silverline Üretimden sorumlu “fabrikamızı yeniden ... · tasarım odaklı, sürekli yatı-rım...

19
Kurumsal iletişim yayını • 2018 • No 05 Award-winning Süllü Ticaret continues to expand in Denizli BOL ÖDÜLLÜ SÜLLÜ TİCARET, DENİZLİ’DE BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR • SOHBET Dr. Ayça Kaya: “Çocuklarda ‘organik obezite’ yayılıyor” • NELER YAPTIK? Silverline Bayi Toplantısı “Hedefimiz 2020” mottosuyla düzenlendi WHAT WE DID Silverline Dealers Meeting was realized with the motto "Our target is 2020" “Fabrikamızı yeniden yapılanma ile geleceğe hazırlıyoruz” “Fabrikamızı yeniden yapılanma ile geleceğe hazırlıyoruz” Silverline Üretimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Fuat Ağar: Deputy General Manager of Production, Fuat Ağar: "We are preparing our factory for the future via restructuring”

Upload: others

Post on 12-Feb-2020

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Silverline Üretimden Sorumlu “Fabrikamızı yeniden ... · tasarım odaklı, sürekli yatı-rım öngörüyor. 2015 yılında fabrikamızda 10 milyon TL tesis ve 6 milyon TL makine

Kurumsal iletişim yayını • 2018 • No 05

Award-winning Süllü Ticaret continues to expand in Denizli

BOL ÖDÜLLÜ SÜLLÜ TİCARET, DENİZLİ’DE BÜYÜMEYE

DEVAM EDİYOR

• SOHBETDr. Ayça Kaya: “Çocuklarda ‘organik obezite’ yayılıyor”

• NELER YAPTIK?Silverline Bayi Toplantısı “Hedefimiz 2020” mottosuyla düzenlendi

WHAT WE DIDSilverline Dealers Meeting was realized with the motto "Our target is 2020"

“Fabrikamızı yeniden

yapılanma ile geleceğe hazırlıyoruz”

“Fabrikamızı yeniden

yapılanma ile geleceğe hazırlıyoruz”

Silverline Üretimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Fuat Ağar:

Deputy General Manager of Production, Fuat Ağar: "We are preparing our factory for the future via restructuring”

Page 2: Silverline Üretimden Sorumlu “Fabrikamızı yeniden ... · tasarım odaklı, sürekli yatı-rım öngörüyor. 2015 yılında fabrikamızda 10 milyon TL tesis ve 6 milyon TL makine

03

DERGİMİZ

Hello,Merhaba,Bu yıl bayi toplantımızın 5.’sini düzenledik. Antalya’da bir araya geldiğimiz iş ortaklarımızla çok verimli ve keyifli iki gün geçirdik. Bu yılki mottomuz “Hedefimiz 2020” idi. Bildiğiniz gibi 2020’de

ilk 300 şirket arasına girmek ve 1 milyar TL ciroya ulaşmak hedefiyle hareket ediyoruz. Bu hedefimize ulaşırken en büyük

desteğimiz elbette iş ortaklarımız. Onların azminin, bağlılıklarının ve heyecanlarının bizi hedefimize taşıyacağından hiç kuşkumuz

yok. Bunu Bayi Toplantısı’nda da açık bir şekilde görmek ve hissetmekten büyük mutluluk duydum.

Bu hedefimize doğru ilerlerken elbette üretimimizin dünya standartlarında olması, fabrikamızın dijitalleşmesi de en önemli

faktörler arasında yer alıyor. Bu doğrultuda Merzifon’daki fabrikamızda büyük yatırımlar yapıyor ve fabrikamızı geleceğe

hazırlamak için yeniden yapılandırma çalışmaları sürdürüyoruz. Bizi en çok heyecanlandıran projelerimizin başında

gelen bu yenilenme çalışmalarını bu sayımızda Silverline Üretimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Fuat Ağar anlattı.

Bu sayımızda ayrıca yeni bir mağaza ile büyümesini sürdüren Denizli bayimiz Süllü Ticaret’i sayfalarımıza konuk ederek

Cüneyt Süllü’den hem Denizli pazarı hem de yeni mağazası hakkında bilgi aldık. Bu arada Denizli’ye gitmişken o yörenin

lezzetlerine de göz attık.

Sizlere haberlerimizi ve gelişmelerimizi iletirken keyifli ve bir o kadar da yararlanabileceğiniz içerikler sunmak istiyoruz. Bu doğrultuda

bu sayımızdaki sohbetimizi Dr. Ayça Kaya ile gerçekleştirdik. En değerli varlıklarımız çocuklarımızın beslenmesi konusunda

yaptığımız hataları, dikkat etmemiz gerekenleri Ayça Kaya’dan dinledik. Faydalı bilgiler edineceğinizi umuyorum.

Elbette kampanyalarımızı ve yeniliklerimizi de paylaştığımız bu sayımızda ayrıca akıllı ev trendlerine göz attık ve hayatınızı

kolaylaştıracağını umduğumuz 5 dakikalık yemek tarifleri verdik.

Keyifle okumanızı dilerim.

Mustafa Laçin

Silverline Yönetim Kurulu Başkanı

This year we have organized the 5th of our dealers meetings. We had very productive and enjoyable two days with our business partners in Antalya. Our motto of this year was "Our target is 2020". As you all know, we are operating with the target to become one of the top 300 companies and to reach 1 billion TL revenue by 2020. Our greatest support in reaching this target, is of course our business partners. We have no doubt that their perseverance, commitment and enthusiasm will carry us to our target. I was pleased to see and feel this clearly at the Dealers Meeting.

Moving towards our target, our manufacturing of world standards and the digitalization of our factory are certainly among the most important factors. Accordingly, we make huge investments in our factory in Merzifon and we continue with our restructuring efforts to prepare our factory for the future. Fuat Ağar, our Deputy General Manager of Production of Silverline, told us about this renewal task which is one of our most exciting projects.

In this issue, by hosting our dealer Süllü Ticaret in Denizli which pursues its growth via a new store, we received information about Denizli market and their new store from Cüneyt Süllü. In the meantime, while visiting Denizli we took a glance at the tastes of that district as well.

While communicating our news and developments to you, we would like to provide you with the content that you can enjoy and benefit from as well. In line with this, in this issue we had an interview with Dr. Ayça Kaya. We listened to Ayşe Kaya telling us about the mistakes we make while feeding our children who are the most valuable assets of us, and the points to take into consideration. I hope you'll acquire useful information.

In this issue where we certainly shared our campaigns and innovations, we also browsed the smart home trends and provided 5-minute recipes that will hopefully make your life easier.

I hope you enjoy reading.

Mustafa Laçin Silverline Chairman of the Board

Page 3: Silverline Üretimden Sorumlu “Fabrikamızı yeniden ... · tasarım odaklı, sürekli yatı-rım öngörüyor. 2015 yılında fabrikamızda 10 milyon TL tesis ve 6 milyon TL makine

04 05

EuroCucinaSTAND PAD 15  - A21 B20

DERGİMİZ

İÇİMİZDEN06

30ONE OF US

Deputy General Manager of Production, Fuat Ağar:"We are preparing our factory for the future via restructuring”

1824 YENİLİKÇİ BAKIŞ

Yakın geleceğin akıllı ev trendleri

Silvernews Silverline Kurumsal İletişim Ya yınıdır Ya yın Tü rü: Ye rel, sü re li, üç ay lık der giSilverline Adı na İm ti yaz Sa hi bi: Mustafa Laçin Edi tör: Ayşe Başcı, Burçin Tarhan Gra fik Ta sa rım: Kadir Kaymakçı, Berna Sönmez Fotoğraf: Barış Tekin, Celal KençYa zış ma Ad re si: Orta Mah. Topkapı Maltepe Cad. No: 6 Silkar Plaza Kat: 3 P.K. 34030 Bayrampaşa / İstanbul Tel: 444 4 758 E-posta: [email protected] İnternet: www.silverline.comYa pım: Konak Medya Cebesoy Sokak Aziz Apt. No: 13 D: 4 Sahrayıcedit-Kadıköy / İstanbul Tel: (0216) 350 03 03 İnternet: www.konakmedya.comRenk Ay rı mı ve Bas kı: Özgün Ofset Aytekin Sok. Yeşilce Mah. No: 21 34418 4. Le vent / İs tan bul Tel: (0212) 280 00 09 Faks: (0212) 264 74 33

Silverline Üretimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Fuat Ağar:

“Fabrikamızı yeniden yapılanma ile geleceğe hazırlıyoruz”

12Silverline, Bayi Toplantısı’nda "Hedefimiz 2020" dedi

WHAT WE DID Silverline said "Our target is

2020" at the Dealers Meeting34

14

ÇİZGİMİZBol ödüllü Süllü Ticaret, Denizli’de büyümeye devam ediyor

OURWAYAward-winning

Süllü Ticaret continues to grow in Denizli

32

23 NELER YAPTIK?Eurocucina'ya katılıyoruz

WHAT WE DIDWe are participating

EuroCucina33

06

İÇİMİZDENSilverline Üretimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Fuat Ağar: “Fabrikamızı yeniden yapılanma ile geleceğe hazırlıyoruz”

ONE OF USDeputy General Manager of

Production, Fuat Ağar: "We are preparing our

factory for the future via restructuring”

30

28 KEYİFBu tarifler için 5 dakika yeterli!

17YENİLİKLERİMİZEnerji ve su tasarrufunu üstün performansla buluşturan teknoloji

11 NELER YAPTIK?Her tarza uygun farklı kombinasyonlar

18 SOHBETDr. Ayça Kaya: “Çocuklarda ‘organik obezite’ yayılıyor”

ÇİZGİMİZ14

Bol ödüllü Süllü Ticaret, Denizli’de büyümeye

devam ediyor32OURWAY

Award-winning Süllü Ticaret continues to expand in Denizli

SOHBET

13 Silverline Ankastre’nin otomobil talihlisi Gaziantep’ten

26 LEZZET DURAKLARI Denizli’de kebap elle yenir!

Dr. Ayça Kaya:

“Çocuklarda ‘organik obezite’ yayılıyor”

Page 4: Silverline Üretimden Sorumlu “Fabrikamızı yeniden ... · tasarım odaklı, sürekli yatı-rım öngörüyor. 2015 yılında fabrikamızda 10 milyon TL tesis ve 6 milyon TL makine

06 07

İÇİMİZDEN

“Fabrikamızı yeniden yapılanma ile geleceğe hazırlıyoruz”Silverline’ın Merzifon’daki fabrikasında büyük bir yeniden yapılanma çalışması başladı. Fabrika’daki heyecan verici süreçleri, gelişmeleri ve hedefleri Üretimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Fuat Ağar anlattı.

“Fabrikamızdaki yeniden yapılanma çalışmalarının heyecanını fabrikanın ve organizasyonun her yerinde görüyor, hissediyorum. Bu heyecan, bu süreçte bizim en büyük gücümüz olacak.”

Her zaman otomasyona ve dijital gelişmelere büyük önem veren Silverline’ın Merzifon Fabrikası, şu sıra-larda büyük bir değişim içinde. Fabrika, “inovasyon,

teknoloji, Endüstri 4.0” başlıkları altında geleceğe hazırlanı-yor. Yeniden yapılanma sürecini büyük bir heyecanla yürüten Üretimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Fuat Ağar’ı say-falarımıza konuk ettik ve hem süreci dinledik hem de Fabrika hakkında önemli bilgiler aldık.

Kendinizden bahseder misiniz?1966 İzmir doğumluyum. Evli ve iki çocuk babasıyım. Orta öğ-renimi İzmir Atatürk Lisesi’nde tamamladıktan sonra lisansı-mı Ankara Gazi Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde yaptım. Eşim B/S/H/’ta Kalıp Mühendisi olarak görev yapıyor. Kızım, 23 yaşında ve Tıp Fakültesi 3. sınıf öğrencisi. Oğlum ise 17 yaşında ve Fen Lisesi 3. sınıfa devam ediyor.

İş hayatıma 1991’de Kamhi ailesine ait Profilo-AEG ortaklığın-daki Çerkezköy’deki buzdolabı fabrikasında başladım. 1995 yılında B/S/H/, Profilo’nun yüzde 66 hissesini alıp bünyesine kattıktan sonra bir şirketin gerçek anlamda değişiminin içeri-sinde oldum. 2004 yılında B/S/H/ bünyesinde, 45 cm’den 90 cm’e kadar genişlikteki soğutucuların üretim projesinin yöneti-minde bulundum. Bu proje ile B/S/H/, Benchmark Fabrika ve Parlayan Fabrika ödüllerini aldı. 23 yıldan sonra 2014 yılında B/S/H/’dan ayrıldım.

