sÖz 2013

68
Tarihin Kalbine Yolculuk: Çanakkale Sümer Ezgü: Mutlu Olmak İstiyorsak Renklerimiz Olmalı Değerler Eğitimi Anadolu Ressamı Fikret Otyam Tiyatro Zamanı Komşu Köyün Delisi Vali Yardımcısı Turan Eren ile Röportaj www.75yilcumhuriyetlisesi.k12.tr

Upload: cengiz-arikan

Post on 30-Mar-2016

270 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

 

TRANSCRIPT

Page 1: SÖZ 2013

Tarihin Kalbine Yolculuk: Çanakkale

Sümer Ezgü: Mutlu Olmak İstiyorsak Renklerimiz Olmalı Sümer Ezgü: Sümer Ezgü: ●

Tarihin Kalbine Yolculuk: Tarihin Kalbine Yolculuk: ●

Değerler Eğitimi

Anadolu Ressamı Fikret Otyam

Tiyatro Zamanı Komşu Köyün Delisi

Vali Yardımcısı Turan Eren ile Röportaj

www.75yilcumhuriyetlisesi.k12.tr

Page 2: SÖZ 2013
Page 3: SÖZ 2013

75. YIL CUMHURİYET LİSESİ ADINASAHİBİ

BEKİR MOTOR(Okul Müdürü)

GENEL YAYIN YÖNETMENİLEYLA COŞAN

(Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni)

DERGİYİ YAYINA HAZIRLAYANLARNurcan ÖZKAN

(Resim Öğretmeni)Cemil KORKUT

(Müzik Öğretmeni)Yıldıray DOĞANAY(Felsefe Öğretmeni)

FOTOĞRAFLARFotoğrafçılık Kulübü

KAPAK FOTOĞRAFIHavvanur ATAN 12 F

YAYIN KURULU Hakan YILMAZ 10Lİzel KABAKUŞAK 10LSıla AKGÜN 10LEda ASLAN 10LBaran Mert GÜNER 10LBuğrahan DELİOĞLU 10LFerhan ÖZCAN 10AFatma KAVAZ 10AEsra TOLAMAN 9PHülya KURAL 9PMurat ATEŞ 9P

Yazışma Adresi75. Yıl Cumhuriyet Lisesi

Yüksekalan Mah. Adnan Menderes Bulvarı Mevlânâ KavşağıMuratpaşa / ANTALYA

Tel: 0 242 312 66 98Faks: 0 242 312 66 97

[email protected]

Grafik Tasarım – BaskıKutlu & Avcı Ofset / ANTALYA

Tel: 0242 346 85 85www.kutluavci.com.tr

Merhaba,Dergimizin 2. sayısında sizlerle buluşmanın heyecanı içindeyiz. İçimiz-de bir söz doğdu, umut doğdu. Tıpkı diğer duygular gibi heyecanımızın çevremizdeki insanlara da geçtiğini gördük. Bu durum, umut beslemekte haklı olduğumuzu gösterdi. Umudumuz bu yolculukta, siz ve biz değil, hepimiz olabilmekte.“Demiri, oya gibi işlemek hep beraber...”Yıl 2013, sayı 2. Bu sayıda eğitim, kültür, sanat, bilim, spor… dalındaki çalışmalar; yani 75. Yıl Cumhuriyet Lisesi olarak, bizi biz yapan değerler yer alıyor. Geleceğe umutla bakmak için bir nedeni olan 75.Yıl Cumhuriyet Lisesi’nin amacı “iyi insan, sosyal insan, eğitimli insan“ yetiştirmektir. Yüce önder Atatürk’ün çalışkanlığı sayesinde milletin kaderini, bütün olumsuzlukla-ra rağmen değiştirmesi bizlere rehber oldu. “Vatan, çalışkan insanların omuzları üstünde yükselir ve hayat bulur.” sözünü hiç unutmadık. Bu söz bize çok büyük bir heyecan, aynı zamanda çok büyük bir sorumluluk ka-zandırdı. Bu doğrultuda hayatımıza ve çalışmalarımıza yön verdik, onları şekillendirdik.Katkılarınızı,eleştirilerinizi, hissettiklerinizi büyük yolculukların sabırsızlı-ğıyla beklerken, büyük bir ciddiyetiyle çalışmalarımıza da devam ediyor olacağız.Bir sonraki sayımızda yeniden buluşmak dileğiyle…

Leyla COŞANTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

Page 4: SÖZ 2013

0104 0610 1418 20

24-25

Leyla COŞANTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

Okulumuzun İdari Kadrosu

Bekir MOTOROkul Müdürü

Antalya Vali Yard. Turan EREN

Fikret OTYAM

Değerler Eğitimi

Sümer EZGÜ

Fotoğrafçılık Kulübü

2

Page 5: SÖZ 2013

26 3238 40

5258 62

5046-47

Ayşe SEZER

Tiyatro Etkinliğimiz

Resim SergisindenBaşarı Tablosu

Ben Engelleri Aştım Peki Ya Sen?

Spor EtkinlikleriOkulumuzdan

Kareler

ÇIKTIK AÇIK ALINLA…

Resim Çalışmaları

3

Page 6: SÖZ 2013

Mustafa BEDELMüdür Baş Yardımcısı

Ümit SIRCANMüdür Yardımcısı

Bekir MOTOROkul Müdürü

Mustafa BEDELMüdür Baş Yardımcısı

Ramazan ATEŞMüdür Yardımcısı

Aşık GÖKTEKİNMüdür YardımcısıAşık GÖKTEKİNMüdür Yardımcısı

Süleyman URALMüdür Yardımcısı Müdür Yardımcısı

Okulumuzun İdari Kadrosu

4

Page 7: SÖZ 2013

Okulumuzun Memurları Okulumuzun ÇalışanlarıAşık GÖKTEKİNMüdür Yardımcısı

Okulumuzun Öğretmenleri

5

Page 8: SÖZ 2013

Sayın Vali Yardımcımız Turan Eren, öncelikle değerli okuyucu-larımıza kendinizi tanıtır mısınız?En zor soruyu soruyorsunuz. 1950 yı-lında Malatya’nın Yazıbaşı Köyünde doğdum. İlkokulu da bu köyde okudum.12 yaşındayken, köyümüze valimizin geleceğini haber almıştık. Hazırlıklar yapıldı ve yanılmıyorsam bir cuma günü vali bey geldi. Herkes sanki bay-rammış gibi düzgün giyinmişti. Biz öğ-renciler de okulun önünde sıradaydık. Vali geldi. Bize selamını verdi. Muh-tarın ısrarı üzerine okulumuza girdi ve 2-3 dakika sonra çıktı. “Önemli işlerim var.” deyip gitti . İşte o gün vali olmaya karar vermiştim. İlkokulu bitirdiğimde Manisa, Akhisar’da bulunan amcamın yanında okumak iste-dim. Çünkü ben biliyordum ki köyde kalırsam okumam. Okumayı da çok sevmiyordum işin doğrusu. Annemi ikna etmem şartıyla, babam izin ver-di. Annem, duyunca başta kızdı ama daha sonra “tamam” dedi. Ortaokulu ve liseyi Akhisar’da bitirdim. Akhisar Lisesi’nden üniversiteyi kazanamayan öğrenci yoktu; fakat en yüksek puan-la kazanan öğrenci bendim. Siyasal bölümü sene kaybetmeden bitirdim. Daha sonra Mali İktisat bölümüne git-tim. 1. sınıftan 2.sınıfa 2.’ likle geçtim. Daha sonra Maliye Bakanlığına gir-

dim. Devamlı meclise gidip komisyon çalışmalarına katılıyorduk. Sonra kay-makamlık sınavları açıldı. Girdim ve o sınavı da kazandım.Şu anki eşimle ta-nıştım. İkimiz de okulu bitirdikten sonra Malatya’ya atandık. Ben, maiyet me-muruyken o, stajını yaptı . Bakanlığın bize tahsis ettiği lojmanda evlendik. Daha sonra kaymakamlık süreci başla-dı. Doğanşehir’de, 40 gün kaymakam vekilliği yaptım.Bu görevi Elazığ’da 8 ay süre ile sürdürdüm,sonra sırasıyla Bitlis, Van ve Hakkari’de görev yap-tım. Hakkari’de 2 sene kaldık. Daha sonra Ankara’da bir kurs gördüm. Bu kursu da derece ile bitirdim. Ardından Erzincan’a atandım. Sonra Kars’a mah-rumiyet hizmetine gittim. Samsun’da görev yaptım ki, Samsun’un görev yap-tığım bölgesi, o dönemde kültür olarak en geride kalan bölgeydi. Bu dönemde 3-4 sene içerisinde 85 yerleşim ye-rine, yaklaşık 40 okul yaptık. Ayrıca dönemdeki en büyük öğrenci yurdunu yaptık. 540 öğrencinin yatıp kalkabi-leceği bir yurttu. Daha sonra Tekirdağ, Malkara’ya atandım. Türkiye’nin en büyük süt fabrikasını, kültür merkezini, en modern, en büyük yel fabrikasını yaptım. Kısa sürede Malkara’yı kalkın-dırdım ve devlet benim adıma bir kitap yayınladı: Türkiye’de Kırsal Kalkınma Modeli : Malkara

Yılın en başarılı idarecisi seçildim. Ar-dından İzmir’e vali yardımcılığına atandım. İzmir’de 6 sene geçirdim. En son olarak da Antalya’ya atandım. İki buçuk senedir de Antalya’dayım.

Sayın Valimiz Dr. Ahmet Altıpar-mak’ ın önderliğinde başlatılan Değerler Eğitimi Projesini oku-lumuzda uyguluyoruz. Sizin bu konu ile ilgili fi kirleriniz ve çalış-malarınız nelerdir?Sevgili gençler,insanlar bilgisayar veya makine değillerdir. İnsanlar, insandır. İnsanların kusurları, hataları, üzüntüle-ri, sevinçleri olabilir. Eğitim sadece bilgi edinmek değil, birtakım değer yargıla-rını da edinmektir. Saygı, sevgi gibi her türlü toplumda alkışlanan hareketleri edinmek.Bunlar önemlidir. Siz profesör olursunuz ama adam olmak bambaş-ka bir şeydir. Faydalı olmak, sevilmek, sayılmak, saygı duyulmak bambaşka bir şeydir ama Değerler Eğitimi sistemi ile bu kavramları çocuklarımıza küçük yaşta edindirebilirsek birtakım olay-ların önüne geçebiliriz. Halen çeşitli illerden beni arayıp bu proje hakkında bilgi alan, nasıl uygulandığını öğren-mek isteyen birçok idareci var. Kısaca-sı, insanı insan yapan davranışları ona kazandırmayı amaçlayan, çok önemli, çok doğru bir çalışmadır.

Antalya Vali Yardımcısı Turan EREN: Geleceğimiz, geçmişimizden daha iyi olacaktır.

6

Page 9: SÖZ 2013

Antalya ‘nın eğitim ve öğretim-deki yeri nedir, bunu yeterli bu-luyor musunuz?Coğrafi yönden ele alırsak Antalya Türkiye’nin en güzel yeridir. İklimi ve doğasıyla mükemmel bir kent. Tabi ki de hal böyle iken Antalya bir cazibe merkezi halinde. Eğer burası cazibe merkezi ise verilen eğitimin kalitesi de arttırılmalı. 6-7 yıl içinde Antalya eği-tim kalite sırasında 36. sıradan 5. sıra-ya yükselme başarısını göstermiş bulun-makta. Yöneticilerin çabası ve enerjisi de bu başarıyı arttırmada kilit rol oyna-dı.Eğitim, tek bir kişinin başarı göster-mesi ile kaliteli hale gelmez. Mutlaka tüm paydaşların mutlak bir başarı gös-termesi gerekir. Bunu il olarak gösterdik ve 30 sıra üste taşıdık Antalya’mızı.

İlimizdeki okullaşma ve derslik sayısını yeterli midir? Antalya’ da okul yaptıran hayırseverin çok olduğunu sosyal medyadan duyuyoruz, yapılanlar ilimiz için yeterli midir?Bu sayı, ilimiz için tabii ki de yeterli de-ğil. Sürekli değişen, gelişen , sürekli göç alan , nüfusu milyonun üzerinde olan bir yerde bu temponun artarak devam et-mesi gerekmektedir. Hem eğitim-öğretim ihtiyacının artması, hem de kalite yönün-den eksiklikler de göz önünde bulundu-rulunca tabii ki de yeterli görmüyoruz. Bunun sınırı yoktur, her sene daha ileriye gideceğiz ki amaçlarımıza ulaşabilelim. Öğrenmenin sınırı olmadığına göre, eği-timin de hiçbir zaman sınırı olmaz.

Bugünün gençleri yarınların büyük-leri olan bizlere mesajınız nedir?Ben şuna inanıyorum ki, her geçen gün gençlerimiz, daha kaliteli, daha iyi bir eğitim alıyor. Ayrıca onlara daha çok güvenmemiz gerektiği ve onların bizim geleceğimizin teminatı olduklarını unut-mamamız gerekiyor. Her ne kadar, belli yaşın üstündeki insanlar: “Genç-lerimiz şöyle sorumsuz, böyle tembel!” deseler de ben onlara inanmıyorum. Çünkü teknolojinin ve alt yapının bu ka-dar iyi olduğu bu dönemde, böyle bir şey olması zor. Mesaj olarak da şöyle söyleyeyim: “Geleceğimiz, geçmişimiz-den daha iyi olacaktır. ‘’

Okul Müdürümüz Bekir MOTOR Vali Yardımcımız Sayın Turan EREN’e ziyareti anısına plaket sundu.

Okul Müdürümüz Bekir MOTOR İl Milli Eğitim Müdürümüz

Sayın Osman Nuri GÜLAY’a ziyareti anısına plaket sundu.

7

Page 10: SÖZ 2013

Ziyarette okul müdürümüz Bekir MOTOR, 75. Yıl Cumhuriyet Lisesi hakkında bilgi verdi.

Muratpaşa Kaymakamı Sayın Fatih KOCABAŞ ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Sayın Erdem KAYA

Okulumuzu 14 Mayıs 2013’te Ziyaret Etti

8

Page 11: SÖZ 2013

24 Kasım 2012 Öğretmenler Günü Kutlamaları

75. Yıl Cumhuriyet Lisesi Müdürü Bekir MOTOR, öğrencileriyle öğretmeni Şeref DEMİREL’i Akdeniz Üniversitesi Devlet Konservatuvarında, Öğretmenler Günü sebebiyle ziyaret etti. Duygusal anların yaşandığı ziyarette öğretmen Şeref DEMİREL, öğrenci Bekir MOTOR’u anlattı.

24 Kasım Öğretmenler Günü kutlamaları çerçevesinde okul aile birliği tarafından yemek dü-zenlendi. Verilen yemekte emekli okul müdürü Orhan KURT, emekli ingilizce öğretmeni Emine MART, okula katkıda bulunan Vahap YILMAZ Dershanesine, okul aile birliği eski başkanı Güzel TAŞ’a okul müdürü Bekir MOTOR tarafından plaketleri sunuldu.

9

Page 12: SÖZ 2013

Öğretmenim, kendinizi tanıtır mısınız?Ben, Burdur - Bucak - Kızılkaya nüfusuna kayıtlı, Türk dili ve edebiyatı öğretmeniyim.

Öğretmenim, eğitim sistemi hakkındaki gö-rüşlerinizi alabilir miyiz?Çok uzun bir süredir eğitim sistemi içerisindeyim.Kısaca şöyle özetleyebilirim: Her eğitimin amacı, nitelikli insan yetiştirmektir. Amaç oysa ve sonuç da görülüyorsa ama-cına ulaşılmış demektir. Ama sokakta, trafikte saygı yok-sa, insanlar birbirleri ile karşılaştıklarında arzu ettikleri davranışları göstermiyorlarsa o zaman eğitim sistemi tartışılır hale gelir. Ya da insanlar pazara çıktıklarında basit düzeyde matematik işlemi yapıp kendi ihtiyaçla-rını gideremeyecek düzeydeler ise ,yani eğitim verilen kişileri hayata hazırlayamıyorsa tartışılır. Eğitim sistemi-miz sürekli yenilenme ve yapılanma içerisinde kendisini geliştirmeye çalışıyor. Tabi bir imparatorluk sonrasında bir sürü savaş yaşanmış ve çok sıkıntılı günler geçirilmiş.Bunu depremden sonra bir şehrin toparlamasına benze-tebilirsiniz, yani bunlar kolay şeyler değil. Avrupalılar gibi her bakımdan her şeyimiz dört dörtlük işliyor diye-meyiz.Yine de umutsuz olmamızı gerektirecek hiçbir şey yok, en azından sizleri gördüğümüz zaman ümitliyiz.Demek ki güzel şeyler oluyor, olacak. Bu ülke, bu insan-lar eğitim sistemini olması gereken noktada işletecekler ve güvenli bir şekilde bakacaklar diyoruz.

Sizce ideal bir müdür nasıl olmalıdır?Atatürk’ün dediği gibi ‘’Ülkesini en çok seven,görevini en iyi yapandır’’ böyle söylenebilir. Görevini en iyi yapan müdüre, ideal müdür denilebilir, diye düşünüyorum. Diğer taraftan da ideal müdürün tanımını, kavramın ne olduğu-nu, asıl ondan hizmet alanlar daha iyi bilirler.

Öğretmenim, okulumuzun eğitimi ile ilgili dü-şüncelerinizi alabilir miyiz?Şimdi bizler bir şeyler katmaya çalışıyoruz fakat bizden

çok daha önceden Cumhuriyet Lisesi eğitim öğretim olarak Antalya’ da güzel ve özel yere sahipti.Dolayısıyla bizim yapmaya çalıştığımız sadece bu halihazırdaki eği-tim kurumu alarak, bir üst noktaya taşımak, bizden eğitim alan öğrencileri tatminkar bir sonuçla buradan mezun etmektir.Okulumuz gerçekten başarılı bir okul, öğretmen-lerimizi siz de biliyorsunuz gerçekten kaliteli öğretmenler.

Öğretmenim, mesleğiniz dışındaki uğraşları-nız nelerdir ?Şimdiki idarecilikten dolayı sosyal hayatımızdaki za-man çok kısıtlandı ama bu şu anlama da gelmiyor, her-kesin yaygın olarak sığındığı bahanelere sığınmıyoruz.Müzikle uğraşıyorum, ders alıyorum, kitap okumaya hiç ara vermiyorum.Her gün muhakkak bir sayfa dahi olsa okurum,bunu yaparken de kendimi güzel göstermek gibi bir niyetim yok, kendim için yapıyorum.Eskiden yağlı boya resimle uğraşıyordum ama şimdi yapmıyorum.Ara sıra da bilgisayarla ve bilgisayarın getirdiği teknik işlerle uğraşıyorum onun dışında çok da nitelikli başka işim yok.

Öğretmenim, eğitim sürecinizdeki acı ve tatlı hatıralarınızdan bahseder misiniz? Bir sürü var.Öğretmen olarak, idareci olarak bunları farklı değerlendirmek lazım.Göreve öğretmen olarak başladı-ğım ilk o dönemlerde, beni çok mutlu eden, üzen anılarım oldu.Daha ziyade üzen anılar, öğrencilerin kendi hayatla-rı ile ilgili olmuştur.Öğrencilerimizin kötü durumları bizi üz-müştür.Bizim kendimizin özel olarak yaşadığı bir şey yok.İdareci olarak artık iyi ve kötüyü anlatmak istemiyorum.Her gün yaşıyoruz çünkü.Her gün güzellikler var, her gün değişik sıkıntılar var. Şunu söylemek istiyorum, kesinlikle insanın çok yüksek mertebede yaratıldığına inanıyorum.Biz hizmet etmeye çalışıyoruz ama maalesef hizmetimizi tam yüksek yapamıyoruz.Ben buna üzülüyorum başka bir şey de söylemek istemiyorum.

‘’Ülkesini en çok seven, görevini en iyi yapandır’’ (K. ATATÜRK)

Dergi Ekibi

10

Page 13: SÖZ 2013

Öğretmen olmasaydınız hangi meslek sahibi olmak isterdiniz ?Asker olmayı çok isterdim.Yedek subaylık yaptım.Bana göre olduğunu da gördüm; fakat öğrencilerimi özlediğim için de geri döndüm. Avukat olabilirdim diye düşünüyo-rum. Ressam olmayı çok isterdim, müzikle, felsefeyle uğ-raşmayı çok isterdim, bunlar hayalimdi. Arkeolojiye müt-hiş ilgi duyuyordum; ama Türkiye’ de bir kazancı yok, dolayısıyla arkeolog olmak istemedim.Aksi takdirde bi-rinci tercihe arkeoloji yazardım.

Okulumuzun projeleri nelerdir, düşüncelerinizi alabilir miyiz ?Buna proje değil de plan diyelim.Plansız hayat olmaz muhakkak. Okulumuzdaki mevcut durumu ve disiplin an-layışını koruyarak bundan sonraki aşamada daha verimli daha düzenli eğitim nasıl olur ona bakmak lazım.Gelecek sene Anadolu Lisesi kapsamında eğitim vereceğiz.Ne de-ğişecek? Değişen çok şey olmayacak,sadece okulumuz nitelikli ve iyi bir eğitim vermeye devam edecek. İleride siz-lerle ilgili olarak bir sürü plan ortaya koyacağız. Amacımız sizleri üniversiteye ve gündelik hayata iyi hazırlamak. Bunu da zamanla siz göreceksiniz.Hem sosyal, hem sportif, hem de sanatsal alanlarda sizleri yetiştirmeyi hedefliyoruz.Bunları göreceksiniz. Akıllı tahtalar bir başka yenilik. Akıllı tahtalar sayesinde bir çok imkan çok daha rahat bir şekilde kullanılabiliyor. Biz daha çok plan yaptık, bekleyin; zaman içerisinde hep birlikte yaşayarak göreceğiz.

Okulumuzun durumuyla ilgili nasıl bir değer-lendirme yapabilirsiniz?Şöyle söyleyeyim huzurlu gidip gelebiliyor musunuz? Eği-tim öğretim faaliyetlerinde eksiklik hissediyor musunuz? Çok mükemmel olduğumuzu söylemiyorum. Başta ben ol-mak üzere iyi niyetimize rağmen her şeyi yapabildiğimize her şeyi eksiksiz yapabildiğimizi iddia etmiyorum, söyle-miyorum. 110 öğretmenimiz var,arkadaşlarımız gayretle çalışıyorlar. Bugün- şükürler olsun- 2400 kişilik bu okul, Muratpaşa’nın en büyük okuludur. Saygı, sevgi, hoşgörü ortamında,on beş ile on sekiz yaş arasında kanları kayna-yan insanların bulunduğu ortamdayız. Ortamımız bence şikayet edilmeyecek kadar iyi, eğitimlerini keyif içerisinde alabildiklerini düşünüyorum.

