkler bizim) buradaki ebunun sonucu olarak d�• cümleci­i:jinin hlc yarı yoktur. Ekonomik cıkarların bollrloylcl b.lr rol oyna­maları gercei:ji, hiç de, ekonomik (yani sendikal) mücadelenin esas önem toşıdıı}ı anlamına gelmez; cünkü en tomel . •belirleyici• sınıf cıkarları genel olarak ancak radikoi politik del'jişlmlerle karşılana­bilir. Özel l ikle. proletaryanın temel ekonomik cıkorları. ancak, bur­juvazinin diktatörlüOü yerine proletarya diktotörlüı}ünü koyocak bir po litik devrimle karşılanabilir. Kriçevski, •Rus Sosyal-Demokrasisinin V.V.'Ieri• (yani politika ekonomiden sonra gelir. vb.) tozlerini ve Al­rrıan Sosyal-Demokrasisinin Bernstelncılorının görüşlerini (örneQin benzer iddiolario Woltmonn. Işçilerin her şeyden önce. politik dev­

rimi düşünmeden önce cekonomik güc• kazanmaları gerekilOini ka­nıtlamaya colışırdı) yineleylp durmaktadır.

182

Page 183: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

cHer tür koşullarda ve her zaman politik mücadele yürütebilecek yetenekte güclü bir örgüt olmadan, soOlam Ilkelerle aydınlanmış ve inatla yürütülen ve toklik adı verilmeye lôyık o sistemli eylem pla nın­dan söz edilemez.» (lskra No. 4) (27)

i lke olarak tüm mücadele yol larını, tüm plan ve yön ­temleri , yerinde olmak koşuluyla, kabul etmeyi, bel l i b ir polit ik anda, sık ı s ık ıya uyulan b ir p lana göre hareket e t­mek isteğiyle b irbir ine karışt ırmak, eğer taktik söz konu­suysa. t ıp b i l im i tarafından hasta l ık ları tedavi iç in çeşit l i yöntemler in kabul edilmesi i le bel l i b ir hasta l ığ ın tedavis i iç in bel l i b ir yöntemi uygula ma gereğini birbir ine kar ışt ır ­ma!< gibi b i r şeydir. Ama öneml i olan, Rabocheye Dyelo' nun kendis in in . kendi l iğ inden l iğe boyun eğme adını verd i ­ğim iz hasta l ı ğ ın kurbanı o lması ve bu hasta l ık iç in her te ­davi «yön temin i » reddetmesid ir. Bu yüzden. « ta k t i k p lan ın Marksizmin temel ruhuyla çel iştiğ i» taktiğ in , << Pa�tiyle b ir­l ikte büyÜ'fen , Parti görevlerinin, bir büyüme süreci>� o ldu ­

ğu ( l ta l ik ler Robocheye Dyelo'nun) yolundak i hayret ver i · c i buluşunu yapmıştı r. Bu sözler, ünlü bir vecize, Roboc­h eye Dyelo <<eği l imi>� n in kalıcı bir onıtı olmak için çok bü­yük şansa sahiptir ler. Bu önemli yayın organı , <<nereye?>� sorusuna şu cevabı veriyor: Hareket. başlangıç noktasıy­

la , bundan ;,onra gelen nokta lar arasındaki uzak l ıq ı dr.ç) iş ­t irme sürecid i r. Bu eşi bulunmaz derin görüşlü lük örneği sadece bir gar ip l ik deği ldir (eğer öyle olsaydı , uzun uza­d ıya üstünde durmaya gerek kalmazdı ) . fakat. tüm b ir eği­l imin progromıdır; R. M.'nin (Rabochaya Mysl'ın « i lôveıı sinde) şu sözlerle i fade ettiğ i programın ta kendisid i r: Arzu edilen mücadele, olas ı l ı mücadeledir ve olası l ı mü­cadele de o anda yürümekte o lan mücadeledir. Bu, ken­d i l iö indenl iğe pasi fce uyan sın ırsız oportünizmin ta ken­disidir.

<<Taktik p lan. Marksizmin özüyle celişi r!ıı Fakat bu , Marksizme kara sürmekt ir; Marksizmi, Narodniklerin bize karşı mücadelelerinde kul landık ları kariketüre cevirmektir. S ın ı f bi l incı ı sahip savaşçı lar ın inisiyatif ve enerj i lerin i

183

Page 184: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

küçümsemek demektir. Oysa Marksizm. tam tersine. Sos­yal -Demokratların inisiyatif ve enerj i lerine büyük bir h ız kazandırır. onlara en geniş perspektifler sunar ve (eğer böyle ifade edi lebil irsel «kendil iğ inden• mücadeleye gi­rişen milyonlarca işeinin yüce gücünü onların emrine ve­rir. Uluslararası Sosyal-Demokrasinin tüm tarihi , bazan şu. bazan da bir başka politik önderin öne sürdüğO. bazı­ları �'aratıcısın ın uzak görüşlülüğüne ve doğru pol itik ve örgütsel görüşlerine uyan. d iğerleri ise yaratıcı larının kı­sa görüşlü lüklerini ve politik yanılgı ların ı ortaya cıkaran plan larla doludur. Almanya, tarihinin öneml i dönüm nok­talarından birini yaşadığı s ıroda -Imparatorluğun kuru­luşu . Reischstag'ın acı l ışı ve genel oy hakkının tan ınma­sı- Liebknecht' in. genel olarak Sosyal -Demokrat pol iti­ka ve cal ışmalar için b i r planı Schweitzer'in de başka bir planı vard ı . Anti-sosyal ist yasa (28) . Alman sosyalistleri­nin tı=!pesine indiği zaman . Most ve Hasselman ' ırı bir plan­ları vardı -hemen şiddete başvurulması ; Höchberg. Schramm ve (k ısmen) Bernstein' ın da bir başka planları vardı- Sosyai -Demokratlara. aşırı derecede katı ve dev­rimci oldukları icin bu yoc;anın cıkmasına neden oldukla­rın ı ve simc1i de örnek davranışlarla hoQışlanmalorını sağ­lamaları gerektiğini öğütlerneye başladı lar. I l legol bir or­ganın yayımianmasını hazırlayan (29) ve yürütenierin öner­dik leri bir ücüncü plan daha vardı . Geriye bakarak, izle­necek yolun seeimi mücadelesinden yı l lar sonra ve tarih . seei len yolun uygun olup olmadığı konusunda hükmünü verdikten sonra, Parti i le birl ikte büyüyen Parti görevle­rinin büyümesi üstüne derin veeizeler düzrnek elbette ko­layd ır . Fakat. Rm: «eleştiricilerin im ve Ekonomislierin Sosyal -Demokrasiyi sendikacı l ık düzeyine düşürdükleri ve terörist lerin . eski yanl ış ları yineleyen plan, taktiği şiddet­le savundukları bir kargaşa döneminde. (30) bu tür derin lôflarla yetir.ii1ek, kendi kendine «yoksul luk belgesi» ver­mek demektir. Bircak Rus Sosyal-Demokratın , in isiyatif ve enerji yoksunluğunun, yetersiz bir c<pol itik propaganda,

184

Page 185: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

a j i tasyon ve örgütleme alanı» n ı n (31 ) . devrimci eylemin daha geniş örgütlenmesi için «p lan» vokluğunun acısını çektikleri b ir zamanda, « taktik-p lanın Marksizmin özü i le çel iştiğ ini» öne sürmek, ya ln ız Marksizmi teori a lan ında bayağı laşt ırmak deği l , Partiyi de pratikte geriye sürükle­mek anlamına gel i r.

Rabocheye Dyelo vaazını sürdürür: «Devrimci Sosyal -Demokra t ı n görevi, sadece, bilineli ca l ışmayle

nesnel gel işimi h ızlandırmaktır. bu gel işimin önünü a:r .. .:ık. ya da ken­

d i öznel planlarını bu gel işimin yerine koyma k deOildir. ıskra, bütün

bunları ıeori olarak bilmektedir; fakat Marksizmin bilineli devrimci ey­

leme hakl ı olara'< vcrdlc.'ji büyük önem. onu. pratikte. doktrinor tal; t i k

görüşü y üzünden. gel iş imin nosn·.ll y a da kendiliğinden unsurunun

önemini k üçümserneye yönel tmekted ir• (s. 18)

Bay V.V. ve dostlarına lôyık olağanüstü teorik karga­şal ığ ın işte b i r d iğer örneği . Filozofumuza sorarız: öznel planlar tasarlayan biris i . nesnel gel işimi nası l cı küçümse­yebi l inı ? Bunu ancak, nesnel ge l iş imin bel l i sınıf ları , taba­kaları ya da grupla rı . bel l i u lus ları ve bel l i ulus grupların ı vb . , yara ttığı ya da güçlendirdiği , yokettiği ya da zay ı f­la t t ığ ı qercc(j ini gözden kocı rarak ve böylece nesnel ge­l iş imin . gücler arasındaki bel l i b ir u luslararası pol i t ik ko­numun ya da devrimci partil e rce benimsenen yerin sap­tanmasına h izmet ett iğini görmeyerak yapabi l i r. Eğer plan tasarlayan bir isi böyle yaptıysa, onun sucu. kend i l iğ inden unsurunu değ i l , fakat tersine, bilineli unsuru kücümseme­sidir; çünkü o zaman nesne l gel iş imi aniayabi lecek cc bi­l inc» den yoksun olduğunu göstermiş olacaktı r. Bu yüzden, kend i l iğ indenl iğin ve bi l incin «görece önemini ö lçmek» lô fları (Rabocheye Dye lo'nun ita l i k leri) , tam bir cı b i l inc» yoksunluğunu açığa çıkarmaktadır. Eğer cıgel işiminıı bel­l i bazı «kendiliğinden unsurları» insan kavrayışına sığabi­l iyorsa. o zaman . bunun yan l ı ş olara k ölçülmesi : ab i l ine l i unsuru küçümsemek» an lamına gelecektir. Eğer 6un la r kavranamıyorsa . o zaman . on ları b i lmiyoruz demektir ve bu nedenle de onla,rdan söz edemeyiz. Kricevski 'n in ta r-

185

Page 186: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

tıştığı nedir öyleyse? Eğer lskra'nın «öznel planlam nı yanlış buluyarsa (gerçekten de böyle söylüyor) hangi nes­nel gercekleri ihmal ettiklerin i göstermiş olması ve ancak ondan sonra lskra'yı bunları gözden kacırdığı icin politik bilinçden yoksun olmakla, kendi deyimiyle «bil inç unsuru­nu kücümsemek le» suclamal ıdır. Ama eğer öznel planlar hoşuno gitmiyorsa, «kendil iğinden unsurunu küçümse­mek» ( !) 'ten öte hiçbir sav öne süremez, sadece şunu gös­terebil ir: ( 1 ) teorik olarak. M arks izmi, Beltav taratından yeterince a laya al ınan Kareyev ve Mikhai lovski tarzırıda an lamaktodır; ve (2) pratik olarak, yasal Marksistlerimizi Bernsteincılığo ve Sosyai-Demokratlarımızı Ekonomizme sürükleyen ccgelişimin kendi l iğ inden unsuru» ile büyü'k öl­çüde tatmin olmaktadır ve her ne pahasına olursa olsun Rus Sosyal-Demokrasisini «kendil iğinden>> gel i şim yolun­dan ayırmaya karar l ı olanlara karşı «öfke ile dolu» dur.

Sıra, gercekten gülüne şeylere geldi . «Tıpkı insanoğ­lunun. doğa bi l imlerindeki tüm bulgulara rağmen nesi ini yine eski biçimde yeni lernesi gibi , yeni bir sosyal düzenin doğuşu. gelecekte de. sosyal bi l imlerdeki tüm bulgulara ve bi l inel i savaşçıların çoğa imalarına rağmen. esas ola­rak i lkel potlamaların bir sonucu olarak gerçekleşecek­tir. >> Tıpkı büyükbabalarımızın o eski moda bilgel ikleriyle, herkes cocuk dünyaya getirebi l ir. dedikleri gibi , bugün (Nurtsis Tuporilov tarzında) (32) «modern sosyal istler» kendi bi lgelik leriyle. yen i bir sosyal düzenin kendil iğinden doğuşuna herkes katı labil i r, demektedirler. Biz de herke­sin bunu yapabileceğini sovunuyoruz .. Bu tür bir kat ı lma icin gereken tek şey, Ekonomizm egemen olduğunda Eko­nomizme. terörizm yükseldiğinde terörizme teslim olmak­tır. N i tekim bu yıl ın i lkbaharında Robocheye Oyelo, terö­rizmin etk isinde kalma tehl ikesine karşı bir uyarıda bu­lunmanın o kadar önem taşıdığı bir onda. kendisi icin «yen i ıı olan bu sorun l<orşısınrla şaşırıp kaldı. Ve ş imdi, alt ı oy sonra. sorunun önemini az cok yitirdiği şu sıroda bize şöyle bir bi ldiri sunuyor: «Biz terörist duyguların yük-

186

Page 187: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

selmesine karşı ç ıkmanın Sosyal -Demokrasinin görevi ol­madığını vo olmaması gorektlğ ln l düşünüyoruz>, (Raboc­heye Dyelo, sayı 10, s. 23) .

Bu b i ld i riyle aynı zamanda çıkan Konferans kararı da şöy le : «Konferans, sisteml i ve saldırgan terörün zaman­sız olduğu görüşündedi rı, ( iki Konferans , s. 1 8) . Tüm bun­lar ne kadar güzel b i r berrakl ı k ve tutarl ı l ık iç inde! Karş ı cıkmamak. fakat gereksiz i lôn etmek ve bu i lôn ı öyle b i r b iç imde yapmak k i , sisteml i olmayan ve savunucu terör, «karar» ın kapsa mına g i rmesin . Böyle bir kararın . son de­rece emin ve kendisini yanı lg ıya karşı ' s igortalayan bir ka­rar olduğu kabul edi lmel idir ; t ıpk ı . konuşan ama h içbir şey söylemeyen b i r insanın yanı lg ıya karş ı kendisin i sigor­ta laması g ib i . Böyle bir karar ı b ic imlendirmek ic in gereken tek şey, hareket in kuyruğun da gidebi lme yeteneğidir. lskra, Rabocheye Dyelo 'yu , terör sorununu yeni bir sorun olarak i lan ettiğ i için a laya a ldığı zaman (33) . bu gaze te lskra 'yı öfkeyle, « 15 yı l ı aşan bir süre önce. bir göçmen yazarlar grubu tara fından öneri len takt ik sorun larla i lg i l i çözüm yol ların ı Parti örgütüne zorla kabul ett irmek g i ­bi inanı lmaz bir küstahl ık» la suç ladı . Gercekten küs tah ­

l ı k ve de bil ine unsurunu ne kadar büyük b i r önemseme, önce sorun ları teorik olarak çözmek ve sonra da. örgütü , Parti 'yi ve k it leleri bu .çözümün doğruluğuna inandırma­ya çal ışmak! " Oysa. bunun yerine unsurları yine leyip dur­mak ve hiçbir şeyi k imseye «zorla kabul ettirmeden» . her döncmeçtc, bir Ekonomizm. b ir terörlzm arasında sal la­n ıp durmak , ne kadar daha Iy i o lurdu . Hatta. Rabocheye Dyelo , bu büyük bilgelik kuralını da· genelleştirmekte ve lskra i le Zarya'yı, «bicimsiz kaos üstünde dolaşan bir ruh g ib i . programlarını hareketin karşısına dikmekleıı sucla­maktadır. Ama Sosyal-Demokrasinin rolü, kendi l iğ inden

• Şunu unuımamak gerekir ki , EmeOin Kurtuluşu grubu torör soru­

nunu « lcorik• olarak cözümlerken daha önceki devrimci harokclln

deneyini genelleştlrlyordu.

187

Page 188: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

hareketin üzerinde dolaşan bir « ruh» olmak ve bununla da kalmayıp bu hareketi, erkendi programı» düzeyine yük­seltmek deği l de ned i r? Onun görevi, elbette ki hareketin kuyruğunda sürüklenmek deği ld ir. Bu. en iyi durumda, ha­rekete h içbir şey kazandı rmaz; en kötü durumda da. ha­reket icin son derece zararl ı olur. Fakat Rabocheye Dyelo, bu «taktik-süreci» izlemekle kalmamakta. bunu bir Ilke dü­zeyine çıkarmaktadır, bu yüzden onun bu eği l imini . opor­tün izm olarak değil de (kuyruk sözcüğünden türeterek) kuy­rukçuluk olarak tanımlamak daha doğru düşer. Ve şu da kabul edi lmel id ir k i , hareketi her zaman arkadan izle­meye ve onun kuyruğu olmaya kararl ı olanlar, «hareketin kendi l iğ inden unsurunu kücümsemeyeıı karşı kesinl ikle ve sonsuz olarak güvence a ltındodırlar .

.. .. . Ve böylece, Rus Sosyal-Demokrasisindeki «yeni eği­

l im» ta rafından işlenen temel yanı lg ın ın . kend i l iğ indenl iğe boyun eğişi ve k itlelerin kendi l iğ indenl iğ in in , biz Sosyal­Demokratlarda yüksek bir bi l inç düzeyi gerekti rd iğ in i kav­rayamayışlorı olduğunu onlomış bulunuyoruz. Kitlelerin kendi l iğ inden koborışı ne kadar büyük olursa ve hareket ne kadar yoyı l ır. hızlon ı rsa , Sosya l -Demokrasinin teorik , pol i t ik ve örgütsel görevlerinde sahip olması gereken bi­l ine düzeyi de o oranda yüksel ir.

Rusya'da k itlelerin kendi l iğ inden kobo rışı öylesine hız­lo gelişmiştir (ve gel işmektedir) ki , gene Sosyal -Demok­ratların. bu dev görevleri yerine getirmek için hazırl ıksız oldukları ortoya çıkmışt ır. Bu hozırl ı ksızl ı k , bizim, tüm Rus Sosyal-Demokratlarının ortak kötü koderleridir . K itlelerin kobor ış ı . kesintisiz bir sürek i i l ikle gelişti ve yayı ld ı . Yalnız başladığı yerlerde sürmekle kalmadı, yeni bölgelere ve hal­kın yeni tobokalorına do yayıldı ( işci sınıf ı hareketinin et­kisi a l tında. öğrenci genelik arasında , genel olarak aydın­lar arasında ve hatta köylü ler orasında yeniden bir coş­kunluk bel i rd i ) . Yine de devrimciler, bu koborışın hem «teorileriyle» hem de eylemleriyle gerisinde kaldılar; tüm

1 88

Page 189: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

hareketi yönlendirebilecek yetenekte kal ıcı ve sürekl i b i r örgüt kurmayı başaramadı lar. ( . . . . . . ) lll. o - Politık Alltasyon ve Ekonomistler Tarafından Sınırlandırılışı

Rus· işçilerin in ekonomi k mücadelesinin " , ekonomik ( fabrika ve meslek) koşulları açığa cıkaran «yayınlar ın» başlamasıyla eş zamanl ı o lara k yaygın geliş imin i sağ­ladığını ve sağlamlaştığın ı herkes bi l ir. aBroşürler» . esas olarGı.. . fübiika düzen in i açığa çıkarmayı amaçf ıyordu ve çok geçmeden işçi ler arasında, gercek bir açığa cı!<orma tutkusu uyandır ı ld ı . Işçiler. Sosyal-Demokrat calışma g rup­lar ının kendi lerine, sefi l yaşayış ları , çalışmalar ın ın daya­n ı lmaz zorluğu ve haklardan yoksun oluşları l ıakk ında bü­tün gerçeği an latan yeni tür b i r broşür sunmayı isted ik ­ferini ve sunabi leceklerini an lar an lamaz, b iz i , fabrikalar­dan ve otelyelerden mektup yağmuruna tuttular. Bu ccacı­ğa çıkarma edebiyatı» , ya ln ız bel l i b ir broşürde sözü edi len fabrikada değ i l , ortaya c ıka rı lan gereekierin yayılab i ld iğ i bütün fabrika larda çok büyük b ir heyecan doğurdu. Ve çeşi t l i işyerierindeki ve mesleklerdeki işçi ler a rasında. yoksul luk ve ih tiyac büyük . ölçüde aynı alduğu iç in , « işçi­ler in yaşamı i le i lg i l i gerçekler» herkesi heyecanlandırı ­yordu. En geri kalmış işçi ler arasında bi le gercek b i r ccbasında sözü edi lme» tutkusu -soyguna ve bask ıya da ­yanan mevcut sosyal düzenin bütününe karşı bu i lke l sa­vaş biçimine duyulan soylu bir tutku- uyandı . Ve pek çok durumda «broşürferıı gercekte:ı. bir savaş i lnn ı icl i ler. çünkü bu açığa ç ıkarmafar i şeileri harekete getiriyor, en göze çarpan haksız l ık ların ortadan kaldırı lması ic in ortak taleplerde bulunmalarına yol açıyor ve ta lepler ini grev-

• Yanlış anlamayı önlemek icin. burada ve bu kltupc:k boyunca. eko­

nomik m ü cadclo (aramızda kabul odllon anlamında) l lo. Enqnls'irı

yukarda a k larılan bir pasajında «kapltallstlore karşı direnme" ola­

rak ıonımladığı ve özgur ü l kelerde örgütlu işcı, ':'" da sP.ndika m ü ­

cadelesi denilon «pra tik ekonomik mücadeleyi» kaste ltlğ im iz i be­

lirtmeliyiz.

Page 190: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

lerle desteklemelerinde kararl ı l ık aşıl ıyordu. Sonunda Işve­renler de, broşurlerin b irer savaş ilônı olarak bu önemını kabul etmek zorunda kaldılar. Öyle ki b irçok durumda, düşmanl ıkların ortaya cıkmasını bile beklemediler. Her zaman olduğu gibi, bu açığa vuruşların yalnız . yayınlan­ması bile etkili oluyor ve broşürler güçlü bir moral etki önemi kazanıyordu. Birçok durumlarda bir: broşürün sa­dece ortaya çıkması . öne sürülen ta leplerin tümünün ycı da bir kısmının yerine getirilmesi Için yeterli oldu. Tek ke­l imeyle, ekonomik (fabrika) açıklamalar. ekonomik müca­delede öneml i bir araçtı ve hôlô da böyledir. Ve bu öne­mini , işeileri kendilerini korumak zorunda bırakan kapita­l izm surdükçe koruyacaktır. Avrupa'nın en i leri ülkelerin­de bile, geri bir meslek ya da unutulmuş bir ev sanayii dal ındaki haksızlıkların açığa vurulmasının, sınıf bil inci­n in uyarılması, bir sendika mücadelesinin başlatı lması ve sosyal izmin yayı lması icin* bir başlangıç ·noktası olduğu hôlô görülebil ir.