Sonrasında genellikle fabrikaların yeniden yapılanması, yeni organizasyonlar ve yalın konusunda danışmanlık hizme-ti vermeye başladım. Kısa bir süre Carrefour, Migros, A.101, Vodafone gibi büyük mağaza zincirlerinin mağaza metal giy-dirmelerini yapan HMY\Teknogon’da Fabrika Müdürlüğü po-zisyonunda görev yaptım.

Sonrasında Silverline ailesine katıldım. Mustafa bey ile ilk gö-rüştüğümde hedeflerinin büyük olmasından çok, arkasında durduğu değerler, hayat görüşü beni çok etkiledi. Örneğin Merzifon’u göç alır bir yer haline getirmek ve bölgenin aydınlık yüzü olmak istiyordu. Bunlar beni çok etkiledi.

Silverline’ın Merzifon’daki fabrikası hakkında bilgi verir misiniz?1994 yılında 1.500 metrekarelik alanda kurulan ve 1996 yı-lında ilk kez seri üretime geçen fabrikamız bugün yaklaşık 40.000 metrekare kapalı alanda, toplamda ise 100.000 metrekarelik açık alan üzerinde aspiratör ve davlumbaz üre-timine devam ediyor. 2017 verilerine göre fabrikada toplam-da 939 kişi görev yapıyor.

Fabrikamızda geçtiğimiz yıl 1,2 milyon adet aspiratör ve dav-lumbaz üretimi gerçekleştirildi. Sektöründe Türkiye’nin lider üreticisi olan firmamız, Avrupa’nın da ilk 5 üreticisinden biri. Aspiratör ve ankastre ürünlerinde hedefimiz, dünya markası olmak. Üretim adetlerinde her yıl yüzde 25-30 oranında bir büyüme gerçekleşiyor.

Üretim artışı dışında fabri-kada son yıllarda nasıl bir gelişim gösterildi?Son 5 yılda yaklaşık 40 mil-yon TL yatırım yapan marka-mız, sürdürebilir büyüme için üretim süreçlerinde, yenilikçi ürün geliştirmede, enerji ta-sarrufu alanında, teknoloji ve tasarım odaklı, sürekli yatı-rım öngörüyor. 2015 yılında fabrikamızda 10 milyon TL tesis ve 6 milyon TL makine yatırımı olmak üzere top-lamda 16 milyon TL yatırım yapıldı, 13 farklı alanda robot uygulaması gerçekleştirildi. Otomasyon çalışmalarımızın tasarım sürecinden imalat aşamasına kadar tüm sü-reçleri, alanında yetkin mü-hendislerimiz tarafından gerçekleştiriliyor. Son yıllarda lazer teknolojisindeki geliş-melerden esinlenerek üre-tim sürecimizdeki kritik kay-nak prosesinde robotik lazer kaynak otomasyonu devreye alındı. Enerji tasarrufu ile ilgili olarak ise güneş enerjisi ça-lışmamız bulunuyor.

Özellikle kadın iş gücünü artırmak ve üretimde ka-dın istihdamını yükseltmek amacıyla İŞKUR ile projeler geliştiriyoruz. Son 4 yılda kadın çalışan sayımızı yüzde 200 artırdık ve 150 kadın ça-lışan sayısına ulaştık.

Ar-Ge merkeziniz hakkında bilgi verebilir misiniz?Ar-Ge merkezimiz, üretti-ğimiz aspiratör ve davlum-bazlar üzerinde kullandığımız bütün teknolojileri geliştirme konusunda genç ve dona-nımlı bir ekiple çalışıyor. Ai-lece birlikte bulunduğumuz, evlerimizin en önemli köşesi olan mutfakta geçirilen za-manın kalitesini artırmak için özellikle koku ve gürültü azaltma projelerine özel bir

For English see page 30

Page 5: Silverline Üretimden Sorumlu “Fabrikamızı yeniden ... · tasarım odaklı, sürekli yatı-rım öngörüyor. 2015 yılında fabrikamızda 10 milyon TL tesis ve 6 milyon TL makine

08 09

İÇİMİZDEN

“1 milyar TL ciroya ulaşacağımızdan ve 2020'de ilk 300 şirket arasına gireceğimizden en ufak bir şüphe duymuyorum. Bu hedeflere, müthiş heyecanlı, vizyoner, sonuç odaklı, genç ekibimizle birlikte ulaşacağız. Ben bu ekibe sonsuz güven duyuyorum.”

önem veriyoruz. Bu konuda İTÜ, ODTÜ, Konya Selçuk Üniver-sitesi, Eskişehir Anadolu Üniversitesi, Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi ve TÜBİTAK ile iş birliklerimiz devam ediyor. Fabri-kamızda yer alan performans ve güvenlik laboratuvarında, en sessiz ve akustik konforu en iyi olan davlumbazların geliştiril-mesine yönelik projelerimizi sürdürüyoruz.

Fabrikanızın sektörde öne çıkan özellikleri nelerdir? Hangi yönlerden farklılaşıyorsunuz?Türkiye’nin davlumbaz performansı konusunda akredi-te olan ilk ve tek laboratuvarına sahibiz ve Türkiye'de ak-redite güvenlik laboratuvarı bulunan 3. şirket konumun-dayız. Ayrıca SGS, TSE ve İntertek gibi test kuruluşları tarafından yetkilendirilen güvenlik laboratuvarımız bulu-nuyor. Tüketilen enerji miktarının, üretimdeki miktar ve ka-liteyi düşürmeden minimuma indirerek bir düzen oluş-turma ve güvenliğe yönelik testlerin gerçekleştirildiği laboratuvarımız ISO 17025 standartlarına göre çalışıyor. Fabrikamız, Türkiye’nin 621. Ar-Ge Merkezi’ne sahip.

Personel eğitimi konusunda nasıl bir stratejiye sahipsiniz?Şirketimiz, genel olarak çalı-şan gelişimini odağına yer-leştirmiş bakış açısına sa-hip bir yönetim anlayışı ile yönetiliyor. Biz de Merzifon fabrikalarımızda bu vizyonu İnsan Kaynakları’na bağlı Gümüş Akademi iş birliğiyle çalışanlarımıza aktarmaya çalışıyoruz.

Fabrikalarımızda mavi yaka çalışanlarımız için henüz işe başlamadan önce en az bir haftalık teorik ve pratik eği-timden oluşan işbaşı eğitim programları, İş Kurumu iş

birliği ile uzun süreli mes-lek edindirme programları, kendi teknik eğitim atölye-miz bünyesinde yine kendi iç eğitmenlerimizle vermekte olduğumuz mesleki eğitim-ler, takım liderleri yetiştirme programları gibi eğitimleri yıllık eğitim planı dahilinde veriyoruz. Zaman zaman hem teknik hem de kişisel gelişim eğitimlerini dış des-tek alarak da kurgulayabili-yoruz.

Ayrıca fabrikalarımızda ön-celikli olarak değerlendirdi-ğimiz “iş sağlığı ve güvenliği” konusunda tüm kademede-ki çalışma arkadaşlarımızın bilinçlenmesi ve konunun öneminin farkında olunması adına işe girişlerde ve sonra-sında da periyodik aralıklarla eğitimler düzenliyoruz.

Beyaz yakalı çalışanlarımız için yıllık eğitim ihtiyaçları, performans değerlendirme sisteminin yetkinlik bölümün-den çalışanlarla ilgili aldığı-mız geri bildirimler doğrul-tusunda Gümüş Akademi yönetimi tarafından İstanbul ve Merzifon lokasyonların-da beraber ve standart bir sistemle kurgulanıyor. Beyaz yakalı çalışanlarımız için ihti-yaç duyulan mesleki ve kişi-sel gelişim eğitimlerinin yanı sıra, yetenek havuzundaki çalışanlarımız için Liderlik Okulu Programı kapsamın-da özel eğitim başlıkları ve koçluk çalışmaları da plan-lanıyor.

2018 yılında Yalın Enstitü ile başlayan iş birliğimiz çer-çevesinde eğitim program-larımız hız kazanacak. Aynı zamanda İK Yetenek Yöneti-mi ekibi ile beraber üzerinde çalıştığımız ve 2018 yılında başlangıcı verilecek bir Mü-

hendis Yetiştirme Programımız da fabrikamız bünyesinde ha-yata geçecek.

Fabrikanızda güneş enerjisinden de faydalanıyorsunuz. Bize biraz bu konuda bilgi verebilir misiniz?Silverline olarak “Enerji medeniyettir, gelişimdir” sloganıyla, 2012 yılında yenilenebilir enerji kaynaklarını, fizibiliteler ile böl-geyi inceledik. Öncelikle demo uygulama olarak Merzifon’da 2,4 kWh kapasiteli bir güneş enerjisi santrali kurduk. Bu veri-ler ışığında 2015 yılında Yenilenebilir Enerji Programı Kapsa-mında OKA desteğini kazanarak 258 kWh kapasiteli santrali devreye aldık. Güneş enerjisi santrali sayesinde bugüne kadar 898.498 kg’lık CO2 salınımını engelledik. Bu rakam, 198 aracın bir yıllık ürettiği sera gazına eşdeğer. Santralde bugüne kadar 776.522 kWh enerji üretildi. Bu rakam da 5.185 adet bilgisa-yarın 1 yıllık enerji tüketimine, bir televizyonun 4.684.925 saat çalışması için gereken enerjiye eşdeğerdir.

Bu projenin hedefini, üretim adetlerini arttırırken gereken enerjiyi yenilenebilir kaynaklardan sağlamak, karbon ayak izini azaltmak, enerji maliyetlerini azaltarak yurtiçi ve yurtdışı pa-zarında daha rekabetçi olmak olarak özetleyebiliriz.

2017 yılı nasıl geçti ve 2018’den beklentileriniz nelerdir?Genel olarak 2017 yılı hem sektör hem de Silverline için iyi bir yıldı. Silverline'ın cirosu yüzde 30 civarında arttı. Sektörde bü-yüme ortalaması ise yüzde 25 olarak gerçekleşti.

Page 6: Silverline Üretimden Sorumlu “Fabrikamızı yeniden ... · tasarım odaklı, sürekli yatı-rım öngörüyor. 2015 yılında fabrikamızda 10 milyon TL tesis ve 6 milyon TL makine

10 11

İÇİMİZDEN

“Yeni ürünlerdeki 'Internet of

Things' ve 'Home Connect'e geçiş

hızımız, bizim bu pazardaki yerimizi

belirleyecektir. Biz tüm

gücümüzle buna hazırlanmaya

çalışıyoruz.”

NELER YAPTIK?

2018 ise sektör açısından kötü başladı. Ancak bu, Silverline için geçerli değil. Sektörün üzerinde bir gelişme gösterdik. Bu yükseliş sürecinin hız kesmeden, aynı şekilde devam edeceğini düşünüyorum.

Fabrika tarafında ise her alanda “Yeniden Yapılanma” sloga-nı ile çalışıyoruz. Yönetimimizin 2020’de ilk 300 şirket arasına girmek ve 1 milyar TL ciro gerçekleştirmek hedefi çerçeve-sinde, sağlam bir alt yapı ile fabrikayı hazırlama çalışmala-rını sürdürüyoruz. Bu doğrultuda yapılanmamızı inovasyon, teknoloji, Endüstri 4.0 başlıkları altında gerçekleştireceğiz. Türkiye’nin önde gelen yalın üretim danışmanlarından Yalın Enstitü’nün desteği ile bu süreci Şubat ayı itibariyle hızlı bir şekilde başlattık.

Yeniden yapılanma süreci hakkında biraz daha detaylı bilgi alabilir miyiz?Bu süreç, hepimiz için bir öğrenme periyodu olacak. En bü-yük beklentilerimizden biri, Silverline'ın yarınını oluşturacak alt yapı ve organizasyonun temellerini atmak. Alt kırılımda ise çağdaş otomasyon sistemi, veri alışverişleri ve üretim tek-nolojilerini içeren “Endüstri 4.0” paralelinde bu süreç devam edecek.

Yeni ürünlerdeki “Internet of Things” ve “Home Connect”e ge-çiş hızımız, bizim bu pazardaki yerimizi belirleyecektir. Biz tüm gücümüzle buna hazırlanmaya çalışıyoruz.

Şunu da vurgulamak isterim; bu değişim süreci, insan odaklı olacak. Endüstri 4.0 ile teknoloji ve otomasyon artacak, bir ta-rafta iş gücü ihtiyacı azalacak, verimlilik artacak ama bu pa-ralelde yapılacak yeni projeler, yeni yatırımlarla yeni iş alanları açılacak, yetkinlik düzeyi düşük işlerden çok daha nitelikli, eği-tim ve gelir düzeyi yüksek bir iş gücü yapısına geçilecek.