Okulumuzda sosyal ve kültürel faaliyetlerin arttırılmasında ne gibi çalışmalar yapılabilir?22 adet egzersiz çalışması yapan öğretmenimiz var.Siz bunu dergi kapsamasında yapıyorsunuz.Öğrenciler sağlık-lı, faydalı boş vakitlerini nitelikli hale getirecek çalışmalarla onları meşgul ediyoruz ki bu gençler hem kendilerine hem çevrelerine daha sonraki süreçte fayda getirsinler.Okulu-muzda sadece bu da değil müzik alanında, spor alanında yapılan bir sürü çalışmalar var.Bana göre zaten Antalya bu çalışmalar adına sosyal bir şehir.İnsanlar arzu ettikleri ne varsa bu şehirde ulaşabilirler.Okulumuzda da öğrenciler istiyorlarsa tiyatro, istiyorsa koro, istiyorlarsa spor alanın-da, sosyal çalışmalara katılabilirler.Şu anki tek sıkıntımız, okulumuzun ikili eğitim vermesinden çektiğimiz zamandır.

Öğretmenim, “ Değerler Eğitimi” yle ilgili ya-pılan programlar sizce amacına ulaşıyor mu?Bence amacına ulaşıyor sayın valimize ve sayın Milli Eğitim Müdürümüze teşekkürü başta ben sonra da siz et-melisiniz. Şimdi söyle bir şey söylüyorum, hep anlatırlar

deniz yıldızı hikayesini: “Sahile vurmuş deniz yıldızlarını, bir tanesi geri atıyormuş. Bir tanesi de: Niçin uğraşıyorsun ki binlerce deniz yıldızı var, bunların birini atsan ne deği-şecek? O da şöyle der: Bak bunun için değişti, yaşama döndü.”Şimdi gerek İlbap olsun, gerek Değerler Eğitimi çalışma-ları olsun bir ihtiyaçtan ortaya çıktı. Bütün dünyada buna ihtiyaç duyuluyor şu anda. Okulumuzda da 2 senedir başlayan bu proje henüz tam hızını kazanmadıysa da yavaş yavaş hızını almaya başladı. Sizler de bunlardan faydalanıyorsunuz. Örneğin akıllı tahtalarda size izletilen filmlerden olumlu bir şekilde etkilendiğinizi düşünüyorum.

Bir müdür olarak öğrencilerle ilgili gözlem yapmışsınızdır. Şu anki öğrenciler mi yoksa sizin zamanınızdaki öğrenciler mi ya da bun-ların arasındaki farklılıklar neler? Ben her halükarda şimdi ve daha sonraki öğrencilerin daha iyi olacağını düşünüyorum. Bunu sizi mutlu etmek için söylediğimi zannedeceksiniz ama öyle değil.Şimdiki zamanda öğrenci olmak isterdim. Ne dershane gördüm, ne de başka imkanlar gördüm. Şu anda tabi bir takım dezavantajlar da var.Biz özgürdük, şehirde herkes bir-birinden bu kadar korkmuyordu. Böyle bir ortamda ya-şamadım.Biraz daha tabiat içinde yaşadık, doğrusu hiç kimse gelecek kaygısı duymuyordu. Ben de duymuyor-dum. Meslek sahibi olmak için insanlar bu kadar birbirini çiğnemiyordu. O dönemde yaşadım, şimdiki dönemi de biliyorum. Şimdiki öğrenciler daha düzgün, daha dürüst oluyor. Olumsuz örneklerin olduğunu kimse söylüyor; ama olumsuz örnekler her zaman vardı.

Bizlere hayatımızı değiştirip güzelleştirebile-cek ve hayatta başarılı olmamızı sağlayabile-cek ne gibi öğütlerde bulunabilirsiniz? Öncelikle erdem sahibi olmak gerektiğini düşünüyorum.Bu da şu demektir:Dürüst olmak, ahlaklı olmak, güvenilir ol-mak, sorumluluk sahibi olmak, daha doğrusu hakiki insan olmak. Ucuza satmamak, küçük bir menfaat için bize bağ-lı olanları,sizin sahip olduğunuz değerleri ortaya saçma-mak.Size ait olan değerlere sahip çıkın,ulaşabileceğiniz kadar sorumluluğa ulaşmaya çalışın. Ulaşamayacağınıza ulaşmak için olmayacak yolları da denemeyin, namussuz-luk olmasın, kestirme yollarla büyük kazançların peşinde olduğumuz zaman büyük hayal kırıklıkları bizi yakalaya-bilir, o vakit bakarsın bazen de geçmiş olur toparlayama-yız.Ömer Seyfettin’ in “Zeytin, Ekmek” hikayesi var, o örnek verilebilir.Erdemli olmayı,ahlaklı olmayı tavsiye ediyorum.Elbette insanız, hatalarımız olabiliyor, o vakit hatalarımız-dan dönüp yeniden doğru insan olmaya çalışmak lazım.

Öğretmenim, eklemek istediğiniz bir şey var mı?Sizler aracılığıyla, bütün öğrencilerimize başarılar diliyo-ruz; onları mutlu bir hayat bekliyor diye dua ediyor, bunu Allah’tan diliyoruz.

11

Page 14: SÖZ 2013

SENİ SEVMİŞTİM

Seni sevmiştim...Ellerini tutamadanGözlerine bakamadanNeyi sevip neyi sevmediğimi bilmeden İçindeki seni sevmiştimSeni işte.Seni sevmiştim...Ezberinde kim varBilmedenVakitsiz olduğunu görmedenİzinsizce sevmiştimSeni işte.Seni Sevmiştim...Yalansızca,oyunsuzca işteRahmet eylesin sözüneKadar sevmiştimSeni işte.Seni sevmiştim...Uğruna toprağı yorgan yapacakMezarı kendime yatak sanacak kadar Sevmiştim seni işte...

Necla KESER 9F

BEKLEDİM

Hep bekledim aslındaBitmedenCam kenarındaKapı aralarındaBahçe duvarlarındaÇocukluğum geçtiğiSokaklarda, köşelerdeEn son görebildiğim dağ kıyılarındaSonsuz gökyüzünde milyarlarca yıldızlardaÇay kenarında su sesiyleSonbaharın essiz görüntüsündeYaz yağmurunun gökkuşağındaBekledimSadece bekledim.

Habibe SERÇE 9O

RESİM VE BEN

esim yapmak, duygularının ve düşüncelerinin dışarı aktarımıdır.Renkler kişinin ruh haline göre harmanlanır. Mutlu olan bir insan canlı ve hareketli renkler kullanırken, üzgün veya mutsuz olan insan daha koyu ve mat renkler kul-

lanır. İşte ben bu yüzden resim yapmayı kendimi ifade etme biçimi olarak görüyorum. Tabii herkes benim gibi değildir. Bazıları ise kendini yazarak ifade eder. Benim de kendimi ifade etme şeklim resim yapmak. Resim yapmak bana huzur veriyor. Renklerle oynamak, çizimler yapmak çok eğlenceli. En çok mutlu zamanlarımda resim yaparım, bazen de üzgün ya da kızgın olduğum zamanlarda yaparım. İnsan kendini bir şeye odakladığında o andan başka bir şey aklına gelmez. İşte bu yüzden az da olsa unutur acıyı, üzüntüyü. Resim yaparken o renklerin uyumu ve cümbüşü benim hayal dünyamda canlanır ve hayat bulur. Bazen bana huzur, bazen ise mutluluk verir. Resim yapmak, hayal gücü ister. Ne kadar yetenek isterse iste-sin, aslında istek ister. Yetenekli olsanız dahi istek olmaksızın bir hiçtir. Resim yapmak porteler çizmek değildir aslında, bir çöp adam çizip onunla gurur duymaktır. Sizin anlayacağınız resim yapmak, insanın içinden gelir; en derinden, kalbinden. Siz yeter ki isteyin…

Ayşe KARADUMAN 9L

R

12

Page 15: SÖZ 2013

HÜZÜNLÜ SONBAHAR

Bir sonbahar günü gibiydin senYaprakların sararmasıyla geldin, dökülmesiyle gittin.Ben ne olduğunu bile anlayamadan kayboldun senSonbahar yağmuru gibi kışın habercisiydin banaOysa ben yağmurları çok severkenSen gözyaşı getirdin banaŞimdi benYaprak kadar sararmış ve solgunKış gecesi gibi sessiz ve ürkekDalından düşen son yaprak gibiKalakaldım ortada.

Merve YORULMAZ 9H

HAPİSHANE DUVARLARI

ine dünkü, öbür günkü, bir ay öncesi gibi bir gündü bugün de. Yine sıcak semaver-den çıkan dumanlar bütün odayı kaplamıştı. Zaten basık olan duvarlar buharla iyice bütünleşip üzerime geliyordu. Kendimi yapayalnız, çaresiz hissediyordum. Çünkü en

fazla ileriye atacağım on adımdı. Bir şeyler engelliyordu on birinci adımımı. Ama sabrediyor-dum. Çünkü bitecekti artık bu düzlem. Kavuşacaktım sevdiklerime, aileme ve sonunda ata-caktım on birinci, on ikinci adımımı… Beni yaşatan da bu değil miydi zaten? Sevdiklerime du-yulan özlem, sevgi, hasret. Ama en önemlisi de sevgiydi içlerinden. Çünkü onca yıl sevdiğim için dayandım bu acılara, çilelere, zulme… Hapishane duvarları soğuktur her zaman. Ama ben o duvarları içimdeki büyük sevgiyle ısıtıyorum. Ama günden güne soğuyordu duvarlarım ve ben bu yüzden hep sevdiklerimi düşünüyor ve içimdeki duvarları soğutmadan sıcak tutu-yorum. Evet, ben de mahkumum ama ben içimde değil mahkumluk. Sadece o parmaklıklar benim sınırlarım. Zaten üç ayım kalmıştı çıkmama. Artık kavuşacaktım sevdiklerime.İçimdeki hasret son bulacaktı ve ben özgür olacaktım. Artık sona yaklaşmıştım ama benimki mutlu biten bir sondu. Bunca yıl hasretten sonra kavuşacaktım aileme. Ama kirli sakalım, beyazla-mış saçlarım, yılların üzerimdeki ağırlığı etkisini gösteriyordu. Bu arada günler de geçmek bilmiyordu artık. Ama ben içimdeki sevinç ile birlikte biraz da endişeli düşüncelerle; acaba buradan çıkınca beni neler bekliyor diye soruyordum kendime; acaba dışarıdakiler de benim gibi değişmiş miydi ? Onların da saçlarına aklar düşüp yüzleri kırışmış mıydı ? Bilemiyorum…

Fatma TÜRKMEN 10A

Y

13

Page 16: SÖZ 2013

Fikret OTYAM: Anadolu Kadınları Hep Hüzünlüdür...

Eserlerinizde çokça kadın te-ması işlediğinizi gördük.Ne-den kadın?Hoppala...Soruyu eksik sordun. ‘’Ne-den gözleri kocaman?’’ Ben 1926’da Aksaray’da doğdum.Benim için en büyük su, Ulu Irmak, en büyük göl Tuz Gölü’dür. Ben böyle bir ortamda yetiştim. Şimdi daha iyi anlıyo-rum bunu. Bu kadar halkçı olmamın bir nedeni de köylülerimizin ne kadar kötü durumda olduğunu görmemdir. Bir gün, yedi yaşlarındayım, babamın eczanesinde çalışırdım o zamanlar. O zamanlarda su kabına “cingil” derler-di. Bir gün babam ‘’Bir cingil yağ al, gel.‘’ dedi. O zamanlar tereyağında sahtekarlık yoktu. Köylü bile birçok yemeğini kendi tereyağıyla yapardı. Böyle pos bıyıklı, bıyıkları sigaradan kahverengi olmuş üstü başı yırtık biri, yağ satıyordu. Cingilin kapağı örtük-tü. Açtım kapağı yağın tadına şöyle bir baktım. O sırada koluma pat diye biri yapıştı. Döndüm baktım müezzin İbrahim amca. ‘’Nörüyon bizim Aksa-raylı?‘’ dedi. ‘’Babam yağ al, dedi’’ dedim. ‘’Yürü’’ dedi. Çekti beni kenara. ‘’Bunlar Alevi. Bunların yaptığı yenmez, mekruhtur’’ dedi. 80 yıl öncesinin öykü-sü bu ama hep aklımdadır. Gidip baş-ka yerden yağ alıp geldim. Babama da şikayet etti beni. “Alevilerden yağ alı-

yordu.’’ dedi. 7-8 yaşında bir çocuğum. Alevidir, mekruhtur bunların hepsi ka-fama takıldı. Aleviler, Hasan Dağı’nın tepesinde yaşıyordu. Yavuz Sultan Selim’in kılıcından kaçıp oraya yerleş-mişler. Onları ne poliste görürdük, ne adliyede görürdük, ne de jandarmada. Onlar kendileri gelir pazara, mallarını satıp giderlerdi. O zamanlar okuya-cak kitap da yok tabii. Ondan bundan duyaraktan ben de Alevilik üstüne bir merak başladı. Ben sünniyim. 1996’da 3. Hacı Bektaşi Veli Dostluk ve Barış Ödülü verdi bana bu halk. Şimdi uzma-nı oldum ben bu işin. 1962’de Cumhuri-yet gazetesine yazım girince. ‘’Size bir röportaj öneriyorum.’’ dedim. Gazete itiraz etti. Ben de ‘’Bakın halkımız yan-lış biliyor, Aleviler de bizim insanımız.’’ dedim. Gazete sonunda kabul etti. O zamanlar fotoğraf çekiyordum. 40 gün sonra Cumhuriyet gazetesine geri dön-düm. Anonslar başladı. ‘’Fikret Otyam, Aleviler ve Bektaşiler arasında’’ diye. Antalya ve Isparta’da Bektaşi köyleri-ne gittim, bir hafta orada kaldım. Asker ocağından öğretmen bir arkadaşım vardı. Cemevine aldılar beni. İbadet ettikleri yere. Fotoğraf makinesini seh-paya bıraktım, orda duruyordu. Orayı idare eden dede ‘’Ne işe yarıyor bu?‘’ diye sordu. ‘’Fotoğraf çekiyor, efen-dim’’ dedim. ‘’Hakkını niye yere getir-miyorsun, niye onu kullanmıyorsun?’’

dedi. Ben de başladım fotoğraf çek-meye. Sonra gazeteye yazıyı koyarken fotoğraflarda bu insanların gözlerini kapattım. Bir mektup geldi bana. ‘’Biz seni adam belledik, bunlar hırsız mı na-mussuz mu da gözlerini kapatıyorsun?’’ yazıyordu. Cevap olarak ‘’Haklısın ama yasa böyle gerektirdi. Başlarına bela gelmesin diye gözlerini kapattım. Yoksa bu insanların gözünü kapatma-ya kimsenin gücü yetmez. ‘’ yazdım. Sıkı yönetim röportajımı yasakladı. Ara-dan 3 ay geçtikten sonra Havadis gaze-tesinde ‘’Bektaşiler arasında’’ diye bir yazı yayımlandı. Eski Konya valisinin oğ-lunun yazısı. Hemen mektup yazdım sıkı yönetim komutanına; ama köpeğin önüne atsan kudurur, öyle ağır bir yazı yazdım. Çünkü haksızlık benim nafakam bu röpor-taj. Efendim bölücülük yapıyormuşum. O zaman bölücülük vurmayla değil, sözle yapılıyordu. Derken genel yayın müdürü telefon etti. ‘’Ne yaptın yine?’’ dedi. ‘’Ne yapmışım?’’ dedim. ‘’Öyle mektup yazılır mı? Askerler geliyor, cip geliyor.’’ dedi. Sonra ‘’Hadi hadi, izin çıktı yazıya başla.’’ dedi.Aynı ilanı götürdüm Anka-ra Radyosuna. Almadılar içinde ‘’Alevi-lik, Bektaşilik’’ ibaresi var diye. İşe bak.Fikret Otyam’ın yarım kalan röportajı. Ne kadar mektup getiriyordu postacı, inanamazsın. Mektuplarda ‘’Biz bunların böyle olduğunu bilmiyorduk.’’ yazıyordu. Kitabımın arkasında 20-30 tane örneği

14

Page 17: SÖZ 2013

var. Benim istediğim de buydu.Ondan sonra Filiz ile beni yurt-dışına konuşmacı olarak çağır-dılar. Alevi köylerine çağırdılar. Bir yere gittik,okul yaptırıyo-rum. Halı kilim dokunuyor ora-da. Aptal hocanın biri ‘’günah-tır‘’ demiş. Köylü de bırakmış dokumayı tezgahın başında ça-tışıyor. Bize de Ernesto Che Gu-evara el dokuması hediye etti-ler. Orada bir arkadaşın köyü de var. Nasıl çalışkan insanlar, anlatamam.Dağın oraya elma bahçesi yapmışlar. Sulamak için bidonlarla su çıkarıyorlar. Benden orta okul yaptırmamı istiyorlar.Necdet Uğur diye bir adam vardı. Milli Eğitim Eski Bakanı. Necdet Uğur benim zamanımda 2. şube müdürüydü, ben de polis muhabiriydim. Bir gün basın toplantısında ‘’En son sen kal’’ dedi. Korktum. Baktım önünde Varlık Dergisi. O zamanlar, Varlık Dergisi’nde yazım var. O ayki yazı çok güzeldi. Oradan bir dostluk başladı, ölene kadar.Okul yapacağız o köye. Alevi köyüne öğretmen versinler. Birinde geldiğimde Güzel diye bir çocuk kendini asmış. Ölünün başında ağıtlar var. Güzel, okula gitmek istiyormuş. İki-üç kardeş okuyor, Güzel, hayvanlara bakıyor-muş. Anası odun-kömür taşıyormuş. İpi alıp gitmiş. Güzel, kendini asmış.Ben bir röportaj yaptım,sesli bir röpor-taj. O cdlerde çok güzel bir röportaj yaptım, acı dolu bir röportaj. Hem derleyip toparlayıp bu insanları anlat-tım, hem de isimlerini koydum. Necdet ağabeye bir mektup yazdım. Necdet ağabey şunu bir oku dedim. Sabahle-

yin telefon etti.’’Ya Fikret ne kadar acı bir şey bu..’’ dedi.Hemen arkasından muhtara haber verdim.Muhtarın 5 ki-şilik heyet geldi. Gittik hocaya.Bir de ortaöğretim genel müdürü var köy lise-sinden mezun olmuş.Razı gelmedi köye okul yapılmasına.’’Yahu hoca yapma etme, çocuklar orda ölüyor.’’ dedim.Allah razı olsun Necdet ağabey köye okul yaptırdı, valinin şoförüyle birlikte.Derken su vaziyeti var,köye nerden su gelecek?Telefon açtım bakana, bu hika-yeyi anlattım.’’Bir gölet yapılması lazım buraya’’ dedim.O da ‘’Bu sene bütçe yok,seneye’’ dedi.Seneye de parti kalır mı, hükümet batar mı belli değil.Biraz sonra telefon çaldı,özel kalem.Daha şimdi konuştum dedim.Bakan ‘’Otyam, 800 bin lira kullanılmayan bir para var.Ben valiye haber veririm’’ dedi. Gölet yapıldı. 1979’da Filiz ile ben, bir arabayla, 12 günde 6 bin kilometre yaptık.Ben do-ğudaki canlarımla vedalaştım.Köye de uğradık.Sakallı bir amca oturuyor.Fakat

bir tuhaflık var.Benim oralı bir arkadaşım vardı.’’Ne oluyor?’’ dedim.O da ‘’Baba bir şey yok.Bunlar su yüzünden birbirlerine girmiş. Dedim ki ‘’Bu suyu buraya kim getirdi.’’ ‘’Sen’’ dediler.’’Ben bu suyu bu-raya getirdiysem,bu suyu da buradan aldırırım,siz ki Kerbela’nın acısını tatmış insanlar su yüzünden mi kavga ediyorsunuz?’’ de-dim.Çizelge yaptım nöbet için.Köşede bir adam otu-

ruyor bu insanlar onu çağırmıyorlar. Sonra da öğrendim o adam, öğretmen olan oğluna kız istemeye 7 saatlik yol-dan gelmiş.Buyur dedim, sen de gel Ondan sonra sevinçten kızı da verdim. Bir de başlık isterlermiş. ’’Başlık yok, vermiyorsun’’ dedim. Öğretmene ver-dim kızı. Sabah kalktık gideceğiz. Gi-demezsiniz dediler. Koyun tığlamışlar, o etin yenmesi lazım. Ben de ne zaman bitecek diye düşünüyorum, kestikçe ge-tiriyorlar ağzıma atıyorlar. O arada da hocayı evlendirdik. ’’Dayı kız benim de kızımdır. Ben verdim, başlık maşlık da yok’’ dedim.’’Olur baba’’ dedi. Böyle de bir hayır işledik. Geri dönerken bir fotoğraf sergisi açtık. Filiz, ben ve bir arkadaşı birlikte açtık.

Sanatın her alanıyla ilgileni-yorsunuz o zaman?Resim var, fotoğraf var.Filiz Otyam : 40 senedir beraberiz.Ta-nık olduğum en büyük özelliği çok ça-

yin telefon etti.’’Ya Fikret ne kadar acı

bir tuhaflık var.Benim oralı bir arkadaşım vardı.’’Ne oluyor?’’ dedim.O da ‘’Baba bir şey yok.Bunlar su yüzünden birbirlerine girmiş. Dedim ki ‘’Bu suyu buraya kim getirdi.’’ ‘’Sen’’ dediler.’’Ben bu suyu bu-raya getirdiysem,bu suyu da buradan aldırırım,siz ki Kerbela’nın acısını tatmış insanlar su yüzünden mi kavga ediyorsunuz?’’ de-dim.Çizelge yaptım nöbet için.Köşede bir adam otu-

Fikret OTYAM’ın atelyesinden

görünüm

15

Page 18: SÖZ 2013

lışkan olmasıdır.Hiç durmaz ve aklına koyduğu işi mutlaka yapar. Hayatınızda yapmak istediğiniz ancak yapamadığınız herhangi bir şey var mı?Var. Ben yıllardan beri Kuran’ı Kerim okurum, çok da severim. Cennet res-mi yapmak çok isterim. Başta Atatürk, İsmet Paşa da var.Sevdiğim adamlar: Orhan Kemal, Aziz Nesin, Nazım Hik-met.Filiz Otyam : Eee... kadınlar cehennem-de mi?Şimdi ben resimde bu kadınlar kefenli mi yapayım, çıplak mı yapayım? Kadın-lar ne olacak? Sevdiğim insan Sabiha Gökçen ilk uçan kadınımız. O gitmez mi cennete? Onu nasıl yapayım? Bir türlü yapamadım. Yapamadan da ölüp gideceğim.