• Bu bölümde. yalnız. geniş ve dar anlamıyla politik mücadeleye de­Oiniyoruz. Bu yüzden. geçerken, sadece ilginç bir şey olduı)u Için. Rabocheye Dyelo'nun lskra'yı ekonomik mücadele konusunda oçe­kingenlik• le suçlodıOını belirtelim (Iki Konferans, s. 27. Mortinov tarafından, Demokrasi ve lşc:l Sınıfı adlı broşürde yinelenmiştir) . E(inr bu suclnyıcılor, (rıok hoşlandıkları glhl) lskra'nın bir yıl lclndo ekonomik tortışmoloro ayırdıı)ı soyfalarını kiloyla yo do top olarak hesaplasolardı ve bunu Rabochaye Dyelo l le Rabochaya Mysl'ın bir­likte bu konuya ayırdıkiarı soyfolorlo korşıloştırsolordı . bu lkinelie­rin ou acıdon do geride kaldıklorını kolaylıkla görebl l lrlerdl. Acıkco görülüyor ki , bu basıt gerceOin kabulü, onları, şaşkınlıklarını oçıı)o cıkoran iddiolara bo;,o1urmoyo zorlomoktodır. clskra• diye yazıyor­lar, cister istemez (!) yaşamın emredlci gereklerine boyun eOmeye ve hiç dcOIIse ( ! 1 ) işçi sınıf ı hareketi hakkında mektupları yayın­lamoya zorlonmokıodın (iki Konferans. s . 27) Işte bu, gerçekten çü­rütülemeyecek bir iddiodır!

Page 191: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

Rus Sosyal-Demokratlarının bQyQk ço�unlu�u. son zamanlarda hemen hemen tümüyle, bu fabrika koşul ları­nın ac ığa vurulması işiyle u�raşmaktadırlar. Ne derece­ye kadar bu işle uğraştıkların ı anlamak Için Rabochaya Mysl'ı hatırlamak yeter. o kadar ki, bunun, tek başına alındığında esas olarak yine de bir Sosyal-Demokrat ça­ba olmadığ ını . ancak bir sendika cabası olduğunu unut­maktaydı lar. Asl ında acığa vurmalar, belli bir meslekteki işcilerle işverenler arasındaki l l lşkl lerle I lgi l iydi ve bütün başardıkları , işgücü satanların «mal» larını daha iyi ko­şullarda satmavı ve bu salt ticari Işte. al ıcılarla mücade­le etmeyi öğrenmeleri oldu. ( Eğer bir devrimeller örgütü tara fından gereği gibi kul lanı labi lseydi) bu acığa vurma­lar. Sosyal -Demokrat eylemin bir başlangıcı ve bir par­cası olabil i rd i ; ama diğer yandan bu acığa vurmalar. «sa f send ikaıı mücadelesine ve Sosyal-Demokrat olmayan lşci s ın ı fı hareketine de yol acabi l i rdi (ve kendiliğindenl iğe ta­pınmac ı tutumu veri a l ı rsak böyle olmak zorundaydı lar) . Sosyal -Demokrasi. sadece Işç ilerin iş-gücleri� l daha iyi koşu llarda satmaları icin deği l , mülksüzler!, kendilerini zen­gin lere satmaya zorlayan sosyal düzenin ortadan kaldırı l­ması icin de işçi sınıf ının mücadelesini yönetir. Sosyal­Demokrasi yaln ız bel l i bir işveren grubuyle olan i l işk i lerin ­de deq i l , modern toplumun tüm sınıflarıyle ve örgütlü bir polit ik güc ola rak devletle olan i l işk ilerinde de işci sını­fın ı temsil eder. Bu yüzden Sosyal-Demokratlar yalnız eko­nomik mücadele l le yetlnmemekle kalmayıp, ekonomik acı­ğa vurmaların . eylemlerin in ağır basan bir bölümü olmo­sına da izin vermemelidirler. lşcl ·sınıfının pol itik eğit imini ve pol it ik b i l incin in gel lştiri lmesln i aktif b ir biçimde ele al­mal ıyız. Şimdi, Zarya ve lskra, Ekonomlzme l ik hücumla­rını yaptılar ve bu konuda «herkes görüş birl iğineıı vardı (b iraz sonra göreceğimiz gibi her ne kadar bazıları yalnız lôfta bu qörüşe katı l ıyorsa da) .

Ş u soru ortaya cıkıyor: politik eğitim nelerden oluşur? Otokrasiye karşı işci sınıfı düşmanlığının propagandasıy-

191

Page 192: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

lo s ın ı rlondırı lobl l i r mi? Elbette hayır! IŞçi lere. pol it ik olarak baskı a ltında bulunduklorını an latmak yetmez (kendi ç ı­karlar ın ın işverenlerin cıkariarına zıt olduğunu açıklamo­nın do yetmeyeceği g ibi) . Aj itasyon bu baskının bütün so­mut örnekleri ele a l ınorak yürütü l mel id ir. (Ekonomik bas­kının somut örnekleri çevresinde a j itasyon yürüttüğümüz gibi) . Mademki bu baskı , topl umun çeşitl i sınıf larını etki­lemektedir, modem k i kendisini yaşamın ve eylemin çe­şit l i o lonlarında -mesleki, kamusa l . a i le, kişisel , d insel . bi l imsel, vb . . vb . . - göstermektedir. otokrasiyi politik ola­rak açığa vurmayı tüm yönleriyle örgütlerneye girişmezsek, işçilerin politik b i l inelerin i gel iştirme görevımızı yerine getirmemiş olacağımız bel l i deği l mid ir? Baskının somut örnekleri çevresinde aj itasyonu yürütmek için bu bel i rti­ler açığa vurulmal ıd ır (tıpkı, ekonomi k a j itasyonu yürüte­b i lmek icin fabrikalardaki ha ksızl ı k ların açığa vuru lması gerektiği .g ibi) .

Bunun yeterince açık l ığa kavuştuğu düşünü leb i l ir. Ama şu da var k i , pol i t ik b i l incin gel iştir i lmesinin gerek l i ­l iğ i üstünde «herkesıi ancak lafta görüş b i rl iğine varmış­tır . Örneğin Rabocheye Dye lo , geniş kapsaml ı pol it ik açı­ğa vurmaları örgüt lendirme görevine sa rı lmış {ya da ör­gütlemeye başlamış) o i!Tlaktan cok uzaktır. hatta bu gö­revi yük lenen lskro 'y ı bundan uzaklaştırmaya çal ışmak­tadır . Şunları d in leyin iz : « I şçi sın ı f ın ın pol it ik mücadelesi ekonomik mücadelen in sadece (tab i i hiç de cc sadeceıı de­ği l ) en gel işmiş , geniş ve etk i l i biçimidir .» (Rabocheye Dyelo program ı , sayı 1 , s. 3) . «Sosyal -Demokrat lar, şu s ı ­ra la rda, ekonomik mücadel enin kendisine mümkün oldu­ğu kadar pol i t ik b i r karakter kazandırma göreviyle karşı karşıyadır lanı ( Mo rt incv , Rabocheye Dyelo, sıJ y ı 1 0 , s. 42) . cc Ekonc .. r ı i k mücadele, k i t leleı i akt i f pol it ik mücadele­ye çekmek icin en geniş uygu lama a lan ına sahip yoldurıı . (Yurt Dışı Bir l iğ i Konferansı 'n ın a ld ığ ı karar ve bu karar­da yapı lan «düzeltmelerıı , iki Konferans, s. 1 1 ve 1 7) . Oku­yucunun görebi leceği g ibi , i l k sayısından. en son «Ya-

1 92

Page 193: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

yımcılara Talimat» o kadar bu tezler Rabocheye Dyelo'yu her zaman sarm ıştır ve bütün bunlar. apocık bir biçimde, pol itik ajitasyonla pol itik mücadele konusunda tek bir gö­rüşü ifade etmektedir. Bu görüşü. Ekonomistler arasında yaygın olan. pol itik aj ltasyonun, ekonomik a j itasyonu iz lemesi gerektiğ i yolundakl görüş acısından inceliyellm. Ekonomik mücadelen in , genel olarak• kitleleri pol itik mü­cadeleye sürü kleyebi lecek cen geniş uygularima olanağı­na sahip yol» olduğu doğru mudur? Tümüylft yanl ıştır. Po­l is zu l mün ün ve otokrasi k ıyıcı l ığ1nın, sadece ekonom i k mücadeleye i l işkin olan bel irtileri değil , bütün bel irti leri. kitleleri «cekmek icin» hiç qe daha az bir cuygulama ola­nağ ı » na sahip değildirler. Kırrııezaretcileri (Zemshiye na­çalkini) (34) ve köylülerin kırboclanmaları, memurların yol ­suzluklar ı ve pol isin kentlerde «halka• karşı davranışı, kıt­l ığ ın yolaçt ığı acl ıga karşı savaş ve halkın aydınlanma ve bilgi arayışının önlenmesi. zorla vergi toplamalar ve dini mezheplerin ezilmesi. askerlere karşı alealtıcı davran ış­lar ve öğrencilerle l ibera l aydınlara kışla yöntemlerinin uygula nması, bütün bunlar ve bunlar gibi binlerce zu lüm belirtisi «ekonomik» mücadele i le doğrudan i lgil i olmasa bi le. pol itik a j i tasyon ve kitleleri politik mücadeleye cek­

rnek icin daha mı az «uygulama olanağına• sahiptirler?

• •Genel olarak• . d iyoruz çünkü Raboctıeye Dyelo, bir bütün olarak

rnrt i 'n ın qeno l i lkeforinden ve genel görevlerinden söz etmflkle­

rlir. Kw.: l<u yok lur ki. pratikte, politikanın gerçekten ekonomıyı Iz

lernesinın gerektiği durumlar olabilir, ama bunun tüm Rusya'yı kap­

soyon bir kural olduğunu ancak Ekonomistler söyleyebl llrler. Yine,

1doha başından•. «yalnız ekonomik temelde• politik a(ltasyon yü­

rüımcnin gerek tiği durumlar olabilir, ama Rabocheye Dyelo, bunun.

·• h ic gerekmediği• sonucuna varmıştır (Iki Konferana, s. 1 1 ) . Bundan

sonrnk i bölümde. •r:ıolltlkacılarınt ve devrimellerin taktl!)lnln Sos­

yal - Demokrasinin sendikal görevlerini sadece küçümsernemekle

kalmayıp, tersine. bu görevlerin tutarlı bir biçimde yerine getirll­

mcsini de sağlayablleceğlnl gösterecet:ıiz.

F.: 13 193

Page 194: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

Doğru olan, bunun tam tersidir. Işeinin (kendisinin ya da yakınlarının hesabına) , zulmün, zorbal ı�ın. haklardan yok­sun oluşun acısını çektiği olayla rın hepsi içinde, kuşkusuz. a ncak kücük bir azın l ık , sendika mücadelesi Icindeki pol is zu lmü olayların ı temsil eder. Öyleyse neden, Sosyal -De­mokratların genel olarak daha az «geniş uygulanma ola­nağına sahip>> olmayan başka aracıarı da el lerinde bulun­durmaları gereki rken, önümüzdeki a racıardan yalnız birini «en geniş uygulama alanına sahip a rac» olarak ilôn edip polit ik a j itasyonun kapsamın ı sınırlayalım?

Bulanık ve uzun geçmişte {tam bir yı l önce ! . . . ) Raboc­heye Dyelo şunları yazmışt ı : «Kitleler bir grevden sonra , y a da her halde, birkoc grevden sonra, hükümet, pol is ve jandarmavı karşıianna ç ıkarı r ç ıkarmaz. ivedi pol it ik ta ­lepleri kavramaya . başlarlanı (August, no. 7 1 900, s. 1 5) Bu oportünist aşama teorisi Yurtdışı Birl iği ta rafından, bi­ze ödün veren şu bi ldiri leriyle reddedi lmiştir: «Pol itik a j i­tasyonu daha başlangıcından yalnız ekonomik bir temele göre yapmaya hiçbir gerek yoktur» {Iki Konferans, s . 1 1 ) . Birl iğ in , eski yan ı lg ı la rın ın bir k ısmından böyle dön mesi, gelecekte Rus Sosya l -Demokrasisinin tarih in i yazacaklara . b i r sürü kan ıtdan daha açık olarak , Ekonomistlerimizin sosya l izmi ne derecede a lea l tt ık ların ı gösterecektir! Fa­kat Yurt Dışı Birl iğ i , pol itikayı s ın ırlandırmanın bir biç imin in terkedilmesin in b iz i başka bir b iç imi benimsemeye zorlo­yacağ ın ı sanmakla - saf l ık etmektedir. Burada da, ekono­mik mücadelenin mümkün olan en geniş temelde yürü­tülmesi , her zaman politik a j itasyon icin ku l lan ı lması ge­rekt iğini . fa kat ekonomik mücadeleye, k it le ler i aktif poli­t ik mücadeleye sokmak icin en geniş uyg ulanma olana­ğına sahip araç olara k bakmaya «h içbir gerek olmadığ ın ı » söylemek mantığa daha uygun değil midir?

Yurt Dışı Birl iği . Yahudi Işçiler Bir l iği 'nin {Bund) {35) Dördüncü Kongreslnd�ki kararlardon birinde ku l lan ı lan «en iyi araçlar» Ifadesi yerine: · 1en geniş uygulanma olonağı­na sahip a racianı ifadesini kul lanmış olmasına pek önem veriyor. Bu kororlardan hongisinin daha iyi olduğunu söy-

Page 195: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

!ernekte güçlük çektiğimizi ltiraf ederiz. B ıze göre. Ik isi de birbirinden kötüdür. Hem Yurt Dışı Blrll�i. hem de Bund. (belk i kısmen, geleneğin etkisi altında bilinesiz olarak) po­l it ikaya Ekonomist. sendikacı bir yorum getirmek yanl ış ı­nı yapmışlard ır. Bunun. «en iyi• ya da «en eok uygulanma olanağına sahip» sözlerini kullanarak yı.1pılmış olması pek bir şey değiştirmez. Eğer Yurt DıŞ! Birliği «ekonomik te­mel üzerindeki pol itik propagandanın• . en geniş biçimde uygulanan ( «uygulanabilen• değil) araç olduğunu söyle­sevdi . Sosyal -Demokrat hareketimizin gellşlm_lnln bel l i bir dönemi iç in doğru söylemiş olurdu. Ve bu, Ekonomlstlerle. 1898-1901 döneminin birçok eylemci Işeisi (çoğunluğu­nun deği lse bi le) acısından doğru olurdu, çünkü bu eylem­ci Ekonomistler, pol it ik a l itasyonu (eğer birazcık uygula­dı larsal hemen hemen salt ekonomik bir temel üzerinde uygularnışlardır. Böyle b ir çizgiye uyan politik aj itasyon. Rabochaya Mysl ve Kendini Kurtarma Grubu tarafından kabul edi lmiş ve hatta, gördüğümüz gibi . sal ık verilmiştir. Rabocheye Dyelo yararlı ekonomik aj itasyon çalışmaları­nın. pol it ik aj itasyonun zararlı bir blcimde sınıriandırması i le birl ikte yürütülmesini şiddetle kınamalıyd ı ; oysa bu­nun yerine. (Ekonomistlerce) en gen iş biçimde uygulanan aracın. en geniş uygulanma olana(iına sahip araç oldu­ğunu i lôn etmektedir! Bu durumda, bu k iş ileri Ekonomist ola rak adlandırd ığ ımız zaman. her yol la bize saldırmalarr. b izi «uyutucu» . «bozguncu• . c Pa pa elc llerf1 ve c Ift irac ı ­lar» • olarak adlandırmalan. onları co k gQcend lrdiğim lzl söyleyerek tüm dünya OnOnde yakınmalan ve nerdeyse yemin ederek «ŞU anda ekonomlzmle tekelenmiş tek bir Sosyal-Demokrat örgüt yoktuD (36) gibi beyanlan şaşır­tıcı deği ld ir. Ah şu kötü yQrekll Iftiracı pol itikacılar yok mu! Şu Ekonomizm denen şeyi, sırf insanlı�a karşı duy­dukları nefretten dolayı. diOer Insanlara amansız hakaret etmek Icin yaratmış olmahlar.

• Bunlar Iki Konterane'da kullanılmı, olan Ifadelerdir (S. 31, 32, 28

ve 30).

Page 196: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

Sosya l-Demokrasinin önüne «ekonomik mücadelenin kendisine politik bir nite l ik kazandırmakıı görevini sürdü­ğü zaman Martınev'un söz lerin in somut anlamı nedir? Ekonomik mücadele, işçi ler in iş-güçlerini daha elveriş l i koşul larda satmaK. daha iy i yaşam ve çal ışma koşul l a rı elde etmek için işvereniere karşı açtık ları toplu mücade­ledir. Bu mücadele zorunlu olarak b ir sendika mücadele­sidir , çünkü ayrı ayrı mesleklerde ça l ışma koşu l ları çok fark l ıd ı r ve bu yüzden de bu koşul la rı düzeltme mücade­lesi , ancak meslek örgütlerine dayanı larak yü rütü lebi l i r (Batı ü lke lerinde sendi ka lar yol uyla; Rusya'da geçici mes­lek bir l ikler i ve broşürler vb. yoluyla ) . «Ekonomik müca­delenin kendisine pol it ik bir nite l ik )) kozandırma k , öyleyse. bu m' sleki taleplerin korşı lonmosını sağ lamak , «yasama ve ' netim önlemleri (tedbi rleri ) )) i le her meslekteki çal ış­ma 1\0Şu l lar ın ı düzeltmek an lamına gel ir (Mort inov'un yo­z :s ın ın bir ·sonrak i sayfasında bel i rttiği g ibi) . işte, işçi sen­d ika lar ın ın her zaman yapmış ve yapmakta olduğu da bu­dur. Cok bi l imsel (ve «cak)> oportün ist) Bay ve Bayan Webb ' leri okursan ız göreceksiniz ki, Ing i l iz işçi sendiko­ları uzun zamandan beri ecekonomik mücadelenin kendi­sine pol it i l� bir n itel i k kazandırma)) görevini kabul etm iş­lerdi r ve yerine getirmekted i rl er; uzun zamandan beri grev hakk ı ic in , kooperat i f ve sendika hareketlerin in önür ı ­dek i her tür lü yasal engel lerin ortadon ka ld ı r ı lması iç in , kadın ları n ve cocukla rın korunması a macıyla gerek l i ya­sa ların c ıkar ı lması ic in ve sağ l ı k ve fabrika , vs . kqnula­r ında c ıkarı lacak yasalarla ça l ışma koşul lar ın ın düzel t i l ­mesi iç in uzun süredir mücadele etmek ted ir ler .

Böylece. cc korkunc)) derecede derin ve �.·�vrimci ve görkeml i «ekonomik mücadelen in k �. ndisine pol i t ık b ir n i ­tel i k kazandırmakıl iba resi as l ında Sosya l -DemoKrat po­l i t ikayı sendika pol it ikası düzeyine düşürmek amacındaki geleneksel cabayı gizlemek ic in bir perde yerine geçmek­tedir . «Tümüyle yaşamı değişti rmektense dogmayı değiş-

Page 197: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

t irmeyhı • üstü n tuttuğunu iddia ettikleri Jskra'n ın tek yan ­l ı l ığ ın ı düzeltmek bahanesiyle ekonomik reformlar uğruna mücadeleyi yepyeni bir şeymiş gibi önümüze sQrüyorlar. Gerçekte. «ekonom ik mücadelenin kendisine pol itik bir n i tel ik kazandırma" ibaresi, ekonomik reformlar mücade­lesinden başka bir anlama gelmez. Eğer kendi sözlerin in , 'emi üstünde düşünmüş olsaydı Martinev da bu basit soı . Jca va rırd ı . En ağır si ldhlarını lskra üstünde deneye­rek . << Pa rt im in · d iyor «ekonomi k sömürüye, işsizl iğe , kıt­l ığa, vh. karşı yasama ve yönetim önlemlerı (tedbirleri) icin h ü ı-.. ··ı mete somut ta lepler sunabii ird i ve sunmalıyd ı ıı . (Raboche •e Dyelo. Sayı 10, s. 42-43) . On lem ler icin so­rnut ta l ep ler -bunun anlamı sosyal reform ta lepleri de · ğ i i m idir? Ta ra fsız okuyucuya bir daha soruyoruz: Ra­bocheye Dyelo'cular (bu yaygın ve biraz pecerik sizce

ediand ı r ış ı bcğ ış layın ız) . Jskra ile aralarındaki görüş ayrı­l ı k lar ı olnra k . ekonom ik reformlar uğruna mücacJelen in gerek l i l ig in i savunan tezlerin i öne sürdüklerl icin onlara maske l i Bernstein 'cı lar dediğim izde Iftira mı ediyoruz?

Devrim c i Sosyal-Demokrasi , reformlar uğruna müca ­

deleyi her za man eylemlerinin bir parcası olarak görmüş­tür. Fakn t " ekonomik» aj itasyonu, hükümete, sadece h�r

tur önlem talepler ini sunmak Icin değil , fakat aynı zamon ­do (ve esas ola rak ) otokratik bir hükümet olmayı b ıra k ­ması ta lehini de 5unmak icin kul lanır. üstelik bu ta lebi h ü ­

k l'ı mete. yalnız ekonomik mücadeleye değil, fakat kamu­so l ve pol i t ik yaşam ın genel olarak her bel irtisine daya ­norak sunar. K ısacası , bütünün bir parcası olarak reform­lar uğruna mücadeleyi, özgürlük ve sosyal izm ıcın ver ı ­fen mücadeleye bağıml ı kı lar. Oysa Mortinov, aşamalar --------• Rabocheye Dyclo. No. 10. s. 60. Bu. Martlnov'un, yukardo niteled i ·

Qimiz •gcrcck hareketin her bir adımı. bir dOzine programdan daha

cinem'lid irP volundeki tezi. hareketimizin bugQnkQ korgaşalı duru­

muno uyguloyı:;;ıdır. Gerçekte ise bu, Bernstein'ın üniQ scizı.i olon şu cümlenin Rusçoya çevrillşidlr: •Hareket her şevdlr. son amac hiçbir şey!•

1 97

Page 198: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

teorisini yeni bir biçimde dir i ltiyor ve pol itik mücadele için salt e konomik b i r gel işme yolu sal ı k veriyor. Devrimci ha­reketin yükseldiği şu dönemde, reformlar iç in mücadeleyi sözde özel b i r «görevıı g ibi öne sürmekle, Parti 'yi geriye sürük lemekte, hem ((Ekonomist» terin, hem de l i beral oportünistlerin ekmeğine yağ sürmektedir.