Ben, başlattığımız bu çalışmaların heyecanını fabrikanın ve organizasyonun her yerinde görüyor, hissediyorum. Bu heye-can, bu süreçte bizim en büyük gücümüz olacak.

Bu yol, uzun ve zor; bunun yanında müthiş bir takım çalışması gerektiriyor. Bazen yanlış yapacağız. Ders çıkarmasını bile-ceğiz. Hatalar bizi büyütecek. Sonuçta bu süreç hepimiz için müthiş bir tecrübe olacak.

Romalı bilgin Marcus Tullius Cicero, “Tecrübe en değerli hoca-ların vermiş olduğu dersten bile daha değerlidir “der.

1 milyar TL ciroya ulaşacağımızdan ve 2020’de ilk 300 şirket arasına gireceğimizden en ufak bir şüphe duymuyorum. Bu sonuca müthiş heyecanlı, vizyoner, sonuç odaklı, genç ekibi-mizle birlikte ulaşacağız. Ben bu ekibe sonsuz güven duyuyorum.

Sonuç olarak, gidilecek çok yol, atılacak çok adımımız var. Ekibime ve bu süreçteki tüm destekçilerimize başarılar dili-yorum.

Silverline Servis Yönetimi Süreç Yöneticisi Tarık Erel’in oğlu Yankı Erel, Avustralya Açık Gençler

Şampiyonası Grand Slam arenasında genç erkek-lerde teklerde üçüncü tura çıkan ilk Türk raket olmayı başardı.

Sezonun ilk Grand Slam turnuvası Avustralya Açık’ta gençler kategorisinde raket sallayan Yankı Erel, tarihi bir galibiyetin altına imzasını attı. Çek rakibi Dalibor Svrcina’ya şans tanımayan 17 yaşındaki Erel, Grand Slam arenasında genç tek erkeklerde son 16’ya kal-mayı başaran ilk Türk tenisçi oldu.

Melbourne Park’taki serüvenine 13 numaralı seribaşı ABD’li Andrew Fenty’yi saf dışı bırakarak başlayan Erel, ikinci turda karşılaştığı Svrcina önünde oldukça güçlü bir performans sergiledi. Yankı, 19 kazanma vuruşu ürettiği mücadeleden 53 dakika sonunda 6-2, 6-0’la üstün ayrıldı.

Dünya gençler klasmanının 32. basamağına otu-ran Yankı Erel, Avustralya Açık Gençler Şampiyonası üçüncü turunda Rus Timofey Skatov ile oynadığı maçı ise kaybederek turnuvaya veda etti.

Kampanya kapsamında ocak, fırın, davlumbaz ürün grupların-da sunulan modellerden kombinasyonu, tüketici kendisi yapı-

yor. Setleri tamamlayıcı buzdolabı, bulaşık makinesi ve mikrodal-ga da kampanyada sunulan alternatif ürün grupları arasında yer alıyor.

12 Mart-5 Mayıs 2018 tarihleri arasında devam edecek kam-panyada, seçilen ve montajı Silverline yetkili servisleri tarafından yapılan ürünlere (ekonomik set hariç) 3 yıl garanti avantajı sunu-lurken bulaşık makinesinde 5 yıl, buzdolabı ürün grubunda 5 yıl kompresör garantisi uygulanıyor.

Silverline Ankastre, “Size sadece seçmek kaldı” sloganıyla yeni bir kampanya başlattı.

Her tarza uygun farklı kombinasyonlar

Silverline ailesinden Yankı Erel tarih yazdı

Page 7: Silverline Üretimden Sorumlu “Fabrikamızı yeniden ... · tasarım odaklı, sürekli yatı-rım öngörüyor. 2015 yılında fabrikamızda 10 milyon TL tesis ve 6 milyon TL makine

12 13

NELER YAPTIK?

Silverline, Bayi Toplantısı’nda "Hedefimiz 2020" dediSilverline Ankastre, bu yıl düzenlenen 5. Bayi Toplantısı'nı Antalya Susesi Luxury Otel'de gerçekleştirdi. Silverline Ankastre'nin tüm yönetim kadrosu ve bayileri iki gün boyunca keyifli zamanlar geçirirken, organizasyon süresince yeni ürünler tanıtıldı. "Hedefimiz 2020" mottosuyla düzenlenen etkinlikte, önümüzdeki yıllara dair projeksiyonlar paylaşıldı.

Bu yıl 5.'si düzenlenen Silverline Ankastre Bayi Toplantısı’nın mottosu "Hedefimiz 2020" idi. Geleceğin ankastre tek-nolojisine yön veren Silverline, Antalya Susesi Luxury

Otel'de paydaşlarıyla dolu dolu bir organizasyon çerçeve-sinde bir araya geldi. İkinci gün gerçekleştirilen projeksiyon toplantısının açılışını Silverline Ankastre'nin Kurucu Başkanı İbrahim Atay ve CEO Mustafa Laçin yaptı. Kurulduğu günden bugüne geçen 24 yıl içinde yaşanan gelişmeleri duygusal bir konuşma ile anlatan İbrahim Atay, bunda büyük katkısı olan tüm iş ortaklarına teşekkür etti. Ardından gelen yöneticiler Silverline Ankastre'nin iç piyasa ve ihracata yönelik uzun dö-nem projeksiyonlarını paylaştı.

Programa katılan ekonomist ve TV programcısı Cem Seymen ise, “Türkiye ekonomisinin yeni hikayesi ne olmalı” başlığı al-tında, dünyadan verdiği örneklerle oldukça etkileyici ve dik-kat çekici bir sunum gerçekleştirdi. Cem Seymen’in ardından Silverline'ın akıllı mutfak projesinin ilk ürünü, sahne şovu ile tanıtıldı.

Bayiler, otelde kurulan Silverline Ankastre standında, dün-yanın en önemli kuruluşlarından tasarım ödülleri alan Flow-in ürününü detaylı inceleme fırsatı bulurken yeni ürün gamı hakkında da bilgiler aldı. Toplantının akşamında gerçek-leşen gala gecesinde ise Selami Şahin sahne aldı. Sanatçı, kendi bestelerinden oluşan keyifli bir repertuar ile konuklara güzel saatler yaşattı.

For English see page 34

Silverline Ankastre’nin düzenlediği yeni yıl kam-panyası sonuçlandı. Silverline’dan mutfağını ye-

nileyerek yarışmaya katılan ve Gaziantep’te yaşayan Uğur Ağbulut, geçtiğimiz ay noter huzurunda yapılan çekilişle 2018 model Volkswagen Polo marka oto-mobil kazandı. Ağbulut İstanbul’da yapılan törenle otomobilini teslim aldı. Ayrıca Silverline Ankastre’nin kampanyasına dahil olup çekilişe katılan 11 kişi iPhone, 7, 111 kişi ise Fakir Kahve Makinesi kazandı.

Silverline, 1-2 Mart tarihlerinde Ortadoğu Teknik Üniversitesi Kariyer Fuarı’na katıldı. "Hayata keyif katan bir kariyer hedefi

için Silverline Kampüste!" sloganıyla, Silverline İnsan Kaynakları ekibi ve Ar-Ge Direktörünün katıldığı etkinlikte öğrencilerle bulu-şuldu ve kariyer hedeflerine yardımcı olmak için paylaşımlarda bulunuldu.

ODTÜ Kariyer Fuarı her akademik yıl içerisinde iki kez ODTÜ Kültür Kongre Merkezi’nin Büyük ve Küçük Fuaye alanlarında gerçek-leştiriliyor. 1999 yılından beri düzenlenen etkinlik, 3000’den fazla öğrenci ve mezun tarafından ziyaret ediliyor.

Silverline Ankastre, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kadın ça-lışanları için farklı bir etkinliğe imza attı. İş yaşamının yoğun

temposuna bir nefes molası vermek üzere, Doğru Nefes Teknikleri eğitimi düzenledi. Nefes terapisti ve eğitmeni Duygu Keçecioğlu, 8 Mart’ta İstanbul, 9 Mart’ta Merzifon’daki Silverline çalışanları ile buluşarak doğru nefes teknikleri ile hayatlarını nasıl daha kaliteli ve güzel geçirebileceklerini paylaştı.

Ayrıca Silverline, tüm kadın çalışanlarına Yves Rocher firmasın-dan hediyeler dağıttı.

Silverline ODTÜ’deydi Silverline Ankastre’nin otomobil talihlisi Gaziantep’ten

Silverline Dünya Kadınlar Günü’nde derin bir nefes aldı

Page 8: Silverline Üretimden Sorumlu “Fabrikamızı yeniden ... · tasarım odaklı, sürekli yatı-rım öngörüyor. 2015 yılında fabrikamızda 10 milyon TL tesis ve 6 milyon TL makine

14 15

ÇİZGİMİZ

Bol ödüllü Süllü Ticaret,büyümeye devam ediyorŞimdiye kadar aldığı pek çok ödülle başarısını kanıtlamış Silverline’ın Denizli bayisi Süllü Ticaret, Denizli’de üçüncü mağazasını geçtiğimiz aylarda açtı. Süllü Ticaret kurucusu Cüneyt Süllü ile yeni mağazası ve Denizli ankastre pazarı hakkında konuştuk.

Denizli’de faaliyet gös-teren Süllü Ticaret ile Silverline’ın iş birliği,

2000 yılından bu yana de-vam ediyor. Bu süre içinde pek çok başarıya imza atan Süllü Ticaret, 2014 ve 2015 yıllarında Yılın En iyi Toptan-cı Ciro ve En İyi Proje Satış kategorilerinde birincilik elde etti. Bunlar dışında 2015 yılında En İyi Ciro Yapan Esty Bayisi seçildi, 2014’te Schock En İyi Toptancı Ciro kategorisinde birinci oldu. Bu başarılarına bir de bü-yüme hedefi ekleyen Süllü Ticaret, geçtiğimiz aylarda Denizli’nin beyaz eşya mer-kezi olarak anılan 2. Ticari Yol’da bir Silverline mağa-zası açtı. Süllü Ticaret kuru-cusu Cüneyt Süllü’den yeni mağaza ve şirketi hakkında bilgi aldık.

Kendinizden ve şirketinizden bahseder misiniz? Süllü Ticaret, 1998’de kurul-du. Beyaz Eşya ile başladık. O sıralarda ankastre yay-gın değildi. Yaygınlaşmaya 2000’lerde başladı. Biz de 2000 yılında Silverline bayisi olduk.

Bayiliğiniz nasıl başladı? Silverline bayisi olmaya nasıl karar verdiniz?Bayi olmadan önce Silverline ürünlerini o zamanlar Ege

bölgesi bayisi olan Ankastre Dünyası’ndan alıyorduk. Ege bölgesi bölününce Denizli bayisi olduk. Bayi olmaya karar vermemizde Silverline’ın satış temsilcilerinin etkisi büyük oldu tabii.

Organizasyon yapınız nasıl?Ankastre alanında perakende ve toptan satış yapılanmamız var. Alt bayilerimiz, mutfakçılarımız, proje satışçılarımız bulu-nuyor. Denizli dışında Antalya’da ve Kıbrıs’ta da şubelerimiz var. Denizli’de 30, Antalya’da ise 10 kişiyle hizmet veriyoruz.

Denizli’de bulunan 4 mağazamızdaki satış personelleri ya-nında, dış ticaret ve pazarlama bölümlerimiz de bulunuyor.

Geçtiğimiz aylarda Denizli’de yeni bir mağaza açtınız. Bu mağazanın özelliklerinden bahseder misiniz? Yeni mağazamızı 6 ay önce 2. Ticari Yol’da açtık. 120 metre-karelik bir mağaza. Konum olarak tam beyaz eşyanın kalbinin attığı bir yerde. Tüm beyaz eşya markalarının mağazalarının bulunduğu bir bölge orası. Denizli halkının yüzde 70-80’i buz-dolabından ocağa, neye ihtiyacı varsa o caddeden alır. Mağa-zamız Silverline mağazası, ama o bölgenin beyaz eşya bölgesi olması nedeniyle takviye olarak beyaz eşya ve klima da ekledik.

"Mutfak çözüm ürünleri ve çeşidimizin fark yarattığını düşünüyorum. Tüm ekibimizin mutlak müşteri memnuniyeti esasına göre çalışmaları da bizi rakiplerimizden ayırıyor."