Resim yaparken dünyayı gör-mez misiniz?Dünya olur, yemek olur. Yemeğe çağı-rırlar saat 3’te filan geliyorum derim, unuturum kendimi. Tamamen resme veririm. Başka bir şey düşünmem.Yazı yazarken de öyle. Sabah 4’te uyanırım.Bugün de yazacağım derim.Geçen hafta Aydınlık dergisine tam sayfa yazı yazdım.Bir yazım daha vardı,hastaydım o kaldı.Bugün yarım sayfa kadar yazdım.İşte yazım gitti şim-di.Yazıyı almışlar.İçinden çıkamadığım

bir durum olduğunda açarım interneti bütün dünya elimin altında.

Resimlerinizde kadınların gözleri neden büyük?Cenabı Allah doğudaki kadınların çoğunun gözlerini siyah yapmış. Ken-dinden sürmeli çoğunun gözü.Bir de bu hatunlar nereden öğrendilerse ev-lendiklerinde gözlerine sürme çekerler.Oldu mu kara göz.Bir kara göz de ben ekledim. Benim resimlerimde kadınların gözü büyüdü.Hüzün var gözlerinde.

Amatör olarak yeni yeni re-sim yapmaya başladım. Siz-ce resim yapmak yetenek işi mi yoksa çalışa-rak yapılabilir mi?Çoğu insan Allah vergisi der.Çalışıp resim yapan da var.Örneği var mesela; Aksaray’da eskiden kültür yuvaları olan halk evleri vardı.O halk evlerinde re-sim hocaları ders verirdi. O zamanlar 2.5 liralık kutu bo-yalar vardı.Avrupa’dan gelen o kutu boyalarla kontrplağın üstüne resim yaptım ve sergi açtım.Resmin bir tanesi vardı.İsmi ‘’Denize Hasretti. ’’O re-simden sonra yavaş yavaş resim

yapmaya başladım.Bizi teşvik eden resim öğretmenleri vardı.” Aman canım iyisin, şunu şöyle yap,bunu böyle yap’’ diyen. Böyle derken işte 87 yaşına bir ressam olup geldim.

Biz gençlere önerileriniz ne-lerdir?Yüreklerinden sevgiyi eksik etmesinler. “Vefa” diye bir şey var.Boza zanne-der, herkes. İnsan sevgisine bağlılıktır halbuki. İyiliği unutmamaktır. Toplumda ya da bir toplulukta vefa gitti mi, o top-luluktan hayır gelmez.sim yapmaya başladım. Siz-

ce resim yapmak yetenek

zamanlar 2.5 liralık kutu bo-yalar vardı.Avrupa’dan gelen o kutu boyalarla kontrplağın üstüne resim yaptım ve sergi açtım.Resmin bir tanesi vardı.İsmi ‘’Denize Hasretti. ’’O re-açtım.Resmin bir tanesi vardı.İsmi ‘’Denize Hasretti. ’’O re-açtım.Resmin bir tanesi vardı.

simden sonra yavaş yavaş resim

luluktan hayır gelmez.

Fikret OTYAMSanat Galerisi

16

Page 19: SÖZ 2013

Kübra AYDIN 12N

SENSİZLİĞİN GÖLGESİÖlüm gül kokusu misali,Avutuyor beni, Sokaklarda sensizliğin gölgesi, Kavuruyor yüreğimi bir ateş misali,Acı kanayan bir yara,Boğazım sanki, Bir tek yalan dünya, Avutuyor beni, Sensiz, yapayalnız, çaresiz bir ben gibi...

Yaşar Cihan SOYÇİÇEK 11A

“Gözyaşım dökülüyor denize Denizin rengi değişiyor.”

“Soluksuz esen rüzgar Sen misin ?”

Serdar BAŞTÜRK 9L

17

Page 20: SÖZ 2013

Değerler Eğitimion yıllarda sıkça duydu-ğumuz okullarda şiddet, erken yaşta uyuşturucu bağımlılığı, gençlerde suç oranının artması vb.

olaylara dair haberler insanlara şu soruları sordurmaktadır: Ne olacak bu gençliğin hâli? Ne olacak bu eğitimin hâli? Bir hata mı yapıyoruz? Aile kurumu çözülüyor mu?Benzer şekilde, zaman zaman şöyle cümleler kullandığımız olur: “Çocuklara sorumluluk bilinci ver-meliyiz, çevremizi koruyalım, yaşlı-lara yardım etmek gerekir, dürüstlük önemlidir, her şeyin başı sevgidir, başkasının hakkını almamalı...” Bu gibi sözleri söylerken, bazılarımız ahlak eğitimini, bazılarımız karakter eğitimini, bazılarımız etik eğitimini kastediyor. “İyi-kötü, doğru-yanlış, güzel-çirkin” gibi kelimeler, davranışlarımıza yön veren ilkelerimizi ve değerlerimizi ifade etmektedir. Dolayısıyla ahlak, moral, etik, karakter derken, insanın toplum içinde yaşama kurallarını ve bireysel yaşama ilkelerini söylemek istiyoruz.Değerler, hayatımıza yön veren önemli duyularımızdır. Değerler, sosyal hayatı düzenler, bireyler ara-sı bağlılığı artırır. Hayatımızda biz-leri yönlendiren pek çok değer türü vardır: Sağlık gibi biyolojik; güzel-çirkin gibi estetik; iyi-kötü gibi ahlaki değerler; sevap-günah gibi dinî de-ğerler; doğru-yanlış gibi mantıksal değerler.Toplumlara ve çağlara göre değişe-bilen değerlerimiz olduğu gibi, tüm çağ ve toplumlarda her zaman ka-bul edilen ortak insani değerler de vardır. Toplumumuzdaki değerlerin değişimini olumlu ya da olumsuz bulabiliriz. Ancak şunu bilelim ki, değişim kaçınılmazdır. Günümüzde insanların sosyal çevresi, aile ile sı-nırlı kalmamış; televizyon, sinema, dergi, internet, reklâmlar aracılıyla bütün dünya, genç insanın sosyal çevresi olmuştur. Bu nedenle artık ailenin, çocukların değer sisteminin gelişmesindeki etkisi, eskiye göre daha azalmış ve sorumluluğu da artmıştır.Değerler, iyiyi ve yapılması gere-keni gösterir. Hangi davranışın iyi, hangisinin kötü olduğu da eğitimle

öğrenilir. Günümüzde eğitim ala-nında da değerler eğitimi önemsen-mekte, değerlerin çocuklara nasıl aktarılacağı konusunda çalışmalar yapılmaktadır. Sevgi, saygı, dürüst-lük, paylaşma, işbirliği, hoşgörü, önyargısız yaklaşma, şiddetten ka-çınma vb. konuları kapsayan eğitim programları geliştirilmeye başlan-mıştır.Okullardaki değerler eğitiminin amaçlarından biri, öğrencilerde sağlıklı, tutarlı ve dengeli bir kişilik oluşturmaktır. Diğer bir amacı ise “her öğrenciyi hem ilgi ve yetenek-leri doğrultusunda yetiştirerek haya-ta ve üst öğrenime hazırlamak, hem de “iyi insan, iyi vatandaş” olmala-rını sağlamak için gerekli bilgi, be-ceri, tutum, davranış ve alışkanlıklar kazandırıp, onları kendi ahlak an-layışına uygun olarak yetiştirmektir. Çocuklarımıza değerlerimizin okul-larda öğretilmesi sağlıklı bir toplum oluşturmak açısından son derece önemlidir. Onlara Matematik ve Türkçe derslerini öğretmek ne kadar önemliyse değerleri öğretmek de o kadar gereklidir. Bu amaçla da ge-liştirilen değişik projeler, çalışmalar vardır.“Bu çalışmalardan biri de “Yaşayan Değerler Programı”dır. Bu çerçeve-de, bazı okullarda bu çalışmalara, anne-babaların da katılımını sağ-lamak amacıyla veli toplantıları ve seminerleri yapılmaktadır. Öğrenci-lere yönelik yapılan çalışmalarda; okulda her ay için bir değer belir-lenmekte ve o ay içinde bu değer işlenmektedir. Bazen ayın değerini yaşama biçimi ya da mesleği ile temsil edebilecek ünlü konuklar da-vet edilerek sınıf seviyelerine göre sohbet toplantıları düzenlenmekte-dir. Her sabah hazırlanma saati ola-rak adlandırılan 10 dakikalık sürede

sınıf öğretmenleri sınıflarında o ayın değeri hakkında sorular sorarak öğrencilerin düşünüp tartışmalarına ortam hazırlanmaktadır. Yaparak, yaşayarak öğrenmenin etkisi düşü-nülerek öğrencilerin drama yoluyla değerleri özümsemeleri sağlanma-ya çalışılmaktadır. Ayın değeri ile ilgili kısa hikâyelerin sınıfta okunma-sı, resim yapmaları, kompozisyon yazmaları sağlanmaktadır. Ayın de-ğeriyle ilgili duvar gazeteleri çıkarıl-maktadır. Öğretim yılı başında veya her aybaşında öğretmenler toplantı yapıp programla ilgili uygulama önerileri alınmaktadır.”Değerler eğitiminde toplumun rolü çok büyüktür. Bir bakıma, bütün toplumu bir okul ve her insanı da bu okulun hem öğretmeni hem de öğ-rencisi sayabilirizBunun yanı sıra Okul eğitimi çok önemlidir ancak, her ümidi, örgün eğitim kurumlarına, okullara bağ-lamak doğru bir düşünce değildir. Okul bilgi verir. Bilginin davranış hâline dönüşmesi, bilgili kişinin iyi ahlaklı, karakterli kişi olması, aile ortamına ve o bilgilerin duygularla bütünleşmesine bağlıdır.Elbette, değerler eğitimi sadece okulda başarılabilecek bir eğitim alanı değildir. Bu sorunun çözümü, tüm toplumun özenle üzerinde dur-duğu takdirde uzun yıllar sürecek bir çalışmayı gerektirmektedir.

Betül SULUBULUT 10B

S

18

Page 21: SÖZ 2013

Bu yıl 4 Kasım 2012 tarihinde yap-tığımız Okul Aile Birliği Genel Kurul Toplantısında seçimlerin ardından son derece deneyimli ve özverili velilerimizden oluşan 10 kişilik seç-kin bir kadro oluşturduk. Kadromuz görev dağılımı yaptıktan sonra çalış-malarına büyük bir şevkle başladı.

Tabii ki önceliğimiz; Okul Aile Birli-ğinin var oluş gayesine uygun ola-rak öğrencilerimizin, öğretmenleri-mizin ve okul idaresinin bize ihtiyaç duyduğu zamanlarda yanlarında olmaktır. Rahat, güvenli ve huzurlu okul ortamının devamlılığını sağla-mak, oluşabilecek sıkıntılarda eli-

mizden geldiği ölçüde çözüm üret-meye çalışmaktır. 75.Yıl Cumhuriyet Lisesi Okul Aile Birliği olarak tam anlamıyla gönül-lülük ruhu taşıyan bizler daima ya-nınızdayız.Unutmamalıyız ki, hepimiz büyük bir aileyiz…

75. Yıl Cumhuriyet Lisesi Okul Aile Birliği

19

Page 22: SÖZ 2013

Sümer EZGÜ: Bu memlekette kuru fasulye pilav ne zaman yemeyiz türküleri de o zaman dinlemeyiz

İlk sorumuz şu: Neden Sümer?

Rahmetli babam öğretmendi, Sungur ve Sümer; bu iki isim arasında gidip gelmişler. Zamanında Zati Sungur, adında çok iyi bir illüzyonist vardı, ondan etkilendiler galiba. Sümer ise annemin çok hoşuna gitmiş. Arka-daşlarım benimle Sümerbank diye dalga geçerlerdi. Ben çok utanırdım, eve gelir, “Benim adımı neden Sümer koydunuz?” diye krize girerdim. Son-ra annem dedi ki: “Oğlum arkadaş-larına söylesene, benim bankam var, zenginim” diye. Ondan sonra arka-daşlarım sustu ve bir daha hiç dalga geçmediler. Paralı olmak güzel bir şeymiş. ”Bankam var” deyince “ban-ka sahibi mi olsam?” diye düşündüm. Bence asıl zenginlik gönül zenginli-ği. Para harcanıp gidiyor ama insa-nın gönlü hep kalıyor. Bugün (20.03.2013) engellilerin bir futbol maçı var. Türkiye’yi bir tırla do-laşarak bu projeyi gerçekleştiriyorlar. Antalya da bu projeye destek veriyor.Benden de katılmamı istediler, ben şimdi oraya gideceğim. Oradan para almayacağım ama bu beni son dere-ce zenginleştirecek. Bu benim yaptı-ğım özel bir şey değil; insan olmanın meziyetleri. Geçenlerde organ bağı-şı Guinness rekoru yapıldı. İl Sağlık Müdürlüğü’nün organizasyonuydu, yine orada yer aldım. Antalya dünya rekoru kırdı. Rekorun alınmasından zi-yade bir amaç için bir araya gelmek ve en önde gitmek, insanı zenginleşti-ren çok değerli bir şey.

Sümer Ezgü’nün gözünden Sümer Ezgü nasıl birisidir?

Ben Burdurluyum, Burdur’da doğ-dum. Baba tarafı Trabzonludur. Ço-cukluğum Bucak’ta geçti, orta sona kadar Bucak’ta yaşadım. Babam öğretmendi ve görevli olarak Gü-mülcüne, Yunanistan, Batı Trakya’ya - Türklerin yoğun olduğu bir şehir- gönderdiler. Orda Türk okullar da var. Türklerin eğitimi için her sene Türkiye’den öğretmen gitmektedir.Osmanlının yıkılışıyla birlikte, Türki-ye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ve sınır-larının çizilmesiyle birlikte bir nüfus değişimi oldu; mübadelede diyorlar buna. Yunanistan’daki Türkler bu-raya geldi. Türkiye’deki Rumlar da oraya gittiler. Bu arada da annean-nem de Adapazarı’na eski Osman-lılardan. Diploma alabilmem için ailem beni Antalya’ya gönderdi. Teyzemlerde kaldım. Öğretmendi teyzem. Yıkılan İnönü İlkokulu’ndan mezunum. Sonra Burdur merkeze taşındık. Üç sene Burdur’da kaldık. Liseyi Burdur’da bitirdim ve 19 Ma-yıs Gençlik ve Spor Akademisini ka-zandım. Ben hentbolcuyum. Bu ara-da müzik hep devam etti. Mandolin çaldım, melodika çaldım, nota ders-leri aldım. Babam böyle imkânlar sağlamıştı. Sonra bağlamaya me-rak sardım, mandolinle türkü çalma-ya başladım.Benim resim öğretmenim Cahit Ta-nık bana bağlama çalmayı öğretti. İlk bağlamamı İzmir’den getirtmiş-tik. Bebek sever gibi kutuya sarmış-lar, her sabah uyandığım zaman yaptığım ilk şey duvarda asılı olan

bağlamamı almak ve hemen saz çalmaktı. Öyle ki günde 5 saat bağ-lama çaldığım olmuştur.Okul bittiği yıllarda TRT bir sınav açmıştı, ben de o sınavı kazananlar-dan birisiyim.On bin kişi arasından seçildikten sonra bizi eğitime tuttular. Bir yıl kadar müziğin teorisiyle, pratiğiyle pek çok şey anlattılar bize. En son birkaç sınavdan sonra TRT’ye kadro-lu olarak girebildik. Eskiden mikro-fonu kolay kolay vermiyorlardı. Hayatta önemli olan meslek sahibi olmak, mutlaka bir konudan mesle-ğinizin olması lazım.Uzman olduğu-nuz bir işinizin olması lazım. Bizi de meslek sahibi yapmak için uğraştı-lar. TRT’ de 60 lardan sonra toplu olarak giren biziz.Bugün bir yanlış oluyor, halkı tek taraflı besliyorlar. Televizyonlarda sadece diziler, evlendirme program-ları var. Bunun dışına çıkmak lazım, yani insanların müziği de ihtiyacı var, eğlenceye de ihtiyacı var. Eğ-lence şu an sadece yetenek yarış-maları oldu. Oraya çıkan kişiler ve ekipler bir şekilde sahnede çalışan insanlar. Yani amatör değil onlar. Onların kazandıkları şey popülari-teleri artıyor, belki sahnedeki ücret-lerini arttırıyorlardır; ama tek yanlı bir beslenme olduğu düşünüyorum. Üniversitelerdeki bahar şenlikleri-ne baktığımız zaman sadece rock konserlerini görüyoruz.Diyelim ki üniversiteyi kazandınız. İstanbul’a, Ankara’ya, İzmir’e, Samsun’a gitti-niz.Siz farkında olsanız da olma-sanız da, sizin dokunuzda buranın sesleri var, buranın türküleri var. As-

20

Page 23: SÖZ 2013

lında kulaklarınızda var. Buradan ayrıldığınız zaman, kendinizi fark ettikten sonra, dünyadaki yerinizi, noktanızı tanımlamak açısından kültüre başvuracaksınız. O zaman, kendi türkünüzü duyduğunuzda “benim toprağımın türküsü bu! “di-yeceksiniz. O zaman uyanış başla-yacak.Gençlerin, rock konserlerinin, türkü-lerin, klasik müziğin de olduğu, fark-lı bir yelpazeyle beslenmesi lazım. Şöyle yaptılar bakın: Gençler pop dinler, köylüler türkü dinler, şehirli-ler klasik, Türk sanat müziği. Bana göre hepsi sanattır. Bu tamamen yanlıştır. Müziğin türlerinin hepsi güzeldir, önemli olan iyi müzik, kötü müziktir, kaliteli müziktir. Bir senfoni orkestrası çok kötü müzik yapabilir, müzisyenleri kötüdür yani akortları yoktur, akortsuzdur. Tek çalan bir halk ozanı çok güzel bir müzik ya-pabilir veya çok kötü de çalabilir, sazı akortsuzdur, sesi kötüdür, işe hakim değildir.

Müziğin, özellikle türkülerin sizdeki yeri nedir?

Türkülerde kendimi iyi hissediyorum.

Türküler toplumun özüdür.Bir yeme-ğin özü vardır ya, onu böyle dilinde beklettiğinde hissedersin, ben türkü-lerde onu hissediyorum. Memleketi-mi hissediyorum, bu toprakların ko-kusunu hissediyorum ve gerçekleri hissediyorum. Bizim gerçeklerimizi, hikayelerimizi görüyorum. Türkü-lerde geçmişimizi bugünümüzü ve geleceğimize bırakacağımız yansı-lamaları görüyorum, bizi görüyo-rum yani.

Sizce sanatsal görüşü yoksun bir nesil mi yetiştiriyoruz?

Müzik, resim,beden eğitimi gibi ders-ler bizleri daha çok insan yapar. Önemli olan insan yetiştirmektir, eğer ki yaşamda mutlu olmak istiyorsak renklerimizin olması lazım.Bilgi çok değerlidir, diğer dersler bilgi verir ama resim, müzik, beden eğitimi gibi dersler ruhsallığı ve yaşam mutlulu-ğu verir o zaman bunlardan yoksun insanlar yetiştiririz Antalya’da çok fazla Rus var hepsi de çok güzel dans eder, hepsinin de sesi güzeldir, hepsi de bir enstrüman çalarlar. Ritim yete-nekleri çok iyidir. En azından bir şey çizerler, resim yaparlar. Bizde şimdi sadece bir bilgi yarışı başladı bilgi yarışı da değil.Başarı yarışı başladı.

21

Page 24: SÖZ 2013

Bu başarı yarışından okullar kendileri pay kazanarak bir sıkışma yaşıyoruz. Mutluluk veren bir tablo değil. Yani bu benim için bir çocuğun bedenini sı-kıntıya sokacak kadar bilgiye ihtiyacı yoktur, bir çocuğun mutlu olmaya ih-tiyacı var. Bilgiyi de ona göre çocuk-lara vermek lazım, onları geliştirecek oranda bilgi vermek lazımdır.

Antalya’nın sizdeki yeri nedir?

İstanbul patlamak üzere olan bir bom-ba, bir enerji topu. Göçlerle şişmiş. Bu insanların geldiği yerlerle iletişimi ko-puk ve gruplaşmış. Birbirlerinden alış-veriş yapmamaya başladılar, sadece kendi bölgelerinde kendi içlerinde yaşam başladı yani bu farklı illerden gelen insanların arasında iletişim de yok. Ancak kültür ve sanatla aşılabi-lir. Eğer Antalya gibi kentlerde dikkat edilmezse ilerde aynı sorun yaşanır. Önemsenmeyen, derslerimizde, okul yaşamımızda boş geçirilen müzik gibi resim gibi beden eğitimi gibi dersler aslında toplumsal iletişim de sağlar. Bizim dönemimizde öyleydi. Resim dersinde, matematik yaptırırlardı; mü-zikte, matematik yaptırırlardı ama yet-miyordu. İstanbul’da böyle bir tıkan-mışlık vardı. Burada on beş dakikada gidebileceğin yeri orada 2 saatte gidiyorsun. Bedenlerimiz yıpranıyor, asıl üretimimizi engelleyen bir şey bu zamanlarımızı boşa harcıyoruz o açıdan Antalya’ya geldik. Antalya’da

mutluyum çünkü bu bölgenin insanı-yım. Kime dokunsan mutluyum derler ya, biz de onun için burada “iyiyiz.” Üretimime devam ediyorum yani bu-raya ben emekli olmaya gelmedim, burada çok güzel projelerimiz ola-cak. Bizim üretim devam edecek. Kuru fasulye sever misiniz? Kuru fasulye, pilav gibidir türküler. Bu memlekette kuru fasulye pilav ne zaman yemeyiz, türküleri de o zaman dinlemeyiz.

Antalya sanat anlamında do-yurucu bir kent midir ?

Oldukça sanatsal etkinlikler var. Ge-çenlerde Akdeniz Üniversitesinden Hasan Bozkurt’un yönettiği Akseki tür-küleri konseri vardı ki çok enteresan bir konser oldu.Devlet tiyatrosu var. Geçen bir oyuna (Shakspeare - Othello) gittim. Tiyat-ro alanında güzel etkinlikler oluyor, konser yapılıyor.Opera var, sanatsal etkinlikler var. Yalnız müziğe tek yanlı bakmayın biraz önce de dediğim çok temel bir konudur bu. İyi icra ve kötü icrayla ilgilenin. Tek yanlı müzik din-lemeyin.Size söyleceğim bu. Antalya uluslara-rası bir kent. Dünyanın bir çok yerin-den insanlar buraya geldiği için bir birleşim yeri. Aslında o açıdan bir kül-tür zenginliği var burada. Takip ettiğim kadarıyla da çok fazla sanat etkinliği var. Antalya iyi durumda bence.