Devam edelim. M a rtinov, reformlar uğruna mücade­leyi, «ekonomik mücadelen in kendisine politik bir n itel i k kazandırmaıı yolundak i gösteriş l i tezin a rkasına utangoç­ca g izledikten sonra sank i çok özel b i r noktaymış g ibi salt ekonomik reformları (hatta yalnız fabrika reformla­rını) ortaya atmıştır. Bunu n eden yaptığın ı b i lmiyoruz. Dik­katsiz l ik m i acaba? Fakat, eğer ufabrikaıı reformlarından başka bir şeyi düşünüyorduysa. o zaman da yukarıda ak­tardığımız tezi , tüm a n lamın ı yitirir. Bunu belk i de. hükü­metin ancak ekonomik a landa ödün ler vermesine olanak ve olası l ı k bulunduğunu sandığı iç in yapmıştır." Eğer böy­l eyse, bu garip bir yon ı lmodır. Kırbaç cezası . seyahat öz­gürl üğü, eski serflere ver i len topraklar için yapı lan öde­meler, mezhepier, sansür vb., vb. g ib i a lan larda da ödün­ler koporı labi l ı r ve koparı lmaktadır. Hükümet acısından en u cuz ve elverişli ödün ler e lbette (<ekonomikıı ödünlerdir (ya da sözde ödür ' e r) . çünkü bunla rla hükümet işçi s ı ­n ıf ın ın güvenini kazonocağın ı u mar. işte bu nedenle biz Sosya l -Demokratlar h ıçbir koşul a l t ında ve h içbir b iç im­de ekonomik reformlara daha büyük önem verdiğimiz ya da bunla rın özel b i r onemleri olduğunu sondığımız vb . inancına (ya da yan l ış an layışına) yol açacak b ir devra ­n ışte bu lunmamal ıyız. Mortinov, yukarda bel irt i len yasama ve yönetim önlemlerinden söz ederek «bu tür toleplerıı d i ­yor, «sadece kof b i r seda o larak kalmazlar, çünkü bazı elle tutu lur sonuçlar vadettik leri için emekçi kitleler tara­fından aktif bir biç imde de desteklenebi l ir ler . . . ıı Hayır,

• s . tı3. « işçilere. h ü kümoıc bazı ekonomik ıaloplcr sunmalarını

öğüliediğimiz zaman bunu elbelle otokrcl ik hükümelin ekonomik

ala nda bazı ödünler vormoyo hazır olmasından dolayı ycnıyoruz.»

198

Page 199: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

biz Ekonomist değil iz ! Biz sadece, Bernstelnlar, Prokopo­viçler, Struve'ler, R.M.'Ier ve daha kimler varsa, hepsi­nin yaptıkları g ibi. somut sonucların celle tutulurlu�u,

önünde köle g ibi eOil lrlz. Ancak biz, (Nartsls Tuporl lovla bir l ik te) «el le tutulur sonuclar vaad etmeyeni her şeyin ır kof bir seda» dan başka bir şey olmadıOının anlaşı lması­n ı isteriz! B i r an icin. emekçi yıO ınların hiç bir alla tutulur sonuçlar vadetmese bile otokraslye karşı her protestoyu destekleyecek yetenekten yoksun oldu�unu varsayıyo­ruz. kendi fil istenl i klerlni onlara yaku�tıranlar karş ısında bu yeteneklerini henüz kanıtlamamış olduklarını varsayı­yoruz ve tartışmayı bu varsayım üzerinden sürdürüyoruz.

ÖrneO in . işsizliğe ve açlrğa karşı Martinov'un ken­d isinin önerd iği , «önlemleri» ele alal ım. Vaadett ik lerine bakarak . Rabocheye Dyelo , «yasama ve yönetim önlemleri icin el le tu tu lur sonuclar vaadeden somut (kanun tasarı­ları biçiminde?) ta leplerin» bir programın ı hazırlamakla uğraşırken. <<dogmanrn tamamen değiştiri lmesini, yaşa m ın tamamen değiştiri lmesine sürekli olarak üstün tutan» lskra . işsiz l i k le tüm kapitalist düzen arasındak i ayrı lmaz bağı acık lamaya çalışmış, cacl ığ ın yaklaşmakta olduğu>� konusunda uyarıda bulunmuş, polisin caclara karşı sava­şını» ve çirk in «gecici ağır hapis yönetmel ikleri• ni açığa vurmuştur ve Zarya, ele Durumun Gözden Geclrl l işl» baş­l ığ ı alt ında açl ı k sorununa eğilen bölümünü bir propagan­da broşürü biçiminde özel olarak yeniden basm ışt ır. (37) Hey Tanr ım! Bu yola gelmez dar kafalı ve bağnaz dak­trinerler ne kadar «tek yanl ı• idi ler, eyaşornın ta kendi­sinin» çağrıs ına karşı ne kadar da sağırdılar! Makalele­rinde -aman Tanrım!- «elle ttJtu lur sonuclar vaadeden ' tek bir -düşünebil lyor musunuz?- csomut talep• yoktu ! Zaval l ı doktrinerler! TaktiO in bir büyüme süreci. bü­yüyen şeyin süreci, vb. olduğunu ve ekonomik mücade le­nin kendisine pol itik nitel ik verlimesine gerek oldu�unu öğrenmeleri için Kricevsk i'ye ve Martlnov'a yollanmalıy­d ı lar!

Page 200: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

cdşverenlere ve hükümete karşı, işçilerin ekonomik mücadelesinin ( «hükümete karşı ekonomik mücadele» !) doğrudon devrimci e k olarak, b ir önemi daha vard ı r: de­vaml ı olarak pol it ik haklardan yoksun bulundukları ger­çeğin i işeilere hatı rlatır» (Martinov. s. 44) . Bu posoj ı , sa­dece, yukarda söylenenleri yüzüncü. bin inci kez yinele­rnek icin değ i l , bu parlak yeni formül icin Mortinov'o min­nettar l ığ ımızı ifade etmel< ic in o ktardık : << işçilerin işveren­Iere ve hükümete karşı ekonomik mücadeles i » . Ne değer­li bir inc i ! Ekonomistler orasındak i bütün küçük görüş oy­r ı l ık lar ın ı . bütün nüansları ortadan l<a ldıran o eşsiz bece­ri ve ustal ığıyla bu k ısa ve açık cümlecik , ası l , «bütün iş­ç i lerin koşul larının düzelt i lmesi icin, genel ç ıkar uğ runa yürüıtü ideri polit ik mücadele» ye (38) işçi leri yöneiten çog­rıdaıı başlayıp, aşamalar teorisiyle süren ve Kongrenin <<en geniş uygul:::ımo olanağına sahip araçıı vb. hakk ın­daki l{orarıyla sona eren Elwnomizmi özetleyan simgeyi i fade etmektedir. <<Hükümete karşı ekonomik mücadele» sondıkacı pol i t ikanın to kendisid ir ve bu do sosya l -de­mokrat pol it ikadan çok uzak bir pol it ikaq ı r. ( . . . . )

lll. c - Politik Açığa Vurmalar «Devrimci Eylemde Eğitim»

,Mart inov, lskra'nın karşısına . «emekçi k i tleler in eyle­min i a rtırmaıı teorisini koyarken · gerçekte. bu ha reketi küçümseme eği l imin i ortaya koyma ktadır. çünkü , bütün ekonomistlerin önünde egi ld ik leri ekonomi!< mücadelenin kend is in i , bu eylemi a rtırmak için öze l l ik le öneml i , ve «en gen iş uygulama olanağ ın:::ı sahip» bir maç ve bunun en geniş a lan ı olara k i lôn etmiştir . Bu h içbir biçimde Mart i ­nov'a özgü olmadığı iç in t ip ik b ir yanılg ıd ır. Gerçekte. «emekçi k itlelerin eyiemini artı rmakıı ancak bu eylem. «e!wnomik temele daya l ı pol it ik a j itasyonıı l o sınıriandı­rıimadığı za man olası l ıd ır . Pol it ik a j itasyonun gerek l i olan gen işlemesi içiı'l temel b i r koşul , kapsamlı pol i t i k açıga vurmaların örgütlenmesid i r. Bu tür açığa vurmalar d ışın­do başka hiçbir biçimde k i t leler pol i t ik bi l inç ve devr imci eylerrı yolunda eğ iti lemezler. Bu yüzden bu tür b i r eylem.

200

Page 201: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

b,\ r bütün olaral< u luslara rası Sosya l-Demokrasinin e n ö n e m l i görevler inden b iridir, çünkü pol itik özgüriCı k bi le h içb ir biç imde pol itik açığa vurmaların gerekl i l iğ in i orta ­dan l<a ld ı ramaz. ancak bunlar ın yöneldikleri a lanı değiş­ti rir. Böylece Alman partisi. tükenmez bir enerj iy le yij­rüttüğü pol i t i l< açığa vurma kampanyası sayesinde duru ­mumı özel l i lde güçl end irmekte v e e tk isini yaymak tad ır . işçi s ın ı f ı b i l inci , işç i ler. -hangi sınıfı etkilerse etk i les in­her türlü zu l me . bask ıya , ş iddete ve zorbal ığa ka rş ı koy ­mak ic in eği t i lmedi l<ce gercek b i r pol it ik bi l ine olamaz­üste l i k . bu ka rşı koyuş da yaln ız Sosyal-Demokrat acıdon olma l ıd ı r. işçi k it le lerin in b i l inc i , işciler, diğer bütün sın ı f­la r ı . entel lektüel . moral ve po l itik yaşa!TTia rındoki bütün be l i r t i le ri ile, somut olarak ve hepsinden önce gü nce l po­

l i t i k ge rceklerden ve olaylardan yararlanarak gözlerneyi öğ rcnmedikce. tüm sını f ların , tabakaların ve grupların ın

yaşom ve eylemlerin in tüm yön lerine materya l is t a ııa l i i.: i ve ma terya l ist ölçü t leri (1ra tik rı larak uygu lamayı öğr0n ­medikçe gercek b i r s ın ı f bi l inc i olamaz. Işçi s ın ı f : n ı n dik ­katin i . gözlemci f iğ i n i ve bi l incin i . ya l nız işçi s ın ıf ı üzerin 8 , hatta esas o larak işçi üzerine çekenler. Sosyal -De­mokra t değ i ld i r ler . cünkü işç i sınıf ının kendi n i to­n ıyabi lmesi. çağdaş toplumun tüm sın ı fları arası n ­dak i karşı l ık l ı i l işk i leri , yaln ız tam b i r teorik arı lay ış :a değ i l --ha tta daha doğrusu . teorik olmak tan çok . politi k yaşa mın deneyle r iyle elde edi len . pra tik bir anlayışla- b i l ­mesine zorun lu o larak bağ l ıd ır. Bu nedenle. ekonomik mü­cadeleyi . k it leleri pol i t ik eyleme cekrnek ic in -biz im eko­

nomis r ierin c h k ô m kestik leri gib i- en gen iş uygulama olanağına sahip a raç olarak görmek. son dereec zarm l ı ve gP.rici prat ik sonuclar ver ir. Bir Sosyal-Demok rat ol ­

mak ic in işçi, büyük toprak sah ib i i le papazın. yüksek dev­let memuru i le köylünün ve öğrenci i le serserinin ekono­m i k n itel ikleri ve pol i tik özel l ik leri hakk ında acık seçik bir fi k i r sahibi olma l ıd ı r; bun ların güçlü ve zayıf nokta ların ı bil melidir: her s ın ı f ve tabakanın kendi benci l a macların ı

kamufle etmek icin kul landığ ı parlak ve aldatmaca sözle-

201

Page 202: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

rin; belli kurum ve yasoların hangi cıkarları nasıl yonsıttı­Oını onlomolıdır. Fakat bu •ocık seçik tablo» hiç bir ki­toptan edinllemez. Bu. anca k. canlı örneklerden. belli bir onda çevramizde olup bitenlerden. fısıltıylo da olsa tortış­molardon. şu veya bu lstatistiklerde. şu veya bu mahke­me kararlarında. v.b. ifadesin i bulan şeylerden koynaklo­non açığa vurmalarıo edinllebil ir. Bu kapsamlı politik açı­ğa vurmolor, kitlelerin devrimci eylem içinde eğitllmeleri­nin esas ve temel koşuludur.

Neden Rus işçileri. pol isin halka zorbocc dovronışla­rınc. dinsel mezheplerin zulme uğromasıno, köylülerin k ır­bacıanmasıno. insafsız sansüre. eriere işkence edilmesi­ne, en masum kültür girişimlerinin bastırılmosına. v.b. kar­şı hôlö cok az bir devrimci eylem göstermektedir, «eko­nomik mücadele» onları buna « itmediği» , bu tür eylem celle tutulur sonuclanı vaodetmediği . pek fazla «olumlu• bir şey yaratmodığı Icin ml? Böyle bir görüşü kabul et­mek, yine söylüyoruz, suçla mayı, ait olmadığı yere yö­neltmek k işinin kendi boyoğı l ık lorını 1 ya do Bernstelncı­l ıkları 1 işci k itleler.ine yüklemek olur. Kitle hareketin in ge­risinde kcl ıyorsok . hôlö yeterince geniş, çarpıcı ve çabuk bir bicimde. tüm utanılacak haksızlıkları açığa vurmavı ör­gütleyememiş olduğumuz icin kendimizi suclamal ıyız. Bu işleri başardığımız zaman /bcşarmalıyız ve başarabil iriz/ en geri işci bile öğrencilere ve mezheplere. köylü lere ve yazariara zulmedenlerin, işçileri. yaşamlarının her anında bask ı altında tutan ve ezen aynı karanl ık gücler oldukla­rını anlayocak, ya da hlssedecektlr. Bunu duyunca da . onun icini de karşı konulmaz bir tepki isteği dolduracak ve bir gün sar:ısürcüleri nasıl yuhalayacağın ı , öbür gün, bir köylü ayaklanmasını zal imce bastıran valinin evin in önünde nasıl gösteri yapacağını . başka bir gün de. en­gizlsyoncu kesilmiş. papaz cüppel i jondarmaloro nasıl ders vereceğini , vb. b i lecektir. Mümkün olon bütün konu­larda. anında açığa vurmalerı Işçi kitleleri önüne getirmek icin şimdiye keder cok az şey, hiç denecek kader az şey

202

Page 203: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

yaptık . Aramızdan b irçokları henüz bunu zorunlu görevimiz

olarak kabul etmemekte. fakat fabrika yaşamın ın dar s ı ­n ı rları içerisinde «her günkü can sıkıcı mücadelen in» k uy­ruğunda kend i l iğ inden sürük lenmektedirler. Durum böyle olunca, « lskra, her günkü can s ık ıc ı mücadelenin önemini aza l tmak ve buna karşı l ı k par lak ve tamamlanmış f i k i rle­rin. propagandasını yapma eğ i l imin i taşırnektadını {Marti· nov, s . 61 ) demek, Parti'yi geri letmek, hazır l ıksız l ığ ımız ı , gee kal ışım ızı savunmak ve övmek demektir.

K i tleleri eyleme çağırmaya gel ince, enerj ik pol i ti k a j i ­tasyon. can l ı ve çarpıcı açığa vurmala rio bir l i kte, bu da kendi l iğ inden gelecektir . B ir suçluyu sucüstü yakalamak ve onu ha l k ın önünde. her yerde teşhir etmek, b i r sürü «cağ­rı» dan çok daha etk i l id i r ; ve etkisi coğu zaman öyled ir k i , k imin k i tlelere çağrıda bulunduğu ve şu ya da bu gösteri p lan ın ı k imin önerd iğ in i söylemek olanaksızlaşır . Gene l o larak değ i l somut o larak eylem çağrılan . ancak ey lem yer inde an lam taşır. böyle çağrı ları ancak kendi leri de hemen eyleme katı lan lar yapabi l i rler. Sosya l -Demok rat yazarlar olarak bizim iş imiz. pol i t ik açığa vurmalan ve po­l i t ik a j i tasyonu derin leştirmek , genişletmek ve yoğunlaş­tırmakt ır.

Gecerken «eylem cağrı l a rı ıı na da değ inel im . i l kbahar olaylarından önce, işç i ler icin h iç b ir b iç imde elle tutulur

sonuclar vadetmediğine kuşku olmayan b ir sorunda . yan i , ö�) renci lerin askere a l ınmaları sorununda, işei leri ok t i f mü­dahaleye cağ ı ran t e k gazete lskra idi. « 1 83 öğrenc in in as­kere a l ınması» na i l işk in 1 1 Ocak tarih l i emrin yayın lan ış ı ­n ın hemen ardından lskra, (2 no . lu şubat sayıs ında) bu konuda b i r yazı yayın ladı ve daha hiç b ir gösteri baş la­madan önce işei leri «öğrenci lerin yardımına koşmayaıı ve «ha lk ı ıı da, hükümetin bu k üstahca meydan okuyuşuna karşı c ıkmaya çağırdı. Soruyoruz: Martinov'un «eylem çağ­rı larındamı bu kadar söz etmesine ve ,üstel i k eylehı çağ­rıs ın ın özel bir eylem biçimi o lduğunu öne sürmesine rağ ­men . b u çağrı hakk ında tek b i r söz söylememesin i nası l aç ık lamak gerek i r? Bundan sonra, «el le tutu lu r sonuclar

Z03

Page 204: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

vaadeden» talepler uğruna mücadele için yeterince cçağ­m yayınlamadığı icin lskra'nın tek yanlı oldu�unu iddia etmesi, Martinov hesabına katıksız boyağıl ık değil midir?

Rabocheye Dyelo dahil , bizim Ekonomistler, kendile­rini, geri işeilere uydurdukları için başarıl ıydılar. Fakat Sosyal-Demokrat işçi, devrimci işçi (ki bunların sayıları artmaktadır) , bütün bu, c elle tutulur sonuclar vaadeden» talepler v.s. uğruna mücadele löflarını nefretle reddede­cektir, çünkü bunun, eski türküdeki, bir rubleye bir kopek daha eklemenin bir çeşidi olduğunu anlayacaktır. Böyle bir işçi, Rabochaya Mysl ve Rabocheye Dyelo'daki ak ı l hocalarına şöyle d iyecektir: Kendinizi boşa yoruyorsunuz baylar, ve bizim de pek iyi başarabiieceği miz bir · iş için böyle aşırı bir gayret göstererek asıl görevlerinizden ka­cıyorsunuz. Sosyal-Demokratların görevının. ekonomik mücadelenin kendisine pol itik bir n itel ik kazandırmak ol­duğu iddianız hiç de akı l l ıca bir şey deği l . bu sadece baş­langıctır, Sosyal-Demokratların asıl görevi deği l . Çünkü, Rusya dahil . tüm dünyada , ekonomik mücadeleye polit ik bir n itelik kazandırmoda çoğu zaman polisin kendisi insi­yatifi eli.ne almaktadır, ve işçiler de. hükümetin k imi des­teklediğini öğrenmektedirler." Yeni bir Amerika keşfetmiş

• • Ekonomik rnücodelayo politik bir nitelik kazandırma• talebi poli· lik eylem olonında kendlllğlndenlll)e boyun eğlfl cok corpıcı bir bieimde Ifade etmektedir. Ekonomik mücadele eoğu zaman «Dev­rimci bosil'in -oydınlorın• . sınıf bi l incine sahip Sosya l · Demokrat­ların müdohalesi olmadon kendiliğinden pal i l ik nitel ik kazanır. Örneğin, ingiliz işellerinin ekonomik mücadelesi de · sosyalistle­rin bir müdohalesi olmadon politik bir nitelik kazanmıştır. Arno Sosyal-Demokratların görevi. ekonomik tcmelc doynlı pol i t ik oi i · tosyonlo bitmez: Sosyal-Demokratların görevi sendikacı politikayı Sosyal-Demokrat mücadeleye dönüflünnel:, ekonomik müccidcle­nin, işeiler orasında yorottı{Jı politik biline kıvılcımlorını , işellerin Sosyal-Demokrat politik biline d üzeyine yüksel t i lmelcri amacıyla kullanmaktadır. Fakat Mortinovlor. işeilerio kcndi l i� inden uyanan

204

Page 205: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

;;ı ib i böylesine övdüğümüz « işçi lerin lşverene ve hüküme­te karşı ekonomik mücadelesi» bugün Rusya'nın heryerin ­

de. en uzak yerlerinde bi le, g revierden sözedi ld iB in i cl ı ıy­muş. ama sosyal izm hakkında hemen hemen hic b ir şey duymamış olan işçi lerin kendileri tarafından yürütü lmek­ted ir. B iz işçi ler arasında, e l le tutu lur sonuclar vaadeden ta lepler öne sürerek canlandırmak istediğiniz «eyle ın i >ı za ten . her günkü sınır l ı sendika cal ışmalarımızda yerine get i r iyoruz. Bu somut talepleri . çoğu zaman. aydınlardan hiç b ir yard ım görmeden öne sürüyoruz. Fakat biz im iç in

bu tür eylem yetmez; biz azıcık «ekonomik» pol i t ika lopa­

sıy ia dayocak çocuklar değ i l iz. D iğerlerinin bi ld iğ i her �eyi b i lmek pol i ti k yaşamın tüm yanların ın ayrınt ı lar ını öğ r e n ­

mek ve her p o l i t i k olaya aktif olarak katı lmak istiyoruz. Bunu yapabi lmemiz için ayd ın lar bize. zaten bi ld iğ im iz şey­

lerden daha az• fakat henüz b i lmediğimiz ve fabrikoya

pol i t ik b i l inele r in i artırmak ve canland ırmak yerine. keııc!i liğinden­

liğo boyun cgmekte vo ekonomik mücodolonln, lşcilcri. pol i t ik l ı ı ı k ­

lardon yoksu n oluşların ın bil incine varmaya rzorlodığın ı» nı ido

bulandır ıncayo kadar yinelemekted irler. Kendlli(jlndcn uyanan :;cn­

dika pol i t ik bi l inel i l iğinin sizi Sosyal-Demokrat görevlerin izi anla­moya «zor» lamaması üzücüdür baylar.

• Bir işeinin bir Ekonomis tle yoptıgı bu hayali konuşmanın gerç() k ­

lcrn da •tond ıij ın ı kanıt lamak ic in işc l sınıfı hareketi hakimula doq­ruda n doyruya bilgi :>ahibi olduklarına kuşku bulunmayon vr l ı lz

�doktrinerlcri• tutmaya en az eği l imf olan iki tanıcja boşvurıır.a­

(jız: tan ı ldardan bir i (Raboçheya Dyelo'yu bir pol i t ik orqı ı r ı alc ı rak

gören) bir Ekonomist , diğeri da bir teröristtlr. B ir inc i ıonık. «St .

Petersburç işci Sınıf ı Hareketi ve Sosyal-Demokrasin in Pra t i k Gö­

revleri» adını taşıyan. Rabocheye Dyelo'nun 6. sayıs ında yoyıı ı la­

nan d ik ko l i cekecek ölçüde gercr.k lik ;e canlılık taşıyon bir ma­

kalenin yozarıdır. iş-elleri . şu ka tegorilere oyrrıyor: ( 1 ) � ın ır l ı i ! i ı ı ­

cine sahip devrimciler; (2) ara tabaka; (3) geriye kalan k itleler.