İlk altı aylık izlenimleriniz nasıl? Daha yeni açıldığı için, biraz yavaş bir seyirle ilerliyor. İn-sanların alışkanlık kazanma-ları biraz zaman alıyor.

Bu mağaza için hedefleriniz nelerdir? Şimdilik bir hedefimiz yok. Öncelikle adını duyurmaya çalışıyoruz.

Denizli ankastre pazarının ve inşaat pazarının özellik-leri nelerdir? Denizli’de projeler ankast-re ürün takılmadan teslim ediliyor. Ankastre, tüketicinin tercihine bırakılıyor. Yani 100 dairede tek bir marka yer al-mıyor. Farklı farklı markalar o projeye girebiliyor. O yüz-

For English see page 32

Page 9: Silverline Üretimden Sorumlu “Fabrikamızı yeniden ... · tasarım odaklı, sürekli yatı-rım öngörüyor. 2015 yılında fabrikamızda 10 milyon TL tesis ve 6 milyon TL makine

16 17

ÇİZGİMİZ

den de Denizli’de perakende ankastre piyasası canlı. Denizli tüketicisi en ucuz ürün peşinde koşan bir grup değildir. Ge-nelde orta segment yoğunluktadır.

Denizli’de inşaat sektörü son zamanlarda kadar iyi gidiyordu ancak 2018’le birlikte bir durgunluk gözlenmeye başladı. Ko-nut satışları durmuş durumda şu anda.

Silverline ve Süllü Ticaret olarak bu pazarda nasıl bir fark yaratıyorsunuz? Öncelikle mutfak çözüm ürünleri ve çeşidimizin fark yarattı-ğını düşünüyorum. Tüm ekibimizin mutlak müşteri memnuni-yeti esasına göre çalışmaları da bizi rakiplerimizden ayırıyor.

Tüketicilerin Silverline’ı tercih etme nedenleri nedir?Ürünlerini, özellikle davlumbazları çok kaliteli buluyorlar. Bu kalite için fiyat dengesinin de iyi olduğunu düşünüyorlar. Ge-nelde memnuniyet seviyesi çok yüksek. Satış sonrası hizmet-leri de çok beğeniliyor. Gerçekten Silverline’ın servis sonrası hizmet grubu çok iyi çalışıyor. Hem ürün kalitesinde hem de serviste Silverline kendini ön plana çıkartıyor. Bize teşekkür için pasta börekle gelen müşterilerimiz bile oldu.

Denizli’de en çok hangi Silverline ürünleri tercih ediliyor?Davlumbaz daha çok satılıyor ancak genelde ocak, fırın, davlumbaz ayırılmaz bir set olarak tercih ediliyor. Davlum-baz konusunda Silverline sadece Türkiye değil, dünya çapın-da önemli bir konumda. Silverline’ın davlumbazdaki kalitesi ve konumu tartışılmaz.

Kısa, orta ve uzun vadede hedefleriniz nelerdir?Kısa vadede yeni açılan mağazanın tüketiciler ta-rafından kabul görmesini sağlamak en önemli hede-fimiz. Orta ve uzun vadede ise hedefimiz, günümüzün ve geleceğin değişen ko-şullarını ve sektör anlayışı-nı takip ederek, güvenilirlik ve kaliteden ödün verme-den, müşteri memnuniyeti odaklı geniş bir portföyle hizmet vermek, ankast-re sektörünün önde gelen firmaları arasında yer al-mak.

Çok sayıda ödül kazanmış bir bayisiniz. Bu başarıları neye bağlıyorsunuz? Kendi ekibimizin ve Silverline ekibinin çok sağlıklı iletişimi-ne bağlıyorum.

Silverline’dan beklentileriniz nelerdir?Lojistiğinin sağlam, ürün stoklarının dengede olma-sı gerekiyor. Servisle ilgi-li sorunlarımızın çözülmesi önemli, ki Silverline bu so-runları çözüyor. Fiyat-kalite dengesi gayet iyi. Bunun dı-şında yapılabilecek çok fazla bir şey yok.

YENİLİKLERİMİZ

"Hem ürün kalitesinde hem de serviste Silverline kendini ön plana çıkartıyor. Bize teşekkür için pasta börekle gelen müşterilerimiz bile oldu."

Enerji ve su tasarrufunu üstün performansla buluşturan teknoloji

Özgün tasarımlarıyla dikkat çeken A++ enerji sınıfı Silverline bulaşık makineleri, tüketicinin fonksiyon ve tasarruf alanında maksimum fayda elde etmesine

olanak veriyor. Bulaşık makinelerini 5 yıl garanti altına alan Silverline Ankastre’nin ürün grubunda yer alan D11030B01 ve D11030S01, yıkama kapasiteleri, program özellikleri, su ve enerji verimlilikleri ile kullanıcısını mutlu eden modeller… Yarı ankastre bulaşık makineleri, mutfakta diğer ürün gruplarıyla entegre olabilen bütünleşik bir yapıya sahip.

Yüksek enerji ve su tasarrufuDört kişilik bir ailenin bulaşığı elde yıkandığında 84-126 lit-re harcanırken, aynı miktarda bulaşık makinede 12 litre su ile yıkanabiliyor. Bu da bir ailenin yılda 40 ton su tasarrufu elde etmesi demek oluyor. Üstüne Silverline Ankestre’nin D11030B01 ve D11030S01 gibi A++ sınıfı performansı sergile-yen modelleri kullanıldığında su tasarrufuna ek olarak yüksek enerji tasarrufu da elde ediliyor.

Tüketicisine fonksiyonel, tasarruflu ve estetik ankastre ürünler kazandıran Silverline Ankastre, bulaşık makineleri ile kullanı-

cısının ihtiyaçları çerçeve-sinde yüksek performanslı modeller sunuyor. Silverline D11030B01 modeli A++ sınıfı performans ile maksimum enerji tasarrufu sağlıyor. Geniş tabak-bardak sepeti, 12 kişilik yemek takımını ala-bilen kapasitesi, geniş aile-lerin ya da kalabalık misafir ağırlayan kullanıcıların tüm bulaşıklarını tek yıkamada temizliyor. 1 ila 24 saat ara-sında program erteleme ve 39 dakikalık hızlı yıka-ma özelliğine sahip bulaşık makinesi, 6 farklı yıkama programı seçeneği sunu-yor. Silverline D11030B01'in Aqua-stop özelliği su taşma riskini ortadan kaldırıyor.

Elektronik kontrol pane-line sahip yarı ankastre D11030S01 bulaşık makine-si, elektrik kesintisi sonrasın-da programa kaldığı yerden devam ediyor. 49 dB gü-rültü seviyesi ile sessiz çalı-şan makine, 12 kişilik yemek takımı yıkama kapasitesi ile kullanıcısının işini kolaylaş-tırıyor. Silverline D11030S01 bulaşık makinesi 6 yıkama programı ile farklı yoğunluk-ta kirli bulaşıkları mükemmel yıkıyor. Vakit sıkıntısı yaşa-yan kullanıcılar için program erteleme özelliği imdada yetişiyor.

Silverline’ın A++ ankastre bulaşık makineleri, yüksek enerji ve su tasarrufu sağlarken 6 farklı yıkama seçeneği ve Aqua-stop özelliği ile performans beklentisini de fazlasıyla karşılıyor. Üstelik özgün tasarımlarıyla mutfaklara şıklık katıyor.

Page 10: Silverline Üretimden Sorumlu “Fabrikamızı yeniden ... · tasarım odaklı, sürekli yatı-rım öngörüyor. 2015 yılında fabrikamızda 10 milyon TL tesis ve 6 milyon TL makine

18 19

SOHBET

Çocuklarda ‘organik obezite’ yayılıyorSağlıklı beslenme alışkanlığı çocuklukta kazanılıyor. Anne baba, çocuğa sağlıklı beslenme kodlarını ne kadar iyi verirse ileride sağlık ve kilo problemi de o kadar az yaşanıyor. Ama günümüzde ebeveynler sağlıklı olduğunu düşündükleri gıdaları çocuklarına çok fazla miktarda yedirmeye çalışabiliyorlar. Dr. Ayça Kaya bunun sonucunda ortaya çıkan kilo problemlerine “organik obezite” adını veriyor.

Ayça Kaya, aslında bir İç Hastalıkları Uzma-nı. 19 yıldır kilo ve ki-

loya eşlik eden hastalıklarla ilgili çalışıyor. Bu alana kay-masının nedenini şöyle an-latıyor Ayça Kaya: “Ben asis-tanlık yaparken, birçok hasta tansiyon, şeker, kalp, koles-terol yüksekliği ile geliyordu. Bu hastalıkların ortak nedeni aslında fazla kilo. Ama biz kolesterol için ayrı, şeker için ayrı ilaç yazıyoruz. Bu has-talar kilo verseler bu ilaçların birçoğuna ihtiyaç duymaya-caklar. Buradan yola çıkarak uzmanlık tezimi obezite ve eşlik eden hastalıklar üzerine hazırladım.”

Ayça Kaya, dünyada ilk defa şişmanlık tedavilerinde çoklu ilaç kullanımının üstün olma-dığına dair bir araştırma da yaptı ve bunu Endokrinoloji Kongresi’nde sundu. Araştır-ması saygın bilimsel dergiler tarafından da kabul edildi. Tüm bunların sonucunda kendini kilo tedavisi yapan bir dahiliye doktoru olarak bulan Ayça Kaya, 19 yıldır bu konuda çalışıyor. Kilo proble-minde sadece diyet listesinin sorunu çözmediğine inanan Kaya, kilo alma problemi-nin altında yatan nedenlerin çok iyi araştırılarak, yaşam tarzını değiştirecek tedavi-ler uygulanması gerektiğini belirtiyor. Çünkü kilo proble-minin altında metabolik, hor-monal sebepler, yeme içme alışkanlığı, stres gibi pek çok faktör yatabiliyor.

Ayça Kaya, yetişkinlere yö-nelik kilo problemleri üzerine çalışırken bir de Beslenme Saati adında bir kitap ya-zarak çocuklarda beslenme sorunlarına ve nasıl çözüle-bildiğine değindi. Biz de Ayça Kaya ile sağlıklı yaşam mer-

“Çocuğa çok yedirmek iyi bir ebeveyn olmak anlamına gelmiyor. İyi ebeveynlik sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazandırmaktan geçiyor.”

kezinde bir araya gelerek çocuklarda beslenmenin incelikle-rini, doğru beslenme alışkanlığının nasıl oluşturulabileceğini konuştuk.

Çocuklarda beslenme sorunları üzerine ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? Beslenme Saati kitabı nasıl ortaya çıktı?Çocukluk obezitesi önümüzdeki yıllarda dünyanın ve Türkiye'nin en büyük problemi olacak gibi görünüyor. Çocuklarımız artık bizim çocukluğumuzdaki gibi hareketli değiller. Oturma süre-leri çok uzun. Sabahtan akşama kadar okula gidiyorlar, akşam da eve gelip ders çalışıyorlar. Ama yeme içme alışkanlıklarımız 20-30 yıl önceki gibi aynen devam ediyor. Anneler çocuğa sürekli yemek yedirme telaşında. Bu nedenlerle şu anda ço-cukluk çağı obezitesi dünyanın ve Türkiye’nin en büyük sorun-larından biri haline geliyor.

Ben de hem bir anne hem de bir hekim olarak çocukları di-yet psikolojisine sokmadan, doğru beslenme alışkanlıkları ka-zandırmak üzere ebeveynlere yönelik bir rehber kitap yazdım. Beslenme Saati kitabının çıkış noktası buydu.

Bizler 2. Dünya Savaşı sonrası çocuklarıydık. Yoklukla büyü-dük. Her yiyeceğe kolayca ulaşamıyorduk. Ama şu anda bolluk var. Kalitesiz ve yüksek kalorili yiyecekler her yerde. Reklamlar sürekli çocuklara yemeyi empoze ediyor. Anne ve babalar yi-yince çocuğun daha iyi büyüyeceğini düşünerek çocuklarına yeme konusunda ısrar ediyorlar. Ama şunu da biliyoruz ki, ar-tık çocuklarda da hormonal hastalıklar, karaciğer yağlanması, diyabet, insülin direnci gibi sorunlar ortaya çıkmaya başladı. Erişkinlerde gördüğümüz hastalıkları artık çocuklarda da gö-rüyoruz. Bununla ilgili anne babalar da çok tedirgin. Çocuğun kilo problemi var ama diyet yaptırırsak büyüme ve gelişmesi durur mu şeklinde kaygıları var. Ya da kilolu çocuğa bazen di-yet listesi uyguluyorlar ve bu çocuğun hem özgüvenini azal-tıyor hem de “ben şişman mıyım” psikolojisi yaratıyor. Çocuk kendini soyutlanmış hissediyor. Buradan yola çıkarak anne ve babalara çocuklarını nasıl doğru besleyebilecekleri, çocuğa fark ettirmeden obeziteden onları nasıl koruyabileceklerine dair bilgiler verdim bu kitapta.

