sİnİr sİstemİ (nervous system) (prof. dr. İsmail hakkı nur)
DESCRIPTION
Generaly Nervous system in Domestic animals.TRANSCRIPT
SİNİR SİSTEMİ
Prof.Dr. İsmail Hakkı NUR
Kadın ve erkek beyin arasındaki farklılık
Erkek ve kadın beyinleri arasındaki farklılıklar hem bilimsel hemde toplumda tartışma konusudur. Daha büyük – Daha Güçlü - Daha hızlı … gibi ifadelerler kadın beyni ve erkek beyni arasındaki farklılıkları gerçekten var.
Yüzlerce yıldır, bilim adamları, erkek ve kadın beyinleri arasındaki farklılıklarını araştırmaktadır. Erken dönemlerdeki araştırma
erkeklerin beyinlerinin kadınlarınkinden daha büyük olduğunun ortaya konması ona bir üstünlük olarak kabul edilmiştir.
Bu “farklılık" sizin de göreceğiniz gibi çok basit ve yalındır..
Durum o kadar basit değildir.. Sadece anatomik bakış açısından değil, aynı zamanda fonksiyonel açıdan beyinlerindeki farklılıklar ne anlama gelmektedir?
Bilinmemektedir….
Bir bebeğin gelişimi sırasında mevcut hormonları beyin etkiler ve beyin kadın veya erkek mi olacağını belirleyecektir. Çünkü memelide beyin, doğuştan kadınsıdır yani erkek cinsiyet hormonlarının etkisinde değildir.
Zaman içinde geliştikçe erkeksi özellikler etkisini göstermeye başlar. İnsanlarda anne karnındaki bebeğin 8 aylık olduğunda testosteron hormonu salgılamaya başladığından itibaren beyni kadın beyninden farklılaşmaya başlar.
Farklılıklara baktığımızda çalışmalar aşağıdaki gibi odaklanmıştır: Total Beyin Hacmi Corpus Callosum Hypothalamus
Kadınların beyni erkek beynine göre yüzde 9 daha küçüktür fakat erkek beyni ile aynı hücrelere sahiptir. Sadece beyin hücreleri birbirine daha yakın.
Kadınların duygu ve hafıza kaydetme hücreleri erkeklere göre daha büyük
Erkeklerde ise agresif olmayı tetikleyen hücrelerin kadınlara göre daha büyük ve daha çabuk beyine iletiliyor.
Kadınlar 20 bin kelime kullanabilirken, erkekler 7000 kelime kullanabilirler
Erkeklerin beyin kabuklarının kalınlıkları daha fazladır. Erkeklerin beyin yarım küreleri arasındaki asimetri daha
belirgindir. Kadınlarda, kas hareketlerinin düzenli bir biçimde
yapılmasında ve bellek işlevlerinde görevleri olan beyin bölgelerinin hacmi, beynin toplam hacmine oranı daha büyüktür.
Erkeklerde yaşa bağlı beyin hücreleri ölümü daha belirgin ve yine erkek beyni kadın beyninden daha hızlı yaşlanmaktadır.
Kadınların beyin kan akımı erkeklerden daha fazladır. Bu fark yaşlanmayla giderek azalmaktadır.
Kadın beyninde östrojen hormonu sebebiyle glikoz kullanımı daha fazladır.
Erkekler, görsel-uzamsal işlerde daha beceriklidir. (iki boyutlu olarak gösterilen üç boyutlu nesnelerin zihinde döndürülüşü sonucunda aldığı görünüm)
Kadınların sözel işlerdeki başarıları ispatlanmış, ayrıca duygularını erkeklerden daha başarılı biçimde söze dökebilmekteler. Konuşma bozukluklarının da erkek çocuklarında daha sık görüldüğü de bilinmektedir.
Kadınların sözelleştirme becerilerinin iyi olması sağ beyin egemenliğinin nedeni olarak bilinmektedir.
Sol beynin : dili, Sağ beynin : duyguları yönetir
BÜYÜKLÜK ve ÖMRÜ Karaciğer hücresinin ömrü 222 gün Böbrek epiteli hücresinin ömrü 286 gün İdrar torbası (mesane) epiteli hücresinin
ömrü 66,5 gün Üst deri (epidermis) hücresinin ömrü 19,2
gün Kemik hücresinin ömrü 25–30 yıl Sinir hücresinin ömrü, ömür boyu çalışırlar
Bir saç teli 0.30-0.40 mm..kalınlığındadır.. 1.0 mm=1000 mikron
Bir sinir ağı
Beyin ve kas kompozisyonuİskelet kası Beyin
Su % 75 % 77-78
Lipid % 5 % 10-12Protein % 18-20 % 8
Karbonhidrat % 1 % 1
Çözülebilir organik maddeler
% 3-5 % 2
İnorganik tuzlar % 1 % 1
• Sinir sistemi tüm canlılarda olduğu gibi organizmanın kendi fonksiyonlarını sürdürmesini ve çevresi ile etkileşimini sağlayan kontrol mekanizmasını oluşturur. İstemli ya da istemsiz olarak canlının postürünü etkileyen hareketler, merkezi sinir sisteminin denetimi ile gerçekleşir.
• İstemli hareketlerin başlangıcı beyindeki motor alanlardır
• Hareketle ilgili emirler buradan merkezi sinir sisteminin alt bölümlerine; daha sonra da periferik sinirler yolu ile sonuç dokuyu oluşturan kas dokusuna iletilir. Vücut dışından gelen çeşitli duyuların alınması reseptör adı verilen farklılaşmış hücreler yolu ile olur. Alınan duyular periferik sinirler yolu ile önce merkezi sinir sisteminin alt bölümlerine iletilir.
• Refleks yolla yanıtlanması gerekenler bu bölümlerde; şuura ulaşması gerekenler daha üst merkezlerde değerlendirilir.
• İç organlardan gelen uyarıların değerlendirilmesi ve gereken yanıtların ilgili hedef organa iletilmesi de merkezi sinir sisteminin değişik bölümlerinde yer alan otonomik hücre gruplarınca düzenlenir
• sinir sisteminin periferik reseptörlerden aldıkları impulsları merkezi sinir sistemine getiren (afferent, centripedal) ve merkezi sinir sisteminden aldıkları impulsları periferik organlara götüren (efferent, centrifugal) iki iletim yolu olduğu söylenebilir.
Yalnızca refleks olarak yapılan tek bir hareket olabileceği gibi hareketler dizisi şeklinde de ortaya çıkabilir.
Örneğin kaynamakta olan suya elini sokan bir çocuk refleks yanıtla elini çeker. Bununla birlikte, kaynar suya bir daha ellenmemesi gerektiğine dair bilgiyi de hafızasına kaydeder.
• Ya da dalgın bir halde cadde ortasında yürümekte olan bir yayayı ve arkasından hızla gelen bir aracın sesle bu yayayı uyardığını var sayalım. Yanıt seçenekleri birden fazla olacaktır. İlk beklenen yanıt, duyu kulak yolu ile alınmasına karşın göz ile bakma şeklinde bir reflekstir. Göz hareketine başın ve boyunun çevrilmesi, hatta yana doğru yapılacak bir kaçma hareketi de eklenecektir
• İnsan yaşayan canlılar içinde en gelişmiş organizmaya sahip olarak kabul edilir.
• Bu da diğer canlılarda bulunan özelliklerin daha gelişmiş şekli ile insanda var olmasını birlikte getirir. Canlılarla ilgili bu gelişme evreleri filogenetik tanımı içinde yer alır. Sinir sistemi açısından ele alındığında insan, diğer canlıların hepsinden daha fazla özelliğe sahiptir
• Çevreden aldığı duyuları yalnızca hayatının devamını sağlamak için değil çevresi ile etkileşimi için de kullanır. Bu üstünlüğe sahip olabilmesi için de farklı fonksiyonları sürdürebileceği gelişmiş ve birbiri ile entegre olmuş sinir hücresi gruplarının var olması gerekir.
• İnsan için,Filogenetik açıdan en gelişmiş tür denildiğine göre kendisinden daha basit canlılarda bulunan herhangi bir merkezi sinir sistemi bölümünü kontrol altında tutabilen daha gelişmiş bölümleri var demektir
Hareketlerin en az enerji sarfı ile maksimum uyum içinde gerçekleşmesi, sinir sistemini oluşturan yapıların geniş bir ağ ile birbirine bağlandığını göstermektedir.
Bu durumu yeni geliştirilen bir bilgisayarın daha küçük boyutlarına karşın eskisinden daha büyük kapasitede olması ile açıklamak olasıdır.
Merkezi Sinir Sistemi fonksiyonunu 3 büyük düzeyde yapar.
1-Medulla spinalis düzeyi
2-Alt beyin (hypotalamus,
thalamus, medulla oblongata, cerebellum, mesencephalon) düzeyi
3-Beyin korteksi düzeyi
M.spinalis düzeyi:
Yürüme hareketleriVücudun bazı
kısımlarının cisimlerden uzaklaştırılma refleksleri
Vücudu yer çekime karşı taşımak üzere bacakların sertleşmesi,
Lokal kan damarlarını ve mide barsak hareketlerini kontrol eden refleksler gibi
Alt Beyin düzeyi:
Bilinç dışı adını verdiğimiz faaliyetler,
Arter basıncı ve solunum,
Dengenin kontrolü,Hiddet, uyarılma,
seksüel faaliyetler gibi.
Üst Beyin düzeyi:Son derece geniş bir
bellek,Sinir sisteminin alt
merkezleriyle çalışır,Düşünme işlevlerinin
büyük kısmını gerçekleştirir,
Alt merkezler üst merkezin sürekli uyanık olmasını sağlar
Alt Beyin (thalamus,hypo thalamus,mesencephalon, corpus callosum,medulla oblongata düzeyi)
Yapılan bilimsel çalışmalar göstermiştir ki, altbeynin nüvesi kabul edebileceğimiz Nöraltup, hamileliğin yirminci gününde ortaya çıkıyor ve o günden itibaren, annenin alt beynindeki kayıtları almaya başlıyor. Eğer bu kayıtlar olumsuzsa, onu doğduktan sonraki tüm hayatı boyunca etkileyecektir.
1989 yılında,Yale Üniversitesi Profesörlerinden Sdney Altman ile Colorado Üniversitesi’nden Prof. Dr. Thomas Cech’e Biyokimya Nobel ödülünü kazandıran buluş niteliğindeki çalışmaya göre, RNA dizinleri ile, altbeyne atalardan gelen genetik bilgi şifreleri geçiyor.
Bir tek RNA molekülü, yirmi milyon bilgi çipi taşıma kapasitesine sahiptir.
Düşünün!..
İnsana benzeyen ilk canlılar, Çin’de
dört milyon yıl önce, Afrika’da 4,5
milyon yıl önce bulunmuş. Demek
ki, altbeyinlerimizde, milyonlarca
yılın bilgi şifreleri ve birikimi var.
Hele bir de, bir tek RNA molekülünün
yirmi milyonluk bilgi çipleri taşıdığını
göz önüne alırsanız, üstbeynimizdeki
bilgilerin yanında, altbeynimizin
bilgileri, bir kainat gibi gözükür!..
SİNİR SİSTEMİ İLE İLGİLİ GENEL TANIMLAR• Nöron (Neuronum): Sinir
hücresidir. Nöronlar encephalon, medulla spinalis ve arka kök ganglionlarında bulunurlar. Nöronların bölünerek çoğalma yeteneği olmadığı kabul edilir.
• Akson (Neuritum): Sinir hücresinin genelde tek sayıda olan en uzun uzantısıdır.
• Dendrit (Dendritum): Sinir hücresinin genelde birden fazla sayıda olan kısa uzantılarıdır.
• Unipolar nöron (Neuronum unipolare): Yalnız bir uzantısı olan sinir hücresidir
• Bipolar nöron (Neuronum bipolare): Bir aksonu ve bir dendriti olan sinir hücresidir. Hücre gövdesinin her iki ucundan birer nörit olarak çıkar. Örn: Retina, cochlea vestibular ganglionlarda bulunur
• Multipolar nöron (Neuronum multipolare): Bir aksonu ve birden çok sayıda dendriti olan sinir hücresidir. Beyin ve omuriliğin tractus lifleri, periferik sinirler ve omuriliğin motor hücrelerinde bulunur.
NÖRONLAR 3 TEMEL BÖLGEYE AYRILIR– Hücre gövdesi– Dentritik bölge– AksonHücre gövdesiNöronun operasyon
merkezidir.Soma olarak ta
isimlendirilir.
Dentrit • Hücre gövdesinden dısarıya
dogru uzanan çok sayıdaki uzantıya verilen addır.
• Bu uzantılar reseptör görevi yaparlar, başka sinirlerden gelen uyarıları alırlar.
Akson • Hücre gövdesinde olusan
uyarıları ve sentezlenen maddeleri diğer nöronlara veya efektör organlara (örnegin kas) tasıyan ince uzun uzantı.
NÖRONLARIN ÖZELLİKLERİAKSONLAR
Nöron gövdesinden bilgi alırlar.