Ara tabakalar coğu zaman doğrudan ekonomik cıkarla rındon cak

Page 206: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

alt ya da cekonomlk» deneyiarimizden öğrenmemize ola­nak olmayan şeylerden, yanı pol itik bilgiden daha çok söz etmelldirler. (39) Siz aydınlar bu bilgiyi edlnebil irsiniz ve bugüne kadar yaptığınızdan yüz kere. bin kere daha büyük ölçüde bunları bize iletmek görevlnlzdlr: ve bize bu bilgiyi, yalnız tartışmalar, broşürler ve makaleler (ki -acık sözlülüğümüzü bağışlayın- çoğu zaman sıkıcı­dırlar) blclmlnde değ il , hükümetimizin ve yönetici sınıfla­rımızın yaşamın bütün alanlarında şu anda neler yaptık­larını canlı bir biçimde açığa vurarak da lletlnlz. Bu görevi yerine getirmek Icin daha çok gayret ediniz ve c_lşçl kit­lelerinin eylemlerini yükseltmekilten daha az söz ediniz. Sizin sandığınızdan cok daha e ktifiz ve «elle tutulur so­n uclorıı voodetmiyen talepleri bile, ocık sokak savaşları i le savunobilecek gücteyiz. Bizim eylemimizi «yükseltmekt size düşmez cünkü sizin kendinizde bulunmayan şey, ey­lemin ta kendisidir. Kendi l i!) lndenl iğin karşısında boynunu­zu daha az eğin ve kendi eyleminizi yükseltmeyi daha cok d üşünün boylor!

politik yaşam sorunıçırıyıo Ilglieniyor ve bu�ıorın orasındaki boC­Iontıyı ve genel sosyal koşulları çekton onlomış bulunuyor diye

.,yazıyor ... Robochaya Mysl ekaskince eleştirll lyora ; coynı şeyi, uzun zamandır blldll)lmlz, çok önce okuduQumuz f18YI durmadan ylnel iyor.a cPollllko bölümünde yine bir şey yokb (s. 30 ve 311. Fakat 3. tobokc bile, clşçllerln meyhone ve klise tarafınden dcho az yozloştırılmış, politik yazıları edinmek ıcın hemen hlc olonok­ları bulunmayan. daha genç ve daha duyarlı kesimi, öl)rencl ayak· lanmaları vb. hakkında kendilerine ulaşan kırık-dökük haberler üs-

tüne d üşünüp dol)ınık bir biçimde tartışıyorlar.• Terörist Ise şöyle yazıyor: c ... Kendi kosobolorındokl deOII de, bir başka kosobedoki fabrika yaşamı üs!Aine en kuçOk ayrıntıları, bir Iki kere okuyarlar ve sonro bir daha okumuyorlor ... aıkıcı buluyorlor ... Bir ı,cı oozete­ıılnde hükumetten söz etmemek ... Işçileri kücCık cocuklar gibi gOr· mektlr ... Işeller kOcLik çocuk del)lldln (SYoboda, Devrimci-Sosyo· list Grup tarafındon yayınlonmıttır. se. 6�70)

Page 207: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

l l l . d. - Ekonomizm ve Terörlım Arasında Ortak Noktalar Nclerdir?

Son dip notta. rasiantı o la rak aynı görüşü payl(] ş t ı k ­l a r ı an laşı lan b i r Ekonomistin ve Sosya l -Demokrat olmo­yan b i r teröris tin fikfrlorinl aktardık. Fakat genel ola r r ı k konuşursak, b u ik is i arasında rasıantısal deği l zorun lu b i r bağ ın tı vardı r. Buna daha i leride değinmemiz gerekecek, faka t burada da devrimci ey lem ic in eğitim konusuna i l işk in olarak değ inmel iyiz. Ekonomistlerin ve zamane te­rörist lerin in ortak b ir kökleri vardır, bu da önceki bölüm­de genel b ir o lgu olara k değindiğ imiz ve şimdi de pol i t i k eylem v e pol i ti k mücadele üzerindeki etkisine i l işk in o la­rak inceleyeceğ im iz kendi l iğ inden l iğe boyun eğmedir. i l k bak ışta b u idd iamız çel işk i l i g ib i görünür, çünk ü . rdı c r

günkü cans ık ıc ı mücadeleıı ye önem verenlerle, b ireyler in en büyük fedakôrl ı kla rla yürü tecekleri mücadeleyi is teyen­ler arasındaki fark öyles ine büyüktür ki . Fakat bu çe l iş­k i l i değ i ld i r. Ekonomist ler ve teröristler. kendi l iğ indenl i�) i n ayrı kutuplarına boyun eğmekted irler: Ekonomistlnr «sn l t ve bas i t işci hareketi ıı n in kendi l iğindenliğine boyun eğcr­lerken . teröristler. devrimci mücadele i le lşc i s ın ı f ı harP.­ketin i , b i rb i rin i tamamlayan bir bütün içinde b irleş t i rem i ­yen ya da buna olanak bulamayan aydın ların tutku lu ö f­kelerin in kend i l iğ indenl iğine boyun eğmektedirler. Bunun olabi leceğ ine inançlarını yitirmiş olanların ya da h iç inan ­mamış olan la rın . öfkeleri ve devrimci enerji leri i ç i n terö­rizmden başka ç ık ış yolu bulmalar

'ı zordu r. Böylece. ken­

d i l iğ indenl iğe boyun eğişin ik i b iç imi de, ünlü Credo pro9-ramın ın uygulanmaya başlamasından başka bir şey deği l ­dir : Işçiler. « işverenlere ve hükümete karşı ekonom i k mü­

cadelelerini» yürütsünler. (Credo yazarından görüşler in i Martinov'un sözleri l le i fade ettiğ imiz Için özür di l e r iz . Credo da , ekonpmik mücade lede işçilerin «pol it ik rej im­le karşı karşıya geldikleriniıt söylediği ic in bunu yapmak ­ta hakl ı olduğumuzu sanıyoruz) aydınlar da pol i tik müca­deleyi kendi cabalarıyla yürütsünler -elbette terör yar­dımıyla! Bu kesin olarak mantığa uygun ve kocını lmaz bir

207

Page 208: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

sonuçtur ve bu programı uygulamaya başlayanların ken­dilerinin, bunun kacınılmazl ı�ını henüz anlamamalarına rağmen üstünde direnilmesi gerekir. Politik eylem, en iyi amaciario da olsa , ya teröre ya da ekonomik mücadelenin kendisine pol itik bir n itel ik kazandırmaya cağı ranların bi­l inclerinden ayrı olarak. kendi mantığına sahiptir. Cehen­nemin yolunu iyi n iyetler acmaktadır ve bu durumda iyi n iyet. insanın, kendil iğinden «en az d iren me çizgisine• . salt burjuva Credo programı çizgisine sürüklenmesine en­gel olamaz. Elbette bir cok Rus l iberal inin -llbera l l iği acıkca benimsiyenlerin ve Marksizm maskesi takan l ibe­ra l lerin- teröre karşı yürekten eği l im göstermeleri ve bu­gün ortalığı sarmış bulunan terör havasını k ışk ırtmeları rastlantı değildir.

Kendisine, i şci sınıfı hareketine mümkün olan her yolla yardım etmeyi amac olarak koyan fakat programına terörü ve -deyim yerindeyse-- Sosyal-Demokrasiden kur­tuluşu da sokan Devrimci-Sosyal ist Svoboda Grubunun kuruluşu, daha 1 897 sonlarında Sosyal-Demokrasideki dal­galanmaların bu sonucur.u, ünlü «iki perspekti fıı in i tasar­larken P.B. Axelrod'un kelimesi kelimesine bel irtişindeki (Bugünün Görevleri ve Taktiği) keskin görüşl ü lüğünü bir kez daha doğrulamaktadır. Rus Sosyal-Demokratları ara­sında sonradan meydana gelen tüm çatışma ve anlaşmaz­l ıklar, tıpkı daha tohum hal indeki bir bitki gibi bu Iki pers­pekti fle vardır." ·

• Martinov. daha gercekci başka bir ik ilem (?) tosovvur etmektedir .

(Sosyal-Demokrasi ve işçi Sınıfı, s . 1 9) •Ya proletaryanın ekonomik

mücadelesinin doğrudon doğruya önderl il}ini Sosyal-Demokrasi üıe­

rinıı alır ve bununla (!) ekonomık müconeıey: devrimci bir s ı n ı ı mü­

cadelesine dönüştürür . . . • •Bununloz yani ocıkcosı, ekonomik mü­

cadelenin dn�rudon doğruya önderlil}i Ilc. acaba Morlinav sadece

sendika mücadelesine önderlik etmenin, bir sendika hareketini

devrimci bir sınıf hareketine dönüştürmeda boşorıyo ulaştıl}ı bir

örnek gösterilebilir ml? Böyle bir obicim del}iştirme•yi gercek-

208

Page 209: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

Bu acıdan bakı ld ığ ı zaman , Ekonomizmin kend i l iğ in ­denl iğine dayanamayan Rabocheye Oyelo 'nun neden, oy­n ı biçimde, terörizmin kendi l iğ indenl iğine dayanamadığ ı acığa cıkmış oluyor. Burada, Svoboda'nın terörizmi sa­vunmak ic in öne sürdüğü özel iddiaları da bel i rtmek çok i lg inc olacak. Terörizmin engel leyici rolünü «tümüyle red­dediyor.ıı (Devrimciliğin Yeniden Ooğ;.ışu, s . 64) . fakat bunun yerine terörizmin «heyecanlandırıcı önemin iıı vur­gu luyor. Bu herşeyden önce, terörizmde inat eden gele­neksel (Sosyal -Demokrasi öncesi) düşünceler döngüsü­nün dağı l ıp cökmesi aşamalarından bir ini temsi l ett iği ic in karakteristiktir. Hükümetin şu s ı ra larda terörle «yı ldır ı l a ­mayacağın ın ıı bu yüzden de porcalanamayacağın ın kabu� edi lmesi . programla onaylanmış b ir eylem alanı olan te­rörün bir mücadele yöntemi o larak mahküm edi l mesiy le ayn ı anlama gel i r. Ik inci ola ra k , bu , yine, «devrimci r:y­lem icin cçjit imıı acısından lvedi görevlerimizl kavrayanıu­mış olmanın bir örneği olara k cak daha karakteristik t i r. Svoboda, işçi s ın ı fı hareketini cc heyecanlandırmakıı ve ona «güçlü bir itic i ıı sağlamak icin terörü bir arac olara k öne sürüyor. Kendisini bundan daha iyi reddeden bir iddia düşünmek zordur. Rus yaşamında, özel cc heyecan landırı ­c ı larıı keşfetmeye gerek bıra kmayacak kadar bol insaf­s ız l ık lar. edepsiz l i k ler yok mudur? Diğer yandan Rus zul­müyle bi le heyecan lanmayan ve heyecanlandırı lamoyan la­r ın . kol larını kavuşturup, hü�ü metle tek başına savaşan

leştirebilmek icin her yönü olan politik al ilasyanun adoğrudon drıij­

ruya önder l iğini� üstümüze almamız gerektiğini anlayamıyor mu?. '

•Ya da diğer perspektif: Sosyal-Oemokrasi işçilerin ekonom ik mü­

cadelesinde önderliği üstüne almaktan kocınır ve böylece . . . kcncli

kanatlarını kırpmış olur .. . • yukarıda aktardığımız Rabochoyo Dyr.lo' nun görüşüno bakıl ırsa �Kacrnan• lskra'dır. Ama lskra'nrrı, okano­

mik mücadel�yi yöneltmek icin Rabocheye Dyelo'dan çok daha fazla şeyler yapmış olduğunu ve üstel ik bununla yelinmediğini va lıı ı ­n u n hatırı i c i n polit ik görevlerini daroiimadığını gördük.

F.: 14 209

Page 210: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

bir ovuc· teröristi bir kenardan seyredeceklerı besbell i de­ği l midir? Gercek şudur k i , işci kitleleri Rus yaşamındaki sosyal kötülüklerle heyecan la rının en üst düzeyine cıkmış­lardır. fakat biz, eğer deyiş yerindeyse. Rus yaşam koşul­ları tarafından sandığımızdon cok daha geniş ölçüde mey­dana getirilen halk öfkes in in damlolarını ve dereciklerini biroraya getirip tek bir dev sel durumuno sokomıyoruz. Bunun gercekleşebi l i rl iğ i , işci sınıf ı hareketindeki muaz­zam büyüme ile ve yukarıda değindiğimiz, işei lerdeki po­l it ik yazı lara karşı duyulan susuzluklo, karşı konulmaz bir bicimdc kon ıtlonmıı;:tır. Di(JN yandon torör ca�rıları ve ekonomik mücadelenin kendisine pol itik bir n itel ik kozan­dırma coğrı lorı . şimdi Rus Devrimcilerinin üstünde bulu­non en ivedi görevden, yan i . kapsaml ı bir pol itik a j i tosyo­nun örgütlenmesi görevinden koçışın ik i ayrı biçiminden başka birşey deği ldir. Svoboda ocıkco (< kitleler arasında yoğun ve güçlü bir a j itasyon boşlar başlomoz. terörün he­yeconlandırıcı işlevi sona eren d iyerek o j itosyonun ye­rine terörü koymak istemektedir. (Devrimciliğin Yeniden Doğuşu, s. 68) . Bu hem teröristlerin , hem Ekonomistlerin, i lkbaharda ortoya çıkan olayla rın• corpıcı tan ık l ığına rağ­men , k itlelerin devrimci eylemini kücümsediklerini ocıkca konıtlomoktodır. Bir grup, yapay «heyeconlondırıcılorıı ererken , d iğer grup do «somut toleplerııden söz etmekte­d ir. Fakat her Ik is i de, politik a j l tosyondo ve pol it ik ocı­ğo vurmaların örgütlenmesinde kendi eylemlerinin gelişi­mine yeterince dikkat etrnemektedirler. v� başka h icbir çalışma. ne şimdi no de başka bir zaman, bu görevin ye­rine geçemez.

lll. e - Demokrasinin Öncü Savaşçısı: J,çı Sınıfı

En geniş pol ıt ik o j i tosyonun ·e her yönü olan pol i ­t ik ocığo vurmaların yöneti lmesinin, eylemimizin, eğer bu

• 1901 ilkbaharında başlayon büyük sokak gösterileri ( 1907 baskısı­no yazarın notu-Ed.)

210

Page 211: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

eylem gercekten Sosyal-Demokrat bir eylem alacaksa. mutlak gerek l i l iğe sahip, en önemli görevi olduğunu gör­dük . Bu sonuca . sadece, Jşcl sınıfının politik bilg iye ve pol i t ik eği l ime duyduğu lvedl ihtiyaca dayanarak vardık . Fakat sorunun böyle ortaya konması , Sosyal-Demokrasi­n in , özel l ik le bugünkü Rus Sosyal-Demokrasisinin genel demokrat ik görevlerini ihmal ettiği Icin cok. dar ka l mak ­tadır. Sorunu daha somut b i r biçimde açıklamak icin ko­nuya E konomistlere «en yakın, bir acıdan yani, pratik ncısıminn yok loşacağız. Işe! sınıf ının pol itik bi l incini ge­l i ş t i rmek gerek tiğ i konusunda «herkes görüş birliğine var­mışt ır .» Sorun bu işin ·nasıl yapılacağı ve bunu yapmak için gerekenier in neler olduğudur. Ekonomik mücadele iş­çi leri . sadece hükümetin işci sınıfına karşı tutumunu kav­ramaya «yöneltir» . Bu nedenle «ekonomik mücadelenin kendisine pol i tik bir n i tel i k kazandırmakıl icin ne kadar

çalışırsak ca l ışal ım , ekonomik mücadelenin çerçevesi Icin .. de kaldı kca ve bu çerçeve de çok dar olduğu icin, işei­lerin pol i t ik b i l incini (Sosyal-Demokrat pol itik biline düze­yine) yüksel tmeyi hiçbir zaman ba,aramayız. Martinev formülünün bizim icin bel l i bir değeri vardır. fakat Marti­nev'un sorunları birbirine karıştırma yeteneğini açığa çı­kardığı icin deği l de, bütün Ekonomistlerin düştükleri te­mel yanı lgıyı . yani lşcilerln sınıfsal politik bilincini, deyim yerindeyse. içerden, işçi lerin ekonomik mücadelesinden, vcıni bu mücadeleyi tek (ya da en azından başlıca) baş­langıç noktası sayarak. onu gell�tlrmeye olanak bulun­duğu yanı lg ısını apocık bir biçimde artaya koyduğu Icin değerl idir. Böyle bir görüş kökünden yanlıştır. Kendileri­ne karşı giriştiğimiz pelemikten alınan Ekonomistler bu görüş ayrı l ıklarının kökeni üstüne derin derin düşünmeyi reddediyor, sonuc olarak da birbirimizi anlayamıyoruz. Sanki ayrı d i l ler konuşuyormuşuz gibi.

Işeilere sınıfsal pol itik bi l ine ancak dışandan, yan i ekonomik mücadelenin dışından , Işçilerle Işverenler a ra·

211

Page 212: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

sındaki i l işk i ler alanının dışından getir i lebi l i r. Bu b i lg in in e lde edi lebileceği tek a lan , tüm s ın ıf ve tabaka ların devlet ve hükümetle olan i l işki leri a l an ıdır. bütün sın ıf la r arasın­daki karş ı l ık l ı i l işk i ler a lan ıd ır. Bu nedenle, işçi lere pol i t ik b i l ine getirmek iç in ne yapmal ı sorusunun yanıt ı . eylemci i şçi lerin ve özel l ik le Ekonomizme yatkın olan ların çoğu zaman hoşnut olduk ları yan ı t, yani << işçi ler arasına g id i l ­mel id ir» yan ıtı olamaz sadece. Işeilere pol it i k b i l inç get ir­mek için Sosyal-Demokratlar, halkın tüm sınıfları arasına gitme

'mtirler; ordular ın ın b i rl ik lerin i her yöne doğı tmalı­

dırlar.

Bu kaba formülü kasden seçtik , kendimizi bu çok ba­s itleştiri lmiş yolla kasten ifade ettik ama bunun nedeni paradokslara düşkünlüğümüz değ i l , fakat Ekonomistleri , şimdiye dek bağışlanmoz bir biçimde görmezden geldikleri görevlerini kabul e tmeye <<zorlamak» . Sosyal -Demokra t pol it ika l l e sendikacı politika arasındaki , anlamayı reddet­t ik leri fark ı onlara güçlü bir b içimde göstermekti . Bu ne­denle okuyucudan sabırsızlanmamasını . b iz i sonuno kadar sabırla d in lemesini r ica ediyoruz.

Geçen b i rkaç yı lda çok yayı lan Sosya l -Demokrat ça­l ışma g rupları tipini ele a la l ım ve çal ışmosın ı inceleyel im. Böyle b i r grubun << işçi lerle teması» vard ır ve fabrikalardo ­k i odoletsiz l ik leri . hükümetin kapita l istlerden yana oluşu­nu ve pol is zorbal ığ ın ı şiddetle k ınayan b i ld i ri ler c ıkararak bununla yetinmektedir. I şçi toplant ı larında konular . bu ko­nu la rın h içbir zaman dışına ç ıkmaz, ya da çok ender olarak cıkar. Devrimci hareket in tari h i , hükümetin iç ve d ış polit i­kası . Rusya 'nın ve Avrupa'n ın ekonomik evrim sorun lar ı , modern toplu mdaki çeşit l i s ın ıf ların konumları üzerine vb . konferanslar ve tartışmalar son derece azdır. Toplumdaki diğer s ın ıflario temasa geçmeye ve bunu genişletmeye gel ince. k imse bunu hayal b i le etmez. Gerçekten, böyle ccvrelere üye olanların çoğun luğu tarafından tasarlanan ideal önder. sosyal ist b i r pol i t ik önderden çok b i r sendi­ka sekreteri n ite l iğ indedir. Çünkü, hangi send ika olursa

212

Page 213: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

olsun. (örneğin bir Ingil iz sendikasını alalım) sendika sek­reteri ekonomik mücadeleyi yürütmekle, fabrikadaki hak­sızl ık ları açığa cıkarmakla Işeilere yardım eder; grev ve grev gözcülüğünü enge l leyen yasa ve tedbirlerin ada le t­sizliğini açık lar. (Yani bel l i bir fabrikada grev olduOunu herkese duyurur) ; burjuva sınıflarından olan hakeml i k mahkemeleri yargıciarının taraf tuttuklannı açıklar. vb., vb. Kısacası , her sendika sekreteri clşveren'ıere ve hükü­mete karşı ekonom ik mücadele»yl yürütür ve yürütü l­mesine yard ım eder. Bunun hala Sosyal-Demokrasi olma· dığı, Sosyal -Demokratların ideallnin sendika sekreteri ol· madığı . fakat. her zulüm ve baskı belirtlsine karşı. nere· de ortaya cıkarsa çıksın . hangi sın ıfı ya da tabakayı etki­lerse etkilesin tepk i göstereb i lecek : bütün bu belirtlleri genelleştirip, pol is zorbal ıOının ve kapitalist sömürünün tek bir tablosunu c izeb i lecek : ne kadar küçük olursa ol­sun bütün olay lardan. kendi sosyalist Inanetarını ve de­mokrati k ta leplerin i herkesin önünde ortaya koymak Için, proletaryanın kurtu luş mücadelesinin dünya çapındaki ta­rihsel önemini herkese apaçık anlatmak için yararlana­bi lecek yetenekte b ir halk önderi olduOu üzerinde çok fazla açıklama yapmaya gerek yok. Orneğln Robert Knlght ( lngi l tere'de en önemli sendikalardan biri olan Kazan Ya­pıcı ları Sendikas ın ının üniQ önderi) g ibi bir önderle Wilhelm liebknecht'l karşılaştırınız ve bunlara Martınev'un lskra i le tart ışmas ında çizdiği zıtlıklan uygulamaya çal ı­şın ız. Robert Knlght' ın (Martlnov'un yazısını göz önünde bulunduruyorum) daha cok «kitleleri bel l i somut eylem­Iere cağı rmasına» karşıl ık (Martlnov. aynı yazı. s. 39) Wilhelm Liebknecht'in . daha çok ebugünkü düzenin tümü­

nün ya da kısmi belirtllerin in devrimci açıdan aydınlatıl­masııı na önem verdiğini (s. 38-39) . Robert Knight'ın cpro­letaryanın ivedi taleplerini formülleştirdiğini ve bunları el­de e tme yol larını gösterdiO in l• (s. 41) · Wilhelm Liebknecht' in ise. bir yandan bunu yaparken. cçeşltll zıt tabakaların eylemlerine de aynı zamanda kılavuzluk etmekten• . can­Iara olumlu bir ortak eylem programı dikte etmekten»

213

Page 214: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

geri durmadığını• (s. 4 1 ) : Robert Knight'ın «ekonomik mü­cadelenin kendisine pol itik b ir n itel ik kazandırmokıı ıcın coba lodığını (s. 42) ve cchükümete elle tutulur sonuclar vaa­deden somut talepler sunmayt» cok iyi başardığını (s. 43) ; Liebknecht'in ise, cok daha büyük b i r oranda eetek yanl l >> ıcacığa vurmalarlaıı uğraştığ ın ı (s. 40) Robert Knight'ın ccher­günkü sık ıc ı mücadelenin i lerlemesi» ne daha büyük bir önem verdiğini (s. 61 ) , L ieb knecht 'in ise cıparlak ve tomam­lanmış f ikirl erin p ropogandosına» daha büyük bir önem verdiğini (s. 61 ) ; Liebknecht'in yönettiği gazeteyi, cc ü l kemiz­deki durumu. özel l ik le halk ın çeşitli tabakalarını etk i lediği sürece pol it ik devlet işlerini açığa vuran devrimci muhale­fetin bir organı» biçimine döndürdüğünü (s. 63) . oysa Ro­bert Kn ight' ın . ccproletarya mücadelesiyle yak ın bir orga­n i k bağlantı içinde işçi s ın ı f ın ın davas ı uğ runa co l ışt ığ ı ­n ı ıı (s . 63) -eğer ccyakın ve organik bağ» i le . yu ka rda Kricevsl<i ve Martinov örnekleri i le incelediğimiz, kendi­l iğ indenl iğe boyun cğme kastcdi l iyorsa- ve t ıpkı Mart i ­nev g ib i , ccböyle yapma kla etk isin i derinleştirdiğin i» sa ­n ı rken ccetk i a lan ın ı s ın ı r land ırd ığ ın ı» (s . 63) göreceks iniz .