Sizce anne babaların çocuklarının beslenmesinde yaptıkları en büyük hatalar neler?Çocukluk çağı obezitesi genellikle hormonlardan ziyade, yan-lış beslenmeden kaynaklanıyor. Ben buna organik obezite diyorum. Çünkü genelde çocuğa faydalı olduğu düşünülen gıdalar fazla miktarda yedirilmeye çalışılıyor. Mesela bir has-tamdan örnek vereyim. Çocuğu 2 yaşındayken çocuk doktoru günde yarım muz yedirmesini önermiş. Ama hastam, “Muz bizim zamanımızda çok kıymetli bir meyveydi. Ben de bunu çok rahat satın alabiliyorum. Çocuğa faydalı olsun diye iki muz yedirmeye başladım. Çocuk kusuyordu ben yediriyor-dum” diyor. Çocuk şu anda 7 yaşında neredeyse 70 kilo ağırlı-ğında. Anne babalar sağlıklı olduklarını düşündükleri yiyecek-leri büyük porsiyonlarda yedirerek çocuğu organik obeziteye doğru sürükleyebiliyorlar.

Sürekli “tabağındakini bitir” şeklinde bir baskı kuruyorlar. Çocuk doyduğu halde yeme-ye devam ediyor. Çok yeme-nin iyi olduğu ile ilgili reklam-lar yapılıyor ve çocuğun bilinç altına bu mesajlar gönderili-yor. Çocuk obez olmasa bile bilinç altından çok yemek yemenin iyi bir şey olduğunu zannediyor. Çocuklukta obez olmasa da bir bakıyorsunuz erişkinlik hayatında, çocuk-ken olan bu kodlamalar kilo artışına neden olabiliyor. Ço-cukların tabağına, doyacağı kadar yiyecek koymak lazım. Yemesi için ısrar etmemek gerek.

Çocukları tıpkı sigaradan ko-rur gibi zararlı yiyeceklerden korumamız gerekiyor. Pa-ketli ürünler, şekerli ürünler her yerde. Mesela bizim ço-cukluğumuzda dondurmacı günde bir kez geçerdi. Hem de sütten yapılan ev dondur-masıydı. Şimdi paketli don-durmalar her yerde ve çok kolay ulaşılıyor. Kalori değer-leri de çok yüksek. Katkı mad-desi çok fazla. Çocuğumuzu zehirlemeyelim diyorum.

Aslında çocukta obezite olmasa bile ileriki hayatla-rında sağlıklı olmaları için gereken sağlıklı beslenme kodları çocuklukta kazanılı-yor değil mi?Doğru beslenme alışkanlık-larını çocukken kazandırmak çok önemli. Çocuğa çok ye-dirmek iyi bir ebeveyn ol-mak anlamına gelmiyor. İyi ebeveynlik sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazandırmaktan geçiyor.

Doğru alışkanlığı yerleştir-mek için en önemli yaş dilimi hangisi?Doğru beslenme alışkanlığı 0 yaşından başlıyor, hayatın

Page 11: Silverline Üretimden Sorumlu “Fabrikamızı yeniden ... · tasarım odaklı, sürekli yatı-rım öngörüyor. 2015 yılında fabrikamızda 10 milyon TL tesis ve 6 milyon TL makine

20 21

SOHBET

Eğer evde dört-beş çeşit ye-mek yapılıyorsa, dolap tıka basa doluysa, çocuğun ta-bağına da erişkin birinin yi-yeceği kadar yemek konulu-yorsa çocuğun kilolu olması kaçınılmazdır. Benim anne-lere ilk sorum “tabağına bir çocuğun yiyeceği kadar mı, kendi yiyeceğiniz kadar mı yemek koyuyorsunuz” oluyor. Siz bir erişkinsiniz, o bir çocuk. Sizin yediğiniz kadar yemek koyup, o tabağı bitirmesi için ısrar etmek yanlış.

Çocukları fast-food ve abur cuburdan nasıl koruyaca-ğız? Çocuktur ister…Ama etraf sigara da dolu, alkol da dolu. Çocuğumu-zu bunlardan koruyorsak, zararlı yiyeceklerden de korumamız gerekiyor. Bir hastamla şöyle bir diyalog yaşamıştık. Hastam her gün eve dönerken bir dondur-ma alıyor çocuğa. O don-durmayı almazsa çocuk çok ağlıyor. Bir insan normal beslenmesine ek olarak her gün bir bisküvi yerse birinci yılın sonunda 2,5 kilo artışı yaşar. Bu, 10 yılda 25 kilo demek. Dondurma, bisküvi-den daha fazla kalori içeri-yor. Siz çocuğunuza her gün bir dondurma yedirdiğinizde onu zehirliyorsunuz aslında. Bunu söylediğimde anne, “Ama ne yapayım çok ağlı-yor, kıyamıyorum” dedi. Peki çocuğunuz sigara içmek için ağlasaydı yine kıyamayacak mıydınız? İşte bu gözle bak-mak gerekiyor.

Verdiğiniz yiyecekler o ço-cuğun vücuduna gidiyor, beynine giriyor, hücrelerine kodlanıyor. Raf ömrü uzun, katkı maddesi çok yiyecekle-ri çocuklarınıza verdiğinizde çocuklarınızın hücrelerini bo-zuyorsunuz aslında.

“Çocuğun yemesini istemediğiniz yiyecekler hakkında negatif dedikodu yapın. Yemesini istediğiniz yiyecekler hakkında da pozitif dedikodu yapın. İşe yarıyor.”

Çocuğa bunu anlatmak zor. Peki ne yapacağız? İyi reklam-kö-tü reklam yapacağız. Çocuğun yemesini istemediğim bir yiye-cek hakkında hep negatif dedikodu yaparım. Yemesini istedi-ğim bir yiyecek hakkında da pozitif dedikodu yaparım. Mesela benim oğlum 3 yaşındayken “hamburber” yemeyi istedi. Nor-malde hamburgeri evde yapıyoruz. Ama ismini de söyleyerek illa o hamburgerciye gitmekte ısrar etti. Peki dedim, götür-düm. Hem ona hem de kendime bir çocuk menüsü söyledim. İki ısırık aldım, “Ay ne kötü hiç sevmedim” dedim bıraktım. O, “Güzel aslında” diye yemeye devam etti. Eve geldik, eşime he-men negatif dedikodu yapmaya başladım. “Bir hamburgerci-ye gittik. Çok berbattı, karnım ağrıyor şimdi” dedim. Oğlum da dinledi, ses çıkartmadı. Ama biz ne zaman o hamburgercinin önünden geçsek “Ne kadar kötü bir hamburgerdi di mi anne?” dedi. Negatif dedikodu yapmak işe yarıyor.

Meyve suyu, gazoz, asitli içecek reyonlarının önünden her geçtiğimizde, hep “Ayy, boyalı, asitli su. Aman tanrım bun-

sonuna kadar devam ediyor aslında. 0 yaşında nasıl başlıyor? Mesela anne sütü çok önemli. İlk 2 sene anne sütü verilmeli. Ama bebeğe her ağladığında, bu ağlamanın nedenini araş-tırmadan, anne sütü verdiğimizde, yarım saate bir onu bes-lediğimizde, bebek kilolanır ve çocukluk yaşında, ergenliğinde veya ileriki yaşlarda kilo problemi olma olasılığı yükselir. Yani illa şu yaş çok önemli diyemeyiz. 0 yaşında bile ağlamanın ne-denini anlamadan sürekli anne sütü vermek yağ hücrelerinin büyümesini sağlıyor. Yağ hücreleri, ergenliğe kadar sayısal olarak artıyor, ergenlikten sonra da hacimsel olarak genişli-yor. Çocukken kilolu olan çocukların birçoğu büyüdüklerinde de kilolu olarak hayatına devam ediyor.

Tabii burada anne babanın da kilosu çok önemli. Bazı araş-tırmalar, anne baba kiloluysa çocuğun da kilolu olma riskinin %95 olduğunu ortaya koyuyor. Ebeveynlerden biri kiloluysa çocuğun kilolu olma riski %50, anne ve baba zayıfsa çocuğun kilolu olma riski %8,5.

Bunun nedeni genetik mi, beslenme alışkanlığı mı?Genetik önemli ama beslenme alışkanlıkları ve hormon dü-zensizlikleri de bunları tetikleyen bir durum. “Bu genetik, biz şişmanız, çocuk da şişman olacak” diye bir şey yok. Genetik de olsa kilo sorununu çözümleyebiliyoruz. Beslenme alışkan-lığı çok önemli.

Biz kilo aldığımızda, vücudumuzdaki yağ hücreleri büyüdü-ğünde karaciğerimiz, pankreasımız yağlanıyor, hormonlar-la hücreler arasında sinyal bozuklukları ortaya çıkıyor. Biraz araştırınca gizli şeker, insülin direnci, reaktif hipoglisemi gibi sorunlar ortaya çıkıyor. Bu, çocukta da aynı şekilde ilerliyor.

Anne baba öncelikle kendine bakmalı. Bazı hastalar, doğum yapınca kilo aldığını söyler. Doğum kilo için risk dönemidir el-bette. Aynı şekilde menopoz da bir risk dönemidir. Ama bun-lar bizim alın yazımız değil. Bu dönemlere rağmen kilo verme-yi başarabiliriz ve normal kilomuzda kalabiliriz. Yeter ki yeme alışkanlıklarımızı doğru kurgulayalım.

lar kanserojen” der geçerim. Geçen sene tatilde başka çocuklar hazır buzlu çaylar-dan içiyorlardı. Benim ço-cuklar baktılar, “Anne, bu boyalı şekerli suyu nasıl içi-yorlar?” dediler. Anne baba olarak zararlı gıdaların far-kında olmak lazım. Bir şey olmaz, bir kereden ne olacak demekle olmuyor. O zararlı gıdalar çocuklarımızın hüc-relerine giriyor.

Şeker de başka bir konu aslında. Şekerin zehir oldu-ğunu artık öğrendik. Ama çocuk dediğin şeker yer. Öyle değil mi?Doğru; şeker, çok lezzetli bir yiyecek. Ama ne yazık ki, artık biliyoruz ki şeker insanı öldü-ren beyaz zehir. Beyaz şeker giren her şeyden kendimizi ve çocuklarımızı korumamız şart. Ben ne yapıyorum? Al-ternatifler sunuyorum. Ör-neğin bir tatlı yapacaksam hurma, kayısı, incir gibi kuru meyveleri kullanıyorum. Ya da pekmez, bal koyuyorum. Bununla ilgili tariflerimi za-ten Sayarak Zayıfla kitabın-da vermiştim. Bizim damak tadımıza çok uyan tatlar.

Örneğin bir kek yapacaksam tarife bakıyorum. Yumurta var, çok iyi. Meyve var, çok iyi. Un yerine tam buğday unu koyuyorum. Yağa gelin-ce; örneğin bir bardak yağ diyor. Yağ, kalorisi en yüksek yiyeceklerden. O zaman yağı azaltmam gerek. Bir bardak yağı üçte bire düşürüyorum. Ama o eksikliği likit olarak tamamlamazsam kek bozu-luyor. O zaman onun yerine süt ya da portakal suyu ko-yuyorum. Hem de daha lez-zetli oluyor. Şeker yerine de pekmez kullanıyorum ya da kuru meyveleri küçük küçük doğrayıp karıştırıyorum.

“Kilo problemiyle başa çıkmada anne babanın ve çev-renin yaklaşımı çok önemli. Kilo problemi olan çocuğa “şişmansın, obezsin” gibi konuşmalar yapmayın. Bu tip kelimeleri kullanan insanlarla birlikte bulunmasına izin vermeyin. Çocuğunuzun kilo problemi için ivedilikle sa-vaşın. Ama bunu ona hissettirmeyin. Anne baba olarak bizim görevimiz, çocuğumuzu fazla yemekten ve zararlı yiyeceklerden korumak ama bunu onların canını yak-madan, sıkmadan yapmaktır.”