Yüzeyleri düzdür.Hiç ribozom yoktur.Myelinli olabilirler.Nöron gövdesinden
uzakta dallanırlar.Ayak parmaklarına
kadar ulaştığı için boyları 100 cm yi rahat aşan tipleri vardır
DENTRİTLER
Nöron gövdesinde bilgi getirirler.
Yüzeyi düz değildir.Genellikle bir nöronda çok
sayıda dentrit vardır.Ribozomları vardır.Myelinleri yoktur.Nöron gövdesinin yakınında
dallanırlar.
Bir dentrit’in 200.000 kadar sinaps yaptığı tespit edilmiştir
AKSON KALINLIĞIÖzel aksonlar mikroskopik (yaklaşık 1-3
mikron) çapa sahiptirler. Memelilerdeki en büyük akson 20 mikrondan daha büyük çapa ulaşabilir.
Sinyalleri çok hızlı iletmesi ile özelleşen Kalamar aksonu yaklaşık 1 milimetre çapındadır. Bu da küçük bir kalem ucu kadardır.
Nöronları büyüklüğüne göre ayırırsak
• a) Golgi tip I nöron (Uzun aksonlu multipolar nöron
• Beyin ve omurilikte bulunan uzun yolları oluşturan aksonlar ile periferik sinirlerde bulunan aksonlar gibi uzunluğu bir metreyi bulabilen uzantılara sahip hücrelerdir.
• Cerebrum korteksindeki piramidal hücreler ile
• Cerebellum korteksindeki purkinje hücreleri bu tip hücrelere örnek olarak verilebilir.
• b) Golgi tip II nöron (Kısa aksonlu multipolar nöron
• Birbiri ile yakın yerleşimli, ağ görünümü oluşturan aksonu ancak yakınındaki hücreye uzanacak kadar kısa olan hücrelerdir.
• Golgi tip I hücrelerden daha fazla sayıdadırlar. Genellikle inhibitör etkili ve yıldız şekilli hücrelerdir.
• Susbstantia alba içinde ve cornu dorsalis’de bulunur.
Nöronları Bulunduğu yere göre ayırırsak
• Reseptör hücre: • Deri, kas, tendon
gibi yapılarda bulunan ve dış çevrede oluşan uyarıları (impulsları) ya da iç organlardaki anlık değişimlerle oluşan uyarıları alan hücredir (Alıcı hücre).
A)Afferent nöron (Sensorik-Duyusal nöron): Duyuları reseptörlerden (alıcılardan) başlayarak merkezi sinir sisteminin ilgili bölümüne getiren sinir hücresidir. Bu hücrelerin uzantılarının birleşmesiyle periferde afferent sinirler; beyin ve omurilikte afferent yollar oluşur.
A) Somatik afferent nöron: Ağrı, ısı, temas, basınç ve kaslarla eklemlerden gelen derin duyuları alan Genel Somatik Afferent (GSA) ve görme, işitme, denge ile duyuları alan Özel Somatik Afferent (ÖSA) olmak üzere iki guruba ayrılırlar.
B) Visseral afferent nöron: İç organlardan gelen gerilme, kasılma gibi duyuları alan Genel Visseral Afferent (GVA) ve tad, koku gibi duyuları alan Özel Visseral Afferent (ÖVA) olmak üzere iki guruba ayrılırlar.
• A) Somatik efferent nöron:
• Çizgili kaslara giden genel somatik efferent (GSE) ve arcus branchialis’den gelişen yutak, gırtlak, mimik kasları ve çiğneme kaslarına giden özel somatik efferent (ÖSE) olmak üzere iki guruba ayrılırlar.
• B) Visseral efferent nöron:
Kalp kasına, iç organlar ve damarlar çevresindeki düz kaslara, kıl dibindeki kaslara, sekretuvar bezlere giden genel visseral efferent (GVE) yolları oluşturan uzantılara sahip hücrelerdir.
• B) Efferent nöron • (Motor nöron): Merkezi
sinir sisteminin emirlerini gerekli organlara götüren sinir hücresidir.
• Bu hücrelerin uzantılarının birleşmesiyle efferent sinirler ve efferent yollar oluşur.
BAZI TANIMLAMALARA TEKRAR BAKALIM• Sinir (Nervus): Sinir
hücresi uzantılarının periferik sinir sistemi içinde bir araya gelerek oluşturdukları ileti yollarıdır.
• Neoroglia: Sinir hücrelerini çevreleyen destek dokusuna ait hücrelerdir. Mikroglia ve makroglia olmak üzere iki gurup oluştururlar. Mikroglialar fagositik özelliktedir.
• Sinaps (synapsis): Sinir hücrelerinin uzantıları arasındaki iletişim noktalarıdır
• Nucleus (çekirdek): Merkezi sinir sisteminde bulunan sinir hücrelerinin bir arada bulunup grup oluşturmalarıdır.
• Ganglion: Periferik sinir sisteminde bulunan sinir hücrelerinin birkaç tanesinin bir arada bulunmasıdır.
• Tractus: Sinir hücresi uzantılarının bir araya gelerek merkezi sinir sistemi içinde oluşturdukları ileti yollarıdır.
MERKEZİ SİNİR SİSTEMİ İLE PERİFERİK SİNİR SİSTEMİ ARASINDAKİ FARKLAR
1)Merkezi Sinir Sistemindeki Nöron Topluluklarına Nükleus
2)Periferik Sinir Sistemindeki Nöron
Topluluklarına Ganglion.3)Merkezi Sinir Sistemindeki Akson Topluluklarına
Traktus
4)Periferik Sinir Sistemindeki Akson Topluluklarına Sinir denir.
Sinir ipliklerinin çaplarıBir nöronun hücre gövdesi , çap olarak 3-4
µm kadar ya küçük yada cornu ventralis’lerdeki (ön boynuz) 135 µm kadar büyük olabilmelerine karşın uzantıları yada nöritleri 1 metreden uzak mesafelere uzanabilir.
Bu nedenle nöritlerin sınıflandırılmasında dallanma tarzı, sayısı ve uzunlukları farklı farklı olacağı için sınıflandırmada Morfolojik yöntem kaçınılmaz olmaktadır.
Akson çapının ≈1µ olduğunu
hatırlıyalım.
Beyin hücreleri sürekli olarak oksijen ve glikoza gereksinimleri vardır. Beyin sürekli kanlanmak durumdadır .
Eğer kanlanmazsa, bilinc hemen yok olur, 5 dk içinde geri dönüşü olmayan hasar meydana gelir.
sinir iplikleri çeşitleri(Sinirin gövdesinden çıkan dallara göre)
Multipolar nöron(uzantıları çok olan)
Bipolar nöron(iki uzantısı olan)
Unipolar nöron(tek uzantısı olan)
SİNAPS ve ÇEŞİTLERİ:
• İki nöronun birbirine yakın kısımlarının bir araya gelerek fonksiyonal nöronal iletişim kurdukları yere SİNAPS denir.
• Her nöron diğer nöronlarla en az 10.000 kadar bağlantıya sahiptir
• (En son bilgiye göre bir sinir hücresi 600.000 bağlantı kurar)
• Bunlar :• Aksodentrik, aksosomatik ve
aksoaksonik olabilir.
• İki tip sinaps vardır. • A) elektriksel • B) kimyasal• Kimyasal sinapslarda
nörotransmitterler :Asetil kolin(ACh), adrenalin, noradrenalin dopamin, , epinefrin, GABA, enkefalin dir.
•
(ELEKTİRİKSEL SİNAPS)
• Nöronlar elektriksel bağlantı kurmalarına elektriksel sinaps denir. Kimyasal transmitterler bulunmaz.
• Bir hücreden diğerine , stoplazmadan stoplazmaya gap junctions olarak adlandırılan kanalların olmasıdır. Ve bu kanallar yardımıyla en az gecikmeyle iyonik akım geçişinin oluşmasına müsaade edilmesidir.
• Elektriksel sinapsların en üstün özelliği iletimin iki yönlü olmasıdır. Bu durum Kimyasallarda görülmez (örn:retina)
SİNAPS ve ÇEŞİTLERİ
Sinir İpliğinde İmpuls oluşumu ve iletimi: Polarizasyon ve DepolarizasyonELEKTRİKSEL
İMPULS KİMYASAL SİNAPS
Sinir hücresi elektriksel, kimyasal yada mekanik uyarıldığında -70, 80mV polarize durum +30 veya 40mV potasiyele dönüşür. Bu durum 5 msn de son bulur.
Voltaj bağımlı kanallar
Elektriksel sinaps
İyonlar bir
hücreden
diğerine gap
junction
vasıtasıyla
geçerler.
Bağlantı
hızlıdır.
Bir sinir hücresinin dendritlerine gelen (çevreden, vücuttan ya da başka norönlardan) uyaran, önce difüzyon yoluyla hücre gövdesinden aksona iletilir. Elektriksel ileti, iyonların hücre zarından geçerek yer değiştirmesiyle akson boyunca ilerler ve sinapsa ulaşır.
Sinapsta minik kesecikler içerisinde nörotransmiter maddeler bulunur. (Örneğin; adrenalin bir nörotransmiterdir.) Aksondan gelen elektriksel ileti, nörotransmiterlerin bu keseciklerden salınmasına neden olur.
Nörotransmiterler iki nöron arasındaki boşluğu geçerek, bir sonraki nöronun dendritlerinde bulunan reseptörlere tutunurlar.
(Reseptörler, bu maddeleri tanıyıcı özel bölgelere sahiptirler.) Böylece sonraki nöron da uyarılmış olur.
Kimyasal sinapsların genel özelliklerini şöyle
sırayalabiliriz:
- Tek yönlü ileti sağlarlar;- Yanıt şiddeti düzenlenebilir;- Verilerin dağıtılması-süzülmesi mümkündür;- Uyarlanabilirlik (plastisite) özellikleri vardır;- Açılıp-kapatılabilme özellikleri vardır;- Gereksiz uyarıları süzerler…
Sinapsların bir önemli özelliği de “değişebilir” olmalarıdır. Bu durum, yakın zamanlarda ortaya konmuş bir mekanizmadır ve ilginç sonuçları vardır. Yani, iki (veya daha fazla) hücre arasındaki bu iletişim bölgelerini oluşturan hücre bölgeleri, aktifliklerini ve duyarlılıklarını ve hatta şekillerini değiştirirler. Bunun yanında, sinapslar, hücrelerin aktifliklerine bağlı olarak sürekli biçimde oluşup kaybolabilirler.
Yani sinaps dediğimiz bölgeler, hücrenin kolu-bacağı gibi sabit bir yapı değildir. Sürekli değişirler. Bunu, beyin fonksiyonları açısından düşünecek olursak, sinir hücreleri, her türlü aktiviteye bağlı olarak, aralarındaki bağlantıların sayılarını ve özelliklerini değiştirebilirler.
Sinaps düzeyinde yapısal değişiklikler
Bir sinaps, 2 nanometre ile 40 nanometre (metrenin milyarda biri) arası olabilir.
Sinapsların sayısı ne kadar fazlaysa, o sinir sistemi o kadar gelişkindir ve veriler o kadar kapsamlı işlenebilir diyebiliriz. Günümüzde, zeka ve algıyla ilgili kıyaslamalarda da beynin büyüklüğüne, yani nöron sayısına değil, sinaps sayısına bakılmaktadır.
Sinapsların sayısının azalması, nöron sayısı azalmıyor olsa bile beyinde zeka geriliğine veya azalmasına sebep olacaktır.
Psikoaktif maddelerMaddeye bağlı
davranışsal duyarlılaşmaAmfetamin, kokain,
nikotin gibi maddelerin tekrarlı kullanımlarında davranışsal tepkiler azalır
Bu azalma reseptör sayısında, sinaps ve dentritlerde artma ile bağlantılıdır
NÖRONAL PLASTİSİTE:
Sinir sisteminin kendi içersinde veya içinde bulunduğu ortama gösterdiği uyum yeteneğini ifade eder.
Nöronal plastisite, özellikle gelişmesini sürdüren immatür sinir sistemi dokuları için varsayılmakla birlikte, yaşam boyunca da bazı durumlarda belli oranlarda görülebilmektedir. Sinir dokusunda meydana gelmiş hasarların etkisinin azaltılması ve iyileşmede rol oynar.
İnsan korteksinin özellikle yaşamın ilk yıllarında oluşmuş hasar sonrası inanılmaz derecede reorganize olma yeteneği gösterdiği bilinmektedir.
Plastisite, nöron sayısında olduğu kadar aksonal gelişimdeki fazlalık ve çeşitlilik ile dendritik gelişim ve sinaptik bağlantılarda da görülür.
Sinir hücreleri arasındaki ara maddeler• Neuroglia: MSS nöronları
hepsi birlikte nöroglia olarak adlandırılan uyarılmayan hücreler tarafından desteklenir. Nöro glial hücreler nöronlardan daha küçük ve birkaç katı kadar fazla sayıdadır.MSS nin ve Medulla spinalisin total hacminin yarısı kadardır.
• 1)Astrosit: Kapillar damarlar
üzerinde örtü oluşturur. Kan damarlarına tutunur. Sinir hücresini besler.
•
• 2-Oligodentrosit: • Myelin kılın oluşumunu sağlar.
MSS de oligodentrosit adı alırken perifer sinir sisteminde schwan hücresi olarak tanımlanır.