Kısacası, Martinov'un . sosyal izmi fi i len send ika c ı l ık düze­yine düşürdüğ'ünü göreceksiniz. fa kat banu. Sosyal -De­mokrasin in iy i l iğ in i istemediğinden değ i l de, sadece Ple­ho nov'u an lama zahmetini göze alacağı yerde. onu der in­�eştirmek telôşı içinde bul unduğu iç in yapıyor.

Ama biz kendi tczimizc dönel im. Eğer p roleta ryan ın pol it ik bi l incini kapsa ml ı olarak geniş letmen in gercl� l i ! iğ i ­ne gercekten inan ıyorsa. b ir Sosya l - Demok rat ın cctoplum­dak i her s ın ı f ın a rasına gitmesi» gerektiğini söylemiştik. Bu. şu soruları doğurur: bu nası l yapı lacaktır. bunu ya po ­bi lecek kadar gücümüz va r mı . tüm diğer s ın ı flar arasın­da böyle bir çal ışma için temel var mıd ır. bu, sınıf ac ıs ın-

• Örneğin Frensa-Prusya Savaşı sırasında Licbknccht demokrasinin

tümü Için bir eylem programı hazırlamıştı. Aynı �eyi Marx ve En­

gels daha da büyük bir ölçüde 1 848'de yapmıştı.

214

Page 215: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

dan bir geri leme anlamına gelmez. ya da geri lerneye yol açmaz mı? Bu soru lara deOinellm.

«Toplumdaki tüm sınıfların arasına1 teorisyenler. pro­Jllllgandacı lar. a j i tatörler ve örgütcüler olarak gltmel lyiz. Sosyal -Demokratların teorik çal ışmalarının, çeşitl i sınıf la­rın sosyal ve pol it i k koşul larının tüm özell iklerini incele­rneyi amaclaması gerektl!:)lne k imsenin kuşkusu yoktur. Fa kat. fabr ika yaşamının özel yan larını Incelemeye har­canan çabala rla karŞ ı laştı r ı ldığında, bu a landa son dere­ce az şey yap ı lm ıştır . Komitelerde ve calışma-inceleme g rupla rında. me ta l endüstris in in özel bir kolunu bi le in ­celemeye bütün zama n ı n ı ay ı ran k işilere rastlanabi l i r; fa­k a t ü l kemiz in sosya l ve pol i t ik yaşamına i l işkin ivedi bir

so r un üzer inde. topl u m u n d iğer tabakaları aras ında Sos­ya l - Demokrat cal ışmaları yü rütmeye yarayabilecek ma­teryal leri top lamakla uğraşan (çoğu zaman , şu ya da bu nedenle pra t i k eylemi bırakmak zorunda kalmış) örgüt üyelerine pek rastlanamaz. Bugünkü işçi s ın ıf ı hareketi önderlerinin çoğunluğunun eği timden yoksun bulundukla­r ın ın üstünde dururken, bu acıdan da eğitimden söz et­mek ten kacınamayız. cünkü bu da, << Ekonomistlerinıı , «proletarya mücadelesi i le yakın organik bağlar kurma» knvro mlarıylcı i l in t i l id lr. Tab ı i . temel sorun, halk ın tüm ta­ba kala rı arasında propaganda ve afitasyondur. Bu acıdan Batı-Avrupa Sosya l Demokratlarının işleri. herkesin katı l ­moktc öznür olduqu miting ler ve gösteri lerle, parlamen­toda bütün s ın ı fların temsilci lerine hitap edebi lmeleri i le kolaylaşmak tad ;r. Bizim ne parlamentomuz, ne de toplan ­t ı özgürlüğümüz var; yine de bir Sosyai-Demokratı dinle­mek isteyen işçi lerle toplantı lar düzenl lyebil iyoruz. Bir demokratı d in lemek isteyen tüm sosyal sınıfların temsi l ­c i leri i le de toplantı lar yapmanın yol larını bulmal ıyız: cün­IH J pra t ik te. ıı Komünlstlerln her devrimci hareketi destek ­ledik lerini» (40) . bu nedenle sosyal ist inanclarımızı bir an bi le gizlemeden. tüm halk önünde demokratik görevleri­mizi savunmak zorunda olduğumuzu unutan kimse, Sos-

215

Page 216: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

yol-Demokrat deği ld ir. Pratikte, her genel demokratik sorunun ortaya çıkar ı lmasında, vurgulanmasında ve çö­zülmesinde herkesin önünde olma zorunda olduğunu unu­tan l<imse Sosya l-Demokrat deği ld ir.

Fakat sabırsız okuyucu «ama bunu herkes kabul eder!» diyecektir ve Yurt Dışı B i rl iğ in in son konferansın ın , Ra­bocheye Dyelo Yazı Kurulu icin kabul ettiği yeni yönerge, kesin l ikte şöyle demektedir: <cProletaryayı ya doğrudan doğruya özel bir s ın ı f olarak , ya da özgürlük mücadele­sindeki tüm devrimci güçlerin öncüsü olarak etki l eyen . sosyal ve pol it ik yaşamın tüm olayları , politik propagan­da ve a j itasyon ic in b ire r konu olmal ıd ır.» ( Ik i Konferans. s. 17 , i ta l ik ler bizi m) . Evet bütün bunlar, cok iyi , cok doğ­ru sözler ve eğer Rabocheye Dyelo bunları anlamış ol­saydı ve hemen ardından bunlara ters düşen şeyleri söy­lemekten kaçınsaydı ta mamen tatmin a lacakt ık . Çünkü kendimize «Öncü » . öncü b ir l ik adı vermek yeterl i deği ld ir ; öyle bir b içimde davranJ'!1al ıyız k i tüm diğer bir l ik ler b iz im önde yürüdüğ ümüzü kabul etsinler ve kabul etmek zorun­da ka ls ın lar. Ve okuyucuya soruyoruz : diğer <cb ir l ik ler inıı temsi lc i leri , b iz cıöncüyüz» dediğimiz za man, bunu kabul edecek kadar saf mıd ı rlar? Şunu gözünüzün önünde can­landır ın : b ir Sosya l -Demokrat . eğitim görm ü ş Rus radi­ka l leri ya da l iberal Anayasacı lar <cbirl iğ ine» gelecek ve öncü biziz d iyecek: cış imdi ön ümüzdeki görev, ekonomik mücadelenin kendisine mümkün olduğu kadar pol it ik bir n i te l i k kazandı rmaktı r,» d iyecek.

Radika l ya da anayasacı . eğer birazcık ak l ı va rsa ( k i Rus radika l leri ve anayasacı ları a rasında birçok zeki ada m vard ı r) , bu konuşmaya karşı sadece g ü l ümseyecek ve (çoğu zaman tecrübel i bir diplomat olduğu ic in , ic in­den) ıısizin öncü 'b irl iğ in iz' budalalardan iba ret ol mal ı . Iş­çi lerin ekonomik mücadelesinin kendisine polit ik b ir n i tc­l i k vermenin b iz im görevi miz, bur juva demokrasisinin i le­r ic i temsi lci lerinin görevi olduğunu bi le an lamıyorla r. Biz de Batı Avrupa bur j uvazisi g ib i işei leri pol i tikaya , fakat sa-

21 6

Page 217: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

dece sendikacı politikaya (Soeyai-Demokrat politikaya de­ğil) sokmak istiyoruz! lşcl sınıfının sendikacı polit ikası. işci sınıfının burjuva politikasının ta kendisidir ve bu 'öncünün' kendi görevini formülleştlrişl. sendikacı pol iti­kanın formül leştiril işidir! Kendi kendilerine varsın Sosyal­Demokrat deyip sevinsinler, ben yakıştırmalara bakıp he­yecanlanacak bir cocuk deOi l lm. Fakat bunl�r. o zararl ı , katı doktrinci lerin etkisine düşmemel ller, bil inesiz olarak Sosyal Demokrasiyi sendikacı kanallara sürükleyenler Icin varsın eleştiri özgürlüğü istesinlan diyecektir.

Ve anayasacımızın belirsiz gülümseyişi, Sosyal De­mokrasinin öncülüğünden söz eden Sosyal-Demokratla­r ın . kendi l iğindenliğin hereketimize hemen tümüyle ege­men olduğu şu sıralarda herşeyden cok «kendil iğ inden unsurun kücümsenmesiıı nden, «parlak ve tamamlanmış fik irlerin propogandasıyla karşılaştırıldığında, hergünkü tekdüze mücadelenin i lerlemesinin önemlnin kücümsenme­sindenıı . vb., vb. korktukleırın ı öğrendiOI zaman koca bir kahkahaya dönecektir. Bif incln. kendillğindenl iğ l geride bı­rakmasından korkan. görüştarimize katılmayanlar ara ­sında bile gücümüzün kabul edilmesını zorlayacak olan yürel< l i bir «planııı öne sürmekten korkan bir cöncüı ! «Öncü• ile «artç ı ıı yı birbirine karıştırmıyorlar mı?

Gerçekten . Martinev'un aşa�ıdakl akıl yOrütüşunü yakından inceleyelim. 40. sayfada, lskra'nın, haksızl ıkları acığa vurma taktiğinin tek yanlı olduOunu, chOkümete karşı ne kadar nefret ve güvensizlik yayarsak yayal ım. onu devirmek için yeterli akt if sosyal enerjiyi geliştirmeyi beceremedikce amacımıza erlŞemeyeceğlmizl• söylüyor. Parantez içinde bunun. şimdiye kadar cok öme�l görülen . ·k itlelerin hareketlendirilmesi örne�lyle beraber görülen kendi eylemini s ınırlandırma cabası olduğu söylenebil ir. Fakat şu an icin esas nokta bu deOIIdlr. Martinev burada. bütün bunlara uygun olara�. ( cdevlrmek Için•) devrimci eylemden söz etmektedir. Ve vardıOı sonuç nedir? Ola­ğan zamanlarda . çeşitli sosyal tabakalar ayn ayrı yürü-

217

Page 218: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

dükleri için , cıbiz Sosyal-Demokratların. düzene ko�şı çe­şit l i tabakaların eylemlerini aynı zamonda yönlendireme­yeceğimiz, on lara olumlu bir eylem programı kabul etti re­m iyeceğimiz . kendi cıkarları için günlük mücadeleyi hangi b içimde yürüteceklerini gösteremeyeceğ imiz apoçık orta­dadır . . . Liberal tabakalar. kendi ivedi cıkarları uğruna faal mücadeleyi, onları pol itik re j imimiıle karşı karşıya geti­recek mücadeleyi kendile ri yürüteceklerdir.» (s. 41 ) . Böy­lece. devrimci enerjiden, otokrcsinin devril mesi iç in faal m ücadeleden söz ederek başlayan M a rtinov. hemen sen­dikal enerj iye ve doğrudan cıkarlar uğruna faal mücade­leye dön mektedir! Öğrenci ler in. J ibera l lerin vs . kendi «doğ­rudan çıkarları» uğruna mücadelelerini yönlendiremeyece­ğ im ize kuşku yoktu r. fakat esas sorun bu değ i ldir . değer­li Ekonomist! Tartıştığ ı mı7. sorun . çeş i t l i sosyal tabakala­r ın. otokrcsinin devri l mesine olası l ı ve gerek l i katı l ış iarı id i ; ve eğer öncü olmak ist iyorsak «düzene karşı çeşi t l i tabakaların eylemlerin i ıı bu yönlendir iş i , hem b ecereb il i­

r iz hem de bu bizim zorunlu görevimizdir . Öğrenci lerimiz ve l iberal ler imiz vb . « pol it ik re j im imiıle ka rşı l<a rşıyr:ı gel ­me mücadelesin i» ya ln ız kendi leri yü rütemeyecek lerdi r ; otokratik hükümetin pol isi ve memurları da bunun iç in el ­lerinden geleni yapaca l< lardır . Fakat eğer «b iz » . ön saf­l a rdaki demokratlar ol mayı istiyorsak , şu sırada yaln ız ün iversitedeki ya da Zemstvo'da k i vb. koşu l lardan hoş­nutsuz olanların düşünceler in i tüm pol iti k düzE'nin değer­siz olduğu f ikr ine do(j ru yöneitmeyi iş edinmel iy iz . Par­t imizin önderl iğ i a l t ında geniş b i r pol i t ik mücadeleyi ve Partimizi tüm olara k destekl emelerini sağlayacak bir b i ­ç imde örg ütlemeyi , ltendimize görev b i lmel iy iz . Biz, Sos­ya l -Demokrat eylemci işçi l er imizi . bu çok yön l ü miic::ıce­Jenin her tür belirt isini yöneltehi lecel< . cyo k l o n a n öqren­ciler icin, hoşnutsuz Zemstvo üyeleri icin (4 1 ) . dargın d in­se l mezhepler için, gücendiri lmiş öğretmenler ic in vb. vb. zamanında «Olumlu bir eylem progra mı d ikte» edebilecek

· yetenekte politik önderler olarak yetiştirmeHyiz.

218

Page 219: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

Bu neqenle Martinov'un, «bu konularda, sadece hak­sızl ık ları ortaya cıkaranların olumsuz rollerini oynayablll­riz. . . ancak, ceşitl i hükümet komisyonlanna ba!:jladı kları umutlarını dağı tabi l iriz» (ita l ik ler bizim) demesi tümüyle yanlıştır. Bunu söylemekle Martinov devrimci cöncü» nün gerçekten aynaması gereken rolü hiç anlayamadığını göstermiş ol uyor. Eğer okuyucu bunları ·a�Jında tutarsa Martinov'un şu son cümlelerinin gerc;ek anlamını apaçık görecekt ir: cdskra, ülkemizdeki durumu. özell i k le, hal k ı n en gen iş çeş i tl i l i k te tabakalarını etki ledi!:jl sürece pol it ik devle t iş ler ini açığa vuran devrimci muhalefetin organıd ır. Fa ka t biz, proletarya mücadelesi i le yakın organik bağ­lantı içinde işci s ın ı f ın ın davası icin çal ışıyoruz ve cal ışa ­ccğ ız . Akt i f c t !< im iz in alan ın ı sınırlayorak bu etkiyi derin­lcşt i riyoruzıı (s. 63) . Bu sonucun gercek anlamı şudur: Jskra işç i s ın ı f ın ın sendikacı politikasını (ki eylemci işei­INimiz yanl ı ş anlama. eğitim yoksuniuğu ya da inanciarı yiiiündcn bunun la yetin irler) Sosyal-Demokrat politika ck11cy inc yükseltmek is temektedir. Oysa Rabocheye Dyelo, Sosya l - Demokra t pol it ikayı sendikacı pol itika dü­zeyine ind irmek istemektedir. üstel i k bu iki tutumun. «or­to k dava içinde tamamen bağdaşabileceğine» dünyanın inanmasını is tiyor (s . 63) . O, Saneta simpllcitas!

Devam edel im . Propaganda ve aj i tasyonumuzu tüm sosya l sınıf lar arasında yönetmeye yeterli gücümüz var

· m ı ? Elhc ıe. s ı k sık bunu yadsıma eği l imi gösteren Eko­

nom i s tlcrimiz . hareketimizin (yak laşık olarak) 1894'ten 1801 'e kadar yapmış olduğu dev ilerleyişl gözden kacı­rırlar. Gercek <Ckuyrukculan gibi, hareketimizin başlangı­cının çoktan geride kalm ış aşamalarında yaşamaktadı r­lar. l ı k dönemde, gercekten şaşılacak derecede az güc sahibiydik ve kendimizi yalnız işçi ler arasında eyleme ada­mamız ve bu yoldan her sapmayı şiddetle kınamamız çok doğaldır. O zaman icin bütün görev, işçi sınıfı icindeki durumumuzu sağlamlaştırmak idi. Ama şu sıralarda dev gibi gücler harekete kazandırı lmıştır. Eğitilm iş sın ıfların

Page 220: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

gene kuşaklarının en iyi temsi lci lerı bize katı l ıyorlar. t:yu ­letlerin her yerinde, orada yaşamak zorunda olup, hare­kete ş imdiden katı lmış bulunan ya do katı lmak isteyen ve Sosyal-Demokrasiye yönelen insanlar var (oysa 1 894'te . Sosyal-Demokratlar parmak la sayı l ı rdı) . Hareketimizin te­mel b ir pol itik ve örgütsel yetersizl iğ i , bütün bu güclerden yararlanmaktc ve onlara uygun iş vermekteki yetersizliği­mizdir. (Bir sonrak i bölümde buna ayrıntı l ı o lara k değine­ceğiz) . Bu güçlerin büyük çoğunluğu «işçi ler a rasına g it­me» olanağından tümüyle yoksundurlar, bu yüzden de güçleri , esas iş imizden ayırmış olmaktan korkmak icin bir neden yoktur. I şei lere gerçek. kapsamlı ve canl ı pol i­t ik bi lg i sağlayabi lmek icin. her yerde, her sosyal taba­kada ve her mevkide kendi lerinden devlet mekanizması­n ın çarklarını öğrenebileceğimiz ccadamlarımızıı . Sosyal ­Demokratlar bulunmal ıd ı r. Böyle insan lar, sadece propa­ganda ve aj itasyon icin değ i l . fakat daha cak. örgütlenme icin gerekl idir.

Toplumun bütün sın ıfları arasında eylem icin b ir te­mel var mıdır? Buna kuşku d uyan k imse, b i l ine düzeyi ba­k ımından, kit lelerin kendi l iğ inden uyan ış ın ın gerisinde ka­l ıyor demektir . l şci s ınıf ı hareketi , bazı larında hoşnutsuz­luk , bazılarında da muhalefeti desteklemek icin umut ve y ine bazı larında . atakresiye - katlanı lamayacağın ın ve ka­çın ı lmaz olarak düşeceğinin bi l incini uyand ı rmış ve uyan­d ı rmaktadır. Eğer görevimizin , her hoşnutsuzluk bel irt i­s inden yararlanmak . ne kada r küçük olursa olsun her kar­şı c ık ış ı topariomak ve en iyi yolda ku l lanmak olduğunu an lamaktc kusur ediyorsak sadece ad olara k ic pol it ika­cı ıı ve Sosyal -Demokrat oluruz (bu da gerçekte sık sık görü lmektedir) . M i lyonlarca ve m ilyonlarca emekçi köy­lünün, küçük -:zanaatçın ın vb. biraz yetenekl i bir Sosyal ­Demokratın propogandasını büyük b i r istekle her zaman d in lemeye hazır oluşu da caba. Gerçekten. hak lardan yok­sun oluştan, zulümden hoşnutsuz ve bu nedenle de en ivedi genel demokrat ik ihtiyacların sözcüleri olarak Sos-

220

Page 221: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

yol-Demokratların propogandalarına inanabilecek bireyle­ri , grupları ya da çevreleri bulunmayen tek bir sosyal sınıf var mıd ır? Toplumun tüm sınıfları ve tabakaları e rasında bir Sosyal-Demokratın · politik ci itasyonunun ne g ibi b ir şey olacağı konusunda acık bir fikir edinmek Isteyenler icin , bu aj itasyonun esas (elbetekl tek değil) biçimi ola­rak. sözcüğün en geniş anlamıyla politik açıAa vurmaları gösterebil iriz.

ireride daha ayrıntılı olarak deOineceOim, 'Nereden Başlamal ı ' (l1kra Mayıs, No. 4, 1901) botl ıkl ı yazımda şöyle demişllm: •Az da olsa politik billnce erişmiş tum hal k kesimlerinde, palilik ac:ı�a vurma tutkusunu uyandırmalıyızl Palilik ac:ıOa vurmalann seeının bugun bu kadar zayıf. ürkek ve ender rasla nır olutu gerc:eOI cesaretimizi k ır­mamalı . Bu. polis despolluOuna topluca boyun eOIIdlı')l Icin do�il.

ocıOo vurmaları yapobiiecek durumda olanlar konuşabilecek bir plot­form bulamadıkları icin, kend ıterın ı dinlemeye Istekli ve onları yü­

rek lendiren bir dinleyici ki tlesi bulamadıkları Için, halk orasında •Her şoye kadlr• Rus Hukumetl hakkında yakınmalarını yönf!ltmove deOecek o gücü hicbir yerde göremedlklerl Icin b6ylecllr ... Şimdi biz. Cor Hükumetini ulus copında ocıOa vurmak Icin bir platform bulo­

bill!cok durumrloyız vn bunu yapmak bizim gOrevimildir Bu '""· Sn-;­yoi-Demokrot bir gazete olmalıdır.• (42)

Pol itik acığa vurmalar icin Ideal dinleyici, bütün alan­larda canlı politik b ilgiye herkesten çok Ihtiyacı olan ve �elle tutulur sonuclan vaadetmediği zaman bile bu bi l­giyi aktif mücadeleye dönüştürmede, herkesten daha ye­tenekl i olan işci s ın ıfıdır. Ancak bir Tüm-Rusya gazetesi Ulus çapında acığa vurmalar Icin bir kürsü olabi l ir. «Bir pol itik organ ı olmadan, adına IOy ık bir politik hareket. bu­günün Avrupasında düşünüleı:nez, : bu acıdan Rusya, el­betteki bugünün Avrupa'sına dahil edilmelidir. Ül kemizde basın . cok zaman önce, bir güç durumuna gelmiştir, öyle olmasaydı , hükümet basını satın almak ve Katkovları, Meşcerski leri desteklemek icin onbinlerce ruble harca­mazdı . Ve otokratik Rusya'cia yeraltı basının sansür du­varını delip gecmesl, legal ve tutucu basını kendisinden

221

Page 222: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

söz etmeye zorlaması da yen i birşey değildir. Yetmişlerde, hatta ell ilerde durum böyle idi. Bugün illegol yeraltı ba­sınını okumak isteyen ve ondan. bir işeinin lskra'ya yol­ladığı mektuptaki deyimiyle, <<yaşamayı ve ölmeyi» öğren­mek isteyen (No. 7) (43) halk kesimleri ne kadar daha genişlemiş ve derinleşmiştir . Nasıl ekonomik açığa vur­molar fabrika sahiplerine karşı bir savaş i lônı yerine ge­çiyorlarsc. politik açığa vurmalar da. bunun gibi . hüküme­te karşı birer savaş ilônıdırlor. Bu savaş i lônının moral önemi, açıfia vurma kampanyası ne kadar geniş ve güçlü olursa. sava�ı başlatmak Için savaş ilôn eden sosyal sınıf ne kadar kalabal ık ve kararl ı olursa . o kadar büyük ola­caktır. Bu yüzden kendi başlarına pol itik oçıqo vurmalar. karşı koyduğumuz düzeni parcalamak, düşmanın geçici ve sürekl i müttefiklerini ondan ayırmak. otokrcsinin sürek­l i üyeıleri orasında dı"ışmanl ık ve güvensiz l ik yaymak icin güçlü birer oroctırlor.