Kilo problemi olan çocuklara baskı yapmayın

Page 12: Silverline Üretimden Sorumlu “Fabrikamızı yeniden ... · tasarım odaklı, sürekli yatı-rım öngörüyor. 2015 yılında fabrikamızda 10 milyon TL tesis ve 6 milyon TL makine

22 23

SOHBET

Yemek yemek, öğrenilmiş bir davranıştır ve bu değişebilir. Japonya’da doğsaydık suşiyi çok sevecektik. Ama Türkiye’de doğduk, karbonhidratı çok seviyoruz. Geleneksel olarak yap-mamız gereken, beyaz şekeri ve karbonhidratları kısıtlamak. Her yemeğin yanına pilav ya da makarna pişirmekten, ekmek koymaktan kaçınmalıyız.

Bunlar okula başlamadan önce daha kolay. Çünkü çocuk o zamana kadar sizin denetiminizde ama okula başlayınca denetimden çıkıyor. O zaman nelere dikkat etmek gerekiyor? Eğer çocuğunuz sizin denetiminizin dışında bir şeyler yediyse eve geldiğinde de yemesi konusunda ona ısrar etmeyin. Ör-neğin geçenlerde çocuklarla okuldan çıkınca süt almak için markete uğradık. O gün de kandildi. Çocuklara kandil simi-di ikram etmişler. Ama o gün çocukları eve götürüp köfte ve salata yedirmeyi planlıyorum. Çocuklar ben alışveriş yapa-na kadar birer tane kandil simidi, birer tane de muz yediler. Oradan çıkıp pastaneye uğradık. Bir baktım çocukların elinde birer tane şemsiye çikolata. Arabaya bindik. Neler yediklerini saydırdım. “O zaman evdeki sağlıklı köfteyi yarına yiyeceğiz” dedim.

Yani bu çocuklar abur cubur yedi, şimdi bu sağlıklı köfteyi ye-sinler diye ısrar etmedim. Akşam daha geç saatte acıktıkla-rında birer bardak süt ve badem verdim. O günü öyle geçirdik. Benim de kontrol edemediğim noktalar oluyor. O noktalarda bir sonraki öğünde biraz kısıtlama yapıyorum.

Çocuğa ye diye ısrar etmemek gerekiyor. Acıkıyorsa yesin, acıkmıyorsa yemesin. Çok yemek seçen çocuklar görüyoruz. Neden? Alternatif verildiği için seçiyor. Örneğin bamya var-sa yemiyor. Anne de hemen bir tost yapıyor. Alternatif ver-diğiniz sürece çocuk o sağlıklı bamyayı yemez. Ama bamyayı pişirince “Nefis bir bamya. Bağırsaktaki iyi bakterileri artırıyor, metabolizmamızı düzenliyor, içinde A, D, E, K vitaminleri var. Bizi büyütüyor. Bayıldım” diye yesek, çocuk evet başta sev-meyecek, yemeyecek. Ama başka yemek vermezsen acıkınca dönüp dolaşıp yemek zorunda kalacak. Acıkınca yediği için de lezzetini daha çok alacak, daha çok sevecek.

Annelere önerim, çocuğunuzun yemek seçmesini istemiyor-sanız tatlı dille davranın ama alternatif sunmayın. Bağırıp, çağırmayın, zorlamayın. O yemek hakkında pozitif dedikodular yaparak yiyin. Çocuğu rahat bırakın. Önünde sonunda acıkın-ca o yemeği yiyecektir.

Bir de gerçekten iştahsız çocuklar var. İştahsızlık sorunuyla nasıl baş etmek lazım?Çocuğun büyümesi, boy gelişimi normalse kilo ve iştahına takılmayın diyorum. Çünkü her çocuğun mide boşalma za-manı aynı değil. Her çocuğun genetiği aynı değil. Çocuğun boyu uzuyorsa kilosuna çok takılmayın. Ama boy uzamasın-da sorun varsa mutlaka bir çocuk endokrinolojisine danışmak gerekiyor.

1. Çocuklara “tabağındakini bitir” demeyin. Çocuk yemek istemeden, ye diye ısrar etmeyin.

2. Kendi yiyeceğiniz kadar yiyeceği çocuğa yedirmek için uğraşmayın.

3. Akşam yemeğinden sonra hiçbir şey yedirmeyin. Aç uyuyan çocuklar iyi büyüyen çocuklardır. Sütü yat- madan iki üç saat önce içirin.

4. Çocukları mutlaka hareketli bir yaşama özendirin. Dışarıda oynamaya uygun bir ortam yoksa arabaya bindirip parka götürün. Kavanozda büyüyen çocuklar yetiştirmeyin.

5. Fazla teknolojiden çocuklarınızı uzak tutun. Fazla teknoloji, hiperaktivite ve dikkat eksikliğini tetikliyor. Çocuğunuza günde 1 saatten fazla teknoloji kullan dırtmayın, buna televizyon da dahil.

6. Su içirmeye özen gösterin. Çocuk okuldan geldiğin de idrarı koyu ise yeterince su içmemiş demektir. İdrar rengi açılana kadar su içirmeye çalışın.

Anne babalara altın öğütler

NELER YAPTIK?

EuroCucinaSTAND PAD 15  - A21 B20

For English see page 33

Page 13: Silverline Üretimden Sorumlu “Fabrikamızı yeniden ... · tasarım odaklı, sürekli yatı-rım öngörüyor. 2015 yılında fabrikamızda 10 milyon TL tesis ve 6 milyon TL makine

24 25

YENİLİKÇİ BAKIŞ

Yakın geleceğin akıllı ev trendleri

da geliştirilen ürünler, yakın gelecekte kapımızı çalmaya başlayacak.

Evinizi yönetmenin yeni yollarıEvdeki makinelerin gelişimine dair hayaller gerçeğe dönü-şürken, onları yönetmenin konforu da bir diğer yandan geliştirilme aşamasında. Sesli komut teknolojisi sık sık gündeme gelse de yüksek sesle müzik dinlerken ya da film izlerken komut verildi-ğinde ortaya çıkan sonuçlar arzu edilen keskinlikte değil. Bu sebeple, dijital asistana geçmeden evvelki adım olan kumanda arabirimi, bugün olduğu gibi kısa vadede de akıllı evlerin olmazsa olmazı olacak. Perdelerin açılmasın-dan klimanın ayarlanmasına, ışıkların yanmasından ısıtma sisteminin çalıştırılmasına kadar hemen her şeyi akıllı ev kumandaları ve akıllı telefon uygulamaları üzerinden yü-rütmek mümkün. Ancak yine de kumanda arabirime çok fazla alışmamak gerek, zira akıllı evler için sesle yönetilen dijital asistanlara hiç de uzak değiliz.

Akıllı evlerde güvenlik öncelikliPek çok firma akıllı ev uygula-malarına güvenlik noktasın-dan başlıyor. Özelleştirilmiş güvenlik kameraları, hareket sensörleri ve akıllı kilitler gibi seçenekler şu anda kullanı-

T eknoloji, birbirinden bağımsız pek çok cihaz ve makineyle evlerimize gireli çok oldu. Fırınların, çamaşır makinele-rinin ya da televizyonların her yıl kademe kademe ge-

lişerek işlerini daha iyi yapar hale gelmesi insan hayatını ko-laylaştırsa da Nesnelerin İnterneti, öğrenen makineler ve akıllı ev sistemleri gibi kavramlar yeni bir yaşam ve konfor seviyesi vadediyor.

2016'da 6,5 milyara yakın makine internete bağlıyken, bu sayının 2020'de 24 milyar olması bekleniyor. Her geçen gün daha fazla cihaz internet ile birbirine bağlanırken, evlerimi-zin bu entegre dünyadan nasibini almaması düşünülemez. Halihazırda akıllı ev sistemleri başlığı altında pek çok ürün ve hizmet mevcut. Özellikle güvenlik ve yaşam konforu noktasın-

geliyor. Buzdolabınız artık, içeriğindeki yiyecekleri ve miktarla-rını tespit edip, malzemelere bakarak yemek tarifi önerebiliyor. Fırınınıza evinizdeki herhangi bir yerden, bir buton vasıtasıyla ön ısıtmaya başlama komutu verebilirsiniz. Yapılan yemek fa-aliyetlerinin ardından mutfakta oluşan yağ vb. yaşam kalitesini olumsuz etkileyecek kokuları hava temizleme monitörlerinden takip edebilir ve difüzör vasıtasıyla bu kirli havayı arıtabilirsi-niz. Bütün bu teknolojiler firmaların portföylerinde yer almaya başladı. Ancak yapay zekanın evlere ve hatta mutfağa girme-si, yepyeni açılımları da beraberinde getirecek. Sabah uyan-dığınızı tespit eden sistem, çay makinesini otomatik olarak çalıştıracak. Dışarıdan gelirken otomobilinizle bağlantı kuran yapay zekâ, tahmini varışınızı hesaplayacak ve yemek için uy-gun koşulları (buzluktaki bir ürününün buzunu çözmek gibi...) oluşturmaya başlayacak. Bulaşık makineniz, muhtemel arıza durumunu fark edip sizden önce müşteri hizmetleriyle pay-laşacak ve teknik destek sizi arayarak olası bir arıza hakkında bilgi sahibi olmanızı sağlayacak.

Mutfaklarda kullanılan cihaz sayısının fazla olması ve buna bağlı olarak kablo yoğunluğu pek çok kullanıcıyı rahatsız ediyor. Fütürist yaklaşımlarla geliştirilen mutfak teknolojileri sayesin-de bir süre sonra kablolar tarihe karışacak. Akıllı şarj özelliğine sahip tezgahlar ile notebook'unuz, akıllı telefonunuz ya da ek-mek kızartma vb. makineleriniz şarj olarak kablo gerekmeksizin kullanılabilir olacak. Bu noktada yalnızca uyumlu mutfak teçhi-zatlarıyla gerçeğe dönüşebilecek olan bu özel mutfak kurgusu, çok da uzak olmayan bir gelecekte hayatımıza girecek.

Aynalar monitörlere dönüşüyorBanyo ve tuvaletler de akıllı ev sistemleriyle birlikte daha temiz ve tercihlerle özelleştirilen bir hale geliyor. Uygun sıcaklık se-viyesine ulaşıldığında banyo için sizi haberdar eden küvetler, farklı kişilerin kullanımına göre farklı ayar seviyeleriyle özelleşe-cek. Aynalarda yer alacak göstergeler ve sesli asistanlar saye-sinde, kapı çalındığını, telefon araması ya da mesaj geldiğini ve hatta mesajın içeriğini dahi ayna üzerinden öğrenmek müm-kün hale gelecek. Bu noktada şarkı isteklerimizi de yine ayna üzerinden gerçekleştireceğiz.

Akıllı evler sensörlerle daha akıllıAkıllı evlerde hedef, konforu ve yaşam kalitesini maksimuma çıkarmak. Bu noktada makineler ne kadar önemliyse, ev hal-kına ve makinelere veri sağlayacak olan sensörler de o kadar önemli. Akıllı ev sensörleri, hareket algılamadan olağan dışı aktiviteleri tespit edip uyarı vermeye, sağlık için ideal sıcaklık ve aydınlık seviyesini koruyan sensörlerden ev halkını hare-kete geçirecek uyarı butonlarına, ev içindeki elektrik tüketim faaliyetini görüntüleyen ve gereksiz kullanımları tespit eden güç monitörlerine kadar pek çok noktada yaşam kalitesini artırmayı amaçlıyor. Kullanıcılar, sensörlerden gelen verileri geriye dönük olarak kontrol edip, değerlendirme yapabiliyor. Akıllı sensörler, ev içerisindeki pek çok noktada verimliliği artı-rıp daha sağlıklı bir yaşam alanı oluşturarak, daha güvenli ve akıllı evler yaratıyor.

Akıllı evler, sadece entegre makineler ve sensörlerle değil, yaratıcı yaklaşımlarla daha akıllı hale geliyor. Akıllı evler için gelecek, hiç olmadığı kadar yakında...

Akıllı ev teknolojilerinden en çok faydalanacak olan lokasyonlarınbaşında mutfakgeliyor.

cıların deneyimine sunulmuş durumda. Bilimkurgu filmle-rinde gördüğümüz teknoloji-ler akıllı telefonlarımıza kadar ulaşmışken, bu teknolojilerin akıllı evlerimize dahil olma-ması söz konusu olmazdı. Ya-kın gelecekte, gelişen kapı ve kilit uygulamalarıyla birlikte parmak iziyle, iris taramasıy-la ya da yüz tanıma teknoloji-siyle evlerimize girmemiz söz konusu. Anahtar taşımadan ya da bir parola hatırlamak zorunda kalmadan biyomet-rik çözümlerle evlerimize girip çıkabileceğiz. Bu da yabancı-ların evlerimize girmesini ne-redeyse imkânsız kılıyor.