• Uzunlukları 05.-1.0 mm dir. Her bir oligodentrosit 60 kadar sinir lifini (aksonunu) sararken periferde her bir sinir lifi için bir schwan hücresi vardır.
• Myelin kılıfı oluşturan bu yapı bazı sinir lifleri zarında bir kaç spiral yaparak sarmasına karşın bazılarında 50-120 ye akın sarım yaptığı da görülmüştür.
• 3-Microglia: Hasarlanan sinir hücrelerinin yerlerini doldurur. Sinir sistemini yabancı madde ve mikro organizmalara karşı korur. Mikroglialar, fagositoz yaparlar yani, yabancı maddeleri yiyerek yok ederler.
• 4-Ependim: Beyin
boşluklarında ve canalis centralis’in etrafında bulunur. BOS ile temastadır. Beyin omurilik sıvısının beyin dokusuna geçişine engel olur
• MSS içindeki sinir liflerinin oluşturdukları demetlere sinir traktusları,
• periferik sinir sistemi içindeki sinir liflerinin oluşturduğu demetlere periferik sinirler denir.
• Bunlar myelinli yada miyelinsiz sinir lifleridir
• Akson schwann kılıfına temas eder ve onu delerek içine gömülürken delikli olan hücre kenarları mesakson oluşturarak kendi içine kıvrılır ve aksonu askıya alır. Schwann daha sonra sinir lifini sarar ve üzerinde dönerek spiral gibi sarar.
• Bu spiral katmanlık sarma bazı sinir liflerinde birkaç kez olurken bazılarında 50 ye kimilerine göre 120 ye varan sarım yapar. Her bir tabakadaki myelinin kalınlığı 13-18 nm kadardır.
Astrosit
Oligodentrosit Myelin Kılıfın Elektron mikroskobik görüntüsü
Miyelin kılıfı oluşturan hücreler. Solda, vücudumuzu saran sinir tellerinde (periferik sinir sisteminde; P.S.S.) miyelin kılıfı yapan Schwann hücreleri görülüyor. Sağda ise beyin ve omurilikten oluşan olan merkezi sinir sistemimizde (M.S.S.) miyelinleme işini yapan oligondendroglia hücreleri görülmekte.
Sinir ipliklerinin Sarılışı
Dıştan içe doğru
Periferik miks (motor, duysal ve otonomik lifler taşıyan) bir sinirin enine kesitinde en dışta, sinirin bütününü örten epinöryum tabakası yer alır. Bunun altında gruplar halinde motor ve duysal aksonları içeren fasiküller yer alır. Bir periferik sinir içinde ortalama 3-5 fasikül bulunur. Fasikülü perinöryum çevreler. Periferik sinir boyunca fasikülün lif içerimi değişir. Yani, bir fasiküldeki sinir lifi, periferik sinir boyunca bir başka fasiküler geçebilir. Fasikülün içinde aksonların arasındaki bağ dokusuna ise endonöryum adı verilir.
İMPULS HIZIMiyelinli sinirlerde : 100-150 m/sn, Az miyelinli : 40-50 m / sn, Miyelinsiz : 1 m/sn dir.
Myelin kılıfı Schwan (oligodentrosit)hücresinden oluşur.Myelin kılıfı her 1-3 mm de bir kesintiye ugrar, bu kesinti
yerlerine Ranvier bogumu (nodu) denir. Myelin kılıfı aksonu çevredeki dokulardan izole eder ve
sinirdeki uyarı iletimini hızlandırır, çünkü myelinli sinirlerde uyarı bir boğumdan diğerine sıçrayıcı tarzda iletilir
İmpuls hızı Yaklaşık 540 km/h
Ganglionlar• Periferik sinir sisteminin
bir parçasıdır. Perifer sinirler üzerinde görülen sinir düğümleridir.
• Mikroskobik olabildiği gibi 2-4 cm büyüklüğünde de olabilirler.
• Bağdokudan kapsülle sarılmışlardır ve ara doku, bağ dokudandır.
• Ganglionlardan ya bazı sinirler orijin alır (sensibil, sensorik sinirler) yada bazı sinirler sinaps yaparlar (otonom sinirler)
Ganglionların Adlandırmaları(BULUNDUKLARI YERE GÖRE)
• 1-Spinal ganglionlar:
Tüm spinal sinirlerin
dorsal köklerinde bulunurlar.
Bazı beyin sinirleri (V,VII, IX ve X.çift beyin sinirleri) spinal ganglion olarak da kabul edilir.
• 2-Sempatik ganglionlar: omurların yan taraflarında bulunan
merdiven şeklindeki vertebral ganglionlar ile sempatik sinirin innerve ettiği organ
yakınındaki ganlionları da içerir.
• 3-Parasempatik ganglionlar:• Bazı beyin sinirleri üzerinde bulunurlar.
• Örn: N. oculomotirus üzerinde ggl.ciliare,
• n. facialis uzamında ggl.pterygopalatinum ile ggl. mandibulare,
• n.glossopahrayngeus uzamında ise ggl.oticum bulunur.
Bulunduğu yere göre:
Ggl.cervicale craniale, ggl.mesentericum craniale gibi.
Şekline göre de isim alırlar: ggl.stellatum gibi.
Ganglionlar Komşu oldukları Organa yada Şekle göre
Tanımlanırsa
Medulla spinalis’in enine kesiti
Truncus Sympatheticus ve Prevertebral ganglionlar’ın columna vertebralis’in altına
yerleşmesi
1. Ganglion cervicale craniale 2.Ganglion cervicothoracicum
2. Ansa subclavia
Paraganglionlar• Paraganglionlar:
Sempatik ve parasempatik olarak ikiye ayrılır.
• Sempatik paraganglion:
• Adrenalin salgılarlar.
• Gl.suprarenalis’in substantia medullaris’i paraganglion’ ların en büyüklerindendir.
• Parasempatik Paraganglionlar:
• Adrenalin salgılamazlar. Kan basıncının regulasyonu ile ilgilidirler.
• İki tane parasempatic paraganglion vardır ki bunlar;
• 1) a.carotis communis üzerindeki glomus caroticum,
• 2) arcus aorta üzerinde bulunan paraganglion aorticum yada paraganglion supcardiale olarak isimlendirilir.
RESEPTÖRLER:
• Vücudun uyarılan her bölümü afferent sinir ucu içerir. Afferent sinirin ucuna reseptör denir.
• Reseptörler çeşitli fiziksel ve kimyasal uyarıları
sinirsel impulslara çevirebilen yapılardır.
RESEPTÖR ÇEŞİTLERİ
• Reseptörler topografik olarak üçe ayrılır
• Exteroceptor• Proprioceptor• İnteroceptor
Exteroceptor: Vücudun yüzeyinde bulunurlar. Dokunma hafif basınç ağrı , ısı, koku, görme ve işitme resetörleri gibi
• Proprioceptor: Kas tendon eklem ligament ve fascialarda vücut duvarının derinlerinde bulunan resöptörlerdir.
• Vücudun pozisyonunu ve vücudun derin kısımlarının ağrı ve basıncı reseptörlerini içerir
• İnteroceptor: Visseral reseptorlerdir. Sindirim boşaltım dolaşım gibi iç organ çalışmalarıyla ilgili duyuları alır.
• Bu reseptorlar esas itibariyle otonom sinir sisteminin etkisinde çalışırlar. seks, susama, huzur, sıkıntı gibi soyut duyuları da alırlar.
Beynin hacmi ve gyrus sayısının fazlalığı zekayı saptama adına yanlış olur. Ör. Koyun beyni hacimli gyrus’ları fazla olmasına rağmen zekaca üstün bir hayvan değildir.
Oysa dağ faresinin beyni düzdür ve gyri’den yoksundur ancak zekası koyununkinden yüksektir.
İnsanda beyin diğer organlara oranla karaciğerden sonra en büyüğüdür.
Omurgalılarda beyin omurgasızlara oranla çok daha fazla gelişmiştir.
Bu nedenle omurgalılar daha zekidir. Kuşlarda beyin, aynı boyda olan kurbağa,
sürüngen ve balıklara nazaran daha büyük ve daha zekidir
Beynin büyüklüğü ve ağırlığı:
• Beynin büyüklüğü ve ağırlığı türlere, cinsiyete göre değişir. Beyin ağırlığı olgunluk çağına kadar hızla gelişim gösterirken sonra hemen hemen sabit kalır. 2 tonluk bir filde beyin 4660 gr., 62.250 kg’lık balinada 2490 gr, 12.4 gr bir farede ise o.4 gramdır. Bu durumda beyin filde vücut ağırlığına oranı: 1:439, balinada 1:25.000, farede 1:31 dir. Yada bunu yüzde olarak ifade edersek filde %0.22, balinada %0.004, farede %3.22 şeklinde gösterebiliriz. 60-70 kg. ağırlığında bir insanda 1300-1500 gr.
• İnsanda beynin vücut ağırlığına oranı 1:46-48, yüzde olarak %2-2,3 dür.
• Atta : 370-700 gr, sığırda 400-500 gr., köpekte 30-180 gr. Kadardır.
Beynin hacmi ve gyrus sayısının fazlalığı zekayı saptama adına yanlış olur. Ör. Koyun beyni hacimli gyrus’ları fazla olmasına rağmen zekaca üstün bir hayvan değildir. Oysa dağ faresinin beyni düzdür ve gyri’den yoksundur ancak zekası koyununkinden yüksektir.
İnsanda beyin diğer organlara oranla karaciğerden sonra en büyüğüdür. Omurgalılarda beyin omurgasızlara oranla çok daha fazla gelişmiştir. Bu nedenle omurgalılar daha zekidir.
Kuşlarda beyin, aynı boyda olan kurbağa, sürüngen ve balıklara nazaran daha büyük ve daha zekidir
Evcil Memeli Hayvanlarda Beyin AğırlıklarıHayvan Türü Vucut ağırlığı Beyin ağırlığı Beyin / Vucut Beyin / Vucut(%)
Kedi KöpekDomuz KoyunSığırAt
4-5 kg 7-59 ” 60-96 ” 126-209 ” 50 ” 500-600 ”
480-540 ”
27.3-32 gr 68-135 ” 96-145 ” 105-110 ” 130 ” 410-480 ”
600-680 ”
1:128-146 1:106-437 1:630-6601:1200-1900
1:3771:1219-1250
1:800-801
% 0,64-0,68 % 0,23-1,00 % 0,15-0,16
% 0,5-0,08 % 0,26
% 0,07-0,08 % 0,12-0,17
Hayvanın Türü Beyin ağırlığınınOmurilik Ağırlığına Oranı
KediKöpekDomuzSığır At
3,4 : 1
4,5 : 1 2,0 : 1 2,0 : 1
2,0 : 1
Bazı insan ırkları ve hayvan türlerinde beyin ağırlıkları
Çinlilerde : 1360 Avrupalı erkeklerde : 1360 Avrupalı kadınlarda : 1260 Zencilerde: 1316 Avustralya, Buşman ve Wolddalı’larda : 900-1290 Orangutan ve Şempanzede : 375-400 Gorillerde : 400-500 At : 600-800 Balina : 2000-2800 Fil : 5000 Sığır : 400-550 Domuz : 90-160 Köpek : 30-180 Kedi : 27-30 Koyun, Keçi : 105-110
İNSANDA BEYİN
*1300-1400 Gramdır.*100 Milyar sinir hücresi(nöron)ve trilyonlarca “glia”(destek hücresi)’lerden oluşur.
OMUR İLİK
*İnsanları hayvanlardan ayıran en önemli organdır.*Kadınlarda 43 cm.*Erkeklerde 45 cm.*35-40 gr. Ağırlığındadır.
İnsan beyninin ağırlığı, yaşa, boya, vücut ağırlığına, cinsiyete ve ırka bağlı olarak değişir. Beyin, erkeklerde ortalama ağırlığı olan 1.400 gr'a 20 yaş dolaylarında, kadınlarda ise ortalama ağırlığı olan 1.260 gr'a biraz daha erken yaşta ulaşır. Bu yaştan sonra her iki cinste de beynin ortalama ağırlığı her yıl bir gram kadar eksilerek, 75 yaşlarında, olgunluk döneminde eriştiği tepe değerinin onda biri kadar azalır. 20-70 yaşları arasında, insan beyninde her gün yaklaşık 50 bin sinir hücresinin (nöron) görev yapamaz duruma geldiği ya da yok olduğu tahmin edilmektedir.
BEYİN ZARLARI (MENİNGES)
DuramaterArachnodeaPiamater
DURAMATER: Damardan fakir, kalın, fibröz bir tabakadır.Duramater encephali ve spinalis olmak üzere İki kısım gösterir.
Duramater encephali:Bağ doku ve esnek iplikler ile cavum cranii’yi oluşturan kemiklerin iç yüzlerine bağlanır ve kemiklerin periost’unu oluşturur
Beyin ve omur ilik cerebrospinal sıvı içinde yüzerler ve ayrıca kafatası ve columna vertebralis’inKemikleri vasıtasıyla korunurlar
Bu bağlantı crista sagittalis interna, crista petrosa, tentorium osseum ve sella turcica bölgesinde özellikle kuvvetlidir.