Zamanımııda ancak. gercekten u lus ölçüsünde açığa vurmalar düzenieyebilecek bir parti. devrimci güçlerin ön­cüsü olabil i r. «U lus ölçüsünde» deyiminin cok derin bir anlamı var. Işçi olrnoyan açığa vurucuların çok büyük ço­ğunluğu (öncü olmak için diğer sını fları kendimize cekme­m iz gereği hatıriansını , ak l ı başında politikacılar ve den­geli, pratik adamlardır. «Her şeye kadin Rus Hükümetin­den «yokınmokıı bir yana . küçük bir memurdan bile yakın­manın ne kadar sakıncalı olduğunu çok iyi bi l i rler. Ve. ya­kınmalorının gercekten bir etk isi olacağın ı ve bizim bir politik gücü temsil ettiğimizi görünce. yakınmak icin bize geleceklerdir. Başkalarının gözünde öyle bir güc duru­muno gelebilmek icin . bi l inc imiz i . insiyatifimizi ve ener­j imizi yükseltmek için cak çal ışmamız. inatla çal ışmamız gerekir. Artcı teori ve prat iğe «öncü» etiketi asmok bu Işe yetmez.

Fakat, hükümetin ge:-çekten ulus ölçüsünde ocığa vurulmasını üstlenmemiz gerekiyorsa . o zaman , hareketi­m izin sınıfsol karakteri hangi yolla ifade edilecek? - cpro-

222

Page 223: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

letarya mücadelesi i le yakın organik temas• merak l ısı bi ­ze bunu soracakt ır. gercekten de sormaktadır. Yan ı t ı cok yön lüdür: Bu ulus ölçüsünde acığa vurmaları biz Sosya l­Demokratlar düzenleyeceğ lz: aı t tasyonun ortaya cıkardın ı tüm sorular Marksizmden bile rek ya da bilmeden sapmak ­sız ın , ödün vermeden, tutar l ı bir Sosyal-Demokrat ruh içinde yan ı tlanacaktır ; bütün alanları kapsayan pol i t i k a j i ­tasyon , tüm ha l k adına hükü mete karşı hücumu, proleta r ­yanın devrimci eq it im i n l ve pol i tik bağ ımsız l ığ ın ın korı ı n ­masın ı . işci s ın ı f ın ın ekonomik mücadeles ine k ı lavuzluc] u ve g iderek artan sayıda proJeteri b i l inciend iren ve sa f ln ­r ımmı cı c t i r�n. i �c i s ın ı fıyla sömlirücülerl arosınciı ı l< i k ı · rı ­d i l iğ inden sü rtüsmelerden yararlanmayı ayr ı lmaz b i r bü ­tün iç inde bir leşt iren bir Pa rti tarafından yönelt i l�ce·k t i r .

Fakat Ekonomizmin en kara kteristik b i r özel l iğ i pro­

letmya n ın en ivedi , ihtiyacı ile (yan i pol it ik aj itasyon ve po­l i t ik acığa vurma yoluy la geniş kapsaml ı bir pol i t ik e(ji­t im) . rlemokrat ik hareketin tümünün ihtiyacları arnsında k i b u bnğ ı . b u özdeşl iği anlayamamış olmasıdır. B u anlav ış yoksunluqu sadece « Martinav varl» cümlelerle değ i l , fa­kat bu cümlelerle eş anlam taşıyan bir sözde sın ı f görüş acıs ına yapı lan atıflarla da Ifade edilmektedir. Böylece lskra'n :n 1 2. say ıs ında k i « Ekonomist» mektub u n · yazar­ları şöyle d iyorla r: « lskra'nın bu temel eksikliği [ ideolojin in abart ı lması ) aynı zamanda , Sosyal-Demokrasin in çeş i t l i sosyal sınıf lar ve eği l imler karşısındaki tutumu sorun ı ı n ­dak i tutars ız l ıq ın ın da neden idir. Teorik ak ı l -yüri itme i le

• Yer darlr�ı yüzünden ekonomistler Icin cok karakterist ik olan b u mekıubo lskra'da ayrıntılarıyla cevap veremedik. B u mektubun gelmesine cok memnun olduk, cünkü lakra'nın tutarlı bir sınıf gö­rüşünü korumadıÇ)ı iddiaları cak daha önce çeşitli kaynaklardon kula�ımıza gelmişti ve bu pek tutulan suclamaya cevap vermek Icin. uygun bir fırsat ya da bunun formülleştlrllerek Ifade edilme­glnl bokllyarduk. Dahası, saldırılara karşı savunmaya doı,ıı, krı rşı

saldırıya gecmek alışkanlıOımız var.

223

Page 224: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

\

[c Parti l le birl ikte büyüyen, Parti görevlerinin büyümesiy­le• deS}II] , lakra, mutlakiyetçil iS}e karşı mücadeleye hemen geçiş sorununu çözüme baQiamrştrr. Bu gazete büyük bir -olası l ıkla böyle bir görevin bugünkü durumda · !şcllet�cln zor olacaS}rnr sezmektedlr [sadece sezmek deQI I , lskra bu görevi, işçilere, onlara bebek muamelesi yapan rEkono­misb aydınlara geldiCinden daha az zor geleceOinl çok Iyi bi lmektedir, çünkü Işçiler, o hlc unutulmayacak Martinov' un dil ini kullanrrsa, relle tutulur sonuclar vaad• etmeyen talepler Için bile savaşmaya hazrrdrrlar] , fakat Işellerin bu mücadele icin yeterince güclenmelerin l bekleyecek sabrı olmodıOr Icin, lakra, liberal ve. aydın saflarında müttefikler aramaya başlamıştır.»

Evet, gerçekten de, Ekonomistlerin kendi gerilikleri­nin sucunu işeilere yükleme kten vazgececekleri , kendi enerji yoksulluklarınr , Işçilerin gücten yoksun bulunuşla­rı bahanesiyle haklı göstermekten vaz gececekleri. her tür ruzlaştırıcıların» bize uzun zamondan beri söz ver­dikleri o kutlu zamanı beklemekten rsabrrmrn tükendl. Ekonomistlerimize soruyoruz: «mücadele icin Işçi sınıfı gücünün toplanması• lle neyi kastediyorlar? Bunun, iğ­renç otokrasimizin 'bütün yönlerini açıkca gözler önüne sererek işellerin pol itik eğitimleri anlamına geldiği apoerk birşey deS}il midir? Ve, asıl bu Iş Için, Zemstvo üyelerine, öl}retmenlere, lstatistikcilere, öğrencilere , v.s. karşı poli­tik saldrnlarla i lgi l i acıOa vurmalarda bize katılmaya hazır d iberal ve aydın satlarında müttefiklereli ihtiyacımız oldu­Ou besbell i değil midir? Bu şaşılacak derecede «karışık mekanizma» gercekten bu kadar güc mü anlaşıl ıyor? P.B. Axelrod 1897'den beri sürekl i olarak, « Rus Sosyoi-Demok­ratlarının önündeki, proleter olmayan sınıflar arasında to­raftar ve doğrudan ya da dalaylı müttefik bulma görevi­nin, i lk ve esas olarak, proletaryanın kendi içinde yürü­tülen propagandist eylemlerin niteliği ile çözüleceği»n i yi­neleyip durmadı mı? Fakat Martinovla r ve diğer Ekono­mistler işellerin önce c işverenlere ve hükümete karşı eko.-

224

Page 225: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

nomik mücadele ıı i le güç toplayacaklarını (sendikacı po ­l i t ika icin) ve sonra da herhalde sendikacı eylem icin eğ i ­timden olacak- Sosyal -Demokra t eyleme ccgececeklerin i ıı sanmaya devam ediyorlar !

c . . . Bu soruşturmada,ıı diye devam ediyor Ekono­m istler, cc lskra, pek de seyrek olmamak üzere, s ın ıf gö­rüş acısından ayrı lmakta, s ın ı f zıt laşmalarına gölge dü­şürmekte ve hükümete karşı hoşnutsuzluklarının ortak n i tel iğ ini , bu hoşnutsuzluğun nedeni ve derecesin in cmüt­tefiklerıı arasında cak değişik olmasına rağmen, ön plana koymaktadır. lskra'nın, örneğin, Zemstvo'ya karşı tutumu böyledir . . . » Iddia ediyorla r k i lskra cı hükümetin verd iği lokmalardan hoşnut olmayan soylulara , işçi sınıfın ın yar­d ımın ı vaadetmekte, fakat, bu sosyal tabakalar a ra�ında varolan sınıf çe l işk i leri hakkında tek IOf etmeme k ted ir . ıı Okuyucu büyük bir olası l ık la mektubun yazarların ın at ıf­ta bulundukları «otokrasl ve Zemstvo1 adl ı yazılma l lskra, sayı 2 ve 4) bakacak olursa, bu yazı ların (441 , hü­kümetin cı so�yal sın ıfia ra dayal ı bürokra tik Zems ı vo'n ı ı n

ı l ım l ı a j i tasyonunaıı karşı ve ccmü lk sahibi sın ı fların b i le bağımsız eylemineı> karşı tutumunu e le aldıklarını göre ­ceklerdir. Mokalede. hükümet Zemstvo'ya karşı b i r mü­cadele yürütürken işçi lerin seyirci kalamıyacakları bel irti l ­mekte. Zemstvolar da . Devrimci Sosyal-Demokrasi bütCı n gücüyle hükümete karşı ç ıkt ığ ı zaman, ı l ım l ı söylevler ver-

. meyi bırakıp sağlam ve kararlı bir biçimde davranmaya cağrı lmaktadır lar. Mektubu yazanların burada neyi l<ahul etmedik leri acık değild ir. lşc ilerin «mülk sah ihi s ın ıf ları> ve esasyol sın ıf iara dayal ı bürokratik Zemstvon i fadele­rin i a:anlamayacak larını» mı sanıyorlar? Zemstvo'yu ı l ım­l ı konuşmalar yapmayı b ı rak ıp , sağlam konuşmaya zorla­manın, « ideolojiyi abartmak» olduğunu mu sanıyorlnr? Işçilerin eğer otokrcsinin Zemstvr:ılara karşı tutumu hak ­kında da hiçbir şey bi lmezlerse «güc toplayabilecelderiniıı mi sanıyorlar? Bütün bunlar da aniaşılmadan ortada ka­l ıyor. Yalnız b ir tek şey açıktır k i o da, mektubu yazan-

Page 226: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

ların. Sosyal-Demokrasinin politik görevlerinin neler oldu­{lu hakl<ında pek havada kalan bir bilgileri oldu{ludur. Şu sözleri lle bu nokta daha da açığa çıkıyor: , �lstmi'nm. öOrencl hareketine karşı tutumu da böyledir» (yanı. ıısınıf zıtilkiarına gölge düşürmektedln ) . Işçileri sınırsız zorba­l ık. kargaşalık ve saldırının kaynağının üniversite gençl i­ği olmayıp Rus Hükümeti olduğunu, halk gösterileri ile ilôn etmeye çağıracaOımıza (lskra sayı 2) (45) . belki de Rabochaya Mysl ta�ı Iddialar öne sürmeliydik ! Bu tür fikirler Sosyal Demokratlar tarafındon 1 901 sonbaharın­da. Şubat ve Mart olaylarından sonra, yeni ve taze bir öl}rencl hareketinin hemen öncesinde Ifade ed ilm iştir; bu da gösterir ki bu alanda bile otokrasiye karşı cckendll i­ı)inden» protesto hareketleri, hareketin bi l inçl i Sosyal De­mokrat önderl iğini geride bırakmaktadır.

Polisin ve kazakların sald ırısına uğrayan öğrencileri savunmak icin Işçilerin kendiliğinden cobcilorı, Sosyal ­Demokrat örgütün bi l inçl i eylemini aşmıştır!

•Ve yine başka yazılarda• diyorlar mektubun yazar­ları , •lskra tüm uzla�mo lorı şiddetle kınomaktc ve örne­ğin, Guesde'cilerin hoşgörüsüz davranışlarını savunmak­tadır.• (46) Sosyal-Demokratlar arasındaki bugünkü on­loşmazlıkların önemsiz oldul}unu ve bir bölünmeyi haklı göstermeyeceğini k ibirle iddia edenlere. bu sözler üstün­de iyice düşünmelerini öğütıüyoruz. Bozılarının otokrcsi­nin çeşitli sını fiara düşmanl ığını ve ceşitl l sosyal tabo­kaların otokrosiye karşı çıkışını Işçilere açıklamak için son derece az şeyler yaptığ ımızı iddia ettikleri, bazı ları­nın da bu aydınlatma cal ışmasında bir cıuzlaşmoıı ( « işve­renlere ve hükümete karşı ekonomik mücadele» teorisi l le bir uzlaşma olsa gerek) gördükleri bir örgütte bu in­sanların birlikte cal ışmo larına olanak var mıdır?

Köylülerin azot edilmelerinin kırk ıncı y ı ldönümü dola­yısıyla, sınıf mücadelesinin k ırsa l bölgelere taşınması ge­rektiğini belirtik (Sayı 3) (47) ve Witte'nin Gizli Memortın­dum'u ile i lgi l i olarak (sayı 4) yerel hükümet kuruluş-

226

Page 227: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

lar ın ın ve otokrcsinin uzlaşmazlığından söz ett i l< . yeni yasaya i l işk in olarak feodal toprak ağalarına ve on­lara hizmet eden hükümete saldırdık (Sayı 8) (48) ve i l le­go l Zemstvo kongresini iyi karşı ladık. Zemstvo'yu miskin d i l ekeeleri b ırak ı p (Sayı 8) (49) mücadeleye geçmeye ca­ğ ı rd ı k . Pol i tik mücadelenin gerekl i l iğini anlamaya ve hu mücadeleyi üstlenmeye başlayan öğrencileri yürek lend i r­d ik (Sayı 3) . bu arada da, öğrencileri sokak gösterilcri­ne katı lmak tan kaçınmaya cağıran «salt öğ renc iıı hare­keti taraftarlar ın ın gösterdik leri «rezllce ldraksiz l i(j i ıı aqır söz lerle yerd ik (Sayı 3, 25 Şubatta, Moskova Öğ renc i l eri Yürütme Kom itesi'nin çıkard ığ ı manifesto i le i l g i l i ola­rak ) . B ir yandan zindancı - hükümetin «barışçı yazar. lam. yaş l ı profcsörlere, b i l im ada m larına nasıl ;orbor.a davrandığ ın ı bel i rt irken . (Sayı 5, ıc Edeblyata Pol is Sal­d ı rıs ı» ) . diğer yandan da . Rosslya 'n ın (50) kurnaz l i bera l ­lerin in «an lamsız düşıı lerin l v e yalancı ikiyüzlü lük lerin i açığa vurduk (Sayı 5) . ({ Işçilerin yaşama koşul lar ın ın <1ü­ze l t i lmes inde devletin koruyuculuğuıı program ı n ın gercek an lamın ı açığa vurdu_k ve «yukardan reformlar sağ laya­rak . aşağıdan reform taleplerini engellemenin . btı talep­lerin i leri sürü lmasini beklemekten daha Iyi olduğu,. yo­lundaki «değerl i kabul len lşl• seldmladık (Sayı 6) (5 1 ) . protesto hareketine girişen Istatistikelleri yüreklend ir<1 i k (Sayı 7 1 ve grev k ı rıcı istatisti kel leri kınadık (Sayı 9) . Bu tak tik lerde. proletaryanın sınıf bi l incine bir gölge düşürüş ve llberallzmle bir uzlaşma gören kişi, Credo'nu n progra­mının gercek anla mını hiç anlayamamış olduğunu ve onu ne kadar reddederse etsin , gerc:ekte bu programı yürüt­mekte olduğunu ortaya koyar. Çünkü böyle bir yak laşım­

ra, Sosyal-Demokrasiyi « lşverenlere ve hükümetP. karşı ekonom ik mücadcleıı ye sürüklemiş olur ve l lberalizme tes­l im olur, her cdiberal» soruna aktif olarak müdaha le et­me ve sorunda kendi Sosyal-Demokrat tutumunu sa p ta ­ma görevini b ir yana bırakmış olur . ( . . . . )

727

Page 228: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

IV. c. - lfçllerln Örgütü ve Devrimellerin Örgutü

Pol itik mücadele anlayışı. «işverenlere ve hükümete karşı ekonomik mücadele» anlayışına uyan bir Sosyal-De­mokrat için, «devrimciler örgütü» nün az çok « işçilerin ör­g ütü» ne uygun düşmesini beklemek doğald ır. Asl ında . gerçekte olan da budur; öyle k i , örgütten söz ettiğimizde. tam anlamıyla ayrı di l lerde konuşmuş oluyoruz. örneğin. önceden tanımadığım oldukca tutarlı bir Ekonomistle bir zamanlar yaptığım konuşmayı çok iyi hatırl ıyorum. Politik Devrimi Kim Gerçekleştirecek? adlı k itapçığı tar­tışıyorduk ve cok geçmeden. bu k itapcıkteki temel eksik ­l iğin, örgüt sorununu gözden kacırışı olduğu görüşüne var­d ık. Aramızda tam bir görüşbirl iğ i olduğunu sanmaya baş­lamıştık ki konuşma i lerledikçe, ayrı şeylerden söz etti­ğ imiz ortaya çıktı . Konuştuğum kişi. yazarı . grev tonları­nı. karşı l ık l ı yardım derneklerini . vs. göz önüne almamak ­la suclarken. ben im kafamda da. politik devrimi cgercek­leştirmekıı için temel bir etmen olarak bir devrimciler ör­gütü vardı . Anlaşmazl ık ortaya cıkar çıkmaz. hatırladığ ıma göre. Ekonomistle görüş birl iğinde olduğum hemen hemer. tek bir i l kenin bile· kalmadığı bel l i oldu .

Anlaşılmazlığın kaynağı neydi? Hem örgüt. hem po· l itika sorunlarında. Ekonom istlerin gitgide. Sosyal-De­mokrasiden sendikocı l ığa kaym·akta oluşları gerçeği idi . Sosyal-Demokrasinin pul itik mücade lesi . işçilerin işveren­Iere ve hükümete karşı ekonomik mücadelelerinden cok daha kapsaml ı ve kormaşıkt ır.

Bunun gibi (aslında bu nedenle) devrimci Sosyal-De­mokrat Part inin örgütü. bu mücadele icin tasarlanmış iş­ç i ler örgütünden , koçın ı lmaz olarak , bir başka türlü ol­m::Jk zorundadır. I şçi lerin örgütü i lk :)nce. bir sendika ör­gütü olmal ıdır; ik inci olarak . olab. 1 iğince geniş olmal ı ­d ı r; ve üçüncü olarak. koşulların el ve ı diğince herkese aç ık olmal ıdır (burada ve bundan sonra. tabii yalnızca mutla­k iyetci Rusya'dan söz ed iyoru m) . Öte yandan. devrimci­ler örgütü . her şeyden önce devrimci eylemi meslek edi -

228

Page 229: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

nanlerden oluşmalıdır (bu neden le, devrimciler örgüti in­den söz ederken. Devrimci Sosyal-Demokratları kasted i ­yorum) . Böyle b ir ö rgütün üyelerinin bu ortak n i telik leri gereği , değ i l ayrı ayrı meslekler, işçilerle aydınlar orasın­dakl her türlü ayırım kesin olarak silinmelidlr. Böyle bir örgüt cok geniş olmamak ve ola b i ld iğ ince gizl i olmak zo­runda d ı r. Bu üclü ayırım üstünde duralım.