Kültürel yozlaşma günümüzün gerçeği bunun önüne sizce nasıl geçebiliriz?

Bir kentin belediye başkanı yaptığı kültür ve sanat etkinliklerinde doğru modeller sunarsa kentteki insanları geliştirmiş olur. Bir belediye başkanı sadece kanalizasyon ve yol hizme-tiyle uğraşırsa eksik olur. Hem ona ihtiyaç var hem de orada yaşayan insanların kültür ve sanat ihtiyaçlarına ihtiyacı var. Doğru modeller koymak gerekiyor. Üniversitenin rektörü, dekanı sosyal kültür yöneticisi doğru modeller ge-tirse, doğru modeller üniversitelerde liselerde okul yöneticileri yönetim kadrolarındaki kişiler doğru modeller geliştirirlerse böyle böyle gelişir. Tele-vizyonlarda halkı varsayarak sadece koleksiyon şirketlerinin ve o kadrola-rın para kazanması amaçlı kurgular değil de bu televizyonlarda yapılan her programın bir model olduğu-nu ve halka katkı sağladığını ya da kaybettirdiğini düşünerek oralardan üretim yaparsak insanlar hep yukarı doğru çıkarlar, yükselirler. Nitelikleri artar, niteliklerimiz artar, hepimiz için geçerli bu. Sonuçta gelişim, eğitimle ilgilidir. İnsanın içine ne yüklerseniz, dışında da onu görürsüzünüz. İyi ve güzel şeyler yüklerseniz iyilik görürsü-nüz; kalitesizlik ve kötülük yüklerseniz, bedeninden o tınlar. İnsanı şekillendir-menin yolu eğitimdir.

22

Page 25: SÖZ 2013

ANADOLU’DAN GELDİK

Bozkırlardan, yaylalardan, kıyılardan, ovalardan,Derelerden, tepelerden, Anadolu’dan geldik!Yaylalarda yiğitlerin harman olduğu,Güzellerin cilvelenip kısmet bulduğu,Analarının yüreğinin yanık olduğu,Anadolu’dan geldik!

Dağlardan ilham alırız, topraktan fidan alırız,Fidanda orman görürüz, Anadolu’dan geldik!Kavimlerle biz yerleştik,Et tırnak olduk kaynaştık,Törelerle biz paylaştık,Anadolu’dan geldik!

Komşusunua güvenip de kilit vurmayan,Karnı toksa aç olana lokma yollayan,Misafire döşek verip kendi yatmayan,Anadolu’dan geldik!

Atalara selam olsun, ozanlara kelam olsun,Bu dünyaya selam olsun, Anadolu’dan geldik!Sıyrılıp kibiri attık,Olgun başak gibi yattık,Hamdık piştik tövbe ettik,Anadolu’dan geldik!

Eflatun da bizden dostlar Yunus da bizden,Bektaş Veli Dergahı’nda coşanlar bizden,Çağrısında Mevlana’ya koşanlar bizden,Anadolu’dan geldik!

Uygarlığa beşik olduk, inançlara eşit oldukSevdalara çeşit olduk, Anadolu’dan geldik!Türkiye’lim unutma sen, açan gülü kurutma sen,Bizi bize darıltma sen, Anadolu’dan geldik!

Kardeş kavgasına kurban gittik de n’oldu,Aynı topraklarda düşman durduk da n’oldu,37 cana cana kıydık da n’oldu,Anadolu’dan geldik!

Ekmeğin peşinden koştuk, gurbetin suyunu içtik,Diyardan diyara göçtük, Anadolu’dan geldik!Bedel başlık parasına, güdülen kan davasınaKarşı çıktık hakçasına, Anadolu’dan geldik!Cehaleti aşmak gerek, sırtı sırta çatmak gerek,Hep ileri gitmek gerek, Anadolu’dan geldik!

SÜMER EZGÜ

23

Page 26: SÖZ 2013

Okulumuz fotoğrafçılık kulübü, öğretmenleri rehberliğinde yıl boyunca yaptığı etkinliklerden kareleri bizlerle paylaştılar

Havvanur ATAN 12F

Havvanur ATAN 12F

Gizem ÖZEL 9F

Havvanur ATAN 12F

Beyda CAN 9 F

Çağla DEĞİRMENCİ 9 L

24

Page 27: SÖZ 2013

Çağla DEĞİRMENCİ 9 L

Ümit YILDIRIM 11P

Çağla DEĞİRMENCİ 9 LHakan YILMAZ 10 L

İsmail ATİK 11P

İsmail ATİK 11P

Ayşen AKPINAR 9P

25

Page 28: SÖZ 2013

Prof. Ayşe SEZER: Sanatsız kalmayın!Bize kendinizi tanıtır mısınız? Ayşe Sezer benim adım.Ben 1983 yılın-da Mimar Sinan Güzel Sanatlar Devlet konservatuarı bale bölümüne girdim.As-lında ilkokuldan itibaren balerin olmak istiyordum .Ritmik jimnastik yaptım yarış-malarına katıldım.Birinci dönem daha bitmeden bale hocam sırtımda bir ra-hatsızlık olabileceğini fark etti ve dokto-ra gittik. Bizi yönlendirdi. Bende ileri se-viyede skolyoz varmış. Baleyi bırakmam gerektiği söylendi. Müzik bölümünde başarılı olursun diye beni yönlendirdi-ler.” Dudakları inceymiş, obua çalabilir.” dediler. Bir sene sonra tekrar sınava gir-dim ve obua bölümüne seçildim. Orta okul ve lise İstanbul’da, Mimar Sinan Üniversitesin’de geçti. Okulu ve hoca-yı lisansta değiştirmek istedim. Ankara’ ya, Bilkent’e geçtim. Hacettepe’nin de sınavına girdim. Orda tanıdığım hoca beni Bilkent’e yönlendirdi. O zaman burs imkanı vardı, burslu girdim.Bizim Mimar Sinan’dan birkaç arkadaşla birlikte obuaya devam ettim.Lisanstan mezun oldum,sonrasında Almanya’ya gittim. O dönemlerde, şimdiki gibi çok dersimizde yoktu, çalışırdık. Enstrüma-na, oda müziğine çok meraklıydık. O dönem, bütün üflemeli çalgılar binasın-da bütün gün çalışırdık.Alman müzis-yenler çok iyi çalar, Alman ekolü var-dır, üflemeli çalgılarda. Herkes birbirine sürekli kayıt gönderirdi,kasete çekerdik. “Şu çok iyi,bunu biz de çalsak,ne kadar güzel çalıyorlar” derdik.Bir de tesadüf, Almanya’dan kesin dönüş yapan iyi bir korno hocası Mahir Çakar geldi.Çok donanımlıydı,çok farklıydı ve çok güzel şeyler anlattı ve onun yardımıyla baş-vurularımızı yaptık.Bizden Fransa’ya, Almanya’ya gidenler oldu. Türk Eğitim

Vakfı burs veriyordu. Birkaç arkadaş ile birlikte başvurmuştuk.Sadece bir kişiye burs çıktı böyle olunca kendi imkanla-rımla gittim.Önce Duesseldorf’ta bir yüksek okula girdim ve bir obua hoca-sıyla çalıştım. Burada çok hoş bir eğitim süreci geçirdim diyebilirim. Tanımadı-ğım ve bilmediğim insan kültürüne dahil olmam enteresandı, ortam çok güzeldi.Biraz önyargım vardı. Önyargımın çok dışında arkadaşlıklar kurdum. Onlar da bizler gibi insanlarmış. Mesela Alman-lar hiç gülmez , insanlar çok katı, toplum çok sert diye düşünürdüm.

Ne bileyim, nasıl düşündüysem, bu çok farklı bir deneyim oldu benim için. Bek-lediğimden daha farklı çıkmak, çok ya-kın sıcak ilişkiler kurmak. Özellikle klasik müzik alanında onların kültürü ve hoca-ların anlatış biçimleri. Gördüğümüz derslerdeki kazanımlarım beni motive etti ve sürekli klasik müzik konserlerine katılma fırsatı buldum. Çünkü her hafta sonu bir klasik müzik grubunun konseri yapılıyor. Çok da iyi para kazandım bu sayede.Sonra iki üç senede kazandığım paralar sayesinde, o dönemde hangi obua hocası kurs yaptıysa, iyi olarak kimi duyduysam, o alanda hepsinin kur-

suna katılma fırsatı buldum. “Hepsinden de bir şey öğrendim. Duesseldorf’ta olduğum dönem çok verimli geçti.Kla-sik müzik konserlerine aktif olarak ka-tılmak başka kurslarda yer almak. Bir orkestraya stajyer olarak girdim. Dues-seldorf Dustin olarak geçiyor. Opera orkestrasına stajyer olarak girdim.O da çok iyi bir deneyimdi. Tabi orada iş ortamının öğrenci ortamından farklı ol-duğunu ilk defa yaşamış oldum. Çünkü hiç düşünmediğim gibi, insanların birbir-leri ile problemleri vardı. Almanya’da böyle şeyler olmaz diye düşünürdüm.Ama öyle olmuyor.İnsanoğlu her yerde aynı.Belli bir sınırdan sonra iş,ahlak o standardını oturtmuşlar.Bir orkestrada başarılı, aktif olarak müzik yapıyorsu-nuz.Herkesin olması gereken bir nokta var,onun altında olursanız dışlanırsınız .O performans ve sizden beklenen iş performansı çok açık.Sizin yerine ge-tirmeniz gereken görevleriniz var, bel-li sayıda prova ve konsere katılmanız gerek. Belli sayıda konser, onda da

performansınızın iyi olması gerek. Uy-kunuzu alacaksınız konsantre bir şekil-de çalışacaksınız gibi…Duesseldorf’taki yüksek lisans eğiti-miydi, ondan sonra yine başka bir hocayla tanışmak için Köln’e geçtim.Sanatta yeterlilik eğitimi bitmeden yine Almanya’da Dortmund yakınında bir operada sözleşmeli olarak çalışmaya başladım.Eğitimim bitti,orada senelik sözleşme yapılmaya başlandı. Eğitim-den sonra sınavlara da arada gidiyor-dum ama öyle istediğim gibi tam kadro-lu orkestraya girme fırsatım olmadı. Bilkent’ten bir teklif geldi. Almanya’da yaşamak istemediğimi fark etmiştim.

Ama öyle olmuyor.İnsanoğlu her yerde aynı.Belli bir sınırdan sonra iş,ahlak o standardını oturtmuşlar.Bir orkestrada başarılı, aktif olarak müzik yapıyorsu-nuz.Herkesin olması gereken bir nokta var,onun altında olursanız dışlanırsınız .O performans ve sizden beklenen iş performansı çok açık.Sizin yerine ge-tirmeniz gereken görevleriniz var, bel-li sayıda prova ve konsere katılmanız

performansınızın iyi olması gerek. Uy-

Antalya Devlet Konservatuvarı

Ziyaretinden...

26

Page 29: SÖZ 2013

Böyle bir teklif gelince de Türkiye’ye döndüm.Bilkent’te, altı yıl kadar hocalık yaptım. Aynı zamanda obua grup şefli-ği yaptım ve tabii farklı etkinliklerde yer aldım. Doçent olduğum bu dönemde şehir dışına çıkarak Antalya’ya geldim ve hala Antalya Akdeniz Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda müdür ola-rak görev yapmaktayım.

Antalya Güzel Sanatlar Fakültesi’nde öğrenci olmak için neler yapılmalıdır? Öncelikle erken yaşta başlanma-lıdır.Güzel sanatların hangi bölü-münü isteniyorsa bu belirlenmeli ilkokuldan sonra, Güzel Sanatlar Lisesi, ardından Güzel Sanatlar Fakültesi’ne gidilmelidir.Direk geçiş mümkün değil. Sıfırdan başlamak gerekmekte çünkü belli müfredata sahip dersler görülüyor.

Konservatuvarda hangi bölüm-ler bulunmaktadır?Fakültede resim, heykel, grafik, sera-mik, mimari, çevre tasarım, sinema-TV, el sanatları ve müzik bölümleri mevcut. Bölümler de ilgi alanlarına göre çeşitli kollara da ayrılabiliyor.

Günümüzde sanat denilince aklınıza neler geliyor?Benim aklıma her şey ge-liyor, ifade şekli geliyor. İyi ki sanat var ve iyi ki bazı insanlar bununla uğ-raşıyorlar. Bir de ulu öde-rimiz Mustafa Kemal’in “Sanatsız kalmış bir toplumun hayat damar-larından biri kopmuştur.” sözü aklıma geliyor.

Halkımızın sanata olan bakışı hakkında ne düşünüyorsunuz?Genel olarak düşünülürse sanat ön planda gibi görünmüyor maalesef. Hak-lı olarak maddiyat birinci planda tutulan şey. İlk önce karnı doyacak, ardından sanat geliyor , yani hobi olarak yapılı-yor. Keşke okuduğumuz bir kitap veya izlediğimiz bir tiyatro,opera,dinleti hakkında daha uzun süre konuşabilsek. Fakat bu maalesef mümkün olmuyor. Daha yüzeysel ve gündelik konular ko-nuşuluyor .

Antalya’nın sanata yaklaşı-mı nasıldır?Antalya’yı sanatla ilgileniyor gibi görü-nen ama ilgilenmeyen topluluk olarak görüyorum. Belli bir grup var sanatla ilgilenen fakat yeterli değil. Düzenli aralıklarla sanatsal etkinliklere her-kesin katılması gerekiyor. Fakat böyle bir katılım görmüyorum. Bütün Antal-ya diyerek bir genelleme yapmak da yanlış olur elbette ama çoğunluğumuz için fikirlerim bu yönde.

Bazılarının sanatı ve sanatçı-yı yücelttiğini, bazılarının ise önemsemediğini düşünüyo-rum. Siz bu konuda ne düşü-nüyorsunuz?Toplumdaki kültür seviyesi ne seviyede ise sanata ve sanatçıya bakış açısı da o seviyededir. Basmakalıp şeylerden kurtulunmalı. Bence eleştiri için o sanatı ve sanatçıyı tanımak gerekir. İnsanlar tanımadan yorum yaptıkları için böyle eleştiriler doğuyor.

Sanatın belli sınırları olmalı mı?İnsanın sanata katacağı şeyler açısın-dan sınır olmamalı. Bir eser ortaya çı-

karacaksanız mutlaka insan sınırlarını zorlamalı. Yaratıcılıkta sınırlar zorlan-madıkça yeni bir şey ortaya çıkmaz. Sanatçılar kendilerini sanatlarıyla ifade ettiği için mutlaka bir şeyler ortaya çı-karmak için bazı şeyleri yıkmak zorun-da kalacak. En önemlisi de bazı şeyleri yıkarken bunu saygı, sevgi çerçevesin-de yapmaktır. İnsanlar bir konu hakkın-da her şeyi söyleme hakkını kendilerin-de buluyor. Bunu da yanlış buluyorum.

Siz kendi adınıza daha nele-rin yapılması gerektiğini dü-şünüyorsunuz?Kendi adıma öncelikle -elimden geldiğin-ce- bu okulu tam teşekküllü bir konserva-tuar haline getirmek istiyorum.Öğrencile-rin sorunlarını kısa sürede anlayabilen ve onlara kısa sürede çözüm bulabilen bir insan olmayı hedefliyorum. Kendi adıma mümkün oldukça sabırla, sinirlenmeden, öğrencilerimizin sorunlarına çözüm bul-mak için çalışıyorum.

Sanatla ilgilenen birine neler önerirsiniz?“Sanatla ilgili terimler başlangıçta çok zor geliyor. Ezber de unutuluyor zaten.Sanatçının hangi dönemde yaşadığı, sanata neler kattığı ve eserinin sizin üze-rinizdeki etkisini bilmek daha önemlidir.”

Antalya’daki sanatsal faaliyet-leri yeterli buluyor musunuz?Bence fena değil. Baktığınız zaman düzenli olarak konserler düzenleniyor, kurslar veriliyor. ASMEK’ in de enstrü-man kurslarını gayet olumlu buluyorum.

Sanatla ilgili bir mesaj ver-mek isteseniz bu ne olurdu?Gayet esprili bir tavırla “Sanatsız kal-mayın!” cevabını aldık.

Günümüzde sanat denilince aklınıza neler geliyor?Benim aklıma her şey ge-liyor, ifade şekli geliyor. İyi ki sanat var ve iyi ki bazı insanlar bununla uğ-raşıyorlar. Bir de ulu öde-rimiz Mustafa Kemal’in “Sanatsız kalmış bir toplumun hayat damar-

27

Page 30: SÖZ 2013

Öğrencilere yönelik ger çekleştirdiği sosyal so rumluluk projeleriyle, ope ra ve bale sanatının yaygınlaşma sını hedefleyen Antalya Devlet Opera ve Balesi’nin bu ça-lışmaları çerçevesinde son olarak 75. Yıl Cumhuriyet Li-sesi öğrencileri ‘Don Kişot’ balesini izledi. Tem sil sonrası öğrenciler kulise gide rek sanatçıları tebrik edip, sanat-çılarla hatıra fotoğrafı çektirdi.

Öğrencilerin bu tarz sanatsal et kinlikleri takip etmesinin önemine dikkat çeken Müzik Öğretmeni Nuray Şahin, “ANTDOB, temsil lerinin yam sıra sosyal sorumluluk an-lamında da çok önemli çalış malara imza atıyor. Bizim de en büyük isteğimiz çocuklarımızın bu etkinlikleri takip etmesi ve sa natla tanışmalarını sağlamak. Sa nat saye-sinde hayatları değişen öğrencilerimiz var” dedi.

“DON KİŞOT” GENÇLERİ KONUK ETTİ

28

Page 31: SÖZ 2013

29

Page 32: SÖZ 2013

BİLEMEDİM Kİ...

Binlerce söz var aklımdaSana hangisini söylesem, bilemedimBir sevda var içimdeNasıl anlatsam, bilemedim ki…

Şimdi sana, sevdaların, masalların, şiirlerinEn güzelini yazacağım Hatırladığım tüm anılarımı anlatacağımDinler misin, bilemedim…

Bazen gözlerimiz görmez olurŞarkılar sessizleşirBeyaz, taptaze umutlarKamaştırır gözlerimiziArdından bir sis kalkar önümüzdenTüm gerçekleri görelim diyeBiz rüyalara dalmışkenBirden gerçek aynaları sarar etrafımızı

Kelimeler sessizleşirHıçkırıklar, feryatlar sessizleşirDünya bir hiçliğin etrafında dönmeye başlarSen sadece ağlarsın…Sen sadece ağlarsın çünkü

Son bulur güneşinin parlaklığıSon bulur hatıraların sesiSon bulur sevdanÖnce umudunu kaybetmişsindirUmudunla beraber sevdanıUmudunla beraber güneşiniGeçmişi geleceği her şeyi kaybetmeye başlarsın

Sonra bir gün kül olmuş anılar yeniden alev alır.O zaman bir yangın yeri arar yüreğinin ateşiCanın yandığı için atıp kurtulmak istersin.Başka bir hayale kapılıp Gitmek istersin.

Sadece senin içinde yanan yangınHerkesi sarsın, yaksın, kül etsin istersin.Canın öyle çok yanar ki Onu da yaksın istersinAnlasın istersin.Ama ateş gözlerinden başka bir yere gitmezAteş, kalbinden başka bir yeri yakmaz. Ve senden başka kimse bilmez Yangınını, sevdanı, acını Senden başka kimse hissetmez…

Fatma Betül KUTLU 11B

30

Page 33: SÖZ 2013

YALNIZ DEĞİLSİN

abahın ilk ışıkları, bir köşesi kırık ve rengi soluk ahşap pencereden içeri yansıyordu. Mahallenin sokak lambaları teker teker sönmeye başlamıştı. Efsun penceredeydi. Yüzünde renksiz, üzgün bir ifade vardı. Yine uyumamış sabahı beklemişti belli ki…

Okulu bir hafta on gündür asıyordu çünkü Efsun bir hafta, on gün önce daha şimdiden deli gibi özlediği annesini kaybetmişti. Efsun dalgındı. Evin önünden en iyi arkadaşı Ahmet geçmekteydi. Ahmet, onunla büyüyen, onunla sevinen, onunla üzülen sıcak bir arkadaştı. Cama el salladı ve onu okula götürmek için geldiğini söyledi. Efsun onu kıramazdı. Okula gitmek için hazırlandı. Beraber yolda yürümeye başladılar. Okula geldiklerinde saçları gür, eskiden kalma sarı çerçeveli bir gözlüğü olan – gözlerini çok büyük göstermişti – Kemal öğretmen onlara doğru yaklaştı. Beraber sınıfa girdiler ve Kemal öğretmen Efsun‘un durumunu bildiği için umuttan bahsetti ve dedi ki: “ Kendimize güvenmeliyiz, umudumuzu kaybetmemeliyiz. Güneş her zaman doğacaktır, insanlar çok yeteneklidir. İnsanlar bölünemeyen gökyüzünü bile paylaşıyorlar değil ki hayatı yeniden başlatamayacaklar.”Efsun bu sözler üzerine çalıştı, çalıştı çalıştı… Annesinin ona 10 yıl önce söylediği okuldaydı ve şimdi üniversiteyi birincilikle bitirmişti.

Ceren ÇALIŞKAN 10A

S

ani bazen bakarsın da göremezsin, yaparsın da hissedemezsin ya, işte ben onlardan

değilim.

Ben bilirim takım olma duygusunu, onlarla her anımı, her özelimi, sıkılmadan utanmadan

paylaşmayı. Bazen bunları öğrenmek için ömür yetmez ya hani biz onu tek seferde futboldan öğrendik.

Bazıları bencildir, bazıları cimri, bazılarının kendine bile saygısı yoktur. İşte onlar boş yaşayanlar, hayat

kaynağı bulamayanlardır.

Ben 8 yaşında hayatla tanıştım. Onunla yattım onunla kalktım ve onunla olgunlaşmaya başladım. O getirdi

kendimi bana. Bazen kimseden görmediğim sevgiyi, saygıyı ve şefkati takım arkadaşlarım gösterirdi. Ne

zaman boşluğa düşsem, onlar tutar, çıkarırdı beni.

Siz hiç yolda korkusuzca yürüdünüz mü, nasıl olsa onlar var diye savaştınız mı, yaşadınız mı bunları

hesapsızca? Düşsem bile biliyorum ki bir el bana uzanacak yardım için.

Ben hepsini bu kadarki hayatımdan öğrendim işte. Derler ya hani sen 100 kez idman yapsan da 101 kez

idman yapan birileri vardır diye. O birileri biziz işte.