Mutfakta yapay zekâ dönemiAkıllı ev teknolojilerinden en çok faydalanacak olan lo-kasyonların başında mutfak

Page 14: Silverline Üretimden Sorumlu “Fabrikamızı yeniden ... · tasarım odaklı, sürekli yatı-rım öngörüyor. 2015 yılında fabrikamızda 10 milyon TL tesis ve 6 milyon TL makine

26 27

LEZZET DURAKLARI

Denizli’de kebap elle yenir! Tüm dünya Pamukkale’yi tanısa da sınırları içinde bulunduğu Denizli’yi pek fazla ziyaret eden çıkmaz. Halbuki kebapları ile damaklara şölen yaşatan bir mutfağa sahip Denizli… En meşhur yemeği Denizli Kebabı’nın özelliği ise sadece elle yenmesi.

Denizli’nin bir başka gelir kaynağı da tarım. Çürüksü, Denizli, Menderes, Sarayköy, Acıpayam ve diğer ovaların-da ekili ve dikili alanlar, top-lam yüzölçümün %43’ünü oluşturuyor. Elbette bu top-raklarda yetişen ürünlerden ortaya çeşit çeşit yöresel lez-zet çıkıyor. İşte Denizli’nin bu lezzetlerinden bazıları:

Denizli KebabıAnadolu’nun her ilinde oldu-ğu gibi, Denizli’nin de kendi ismiyle özdeşleşen bir kebabı var. Denizli Kebabı’nın özelliği henüz yaşını doldurmamış erkek kuzudan yapılması ve odun ateşinde pişirilmesi.

Pişirme fırınında sakız ağacı ve çam odunları kullanılıyor. Sekiz parçaya ayrılan bütün kuzu paslanmaz demir şiş-ler ile iki tarafından karşılıklı olarak şişe geçiriliyor ve kendi yağı ile pişiriliyor. Herhangi

Ege bölgesinin güneydoğusunda yer alan Denizli, tekstil ürünleri ve yöreye has horozu ile meşhur bir ilimiz. Adı-nın aksine Denizli’nin denizi yok. Ancak bölgenin en güzel

kıyılarına sahip olan İzmir, Aydın ve Muğla illerine komşu oldu-ğundan denize o kadar da uzak sayılmaz.

UNESCO tarafından belirlenen Dünya Kültürel Miras Listesi’nde yer alan ve dünyada eşi benzeri olmayan Pamukkale de Denizli sınırları içerisinde bulunuyor. Pamukkale’nin isim babası olan o bembeyaz görüntüyü, kaynak sularındaki kirecin meydana ge-tirdiği travertenler veriyor. Beyaz renkli bu oluşum, 2700 metre uzunluğunda, 600 metre genişliğinde ve 160 metre yüksekli-ğinde olduğundan kilometrelerce uzaktan bile görülebiliyor. Eski Hierapolis kenti, işte bu beyaz kale üzerine inşa edilmiş. Bu böl-ge, şifalı suları sayesinde tarih boyunca her zaman turist çeken bir bölge olmuş. Doğa harikası olan görsel güzelliğinin yanında, birçok hastalığa iyi gelen şifalı suları ve antik havuzu, nekropol alanları, Apollon tapınağı, 9500 kişilik antik tiyatrosu ve arkeoloji müzesiyle bugün de yılda 2 milyon turistin ziyaret ettiği önemli turizm merkezlerinden biri konumunda.

Turizmin dışında Denizli’nin ekonomisinde önemli yer tutan kay-naklardan biri de merkezin 50 kilometre kuzeybatısında bulunan Buldan ilçesi. Burası ürettiği birbirinden güzel el dokumalarıyla meşhur. Buldan dokuması turistlerin ilgisi sayesinde dünya ça-pında bilinen çok özel bir ürün. Bunların dışında Denizli'den tüm dünya ülkelerine traverten ve türevi olan mermer ve doğal taş ihracatı gerçekleştiriliyor.

bir terbiye yapılmıyor. Et pişerken, önceden fırına yerleştirilen bakır kaplara yağlarını akıtıyor ve kaplarda birikiyor. Bu yağlar kebabın vazgeçilmezi olan pide ekmeğinin yağlanmasında kul-lanılıyor. Denizli Kebabı için bir pişirme süresi verilmiyor. Bütün maharet ustanın deneyimi ve göz kararına bırakılıyor. Pişen etler kilo ile tartılarak servis yapılıyor. Kebabın bir diğer özelliği, servis yapılırken çatal verilmemesi. Yolunuz düşer de Deniz-li Kebabı’nı bu işin erbabı olan ustaların yerinde yemek ister-seniz aman çatal istemeyin. Bu kebabı usülüne uygun şekilde yanında verilen domates ve soğanla ve tabi yağlı pidesiyle bir-likte elle yemek lazım.

KiideDenizli’nin kendine özgü lezzetlerinden biri olan kiide, bir ha-mur işi. Un, tuz ve su karışımından elde edilen hamurun, oklava ile açılarak yağlanan tepsiye yerleştirilmesi, aralarına çökelek ve kaymak doldurulması ile yapılıyor. Tüm hamurlar bitince, pişmeden önce baklava dilimi şeklinde kesiliyor. Üstüne biraz kaymak, yoğurt ve sıvı yağ karışımı sürülerek fırında pişiriliyor. Kiide’nin özelliği sıcak komposto veya pekmez ile servis edil-mesi. Yapılışı bildiğimiz katmere benzemekle birlikte, hamurun biraz kalınca açılması ve içine konan çökelek ile farklı bir lezzeti var kiidenin. Enerji veren bir yiyecek olduğundan özellikle soğuk kış günlerinde tercih ediliyor.

Toklubaş KavurmasıEge bölgesinin geleneksel otlarından yapılan yemeklerinden Denizli de kendi payına düşeni alıyor. Bu yemeklerin çoğu, adını ilk defa duyacağınız yöresel otlardan yapılıyor. Toklubaş kavur-ması da bunlardan biri. Adından da anlaşılacağı gibi toklubaş otu ile yapılıyor. Bu sağlıklı ve pratik yemek için önce ince kıyıl-mış soğanlar zeytinyağında kavuruluyor. Ardından iri iri doğ-ranan otlar ekleniyor ve biraz daha kavruluyor. Otların rengi hafifçe döndüğünde üzerine yumurta kırılıyor ve karıştırılıyor. Yumurtalar istenen kıvama geldiğinde yemeğiniz hazır. İsteğe göre üzerine kırmızı pul biber serpilerek sıcak olarak servis edi-liyor. Afiyet olsun.

Tavas GüveciDenizli’nin Tavas ilçesine ait olan bu et yemeği kuzu eti ve kuyruk yağı ile yapılıyor. Odun ateşinde ve toprak kapta pi-şirilmesi daha da lezzetli ol-masını sağlıyor. Toprak kap-ta önce kuyruk yağı eritiliyor. Sonra kuşbaşı doğranmış olan kuzu eti ekleniyor ve pi-şiriliyor. Daha sonra sırasıyla soğan, biber ve en son da doğranmış domates ekle-niyor. Ağzı kapatılarak kısık ateşte iyice özleşene kadar pişiriliyor. Doğranmış sarım-saklar, pişmeye 10 dakika kala ekleniyor. Piştikten son-ra üzerine maydanoz ilave edilerek sıcak olarak servis ediliyor.

Meneviş YoğurtlamasıTam anlamıyla bir otlu yemek meneviş yoğurtlaması. İçinde taze asma yaprağı, pırasa, dereotu ve elbette mene-viş var. Meneviş bitkisi sakız ağacı olarak da bilinen bir sıcak iklim bitkisi. Denizli yöre-sinde yabani olarak yetişiyor. Yapraklarının bazı hastalık-lara iyi geldiği söylendiği için halk tarafından mevsiminde toplanıp kurutuluyor. Gele-lim meneviş yoğurtlamasının nasıl yapıldığına. Taze asma ve meneviş yaprakları ayrı ayrı haşlanıp suları süzülüyor ve doğranıyor. Pırasa ve de-reotları ince ince doğranıyor ve tereyağında kavruluyor. Üzerine bulgur eklenip biraz daha kavruluyor. Son olarak doğranmış meneviş ve asma yaprakları ekleniyor. Malze-melerin kavrulması tamam-lanınca tencereye su ilave edilerek kapağı kapatılıyor ve ağır ateşte pişiriliyor. Servis edilirken üzerine sarımsaklı yoğurt dökülüyor. Önceden ayrı bir kapta sıvı yağda kav-rulan kurutulmuş kırmızı biber ile süslenerek servis ediliyor.

Denizli Kebabı

Kiide Toklubaş Kavurması

Tavas Güveci

Meneviş Yoğurtlaması

Denizli’nin gelir kaynaklarından biri tarım. Elbette bu topraklarda yetişen ürünlerdenortaya çeşit çeşit yöresel lezzet çıkıyor.

Page 15: Silverline Üretimden Sorumlu “Fabrikamızı yeniden ... · tasarım odaklı, sürekli yatı-rım öngörüyor. 2015 yılında fabrikamızda 10 milyon TL tesis ve 6 milyon TL makine

28 29

KEYİF

Bu tarifler için 5 dakika yeterli!Günümüzün koşuşturması içinde yemek yapmaya fazla zaman bulamıyoruz. Bu noktada mikrodalga fırınlar imdadımıza yetişiyor. İşte mikrodalga fırın yardımıyla beş dakikada hazırlayabileceğiniz tarifler…

Hepimiz bir koşuşturma içindeyiz. Yapmak zorunda ol-duklarımıza ancak yetişebiliyor, yapmak istediklerimize ise çoğu zaman vakit bulamıyoruz. Bu arada bir de ye-

mek yapmak mı? Hem bir sürü vakit alacak hem de bulaşık çıkacak diye endişeleniyorsanız, bu yazı tam size göre. Sizin için hazırlanması kolay, mikrodalga fırın sayesinde pişirmesi de hızlı olan pratik yemek tarifleri.

Aman dikkat; mikrodalga fırınınızda metal kaplar kullanmayın. Mikrodalga fırın kullanımına uygun cam ya da porselen kap-lar kullanın. Ayrıca, her mikrodalga farklı şekilde pişirdiğinden, burada verilen pişirme sürelerini kendi fırınınıza göre ayarla-malısınız. Verilen süreleri bir dakika uzatmak ya da 30sn kı-saltmak gerekebilir.

Hazırlanışı• Çikolatayı doğrayın, tereyağı ile birlikte porselen bir

kaseye alın. 600 watt ayarında 40 saniye eritin. Karıştırıp soğumaya bırakın.

• Yumurta ve şekeri rengi beyazlaşıncaya kadar çırpın. Oda sıcaklığına gelen çikolatalı karışıma ekleyin.

• Karışıma unu ekleyin, karıştırın. Pişireceğiniz kaba koyup aynı ayarda 1,5 dakika pişirin. Kekiniz hazır, afiyet olsun.

Çikolatalı Kek (15 dakika)

Malzemeler (1 kupa için)• 40 gr bitter çikolata

• 50 gr tereyağı

• 1 yumurta

• 1 yemek kaşığı toz şeker

• 3 yemek kaşığı un (silme)

Hazırlanışı• Makarna ve suyu kupaya koyup mikrodalganın en yüksek

ayarında 2 dakika pişirin.• Sonra biraz karıştırıp aynı şekilde 2 dakika daha pişirin.• Makarnanın pişip pişmediğini kontrol edin, şekline

ve markasına bağlı olarak pişme süresi değişebilir. Pişmediyse su ekleyip 1 dakika daha pişirin.

• Piştikten sonra kupaya süt ve peyniri ekleyip 1 dakika daha pişirin. Makarnanız hazır.

Kupada Makarna (8 dakika)

Malzemeler (1 kişilik)• ½ su bardağı makarna

• ½ su bardağı su

• ½ çay bardağı süt

• ½ çay bardağı kaşar rendesi

Hazırlanışı • Bir kapta yulaf, keten tohumu, yumurta ve sütü karıştırın. • Diğer malzemeleri ekleyip karıştırın. • Mikrodalgada 3 dakika pişirin. Afiyet olsun.

Hafif Kek (10 dakika)

Malzemeler (1 kupa için)• ½ su bardağı yulaf ezmesi

• 1 kaşık keten tohumu

• 1 yumurta

• ½ su bardağı süt

• ½ ezilmiş muz

• 1 kaşık bal

• 1 tutam tarçın

Hazırlanışı• Ekmeği küpler halinde doğrayın.• Bir kapta yumurta, peynir, süt, tuz ve biberi karıştırın.• Ekmeklerin yarısını doğranmış domates ve salam, sucuk

ile birlikte kupaya koyun.• Kalan ekmekleri hazırladığınız karışımın içine döküp

kupaya ekleyin.• Mikrodalgada 2 dakika pişirin, yumurtaların pişip

pişmediğini kontrol edin.• Servis öncesi süsleme size kalmış.