Pol i tik özgürlüğün varolduğu ülkelerde, sendika ör­g ü t ü i le pol it ik örgüt a rasındaki ayırım gibi sendikalarla Sosyal -Demokrasi arasındaki ayırım da yeterince acı k t ır. Sosyn i -Domokrasl l le sendikalar arasındaki l l lşk l lr.r doğa l olarak ü l keden ü l keye, tarihse l . yasal ve diğer koşu l lara göre değ işec ek t i r : daha az ya da daha cak sık ı , daha az

ya da daha cak karmaş ık , vb. olabi l i rler (bize göre. ola b i l ­d i ğ ince s ı k ı ve az karmaşık o lmal ıd ırlar) ; fakat özgür ü l ­k e l e rde send ika örgütünün, Sosyal -Demokrat Pa rti 'n in ör­q u tü i le ayn ı şey olması diye bir sorun olamaz. Oysa Rus­ya 'da . i l k bakışta . bütün işci dernekleri ve ca l ı şma grup­la r ı yasaklandığ ı . ic in ve işçilerin ekonomik m ü cadele le­

r ı n i n teme l bel i rt isi ve si lôhı olan grev bir suc olarak (•Je bazen de po l i t i k suc olarak) kabul ed i ld iğ i ic i n . Sosvcı i ­Demok ra t örgü t i l e . işe i dernek leri arasındaki b ü tün cıy ı ­r ı m la r . otokrasi boyunduruğu ta rafından s i l inm iş q ib i gö­r ü l ü r. Bu yüzden ü lkemizin koşul ları bir yandan ekonomik mücadeleyle uqraşan işei leri polit ik sorunlarla i l g i i P.nmP.ye rı zorlarkP.n ıı . d iğer yandan da, Sosyai-Demokrn t ln r ı . serı ­rl ik ac ı l ı klo Sosyal -Demokrasiyi birbirine karış t ı rmaya ı i t­

mel< ted inı (ve bizim Kricevsk iler. Martinovlar ve ben l e r­l e r i bir inci türden «zorlamayı» bıkmadan tartışır larken, i k i n c i türün farkına bile varmamaktadırlar) . Gerçek ten. vüzde dok san dokuz <ı işveren lere ve hükümete karşı eko­nomik mücadeleıı ye gömülmüş insan ları gözünüzün önü­n e ge tir in. Bazı ları , tüm eylemleri boyunca (dört i lô n l t ı ny) . rlaha karmaşık bir devrimeller örgütünün gcrr. k l i i iğ i n i d üşünmeye as la it i lmeyeceklerdlr. Diğerleri ise be l k i , epey rı�niş b ir oranda dağıtı lan Bernstelncı yazılarlfl ka rşı kar-

229

Page 230: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

şıya gelecek ve bunlarla. «hergünkü tekdüze mücadeleninıı derin önemine inonocaklar. B i r d iğerleri de. belk i dünya­ya «proletaryanın mücadelesiyle sık ı organik bağlar kur­moıı . sendikal hareketle Sosyal-Demokrat fıqreket anı­sında bağlar kurmanın yeni örneğini vermek gibi ayar­tıcı fikirler tarafından sürüklenip gideceklerdir . Bu tür insanlar. bir ü l ke kapital izme. bu nedenle de işçi sın ıf ı hareketine ne kadar gee g irerse. o ülkedeki sosyal istlerin sendikal hareketlere o kadar cak katılabileceklerin i ve destekieyebileceklerini ve Sosyoi-Demokrat olmayan sen­diko iarın varolmaları ic in de o kadar az neden bulunaca­ğ ın ı iddia edebil ir ler. Buraya kadar iddia tümüyle doğru­dur; ama ne yazık k i . bazıla rı daha i leri lere gitmekte ve Sosyal-Demokrasiyle sendikacı l ığ ın tamamen kaynaşma­sını düşiemektedirler. Bu düşlerin. örgüt plcnlarımız için ne kadar zorarlı etki leri olduğunu St. Petersburg Mücadele Bir l iği Kararları örneği ile b iraz sonra göreceğiz.

Ekonomik mücoc1ele iç in işçi örgütleri . send i ko ör· gütleri olmal ıdır. Her Sosyal -Demokrat isçi . bu örgütlere edebildiğince ya rd ı m etmel i ve kotı lmalıdır . Bu doğru ol­makla beraber. bu «meslekı) örgütleri üyel i k lerine yaln ız Sosyal-Demokratların seeilebil mesini istemek. elbette bi­zim yararımıza deği ld i r . çünk ü bu ancak k itleler aresında ­k i etkimizin kopsamın ın daralmasına yol acar. işvereniere ve hükümete karşı mücadele icin bir leşme gereğin i kav­rayan her işci . b ırak ın ız sendikalara kat ı ls ın . Eğer. en az ın · don hu temel kavrayışı edinmiş ola n lar ın tümii birleş­mezlcrse. eğer sendikolar çok geniş örgütler olrnoz la rsc . sendikoların esas a ma c l a rın ın gerceldeşmesine ola n a k kalmaz. Bu örgütler ne kadar gen iş olurlarsa . o n la r üs­t ü ndeki etkimiz de o kadar geniş olcıcakt ı r- bu e t k i yol ­n ı z ekonom i!< m ü cadelenin << k en d i l i ğ inden ;> gel işmesi yii ­zünder. değ i l . sosyal ist sendika üyelerin in a rkada ş l e r ı n ı etki lemede gösterdik ler i doğ rud on doğruya ve bi l inç l i ça ­

balar yüzündendir. Fo kct ger.iş bir örgüt. s ık ı gizl i l ik von tamlerini uvc;ulayamoı (çünkü bu, ekonom i k mücadele

230

Page 231: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

ic in gerekenden cok daha fazla bir eğitim gerektirir) . Ge: n iş sayıda üye gerekl i l iğ i i l e sıkı gizl i l ik yön tem lerin in ge­rek l i l iğ i arasında çelişki nasıl uzlaştırı lacaktır? Sendika­lan. olabildiğ ince herkese acık bir duruma nasıl getirece­q iz? Genel olarak söylersek. bu amaca uygun yaln ız i k i yol olabi l i r : va sendikalar yasal b i r durum kazanacaklar (bazı ülk�lerde bu, sosyal ist ve politik b i rl i k lerin legal n i ­te l ik kaza n ma l a rından önce gelmiştir) , ya da örgüt g iz l i t:.Jtulaci"Jk , faka t öylesine bel l i b i r kal ıptan · uzak ve «öz­gürıt. Almanların dedikleri gibi lose•. olacaktır l<i . tlyeler k i t lesi bak ım ından, gizl i l ik yöntemlerine duyulan ihtiyac hemen hemen s ı f ı ra inecektir.

· Rusya'da sosya l ist olmayan ve pol i t ik olmayan sen ­d ikaların yasal laşmaları başlamıştır ve bizim hızla büyü ­yen Sosyal -Demokrat işçi s ınıfı hareketimizin attığı her adımın, yasal laşma atı l ımlarını ._çoğunluk la varolan dü­zen i destek lr.yenlerden gelen. fakat bazan da işçilerin kendilerinden ve l iberal aydın la rdan gelen atı l ımlorı- yü · reklendirece<J ine ve coğaltacağına kuşku yoktur. Yasal ­l ı k bayrağın ı daha şimdiden Vasi l lyevler ve Zubatovlar cekmiş bulunuyorlar. Ozerovlar ve Wormslar bunları des­teklemeye söz vermişlerdir ve şimdi bu yeni eğ i l imi dcs­tek leyenler. işçi ler arasında da bulunmaktadır. Bundan sonra bu eğ i l imi de hesaba katmaktan başka bir şey ya­rıamayız. Bunu nasıl hesaba katacağımız konusuncia Sos­yn l - Demrıkra t l a r arasında iki görüş olamaz . .f3u hamkPtte Zubatovların ve Vasi lyevlerln , jandarmaların ve papazla­r :n aynadık ları her oyunu inatla açığa vurmal ı ve bu k i? i ­lerin g ercel< amaçlarını işei lere acıklamalıyız. Ayn ı zaman­da. ��asal işci mitinglerinde, l iberal politikacıların söylev­lerinde duyu l acak bütün uzlaşıcı ve «ahenkl i» notolar ın gercek an lamlarını do açığa vurmal ıyız. Bu gihi söylev­lerirı. barışçı bir sınıf işbirl iğinin arzu edi l ir bir şey oldu­ğuna duyulan içten inancıa ver i lmiş olması . iktidnrlcıra

Loso (Aımonr.nJ · Gevo;ak. başıboş, da�ınık - Ed.

231

Page 232: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

ya lıaklanmak istet:)iyle ya do bir beceriksizl ik sonucu ya ­pılmış olması bir şey değiştirmez. Son olarak, cot:)u za­man açık mitinglerde ve iz in veri lmiş derneklerde. cateş­l hı olanları septayan ve kendi ajan provakatörlerlnl il lego l örgütlere sokmak icin legol örgütlerden yara rionon pol is torotındon hazırlanan tuzaklara karşı işe i leri uyormalıyız.

Bütün bunlcirı yapmak demek . işci s ınıfı hareketinin yasallaşmasının uzun dönemde Zubotov'lorın değil biz im yararım ıza olocot:) ın ı unutma k demek değildir. Tom tersi­ne. yaban otlarını buğdaydon ayıklamoya yardım edecek olan bizim acığo vurmalar kamponyamızdır. Yaban otla ­rın ın n e olduklarını zaten bel i rtm işt i k . Buğdayla da. e n ge­ri kalmış olan ları da dahil , i şçi lerin g iderek daha çok so­yı larda sosyal ve pol iti k sorun lara çeki lmelerini ve biz devrimcilerin , özünde yasal olan ve gel işmesiyle bize a j itasyonumuz icin g iderek daha bol materyel sağlayo­cak olan işlevlerden (yasal k itapların dağıt ımı . karşı l ı k l ı yard ım . vs.) kendimizi kurto rmamızı kastediyoruz. Bu ac ı · dan , Zubatovlara ve Ozerovla ra şunu söyleyebi l ir ve söy· lemel iyiz: Deva m ediniz baylar! E l in izden geleni ard ın ıza koymayın ' lşcilcrin yolu iizerine ne zaman bir tuzak ku ­ra rsanız ( ister doğrudan provokasyon yoluyla . ister c;Struve'ci l iğ inıı 152) yard ım ıy la işçi lerin mora l lerini «dü­rüstceıı bozarak) sizin a c ığa vurulmanız ı sağlayacoğız .

Fakat ne zaman gercel< bir i leri adım atarsan ız . bıı ne kadar eece k ingen bir z igzagıı olursa olsun. şunu söy· leyeceğ iz : Lütfen dEwa m ed in ! Ve. gercek bir i leri ad ım olabi lecek tek ad ım. işçi lerin eylem a lan ların ın . a z do olsa . gercek olara k geniş let i lmesidir . Böyle her genişle ­me b iz im ya ra rımıza olacak ve ajan provakatörlerin sos· yal istleri aviarnası yerine, sosya l istlerin yandaş kazana ­cak lar ı türden legol dernek lerin kurulmasını hız landıra ­cakt ır . Kısacas ı , b iz im ç.ıörevimiz yaban otla rı i le müca­dele etmektir. Buğdayı seksıda yetiştirme biz im işimiz de· qi lrl ir . Yaban otlar ın ı yolara k , topraqı buğday icin temiz­leriz. Ve Atanasin Ivanavie ler ve Pukheryo lvanovnalar (53)

232

Page 233: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

saksıdak i ekinlerine bakarlarken. biz. yalnız bu günün yaban otla rını ayıklamek icin de!:)il yarının bu�dayını da bicmek icin orakcı larımızı hazırlamal ıyız•.

Böylece. olabildiğince az g iz l i ve olabildiğince geniş bir sendika örgütü yaratma sorununu, yasallaştı rma yoluy­la çözemeyiz (fakat eğer Zubatovlar ve Ozerovların. bu olanağı , kısmen de olsa bize vermelerinden dolayı büyük memnunluk duyacağız; onun icin onlara 'karşı olanca gücümüzle savaşmcmız gerek iyor) . Geriye gizli sendika örgütleri kal ıyor ve (kesinl ik le bi ld iğ imiz gibi) bu yolu tut· muş olan işei lere edebildiğimiz yardımı etmeliyiz. Sendi­k a örgütleri. ya ln ız ekonomik mücadelenin geliştirilmesi ve sağlamlaştırı lmasında büyük değer taşımakla kalmaz­l a r . aynı zamanda. pol it ik a j i tasyon ve devrimci örgütlen­me için çok öneml i bir yardımcı da olabi l i rler. Bu amaca varmak ic in ve doğmakta olan sendika hareketini . Sosyal­Demokrasinin istediği kanal lara sokmak icin, herşeyden önce. S t. Petersburg Ekonomistlerinin hemen hemen beş yı ldan beri sahip cıktık ları örgütlenme planının sacmal ı ­q ı n ı ivice anlamal ıyız. Bu plan Temmuz 1897 tarih l i c işci­l e r i n Karşı l ı k l ı Yardımlaşma Sandığı Tüzüğü» nde ( «Listokıı Rubotniko, sayı 9-10. s. 46. Rabochaya Mysl, sayı 1 'den

a l ı n m ışt ır ) ve Ekim 1900 tarih l i « Işçi Sendikası Tüzü-

· · ıskra'nın '/Oban otlorıno karşı ocııOı kampanyaya Aabocheye

D vola'ı1CJ nşoıjıdok i parlamoya yol acıı: tlskra icin. zamonların bo ·

r i ı ı i iNi. ( i l k bahnrı1nkıl büyük olaylardan cok. Zubatov alanlarının

i�ç.' sın ıfı hareket ı n ı •vosallaştırma• yolundoki setu çabalarında vn ·

tıvor. ıskro bu gerçeklerin, bunun tersini söyledıl)lni göremıvor: bu

yerçekler. işci hareketinin, hükümetin gözünde korkunç boyutlara

Jıo;;ıı�ını kanıt i ıyon (iki Konferans, s. 27). Bütün bunlar icin, •yo­

�amın zorunlu taleplerini duymak istemeyen• ortodoksları sucln · rnu:-n ız gerekiyor. Bir metre boyundaki buOdoyı görmeyi inatla red· dedıo. ı k ı pormak boyundak i yaban ollarıyla mücadele ediyorlar ( 1 ) . B u . •R• ıııyo işc i sınılı hareketi bakımından yanlış bir perspektif dı ı ­·,usunu• çıöstermiyor m u ? (aynı eser, s. 27).

233

Page 234: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

ğüıı nde (St. Petersburg'da basılan ve lskro'nın ı . sayısında değinilen özel bi ldiri) sunulmuştur. Bu iki kurallar toplu­luğunun temel bir eksikliği vardır: geniş işçi örgütünü. katıca bel irlenmiş bir yapıda kurmaktadırlar ve bunu dev­rimcilerin örgütüyle karıştırmaktadırlar. Daha ayrıntı l ı olarak hazırlandığı icin ikinci tüzüğü ele alal ım . Tüzüğün bütünü ell i iki paragraftan oluşmaktadır. Bunlardan yirn:ıi ücü. her fabrikada örgütrenecek olan (en cok el l i k i şi l ik) ve «merkez ( fabrika) g rupları» n ı seeecek olan « işçi çev­releri» nin yapısına. işleyiş \'Öntemlerine ve yetk ilerine de­ğin iyor. Poragrof 2'de « merkez grubu, kendi fabrikasında ya do otelyesinde olup biten her şeyi gözler ve olayların kaydını tutarı> denil iyor. (< Merkez grubu , ödenek verenlere her ay mali rapor sunar>> ( par. 17) . vb. On paragraf . (<böl ­ge örgütü» ne ve ondokuz paragraf. Işçiler Örgütü Ko­m itesi l le St. Potersburg Mücadele Birl iği (her bölgen in ve «yürütme grubuı, nun -propagandistler g rupla rı , eya­Ietler ve yurt d ışı örg'ütleri i le i l işk i ler kurma g rupları . ma­ğaza ların . yayınların ve fonların yönetim g rupları- se­çimle saptanan temsi lci leri) arasındaki karmaşık i l işk i le ­re ayrılmıştır.

· işç i lerin e'<onomik mücadeleleri açısından , Sosyol ­Oemokras i <'yürütme g rupları» ! Ekonomislierin Sosya l ­Demokrasiden send ikocı l ığa nasıl kaydık larını ve bir Sos­yal -Demokra t ın , herşeyden önce. proletaryanın kurtu luş mücadelesinin Himünü yönetebilecek yetcnckte b i r dev­rimciler örgütü i le i lg i lenmes i gerektiği f ikrin!n bunloru ne kadar yabancı olduqunu daha parlak bir biçimde göster­mek zor olurdu . a lşci sınıf ının pol i t i k k urtu l uşuncianıt ve «car despotizmi» ne l<a rşı mücadeleden söz etmek ve oy­n ı zamanda , yukardakiler gibi tüzükler tasarlamak, Sos ­ya l - Demokras in in gerçek po l it ik görevleri hakk ıncia h iç ­b i r f ik ir sah ibi olmamak clnmckt i r. E l l i küsı ır porarı m t ın h iç:hlri, k i tlekr a rasındo müm.kün olduÇju korlar qP.niş b i r pol itik aj i tasyon yürütmen in, Rus mutlak iyet in in bütun yön lerin i , Rusya 'da ki çeşitl i sosyal sın ıf ların gercek yüz -

Page 235: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

lerini aydınlatan bir a j i tasyon Yıürütmenin gereğinin anla­şı ldığını gösteren en küçük bir belirtl vermiyor. Böyle tü­zükler, politik amaclar bir yana, sendikal amacıann ger­cekleştiri lmesi icin bi le yararsızdırlar, çünkü sendikalar mesleğe göre örgütlenirler k i burada hiç söz edi lmemek­ted i r.

Fakat belk i en karakteristik olan, her bir fabrikayı ve komitesin i . tek düze ve gü lüne derecede ayrıntı l ı kura l ­l a r ı n süre k l i d izisiyle ve üç dereceli b i r seçim sistemiyle bağlamn�'a gayret eden «sistemin» tümünün ağırl ığ ıd ır. Ekonomizmin dar ufuk ları arasına sıkışan akı l , keskin bir k ı rtasiyec i l i k ve bürokrasi kokan ayrıntı lar içinde kaybol­ma kta d ı r. Elbette pra tikte bu maddelerin dörtte üçü h ic b i r zaman uyg u l anma maktadır; d iğer yandan, bu tür bir « g iz l i» örgüt, her fabrikada k i merkez grubuyla, jandar­ma r a rın g e n i ş capl ı bask ın lar yapmalarını cek kolaylaş­t ı rı r. Polenyal ı yo ldaşlarımız. hareketlerinin gelişimi sı­ras ında. herkesin işçi yardım sandıklarını geniş ölqüde örgü tlerneye hevesli olduğu, buna benzer bir dönem ge­çird i l e r fakat böyle örgütlerin jandarmalar icin bereketli ha5atlor sağladık ların ı görünce bu fikri cek çabuk bırak· t ı lar. Eğer kafamızda geniş çapl ı tutuklamalar değil de q e n i s işçi örgütleri varsa . jandarmaları memnun etmek istemiyorsak. bu örgütlerin h içbir katı yapıya sahip olma ­m a l a rın ı saqlamal ıyız. Fakat o zaman da bu örgütler iş­l eyebi l i r mi?

Ö rqütün işlevlerin in ne olduğuna bir bakal ım: « . . . Fab· r i kada olan bite n herşeyi gözlernek ve olayları kaydetmek» ( Tüzüğün 2. para g raf ı ) . Bu amac icin gerçekten, resmen k u ru l m u ş bir g ru ba ihtiyacı m ız var mı? Bu amac. özel bir grup kurmadan , i l legol gazetelerce yürütülen bir haber. leş me yoluyla daha iyi sağlanamaz mı? « . . . Işçi lerin , otel · ye koşul ların ın düzelt i l mesi uğruna mücadelelerini yönelt­mekıı (par. 3) . Bu da. hiçbir kurulu örgütsel blclm gerek ­t i rmez. Her akl ı başında ajitatör, alelôde konuşmalarda. işçi lerin istek lerin in neler olduğunu kavrayabil i r ve bun-

235

Page 236: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

ları. bir bi ldiride ifade edilmek üzere dar -geniş değil­bir devrimciler örgütüne lletebil ir. c . . . Ruble başına• Iki kopek ödenek verilecek bir sandık kurmakıt (par. 9) -sonra da ödenek verenlere aylık bir mali rapor sunmak (por . 17) . ödeneklerin i vermeyen iiyeleri cıkartmak (par. 1 0) ve buna benzer şeyler. Işte, polis ic in cennetin to kendisi; çünkü onlar icin bir cmerkezi fabrika sandığı» nın bu tür g izl i l iğ i içine g irmek, poraya el koymak ve en iyi k işileri tutuklamaktan daha kolay bir şey yoktur. Ünlü (çok dar ve çok g izl i) bir örgütün resmi damgasını taşı ­yan birer ya do ikişer kopeklik kuponlar çıkarmak, ya da h içbir kupon olmadan poro toplamak ve ortak bir şifre ile i l l egol bir gazetede rapor yayınlamek daha kolay değil midir? Aynı amaca böyle de ulaşılabll inir fakat jandar­monın lpucu ele geeirmesi de yüz kere zorloşmış ol ur .

Tüzüğü incelerneyi sürdürebil i rd im , fakat söylenenle­r in yeteceğin l san ıyorum. En güveni l ir. en fazla deney sa ­h ibi ve en çel ik leşmiş işçi lerden oluşan . başl ıca bölge­lerde soru mlu temsilc i leri o lon ve sık ı g izl i l ik kura l larıy la devrimci ler örg ütüne bağl ı bulunan küçük ve sıkı bir i şçi cek i rdeğ i . k it le lerin en geniş desteğ iyle ve h içbir b iç im­sel örgütü o lmadan. bir send ika örgütünü n tüm işlevleri­n i görebi l i r . ü stel ik Sosyal-Demokrasi icin elverişl i b ir bi ­çimde. Anca k bu yol la . bütün jondo rmo laro rağ men bir Sosyal-Demokrat sendikal hareketin sağlarnlaşmasını ve çı c lişme s i n i sağ layab i l ir iz .

Bel i r l i b i r biç imi , kayıt l ı üyeleri bi le bulunmayacak kadar losc bi r örgüte örgüt denemeyeceğ i it irazı gelebi ­l i r . Belki . öyledir de. Veri len ad önem l i değ i l . Önem l i olon bu c� üyesiz örgüt» ün gereken herşeyi yapocağı ve ta ba­şından, gelecekteki sendikalar ımızla sosya l izm o rasında sık ı bir bağın· kuru l masını soğlayocoğ_ıd ır . Otokrosi döne­minde or.cok yola gel mez bir ütopyocı , seçimleriyle . ro -

• Kozonelan ücrellerden · c .

236

Page 237: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

porlarıyla, üyelerin in oy hakkıyla, vb. genış· bir örgüt is ­teyebil ir.

Bundan cıkarılacak ders basittlr. Eğer güclü bir dev­rimciler örgütünün sa�lam temelini kurmakle Işe başlar ­sak, hareketin b i r bütün olarak istikrarını sağlayabi l ir iz ve hem Sosyal - Demokrasinin hem de asıl sendikacil ığın amaclarını gercekleştirmlş oluruz. Fakat eOer Işe, kit le­lerin kolayca «erişeceğiJ (fakat aslında fandarmaların daha cok erişeblldlk lerl ve devrımelleri polis Icin en eri­ş i lebi l ir yapan) geniş bir işcl örgütüyle başlarsak, ne şu no de bu amacı gorcekleştlremeylz; babadan kalma yön ­temlerimizden kurtulamayız, dağılacaOımız ve güclerimiz pol is tarafından sürekl i olarak kırı lacağı ıçın, sadece. Zubatov ve Ozerov tipi sendika ları kitlelere daha çok ula­şabi l i r duruma getiririz.