Atakan YOLDAŞ 10L

BAŞARMAK

H

31

Page 34: SÖZ 2013

Tiyatro Etkinliğimiz

75. Yıl Cumhuriyet Lisesi tiyatro topluluğu Antalya Büyük Şehir Belediyesinin düzenle-diği 20. Liselerarası Ulusal Tiyatro Şenliğine “Komşu Köyün Delisi” adlı oyun ile katıldı.Baştan sona beğeni ile izlenen oyun seyir-cilerden büyük alkış aldı. 8 aylık sabırlı bir çalışma sonucu ortaya çıkan çalışma jüri ta-rafından da çok başarılı bulundu.

Bu çalışmada bize olağanüstü bir gayretle destek veren okul müdürümüz sayın Bekir MOTOR’a tiyatrocu öğrencilerimizin değerli ailelerine, yönetmen ve sorumlu öğretmenleri-miz Metin ÖZKAN - Seher GÖK’e, afi ş ve de-kor tasarımı yapan Nurcan ÖZKAN’a, özgün müzik çalışmasını yapan Cemil KORKUT’a, ışık tasarımda Yıldıray DOĞANAY’a, sahne gerisinde Sevgi KARA’ya, teknik de Çiğdem YÜKSEL - Filiz DEMİRCİ’ye ve Okul Aile Birli-ğine en içten teşekkürlerimizi ve sevgilerimizi sunarız.

32

Page 35: SÖZ 2013

Tiyatroda Rol Alan ÖğrencilerADI SOYADI ROL ADI ADI SOYADI ROL ADI ADI SOYADI ROL ADI

Doğukan KILIÇ Muhtar Sadık ÇELİK Aydoğan İlbars YILMAZ Osman-Çağrı

Suat ŞEN Hamdi-Tolga Belgin ŞAHİN Elif - 3. Kadın Ramazan SARICA Rüstem

Hayrullah DAĞ Tahir Ağa Pınar BAĞ Zeynep-2.Kadın Burak KATLANDUR Öğretmen-Arzuhalci

Süleyman GÜLEN Hüseyin Ağa Merve ÖZKARA Fadime Aybars YILMAZ Remzi-Orhan

Yasin KILINÇ Ömer Özgü ÖZGÜR Hatice Veli ŞAHİN Hasan

Berk Ali BAŞGÖR Salih Nurgül YILMAZ Gülfidan Cemre ERDUMAN İmam

Enes YAPALIKAN Ramazan Aybüke SAĞLAM 1. Kadın Hakan ŞİMŞEK Ali

33

Page 36: SÖZ 2013

TÜYAP Antalya Kitap FuarındaydıkTÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. tarafından Türkiye

Yayıncılar Birliği işbirliği ile 13-17 Şubat 2013 tarihlerinde Antalya Valiliği, Antalya Büyükşehir Belediyesi, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın katkılarıyla düzenlenen Antalya 2. Kitap Fuarı kapılarını açtı. Cam Piramit Sabancı Fuar ve Kongre Merkezine dergi ekibi olarak gittik.

Türkan ŞORAY - Canan TAN - Soner YALÇIN - Penguen Dergisi Çizerleri - Can Dündar - Muzaff er İZGÜ - İlber ORTAYLI - Aydın ILGAZ gibi yazar ve çizerlerin katıldığı

kitap fuarına ilginin çok büyük olduğunu gördük.

Aynı gün Atatürk Parkı’nda bulunan “Doğan Hızlan Kütüphanesi”ni ziyaret ettik.

Büyükşehir Belediyesi tarafından Atatürk Kültür Parkı içindeki 900 metrekare kapalı alanda, yazar ve edebiyat eleştirmeni Doğan Hızlan tarafından bağışlanan 20 bin kitapla oluşturulan “Doğan Hızlan Kütüphanesi” ni kitapseverlerin mutlaka uğraması gereken bir yer olarak düşünüyoruz.

Dergi Ekibi Cezmi ERSÖZ ile... Dergi Ekibi Aydın ILGAZ ile...

34

Page 37: SÖZ 2013

İzcilerin Çanakkale Çıkarması

75. Yıl Cumhuriyet Lisesi olarak çağdaş eğitime hız verdik Fatih Projesi kapsamında okulumuzdaki tüm sınıfl arımıza akıllı tahta yerleştirildi. Öğretmen-lerimiz akıllı tahta seminerini başarıyla tamamlayıp uygulamaya geçtiler.

Antalya izci ekibi 11-12 Mayıs 2013 tarihinde Çanakkale şehitlerini anma amaçlı bir gezi düzenledi. İzci liderlerinden Şükrü Atalay’ın önderlik ettiği geziye okulumuz izcilerinden de katılım vardı.

35

Page 38: SÖZ 2013

KOKUSU MAVİDİR İSTANBUL’UN…

essiz bir çığlıktır İstanbul.Gündüzü karmaşık gecesi karanlık.Güvenilir sanılan aile babasının bağımlılığına benzer.İçinde binlerce yüz vardır İstanbul un. Hiçbir zaman dinlenmez,sessiz kalamaz İstanbul. Kimi-

nin hayali,kiminin kaçıp kurtulmak istediği korkusudur İstanbul. Aşık da olsan kaçmak da istesen İstanbul korkutur insanı. Ya yeni bir başlangıçtan ya da alışamamaktan. Gören bir madde bağımlısı misali bağlanır ona ama hep şikayetçidir o eşsiz güzellikten. İstanbul bir gizemdir, çözülmesi mümkün olmayan.Yaşamayı vaat eden kor-kunç bir gizem. Nedir onu bu kadar korkunç kılan? Yüzler mi yoksa yüzlerin arkasındakiler mi ? Kim bilebilir ki İstanbul un gerçek kimliğini, kim haberdar ki onun varlığından? Nankördür İstanbul; aşık olanlara değil,onu kıranlara gösterir kendini. Kokusu mavidir İstanbul un; sonsuz ve derin. Çektikçe yakar içini. Ortaya çıkar anılar. Özgür olmak istersin martıları gördükçe. Sonsuzluğu hissettirir İs-tanbul; canını alıncaya dek…İstanbul un sahibi olsan da, sen yoksan tanımaz seni İstanbul. Sevdiğinin elini tuttuğundaki ateştir İstanbul… Hem yakar hem heyecanlan-dırır. Bir kanat takar omzuna İstanbul,uçmayı istersin… Kim sevmek istemez ki İstanbul’u, kim istemez ki İstanbul’u yaşamayı. Acı-masızdır İstanbul; yalnız bırakır insanı.Kollarını açmaz, görmezden gelir, yok eder İstanbul. Gözünün yaşına bakmaz,yardım etmez kimseye İstanbul… Park kenarında mendil satan çocuğun gözleridir İstanbul. İstediğini hemen vermez.Renklidir İstanbul, siyah ve beyaz.Ya siyahın içinde mücadele eden beyaz ;yada beyazın içindeki karanlık olursun. Sokakları dardır İstanbul’un.Karmaşık,karanlık ve bir o kadar da renkli. Romanların rengarenk süslü etekleridir İstanbul. Doğu’nun, Batı’nın, Karadeniz’in köyü alışamaz,dayanamaz İstanbul’a. İlk başta zengindir, renklidir, masumdur İstanbul.Tanıdıktan sonra yaşayabilirsen vazgeçilmezdir İstanbul. O güzelliğin eşi ve benzeri yoktur aslında. Kimsesiz olan İstanbul’dur. Batı-ran da yükselten de insandır.İstanbul yazdıkça tükenmeyen,vazgeçilemeyen bağımlılıktır. Kokusu mavidir İstanbul’un…

Gamze ORHAN 10G

S

36

Page 39: SÖZ 2013

ŞEHİR

Kocaman var olan ama kayıp şehir gibiİnsanlar mutsuz ve yoksullarSurlar ve sarnıçlarKaypak inançlarda sulanmış otlar ve akıllarUmutların üstünden bulutlar eksik değilBulutların üstündeyse sen acılar.

Bu şehrin tarihinde bir beddua varBu şehrin tarihinde ahlar vahlar

Yoksa nasıl yankılanır aynı şarkıdaDokuz topu aynı anda ateşleyen askerDokuz aşkı bir avazda söyleyen şairYirmisinde yaşamaktan cayan kızVe nasıl günahlar bu kadar ayaklanır

Bu şehrin tarihinde bir beddua varBu şehrin tarihinde ahlar vahlar

EZGİ ÖNDER 9S

Fotoğraf: N. C. TEMİZ

37

Page 40: SÖZ 2013

Plastik sanatlar eğitimin temelli olan görsel algı-nın anlamı “gözle düşünmek” demektir.Atelye ortamında araştırma, seçme, önemli özel-liği kavrama, sadeleştirme, soyutlama, analiz ve sentez yapma, tamamlama, düzeltme, kıyaslama, problemi çözme, birleştirme, ayırt etme ve anlam bütünlüğüne ulaştırma gibi işlevlerin bütünü veril-mektedir.Bu nedenle sanat eğitimi yalnızca yetenekliler için değil herkes için gereklidir. Hiç kuşkusuz ye-teneğin eğitimle geliştirilebilindiğini herkes tara-fından bilinmesi gereken bir gerçektir.Gelişme çağına dek çocukların çizdikleri nesnel

gerçeklik bir görünüme sahip olsalar bile, bunlar nesneye bağlı olarak çizilen duygusal yaşantıla-rın ürünleridir. Çocuklar nesneye baksalar bile kafadan çizerler. Yani gördüklerini değil bildik-lerini çizerler. Bu nedenle gerçek anlamda ba-karak resim çalışmalarını ortaya koymaları lise ikinci ve üçüncü sınıflarda yarar sağlayabilir. İşte bu nedenle öğrencilerin çizimle ilgili en önemli dönemlerinin sağlıklı eğitim alıp, bunun tamamen oturtulması biz lise öğretmenlerine düşmektedir.

Canan BAYIR Resim Öğretmeni

Resim Sergisinden

Batuhan ÜLKER 10I

Öğrenci İçin Neden Resim?

Fatih KOCABAŞ (Muratpaşa Kaymakamı), Erdem KAYA (Muratpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürü), Hakan TÜTÜNCÜ (Kepez Belediye Başkanı), Bekir MOTOR (Okul Müdürü)

38

Page 41: SÖZ 2013

EXPO HAKKINDA

Latince kökenli “Exposition” sözcüğünün kısaltması olan EXPO, “Uluslararası Sergi” ya da “Dünya Ser-gisi” olarak kullanılmaktadır. EXPO’ları onaylamaya yetkili uluslararası iki kurum bulunmaktadır. Bunlar, BIE (International Exhibitions Bureau) ve AIPH (Uluslararası Bahçe Bitkileri Üreticileri Birliği) dir. Türkiye BIE’ye 2004 yılında, AIPH’e ise 2009 yılında üye olmuştur. 2016 yılında Antalya’da yapılacak olan Evrensel Botanik Sergisi etkinliklerinin Planlanması, düzenlenmesi ve yönetilmesi ile ilgili olarak EXPO 2016 ANTALYA Kanunu yayımlanmış ve organizasyona yönelik faaliyetleri yürütmek üzere EXPO 2016 Antalya Ajansı kurulmuştur.

“Botanik” temalı “EXPO 2016 Antalya” ülkemizde düzenlenecek ilk EXPO’dur.

Dünyanın en önemli organizasyonlarından biri olan “EXPO 2016 Antalya”, “Çiçek ve Çocuk” temasıy-la Antalya ilimizde düzenlenecektir. 112 hektarlık alanda 6 ay boyunca açık kalacak olan EXPO’ya 100’den fazla ülke ile 30 uluslararası kuruluşun katılımı beklenmektedir. EXPO 2016 Antalya’yı yerli ve yabancı 8 milyon turistin ziyaret etmesi hedeflenmektedir. Ulusal ve uluslararası kongrelerin, panellerin, toplantıların ve seminerlerin organize edileceği EXPO 2016 ANTALYA kapsamında kültürel ve sanatsal etkinlikler de ziyaretçilerle buluşturulacaktır. Düzenleneceği Nisan-Ekim 2016 tarihlerinden sonra da açık kalacak olan Botanik EXPO sadece Antalya’ya değil, çevre illere ve ülke genelindeki turizm ve ticaretin gelişmesine de büyük katkı sağlayacaktır.

www.expo2016antalya.org.tr

39

Page 42: SÖZ 2013

BAŞARI TABLOSU

2012 YGS - LYS Okul Başarılarımız Genel Liselerde okulumuz Mat - Fen alanında LYS Antalya 1.si ve Türkiye 68.si olmuştur.Matematik, Fizik, Kimyada da yine okulumuz LYS Antalya 1.si olmuştur.

Okulumuzun ÖSYM nin resmi internet sitesinden alınan bilgi-

lere göre düzenlenen 2012 yılı YGS ve LYS sonuçlarına göre

Türkiye ve Antalya geneli başarı sıraları yukarıdaki tabloda

belirtilmiştir.

2012 YGS Sonuç Raporu

DersTürkiye GeneliBaşarı Sırası

Genel Lise Türkiye Geneli Başarı Sırası

Genel LiseAntalya GeneliBaşarı Sırası

Temel Matematik 320 2

Fen - 1 214 2

Türkçe 289 2

Sosyal - 1 776 4

YGS-1 269 2

YGS-2 248 2

YGS-3 354 2

YGS-4 393 2

YGS-5 322 2

YGS-6 284 2

2012 YGS Sonuç Raporu

DersTürkiye GeneliBaşarı Sırası

Genel Lise Türkiye Geneli Başarı Sırası

Genel LiseAntalya GeneliBaşarı Sırası

Matematik 218 1.

Geometri 181 2.

Fizik 173 1.

Kimya 238 1.

Biyoloji 293 3.

Türk Dili 698 3.

Coğrafya 1 858 3.

Tarih 755 2.

Coğrafya 2 635 4.

Felsefe 334 2.

Matematik - Fen 68 1.Türkçe - Matematik 787 8.Türkçe - Sosyal 320 2.

40

Page 43: SÖZ 2013

BAŞARILI OLMAK… Sınavlarla dolu bir yaşamda başarılı olmak. İnsanın do-ğasında var olan bir doyum unsuru olsa gerek. Nedir başarılı olmak? Atletizm yarışması ise birinciden sonun-cuya doğru olan bir sıralama, YGS’de ise kaçıncı sıra-larda yer aldığınla, okul yazılılarında ise 45’in altında ve üstünde olan notlara göre olan durumumuz diyebili-riz sanırım…Peki nasıl başarılı olabiliriz? Hangi yarışta olursak ola-lım; öncelikle biz kendimizin bu yarışta hangi sırada olmasını istiyoruz. Bu yarış bizim için ne kadar önemli. Yaşamımızdaki öncelik sıralaması nedir? Öncelikle bu soruların doğru cevaplanması gerektiği inancındayım. Başarılı olmak hedef belirlemekle başlar. Bulunduğu-muz yerle hedef arasındaki açığın iyi tespit edilmesi gerekir. Bir de bizi bu hedeften alıkoyacak içsel ve dış-sal etmenlerin de kontrol altına alınması hedefe ulaşma hızımızı artırır diye düşünüyorum…Başarılı olmak hedefe ulaşılıncaya kadar sabırlı ve ka-rarlı olmayı; en önemlisi de kim ne derse desin başara-cağınıza öncelikle sizin yürekten inanmanızla alakalı-dır.YGS sınavımız yeni bitti. 500 tam puanın neresindeyiz? Aradaki farkı neden kapatamadığımızı hiç düşündük mü? Araştırdık mı bizi başarısız yapan etmenleri? He-defimiz belli mi? Eksiklerimizi tespit ettik mi? Bunları na-sıl kapatmayı düşünüyoruz? Çalışmalarımızı planlı mı, plansız mı yapıyoruz? Yoksa hiçbir şey yokmuş gibi LYS’

ye çalışmaya mı başladık veya YGS’ de istediğimize ulaşamadığımızın matemini yapmaya, zaman kaybet-meye devam mı ediyoruz? Olaylara pozitif bakabilme sanatını henüz kazanamadıysanız hala karamsar bir yaşamın bir parçasısınız demektir. YGS’ ye bir de şöyle bakalım isterseniz:- 500 tam puanın yüzde 40’ı yani 200 puanı LYS’ de dikkate alınacak.- LYS’ deki 500 tam puanın da yüzde 60’ı 300 puan kazandıracak.- Okul başarısından da 60 puanımız gelecek dersek ka-lan sürede eşitliği çok değiştirebiliriz demektir. Şu ana kadar durum analizi yapmamış isek acilen bir durum analizi yapmamız gerekiyor demektir. Şayet bu konuda neye nereden başlayacağınızı bilmiyorsanız bir rehber öğretmen desteği almanızı öneririm.Maç 90 dakika. İlk yarıdaki (YGS) durumunuza baka-rak ikinci yarı (LYS) sahaya çıkmayabilirsiniz. Böylece mücadele etmeden yenilgiyi peşinen kabullenmiş olur-sunuz. Ya da ikinci yarıya teknik destek alarak (Rehber Öğretmen) çıkar maçı lehinize çevirebilirsiniz. Eee ne diyorsunuz? Tamam mı yoksa maça devam mı?

Mustafa SARI75. Yıl Cumhuriyet LisesiRehber Öğretmeni

41

Page 44: SÖZ 2013

ADI SOYADI OKULU

Hanife KARDAŞDumlupınar Ünv. (Kütahya)/Mühendislik Fakültesi/Bilgisayar Mühendisliği (İö)

Cem TÜRESOYYeditepe Ünv. (İstanbul)/Mühendislik-Mimarlık Fakültesi/Bilgisayar Mühendisliği (%50 Burslu)

Reyyan Kamile

KARAMANSelçuk Ünv. (Konya)/Seydişehir Meslek Yüksekokulu/Bilgisayar Programcılığı (İö)

Umut Sergen SERİNSüleyman Demirel Ünv. (Isparta)/Atabey Meslek Yüksekokulu/Bilgisayar Programcılığı (İö)

Ezgi AYANAfyon Kocatepe Ünv. (Afyonkarahisar)/Emirdağ Meslek Yüksekokulu/Bilgisayar Programcılığı (İö)

Mahsum POYRAZSüleyman Demirel Ünv. (Isparta)/Teknoloji Fakültesi/Elektrik-Elektronik Mühendisliği

Mehmet Sabri

KAMİLOĞLUKarabük Ünv./Mühendislik Fakültesi/Elektrik-Elektronik Mühendisliği (İö)

Embiya CEVRİNYıldız Teknik Ünv. (İstanbul)/Elektrik-Elektronik Fakültesi/Elektrik Mühendisliği (İö)

Ramazan ARSLANAfyon Kocatepe Ünv. (Afyonkarahisar)/Mühendislik Fakültesi/Elektrik Mühendisliği

Hatice ŞAKARSüleyman Demirel Ünv. (Isparta)/Mühendislik Fakültesi/Elektronik Ve Haberleşme Mühendisliği (İö)

Gözde KARACANSüleyman Demirel Ünv. (Isparta)/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği

Hüseyin Furkan

DURUKHarran Ünv. (Şanlıurfa)/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği

Büşra DURMUŞÇELEBİOrta Doğu Teknik Ünv. (Ankara)/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği

Burak KISAGediz Ünv. (İzmir)/Mühendislik Ve Mimarlık Fakültesi/Endüstri Mühendisliği

İbrahim UÇARDüzce Ünv./Orman Fakültesi/Orman Endüstrisi Mühendisliği

Pınar SERÇEOĞLUKarabük Ünv./Safranbolu Fethi Toker Güzel Sanatlar Ve Tasarım Fakültesi /Endüstri Ürünleri Tasarımı (İö)

Kübra HOCAOĞLUHarran Ünv. (Şanlıurfa)/Ziraat Fakültesi/Gıda Mühendisliği

Ayşegül ZORLUPamukkale Ünv. (Denizli)/Mühendislik Fakültesi/Gıda Mühendisliği (İö)

Tuğba KAŞLIOĞLUYeditepe Ünv. (İstanbul)/Mühendislik-Mimarlık Fakültesi/Gıda Mühendisliği (%50 Burslu)

Cansın AKKANATSüleyman Demirel Ünv. (Isparta)/Teknoloji Fakültesi/İmalat Mühendisliği

Mert TOKSÖZDumlupınar Ünv. (Kütahya)/Simav Teknoloji Fakültesi/İmalat Mühendisliği (İö)

Meryem Tuğba

YUNAKSüleyman Demirel Ünv. (Isparta)/Mühendislik Fakültesi/İnşaat Mühendisliği (İö)

Bekir DÖNMEZAksaray Ünv./Mühendislik Fakültesi/İnşaat Mühendisliği (İö)

Recep ŞİMŞEKAksaray Ünv./Mühendislik Fakültesi/İnşaat Mühendisliği (İö)

Doğancan EVCİLERUluslararası Antalya Ünv./Mühendislik Fakültesi/İnşaat Mühendisliği (İngilizce)

Sümeyra KOLOBayburt Ünv./Mühendislik Fakültesi/İnşaat Mühendisliği (İö)

Sercan ASLANUluslararası Antalya Ünv./Mühendislik Fakültesi/İnşaat Mühendisliği (İngilizce) (%50 Burslu)

Yunus Melih ESERMuğla Sıtkı Koçman Ünv./Mühendislik Fakültesi/İnşaat Mühendisliği (İngilizce)

Tülin GÖKAtatürk Ünv. (Erzurum)/Mühendislik Fakültesi/Kimya Mühendisliği

Aslıhan SENEMSüleyman Demirel Ünv. (Isparta)/Mühendislik Fakültesi/Kimya Mühendisliği

Muhammed Yasin

SİMAVDokuz Eylül Ünv. (İzmir)/Mühendislik Fakültesi/Maden Mühendisliği (İö)

Adem AKADokuz Eylül Ünv. (İzmir)/Mühendislik Fakültesi/Maden Mühendisliği (İö)

Ayşegül ALTINERİstanbul Ünv./Mühendislik Fakültesi/Makine Mühendisliği

Sabit KİLVANEskişehir Osmangazi Ünv./Mühendislik-Mimarlık Fakültesi/Makine Mühendisliği

Seda DAYIAkdeniz Ünv. (Antalya)/Mühendislik Fakültesi/Makine Mühendisliği

Rıdvan AKALANAkdeniz Ünv. (Antalya)/Mühendislik Fakültesi/Makine Mühendisliği

Ahmet AKAKaradeniz Teknik Ünv. (Trabzon)/Mühendislik Fakültesi/Makine Mühendisliği (İö)

Samet YEĞENSelçuk Ünv. (Konya)/Teknoloji Fakültesi/Makine Mühendisliği

Veysel Samet KÖYMENBayburt Ünv./Mühendislik Fakültesi/Makine Mühendisliği (İö)