Duramater encephali kafatası içine doğru falx cerebri ve tentorium cerebelli membranicum diye iki uzantı gösterir.
Falx cerebri fissura longitudinalis cerebri boyunca iki hemisfer arasına giren orak şeklinde bir uzantıdır. Crista galli’den crista sagittalis interna boyunca uzanır.
Tentorium cerebelli membranicum cerebellum ile cerebrum arasındaki fissura transversa cerebri’ye giren duramater uzantısıdır
Kafatası boşluğunun tabanında fossa hypophsialis’i ortada infindibulum’un geçeceği bir delik bırakacak şekilde örter. Bu örtüye de diaphragma sellae denir.
Arachnoidea ile sıkı bir temas halindedir. Aralarında bulunan çok dar boşluğa cavum subdurale denir.
ARACHNOİDEA:Duramaterin altında yer alan damardan yoksun ikinci
katmandır.Arachonoidea Encephali:Beyni gevşek olarak saran arachnoid bölümüdür.Duramater encephali’nin altında trabekulalar ile
bağlandığı piamater’in üstünde, beynin dış yüzünde ince şeffaf bir katman olarak bulunur. Gyruslar ile sadece temas halindedir.
Aralarındaki sulcuslara ve fissura longitudinalis cerebri’ye girmez.
Piamater ile arasında içi B.O.S ile dolu bir aralık cavum subarachnoidale bulunur.
Piamater ile arasında cisterna subarachnoideale bulunur.
Arachnoidea encephali üzerinde, falx cerebri boyunca, sinus sagittalis dorsalis’e yakın kesimlerinde vena’ya sokulan küçük kabartılar görülür. Bu oluşumlara
granulationes arachnoideales denir.
Bu oluşumlar sayesinde cavum subarachnoidales’e gelen B.O.S’un büyük kısmı venöz sisteme akıtılır.
PİAMATER: Piamater encephali: Gyrus’lar arasındaki
boşluklar dahil beynin tüm yüzünü sıkıca yapışarak örten yumuşak, ince bir bağdoku zarıdır.
Özellikle fissura transversa cerebri’den beyin ventriküllerine girer. Bu yarıktan giren piamater uzantıları biraz daha kalınlaşmış durumdadır ve tela chroidea adını alırlar.
Tela choroidea’nın gevşek bağ dokudan yapılmış stroması içerisine kan damarları girerek plexus choroideus’ları oluştururlar
Plexus Chorodeus’lar bulundukları yere göre
adlandırılırlar
Plexus choroideus ventriculi lateralis ,
plexus choroideus ventriculus tertius,
Plexus chorideus ventriculus quartus.
Plexus choroideus (BOS ‘un yapıldığı yerdir)
İyon pompaları ile SSS ‘nin iyon konsantrasyonlarını değiştirir.
Artıkların atılımını sağlayarak SSS’ın temizlenmesine yardımcı olur.
Beyin omurlik sıvısını (BOS) u oluşturur
Arterden çıkan BOS’ı ependimal hücrelerin arasından sızarak ventrikül boşluğuna akar
Beyin omur ilik sıvısıBeyin omur ilik sıvısı
BOS’un Görevi BOS subaraknoidal boşluğu doldurduğu için, bütün merkezi sinir
sistemi organları adeta bir sıvı yastığı içinde yüzmekte ve böylece, hem dışarıdan gelecek mekanik etkilere ve hem de yer çekimi etkisine karşı korunmaktadır. Örneğin bir insanda dışarıdaki
ağırlığı yaklaşık 1500 gr olan beyin, BOS’un içinde sadece 50 gr kadar gelmektedir. Bu durum, beynin korunması için çok önemlidir.
Diğer bir özellik, sıvıların mevcut basıncı katıların aksine bir noktaya değil de, her tarafa eşit olarak dağıtmasıdır. Örneğin, beyin dokusuna gelen 100 kg’lık bir darbe, BOS aracılığıyla beynin her tarafına eşit olarak dağıtılmaktadır. Aynı darbe geniş bir yüzeye dağıldığı için, buradaki zarar en aza indirgenmiş olur. Dolayısıyla intracranial basıncın düzenlenmesini sağlar.
Sinir dokusunun beslenmesini ve atıkların uzaklaştırılmasını sağlamaktır
Beyin ventricüllerindeki plexus choroideus’lar tarafından yapılan renksiz, az miktarda protein, glikoz ve inorganik maddeler içeren alkali bir sıvıdır.
Beyin ve omurilik, bu sıvı içinde yüzer. Açık renkli, su gibi berrak olan bu sıvı yaralanmalarda bir su yastığı görevi yaparak beyni çarpma ve darbelerden korur. Ayrıca beyin ile kan arasındaki besin maddesi ile atık madde değişimini sağlar.
Kafatası kırıklarında koruyucu dış tabakalar zarar gördüğünde dışarı akabilir. En sık görülen burun (rinore) ve/veya kulaktan(otore) olan akmalardır.
İskemi, hipoksi, reperfüzyon, travma, enfeksiyon, enflamasyon, beyin tümörleri, glokom, multipl skleroz, Alzheimer hastalığı, Parkinson hastalığı, epilepsi, diyabetes mellitus, akut hipertansiyon, hipovolemi, alüminyum toksisitesi, hiperosmolarite gibi durumlarda Kan Beyin Bariyeri gerekli görevini tam yürütemez.
BOS’un DOLAŞIMI (Sırası ile)
1- Ventriculus lateralis’lerde yapılan BOS for.interventriculare’den
2-Ventriculus tertius’a geçer.3- Ventriculus tertius’dan
Aquaductus mesencephali yoluyla 4- Ventriculus quartus’a gelir.
5- Ventriculus quartus ‘da piamater’in oluşturduğu tela choroidea ‘daki lateralde bulunan foramen lucska (apertura lateralis ventriculi quarti) ve mediandaki foramen magendi (apertura mediana ventriculi quarti) yoluyla
6-Cisterna cerebellomedullaris’e yani Cavum subarachnoidale’ye geçer
7- Araknoid aralıktaki Sıvının bir kısmı Cerebrumun altından hemisferlerin lateral’inden cranial’e doğru hareket eder.
Sıvının diğer bir kısmı alt yönde ilerliyerek m.spinalis içinde ve spinal subarachnoid aralıkta cauda equina’ya kadar ilerler.
8- Cranial’e ilerleyen sıvı villi arachnoidales (granilationes arachnodales) vasıtasıyla duramater’i delerek sinus sagittalis dorsalis’e açılır
9- Sinus sigmoid ve venae emissariae’lar aracılığı ile v.jugularis interna ‘ya yada ve externa aracılığı ile ven dolaşımına katılır .
Villi Arachnoidales
PİAMATER’İN CEREBELLUM SEVİYESİ
Telachoroidea ventriculi quarti (Velum medullare caudale) üzerinde 2 delik bulunur. Bu deliklerden BOS sıvısı subarachoid aralığa geçer.
Foramen luschka (yanlarda)
Foramen Magendi
KAN -BEYİN BARİYERİ
1882 yılında Paul Ehrlich canlı hayvana damar içi tripan mavisini enjekte eder, beyin ve medulla spinalis hariç tüm vücudun boyandığını görür. Bazı yerlerin hiç boya almadığını fark eder; epifiz bezi, hipofiz bezi, tuber cinereum, obex bölgesi hiç boya almamıştır.
Molekül büyüklüğü ile ters orantılı olarak yağda çözünürlüğün etkili olduğunu görürler. Gaz, su bariyerden hızla geçerken
plazma proteinlerinin ve büyük moleküllerin geçmediği tespit edilir.
Kan beyin bariyeri yeni doğanlarda da bulunur. Ancak bazı maddelere göre daha geçirgendir.
Kan beyin bariyeri MSS de her yerde aynı değildir.
DAMAR YAPISI
Kan -Bariyerinin anatomik karakteristikleri;
Kapillar arterler tight junction denilen (sızdırmaz bağlantı) tarzı bir bağlantı yaparak aralarında birleşirler.
Damarlar arasında porları yoktur Damarların etrafı astrositlerle çevrilidir. Kafein, nikotin, anastezik maddeler, alkol gibi maddeler geçebilir
Kapillar damarların fenestrasyonlu(gerçekte delikli olmayıp ince duvarlı bir diafram ile doldurulmuş olması)
Endotel hücrelerinin etrafını devamlı saran bir bazal membran olması
Kan-Beyin Bariyerindeki (KBB) maddelerin geçişleri(tight junction)
Kan-Beyin bariyerini bozan unsurlar
Hypertension: Yüksek tansiyon
Hyperosmolarity: yüksek konsantrasyonlu sıvılar
Infection: enfeksiyonlarda, menenjitlerde
Trauma, Ischemia, Inflammation, Pressure: Beyin dokusunda tahribat
Gelişim Dönemi: Doğum öncesi ve sonrasındaki gelişim dönemi.
BEYİN APSELERİNİN (ENFEKSİYONLARIN)
NEDENLERİOtitis media, Mastoiditis, Paranasal sinüzitis, Fasial ve kutenöz enfeksiyonlar, Dental abse, Denetre kafa yaralanmaları Pulmoner enfeksiyon, Bakteriyal endokardit, Osteomyelit ve konjenital siyanotik kalp hastalığıÇocuklarda E.coli
Kan beyin bariyerinin bulunmadığı yerlerde, astrositlerin damar endotellerine bağlanırken damarların fenestra (pencere) adı verilen mikro aralıklarla olan bağlantı yerlerinde küçük organik moleküller ve proteinler geçebilmektedir.
Yeni doğanlarda ve fötüsteki kan- beyin bariyeri tam gelişmediği için toksik maddeler kolaylıkla MSS ne geçebilir.
Böylece beynin sararmasına neden olur.
Kafa travması geçirildiğinde de damar endotel bütünlüğü bozulduğu için enfeksiyon toksik maddeler kolayca geçebilir.
İlaçlardan ise Penisilin az miktarda geçiş yapar. Yüksek miktarlarda sürekli penisilin alınması MSS de toksik etki yapmaktadır.
Menenjit durumunda meningsler daha geçirgen hale geldikleri için yeterli antibiyotiğin enfeksiyon bölgesine ulaşmasını sağlarlar.
Clorampenikol, tetrasiklin gurubu ilaçlar kan-beyin bariyerini geçerek sinir dokusuna ulaşırlar.
Yağda eriyen maddeler, anestezik maddeler kan-beyin bariyerini hızla geçerler.
BEYNİN BESLENMESİ Beyin, metabolik ihtiyacı yüksek bir organdır. Beyin metabolik ihtiyacını
karşılayacak olan enerjiyi diğer organlardan farklı olarak sadece glikozdan elde eder.
Glikoz kullanımı 100 gram beyin için dakikada 4.5 ile 7 miligram arasında değişir. Beynin günlük glikoz gereksinimi 125 gramdır.
Glikoz beyinde glikolitik (anaerob) ve trikarboksilik siklüs (aerobik) yolu ile metabolize olur. Aerobik metabolizma sırasında her bir glikoz molekülü 36 adet ATP ortaya çıkarırken anaerobik metabolizma sırasında laktik asitle birlikte 2 adet ATP molekülü oluşur.
Nöronal bütünlüğün korunması, kalsiyum ile sodyumun hücre dışında potasyumun ise hücre içinde tutulması için sürekli bir ATP yapımına ihtiyaç vardır.
Sonuç: oksijen ve glikoz rezervi düşük olan beyin dokusu, işlevsel ve yapısal bütünlüğünü sürdürebilmek için yeterli oksijen ve glikoz içeren sürekli (kesintisiz) kan akımına muhtaçtır.
İki ayrı yol üzerinden beyne ulaşan damarlar, beynin tabanında çok köşeli bir arter halkası oluştururlar. Bu arter halkasına circulus arteriosus cerebri (Willis poligonu) adı verilir. Beynin çeşitli kısımlarına kanın gerekli şekilde dağıtımı için bu yapının önemi çok fazladır.
24 saat içinde beyninden takriben 1000 litre kadar kan akışı sağlanır ve bu sırada 70 litre oksijen kullanılır.
Beyin dokusunun bu derece yüksek kan beslenmesini sağlayan arterleri şunlardır:
Willis poligonu (circulus arteriosus cerebri)
Beyni besleyen önemli arterler
A.carotis interna cavum cranii’de alttaki dallara ayrılır:
Arteria cerebri cranialisA.communicans cranialisArteria cerebri mediaArteria cerebri caudalisA.communicans caudalisArteria cerebelli
O halde Beyin dokusu oksijen ve glikoza çok duyarlıdır.
Kan ile beyin arasında anatomik ve fizyolojik bir ağ-yapı bulunur. Buna kan beyin bariyeri denir.
Bu bariyerden yağda eriyen maddeler;
– Nikotin, kafein alkol kolayca geçer.
Suda eriyen maddeler yardım olmadan geçemezler.