Hızlı Kahvaltılık (7 dakika)

Malzemeler (1 kupa için)• 1 dilim ekmek

• 1 yumurta

• 1 dilim kaşar veya cheddar peynir

• 2 kaşık süt

• 1 küçük domates

• 1 tutam tuz, karabiber

• İsteğe göre salam, sucuk

Hazırlanışı• Patatesleri yıkayın ve kurulayın.• 750 watt ayarında tek parça halinde 4-5 dakika pişirin.• Pişen patatesleri bir kaba alın. Patatesleri kesip içinden

bir miktarı kaşıkla çıkartın.• Patates içlerini başka bir kapta peynir, tereyağı ve tuz ile

karıştırın.• Karışımı tekrar patateslerin üzerine yerleştirip diğer

garnitürü ekleyin.• Kumpiriniz hazır, dilerseniz servis için ketçap veya yeşillik

ekleyebilirsiniz.

Kumpir (15 dakika)

Malzemeler (1 kişilik)• 2 adet küçük patates

• 1 tatlı kaşığı tereyağı

• 1 kahve fincanı kaşar rendesi

• 3 dilim salam/sosis/sucuk veya zevkinize göre başka garnitür

• Bir tutam tuz, karabiber

Hazırlanışı• Tereyağını mikrodalgada eritin.• Üzerine şeker, vanilya ve yumurta sarısını ekleyip karıştırın.• Son olarak un ve damla çikolatayı ekleyip karıştırın.• Karışımı 2 eşit parçaya bölüp pişirme kabınıza koyun.• Mikrodalgada 1 dakika pişirin.• Kurabiyeleriniz hazır, afiyet olsun.

Damla Çikolatalı Kurabiye (5 dakika)

Malzemeler (1 kişilik)• 1 çorba kaşığı tereyağı

• 1 çorba kaşığı şeker

• 1 çorba kaşığı esmer şeker

• 1 yumurta sarısı

• 3,5 çorba kaşığı un

• 1 çorba kaşığı damla çikolata

• 1 tutam tuz, vanilya

Page 16: Silverline Üretimden Sorumlu “Fabrikamızı yeniden ... · tasarım odaklı, sürekli yatı-rım öngörüyor. 2015 yılında fabrikamızda 10 milyon TL tesis ve 6 milyon TL makine

30 31

ONE OF US

"We are preparing our factory for the future via restructuring”A major restructuring has been initiated at Silverline factory in Merzifon. Fuat Ağar, Deputy General Manager of Production of Silverline, explained the exciting processes, developments and targets concerning the factory.

of our houses that we share with our families. In this regard, we continue our collaborations with ITU, METU, Konya Selçuk University, Eskişehir Anadolu University, Samsun 19 Mayıs University and with TUBITAK. In the performance and safety laboratory located in our factory, we pursue our projects for the development of the quietest hoods with the best acoustic comfort.

What are the outstanding features of your factory within the industry? In which aspects do you differ?We have the first and the only laboratory which is accredited in Turkey for the hood performance and safety and we are the 3rd company which has an accredited safety laboratory in Turkey. In addition, we have a safety laboratory authorized by testing organizations such as SGS, TSE and Intertek. Our laboratory works in compliance with ISO 17025 standards, in which an order is created to decrease the amount of energy consumed to a minimum without lowering the quantity and quality of manufacturing, and the tests for safety are carried out. Our factory has the 621st R&D Center of Turkey.

How was the year 2017 and what are your expectations from 2018?In general, 2017 was a good year for both the industry and Silverline. Silverline turnover has increased about 30 percent. The average growth rate in the industry was 25 percent.

2018 was off to a bad start for the industry. However, this does not apply to Silverline. We encountered an improvement above the industry. I think this increase will continue in the same way without slowing down.

On the factory side, we are working with the "Restructuring" motto in every aspects. We continue with our efforts to pre-pare the factory with a solid infrastructure within the frame of the target of our management to become within the first 300 companies by 2020 and realize a turnover of 1 billion TL. In this regard, we will realize our structuring under the headings of innovation, technology and Industry 4.0. With the support of Lean Institute which is the leading lean manufacturing consul-tants of Turkey, we rapidly initiated this process as of February.

Can we please get some more detailed information about the restructuring process?This process will be a learning period for all of us. One of our highest expectations is laying the foundations for the infra-structure and organization that will create the future of Sil-verline. In the sub-division, this process will continue in parallel with "Industry 4.0" which includes modern automation sys-tem, data exchange and manufacturing technologies.

Our speed of transition to "Internet of Things" and "Home Connect" in the new products will determine our position in this market. We are trying to get prepared for this with all our power.

Will you please tell us about the Silverline factoryin Merzifon?Established in 1994 on an area of 1,500 square meters and having started its first mass production in 1996, our factory today continues to manufacture hoods on an indoor space of approximately 40,000 square meters and a total area of 100,000 square meters. According to 2017 data, we have 939 employees in total.

Last year, 1.2 million hoods were manufatured in our factory. Our company is the industry leading manufacturer in Turkey, and one of the top 5 manufacturers in Europe. Our target is to be a world brand in hoods and built-in products. Every year, the growth rate encountered in terms of manufacturing quantities is about 25-30%.

What kind of an improvement is encountered at the factory within the recent years, except for the output-growth?Our brand, which has invested approximately 40 million TL in the last 5 years, anticipates technology and design oriented continuous investment in manufacturing processes, innova-tive product development, energy saving for a sustainable growth. In 2015, a total investment of 16 million TL was made in our factory, covering 10 million TL facility and 6 million TL machine investments, and robot applications were realized in 13 different fields. All our automation operations from design process to manufacturing stage are carried out by our com-petent engineers in their fields. Inspired by the developments in laser technology in recent years, robotic laser welding auto-mation has been incorporated in the critical welding process of our manufacturing process. Concerning energy saving, we have solar energy practices.

We develop projects with İŞKUR particularly to increase wom-en work power and women employment in manufacturing. We increased the number of our female employees by 200 percent within the last 4 years and have reached the number of 150 female employees.

Could you please inform us about your R&D center?Our R&D center runs on a young and well equipped team to develop all the technologies we use on the hoods we manu-facture. We attach particular importance to the odor and noise reduction projects in order to increase the quality of the time spent in the kitchen, which is the most important corner

I would also like to emphasize that this transformation pro-cess will be human-focused. Technology and automation will ascend with Industry 4.0, the need for work power will decline and the productivity will increase on one hand, but new busi-ness areas will be opened with new investments and new projects to be made in parallel, a transition will be made from low-competency level jobs to a qualified workforce with higher education and income levels.

On our way, I can see and feel the excitement of the work we have started all over the factory and within the organization. This excitement will be our greatest power throughout this process.

This road is long and challenging; besides it requires a great team work. Sometimes we'll make mistakes. We will learn from our mistakes. Our faults will grow us. After all, this process will be a great experience for all of us.

As Roman scholar Marcus Tullius Cicero quoted, "Experience is more valuable than the lessons provided even by the most meritorious masters."

I do not doubt that we will reach 1 billion TL in revenue and we will be among the first 300 companies by 2020. We will achieve this result with this incredibly exciting, visionary, re-sult-focused, young team. I fully trust this team.

As a result, we have long way to go and many steps to take.

I wish success to my team and to all our contributors in this process.

Page 17: Silverline Üretimden Sorumlu “Fabrikamızı yeniden ... · tasarım odaklı, sürekli yatı-rım öngörüyor. 2015 yılında fabrikamızda 10 milyon TL tesis ve 6 milyon TL makine

32 33

OURWAY WHAT WE DID

Will you please tell us about yourself and your company?Süllü Ticaret was founded in 1998. We made a start with White Goods. Built-in products were not so common at that time. It started to become widespread in the 2000s. And we have been a Silverline dealer in 2000.

How is your organizational structure?We have retail and wholesale sales organization in the field of built-in products. Apart from Denizli, we have branches in Antalya and in Northern Cyprus. We serve with 30 people in Denizli and with 10 people in Antalya.

You have opened a new store in Denizli in the past few months. Could you please tell us about the features of this store? We opened our new store 6 months ago at 2. Ticari Yol. It is 120 square meters. The location is the heartland of white goods. It is a region where the stores for all white goods

brands are located. 70-80 percent of Denizli population buy anything they need -from the refrigirator to hob- from that street. Our store is a Silverline store, but we included white goods and air-conditioners as a supplement as it is a white goods region.

What are your impressions for the first six months?As it is recently opened, it is progressing a bit slowly. It takes a while for people to get used to.

What are the characteristics of built-in products and con-struction markets in Denizli? In Denizli, projects are delivered without built-in products. It is left up to the choice of consumers. So there is not a single brand in 100 apartments. Different brands can penetrate in that project. That's why the retail built-in products market is buoyant in Denizli. Denizli consumers are not a group that pursues the cheapest products. In general, the middle seg-ment predominate. First of all, I think that our kitchen solution products and product range makes the difference. Our team works on the basis of absolute customer satisfaction which differantiates us among our competitors.

What are the reasons that consumers prefer Silverline?They find Silverline products, especially the hoods, very high quality. They think that the price equilibrium is also fair for this quality. In general, the level of satisfaction is very high. After-sales services are also admired. Silverline's after-sales ser-vice group works very well indeed. Considering both the prod-uct quality and the service, Silverline stands out. We even had customers who brought cakes and pastries to thank us.

You are an award winning dealer. What do you attribute your successes to?I attribute them to the healthy communication among our own team and the Silverline team.

What are your expectations from Silverline?The logistics must be robust, product stocks should be bal-anced. It's important to resolve our service-related issues, which Silverline already does. The price-quality balance is fine. There is not much that can be done apart from these.

Award-winning Süllü Ticaret continues to growSilverline's dealer Süllü Ticaret in Denizli, which has proven its success with numerous awards granted up until today, opened its third store in Denizli within the past few months. We talked to Cüneyt Süllü, the founder of Süllü Ticaret, about the new store and the built-in products market in Denizli.

Page 18: Silverline Üretimden Sorumlu “Fabrikamızı yeniden ... · tasarım odaklı, sürekli yatı-rım öngörüyor. 2015 yılında fabrikamızda 10 milyon TL tesis ve 6 milyon TL makine

34

WHAT WE DID

SILVERLINE CURVEDGE

PLUS X ÖDÜLLÜ OCAK

indüksiyon ocak ve davlumbazınmükemmel uyumu

2016 yılınınen iyi ürünü

tek yüzey 2 performans

Silverline said "Our target is 2020" at the Dealers MeetingSilverline realized its 5th Dealers Meeting Meeting this year at the Antalya Susesi Luxury Hotel. Whereas all the management staff and the dealers of Silverline had pleasant time for two days, new products were launched during the organization. During the event which was organized with the motto "Our Target is 2020", projections for the coming years were shared.

The motto of the 5th Silverline Dealers Meeting orga-nized this year was "Our Target is 2020". Leading the built-in technology of the future, Silverline came to-

gether with its business partners at a full-fledged organi-zation in Antalya Susesi Luxury Hotel. Founding President of Silverline, İbrahim Atay and CEO Mustafa Laçin made the opening of the projection meeting held on the second day. İbrahim Atay, who made an emotional speech about the de-velopments they have experienced through the past 24 ye-ars from the day the company was founded, thanked all the business partners who greatly contributed to this process. Then the executives shared the long term projections of Sil-verline concerning domestic market and exports.

Economist and TV programmer Cem Seymen, who partici-pated in the program, provided an impressive and attention-grabbing presentation, with examples from the world, under the title "What should be the new story of Turkey's economy". After Cem Seymen, the first product of Silverline's smart kitchen project was launched with a show at the stage.

At the Silverline stand that was set up at the hotel, the dea-lers were informed about the new product range while ha-ving the opportunity to observe the Flow-in product which received design awards from the world's most important or-ganizations. At the gala night organized in the evening of the meeting, Selami Sahin took the stage. The musician provided a pleasant time for the guests with a delightful repertoire co-vering his own compositions.

Page 19: Silverline Üretimden Sorumlu “Fabrikamızı yeniden ... · tasarım odaklı, sürekli yatı-rım öngörüyor. 2015 yılında fabrikamızda 10 milyon TL tesis ve 6 milyon TL makine

SILVERLINE CURVEDGE

PLUS X ÖDÜLLÜ OCAK