Ahmet Engin ERDOĞANErciyes Ünv. (Kayseri)/Mühendislik Fakültesi/Makine Mühendisliği (İö)

Recep YÜCEUludağ Ünv. (Bursa)/Mühendislik-Mimarlık Fakültesi/Makine Mühendisliği

Ersin AKBULUTSüleyman Demirel Ünv. (Isparta)/Orman Fakültesi/Orman Mühendisliği

Mehmet Anıl GÜVENİstanbul Ünv./Orman Fakültesi/Orman Mühendisliği

Esra DEMİRVURANİstanbul Ünv./Orman Fakültesi/Orman Mühendisliği

Muhammed SAMIKIRANKaradeniz Teknik Ünv. (Trabzon)/Orman Fakültesi/Orman Mühendisliği (İö)

Sibel TEKİNSüleyman Demirel Ünv. (Isparta)/Orman Fakültesi/Orman Mühendisliği (İö)

Selman UYANIKMuğla Sıtkı Koçman Ünv./Eğitim Fakültesi/Almanca Öğretmenliği

Büşra SARIEskişehir Osmangazi Ünv./İlahiyat Fakültesi/İlköğretim Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği (İö)

Merve KÖKAkdeniz Ünv. (Antalya)/Eğitim Fakültesi/Fen Bilgisi Öğretmenliği

Eda KARAKOÇUludağ Ünv. (Bursa)/Ziraat Fakültesi/Bitki Koruma

Hatice MADENAkdeniz Ünv. (Antalya)/Eğitim Fakültesi/Fen Bilgisi Öğretmenliği

Şükran GÜMÜŞSakarya Ünv./Eğitim Fakültesi/Fen Bilgisi Öğretmenliği

Türkan KILINÇAfyon Kocatepe Ünv. (Afyonkarahisar)/Eğitim Fakültesi/Fen Bilgisi Öğretmenliği

Kübra CİNGÖZGiresun Ünv./Eğitim Fakültesi/Fen Bilgisi Öğretmenliği

Aykut ASLANCILÇanakkale Onsekiz Mart Ünv./Eğitim Fakültesi/İngilizce Öğretmenliği

Tuğçe KOÇAKMuğla Sıtkı Koçman Ünv./Eğitim Fakültesi/İngilizce Öğretmenliği

Hasibe YILMAZMehmet Akif Ersoy Ünv. (Burdur)/Eğitim Fakültesi/İngilizce Öğretmenliği

Sinem KURTEskişehir Osmangazi Ünv./Eğitim Fakültesi/Sınıf Öğretmenliği

Yasemin TURANMehmet Akif Ersoy Ünv. (Burdur)/Eğitim Fakültesi/Sınıf Öğretmenliği

Mert KILIÇAkdeniz Ünv. (Antalya)/Eğitim Fakültesi/Sosyal Bilgiler Öğretmenliği

Tuğba KUDUAkdeniz Ünv. (Antalya)/Eğitim Fakültesi/Sosyal Bilgiler Öğretmenliği

2011-2012 Eğitim Öğretim Yılı LYS Sonuçları

42

Page 45: SÖZ 2013

Gülsüm Demet

YETGİNKilis 7 Aralık Ünv./Muallim Rıfat Eğitim Fakültesi/Sosyal Bilgiler Öğretmenliği

Mustafa KAYAGiresun Ünv./Eğitim Fakültesi/Sosyal Bilgiler Öğretmenliği

Elif BASMACIKastamonu Ünv./Eğitim Fakültesi/Sosyal Bilgiler Öğretmenliği

Salih DURUYıldız Teknik Ünv. (İstanbul)/Eğitim Fakültesi/Türkçe Öğretmenliği

Kader DURUMuğla Sıtkı Koçman Ünv./Eğitim Fakültesi/Türkçe Öğretmenliği

Ceyda ERDEMMuğla Sıtkı Koçman Ünv./Eğitim Fakültesi/Türkçe Öğretmenliği

Esra USLUDumlupınar Ünv. (Kütahya)/Eğitim Fakültesi/Türkçe Öğretmenliği

Nurcan TÜZAmasya Ünv./Eğitim Fakültesi/Türkçe Öğretmenliği

Aslıhan UYĞUNGiresun Ünv./Eğitim Fakültesi/Türkçe Öğretmenliği

Nurefşan Sümeyya

NURAYErzincan Ünv./Eğitim Fakültesi/Türkçe Öğretmenliği

Emine ŞAHİNEge Ünv. (İzmir)/İzmir Atatürk Sağlık Yüksekokulu/Ebelik

Merve TORUNDokuz Eylül Ünv. (İzmir)/Hemşirelik Fakültesi/Hemşirelik

Deniz ERALPSüleyman Demirel Ünv. (Isparta)/Sağlık Bilimleri Fakültesi/Hemşirelik (İö)

Engin KARSLIAkdeniz Ünv. (Antalya)/Antalya Sağlık Yüksekokulu/Hemşirelik

Esra ZEYTİNCİUludağ Ünv. (Bursa)/Bursa Sağlık Yüksekokulu/Hemşirelik

Işık ŞENERAdnan Menderes Ünv. (Aydın)/Aydın Sağlık Yüksekokulu/Hemşirelik

Aysun SABANMuğla Sıtkı Koçman Ünv./Muğla Sağlık Yüksekokulu/Hemşirelik

Gülnur DOĞANMehmet Akif Ersoy Ünv. (Burdur)/Sağlık Yüksekokulu/Hemşirelik

Yağmur YILMAZBülent Ecevit (Zonguldak Karaelmas) Ünv. (Zonguldak)/Zonguldak Sağlık Yüksekokulu/Hemşirelik

Güneş Merve EKİCİCumhuriyet Ünv. (Sivas)/Sağlık Bilimleri Fakültesi/Sağlık Yönetimi

Recep KUBATLARAkdeniz Ünv. (Antalya)/Ziraat Fakültesi/Bitki Koruma

Kemal ŞENÇOPURAkdeniz Ünv. (Antalya)/Ziraat Fakültesi/Bitki Koruma

Ramazan ÇETİNDARIAkdeniz Ünv. (Antalya)/Ziraat Fakültesi/Tarla Bitkileri

Müge ÖZERENSüleyman Demirel Ünv. (Isparta)/Ziraat Fakültesi/Tarımsal Biyoteknoloji

Duran Arda ÇOLAK Iğdır Ünv./Iğdır Ziraat Fakültesi/Bitki Koruma

İsmet Burak UGURLARAdnan Menderes Ünv. (Aydın)/Sultanhisar Meslek Yüksekokulu/Fidan Yetiştiriciliği

Serdar ŞİMŞEKAdnan Menderes Ünv. (Aydın)/Sultanhisar Meslek Yüksekokulu/Fidan Yetiştiriciliği

Kutay ÇOBANSüleyman Demirel Ünv. (Isparta)/Aksu Mehmet Süreyya Demiraslan Meslek Yüksekokulu/Organik Tarım

Hatice YALINAdnan Menderes Ünv. (Aydın)/Çine Meslek Yüksekokulu/Organik Tarım

Yağmur BOSTANSüleyman Demirel Ünv. (Isparta)/Eğirdir Meslek Yüksekokulu/Peyzaj Ve Süs Bitkileri

Büşra SERVİŞAbant İzzet Baysal Ünv. (Bolu)/Bolu Meslek Yüksekokulu/Peyzaj Ve Süs Bitkileri

İmren ÜLKERAkdeniz Ünv. (Antalya)/Ziraat Fakültesi/Tarım Ekonomisi

Pınar BODURAkdeniz Ünv. (Antalya)/Ziraat Fakültesi/Toprak Bilimi Ve Bitki Besleme

Onur Can ERENİstanbul Ünv./Edebiyat Fakültesi/Amerikan Kültürü Ve Edebiyatı

Süreyya YILDIZHacettepe Ünv. (Ankara)/Edebiyat Fakültesi/Amerikan Kültürü Ve Edebiyatı

Onur BÜYÜKBOĞAAhi Evran Ünv. (Kırşehir)/Fen-Edebiyat Fakültesi/Antropoloji

Aslı ALTUNİŞLERAkdeniz Ünv. (Antalya)/Edebiyat Fakültesi/Arkeoloji

Ahmet ÖZBARDAKCIAkdeniz Ünv. (Antalya)/Edebiyat Fakültesi/Arkeoloji

Ruken AŞKINYüzüncü Yıl Ünv. (Van)/Erciş Meslek Yüksekokulu/Bankacılık Ve Sigortacılık

Emine Ezgi UÇARAnadolu Ünv. (Eskişehir)/İletişim Bilimleri Fakültesi/Basın Ve Yayın

Ezgi SARI İstanbul Ünv./Fen Fakültesi/Biyoloji

Sinem Tuğçe ALTINER Akdeniz Ünv. (Antalya)/Fen Fakültesi/Biyoloji

Tuğba BİRBülent Ecevit (Zonguldak Karaelmas) Ünv. (Zonguldak)/Devrek Meslek Yüksekokulu/Büro Yönetimi Ve Yönetici Asistanlığı (İö)

Berna Begüm BAYRAKTARNamık Kemal Ünv. (Tekirdağ)/Çerkezköy Meslek Yüksekokulu/Büro Yönetimi Ve Yönetici Asistanlığı (İö)

Feride YILDIRIMBilecik Şeyh Edebali Ünv./Gölpazarı Meslek Yüksekokulu/Büro Yönetimi Ve Yönetici Asistanlığı (İö)

Hasan ÇOBANOĞLUMehmet Akif Ersoy Ünv. (Burdur)/Bucak Hikmet Tolunay Meslek Yüksekokulu/Büro Yönetimi Ve Yönetici Asistanlığı

Fadime TURGUTÇanakkale Onsekiz Mart Ünv./Fen Ve Edebiyat Fakültesi/Coğrafya (İö)

Alparslan Mustafa

DEVECİSüleyman Demirel Ünv. (Isparta)/İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi/Çalışma Ekonomisi Ve Endüstri İlişkileri

Seda GÖKŞENAtatürk Ünv. (Erzurum)/İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi/Çalışma Ekonomisi Ve Endüstri İlişkileri

Mustafa KIRMIZIGÜLAkdeniz Ünv. (Antalya)/Teknik Bilimler Meslek Y.o./Çevre Koruma Ve Kontrol (İö)

Buse BİLGİNSüleyman Demirel Ünv. (Isparta)/Senirkent Meslek Yüksekokulu/Dış Ticaret (İö)

Derya ERALPSüleyman Demirel Ünv. (Isparta)/Sağlık Bilimleri Fakültesi/Ebelik

Sami DOĞANSüleyman Demirel Ünv. (Isparta)/İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi/Ekonometri (İö)

Alperen DABAKPamukkale Ünv. (Denizli)/Fen-Edebiyat Fakültesi/Fransız Dili Ve Edebiyatı

Ümran CEYLANPamukkale Ünv. (Denizli)/Fen-Edebiyat Fakültesi/Fransız Dili Ve Edebiyatı

Efsun GÜNEYÇukurova Ünv. (Adana)/Eğitim Fakültesi/Fransızca Öğretmenliği

Cenker TURANNamık Kemal Ünv. (Tekirdağ)/Fen-Edebiyat Fakültesi/Fransız Dili Ve Edebiyatı (İö)

Sibel YENİSelçuk Ünv. (Konya)/İletişim Fakültesi/Gazetecilik (İö)

Büke Zehra SEPETYeditepe Ünv. (İstanbul)/İletişim Fakültesi/Görsel İletişim Tasarımı (%50 Burslu)

Hakan YILMAZMarmara Ünv. (İstanbul)/İletişim Fakültesi/Halkla İlişkiler Ve Tanıtım

Osman DUYANSelçuk Ünv. (Konya)/İletişim Fakültesi/Halkla İlişkiler Ve Tanıtım (İö)

43

Page 46: SÖZ 2013

Oğuz BALIKCIOĞLUKırgızistan-Türkiye Manas Ünv. (Bişkek-Kırgızistan)/İletişim Fakültesi/Halkla İlişkiler Ve Reklamcılık

Cenk TANERLefke Avrupa Ünv. (Kktc-Lefke)/İletişim Bilimleri Fakültesi/Halkla İlişkiler Ve Reklamcılık (%50 Burslu)

Sakine YILDIZAkdeniz Ünv. (Antalya)/Sosyal Bilimler Meslek Y.o./Halkla İlişkiler Ve Tanıtım (İö)

Elif ERDOĞANKırıkkale Ünv./Keskin Meslek Yüksekokulu/Halkla İlişkiler Ve Tanıtım

Nihan OKANSüleyman Demirel Ünv. (Isparta)/Yalvaç Meslek Yüksekokulu/Halkla İlişkiler Ve Tanıtım (İö)

Mümine DURSUNMehmet Akif Ersoy Ünv. (Burdur)/Bucak Hikmet Tolunay Meslek Yüksekokulu/Halkla İlişkiler Ve Tanıtım (İö)

Fırat AKYÜREKUluslararası Kıbrıs Ünv. (Kktc-Lefkoşa)/Hukuk Fakültesi

Serkan BEKTAŞSakarya Ünv./Sapanca Meslek Yüksekokulu/İklimlendirme Ve Soğutma Teknolojisi

Hüseyin ÖZERENEskişehir Osmangazi Ünv./Fen-Edebiyat Fakültesi/İstatistik

Zuhal ŞİMŞEK Marmara Ünv. (İstanbul)/İktisat Fakültesi/İktisat

Melahat ULUSOYDokuz Eylül Ünv. (İzmir)/İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi/İktisat

Muhammed Adnan

KORAMAZAkdeniz Ünv. (Antalya)/İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi/İktisat

Zehra DOĞANHacettepe Ünv. (Ankara)/Edebiyat Fakültesi/Bilgi Ve Belge Yönetimi

Emine CADILAkdeniz Ünv. (Antalya)/İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi/İktisat

Tuvana SEVLİEskişehir Osmangazi Ünv./İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi/İktisat (İö)

İbrahim AKBAŞYalova Ünv./Yalova İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi/İktisat

Özlem Pelin GÜNGÖRDÜSüleyman Demirel Ünv. (Isparta)/İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi/İktisat (İö)

İzel AKBAYDoğu Akdeniz Ünv. (Kktc-Gazimağusa)/Sağlık Bilimleri Fakültesi/Sağlık Yönetimi (%50 Burslu)

Birsen KOCABIYIKDumlupınar Ünv. (Kütahya)/İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi/İktisat (İö)

Huriye SAĞLAMKaramanoğlu Mehmetbey Ünv. (Karaman)/İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi/İktisat (İö)

Samet GENÇERYüzüncü Yıl Ünv. (Van)/İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi/İktisat (İö)

Doğan PEHLİVANBayburt Ünv./İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi/İktisat (İö)

Çiğdem Burcu

AHLATCIİ. D. Bilkent Ünv. (Ankara) /İnsani Bilimler Ve Edebiyat Fakültesi/İngiliz Dili Ve Edebiyatı (%50 Burslu)

Damla TEKNECİYeditepe Ünv. (İstanbul)/Fen-Edebiyat Fakültesi/İngiliz Dili Ve Edebiyatı (%50 Burslu)

Sinem SABURErciyes Ünv. (Kayseri)/Edebiyat Fakültesi/İngiliz Dili Ve Edebiyatı (İö)

Sercan VATANTÜRKSelçuk Ünv. (Konya)/Edebiyat Fakültesi/İngiliz Dili Ve Edebiyatı (İö)

Buğra ÖZFIRATPamukkale Ünv. (Denizli)/Fen-Edebiyat Fakültesi/İngiliz Dili Ve Edebiyatı (İö)

Oğuzhan KURUOSMANGirne Amerikan Ünv. (Kktc-Girne)/Beşeri Bilimler Fakültesi/İngiliz Dili Ve Edebiyatı (%50 Burslu)

Deniz ALTUNDAĞKarabük Ünv./Edebiyat Fakültesi/İngiliz Dili Ve Edebiyatı (İö)

Çiğdem ÜLKÜKarabük Ünv./Edebiyat Fakültesi/İngiliz Dili Ve Edebiyatı (İö)

Ezgi YERLİSüleyman Demirel Ünv. (Isparta)/Eğirdir Meslek Yüksekokulu/İnsan Kaynakları Yönetimi (İö)

Özlem DURANSüleyman Demirel Ünv. (Isparta)/Gelendost Meslek Yüksekokulu/İnsan Kaynakları Yönetimi (İö)

Merve BÖLÜKBAŞISüleyman Demirel Ünv. (Isparta)/Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu/İnşaat Teknolojisi (İö)

Betül IŞIK Muğla Sıtkı Koçman Ünv./Fen Fakültesi/İstatistik

Hasan ERDALEskişehir Osmangazi Ünv./Fen-Edebiyat Fakültesi/İstatistik (İö)

Burhan Asaf GÖZÜBERKDokuz Eylül Ünv. (İzmir)/İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi/İşletme

Yaşare ÖZMENDumlupınar Ünv. (Kütahya)/İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi/İşletme

Sulhiye BAŞARANSüleyman Demirel Ünv. (Isparta)/İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi/İşletme (İö)

Eren KOÇAKAfyon Kocatepe Ünv. (Afyonkarahisar)/İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi/İşletme

Şenay KELEŞKaramanoğlu Mehmetbey Ünv. (Karaman)/İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi/İşletme

Şevket YILDIZSüleyman Demirel Ünv. (Isparta)/İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi/İşletme (İö)

Mesut DURAKUşak Ünv./İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi/İşletme (İö)

Hatice DEMİRDALBülent Ecevit (Zonguldak Karaelmas) Ünv. (Zonguldak)/İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi/İşletme (İö)

Raziye ORUÇSüleyman Demirel Ünv. (Isparta)/Isparta Meslek Yüksekokulu/İşletme Yönetimi (İö)

Gürkan Mustafa

ÖZERMehmet Akif Ersoy Ünv. (Burdur)/Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu/İşletme Yönetimi (İö)

Gökce GÜNAYDINKaradeniz Teknik Ünv. (Trabzon)/Vakfıkebir Meslek Yüksekokulu/İşletme Yönetimi (İö)

Çağla ŞENİŞLEYENLERBalıkesir Ünv./Havran Meslek Yüksekokulu/İşletme Yönetimi (İö)

Ahmet AYHANDokuz Eylül Ünv. (İzmir)/İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi/Kamu Yönetimi (İö)

H. YILMAZ 10L N.C. TEMİZ Y.DOĞANAY

44

Page 47: SÖZ 2013

Harun KULADumlupınar Ünv. (Kütahya)/İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi/Kamu Yönetimi

Meliha ŞAHİNBilecik Şeyh Edebali Ünv./İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi/Kamu Yönetimi

Gamze BALÇanakkale Onsekiz Mart Ünv./Biga İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi/Kamu Yönetimi (İö)

Gürkan AĞIRDoğu Akdeniz Ünv. (Kktc-Gazimağusa)/İşletme Ve Ekonomi Fakültesi/Kamu Yönetimi (Tam Burslu)

Tuğba BALCIEskişehir Osmangazi Ünv./Fen-Edebiyat Fakültesi/Karşılaştırmalı Edebiyat (İö)

Düriye KAYAEskişehir Osmangazi Ünv./Fen-Edebiyat Fakültesi/Karşılaştırmalı Edebiyat (İö)

Esin SÜRAL Hacettepe Ünv. (Ankara)/Fen Fakültesi/Kimya

Buse Özüm AKSOYAnkara Ünv./Dil Ve Tarih Coğrafya Fakültesi/Leh Dili Ve Edebiyatı

Tayfun DURANDumlupınar Ünv. (Kütahya)/Kütahya Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu/Lojistik (İö)

Burak ZEYBEKSüleyman Demirel Ünv. (Isparta)/Isparta Meslek Yüksekokulu/Lojistik (İö)

Kamil Anıl KAYADumlupınar Ünv. (Kütahya)/Simav Meslek Yüksekokulu/Lojistik (İö)

Öznur YÖRÜKAkdeniz Ünv. (Antalya)/İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi/Maliye

Fatma KOLKaradeniz Teknik Ünv. (Trabzon)/İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi/Maliye

Gülseren KÜÇÜKKARASüleyman Demirel Ünv. (Isparta)/Gelendost Meslek Yüksekokulu/Maliye (İö)

Mine TOPALSüleyman Demirel Ünv. (Isparta)/Mimarlık Fakültesi/Mimarlık

Ongun KESERGirne Amerikan Ünv. (Kktc-Girne)/Mimarlık, Tasarım Ve Güzel Sanatlar Fakültesi/Mimarlık (%50 Burslu)

Cansın YILMAZİstanbul Arel Ünv. /Fen-Edebiyat Fakültesi/Moleküler Biyoloji Ve Genetik (İngilizce) (%50 Burslu)

Esra ÇOLAKDumlupınar Ünv. (Kütahya)/Tavşanlı Meslek Yüksekokulu/Muhasebe Ve Vergi Uygulamaları

Özge KESKİNAkdeniz Ünv. (Antalya)/Akseki Meslek Yüksekokulu/Muhasebe Ve Vergi Uygulamaları (İö)

Ayşe Merve SEZERMehmet Akif Ersoy Ünv. (Burdur)/Bucak Hikmet Tolunay Meslek Yüksekokulu/Muhasebe Ve Vergi Uygulamaları

Büşra GÜLOĞLUAdnan Menderes Ünv. (Aydın)/Bozdoğan Meslek Yüksekokulu/Pazarlama

Hacı Ahmet DALMustafa Kemal Ünv. (Hatay)/Mühendislik Fakültesi/Petrol Ve Doğalgaz Mühendisliği

Muhammed Oğuzhan

KARAAĞAÇAkdeniz Ünv. (Antalya)/İletişim Fakültesi/Radyo, Televizyon Ve Sinema (İö)

Gözdem TOPUZİstanbul Bilgi Ünv./Meslek Yüksekokulu/Radyo Ve Televizyon Programcılığı (İngilizce) (%50 Burslu)

Gamze ATAŞBeykent Ünv. (İstanbul)/Meslek Yüksekokulu/Radyo Ve Televizyon Programcılığı (%25 Burslu)

Damla ASLANAğrı İbrahim Çeçen Ünv. /Eğitim Fakültesi/Rehberlik Ve Psikolojik Danışmanlık

İlknur AYDİREKOndokuz Mayıs Ünv. (Samsun)/İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi/Siyaset Bilimi Ve Kamu Yönetimi

Faruk AYDOĞDULefke Avrupa Ünv. (Kktc-Lefke)/Sağlık Bilimleri Fakültesi/Sosyal Hizmet (Tam Burslu)