A.carotis interna ve dalları
1) A.communicans cranialis, 2) A.communicans caudalis, 3) A.choroidal cranialis 4) Ramus ponitna 5) A.basilaris 6) A.Spinalis, 7) A.Vertebralis, 8) A.spinal caudalis, 9) Crista Galli, 10) A.Cerebri cranialis, 10 a) A.pericallosal 11) A.ophthalmica 12) A.Cerebri medialis. 13) A.Cerebri caudalis 14) A.cerrebellaris dorsalis 15) A. labrythine 16) A.Cerebellaris cranialis, 17) A. Cerebellaris medialis, 18) A.Cerebellaris caudalis, 19) Foramen magnum
A.carotis interna’dan gelen sıcak kanın sinus cavernosus (toplar damar havuzu) dan geçerek soğutulduğuna dikkat ediniz.
RUMİNANTLARDA BEYNİN BESLENMESİNDE A.C.İNTERNA’nın çıkışı
RETEMİRABİLE EPİDURALE’den olur.Retemirabile epidurale
konum olarak:
Önde: A.maxillaris’ten rr.rostrales et retemirabile epidurale rostrale dalını alır. For. rotundum yolu ile kafatasına girer. Retenin ön tarafını oluşturur.
Arkada: A.maxillaris’ten r.caudalis et rete mirabile epidurale rostrale dalını alır. For.ovale’den girer. Retenin arka kısmını oluşturur.
BEYİNİN VENÖZ SİNÜSLERİConfluens sinuum’a
açılanlar
Sinus sagittalis dorsalisSinus rectusSinus occipitalis
Beynin Bölümleri
Sistemin embriyolojik gelişimine bir bakış:
Nöral tüp
EMBRİYOLOJİK TASLAKLARIN ŞEMATİZE EDİLMİŞ ŞEKLİ
Hemisferlerin özellikleri
Dil
Konuşma
Yazma
Matematik
3D algılama yeteneği
Şarkı söylemek
Spor yeteneği,
Enstrüman çalmak
Cerebral hemisferlerin dış yüzeyine bakıldığında görülen kabartılara gyri, oluklara ise sulci denir.
Her iki beyin yarım küresi arasında, içinde falx cerebrinin yer aldığı derin yarığa fissura long. cerebri denir. Yarığın alt bölümünde her iki hemisferi birbirine bağlayan yapıya corpus callosum denir ve her iki hemisferdeki aynı noktaları bir ayna gibi birbirinin imajını sağlar.
Herbir hemisfer 4 loba ayrılır ve kemiklerin isimleriyle anılır.
Lobus frontalisLobus temporalis Lobus parietalisLobus occipitalis
Cerebral hemisferlerin herhangi bir yerine yapılan kesite çıplak gözle bakıldığında dış kısmının daha kırmızı daha koyu olduğunu görürüz. Bu tabakaya Substantia grisea denilen gri maddeden yapılı beyin corteksidir.
Kalınlığı yer yer 1.4 mm den 4.5 mm kadar değişmektedir.
Cortex altındaki beyaz maddeye sustantia alba denilir. İçinde yer yer gri bölgeler bulunurki bunlara nucleus adı verilir.Nucleus caudatus, nucl. Lentiformis gibi..
Beynin üst yüzüne facies conveksa cerebri, alt yüzüne facies basalis cerebri denir.
Nucleus’ların görünümü
Beynin loplarıCEREBRUM
Sinir sisteminin en genis ve en kompleks-gelişmis yapısıdır.
Serebrumun dış yüzeyi serebral korteks olarak isimlendirilir.
Her bir serebral hemisfer (sağ-sol) 5 loba ayrılır
(5. lop olarak cerebellum eklenmiştir)
Frontal- istemli hareketlerin motor kontrolü, bilinçli düşünme
Parietal-genel duyunun ve tat duyusunun değerlendirilmesi, çeşitli duyu organlarından gelen bilgileri birleştirmede önemli rol oynar. Ayrıca nesnelerin kullanılması ve bazı mekansal görüş işlemelerinde
Occipital- görme duyusu
Temporal- ses ve kokunun algılanması, aynı zamanda da yüzler, mekanlar gibi karmaşık uyaranların işlenmesi bu lob tarafından sağlanır
Cerebellum- duyu organlarından gelen bilgilerle hareketi ilişkilendirir. Bu lob özellikle dengenin sağlanmasında önemli rol oynar
Diğer beyin loplanma örneği
1- Frontal Lop2- Temporal Lop3-occipital lop4- parietal lop5- limbik sistem
Limbik lobun lokalizasyonu
Beynin bölümleri Ön Beyin (Telencephalon): Bu
bölüm öğrenilmiş davranışlarını yönetir. Kompleks psikolojik olaylardan olan bilinç, hafıza, zeka, sağduyu ve duyuların değerlendirilmesi, beyin yarım kürelerinin fonksiyonlarına bağlı organizma faaliyetleridir. Hemisfer, beyin boşlukları (ventriculus lateralis’ler), corpus callosum, rhinencephalon, fornix bu oluşuma dahildir.
Ara Beyin (Diencephalon) : thalamus, hipothalamus (corpus mamillare, tuber cinereum, hipofiz bezi, tractus opticus, chiasma opticum), epithalamus,meta thalamus ve ventriculus tertius kapsar.
Bitkisel hayatın kontrol merkezi veya bütün otomatik hareketler ile metabolizmada dengelerin kurulması bu merkez sayesinde olur.
Talamus : Talamusun büyük bir kısmı beyin yarım kürelerine gelen ve giden sinirlerin geçiş bölgesidir. Koku hariç tüm duyusal impulslar büyük beyne giderken talamustan geçer. Acı, sıcaklık ve belirli diğer duyusal impulslar talamus içerisinde duyu olarak benlik kazanır. Daha sonra beyin korteksinin ilgili merkezlerine iletilir.
Hipotalamus : Hipotalamus otomatik işlevlerin denetlenmesi için önemli bir merkezdir.Vücut sıcaklığı, su dengesi, iştah, heyecan bu merkezin önemli işlevleridir. Hipotalamus, salgı yapan sinir hücrelerinin de bulunduğu bir merkezdir. Bu salgılar hipofiz bezinin ön lobundan hormon salgılanmasını uyarır. Eşeysel yönelme ve olgunlaşma merkezleri de hipotalamus’da bulunur.
Hipofiz : Hormonal salgıların kontrol merkezidir. Hipofizin endokrin bezleri etkilemesi sinir ve salgı sisteminin yakın ve fonksiyonel ilişkisini gösterir.
Orta Beyin (Mesencephalon) :
Beyincik ve ara beyin arasında kalan kısımdır. Tectum mesencephali’de denir. Colliculus rostralis ve colliculus caudalis bulunur. Görme ve İşitme refleks merkezleridir. Fazla ışıkta göz bebeklerinin kısılması, buradaki refleks merkezleri ile idare edilir. Orta beyinde kas tonusunu ve vücudun duruşunu düzenleyen merkezler de bulunur.
Arka Beyin (Metencephalon) : Arka
beyin Pons ve Cerebellum (beyincik) dan meydana gelir. Beyincik motorik düzenleme ve denge merkezidir. Duyu organlarından, kaslardaki receptörlerden, kulağın denge ile ilgili kısımlardan gelen uyarılar bu organa ulaşır.Beyincik vücudun duruşunu ve kasların tonus halini düzenler. Beyincik zedelenirse insanda kas hareketleri düzensizleşir.
Son Beyin(Myelencephalon): omurilik
soğanından oluşur;Medulla oblongata(Omurilik Soğanı) : Birçok yönüyle omuriliğe benzer. Omuriliğe inen ve çıkan sinir demetlerinin bazıları buradan doğrudan doğruya geçer bazıları da burada çaprazlaşır. Omurilik soğanındaki sinir merkezleri, solunum, sindirim, dolaşım, boşaltım, salgılanma ve üreme gibi önemli olayları düzenler. Omurilik soğanında soluma, yutma, çiğneme, öksürme, hapşırma, kusma, kan damarlarının büzülmesi ve gevşemesi, kalp atışı, tükrük salgılanması gibi reflekslerin kontrol edildiği merkezlerin bulunduğundan hayat düğümü de denir.
MSS ‘nin anatomik ve fizyolojik sınıflandırılmasıAnatomik olarak:
1. Merkezi sinir sistemi (Beyin ve omurilik) 2. Periferik sinir sistemi (Kranial ve spinal sinirler)
1-Merkezi sinir sistemi:
Birbirinin devamı şeklinde olan medulla spinalis ve encephalon denilen iki bölümden oluşur. Medulla spinalis canalis vertebralis içerisinde, encaphalon ise cavum cranii’de yerleşmiş durumdadır.
Medulla spinalis, embriyolojik nöral tüpün en az değişikliğe uğrayan ve primitif segmental konumunu erişkinlerde de koruyabilen filogenetik olarak en eski merkezi sinir sistemi parçasıdır
2-Periferik Sinir Sistemi: Cranial ve Spinal sinirlerden oluşur.
Otonom sinir sistemi kısmen Merkezi kısmende perifer sinir sisteminde yer alır
Fizyolojik Embriyonik olarak bölümlersek:
1. Somatik Sinir sistemi: Bu bölüm kas, deri, ağız boşluğundaki mukoza gibi vücut yapılarını innerve eder.
2. Otonom Sinir sistemi: Düz kasların, bezlerin ve kan damarlarının aktivasyonunu kontrol eder.
Ayrıca bu yapılardan kaynaklanan duyusal impulsları beyne taşıyan sensitif lifleri içerir.
• Prosencephalon Telencephalon
Diencephalon • Mesencephalon Crus cerebri (pedinculus cerebri)
Tegmentum mesencephali
Tectum mesencephaliRombencephalon Metencephalon
(cerebellum, pons ve 4. Beyin boşluğu) Myelencephalon (Medulla oblongata)
Beynin Genel Görünümleri ve yönler
ENCEPHALON Cavum cranii içinde yer alır. Vucudun değişik yerlerinden gelen
mesajları değerlendirip, gerektiğinde onlara direktifler gönderien yüksek merkezdir.
Ön ucuna ; polus rostralis, Arka ucuna ; polus caudalis Dorsalateral yüzüne ; facies convexa
cerbri, Alt yüzüne ; facies basalis cerebri
denir. Dorsa lateral yüzde ilk göze çarpan;
Önde sağ ve sol hemispherium cerebri’ler
Arkada cerebellum’dur. İki hemispherium cerebrii arasındaki
uzun yarık fissura longitudunalis cerebri,
Hemisferiumlar ile cerebellum arasındaki enine yarık fissura transversa cerebri adını alır.
Fissura longitudinalis içinde falx cerebri,
Fissura transversa cerebri içinde tentorium cerebelli membraneaseum yer alır.
Hemisferium’lar yanlara çekilerek bakıldığında fissura longitudinalis cerebri’nin tabanında corpus callosum (subtantia alba tabiatlı) isimli bir bağ görülür.
Corpus coallosum hemisferleri orta 2/4 de bağlamıştır.
Hemisferlerin birbirine dönük yüzlerine facies medialis cerebri
Üst ve yanlara dönük yüzlerine facies superolateralis denir.
Facies superolateralis’te görülen Oluklara sulci, Çıkıntılara gyri denir.
Hemisferlerin rostral ve orta 1/3 lerinin birleşme hizalarında sulcus lateralis isimli birer yarık daha görülür.
Hemisferlerin arka uçları yukarıya doğru iyice çekildiğinde caudex üzerinde tectum messencephali (corpora quadrigemina) denen dörtlü çıkıntı görülür.
Tectum mesencephali’nin hemen önünde ve ortada yeralan yuvarlak çıkıntı corpus pinale (epiphysis cerebri), craniolateralinde yer alan sağlı sollu yuvarlak çıkıntılar thalamus opticus’lardır.
Hemisferlerin arka ve alt yüzü üzerinde sağlı sollu koç boynuzu gibi kıvrılan hipocampus
(cornu ammmunis) isimli beyaz şeritler görülür.
Kuduz teşhisinde bunlarda negri cisimciği aranır
Facies basalis cerebri Cavum cranii’nin tabanına
uymuştur.
IV. Hariç bütün beyin sinirleri bu yüzden çıkar. Üzerinde arkadan öne doğru sırasıyla ;
Medulla oblangata Pons cerebri Crura (peduculi) cerebri Fossa intercruralis Corpus mamillare Tuber cinerium Chiasma opticum Lobus priformis Trigonum olfactorium Tractus olfactorius communis Bulbus olfactorius
Ventriculus’lar
Beynin Bölümleri
RHOMBENCEPHALON
MESENCEPHALON
PROSENCEPHALON
Koyun beyinini Basal yüzü: telencephalon. Bulbus olfactorius (2), tractus olfactorius lateralis (3 ve 6), tractus olfactorius medialis (4), (5 ) trigonum olfactorium) ve and lobus priformis (7).
BASİLAR YÜZ
Beynin Ventral’den görünümü: Chiasma opticum (yeşil), infundibulum (truruncu), corpus mamillary (kırmızı). Pedinculus cerebri (sarı), pons (beyaz), corpus trapezoideum (mavi), pyramis medulla oblongata (yeşil).
Equide beynini median görünümü: hemsiferler( telencephalon) ,Ventriculus lateralis, corpus callosum ve fornix, (diencephali): epifiz bezi (kırmızı ), adhesio interthalamica (3), 3. ventricle (4), 4.ventrikül (5), chiasma opticum (beyaz), and corpus mamillare (mavi).