Aslında devrimciler örgütijnün işlevleri neler olmal ı ­d ı r? B u soruna ayrın tı l ı olarak değineceğiz. Ama önce. bu konuda da Ekonomistin kapı dibi komşusu olan teröristi ­m izin (kadersizl ik !) çok tipik b ir iddiasını Inceleyel im. Iş­ci ier için cıkarı lan bir gazete olan Svoboda'nın i lk sayısın­da , yazarın ın. arkadaşlarını. (yani) lvanova-Veznesensk'in Ekonomist işe i lerin i savunmaya çal ıştığı cÖrgüb başlık l ı b i r yazı cıktı . Bu yazar şöyle diyor:

• Kitlelerin dilsiz ve karanlıkta oluşu. hareketin tabondan gelme­mesi kötüdür. Örnegin, bir üniversite ken1tinin öOrencileri yaz 'le di­

ger tatillerde evlerine giderler ve lşcl hareketi hemen durgun laşır. Dışardan itilmek zorunda olan bir Işçi hareketi gercek bir güc ola­

bıl ir mı? Hayır. hlc do(lil ... Henüz yürümesını öOrenmodl. hOIO tutun ­

mak zorundadır. Di�er konularda da durum böyledir. O�renciler gi­derler ve herşey durur. E., ·teteneklller yakalanır; kaymak alınır -ve sut ekşir. E�er 'komite' tutuklan ı rsa. bir yenisi kuruluncaya kadar herşov durur. Ve bu i k incinin ne bic im bir komıte oıacaOını kimse

bilmez- i lk ine hic cenzemeyeblllr. l�ıncl, likinin aöyledlj)l bir şeyın. tam tersini soyleyebillr. Dünle yann arasındaki süreklilik kırı lmış olur,

gocmlşln deneyi golecej)e kılavuzluk edemez duruma gelir. Ve bütün

bunlann nedeni, hareketin kitleler arasında derin kökler salmamış ol-

237

Page 238: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

rrıa9ıdır: hareketı yüz ıone budala deOII bir düzine akıllı yürütür Bir

düzine akıllı adam ıuzoOo düşurüleblllr, fokal bir örgüt kitlelerı kop­

sodıOı zaman. herşey onlardon geldiOI zaman, hiç kimse. ne kader

cobolorso cobolosın. davayı kıramon (s. 63).

Gercekler doğru olarak konmuş. Amatörlüğümüzün tablosu iyi çizi lmiş. Fakat cıkarılan sonuçlar, hem budo­lolığı. hem de pol itik i ncel iği bak ı mından tam Rabochaya

Mysl'e layık. Bu sonuclar budalalığın zirvesini temsil ed i ­yorlar. çünkü yazar, hareketin « kökleri» n i n «derinliği» n in felsefik ve sosyal -tarihsel sorununu. j ondarmolorlo müc.cdelcnln en Iyi yönteminin teknik ve örgütsel sorunu­nu birbirine korıştırıyor. Bu sonuclar pol itik kabal ığ ın z ir­vesini temsil ediyorlar, çünkü, kötü önderlerden iyi önder­Iere yakınocağı yerde, yazar. genel olarak önderlerden «k i tlelere» yokınıyor. Bu. heyecanlandırıcı terörizmin pol i ­t ik aj itasyonun yerine konması f ikrinin b iz i politik yönden geriletmesi g ibi . örgütsel bak ımdon bizi geri lere sürükle­mek için gösterilen bir çabadır. Gerçekten. bir emborras

de richesse (zengin l ik kararsızi iğı - çev.) içindeyim ve Svobodn'nın sunduğu karma karışık l ığ ı çözmek icin nere­den boşlayocoğımı pek b i lemiyorum. Acık olması icin, bir örnek vererek boşlayoyım. Almanları ele olal ım. Almanla­rın bir k itle örgütüne sahip oldukları . Al manya'da her şe­yin k itlelerden geldiği , oradaki işci s ın ıfı hareketin in yü ­rümeyi öğrenmiş bulunduğu umarım ki yadsınmaz. Buna ro!}men bu m ilyonlar ın . « bir d üzine» denenmiş pol it ik ön ­derlerine nasıl değer verdik lerine. on lara nası l sımsıkı sa­rı ld ıklarına bir bak ın . Parlamentodak i düşman parti lerin üyeleri sık sık sosyal istlerle şu sözlerle alay etmektedir­ler: «Gerçekten sık ı demokratlarsın ız! Sizinki yalnız sö;zde bir işçi sınıf ı hareketidir; gerçekte hep aynı önderler k l i ­ğ i , aynı Bebel . cvnı Liebknecht, yıl lar boyu hep bunlar ortal ıkta! Sizin sözde seçil m iş işci mi l letveki l leri . lmpo­ratorun o tadı�ı mornuria rdan daha sürek l i ! » Fakat Alman­lar , «k it leleri » (ıönderlereıı ka rşı çevirmek, kit lelerde kötü ve h ırsl ı tepkiler uyandırmak ve «bir düzine ak ı l l ı adamaıı

238

Page 239: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

karşı k itlelerin güvenin f sarsarak hareketin saaıamlık ve istikrarl ı l ığını ba rtalamak amacındaki böyle demegojik ca­balara 'sadece tiksinerek gülümsemişlerdlr. Almanlar ara­sında pol it ik düşünce yeterince gelişmiştir ve profesyo­nel olarak eğ itil miş , uzun deneyler edinmiş ve tam bir uyum içinde calışan, denennılş ve yetenekli (yetenekl i insanlar yüzlerce doğmazlar) cbir düzlneJ önder olmadan. modern toplumdaki h icbir sın ı fın kararlı bir mücadele yü­rütcmiyeceğin i anlamaya yetecek kadar jJalitik deney edinmişlerd ir . Almanlar safla rı arasında da, cyüz buda­la" ya yağcı l ık eden ve onları «bir düzlneJ adamın üstü­ne çıkaran, k i tlelerin ımasırrı el lerini» öven ve (Most ve Hasselman gibi ) bu kitlelerı pervasız «devrimci• hareke ­te sürük leyen sağlam ve güveni l ir önderiere karş ı güven­s iz l ik tohum ları eken demagoglar olmuştur. Alman sosya ­l izmi ancak, sosya l ist hareket icindeki bütün demegoj ik unsurlarla inatla ve amansızca savaşarak büyüyebi lmiş ve hugün olduğu kadar güclenebilmiştir. Ama, Rus Sos­yo i -Demokrasisinin, tamamen . kitlelerin kend i l iğinden uya­nı�ların ı yöneltmek icin yeterince eğ iti lmiş, gelişmiş ve de ­ney sah ibi önder yokluğunun yol actığı bir bunalım gc­cirdiği bir sırada. bizim akıl l ı la r, bir budalanın derin •fikir­Ii i ini i le. «hareketin tabandan gelmemesi kötüdür» di ­yorlar.

· «Bir öğrenciler komitesinin yararı yoktur; Istikrarl ı dr.Çj i ldir.» Cak doğru. Fakat bundan cıkarılacak sonuc, bi­z im bir profesyonel devrimeller komitesine sahip olma­mız gerektiğ idir ve bir öğrencinin mi yoksa bir işeinin mi profesyonel bir devrimci olabileceği hic önemli değildir. Ama sizin cıkardığınız sonuc. işcl sınıfı hareketinin dı­şardan itilmemesi gerektiğl l Politik masumlu(junuz icinde, Ekonomistlerin ekmeğlne ya� sürdüğünü:z)jn ve amatör­lüğümüzü beslediğin izin farkına varmıyorsunuz. Bizim ö(jrencilerin, işcilerimizl hangi bakımdan clttlklerlniıt so­rabi l i r m iyim? Öğrencin in kendi sahip oldu(ju pol itik bi l· gi parcalarını , edinebildiği sosyalist düşünce k ırıntılarını

238

Page 240: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

(cünkü bugünün öğrencisinin başl ıca entellektüel besini olan yasal Marksizm. ona a ncak ilkel. bölük pörcük bi l ­giler sağlayabi l ir) işeiye götürmesi anlamında. Bu tür «dışa rdan itmelenı hiçbir zaman pek fazla olmamıştı r ; tersine, hereketim izde şimdiye kadar cak az rastlan mış­tır, cünku biz cak büyük bir gayretle . kendi suyumuzla pişmekteyiz; c işcllerin işverene ve hükümete karşı eko­nomik mücadelesi» likesine cak kölece boyun eğmekte­yiz. Biz profesyonel devrimciler. bu tür « itme» i le. şimdi­ye kadar olduğundan yüz kere daha güclü b ir b içimde uğ­raş mayı kendimize iş edinmeliyiz. Fakat «d ıştan itme• g i ­bi Iğrenç bir ifadeyi - dışa rdan pol itik bi lg i ve devrimci tecrübe getiren herkese karşı işe l ler arasında (en azından sizin kadar karanl ıkteki işçiler arasında) güvensizl i k d uy­gusu dağurab i lecek olan, onlarda. bu kişi lere karşı icgü­düsel b ir d irenme d uygusu dağurabi lecek olan bir i fade ­yi ku l lanmanız demagog olduğunuzu kanıt lar ve dema · goglar. işçi s ın ı f ın ın en kötü düşmanlarıdır .

Ve lütfen ben im ı•yoldaşça olmoyanıı ta rtışma ayön­temim» ha kk ında acele feryat etmeyin . Amacları n ız ın sa l ­l ığ ından kuşkulanmaya hic n iyetim yok. Dediğ im g ib i . b i r insan. sal t pol it ik masumluk yüzünden de bir demagog olabil ir. Fakat �izin demogog durumuno d üştiiğ ünüzü gösterdim ve demogoglar ın işçi s ınıf ının crı kötü d üşman­la rı olduğunu d urmadan söylemekten hiç yorulmam. En kötü düşma n la rıd ı r. çünkü k it lelerde bayağ ı içgüdüler uyandırır lar. cünkü aydın lanmamış Işçi ler. kendi lerini , ba­zen içten l ik le . dost olarak tan ıtan insanlar arasından düş­manları n ı tan ıyamazlar. En kötü düşman larıd ı r, çünkü . ha­reketimizin bicimlenmeye yen i başladığ ı , dağ ın ık l ı k ve sal­Iant ı dönemi�de. yan ı lg ı ların ı sonradan acı deneyieric an ­layacok o lan kit le leri demogojii\ yöntemlerle a ldatmak­tan daha kolay bir şey yoktur. Bu yüzden Rus Sosyo i ­Demokratı icin günür: slogan ı , ik isi de demagoji d üzeyine batmış Svoboda ve Robocheye Dyelo 'ya karşı karar l ı bir

240

Page 241: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

m ücadele olmal ıdır. Buna llerde daha aynntılı olarak de­ğineceğiz•.

eSir düzine akı l l ı . yüz tane budaladan daha kolay yok edilebi l i r.• Bu harika gercek (k i bunun Için yüz budala sizi her zaman alkışlayacaktır) , akı l yürütmenizin ortasın­da bir sorundan diğerine atladığınız Icin size apocık ge­l iyor. c Komite» nin , rörgübün acığa çıkarılmasından sö­ze başladınız ve sürdürdünüz, şimdi de hareketin ckök­leri• nin «derinl ik lerinden• acığa cıkarılması sorununa at­ladın ız. Elbetteki işin asl ı . hareketimizin acığa cıkarıla­mayacağıdır. çünkü k itleler a rasında binlerce ve binlerce sayısız köke sahiptir; ama buradaki sorun bu değil . cOe­rin kökler)) söz konusu olduğunda, bütün amatörlüğümü­ze rağmen şimdi bile racığa cıkarı lma•mız olanaksızdır, ama yine de. «örgütlerin• acığa cıkarıldığından ve bu yüz­den de hareketin sürekl i l iğ in i korumanın olanaksızlaşma­sından hepimiı yakın ıyoruz ve yakınmamak elimizden gel­mez. Fakat siz, örgütlerin acıöa cıkanlmaları sorununu ortaya attığınız ve bunda direndiğiniz icin. ben de. bir düzine akı l l ı adamı acığa c ıkarmanın. yüz tane budalayı acığa cıkarmaktan cek daha zor olduğunu iddia ediyo­rum. Kitleleri. benim «ontidemokratik• vb. görüşlerim yü­zünden bana karşı ne kadar kışkırtırsanız kışkırtın, bu gö­rüşümü savunacağım. Durmadan söylediğim gibi , örgüt­lere i l işkin olarak «akı l l ı adamlar• dediğim zaman profesyonel devrimcileri kastediyorum, bunlar ister öğ­renciler rırasından. ister işciler arasından gelsin hlc öne­mi yok. Iddia ediyorum: 1) süreklil iğ i koruyan, istikrarlı bir öndMier örgütü olmadan hicbir devrimci hareket ayak-

• Şu an icin, •dışardan Itme• konusunda ve Svotıoda'nın örgüllenma

konusuna ilişkin olarak söylediklerimizin tümünün, Rabocheye

Dyelo'vu de!llekıeyenler dahil, bütün Ekonomisiler Icin de gecertl

oldul)unu söyloynllm; cünkü bunlardan boztları bu tGr örgüt g(ırüt­

ıerını aklir bir biclmde öOütler ve savunurtarken, diOerlerl de bu

nörıişlnro doOru sürüklenmlolerdlr.

F.: 11 241

Page 242: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

ta kala:-nc:- ; 2) hareketin temelini oluşturan ve ona katı­lan k itleler, mücadeleye kendi l ik lerinden ne kadar büyük sayıda sürüklenirse. böyle bir örgüte duyulan gerek de o kadar ivedi bir durum alır ve bu örgüt, o kadar sıkı ol ­mak zorundadır (çünkü her tür demagog icin , k itlelerin bi l inesiz tabakalarını peşlerinden sürü klemek cok daha kolaydır) ; 3) böyle bir örgüt esas olarak devrimci eylem­le profesyonel olarak uğraşan insanlardan oluşmalıdır; 4) otokratik bir devlette, böyle bir örgütün üyelerini dev­rimci eylemle profesyonel ola rak uğraşan ve siyasi polis­le mücadele sanetinda profesyonel ola rak eğ itil miş bu­lunan kişi lerle ne kadar sınırlarsak, örgütü ocığa cıkar­mak de o kadar güc olacaktır: ve 5) harekete katılabilen ve harP-ketin icinde aktif olarak. cal ışan işci sın ıfından gel­me insanların sayısı da o kader artacaktır.

Bizim Ekonomistleri, teröristleri ve ııEkonomist­teröristleriıı " bu tezleri cürütmeye çağ ırıyorum. Şu anda . sadece son ik i noktaya değ ineceğim. ıı Bir düzine ak ı l l ı ıı nın m ı yoksa «yüz budalanımı mı daha kolay avionabiiece­ğ i sorunu, yukarda değ in i len . sıkı g iz l i l iğin öneml i olduğu bir s ı rada bir k itle örgütüne sa hip ol maya olanak var mı -

• Bu ıerim belki. Ekonomislierden cok Svoboda'yo uygundur. cünkü

«Devrimcili�in Yeniden Do�uşu• !:ıoşlıklı bir vazısında terörizmi

savunurken, şimdi eleşlirmekle oldu�umuz yazısında Ekonomizmi

savunuyor. Svot-odı:ı icin «yopobilseydi yopord ı . oma yapomıvort

denebil ir . isıek ieri ve r.iyetleri pek ı;C:ze!-omo son u c tom bir kar­

gaş('ll ık ; bun�ıı; ona r.edeni. Svobodc'r.m, bir yo ndon örrC:C:r. sü­

rekl i l iğ in i isterken. diğer yendon d :ı devrimci dii5Cı'1ı:enir. ve s�s­

yoi-Demnkro• teorinin s ürP.kii l i� in i yodsırrnkto oluşudı;r . PrcfP.s•:o·

nel devrimeiyi ( « Dnvri m c i ! i ğ i n Yenider. Doöu ş u » } conir. n rl ı � m cı k i � ­

temekıe ve b u omacia d a . önce hevec. ., ı a n d ı r ı c ı terö� iımi . �onro

do •d ışardan itilme olası l ı ğ ı . daha az olnn «bir va!:.Ot iSç i ter nrrıt ! ·

t ['u r ıti önerme�ıc:1ir . {Svobodo, sayı 1 . s . &S ve devnrr. ı ; Bc:;;�n · bir

deyişle. ev i ısıtmek ic in evi y ı�moyı v e kf'!•CFTP3in: kullanrr:uyı öneriyo r .

242

Page 243: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

dır sorusuyla aynı kapıya cıkar. Gizl i l ik olmadan hükılme­te karşı inatcı ve sürekli bir mücadele vermek aOz konu­su olamaz ve b i r kitle örgütOne h lcblr zaman bu derecede g iz l i l ik veremeyiz. Tüm gizli Işlevleri olablldiO ince az soyı­da profesyonel devrimcinin ellerinde toplamak, bunların «herkes icin düşüneceklerb ve tabanın harekete aktif ola­rak katılmayacağı anlamına gelmez. Tersine, taban gide­rek artı:ın sayı larda profesyonel devrimeiyi saflanndan ye­tiştirecektir: cünkü birkoc öğrenc inin ve ekonomıle müca deleyi yürütmekte olan birkoc işeinin bir «komite• kurmak icin toplanmalarının yetmedlğlnl , fakat profesyonel dev­r imci olmak ic in kendin i eğitmenin yıllar aldığını bilecek­tir: ve taban yaln ız amatörce yöntemleri deOII. böyle bir eğ it imi de ı<düşünecektlr» . Örgütün gizli Işlevlerinin mer­kezileşmesi, h içbir biçimde , hareketin tOm Işlevlerin in mer­kezileşmesi an lamına gelmez. I l legol basına en geniş kit­lelerin aktif o lara k katı lmaları . bir «düzine• profesyonel devrimcinin bu Işe l l lşk in Işlevleri merkezlleştlrmelerl yü­zünden azalmayacak. tam tersine, on kat artacaktır. Bu yolla ve yaln ız bu yol la . il lego l basını okumanın, ona yazı yazmanın ve b i r ö lçüde onun dağıtılmasının hemen hemen gizli bir calışma olmaktan cıkmasını sağlayaca�ız, cOnkü polis. binlerle dağıtılan bir yayın ın her kopyası Icin yargı­sal ve yönet i m k ırtaslyecll lğ ln in uygu lanmasının olanaksız ve budalaca olduğunu cak gecmeden anlayacaktır. Bu ya lnız basın ic in de�il . hareketin her işlevi Icin , hatta gös­teriler icin b i le doğrudur. Kitlelerin aktif ve geniş katıl ımı bir zarar görmiyecektlr; tam tersine. en az polis kadar profesyonel eğit im görmüş, deney sahibi bir cdüzlne• dev­rimcinin . calışma la rın -broşürler hazırlanması. kabatas­lak plan lar düzenlenmesi . her kent bölgesi Icin, her fab­rika icin ve her eğiti m kurumu. vb. Icin önder gruplarının atanması cal ışmaların ın- tüm gizl i yanlarını merkezneş­tirmesinden yararlanacaktır. (Bu «demokratik olmayan• görüşlerimden ötürü iti raza uğrayacağımı bi l lyorum ama ak ı l l ıca _J\naktan uzak olan bu itiraza aşağıda cevap ve-

243

Page 244: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

rece�im) . En g izl i işlevierin bir devrimciler örgütünde m� 'lu�zlleştirilmesi, geniş kitleler Icin kurulmuş olan. bu ne.Jenle de olabildiğince gevşek ve gizlil ikten uzak olması gereken. işci sendikaları , e�itim çevreleri ve i l legol ya­yınları okuma grupları gibi. sosyal ist ve demokratik grup­lar, halkın di�er bütün kesimleri iclnde kurulacak olan gruplar, vb. vb. cok sayıda başka örgütlerin eylem alanını genişletecek ve kalitesini yükseltecektir. Böyle gruplara sendikalara ve örgütlere her yerde, olabildiğince çok sa yıda ve en geniş işlevlerle sahip olmak zorundayız: fakat bunları, devrimciler örgütüyle karıştırmak, aralarındaki sınır çizgisini silmek. kıtleler orasında daha şimdiden cok zayıf olon, kitle hareketine cıhizmet edebilmek• icin ken­dilerini özell ikle ve t\:i:-nüyle Sosyal-Demokrat eyleme oda­yanlar ve sabırla, inatla profesyonel devrimci olmak icin kendilerini eğiten kişiler gerektiği gerçeğinin aniaşılma­sını daha da bulanık hôle getirmek saçma ve zararlıdır.

Evet bu kavrayış. son derece zayıf bir durumdadır. Örgütle i l işkin olarak en büyük günahımız. l lkelliğimizle, Rusya'da devrimcilerin prestijini düşürmüş olmamızdır. Teori sorunlorındo . gevşek ve ü rkek olon. dar bir görüş tJ' =::ı c,lr.ı rı . kendi horcketsizl i�ini kitleler in kendi l iğ inden h :ırek�·i·rl.-ı haklı göstermeye calışan ; bir halk sözcüsün­den '!�'•'< =. ı� sendika sekreterine benzeyen . düşmanların bile sa v T ·. ı ı ı ko7anon peniş ve yürek!! bir plan sunma yeteneğinden yoksun. kendi profesyonel sonatında -si­yasi pol isle mücadele sanatında- tecrübesiz ve hantal­co davranan bir devrimci değil, sefil bir omotördür!

Bu sert sözlerden dolayı hicbir eylemci işci gücen­mesin, çünkü yetersiz eğitim söz konusu olduğunda, bun ları herkesten önce kendime uygulanm. Kendisine cok ge­niş, herşeyi kapsoyon görevler koycn bir cal ışma - ince­leme grubunda" ca lışmıştım; ve bu grubun üyeleri hepi­miz. iinlü bir ifadeyi deği"'tirerek cı8ize bir devrimciler ör-

• (1893-85 arasında. St. Petersburg'daki devrimci eyleml sıra.sındı-.ı

Page 245: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

gütü veriniz, tüm Rusya'yı a lt-üst edelim, , dlyeblleceOimlz tarihi bir anda, amatörler gibi davrandıOımızı kavradıOı­mızdan ötürü cok acı ceklyorduk. O zaman duyduğum utanc duygusunu ne kadar hatırlasam. vaazları, cdevrim­ci adını lekeleyen. ve görevim izin devrimeiyi bir amatör düzeyine düşürmek değil amatörleri devrimeller düzeyine yükseltmek olduğunu onlayamayan sahte Sosyai-Demok­ratlaro karşı duygularım o kadar acılaşıyor.

Collected Worb, :nt 5,

s. 373--408, 412--417,

421-ı38, 451-ı87.

Page 246: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

R.S.O.I.P.'NIN IKINCI KONGRESI ICIN EKONOMIK.

MÜCADELE ÜSTONE KARAR TASARlSI (1903)

Kongre. işçilerin ve onların sendikaların ın (başl ıca tüm Rusya sendikaların ın) ekonomik mü·cadelelerini. her du­rumda desteklerneyi · ve her yönüyle geliştirmeyi ve Rus­ya'daki ekonomik mücadelenın ve sendika hareketinin baş­langıcından itibaren , Sosyal-Demokratik nitelikte olmasını sağlamayı vazgeçilmez bir temel saymaktadır.

·

Collected Works, ciit 5

s. 473

Page 247: SENDIKALAR UZERINE I · miş oldu. Hiç kuşkusuz işçiler oralarında her zaman gizli örgütler. dernekler kuragelmişler. ancak bunlarla pek bir şey elde edememişlerdi. Symons

..:

··5 ÖZGÜR 'J KITAP • ;�ifıTASJYE