Merve YUMUKYıldız Teknik Ünv. (İstanbul)/Mimarlık Fakültesi/Şehir Ve Bölge Planlama

İsmail İRŞİEskişehir Osmangazi Ünv./Fen-Edebiyat Fakültesi/Tarih

Ayşenur YILMAZ Kırıkkale Ünv./Fen-Edebiyat Fakültesi/Tarih (İö)

Çağla Işıl ÖZDumlupınar Ünv. (Kütahya)/Fen-Edebiyat Fakültesi/Tarih (İö)

Nihan TURGUTPamukkale Ünv. (Denizli)/Fen-Edebiyat Fakültesi/Tarih (İö)

Bahar TOKAKafkas Ünv. (Kars)/Fen-Edebiyat Fakültesi/Tarih (İö)

Derya KESKİNDokuz Eylül Ünv. (İzmir)/Mühendislik Fakültesi/Tekstil Mühendisliği

Veli DEMİRELGaziantep Ünv./Turizm Ve Otelcilik Meslek Yüksekokulu/Turizm Ve Otel İşletmeciliği (İö)

Mahmut TOPBAŞAfyon Kocatepe Ünv. (Afyonkarahisar)/Afyon Meslek Yüksekokulu/Turizm Ve Otel İşletmeciliği (İö)

Mehmet ESENKocaeli Ünv./Derbent Meslek Yüksekokulu/Turizm Ve Seyahat Hizmetleri (İö)

Mehmet DOĞANAfyon Kocatepe Ünv. (Afyonkarahisar)/Sandıklı Meslek Yüksekokulu/Turizm Ve Seyahat Hizmetleri (İö)

Aslı DALNevşehir Ünv./Ürgüp Sebahat Ve Erol Toksöz Meslek Yüksekokulu/Turizm Rehberliği

İlknur ŞAHİNKilis 7 Aralık Ünv./Fen-Edebiyat Fakültesi/Türk Dili Ve Edebiyatı

Mehmet ÖZDEMİRAnadolu Ünv. (Eskişehir)/Havacılık Ve Uzay Bilimleri Fakültesi/Uçak Gövde-Motor Bakım

Burak ACARSüleyman Demirel Ünv. (Isparta)/İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi/Uluslararası İlişkiler (İö)

Burcu DEMİRİstanbul Kemerburgaz Ünv./İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi/Uluslararası İlişkiler (İngilizce) (%50 Burslu)

Ezgi ERTAŞYeditepe Ünv. (İstanbul)/Ticari Bilimler Fakültesi/Uluslararası Lojistik Ve Taşımacılık (%50 Burslu)

İbrahim Çağatay

ÖNERDoğu Akdeniz Ünv. (Kktc-Gazimağusa)/Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu/Uluslararası Ticaret Ve İşletmecilik (Türkçe) (%50 Burslu)

Ahmet KELEŞ Selçuk Ünv. (Konya)/Veteriner Fakültesi

Zeliha KORKMAZAkdeniz Ünv. (Antalya)/Turizm Fakültesi/Yiyecek Ve İçecek İşletmeciliği

Y.DOĞANAY H. YILMAZ 10L H. YILMAZ 10L

45

Page 48: SÖZ 2013

Resim Çalışmaları

Akın HAZNEDAROĞLU 9C

Havva DEMİRÖZ 12K Nazlıcan MENEKŞE

Bahar ÖZTÜRK

Havva DEMİRÖZ Mehmet ELÇİN Sıla ALGAN

Ana CRUGLICOV Anissa SHAKIROVA 11L

Rukiye EFE

46

Page 49: SÖZ 2013

Resim Çalışmaları

Batur DEMİRAL 11R İ. Begüm YETİK 11R

Esmahan YENİ

Huri ELÇİN 12OHilal KIR 9C

Ayşenur SARI

Huri ELÇİN 12 O

İzem YÖNDEM 9S

Melike DURAN 11C

Merve YILDIZ 9F

Gülşen ERBERK 11 D

Sıla ALGAN 9R

47

Page 50: SÖZ 2013

MASUMİYET

azen geriye dönmek istiyorum. Zamanda yolculuk bir bakıma. Daha masum olduğum, daha az bilip, duyup, gördüğüm daha az düşündüğüm hatta düşün-meden akışına yaşadığım günlere… Hayata, insanlara, aileme, arkadaşlarıma, kendime toz pembe gözlüklerle baktığım, mutlu -gerçekten mutlu- olduğumuz günlere gitmek.

Dünyanın gerçekten iyiliklerle dolu, kötülüklerin olmadığı, masum yaşam alanı olduğunu dü-şündüğüm zamanları geri istiyorum. Evet, şimdi bunu yazan aklım ,elim bunları yazabilmek yerine her şeyin akışına, düzenine göre olduğunu düşündüğüm masum zamanları istiyorum. Daha az şey bilmek istiyorum. Ne kadar çok şey görür, duyar ve yaşarsam o kadar ma-sumiyetimi kaybediyorum… ‘’Adalet nerede? ‘’ diye sormaktansa var olduğuna inandığım zamanları istiyorum.Sadece insanların masumiyetini kaybedişine tanık olmak istemiyorum. Kendi masumiyetimi kaybetmek istemiyorum. Masumiyetimi geri istiyorum sadece.Fakat onu da anladım. Yaşayacağız ama masumiyet gün gün azalacak ama biz yaşayaca-ğız. Kanun, dünyanın kanunu… Her şeyde adaletsiz dünya gene adaletsiz. O yüzden insanlık büyüdükçe masumiyet satır aralarında, fotoğraflarda ve dünyaya yeni merhaba diyenlerde bulunacak bir özellik olacak.Ve artık bizim masumiyetimizi satır aralarında…

Emine Nur BEDEL 10G

GECE, BEN VE SEN

hşap penceremin kenarlarına dolan , lodos eşliğinde yağan kar taneleri göz-lerimi oldukça alıyordu.Oluk oluk iniyorlardı camdan, süzüle süzüle sanki dans edermiş gibi.Sinir bozucu bir sesi olan sandalyemin üstünde sanki terkedilmişliğin hikayesini yazıyordum penceremden, mavi oyalı ahşap penceremden.Neyse sabaha kar-

şı yine dedemden kalan son köstekli saat çalıyordu, ihtiyar horozda ona eşlik ediyordu. Ama nafile, nafile ki uyku bana hiç uğramıyordu...Tam on beş yıl oldu. Yazısını dahi okumakta güçlük çektiğim dert ortağıma yöneliyordu elle-rim. Kalp atışlarım artıyor nefesim hızlanıyordu resmen. Beni bu hale getiren kadının en yakın tacircisiydi kalemim, sayfalarda kuruyan gözyaşlarım ise en yakın şahidim. Üşüyorum... Çok soğuktu duvarlar. Yanan şöminem hiç bir şekilde fayda etmiyordu ki ellerim... Ellerim ellerine hasret titriyordu sanki...Sonra diyordum ki varsın dökülen mey, kırılan şişe-i rindan olsun, hayallere nazaran. Hesabı tutulmasın istiyorum vaad adı altında hiçbir şeyin. Kapılara kilit vurulmasın diye yakınmak ne zor şeymiş öyle. Ucuz can pazarı diyarım, iki tanığım var tüm kuşatmalara dair, biri benim biri kalemim... Her adım için on çuvallık külfet, zorluk ve şehadet! En tatlı yerinde uykumu basan siyah kadınlar, karabasanlar ve düşmemi bekleyen akbabalar var. Herşeye rağmen hayat devam ediyordu, koyulan noktaların büyük harfi olmaya yeltendik, ama hep devrildik.

Anıl KUNT 9S

B

A

Resim: Anissa SHAKIROVA 11L

48

Page 51: SÖZ 2013

MUTLULUK KIRINTILARI

Yoklukların içinde yokluğunla sevişiyorum.Gökyüzü kadar tutkulu,Ay ışığımsı ihtiraslı.Denizler kadar dalgalı.Sarsak sarsak yürüyorum kalbine giden yolda.Yoldaşlık eden bir tek gölgem.Yanağında dudaklarının izi kalan gölgem.Yol bir hayli uzun.Yanıma yolluk hazırlamadım.Kalbim acıktı.Mutluluk kırıntıları buluyorum yolda,Yesem bir türlü yemesem bir türlü.Mutluluktan bir parça çünkü.Kıyamıyorum,kalbime yediremiyorum.Sonra geceye uzanıyorum,Yorgunluk atmak bahanesiyle.Biraz daha seni düşünüyorum.Seni solumak, sende hayat bulmak istiyorum.Kader gemisinde sarsıntılı bir halde ,Hayalinle yoldaşlık ediyorum.Bitmek tükenmek bilmeyen yoldayım.Hayata küsercesine kalemimle seni sana anlatıyorum.Gökyüzü sitemli,Ağaçlar bize küsmüş yeşermiyor,Gece gündüze küsmüş aydınlanmayı düşünmüyor.Dünya evrenle bağını kesmiş sanki.Kendi ekseni etrafında dönmüyor.Günler geçmezken hayalin sürekli gözümün önünden geçiyor.Bir sen daha düşünemiyorum bu dünyada.Varlığınla yokluğun arasında bir yerdeyim,Bedenim acizleşmiş bir vaziyette.Anladım ki düşünerek sana kavuşamıyorum.Düşünmediğim için düşüncelerimle aram açıldı.Sen geldin aklıma.Bilinçaltım sessizce bir şeyler fısıldadı kulağıma,‘Çok seversen kaybedersin’Anladım ki hayatta hiç bir şeye gereğinden fazla değer vermeyeceksin.Çevren geniş olsa da.

Hayrullah DAĞ 11G

Esmahan YENİ 12E Nazlı BEKMEZOĞLU 11C

49

Page 52: SÖZ 2013

ÇIKTIK AÇIK ALINLA…ezi var dediler, adı gibi bembeyaz Pamukkale dedi-ler, Kurtuluş Savaşı’nın bitti-ği İzmir dediler, güneşin en güzel battığı Şeytan Sofrası

dediler, bu Edremit, Van’a bakmaz dediler, hele Mustafa Kemal’in “Ge-çilmez!!!” dediği Çanakkale dediler. Tüylerimiz diken diken oluverdi. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı arifesinde atamıza gidecektik. ”Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı!” denen ve ger-çekten toprağın toprak olmaktan çık-tığı, ete ve kemiğe büründüğü yerlere gidecektik.Kalktık bir sabah erkenden, belki de uyumadı çoğumuz. 158 tane vatan sevdalısı genç ve lider öğretmenle-riyle, Okul Müdürü Bekir Motor’un iyi dilekleriyle başladı, uzun ince bir yolculuk. İlk durak, adı gibi Pamuk-kale.Ayakkabılarımız ellerimizde, yalınayak travertenlerin üzerinde ayak masajı. Ohh…Mis gibi! Vardı-ğımızda Aydın’a kazınırken midemiz, yumulduk köftelere. Bıraktık İzmir’i dönüşe…Allah’ım o ne manzara öyle! Bakmayın adının Şeytan Sofrası oldu-ğuna, cennetten bir köşe sanki. Güneş

o kadar güzel ki, batmasın istiyor in-san ve akşam saatleri. Attık kendimizi Edremit Koyu’nun 158 yıldızlı oteline. Ve sabah uyanma vakti artık. Sıkı bir kahvaltı sonrası Çanakkale yolların-dayız işte. Kaledeyiz. Fatih’ten beri ayakta, müthiş bir anlatım: ”Hayatta her zaman bir amacınız olsun.” diyen bir ses. Nusret Mayın gemisi, zama-na inat, hemen göreve hazırmış gibi bekliyor kıyıda.Ve ve ve her karış top-rağında tarih fışkıran, sanki bastığın her adımda “Dur yolcu!” diyecek bir ses duyuyor gibi olduğumuz şehitlik. İnsan basmaya kıyamıyor, bakmaya doyamıyor, rehberin sesinde titre-me, gençlerin gözünde yaş. Tekrar duyar gibiyiz: ”Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum!” diyen Mustafa Kemal’i. Güneşin batışıyla dönüyoruz,Aynalı Çarşı’ya, öğreniyo-ruz ki ayna, bildiğimiz ayna değilmiş meğer, artık yatma vakti 158 yıldızlı otelimizde.Yine güneş doğuyor ve Atatürk’ün dediği gibi: ”İlk hedefimiz Akdeniz!” yani İzmir, Kordon boyunda gezin-ti, saat kulesinde güvercinlere yem, Kemeraltı’nda hediyelikler ve öğle yemeği. Sonra ver elini Kuşadası, her

ne kadar adı olsa da Kuşadası olmuş insan adası, muhteşem bir deniz…Bi-niyoruz otobüslere Aydın’a kadar ve akşam yemeği vakti. Yol uzun, zaman kısa; çıkıyoruz yola, türkülerle marşlarla. Fenerbahçe - Ga-latasaray maçının heyecanını yıllar sonra radyodan yaşıyoruz.Gooooool!!! bir tarafta sevinç, diğer tarafta hüzün. Gooooool!!! Ve goller, değişiveriyor roller. Geceyi bulurken saatler, görüyoruz Mustafa Kemal’in dediği: ”Hiç şüphesiz, Antalya dünya-nın en güzel yeridir.” yazısını.

Yorgun ama mutluBitkin ama gururluÇıkmıştık açık alınla yolaDöndük başımız dik Antalya’ya

Emeği geçenlere,bizi mahcup etme-yen -75.Yıl Cumhuriyet Liseli olmanın bilinciyle hareket eden gençlere- gençlere liderlik eden öğretmen ar-kadaşlarıma diyorum ki: Yüreğinize sağlık…

Metin AÇIKGÖZ ( Felsefe Öğr.)

Ayvalık / Şeytan Sofrası

G

Fotoğraf: Fatma ÇAKIL (İngilizce Öğretmeni)

50

Page 53: SÖZ 2013

İzmir

Efes

Efes

Efes

Efes

Denizli

Çanakkale

Çanakkale

Çanakkale

Çanakkale

51

Page 54: SÖZ 2013

ıradan sıcak bir gün daha..Herkes işlerine yetişmek için aceleci.Kimse farkına varma-dan alışkanlık halinde ‘’Günaydın,kendine dikkat et.’’diyerek ayrılıyorlar evden.En

son annem çıkıyor evden.Ama o biraz daha fark-lı söylüyor alışkanlık edindikleri cümleyi.’’Nermin teyzen geldi.Onu sakın üzme,iyi davran uslu dur.’’ diyerek o da ayrıldı –benden- evden .Onun arka-sından sesimi duyurabilmek için bağırdığım da sa-dece ‘’Tamam.’’çıkmıştı ağzımdan.Gene istediğim şeyi anlatamamıştım.Sabah yoğun,akşam yorgun olurlar.Benimle alışkanlıklarını yerine getiriyor gibi-ler.Evde ne kadar Nermin teyze olsa da yalnız gibi-yim. Sessiz varlığıyla yokluğu belli olmayan bir kadın -en azından benimle-Nermin teyze. Gerçi bunca sene sonra alışmalıyım ama insan nasıl bir anda hayatını bulduğu anda elinden kaymasına nasıl alışır ki… Ben odamda bu düşüncelerle boğu-şurken Nermin teyze seslendi:-Sabit, oğlum müsaitsen gelebilir miyim ?-Gel Nermin teyze, dedim.İçeri geldiğinde ‘’Kahvaltının hazır oğlum, istersen buraya getireyim, istersen seni mutfağa götüreyim. Nasıl istersen.’’dedi ve cevap bekleyen gözlerle beni bekledi. Ben en sonunda ‘’Evde de olsa dı-şarıda olmak güzel. Mutfakta yiyeceğim. Yardım eder misin ?’’Ne kadar sessiz olsa da benimle bütün gün bera-ber. Ona yük olmamaya çalışsam da tekerlekli san-dalyedeyken bu pek mümkün olmuyor. Şikâyetçi de değil ama gayri ihtiyari odamdan çıkamıyorum. Çünkü önce ona seslenmem gerekiyor. Sonra beni sandalyeme oturtması sonra götürmesi bunu yap-masını istemiyorum. Gerçi bunlar için benimle ama bazı şeyleri yaşayıp sonra kaybettiğinde insan ken-dine yediremiyor belki de. Kafamda bin tilki dola-şırken kahvaltımı bitirdim. Nermin teyzeye teşekkür edip evde bana yapılan yolu kullanarak oturma odasına geçtim. Bilgisayarda biraz araştırma yap-malıyım ki onlara karşı savunmam olmalı değil mi? “Yok artık ortak kullanım bilgisayar neden dolabın üstünde? Niye böyle aptalca bir şey yaptılar ki? Offff…”Nermin teyzeye –gene- seslendim. Sağ olsun hiç sormadan aldığıyla verdi. Bu yönünü çok seviyo-rum. Kırk saat 5N1K oynamadık. Araştırmaya başladım. Yazın ilk ayı araştırma ve

ikna için kullanmalı, 2 ay da elimden gelenin en iyisini çıkarmalıydım. Ben zaten bu konuda iyiyim. Lisansım var. Kimi kandırıyorum. Lisansım iptal edil-di. O kazadan beri… Neyse kafamdaki tilkileri bir müddet için kovalayıp araştırmaya geri döndüm. Google amcaya ‘’engelliler için yüzme kursları‘’ yazdım.Buldum..Bir şeyler buldum.İlk kaynağımdan alıntı : Sakarya Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Engelli Hizmetleri Şube Müdürlüğü, engellilere yönelik yüzme kursu düzenliyor. Yüzme kursu için kayıtlar başladı. Kurs ile ilgili Engelli Hizmetleri Şube Müdürlüğü’nden alınan bilgiye göre, engellilere yönelik düzen-lenecek yüzme kurslarının Altın Çocuk Yüzme Havuzu’nda verileceği ve ilk grubun ocak ayından itibaren derslere başlayacağı belirtildi. Yüzme kurs-ları haftada bir saat olmak üzere dört hafta boyun-ca gerçekleştirilecek. Her grupta toplam on kişinin yer alacağı yüzme kurslarının bir yıl boyunca de-vam etmesi planlanıyor. Kurslara katılabilmek için 31 Aralık tarihine kadar kayıt yaptırılması gereki-yor. Konu ile ilgi detaylı bilgi almak isteyenler En-gelli Hizmetleri Şube Müdürlüğü’ne başvurabilirler. Engelli Hizmetleri’ne 281 88 05 no’lu telefondan ulaşılabiliyor.Başlangıç için bu iyi bir haber. Ama Sakarya ‘ da diyor. Bu da kötüsü. Hiç olur mu ki, iyi habe-rin yanında kötüsü olmasa… Ama pes etmek yok. Zaten kendi işini kendi görebiliyor. Nermin teyze de sadece yemek işini hallediyor. Geriye kalan her şeyi kendim yapabiliyorum. Ve en güzeli artık reşit olmuş haklarını kullanabiliyorum. Geriye kalan tek şey konuyu konuşup Sakarya’da kendine göre bir yer ve iş bulmak. Kolay olmayacak bunu biliyorum ama 9 yıllık lisansımı çöpe atmaya niyetim yok. Araştırmam sürerken aile bireylerim teker teker gelmeye başlamışlardı. Ben işimi sağlama almak için gelen herkese ‘’Bugün konuşmamız gerek, bi-liyorum yorgunsun ama dinlemen lazım.’’ diyerek ortadan kaybolma olasılığını elemiş oluyordum. En sonunda herkes toplandı ve yemek yendi. Yemek-ten sonra bütün gözler benim ağzımdan çıkacak önemli konuyu bekliyordu. En sonunda bir çırpıda söylemeye karar verdim. Ve ‘’Sakarya’da engelli-ler için yüzme havuzu yapılmış. Başvurumu hazırla-dım. Gitmekte kararlıyım. Ne de olsa artık işlerimi tek başıma görebiliyorum ve reşidim. Gitmek istiyo-

Ben Engelleri Aştım Peki Ya Sen?

S

52

Page 55: SÖZ 2013

rum elime mesleğimi orada alırım zor olacak bili-yorum ama ben kararımı verdim.’’ Diyerek cümlemi tamamladım. Tepkilerini beklerken hepsinin ağzı bir karış açılmış halde beni dinlediklerini yeni fark ettim. İlk konuşan annem oldu.-İyi güzel de be oğlum biz sensiz ne yaparız bunu da düşündün mü?-Anne yapma arabayla gelir gidersiniz. Çok uzun bir mesafe değil alt tarafı 2 saat 21 dakika.-Dakikasına kadar araştırdın ha… -Yazdım çıktı, büyütme annem, ne olur..Babamda tepki beklerken sadece bir tebessüm gördüm. Ona aynı şekilde karşılık verdim ve ağa-beyime döndüm. O da anneme katılırmışçasına kafasını sallamakla yetindi. Ama ablam da babam gibi arkamda durdu. Hatta öğretmen ablam ‘’Ben tayin isterim, umarım özel sebepten onaylanır. Ka-rarlıysan ben arkandayım. ‘’diyerek bana cesaret verdi. Bunun üzerine söylenecek bir şey kalmamıştı. Başvurumu yaptım, ablam tayin istedi. Durumu an-latmış ve olumlu tepki bekliyordu. Bu arada bana cevap gelmişti. Kabul edilmiştim. Evet, 9 yıllık eme-ğim boşa gitmeyecekti. Ablama da cevap gelmişti. Eveet olmuştu. Bir engel kalmamıştı. Bir engel daha kalkmıştı. Sakarya ‘ ya ilk gittiğimizde ablamla ya-şacağımız yeri ayarlamıştık. Merdiveni olmayan birinci katta küçük bir daireydi. Çoğu şey benim evde yalnız kaldığım zamanlar düşünülerek yerleş-tirilmişti. Sonra artık çok istediğim engellilerin ya-şam havuzuna gelmiştim. Görüntüsü bile kalbimde kelebeklerin uçmasını sağlayan havuza adımımı ilk atarken “acaba rüya mı?” diye düşünürken suyu hissettim. 4 yıl aradan sonra ilk defa bedenim suya tamamen girmişti. “Acaba unutmuş muydum yüz-meyi?” Ben bunlara dalmışken hocamın uyarısıyla kendime geldim. Havuzu boydan boya gidip gel-miştim. Hocamın ‘’İlk ders için çok çok iyiydin.