MEDİAL YÜZ
MEDİAL YÜZDEN
DORSAL YÜZDEN GÖRÜNÜM
Dorsalden diencephalon’da dahil olmak üzere telencephalon’uda
gösterir yapı: thalamus , habenular nuclei (epifiz bezi) , 3. ventriculus tertius, colliculus rostralis ve hippocampus , nucleus caudatus
Ventriculus lateralis’lerin tabanında bulunan hippocampus (sarı), fimbria (yeşil), fornix (truncu). Rostral olarak bulunan ve ventriculus’un lateralinde yer alan nucleus caudatus (mavi). (Kırmızı cortex cerebride, beyaz işaret ise beyaz maddedir.
Rhombencephalon
Medulla oblangata Pons Cerebellum Ventriculus quartus’tan oluşur.
Medualla oblongata
Rhombencephalon’un ventralinde yer alır.
· Şekil ve yapısı itibariyle m. spinalis’e benzer.
· M. spinalis’in cavum cranii içindeki genişlemiş devamı gibidir.
· Alt yüzündeki fissura mediana’nın iki yanında uzayan kabartılara pyramis medulla oblangata denir.
· Enlemesine olan yapıya corpus trapezoideum denir.
Medulla oblongata
Pyramis medulla oblangata’lar tractus corticospinalis denilen sinir
uzantılarından oluşurlar.
Tractuslar daha caudalde ve derinde çaprazlaşarak decussatio pyramideum’u oluştururlar.
M. oblangata’nın dorsalide pons’un üzerinde de devam eden fossa rhomboidea isimli bir çukurluk bulunur.
Bu çukur ventriculus quartus’un tabanını oluşturur.
Burada pia mater kıvrımları (tela choroidea) ve damarların oluşturduğu plexus choraideus isimli oluşumlar bulunur.
M. oblangata’nın ventral’inden VII. den XII. kadar olan beyin sinirleri çıkarlar.
Pons cerebriRhombencephalon’un ventralinde
yer alır.
M. oblangata’nın cranialinde transversal olarak uzanan bir kabartı şeklindedir.
Yanlarında çıkan crus cerebelli lateralis’ler ile cerebellum’a bağlanır.
Ventral’inde V. ve VI. beyin sinirleri çıkar.
Dorsalinde fossa rhomboidea isimli çukurun bir bölümü yer alır.
Cerebellum ve Beynin medial görünüm
Cerebellum ile pons ve m. oblangata arasında yer alır. Tabanında fossa rhomboidea bulunur. İçinde tela choroidea isimli pia mater kıvrımları ve bunlarla damarların oluşturduğu
plexus choraideus isimli oluşumlar bulunur. Önde aquaductus mesencephali ile venriculus tertius’a, Arkada apertura lateralis ventriculi quarti ve apertura medinus ventriculi quarti (insan
ve carnivor) cavum subarachnoidea’ya, küçük bir deliklede canalis centralis’e bağlanır.
Ventriculus quartus
Cerebrum
(mesencephalon + prosencephalon)Mesencephalon Encephalon’un ortasında yer alan en
küçük bölümüdür. Dorsal ve yanlardan kısmen
telencephalon tarafından örtülmüştür.
Ancak ventral’den görülebilir. Crura cerebri, Tegmentum mesencephali, Tectum mesencephali’den oluşur.
Bunlardan ilk ikisi aquaductus cerebri (mesencephali)’nin ventralinde,
sonuncusu dorsalinde bulunur.
MesencephalonCrura (pedinculus) cerebri Facies basalis cerebri’de, pons’un
cranio lateralinde uzayan iki adet crus cerebri’den oluşur.
Ortasındaki çukura fossa intercruralis denir.
Üzerinden III. çift beyin siniri n. oculamotorius çıkar.
Tegmentum mesencephali Crura cerebri ile tectum mesencephali
arasındadır. Crura cerebri ile arasındaki sınırı sulcus lateralis mesencephali belirler. Söz konusu oluk lobus priformis ile crura cerebri arasındadır.
Tectum mesencephali Mesencephalon’un dorsal
bölümünü oluşturur. Üzerleri hemisferium cerbri’lerin
arka kısımları ve cerebellum tarafından örtülmüştür.
Paramedian olarak yerleşmiş dört yumrudan oluşur.
Büyük olan öndeki ikisine colliculus rostralis,
Küçük olan arkadaki ikisine colliculus caudalis denir.
Colliculus caudalis’lerin arkasından IV. çift beyin siniri n. trochlearis çıkar.
Colliculus rostralis’ler görme, caudalis’ler işitme reflekslerini kontrol ederler.
ProsencephalonDiencephalon Telencephalon’dan meydana gelmiştir
DiencephalonProsencephalon’un arka bölümünü oluşturur.Geride mesencephalon’a bağlanmıştır.Ventral yüzü serbest, diğer tarafları telencephalon tarafından
örtülmüştür.Thalamus HypotalamusMetathalamus (corpus geniculatum laterale ve mediale)Epithalamus olmak üzere dört bölümden meydana gelir
Thalamus(İyi veya kötü nitelikler, tutkular, duyguları anlatan
bakış, görüş-yatak odası)Koku duyusu hariç, tüm
sistemlerden gelen afferent impulslar için bir kapı olarak kabul edilir.
Ayrıca amaca yönelik bilinçli davranışlardan sorumludur.
Vücuda gelen çeşitli uyaranlara bir çeşit filtre görevi yapar.
Bu sayede konsantrasyon sağlanabilir.
Koku hariç tüm duysal uyaranlar için ara istasyondur.
Uyaranları azaltma, güçlendirme, iletmeme fonksiyonu mevcuttur, önemsiz uyaranlar filtrede azaltılırken, önemliler artırılır
Thalamus Diencephalon’un dorsal ve en
büyük kısmıdır. Telencephalon ile örtülmüştür ve
dıştan görülmez. Ancak corpus callosum kesilip
hemisferlerin caudal bölümleri kaldırıldığında görülebilir.
Arkada tectum mesencephali, önde nucleus caudatus’lar ile sınırlanmıştır.
İki tarafın talamus’ları median hat üzerinde birleşirler.
İki tarafınki arasından median bir kesit yapıldığında ortadaki dairesel kesit yüzüne adhesio interthalamica (massa intermedia) denir.
Bunun etrafındaki dar bir halka şeklindeki kanala ventriculus tertius denir.
Hypotalamus Corpus mamillare Tuber cinerium Hypophysis cerebri Tractus opticus Chiasma opticum
Corpus mamillare Facies basalis cerebri’de, fossa
intercruralis’in ön kısmında ve trigonum lemnisci içinde median olarak yer alır.
Tuber cinerium Facies basalis cerebri’de, corpus
mamillaris’in hemen önünde ve ventriculus tertius’un tabanında yer alır
İnfindibulum isimli sapı ile hypopysis cerebri’ye bağlanmıştır.
Hypopysis cerebri (glandula pituitaria
Basisphenoidale’nin fossa hypopysialis’inde bulunur.
Duramater’in diaphragma sellae turcicae’sı ile beyinden ayrılmıştır.
Tuber cinerium ile bağlantısını diaphrama’nın ortasındaki delikten geçen infindibulum isimli sap kısmıyla sağlar.
Neurohypophysis (pars cerebralis) ve adenohypopysis (pars intestinalis) olmak üzere iki kısmı vardır.
Adenohypophysis (lobus anterior)
Neurohypohysis (lobus posterior) beynin devamı gibidir
Epithalamus (epifiz bezi)
Tectum mesencephali’nin önünde ve media’nında bulunan oval çıkıntıdır, 3. göz olarak bilinir.
Biyolojik saat ve yön bulmada, cinsiyet organlarının gelişmesinde önemli rol oynar.
Retina üzerine düşen çevresel ışık sinyallerini alır ve cevaplandırır.
Aktivitesi karanlıkta artarken aydınlıkta azalır.
Vücut ısısı, uyku, immun sistem gibi bir çok fonksiyonda rol alır
Ventriculus tertius
Adhesio interthalamica’nın etrafındaki dar ve halka şeklindeki bir boşluktur.
Rostrodorsal yönlerde yer alan for. interventricularis isimli deliklerle ventriculus lateralis’e bağlanırken Arkadan da aquaductus mesencephali aracılığı ile de ventriculus quartus’a açılır
Telencephalon
Hemispherium cerebriRhinencephalonCorpus callosumFornix Corpus striatumVentriculi laterales
Hemispherium cerebri
Cortex cerebri’yi oluştururlar.
İki hemisfer birbirlerinden fissura longitudinalis cerebri aracılığı ile ayrılmışlardır.
Fissura longitudinalis cerebri’nin tabanında, orta 2 / 4’te corpus callosum ile birbirlerine bağlanmışlardır.
Rhinencephalon
Bulbus olfactorius Pedinculus olfactorius Trigonum olfactorium Lobus priformis Hipocampus Fornix Septum telencephali
(pellucidi)
Pedinculus olfactorius
Bulbus olfactorius’un gerisinde trigonum olfactorius’un medial ve lateralinde yer alır.
Gyrus olfactorius lateralis ve medialis ve communisten oluşur.
İç boşluğu ventriculus lateralis’in devamı gibidir.
Bulbus olfactorius
Hemisferlerin ön ucunda yer alırlar
İçleri boş torbacıklardır. Fossa etmoidea içine
yerleşirler. Üzerlerinde koku sinirleri
(fila olfactoria) çıkar.
Trigonum olfactorium Facies basalis cerebri’de, lobus
priformis ve chiasma opticum’un önünde yer alır.
Üçgen görünümünde bir bölgedir. Pedinculus olfactorius’un
oluşumuna katılır. (Tactus olf. Lat/med. ve üzerlerini kaplayan Gyrus olf.lat/ medialis)
Lobus priformis Facies basalis cerebri’de, crura
cerebri’nin yanlarında yer alır. Crura cerebri ile gyrus olfactorius
lateralis arasına girmiştir.
Hipocampus(cornu ammunis)
Hemisferlerin caudal ve alt yüzlerine gizlenmiştir.
Koç boynuzu gibi yanlara kıvrılan subtantia alba tabiatlı şeritlerdir.
Kuduz teşhisinde kesitlerinde negri cisimciği aranır.
Corpus callosum Fissura longitudinalis cerebri’nin
tabanında ve İki beyin yarım küresi arasında yer alır.
Subtantia alba tabiatlıdır Hemisferleri orta 2 / 4 ‘te birbirine
bağlar. Ön kısmı, genu corporis callosi Orta kısmı, turuncus corporis
callosi Caudal kısmı,splenium corporis
callosi Işınsal görünümü: radiatio
corporis callosi
FORNİX
Corpus callosum ve septum telen-cephali’nin ventralinde yer alır.
Subtantia alba tabiatlı bir şerittir.
Septum telencephali (pellicidum)
Corpus callosum ile fornix arasında yer alan ince bir bölmedir.
Sağ ve sol ventriculus lateralis’leri birbirinde ayırır.
Ventriculi laterales
Beyin hemisferlerinin içinde, septum telencephali’nin iki yanında yer alan boşluktur.
Duvarlarında yer alan plexus choraideus’lar liqour cerebraspinalis’in salgılamasında rol oynarlar.
Her biri for. interventriculare ile ventriculus tertius’a açılır.
CRANİAL SİNİRLERSağda ve solda birer
tane olmak üzere 12 çift kranyal sinir vardır. Kafa çiftleri de denilen bu sinirlerin özel adları olduğu gibi, nöroloji pratiğinde I den XII'ye kadar sıralanarak bu numaralar ile de adlandırılırlar.
Kafa çiftlerinin üç tanesi (I., II. ve VIII. sinirler) sırasıyla koklama, görme, işitme ve denge gibi özel duyularla ilgilidir. Beş tanesi (III., IV., VI., XI. ve XII. sinirler) saf motor sinirlerdir. Diğer dördünün ise (V., VII., IX. ve X. sinirler) motor ve duyusal görevleri vardır, yani bunlar mikst sinirlerdir. Kranyal sinirlerin dört tanesi (III., VII.,IX ve X. sinirler) otonomik fonksiyonlarla ilgili parasempatik teller de içerir.
Sensorik cranial nerves: sadece sensorik affrent iplikler taşır
ⅠOlfactory nerve ⅡOptic nerve Ⅷ Vestibulocochlear
nerve Motor cranial nerves:
Sadece motor effrent iplik taşıyanlar Ⅲ Oculomotor nerve Ⅳ Trochlear nerve ⅥAbducent nerve Ⅺ Accessory nerv Ⅻ Hypoglossal nerve
Mix nerves: Hem sensorik hemde motorik iplikler taşıyanlar
ⅤTrigeminal nerve, Ⅶ Facial nerve, ⅨGlossopharyngeal nerve ⅩVagus nerve
Cranial sinirlerin Sınıflandırılması
I. Cranial Nerve: N. Olfactorius
II. Cranial Nerve : N. Opticus
III. Cranial Nerve : N.
Oculomotorius
IV. Cranial Nerve : N. Trochlearis
V. Cranial Nerve : N. Trigeminus
VI. Cranial Nerve : N. Abducens
VII. Cranial Nerve : N. Facialis
VIII. Cranial Nerve : N.
Vestibulocochlearis
IX. Cranial Nerve : N.
Glossopharyngeus
X. Cranial Nerve : N. Vagus
XI. Cranial Nerve : N.
Accessorius
XII. Cranial Nerve : N.
Hypoglossus
N. olfactorius ve N. opticus dışında kalan kafa çiftleri benzer anatomik özellikler taşırlar.
Yani, hepsi de beyin sapı (mezensefalon, pons, bulbus) içinde yer alan bir motor nukleustan başlar veya beyin sapındaki duyusal bir çekirdeğinde sonlanırlar.
Yine, bu sinirlerin hepsi (VIII hariç) kafatası tabanındaki delik ve yarıklardan kafa boşluğunu terk ederler
Retiküler formasyon Yeriİki kısımdan oluşur
Pons içinde yer alan retiküler çekirdekler uyarıcı impulslar çıkardıkları için bunların bulunduğu bölgeye “uyarıcı alan” denir.
Çoğu kez bu alandaki nöronların oluşturduğu sisteme Retiküler Aktive Edici Sistem (RAS) adı verilir.
Medulla içinde yer alanlar ise inhibe edici impulslar çıkartırlar ve bunların bulunduğu bölgeye de “inhibe edici alan” denir.
Reticuler Formasyon görevi
Farkına varılmayan koordineli hareketlerin yapılması
Sinir sistemi ve vücudun uyanık tutulması
Vücut motor fonksiyonların modifikasyonu
Cranial sinirlerin genel görünümü
Omuriliğin sinir yolları
Medulla spinalis’in görevleri Refleks merkezi olarak
çalışır Alt ve üst merkezleri
birbirine bağlar
Refleks kemeri (arkı): Uyartıları alan organ ile uyartılara cevap veren organ arasında ilişkiyi kuran sinir hücre ve uzantıları demektir.
Reseptör organ : Çevreden duyumları toplayan organAfferent yollar : Çevreden aldıkları uyarımları merkeze getiren
sensbl(sensorik) sinir hücresi uzantılarıRefleks merkezi : Afferent ve efferent yolları oluşturan sinir
uzantılarının hücreleri arasında bağlantıyı kuran (sinaps) merkezdeki oluşum.
Efferent yollar : Merkezden aldıkları emirleri çevreye (uygulayıcı organ) götüren motor sinir hücre uzantıları
Effektör organ : Merkezde alınan kararları uygulayan organ
Yürüme refleksi1-Örnek: Sağ ayak baş
parmağa civinin batması ile
2-ağrı ve acı duyusunu alan sensibl iplik
3-spinal ganglion’dan dorsal köke girer.
4-Ara nöronla bilgi cornu ventralis le motor nöronla bir veya daha fazla kas grubuna kasılma emrini vermesi ile sağ bacak kalkar
1-Sağ bacağın kalkması ile denge için karşı taraftaki sol bacağın extensiyon yapması gerekir.
2- Dorsal kökten gelen bilgi inter nöron aracılığı ile karşı tarafa impulsunu iletir ve cornu ventrale’den çıkan motor ipliklerle bir veya birçok kas grubu uyarılarak extensiyon yapılır.
Diğer ayağın yere sağlam basması sağlanır.
REFLEKS ARKI-ŞEMATİK
CRANİAL PERİFERİK SİNİRLER
N.oculomorius felcinde
N.abducens’in felcinde
N.oculomotorius düzgün çalışmadığında pupilla aşağı ve laterale doğru kayar.Bu sinir aynı zamanda üst göz kapağını da kontrol ettiği için kapak düşer.
N.AbducensM.rectus lateralis’i
innerve eder)
N.facialis’in üst motor nöronunda felç.
Alnı kırıştıramadığına dikkat
Normal pozisyonAlnını kırıştıramadığınadikkat
N.facialis’in üst motor nöronunda felç-mimik kaslarını çalıştıramıyor
Sağ taraftaki alın çizgisiKaybolmuş, göz kapağı biraz düşük
Göz kapağını kapatamıyor
N.facialis, felç geçirdiğinde, felç
geçiren tarafta ağız aşağı doğru
kayar ve aynı taraftaki göz kapağı
da düşer.
Pupilla’nın ışık refleksi : N.oculomotorius
Corneal and palpebral refleksler: Anestezi
altında N. trigeminal göz kapaklarına dokunmadan önce gözlerini kırpma (ophtalmic dal tarafından), cornea’ya dokunulduğu zaman göz küresinin geriye doğru çekilme refleksini n.trigeminus’un maxillar dalı yapar.
Koklama refleksi : N.olfactorii Boyun kaslarında bükülme: N.accessoriusPharynx paralysis :
N.glossopharyngeal ve N.vagus
Afferent Yollar (çıkan yollar):
Periferik duyusal sonlanmalardan gelen duyular en basit şekilde 3 nöron ile iletilir.1-1. nöron(birinci aşama
nöronu): hücre gövdesi spinal sinirin arka kök ganglionunda (ganglion spinale) de bulunur. Birinci nöronun periferik uzantısı bir duyusal sonlanmaya (reseptör) bağlanır. Sinirin merkezi uzantısı ise cornu dorsale (arka kök) den girerek ikinci nöron ile sinaps yapar.
2-2.nöron’dan çıkan akson medulla oblongata’da çaprazlaşarak 3. nöron ile sinaps yapmak üzere merkezi sinir sisteminin üst düzeylerine (thalamus’a) yükselir.
3-3.nöron genelde thalamus’ta yer alır ve cerebral corteksin duyu bölümüne projekte lif (akson) verir.
Çıkan yolların işlevi: Ağrı, ısı, temas, basınç, dokunmanın nerden yapıldığını anlama gibi fonksiyonları yerine getirir
ÇIKAN İPLİKLER ŞEMATİZE
ÇIKAN İPLİKLER
Çıkan yolların isimleri ve görevleri
Tractus spinothalamicus: Ağrı ve ısı duyularını
Tractus spinothalamicus ventralis(anterior): hafif dokunma basınç duyusunu
Tractus spinocerebellaris: kas, eklem, tendon,deri ve deri altı dokusundan çıkan bilinçsiz duyuların beyinciğe iletilmesi
Tractus spinotectalis: spinovizual refleksler için afferent bilgi getirir. Baş ve gözlerin uyaran kaynağa dönmesini sağlar.
Beyin ve omuriliğin inen yolları:
Medulla spinalisin ön (cornu ventralis) columna anterior’larında yer alan motor nöronlar spinal sinirlerin ön kökleri içinde iskelet kaslarını innerve etmek üzere aksonlar gönderir. Bunlar alt motor nöronlar olarak anılır.
Alt motor nöronlar, sürekli olarak medulla, pons, cerebral cortex’ten gelen impulslarla bombardıma tutulurlar.
Supraspinal sinir merkezlerinden inen sinir lifler inen yolların sinir demetlerini oluştururlar ve üst motor nöronlar olarak adlandırılırlar.
Anatomik yapılanma: Genellikle 3 nörondan oluşur.
1- 1.nöron (birinci komut nöronu): Hücre gövdesi cortex cerebri’de yer alır. Medulla oblongata da çaprazlaşır, karşı tarafın columna ventralis’de yer alan bir ara nöron olan 2. nöron ile sinpas yapar.
2- 2. nöron (II. Nöron) : Aksonu kısadır. Columna ventralis’teki alt motor nöron olarak adlandırılan III. Nöron ile sinaps yapar.
3-3. nöron(III.nöron): üçüncü nöronun aksonu cornu ventrale aracılığı ile iskelet kasını innerve eder.
İNEN İPLİKLER ŞEMATİZE
Özellikle ekstremitelerin distal bölümlerinin istemli, belirli ve beceri isteyen hareketleri, vizual uyarılara yanıt olarak ortaya çıkan postural hareketlere, karanlıkta pupillanın dilatasyon reflekslerinin kontrolünü sağlarlar.
İnen yolların işlevleri Ayrıca:
İNEN YOLLARIN İSİMLERİ ve GÖREVLERİ
Tractus corticospinalis: ekstremitelerin distal bölümlerinin istemli, belirli ve beceri isteyen hareketleriTractus reticulospinalis: istemli hareketlerde aktiviteyi artırma yada azaltma.Tractus tectospinalis: vizual uyarılara yanıt olarak ortaya çıkan postural hareketlere, Tractus ruprospinalis: Flexsor kasların aktivitesini arttırır, extensorları inhibe eder.Tractus vestibulospinalis: Flexsor kasların aktivitesini inhibe ederken, ekstensorların aktivitesini arttırır.
Corticospinal tract’da Myelination
tamamlanması
Medulla spinalis, medulla oblongata’nın devamı şeklinde aşağıya doğru uzanır ve insanda yaklaşık olarak 40-45 cm uzunluğunda, 1 cm çapında ve 30-42 gr ağırlığında bir oluşumdur. Canalis vertebralis içerisinde liquor cerebrospinalis ile çevrili halde bulunur. Atlas’ın üst kenarı hizasında encephalon’un medulla oblongata parçası ile birleşir. Koni şeklinde olan alt ucu (conus medullaris) ile sonlanır. Bu konini ucuna ince bir piamater uzantısı bulunur buna filum terminale denir. Filum terminale duramater spinalis’in oluşturduğu boşluğun içerisinde yer alır ve filum terminale internum (piale) adını alır
Dıştan duramater spinalis ve arachnoidea mater spinalis ile kuşatılmış olarak ikinci sakral vertebranın alt kenarına kadar uzanır. Duramater spinalis’in oluşturduğu boşluğun dışında kalan son beş cm’lik kısmına ise filum terminale externum denilir. Dıştan duramater spinalis ile sarılı olarak birinci koksigeal vertebranın dorsal yüzüne tutunarak sonlanır
Medulla spinalis’in Zahiren yükselişi (Ascendesi)
S-1
C-
8-HAFTALIK 5 AYLIK
YENİ DOĞAN
GELİŞKİNL-2/4
L-1
GÖVDENİN DİKLEŞMESİ
M.Spinalis’in gelişimi İntrauterin yaşamın 2-3. ayında
vertabra kanalının tümünü doldururken, 6.ayda S1 de bulunur.
• Yeni doğanda alt ucu L3’de • Erişkinde L1- L2 seviyesinde bulunur
Lumbal ve sakral spinal segmentlerden çıkan spinal sinir kökleri, filum terminale çevresinde at kuyruğuna benzer bir görünüm oluştururlar. Dorsal ve ventral spinal sinir köklerinin medulla spinalis’in son kısmı olan conus medullaris’in altındaki demetlerine cauda equina adı verilir.
İntrauterin hayatın örneğin insanda üçüncü aya kadar, yani embriyo döneminde canalis vertebralis’in tümü boyunca uzanan medulla spinalis, kemik ve sinir dokusunun farklı büyümelerinden dolayı yavaş yavaş yukarı çekilir. Bu olay columna vertebralis ve duramater’in medulla spinalis’den daha hızlı büyümesi nedeniyle gerçekleşir.
Medulla spinalis, tam bir silindir şeklinde olmayıp dorsoventral biraz basıktır. Servikal ve lumbal bölgelerde iki genişleme gösterir. Birinci genişleme (intumescentia cervicalis) üst ekstremite ile ilgilidir. Üçüncü boyun omurundan ikinci göğüs omuruna kadar uzanır ve C4-Th2 medulla spinalis segmentlerini içerir. Bu bölüm plexus brachialis’in çıktığı yerdir.. Intumescentia lumbosacralis denilen ikinci genişleme ise arka ekstremite ile ilgilidir. Buradan Plexus lumbosacralis çıkar.
Medulla spinalis’in alt tarafında ve tam ortada yerleşmiş bulunan derin yarığa fissura mediana ventralis; üst sığ oluğa ise sulcus medianus dorsalis denir. Bu iki oluşumdan geçen sagittal bir kesit yapıldığında medulla spinalis’i sağ ve sol iki simetrik parçaya ayırmış oluruz.
Boyun parçasında ve göğüs parçasının üst bölümünde sulcus medianus dorsalis ile sulcus dorsolateralis arasında sulcus intermedius dorsalis adı verilen bir çift oluk daha izlenir.
Bu oluk fasciculus gracilis ile fasciculus cuneatus denilen demetleri birbirinden ayırır.
Medulla spinalis’in yan taraflarından spinal sinirler çıkarlar. Her bir çift spinal sinir medulla spinalis’in bir segmentine uyar. Spinal sinirlerin çıkış yerlerine göre medulla spinalis servikal, torakal, lumbal, sakral ve koksigeal olmak üzere beş parçaya ayrılır. Bu parçalar aynı ismi yaşıyan omurlar seviyesinde değildir, omurlara göre daha yukarıdadırlar. Bu durum medulla spinalis ve canalis vertebralis arasında var olan büyüme farkından kaynaklanır. Omurlar hızlı ve fazla büyür, daha yavaş büyüyen medulla spinalis önde kalır. Boyun bölgesinde spinal segment ile bir öndeki omurun proc. spinosus’u aynı hizadadır. Ön göğüs bölgesinde fark ikiye, arka göğüs bölgesinde ise üçe çıkar. Farkın artması aşağıya kadar sürer.