4 yıllık ara seni etkilememiş. ’’dediğini hatırlıyorum. Günlerim böyle giderken bir yandan da üniversite sınavına çalıyordum. İstediğim şey belliydi. Yüz-meyle alakası olmasa da öğretmen olmak istiyor-dum. Eğer ben bunu da yaparsam hayatımda bir seviye daha bir engel daha aşmış olacağım. Bunu çocuklara geleceğe anlatmaktansa yaşatmak bir-likte yaşamak daha güzel bir şey bence. Bunu he-defleyerek sınava girdim.Ve nihayet sonuçlar açıklandı. Heyecandan kalbim pır pır atıyor. Annem, babam, ağabeyim, ablam ya-nımda sonuçlara bakıyoruz. Bir engel daha bir se-viye daha atladım evet kazandım! Ben kazandım! Hem de Sakarya Üniversitesi sınıf öğretmenliği.Okul, kurs derken zamanın nasıl geçtiğini anlama-dım. Okulda normal bir insan olarak görülüyorum. Tabi her zaman değil ama olsun artık onlarla pek ilgilenmiyorum. Ben hayatımda daha büyük engel-ler aştım ki onları görmüyorum. Güzel yıllar geçti. Tam 4 yıl ama bu 4 yıl, hayatımın en güzel 4 yılı. En sonunda mezun oldum. Arkadaşlarımdan ayrılmak zor olacak ama hepimiz sözleşmiş gibi mezuniye-te kadar bir şey söylemedik. Gerçi görüşürüz ama buraya sadece okumaya gelenler daha kötü du-rumdalar. Ama teselliden başka bir şey yapamıyo-ruz. Başvuru yapılması gereken yerlere başvurduk. Belki devlet kadrosuna giremeyiz diye. Bu korku en çok bende vardı. Ama korktuğum olmadı. Evet ol-madı. Ben kazandım. Hayata karşı bu sefer de ben seviye atladım. O sarhoş sürücünün gündüz vakti aldığı ayaklarımı ben çabalarımla yerime koydum. Ben başardım. Ben yendim. Ben KAZANDIM!...

Oktay TURAN 10G

Akif BERK 9D

53

Page 56: SÖZ 2013

ÖĞRETMENLERİMİZE SORDUKSevdiğiniz bir söz var mı?

H. İbrahim DURU (Fizik Öğr.): En zor şey, kolayı bulmaktır.Yüksel EKİCİ (Biyoloji Öğr.): Neden sancılar eksik olmaz iyi insanların yüreğinden Nazım Baba?Cemil KORKUT (Müzik Öğr.): İnsanlar plan yapar, tanrı onlara güler.Sevgi KARA (İng. Öğr.): Eşit olmayanlara eşit dav-ranmaktan daha büyük bir adaletsizlik olamaz.Nurcan ÖZKAN (Resim Öğr.): Söylesem faydası yok, sussam gönül razı değil. (Fuzuli)Ali AKSOY (Beden Eğitimi Öğr.): Hayatı kendine mendil edersen, o senden daima gözyaşı bekler.Ali ÇETİNKAYA (Tarih Öğr.): Körler çarşısında ayna satılmaz.

Tenefüs zilinin sizde uyandırdığı etki nedir?

Halil ŞAHİN (Edb. Öğr.): Tenefüse çıkış zili , mutluluk; derse giriş zili strestir.

Yaşamak istediğiniz şehir neresidir?

Süleyman URAL (Md. Yrd.): Tokyo; çünkü otantik bu-luyorum.Mustafa Mutlu VERİMLİ (Biyoloji Öğr.): Antalya; çünkü 81 vilayet var, 71’ini gezdim. En çok Antalya’yı sev-dim. Bir günde dört mevsimi yaşayabiliyoruz.Ömer ÖZTÜRK (Rehberlik Öğr.): Antalya, çünkü dört mevsimi yaşamak mümkündür.Gonca YALÇIN (Biyoloji Öğr.): Deniz kıyısında, bir balıkçı kasabasında.

Yüksel Ekici (Biyoloji Öğr.): Sevdiğim kişiyle her yer-de yaşarım belli bir yer yok sevmediğim kişilerle nerde olsa yaşamak istemem.

Eğer ölseydiniz ve bir insan ya da nesne ola-rak dünyaya dönseydiniz, ne-kim olarak dönmek isterdiniz?

Erol KURU (Edb. Öğr.): Şair doğmak isterdim çünkü şair olunmaz, doğulur.Metin AÇIKGÖZ (Felsefe Öğr.): İnsan.Yüksel EKİCİ (Biyoloji öğr.): Oto tamircisi.Hamdi ÖZDEMİR (Bilgisayar Öğr.): İnsan olarak, yani kendim olarak dönmek isterdim; çünkü kendime hük-medebiliyorum ve kendimi yönetebiliyorum.

Hayattaki vazgeçilmezleriniz nelerdir?

Ömer ÖZTÜRK (Rehberlik Öğr.): Ülkem, çünkü bü-tün değerli varlıklarım onun içinde.Mustafa DOĞRU (Kimya Öğr.): Dinimden, bayra-ğımdan, kızımdan özellikle de ailemden asla vazgeçmem.Metin AYAZ (Coğrafya Öğr.): Doğruluk,dostluk.Yüksel EKİCİ (Biyoloji Öğr.): Sevdiklerim.

Yapmaktan en mutlu olduğunuz iş ?

Özlem Özsoylu ŞAHİNGÖZ (Mat. Öğr): Öğret-menlik ve yemek yemek. Ebru TUNCER (İng. Öğr.): Öğrencilerime faydalı olmakElif Davutoğlu VURGUN (Mat. Öğr): Öğretmenlik ve takı yapmak.

Büyük Fransız romancı Marcel Proust’un meşhur ettiği anketin bazı sorularını öğretmen ve öğrencilere uyguladıkİzel Kabakuşak10L – Sıla Akgün 10L

Marcel Proust (1871-1922) 13 yaşındayken bir ‘hatıra defteri’ alıp, içindeki İngilizce soruları ce-vaplayarak arkadaşı küçük Antoinette Faure’a doğum günü armağanı olarak vermişti. Benzer bir anketi, 20 yaşındayken cevaplamıştı. Bu iki anket o öldükten birkaç yıl sonra yayınlandı, soruların çoğu zaten aynıydı, adı ‘Proust anketi’ne dönüştü ve meşhur oldu.

MARCEL PROUST NE DEMİŞTİ?Sizi en çok üzecek olay: Annemi ve anneannemi hiç tanımamış olmak.Nerede yaşamak isterdiniz: İstediğim bazı şeylerin sihirli bir el tarafından gerçekleşeceği, sevginin her zaman karşılıklı olacağı bir ülkede.Yaşayabileceğiniz en mutlu an: Yeteri kadar yüce olmamasından korkuyorum, söylemeye cesaret edemiyorum, söylerken onu yok etmekten korkuyorum.Hangi hataları hoşgörüyle karşılayabilirsiniz: Anladığım hataları.En sevdiğiniz erkek karakter: Hamlet

54

Page 57: SÖZ 2013

Hayattaki sloganınız?

Özlem Özsoylu ŞAHİNGÖZ (Mat. Öğr): İyi düşün, iyi olsun.Elif Davutoğlu VURGUN (Mat. Öğr): Dehanın % 99’u, emektir. (Einstein)Yaprak İNCEBACAK (Mat. Öğr.): Başarı

Tarihteki favori kahramanlarınız?

Özlem Özsoylu ŞAHİNGÖZ (Mat. Öğr): Tabiî ki Atatürk.Ebru TUNCER (İng. Öğr.): Mustafa Kemal AtatürkYaprak İNCEBACAK ( Mat. Öğr.): Mustafa Kemal Atatürk

ÖĞRENCİLERE SORDUK

Yaşamak istediğiniz şehir/ülke neresidir?

Oktay TURAN 10G: Türkiye’mNazlıcan KOÇYİĞİT 10L: Kars ‘ta yaşamak isterdim; çünkü ismi Mars’a benziyor.Hakan YILMAZ 10L: Los Angeles çünkü basketbolu çok seviyorum. En sevdiğim takım Los Angeles Lakers.

Tenefüs zilinin sizde uyandırdığı etki nedir?

Buğrahan ÖZŞEKER 9S : Kurtuluş marşıEda YEŞİLYURT 10M: Eve gitmek

Eğer ölseydiniz ve bir insan ya da nesne olarak dünyaya dönseydiniz,ne-kim olarak dönmek isterdiniz?

Esra TOLAMAN 9P : Bulut olmak isterdim, biriktirdikle-

rimi mevsimi gelince bırakmak yerine, istediğim an, istedi-

ğim yere bırakmak isterdim .

Mert Burak KÜRLÜ 10A: Atatürk; çünkü o büyük bir

lider.

Muhammed ŞEKER 10A: Bill Gates olmak isterdim;

çünkü dünyanın en zengin insanı o.

Sevdiğiniz bir söz var mı?

Oktay TURAN 10G: Bekleyenler bazı şeylere sahip

olabilir, ama istedikleri için mücadele edenlerden arta ka-

lanlara. (ABRAHAM LINCOLN)

Seren KILIÇMAN 10C: Büyük ölülere matem gerek-

mez, fikirlerine bağlılık gerekir. (M.Kemal ATATÜRK)

İlayda ÖZCAN 10G: Küçük insanlar kişileri, normal in-

sanlar olayları, büyük insanlar fikirleri tartışırlar.

Nazlıcan KOÇYİĞİT 10L: Güneşi gözden kaybettim

diye üzülürsen yıldızları da göremezsin.

Muhammed Badur 11F: Haksızlık karşında eğilmeyiniz,

haksızlıkla beraber şerefinizi de kaybedersiniz. (Hz. Ali)

Mert KILTAR 10A

55

Page 58: SÖZ 2013

BEYAZ GÜVERCİN

Bizler, prangalı,Hür bir aşkın köleleriyiz.Güneşi hiç görmedik.Martılara nasıl simit atılır bilmeyiz.Bir fincan mutluluğu da tatmış değiliz.Sevmeyi de öğrenemedik aslenBunca şeyden bihaberken Nasıl öğrendik biz ayrılığıİşte orası muallak Ah bir kurtulsak şu prangalarımızdanBir açılsak hürriyet denizine , çırılçıplakHoş sen ne zaman kurtulsan prangalarından Özgür, beyaz bir güvercincesine uçtunGittin …Barış getirdin mi bilemem amaGötürdüklerin aşikar

Eren YUMUŞAKBAŞ 9B

GİDİYORUM

GidiyorumYanımda sevginKalbimde yaşayamadığım hayallerimÖzgürce bakamadığım yüzünHiç benim olmayan kalbimHiç tutamadığım ellerinVe daha birçok hiçlerimi geride bırakıpGidiyorum..

Asya TOPRAK 10D

GECENİN KALBİ

Adın gecenin dudaklarındaGece yorgundu bitkindiKasırgalar kopuyordu yüreğindeDarılmıştı yağmurlara rüzgarlaraAteşe verdi tüm sözcükleriSözcükler sevişti en koyu ihtirasıylaTerk edilmiş bir sokak gibiYudum yudumdu yalnızlığıYoldaş oldu bana birkaç tutkuBirkaç ses birkaç çığlıkVe bir gözyaşı bin ağıt...

Sara YILMAZ 11A

56

Page 59: SÖZ 2013

ahar aylarıydı , güzel bir sahil kasabasına taşınmıştım . Denize belki on adım uzaklıkta turkuaz rengi minik bir evim vardı. Her sabah bu minik evimden çıkar sahilde saatlerce yürürdüm.

Yine günlerden bir gün erken saatlerde yürüyüş yapmak için evden çıktım . Sahilde kimsecikler yok-tu. Bu yerin en çok bu halini seviyordum. Denizin o masmavi rengi bana o kadar iyi geliyordu ki. Sanki kayboluyordum burada , uzaklaşıyordum şehrin karanlığından . Beni bir başka özgür kılıyordu burası. Saatlerce yürüdükten sonra bir kayanın üzerine oturdum. Aniden çıkan kör edici bir ışık . O kadar kuvvetli bir ışıktı ki bu, gözlerimi açsam kör olacakmışım gibi hissediyordum. Kendimi toparla-yıp gözlerimi açtım ve o ışığa doğru gitmeye başladım . Bir de ne göreyim, güzeller güzeli bir deniz kızı ! Saçları altın sarısı , gözleri sanki denizden koparılmışçasına bir mavi . Kocaman bir tebessümle gülümsedi yüzüme . Dakikalarca onu izledim . Tek kelime etmedi ama gözleri bir şeyi anlatır gibiydi. Beni ona çeken bir şeyler vardı sanki , içim bir garipti bu gün . Hiç yaşamadığım bir his bürümüştü içi-mi. Yoksa aşık mı oluyordum ? ‘Yok canım ne aşık olması , o insan bile değildi . Saçmalama ! ‘ dedim kendi kendime . Hem diğer insanlar ne derdi böyle bir şeye . Benimle alay eder hatta deli damgası bile vururlardı .Ama bunlara rağmen içimdeki bir şey kimseyi aldırmaz bir tavırdaydı . Her gün git-meye başladım, deniz kızımı bulduğum yere. Aralıksız her gün gittim hem de . Gitgide aşık oluyor , varlığına alışıyordum . İçimdeki bu gariplik ‘aşk’a dönüşüyordu . Gözlerime bakması bile yetiyordu , senelerce konuşmasa da olurdu . Yine bir gün gittim . Bu sefer üzgündü deniz kızı . Sanki gidecekmiş gibi bir hali vardı. İçimden bir şey onu bir daha göremeyeceğimi söylüyordu. Düşündüğüm gibi de oldu. Güneşin tamamen çıkmasıyla birlikte deniz kızı kayboldu ortalardan . Ertesi sabah gittiğimde yoktu o . Biliyordum , onu bir daha göremeyeceğimi. Hissetmiştim. Her gün ama her gün gittim belki yine gelir diye. Ama hiç gelmedi bir daha. Onunla birlikte lanet ettim de-nize, maviye . Huzur bulduğum bu yerde tekrar hüzne boğuldum. Kurtulduğum karanlığa geri dön-düm. Yine hayat hapishanesi mahkumuyum …

Emine Gökçe TAŞYÜREK 10G

DENİZ KIZIM

B

Sezer AK 12R Ayşe KALKAY 12 R Hilal KAYA 12 L

57

Page 60: SÖZ 2013

• Kız voleybol takımımız, ilde düzenlenen okullar arası yarışmalarda il ikincisi , Burdur’da yapılan grup

karşılaşmalarında birinci, Uşak’ta yapılan yarı finallerde grup ikincisi ve Türkiye yirmidördüncüsü olarak Antalya’yı

başarıyla temsil etmişlerdir.

• Erkekler Futsal yarışmalarında, Antalya il ikincisi, Aydın ilinde yapılan grup yarışmalarında grup ikincisi olmuşlardır.

• Kız Futsal takımımız, ilde düzenlenen okullar arası yarışmalarda grup birinciliğini, Antalya beşinciliğini

kazanmışlardır.

• Erkek Futbol takımımız, Antalya beşincisi olarak okulumuzu iyi bir şekilde temsil etmiştir.

• Okullar arası puanlı atletizm yarışmalarında on üç - üçüncülük, beş - ikincilik, bir - birincilik alarak kız ve erkek

takımı, il üçüncüsü olmuştur.

• Basketbol erkek takımımız, Antalya’da okullar arası yarışmalara katılmışlardır.

• Bireysel sporlarda, okullar arası yarışmalara katılarak, Karete, Taekvondo, Judo, Kickboks ve yüzme yarışmalarında

okulumuz başarıyla temsil edilmiştir.

• Geleneksel Okul Futbol Turnuvasına 70 takım katılmış, sınıf birincileri belli olmuştur. 9. sınıfların birincisi P şubesi,

10. sınıfların birincisi N şubesi, 11. sınıfların birincisi O şubesi, 12. sınıfların birincisi K şubesi olmuştur.

• Okulda öğrencilerin katılımıyla Sokak Basketbolu Turnuvası yapılmıştır ve başarıyla gerçekleştirilmiştir.

• 19 Mayıs Gençlik Haftası çerçevesinde aşağıdaki etkinlikler okulumuzda gerçekleştirilmiştir: Penaltı yarışmaları

(kız- erkek ), Basketbol serbest atış yarışması ( kız- erkek ), Halat çekme yarışı ( tüm sınıflar ), Sınıflar arası futbol

turnuvası birincisi ile okul karmasının müsabakası.

• Bahar koşularına katılan okulumuz başarıyla temsil edilmiştir.

• Milli bayram ve törenlere Beden Eğitimi Zümresi olarak katılınmış ve gereken önem verilmiştir.

Spor Etkinlikleri

58

Page 61: SÖZ 2013

2013 Türkiye Golf Federasyonu Yerel Yıldızlar Ligi B Katagorisi Türkiye 2.siÇağla DEĞİRMENCİ 9L

59

Page 62: SÖZ 2013

SEN

Güz çiğdemleri açtı kalbimdeSonbaharın ruhunu hissediyorumKayan yıldızları görüyorum her geceYakamozlaşıyor denizin üzerinde

Dalgaların sesi geliyor şimdiDaha derinleri görüyorum buradaNasıl? Bilmiyorum amaGeçmişim, sen geliyorsun aklıma

Bir anda anlarsınZaman çabuk geçiyorHatıralar kara kaplı defterin içindeSayfaları dolduruyor.

Denizi üzerindeki yıldızlarıToplasam, gün ağardığında İçlerine girip, onlarla beraberBen de gökyüzüne çıksam

Zaman geçmese ben ordaykenSen geçmeseydin kalbimden Ben çok uzaktayken…

Fatma Betül KUTLU 11B

RENKLİ CÜMLELER

Renkli kalemdir şiirim, Kör karanlıkta, Renkler belirmiş. Bir damla gözyaşı ,Soluksuz nefes, Gibidir şiirim .Aslında huysuz, bir de yaramazdır,Renkli cümleler.

Serdar BAŞTÜRK 9L

Fotoğraf: Leyla COŞAN Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

60

Page 63: SÖZ 2013

3. Eğitim Bölgesi 100 Temel Eser Kitap Okuma Yarışması sonuçlandı, 3 öğrencimiz ilk 5 te dereceye girdi.

Dereceye girenler: OKUL ADI ADI SOYADI NET1. Necati Dölen Lisesi Havva Sunar 39,502. 75. Yıl Cumhuriyet Lisesi Buğrahan Delioğlu 38,753. 75. Yıl Cumhuriyet Lisesi İzel Kabakuşak 34,744. 75. Yıl Cumhuriyet Lisesi Ümmühan Şen 33,755. Antalya Anadolu Lisesi Ayşe Şule Aslantaş 33

Yedek: Antalya Anadolu Lisesi Bengisu Yüksek 32,50

3. Eğitim Bölgesi 100 Temel Eser Kitap Okuma Yarışması ndan sorumlu öğ-retmenimiz Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Leyla COŞAN a ve katılan tüm öğrencilerimize teşekkür ederiz.

Antalya Valiliği, Akdeniz Üniversitesi, Antalya İl Milli Eğitim Müdürlüğünce, Değerler Eğitimi kapsamında 4 Mart - 15 Mayıs 2013 tarihleri arasında düzenlenen Kısa Metraj Film Yarışması en iyi film ödülü okulumuza verilmiştir. Yarışmada ödül alan öğrencimiz İsmail ÇİĞDEM, Mehmet Ali AVCI ve Giray BULAMA’ya ödülleri Sayın Vali Yardımcımız Turan EREN ve İl Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Osman Nuri GÜLAY tarafından verilmiştir. Öğrencilerimizi tebrik eder, başarılarının devamını dileriz.

61

Page 64: SÖZ 2013

Okulumuzdan Kareler

62

Page 65: SÖZ 2013

63

Page 66: SÖZ 2013

Okulumuzun 2 haftada bir çıkardığı ve sadece öğren-cilere ait olan bir gazeteyiz. Gençlik Gazetesi olarak ilk sayılarda küçük bir ekibe sahiptik ama şimdilerde tec-rübe ile birlikte yeni ekip arkadaşları kazandık.Bir aile gibiyiz. Gazeteyi hazırlarken eğleniyoruz, eğlenirken çalışıyoruz. Tabi ki hep eğlenceli değil. Bazen sinirleni-yoruz, üzülüyoruz, kızıyoruz ve nice daha fazla duyguya kapılıyoruz ama sonunda böyle bir işin içinde olmaktan dolayı mutlu oluyoruz. Bize yazılar geliyor.Okurlarımız denemelerini, makalele-rini ve şiirlerini bize yollayarak kendi yetenekleri herkese göstermek istiyorlar. Zaten gazetemizin amacı da gele-ceğin yazarlarının şimdiden tecrübe kazanmasını sağla-mak. Bize gelen eserlerin elimizden geldikçe çoğunu ya-

yımlamaya çalışıyoruz. Bize bu tip tecrübeleri daha lise sıralarındayken kazanmamızı sağlayan okul müdürümüz sayın Bekir Motor’a , ekibimize destek veren okulumuzun öğretmenlerine tek tek teşekkür ediyoruz.Şu ana kadar etkinlik bölümü okul dışı etkinlik olarak 3 adet paintball etkinliği gerçekleştirdi ve toplam 87 kişi katılım gösterdi. Sınavlardan önce ve sonra bu etkinlikler öğrenci okurlarımızın motivasyonunu arttırıyor. Yeni ar-kadaşlıklar, dostluklar kurmalarına fırsat sağlıyor. Bu tip etkinlikler okurlarımız istedikleri sürece devam edecektir.

Gazetemizin sosyal medya adresleri:facebook.com/gnclkgztsyoutube.com/user/gnclkgzts

yımlamaya çalışıyoruz. Bize bu tip tecrübeleri daha lise

DUYURU!!!Gazetemiz, şiir, düz yazı, ha ber ve röportaj

dallarında ödül verecektir. Gazetemizde çıkmış olan tüm eserler edebiyat öğretmenlerimizce ön elemeden geçerek yarışmaya katılmıştır. Ödülü kazanacak kişileri öğrenciler seçecektir. Bu, anketler le sağlanacaktır. Ön elemeyi geçenler aşağıdaki liste de belirtilmiştir.

En İyi Şiir Dalında Yarışanlar

Eda YEŞİLYURT, Evin BURAN, İzem KARAŞAH,Sara YILMAZ, Yaşar Cihan SOYÇİÇEK,

Habibe SERÇE

En İyi Düz Yazı Dalında Yarışanlar

Büşra ŞAHİN, Batuhan ÜLKER (Bülker),Eda YEŞİLYURT, Binnur Damla YERLİKAYA,

İzem YÖNDEM En İyi Röportaj Dalında Yarışanlar

Büşra ŞAHİN ile Burak ÇAKMAK, Bengi Su GÜLEN, Rabia YILMAZ, Batuhan ÜLKER,

Burak ÇAKMAK ile Mehmet Ali AVCIL

En İyi Haber Dalında Yarışanlar

Batuhan ÜLKER, Burak ÇAKMAK

64

Page 67: SÖZ 2013

65

Page 68: SÖZ 2013