Medulla spinalis segmentleri:
Medulla spinalis 5segmentten oluşmuştur. Bu segmentlerden sekizi boyun (pars cervicales), on ikisi-on sekiz göğüs (pars thoracica),beşi-yedi lumbal (pars lumbales), üç-beşi sakral (pars sacrales), ve de koksigeal (pars cocygeales) bölgede yer alırlar.Her bir medulla spinalis segmentinden de bir çift spinal sinir çıkar. Ancak son iki medulla spinalis segmentinin rudimenter kalmış olması nedeniyle sadece bir çift koksigeal spinal sinir bulunur. Her bir çift spinal sinir bir vücut segmentini innerve etmektedir.
Figure : Spinal cord düzenlenmesi ve klinik tabloların belirlenmesinde hangi kesimin etkin oluşuna dair şematik tasarım I: C1-5, üst motor nöron (UMN) bütün kollar ; II: C6-T2, Alt motor Nöron (LMN) Thorax için, Pelvic organlar bacaklar için UMN ipliklerini taşır: III: T3-L3, normal thoracic, pelvis organları için UMN; IV: L4-S2, normal thoracic,Pelvis için LMN; V: S1-3, pelvis organları için kısmen LMN, perineal reflex bulunmaz ve idrar kesesinde atoni: VI: caudal nerves, kuyrukda atoni.
Spinal ganglion yerine dikkat
Refleks karşı tarafıda ilgilendiriyorsa sinyalizasyon ara nöronla karşı tarafa
iletilir.
Her bir segmentten çıkan dorsal ve ventral iplikler medulla spinalis dışında birleşerek spinal siniri oluşturur. Spinal sinirler dışarı çıktıklarında arka (dorsal rami) ve ön (ventral rami) dallara ayrılırlar.
Dorsal dallar, omurganın üzerindeki cildin duyusunu ve paraspinal kasların innervasyonunu sağlar.
Ventral dallar ise göğüste interkostal sinirleri oluştururken, boyunda ve ekstremitelerde servikal, brakiyal ve lumbosakral pleksusları oluşturur
SPİNAL VE EPİDURAL ANESTEZİSpinal Anestezi: Spinal anestezide ilaç omurilik
etrafındaki dura zarı geçilerek daha içeriye spatium lumbo sacralisten girilerek Subarachnoid aralıktaki sıvının (BOS) içine verilir.
Epidural anestezi : İlaç zarın dışına verilir, zarın altındaki sıvıya kadar ilerleme olmaz.
Spinal anestezide etki hemen başlar, epidural anestezide etki 15-20 dakika sonra başlar. Spinal anestezinin etkisi kısa sürer, ilaç bir defada verilir, tekrar tekrar ilaç verilerek etki süresi uzatılamaz. Çünkü Spinal aralığa verilecek ilaç kadar BOS sıvısı enjektörle çekilir yerine ilaç verilir.
Epidural anestezide etki süresi daha uzun sürebilir, tekrar ilaç verilerek anestezi uzatılabilir.
EPİDURAL ANESTEZİ
LUMBOSACRAL ANESTEZİ (SPİNAL ANESTEZİ)
Injection
İğne median hat üzerinde lumbosacral aralıkta dik olarak deriye batırılır
İğnenin geçtiği yerler:DeriLig.Supraspinous Lig.Interarcuate
“pop” sesiEpidural aralık
Anatomical noktalarOs coxa’nın cranial
noktaları olan crista iliaca parmakla hissedilir
Parmaklar arasında L7 ‘nin crista iliaca’nın hemen hizasında bulunduğunu hissederiz LS aralık Sacrum’un hemen
cranial’inde 1. sacral omurun proc. spinalis’i ile L7 ‘nin proc. Caudalisi hissedilir. İkisi arasından spinal aralığa girilir
N.phrenicus:
Diaframanın innervasyonundan sorumludur.
Koyunda yalnızca 6. boyun sinirinin ventral dalından, diğer türlerde 5.,6.ve 7. boyun sinirlerinin ventral dallarından oluşur.
Postganglionik sempatik ipliklerini ggl.stellatum’dan alır.
Mix bir sinirdir ve motor iplikleriyle diaframayı, sensibl iplikleriyle de pleura’yı innerve eder.
Bu sinirin kesilmesi yada yaralanmasında solunum çok güçleşir.
PLEXUS BRACHİALİS Omur ilik Canalis
Vertebralis içinde iki yerde genişleme yapar . Bunlara İntumesentica cervicalis ve lumbalis denir.
İntumesentica cervicalis’ten Plexus brachialis,
intumesentica lumbalis’ten ise plexus lumbosacralis’i oluşturan sinirler çıkar.
Plexus brachialis : Son üç cervical sinir ile ilk iki torakal sinirlerin venral dallarından oluşur.
6.,7. ve 8. boyun ve 1. ve 2. torakal spinal sinirlerden oluşur
Domuzda insan gibi 5. boyun siniri de bu plexusa katılır
İnsan, koyun ve domuzda sadece 1. th sinir katılır.
Son iki cervical ve ilk torakal sinirden gelen dallar en kalın olanlarıdır.
Plexus brachialis’ten çıkan sinirler
1.N.suprascapularis2.N.subscaularis3.N.musculocutaneus4.N.axillaris5.Nn.pectorales
craniales et caudales6.N.radialis7.N.medianus8.N.ulnaris
N.axillaris: Mix bir sinirdir. Omuz eklemine, m.teres major, m.ters minor, m.deltoideus, m.cleidobrachialis’e dallar verir.
Nn.pectorales craniales et caudales: M.pectorales superficialis ve m.pectoralis profundus’un ön kısmını cranial dallar, m.serratus ventralis, mlatissimus dorsi, m.cutanus trunci‘ yi caudal dallar innerve eder.
N.radialis: En kuvvetli
sinirdir. Mix bir sinirdir. Ön bacağın lateral kısmında humerusun ortasından elin dorsal 2/3 distal kısmının derisini , m.triceps brachii, m.tensor fascie antebrachii’ye ve ön kolun tüm extensor kaslarını innerve eder
N.suprascapularis: M.supraspinatus ve infra spinatus’un motor siniridir.
N.subscapularis: Motor bir sinirdir. M.subscapularis’i innerve eder.
N.musculocutaneus: Deri ve kas siniridir. Mix dir. Motor iplikleri m.biceps brachii ve m.coracobrachialis’de sonlanır.
Deri dalı bacağın dorsomedial yüzü derisini parmak uçlarına kadar innerve eder.
N.RADİALİS ÖRNEĞİ
N.medianus: Plexus brachialis’in en güçlü siniridir. Mix bir sinrdir. Parmakların ve bileğin medial kısmının derisini ve ön kolun flexor kasların büyük bir bölümü innerve eder. 2.3.ve 4. parmağın innervasyonunu yapar.
N.ulnaris: ulnar oluk içinde iner ve antebrachiumnun arka kısmında dirsek ekleminden son parmağa kadar ki alanın derisini innerve eder. 5. parmağın üst derisi bu sinirin kontrolündedir.
Ön kolun flexor kaslarını, 4.ve 5. parmağın lateral kısmını innerve eder.
Omuz eklemi: N. axillaris, n. suprascapularis
Dirsek eklemi ve karpal eklem: N.medianus ve N. ulnaris
Parmak ve parmak eklemleri: Palmar ve digital sinirleri innerve eder
DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN
KONUMLAR
N.radialis: Dirsek ekleminin hemen ön yan tarafında bulunur( ekstensor kaslara dallar verir.
N.nedianus: Dirsek ekleminin hemen iç tarafında kemiğin üzerinde bulunur. Kurşun kalem kalınlığında bir yapısı vardır
N. ulnaris :Dirsek ekleminin arkasında tam orta hat üzerinde (ulnar oluk) bulunur.
Kolun DERİ SİNİRLERİNİN LOKALİZASYONU
N.Radialis’in konumu
İlk iki lumbal sinirin ventral kolunun plexusus’ua katkısı zayıftır. Plexus lumbalis bel omurları ile bel kasları arasında bulunur. Kendisinden sonra gelen plexus sacralis ile birleşerek plexus lumbosacralis’i oluşturur.
N.iliohypogastricusN.ilioinguialisN.genito femoralisN.cutaneus femoris lateralisN.femoralisN.obturatoriusN.gluteus cranialisN.gluteus caudalisN.cutaneus femoris caudalisN.pudentusN.rectalis caudalisN.ischiadicus
PLEXUS LUMBO SACRALİS
İlk altısı plexus lumbalis’ten diğer altı tanesi plexus sacralis’e dahildir.
N.iliohypogastricus: 1. bel sinirinin ventral koluna denir. Mix bir sinirdir.Periton, karın kasları, fossa paralumbalis’in derisi, femurun craniolateral kısmının derisi, praeputium ve memenin cranialindeki deri kısmını innerve eder.
N.ilioinguinalis: 2. bel sinirinin ventral koluna denir.N.iliohypogastricus’la aynıdır. Biraz daha geri kısmı innerve eder
N.genitofemoralis: 3. bel sinirinin ventral koluna denir. 2.den ve 4. den de dal alır.Mix bir sinirdir. M.obliquus abd. int. ve m.cramester’i innerve eder. Sensibl iplikleri ile testisin tüm zarlarını, funiculus spermaticus’u ve praeputium’u, dişilerde meme yi ve her iki türde de regio fermoralis’teki deriyi innerve eder.
N.cutaneus femoris lateralis: 4. bel sinirinin ventral koluna denir.3.den de dal alır. Deri siniridir. Regiofemoris ve diz ekleminin craniomedialis’teki deriyi innerve eder.
N.femoralis: 5. bel sinirinin ventral koluna denir. Plexus’un en kalın siniridir. 4.den ve 6.dan da dallar alır. Motor iplikleri; m.psoas minos, m.guadriceps femoris, m.gracilis, m.pectinous, m.sartorius’a gider. Deri iplikleri ise art. genus’u, crus ve art.tarsi’nin medial derisini, at ve köpeklerde metarsus’un medial kısmının derisinide innerve eder.
N.obturatus: 4. ve 5. bel sinirlerinin ventral dallarından oluşur.For.obturatum etrafındaki external ve internal obturator kasları, m.pectinosus’uve m.gracilis’e dallar verir.
N.gluteus caudalis: ilk sacral sinirin ventral dalından oluşur. Motor bir sinirdir. M.gluteus superficialis, m.biceps femoris’in ön kısmını, m.gluteobiceps femoris’in kranial kısmını innerve eder.
N.gluteus cranialis: Plexus ischiadicus’un ön kısmından çıkan motor bir sinirdir. M.gluteus medius profundus, m.tensor fascia latae, m.gluteus superficialis’in cranial porsiyonunu innerve eder.
N.cutaneus femoris caudalis: Plexus ischiadicus’un caudal kısmından çıkar. Mix bir sinirdir. Motor iplikleri ile m.semitendinosus’un vertebral başını, sensibl iplikleri lede tuber ischiadicum ile femur’un caudal kısmındaki deriyi innerve eder.
N.pudendus: Perineal bölge ve anüs’ün derisini, erkekte scrotumu, dişilerde labiumları, meme derisini, clitoris’i, vestibulum vagina’yı, erkekte glans penis’i, penis ve praeputium’u , motor iplikleriylede m.retractor penis, m.urethralis, m.bulbocavernosus ve misichiocavernosus’u innerve eder.
N.rectalis caudalis: Mix bir sinirdir. Rectum’un son kısmı ile anu ve vulva derisini, m.sphingter ani externus , m,levator ani’ yi innnerve eder. Sığırda m.retractor penis’i innerve de eder.
N.ischiadicus: Vücudun en kalın siniridir. Esasını son bel ve ilk sacral sinirden oluşur. Ancak buna evvelki bel ve ikinci sacral sinirinde katıldığı olur. N.tibialis ve n.fibularis’e ayrılır.
N.tibialis (Ön koldaki N.medianus’un karşılığı): M.biceps femoris’in caudal kısmını, m.semimembranosus, m.semitendinosus’un pelvinal başlarını, m.soleus, m.popliteus, m.flex.dig.pedis.superf. ve profundus’u ve kısa parmak kaslarını innerve eder. Deri dalı ile; crus, tarsus ve metatarsus’un arka plantar kısmını innerve eder.
N.fibularis (N.radialis’in karşılığı): Deri dalı ile diz elemi le crus’un lateral derisini, parmakların dorsal derisini innerve eder. Motor iplikleriyle m.tibialis cranialis, m.extensor dig. longus, m.extensor dig.brevis, m.extensor dig. lateralis, m.fibularis brevis(et), m.fibularis tertius’u innerve eder
N.Tibialis’nin felçinde parmakların Flexion(içe büküldüğünü) tarsal eklemin extentison(dışa
büküldüğüne) dikkat
N.fibularis’in felçinde Ön bacaktaki n. radialis’in yaptığı gibi bükülmeye neden oluşu
Deri Sinirleri
Sağ arka bacağın deri sinirleri gösterilmiştir. LCFN (Lateral Cutaneus Femoral Nevre): N.femoris cutaneus
lateralisL3,L4,L5 CCFN(Caudal Cutaneus Femoral Nevre) : N.femoris cutaneus
caudalis(L7),S1-2 GN( Genitofemoral Nevre): N.genitofemoralis (L(2), L3-4